DÖNEM: 24 CİLT: 5
YASAMA YILI: 3
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
19’uncu
Birleşim
9 Kasım 2012 Cuma
(TBMM Tutanak
Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve
kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar
tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına
uygun olarak yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L
E R
I.- GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Mardin
Milletvekili Erol Dora’nın, ana dilde eğitim konusuna ilişkin gündem dışı
konuşması
2.- Manisa
Milletvekili Özgür Özel’in, Manisa işçisinin sorunlarına ilişkin gündem dışı
konuşması
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Diyarbakır
Milletvekili Nursel Aydoğan’ın Plan ve Bütçe Komisyonu üyeliğinden istifa
ettiğine ilişkin önergesi (4/70)
2.- MHP Grubu adına Grup Başkan Vekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural’ın, 338 sıra
sayılı Kanun Tasarısı’nın 19’uncu maddesinde MHP Grubu milletvekillerince
verilen önergenin işlemlerinin kapalı oturumda yapılmasına ilişkin önergesi
B) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 23 milletvekilinin, 2000 yılında gerçekleştirilen
Hayata Dönüş Operasyonu’nun araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/400)
2.- Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu ve 26 milletvekilinin, Van ilinin yeniden
yapılandırılarak insanların sosyal ve ekonomik hayatlarının iyileştirilmesi
için nelerin yapılıp yapılmadığı ile ilgili konuların araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/401)
3.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk ve 22 milletvekilinin, Elektrik İşleri Etüt
İdaresi Genel Müdürlüğünde hukuki olmayan ve usulsüz yapılan işlemlerin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/402)
C) Gensoru Önergeleri
1.- MHP Grup
Başkan Vekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay
Vural’ın, vatandaşları ve üreticileri son aylarda doğal gaz ve elektrikte
yüksek oranlı zamlarla karşı karşıya getirdiği, sağlıklı bir enerji politikası
oluşturamadığı, enerji arz güvenliği için gerekli tedbirleri sağlayamadığı ve
enerji KİT'lerinin şeffaf, verimli ve etkin işletilmesini temin edemediği
iddiasıyla Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız hakkında gensoru
açılmasına ilişkin önergesi (11/22)
VI.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- MHP Grubunun,
10/10/2012 tarih ve 6285 sayı ile uyuşturucu başta olmak üzere madde
bağımlılığı ve kaçakçılığı sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin,
Genel Kurulun 9 Kasım 2012 Cuma günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
2.- CHP Grubunun,
3/2/2012 tarihinde Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 23 milletvekilinin,
istihdam ve sosyal alanlarda cinsiyet ayrımcılığının nedenlerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla vermiş olduğu Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 9 Kasım 2012 Cuma günkü birleşiminde
sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Antalya
Milletvekili Gürkut Acar’ın, Gümüşhane Milletvekili Kemalettin Aydın’ın şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
2.- Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli’nin, Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın AK
PARTİ Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
VIII.- AÇIKLAMALAR
1.- İzmir
Milletvekili Alaattin Yüksel’in, Hükûmetin taşeronluğu kaldırması gerekirken
kendine yakın şirketler aracılığıyla taşeronluğun kaldırıldığı İzmir Büyükşehir
Belediyesine de taşeronluğu geri getirmeye çalıştığına ilişkin açıklaması
2.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, Mersin’in Erdemli ilçesinde yaşanan sel felaketine ilişkin
açıklaması
3.- Mersin
Milletvekili Nebi Bozkurt’un, Mersin’in Erdemli ilçesinde yaşanan sel
felaketine ilişkin açıklaması
4.- Mersin
Milletvekili Ali Öz’ün, Mersin’in Erdemli ilçesinde yaşanan sel felaketine
ilişkin açıklaması
5.- Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli’nin, Mersin’in Erdemli ilçesinde yaşanan sel
felaketine ilişkin açıklaması
6.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, Mersin’in Erdemli ilçesinde yaşanan sel
felaketine ilişkin açıklaması
7.- Mersin
Milletvekili Ahmet Tevfik Uzun’un, Mersin’in Erdemli ilçesinde yaşanan sel
felaketine ilişkin açıklaması
8.- Mersin
Milletvekili Vahap Seçer’in, Mersin’in Erdemli ilçesinde yaşanan sel felaketine
ilişkin açıklaması
9.- İçişleri
Bakanı İdris Naim Şahin’in, Mersin’in Erdemli ilçesinde yaşanan sel felaketine
ilişkin açıklaması
10.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Afet
Kanunu’nun acilen değiştirilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
11.- Kocaeli
Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, hiç kimsenin şahsıyla alakalı ve hakaret amacı
olan bir söylemi olmadığına ilişkin açıklaması
12.- Ankara
Milletvekili Fatih Şahin’in, sarf ettiği bazı ifadelerle ilgili olarak
sözlerinin arkasında olduğuna ve özür dilemesi gerekmediğine ilişkin açıklaması
13.- Manisa
Milletvekili Muzaffer Yurttaş’ın, sarf ettiği bir ifadesinden dolayı özür
dilediğine ilişkin açıklaması
14.- İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı’nın, sarf ettiği bazı ifadelerle ilgili
olarak sözlerinin arkasında olduğuna ve özür dilemesi gerekmediğine ilişkin
açıklaması
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYON-LARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve
Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)
2.- Devlet Sırrı
Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları
(1/484) (S. Sayısı: 287)
3.- Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu Tasarısı ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (1/601) (S. Sayısı: 239)
4.- Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve 22
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın
Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in; İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14
Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu
Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820, 2/823, 2/892)
(S. Sayısı: 338)
5.- Elektronik
Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile Avrupa Birliği Uyum
Komisyonu, Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporları
(1/488) (S. Sayısı: 240)
6.- Türkiye
Cumhuriyeti ile Lübnan Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret Alanı Tesis Eden
Ortaklık Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/562) (S. Sayısı: 196)
X.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- Başkanlık
Divanında bulunan 2 kâtip üyenin de aynı siyasi partiden olması nedeniyle Genel
Kurul çalışmalarına bu şekilde devam edilmesinin İç Tüzük’e aykırı olup
olmadığı hakkında
2.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut’un kapalı oturum önergesi verildiğini
Genel Kurula ifade ettikten sonra Genel Kurul salonunda bulunabilecek şahıslar
dışındaki herkesi çıkartması gerekirken salonu boşaltmadığı için tutumunun İç
Tüzük’e aykırı olup olmadığı konusunda usul görüşmesi yapıldı.
XI.- KAPALI OTURUMLAR
SEKİZİNCİ OTURUM (Kapalıdır)
XII.- DİSİPLİN CEZASI İŞLEMLERİ
1.- Kocaeli
Milletvekili Lütfü Türkkan’a, sarf ettiği kaba ve yaralayıcı sözlerden dolayı
İç Tüzük’ün 160 ve 163’üncü maddeleri uyarınca kınama cezası verilmesi
2.- Ankara
Milletvekili Fatih Şahin’e Meclisten geçici çıkarma cezası verilmesi, yapılan
oylama sonucu kabul edilmedi
3.- İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı’ya kınama cezası verilmesi, yapılan oylama
sonucu kabul edilmedi
XIII.- OYLAMALAR
1.- Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 18’inci maddesinin oylaması
2.- Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 19’uncu maddesinin oylaması
XIV.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya’nın, Başbakanın eski danışmanının
Amasra’da termik santral sahalarını incelediği iddialarına ilişkin sorusu ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/9425)
2.- İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’in, termik santrallerin ve ağır sanayi
tesislerinin halkın sağlığına ve çevreye duyarlı hâle getirilmesine ilişkin
sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/9427)
3.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, elektrik özelleştirmeleriyle ilgili
bazı iddialara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız’ın cevabı (7/9430)
4.- İstanbul
Milletvekili Aykut Erdoğdu’nun, İran’dan yapılan petrol ve doğal gaz ithalatına
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı
(7/10605)
5.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Erzurum’un bir turizm merkezi olarak yurt içinde ve
yurt dışında tanıtılmasına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul
Günay’ın cevabı (7/11118)
6.- Artvin
Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Artvin’deki Karagöl’ün turizme
kazandırılmasına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın
cevabı (7/11120)
7.- Artvin
Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Artvin’in Yusufeli ilçesindeki bir köyde
turizmin geliştirilmesine yönelik çalışmalara ilişkin sorusu ve Kültür ve
Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/11121)
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
Birinci,
İkinci, Üçüncü, Dördüncü, Beşinci, Altıncı, Yedinci, Sekizinci,
Dokuzuncu
ve Onuncu Oturumlar
TBMM Genel Kurulu
saat 14.00‘te açılarak on yedi oturum yaptı.
İstanbul
Milletvekili Türkan Dağoğlu, Lösemili Çocuklar Haftası’na,
İzmir
Milletvekili Mehmet Ali Susam, eğitim uygulama okulu ve iş eğitim merkezlerinin
sorunlarına,
Malatya
Milletvekili Öznur Çalık, Malatya ve yatırımlarına,
İlişkin gündem
dışı birer konuşma yaptılar.
BDP Grubu adına
Grup Başkanvekili Pervin Buldan'ın, Kürt sorununun çözüm yöntemlerinin tespiti
için birçok ülkede uygulanan demokratik özerklik modellerinin (10/397),
Elâzığ Milletvekili
Enver Erdem ve 20 milletvekilinin, Doğu Anadolu Fay Hattı üzerinde bulunan
Elâzığ ilinde olası bir depreme karşı alınması gereken tedbirlerin (10/398),
Afyonkarahisar
Milletvekili Kemalettin Yılmaz ve 21 milletvekilinin, Afyonkarahisar-Kocatepe'nin
sorunlarının, geçmişinin, bugününün ve geleceğinin, tarihimizdeki önemine
yakışır bir hâle getirilmesi için yapılması gereken yasal düzenlemelerin
(10/399),
Araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki
yerlerini alacağı ve ön görüşmelerinin sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.
BDP Grubunun,
2/11/2012 tarihinde, Iğdır Milletvekili Grup Başkan Vekili Pervin Buldan’ın
cezaevlerinde 12/9/2012 tarihinde başlayan ve iki siyasi talebi içeren süresiz
dönüşümsüz açlık grevi, sağlık ve ekonomik durumlarının araştırılması amacıyla
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına vermiş olduğu Meclis araştırması
önergelerinin (1733 sıra no.lu), Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere
bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak,
MHP Grubunun,
2/11/2012 tarih ve 6553 sayı ile ülkemizde yabancı, gerçek ve tüzel kişilere
yapılan taşınmaz satışları hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
vermiş olduğu genel görüşme önergesinin,
8/11/2012 günkü
(bugün) birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerileri yapılan görüşmelerden sonra kabul
edilmedi.
CHP Grubunun,
Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler” kısmında yer alan muhtarların sosyal ve ekonomik
sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
(10/26) esas numaralı Meclis Araştırması Önergesi’nin görüşmesinin Genel
Kurulun 8/11/2012 Perşembe günkü (bugün) birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi yapılan görüşmelerden sonra kabul edilmedi.
Bingöl
Milletvekili İdris Baluken, Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin’in Barış ve
Demokrasi Partisine sataşması nedeniyle bir konuşma yaptı.
Gündemin “Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının:
1’inci sırasında
yer alan ve görüşmeleri yarım kalan, İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel
kanun olarak görüşülmesi kabul edilen, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli,
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın;
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük
Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu’nun (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156),
2’nci sırasında
yer alan ve görüşmeleri yarım kalan, İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel
kanun olarak görüşülmesi kabul edilen, Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporlarının (1/484) (S. Sayısı:
287),
3’üncü sırasında
yer alan ve görüşmeleri yarım kalan, İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel
kanun olarak görüşülmesi kabul edilen, Finansal Kiralama, Faktoring ve
Finansman Şirketleri Kanunu Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu’nun
(1/601) (S. Sayısı: 239),
Görüşmeleri,
Komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından ertelendi.
4’üncü sırasında
yer alan ve görüşmeleri yarım kalan, İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel
kanun olarak görüşülmesi kabul edilen, Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20
Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu Raporu’nun (1/690, 2/128,
2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) görüşmelerine devam edilerek
8’inci maddesine kadar kabul edildi.
338 sıra sayılı
Kanun Tasarısı’na yeni madde ihdasına dair verilen önergeye ekli listelerin
okunmamasının İç Tüzük’ün 87’nci maddesine uygun olup olmadığı konusunda,
338 sıra sayılı
Kanun Tasarısı’nın 3’üncü maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle
görüşülüp görüşülemeyeceği konusunda,
338 sıra sayılı
Kanun Tasarısı’na yeni il ve ilçe kurulmasına ilişkin yeni madde eklenmesini
öngören önergelerin işleme alınmamasının İç Tüzük’e uygun olup olmadığı
konusunda,
Usul görüşmeleri
yapıldı. Her usul görüşmesinin sonunda Başkanlığın tutumunun İç Tüzük’e uygun
olduğu açıklandı.
338 sıra sayılı
Kanun Tasarısı’nın 8’inci maddesinde MHP Grubuna mensup milletvekillerince
verilen önerge işlemlerinin kapalı oturumda görüşülmesine dair İç Tüzük’ün
70’inci maddesine göre verilmiş bir
önerge bulunduğu açıklandı.
Oturuma saat
23.51’de son verildi.
On
Birinci Oturum
(Kapalıdır)
On
İkinci Oturum
Gündemin “Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının 4’üncü
sırasında yer alan ve görüşmeleri yarım kalan, İç Tüzük’ün 91’inci maddesine
göre temel kanun olarak görüşülmesi kabul edilen, Büyükşehir Belediyesi Kanunu
ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20
Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu Raporu’nun (1/690, 2/128,
2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338)
görüşmelerine devam edilerek 9’uncu maddesine kadar kabul edildi.
338 sıra sayılı
Kanun Tasarısı’nın 9’uncu maddesinde CHP Grubuna mensup milletvekillerince
verilen önerge işlemlerinin kapalı oturumda görüşülmesine dair İç Tüzük’ün
70’inci maddesine göre verilmiş bir önerge bulunduğu açıklandı.
Oturuma saat
00.31’de son verildi.
On
Üçüncü Oturum
(Kapalıdır)
On
Dördüncü, On Beşinci, On Altıncı ve On Yedinci Oturumlar
Gündemin “Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının 4’üncü
sırasında yer alan ve görüşmeleri yarım kalan, İç Tüzük’ün 91’inci maddesine
göre temel kanun olarak görüşülmesi kabul edilen, Büyükşehir Belediyesi Kanunu
ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20
Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu Raporu’nun (1/690, 2/128,
2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338)
görüşmelerine devam edilerek 13’üncü maddesine kadar kabul edildi.
Alınan karar
gereğince, 9 Kasım 2012 Cuma günü saat 14.00’te toplanmak üzere 02.36’da
birleşime son verildi.
Sadık YAKUT
Başkan
Vekili
Mine
LÖK BEYAZ Tanju
ÖZCAN
Diyarbakır Bolu
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Fatih
ŞAHİN Muhammet
Rıza YALÇINKAYA
Ankara Bartın
Kâtip Üye Kâtip
Üye
No:
26
II.- GELEN KÂĞITLAR
9 Kasım 2012 Cuma
Teklifler
1.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi (2/951) (Adalet
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.10.2012)
2.- Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu'nun; Sarımazı Adıyla Bir İlçe Kurulması ve Bu İlçenin
Osmaniye İline Bağlanması Hakkında Kanun Teklifi (2/952) (Plan ve Bütçe ile
İçişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.10.2012)
3.- Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu'nun; Mustafabeyli Adıyla Bir İlçe Kurulması ve Bu
İlçenin Osmaniye İline Bağlanması Hakkında Kanun Teklifi (2/953) (Plan ve Bütçe
ile İçişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.10.2012)
4.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel'in; Eskişehir İlinde Kırka Adıyla İlçe Kurulması Hakkında Kanun
Teklifi (2/954) (Plan ve Bütçe ile İçişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 31.10.2012)
5.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında
Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/955) (Milli Eğitim,
Kültür, Gençlik ve Spor ile Adalet Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
31.10.2012)
6.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/956) (İnsan Haklarını İnceleme ile
Adalet Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 01.11.2012)
7.- Bolu Milletvekili Tanju
Özcan'ın; İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden
Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi (2/957) (Milli Savunma ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi: 01.11.2012)
8.- Adana Milletvekili Murat
Bozlak'ın; Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
(2/958) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 05.11.2012)
Tezkereler
1.- Ağrı Milletvekili Halil
Aksoy'un Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/1033) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07.11.2012)
2.- İstanbul Milletvekili
Sebahat Tuncel'in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık
Tezkeresi (3/1034) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.11.2012)
3.- Van Milletvekili Özdal
Üçer'in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık
Tezkeresi(3/1035) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.11.2012)
4.- İstanbul Milletvekili
Sebahat Tuncel'in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık
Tezkeresi (3/1036) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.11.2012)
5.- Batman Milletvekili Ayla
Akat'ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/1037) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07.11.2012)
6.- Batman Milletvekili Ayla
Akat'ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/1038) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07.11.2012)
7.- Bingöl Milletvekili İdris
Baluken'in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/1039) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07.11.2012)
8.- Van Milletvekili Özdal
Üçer'in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık
Tezkeresi(3/1040) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.11.2012)
9.- Van Milletvekili Özdal
Üçer'in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık
Tezkeresi(3/1041) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.11.2012)
10.- Mardin Milletvekili
Ahmet Türk ve Van Milletvekili Aysel Tuğluk'un Yasama Dokunulmazlıklarının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/1042) (Anayasa ve Adalet
Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi:
07.11.2012)
11.- Van Milletvekili Özdal
Üçer'in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık
Tezkeresi(3/1043) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.11.2012)
12.- Diyarbakır Milletvekili
Nursel Aydoğan, Siirt Milletvekili Gültan Kışanak ve Batman Milletvekili Ayla
Akat'ın Yasama Dokunulmazlıklarının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/1044) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07.11.2012)
13.- Malatya Milletvekili
Veli Ağbaba'nın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık
Tezkeresi (3/1045) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.11.2012)
Raporlar
1.- Sermaye Piyasası Kanunu
Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/638) (S. Sayısı: 337) (Dağıtma
tarihi: 09.11.2012) (GÜNDEME)
2.- Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Libya Hükümeti Arasında Askeri İş Birliği Mutabakat Muhtırasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/650) (S. Sayısı: 339) (Dağıtma tarihi: 09.11.2012) (GÜNDEME)
3.- Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Kosova Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Yatırımların Karşılıklı
Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/687) (S. Sayısı: 340) (Dağıtma
tarihi: 09.11.2012) (GÜNDEME)
Gensoru Önergesi
1.- Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ve
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın; vatandaşları ve üreticileri son aylarda
doğalgaz ve elektrikte yüksek oranlı zamlarla karşı karşıya getirdiği, sağlıklı
bir enerji politikası oluşturamadığı, enerji arz güvenliği için gerekli
tedbirleri sağlayamadığı ve enerji KİT’lerinin şeffaf, verimli ve etkin
işletilmesini temin edemediği iddiasıyla Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız hakkında bir gensoru açılmasına ilişkin önergesi (11/22) (Başkanlığa
Geliş Tarihi: 06.11.2012) (Dağıtma Tarihi: 09.11.2012)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Malatya Milletvekili Veli
Ağbaba ve 23 Milletvekilinin, 2000 yılında gerçekleştirilen Hayata Dönüş
Operasyonunun araştırılması amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/400) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2011)
2.- Hatay Milletvekili Mevlüt
Dudu ve 26 Milletvekilinin, Van depreminin neden olduğu maddi-manevi kayıplarla
deprem sonrası toplanan yardım ve vergilerin nerelere harcandığının
araştırılması amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/401) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2011)
3.- Zonguldak Milletvekili
Ali İhsan Köktürk ve 22 Milletvekilinin, Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel
Müdürlüğünün teşkilat kanununun yürürlükten kaldırılmasının sakıncalarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/402) (Başkanlığa geliş tarihi:
20.12.2011)
Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- Adana Milletvekili Ali
Halaman’ın, Bakanlığın hizmet binasına ve Bakanlıkta çalışan personele ilişkin
Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/7006)
2.- Adana Milletvekili
Muharrem Varlı’nın, 2002-2012 yılları arasında Adana’da yapılan yatırımlara ve
ayrılan ödenek miktarına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru
önergesi (7/7191)
3.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, spor müsabakalarındaki şiddet olaylarına ilişkin Gençlik ve Spor
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7192)
4.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, bazı ifadeleri kullanmanın suç sayılıp sayılmayacağına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7916)
5.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, ceza ve tevkif evlerinin standartlarına ve tutuklu ve
hükümlülerin sayısına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/7946)
6.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet
sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/7947)
7.- Uşak Milletvekili Dilek
Akagün Yılmaz’ın, Uşak’ta yapıldığı iddia edilen organ ve doku ticaretine
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/7948)
8.- Antalya Milletvekili
Gürkut Acar’ın, tutuklu bulunan bir gazeteciye ve tutukluluk sürelerine ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/7949)
9.- Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane’nin, Mustafa Kemal Üniversitesi öğrencileri hakkında açılan soruşturma
ve davalara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/7950)
10.- Iğdır Milletvekili
Pervin Buldan’ın, hasta çocuğu olup tutuklu yargılanan annelere ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7951)
11.- İstanbul Milletvekili
Fatma Nur Serter’in, 2010 yılında KPSS Eğitim Bilimleri sınavındaki kopya
iddiaları ile ilgili soruşturmanın akıbetine ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/7952)
12.- Şırnak Milletvekili
Hasip Kaplan’ın, İmralı Cezaevine ulaşım şartlarına ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7953)
13.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, bir hükümlüyle ilgili iddialara ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/8114)
14.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2012 Olimpiyatları kapsamında Bakanlık tarafından
İngiltere’ye götürülen kişi sayısına ve yapılan harcama miktarına ilişkin
Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/9441)
15.- Zonguldak Milletvekili
Ali İhsan Köktürk’ün, üniversite öğrencilerinin sorunlarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/10360)
16.- Muş Milletvekili Sırrı
Sakık’ın, askeri operasyonlar sırasında bırakılan patlayıcıların sivillerin
hayatını kaybetmelerine sebep olduğu iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/10362)
17.- Antalya Milletvekili Yıldıray
Sapan’ın, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkan Yardımcısının bir
açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10363)
18.- Zonguldak Milletvekili
Ali İhsan Köktürk’ün, Zonguldak Merkez ve ilçelerinin çeşitli sorunlarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10365)
19.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, Muş ve Van’a uygulanan teşviklere ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/10367)
20.- İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi’nin, Suriye’deki muhaliflere askeri destek sağlandığı
iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10368)
21.- İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi’nin, ulusal bayram kutlamalarına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/10369)
22.- Afyonkarahisar
Milletvekili Ahmet Toptaş’ın, kaçak elektriğin maliyetine ve bazı bölgelerde
buna göz yumulduğu iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/10370)
23.- Hatay Milletvekili Refik
Eryılmaz’ın, Suriyeli mültecilerin kaldığı kampların güvenliğine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10371)
24.- Niğde Milletvekili Doğan
Şafak’ın, üniversite harçlarının ikinci öğretim öğrencileri için de
kaldırılması talebine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10372)
25.- Adana Milletvekili Ümit
Özgümüş’ün, üniversite harçlarının ikinci öğretim öğrencileri için de
kaldırılması talebine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10373)
26.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, Suriyeli mültecilerin kaldığı kamplarla ilgili bir
açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10374)
27.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, bir televizyon kanalında yayınlanan, milletvekillerinin
ziyaret etmek istedikleri kampla ilgili açıklamalarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/10375)
28.- İzmir Milletvekili
Alaattin Yüksel’in, Somali’ye yapılan yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/10376)
29.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, Ankara’da doğal gaz hattında yapılaşma yasağına rağmen imar
değişikliği yapılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10378)
30.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, 2012 KPSS ile ilgili iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/10379)
31.- Uşak Milletvekili Dilek
Akagün Yılmaz’ın, üniversite harçlarının ikinci öğretim öğrencileri için de
kaldırılması talebine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10380)
32.- Mersin Milletvekili Ali
Rıza Öztürk’ün, İstanbul’da kurulan bir şirkete ve bu şirketin Suriyeli
muhaliflere yardım ettiği iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/10381)
33.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, bir dernek tarafından medrese adı altında bir eğitim kurumu
açılacağı iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10382)
34.- Ankara Milletvekili
Aylin Nazlıaka’nın, uyuşturucu kullanımındaki artışın nedenlerine ve
uyuşturucuyla mücadele kapsamında alınan önlemlere ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/10383)
35.- Zonguldak Milletvekili
Ali İhsan Köktürk’ün, savaş eğitimi veren bir şirketle ilgili iddialara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10384)
36.- Giresun Milletvekili
Selahattin Karaahmetoğlu’nun, eski YÖK Başkanı ile ilgili iddialara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10385)
37.- Giresun Milletvekili
Selahattin Karaahmetoğlu’nun, ÖSYM tarafından yapılan sınavların güvenirliğine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10386)
38.- İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi’nin, Kadıköy-Kartal metrosunun maliyetine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/10387)
39.- Yalova Milletvekili
Muharrem İnce’nin, Şırnak’ta terörist cenazelerinin taşınması esnasında meydana
gelen iki olaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10388)
40.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, okulların bütçelerine ve velilerden para toplanmasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10389)
41.- Ankara Milletvekili
Aylin Nazlıaka’nın, ülkemizde kayıp çocuk sayısına ve çocuk kaçırma olaylarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10390)
42.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, Ankara’nın Evren ilçesinin sorunlarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/10391)
43.- Hatay Milletvekili
Mevlüt Dudu’nun, Suriyeli çocuk ve genç sığınmacıların eğitim sorununa ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10392)
44.- Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova’nın, ÖSYM’nin yaptığı bazı sınavlar ile ilgili iddialara ve
sorumlular hakkında yapılan işlemlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/10393)
45.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, Türk Telekom’a ait taşınmazların satışına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/10395)
46.- Bursa Milletvekili
Necati Özensoy’un, Afyonkarahisar’da bir cephanelikte meydana gelen patlamaya
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10397)
47.- Van Milletvekili Nazmi
Gür’ün, Van ilinde yaşanan sel felaketine ve selden dolayı yaşanan mağduriyetin
giderilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10398)
48.- Kars Milletvekili
Mülkiye Birtane’nin, yeni eğitim sistemine göre yapılan kayıtlarla ilgili
verilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10399)
49.- İstanbul Milletvekili
Sebahat Tuncel’in, İstanbul’da Alevilere yönelik saldırı iddialarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10400)
50.- Şırnak Milletvekili
Hasip Kaplan’ın, İzmir’de batan göçmen teknesine ve ülkemizden kaçak yollarla
yurt dışına çıkmak isteyen göçmenlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/10401)
51.- Şırnak Milletvekili
Hasip Kaplan’ın, Afyonkarahisar’da bir cephanelikte meydana gelen patlamaya
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10402)
52.- Kırklareli Milletvekili
Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, Afyonkarahisar’da bir cephanelikte meydana gelen
patlamaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10403)
53.- İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi’nin, Afyonkarahisar’da bir cephanelikte meydana gelen
patlamaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10404)
54.- Erzincan Milletvekili
Muharrem Işık’ın, HES’ler için yapılan kamulaştırmalara ve vatandaşın
mağduriyetine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10405)
55.- Hatay Milletvekili Hasan
Akgöl’ün, Suriyeli sığınmacılar için yapılan harcamalara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/10406)
56.- Gaziantep Milletvekili
Mehmet Şeker’in, kargo şirketlerinde kaydı tutulan kişisel bilgilerin
korunmamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10407)
57.- Uşak Milletvekili Dilek
Akagün Yılmaz’ın, MİT Müsteşarı ve diğer MİT görevlileri hakkında yürütülen
soruşturmanın akıbetine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10408)
58.- İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi’nin, bir açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/10409)
59.- Bursa Milletvekili Sena
Kaleli’nin, ÖSYM’nin yaptığı sınavlarla ilgili bazı iddialara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10410)
60.- Afyonkarahisar
Milletvekili Ahmet Toptaş’ın, Afyonkarahisar’da bir cephanelikte meydana gelen
patlamaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10412)
61.- İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi’nin, son dönemde yoğunlaşan terör saldırılarına ve istihbarat
zaafiyeti iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10414)
62.- Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu’nun, ülkemize sığınan Suriyeli mültecilerin kaldığı kamplara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10416)
63.- İstanbul Milletvekili
Melda Onur’un, PKK terör örgütünce kaçırılan vatandaşlarımıza ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10417)
64.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, ÖSYM tarafından yapılan Avukatlar İçin Adli Yargı Hakim ve
Savcı Adaylığı sınavının iptaline ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/10418)
65.- Erzincan Milletvekili
Muharrem Işık’ın, seçilmiş kişilerin makamlarını kullanarak ihale ve iş
aldıkları iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10419)
66.- Erzincan Milletvekili
Muharrem Işık’ın, Erzincan-Yalnızbağ yerleşkesinde inşa edilen binaların
depreme dayanıklılığına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10420)
67.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, Afyonkarahisar’da bir mühimmat deposunda meydana gelen
patlamaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10421)
68.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, Genelkurmay Başkanının bir açıklamasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/10423)
69.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, 2002-2012 yılları arasında Başbakanlara, bakanlara ve
Genelkurmay Başkanlarına verilen hediyelere ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/10424)
70.- İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi’nin, kamu görevlilerine sağlanan imtiyazlara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10425)
71.- İstanbul Milletvekili Osman
Oktay Ekşi’nin, kamu görevlilerinin faydalandığı ayrıcalıklara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10426)
72.- Çanakkale Milletvekili
Ali Sarıbaş’ın, ÖSYM tarafından yapılan sınavlarla ilgili bazı iddialara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10427)
73.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bireysel silahlanmaya karşı alınan tedbirlere
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10428)
74.- Van Milletvekili Nazmi
Gür’ün, Türkiye üzerinden yasa dışı yollarla Avrupa’ya göç ederken kaza
geçirenlere ve insan kaçakçılığına karşı alınan önlemlere ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/10430)
75.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, Mardin Artuklu Üniversitesindeki harç miktarlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10432)
76.- Malatya Milletvekili
Veli Ağbaba’nın, Afyonkarahisar’da askeri mühimmat deposunda meydana gelen
patlamaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10433)
77.- Malatya Milletvekili
Veli Ağbaba’nın, Malatya’daki köylerin çeşitli sorunlarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/10434)
78.- Mersin Milletvekili Ali
Rıza Öztürk’ün, Afyonkarahisar’da bir cephanelikte meydana gelen patlamaya
yönelik bir açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/10435)
79.- Malatya Milletvekili
Veli Ağbaba’nın, Malatya ilindeki taş ve maden ocakları ile bunların çevreye ve
tarıma verdiği zararlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/10436)
80.- İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi’nin, Afyonkarahisar’da bir cephanelikte meydana gelen
patlamaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10437)
81.- Erzincan Milletvekili
Muharrem Işık’ın, eski il ve ilçe başkanları ile milletvekillerinin yönetim
kurulu üyeliklerine atanmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/10439)
82.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, ülkemizdeki mülteci kamplarında kalan kadınların ve kız
çocuklarının güvenliğine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/10440)
83.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, 1996-2002 yılları arasında ABD’ye yapılan ziyaretlere ve görüşme
yapılan kişiler ile kuruluşlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/10441)
84.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, bazı kitaplar hakkında yasaklanma ve toplatılma kararı olduğu
iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10442)
85.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, bazı kitaplar hakkında yasaklama ve toplatılma kararı olduğu
iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10443)
86.- Antalya Milletvekili
Gürkut Acar’ın, Merkez Bankası Mensupları Sosyal Güvenlik ve Yardımlaşma
Sandığı Vakfına yapılan denetimlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/10444)
87.- Antalya Milletvekili
Gürkut Acar’ın, kamu yararına çalışan dernek ve vakıflara yapılan bağışlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10445)
88.- İzmir Milletvekili Aytun
Çıray’ın, Afyonkarahisar’da bir cephanelikte meydana gelen patlamaya ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10446)
89.- Bursa Milletvekili İlhan
Demiröz’ün, Başbakanlık tarafından bastırılan telefon rehberinde bazı
televizyon ve gazetelerin numaralarının yer almamasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/10447)
90.- Bursa Milletvekili İlhan
Demiröz’ün, Afyonkarahisar’da bir cephanelikte meydana gelen patlama nedeniyle
görevden alınan komutanlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/10448)
91.- Mersin Milletvekili Ali
Rıza Öztürk’ün, bazı toplumsal olaylara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/10449)
92.- Muş Milletvekili Demir
Çelik’in, Türkiye’ye sığınan Suriyeli mültecilere ve kaldıkları kamplarla
ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10450)
93.- İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, Ataşehir Belediyesinin nazım imar planının
onaylanmamasının nedenine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/10451)
94.- Antalya Milletvekili
Osman Kaptan’ın, Milli Eğitim Bakanlığının uygulamalarına ve değiştirdiği
yönetmeliklere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10452)
95.- Samsun Milletvekili
Ahmet Haluk Koç’un, yurtdışı gezilerine ve bunlara davet edilen basın
mensuplarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10453)
96.- Bursa Milletvekili Sena
Kaleli’nin, Afyonkarahisar’da cephanelikte meydana gelen patlamanın olduğu
yerde şehit askerler için bir anıt mezar yapılmasına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/10454)
97.- Gaziantep Milletvekili
Ali Serindağ’ın, Suriye tarafından düşürülen uçağa ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/10456)
98.- Giresun Milletvekili
Selahattin Karaahmetoğlu’nun, metro çalışması nedeniyle İnönü Bulvarının
kapatılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10457)
99.- Aydın Milletvekili
Bülent Tezcan’ın, Hatay’da bir köy cami hoparlöründen İbranice seslerin
duyulduğu iddialarına ve Suriye sınırındaki İsrail istihbarat birimlerine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10458)
100.- Konya Milletvekili
Atilla Kart’ın, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakanların Suudi Arabistan ve Katar
ziyaretlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10459)
101.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2003-2012 yılları arasında yasa dışı yollardan ülkemize
giren yabancılara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10460)
102.- İstanbul Milletvekili
İhsan Özkes’in, eski Bakırköy Müftüsüne ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/10462)
103.- İstanbul Milletvekili
İhsan Özkes’in, Yozgat’ta 17 Ağustos günü verilen bir vaaza ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/10463)
104.- İstanbul Milletvekili
İhsan Özkes’in, Mynmar için toplanan yardım miktarlarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/10464)
105.- İstanbul Milletvekili
İhsan Özkes’in, Ankara Sincan’da bir caminin yıkıldığı iddialarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10465)
106.- İstanbul Milletvekili
İhsan Özkes’in, Kocaeli’deki bir caminin ahır olarak kullanılıp
kullanılmadığına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10466)
107.- İstanbul Milletvekili
Ali Özgündüz’ün, Suriye’de bir MİT mensubunun yakalandığı iddialarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10467)
108.- Mersin Milletvekili Ali
Rıza Öztürk’ün, terör örgütü ile ilgili bir açıklamasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/10468)
109.- Mersin Milletvekili Ali
Rıza Öztürk’ün, yeni öğretim yılında yaptığı bir konuşmasında imam hatip
okulları ile ilgili bir açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/10469)
110.- Malatya Milletvekili
Veli Ağbaba’nın, Malatya’da meydana gelen bir patlamanın füze denemeleri ile
ilgisi olduğu iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/10470)
111.- Aydın Milletvekili
Metin Lütfi Baydar’ın, Van’da meydana gelen deprem sonrası KOSGEB tarafından
kredi olanağı sağlanan sektörlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/10472)
112.- Aydın Milletvekili
Metin Lütfi Baydar’ın, Emniyet Teşkilatı mensuplarının ülke genelindeki çalışma
saatlerine ve özlük haklarının iyileştirilmesine ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/10473)
113.- Aydın Milletvekili
Metin Lütfi Baydar’ın, Bingöl-Karlıova’da gerçekleşen bombalı saldırıya ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10474)
114.- Aydın Milletvekili
Metin Lütfi Baydar’ın, Van’da deprem sonrası kullanılan kredilere ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10475)
115.- Aydın Milletvekili
Metin Lütfi Baydar’ın, Bitlis-Tatvan’daki kiralanan araziyle ilgili bazı
iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10477)
116.- İstanbul Milletvekili
İhsan Özkes’in, 2002’den günümüze terör olayları haricinde hayatını kaybeden
askerlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10478)
117.- İstanbul Milletvekili
İhsan Özkes’in, Kayseri’nin Talas ilçesindeki bir caminin girişine yazılan
yazıya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10479)
118.- İstanbul Milletvekili
İhsan Özkes’in, Pendik’teki bir cami inşaatının tamamlanamamasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10480)
119.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, Afyonkarahisar’da meydana gelen patlamaya ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/10482)
120.- Hatay Milletvekili
Mevlüt Dudu’nun, Türkiye’yi ziyarete gelen ABD Genelkurmay Başkanının
taleplerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10483)
121.- Hatay Milletvekili
Mevlüt Dudu’nun, terörle mücadele ile ilgili eleştirilere karşı tutumuna
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10484)
122.- Edirne Milletvekili
Kemal Değirmendereli’nin, Başbakanlık tarafından yayımlanan bir genelge ile
madencilik faaliyetleri için Başbakanlıktan izin alınması şartının
getirilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10485)
123.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, son on yılda polisin orantısız güç kullanımı nedeniyle ölen ya
da yaralanan kişilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10486)
124.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, Cumhuriyet tarihinden günümüze karşılaştırmalı ekonomik
verilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10487)
125.- Balıkesir Milletvekili
Namık Havutça’nın, son günlerde artan terör saldırılarında istihbarat ve
güvenlik zafiyeti iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/10488)
126.- Gaziantep Milletvekili
Mehmet Şeker’in, Suriyeli mültecilere yapılan yardımın ve Suriye’de yaşanan
olayların Türkiye’ye maliyetine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/10492)
127.- Van Milletvekili Özdal
Üçer’in, Van-İran sınırında bir vatandaşın İranlı askerler tarafından vurulduğu
iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10493)
128.- Eskişehir Milletvekili
Kazım Kurt’un, çiftçiler tarafından kiralanan vakıf arazilerinin kira ve
ecrimisil bedellerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10494)
129.- Hatay Milletvekili
Hasan Akgöl’ün, Hatay esnafının Suriye krizi nedeniyle yaşadığı sorunlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10495)
130.- Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova’nın, Kaz Dağlarında çıkan yangının söndürülmesinde zehirli su
kullanıldığı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/10496)
131.- Zonguldak Milletvekili
Ali İhsan Köktürk’ün, TSK’nın ağır yük helikopteri ihtiyacına ve kabul toplama
merkezlerinin durumuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10497)
132.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, ABD’li üst düzey kamu görevlilerinin Türkiye ziyaretine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10498)
133.- Aydın Milletvekili
Metin Lütfi Baydar’ın, TSK’nın operasyon yapma yetkisine ve EMASYA protokolünün
iptalinin sonuçlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10500)
134.- Aydın Milletvekili
Metin Lütfi Baydar’ın, Bingöl’de sivil araçlı askeri konvoya yapılan saldırıya
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10501)
135.- Ankara Milletvekili
Aylin Nazlıaka’nın, kredili mevduat hesaplarının kullanımı ve faiz oranlarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/10503)
136.- İstanbul Milletvekili
Aykut Erdoğdu’nun, 6288 sayılı Kanunun 3. ve 4. maddeleri kapsamında yapılan
başvurulara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi
(7/10513)
137.- Tekirdağ Milletvekili
Faik Öztrak’ın, ilk sukuk (kira sertifikası) ihracına ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/10515)
138.- İstanbul Milletvekili
Aykut Erdoğdu’nun, İran’dan yapılan ham petrol ve doğal gaz ithalatına ilişkin
Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/10516)
139.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, eşi vefat eden kadınlara maaş uygulamasına ilişkin Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/10546)
140.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, özür grubu tayinlerinde il-ilçe emri uygulamasının
kaldırılmasının aile bütünlüğüne etkilerine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10547)
141.- Ankara Milletvekili
Aylin Nazlıaka’nın, Bakanlığın bazı hizmet birimlerinin Gaziantep’e taşınacağı
iddiasına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/10548)
142.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, Ankara’nın Keçiören ilçesinde ikamet eden bir ailenin
mağduriyetine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/10549)
143.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki illerde 2003-2012 yılları
arasında meydana gelen kadına karşı şiddet vakalarına ilişkin Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/10550)
144.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Ankara’da 2003-2012 yılları arasında meydana gelen kadına
karşı şiddet vakalarına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı
soru önergesi (7/10551)
145.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Türkiye genelinde 2003-2012 yılları arasında meydana gelen
kadına karşı şiddet vakalarına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/10552)
146.- İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel’in, şiddet ve tacize uğrayan kadınların sorunlarına ve
Edirne’de yaşanan bir taciz olayına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/10553)
147.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, basında yer alan bir haber ile ilgili Bakanlığa gönderilen
elektronik postanın değerlendirilmediği iddiasına ilişkin Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/10554)
148.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, engelli bir kız çocuğunun istismarına ilişkin
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/10555)
149.- İstanbul Milletvekili
Sebahat Tuncel’in, Şanlıurfa-Siverek’te bir bebeğin cinsel istismara uğradığı
iddiasına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/10556)
150.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, Şanlıurfa ve Edirne’de yaşanan iki olaya ve tacize uğrayan kız
çocuklarının korunmasına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı
soru önergesi (7/10557)
151.- İzmir Milletvekili Rıza
Türmen’in, BM Çocuk Hakları Komitesinin Türkiye’ye yönelik sonuç gözlemlerine
ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/10558)
152.- İstanbul Milletvekili
Süleyman Çelebi’nin, 2002-2012 yılları arasında meydana gelen çocuk
istismarlarına ve bunlara karşı alınan önlemlere ilişkin Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/10559)
153.- Kırklareli Milletvekili
Turgut Dibek’in, bedelli askerlikten elde edilen gelire ve şehit ve gazilere
sağlanan imkânlara ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/10560)
154.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, Van ilindeki KOBİ’lerin kredi sorunlarına ilişkin Bilim,
Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/10561)
155.- Niğde Milletvekili
Doğan Şafak’ın, Niğde’de KOSGEB temsilciliği ihtiyacına ilişkin Bilim, Sanayi
ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/10565)
156.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, asgari ücretin artırılması talebine ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/10566)
157.- İzmir Milletvekili
Alaattin Yüksel’in, belediyelerin Sosyal Güvenlik Kurumuna olan borçlarına
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/10567)
158.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, engelli istihdamına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10568)
159.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, kıdem tazminatı fonu kurulmasına ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/10569)
160.- Ankara Milletvekili
İzzet Çetin’in, bir özel TV kanalına şikayet üzerine giden sosyal güvenlik
denetmenlerinin engellendiği iddialarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10570)
161.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, metrobüs şoförlerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10571)
162.- Muğla Milletvekili
Nurettin Demir’in, Şanlıurfa Siverek’te İŞKUR’a yapılan başvurulara ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/10572)
163.- Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu’nun, taşeron işçilerin sorunlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/10573)
164.- Kırklareli Milletvekili
Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, şehitlik maaşı ödenen bir aileden bunun geri
istenmesine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/10574)
165.- İzmir Milletvekili
Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun, KPSS’ye giren kişi sayısının ve kamuda iş talebinin
artmasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/10575)
166.- Aydın Milletvekili
Metin Lütfi Baydar’ın, Van-Muradiye İŞKUR ile ilgili bazı iddialara ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/10576)
167.- Tokat Milletvekili
Orhan Düzgün’ün, Halep’teki nüfus yapısına dair bir açıklamasına ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10585)
168.- Gaziantep Milletvekili
Mehmet Şeker’in, ülkemizin Suriye politikası ile ilgili bir ankete ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10586)
169.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Suriyeli mültecilere ve bunlarla ilgili bazı iddialara ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10587)
170.- Hatay Milletvekili
Mevlüt Dudu’nun, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunun Apaydın Mülteci
Kampına yaptığı ziyarete ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/10588)
171.- Hatay Milletvekili
Mevlüt Dudu’nun, Apaydın Mülteci Kampına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/10589)
172.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Dünya Uygur Kongresi Genel Başkanının vize başvurusunun
reddedilmesine ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10590)
173.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, Suriyeli mültecilere ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/10591)
174.- İzmir Milletvekili
Erdal Aksünger’in, Suriyeli muhaliflere silah sevkiyatının ülkemiz üzerinden
yapıldığı iddialarına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/10593)
175.- Iğdır Milletvekili
Sinan Oğan’ın, Türkiye-Ermenistan sınırındaki değişimlere ilişkin Dışişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10595)
176.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2012 Londra Olimpiyatlarında yapılan harcama
miktarına ve yaşanan başarısızlığın nedenlerine ilişkin Gençlik ve Spor
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10607)
177.- Giresun Milletvekili
Selahattin Karaahmetoğlu’nun, fındık alım fiyatının tespitine ve fındık
üreticisinin desteklenmesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/10614)
178.- İzmir Milletvekili
Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun, mısır üretimi ve fiyatları ile mısır üreticilerinin
sorunlarına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/10615)
179.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, hazır gıdalarda kullanılan Monosodyum Glutamat (MSG) maddesi ile
ilgili bazı iddialara ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/10616)
180.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, tarım ve hayvancılıktaki girdi maliyetlerinin azaltılmasına
ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/10617)
181.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Şırnak’ta hayvancılığın desteklenmesine ilişkin Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/10618)
182.- Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova’nın, tarımsal destekleme ödeneğinin yasal sınırın altında
olmasına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/10619)
183.- Samsun Milletvekili
Ahmet Haluk Koç’un, Samsun’da su baskınları sonucu oluşan mağduriyete ilişkin
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/10620)
184.- Bursa Milletvekili
İlhan Demiröz’ün, TRT’de yayınlanan Bu Toprağın Sesi programının kaldırılacağı
iddiasına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/10621)
185.- Edirne Milletvekili
Recep Gürkan’ın, çeltik müdahale alım fiyatının açıklanmamasına ilişkin Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/10622)
186.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, Haymanalı soğan üreticilerinin mağduriyetine ilişkin Gıda, Tarım
ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/10623)
187.- Niğde Milletvekili
Doğan Şafak’ın, patates üretimine ve ihracına ilişkin Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/10624)
188.- Burdur Milletvekili
Ramazan Kerim Özkan’ın, organik ürün yetiştiricilerinin desteklenmesine ilişkin
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/10625)
189.- Aydın Milletvekili
Metin Lütfi Baydar’ın, Siirt merkez ve ilçelerinde destekleme primi konusunda
yaşanan sorunlara ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/10626)
190.- Kırklareli Milletvekili
Turgut Dibek’in, kuraklık nedeniyle çiftçilerin borçlarının ertelendiği illere
ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/10627)
191.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, çiftçilerin sorunlarına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10628)
192.- İstanbul Milletvekili
Sebahat Tuncel’in, İstanbul Ayazağa’da mahalle sakinleri ile inşaat işçileri
arasında yaşanan bir olaya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/10632)
193.- Kars Milletvekili
Mülkiye Birtane’nin, İstanbul Çapa Tıp Fakültesinde bir hastanın etnik
ayrımcılığa maruz kaldığı ve şiddete uğradığı iddiasına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10633)
194.- Bitlis Milletvekili
Hüsamettin Zenderlioğlu’nun, Siirt’in Pervari ilçesinde bir çocuğun yaralanması
ile ilgili iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10634)
195.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, 2003 yılından itibaren çalınan motorlu taşıt sayısı
istatistiklerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10635)
196.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, Çankaya Çukurambar’da bir parkın büyükşehir belediyesi
görevlilerince tahrip edildiği iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/10636)
197.- Ankara Milletvekili
İzzet Çetin’in, denetimli serbestlik
kapsamında tahliye edilen bir kişinin polisin dur ihtarına uymadığı
gerekçesiyle öldürüldüğü iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/10637)
198.- İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel’in, denetimli serbestlik kapsamında tahliye edilen bir
kişinin polisin dur ihtarına uymadığı gerekçesiyle öldürüldüğü iddiasına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10638)
199.- Bolu Milletvekili Tanju
Özcan’ın, Kırşehir Belediyesinin gelir ve giderlerine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10639)
200.- Bolu Milletvekili Tanju
Özcan’ın, Zonguldak Belediyesinin gelir ve giderlerine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10640)
201.- Bolu Milletvekili Tanju
Özcan’ın, Karabük Belediyesinin gelir ve giderlerine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10641)
202.- Bolu Milletvekili Tanju
Özcan’ın, Düzce Belediyesinin gelir ve giderlerine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/10642)
203.- Bolu Milletvekili Tanju
Özcan’ın, Niğde Belediyesinin gelir ve giderlerine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/10643)
204.- Bolu Milletvekili Tanju
Özcan’ın, Bolu Belediyesinin gelir ve giderlerine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/10644)
205.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, denetimli serbestlik kapsamında tahliye edilen bir kişinin
polisin dur ihtarına uymadığı gerekçesiyle öldürüldüğü iddiasına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10645)
206.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, milletvekili ve gazetecilerin Apaydın Kampına alınmamasına ve
Suriyeli muhaliflerin bir komutanının açıklamalarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10646)
207.- Kars Milletvekili
Mülkiye Birtane’nin, Ankara Keçiören’de bir vatandaşın polisin açtığı ateş
sonucu öldüğü iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/10647)
208.- İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi’nin, İstanbul Beylikdüzü Belediye Başkanı hakkında bazı
iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10648)
209.- İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel’in, İstanbul’da yaşanan bir olaya ve polisin işkence ve
kötü muamelede bulunduğu iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/10649)
210.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, Kocaeli’de ele geçirilen patlayıcılara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10650)
211.- Ağrı Milletvekili Halil
Aksoy’un, polisler tarafından bir milletvekili danışmanının evine baskın
yapıldığı iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/10651)
212.- Tunceli Milletvekili
Hüseyin Aygün’ün, Tunceli’de bazı köy ve mezraların terörle mücadele kapsamında
boşaltılmasından kaynaklanan mağduriyete ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/10652)
213.- Tunceli Milletvekili
Hüseyin Aygün’ün, Tunceli’de bazı mezraların terörle mücadele kapsamında
boşaltılmasından kaynaklanan mağduriyete ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/10653)
214.- Tunceli Milletvekili
Hüseyin Aygün’ün, Tunceli’de bazı mezraların terörle mücadele kapsamında
boşaltılmasından kaynaklanan mağduriyete ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/10654)
215.- Tunceli Milletvekili
Hüseyin Aygün’ün, Tunceli’de bazı mezraların terörle mücadele kapsamında
boşaltılmasından kaynaklanan mağduriyete ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/10655)
216.- Tunceli Milletvekili
Hüseyin Aygün’ün, Tunceli’de bazı mezraların terörle mücadele kapsamında boşaltılmasından
kaynaklanan mağduriyete ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/10656)
217.- Tunceli Milletvekili
Hüseyin Aygün’ün, Tunceli’de bazı mezraların terörle mücadele kapsamında
boşaltılmasından kaynaklanan mağduriyete ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/10657)
218.- Tunceli Milletvekili
Hüseyin Aygün’ün, Tunceli’de bazı mezraların terörle mücadele kapsamında
boşaltılmasından kaynaklanan mağduriyete ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/10658)
219.- Tunceli Milletvekili
Hüseyin Aygün’ün, Tunceli’de bazı mezraların terörle mücadele kapsamında
boşaltılmasından kaynaklanan mağduriyete ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/10659)
220.- Tunceli Milletvekili
Hüseyin Aygün’ün, Tunceli’de bazı mezraların terörle mücadele kapsamında
boşaltılmasından kaynaklanan mağduriyete ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/10660)
