DÖNEM: 24 YASAMA
YILI: 3
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
CİLT : 5
18’inci Birleşim
8 Kasım 2012 Perşembe
(TBMM Tutanak
Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve
kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar
tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına
uygun olarak yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L E R
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- İstanbul
Milletvekili Türkan Dağoğlu’nun, Lösemili Çocuklar Haftası’na ilişkin gündem
dışı konuşması
2.- İzmir
Milletvekili Mehmet Ali Susam’ın, eğitim uygulama okulu ve iş eğitim
merkezlerinin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Malatya
Milletvekili Öznur Çalık’ın, Malatya ve yatırımlarına ilişkin gündem dışı
konuşması
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- BDP Grubu
adına Grup Başkanvekili Pervin Buldan'ın, Kürt sorununun çözüm yöntemlerinin
tespiti için birçok ülkede uygulanan demokratik özerklik modellerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/397)
2.- Elâzığ
Milletvekili Enver Erdem ve 20 milletvekilinin, Doğu Anadolu Fay Hattı üzerinde
bulunan Elâzığ ilindeki deprem riskinin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/398)
3.-
Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz ve 21 milletvekilinin,
Afyonkarahisar-Kocatepe'nin sorunlarının, geçmişinin, bugününün ve geleceğinin,
tarihimizdeki önemine yakışır bir hâle getirilmesi için yapılması gereken yasal
düzenlemelerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/399)
B) Önergeler
1.- MHP Grubu
adına Grup Başkan Vekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, 338 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 8’inci
maddesinde MHP Grubuna mensup milletvekillerince verilen önerge işlemlerinin
kapalı oturumda görüşülmesine ilişkin önergesi
2.- Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ve 20
arkadaşının, 338 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 9’uncu maddesinde CHP Grubuna
mensup milletvekillerince verilen önerge işlemlerinin kapalı oturumda
görüşülmesine ilişkin önergesi
VI.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- BDP Grubunun,
2/11/2012 tarihinde, Iğdır Milletvekili Grup Başkan Vekili Pervin Buldan’ın
cezaevlerinde 12/9/2012 tarihinde başlayan ve iki siyasi talebi içeren süresiz
dönüşümsüz açlık grevi, sağlık ve ekonomik durumlarının araştırılması amacıyla
vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 8/11/2012
günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına
ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
2.- MHP Grubunun,
2/11/2012 tarih ve 6553 sayı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan, ülkemizde yabancı, gerçek ve tüzel kişilere yapılan taşınmaz
satışları hakkındaki genel görüşme önergesinin, Genel Kurulun 8/11/2012 günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
3.- CHP Grubunun,
muhtarların sosyal ve ekonomik sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla verdiği (10/26) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergesinin ön görüşmesinin, Genel Kurulun 8/11/2012 Perşembe
günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Bingöl
Milletvekili İdris Baluken’in, Bursa Milletvekili
Hüseyin Şahin’in Barış ve Demokrasi Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı,
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer
Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı:
156)
2.- Devlet Sırrı
Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları
(1/484) (S. Sayısı: 287)
3.- Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu
Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/601) (S. Sayısı: 239)
4.- Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli Ağbaba
ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın
Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur
Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri
Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820,
2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338)
IX.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- 338 sıra
sayılı Kanun Tasarısı’na yeni madde ihdasına dair verilen önergeye ekli
listelerin okunmamasının İç Tüzük’ün 87’nci maddesine
uygun olup olmadığı hakkında
2.- 338 sıra
sayılı Kanun Tasarısı’nın 3’üncü maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğu
gerekçesiyle görüşülüp görüşülemeyeceği hakkında
3.- 338 sıra
sayılı Kanun Tasarısı’na yeni il ve ilçe kurulmasına ilişkin yeni madde
eklenmesini öngören önergelerin işleme alınmamasının İç Tüzük’e
uygun olup olmadığı hakkında
X.- KAPALI OTURUMLAR
ON BİRİNCİ ve ON
ÜÇÜNCÜ OTURUM
(Kapalıdır)
XI.- OYLAMALAR
1.- Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 4’üncü maddesinin oylaması
2.- Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 6’ncı
maddesinin oylaması
3.- Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 8’inci maddesinin oylaması
4.- Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 9’uncu
maddesinin oylaması
XII.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık'ın, Kütahya ili merkez ve ilçelerine yapılan spor
yatırımlarına ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı
(7/8611)
2.- Artvin
Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, 2012 yılında Artvin
ilindeki spor kulüplerine yapılan desteklere ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor
Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/8929)
3.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde
yaşanan elektrik kesintilerine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/9433)
4.- Mardin
Milletvekili Erol Dora’nın, Mardin’de yaşanan elektrik kesintilerine ilişkin
sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/9436)
5.- Diyarbakır
Milletvekili Nursel Aydoğan’ın, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin enerji ve
sulama kanalı sorunlarına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız’ın cevabı (7/10005)
6.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Şanlıurfa’da yaşanan elektrik
kesintilerine ve çiftçilerin mağduriyetine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/10006)
7.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Batman’da yaşanan elektrik
kesintilerine ve çiftçilerin mağduriyetine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/10007)
8.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Osmaniye’de yaşanan elektrik
kesintilerine ve çiftçilerin mağduriyetine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/10008)
9.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Şırnak’ta yaşanan elektrik
kesintilerine ve çiftçilerin mağduriyetine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı
(7/10011)
10.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Kilis’te yaşanan elektrik
kesintilerine ve çiftçilerin mağduriyetine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/10013)
11.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Mardin’de yaşanan elektrik
kesintilerine ve çiftçilerin mağduriyetine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/10015)
12.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, güneydoğu illerindeki spor
projelerine ve spor toto teşkilat reklam tabelalarına ilişkin sorusu ve Gençlik
ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/10026)
13.- Yalova
Milletvekili Muharrem İnce’nin, Bakanlık tarafından açılması planlanan yurt
dışı koordinasyon ofislerine ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat
Kılıç’ın cevabı (7/10027)
14.- Kocaeli
Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Londra Olimpiyat Oyunları’nda sporcularımızın
başarısızlığının nedenlerine ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat
Kılıç’ın cevabı (7/10028)
15.- Uşak
Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz’ın, il spor
merkezlerine kayıt yapılırken doldurulan formlara ilişkin sorusu ve Gençlik ve
Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/10029)
16.- Eskişehir
Milletvekili Kazım Kurt’un, spor salonları ve stadyumlara girecek gazetecilerin
akreditasyon işlemlerine ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın
cevabı (7/10030)
17.- Mersin
Milletvekili Vahap Seçer’in, Mersin’de düzenlenecek
2013 Akdeniz Oyunları’na ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın
cevabı (7/10031)
18.- Aydın
Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, 2002-2012 yılları arasındaki olimpiyat
oyunlarında ülkemizin temsiline ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat
Kılıç’ın cevabı (7/10032)
19.- Aydın
Milletvekili Ali Uzunırmak’ın, 2012 Londra
Olimpiyatları’na katılan kafileye yapılan harcamalara ve alınan madalyalara
ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/10033)
20.- Eskişehir
Milletvekili Kazım Kurt’un, Eskişehir’de TOKİ tarafından yapılacak olan
stadyuma ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı
(7/10034)
21.- İzmir
Milletvekili Alaattin Yüksel’in, Diyanet İşleri Başkanlığından Gençlik ve Spor
Bakanlığına geçiş yapan personele ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat
Kılıç’ın cevabı (7/10035)
22.- Ankara
Milletvekili Levent Gök’ün, 19 Mayıs Stadyumunun eksikliklerinin giderilmesine
ilişkin Başbakandan sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı
(7/10415)
23.- Mersin
Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın, Kredi ve Yurtlar Kurumundan yurt ve burs
talebinde bulunan öğrencilerin kişisel bilgilerinin bazı cemaatlerin eline
geçtiği iddialarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat
Kılıç’ın cevabı (7/10455)
24.- Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya’nın, YURTKUR yurtlarında barınan ve burs
alan öğrencilere ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı
(7/10606)
25.- Tekirdağ
Milletvekili Emre Köprülü’nün, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunun
Tekirdağ ilindeki hizmetlerine ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat
Kılıç’ın cevabı (7/10608)
26.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, İstanbul’daki üniversite öğrencisi
sayısına ve barınma olanaklarına ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat
Kılıç’ın cevabı (7/10609)
27.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, lisanslı sporcuların sağlık taramalarına ilişkin
sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/10610)
28.- İzmir
Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun, ülkemizdeki engelli spor kulüplerine
ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/10611)
29.- Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu’nun, Hatay’daki üniversite
öğrencilerinin barınma sorunlarına ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı
Suat Kılıç’ın cevabı (7/10612)
30.- Bingöl
Milletvekili İdris Baluken’in, Yüksek Öğrenim Kredi
ve Yurtlar Kurumuna bağlı yurtlar ve kapasitelerine ilişkin sorusu ve Gençlik
ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı
(7/10613)
31.- İstanbul
Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in, futbolculara uygulanacak vergilere ilişkin
sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı (7/10714)
32.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2003-2012 yılları
arasında Bakanlık bünyesinde kiralama yoluyla hizmet veren binalara ilişkin
sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/11066)
33.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Bakanlık tarafından
mükelleflere gönderilen mektupta yer alan bazı ifadelere ilişkin sorusu ve
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı (7/11125)
34.- Antalya
Milletvekili Yıldıray Sapan’ın, Başbakanlık Koruma Müdürlüğüne ilişkin
Başbakandan sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın cevabı (7/11406)
35.- Bingöl
Milletvekili İdris Baluken’in, Bilgi Edinme Kanunu
kapsamında yapılan başvurular ile ilgili bazı verilere ilişkin Başbakandan
sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın cevabı (7/11412)
36.- Uşak
Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz’ın, Başbakanlık
koruma görevlileri ve koruma araçlarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın cevabı (7/11418)
I.-
GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
Birinci,
İkinci, Üçüncü, Dördüncü, Beşinci, Altıncı, Yedinci,
Sekizinci
ve Dokuzuncu Oturumlar
TBMM Genel Kurulu
saat 14.00’te açılarak on dört oturum yaptı.
Manisa
Milletvekili Hasan Ören, üzüm üreticilerinin ve tarım sektörünün sorunlarına,
Konya
Milletvekili Mustafa Baloğlu, Dünya Şehircilik Günü’ne,
Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri, millî değerlerin tahribatına,
İlişkin gündem
dışı birer konuşma yaptılar.
Manisa
Milletvekili Muzaffer Yurttaş, Manisa Milletvekili Hasan Ören’in şahsına
sataşması nedeniyle bir konuşma yaptı.
Sinop
Milletvekili Engin Altay ve 29 milletvekilinin, Türk eğitim sisteminin içinde
bulunduğu nitelik sorununun araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri
(10/394),
Sinop
Milletvekili Engin Altay ve 28 milletvekilinin, Türkiye ormanlarının
geliştirilmesi, genişletilmesi ve ulusal çıkarlar doğrultusunda işletilmesi
için gerekli çalışmaların belirlenmesi, toplumsal çıkarlara ters düşmemek
kaydıyla orman köylüsünün millî gelirden hakça pay alabilmesi için yapılması
gerekenlerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri (10/395),
İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel ve 21 milletvekilinin, 19-24 Aralık 1978’de
gerçekleşen Maraş katliamını kimlerin planladığının ve hazırladığının, hedef
olarak Alevilerin seçilmesinin nedenlerinin, katliamda kaç Alevi yurttaşımızın
zarar gördüğünün ve göç etmek zorunda kaldığının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergeleri 500 kelimeden fazla olduğu için özeti (10/396),
Genel Kurulun
bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve ön
görüşmelerinin sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.
BDP Grubunun,
2/11/2012 tarihinde Bingöl Milletvekili Grup Başkan Vekili İdris Baluken’in ana dilde savunma hakkından mahrum bırakılan
vatandaşların uğradıkları hak kaybı ve yaşadıkları mağduriyetin giderilmesi
amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına vermiş olduğu Meclis
araştırması önergesinin (1734 sıra no.lu), Genel Kurulun bilgisine sunulmak
üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak,
MHP Grubunun,
2/11/2012 tarih ve 6544 sayı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
vermiş olduğu orman köylülerinin kalkınmalarının desteklenmesi ve hazine adına
orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi ile hazineye ait
tarım arazilerinin satışı hakkında genel görüşme önergesinin (6292 sayılı),
CHP Grubunun,
17/4/2012 tarihinde Adana Milletvekili Ümit Özgümüş
ve 30 milletvekili tarafından kalkınma ajanslarının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin (379 sıra no.lu),
Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne
alınarak,
7/11/2012
Çarşamba günkü (bugün) birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerileri yapılan görüşmelerden
sonra kabul edilmedi.
Antalya
Milletvekili Mehmet Günal, isminin 6/11/2012 tarihli 16’ncı Birleşim tutanağına
yanlış geçtiğine ve tutanağın düzeltilmesi gerektiğine ilişkin bir açıklamada
bulundu.
Gündemin “Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının:
1’inci sırasında
yer alan ve görüşmeleri yarım kalan, İç Tüzük’ün
91’inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülmesi kabul edilen, Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer
Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu’nun (2/242, 2/80) (S.
Sayısı: 156),
2’nci sırasında
yer alan ve görüşmeleri yarım kalan, İç Tüzük’ün
91’inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülmesi kabul edilen, Devlet
Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu
Raporlarının (1/484) (S. Sayısı: 287),
3’üncü sırasında
yer alan ve görüşmeleri yarım kalan, İç Tüzük’ün
91’inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülmesi kabul edilen, Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu
Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu’nun (1/601) (S. Sayısı: 239),
Görüşmeleri,
Komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından ertelendi.
4’üncü sırasında
yer alan ve görüşmeleri yarım kalan, İç Tüzük’ün
91’inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülmesi kabul edilen, Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli Ağbaba
ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın
Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın; Malatya Milletvekili
Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu’nun (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786,
2/820, 2/823, 2/892) - (S. Sayısı: 338) tümü üzerindeki görüşmeleri
tamamlanarak maddelerine geçilmesi kabul edildi.
338 sıra sayılı
Komisyon Raporu’nun İç Tüzük’e ve usulüne uygun
düzenlenip düzenlenmediği konusunda usul görüşmesi yapıldı.
İçişleri
Komisyonu Başkanı Muammer Güler, 338 sıra sayılı Komisyon Raporu’nun Komisyon
Başkanlığına verilen yetki çerçevesinde ve usulüne uygun olarak düzenlendiğine,
Gaziantep
Milletvekili Ali Serindağ, İçişleri Komisyonundaki
görüşmelerde alt komisyondan gelen raporda yasa tekniğine uygun olmayan
düzenlemelerin olduğu ve yeniden düzenlenmesi gerektiği konusunda yaptığı
uyarının dikkate alınmadığına,
Muş Milletvekili
Sırrı Sakık, Parlamentoda Türkiye’nin gündemiyle
ilgili hiçbir şey konuşulmadığına ve Parlamentonun bu şekilde
yönetilemeyeceğine,
Osmaniye Milletvekli Hasan Hüseyin Türkoğlu, İçişleri Komisyonu
Başkanı Muammer Güler’in 338 sıra sayılı Komisyon Raporu’yla ilgili
ifadelerine,
İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal, 338 sıra sayılı Komisyon Raporu’nun görüşmelerinde
esas komisyonun Plan ve Bütçe Komisyonu olması gerektiğine, İçişleri Komisyonu
Başkanının yetki tecavüzünde bulunduğuna ve Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Sadık Yakut’u taraflı tutumundan dolayı istifaya davet ettiğine,
İlişkin birer
açıklamada bulundular.
Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın MHP
Grubuna,
İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, Antalya Milletvekili Menderes Türel’in
Cumhuriyet Halk Partisine,
Sataşmaları
nedeniyle birer konuşma yaptılar.
338 sıra sayılı
Komisyon Raporu’nda birleştirilen kanun teklifleriyle ilgili herhangi bir hüküm
olmadığı, dolayısıyla raporun usulüne uygun olarak düzenlenmediği gerekçesiyle
görüşülmesi imkânı olmadığı konusunda,
Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut’un 338 sıra sayılı Komisyon Raporu’nun
görüşmelerini İç Tüzük hükümlerine uygun olarak yürütmediği gerekçesiyle tutumu
hakkında,
Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut’un 338 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın Anayasa’ya
aykırılık bakımından müzakere edilmesi istenmesine rağmen bu talebi yerine
getirmediği gerekçesiyle tutumu hakkında,
Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut’un tarafsız olmadığı gerekçesiyle tutumu
hakkında,
Usul görüşmeleri
yapıldı. Her usul görüşmesinin sonunda Başkanlığın tutumunda bir değişiklik
olmadığı açıklandı.
Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut, Şampiyonlar Ligi grup maçları kapsamında
Romanya takımı Cluj ile yapacağı müsabakada
Galatasaray'a başarılar dilediğine ilişkin bir konuşma yaptı.
İzmir
Milletvekili Birgül Ayman Güler, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin
büyükşehir-il kavramlarıyla ilgili ifadelerine ilişkin bir açıklamada bulundu.
338 sıra sayılı
Kanun Tasarısı’nın birinci bölümü üzerindeki müzakerelerin kapalı oturumda
yapılmasına ilişkin İç Tüzük’ün 70’inci maddesine
göre verilmiş bir önerge bulunduğu açıklandı.
Oturuma saat
22.52’de son verildi.
Onuncu
Oturum
(Kapalıdır)
On
Birinci, On İkinci, On Üçüncü ve On Dördüncü Oturumlar
Gündemin “Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının 4’üncü
sırasında yer alan ve görüşmeleri yarım kalan, İç Tüzük’ün
91’inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülmesi kabul edilen, Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli Ağbaba
ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın
Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın; Malatya Milletvekili
Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu’nun (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786,
2/820, 2/823, 2/892)- (S. Sayısı: 338) görüşmelerine devam edilerek 3’üncü
maddesine kadar kabul edildi.
Antalya
Milletvekili Menderes Türel, Gaziantep Milletvekili Ali Serindağ’ın
şahsına,
Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz, Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün AK PARTİ Grubuna,
Sataşmaları
nedeniyle birer konuşma yaptılar.
Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut’un 338 sıra sayılı Kanun Tasarısı’na yeni madde
ihdasına ilişkin önergenin görüşmelerindeki tutumu hakkında,
338 sıra sayılı
Kanun Tasarısı’nın 2’nci maddesinin otuz altı fıkrası için tek önerge
verilebilmesinin yasama yetkisini sınırlandırdığı ve maddenin bu hâliyle
görüşülmesinin İç Tüzük hükümlerine aykırı olduğu konusunda,
Usul görüşmeleri
yapıldı. Her usul görüşmesinin sonunda Başkanlığın tutumunda bir değişiklik
olmadığı açıklandı.
338 sıra sayılı
Kanun Tasarısı’nın 2’nci maddesi üzerinde İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin
imzasıyla verilen önergenin İç Tüzük hükümlerine aykırı olup olmadığı konusunda
usul görüşmesi yapıldı.
Manisa
Milletvekili Özgür Özel, bir önergede 45 ayrı önerme bulunduğuna ve bunların
hepsinin birlikte oylanıyor olmasının yanlış olduğuna,
Hatay
Milletvekili Hacı Bayram Türkoğlu, Hatay ili Dörtyol ilçesinin Payas beldesine,
Ankara
Milletvekili Levent Gök, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin imzasıyla verilen
önergenin hukuksuz olduğuna,
İlişkin birer
açıklamada bulundular.
Alınan karar
gereğince, 8 Kasım 2012 Perşembe günü saat 14.00’te toplanmak üzere 04.10’da
birleşime son verildi.
|
Sadık
YAKUT |
Başkan
Vekili |
|
Tanju
ÖZCAN Mine
LÖK BEYAZ |
Bolu Diyarbakır |
Kâtip Üye Kâtip
Üye |
|
Özlem
YEMİŞÇİ Fatih
ŞAHİN |
Tekirdağ Ankara |
Kâtip Üye Kâtip
Üye |
II.-
GELEN KâĞITLAR
No:
25
8 Kasım 2012 Perşembe
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- BDP Grubu adına Grup
Başkanvekili Pervin Buldan'ın, Kürt sorununun çözüm yöntemlerinin araştırılması
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/397)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2011)
2.- Elazığ Milletvekili Enver
Erdem ve 20 Milletvekilinin, Doğu Anadolu fay hattı üzerindeki Elazığ İlindeki
deprem riskinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/398) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20.12.2011)
3.- Afyonkarahisar
Milletvekili Kemalettin Yılmaz ve 21 Milletvekilinin,
Afyonkarahisar-Kocatepe'nin sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/399) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2011)
Sözlü Soru Önergeleri
1.- İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel’in, üniversiteler, yükseköğretim okulları ve yurtlarla
ilgili verilere ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/2290)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
2.- Tunceli Milletvekili
Kamer Genç’in, ölen bir kişinin aile fertlerince mezarının ziyareti nedeniyle
soruşturma açıldığı iddialarına ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi
(6/2291) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
3.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Ardahan’ın Posof ilçesindeki köylerin yangın vanası ihtiyacına
ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/2292) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15.10.2012)
4.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Hakkari’ye bağlı köy yollarındaki sorunlara ilişkin İçişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/2293) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
5.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Batman’ın yol ve doğalgaz sorununa ilişkin İçişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/2294) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
6.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Hakkari’deki spor kulüplerine yardım yapılıp yapılmayacağına
ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından sözlü soru önergesi (6/2295) (Başkanlığa
geliş tarihi: 15.10.2012)
7.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, üniversitelerde yurt sayısı ve yatak sayısını artırmak için
yapılacak çalışmalara ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından sözlü soru önergesi
(6/2296) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
8.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Şırnak’ta tarım politikalarının geliştirilmesi için uygulanacak
projelere ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi
(6/2297) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
9.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Hakkari’ye bağlı ilçe ve köylerdeki elektrik direklerinin
yenilenmesine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi
(6/2298) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
10.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Şırnak’ta hava kirliliğine neden olan kömür cinsinin
değiştirilmesine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından sözlü soru önergesi
(6/2299) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
11.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Şırnak’ın Beytüşebap
ilçesindeki bazı köylerin kanalizasyon sorununa ilişkin İçişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/2300) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
12.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Şırnak’ın Uludere ilçesinin bazı
köylerinin kanalizasyon sorununa ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/2301) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
13.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Şırnak’ın Güçlükonak ilçesindeki bazı
köylerinin kanalizasyon sorununa ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/2302) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
14.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Şırnak’ın İdil ilçesindeki bazı köylerin
kanalizasyon sorununa ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/2303)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
15.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Şırnak’ın Cizre ilçesindeki bazı köylerin
kanalizasyon sorununa ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/2304)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
16.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Şırnak’ın Silopi ilçesindeki bazı köylerin
kanalizasyon sorununa ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/2305)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
17.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Şırnak’ın Merkeze bağlı bazı köylerinin
kanalizasyon sorununa ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/2306)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
18.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, KPSS ile ilgili iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru
önergesi (6/2307) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
19.- Muğla Milletvekili
Nurettin Demir’in, kanser hastalığının tedavisinde kullanılan bir ilacın
piyasada bulunmamasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru
önergesi (6/2308) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
20.- Muğla Milletvekili
Nurettin Demir’in, kanser hastalığının tedavisinde kullanılan bir ilacın
piyasada bulunmamasına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/2309)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
21.- Muğla Milletvekili
Nurettin Demir’in, tiroid hastalığında kullanılan
ilaçların piyasada bulunmamasına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi
(6/2310) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
22.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlıkta çalışan sözleşmeli personelin kadro
talebine ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/2311)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
23.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, orman yangın işçilerinin yıl boyu
çalıştırılmasına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/2312) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
24.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, dershanelerin kapatılmasının doğuracağı
sonuçlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/2313)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Burdur Milletvekili
Ramazan Kerim Özkan’ın, tarım kredi kooperatiflerinin verdiği kredilere ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/11667) (Başkanlığa geliş tarihi:
15.10.2012)
2.- Burdur Milletvekili
Ramazan Kerim Özkan’ın, buğday, buğday unu, bisküvi, makarna ve irmik ithaline
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/11668) (Başkanlığa geliş tarihi:
15.10.2012)
3.- Burdur Milletvekili
Ramazan Kerim Özkan’ın, ek ödemelerin emekli maaşına yansıtılmamasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/11669) (Başkanlığa geliş tarihi:
15.10.2012)
4.- İzmir Milletvekili
Alaattin Yüksel’in, özelleştirilen Türk Telekom A.Ş.’den
hazineye aktarılan paya, şirketten alınan vergiye ve şirketin kâr zarar
tablosuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/11670) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15.10.2012)
5.- Malatya Milletvekili Veli
Ağbaba’nın, Malatya ilinde yer alan bazı mesire
alanlarının imar değişikliğine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/11671) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
6.- Malatya Milletvekili Veli
Ağbaba’nın, kayısı ihracatının artırılması için
yapılacak çalışmalara ve kayısı üretiminin desteklenmesine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/11672) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
7.- Malatya Milletvekili Veli
Ağbaba’nın, Yozgat’ın Yerköy ilçesindeki Devlet
Demiryollarına ait misafirhanenin kapatılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/11673) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
8.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, yaklaşık 200 akademisyen tarafından yapılan
“Üniversitenin Çağrısı” adlı bildiriye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/11674) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
9.- Malatya Milletvekili Veli
Ağbaba’nın, Malatya’nın Balaban Beldesinde selden
zarar gören kayısı üreticilerinin mağduriyetine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/11675) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
10.- Malatya Milletvekili
Veli Ağbaba’nın, Türkiye genelindeki HES projelerine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/11676) (Başkanlığa geliş tarihi:
15.10.2012)
11.- Van Milletvekili Nazmi
Gür’ün, Van depremi sonrası ortaya çıkan sorunlara ve deprem için toplanan
yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/11677) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15.10.2012)
12.- Erzincan Milletvekili
Muharrem Işık’ın, ülkemizde tüketilen doğalgaz, petrol ve elektriğin maliyeti
ile bunların satışından elde edilen gelire ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/11678) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
13.- Artvin Milletvekili Uğur
Bayraktutan’ın, THY’de çalışan bazı personele ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/11679) (Başkanlığa geliş tarihi:
17.10.2012)
14.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, ekmek üretiminde yaşanan suistimallere
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/11680) (Başkanlığa geliş tarihi:
17.10.2012)
15.- Artvin Milletvekili Uğur
Bayraktutan’ın, benzin fiyatlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/11681) (Başkanlığa geliş tarihi:
17.10.2012)
16.- Ankara Milletvekili
Bülent Kuşoğlu’nun, THY’nin yurtdışından uçak alımlarında hazine garantisi
verilip verilmediğine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru
önergesi (7/11682) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
17.- İzmir Milletvekili
Alaattin Yüksel’in, 2003-2012 yılları arasında bankaların kredi kartı ücret ve
komisyonları ile hesap işletim ücreti adı altındaki gelirlerine ilişkin
Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/11683)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
18.- Bingöl Milletvekili
İdris Baluken’in, Karaman M Tipi Kapalı Cezaevi ile
ilgili bazı iddialara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/11684)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
19.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, Diyarbakır Cezaevine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/11685) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.10.2012)
20.- İzmir Milletvekili Ahmet
Kenan Tanrıkulu’nun, infaz koruma memurlarının sorunlarına ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/11686) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
21.- Tunceli Milletvekili Hüseyin
Aygün’ün, cezaevlerinde yaşanan açlık grevlerine ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/11687) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
22.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesine ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/11688) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
23.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Kadın İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin
Sağlanması konulu Başbakanlık Genelgesi kapsamında yürütülen çalışmalara ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/11689) (Başkanlığa geliş tarihi:
17.10.2012)
24.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, Iğdır’da bir şehit çocuğunun kamuda ikinci iş hakkından
yararlanamamasına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/11690) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
25.- Kırklareli Milletvekili
Turgut Dibek’in, 2022 sayılı Kanun kapsamında maaş
bağlanan vatandaşların mağduriyetine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/11691) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
26.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, Türkiye’deki çocuk gelinlere ilişkin Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/11692) (Başkanlığa geliş tarihi:
17.10.2012)
27.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, kadının doğum sonrası ücretli izin süresinin uzatılmasına ilişkin Aile
ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/11693) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17.10.2012)
28.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Kadın İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin
Sağlanması konulu Başbakanlık Genelgesi kapsamında yürütülen çalışmalara
ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/11694)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
29.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında yasal düzenlemelerin KHK kapsamında
yapılması sorununun çözümüne yönelik çalışmalara ilişkin Avrupa Birliği
Bakanından yazılı soru önergesi (7/11695) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
30.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında hükümetin eleştirilmesinin yargıya
intikali sorununun çözümüne yönelik çalışmalara ilişkin Avrupa Birliği
Bakanından yazılı soru önergesi (7/11696) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
31.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında seçim barajı ve siyasi partilerin
kapatılması sorunlarına yönelik çalışmalara ilişkin Avrupa Birliği Bakanından
yazılı soru önergesi (7/11697) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
32.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında siyasi partiler arası uzlaşı ve
diyaloğa yönelik projelere ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru
önergesi (7/11698) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
33.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında yeni Anayasa ile ilgili görüşlerin
paylaşılmasına yönelik çalışmalara ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı
soru önergesi (7/11699) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
34.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında tutukluluk süreleri sorununun
çözümüne yönelik projelere ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru
önergesi (7/11700) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
35.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında kadınların işgücüne katılımına
yönelik projelere ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi
(7/11701) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
36.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında şiddet mağduru kadınlara yönelik
projelere ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/11702)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
37.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında çocuk haklarına yönelik projelere
ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/11703) (Başkanlığa
geliş tarihi: 15.10.2012)
38.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında engelli kişilere yönelik projelere
ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/11704) (Başkanlığa
geliş tarihi: 15.10.2012)
39.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında ayrımcılık suçu mağdurlarına
yönelik projelere ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi
(7/11705) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
40.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında havacılık sektöründe yasaklanan
grevlerle ilgili soruna ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi
(7/11706) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
41.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında nefret söylemi suçları sorununa
ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/11707) (Başkanlığa
geliş tarihi: 15.10.2012)
42.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında devam etmekte olan bir davaya ilişkin
Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/11708) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15.10.2012)
43.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında Uludere’de yaşanan olaylara ilişkin
Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/11709) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15.10.2012)
44.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında ek protokolden kaynaklanan
sorunların çözümüne yönelik çalışmalara ilişkin Avrupa Birliği Bakanından
yazılı soru önergesi (7/11710) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
45.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında Ege Denizinde petrol ve doğalgaz
aranması ile ilgili sorunun çözümüne yönelik çalışmalara ilişkin Avrupa Birliği
Bakanından yazılı soru önergesi (7/11711) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
46.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında kayıt dışı istihdam sorununun
çözümüne yönelik projelere ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru
önergesi (7/11712) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
47.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında enflasyon sorununun çözümüne
yönelik projelere ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi
(7/11713) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
48.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında özelleştirmeden elde edilen
gelirlere ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/11714)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
49.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında işyeri kurma sürecinin maliyetinin
azaltılmasına yönelik çalışmalara ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru
önergesi (7/11715) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
50.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında uzlaşmazlıkların mahkeme dışında
çözümlenmesi mekanizmasına ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru
önergesi (7/11716) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
51.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında yükseköğretime katılım oranının
artırılmasına yönelik projelere ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru
önergesi (7/11717) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
52.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında kamu ihalelerinin AB müktesebatına
uyumuna yönelik çalışmalara ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru
önergesi (7/11718) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
53.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında TBMM AB Uyum Komisyonunun
yetkilerinin genişletilmesine ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru
önergesi (7/11719) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
54.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında kamu harcamalarının denetimi
sorununun çözümüne yönelik çalışmalara ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı
soru önergesi (7/11720) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
55.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında vicdani ret hakkının tanınmasına
yönelik çalışmalara ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi
(7/11721) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
56.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında Alevilerin sorunlarına yönelik
çalışmalara ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/11722)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
57.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında bir mahkeme kararına ilişkin Avrupa
Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/11723) (Başkanlığa geliş tarihi:
15.10.2012)
58.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında sendikaların dernek kurma
özgürlüğüne yönelik çalışmalara ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru
önergesi (7/11724) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
59.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında bazı konulara yönelik yürütülen
projelere ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/11725)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
60.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında basın özgürlüğüne yönelik projelere
ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/11726) (Başkanlığa
geliş tarihi: 15.10.2012)
61.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında tutuklu bulunan kişilerle ilgili
sorunların çözümüne yönelik çalışmalara ilişkin Avrupa Birliği Bakanından
yazılı soru önergesi (7/11727) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
62.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında basın özgürlüğü alanında yürütülen
projelere ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/11728)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
63.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında güvenlik güçlerinin orantısız güç
kullanmasını önlemeye yönelik çalışmalara ilişkin Avrupa Birliği Bakanından
yazılı soru önergesi (7/11729) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
64.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında insan haklarına yönelik çalışmalara
ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/11730) (Başkanlığa
geliş tarihi: 15.10.2012)
65.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında Deniz Feneri Davası ile ilgili
iddialara ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/11731)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
66.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında bazı kamu personeli hakkında
soruşturma açılamamasından kaynaklanan sorunun çözümüne yönelik çalışmalara
ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/11732) (Başkanlığa
geliş tarihi: 15.10.2012)
67.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, AB ilerleme raporu kapsamında kadın haklarına saygıya yönelik
çalışmalara ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/11733)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
68.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Kadın İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin
Sağlanması konulu Başbakanlık Genelgesi kapsamında yürütülen çalışmalara
ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/11734) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17.10.2012)
69.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, asgari ücretten vergi alınmayacağı iddialarına ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/11735) (Başkanlığa geliş tarihi:
17.10.2012)
70.- Bursa Milletvekili Sena
Kaleli’nin, ülkemizde yaş ve prim ödeme gün sayısını sağlayamadığı için emekli
olmayı bekleyenlere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/11736) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
71.- Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu’nun, ülkemizde iş ve meslek danışmanlığı eğitimine
ve konuyla ilgili personel alımına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/11737) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
72.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, Mersin’deki kamu kurumlarında
istihdam edilen engelli personele ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/11738) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
73.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Kadın İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin
Sağlanması konulu Başbakanlık Genelgesi kapsamında yürütülen çalışmalara
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/11739)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
74.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Kadın İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin Sağlanması
konulu Başbakanlık Genelgesi kapsamında yürütülen çalışmalara ilişkin Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/11740) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17.10.2012)
75.- İstanbul Milletvekili
Melda Onur’un, sahipsiz kedi ve köpeklerin toplanıp yurtdışına kaçırıldığı
iddialarına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/11741) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
76.- Malatya Milletvekili
Veli Ağbaba’nın, Bakanlık tarafından hazırlanan bir
çevre düzeni planına Malatya’dan yapılan itirazlara ilişkin Çevre ve Şehircilik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/11742) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
77.- Bitlis Milletvekili
Hüsamettin Zenderlioğlu’nun, Bitlis protokol yolu
yapımına ve yolun altyapı eksikliklerine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/11743) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
78.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Kütahya’nın Simav ilçesinde TOKİ tarafından yapılan deprem
konutları ile ilgili bazı iddialara ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/11744) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
79.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Kütahya’nın Simav ilçesinde yapılan deprem konutları için ek
ücretler talep edildiği iddialarına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/11745) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
80.- Sakarya Milletvekili
Engin Özkoç’un, taş ocaklarının çevreye verdiği
zararlara ve taşocağı açılacak yerler için belirlenen kriterlere ilişkin Çevre
ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/11746) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17.10.2012)
81.- Kars Milletvekili
Mülkiye Birtane’nin, Marmara Denizindeki kirliliğe
ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/11747)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
82.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Kadın İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin
Sağlanması konulu Başbakanlık Genelgesi kapsamında yürütülen çalışmalara
ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/11748)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
83.- Kırklareli Milletvekili
Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, Katar ve Suudi Arabistan uyruklu bazı kişilerin
Türklerin yönetiminde Suriyeli muhaliflere yardım ettiği iddialarına ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/11749) (Başkanlığa geliş tarihi:
15.10.2012)
84.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, 17 Ekim 2007-17 Ekim 2012 tarihleri arasında yapılan sınır ötesi
operasyonların sayısına ve operasyonlarda kullanılan mühimmatların maddi
karşılığına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/11750)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16.10.2012)
85.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, Rusya’dan Şam’a gitmekte olan Suriye hava yollarına ait bir
uçağın askeri mühimmat taşıdığı şüphesiyle Ankara’ya indirilmesine ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/11751) (Başkanlığa geliş tarihi:
16.10.2012)
86.- Hatay Milletvekili Adnan
Şefik Çirkin’in, İsrail’in Kırıkhan mevkiinde bulunan askeri tesislere casus
amaçlı insansız hava aracı gönderdiği iddialarına ilişkin Dışişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/11752) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
87.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Kadın İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin
Sağlanması konulu Başbakanlık Genelgesi kapsamında yürütülen çalışmalara ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/11753) (Başkanlığa geliş tarihi:
17.10.2012)
88.- Çanakkale Milletvekili
Mustafa Serdar Soydan’ın, Çanakkale ziyaretine ilişkin Ekonomi Bakanından
yazılı soru önergesi (7/11754) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
89.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Kadın İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin
Sağlanması konulu Başbakanlık Genelgesi kapsamında yürütülen çalışmalara
ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/11755) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17.10.2012)
90.- Yalova Milletvekili
Muharrem İnce’nin, Ülkemizde ithal edilen ve tüketilen benzin ve doğalgaz
miktarları ile bunların fiyatlarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/11756) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
91.- Muğla Milletvekili
Nurettin Demir’in, Şanlıurfa’da tarımsal amaçlı kullanılan elektrik fiyatlarına
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/11757)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
92.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Kadın İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin
Sağlanması konulu Başbakanlık Genelgesi kapsamında yürütülen çalışmalara
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/11758)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
93.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, Diyarbakırspor’un içinde bulunduğu duruma ilişkin Gençlik ve Spor
Bakanından yazılı soru önergesi (7/11759) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
94.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Kadın İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin
Sağlanması konulu Başbakanlık Genelgesi kapsamında yürütülen çalışmalara
ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/11760) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17.10.2012)
95.- İzmir Milletvekili Rahmi
Aşkın Türeli’nin, Yunanistan’ın ucuz pamuk satışının
yerli pamuk üretimini tehdit etmesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/11761) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
96.- İstanbul Milletvekili
Melda Onur’un, sokak hayvanlarının kesilerek kaçak et yapımında kullanıldığı
iddialarına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/11762) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
97.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, pamuk üretimine, ithalatına ve GSM 102 kredilerine ilişkin
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/11763)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
98.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, Aydın’da görülen şap hastalığına ve aşılama çalışmalarına
ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/11764)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
99.- Muğla Milletvekili
Nurettin Demir’in, Şanlıurfa’da tarımsal amaçlı kullanılan elektrik fiyatlarına
ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/11765)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
100.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Kadın İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin
Sağlanması konulu Başbakanlık Genelgesi kapsamında yürütülen çalışmalara
ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/11766)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
101.- Eskişehir Milletvekili
Kazım Kurt’un, kooperatifçiliğin geliştirilmesi için yapılan çalışmalara
ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/11767) (Başkanlığa
geliş tarihi: 15.10.2012)
102.- Eskişehir Milletvekili
Kazım Kurt’un, üniversitelerin kooperatifçilik bölümlerine ve kooperatifçiliğin
desteklenmesi için yapılması planlanan eğitim faaliyetlerine ilişkin Gümrük ve
Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/11768) (Başkanlığa geliş tarihi:
15.10.2012)
103.- Eskişehir Milletvekili
Kazım Kurt’un, yılın kooperatifi seçimine ve kooperatiflerin desteklenmesi için
yapılan çalışmalara ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi
(7/11769) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
104.- İstanbul Milletvekili
Melda Onur’un, sahipsiz kedi ve köpeklerin toplanıp yasa dışı hayvan ticareti
yapıldığı iddialarına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi
(7/11770) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
105.- Malatya Milletvekili
Veli Ağbaba’nın, Malatya’nın yerel ihracat
kapasitesinin yükseltilmesi için yapılan çalışmalara ilişkin Gümrük ve Ticaret
Bakanından yazılı soru önergesi (7/11771) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
106.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Kadın İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin
Sağlanması Konulu Başbakanlık Genelgesi kapsamında yürütülen çalışmalara
ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/11772) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17.10.2012)
107.- Kocaeli Milletvekili
Haydar Akar’ın, İzmit Kadın ve Sosyal Yaşam Merkezinin yapım ihalesine ve
ihaleyi kazanan firmaya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/11773) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
108.- Niğde Milletvekili
Doğan Şafak’ın, Niğde Merkez ilçeye bağlı bir kasabanın elektrik borcundan
dolayı suyunun kesilmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/11774) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
109.- İzmir Milletvekili
Alaattin Yüksel’in, 2003-2012 yılları arasında işlenen tefecilik suçu ile
ilgili verilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/11775)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
110.- İstanbul Milletvekili
Melda Onur’un, sahipsiz kedi ve köpeklerin toplanıp yurt dışına kaçırıldığı
iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/11776)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
111.- Malatya Milletvekili
Veli Ağbaba’nın, Malatya’nın Yeşilyurt ilçesine bağlı
bir köyün kanalizasyon ve içme suyu sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/11777) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
112.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, Van’ın Çatak ilçesine bağlı bir köyde köy
korucuları ile ilgili iddialara ve koruculuk sistemine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/11778) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
113.- Bitlis Milletvekili
Hüsamettin Zenderlioğlu’nun, Bitlis’in Ovakışla ve Kolludere beldelerine
yapılan yardımlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/11779)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
114.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, Diyarbakır Adliyesinden çalınan uyuşturucuya ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/11780) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.10.2012)
115.- Çanakkale Milletvekili
Mustafa Serdar Soydan’ın, Çanakkale İl Özel İdaresi tarafından yapılan yakacak
ihalesi hakkındaki iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/11781) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.10.2012)
116.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, İzmir’de polislerin bir kişiye şiddet uyguladığı iddialarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/11782) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16.10.2012)
117.- Adana Milletvekili
Murat Bozlak’ın, bazı vatandaşların gözaltında kayboldukları iddialarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/11783) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16.10.2012)
118.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Ankara’nın trafik sorununa ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/11784) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
119.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Tunceli Emniyet Müdürünün bir açıklamasına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/11785) (Başkanlığa geliş tarihi:
17.10.2012)
120.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, artan terör olaylarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/11786) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
121.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutan’ın, Artvin’in ve ilçelerinin
nüfusuna ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/11787) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17.10.2012)
122.- Mersin Milletvekili Ali
Rıza Öztürk’ün, silah ruhsatı bulunan 24. Dönem milletvekillerine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/11788) (Başkanlığa geliş tarihi:
17.10.2012)
123.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, 13 Ekim 2012 günü miting düzenlemek için Ankara Valiliğine
yapılan başvurunun reddine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/11789) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
124.- Bitlis Milletvekili
Hüsamettin Zenderlioğlu’nun, Bitlis’in Mutki İlçe
Belediyesine yapılan yardımlar, hibeler ile belediyenin borç ve alacak
miktarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/11790)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
125.- Bitlis Milletvekili
Hüsamettin Zenderlioğlu’nun, Bitlis Merkez’deki bir
köyün yol sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/11791)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
126.- Bingöl Milletvekili
İdris Baluken’in, BDP Bingöl il binasına
gerçekleştirilen saldırıya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/11792) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
127.- Kars Milletvekili
Mülkiye Birtane’nin, Kars’ta bir köyün su sorununa
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/11793) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17.10.2012)
128.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, sağlık sektöründe görev yapan polis ve özel güvenlik görevlilerine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/11794) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17.10.2012)
129.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Elbistan ilçesinde bir mahallenin yol sorununa
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/11795) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17.10.2012)
130.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, emniyet hizmetleri sınıfındaki personelin ek göstergesinin artırılmasına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/11796) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17.10.2012)
131.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, İstanbul’da ve Edirne’de Atatürk büstlerine saldırı yapıldığı
iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/11797)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
132.- Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak’ın, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından kişi
ve kurumlara gönderilen yol katılım payı bedellerine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/11798) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
133.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Kadın İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin
Sağlanması konulu Başbakanlık Genelgesi kapsamında yürütülen çalışmalara
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/11799) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17.10.2012)
134.- Bitlis Milletvekili
Hüsamettin Zenderlioğlu’nun, Bitlis İl Halk
Kütüphanesindeki eserlere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru
önergesi (7/11800) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
135.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, Diyarbakırlı Hattat Hamit Aytaç ile ilgili çalışmalara ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/11801) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16.10.2012)
136.- İstanbul Milletvekili
Sedef Küçük’ün, İstanbul’daki taşınmaz kültür
varlıklarıyla ilgili verilere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru
önergesi (7/11802) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
137.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Kadın İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin
Sağlanması konulu Başbakanlık Genelgesi kapsamında yürütülen çalışmalara
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/11803) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17.10.2012)
138.- İzmir Milletvekili
Alaattin Yüksel’in, 2003-2012 yılları arasında bankacılık sektöründen alınan
vergilerle ilgili verilere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/11804) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
139.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutan’ın, Ankara-Batum arası havayolu
seferi ihtiyacına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/11805)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
140.- Kastamonu Milletvekili
Emin Çınar’ın, Kastamonu’da zorlu kış şartlarından kaynaklanan mağduriyete
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/11806) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17.10.2012)
141.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Kadın İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin
Sağlanması konulu Başbakanlık Genelgesi kapsamında yürütülen çalışmalara
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/11807) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17.10.2012)
142.- Adana Milletvekili Ali Demirçalı’nın, Adana Milli Eğitim Müdürlüğünün yaptığı bir
hizmet alım ihalesi ile ilgili iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/11808) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
143.- İzmir Milletvekili
Alaattin Yüksel’in, Bakanlığa ait yasal mevzuatta yapılan bazı değişikliklere
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/11809) (Başkanlığa
geliş tarihi: 15.10.2012)
144.- Bitlis Milletvekili
Hüsamettin Zenderlioğlu’nun, Bitlis’teki Kredi ve
Yurtlar Kurumuna bağlı yurt sayısına ve kapasitelerine ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/11810) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.10.2012)
145.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, yeni eğitim sistemi kapsamında açılan imam hatip ortaokullarına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/11811) (Başkanlığa
geliş tarihi: 16.10.2012)
146.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, ders kitaplarının yazımındaki usulsüzlük iddiasına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/11812) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17.10.2012)
147.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, ders kitaplarının taşıması gereken niteliklerin denetimine ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/11813) (Başkanlığa geliş tarihi:
17.10.2012)
148.- Van Milletvekili Aysel
Tuğluk’un, Van’da deprem sonrası yapılan okullara yeni isim verilmesine ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/11814) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17.10.2012)
149.- Muğla Milletvekili
Nurettin Demir’in, Siverek Kız Anadolu Lisesinin eğitime başlamamasına ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/11815) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17.10.2012)
150.- Bingöl Milletvekili
İdris Baluken’in, Mersin’de Toroslar Kaymakamlığı
tarafından İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde okullardaki görevlilerin kıyafetleriyle
ilgili bir yazı gönderildiği iddiasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/11816) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
151.- Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Kadirli ilçesindeki sağlık meslek lisesinin
bina sorununa ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/11817)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
152.- Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, bilim ve sanat merkezlerine ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/11818) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
153.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, FATİH Projesi kapsamında akıllı tahta uygulamasına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/11819) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
154.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, ücretli öğretmenlerle ilgili bir açıklamasına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/11820) (Başkanlığa geliş tarihi:
17.10.2012)
155.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Kadın İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin
Sağlanması konulu Başbakanlık Genelgesi kapsamında yürütülen çalışmalara
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/11821) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17.10.2012)
156.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesinde yaşanan olaylara ilişkin Milli Savunma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/11822) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
157.- Ankara Milletvekili
Yıldırım Tuğrul Türkeş’in, Afyonkarahisar’da bir mühimmat deposunda meydana
gelen patlamada şehit olan askerlere ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/11823) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
158.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Kadın İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin
Sağlanması konulu Başbakanlık Genelgesi kapsamında yürütülen çalışmalara
ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/11824) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17.10.2012)
159.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutan’ın, Artvin’de bazı hayvan türlerinin
tükendiği iddialarına ve yaban hayvanlarının neslinin korunması için yapılan
çalışmalara ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/11825) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
160.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Kadın İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin
Sağlanması konulu Başbakanlık Genelgesi kapsamında yürütülen çalışmalara
ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/11826)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
161.- Burdur Milletvekili
Ramazan Kerim Özkan’ın, Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/11827) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15.10.2012)
162.- Bursa Milletvekili
Aykan Erdemir’in, Esenyurt Aile Sağlığı Merkezinde
görevli bir doktorun mağdur edildiği iddialarına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/11828) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
163.- Erzincan Milletvekili
Muharrem Işık’ın, Vakıf Üniversitelerindeki profesörlerin Bakanlık veya
hastanelerde görevlendirildiği iddiasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/11829) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
164.- Kahramanmaraş
Milletvekili Durdu Özbolat’ın, Afşin ilçesinde bir
hastanede bulunan tomografi cihazının hizmete sunulmamasına ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/11830) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
165.- İzmir Milletvekili
Aytun Çıray’ın, bazı ilaçların piyasada bulunmadığı
iddiasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/11831) (Başkanlığa
geliş tarihi: 15.10.2012)
166.- Van Milletvekili Nazmi
Gür’ün, Van ilindeki SSPE hastalarının yaşadığı zorluklara ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/11832) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.10.2012)
167.- Kars Milletvekili
Mülkiye Birtane’nin, Kağızman Devlet Hastanesinde
çalışan personel sayısına ve hastanede yaşanan bir bebek ölümüne ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/11833) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
168.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Kadın İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin
sağlanması konulu Başbakanlık Genelgesi kapsamında yürütülen çalışmalara
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/11834) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17.10.2012)
169.- İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer’in, alışveriş merkezlerinin şehir dışına taşınmasına yönelik
çalışmalara ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi
(7/11835) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
170.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Kütahya’nın Simav ilçesinde depremden zarar gören esnaf ve
sanatkarların kredi borçlarının ertelenmesi talebine ilişkin Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/11836) (Başkanlığa geliş tarihi:
17.10.2012)
171.- Malatya Milletvekili
Veli Ağbaba’nın, Malatya’da atıl bekleyen bir
fabrikaya ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi
(7/11837) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
172.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Kadın İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin
Sağlanması konulu Başbakanlık Genelgesi kapsamında yürütülen çalışmalara
ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/11838)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
173.- Bitlis Milletvekili
Hüsamettin Zenderlioğlu’nun, Bitlis’te kent
merkezindeki logolu aydınlatmaların maliyetine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/11839) (Başkanlığa geliş tarihi:
16.10.2012)
174.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutan’ın, Doğu Karadeniz Bölgesinden Batum
Limanına deniz yolu ile ulaşım sağlanması ihtiyacına ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/11840) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17.10.2012)
175.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutan’ın, Artvin’de yapılan bir baraj
nedeniyle bazı köy yollarının su altında kalmasına ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/11841) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17.10.2012)
176.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Kadın İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin
Sağlanması konulu Başbakanlık Genelgesi kapsamında yürütülen çalışmalara ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/11842)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2012)
177.- Çanakkale Milletvekili
Mustafa Serdar Soydan’ın, basın çalışanlarının ve yerel basının sorunlarına
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/11843)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2012)
178.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Kadın İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin
Sağlanması konulu Başbakanlık Genelgesi kapsamında yürütülen çalışmalara
ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/11844) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17.10.2012)
179.- Tunceli Milletvekili
Kamer Genç’in, Meclis Araştırma Komisyonu toplantısında yaşanan bir olaya
ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/11845)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23.10.2012)
180.- Manisa Milletvekili
Özgür Özel’in, milletvekili ikinci danışmanları için hazırlanan bir kitaba
ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/11846)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23.10.2012)
181.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, milletvekillerinin bazı havayolu seyahatlerinde farklı
sınıflarda yoluculuk yapmalarına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanından yazılı soru önergesi (7/11847) (Başkanlığa geliş tarihi:
31.10.2012)
8 Kasım 2012 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Tanju ÖZCAN (Bolu)
BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 18’inci Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç
sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, Lösemili
Çocuklar Haftası münasebetiyle söz isteyen İstanbul Milletvekili Türkan
Dağoğlu’na aittir.
Buyurun.
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- İstanbul Milletvekili Türkan Dağoğlu’nun, Lösemili Çocuklar
Haftası’na ilişkin gündem dışı konuşması
TÜRKAN DAĞOĞLU (İstanbul) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Lösemili Çocuklar Haftası nedeniyle
gündem dişi söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
İçinde bulunduğumuz bu hafta,
çocuk sağlığı açısından son derece önemli bir hastalık olan lösemiye karşı
farkındalık yaratmak ve lösemili çocukların sorunlarının konuşulup,
tartışıldığı bir haftadır.
Tüm kanser türlerinde olduğu
gibi, ne yazık ki lösemi vakalarında da dünya çapında endişe verici bir artış
gözlenmektedir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her yıl dünya genelinde
kansere yakalanan 180 bin çocuğun 1.500’ü lösemi hastasıdır ve yine Dünya
Sağlık Örgütünün 2020 verilerine göre, bu değer 2020 yılında 2 misline çıkacak
diye hesaplanmaktadır. Çocukluk çağı kanserlerinin tüm kanserlerin yüzde 4’ünü
oluşturması ise, bu konuya ne denli önem vermemiz gerektiğinin başlı başına bir
kanıtıdır.
Türkiye’de bu karamsar tablo
bir istisna teşkil etmemektedir. Aynı şekilde Türkiye’de de kanser vakaları gün
geçtikçe eskiye nazaran daha fazla artmaktadır. Bununla beraber, özellikle son
yıllarda gelişen modern tanı ve tedavi yöntemleri sayesinde, lösemideki
iyileşme oranları yüzde 80’lerden yüzde 90’lara çıkmıştır ve buradaki neden,
kemoterapinin düzenli olarak uygulanması, çevre ve temizlik koşullarının
iyileşmesi ve gıda sağlığına dair bilinçlenme de bu süreci desteklemektedir.
Tedavi edilebilen, ancak son
derece zorlu ve maliyetli bir süreci gerektiren lösemi hastalığında,
çocuklarımız yaşamlarının en masum dönemlerinde zor bir hastalığın pençesinde
yaşam mücadelesi vermektedir. Sosyal devlet anlayışı içinde İktidarımız, AK
PARTİ, çocuklarımızın yarınlara sağlıklı birer birey olarak hazırlanması için
lösemili çocuklarımızı yalnız bırakmamaktadır. On sekiz yaş altı çocukların
tamamen sağlık güvencesi kapsamında tutulması, lösemi tedavisinin ücretsiz
gerçekleşmesinde önemli bir yapı taşıdır. Artık, çocuğu kanser diye, çocuğu
lösemi diye hayvanını satan, evini satan, tarlasını satan ya da kolunda
bileziğini satan ailelerle karşılaşmıyoruz. Bunların hepsini devlet kendi
bütçesinden zaten ödüyor.
Değerli milletvekilleri, nitelik
ve nicelikleri giderek artan devlet hastanelerinde bu birimlerde konusuna hakim
ve uluslararası literatür ve uygulamaları takip eden uzman sağlık
çalışanlarımız görev almaktadır. Yeni kurulan ve kapasiteleri güçlenen onkoloji
birimleri de bu anlamda önemli faydalar sağlamaktadır. Sağlık Bakanımızın
geçtiğimiz gün açıkladığı üzere lösemi hastalarının Türkiye’de temin etmekte
zorlandığı ilaçlar artık Hacettepe Üniversitesi bünyesinde ve TÜBİTAK ile ortak
çalışmalar sonucunda üretilecektir. Sağlık Bakanlığı Kanser Daire Başkanlığının
önümüzdeki günlerde hayata geçireceği evde bakım hizmetleriyle ülkemizde bir
yenilik daha gerçekleşecek ve o küçücük masum çocukların hastane köşelerinde
daha fazla vakit kaybetmemeleri ve daha sağlıklı bir ortamda tedavi görmeleri
bu hizmet sayesinde onlara sağlanacaktır.
Bilindiği üzere lösemili
çocuklarımızın tedavilerinde önemli bir etmen de kemik iliği naklidir. Sağlıkta
Dönüşüm Programı çerçevesinde nakil merkezî sayısında önemli bir artış
kaydedilmiştir ve bugün Türkiye’de 56 tane nakil merkezî vardır. Ancak, bizim
sorunumuz doku bulmaktadır. Bugün 480 tane çocuk hastamızın kemik iliği nakline
ihtiyacı vardır. İşte, biz bugün, bugün burada bu konuştuklarımızla ve bu hafta
bu konuya yaptığımız vurgularla eğer toplumu bu konuda bilinçlendirirsek ve bu
doku nakillerine bir katkımız olursa ben şahsen kendimi mutlu addedeceğim.
Bu açıklamayı yaptıktan sonra
da herkesi saygıyla selamlıyorum ve herkese iyi çalışmalar diliyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) – Türkan Hanım, ilaç bulamıyorlar ilaç, onu da dile getirin; lösemi
ilacı bulamıyorlar.
TÜRKAN DAĞOĞLU (İstanbul) –
Bulacaklar efendim, Türkiye’de yapılacak.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) – Onu da bir söyleyin de.
TÜRKAN DAĞOĞLU (İstanbul) –
Söyledim.
BAŞKAN - Gündem dışı ikinci
söz Eğitim Uygulama Okulu ve iş eğitim merkezlerinin sorunları hakkında söz
isteyen İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam’a aittir. (CHP sıralarından
alkışlar)
2.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam’ın, eğitim uygulama okulu ve iş
eğitim merkezlerinin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gündem dışı bugün söz almamın nedeni:
Mesleki eğitim merkezleri ve özel eğitim iş uygulama okullarında 21 Temmuzda
çıkarılan bir yönetmelikle artık yirmi üç yaşının üzerindeki çocuklar bu
okullardan eğitim alma şansını kaybettiler.
Öncelikle, size bu okullara
hangi çocukların gittiğini bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Bu okullara
engelli çocuklarımız gidiyor. Bir düşünün, çocuğunuz doğmuş, engelli, yaşamı
boyunca evinizde onunla her anı geçirmek zorunda olan bir anne bir babasınız.
Bu çocuğun evde -hangi ekonomik gücünüz olursa olsun- yirmi dört saat sizinle
birlikte olması çocuğun gelişimi açısından çok zordur. Devletin sosyal devlet
olma gereği bu çocuklarla ilgili iş yapabilme gereğine, okul açabilme, eğitim
verme gereğine ihtiyacı vardır. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği
gibi “Eğitimde feda edebileceğimiz tek bir ferdimiz bile yoktur.” düsturuyla açılmış
olan bu okullarda bu çocuklarımız eğitim almakta idi.
Bir eğitim gönüllüsü, böyle
bir okulu kazandırmış bir hayırsever olarak da söylüyorum. Bu çocuklarla dört
yılı aşkın süredir beraberim. Evlerinden bu okula geldikleri günü de biliyorum,
bu okulda iki üç yıl sonra geldikleri düzeyi de biliyorum. İçine kapanık gelmiş
bir çocuğun bale yaptığını, tiyatro oynağını ve folklor gösterisine
katılabildiğini görüyorum. Ama bu çocuklar, şimdi, yeni bir sistemle, 4+4+4
gibi bir uygulamayla okullarından alındılar.
Değerli arkadaşlar, eğer
eğitimde bir tasarrufa ihtiyaç varsa yapılması gereken en son tasarruf bu
alandadır. Bu çocuklarımız en çok eğitime ihtiyacı olan çocuklardır. Bunun
gerekçesi yeni çocukları alıp, üç yıl eğitip ondan sonra bunları yenileriyle desteklemek;
“Okulum yoktur, okul imkânım yoktur.” diyerek böyle bir kararname çıkarmak
değildir.
Millî Eğitim Bakanlığı dedi
ki: “Yirmi üç yaşından sonra halk eğitimlere gidecekler.” Halk eğitimlerin
durumunu biliyorsunuz, halk eğitimler bu çocuklar için hiçbir özel koşula sahip
değil. Bu çocuklar için öğretmenler özel olması gerekiyor, fedakârca eğitime
gönül vermiş öğretmenler olması gerekiyor, eğitim almış, eğitilmiş öğretmenler
olması gerekiyor. Bu çocuklar için her şart uygun olması gerekiyor.
Bu sefer, baskı üzerine Millî
Eğitim Bakanlığı bir uygulama yaptı. Uygulama, halk eğitim merkezlerinin geçici
yerlerinde bu çocukları eğitme noktasında ama servis yok ama yemek yok. Bu
çocukların bu durumda eğitim alma şansları yok. Bir kısmına yardımcı olduk; taşımayı
ilçe belediyelerine verdik, yemeği büyükşehire verdik
ama bu çocuklarımız için ne yapılacağı konusunda Millî Eğitimin ne hazırlığı
var… Ama hazırlığı olmadan da bir talimatla bu çocukların eğitim hayatına son
veriyorlar.
Değerli arkadaşlar, size şunu
hatırlatmak istiyorum: Bu çocuklardaki sevgi katışıksız ve hesapsız kitapsız
sevgidir. Böyle bir okulu gidin bir ziyaret edin. Bu çocukların iş yaparken
duyduğu mutluluğu görün. Bu çocukların arkadaşlarıyla birlikte mutluluğunu
görün. En önemlisi de çocuğunun gelişmesini gören anne babanın mutluluğunu
görün. Bu kadar mutluluğu bu insanlara çok görmek “Bu eğitim sisteminde reform
yaptım.” diyen insanlar için oturup kırk kere düşünülmesi gereken durumdur.
Dikkatinizi bu konuya çekmek
için bugün söz aldım. Hepinizi bir kez daha düşünüp Millî Eğitim Bakanlığını bu
konuda çıkarmış olduğu kararnameyi düzeltmeye, bu okulların sayısını artırmaya
davet ediyorum. Bu iş parayla olmaz. “506 lira para veriyoruz.” diyorlar, para
bu işin iyi olması için yeterli bir konu değildir.
Bu duygularla yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyor, bu konuda desteklerinizi bekliyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Gündem dışı üçüncü söz,
Malatya ve yatırımları hakkında söz isteyen Malatya Milletvekili Öznur Çalık’a
aittir.
(AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
3.- Malatya Milletvekili Öznur Çalık’ın, Malatya ve yatırımlarına
ilişkin gündem dışı konuşması
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) – Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; Malatya ve yatırımları üzerine şahsım adına
gündem dışı söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bildiğiniz gibi, son üç
günden bu yana Büyükşehir Yasa Tasarısı’yla ilgili olarak Meclisimiz çok yoğun
bir çalışma içerisinde. Sabah beşe kadar hep beraber buradaydık ve inşallah bu
yapmış olduğumuz çalışmalar neticesinde Malatya’mız da büyükşehir olacak iller
arasında olacak.
Malatya 6.500 yıllık kent tarihine sahip bir
şehir. Bu muazzam birikimin üzerine, şehrin dokusuna, imajına ve kurgusuna
saygılı çok önemli yatırımlar yapıldı ve yapılmaya da devam ediyor. Böylece,
Malatya bugün, Türkiye’nin en yaşanabilir illeri arasında bulunmaktadır ve on
yıldan bu yana Malatya’da neler yaptığımızı beş dakikaya sığdırmak tabii ki çok
zor. Fakat kısaca şunu söylemek isterim ki: On yıldan bu yana Malatya’ya toplam
3,5 katrilyonluk yatırımı biz AK PARTİ İktidarı döneminde götürdük. En önemli
yatırımlarımız içerisinde, Ulaştırma Bakanlığımız yaklaşık 1,5 milyara yaklaşan
bir yatırımı Malatya’ya aktardı ve bildiğiniz gibi, bir şehrin başka şehirlerle
yarışabilmesi ya da ülkenin gelişimine katkı sunabilmesi için özellikle ulaşım
ağlarının rekabete yetecek düzeyde olması gerekmekte. Bakanlığımız 2003
yılından bu yana yapmış olduğu çalışmalarla cumhuriyet tarihinin seksen yılda
yapamadığını on yılda yaptı. Seksen yılda 36 kilometrelik duble yolu, biz on
yılda 284 kilometreye çıkardık. Bu miktar, Malatya’nın batıda Kayseri’yle,
doğuda Elâzığ ile güneyde Mersin ile bağlantı yollarının tamamlandığını ifade
ediyor. Kuzeyde bulunan Malatya-Hekimhan-Sivas yolumuzun ise 2012 Yatırım
Programı’na alındığını ifade ediyor, bu yolun ihale çalışmaları da sürmekte. Arapgir-Trabzon yolu Malatya’nın Karadeniz’e bağlantı yolu
olacak, çok önemli bir yol ağı olacak. Sadece kara yollarında mı ulaştırma
faaliyet gösterdi? Hayır, hava yollarında da çığırlar açtık ve havaalanına
giden yollarımız protokol yolu oldu. Malatya’dan Ankara’ya, İstanbul’a,
İzmir’e, Antalya’ya, Suudi Arabistan’a, hacca seferler artık yapılıyor;
Almanya’ya Köln’e, Frankfurt’a seferler düzenleniyor ve Malatya ulaşımda
güçlendikçe ihracatta gösterdiği başarı da artıyor.
Özellikle ihracatımıza katkı
sunan en önemli ürünümüz kayısımız ve ülkemiz kuru kayısıda dünya üretiminin
yüzde 90’ını karşılıyor. Bir yıl içerisinde yaklaşık 200 milyon dolarlık
ihracata imza attık ve Tarım Bakanlığımız tarımdaki, kayısıdaki bu yapmış
olduğumuz desteklere toplam 520 trilyon -eski parayla- destek verdi.
Kayısıdan söz etmişken tüm
Meclisi ve milletimizi bir kez daha bilgilendirmek isterim ki, artık, kayısı
uçuyor, dünya kayısıyla uçmaya başlayacak. Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu
Başkanımız Sayın Hamdi Topçu’yla yapmış olduğumuz görüşmeyle artık, uçaklarda
tüm dünyaya 200 noktada 30 milyon yolcumuza kayısı ikram edeceğiz ve artık,
dünya natürel kayısıyla ve mucize ürün kayısıyla uçmaya devam edecek. Ayrıca
Türk Hava Yollarında bundan sonra yurt dışı uçuşlarınızda da kırk dakika
Malatya’nın tanıtım filmini seyredeceksiniz. Ben bu konuda desteklerini
esirgemeyen Yönetim Kurulu Başkanımız Hamdi Topçu’ya, milletvekillerime,
Malatya Belediye Başkanıma ve tüm Malatya sivil toplum örgütlerine ve basın
mensuplarına teşekkür ediyorum.