221.- Tunceli Milletvekili
Hüseyin Aygün’ün, Tunceli’de bazı mezraların terörle mücadele kapsamında
boşaltılmasından kaynaklanan mağduriyete ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/10661)
222.- Tunceli Milletvekili
Hüseyin Aygün’ün, Tunceli’de bazı mezraların terörle mücadele kapsamında
boşaltılmasından kaynaklanan mağduriyete ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/10662)
223.- Tunceli Milletvekili
Hüseyin Aygün’ün, Tunceli’de bazı mezraların terörle mücadele kapsamında
boşaltılmasından kaynaklanan mağduriyete ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/10663)
224.- Hatay Milletvekili
Mehmet Ali Ediboğlu’nun, çalıntı araçların Hatay’da Suriyeli muhaliflere
satıldığı iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/10664)
225.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki illerde 2003-2012 yılları
arasında meydana gelen intihar vakalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/10665)
226.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Ankara’da 2003-2012 yılları arasında meydana gelen intihar
vakalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10666)
227.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Türkiye’de 2003-2012 yılları arasında meydana gelen intihar
vakalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10667)
228.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Güneydoğu Anadolu
Bölgesindeki illerde 2003-2012 yılları arasında cinayete kurban giden insanlara
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10668)
229.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2003-2012 yılları
arasında ülkemizde tespit edilen cinayetlerle ilgili verilere ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10669)
230.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2003-2012 yılları
arasında Ankara’da tespit edilen cinayetlerle ilgili verilere ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10670)
231.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2005-2012 yılları
arasında ülkemizde yaşanan trafik kazalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/10671)
232.- Adana Milletvekili Ümit
Özgümüş’ün, Çukurova Fuarcılık AŞ’nin faaliyetlerine ve yönetim kurulu
üyeliklerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10672)
233.- Yalova Milletvekili
Muharrem İnce’nin, Afyonkarahisar Valisinin vermiş olduğu hediyelere ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10673)
234.- Kırklareli Milletvekili
Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, Afyonkarahisar Valisi ile ilgili bazı iddialara
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10674)
235.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, insan kaçakçılığına karşı alınan önlemlere ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10676)
236.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, şehit yakınları ile gazilere ve yakınlarına sağlanan istihdam
olanaklarına ve ödenen aylıklara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/10677)
237.- Bingöl Milletvekili
İdris Baluken’in, ülkemizde askeri mühimmatların patlaması sonucu yaşanan
olaylara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10678)
238.- Mersin Milletvekili
Ertuğrul Kürkcü’nün, Çanakkale’de Kürt işçilere saldırı gerçekleştirildiği
iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10679)
239.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, Bursa-Osmangazi’de BDP temsilciliğine yapılan saldırıya ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10680)
240.- Hatay Milletvekili
Mehmet Ali Ediboğlu’nun, Şırnak Uludere’de sivillerin ölümüyle sonuçlanan olaya
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10681)
241.- İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, BELTUR işletmelerinde çalışan işçilerin sosyal ve
özlük haklarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10682)
242.- Ağrı Milletvekili Halil
Aksoy’un, son dönemlerde bazı vatandaşlara yönelik ayrımcı saldırıların arttığı
iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10683)
243.- İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, bir polis memuru hakkındaki iddialara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10684)
244.- Muğla Milletvekili
Mehmet Erdoğan’ın, sürücü belgelerinin ve araç ruhsatlarının değiştirileceği
iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10685)
245.- İzmir Milletvekili
Oktay Vural’ın, iller itibariyle Başbakan ve Cumhurbaşkanının isminin verildiği
kamusal alanlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10686)
246.- Tunceli Milletvekili
Hüseyin Aygün’ün, Bingöl-Yayladere’de bir patlama sonucu hayatını kaybeden ve
yaralananlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10687)
247.- Giresun Milletvekili
Selahattin Karaahmetoğlu’nun, trafik kazalarına ilişkin tespit tutanaklarının
sürücüler tarafından doldurulması uygulamasının olumsuz sonuçlarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10688)
248.- Bingöl Milletvekili
İdris Baluken’in, BDP Bingöl il binasına yapılan saldırı ile ilgili iddialara
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10689)
249.- Hatay Milletvekili
Sebahat Tuncel’in, Çekmeköy’de yaşanan olaylar ile ilgili iddialara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10690)
250.- İzmir Milletvekili
Oktay Vural’ın, 2009-2012 yılları arasında yaşanan terör olaylarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10691)
251.- İzmir Milletvekili
Oktay Vural’ın, Bingöl Karlıova’da polislere yönelik saldırıya ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10692)
252.- Tunceli Milletvekili
Hüseyin Aygün’ün, bir solistin gözaltında darp edildiği iddialarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10693)
253.- Tunceli Milletvekili
Hüseyin Aygün’ün, Manisa’nın bazı mahallerinde yaşandığı iddia edilen olaylara
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10694)
254.- Hatay Milletvekili
Mevlüt Dudu’nun, Amanos Dağlarındaki taş ve maden ocaklarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10695)
255.- Kırklareli Milletvekili
Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, ABD’li film yıldızı ve BM özel elçisi ile yapılan
basına kapalı görüşmeye ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/10696)
256.- Iğdır Milletvekili
Sinan Oğan’ın, terör saldırılarının yoğun olarak yaşandığı bölgelerdeki
yollarda bulunan menfezlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/10697)
257.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, mayına dayanıklı zırhlı araç kullanımına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10698)
258.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bir müzisyenin gözaltında şiddete maruz kaldığı
iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10699)
259.- Muş Milletvekili Demir
Çelik’in, Ankara’da bir protesto mitinginde polis müdahalesi sonucu bir
vatandaşın yaralanmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/10700)
260.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, yasaklı kitaplara ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/10701)
261.- Ankara Milletvekili
Aylin Nazlıaka’nın, Ankara’nın Pursaklar ilçesindeki bir muhtarlıkta Atatürk
portresi, Türk bayrağı ve İstiklal Marşının kaldırıldığı iddiasına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10702)
262.- İzmir Milletvekili Musa
Çam’ın, ülkemize yasal ve yasal olmayan yollardan giriş ve çıkış yapan
yabancılara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10703)
263.- Giresun Milletvekili
Selahattin Karaahmetoğlu’nun, reklam amaçlı kitap, dergi, broşür ve benzeri
yayınların belediye bütçeleri kullanılarak basımı ve dağıtımına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10704)
264.- Uşak Milletvekili Dilek
Akagün Yılmaz’ın, bir şehit cenazesi törenindeki sözlerine ilişkin Kültür ve
Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/10707)
265.- İzmir Milletvekili
Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun, 2012 yılı bütçe hedeflerinin tutturulamamasına
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/10711)
266.- İstanbul Milletvekili
Aykut Erdoğdu’nun, Kamu İhale Kanununa tabi kurumlar tarafından
gerçekleştirilen ihalelerle ilgili verilere ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/10712)
267.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, THY’de çalışan yabancı uyruklu teknisyenlere ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10713)
268.- Muş Milletvekili Demir
Çelik’in, belediyelere olağan bütçeleri dışında tahsis edilen ödeneklere
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/10715)
269.- İzmir Milletvekili
Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun, 2002 yılından günümüze kamu çalışanlarının sayısına
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/10716)
270.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Hazine avukatı olarak atanmayı bekleyen
avukatların atamalarının yapılmamasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/10718)
271.- Zonguldak Milletvekili
Ali İhsan Köktürk’ün, Ankara Merkez ve taşra teşkilatında yapılan geçici
görevlendirmelerle ilgili bazı iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/10720)
272.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, üniversite katkı paylarının kaldırılmasına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10721)
273.- İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi’nin, bir dernek tarafından medrese adı altında bir eğitim
kurumu açılacağı iddiasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/10722)
274.- Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova’nın, Bakanlıkça geçici görevlendirmesi yapılan kişilerle
ilgili iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10723)
275.- Manisa Milletvekili
Sakine Öz’ün, özür grubu ataması yapılmayan öğretmenlere ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10724)
276.- Manisa Milletvekili
Sakine Öz’ün, yüksek lisans yapma hakkı kazanan öğretmenlerin atamalarına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10725)
277.- Antalya Milletvekili
Gürkut Acar’ın, üniversitelerde ikinci öğretim harçlarının kaldırılmamasına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10726)
278.- Hatay Milletvekili
Mevlüt Dudu’nun, yeni eğitim sistemi ile ilgili bir açıklamasına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10727)
279.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Teknik Eğitim Fakültesi mezunlarının sorunlarına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10728)
280.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, 2012 KPSS’nin iptal edilerek tekrarlanması taleplerine ve
öğretmen atamalarının durdurulmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/10729)
281.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, velilerin sosyal ve ekonomik durumu ile ilgili bazı verilere
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10730)
282.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, çocuğunu okula göndermeyen velilere uygulanacak cezalara
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10731)
283.- Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı’nın, Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğüyle ilgili bazı iddialara
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10732)
284.- Kırklareli Milletvekili
Turgut Dibek’in, illerin LYS-YGS-SBS ve KPSS başarı sıralarına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10733)
285.- İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi’nin, ÖSYM tarafından yapılan sınavlara ve bu sınavlara yönelik
bazı iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10734)
286.- Sinop Milletvekili
Engin Altay’ın, ÖSYM’nin yaptığı sınavlara ve bunlarla ilgili açılan adli ve
idari soruşturmalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/10735)
287.- İzmir Milletvekili Musa
Çam’ın, Avukatlar için Adli Yargı Hâkim ve Savcı Adaylığı Yarışma Sınavıyla
ilgili bazı iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/10736)
288.- Ankara Milletvekili
Zühal Topcu’nun, ÖSYM’nin yaptığı sınavlarla ilgili bazı iddialara ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10737)
289.- Kars Milletvekili
Mülkiye Birtane’nin, Ankara Merkez ve taşra teşkilatlarında yapılan geçici
görevlendirmelere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/10738)
290.- Ankara Milletvekili
Aylin Nazlıaka’nın, Ankara Altındağ’da bir ilköğretim okulunun İmam Hatip
okuluna dönüşmesini protesto eden bir ailenin evinin kurşunlandığı iddialarına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10739)
291.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, ikili eğitim uygulanan okullara ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10740)
292.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, öğretmenlerin iller arası yer değiştirmelerine ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10741)
293.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, çocuğunun okula hazır olmadığına dair rapor alan velilere
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10742)
294.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, öğretmenlerin eş durumu atamalarında yaşanan sorunlara
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10743)
295.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Türkiye genelinde özel eğitim kurumları ile ilgili verilere
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10744)
296.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, mevcut okulların öğrenci kapasitesinin yeni eğitim
sistemine uygunluğuna ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/10745)
297.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, yeni eğitim sistemi sonrası norm kadro fazlası olan sınıf
öğretmenlerinin sorunlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/10746)
298.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, ilk ve ortaöğretimde ücretsiz olarak dağıtılan ders
kitaplarını basan yayınevlerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/10747)
299.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, yeni açılan İmam Hatip Orta Okullarına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10748)
300.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, geçici görevlendirme uygulamasının sona ermesine yönelik
açıklamalarına ve bazı kişilerin Bakanlık Merkez teşkilatında geçici
görevlendirildiği iddiasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/10749)
301.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Eskişehir’de kapatılan bazı okullara ve bundan kaynaklanan
mağduriyete ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10750)
302.- Kırklareli Milletvekili
Turgut Dibek’in, yeni eğitim sisteminde lise ve açık öğretim için yapılan
başvurulara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10751)
303.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Şırnak ilinde eğitim ile ilgili sorunlara ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10752)
304.- Manisa Milletvekili
Sakine Öz’ün, Manisa’daki bazı okullarda öğretmen yetersizliğine ve yeni eğitim
sisteminde yaşanan sorunlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/10753)
305.- İzmir Milletvekili
Mustafa Moroğlu’nun, İzmir’de bazı okulların satılacağı iddialarına ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10754)
306.- Bursa Milletvekili
Necati Özensoy’un, öğrencilerin okul masraflarına ve ailelere okul yardımı
yapılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10755)
307.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, üniversiteyi kazanmasına rağmen tek dersten kalarak
liseden mezun olamayanların mağduriyetlerinin giderilmesine ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10756)
308.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, ÖSYM Başkanı hakkındaki iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/10757)
309.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, Çanakkale’de engellilere hizmet veren Rehberlik ve Araştırma
Merkezi binasının İmam Hatip Okulu yapılacağı iddialarına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10758)
310.- İstanbul Milletvekili
Müslim Sarı’nın, Bakanlıkta çalışan ücretli öğretmenlere ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10759)
311.- Edirne Milletvekili
Recep Gürkan’ın, üniversite harçlarının ikinci öğretim için kaldırılmasına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10760)
312.- Antalya Milletvekili
Yıldıray Sapan’ın, yapılan yönetmelik değişikliklerine ve ders kitaplarının
taşıması gereken niteliklerin değiştirilmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/10761)
313.- İstanbul Milletvekili
Sırrı Süreyya Önder’in, sürücü kurslarının denetimine ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10762)
314.- İstanbul Milletvekili
Sırrı Süreyya Önder’in, Kürtçe öğretmenliği kontenjanına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10763)
315.- İzmir Milletvekili
Oktay Vural’ın, Başbakan, Cumhurbaşkanı ve Bakanlara hangi üniversiteler tarafından
fahri doktora unvanı verildiğine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/10764)
316.- Muğla Milletvekili
Mehmet Erdoğan’ın, ikinci öğretim harçlarının kaldırılıp kaldırılmayacağına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10765)
317.- Muğla Milletvekili
Mehmet Erdoğan’ın, atanamayan öğretmenlere ve esas mesleği öğretmenlik olmayan
vekil öğretmenlere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/10766)
318.- İzmir Milletvekili
Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun, özel eğitim, mesleki eğitim ve iş uygulama
merkezlerine devam eden engelli öğrencilerin yönetmelik değişikliği nedeniyle
yaşadıkları mağduriyete ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/10767)
319.- Hatay Milletvekili
Mevlüt Dudu’nun, ders kitapları ve eğitim araçları yönetmeliğinde yapılan bazı
değişikliklere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10768)
320.- Manisa Milletvekili
Sakine Öz’ün, seçmeli derslerle ilgili bazı iddialara ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10769)
321.- Tunceli Milletvekili
Kamer Genç’in, bazı yönetmeliklerde yapılan değişikliklere ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10770)
322.- Kırklareli Milletvekili
Turgut Dibek’in, Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı yönetmeliğinde yapılan bazı
değişikliklere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10771)
323.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Kars’taki bazı okulların bakım, onarım ve su ihtiyacına ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10772)
324.- Kocaeli Milletvekili
Haydar Akar’ın, Kartepe’deki bir okulun eksikliklerine ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10773)
325.- Uşak Milletvekili Dilek
Akagün Yılmaz’ın, öğretmen evlerinin kapatılmasına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10774)
326.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Rize, Gümüşhane ve Bayburt’un köylerindeki kitap ihtiyacına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10775)
327.- Van Milletvekili Nazmi
Gür’ün, Van’da deprem sonrası okulların fiziki durumlarına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10776)
328.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, ülkemize sığınan Suriyeliler ile Suriye’de eğitim gören Türk
vatandaşlarına sağlanan özel öğrenci uygulamasına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10777)
329.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, özel eğitim merkezlerinden kayıtları silinen engellilere
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10778)
330.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, 10 Eylül 2012 tarihinde yapılan öğretmen atamalarına ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10779)
331.- İstanbul Milletvekili
Ali Özgündüz’ün, yeni eğitim-öğretim sistemi ile ilgili verilere ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10780)
332.- İstanbul Milletvekili
Sebahat Tuncel’in, İstanbul’da yeni eğitim sistemi sonrası ortaya çıkan
sorunlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10781)
333.- Ankara Milletvekili
Zühal Topcu’nun, öğretmen adayları için KPSS geçerlilik süresinin 1 yıl olarak
belirlenmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10782)
334.- Ankara Milletvekili
Zühal Topcu’nun, ortaöğretim ve önlisans için KPSS’de adayların sınav giriş
yeri mağduriyeti yaşamalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/10783)
335.- Ankara Milletvekili
Zühal Topcu’nun, SBS sonrası yerleşemeyen öğrencilere ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10784)
336.- Ankara Milletvekili
Zühal Topcu’nun, rehber öğretmen atamalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/10785)
337.- Ankara Milletvekili
Zühal Topcu’nun, yardımcı doçentlerin kadro mağduriyetine ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10786)
338.- Mersin Milletvekili Ali
Rıza Öztürk’ün, seçmeli derslerle ilgili bazı iddialarına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10787)
339.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, kadınların eğitim ve işgücüne katılımına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10788)
340.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, Van’da okul binalarının yetersizliğine ve eşlerinden ayrı yaşayan
öğretmenlerin mağduriyetine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/10789)
341.- İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi’nin, Konya’daki bir genel lisenin İmam Hatip lisesine
dönüştürülmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10790)
342.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, ilköğretim çağındaki öğrencilerin okula devamlarını izlemek
için kullanılan aşamalı devamsızlık yöntemine ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/10791)
343.- Ankara Milletvekili
Bülent Kuşoğlu’nun, öğrencilere bazı İl Başkanlarınca Başbakan’ın broşürlerinin
dağıtıldığı iddialarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/10792)
344.- Kars Milletvekili
Mülkiye Birtane’nin, Kars’taki okul ve öğretmen ihtiyacı ile öğretmenlerin
barınma sorununa ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10793)
345.- İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel’in, yeni eğitim sisteminin getirdiği bazı sorunlara
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10794)
346.- Manisa Milletvekili
Sakine Öz’ün, yönetmelik değişikliği sonrası 23 yaşından gün almış engellilerin
özel eğitim uygulama merkezlerindeki kaydının silinmesine ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10795)
347.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, yeni eğitim sisteminde okulların kapasite,
öğretmen kadrosu, güvenlik ve araç gereç bakımından yeterliliğine ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10796)
348.- İstanbul Milletvekili
Erdoğan Toprak’ın, okulların iç ve dış mekan güvenliğinin sağlanmasına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10797)
349.- Aydın Milletvekili
Metin Lütfi Baydar’ın, yeni eğitim sistemi kapsamında okullardaki derslik ve
öğrenci sayılarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/10798)
350.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın,
başka devletler tarafından düşürülen Türk Savaş uçaklarına ilişkin Milli
Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/10799)
351.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, asker oğlunun yemin törenine alınmayan bir vatandaşa ilişkin
Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/10800)
352.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın,
Afyonkarahisar’da bir cephanelikte meydana gelen patlamaya ilişkin Milli
Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/10801)
353.- İzmir Milletvekili
Birgül Ayman Güler’in, Afyonkarahisar’da bir cephanelikte meydana gelen
patlamaya ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/10802)
354.- İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler’in,
Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin moral durumuna ilişkin Milli Savunma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10803)
355.- Mersin Milletvekili Ali
Rıza Öztürk’ün, Afyonkarahisar’da bir cephanelikte meydana gelen patlamaya
ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/10804)
356.- Tokat Milletvekili Orhan
Düzgün’ün, Şırnak Beytüşşebap’ta bir PKK’lı cenazesinin geçişi sırasında Türk
Bayrağının indirilmesi emri verildiği iddialarına ilişkin Milli Savunma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10805)
357.- İstanbul Milletvekili
Osman Korutürk’ün, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkan Başdanışmanının
terörle mücadeleyle ilgili bir açıklamasına ilişkin Milli Savunma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/10806)
358.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, Afyonkarahisar’da bir cephanelikte meydana gelen patlamaya
ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/10807)
359.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, Afyonkarahisar’da bir mühimmat deposunda meydana gelen patlamaya
ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/10808)
360.- Tokat Milletvekili
Orhan Düzgün’ün, Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin moral durumuna ilişkin
Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/10809)
361.- İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi’nin, Afyonkarahisar’da bir cephanelikte meydana gelen
patlamaya ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/10810)
362.- Tokat Milletvekili
Orhan Düzgün’ün, Türk Silahlı Kuvvetlerinin teknolojik yeterliliğine ilişkin
Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/10811)
363.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, Genelkurmay Elektronik Sistemler Komutanlığı’nın MİT’e
bağlanmasının istihbarat zafiyetine yol açtığı iddialarına ilişkin Milli
Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/10812)
364.- İstanbul Milletvekili
Osman Korutürk’ün, uluslararası savunma alanında kurulan bir şirkete ilişkin
Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/10813)
365.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Afyonkarahisar’da bir cephanelikte meydana gelen patlama ile
ilgili iddialara ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/10814)
366.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, Afyonkarahisar’daki patlamada şehit olan askerlerle ilgili
Genelkurmay Başkanının bir açıklamasına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/10815)
367.- Kırklareli Milletvekili
Turgut Dibek’in, Bingöl’deki askeri konvoyun saldırıya uğraması ile ilgili
iddialara ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/10816)
368.- Hakkari Milletvekili
Adil Kurt’un, terörle mücadelede hayatlarını kaybedenlerin yoksul ailelerin çocukları
olmasına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/10817)
369.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, Doğu ve Güneydoğu’daki kabul toplama merkezlerine ilişkin Milli
Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/10818)
370.- Niğde Milletvekili
Doğan Şafak’ın, Darboğaz Sulama Kanalı projesi ile ilgili iddialara ilişkin
Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10821)
371.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Gümüşhane-Torul’da yapılması planlanan HES projesine
ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10822)
372.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, Söylemez Barajı ile ilgili çalışmalara ilişkin Orman ve Su İşleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10823)
373.- İzmir Milletvekili
Alaattin Yüksel’in, evrensel hizmet gelirlerinin hangi amaçlarla kullanıldığına
ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi
(7/10844)
374.- Antalya Milletvekili
Yıldıray Sapan’ın, otoyollarda hızlı geçiş sistemine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik
ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/10845)
375.- Giresun Milletvekili
Selahattin Karaahmetoğlu’nun, Giresun’da yolların ve yaya geçitlerinin
engellilerin kullanımına uygun hale getirilmesine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik
ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/10846)
376.- Tekirdağ Milletvekili
Emre Köprülü’nün, Çorlu-Tekirdağ yolunun bir bölümünde devam eden duble yol
çalışmalarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı
soru önergesi (7/10847)
377.- İstanbul Milletvekili
Aykut Erdoğdu’nun, Kuzey Marmara Otoyolu Projesine ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/10848)
378.- İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu’nun, 6288
sayılı Kanunun 3. ve 4. maddeleri kapsamında Bakanlığa yapılan başvurulara
ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi
(7/10849)
379.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, HGS’nin uygulanmasında yaşanacak sorunlara ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/10850)
380.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, HGS’nin uygulanmasında yaşanacak sorunlara
ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi
(7/10851)
381.- Hatay Milletvekili
Mehmet Ali Ediboğlu’nun, Hatay Havaalanında sahte ve çalıntı kredi kartı, para
ve pasaportlarda artış olduğu iddialarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/10852)
382.- Giresun Milletvekili
Selahattin Karaahmetoğlu’nun, otoyol ve köprü geçişlerinde OGS, KGS ve HGS
sistemlerine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru
önergesi (7/10853)
383.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, yol kusurlarından kaynaklanan trafik kazalarına ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/10854)
384.- Aydın Milletvekili
Metin Lütfi Baydar’ın, Söke-Kuşadası yol yapım çalışmalarına ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/10855)
385.- Manisa Milletvekili
Sakine Öz’ün, Salihli-Akhisar yolunun daha güvenli hale getirilmesine ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/10856)
386.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, Erzurum Tekman yoluna ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10857)
387.- İstanbul Milletvekili
Sırrı Süreyya Önder’in, internet erişimine ve güvenli internet ilkelerine
ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi
(7/10858)
388.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin internet sitesine yapılan
saldırıya ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru
önergesi (7/10859)
389.- Aydın Milletvekili
Metin Lütfi Baydar’ın, Bitlis ilinde devam eden karayolu çalışmalarına ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/10860)
390.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın,
Siirt ilinde devam eden karayolu çalışmalarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/10861)
391.- Samsun Milletvekili
Ahmet Haluk Koç’un, Samsun Göl-Vezirköprü yol yapım çalışmalarına ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/10862)
392.- İstanbul Milletvekili Umut
Oran’ın, Van’da bir köyde deprem nedeniyle evi yıkılan bir kişiye ev yardımı
yapılmadığı iddialarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı
soru önergesi (7/10863)
393.- Konya Milletvekili
Atilla Kart’ın, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği yönetimiyle ilgili bazı
iddialara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi
(7/10864)
9 Kasım 2012 Cuma
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.01
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Tanju ÖZCAN (Bolu), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 19'uncu Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce iki
sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, ana
dilde eğitim konusunda söz isteyen Mardin Milletvekili Erol Dora’ya aittir.
Buyurun Sayın Dora.
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Mardin Milletvekili Erol Dora’nın, ana dilde eğitim konusuna
ilişkin gündem dışı konuşması
EROL DORA (Mardin) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmama başlamadan önce Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Bir halkın kendi varoluşu,
kültürel ve sosyal yaşayışı içinde ana dil son derece önemli bir yerde
durmaktadır. Ana dil, insanın bilinç altına inen, kimliğinin temel taşı sayılan
ve bireylerin toplumla en güçlü bağlarını oluşturan öğe olarak
tanımlanmaktadır. Ünlü Avusturyalı filozof Wittgenstein, “Dilimin sınırları
dünyamın sınırlarıdır.” der. Kişi ana diliyle düşünür, ana diliyle hayal kurar
ve üretir. Bu nedenle bir insanın doğduğu andan itibaren kullandığı, zamanla
benimsediği ve kendinden bir parça olarak gördüğü ana dilinde eğitim görmesinin
yasaklanması kabul edilebilir bir anlayış değildir. Bir insanın önüne engeller
koyularak ana dilinden koparılması dahi tek başına bir insan hakkı ihlalidir.
Peki, ana dilde eğitim neden önemlidir? Neden ana dilde eğitimin önündeki
engellerin kaldırılmasını ısrarla dile getiriyoruz? Meselenin birbirinden
önemli üç boyutu olduğunu düşünüyorum. İlk olarak ana dilde eğitimin pozitif
hukuk boyutu bulunmaktadır. İkinci olarak ise pozitif hukuktan öte, bir insan
hakkı olmasıdır ve son olarak, Türkiye'nin içinde bulunduğu siyasi süreci
düşündüğümüzde çok önemli politik bir boyutu vardır.
Sayın milletvekilleri, ana
dilde eğitimin evrensel bir insan hakkı olduğuna dair söylemler birçok
uluslararası anlaşmada mevcuttur. Helsinki Nihai Senedi’nin 4’üncü maddesinin
3’üncü bendi, “Devletler, mümkün olduğu kadar, azınlıklara mensup kişilerin ana
dillerini öğrenmeleri veya ana dillerinde eğitim görmeleri için yeterli
imkânlara sahip olabilecekleri gerekli tedbirleri alma yükümlülüğü getirir...”
Ana dilde eğitim ile ilgili
bahsedilmesi gereken diğer konu ise, bunun tabii bir insan hakkı olmasıdır.
Hiçbir insan kendi varlığının bir parçası olan dilinden koparılamaz çünkü her
milletin ana dili, toplumsal ve insani varoluşundan koparılamaz. Herhangi bir
öğrenim yöntemi kullanmaksızın doğal bir süreç içinde öğrenildiği için,
insanlar kendini, toplumu, dünyayı, ana dilin simgeleriyle, sesleriyle
sembolleriyle anlamlandırırlar. Tüm bunlardan dolayı ana dil, yalnız bireyler
için değil, toplumlar için de büyük önem taşır. Konuyla ilgili yapılan bilimsel
çalışmalar ana dilde eğitimin okul başarısıyla bağlantısının ne kadar kuvvetli
olduğunu göstermektedir. UNESCO’nun 2005 yılında yayınladığı raporda, “Eğitim
dilini okul dışında asla duymayan çocuklar öğrenme güçlüğü çekmekte, sınıf
tekrarı yapmakta ve ilköğretim 3’üncü sınıfa geçmeden okulu bırakmaktadırlar.”
denmektedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; son olarak değinmek istediğim nokta ise, bugün Türkiye'nin
gündemini işgal eden cezaevindeki siyasi tutsak vatandaşlarımızın başlatmış
oldukları açlık grevleridir. Bu arkadaşlar, kendileri veya cezaevlerinin daha
rahat koşullara sahip olması gerektiğiyle ilgili olarak açlık grevine girmiş
değillerdir. Türkiye'de yaşanan çatışmaların ve akan kanın durması için tek
seçenekleri olan yaşamlarını ortaya koymuşlardır. Talepleri ana dilde savunma
ve ana dilde eğitim, Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılarak diyalog
ve müzakere sürecinin başlatılmasıdır. Bu talepler, insani, vicdani ve barışçıl
taleplerdir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizin huzurunda Sayın Başbakana sesleniyorum. Bugün elli
dokuzuncu gününe giren açlık grevleri çok tehlikeli bir sürece girmiştir. Durum
çok acildir ve vahimdir. Bu nedenle, içerden ölüm haberleri gelmeden bir an
önce bu talepler karşılanmalıdır. Çünkü, bu taleplere olumlu yanıt verilmesi
durumunda, Kürt sorununun demokratik, siyasi, barışçıl çözümünün önü açılacak,
yıllardır yaşanan acıların, çatışmaların yol açtığı ölümlerin daha da artmaması
için olanak yaratılmış olacaktır. Bu konuda gereken adımların atılması
Türkiye'ye nefes aldıracaktır.
Bizler, Kürt sorununun askeri
ve güvenlikçi politikalarla çözülemeyeceğini ısrarla vurguluyoruz. Bu
güvenlikçi politikalar eninde sonunda halkları birbirinden ayrıştıracak olan
politikalardır. Bu nedenle, bir an önce diyalog ve müzakere sürecine
geçilmelidir. Evet, bugün Suriye başta olmak üzere Orta Doğu kaynıyor. Bu
nedenle biz diyoruz ki, Türkiye, Kürtlere artık dostluk elini uzatsın.
Uzatılacak bu dostluk eli, halkların gerçek ve onurlu birlikteliğine,
kardeşliğine ve Türkiye'nin Orta Doğu'da gerçek bir aktör olmasına hizmet
edecektir. Vurguladığımız bu düşüncelerimize yürekten inanıyoruz. Belirtmiş
olduğumuz bu düşünceler çerçevesinde geliştirilecek politikalar, insanlarımızın
ve ülkemizin hasret kaldığı barışı bizlere kazandıracaktır.
Bu duygularla tekrar hepinizi
saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Gündem dışı ikinci söz,
Manisa işçisinin sorunları hakkında söz isteyen Manisa Milletvekili Özgür
Özel’e aittir.
Buyurun Sayın Özel. (CHP
sıralarından alkışlar)
2.- Manisa Milletvekili Özgür
Özel’in, Manisa işçisinin sorunlarına
ilişkin gündem dışı konuşması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Manisa’nın, Manisalının sorunlarını dile
getirmek üzere buradayım.
Manisa bir işçi kenti, Manisa
bir çiftçi kenti, Manisa bir emekli kenti. Manisa’nın işçisi, geçtiğimiz
günlerde çıkardığımız son Sendikalar Yasası’yla artık eskiye göre çok daha
güvencesiz. Manisa’da kapıdaki binlerce işsizin yarattığı baskıyla içeride
çalışan işçiler güvencesiz bir şekilde sendikanın “s”sini anmaktan korkar bir
şekilde çalışıyorlar ve en ufak bir örgütlenme girişimlerinde kapı önünde
oluyorlar.
Manisa çiftçisinin derdi
boyunu aşmış durumda. Biz Manisa milletvekilleri olarak Manisa’da çeşitli
etkinliklere katıldığımızda dile getirdiğimiz konularda hep bunun Plan Bütçe
Komisyonunda Manisa milletvekilleri tarafından ortak olarak dile getirilmesi ve
çözüm aranmasını söylemiştik. Geçtiğimiz günlerde Tarım Bakanı Sayın Mehdi
Eker’in Plan Bütçe Komisyonundaki sunumu sırasında hep birlikte oradaydık. Ben,
Manisa’da zeytinciliğin ne kadar perişan olduğunu anlatmaya çalıştım. Sekiz
sene önce 2 liraya satılan zeytinin fiyatının 70 kuruşa düştüğünü, orada Manisa
milletvekilleri olarak Manisa’da söz verdiğimiz gibi çiftçiye yapılacak
iyileştirme için iki elimizi birden kaldıracağımızı söylemiştik ama Manisa’da
verilen sözler unutuldu. Biz bunları ifade ederken Manisa Milletvekilimiz Sayın
Uğur Aydemir, Manisalı tütüncüyü tütün çilesinden kurtarmakla övünüyordu. Tütün
çilesinden kurtarmak dediği tütüncüyü bitirmekti. Manisa’nın dağ köylerine
gittiğimiz de yaşlı bir hacı amca bana şöyle sormuştu: “Oğlum, 70’lik rakının
fiyatı ne oldu?” Ben de döndüm dedim ki: “Amcacığım eskiden içer miydiniz?”
“Yok, benim babam hacıydı. Bizim ne evimize girdi ne dudağıma değdirdim.” dedi.
“O zaman sana ne 70’lik rakının fiyatından?” dedim. Dedi ki: “Eskiden Tekel
70’lik rakı kaç paraysa tütüne o fiyatı verirdi.” Bugün 45 lirayla 50 lira
arasında 70’lik rakının fiyatı ama bir kilo tütün 10 liradan, 7 liradan, 8
liradan alınıyor. İşte Manisa milletvekillerinin “Tütüncüyü kurtardık tütün
üretme derdinden.” dediği mesele bizim “Tütüncüyü bitirdiniz.” dediğimiz
meseleyle aynı.
Bir başka Manisa
milletvekilimiz Manisa’da üzüm piyasası açılırken demişti ki: “3,5 lira olacak
bu sene üzüm ve herkesin yüzü gülecek.” O gün alkış aldı, hatta biz dedik ki:
“Ya, olmazsa?” “Olmazsa çiftçi gelsin, beni bulsun.” dedi.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Üzümü
de söyle, üzümü.
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - Mehdi
Eker’e onu sordum, dedim ki: “3,5 lira sözü var Manisa milletvekillerinin. Faiz
kıskacındaki üzümcü 2,5 liradan satıyor üzümünü tefecinin elinden bir an önce
kurtulabilmek için. Bu konuda bir şeyler yapmayı düşünüyor musunuz, bu söze
kefil misiniz? Zeytine prim sözü verdik biz Manisa’da, dane zeytine 50 kuruş
dedik, ama 20 kuruş, 30 kuruşa söz verdiler, siz buna kefil misiniz?” Mehdi
Eker güldü geçti “İlerleyen senelerde bakarız.” dedi. Böyle sıkıntılarla karşı
karşıyayız.
Yarın 10 Kasım, Ata’mızın
aramızdan ayrılışının 74’üncü yılı. Onun Türk çiftçisine değer veren, Türk
aydınlanması için de köylerden başlayan o eğitim için köy enstitüleri
çalışmasında, bakınız, köy enstitülerindeki Çiftçi Marşı neler söylüyor o
zaman.
Diyor ki:
“Sürer, eker, biçeriz,
güvenip ötesine,
Milletin her kazancı milletin
kesesine.
Toplandık baş çiftçinin,
Atatürk’ün sesine,
Toprakla savaş için ziraat
cephesine.”
Ve o uzun, güzel marş şöyle
bitiyor:
“Biz ulusal varlığın
temeliyiz, köküyüz,
Biz yurdun öz sahibi,
efendisi köylüyüz.”
Atatürk’ün köylüyü milletin
efendisi yaptığı noktadan bugün köylüyü ne noktalara getirdiğimiz, her birini
borçlandırdığımız, faiz çektiği yabancı bankaların topraklarına el koyar duruma
geldiği bir noktadayız.
Ve 74’üncü yılında Ata’mızın
aramızdan ayrılışının, yarın bir kez daha 10 Kasımda onun huzurunda olacağız.
29 Ekimi büyük ayıplarla atlattık. 10 Kasım yarın. Yine milyonlar Ata’sına
doğru yürüyecek.
29 Ekimde gizli bir
genelgeyle buna engel olmaya çalışan, Ata’sının huzuruna yürümek isteyenlere
biber gazı sıkan, tazyikli su sıkanlar, bu sefer gizli bir genelge yayınlamaya
cesaret edemediler, çünkü korkunun ecele faydası yok, biz onu da buluyoruz,
vatandaşımızın önüne çıkarıyoruz. Bu sefer açık bir genelge yazmışlar, ama demişler
ki bu sefer de genelgede: “Gürültü ve çevre kirliliğine yol açmadan yürüyünüz.”
Efendiler, 29 Ekimde nasıl
sizin genelgenizle yasaklanmasına rağmen sizden izin almadıysak ve Atatürk’ü
nasıl anacağımızı, cumhuriyete nasıl sahip çıkacağımızı size sormadıysak,
gürültü yapma falan değil, siz gölge etmeyin de biz Ata’mızı nasıl anacağımızı
biliriz.
Saygılar, sevgiler sunuyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Gündeme geçiyoruz.
“Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları” vardır.
Komisyondan istifa tezkeresi
vardır, okutuyorum:
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan’ın Plan ve Bütçe Komisyonu
üyeliğinden istifa ettiğine ilişkin önergesi (4/70)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Üyesi bulunduğum Plan ve
Bütçe Komisyonu’ndan gördüğüm lüzum üzerine istifa ediyorum.
Gereğinin yapılmasını arz
ederim.09.11.2012
Nursel
Aydoğan
Diyarbakır
BAŞKAN – Bilgilerinize
sunulmuştur.
Meclis araştırması açılmasına
ilişkin üç önerge vardır, okutuyorum:
B) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve 23 milletvekilinin, 2000
yılında gerçekleştirilen Hayata Dönüş Operasyonu’nun araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/400)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı’na
19-22 Aralık 2000 tarihleri
arasında 20 hapishaneye eşzamanlı olarak düzenlenen ve "Hayata Dönüş"
olarak adlandırılan operasyonlar sonucunda 28 tutuklu ve hükümlü ile 1 uzman
çavuş ve 1 er yaşamını yitirmiştir. Operasyon sonucunda yüzlerce kişi
yaralanmış ve onlarca insan sakat kalmıştır. Adli tıp verilerine göre operasyon
sırasında bazı hapishanelerde kimyasal içerikli silahların/bombaların
kullanıldığı rapor edilirken "yaşam hakkının" ihlal edildiği yönünde
tazminat ödenmesi kararları bulunmaktadır. Dolayısıyla yukarda bahsi geçen
olaylar dizisi henüz tam anlamıyla açığa kavuşmamıştır. Can güvenlikleri devlet
tarafından sağlanılması gereken tutuklu ve hükümlülerin öldürülmesi veya sakat
bırakılmasıyla sonuçlanan olaylarla ilgili olarak yargı süreci de oldukça yavaş
işletilmektedir ve zaman aşımı kaygısı kamuoyu tarafından dile getirilmektedir.
Yaşanan olayların araştırılması ve gerçeklerin açığa çıkarılması için
Anayasanın 98, İçtüzüğün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca Meclis Araştırması
açılmasını arz ve teklif ederiz.
Gerekçe:
19-22 Aralık 2000 tarihleri
arasında, tutuklu ve hükümlülerin F Tipi Hapishanelere nakledilmesi için bir
dizi operasyon gerçekleştirilmiştir. Bu operasyon öncesinde tutuklu ve
hükümlüler ile hükümet arasında bir anlaşmaya varılması amacıyla aydınlardan oluşan
bir heyet operasyonun yapıldığı gün dâhil olmak üzere bir dizi görüşme
gerçekleştirmiştir. Görüşmeler devam ederken ve anlaşma noktasına
yaklaşılmışken 20 hapishaneye eşzamanlı olarak operasyonlar düzenlenmiştir.
Operasyonlar binlerce asker,
çevik kuvvet ve gardiyanın katılımıyla gerçekleştirilmiştir. 20 binin üzerinde
gaz bombası kullanılan operasyonlarda 28 tutuklu ve hükümlü ile Ümraniye Kapalı
Cezaevi'nde Uzman Çavuş Nurettin Kurt ile Çanakkale Kapalı Cezaevi'nde Mustafa
Mutlu adlı iki asker de yaşamlarını yitirmiştir. Dönemin hükümet yetkilileri
ölümleri "mahkûmların birbirini öldürmesi" olarak kamuoyuna
duyurmuştur. Ancak adli tıp raporları koğuşlardan ateş edildiğine dair bir
emareye rastlanmadığını ve ölümlerin çoğunun öldürücü düzeyin üzerinde kullanılan
gaz bombalarından, kimyasal bombalardan veya ateşli silahlardan çıkan
kurşunlardan dolayı gerçekleştirildiğini belirtmektedir.
Bayrampaşa Hapishanesinde
6'sı kadın, tam 12 kişinin yukarıdaki nedenlerden öldürüldüğü dile
getirilmektedir. Özelikle kadın mahpuslar kimyasal niteliği bilinmeyen gazlar
nedeniyle tamamen yanmışlardır. Şefinur Tezgel ile Seyhan Doğan adlı 2 kadın
tutuklunun kimlikleri bile tespit edilememiş, ailelerine bir poşete sığacak
kadar küçülmüş ve kömürleşmiş "cesetler" verilmiştir.
Devam eden süreçte, ölüm
orucu eylemlerinde hayatını kaybedenlerin sayısıyla birlikte ölü sayısının
100'ün üzerine, sakat sayısının 600'ün üzerine çıktığı bilinmektedir. Olay
muhtelif şehir ve tarihlerde yargıya taşınmıştır. Olaylardan kısa bir süre sonra
mahpuslar hakkında dava açılmış ve takipsizlikle sonuçlanmıştır. Mahkûmların
yakınları tarafından olayların ardından çeşitli davalar açılmıştır. Bazı
davalar beraatle ya da küçük cezalarla sonuçlanırken, Bayrampaşa ve Ümraniye
cezaevleri gibi bazı cezaevlerinde yaşanan süreç ise hâlen yargı aşamasındadır.
Bayrampaşa Cezaevine yönelik gerçekleştirilen operasyonlar için sahte
tutanaklar hazırlandığı, uydurma sicil numaralarına yer verildiği mahkeme
heyetinin yetkili askerî kurumlardan talep ettiği belgelerden anlaşılmıştır.
Bayrampaşa Cezaevinde askerlerin öldürdüğü Murat Ördekçi'nin ailesinin İçişleri
ve Adalet Bakanlığı aleyhine açtığı davada ise İstanbul 2. İdare Mahkemesi,
yaşam hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle 109 milyar lira para cezasına hükmetmiştir.
En temel hak olan yaşam
hakkı, devletin güvencesi altındayken bizzat devlet tarafından ortadan
kaldırılmıştır ve operasyonlar bizzat bakanlıklar, üst düzey bürokratlar
tarafından yönetilmesine rağmen yargı karşısına sadece erler
çıkartılabilmiştir. Örneğin Bayrampaşa Cezaevine yönelik açılan davada sadece
40 er yargılanmaktadır. Kamuoyu baskısı ve mahkeme heyetinin talepleri sonucu 2
de astsubayın adı mahkemeye gönderilmiştir. Yukarıda anlatılan olaylarla ilgili
olarak gerçeğin açığa çıkarılması için Anayasa’nın 98, İç Tüzük’ün 104 ve
105'inci maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılması gerekmektedir.
1) Veli Ağbaba (Malatya)
2) Tufan Köse (Çorum)
3) Haydar Akar (Kocaeli)
4) Sena Kaleli (Bursa)
5) Aykan Erdemir (Bursa)
6) Yıldıray Sapan (Antalya)
7) Mehmet Hilal Kaplan (Kocaeli)
8) Mehmet Ali Ediboğlu (Hatay)
9) Ercan Cengiz (İstanbul)
10) Sakine Öz (Manisa)
11) Binnaz Toprak (İstanbul)
12) Aytuğ Atıcı (Mersin)
13) Nurettin Demir (Muğla)
14) Aykut Erdoğdu (İstanbul)
15) Hülya Güven (İzmir)
16) Malik Ecder Özdemir (Sivas)
17) Emre Köprülü (Tekirdağ)
18) Recep Gürkan (Edirne)
19) İlhan Cihaner (Denizli)
20) Erdal Aksünger (İzmir)
21) Candan Yüceer (Tekirdağ)
22) Aydın Ağan Ayaydın (İstanbul)
23) Ayşe Nedret Akova (Balıkesir)
24) Melda Onur (İstanbul)
2.- Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu ve 26 milletvekilinin, Van ilinin
yeniden yapılandırılarak insanların sosyal ve ekonomik hayatlarının
iyileştirilmesi için nelerin yapılıp yapılmadığı ile ilgili konuların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/401)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Ülkemizin coğrafi olarak
bulunduğu konum itibariyle neredeyse tamamının 1. derece deprem bölgesi olduğu
bilimsel bir gerçekliktir. Son 110 yılda gerçekleşen 9.200 deprem de bu durumun
somut kanıtıdır.
Ülkemizde hemen her gün
deprem olmaktadır. Bina kalitesi açısından bakıldığında şiddeti 5’in üzerindeki
depremlerin yıkıcı olduğu açıkça görülmektedir. 5-5.9 depremlerin 22 günde bir,
6-6.9 depremlerin 8 ayda bir, 7-7.9 depremlerin 40 ayda bir ortalamasıyla
gerçekleşebildiği göz önüne alınırsa, ülkemizin can ve mal kayıplarının korkunç
boyutları açıkça ortaya çıkmaktadır.
Bugüne kadar yaşanan tüm
depremlerde, uzmanların ortak görüşü; can ve mal kayıplarına, depremlerde
hazırlıksız olmanın ve çürük binaların yol açtığıdır. Ne merkezî yönetimin ne
de yerel yönetimlerin bu konuda sorumluluklarını yerine getirmedikleri acı bir
gerçeklik olarak karşımızda durmaktadır.
Daha da vahim olanı yıllardır
halktan toplanan "Deprem Vergilerinin" nerelere ve ne amaçla
harcandığının bilinmemesidir. Hükümet de bu konuda mantıklı ve güvenilir bir
açıklama yapmamaktadır.
En son yaşanan Van depremi
ile gerçekler bir kez daha, yadsınamaz bir şekilde kendisini göstermiştir.
Kaybedilen canların, yok olan bir şehrin hesabı ülkemizi yönetenler tarafından
verilmemekte, ya da verilememektedir.
Geldiğimiz bu noktada;
1- Bugüne kadar toplanan
deprem vergileri nerelere, ne amaçla harcanmıştır?
2- Merkezî yönetim ve yerel
yönetimler depremlere önlem olarak bugüne kadar ne yapmışlar ve ne yapmayı
düşünmektedirler?
3- Plansız kentleşme, göç ve
hızlı nüfus artışının getirdiği sorunlar nasıl önlenecektir, yoksa hâlâ
"Millet plan değil, pilav istiyor" mantığı ile mi hareket
edilmektedir?
4- İmar yapı ve denetim
kurumları tam olarak ne zaman işler hale gelecektir?
5- Bu güne kadar olduğu gibi,
Van depremi sonrası toplanan yardımlar amacına ulaştırılmayacak mıdır?
6- Van depremi sonrası ne
kadar ayni ve nakdi yardım toplanmıştır ve nerelerde kullanılmıştır? Yardım
dağıtımında hangi kriterler göz önünde tutulmuştur?
7- Van depreminde hangi kamu
binaları hasar görmüş ya da yıkılmıştır? Halen hasarlı olduğu için
kullanılmayan yada yıkılması gereken kamu binaları hangileridir?
8- Van'dan göç eden yaklaşık
400.000 kişinin yeniden hayatlarını kurabilmeleri için neler yapılmıştır, neler
planlanmaktadır?
9- Göç edenlerin yeniden
Van'a dönüşlerini özendirmek için neler planlanmaktadır?
10- Deprem sonrası Van
halkına reva görülen muamele Hükümet tarafından nasıl karşılanmaktadır?
11- Okuluna gidemeyen
çocuklar ve 100. Yıl Üniversitesinde okuyan gençler eğitimlerini nasıl devam
ettireceklerdir?
12- Van'da depremle birlikte
yıkılan ve hatta yok olan ekonomi yeniden nasıl canlandırılacaktır? İnsanlar
işlerine yeniden nasıl sahip olacaklardır?
13- Maaş alamayan, işyeri yok
olmuş, bütün birikimini depremde kaybeden insanlarımız borçlarını, kredilerini
nasıl ödeyeceklerdir?
Ülkemizin 1. Dereceden deprem
kuşağı olması ve Van depremi ile bir kez daha ortaya çıkan gerçekler,
yukarıdaki soruların cevapları, Van ilinin yeniden yapılandırılarak insanların
sosyal ve ekonomik hayatlarının iyileştirilmesi, nelerin yapılıp, yapılmadığı
ile ilgili olarak gerekli araştırmaların yapılması, alınabilecek tedbirlerin ve
çözüm önerilerinin, belirlenmesi ve uygulanması konularında Yüce Meclisimizin ve
halkımızın bilgilendirilmesi amacıyla Anayasa'nın 98'nci, Türkiye Büyük Millet
Meclisi İç Tüzüğünün 104 ve 105'nci maddeleri gereğince Meclis Araştırması
açılmasını arz ederiz.
1) Mevlüt Dudu (Hatay)
2) Erdal Aksünger (İzmir)
3) Haydar Akar (Kocaeli)
4) Hülya Güven (İzmir)
5) Veli Ağbaba (Malatya)
6) Kadir Gökmen Öğüt (İstanbul)
7) Namık Havutça (Balıkesir)
8) Gürkut Acar (Antalya)
9) Aylin Nazlıaka (Ankara)
10) Muharrem Işık (Erzincan)
11) Mustafa Serdar Soydan (Çanakkale)
12) Bülent Tezcan (Aydın)
13) Emre Köprülü (Tekirdağ)
14) Turgut Dibek (Kırklareli)
15) Durdu Özbolat (Kahramanmaraş)
16) Sabahat Akkiray (İstanbul)
17) Ayşe Nedret Akova (Balıkesir)
18) Ali Serindağ (Gaziantep)
19) Hurşit Güneş (Kocaeli)
20) İhsan Özkes (İstanbul)
21) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
22) Ali Demirçalı (Adana)
23) Ali Haydar Öner (Isparta)
24) Candan Yüceer (Tekirdağ)
25) Tolga Çandar (Muğla)
26) Mehmet Şevki Kulkuloğlu (Kayseri)
27) Mehmet Şeker (Gaziantep)
3.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk ve 22 milletvekilinin,
Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğünde hukuki olmayan ve usulsüz
yapılan işlemlerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/402)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Mustafa Kemal Atatürk'ün
talimatları ile, 14/6/1935 talihinde, 2819 sayılı yasayla kurulmuş olan
Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü (EİE), ülkemizin en köklü
kurumları arasındadır.
EİE, ülkenin hidrolik,
rüzgar, güneş, jeotermal, biyokütle ve diğer yenilenebilir enerji kaynakları
öncelikli olmak üzere tüm enerji kaynaklarının değerlendirilmesine yönelik
ölçümler yapmak fizibilite ve örnek uygulama projeleri hazırlamakla ve enerji
verimliliği çalışmalarını sürdürmekle mükellef bir kurumdur.
Seçim öncesinde çıkarılan
yetki yasasına dayanılarak, 2 Kasım 2011 tarihli 662 karar sayılı Kanun
Hükmünde Kararname ile Elektrik İşleri Etüd İdaresi teşkiline dair kanun
yürürlükten kaldırılmıştır.
Hukuki olmayan ve usulsüz
yapılan işlemler;
6223 sayılı Yetki Kanununda,
3154 Sayılı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun ve EİE kanununda değişiklik yapma yetkisi Bakanlar Kuruluna
verilmemiştir.
EİE ile ilgili olarak 2 Kasım
2011 tarihinde iki kanun hükmünde kararname yayınlanmıştır Bunlardan KHK/657
ile EİE'nin kuruluş yasasında görev değişikliği yapılmıştır. Aynı tarihli
KHK/662 ile Elektrik İşleri Etüt İdaresi kapatılmıştır. Buna rağmen KHK/662'den
bir gün sonra EİE'ye ait bir yönetmelik çıkarılmıştır.
KHK/662 ile EİE'nin hidrolik
ile ilgili olarak görevleri, Orman ve Su Bakanlığına bağlı Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü'ne (DSİ) devredilmiştir. Aynı kararname ile Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığına bağlı Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü kurulmuştur.
Kapatılan ilan EİE'nin DSİ'ye devredilen görevleri ve diğer tüm görevleri yeni
kurulan bu kurama vakfedilmiştir.
Halen bu görevleri hangi
kurumun yapacağı çelişkilidir.
6223 sayılı yetki kanununda
belirtilen hususların dışına çıkılarak kariyer ve liyakata aykırı atamalar
yapılmıştır.
En bariz örneği; KHK/662 ile
EİE'de sınavda başarı göstermiş ve asaleten atanmış olan Şube Müdürleri
Araştırmacı kadrosuna atanmış sayılmıştır.
Araştırmacının ek gösterge,
ek ödemesi ve özel hizmeti oldukça düşük olup şube müdürlüğünden araştırmacı
kadrosuna atananlar mali hak kayıpları yaşamaktadır. '
Şube Müdürlerinin özlük
hakları elinden alınmakla kalmamış bundan sonraki maaş artışlarından
yararlanmasının da önü kesilmiştir. Özellikle teknik kökenli Şube Müdürlerinin
mali hak kaybı küçümsenmeyecek değerdedir.
KHK/662 kararnameye göre DSİ
devredilecek personel EİE'nin iş tanımından yapılmıştır. Bundan hareketle
devredilecek işler ve gidecek personel sayısı hususlarında tutarsızlıklar
bulunmaktadır.
KHK/662'nin geçici 10.
maddesine göre EİE'de çalışan "657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tâbi
memurlar ile sözleşmeli personel ve 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş
Kanununa tâbi personel, bu maddenin yayımını takip eden altıncı ayın sonunda
Dsi’ye devredilmiş sayılır."
Bu maddeye göre altı ay gibi
uzun bir süre boşluk yaratılmıştır. Bu durum kamu yönetim birçok
belirsizliklere yol açmaktadır. Bu durum hukukun temel ilkelerine ve
uluslararası sözleşmelere aykırıdır.
Kapatılan EİE'nin DSİ'ye
devredilen görevleri, Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü adı altında
sürdürülmektedir.
3 Mayıs 2011 tarihli yetki
kanunu ile EİE'nin kapatılacağının bilindiği varsayımı ile o tarihten bugüne
kadar EİE’de ve KHK/662’den sonra kurulan Yenilenebilir Enerji Genel
Müdürlüğü'nde kaç adet ihale yapıldığı bilinmemektedir, dolayısıyla kamunun ne
kadar zarara uğratıldığının ortaya çıkarılması gerekir.
Yenilenebilir Enerji Genel
Müdürlüğü Enerji Uzman, Uzman Yardımcısı, Denetçi ve Denetçi Yardımcısı
kadroları KHK/662 ile ihdas edilmiştir. Buradan hareketle tüm bu yeni
yapılanmanın asıl maksadının kadrolaşma olduğu açıktır.
Yukarıda saydığımız
nedenlerle ve idari yönetimin kanunsal yapıda yürütülmesi için Anayasa’nın 98.,
içtüzüğün 104 ve 105'inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz
ve teklif ederiz. 13.12.2011
1) Ali İhsan Köktürk (Zonguldak)
2) Veli Ağbaba (Malatya)
3) Ali Serindağ (Gaziantep)
4) Durdu Özbolat (Kahramanmaraş)
5) Gürkut Acar (Antalya)
6) Hülya Güven (İzmir)
7) Engin Altay (Sinop)
8) Sabahat Akkiray (İstanbul)
9) Ayşe Nedret Akova (Balıkesir)
10) Kadir Gökmen Öğüt (İstanbul)
11) Hurşit Güneş (Kocaeli)
12) İhsan Özkes (İstanbul)
13) Bülent Tezcan (Aydın)
14) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
15) Mustafa Serdar
Soydan (Çanakkale)
16) Ali Demirçalı (Adana)
17) Ali Haydar Öner (Isparta)
18) Candan Yüceer (Tekirdağ)
19) Muharrem Işık (Erzincan)
20) Tolga Çandar (Muğla)
21) Mehmet Şevki
Kulkuloğlu (Kayseri)
22) Mehmet Şeker (Gaziantep)
23) Erdal Aksünger (İzmir)
BAŞKAN – Bilgilerinize
sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki yerini
alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler sırası
geldiğinde yapılacaktır.
Bir gensoru önergesi vardır.
Önerge bugün bastırılıp sayın üyelere dağıtılmıştır.
Şimdi önergeyi okutuyorum:
C) Gensoru Önergeleri
1.- MHP Grup Başkan Vekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve
İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, vatandaşları ve üreticileri son aylarda
doğal gaz ve elektrikte yüksek oranlı zamlarla karşı karşıya getirdiği,
sağlıklı bir enerji politikası oluşturamadığı, enerji arz güvenliği için
gerekli tedbirleri sağlayamadığı ve enerji KİT'lerinin şeffaf, verimli ve etkin
işletilmesini temin edemediği iddiasıyla Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergesi (11/22)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Ekonomik politikaların aile
bütçelerine önemli yükler getirdiği, reel sektörün rekabet gücünün azaldığı,
maliyetlerinin arttığı bir dönemde vatandaşımızı, üreticilerimizi son aylarda
yüksek şok zamlarla karşı karşıya getiren, sağlıklı bir enerji piyasası
oluşturamayan, enerji arz güvenliği için gerekli tedbirleri sağlayamayan,
Enerji KİT'lerinin şeffaf, etkin ve verimli işletilmesini temin edemeyen Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner Yıldız hakkında anayasanın 98 ve 99'uncu,
TBMM İçtüzüğünün 106'ncı Maddeleri uyarınca Gensoru açılmasını Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına arz ederiz.
Mehmet Şandır Oktay
Vural
Mersin İzmir
Grup Başkanvekili Grup
Başkanvekili
Gerekçe:
Türkiye ekonomik
politikalarının etkileri ve endişelerinin yoğunlaştığı böyle bir ortamda reel
sektörün artan maliyetlerine, kaybolan rekabet gücüne, azalan istihdamına çözüm
paketleri oluşturulması, vatandaşlarımızın içine düştüğü borç krizinden kurtulmasını,
satın alma gücünü korumasını sağlayacak tedbirler alması gerekirken, Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanının uyguladığı enerji politikaları sonucunda bugün,
vatandaşlarımız ve üretim sektörü elektrikte ve doğalgazda yapılan son zamlarla
haksız ve büyük bir bedel ödemekle karşı karşıya bırakılmıştır.
Esasen, doğalgaz ve elektrik
enerjisinde vatandaşa yansıyan zamların arkasında, ayrıca tartışılması gereken
uygulanan enerji politikalarıdır. Elektriğin, doğalgazın, petrol ve petrol
ürünlerinin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir
şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması hükümetin sorumluluğundadır.
Bunun için alınması gereken
tedbirleri yeterince ve zamanında alınmamasının faturasının vatandaşa
ödettirilmesi en azından bir "siyasi sorumluluk" getirmelidir.
Hükümet, mali açıdan güçlü, istikrarlı ve rekabet gücü yüksek şeffaf bir enerji
piyasası oluşturamamıştır. Enerji piyasasında bağımsız bir düzenleme ve denetim
sağlanamamıştır. Bunun sonucunda halkımız enerjiyi ucuz kullanamamış ve
firmalarımızın uluslararası rekabet güçleri zayıflamıştır.
Enerjide arz güvenliğini
sağlayacak kaynak ve ülke çeşitlendirmesi sağlanamamış, 5015 sayılı yasaya göre
oluşturulması gereken ulusal petrol stoku ve doğalgazda arz güvenliğini
sağlamak için gerekli tedbirler zamanında alınmamıştır. Böylece tüketiciler şok
zamlarla karşı karşıya bırakılmıştır.
Ülkemizin birincil enerji
tüketimi açısından dışa bağımlılığı 2002 yılı sonu itibariyle %68,3 iken, bu
oran %72,3 oranına çıkmıştır. Bunun sonucu olarak doğalgaza olan bağımlılığımız
artarak devam etmiş ve ülke hazinesi milyarlarca dolar yurtdışına fazla ödeme
yapmak durumunda kalmıştır.
Rusya Federasyonundan alınan
doğalgaz için belirlenen formül değiştirilmiş, hükümetçe yapılan yeni sözleşme
ile ülkemiz aleyhine ve Rusya lehine fiyat oluşmasının önü açılmıştır.
BİL'deki usulsüz atamalara
göz yumulmuş, genel kurulunun uzunca süre yapılması sağlanamamıştır. BİL'in
işletme anlaşmasındaki olumsuzluklara göz yumulmuştur. BOTAŞ yönetim kurulu bu
anlaşmayı imzalamaktan imtina ederek BİL ve BOTAŞ menfaatlerini korumak
şartıyla yetkiyi BİL yönetim kuruluna devretmiştir. BİL yönetim kurulu da BOTAŞ
yönetim kurulunca istenen talepler doğrultusunda yetkiyi genel müdüre
devretmiştir. Genel müdür ise belgeyi imzalamıştır. (2011 Aralık) İmzalanan bu
belge Türkiye menfaatlerine açıkça aykırı hükümler içermektedir.
6353 sayılı torba yasaya
konulan maddelerle Başkent Doğalgaz piyasa değeri arttırılmış ancak bu artış
vatandaştan tahsil edilmek üzere düzenlenmiştir.
AKP'nin iktidar olduğu bu
dönemde; elektrik fiyatlarının düşürülmesi ve verimliliğin arttırılması,
elektrik enerjisi arz güvenliği ve talebinin karşılanmasının sağlanması ve arz
kalitesinin artırılması, dağıtım sektöründeki teknik kayıpların OECD ülkeleri
ortalamalarına indirilmesi ve kaçakların önlenmesi, dağıtımda tahakkuk
oranlarının yükselmesi ve elektrik faturalarının tahsilatında iyileşme
sağlanması, gerekli yenileme ve genişleme yatırımlarının kamu tüzel kişilerine
herhangi bir yükümlülük getirilmeden yapılmasını sağlayacak kamu ve piyasa
duyarlılığı sağlanamamıştır. Bu dönemde, enerji sektöründe ülkemiz, "alım
garantileri" kıskacından kurtarılamamıştır.
Bu dönemde, Bakanlık ve
enerji KİT'leri, verimsiz yönetilmiş, gereken kamu yatırımları yeterince ve
zamanında yapılmamıştır. Enerji KİT'leri süresi geçen borçlarını ödeyebilmek
için Bankalardan Ticari Kredi kullanma cihetine gitme durumunda kalmıştır.
TETAŞ ise alım garantili aldığı enerjinin bedelini vadesinde ödeyememiş ve
şirketlere sözleşme gereği gecikme cezası ödemek zorunda kalmıştır.
Bakanlık ve bağlı
kuruluşların çeşitli projelerinde ve yapılan ihalelerde yanlış, yanlı
uygulamalarla rekabet ortamı sağlanamamış, kamu zararı oluşmuş, kamu alacakları
zamanında tahsil edilmemiştir. Bütün bu politikaların sonucunda sağlıklı ve
verimli bir enerji piyasası oluşmamıştır. Bakan ve Bakanlığın yanlış
politikalarının getirdiği ilave maliyetin faturasını vatandaşlarımız ödemek
durumunda kalmıştır.
Neticede bugün
vatandaşlarımız kış öncesi, ülkemizin "Üretim sektörü" ise küresel
finans krizinin reel sektöre yansıması tehdidi altında yaşadığımız şok zamlarla
karşı karşıya kalmıştır. Bu Enerji Politikalarının siyasi sorumlusu Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner Yıldız 'dır. Bu bakımdan bu politikaları
uygulayan siyasi sorumlusu Sayın Bakan hakkında Gensoru Önergesi verilmiştir.
BAŞKAN – Bilgilerinize
sunulmuştur, gensorunun gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmenin
gününü de kapsayan Danışma Kurulu önerisi daha sonra onayınıza sunulacaktır.
Milliyetçi Hareket Partisi
Grubunun, İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır,
okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
VI.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- MHP Grubunun, 10/10/2012 tarih ve 6285 sayı ile uyuşturucu başta
olmak üzere madde bağımlılığı ve kaçakçılığı sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla vermiş olduğu Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 9 Kasım 2012 Cuma günkü birleşiminde
sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
09.11.2012
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 09.11.2012
Cuma günü (bugün) toplanamadığından Grubumuzun aşağıdaki önerisini İç Tüzük'ün
19'uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Mehmet
Şandır
Mersin
MHP
Grup Başkan Vekili
Öneri:
10 Ekim 2012 tarih ve 6285
sayı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verdiğimiz "Uyuşturucu
başta olmak üzere madde bağımlılığı ve kaçakçılığı sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla" verdiğimiz Meclis
Araştırma önergemizin 09.11.2012 Cuma günü (bugün) Genel Kurulda okunarak
görüşmelerinin bugünkü Birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN – Milliyetçi Hareket
Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Reşat Doğru, Tokat Milletvekili (MHP
sıralarından alkışlar)
REŞAT DOĞRU (Tokat) –
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Uyuşturucu başta olmak üzere
madde bağımlılığı ve kaçakçılığının sorunlarının araştırılmasıyla ilgili olarak
vermiş olduğumuz araştırma önergesiyle ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Ülkemizde uyuşturucu madde
bağımlılığı her geçen gün daha fazla artmaktadır. Uyuşturucu kullanma yaşı
neredeyse on bir yaşlara, yani ilköğretim öğrencilerine kadar yaygınlaşmış
durumdadır. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de önümüzdeki yıllarda en önemli
sorunların başında madde kullanımı ve bağımlılığı olacaktır. 21’inci yüzyılda
yeni dünya düzeninin oluşması ve toplumda sosyal yaşamdan beklentilerin
değişmesi, aile yapısındaki bozulmalar bu durumu ortaya çıkarmaktadır. Bu
sorunu sadece ülkelerin kendi sorunuymuş
gibi değerlendirmek de doğru değildir. Bütün dünyadaki toplumların ortak sorunu
olmuş, acil müdahale durumuna da geçilmeye başlanmıştır. Konu bir insanlık
problemi hâline gelmiştir. Ülkemizde bu sorun gün geçtikçe büyümekte, yaşlı,
genç, fakir, zengin, erkek, kadın, toplumunun bütün fertlerini
ilgilendirmektedir. Yani madde bağımlılığı yoğun bir şekilde artarak devam
etmektedir.
Tabii, bununla ilgili,
özellikle bunu bir, yani madde bağımlılığını bir hastalık olarak değerlendirmek
mecburiyetinde olduğumuzu ifade etmek istiyorum çünkü bağımlık bir hastalıktır.
Dolayısıyla bunun birinci derecede sorumlusu Sağlık Bakanlığı olmalıdır. Yani
Sağlık Bakanlığının böyle önemli bir konunun çok ciddi manada değerlendirmesini
yapması ve bunu önemseyerek toplumun dertlerinin çözümlenmesi konusunda, bu
sorunun çözümlenmesi konusunda ciddi adımlar atmalıdır. Ama enteresandır,
Sağlık Bakanlığı maalesef bunu sadece “AMATEM merkezleri” dediğimiz, alkol ve
madde bağımlılığıyla ilgili, kurmuş olduğu, çeşitli illerdeki merkezlere
bırakmış, oradaki merkezlerde de bir kaç tane doktora, hekime veya oradaki
çalışan arkadaşlara bu işi havale etmiştir, enteresandır.
Tabii, ikinci sorumlu olan,
özellikle aileler, Aile Bakanlığı sorumludur. Bu işten en fazla sıkıntı çeken…
Çocuklarımız çekmektedir, ailelerimiz çekmektedir, buna bulaşmış olan özellikle
ailelerin ne duruma gelmiş olduğunu bilhassa bu maddeden bağımlı olan insanlar
çok iyi görmektedir. Yani Aile Bakanlığı da bu işi çok önemsemelidir. Ama
enteresandır, Aile Bakanlığı da maalesef üç beş tane, yazılı basına verilen
demeçlerle veya kitapçıklarla veyahut da üç beş tane broşürle, bununla mücadele
ettiğini sanmaktadır. Değerli arkadaşlar, bu da yeterli değildir.
Üçüncü önemli, sorumlusu
olması gereken, Millî Eğitim Bakanlığıdır. Bakınız, Millî Eğitim Bakanlığı,
maalesef bu konuda, çok ciddi manada, başarılı bir sınav vermiş değildir. Yani
Millî Eğitim Bakanlığı, kendisi, okulların hepsinde “Madde kullanımı dediğimiz,
sigara, alkol, uyuşturucu kullanımı acaba ne durumdadır? Çocuklarımız hangi
oranda bunları kullanıyorlar?” şeklinde bir değerlendirme içerisinde maalesef
olmamıştır.
Bakınız, özellikle Avrupa’da
uygulanan, ülkemizde de uygulanması istenilen ESPAD Projesi diye bir proje
vardır, Avrupa Gençlerde Madde Kullanımı Değerlendirme Projesi. Bu proje, 2003
yılından itibaren maalesef Millî Eğitim Bakanlığı tarafından uygulanmaya
konulmamıştır. Bunu, müteaddit defalar biz gündeme getiriyoruz. “Gelin,
çocuklarımızın durumunu görelim. Acaba ülkemizdeki madde kullanımı yani sigara,
alkol, uyuşturucu durumu nedir? Bununla ilgili neler yapabiliriz? Avrupa
Birliği kriterleri içerisinde, Avrupa Birliği ülkelerinin hepsinde o
araştırmalar yapılırken bizim ülkemizde neden yapılmıyor?” şeklinde bunu
sorduğumuz zaman maalesef Millî Eğitim Bakanlığı yetkilileri bize doyurucu bir
şekilde bilgi vermiyorlar. Yani bu noktada da, değerli arkadaşlarım, biz
ısrarcı bir şekilde bunu yapmak mecburiyetindeyiz. Yani uyuşturucuyla mücadele
sadece belirli insanların değil veya belli bir toplumun değil, Millî Eğitim
Bakanlığının esas görevleri içerisinde olmalıdır. Ama Millî Eğitim Bakanlığı
bunu maalesef önemsememiş ve beraberinde de hâlâ, şu ana kadar, benim geçen
dönem de dâhil olmak üzere üç dönem çeşitli müteaddit defalar sormuş olduğum sorularımıza
veya gündem dışı konuşmalarımıza rağmen bununla ilgili en küçük bir ilerleme
olmamış olduğunu üzülerek görüyorum. Yani Millî Eğitim Bakanlığı çocuklarımızı
önemsemiyor. Yani okulların önlerinde şu anda her tarafta uyuşturucu satışları
vardır. Şu anda büyük şehirler başta olmak üzere büyük şehirlerin hepsinde
yoğun bir şekilde madde kullanımıyla ilgili çok ciddi sorunlar vardır,
ailelerin yürekleri yanmaktadır. Ama Millî Eğitim Bakanlığının yani Bakanlık
bürokratlarının maalesef yürekleri yanmamaktadır, onlar da gerekli adımı
atmamaktadırlar.
Tabii, dördüncü sorumlular
İçişleri Bakanlığıdır. İçişleri Bakanlığı
TUBİM vasıtasıyla bunu yürütmeye çalışıyor. TUBİM’de çalışan
arkadaşların hepsini candan tebrik ediyorum. Hakikaten, şu anda neredeyse dört
bakanlığın görevini tek başına yapan emniyette küçük bir birim vardır, o
birimde çalışan arkadaşlar ellerinden gelen bütün gayreti göstererek burada
uyuşturucuyla mücadele etmenin yoğun bir şekilde mücadelesini veriyorlar,
onları candan tebrik ediyoruz ama yeterli değildir. Yani, dört bakanlığın ortak
bir şekilde buna bir çözüm bulması, çare bulması gerekmektedir.
Sayın milletvekilleri,
Birleşmiş Milletler verilerine göre
dünyada 200 milyona yakın insan uyuşturucu kullanmaktadır. Bunlardan 150
milyon kişinin kullanımı, esrar başta alınırken, amfetamin ve uyuşturucular,
kokain, eroin gibi maddelerin yoğun bir şekilde kullanıldığı görülmektedir.
Uyuşturucu kullanımı
istatistiklerinin doğruya yakın tespit edildiği ABD’de uyuşturucudan her yıl
yaklaşık olarak 20 bin kişinin öldüğü görülmektedir. Bu durumun benzerlerini
Avrupa Birliği ülkelerinde de görüyoruz. Toplumun yapısını zedeleyen,
insanların amaçlarını ve umutlarını yok eden bu maddeleri en çok gençler
kullanıyor. Bunu incelediğimizde yoğunluğun on beş-yirmi beş yaş arasında
olduğunu görüyoruz. Ancak ülkemizde özellikle Doğu ve Güneydoğu Bölgemizde bu yaşın yani uyuşturucuya başlama yaşının
altmış yaşlarında olduğunu da görüyoruz; enteresandır. Avrupa Birliği ülkelerinde
bile otuz beş yaşın üzerinde insanlar başlamamışken bizim ülkemizde altmış yaşı
geçmiş olan insanlar da uyuşturucuya bağımlı hâle gelebiliyorlar.
Ancak, şurası da gerçektir
ki, hiçbir aile, çocuğunu esrar içerken, damarına eroin enjekte ederken ya da
extacy hapı, tableti içerken hayal edemez. Ancak, araştırmalar göstermiştir ki
gençlerin uyuşturucu kullanmaya başlamalarıyla bu durumdan ailelerinin haberdar
olması arasında epey bir mesafe vardır.
Türk Psikoloji Derneği
tarafından ülkemizde yapılan madde kullanımı ve profili araştırmasında on
beş-yirmi dört yaş grubunda 7.681 denekte, kişide yapılan incelemede; yüzde
27,4 düzenli sigara kullanıyor -ilk defa 14 yaşında yazılmış- yüzde 9,2’si
alkol kullanıyor, yüzde 2,9’u arkadaşlarından en az birinin madde kullandığını
ifade ediyor. Ayrıca Ankara’da yedi farklı lisede yapılan araştırmada da lise
öğrencileri yüzde 12,2 sigara, yüzde 23,5 alkol, yüzde 2,3 hayatta en az bir
kere madde kullandığını ifade ediyorlar. Ancak, son yapılan çalışmalar,
ülkemizdeki sigara kullanımının çok yaygın olduğunu göstermektedir. Bilhassa
kadın nüfusta erkeklere oranla ciddi bir yükseliş vardır. Ayrıca, toplumda
alkol, uyuşturucu ve uyarıcı kullanımı da maalesef giderek artıyor. Bilhassa
evlerde legal olarak kullanılan maddelerde de ciddi artışlar vardır, bunların
başında tiner geliyor. Tiner kullanan çocuklar belki de sokaklardan daha fazla
evlerimizde kullanıyorlar.
Uyuşturucu olarak
adlandırılan bütün maddeler, beyin ve merkezî sinir sisteminden başlamak üzere
vücudun bütün organlarını tahrip ederek onları zehirliyor, akıl ve iradeyi
etkisine alarak işlemez hâle getiriyor, kişiyi dengesiz yapıyor, normal
yaşamdan uzaklaştırıyor. Maddi boyutunun ağırlığı yanında beyin ve akıl
sağlığının da en büyük düşmanı olduğu, sağlığın en büyük düşmanı olduğunu da
unutmamamız gerekmektedir.
Çok zeki, çalışkan, başarılı
bir çocuğu, hayattan zevk almayan ruhi sıkıntılar ve kaoslar içerisinde
görebiliyorsunuz yani akıl ve zihnin iflas etmiş olduğu bir tabloyla
çocuklarımız karşı karşıya kalabiliyor. Hatta, enteresandır, ülkemizde yapılan
bir araştırmada, madde ve uyuşturucu bağımlılarının yaklaşık olarak 2/3’ünün
suç işlediği tespit edilmiştir. Bakınız, çok ciddi bir istatistiktir, 24/2/2008
tarihinde yapılan; ceza infaz kurumlarındaki 94.277 hükümlünün, tutuklunun,
yaklaşık olarak bunların 13.280 tanesi uyuşturucu suçlarından dolayı
hapistedir. Yani uyuşturucu suçlarının oranı şöyle bir bakmış olduğumuz zaman
-ben şu anda daha fazla arttığı kanaatindeyim- neredeyse toplumun yüzde 15’i
civarında olduğunu ve süratli bir şekilde ivme kazanarak devam etmekte olduğunu
görüyoruz.
Saygıdeğer milletvekilleri,
tabii, bu konuyla ilgili söylenecek çok söz var. Bakınız, mesela, uyuşturucudan
dolayı şu anda ülkemizde çok büyük para da kazanılıyor. PKK terör örgütü
militanları, yaklaşık olarak bundan 10 milyar doların üzerinde para
kazanıyorlar. Yaklaşık olarak diyorum çünkü o hat üzerinden geçen yani
ülkemizin bir hattından bu “organik uyuşturucular” dediğimiz eroindir veya
diğer uyuşturucu maddeler, onların geçtiği bölgeler, yine sentetik uyuşturucuların
geçmiş olduğu bölgelerde yaklaşık olarak PKK terör örgütü 10 milyar doların
üzerinde bir parayı da gelir kaynağı olarak elde ediyor. Yani burada da suçla
mücadele etmek, bu suçlularla mücadele etmek, özellikle madde bağımlılığıyla
mücadele edilirken esasında terörle de mücadele etmek durumuyla karşı karşıya
kalacaksınız. Dolayısıyla mutlaka bu konuda da iş birliği yani diğer ülkelerin
hepsiyle iş birliği yapılmalı ve terör örgütlerinin elindeki bu maddi
kaynakların, para kaynaklarının da kurutulması gerekmektedir.
Tabii bu yönlü olarak,
bakınız, Meclisimiz bir araştırma komisyonu geçmiş tarihlerde kurmuşlardır.
Meclis araştırma komisyonumuzda çok değerli arkadaşlarımız çalışmışlardır. Çok
Değerli Hocam Sayın Necdet Ünüvar Hocam’a teşekkür ediyoruz. Kendisi zaten şu anda
o araştırma komisyonunun tek yetkilisi olarak, tek başına, ben biliyorum, şu
anda o komisyonun eski başkanı olarak çalışmalarına devam ediyor. Kendisine
teşekkür ediyorum, sağ olsun. Hakikaten onun da gayreti olmasına rağmen…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
REŞAT DOĞRU (Devamla) –
Bitiriyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN – Uygulamamızda yok
Sayın Doğru.
REŞAT DOĞRU (Devamla) –
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
İyi günler diliyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi
grup önerisi aleyhinde söz isteyen Necdet Ünüvar. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
NECDET ÜNÜVAR (Adana) – Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Madde bağımlılığı gerçekten
çok önemli bir problem. Biraz önce çok değerli çalışma arkadaşım Sayın Doğru
gerçekten son derece doğru ifadelerle konuyu izah ettiler. Teşekkür ediyorum.
Tabii, olay uyuşturucunun
ötesinde “madde bağımlılığı” dendiği zaman sigara, alkol, uçucu maddeler gibi
geniş bir perspektifte değerlendirilmesi gereken bir husus ve olayın tabii
hukuki, toplumsal, tıbbi, rehabilitasyon, kaçakçılık, terör boyutları var.
Zaman zaman bunlar farklı şekillerde karşımıza da çıkabiliyor. Toplumda
gerçekten yürek burkan birtakım öykülerle de karşı karşıya kalabiliyoruz.
Geçenlerde Zaman gazetesinin
birinci sayfasında, Diyarbakır Bingöl kırsalında –ki, değerli arkadaşlarımın
verdiği araştırma önergesinde de ona vurgu yapılmış- o kenevir ekilmiş alanlar
vardı ama kısa zaman içerisinde güvenlik kuvvetlerinin o kenevir ekilen
bölgeleri yok ettiği haberini de daha sonra gördük. Tabii, olay sadece toplumda
bu maddeyi kullanan, maddeye müptela olan, alışkanlık olan, sağlığını,
huzurunu, ailevi yaşantısını bozan insanlardan ibaret değil. Bunun çok ciddi
bir ekonomik boyutu var, milyar dolarlar civarında ki dünyada yaklaşık 300
milyar dolarlık bir hacme ulaştığını da biliyoruz.
Dolayısıyla, konuyu gerek arz
gerekse talep noktasından değerlendirmek lazım, yani arz dediğimiz zaman olay
kaçakçılık boyutuyla Emniyet Genel Müdürlüğü, Gümrük Müsteşarlığı, Sahil
Güvenlik Komutanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı gibi birimleri, asıl güvenlik
kuvvetlerini ve bu kaçakçılığın yakalanmasıyla ilgili birimleri ilgilendiriyor
ve memnuniyetle şunu ifade etmeliyim ki güvenlik güçlerimiz topyekûn, neredeyse
son dört yıl, her yıl Avrupa Birliğinin 27 ülkesinden daha fazla uyuşturucu
yakalıyor. Aslında bizim güvenlik kuvvetlerimiz sadece Türk insanının, Türk
gençliğinin zehirlenmesini değil, dünya gençliğinin zehirlenmesini de önlüyor
ama Türkiye bir geçiş güzergâhı üzerinde. Birleşmiş Milletler Suç Ofisinin
verilerine göre, doğal uyuşturucuların yüzde 95’i Afganistan’da üretiliyor. Son
yıllarda azalmış olmakla beraber hâlâ o oran geçerli ve onun en kullandığı
cazip güzergâh, geçiş güzergâhı Türkiye üzerinde; yani, Türkiye üzerinden
Balkanlara ve Türkiye’nin batısına doğru hareket ediyor. Dolayısıyla, Türkiye
bu anlamda ciddi bir risk altında. Türkiye’de uyuşturucu üretilmiyor, her ne
kadar araştırma önergesinde bu şekilde ifade edilmiş olmakla beraber
üretilmiyor ama Batı’da üretilmiş captagon, extacy gibi sentetik
uyuşturucuların yine Türkiye'nin güneyi ve Türkiye'nin doğusuna geçişte önemli
bir güzergâh olduğunu ifade edebilirim.
Tabii, esasında ben bu
önergeyi destekliyorum. Bu gayet güzel bir önerge. Böyle bir komisyonun
kurulması gerekir diyebiliriz. Ama ne tesadüftür ki -Sayın Doğru kısmen ifade
etti- bakınız, bu komisyonun, araştırma komisyonunun kurulmasıyla ilgili
önergenin adı “Uyuşturucu başta olmak üzere madde bağımlılığı ve kaçakçılığı
sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla”
diye başlıyor. Hâlbuki, biz Sayın Doğru’yla beraber de, 16 milletvekilimizle
çok güzel bir çalışma yaptık. Üç ay çalıştık, sonra bir ay daha uzattık. Sonra
rapor aşamasında da Sayın Doğru’nun çok ciddi katkılarını, maddi ve manevi
desteklerini de gördük ve 2008 yılında 486 sayfalık bir Komisyon çalışması
yaptık. Komisyonun adını okuyorum: “Uyuşturucu Başta Olmak Üzere Madde
Bağımlılığı ve Kaçakçılığı Sorunlarının Araştırılarak Alınması Gereken
Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan” diye bir Komisyon ve bu Komisyona…
Sayın Doğru hatırlayacaktır; aslında ben, bütün, 550 parlamenterimize de
gönderdim. Böyle de bir güzel çalışma yaptık. Belki de araştırma
komisyonlarının ilk kez böyle yaptığı, 40 sayfalık, renkli baskı, Türkçe ve
İngilizce versiyonunun da olduğu… Dünyaya da gönderdik.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Bize
gelmedi.
NECDET ÜNÜVAR (Devamla) – Ben
size tekrar göndereyim Sayın Başkanım.
Bütün, 550 milletvekilimize
de gönderdik. 40 sayfalık bir öneri paketi ve bu öneriden sonra -Sayın Doğru
yine hatırlayacaktır- ben, Emniyet Genel Müdürü, Aile ve Sosyal Politikalar
Müsteşarı, Sağlık Müsteşarı ile beraber zaman zaman bir araya geldim ve konunun
takipçisi olmaya çalıştım. Biraz sonra araştırma komisyonlarıyla ilgili…
Aslında bu vesileyle onları da ifade etmek isterim değerli Genel Kurula. Takip
ettik ve zannediyorum bir buçuk yıl kadar önce, Sayın Doğru’ya da bizzat TUBİM
Başkanı gelerek brifing verdi ve Sayın Bakanımız da, Sayın Doğru da bundan
memnuniyetini ifade etti. Biz gerçekten çok yoğun çalıştık ve problemleri
ortaya koyduk.
Peki, böyle bir, yeni bir
komisyonun kurulma maslahatı nedir? Zannediyorum şöyle bir açmaz var değerli
arkadaşlar: Yani böyle bir Komisyon çalıştı. Esasında Komisyonun yaptığı
çalışmalar makes de buldu. Mesela bu komisyon çalışmaları esnasında 4207 sayılı
Yasa’da değişiklik yapıldı ve kapalı ortamlarda sigara içilmesi yasaklandı.
Geçen yıl, özellikle on sekiz yaş altı çocuklarda nargile ve benzeri ürünlerin
tüketilmesiyle ilgili bir yasak getirildi. Uçucu maddelerle ilgili ki su bazlı
uçucu maddelerin özellikle eğitim amaçlı okullarda kullanılmasının
yasaklanmasıyla ilgili -ki çok önemli- uçucu maddelerle ilgili çok mühim bir
yasal düzenleme yapıldı. Ama Meclis, belki derli toplu olarak bu komisyon
çalışmalarının neticesinden çok fazla haberdar olamadı. Belki de bundan mülhem
böyle bir araştırma komisyonu kurulması zaruret oldu. Yani o yüzden, biz bu
Komisyon çalışması yaptığımız için -Değerli Başkanım, Sayın Doğru gerçekten
benim çok değer verdiğim çalışma arkadaşım- yani buna karşı olmamın sebebi, bu
çalışmanın aynı isimle kurulmuş ve çalışmış olması ve o çalışmanın yapılmış
olması.
REŞAT DOĞRU (Tokat) –
Başkanım, maksadımız, Kanun’un gündeme gelmesi.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Gündeme getirerek dikkati çekmek.
NECDET ÜNÜVAR (Devamla) –
Tabii ki.
Burada araştırma
komisyonlarıyla ilgili, değerli arkadaşlar, şöyle kısa bir araştırma yaptım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi tarihinde 117 araştırma komisyonu kurulmuş, 20
kadarı son on yılda yani AK PARTİ döneminde. Ben de bu komisyonların 6’sında
–acizane- 3’ünde başkanlık, 1’inde başkan vekilliği ve 2’sinde üyelik olmak
üzere 6 araştırma komisyonunda görev yaptım yani bir hayli deneyimliyim.
Dolayısıyla araştırma komisyonlarıyla ilgili bir iki kelime yapıp süremi o
şekilde bitirmek istiyorum.
Araştırma komisyonları
gerçekten çok değerli bir çalışma yapıyor. 16 tane, şimdi 17 oldu; 17
milletvekili, 20 kadar uzman, her bir araştırma komisyonu en az 30 tane oturum
yapıyor, her bir oturum 2 saat sürüyor ve 60 saatlik bir çalışma ki bazı
komisyonlar yurt dışına da gidiyor, mesela Üstün Yetenekli Çocuklar gibi şanslı
birtakım komisyonlar da üç ayrı ülkeye gidip orada incelemeler yapıyorlar ve bu
şekilde her birisi en az 500 sayfalık bir rapor yapıyor yani o rapor yapıyor.
Bir kısmı komisyonlarda böyle özetler yapıyor ve onun takibini de yapıyor.
Peki, niye bu çalışmalar çok
fazla makes bulmuyor? Şöyle basit bir eksik var, o eksiği de Meclisimizin
gidermesinin çok yararlı olduğunu düşünüyorum: İngiltere’de çok güzel bir örnek
var, araştırma komisyonları çalışıyor -aynı Türkiye’de olduğu gibi- ve Avam
Kamarasına teslim ediyorlar, sonra Hükûmete gönderiyorlar. Hükûmet altmış gün
içinde bir memorandum veya görüş yayınlıyor, bildiriyor ve bu İnternet ortamında da hem de parlamenterlere
bildiriliyor. Ama Türkiye’de, çalışma yapıldıktan sonra Meclis Başkanlığına
veriliyor, yayınlanıyor, ilgili kurumlara gönderiliyor ama ilgili kurumlar
herhangi bir şey yapmakla veya bilgilendirmekle yükümlü değil. Esasında, bu
basit ayrıntıyı biz giderirsek -Yani Türkiye’de ne olabilir?- makul bir süre,
altı ay içerisinde, her altı ayda bir Hükûmet veya ilgili kurum Parlamentoyu
veya Meclis Başkanlığımızı bilgilendirse… Ki birtakım çalışmalar da yapılıyor
gerçekten. Mesela bu şeyle ilgili size arz etmek isterim: Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığından… Ki Bakan Hanım beni çağırdı -iki saatlik brifing
verdim- ve şöyle bir yol haritası belirlemiş yani hem önleme ve sosyal hizmet,
tedavi ve rehabilitasyon ve arzla mücadele konusunda bir yol haritası
belirlemiş ama bu yol haritasından Parlamentonun haberi yok. Hâlbuki,
Parlamento bundan haberdar edilse belki de böyle tekrar çalışılmış bir konuda
mükerrer yeni bir komisyonun kurulma zarureti olmaz.
Dolayısıyla, ben, bu komisyon
kurulma önergesinin ruhuna katılmakla beraber, maalesef, yapılmış bir
çalışmanın yeniden yapılmasının bir zaman kaybı olacağı kanaatiyle karşı
olduğumu beyan ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Tutanaklara geçmesi açısından bir şey ifade etmeme lütfen müsaade ediniz. Bizim
bu…
BAŞKAN – İsterseniz oturun,
sistemi açalım.
Buyurun.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Sayın Başkanım çok teşekkür ederim.
BAŞKAN – Rica ederim.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Sayın Hocam’a da teşekkür ederim.
Yani bu araştırma
önergelerinin gündeme alınmasıyla ilgili Danışma Kurulu grup önerisindeki
amacımız, gerçekten, ülkemiz, toplumumuz açısından önemli gördüğümüzü konulara
Genel Kurulumuz -yani Türkiye Büyük Meclisi- ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
üzerinden hükûmetin, devlet kurumlarının ve de toplumun dikkatini çekmek
amacıyla veriliyor. Yoksa komisyon kurulması tabii ki meselenin ifadesinde amaç
olarak gösteriliyor ama esas amacımız bu konuda toplumun dikkatini çekmek.
Şimdi bir şey söylemek lazım,
Hocam keşke onları da söyleseydi. Toplumda, özellikle çocuklarımız açısından,
küçük çocuklarımız, okul çocuklarımız açısından madde bağımlılığı gittikçe
artıyor; yaşı düşüyor, sayısı artıyor. Bu hepimiz açısından önemli bir konu. Bu
konuya toplumun dikkatini çekmek, devletin dikkatini çekmek, yetkililerin
dikkatini çekmek ve sizin ifade ettiğiniz gibi varılan sonuçları izlemek bence
önemlidir. Bu öneme binaen biz böyle bir Danışma Kurulu grup önerisi verdik.
Maksat da hasıl oluyor; kırk dakika üzerinde konuşuyoruz, toplumun dikkatini
çekiyoruz, milletin gündemini tartışıyoruz, amaç buydu.
Çok teşekkür ederim efendim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
NECDET ÜNÜVAR (Adana) – Sayın
Başkanım, çok teşekkür ediyorum.
Şimdi, sürem yetmediği için
ifade edemedim. Ben şöyle bir çalışma yapmanın da benim üzerime vazife
olduğunun farkındayım. Bu Komisyon raporunu, özetini, hatta TUBİM’den -yıllık
yayınladık- raporlar var. O raporların da hepsini temin edip, ben bütün
parlamenterlerimize göndermeyi bir vazife addediyorum. En azından orada
yapılmış çalışmalar, hatta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının yaptığı bu
çalışmayı ben Parlamentoyu bilgilendirmek adına onlardan rica edeceğim ve o
Komisyonun Başkanı olarak da sizlere ileteceğim efendim.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi
grup önerisi lehinde söz isteyen Yıldıray Sapan, Antalya Milletvekili.
YILDIRAY SAPAN (Antalya) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi
lehine söz aldım. Bu vesileyle Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri,
uyuşturucu Türkiye’nin şimdiki ve gelecekteki en önemli sorunudur ve hatta o
kadar büyük sorundur ki, bana göre terörden daha önceliklidir. Zira terörle
mücadele edebilirsiniz, terörü ortadan kaldırmak için birtakım politikalar
üretebilirsiniz, teröristi yok edebilirsiniz ama uyuşturucuyu yok etmek,
uyuşturucu bağımlılarını eski hâline döndürmek o kadar kolay değil.
Bir uyuşturucu bağımlısının
yoksunluktan ötürü nasıl acı çektiğini ve onu bulmak için, bulabilmek için
neler yapabileceğini bir uyuşturucu bağımlısının ağzından şu ifadelerle
anlayabiliriz: “Ben o maddeyi eğer hamile birinin karnında olduğunu bilirsem, biliyor
isem onu kesip çıkartırım; işte o benim için o kadar değerlidir.” Uyuşturucu
böyle bir şey arkadaşlar ve değerli milletvekilimizin dediği gibi on bir yaş
değildir, son günlerde uyuşturucu kullanım yaşı maalesef ve maalesef sekize
inmiştir. Yani bugün itibarıyla uyuşturucu kullanım yaşı sekiz ile altmış beş
yaş arasındadır.
“Sekiz yaş” dedim yanlış
duymadınız; bunu bizatihi ben biliyorum, kendi bölgemden biliyorum. Bu konuya
dikkat çekmek için bir süre önce, hatırlarsınız turizm bölgesi olan seçim bölgemde,
Antalya’da uyuşturucunun ne kadar kolay elde edilebildiğine dair, ne kadar
kolay satın alındığına dair ve
kamuoyunun, Hükûmetin ve emniyetin dikkatini çekmek için o mahalleye girdim.
Uyuşturucu satılan bölgeye girdim. Uyuşturucu satılan bölge, öyle sanıldığı
gibi Antalya’nın en ücra köşelerinde falan değil. İstanbul’da da öyle bu,
burada da öyle. Benim bölgemdeki uyuşturucu merkezi valiliğe yani şehrin
merkezine tam tamına 2 kilometre yani yürüyerek varabilirsiniz, yürüyerek
alabilirsiniz, çok rahat bir şekilde elde edebilirsiniz, elde edebilirler,
kullanabilirler, satabilirler, alabilirler vesaire.
Uyuşturucu artık okulların
çevresinde satılmaya başlandı arkadaşlar. İlköğretim okullarının çevresinde
uyuşturucu şu sıralar satılıyor, şu sıralar… Bir veli geldi, bir baba geldi
acılı, onu sizinle paylaşmak istiyorum izin verirseniz, dedi ki: “Oğlum 20 yaşında.
Tam 12 yaşında uyuşturucuya başladı. Artık evde yeni bir şey bulunduramıyorum,
ceketimi dahi asamıyorum, zira ceketimi alıp satıyor ve kendisine uyuşturucu
temin ediyor.” “Bu kadar vahim mi?” “Evet, bu kadar vahim.” “Nerede burası?”
“Şurada.” Çok ciddi bir risk alarak oraya gittik ve bu olayları orada
görüntüledik. İnanır mısınız daha oraya, sokağa daha girmeden etrafımı
çevirdiler “Ne istiyorsun?” diye. Onlara göre bir de isimlendirmişler orayı. Bu
da tutanaklara geçecek artık. 12, 13, 20, 25 yaşındaki çocuklar hemen
çevreliyorlar sizi: “Ne istersin? Peynir mi, taş mı?” Eroin peynir oluyor, taş
kokain oluyor ve çok cüzi miktarda bir ücretle pazarı artırmak adına, herkesin
alabilmesi adına bu kadar pervasızca etrafta dolanarak satmaya kalkıştı. Ve ben,
bunu aldım Meclise getirdim, hepiniz biliyorsunuz, kamuoyunun dikkatini çekmek
için. Orada gördüğüm manzara şaşırtıcıydı. 80 yaşlarında birinden aldım
kokaini, yaşlı bir bayan ve yine -o çevrede anlatılanlar, benim de gördüğüm- 8
yaşında, evet, 8 yaşında minik eller eroin paketliyor arkadaşlar. Buna bir dur
demek lazım. 8 yaşında eroin paketlemekten bağımlı hâle geliyor. Bir değil iki
değil… Kanunlar caydırıcı değil, mevcut yasalar caydırıcı değil, en yükseği on
yıl, o da üçte 2’sini şimdiki yasalarla yatıyorsunuz ve çıkıyorsunuz. Bağımlı
hâle gelenler muhtemelen tedavi olmadan gidiyorlar çünkü doğru dürüst bir
tedavi merkezi yok, olsa da birtakım nedenlerden dolayı tedavi olmaktan
vazgeçiyor ve yine eski dünyasına dönüyor.
Boşanmalar uyuşturucu
kullanmayı arttırıyor. Sosyal yaşamdaki sıkıntılar; işsizlik, parasızlık,
yoksulluk, bu belayı insanların başından uzaklaştırmaktan alıkoyuyor maalesef,
sosyal yaşantıdaki sıkıntılar.
Birleşmiş Milletler
raporlarına göre, arkadaşlar, 180 milyon insan dünyada şu anda uyuşturucu
kullanıyor. Türkiye’de de durum hiç de iç açıcı değil. 2004 yılında
uyuşturucuya bağlı ceza alan, arkadaşlar, şu anda, sayısı 25 bini bulmuş
durumda. Bu ne demek? Aşağı yukarı 5 katı bir artış demek. Şimdi, Türkiye’de ne
kadar uyuşturucu kullanıldığını, kullanan insan sayısını bilemeyiz ama şu anda
cezaevinde 25.400 kişi uyuşturucu kullanmak, satmak vesaireden dolayı ceza alan
arkadaşların aşağı yukarı sayısı bize ne kadar uyuşturucu kullanan kişi
sayısını verebilir.
Değerli arkadaşlar, tabii,
sadece bu değil çarpıcı olan. Türkiye’de uyuşturucuya bağlı ölümler teröre
bağlı ölümlerden daha fazla. Bir örnek vereyim. 2007 yılında uyuşturucudan ölen
kişi sayısı 153, terörden ölenler 146 kişi. 2009’da bu sayı, uyuşturucu
kullananlardan ölen sayısı 153, terörden ölenler, şehit olanlar 80 kişi.
2010’da da 150 kişi uyuşturucudan ölmüş, 106 kişi de terörden. Dolayısıyla
uyuşturucu terörden daha önceliklidir kanımca.
Değerli arkadaşlar,
İstanbul’da bu ölüm 77’yle 1’inci sırada; Antalya’da -benim bölgem- 2’nci
sırada, 18 kişi; Antep’te 9, Adana’da 8. Bu iller de uyuşturucu kullanımı
olarak en fazla uyuşturucu kullanan iller arasında ilk dörde giriyor. Kaynak da
Emniyet Genel Müdürlüğü.
Peki, buna bağlı olarak
cezalarımız nasıl? Cezalarımız hiç de caydırıcı değil arkadaşlar. Bununla
ilgili bir yasa teklifi verdim. Umarım, bu yasa teklifi Hükûmet tarafından,
komisyon tarafından kabul edilir. Caydırıcılık için özellikle hapis cezalarının
artırılması zorunlu hâle gelmiştir. Uyuşturucunun temini, özellikle yaşı küçük
çocuklara satılması, yaşı küçük çocuklara uyuşturucu sattırılması ve tedavi ve
sosyal yardımların niteliği gibi konularda da yeni düzenlemeler yapılması
şarttır arkadaşlar.
Değerli arkadaşlar, bir örnek
daha vereceğim kendi bölgemden. Uyuşturucuyla ilgili Zeytinköy’de şu anda,
hemen gün itibarıyla dönen para 5 trilyon liradır. Bu 5 trilyon sadece alım
satımla ilgili değildir arkadaşlar. Bu parayı cazip gören, raydan çıkan
insanlar da vardır. Bu bakımdan da bu konuyu da dikkatlerinize sunmak istiyorum.
En kısa zamanda, inşallah, bu Meclis uyuşturucuyla ilgili yeni düzenlemeler
yapacaktır.
Bu vesileyle hepinize
sevgiler, saygılar sunuyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi
grup önerisi aleyhinde söz isteyen Nurdan Şanlı, Ankara Milletvekili. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
NURDAN ŞANLI (Ankara) – Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisinin, madde
bağımlılığı ve kaçakçılığı sorunlarının araştırılması ve gerekli önlemlerin
alınması amacıyla vermiş olduğu grup önerisinin aleyhinde söz almış bulunuyorum
ve bu vesileyle Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Evet, uyuşturucu madde
kullanımı ve bağımlılığı ile mücadele edilmesi ve gerekli önlemlerin alınması,
özellikle de çocuklarımızın korunması anlamında gerçekten çok önemli. Hep
birlikte elimizden gelenin yapılması da yine ayrıca bir önem arz etmektedir.
Biraz önce Sayın
Milletvekilimiz, Değerli Hocamız Necdet Ünüvar yapılan çalışmaları, kurulan
araştırma komisyonunu ve orada yapılan çalışmaları detaylı bir şekilde sizlere
aktardı. Dolayısıyla, bu konuda -evet aynen katılıyorum- hassas bir şekilde
üzerinde durulmalı ve gerekli önlemlerin alınması için de çalışmaların
içerisinde hep birlikte olmalıyız diyorum. Ancak 338 sayılı Büyükşehir Belediye
Kanunu Tasarısı’nın görüşülmesine devam edilmesi nedeniyle Milliyetçi Hareket
Partisinin vermiş olduğu bu önergenin aleyhinde olduğumuzu belirtiyoruz.
Bir kez daha saygılarımı
sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Şanlı.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Sayın Başkan, karar yeter sayısı…
KAMER GENÇ (Tunceli) – Karar
yeter sayısı…
BAŞKAN – Milliyetçi Hareket
Partisi grup önerisini oylarınıza sunacağım: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Karar yeter sayısı yok.
Birleşime beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 15.11
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.22
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Tanju ÖZCAN (Bolu), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 19'uncu Birleşiminin İkinci
Oturumunu açıyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi
Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş önerisinin oylamasında
karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi öneriyi yeniden
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler…
Kâtip üyeler arasında
anlaşmazlık olduğu için elektronik oylamayla…
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır, Milliyetçi Hareket Partisi grup
önerisi kabul edilmemiştir.
Cumhuriyet Halk Partisi
Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım:
2.- CHP Grubunun, 3/2/2012 tarihinde Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve
23 milletvekilinin, istihdam ve sosyal alanlarda cinsiyet ayrımcılığının
nedenlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun
9 Kasım 2012 Cuma günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
09.11.2012
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu; 09.11.2012
Cuma günü (Bugün) toplanamadığından, Grubumuzun aşağıdaki önerisinin, İçtüzüğün
19 uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz
ederim.
Emine
Ülker Tarhan
Ankara
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Bursa Milletvekili Sena
Kaleli ve 23 Milletvekili tarafından, 03.02.2012 tarihinde, Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına “İstihdam ve sosyal alanlarda cinsiyet
ayrımcılığının nedenlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi” amacıyla verilmiş olan Meclis Araştırma Önergesinin (232 sıra
nolu), Genel Kurul’un bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne
alınarak, 09.11.2012 Cuma günlü birleşimde sunuşlarda okunması ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN – Cumhuriyet Halk
Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Sena Kaleli, Bursa Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
SENA KALELİ (Bursa) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; tarih boyunca bilinen bir gerçek vardır. Tarih
boyunca yapılan ilk sömürü ve baskı düzeni cinsiyet ayrımcılığına dayalı iş
bölümüyle başlamış ve zamanla kadının emeğinin, bedeninin sömürülmesine ve
baskılanmasına dönüşmüştür. Aslında, Anadolu kadını tarih boyunca üretim ve
ticaretle uğraşmış ve kendi iç üretimiyle, en azından kendi aile ekonomisine
katkı sunmuştur. Hayme Ana’dan bu yana kadınlar Ahilik geleneğini sürdürmüşler;
dayanışma kültürüne, ekonomiye, üretime katkı sunma kültürüne her zaman hizmet
etmişler ve Ahilik geleneğini Anadolu’dan itibaren geldikleri her noktada
yaşatmaya devam etmişlerdir. Oysaki kadının iş gücüne katılım oranı o
dönemlerde olduğundan giderek gerilemeye devam etmiştir. Osmanlıda kadın mum
ticareti yaparak kayıtsız çalışmasını sürdürüyor ve şikâyet ediliyor olmasaydı
kadının çalıştığını kayıtlara da maalesef geçiremeyecektik.
Bu büyük toplumsal sorun,
kadına bakış açısı, zihinsel gerileme ne yazık ki giderek gelişmeye devam
etmiştir. Günümüzde ücret ya da yevmiye karşılığı çalışan 4 kadından 1’i
informel çalışmaktadır.
Evet, sıradan konuları sıra
dışı kavrayabilen kadınlarımızın ekonomiye, siyasete katılımları dünyaya ve
Türkiye’ye, barış ve ekonominin gelişimine katkı sunacaktır ama ne yazık ki
yetersizliği kanıtlanana kadar her erkek ehil, ehliyetini kanıtlayana kadar her
kadın yetersiz kabul edilmektedir. Bu bahtsız kadınlar kendi tahtlarını da
yapamamaktadırlar, bahtlarına da ne yazık ki erkekler karar vermektedir.
Kadınların gelişimiyle
ilgili, istihdama katılımıyla ilgili, ekonomik anlamda söz sahibi olmasıyla
ilgili CEDAW’ın raporlarına, Dünya Ekonomik Forumu’nun raporlarına bakmamız…
Cinsiyete dayalı gelişmişlik endeksinde, insani gelişmişlik endeksinde,
maalesef, Dünya Ekonomik Forumu’nun Cinsiyet Uçurumu Raporu’nda, küresel
raporlarda kadın-erkek eşitliğinde hep geri sıralarda olduğumuz görülmektedir.
Bu âdeta bir zihinsel gerileme ve bu meselenin toplumsal sorun olarak kabul
edilmemesinden, kadının ve erkeğin birbiriyle eşit görülmemesinden, bu eşitliği
fırsat eşitliği olarak algılamamızdan ve ne yazık ki evde cinsiyetlendirilmiş
işleri bu kadınların üzerinde bırakan cinsiyet körü politikalar nedeniyle
kadınlarımız, ne yazık ki bugün gelişmeye, ekonomik gelişmeye katkı sunmaktan
alıkonulmaktadır. Kadının yerini aile almıştır, eşitliğin yerini fırsat
almıştır.
Evet, AB ilerleme raporuna
baktığımız zaman da sosyal koruma konusunda bazı ilerlemeler olmakla birlikte
-yüzde 84’ten 86 gibi bir ilerleme mevcuttur- ne yazık ki kayıt dışı özellikle
kadın işçiler için çaba göstermemiz gerektiği konu edilmektedir. Ayrımcılıkla
mücadelede ilerleme kaydedilmemiştir. AB müktesebatında kapsanan ayrımcılığın
bütün türleri ne yazık ki ele alınmamıştır. Cinsel kimlik ve yönelim konusunda
ayrımcılıklar hâlâ mevcuttur. Evet, hâlâ AB müktesebatına uygun eşitlik
anlayışı ve toplumsal cinsiyet eşitliğini kavrayış anlayışımız
geliştirilememiştir. Kadın erkek fırsat eşitliği konusunda, maalesef, fazla bir
ilerleme kaydedilememiştir. İşe alımlarda ayrımcılık riski olduğu gibi, şikâyet
mekanizması da geliştirilemediğinden bu risk 2 kat artmaktadır ve yüzde 35
istihdama katılım hedefimiz yüzde 28 olarak duyurulmakta, bu aslında yüzde 23,
yüzde 24 oranındadır.
Evet, çalışma hayatımıza
geçişimizle, çalışma yaşamımızda, maalesef, iş yaşamımızla aile yaşamımız
arasında dengeler de oluşturulamamıştır. Hatta, öyle bir anlayış söz konusudur
ki “Kreş eken huzurevi biçer.” anlayışıyla, kadının çocuğunu teslim edeceği
kreşlerin yapılmasının bile doğru olmadığı konusunda fikir yürüten kesimler
mevcuttur. Namus cinayetlerinde, aile içi şiddette ve zorla yapılan
evliliklerde, çocuk evlilikleri için de hâlâ yeterli çaba maalesef
gösterilememiştir.
Evet, hâl böyle iken, baş
kamu denetçisi ve yardımcılarının seçileceği şu günlerde, kendi uzmanlığında
gelişmiş ve aynı zamanda katılımcılığa inanmış, demokrat, uzlaşmacı kimliği
olan, barışı çağrıştıran kadınlarımızın ne kadar bu denetçilik kurumunda yer
alacağı da bizim vereceğimiz bir sınav olacaktır.
Sayın milletvekilleri, yeni
bir düzenleme gündeme geldiğinde -bir kadın olarak- doğal olarak kadınların ve
engellilerin ve cinsel yönelim farklılıklarının bu düzenleme içinde ne kadar
yer alacağı konusunda endişeler doğuyor çünkü erkek egemen düzlemde, erkek
parlamenterlere bile danışılmadan oluşturulan yasa tasarıları ve teklifleri
kadınları bilerek ya da bilmeyerek hep göz ardı edecektir diye bir kaygı
duymaktayım. Evet, görüşülmekte olan bütünşehir yasası da bunun somut bir
örneği olacaktır.
Bu tasarı, devredilecek
personel açısından en başta kadınları vuracaktır, engellileri vuracaktır.
Öncelikle, bu tasarı kime, nasıl ve niye hizmet edecektir? Getirisi nedir,
götürüsü nedir? Bunlarla ilgili doğru veriler elimizde mevcut değildir. Bu
tasarı yalnızca siyasi hedefler amaçlanarak da yapılmamıştır. Afet Riski
Yasası’na ve 2/B Yasası’na bağlı olarak rant ve ekonomik rantı da içeren bir
düzenleme olarak gerçekleştirilmiştir.
Tasarıda yer alan geçici
madde 1, tasfiye ve paylaştırmayı düzenlemektedir. Bu devir yapılırken kadın ve
engelli çalışanların karşılaşacağı sorunlarla ilgili ne gibi önlemler
alınmıştır veya alınacaktır? Geçici madde 1’in (d) fıkrasında “Bu fıkra
kapsamında nakledilen personel bakımından nakil tarihinden önce doğmuş ve nakil
tarihinde ödenmesi gereken borçlardan nakledilen kurum sorumlu tutulamaz. Kıdem
tazminatına ilişkin hükümler saklıdır.” denmektedir. Burada, alacaklı olan
personelin durumu ne olacaktır? Zaten ödenekleri yetersiz olan, kapatılacak
olan belde belediyelerinden alacaklı konumunda olan personel düşünülmekte
midir? Bir yandan “Taşınır-taşınmaz alacak ve verecekleriyle devrediliyor.” denilmekte,
öte yandan, sorumluluk kabul edilmemektedir. Bu fıkra çok önemli sorunlara
gebedir.
Bir sonraki (e) fıkrası da
bunu öngörmekte, doğacak tereddütlerle ilgili adres olarak Devlet Personel
Başkanlığını göstermektedir. Devredilecek personel toplu iş sözleşmesine
dâhilse yine aynı hükümler içerisinde kalacaktır ama toplu iş sözleşmesi
olmayanlar, bireysel iş sözleşmesi imzalayacaklardır. Buradan sormak lazım:
Kapatılan belediye ve köylerde ne kadar personel çalışmakta ve bunların ne
kadarı toplu iş sözleşmesine dâhil olmaktadır? Yani bireysel iş sözleşmesine
geçiş, iş güvencesi açısından her türlü istismara ve keyfiyete açıktır.
Bu düşüncelerle araştırma
önergemin kabul edilmesini teklif ediyorum.
Saygılarımla. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi grup
önerisi aleyhinde söz isteyen Kemalettin Aydın, Gümüşhane Milletvekili. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
KEMALETTİN AYDIN (Gümüşhane)
– Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinden Sayın Sena
Kaleli’nin, cinsiyet ayrımcılığı, kadının toplumun her kesiminde ve her alanda
eşit olmasını sağlayacak mesleki ve sosyal ayrımcılığı önlemeye yönelik Meclis
araştırması isteği üzerine söz almış bulunuyorum.
Kadınların iş gücüne
katılımını, sürdürülebilir kalkınmanın önemli bir unsuru olduğunu kabul eden
bir Hükûmetin üyesi olarak, Hükûmetimizin, iktidar olduğundan beri, özellikle
kadın istihdamının ve toplumdaki kadının yerinin artırılması konusundaki
çalışmalarını kısa birkaç cümleyle sizlerle paylaşmak istiyorum.
Öncelikli olarak, Avrupa
Birliği görüşmelerinde de önümüze sıkça sorun olarak çıkan, Türkiye Cumhuriyeti
Büyük Millet Meclisinde kurulmamış olan Kadın Erkek Fırsat Eşitliği
Komisyonunun kurulması Hükûmetimiz zamanında sağlanmış, şahsım da dört yılı
aşkın süredir bu Komisyonda bir erkek olarak kadın erkek fırsat eşitliği
konusunda çalışmalarda bulunmaktayım. Bu, yeterli kılınmayarak Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığı kurulup, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının
çalışması içerisinde öncelikli olarak yine kadının, toplumsal statüsünün
yükseltilmesi, iş gücünde ve istihdamda yüksek oranda yer alması ve ailenin bir
parçası olarak evlatlarına anne-babalık pozisyonunda görev alması en büyük
çalışma alanlarından birisidir.
Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığımız, kurulduğu andan itibaren, öncelikle Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığıyla yapmış olduğu 10 Şubat 2012 tarihli, İŞKUR tarafından iş gücü
yetiştirme kurslarının açılmasına bağlı eğitim modüllerinin toplumsal cinsiyet
eşitliğinin sağlanmasına yönelik protokol imzalanmış ve bu konuda da
kadınlarımıza yönelik olarak istihdamı artıracak projeler yürütülmektedir.
Yine, Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığımız, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile yapmış
olduğu 10 Şubat 2012 tarihinde kadına yönelik girişimcilik faaliyetlerinin
artırılması protokolü çalışmaları doğrultusunda, KOSGEB’den de önemli oranda
kadınlara artı sağlayacak, pozitif ayrımcılık sağlayacak destekler
verilmektedir. Belki de birçoğunuz, bugün duyacağınız, belki de bugün bu
söylediğimizi duyduktan sonra, verilmiş olan Meclis araştırma önergesinin
kendiniz tarafından çekileceği… Özellikle Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığımızın iş merkezleri yoluyla Kadın Girişimciliğinin Desteklenmesi
Projesi kapsamında İstanbul Pendik’te, Nevşehir Hacıbektaş’ta, Kütahya ve Çorum
illerinde kadın iş geliştirme merkezleri başlatılmış ve kadınlar burada hem
çalışma alanları hem de tüm harcamaları açısından devlet tarafından hibe ile
desteklenmektedir. Benzer İŞGEM Projesi milletvekili olduğum Gümüşhane ilinde
de yaklaşık 6,5 milyon Euro, Bilim ve Sanayi Bakanlığı tarafından, ilimize hibe
olarak gönderilmiş; bu hibe olarak gönderilen çalışmalarda kadına pozitif
ayrımcılığın gösterilmesi de ayrıca istenmektedir.
KOSGEB’in çalışmalarında da
–sizler de takip ediyorsunuz ki- birçok proje desteklemelerinde ve kredi
desteklemelerinde kadınlar erkeklere göre, erkek işletmecilere göre bir adım
daha öndedir ve yüzde olarak da daha fazladır.
Yine, Kalkınma Bakanlığımızın
yürüttüğü Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde ve Doğu Anadolu Bölgelerinde SODES
projeleri, sosyal destekleme projeleri doğrultusunda da sosyal gelişmenin
sağlanması amacıyla birçok proje yürütülmektedir. Bu projelerden de küçük bir
il olmakla beraber, her yıl, yaklaşık eski parayla 5 trilyon karşılıksız destek
Gümüşhane ili de almaktadır ve Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu illerindeki,
bu projeden de, birçok kadın sivil toplum örgütü yararlanmaktadır.
Kalkınma ajansları
kurulmuştur ve kalkınma ajanslarının desteklediği projelerde de kadın içerikli
ve kadının sosyal gelişmesi ve istihdamını artıracak projeler ayrıca bir
protokolle, özenle desteklenmektedir.
Yine, Millî Eğitim
Bakanlığımızın halk eğitim merkezlerinde, kadının iş gücüne ve sosyal hayata
katılmalarını artırmak amacıyla mesleki kurslar oldukça yüksek sayıda devam
etmektedir İŞKUR tarafından da iş gücü yetiştirme kursları kapsamında ve iş
garantili kapsamlarda da kadının istihdamda yer almasına öncelik sağlanmış olup
tüm bu çalışmalar ile Hükûmetimizin 2023 hedefleri içerisinde planlanan ve
“yüzde 35, kadının istihdamda yer alması” hedefi… İnşallah, 2015 yılında bu
hedef gerçekleşecektir ve Avrupa standartlarına hızla ilerleyen bir ülke
konumuna gelecektir.