Malatya sağlıkta çok önemli
yatırımlar aldı ve almış olduğu yatırımlarla birlikte şu an Malatya Türkiye'nin
en önemli sağlık turizmi kenti olacak. Bu vesileyle Sayın Bakanımıza ve tüm
ekibine ben teşekkür ediyorum. Özellikle, Malatya’da kurulacak olan 800 yataklı
hastanemiz Malatya için çok önemli bir adım. Turgut Özal Tıp Merkezîyle, şu an
yapılan kadın doğum ve çocuk hastanesiyle, fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezîyle
Malatya yatırım merkezî, sağlıkta turizm merkezî olacak. Akçadağ, Arapgir, Pütürge, Doğanşehir ve Hekimhan ilçelerimizde
devlet hastanelerimizi yapmaya devam ediyoruz ve Orman Bakanlığımızın yapmış
olduğu çalışmalarla şu an 3 tanesi hali hazırda bulunan barajımızın daha
açılışı yapılmadı ve 513 trilyonluk yatırımı biz Malatya’mıza aldık ve TOKİ, şu
ana kadar 610 trilyonluk yatırımı toplamda 6.886 konutu Malatya’da, sosyal
konut olmak üzere inşa etti ve kentsel dönüşümü başlattık ve Malatya’yı yeniden
inşa ediyoruz. Büyükşehir olacak olan Malatya’nın, bu yeni kentsel dönüşümle de
doğunun cazibe merkezî olacağına inancımız tamdır.
Bu vesileyle ben başta Sayın
Başbakanımız olmak üzere emeği geçen bakanlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum,
bütün milletvekillerine teşekkür ediyorum, sağ olun.
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Ferit Mevlüt Aslanoğlu, bu kadar emeği var adamın, onun hakkını
yiyene hakkımızı helal etmeyiz. Malatya demek Ferit Mevlüt
Aslanoğlu demek, o kadar emeği var.
BAŞKAN – Başkanlığın Genel
Kurula sunuşları vardır.
Meclis Araştırması açılmasına
ilişkin üç önerge vardır, okutuyorum:
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- BDP Grubu adına Grup Başkanvekili Pervin Buldan'ın, Kürt sorununun
çözüm yöntemlerinin tespiti için birçok ülkede uygulanan demokratik özerklik
modellerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/397)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Ülkemizin bu gün olduğu gibi
geçmişten beri süre gelen en büyük sorunu, Kürt sorunudur. Sorunun çözümü
olarak uygulanan şiddete dayalı sistem, soruna çare olmaktan öte sorunu
derinleştirmiştir. Çok kültürlü ülkelerde yaşanan benzer sorunların çözüm yolu
olarak özerklik modelleri uygulanmış ve soruna çare bulunmuştur. Türkiye'nin bu
çok kültürlülük sorununu aşması, iç barışı sağlaması, barış, güven, huzur
ortamını tesis etmesi açısından, çözüm yollarını tespit edebilmek amacıyla
bugün birçok ülkede uygulanan demokratik özerklik modellerinin araştırılmasını,
yerinde incelemeler yapılmasını ve bu amaçla Anayasa'nın 98. ve İç Tüzük’ün 104 ve 105. maddeleri gereğince "Meclis
Araştırması" açılmasını saygılarımla arz ederim.
Pervin
Buldan
Iğdır
BDP
Grup Başkan Vekili
Gerekçe:
Türkiye'de Kürt halkı,
sayıları yirmi milyonu aşkın büyük bir halktır. Kürt halkı, tarih, dil, kültür,
gelenek, coğrafi bölge gibi etkenler itibariyle farklı bir topluluk, yani
farklı ve kadim bir halktır.
Kürtlerle birlikte ülkemizde
farklı dil ve kültüre sahip başka etnik yapılar da bulunmaktadır. Farklılıklara
sevgi, saygı, hoşgörü gösterilmeden, kendilerini özgürce ifade etmeleri
sağlanmadan, barışık demokratik bir toplumu kurmak mümkün değildir. Farklı
kültürlerin, yapıların demokrasilerde ayrılık nedeni değil, birliğin harcı
olduğu, hukuk devleti güvencesinde yaşadığı bir gerçektir. Çok kültürlü
toplumlarda farklılıkların bir arada özgür ve eşit yaşaması yönünde anlayış ve
davranışlar geliştirilmediği takdirde, çatışma ve ayrılıklar yaşanmaktadır.
Bugün ülkemizde yaşanan çatışma ortamı, Kürt halkının kendi kültürünü, dilini
özgürce yaşaması ve yaşatmasına asimilasyon politikaları ve kıyımlar ile engel
olunması sonucunda meydana gelmiştir. Bugün dahi çözülmesi gereken acil
sorunların başında gelen en önemli sorun Kürt sorunudur. Türkiye'de Kürt
sorununun kökten çözümü, silahların bırakılması ve yeni demokratik bir süreci
başlatarak ülkemizin ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel açıdan güçlenmesini
sağlayacaktır. Otuz beş yıldır devam eden çatışmalı ortam göstermektedir ki
sorunun çözüm yolu silah değil müzakere ve uzlaşıdır. Sorunun acil çözümü ve
bir an evvel barış ortamının sağlanabilmesi için çözüm yollarını araştırmak ve
dünya örneklerinden yararlanmak gerekmektedir.
Çok kültürlü toplumlarda,
sosyal barışı ve bölge kültürlerinin gelişmesini sağlamanın, ülkenin bir
bölgesindeki farklı kültür ve kimlikleri korumanın yöntemi ve çözüm yolu
dünyanın birçok çok kültürlü ülkesinde uygulanan demokratik bölgesel özerklik
modelidir. Demokratik özerklik modeli eşit yurttaşlığı, özgür bireyi, örgütlü
toplumu güçlü kılar. Temsilde adalet ile halkın iktidara katılımı sağlanır.
Yerel, bölgesel özellikler dikkate alınarak sorunların çözümü kolaylaşır.
Bağımsız yargının sağlanması, her türlü askeri, yargısal ve bürokratik
vesayetin son bulması sağlanır.
Fransa, İspanya, İtalya gibi
tek resmî dil kullanan ülkeler ile birden fazla resmî dil kullanan İsviçre, Belçika, Hindistan,
Finlandiya gibi ülkeler bölgesel özerklik politikası uygulayarak soruna çözüm bulmuşlardır.
Çünkü yerinden yönetime dayanan sistemler sorunların çözümüne uygun modeller
hâline gelmişlerdir.
Kürt sorunun çözüm
yöntemlerinin tespiti için Mecliste bir komisyonun kurularak, bu komisyon
aracılığıyla, dünyada demokratik özerklik modellerinin araştırılması ve yerinde
incelemeler yapılmasının fayda sağlayacağı düşüncesindeyiz.
2.- Elâzığ Milletvekili Enver Erdem ve 20 milletvekilinin, Doğu Anadolu
Fay Hattı üzerinde bulunan Elâzığ ilindeki deprem riskinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/398)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Doğu Anadolu Fay hattı
ülkemizin en önemli deprem kuşaklarından birisidir. Elâzığ ilimiz de bu deprem
kuşağı üzerinde yer almaktadır. Son yıllarda deprem uzmanları, Elâzığ ilinde büyük şiddette ve yıkıcı bir deprem
beklediklerini belirtmektedirler. Olası bir depremde ilimizde, deprem öncesi ve
sonrası alınması gereken tedbirleri tespit etmek ve gerekli çalışmaları yapmak
için, Anayasanın 98'inci, içtüzüğün 104-105'inci maddeleri gereğince bir Meclis
Araştırması açılmasını arz ve teklif ederim. 16.12.2011
1) Enver Erdem (Elâzığ)
2) Ruhsar Demirel (Eskişehir)
3) S. Nevzat Korkmaz (Isparta)
4) Mustafa Kalaycı (Konya)
5) Seyfettin Yılmaz (Adana)
6) Ali Öz (Mersin)
7) Alim Işık (Kütahya)
8) Muharrem Varlı (Adana)
9) Lütfü Türkkan (Kocaeli)
10) Mehmet Şandır (Mersin)
11) Reşat Doğru (Tokat)
12) Oktay Öztürk (Erzurum)
13) Ali Uzunırmak
(Aydın)
14) Sinan Oğan (Iğdır)
15) Hasan Hüseyin Türkoğlu (Osmaniye)
16) Erkan Akçay (Manisa)
17) Sümer Oral (Manisa)
18) Kemalettin Yılmaz (Afyonkarahisar)
19) Mehmet Erdoğan (Muğla)
20) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
21) Ali Halaman
(Adana)
Genel Gerekçe:
Doğu Anadolu Fayı (DAF)
ülkemizin en önemli deprem kuşaklarından birini oluşturur. DAF’ın
jeolojik özellikleri ve tarihsel deprem kayıtları bu kuşak içerisinde aletsel
büyüklüğü 7’den büyük depremlerin olabileceğini göstermektedir.
Elazığ ilimiz, Doğu Anadolu
Fay hattının üzerinde yer almasıyla olası ciddi bir deprem riskiyle karşı
karşıyadır. Bu günkü Elazığ, 1834 yılında Harput mezrasının ovaya taşınmasıyla
kurulmuştur. Elazığ il merkezî fay kontrollü bir havza olup şehir, bu havzada
biriken alüvyal çökeller üzerinde yer almaktadır.
Havzayı denetleyen faylar DAF zonuna yaklaşık
paraleldir.
Elazığ şehir merkezî 2.
derece deprem kuşağında ancak; Karakocan, Kovancılar, Palu, Maden, Sivrice
ilçeleri ve Gezin beldesi 1. derece deprem bölgesi kapsamında yer almaktadır.
Palu-Hazar fayı 50 km,
Hazar-Sincik 85 km lik uzunlukta olup etkileyeceği
alanlar açısından oldukça önemlidir.
Elazığ deprem kayıtlarına
bakıldığında durumun ciddiyeti anlaşılacaktır. Örneğin, 1789 yılında
gerçekleşen depremde Elazığ ve Tunceli ilinde büyük yıkımlar yaşandığı ve
51.000 kişinin hayatını yitirdiği bilinmektedir.
Yine ilimizde, 1874 yılında
7,1; 1875 yılında 6,7; 1905 yılında 6,8; 1910 yılında 5,0; 1977 yılında 5,1;
yakın tarihlerde ise 13 Temmuz 2003 yılında 5,7; 11 Ağustos 2004 yılında 5,3;
26 Kasım 2005 yılında 5,2; 9 Şubat 2007 yılında 5,0; 8 Mart 2010 yılında 6,1 ve
24 Haziran 2011 5,4 büyüklükte depremler meydana gelmiştir.
Son yıllarda yapılan GPS
(Global Positioning System:
Küresel Konumlama Sistemi) çalışmalarına göre, DAF üzerindeki yıllık kayma 10
mm dir. Son büyük depremden günümüze kadar geçen
süre, (1789-günümüz 222 yıl) ve yıllık kayma hızı (10 mm) dikkate alındığında
yaklaşık 2.22 metre strain (gerilim) enerjisi
biriktiği anlaşılmaktadır. Deprem uzmanlarına göre bu sonuç, bu bölgede 7 ve
üzeri bir şiddette olası bir depremin habercisidir.
Elâzığ ilinde yapılan zemin
etütleri yeterli değildir. Hem merkez belediye de teknik eleman sayısı
yetersizdir hem de birçok ilçe belediyesinde jeoloji mühendisi bulunmamaktadır.
Bu nedenle zemin etütlerinde yeterli denetim sağlanamamaktadır.
Elâzığ il merkezî yerleşim
alanının yapı stoğu yaklaşık % 90 kadarı alüvyon
zemin üzerinde bulunduğu için deprem hasar riski yüksektir. Ayrıca, Elâzığ
ilinde, bilhassa yer altı suyunun yüzeye yakın olduğu bölgelerde zemin
sıvılaşması bahis konusudur.
İlimiz merkezî yerleşim
alanında yaklaşık D-B doğrultusunda uzanmakta olan, Elâzığ Fayı olarak
adlandırılan ters fay, daha ayrıntılı incelenmelidir. Depreme dayanıklı
konutlar yapılmalı, ayrıca uygun konut alanları önceden tespit edilmelidir.
Deprem erken uyarı sistemleri desteklenmeli ayrıca Elâzığ ili ve çevresindeki
illerle koordineli çalışmalar yapılmalıdır.
Elâzığ il deprem riski, zemin
ve bina yoğunluğu açısından mikro bölgelere ayrılmalı, deprem riski yüksek olan
bölgelerdeki bina yoğunlukları azaltılmalı, buralara park alanları, yeşil
sahalar, açık spor alanları ve geniş bulvarlar yapılmalıdır. Bunun için kent
bilgi sistemleri, bölgelendirme ve CBS (Coğrafi Bilgi
Sistemi) gibi çalışmalarla il merkezî projelendirilmelidir.
İlimizde, yeni yerleşim
yerlerinin, yapılaşmaya açılmasında, jeolojik ve jeoteknik
etütler, bilimsel ölçütler ve standartlar kapsamında gerçekleştirilmeli ve
zorunlu kılınmalıdır. Arazi çalışmaları ile 1/5000 ölçekli jeolojik haritalar
hazırlanmalı ve risk haritaları türetilmelidir.
Elâzığ ilimiz, bu
depremsellik yönüyle, Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında öncelikli iller
arasına alınmalı ve acil tedbirler belirlenmelidir.
Bu nedenle;
Elâzığ ilimizde olası bir
depreme karşı, deprem öncesi ve sonrası tedbirlerin alınması, hem hayati hem de
maddi hasarların olabildiğince önüne geçilmesi amacıyla bir Meclis Araştırması
açılmasını arz ve teklif ediyorum.
3.- Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz ve 21
milletvekilinin, Afyonkarahisar-Kocatepe'nin sorunlarının, geçmişinin,
bugününün ve geleceğinin, tarihimizdeki önemine yakışır bir hâle getirilmesi
için yapılması gereken yasal düzenlemelerin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/399)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Afyonkarahisar ilimizde
bulunan Büyük Taarruzun başlatıldığı Kocatepe'nin sorunlarının belirlenmesi,
geçmişinin, bugününün ve geleceğinin araştırılması, tarihimizdeki önemine
yakışır bir hale getirilmesi için idari ve kurumsal yasal düzenlemelerin
yapılması ama amacıyla Anayasa'mızın 98'inci, İçtüzüğün 104. ve 105. maddeleri
gereğince ekte yer alan gerekçeye istinaden bir Meclis Araştırması açılmasını
arz ve teklif ederiz.
1) Kemalettin Yılmaz (Afyonkarahisar)
2) Lütfü Türkkan (Kocaeli)
3) Oktay Vural (İzmir)
4) Ali Uzunırmak (Aydın)
5) Mehmet Şandır (Mersin)
6) Necati Özensoy (Bursa)
7) Oktay Öztürk (Erzurum)
8) Enver Erdem (Elâzığ)
9) Ali Öz (Mersin)
10) Hasan Hüseyin Türkoğlu (Osmaniye)
11) Sinan Oğan (Iğdır)
12) Alim Işık (Kütahya)
13) Mesut Dedeoğlu (Kahramanmaraş)
14) Süleyman Nevzat Korkmaz (Isparta)
15) Sümer Oral (Manisa)
16) Erkan Akçay (Manisa)
17) Ali Halaman (Adana)
18) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
19) Mustafa Kalaycı (Konya)
20) Mehmet Erdoğan (Muğla)
21) Zühal Topçu (Ankara)
22) Seyfettin Yılmaz (Adana)
Gerekçe:
Aradan 89 yıl geçmiş olmasına
rağmen Büyük Taarruz artan bir ilgi ile ulusal ve uluslararası alanda önemini
koruyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı, destanların yazıldığı,
varoluş mücadelemiz Kurtuluş Savaşının en önemli safhasıdır Büyük Taarruz.
Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk, 26 Ağustos 1922'de Büyük Taarruz'u,
Afyonkarahisar'ın merkez ilçesine bağlı Büyük Kalecik kasabası sınırlan içinde
yer alan 1874 rakımlı Kocatepe'den başlatmış ve günümüzde de varlığını sürdüren
siperden bizzat sevk ve idare etmiştir. Kocatepe'nin önemi Türkiye Cumhuriyeti
tarihi açısından tartışılmazdır. Kocatepe Türk Tarihinin önemli noktalarından
olan Gelibolu Yarımadasından farksız değildir. Ancak yıllardır Kocatepe
unutulmuştur. Kocatepe'nin Büyük Taarruz için başlangıç noktası seçilmiş olması
tesadüf değildir. 1874 rakımı ile Kocatepe'den Yunan Ordusunun işgalinde olan
bütün toprakları panoramik olarak görmek mümkündür. Bugün de ordumuzun
siperlerini, mevzilerini, düşman siperlerini, ateş noktalarını açıkça
görebilmek mümkündür. Kocatepe'de bulunan Atatürk Anıtı 1993 yılında
yaptırılmış kısıtlı bir peyzaj çalışması yapılmıştır. Şu hâli ile yılda bir
defa 26 Ağustos tarihinde vatandaşlarımızın ziyaret edebildiği bir anıt
olmaktan öteye geçmemektedir. Kocatepe'nin hak ettiği değere kavuşturulması,
tarihinin tam olarak araştırılması ve gelecek nesillere aktarılması gerekmektedir.
Alanda ciddi bir rekreasyon çalışması yapılması tarihî dokuya ve çevreye zarar
vermeden insanların ziyaret etmesi, tarihimizin tam idrakinin sağlanması,
Kültür ve Tarih Turizmi merkezî haline getirilmesi için çalışmaların yapılması
gerekmektedir.
Bu sebeple Kocatepe’de tarihi
doku göz önüne alınarak, tarihî
araştırmaların yapılması, alanda tarihî
yapıların korunması, gerekli sosyal donatıların yapılması, alanın doğal
panoramik müze haline getirilmesi için gerekli çalışmaların yapılması, yaşanan
sorunların ve çözüm yollarının tespiti için gerekli altyapılar ve bununla
ilgili yasal düzenlemelerin yapılması, fizibilite ve araştırma raporlarının
oluşturulabilmesi, sorunların ve alınacak tedbirlerin tespiti amacıyla,
Anayasa’nın 98. ve TBMM İçtüzüğü’nün 104 ve 105.
maddeleri gereğince meclis araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
BAŞKAN – Bilgilerinize
sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki
yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler
sırası geldiğinde yapılacaktır.
Barış ve Demokrasi Partisi
Grubunun İç Ttüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş
bir önerisi vardır; okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
VI.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- BDP Grubunun, 2/11/2012 tarihinde, Iğdır Milletvekili Grup Başkan
Vekili Pervin Buldan’ın cezaevlerinde 12/9/2012 tarihinde başlayan ve iki
siyasi talebi içeren süresiz dönüşümsüz açlık grevi, sağlık ve ekonomik
durumlarının araştırılması amacıyla vermiş olduğu Meclis araştırması öner-gesinin, Genel Kurulun 8/11/2012 günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
08.11.2012
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulunun 08.11.2012
Perşembe günü (Bugün) yaptığı toplantısında, siyasi parti grupları arasında oy
birliği sağlanamadığından Grubumuzun
aşağıdaki önerisini, İçtüzüğün 19’uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına
sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Pervin
Buldan
Iğdır
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
2 Kasım 2012 tarihinde, Iğdır
Milletvekili Grup Başkanvekili Pervin Buldan tarafından verilen (1733 sıra
no.lu), "Cezaevlerinde 12.09.2012 tarihinde başlayan ve iki siyasi talebi
içeren süresiz dönüşümsüz açlık grevi" sağlık ve ekonomik durumlarının araştırılması
amacıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan Meclis Araştırma
Önergesinin, Genel Kurul'un bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin
önüne alınarak, 08.11.2012 perşembe günlü birleşiminde sunuşlarda okunması ve
görüşmelerin aynı tarihli birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN – Barış ve Demokrasi
Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen İdris Baluken,
Bingöl Milletvekili. (BDP sıralarından alkışlar)
İDRİS BALUKEN (Bingöl) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; açlık grevleriyle ilgili vermiş
olduğumuz araştırma önergesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, uzun
bir süredir devam eden bu açlık grevleriyle ilgili buradan sürekli duyarlılık
çağrısı yapıyoruz ve maalesef bugüne kadar bu Meclisin inisiyatif alarak, irade
ortaya koyarak sorunu çözmeye çalışan bir yaklaşım gösterdiğine tanıklık
etmedik ve bu duyarsız yaklaşım açlık grevlerinin bugün 58’inci gününe
girmesine maalesef bir şekilde zemin hazırladı. Bugün 10 binlerce tutuklu
bunların içerisinde 63 siyasi tutuklu arkadaşlarımızın 58’inci gününe girdiği,
ölümle yüz yüze geldiği bir süreci maalesef yaşıyoruz. Dün ben Diyarbakır
Cezaevine gittim, açlık grevinde bulunan tutuklu arkadaşlarla görüştüm. Burada
olması gereken, bu Meclis çatısı altında çalışmalarını yürütmesi gereken
milletvekillerinin demir kapılar ardında, beton duvarlar arasında, bu ülkeye
demokrasi gelmesi adına, bu ülkeye barış gelmesi adına kendi bedenlerini açlığa
ve ölüme yatırdıklarına tanıklık ettim.
Sayın İbrahim Ayhan, Sayın
Kemal Aktaş, Sayın Faysal Sarıyıldız burada çözüm zeminlerini tartışmayla
ilgili çalışmalarda bulunması gerekirken maalesef Diyarbakır D Tipi Cezaevinde
duymamış olduğunuz seslerini duyurma adına kendi bedenlerini açlık grevine
yatırmış durumdalar. Bundan hepimizin rahatsızlık duyması gerekiyor. Gelinmiş
aşama itibarıyla son derece kritik bir eşiğin tam içindeyiz. Dün görüştüğüm
arkadaşların, Diyarbakır Cezaevindeki arkadaşların eriyen bedenlerini gördükçe
bizim burada insanlığımızın nasıl eridiğine canlı tanıklık ettim. Zayıflayan
bedenlerinde onlar yüksek moralleri ve kararlı iradeleriyle kendilerini ayakta
tutmaya çalışıyorlar ama bizler biraz daha geç kalırsak eriyen insanlığımızı
kurtarma adına elimizde var olan bütün zeminleri kaybedebiliriz.
O nedenle, her gün buraya bu
sorun çözülünceye kadar, insanlığımızı kurtarıncaya kadar, kendi onurumuzu
kurtarıncaya kadar bu açlık grevleriyle ilgili, duyarlılık çağrısıyla ilgili
bir gündemi getireceğiz ve her gün eminim ki bu sorunla ilgili duyarlı olup,
buraya gelip bunu ifade edemeyen arkadaşlarımızı cesaretlendirme noktasında
çağrılarda bulunacağız.
Değerli arkadaşlar, bakın,
burada bu açlık grevleriyle ilgili her öneri getirdiğimizde, özellikle iktidar
partisinden milletvekili arkadaşlar çıkıp, ezbere olan, hazırlanmış birtakım
metinleri buraya getirip sunuyorlar. Soruna teğet bile geçmeyen tüm metni BDP’ye hakaret, BDP’ye -deyim
yerindeyse- küfür, eleştiri içeren birtakım yaklaşımlarla burada dile
getiriyorlar. Biz defalarca bunun yanlış olduğunu söyledik, bugün yine
söylüyoruz. Bu sorun, böyle siyaset malzemesi yapılacak, BDP, AKP, CHP, MHP
üzerinden birbirini yıpratmaya çalışacak bir sorun değildir. Çünkü yüzlerce
insanın ve belki de bu sorunun çözümü dâhilinde, daha sonraki süreçlerde binlerce
insanın canının söz konusu olduğu bir sorundur.
Ülkemizde binlerce sorun var;
bu sorunlar hakkında buraya gelelim, birbirimizi eleştirelim, birbirimizi
yerden yere vuralım, gerekirse birbirimize hakaret de edelim ama ortada insan
hayatı varken, ortada ölümle yüz yüze gelmiş insanların durumu söz konusuyken
bu yaklaşımdan artık vazgeçelim. Etik olan, ahlaki olan, vicdani olan, siyasi
olan, insani olan yaklaşım budur.
Bakın, burada, bu kürsüde
konuşan bir arkadaşımız, Sayın Sırrı Süreyya Önder Mamak Cezaevinde girmiş
olduğu açlık grevi süreciyle ilgili bir konuşma yapmıştı. 40’ıncı günde kendi
ihtiyaçlarını karşılama noktasında, yetersizlik yaşadığı noktalarda kendisine
aynı cezaevinde bulunan ülkücü arkadaşlarının yardımcı olduğunu söylemişti. Ne oldu?
O ülkücü tutuklular kendi davalarına ihanet mi etmiş oldular, ülkücülükten mi
vazgeçmiş oldular? Hayır, bir insani erdem gösterdiler. Bir insani erdem
gösterdikleri için, söz konusu olan insan canı olduğu için, siyaseti geri plana
bırakıp insani pencereden yaklaştığı için yirmi yıl sonra dünya görüşü en zıt
olan bir partinin temsilcisi olarak bizler burada, Mecliste onları sizlere
örnek gösteriyoruz. Bu sorunun da bu pencereden ele alınması gerekiyor. Siyasi
düşüncemiz ne olursa olsun, dünya görüşümüz ne olursa olsun, sorunlara
yaklaşımımız, çözümümüz ne olursa olsun insan yaşamı ortada. Yüzlerce insanın,
binlerce insanın canıyla ilgili bir durum ortada ve bu insanlar sadece bir
müzakere ve diyalog sürecinin önü açılsın diye, savaşla ilgili süreçler artık
bitsin diye, bu ülkeye demokrasiyle ilgili, özgürlükle ilgili, barışla ilgili
bir kapı açılsın diye böylesi bir eyleme başvurmuşlar. Bizim yapmamız gereken,
bu sese kulak verip bir an önce bu sorunun çözümüyle beraber Kürt sorununda bir
müzakere ve diyalog sürecinin önünü açmak, akan kanın artık durmasını önlemek
olmalıdır.
Bakın, bütün dünyada benzer
sorunlar şu anda müzakere ve diyalog süreçleriyle çözülüyor. Kolombiya ve FARC
arasındaki savaşta elli yılı aşkın bir sürede 200 bin insan yaşamını yitirdi.
Ama bugün Kolombiya ve FARC müzakere masasına oturmuş durumdalar, müzakere
ediyorlar. Bu konuşmayı yaptığımız dakika itibarıyla “Bu akan kanı nasıl durdurabiliriz.”in görüşmelerini yapıyorlar. Daha bir ay
olmadı, Filipinler’de, Filipinler ve Moro İslami Kurtuluş
Cephesi müzakere masasına oturdular. Kırk yılı aşkın bir süredir 150 bin
insanın ölümüne yol açan bu savaşın müzakereyle bitmesi gerektiğini bütün
dünyaya ilan ettiler ve işin en ilginç yanı Türkiye Büyükelçisi Filipinler ve Moro İslami Kurtuluş Cephesi arasındaki bu müzakerelerde
gözlemci sıfatıyla orada o müzakerelerin içerisinde yer aldılar.
Şimdi siz dünyada yürüyen
savaş süreçleriyle ilgili müzakere süreçlerinde gözlemcilik yapacaksınız ama
kendi ülkenizde müzakere lafını ağzına alanı bile hemen mahkûm edeceksiniz,
cezaevine atacaksınız, teşhir edeceksiniz, ölümle yüz yüze getireceksiniz. Bu
yaklaşımın bir an önce terk edilmesi gerekiyor. Dünyada geçmişte de benzer
sorunların tamamı müzakere ve diyalog süreçleriyle çözüldü. İngiltere ile IRA arasındaki
savaş yüz yılın üzerinde sürdü, binlerce insan hayatını kaybetti. Bugün yaşanan
açlık grevleri süreci aynı şekilde IRA direnişçileri tarafından ortaya kondu.
Bakın, bugün gelinen aşamada
açlık grevine yatan Bobby Sands’lerin,
efsanevi IRA direnişçilerinin ortaya koymuş olduğu çözümün gerçek çözüm
olduğunu bütün insanlık kabul etti. Bugün, açlık grevinde IRA’lı
direnişçileri ölüme götürenleri tarih lanetliyor ama Bobby
Sands’leri ve o direnişi ortaya koyanları tarih
müzakere, diyalog ve barış adına bütün halklara örnek gösteriyor. İspanya-ETA
süreci aynı şekilde, İsrail-Filistin Kurtuluş Örgütü aynı şekilde. Bütün bu
sorunların çözümü konuşarak, istişare ederek, müzakere, diyalog süreçlerini
işleterek oluyor.
Biz, burada, BDP olarak, bu
sorunun müzakere ve diyalog çözümüyle ilgili projemizi ortaya koyuyoruz:
“Demokratik özerklik” diyoruz, iddia ediyoruz “Bizim projemiz hayata
geçirilirse, silahlı bütün unsurların silahlarını bırakacak şekilde bir süreç
işleyecek.” diyoruz. Asker, polis, gerilla, sivil, bütün ölümlerin önüne
geçecek bir proje getirdiğimizi söylüyoruz. Diğer siyasi partilere de “Yaşamla
ilgili, çözümle ilgili projeniz nedir?” diye soruyoruz. “Bitirelim, kökünü
kazıyalım, öldürelim, bayrak dikelim”in bir proje
olmadığını, yaşamla ilgili çözüm projelerinin siyasi partilerin görev ve
sorumluluğu olduğunu söylüyoruz. Konuşmaktan korkulmaması gerektiğini
söylüyoruz.
Bakın, Başbakan, “Avrupa’da
bu sorunlar konuşulursa, bakın nasıl cezaevine girecekler.” diye Elâzığ
Meydanı’nda söylüyor, ama Avrupa’ya bakıyoruz özerk olan İskoçya bağımsızlığını
konuşuyor, referanduma gidecekler. Birleşik Krallık ve İskoçya, kendi
demokrasisine o kadar güveniyor ki “Bağımsızlığı bile referanduma götürelim.”
diyor. İspanya’da 1,5 milyon Katalan bağımsızlık için yürüyüş yapıyorken…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
İDRİS BALUKEN (Devamla) –
…tanklar, coplar, TOMA’lar, bombalar, orada devreye
girmiyor, demokratik bir hak olarak bunlar hep değerlendiriliyor.
Aynı şekilde, Belçika’da,
Flamanlar özerk oldukları hâlde “Biz bağımsızlık istiyoruz.” diyebiliyorlar.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
İDRİS BALUKEN (Devamla) - Biz
“Bu ülkenin bütünlüğü içerisinde, demokratik özerklik projesi çerçevesinde bir
çözüm önerisi, bir çözüm projesi” diyoruz. Bütün siyasi partilere de, çözümle
ilgili bir an önce projenizi ortaya koyun, bu sürecin, açlık grevlerinin can
kaybına neden olmayacak şekilde bir an önce hayata geçirilmesi çağrısını tekrar
yineliyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum
(BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Barış ve Demokrasi
Partisi grup önerisi aleyhine söz isteyen Murat Yıldırım, Çorum Milletvekili.
MURAT YILDIRIM (Çorum) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
BDP Grubu tarafından verilen
Meclis araştırması açılmasına dair önerge aleyhinde söz almış bulunmaktayım.
Maalesef, açlık grevi hâlen
sürmektedir. 12 Eylül 2012 tarihinde birinci grup açlık grevine başlamış, 13 ve
15 Ekimde ise ikinci bir grup eyleme başlamıştır. Açlık grevi, hükümlü ve
tutukluların kendilerine üç öğün verilen iaşe reddetme biçiminde başlamıştır.
Grev, ilk olarak 6 ceza infaz kurumunda başlamış ve yayılarak da devam
etmiştir. 1 Kasım itibarıyla 66 cezaevinde 683 kişinin açlık grevinde olduğu
bilinmektedir, bu sayı bir ara 975’e kadar ulaşmıştır. Yaptığımız tespitlerde
Adalet Bakanlığımızın cumhuriyet başsavcılıklarına konuya karşı duyarlı
olmasına dair yazışma yapıldığı görülmüştür.
Sayın Bakanımız konuya
gerçekten çok duyarlı bir şekilde yaklaşmaktadır. Doktor ve sağlık memuru
görevlendirilmesi, acil ambulans bulundurulması için Sağlık Bakanlığıyla
koordineli olarak çalışmaktadır. Ceza ve Tevkifevleri
Genel Müdürlüğü merkezînde oluşturulan kriz merkezî vasıtasıyla kurumlardan
günlük bilgiler alınmakta ve değerlendirilmektedir.
Biz de Komisyon olarak Bolu
Cezaevini ziyaret ederek yerinde incelemelerde bulunduk. Bu cezaevinde toplamda
118 PKK terör örgütü hükümlüsü bulunmaktadır. 17 odada 19 kişi açlık eylemini
sürdürmektedir, bunların 10’u 12 Eylül 2012 tarihinde, kalan 9’u ise 15 Ekim
2012 tarihinde eyleme başlamıştır. Dolayısıyla eyleme ilk başlayanların bugün
itibarıyla 57’nci günüdür, ikinci grup ise 25 gündür açlık grevindedirler. Her
koğuşta en az 1 kişi eylemde bulunmaktadır. Eylemcilerin kendi talepleriyle,
yaş ve sağlık durumuna göre örgüt mensubu bazı hükümlülerce seçildiği
öğrenilmiştir.
Son kontroller 30 Ekim 2012
tarihinde yapılmış; ancak bu tarihten sonra muayene kabul edilmemektedir. Bu
tarihten sonra kontroller ancak gözle yapılabilmiştir. İaşe almayı reddeden
eylemcilere meyve suyu, şeker, su, limon gibi takviye besinler verilmekteyken
30 Ekim tarihi itibarıyla bu uygulamaya da son verilmiştir.
Devletin kontrolünde olan
mahkûmların gerek Komisyon olarak gerek milletin bir temsilcisi olarak gerekse
de bir insan olarak hiçbir insanın zarar görmesini istemeyiz. Bu insanlar her
ne kadar terör suçundan hükümlü ya da tutuklu bulunsalar da sonuçta
insanlardır. Şu anda devletin koruma ve kollaması altında hükümlülüklerini
sürdürmekte ve cezalarını çekmektedirler. Siyasi talepleri bulunmaktadır. Hiçbir
siyasi talep insanın sağlığından, can güvenliğinden öte olamaz. Bu sebeple,
cezaevlerinde açlık grevi yapan insanların bir an önce bu eylemlerine son
vermeleri çağrısında bulunuyorum.
Siyasi talepler silahla,
açlık grevi gibi can pazarlığıyla değil, konuşarak, anlaşarak bu çatı altında
çözülmelidir. Adalet Bakanımız önümüzdeki günlerde Meclise ana dilde savunma
hakkına yönelik bir düzenlemenin geleceğini beyan etmiştir. Doğrusu, aslında
beyan etmeye, Meclise getirmeye de gerek yok. Bu, zaten bir haksa savcılar,
hâkimler bunu talep edip, görüşmelerini sağlaması gerekir diye düşünüyoruz.
Burada yargının bunu çözmesi gerekir kanaatindeyiz.
Bu durum Hükûmetin iyi
niyetli tutumunun göstergesidir. İnsanların bu şekilde can pahasına eylemlere
sürüklenmesini bu çatı altındaki hiçbir siyasi partinin kabul edeceğini
zannetmiyorum. Çünkü bu, kendi varlığının inkârıdır. Bu, siyasetin dışlanması,
konuşmanın dışlanmasıdır.
Tutuklu ve mahkûmları baskı
ve dayatmalarla bu eylemlere sürükleyenler sağduyudan yoksun olsalar da açlık
grevine devam eden insanlar, üzerindeki tüm baskılara karşı koymalı ve açlık
grevini sonlandırmalıdır.
Cezaevlerini İnceleme
Komisyonu olarak yaptığımız incelemelerde yanımızda doktorlar da bulunuyordu.
Önümüzdeki günlerde ayrıntılı raporumuzu yayınlayacağız. Yaptığımız gözlemlerin
bir kısmında edindiğimiz bilgileri burada sizlerle paylaşmakta yarar olduğuna inanıyorum. Doktorlar eylemcilerin
genel durumlarının iyi olduğunu beyan ettiler. 1 kişinin günde 2.000 kaloriye
ihtiyacı olduğunu söylediler. Eylemcilerin aldıkları sıvı gıdaların 500 kalori
civarında bir enerji vereceği, buna bağlı olarak ciddi bir hâlsizlik içinde
olmaları gerekirken görüşülen eylemcilerde böyle bir hâlsizlik emaresi
görülmediğini söylediler.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Bunu
hangi doktor söyledi Sayın Hatip, hangi doktor bunu söyleyebilir?
MURAT YILDIRIM (Devamla) –
Bunu, hem kurum doktoru hem bağımsız doktor… Orada sizin temsilciniz de vardı,
Ertuğrul Bey de vardı CHP’den Mahmut Bey de vardı ve Komisyon olarak gittik,
biz hiç kimseyi de ayırt etmedik, beraberce bir arada…
İDRİS BALUKEN (Bingöl) –
Hiçbir doktor kırk gün boyunca yetersiz gıda alan bir kişi hakkında böyle bir
rapor düzenlemez, düzenleyemez, tıbbi etiğe aykırıdır.
MURAT YILDIRIM (Devamla) –
Efendim rapor… Gözle zaten muayene edilmiyor, gördüklerini söylediler, biz de
doktorların gördüklerini söylüyoruz. Burada bu kendi bilgimiz değil, inceledik,
Komisyon olarak gördüklerimizi paylaşıyoruz. Burada 30’a yakın cezaevini
inceledik, bu 30’a yakın cezaevlerinin hepsinde fiziki şartlarda bir sıkıntının
olmadığı, kötü muamele, işkence, geçmişe yönelik olan sıkıntılarının olmadığını
biz tespit ettik, bunlar raporla sabittir ve sizler de bunu görüyorsunuz. Ama
bu son olaylar açlık greviyle ilgilidir. Bunun da maalesef dışarıdaki
yönlendirmeyle yapıldığı da görülmektedir. Keşke siyasiler burada yapsalar.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) –
Onlarla görüştünüz mü? Onlar “yönlendirmeyle mi girdik” dediler?
MURAT YILDIRIM (Devamla) - Ya
bilemem yani yönlendiriyorlar mı?
İDRİS BALUKEN (Bingöl) –
Bilmezseniz o zaman neye dayanarak söylüyorsunuz?
MURAT YILDIRIM (Devamla) -
Kendi istekleriyle mi yapıyorlar?
BAŞKAN – Genel Kurula hitap
edin Sayın Yıldırım, lütfen…
MURAT YILDIRIM (Devamla) - Burada açlık
grevinde olmalarını hiç kimse kabul etmiyor, biz de kabul etmiyoruz. İnsanların
canı üzerinde siyaset yapılmasını hiçbir şekilde kabul etmiyoruz.
İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa) –
Yani siz tarafsız bir Komisyonun üyesi olarak gitmişsiniz… Ayıp ya ayıp. Bir de
İnsan Hakları Komisyonusun.
MURAT YILDIRIM (Devamla) –
Ayıp değil, ben gerçeği söylüyorum. Eğer doğruyu söylemek ayıpsa ben bu ayıbı
yaparım ama sizin yaptıklarınız eğer yönlendirmek şeklinde oluyorsa bu da doğru
değildir.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) –
Hayır Sayın Vekilim, size “bizi yönlendiriyorlar, bize talimat verdiler o
yüzden girdik” diyen oldu mu? İnsan
Hakları Komisyonu üyesisiniz sizin tarafsız olmanız lazım. Komisyon olarak
gittiniz.
MURAT YILDIRIM (Devamla) –
Efendim, burada ben doktorların beyanını söyledim, bağımsız bir doktor geldi.
Bağımsız doktorla birlikte kurum doktoru da oradaydılar. Cezaevine
girdiğimizde, “Kimler açlık grevinde?” diye sorduğumuzda ancak kendilerini
beyan ettiler. Öyle hâlsizlik emareleri veyahut da “açlık grevindeyim” diye
kendisini ortaya koyan olmadı. Biz söyledikten sonra, “Biz açlık grevi
sürdürüyoruz” dediler. 3 kişiden 2’si açlık grevi sürdürüyor veya açlık
grevini, kendisini ortaya koyanlar olmadı. Biz söyledikten sonra “Biz açlık
grevi sürdürüyoruz.” dediler, 3 kişiden 2’si açlık grevi sürdürüyor ve 10 kişilik
bir koğuşta 1 kişi açlık grevi sürdürüyor ve diğerleriyle birlikte bakıldığı
zaman da gözle tespit edilecek bir noktada olmadığını ben söylüyorum ve
doktorlar bunu söyledi. Bu benim kendi tespitim…
İDRİS BALUKEN (Bingöl) –
Vekilim, ağır konuşuyorsunuz, birkaç gün sonra cenazeler çıkınca bu
konuşmaların altından çıkamazsınız.
MURAT YILDIRIM (Devamla) –
Hayır, efendim, biz buna razı değiliz, buna karşılık vermiş değiliz, böyle
olsun da istemiyoruz.
BAŞKAN – Sayın Yıldırım,
karşılıklı konuşmayalım lütfen, Genel Kurula hitap edin.
MURAT YILDIRIM (Devamla) –
Benim tespit ettiğim bir şeyi söylüyorum burada. Kesinlikle burada…
HALİL AKSOY (Ağrı) –
Cezaevinde size yemek almadıklarını söylediler mi?
MURAT YILDIRIM (Devamla) –
Efendim?
HALİL AKSOY (Ağrı) – Size
yemek almadıklarını söylediler mi?
MURAT YILDIRIM (Devamla) –
Evet, söylediler.
HALİL AKSOY (Ağrı) – Kantin
işliyor mu?
MURAT YILDIRIM (Devamla) –
Kantin işliyor, evet.
HALİL AKSOY (Ağrı) – Ne
alıyorlar kantinden?
MURAT YILDIRIM (Devamla) –
Yani kantinden ne alıp almadıklarını… Ben burada tespitlerimi…
HALİL AKSOY (Ağrı) –
Kantinden ne alıyorlar? Ne alıyorlar kantinden, onu söyler misiniz?
BAŞKAN – Lütfen Sayın
Milletvekili…
MURAT YILDIRIM (Devamla) –
Yine, heyet olarak tutuklu ve mahkûmların grev süresince kilo kaybı ve kantin
alışverişlerini de inceledik, bunları da inceledik yani hem kilo kaybı var mı,
kantinden alışveriş yapıldı mı diye. F tipi ceza infaz kurumunda birincisi 22
Ekimde, ikincisi 30 Ekimde yapılan kilo-nabız kontrol tutanakları üzerinde
yaptığımız incelemelerde 19 eylemcinin 12’sinin 1 ile 7 kilo arasında değişen
kilo kaybına uğradıkları, 1 eylemcinin 2 kilo aldığı, kalan 6’sının aynı kiloda
kaldıkları tespit edilmiştir. Bu bir tespittir.
PERVİN BULDAN (Iğdır) – 7
kilo az mı?
MURAT YILDIRIM (Devamla) –
Efendim, ben bilemem.
PERVİN BULDAN (Iğdır) – 7
kilo vermek az mı?
MURAT YILDIRIM (Devamla) –
Yahu, 7 kilo… Bak, ben bu polemiğe girmek istemem, ben olanları söylüyorum.
Kantin alışveriş listesi
üzerinde yapılan incelemelerde ise, açlık grevindeki bazı hükümlülerin domates,
salatalık, yoğurt, kuru kayısı, peynir, konserve, balık, meyve, bisküvi,
çikolata gibi katı gıdalar aldıkları, eylemcilerle aynı koğuşta kalan diğer
hükümlülerin de alışveriş listesinin de oldukça uzun olduğu görülmüştür.
Bunlar, ben Komisyon olarak gördüklerimizi söylüyorum. Heyetin amacı,
eylemcilerin eyleminde samimi olup olmadıklarını sorgulamak olmasa da, konunun
gündeme gelmiş olması nedeniyle bu iddiayı kısmen inceledik ve araştırdık.
Doğru bilgilenmesi lazım, kamuoyunun da doğru bilgilenmesi lazım, sizin de
doğru bilgilenmeniz lazım.
SIRRI SAKIK (Muş) – Canım
Kardeşim, yarın -Allah korusun- ölüm gerçekleşse…
MURAT YILDIRIM (Devamla) –
Sizin grubunuzdan da orada arkadaşınız var, Ertuğrul Kürkcü
Bey var, yani CHP’den arkadaşlar var.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) –
Sayın Başkan, dün, cezaevinden geldik, doğru bilgilere sahibiz.
MURAT YILDIRIM (Devamla) – Ee, biz de cezaevindeyiz. Ben orada şartların… Yoğunluktan
sıkıntı var mı? Var. 80 kişilik koğuşlar elbette sıkıntılı, bir an önce onların
çözülmesi lazım.
Cezaevinde, geçmişte ana
dilde konuşma telefonda yoktu, bu hak verildi. Cezaevinde sağlık problemleri
vardı, edindiğimiz raporlar bunlar, çözüldü. Askerî cezaevlerinde tek tip
elbise vardı, bunlar çözüldü. Askerî cezaevlerinde, diğer şeylerde kontroller
vardı, girişte sıkı kontroller vardı; bunlar, edindiğimiz raporlar neticesinde
çözüldü.
HALİL AKSOY (Ağrı) – O
elbiseleri biz giymedik.
MURAT YILDIRIM (Devamla) –
Efendim, giyip giymediklerini bilemiyorum ama olanları biz söylüyoruz.
Burada…
HALİL AKSOY (Ağrı) – Ölüm
pahasına da olsa giymedik, her gün dayak yememize, işkence yapmalarına rağmen
bunu yaptık.
MURAT YILDIRIM (Devamla) –
Öte yandan, BDP Grubunun açılmasını istediği Meclis araştırması önergesine
ilişkin…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MURAT YILDIRIM (Devamla) -
…birçok çalışma, gerek bağımsız kuruluşlar gerekse Sağlık Bakanlığı ve Adalet
Bakanlığı tarafından tespit edilmiş konulardır, yani araştırma önergesinin
konusu olmadığını söylüyor, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Barış ve Demokrasi Partisi
Grubu önerisi lehinde söz isteyen İzzet Çetin, Ankara Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
İZZET ÇETİN (Ankara) – Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Barış ve Demokrasi Partisi grup
önerisinin lehinde konuşmak üzere söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, her
şeyden önce hepimiz insanız. Yani iktidar partisinin konuşmacı milletvekili
arkadaşımızın gerçekten zor bir görev yaptığına tanıklık ettik. Elindeki
rakamlar tabii ki önerge sahibi Barış ve Demokrasi Partisinin Sözcüsünün
söylediği rakamlarla aynı. Yani 66 cezaevinde 683 tutuklunun süresiz ve
dönüşümsüz açlık grevinde olduğu ve 58’inci gününde bulunduğu, yine bunlardan
2’sinin açlık grevlerini 16 Ekimden bu yana ölüm orucuna çevirdiği belli.
Günlerdir benzer konuyu burada konuşuyoruz, tartışıyor arkadaşlarımız. Öneriler
de ısrarla hemen hemen her gün Meclisin gündemine geliyor. Çözüm aranıyor ama
yani biraz ruhunuzu mu yitirmişsiniz, insanlığı giderek kayıp mı ediyoruz
kaygısına düşüyoruz ister istemez. Yani 58 gün, 50 gün, 40 gün kaç gün olursa
olsun, açlık grevine yatan insanların hâlâ sağlıklı olduğunu burada iddia
etmeye kalkışmak doğaya aykırı, insanlık bilimine aykırı, biyolojik olarak
mümkün olmayan bir şeyi ispata çalışmakla eş anlamlı.
Yani çözüm yeri, böyle bir
sorunun, Meclis olduğu için bir araştırma önergesi veriliyor ve Mecliste gelin,
bunu tartışalım, bir komisyon kuralım, incelensin, tartışılsın, çözülsün
isteniyor; bundan kaçınmak hiçbir şey kazandırmaz.
Yani gerçekten, geçtiğimiz
haftalarda bizim arkadaşlarımız da cezaevlerini dolaştılar, izlenimlerini onlar
da anlattı. Şimdi buradan, kalkıp da tanık göstererek “Bir şey yok, kantinden
alışveriş yapıyorlar, şöyleler, böyleler…” diyerek iyilik hâllerini ortaya
koymaya çalışmak hakikaten yakışmadı. Bu arkadaşlar, işte bizim arkadaşlarımız
da söylüyor; gözleri seğiriyor, burunları kanıyor, yüz hatlarındaki gerilimi
okumak mümkün yani hâlsiz oldular, hâlsiz kaldılar.
Değerli arkadaşlar, olay
gerçekten hem insani açıdan, hem siyasi açıdan ele alınması gereken bir konu.
Biz burada siyasi boyutuna katılmayabiliriz, katılmayabilirsiniz ama en azından
bu sorunun geçmişten ders alınarak… Biz bunu 12 Eylül döneminde yaşadık, 90’lı
yıllarda yaşadık, 2000’li yıllarda yaşadık, ölüm oruçlarında müdahaleye ya da
dönüşümsüz olduğu için ölümlere tanıklık ettik, dünyaya rezil olduk.
Yine, ben konuşmanızın bir
cümlesine katılıyorum: Hiçbir siyaset insan sağlığının önüne geçerek onu
canından edecek kadar ileriye götürecek bir eylem biçimi olamaz -insan
sağlığına zarar verecek bir eylem biçimi olamaz- insan sağlığına zarar verecek
bir eylem biçimini asla ben de tasvip etmem ama belki yol alınacak, belki çözüm
bulunacak bir konuyu Sayın Başbakan yurt dışından “Bunlar dalga geçiyorlar,
yiyip içiyorlar.” diyerek konuşunca, sizin de burada öyle konuşmanız maalesef
doğru yani anlayışla karşılamamız gerekir çünkü Başbakanız o yoldan gidiyor.
Değerli arkadaşlar, sağlığa
önem vermiyorsunuz ama Sayın Başbakanın kendi sağlığı her şeyden önemli ama
Başbakanın söylemleri, AKP’nin eylemleri, hazırladıkları tasarılar ya da kanun
teklifleri, bizim sağlığımızı da bozuyor. Gerçekten bunların da bir ele
alınmasının zamanı geldi. Bakınız, artık giderek Başbakanın ne kadar zararlı
konuma geldiği Junge Welt
gazetesinde yayınlandı, Türkçe olarak. Almanya ziyaretinde “Savaş kışkırtıcısı
defol.” diye başlık attı Alman gazetesi.
Şimdi…
FATİH ŞAHİN (Ankara) – Sana
da burada bunu göstermek mi düşüyor?
İZZET ÇETİN (Devamla) - Evet,
evet, Başbakan da yönetim özürlü İçişleri Bakanınız da benim sağlığımı da
bozuyor, halkın sağlığını da bozuyor.
FATİH ŞAHİN (Ankara) – Ayıp
ediyorsun!
İZZET ÇETİN (Devamla) – Ne
ayıp ediyormuşum? Dün gece ahlak anlayışınıza, yasa yapma anlayışınıza yakışır
bir yasa tasarısını buraya getirdiniz.
FATİH ŞAHİN (Ankara) – Biz iş
yapıyoruz, iş.
İZZET ÇETİN (Devamla) – Kurt
sisli havayı sever, eşkıya gece çıkar ininden, siz de gece üç buçukta yasa
getirerek benim sağlığımla oynuyorsunuz.
BAŞKAN – Sayın Çetin, lütfen
ama Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu kürsüsünden sarf edilecek sözler
mi şunlar Sayın Çetin, lütfen.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) -
Engellerseniz sabah beşe kadar olur.
İZZET ÇETİN (Devamla) –
Engelleyeceğiz değerli arkadaşlar.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) – Ne
konuştuğunun farkında değilsin.
İZZET ÇETİN (Devamla) –
Şimdi, siz ne yaptığınızın farkında değilsiniz, ben ne konuştuğumun
farkındayım.
FATİH ŞAHİN (Ankara) – Millî
bir ağızla konuş, millî bir ağızla.
İZZET ÇETİN (Devamla) – Siz,
hiçbir şeyi yani Başbakanınız ne derse, Bakanınız ne derse, yönetme özürlü
Bakanınız, kuklacı, taklacı Bakanınız ne derse onları burada söylüyor, onları
burada konuşuyorsunuz. Halkın sağlığıyla oynuyorsunuz, kamu düzeniyle oynuyorsunuz,
cumhuriyetle oynuyorsunuz, demokrasiyle oynuyorsunuz, insan haklarıyla
oynuyorsunuz. İnsanlar orada ölüm orucuna yatmış, burada aşağılıyorsunuz.(CHP
ve BDP sıralarından alkışlar)
Yaptığınız yasa tasarıları
ortada, bir gece yarısı operasyonuyla bir ilçeyi paramparça ediyorsunuz, seçim
kaygısıyla. Ne yaparsanız yapın, cetvel alın elinize çizin, ne Yenimahalle’yi
alabileceksiniz Ne Etimesgut’u alabileceksiniz ne Çankaya’yı ne Ankara’yı. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
BÜLENT TURAN (İstanbul) –
Anket yap…
İZZET ÇETİN (Devamla) – Zaten
korktuğunuz ve kaçmakta olduğunuz ortada, Başbakanınız veda mektubunu
kurultayında okudu ama nereye kaçarsa kaçsın, ne yaparsa yapsın yaptıklarının
hesabı, zenginleşmesi, bu tip, insanlara eziyet etmesinin hesabı sorulacak. Gün
gelir defteriniz dürülür, bir gün yaptıklarınızın hesabı sizden de sorulur.
Meydan o kadar boş değil. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
FATİH ŞAHİN (Ankara) – Hiç
merak etme!
İZZET ÇETİN (Devamla) –
İnsanlar ölüyor, alay ediyorsunuz; insanlara duyarsız kalıyorsunuz,
çıkarlarınız için yasa yapıyorsunuz. Gece yarısı gidip Haririlerle görüşüp bu
ülkenin yoksullaşması pahasına peşkeş çekiyorsunuz kamu kuruluşlarını.
FATİH ŞAHİN (Ankara) – Ağır
ol, ağır!
İZZET ÇETİN (Devamla) – Hiç
ağır olacak bir şey yok.
Değerli arkadaşlar, dün
yaptığınız işin ne namusu var ne ahlakı var ne de demokrasiyle bağdaşır bir
yönü var. Tam bir eşkıyalık örneği gösterdiniz.
Onun için, değerli
arkadaşlar, biraz yaptıklarınızın farkına varın, özgür milletvekili olun,
burada insan haklarına yönelik bir öneri yapılıyorsa hiç olmazsa insana insan
olduğu için, dili, dini, ırkı, cinsiyeti ne olursa olsun ona insan olduğu için
saygılı olun, hiç olmazsa, elli sekiz gündür açlık grevinde olan bir insana
“Yiyor, içiyor; doktor ‘sağlam raporu’ verdi.” diye hakaret etmeyin. Bir de o
insanları öyle taciz etmeye kalkışmayın.
Değerli arkadaşlar, biz
Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu konunun çözüm yerinin Meclis olduğunu
düşünüyoruz ve konuşulmasında, tartışılmasında yarar görüyor ve destekliyoruz.
Hepinize saygılar sunuyorum.
(CHP ve BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
AYTUĞ ATICI (Mersin) – Sayın
Başkan…
BAŞKAN – Buyurun.
AYTUĞ ATICI (Mersin) – Sayın
Başkanım, deminden beri konuşmaları dinliyorum. AKP adına konuşan Sayın Hatip
dünkü konuşmamı dinlememiş olabilir. Bu teknik bir konudur, sağlık konusudur.
İşin siyasetini bir kenara bırakıp insani duygularla, olayın vahim olduğunu
herkesin görmesi gerekiyor.
Sayın Başkan, Türkiye Büyük
Millet Meclisi oradan çıkan tabutları gördükten sonra, burada kimse kimsenin
yüzünü bakamaz hâle gelir. Bakın, bir hekim olarak söylüyorum, durum gerçekten
vahimdir.
Dikkatinize sunmak istedim
efendim. (CHP ve BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) –
Sayın Başkan, konuyla ilgili ben de bir açıklama yapmak istiyorum çünkü dün
Diyarbakır Cezaevindeydim. Yaklaşık bir aydır hemen hemen bütün cezaevlerini
gezdik.
Meclis İnsan Hakları
Komisyonu adına Bolu Cezaevine gidip gözlem yapan arkadaşımız maalesef referans
olarak tarafsız bir gözlem yapmayı, insan hakları adına bir gözlem yapmayı çok
fazla önüne koymamış gibi görüyoruz.
Talimatla bu eylemin
başladığını söylüyor; talimatla başladığına dair bir belge varsa buradan
açıklaması gerekirdi. Tutuklulardan herhangi birinin “Biz talimatla yapıyoruz.”
diye bir irade beyanı varsa açıklaması gerekirdi.
“Yiyorlar, kantinden
alışveriş yapıyorlar” diye bir açıklaması oldu; bununla ilgili elinde bir veri
varsa mutlaka burada açıklaması gerekirdi.
Bir de, işin sağlık boyutu
var. Yani, kırk gündür, elli gündür yetersiz düzeyde enerji alan, beslenmeyen
insanlara bir doktorun, bir hekimin “Herhangi bir sağlık problemi yoktur” diye
bir rapor vermesi mümkün değildir. Eğer o yönlü rapor veren bir doktor varsa,
onu da burada bütün Türkiye kamuoyuna açıklaması gerekirdi.
Biz şundan kaygı duyduk:
Meclis İnsan Hakları Komisyonu, insan haklarından çok Başbakanın yaklaşımını
ortaya çıkaracak, meşrulaştıracak bir çalışma yapmış, dolayısıyla bununla
ilgili, Sayın Hatipten, varsa elinde bir belge açıklamaya davet ediyorum.
SIRRI SAKIK (Muş) – Hatibe
düşen tek görev çıkıp özür dilemektir.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Barış ve Demokrasi Partisi
grup önerisi aleyhine söz isteyen Hüseyin Şahin, Bursa Milletvekili. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Barış ve Demokrasi Partisinin Meclis araştırma
önergesinin aleyhinde söz almış bulunmaktayım.
Hükûmetimiz, hükûmette
bulunduğu on yıllık dönemde demokratikleşme yolunda çok ciddi hamlelerde bulunmuştur,
bu konuda Türk demokrasisine çok ciddi manada katkı koymuştur.
Son dönemde cezaevi şartları
ve infaz sistemi insancıl yaklaşımlarla yeniden düzenlenmiştir. Barış ve
Demokrasi Partisinin Meclis araştırma önergesi açılmasını istediği, açlık
grevlerinin durumunun araştırılmasını istediği konuda da, son grup
toplantımızda Sayın Başbakanımız hem bu eylemde bulunan tutuklulara hem de
bunların ailelerine bu duruma bir an önce son vermeleri konusunda tavsiyelerde
bulunmuş ve bunu istemişlerdir. Aynı durum Bakanlar Kurulu toplantısından
sonra, pazartesi günü, Hükûmet Sözcümüz Başbakan Yardımcımız Bülent Arınç
tarafından da dile getirilmiştir. Kaldı ki, Bakanlar Kurulu toplantısından
sonra Başbakan Yardımcımızın, Bakanlar Kurulu kararlarını açıklarken Sayın Başbakanımızın
talimatları doğrultusunda, Barış ve Demokrasi Partisinin her gün kürsüye
gelerek ve çeşitli yayın organlarında da dile getirdikleri ana dilde savunma
hakkını istemeleri konusunda, mevzuattaki şartların iyileştirilmesi konusunda
bir talimatları da olmuştur. Şimdi, bu konuda da Adalet Bakanlığımız
çalışmalara başlamıştır ve yine 30 Eylülde büyük kongremizde Sayın Başbakanımız
halkımıza hitaben yaptığı konuşmada bu durumu dile getirmiş ve ana dilde
savunma hakkının bir hak olduğunu, mevzuattaki eksiklerin giderilerek bunun
düzenlenmesi konusunda çalışmalara başlayacağımızı bildirmişlerdir ama Barış ve
Demokrasi Partisi yetkilileri kürsüye her çıktıklarında bu durumu dile
getirmişler, neredeyse bunu tetikler bir duruma gelecek pozisyona getirmişlerdir.
Biz hiç kimse bu durumdan
olumsuz etkilensin istemiyoruz, insanlar ölsün istemiyoruz, hasta olsun dahi
istemiyoruz. Cezaevi şartlarının iyileştirilmesi konusunda, infaz sisteminin
iyileştirilmesi konusunda çok ciddi adımlar ve hamleler atıyoruz. BDP Grubunun
da bizim bu yaptığımız çalışmalara zaman zaman destek vermesini istediğimizde,
hiçbir şekilde bizim yanımızda olmayarak, neredeyse bu durumu tetikleyen ve
arkadan bu durumu destekleyen bir tavır sergilediğini gözlemlemekteyiz.
Eğer burada ölümler olacak
olursa bunun sorumlusu biz değiliz, sizlersiniz. Bu konuda sizi bir kere daha
bu kürsüden AK PARTİ Grubu adına uyarmak istiyoruz.
SIRRI SAKIK (Muş) – Zaten
içeride kilo alıyorlar, ölmeyecekler!
HÜSEYİN ŞAHİN (Devamla) –
Onların şartlarının iyileşmesi için bizler gece gündüz çalışırken, Adalet
Bakanlığı yetkililerimiz çalışırken siz buradan rant elde etme peşindesiniz.
Bakınız, size sesleniyorum:
Uyku uyuyan insanı uyandırmak kolaydır. İki tokat atarsınız kendine gelir,
uyandığı zaman da gerçekleri görür ama uyku uyuma rolünü yapanları ne
yapacaksınız, rol yapıyorsa ne yapacaksınız? İşte, siz rol yapma
durumundasınız. Sizden ülkenin gerçekleriyle yüz yüze gelmenizi istirham
ediyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALTAN TAN (Diyarbakır) –
Ayıp, ayıp!
İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa) –
İnsanlık adına utan, utan! İnsanlar ölüyor.
HÜSEYİN ŞAHİN (Devamla) –
Bakınız, ülkemizin demokratikleşme yolunda son on yılda AK PARTİ hükûmetleriyle
elde ettiği kazanımlara balta vurmak isteyebilirsiniz ama biz bildiğimiz doğrultuda…
İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa) –
Din, iman, vicdan var mı sende?
HÜSEYİN ŞAHİN (Devamla) –
…ülkemizi medeni ülkeler seviyesine çıkartmakta emin adımlarla ilerleyeceğiz.
Bundan siz de emin olabilirsiniz.
Sayın Başkanım, Barış ve
Demokrasi Partisinin Meclis araştırması açılması hakkındaki durumun aleyhinde
söz almış bulunmaktayım. Biliyorsunuz gündemimizde Büyükşehir Belediyesi Kanun
Tasarı’mız var. Ülkemizi demokrasi reformuna, belediyelerin önünü açacak bir
reforma kavuşturacak bu Kanun Tasarısı’nın, bir an önce gündemde yerini alarak
kanunlaşmasını istemekteyiz ve Barış ve Demokrasi Partisinin Meclis araştırma
önergesinin aleyhinde olduğumuzu belirtiyor, hepinizi saygılarımla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Buyurun Sayın Baluken.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) –
Sayın Başkan, Sayın Hatip konuşması sırasında BDP’nin
bu işi tetiklediğini ve bununla ilgili ölümlerden sorumlu olacağını söyledi. Bu
nedenle…
BAŞKAN – Buyurun, sataşma
nedeniyle iki dakika söz veriyorum. Lütfen yeni sataşmaya mahal vermeyelim.
VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in,
Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin’in Barış ve Demokrasi Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
İDRİS BALUKEN (Bingöl) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; burada konuşurken de çağrı yaptık. Yani
buraya gelince bir siyaset yapma, buradan bir siyaset, bir siyasi rol, bir
siyasi rant çıkarma arayışından kaçalım dedik. Çünkü ortada insan hayatı var,
insan canı var.
Şimdi, BDP’yi
bu işi tetiklemekle suçlamanız doğru değil, halk da buna inanmıyor. Bakın,
Meclis İnsan Hakları Komisyonu gidip orada görüşmüş, arkadaşınız konuştu.
Sorduk: “Bu tutuklular kimden talimat aldıklarını herhangi bir şekilde size
irade olarak beyan ettiler mi? Elinizde böyle bir belge var mı?” Bu insanların
tamamı politik olarak, siyasi olarak, yıllarca belli bir birikime sahip ve
kendi iradesini ölüme yatıracak kadar da kararlı insanlar. Dolayısıyla, buraya
gelip halkı yanıltmanız doğru değil. Bu insanların tamamı kendi iradeleriyle
ölüm orucu, açlık grevi eylemine başlamış durumdalar ve “Ancak kendi irademizle
bunu bitiririz;” diyorlar.
Çağrı konusuna gelelim. Bu
insanların bize söylediği şey şudur: Meclis olarak tüm siyasi partiler bu
taleplerimizin siyasi çözümü konusunda irade beyan etsin, sorumluluğu
üstlensin, o durum da bizi tatmin etsin, biz o durumda gerekli olan adımı
atalım, bırakalım.” diyorlar. Biz çağrı yapıyoruz. Gelin buraya, AKP, CHP, MHP,
BDP, her dört siyasi parti, “Biz bu taleplerin yerine getirilmesi konusunda
siyasi inisiyatifi alıyoruz, siyasi iradeyi alıyoruz, bir yol takvimi
belirliyoruz ve bu sorunları çözeceğiz.” diyelim, açlık grevini bırakma
çağrısını hep beraber yapalım. Ama, altında siyasi bir proje olmadan BDP’nin de, AKP’nin de, CHP’nin de yapacağı çağrının bir
karşılığı yoktur.
Diğer taraftan, uykuyla
ilgili söyledikleriniz de hiç ahlaki değil. Açlık grevi başladığı günden bugüne
kadar biz doğru dürüst uyku uyumuyoruz; alanlardayız, sokaklardayız, Mecliste
diplomatik görüşmelerdeyiz, siyaseti zorluyoruz, buradan bir çözüm çıkarmaya
çalışıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
İDRİS BALUKEN (Devamla) –
Buradan tekrar şunun çağrısını yapıyoruz: Bu işi böyle siyasi rant, siyasi
polemik konusu yapmayalım. Sayın Adalet Bakanının yaptığı bütün girişimler
anlamlıdır. Gelin, AK PARTİ sıralarından Sayın Adalet Bakanının girişimlerine
destek veren milletvekili arkadaşlar buradan konuşsunlar, güç katsınlar ve bunu
bir Hükûmet politikası hâline getirsinler; sorun da böyle çözülür.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) SİYASİ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ (Devam)
1.- BDP Grubunun, 2/11/2012 tarihinde, Iğdır Milletvekili Grup Başkan
Vekili Pervin Buldan’ın cezaevlerinde 12/9/2012 tarihinde başlayan ve iki
siyasi talebi içeren süresiz dönüşümsüz açlık grevi, sağlık ve ekonomik
durumlarının araştırılması amacıyla vermiş olduğu Meclis araştırması
önergesinin, Genel Kurulun 8/11/2012 günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına
ve görüşmelerin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önergesi (Devam)
BAŞKAN – Barış ve Demokrasi
Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
OKTAY VURAL (İzmir) – Karar
yeter sayısı…
BAŞKAN – Kabul etmeyenler…
Kabul edilmemiştir.