Sadece bunlarla mı kalmış? Bu
Meclis araştırma önergesini veren siyasi partinin de “hayır” dediği Anayasa
oylamasında, “kadına pozitif ayrımcılık” maddesi Anayasa’ya konulmuştur. O gün
“hayır” diyenlerin bugün istihdamın artırılmasını isteme arzularının nasıl bir
paradoks olduğunu da sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bugün Anayasa’mızda kadına
pozitif ayrımcılık tanınmaktadır. Bununla beraber, kadına yönelik olarak şiddet
açısından “Alo 183” hattı, yine yeni, bugünlerde tartıştığımız Belediye
Kanunu’nda da zorunluluk hâline getirilen kadın sığınmaevleri söz konusudur.
Yine, kadına yönelik -24
Kasım- şiddetin önlenmesi konusunda Avrupa Birliğiyle yapılan sözleşme ilk
olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinde imzalanmıştır.
Yine kadına yönelik,
hepimizin bir erkek olarak da o günleri gördüğümüz, kadınların büyük sorun
yaşadığı hamilelik ve doğum durumlarında hem süt izinleri hem nöbetlerden
muafiyet hem de bu arada doğum öncesi ve doğum sonrası izinlerinde 2 kat artış
sağlanmıştır. Emzirme ödeneğinden on haftalık iş görmezlik ödeneğine, kadar
yine kadına yönelik. Yine, kadına yönelik, seksen bir ilin valiliklerine
gönderilen genelgeyle mikrokrediyle desteklenmesi.
Yine sadece bu alanda değil,
kadının yüzde 100 siyasette yer alması da AK PARTİ İktidarında ve son iki
dönemlik Meclis aritmetiği içerisinde bu söz konusu olmuştur ve bugün de yüzde
100 kadının siyasette yer almasında AK PARTİ öncülük etmiş. Buna da paralel
olarak, bunu güzel bir örnek kabul edip diğer siyasi partiler de bu yönde hamle
yapmıştır. Bu da bize ayrıca memnuniyet vermektedir.
Şimdi, bu Meclis
araştırmasıyla ilgili son birkaç cümleyi de şöyle söyleyelim: Özellikle Meclis
araştırmaları istekleri, bu konuda çalışma olmadığı zaman verilmesi ve Türkiye
gündeminde yer alması büyük bir doğruluktur, büyük bir anlam ifade etmektedir.
Bugün burada konuşmamız bir
anlamdır ama konuştuğumuz konu konusunda Sayın Kaleli, eğer kendi partisinde
bulunan Sayın Sedef Küçük ve Sayın Gürkut Acar’la da bu konuyu görüşmüş
olsaydı, o arkadaşlarımızın da içinde bulunduğu Kadın Erkek Fırsat Eşitliği
Komisyonu, iki aydır bu çalışmayı sürdürüyordu ve dün bu konuda özellikle her
alandaki kadın istihdamının artırılması ve çözüm önerileri alt komisyonunu
kurmuştur. Bu alt komisyonda da CHP’den 2 milletvekili -Meclis aritmetiği
doğrultusunda- yine MHP’den Mesut Dedeoğlu’nun da bulunduğu bir alt komisyon
kurulmuştur ve Meclis bu anlamda da üç aylık bir süre içerisinde çalışmalarını
sürdürecektir.
Kısacası, Hükûmetimiz
döneminde, kadının toplumsal varlığının artırılması, fırsat eşitliği konusunda,
kayıplarının ve eksikliklerinin giderilmesi konusunda yoğun çalışmalar
sürdürülmüş, bu çalışmalar doğrultusunda hem komisyonlar hem de Bakanlık
kurulmuştur. Bu Bakanlığın da Sayın Fatma Şahin’in önderliğinde diğer
bakanlıklarla ortak protokollerle kadın istihdamının cumhuriyetin 2023 yılında
yüzde 35’lerin üzerine, planlanan sürenin 2015-2016 yılında sağlanması da bizim
için memnuniyet verici olacaktır.
Fikrî olarak, kadınların
istihdamı, toplumsal statüsünün yükseltilmesi, siyasetteki varlığının
artırılması konusundaki tüm çalışmalara yürekten katılıyorum. Tüm istekleri
gönülden alkışlıyorum ama Meclis gündemi içerisinde bu çalışmaların
yürütüldüğünü, Hükûmetin yürütmesi içerisinde de önemli çalışmaların
yapıldığını, çok ciddi oranda yol alındığını 2002’de iktidara gelindiğinde
yüzde 26’larda olan kadın istihdamının bugün yüzde 29’lara ulaştırıldığını,
kriz yıllarında özellikle sosyal güvenlik primlerinin, işsizlik fonundan
ödenerek 25-28 yaş arası kadın istihdamının artırıldığını da, önemli bir oranda
arttığını da dünyada krizlerden kadın ve çocukların mağdur olduğu bir yerde
2008-2009 global krizinde Türk kadınlarının burada bir mağduriyet yaşamadığını
ve istihdamının da önemli bir oranda Hükûmetimizin politikaları doğrultusunda
artırıldığını sizlerle paylaşıyor, çalışmaların sağlıkla sürdürülmesi açısından
Meclis araştırması açılmasının gerekliliğine inanmadığımı, Meclisin bu konuda
yoğun çalıştığını bilgilerinize saygılarımla sunarım. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi grup
önerisi lehinde söz isteyen Mesut Dedeoğlu, Kahramanmaraş Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
MESUT DEDEOĞLU
(Kahramanmaraş) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk
Partisi grup önerisi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış
bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyeti saygılarımla selamlıyorum.
Değişen toplum düzeni ve
beraberinde getirmiş olduğu şartlar, kadını iş dünyasında yer almaya
zorlamaktadır. Sanayi devrimine kadar kadınların görevleri, çok belirgin bir
şekilde, ev veya el işi olarak belirlenmişken, sonraki dönemlerde kadınların
toplumdaki yerinde önemli değişiklikler olmuştur.
Özellikle 1980’li yıllardan
itibaren Türkiye’de kadınlar ekonomik ve sosyal alanda daha aktif bir şekilde
yer almaya başlamışlardır. Batılı ülkelerdeki kadar olmasa da, kadın yalnızca
belli bir mesleğin uygulayıcısı veya çeşitli kesimlerde, tarlada beden gücüyle
görev yapan bir çalışan olarak değil, aynı zamanda bir girişimci olarak da
yeteneklerini ortaya koymalıdır.
Kadının iş gücüne katılımıyla
ilgili çalışmalar, 1980’li yıllara kadar ekonomik büyümeye katkıları açısından
olumlu olarak değerlendirilen küçük işletme girişimciliğinin desteklenmesi
şeklinde olmuştur.
Değerli milletvekilleri,
yapılan araştırmalara bakıldığında, kadınların sahibi olduğu işletmelerin bazı
kriterler açısından oldukça başarılı oldukları görülmektedir. Bu bağlamda
yapılan çalışmalarda, özellikle kırsal alanda ekonomik faaliyetlerde yeterince
yer almayan kadınların küçük finansman teşvikleriyle iş gücüne katılmaları
sağlanmalıdır.
Türkiye’de kadınların iş
gücüne katılım oranı oldukça düşüktür. Bunun tek nedeni “Evin geçimini erkek
sağlar.” anlayışı ile kadınların iş hayatına çok geç katılmaları olmaktadır.
Zaten ülkemizde eğitime olan erişim, kızlar açısından önemli bir sorun
yaratmaya hâlâ devam etmektedir. Özellikle kırsal kesimde kızlarımızın eğitim
ve öğretime bütün çabalara rağmen istenilen düzeyde ulaşılamaması, kadınların
hem eğitimden hem de istihdamdan yoksun kalmalarına sebep olmaktadır.
Adrese Dayalı Nüfus Kayıt
Sistemi 2000 yılı sonuçlarına göre Türkiye’nin toplam nüfusu 73 milyon 722 bin
988 olarak belirlenmiştir. Toplam nüfusun yüzde 50,2’sini erkekler, yüzde
49,8’ini ise kadınlar oluşturmaktadır yani erkek nüfusuyla kadın nüfusumuz
neredeyse birbirine eşittir. Nüfusumuza göre, erkek ve kadının dağılımı bu
şekilde iken, ülkemizde kadınların iş gücüne katılım oranı ise çok düşük
seviyelerde kalmıştır. Türkiye’deki kadınların iş gücüne katılım oranı,
erkeklerin iş gücüne katılım oranının üçte 1’i civarındadır.
Kadın istihdamı konusu bugün
sadece ülkemizde değil, tüm dünyada tartışılmaktadır. Ülkemizde kadınların iş
gücüne katılım oranı kent ve kırsal arasında farklılık göstermektedir.
Kentlerde kadınların iş gücüne katılımı daha düşüktür. Kırsal kesimde
kadınların iş gücüne katılım oranı, tarımda ücretsiz aile işçisi olarak
çalışması nedeniyle yüzde 34 civarındadır. Kadın, kırsaldan kente geldiğinde
aile baskısı gibi nedenlerle iş gücü piyasasından çekilmektedir ve ev hanımı
olarak hayatını idame ettirmeye çalışmaktadır. Bu nedenle, kadın istihdamına
ilişkin veriler, ev işleriyle meşgul olduğu için iş gücüne katılmayan
kadınların sayısında artış yaşanacağını göstermektedir.
Türkiye İstatistik Kurumunun
2011 yılı Ekim ayı verilerine göre 11,9 milyon civarındaki ev hanımı sayısı,
Kasım ayında 150 bin kişilik artış kaydederek 12,1 milyon düzeyine çıkmıştır
yani kadınlarda işsizlik oranında -çalışmada yer alması gereken yerlerde-
geriye düşüş başlamıştır. Oluşan rakamlar kasım ayında kadınlarda iş gücüne
katılım oranında düşüşe bağlı olarak kadın işsizlik oranında da düşüş
yaşandığını göstermektedir ama genel anlamda bakıldığında kadın işsizlik oranı
çok yüksektir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; kamu idarelerindeki dolu kadroların cinsiyetlere göre dağılımı
da her 100 memurun 66’sının erkek, 34’ünün de kadın olduğunu ortaya
koymaktadır. Buna göre devlette 1 milyon 148 bin erkek, 592.923 de kadın memur
görev almaktadır. Ülkemizde kadınlar maalesef üst düzey görevlerde kendilerine
yer bulamamıştır, bunu da üzülerek belirtmemiz gerekmektedir.
Aile baskısının yanı sıra
evlenmesi ve çocuk sahibi olması da kadının iş gücüne katılımını
engellemektedir. Kadının iş gücüne katılmış olması, bunların kurumda ve görevde
ilerlemeleriyle bir üst göreve getirilmeleri kariyerleri açısından büyük önem
taşınmaktadır. Kariyer, iş gücünün ilk gününden itibaren emekliliğe kadar devam
eden bir süreçtir. Kadının aile sorumlulukları, iş gücüne ara vermesine yol
açmaktadır, bu da kadının kariyerinde ciddi sorunlar yaratmaktadır. Bu
konularla ilgili kanunlar çıkarmak mecburiyetindeyiz.
Ülkemizde kadınların en yoğun
olarak çalıştıkları meslek gruplarından turizm, reklam, eğitim, tekstil
alanları ilk göze çarpan meslek gruplarıdır. Bugün kadınlar her sektörde,
sayıları az da olsa, çalışır hâle gelmişlerdir. Kadının ekonomiye katkısı adına
teşvikler verilmelidir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; burada, ülkemizde özellikle kadınlara karşı artan şiddete de
değinmeden geçmek mümkün değildir. Hükûmet tarafından ekonomik ve sosyal
alanlarda uygulanan yanlış politikalar, toplumun pek çok kesiminde büyük
yaralar açmaktadır. Tüm dünyaya örnek teşkil eden Türk aile yapısında bugün
maalesef, üzülerek ifade etmeliyiz ki, kadına karşı işlenen şiddet olayları
artmıştır, maalesef ki artarak da devam etmektedir. Ülkemizde kadına karşı
şiddet fiziksel olarak görüldüğü gibi, ekonomik, sosyal, sözel, psikolojik ve
cinsel olarak da farklı şekillerde ortaya çıkabilmektedir.
Kadının Statüsü Genel
Müdürlüğü tarafından, 51 ilde 24 bin kişiyle görüşülerek ülkemizde kadına
yönelik aile şiddeti konusunda bir araştırma yapılmış. Bu sonuçlara göre,
Türkiye genelinde kadınların yüzde 39’u hayatlarında en az bir defa fiziksel
şiddete, yüzde 15’i cinsel şiddete, yüzde 23’ü ekonomik şiddete, yüzde 44’ünün
de duygusal ve psikolojik şiddete maruz kaldığı tespit edilmiştir. Ayrıca,
eğitim seviyesi düşük kadınların yüzde 56’sı şiddete maruz kalırken lise ve
üzeri okul mezunları kadınlar da şiddete maruz kalmaya devam etmektedir.
Refah seviyesinin düştüğü
ailelerde kadının şiddete maruz kalma oranı da yüzde 53 olarak gerçekleşmektedir.
Kadının sırf kadın olmasından dolayı şiddete maruz kalmasının temelinde yatan
nedenler ülkemizde pek çok kurum tarafından araştırma konusu olmuştur. Bugüne
kadar gerçekleştirilen sosyal düzenlemeler ve açılan kadın konukevleri kadına
karşı şiddetin yapılmasına engel olamamıştır.
Kadına uygulanan şiddet
belirli bir süre sonra bazı ailelerde cinayetlere dönüşebilmektedir. Kadın
cinayetleri, son on yıl içerisinde ülkemizde maalesef ki çok şiddetli bir
şekilde artmaktadır. Gazete ve televizyon ekranlarında “Devlet yine
koruyamadı!” şeklinde haberlere sık sık şahit oluyoruz. Devlet koruması isteyen
kadınların bile cinayete kurban gitmesi insanı daha fazla üzmektedir. Bu
nedenle hükûmet programları, uyguladıkları ekonomik ve sosyal politikalarda
refah artırıcı faaliyetlere ve kanunlara ağırlık vermek durumundadır. Toplumu
ve aile yapısını olumsuz yönde etkileyecek ve yarının kaygısına düşürecek
düzenleme ve uygulamalardan kaçınmak mecburiyetindeyiz. Sonuçta şiddetin
önlenmesi için, önce eğitim, sonra ekonomik rahatlama sağlanmalıdır.
Bu vesileyle yüce Meclisi
saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi grup
önerisi…
GÜRKUT ACAR (Antalya) – Sayın
Başkan, benim adımı geçirerek Sayın Konuşmacı, AKP Sözcüsü söz söyledi. Bu bakımdan
söz istiyorum.
KEMALETTİN AYDIN (Gümüşhane)
– Komisyon üyesi olduğunu söyledim.
GÜRKUT ACAR (Antalya) –
“Gürkut Acar şahittir.” dedi.
KEMALETTİN AYDIN (Gümüşhane)
– “Komisyon üyesi.” dedim.
GÜRKUT ACAR (Antalya) – “Bu
konuda sana sormadan çalışmış arkadaşlarınız.” dedi. Burada bir yanlış anlama
var efendim. Ben o konuyu açıklamak için söz istiyorum lütfen. Şahsıma dönük
olarak…
BAŞKAN – Sataşma nedeniyle,
iki dakika söz veriyorum.
Buyurun.
VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, Gümüşhane Milletvekili
Kemalettin Aydın’ın şahsına sataşması nedeniyle konuşması
GÜRKUT ACAR (Antalya) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli arkadaşım AKP Sözcüsü
Kemalettin Aydın, benim adımı söyleyerek “Bu araştırma önergesini veren
Cumhuriyet Halk Partili Sözcü Sena Kaleli eğer Gürkut Acar’a sorsaydı, bunun
hazırlandığını ve bu konuda komisyon kurulduğunu bilirdi.” dedi. Ben onun için
söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Gerçekten de Kadın Erkek
Fırsat Eşitliği Komisyonunun da -bir üyesi olarak- biz geçen hafta alt
komisyonlar kurduk. Bunlardan bir tanesi de kadın istihdamı konusunda kurulmuş
olan alt komisyondur, doğrudur. Yalnız, bizim bu araştırma önergemizin
verildiği tarih daha eskidir yani komisyonlar kurulmuştur, doğrudur ama daha
eskidir.
Yalnız, ben burada birkaç şey
daha söylemek istiyorum eğer izin verirseniz. Şimdi, bizim, siyasi parti olarak
söyleyeceklerimiz belki incitici olabilir ama Türkiye’de kadının durumuyla
ilgili uluslararası raporlar yayınlandı. Bunlardan bir tanesi Avrupa Birliği
değerlendirme raporudur, bir tanesi Dünya Ekonomik Forumu’nca (WEF) yayınlanmış
olan 2012 Küresel Cinsiyet Uçurumu Raporu’dur. Biz, objektif olan bu raporlara
bakarak değerlendirmek zorundayız. Eşitsizliğin Türkiye’de gittikçe arttığı bir
vakıadır. Bu, objektif bir olgudur. Ben “Burada çalışma yapılmıyor.” demiyorum.
Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunda yapılan her çalışmayı, biz, kadınların
eşitliğini sağlaması için Cumhuriyet Halk Partisi olarak gönülden
destekliyoruz. Yapılan işleri de küçümsemiyoruz ama raporlara bakalım: Türkiye,
kadın erkek eşitliğinde 135 ülke arasında 124’üncü durumdayız değerli
arkadaşlarım. Hem çalışma yapıyoruz hem de 135 ülkede 124’üncü sıradayız. 2006
raporunda 115 ülke arasında 105’inci sıradayken…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
GÜRKÜT ACAR (devamla) -
…124’üncü sıraya gerilemiştir.
Değerli arkadaşlarım, bunun
gibi ekonomik hayatta aynı şekilde 106’dan 129’uncu sıraya düşüş var, eğitimde
düşüş var. Yani, bizim burada yaptığımız, Türkiye Büyük Millet Meclisindeki
çalışmaların maddi hayata yansımadığını görüyoruz, bunun üzüntüsünü çekiyoruz.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Yüksel, bir söz
talebiniz var.
Buyurun.
ALAATTİN YÜKSEL (İzmir) –
Efendim, bir dakikalık konuşmalarla ilgili.
BAŞKAN – Hayır, bir dakikalık
konuşma yok.
Söz talebiniz var, bir şey
söyleyecekseniz buyurun.
VIII.- AÇIKLAMALAR
1.- İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel’in, Hükûmetin taşeronluğu
kaldırması gerekirken kendine yakın şirketler aracılığıyla taşeronluğun
kaldırıldığı İzmir Büyükşehir Belediyesine de taşeronluğu geri getirmeye
çalıştığına ilişkin açıklaması
ALAATTİN YÜKSEL (İzmir) –
Evet, tamam pardon.
Tarihin en büyük yolsuzluk
davası Deniz Feneri sanıklarından, Beyaz Holding kurucularından Zekeriya
Karaman ve İsmail Karahan, şimdi de İzmir’de ortaya çıktılar. Lapis Eğitim
Organizasyonla, İstanbul Büyükşehir’de aldıkları ihalelerden sonra, Etkin
Eğitim Organizasyonla İzmir Büyükşehir Belediyesinde de ihale almak için
ihalelere soyundular ve ESHOT’un yaptığı –bunlar organize işler arkadaşlar
dikkat ettiğiniz gibi, hep “organizasyon”la biten şirketler- 3.317 şoförün
çalıştığı ESHOT’ta, İZELMAN şirketten daha düşük fiyat teklifi vererek İzmir’e
taşeronluğu geri getirmeye çalışıyorlar. Hükûmet, taşeronluğu kaldırması
gerekirken, kendine yakın şirketler aracılığıyla herhâlde taşeronluğun
kaldırıldığı İzmir Büyükşehir Belediyesine de taşeronluğu geri döndürmeye
çalışıyor. Bu arada İzmir’i, İzmir Büyükşehir Belediyesini…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- CHP Grubunun, 3/2/2012 tarihinde Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve
23 milletvekilinin, istihdam ve sosyal alanlarda cinsiyet ayrımcılığının
nedenlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin, Genel
Kurulun 9 Kasım 2012 Cuma günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN – Cumhuriyet Halk
Partisi grup önerisi hakkında söz isteyen Hasip Kaplan Şırnak Milletvekili.
HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin önergesinin konusu
cinsiyet ayrımcılığı. Şüphesiz, böyle bir konuda partimizin bakışı çok net ve
çok açık. Sadece istihdam ve sosyal alanda değil, siyasal ve tüm alanlarda bu
ayrımcılığa karşı durmak için etkili bir çalışma yapılması Meclisin görevidir.
Böyle bir çalışmanın yapılmasında fayda görüyoruz çünkü dünyadaki uluslararası
kuruluşların değerlendirmelerinden sonra, bu gelişmişlik indeksinden tutun
diğer alanlara kadar, kadına şiddet konusundan tutun sosyal güvenlik alanına
kadar ve en son Avrupa Birliği ilerleme raporunda Türkiye'nin durumunun iyi
olmadığı çok net anlaşılıyor. Mecliste yüzde 50 kadın kotası uygulayan Barış ve
Demokrasi Partisinin… 17 kadın belediye başkanından 14 kadın belediye
başkanının partimizden olması, yine milletvekili oranı olarak da Meclisteki
milletvekili sayımızın yüksekliği, yerel yönetimlerde istihdamda ve sosyal
alanda hayata geçirdiğimiz iş sözleşmeleriyle aldığımız kararlar gösteriyor ki,
AK PARTİ’nin bizim sınırlarımıza erişmesi için daha çok fırın ekmek yemesi
gerekiyor. Kadının 3 çocuk doğurup evde durmasını daha çok öngören bir anlayış
muhafazakârlığının bu soruna çözüm bulacağını da pek düşünmüyoruz.
Onun için, ayrımcılığa karşı
çok ciddi bir çalışma yapılmalı, bu da Meclis araştırmasıyla mümkündür. Buna
destek veriyoruz, böyle bir araştırmanın yapılması gerektiğini söylüyoruz.
Değerli milletvekilleri, dün
burada önemli bir iki noktaya değinmiştim.
Bugün akşama kadar eğer
Hükûmet verdiği sözlerin altını dolduramazsa, somut adımlar atamazsa, 59’uncu
günündeki açlık grevinin, 707 kişiyle başlayıp cezaevlerinde 10 binleri bulan
açlık grevinin geldiği kritik aşamada, partimizin, çok haklı olan bu talepler
ve olabilirliği olan bu siyasi talepler konusunda sessiz kalamayacağını… Bütün
diyaloglarımızda, görüşmelerimizde ve çabamızda, bunu bir an önce sonlandırmak
için yaptığımız bütün gayretlere rağmen, maalesef, şu ana kadar, dördüncü güne
girmiş bulunuyoruz ve dördüncü gününe rağmen, Hükûmet kanadından sadece ana
dilde savunmayla ilgili bir teklifin hazırlıklarından başka elimize ulaşan bir
şey yok. Bu, bizleri, hepimizi kaygılandırması gereken bir durumdur. Bu, çok
ciddi bir durumdur, vahim bir durumdur, insanlığın ve vicdanının sınavda olduğu
bir durumdur. Ona karşı elbette ki partimiz, yarın saat 11.00’de eş
başkanlarımız Diyarbakır’da bu konuda çok çok önemli açıklamalarda
bulunacaklardır. Böylesi bir duruma karşı sessiz kalamayacağımızı, ne
halkımızın ne bizim ne partimizin ne de kendine insanım diyen hiç kimsenin
sessiz kalamayacağını buradan hatırlatmak istiyorum ve bunun baş sorumlusu
Hükûmettir.
Başbakan Endonezya’ya gitmiş,
Sayın Başbakan, Endonezya’dan, bu konuda açıklamalarda, çözüm için birtakım
çabalarda bulunması gerekirken idam cezasını gündeme getiriyor. Gerçekten,
düşündüğümüz zaman, insan “Ne alaka?” diye soramadan edemiyor. AK PARTİ, 2002
yılında, Sayın Gül Başbakanken 6 No.lu Protokol’le idam cezasının
kaldırılmasına imza atan bir Hükûmet. Sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan geldi
ve 13 No.lu Protokol imzalandı, 2006 yılında da 13 No.lu Protokol’ü imzalayan
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan. Anayasa’nın 90’ıncı maddesinde sözleşmeleri
yasaların üzerine koyan Başbakan, iktidar yine AK PARTİ Hükûmeti. Peki, ne
oluyor da şimdi durup dururken Başbakan iki gündür bir suni gündem yaratarak
idamı tekrar tekrar gündeme getiriyor? Daha dün, yaptıkları açıklamada, Avrupa
Konseyi Parlamenter Başkanlığı döneminde Sayın Çavuşoğlu Parlamento Başkanlığı
açıklamalarında, Başbakan müteaddit açıklamalarında idam cezasının
kaldırılmasının ne kadar önemli olduğunu ve bunu desteklediklerini açıklıyordu.
Şimdi 20’nci yüzyılda kalan, 20’nci yüzyılın ötesinde kalmış, 21’inci yüzyılda
kaldırılmış bir sorunu neden gündeme getirmek istiyor? Sayın Başbakana şunu
sormak gereğini duyuyoruz: Acaba idam cezasını getirerek Kürtlere gözdağı mı
vermek istiyorsunuz? Yani sizin amacınız… Bütün isyanlarda istiklal
mahkemelerinde idam cezaları verildi. Şeyh Sait’i astınız, Seyit Rıza’yı astınız,
bilmem kimi astınız… Kürtleri yüz yıldır bu yöntemle susturmaya çalışıyorsunuz,
terbiye etmeye çalışıyorsunuz. Vallahi, 21’inci yüzyılda terbiye edebileceğiz
Kürt halkı karşınızda kalmadı.
SIRRI SAKIK (Muş) –
Kendilerini terbiye etsinler, kendilerini!
HASİP KAPLAN (Devamla) –
Terbiye etmeye kalkanlar terbiye edilir arkadaşlar, bu böyledir. Yani süreç,
yaşam bunu dayatır. 21’inci yüzyılda bunun şakaya gelir tarafı yoktur.
Kalkacaksınız, bir taraftan evrensel hukuktan bahsedeceksiniz, demokrasiden
bahsedeceksiniz, bir taraftan 12 Eylül darbecilerini yargıladığınızı
söyleyeceksiniz… Bu Meclisin en son verdiği idam cezaları, kararları 12 Eylül
askerî darbesinin, Kenan Evren’in verdiği kararlardır ve o dönemin
milletvekillerinin imzaları vardır. Şimdi siz, darbecilerin yaptığı idam
cezalarını devam mı ettirmek istiyorsunuz? Bu devam ettirme üzerinden kalkmaya
çalışırsanız şu yanlışı yaparsınız, size şunu hatırlatırız: Zaten sizin
döneminizde binlerce kişi faili meçhul cinayete kurban gidiyor, bunların yaşam
hakları ihlal ediliyor. Zaten sizin döneminizde 500’ü aşkın çocuk öldürüldü.
Bakın, öldürüldü diyorum. Bu, resmî rakamlarla, İnsan Hakları Derneğinin,
MAZLUMDER’in envanterinde var. “Vur-dur yasası”yla, sadece durmadığı için,
sokakta, İzmir’de, şurada burada yürüyen vatandaşlarımızın kaç tanesi
öldürüldü? Zaten yaşam hakkı ihlal ediliyor. Zaten yargısız infazın hüküm
sürdüğü bu ülkede bir de kalkıp bunun üzerinden, Norveç’te bir tane delinin
yaptığı katliam üzerinden yola çıkarak idam cezasını tekrar Türkiye’nin
gündemine taşımak anlaşılır bir şey değildir.
Bu bir anayasa tartışması
konusudur. Anayasa tartışması konusu olan bir konuyu başkanlık sisteminin
gündeme atıldığı, bir de böylesi bir dönemde gündeme getirmek açıkça şu
demektir: Açlık grevinde bugün 60’ıncı
gününü, 59’uncu gününü dolduran insanlarımızın dünyadaki en büyük sivil
itaatsizlik eylemini hayata geçirdiği gerçeğini örtbas ederek -bir tarafta-
açlık grevlerindeki haklı talepleri, üstelik de avukat görüşmesi gibi anayasal
bir hak olan, yasal bir hak olan, uluslararası sözleşmelerde yer alan, adil
yargılanma hakkının en temel şartı olan avukat-müvekkil görüşmesinin en zaruri
olan, en haklı olan, en hukuki alanında kalkıp hukuku çiğneyeceksiniz, bir
buçuk sene suç işleyeceksiniz, hakkınızda savcılar işlem yapmayacak, hakkınızda
Adalet Bakanlığıyla ilgili işlem yapılmayacak, hakkınızda hiçbir şey
yapılmayacak, sizin Anayasa’yı çiğneme hürriyetiniz olacak, yasaları çiğneme
hürriyetiniz olacak, hukuksuzluğu yürütme ehliyetiniz olacak, bunu bir buçuk sene
sürdüreceksiniz ve bu bir buçuk sene karşısında açlık grevine bedenini yatıran,
başka hiçbir imkânı olmayan insanların vicdani kalkışı karşısında da hâlâ suç
işlemeye devam edeceksiniz.
Bu, suç işlemeye devam
zihniyeti tehlikelidir. Toplumu hırpalar, gerginliği artırır, çatışmaları
artırır, bu kanunsuzluk kimsenin keyfinde olamaz. İktidar olmak suç işleme
imtiyazını vermez, iktidar olan bir başbakana “Ben hukuku çiğnerim, istediğim
yasayı uygularım, istemediğim yasayı uygulamam.” deme hakkını vermez. Bu yasa
dışılık, hukuk dışılık kabul edilmez bir davranıştır. CPT’nin kararları var,
Avrupa Birliğinin kararları var. Bütün bunların ışığında, bir avukat
görüşmesini bir buçuk senedir engelleyerek 707 kişinin 12 Eylülden bu yana
başlayan açlık grevini -on binlerin katıldığı dikkate alınacak olursa-
Hükûmetin bir kez daha değil, bin kez daha, milyon kez daha düşünmesini,
düşünmesini, düşünmesini buradan uyarıyoruz. Gerçekten uyarıyoruz ki acı
sonuçları olmasın, birlikte buna çözüm bulalım diyorum.
Saygılarımla. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi
Grubunun önerisini oylarınıza sunacağım…
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
HALUK KOÇ (Samsun) – Sayın
Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN - Yoklama talebi var,
yerine getireceğim.
Sayın Koç, Sayın Kesimoğlu,
Sayın Akar, Sayın Güler, Sayın Eyidoğan, Sayın Acar, Sayın Karaahmetoğlu, Sayın
Öner, Sayın Dinçer, Sayın Susam, Sayın Aydın, Sayın Genç, Sayın Ediboğlu, Sayın
Yüksel, Sayın Köprülü, Sayın Fırat, Sayın Kurt, Sayın Tayan, Sayın Çetin, Sayın
Kaleli.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN – Seyit Eyyüpoğlu,
Şanlıurfa? Burada.
Mehmet Erdem, Aydın? Burada.
Sayın milletvekilleri,
toplantı yeter sayısı vardır.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
(Devam)
2.- CHP Grubunun, 3/2/2012 tarihinde Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve
23 milletvekilinin, istihdam ve sosyal alanlarda cinsiyet ayrımcılığının
nedenlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun
9 Kasım 2012 Cuma günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN - Cumhuriyet Halk
Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmemiştir.
Alınan karar gereğince,
gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler”
kısmına geçiyoruz.
1’inci sırada yer alan,
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve
Anayasa Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer
Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı:
156)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2’nci sırada yer alan, Devlet
Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu
Raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile
Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3’üncü sırada yer alan, Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu Tasarısı ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu
Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/601) (S. Sayısı: 239)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4’üncü sırada yer alan,
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve 22
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın; Aydın
Milletvekili Ali Uzunırmak’ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen’in; İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal’ın; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14
Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu
Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur
Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri
Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820,
2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (x)
BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet?
Yerinde.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan, efendim, Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu Büyükşehir Yasası’nın
üniter devlet yapımıza ne kadar zarar vereceğine ilişkin görüşlerimizi bütün
imkânlarla dile getirmeye devam edeceğiz, devam ettik.
Yalnız, burada, tarih ve
millet önünde, bu konuda, parti taassubu içerisinde değil ama bireysel
sorumluluklarınızı düşünerek, Sayın Başkan siz, Sayın Komisyon Başkanı, hiç
olmazsa bu endişeler doğrultusunda bu Genel Kurul toplantısını siz yönetmekten
ve siz de Komisyonu temsil etmekten vazgeçiniz. Sizin vicdani sorumluluğunuza
havale ediyoruz. Bu mesele parti meselesi değildir. Hepimizin, hep beraber,
birlikte mücadele etmemiz lazım. Kapalı kapılar ardında bunlarla ilgili
endişeler belirtilip, burada parmakları vicdanlara dolaştırarak karar vermekle
çözüm bulunmaz. O bakımdan, Sayın Başkan, tarih ve millet huzurunda, tehlikeli
bir sürece götürecek böyle bir Genel Kurul toplantısını yönetmekten vazgeçin.
Sayın Komisyon Başkanı, bunca yıllık devlet tecrübenize ve vicdanınıza
sığınarak diyorum ki böyle bir kanunun görüşüldüğü toplantıda Komisyonu temsil
etmekten vazgeçin. Eğer İçişleri Bakanı olsaydı ona da söylerdim bunu. O
bakımdan, tarih ve millet önünde bu bireysel sorumluluklarınızı yerine getirmeye
davet ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – 13’üncü madde
üzerinde iki adet vardır, okutup işleme alıyorum.
(x) 338 S.
Sayılı Basmayazı 6/11/2012 tarihli 16’ncı Birleşim Tutanağına eklidir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı kanun tasarısının 13. Maddesindeki “5216 sayılı Kanunun” sözcüklerinden
sonra gelen “6. Maddesi ile” sözcüğünün madde metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Birgül Ayman Güler Muharrem Işık Mehmet S. Kesimoğlu
İzmir Erzincan Kırklareli
Ali Serindağ Celal Dinçer Namık Havutça
Gaziantep İstanbul Balıkesir
Emre
Köprülü
Tekirdağ
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
"Büyükşehir Belediyesi
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20
Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu Raporu"nu ihtiva eden
338 Sıra Sayılı tasarının 13. Maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz
ederiz.
Hasan Hüseyin Türkoğlu Mehmet Erdoğan Enver Erdem
Osmaniye Muğla Elâzığ
Alim Işık Sadir Durmaz Yusuf Halaçoğlu
Kütahya Yozgat Kayseri
Nevzat
Korkmaz
Isparta
BAŞKAN – Sayın Komisyon,
önergeye katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Sayın Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM
ŞAHİN (Ordu) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Sayın Vural, önerge
üzerinde söz isteyen…
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Yusuf Halaçoğlu.
BAŞKAN – Yusuf Halaçoğlu,
Kayseri Milletvekili, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) –
Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; dün birtakım tarihî yanlışlıklar yapıldı. Buraya bir vekil
çıktı, Selahaddin Eyyubi’den bahsetti, Kürtlükten bahsetti vesair.
Şimdi, insanlar, hangi
milletten olacaklarını, hangi ırktan olacaklarını kendileri tespit edemezler.
Cenabı Allah’ın yarattığı bir soydan gelirler ve bunun için de herkesin buna
saygı duyması gerekir. Bu ülke bir imparatorluk bakiyesidir ve dolayısıyla da
bu imparatorluk içerisinde Türklerden gayrı, başka soylara mensup insanlar da
yaşar. Bu, tabii bir durumdur. Ama şurasını belirteyim: Selahaddin Eyyubi’nin
Kürt olduğunu söylemekle aslında bir ırkçılık yaptıklarını da özellikle
belirtmek istiyorum. Bunu hangi tarihî bilgiye dayandırdıkları konusunda da çok
ciddi bir eleştiriye tabi tutmak gerekir. Her şeyden önce, İbni Attar, Arapların
ünlü tarihçisi, bunu, Fatımilerden sonra, bu bölgedeki hükümdarlığı Türk
sultanlığı olarak yazar. Selahaddin Eyyubi’nin kardeşlerinin adını sadece
söyleyeyim, başka bir şey söylemeye ihtiyaç duymuyorum. Bir tanesi
“Tâcü’l-Mülük” yani devletlerin tacı, baş tacı; “Böri” ismini taşıyor yani kurt
ismini taşıyor; “Seyfülislam” yani İslam’ın kılıcı unvanını almış olan Tuğ
Tekin kardeşlerinden birinin ismi; diğer bir kardeşinin ismi “Turan Şah”; diğer
bir kardeşinin ismi “Melikü’l Âdil”, âdil melik; “Ebubekir”; diğeri de
“Şehinşah” yani Farsça olan şahların şahı unvanını taşıyor. Dolayısıyla, Kürt
müdür, Türk müdür, bunun tartışmasını bile yapmaya gerek kalmaz bunlardan
sonra. Dayısının ismi de “Mahmut Tokuş.”
Şimdi, bütün bunları bir yana
bırakalım ama şurası daha önemliydi: Dün “Sadece Batı’dan federatif sistemleri
örnek veriyorsunuz, Doğu’da işte Gürcistan…” dedi. Gürcistan’da o Osetya’nın ne
hâle geldiğini hepiniz biliyorsunuz, Rusya’nın baskısıyla Gürcistan Osetya’dan
çıkmak zorunda kaldı.
Diğer taraftan, Rusya’yı
federatif bir sistem içerisinde göstermekle sanki demokratik bir ülkeymiş gibi
Rusya’yı değerlendirdi ama 1878’den sonra bütün Türk illerini işgal eden Rusya,
tabii olarak orada “Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği” adı altında, farklı
cumhuriyetleri bir araya getiren bir devlet sistemi kurdu.
Çin’e gelince, Doğu
Türkistan’ı işgal etti ve “Uygur Özerk Bölgesi” adı altında bir özerk bölge
meydana getirdi ama bütün resmî dili, eğitim dilini de Çince olarak kabul etti.
Ama bunların ötesinde Batı’da
çok ciddi örnek verilebilecek ülkeler var. Mesela, Belçika. Demokrasinin beşiği
denilen, Avrupa Birliğinin merkezi olan Belçika üç federatif bölgeden meydana
gelmektedir ve daha düne kadar birbirinden kopma raddesine gelmiş, şu an bile
çatırdamaktadır.
Keza, Yugoslavya’yı düşünecek
olursanız, farklı milletleri bir araya getirmiş Yugoslavya Tito’nun
başkanlığında birleşmiş ama sonuç olarak bugün, Yugoslavya on çeşit parçaya
bölünmüştür.
Keza, “Çekoslovakya.” dedik.
Çekoslovakya sonuç olarak ne oldu? “Çek Cumhuriyeti” ile “Slovakya Cumhuriyeti”
adı altında bölündü.
Doğu illerinden, nereden
verirseniz verin, meselenin özünde şu vardır: Federatif sistemler, aslında,
farklı düşünceleri, farklı kültürleri bir araya zorla getiren ve başkanlık
sistemiyle bunu yöneten bir sistemdir. “Amerika Birleşik Devletleri” diyoruz,
elli iki devletin birleşmesinden meydana gelmiş bir federatif yapıdır, evet ve
onun için, bizim “eyalet” dememize rağmen, aslında Amerika eyalet sistemiyle
yönetilmez; Amerika devlet sistemiyle yönetilir ve her biri de bir devlettir.
Bunun için de “Amerika Birleşik Devletleri” deriz. Keza, Federal Almanya,
federatif sistemdir ama Almanya’daki prenslikler 1848 yılına kadar birbirinden
kopmuş ve ayrı olarak birbiriyle çatışan bir hüküm altındadır. Ama 1848’de
Alman birliği sağlanmış ve Almanya Federatif Devleti ortaya çıkmıştır ve
başkanlıkla yönetilmiştir. Dolayısıyla, başkanlık sistemleri genelde hep
federatif yapıya bağlıdır.
Şimdi, siz böyle bir yasayı
getiriyorsunuz, şehir devleti hâline getiren il sınırları içerisine
hapsediyorsunuz onu, o kontrol altına alacaksınız, ardından tam başkanlık
sistemini istiyorsunuz, Amerika’daki yapıyla aynı başkanlık sistemini ön plana
çıkarıyorsunuz. Sonuçta, bir kanunla eğitimi, valiyi seçilmiş vali hâline getirecek
bir kanunla meseleyi çözersiniz. Ama biz size zaten güvenmiyoruz. Niye
güvenmiyoruz biliyor musunuz? Söylediklerinizin hepsinde yanlışlar var, hatalar
var, aldatmalar var.
Gelecek konuşmamda bunları
devam ettireceğim.
Hepinize teşekkür ediyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum…
OKTAY VURAL (İzmir) – Karar
yeter sayısı…
BAŞKAN – Karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… (CHP ve MHP sıralarından “Yok.” sesleri)
HALUK KOÇ (Samsun) – Başkan,
yok, ara ver.
BAŞKAN – Kâtip üyeler
arasında anlaşmazlık var.
Evet, bir dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla oylamaya
başlandı)
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) –
Açılmadı Başkanım.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Bir
dakika doldu Başkan, bir dakika doldu.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Gelecekleri de mi varsaydınız?
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) –
Ne bekliyorsunuz? Niye başlatmadınız?
Ya, çok taraf tutuyorsunuz.
Taraf tutuyorsunuz! Niye hemen koymadınız?
ÜNAL KACIR (İstanbul) –
Yoklama değil ki bu.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) – Siz
de görüyordunuz ki yoktu burada çoğunluk yani.
ÜNAL KACIR (İstanbul) – Sayın
Başkan, yoklama mı yapıyoruz?
RECEP ÖZEL (Isparta) – Sayın
Başkan, yoklama mı bu?
OKTAY VURAL (İzmir) –
Yoklama…
ÜNAL KACIR (İstanbul) – Sayın
Başkan, “yoklama” açıldı bu, “oylama” açılması lazım, “işari oylama” açılacak.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Yoklama…
ÜNAL KACIR (İstanbul) – Sayın
Başkan, bu, karar yeter sayısı.
OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın
Başkan, biraz önce 30 saniye vardı, 59’a çıkarttınız tekrar. Nasıl oluyor?
BAŞKAN – Sayın Vural,
“yoklama”yı açmış teknik ekip yanlışlıkla. Onu kapattırdık, yeniden…
OKTAY VURAL (İzmir) –
Söylesenize bir Genel Kurula.
BAŞKAN – Söylüyorum, buyurun.
OKTAY VURAL (İzmir) – Kendi
kendinize istediğiniz zaman “yoklama”…
BAŞKAN – Genel Kuruldan
söylediler “yoklama” açıldığını Sayın Vural. Kendi kendine hareket eden yok
burada. Lütfen…
OKTAY VURAL (İzmir) –
Efendim? Ne diyorsun?
BAŞKAN – Genel Kuruldan
söylediler. Kendi kendine hareket eden yok burada diyorum. Lütfen…
OKTAY VURAL (İzmir) – Kendi
kendinize yapıyorsunuz…
BAŞKAN – Hayır, kendi
kendimize hareket etmiyoruz. Lütfen…
OKTAY VURAL (İzmir) -
…değiştiriyorsunuz, kapatıyorsunuz, yapıyorsunuz.
BAŞKAN – Hayır, kendi
kendimize hareket etmiyoruz, usul neyse ona uyuyoruz.
OKTAY VURAL (İzmir) – Allah
Allah!
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) –
Nerede usul canım, nerede!
BAŞKAN – Bu kadar da olmaz
yani, lütfen…
OKTAY VURAL (İzmir) – Usulsüz
davranmayın!
BAŞKAN – Başkanlık sizin
baskınız altında mı hareket edecek?
OKTAY VURAL (İzmir) – Doğru
düzgün yönetin!
BAŞKAN – Siz de doğru dürüst
konuşun!
OKTAY VURAL (İzmir) – Doğru
düzgün yönetin!
BAŞKAN – Ben doğru dürüst
yönetiyorum!
OKTAY VURAL (İzmir) – Doğru
düzgün yönet!
BAŞKAN – Hareket tarzınıza
bak, yakışmıyor yani; ne Meclise ne size yakışıyor ya!
MUZAFFER YURTTAŞ (Manisa) –
Yakışıyor, yakışıyor! Sayın Başkan, tam yakışıyor!
OKTAY VURAL (İzmir) – Size yakışıyor!
(Elektronik cihazla oylamaya
devam edildi)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı kanun tasarısının 13. Maddesindeki “5216 sayılı Kanunun” sözcüklerinden
sonra gelen “6. Maddesi ile” sözcüğünün madde metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Birgül Ayman Güler (İzmir) ve
arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) –Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor
mu?
İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM
ŞAHİN (Ordu) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz
isteyen Emre Köprülü, Tekirdağ Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; söz konusu yasa tasarısıyla 29 tane
büyükşehir belediyesinden 1.023 tane belde belediyesinin kapatılması, 16.082
köyün tüzel kişiliğinin hükmi şahsiyetinin ortadan kalkması ve 2 binin altına
düşen 509 tane belde belediyesinin de kapatılması öngörülüyor ve tüm bu
kapatılmalara rağmen, yasa AKP tarafından “reform” olarak adlandırılıyor.
Şimdi, bir yasaya “reform” diyeceksiniz ve mevcut yapıyı böleceksiniz, ortadan
kaldıracaksınız, hiç kimseye danışmadan, sormadan kaldıracaksınız.
Şimdi, köyler hükmi şahsiyeti
olan kurumlar, köy ile mahalleyi birbirinden ayıran olgu da bu. Hükmi
şahsiyetle, tüzel kişilikle kendi adlarına taşınmazlar var, kendi mal
varlıkları var, kendi bütçeleri var, daha da önemlisi köy muhtarının köyü
temsil etme kabiliyeti var. 16.082 tane köyün artık bu yasayla beraber temsil
edilmeyeceğini anlıyoruz çünkü mahalle muhtarı, mahallesini temsil etme
olgusuna sahip bir kişi değil. Temsil kabiliyetinin olmaması nasıl bir sonuç doğuracak?
Şimdi, temsilcisi olmayan, tüzel kişiliği olmayan, merkeze kilometrelerce
uzaklıktaki 300 nüfuslu, 400 nüfuslu, 200 nüfuslu bir köy 10 bin, 50 bin, 100
bin nüfuslu, yüksek nüfuslu merkezlerin altında ezilecek. Bize, hep
İstanbul’daki, Kocaeli’deki uygulamadan bahsediliyor ama değerli
milletvekilleri, İstanbul’un kırsal nüfus oranı yüzde 1’in altında, Kocaeli’nin
kırsal nüfusu yüzde 5-6 düzeyinde; bugün, yüzde 40’lar, 50’ler, 55’ler
düzeyinde kırsal nüfusu olan Konya, Balıkesir, Tekirdağ, Urfa, Trabzon,
İstanbul ve Kocaeli’yle ölçülebilecek, değerlendirilebilecek yerler değil. Bu,
o kadar basit ve o kadar basit bir mantıkla algılanabilecek bir olgu ki ama
işte buradan asıl amacı zaten çıkartmak mümkün. Bu yasanın amacı hizmet etmek
değil. Hizmet etmeyi düşünen bir anlayış Konya’yla İstanbul’u, Urfa’yla
Koceli’yi aynı kefede değerlendirmez. Amaç ne? Amaç, çok açık olarak köy tüzel
kişiliğini kaldırarak köyün taşınmazlarına göz dikmek. Köyün tüzel kişiliğini
kaldırıp mahalle hâline getirerek köylerde yaşayan bütün insanları emlak
vergisi ödeyebilecek pozisyona sokmak, çevre temizlik vergisi almak bu
insanlardan. Vergilendirme usulünü değiştirip basit usulden gerçek usule
döndürerek yüksek oranda vergi toplamak. Hayvanına su verdiği, bahçesini
suladığı, kullandığı suyu şebeke suyu hâline getirerek bu vatandaşlardan
katbekat fazla vergi toplamak. Amacın hizmet olmadığı o kadar açık ki. Şimdi,
köy tüzel kişiliklerinin yanında 29 büyükşehir belediyesinde 1.023 belde
belediyesi kapatılıyor.
Değerli milletvekilleri, bu
1.023 tane belde nasıl kuruldu? Bunların çok büyük bir kesimi, sayıca çok büyük
bir kısmı köyden belde olurken o belde halkına sorularak, o beldede yapılan
referandumla belediye hâline geldi. Sandıklar kuruldu, halka soruldu, halk dedi
ki: “Benim köyüm belediye olsun.” Şimdi, halk iradesini dilinden düşürmeyen,
demokrasiyi dilinden düşürmeyen AKP, bu yasayla halkın karar verdiği 1.023 tane
belde belediyesini ortadan kaldırıyor. Biz söylüyoruz, diyoruz ki: “Referandum
yapın, halka sorun.” “Hayır, biz kaldırıyoruz.” diyorlar. Çok açık olarak şunu
görüyoruz: Halkın iradesine saygısı olmayan, demokrasiye saygısı olmayan,
kendini halktan daha üstün, daha yüce olarak gören bir makam, belde
belediyelerini sormadan kaldırıyor.
Şimdi, çok açık olarak söyleyelim:
AKP’nin demokrasiye inancı yok, AKP’nin halka inancı yok, halk iradesine inancı
yok; halktan kopmuş, kendisini halktan daha yüksek görüyor. Eğer halk iradesine
saygısı olsa referandumla kurulan o beldelere gene o sandıkları kurardı.
Ben, bir kez daha Genel
Kurulu saygılarımla selamlıyorum, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir) – Karar
yeter sayısı...
HALUK KOÇ (Samsun) – Karar
yeter sayısı Başkanım.
BAŞKAN – Evet, önergeyi
oylarınıza sunacağım, karar yeter sayısı arayacağım: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler…
Sayın milletvekilleri, karar
yeter sayısı yok.
On dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.36
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.46
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Tanju ÖZCAN (Bolu), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 19'uncu Birleşiminin Üçüncü
Oturumunu açıyorum.
338 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’nın 13’üncü maddesi üzerinde Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü ve
arkadaşlarının verdiği önergenin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi, önergeyi tekrar
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.
Tasarının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
14'üncü madde üzerinde iki
adet önerge vardır; okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı kanun tasarısının 14. Maddesi ile değiştirilen 5393 sayılı Belediye
Kanununun 8. Maddesinin 4. Fıkrasında yer alan 50.000 rakamının "2.000
(yazıyla yalnızca ikibin)" biçiminde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mehmet S. Kesimoğlu Muharrem Işık Birgül Ayman Güler
Kırklareli Erzincan İzmir
Namık Havutça Celal Dinçer Ali Serindağ
Balıkesir İstanbul Gaziantep
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
"Büyükşehir Belediyesi
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20
Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin,
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu Raporu"nu ihtiva eden 338 Sıra Sayılı tasarının 14.
maddesinin aşağıdaki gibi değiştirilmesini arz ederiz.
Mehmet Erdoğan Hasan Hüseyin Türkoğlu Enver Erdem
Muğla Osmaniye Elâzığ
Alim Işık Sadir Durmaz Nevzat Korkmaz
Kütahya Yozgat Isparta
Kemalettin Yılmaz Yusuf Halaçoğlu
Afyonkarahisar Kayseri
“3/7/2005 tarihli ve 5393
sayılı Belediye Kanununun 8 inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan
“50.000” ibaresi “10.000” şeklinde değiştirilmiştir.”
BAŞKAN – Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor
mu?
İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM
ŞAHİN (Ordu) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz
isteyen Yusuf Halaçoğlu, Kayseri Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; saygıyla selamlıyorum.
Demin, konuşmamın sonunda
“Sizin yaptıklarınıza güvenmiyoruz.” diye bitirmiştim. Hangi sebeple
güvenmediğimizi anlatmak istiyorum.
Şimdi, hem Millet Meclisinden
hem milletten gizleyerek yaptığınız birtakım olaylar var. Bunlar, sizi
inandırıcı olmaktan çıkarıyor. Bu yasayı da hâliyle bu çerçeve içerisinde
değerlendirmek mecburiyetinde kalıyoruz. Mesela, Oslo görüşmeleri veya Abdullah
Öcalan’la görüşmeleri yapmadığınızı ve… Hatta Başbakan “şerefsizlikle”
suçlamıştı fakat daha sonra kendisi Oslo görüşmelerinin bizzat kararını ve
emrini kendi verdiğini ifade etti ve hatta “Gerekirse yeniden görüşme
yapabiliriz.” dedi. O zamana kadar niçin saklamıştınız?
Kürecik meselesi: Kürecik’e
radar istasyonu kuruldu. Peki, bunu neden “NATO adı altında” diye gizlediniz ve
ardından, altı ay sonra ancak NATO’ya devri söz konusu oldu. Kürecik’te hangi
sebeple yapmıştınız ve 150 Amerikan askerinin oraya gittiği neden saklanmıştı?
Amerikalılar açıklamasaydı siz bunları söylemeyecektiniz. Hâlbuki ülkeye giren
yabancı askerlerle ilgili, Anayasa’nın 72’nci maddesine göre, Büyük Millet
Meclisinden izin alınması gerekirdi ama bu izin de alınmadı. Buna benzer,
mesela Hatay üzerinde veya Kıbrıs üzerinde uçan İsrail uçaklarıyla ilgili neden
millete bilgi vermediniz ve bununla ilgili sorularımızı yanıtsız
bırakıyorsunuz?
Yani buna benzer o kadar
değişik şekilde gizlediğiniz konular var ki bugün ortaya çıkardığınız bu yasaya
biz nasıl inanacağız? Orada diyorsunuz ki: “İdari ve mali özerklik veriyoruz,
bütün ili kapsayacak şekilde bir belediye başkanına.” Peki, vali ne iş yapacak?
İki gün sonra yasa çıkarıp valiyi “seçilmiş” bir kişi olarak mı
nitelendireceksiniz? Veya onu da bir yana bırakıyorum… Bunun dışında, önceki
taslağınızda “eğitim kurumları açmak” gibi bir ifade kullanmıştınız, şimdi
kaldırdınız. Bir yasayla eğitim kurumları açma konusunu, yeniden, geri
getirmeyeceğinizi nereden bileceğiz? Nasıl inanacağız buna? Yaptığınız bütün
şeyler bu çerçeve içerisinde.
Bakın, Sayın İçişleri
Bakanımız da burada, Millî Mücadele sırasında Yunan komutanının gelip karargâh
olarak belirlediği Zeytinbağı kasabasını, şehrini, ilçesini neden Trilye
yaptınız yeniden ve Sayın Bakan neden bunu imzaladı?
Ayrıca, elli bir tane kilise
açtınız. Hani, bu, sadece tarihî nitelikte bir onarımın ötesine geçti. Hatta
Alaçatı’da caminin yanını, bir tarafını da kilise yaptınız. Onu da bir yana
bıraktım, Batı Trakya’daki müftünün atanmasını bile sağlayamazken, siz,
tuttunuz, Bursa’ya, Kütahya’ya, Isparta’ya metropolit atadınız ve bunlara ayin
yaptırdınız orada Hristiyan nüfus olmamasına rağmen, taşımayla. Bana söyler
misiniz; Selanik’i işte, dün itibarıyla kaybedişimizin 100’üncü yılıydı,
elimizden çıktığının 100’üncü yılıydı 100’üncü yılında Atina’da, Selanik’te
niye bir cami açtırıp da buna karşılık bir cuma namazının kılınmasına bile
müsaade ettiremiyorsunuz?
Şimdi, niye, gizli olarak
yapıyorsunuz bu kiliseleri? Metropoliti atarken bunları gizli olarak
yapıyorsunuz. Niye açıktan söyleyemiyorsunuz bunları? Çünkü böyle yaptığınız
zaman, demek ki kendi psikolojinizde, kendi içinizde de birtakım konularda
sıkıntılar duyuyorsunuz. Bunu, bu şekilde yapmanız, açık açık yapmamanız,
sizin, aslında, demokratik olmadığınızı gösteriyor. Sizin, aslında, böyle
hareketiniz, “saman altından su yürütme” şeklinde nitelendirilebilecek bir
konuyu gündeme getiriyor. O zaman, siz, büyükşehir belediyesiyle ilgili yapmış
olduğunuz bu yasada hem korucuları hem orada yaşayan askerleri -oradan çıkmış,
o köylerden çıkmış askerleri- mahalle hâline getirmekle, büyükşehire
bağlıyorsunuz ve onların baskısı altında bırakacaksınız. Hangi köy korucusu
kalacak o zaman bu büyükşehirlerin güdümünde veya onların altında kalan bir
şekilde nasıl görev yapacaklar?
Diğer taraftan, yine, buna
bağlı olarak, büyükşehirlerde öyle bir şey yapıyorsunuz ki kültür denilen bir
anlayışı da ortadan kaldırıyorsunuz. Eskiden bir köy kültürü vardı. Bütün
literatürümüzden artık köylülerle, köyle ilgili bütün kayıtlar çıkacak,
“köylüm” kelimesi kalkacak artık ortadan. Bununla bağlantılı pek çok kültür
değerlerimiz ortadan kalkacak. Mahalle hâline getirdiğinizde, kozmopolit olarak
herkes gidip oturacak. Hâlbuki bir köyde, o köyün kendi akrabaları ve çerçevesi
ancak oraya getirip, yerleştirilebilir. Gidin bakalım, bir köyden arazi
alabilir misiniz? Alamazsınız çünkü vermezler. Ama şimdi mahalle hâline
getirdiğinizde garip bir topluluk yaratacaksınız.
Saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunacağım.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Sayın Başkan, karar yeter sayısı istiyoruz.
BAŞKAN – Kabul edenler…
MEHMET GÜNAL (Antalya) –
Karar yeter sayısı…
BAŞKAN – Arayacağım.
Kabul etmeyenler…
Sayın milletvekilleri, karar
yeter sayısı yoktur.
On beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.56
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.11
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Tanju ÖZCAN (Bolu), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 19'uncu Birleşiminin Dördüncü
Oturumunu açıyorum.
338 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’nın 14’üncü maddesi üzerinde Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ve
arkadaşlarının verdiği önergenin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi, önergeyi tekrar
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Sayın milletvekilleri, karar yetersayısı yoktur.
Birleşime beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 17.12
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 17.17
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Tanju ÖZCAN (Bolu), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 19'uncu Birleşiminin Beşinci
Oturumunu açıyorum.
338 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’nın 14’üncü maddesi üzerinde Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ve
arkadaşlarının verdiği önergenin ikinci oylamasında da karar yeter sayısı
bulunamamıştı.
Şimdi, önergeyi tekrar
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.
Tasarının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı kanun tasarısının 14. Maddesi ile değiştirilen 5393 sayılı Belediye
Kanununun 8. Maddesinin 4. Fıkrasında yer alan 50.000 rakamının "2.000
(yazıyla yalnızca ikibin)" biçiminde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mehmet
S. Kesimoğlu (Kırklareli) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM
ŞAHİN (Ordu) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz
isteyen Ali Sarıbaş, Çanakkale.
Sayın Sarıbaş imza atar
mısınız, önergede imzanız yokmuş.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) –
Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; öncelikle, bildiğiniz gibi Yüce
Atatürk’ü sonsuzluğa uğurlamamızın üzerinden yetmiş dört yıl geçti. Her zaman
olduğu gibi sevgi ve özlemle anıyor, aynı inanç ve kararlıkla eserlerinin
yılmaz bekçisi olduğumu belirtiyor, manevi huzurunda hasret ve minnetle
eğiliyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Değerli milletvekilleri, bu
kanun özünde, hızlı bir şekilde, diğer kanunlarda olduğu gibi hızlı bir şekilde
geldi. Bakın, çok enteresan, özellikle buna dikkatinizi çekmek istiyorum:
“Büyükşehir belediyesi bulunan yerlerde ayrılma yoluyla yeni bir belde
kurulması için belde nüfusunun -bir daha tekrar ediyorum- yeni bir yerde belde
kurulması için belde nüfusunun 100 binden aşağı düşmemesi ve yeni kurulacak
belde nüfusunun 50 binden az olmaması şarttır.” Bir daha tekrar edeyim mi
arkadaşlar? Belde belediyesi… Hâlbuki kanunda ne diyor? “Bütünşehir kurulan,
yani büyükşehir kurulan yerlerde belde kurulması kesinlikle yasaktır.” diyor.
CELAL DİNÇER (İstanbul) –
İlçe kurulabilir.
ALİ SARIBAŞ (Devamla) –
“Ancak ilçe kurulabilir.” diyor.
Şimdi, o kadar hızlı,
alelacele getirilmiş bir kanun taslağı ki, burada, bu hazırlanışa sizin
dikkatinizi çekmek istiyorum. Yani böyle bir anlayış var mı? Birbiriyle
çelişen, birbirini okumadan bu kadar hazırlıksız böyle bir kanun metnini buraya
nasıl getiririz?
Değerli arkadaşlar, onun için
burada bu önergeyi verdim. Ben de dikkatinizi çekmek için dedim ki, bu önergede
şunu söylüyorum: O zaman gelin, bunu 2 bine çekelim. Madem yasanın özüne
aykırıysa, çelişkilerle doluysa, birbirine tezatlık varsa o zaman -kalan parça-
2 bin nüfusa çekelim ki belde belediyelerinin hiçbirisi kapanmasın ve
bütünşehir, yani Büyükşehir Yasası’nda da bu 2 bin nüfus kalsın. Yani önce bir
okuyalım. Bu kadar hızlı, aceleyle nereye gitmek istiyoruz?
Değerli milletvekilleri,
ülkemizde bugün bu çıkarmak istediğimiz yasayla… 5216 sayılı Büyükşehir Kanunu
merkez nüfusu 750 bini geçen şehirleri zaten “büyük” statüsüne kavuşturuyordu.
Biz bunu destekliyoruz. Hatta gelin, isterseniz, bütün Türkiye’yi bütünşehir
yapalım. Gelin. Niçin 750 bin nüfusu kıstas alıyorsunuz, hangi kritere göre,
neye göre karar verdiniz, niçin? Bunun gerekçesini bir bana anlatır mısınız?
Yirmi yıllık bir belediye başkanı olarak, yıllarca, burada, gerçekten halkın
içinden seçilmiş biri olarak, bunun kriterinin niçin olduğunu bana bir kişi
izah etsin, ben de olumlu oy vereceğim. Yani niye kıstas 750 bin? Niye bunu 300
bin almıyoruz, 200 bin almıyoruz? Türkiye’nin hepsini bütünşehir yapalım,
büyükşehir yapalım. Gelin, bu kanunu özünde beraber tartışalım. Yapacaksak
doğru yapalım. Niye bazı yerlerde, böyle bir kanun tasarısını veriyoruz, 750
bin? Eğer Türkiye’de bir yeni çığır, bir yeni anlayış getirmek istiyorsanız,
Türkiye’de gerçekten yerel yönetim anlayışını, dünyada yeni bir sistemi, yeni
bir demokratik anlayışı getirmek istiyorsanız önce Türkiye’yi bir bütün olarak
doğru ele alıp Türkiye’de yerel yönetimi kökten bir reform tasarısıyla
geliştirmek lazım. Burada “Ben söz verdim, ben yeni bir seçim anlayışı
içerisine giriyorum, ben burada yeni ülkede, maliyeye yük olarak 3,5 milyar
liralık yeniden bir –arkadaşlarıma, bütünşehir yaparak, söz verdim, oy
alacağım- yük getireceğim.” diyerek böyle bir anlayış içerisinde yaklaşamayız.
Türkiye’nin elli iki tane
ilini niye reddediyoruz onların nüfusu yoktur diye? Bugün, gene, 2011 nüfusunu
alarak 2 binin altındaki belediyelerde niye 2012 nüfusunu kriter almıyoruz?
Niye bu insanların bugün doğup öldüklerini son hâliyle ele almıyoruz ve 2011’i
alıyoruz? Niye düzgün yasa yapmıyoruz arkadaşlar?
Hukuku geri çalıştırmayın.
Gelin… Bunu, doğru –günün- yasalaşması itibarıyla, bu yıl itibarıyla niye
almıyorsunuz? Biz burada bu yerinden yönetim yasasını yaparken niçin yerindeki
insanlara, yerel yönetimde yaşayan, kendi kendini idare edebilecek halkımıza
sormuyoruz? Biz, bu kuvveti, ben de dâhil olmak üzere, orada iç içe yaşayan,
yerinden yönetime ihtiyacı olan insanlara gerçekten bu yasa yapma yetkisini
niçin sormuyoruz?
Değerli milletvekilleri, çok
önemlidir; bir defalık bu seçimlerde belki gece yarısı operasyonu…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ALİ SARIBAŞ (Devamla) – Çok
teşekkür ederim, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
BİRGÜL AYMAN GÜLER (İzmir) –
60’ıncı maddeye göre kısa bir söz hakkı istiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN – Buyurun yerinizden.
BİRGÜL AYMAN GÜLER (İzmir) –
Sayın Başkanım, hatibin şimdi sorduğu çok önemli bir soru var. Bu açıklanmadan
devam edebileceğimiz kanısında değilim. Biz, gerçekten bunu anlamadık çünkü bu,
komisyon tartışmaları sırasında yoktu ve bir AKP milletvekilinin teklifi olarak
geldi. Burada büyükşehir belediyelerinde ayrılma yoluyla yeni belde
kurulmasından söz ediliyor. Ama kanun, büyükşehir olan yerlerde belde
yapılanmasına izin vermiyor. Büyükşehir belediyesinde belde belediyesi olamaz,
ilçe ancak kurulursa o varlık kazanabilir. Dolayısıyla, kanunun tüm
terminolojisine aykırı bir hükümdür. Bu konu açıklanmadan görüşmelerin devamı
bence mümkün değildir efendim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Sayın Şandır, söz talebiniz
vardı sel felaketi nedeniyle.
Diğer sayın Mersin
milletvekillerinin de talepleri olduğu takdirde söz verilecektir.
VIII.- AÇIKLAMALAR (Devam)
2.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Mersin’in Erdemli ilçesinde
yaşanan sel felaketine ilişkin açıklaması
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Sayın Başkanım, çok teşekkür ederim.
Değerli milletvekilleri,
bizim Mersin’in Erdemli ilçesinin çevresinde çok aşırı bir yağış, yağmur afeti
yaşanıyor. Çok sayıda vatandaşımız şu anda selin altında. Şu ana kadar bir ölüm
haberi yok Allah’a şükür, ancak özellikle Erdemli merkezli Kocahasanlı,
Limonlu, Elvanlı beldelerinde ve çevresindeki köylerde aşırı yağıştan
kaynaklanan, çiftçinin mahsulünü bütünüyle alıp götüren bir afet yaşanmaktadır.
Ben devletimizin
yetkililerine, Hükûmete buradan ricada bulunuyorum. Tez günden, Sayın
Kaymakamın, sayın valiliğin gerekenleri yaptığını biliyoruz ancak gerçekten
büyük bir afet. Bütün limon bahçelerini, seraları, bütün ekili mahsulü alıp
götüren, muhtemel can kaybı şu ana kadar yok ama hayvan telefine de sebep olan
bir afetle karşı karşıyayız. Allah ülkemizi bu türlü afetlerden korusun. Hiç
kimseye, hiçbir milletvekilimize kendi bölgesinde böyle bir acı yaşatmasın.
Mersin’e, Erdemli halkına
Parlamento olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak, Milliyetçi Hareket
Partisi olarak geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz ve Hükûmetimiz
yetkililerini de bu konuda acil davranmalarını, acul davranmalarını da rica
ederek saygılar sunuyorum efendim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Bozkurt…
3.- Mersin Milletvekili Nebi Bozkurt’un, Mersin’in Erdemli ilçesinde
yaşanan sel felaketine ilişkin açıklaması
NEBİ BOZKURT (Mersin) –
Efendim, benim de bu selden sabahtan bu yana haberim oldu. İki günden beri,
maalesef, Erdemli yöresinde yoğun bir yağış var. Güzeloluk yolu kısmen
kapanmıştı, açıldı. Kaymakamımızla yakın irtibattayız ve çiftçilerimizin
özellikle zararlarının tespiti yapılıyor.
Ben Mersin halkımıza geçmiş
olsun diyorum ve inşallah zararlarını kısa zamanda karşılayacağımızı ümit
ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Öz…
4.- Mersin Milletvekili Ali Öz’ün, Mersin’in Erdemli ilçesinde yaşanan
sel felaketine ilişkin açıklaması
ALİ ÖZ (Mersin) – Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Bugün öğlen saatlerinde, saat
13.00 civarında başlayan, Erdemli’den başlayıp Erdemli Mersin arasındaki
beldelerimizde daha yoğun hissedilen, insan kaybımızın olmadığı, ancak bugüne
kadar bölgede görülmemiş çok ciddi bir afetle, felaketle Mersin ve Erdemli
halkı karşı karşıya kalmıştır. Biz de Erdemli Sayın Kaymakamıyla
görüşmelerimizi yaptık. Kendileri bugünden itibaren kriz masalarının
oluşturulacağını ve çok ciddi olduğunu ifade ettiler.
Ben, bu vesileyle, başta
Erdemli olmak üzere özellikle Kocahasanlı ve Limonlu ve onlara bağlı köylerde,
özellikle domates seralarının çok ağır hasar gördüğünü, ciddi tespitlerin,
hasar tespitlerinin yapılması gerektiğini, yetkililerin de gereğini yapacağı
inancıyla, Erdemli ve Mersin halkına geçmiş olsun diyorum.
Allah ülkemizin her yerinde
böyle başka afet göstermesin diyor, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Canikli…
5.- Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin, Mersin’in Erdemli
ilçesinde yaşanan sel felaketine ilişkin açıklaması
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) –
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Biz de şu anda Mersin
Erdemli’de meydana gelen sel felaketi nedeniyle buradaki vatandaşlarımıza,
kardeşlerimize öncelikle geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Allah
beterinden saklasın. İnşallah bir can kaybı olmaz. Tabii, mal bir şekilde
telafi edilir ve Hükûmetimizin de burada zarar görecek olan, gören
vatandaşlarımız için gereken her türlü desteği sağlayacağını da burada ifade
etmek istiyoruz. Cenabı Hak inşallah böyle afetleri ülkemize hiçbirimize,
hiçbir bölgemize, hiçbir ilçemize, köyümüze, beldemize göstermesin. Tekrar,
oradaki vatandaşlarımıza AK PARTİ Grubu olarak
geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Öztürk…
6.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, Mersin’in Erdemli ilçesinde
yaşanan sel felaketine ilişkin açıklaması
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) –
Sayın Başkan, Erdemli gerçekten çok ciddi bir afetle karşı karşıya gelmiştir.
Bugüne kadar siyasi iktidarın çiftçilere ve Erdemli köylülerine verdiği zarar
yetmezmiş gibi bir de afet Erdemli halkını vurdu. Önemli olan, bundan sonra
sadece geçmiş olsun dilekleriyle yetinmeyip siyasi iktidarın “cektir, caktır”
söylemini de bir kenara bırakarak gereğini yapması gerekiyor. Erdemli
çiftçisine, üreticisine, esnafına bu afetin verdiği zararı bir an önce
gidermesi ve bununla ilgili gerekli önlemleri alması gerektiğini düşünüyorum ve
derhâl afet bölgesi ilan edilmelidir.
Bu anlamda da, Erdemli
halkına bir kez daha geçmiş olsun diyorum Cumhuriyet Halk Partisi adına.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Uzun…
7.- Mersin Milletvekili Ahmet Tevfik Uzun’un, Mersin’in Erdemli
ilçesinde yaşanan sel felaketine ilişkin açıklaması
AHMET TEVFİK UZUN (Mersin) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de bölgemizde yaşanan sel felaketi
ve dolu dolayısıyla Erdemli halkına, Mersin halkına geçmiş olsun diliyorum.
Vali Bey’le görüştük, Kaymakam Bey’le görüştük ve yetkililer elinden geldiğince
ilgileniyorlar ama ben de Hükûmetimizin bir an önce hasar tespit çalışmaları
yapıldıktan sonra çiftçilerimizin zararının karşılanması noktasında
desteklerini istiyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Seçer…
8.- Mersin Milletvekili Vahap Seçer’in, Mersin’in Erdemli ilçesinde
yaşanan sel felaketine ilişkin açıklaması
VAHAP SEÇER (Mersin) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Dün akşam saatlerinden bu
yana Mersin’de yoğun yağış sonucu bir sel felaketi meydana geldi. Hepinizin de
bildiği gibi, Mersin bir tarım kenti. Dolayısıyla özellikle Erdemli yöresinde
seracılıkla uğraşan, narenciye üretimiyle uğraşan, muz seracılığıyla uğraşan
yurttaşlarımız önemli zarar gördüler. Sadece Erdemli bölgesinde değil, Mersin
merkezde de önemli zararların olduğunu haber aldık. Kentin muhtelif yerlerinde
sel baskınları söz konusu. Ben, ilgili kurumların bir an önce harekete
geçmesini istiyorum.
Ayrıca, özellikle son
aylarda, son yıllarda yöre üreticilerinin tarımsal üretimden ciddi kayıpları
olduğunu hepimiz biliyoruz; bir de doğal afetten kaynaklı kayıpların olması
gerçekten çok üzücü. Bu sebeple, ilgili kurumların orada hasar tespiti yapıp vatandaşlarımızın
zararlarını karşılamak adına tedbir almaları…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM
ŞAHİN (Ordu) – Açıklamalara bir cümleyle cevap vermek istiyorum müsaade
ederseniz.
BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.
9.- İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in, Mersin’in Erdemli ilçesinde
yaşanan sel felaketine ilişkin açıklaması
İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM
ŞAHİN (Ordu) – Sayın Başkan, değerli milletvekillerimiz; Mersin Erdemli
ilçesinde meydana gelen sel felaketi dolayısıyla o bölgede özellikle tarımla
uğraşan bir kısım çiftçilerimiz, çiftçi ailelerimiz can kaybına uğramamış, ancak
maddi yönden zarara uğramışlardır. Seraların, seracılığın yoğun olduğu bir
bölge olduğu için seraların yakınında bulunan sera çalışanlarının barınma
evlerinin bir kısmı oturulamaz hâle gelmiştir. Bunlara yönelik olarak Mersin
Valiliğimiz, Erdemli Kaymakamımızın başkanlığında oluşturduğu heyetle, evleri
oturulamaz hâle gelen 80’e yakın aileyi İller Bankasının sosyal tesisine
yerleştirerek geçici barınma imkânını sağlamış; yine tespitlerimize göre bir
kısım aileler, tarım işiyle uğraşan aileler akrabalarının yanına yerleşmeyi
tercih etmişlerdir. Zarara yönelik tespit çalışmaları devam etmektedir. Her
zaman olduğu gibi, Hükûmetimiz afete uğrayan köylülerimizin, insanlarımızın
yanında olma hassasiyetini ve çalışmasını bu afet dolayısıyla da yürütmektedir,
gösterecektir.
Geçmiş olsun diyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Bakan.
10.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Afet Kanunu’nun acilen
değiştirilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Sayın Başkanım, tutanaklara geçmesi açısından, Sayın Bakanın bu konuda
gösterdiği duyarlılığa çok teşekkür ediyorum. Ancak, özellikle iktidar grubuna
hitaben tüm Parlamentomuza da şunu söylüyorum: Sayın Bakanım, problem Afet
Kanunu. Afet yardımı alabilmek için çiftçinin varlığının yüzde 40’ını
kaybetmesi gerekiyor. Böyle bir akıbeti çiftçiye reva görmek haksızlık. Gelin,
bu oranı yüzde 20’ye düşürelim ki çiftçinin bu afet sonrası kaybettiği
mahsulünü, uğradığı zararı karşılayabilelim. Böyle bir kanun teklifi
hazırlayalım bir maddelik yani en kısa zamanda da bunu geçirelim, çiftçimizin
bu derdini… 2090’ı bu anlamda değiştirelim.
Duyarlılığınıza teşekkür
ediyorum ama bu konuda da sizden bir irade bekliyorum, bir aciliyet bekliyorum
efendim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur
Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri
Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820,
2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN - 15’inci madde
üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 Sıra
Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 15. Maddesi ile
5393 sayılı Kanunun 9. Maddesine eklenen cümlede yer alan “500” ibaresinin
“250” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Celal Dinçer Birgül Ayman Güler Muharrem Işık
İstanbul İzmir Erzincan
Namık Havutça Haydar Akar Ali Haydar Öner
Balıkesir Kocaeli Isparta
Gökhan
Günaydın
Ankara
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge aynı mahiyette olduğundan
önergeleri birlikte işleme alacağım. Talepleri hâlinde de önerge sahiplerine
ayrı ayrı söz vereceğim veya gerekçelerini okutacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
“Büyükşehir Belediyesi Kanunu
ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20
Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunparmak’ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen’in; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın;
Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ile İçişleri Komisyonu Raporu”nu ihtiva eden 338 Sıra Sayılı
tasarının 15. Maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Mehmet Erdoğan Hasan Hüseyin Türkoğlu Enver Erdem
Muğla Osmaniye Elâzığ
Alim Işık Sadir Durmaz Özcan Yeniçeri
Kütahya Yozgat Ankara
S.
Nevzat Korkmaz
Isparta
BAŞKAN - Diğer önergenin imza
sahipleri:
Sırrı Sakık Hasip Kaplan Erol Dora
Muş Şırnak Mardin
İdris Baluken Altan Tan Nazmi Gür
Bingöl Diyarbakır Van
BAŞKAN – Aynı mahiyetteki
önergelere Sayın Komisyon katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor
mu?
İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM
ŞAHİN (Ordu) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz
isteyen Özcan Yeniçeri, Ankara Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, bu şey, taslak,
tasarı, neyse, elimize verdiğiniz bu metnin, bir defa, ihtiva ettiği unsurlar
bir yana, cümlesi bozuk, kelimesi bozuk, Türkçesi bozuk. Onun için bunu bir
kenara koyuyorum. Türkçeye ve Türkçenin daha iyi ifade edilmesine, özellikle
kısa cümlelerle yazılmasına dikkati çektikten sonra içeriğinden biraz bahsetmek
istiyorum.
Türkiye'nin idari yapısında
ihtilal sayılabilecek bir değişimle bizi karşı karşıya getiriyor bu teklif.
Yapılması düşünülen düzenleme idari yapıyı altüst edecek büyük bir kargaşa ve
kaosa neden olacaktır. Türkiye'nin idari yapısına “Biz istiyoruz, böyle
olacak.” yaklaşımıyla âdeta suikast düzenlenmiştir. İdari yapısı değiştirilen
şehirlerde yaşayanların bu değişimden haberleri yoktur. Bu değişimin
hayatlarına ne ilave edeceği ve hayatlarından neyi eksilteceği konusunda bu
insanların doğru düzgün, nitelikli bilgileri yok. Bu yasanın içinde kısaca,
millet yok. İçinde milletin olmadığı, tepeden inmeci (jakoben) bir dayatma ile
Türkiye'nin idari yapısı değiştiriliyor. AKP, Türkiye'nin değil, kendi özlem ve
ihtiyaçlarına göre Türkiye'yi sözüm ona yeniden dizayn ediyor. Halka sormadan,
halkın tabi olacağı bir idari yapı ortaya konuluyor. Türkiye AKP’nin dayattığı
idari bir terörle karşı karşıyadır.
Bu yasa öncelikle üniter
yapıya aykırıdır. Bu yasa Anayasa’ya aykırıdır. Bu yasa demokrasiye aykırıdır.
Bu yasa bir çoğunluk dayatmasıdır. Değerli milletvekilleri, hem Anayasa’ya hem
de milletvekillerinin yaptıkları yemine aykırı bir yasa tasarısıyla karşı
karşıyayız. Dahası, milletvekili olmak için milletvekillerinin yaptığı devletin
varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü koruma
yeminini de aykırıdır. Bu yasa tasarısında il özel idareleri işlevini
yitiriyor. Bu yasa tasarısıyla belediyeler devlet içinde devlet hâline geliyor.
Köyler büyükşehir belediyelerine bağlanıyor, bu da demektir ki köylü ve çiftçi
bitiriliyor. Bütün bunlar kaos, kargaşa ve karmaşa demektir. Halk dostu olmayan
bir tasarıyla karşı karşıyayız. Bu yasa tasarısı, bizim nezdimizde yok
hükmündedir ekselansları! Bu yasanın varacağı ilk yer Anayasa Mahkemesi
olacaktır. (MHP sıralarından alkışlar)
Bu yasa çıkmamalıdır,
çıkarılmamalıdır. Bu yasa tasarısı büyük kaygılara ve tartışmalara neden
oluyorsa, demek ki tartışmalı ve kaygılı bir yasa tasarısıdır. “Var ki ‘var’
sesi var; böyle buyruldu.” denilerek dayatılan bu tasarıyı geçirmek demokrat ve
vatansever bir tutum değildir. Askerlik yapanlar bilecektir, askerlikte bir
çavuş çıkar, dinlenilecek, “Dinlen.” der ya da yemek yenilecek, “Ye.” der;
yürüyüş kararı sayılacak, “Say.” der. (MHP sıralarından alkışlar) Şimdi, siz de
çıkmışsınız, bu yasa geçirilecek, “Geçir.” diyorsunuz.
Bu yasa bu kafa yapısıyla
totaliter bir dayatmayı, yalnız Türkiye Büyük Millet Meclisine değil üniter
devlete ve millete yönelik de yapmaktadır. “İşlerin ve hizmetlerin
etkinleştirilmesi”, “üretkenlik”, “verimli hâle getirilme” gibi hususlarla da
uzaktan yakından alakası yoktur.
Büyükşehir belediyelerine
yani merkezî belediyeye yetki vermek çağdaş yönetim anlayışına da terstir.
Yetki ve sorumluluğun dengeli bir biçimde dağıtılması yerine yetkinin merkeze
çekilmesi çağ dışı bir yaklaşımdır. Kaldı ki -yüce Meclisin önüne getirilen- tasarı,
ciddi ve bilimsel altyapısı hazırlanmadan, maliyet-fayda, getir-götür analizi
yapılmadan, pilot uygulamalar deneyiminden geçirilmeden Meclisin önüne
getirilmiştir. Bu yasa tasarısının, kendisini demokrasiden daha aziz bilen
Sayın Başbakanın yüksek iradesinin ürünü olduğu da açıktır.
Değerli milletvekilleri, bu
yasa tasarısı dört ihtiyaçtan kaynaklanıyor. Birincisi; bu tasarıyla
tasarlanan, kentlerden alınan oyla büyükşehir belediye başkanlığını ele
geçiremeyen iktidarın, kırsalı da işin içine dâhil ederek büyükkent
belediyelerinin yönetimini büyük ölçüde ele geçirmek istemesidir.
İkincisi; David Phillips’in
Başkanlığını yaptığı Atlantik Konseyinin Kürt açılımı bağlamında ifade ettiği
“Özerk Kürt bölgesi kurulması için yasaları ve Anayasa'yı değiştiriniz bölünme
havası vermemek için bunu ‘yerinden yönetim, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi’
adı altında yapınız.” projesinin hayata geçirilmesidir.
Üçüncüsü de; Kürt sorununu
-tırnak içinde söylüyorum- çözmek amacıyla yapıyorsunuz. Hakan Fidan’ın Oslo’da
PKK’lılara verdiği ve taahhüt niteliğindeki şu sözleri özü itibarıyla bunu
anlatır...
MEHMET METİNER (Adıyaman) –
“Oslo”suz bir tek cümle kuramazsın, varsa yoksa Oslo.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) –
Öğretmen alıyorsunuz, adam ertesi sene gitmek istiyor. Niye? “Benim orada yaşam
şartlarım iyi değil.” diye. İktidar beş sene önce dedi ki: “Biz yerel
yönetimler yasasını getiriyoruz, belli şeylerin mahallî teşkilatlarını
kaldırıyoruz, Millî Eğitim, şu, bu bakanlıklarını kaldırıyoruz, valiliklere ve
belediyelere veriyoruz. İlk önce valiliklere, uzun vadede belediyelere
gidecek.”
Asıl olan şudur yani şimdi,
Hakkâri’de yol yapılacak, Ankara’da Devlet Planlama Teşkilatıyla görüşülüp
-şeye çıkıyor- işte, Çemişgezek’te ne olacak, şurada ne olacak; bu adamı şimdi
öğretmen alacaksınız, oradaki valiliğe kontenjan getirilecek... Bunları
tasarlamak amacıyla yapılıyor; tehlikelidir, uyarıyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) –
Meydana gelecek felaketlerden, çatışmalardan ve kandan sorumlu tutulacaksınız.
Saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET METİNER (Adıyaman) –
Bravo doğrusu, tarihî bir nutuktu[!]
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Diğer önergenin gerekçesini
okutuyorum:
Gerekçe
5393 sayılı belediyeler
kanununun ikinci fıkrasında değişiklik öngörülen “Belediye sınırları içinde
nüfusu 500’ün altında mahalle kurulamaz.” İfadesinin eklenmesi uygulamada ciddi
sorunlar ortaya çıkaracaktır. Özellikle büyükşehir belediyeleri sınırları çerçevesinde
yer alan köylerin mahallelere dönüştürülmesi nedeniyle nüfusu 500’ün altında
olan köyler, başka bir köy ile birleşerek bir mahalle oluşturmak zorunda
kalacaktır. Nüfusu 500’ün altında olan köylerin birleşeceği köyler ile
arasındaki mesafenin uzaklığının ne kadar olacağı hesaplanmamıştır.
Bu nedenle seçilecek olan
muhtarın, hangi köyde olacağı belirsizdir. Her halükarda köylüler yasal
işlemleri için muhtara ulaşmakta zorlanacaklar ve bu zorlanma nedeniyle de
uygulamada aksaklıklar olacaktır. Vatandaşlara külfet olacak olan bu uygulama
aynı zamanda köylerde seçmenlerinin bulunmamasına da neden olacaktır. Gerek
yazışmalar nedeniyle gerekse de gerekli evrakların alınması için muhtarların
köylerde bulunması ve bulunacağı köy tarafından seçilmesi gerekmektedir. Aksi
durumda yerindenlik ilkesi çiğnenecektir. Nüfusun 500’ün altında olduğu birçok
köy vardır. Bunlar toplumla doğa arasındaki dengenin bozulmaması adına aynı
zamanda çaba harcamaktadırlar. Köydeki nüfusun kaç olduğundan bağımsız olarak,
köylerin korunması ve tüzel kişiliklerinin devamı şarttır. Özellikle doğu ve
güneydoğu Anadolu’da zorla göç ettirilmeler, köy yakmalar, köy boşaltmalar vb.
uygulamalar nedeniyle birçok köy boşaltılmıştır. Yaşanan bu göç sonrasında
toplumsal anlamda doku bozulmuş ve günümüzde de halen zorunlu göçün yeni
sorunlarıyla da karşılaşmaya devam etmekteyiz. Köye dönüş yasası gibi yasalarla
insanların köylerine dönüşü teşvik edilirken, köylerin mahallelere çevrilmesi
uygulaması yerinde bir uygulama değildir. Nüfus esasına göre köylerin kurulması
veya kaldırılmasının öngörülmesi de yanlış bir yaklaşımdır. Köyler eko-sistemin
korunması ve sürekliliği için hayati önemdedirler. Bu nedenle de köy tüzel
kişiliğini kaldırılıp mahallelere dönüştürülmesi, nüfus esasına göre kurulup kaldırılması,
insan doğa ilişkisini bitirmeye yönelik uygulamalardır. Bu nedenle de nüfusu
500’ün altında olan yerlerin mahalle olamayacağı önerisi gerçekçi ve
uygulanabilir ve de doğru bir öneri değildir.
BAŞKAN – Evet, önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 Sıra
Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 15. Maddesi ile
5393 sayılı Kanunun 9. Maddesine eklenen cümlede yer alan “500” ibaresinin
“250” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Celal Dinçer Birgül Ayman Güler Muharrem Işık
İstanbul İzmir Erzincan
Namık Havutça Haydar Akar Ali Haydar Öner
Balıkesir Kocaeli Isparta
Gökhan
Günaydın
Ankara
BAŞKAN – Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) - Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor
mu?
İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM
ŞAHİN (Ordu) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz
isteyen Haydar Akar, Kocaeli Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, Mersin’de yaşanan sel felaketinden
dolayı Mersinli vatandaşlarımıza geçmiş olsun diyor ve en kısa zamanda da Hükûmet
tarafından mağduriyetlerinin giderilmesini diliyorum.
Şimdi, bir başarı öyküsü
anlatıyor Başbakan her yerde büyükşehir ve bütünşehirlerle ilgili ve
İstanbul’la Kocaeli’yi örnek alıyor. Ben Kocaeli Büyükşehrin başarı öyküsünü
anlatmadan önce Kocaeli’de yapılan bir uygulamanın yanlışını ve
düzeltilmişliğini söyleyeceğim şimdi.
Kocaeli’de bundan önceki
dönemde bütünşehir uygulaması yapılmasına rağmen köyler -iki yüz doksan iki
tane köy- büyükşehre oy kullanabilirken kendi bağlı bulundukları ilçelere,
sınırları içerisinde bulundukları ilçelere oy kullanamıyorlardı, şimdi kullanacaklar.
Yalnız bir şeyi kaybettiler;
köy statüsünü kaybettiler, orman köyü olma statülerini kaybettiler.
Şimdi diyeceksiniz ki: “Ne
var bunda?” Evet, bir şey var; bakın, bir şey anlatayım ben size: İki yüz
doksan iki tane orman köyü olan Kocaeli’de Balaban köyü var. İki yüz doksan
biri Büyükşehre teslim oldu ama Balaban köyü Büyükşehre teslim olmadı. Niye
teslim olmadı biliyor musunuz? Orman köyü olması gerekçesiyle, Büyükşehir,
üzerinde hiçbir yaptırım uygulayamadı. Bu nedenle de -zannediyorum, bunu
Kocaeli milletvekilleri verdi, AKP’li milletvekilleri verdi- özel bir maddeyle,
orman köyü tüzel kişiliğine sahip köylerden su parası alınmasına ilişkin bir
madde konuldu.
Şimdi, bu köy 1877’de
kurulmuş, Kafkas göçmenlerin yaşadığı bir köy ve yüz otuz yıllık bir köy. Onların
bir Balaban Deresi var. Kırk yıl önce bu dereden evlerine suları getirmişler ve
aynı zamanda bu suyun fazlalığını hayvanlarını, işte bahçelerini sulamakta,
tarımda kullanmışlar. Artan su da Sapanca Gölü’ne akmakta ama Büyükşehir
Belediyesi “İlla bu suyu sizden alacağım.” diyor ve muhtar suyu vermiyor.
Ne yaptı biliyor musunuz?
Birer fatura yolladı bütün ailelere, altı yüz seksen haneye. Ahırları
saymıyorum, biraz sonra ahırları da anlatacağım. Altı yüz seksen haneye birer
fatura yolladı, resen 10 liralık fatura yolladı. “Ödemiyorum.” dedi köy ve
ödemedi.
Şimdi, vatandaş suyuna sahip
çıkmış. Bir kuruşluk katkısı olmayan, hiçbir emeği olmayan Büyükşehir
Belediyesi “Bu Büyükşehir Kanunu’yla bu su benim ve parasını ödeyeceksin.”
diyor. Vatandaş, köylü de diyor ki: “Sen neredeydin bu suyu ben getirirken? Sen
yoktun piyasada ve bir emeğin de yok. Bunu da bana orman tüzel kişiliğim
nedeniyle sağlanmış olan haklardan dolayı ödemiyorum.”
Şimdi, bunun önüne geçebilmek
için özel bir madde getirdiniz ve ne yaptınız bu maddeyle? Hayvanlarını
barındırdıkları ahırlara saat takarak, tavuklarını barındırdıkları kümeslere
saat takarak hayvanların içtikleri sudan bile artık ücret alacaksınız.
Bakın, bir örnek daha
vereyim: Avluburun köyünde siz iktidara gelmeden önce 3 bin büyükbaş yaşıyordu,
şimdi 200 tane büyükbaş hayvanları var. Bir ahırda iki tane büyükbaş hayvanı,
ineği olan vatandaş, geçen gün bana Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin kesmiş
olduğu faturayı gösteriyor. Bu fatura tam 200 TL’lik fatura.
Şimdi, siz ne yapmaya
çalışıyorsunuz, derdiniz ne? Köylüyü biraz daha mağdur etmek mi, yoksa mazot 4
bin liraya ulaştığı yerde köylü ürününü değerlendiremezken, karşılayamazken
cebindeki 5 kuruşu da alabilmek mi? Kaç tane daha vergi bindireceğinizin
hesabını yaptınız mı? Kaç tane daha köylüye bu kanunla vergi getireceğinizin hesabını
yapmanızı diliyorum.
Şimdi, arkadaşlar, beldeler
birleştirildi, Kocaeli’de de birleştirildi ama iki tür uygulama yapıldı. Üç
tane beldemiz ilçe yapıldı: Darıca, nüfusu 150 bindi, gerçekten doğru bir
karardı. Niye doğru bir karardı? Çünkü hizmeti vatandaşın ayağına getirmek
anlamında doğru bir karardı. Ama bir de Kartepe yapıldı, on tane ayrı beldeden,
birbirinden farklı yaşam tarzları olan on ayrı beldeden “Kartepe” diye bir ilçe
yapıldı. Ne oldu biliyor musunuz? Bir beldede ilçe emniyet teşkilatı var, bir
beldede ilçe millî eğitim müdürlüğü var, bir beldede kaymakamlık var, bir
beldede belediye başkanlığı var. Vatandaş eskiden evinden çıkıp belediyeye
gidip işlerini halledebilirken, vatandaş evinden çıkıp bir vasıtayla tüm idari
ve sosyal işlerini halledebilirken şimdi üç tane vasıta değiştirmek zorunda
kalıyor. Niye kalıyor biliyor musunuz? Çünkü ne bir kentte ring var, ne bir
kent meydanı var, ne de bir kent olma özelliği var, böyle bir özellik yok.
Bakın arkadaşlar, sadece
bununla da bitmiyor, zamanım çok az kaldı, aslında anlatabilirim size
sıkıntılarımızı, büyükşehrin çoğu şeyi yapmadığını da söyleyebilirim ama şu
var: O beldelerde ekonomi çöktü. Eskiden bir beldede, saydığım on beldenin her
birinde on tane, yirmi tane esnaf varken üç veya beş esnafa düştü. Her beldede
30-40 kişi ekmek yerken, şimdi sadece belediye başkanının bulunduğu beldedeki
vatandaş yiyor. Sadece, o belediye, belediye başkanının bulunduğu beldedeki
esnafla ticaret yapıyor. Gerçekten mağdur oldu. Sosyal yaşam bitti, ekonomik
yaşam bitti.
Bunları göz önünde
bulundurmanızı diliyor, hepinize sevgiler, saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
16’ncı madde üzerinde dört
adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 16 ncı
maddesindeki “İlçe belediyesine” ibaresinin “Bir belediyeye” şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli Öznur Çalık Mehmet Doğan Kubat
Giresun Malatya İstanbul
Adem Yeşildal Yılmaz Tunç Ramazan Can
Hatay Bartın Kırıkkale
Hilmi Bilgin İsmail Aydın Yusuf Başer
Sivas Bursa Yozgat
Akif Çağatay Kılıç Osman Aşkın Bak İsmail Tamer
Samsun İstanbul Kayseri
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 Sıra
Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 16. Maddesi ile
değiştirilen 5393 sayılı Kanunun 12. Maddesine eklenen fıkrada yer alan
“mahalle sakinleri” ibaresinden sonra “sonradan mahalleye yerleşen kişiler”
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Celal Dinçer Birgül Ayman Güler Muharrem Işık
İstanbul İzmir Erzincan
Namık Havutça Gökhan Günaydın Kazım Kurt
Balıkesir Ankara Eskişehir
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 16. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ederiz.
“Orman köylerinin tüzel
kişilikleri ile mevzuatta kendilerine sağlanan hak ve imtiyazlar aynen devam
eder.”
Alim
Işık Mehmet
Erdoğan Sadir Durmaz
Kütahya Muğla Yozgat
S. Nevzat Korkmaz Enver Erdem Seyfettin Yılmaz
Isparta Elazığ Adana
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
338 sıra sayılı Büyükşehir belediyesi kanunu ile bazı kanun ve
kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanun Tasarısı'nın
16. Maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Hasip Kaplan Erol Dora İdris Baluken
Şırnak Mardin Bingöl
Altan Tan Nazmi Gür
Diyarbakır Van
BAŞKAN – Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor
mu?
İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM
ŞAHİN (Ordu) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz
isteyen Altan Tan, Diyarbakır Milletvekili.
ALTAN TAN (Diyarbakır) –
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; böylesine önemli bir madde üzerinde
sürekli olarak söz alıyoruz ve elimizden geldiği kadar bu çalakalem geçirilmeye
çalışılan yeni kanun tasarısının yanlışlıklarını, eksikliklerini tamamlamaya
çalışıyoruz.
Benim altını çizmek istediğim
bu konuşmamdaki en önemli nokta, büyükşehirlerde ve büyükşehirlere bağlı olan
ilçelerdeki otoparklarla ilgili düzenlemelerin yine burada belirsiz ve muğlak
bir şekilde bırakılması. Mevcut bu düzenlemede büyükşehir belediyelerinin
otoparklardan gelen gelirleri alacağı ve bunları yine onlarla ilgili olarak
kullanacağı belirtilmiş ama bunun sınırları nedir, boyutları nedir, nereye
kadar bu uygulamaları yapabilir, ne kadar yapabilir; yine sınırları belirsiz,
yetkileri tam olarak tanımlanmamış ifadelerle geçiştirilmiş bulunuyor. Hâlbuki
bugün büyükşehirlerin en önemli sorunlarından birisi otopark sorunudur, belki
de baştaki sorunu otopark sorunudur. Öyle bir noktaya geldi ki bu otopark
sorunu da, şu an birçok cadde ve sokaktaki park etme yetkisi de belediyelere
verildi veya belediyeler mevcut kanunu kendilerince yorumlayarak cebren el
koydular. “Cebren el koydular.” diyorum çünkü öyle bir noktaya gelindi ki artık,
kendi apartmanınızın, evinizin önündeki sokağa gelip arabanızı park ediyorsunuz
ve para ödemek zorunda kalıyorsunuz.
Bu, şehrin yirmi, otuz, kırk
yıl evvel imara açılmış ve şehirleşmiş bölümlerinde, meskûn yerlerinde tam bir
fecaate dönüşmüş durumda çünkü o gün yapılan imar planlarına göre mevcut
binalar arsaların bazen yüzde 60’ına, 70’ine, 80’ine oturtulmuş durumda, hatta
bitişik nizam olarak yapılan evlerde bazen yüzde 100’üne oturtulan binalar var.
Yani, dolayısıyla bugün yeni yapılmakta olan imar planlarında dikkat edildiği
gibi arsanın yüzde 25’ini, 20’sini, 15’ini kullanabilirsiniz, otopark yeri
bırakabilirsiniz gibi hükümler o tarihlerde uygulanmamış. Uygulanmadığı için de
binalar o günkü anlayışa göre ve o günün trafik şartlarına göre, ihtiyaçlarına
göre inşa edilmiş. Bugün gelinen noktada ise bu arabaların park yeri yok.
Hâlbuki bunun birinci sorumlusu bugün belediyeler, vatandaş değil. Ben bugün
Kızılay’ın merkezinde bir konut veya iş yerini kullanıyorsam, bunun imar
planlarını yapan, işte, ruhsatını veren yirmi, otuz, kırk yıl, elli yıl önceki
belediyeler bunu hesaplamadığından dolayı, bugün bunun ceremesini ben çekmek
durumundayım, bu da asla adil bir mevzu değil.
Peki, ne yapmak lazım?
Birincisi: Sevgili arkadaşlar, mutlaka bu caddelerdeki uygulamalara bir son
verilmesi lazım, yani özellikle bu sokaklara bakan binaların bir rüçhan
hakkının olması lazım. Yani, kişinin kendi binasının önüne, kendi iş yerinin
veya evinin önüne parayla arabasını park etmemesi lazım. Hatta günde eğer
birkaç sefer çıkıp gidip geliyorsa, ki iş adamlarının önemli bir kısmı aynı
durumda, hatta konutları mesken olarak kullananlar da aynı durumda, sabah
çıkıyorlar akşam tekrar geliyorlar, günde en az iki sefer bu parayı ödemek
zorunda kalıyorlar. O hâlde yapılacak olan, öncelikle bütün bu eski imara
açılmış ve sorunlu olan bölgelerde belediyelere bir yükümlülük getirmek.
Mutlaka bu yükümlülüğün doğru düzgün tarif edilmesi lazım ve gerekli
istimlakleri yaparak o mahallelerde ihtiyaca binaen, gerekirse kartla,
vesikayla, iskâna dayalı hakları belirleyen bir otopark düzeni kurulması lazım.
Ondan sonra dışarıdan gelenlerden para alıyorsanız, bunu da alabilirsiniz, en
meşru hakkınızdır ama orada oturan insandan bir de ikinci bir haraç gibi para
almak asla doğru bir şey değil. Bütün bu düzenlemelerin de bu yasanın
içerisinde doğru düzgün belirtilmesi lazım ki bu mağduriyetlere son verilsin.
Hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair Kanun Tasarısının 16. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
“Orman köylülerinin tüzel
kişilikleri ile mevzuatta kendilerine sağlanan hak ve imtiyazlar aynen devam
eder.”
Alim
Işık (Kütahya) ve arkadaşları
BAŞKAN - Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM
ŞAHİN (Ordu) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Evet, önerge
üzerinde söz isteyen Seyfettin Yılmaz, Adana Milletvekili. (MHP sıralarından
alkışlar)
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; verdiğimiz değişiklik önergesi hakkında
söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu
yasa tasarısını Türk devletinin geleceği açısından bir tehdit unsuru olarak
görüyoruz. Üniter yapıyı sulandırarak federalizmin yolunu açacak bir yasa
tasarısıdır bu yasa tasarısı. Bin yıllık kardeşliğimizin temeline dinamit koyan
bir yasadır.
Evet, değerli
milletvekilleri, bu coğrafya hassas bir coğrafyadır. Bu coğrafyada bin düşünüp
bir söyleyeceksiniz. Bunları niye söylüyoruz? Bunları biz söylemiyoruz. Bakın,
Sayın Başbakanınız Recep Tayyip Erdoğan’ın, 1991 yılında, İstanbul İl
Başkanıyken hazırlattığı bir Kürt raporu var. Bu raporda aynen bugünleri
gösteriyor ve tarif ediyor ve şöyle diyor: “Kürdistan’ın bir kısmı Doğu ve
Güneydoğu Anadolu’dur. PKK terörü kadar devlet terörünü de kınamalıyız. Bölge
halkının, özellikle özel harekâtın işkencesi ve baskısı altında kaldığını
söylemeliyiz. Kemalist devletin terörle mücadelesi iflas etmiştir.” Ve son söz,
bugün, aynı, 1991’de söylüyor: “Merkezî devlet küçülmelidir, yerel
parlamentolar kurulmalıdır.” Ve bir soruya, “Kürtler ‘Biz ayrı yaşamak
istiyoruz.’ derlerse ne olacak?” sorusuna verdiği cevap: “Eyaletler sistemi
benzer bir şeyler yapabiliriz.” diyor.
Değerli milletvekilleri,
bakın, 2010 yılında İsrail Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı ve dönemin Ankara
Büyükelçisi aynen şu ifadeleri kullanıyor, Erdoğan’ın Kürt politikasını şöyle
değerlendiriyor 13 Eylül 2010’da: “Erdoğan bir Kürt eyaleti yaratmaya ya da en
azından Türkiye'nin Kürtlerini ulusal bir azınlık olarak tanımaya hazır fakat
ülkesi değil.” Yani, ülkesi buna hazır değil diyor. “Kürt misyonunu tamamlamak
için bir görev dönemine daha ihtiyaç vardır. Haziran 2011 seçimlerini kazanırsa
bu ihtimal bir gerçek hâline dönüşebilir.” diyor. Evet, Haziran 2011
seçimlerini kazandınız ve iktidar oldunuz.
Şimdi, değerli
milletvekilleri, şunu çok iyi bilmenizi istiyorum. Eğer bu siyasal çizgi ve anlayış
devam ederse 2015 yılında, Türkiye idari federalizme geçmiş ve siyasi
federalizme adım atan bir ülke olacaktır, Öcalan hapisten çıkmış olacaktır,
Türk milletinin adı Anayasa’dan çıkmış olacaktır. Yani, değerli
milletvekilleri, görüyorsunuz, bu sürece kendiliğinden gelinmedi. Bu yasa bir
ihtiyaçtan doğmadı. Bugün Anadolu’nun hiçbir coğrafyasında sizin getirdiğiniz
bu yasaya ihtiyaç yok. Adana’ya 250 kilometre uzaklıktaki köyde, Mersin’e 300
kilometre uzaklıktaki köyde, Konya’ya 400 kilometre uzaklıktaki köyde bu yasaya
ihtiyaç yok. Bu yasa, 1991 yılında planlanan, hani “Değiştim.” diyor ya,
değişmediğinin göstergesidir.
Bakın, adım adım, alıştıra
alıştıra bu sistemlerinizi uyguluyorsunuz. Bunu görmeniz lazım, bunu görmemiz
lazım. Bugün gücü elinizde bulundurabilirsiniz, bugün siyasi ikbal peşinde
olabilirsiniz, bugün beklentileriniz olabilir, bugün çoluğunuz çocuğunuz
bürokraside bir yerlere gelmiş olabilir, eşleriniz kamuda önemli yerlere
gelebilir; iş alabilirsiniz, ihale alabilirsiniz, bunlarla susarsanız
Türkiye'nin geleceğini tehlikeye atıyorsunuz.
Adım adım alıştırıyorsunuz.
Evet, bas bas bağırsanız da, Sayın Başbakanınız demiyor muydu? Oslo’daki
görüşmelerden dolayı, bırakın görüşmeyi kabul etmeyi, “Bizim görüştüğümüzü
ispat etmeyen şerefsizdir.” diyordu. Ne oldu? Görüşüldüğü ispat edilince ne
oldu? “Görüşmedim.” dedi. “Görüşmedim.” dedi. “Görüşmedim.” dedi. Görüşüldü.
Peki, bugün, soruyorum size,
o gün onu söyleyen Başbakan, o gün onu söyleyen Başbakan…
SUAT ÖNAL (Osmaniye) – Ne
alakası var ya…
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) –
Osmaniye Milletvekili, dinleyeceksin! Sen önce Osmaniye’den bir icazet al.
Onu söyleyen Başbakan, bugün
5 bin kişinin katlinden sorumlu Abdullah Öcalan’la, İmralı’yla, Kandil’le
görüşmekten bahsediyor. Söyledi mi, söylemedi mi bunu? Size soruyorum: Söyledi
mi, söylemedi mi? Siz, kimden alıyorsunuz bu hakkı? 5 bin kişinin katlinden
sorumlu Abdullah Öcalan’la görüşme yetkisini kimden alıyorsunuz? O dağlarda bu
vatan uğruna şehit olan Mehmetçikten, polislerden, onların ailesinden bu yetkiyi
aldınız mı? Almadınız.
Şimdi, kuru milliyetçilik
söylemleriyle bu insanları kandıramazsınız. Kuru milliyetçilik söylemleriyle,
siz, Türk milliyetçiliğinin yanından geçemezsiniz.
AKP içerisindeki,
milliyetçilik duyguları olan milletvekillerine sesleniyorum: Bu yasa tasarısı…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) –
…bir ihanet yasasıdır. Yarın çocuklarınız bunun hesabını vermek zorunda
kalırlar.
Bakın, şunu açık ve net
söylüyorum: Her nefis ölümü tadacaktır. (MHP sıralarından alkışlar)
SUAT ÖNAL (Osmaniye) – Sen de
tadacaksın.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Yılmaz.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 Sıra
Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 16. Maddesi ile
değiştirilen 5393 sayılı Kanunun 12. Maddesine eklenen fıkrada yer alan “mahalle
sakinleri” ibaresinden sonra “sonradan mahalleye yerleşen kişiler” ibaresinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Celal Dinçer (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor
mu?
İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM
ŞAHİN (Ordu) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz
isteyen Kazım Kurt, Eskişehir Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
KAZIM KURT (Eskişehir) –
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; vermiş olduğumuz önerge üzerine söz almış
bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu tasarı, ciddi bir hazırlık
yapılmadan ve yeterli incelemeleri de sağlamadan önümüze gelmiş bir tasarı.
Komisyona geldiği zaman 5 madde, 2
geçici maddeyken, Komisyonda 37 madde, artı, 2 geçici maddeye dönmüş ve bazı
maddelerde 20’den fazla fıkra eklenmiştir. Dolayısıyla, bu göstermektedir ki,
iyi çalışılmamış, ezbere ve acele hazırlanmıştır. Bunu hem Komisyonda iktidar
partisinin vermiş olduğu önergelerden
hem de Genel Kurulda gece yarısı verilen önergelerden anlıyoruz. Sanıyorum
bundan sonraki maddelerde de yeni, sürpriz önergeler gelecek ve değişiklikler
olacak.
Biz, bu maddeyle ilgili
vermiş olduğumuz önergede şunun netleştirilmesini ve biraz daha hukuka uygun
hâle getirilmesini talep ediyoruz: O orman köylerinde bulunan mahalle
sakinleri ya da köy sakinlerinin hakları
devam edecekse, bundan sonra o yöreye yerleşecek olan insanların ne olacağıdır.
Eğer, gerçekten, demokratik ve hukuka uygun bir tavır içerisinde bir yasayı
yapacaksak hiçbir ayrıntıyı boş bırakmamamız lazım. 9.652 orman köyü bu işten
sıkıntı çekecek, zarar görecek ve ileride bazı sorunların doğmasına sebep
olacak. Özellikle kaosun, kavganın ve anarşinin yaratılacağı bir ortam
doğuracaktır ki bunu bir an önce toparlamak ve düzeltmek görevimizdir,
hepimizin bu konuya daha dikkatli olması gerekir. Zaten, belediye yasalarıyla
ilgili her belediye seçimi öncesinde bir değişiklik yapmak suretiyle, yeni yeni
ilavelerle bazı seçim çevreleri yaratılmakta. 5393 sayılı Kanun 2004’te çıkmış,
2005’te uygulamaya geçmiş, 2007’de değişmiş ve 2008’de bir kez daha değişmiş;
yeni ilçeler, yeni beldeler, yeni yeni seçim operasyonları gerçekleştirilmiştir.
Bugün de Yenimahalle’de, Şişli’de yapılan operasyonlar devam etmektedir ama
bunlar çare olmayacaktır çünkü hangi operasyonu yaparsanız yapınız bu insanlar
size oy vermeyecek ve ne Şişli’de, Yenimahalle’de ne diğer bölgelerde emelinize
ulaşamayacaksınız, aynı Eskişehir’de olduğu gibi.
Eskişehir’de belde
belediyelerimizden Bozan, Osmaniye, Gümüşkonak, Kayakent, Alpagut, Laçin,
Dinek, Yunusemre, Kırka, Dümrek, Kaymaz, Nasrettin Hoca, Gündüzler ve
Doğançayır olan on dört beldeyi kapatıyoruz ama zannetmeyin ki bu beldeleri
kapattığımız zaman bu insanlar size tekrar oy verecek ve Eskişehir Büyükşehir
Belediyesini kazanacaksınız. Bu, mümkün değildir çünkü yapmış olduğumuz
referandumlarda yüzde 99 oranında halkımız belediyeyle yönetilmek istediğini ve
kendi belediyesini talep ettiğini vurgulamıştır. Bunları dikkate almadan
gerçekleştirilen herhangi bir uygulama size yarar getirmeyecek, getirmediği
gibi demokrasimize de zarar verecektir. Hem Anayasa’ya aykırı hem demokratik
ilkelere aykırı bir uygulamayı lütfen geri çekiniz. Anayasa, idari yapılanmayı
il, köy ve belediye olarak ayırmış, ama 29 ilde, Türkiye'nin neredeyse üçte
2’sinde köyü ortadan kaldırmak suretiyle anayasal bir idari yapıyı ortadan
kaldırıyorsunuz. Bunu sanıyorum Anayasa Mahkemesi dikkate alacaktır, ciddi
değerlendirmeler yapacaktır ve Türkiye'de hukukun, hukuk devletinin varlığını
size bir kez daha göstermek suretiyle işi düzene sokacaktır.
Türkiye'de olduğu gibi
Eskişehir’de de 12 taşra ilçesi kalıyor, ama 8’inde adliyeleri kapattık, 14
tane de belediyeyi kapatmak suretiyle işlevinizi yerine getiriyorsunuz. Bizim
önergemize desteklerinizi bekliyoruz.
Saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum…
III.- Y O K L A M A
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
EMİNE ÜLKER TARHAN (Ankara) –
Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN – Yoklama talebi var,
yerine getireceğim.