Milliyetçi Hareket Partisi
Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş
bir önerisi vardır.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) –
Efendim, karar yeter sayısı istendi.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Sayın Başkan, karar yeter sayısı talebi ulaşmadı mı?
AHMET YENİ (Samsun) – Geç
kaldınız, geç.
İZZET ÇETİN (Ankara) – Yok,
geç kalmadı, geç kalmadı da duymazlıktan geldi, duymazlıktan geldi.
BAŞKAN - Şimdi, Sayın Şandır,
bakın, Sayın Vural istedi. Ne zaman istedi? “Kabul edenler…” sözünden sonra
Sayın Vural karar yeter sayısı istedi. Hayır, duymadım değil, duydum ama…
MEHMET ŞANDIR (Mersin) -
Herkes duydu, siz duymadınız!
BAŞKAN - Tutanakları
isteyelim, cevap verelim size.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) -
Sayın Başkanım, herkes duydu ama siz duymadınız, maalesef öyle.
BAŞKAN - Duydum efendim,
“Duymadım.” demiyorum ben.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Duydunuz mu duymadınız mı?
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) –
Ama Başkanım, bakın, iki gündür çok
zorlu, çok stresli bir görüşme yapıyoruz. Bugün de muhtemelen öyle olacak.
BAŞKAN – Hayır, öyle olmasın
canım, öyle olmasını istemiyoruz.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) –
Günün başında, lütfen, bu Meclisi böyle stresli bir ortama sokmayın!
OKTAY VURAL (İzmir) – Karar
yeter sayısı işlemini alın.
BAŞKAN - Evet, tutanakları
inceleyeceğim, tamam, getirip vereceğim size, göndereceğim.
Milliyetçi Hareket Partisi
Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş
bir önerisi vardır.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan, karar yeter sayısı… Anlayamadım ne dediğinizi.
BAŞKAN – Oylamaya sunduktan
sonra, ben “Kabul edenler…” dedikten sonra söylediniz.
AHMET YENİ (Samsun) –
Oylamaya geçildikten sonra dedi.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) –
Hayır efendim.
BAŞKAN – “Duymadım.” demedim,
duydum.
OKTAY VURAL (İzmir) - Oylamaya sunulurken zaten istendi. Oylamaya
sunulurken…
AHMET YENİ (Samsun) –
Oylamanın yarısı bitmişti.
OKTAY VURAL (İzmir) - Sizin
ne zaman oylayacağınızı bilemem ki. Oylamaya geçildiği anda karar yeter sayısı
istedim.
BAŞKAN – Niye canım? 4 tane
konuşmacı var; 2 lehte, 2 aleyhte konuşmacılardan sonra oylamaya sunulur.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Oylamaya geçilirken karar yeter sayısı istenir zaten, geçilmeden istenmez.
AHMET YENİ (Samsun) –Geç
kalındı.
BAŞKAN – Ama oylamaya
geçtikten sonra, sunduktan sonra söylediniz
Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) – Hayır,
hayır.
BAŞKAN - Ben sizin sözünüzü
duydum efendim. Tutanakları getirtip gönderirim size, okurum tutanakları.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) –
Sayın Başkan, tutanakları incelemiş…
BAŞKAN – Tutanakları
gönderirim size. Ben duydum sözünüzü, duymadım demiyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) – İşlemi
bitirdikten sonra tutanakları göndermeniz olmaz. Böyle bir usul olur mu ya!
BAŞKAN – Yapacağımız bir şey
yok ki.
OKTAY VURAL (İzmir) – Böyle
bir söz alışverişi olur mu ya!
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Sayın Başkan, yangından mal kaçırır gibi hemen oylamaya koyuyorsunuz.
OKTAY VURAL (İzmir) - Ne
aceleniz var ya!
BAŞKAN – Ama…
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Şöyle bir etrafınıza bakın ya! Nedir, ne değildir.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sakin
olun.
BAŞKAN – Sayın Vural…
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) –
Başkanım, Milliyetçi Hareket Partisinin bu talebini sonuçlarıyla birlikte
ortadan kaldırıyorsunuz, tutanakları getirtseniz ne olacak!
BAŞKAN – Hayır, sonuçlarıyla
birlikte ortadan kaldırmıyoruz.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) –
Biz karar yeter sayısı istemişiz.
BAŞKAN – Sayın konuşmacı
kürsüden inerken elinizi kaldırmış olsanız, karar yeter sayısı istemiş olsanız
şimdiye kadar uygulamalarda olduğu gibi “Oya sunuyorum: Kabul edenler… Ancak
karar yeter sayısı arayacağım.” derim ama ben “Kabul edenler…” dedikten
sonra siz karar yeter sayısı istediniz.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkanım, tutanaklara bakın.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Hayır efendim, bundan önce söyledi.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) –
Peki, efendim, biz haklıysak nasıl geriye çevireceksiniz hadiseyi?
BAŞKAN – Geriye çevirme
imkânımız yok tabii ki.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Tabii yani.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) –
Olur mu? Bakın, sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırıyorsunuz.
BAŞKAN – Peki, niye böyle bir
işlemi yapayım ben? Oylamaya sunmadan önce Sayın Vural söylese niye yapayım?
Gerekçesi ne bu işin? Mantığı ne?
MEHMET GÜNAL (Antalya) –
Hızlandırmak için, talimatı yerine getirmek için. Neden olduğu belli değil mi!
HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Sayın
Başkan, yapın, ne olacak yani! Niye geriyorsunuz?
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Sayın Başkan, beş dakika ara verin.
BAŞKAN – “Yapmadım.” diyorum,
onu söylüyorum.
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Az
daha bekle de gelsinler!
BAŞKAN – Peki, karar yeter
sayısı arayacağım.
Kabul edenler… Kabul
etmeyenler…
MEHMET GÜNAL (Antalya) – 83.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Yok
Sayın Başkan.
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Ben
saydım, 83 kişi.
BAŞKAN – Elektronik
oylamayla…
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) –
Yapmayın efendim.
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Kaç
kişi varmış? Bir söyleyin bakayım, Kaç kişi varmış?
BAŞKAN – “Var” diyor Sayın Kâtip
Üye.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Kaç
kişi varmış? Söyle bakayım, kaç kişi var? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN – Saymadım ki, benim
meselem değil, kâtip üyelerin meselesi.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylamaya
başlandı)
MEHMET GÜNAL (Antalya) – 80
kişi yok be! Karşı değiliz, 80 kişi yok.
BAŞKAN – Hayır, “yok” dedi,
kâtip üyeler arasında anlaşmazlık var.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) –
Başkanlık Divanı sadece AKP’nin Başkanlık Divanı değil! 83 kişi var, saydık tek
tek! Olmaz öyle şey!
BAŞKAN – Ee,
ne yapmamız gerekiyor?
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Ara
vereceksin, çağıracaklar, bakacaksın. Yok, yok! Ben saydım 80 kişi vardı.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) –
Zaman kazandırıyorsun efendim!
BAŞKAN – Ee,
her zaman yaptığımız bu değil mi sayın milletvekilleri, niye tepki
gösteriyorsunuz?
MEHMET GÜNAL (Antalya) –
Böyle bir şey olur mu!
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta)
– Sayın Başkan, yani siz bugünü çıkmaza
götürüyorsunuz daha günün başında.
BAŞKAN – Sayın Korkmaz,
bugünü hiç çıkmaza sokmuyorum, her zaman yaptığımız uygulamayı tekrar ediyoruz.
Eğer kâtip üyeler arasında anlaşmazlık varsa…
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) –
Hayır, bu kadar aleni bir hakkı yerine getirmeyerek, aslında bütün bu Meclise
saygısızlık yapıyorsunuz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hiç kimseye
saygısızlık yapmıyorum efendim.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) –
Efendim, bu düzeltilebilir, düzeltin lütfen!
BAŞKAN – Biz Meclisi…
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Sayın Başkanım, her defa divan kâtiplerine müracaat etmiyorsunuz, bakıyorsunuz,
varsa var, yoksa… Hüküm veriyorsunuz.
BAŞKAN – Hayır, ben
uygulamamda her zaman sayın kâtip üyelere soruyorum, aralarında anlaşmazlık
varsa…
MEHMET GÜNAL (Antalya) –
Oradan görünmüyor mu?
BAŞKAN – Evet, elektronik
cihazla oylama yapıyoruz.
(Elektronik cihazla oylamaya
devam edildi)
MUHARREM İNCE (Yalova) – Oy
pusulalarını da kontrol edelim o kişiler burada mı diye Sayın Başkan.
Sahtekârlık olmasın, bakalım.
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 15.18
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.28
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Tanju ÖZCAN (Bolu)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 18’inci Birleşiminin İkinci
Oturumunu açıyorum.
Barış ve Demokrasi Partisi
Grubu önerisinin oylanmasında karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi, öneriyi
yeniden oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Evet, karar yeter sayısı vardır, kabul edilmemiştir.
Yalnız bilgi anlamında
getirttim:
“Barış ve Demokrasi Partisi
Grubunun önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Oktay Vural (İzmir) – Karar
yeter sayısı…
Başkan – Kabul etmeyenler…
Kabul edilmemiştir.”
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) –
Ama “Kabul etmeyenler…”le birlikte cümleniz tamamlanacak. O anda söylenmiş
işte. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Arkadaşlar, “Kabul edenler… Kabul
etmeyenler…” değil mi?
BAŞKAN – Sayın Korkmaz,
söyledim, “’Kabul edenler…’ diye sordum, ondan sonra söylendi.” dedim yani
söylediğimden hiçbir farklılık yok.
AHMET AYDIN (Adıyaman) –
Nevzat Bey, oylamaya geçmeden önce…
BAŞKAN – Yani burada kasıt
aramanızı yadırgıyorum.
Evet, Milliyetçi Hareket
Partisi grup önerisini okutuyorum:
2.- MHP Grubunun, 2/11/2012 tarih ve 6553 sayı ile Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan, ülkemizde yabancı, gerçek ve tüzel kişilere
yapılan taşınmaz satışları hakkındaki genel görüşme önergesinin, Genel Kurulun
8/11/2012 günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına
ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulunun 08.11.2012
Perşembe günü (bugün) yaptığı toplantısında, siyasi parti grupları arasında
oybirliği sağlanamadığından Grubumuzun aşağıdaki önerisini İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına
sunulmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Oktay
Vural
İzmir
MHP
Grup Başkanvekili
Öneri:
2 Kasım 2012 tarih ve 6553
sayı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına vermiş olduğumuz “Ülkemizde
Yabancı Gerçek ve Tüzel Kişilere Yapılan Taşınmaz Satışları hakkında”
verdiğimiz Genel Görüşme önergemizin 8.11.2012 Perşembe günü (bugün) Genel
Kurulda okunarak görüşmelerini bugünkü Birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN – Milliyetçi Hareket
Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Alim Işık, Kütahya Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
ALİM IŞIK (Kütahya) –
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; grubumuzun ülkemizde bugüne kadar yapılan yabancı ve gerçek
tüzel kişilere ilişkin taşınmaz satışlarının genel görüşmeye alınması ve Meclis
gündeminde uzunca bu konudaki müzakerelerin yapılmasına yönelik önergemiz
üzerine söz aldım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
özellikle ülkemizde yabancı gerçek ve tüzel kişilerin mülk edinmesine yönelik
çalışmalar cumhuriyet tarihi boyunca değişik dönemlerde zaman zaman kamuoyu
gündemine yoğunlukla gelmiş, zaman zaman seyrek şekilde bu çalışmalar devam
etmiştir. Ama ilginç olan bir şey vardır, 2002 yılında Adalet ve Kalkınma
Partisi hükûmetlerinin işbaşına gelmesiyle, birçok alanda olduğu gibi, vatan
topraklarının satışı da hızla yükselmiş ve birçok değişiklik bu yüce Meclisin
çatısı altında kamuoyu gündemine tekrar gelmiştir. Özellikle Adalet ve Kalkınma
Partisi hükûmetlerinin bu on yıllık iktidar sürecinde en fazla değişiklik
yaptığı kanun, hepinizin de yakından bildiği gibi, Kamu İhale Kanunu’dur. Geçen
yine bu konuyla ilgili bir düzenleme bu yüce Meclisten geçti, o zaman ifade
etmiştim, on yılda toplam 25 kez Kamu İhale Kanunu değiştirilmiş ve bu 25
değişiklikte 152 adet değişiklik gerçekleştirilmiştir. Bu 152 değişiklik bazı
maddelerde birden fazla, bazı maddelerin bazı fıkra veya cümlelerinde birden
fazla, aynı iktidar döneminde vuku bulmuştur.
İkinci en fazla yapılan
değişiklik ise Tapu ve Kadastro Kanunu’nda yapılan değişikliklerdir. Bununla
ilgili 2005 yılında 2 kez, 2008 yılında 3 kez, 2009 yılında 4 kez, 2012 yılında
da 2 kez olmak üzere toplam 11 kez bu kanunda, Tapu Kanunu’nda değişiklik
ortaya çıkmıştır. Kadastro Kanunu’ndaki değişiklikleri saymıyorum.
Şimdi, baktığınız zaman bu
değişikliklerin özünde, yabancıların gerçek ya da tüzel kişi olarak ülkemizde
taşınmaz edinmesi önündeki sınırları genişleten ve kaldıran değişiklikler birbirini
izlemiştir. Bu amaçla ilk kez 1934 yılında 2644 sayılı Tapu Kanunu’nda yapılan
değişiklikle yabancıların ülkemizden taşınmaz edinmesinin önü açılmış ama çok
önemli bir sınırlama konmuştur ki karşılılık yani mütekabiliyet esası dikkate
alınmak kaydıyla, bizim ülkemizin vatandaşları hangi ülkede hangi şartlarda
taşınmaz edinebiliyorsa o ülkenin vatandaşları da ülkemizde aynı şartlarda
taşınmaz edinebilecek şekilde bir sınırlandırılma getirilmiş. Daha sonra 1984
ve 86 yıllarında, zamanın Anavatan Partisi hükûmetleri döneminde, karşılıklılık
ilkesinin kaldırılmasına yönelik girişimlerde bulunulmuş; Meclisten ilgili
kanunlar çıkartılmış ama günün Anayasa Mahkemesi karşılıklılık ilkesinin yok
edildiği ve uluslararası hukukun zedelendiği gerekçeleriyle bu değişiklikleri
iptal etmiş. Dolayısıyla, mütekabiliyet esası yürürlükte kalmaya devam etmiş.
Arkasından, Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetleri döneminde -2003 yılında-
4875 ve 4916 sayılı kanunlarla, yine Anavatan hükûmetleri dönemindeki
değişikliklerin benzeri yüce Meclisten çıkartılmış. Mütekabiliyet esasının yok
edilmesini ya da daha büyük değişikliklerle sınırlamanın kaldırılmasını öngören
kanunlar, yine o yıllarda -2005 yılında- Anayasa Mahkemesinin iptaliyle bu
tehlike önlenmiş.
Tabii, Adalet ve Kalkınma
Partisi, 2007 seçimlerinden sonra yeniden Meclise güçlenerek geldikten sonra
boş durmamış, bir kez daha bu Kanun’la ilgili değişikliği gündeme getirmiş ve 3
Temmuz 2008 tarihli ve 5782 sayılı Kanun’la, yabancı uyruklu gerçek kişilerin
merkez ilçe ve ilçeler bazında, mücavir alanların yüzölçümünün yüzde 10’unu
geçmeyecek şekilde, daha önce binde 5’le sınırlı olan mülk edinme şartını
genişletmiş; arkasından -ciddi anlamda- yabancı gerçek ve tüzel kişilerin
ülkemizin özellikle kıyı şehirlerinde mülk edinmesinde patlama yaşanmış. Biraz
sonra rakamları sizlere vereceğim, resmî rakamları. Bu da yetmemiş, Adalet ve
Kalkınma Partisi hükûmetlerinin özellikle cari açığı kapatacak ciddi bir kaynak
olarak gördüğü bu alanı genişletme çalışmaları devam etmiş ve en son, 3 Mayıs
2012 tarihli ve 6302 sayılı Tapu ve Kadastro Kanunu’nda değişiklik öngören
Yasa’yla, değerli milletvekilleri, mütekabiliyet esası kaldırılmış. Daha sonra
aynı Yasa’da, iş yeri ve mesken olarak mülk edinebilmesi şartı vardı, o da
kaldırıldı. 2,5 hektara kadar olan sınır 30 hektara kadar kişi başına
genişletildi, Bakanlar Kurulu kararıyla 60 hektara kadar çıkarıldı. Ayrıca,
ilçe mücavir alanı değil bakınız, ilçe yüz ölçümünün yüzde 10’una kadar
toplamda mülk satışının önü açıldı. Şimdi, getirilen “büyükşehir” adı altında…
ÜNAL KACIR (İstanbul) –
Hayır, öyle değil.
ALİM IŞIK (Devamla) - Bakarsanız Kanun’a
görürsünüz değerli arkadaşlar, Kanun burada. Özel mülkiyete tabi alanların ilçe
yüz ölçümünün yüzde 10’u kadar. Bakınız, kanunu iyi okuyun.
ÜNAL KACIR (İstanbul) –
Hayır… Hayır…
ALİM IŞIK (Devamla) - Sayın
Başkan, Kanun’u okursanız ne olduğunu anlarsınız, siz tecrübeli bir
milletvekilisiniz.
ÜNAL KACIR (İstanbul) – Özel
mülkiyete konu alanın yüzde 10’u.
ALİM IŞIK (Devamla) - Burada
Kanun’u okuyayım: Özel mülkiyete tabi alanların ve ilçe yüz ölçümünün…
Alanlarda 30 hektara kadar, ilçe yüz ölçümünün yüzde 10’u. Bunun yorumunu
yaparsınız, Sayın Bakan varsa gelir açıklar. Dolayısıyla bu alanlar…
BÜLENT TURAN (İstanbul) –
Hocam…
ALİM IŞIK (Devamla) - Değerli
arkadaşlar, burada Kanun önümüzde. Bu Kanun’u tekrar okuyarak zamanımı
kaybetmek istemiyorum, bakınız, özet olarak okuyorum: Özel mülkiyete konu ilçe
yüz ölçümünün yüzde 10’unu ve kişi başına ülke genelinde 30 hektarı geçemez.
Bakanlar Kurulu kararıyla 60 hektara kadar…
BÜLENT TURAN (İstanbul) –
Şimdi oldu Hocam.
ALİM IŞIK (Devamla) - Şimdi,
bu yüzde 10 alan, büyükşehir yasasıyla, ilçe sınırlarının tüm mülki idare
sınırlarına genişletilmesiyle nasıl değişecek? Dün Sayın Bakana sorduk, bir
tehlikenin olmadığını söyledi ama olup olmayacağı konusunu zaman gösterecek.
Bizim endişelerimiz, bunun tüm ilçe sınırlarının yüzde 10’una genişlemesiyle
önümüzde çok ciddi sorunların yaşanacağı yönündedir.
Şimdi, size, 12 Nisan 2012
tarihli önergemize, Sayın Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın 17
Mayıs 2012 tarihli resmî cevabıyla yapılan, bugüne kadar gerçekleştirilen
toplam satışları paylaşmak istiyorum. 21/12/1934’e kadar yani cumhuriyet öncesi
durum toplam 114.792 metrekare; cumhuriyet sonrası durum, 1934-1984 arası, 1
milyon 956 bin 537 metrekare; 1984-1986 arası 235 bin 424 metrekare; 1986-2003
tarihleri arası 9 milyon 116 bin 148 metrekare; 2003’ten sonraki durumu dikkate
değer buluyorum, 3/7/2003 ve 29/12/2005 tarihleri arasında 7 milyon 963, 2005-2008
tarihleri arasında 18 milyon 404 bin 108 metrekare ve 2008’den bugüne kadar,
son değişiklikten bugüne kadar 79 milyon 614 bin 692 metrekare yani yüzde 10’a
çıkarttığınız dönemde tüm satışların yüzde 90’ına yakını 2008’den bugüne kadar.
Ne zamana kadar? 2012 Mayıs ayına kadar.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ALİM IŞIK (Devamla) - Şimdi,
mayısta yaptığımız bu değişiklikten sonra patlamanın ne olduğunu bilmiyoruz.
İşte bu genel görüşme Türkiye kamuoyunun ve yüce Meclisin doğru bilgilendirilmesi,
gelecekteki risklerin ortaya konması açısından çok önemlidir. Bu nedenle bu
genel görüşme önergemize desteğinizi bekliyorum, bu konuyu bundan sonraki
günlerde çok fazla oranda tartışacağımızı ümit ediyorum. Çünkü Türkiye’yi çok
büyük bir tehlike beklemektedir. Bunun boyutlarını bu yüce Meclisteki değerli
milletvekillerinin detaylı bir şekilde bilmesi gerekiyor.
Bu duygu ve düşüncelerle
önergemize desteğinizi bekliyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Öneri aleyhinde söz isteyen
Ahmet Baha Öğütken, İstanbul Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AHMET BAHA ÖĞÜTKEN (İstanbul)
– Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime geçmeden önce yüce Meclisi
ve aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
Ülkemizde yabancı gerçek ve
tüzel kişilere yapılan taşınmaz satışları kanunu genel görüşmesi hakkında
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi aleyhine söz almış bulunuyorum.
Sözlerime geçmeden önce,
ülkemiz için dönüm noktası olan 3 Kasım 2002 seçimlerinin 10’uncu yılına girmiş
bulunmaktayız; ülkemiz ve milletimiz için muhteşem bir on yıl geçiren ve
kurulduğu günden beri girdiği her seçimi daha güçlü çıkarak, “Türkiye hazır,
hedef 2023.” diyerek yoluna devam eden millet sevdalısı AK PARTİ’mizin
10’uncu iktidar yılını kutlayarak başlamak istiyorum.
Mayıs ayında çıkarılan bu
Kanun’la ilgili olarak Kanun’un ruhunu iyi anlamak, anlamaya çalışmak gerekir.
Bu Kanun’un, dünyanın en büyük 10’uncu ekonomisinden birisi olmayı
hedeflemişsek eğer ve bu hedefe emin adımlarla ilerliyorsak yabancı sermayenin
rahat ve güven içinde girebilmesi için atılmış büyük bir adım olduğunu
düşünüyorum. Yani ne kadar yabancı yatırımcı ülkemize çekebilirsek, ne kadar
yabancı fonu da ülkemizde kullanabilirsek o kadar hedefimize yaklaşmış olacağız.
Bunun aksini düşünen bir vekil arkadaşım olduğunu zannetmiyorum. Yabancı
yatırımcı, bırakın sanayi kuracaksa kursun, tarım yapacaksa yapsın, ev alacaksa
alsın. Denetimli bir şekilde, iyi niyet içinde ülkemizde bu misafirleri
kanunlarımıza, tarihimize, örf ve âdetlerimize, misafirperverliğimize yaraşır
bir şekilde ağırlayalım.
Altını çizerek tekrar
ediyorum, Kanun’un ruhunu iyi anlamak lazım. Zaten dünyada kendi iç
dinamikleriyle refaha ulaşmış ve dünyanın en büyük ekonomileri arasına girmiş
hiçbir örnek ülke yoktur. Bunu anlayabilmek için yurt dışı ile ülkemizi
mukayese etmemiz gerekir. İngiltere, Belçika, Almanya, İspanya ve Hollanda gibi
gelişmiş ülkelerin bu konudaki yaklaşımlarını bir inceleyelim. Bu ülkelerin
bakış açılarına konuşmamın sonunda değineceğim.
Yasallaşan bu Kanun’u genel
hatları ile anlatacak olursak, ülkemizde yabancılara taşınmaz mal edinilmesini
sağlayan ilk düzenleme 22/12/1934 tarih, 2644 sayılı Kanun’un 36’ncı maddesinde
yabancı uyruklu gerçek kişilerin bir köye bağlı olmayan müstakil çiftliklere
veya köy sınırları dışında kalan arazinin 30 hektardan çoğuna ancak hükûmetin
izniyle sahip olabilecekleri hükme bağlanmıştır. 1934’le 2006 arası yıllar,
yabancı uyruklu gerçek kişilerin ülkemizde edineceği alan karşılıklı olmak
şartı ile 30 hektar olarak belirlenmiş ve bu miktarı geçen alanları edinebilme
hükûmetin iznine bağlı kılınmıştır. Böylece, 1934 ila 2006 yılları arasında
Hükûmet tarafından izin verilmek şartı ile yabancı uyruklu gerçek kişilerin
genel olarak sınırsız taşınmaz edinme hakkı bulunmamaktaydı. Ancak 2006 yılında
değişiklikle yabancı uyruklu gerçek kişilerin ülke genelinde edineceği
taşınmazlar ile bağlantısız ve sürekli nitelikli sınırlı ayni hakların toplam
yüz ölçümü 2,5 hektara düşürtülmüştür. 1934 ila 2006 yılları -taşınmaz edinme
hakları hariç- paralel olarak yapılan değişiklikler, ilçe yüz ölçümünün yüzde
10’unun ve ülke genelinde yabancıların edinebileceği toplam yüz ölçümünün 30
hektarı geçmeyeceği, ülke menfaatleri göz önünde bulundurularak Dışişleri
Bakanlığı görüşü üzerine Çevre ve Şehircilik ve Maliye Bakanlığının 30 hektarı
2 katına çıkartılabileceği öngörülmüştür. Kanun hakkında genel bilgi vererek
hatırlatma yaptım.
Ülke topraklarının
yabancılara satılması yolunda açıldığı, bunun Anayasa’ya aykırı olduğu, vatan
topraklarının yabancıların istilasına uğradığı yönünde eleştiriler
yapılmaktadır. Bu eleştirilerin haksız olduğunu, ülkemizdeki yabancı
satışlarının yalnızca AK PARTİ döneminde başlamadığını, geçmişte yapılan
satışların, hatta bugün burada bizi eleştirilenlerin…
ALİM IŞIK (Kütahya) – Yüzde
90’dan fazlası AK PARTİ döneminde, onu da kaydet.
AHMET BAHA ÖĞÜTKEN (Devamla)
– ...iktidar olduğu dönemlerde de bu satışların gerçekleştiğini…
ALİM IŞIK (Kütahya) – AKP…
AHMET BAHA ÖĞÜTKEN (Devamla)
– …kayıtlara baktığımızda görmemiz mümkün olacaktır.
“Biz az sattık.”
diyebilirler. Aslında satmadılar, satamadılar.
ALİM IŞIK (Kütahya) –
Satamadılar mı?
AHMET BAHA ÖĞÜTKEN (Devamla)
– İktidar ve güvenin olmadığı, ekonominin çöktüğü bir ülkeye siz olsanız
yatırım yapar mısınız?
HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Satın
memleketi, satın!
AHMET BAHA ÖĞÜTKEN (Devamla)
- Elbette yapamazsınız.
ALİM IŞIK (Kütahya) – Güzel
kardeşim, onu bir düzelt sen! “Satamadılar”ı “Biz iyi
sattık.” diye düzeltirsen iyi olur!
AHMET BAHA ÖĞÜTKEN (Devamla)
– Zaten satılanın adı üstünde “taşınmazın mal varlığı”. “Taşınmaz mal varlığı”,
ismi üstünde. Yabancının satın aldığı bu taşınmazı alıp kendi ülkesine veya bir
başka ülkeye götürmesi mümkün değil.
Yatırım aracı olarak
taşınmazların yabancılar tarafından kullanılması önemli kazançlardan biri…
ALİM IŞIK (Kütahya) – Yakında
sizi de satarlarsa şaşma! O zaman yabancı ülkeye gidiyor mu, gitmiyor mu
görürsün!
AHMET BAHA ÖĞÜTKEN (Devamla)
– …gayrimenkul yatırımlarından daha uzun vadeli ve düşük riskli yatırımlar
olmasıdır. Üstelik alınan önlemler ve kotalarla tekelleşme, manipülasyon yapma
gibi hiçbir ekonomik risk de içermemektedir.
Diğer bir getirisi de
şüphesiz, hızla gelişmekte olan Türk inşaat sektörü üzerinde olmuştur. Hepimiz
biliyoruz ki hızlı büyüyen ülkemiz ekonomimizin en güçlü ayaklarından biri
inşaat sektörüdür. Büyüyen, markalaşan, globalleşen Türk inşaat firmaları iç
pazarın hacmini ve çeşitliliğini artırırken global anlamda da büyük başarılar
elde etmektedir. Yine çok önemli bir getirisi turizm sektöründe olmuştur.
Ülkemizde gayrimenkul alan yabancılar, ülkemizin tanıtımına, ülkemize gelen
turist sayısının artmasına, yerleştikleri bölgenin ekonomik gelişmelerine
önemli katkılada bulunmaktadırlar. Bir taraftan satın
aldıkları gayrimenkullerle o bölgedeki tasarrufları artırıyorlar, bir taraftan
da gayrimenkulde talep yaratarak vatandaşlarımıza ait gayrimenkullerin daha
değerli olmasını sağlıyorlar. Emekli maaşlarını ve diğer kazançlarını da
yaşadıkları bölgeye harcadıkları için bölgenin kalkınmasına katkıda
bulunuyorlar. Yine nereden bakarsanız bakın, yerleştikleri bölgeye ekonomik
açıdan çok büyük katkı sağlıyorlar. 2002’de 13 milyon turistten 8 buçuk milyon
dolar elde etmişken, on yılda bu rakamı 31 buçuk milyon turistten 23 milyon
dolara çıkartarak rekor kırdık, gelen turist sayısını inşallah bu ve bunun gibi
çalışmalarla çok daha iyi konuma getireceğimiz inancındayım.
Ülkemize uluslararası
doğrudan yatırımın artması için yaptığımız çalışmalar neticesinde 2002 yılına
kadar yapılan yatırımlar 1 milyar doları aşmazken, 2003 ve 2011 yıllarından
sonuna kadar 110 milyar dolara ulaşmıştır. Bu rakamları daha yukarılara
çıkartmamızı sağlamamız bu kanunla daha netleşecektir. Örnek vermek istiyorum:
İspanya’da yabacılar tarafından edinilmiş taşınmaz sayısının 2 milyon civarında
olduğunu, 350 ile 400 milyar euroluk bir sermaye
hareketinin gerçekleştiğini biliyor musunuz? Avrupa’nın ciddi anlamda ekonomik
krizde olması Türkiye’yi önemli bir yatırım merkezî hâline getirmeye
başlamışken, bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmemiz için bu yasanın çıkmış
olmasının yerinde olduğunu düşünüyorum.
Yine karşılıklılık ilkesinden
bahsetmek istiyorum: Karşılıklılık ilkesiyle yurt dışında yaşayan
vatandaşlarımız bulundukları ülkelerde taşınmaz mal edinebileceklerdir. Bu karşılıklılık
ilkesinin kaldırılmasıyla hem Türkiye cumhuriyetleri sınırlarında yaşayan
vatandaşlarımıza hem de ülkemiz toprakları dışında yaşayan vatandaşlarımıza
büyük bir katkı sağlanmış olacağına inanıyorum. Karşılıklılık ilkesi kaldırıldı
derken tabii ki tamamen de başıboş bırakılmadı, ülkemiz menfaatleri gereği özel
şartlar getirilmiştir. Mesela, Rusya ve Ukrayna için Karadeniz hassasiyeti
korunmuş, Yunanistan için de sahil ve sınır illerde olmamak şartı ve bazı
ülkeler için de mesken ve iş yeri kısıtlaması getirilmiştir. Karşılıklılık
ilkesi 1934 yılında, yani yetmiş sekiz yıl önce yürürlüğe girmiş, o günün
Türkiye'si ile 21’inci yüzyılın Türkiye'si arasında büyük fark bulunmaktadır.
Bugün artık demokrasisi gelişmiş, öz güveni
yüksek, ekonomik olarak kendisini dünyaya ispat etmiş bir Türkiye var.
Değişen ve gelişen dünyaya her alanda olduğu gibi bu konuda da duyarsız
kalmayarak yabancı gayrimenkul satışının önündeki engelleri kaldırdık ve
Türkiye'nin kazanmasını sağladık. Ben inanıyorum ki bir gün gelecek, buna
muhalefet edenler ve onların evlatları bunu yapan kişilere, millet sevdalısı AK
PARTİ Hükûmetine teşekkür edecekler.
Yukarıda bahsettiğim bazı
gelişmiş ülkelerde yabancıların mal edinmesiyle ilgili olarak birkaç ülkeyi
konu almak istiyorum: Almanya’da yabancıların taşınmaz edinimine yönelik
herhangi bir yasal sınırlama yoktur. Belçika, İngiltere, İspanya, Hollanda yine
aynı şekilde yabancıların taşınmaz edinimi bakımından hemen hemen hiçbir
kısıtlama getirilmediği ülkeler arasındadır.
Sonuç olarak: Gelişmiş bu
ülkelerde yabancıların taşınmaz edinimi hakkında ciddi bir kısıtlamaya
gidilmemişken, çıkartılan bu Kanun’un 2023’te dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına
girmeyi hedefleyen ülkemizin ekonomisi için gayet olumlu bir adım olarak
atıldığını düşünüyor, yürürlükte olan bu yasanın ülkemiz ekonomisine büyük
fayda sağlayacağına inandığımı bir kez daha vurguluyor, yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Öneri lehinde söz isteyen Ali
İhsan Köktürk, Zonguldak Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
ALİ İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak)
– Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yabancılara toprak satışına yönelik
Milliyetçi Hareket Partisinin grup önerisi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi
Grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
tarihsel süreç olarak ilk kez Osmanlı İmparatorluğu’nun gerileme döneminde
yabancı gerçek kişilerin ülkemizde mülk edinmelerine olanak tanınmıştır. 1854
yılında dış borçlanmalara başlayan ve 1874 yılına kadar 15 kez dış borçlanma
gerçekleştiren Osmanlı Devleti, borçların ödenme görüşmeleri sırasında
İngiltere’nin dayatmasıyla 1868 yılında yabancı gerçek kişilere Osmanlı
topraklarında mülk edinme hakkı tanımıştır. Ancak, yabancılara mülk satışı
Osmanlı maliyesinin toparlanmasını sağlamamış ve yine Avrupa devletleri
tarafından Osmanlı hazinesine el konulmasını, Düyun-ı Umumiye idaresinin
kurulmasını engelleyememiştir. Osmanlının geçirdiği bu tarihsel süreci,
yabancılara mülk satışı konusunda özellikle ders almak amacıyla Genel Kurulun
dikkatine sunuyorum.
Değerli milletvekilleri, bu
süreç, hepimizin bildiği gibi ulusal Kurtuluş Savaşı’mızda durdurulmuş; ülke
toprakları üzerinde, tam bağımsız, laik, demokratik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti
kurulmuştur. Cumhuriyeti kuranlar toprağın sadece bir mülkiyet sorunu
olmadığının, toprağın aynı zamanda devlet egemenliğinin asli ve vazgeçilmez bir
unsuru olduğunun bilincinde olarak köylerde yabancıların taşınmaz edinmesini
yasaklamışlar, ayrıca genel sınırlamalar getirmişler ve temel ilke olarak da
karşılıklılık ilkesini özellikle ve özenle korumuşlardır.
12 Eylül 1980 darbesinden
sonra iktidara gelen anlayış tarafından, Sevda Tepesi gibi, ülke
topraklarımızın yabancılara peşkeş çekilmesinin önünü açan süreçse Anayasa
Mahkemesi tarafından durdurulmuş, ancak bugün gelinen noktada AKP İktidarı
tarafından aynı süreç hoyratça devreye sokulmuştur.
Değerli milletvekilleri,
karşılıklılık şartı aranmaksızın yapılan düzenlemelerin Anayasa Mahkemesi
tarafından ısrarla iptal edilmesine karşılık, 3 Mayıs 2012 tarihinde 6302
sayılı Yasa ile bu Yasa’nın 35’inci maddesiyle yabancıya toprak satışında
karşılıklılık ilkesi kaldırılmıştır. İş yeri ve mesken olarak kullanma şartı
kaldırılmıştır. Uygulama imar planı ve mevzi imar planı içerisinde bu amaçlarla
ayrılmak ve tescil edilmek şartı kaldırılmıştır. Ülke genelinde yabancıların
edinebileceği toprak miktarı 2,5 hektardan yani 25 dönümden 60 hektara yani 600
dönüme çıkarılmıştır. Merkez ilçe ve ilçeler bazında uygulama imar planı ve
imar planı içerisinde kalan alanların toplam yüzde 10’unu aşmamak şartı da
kaldırılarak çok daha geniş bir tanımlama getirilmiştir. Kısaca, AKP İktidarı
tarafından yapılan son değişiklikle, ulus devletimizin sınırları içerisinde
kalan her yerin ön koşulsuz ve ölçüsüz olarak yabancılara satılmasının önü
açılmıştır. Fabrikalarımızı, limanlarımızı, bankalarımızı “babalar gibi” satan
ve artık satacak bir şey bırakmayan Adalet ve Kalkınma Partisi için gelinen son
nokta, ülke topraklarının satışı olmuştur.
Değerli milletvekilleri,
toprak sadece basit bir mülkiyet sorunu değildir, ülke toprakları devletin
egemenliğinin ve bağımsızlığının asli ve vazgeçilmez bir unsurudur. Bu
nedenledir ki yabancılara toprak satışı konusunda ülkeden ülkeye değişen, üç
ülke dışında bütün ülkelerde var olan sınırlamalar söz konusudur.
Örneğin İsrail’de ülke
topraklarının yüzde 92’si devlete aittir. İsrail’de, bırakın yabancılara toprak
satışını, İsrail Hükûmeti kendi vatandaşlarına dahi mülkiyet edinme hakkı
tanımamaktadır. Keza, Körfez ülkeleri açısından baktığımızda, Türk vatandaşları
Körfez ülkelerinde, bırakın taşınmaz satın almayı, taşınmaz üzerindeki
çakılları bile satın alma hakkına sahip değildir. Yine, eski Demirperde
ülkeleri Avrupa Birliğine geçiş sürecinde yabancılara toprak satışı konusunda
çok uzun geçiş süreçlerini Avrupa Birliği ülkelerine kabul ettirmişlerdir.
Değerli milletvekilleri,
belirtmek gerekirse şunu da belirtmek istiyoruz… Çünkü ırkçı bir anlayışla
olaya yaklaşmıyoruz. Bu anlamda insan haklarına paralel, ölçülü bir toprak
satışı konusunda herhangi bir tereddüt içerisinde değiliz. Ancak Türkiye'nin
jeopolitik bakımdan dünyanın son derece önemli bir konumunda olması, dünyanın
en duyarlı bölgelerine yakınlığı, büyük devletlerin çıkar çatışmalarının tam kavşağında
bulunması, yabancılara toprak satışı konusunda geniş boyutlu bir
değerlendirmeyi zorunlu kılmaktadır.
Ayrıca, emperyalizmin sadece
adının değiştiği ancak dünyadaki tüm enerji kaynaklarına, tarım alanlarına ve
su havzalarına sahip olma hedefinden vazgeçmediği bir süreçte, yabancılara
toprak satışının hassasiyeti asla ve asla göz ardı edilmemelidir.
Bugün gelinen noktada ise,
seksen yıllık cumhuriyet tarihinde satılan toprak parçasının onlarca katı,
ölçüsüz ve ilkesiz bir şekilde AKP İktidarı tarafından satılmaktadır. Ülkemizin
geleceği ipotek altına alınmaktadır. Kısa erimli ticari çıkarlar uğruna
ülkemizi borçlandıran, dünyadaki en büyük 2’nci cari açığı gerçekleştiren
Adalet ve Kalkınma Partisi İktidarının borçluluğu azaltma, cari açığı azaltma
hevesleri uğruna ülke topraklarımız ölçüsüz bir şekilde, hoyratça bir şekilde,
geleceği düşünmeden, çocuklarımızın geleceği göz ardı edilerek elden
çıkarılmaktadır. Bu konudaki soru önergelerimize yanıt verilmemektedir. Sayın
Bakan az önce buradaydı, özellikle 3 Mayıs 2012 tarihinde çıkartılan Yasa’dan
sonra vermiş olduğumuz soru önergelerimizin hiç birisi yanıtlanmamaktadır.
Bugün, hepimiz biliyoruz ki
başta GAP bölgesi olmak üzere, başta Ege ve Akdeniz Bölgesindeki geniş turizm
alanları olmak üzere, ülke toprakları yabancılar tarafından kapatılmaktadır.
Ancak, bu konuda vermiş olduğumuz soru önergelerimize, özellikle Sayın Bakan
tarafından yanıt vermekten imtina edilmekte, yabancıya toprak satışı konusunda
ülkemizin geldiği nokta, yurttaşlarımızın gözünden kaçırılmaktadır.
Bu nedenle, bizler,
Milliyetçi Hareket Partisinin hassasiyetine katılıyoruz. Ülke topraklarımızın,
ölçüsüz, ön koşulsuz ve ilkesiz bir şekilde satışının geldiği noktanın,
ülkemizin geleceğini karartacak, çocuklarımızın geleceğini ipotek altına alacak
derecede vahim bir noktaya geldiği konusunda biz de Milliyetçi Hareket
Partisinin hassasiyetleriyle aynı noktadayız. Bu nedenle, bu konunun, ciddi ve
derinlemesine araştırılması, gerçek rakamların, yabancıya satılan toprak
miktarlarının gerçek rakamlarının Türk halkı önüne çok açık bir şekilde
çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz.
Ben, bu duygu ve düşüncelerle öneriye destek
veriyor ve yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi
grup önerisi aleyhinde söz isteyen Adem
Tatlı, Giresun Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ADEM TATLI (Giresun) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; MHP Grubu önerisi aleyhine söz almış
bulunuyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Meclis gündemimizin yoğunluğu
nedeniyle MHP Grubu önerisinin aleyhinde olduğumu belirtiyor, hepinize teşekkür
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Evet, Milliyetçi Hareket Partisi grup
önerisini oylarınıza sunuyorum.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkan, karar yeter sayısı…
BAŞKAN – Karar yeter sayısı arayacağım: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati : 16.01
ÜÇÜNCÜ
OTURUM
Açılma
Saati: 16.09
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Tanju ÖZCAN (Bolu)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 18’inci Birleşiminin Üçüncü
Oturumunu açıyorum.
Milliyetçi
Hareket Partisi grup önerisinin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi öneriyi yeniden oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım. Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Karar yeter sayısı vardır, kabul edilmemiştir.
Şimdi, Cumhuriyet
Halk Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine
göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
3.-
CHP Grubunun, muhtarların sosyal ve ekonomik sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla verdiği (10/26) esas numaralı
Meclis Araştırması Önergesinin ön görüşmesinin, Genel Kurulun 8/11/2012
Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
08.11.2012
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu;
08.11.2012 Perşembe günü (Bugün) oybirliği sağlanamadığından Grubumuzun
aşağıdaki önerisini, İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına
sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Emine
Ülker Tarhan
Ankara
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Gündeminin, Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler Kısmında yer alan (muhtarların sosyal ve
ekonomik sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla); 10/26 Esas Numaralı Meclis Araştırma Önergesinin görüşmesinin, Genel
Kurulun 08.11.2012 Perşembe günlü (Bugün) birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN –
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Ferit Mevlüt Aslanoğlu, İstanbul Milletvekili. (CHP sıralarından
alkışlar)
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; bu benim
muhtarlarla ilgili belki on yılda en az 70’inci konuşmam. Bir kere şunu
söylüyorum: Bu insanlar sadece -meseleleri ne para ne pul- onurlarını
istiyorlar, onurluca bir muhtarlık yapmak istiyorlar. Bu insanların derdi, yine
altını çiziyorum, ne para ne pul.
Değerli
arkadaşlarım, hep diyorsunuz “Biz, 2002’den bu yana nereden geldik nereye
gittik?” 2002’den bu yana, bu dosya 2002’den bu yana verdiğiniz sözleri
kapsayan bir dosya. Ben, size -2002’ye gitmeyeceğim, hepsi var burada- 2005’te
sizin bir Grup Başkan Vekilinizin burada yaptığı konuşmayı okuyorum. Diyor ki:
“İnşallah ilk Bakanlar Kurulu toplantısına getiriyoruz.” İlk Bakanlar Kurulu…
“Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine gelecek, inanıyorum ki Meclis tatile
girmeden muhtarlarla ilgili yasa çıkacak.” Bunlar tutanak, Meclis tutanağı,
sene 5/5/2005. Daha önce, isterseniz 2003’e de gideyim.
RECEP ÖZEL
(Isparta) - O zaman muhtarların özlük hakları geldi.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) - Recep Bey, otur oturduğun yerde, laf atma. Altından
kalkamazsın.
Değerli
milletvekilleri, bu insanlar sizin bizim gibi, benim gibi genel başkanlarının
listeye konmasıyla seçilmiyor. Bu insanlar bileğinin hakkıyla, yürekleriyle
adaylıklarını koyuyor ve seçiliyorlar ve birçok ildeki milletvekili oyundan bir
muhtar daha fazla oy alıyor. Demokrasinin ilk beşiği, diyorsunuz. Nerede
demokrasi? Nerede demokrasi? Bunlar seçiliyor. Bir tarafta devlet memuru, bir
tarafta değil. Kirasını mı veriyorsunuz, telefon parasını mı veriyorsunuz? Ne
veriyorsunuz bu insanlara? Sadece verdiğiniz 400 lira para. Bu parayla
övünmeyin. 400 lira veriyorsunuz… 9’uncu derecede bir muhtarın BAĞ-KUR primi
kaç para? Onu da alıp gidiyorsunuz, el ele el başta.
Bir adrese dayalı
sistem getirdiniz.
MEHMET
MÜEZZİNOĞLU (Edirne) - Çoğu emekli muhtarların.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) – Beyefendi hakkını ver. Siz de emeklisiniz, ben de
emekliyim. O zaman siz de milletvekili parası almayın. Ben de emekliyim, siz de
emeklisiniz; muhtar emekli olabilir. Ben de emekliyim. Benim o zaman emekli
maaşı almamam mı gerekiyor? Muhtar emekli diye, böyle bileğinin hakkıyla
seçilen muhtar hakkını alamayacak mı?
Değerli
milletvekilleri, Sayın İçişleri Bakanının burada olmasını isterdim. Sayın
İçişleri Komisyon Başkanıma, İçişleri Komisyon Başkanıma sataşıyorum. İçişleri
Komisyon Başkanıma sataşıyorum. Sayın Valim, size sataşıyorum, size
sataşıyorum, sataşıyorum.
MUAMMER GÜLER
(Mardin) - Nedir efendim sataşma konusu?
AHMET AYDIN
(Adıyaman) - Sayın Başkan, sataşmaya meydan vermeyecek şekilde konuşsun.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) – Muhtarlar olunca lütfen… Bir yerel yönetimler kanunu
geçiyor. Ben, Komisyonda da bu konuda her şeyi söyledim. Sayın İçişleri Bakanım
Sayın İdris… Daha önceki İçişleri Bakanlarımın hepsinin burada ifadeleri var, tutanakları
var Sayın Başkanım. En son, Sayın İdris Naim Şahin Beyefendi geçen seneki Plan
Bütçe Komisyonunda aynen ifadesi şudur: “Derhâl köy kanununu getiriyorum,
derhâl getiriyorum, derhâl.”
Sayın Valim,
gitmeyin, sataşacağım size dur, gitmeyin.
MUAMMER GÜLER
(Mardin) – Dinliyorum, dinliyorum.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) – Gitmeyin, gitmeyin ve sizin vebalinize soracağım bu
muhtarları.
Şimdi, Sayın
İdris Naim Şahin “Derhâl getiriyorum.” Nerede? Bu derhâl ne zaman acaba? Derhâl
ne zaman, bu derhâl?
Değerli
arkadaşlar, bir Yerel Yönetimler Kanunu geçiyor, 16 bin muhtarlığı yok ettiniz,
mahalleye çeviriyorsunuz. Yiğitseniz, inanıyorsanız, muhtarın on senedir
onurunu, şerefini, haysiyetini, eğer korumak istiyorsanız, sözünüzün eriyseniz,
aynen böyle söylüyorum bak, buradaki tutanaklardaki sözünüzün eriyseniz, bir
önergeyle, dün nasıl, gece yarısı önergesiyle Yenimahalle’yi sünnet ettiniz,
aynen söylüyorum, sünnet ettiniz, evet sünnet ettiniz, bir önergeyle, dün gece,
gece yarısı operasyonuyla.
Kardeşim, bir
önerge görüşülür. Oranın milletvekili var, belediyesi var, ilgili kişiler var,
Komisyon Başkanı var. Komisyonda görüşmeyeceksin, getireceksin bir önergeyle
Yenimahalle’yi sünnet edeceksin.
Getirin, bir tek
önergeyle, bir tek maddeyle. Muhtarlar para pul peşinde değil, kendi hükmi
şahsiyetlerini arıyorlar: Ben neyim, ben kimim? Benim görevim, benim
sorumluluğum nedir; kaymakama karşı mı, valiye karşı mı, kime karşı? Her gelen,
muhtarın yakasına yapışıyor; Polis gidiyor muhtara, savcı çağırıyor muhtarı “Gel
kardeşim.” Bir suç işlediği zaman…
ALİ ÖZ (Mersin) –
Jandarma da muhtara gidiyor.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) – …jandarma tabii, jandarma her an gidiyor. Bir suç
işlediği zaman devlet memuru gibi suçlu oluyor.
Arkadaşlar, bu
kanun geçiyor, bu kanunda, verdiğiniz sözünüzü tutun.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) – Tutmaz bunlar.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) – Ben söylemiyorum, buradaki tutanaklar söylüyor ve en
sonunda da, 2005’teki -Sayın Aydın, orada oturan- bir Grup Başkan Vekiliniz
diyor ki: “Çok teşekkür ederim. Fevkalade iyi niyetle, samimice bu konuyu ifade
ettiniz, derhâl getiriyoruz.” Yahu, bu “derhâl” ne zaman, Allah aşkına, ben bu
“derhâl”i bilmiyorum. Allah aşkına bana şu “derhâl”i bir öğretin, şu “derhâl”i
bir öğretin.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) – Hangi grup başkan vekili bu ya? Hangisi, hangisi?
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) – Ahmet Aydın Bey bilir.
MUHARREM İNCE
(Yalova) – Hangi grup başkan vekili? Ahmet Aydın mı?
AHMET AYDIN
(Adıyaman) – Ben değilim, ben yoktum o zaman.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) – Şu anda milletvekili olmadığı için ismini vermiyorum,
milletvekili olsa verirdim, şu anda milletvekili değil, orada oturan.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) – Sözünü yerine getirmediği için milletvekili yapmadık.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Ahmet Aydın Bey, mert olun, dürüst olun, yiğit olun, yiğit, yiğit!
AHMET AYDIN
(Adıyaman) – Yiğidim ben.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) – Bir önerge hazırla, getir. Türkiye’deki tüm muhtarlar
için tüm gruplar olarak hazırladığınız önergeye derhâl imza vermek bizim için bir
şereftir, bizim için bir onurdur.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Şimdi bu kanuna, büyükşehre koyalım.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) – Derhâl, şimdi, şimdi, şimdi… (CHP sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL
(İzmir) – Şimdi, bu kanuna…
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) – Şimdi, şimdi, şimdi… Eğer şu kadarcık bir yiğitlik varsa
-verdiğiniz sözlerin- senden önce söz veren insanların sözünü, onurunu,
şerefini, haysiyetini taşımak senin için bir görevdir.
ALİ HAYDAR ÖNER
(Isparta) – Tutmadıkları kaçıncı söz.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) – Benim bir arkadaşım, benim Grup Başkan Vekilim, ben bir
söz verdiğim zaman, benim imzama sahip çıkmıyorsa bizce namertliktir bu,
namertliktir.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Bizde de öyledir.
MUHARREM İNCE
(Yalova) – Ben tutarım.
BAŞKAN – Sayın
Aslanoğlu, lütfen ama, lütfen…
OKTAY VURAL
(İzmir) – Ben de tutarım, getir imzalayalım önergeyi.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) – Arkadaşlar, arkadaşlar…
OKTAY VURAL
(İzmir) – Önergeyi getir, imzalayalım.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) – Arkadaşlar, vakit, vakit, vakit geç değil.
ALİ ÖZ (Mersin) –
Vakit, bu vakit.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) – Vakit şu anda.
Sayın Aydın,
Sayın Aydın, size sesleniyorum…
AHMET AYDIN
(Adıyaman) – Sayın Canikli burada.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) – Sayın Canikli, hoş geldiniz.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) – Hoş buldum.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) – 2003’ten beri, 2002’den beri siz de vardınız. Ben,
burada, bu tutanakları size verebilirim. Verilen sözleri o gün, getirdik,
geldik, hazırladık sözleri… Bugün, vakit bugündür.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) – Bir de muhtarlara seslen.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Ya, bırak sözü, imzalarına bile sahip çıkamıyorlar.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) – İmzanıza sahip çıkın, sözünüze sahip çıkın. Sayın
Canikli.
MUHARREM İNCE
(Yalova) – Onlar senin Grup Başkan Vekiline benzemez.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) – Biz Cumhuriyet Halk Partisi Grubu, zannediyorum
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu da derhâl size her türlü katkıyı vermeye
hazırız.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Biz önergeyi hazırladık bile.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) – Hazırlayın, onurla, şerefle… Bir madde, bir madde Sayın
Canikli, bunu imzalamaya hazırız. Bu yerel yönetimler kanunu, bu, bunun
içindedir. Çünkü, ben artık şaştım, biri “Köy kanunu.” dedi getirdik, biri
bilmem ne dedi, ben de şaşırdım.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Bizim önergemiz var zaten.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) – Emanetinize sahip çıkın.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından bravo sesleri, alkışlar, MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Cumhuriyet Halk
Partisi grup önerisi aleyhine söz isteyen Hasip
Kaplan, Şırnak Milletvekili.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi
önergesi üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Gerçekten tarihî
günler geçiriyoruz. Çok önemli ve Türkiye’nin kaderini, geleceğini,
kardeşliğini, birlikte çözümleri, hepsini çok yakından ilgilendiren bir durumla
karşı karşıyayız ve bunu defalarca arkadaşlarımız dile getiriyorlar.
Elli sekizinci
günündeki açlık grevi 700 kişiyle başlamışken bugün 10 binlere ulaşmışsa ki bu,
dünya tarihinde sivil itaatsizlik eylemi olarak açlık grevinin dünyadaki ilk
kitlesel ve en yüksek orandaki açlık grevi.
Dün
Silivri’deydim, 40 tane avukatın yargılandığı davadaydım ve 40 tane avukat,
savunma görevleri nedeniyle tutuklu olan avukat da açlık grevine başlamıştı.
Ana dilde savunma talepleri nedeniyle sorguları yapılamadı ve duruşma uzak bir
tarihe ertelendi. Üç yıldır aynı durum devam ediyor; bunu anlatabilmek için
Mecliste defalarca dile getirdik. Hükûmet, bugün ana dilde savunma konusunda
bir teklifi imzaya açtıklarını beyan etti. Elbette ki, bu sorunları seviyeli
bir üslupla, dille, diyalogla, konuşarak ve birlikte çözümünü bulmak
zorundayız. Çünkü Türkiye’deki açlık grevlerinin tarihine baktığımız zaman,
özellikle 12 Eylül darbesinden sonra çok ağır sonuçları olan bir sicili, son
derece kara olan bir dönemi, son otuz beş yılı görüyoruz.
12 Eylül
darbesinin ve o zaman Diyarbakır 5 No.lu Cezaevinin koşullarındaki bir açlık
grevinde 4 PKK üyesinin açlık grevinde ölümü sonrası gelişen olaylarla,
Türkiye’de 1984’te silahlı mücadele, çatışma dönemine girildiğini bütün dünya
biliyor.
2000 yıllarında,
F tipi tecrit ve yalnızlaştırma döneminde yüzlerce tutsağın açlık grevlerinde
öldüğü ülkenin o tarihine bakın, o tarihte, o günlerin sayfalarının da
kapkaranlık olduğunu ve ülkenin yasa dışı, kanun dışı çete, darbeci, derin
ilişkilerin, derin hareketlerin, gizli örgütlerin sürekli gündemde olduğu
görülüyor.
Bugün bizi buradan
dinleyen bütün vatandaşlarımıza seslenmek istiyorum: 58’inci gün öylesine
kritik bir gün ki, Hükûmetin artık söylemden öte somut adım atması gereken bir
dönemdeyiz. Bu açıdan baktığımız zaman savunma konusundaki teklif nasıl ki bir
somut adımsa, yine hukuken infaz yasamıza göre, Anayasa’ya göre, yasalarımıza
göre avukat görüşü konusu da bir fiilî hukukun çiğnenmesi olayıdır. Bu fiilî
hukuksuzluğu da gidermek gerekiyor. Bunun giderilmesi, tamamen Hükûmetin iradi
bir açıklamasıyla olabilecek bir konudur. Bunun bu şekilde yerine getirilmesi
-bir tarafın kazanıyorum, kaybediyorum kaygılarının ötesinde- bu açlık
grevlerini selametle, ölüm olmadan, cenaze çıkmadan bitirmek Türkiye’nin
geleceğine ve sorunların çözümüne de büyük katkı sunacaktır. Bu konuda hâlâ
sorumluluk Hükûmettedir. Başbakan Endonezya’dadır. İnanıyoruz ki Endonezya’ya
gitmişken, Uzak Doğu’ya, Filipinlerdeki elli yıldır kırk yıldır mücadele veren
İslami gerilla örgütü Moro’nun nasıl belli bir
süreden sonra silahları susturduğunu ve kendi içinde çözümü hayata getirdiğini
de algılayabilir. Aynı şekilde, yine Kolombiya’da FARC’ın
Oslo sürecinde -daha yakın bir tarihte- silahların susturulması olayı ve
temelli bir çözüm.
Şimdi, biz burada
Meclis olarak bütün bunların hayati bir konum arz ettiği bir durumda gerçekten
üslup konusunda çok dikkatli olmamız gereken bir dönemdeyiz. Bazı
arkadaşlarımız veya Başbakan veya bazen
Hükûmet üyeleri -hepsini kastetmiyoruz elbette- dillerine hâkim
olamıyorlar. Evet, bir ara İtalya’da “temiz eller operasyonu” yapılmıştı,
gerçekten Türkiye’de de temiz diller operasyonuna sanki bir ihtiyaç var. Yani,
bu konuda Amerika başkanlık seçimine bakıyoruz; 2 lider mücadele ediyor, sonra
seçim bitiyor birinin diğerine karşı üslup ve tarzına baktığımız zaman… Yani
Amerika’nın hep kötü yanları emsal alınmış; biraz da bu seviyeli dil yaklaşımı
konusunun bütün partiler ve gruplar arasında diyaloğun önünü açacağını ifade
etmek istiyoruz. Hükûmeti bu konuda
bizim gösterdiğimiz çabaların aynısını
göstermeye davet ediyoruz, aba altından sopa göstermenin, tehdit etmenin, bize
yönelik, parlamenterlere yönelik ve kitleselleşen bu eylemliliğe yönelik
yaklaşımların doğru olmadığını ifade ediyoruz ve buradan, tekrar, tarihî bir
çağrıda bulunuyoruz, “Tarihî bir sorumlulukla karşı karşıyasınız.” diyoruz.
Biz parti olarak
yerel yönetimlerin iktidarını parti programına, tüzüğüne alan ve demokratik
özerklik modeliyle yerel yönetimleri en alt birimden en üst birime kadar yani
mahalle muhtarlığından, köy muhtarlığından büyükşehir belediyesine kadar en
geniş anlamda savunan bir partiyiz; bu konuda programında, tüzüğünde bu kadar
net görüşü olan tek partiyiz. Onun için seçimle gelen muhtarların, mahalle
muhtarı olsun, köy muhtarı olsun, ki bunlar sayı olarak oldukça fazla ve bu
sayı olarak oldukça fazla olan seçilmiş ve demokrasi ki onlarla başlıyor,
muhtarların sorunları konusunda Meclisin yeterli bir duyarlılık göstermediğinin
çok net farkındayız. Bunu, her partiye mensup muhtar, şikâyetini dile
getiriyor, bizleri ziyaret ediyorlar.
Eğer biz gerçekten
demokrasinin yerellerde başladığına inanıyorsak ve yerellerle beraber
demokrasinin güçleneceğine inanıyorsak merkezî otoriter sistemlere karşı,
diktatörlüklere karşı o muhtarlara sahip çıkmamız, muhtar ve heyetinin işini
kolaylaştırmamız, onların da tıpkı kaymakamlar gibi, valiler gibi mülki temsil
özellikleri dikkate alınarak onların bu görevleri yaparken… Her olayda, her
vukuatta, her cezai konuda komutanın çağırdığı muhtarların, polisin çağırdığı
muhtarların, aramalarda bulundurulmasından tutun da oranın kendi imkânları
içindeki imar planlarından kadastro girince kadastro bilirkişiliğine kadar
bütün yüklerin yüklendiği bu muhtarlar konusunda bir çözüm getirmek, daha
doğrusu sorunlarının ortak noktalarını tespit edip onları daha etkili ve
işlevsel bir kamu faaliyeti alanına da katmak elbette ki yerel iktidarların
güçlenmesi açısından son derece faydalı olacaktır. Biz, bu anlayışla, böylesi
bir araştırma önergesi nedeniyle “kabul oyu” veriyoruz ve diyoruz ki bunu
araştırmak Türkiye’ye gerçekten faydalı olacaktır.
Şimdi, Büyükşehir
Belediyesi Yasası’nın tartışıldığı bugünde, köylerin mahalle olacağı bugünde,
muhtarlığı bu hâliyle bırakırsanız o zaman muhtarlıkları kapatın, yekten
kurtulursunuz, muhtarlık sorunu diye bir şey kalmaz. Oralara da sözleşmeli birer
tane insan koyarsınız, asgari ücretten, dersiniz “Muhtarların görevini yap.” O atanmışlık, işte, dikta rejimi olmanın özelliğidir. Seçimle
gelenlere milletin iradesi gözüyle bakmak lazım, onların sorununu çözmek lazım
diyoruz. Bu konuda destek vereceğimizi söylüyoruz.
Saygılarımla.
(BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Cumhuriyet Halk
Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Nevzat Korkmaz, Isparta Milletvekili.
(MHP sıralarından alkışlar)
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Cumhuriyet Halk
Partisinin, muhtarlarımızın sosyal ve ekonomik sorunlarının iyileştirilmesi,
sosyal güvenlik primleri nedeniyle düştükleri durumun tespiti ve daha etkin
çalışma koşullarının yaratılması amacıyla vermiş olduğu grup önerisi üzerine
Milliyetçi Hareket Partisinin görüşlerini açıklamak üzere huzurlarınızdayım.
Bu husus, değerli
arkadaşlar, birçok defa gündeme geldi. Buradan hemen hemen her parti grubu söz
aldı, bu sorunla ilgili görüşlerini dile getirdi. En son on gün önce Milliyetçi
Hareket Partisi aynı konuda bir grup önerisi getirmişti. Yine o grup önerisinde
de Milliyetçi Hareket Partisinin görüşlerini açıklamak üzere huzurlarınıza
gelmiştim. Konuşmalar daha bugün gibi hafızamızda. Özellikle Milliyetçi Hareket
Partisinin, Cumhuriyet Halk Partisinin, bu sorunun, bir an önce, Meclis
kürsüsünde dillendirildikten sonra bir Meclis araştırma önergesine çevrilmesi
ve sorunun çözümü için sarf etmiş oldukları sözlere karşılık Adalet ve Kalkınma
Partisi de kendi görüşlerini açıkladı.
Birçok sorunu o
konuşmalarımızda kürsüye taşıdık ki bunların hepsi de birbirinden haklı,
birbirinden önemli sorunlardı ama değerli arkadaşlar, bugüne kadar buraya bu
meseleyle ilgili getirilen Meclis araştırma önergeleri, grup önerileri,
hepsinde de, maalesef, hiçbir sonuca varılamadı. Bunun müsebbibi bildiğiniz
üzere iktidar partisidir. Maalesef, söylediklerimizin hepsi kulak arkasına
atıldı hatta inkâr ve ihmal yollarına gidildi, arpa boyu yol alınamayınca da bu
problemler bu sefer yine bir başka muhalefet partisi tarafından gündeminize
tekrar getirildi.
Ben biliyorum,
benden sonra Adalet ve Kalkınma Partisi sözcüsü çıkacak, muhtemelen konuşması
şu şekilde olacak çünkü daha önceki konuşmaları da aynı çerçevedeydi:
“Muhtarlarımız çok önemli, çok saygıdeğer insanlar, biz onları çok seviyoruz,
bunlar demokrasimizin beşiği, okulu ama gündemimiz çok yoğun, gündemimiz o
kadar önemli ki maalesef bu meseleleri bugün konuşamayız, daha sonra konuşalım
deyip bir tarafa atacaklar.”
MEHMET GELDİ
(Giresun) – Aynı senin dediğin gibi!