Sayın Tarhan, Sayın Güler,
Sayın Dinçer, Sayın Ören, Sayın Özkan, Sayın Karaahmetoğlu, Sayın Acar, Sayın
Genç, Sayın Özgümüş, Sayın Dibek, Sayın Ekinci, Sayın Öner, Sayın
Değirmendereli, Sayın Susam, Sayın Aydın, Sayın Köktürk, Sayın Yalçınkaya,
Sayın Danışoğlu, Sayın Kurt, Sayın Tayan.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
(Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur
Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri
Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820,
2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 16 ncı
maddesindeki “İlçe belediyesine” ibaresinin “Bir belediyeye” şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli (Giresun) ve
arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor
mu?
İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM
ŞAHİN (Ordu) – Katılıyoruz Sayın Başkanım.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) –
Gerekçe okunsun.
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Bir belde belediyesinin veya
köyün tüzel kişiliğini sona erdirerek mahalle olarak belediyeye bağlanması
hâlinde mera, yaylak, kışlak gibi yerlerden bu mahalle sakinlerinin 4342 sayılı
Mera Kanunu hükümleri çerçevesinde yararlanmamaya devam etmesi amaçlanmaktadır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge
doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Madde kabul edilmiştir.
17’nci maddede üç adet önerge
vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı Tasarının çerçeve 17 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli Ahmet Aydın Mehmet Doğan Kubat
Giresun Adıyaman İstanbul
Osman Aşkın Bak İlyas Şeker Pelin
Gündeş Bakır
İstanbul Kocaeli Kayseri
Recep Özel Öznur Çalık Tülay
Kaynarca
Isparta Malatya İstanbul
Nesrin Ulema Hacı Bayram Türkoğlu Mehmet
Sarı
İzmir Hatay Gaziantep
Türkan Dağoğlu Zülfü
Demirbağ
İstanbul Elâzığ
“Madde 17- 5393 sayılı
Kanunun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin son cümlesi
yürürlükten kaldırılmış, aynı bende aşağıdaki cümleler eklenmiş, fıkranın (b)
bendinin birinci cümlesinde yer alan "sağlıkla ilgili her türlü tesisi
açabilir ve işletebilir;" ibaresinden sonra gelmek üzere "mabetlerin
yapımı, bakımı, onarımını yapabilir;" ibaresi eklenmiş, ikinci cümlesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve birinci fıkradan sonra gelmek üzere
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Büyükşehir belediyeleri
ile nüfusu 100.000’in üzerindeki belediyeler, kadınlar ve çocuklar için konuk
evleri açmak zorundadır. Diğer belediyeler de mali durumları ve hizmet
önceliklerini değerlendirerek kadınlar ve çocuklar için konuk evleri
açabilirler."
Gerektiğinde, sporu teşvik
etmek amacıyla gençlere spor malzemesi verir, amatör spor kulüplerine ayni ve
nakdî yardım yapar ve gerekli desteği sağlar, her türlü amatör spor
karşılaşmaları düzenler, yurt içi ve yurt dışı müsabakalarda üstün başarı
gösteren veya derece alan öğrencilere, sporculara, teknik yöneticilere ve
antrenörlere belediye meclisi kararıyla ödül verebilir."
"Belediyelerin birinci
fıkranın (b) bendi uyarınca, sporu teşvik amacıyla yapacakları nakdî yardım bir
önceki yıl genel bütçe vergi gelirlerinden belediyeleri için tahakkuk eden
miktarın binde yedisini geçemez."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 17. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mahmut Tanal Celal Dinçer Birgül Ayman Güler
İstanbul İstanbul İzmir
Ali Haydar Öner Oktay Ekşi Engin Altay
Isparta İstanbul Sinop
Mehmet S. Kesimoğlu Ali İhsan Köktürk Atilla Kart
Kırklareli Zonguldak Konya
Madde 17-
5393 Sayılı Kanunun 14'üncü
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi yürürlükten kaldırılmış, aynı bende
aşağıdaki cümleler eklenmiş, fıkranın (b) bendinin birinci cümlesinde yer alan
“Sağlıkla ilgili her türlü tesisi açabilir ve işletebilir;" ibaresinden sonra
gelmek üzere "beldede yaşayan ve maddi durumu uygun olmayan muhtaç
öğrenciler için millî eğitim mevzuatına uygun olmak ve gerekli izinleri almak
kaydıyla orta öğretime ve üniversiteye hazırlık dershanesi açabilir,
öğrencilere burs verebilir ve öğrenci yurdu açabilir, mabetlerin yapımı,
bakımı, onarımını yapabilir;" ibaresi eklenmiş ve ikinci cümlesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“Büyükşehir belediyeleri ile
nüfusu 25.000'in üzerindeki belediyeler, kadınlar ve çocuklar için konuk evleri
açmak zorundadır. Diğer belediyeler de mali durumları ve hizmet önceliklerini
değerlendirerek kadınlar ve çocuklar için konuk evleri açabilirler."
“Gerektiğinde, sporu teşvik
etmek amacıyla gençlere spor malzemesi verir, amatör spor kulüplerine ayni ve
nakdi yardım yapar ve gerekli desteği sağlar, her türlü amatör spor
karşılaşmaları düzenler, yurt içi ve yurt dışı müsabakalarda üstün başarı
gösteren veya derece alan öğrencilere, sporculara, teknik yöneticilere ve
antrenörlere belediye meclisi kararı ile ödül verebilir." Bu maddedeki
mabet tanımı cami, kilise, sinagog ve cemevini içerir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair Kanun Tasarısının 17. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ederiz.
Madde 17- 5393 sayılı Kanunun
14 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin son cümlesi yürürlükten
kaldırılmış, aynı bende aşağıdaki cümleler eklenmiş, fıkranın (b) bendinin
birinci cümlesinde yer alan “sağlıkla ilgili her türlü tesisi açabilir ve
işletebilir,” ibaresinden sonra gelmek üzere “ibadet yerlerinin yapımı, bakımı,
onarımını yapabilir,” ibaresi eklenmiş ve ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Büyükşehir belediyeleri ile
nüfusu 50.000’in üzerindeki belediyeler, kadınlar ve çocuklar için konuk evleri
açmak zorundadır. Diğer belediyeler de mali durumları ve hizmet önceliklerini
değerlendirerek kadınlar ve çocuklar için konuk evleri açabilirler. “
“Gerektiğinde, amatör spor
kulüplerine ayni ve nakdi yardım yapar ve gerekli desteği sağlar, her türlü
amatör spor karşılaşmaları düzenler, yurtiçi ve yurtdışı müsabakalarda üstün
başarı gösteren veya derece alan öğrencilere, sporculara, teknik yöneticilere
ve antrenörlere belediye meclisi kararıyla ödül verilebilir,"
Mehmet Erdoğan Bülent Belen Alim
Işık
Muğla Tekirdağ Kütahya
Seyfettin Yılmaz Ali Öz Mesut Dedeoğlu
Adana Mersin Kahramanmaraş
BAŞKAN – Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor
mu?
İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM
ŞAHİN (Ordu) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın
Başkan, ben Komisyondan bir şey öğrenmek istiyorum. Buradaki “Mabetler”
kelimesi içinde cemevleri var mıdır efendim, onu öğrenmek istiyorum.
BAŞKAN – Evet, Sayın
Komisyon, “’Mabetler’ kelimesinin içerisinde cemevleri var mı?” diyor Sayın
Genç.
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) – Sayın Başkanım, “mabetler” kelimesi Komisyonda “ibadet
yerleri” olarak zikredildi. Bu kadar…
KAMER GENÇ (Tunceli) – İbadet
yerlerinde cemevi var mıdır, yok mudur, açıkça soruyoruz efendim.
Sayın Bakan, siz söyleyin,
cemevleri var mı, yok mu?
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz
isteyen…
KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır,
efendim, söylesinler yani cemevi var mı, yok mu? (CHP ve MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz
isteyen Mehmet Şandır, Mersin Milletvekili.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Ya,
bir korkmayın ya, korkmayın arkadaşlar.
BAŞKAN – Buyurun Sayın
Şandır. (MHP sıralarından alkışlar)
KAMER GENÇ (Tunceli) – Cemevi
var mı, yok mu? Söyleyin efendim, cevap versinler Sayın Başkan.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri…
BAŞKAN – Sayın Şandır, bir
saniye, yanlışlık olabilir.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın
Başkan, bizim sorumuza cevap versinler efendim. Cemevi var mıdır yok mudur?
BAŞKAN – Sayın Hükûmet,
katılıyor musunuz önergeye?
İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM
ŞAHİN (Ordu) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BİRGÜL AYMAN GÜLER (İzmir) –
Soruya cevap versinler Sayın Başkan.
BAŞKAN – Buyurun Sayın
Şandır.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın
Başkan, bakın, bir soru soruyorum, çok önemli bir soru.
BAŞKAN – Sayın Genç, verdi
cevabını yani ben Sayın Komisyona “Şu şekilde cevap ver.” diyemem ki!
KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır
ama cevap vermiyor.
BİRGÜL AYMAN GÜLER (İzmir) –
Vermedi, cevap vermedi.
BAŞKAN – Sorunuzu yönelttim
ben Sayın Komisyona.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Ama
efendim, bakın, böyle bir şey olmaz yani “mabet” kelimesinin içinde cemevi var
mıdır, yok mudur diyorum. Yani ya “vardır” ya “yoktur” desin.
CELAL DİNÇER (İstanbul) –
Açıklama istiyoruz.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Ama
söyleyin yani niye korkuyorsunuz?
BAŞKAN – Evet, sordum soruyu.
Ben “söyle” diye zorlayamam ki sizin gibi.
Sayın Şandır, buyurun lütfen.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır,
diliniz yoksa size bir dil verelim. Ya, böyle bir şey olur mu?
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Sayın Başkan, sükûneti sağlayın ki konuşabileyim.
BAŞKAN – Benim görevim
değildir zorlamak Sayın Şandır.
GÜRKUT ACAR (Antalya) – 20
milyon kişiyi ilgilendiren bir soru bu, 20 milyon kişiyi ilgilendiriyor
Türkiye’de.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Yani
cemevi var mı, yok mu, söyleyin canım.
BAŞKAN – Sayın Genç, lütfen,
Sayın Hatip kürsü…
KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır,
ama Sayın Başkan, bu çok önemli yani burada cevap vermek zorunda. Bir Komisyon
susarak bir kanun… Bu kanun yarın öbür gün yorumlanır. Efendim, bu var mıdır,
yok mudur, biz de soruyoruz.
BAŞKAN – Sayın Başkan, lütfen
cevap verin siz de, var veya yok.
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) – Sayın Başkanım, Komisyon görüşmelerinde de bu konu
dile getirildi. “Mabet”lerin “ibadet yeri” olarak ifade edildiği, zikredildiği,
Diyanet İşleri Başkanlığınca da ibadet yeri olarak kabul edilmediği için bunun
kapsama alınmadığı ifade edildi. (CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum,
tamam.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Nasıl
kabul etmiyorsun ya?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) – Diyanet İşleri Başkanlığının görüşünü belirttim.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Ya,
olur mu, sen Diyanet İşleri Başkanının emrinde misin?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) – Değilim tabii ki ama benim takdirimde değil.
BAŞKAN – Sayın Şandır, o
zaman siz ayakta beklemeyin lütfen orada.
KAMER GENÇ (Tunceli) -
Diyanet İşleri Başkanının emrinde mi efendim, olmaz ki Sayın Başkan.
BAŞKAN – Olmadığını söyledi,
ne istiyorsunuz?
KAMER GENÇ (Tunceli) – Olmaz
efendim yani bugün Alevi vatandaşlarının ibadet yerinin mabet, sayılmaması,
ibadet yeri sayılması kadar geri zekâlı bir düşünce var mıdır?
BAŞKAN – Sayın Genç, bir soru
sordunuz, cevabını verdi.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Bakın,
Gelir Vergisi Kanunu’nun 89’uncu maddesine bir ilave yaptılar.
BAŞKAN – Lütfen
konuşmalarınıza da dikkat edin yani şu kelimeler Türkiye Büyük Millet
Meclisinde kullanılacak, sayın milletvekillerine, Sayın Başkana söylenecek
sözler mi Sayın Genç?
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Efendim, bakın, Sayın Başkan, burası Türkiye Büyük Millet Meclisi ise burası
şeriat devleti değildir, burası şeyhülislam devleti değildir.
BAŞKAN – Bunları
söyleyebilirsiniz tamam ama usul kaidesi içerisinde ve…
KAMER GENÇ (Tunceli) – Burada
müspet hukuka göre diyor ki: “Diyanet İşleri Başkanı bunu kabul etmemiştir
-cemevini ibadet yeri olarak- ben de kabul etmiyorum mabet yeri olarak. Nasıl
olur, böyle bir saçma düşünce olur mu efendim?
BAŞKAN – Diyanet İşleri
Başkanlığının görüşünü söyledi Sayın Başkan.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Böyle
bir saçma düşünce olmaz! Kişiliğine göre karar vermek zorundasın. İbadet
yeriyle…
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Genç.
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) – Sayın Başkanım,
benim takdirime bağlı bir konu değil.
BAŞKAN – Tamam Sayın
Başkanım.
Evet, buyurun Sayın Şandır.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Tamam mı efendim tartışma?
BAŞKAN – Buyurun.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Ne
dedi?
O zaman kişilik kazanarak gel
buraya, kişilik kazanarak!
BAŞKAN – Sayın Genç, lütfen.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Ya, ne
elini sallıyorsun be! Cemevi ibadet yeri değil midir? Cemevi ibadet yeri değil
midir he? (Gürültüler)
BAŞKAN – Sayın Genç, lütfen
oturur musun yerinize!
KAMER GENÇ (Tunceli) – Ne
diye elini sallıyorsun? Gel bakalım lan! Gel, sen gel!
İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM
ŞAHİN (Ordu) – Gel!
KAMER GENÇ (Tunceli) – Gel,
sen gel! Gel,sen buraya gel!
İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM
ŞAHİN (Ordu) – Gel, gel!
KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır,
sen buraya gel!
BAŞKAN – Sayın Genç, şu
tarzınıza bakın, lütfen, doğru mudur yani!
KAMER GENÇ (Tunceli) – Böyle
bir şey olur mu yani ya? Ya, bu Meclis bunların oyuncağı hâline mi gelmiş be!
Senin böyle el yapmaya hakkın
var mı? Gaz bombasını, gel, at bakalım! Onu getirip senin burnuna sıkacağım!
Şimdi getireceğim, şimdi! (AK PARTİ sıralarından “Otur yerine, otur!” sesi,
gürültüler)
KAMER GENÇ (Tunceli) – O
hangi herif!
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) –
Çoban gibi bağırma oradan, çoban!
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Kölelikten kurtulmadınız be! Tayyip Erdoğan memleketi bölecek Oscar ödülünü
alacak değil mi? Gitti, Yahudi ödülünü aldı, Yahudilerden cesaret ödülünü aldı,
şimdi de ülkeyi bölecek Oscar ödülünü alacak ve siz de ona hizmet ediyorsunuz,
aferin size! (CHP sıralarından “Bravo!” sesleri, alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Şandır,
buyurun lütfen.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu son örnekte de görülmektedir ki bu
yasa milletin arasındaki birliği, huzuru bozacak mahiyette bir yasa yani
tanımlar doğru ama yani tanımları doğru tanımlayacaksınız. Zaten toplum
arasında devam eden birçok tartışmayı geliştiren bir yasa getiriyorsunuz. Ne
diyeceksiniz şimdi Alevi vatandaşlarımıza? Nasıl anlatacaksınız? Dolayısıyla
burada çıkardığımız hukuk eğer bir toplumsal karşılık olarak huzuru sağlamıyorsa,
birliği geliştirmiyorsa o yasada hayır yok demektir ya. Tartışmayı arttıran bir
yasadan nasıl hayır bekliyorsunuz?
Bu sebeple ısrarla bir şey
söylüyoruz: Bu yasayı geri çekin, yeniden değerlendirelim. Aceleye gerek yok,
seçimler zamanında yapılacak, 29 Mart 2014’te yapılacak. 29 Mart 2013 tarihine
kadar bu yasayı daha çok tartışarak, daha çok bilinmeyenleri doğru
tanımlayarak… Bakın farkında mısınız iktidar grubu hemen her maddede önerge
veriyor. Halbuki bu yasa, bir yıldan bu yana bir yerlerde hazırlanıyor.
Komisyonda yüz saate yakın tartışıldı ama hâlâ iktidar grubu burada, bu yasayı
düzeltmek için önerge veriyorsa, demek ki acele etmeye gerek yok değerli
arkadaşlar.
ENVER ERDEM (Elazığ) – Daha
önce görmemişlerdi ki!
ALİM IŞIK (Kütahya) – Daha
önce görmediler onlar da bizim gibi yeni görmüşler.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) -
Yani, burada bazı arkadaşlarımızın yüksek sesle söylediği bir hususa haklılık
kazandırıyorsunuz. Yani, Sayın Başbakan emrediyor… Ya lütfen ya! Durun efendim
ya! Biraz itiraz edin. Nedir bu? Acelede hayır mı var? Acele giden nereye gider
biliyorsunuz.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) –
Cesaret ister, cesaret.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) -
Şimdi, bakın, değerli arkadaşlar ben bunları söylemek için gelmemiştim kürsüye.
Bu yasanın toplumsal karşılığı nedir? Vatandaş açısından değeri, anlamı nedir?
Bir de bu yönden düşünün ya. Toros Dağlarının 80 kilometre yukarısındaki,
beldesi kapatılan, mahalleye dönüştürülen Arslan köyünün köylüleri açısından bu
yasa ne getiriyor ?
SITKI GÜVENÇ (Kahramanmaraş)
– Çok şey getiriyor, israfı önlüyor.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) -
Allah aşkına ya vergi getiriyor, zam getiriyor…
ALİM IŞIK (Kütahya) – Zulüm
getiriyor, zulüm.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) -
Bana göre zulüm getiriyor zulüm. Zulüm getiriyor bu yasa. Bakın size okuyorum,
listesini okuyorum değerli arkadaşlar; bu yazı benim değil, Profesör Doktor
Şükrü Kızılot Hoca’nın yazısını okuyorum; diyor ki: “İlan ve reklam vergisini
arttırıyor, köylere geliyor. Eğlence vergisi, haberleşme vergisi, elektrik ve
havagazı tüketim vergisi, yangın sigorta vergisi, işgal harcı, tatil günlerinde
çalışma ruhsat harcı, kaynak suları harcı, tellallık harcı, hayvan kesimi
muayene ve denetleme harcı, ölçü ve tartı aletleri muayene harcı, bina inşaat
harcı, imar harçları, açma izni, toprak hafriyatı dökme harcı, iş yeri açma
izin harcı, muayene ruhsat rapor harcı.” Okumaktan yoruluyorsunuz değerli
arkadaşlar. Köylü bu harçlarla muhatap değil şimdi. Köyünde, dişiyle
tırnağıyla, o dağın başında çocuklarını beslemenin, onuruyla yaşamanın
gayretindeyken, şimdi, siz köyü medenileştireceğiz, şehirleştireceğiz diye…
Bunun toplum nezdinde toplumsal hiç bir karşılığı yok. O köylü köyünden de
memnun, köylülüğünden de memnun. Sizin derdiniz ne? Benim bu köylümden ne
istiyorsunuz değerli arkadaşlar? Bir sürü yeni vergi getiriyorsunuz, mevcut
vergileri 2 katına çıkartıyorsunuz. Ruhsatlar isteyeceksiniz, inşaat ruhsatı.
Yani 1 tane –affedersiniz- ineği vardır, ona bir ahır yapacaktır oraya, ona
ruhsat isteyeceksiniz, proje isteyeceksiniz, harç isteyeceksiniz.
CELAL DİNÇER (İstanbul) – En
az 800 lira para, harç.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) -
Değerli arkadaşlar, bakın, elinizi vicdanınıza koyun milletvekilleri. Siz, bu
milletin vekillerisiniz, bu millete zulmetmeyin. Zulmün karşısı, inancımıza
göre Allah’ın lanetidir. Zulmediyorsunuz vatandaşlara. Benim köylüm köyünden de
memnun, köylülüğünden de memnun. “Onu şehirli yapacağız, onu medeni yapacağız.”
diye köylümüze zulmetmek haksızlıktır.
Akşamın şu güzel saatinde
aklınızı başınıza toplayın, elinizi vicdanınıza koyun, bu kanunu geri çekin;
yeniden değerlendirelim, beklentileriniz doğrultusunda yeniden düzenleyelim.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Ama
bu hâliyle bir zulüm yasası çıkartırız.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
ALİM IŞIK (Kütahya) – Onların
beklentisi doğrultusunda olmaz, milletin beklentisi doğrultusunda düzeltelim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 17. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mahmut
Tanal (İstanbul) ve arkadaşları
Madde 17- 5393 sayılı Kanunun
14'üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi yürürlükten kaldırılmış, aynı
bende aşağıdaki cümleler eklenmiş, fıkranın (b) bendinin birinci cümlesinde yer
alan “Sağlıkla ilgili her türlü tesisi açabilir ve işletebilir;"
ibaresinden sonra gelmek üzere "beldede yaşayan ve maddi durumu uygun
olmayan muhtaç öğrenciler için millî eğitim mevzuatına uygun olmak ve gerekli
izinleri almak kaydıyla orta öğretime ve üniversiteye hazırlık dershanesi
açabilir, öğrencilere burs verebilir ve öğrenci yurdu açabilir, mabetlerin
yapımı, bakımı, onarımını yapabilir;" ibaresi eklenmiş ve ikinci cümlesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Büyükşehir belediyeleri ile
nüfusu 25.000'in üzerindeki belediyeler, kadınlar ve çocuklar için konuk evleri
açmak zorundadır. Diğer belediyeler de mali durumları ve hizmet önceliklerini
değerlendirerek kadınlar ve çocuklar için konuk evleri açabilirler."
“Gerektiğinde, sporu teşvik
etmek amacıyla gençlere spor malzemesi verir, amatör spor kulüplerine ayni ve
nakdi yardım yapar ve gerekli desteği sağlar, her türlü amatör spor
karşılaşmaları düzenler, yurt içi ve yurt dışı müsabakalarda üstün başarı
gösteren veya derece alan öğrencilere, sporculara, teknik yöneticilere ve
antrenörlere belediye meclisi kararı ile ödül verebilir." Bu maddedeki
mabet tanımı camii, kilise, sinagog ve cemevini içerir.
BAŞKAN – Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor
mu?
İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM
ŞAHİN (Ordu) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz
isteyen Birgül Ayman Güler, İzmir. (CHP sıralarından alkışlar)
BİRGÜL AYMAN GÜLER (İzmir) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüştüğümüz tasarı itirazlarımızın
ötesinde 14’üncü maddede donmuştur.
Değerli milletvekilleri,
14’üncü maddede yapılan hata, Hükûmetin hazırladığı tasarının ne olduğunun
farkında olmadığı anlamına gelir. Bu, yetersiz hazırlık diye en azından
tanımlanabilir. Pergel kanunu geçerliyken söz konusu olan büyükşehirlerdeki
birleşme ve ayrılmalar, mülki sınır söz konusu iken artık fiziken mümkün
değildir. Büyükşehirleri mülki sınırlara oturtuyorsunuz ve hâlâ pergel
zamanındaki gibi “Ayrılma, birleşme olduğu takdirde 50 bin mi olsun, 20 bin mi
olsun nüfus?” diye burada düzenleme yapıyorsunuz. Şimdi, işin ruhuna hâkim
olunmadığını gördüğümüz bir tasarıyı ciddiye almak gerçekten güç ama ciddiye
alıyoruz çünkü Türkiye'nin idari ve siyasi yapısını derinden etkileyen bir
tasarı önümüzde. Ben diliyorum ki iktidar milletvekilleri madde 14’ten itibaren
muhalefet milletvekillerine daha çok kulak verirler ve bu önergeyi burada
yersiz görüp Komisyonun “Katılıyoruz Sayın Başkan.” dememesini ömrüm boyunca
hep hayretle hatırlayacağım. Kendi hatalarını değiştirme fırsatıydı, bunu dahi
dinlememe eğilimi içerisinde eritip götürdüler.
Değerli milletvekilleri,
17’nci maddede tam dört konu var. İnanç yönetimi konusu var, kadın sorunu
konusu var, çocuk konusu var ve aynı zamanda spor konusu var. İnanç, kadın,
çocuk ve spor, bunların yerel yönetimlerle ilişkilerini düzenliyoruz. Biz bir maddede
dört konuyu konuşuyoruz ama bunu temel kanun yaptığınız için bir önergeyle
konuşmak zorunda kalıyoruz. Kadın sığınmaevleri için 100 bin… Neden 100 bin?
Açıklama istiyorum. Neden 25 bin değil? Küçük yerlerde kadına yönelik şiddet
sorunumuz daha da katlanılmaz boyutlarda değil mi bizim? Üzerinde daha fazla
konuşamıyorum.
Spor konusuna geliyorum. Spor
Bakanlığı, belediye ve kulüpler arasındaki ilişkilerde çok sorun var. Acaba
daha iyi nasıl düzenlemeli? Bu yeterli mi? Üzerine konuşamıyoruz.
Ve inanç konusu… Burada,
Diyanet İşleri Başkanlığının yorumunu temel alan bir Türkiye Büyük Millet
Meclisi varsa biz Şeyhülislamlık dönemine döndük demektir. (CHP sıralarından
alkışlar) Türkiye’de yorum, karar verme gücü Türkiye Büyük Millet
Meclisindedir. Diyanet İşleri Başkanlığının ya da üniversitelerin ya da çok
hatırı sayılır düşünürlerin tanımları bizi zenginleştiren girdi olabilir.
İçişleri Komisyonu “Mabet
cemevlerini içermez; Diyanet İşlerinin yorumu böyle çünkü.” dedi. Türkiye Büyük
Millet Meclisinin üzerinde bir Diyanet İşleri Başkanlığımız mı var?
KAMER GENÇ (Tunceli) -
Bunlara göre var. Bunlar saltanat ya.
BİRGÜL AYMAN GÜLER (Devamla)
- Bu değerlendirmenin geri çekilmesini istiyorum. Türkiye Büyük Millet
Meclisinin saygınlığına gölge düşürüldüğü kanaatindeyim. Kurumların
hiyerarşisinin “Egemenlik milletindir.” sözünü bir tarafa bırakarak, milletin
egemenliğini ikinci kademeye atarak yeniden mi kuruyoruz?
Değerli milletvekilleri,
cemevleri ülkemizde çok sayıda yurttaşımızın talep etmesi üzerine ibadet yeri
olarak kabul edilmelidir. İmar hukukunda ibadet yerinden bahsedip bu belediye
kanunlarında “mabet” sözünü seçmiş olmanın açıklaması yapılmalıdır. Mabedin
ibadet yeri olup olmadığı konusunda tereddüde düşebilecek olan belediye
uygulamacılarına ne diyeceğiz?
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) –
Kelime anlamıyla mabet ibadet edilen yer demektir.
BİRGÜL AYMAN GÜLER (Devamla)
- Bir teknik boyut söylüyorum: İmar Kanunu’nda “İbadet yeri.” diyorsunuz, mabet
değil, burada “Mabet.” diyorsunuz ibadet yeri değil. İkisinin birbirinden
farkının ne olduğunu gelin o zaman tekrar Diyanet İşleri Başkanlığına bir
sorun, madem kaynak orasıdır.
ALİM IŞIK (Kütahya) –
Şeyhülislama sorsunlar, şeyhülislama!
BİRGÜL AYMAN GÜLER (İzmir) -
Bu tasarı geri çekilmelidir sayın milletvekilleri.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum…
KAMER GENÇ (Tunceli) – Karar
yeter sayısı…
BAŞKAN – Karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… (CHP ve MHP sıralarından “Yok.” sesleri, AK PARTİ sıralarından
“Var, var” sesleri)
Kâtip üyeler arasında
anlaşmazlık var, elektronik cihazla oylama yapacağız.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylamaya
başlandı)
KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın
Başkan, bu İdris Naim Şahin niye burada oturuyor? Diyor ki: “Ben karar verecek
ehliyette değilim.”
BAŞKAN – Sayın Genç, lütfen…
KAMER GENÇ (Tunceli) -
“Diyanet İşleri Başkanı bana emreder, ben onu yaparım,” diyor, Komisyon Başkanı
Muammer de öyle diyor.
BAŞKAN – Sayın Genç, böyle
bir usulümüz yok, lütfen oturun ya, lütfen.
KAMER GENÇ (Tunceli) – E,
peki, bunlar neyi temsil ediyor burada? Bunlar neyi temsil ediyor, bir sorayım
bunlara. O zaman, orayı terk edin yahu. Şerefli ve namuslu insanlar kendi
iradesiyle -hâkim değillerse- hareket etmiyorlarsa o makamları terk etmeleri
lazım başkalarından emir alıyorlarsa bu kürsülerde oturmaya hakları yok.
(Elektronik cihazla oylamaya
devam edildi)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı Tasarısının çerçeve 17 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli (Giresun) ve
arkadaşları
“Madde 17- 5393 sayılı
Kanunun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin son cümlesi
yürürlükten kaldırılmış, aynı bende aşağıdaki cümleler eklenmiş, fıkranın (b)
bendinin birinci cümlesinde yer alan "sağlıkla ilgili her türlü tesisi
açabilir ve işletebilir;" ibaresinden sonra gelmek üzere "mabetlerin
yapımı, bakımı, onarımını yapabilir;" ibaresi eklenmiş, ikinci cümlesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve birinci fıkradan sonra gelmek üzere
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Büyükşehir belediyeleri ile
nüfusu 100.000'in üzerindeki belediyeler, kadınlar ve çocuklar için konuk
evleri açmak zorundadır. Diğer belediyeler de mali durumları ve hizmet
önceliklerini değerlendirerek kadınlar ve çocuklar için konuk evleri
açabilirler.”
“Gerektiğinde, sporu teşvik
etmek amacıyla gençlere spor malzemesi verir, amatör spor kulüplerine ayni ve
nakdi yardım yapar ve gerekli desteği sağlar, her türlü amatör spor
karşılaşmaları düzenler, yurt içi ve yurt dışı müsabakalarda üstün başarı
gösteren veya derece alan öğrencilere, sporculara, teknik yöneticilere ve
antrenörlere belediye meclisi kararı ile ödül verebilir."
“Belediyelerin birinci
fıkranın (b) bendi uyarınca, sporu teşvik amacıyla yapacakları nakdi yardım bir
önceki yıl genel bütçe vergi gelirlerinden belediyeleri için tahakkuk eden
miktarın binde yedisini geçemez.”
BAŞKAN – Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor
mu?
İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM
ŞAHİN (Ordu) – Katılıyoruz Sayın Başkanım.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) –
Gerekçe…
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe: Belediyelerin sporu
teşvik amacıyla spor kulüplerine, sporculara yapacağı nakdi yardımlar için
belli bir sınırlama getirilmesi amaçlanmaktadır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge
doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Madde kabul edilmiştir.
18’inci madde üzerinde iki
adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 Sıra
Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 18. Maddesi ile
5393 sayılı Kanunun 15. Maddesinin birinci fıkrasına eklenen r bendinde yer
alan “istasyonlarına” ibaresinden sonra “yerleşim yerlerinde konut alanlarına
25 metreden yakın olmamak üzere” ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Celal Dinçer Birgül Ayman Güler Muharrem Işık
İstanbul İzmir Erzincan
Namık Havutça Gökhan Günaydın İlhan Demiröz
Balıkesir Ankara Bursa
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
"Büyükşehir Belediyesi
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20
Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli Ağababa ve 22 Milletvekilinin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu Raporu" nu ihtiva eden
338 sıra sayılı tasarının 18’inci maddesinin tasarı metninden çıkartılmasını
arz ederiz.
Mehmet Erdoğan Enver Erdem S. Nevzat Korkmaz
Muğla Elazığ Isparta
Alim Işık Mehmet Şandır Mustafa Kalaycı
Kütahya Mersin Konya
BAŞKAN – Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) - Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor
mu?
İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM
ŞAHİN (Ordu)- Katılmıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Mustafa Kalaycı…
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz
isteyen Mustafa Kalaycı, Konya Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA KALAYCI (Konya) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Tasarıyı Konya boyutuyla dile
getireceğim. Büyükşehir belediyeleriyle ilgili bu tasarıda ortaya konulan model
Konya'ya asla uygun değildir. Diktiğiniz elbise İstanbul, Kocaeli gibi
illerimiz için uygun olabilir ama bu elbiseye Konya sığmaz, dar gelir.
Konya'nın birçok yeri çıplak kalır.
Konya'nın yüz ölçümü 40.814
kilometrekare, göller hariç 38.873 kilometrekare olup yaklaşık olarak
İstanbul'dan 8 kat, Kocaeli'den 12 kat daha büyüktür. Konya dünyada birçok
ülkeden de daha büyüktür. Konya ile hemen hemen aynı yüz ölçümüne sahip olan
Hollanda'da da on iki ayrı bölge yönetimi bulunmaktadır.
Dört bir yönü, bir ucundan
öbür ucu 400 kilometreyi aşan Konya'da bu tasarıyla mahalli idare hizmetlerinde
ciddi aksamalar yaşanacaktır.
Mevcut büyükşehir belediyesi,
yaşanan göç nedeniyle her yıl daha da büyüyen ve genişleyen Konya merkezinde
dahi başta şehir içi ulaşım olmak üzere yaşanan sorunların üstesinden
gelememektedir. Yarım saat yağmur ya da 20 santimetre kar yağdığında bile
trafiğin ne hâle geldiğini Konyalılar çok iyi bilirler.
Hâl böyle iken, kapatılacak
168 beldemizde günlük ihtiyaç duyulan belediye hizmetleri nasıl verilecek,
çöpler nasıl alınacak, yol, su tesisi ve kanalizasyon onarımları nasıl
yapılacak? Vatandaş 200 kilometreyi aşan uzaklıktan mı hizmet alacak; değilse,
birçok iş makinesi ve personeli buralarda mı bulunduracaksınız? Büyükşehir
belediyesinin ilçe ve beldelerde şubesini mi açacaksınız? Öyleyse, mevcut
belediyelerimizi neden kapatıyorsunuz? Yanı başındaki belediyesi kapatılan
vatandaş sorununu, derdini kime anlatacak?
Konya kent merkezinin nüfusu
1 milyon 073 bin 791 kişi olup, il merkezinde bulunan üç ilçemizden Selçuklu
ilçemizin nüfusu, belde ve köyler hariç 517 bin kişiyi aşmıştır. Kent merkezi,
Afyon-İstanbul yolu istikametinde giderek genişlemektedir. Gelinen durum
itibarıyla başta Bosna ve Sancak mahalleleri olmak üzere bu bölge büyük bir
nüfus yoğunluğuna sahiptir.
Yaşanan nüfus artışı ve
coğrafi olarak genişleme, kamu hizmetlerinin sağlıklı ve etkin biçimde
yürütülmesini sağlamak üzere Konya merkezinde yeni ilçeler kurulmasını zorunlu
hâle getirmiştir. Gelin hep beraber bu yönde düzenleme yapalım.
Konya'da yıllardır il olmayı
bekleyen ilçelerimiz bulunmaktadır. Ereğli ilçemizin Konya'ya mesafesi 150
kilometre olup, 138 bini aşan nüfusa sahiptir. Akşehir ilçemizin Konya'ya
mesafesi 135 kilometre olup, 95 bin nüfusa sahiptir. Bu ilçelerimizin coğrafi,
ekonomik ve sosyal yönden hitap ettiği nüfus ayrı ayrı 200-250 bini
geçmektedir. Bu ilçelerimizin yanı sıra bugün mevcut illerin birçoğundan daha
büyük olan Seydişehir, Beyşehir, Karapınar, Ilgın, Çumra gibi büyük ilçelerimiz
bulunmaktadır.
Konya’da, birçok beldemiz de
yıllardır ilçe olmayı beklemektedir. Ancak bu tasarıyla bugün birçok ilçeden
daha büyük olan Ladik, Yeniceoba, İçeriçumra, İsmil, Belkaya, Tavşançalı, Aşağıçiğil
başta olmak üzere 168 beldemiz ve 585 köyümüz tarihe gömülmektedir. Bağlı
olduğu ilçesinden daha büyük olan Akkise, Balcılar gibi beldelerimiz, ilçesine
mahalle yapılmaktadır.
Değerli milletvekilleri,
bakınız, bugün hepiniz okumuşsunuzdur. Konya Ilgın ilçemize bağlı Aşağıçiğil
beldemizin AK PARTİ’li Belediye Başkanı isyan ediyor. “Başbakana hakkımı helal
etmiyorum.” diyor. 6 bin nüfuslu yüz yıllık belediye kapatılıyor; 800 nüfuslu
ilçe, Davutoğlu’nun doğduğu 1.500 nüfuslu ilçe duruyor. “İller Bankası dışında
hiçbir yere 1 kuruş borcum yok. Milletvekillerinden rica ediyorum, yüz yıllık
belediyemizi kapatmayın. Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır.” diyor,
AK PARTİ’li Belediye Başkanımız söylüyor bunu. Belediye Başkanımızın bu yürekli
çıkışını takdir ediyor, kendisini kutluyorum. Sizleri de yürekli olmaya,
vicdanınızın sesini dinlemeye davet ediyorum.
Saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
III.- YOKLAMA
(MHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
OKTAY VURAL (İzmir) –
Yoklama…
BAŞKAN – Yoklama talebi var,
yerine getireceğim.
Sayın Vural, Sayın Şandır,
Sayın Işık, Sayın Erdoğan, Sayın Erdem, Sayın Aydın, Sayın Kalaycı, Sayın
Türkoğlu, Sayın Öz, Sayın Yılmaz, Sayın Oğan, Sayın Halaçoğlu, Sayın Akşener,
Sayın Adan, Sayın Topcu, Sayın Özensoy, Sayın Demirel, Sayın Torlak, Sayın
Başesgioğlu, Sayın Doğru.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur
Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri
Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820,
2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 Sıra
Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 18. Maddesi ile
5393 sayılı Kanunun 15. Maddesinin birinci fıkrasına eklenen r bendinde yer
alan “istasyonlarına” ibaresinden sonra “yerleşim yerlerinde konut alanlarına
25 metreden yakın olmamak üzere” ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Celal
Dinçer (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ BAKANI MUAMMER GÜLER
(Mardin) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor
mu?
İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM
ŞAHİN (Ordu) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz
isteyen İlhan Demiröz, Bursa Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum.
Bugün ülkemizin her
noktasında emeği, hizmeti, tesisleri ve hatırası olan bir kuruluşumuzun
kapatılmasıyla ilgili görüşlerimi ifade edeceğim. Bunun ne kadar zor olduğunu
sözlerimin başında sizlerle paylaşmam gerekir çünkü 2005 tarihinde kabul edilen
5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu’nda reform yaptıklarını anlatan AKP
İktidarı, il özel idarelerinin ve il genel meclis çalışmalarının başarılı
olmadığını ifade eden Sayın Başbakanın sözleri üzerine hızla yirmi dokuz ilde
bu yasa ile il özel idarelerinin ve onun karar organı olan il genel
meclislerinin kapatılmasını sağlamış oluyor.
İl genel meclisinin
kapatılmasının yanlış olduğunu bir kez daha ifade ederek, il özel idare
çalışanları ile il genel meclisi üye arkadaşlarıma bugüne kadar yapmış
oldukları çalışma, gayret ve duruşlarından dolayı teşekkür etmek istiyorum.
Sayın milletvekilleri, il
genel meclis üyeleriyle seçim bölgenizde karşılaştığınız zaman onlara ne
diyeceğinizi gerçekten merak ediyorum. Başarısız diyemezsiniz çünkü bölgenin,
ilçesinin, köylerinin tüm sorunlarını bilerek, onlarla her gün iç içe yaşayarak
çözümler üreten il genel meclisidir. Kırsal kesime hizmet eden il genel
meclisleri, köylüye, çiftçiye sahip çıkan il genel meclisleri. İl genel meclis
üyeleri, her ayın ilk beş günü toplantı yaparak, toplantı başına almış
oldukları 100 TL ücretle bu işi yapmaktadırlar. İl genel meclis üyeleri bu
ücretle siyaset üstü çalıştıkları için mi kapatılıyor? İl genel meclisi
çalışmalarında doğruları söylemekten kaçınmadıklarından, il genel meclisinin
iktidar ve muhalefet üyeleriyle, bu derecede konularına hâkim olduklarından mı
kapatılıyor? İl genel meclis üyeleri ilçelerinin sulama, drenaj, kanalizasyon,
asfalt sorunlarını milletvekillerine yansıtmadıkları için mi kapatılıyor? Bölge
milletvekillerine tayin, terfi, iş bulma işi kaldığı için mi kapatılıyor? İl
genel meclis üyeleri, bölgelerini kirleten taş ocaklarına, çimento fabrikalarına
karşı çıktıkları için mi kapatılıyor? İl genel meclis üyeleri, kuraklıkla afet
raporu hazırladıklarında, hiç çekinmeden, iktidar ve muhalefet ayrımı yapmadan
ilgili bakanlıklara gönderdikleri için mi kapatılıyor? Plan değişikliklerinde,
bölgenin ilçe ve köylerinin menfaatlerini korudukları için mi kapatılıyor?
Yandaşlara çıkar kapılarını kapattıkları için mi il genel meclisleri
kapatılıyor? İl özel idarelerine bağışlanan arsa, bina, otel, vesaire belediye
başkanlarının iştahlarını kabarttığı için mi kapatılıyor? Su kaynaklarına, içme
sularına sahip çıktıkları için mi kapatılıyor il genel meclisi? Ormanlarına,
tarım arazilerine sahip çıktıkları için mi kapatılıyor?
Bursa’da beraber çalışmaktan
onur duyduğum Bursa İl Genel Meclisi üyesi değerli arkadaşlarımı
Mustafakemalpaşa Çördük, İnatlar için, Karacabey Şahinköy ve KOTİYAK için,
Kestel’de BESOB için, Nilüfer’de İnegazi için dik duruşlarından dolayı bir kez
daha kutluyorum. Tüm İl Özel İdare çalışanlarını ve İl Genel Meclisi üyelerini,
Nazım Çakmakların, Nedim Akdemirlerin, Turgay Pekerlerin, Fuat Altunokların,
Ahmet Bilgilerin, Nafiz Kayaların, Bekir Turunçların, Kahraman Atlıların, Ahmet
Hulusi Aydınların, Hasan Arslantaşların şahsında AKP, MHP, CHP farkı
gözetmeksizin kutluyor, gönüllerde her zaman hoş seda ile anılacaklarını ifade
ediyor, bugüne kadar yapmış oldukları başarılı çalışmalarından dolayı da
hepsini kutluyor, yüce Meclise saygı ve sevgilerimi sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri,
tasarının 18’inci maddesinin oylamasının açık oylama şeklinde yapılmasına dair
bir önerge vardır, önergeyi okutup imza sahiplerini arayacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Madde oylamasının açık oylama
ile yapılmasını istiyoruz.
BAŞKAN – Oktay Vural, İzmir?
Burada.
Mehmet Şandır, Mersin?
Burada.
Alim Işık, Kütahya? Burada.
Mehmet Erdoğan, Muğla?
Burada.
Enver Erdem, Elâzığ? Burada.
Ali Öz, Mersin? Burada.
Seyfettin Yılmaz, Adana?
Burada.
Zühal Topcu, Ankara? Burada.
D. Ali Torlak, İstanbul?
Burada.
Ruhsar Demirel, Eskişehir?
Burada.
Münir Kutluata, Sakarya?
Burada.
Mustafa Kalaycı, Konya?
Burada.
Hasan Hüseyin Türkoğlu,
Osmaniye? Burada.
Koray Aydın, Trabzon? Burada.
Mustafa Erdem, Ankara? Burada
Reşat Doğru, Tokat? Burada.
Necati Özensoy, Bursa?
Burada.
Murat Başesgioğlu, İstanbul?
Burada.
Yusuf Halaçoğlu, Kayseri?
Burada.
Sinan Oğan, Iğdır? Burada.
BAŞKAN – Açık oylama şekli
hakkında, Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, 18’inci maddenin açık oylama sonucu:
“Kullanılan oy sayısı :
208
Kabul : 199
Ret : 9 (x)
Kâtip Üye
Kâtip Üye
Mine Lök Beyaz Tanju Özcan
Diyarbakır Bolu”
Böylece 18’inci madde kabul
edilmiştir.
Birleşime saat 20.10’a kadar
ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.09
(x) Açık oylama
kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 20.11
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 19'uncu Birleşiminin Altıncı
Oturumunu açıyorum.
338 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
19’uncu madde üzerinde dört
önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair kanun Tasarısı'nın 19 uncu maddesi
ile değiştirilen 5393 sayılı Kanunun 75 inci maddesinin birinci fıkrasının (c)
bendine aşağıdaki cümlenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
"Diğer dernek ve
vakıflar ile gerçekleştirilecek ortak hizmet projeleri için mahallin en büyük
mülki idare amirinin izninin alınması gerekir."
Nurettin Canikli Öznur Çalık Mehmet Doğan Kubat
Giresun Malatya İstanbul
Ahmet Berat Çonkar İsmail Aydın Yılmaz Tunç
İstanbul Bursa Bartın
Ramazan Can Hilmi Bilgin Yusuf Başer
Kırıkkale Sivas Yozgat
Osman
Aşkın Bak
İstanbul
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
338 sıra
sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 19. Maddesi’yle
değiştirilen (c) bendine "5362 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Meslek
Kuruluşları Kanunu kapsamına giren meslek odaları ile ortak hizmet projeleri
gerçekleştirilebilir." İbaresinden sonra gelmek üzere "ve yurt içi ve
yurt dışındaki fon kuruluşlarına ortak proje sunabilir." İbaresinin eklenmesini
arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken Altan Tan Erol Dora
Bingöl Diyarbakır Mardin
Nazmi Gür Hasip Kaplan
Van Şırnak
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 Sıra
Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 19. Maddesi ile
5393 sayılı Kanunun 75. Maddesine eklenen fıkranın madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Celal Dinçer Birgül Ayman Güler Muharrem Işık
İstanbul İzmir Erzincan
Namık Havutça Gökhan Günaydın Candan Yüceer
Balıkesir Ankara Tekirdağ
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
"Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve 22
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın
Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in; İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal’ın; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14
Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu
Raporu”nu ihtiva eden 338 sıra sayılı tasarının 19. maddesinin tasarı metninden
çıkartılmasını arz ederiz.
Enver
Erdem Mehmet Erdoğan Reşat Doğru
Elâzığ Muğla Tokat
Alim Işık S. Nevzat Korkmaz Sadir Durmaz
Kütahya Isparta Yozgat
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, 338…
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Sayın Başkan…
BAŞKAN – Buyurun.
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Sayın Başkan, usulle ilgili. Özür dilerim.
Aynı siyasi partiden 2
kâtibin oturması İç Tüzük anlamında Anayasa’ya aykırı çünkü…
BAŞKAN – Sayın Tanal, bütün
bunları söylüyorsunuz da, tamam; Sayın Tanju Özcan Bey sizin partinizden.
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Fark etmez, usulün uygulanması gereken bir husus. Yani burada…
BAŞKAN – Ne yapalım yani
şimdi? Bayram Bey’le anlaşmışlar gelmişler.
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Efendim, Divan taraflı olmaz.
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Olmaz; Divanın tarafsızlığına gölge düşürüyor bu şekilde. Bu olmaz Değerli
Başkan.
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Muhakkak o Divanın tarafsız bir şekilde…
BAŞKAN – Gerçekten çok hayret
verici bir şey söylediğiniz konu ya.
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Nasıl?
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Bulacaksınız yani bu, Meclis Başkanının görevi.
BAŞKAN – Nereden bulacağım
ben Sayın Genç?
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Yani bu İç Tüzük niçin yazılmış?
BAŞKAN – Nasıl bulacağım
yani? Kâtip üye nasıl bulunur?
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Efendim, bulacaksınız, öteki muhalefetten bulacaksınız. Olmaz Sayın Başkan.
MURAT YILDIRIM (Çorum) –
Nerede arkadaşınız? Niye görevini yapmıyor?
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Taraflı olmaz Başkanlık Divanı. Olmaz efendim.
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Yani bu, sizin sorumluluğunuzda.
BAŞKAN – Böyle bir şey var mı
yani?
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Bu
şekilde Divanın bağımsızlığına, tarafsızlığına gölge düşürüyor Sayın Başkan.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Zaten
biz biliyoruz oradaki arkadaşımızın devamlı taraflı hareket ettiğini.
BAŞKAN - Sayın Özcan kendisi
aradığı için, kendisi devrettiği için, işinin olduğunu belirttiği için geldi.
MAHMUT TANAL (İstanbul) -
Efendim, olabilir, bu sizin… Yani bu keyfî bir şey değil ki. Olmaz bu.
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Tarafsız Divan oluşturulacak. Olmaz efendim.
BAŞKAN - Ne demek olmaz yani?
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Efendim, İç Tüzük onu emrediyor Sayın Başkan.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Olmaz
tabii yani, böyle tek taraflı Divan olur mu? Hayır, tek taraflı Divan olmaz
Sayın Başkan. Muhakkak…
BAŞKAN – O zaman Sayın Özcan
gelsin efendim. Grup başkan vekili…
KAMER GENÇ (Tunceli) – Tamam,
ara verin, gelsin efendim.
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Bakın, bu sizin sorumluluğunuzda. Grup başkan vekilinin sorumluluğunda değil
bu.
BAŞKAN – Sayın Yalçınkaya
gelsin o zaman.
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Bakın, oradaki üyelerin sorumluluğu sizin sorumluluğunuzda. O sizin
sorumluluğunuzda. Lütfen…
KAMER GENÇ (Tunceli) – Ara
verin canım.
OKTAY VURAL (İzmir) – Ara
verin, çağırın efendim.
BAŞKAN – Niye ara vereceğim
ben? Lütfen Sayın Vural…
OKTAY VURAL (İzmir) – Ara
verin, temin edin.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Divan,
görevini yapmak zorunda.
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Sayın Başkan, bakın, sizin 14’üncü maddedeki görev ve sorumluluklarınız var. Bu
görev ve sorumluluklarınızın bir tanesi de, aynı zamanda Divana seçilen -7’nci
madde ve 11’inci madde uyarınca- Divan kâtiplerinin tarafsız olması açısından
aynı siyasi partiden iki tane kâtip orada bulunamaz. Yani bu eksikliği
tamamlamadan bu oturumun açılması İç Tüzük’e aykırı.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) –
Efendim, kâtip üyeyi göreve çağırın, sonra başlayın.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) – Hangi maddede yazıyor İç Tüzük’te Sayın Tanal?
KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır,
hayır, olmaz.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) – Sen sus!
KAMER GENÇ (Tunceli) – Ne
diyor?
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) - Bak öbür tarafa!
KAMER GENÇ (Tunceli) – Sen
konuşma! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) – Seninle konuşmuyorum.
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Konuşma! Konuşma sen! Sen konuşma be! Konuşma sen!
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) – Kimsin sen!
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Konuşma sen! Hadi!
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) –
Sayın Başkan…
KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın
Başkan, Divanı tarafsız oluşturmak zorundasın.
BAŞKAN – Sayın Muhammet Rıza
Yalçınkaya…
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Efendim, ben tutumunuz hakkında…
BAŞKAN – Sayın Tanju Özcan…
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) –
Sayın Başkan…
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) –
Ara verin Başkan.
BAŞKAN – Sayın Öner, size
soracak değilim, kusura kalmayın lütfen. Niye ara vereceğim? Başkanlık Divanı
oluştu.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır
efendim, Divan tarafsız oluşmadan çalışmaz. Bizim Divana güvenimiz yok.
OKTAY VURAL (İzmir) – Divan
Genel Kurulda oluşmaz, Meclis Başkanlığının verdiği görevlendirmeyle oluşur
Sayın Başkan.
BAŞKAN – Başkanlık Divanı
diyorum Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) – Meclis
Başkanlığıyla görüşün, görevlendirmeye çağırın.
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, 338 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 19’uncu maddesi üzerinde
okunan son önergenin kapalı oturumda görüşülmesine dair İç Tüzük’ün…
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) –
Sayın Başkan… Sayın Başkan…
BAŞKAN - Buyurun.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın
Başkan, olmaz. Divanı oluşturmak zorundasınız tarafsız. Şimdiye kadar hep böyle
yaptınız.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) –
Devam edilemez efendim.
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Sayın Başkan, yani bu gerçekten Meclisin tansiyonunu, sizin çalışmalarınız…
BAŞKAN - Sizinki dayatma
yani. Lütfen kusura kalmayın. Partinizin iki sayın kâtip üyesinin bulunmaması
sebebiyle…
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) –
Sayın Başkan, ara verin.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Ara
vereceksiniz, çağıracaksınız.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) –
Ara verin, çağırın. Ara verin Sayın Başkan.
BAŞKAN – Usulde böyle bir şey
yok ki, niye ara vereceğim?
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Bakın, aynı siyasi partiden iki tane kâtibin olması diye de bir usul yok.
BAŞKAN – Divan teşekkül etti
yani. Bunun haricinde aynı partidendir, diğer partilerdendir, aranmasını ilk
defa sizden duyuyorum yani.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin ) –
Sayın Başkanım, aynı partiden doğru bir usul mü yani?
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Olmaz. Sayın Başkan... Bugüne kadarki tüm teamüller bu şekilde.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan…
BAŞKAN – Efendim Sayın Vural?
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan, Divan görevlendirmesi Meclis Başkanı tarafından yapıldı mı?
BAŞKAN – Evet.
OKTAY VURAL (İzmir) – Görevli
Divan nedir, kimdir, kimlerden oluşuyor?
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) –
Ara verin, arayın Sayın Başkan.
BAŞKAN – Başkan ve iki kâtip
üyeden…
OKTAY VURAL (İzmir) –
Efendim, lütfen Meclis Başkanının kâtip üyeler ve Meclis başkan vekillerinden
kimi görevlendirdiği listesini okuyun.
BAŞKAN – Bu ilk defa mı
oluyor Sayın Vural?
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) –
Evet, ilk defa oluyor!
OKTAY VURAL (İzmir) – İlk
defa oluyor olmuyor…
BAŞKAN – Yapmayın ya!
OKTAY VURAL (İzmir) – …ama bu
ihanet yasası ilk defa çıkıyor!
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) –
Ara verin, arayın efendim.
BAŞKAN – Bağırın, istediğiniz
kadar bağırın. Bağırın, duyuyoruz biz, biraz daha bağırın. Yani neyi
çözeceksiniz bağırmakla!
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan, bakın, Meclis Başkanının görevlendirmediği bir kâtip üye görev yapamaz.
Öyle bir şey olur mu canım!
BAŞKAN – Hayır,
söylediğinizin bir mantığı olsa eyvallah…
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan, Meclis Başkanının görevlendirmesini lütfen okuyunuz.
BAŞKAN – Okurum Meclis
Başkanının görevlendirmesini.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) – Ne
yazıyor orada?
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) –
Bile bile aykırı işlem yapamazsınız Sayın Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir) – Okuyun.
MAHMUT TANAL (İstanbul) -
Yani, başkan vekili de değişebilir, siz de değişebilirsiniz, fark etmez ki.
BAŞKAN – Rıza Bey geldi.
(Kâtip Üye Bayram Özçelik
yerini Kâtip Üye Muhammet Rıza Yalçınkaya’ya bıraktı)
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) –
Sayın Başkan, yaptığınızın usule aykırı olduğunu siz de biliyorsunuz.
BAŞKAN – Benim yaptığım usule
aykırı değil, sizin yaptığınız her şeye aykırı. (CHP ve MHP sıralarından
gürültüler) Sizin yaptığınız her şeye aykırı.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) – O
zaman siz değişin orada.
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Sizin bilgisizliğinizden kaynaklanıyor, bizden değil. Bu sizin
bilgisizliğinizden kaynaklanıyor.
OKTAY VURAL (İzmir) – Usul
hakkında söz istiyorum. Tutumunuz hakkında söz istiyorum.
BAŞKAN – Anlaşın aranızda kim
aleyhte, kim lehte, vereceğim.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Aleyhinde.
BAŞKAN – Keşke bunları millet
de dinlese, millet de görse yani doğrusunu söyleyeyim.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) –
Bak burada işte, çağırdınız mı bulunur.
ALİM IŞIK (Kütahya) –
Lehinde.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) –
Aleyhinde.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) –
Lehinde.
MEHMET ERSOY (Sinop) –
Lehinde.
RECEP ÖZEL (Isparta) –
Lehinde.
BAŞKAN – Lehte, aleyhte
anlaştınız mı partiler olarak? Ona göre vereceğim.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Aleyhte.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) –
Lehte Sayın Başkan.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin)
–Aleyhte.
RECEP ÖZEL (Isparta) – Lehte
Başkanım.
Aleyhte Oktay Vural, lehte
Sayın Canikli, aleyhte Ali Rıza Öztürk…
Evet, usul tartışması
açıyorum.
Lehte söz isteyen Nurettin
Canikli, Giresun Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın
Başkan, Meclis Başkanlık Divanının tarafsız olmasının usul tartışmasıyla ne
ilgisi var?
BAŞKAN - Lütfen yerinize
oturun Sayın Genç. Yok böyle bir usul, her şeyde oradan, sıradan kalkıp da ön
tarafa gelmek.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır,
Meclis Başkanlık Divanının tarafsız olarak oluşturulmasının usul meselesiyle ne
ilgisi var? Bu en basit bir akıl meselesidir. Aklı olmayan insanlar bunlara
teşebbüs ederler.
X.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- Başkanlık Divanında bulunan 2 kâtip üyenin de aynı siyasi partiden
olması nedeniyle Genel Kurul çalışmalarına bu şekilde devam edilmesinin İç
Tüzük’e aykırı olup olmadığı hakkında
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) –
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Şimdi, gerçekten biraz önce
çok ilginç bir tartışma yaşadık. Olayı hepiniz biliyorsunuz. Muhalefete mensup
Divan Katibi Üyesi arkadaşımızın ricası ve talebi doğrultusunda geçici bir
süreliğine AK PARTİ’ye mensup bir Divan Üyesi arkadaşımız onun yerine görev
yapmaya başladı ve sonra itirazlar geldi. Şimdi bakın, bu konuda önce teamül
var, uygulama var, doğrudur ve mutlaka burada bir muhalefete mensup
arkadaşımızın olması gerekir.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Doğru
olan şeyin niye aksini savunuyorsun?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) –
Yani bu son derece doğaldır, bunda herhangi bir problem yok ama mutlaka böyle
olacaktır diye bir kural yok, bu bir. Önce bunun…
KAMER GENÇ (Tunceli) – Var,
var. Tarafsız olmazsa bu Meclis yürümez.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) –
Yani olması gerektiğini ben söylüyorum yani bu siyasetin gereği, Meclisin daha
objektif, daha demokratik bir yapıda yönetilmesinin gereği olarak gerekir. Buna
hiç kimsenin bir itirazı olamaz. Sorun şu: Gerekçeyi biraz önce söyledim yani
neden böyle bir durumla karşı karşıya kaldığımızı söyledik. Burada ne bizden
kaynaklanan bir durum söz konusu ne de Divandan kaynaklanan bir durum söz
konusu. Bunlar son derece doğal, her zaman da yapılabilir. Zaman zaman
arkadaşlarımızın mazeretleri gereği diğer arkadaşlar yardımcı olmak veya destek
olmak amacıyla değişebilirler, bu da son derece normaldir. İlk defa olmuyor bu
olaylar, o kadar çok oldu ki.
Ayrıca, diyelim ki bakın –bir
de mantık olmalı- muhalefete mensup arkadaşlarımız gelmedi ya da gelemedi. Ara
verdik, davet ettik. Gelmedi ya da gelemediler yani zorunlu nedenlerle de
olabilir. Ne olacak? Meclisi kapatacak mıyız?
KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır
efendim, o zaman muhalefetten bir Divan üyesi seçilir geçici. Onu bilmiyorsunuz
işte, onu bilmiyorsunuz.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) –
Soruyorum ben size, olur mu böyle bir şey arkadaşlar? Yani buradan yola
çıkarak… Çünkü bunun devamı bu, bunun devamında bunu talep edeceksiniz.
KAMER GENÇ (Tunceli) – O
zaman muhalefete geçici bir Divan üyesi seçin. (AK PARTİ sıralarından “Otur
yerine!” sesleri) Ulan, konuşmayın be! Bilmediğiniz şeylerden, aklınızın
ermediği şeylerden konuşmayın ya. Bilmiyorsunuz ki. Bilmiyorsunuz. Size akıl
öğretiyoruz ya!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) –
O zaman, gelmediği zaman, gelemediği zaman diyeceksiniz ki…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) –
…”Meclis kapansın.” Böyle bir mantık olabilir mi arkadaşlar, böyle bir talep
olabilir mi? Biliyorsunuz, yapılan işlem doğrudur.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Evet, teşekkür
ediyorum.
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Öğrenin, öğrenin… Biraz öğrenmeyi öğrenin ya!
BAŞKAN – Aleyhte söz isteyen
Oktay Vural, İzmir Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi olarak gerçekten bu
büyükşehir belediye yasasının Türkiye'nin geleceği için büyük bir dinamit
olduğunu ve elimizdeki bütün imkânlarla, bununla ilgili İç Tüzük’ten
kaynaklanan demokratik haklarımızı kullandığımızı herkes biliyor, milletimiz de
şehadet ediyor.
Bu ortamda gerek oturumu
yöneten siz Sayın Başkana gerek Komisyon Başkanına gerek Sayın Bakana tarih ve
millet önünde bu sorumluluklarını hatırlattım ve bu yasanın geçmemesi konusunda
bir irade beyanı koymanın artık bireysel anlamda bir sorumluluk meselesi
olduğunu ifade ettim.
Elbette biz burada bunları
yaparken oradaki kâtip üyelerin muhalefeti temsil etmesi, özellikle karar yeter
sayısı ya da yoklamalarla ilgili pusulalar konusunda önem arz etmektedir.
Şimdi, böyle bir noktada siz niye acele ediyorsunuz burada? Yani bu kadar
tartışmaya değer miydi? Beş dakika ara verseydiniz. Bakın, muhalefetteki Kâtip
Üye geldi. Şimdi kim haksız, kim haksız? Haksız duruma düştünüz. Haksız duruma
düştünüz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Ne olurdu yani, beş dakika
ara verip de çağırsaydınız?
BAŞKAN – Siz haksızsınız
Sayın Vural.
OKTAY VURAL (Devamla) –
Bakın, geldi.
BAŞKAN – Siz haksızsınız.
OKTAY VURAL (Devamla) – Biraz
önce Nurettin Bey diyor “Gelmese ne olacak?” İşte, geldi. Mahcup oldunuz.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) –
Gelemeyebilirdi.
OKTAY VURAL (Devamla) –
Mahcup oldunuz.
Bir yerlerden talimatla
Meclisi yöneteceğinize İç Tüzük’e göre, vicdanlara göre yönetseniz daha iyi
olur. Daha iyi olur. Böyle bir şey olur mu ya? Geldi. Kim mahcup oldu? Şimdi,
Genel Kurul huzurunda mahcup olan kim acaba?
BAŞKAN – Sesinizi çok
yükseltmekle haklı olmazsınız. Haklı değilsiniz.
OKTAY VURAL (Devamla) –
Mahcup oldunuz, mahcup oldunuz!
BAŞKAN – Mahcup olan da
mahkûm olan da sizsiniz.
OKTAY VURAL (Devamla) – Beş
dakika ara vermediniz, mahcup oldunuz. Evet.
BAŞKAN – Sizsiniz… Lütfen…
SİNAN OĞAN (Iğdır) –
Konuşmacıya niye müdahale ediyorsun Başkan?
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Böyle Başkanlık olur mu? Tarafsız olur Başkan.
OKTAY VURAL (Devamla) – Niye
değiştirdiniz?
BAŞKAN – Efendim?
OKTAY VURAL (Devamla) – Niye?
BAŞKAN – E, olağanı bu.
OKTAY VURAL (Devamla) – Ne
oldu?
BAŞKAN – Olağanı bu.
OKTAY VURAL (Devamla) – Ya,
olağanı bu!
BAŞKAN – Tabii…
OKTAY VURAL (Devamla) –
Olağanı, sizin bu talebe saygı göstermeniz. Saygısızca davranıyorsunuz.
BAŞKAN – Ben her şeye
saygılıyım, merak etmeyin.
OKTAY VURAL (Devamla) –
Muhalefete saygısızca davranıyorsunuz. Muhalefetin hakkını, hukukunu korumak
sizin de göreviniz, namus ve vicdan göreviniz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Muhalefet kendi
hakkını korusun, kâtip üyeler gelsin otursunlar, sayın üyeler.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) –
Sizin göreviniz ne Başkan!
OKTAY VURAL (Devamla) – Senin
de görevin!
BAŞKAN – Hayır, hayır. İç
Tüzük’te yok öyle bir şey.
OKTAY VURAL (Devamla) – Bu
ifadeniz tarafsız olmadığınızı ortaya koyuyor. Diyor ki: “Muhalefetin görevi,
onlar…
BAŞKAN – Evet.
OKTAY VURAL (Devamla) – Sen
Meclis Başkan Vekilisin. Genel Kurula vekalet edeceksin, AKP Grubuna değil.
BAŞKAN – Her parti için
söylüyorum.
OKTAY VURAL (Devamla) – AKP
Grubuna değil…
BAŞKAN – Söylüyorum, onlara
da söylüyorum, buyurun.
OKTAY VURAL (Devamla) – AKP
Grubuna değil…
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Vural.
AHMET YENİ (Samsun) – Başkana
saygı göster!
SADİR DURMAZ (Yozgat) –
Senden mi öğrenecek saygıyı! En son konuşacak olan sensin be!
AHMET YENİ (Samsun) – Başkana
saygılı olacaksınız!
BAŞKAN – Sözünüz bitti Sayın
Vural.
OKTAY VURAL (Devamla) – Genel
Kurula saygılı olacaksınız, memuru değiliz buranın! (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN – Siz saygılı olun
Sayın Vural, şu tarzınızla... Kimsenin memuru değil tabii.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Genel
Kurula saygılı olacaksın!
OKTAY VURAL (Devamla) –
Saygılı olacaksın!
BAŞKAN - Sen saygılı ol önce!
Şu tarzınıza bakın, millet görse ne der size be!
AHMET YENİ (Samsun) – Başkana
saygılı ol!
OKTAY VURAL (Devamla) – Seni
dinliyor millet!
BAŞKAN - Hayret bir şey ya!
Bağırın biraz daha bağırın, duymuyor bak, basın mensupları duymuyor!
AHMET YENİ (Samsun) – Başkana
saygılı ol!
OKTAY VURAL (Devamla) –
Mahcup oldunuz.
BAŞKAN – Mahkûm olan da
mahcup olan da sizsiniz Sayın Vural!
OKTAY VURAL (Devamla) –
Muhalefetin hakkını korumak için kâtip üyeyi değiştirelim diyoruz. Hepsi bu.
BAŞKAN – Hayır, hayır,
Başkanlık Divanı oluştu.
OKTAY VURAL (İzmir) – İtiraz
ediyorsunuz, yazıklar olsun!
BAŞKAN – Size yazıklar olsun!
OKTAY VURAL (İzmir) –
Yazıklar olsun, yazıklar olsun! Var mı öyle bir şey!
AHMET YENİ (Samsun) – Saygılı
ol biraz Başkana, saygılı!
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) – O da
bize saygılı olsun canım, var mı öyle bir şey
OKTAY VURAL (İzmir) –
Yazıklar olsun!
MUZAFFER YURTTAŞ (Manisa) –
İncir çekirdeğini doldurmayan…
BAŞKAN – Lehte söz isteyen Mehmet
Ersoy, Sinop Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALİM IŞIK (Kütahya) – Sayın
Başkanım daha önce ben söylemiştim. Tutanaklara bakalım, ben söyledim lehte
diye. Tutanaklara bakın da inceleyelim.
OKTAY VURAL (İzmir) – Evet,
Alim Bey söylemişti. “Lehte” diye söyledi, tutanaklara bakın, sonra…
BAŞKAN – Tutanaklar hazır mı
arkadaşlar?
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) –
Sayın Başkan, siz bu Meclisi hiç tarafsız yönetmeyecek misiniz? Yemin mi
ettiniz taraflı olmaya? Sayın Başkan, siz Meclis Başkan Vekili misiniz, AKP
grup başkan vekili misiniz?
BAŞKAN – Kafanızda bir şey
oluşmuş, onu söylüyorsunuz. Her belirli süre içerisinde tekrar ediyorsunuz, ben
ne yapayım Sayın Öztürk yani.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) – O
zaman buraya gelin, buraya oturun ya! Allah aşkına yapmayın ya!
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) –
Tutanaklara bakalım.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) –
Yani gerdikçe geriyorsunuz Meclisi ya! Meclisi siz geriyorsunuz ya! Yapmayın
bunu ya! Siz Meclisi geriyorsunuz ya!
BAŞKAN – Sayın Ersoy, lütfen
oturun tutanakları isteyeceğim.
Sizin kafanızda bir şey
oluşmuş onu tekrarlıyorsunuz belirli süreler içerisinde.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) –
Bizim kafamızda oluşmuyor, siz oluşturuyorsunuz, siz! Meclis Başkan Vekili
değil AKP grup başkan vekili gibi davranıyorsunuz.
BAŞKAN – Evet, beş dakika ara
veriyorum. Tutanakları isteyeceğim.
Kapanma Saati: 20.27
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 20.34
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER:
Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 19'uncu Birleşiminin Yedinci
Oturumunu açıyorum.
338 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Şimdi söz sırası, lehte söz
isteyen Alim Işık, Kütahya Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkanın lehinde söz
aldım çünkü doğru yaptı, muhalefetten de bir divan kâtibinin orada bulunması
gerektiğini söyledi, doğrusu buydu. Uygulaması da doğrudur.
Değerli milletvekilleri,
Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu yasanın bu ülkeyi bölünmeye götürecek
“büyük zehir yasası” olduğunu her fırsatta söyledik, söylemeye devam edeceğiz.
Dolayısıyla, böyle çok önemli bir yasanın görüşüldüğü oturumlarda doğaldır ki
başta Başkanlık Divanı olmak üzere tüm gruplar ve milletvekilleri buranın doğru
çalışmasını ve uygun zeminin oluşturulmasını sağlamak zorundadırlar. Zaman
zaman bu yüce Meclis çatısı altında sahte oy pusulalarının gönderilerek,
olmayan insanların yerine, onların da vebalini üstlenerek yanlış işlemlerin
yapıldığını hepimiz gördük.
Bazen aynı partiden iki Divan
kâtibinin olması durumunda, karar yeter sayılarının olmadığı hâlde “var”
dendiğine ve daha sonra yapılan yoklamalarda çıkmadığına hepimiz şahit olduk,
sadece bugün değil. Onun için Divanın tarafsız olması her şeyden önce tüm
görüşmelerin sağlığı açısından çok önemlidir. O nedenle Sayın Başkanın tutumu
doğrudur.
Milliyetçi Hareket Partisi
olarak her şartta ve zeminde, bu yasanın çıkmaması konusunda elimizden gelen
tepkiyi göstermeye devam edeceğiz. Çünkü, biraz sonra siz de, göreceksiniz,
elinizdeki koskoca tasarının ekindeki tüm belediye listelerin çıkartıldığı bir
önerge gelecek buraya iktidar partisi tarafından. İyi de, bu aklınız neredeydi
daha önce? Milletten saklarken niye milletvekillerinden de sakladınız? Şimdi
çıkaracaksınız, ondan sonra ne olacak? Bu kapatılan belde belediyelerin bir
çoğu Anayasa Mahkemesi kararına rağmen yine kapatılıyor. Dolayısıyla, bu tasarı
geri çekilmelidir. Bu tasarı, bu milletin ve ülkenin lehine değildir.
Tutumunuzun lehinde söz
aldım, teşekkür ediyorum Sayın Başkan. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Aleyhte söz isteyen Ali Rıza
Öztürk, Mersin Milletvekili.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) –
Efendim, Mahmut Tanal konuşacak.
BAŞKAN – Mahmut Tanal,
İstanbul Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, Sayın Başkana “Aynı, iktidardan 2 kâtip üye olamaz.”
dediğimizde Sayın Başkan ısrarla karşı çıktı. Sizden istirham ediyoruz; dün, bu
kitabı gösterdim, bugün tekrar göstermek zorundayım Sayın Başkan: Parlamentonun
Hukuku…
HAYDAR AKAR (Kocaeli) –
Hediye et.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Sayfa 266, aynen okuyorum…
OKTAY VURAL (İzmir) – Özetini
ver.
MAHMUT TANAL (Devamla) -
“Birleşimi yöneten Başkan, kâtip üyeler aynı partiden olamazlar.”
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) –
Neymiş Başkanım?
RECEP ÖZEL (Isparta) – İç
Tüzük mü o?
MAHMUT TANAL (Devamla) - Şimdi, evet, bu kitap hakikaten… Arkadaşımız
hatırlattı, şimdi ben, buradan, kürsüden ayrılırken içindeki notlarımı alarak
bunu kürsüye bırakacağım ve bu Meclisin kütüphanesinde var ama bunu şahsınıza
bırakıyorum. Bunun, en azından, hiç olmazsa bu tür tartışmalar çıktığı zaman
göz önünde bulundurulmasında yarar var. Bu kadar Meclisin zamanının heba
olmasına gerek yok Sayın Başkan.
İki…
RECEP ÖZEL (Isparta) – İç
Tüzük’ün hangi maddesi? Onu söyle sen.
MAHMUT TANAL (Devamla) – Aynı
zamanda, kâtip üyelerin sayısının eksikliğinden şikâyetçisiniz. İç Tüzük’ün
9’uncu maddesinde şunu der: “Genel Kurul, Danışma Kurulunun teklifi üzerine kâtip üyelerin ve idare amirlerinin
sayısını artırabilir.” Eksikse Milliyetçi Hareket Partisinden de alın, BDP’den
de alın yani burada bir engel mi yok? Öyle sürekli yerinde atarak…
RECEP ÖZEL (Isparta) – Onu
Başkanlık Divanı yapar.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Bilgisiz ve cahil bir arkadaşımızsınız, laf
yetiştirmeyin. Ben size bilimsel olarak bunu söylüyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
RECEP ÖZEL (Isparta) – Allah
Allah!
BAŞKAN – Sayın Tanal, lütfen.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Bu açıdan, eğer gerçekten…
Başkan her konuşan arkadaşa
buradan müdahale ediyor.
Evet, ben, bugün sizi
anlıyorum, büyük geçmiş olsun, acil şifalar diliyorum. Sıkıntıda olabilirsiniz,
saygı duyuyorum, insani bir şeydir yani hakikaten duygularınızı anlıyorum ama
ne olur yani…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MAHMUT TANAL (Devamla) - O
duygularınızı ön plana çıkararak aklı arka tarafa atmayın.
Hepinize saygılarımı
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Bu
kitabı da bırakıyorum Sayın Başkanlığınıza, bundan yararlanın hiç olmazsa.
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Başkanlık Divanı nöbet çizelgesi aylık olarak Meclis
Başkanlığınca düzenlenmektedir. Aylık nöbet çizelgelerinde Başkanlık Divanında
muhalefet-iktidar dengesi mutlaka gözetilmektedir ancak birleşim içerisinde
kâtip üyelerimiz ihtiyaç duymaları hâlinde karşılıklı rızaen kısa sürelerle
değişim yapabilmektedir. İç Tüzük’ümüzün 55’inci maddesinde “Başkan oturumu
açar ve gerekirse kapatır. Oturumun devamınca Başkanlık makamı ve kâtip
üyelikler boş kalamaz.” hükmü yer almaktadır. Biraz önceki durumda kâtip
üyelikler boş kalmamıştır. İç Tüzük’e aykırı bir durum bulunmamaktadır.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Yahu,
hâlâ “Yok.”diyorsun ya. Aynı partiden Başkanlık Divanı olmaz. Yani hâlâ ısrar
ediyorsun ya!
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan, efendim, İç Tüzük 70’inci maddeye göre “Kapalı oturum önergesi
verilince kapalı oturumda bulunabilecek şahıslar dışında herkes toplantı
salonundan çıkartılır.” hükmünü amir. Siz, kapalı oturum önergesi verildiğini
Genel Kurula ifade ettiniz.
BAŞKAN – Hayır, okumadık,
başladık daha yeni.
OKTAY VURAL (İzmir) - Evet,
Sayın Başkan.
BAŞKAN – Ama neyle ilgili
Sayın Vural?
OKTAY VURAL (İzmir) –
Efendim, olsun. Neyle ilgili olduğunu sonra konuşacağız zaten. Neyle ilgili
olduğu kapalı oturumda konuşulacak.
BAŞKAN – Kapalı oturumda mı
yapacağız şimdi bunları, biraz önceki yaptıklarımızı?
OKTAY VURAL (İzmir) – Hayır,
efendim “Kapalı oturum önergesi verildi.” dedikten sonra boşaltmanız
gerekiyordu. Boşaltmadınız.
BAŞKAN – Evet. Boşaltmadık,
doğru.
OKTAY VURAL (İzmir) – Kapalı
oturum önergesi verince…
BAŞKAN – Müsaade etmediniz
ki, her biriniz bir yerden bağırdınız oradan, çok da yüksek seslerle.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Efendim, müsaade edip etmemeyle değil ki, kapalı oturum önergesi… Siz salonu
dinlemediniz, onu hemen okuyayım dediniz ama olmadı, yine yanlış yaptınız.
BAŞKAN – Peki, şimdi yeniden
tekrarlayalım.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) –
Sayın Başkanım, sizin hangi yanlışınızı düzeltelim ya?
BAŞKAN - Öğreneceğiz Sayın
Vural, çok teşekkür ederiz.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Efendim, usul tartışması açıyorum.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) –
Aleyhte.
ALİM IŞIK (Kütahya) – Lehte.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Aleyhte.
BAŞKAN – Lütfen Sayın Vural,
öneri görüşülmedi burada, öneri okunmadı.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan, bakın, hayır “Kapalı oturum önergesi…” dediniz, ondan sonra salonu
boşaltmadınız.
BAŞKAN – Sayın Vural, ne
yaparsanız yapın, usul tartışması açacağım, bu Meclis çalışacak, bu Mecliste de
yasalar çıkacak. Evet, bu Mecliste yasalar çıkacak. (AK PARTİ sıralarından “Bravo”
sesleri, alkışlar, CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
Evet, usul tartışması
açıyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) – İhanet
yasasına daima “hayır” diyeceğiz.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) –
Sayın Başkan… Sayın Başkan…
BAŞKAN – Onu millet
değerlendirecek. Onu millet değerlendirecek. Yasaya “hayır” dersiniz, o sizin
kendi takdiriniz, ona hiç sözüm yok, ama ona millet karar verecek.
OKTAY VURAL (İzmir) – Doğru
çalıştıracaksın!
BAŞKAN – Evet, lehte söz
isteyen Recep Özel. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir) – Tüzük
karar verir!
2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut’un kapalı oturum
önergesi verildiğini Genel Kurula ifade ettikten sonra Genel Kurul salonunda
bulunabilecek şahıslar dışındaki herkesi çıkartması gerekirken salonu
boşaltmadığı için tutumunun İç Tüzük’e aykırı olup olmadığı konusunda usul
görüşmesi yapıldı.
RECEP ÖZEL (Isparta) – Sayın
Başkan, çok değerli milletvekilleri; biraz önceki, Başkanın tutumu hakkındaki
görüşmelerde, Başkanlık Divanındaki CHP’ye ait üye Tanju Bey bizim Bayram Bey’i
arıyor…
ALİM IŞIK (Kütahya) – O
geçti, yeni usul var.
RECEP ÖZEL (Devamla) – …“Ben
biraz gecikeceğim.” diyor. Ondan sonra Bayram Bey, “Biraz gecikeceğim.” dediği
için o arkadaşın yerine geçiyor. Öncelikle bu itirazınız kendi arkadaşınıza bir
saygısızlık. Onun yerine arkadaşımız çıktı, görev yaptı.
Bu zamana kadarki uygulamaların…
Üç tane aynı partiden olmaması, tamam, teamül; iki tanesi veya size mensup
Divan üyelerini çıkartmadığı zaman Meclis tıkanacak mı, görüşmeyecek miyiz?
KAMER GENÇ (Tunceli) – Ya, İç
Tüzük buna elveriyor, oku İç Tüzük’ü öyle çık oraya!
RECEP ÖZEL (Devamla) – Biz,
yani… Hiç olmayan, sırf Meclisi kilitlemek, bu yasayı çıkartmamak için
elinizden gelen bütün İç Tüzük imkânlarını kullanın, ama kullandığınız her şey
akla, mantığa, toplum vicdanına uygun olsun, uygun taleplerde bulunun.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) –
Yasayı çıkartmamak değil, ihaneti önlemek için! Bunu iyi ezberle Recep Özel!
HAYDAR AKAR (Kocaeli) –
Recep, bilmiyorsun!
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) –
Sizi hainlikten geri çevirmek için!
RECEP ÖZEL (Devamla) – Şimdi,
biraz önceki bu gizli görüşmeye ait önerge verildikten sonra çıkartmadınız
konusu da… Bugüne kadarki uygulamalarda ne zaman böyle bir şey oldu da bunu
gündeme getiriyorsunuz?
Arkadaşlar, bu Meclisi gelin,
çalıştıralım. Bu yasa siz öyle yapsanız da çıkacak, böyle yapsanız da çıkacak.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) –
Yahu, şimdiye kadar ihanet yasası gelmedi! İhanet yasasına karşı bu Recep ya,
sana karşı değil, ihanete karşı, ihanete!
RECEP ÖZEL (Devamla) – Ha,
biz ne olur, üç saat, beş saat, bir gün fazla çalışırız, bunu da milletimiz
takdir eder.
Hepinize saygılar sunuyorum
efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Yahu,
Sayın Başkan, bu kürsüye çıkan adamların biraz konuşmayı bilmesi lazım. Şimdi,
burada, Divan hepsi aynı partiden oluşur mu, oluşmaz mı, ona bir…
BAŞKAN – Aleyhte söz isteyen
Oktay Vural, İzmir Milletvekili.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; biz, burada, Türkiye Büyük Millet Meclisi İç
Tüzüğü’nden kaynaklanan hakkımızı kullanıyoruz. Siz mi susturacaksınız bizi?
Siz mi susturacaksınız? Sen benim hakkımı yiyemezsin, o kadar! Tıpış tıpış
vereceksin! Tıpış tıpış!
BAŞKAN – Biraz daha bağır
Sayın Vural! Bağır, bağır!
OKTAY VURAL (Devamla) – Senin
orada bulunman benim İç Tüzük’ten kaynaklanan hakkımı yemeni temin etmez. Ona
göre!
BAŞKAN – Yazık ya!
OKTAY VURAL (Devamla) – Bunun
üzerinde yapacaksın. Yok efendim Meclis… Sen Meclisi çalıştırmayan komisyon
başkanlarına sor. Niye oturmadılar burada, niye oturmadılar? Neredeydiler?
Hamamdalar mı?
BÜLENT TURAN (İstanbul) –
Başkana saygı göster.
BAŞKAN – Meclisin mehabetine
yakışmıyor Sayın Vural.
OKTAY VURAL (Devamla) – Yani,
siz, Milliyetçi Hareket Partisinin hukuktan kaynaklanan hakkını kullanmasını
engellemeyi Meclisi çalıştırmak mı zannediyorsunuz?
BAŞKAN – Hayır, hayır, kimse
kimsenin hakkını engellemiyor.
OKTAY VURAL (Devamla) –
Engelleyemezsin zaten! Engelleyemezsin!
BAŞKAN – Kimse engellemiyor.
Böyle bir…
OKTAY VURAL (Devamla) –
Engellemen mümkün değil, mümkün değil!
BAŞKAN – Bağırın, biraz daha
bağırın Sayın Vural.
OKTAY VURAL (Devamla) –
Hakkımızı kullanacağız.
BAŞKAN – Bağırın, bağırın.
OKTAY VURAL (Devamla) –
Dolayısıyla, biz, burada, İç Tüzük gereğince, hakkımızın yenilmesini
istemiyoruz, İç Tüzük uyarınca Meclisi yönetmenizi istiyoruz. Kapalı oturum
önergesi verildiği zaman, diyor ki: “Toplantı salonundan herkes çıkartılır.”
Siz kapalı oturum önergesi verildiğini ilan ettiniz. Yapmanız gereken iş, önce
salonu boşaltmaktı, ondan sonra kapalı oturum önergesini dinlemekti. O
bakımdan, burada hakkımızı, hukukumuzu kimseye yedirmeyiz. Ona göre!
BAŞKAN – Yedirmeyin.
OKTAY VURAL (Devamla) –
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Evet, lehte söz
isteyen Alim Işık, Kütahya Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
ALİM IŞIK (Kütahya) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Lehte söz aldım, tutumunuzun
lehine, çünkü doğruyu yaptınız. “Kapalı oturuma geçeceğiz.” dediniz,
dolayısıyla, bunu unuttunuz veya geç hatırladınız, yeniden bu tartışmayı
açmakla doğruyu yaptınız. Onun için, lehinize söz aldım.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) –
Başkan çok yoruldu, bırakalım artık. Artık takip edemez oldu.
ALİM IŞIK (Devamla) – Fakat
doğru yapmadığınız bir şey var: “Muhalefet ne yaparsa yapsın bu Meclis
çalışacak.” dediniz. Evet, Meclis çalışsın ama bu Meclis doğru çalışacak. Bu
Meclis ihanet yasasını çıkartmak için sabaha kadar diretmeye karşı duracak
Sayın Başkan. Bu yasa ihanet yasasıdır, Türkiye Cumhuriyeti devletinin üniter
yapısını bozacak ve Türk milletinin birlik beraberliğini dağıtacak bir yasadır.
Onun için, sonuna kadar Milliyetçi Hareket Partisi buna direnç göstermeye devam
edecek. Çünkü aklıselim olan herkes, şimdiye kadar AKP’nin icraatlarını öven
her köşe yazarı bugün bunun yanlış olduğunu söylüyor. Sadece muhalefet değil,
aklıselim olan her Türk vatandaşı buna onay vermiyor. Bugün bir AKP’li belediye
başkanı feryat ediyor ve “Hakkımı helal etmiyorum.” diyorsa sizin de düşünmeniz
lazım, sizin de iyi düşünmeniz lazım.
Dolayısıyla, bu durumda bu
yasaya ısrar etmenizin bir anlamı yok. Geliniz, bunu geri çekiniz ve bu
komisyonda yanlışlıkları yeniden elden geçiriniz ve bu Meclise doğru bir yasayı
getiriniz. Bu yasa doğru bir yasa değildir, bu yasa Türkiye Cumhuriyeti
devletinin temeline dinamit koyan bir yasadır. Sizler de dinamitçi olacaksınız.
Teşekkür ediyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Aleyhte söz isteyen, Ali Rıza
Öztürk.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu Meclis milletin meclisidir. Bu Meclis
AKP Grubunun meclisi değildir. Bunu söyledim. Bu Meclis, Sayın Meclis Başkan
Vekilinin çiftliği de değildir. Bu Meclis çalışacak, çalışacak ama Meclis
İçtüzüğü’ne ve Anayasa’ya uygun olarak çalışacak. (CHP sıralarından alkışlar)
Orada oturan Meclis Başkan
Vekili, Meclis Başkanının yetkilerini kullanırken, Anayasa 95’e göre, İç
Tüzük’e uygun davranmak zorundadır. Bu Meclisi İç Tüzük’e uygun, Anayasa’ya
uygun çalıştırmak Meclis Başkan Vekilinin görevidir. Meclis Başkan Vekili,
kendisinin orada, tarafsız, Divanı yönetmekle görevli olduğunu unutuyor,
hatiplerle gereksiz ağız dalaşına giriyor. Bu, son günlerde Türkiye’de moda
oldu. Bazı mahkemelerde hâkimler, sanıklarla sanık avukatlarına sataşıyor,
dalaşa giriyor.
Meclis Başkan Vekili işini
gücünü bırakmış, yaptığı her iş baştan aşağı hukuksuz, keyfîliği esas edinmiş.
Ben sizin nerenizi düzelteyim Sayın Başkan Vekili? Sizin nerenizi düzelteyim
ben?
BÜLENT TURAN (İstanbul) –
Bağırma!
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) –
Siz yaptığınız her işte hukuksuz iş yapıyorsunuz, Tüzük’e uygun yaptığınız
hiçbir şey yok sizin.
AVNİ ERDEMİR (Amasya) –
Bağırmadan konuş.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) –
Kendiniz de görüyorsunuz, kendiniz bunu göre göre devam ediyorsunuz ve değerli
arkadaşlarım, bu kafayla bir şey olmaz. Şaşkın ördek şey şey gidermiş. Siz bu
yasayı çıkarın ama adam gibi İç Tüzük’e, Anayasa’ya uygun davranarak çıkarın.
MUZAFFER YURTTAŞ (Manisa) –
Tam doğru yapıyoruz, tam.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) –
Size göre yapıyorsunuz. Tabii, siz hukuku anlamadığınız için, hukukla aranız
iyi olmadığı için, hukuktan hiç hoşnut olmadığınız için, siz hukuksuzluğu
kendinize rehber edindiğiniz için, siz bunu böyle sanıyorsunuz değerli
arkadaşlarım.
Bakın, bu yasayı
çıkarabilirsiniz ama biz de muhalefetin İç Tüzük’ten, Anayasa’dan kaynaklanan
hakkını sonuna kadar kullanacağız.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) –
Meclis Başkan Vekiline de bu Meclisi çiftlik hâline getirtmeyeceğiz. Meclis
Başkanı dosdoğru, İç Tüzük’e göre yönetir. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
MUZAFFER YURTTAŞ (Manisa) –
Milletten aldığımız yetkiyi sonuna kadar kullanacağız.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) –
Sayın Başkan…
BAŞKAN – Buyurun Sayın
Canikli.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) –
Kapalı oturum önergesi önerge üzerinde verildi yani önergenin kapalı oturumda
görüşülmesine ilişkindir ama biz şu anda bunu görüşmüyoruz yani kapalı oturum
konusu olan önergeyi konuşmuyoruz. Dolayısıyla, kapalı oturuma geçilmeden
yapılan tartışmalar doğrudur Sayın Başkan. Çünkü biz kapalı oturuma geçmeden
bunları görüşemeyiz, görüşmememiz gerekiyor daha doğrusu. Dolayısıyla, yapılan
işlem kesinlikle doğrudur. Bu hususun da altını çizerek burada vurgulamak
istiyorum.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) –
Sayın Canikli, “Kapalı önerge vardır, verilmiştir.” dedi. Onu demeyecek.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
(Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur
Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri
Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820,
2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi Grubunca 338 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’nın 19’uncu maddesi üzerinde verilen Milliyetçi Hareket Partisi
Grubuna mensup milletvekillerinin önergesinin işlemlerinin kapalı oturumda
yapılması talep edilmiştir ancak önergenin işlemlerine geçmeden önce yine sizin
talebiniz üzerine usul tartışması açılmıştır. Değişiklik önergesinin işlemine
geçilirken şimdi kapalı oturuma geçilecektir.
338 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’nın 19’uncu maddesi üzerinde olan son önergenin kapalı oturumda
görüşülmesine dair İç Tüzük’ün 70’inci maddesine göre verilmiş bir önerge
vardır.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Yahu!,
Sayın Başkan, Meclisin çalışması sırasında sağır ve dilsiz kavaslar var, onları
getireceksiniz.
BAŞKAN – Kapalı oturum
istemine dair önergeyi okutuyorum…
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Başkan, bakın, kapalı oturuma geçince, sağır ve dilsiz kavaslar var, burada, Meclisten
para alıyorlar; onları çağıracaksınız, onlar burada görev yapacak. Yahu, şimdi,
arkadaşım, bunu bugün yapmıyoruz ki, kaç senedir yapıyoruz bunu yahu! Hayır,
şimdi ara verin, onları çağırın, getirin. Ya, bunun uygulaması belli ya! Hayır,
öteki kavas arkadaşların da dışarıya çıkması lazım.
Şimdi, Başkan, sana bir laf
söylüyoruz; dilin yok mu, kulağın duymuyor mu? Diyorum ki: Buradaki kavas
arkadaşların da burada bulunması mümkün değildir.
BAŞKAN – Dün konuştuk,
tartıştık Sayın Genç o konuyu.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Burada
bulunmaları mümkün değil ki yahu!
BAŞKAN – Kapalı oturum
istemine dair önergeyi okutuyorum:
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
A) Önergeler (Devam)
2.- MHP Grubu adına Grup Başkan
Vekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın,
338 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 19’uncu maddesinde MHP Grubu
milletvekillerince verilen önergenin işlemlerinin kapalı oturumda yapılmasına
ilişkin önergesi
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
338 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’nın 19’uncu maddesi üzerindeki MHP Grubu önerisi işlemlerinin kapalı
oturumla yapılmasını grup adına arz ederiz.
Oktay
Vural
İzmir
MHP
Grup Başkan Vekili
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) –
Nasıl kapalı oturum bu ya?
EMİNE ÜLKER TARHAN (Ankara) –
Hâlâ çıkmayanlar var.
BAŞKAN – Kapalı oturumda
Genel Kurul salonunda bulunabilecek sayın üyeler dışındaki dinleyicilerin ve
görevlilerin dışarıya çıkmaları gerekmektedir. Sayın idare amirlerinden salonun
boşaltılmasını temin etmelerini rica ediyorum.
Kapanma Saati: 20.54
XI.- KAPALI OTURUMLAR
SEKİZİNCİ OTURUM
(Kapalıdır)
DOKUZUNCU OTURUM
Açılma Saati: 21.04
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER:
Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
BAŞKAN – Şimdi Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 19’uncu Birleşiminin kapalı oturumdan sonra yapılacak
Dokuzuncu Oturumunu açıyorum.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur
Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri
Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820,
2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN – Sayın Komisyon,
önergeye katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor
mu?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) - Katılmıyoruz Başkanım.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Ya,
açık oturuma geçtin mi, açık oturuma geçtin mi?
BAŞKAN – Evet, önerge
üzerinde söz isteyen Reşat Petek, Tokat Milletvekili.
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Özür dilerim, açık oturuma mı geçtiniz Başkan?
SADİR DURMAZ (Yozgat) -
“Reşat Doğru” efendim, “Petek” değil, Reşat Doğru. Reşat Petek’te kalmış
aklınız.
BAŞKAN – Kusura kalmayın,
Sayın Doğru.
Reşat Doğru, Tokat
Milletvekili.
Buyurun...
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Sayın Başkan, özür dilerim, açık oturuma mı geçtin Sayın Başkan? Açık oturuma
mı geçtin? Açık oturuma geçtiyseniz yanlış yaptınız, çünkü…
BÜLENT TURAN (İstanbul) –
Yanlış yaptınız, Tanal’a sormadan!
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Evet, bana sormadan…
Bakın, Sayın Başkan…
BAŞKAN – Sayın Tanal, Sayın
Doğru kürsüde bekliyor yani bu hatibe…
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Sayın Başkan, bakın, yanlış yaptınız. Özür dilerim, bakın, size yine okuyayım
ben, izninizle: “Açık oturuma geçebilmeniz için kapalı oturuma ilişkin şartlar
kalkmış olacak.” Kalktı, doğru ve buna ilişkin sizin Genel Kurulun oylamasına
sunmanız lazım. Bakın, İç Tüzük…
BAŞKAN – Lütfen, Sayın Tanal…
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Yapmadınız onu.
RECEP ÖZEL (Isparta) – Yaptı,
yaptı.
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Bakın, siz onu yapmadan hatibe bu sözü veremezsiniz.
BAŞKAN – Sayın Doğru,
buyurun.
REŞAT DOĞRU (Tokat) – Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 338 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’nın 19’uncu maddesinin tasarı metninden çıkarılmasıyla ilgili söz
almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Bu önergemizle 19’uncu
maddenin kanun tasarısından çıkarılmasını istiyoruz ama ancak kanunun tamamının
geri çekilmesini istiyoruz. 13 büyükşehir belediyesi kurulması ve 1.582 belde
belediyesinin kapatılmasıyla ilgili kanun Türkiye Büyük Millet Meclisinde
maalesef görüşülüyor. Kanunun ismine bakınca masum bir kanun gibi kamuoyuna
anlatılsa da derinlemesine incelenince tuzak bir kanun olduğu, içerisinde
çeşitli konuların olmuş olduğu ve kapatılmış olduğu da görülüyor.
Sayın milletvekilleri,
görüşülen bu Büyükşehir Kanun Tasarısı’yla federasyona geçişin altyapısının
hazırlandığı neden görülmek istenmiyor? Herkesin tespit etmiş olduğu bu konuyu
ne hikmetse Adalet ve Kalkınma Partisi yetkililerinin bir kısmı neden kabul
etmiyor, neden cansiparane bir şekilde savunmaya çalışıyorsunuz? Ancak,
büyükşehir belediyelerinin sınırlarının il sınırlarına çekilmesi, belediye
başkanının ilin tamamına hükmetmesi fiilen bölgesel yönetime ve eyalet
sistemine geçilmesini göstermiyor mu? Bunu neden kabul etmiyoruz. Bu da sonuçta
bölücü ve yıkıcı unsurların yıllardır dayattığı bölge tabanlı demokratik
özerklik ve otonomi çağrılarına cevap olmuyor mu? İstekler bir bir yerine
gelmiyor mi sayın milletvekilleri? Bu durum ülkemiz lehine değildir. İç ve dış
bölücü unsurlara yapılacak hizmet olan bir tablo, ülkemize önümüzdeki
dönemlerde çok ama çok pahalıya mal olacaktır. Mutlaka bu kanun geri çekilmeli
ve Meclisten onay almamalıdır. Bunun vebalini hiç kimse ama hiç kimse ömrünün
sonuna kadar ödeyemeyecektir.
Sayın milletvekilleri, bu
kanuna sadece Milliyetçi Hareket Partililer değil, bütün toplum kesimlerinin,
bütün sivil toplum kuruluşlarının yani topyekûn Türk milletinin tamamının karşı
çıkması gerekmektedir. Anlayamadığımız bir konu da bu kadar açık şekilde ve
delilleri ortada olan bu yasaya neden AKP Grubu sahip çıkmaya çalışıyor? Acaba
baskı mı var, tehdit mi var, şantaj mı var? İnsanın aklına çeşitli sorular
geliyor.
Bu yasa farklı niyetleri ve
amaçları ortaya koyan yanlış bir yasadır, sadece masum bir yasa değildir.
Dağlarda binlerce insanımızı şehit eden, binlerce vatandaşımızı yaralayan,
perişan eden, ülkemizin milyarlarca dolarlık kaynağını heba eden terör
örgütünün sözde demokrasi ile hedeflerine ulaşma yasasıdır. Bu yasa, etnik
temelde ayrıştırarak milletimizi bölmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürecektir.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluş hukuku ve felsefesini yok edecek, millet
egemenliğine de son verecektir.
Ülkemizi alacakaranlık bir
ortama mahkûm etmeyelim, millî varlığımızı bozdurmayalım. Ülkemizin rejimine ve
idaresine büyük sorunlar getirecek olan bu kanun tasarısı, uzmanlar tarafından
Anayasa’mızın ihlali olarak değerlendirilmektedir yani Anayasa ihlali yapılmaktadır;
Anayasa ihlali yapmayalım.
Ayrıca, Anadolu’daki birçok
belediye bu kanunla kapatılmaktadır. Belediyelerin kapatılması doğru
olmayacaktır. Bunları tekrar köy statüsüne indirmek, buralarda var olan göçü
daha fazla hızlandıracaktır.
Tokat ili nüfus kaybediyor.
Milletvekili olduğumuz bu ilde de maalesef 42 belediye kapatılacaktır, 70
belediyenin 42 belediyesi kapatılmaktadır yani büyük bir göç veren Tokat ilimiz
bu kanunla beraber, tahmin ediyorum ki, kanunun çıkmasıyla beraber,
belediyelerin kapatılmasıyla beraber çok büyük göç vermeye devam edecek, belki
de nüfusu daha da fazla düşmüş olacaktır.
Türk milletinin kaderiyle
oynamayalım. Bu kanun tasarısını ülke gündeminden çıkartıp gerçek, reel gündeme
geçelim.
İnsanlar ekmek bulamıyor,
çiftçi üretemiyor; işini, aşını kaybediyor, toplum psikolojik bunalıma
itiliyor. Adalet ve Kalkınma Partisi bu durumun vebalini acaba nasıl
ödeyecektir?
Gelin, bu ne olduğu belirsiz
olan, ülkemizi maceraya götürecek olan bu kanunu geri çekelim, milletin
menfaatlerine uygun bir kanun olarak tekrar getirelim diyor, yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 Sıra
Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 19. Maddesi ile
5393 sayılı Kanunun 75. Maddesine eklenen fıkranın madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Birgül Ayman Güler (İzmir) ve
arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) – Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz
isteyen Candan Yüceer, Tekirdağ Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) –
Değerli milletvekilleri, Büyükşehir Yasası’nı ilk duyduğumuzda Tekirdağ
büyükşehir oluyor diye heyecanlandık. Hemşehrilerimiz ve şehrimiz için
gerçekten sevindik ancak tasarının içeriği hakkında bilgi sahibi oldukça ve
bugün önümüzdeki hâliyle -tabiri caizse- sevincimiz kursağımızda kaldı. Herkes
endişeli; Tekirdağ’da, şehrimizde “Büyükşehir oluyoruz.” diye bir heyecan,
sevinç ortamı yok. Oysaki büyükşehir olma sürecinde desteğimiz ve isteğimiz
tamdı. Ancak tasarıyı incelediğimizde görüyoruz ki, tasarı birçok maddesiyle
güçlendirmeyi, demokrasiyi, katılımı, etkinliği, büyümeyi değil; maalesef, kaldırmayı,
zayıflatmayı amaçlamış ve maalesef, yine siyasi hedefler ön plana çıkmış.
Tasarı âdeta “devlet sırrı”
şeklinde, hızlı bir şekilde, gizli saklı bir şekilde Komisyona geldi;
Komisyonda da hızlı bir şekilde görüşülüp on iki saati geçen çalışma performansıyla
görüşülmesi, konuşulması istenmedi. Biz anlıyoruz sizi, emir yine büyük yerden,
sizin için kanun emrinde. Hatta, Hükûmet tasarıyı hazırlamak için masaya
oturduğunda belki niyet, gerçekten yerel yönetimleri güçlendirmekti. Ancak bir
fıkra var: “Akrep yürümüş, yürümüş, bir gölün kenarına gelmiş; bakmış
geçemeyecek, kurbağaya seslenmiş, demiş, ‘Kurbağa, beni karşıya geçirir misin?’
Kurbağa demiş, ‘Hayır, ben seni alırsam sen beni sokarsın.’ ‘Ya, olur mu öyle
şey, o zaman ben de boğulurum.’ demiş. Ama ikna olunca almış sırtına, tam yolu
yarılamışken birden bir acı hissetmiş, dönmüş ‘Sen ne yaptın?’ derken, akrep,
‘Ne yapayım? Huy.’ demiş.” İşte, bu tasarıda da alışkanlık hâline, huy hâline
getirilen “Ben yaptım, oldu.” anlayışı ve siyasi hedeflerin ön plana
çıkarılması, on üç ille beraber, Tekirdağ’ın büyükşehir olma sürecinde de devam
etti. Tekirdağ’da, bu süreçte biz istedik ki: Şehrimizi, hemşehrilerimizi
ilgilendiren bu kadar önemli, hayati bir tasarıda, oturalım, hep beraber -bugün
konuştuğumuz gibi en azından ya da komisyonlarda konuştuğumuz gibi- il genel
meclis üyelerimizle, muhtarlarımızla, sivil toplum kuruluşlarıyla, belediye
başkanlarımızla, mülki amirlerimizle tartışalım, eğrisiyle doğrusuyla
tartışalım, fayda-zarar analizi yapalım istedik. Ama maalesef, bizim -bırakın
bunu- tasarıya ulaşma çabamız bile sonuçsuz kaldı. Oysaki büyükşehir olacak
iller için hazırlanan taslak kamuoyuyla paylaşılmalı, eğrisiyle doğrusuyla,
avantajları, dezavantajlarıyla tartışılıp o illerin ihtiyaçlarına yönelik en
uygun büyükşehir kanunu hazırlanmalıydı.
Tekirdağlılar, bizler,
üzerimize ne dar gelen ne bol gelen bir büyükşehir istedik ve bunu yaparken de
şu an Tekirdağlılar “Ne bu tasarıdan biz haberdar edildik ne fikrimiz soruldu
ne de görüşlerimiz alındı. Oysaki bizim beldemizde, köyümüzde, ilimizde, bizi,
yaşamımızı, geleceğimizi ilgilendiren bu sürecin dışında tutulduk, dışlandık.”
diyorlar.
Demokrasinin öncelikli
koşulları halkın iradesine saygı duymak, katılımcılığı sağlamak ve
çoğulculuktur. Halkın katılımının en iyi örneklerinden biri belediyeler. Yerel
yönetimler halka en yakın, en katılımcı, en demokratik kamu kurumları. Siz ne
yapıyorsunuz? 1.591 belde belediyesini kaldırıyorsunuz, haklı bir gerekçe
göstermeden, bir açıklama yapmadan, halka sormadan. Oysaki demokrasiyi
sindirmiş ülkelerde yerel yönetimleri güçlendirmek için çaba harcarlar. Bizdeki
ileri demokratlar ise maalesef “Kimseye sormam, danışmam, hesap vermem, ben
bildiğimi yaparım.” diyorlar. Bu ileri demokrasi ürünü ileri bir tasarı ama
içinde ne demokrasi var ne katılım var.
Bakın, Cumhuriyet Halk
Partisi olarak biz, AKP’nin yapmadığını yaptık, halkın iradesine başvurduk. Biz
sorduk belde belediyelerine: “Belde belediyenizin kapatılmasını istiyor
musunuz, istemiyor musunuz mu?” diye. Tekirdağ’da, benim bölgemde 49.074
seçmenden 22.810’u oy kullanmış ve bunların 22.097’si “Hayır, beldem
kapatılmasın.” demiş. Hükûmet, bu iradeye karşı çıkarak hangi gerekçeyle bu
belde belediyelerini kapatıyor? Belde belediyesinin kapatılması o beldenin
iradesine başvurmadan ne kadar demokratik?
Değerli milletvekilleri,
orman köyleri de dâhil 16.080 köyün tüzel kişiliğini, 29 ilde il genel özel
idarelerinin, il genel meclislerinin tüzel kişiliğini, köylerin tüzel
kişiliğini kaldırıyorsunuz. Temsilin olmadığı yerde, katılımın olmadığı yerde
demokrasi olabilir mi? Biz yerel yönetimi güçlendiriyoruz diyebilir misiniz bu
tasarıyla?
Bakın, Tekirdağ’da 140 orman
köyüyle beraber 257 köyümüz var. Çiftçilerimiz üretmeye çalışıyor. Bir sürü
zorluğa rağmen üretmeye, bu vatana, bu millete…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
CANDAN YÜCEER (Devamla) -
…katkı sunmaya çalışıyor ama maalesef, yüksek girdilerle, yüksek maliyetle,
kötü tarım politikalarıyla bitiremediğiniz köylüyü sanırım bu tasarıyla
bitireceksiniz. Eğer bu sorunlar olmazsa maalesef, bunlar çözülmezse aksi
takdirde sadece adımızın ve sorunların büyüdüğü, sadece sorun şehirlerimiz olur
diyorum; demokrasiden, halkın iradesine başvurmaktan korkmayın diyorum.
Hepinize saygılarımı
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) –
Sayın Başkan, toplantı yeter sayısı…
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunacağım.
Yoklama talebi var, yerine
getireceğim.
Sayın Güler, Sayın Havutça,
Sayın Serindağ, Sayın Öztürk, Sayın Yılmaz, Sayın Candan Yüceer, Sayın
Özgündüz, Sayın Acar, Sayın Akar, Sayın Öner, Sayın Köktürk, Sayın Dinçer,
Sayın Genç, Sayın Tanal, Sayın Ören, Sayın Özel, Sayın Ediboğlu, Sayın
Karaahmetoğlu, Sayın Öğüt, Sayın Kaptan.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur
Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri
Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820,
2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
338 sıra sayılı Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 19. maddesiyle değiştirilen (c) bendine
“5362 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu kapsamına
giren meslek odalarıyla ortak hizmet projeleri gerçekleştirilebilir.”
ibaresinden sonra gelmek üzere “ve yurt içi ve yurt dışındaki kuruluşlarına
ortak proje sunabilir.” ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken (Bingöl) ve
arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor
mu?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) – Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz
isteyen Altan Tan, Diyarbakır Milletvekili.
ALTAN TAN (Diyarbakır) –
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu hazırlanan yasa içerisinde
ibadethanelere ayrıcalık tanınmasıyla ilgili hükümler var. Tabii bu çerçevede
en fazla tartışılan konulardan birisi de cemevlerinin ibadethane olup olmadığı.
Bu konuda ciddi tartışmalar
yaşandı, ancak, ne yazık ki gayriciddi cevaplar verildi. Bir milletvekilinin,
Sayın Bakana ve Sayın Komisyon Başkanına “Cemevleri ibadethane midir?” diye
sorusuna, yetkililer “Diyanet İşleri Başkanlığına göre değildir.” cevabını
verdiler.
Şimdi, sevgili arkadaşlar,
her tarafı eğri bir yaklaşım. Neresini düzeltmek lazım? Gerçekten uzun bir
konuşma yapmak gerekiyor ama ben mümkün olduğu kadar kısa bir şekilde
fikirlerimi özetleyeyim.
Değerli arkadaşlar, Türkiye
Cumhuriyeti tarif edilirken demokratik ve laik bir hukuk devleti olarak
tanımlanıyor. Birincisi: Demokratik ve laik hukuk sistemi eğer esas alınıyor
ise nerenin ibadethane olup nerenin ibadethane olmadığına karar verecek, o
fikre, görüşe, dine, mezhebe, inanca gönül bağlayan insanların kendi özgür
iradeleri ile verecekleri cevaptır. Eğer Türkiye’deki Alevi vatandaşlarımız da
“Cemevi bizim için ibadethanedir.” diyorlarsa laik, demokratik, hukuk devletine
düşen, o vatandaşlarının beyanını kabul etmek ve orayı ibadethane olarak kabul
etmektir. Tıpkı bir Ezidi vatandaş da aynı şekilde kendi inancına göre bir yeri
ibadethane kabul ediyorsa yine devlete düşen kabuldür. Eğer bu ülkede Budist olsa
veya başka bir inanca, Brahmanizme, Konfüçyanizme inanan da olsa onlar için
ibadethane kabul edilen yer devlet için de ibadethanedir.
İkinci bir mesele: Yine eğer
İslam hukuku açısından bakıyorsanız meseleye, o zaman çok daha vahim bir mesele
söz konusudur. İslam hukukuna göre bütün dört ehlisünnet ve cemaat imamının
fetvalarına ve İmam Caferi Sadık’ın fetvasına göre de dinin devletin emrinde
olması haramdır. Sayın Diyanet İşleri Başkanına sormak lazım: Cemevleri
ibadethanedir değil “Cemevleri ibadethane değildir.” diyorsunuz. Peki, İslam
akidesine göre, fıkhına göre ve hukukuna göre dinin devletin emrinde olması
helal mıdır, haram mıdır? Laiklik inancına göre bu doğru mudur, değil midir;
her iki inanca göre de?
Değerli arkadaşlar, yanlış bir zemin üzerinde tartışma
yürütüyoruz. Keşke bu dönemde şunu yapabilseydik, yeni Anayasa’nın da yazılma
sürecinde olduğumuz dönemde: Dinî ve mezhebî bütün inançları
özgürleştirebilseydik, devletin kontrolünden ve tahakkümünden çıkarabilseydik,
sivil topluma bırakabilseydik. Bu, İslam hukuku açısından da böyle, laiklik
açısından da böyle. Ancak Türkiye’de şu an öyle garip bir durum söz konusu ki
ne İslam hukuku uygulanabiliyor ne de laiklik anlayışı tam olarak
uygulanabiliyor. Devlet, dini tamamen kontrolü altına almış durumda, dinin de
kendi çıkarlarına uygun Sünni ve Hanefi kesimini; Malikiliği, Hanbeliği,
Şafiiliği dıştalayarak ve kenarda bırakarak, aynı şekilde Alevilik ve Şiiliği
de devre dışı bırakarak; çünkü Türkiye’de, özellikle Iğdır, Kars bölgesinde
Caferi inancına sahip Şii kardeşlerimiz de var Alevilerin haricinde.