S.NEVZAT KORKMAZ
(Devamla) – Şayet bundan sonra da bu konuşmalar üzerine de bir çözüm
üretilemezse muhtemeldir, en geç bir ay içerisinde bu mesele tekrar gündeme
gelecektir. Herhâlde, Türk milletinin kürsüsünde başka bir lisan ile hitap
edilirse şaşırmayın. Konuşmacıya sorduğunuzda vereceği cevabı, şimdiden ben
size söyleyeyim. “Değerli milletvekilleri, onlarca kez bu sorunları Türkçe
anlattık, anlamadınız. Şimdi, belki anlarsınız diye bir başka lisan
kullanıyoruz.” diyecekler. Bakın, bu ruh hâli tehlikelidir. Şayet millet,
millet iradesinin tecelli ettiği Türkiye Büyük Millet Meclisinden ümidini
kesmeye başlamış ve işi trajikomik bir mizaha çevirmeye çalışıyorsa bir vahamet
var demektir. Bir şeyler yapılması lazım. Demokrasinin en temel okulu dediğimiz
muhtarlıklar, belediyeler kapatılıyor ki iki gündür bu yasa tasarısını bu
Meclise dayatıyorsunuz, bu da bu milletin çığlığını duymadığınızı, verdiği
mesajı almadığınızı gösteriyor. Diyeceksiniz ki “Ne yaparsak yapalım millet
bizi destekliyor, köyler, kasabalar bizlerin arkasında.” Bu desteğin ilanihaye
olmadığını ve size verilen bu desteğin, kendilerine zulmedilmesi için
verilmediğini bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
İktidarları
millet getirir, millet götürür. Köylünün, muhtarlıkların iradesinin nasıl
tecelli edeceğini yakında göreceksiniz. Muhtarlıkların birçok problemi var,
bunları on gün önce teferruatıyla anlattık. Tekrardan kaçınmak için, tekrar
ayrıntılarıyla anlatmak istemiyorum. Ha gerçekten, çözmek niyetindeyseniz bu
problemleri, biraz sonra oylama yapılacak, -bu oylamayı da yüzlerce, belki
binlerce muhtarımız da izleyecek.- Meclis araştırma önergesine “Evet” deyin
ortak bir komisyon ile, aslında ezelden beri belli olan sorunlara hangi çözümleri
üreteceğimizi oturup konuşalım ve önerilerimizi, tasarı yahut teklifler hâline
getirir ve bu sorunları da en kısa zamanda bir çözüme kavuştururuz diyoruz.
Bu önergeye
“Hayır” demeniz hâlindeki böyle bir netice bekliyorum maalesef, bu samimiyet
sınavında sınıfta kalmış olacaksınız. Karnelerinizi de hiç merak etmeyin
arkadaşlar, muhtarlarımız ilk fırsatta verecekler. Milliyetçi Hareket Partisi
köylerimizin, muhtarlarımızın problemlerinin çözümü için bir muhalefet partisi
olarak bugüne kadar elinden gelen her şeyi yapmıştır, vicdanı rahattır. Birçok
kez Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Meclis araştırma önergesi
vermiştir, muhtarlıkların sorunlarının aşılması için önerilerimizi içeren kanun
teklifleri vermiştir. Ancak hiçbir çözüme ulaşamadığımızı görmekten, maalesef
büyük bir üzüntü duyuyoruz.
Zaman zaman
sözcüleriniz de bu kürsüye çıkıyor: “Efendim, on yıl önce muhtar maaşları
şöyleydi, bugün böyle.” gibi hakikaten kara bir propaganda, mizahi cevaplar
üretiyorlar. İyi de değerli arkadaşlar, o dönemdeki BAĞ-KUR primleri ile
bugünkü SGK primlerini de bir kıyaslayın. Elma ile armudu aynı kap içinde
değerlendirmek ve rakamlara istediğiniz gibi taklalar attırmak, herhâlde
AKP’nin bugüne kadar en güzel yaptığı iş olsa gerek.
Milliyetçi
Hareket Partisi diyor ki: “Köylerimize, tıpkı özel idareler ve belediyelere
olduğu gibi nüfus başına İller Bankasından kaynak aktaralım.” Efendim, ben bu
teklifimizi, Büyükşehir Yasası konuşulurken İçişleri Komisyonumuzda da
yinelemiştim.
Değerli
arkadaşlar, bu, gerçekten önemli bir konu. Köyün temsilcisinin -ki biraz önce
bir arkadaşımız da belirtti, aynı zamanda köydeki mülki temsilcidir bu,
devletin temsilcisidir- aslında hakkı olan bu payı, kendilerine vermeyerek de
maalesef köyü, köylüyü, muhtarı sağa sola el açar olmaktan kurtaramıyoruz
kıymetli arkadaşlar.
Muhtarlarımızın
maaşları -Sayın Aslanoğlu da söyledi- gerçekten çok komik, 429 lira 58 kuruş.
Evet, öte taraftan, SGK primlerine bakıyoruz arkadaşlar, SGK primlerinin de en
asgarisi 320 lira. Geriye kalan 109 lira 58 kuruş, harca harca bitmez.
İnternet, elektrik, su, telefon, ısınma ve gelene gidene ikram, çay masrafları
vesaire... Açıkça muhtara diyoruz ki: “Hizmet için zorunlu olan bu giderleri
cebinden karşıla.” Niye? Niye arkadaşlar? Her hizmetin, her kamu hizmetinin bir
bedeli var. Herkes için, her kurum için memura, belediye başkanına, emekliye,
askere, polise, hatta milletvekillerine bir kaynak ayırıyoruz yaptıkları
hizmetlerin karşılığı olarak; soran olduğunda da bu giderleri “Hizmet bedeli.”
olarak izah ediyoruz. Muhtar için bunu niye çok görüyorsunuz? Muhtar, babasının
işini mi yapıyor arkadaşlar? Yaptığı giderlerin genel bütçeden mutlaka ödenmesi
lazım.
Milliyetçi
Hareket Partisi olarak 2011 seçimlerinde, seçimler öncesinde milletimize bir
taahhütte bulunduk, dedik ki: “Biz iktidara geldiğimiz zaman ilk etapta muhtar
maaşlarını en az, asgari ücret seviyesine çıkaracağız ve ihtiyar heyeti
üyelerine de yaptıkları hizmetlerin karşılığında toplantı başına hakkıhuzur
ücreti ödeyeceğiz.” Bunun için de bugüne kadar birçok kez Meclise kanun teklifi
verdik. İçişleri Bakanını birçok arkadaşımız soru yağmuruna tuttu ama nafile,
karşımızda, âdeta, bir duvar var ve söylediklerimiz bu duvardan geriye dönüyor.
Âdeta, muhtarları köyüyle birlikte AKP cebine atmış, oyları cebinde; konuya
maalesef bu kadar sığ yaklaşıyor, onlardan almış oldukları bu oyu da bu şekilde
istismar ediyor.
Muhtarların
statülerinin belirsizliğinden yargılanmalarına kadar, silah ruhsatı
ücretlerinden toplu taşımdan indirimli faydalanmalarına kadar birçok sorunları
var. Tabii, süremiz az arkadaşlar ancak biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak
çözüm için hazırız ve her zaman hazırız. Kimin tarafından getirilirse
getirilsin Milliyetçi Hareket Partisi…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
S. NEVZAT KORKMAZ
(Devamla) - …muhtarlarımızın bu sorunlarını giderme konusunda elinden geleni
yapacaktır diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Cumhuriyet Halk
Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen Alpaslan Kavaklıoğlu, Niğde
Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALPASLAN
KAVAKLIOĞLU (Niğde) – Sayın Başkan, yüce Meclisin değerli üyeleri; Cumhuriyet
Halk Partisinin muhtarların durumu ile ilgili Meclis araştırması açılması
önergesi aleyhine söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Köy ve mahalle
muhtarlıkları, yerel yönetimlerin temeli; muhtarlarımız da temel taşıdır. 442
sayılı Köy Kanunu’nda muhtar, köyde devlet tüzel kişiliğinin temsilcisi olarak
devlet işlerini, köy tüzel kişiliğinin temsilcisi olarak da köy işlerini
yapmakla görevlendirilmiştir. Bu yanıyla muhtarlar aynı zamanda kamu
görevlileridir.
Türkiye’de hâlen
35.148 köy muhtarı, 17.805 mahalle muhtarı olmak üzere 53 bin muhtar
bulunmaktadır.
SSK’ya tabi
olanların sayısı toplam 4.644’tür. Emekli Sandığına bağlı olanlar ise 577’dir.
BAĞ-KUR’a tabi muhtar sayımız 7.911’dir ve BAĞ-KUR’a tabi muhtar sayısının
toplamı 24.998 yani 25 bin muhtarımız BAĞ-KUR’a tabidir. Muhtar olmaları
sıfatıyla 5510 sayılı Kanun’un 4/b maddesi gereğince sigortalı sayılanların
sayısı ise 5.133’tür. Aktif çalışan muhtar sayısı bugün 36.352’dir.
Vatandaşların
sorunlarını, isteklerini en iyi bilen onlardır. Bizler de muhtarlarımızın
sorunlarını biliyoruz ve muhtarlara değer ve önem veriyoruz.
Muhtarlık bizim
gönlümüzde millete itibarlı bir hizmet icrasıdır. Vatandaşla devlet arasında
köprü olan muhtarlarımız bizim yerel birimlerimizde gözümüz kulağımızdır.
Bugüne kadar muhtarların durumunu iyileştirmek için önemli çalışmalar yapıldı.
AK PARTİ İktidarı döneminde köylerin içme suyu, yol, parke taşı gibi altyapı
sorunlarının çözüldüğü, muhtarların artık hizmetler sayesinde daha memnun
şekilde görevlerini sürdürdüğü aşikârdır.
Muhtarlarımız
yapılanları hiç unutmamışlardır. AK PARTİ hükûmetleri, özellikle sosyal
güvenlik priminden özlük haklarının iyileştirilmesine, muhtarların imkânlarının
artırılmasına, binalarının yenilenmesine ve bilgisayar verilmesine kadar birçok
katkı sağlamıştır. Muhtarlarımızın, yasalardan kaynaklanan görevlerini
gerektirdiği gibi yapabilmeleri ve zamanlarını görevlerine daha verimli biçimde
tahsis edebilmeleri için çalışmalar yapılmıştır.
Değerli
milletvekilleri, muhtarlarımızın ödenekleri hakkında da Hükûmetimiz tarafından
dönem dönem iyileştirmeler yapılmıştır. Muhtar aylıklarında
2002-2012 yılları arasında sürekli bir artış yapılmıştır. Aralık 2002’de muhtar
aylığı, daha doğrusu muhtar ödeneği 97 lira iken Aralık 2011’de 384 TL, Eylül
2012’de 410 TL’ye ulaşmıştır. Yani, AK PARTİ hükûmetleri zamanında muhtar
ödenekleri 4 katın üzerinde artırılmıştır.
Muhtar emekli
aylığı incelendiğinde, yine AK PARTİ hükûmetleri döneminde emekli aylıkları 3
kat artırılmıştır. 2002 yılında 377 lira emekli aylığı alırken muhtar, Eylül
2012 yılında 1.042 lira emekli aylığı almaktadır.
Sayın milletvekilleri,
muhtarlarımızın özlük haklarında da önemli gelişmeler olmuştur. Sosyal Güvenlik
ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda muhtarlarımızın emeklilik hakları
iyileştirilmiştir. Kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından,
hizmet akdine bağlı olarak veya bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına
bağımsız çalışan köy ve mahalle muhtarları arasında uygulama farklılıkları
kaldırılmıştır. Köy muhtarlarının on beş gün ödediği sosyal güvenlik primi,
otuz gün olarak saydırılmıştır. Sigortalılığın başlangıcının, köy ve mahalle
muhtarları için, seçildikleri tarihten itibaren başlamasını sağlayacak
düzenleme yapılmıştır. Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışan köy ve mahalle
muhtarları için, sigortalılığın sona ermesi, muhtarın görevlerinin sona erdiği
tarihten itibaren, hizmet akdiyle çalışan muhtarların ise yeniden çalışmaya
başladığı tarihten itibaren kesilecektir. Böylelikle sigortalılık süresi
bakımından muhtemel bir boşluk oluşmasının önüne geçilmiştir.
Değerli
arkadaşlar, muhtarların yerel yönetim organlarına demokratik katılımı bizim
dönemimizde artırılmıştır. Hükûmetimizce, mahallî idareler reformu kapsamında
yapılan yasal düzenlemelerde il genel meclisine, ilçeler için, her yıl ilçe köy
muhtarlarının kendi aralarından temsilci seçmesi hükme bağlanmıştır. İl özel
idaresi giderleri arasında köylere ve köy birliklerine yapılacak yardımlara yer
verilmiştir. Mahalle muhtarlarına, belediye hizmetlerinin mahallenin
ihtiyaçlarına uygun olarak götürülebilmesi için belediyeyle iş birliği yapma
görevi, belediyelere de mahallenin ve muhtarlığın ihtiyaçları ve sorunları için
gerekli yardım ve desteği sağlama görevi verilmiştir. Belediye meclisine,
belediye sınırları içerisinde bulunan mahalle muhtarlarının kendi aralarından
her yıl meclis üye sayısının 1/5’i kadar temsilci seçilmesi öngörülmüştür.
Hükûmetimizce
yürütülen yeni çalışmalar önümüzdeki aylarda sonuçlanacak ve memnun kalınacak
bir köy kanunu ve muhtarların özlük hakları düzenlemesini bu iktidar
yapacaktır. Hükûmetimizin muhtarların özlük ve mali haklarıyla ilgili çalışması
vardır. Kanunlarımızda yapılacak değişiklikler üzerinde çalışmalar devam
etmektedir.
Köy muhtarlarının
olduğu gibi mahalle muhtarlarının da özlük hakları iyileştirilecektir. Bununla
birlikte köy muhtarı ve mahalle muhtarı arasında görev farklılıkları olacaktır.
Yani, muhtar arkadaşlarımızın memnun olacağı köy kanunu ve muhtarların özlük
hakları düzenlemesini bu iktidar yapacaktır.
Muhtarlarımız, bu
yasama döneminde yapılacak ilgili yasa değişikliğiyle daha iyi bir statü elde
edecek, vatandaşlara daha etkili hizmetler verecektir.
Değerli Başkan,
değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin muhtarların durumuyla
ilgili olarak Meclis araştırması açılması talebini uygun bulmadığımı
belirtiyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL
(İzmir) – Karar yeter sayısının aranmasını istiyorum.
BAŞKAN –
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini oylarınıza sunacağım, karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı yoktur, birleşime
on dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 16.49
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma
Saati: 17.03
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Fatih ŞAHİN (Ankara), Tanju ÖZCAN (Bolu)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 18’inci Birleşiminin Dördüncü
Oturumunu açıyorum.
Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu önerisinin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi
öneriyi yeniden oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Karar yeter sayısı vardır ve kabul edilmemiştir.
Gündemin “Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.
1’inci sırada yer
alan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe
Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer
Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VIII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Mil-letvekili
Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli
Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir
Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu
(2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)
BAŞKAN –
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2’nci sırada yer
alan, Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet
Komisyonu raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.-
Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet
Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
BAŞKAN –
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Efendim, bu Komisyon nerede? Kaç gündür yok, merak etmediniz mi?
Başına bir şey gelmiş olmasın, Allah korusun!
BAŞKAN – Sizin
merakınız yeter Sayın Vural.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Efendim, Başkanlık olarak bakarsanız, Genel Kurula bilgi
verirseniz... Çalışmıyorlarsa uyarın.
BAŞKAN – 3’üncü
sırada yer alan, Finansal Kiralama, Faktoring ve
Finansman Şirketleri Kanunu Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu’nun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.-
Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri
Kanunu Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/601) (S. Sayısı: 239)
BAŞKAN –
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Yine yok Komisyon. Nerede bunlar Sayın Başkan, hiç merak etmiyor
musunuz?
BAŞKAN – 4’üncü
sırada yer alan, Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak’ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen’in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14
Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu
Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
4.-
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
De-ğişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14
Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu
Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820, 2/823, 2/892)
(S. Sayısı: 338) (x)
BAŞKAN – Komisyon
ve Hükümet? Yerinde.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Buyurun
Sayın Vural.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Efendim, bundan önce 2’nci madde görüşüldü, kabul edildi zannedersem,
değil mi efendim?
Şimdi, burada,
Komisyonda Sayın Hükûmetin redaksiyon taleplerinden biri 2’nci maddenin 25’inci
fıkrasında “yer alan mahalle” ibaresinin değiştirilmesi şeklinde yazılmış ama
Komisyon raporunda “yer alan” ibaresi olarak değiştirilmesine ilişkin…
BAŞKAN – Tekrar
eder misiniz, şey yapamadım.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Efendim, Komisyonda Hükûmetin “yer alan mahalle” ibaresinde bir
redaksiyon talebi var ama Komisyon raporunda “yer alan” ibaresinde bir
redaksiyon istenmiş. Dolayısıyla, burada redaksiyon talebinin dışında kelime
eklemeleri var. Bu konuda, zannederim, yeniden uygun bir şekilde redakte edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
BAŞKAN – Evet,
Sayın Komisyon…
OKTAY VURAL
(İzmir) - “Yer alan”dan sonra o zaman “mahalle”
kalırsa, “yer alan mahalleleri ve mahalle” olarak geçmiş olur. O bakımdan, bu
2’nci maddeyle ilgili bir bakınız.
(x) 338 S. Sayılı
Basmayazı 6/11/2012 Tarihli 16’ncı Birleşim Tutanağı’na eklidir.
BAŞKAN – Sayın
Komisyondan bir açıklama isteyelim.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Sayın Başkan, müsaade ederseniz
hemen baktıracağım ve Sayın Vural’a ve Başkanlığınıza bilgi takdim edeceğiz
efendim.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Efendim, bu işlemi sonlandıralım. Belki, o konuda bir redaksiyon
talebi olacaksa, bu maddeye geçmeden önce redaksiyon talebi olursa daha iyi
olur.
BAŞKAN – Sayın
Başkan, açıklama yapacak mısınız?
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) – Bir bakalım efendim.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Şimdi, ilgililerle, Sayın Başkanım,
tutanakları alıp Sayın Vural’ın ifade ettiği konuyu inceleteceğim. Müsaade
ederseniz daha sonrasında bu konuyla ilgili bilgi takdim edelim.
SEYFETTİN YILMAZ
(Adana) – Bir ara verelim, onu değerlendirin Sayın Valim. Bir ara verelim de
bir değerlendirin.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Ben ara vermeye mezun değilim
efendim.
MEHMET ERDOĞAN
(Muğla) – Ara vermeden nasıl değerlendirilecek?
SEYFETTİN YILMAZ
(Adana) – Ara vermeden değerlendirilmez bu Sayın Valim.
ALİ HAYDAR ÖNER
(Isparta) – Televizyon kapanana kadar ara.
BAŞKAN – Evet,
Sayın Vural…
OKTAY VURAL
(İzmir) – Sayın Başkanım, 3’üncü maddeye geçeceksiniz herhâlde. Bizim bu
maddeyle ilgili…
BAŞKAN – Hayır,
2’nci madde üzerinde yeni bir madde ihdası var, iki tane, o işlemi yapacağım.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Yeni madde ihdası, anlıyorum.
BAŞKAN - Evet,
sayın milletvekilleri, 2’nci madde üzerinde yeni madde ihdasına dair bir önerge
vardır. Bu nedenle, önergeyi okutup Komisyona soracağım. Komisyon önergeye salt
çoğunlukla, 14 üyesiyle katılırsa önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme
açacağım, Komisyonun salt çoğunlukla katılmaması hâlindeyse önergeyi işlemden
kaldıracağım.
Evet, Sayın Komisyon
üyeleri de lütfen yerlerine buyursunlar.
Şimdi önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
338 sıra sayılı
kanun tasarısının 2 nci maddesinden sonra gelmek
üzere aşağıdaki maddenin 3 üncü madde olarak eklenmesini arz ederiz.
Madde 3-
Altınova, Çandarlı, Yenişakran ve Zeytindağ
adında yeni dört ilçe ile Bergama adıyla yeni bir il kurulmuştur.
Ali Rıza Öztürk Mehmet Ali Susam Süleyman Çelebi |
Mersin İzmir İstanbul |
Ali Serindağ Birgül
Ayman Güler |
Gaziantep
İzmir
|
BAŞKAN – Evet,
Sayın Komisyon, önergeye salt çoğunlukla katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Salt çoğunluğumuz yoktur Sayın
Başkanım, katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN – Komisyon
önergeye salt çoğunlukla katılmamış olduğundan önergeyi işlemden kaldırıyorum.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Sayın Başkan, gene, bak, salt çoğunluğu davet etmediniz. Sayın
Başkanım, yani bakın, gene çağırmadınız.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Efendim, Komisyon üyelerinin…
BAŞKAN – Evet,
sayın milletvekilleri, yeni madde ihdasına dair…
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Sayın Başkan, bakın, gene usulsüzlüğe devam ediliyor. “Komisyonda
salt çoğunluğumuz yoktur…” Çağırıldı mı salt çoğunluk?
BAŞKAN – Ben
davet ettim efendim.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Ne zaman ettiniz?
OKTAY VURAL
(İzmir) – Hayır, etmediniz!
BAŞKAN - Lütfen
tutanaklara bakın efendim.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Etmediniz.
BAŞKAN - Önerge
okunmadan “Sayın Komisyon üyeleri lütfen yerlerine buyursunlar.” dedim,
tutanaklarda var efendim.
SEYFETTİN YILMAZ
(Adana) – Başkanım, bir gelsinler bakalım.
BAŞKAN - Kaldı ki
davet edilme gibi, İç Tüzük’te, ne Komisyon
Başkanının ne de bizim, öyle bir şey de yok, söz konusu da değil ama dün…
OKTAY VURAL
(İzmir) – Efendim, Komisyon üyelerimiz geliyordu oraya, Sayın Başkan hemen
“Yok.” dedi.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Şimdi, bakın, Komisyon Başkanı nereden biliyor?
BAŞKAN- Efendim,
ben davet ettim, var tutanaklarda. Lütfen Sayın Öztürk, bakın tutanaklara,
yoksa itirazınızı yapın, hayhay.
OKTAY VURAL
(İzmir) - Efendim, geliyor.
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, yeni madde ihdasına dair bir önerge vardır, okutuyorum.
Evet, Sayın
Komisyon üyeleri, lütfen yerlerinize buyurun.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
338 sıra sayılı
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısına aşağıdaki maddenin 3 üncü madde
olarak, ekli listenin (25) sayılı liste olarak eklenmesini, diğer madde ve
liste numaralarının buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
İlhan Demiröz Turhan Tayan Ali Serindağ |
Bursa Bursa Gaziantep |
Mehmet S. Kesimoğlu Ali İhsan Köktürk Celal Dinçer |
Kırklareli Zonguldak İstanbul |
Sena Kaleli M. Volkan Canalioğlu Kemal Ekinci |
Bursa Trabzon Bursa |
“İl kurulması
Madde 3- Bu
Kanunla kurulan Tahtaköprü, Kurşunlu, Yenice ve
Cerrah ilçeleri bağlanmak suretiyle Bursa iline bağlı İnegöl ilçesi merkez
olmak üzere İnegöl adıyla bir il kurulmuştur.
Bu maddeyle
kurulan ilde merkezî idare tarafından oluşturulacak teşkilata ait kadroları, bu
Kanunun yayımı tarihinden itibaren geçecek 30 günlük süre içinde ihdas etmeye
Bakanlar Kurulu yetkilidir.
Bu maddeyle
kurulan ilde merkezî idare tarafından oluşturulacak teşkilatla ilgili her türlü
atama işlemleri bu Kanunun yürürlüğe girişinden itibaren geçecek 60 günlük süre
içinde tamamlanır. Bu süre içinde yeni kurulan il ve bu ile bağlanan ilçelerde
merkezî ve mahalli idarelere ait her türlü iş ve işlemler ile idari ve adli
davalar ve bunlara ilişkin bütün iş ve işlemler halihazır bağlılık durumuna
göre yönetilir.
Bu maddeyle
kurulan ilin il genel meclisi, merkez ilçe ile bu ile bağlanan ilçelerin
halihazır il genel meclis üyelerinden teşekkül eder. İl genel meclisi ile il
valisinin daveti ile toplanır, organlarını seçer ve bütçelerini yapar.
Bu maddeyle
kurulan ile bağlanan ilçelerdeki il özel idarelerinin bütün nakit, varidat,
tahakkuk, tahsilat, bakaya muamele ve hesapları, menkul ve gayrimenkulleri, hak
alacak ve borçları ve bunlarla ilgili defter, dosya ve evrak Kanunun yürürlüğe
girmesini takip eden 90’ıncı günden itibaren bu ilçelerin bağlandığı il özel
idarelerine geçer ve bu tarihi takip eden 10 günlük süre içerisinde devir ve
teslim yapılır."
BAŞKAN – Evet,
Sayın Komisyon üyeleri, lütfen yerlerinize buyurun.
Sayın Komisyon,
önergeye salt çoğunlukla katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ KOMİSYON
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) - Sayın
Başkanım, salt çoğunluğumuz olmadığı için katılamıyoruz efendim.
Arz ediyorum.
ALİ HAYDAR ÖNER
(Isparta) – Nerede? Görevlerini ihmal ediyor Komisyon üyeleri. Bir kısım
Komisyon üyeleri görevlerini ihmal ediyorlar.
BAŞKAN – Salt
çoğunlukla katılmamış olduğundan önergeyi işlemden kaldırıyorum.
MUHARREM İNCE
(Yalova) – Sayın Başkan, ekini okudunuz mu?
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, yeni madde ihdasına dair bir önerge vardır, okutuyorum…
OKTAY VURAL
(İzmir) – Sayın Başkan, bu maddeyle ilgili ekin de okunması gerekiyor
tabiatıyla.
BAŞKAN – Efendim?
OKTAY VURAL
(İzmir) – Maddenin eki var efendim, liste var. Bu liste okunmadı. Dolayısıyla,
işlemi tekrar yapmanız gerekecek. “Ekli liste” dediği için efendim, liste,
maddenin mütemmim cüzü, onun okunması gerekiyor.
BAŞKAN – Temel
kanun olduğu için eklerin okunmadığı şeklinde…
OKTAY VURAL
(İzmir) – Maddelerde ekleri okunmuyor mu efendim? Maddelerde eki okumuyor
musunuz?
BAŞKAN – Evet.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Olur mu? Verilen önergelerin hepsinde ekler okunuyor efendim. Bundan
önce Hükûmetin getirdiği önergeler ekleriyle birlikte okundu, hep böyle
yapıldı. Önerge işlemleri eksiz yapılamaz efendim. O zaman, ek okunmayınca…
BAŞKAN –
Değişiklik önergesi olduğu için
okutulmuyor efendim.
ALİ HAYDAR ÖNER
(Isparta) – Niye eklendi okutmuyorsanız?
OKTAY VURAL
(İzmir) – Efendim, eklerin okunması gerekiyor. Önergenin iradesi bu.
BAŞKAN – Biraz
önce okunan önergenin ekini okutuyorum:
25 Sayılı Liste
İnegöl İline
Bağlanan İlçe, Bucak, Kasaba ve Köyler
1) Akbaşlar İnegöl Merkez
2) Bahariye İnegöl Merkez
3) Bayramşah İnegöl Merkez
4) Boğaz İnegöl Merkez
5) Alibey İnegöl Merkez
6) Çavuş İnegöl Merkez
7) Çayyaka İnegöl Merkez
8) Çeltikçi İnegöl Merkez
9) Değdinler İnegöl Merkez
10) Dipsizgöl İnegöl Merkez
11) Dönmez İnegöl Merkez
12) Eskiköy İnegöl Merkez
13) Gülbahçe İnegöl Merkez
14) Hamidiye İnegöl Merkez
15) Hamzabey İnegöl Merkez
16) Hayriye İnegöl Merkez
17) Hoca İnegöl Merkez
18) İclaliye İnegöl Merkez
19) İsaören İnegöl Merkez
20) Karakadı İnegöl Merkez
21) Karalar İnegöl Merkez
22) Karagölet İnegöl Merkez
23) Kestanealan İnegöl Merkez
24) Konurlar İnegöl Merkez
25) Kozluca İnegöl Merkez
26) Kulaca İnegöl Merkez
27) Lütfüye İnegöl Merkez
28) Maden İnegöl Merkez
29) Muratbey İnegöl Merkez
30) Orta İnegöl Merkez
31) Sarıpınar İnegöl Merkez
32) Soğukdere İnegöl Merkez
33) Sungurpaşa İnegöl Merkez
34) Sipali İnegöl Merkez
35) Tekke İnegöl Merkez
36) Topuz İnegöl Merkez
37) Yeniyörük İnegöl Merkez
38) Akhisar
Beldesi İnegöl Merkez
39) Tahtaköprü İlçesi İnegöl Merkez
40) Kurşunlu
İlçesi İnegöl Merkez
41) Yenice ilçesi İnegöl Merkez
42) Cerrah İlçesi İnegöl Merkez
BAŞKAN – Evet,
Sayın Komisyon, önergeye salt çoğunlukla katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Salt çoğunluğumuz olmadığı için
katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Evet,
salt çoğunlukla katılamadığı için önergeyi işlemden kaldırıyorum.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
338 Sıra Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 2. maddesinden
sonra gelmek üzere aşağıdaki maddenin eklenmesini ve madde numaralarının buna
göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Tolga Çandar Ercan Cengiz Ali Serindağ |
Muğla İstanbul Gaziantep |
Ömer Süha Aldan İlhan Cihaner R.
Kerim Özkan |
Muğla Denizli Burdur |
Candan Yüceer Nurettin Demir İhsan Özkes |
Tekirdağ Muğla İstanbul |
Madde 2- (1) Ekli
1 sayılı listede adları yazılı mahalle ve köyleri kapsamak ve merkezî Göcek
beldesi olmak üzere Muğla İlinde Göcek adıyla bir ilçe kurulmuştur.
(2) Ekli 2 sayılı listede adları yazılı mahalle
ve köyleri kapsamak ve merkezî Turgutreis beldesi
olmak üzere Muğla İlinde Turgutreis adıyla bir ilçe
kurulmuştur.
(3) Ekli 3 sayılı listede adları yazılı mahalle
ve köyleri kapsamak ve merkezî Seki beldesi olmak üzere Muğla İlinde Seki
adıyla bir ilçe kurulmuştur.
BAŞKAN – Evet,
Sayın Komisyon?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Salt çoğunluğumuz yoktur,
katılamıyoruz efendim.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Sayın Başkan, listeleri okuması lazım.
BAŞKAN – Sayın
Vural, beş yüz kelimeyi geçtiği için özetini okuttuk.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Listeleri, listeleri…
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) – Liste, özete dâhil.
BAŞKAN – Ama
önerge sahibi o şekilde verdi, “özet” diye verdi, özetini verdiler, listeler de
dâhil.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Özet değil efendim, ondan sonra listeler var. 3 liste, beş yüz kelime
değil ki efendim o! Listeler efendim, liste!
BAŞKAN – Anladım
da beş yüz kelimeyi geçtiği için okutulmuyor Sayın Vural.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Geçmiyor efendim, geçmiyor! Nasıl geçecek?
Bu liste,
listenin beş yüz kelimesi olur mu?
BAŞKAN – Evet,
Sayın Başkan, katılıyor musunuz önergeye salt çoğunlukla?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Katılamıyoruz efendim.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Sayın Başkan, ekli listelerin okunması gerekiyor. Gerekçeyle ilgili
değildir. Biraz önce ekli listeyi okuduğunuza göre, burada da ekli listeyi
okumanız gerekiyor.
BAŞKAN – Ama
burada beş yüz kelimeyi geçme problemi olduğu için efendim…
OKTAY VURAL
(İzmir) – Beş yüz kelimeyle ilgili değil. Geçmiyor, ekli liste beş yüz kelimeyi
geçmiyor.
BAŞKAN – Hayır,
ekli listeyi siz ayrı düşünüp “Beş yüz kelimeyi geçmiyor.” diyorsunuz.
Önergenin tamamı, ekli liste dâhil beş yüz kelimeyi geçtiği için önerge
sahibinin teslim ettiği özeti okuyoruz.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Önerge beş yüz kelime nasıl oluyor ya! “Ekli 1 liste” diyor, “Ekli 2
liste” diyor, “Ekli 3 liste” diyor.
BAŞKAN – Sayın
Vural, 87’nci maddeyi okuyorum: “Değişiklik önergeleri gerekçeli olarak
verilir. Değişiklik önergeleri ve gerekçeleri beşyüz
kelimeden fazla ise, önerge sahibi önergesine beşyüz
kelimeyi geçmeyen bir özet eklemek zorundadır.” Biz de buna göre işlem
yapıyoruz.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Ekli liste efendim, gerekçeye geçmediniz daha siz. Siz daha gerekçeye
geçmediniz.
NECATİ ÖZENSOY
(Bursa) – Önergenin ekli listesi o ya.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Ancak işleme alırsanız…
NECATİ ÖZENSOY
(Bursa) – Gerekçe ayrı bir şey.
BAŞKAN – Önergeyi
bir bütün olarak değerlendiriyoruz, gerekçesi de dâhil.
NECATİ ÖZENSOY
(Bursa) – Yahu gerekçe mi o? Ekli liste ya, önergenin ekli listesi.
ALİ HAYDAR ÖNER
(Isparta) – O yanlış, önergede sayılmadan ilçe mi kurulur?
OKTAY VURAL
(İzmir) – Ekli liste okunacak.
BAŞKAN – Önerge
sahibine soralım.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Ya önerge sahibiyle ilgili değil ki.
NECATİ ÖZENSOY
(Bursa) – Önergenin ne olduğunu nereden bilecek millet, okumazsa ekli listeyi?
OKTAY VURAL
(İzmir) – Hangi köyün nereye bağlanmak istediğini öğrenmek istiyoruz, iradeyi
öyle kullanacak milletvekillerimiz. Şurada ilçe kurulmuştur… Neresi nereye
bağlanmış?
ALİ HAYDAR ÖNER
(Isparta) – Önergede belli olmadan ilçe kuruluyor.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Ekli listeyi göreceğiz ya.
BAŞKAN – Evet,
Sayın Vural, önerge sahibi özet olarak belirlemiş. Eğer bu konuda usul
tartışması istiyorsanız açarım, yoksa oylayacağım.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Aleyhinde.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Aleyhinde.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) – Lehinde.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) – Lehte Sayın Başkan.
BAŞKAN – Ama
gruplar olarak anlaşın yani şimdi tekrar…
OKTAY VURAL
(İzmir) – Yani usul tartışmasını nasıl açıyorsunuz böyle bir konuda, anlayamadım.
BAŞKAN – Ne
yapalım yani?
OKTAY VURAL
(İzmir) – Biraz önce okudunuz.
NECATİ ÖZENSOY
(Bursa) – Önergenin kendisidir ekli liste ya.
BAŞKAN – Ama beş
yüz kelime meselesi var, izah ediyorum. O zaman dinlemiyorsunuz Sayın Vural,
kusura kalmayın. Hayır, söylediğimizi anlamıyorsunuz demeyeceğim çünkü
dinlemiyorsunuz anlaşılan.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Dinliyorum efendim.
BAŞKAN – Hayır,
dinlemiyorsunuz.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Anlatamıyor olabilir misiniz? Anlatamıyorsunuz herhâlde.
BAŞKAN –
Dinlemiyorsunuz, yok.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Anlattığınızı anlıyorum.
BAŞKAN - Lütfen
yani... Sadece muhalefet yapma anlamında da… Bu Meclisin çalışması gerekir
Sayın Vural.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Çalışması gerekir… Komisyonlar oturmadığı zaman “Çalışması gerekir.”
niye demiyorsunuz? Komisyon oturmuyor kanunlarda. O çalışmayan komisyonlar
hakkında ne işlem yapıyorsunuz?
BAŞKAN –
Komisyonlar benim yetkimde değil efendim, komisyon başkanları var.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Nasıl yok? Başkanlığın komisyonları denetleme yetkisi var.
BAŞKAN – Meclis
Başkanı var efendim, benim yetkimde değil.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Sayın Başkan, Anayasa 95, birinci fıkra…
NECATİ ÖZENSOY
(Bursa) – Ya önergenin ne olduğunu nasıl anlayacak ekli listeyi okumazsan,
hangi ilçeler ne olacak?
BAŞKAN – Evet,
lehte söz isteyen Nurettin Canikli, Giresun Milletvekili. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
İki dakika süre
veriyorum.
IX.-
USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.-
338 sıra sayılı Kanun Tasarısı’na yeni madde ihdasına dair verilen önergeye
ekli listelerin okunmamasının İç Tüzük’ün 87’nci
maddesine uygun olup olmadığı hakkında
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Tartıştığımız
konu, değişiklik önergelerinin hacmiyle ilgili. Yani verilen değişiklik
önergelerinin, gerekçesiyle birlikte ne kadar olması gerektiği noktasındaki bir
tartışmayı şu anda yapıyoruz.
Biraz önce Sayın
Başkan da ifade etti, esasında, İç Tüzük ve bugüne kadarki uygulaması ve İç Tüzük’ün lafzı o kadar açık ki burada “Değişiklik
önergeleri gerekçeli olarak verilir.” deniyor. Bundan sonrası: “Değişiklik
önergeleri ve gerekçeleri -birlikte yani metinle birlikte, değiştirilmesi
istenen içerikle birlikte gerekçesinin toplamı- beşyüz
kelimeden fazla ise, önerge sahibi önergesine beşyüz
kelimeyi geçmeyen bir özet eklemek zorundadır.” Burada gerekçe de, metin de,
değişiklik önergesi de beş yüz kelimeyi aşabilir, bin kelimeyi bulabilir, iki
bin kelimeyi bulabilir. Çok net bir şekilde kanun koyucu buna sınır getirmiş ve
birlikte değerlendirerek sınır getirmiş ve bunu da… “Veya” demiyor zaten.
Değişiklik önergeleri ve gerekçeleri birlikte değerlendirilerek, ikisinin
toplamı beş yüz kelimeyi geçemeyecek. Beş yüz kelimeyi geçtiği zaman da İç
Tüzük diyor ki: Önerge sahibi, beş yüz kelimeden az olacak şekilde bunu özet
olarak ekler.
Aynen böyle
yapılmış. Önerge sahibi, bu kurala uyarak, beş yüz kelimeden az olacak şekilde
bir ek yapmış ve Kâtip Üyemiz de bu eki okudu. Yapılan işlem doğrudur, İç Tüzük’e uygundur. Burada gerçekten bir tartışma olmasını
ben anlamakta zorlanıyorum. Bugüne kadar da farklı hiçbir uygulaması da yok,
hiçbir itiraz da olmadı bugüne kadar.
Başkanlığın
tutumu doğrudur.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Aleyhte söz
isteyen Ali Rıza Öztürk, Mersin Milletvekili.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Başkanlığınızın tutumunun
aleyhine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, kanunların metni iskelettir, vücudun iskeletidir. Gerekçeler ise
kanunların metninin anlaşılmadığı, kanun metinlerinin neyi ifade ettiğinin
kesin olarak belirlenemediği durumlarda başvurulması gereken metindir yani
başka bir anlatımla, gerekçeler kanunların ruhudur, ruhu. Yani siz… Bir vücudu
ayakta tutan iskelet, nasıl ki kanunun madde metniyse, ona anlam veren de
gerekçesidir.
Şimdi, burada,
değişiklik önergesinin beş yüz kelimeden fazla olamayacağına ilişkin bir
uygulamayı “Madde metnini de kapsar.” şeklinde getirdiğiniz zaman, o zaman
kanun maddesinde sınırlama getiriyorsunuz demektir. Bu doğru bir uygulama
olmaz. Burada, kanunun ana maddesinin eki, o ekli listelerdir. Yani ne yapılmak
isteniliyor, o önergede verilen esas maddeyle ne yapılmak isteniliyor, o
önergelerle, o ekli listelerle? O bir bütündür. Hangi köy nereye bağlanıyor,
hangi belde nereye bağlanıyor, o ekli listede belirtilmiştir. Dolayısıyla, o
ekli listelerin de okunması gerekiyor.
Bunu gerekçe içerisinde değerlendirmek, bir kere, İç Tüzük’ün
87’nci maddesinin konuluş amacına aykırı bir yorum tarzıdır. Yani önemli
olan, burada konulmak istenilen,
varılmak istenen amaç nedir, onu bence anlamak lazım.
Dolayısıyla,
soyut bir şekilde, “Önergeler, gerekçelerle ana metin birlikte
değerlendirildiğinde beş yüz kelimeyi geçemez.” dediğiniz zaman, o…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Devamla) …değişiklik önergelerini hiçbir zaman uzun, beş yüz kelimeden fazla
veremeyeceksiniz demek anlamındadır. Bu da yasama faaliyetini kısıtlar. O
nedenle Başkanlığın tutumunun aleyhinde söz aldım.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Lehte söz isteyen
Mehmet Günal, Antalya Milletvekili.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben lehinizde söz
istedim çünkü size hak veriyorum. Sizin yerinizde, ben de gelip, eğer aldığım talimatları
yerine getirecek olsam, her seferinde AKP Grup
Başkanvekili ne diyorsa onu yaparım veya buradan gösterdikleri zaman ne
diyorlarsa onu yaparım. Siz, size verilen görevi yapmaya çalışıyorsunuz. Onun
için, bu tutumunuzu anlayışla karşılıyorum ama sizin de bizim talebimizi
anlayışla karşılamanız lazım. İç Tüzük’e aykırıysa,
maddelerde farklı yorumlar varsa biz de onu söylemek zorundayız.
Şimdi ben size
soruyorum: Beş yüz kelimeyle sınırlıyorsunuz Sayın Bakan, Sayın Komisyon
Başkanı. Eğer Komisyonda o 48 maddeyi getirmeseydiniz, o 48 maddeyi
topladığınız zaman 4’üncü madde kaç sayfaydı, kaç kelimeydi? Yani, şimdi, o
zaman her şeyin özetini mi getireceksiniz? Bununla ilgili, ekindeki bu tablolar
ne işe yarıyor Sayın Bakanım, Sayın Başkan? Bakın, bu kadar tablo var. Bakın…
OKTAY VURAL
(İzmir) – Tamamını değiştireceğiz. Ne yapacağız?
MEHMET GÜNAL
(Devamla) – Bunun neredeyse üçte 1’inden fazlası ek, tablolarla. Bunu siz
kanunun kendinden saymıyor musunuz? Şimdi, biz buna nasıl karar vereceğiz?
Belki, ben öbür ilçenin çıkarılmasını isteyeceğim veya diğer beldenin
eklenmesini isteyeceğim. Allah rızası için -şimdi arkadaşlarımız burada oy
kullanacaklar, el kaldıracaklar- grup başkan vekillerinin dışında kaç kişiye bu
önergeyi dağıttınız da arkadaşlarımız hangi ilçenin, nerenin sınırı içerisinde
olduğuna bakıyor? Böyle bir şey var mı? Var mı arkadaşlar haberiniz? Önde grup
başkan vekillerine birer tane verildi. Hiç olmazsa burada okuyacaksınız ki
bütün arkadaşlarımız duysun, ona göre de “Evet.” ya da “Hayır.” şeklinde
görüşlerini…
Peki, önceden
verilmiş bir kararı burada bizlere oylatmak istediğiniz için, içine gerek
duymuyorsunuz. Biliyoruz, aceleniz var, bir an önce verilen görevi yapıp
bitirelim istiyorsunuz ama bunu İç Tüzük’e uygun
yapacaksınız. Siz talebinizi söyleyeceksiniz, biz de eleştirimizi getireceğiz,
doğru olanı yapacağız diyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Aleyhte söz
isteyen Oktay Vural, İzmir Milletvekili.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bu bir hukuk katliamıdır.
Bunun üzerinde usul tartışması açmak bile abesle iştigaldir. Yani bir önergeyi
okuyacaksınız, ekini okumayacaksınız, işleme alacaksınız, “zorundadır…” O
zaman, işleme almayacaktınız. Böyle bir şey olabilir mi yani? Mantık dışı,
mütemmim olan, maddeyle ilgili 1 sayılı listede ne yazıyorsa onu koyacaksınız.
“Zorundaydı…” Peki, yapmadı, ne yapacaksınız? Ne yaptınız şimdi siz? Eklemedi,
ne olacak?
BAŞKAN – Kararımı
şimdi söyleyeceğim.
OKTAY VURAL
(Devamla) – Önergeyi işleme tuttunuz. Yani böyle bir şey olur mu ya? Ekli 1
sayılı liste mütemmim cüzüdür, işleme aldığınıza göre ekli 1 sayılı listeyi de
okumak zorundasınız. Önergeyle ekli 1 sayılı liste de zaten yüz kelimeyi
geçmiyor. Yani eğer bu konuda Kanunlar Kararlar da böyle bir beyanda bulunmuşsa
buradan da Sayın Meclis Başkanına sesleniyorum: Olmaz böyle bir şey. Sayın
Başkan, bu bir hukuk katliamı ya! Elli kelimeyi okumayacağız diye burada işlem
yaptırıyorsunuz, “zorundadır…” Tamam, eklemedi, ne yapacaksınız? Önerge verme
hakkını mı engelleyeceksiniz? Engelleyecekseniz, “İşleme alınmaması gerekir.”
diyorsa niye işleme aldınız? Niye işleme aldınız o zaman? Alınıyorsa, zaten
işleme alındıktan sonra gerekçe konusunda talepte bulunacaksınız. İşleme
aldığınız bir önergenin ekini okumak durumundasınız. Burada beş yüz kelimeyle
ilgili bir sınır yoktur. Lütfen, bu konuda -usulle ilgili değildir, esasla
ilgili bir konudur- bir tartışma yapılması bile son derece yanlıştır.
Teşekkür ederim.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Sayın milletvekilleri,
İç Tüzük’ün 87’nci maddesi değişiklik önergelerini
düzenlemiştir. Değişiklik önergeleri, Başkanlığa takdim yazısı, gerekçesi ve
varsa ekli liste ve cetvelleriyle bütündür. Değişiklik önergelerinin beş yüz
kelimeyi geçmeyeceği, geçtiği takdirde özetlerinin ekleneceği 87’nci madde
hükmüdür. Beş yüz kelimeyi geçmeyecek şekilde hazırlanan özet okutulmaktadır.
Dünkü birleşimde, Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi
grupları üyesi milletvekillerince verilen beş yüz kelimeyi geçen değişiklik
önergeleri sahipleri özet hazırlamışlardır, Genel Kurulda bu özet okunmuştur.
Meclis araştırması, genel görüşme, gensoru gibi denetim yolları önergelerinde
de beş yüz kelimeyi geçen önergelerin özetleri okutulmaktadır. Uygulamada
herhangi bir sorun bulunmamaktadır.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Peki. Özet yok burada?
BAŞKAN – Özet var
efendim.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Nerede?
BAŞKAN – Efendim,
gerekçesini okuyayım önerge sahibinin.
“Gerekçe:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğü’nün lafzi yapılarak Genel Kurulda
verilecek önergeler beş yüz kelimeyle sınırlandırılmakta, beş yüz kelimeyi geçen önergelerin
özetlerinin Genel Kurulda okunması şeklinde uygulama yapılmaktadır.
Milletvekillerinin yasamanın görevini yerine getirmelerini engelleyen bu
uygulama nedeniyle bu özet önerge…
MEHMET GÜNAL
(Antalya) – Önergenin ekinde var mı? Önergenin ekinde özet var mı?
BAŞKAN – Bir
saniye efendim, bitmedi cümlemiz.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Böyle bir uygulama var mı ya!
BAŞKAN - Sayın
Vural, lütfen.
Biz, sizi
dinliyoruz söz verip burada. Cümlenin bitmesine tahammülünüz yok.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) –Önergenin ekinde özet var mı?
BAŞKAN – Önerge
sahibinin gerekçesini…
OKTAY VURAL
(İzmir) – Vallahi yazık, hem işleme alıyorsunuz. Ben şunu diyorum: Önergeyle
ekli listeler beş yüz kelimeyi geçiyor mu?
BAŞKAN – Bu
uygulama nedeniyle, bu özet önerge verilmek zorunda kalınmıştır. Cümlenin
bitmesine tahammülünüz yok ki efendim. Cümlemi bitireyim.
NECATİ ÖZENSOY
(Bursa) – Önergeyi okutup işleme alırken beş yüz kelimeyi geçiyor mu önerge?
ÜNAL KACIR
(İstanbul) - Altında öyle yazıyor, okuyun.
VIII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
De-ğişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14
Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu
Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820, 2/823, 2/892)
(S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN – Sayın
Komisyon, önergeye katılıyor musunuz salt çoğunlukla?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Salt çoğunlumuz
yoktur Sayın Başkanım, katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Salt
çoğunluk olmadığı için önergeyi işlemden kaldırıyorum.
Sayın
milletvekilleri, 3’üncü madde üzerinde 13 adet değişiklik önergesi
Başkanlığımıza intikal etmiştir. Verilen önergelerden 2’si Cumhuriyet Halk
Partisinin, 9’u Milliyetçi Hareket Partisinin, 1’i Barış ve Demokrasi Partisinin,
1’i de AK PARTİ grubuna mensup milletvekillerince verilmiştir.
Milliyetçi
Hareket Partisi grubuna mensup milletvekilleri tarafından tasarının 3’üncü
maddesinin her bir fıkrasında değişiklik öngören toplam 9 önerge verilmiştir.
Bilindiği gibi,
tasarı ve tekliflerin Genel Kurul görüşmelerinde bir çerçeve madde içerisinde farklı maddeleri
değiştiren her fıkra ayrı bir madde olarak telakki edilmekte ve ayrı ayrı
görüşülerek oylanmaktadır. Ancak görüşmekte olduğumuz tasarının 3’üncü maddesi
herhangi bir kanunda değişiklik öngörmemekte olup kod madde niteliğindedir.
Maddenin konu itibarıyla tüzel kişiliği kaldırılan il özel idareleri, belediye
ve köylerle ilgili hükümler içerdiği, belli bir amaç bütünlüğü taşıdığı
görülmektedir. Bazı fıkralarda çeşitli kanunlara atıflar yapılmış olması,
fıkraların ayrı maddeler şeklinde işlem görmesini gerektirmemektedir. Tasarının
temel kanun olarak görüşülmesine yönelik Genel Kurulun 6 Kasım 2012 tarihli
16’ncı Birleşiminde alınan kararda da bölümlerin hangi maddelerden oluşacağı
kararlaştırılmıştır. Bu nedenle, Başkanlığımızın madde fıkralarını ayrı
maddeler hâlinde işleme tabi tutması mümkün bulunmamaktadır.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Bugüne
kadar uygulamalarda kod madde niteliğinde olan bu tür maddelerin Genel Kurulda
fıkralar hâlinde görüşülmesi söz konusu değildir. Örneğin, 13/02/2011 tarihli
ve 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar
ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un “Diğer alacaklar ve
çeşitli hükümler” başlıklı, 32 fıkradan oluşan 17’nci maddesi bütün olarak
görüşülmüş ve önerge işlemleri de tek madde üzerinden yapılmıştır.
Aynı zamanda,
10/07/2003 tarihli 4924 sayılı Eleman Temininde Güçlük Çekilen Yerlerde
Sözleşmeli Sağlık Personeli Çalıştırılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un “Çeşitli hükümler”
başlıklı, 6 fıkradan oluşan 9’uncu maddesi yine Kurulda tek bir madde olarak
görüşülmüş ve önerge işlemleri de tek madde üzerinden yapılmıştır.
Malumlarınız
olduğu üzere, İç Tüzük’ün 91’inci maddesi uyarınca
temel kanun olarak görüşülen işlerde, her madde üzerinde en fazla iki adet
değişiklik önergesi verilebilmektedir. Ancak her siyasi parti grubunun önerge
verme hakkı saklıdır. Bu nedenle, her siyasi parti grubuna mensup
milletvekillerince imzalanmış birer önergeyi işleme alabileceğim. Milliyetçi
Hareket Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi gruplarına mensup milletvekillerince
imzalanan değişiklik önergelerinden hangisinin işleme alınacağı noktasında
gruplardan bir bildirim gelmezse kura yoluyla tespitine gidilecektir.
BAŞKAN – Buyurun,
Sayın Vural.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Sayın Başkan, daha önceki ifadelerinizle bunlar aynı değil.
Dolayısıyla bu usul, önerge verme hakkımızı gasbeden
ve yasamanın etkin çalışmasını engelleyen bir husustur. Böyle bir uygulama,
egemenlik hakkımızın kısıtlanması anlamına geliyor. Dolayısıyla, böyle bir
uygulamayı bir ifadeyle geçiştirmeniz mümkün değil. O bakımdan yanlış bir
uygulamadır, benzer uygulamalar değildir. Fıkraların çok olarak, bir madde
olarak görüşülmesi, benzer görüşülmesi orada imkân dâhilinde olabilir, burada
aynı mahiyette olmayabilir. Dolayısıyla bizim iddiamız, bunların aynı mahiyette
olmadığına ilişkindir. O bakımdan, aynı mahiyete ilişkin olmayanları ayırarak
görüşülmesini temin etmeniz, ona göre de gruplara ayrı madde olarak
görüşüleceğini ifade etmeniz gerekmektedir.
Genel Kurulun aldığı karar “temel kanunda şu şu maddeler” demesi irademizi bağlamaz. O madde olduğu
zaman da örnekleri olmuştur. İçinde ayrı bir madde olarak gözükmesi gereken
fıkraları da ayrı madde olarak değerlendirdiğimiz de vaki olmuştur. O bakımdan,
bu uygulamanız da bununla aynı değil, inceleyerek karar verin.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Vural.
Buyurun Sayın
Canikli.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) – Sayın Başkanım, biraz önce, yani şu anda yaptığımız tartışmada…
BAŞKAN – Sayın
Canikli, sesiniz duyulmuyor, isterseniz yerinizden…
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
değerli arkadaşlar; şimdi, bir maddenin içerisinde birden fazla fıkra olması,
sadece bu nedenle, yani birden fazla fıkra şeklinde dizayn edildiği için her
bir fıkranın ayrı madde olarak görüşülmesi sonucunu doğurmaz. Buradaki kriter:
Bu fıkranın ya da cümlenin, başka bir kanunda, herhangi bir kanunda, bir
maddesinde değişiklik yapıp yapmaması belirler. Esas itibarıyla ayrı madde
olarak görüşülüp görüşülmeyeceğini.
Bir başka
ifadeyle, tek bir fıkra içerisinde diyelim 5 tane cümle olsun, bu 5 cümlenin
her birisi farklı kanunların farklı maddelerini değiştiren hükümler içeriyor
ise tek bir fıkra olmasına rağmen, 5 ayrı madde olarak görüşülmek zorundadır.
Dolayısıyla, sadece buradaki fıkradan yola çıkarak içeriğine bakmadan, herhangi
bir kanunun maddesinde değişiklik yapıp yapmadığına bakmadan böyle bir ayrı
madde olarak görüşülmesini önermek ya da iddia etmek İç Tüzük’e
kesinlikle aykırıdır. 91’inci maddenin ikinci fıkrası bu konuda çok açık bir
şekilde bu konuyu netleştirmektedir. Biraz önce bahsedildiği gibi bugüne
kadarki bilaistisna tüm uygulamalar da bu yöndedir, aksi bir tane uygulama söz
konusu değildir.
Ayrıca, daha önce
–şimdi o metne arkadaşlarımız ulaşmaya çalışıyor- 4 siyasi partinin grup başkan
vekillerinin Meclis Başkanı Sayın Cemil Çiçek’le birlikte bir toplantıda
aldıkları ilkesel kararlar da var.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) – İlkesel kararlar başka kanunlar için.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) - Onlara da bakıldığında, o ilkesel karara bakıldığında da aynı
yaklaşımı, aynı sonucu oradan görmek mümkündür.
Dolayısıyla,
buradaki kanunlara atıf yapması başka bir şey, o kanunu değiştirmesi başka bir
şey. 3’üncü maddedeki her bir fıkra, her bir cümle bu kanunun, şu anda
görüştüğümüz 338 sıra sayılı kanunun maddesidir. Buradan gidip başka bir
kanunda değişiklik yapmıyor.
OKTAY VURAL
(İzmir) –Kanunun maddesi ise efendim… İtiraf etti “Kanunun maddesi” dedi. Yani
kanunun maddesi ise ayrı görüşülmesi lazım.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) – Dolayısıyla, başka bir kanunda değişiklik yapmadığı için de bütün
tamamı bu kanunun esas maddesidir, metnidir.
OKTAY VURAL
(İzmir) – “Maddesi” dediniz.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) – Evet, aynen öyle. Dolayısıyla, tüm olarak 3’üncü maddenin tek bir
madde olarak görüşülmesi şeklindeki uygulama ve yorum doğrudur.
Sayın Başkanım,
teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Buyurun Sayın
İnce.
MUHARREM İNCE
(Yalova) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Temel New York’ta
müteahhit olmuş, belediyeden ruhsat almış. “120 kat” demişler; Temel “Anladım,
120 kat, 1 çekme kat.” demiş.
Şimdi, bu, aynen
öyle. Kaçak kat çıkmak gibi bir şey bu. Yani yasamanın saygınlığını yok etmesi
bu.
Şimdi, bakınız,
1’inci fıkrada il özel idaresi, 2’ncide ilçe belediyeleri, 3’üncüde bağışlar,
4’üncü de köy korucuları, 5’incide madenler, 6’ncıda ruhsatlar. Yani bir
maddenin içine bunları toplayacaksınız. Bu şu demektir: “Yani pek çok maddeyi,
7 maddeyi 1 maddenin içine toplarım, önerge sayısını da siyasi parti
gruplarının 1 önerge sayısıyla sınırlandırırım.” Yasama faaliyetini gasbetmektir bu. Bu, kaçak kanun yapmaktır. Böyle bir
mantık olabilir mi? Yani bu çoğunluğun… Yani utanmaz bir yasa olur bu. Böyle
bir şey olamaz. Yani burada, hukuka uymadığını, İç Tüzük’e
uymadığını, Anayasa’ya uymadığını anlamak için hukuk fakültesini bitirmeye
gerek yok. Karga sesiyle bülbül sesini ayırt etmek için nasıl müzisyen olmaya
gerek yoksa, bunu anlamak için de hukukçu olmaya gerek yok. Bu bir zekâ ürünü
değildir, bu bir kurnazlıktır. Burada yapılan, kaçak bir yolla kanun yapma
tekniğidir. Muhalefetin önünü kesmek için, önerge sayısını azaltmak için
yapılmıştır. Haklı olarak ,tabii ki muhalefet partileri 1’den fazla önerge
vermek durumunda kalıyorlar. Böyle bir kanun olabilir mi? Yani hukuk fakültesi
mezunu arkadaşlarımız, siz de onlardan birisisiniz, sizin vicdanınız elveriyor
mu buna? Sizin hukuk anlayışınız el veriyor mu? Böyle kanun olur mu?
BAŞKAN – Hayır,
İç Tüzük’ün 91’inci maddesinin ikinci fıkrası çok
net, açık Sayın İnce. (CHP sıralarından gürültüler)
EMRE KÖPRÜLÜ
(Tekirdağ) – Bir sürü maddede değişiklik öngörüyor.
MUHARREM İNCE
(Yalova) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Anladım
da, İç Tüzük var elimizde efendim. Yani Komisyonda görüşülmüş, bu şekilde
gelmiş.
MUHARREM İNCE
(Yalova) – Bu, kaçak kat çıkmaktır.
BAŞKAN - İç Tüzük’ün 91’inci maddesinin ikinci fıkrasını tekrar
okuyalım isterseniz.
MUHARREM İNCE
(Yalova) – Sayın Başkan, onu ben okudum, defalarca okudum. Peki, siz, sizin
hukuk anlayışınıza göre…
OKTAY VURAL
(İzmir) – Köy koruculuğu ile özel idare…
MUHARREM İNCE
(Yalova) – Birbirinden bu kadar kopuk olan, aralarında hiçbir bağ olmayan
konular. Yani köy korucuları bir fıkrada, madenler bir yerde, ruhsatlar bir
yerde, özel idare bir yerde, ilçe belediyesi bir yerde. Böyle kanun olur mu?
İZZET ÇETİN
(Ankara) – Sayın bakanlar, dinleyin!
MUHARREM İNCE
(Yalova) – Böyle kanun olur mu? Yazık, yazık! Yazık! Bu memleketin hukuk
fakültelerinin 1’inci sınıfındaki çocuklar bile güler bize.
İZZET ÇETİN
(Ankara) – Yürütmeciler, dinleyin!
MUHARREM İNCE
(Yalova) - Buna gülerler.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Ben
teşekkür ediyorum.
Evet, 3’üncü
madde üzerinde, biraz önce yaptığım açıklama gereğince, Cumhuriyet Halk Partisi
ve Milliyetçi Hareket Partisince verilen önergeler üzerinde de kura çekerek
dört önergeyi okutacağım.
Evet, ilk
önergeyi okutuyorum, AK PARTİ’nin önergesini...
OKTAY VURAL
(İzmir) – Sayın Başkan…
BAŞKAN - Buyurun.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Yani usul tartışması…
Bizim önerge
verebilmemiz için ara veriniz lütfen. Önerge vereceğiz, ara veriniz efendim.
Düzenleyip yeni bir önerge vereceğiz efendim.
BAŞKAN – Evet,
önergelerinizi belirlemeniz için, on dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 17.48
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma
Saati: 18.38
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Fatih ŞAHİN (Ankara), Tanju ÖZCAN (Bolu)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 18’inci Birleşiminin Beşinci
Oturumunu açıyorum.
338 sıra sayılı
Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Sayın Başkan, 17.38’de ara verdiniz on dakika için. Şimdi tam elli
bir dakika… Bu Meclisi çocuk oyuncağına çeviriyorsunuz. Maalesef bu, Meclis
Başkanlığının yönetimsizliğinden kaynaklanıyor. Usulüne uygun olmayan raporlar
geliyor buraya. Buraya ciddi bir komisyon ve hükûmet gelip oturmuyor. Türkiye
Büyük Millet Meclisinin karşısına olgunlaşmış bir komisyon metni, raporu
gelmiyor ve siz zorluyorsunuz, milletvekilleriyle alay ediyorsunuz. Bu Türkiye
Büyük Millet Meclisi alay yeri mi?
BAŞKAN –
Sözleriniz tutanaklara geçti Sayın Genç.
Teşekkür ederim.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Efendim?
BAŞKAN –
Sözleriniz tutanaklara geçti.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Ya tutanaklara geçmesi değil kafanıza geçmesi lazım. Bu kafanızı
toparlamanız lazım.
BAŞKAN –
Sözleriniz sizinle mütenasip sözler efendim.
KAMER GENÇ
(Tunceli) - Türkiye Büyük Millet Meclisinin onuruna yakışır bir yönetim
göstermeniz lazım.
BAŞKAN – Sizinle
müsemma, mütenasip sözler efendim.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Şimdi, bakın, ara veriyorsunuz AKP Grubu önerge getirsin diye.
Böyle bir şey olur mu?
BAŞKAN – 3’üncü
madde üzerinde…
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Buyurun
Sayın Öztürk.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Anayasa madde 6: Hiçbir kişi ya da organ Anayasa’dan kaynaklanmayan
bir yetkiyi kullanamaz. Bu 3’üncü maddenin son fıkrası, bu Kanun’un uygulanması
ile ilgili tereddütleri gidermeyi, düzenleyici ve yönlendirici işlemler yapmayı
yönetmeliğe bırakmıştır. Yani merkezî yönetim ile yerel yönetim arasındaki
görev paylaşımının bir bakanlığın yönetmelik, genelge düzenlemesine bırakılması
Anayasa’nın 123’üncü maddesine aykırıdır. 123’üncü madde “İdare, kuruluş ve
görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir.” diyor. Yani bu husus, bir
bakanlığın genelge ve yönetmeliğine bırakılamayacak bir husustur; bu nedenle,
Anayasa’ya aykırıdır. Bu konu görüşülemez, bunun düşürülmesi lazım. Öncelikle,
bu yönde ben usul tartışması açılmasını istiyorum.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Sayın Başkanım, burada Anayasa’ya bakarsanız “İdare, kuruluş ve
görevleriyle bir bütündür...” diyor. Dolayısıyla, bu konuda tereddütleri
gidermek, düzenleyici işlemler yapmak, düzenleyici yetki vermek bir bakanlığa
kanunla olmadığı için tereddüt uyandırır. Bence o “düzenleyici” ibaresinin
çıkarılması gerekiyor orada. Düzenleme kanunla olur, yetki verilemez, kanunla
olur.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Hayır, yetki veriyorsun, yönetmelik yetkisi veriyorsun. Bak diyorsun
ki: “İçişleri Bakanlığı yetkilidir.”
OKTAY VURAL
(İzmir) – Yani bu, o zaman yetki kanunu olurdu. Kanun hükmünde kararname olur;
ki bu öyle olmaz, Bakanlar Kuruluna verilirdi. Düzenleyicilik konusunda problem
var, tereddütleri giderme tamam ama düzenleme yapamaz; yeniden düzenleyemez.
Nurettin Bey,
düzenleme yapamaz; düzenlemeyi biz kanunla yapacağız, tereddütleri gidereceğiz.
BAŞKAN – Evet,
Sayın Öztürk. Değişiklik önergesi verilebilir üzerinde…
OKTAY VURAL
(İzmir) – Sayın Başkanım…
BAŞKAN –
Değişiklik önergesi verilebilir gruplar tarafından, diyorum.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Sayın Başkanım, şimdi, bu egemenlik yetkisi kanunla yapılacağına ve
-Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş bir görevdir.- kanunla düzenlendiğine
göre, yürütmeye verilemez. Dolayısıyla düzenleyici işlem yapamaz; bu
ihtilaflar, görev paylaşımı konusunda yeni bir düzenleyici işlem tahsis edemez.
Dolayısıyla…
BAŞKAN – Ama
bunun yolu da Anayasa Mahkemesine müracaat etmek yani.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Sayın Başkanım, yani şimdi “Egemenlik yetkisi yürütmeye
devredilmiştir.” diye bir kanun maddesi gelse “E, ne yapayım canım, Anayasa
Mahkemesine gidin.” Böyle bir şey olur mu ya?
BAŞKAN – Hayır
olur mu canım.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Sayın Başkanım, usul tartışması açılmasını istiyorum.
BAŞKAN – Efendim?
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Usul tartışması açılmasını istiyorum.
BAŞKAN – Usul
tartışması…
Buyurun, lehte
mi, aleyhte mi?
MEHMET GÜNAL
(Antalya) – Lehte.
BAŞKAN – Lehte
mi, aleyhte mi?
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Aleyhte.
BAŞKAN – Aleyhte.
Oturun o zaman.
ENVER ERDEM
(Elâzığ) – Sayın Başkan, aleyhte.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) – Lehte.
BAŞKAN - Lehte,
Mehmet Günal,
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) – Lehte, Sayın Başkan.
ENVER ERDEM
(Elâzığ) – Aleyhte.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Aleyhte.
BAŞKAN – Aleyhte,
Oktay Vural.
ENVER ERDEM
(Elâzığ) – Başkanım, ben “aleyhte” diyorum.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Aleyhte, Enver Erdem, efendim.
BAŞKAN – Sayın
Günal, buyurun.
IX.-
USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER (Devam)
2.-
338 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 3’üncü maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğu
gerekçesiyle görüşülüp görüşülemeyeceği hakkında
MEHMET GÜNAL
(Antalya) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
burada, tabii ki siz Anayasa Mahkemesine gönderiyorsunuz, “Doğrudan oraya
gidin.” diyorsunuz.
Şimdi, değerli
arkadaşlar, düzenleme yetkisi… Sayın Canikli diyor ki: “Esasları bile
belirlenir.” Esasları neyin belirlenir?
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) – Hayır, kanunlara…
MEHMET GÜNAL
(Devamla) – Yok, yok.
Bizim yaptığımız
kanunun uygulanmasına ilişkin esaslar belirlenir. Düzenleme yetkisini bakana
veremeyiz, hatta yetersizlikleri gidermeyi, belirsizlikleri gidermeyi de
bakanlara veremeyiz çünkü size söyledik kabul etmediniz, birleştirdiniz,
hepsini tek maddeye koydunuz ama ayrı bakanlıkları ilgilendiren şey var.
Yönlendirme yetkisinin bile Bakanlar Kurulunda olması lazım. Yani yönlendirme
yetkisi bile olsa -düzenleme zaten olmaz ama- bunun bakanlar arasındaki
anlaşmazlıkları gidermek üzere olması gerekiyor. Dolayısıyla, bu şekliyle Anayasa’nın
123’üncü maddesindeki şeye aykırı. Tabii, Sayın Başkan daha önce söyledi, geldi
“Burada var.” diye, “Metnin içerisinde var.” diye bunun görüşülmesini istiyor.
O, Kanunlar Kararlara soruyor, buradan da bakıyor, devam ediyor. O konuda kendi
yetkisi dışında diye söylüyor ama hep söylediğimiz bir şey var: Demin eğer
bunun ayrı ayrı görüşülmesi mümkün olsaydı görecektik ki ayrı hükümler var,
ayrı bakanlıklar var. Dolayısıyla, bunların tek bir şey içerisinde, İçişleri
Bakanlığının yetkisinde düzenlenmesi kanun yapma yetkisinin, yani düzenleme
yetkisinin verilmesi anlamına geliyor. Sayın Bakanın tutumundan ziyade, burada,
içerikte sorunumuz var. Yani Hükûmetin de, Komisyonun da bu konuda dikkatli
olması lazım. İki bakanımız burada duruyor. Diyelim ki -az önce geldi Sayın
Kültür ve Turizm Bakanımız- iki bakan arasında şey varsa bunun çözüm mercisinin Bakanlar Kurulu olması gerekir. Onun için, kanun
metnine Hükûmetin ve Komisyonunun dikkat ederek orada belki sizin de ortak
önergenizle -bizim var önergemiz- oraya katılabilirseniz onun üzerinde tekrar
tartışırız.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Aleyhte söz
isteyen Enver Erdem, Elâzığ Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
ENVER ERDEM
(Elâzığ) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkanım,
bu tasarı İçişleri Komisyonuna geldiği günden itibaren Anayasa’ya aykırılığıyla
alakalı yüzlerce, binlerce defa gündeme getirilmiş olmasına rağmen kimsenin
kılı kıpırdamıyor.
Şimdi, mahallî
idareler… Anayasa’nın 127’nci maddesinin birinci fıkrası: “Mahallî idareler;
il, belediye ve köy halklarının mahallî müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere
kuruluş esasları kanunla belirtilen ve karar organları, gene kanunda
gösterilen, seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzel kişileridir.”
Yani bunların, il özel idarelerinin, belediyelerin ve köylerin kamu tüzel
kişisi olduğu Anayasa hükmüdür arkadaşlar. Şimdi, siz, burada bir kanun
tasarısıyla bu tüzel kişilikleri nasıl kaldıracaksınız? Yine Anayasa’nın
169’uncu, 170’inci maddelerinde orman köylüsü tarif ediliyor, orman köylüsünün
hak ve menfaatlerinden bahsediliyor. Siz şimdi bu tasarıyla “orman köylüsü”
kavramını nasıl kaldıracaksınız?
Anayasa’nın
126’ncı maddesinde, arkadaşlar, merkezî yönetim ve yerel yönetimden
bahsediliyor. Şimdi, siz bu düzenlemeyle merkezî yönetimi ve yerel yönetimi
birbirine hem karıştırıyorsunuz hem merkezî yönetimi ortadan kaldırıyorsunuz.
Açık ve net
olarak Anayasa’ya aykırı olan bu düzenlemenin, getirmiş olduğunuz bu
düzenlemenin, Anayasa’ya aykırılığını başka nasıl ifade edelim? Yani sizlerin…
Allah’ınızı severseniz biraz kalplerinizi açın. Yani sürekli Sayın Başbakanın
söylediği gibi “kalp”leriniz mi mühürlenmiş? Yani
bunu görün artık. Bu, Anayasa’ya aykırıysa, aykırı olduğunu sizler de kabul
edin ve ona göre… Komisyonda gönderilebilirdi, Anayasa’ya aykırılığı tespit
edilip gönderilebilirdi; orada Sayın Başkan göndermedi. Buraya geldik, burada
da Anayasa’ya aykırılığıyla alakalı konuyu görüşmek ve karar vermek üzere
Anayasa Komisyonuna gitmesi lazım. Şimdi bunu yapamazsanız yani yarın millete
bunun cevabını, Allah’a bunun cevabını nasıl vereceksiniz? (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Evet,
teşekkür ediyorum.
Lehte söz isteyen
Nurettin Canikli, Giresun Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Usul
tartışmasının konusu, 3’üncü maddenin (9)’uncu fıkrasındaki “düzenleyici”
ifadesi. “Düzenleyici” ifadesinin burada yer alamayacağı, bir başka ifadeyle
kanunla Bakanlığa böyle bir düzenleyici işlem yapma yetkisi verilemeyeceği
iddiasından kaynaklanıyordu, oradan geliyor tartışmanın esas kaynağı.
Şimdi, değerli
arkadaşlar, bu, aslında standart bir ifade. Esas itibarıyla da kanunların
uygulanmasını göstermek ve tereddütleri gidermek amacıyla getirilen ve bu
amaçla ikincil mevzuat düzenleme yetkisi veren -Bakanlığa ya da ilgili
bakanlığa- bir madde. Nitekim, cümlenin başına baktığınız zaman zaten “Bu
Kanunun uygulanması ile ilgili tereddütleri gidermeye…” diye başlıyor.
Ayrıca, bakın,
değerli arkadaşlar, diyelim ki bu konuda Bakanlık, yetkisini aşarak, kanunla
düzenlenmesi gereken bir hususu, ikincil mevzuat olarak yönetmelikte düzenledi.
Bu durumda, o, mutlaka iptal edilir. Yani, örnek olarak söylüyorum: Özlük
haklarıyla ilgili, kanunla düzenlenmesi gereken bir husus hakkında tebliğ ya da
yönetmelikte hüküm dercetti. Bu durum da çok açık bir
şekilde Anayasa’ya ve yasalara aykırılık teşkil eder ve ilgili kurum, ilgili
yargı merci de o yönetmeliği ya da o tebliği iptal eder. Dolayısıyla, bunun
burada yer almış olması, bu Bakanlığa, yani “düzenleyici” ifadesini biraz önce
iddia edildiği gibi anlamda yorumlasak dâhi, bu konularda, bu içerikte bir
düzenleme yapma yetkisi kesinlikle vermez. Verdiği zaman da gereken düzeltmeler
yargı tarafından yapılır. Dolayısıyla, burada herhangi bir sıkıntı söz konusu
değil. Hatta bir çok kanunda, klasik olarak “Bu konuyla ilgili usul ve esasları
belirlemeye Maliye Bakanlığı ya da Bakanlar Kurulu ya da ilgili bakanlık
yetkilidir.” şeklinde çok şablon, standart bir ifade yer alır. Orada, bakın, “usul”ün yanında bir de ”esas” kelimesi yer alır. Ama burada
kastedilen “esas” kanunla, mutlaka sadece kanunla düzenlenmesi gereken bir
kuralı düzenleme yetkisi vermez ama onun kuralı bellidir; o, ancak kanunla
düzenlenir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Canikli.
Aleyhte söz
isteyen Ali Rıza Öztürk, Mersin Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Anayasa madde 6: Hiçbir kimse
ya da organ Anayasa’dan kaynaklanmayan bir yetkiyi kullanamaz.
Görüşülmekte olan
tasarının 3’üncü maddesinin son fıkrası ise, merkezî yönetim ile yerel
yönetimler arasında görev paylaşımını bir bakanlığın yönetmelik, genelge ve
düzenlemelerine bırakmıştır. Bu, Anayasa’nın hem idarenin hem de yerel
yönetimlerin ilgili düzenlemelerinin kanunla yapılmasına ilişkin 123’üncü
maddesinin birinci fıkrasına açıkça aykırıdır.
Şimdi, burada
Sayın Canikli, bunun, tereddütleri gidermeye yönelik bir düzenleme olduğunu,
madde olduğunu söyledi. Burada tereddütleri gidermeye, -virgül- düzenleyici ve
yönlendirici işlemler yapmaya İçişleri Bakanlığı yetkili kılınmış.
Şimdi,
tereddütleri gidermek açıklayıcı bir işlemdir ama düzenleyici işlemler ise
kurucu işlemlerdir. Dolayısıyla, buradaki kurucu işlemi Türkiye Büyük Millet
Meclisi kanunla ancak yapabilir. Bunu, siz, yürütme organından birisine terk
edemezseniz. Burada, eğer terk ederseniz, Anayasa’nın 6’ncı maddesine aykırı
olarak kişilere Anayasa’dan kaynaklanmayan bir yetkiyi kullanma hakkı vermiş
olursunuz. Bu nedenle bu, Anayasa’ya aykırıdır.
Anayasa’ya
aykırılık iddiaları öncelikle görüşülmek durumundadır. Meclis Başkanının
“Canım, Anayasa Mahkemesi var, oraya gidersiniz.” demeye hakkı yoktur. Anayasa
Mahkemesi, açık ve seçik Anayasa’ya aykırı olup olmaması konusunda belirsiz,
yani bizim çıplak gözle belirleyemeyeceğimiz hususları belirler ama açıkça
Anayasa’ya aykırı olan bir hususu Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının
görüşmesi Anayasa’nın 95’inci maddesine aykırıdır. Çünkü, Anayasa’nın 95’inci
maddesi “Türkiye Büyük Millet Meclisi, çalışmalarını, kendi yaptığı İç Tüzük
hükümlerine göre yürütür.” demektedir. Kendi yaptığı İç Tüzük hükümleri de
Anayasa’ya uygun olarak yapılmış kurallardır, dolayısıyla o kurallara göre
yürütülmesi gerekmektedir.
Değerli
arkadaşlarım, aslında bu tasarının doğru bir tarafı yok, baştan itibaren
Anayasa’ya aykırılıklarla dolu bir tasarı, hukuk devleti ilkesine aykırı bir
tasarı, Anayasa’nın 10’uncu maddesindeki eşitlik ilkesine aykırı bir tasarı.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Devamla) – Meclis Başkanlığının öncelikle bu yönlerden açıklama yapması
gerekir.
Kaldı ki, Adalet
ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekilinin, Meclis Başkanlık Divanını işaret
ederek, saati işaret ederek yönlendirmesi doğru bir işlem değildir.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) – Hayır, hayır, yönlendirme değil…
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Devamla) - Bu, Meclis Divanını tahakküm etmeye yönelik bir işlemdir, doğru
bulmuyorum.
Saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) – Arkadaşlar, yarım dakika geçti.
BAŞKAN – Sayın
Öztürk, süreden dolayı… Karşıdaki saate bakarsanız iki dakikalık süre
ayarlanmadığı için.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Sen Grup Başkan Vekilisin, senin dediğin şey geçiyor, benim grup
başkan vekilim işaret etmiyor.
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, idare hukukunda düzenleyici işlem, ikincil mevzuat olarak da
adlandırılan yönetmelik, genelge, yönerge gibi düzenlemeleri ifade eder.
Anayasa’nın 124’üncü maddesinde bakanlıkların yönetmelik çıkarabileceği
öngörülmüştür. Çeşitli kanunlarda uygulamada doğabilecek tereddütleri gidermeye
ilgili bakanın yetkili olduğuna dair hükümlere de yer verilmektedir.
Bilgilerinize
sunulur.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Sayın Başkan, bakın “tereddütleri gidermeye” diyorsunuz. Orada
“tereddütleri gidermeye, -virgül-düzenleyici işlemler yapmaya…” Onu niye
okumuyorsunuz? Yani şimdi, bakın, bir sipariş etmişsiniz kanunlara, kanunlar
bile…
BAŞKAN – Hayır,
ben maddeden okumadım ki; evet, kendi düşüncemi okuyorum ben.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Bakın, en son okuduğunuz tutanağı getirtin.
OKTAY VURAL
(İzmir) – “Düzenleyici işlem”e gerek yok Başkan,
söylediğiniz doğru.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Bakın, orada “tereddütler gidermeye” diyor. Ya şimdi akıl var,
mantık var. “Tereddütleri giderme, -virgül- düzenleyici işlem yapmak.” Ama siz
Meclisi yanıltıyorsunuz Sayın Başkan, “Madde tereddütleri gidermek şeklinde
düzenlendi.” diyorsunuz.
BAŞKAN –
Tutumumda bir değişiklik söz konusu değil.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Ne demek söz konusu değil Başkan ya? Okuduğunuz orada. “Düzenleyici
işlemler” var orada, maddede.
VIII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
De-ğişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14
Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu
Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820, 2/823, 2/892)
(S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN – 3’üncü
madde üzerinde 5 adet önerge vardır, ancak önerge işlemlerine başlamadan önce
Sayın Başkanın bir açıklaması var.
Buyurun Sayın
Başkan.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkanım,
tasarının 2’nci maddesinin (25)’inci fıkrasında yapılan redaksiyonun rapor
metnine eksik yansıtılmasıyla ilgili olarak Sayın Oktay Vural’ın dile getirdiği
konu hakkında bilgi sunmak istiyorum.
Malumları olduğu üzere, Genel Kuruldaki
görüşmeler Komisyonun kabul ettiği metin üzerinden yürütülmektedir.
Komisyonumuzda ise görüşmeler sırasında kabul edilen önergeler ve alınan
redaksiyon yetkisi gereğince metne son şekli verilmektedir. Redaksiyon yetkisi
kavram, anlam ve dil birliğinin, Türkçemizin doğru kullanımının ve yazım
kurallarına uygunluğun sağlanması amacıyla, anlam ve hüküm değişikliğine yol
açmayacak şekilde gerekli düzeltmelerin yapılması amacıyla kullanılmaktadır.
Nitekim, 338 sıra sayılı Komisyon Raporu’nun 153’üncü
sayfasında Komisyonumuzda alınan genel redaksiyon yetkisi ifade edilmiştir.
Ancak 338 sıra sayılı Rapor’un 150’nci sayfasında
tasarının 2’nci maddesinin (25)’inci fıkrasında -redaksiyon yetkisinin nasıl
kullanıldığına ilişkin alt paragrafta- alt komisyon metnindeki “yer alan”
ifadesinden sonra gelen “mahalle” ifadesi Komisyon tutanaklarında yer almasına
rağmen, raporda sehven yer almamıştır.
Tutanaklara
geçmesi amacıyla bu yazım eksikliğinin ifade edilmesine ihtiyaç duyulmuştur.
Sayın Oktay
Vural’a teşekkür ediyor, Genel Kurulun bilgilerine saygılarımla arz ediyorum
efendim.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Evet, önergeleri
geliş sırasına göre okutup, aykırılıklarına göre işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
338 sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair kanun Tasarısı'nın 3 üncü maddesinin
yedinci ve sekizinci fıkralarının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Nurettin Canikli Mehmet Doğan Kubat Ramazan Can |
Giresun İstanbul Kırıkkale |
Osman Aşkın Bak Ahmet Berat Çonkar
Ali Şahin |
İstanbul İstanbul Gaziantep |
Yusuf Başer Hilmi Bilgin H. Hami Yıldırım |
Yozgat Sivas Burdur |
"(7) İl özel
idarelerinin tüzel kişiliğinin kaldırıldığı illerde;
a) 3213 sayılı
Kanuna göre verilen maden ruhsatları için il özel idareleri ve köylere hizmet
götürme birliklerine verilen Devlet hakkı, I (a) grubu madenler için alınan
harçlar ile aynı Kanuna göre valiliklerce yapılan I (a) grubu maden
ihalelerinden elde edilen gelirler,
b) 5686 sayılı
Kanuna göre verilen idare payına ilişkin gelirler ve harçlar ile aynı Kanun
gereğince valiliklerce yapılan ihalelerden elde edilen gelirler,
c) 3213 ve 5686
sayılı Kanunlar gereğince valilik ve kaymakamlıklarca uygulanan idari para
cezaları,
ç) 3213 ve 5686
sayılı Kanunlar gereğince yapılan
ihaleler nedeniyle alınan teminatlardan elde edilen gelirler, genel
bütçeye genel bütçeye gelir kaydedilir.
(8) Bu maddenin
yedinci fıkrası kapsamında elde edileceği tahmin edilen gelirler esas alınarak
Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı bütçesine gerekli ödenek konulur. Bu
ödenekler öncelikle madenin veya jeotermal ve doğal mineralli su kaynaklarının
bulunduğu yere en yakın yerleşim yerlerinin altyapı ve mahalli müşterek
ihtiyaçlarında kullanılmak üzere İçişleri Bakanlığı bütçesine aktarılır.
Aktarılan bu ödenekler Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıkları aracılığı ile
kullanılır."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
338 sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair kanun Tasarısı'nın 3 üncü maddesine
ikinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkranın eklenmesini, diğer
fıkraların teselsülünü arz ve teklif ederiz.
İdris
Naim Şahin
Ordu
İçişleri
Bakanı
3-
"21.07.1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma
Kanununun 12 nci maddesi kapsamında il özel
idarelerince kullanılan haklar ve yetkiler ile yürütülen görevler, il özel
idaresi bulunmayan illerde Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığınca
kullanılır ve yürütülür. Bahsedilen kanun hükmü uyarınca toplanan taşınmaz
kültür varlıklarının korunmasına katkı payı tutarları, defterdarlıklar
bünyesinde açılan emanet hesaplarına aktarılır. Toplanan paraların yüzde
yirmilik kısmı Kültür ve Turizm Bakanlığının öncelik vereceği projelerde
kullanılır. Yıl içinde proje karşılığı tahsis edilmeyen miktar aynı amaçla
kullanılmak üzere kültür ve turizm bakanlığı bütçesine aktarılır. Aktarılan bu
miktarları aynı amaçla kullanmak üzere gelecek yıl bütçesine aktarmaya Kültür
ve Turizm Bakanlığı yetkilidir."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
338 sıra sayılı kanun tasarısının 3. maddesinin 2. ve 9. fıkralarının
Anayasa'ya aykırı olması nedeniyle metinden çıkarılmasını;
Yine 1. ve 3.
fıkraların metinden çıkartılmasını, 5. ve 6 .fıkralarının "illerde"
sözcüğünden sonra “ilgili mahalle ihtiyar heyeti ile ilçe Belediye Meclisinin
olur görüşleri üzerine" sözleri eklenerek değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Birgül Ayman Güler Muharrem Işık Namık Havutça |
İzmir Erzincan Balıkesir |
Dilek Akagün
Yılmaz Mehmet S. Kesimoğlu Ali Serindağ |
Uşak Kırklareli Gaziantep |
Celal
Dinçer |
İstanbul |
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 3.
Maddesi'nin dördüncü fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
(4) "Bu
kanun ile tüzel kişiliği kaldırılan köylerde görev yapan geçici ve gönüllü köy
korucularının da tüzel kişiliklerine son verilir."
Pervin Buldan İbrahim Binici Erol Dora |
Iğdır Şanlıurfa Mardin |
Hüsamettin Zenderlioğlu Halil Aksoy Levent Tüzel |
Bitlis Ağrı İstanbul |
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
"Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli Ağbaba
ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın
Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Malatya Milletvekili
Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu”nu ihtiva eden 338 Sıra
Sayılı tasarının 3. Maddesinin 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9.fıkraları aşağıdaki
gibi değiştirilmiştir. Arz ederiz.
Mehmet Erdoğan Hasan Hüseyin Türkoğlu Enver Erdem |
Muğla Osmaniye Elâzığ |
Alim Işık Mehmet Günal Nevzat Korkmaz |
Kütahya Antalya Isparta |
Sadir Durmaz |
Yozgat |
"(2)
Mevzuatla il özel idarelerine yapılan atıflar bu Kanun kapsamında tüzel
kişiliği kaldırılan il özel idareleri için ilgisine göre bakanlıklara,
bakanlıkların bağlı veya ilgili kuruluşları ile bunların taşra teşkilatına,
Hazineye, valiliklere, büyükşehir belediyelerine ve bağlı kuruluşlarına veya
ilçe belediyelerine yapılmış sayılır. Tüzel kişiliği kaldırılan il özel
idarelerine 22/2/2005 tarihli ve 5302 sayılı İI Özel idaresi Kanunu ve diğer
mevzuatla verilmiş olan yetki, görev ve sorumluluklar Valilikler tarafından
kullanılır ve yerine getirilir. Söz konusu il özel idarelerinin mahkemelerde
süren davaları ile il özel idarelerinin mahkemelerde süren davaları ile il özel
idaresi olarak faaliyet gösterdikleri dönem ve yapılan işlemlere ilişkin olarak
açılan davalarda muhatap, valiliklerdir."
“Bu kanunla Tüzel
kişiliği kaldırılan il özel idaresi, belediye veya köy tüzel kişiliklerine
şartlı olarak bağışı yapılan taşınır ve taşınmazları hakkında 10/12/2003
tarihli ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu hükümlerine göre
işlem yapılır.”
“Bu Kanun ile
tüzel kişiliği kaldırılan köylerde görev yapan geçici ve gönüllü köy korucuları
hâlen görev yaptıkları yerlerde görev yapmaya devam ederler. Bunların 18/3/1924
tarihli ve 442 sayılı Köy Kanunu ve diğer mevzuatta kendileri için öngörülen
haklara ilave olarak sosyal güvenlik pirimi devlet tarafından karşılanır
ve ücretleri asgari ücretin yüzde
150’sinden az olamaz.”
“4/6/1985 tarihli
ve 3213 sayılı Maden Kanununa göre verilen I (a) grubu maden ruhsatı ile
3/6/2007 tarihli ve 5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular
Kanununa göre verilen jeotermal kaynaklar ve doğal mineralli sular ruhsatına ve
bütün hususlara ilişkin yetki ve görevler, il özel idarelerinin tüzel
kişiliğinin kaldırıldığı illerde valiliklerce yürütülür."
“3213 sayılı
Kanuna göre maden üretim faaliyetleri ile bu faaliyetlere dayalı ruhsat
sahasındaki tesisler için işyeri açma ve çalışma ruhsatına ilişkin denetim
dâhil tüm yetki ve görevler, il özel idarelerinin tüzel kişiliğinin
kaldırıldığı illerde valiliklerce yürütülür."
“İl özel idarelerinin
tüzel kişiliğinin kaldırıldığı illerde, 3213 sayılı Kanuna göre verilen maden
ruhsatları için il özel idareleri ve köylere hizmet götürme birliklerine
verilen Devlet hakkı, I (a) grubu madenler için alınan harçlar ile 5686 sayılı
Kanuna göre verilen idare payına ilişkin gelirler ve harçlar genel bütçeye
aktarılır.''
“İl özel
idarelerinin tüzel kişiliğinin kaldırıldığı illerde, 3213 sayılı Kanuna göre
yapılan I (a) grubu maden ihaleleri ve 5686 sayılı Kanun gereğince valiliklerce
yapılan ihalelerden elde edilen gelirler ile valiliklerce uygulanan idari para
cezaları ve teminat iratları genel bütçeye aktarılır.”
“Bu Kanunun
uygulanması ile ilgili tereddütleri gidermeye ve yönlendirici işlemler yapmaya
Bakanlar Kurulu yetkilidir."
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge
üzerinde söz isteyen Mehmet Günal, Antalya Milletvekili.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, az önce bununla ilgili bir usul tartışmatartışması
yaşadık. Bu maddede “Çeşitli hükümler” başlığı altında… Arkadaşlarımız daha
önceki örnekleri söylediler ama bunun (1)’inci fıkrası tip mimari projelerle
ilgili. Ben şimdi size alakasını söyleyeceğim, siz de elinizi vicdanınıza koyup
karar verin.
Atıflarla ilgili,
bağışlarla ilgili, köy korucularıyla ilgili. Burada sadece birleştirilebilecek
mahiyette olan –tamamıyla, aslında birleştirilmemesi gereken ama- (5), (6), (7)
ve (8) var. Onları da içinde “Maden” kelimesi geçiyor diye haydi
birleştirdiniz. (1), (2), (3), (4) hiç birbiriyle alakası olmayan düzenlemeler
getiriyor. Maalesef, bu gibi hususlar aslında geçiş hükümleri olarak genelde
kanun teklif ve tasarılarının sonunda geçici maddeyle düzenlenen hükümler ama
burada işin esasına girmiş, metnin içerisindeki, asıl metin içerisindeki
maddelerin, böyle, bize kod madde gibi düzenletilmesi doğru değil, öncelikle
onu söyleyeyim. En fazla, zorladığınız zaman yapabileceğiniz (5), (6), (7) ve
(8)’inci fıkralar. Onu da içinde “Maden”
geçiyor diye haydi birleştirdiniz diyelim, diğerlerinin hiçbirinin alakası yok
değerli arkadaşlar.
Şimdi, Sayın
Başkan, burada, bu maddenin içerisindeki demin tartıştığımız kısım, hakikaten
burada 123’üncü maddeye aykırı bir durum var. Yani birbiriyle alakasız, az önce
saydım, tip projeler var, köy kanunuyla ilgili var, korucularla ilgili var. Ee, peki bunlarla ilgili şeyi kim giderecek? Diyelim ki
düzenlemeyi çıkardık, sorun çözülmüyor. Bizim önergemizin içerisinde “Bakanlar
Kurulu yetkilidir.” var. Şimdi, iki bakan anlaşamadığınız zaman kim çözer? Öyle
bakmayın, bakanlık içerisindeki kurumlar anlaşamıyor. Yukarıda SPK Kanunu’nu
görüşüyoruz, aynı bakanlığa bağlı kurumlar, o “Olmaz.” diyor, o “Ben bunu kabul
etmem” diyor. Ya biriniz frenci, biriniz gazcı oldunuz.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Anlaşamazsa Sayın Bakan biber gazını kullanır!
MEHMET GÜNAL
(Devamla) - “Herkes birbirine çakıyor.”
Sayın Arınç’ın tabiriyle. Yani uzlaşmazlık makamı
neresi? Sayın Başbakan. Yani Bakanlar Kurulunda bir araya geleceğiz. Yani onun
için, en azından bizim bu önergemizi kabul ederseniz bu kısmını Anayasa’ya
aykırı olmaktan kurtarmış oluruz.
Şimdi, biz burada
-değerli arkadaşlar- sürekli olarak suçlanıyoruz. Asıl olarak suçlanması
gereken sizsiniz, İç Tüzük’e aykırı davrandığınız
için. Biz demokratik olarak İç Tüzük’ün, Anayasa’nın
bize verdiği yetkiyi kullanıyoruz. Daha doğrusu, milletin bize verdiği
muhalefet etme yetkisini kullanıyoruz. Bunu elimizden alma hakkınız yok. Yani
ne yapalım? Sizin parmak çoğunluğunuz var, “Biz geçirelim.” Tamam, vebalini
üstlenmek zorundasınız. Vebalini nasıl üstleneceksiniz? Biz bunun yanlış
olduğunu kamuoyuna anlatacağız, siz de doğru olduğunu anlatacaksınız ama doğru
bir şekilde ve meşru kurallara riayet ederek, Anayasa’ya, İç Tüzük’e riayet ederek anlatacağız. Biz anlatacağız, ondan
sonra vatandaş kararını verecek. Peki bu saatten sonra vatandaş duyuyor mu?
Hayır. Geçmiş olsun! Saat yediyi geçti. Biz size söylüyoruz, çok meraklı
olanlar İnternet’ten seyrediyor.
Değerli
arkadaşlar, bu, bir dayatmadır. Bizim karşı olduğumuz budur. İçeriğini
tartışırız; siz de söylersiniz, biz de söyleriz. Oylarsınız, biz de Türk
milletine aldığımız yetkiyi, emaneti teslim eder şekilde deriz ki: “Adalet ve
Kalkınma Partisi böyle yapıyor. Ey millet, haberiniz olsun.” Onun için, böyle
bir oldubittiyle bu maddeleri bir araya sıkıştırarak Anayasa’ya ve İç Tüzük’e aykırı şekilde bu Komisyon Raporu’nun ve tasarının
tartışılması doğru değildir.
Ayrıca, şimdi
arada arkadaşlarımız itiraz etti “Neyi bekliyoruz?” diye. Hükûmetten bir önerge
gelmesi bekleniyormuş. Bakıyoruz bu Hükûmetten gelen önergeye -az önce arkadaşlarımız
okudu- “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu çerçevesinde il özel
idarelerince kullanılan haklar ve yetkilerle yürütülen görevler il özel idaresi
bulunmayan illerde Yatırım İzleme Koordinasyon Başkanlığınca kullanılır.”
diyor. Sonrasında “Buradaki katkı payı tutarları defterdarlıklar bünyesinde
emanete aktarılır.” Sonra -asıl burada geliyor- “Toplanan paraların yüzde
20’lik kısmı Kültür ve Turizm Bakanlığının öncelik vereceği projelerde
kullanılır.” Sayın Bakan geldi, önergeyi verdi, gitti.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Gitmedi,orada duruyor.
MEHMET GÜNAL
(Devamla) – Ee, şimdi, daha önce nereye gidiyordu?
Belediyelere mi gidiyordu Sayın Bakanım? Yani…
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) – Arkanda... Arkanda…
MEHMET GÜNAL
(Devamla) – Duruyor mu? Peki, şimdi, haydi onu da anladık da haydi neyse
anladık… Diyecek ki: Ben turizmle ilgili yerlere kullanacağım.
Sayın Günay,
Sayın Bakanım, size söylüyorum, “Maddeyi almışsınız, gidiyorsunuz.” diyorum.
Tamam öncelik vereceğiniz projeleri anladım da, bir Plan ve Bütçe Komisyonu
üyesi olarak o paraların tekrar Turizm Bakanlığının bütçesine aktarılmasını
anlayamadım. Yani, “Onda da partizan davranırsınız.” diyemiyor, şimdi görmeden
uygulamayı da…Turizm önceliğine bir şey demiyorum da, artanları niye bütçeye
aktarıyorsunuz?
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KÜLTÜR VE TURİZM
BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (İzmir) – Aynı amaçla. Uygulamalarımızı biliyorsunuz.
MEHMET GÜNAL
(Devamla) – Hayır, aynı amaçla değil, emanet hesapta dolaşsın. Ondan sonra da
gene aynı amaçla kullanırsınız yani
tekrar Turizm Bakanlığının bütçesine… Herhâlde bütçe açığının
kapatılması için turizmden de destek bekliyorsunuz diyor, saygılar sunuyorum.
(MHP sıralarında alkışlar)
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Karar yeter sayısı Sayın Başkan.
III.-
YOKLAMA
(MHP sıralarından
bir grup milletvekili ayağa kalktı)
OKTAY VURAL
(İzmir) – Sayın Başkan, toplantı yeter sayısı istiyorum.
BAŞKAN – Evet,
önergeyi oylarınıza sunacağım ancak bir yoklama talebi var.
Sayın Vural,
Sayın Günal, Sayın Durmaz, Sayın Korkmaz, Sayın Şimşek, Sayın Halaçoğlu, Sayın
Erdoğan, Sayın Işık, Sayın Demirel, Sayın Erdem, Sayın Öz, Sayın Öztürk, Sayın
Özensoy, Sayın Adan, Sayın Akşener, Sayın Topcu,
Sayın Başesgioğlu, Sayın Halaman, Sayın Belen, Sayın
Çınar
Evet, iki dakika
süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
De-ğişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14
Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu
Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820, 2/823, 2/892)
(S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Büyükşehir Belediyesi
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı’nın 3. Maddesi'nin dördüncü fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
“(4) Bu kanun ile
tüzel kişiliği kaldırılan köylerde görev yapan geçici ve gönüllü köy
korucularının da tüzel kişiliklerine son verilir.”
Pervin
Buldan (Iğdır) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge
üzerinde söz isteyen Levent Tüzel, İstanbul Milletvekili.
ABDULLAH LEVENT
TÜZEL (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bir tasarı daha
halkımızın… Kent ve kırında, ülkenin değişik bölgelerinde yaşayan halkımızın
geleceğini, yaşamını son derece ilgilendiren bir yasayı ancak işte böyle kapalı
bir ortamda konuşuyor oluyoruz. Onca tartışmadan sonra ancak konuya girebildik.
Ben de bu 3’üncü
maddeyle ilgili, önce demokratikleşmeyle ilgili kısmını, daha sonra da barışla
ilgili kısmını değerlendirmek istiyorum. Bu düzenlemeyle, bir kez daha,
Hükûmet, merkezîyetçi, bürokratik, otoriter yapısını
tekrar güçlendirmek istiyor ve birçok laf kalabalığı arkasında, şimdiye kadar
yapılan birçok yasalarda olduğu gibi, “katılım”, “saydamlık”, “yerindenlik”, “yerel katılım”, “yerel demokrasi” lafları
arkasında aslında, yeniden, başkanlık sistemine doğru ileri atılmış bir adım
gerçekleştiriyor. Sadece bu da değil tabii. Yani atanmış valilerin seçilmişleri
devre dışı bırakması, il özel idarelerinin kaldırılması, bunların yerine
yatırım izleme koordinasyon merkezînin kurulması; bütün bunlarda sadece
demokrasiyi, katılımcılığı, halkın iradesini ortadan kaldırma değil, tabii ki,
şimdiye kadar çıkan bütün yasalarda olduğu gibi rant ve yağmadaki engelleri
temizleme de var. Tabii ki, yine aynı şekilde, siyasi seçim hesaplarıyla
Hükûmetin kendine bağlı belediyelerin sayısını artırma hesapları da var ama
bütün burada yani kaldırılan belediyeler, köyler, bütün buralarda çalışanların
hakkı ne olacak? Bu, çalışanlara sorulmuyor; tıpkı o belediyelere katılmak
isteyen, belediyelerin yönetimini belirleyen halka sorulmadığı gibi. Yani
hiçbir yerde, bu yasa getirilirken, referandum yoluyla “Sizin buna izniniz var
mı, onayınız var mı, buradaki belediyeleri kaldırıyoruz, il özel idarelerini
kaldırıyoruz, siz ne dersiniz?” diye halka sorulmuyor. Peki, kime soruluyor?
İşte demin tartışıldığı gibi, İçişleri Bakanına soruluyor. Doğacak
anlaşmazlıklarda, birtakım şeyleri düzenleme konusunda İçişleri Bakanı tek
yetkili.
Açıkçası, vali,
İçişleri Bakanı ve Başbakan bu zincir içerisinde. Bütün yetkiler, karar… Özel
bürolar, özel görevliler eliyle, personel eliyle bir karar ve yetki mekanizması
oluşuyor.
“Yatırım İzleme
ve Koordinasyon Merkezî ne yapacak?” derseniz. İşte, kentinden kırına bütün bu
alanlar, tarım alanları ve buradaki madenler, HES’ler,
su kaynakları, ormanlar, yaylalar, sit alanları, bütün kıyılar yeniden
sermayeye ruhsatlanmak üzere, yağmalanmak üzere. Herhâlde Başbakan, bu yasayla
birlikte ülkenin en büyük işvereni, en büyük taşeronu olacak. Kim için
çıkarılıyor? Yerli, yabancı, uluslararası yağmacı kuruluşların bu alanları
yağmalaması ve ruhsatlandırması üzerine.
Tabii ki hizmet
alımında her zamanki gibi eşitsizlik ve ayrımcılık bir kez daha karşımıza
çıkıyor. Şimdi söylenecek şey çok ama hızla barış kısmına geçmek istiyorum
değişiklik önergesinin. Köyü kaldırıyorsunuz ama köy koruyuculuğunu kaldırmıyorsunuz.
Şimdi, bu
Hükûmetin halkın en çok ihtiyaç duyduğu barış konusunda adım atması gerekiyor.
1985’te getirilen düzenlemenin en son Mardin Bilge köyünde 44 kişinin ölmesiyle
bu köy koruculuğunun nasıl bir suç örgütüne dönüştüğünü hep birlikte gördük. 45
bin kişi bu alanda istihdam ediliyor ama bu istihdama artık son verilmesi
lazım. Ne için getirildi bu köy koruculuğu? Çözülmeyen, savaşla yok edilmek
istenen ve kendine bağlanmak istenen Kürt sorununda getirildi. Şimdi çözülmeyen
Kürt sorunu, binlerce açlık greviyle, cezaevlerinde, bütün ülkenin gündemine
gelmiş durumda ve şimdi, bugün 58’inci güne dayanmış durumda.
Biraz önceki
oturumda AKP milletvekilinin, cezaevlerini dolaşan milletvekilinin açlık
grevindekilerin hâlsizliğini ve hasta hâlini görmezden gelmesi, burada
gerçekten ölümleri ister ve seyirci kalan bir hâl demektir ve bu şekilde
aleyhte konuşmasını gerçekten ben esefle karşılıyorum. Eğer ki Hükûmetin halkla
kucaklaşma, Kürt halkıyla barışma, bu ülkede toplumsal barışı sağlama diye bir
derdi varsa, gerçekten ölümleri önleme diye bir niyeti varsa derhâl adım
atılmalı. Bu halkın çocukları, evlatlarımız ölmesin ve Kürt sorununda
konuşularak, demokratik, siyasi müzakere yoluyla çözümün önü açılsın diyorum.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ABDULLAH LEVENT
TÜZEL (Devamla) – Yoksa tarih bu Hükûmeti affetmeyecektir.
Teşekkür
ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum…
III.-YOKLAMA
(CHP sıralarından
bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MUHARREM İNCE
(Yalova) – Yoklama talep ediyorum.
BAŞKAN – Yoklama
talebi var, yerine getireceğim.
Sayın İnce, Sayın
Günaydın, Sayın Havutça, Sayın Dinçer, Sayın Öner, Sayın Köprülü, Sayın Işık,
Sayın Öztürk, Sayın Genç, Sayın Çetin, Sayın Güler, Sayın Nazlıaka,
Sayın Öz, Sayın Yüksel, Sayın Moroğlu, Sayın
Karaahmetoğlu, Sayın Tanrıkulu, Sayın Türmen, Sayın Çıray, Sayın Akgöl.
Evet, iki dakika
süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akova’nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak’ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen’in; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal;
Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ile İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508,
2/681, 2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
338 sıra sayılı kanun tasarısının 3. maddesinin 2. ve 9. fıkralarının
Anayasa'ya aykırı olması nedeniyle metinden çıkarılmasını;
Yine 1. ve
3.fıkraların metinden çıkartılmasını, 5. ve 6. fıkralarının "illerde"
sözcüğünden sonra “ilgili mahalle ihtiyar heyeti ile ilçe Belediye Meclisinin
olur görüşleri üzerine" sözleri eklenerek değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Muharrem
Işık (Erzincan) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge
üzerinde söz isteyen?
Celal Dinçer,
İstanbul Milletvekili; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
CELAL DİNÇER
(İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
kıymetli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmamın
başında, büyük sakıncalar içeren bu kanun tasarısının -temenni etmeyiz ama- yasalaşması hâlinde
ülke bütünlüğü açısından arzu edilmeyen sonuçlar doğuracağını, milletin bunun
hesabını sizlere çok ağır bir şekilde ödeteceğini belirtmek istiyorum.
AKP İktidarı,
çılgın projeler ürettiğini zannederek çılgınlık yapıp hem içte hem de dış
politikada ülkemizi maceraya sürüklemektedir. Bu yasa geçerse Türk tarihi
bugünü kara bir gün olarak yazacaktır. Allah, sizi, devletin kuruluş hukukunu
değiştiren ve parçalanmasına yol açan düzenlemeleri getiren ve cenaze namazında
helallik verilmeyen Osmanlı Paşası, Osmanlı Sadrazamı Âli Paşa’nın durumuna
düşürmesin.
Dün gece, Sayın
İçişleri Bakanımızın son dakikada seçim kazanmaya yönelik verdiği önergeyi
hepimiz yerinde gördük, ibretle izledik.
Değerli
arkadaşlar, Sakarya’daki görevim sırasında Marmara depremini yaşadım. Bu
depremde hafızamda kalan bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum: Yeni
yaptırdığı bir binanın taşıyıcı zemininde bulunan kolonları keserek alt zemin
katını oto galerisi yapmak isteyen bir vatandaşımız, bütün ikazlara rağmen bu
kolonları kesmiş. Depremden sonra bu bina yerle bir oldu. Bütün ikazları
dinlemeyen bu şahıs, ailesi ve beraberinde 5 aile maalesef depremde can verdi
ve bu insanın kapıldığı para hırsı, onun da acı sonu oldu.
Şimdi, sizler
seçim kazanmak hırsı ile ülkemizin temel direkleriyle oynuyorsunuz. Dikkat
edin, bu ülke parçalanırsa siz de altında kalırsınız. Bu kadar hırs hem
ülkemize hem de sizin sağlığınıza iyi değildir.
Habur’daki çadır
oyununun bir benzerini şimdi Mecliste sergiliyorsunuz, buna da “demokrasi
oyunu” diyorsunuz. Silivri’de sergiliyorsunuz, terör örgütü üst düzey
yöneticisini tanık, onunla mücadele eden kahraman bir Türk Silahlı Kuvvetlerinin
Genelkurmay Başkanını sanık olarak yargılıyorsunuz. Muhalefetin ikazlarına sırt
çeviriyorsunuz. Bütün yasaları sizin değirmeninize su taşıyacak şekilde
çıkarıyorsunuz veya öyle zannediyorsunuz. Sizler çocuk mu kandırıyorsunuz?
Yirmi dokuz ili
büyükşehir yaparak 250 kilometre mesafedeki yerleri buralara bağlayıp hizmet
almasını bekliyorsunuz ama bir gece yarısı önergesiyle 1.500 metre mesafedeki
bir birimi Yenimahalle Belediyesinden koparıp “mesafe uzak” diye başka ilçelere
bağlıyorsunuz.
Bu tasarıda,
büyükşehir olan il belediyeleri için -kurulacak diğer ilçelerde de aynı
şekilde- objektif hiçbir ölçüye bağlanmadan listeler yapılmıştır.
Kahramanmaraş’ta, Hatay’da, Şişli’de ve son olarak -demin de arz ettiğim gibi-
Yenimahalle’de yapılan bu değişiklikler tamamen seçim kazanmaya yönelik
değişikliklerdir. Bu tür değişiklikleri niçin orada yaşayan halka
sormuyorsunuz? Halktan korkuyor musunuz? Yüreğiniz varsa bu değişikliği halka
sorun, o zaman cevabını alacaksınız.
Geçmişte seçim
sonuçlarını beğenmediği için Kırşehir’i ilçe yapan zihniyet neyse, bugün de
seçimlerde -kendi tabiriyle- ele geçiremediği illeri parçalamaya çalışan
zihniyet arasında hiçbir fark yoktur ancak oyun sürerken kuralları değiştirerek
faul yapanlara vatandaşın tepkisi dün ne ise bugün de öyle olacaktır.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Sayın İçişleri Bakanının bu ülkede bakanlık yapmış
Genel Başkan Yardımcısı Sayın Adnan Keskin hakkında söylediği sözlerin yakışık
almadığını da burada belirtmek istiyorum. Bakanın sözlerini ben, karakolda bir
vatandaşımızı döven, daha sonra da vatandaştan şikâyetçi olup bu vatandaşı
döverken ellerinin incindiğini ve davacı olduklarını belirten polislerin
beyanına benzetiyorum.
Şimdi, değerli
arkadaşlar, dikkatinizi çekmek istiyorum. Çok sayıda belediye kapanıyor, çok
sayıda çığlık duyuyoruz. Acaba, AKP sıralarında bu çığlıkları hiç duyan yok mu,
yoksa aldıkları talimat gereği bunları duymazlıktan mı geliyorlar?
Değerli
arkadaşlar, bu kanun tasarısı gerçekleşirse, kanunlaşırsa yüzlerce il özel
idare ve belediye personeli çok perişanlık yaşayacaktır. Bu tasarıda, dediğim
gibi, toplum mühendisliği yapılmaktadır, toplum dönüştürülmek istenmektedir.
Dolayısıyla Anayasa’ya aykırı bu yasanın geri çekilmesi Türk toplumu için
faydalı olacaktır.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
CELAL DİNÇER
(Devamla) - Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunacağım...
III.-
YOKLAMA
(CHP sıralarından
bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MUHARREM İNCE (Yalova)
– Yoklama talep ediyoruz.
BAŞKAN - Yoklama
talebi var, yerine getireceğim.
Sayın İnce, Sayın
Günaydın, Sayın Havutça, Sayın Çelebi, Sayın Cengiz, Sayın Öner, Sayın Köprülü,
Sayın Işık, Sayın Güler, Sayın Öztürk, Sayın Genç, Sayın Nazlıaka,
Sayın Köktürk, Sayın Çetin, Sayın Özdemir, Sayın Karaahmetoğlu, Sayın Moroğlu, Sayın Öz, Sayın Özgündüz, Sayın Yüksel, Sayın Türmen.
İki dakika süre
veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, toplantı yetersayısı vardır.
VIII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
De-ğişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14
Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu
Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820, 2/823, 2/892)
(S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
338 sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 3 üncü maddesine
ikinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkranın eklenmesini, diğer
fıkraların teselsülünü arz ve teklif ederiz.
İdris
Naim Şahin
Ordu
İçişleri
Bakanı
“3 “21.07.1983
tarihli ve 2863 sayılı…”
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Sayın Başkan, İçişleri Bakanının verdiği bu önerge Anayasa’ya
aykırı efendim, işleme koyamazsınız.
BAŞKAN – Sayın
Genç, önerge bir okunsun, lütfen.
“…Kültür ve
Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 12 nci maddesi
kapsamında il özel idarelerince kullanılan haklar ve yetkiler ile yürütülen
görevler, il özel idaresi bulunmayan illerde Yatırım İzleme ve Koordinasyon
Başkanlığınca kullanılır ve yürütülür. Bahsedilen kanun hükmü uyarınca toplanan
taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı tutarları, defterdarlıklar
bünyesinde açılan emanet hesaplarına aktarılır. Toplanan paraların yüzde
yirmilik kısmı Kültür ve Turizm Bakanlığının öncelik vereceği projelerde
kullanılır. Yıl içinde proje karşılığı tahsis edilmeyen miktar aynı amaçla
kullanılmak üzere Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesine aktarılır. Aktarılan bu
miktarları aynı amaçla kullanmak üzere gelecek yıl bütçesine aktarmaya Kültür
ve Turizm Bakanlığı yetkilidir.”
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Sayın Başkan, bakın, bir şey söylüyoruz size, lütfen bizi dinleyin.
Şimdi, bu önerge Anayasa’ya aykırı. Biliyorsunuz bizde fonlar kaldırıldı.
Herhangi bir gelirin herhangi bir bakanlığa tahsis edilmesi ilkesinden
vazgeçildi. Anayasa’mıza göre bütün gelirler bütçede toplanır, ondan sonra
bütçeden dağıtılır. Şimdi burada birtakım gelirler Turizm Bakanlığına tahsis
ediliyor, bu bir fon tesisidir. 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim Kanunu’na göre,
Anayasa’ya göre böyle bir fon teşkili mümkün değildir. Bu, Anayasa’ya aykırı
bir önergedir, işleme konulmaması lazım.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Genç, tutanaklara geçti.
Sayın Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Sayın
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum…
MAHMUT TANAL
(İstanbul) – Sayın Başkan, özür dilerim.
BAŞKAN – Buyurun
Sayın Tanal.
MAHMUT TANAL
(İstanbul) – Şimdi, bu bakanlıklar arasındaki bütçe aktarımıyla ilgili bizim
Anayasa’mızın 161, 162, 163, –takdir edersiniz- orada “Bakanlıklar arasındaki
bütçede eğer bir gelir artışı varsa, bu, bir başka bakanlığa yetki verme
suretiyle aktarım olamaz.” deniliyor. Yani bunun bu şekilde dile getirilmesi ve
bu yetkinin Kültür Bakanlığına verilmesi Anayasa’ya aykırı. Sayın
Başkanlığınızca bu hususun nazara alınmasını istirham ediyoruz. Yani, çünkü
takdir edersiniz, eğer teklif edilen bir teklif Anayasa’ya aykırıysa Meclis
Başkanlığınızca resen göz önüne almanız gerekiyor.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Tanal.
Evet, gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Toplanan
paraların verimli olarak kullanılması amacıyla bu önerge verilmiştir.
BAŞKAN – Evet,
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul
edilmiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
338 sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 3 üncü maddesinin
yedinci ve sekizinci fıkralarının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Nurettin Canikli Mehmet Doğan Kubat Ramazan Can |
Giresun İstanbul Kırıkkale |
Osman Aşkın Bak Ahmet Berat Çonkar Hilmi
Bilgin |
İstanbul İstanbul Sivas |
Ali Şahin H. Hami Yıldırım Yusuf Başer |
Gaziantep Burdur Yozgat |
"(7) İl özel
idarelerinin tüzel kişiliğinin kaldırıldığı illerde;
a) 3213 sayılı
Kanuna göre verilen maden ruhsatları için il özel idareleri ve köylere hizmet
götürme birliklerine verilen Devlet hakkı, I (a) grubu madenler için alınan
harçlar ile aynı Kanuna göre valiliklerce yapılan I (a) grubu maden
ihalelerinden elde edilen gelirler,
b) 5686 sayılı
Kanuna göre verilen idare payına ilişkin gelirler ve harçlar ile aynı Kanun gereğince
valiliklerce yapılan ihalelerden elde edilen gelirler,
c) 3213 ve 5686
sayılı Kanunlar gereğince valilik ve kaymakamlıklarca uygulanan idari para
cezaları,
ç) 3213 ve 5686
sayılı Kanunlar gereğince
yapılan ihaleler nedeniyle alınan
teminatlardan elde edilen gelirler,
genel bütçeye
gelir kaydedilir.
(8) Bu maddenin
yedinci fıkrası kapsamında elde edileceği tahmin edilen gelirler esas alınarak
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bütçesine gerekli ödenek konulur. Bu
ödenekler öncelikle madenin veya jeotermal ve doğal mineralli su kaynaklarının
bulunduğu yere en yakın yerleşim yerlerinin aItyapı
ve mahalli müşterek ihtiyaçlarında kullanılmak üzere İçişleri Bakanlığı
bütçesine aktarılır. Aktarılan bu ödenekler Yatırım İzleme ve Koordinasyon
Başkanlıkları aracılığı ile kullanılır."
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Buyurun
Sayın Öztürk.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Şimdi, Sayın Kâtip okurken 338 sayılı yasadan bahsetti. Oysa bize
dağıtılan önerge 388 sıra sayılı.
BAŞKAN – 388 sıra
sayılı, doğru. Burada da öyle yazıyor.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Evet. Nasıl “338” okuyor?
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Şimdi, ya Kâtip yanlış okudu, orada arkadaş müdahale etti… Önemli
olan bize dağıtılan bu metindir.
BAŞKAN – Hayır,
burada Sayın Canikli düzeltmiş, parafı da var.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Ama, şimdi, bakın, düzeltmesi...
OKTAY VURAL
(İzmir) – Ama sizde de aynı, 388…
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Sizde de aynı.
BAŞKAN – Bende de
388.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Bize dağıtılan, düzeltilmiş hâliyle bize dağıtılmadı, dolayısıyla
burada 388 sıra sayılı yasayı görüşmüyoruz, burada 338’i görüşüyoruz.
BAŞKAN –
Düzeltilmiş hâliyle dağıtılsın. Doğru, yani, burada “338” olarak düzeltilmiş
efendim.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Dağıtın, dağıtın.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Yeniden işleme koyamazsınız Sayın Başkan, olur mu? Yani, önerge
başka, şey başka.
BAŞKAN – Tamam,
dağıtılsın, okuyalım.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Sayın Başkan, şimdi, bakın, siz bu Meclisi keyfinize göre
yönetecekseniz o ayrı bir konu.
BAŞKAN – Hayır,
Sayın Öztürk, söylediğinizin aksini söylemedik ki burada.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Şimdi, bize dağıtılan önerge madem düzeltildi ise onun bize
dağıtılması lazım.
BAŞKAN – Ya,
kafanızdakini söylüyorsunuz, sizin söylediğinizin aksini söylemedik ki burada
Sayın Öztürk.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Efendim? Efendim, efendim?
BAŞKAN –
Dinlemiyorsunuz ki. Sizin söylediğinizin aksini söylemedim ki ben burada.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – E, tamam, o zaman bunu işleme koymamanız lazım, düştü bu önerge.
BAŞKAN – Tamam,
yeniden dağıtılsın diyorum. Dağıtılsın yeniden.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Efendim?
OKTAY VURAL
(İzmir) – Yeniden dağıtacaklar, düzeltmeyi yeniden dağıtacaklar.
BAŞKAN –
Anlamıyor musunuz, dinlemiyor musunuz, kusura kalmayın lütfen!
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Dinlemez olur muyuz Sayın Başkan? Yani, bunlara sizin dikkat etmeniz
lazım. Kâtip arkadaşımız orada hangi hakla onu farklı okuyor?
KÂTİP ÜYE MİNE
LÖK BEYAZ (Diyarbakır) – Farklı okumuyorum ya!
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Bir kere, tarafsız olması lazım.
BAŞKAN – Hayır,
kafanıza bir şey yerleştirmişsiniz, makineli tüfek gibi onu söylüyorsunuz,
başka bir şey değil ki.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Ne münasebet canım! Yani, siz istediğinizi yapın, yasama
faaliyetinizi…
BAŞKAN – Evet,
siz de aynısınız.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – O zaman bize gerek yok Sayın Başkan, siz yapın istediğiniz gibi.
BAŞKAN –
Birleşime bir saat ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 19.39
ALTINCI OTURUM
Açılma
Saati: 20.42
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 18’inci Birleşiminin Altıncı
Oturumunu açıyorum.
338 sıra sayılı
Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Tasarının 3’üncü
maddesi üzerindeki son önergeyi yeniden okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
338 sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 3’üncü maddesinin
yedinci ve sekizinci fıkralarının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Nurettin Canikli Mehmet Doğan Kubat Ramazan Can |
Giresun İstanbul Kırıkkale |
Osman Aşkın Bak Ahmet Berat Çonkar Ali
Şahin |
İstanbul İstanbul Gaziantep |
Yusuf Başer Hilmi Bilgin H. Hami Yıldırım |
Yozgat Sivas Burdur |
“(7) İl özel
idarelerinin tüzel kişiliğinin kaldırıldığı illerde;
a) 3213 sayılı
Kanuna göre verilen maden ruhsatları için il özel idareleri ve köylere hizmet
götürme birliklerine verilen Devlet hakkı, I (a) grubu madenler için alınan
harçlar ile aynı Kanuna göre valiliklerce yapılan I (a) grubu maden
ihalelerinden elde edilen gelirler,
b) 5686 sayılı
Kanuna göre verilen idare payına ilişkin gelirler ve harçlar ile aynı Kanun gereğince
valiliklerce yapılan ihalelerden elde edilen gelirler,
c) 3213 ve 5686
sayılı Kanunlar gereğince valilik ve kaymakamlıklarca uygulanan idari para
cezaları,
ç) 3213 ve 5686
sayılı Kanunlar gereğince yapılan ihaleler nedeniyle alınan teminatlardan elde
edilen gelirler,
genel bütçeye
gelir kaydedilir.
(8) Bu maddenin
yedinci fıkrası kapsamında elde edileceği tahmin edilen gelirler esas alınarak
Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı bütçesine gerekli ödenek konulur. Bu
ödenekler öncelikle madenin veya jeotermal ve doğal mineralli su kaynaklarının
bulunduğu yere en yakın yerleşim yerlerinin altyapı ve mahallî müşterek
ihtiyaçlarında kullanılmak üzere İçişleri Bakanlığı bütçesine aktarılır.
Aktarılan bu ödenekler Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıkları aracılığı
ile kullanılır.”
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – Katılıyoruz Sayın Başkanım.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) – Gerekçe Sayın Başkanım.
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılması
öngörülen değişiklikle madencilik faaliyeti nedeniyle yolların bozulması,
köprülerin çökmesi gibi oluşabilecek hasarların telafi edilmesi ve bazı yatırım
hizmetlerinin karşılanması suretiyle madencilik faaliyetlerinden yerelde
yaşayan vatandaşlarımızın dolaylı da olsa yararlanması amaçlanmaktadır.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Karar yeter sayısı Sayın Başkanım.
BAŞKAN –
Arayacağım.
Önergeyi
oylarınıza sunacağım, ancak karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul Edenler…
Kabul Etmeyenler… Sayın Milletvekilleri, karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime on
dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati:20.44
YEDİNCİ OTURUM
Açılma
Saati: 20.55
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 18’inci Birleşiminin Yedinci
Oturumunu açıyorum.
Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli ve arkadaşlarının önergesinin oylanmasında karar
yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi önergeyi
yeniden oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmiştir.
338 sıra sayılı
Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Kabul edilen
önergeler doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Yeni madde
ihdasına dair önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
338 sıra sayılı
Kanun Tasarısının 3. Maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki maddenin tasarı
metnine eklenerek diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ederiz.
“Madde 4.-
10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 4. Maddesinde
geçen 10.000 metre” ibaresi ’20.000 metre’ olarak, ‘750.000’den fazla’ ibaresi
de ‘200.000’den fazla’ olarak değiştirilmiştir.”
Alim Işık Mehmet Erdoğan Sadir
Durmaz |
Kütahya Muğla Yozgat |
Hasan Hüseyin Türkoğlu Enver Erdem Özcan Yeniçeri |
Osmaniye Elâzığ Ankara |
Mehmet Günal Oktay Öztürk Bülent Belen |
Antalya Erzurum Tekirdağ |
BAŞKAN – Sayın
Komisyon, önergeye salt çoğunlukla katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
MEHMET ERDOĞAN
(Muğla) – Komisyonu davet etmediniz Sayın Başkan.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) – Sayın Başkan, salt çoğunluk…
BAŞKAN – Salt çoğunluk var mı efendim? Salt çoğunlukla
katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Salt çoğunluğumuz yoktur Sayın
Başkanım, katılmıyoruz.
MEHMET ERDOĞAN
(Muğla) – Sayın Başkan, Komisyonu davet etmediniz.
BAŞKAN – Evet, önergeye Komisyon salt çoğunlukla
katılamadığı için…
ALİM IŞIK (Kütahya) – Komisyon davet edilmedi Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Efendim?
ALİM IŞIK (Kütahya)
– Komisyon davet edilmedi.
ÜNAL KACIR
(İstanbul) – Öyle bir usul yok arkadaşlar ya. Nereden çıkarıyorsunuz bunu?
BAŞKAN – Efendim, Tüzük’te
Başkanlığın komisyonu davet etmesi gibi bir şey söz konusu değil Sayın Erdoğan.
Evet, onun için,
Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılmadığından önergeyi işlemden
kaldırıyorum.
ENVER ERDEM
(Elâzığ) – Komisyon Genel Kurulda ama. Yani, Genel Kurulda olup olmadığına
bakıyorsanız Genel Kurulda var ama başka bir yerde…
MEHMET ERDOĞAN
(Muğla) – Yani dün bununla ilgili usul
tartışması yapıldı ve dün bununla ilgili
Başkanın davet edeceğini söylediniz, sabahki oturumda davet ettiniz.
BAŞKAN – 4’üncü madde üzerinde üç adet önerge vardır;
okutup işleme alıyorum.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Sayın Başkan, bir konuyu tekraren, tutanaklara geçmesi açısından
ifade ediyorum.
BAŞKAN – Buyurun.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Efendim, bu 4’üncü madde, bölgesel yönetimlere kapı aralayan, mülki
idare kavramını ortadan kaldıran, idarenin bütünlüğünü ortadan kaldıran bir
maddedir. Dolayısıyla bu, Türkiye'nin geleceği açısından vahim sonuçlar
doğurabilecektir ve maalesef, bu illerimizde köylerinde yaşayan
vatandaşlarımızın bütün zenginliği, bu “Büyükşehir” kavramı içerisine koyacağı
zenginlikler ortadan kaldırılmaktadır, yeşil kökler yok edilmektedir.
Burada, Genel
Kurulda, bu maddenin Komisyon tarafından ya da Bakan tarafından çekilmesini,
tarih huzurunda Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına arz ediyorum. Bu,
tehlikeli bir yasa maddesidir, yanlıştır, doğru değildir. Lütfen, bu maddeyi
çekiniz. Bölgesel yönetimlerle ilgili siyasi birtakım taleplere kapı
aralayacaktır. Bunu özellikle Genel Kurulun bilgilerine arz ediyorum Milliyetçi
Hareket Partisi olarak, samimi olarak bu konuda tecrübe sahibi olan bütün
arkadaşlarımızın bu maddenin kaldırılması, geri çekilmesi konusunda Sayın Bakan
ve Sayın Başkandan talepte bulunmalarını özellikle istirham ediyorum Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Vural.
4’üncü madde
üzerinde 3 adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
"Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli Ağbaba
ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın
Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Malatya Milletvekili
Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu" nu ihtiva eden 338 Sıra Sayılı tasarının 4.
Maddesinde geçen "Sınırları il mülki sınırı olan ve" ibaresinin madde
metninden çıkarılması hususunu arz ederiz.
Mehmet Erdoğan Hasan Hüseyin Türkoğlu Enver Erdem |
Muğla Osmaniye Elâzığ |
Alim Işık Nevzat Korkmaz Mehmet Günal |
Kütahya Isparta Antalya |
Sadir Durmaz |
Yozgat |
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, şimdi okutacağım önergeler aynı mahiyette bulunduğundan
önergeleri birlikte işleme alacağım. Talepleri hâlinde önerge sahiplerine ayrı
ayrı söz vereceğim veya gerekçelerini okutacağım. Şimdi aynı mahiyetteki
önergeleri okutuyorum.
İkinci önergenin
imza sahipleri:
Birgül Ayman Güler Muharrem Işık Mehmet S. Kesimoğlu |
İzmir Erzurum Kırklareli |
Ali Serindağ Celal Dinçer Namık Havutça |
Gaziantep İstanbul Balıkesir |
Üçüncü önergenin
imza sahipleri:
Pervin Buldan İbrahim Binici Erol Dora |
Iğdır Şanlıurfa Mardin |
Halil
Aksoy Hüsamettin Zenderlioğlu |
Ağrı Bitlis |
BAŞKAN – Aynı
mahiyetteki önergelere komisyon katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) - Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Önerge
üzerinde söz isteyen Ertuğrul Kürkcü, Mersin
Milletvekili.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ
(Mersin) – Sayın Başkan, sevgili arkadaşlar; bu 4’üncü maddenin tasarı
metninden çıkartılmasını istiyoruz. Aslında tasarının kendisinin gündemden
çıkartılmasını istemek de vardı ama buraya kadar geldi.
Şimdi, bu kanun
değişikliği aslında Amerikalıların 1812’de icat ettikleri terimle “Gerrymandering” denilen iştir yani bir seçimi kazanmak için
seçim bölgelerini, bu seçim sistemini düzenleyen gücün istediği şekilde
toplamak, çıkartmak ve bunları sonunda irrasyonel ama seçimi iktidardaki güce
kazandıracak şekilde düzenlemektir. Adını Massachusetts Valisi Elbridge Gerry’den alır ve 1812
model bu Amerikan işi şimdi 2012’de Türkiye’ye gelmiştir. Tam iki yüzyıl sonra
Amerikalıların yaptığı işi bize Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmeti
dayatmaktadır.
Tabii bu “Gerrymandering” lafı şuradan geliyor: “Gerry”
valinin adı, “salamander” da bunun sonunda seçim
bölgeleri düzenlendiğinde haritada bu bir çeşit yılankavi bir kertenkele gibi
gözüktüğü için “salamander”in “mander”i,
“Gerry”nin “Gerry”si “Gerrymandering” olmuş.
Bu şimdi bizim
için uzun hikâye. Biz bunu Türkçeleştirirsek aslında buna “Tayyiplemece”
diyebiliriz çünkü bu Başbakan Tayyip Erdoğan’ın aklından çıkan fikirlerdir ya
da eninde sonunda ona mal edilen fikirler olduğu için biz bu “Tayyiplemece” sistemini istemiyoruz. Bu şekilde bir idari
yerel düzenleme yapılamaz. Amma velakin bunun tek sebebi seçim kazanmak değil,
aynı zamanda hiçbir üretken karakteri kalmış olmayan bu sistemin ekonomiyi
sermaye çıkarlarına göre yeniden düzenlemek için inşaat merkezli bir atılım,
sermaye çevrimi sistemini aramasıyla da ilgilidir.
Dolayısıyla bu
“İnşaat Ya Resulullah!” diyerek yola çıkmış olan
Hükûmetin kent arazilerini satmak, yeniden satmak, yeniden satmak, emlak ve
inşaata dayalı bir iktisadi gelişme modelini de bu vesileyle kamu kaynaklarını
seferber ederek ayakta tutmak için kurduğu bir sistemdir. Bu sistemin reddini
isteriz, bu maddenin çıkarılmasını isteriz. Aslında tasarının kendisi tamamıyla
antidemokratiktir, antiüretkendir, antihalkçıdır, anti her şeydir. O nedenle biz bunu
istemeyiz.
Bununla birlikte,
bugün bu meseleler görüşülürken burada söz alarak süregiden açlık grevleri
konusunda beyanda bulunan İnsan Hakları İnceleme Komisyonunun Alt Komisyonu
Cezaevi Komisyonu Başkanı Murat Yıldırım arkadaşımızın buradaki beyanlarını da
düzeltmek isterim. Ben Murat Yıldırım arkadaşımızdan, hakikaten o cezaevinde
insanlarla konuşurken söylediklerini burada söylemesini isterdim. Siz demediniz
mi Murat Bey, “Taleplerinizin tamamı haklıdır, doğrudur, bunların yerine
gelmesi gerekir.” Niye onları söylemiyorsunuz da “aç mıydı tok muydu…” Çünkü
tokla açı ayırt edemiyorsunuz. Gidiyorsunuz koğuştaki en tombul adama geçmiş
olsun demeye, hâlbuki orada açlıktan titreyen insanları görmüyorsunuz. Çok mu
iyiydiler? Bizimle konuşurken soluk soluğa kalmıyorlar mıydı? Oturmalarını
söylediğimiz hâlde ayakta durmaya çalışıyorlardı fakat sonunda oturmak zorunda
kalmıyorlar mıydı? Bu insanların hepsi yorgun, çökkün değil miydi? Niçin bu hakikati
söylemiyorsunuz? Niye hâlâ biz aslında bir açlık grevi var iken var mı yok mu
diye tartışıyoruz da bunun arkasındaki sebebi tartışmıyoruz? Sebeplerin
hepsinin haklı olduğunu” onlara söylediniz. Burada da gelin söyleyin “haklıdır”
hepsinin yüzüne karşı…
MURAT YILDIRIM
(Çorum) – Nerede söyledim?