Dolayısıyla bugün devlete
düşen, bütün bu düzenlemeleri yapmak, bu özgürlükleri sağlamak ve Türkiye’deki
Alevi vatandaşlarımızın kendi beyanlarını esas alarak nereyi ibadethane kabul
ediyorlarsa onu da kabul ederek bir düzenleme yapmak olmalıdır.
Dediğim gibi, uzun uzadıya
konuşulacak bir mevzudur. Keşke vaktimiz olsaydı da uzun uzadıya
konuşabilseydik. İnşallah, bu imkân bir gün doğar.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum...
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) –
Sayın Başkan, yoklama talep ediyoruz.
BAŞKAN – Arayacağım.
Sayın Öztürk, Sayın Serindağ,
Sayın Havutça, Sayın Güler, Sayın Acar, Sayın Özgündüz, Sayın Akar, Sayın Öner,
Sayın Dudu, Sayın Özel, Sayın Köktürk,
Sayın Yılmaz, Sayın Dinçer, Sayın Genç, Sayın Tanal, Sayın Özdemir,
Sayın Ediboğlu, Sayın Karaahmetoğlu, Sayın Eyidoğan, Sayın Öğüt.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur
Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri
Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820,
2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 19 uncu maddesi
ile değiştirilen 5393 sayılı Kanunun 75 inci maddesinin birinci fıkrasının (c)
bendine aşağıdaki cümlenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
"Diğer dernek ve
vakıflar ile gerçekleştirilecek ortak hizmet projeleri için mahallin en büyük
mülki idare amirinin izninin alınması gerekir."
Nurettin Canikli (Giresun) ve
arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN –Hükûmet katılıyor mu?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) – Katılıyoruz Başkanım.
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum.
Gerekçe:
Belediyelerin kamu yararına
çalışan dernek ve vakıflar dışındaki dernek ve vakıflar ile gerçekleştirilecek
ortak hizmet projeleri için mahallin en büyük mülki idare amirinin izninin
alınması amaçlanmaktadır.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) –
Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN – Yoklama talebi var,
yerine getireceğim.
Sayın Öztürk, Sayın Serindağ,
Sayın Havutça, Sayın Güler, Sayın Acar, Sayın Akar, Sayın Öner, Sayın Köktürk,
Sayın Yılmaz, Sayın Dinçer, Sayın Tanal, Sayın Özdemir, Sayın Özel, Sayın Dudu,
Sayın Karaahmetoğlu, Sayın Topal, Sayın Öğüt, Sayın Altay, Sayın Dibek, Sayın
Bayraktutan.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur
Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri
Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820,
2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
tasarının 19’uncu maddesinin oylamasının açık oylama şeklinde yapılmasına dair
bir önerge vardır, önergeyi okutup imza sahiplerini arayacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
19’uncu maddenin oylamasının
açık oylamayla yapılmasını arz ederiz.
BAŞKAN – Alim Işık? Burada.
Cemalettin Şimşek? Burada.
Sadir Durmaz? Burada.
Mehmet Erdoğan? Burada.
Enver Erdem? Burada.
Necati Özensoy? Burada.
Zühal Topcu? Burada.
Lütfü Türkkan? Burada.
Celal Adan? Burada.
Emin Çınar? Burada.
Ruhsar Demirel? Burada.
Seyfettin Yılmaz? Burada.
D. Ali Torlak? Burada.
Mustafa Erdem? Burada.
Reşat Doğru? Burada.
Emin Haluk Ayhan? Burada.
Mehmet Günal? Burada.
Hasan Hüseyin Türkoğlu?
Burada.
Mehmet Şandır? Burada.
Ali Öz? Burada.
Açık oylamanın şekli hakkında
Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bir dakika süre veriyorum ve
oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, 19’uncu maddenin açık oylama sonucu:
“Kullanılan oy sayısı :
223
Kabul : 221
Ret : 2 (x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Muhammet Rıza Yalçınkaya Mine Lök Beyaz
Bartın Diyarbakır”
Böylece 19’uncu madde kabul
edilmiştir.
Birleşime beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 21.38
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
ONUNCU OTURUM
Açılma Saati: 21.44
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER:
Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 19'uncu Birleşiminin Onuncu
Oturumunu açıyorum.
338 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
20’nci madde üzerinde üç adet
önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
"Büyükşehir Belediyesi
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20
Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu Raporu"nu ihtiva eden
338 sıra sayılı tasarının 20. maddesinde geçen “meclisin ilk toplantısında”
ibaresinin “en geç bir ay içinde yapılacak meclisin ilk toplantısında” olarak
değiştirilmesini arz ederiz.
Enver Erdem Mehmet Erdoğan Alim Işık
Elâzığ Muğla Kütahya
S. Nevzat Korkmaz Zühal Topcu Sadir Durmaz
Isparta Ankara Yozgat
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
338 sıra
sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 20. Maddesi'nin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Değişiklik
önergesi
Madde 20
- "22/2/2005 tarihli ve 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununun 13 üncü
maddesinin birinci fıkrasına "Valiliğin önerdiği hususlar"
ibaresinden sonra gelmek üzere "meclisin ilk toplantısında" ibaresi
eklenmiştir ve bu ibareden sonra gelen cümle "Gündem, yörenin kültürüne ve
yapısına uygun olarak çeşitli yollarla da halka duyurulur" şeklinde
değiştirilmiştir."
Hasip Kaplan Erol Dora İdris Baluken
Şırnak Mardin Bingöl
Altan Tan Nazmi Gür
Diyarbakır Van
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 Sıra Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 20.
Maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ali Serindağ Birgül Ayman Güler Muharrem Işık
Gaziantep İzmir Erzincan
Ali Haydar Öner Candan Yüceer Celal Dinçer
Isparta Tekirdağ İstanbul
Kadir Gökmen Öğüt Namık Havutça Mehmet S. Kesimoğlu
İstanbul Balıkesir Kırklareli
Gökhan
Günaydın
Ankara
BAŞKAN – Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor
mu?
İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM
ŞAHİN (Ordu) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz
isteyen Ali Rıza Öztürk, Mersin Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, seçim bölgem Mersin’in
Erdemli ilçesinde meydana gelen sel felaketi nedeniyle tüm Erdemli halkına
geçmiş olsun diyorum. Erdemli’de sel felaketinden gerçekten perişan olan
vatandaşlarımızın yaralarını iktidarın, Hükûmetin bir an önce sarmasını
diliyorum.
Değerli arkadaşlarım, bu
tasarıyla Türkiye’de 16.082 köy, mahalle hâline getiriliyor, 1.592 belde
belediyesi de mahalle oluyor. Bunlar aslında Türkiye’deki belediyelerin yarısı,
köylerin de yarısı. Benim seçim bölgem Mersin’de de 41 belde, mahalle hâline
getiriliyor. Bunların 8 tanesi Silifke’de, benim kendi kazamda.
Şimdi, ben kendimi bildim
bileli bizim Taşucu kasabası bir belde, belediyeyle yönetiliyor ve Kıbrıs’a
çıkış kapısı. Şimdi, bu yasayla bu beldeliği elinden alınıyor, mahalle
yapılıyor fakat bu beldeliği elinden alınırken oradaki halkın iradesi hiç
sorulmuyor, ikide bir referandumu ağzından düşürmeyen Sayın Başbakan, geçen gün
yaptığı açıklamada “İdam cezasının geri gelmesi için halk böyle istiyor,
anket.” dedi ama ben merak ediyorum, bu belde belediyelerinin kapatılmasıyla
ilgili niye bir anket yapmamış, niye bir referandum yapmamış?
Örneğin, Taşucu’nda 6.147
seçmen var, bunun 3.041’i oy kullanmış ve bunların da 3.031’i “Beldeme
dokunmayın, belediyeme dokunmayın.” diyor arkadaşlar. Yine bizim bir başka,
Tarsus’un büyük ilçelerinden Yenice’de de keza öyle, 5.662 seçmenin 4.080
tanesi oy kullanmış ve yüzde 74 oranında, 4.086 tanesi “Beldeme dokunmayın.”
demiş. İşte, Erdemli’nin beldeleri öyle, Mersin’in beldeleri öyle.
Değerli arkadaşlarım, bu bir
kere, gerçekten halkın iradesine bu iktidarın ne kadar saygı duyduğunun somut
göstergesi ve millî iradeden, halk iradesinden ne anladığını biz görüyoruz.
Değerli arkadaşlarım, bu
vesileyle bir konuya daha değinmek istiyorum. Burada Sayın İçişleri Bakanımız
dünkü konuşmalarında, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sayın
Adnan Keskin’e polisin yaptığı saldırının gerekçesini açıklarken, Sayın
Keskin’in polislere yapacağı muhtemel bir saldırıyı önlemek için polisin böyle
davrandığını söyledi.
Değerli arkadaşlarım,
İçişleri Bakanlığı, milletin huzur ve güvenliğinden sorumlu bir bakanlıktır,
kişilerin can ve mal güvenliğini korumakla görevlidir. Polisler de her şeyden
önce saldırmaktan sorumlu değillerdir, saldırıyı önlemekle sorumludurlar ama
basında yer alan haberler, fotoğraflar bu olayların çok doğru olmadığını
gösteriyor.
Bakın, Adnan Keskin, Bihlun
Tamaylıgil, Umut Akdoğan ve Gül Çiftçi, bunlar bizim partinin yöneticileri,
oraya gittiklerinde polisler öncelikle bunlara “Şöyle çekilin.” diyor. Hani
bizim köylerde vardır ya, ağıla böyle adamlar koyarlar veya balığı ağılın içine
hapsederler, “Şöyle çekilin.” diyorlar, başlıyorlar biber gazı sıkmaya. Ondan
sonra, onlar bir soluk alalım derlerken bu sefer vatandaşa biber gazı geliyor
ve Adnan Keskin “Ne oluyor?” dediğinde, rütbeli bir polis müdürü veya polis
görevlisi, Adnan Keskin’in yakasına sarılıyor. Sayın İçişleri Bakanımız bunu
açıklarken burada -çok anlamlıdır arkadaşlar, bunu gerçekten şiddetle
reddediyorum ve kınıyorum- “Bir polis memurunu yaralayan Adnan Keskin’in
şoförünü niye burada ayıplamıyorsunuz, niye onu kınamıyorsunuz?” diyor.
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) –
Niye kınamıyorsunuz?
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) –
İzin verir misin.
Şimdi arkadaşlar, bu, yargıya
intikal eden bir konudur, soruşturma yapılmaktadır. Soruşturmada daha bu
kişinin gerçekten polise zarar verip vermediği belli olmadan Sayın İçişleri Bakanı,
o kişinin o polise saldırıda bulunduğunu nereden bilmiş, nasıl ispatlamış?
Bugüne kadar asker devletten şikâyet edenler şimdi polis devletini
getirmektedirler ve polisler o günden bu yana Adnan Keskin’in şoförü Yurdal’ın
evinin etrafında dönmektedirler. Önce gidiyorlar “17 No.lu evde fuhuş
yapılıyor.” diyorlar ve orada o kişiyi itibarsız hâle getiriyorlar ve dün
mahkeme oluyor. Mahkemede -hani eskiden generaller olurdu ya böyle omzu
kalabalık, askerlerle ilgili bir dava olduğunda hep beraber giderlerdi- üst
düzey elliye yakın polis müdürü, işini gücünü bırakmış…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) –
…adliye sarayına baskı uygulamak üzere gitmişler ve şimdi savcının serbest
bırakmasından sonra yine o polis müdürleri o kişiyi takip etmektedirler,
evinden almaktadırlar ve Sayın Muharrem İnce gittiğinde, polis müdürü oradan
kaçıyor. Eğer o kişiyle ilgili arama kararı, yasal bir arama kararı var ise, o
polis müdürü oradan niye kaçıyor değerli arkadaşlar? Yoksa lütfen… Yargı
kararını vermiştir Sayın Bakan. Bundan sizin haberiniz var mı, yok mu bilemem
ama polis arkadaşlarınız duygusallık içerisinde gidip takip etmesinler yasa
dışı bir şekilde.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Öztürk.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) –
Gereğini yerine getirsinler, öncelikle o saldırının hesabını versinler, onu bir
sorun bakalım.
Ayrıca da dediğim gibi yargı
kararı olmadan, soruşturma bitmeden sizin de bu soruşturmaya müdahale eder
şekilde “Budur.” diye açıklama yapmanızın doğru olmadığını düşünüyorum, hukuk
devletine saygı açısından yanlıştır.
Saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) –
Anladık, anladık.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) –
Sende anlayacak kafa? Nerede ya? Sende anlayacak kafa nerede?
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) –
Soldan say.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) –
Sende nerede o kafa? Anlasan laf atmazsın. Bir kere saygı olsa sende laf
atmazsın! Sende saygı olsa çıkar, yürek varsa oraya çıkar konuşursun. Sende
birazcık yürek varsa orada konuşursun!
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunacağım.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
HAYDAR AKAR (Kocaeli) –
Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN - Yoklama talebi var,
yerine getireceğim.
Sayın Öztürk, Sayın
Kesimoğlu, Sayın Havutça, Sayın Güler, Sayın Acar, Sayın Özkan, Sayın Akar,
Sayın Genç, Sayın Dinçer, Sayın Yılmaz, Sayın Köktürk, Sayın Özel, Sayın Ören,
Sayın Danışoğlu, Sayın Özdemir, Sayın Kaptan, Sayın Tanal, Sayın Bulut, Sayın
Dibek, Sayın Kaleli.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur
Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri
Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820,
2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
338 sıra sayılı Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 20. Maddesi'nin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Değişiklik önergesi
Madde 20 - "22/2/2005
tarihli ve 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununun 13 üncü maddesinin birinci
fıkrasına "Valiliğin önerdiği hususlar" ibaresinden sonra gelmek
üzere "meclisin ilk toplantısında" ibaresi eklenmiştir ve bu ibareden
sonra gelen cümle "Gündem, yörenin kültürüne ve yapısına uygun olarak
çeşitli yollarla da halka duyurulur" şeklinde değiştirilmiştir."
Hasip
Kaplan (Şırnak) ve arkadaşları
BAŞKAN – Sayın Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor
mu?
İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM
ŞAHİN (Ordu) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Söz isteyen Altan
Tan, Diyarbakır Milletvekili.
ALTAN TAN (Diyarbakır) –
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu kanun tasarısı Türkiye Büyük Millet
Meclisine geldiği vakit, Hükûmetin en büyük savunması şu olmuştu: “Merkezdeki
yetkileri yönetim zorluğundan dolayı taşraya devretme mecburiyeti doğmuştur,
dolayısıyla, Türkiye’de yüz yıldan fazla bir süredir tartışılan ademimerkeziyet
fikrinin yer bulması için, ülkenin daha iyi yönetilebilmesi için, böyle bir
düzenleme yapılmıştır.” Eğer, hakikaten böyle bir düzenleme yapılmış olsa idi,
tabii ki, canıgönülden destekleyecektik. Ancak, şu an görüyoruz ki, daha önceki
konuşmamda da altını çizdiğim ve detaylı bir şekilde anlattığım şekliyle,
yatırımları izleme koordinasyon başkanlığı gibi ne olduğu, yetkilerinin,
sorumluluklarının ve müdahale alanının ne kadar olduğu henüz tam olarak
anlaşılmayan ucube yeni ihdaslar ile, bırakınız merkezin yetkilerinin taşraya
devri, merkezin yetkilerinin ve müdahalelerinin daha da güçlendirildiği bir
tasarı ile karşı karşıyayız.
Yine, bu tasarı içerisinde,
4/6/1985 tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanunu’na göre verilen (A) Grubu maden
ruhsatı ile 3/6/2007 tarihli ve 5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal
Mineralli Sular Kanunu’na göre verilen jeotermal kaynaklar ve doğal mineralli
sular ruhsatına ilişkin yetki ve görevler ile 3213 sayılı Kanun’a göre, maden
üretim faaliyetleri ile bu faaliyetlere dayalı ruhsat sahasındaki tesisler için
iş yeri açma ve çalışma ruhsatına ilişkin yetki ve görevler “İl özel
idarelerinin tüzel kişiliğinin kaldırıldığı illerde valiliklerce yürütülür.”
düzenlemesi yapılıyor.
Değerli arkadaşlar, çok açık
ve net şekilde görüldüğü gibi, bir ilde gelir getirebilecek, ranta
dönüşebilecek, işte, burada da açıkça yazılıp, ifade edildiği gibi, jeotermal
kaynaklardan tutun bilumum madenlere kadar, bunların ruhsatlarının, işletme
şekillerinin ve yine, bunlarla ilgili izinlerin, müsaadelerin tamamı il
valiliğine veriliyor. Hâlbuki daha önce, yine, bu yetkilerin önemli bir kısmı
il özel idarelerindeydi; hiç olmazsa, en azından, yine, valiyle beraber hareket
eden seçilmiş kişiler vardı ancak bu düzenlemeyle o ilden seçilenlerin tamamı
devre dışı bırakılıyor. İl özel idaresi devre dışı bırakıldığı için, seçilmiş
insanlar tamamen ortadan kalkıyor, onların yerine oluşan büyükşehir belediye
meclisine de hiçbir yetki tanınmıyor.
Ben sayın bakanlara
soruyorum, şu an burada bulunan bütün bakanlara ve Sayın Komisyon Başkanımıza,
lütfen, bunun mantığını izah eder misiniz? Yani, bir şehirde, bir ilçede
seçilmiş insanlar… Örnek olarak Diyarbakır’ı verelim; mermer madenleri var,
kömür madenleri var. Bununla ilgili, neden seçilmişlere hiçbir yetki
vermiyorsunuz? Neden hiçbir şekilde bunları devreye sokmuyorsunuz? Neden hiçbir
şekilde bunların fikrini almıyorsunuz? Lütfen, bunun mantıklı bir cevabı varsa,
çıkın, burada izah edin. Ve yine aynı şekilde, mesela Diyarbakır’da Çermik
ilçesi var; kaplıca yatakları var, jeotermal, geniş imkânlar mümkün. Ki bugün
artık jeotermal kaynaklar sadece -eskiden olduğu gibi- bir kaplıca değil,
seralardan tutun, bilumum üretime kadar bu jeotermal kaynaklar kullanılıyor.
Yine, bunlarla ilgili hiçbir yetkiyi seçilmişlere vermiyorsunuz. Yani, eğer
bunda sadece bir rant anlayışı yoksa, Allah aşkına, başka ne var? Dolayısıyla
bu yeni yasadaki çarpıkları böyle her fırsat bulduğumuzda çıkıp anlatıyoruz.
Yine aynı şekilde, yerel
yönetimlere hiçbir şekilde yerel vergiler koyma veya teşvikler oluşturma imkânı
da verilmiyor. Bu da bu yasanın en büyük eksikliklerinden birisidir.
Eksiklikleri anlatmaya devam
edeceğiz.
Saygılar sunarım. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunacağım…
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) –
Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN – Yoklama talebi var,
yerine getireceğim.
Sayın Öztürk, Sayın
Kesimoğlu, Sayın Havutça, Sayın Güler, Sayın Acar, Sayın Özkan, Sayın Öğüt,
Sayın Akar, Sayın Öner, Sayın Yalçınkaya, Sayın Cengiz, Sayın Genç, Sayın Özel,
Sayın Ören, Sayın Ediboğlu, Sayın Karaahmetoğlu, Sayın Dudu, Sayın Kaleli,
Sayın Danışoğlu, Sayın Tayan.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklamaya
başlandı)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Koş
Ramazan, koş! Koş, koş, koş!
(Elektronik cihazla yoklamaya
devam edildi)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur
Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri
Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820,
2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
“Büyükşehir Belediyesi Kanunu
ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20
Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak’ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen’in; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu Raporu”nu ihtiva eden 338
sıra sayılı tasarının 20. maddesinde geçen “meclisin ilk toplantısında”
ibaresinin “en geç bir ay içinde yapılacak meclisin ilk toplantısında” olarak
değiştirilmesine arz ederiz.
Enver Erdem (Elâzığ) ve
arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor
mu?
İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM
ŞAHİN (Ordu) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz
isteyen Lütfü Türkkan, Kocaeli Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) –
Sayın Başkan, değerli üyeler; öncelikle bu Ramazan Can arkadaşımızın durumuna
çok üzülüyoruz, onu belirtmek istiyorum.
MUSTAFA BALOĞLU (Konya) – Sen
kendi durumuna üzül.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) –
Yani kulise milletvekilleri toplandıkça biz oradan bağırıyoruz: “Koş Ramazan,
koş, kulise koş.” Hani vardı ya ilkokulda hece pusulaları gibi. Yani buradaki
bu ciddiyeti muhafaza edin, oturun veyahut da gidip maç seyredin, evinizde
yatın. Ama ben sizin yerinizde olsam burada oturur, bu yasanın karşısına
dikilirim. Aslan gibi dikilirim. Biraz namus, biraz haysiyet, biraz onur, biraz
şeref varsa…
BAŞKAN – Sayın Türkkan,
lütfen… Sayın Türkkan…
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) – …bu
yasanın karşısına dikilirsiniz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler, sıra
kapaklarına vurmalar)
HALUK İPEK (Ankara) – Sayın
Başkan…
BAŞKAN – Sayın Türkkan,
lütfen…
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) –
Sözünü geri al!
MUZAFFER YURTTAŞ (Manisa) –
Sözünü geri al!
FATİH ŞAHİN (Ankara) – Ne
biçim konuşuyorsun? Sözünü geri al!
HİLMİ BİLGİN (Sivas) – Aynen
iade ediyorum!
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) – Bu
ihanet Sayın İçişleri Bakanına yakışmıyor.
BAŞKAN – Sayın Türkkan,
lütfen…
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) – Bu
ihanet Sayın Komisyon Başkanına yakışmıyor.
Biz her ikisini de çok millî
biliriz, bu memleketin bütünlüğüne inandığını biliriz.
BAŞKAN – Sayın Türkkan…
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) – Ama
onurla, haysiyetle, şerefle mücadele etmek onursuzlukla mücadele etmekten daha
zordur.
BAŞKAN – Sayın Türkkan,
yakışıyor mu bu sözler!
FATİH ŞAHİN (Ankara) –
Yaşından başından utan!
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) –
Sinirlenmeyin…
FATİH ŞAHİN (Ankara) –
Şerefsiz herif!
BAŞKAN – Sayın Türkkan,
lütfen, temiz bir dille konuşun.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) –
Sinirlenmeyin… Memleketin akıbetini düşünün.
FATİH ŞAHİN (Ankara) – Hayvan
herif!
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) – Haysiyetsiz de sensin, şerefsiz de sensin!
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) –
Hele sen hiç sinirlenme. Yeri belli olmayan hanım, yerini bul, ondan sonra
sinirlen! (AK PARTİ milletvekillerinin hatip kürsüsü önünde toplanmaları)
BAŞKAN – Sayın Türkkan,
lütfen, temiz bir dille konuşun.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) – Bu
işleri bırakın…. Bu işleri bırakın… Sahte kabadayılığı bırakın, efendi olun.
BAŞKAN – Sayın Türkkan,
lütfen, temiz bir dille konuşun.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) –
Efendi olun, efendi! Bu işleri bırakın. Sahte kabadayılığa gerek yok. Yürü…
Gerek yok…
BAŞKAN – Birleşime beş dakika
ara veriyorum.
Kapanma Saati: 22.10
ON BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 22.39
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Tanju ÖZCAN (Bolu), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 19'uncu Birleşiminin On
Birinci Oturumunu açıyorum.
338 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Sayın Türkkan...
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) –
Buyurun.
BAŞKAN – Sayın Türkkan, özür
dilemeniz için davet ediyorum.
Buyurun Sayın Türkkan.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) –
Bana yerimden söz verir misiniz? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
FATİH ŞAHİN (Ankara) – Hayır,
buradan, kürsüden!
BAŞKAN – Bir saniye sayın
milletvekilleri, lütfen…
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Sayın Başkanım, yani bundan sonraki olayların selameti açısından, arkadaşımız…
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Bir
dakika… Açın, kürsüye geliyorum.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sen
bizi dinlemeden gidersen nasıl olacak Lütfü?
BAŞKAN – Buyurun.
VIII.- AÇIKLAMALAR (Devam)
11.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, hiç kimsenin şahsıyla
alakalı ve hakaret amacı olan bir söylemi olmadığına ilişkin açıklaması
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) –
Sayın Başkan, değerli üyeler; bir kere, öncelikle hiç kimsenin şahsıyla
alakalı, hakaret amacı isnat eden bir söylemim olmadı. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler) İki şık var: Bakın, ya beni dinleyeceksiniz veyahut da yüreğiniz
yetiyorsa gelip konuşacaksınız. Bu kadar net. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
MUHYETTİN AKSAK (Erzurum) –
Ne konuşuyorsun!
FATİH ŞAHİN (Ankara) – Tüh
senin suratına! Tüh senin suratına!
ENVER ERDEM (Elâzığ) - Bunun
için mi çağırdınız?
FATİH ŞAHİN (Ankara) -
Delikanlıysan, erkeksen, adamsan gel dışarıda söyle!
BAŞKAN – Sayın Milletvekili,
lütfen…
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) –
Babanı göndereceksin, sen değil. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Daha
ne dedi de, ne dedi de bağırıyorsunuz? Daha ne dedi ki ya, bir dinleyin. Daha
bir şey demedi.
FATİH ŞAHİN (Ankara) –
Yaşından başından utan!
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) –
Babanı göndereceksin!
NUREDDİN NEBATİ (İstanbul) –
Yakışmıyor size, yakışmıyor!
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Daha
ne dedi? Bir şey demedi ki! Söylediğini bir dinleyin ya! Dinlemiyorsunuz ki!
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, lütfen… Sayın Türkkan’ı özür dilemek için davet ettik.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Tamam Lütfü Bey…
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) –
Sayın Başkan, ya susturacaksınız veya yerime oturacağım. İki tane şık var.
Böyle bir şey olur mu!
İSMAİL AYDIN (Bursa) –
Oturursan otur be!
BAŞKAN – Sayın Türkkan,
lütfen oturun, yerinizden…
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) – Ben
bir daha ifade ediyorum: Kimsenin şahsıyla alakalı olarak hakaret içeren
sözlerin hedefi kastetmiş değilim.
İSMAİL AYDIN (Bursa) – Otur!
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) –
Bitirsin de ondan sonra konuşun ya!
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) –
Benim söylemek istediğim şu, aynen tekrarlıyorum: Bu yasa Milliyetçi Hareket
Partisinin onuru, şerefi, haysiyeti kadar önem verdiği bir yasadır. Anayasa’nın
81’inci maddesinde… (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, sözü bitsin, lütfen…
MUZAFFER YURTTAŞ (Manisa) –
Söyledin…Kıvırma!
FATİH ŞAHİN (Ankara) –
Kıvırma!
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) –
Anayasa’nın 81’inci maddesinde…
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, sözü bitsin. Lütfen…
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) –
Bak, ben size bir şey söyleyeyim mi? Ben idamla yargılandığım yasada kıvırmadan
dik durmuş adamım. Burada değil, idamla yargılandığım celsede dik durmuş bir
adamım. Bu ne ya? Bu ne?
FATİH ŞAHİN (Ankara) –
Yakışıyor, yakışıyor sana, kıvır!
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) – Ne
kıvırması? Neden bahsediyorsunuz siz?
FATİH ŞAHİN (Ankara) – Çevir,
çevir! (MHP sıralarından “El hareketi yapma.” sesleri)
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Adam
daha bir şey demedi ki! Kavga mı etmek istiyorsunuz?
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – El
hareketi niye yapıyorsun?
BAŞKAN – Birleşime on dakika
ara veriyorum.
Kapanma Saati: 22.42
ON İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 22.54
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Tanju ÖZCAN (Bolu), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 19'uncu Birleşiminin On İkinci
Oturumunu açıyorum.
338 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
XII.- DİSİPLİN CEZASI İŞLEMLERİ
1.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’a, sarf ettiği kaba ve
yaralayıcı sözlerden dolayı İç Tüzük’ün 160 ve 163’üncü maddeleri uyarınca
kınama cezası verilmesi
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Kocaeli Milletvekili Sayın Lütfü Türkkan’ın sözleri kınama
cezasını gerektiren bir fiildir. Bu nedenle, Kocaeli Milletvekili Sayın Lütfü
Türkkan’a İç Tüzük’ün 160 ve 163’üncü maddeleri uyarınca kınama cezası
verilmesini teklif ediyorum. Ancak, istenirse on dakika, kendisinin veya bir
arkadaşının savunma yapabilme hakkı var.
Oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. [MHP sıralarından alkışlar(!)]
Önerge üzerindeki…
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) –
Sayın Başkan…
BAŞKAN – Yerinize oturun,
yerinizden vereyim…
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) –
Sataşmadan söz istiyorum Sayın Başkan. Bir de sataşma var, bir de hakaret var.
Kapattığınız zaman, ona cevap vermemiz gerekir.
BAŞKAN – Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Mehmet Metiner kürsüye
saldırdı, kınamaya oy vermediniz.
VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
2.- Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin, Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın AK PARTİ Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilli arkadaşlarım; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Arkadaşlar, eğer birisi size
hakaret ederse o kişinin, o insanın, hakaret edenin kişiliğine bakmak
gerekiyor. Eğer…
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Ne
demek bu?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) –
Şimdi söyleyeceğim.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Bu
da kınama gerektiriyor Sayın Başkan.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) –
Bak, ben hiç kimseye hakaret etmeyeceğim.
Sadece, kanaatimi, düşüncemi
paylaşacağım.
Eğer size hakaret edildiğini
düşünüyorsanız, hakaret edenin kişiliğine bakacaksınız. Eğer hakaret edenin
kişilik, şahsiyet konusunda, şeref konusunda yeterli olmadığını düşünüyorsanız
ciddiye almayın hakareti. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALİM IŞIK (Kütahya) – Sayın
Başkan, bu ne biçim konuşma?
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) – Bu
ne biçim iş Başkan?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) –
Hakareti önemsemeyin ve AK PARTİ Grubu olarak da, Grubumuza yapılan hakareti AK
PARTİ’ye verilen oyların sayısı kadar iade ediyoruz.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Sayın Başkan…
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Misliyle
biz de sana iade ediyoruz.
ENVER ERDEM (Elazığ)-
Yazıklar olsun! Grup Başkan Vekilisin…
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Hiç
olacak şey mi şimdi bu?
BAŞKAN – Evet, Sayın Şandır,
buyurun.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Şimdi, Sayın Başkan, Nurettin Bey söyleyeceğini söyledi. Ben de Grubum adına
diyorum.
BAŞKAN – Buyurun.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Buradan söylüyorum, Grubum adına söylüyorum. Bu olaylarda, Grubum mensubu
milletvekillerine karşı gruptan söylenen tüm sözleri de arkadaşlarına misliyle
iade ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
AHMET AYDIN (Adıyaman) –
Gruba değil, şahsa söyledi.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) –
Kimseye hakaret etmedim, sadece yapılan hakareti iade ettim. Hiç kimseye
hakaret etmedim, başka bir şey yapmadım.
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, lütfen…
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Yakışıyor mu bunlar sana! Aynısını sen
söyledin şimdi!
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Tenezzül bile etmem oraya çıkıp konuşmaya.
(AK PARTİ ve MHP sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN – Evet, Sayın
milletvekilleri…
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Değerli arkadaşlar, bir yanlışı yanlışla cevaplandırmanın anlamı yok.
BAŞKAN – Sayın Şandır… Sayın
Şandır…
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Yanlışsa yanlıştır, onu kınarım ama kalkıp benim grubuma hakaret etmeye de
kimsenin hakkı yok. Böyle bir şey yok!
BAŞKAN – Sayın Şandır… Sayın
Şandır…
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) – Kendi grubunuza sahip çıkın!
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) –
Kimseye hakaret etmedim.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) -
Nurettin Canikli’ye de kınama cezası verin, yok böyle bir şey!
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Böyle şey olur mu? Siz de bir sürü hakaret ettiniz, biz de size iade ediyoruz.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) –
Ben kimseye hakaret etmedim.
BAŞKAN – Sayın Canikli… Sayın
Canikli…
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bir
şey demiyoruz, kim ne söylediyse aynısını söylüyoruz.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Ben
kulaklarımla duydum arkadaşlarınızın söylediği sözleri.
MEHMET GÜNAL (Antalya) –
Videodan seyret, videodan seyret, akşam git de seyret bir!
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Sayın Başkan, arkadaşların söylediği sözleri ben kulaklarımla duydum.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) –
Tutanakları istiyoruz Sayın Başkan, tutanakları istiyoruz.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) –
Hakaret etmedim…
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Sen
de onu kına o zaman, onu kına.
BAŞKAN – Sayın Şandır…
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) –
Ben kimseye hakaret etmedim.
MEHMET GÜNAL (Antalya) -
Duymaktan utandık, utandık.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Arkadaşların bizatihi çok galiz küfürler ettiler.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) –
Hiçbirini tasvip etmiyoruz, hiçbirini tasvip etmiyoruz.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) – Bana “namussuz” diyen herkese en ağır lafları söylerim ben! (AK
PARTİ sıralarından alkışlar, MHP sıralarından gürültüler)
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sana
kimse “namussuz” demiyor. Hanımefendi, senin namusun…
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Sana
kimse bir şey demiyor.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) - Haddinizi bileceksiniz!
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Hiç
kimsenin şerefiyle kimse oynayamaz!
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 22.59
ON ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 23.08
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Tanju ÖZCAN (Bolu), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 19'uncu Birleşiminin On Üçüncü
Oturumunu açıyorum.
338 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan…
BAŞKAN – Evet, Sayın Vural,
buyurun.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan, biraz önce bir işlem yaptınız. Tutanaklar elinizde. Bu tutanaklarda yer
alan “şerefsiz” ifadesini kullanan, “hayvan herif” ifadesini kullanan, “Haysiyetsiz
de sensin, şerefsiz de sensin.” ifadesini kullanan milletvekillerinin (AK PARTİ
sıralarından “Çok doğru.” sesi) isimlerini tutanaklardan okumak suretiyle,
işlem yapmaya davet ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
SADİR DURMAZ (Yozgat) – Onlara
da aynı şekilde!
OKTAY VURAL (İzmir) – Evet,
aynı şekilde, aynen de iade ediyoruz.
YUSUF BAŞER (Yozgat) – Tahrik
var orada, tahrik!
OKTAY VURAL (İzmir) – Özür
dilesinler.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın
Başkan…
BAŞKAN – Evet, sayın
milletvekilleri, Sayın Lütfü Türkkan’ın konuşmasından itibaren tutanakları
okuyorum:
“Lütfü Türkkan – Sayın
Başkan, değerli üyeler; öncelikle bu Ramazan Can arkadaşımızın durumuna çok
üzülüyoruz, onu belirtmek istiyorum.”
İZZET ÇETİN (Ankara) – Yavaş
yavaş Başkanım.
“Mustafa Baloğlu – Sen kendi
durumuna üzül.
Lütfü Türkkan – Yani kulise
milletvekilleri toplandıkça biz oradan bağırıyoruz: ‘Koş Ramazan koş, kulise
koş.’”
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) –
Anlaşılmıyor Sayın Başkan, anlaşılmıyor, sen kendi kendine okuyorsun!
BAŞKAN – “Hani vardı ya
ilkokulda hece pusulaları gibi. Yani buradaki bu ciddiyeti muhafaza edin,
oturun veyahut da gidip maç seyredin, evinizde yatın. Ama ben sizin yerinizde
olsam burada oturur, bu yasanın karşısına dikilirim, aslan gibi dikilirim.
Biraz namus, biraz haysiyet, biraz onur, biraz şeref varsa…
Başkan – Sayın Türkkan,
lütfen… Sayın Türkkan…
Lütfü Türkkan – …bu yasanın karşısına dikilirsiniz. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
Haluk İpek – Sayın Başkan…
Başkan – Sayın Türkkan,
lütfen…
Nurettin Canikli – Sözünü geri al!
Muzaffer Yurttaş – Sözünü geri al!
Fatih Şahin – Ne biçim konuşuyorsun? Sözünü geri al!
Hilmi Bilgin – Aynen iade ediyorum!
Lütfü Türkkan – Bu ihanet Sayın İçişleri Bakanına
yakışmıyor.
Başkan – Sayın Türkkan,
lütfen…
Lütfü Türkkan – Bu ihanet Sayın Komisyon Başkanına
yakışmıyor.
Biz her ikisini de millî
biliriz, bu memleketin bütünlüğüne inandığını biliriz.
Başkan – Sayın Türkkan…
Lütfü Türkkan - Ama onurla, haysiyetle, şerefle mücadele
etmek onursuzlukla mücadele etmekten daha zordur.”
Bundan sonraki oturum:
“Başkan – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 19'uncu Birleşimini açıyorum
ve 338 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Sayın Türkkan, buyurun.
Başkan – Sayın Türkkan, özür
dilemeniz için davet ediyorum.
Buyurun Sayın Türkkan.”
OKTAY VURAL (İzmir) – Hayır,
efendim. Öyle değil. Tutanağı eksik okuyorsunuz. Tutanaklar burada.
Sayın Başkan…
BAŞKAN – Bir saniye… Eksiklik
varsa tamamlarız Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) – Hayır
efendim, olmaz.
BAŞKAN –Hayır…Yeni bir
saniye…
OKTAY VURAL (İzmir) – Bakın,
bu ifadeden “onursuzlukla…”
BAŞKAN –Sayfa var, tamam,
okuruz yani. Bir dakika…
MEHMET GÜNAL (Antalya) –
Hızlı geçiyorsunuz.
BAŞKAN – Bana verilen
sayfaları okudum Sayın Vural.Oturun...
OKTAY VURAL (İzmir) – Yanlış
vermişler.
BAŞKAN – “Başkan – Sayın
Türkkan, yakışıyor mu bu sözler?
Fatih Şahin – Yaşından, başından utan.
Lütfü Türkkan – Sinirlenmeyin.
Fatih Şahin – Şerefsiz herif!
Başkan – Sayın Türkkan,
lütfen, temiz bir dille konuşun.
Lütfü Türkkan – Sinirlenmeyin… Memleketin akıbetini
düşünün.
Fatih Şahin – Hayvan herif!
Ayşe Nur Bahçekapılı – Haysiyetsiz de sensin, şerefsiz de sensin!
Lütfü Türkkan – Hele sen hiç
sinirlenme. Yeri belli olmayan hanım, yerini bul, ondan sonra sinirlen!
Başkan – Sayın Türkkan,
lütfen, temiz bir dille konuşun.
Lütfü Türkkan – Bu işleri
bırakın…. Bu işleri bırakın… Sahte kabadayılığı bırakın, efendi olun.
Başkan – Sayın Türkkan,
lütfen, temiz bir dille konuşun.
Lütfü Türkkan – Efendi olun,
efendi! Bu işleri bırakın. Sahte kabadayılığa gerek yok.
Başkan – Birleşime beş dakika
ara veriyorum.”
Evet, ondan sonraki diğer
oturum.
“Lütfü Türkkan Buyurun.
Başkan – Sayın Türkkan, özür
dilemeniz için davet ediyorum.
Buyurun Sayın Türkkan.
Lütfü Türkkan – Bana yerimden
söz verir misiniz? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Fatih Şahin – Hayır, buradan, kürsüden!
Başkan – Bir saniye sayın
milletvekilleri, lütfen…
Mehmet Şandır – Sayın
Başkanım, yani bundan sonraki olayların selameti açısından arkadaşımız…
Lütfü Türkkan – Bir dakika,
açın, kürsüye geliyorum.
Mehmet Şandır – Bizi
dinlemeden gidersen nasıl olur?
Lütfü Türkkan – Sayın Başkan,
değerli üyeler; bir kere, öncelikle hiç kimsenin şahsıyla alakalı, hakaret
amacı isnat eden bir söylemim olmadı. İki şık var: Bakın, ya beni
dinleyeceksiniz veyahut yüreğiniz
yetiyorsa gelip konuşacaksınız. Bu kadar net. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
Fatih Şahin – “Tüh senin
suratına! Tüh senin suratına! Delikanlıysan erkeksen, adamsan gel dışarıda
söyle!
Lütfü Türkkan - Babanı
göndereceksin, sen değil!
Mehmet Günal – Daha ne dedi, ne dedi de bağırıyorsun? Daha
ne dedi ki!
Fatih Şahin – Yaşından
başından utan!
Lütfü Türkkan – Babanı
gönder!
Nureddin Nebati –
Yakışmıyor size, yakışmıyor!
Başkan – Sayın
milletvekilleri, lütfen… Sayın Türkkan’ı özür dilemek için davet ettik.
Lütfü Türkkan – Sayın Başkan,
ya susturacaksınız veya yerime oturacağım. İki tane şık var. Böyle bir şey olur
mu!
İsmail Aydın – Oturursan otur be!
Başkan – Sayın Türkan, lütfen
oturun, yerinizden…
Lütfü Türkkan – Ben bir daha ifade ediyorum kimsenin
şahsıyla alakalı olarak hakaret içeren sözlerin hedefi kast etmiş değilim.
Benim söylemek istediğim şu, aynen tekrarlıyorum: Bu yasa Milliyetçi Hareket
Partisinin, onuru, şerefi, haysiyeti kadar önem verdiği bir yasadır.
Anayasa’nın 81’inci maddesinde… (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Başkan - Sayın
milletvekilleri sözü bitsin lütfen.
Muzaffer Yurttaş – Söyledin…
Kıvırma!
Lütfü Türkkan –
Bak, ben size bir şey söyleyeyim mi? Ben idamla yargılandığım yasada kıvırmadan
dik durmuş adamım. Burada değil, idamla yargılandığım celsede dik durmuş bir
adamım. Bu ne ya? Bu ne?
Fatih Şahin –
Yakışıyor, yakışıyor sana, kıvır!
Lütfü Türkan – Ne kıvırması?
Neden bahsediyorsun?
Fatih Şahin – Çevir, çevir...
(MHP sıralarından “El hareketi yapma.” sesleri)
Seyfettin Yılmaz – El
hareketi niye yapıyorsunuz?
Başkan –
Birleşime on dakika ara veriyorum.”
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan…
FATİH ŞAHİN (Ankara) –
Sözlerimle ilgili olarak…
ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın
Başkan…
BAŞKAN – Bir saniye Sayın
Altay, lütfen, şu işlemi bir tamamlayalım.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Ben de
ona yardımcı olmak için elimi kaldırdım Sayın Başkan. En önce de ben kaldırdım
Sayın Başkanım.
FATİH ŞAHİN (Ankara) – Sayın
Başkan, sözlerimle ilgili olarak açıklamada bulunmak istiyorum.
BAŞKAN – Bir saniye, Sayın
Altay bir söz istedi.
Buyurun.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Şimdi,
Sayın Başkan, ortam son derece gergin. Esasen, siz bugün İç Tüzük 64, 67 ve
68’i de çok açık, aleni ihlal ettiniz. Hem ortamın yumuşaması amacıyla hem de
bu açık İç Tüzük ihlalinizin 63’üncü maddeye göre tartışılması için ben usul
talep ediyorum.
BAŞKAN – Bir saniye… Şu
konuları halledelim, ondan sonra Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (Sinop) –
Halledemezsiniz siz beni konuşturmadan da, onu diyorum.
BAŞKAN – Siz mi
halledeceksiniz yani? Lütfen.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan…
BAŞKAN – Buyurun Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan, ben tutanakları okumanızı istedim.
BAŞKAN – Okudum.
OKTAY VURAL (İzmir) – Ama,
siz Sayın Lütfü Türkkan’ı kürsüye çağırdınız.
BAŞKAN – Evet.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Konuşmasına devam ediyor. Siz, Başkan olarak “Sayın milletvekilleri, sözü
bitsin.” dediniz, “Lütfen...” dediniz. Ondan sonra tartışmalar, “Birleşime on
dakika ara veriyorum.” dediniz. Kalktınız, kınama cezası verdiniz. Yani sözünü
bitirmemiş… Yani bu kınama cezasını vermeniz, sizin…
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) –
Savunma için çağırdı ya.
OKTAY VURAL (İzmir) –
…sözcünün bu konudaki sözlerini bitirmemesine rağmen vermiş olmanız kasıtlı
olduğunuzu da ortaya koyuyor.
BAŞKAN – Yok, kasıtlı falan
değil Sayın Vural, lütfen…
Şimdi, burada sözleri…
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Meclisi yönetemiyorsun be!
OKTAY VURAL (İzmir) – Şimdi,
sizden ricam, bu ifadeleri kullananları, kullandıkları ifadelerden dolayı özür
dilemesi…
BAŞKAN – Tamam, çağıracağım,
her ikisine de çağıracağım.
OKTAY VURAL (İzmir) - Açıkça
bir şekilde özür dilemeye ve kaba, yaralayıcı söz…
BAŞKAN – Evet, Sayın Şahin,
özür dilemeniz için davet ediyorum, buyurun.
FATİH ŞAHİN (Ankara) –
Açıklamada bulunacağım efendim.
BAŞKAN – Hayır, özür
dileyeceksiniz, yoksa gereğini yapacağım.
Buyurun.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) – O
“Açıklama.” diyor efendim.
BAŞKAN - Açıklama değil Sayın
Şahin, özür dileyecekseniz, buyurun.
OKTAY VURAL (İzmir) – Kimin
hakaret ettiği ortaya çıktı milletvekilleri.
VIII.- AÇIKLAMALAR (Devam)
12.- Ankara Milletvekili Fatih Şahin’in, sarf ettiği bazı ifadelerle
ilgili olarak sözlerinin arkasında olduğuna ve özür dilemesi gerekmediğine
ilişkin açıklaması
FATİH ŞAHİN (Ankara) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hukukun çok temel bir kaidesi vardır. Haksız
bir tutum, davranış veya eyleme kendi haksız tutum, davranış veya eylemiyle
sebebiyet verenler bunun sonucuna katlanmak zorundadır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Bu bir hukuka uygunluk nedenidir, hukukun da en temel kaidesidir.
Eğer bir kişi haksız bir eyleme kendi haksız eylemi nedeniyle sebebiyet
vermişse, bunun tüm sonuçlarına katlanmak zorundadır. (MHP sıralarından
gürültüler)
SİNAN OĞAN (Iğdır) – Açıklama
mı yapıyor, özür mü diliyor Sayın Başkan?
OKTAY VURAL (İzmir) – Benim
kınama isteğim vardı Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Şahin…
FATİH ŞAHİN (Devamla) – Benim
sözlerim tamamen hukuka uygun ifadelerdir, sonuna kadar da arkasındayım bu
ifadelerin.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan, aynen iade ediyoruz!
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) – Sana
iade ediyoruz!
FATİH ŞAHİN (Devamla) -
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MEHMET GÜNAL (Antalya) –
Nasıl bir şey bu, nasıl rezillik! Ona da kınama isteyin o zaman!
BAŞKAN – Bir dakika
vereceğim, siz oturun.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) –
Sayın Başkan, ben onu kınamıyorum, sizi!
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Ona
da kınama isteyin!
Hayret bir şey ya! Böyle bir
şey var mı ya? Böyle bir şey var mı? Bizimkini kime sordun da ya! Buraya
isterken kime sordun?
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) –
Birleşimi kapattığında “O… çocuğu!” dedi o Fatih efendi, onun da sonuçlarına
katlanacak o.
Sen onun da sonuçlarına
katlanacaksın! Sen göreceksin…
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Sen
kahraman olursun yakında Fatih, merak etme! (AK PARTİ ve MHP sıralarından
gürültüler)
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Onun
da sonuçlarına katlanacaksın! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
SALİH KOCA (Eskişehir) – Gel!
Gel de yap!
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) –
Konuşmayın be! Konuşmayın! Sizin gibi neler gördük biz, konuşmayın!
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Sayın
Başkan…
XII.- DİSİPLİN CEZASI İŞLEMLERİ (Devam)
2.- Ankara Milletvekili Fatih Şahin’e Meclisten geçici çıkarma cezası
verilmesi, yapılan oylama sonucu kabul edilmedi
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Ankara Milletvekili Sayın Fatih Şahin’in…
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Siz kimle
dans ettiğinizi bilmiyorsunuz, oturun yerinize!
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Sayın
Başkan…
BAŞKAN – Bir saniye…
…sözleri kınama cezasını
gerektiren bir fiildir. Bu nedenle Ankara Milletvekili Fatih Şahin’in…
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan, kınama cezasının ötesinde. (AK PARTİ sıralarından “Haydi be!” sesleri)
BAŞKAN – Kınama değil
efendim. Bir saniye… Düzeltiyorum sözlerimi, bir saniye…
Fatih Şahin’in sözleri
Meclisten çıkarma cezasını gerektiren bir fiildir.
OKTAY VURAL (İzmir) – Evet.
BAŞKAN - Bu nedenle Ankara
Milletvekili Fatih Şahin’in İç Tüzük’ün 162’nci ve 163’üncü maddeleri uyarınca
Meclisten çıkarma cezasını teklif ediyorum: Kabul edenler…
MEHMET GÜNAL (Antalya) -
Bakalım etmeyenler ne kadar.
BAŞKAN – Yalnız, savunmasını
almak durumundayım.
Sayın Şahin, savunma yapacak
mısınız? Sayın Şahin, savunma yapacak mısınız? Yapmıyor musunuz savunma Sayın
Şahin?
FATİH ŞAHİN (Ankara) – Gerek
görmüyorum savunmayı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Evet, Ankara
Milletvekili Sayın Fatih Şahin’in sözleri Meclisten çıkarma cezasını gerektiren
bir fiildir. Bu nedenle Ankara Milletvekili Sayın Fatih Şahin’in üç birleşim
Meclisten çıkarma cezasını İç Tüzük’ün 162 ve 163’üncü maddeleri gereğince
teklif ediyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir. [MHP
sıralarından “Bravo!” sesleri, alkışlar (!)]
OKTAY VURAL (İzmir) – Şeref
ve haysiyet yoksunları!
MEHMET GÜNAL (Antalya) –
Helal olsun! Bravo!
ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın
Başkan… Sayın Başkan…
MEHMET GÜNAL (Antalya) –
Aklandın mı şimdi! Aklandın mı!
ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın
Başkan, ben talebimi…
BAŞKAN – Evet, Sayın Yurttaş…
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan…
BAŞKAN – Muzaffer Yurttaş
var, bir dakika… Bir saniye…
MEHMET GÜNAL (Antalya) –
Helal olsun be, helal olsun!
BAŞKAN - Sayın Yurttaş, “Kıvırma”
sözünüzden dolayı özür dilemeniz için davet ediyorum, buyurun.
MUZAFFER YURTTAŞ (Manisa) –
Sayın Başkan…
BAŞKAN – Sayın Yurttaş,
sözleriniz burada, söyledin… “Kıvırma.” Okudum biraz önce tutanaklardan. Bu
sözden dolayı özür dilemeniz için davet ediyorum, buyurun.
VIII.- AÇIKLAMALAR (Devam)
13.- Manisa Milletvekili Muzaffer Yurttaş’ın, sarf ettiği bir
ifadesinden dolayı özür dilediğine ilişkin açıklaması
MUZAFFER YURTTAŞ (Manisa) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önce, bu Meclise, bu şerefli Meclise
“şerefsiz” deyip sonradan bu sözlerini tevil etmeye çalıştığından dolayı ben
“Kıvırma.” diye söyledim. Meclise karşı bu davranışımdan dolayı bir hata
olmuşsa Meclisten özür diliyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar) Ama bir
sözün kesinlikle…
HASAN ÖREN (Manisa) - “Ama”sı
yok yani tamam, alkışladık artık.
MUZAFFER YURTTAŞ (Devamla) -
Özür diliyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın
Başkan…
BAŞKAN - Evet Sayın Altay,
buyurun.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan, Sayın Ayşe Nur Bahçekapılı…
ENGİN ALTAY (Sinop) – “Sayın
Altay” dediniz siz. Allah Allah!
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) – Ya,
sen kendi adamına hiçbir şey söylemiyorsun. Ayıp ya! Önce kendi adamın için çık
bir özür dile!
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) –
Kimden özür dileyecek?
BAŞKAN – Evet, Sayın
Bahçekapılı… (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
“Haysiyetsiz de sensin,
şerefsiz de sensin…”
14.- İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı’nın, sarf ettiği bazı
ifadelerle ilgili olarak sözlerinin arkasında olduğuna ve özür dilemesi
gerekmediğine ilişkin açıklaması
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ismini söylemek istemediğim
bir kişi, tutanaklardan da okuduğunuz gibi, hakkımda bazı şeyler söylemiş,
tutanaklarda yazıyor. Bunlara asla cevap vermeyeceğim, çünkü önem verdiğim
insanların sözlerine cevap vermeyi ilke olarak kabul ederim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Bu bir.
İkincisi: Bu Meclis içinde
özellikle AK PARTİ, özellikle Cumhuriyet Halk Partisi, özellikle Milliyetçi
Hareket Partisi ve özellikle Barış ve Demokrasi Partisinin herhangi bir üyesi
için bu sözleri sarf eden kişiye aynen cevap vereceğim. Asla özür dilemiyorum!
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
XII.- DİSİPLİN CEZASI İŞLEMLERİ (Devam)
3.- İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı’ya kınama cezası
verilmesi, yapılan oylama sonucu kabul edilmedi
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, İstanbul Milletvekilli Sayın Ayşe Nur Bahçekapılı’nın sözleri
kınama cezasını gerektiren bir fiildir. Bu nedenle İstanbul Milletvekili Sayın
Ayşe Nur Bahçekapılı’ya İç Tüzük’ün 160 ve 163’üncü maddeleri uyarınca kınama
cezası verilmesini teklif ediyorum.
Savunma yapacak mısınız Sayın
Bahçekapılı?
MEHMET GÜNAL (Antalya) –
“Yapmıyorum.” dedi ya, daha ne istiyorsunuz?
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) – Hayır, asla yapmayacağım! (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmemiştir. [AK PARTİ sıralarından alkışlar; MHP
sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar (!)]
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) –
Sırada kim var?
OKTAY VURAL (İzmir) – Bravo!
MEHMET GÜNAL (Antalya) –
Bravo! İşte AKP’nin yüzü bu! AKP’nin adaleti bu işte! Parmaklarla aklayın
hepsini! Parmaklarla aklayın hepsini, helal olsun!
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Bu
küfürlere sahip çıkmakla yazık ettiniz!
MEHMET GÜNAL (Antalya) –
Ortak oldunuz, ortak.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan…
BAŞKAN – Buyurun Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan, biz de Türkiye Büyük Millet Meclisine yakışmayan bu ifadeleri kullanan,
millete, milletin vekiline hakaret edenlerin bu hakaretlerini katlıyoruz,
misliyle iade ediyoruz kendilerine! Misliyle iade ediyoruz, misliyle! Misliyle
iade ediyoruz! Ayşenur Hanım’a da iade ediyoruz! (AK PARTİ sıralarından sıra
kapaklarına vurmalar, “Yuh!” sesleri, gürültüler)
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) – Yuh
sana, yuh!
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) – Adımı ağzına alma! Siz benim şerefimin emanetçisi misiniz?
OKTAY VURAL (İzmir) – Aynen
iadeli taahhütle! Aynen! Aynen! Yüzünüze yakıştı, yapıştı! Üç nokta gibi
yapıştı! Bu ifadeler artık sizin yakanızda beraber, birlikte dolaştığınız
ifadeler!
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri…
ENGİN ALTAY (Sinop) - Sayın
Başkan, benim meramımı dinlemek zorundasınız.
BAŞKAN – Birleşime beş dakika
ara veriyorum.
Kapanma Saati: 23.26
ON DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 23.32
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Tanju ÖZCAN (Bolu), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 19'uncu Birleşiminin On
Dördüncü Oturumunu açıyorum.
338 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur
Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri
Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820,
2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
5’inci sırada yer alan,
Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile Avrupa Birliği
Uyum Komisyonu, Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporlarının
görüşmelerine başlayacağız.
5.- Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile
Avrupa Birliği Uyum Komisyonu, Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu
Raporları (1/488) (S. Sayısı: 240)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Başkanım, komisyon olmadığı için değil, olaylardan dolayı oturumu kapatmanız
lazım. İç Tüzük bunu amirdir.
BAŞKAN – 6’ıncı sırada yer
alan Türkiye Cumhuriyeti ile Lübnan Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret Alanı
Tesis Eden Ortaklık Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.
6.- Türkiye Cumhuriyeti ile Lübnan Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret
Alanı Tesis Eden Ortaklık Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/562) (S. Sayısı: 196)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Alınan karar gereğince,
Başkanlığın Genel Kurula sunuşlarını görüşmek için, 10 Kasım 2012 Cumartesi
günü saat 14.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.