ERTUĞRUL KÜRKCÜ
(Devamla) – “Evet bu talepler doğrudur. Bunlara karşı çıkılamaz.” dediniz,
kulağımla duydum. Niye sizin söylediğinize inanacağız da benim söylediğime
inanmayacağız? Mahmut Bey burada, o da söylesin, Ayhan Bey yanınızda, o da
söyledi. Bütün bunları söyledik. Şimdi, o yüzden, biz kendi davranışlarımızla
hayatla ölüm arasındaki çizgide duran insanları ölüme doğru itmeyelim. Onları
iradelerinin sahiciliğini ispat için ölümü göze almaya teşvik etmeyelim.
Hayatın elinden tutalım. O yüzden de bu taleplerin -madem ki dediğiniz gibi
gerçektir, hakikidir, doğrudur- yerine getirilmesi için Cezaevi Komisyonu
olarak niçin devreye girmiyorsunuz? Niçin 30 kere talep ettiğim hâlde İmralı
Cezaevine niçin tetkike gitmiyoruz? Orası bizim yetki alanımızın dışında mı?
Bizim gücümüz sahasında olmayan herhangi bir cezaevi mi var Türkiye'de? Niye
gitmiyoruz oraya bakmıyoruz? Niçin, niçin denilenleri yerinde tetkik etmiyoruz?
Niçin Meclis araya girmiyor? Niçin Meclis Türkiye'nin kaderine hâkim olmuyor da
iki tane uzmanın sözüyle hareket ediyor? Çok rica ediyorum, size hiç
yakıştıramadım bu davranışı, hiç yakıştıramadım. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Önerge üzerinde
söz isteyen Aylin Nazlıaka, Ankara Milletvekili.
AYLİN NAZLIAKA
(Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum,.
Şimdi, öncelikle
getirilen bu yasa hiç şüphesiz Türkiye'nin idari yapısını baştan aşağı
değiştirecektir ve bu yasa cumhuriyetle yaşıt olan bazı belde belediyelerini
kapatacaktır. Yeniden, yerinden yönetim anlayışını da ters yüz edecektir.
Değerli
milletvekilleri, bu önergeyle Anayasa’ya da gene bir aykırılık söz konusudur.
Yani yine bir hukuk katliamı yaşanmaktadır. Biz önergemizde: “Büyükşehir
belediyesi, tıpkı Anayasa’nın öngördüğü gibi, büyük yerleşim merkezleri için
kurulmalıdır, iller için değil.” diyoruz ve ben bu yapılan katliamla ilgili,
hukuk katliamıyla ilgili olarak size Ankara’dan da birkaç örnek vermek
istiyorum, bunlardan bir tanesi Temelli’yle ilgili.
Temelli, bildiğiniz gibi Ankara’nın bir çeşit cazibe merkezîdir, hatta
Türkiye'nin cazibe merkezî olduğunu bile söyleyebiliriz. Sizler Temelli
Belediyesini kapatmadan önce, Temelli bugün olduğu gibi göç veren değil göç
alan bir yerdi. Temelli, Türkiye'nin ikinci büyük organize havzasıydı. Ancak
maalesef bugün geldiğimiz noktada Temelli’de su
şebekesi yoktur arkadaşlar. Temelli de bağlantı yolu yoktur.
Bakın, size
Ankara’dan bir örnek daha vereyim: Yine Ankara’nın Polatlı ilçesine bağlı köy
olan ve daha sonra sizin mahalleye çevirip Büyükşehir Belediyesine bağladığınız
Beyobası, Bacı ve Girmeç’te
hâlen kanalizasyon yoktur. Düşünebiliyor musunuz, “Dünyanın 17’nci büyük
ekonomisiyiz.” diyoruz, dünyanın 17’nci büyük ekonomisinin Başkentinde
kanalizasyonu olmayan mahallelerimiz olduğunu görüyoruz.
Sorarım size
değerli arkadaşlar: On sekiz yılda 1 metre metro yapamayan Ankara Büyükşehir
Belediyesi mi Ankara’nın 170 kilometre ötesindeki Şereflikoçhisar’a hizmet
götürecek?
Gene sorarım size:
Ankara’nın göbeğinde meydana gelen bir göçükte “Kadir Selim” adlı
vatandaşımızın hayatını kaybetmesine neredeyse seyirci kalan Büyükşehir
Belediyesi mi Ankara’nın 165 kilometre ötesindeki Sarıyar’a
hizmet götürecek? Ankara’nın köstebek yuvasına dönmüş yollarını onaramayan,
Ankara’nın temiz su kullanmasına imkân sağlamayan, hava kirliliğiyle ilgili
gerekli mücadeleyi veremeyen bu Büyükşehir Belediyesi mi, Allah aşkınıza,
Ankara’nın uzaktaki beldelerine hizmet götürecek?
RIFAT SAİT
(İzmir) – İzmir’i de söyle, İzmir’i. İzmir Büyükşehiri
söyle. İzmir’deki metroyu söyle!
AYLİN NAZLIAKA
(Devamla) - İzmir’le ilgili hiçbir sorunumuz yoktur.
Gelelim dün akşam, dün sabaha karşı
yaptığınıza, onu da hatırlayalım. Dün gece yeni bir hukuk katliamı daha
yaptınız, bir gece operasyonu yaptınız ve Ankara’nın Yenimahalle Belediyesine
bağlı olan bazı mahalleri aldınız Etimesgut’a, aldınız Çankaya’ya bağladınız.
Yani dün gece, Yenimahalle Belediyesine bağlı olarak yatan vatandaşlarımız
sabah kalktığında Çankaya Belediyesine bağlıydı. Arkadaşlar, bu nasıl bir
vicdansızlıktır, bu nasıl bir hukuksuzluktur? Hadi, anlıyoruz, birtakım oy
hesaplarıyla Ankara’yı yeniden dizayn etmeye çalışıyorsunuz, ama göreceksiniz,
sizler Ankara’yı bölmeye çalışsanız da, parçalamaya çalışsanız da, Ankara
haritasını değiştirseniz de, cumhuriyetin Başkentini alamayacaksınız, boşuna
hiç uğraşmayın, alamayacaksınız. Başkentliler size izin vermeyecek,
Başkentliler size oy vermeyecek, hiç boşuna uğraşmayın. (CHP sıralarından
alkışlar)
OSMAN AŞKIN BAK
(İstanbul) – Dört dönemdir bizde.
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) – Zaten bizde.
AYLİN NAZLIAKA
(Devamla) – Hiç, hiç uğraşmayın boş yere.
Şimdi, Ankara
milletvekillerine sesleniyorum: Ankara milletvekilleri, dün buradan bize
haritalar gösterdiniz, birtakım iknalarda bulunmaya çalıştınız. Biliyoruz ki
sizler gelecek nesilleri değil, gelecek seçimleri düşünerek siyaset
yapıyorsunuz. Tamam, fakat ben şunu merak ediyorum: Siz hangi yürekle kapatılan
belde belediyelerine gidip, oradaki vatandaştan oy isteyeceksiniz? Siz hangi
vicdanla mahalleye çevirdiğiniz köylere gidip oradaki evleri ziyaret
edeceksiniz?
Bakın arkadaşlar,
bu yasa otoriter bir yasadır, bu yasa dayatmacı bir yasadır, bu yasa Recep
Tayyip Erdoğan’ı padişah yapma yasasıdır, bu yasa AKP’ye yeni rant alanı
kazandırma yasasıdır. Tarih ve millet bu yasaya olumlu oy veren siz AKP’li
milletvekillerini asla ve asla unutmayacaktır, bu böyle biline.
Ve son söz; keşke
Başbakanın aklınıza vurduğu prangayı kopartıp atabilseniz, keşke Başbakanın
yüreğinize, vicdanınıza koyduğu ipoteği kaldırabilseniz, hayatınızda bir kez
hakça, sağduyulu, akıllıca davranabilseniz.
Saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Karar yeter sayısı istiyoruz.
BAŞKAN – Aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunacağım…
III.-
YOKLAMA
(CHP sıralarından
bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MUHARREM İNCE
(Yalova) – Yoklama istiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Yoklama
talebi vardır, yerine getireceğim.
Sayın İnce, Sayın
Nazlıaka, Sayın Dinçer, Sayın Ayman, Sayın Havutça,
Sayı Öztürk, Sayın Canalioğlu, Sayın Işık, Sayın Seçer, Sayın Genç, Sayın
Köprülü, Sayın Ağbaba, Sayın Kaleli, Sayın Güven,
Sayın Çıray, Sayın Yüksel, Sayın Düzgün, Sayın
Yıldız, Sayın Dibek, Sayın Demirkol
İki dakika süre
veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
De-ğişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14
Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu
Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820, 2/823, 2/892)
(S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN - Aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler…
Önergeler kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
“Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli Ağbaba
ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın; Aydın
Milletvekili Ali Uzunırmak’ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen’in; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın; Malatya Milletvekili
Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu” nu ihtiva eden 338 Sıra Sayılı tasarının 4.
Maddesinde geçen “Sınırları il mülki sınırı olan ve” ibaresinin madde metninden
çıkarılması hususunu arz ederiz.
S.
Nevzat Korkmaz (Isparta) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge
üzerinde söz isteyen Nevzat Korkmaz, Isparta Milletvekili.
Buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz
tasarının 4’üncü maddesine Milliyetçi Hareket Partisinin verdiği değişiklik
önergesi üzerinde söz aldım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, bu önergemizle, 5216 sayılı Büyükşehir Kanunu’nda tarif edilen
büyükşehir tanımının değiştirilmesine ve büyükşehir sınırlarının il mülki
sınırları olmasına itiraz ediyoruz. Diyoruz ki arkadaşlar, bu tanımı bozmayın.
Aslında diyoruz ki: Türkiye Cumhuriyeti’nin iki yüz yıldır devam edegelen idari
sistemini bozmayın. Bölgesel yönetimlere kapı aralamayın, üniter
yapıyı tahrip etmeyin. İdari sistemimiz vücut bulurken ne savaşlar ne isyanlar,
ayaklanmalar ne buhranlar ne siyasal iktidarlar görmüştür. Hatta 2 tane de
devlet görmüştür. Bu kadar tecrübe, bu kadar gelip geçen yılların imbiğinden
süzülmüş yaşanmışlıklar var. Bunları görmezlikten gelip, elinizin tersiyle
devletin hafızasını yok edip sanki devlet yönetimi “yazboz” oyunuymuş gibi ne idiğü belli olmayan ve dünyada da bir örneği bulunmayan
ucube bir sistem getiriyorsunuz. Kendi grubunuzun bile kafası karışık “Olsun,
Sayın Erdoğan hazretleri istiyor, o istiyorsa doğru yanlış önemli değil tiz
yerine getirilecek ve tiz bu yasa çıkarılacak.”
Değerli milletvekilleri, Anayasa’mızda
büyükşehir yönetimi gibi özel bir yönetim biçimi var. Zaten Milliyetçi Hareket
Partisi büyükşehir kurulmasın demiyor. İhtiyaç varsa 13 değil 33 tane kuralım,
belde belediyelerine, kırsala daha çok kaynak aktaralım. Ama değerli
arkadaşlar, dünyanın hiçbir parlamenter demokrasisinde il mülki sınırlarıyla
büyükşehir sınırlarının örtüştüğü bir büyükşehir belediyecilik modeli yok.
Evet, iki kademeli belediyecilik var. Evet, merkez ilçe sınırlarında kurulan
metropol belediyecilik var ama eyalet yönetimi benzeri bir belediyecilik
anlayışı sadece Amerika’da, Almanya’da yanılmıyorsam 3-4 tane kentte var, zaten
onlar da eyalet.
Değerli
milletvekilleri, İstanbul ve Kocaeli
için de söylediğimiz şudur: Bu illerin durumu diğer illerden farklı, yüz
ölçümleri küçük, kırsal alan ile şehir merkezleri birbiri içine girmiş, köyleri
kalmamış; bu yüzden ne 2008’de ne de bugün bu 2 şehir için hiçbir itirazımız
olmamıştır. Sadece bu yasa için demiyorum, diğerlerinde de hizmet gerekleri
gerektiriyorsa hiçbir zaman aleyhte olmadık hatta destekledik ama Konya 39 bin
kilometrekare toprak büyüklüğü olarak Kocaeli’nin 10, İstanbul’un 8 katı.
Antalya’nın bir ucundan diğerine mesafesi 600 kilometre. Mersin’in ilçesi
Anamur’dan il merkezîne dört ila dört buçuk saatte gidiyorsunuz. Şehir
merkezînin kenar mahallelerine dahi hizmet götürülemez iken, çarpık ve hukuksuz
kentleşmenin önüne geçilemez iken şimdi “Dağları, taşları imar edeceğim.” diye bir
kuyruklu aldatmacayla ortaya çıkıyorsunuz. Sanki şehirlerde her şeyi
yapmışsınız da kırsal kalmış. Şehirleri kalkındırmışlar da büyükşehir belediye
başkanları, şimdi köyleri, kasabaları istiyorlar.
Efendim, gayet
iyi biliyorsunuz ki bu tasarının asıl gerekçesi hizmet gerekleri falan değil,
Oslo’da verilen sözler. Bakın, Oslo’da ne diyor Başbakanın özel temsilcisi?
Kime? PKK’nın Avrupa temsilcisine.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) – Sen orada mıydın ya Nevzat?
S. NEVZAT KORKMAZ
(Devamla) – “Yetkiler önce valiliklere, sonra da belediyelere devredilecek.”
diye. Belediyelere bırakılacak da ne olacak? Merkezî idare etkisizleştirilecek,
merkezî idare geri çekilecek. Terörün azdığı, her gün 3-5 can aldığı bugünlerde
yapıyorsunuz bu değişikliği değerli arkadaşlar.
Bir taraftan,
“Terör polisiye tedbirlerle önlenemez.” derken… Doğrudur, polisiye tedbirlerle
önlenemez sadece, ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel tedbirleri de almak lazım
ama bu tedbirleri kim alacak, kim uygulayacak? Belediye başkanları mı? Yani
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanının bir taraftan özerklik isterken diğer
taraftan terörü besleyen kaynakların ortadan kaldırılması için belediye
yetkilerini kullanmasını mı bekliyorsunuz? Şayet, bu gaflet uykusu değil ise en
iyimser nitelendirmeyle saflığın daniskasıdır.
İl mülki
sınırlarının büyükşehir sınırları yapılmasını ülke güvenliği açısından,
hizmetlerin en ücra köşelere kadar götürülmesi açısından sakıncalı bulduğumuzu
ve bu düzenlemeden vazgeçip bu kanun tasarısını bir an önce geri çekmenizi
istiyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Sayın
milletvekilleri, birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 21.23
SEKİZİNCİ OTURUM
Açılma
Saati: 21.31
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 18’inci Birleşiminin Sekizinci
Oturumunu açıyorum.
338 sıra sayılı
Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Sayın milletvekilleri, tasarının 4’üncü
maddesinin oylamasının açık oylama şeklinde yapılmasına dair bir önerge var.
Önergeyi okutup imza sahiplerini aratacağım.
TBMM Başkanlığına,
338 Sıra Sayılı
kanun tasarısının 4. maddesinin açık oylama ile oylanmasını arz ederiz.
BAŞKAN - Alim
Işık? Burada.
Oktay Vural?
Burada.
Sadir Durmaz? Burada.
Nevzat Korkmaz?
Burada.
Mehmet Erdoğan?
Burada.
Cemalettin
Şimşek? Burada.
Ali Torlak? Burada.
Bülent Belen?
Burada.
Enver Erdem?
Burada.
Zühal Topcu? Burada.
Oktay Öztürk?
Burada.
Sümer Oral?
Burada.
Seyfettin Yılmaz?
Burada.
Emin Çınar?
Burada.
Yusuf Halaçoğlu?
Burada.
Mustafa Kalaycı?
Burada.
Emin Haluk Ayhan?
Burada.
Celal Adan?
Burada.
Necati Özensoy?
Burada.
Ali Halaman? Burada.
Evet, açık oylama
şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın
elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
İki dakika süre
veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, 338 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 4’üncü maddesinin açık
oylama sonucu:
“Kullanılan oy
sayısı: 277
Kabul : 217
Ret : 60 (x)
Kâtip Üye Kâtip Üye
Mine Lök Beyaz Muhammet Rıza Yalçınkaya
Diyarbakır Bartın”
Böylece madde
kabul edilmiştir.
5’inci madde
üzerinde üç adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
338 Sıra Sayılı
Kanun Tasarısının 5. Maddesinin “5216 sayılı Kanunun 4. Maddesindeki
“750.000”den fazla olan kısmının “500.000”den fazla olan şeklinde
değiştirilmesi hususunu arz ederiz.
Altan Tan İdris Baluken Ertuğrul
Kürkcü |
Diyarbakır Bingöl Mersin |
Nazmi Gür Hüsamettin Zenderlioğlu Levent
Tüzel |
Van Bitlis
İstanbul |
Erol
Dora |
Mardin |
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
"Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli Ağbaba
ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın
Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Malatya Milletvekili
Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporunu" ihtiva eden 338 Sıra Sayılı tasarının 5.
Maddesiyle değiştirilen 5216 Sayılı Kanunun 4’üncü maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ederiz.
Mehmet Erdoğan Hasan Hüseyin Türkoğlu Enver Erdem |
Muğla Osmaniye Elâzığ |
Alim Işık Sadir Durmaz Nevzat
Korkmaz |
Kütahya Yozgat Isparta |
"Madde 4-
Toplam nüfusu 200.000'den fazla olan illerin il belediyeleri kanunla büyükşehir
belediyesine dönüştürülebilir."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
338 sıra sayılı kanun tasarısının 5. maddesinin Anayasaya aykırı olması
nedeniyle metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Birgül Ayman Güler Muharrem Işık Namık Havutça |
İzmir Erzincan Balıkesir |
Dilek Akagün
Yılmaz Mehmet S. Kesimoğlu Aylin Nazlıaka |
Uşak Kırklareli Ankara |
Ali
Serindağ Celal
Dinçer |
Gaziantep
İstanbul
|
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını
gösteren tablo tutanağa eklidir.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan, bu
önergelerin müzakerelerine başlamadan önce…
Bu bir kanun.
Şimdi, bu kanunda deniyor ki: “750 binden fazla olan illerin il belediyeleri
kanunla büyükşehir belediyesine dönüştürülebilir.” Yani bir kanunla bir diğer
kanunu… Yani bir kanun çıkarttık biz, 500 bine indirdik; yapamaz mıyız?Yani “Kanunla değiştirilebilir” demek, sanki bunun
bir üst hukuk normuymuş gibi ortaya konduğu… Kanunların kanunlara üstünlüğü
yoktur. Dolayısıyla bu konuda egemenliği bir kanunla sınırlandıran ve kanunla
düzenlenmesine amir bir hususun kanunda yer alması kadar saçma bir şey olmaz.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Bu Anayasa değil ki.
OKTAY VURAL
(İzmir) - Yani Anayasa değil bu, “Kanunla düzenlenebilir” diyor 750 bine. 700
bini düzenledik, ne yapacağız? Çıkarttık bir kanun, ne olacak? Yani bu zaten
kanun, o da kanun.
BAŞKAN –
Redaksiyon yetkisi verelim efendim.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Bilemiyorum yani bununla ilgili gerçekten bir düzenleme… Teşekkür ederim
Sayın Başkan gerçekten.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Geri çeksinler geri, maddeden çıkarın bunu.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Gerek yok aslında, kanunla zaten düzenleyebiliriz çünkü bunlar zaten
düzenlenmiştir, büyükşehir oldu zaten.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) – Şöyle, 5216’da başka gerekçeler de var, başka kriterler de var. Bu
sadece…
OKTAY VURAL
(İzmir) – Ama kanunların kanuna üstünlüğü yok.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) – Doğru onda haklısınız ama Oktay Bey nedeni sadece bu. Diğer
Büyükşehir Kanunu’nda coğrafya kriteri, başka kriterler de var. Ona takılı
kalmadan sadece… “Nüfusa” demek yeterli.
OKTAY VURAL
(İzmir) – “250 bini aşan kurulur.” deyin, “Büyükşehir belediyesi olur.” deyin.
Tekrar kanuna niye gerek var?
BAŞKAN – Evet
Sayın Vural, önce Komisyonun bir açıklamasını isteyelim. Fakat buradaki
kastedilen konu, toplam nüfusu 750 binden fazla olan iller İl Belediyeleri
Kanunu’yla büyükşehir belediyesine dönüştürülebilir. Yani 750 bin nüfusu
geçenler için kastediyor.
OKTAY VURAL
(İzmir) – 700 bini yapamaz mıyız biz?
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Bir kanun çıkartıp 500 bin yapamaz mıyız?
BAŞKAN – Ama
büyükşehir belediyesi yapılması için…
OKTAY VURAL
(İzmir) – Çıkarttık kanunu Sayın Başkan, “700 bin” dedik, “Ordu ilini
büyükşehir yapıyoruz.” dedik. “700 bin olduğu için saymayız.” mı diyecekler?
BAŞKAN – Buradaki
750 rakamı 700’e indirilirse tabiî ki olabilir.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) – Sayın Başkan, bir izahta bulunabilir miyim?
BAŞKAN – Buyurun.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) – Şimdi, Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 4’üncü maddesine göre
büyükşehir kurulabilmesi için nüfusun dışında başka birtakım kriterler
getiriliyor ve buna göre Bakanlar Kurulu kararıyla kurulabiliyor. Dolayısıyla
bu kanun, eğer “kanunla kurulur” hükmü olmaz ise “750 bini aştığı zaman
Bakanlar Kurulu kararıyla kurulabilir.” anlamına geliyor.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Kurulsun.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) – Bunu sınırlandırmak için kanunla kurulması zorunluluğu getiriliyor.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Niye sınırlandırıyorsunuz? 750 bin nüfusu… Kriterler uyuyorsa yapın.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) – Hayır ama bakın, 4’üncü maddede sadece “nüfus” kriteri getirdiğiniz
zaman, diğer şartları aramadan Bakanlar Kurulu kararıyla kurulabiliyor.
Dolayısıyla, bu ifade doğru Sayın Başkan. Eksiklik ya da boşluk olur.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Kanun kanunu sınırlandıramaz.
BAŞKAN – Evet,
Sayın Başkan, bir açıklama yapacaksınız.
Buyurun.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Sayın Başkanım, 5216 sayılı Kanun’un
4’üncü maddesi “Belediye sınırları içindeki ve bu sınırlara en fazla 10.000
metre uzaklıktaki yerleşim birimlerinin son nüfus sayımına göre toplam nüfusu
750.000’den fazla olan il belediyeleri, fizikî yerleşim durumları ve ekonomik
gelişmişlik düzeyleri de dikkate alınarak, kanunla büyükşehir belediyesine
dönüştürülebilir.” gibi bir rakamı getiriyordu. Mevcut Kanun, il toplamındaki
750 bin sayısını esas almakla beraber, 4’üncü maddede zikredilen fiziki
yerleşim durumu ve ekonomik gelişmişlik düzeylerini de dikkate almayan yeni bir
düzenleme şeklinde yapılmıştır.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Evet, bu durumda…
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Ve bundan sonra da toplam nüfusu 750
bini geçecek olanlarla ilgili kanuni bir düzenlemenin yapılmasına imkân
sağlamıştır.
Komisyon olarak
görüşümüz…
OKTAY VURAL (İzmir)
– O zaman Nurettin Bey’in dediği doğru
değil. “Diğer kriterler aranıyor.” diye bir şey yok, kaldırılmış.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) – Bakanlar Kurulu kararıyla kuruluyor.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Ama kaldırılmış, sadece “nüfus” kriteri gelmiş.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) – Ama eğer bunu koymazsanız…
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Evet
Sayın Öztürk…
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Sayın Başkanım…
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Ya, Sayın Başkan, en cahil bir adam bile bunun bir Anayasa
düzenlemesi şeklinde geldiğini anlar.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Nurettin Bey, sizin dediğiniz şeyler aranmıyor artık.
BAŞKAN – Bir
saniye…
Buyurun Sayın
Öztürk.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Sayın Başkanım, bu kanun maddesi, bir Anayasa maddesi değil. Bence
böyle bir Anayasa maddesiymiş gibi…
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Sanki Anayasa maddesi. Öyle bir şey olur mu ya?
BAŞKAN – Yok
canım, ilgisi yok.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Yani il belediyelerinin büyükşehir belediyesine dönüştürülüp
dönüştürülmeyeceğinin kanunla düzenleneceğini belirtiyor. Zaten, neyin kanunla
düzenleneceği neyin düzenlenmeyeceği Anayasa'da bellidir. Dolayısıyla, bir
kanunla başka bir kanun zaten sınırlanamaz. O yönden baktığımızda da Sayın
Canikli’nin söyledikleri doğru değil yani burada çok gereksiz bir madde bu, çok
gereksiz bir düzenleme. Kanun hükmünde kararnameyi de sınırlayamazsınız kanunla
yani zaten kanun çıkacaksa çıkar, Meclis çıkartır bir kanunu.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Ya, kanun 1 milyonluk nüfusu büyükşehir yapamaz mı yani? Veyahut da
500 binlik nüfusu büyükşehir yapamaz mı? Böyle bir şey olur mu yani? Ya, bunu
aptallar düzenlemişler herhâlde!
BAŞKAN – Evet,
Sayın Başkanın açıklamalarıyla birlikte 5’inci madde üzerindeki önergelere
geçiyorum, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
338 sıra sayılı kanun tasarısının 5. maddesinin Anayasaya aykırı olması
nedeniyle metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Birgül
Ayman Güler (İzmir) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Sayın Başkan, ne oldu o konu? Birdenbire önergeler…
BAŞKAN – Sayın
Başkan açıklamayı yaptı. Herhangi bir mahzuru olmadığı…
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Ne yaptı Sayın Başkan açıklama?
OKTAY VURAL
(İzmir) – Efendim, gerçekten şey yapamadık.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Sayın Başkan, biz size bir şey söyledik.
BAŞKAN – Ama
kendi aranızda… Tekrar etsin isterseniz Sayın Başkan.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Gerçekten kusura bakmayın ama…
BAŞKAN – Sayın
Başkan, buyurun biraz önceki konuyla ilgili.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) – Efendim, bir beş dakika ara verin de izah etsin.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Sayın Başkanım tekrar arz edeyim
müsaade ederseniz.
5216 sayılı
Kanun’un mevcut 4’üncü maddesi “Büyükşehir belediye sınırları içindeki ve bu
sınırlara en fazla 10.000 metre uzaklıktaki yerleşim birimlerinin son nüfus
sayımına göre toplam nüfusu 750.000’den fazla olan il belediyeleri, fizikî
yerleşim durumları ve ekonomik gelişmişlik düzeyleri de dikkate alınarak
kanunla büyükşehir belediyesine dönüştürülebilir.” diyor, kanunla.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Evet.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Şimdi, aynı düzenleme ekonomik
gelişmişlik ve fiziki yerleşim durumu kriterleri dikkate alınmaksızın ve
yerleşim yerinin merkezî itibarıyla değil, il toplamının 750 bin olması hâlinde
yine kanunla yapılabileceğini öngörüyordu.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Zaten kanunla yapılır Sayın Başkan.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Müsaade eder misiniz.
Anayasa’nın
127’nci maddesinde de büyük yerleşim merkezlerinin kanunla düzenlenebileceği
ilkesinden hareketle böyle bir düzenlemenin yapılmış olduğunu düşünüyoruz.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) –Anayasa’da doğru.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Sayın Başkan…
OKTAY VURAL
(İzmir) – Sayın Başkan, 700 bin nüfuslu bir yeri büyükşehir belediyesine
dönüştürebilir miyiz, dönüştüremez miyiz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Sayın Başkanım, eğer toplam nüfusu
750 bin değilse dönüştürülemez.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Neye göre? Olabilir mi böyle bir şey, mümkün mü?
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Ya, kanun çıkartırım.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Efendim, siz 750 bin kriterini başka
bir kanunla değiştirirseniz, elbette ki kurulabilir.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Hayır efendim, olur mu öyle şey ya.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Yeni bir kanun çıkartırım.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Efendim, kanun koyucu şu anda 750
bin kriterini öngörüyor.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Efendim, bizde yok.
Sayın Başkan, “bu
bir temel kanun” gibi kavram yok bizde, “temel kanun” adı altında bir çerçeve
kanun yok. Bununla ilgili, Kamu Yönetimi Temel Kanunu’yla ilgili şey zaten
iptal edildi.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Bu zaten kendisi kanun.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Ama bakın “dönüştürülebilir” diyor.
Yani bir üst norm olsa, bir mecburiyet veya bir otomatik düzenleme gibi
algılamak lazım.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Şimdi, Sayın Başkan…
ALİ ÖZGÜNDÜZ
(İstanbul) – Sayın Başkan, “750 bin” demenize gerek yok. Aksi takdirde
kendinizi sınırlıyorsunuz. Daha başka yerleri yapamazsınız. Efendim, 750 bin…
“Bunları yaptık.” dersiniz, sorun biter.
OKTAY VURAL
(İzmir) – “Bunları yaptık.” dersiniz ya, “Bunları yaptık.”
ALİ ÖZGÜNDÜZ
(İstanbul) – Yürütme de “Bu iller büyükşehirdir…”
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Ben, müsaade ederseniz, bundan sonra
da il toplam nüfusunun 750 bini geçen yerlerde…
ALİ ÖZGÜNDÜZ
(İstanbul) – “olabilmesi için…”
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) -
…böyle bir kanunla yeni bir düzenlemenin yapılmasına cevaz veren bir
kanun olarak değerlendiriyorum.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Zaten yapabiliyor…
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Yazmasanız da var zaten o.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Efendim, bunun düzenlenmesi gerekir gerçekten.
ALİ ÖZGÜNDÜZ
(İstanbul) – Hükûmet kendisini bağlıyor…
OKTAY VURAL
(İzmir) – Bir kanun bir diğer kanunu sınırlandıramaz. Çerçeve kanun yok, “temel
kanun” diye bir kavram yok. Bence bunu Sayın Başkanım, yeniden…
BAŞKAN – Ama
Sayın Vural, bak, mevcut yürürlükteki 5216…
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Ama Anayasa’daki hükümden dolayı.
Arz ediyorum
Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Şimdi,
mevcut yürürlükteki 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Yasası’nın 4’üncü
maddesini okuyalım: “Belediye sınırları içindeki ve bu sınırlara en fazla
10.000 metre uzaklıktaki yerleşim birimlerinin son nüfus sayımına göre toplam
nüfusu 750.000'den fazla olan il
belediyeleri, fizikî yerleşim durumları ve ekonomik gelişmişlik
düzeyleri de dikkate alınarak, kanunla büyükşehir belediyesine
dönüştürülebilir.” Mevcut yasadaki bu.
NECATİ ÖZENSOY
(Bursa) – İlçe belediyesi var 800 bin nüfuslu…
OKTAY VURAL
(İzmir) – Efendim, yani bu böyle düzenlenmiş olabilir ama “Kanunla
düzenlenebilir.” Sizce böyle bir tabir olur mu? Yani 700 bini çıkarttık…
BAŞKAN - Kriter
koymuş, kriterini belirliyor
OKTAY VURAL
(İzmir) – …700 bin yaptık. Mesela, Sayın Şahin dedi ki: “Ben Ordu’nun
büyükşehir olmasını istiyorum.” Kriterler de yok zaten, yerleşim durumuyla
ilgili filan da yok. 700 bin… 10 bin nüfus mu eksikti Ordu’nun?
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) – 30 bin.
OKTAY VURAL
(İzmir) – 30 bin mi? “Yaptık, destek vereceğiz.” dedik. “Efendim, 750 bin,
olmaz.” “Ya biz burada kaldırdık parmaklarımızı, olacak Ordu.” dedik, ne
olacak?
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) – Olur.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Olur. Olur işte diyoruz yani olmaz diye bir şey yok.
BAŞKAN – Buradaki
kriteri 700 bine indirirseniz olur tabii, yasadaki kriteri 700 bine
indirirseniz olur.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Yani Sayın Bakan herhâlde bu kadar sözden sonra Ordu’nun büyükşehir
olması için bir bakan imzası…
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Sayın Başkan, bunu düzeltsinler yani. Bunu siz de anladınız aslında,
Sayın Canikli de anladı yani niye açıklama yapmaya geliyor? Bunu düzetsinler.
BAŞKAN – Efendim?
OKTAY VURAL
(İzmir) – Düzeltilemez mi Sayın Başkan? Bir düzeltme imkânı yok mu acaba?
BAŞKAN – Hayır,
neyini düzeltecek, anlaşılır gibi değil.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Yani mümkün mü?
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) – Yani bunun düzeltilmesi lazım.
ALTAN TAN
(Diyarbakır) – Düzeltilmesi lazım.
BAŞKAN – Evet,
konu anlaşılmıştır efendim.
Sayın Komisyon…
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Sayın Başkanım, mevcut düzenlemenin
ben uygun olduğu konusundaki görüşümü arz ettim. Esas düzenleme 5216’daki
düzenlemeye sadık kalınarak sadece bir kriter değişikliği getirilmiş ve
prosedür muhafaza edilmiştir şeklinde düşünüyorum. Arz ediyorum.
BAŞKAN – Son
okuttuğumuz önergeye katılıyor musunuz efendim?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Sayın
Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Evet,
önerge üzerinde söz isteyen?
Yalova
Milletvekili Sayın Muharrem İnce, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
MUHARREM İNCE
(Yalova) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
milletvekilleri hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu yasada insan
yok, bu yasada refah yok, hukuk yok, mutluluk yok, demokrasi yok, zekâ yok ama
kurnazlık var. Bu yasada rant var, bu yasada gizli emeller var. 7 maddeyle
Komisyona geliyor, 39 madde oluyor. Bu yasada korku var korku. 86’da ara
seçimde milletvekili olamadı Recep Tayyip Erdoğan, 89’da Beyoğlu Belediye
Başkanı olamadı, 91’de tercihli sistemde milletvekili olamadı, eski günlerine
dönme korkusu var.
Bakın İzmir’de
bunu denediniz, yaptınız, ne oldu? Başarılı olabildiniz mi İzmir’de?
Olamadınız. Şimdi, cetvelle sınır çizmek, Afrika ülkeleri gibi. Dürüstlük yok
bunun içinde. Ne yazık ki, hani bugünlerde çok konuşuyoruz ya gizli tanık,
gizli emeller var bunun içinde.
Gizli tanıkla
ilgili de bir şey söylememe izin verin: Söyle bana gizli tanığını, sana kim olduğunu
söyleyeyim diyorlar zaten.
Şimdi değerli
arkadaşlarım, sandıkta olmazsa savcıyla almak istiyorsunuz, savcıyla da
alamazsanız kanunla almak istiyorsunuz. Bu bir Oslo yasasıdır. Anayasa’ya uygun
değildir ama Oslo’ya uygun bir yasadır bu. 1.582 belde, 16.082 köy tüzel
kişiliğini yok ediyorsunuz. Belediyeleri, köyleri, il özel idarelerini yok
ederek reform yaptığınızı söylüyorsunuz. Yani, fabrika kapatarak sanayi
reformu, okul kapatarak eğitim reformu, hastane kapatarak sağlık reformu yapan
tek parti sizsiniz.
“Tasarruf yapmak
için” diyorsunuz, tasarruf. Ya böyle bir şey olabilir mi! Tasarruf yapmak için
belediye kapatıyorsunuz, Başbakanın 7 tane uçağı var, 7 uçağı!
ALİM IŞIK
(Kütahya) – Büyükşehir Ankara, Melih Gökçek’ten tasarruf yapsın!
MUHARREM İNCE
(Devamla) – 7 uçaktan bir vazgeçin önce. Başkanlık sarayı yapmaya
çalışıyorsunuz, 7 uçakla saltanat kuruyorsunuz, sonra tasarruftan söz
ediyorsunuz.
Bu yasa bir rant
yasasıdır, çünkü köy tüzel kişiliklerinin arazilerine göz dikmiş durumdasınız.
Saman ithal eden,
Angustan kurban kesen bir iktidarın tarımla ilgili
mantığı da ancak zaten böyle olur.
Demokrasiden söz
ediyorsunuz, millî iradeden söz ediyorsunuz; millete sordunuz mu bunları?
Mahallenin bağlı olduğu belediyeyi değiştirirken halka sordunuz mu?
Bu yasayı ayak
oyunlarıyla belediyeleri gasbetme olarak
kullanıyorsunuz. Kırşehir’i ilçe yapan kafa işte bu kafadır. “Eli kolu bağlı
belediye ister misiniz?” diyen kafa işte bu kafadır. Kırşehir’i oy vermedi diye
ilçe yapan kafayla, 89’da gazetelere çarşaf çarşaf
ilan veren Özal kafası işte bu kafadır, “Eli kolu bağlı belediye istiyor
musunuz” diye.
Değerli
arkadaşlarım, seçimin kuralını tek başına belirleyebilirsiniz, Oslo sözünüzü
yerine getirebilirsiniz ama sandıkta kalacağınızı hiçbir şekilde unutmayınız.
ALTAN TAN
(Diyarbakır) – Valiler seçimle gelecekti Oslo’ya göre. Gelmedi.
MUHARREM İNCE
(Devamla) - Size şunu söyleyeceğim: Bu yasa bir İdris Naim Ağa yasasıdır! “Niye
ağa dedin?” demeyin çünkü bir sene 52 bin liraya ağa oldu, ikinci sene 53 bin
liraya ağa oldu, sonra da ağalık beratını kimden aldı biliyor musunuz? 11
ihalenin 8’ini kendi kardeşine usulsüz veren belediye başkanından aldı.
Bu yasada
demokrasi yok, hukuk yok, bu yasada rant var. İstanbul’la…
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – Boyundan büyük yalan söyleme. Utan biraz, utan!
MUHARREM İNCE
(Devamla) – Sen utan biraz, sen utan! Sende biraz utanma olsa yüzün kızarırdı
zaten.
BAŞKAN – Lütfen
sayın milletvekilleri.
MUHARREM İNCE
(Devamla) – Sen utan biraz.
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – Terbiyesizlik etme orada!
MUHARREM İNCE
(Devamla) – Terbiyesiz sensin! Terbiyesiz sensin! Terbiyesiz sensin!
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – İspat et.
MUHARREM İNCE
(Devamla) – Neyi ispat… Soru önergesine verdiğin cevap orada. 11 İhaleyi
kardeşinin şirketine verdi mi, vermedi mi?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – Hangi kardeş? İspat edemezsen ahlaksızsın!
MUHARREM İNCE
(Devamla) – Ben ispat ederim. İspat edemeyen şerefsizdir!
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – Aynen öyle.
MUHARREM İNCE
(Devamla) – Ben ispat ederim. Verdi mi, vermedi mi? Soru önergesine verdiğin
cevabı unuttun galiba.
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – Hangi kardeşim? Kim benim kardeşim?
MUHARREM İNCE
(Devamla) – O bir ağa yasasıdır dedim. 11 ihale, 8’inde şaibe var mı yok mu?
Ben bunları iddialı konuşuyorum. “İspat et.” diyor.
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – Önce belgeni koy sonra hükmünü ver adamsan!
MUHARREM İNCE
(Devamla) – Geleceksin buraya, açıklayacaksın onları. Daha seninle işimiz
bitmedi merak etme.
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – Yeni başladı.
MUHARREM İNCE
(Devamla) – Daha seninle işimiz bitmedi. (CHP sıralarından alkışlar)
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – Bugün başladı.
MUHARREM İNCE
(Devamla) – Sen devleti gönder, sen polisi gönder. Gönder peşimize, gönder.
Telefonlarımızı dinle, takip et bizi. Merak etme, mangal gibi yüreğimiz var
bizim.
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – Ama kül dolu!
MUHARREM İNCE
(Devamla) – Kalbimizde imanımız var, mangal gibi de yüreğimiz var. (CHP
sıralarından alkışlar)
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – İçi kül dolu!
MUHARREM İNCE
(Yalova) – Seninle işimiz bitmedi daha.
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – Sen şarlatansın, terbiyesiz!
BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunacağım: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
MUHARREM İNCE
(Yalova) – Biz senin polis memurun değiliz. Biz senin maraban da değiliz, polis
memurun da değiliz.
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – Sen ancak şarlatansın!
MUHARREM İNCE
(Yalova) – Biz milletvekiliyiz burada.
BAŞKAN – Diğer
önergeyi okutuyorum:
“Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
‘Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu…”
MUHARREM İNCE
(Yalova) – Ona gaz sıkmana gerek yok, üç dakikada ağzını da kuruturum,
gözlerini de yaşartırım zaten.
“…ve 20
Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve
22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın
Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Malatya Milletvekili
Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri
Komisyonu Raporu’nu ihtiva eden 338 Sıra Sayılı tasarının…”
MUHARREM İNCE
(Yalova) – Elinden geleni ardına koyma, ne istiyorsan öyle yap, istediğini yap.
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – Merak etme!
MUHARREM İNCE
(Yalova) – “Merak etme” diyor bak! Ne yaparsın?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – Merak etme, rahat ol demek.
“…5. Maddesiyle
değiştirilen 5216 Sayılı Kanunun 4’üncü maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ederiz.
Enver
Erdem (Elâzığ) ve arkadaşları”
MUHARREM İNCE
(Yalova) – Ne yaparsın, polisleri mi gönderirsin? Ne yaparsın? (AK PARTİ
sıralarından “Bağırma” sesleri)
Sayın Başkan,
oradan diyor ki: “Merak etme, görürsün.” diyor. Oradan öyle diyor. “Merak etme,
görürsün” diyor.
BAŞKAN – Lütfen…
Lütfen oturun.
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – “Merak etme, görürsün.” demedim.
MUHARREM İNCE
(Yalova) – Delikanlı olacaksın, tek başına geleceksin! Öyle, devletin
polisleriyle gelmeyeceksin!
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – Geç bunları geç!
MUHARREM İNCE
(Yalova) – Gelsene o zaman yüreğin varsa!
BAŞKAN – Sayın
İnce, lütfen oturunuz yerinize.
MUHARREM İNCE
(Yalova) – Nerede sende o yürek? Devletin polisini kullanma, kendin gel yüreğin
varsa.
BAŞKAN – Sayın
İnce, lütfen…
MUHARREM İNCE
(Yalova) – O gariban çocukları üstümüze salma.
BAŞKAN – Sayın
Komisyon, önergeye katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Sivas) – Şu ele kola bak! Eline koluna bir sahip ol sahip Sayın Bakan.
Bedenine birazcık sahip ol! Diline değil
de bedenine sahip ol: Ne, bu yahu! Tavır mı Allah aşkına. Sakin ol birazcık,
sakin.
BAŞKAN – Önerge
üzerinde söz isteyen, Enver Erdem, Elâzığ Milletvekili. (MHP sıralarından
alkışlar)
ENVER ERDEM
(Elâzığ) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, 338 sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 5’inci
maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, bu düzenleme milletimizin sorunlarının çözülmesine yönelik,
idari sistemimizin eksiklikleri ve sıkıntılarını gidermeye yönelik bir
düzenleme değildir. Bu düzenleme, bölgesel gelişmelere paralel olarak ülkemizin
ihtiyaçları göz ardı edilerek, Arap Baharı’nın
Türkiye’de uygulanmasının bir değişik versiyonu olarak gündeme getirilmiş, AK
PARTİ Grubuna verilen emir doğrultusunda bugün Genel Kurula indirilmiş bir
yasadır. Maalesef bu yasa, değerli Hocamız, Birgül Ayman Güler Hocamızın
ifadesiyle “Bir tekâmül yasası değildir, bir taklit yasasıdır.” Bize uyan,
bizim tarihimize, kültürümüze, binlerce yıllık birikimimize uygun olarak bir
tekâmül yasasının ülkemizin idari alandaki sorunlarını gidermek üzere bu Genel
Kurula getirilmesiydi, maalesef bu yapılamamıştır.
Değerli
milletvekilleri, bu tasarı gündeme getirildiği günden itibaren, gerek
Komisyonda, alt komisyonda gerekse bugün Genel Kurulda bu tasarının
eksikliklerini biz gündeme getirmeye devam edeceğiz. Bu tasarının birtakım
gizli amaçlarının olduğun ben daha önce yapmış olduğum bazı konuşmalarda da
değinmiştim. Bu yasanın Anayasa’ya aykırı olduğunu, uluslararası antlaşmalara,
İç Tüzük’e, kanunlara, Anayasa Mahkemesi kararlarına,
mevzuat yapma tekniklerine uygun bir düzenleme olmadığını da ifade etmiştik ve
etmeye de yine devam edeceğiz. Yine, getirdiğiniz bu düzenleme bizim idari
sistemimizde, “il idaresi” kavramına, yetki genişliği ilkesine, mahallî idarelerin
il, belediye ve köy olarak düzenlenmiş olmasına ve idarenin bütünlüğü
ilkelerine de aykırılıklar teşkil ettiğini defaten ifade etmiş buluyoruz.
Bu tasarının
gizli amaçları nelerdir diye bakıldığı zaman değerli milletvekilleri, bir defa,
cumhuriyetin temel dayanaklarını, birliğini ve bütünlüğünü bozmak gibi bir
hedefi vardır. Merkezî yönetimin gücünü azaltmak, illerde valilerin ve
kaymakamların yetkilerini azaltmak, valilerin ve kaymakamların azalan bu
yetkilerini büyükşehir belediye başkanlarına devretmek suretiyle, otonomiyi,
siyasi ve idari özerkliği gündeme getirecek sonuçların ortaya çıkmasına neden
olacaktır.
Değerli
milletvekilleri, şimdi sayacağım birtakım yasalarla, geçmişte, yakın süre
içerisinde gündeme getirdiğiniz birtakım yasalarla, bu büyükşehir yasasının da
birtakım noktalarda birbiriyle ilintili olduğunu sizlerin dikkatlerine
sunacağım. Bugün, bir önerge vesilesiyle de değerlendirildi. Tapu Kadastro
Kanunu’nda değişiklik yapılarak yabancılara, mütekabiliyet şartını da
kaldırarak, bir yerleşim biriminin yüzde 10’unu pazarlamayı, satmayı
düzenlediniz; hatırlayın. Yani, bir ülkenin, mütekabiliyet esasını bile göz
ardı ederek ülke, vatan topraklarını satmasının ne kadar vatanperverlik
olduğunu da ayrıca takdirlerinize sunayım. Şimdi, bu, yabancılara mülk
satışıyla alakalı düzenlemede 30 hektara kadar, gerçek ve tüzel kişiler arazi
alabileceklerdi, yine, Bakanlar Kurulu kararıyla bu 2 katına kadar
çıkarılabilecekti.
Getirmiş
olduğunuz 2/B Yasası’yla da orman vasfını kaybetmiş arazilerin vatandaşlara
satışıyla alakalı bir düzenleme getirdiniz. Buna da gerçek bedelin yüzde 75’i
gibi bir rakam koydunuz, dolayısıyla fakir fukara, fındık üreticisi veyahut da
bu arazileri elinde bulunduran vatandaşların bunu alabilmesinin yollarını
kapattınız ve bir hüküm koydunuz, dediniz ki: Eğer, genel hükümlere göre
zamanında müracaat etmeyen ve bedelini yatırmayan vatandaşların arazisini genel
hükümlere göre satacağım.” Şimdi, bu yasalar birbiriyle ilgili mi, değil mi
göreceksiniz.
Mera Kanunu’nda
değişiklik yapan tasarıyı İçişleri Komisyonunda görüştük, yakında o da
huzurunuza getirilecek. Onunla da meraların kiralanması ve satılması şeklinde
bir düzenleme karşınıza çıkarılacak.
Yine, Kentsel
Dönüşüm Yasası’nı getirdiniz, benzer bir madde koydunuz. Dolayısıyla değerli
milletvekilleri, Yunanistan için söylediğiniz “Vatan topraklarını satmak
zorunda kalıyorlar.” ifadesini…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Evet,
teşekkür ederim.
ENVER ERDEM
(Devamla) - Türkiye'nin yüzde 10’unu satmak gibi bir planla sizlerin sattığınız
şeylerin vatan toprağı olup olmadığını da ben dikkatlerinize sunmak istiyorum.
Teşekkür ederim.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza…
III.-
YOKLAMA
(CHP sıralarından
bir grup milletvekili ayağa kalktı)
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Yoklama…
BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunacağım, yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın Dinçer,
Sayın Güler, Sayın Havutça, Sayın Öztürk, Sayın Özdemir, Sayın Işık, Sayın
Canalioğlu, Sayın Genç, Sayın Dibek, Sayın Köktürk, Sayın Köprülü, Sayın Susam,
Sayın Çıray, Sayın Özel, Sayın Akar, Sayın Güven,
Sayın Öz, Sayın Kurt, Sayın Demirçalı, Sayın Yüksel.
İki dakika süre
veriyorum.
Yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
De-ğişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14
Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu
Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820, 2/823, 2/892)
(S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Sayın Başkan, biraz önce kürsüde Sayın Bakan hakkında önemli
iddialarda bulunuldu, lütfen Sayın Bakana bu konuda bir açıklama hakkı veriniz,
Genel Kurula bu konuda bir açıklama hakkı veriniz.
BAŞKAN – Sayın
Bakanın kendi tercihi, bilemem yani.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Niye vermiyorsunuz efendim?
BAŞKAN - Lütfen
Sayın Vural. Sayın Bakanımızın kendi tercihi.
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) – Biz de merak ediyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Lütfen...
OKTAY VURAL
(İzmir) – Efendim, talepleri yok mu?
BAŞKAN - Benim
karar vereceğim bir şey değil ki efendim, kendi tercihi.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
338 Sıra Sayılı
Kanun Tasarısının 5. Maddesinin “5216 sayılı Kanunun 4. Maddesindeki
“750.000”den fazla olan kısmının “500.000”den fazla olan şeklinde
değiştirilmesi hususunu arz ederiz.
İdris Baluken (Bingöl) ve arkadaşları
BAŞKAN – Sayın
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALPASLAN KAVAKLIOĞLU (Niğde) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Sayın
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Evet,
önerge üzerinde söz isteyen Altan Tan, Diyarbakır Milletvekili.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Ya, şu 750 bini de 700’e indirelim de Mardin de, Ordu da büyükşehir
olsun. Niye olmasın? Kültür Bakanı ile
İçişleri Bakanı niye istemiyor Ordu’nun büyükşehir olmasını?
ALTAN TAN
(Diyarbakır) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; en fazla sorulan sorulardan
birisi şu: Neden 750 bin? Ve verilen cevap da “Kanun koyucu öyle uygun gördü.”
Bu hazırlanan yasa ile Türkiye’nin toplam nüfusunun yüzde 75’i bu yeni yasaya
göre büyükşehir belediyesi Kanunlarına göre yönetilecek. Bir başka ifade ile 74
milyon 724 bin olan resmî nüfusun 56 milyonu yine bu yasaya göre yönetilecek.
Esasında, madem böylesine köklü bir değişiklik yapıyorsunuz, hazırlıyorsunuz ve
ülkenin yüzde 75’ini yeni bir kanunla yönetmeyi önünüze koyuyorsunuz, o zaman
neden ülkenin tamamında bunu uygulamıyorsunuz? Dörtte 3’ü eğer böyle
yönetiliyorsa dörtte 1’i de aynı şekilde yönetilsin ve bir bütünlük sağlansın.
750 bin rakamına göre büyükşehir olan Muğla ve Mardin’in şehir merkezlerinin
nüfusu 90 binin altında ama Elâzığ, Sivas ve Batman gibi illerin merkez
nüfusları 350 bin civarında. Burada da ciddi bir terslik var. 500 bin nüfusu en
azından esas aldığımız zaman Elâzığ, Sivas, Batman gibi merkez nüfusları 350
binin üzerinde olan şehirlerin de yine bu şekilde, bu yönetimden faydalanma
imkânları ortaya çıkıyor.
Bir diğer en
önemli nokta: Sevgili arkadaşlar, Sayın Başbakan partiyi kurduğu ilk günden
bugüne kadar yaklaşık on bir on iki yıldır hemen her fırsatta “Biz etnik
milliyetçiliğe, bölgesel milliyetçiliğe, dinsel milliyetçiliğe karşıyız.” diyor
ama bakın, Mardin’e bir üniversite kuruldu, bunun adı “Artuklu
Üniversitesi” oldu. Şu an yine, Mardin merkez şehir içine bir isim arandı ve ne
hikmetse hiçbir isim bulunamadı ve tekrar Artuklu
ilçesi kuruldu. Artuk kim? Biz, Artuk’a,
Artukoğullarına karşı değiliz. Tarihte Mardin’de bir
dönem hüküm sürmüş Alparslan’ın generallerinden Artuk’un
çocuklarına verilen bir isim. Ama bakınız, Mardin en az beş bin yılık bir şehir
ve burada Kürt, Eyyubi ve Mervaniler toplam beş yüz
yıla yakın hükümranlık sürmüşler, Araplar, Süryaniler, Kürtler, Ermeniler
yaşamışlar. Siz bulduğunuz her fırsatta Mardin’e “Artuk”
ve “Artuklu” ismini koyduğunuz zaman ne yapmak
istiyorsunuz, bunu ben başta Mardin Milletvekili ve İçişleri Komisyonu Başkanı
Sayın Muammer Güler’e sormak istiyorum. Neden “Artuk”
ismi? Neden Eyyubilerle ilgili bir isim yok? Neden yine aynı şekilde Mervanilerden veya başka bir tarihî referansa dayanan bir
isim seçimi yok? Bütün bir seçim dönemi boyunca bunları kullanacağız.
Yine aynı
şekilde, Kızıltepe’nin Arapça konuşan Gökçe Belediyesini, yıllardır
Kızıltepe’ye bağlı olan bir belediyeyi tekrar Mardin merkeze bağlıyorsunuz, Artuklu’ya ve bu şekilde kaydırmacalarla, tıpkı Türkiye’nin
başka yerlerinde olduğu gibi seçim kazanmaya çalışıyorsunuz. İnan edin,
Mardin’i Erzurum’a da bağlasanız, Konya’ya da bağlasanız durum değişmeyecek,
büyükşehir belediye başkanlığını inşallah BDP kazanacak.
Ve, 1847’de
Sultan Abdülmecit Botan mirliğinin ortadan
kalkmasından sonra Kürdistan eyaletini kurdu. Bu kadar bile isimler konusunda
cesur olamıyorsunuz ve bir de çıkıp Sayın Başbakan diyor ki: “Asimilasyon
bitti.” Binlerce, on binlerce köy, şehir, dere, kasaba, dağ ismi değiştirildi;
bugün de Mardin’in, beş bin yıllık Mardin’in geldiği nokta bu ve Mardin’e layık
görülen isim Artuklu.
Değerli
arkadaşlar, çok fazla önemsemiyoruz, sadece tarihe kaydolsun diye söylüyoruz.
Büyükşehir belediyesini aldıktan sonra meclis kararıyla bu isimlerin tamamını
değiştireceğiz, o zaman bakalım ne yapacaksınız.
Hepinize
sevgiler, saygılar.(BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul Edenler… Kabul Etmeyenler…
Önerge kabul
edilmemiştir.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Sayın Başkan, bu maddeyi oylayacaksınız galiba şimdi, 5’inci maddeyi
ama bu kanunla ilgili hususun düzeltilmesi konusunda bir adım atılması gerekir.
Siz “2004 yılında çıkmış bir kanunda da var.” diyorsunuz ama…
BAŞKAN – Komisyon
Başkanı açıklamayı yaptı, yerinde olduğunu söyledi. Yapılacak da herhangi başka
bir şey yok yani.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Açıklamayla giderilecek bir konu değil ki, bir anlamı yok yani.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Komisyonun da açıklaması yeterli değil.
BAŞKAN – Anlam
nasıl olsun yani, ne yapılması gerekir?
OKTAY VURAL
(İzmir) – Yani “kanunla düzenlenebilir” ifadesi doğru değil.
ALİ RIZA ÖZTÜRK –
Sayın Başkan…
BAŞKAN – Sayın
Vural, siz görüşlerinizi açıkladınız, Komisyon Başkanı da görüşünü açıkladı.
ALİ RIZA ÖZTÜRK –
Olmaz ki canım, olmaz ki Sayın Başkan.
BAŞKAN – Yasa
çıktıktan sonra eğer şey değilse Anayasa Mahkemesi yolu vardır, yargı yolu
vardır yani.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Sayın Başkan, bu nüfusu 700 bine indirsek de bu Ordu da büyükşehir
olsa ne olur? Niye, Ordu… İçişleri Bakanıyla Kültür Bakanı istemiyor Ordu
büyükşehir olsun?
BAŞKAN – Evet,
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul
edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, yeni madde ihdasına dair bir önerge vardır, okutup işleme
alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
338 sıra sayılı
Kanun Tasarısı’nın 5. Maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki maddenin
eklenerek diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ederiz.
“Madde 6.-
10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 5. Maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 5.- Büyükşehir
belediyesinin sınırları, adını aldıkları büyükşehirlerin valilik binası merkez
alınmak üzere 20.000 metre yarıçapındaki bir dairenin sınırlarıdır.
İlçe
belediyelerinin sınırları, kaymakamlık binası merkez alınmak üzere 10.000 metre
yarıçapındaki bir dairenin sınırlarıdır.”
Alim Işık Mehmet Erdoğan Sadir
Durmaz |
Kütahya Muğla Yozgat |
Cemalettin Şimşek Enver Erdem Nevzat Korkmaz |
Samsun Elâzığ Isparta |
BAŞKAN – Evet,
Sayın Komisyon, üyeleri davet eder misiniz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALPASLAN KAVAKLIOĞLU (Niğde) – Salt çoğunluğumuz yoktur,
Komisyonu davet ediyoruz.
BAŞKAN – Sayın
üyeler, buyurun yerlerinize.
Sayın Komisyon,
önergeye salt çoğunlukla katılıyor musunuz?
Bir dakika,
geliyorlar.
SADİR DURMAZ
(Yozgat) – Özcan, nereye kaçıyorsun Özcan? Özcan kaçma. (CHP ve MHP
sıralarından “Kaçmayın. Kaçmayın.” sesleri)
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) – Sayın Başkan, böyle bir şey olmaz. Uyarın Sayın Başkan. Meclisin
ciddiyetine aykırıdır bu davranış, ayıp ayıp!
BAŞKAN – Evet,
Sayın Komisyon, salt çoğunlukla katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALPASLAN KAVAKLIOĞLU (Niğde) – Salt çoğunluğumuz yoktur,
katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN – Sayın
Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılamadığı için önergeyi işlemden
kaldırıyorum.
Sayın
milletvekilleri, yeni madde ihdasına yönelik üç adet değişiklik önergesi daha
Başkanlığımıza intikal etmiştir. Söz konusu önergelerle yeni ilçeler kurulması
öngörülmektedir. Kanun tasarısının 2’nci maddesi “İlçe kurulması ve
sınırlarının belirlenmesi” başlığını taşımakta olup, yeni ilçeler bu maddeyle
kurulmaktadır.
2’nci madde
üzerinde önerge işlemi yapılmış ve madde kabul edilmiştir. Bu maddeden sonra
gelmek üzere yeni il ve ilçe kurulmasına ilişkin yeni madde eklenmesi
önergeleri de dünkü birleşimde işlem görmüştür.
Şu an, tasarının
5’inci maddesi kabul edilmiştir. İlgili madde ve sırası geçtikten sonra o konuda sonradan yeni
madde ihdası kanun sistematiğine de uygun bulunmamaktadır. Bu nedenle, yeni
ilçe kurulması istemini içeren bu önergeler Başkanlıkça işleme alınmayacaktır.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Buyurun Sayın Öztürk.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Sayın Başkan, şimdi, arkadaşlarımız Kararlar ve Kanunlar sipariş
üzerine kendilerine nasıl söyleniliyorsa öyle yapıyorlar. Önce geldiler buraya
dediler ki…
BAŞKAN – Sipariş başka nereden düzenlenir efendim?
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Evet, sipariş üzerine görüş veriyorlar. Önce geldiler buraya dediler
ki: “Biz grup başkan vekilleriyle anlaştık ikiden fazla verilmeyecek.”
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) – Bölüm için Sayın Öztürk.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Ben ona itiraz ettiğim zaman,
bunun örneğini de gösterdikten sonra
gittiler dediler ki: “Bu, bununla ilgili değil.”
Şimdi, ben madde
üzerinde değişiklik önergesi vermiyorum, yeni madde ihdası veriyorum.
Dolayısıyla ben onu maddenin sonunda da veririm, bu kanunla ilgili o çünkü,
başında da veririm.
ALTAN TAN
(Diyarbakır) – Doğru, doğru diyor.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Yani ben… O maddede bir değişiklik önergesi değil benim önergem,
yeni bir maddedir. Dolayısıyla onunla ilgili olup olmaması o maddeyle şey
değil, o kanunla ilgili olması önemlidir. Bu kanunla ilgilidir benim önergem.
Dolayısıyla bu önergenin işleme alınması lazım.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Zaten kanunun sistematiği bozuk. Bu tasarının sistematiği yok ki.
BAŞKAN – Ben gerekli açıklamayı yaptım, isterseniz
yeniden aynı şeyleri tekrar edeyim.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Yok ama yok, alacaksınız efendim.
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Sivas) – Sadece açıklama yapmakla mı…
BAŞKAN – Evet, istiyorsanız usul tartışması açayım.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Usul tartışması açalım Sayın Başkan.
BAŞKAN – Buyurun, lehte… Aleyhte…
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Aleyhte.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Aleyhte.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) – Lehte.
BAŞKAN – Lehte Nurettin Bey.
ALTAN TAN
(Diyarbakır) – Aleyhte.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Ben de aleyhte istiyorum Sayın Başkan, ben aleyhte istiyorum.
BAŞKAN – Aleyhte
üç oldu ama.
Sayın Vural,
aleyhte.
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) – Altan Bey önce söyledi Sayın Başkan.
BAŞKAN – Öztürk aleyhte, Sayın Canikli lehte…
ALTAN TAN
(Diyarbakır) – Aleyhte
BAŞKAN – Aleyhte
yok, lehte…
ALTAN TAN
(Diyarbakır) – Lehte olarak yaz o zaman.
BAŞKAN – Lehte,
Sayın Canikli buyurun.
IX.-
USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER (Devam)
3.-
338 sıra sayılı Kanun Tasarısı’na yeni il ve ilçe kurulmasına ilişkin yeni
madde eklenmesini öngören önergelerin işleme alınmamasının İç Tüzük’e uygun olup olmadığı hakkında
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Şimdi, her şeyden
önce bu, 3 tane yeni madde ihdasına ilişkin önerge verilmesi hususu sadece
biraz önce Divanın, Sayın Başkanın belirttiği husus açısından İç Tüzük’e aykırılığın dışında ayrıca 91’inci maddeye de çok
açık bir şekilde aykırıdır değerli arkadaşlar. Neden? Çünkü İç Tüzük’ün 91’inci maddesinin ikinci fıkrasında:
“Milletvekilleri esas komisyon veya Hükûmet değişiklik önergeleri verebilir.
Milletvekilleri tarafından Anayasa’ya aykırılık önergeleri dâhil madde üzerinde
iki önerge verilebilir. Ancak her siyasi parti grubuna mensup
milletvekillerinin birer önerge verme hakkı saklıdır.” Temel yasa
görüşmelerinde -bunu hepimiz biliyoruz, başından beri bu şekilde uygulanıyor-
her madde için her grup ancak 1 tane önerge verebiliyor. Dolayısıyla bu açıdan
da çok net bir şekilde 91’inci maddeye aykırılık teşkil etmektedir. Ayrıca
-daha önce bir ara konuşmalarda ifade ettim- 4 siyasi partinin grup başkan
vekilleri ve Sayın Meclis Başkanımızın birlikte yaptığı bir toplantıda ilkesel
anlamda birtakım kararlar alındı -onun metinleri var, sanıyorum sizlerde de
var- o mutabakat ya da ilkesel kararları açısından da bakıldığında ona da aykırı çünkü orada şu karara varıldı:
“Bölüm üzerinde en fazla iki tane yeni madde ihdası geçici madde dâhil olmak
üzere verilebilir, öngörülebilir gruplar tarafından,” denildi. Bu da bütün
siyasi parti grupları tarafından kabul edildi. Dolayısıyla bu şekildeki bir
uygulama…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) - …İç Tüzük’e aykırıdır.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Evet, aleyhte söz
isteyen Ali Rıza Öztürk, Mersin Milletvekili.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi 87’nci maddeyi Sayın
Canikli okudu. Dedi ki: “Her madde için yedi önerge verilebilir genel
uygulamada.”
Şimdi, kimler
verebilir? Milletvekilleri verebilir, Hükûmet verebilir.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) – Temel yasa için değil o.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Devamla) - İzin ver…
Komisyon
verebilir. Ne verebilir? Ek madde verebilir, yeni madde verir, madde üzerinde
değişiklik verebilir.
Şimdi, burada ne
diyor? “Madde üzerinde bir değişiklik önergesi yedi maddeyle sınırlanır.” Bu
benim talebim, yeni madde ihdasıdır.
Şimdi, bakın, bir
yandan bunu söylüyorsunuz, bir yandan 23’üncü Dönem Beşinci Yasama Yılı 83’üncü
Birleşimde arka arkasına 3 tane yeni madde ihdası yapılıyor. Ben bu örneği
gösterdiğim zaman arkadaşlar, oradan çark ediyorlar, efendim, ilgili değilmiş.
İlgili olup olmamasıyla da ilgili size bir örnek vereyim. Terörle Mücadele Kanunu’nun
10’uncu maddesi, başlık dâhil her şeysiyle birlikte değiştirildi üçüncü yargı
paketi kapsamında. Getirildi 250, 251, 252’nci şeyi, oraya takıldı. O zaman o
maddeyle çok mu ilgiliydi? Onu söylediğimizde ne denildi? “Efendim, bu kanunla
ilgili.“
Şimdi benimki de
kanunla ilgili. Yani ben Silifke’nin Taşucu beldesi ile Tarsus’un Huzurkent beldesinin ilçe yapılmasına ilişkin bir önerge
veriyorum. Bu önerge değişiklik önergesi değil, bir maddeyi değiştirmiyor,
5’inci maddeyi değiştirmiyor, yeni bir madde ihdası. Ben, bunu yürütmeden önce
herhangi bir yerde talep edebilirim.
Ha, burada
Başkanlığın bir tek uygulaması olacaktır. Komisyonun yerinde olup olmadığını
arar, yoksa reddeder ama baştan Kanunlar Kararlardaki bir bürokratın “Ben
istemiyorum.” ya da “İstiyorum.” şeklindeki bir açıklamasıyla biz burada yasama
faaliyeti yürütemeyiz. Kanunlar Kararların o kadar birbiriyle çelişen görüşleri
var ki, ben bunları ayıklamaya kalksam ne ömrüm yeter ne de vaktim yeter
değerli arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Devamla) - Şimdi, burada esas olan mesele şudur: Bizim önergemiz yeni bir
değişiklik önergesi değildir, bu kanunla ilgilidir, maddeyle ilgili olup
olmamasının hiçbir önemi yoktur. Önerge sınırlaması da değişiklik önergeleri
içindir, yeni madde ihdası için geçerli değildir. Geçen dönem burada tartışma
yaptık, ondan sonra bunu getirdiniz zaten. Bu 3 önergeyi ondan sonra kabul
ettiniz. Yani efendim çok olursa ne olur? Hakkın kötüye kullanılması olur mu
olmaz mı diye… E, şimdi ben bir önerge veriyorum, bu hakkın kötüye kullanılması
mıdır?
Teşekkür
ediyorum.(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Öztürk.
Evet, lehte söz
isteyen Altan Tan, Diyarbakır Milletvekili.
ALTAN TAN
(Diyarbakır) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; başından beri her söz
aldığımızda aynı şeyi söylüyoruz. Bu kadar önemli maddeleri, ülkenin bütününü
ilgilendiren ve önümüzdeki kırk, elli ve belki yüz yılı belirleyecek olan kanun
değişikliklerini bu kadar paldır küldür, çalakalem ve “ben yaptım, oldu”
şeklinde getirirseniz olacak olan budur. Şu an, siz bunu yine paldır küldür
geçirmeye çalışıyorsunuz, muhalefet de yakasından, paçasından, boyundan,
eninden, altından, üstünden tutarak bunu engellemeye çalışıyor, kan revan
içerisinde madde geçiyor, kanunlar geçiyor. Bunun ülkeye bir faydası yok, yani
bu Parlamentonun yeri de bu değil. Bunların doğru düzgün, makul, meşru,
kamuoyunu tatmin edecek bir zaman dilimi içerisinde, açık seçik konuşulması ve
tartışılması lazım. Şimdi de, işte bu bir değişiklik önergesi midir, yeni bir
madde midir, yeri midir, değil midir… Tabiri caizse laf oyunlarıyla veya taktik
savaşlarıyla -hatta affınıza sığınarak söyleyeyim- cambazlıklarıyla bir yere
gitmeye çalışıyoruz. Bu gidilecek yer de bizi doğru bir yere götürmez.
Şimdi, burada da
madem bu usuller, yani kâğıt üzerindeki usuller üzerinden gidiyoruz, yeni bir
madde ihdası olduğu vakit bunun yeri olup olmadığına kim karar verecek? Yani o
zaman, burada ne zaman bir yeni madde teklifiyle gelirseniz işte “Efendim,
bunun yeri burası değildir.” deyip geri çevirme yetkisi kimde, nasıl… Onun için
tekrar tekrar şunu söylüyoruz: Bu tip mevzular bu şekilde giderse maalesef yine
bugüne kadar yaşadığımız acı tecrübeleri yaşarız. Döneriz bir sene, iki sene
sonra tekrar değiştirmeye kalkarız. Bir sürü de yanlışlıklar eksiklikler olur.
Bu yolun çıkar yol olmadığını artık iktidar anlamalı ve muhalefetle bir diyalog
yolunu, anlaşma yolunu bulmalı.
Saygılar sunarım.
(BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Aleyhte söz
isteyen Oktay Vural, İzmir Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Sayın Başkan, ben istemiştim aleyhte. Senin gözün hiç beni görmüyor
ki.
BAŞKAN – Lütfen,
görüyorum…
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Görmüyorsun be kardeşim yahu. Sana karşı çok sabırlı davranıyorum.
BAŞKAN – Vallahi,
sabırsız davranın Sayın Genç, ne yapacaksanız?
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Bura4753da her çıkışımda… Çok keyfî hareket ediyorsun.
BAŞKAN – Çok
sabırsız davranın efendim.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Meclisi çok keyfî yönetiyorsun. Senin gözün görmüyor bizi. Benim
bilgim karşısında cehaletinle mağlup olacağını bildiğin için…
BAŞKAN – Sizin
bilgilerinizden faydalansak Sayın Genç.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – …beni oraya çıkarmıyorsun. Böyle bir şey olur mu yahu.
BAŞKAN – Sayın
Genç, dün de bu tartışmalar yapıldı burada.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Kaç defa çıkıyoruz, burada söylüyoruz, yanlış yapıyorsun, taraflı
hareket ediyorsun…
BAŞKAN – Dün
burada bu tartışmalar yapıldı, her partiden birer kişi yazılması kabul edildi.
KAMER GENÇ (Tunceli)
– …uşakça hareket ediyorsun. Ondan sonra gelip de bize söz vermiyorsun.
BAŞKAN – Buyurun
Sayın Vural.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Sayın Başkan, milletvekillerimiz burada Türk milletinin egemenliğini
kullanıyor. Dolayısıyla bu konuda İç Tüzük gereğince verilmiş bu önerge
doğrudan doğruya kanunla ilgilidir ve hiçbir kısıtlamaya tabi değildir.
“Sistematik” adı altında egemenliği kısıtlayamazsınız, kaldı ki bu tasarı
sistematik değil ki.
Bakın, size,
“5216” sayılı Yasa diyor. 5216 sayılı Yasa’nın 8’inci maddesi 9; 9’uncu maddesi
24’ü düzenliyor; 12’nci maddesi 10’u düzenliyor. Ondan sonra atlıyoruz 5393’e,
ondan sonra 5302’ye iniyoruz. Sistematik yok ki burada. Hangi sistematikten
bahsediyorsunuz. Dolayısıyla, yani “Sistematiğimize uymuyor.” diyerek böyle bir
önergeyi işleme almamak kabul edilebilecek bir konu değildir. Alacaksınız,
çoğunluk iradesini arayacaksınız. Sayın Nurettin Canikli, efendim, “91’inci
maddeye göre temel yasa olarak görüşülür, 2 önerge verilir”miş.
Olur mu?
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Değişiklik önergesi 2 tane.
OKTAY VURAL
(Devamla) – Değişiklik önergesi 2 tane ama ek madde olduğu zaman burada o madde
bile bölüm gibi görüşülür biliyor musunuz? Hiçbir kısıtlama yok. Burada
çoğunluk iradesi kabul ettiği zaman hiçbir kısıtlama yoktur.
Bakın, Sayın
Başkan, burada, 87’nci maddede açıkça belirtiliyor, ek madde önerme hakkı
vardır, kanunla da ilgilidir. Siz, olmayan bir sistematikle bizim egemenlik
hakkımızı, önerge verme hakkımızı nasıl kısıtlayacaksınız? Arayacaksınız, varsa
var, yoksa yok. Müsaade edin de milletvekilleri iradesini kullansınlar. Orada,
efendim, “Bizim sistematiğimize uymuyor.” diyerek böyle bir önergeyi işleme
koymamak egemenliği kısıtlamak demektir.
Velev ki böyle oldu, velev ki böyle oldu, burada, o önergeyi okutmanın
ne zararı var?
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OKTAY VURAL
(Devamla) - O bakımdan, bence, bu önergeyi ilgisi dolayısıyla okumanız, işlem
dolayısıyla da salt çoğunluğu aramanız gerekmektedir. “Sistematik” adı altında
İç Tüzük’te yer almayan farazi bir kavramla
egemenliği kısıtlıyorsunuz. İç Tüzük’ün neresinde var
bu?
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Uygulama burada var, uygulama burada.
MEHMET GÜNAL
(Antalya)- Tüzük’e uymuyorlar ki zaten.
OKTAY VURAL
(Devamla) – Kaldı ki…
BAŞKAN – Evet,
teşekkür ediyorum Sayın Vural.
OKTAY VURAL
(Devamla) – Kaldı ki, Komisyon Raporu’nun ne kadar yanlış olduğunu ifade
etmemize rağmen, “Olabilir canım, işte olmaması gerekiyor ama, işte içeriğine
bakın.” dediniz siz, “Usulde olabilir eksiklik ama içeriğine bakın.” dediniz,
Komisyon Raporu’nu öyle kabul ettiniz. Şimdi kalkıp sistematikten
bahsediyorsunuz, böyle bir usulü de esas hâline dönüştürüyorsunuz. Bu bakımdan,
bu önergenin işleme alınması için komisyon çağrısı yapmanız gerektiğini
düşünüyorum.
Teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Sayın
milletvekilleri…
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Sayın Başkan, 87’nci maddede “ek ve geçici madde” konusunda bir
sayı yok ki, okuyun oradan “Ek ve geçici madde verilir.” diyor.
BAŞKAN – Evet,
teşekkür ediyorum Sayın Genç.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Burada uygulama var uygulama, sizin uygulamanız var burada.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Bakın, 87’nci maddenin o son cümlelerini okuduğunuz zaman burada ek
ve geçici madde için komisyon çoğunluğunu da arayamazsınız.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Sayın
milletvekilleri…
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Bir dakika bir dinleyin canım, bir dinle!
BAŞKAN – Dinledim
Sayın Genç, aynı şeyleri söylüyorsunuz.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Bakın, komisyon çoğunluğu, müzakere konusu kanununla ilgisi olan
bir maddeyle ilgili verilen önergede aranır. Bakın, okursanız, 87’nci maddenin
bir, iki, üç, dördüncü fıkrasında bu belirtilmiş.
BAŞKAN – Sayın
Genç, anlaşıldı konu, teşekkür ediyorum.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Ama bunları doğru okuyun. Ek ve geçici maddenin sayısı hakkında
87’nci maddenin…
BAŞKAN – Tamam
görüşümü bildireceğim. Ben de okudum, doğru okudum.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – 58’inci madde sayısı hakkında 87’nci maddede bir kısıtlama yok.
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Parlamentonun bir çalışma düzeni vardır. Bu düzeni İç Tüzük’ümüz ve teamüller belirlemektedir.
Yine kanunların
belli bir sistematiği, yazım düzeni vardır. İç Tüzük’ün
85’inci maddesinde geçen kanun yazılış tekniği, yazılış veya sıra bakımından
bozukluğun düzeltilmesi kavramları kanun yapım tekniğini ifade etmektedir. Bir
kanun tasarı ve teklifi görüşülürken, düzenlemenin maddeleri üzerinde
değişiklik önergesi verilebildiği gibi geçici veya ek madde önergesi de
verilebilmektedir. Bu önergelerin ilgili maddenin konusuyla örtüşmesi, madde
sıralamasına uygun düşmesi gerekmektedir. Mesela, geçici madde eklenmesi
istemi, yürürlük maddesinden önce talep edilmelidir. Tasarının kod maddeleri
geçilmişken, çerçeve maddelerine sıra gelmişken araya tekrar kod madde
yerleştirmenin kanun sistematiğine uygun düşmeyeceği açıktır.
Bu nedenle
görüşümde bir değişiklik yoktur.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Sayın Başkan bu sizin uygulamanız.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Sayın Başkan, bu 85’inci madde komisyonlarla ilgili, keşke komisyonda
iş yapsaydı bu tetkik kurulu.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) – Bakın, bu sizin
uygulamanız Sayın Başkan, bu sizin uygulamanız; bu bir.
İki: Terörle
Mücadele Kanunu’nda da tersini savundunuz, tersini yaptınız. 10’uncu maddeyle
ilgili, söyledim kürsüde. Yani Terörle Mücadele Kanunu, gelen tasarıda, hükûmet
tasarısında hiç alakası olmadığı hâlde, başlıkları bilmem nesi farklı olduğu
hâlde tamamen her şeyi değiştirildi. Burada itiraz ettiğimizde “Efendim Kanunun
tamamıyla ilgilidir.” dediniz, onu oraya yerleştirdiniz.
İşte AKP Grubunun
talebi olunca böyle, muhalefetin talebi olunca şöyle yaptığınız zaman bu
olmuyor. İşte bu tartışma, burada, bu nedenle çıkıyor Sayın Başkan. Bu da sizin
yönettiğiniz bir oturumda alınan bir karar, 3 tane yeni madde ihdası.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Öztürk.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Ya teşekkür etmeye gerek yok ki!
OKTAY VURAL
(İzmir) – Sayın Başkan, burada istismar olmadığına göre herhangi bir engelleme
şeyi yok. Kendi ilindeki bir ilçeyle ilgili bir konuyu paylaşmak istiyor Genel
Kurula. Yani böyle bir konuda milletvekilinin sorumlu olduğu ildeki
seçmenlerine karşı…
VIII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
De-ğişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14
Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu
Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820, 2/823, 2/892)
(S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN – 6’ncı
maddeyi üzerinde 3 adet vardır. Okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
338 sıra sayılı kanun tasarısının 6. maddesinin Anayasaya aykırı olması nedeniyle
metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz
Birgül Ayman Güler Muharrem Işık Mehmet. S. Kesimoğlu |
İzmir Erzincan Kırklareli |
Ali Serindağ Celal Dinçer Namık Havutça |
Gaziantep İstanbul Balıkesir |
Muharrem
İnce |
Yalova |
BAŞKAN – Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahipleri:
Mehmet Erdoğan Hasan Hüseyin Türkoğlu Enver Erdem |
Muğla Osmaniye Elâzığ |
Alim Işık Sadir Durmaz S.
Nevzat Korkmaz |
Kütahya Yozgat Isparta |
Yusuf
Halaçoğlu |
Kayseri |
BAŞKAN – Aynı
mahiyetteki üçüncü önergenin imza sahipleri:
Pervin Buldan İbrahim Binici Hüsamettin Zenderlioğlu |
Iğdır Şanlıurfa Bitlis |
Erol Dora Halil Aksoy İdris Baluken |
Mardin Ağrı Bingöl |
BAŞKAN – Evet,
aynı mahiyetteki önergelere Sayın Komisyon katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALPASLAN KAVAKLIOĞLU (Niğde) – Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – İdris Baluken, Bingöl Milletvekili.
Buyurun.
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 6’ncı madde hakkında vermiş
olduğumuz önerge üzerine söz almış bulunmaktayım. Heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Şimdi, bütün
ülkenin idari yapısını değiştiren veya ele alan bir düzenlemeden bahsediyoruz
ama bu tasarı ele alınırken sivil toplum örgütlerinden, meslek örgütlerinden,
siyasi parti gruplarından -deyim yerindeyse- saklanarak hazırlanarak Meclise
getirildiğine tanıklık ediyoruz. Mecliste, aynı şekilde Komisyon sırasında
yangından mal kaçırırcasına geçirilen bir yasa tasarısı. Genel Kurulda da
halkın bilgilenmediği, 74 milyonu ilgilendiren bir tasarıyı 74 milyonun
gözünden kaçıracak şekilde ele alan bir yaklaşım var. Dolayısıyla burada sadece
bu tasarının bu şekilde ele alınış şekli bile antidemokratiktir ve mevcut idari
sorunların hiçbir şekilde bu tasarıyla aşılamayacağının da en temel
göstergesidir.
Ülkemizde temel
olan sorun şudur: Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar katı, merkezîyetçi, bürokratik, hantal bir idari sistem vardır.
Çağdaş demokrasilere baktığımız zaman ulaşmak istediğimiz Avrupa Birliği
kriterlerine, normlarına baktığımız zaman yerinden yönetimi esas alan, yerindenlik ilkesine uygun ademimerkezîyetçi
bir yönetimi esas alan bir idari yapının olduğunu görüyoruz. Çağdaş
demokrasilerde, Avrupa Birliği kriterlerinde insan haklarıyla ilgili,
demokrasiyle ilgili, hukukun üstünlüğüyle ilgili olmazsa olmaz kriterlerden
birisi de bu yerelleşmeyle ilgili sürecin tamamlanmasıdır. Yani desantralizasyon
dediğimiz yerelleşmeyle ilgili süreci siz tamamlayamadığınız zaman orada herhangi
bir şekilde demokrasinin, katılımcı demokrasinin gereğinden bahsetmeniz mümkün
değildir.
Bakın, buradaki
tasarıya bakıyoruz yani valilerin ve kaymakamların bile hâlâ merkezî hükûmet
tarafından atanmış olarak yetkilerinin daha fazla artırıldığı, il üzerindeki en
üst bir seviyede tutulan karar merci olarak dikte ettirildiği, dayatıldığı bir
noktayı görüyoruz. Bunun kabul edilebilmesi mümkün değil. Yani, bir vali, bir
kaymakam gitmiş olduğu yerin bütün yereline yabancı, bütün o özgürlüklere,
kültürel zenginliklere yabancı bir şekilde merkezî hükûmetin talimatları
doğrultusunda çalışırsa orada bir idari reformdan bahsetmek mümkün değildir.
Eğer gerçekten bu şekilde bir düzenleme yapmak istiyorsanız valileri ve
kaymakamları halkın seçmesinden korkmayacaksınız. Valileri ve kaymakamları o
bölgedeki, yereldeki halkın kendisi seçecek. Bunu yapmadan siz yerelleşmeden
bahsedemezsiniz.
Diğer taraftan,
beldelerdeki halkın görüşünü almadan, herhangi bir referandum süreci ya da bir
ortaklaşma mekanizmasını esas almadan belde belediyelerini kapatıyorsunuz. Yani
oradaki halkın karar alma süreçlerine, kendileriyle ilgili yetki veya denetim
konusundaki bütün yetkilerine el koyuyorsunuz ve bunu merkezî bir yapıya
bağlıyorsunuz. Dolayısıyla, bu başlı başına antidemokratik, yerelleşmenin önüne
geçen, merkezîyetçi vesayeti artıran bir uygulamadır.
Diğer birtakım
sakıncaları arkadaşlarımız dile getirdiler yani köyün tüzel kişiliğini
kaldırmak, bu ülkenin sosyolojik ve demografik yapısını göz önünde
bulundurmamak, başlı başına, daha önceki yasa tasarılarınıza da baktığımız
zaman ekolojik talanla ilgili birtakım kaygıları bizde uyandırıyor. Biz,
özellikle, yerel yönetimlerle ilgili bir düzenleme yapılacaksa bunun temel
referansının Avrupa Birliği Yerel Yönetimler Özerklik Şartı ve Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi’ne uygunluk olduğunu düşünüyoruz. Buradaki tasarının
tamamının Avrupa Birliğinin bu Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na aykırı
olduğunu düşünüyoruz.
Diğer taraftan,
muhalefetin, diğer muhalefet partilerinin bölgesel yönetimlerle ilgili, eyalet
sistemiyle ilgili kaygıları var, keşke öyle olmuş olsa, öyle olsaydı en büyük
desteği biz sunacaktık. Yani sadece buradaki Bakana baktığınız zaman, bu
İçişleri Bakanının, bırakın özerklikle ilgili, herhangi bir özellik taşıyan bir
tasarıyı hazırlama yeteneği olmadığını hepinizin bilmesi gerekiyor. Gazdan,
bombadan, panzerden, TOMA’dan, operasyondan başka bir
şey bilmeyen bir Bakanın özerklik gibi, bölgesel yönetim gibi son derece
iddialı, çağdaş demokrasilerin bel kemiği olan bir düzenlemeyi esas alan kanun
tasarısını getirmesi mümkün değildir. Ama umarız ki…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İDRİS BALUKEN
(Devamla) – …bir an önce bölgesel yönetimi esas alan, yerelleşmeyi esas alan
birtakım düzenlemeler yapılır.
Teşekkür ediyorum.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Sayın Başkan, efendim, şu anda 6’ncı maddeyi görüşüyoruz değil mi,
madde üzerindeki önergeleri?
BAŞKAN – Evet.
OKTAY VURAL
(İzmir) – 5’inci maddeyi oyladınız mı siz?
(CHP sıralarından
“Hayır, oylanmadı” sesleri)
BAŞKAN – Oyladım.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Hayır efendim, oylamadınız.
BAŞKAN – Hayır,
5’inci madde oylandı, ondan sonra yeni madde ihdasıyla ilgili konuştuk.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Hayır efendim, bakın, tutanaklara baktım yok. Siz önergeyi oyladınız,
oylamadan önce itiraz yaptık, ondan sonra 6’ya geçtiniz, oylamadınız.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Madde oylanmadı, 5’inci madde oylanmadı Sayın Başkan. O Kanunlar
Kararlardaki arkadaşlar bilgi verse ya, onlar başka işlerle uğraşacağına bunu
söylesinler işte.
MUHARREM İNCE
(Yalova) – Bu kanun düşer Başkanım, düşer bu kanun.
BAŞKAN –
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 21.44
DOKUZUNCU OTURUM
Açılma
Saati: 22.55
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 18’inci Birleşiminin Dokuzuncu
Oturumunu açıyorum.
338 sıra sayılı
Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Sayın Vural…
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Evet, neyse, yani oylanmışsa tamam.
BAŞKAN – En son
önerge üzerinde konuşan Sayın Altan Tan’dı. Sayın Altan Tan’ın konuşmasından
sonra son paragrafı: “…Değerli arkadaşlar, çok fazla önemsemiyoruz. Sadece
tarihe kayıt olsun diye söylüyoruz. Büyükşehir belediyesini aldıktan sonra
Meclis kararıyla isimlerin tamamını değiştireceğiz. O zaman bakalım ne
yapacaksınız?
Hepinize
sevgiler, saygılar. (BDP sıralarından alkışlar)
Başkan – Teşekkür
ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir…
Evet, maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.”
OKTAY VURAL
(İzmir) – Tutanaklarda varsa tamam. Biz tutanaklara sorduk “Yok.” dediler
çünkü.
ALTAN TAN
(Diyarbakır) – Sayın Başkan, sorun ne, biz anlamadık.
BAŞKAN – Aynı
mahiyetteki diğer önergeler üzerinde söz isteyen Yusuf Halaçoğlu. (MHP
sıralarından alkışlar)
YUSUF HALAÇOĞLU
(Kayseri) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri…
OKTAY VURAL
(İzmir) – Pardon Yusuf Bey.
Sayın Başkan,
demek ki sizin tamamen belki de… Ne kapalıydı bilmiyorum ama burada duyulmadı,
arkadaşlar da tutanaklara geçmemiş, içerideki ancak dinlemeden sonra tespit
edilmiş. Dolayısıyla bu konuyla ilgili, zannederim, biraz daha Genel Kurulun
bilgisine sunarak oylamayı yapın.
BAŞKAN – Sayın
Halaçoğlu, buyurun, yeniden başlatıyorum sürenizi.
YUSUF HALAÇOĞLU
(Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, bugün 1 şehidimiz var, biliyorsunuz Yozgatlı. Allah rahmet
eylesin, Allah yakınlarına sabır versin. Türk milletine geçmiş olsun,
başsağlığı diliyorum. Bu şehit haberlerinin gölgesinde böyle bir ihanet
kanununu maalesef görüşmekteyiz.
Bu arada şunu
özellikle belirteyim: 8 Kasım 1912 Selanik şehrinin elden çıkışının 100’üncü
yıl dönümü. Bunu da özellikle Meclis kürsüsünden belirtmek istedim.
Değerli
milletvekilleri, muhakkak ki birçoğunuz yurt dışına çıkmışsınızdır ve burada
müzeleri de gezmişsinizdir diye düşünüyorum. Yine aynı şekilde yaşadığımız
şehirde -Ankara’da- Anadolu Medeniyetleri Müzesi var, burayı kimler gördü,
kimler görmedi bilmiyorum ama gerçekten görmemiş olanlar için söylüyorum, bu
müzeyi gezmenizi dilerim.
Bu müzeye
baktığınız zaman Avrupa’daki müzelerle mukayese edeceğiniz çok önemli bir durum
söz konusu. Avrupa’daki müzelerde genelde o coğrafyalarda kurulan devletlere
baktığınız zaman aşağı yukarı, diyelim Fransa’da, tek devletin kurulmuş
olduğunu görürsünüz. Fransa’da sadece tek devletin ve tek medeniyetin kurulmuş
olduğunu görürsünüz. Keza, aynı şekilde Almanya’ya baktığınızda Almanya’da tek
devletin kurulmuş olduğunu görürsünüz, İngiltere’de tek devletin kurulmuş
olduğunu görürsünüz.
Hâlbuki Anadolu
Medeniyetleri Müzesini gezmiş olanlar şunu iyi bilirler ki Anadolu coğrafyası
çok zengin bir coğrafyadır ve burada çok devlet kurulmuştur ve çok medeniyet
çökmüştür.
Buradan neyi
kastediyorum? Her iki tarafa baktığınız zaman Anadolu coğrafyasının ne Amerika
Birleşik Devletleri’ne ne Avrupa coğrafyasına benzemediğini, bu coğrafyanın çok
sıkıntılı bir coğrafya olduğunu görürsünüz. Dolayısıyla, burada atacağınız her
bir adımın çok dikkatli olması gerekir. Öyle ki devletlerin tarihlerine
baktığınız zaman, çok basit gibi görülen bazı alınmış olan kararlar o
devletlerin çöküşünde birinci derecede rol oynar.
Bakın, hepinizin
çok yakından bildiği koskoca 23 milyon kilometrekareye hükmeden Osmanlı
Devleti’nin Kanuni Sultan Süleyman döneminde o zaman çok basit gelen Toprak
Kanunu’yla ilgili yaptığı bir değişiklik aslında Celâli İsyanlarına, ardından
zirai ekonominin çöküşüne ve iç karışıklıklara sebep olarak o tarihten itibaren
Osmanlı Devleti’nin çöküşünde çok önemli bir rol oynadığını görürsünüz. İşte,
Balkanlarda 1912 Savaşlarının temelinde de aynı yanlış ve dikkatsizlik
yatmıştır. Dolayısıyla, ülkeyi yöneten insanların attıkları her adımı çok
dikkatli olarak atmaları ve onun getireceği sonuçları da iyi tahlil etmeleri
gerekir. Zaten “devlet adamı” dediğiniz mefhumla, devlet adamı ileriyi gören ve
ileride, aldığı kararların ne sonuçlara ulaşacağını bilen ve bunu değerlendiren
insan demektir. Hâliyle, şimdi aldığınız kararların, büyükşehir yasasıyla
ilgili aldığınız kararların sonuçlarını çok iyi tahlil etmeniz gerekir.
Büyükşehir belediye başkanlıkları oluşturabilirsiniz ama neden mücavir alanı
daha genişletip il sınırlarına kadar götürüyorsunuz?
Şimdi, şöyle
düşünün: Farklı bir zihniyeti, diyelim ki Diyarbakır Belediye Başkanlığını ele
aldığınız zaman, köylere kadar giden buralarda köyleri mahalle yapıyorsunuz ve
buraya bağlıyorsunuz- oradaki asker aileleri, köy korucularının ailelerinin ne
duruma düşeceğini bir düşünün. Nasıl mücadele edecekler terörle? Çünkü teröre
destek veren bir anlayışla iç içe yaşacaklar.
Bırakın bunları,
birtakım başka hususları göz önüne aldığınızda, büyükşehirler kendi iç mücavir
alanlarında bir görevi yerine getiremezken bütün bir ili nasıl kontrol
edecekler? Diğer taraftan yine “demokrasi” dediğimiz mefhum, halka kadar
hizmeti indirebilmek anlamına gelir. Ama bunu yaygınlaştırarak, yönetimi
yaygınlaştırarak yaparsınız. Ama siz şehir devletleri hâline getiriyorsunuz
vilayetleri. Yani belediye başkanı tüm ili kapsayacak bir yetkiye sahip olacak.
“Şehir
devletleri” dedim, “Amerika Birleşik Devletleri” diyoruz. Aslında Amerika
eyalet sistemiyle yönetilmiyor, 52 devletten meydana geliyor. Onun için
“Amerika Birleşik Devletleri” diyoruz. Yani, siz, Türkiye Cumhuriyeti yerine
“Türkiye birleşik devletleri”ni mi kurmak
istiyorsunuz? Bunu çok iyi düşünmenizi istirham ediyorum. Tekrar değerlendirin.
Attığınız bu adımın vebali yarın çok ağır olacaktır.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Aynı
mahiyetteki önerge üzerinde söz isteyen Muharrem Işık, Erzincan Milletvekili.
(CHP sıralarından alkışlar)
MUHARREM IŞIK
(Erzincan) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla
selamlıyorum.
6’ncı madde
üzerinde söz almış bulunmaktayım. Bu maddede büyükşehir belediyeleri sınırları
il mülki sınırı olarak belirlenmiş, ilçe belediyeleri sınırları da ilçe mülki
sınırı olarak belirlenmiş. Tabii, burada belirlenirken her tarafın İstanbul,
İzmit gibi olduğu düşünülerek yapılmış. Köy tüzel kişilikleri kaldırılarak,
beldeler yok edilerek bu şekilde büyük bir şehir oluşturulmaya çalışılmış tüm
şehir olarak. Gerçi, tabii, burada baktığımız zaman böyle bütünleştirici bir
şey yapmanız sizin pek ruhunuza uygun değil ama burada “bütünşehir”
olarak koymuşsunuz çünkü sizin genelde en iyi yaptığınız şey, bölerek,
parçalayarak bir şeyleri sağlamak. İşte,
Yenimahalle’yi dün gece saat üç buçukta böldünüz, daha önce de Şişli’yi bir
buçukta Komisyonda bölmüştünüz. Bu şekilde böle böle seçimleri alıp
gidiyorsunuz.
Tabii, buradaki
bu madde daha çok seçim yasası olarak görülüyor. Diğer şeyleri zaten
arkadaşlarımız söylediler. Seçim almak için çıkardığınız bir yasa, aynı zamanda
da 1453’lere selam gönderen “rant yasası” olarak geliyor.
Burada, özellikle
eski milletvekillerimiz çıkıp konuştukları zaman sizin içinizde işte ülkeyi
seven, çok değer veren değerli insanlar olduğunu söylüyor. Ben de eminim ki
öyle insanlar vardır, hepiniz de öylesinizdir ama tabii, burada yapılan
uygulamalara baktığımız zaman o kadar şey anlatılıyor, Komisyonda o kadar şey
anlatıldı, burada o kadar şey anlatıldı, yanlışlar söyleniyor, hiç mi bir tane
bu insanların anlattığı doğru yok? Hiçbirini kabul etmeden geçiyorsunuz.
Tabii, burada
çıkan şey, aldığınız komut gereği, bunu yerine getirmek zorunda olduğunuz için
getiriyorsunuz çünkü Komisyonda da gördük, burada da gördük, kendi aranızda
konuşurken de söylüyorsunuz, bu yasada bir sürü yanlış var ama bir türlü bunu
kabul edemiyorsunuz.
Tabii, ülkede
özellikle şu anda gidişata baktığımız zaman sanki sultanlıkla yönetiliyoruz,
sanki despotlukla gidiyoruz, sanki diktatörlüğe gidiyormuş gibi bir izlenim
almaya başladık. Ülkeyi göz göre göre kutuplaştırmaya götürüyorsunuz. Bunların
zararını tabii ki çekeceğiz.
Tabii, ülkede, şu
anda gördüğümüz, yazarları, medya patronlarını, holding sahiplerini, vergi
memurları ile müfettişlerle sıkıştırarak, korkutarak yandaşınız yaptınız,
onları baskı altına aldınız. Yaklaşık 100 muhalif gazeteciyi, bine yakın
öğrenciyi, bilim insanlarını, milletvekillerini, belediye çalışanlarını –sizin
belediyeden olmayanları tabii- hepsini içeri tıktınız.
Bununla beraber,
şimdi de yeni yasayla birlikte artık ne yapacaksınız onu biliyoruz, herkes de
söylüyor zaten. Dün akşam, eski Sayın Meclis Başkanımız buraya çıktığı zaman
Meclisin onuruna yakışır şekilde davranmamız gerektiğini, birbirimizi
kırmamamız gerektiğini, dışarı çıktığımız zaman birbirimizin yüzüne
bakacağımızı söyledi, ben de katılıyorum ama burada kendi istedikleriniz olduğu
zaman eğer ki bir yerleri ilçe yapacaksanız nüfusu 50 binden 20 bine düşürmek
için oylamada ortak imza atıyorsanız o zaman iyi oluyoruz ama Yenimahalle
bölünürken karşı çıktığımız zaman, o zaman kötü olduğumuzu söylüyorsunuz,
gerdiğimizi söylüyorsunuz. Hiçbir şeyi kabul etmediğiniz için burası geriliyor
ama onu bir türlü kabul etmiyorsunuz. Hiç acıma duygunuz yok, acımayı hiçbir
zaman için görmediniz. Evet, acıma duygusu olmadığı için de yaptığınız
atamalarda; yaptığınız işe alımlarda; rant paylaşımlarında; tutuklamalarda
taraflı olarak; ölüm döşeğinde yatan, bugünkü açlık grevini yapan insanlarda;
iktidarda kalmak için yaptığınız yasalarda; kafanızda o kindar gençliği
yetiştirmek için koyduğunuz, eğitime getirdiğiniz yeni uygulamalarda; sırf
vatandaşı kandırmak için yıllardır yaptığınız, “sağlıkta dönüşüm” dediğiniz,
sonunda özelleşmeyle birlikte ücretli bölüme geçecek sağlıktaki dönüşme ve
hekimlere yaptığınız şiddetlere ve en önemlisi cumhuriyetin tüm kazanımlarına
yaptığınız ve onu yok etmek istediğiniz; ayrıca Atatürk’e direkt olmasa bile
endirekt olarak söylediğiniz bütün saldırılarınıza rağmen; ülkeyi, insanları öteleştirmenize rağmen; işte, bugün Hatay’da görüyoruz
nasıl böldüğünüzü, neler yapmaya çalıştığınızı; bu ülkeyi kanun hükmünde
kararnamelerle yürütmeye çalıştığınızı; kaymakamları, valileri, savcıları,
hâkimleri, müdürleri atarken sanki tek tornadan çıkmış gibi insanlardan
oluşmasına, Türk Dil Kurumunu, Türk Tarih Kurumunu, Atatürk Orman Çiftliğini
yok etmeye çalışmanıza millî bayramları yasaklamanıza bugün gerçi 10 Kasımda
geri adım attınız, ne olduysa bilmiyoruz, bütün bunlara baktığımız zaman, bütün
yaptığınız bu tahriplere baktığımız zaman şu anda söylemek istemiyorum ne
yapmak istediğinizi ama ben şunu söyleyeceğim: Siz bu cumhuriyeti sevmiyorsunuz
ve cumhuriyetle de sorununuz var, bunu yaparken de maalesef böyle, insanları öteleştirerek, insanları bir yerlere iterek yapıyorsunuz.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Aynı mahiyetteki
önergeleri oylarınıza sunacağım.
III.-
YOKLAMA
(CHP sıralarından
bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MUHARREM İNCE
(Yalova) – Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN – Yoklama
talebi var, yerine getireceğim.
Sayın İnce, Sayın
Havutça, Sayın Öztürk, Sayın Seçer, Sayın Özdemir, Sayın Dinçer, Sayın Işık,
Sayın Köprülü, Sayın Kesimoğlu, Sayın Köktürk, Sayın Yılmaz, Sayın Genç, Sayın
Öz, Sayın Güven, Sayın Aydın, Sayın Özgündüz, Sayın Çandar, Sayın Onur, Sayın
Dibek, Sayın Özkan.
İki dakika süre
veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
De-ğişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14
Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu
Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820, 2/823, 2/892)
(S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN – Aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önergeler kabul edilmemiştir.
Sayın
milletvekilleri, tasarının 6’ncı maddesinin oylamasının açık oylama şeklinde
yapılmasına dair bir önerge vardır.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Sayın Başkan, bakın, 4’üncü maddede diyor ki: “Büyükşehir
belediyelerinin sınırları il mülki sınırlarıdır.” 6’ncı maddede de diyor ki:
“Büyükşehir belediyelerinin sınırları il mülki sınırlarıdır.” Hem 4’üncü
maddede diyor bunu hem 6 ncı maddede böyle bir şey
olur mu? Yani, bakın, 4’üncü maddede diyor ki: “Büyükşehir belediye sınırları
il mülki sınırlarıdır.” bir de 6’ıncı madde de “Büyükşehir belediyelerinin
sınırları il mülki sınırlarıdır.” diyor. Niye böyle iki tane şey konuluyor?
BAŞKAN – 4’üncü
madde tanımlama maddesi Sayın Genç.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Hayır yani bir şey söylüyoruz burada, kanun yapıyoruz ya.
BAŞKAN – Evet,
sayın milletvekilleri, tasarının 6’ıncı maddesinin oylamasının açık oylama
şeklinde yapılmasına dair bir önerge vardır, önergeyi okutup imza sahiplerini
arayacağım.
Oktay Vural,
İzmir? Burada.
Alim Işık,
Kütahya? Burada.
Mehmet Erdoğan,
Muğla? Burada.
Cemalettin
Şimşek, Samsun? Burada.
Bülent Belen,
Tekirdağ? Burada.
Oktay Öztürk,
Erzurum? Burada.
Zuhal Topçu,
Ankara? Burada.
Enver Erdem,
Elâzığ? Burada.
Şefik Çirkin,
Hatay? Burada.
Ali Torlak,
İstanbul? Burada
Sümer Oral,
Manisa? Burada.
Yusuf Halaçoğlu,
Kayseri? Burada.
Necati Özensoy,
Bursa? Burada.
Ali Halaman, Adana? Burada.
Sinan Oğan,
Iğdır? Burada.
Hasan Hüseyin
Türkoğlu, Osmaniye? Burada.
Celal Adan,
İstanbul? Burada
Sadir Durmaz, Yozgat? Burada.
Emin Çınar,
Kastamonu? Burada.
Ali Öz, Mersin?
Burada.
BAŞKAN – Evet,
açık oylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım. Açık oylamanın
elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
İki dakika süre
veriyorum.
( Elektronik
cihazla oylama yapıldı )
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, 338 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 6’ncı maddesinin açık
oylama sonucu:
“Kullanılan oy
sayısı : 286
Kabul : 225
Ret : 61 (x)
Kâtip Üye Kâtip Üye
Mine Lök Beyaz Muhammet Rıza Yalçınkaya
Diyarbakır Bartın”
Böylece madde
kabul edilmiştir.
7’nci madde
üzerinde 3 adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
338 sıra sayılı
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 7. Maddesinde geçen
"Büyükşehir ve ilçe belediyeleri tarım ve hayvancılığı desteklemek
amacıyla her türlü faaliyet ve hizmette bulunabilirler." ifadesinden sonra
gelmek üzere "tarım il müdürlükleri belediyelere her türlü danışmanlık
hizmetini vermekle yükümlüdür." ifadesinin eklenmesini arz ve teklif
ederiz.
Pervin Buldan İbrahim Binici Halil Aksoy |
Iğdır Şanlıurfa Ağrı |
Hüsamettin Zenderlioğlu Erol Dora Nazmi Gür |
Bitlis Mardin Van |
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
"Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli Ağbaba
ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın
Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Malatya Milletvekili
Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu" nu ihtiva eden 338 sıra sayılı Tasarının 7.
Maddesinde geçen ”mabetler ile” ibaresinin “ibadet yerleri ile” olarak
değiştirilmesini ve “kentsel tasarım projelerine uygun olarak bu yerlere cephesi
bulunan yapılara ilişkin yükümlülükler koymak" ile “nakdi yardım yapmak”
ibarelerinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve g) bendinin sonuna aşağıdaki
cümlenin eklenmesini arz ederiz.
Mehmet Erdoğan Hasan Hüseyin Türkoğlu Enver Erdem |
Muğla Osmaniye Elâzığ |
Alim Işık Sadir Durmaz Nevzat
Korkmaz |
Kütahya Yozgat Isparta |
Özcan
Yeniçeri Ali
Öz |
Ankara Mersin |
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını
gösteren tablo tutanağa eklidir.
İlçe
belediyelerinin ticari maksat taşımayan, hemşehrilerini
bilgilendirme amaçlı levhalarının asılacak yerlerini ve bunların şekil ve
ebatlarını belirleme yetkisi ilçe belediyelerine aittir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
338 sıra sayılı Kanun Tasarısının 7. maddesinin metinden çıkarılmasını arz
teklif ederiz.
Birgül Ayman
Güler Muharrem
Işık Namık
Havutça |
İzmir Erzincan Balıkesir |
Dilek Akagün Yılmaz Mehmet
S. Kesimoğlu Ali Serindağ |
Uşak Kırklareli Gaziantep |
Muharrem
İnce Celal
Dinçer |
Yalova İstanbul
|
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet
katılıyor mu?
BİLİM, SANAYİ VE
TEKNOLOJİ BAKANI NİHAT ERGÜN (Kocaeli) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Önerge
üzerinde söz isteyen?
Namık Havutça,
Balıkesir Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
NAMIK HAVUTÇA
(Balıkesir) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, 7’nci madde üzerinde söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Şimdi, Sayın
İçişleri Bakanı burada olsaydı ona bir soru sormak isterdim. Anayasa’nın
23’üncü maddesinin üçüncü fıkrası “Seyahat hürriyeti, ancak bir suçun
soruşturma ve kovuşturması sebebiyle ve suç işlenmesini önlemek için
engellenebilir ve kanunla düzenlenir.” diyor.
Şimdi, geçtiğimiz
Cumhuriyet Bayramı’nda Türk halkının Türkiye'nin her yerinden Ankara’ya
gelmesiyle ilgili, cumhuriyet kutlamalarına gelmesiyle ilgili, Türkiye'nin her
yerinde seyahat özgürlüğü Anayasa’ya aykırı bir şekilde… Anayasa çiğnenmiştir.
Şimdi, ben bunu,
İçişleri Komisyonunun bir üyesi olarak yazıyla İçişleri Bakanlığına -Emniyet
Genel Müdürlüğüne- sordum. Bana gelen yazı, değerli arkadaşlarım: “’Gizlilik’
ibaresi olduğundan bu yazı size gönderilememektedir.”
Şimdi, ben
buradan soruyorum Sayın Bakan: Ben İçişleri Komisyonunun ve Türk halkının
seçtiği bir milletvekili olarak emniyet müdürlerinin, kaymakamların gördüğü bir
yazıyı niye göremiyorum? Bu, hangi “ileri demokrasi” anlayışına ve yargı
anlayışına uygundur?
Yine, dün Ayvalık
Belediye Başkanımız bir suçtan dolayı, sanki adam dünyadan kaçacak, yurt dışına
kaçacak gibi yaka paça gözaltına alınıyor. Değerli arkadaşlarım, halkın seçtiği
Belediye Başkanı; makamı orada. Bu şekilde, itibarsız bir şekilde, onları
aşağılayıcı bir şekilde kamuoyunun gözü önünde küçük düşürmek hiç kimsenin
haddi değildir. Artık, İçişleri Bakanı görevini yasalara ve Anayasa’ya uygun
olarak yapmak zorundadır.
Değerli
arkadaşlarım, yasa tasarısını biz Komisyonda çok tartıştık. Anayasa’ya aykırı,
açık, aykırı. Anayasa’nın 127’nci maddesinde ihdas edilmiş bulunan yerel
yönetimleri yok eden bir yasa.
Şimdi, biz,
bununla ilgili, birçok yerde kamuoyu araştırmaları yaptırdık, hatta
referandumlar yaptık, hem de AKP’li belediyelerin olduğu yerde; CHP’li
belediyelerde zaten yaptırdık.
Bakın, Bandırma Edincik, kullanılan oy 3.897, bunların 3.900 tanesi “Hayır”
diyor. Yine Erdek Karşıyaka, AKP’li belediye, 1.400 oy kullanılmış, toplam
seçmen 2 bin. Yine Erdek Ocaklar, bağımsız belediye, 1.014 yurttaşımız “Hayır”
demiş. Yine Gönen Sarıköy, AKP’li belediye, toplam
seçmen 3.800, 2.739 yurttaşımız “Hayır” demiş. Yine Manyas Kızıksa,
690 yurttaşımız; Sındırgı Yaylabayır, 739
yurttaşımız; Marmara Avşa 1.322 yurttaşımız “Hayır”
demiş. Yani bunlar Cumhuriyet Halk Partili belediyeler değil.
Değerli arkadaşlarım,
milletin iradesi diyoruz ve siz hiç sormadan, danışmadan 16.082 köyümüzün
varlığına son veriyorsunuz. Bu köylülerimizin meraları, yaylaları, kışlakları,
tarlaları, evdeki kazanını satarak aldığı tarlalar var, köy ortak malı. Size
kim verdi bu yetkiyi ve hangi yetkiyle onların mallarını belediyenin malı
hâline getiriyorsunuz? Bu insanların, onların ortak malı. Bunlar düşünüldü mü?
Hayır, düşünülmedi değerli arkadaşlarım.
Değerli
arkadaşlarım, bu yasa, uluslararası sermayenin açgözlülüğünü doyurmak için köylülerin
meralarını, hazine arazilerini ranta açma yasasıdır. Bu yasa, bölgeler arası
farklılıkları, ekonomik farklılıkları ortadan kaldıracak bir yasa değil, bizi
bütünleştiren bir yasa değil, tam aksine Türkiye’yi ayrıştırma yasasıdır. Bu
yasada bölgesel farklılıkları daha fazla belirginleştirecek adımlar
atılmaktadır. Bakın, bu Anayasa’ya aykırılık iddiasıyla biz elbette bunun
gereğini yapacağız. Ancak Türkiye’de ulusal birlik ve bütünlüğümüzü, üniter yapımızı zedeleyecek bir adım atılmaktadır; bunun burada
yapılmaması gerekir. O nedenle, bu yasanın, yazım tekniği, görüşülmesi
bakımından, kamuoyunda tartışılmaması bakımından yeniden Komisyona geri
dönerek, orada bütün detaylarıyla düşünülerek yeniden ele alınması
gerekmektedir.
Değerli
arkadaşlarım, Fransa gibi bir ülkede 38 bin belediye var. Fransa’da bu yasa iki
yıl tartışıldı, bizde sabahlara kadar kafamıza bastıra bastıra, komisyonlarda
sabaha kadar direnerek ancak üç günde geçirdiniz.
O nedenle, bu
yasanın mutlaka geri çekilerek detaylı incelenmesi gerekiyor diyor, hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
"Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli Ağbaba
ve 22 Milletvekilin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın
Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Malatya Milletvekili
Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri
Komisyonu Raporu"nu ihtiva eden 338 sıra sayılı
Tasarının 7. Maddesinde geçen “mabetler ile” ibaresinin “ibadet yerleri ile”
olarak değiştirilmesini ve kentsel tasarım projelerine uygun olarak bu yerlere
cephesi bulunan yapılara ilişkin “yükümlülükler koymak” ile “nakdi yardım
yapmak” ibarelerinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve (g) bendinin sonuna
aşağıdaki cümlenin eklenmesini arz ederiz.
Ali
Öz (Mersin) ve arkadaşları
“İlçe
belediyelerinin ticari maksat taşımayan, hemşehrilerini
bilgilendirme amaçlı levhalarının asılacak yerlerini ve bunların şekil ve
ebatlarını belirleme yetkisi ilçe belediyelerine aittir.”
BAŞKAN – Evet,
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet
katılıyor mu?
BİLİM, SANAYİ VE
TEKNOLOJİ BAKANI NİHAT ERGÜN (Kocaeli) –Katılmıyoruz.
Önergenin
üzerinde söz isteyen Ali Öz, Mersin Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
ALİ ÖZ (Mersin) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkanım,
değerli milletvekilleri; 338 sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 7’nci
maddesi üzerine grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygılarımla
selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, bu kanun tasarısı Genel Kurula gelmeden önce gerek toplum katmanları
gerek sivil toplum kuruluşları gerekse komisyonlar gerekse iktidar
milletvekilleriyle yeterli oranda ve zamanda tartışılmadan, bir oldubittiye
getirilerek yangından mal kaçırır gibi alelacele yasalaştırılmaya
çalışılmaktadır. Tasarının Anayasa’ya aykırılık teşekkül eden çok sayıda
düzenlemeleri ve belirsizlikleri ve keyfî uygulamalara imkân verecek tarafları
vardır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu tasarının her anlamda eksiklerle
dolu olduğuna inanıyoruz. Yerel yönetim alanlarını kapatarak toplumun daha iyi
hizmet alacağına kimi inandıracaksınız?
Pergel yasaya
göre, daha önceki büyükşehir kapsamına dâhil olan, kapatılmış olan beldelerdeki
hizmetin aksadığını bölgelerinize gittiğinizde kendiniz görüp tespit etmiyor
musunuz? Beldelerin ve köylerin tüzel kişiliğini ortadan kaldırmak doğru bir
karar değildir. Yapılmaya çalışılanlar milletin menfaatlerine olmayacaktır.
Büyükşehir sınırlarının il sınırları ile örtüştürülmesi ülkemizde sorunları
azaltma yerine, artıracak bir uygulamadır. Mevcut büyükşehir belediyesinin
sınırları il mülki sınırı olarak genişleyecektir. AKP bu tasarıyı hazırlarken
toplumun hangi kesimleriyle tartışmıştır? Bu, gerçekten merak konusudur. Belde
belediye başkanları ve muhtarlara “Sizin tüzel kişiliğinizi ortadan kaldıracağız.”
deseydiniz acaba hangi cevabı alırdınız?
Tasarı, ülkemizin
yönetim geleneklerini, Anayasa’ya yansıyan merkez-taşra dengesini ve asırlara
dayanan kurumsal yapıları hesaba katmadan anlık bir karara dayanılarak
hazırlanmış bir görüntü vermektedir. Bu tasarıyla, yasalaşması hâlinde merkezî
idarenin taşrada temsilinin zayıflayacağı, hükûmet ve devlet politikalarının
yerine getirilmesinin güçleşeceği veya imkânsız hâle geleceği aşikârdır.
İl idaresi
sisteminin aşındırılması, taşrada devletin tarafsızlığını ve hukukun
üstünlüğünü uygulayacak makamların zayıflamasına ve zaman içerisinde ortadan
kalkmasına yol açacaktır. Bu tasarıyla ortadan kaldıracağınız il idaresi, yerel
demokrasinin en büyük teminatıdır, ancak anlaşılan, yerel demokrasiden
vazgeçmiş olduğunuz görülmektedir.
7’nci maddeyle
tamamen büyükşehir belediyelerine, âdeta, ulufe dağıtmak gibi bir yetkiyi
tanımlıyorsunuz. Burada amatör spor kulüplerine destek vermek amacıyla teknik
direktör, antrenör ve öğrencilere vereceğinizi ifade etmiş olduğunuz bu yardımları,
acaba hangi öğrenciye, hangi kıstaslarla? Kim tarafından belirleneceği belli
olmaz bir şekilde vereceksiniz. Dolayısıyla, burada aslında gizli niyetiniz,
büyükşehirleri, âdeta, yeni bir yağma kapısı olarak toplum huzurunda deklare
etmekten başka bir şey değildir.
Daha önceki
büyükşehir yasa tasarısında bu amaçla dağıtılacak olan ayni yardımlar
yasalarımızda mevcutken, bunun yanına nakdî yardımı ilave etmeniz tutarsız da
bir davranıştır ve pratikte, sonuçta siyasi yandaşlarınıza vereceğiniz imkânlardan
öteye yeni bir avantaj sağlamayacaktır.
Büyükşehir
belediye yasasıyla beraber tarım ve hayvancılık alanında destekleme
faaliyetlerinin olacağını yasa tasarısında ifade ediyorsunuz. Hepimiz biliyoruz
ki, büyükşehir sınırlarının içerisinde, çoğu alanlarda hayvancılık noktasında
hayvancılıkla uğraşan insanların sayısı oldukça azdır. Ben şunu gerçekten çok
merak ediyorum, büyükşehir sınırları içerisinde hayvancılığa nasıl destek
vereceksiniz, neyi vereceksiniz? Yani, hayvancılık desteğini bu alanda büyükşehir
belediyelerinin verme ihtimali ve imkânı kısıtlı ve zaten yoktur.
Öbür taraftan,
herkesin üzerinde hassasiyetle durması gereken konulardan bir tanesi de şudur:
Bu maddeyle büyükşehir belediyelerine verilen yetkilerden biri olan… Ticari
maksat taşımayan, hemşehrilerini bilgilendirme amaçlı
levhaların asılacağı yerleri, bunların şekil ve ebatlarını belirleyecek olan
,büyükşehirlerdir. Dolayısıyla, büyükşehirler, kendi alt belediyeleri eğer
kendi siyasi partisine mensup değilse, bugüne kadar görmüş olduğumuz
uygulamalarda, özellikle diğer siyasi partiye mensup belediye başkanlarına bu
imkânı hiçbir zaman tanımamaktadır. Buna Türkiye’de yaşayan her insan mutlak
suretle şahittir. Bu uygulama doğru değildir. Oysaki, gerçekte bu tasarıda
düzenlenmesi gereken ve değiştirilmesi gereken, özellikle bu amaçla
kullanılacak olan levhaların yerinin belirlenmesi, bunlardan elde edilecek olan
bir gelir varsa bu gelirlerin direkt olarak ilçe belediyeleri tarafına
aktarılması. Onlara bir kaynak oluşturması maksadıyla önergeye olumlu oy
kullanacağınızı tahmin ediyor, hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum. (MHP ve
CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum:
III.-
Y O K L A M A
(CHP sıralarından
bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MUHARREM İNCE
(Yalova) – Yoklama talep ediyoruz.
BAŞKAN – Yoklama
talebi var, yerine getireyim.
Sayın İnce, Sayın
Güler, Sayın Havutça, Sayın Cengiz, Sayın Özdemir, Sayın Seçer, Sayın Genç,
Sayın Öztürk, Sayın Yılmaz, Sayın Köktürk, Sayın Köprülü, Sayın Çıray, Sayın Aydın, Sayın Güven, Sayın Öz, Sayın Özgündüz,
Sayın Çandar, Sayın Yüksel, Sayın Özkan, Sayın Özel, Sayın Edipoğlu.
İki dakika süre
veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
De-ğişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14
Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu
Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820, 2/823, 2/892)
(S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
338 sıra sayılı
Büyükşehir belediyesi kanunu ile bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde
değişiklik yapılmasına dair kanun Tasarısı'nın 7. Maddesinde geçen
"Büyükşehir ve ilçe belediyeleri tarım ve hayvancılığı desteklemek
amacıyla her türlü faaliyet ve hizmette bulunabilirler." ifadesinden sonra
gelmek üzere "tarım il müdürlükleri belediyelere her türlü danışmanlık
hizmetini vermekle yükümlüdür." ifadesinin eklenmesini arz ve teklif
ederiz.
Nazmi
Gür (Van) ve arkadaşları
BAŞKAN – Sayın
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet
katılıyor mu?
BİLİM, SANAYİ VE
TEKNOLOJİ BAKANI NİHAT ERGÜN (Kocaeli) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Önerge
üzerinde söz isteyen Nazmi Gür, Van Milletvekili.
NAZMİ GÜR (Van) –
Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli
arkadaşlar, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Grubum adına söz almış bulunuyorum.
Tabii,
Türkiye'nin idari yapısını kökten değiştirecek bir yasayı görüşüyoruz ve bu
yasayı görüşürken, maalesef, yasadan etkilenecek milyonların, onların sivil
toplum örgütlerinin, o bölgedeki milletvekillerinin hiçbirinin görüşünü
almadan, apar topar bir yasa hazırlanıyor ve bu yasanın, hem muhalefetin hem
sivil toplum örgütlerinin hem halkın iradesine rağmen geçiriliyor olması büyük
bir şanssızlık; aslında, Türkiye için de büyük bir zaman kaybı.
Değerli
arkadaşlar, tabii, yasalar yapılırken, yasalar yasama erkini elinde bulunduran
Meclis tarafından yapılırken öncelikle halkın yaşamının, halkın ihtiyaçlarının,
dönemin, zamanın ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulması gerekiyor. Burada
partinin, partilerin, çıkar gruplarının ya da herhangi bir sınıfın ihtiyaçları
göz önünde bulundurulmaz ama öyle görülüyor ki bu yasa taslağı hazırlanırken
çok ince düşünüldü ve âdeta bir cerrah titizliğiyle hazırlanan yasalar var.
Somut bir örnek vereyim: Tabii -bir Van Milletvekili olarak- Van’ın büyükşehir
belediyesi olarak ilanının söz konusu olduğunu da biz de herkes gibi bir sabah
uyandığımızda basından okuduk. Van’ın büyükşehir olması, ihdas edilen yeni iki
ilçenin sınırları, onlara bağlanacak mahalle ve köylere ilişkin hem bölge milletvekilleri,
il milletvekilleri hem sivil toplum örgütlerinin hiçbir biçimde görüşü
alınmamıştır. Hele hele bu yasayla doğrudan etkilenecek yurttaşların,
seçmenlerimizin hiçbirinin görüşü alınmamıştır.
Bizim bu yasayı
eleştirdiğimiz temel noktalardan birisi de tarafı olduğumuz, kurucusu olduğumuz
özellikle Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyinin uluslararası belgelerine,
yine tarafı olduğumuz ve girmeye çalıştığımız Avrupa Birliğinin temel
belgelerine aykırılık teşkil etmesidir. Tabii ki biz bir taraftan demokrasinin
yerellere, mümkünse en ücra köşeye kadar ulaşmasını, halkın kendi kendini
yönetmesi gerektiğini, katı demokratik, merkezîyetçi
yapının ademimerkezîyetçi bir yapıyla 21’inci yüzyıla
uygun, modern bir idari sistemin getirilmesini savunurken, tam tersi, vesayeti
katmerleştiren, vesayeti, merkezî hükûmetin vesayetini büyükşehirler üzerinde
iyice perçinleyen bir sistem, bir yeni yapılanma getiriyor. Görünürde, süper
belediye başkanları yaratma iddiası altında olan bu yasa, aslında, hükûmete,
merkezî hükûmete doğrudan bağlı olan, başbakana doğrudan bağlı olan ve merkezî
hükûmetin atadığı süper valiler yaratıyor. Hem ekonomik hem idari vesayet
giderek katmerleştiriliyor, bunun üzerine siyasi vesayeti de düşündüğümüzde bu
yasanın gerçekten demokratikliğinden herkesin şüphe duyması gerekiyor ve bizim,
bu ülkenin bu tür antidemokratik yöntemlerle hazırlanmış ve Hükûmetin sayısal
çoğunluğuyla dayattığı bir yasayla karşı karşıya olduğumuzun farkında olmamız
gerekiyor ve bu yasanın, gerçekten, bütün taraflarının, özellikle
yurttaşlarımızın, sivil toplum örgütlerinin, belediyelerin tamamıyla
tartışılması, olgunlaştırılması, sonra Meclise ve Parlamentoya getirilmesi
gerekirken bunun tam tersi bir yöntemle bu yasanın gündeme alınması, bizim, hem
iktidarın ve hem de Parlamentoda çoğunluğu elinde bulunduran AK PARTİ’nin pragmatik, yararcı bir yaklaşımla bu yasayı geçme
ve geçirmesiyle ilgilidir. Biz bu konuda Hükûmeti bir kez daha sağduyuya
çağırıyoruz. Eğer gerçekten anayasal bir reform sürecinde olan bir Türkiye’de
yerel yönetimlerde bir anayasal reform, yerel yönetimlerde bir hukuki reform
istiyorsanız bu yasanın halkla birlikte tartışılması ve gündeme getirilmesi
gerekiyor.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN – Evet,
teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
8’inci madde
üzerinde 3 adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
"Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli Ağbaba
ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın
Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Malatya Milletvekili
Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporunu" ihtiva eden 338 sıra sayılı Tasarının 8.
Maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Mehmet Erdoğan Hasan Hüseyin Türkoğlu Enver Erdem |
Muğla Osmaniye Elâzığ |
Alim Işık Sadir Durmaz Lütfü
Türkkan |
Kütahya Yozgat Kocaeli |
S.
Nevzat Korkmaz Mesut
Dedeoğlu |
Isparta Kahramanmaraş |
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
338 sıra sayılı Kanun Tasarısının 8. Maddesinde "Türkiye Şoförler ve
Otomobilciler Federasyonu'nun görevlendireceği ilgili odanın
temsilcisinin" ifadesi yerine "ulaşımla ilgili kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşlarının (üst kuruluş varsa üst kuruluş olmak üzere)
temsilcilerinin" ifadesinin getirilmesi biçiminde değiştirilmesini; ve
"ulaşım sektörü ile ilgili” ifadesinin çıkarılmasını,
"temsilcileri" sözcüğünden sonra gelmek üzere "ile tüketici
dernek ve federasyonlarının temsilcileri" sözcüklerinin eklenmesini arz ve
teklif ederiz.
Birgül Ayman Güler Muharrem Işık Mehmet S. Kesimoğlu |
İzmir Erzincan Kırklareli |
Ali Serindağ Celal Dinçer Namık Havutça |
Gaziantep İstanbul Balıkesir |
Mehmet
Ali Susam |
İzmir |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
338 sıra sayılı
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 8. Maddesinin son cümlesinde yer
alan "ilgili kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından ihtisas
meslek odalarının temsilcileri" ibaresinden sonra gelmek üzere" ve
konuyla ilgili olarak önerisini sunup dilekçeyle başvuran kişilerin” ibaresinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan İbrahim Binici Halil Aksoy |
Iğdır Şanlıurfa Ağrı |
Hüsamettin Zenderlioğlu Erol Dora Altan Tan |
Bitlis Mardin Diyarbakır |
BAŞKAN –
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 23.42
ONUNCU OTURUM
Açılma
Saati: 23.49
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Tanju ÖZCAN (Bolu)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 18’inci Birleşiminin Onuncu
Oturumunu açıyorum.
338 sıra sayılı
Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
8’inci maddede
Milliyetçi Hareket Partisi Grubuna mensup milletvekillerince verilen önerge
işlemlerinin kapalı oturumda görüşülmesine dair İç Tüzüğün 70’inci maddesine
göre verilmiş bir önerge vardır.
Kapalı oturum
istemine dair önergeyi okutuyorum:
V.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B) Önergeler
1.-
MHP Grubu adına Grup Başkan Vekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, 338 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 8’inci
maddesinde MHP Grubuna mensup milletvekillerince verilen önerge işlem-lerinin kapalı oturumda görüşülmesine ilişkin önergesi
TBMM Başkanlığına
338 sıra sayılı
Kanun Tasarısının 8. maddesi üzerindeki MHP Grubuna ait önerge işlemlerinin
kapalı oturumda yapılmasını grup adına arz ederiz.
Oktay
Vural
İzmir
MHP
Grup Bakan Vekili
BAŞKAN – Evet,
kapalı oturumda Genel Kurul salonunda bulunabilecek sayın üyeler dışındaki
dinleyicilerin ve görevlilerin dışarıya çıkmaları gerekmektedir.
Sayın idare
amirlerinden salonun boşaltılmasını temin etmelerini rica ediyorum.
Yeminli
stenograflar ve yeminli görevlilerin salonda kalmalarını oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Kapanma
Saati: 23.51
X.- KAPALI OTURUMLAR
ON
BİRİNCİ OTURUM
(Kapalıdır)
ON İKİNCİ OTURUM
Açılma
Saati: 23.59
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Tanju ÖZCAN (Bolu)
BAŞKAN – Kapalı
Oturumdan sonraki On İkinci Oturumu açıyorum.
VIII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
De-ğişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14
Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu
Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820, 2/823, 2/892)
(S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN – En
aykırı önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
"Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli Ağbaba
ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın
Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Malatya Milletvekili
Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporunu" ihtiva eden 338 sıra sayılı Tasarının 8.
Maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Lütfü
Türkan (Kocaeli) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) -Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Hükûmet
katılıyor mu?
SANAYİ VE TİCARET
BAKANI NİHAT ERGÜN (Kocaeli) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Önerge
üzerinde söz isteyen Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli üyeler; yerel yönetim düzeyindeki bu
yapılanma bölgesel otonomi arzularını artıracak özellikleri de içinde
taşımaktadır. Bir diğer anlatımla, terörist yapılanmalar hedefledikleri
bölgesel otonomi altyapısını kuracaklar ve büyükşehir belediyeleri vasıtasıyla
da bunu Diyarbakır örneğindeki gibi sistematize
edeceklerdir.
Doğu ve Güneydoğu
Anadolu Bölgesi’ndeki belediyelerin etnik temelli siyasi partilerin kontrolüne
girmesi, bu bölgedeki korucu köylerin en temel kamu hizmetlerinden bile
yararlanmalarında sıkıntılara neden olacaktır. Bakın, dağda çocuğu olan
ailelere bile bin liraya kadar belediyeden yardımlar, sosyal yardımla da
aileden… Çocukları PKK terör örgütüne katılmış ailelerin var olması…
Belediyelerde iş bulmak için bile PKK içinde çocuğunun olmasının gerekli olduğu
bir belediye yapılanmasının varlığı söz konusu ise yapılacak bu değişiklik ile
acaba Mardin, Şanlıurfa, Van ve Diyarbakır’ın bütün bütün
gözden çıkarılması ve belediyeler bağlamında PKK’ya teslim edilmesi mi
düşünülmektedir?
2011 milletvekili
seçimlerinde, AKP’nin yeni büyükşehir olacak illerden Van ve Mardin’den aldığı
oyların oranı sırasıyla yüzde 40 ve yüzde 32’dir, bu oran Diyarbakır’da ise
yüzde 33’tür. Bundan sonraki seçimlerde, bölgesel yapı ve etnik milliyetçilik
birlikteliğinde, Van’da da, Mardin’de de seçimlerde etnik kökene yatırım yapan
partinin dışında bir seçim kazanma olanaksızlaşacaktır.
ALTAN TAN
(Diyarbakır) – İnşallah.
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Devamla) – Böylelikle, terörü finanse eden konumunda sıklıkla ismi zikredilen
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin yanına 2 tane daha belediye hediye edilmiş
olacaktır.
ALTAN TAN
(Diyarbakır) – Van zaten BDP’de.
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Devamla) – Peki, siz kırsaldaki muhafazakâr oyların büyükşehir içine katılarak
belediyelerin yeniden kazanılmasını mı düşünmektesiniz? Bakın, yerel
yönetimlerde, kanunlarla beraber… Yerel yönetimler kanunlarla kendilerine
verilen görevleri yapıyorlar. Yarın eğitim, sağlık ve asayişi verdiniz mi, alın
size adı konulmamış bir federasyon.
İkinci adımı da
şu, Sayın İçişleri Bakanı burada olsa sormak isterdim: İçişleri Bakanlığını da
ikiye ayıracaklar, birisi yerel yönetimler bakanlığı, öbürü de iç güvenlik
bakanlığı. Bununla beraber, yerel yönetimler bakanlığına bağlı belediyelerin
mücavir alan sınırlarının dışında idari alanlara da taşınmasıyla, bütün
oraların yönetimi merkezî yönetimden alınıp federasyonun ikinci ayağı oluşmuş
olacaktır.
Deniz
kenarlarında neredeyse artık satılacak yer kalmadığı için, yeni on üç il daha
büyükşehir yapılacak ve imarlarında 1/10.000, 1/100.000 gibi bir rantın elde edilmesini hedeflediyseniz, onu
bilmiyorum. Merkez nüfusu 100 binin altında olan Muğla ve Mardin büyükşehire dönüştürülürken merkez nüfusu 300 binin
üzerinde olan Sivas, Elâzığ ve Batman’ın büyükşehire dönüştürülmemesi
gerçekten bu kanun yapılırken çok önemli bir çelişkiyi de ortaya koymaktadır.
Sayın Başkan,
değerli üyeler; devlet sistemlerini birçok ölçüte göre tasnif edebiliriz ama en
önemli ölçüt egemenlik ölçütüdür. Egemenlik ölçütüyle tasnife kalktığınız zaman
iki büyük sistem karşınıza çıkıyor: Birisi üniter
devletler, diğeri de federal devletler. Bu kanunla beraber, görüyorum ki Adalet
ve Kalkınma Partisi üniter devlet yapısından
vazgeçmiş, federal devlet yapısına doğru yelken açmaya başlamıştır. Ama ben
size hatırlatmak istiyorum: Bu devletin beş bin yıllık gelenekleri var,
teamülleri var. Bu devlet aşiret devleti, kabile devleti değildir. Bunu böyle
yapmak için de fazla uğraş sarf ediyorsunuz.
Saygılar
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunacağım: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
338 sıra sayılı
Büyükşehir belediyesi kanunu ile bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde
değişiklik yapılmasına dair kanun Tasarısı'nın 8. Maddesinin son cümlesinde yer
alan "ilgili kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından ihtisas
meslek odalarının temsilcileri" ibaresinden sonra gelmek üzere "ve
konuyla ilgili olarak önerisini sunup dilekçeyle başvuran kişilerin” ibaresinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Pervin
Buldan (Iğdır) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet
katılıyor mu?
BİLİM, SANAYİ VE
TEKNOLOJİ BAKANI NİHAT ERGÜN (Kocaeli) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Önerge
üzerinde söz isteyen Altan Tan, Diyarbakır Milletvekili.
ALTAN TAN
(Diyarbakır) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu yasa Türkiye Büyük
Millet Meclisi gündemine geldiği andan itibaren bir “bölünme, parçalanma,
federasyon” sözüdür gidiyor .
Değerli
arkadaşlar, öncelikle, burada konuşma yapan sayın konuşmacıların, konuşanların
bir şeyi gözden kaçırdıkları kanaatindeyim.
Bugün, özerklik,
otonomi, federasyon bütün dünyada uygulanan yönetim biçimleri ve Türkiye
Cumhuriyeti’nin Anayasa Mahkemesi çok açık ve net bir kararla KADEP partisinin
federasyon isteme, savunma tüzüğünü, maddesini Anayasaya aykırı bulmadı. Yani bu ne demek? Türkiye'de, bir siyasi
parti, çok açık bir şekilde, bırakınız özerklik ve otonomiyi, yerel
yönetimlerin güçlendirilmesini, federasyonu bile savunabilir.
OKTAY ÖZTÜRK
(Erzurum) – Duydunuz mu AKP’liler Hangi
yasa yapılıyor görüyorsunuz değil mi?
ALTAN TAN
(Devamla) – Biz bunları sükûnetle, uhuvvetle
ve sükûnetle eğer tartışamayacaksak, konuşamayacaksak bugün dünyada
200’ün üzerindeki devletin 120’ye yakının kullanmakta olduğu sistemleri tamamen
gayrimeşru ilan etmiş duruma düşeriz.
Bugüne kadar, örnek
veren bütün konuşmacılar Avrupa’dan örnek veriyorlardı. İşte, Belçika sistemi,
İsviçre’deki kantonal sistem, Almanya’nın federal bir
cumhuriyet olması, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki eyalet sistemi,
İtalya’daki bölgesel yönetimler, vesaire vesaire vesaire…
İsterseniz, size
biraz da doğudan örnek vereyim: Bugün, Gürcistan’da yine aynı şekilde özerk
bölgeler var; yani Abhazya var, Osetya var, Acara var. Yine aynı şekilde
,bugün, Azerbaycan’ın Nahçıvan özerk bölgesi var.
Rusya’da 21 özerk bölge var, yani kendi dillerini kullanabilen, kendi bölgesel
parlamentolarını -mesela bunlardan birisi Çeçenistan’dır- kullanabilen 21 tane
özerk bölge var. Yine aynı şekilde, Güney Afrika’da 11 tane resmî dil var,
Hindistan’da on 16 tane resmî dil var. Çin’de bile bugün Uygur Bölgesi, Sincan
Bölgesi bir özerk bölge olarak yönetilmekte, yine bizim inancımıza göre Çin
orayı işgal etmiş olmasına rağmen, bakın tekrar ediyorum, Çin orayı işgal
etmesine rağmen, yine kendi dilini kullanabilmekte, özerklik statüsünden
faydalanabilmektedir. Batı Trakya’dan Bulgaristan’a kadar da yine bu konuda
farklı farklı yönetimler vardır. Onun için, bir yönetim şeklini böyle, baştan
silip atmak hiçbir şekilde siyaset bilimiyle bağdaşmamaktadır. Bunun
faydalarını, zararlarını konuşabiliriz.
Mesela, biz de
bugün Meclise gelen bu kanun tasarısına karşı çıkıyoruz.
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Kocaeli) – Silahla yapamadığınızı AKP’ye kanunla yaptırıyorsunuz.
ALTAN TAN
(Devamla) - Niye karşı çıkıyoruz? Çünkü karmakarışık, yarım yamalak, yetkilerin
kimde olduğu belli olmayan bir kanun tasarısı geliyor. Belediye meclisi ile il
genel meclisini birleştiriyor, il genel meclisini sözde belediye meclisinin
yetkilerinden mündemiç kılıyor fakat aynı şekilde Yatırım İzleme ve
Koordinasyon Başkanlığı diye bir başkanlık oluşturuyor, bunun yetkisinin
sınırları ne, belli değil. İşte “Kamu yatırımlarını izler, koordine eder,
gerekirse müdahale eder.” Peki, belediye bir kamu kuruluşu mu? Evet.
Belediyenin hangi yetkilerine müdahale eder? Ben Sayın Komisyon Başkanına
sorduğumda “Bir köy yolu kapalı olduğu vakit belediye açmazsa müdahale eder.”
Keşke bu kadar masum olsa. Yani peki, Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı
da o köyün yolunu açmazsa ona kim müdahale edecek? Yani jandarma karakolu mu
müdahale edecek?
Dolayısıyla, bu
kanun yapılırken bütün bu yetki ve sorumlulukların doğru düzgün belirlenmesi
lazım ve bu işin doğrusu, artık böyle bir düzenlemede valinin de seçimle
gelmesi en doğru çözüm olurdu diye düşünüyoruz ve nitekim Türkiye’nin bir
müddet sonra tartışacağı bu yetki karmaşasıdır ve seçilmiş vali, istesek de
istemesek de gündemimize gelecektir.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Onu da getirecekler zaten.
ALTAN TAN
(Devamla) - Son söz olarak, bu Mardin Artuklu
meselesini tekrar gündeminize sokuyorum.
Sevgili
arkadaşlar, Artuklu, Artuklu,
Artuklu… 500 küsur köyünde Mardin’in, ana dili Türkçe
olan tek bir köyü yok. Geçmişteki Selçuklu idaresini bu kadar vurgulamanızın
asimilasyondan başka veya bir önyargıdan başka bir anlamı yok. İyi ki Mardin’in
adını “Moğolkent” koymadınız!
Teşekkür ederim.
(BDP sıralarından alkışlar)
OKTAY ÖZTÜRK
(Erzurum) – Onu da yapacağız sırası gelince! Fırsat olursa onu da yapacağız!
ALTAN TAN
(Diyarbakır) – Vallahi biz seneye değiştiririz, Meclis nasıl olsa bizde.
OKTAY ÖZTÜRK
(Erzurum) - Aynen sizin gibi düşünüyoruz!
BAŞKAN – Evet,
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Kocaeli) – PKK’nın silahla yapamadığını, AKP kanunla yapıyor; o da Sayın
Başkana nasip oldu! Allaha hamdolsun!
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) – Niye başınızı öne eğdiniz?
ALTAN TAN
(Diyarbakır) – Memleket Kürdistan, şehir Mardin.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) - Bak, açık açık söyledi.
BAŞKAN - Diğer
önergeyi okutuyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
338 sıra sayılı kanun tasarısının 8. Maddesinde “Türkiye Şoförler ve
Otomobilciler Federasyonu’nun görevlendireceği ilgili odanın temsilcisinin”
ifadesi yerine “ulaşımla ilgili kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının
(üst kuruluş varsa üst kuruluş olmak üzere) temsilcilerinin” ifadesinin
getirilmesi biçiminde değiştirilmesini; ve “ulaşım sektörü ile ilgili”
ifadesinin çıkarılmasını “temsilcileri” sözcüğünden sonra gelmek üzere “ile
tüketici…”
ENGİN ALTAY
(Sinop) – Sayın Başkan, çok hızlı okuyor hiçbir şey anlayamıyoruz. Biraz yavaş.
BAŞKAN – Biraz
yavaş okuyun.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Gecenin bu saatinde yoruldu Sayın Üye.
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Kocaeli) – Kanun yapıyoruz burada.
BAŞKAN – Uyardım
efendim. Tamam.
ALİ ÖZ (Mersin) –
Vır… Vır… Vır… Bitti.
BAŞKAN -
Buyurunuz, okumaya devam ediniz efendim.
“dernek ve
federasyonlarının temsilcileri” sözcüklerinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Ali Susam (İzmir) ve arkadaşları.
BAŞKAN – Evet,
Sayın Altay anladınız mı şimdi?
ENGİN ALTAY
(Sinop) – Anladım.
BAŞKAN –
Komisyon?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Sayın
Bakan?
BİLİM, SANAYİ VE
TEKNOLOJİ BAKANI NİHAT ERGÜN (Kocaeli) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Önerge
üzerinde söz isteyen Mehmet Ali Susam, İzmir Milletvekili. (CHP sıralarından
alkışlar)
Buyurun.
MEHMET ALİ SUSAM
(İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu kanunla ilgili bazı
görüşlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Şu kanun Meclise
geldiğinde komisyonlarda görüşülürken şöyle bir duyguyu içimden geçirdim:
“İnşallah büyükşehir belediyesinin uygulamalarından dersler çıkarılıp daha
demokratik, daha yerele önem veren, şu anki büyükşehir uygulamasının tek adam
zihniyetini ortadan kaldırıp daha katılımcı, sivil toplum örgütlerini, meslek odalarını
ve halkın belediyelerde sözünün geçebileceği düzenlemeleri yapabileceğimiz bir
uygulamayı inşallah geçiririz.” diye düşündüm. Ama tam tersi bir uygulamayla
karşı karşıya olmaktan son derece üzüntülüyüm.
Değerli
arkadaşlar, sizlerin pratikte gördüklerinizi bir kez daha süzgecinizden
geçirmenizi istiyorum. Şu an, mevcut büyükşehir belediye başkanlıklarında
Başkanın karşısında durabilecek mevcut bir yapı var mıdır, elinizi vicdanınıza
koyun söyleyin.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) – Var.
MEHMET ALİ SUSAM
(Devamla) – Büyükşehir belediyesi istediği her şeyi yaptırabilecek noktada.
Böyle bir belediye başkanına öyle yetkiler daha veriyorsunuz ki artık kralı
daha da kral yapıyorsunuz ve o kral, insanların ulaşamayacağı geniş alanların
kralı oluyor.
Size bir örnek vereyim.
Arkadaş, Bergama’nın Yuntdağı’nın köyündeki
vatandaşın muhtarı olmadıktan sonra bir derdini gidip İzmir Büyükşehir
Belediyesine anlatmasının imkânı var mı? Şu an mevcut muhtarlar bana diyorlar
ki: “Biz ulaşamıyoruz belediye başkanlarımıza.” Size demiyorlar mı?
MİHRİMAH BELMA
SATIR (İstanbul) – Demiyorlar.
MEHMET ALİ SUSAM
(Devamla) – Çok güzel! Bunu samimiyetle söyleseniz inanırım ama sizin belediye
başkalarınıza ulaşamayan onlarca vatandaşı biliyorum ben. Bursa Büyükşehir
Belediye Başkanınıza kaç kişi ulaşabiliyor, soruyorum. Onun için değerli
arkadaşlar… (Gürültüler) Dinleyin, bir dakika. Hep beraber, aklıselim olarak
şunu yapmamız lazım: Bu Büyükşehir Yasası,
1) Köy tüzel
kişiliklerini ortadan kaldırmamalı,
2) Belde
belediyelerinin yeterli güçte olmak koşuluyla varlıklarını koruması sağlanmalı,
3) Büyükşehir
belediyelerinin daha demokratik olabilmek için, başta meslek odalarının tüm
büyükşehir komisyonlarına birer temsilci gönderebilecekleri, kontenjan meclis
üyelerinin meslek odalarından olabileceği, imar planlarını, kent düzenlemesini
sivil toplum örgütlerinin katkısıyla yapabileceği demokratik meclislerin
oluşmasına ihtiyaç vardır. Ama bu kanunda bunun bir zerresi bile yoktur.
Şimdi,
konuştuğumuz bu maddede de ulaştırmayla ilgili bir konu var. Ulaştırma
Koordinasyon Kurulunun 24 tane temsilcisi var. Zamanınızı almamak için
okumuyorum. 24 temsilcisinin 10 tanesi; büyükşehrin müdürleri, diğerleri
denizcilikten jandarmaya, hava limanlarından ulaştırmaya kadar herkes var. 1
tane de TŞOF’tan, Şoförler Federasyonundan temsilci
kondu. Dedim ki “Bir de birliklerden, esnaf odaları birliklerinin temsilcisi
olsun.” TŞOF esnaf değil mi? Tabii ki şoför esnafı ama o kentte esnafın tümünü
kucaklayan birliktir. Birliğin tüzel kişiliği, sivil toplum örgütü, meslek
odası olarak o UKOME’de ikinci bir kişi olarak temsil
edilmesi 24 kişinin içerisinde gerekli ve zorunludur. Bunu yapmayı Sayın
Bakandan rica ettim ama şu ana kadar başaramadım. Sayın AKP temsilcilerinden de
gayret gösteren arkadaşlarımız oldu.
Ben şunu
söylüyorum: Bu konuda verdiğimiz önergede de bu temsilcilerin ötesinde diğer…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET ALİ SUSAM
(Devamla) - …kamu kuruluşlarının da temsilcilerinin katılmasına ihtiyaç vardır.
Ancak bu yasayı bu şekilde demokratikleştirebiliriz. Demokratik bir büyükşehir
belediye yasasıyla köylerin tüzel kişiliğinin korunduğu, beldelerin olduğu ve
katılımında sivil toplum örgütlerinin etkin olduğu bir büyükşehir yasasını
özlediğimizi söylemek istiyor, saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunacağım…
III.-
Y O K L A M A
(CHP sıralarından
bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MUHARREM İNCE
(Yalova) – Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN – Yoklama
talebi var, yerine getireceğim.
Sayın İnce, Sayın
Öztürk, Sayın Güler, Sayın Havutça, Sayın Seçer, Sayın Özdemir, Sayın Dinçer,
Sayın Tanal, Sayın Cengiz, Sayın Genç,
Sayın Yalçınkaya, Sayın Köktürk, Sayın Altay, Sayın Öz, Sayın Güven,
Sayın Özkan, Sayın Aydın, Sayın Çıray, Sayın Susam,
Sayın Ediboğlu.
Evet, iki dakika
süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
De-ğişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14
Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu
Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820, 2/823, 2/892)
(S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri,
8’inci maddenin oylamasını açık oylama şeklinde yapılmasına dair önerge vardır.
Önergeyi okutup
imza sahiplerini arayacağım.
Sadir Durmaz, Yozgat? Burada.
Oktay Vural,
İzmir? Burada.
Nevzat Korkmaz,
Isparta? Burada.
Ali Öz, Mersin?
Burada.
Mehmet Erdoğan,
Muğla? Burada.
Cemalettin
Şimşek, Samsun? Burada.
Bülent Belen,
Tekirdağ? Burada
Mehmet Günal,
Antalya? Burada.
Ruhsar Demirel,
Eskişehir? Burada.
Celal Adan,
İstanbul? Burada.
Oktay Öztürk,
Erzurum? Burada.
Ali Uzunırmak, Aydın? Burada.
Enver Erdem,
Elâzığ? Burada.
Alim Işık,
Kütahya? Burada.
Seyfettin Yılmaz,
Adana? Burada
Hasan Hüseyin
Türkoğlu, Osmaniye? Burada.
Emin Çınar,
Kastamonu? Burada.
Ali Torlak,
İstanbul? Burada.
Lütfü Türkkan,
Kocaeli? Burada.
Yusuf Halaçoğlu,
Kayseri? Burada.
Şefik Çirkin,
Hatay? Burada.
Açık oylamanın
şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın
elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
İki dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, 338 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 8’inci maddesinin açık
oylama sonucu:
“Kullanılan oy
sayısı : 270
Kabul : 212
Ret : 58 (x)
Kâtip Üye Kâtip Üye
Mine Lök Beyaz Tanju Özcan
Diyarbakır Bolu”
Böylece madde
kabul edilmiştir.
9’uncu madde
üzerinde 3 adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
338 sıra sayılı
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde
değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısının 9. maddesinde geçen “diğer proje
giderleri” ifadesinden sonra gelmek üzere “yurt dışı ilgili birliklere katılım
giderleri” eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Halil Aksoy Erol Dora |
Iğdır Ağrı Mardin |
İbrahim Binici Hüsamettin Zenderlioğlu
İdris Baluken |
Şanlıurfa Bitlis Bingöl |
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, şimdi okutacağım önergeler aynı mahiyette olduğundan
önergeleri birlikte işleme alacağım. Talepleri hâlinde önerge sahiplerine ayrı
ayrı söz vereceğim veya gerekçelerini okutacağım. Ancak Cumhuriyet Halk Partisi
Grubuna mensup milletvekillerinin önergesinin kapalı oturumda görüşülmesine
dair İç Tüzük’ün 70’inci maddesine göre verilmiş bir
önerge vardır. Şimdi, kapalı oturum istemine dair önergeyi okutuyorum:
V.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B) Önergeler (Devam)
2.-
Yalova Milletvekili Muharrem İnce ve 20
arkadaşının, 338 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 9’uncu maddesinde CHP Grubuna
mensup milletvekillerince verilen önerge işlemlerinin kapalı otu-rumda görüşülmesine ilişkin önergesi
(x) Açık oylama
kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
TBMM Başkanlığına
338 sıra sayılı
kanun tasarısının 9. maddesindeki CHP Grubuna ait önergenin iç tüzük 70
uyarınca kapalı oturumda görüşülmesini arz ve teklif ederiz.
Muharrem İnce Ali Rıza Öztürk Hülya Güven |
Yalova Mersin İzmir |
Birgül Ayman Güler Namık Havutça Celal Dinçer |
İzmir Balıkesir İstanbul |
Özgür Özel Orhan Düzgün Turgut Dibek |
Manisa Tokat Kırklareli |
Emre Köprülü Aytun Çıray Ali
İhsan Köktürk |
Tekirdağ İzmir Zonguldak |
Dilek Akagün
Yılmaz Kamer Genç Sakine Öz |
Uşak Tunceli Manisa |
İdris Yıldız Vahap Seçer Malik Ecder
Özdemir |
Ordu Mersin Sivas |
Ali Özgündüz Melda Onur Tolga Çandar |
İstanbul İstanbul Muğla |
BAŞKAN – Kapalı
oturumda Genel Kurul Salonu’nda bulunabilecek sayın üyeler dışındaki
dinleyicilerin ve görevlilerin dışarıya çıkmaları gerekmektedir. Sayın idare
amirlerinden salonun boşaltılmasını temin etmelerini rica ediyorum.
Yeminli
stenografların ve yeminli görevlilerin salonda kalmalarını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Kapalı oturuma
geçiyoruz.
Kapanma
Saati: 00.31
X.- KAPALI OTURUMLAR (Devam)
ON
ÜÇÜNCÜ OTURUM
(Kapalıdır)
ON DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma
Saati: 00.41
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Tanju ÖZCAN (Bolu)
BAŞKAN - Kapalı
oturumdan sonraki On Dördüncü Oturumu açıyorum.
VIII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
De-ğişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in; İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14
Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu
Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820, 2/823, 2/892)
(S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN - 9’uncu
madde üzerinde 3 adet önerge vardır, aynı mahiyetteki önergeleri okutup işleme
alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile…
OKTAY VURAL
(İzmir) – Sayın Başkan… Sayın Başkan…
BAŞKAN – Bir
saniye…
OKTAY VURAL
(İzmir) – Görüşmelere devam edemezsiniz, Komisyon temsilî yok, temsil
edilmemektedir. Bu kanunu görüşemezsiniz, Komisyon yoktur.
BAŞKAN – Evet,
Sayın…
OKTAY VURAL
(İzmir) – Hayır efendim.
BAŞKAN - Sözcüsü
değil mi Komisyonun?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET ERSOY (Sinop) – Özel Sözcüyüm.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Sözcü de değil, Başkan da değil…
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) – Özel Sözcü.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Olmaz Sayın Başkan...
ALİ UZUNIRMAK
(Aydın) – Böyle kanun yapılmaz. Kapandı, kapandı.
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ MEHMET ERSOY (Sinop) – Özel Sözcüyüm. (CHP ve MHP sıralarından
gürültüler)
OKTAY VURAL
(İzmir) – Hayır efendim, değil. Efendim, Komisyon olmadığı için…
BAŞKAN – Bir
dakika efendim, bakalım yani, baksınlar.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Sayın Başkanım, yok, raporda yok.
BAŞKAN – Tamam,
bakarız, burada da var rapor.
(Başkanlık
kürsüsü önüne toplanmalar)
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) – 153’üncü sayfada Sayın Başkan…
ALİ UZUNIRMAK
(Aydın) – Böyle kanun yapılmaz. Kapandı,
kapandı.
BAŞKAN – Anladım
da burada var rapor diyorum. Bu kadar şeye gerek yok. Yoksa devam etmeyiz ya.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Sayın Başkan, raporda yok.
BAŞKAN – Lütfen
oturun…
OKTAY VURAL
(İzmir) – Burada olması lazım.
BAŞKAN - Bir
saniye, bir okuyayım: “Komisyon üyelerimizden İstanbul Milletvekili…”
OKTAY VURAL
(İzmir) – Burada olması lazım “Bu raporun sözcüsü” olarak burada yazması lazım.
BAŞKAN – Bir
dakika, okuyayım: “Komisyon üyelerimizden…”
OKTAY VURAL
(İzmir) – Burada yazılı mı?
BAŞKAN –
Özellikle yazılmış efendim. “İstanbul Milletvekili Hüseyin Bürge…”
OKTAY VURAL
(İzmir) – Efendim, burada yok.
BAŞKAN – Bir
dinler misiniz efendim, lütfen.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Evet.
BAŞKAN – “Niğde
Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu, Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ve
Sinop Milletvekili Mehmet Ersoy İç Tüzük’ün 45’inci
maddesi uyarınca Genel Kurulda İçişleri Komisyonunu temsil etmek üzere bu
konuda özel temsilci olarak seçilmişlerdir.“ (AK PARTİ sıralarından “Bravo”
sesleri, alkışlar)
OKTAY VURAL
(İzmir) – Sayın Başkan, burada yazılmamış. Siz tutanaktan okuyorsunuz. Oraya
yanlış geçmiş olabilir.
BAŞKAN – Hayır,
Komisyon raporu.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Efendim, raporda olmayan bir hususu ben burada ifade ettim. Bu
raporun doğru olup olmadığı konusunda tereddüdüm var. İmza da yok, “Başkan” yazıyor,
“Başkan Vekili” yazıyor, “Sözcü” yazıyor, burada “Özel Sözcü” yazılmamış.
BAŞKAN – Sayın
Vural, sizin söylediğiniz sayfanın bir önceki sayfasında yazıyor. Yani, siz
154’ü okudunuz, 153’üncü sayfasında…
OKTAY VURAL
(İzmir) – Tamam da yazılmamış efendim.
BAŞKAN – Nasıl
yazılması gerekir bu okuduğumun haricinde Sayın Vural?
OKTAY VURAL
(İzmir) – Buraya yazılması lazım.
BAŞKAN – Bu imza,
karar imza sayısı…
OKTAY VURAL
(İzmir) – Buraya yazılması lazım. Bakın, ben, bununla ilgili raporun düzgün
tanzim edilmediğini ifade ettim.
BAŞKAN – Sayın
Vural, buradaki isim sahipleri raporu imzalayanlar.
OKTAY VURAL
(İzmir) – İmzalamışlar, “Özel Sözcü” olarak yazılmamış.
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) – Sayın Başkan, İç Tüzük’te, ne yazıyorsa
onu uygulayın.
BAŞKAN – Yazılmış.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Gösterin bakalım.
BAŞKAN – Üst
tarafta yazılmış, alt tarafta da imza etmişler bunu.
Evet, görüşmelere
devam ediyoruz.
Aynı mahiyetteki
önergeleri okutuyorum ve işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
“Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli Ağbaba
ve 22 Milletvekilinin…”
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
– Sayın Başkan, anlaşılmıyor, gürültü var duyamıyoruz.
BAŞKAN –
Susarsanız anlarsınız efendim.
Buyurun, devam
edin.
“…Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak’ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen’in; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın;
Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ile İçişleri Komisyonu Raporu’ nu ihtiva eden 338 Sıra Sayılı
tasarının 9. maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Mehmet Erdoğan Hasan Hüseyin Türkoğlu Enver Erdem |
Muğla Osmaniye Elâzığ |
Alim Işık Sadir Durmaz Nevzat
Korkmaz |
Kütahya Yozgat Isparta |
Ruhsar
Demirel Mesut
Dedeoğlu |
Eskişehir Kahramanmaraş |
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
338 sıra sayılı kanun tasarısının 9. maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
Birgül Ayman Güler Muharrem Işık Namık Havutça |
İzmir Erzincan Balıkesir |
Dilek Akagün
Yılmaz Mehmet S. Kesimoğlu Celal Dinçer |
Uşak Kırklareli İstanbul |
Ali
Serindağ |
Gaziantep |
BAŞKAN – Aynı
mahiyetteki önergelere Sayın Komisyon katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Sayın
Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) – Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN – Önerge
üzerinde söz isteyen?
MUHARREM İNCE
(Yalova) – Sakine Öz, Manisa.
BAŞKAN – Sakine
Öz, Manisa Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Öz, lütfen
imzalar mısınız, imzanız yok burada.
SAKİNE ÖZ
(Manisa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüştüğümüz büyükşehir
tasarısı, 5216 sayılı Kanun’un 24’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının Anayasa
Mahkemesi tarafından iptal edilen (n) bendinin yeniden düzenlenmesidir yani
Anayasa’ya aykırılığı tescilli bir bendi tekrar dayatmanın olduğu bir maddede
söz almış bulunmaktayım.
2004’te
çıkardığınız ve 2007’de Anayasa Mahkemesince iptal edilen yasada büyükşehir
belediyesinin giderleri arasında kamu yararı görülen konularda yurt içi ve yurt
dışı kamu sektörü, özel sektör ve sivil toplum örgütleriyle birlikte yapılan
ortak hizmetler ve giderleri de sayılmıştır. Mahkeme bu giderlerin ancak
mahallî müşterek ihtiyaç ölçütünde uygun olarak yapılabileceğini belirterek
iptal etmiştir. Şimdi bu düzenlemeyi “ortak hizmet” deyip yeniden getirmektesiniz.
Sanki aksi mümkünmüş gibi de “bu Kanun da büyükşehir belediyesinde verilen
görevlerle sınırlı olarak” diye devam ederek ne yapmak istiyorsunuz? Yurt dışı
kuruluşlarında hangi ortak hizmeti göreceksiniz ya da hangi yurt dışı kamu ve
özel kuruluşlarında ve hangi yurt dışındaki sivil toplum örgütlerine hizmet
edeceksiniz? Okyanus ötesine el mi sallıyorsunuz?
Değerli
milletvekilleri, belediye sınırlarını il sınırına çevirerek tek merkezli bir
yöneticiyle eyalet sistemine kapı aralayan bu tasarı ile AKP, yine her zamanki
davranış biçimini sergilemektedir yani yine muhalefeti, meslek örgütlerini,
sivil toplum örgütlerini yok saymaktadır.
Geçen hafta
ilimden bir muhtar telefonla beni aradı. Diyor ki: “Ben köyümün bana verdiği
yetkilerle oluşan köy bütçesinin sahibiyim. Bu bütçeyle yol, kanalizasyon, su
getirebilirim, köyüme okul yapabilirim, köy konağı yapabilirim. Arazileri
köylüler için nasıl kullanacağıma karar verebilirim. Köyümün nerede olduğunu
bilmeyen büyükşehir belediye meclisi bunların hiçbirisini yapamaz çünkü ben
Manisa’dan 155 kilometre uzaktayım.”
Değerli
milletvekilleri, ilimde öyle köylerimiz veya beldelerimiz var ki, bırakın bağlı
olduğu ili, ilçesi bile ona hizmet götüremez nitelikteki uzaklıkta. Artık bazı
vatandaşlarımız sözde yerel yöneticilerini ancak televizyonda görebilecek
durumdalar. Oysa deneyimler göstermiştir ki kapısı halka açık belediyeler,
belediye başkanları daha başarılı olmaktadır. Tabii o süper başkan, o federal
yönetimin bir parçası olduğu izlenimini veren süper başkan 150 kilometre öteden
gelen yurttaşına randevu verirse, derdini dinlerse belki buna bir çözüm
olabilir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; on yıllık AKP İktidarı boyunca köylülerin iflahının
kesildiği apaçık ortada. Köylülerimiz ürünlerini beş, altı yıl önceki bedele
ancak satabilir durumda. Bir köylünün karnı mahalleli olunca doymuyor,
üreticinin de ürettiğinin değeri bilinirse ancak öyle doyabiliyor.
Değerli
milletvekilleri, şehirlerin birbirlerine planlama koşullarına göre bağlanması
gerekir. Şehir plancılarının direktiflerine ya da onların belirlediği
standartlara göre bağlanabilir, hizmet üretme veya uygulama koşulları bu
koşullarla olabilir ama AKP’nin plancılarla sorunu var. Elbette ki plancıların
dediklerini dinlemeyecek çünkü onlar sizin yanlışlarınızı yüzünüze vuruyor,
çünkü onlar sizleri eleştiriyor, yaptığınız yanlışları mahkemelerle sizlere
yeniden düzelttiriyor. Onun için, plancıların güçlerini her sene biraz daha
ellerinden alır duruma geliyorsunuz. İmar Kanunu’nda nisan ayında 4 kez, bir
ayda 4 kez plancıların kazanılmış haklarını elerinden
alıyorsunuz.
Değerli
milletvekilleri, AKP bir yandan belediye başkanının yetkilerini
yetkilendirirken...
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SAKİNE ÖZ
(Devamla) - Devamını sonra söylerim.
Teşekkürler. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Evet, aynı
mahiyetteki önerge üzerinde söz isteyen…
OKTAY VURAL
(İzmir) – Ruhsar Demirel…
BAŞKAN – Ruhsar
Demirel, Eskişehir. (MHP sıralarından alkışlar)
RUHSAR DEMİREL
(Eskişehir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Ancak ülkemin
makûs talihi hiç değişmiyor. Ne zaman önemli bir yasa, ne zaman milleti,
memleketi kökten değiştirecek ehemmiyetli bir yasa varsa, bu muhtemelen gece
yarısı ya da sabaha karşı konuşuluyor, yine böyle bir zamandayız.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) – Gündüz çalıştırmıyorsunuz ki!
RUHSAR DEMİREL
(Devamla) – Ama bu seferkinde daha da acı bir durum var. Hiç değilse
öbürlerinde, konunun ilgili bakanı kanunu sahiplenip, nezaket gösterip oturuyordu.
Dün akşam Sayın Orman Bakanı, bugün Sayın Millî Savunma Bakanı buradalar.
Doğrudur, millî anlamda savunulması gereken bir durum var burada. Sayın Bakan
kendisiyle ilgili kanunu savunmak adına burada bile oturamamıştır. Kendisinin
bile oturamadığı bir kanunu, biz burada millete anlatmaya çalışıyoruz. Hangi
koşullarda? Yayınların yapılmadığı koşullarda. Peki, Sayın Bakan ne zaman
oturuyor? Televizyon yayınının olduğu saatlerde. Bu bile herhâlde şu Mecliste,
şu anda bulunan arkadaşlarımın durumu anlayabilmeleri için yeterlidir.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) – Yarım saat önce ayrıldı.
RUHSAR DEMİREL
(Devamla) – Beyefendi söyleyeceğiniz varsa söz ister söylersiniz.
S.NEVZAT KORMAZ
(Isparta) – Efendim siz ona bakmayın. Beş senedir öyle, kadrolu laf atıcı.
RUHSAR DEMİREL
(Devamla) – Ayrıca, bu kürsüde benden birkaç kişi önce konuşan birisi,
ülkelerin farklı yerlerindeki etnik yapılardan, otonom yönetimlerden bahsetti.
İnsanlar bir şeyler konuşurken biraz bilgiye dayalı konuşmalı. Bizim bugün
“Amerika Birleşik Devletleri” dediğimiz yer, farklı devletlerden oluşmuş bir
yapı iken eyalet sistemiyle bütünleştirilmiştir. Almanya ise zaten 1848’de
Birleşik Almanya hâline getirilmiştir. Kafkasları, Doğu Türkistan’ı, oralarda
yaşananları, zaten hepimiz bu çağda olduğumuz için biliyoruz, oraya hiç girmeye
gerek yok fakat tarih, vizyon sahibi olmayanlar için acımasız öykülerle
doludur. Bunlardan birileri ders alsın, haddini bilsin, ne konuştuğundan haberi
olsun. Burası Türkiye Cumhuriyeti’nin Meclisinin kürsüsü. (MHP sıralarından alkışlar)
Ülkenin neyini konuştuğunuzu… Herkes haddini bilecek!
Ayrıca, söz
konusu 9’uncu madde; evet, daha önce Anayasa Mahkemesi iptal etmiş. Neden?
“Kamu yararı.” dedikleri için. Çünkü, kamu yararını herkes kendine göre
yorumluyor. Çünkü, Anayasa’nın 127’nci maddesi mahallî idarelerle ilgili ve
bunun mahallî müşterek menfaatler üzerine kurulu bir düzen olduğunu söylüyor.
Kamu yararı ilkesini çıkararak, hani “Şark kurnazlığı” deniliyor ya böyle bir
yasa getirmişsiniz. Bu yasa teklifinde de söylenen sözleri ben size buradan
okuyayım: “Bu Kanunda büyükşehir belediyesine verilen görevlerle sınırlı
olarak, yurt içi ve yurt dışı, kamu ve özel kuruluşlar ve sivil toplum
örgütleriyle birlikte yapılan ortak hizmetler ve diğer proje giderleri.”
Arkadaşlar, ben size özetle söyleyeyim, yeni Deniz Fenerlerimiz geliyor,
hayırlı olsun. Bu örnek de sanıyorum size, neye imza atmak üzere olduğunuzu,
neyi oyladığınızı, neye “evet” dediğinizi bir nebze olsun hatırlatacaktır.
Dünyanın birçok ülkesinde, ülkemizin hukuk sistemi adına bir yüz karası olarak
telaffuz edilen, bazı raporlara geçmiş olan, Türkiye’nin bu konudaki hukuk
sistemini küçük duruma düşüren Deniz Feneri’nin sizin bu imzalarınızla çok
sayıda yavrusu olacaktır. Deniz feneri karanlıkta denizcilere yol gösterir. Benim
bu örneğim, umuyorum, size, şu karanlık yasa tasarısında bir ışık olur. Kendi
Bakanının bile savunmak için kenarda oturmadığı, her tür manipülasyonun
yapıldığı, bir sürü şaibeli maddelerin olduğu, Anayasa’ya uygun olmadığı herkes
tarafından kabul edilmiş bir yasa için sanıyorum bu deniz fenerinin ışığı size
bir nebze olsun ışık tutar.
Ama ben buradan,
kayıtlara geçmesi için, başka bir şey söylemek istiyorum: Bugüne kadar köy olan
yerler mahalle olacak ve o mahalleler olduğunda ne olacak? Bugün oralarda nikâh
kıyan muhtarlar nikâh kıyamayacak. Bugün oralarda defin ruhsatı veren muhtarlar
defin ruhsatlarını veremeyecek. Ha, bunlar ne olacak olmayınca, beldeye mi
gelebilecek? Hayır, artık beldeleri de kaldırıyorsunuz, ilçelere gelecekler
diye düşünüyorsunuz. Aslında burada yapılan çok basit bir istatistik oyunu. Bu
yapılan yasayla beraber Türkiye’deki kentli nüfusu yüzde 80’in üzerine
çıkaracaksanız ve sanıyorum bununla da “ilerleme" diye övüneceksiniz.
Beyler ve bayanlar, istatistikler övünmek için değildir. Ülkenin realitesi
şehirde yaşamakla şehirli olunamayacağını gösterecek kadar kent kültüründen
yoksun bir tablo çiziyor.
Ben bu
duygularla, umuyorum önergemize destek verirsiniz diyor, hepinize iyi akşamlar
diliyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Aynı mahiyetteki
önergeleri oylarınıza sunacağım…
III.-
Y O K L A M A
(CHP sıralarından
bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MUHARREM İNCE
(Yalova) – Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN – Yoklama
talebi var, yerine getireceğim.
Sayın İnce, Sayın
Öztürk, Sayın Güler, Sayın Havutça, Sayın Tanal, Sayın Özgündüz, Sayın Altay,
Sayın Yalçınkaya, Sayın Akar, Sayın Susam, Sayın Köktürk, Sayın Aydın, Sayın
Güven, Sayın Öz, Sayın Yüksel, Sayın Yıldız, Sayın Düzgün, Sayın Onur, Sayın
Ediboğlu, Sayın Canalioğlu.
İki dakika süre
veriyorum.
Yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal;
Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ile İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508,
2/681, 2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN – Aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önergeler kabul edilmemiştir.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Sayın Başkan, bu toplantıya katılma milletvekilinin hakkı değil mi?
Üç dakika süre verdiğinize göre üç dakika içinde gelip de “Ben bu toplantıda
vardım.” demek isteyen milletvekilleri olabilir.
BAŞKAN –
Olabilir.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Ee, niye? Süreyi veriyorsunuz, süreyi
kullandırmak zorundasınız.
BAŞKAN – Sonradan
kâğıt verebilirler efendim.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Efendim…
BAŞKAN – Sonradan
kâğıt verebilirler efendim.
SITKI GÜVENÇ
(Kahramanmaraş) – Herkesi var kabul ediyor.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Efendim, bu yoklamayla ilgili diyoruz.
BAŞKAN –Hayır,
hayır, buradaki mantık şu Sayın Vural: Bir defa, yoklama talebinde bulunan…
OKTAY VURAL
(İzmir) – Bu yoklamayla ilgili.
BAŞKAN -
…partinin istediği sayının olup olmaması. O sayı olduktan sonra yoklamaya son
veriyoruz, evet.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Bu yaptığınız şimdi sizin hukuka uygun mu Sayın Başkan? OKTAY VURAL
(İzmir) – Bu yaptığınız doğru değil Sayın Başkan.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Sayın Başkan, bu yaptığınız usule uygunsa helal olsun!
BAŞKAN – Önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
338 sıra sayılı
338 sıra sayılı Büyükşehir belediyesi kanunu ile bazı kanun ve kanun hükmünde
kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanun Tasarısı'nın 9. Maddesinde
geçen “diğer proje giderleri” ifadesinden sonra gelmek üzere “yurt dışı ilgili
birliklere katılım giderleri” eklenmesini arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken (Bingöl) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet
katılıyor mu?
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) – Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN – Önerge
üzerinde söz isteyen İdris Baluken, Bingöl
Milletvekili.
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 9’uncu madde üzerindeki
önergemiz üzerine söz almış bulunmaktayım. Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Gecenin
biri, 74 milyondan toplantıyı izleyen
yok, oturumu izleyen yok ve biz de 74 milyonun belki de kırk yıllık, elli
yıllık geleceğini ilgilendiren bir tasarıyı konuşuyoruz. Sadece bu tutum bile
bu tasarının halktan saklanmaya çalışıldığı, halkın gözünden kaçırılmaya
çalışıldığıyla ilgili net bir tabloyu açığa çıkarıyor. Aslında buradaki
konuşmalardan çok fazla bir anlam da çıkaramıyoruz yani ben BDP dışındaki
muhalefetin dile getirdiği kaygıların tamamının tasarıda olmasını çok arzu
ederdim. Ama maalesef, biz tasarıya baktığımız zaman, evrensel ölçütlere göre
değerlendirdiğimiz zaman çağdaş demokrasilere göre değerlendirdiğimiz zaman, bu
belirtilen kaygılara rastlamıyoruz yani burada temel olarak esas alınması
gereken kriter Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı olmalı ve bu Şart’ın gereğiyle ilgili eğer bir idari reform yapılıyorsa
bu tasarının içerisinde düzenlemeler olmalı. Bu Şart’ın
temeli, esası şudur: Yani kamusal hizmetlerin ve görevlerin büyük bir kısmının
merkezî idare tarafından yerel yönetimlere, yerellere devredilmesiyle ilgili
bir süreci esas alıyor. Beldeden bölgeye kadar her yerde halkın karar alma
süreçlerine katıldığı ve kendi kendisini yönetmenin önünü açan birtakım
düzenlemeleri aslında esas alıyor. Yerel Yönetimler Özerlik Şartı’nın ruhu bu
iken mevcut tasarıda maalesef bunun tam aksi şekilde uygulamaları görüyoruz.
Yerel yönetimlerin vergi toplamadan tutun da bölgesel eşitsizlik durumunda
aradaki dengesizliği gidermede merkezî hükûmet üzerine düşen dengeleyici
fonksiyonların nasıl düzenlendiğini yine bu Yerel Yönetimler Özerkli Şartı’nda görebiliriz ama maalesef, burada, bu
bahsetmiş olduğum uygulamaların hiçbirini biz göremiyoruz. Devlet, merkezî
hükûmet kendi yaptığı pek çok hizmeti eğer yerel yönetimlere devretmiş olsaydı,
örneğin sağlıkla ilgili, turizmle ilgili, ulaşımla ilgili, sporla ilgili,
eğitimle ilgili pek çok yetkiyi yerel yönetimlere devretmiş olsaydı o zaman biz
Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na uygun bir idari reformdan
bahsedebilirdik.
Şimdi, bu şart
bizim için bağlayıcıdır çünkü biz 1988’de bu Şart’ı
kabul etmişiz, 1991’de de imzalamışız. Bazı yönlerine çekince koymakla beraber
imzalamış olduğumuz bu Şart Anayasa’nın 90’ıncı maddesine göre ülke açısından
bağlayıcıdır.
Şart’ın ruhuna baktığımız zaman, çok dilli belediyecilik ile ilgili yine
birtakım düzenlemelerin olduğunu ancak burada hiçbir şekilde bunun esas
alınmadığını görüyoruz. Burada yerelden yetkinin alındığını, merkezîleşme
sürecinin daha fazlalaştığını gösteren en somut delil, belediye sayısının son
on yılda 3.228’den 1.384’e düşmesidir. Yani sadece bu bile yerelden çok
merkezîleşmeyi esas alan bir uygulamayla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.
Tabii, köylerin
durumunu izah ettik. Özellikle meraların, yaylaların betonlaşması, tarım
alanlarının sermaye tarafından talan edilme riskiyle ilgili kaygılarımızı
burada dile getirdik. Yatırım ve İzleme Koordinasyonunda valilerin, vali
yardımcılarının yetkilerinden bahsettik. Bütün bunlar merkezî yapının yerel
üzerindeki hâkimiyetini gösteren temel şeylerdir.
Muhalefet burada
kaygılarını dile getirirken BDP’yi etnik
milliyetçilikle suçluyor. Etnik milliyetçilik tüm farklılıkları, ülkedeki tüm
farklılıkları tek bir pota altında eritmeye çalışan milliyetçiliktir. BDP
ülkedeki bütün farklılıkları Kürtleştirmeye çalışan bir siyasetin sahibi
değildir. Hangi siyasi parti ülkedeki Kürtleri, Lazları, Çerkezleri,
Ermenileri, Süryanileri Türkleştirmeye çalışıyorsa etnik milliyetçiliği yapan
onlardır. Ezen ulus milliyetçiliği ile ezilen ulusun özgürlük mücadelesini
birbirinden ayırt etmemiz gerekiyor.
Bakın, operasyon
yapılmayan belediyemiz kalmadı. Belediye başkanlarımızın, meclis üyelerimizin
yarısı cezaevinde ama ona rağmen bu kürsüden hâlâ korkular ifade ediliyor.
Mardin Belediyesini de alacağız, Urfa’yı unuttunuz, Urfa’yı da alacağız. Bu
belediyenin, büyükşehir belediyesinin içermediği düzenlemede olan Bitlis’i,
Ağrı’yı, Bingöl’ü, Muş’u da alacağız. Siz de halkın iradesine saygı
göstereceksiniz, çünkü demokrasi bunu gerektiriyor.
Hepinize saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Sayın
milletvekilleri, tasarının 9’uncu maddesinin oylamasının açık oylama şeklinde
yapılmasına dair önerge vardır. Önergeyi okutup imza sahiplerini arayacağım.
TBMM Başkanlığı’na
Görüşülmekte olan
338 sıra sayılı kanun tasarısının 9. maddesinin, tüzüğün ilgili hükmü uyarınca
açık oylama şeklinde yapılmasını arz ve teklif ederiz.
Muharrem İnce,
Yalova? Burada.
Ali Rıza Öztürk,
Mersin? Burada.
Birgül Ayman
Güler, İzmir? Burada.
Namık Havutça,
Balıkesir? Burada.
Mahmut Tanal,
İstanbul? Burada.
Celal Dinçer,
İstanbul? Burada.
Kamer Genç,
Tunceli? Burada.
Sakine Öz,
Manisa? Burada.
Rıza Yalçınkaya,
Bartın? Burada.
Osman Aydın,
Aydın? Burada.
Tolga Çandar,
Muğla? Burada.
Alaattin Yüksel,
İzmir? Burada.
İdris Yıldız,
Ordu? Burada.
Orhan Düzgün,
Tokat? Burada.
Osman Korutür,k İstanbul? Burada.
Dilek Akagün ,Yılmaz Uşak? Burada.
Mehmet Hilal,
Kaplan Kocaeli ? Burada.
Engin Altay,
Sinop ? Burada.
Kadir Gökmen,
Öğüt İstanbul ? Burada.
Özgür Özel,
Manisa ? Burada.
Candan Yüceer,
Tekirdağ ? Burada.
BAŞKAN – Açık
oylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın
elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
İki dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri,
338 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 9’uncu maddesinin açık oylama sonucu:
“Kullanılan oy
sayısı : 268
Kabul : 215
Ret : 53 (x)
Kâtip Üye Kâtip Üye
Mine Lök Beyaz Tanju Özcan
Diyarbakır Bolu”
Böylece, 9’uncu
madde kabul edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, birleşime yirmi dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 01.11
(x) Açık oylama
kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
ON
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma
Saati: 01.39
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Tanju ÖZCAN (Bolu)
BAŞKAN – Sayın Milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 18’inci Birleşiminin On Beşinci Oturumunu açıyorum.
338 sıra sayılı
Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
10’uncu madde
üzerinde 3 adet önerge vardır, okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
338 sıra sayılı kanun tasarısının 10. Maddesi ile 5216 sayılı yasanın 26.
maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümlede “kişilere” sözcüğünden sonra gelen
“devri” sözcüğünün metinden çıkarılarak “işletme amacıyla verilmesi” sözlerinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Birgül Ayman
Güler Mehmet
S. Kesimoğlu Ali Serindağ |
İzmir Kırklareli Gaziantep |
Namık Havutça Celal Dinçer Muharrem Işık |
Balıkesir İstanbul Erzincan |
Osman
Aydın |
Aydın |
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
338 sıra sayılı
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 10. Maddesinde yer “26’ncı
maddesinin birinci fıkrası” ifadesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Pervin Buldan Hüsamettin Zenderlioğlu Erol Dora |
Iğdır Bitlis
Mardin
|
İbrahim Binici Halil Aksoy İdris Baluken |
Şanlıurfa Ağrı Bingöl |
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
"Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli Ağbaba
ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın
Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Malatya Milletvekili
Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu"nu ihtiva eden 338
Sıra Sayılı tasarının 10. Maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Mehmet Erdoğan Hasan Hüseyin Türkoğlu Enver Erdem |
Muğla Osmaniye Elâzığ |
Alim Işık Sadir Durmaz Nevzat
Korkmaz |
Kütahya Yozgat Isparta |
Bülent
Belen |
Tekirdağ
|
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükûmet
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge
üzerinde söz isteyen?
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Sayın Başkan, buradaki bu 2886 sayılı Kanun Kamu İhale Kanunu değil
mi? Niye onu yazmadınız?
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) – Onun yürürlükte olan hükümleri var, oraya bağlı.
BAŞKAN – Bülent
Belen, Tekirdağ Milletvekili.
BÜLENT BELEN
(Tekirdağ) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı Büyükşehir Belediyesi KanunuTasarısı’nın
üzerinde, 10’uncu maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisinin vermiş olduğu
önerge üzerine, grup adına, söz almış bulunuyorum. Heyetinizi saygıyla
selamlarım.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Türkiye, mahallî idareler ölçeğinden başlayarak fikrî
ve fiziki ayrışma tuzağına aleni ve ısrarlı bir şekilde Hükûmet eliyle
sürüklenmektedir. Türk yönetim sisteminin üzerine yaslandığı merkezî kontrol ve
üniter özellikler aşama aşama
elenme ve eritilme riskiyle karşı karşıyadır. Bu Büyükşehir Kanunu Tasarısı’yla
federe devlet modelinin prototipi planlanmış ve bölgesel bazda hemen hemen her
yetkiye haiz olacak derebeylerin ihdas edilmesinin önü açılmıştır. Bu durum,
Türk idare sisteminin ilke ve esaslarıyla taban tabana zıtlıklar içermektedir.
Yapılması planlanan düzenlemeyle büyükşehir sınırları il sınırlarını kapsayacak
şekilde genişletileceğinden il idaresi sistemi ciddi düzeyde yara alacaktır;
belde belediyeleri ve çok sayıda köy tasfiye edilecektir; sosyal, kültürel ve
ekonomik doku bozulacaktır.
Kanun tasarısıyla
birlikte 16.082 köyün tüzel kişiliğinin kaldırılması, kentlerdeki kontrolsüz ve
plansız yığılmayla birlikte, yozlaşma ve yoksulluk artacaktır. Milliyetçi
Hareket Partisi, “Dokuz Işık” ilkelerinden biri olan “köycülük” gereğince köy
topluluğu politikasının oluşturulması gerektiğine ve köylerden tarım kentleri
inşa etmenin önemine inanmaktadır.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; şu anda görüştüğümüz kanun tasarısıyla hükûmet
yetkilileri tarafından bütçeye 4 milyar Türk lirası gibi büyük bir yük geleceği
ifade edilmektedir. Ancak, bu kanun tasarısı, maalesef Plan ve Bütçe
Komisyonunda görüşülmediği için bu kanun ile bütçeye ne kadar yük getirileceği
konusunda net bir fikir sahibi olunamamıştır. Her hâlükârda bütçeye milyarlarca
lira yük getirecek olan bu kanun tasarısının, Plan ve Bütçe Komisyonunda
görüşülmeden, yangından mal kaçırırcasına İçişleri Komisyonuna getirilmesi soru
işaretlerini de beraberinde getirmektedir. Kanun tasarısıyla birlikte kırsalda yaşadığı
hâlde sözde büyükşehirli olacak olan vatandaşlarımıza
yansıtılacak olan ilave yükler de yine vatandaşlarımızı çok zor günlerin
beklediğinin işaretidir.
Kırsalda yaşayıp
da sözde büyükşehirli olacak olan vatandaşlarımızın
sırtına yüklenecek olan ilave yüklerden bazıları şunlardır: Emlak vergileri
yüzde 100 artacaktır. Hâlen kırsal alanda basit usulde vergilendirilmekte olan
esnaf ve sanatkârlar bundan sonra gerçek usulde vergilendirilecek, dolayısıyla
vatandaşlarımız yüksek vergilerle yüzleşecektir. Çevre Temizlik Vergisi yüzde
25 oranında artırılacaktır. Artık köydeki vatandaşımız da imar harcı
ödeyecektir. Hâlihazırda köydeki vatandaşlarımız da iş yeri ruhsatı harcı
ödeyeceklerdir. Köydeki vatandaşlarımız da elektrik, su, atık su ve
kanalizasyon için şehirdeki vatandaşlarımız gibi ücret ödeyeceklerdir.
Bu düzenleme iyi
niyetli bir düzenleme değildir, öncelikle bu düzenleme Kandil’in talebidir. Bu
düzenleme Başbakanın özel temsilcisi sıfatıyla görüşmelere katılanların, eli
kanlı terör örgütünü temsilen oturanların, Oslo’cuların
talebidir. Bu düzenleme eli kanlı terör örgütünün uzantısı olan KCK
yapılanmasının talebidir. Bu düzenleme Orta Doğu’da milyonlarca Müslüman
kanının dökülmesi pahasına Orta Doğu’nun yeniden yapılandırılmasını isteyen
“Büyük Orta Doğu” mimarlarının talebidir, İmralı’nın talebidir. Kısaca, Türk
milletinin birliğini bozmaya çalışan, bin yıllık kardeşliğimizin temellerini
parçalamaya çalışan, ülkemizi şehir devletlerine ayırmak isteyen iç ve dış
mihrakların ortak talebidir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bu düzenleme Türkiye Cumhuriyeti devletinin içinde
bulunduğu sorunların çözümüne katkıda bulunmayacaktır, bilakis çözümü daha da
güçleştirecek olan bu tasarı Sayın Başbakanın hayalinde var olan başkanlık
sisteminin bir unsuru olarak federatif yapıyı gündeme getirecektir.
Sayın Başkan,
sözlerime son verirken AKP Grubuna mensup milletvekillerini aklıselime davet
edip bu yasaya ret oyu vermelerini talep ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Karar yeter sayısı Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Arayayım.
…Kabul
etmeyenler… Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime beş
dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 01.47
ON ALTINCI OTURUM
Açılma
Saati: 01.52
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Tanju ÖZCAN (Bolu)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Meclisinin 18’inci Birleşiminin On Altıncı
Oturumunu açıyorum.
Tekirdağ
Milletvekili Bülent Belen ve arkadaşlarının önergesinin oylamasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı.
Şimdi önergeyi
yeniden oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı vardır ve önerge
kabul edilmemiştir.
338 sıra sayılı
Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
338 sıra sayılı
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 10. Maddesinde yer alan
"26’ncı maddesinin birinci fıkrası" ifadesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken (Bingöl) ve arkadaşları
BAŞKAN – Sayın
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükûmet
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Madde 10’da yer alan
26’ncı maddenin fıkrası olmaması nedeniyle ifadenin yasa tasarısından
çıkarılması gerekmektedir.
BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
338 sıra sayılı kanun tasarısının 10. Maddesi ile 5216 sayılı yasanın 26.
maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümlede “kişilere” sözcüğünden sonra gelen
“devri” sözcüğünün metinden çıkarılarak “işletme amacıyla verilmesi” sözlerinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Celal
Dinçer (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) - Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
MUHARREM İNCE
(Yalova) – Osman Aydın konuşacak.
BAŞKAN – Osman
Aydın, Aydın Milletvekili.
Sayın Aydın,
buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
OSMAN AYDIN
(Aydın) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, 338 sıra sayılı Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 10’uncu maddesi hakkında söz almış
bulunmaktayım.
Bu kanunun
getirdiği 29 il özel idaresinin ortadan kaldırılması, 1.582 belediyenin ortadan
kaldırılması, 16.082 köy tüzel kişiliğinin ortadan kaldırılması hakikaten idari
yapımızda köklü bir değişiklik yapacaktır. Bu köklü değişikliğe rağmen bu
kanunun bugüne kadar yapılan, bu ana kadar yapılan konuşmalarında gerektiği
gibi komisyonlarda dahi görüşmesinin yapılmadığı açık bir şekilde beyan edildi.
Böyle bir temel değişiklik getiren bir kanunun yangından mal kaçırırcasına bu
şekilde çıkartılmasının hakikaten iktidarın düşünmesi gereken bir olay olduğunu
düşünüyorum.
Bu kanunun
gerekçelerinde tasarruf sağladığı söylenmekte fakat kanunun tasarruf
sağlamadığı, Hazinenin üzerine yılda 3-4 milyar gibi ek yük getirdiği Maliye
Bakanımız ve Maliye uzmanları tarafından beyan edildi. Bu 3-4 miyar liralık
getirmiş olduğu ek yüke rağmen Plan ve Bütçe Komisyonunda bu kanunun
görüşülmeden direkt Genel Kurula gönderilmesi hakikaten iktidar tarafından
tekrar tekrar düşünülmesi gereken bir husus olduğu düşüncesindeyim.
Bir diğer
gerekçe, büyükşehir alanında sunulan hizmetlerin tek merkezden yürütülmesiyle
ortaya çıkan ölçek ekonomileri sayesinde daha az kaynakla daha çok, daha
kaliteli hizmet sunulacağı iddia edilmekte kanunla. Bu husus belki İstanbul
gibi birbiri içine girmiş olan ilçelerin olduğu büyükşehirlerde bu husus belki,
hakikaten ölçek ekonomisi çerçevesi içinde ekonomik bir getiri
sağlayabilecektir. Ama Aydın örneğini ben sizlerle paylaştığımda, Aydın
merkezînden 100 kilometrenin üzerinde bir uzaklığa sahip olan ilçelerdeki
büyükşehir tarafından hizmet götürülecek olan büyükşehre bağlantı yollarındaki
1 kilometrelik bir yolun temizliği için günlük olarak gidecek olan, sadece
temizlik aracının getireceği ek yükün ne kadar büyük olacağı herkes tarafından
aleni bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Bu açıdan, bu büyükşehir belediye yasasının
böyle bir büyük ortak ekonomik ölçek yaratacağı iddiası kesinlikle ve
kesinlikle doğru değildir.
Bu yasanın
getirecek olduğu en büyük sakıncalardan bir tanesi, bu iptal ettiğimiz 16.082
köy tüzel kişiliğinin yıllardan beri o fakir fukara, garip gureba
köylülerin ortak çabalarıyla imece usulüyle gerçekleştirmiş oldukları ortak
mülklerinin akıbetinin ne olacağı… Bu kanunda açık bir şekilde, bunların ortaya
çıkardıkları değerlere, gayrimenkullere el konulacağı söylenmektedir. Bu fakir
fukara, garip gureba köylülerin yıllarca çalışarak,
alın teri dökerek ortaya çıkardıkları binlerce dönümlük zeytinlik alanların,
fıstık çamı alanları bu köylülerin elinden gasbedilmesi
hangi vicdana sığar? O nedenle, bu köylülerin mağduriyeti nedeniyle bu kanunun
ortadan kaldırılması lazım.
Bakanlar
Kurulunun 95/6430 sayılı Kararı’yla büyükşehir sınırları içindeki küçük
esnafları basit usulde vergi mükellefliğinden gerçek
usulde vergi mükellefliğine geçilmektedir. Ufacık bir
köydeki, ufacık bir bakkal dükkânını çalıştıran esnaf…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OSMAN AYDIN
(Devamla) – …bir berber bu kanun çerçevesi içinde basit usulden gerçek usule
geçmesiyle sadece yılda binlerce liralık zarara uğramaktadır. Bu küçük esnafın
zararlarını kim karşılayacak? Onun için, bu nedenlerle bu kanunun geri
çekilmesi en akılcı yöntemdir.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
11’inci madde
üzerinde 3 adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
338 sıra sayılı
Büyükşehir belediyesi kanunu ile bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde
değişiklik yapılmasına dair kanun Tasarısı'nın 11. Maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Değişiklik
önergesi
Madde 11'de
"gerekli arsa alımları ile bölge ve genel otoparkların inşasında kullanır."
İfadesinden sonra gelmek üzere, "Büyükşehir belediyeleri sınırları içinde
otopark ihtiyacının kalmadığı tespit edilmesinden sonra, büyükşehir belediyesi
bağlı ilçelerden kendisine aktarılan gelirlerin yüzde altmışı ilçe
belediyelerinde kalır, yüzde kırkı büyükşehir belediyelerine aktarılır."
İfadesinin eklenmesine
Hasip
Kaplan Erol
Dora Altan
Tan |
Şırnak Mardin Diyarbakır |
İdris
Baluken Nazmi
Gür |
Bingöl Van |
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
338 sıra sayılı kanun tasarısının 11. Maddesi ile değiştirilen 5216 sayılı
yasanın 27. maddesine eklenen fıkranın aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Birgül Ayman Güler Muharrem Işık Mehmet S. Kesimoğlu |
İzmir Erzincan Kırklareli |
Ali Serindağ Celal Dinçer Namık Havutça |
Gaziantep İstanbul Balıkesir |
Muharrem
İnce Mahmut
Tanal |
Yalova İstanbul |
"İmar
mevzuatı uyarınca belediyelerin otoparkla ilgili olarak elde ettikleri gelirler
büyükşehir Belediye Meclisinin görüşü alınarak o ilçede yapılacak planlama
çerçevesinde otopark tesisi için gerekli arsa alımları ve otoparkların
inşasında kullanılır. Bu gelirler başka bir amaçla kullanılamaz"
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
"Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli Ağbaba
ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın
Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın; Malatya Milletvekili
Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu"nu ihtiva eden 338
Sıra Sayılı tasarının 11. Maddesinin 1. fıkrasının madde metninden çıkartılarak
2. fıkrasının aşağıdaki gibi değiştirilmesini arz ederiz.
Mehmet Erdoğan Hasan Hüseyin Türkoğlu Seyfettin Yılmaz |
Muğla Osmaniye Adana |
Enver Erdem Alim Işık Sadir Durmaz |
Elazığ Kütahya Yozgat |
Nevzat
Korkmaz |
Isparta |
"İmar
mevzuatı uyarınca belediyelerin otoparkla ilgili olarak elde ettikleri gelirler
tahsil tarihinden itibaren bir ay içinde büyükşehir belediyesine aktarılır.
Büyükşehir belediyeleri bu geliri tasdikli plan ve beş yıllık imar programına
göre hazırlanan kamulaştırma projesi karşılığında otopark tesisi için gerekli
arsa alımları ile bölge ve genel otoparkların inşasında kullanır. Bu gelirler
bu fıkrada belirtilen amaç dışında kullanılamaz."
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge
üzerinde söz isteyen?
OKTAY VURAL
(İzmir) – Hasan Hüseyin Türkoğlu.
BAŞKAN – Hasan
Hüseyin Türkoğlu, Osmaniye Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
HASAN HÜSEYİN
TÜRKOĞLU (Osmaniye) – Sayın Başkan, Türk milletinin saygıdeğer milletvekilleri;
338 sıra sayılı Yasa Tasarısı’nın 11’inci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz
önerge üzerine söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Yaklaşık bir
aydır müzakere ettiğimiz bu tasarıyla ilgili olarak her zeminde, her şekilde
düşüncelerimizi aktardık, endişelerimizi sizlerle paylaştık, hatta bu uğurda
sesimiz kısıldı ama derdimizi anlatamadık, sizleri ikna edemedik. Şunu
öncelikle ifade etmeliyim ki: Tarih önünde mesul olursunuz. Tarih sizi, Türk
devletini beka tehlikesine sokan iktidar partisi olarak anar. Tarih sizi, Türk
milletinin birliğinin bozulması yolunda katkıda bulunan bir siyasi hareket
olarak yazar. Tarih sizi Türk vatanının bölünmez bütünlüğünü federatif
yapıların, bölgesel yapıların hatta PKK’nın, KCK’nın
ve onların siyasi uzantılarının talebi doğrultusunda vatanın bölünmez
bütünlüğünü tehlikeye sokacak bir siyasi hareket olarak yazar.
Emin olunuz ki
bugün sizin iradenizi bu tasarı çerçevesinde kullanan şahıs, yarın milletin
huzurunda, Allah’ın huzurunda vereceğiniz hesaplar söz konusu olduğunda
ortalıkta bulunmayacaktır. Bu hesap bizzat sizden sorulacaktır. Cenabı- Allah,
o atasözümüzde olduğu gibi, her koyun kendi bacağından asılacağı gibi bu
tasarıyla Türk milletine attığınız tehlikeden dolayı, başına gelecek
belalardan, musibetlerden dolayı şüphesiz ki sizi sorumlu tutacak.
Biz, Milliyetçi Hareket
Partisi olarak bu uyarıları sizlere yapmak zorundayız. Bu tasarının hazırlanma
aşamasındaki perde arkası çalışmaları, bu tasarının hazırlanış şekliyle ilgili
mevzuat hazırlama usul ve esaslarına ilişkin eksiklerini, bu tasarının Türkiye
Büyük Millet Meclisine geldiğinde gitmesi gereken komisyonlara gitmesi
gerekirken sadece İçişleri Komisyonuna havale edilmesini ve İçişleri
Komisyonunun da diğer komisyon görüşlerinin alınması taleplerimizi reddederek
sadece kendi görüşlerini komisyon raporu olarak hazırlamasını, alt komisyonda
ve esas komisyonda yaptığımız görüşmelerde önerilerimizin hiçbirisinin dikkate
alınmamasını hepsini bir araya getirdiğinizde bu tasarı gerçekten arızalı bir
tasarıdır. Bu tasarı Anayasa’mızın 3, 10, 123, 126, 127, 169 ve 170’inci
maddelerine her seferinde birden fazla şekillerle aykırıdır.
Bu tasarı, Türk
hukuk tarihine, bu Meclisin yasamayla ilgili tarihine kara bir leke olarak
geçecektir ve bu tasarı, sizlerin bir yafta gibi sürekli, ömür boyu boynunuzda
taşıyacağız bir leke olarak, kara leke olarak kalacaktır.
Bu tasarıyı akıl
sahipleri, vicdan sahipleri ve birazcık da millet sevgisi bulunan insanların
bir an evvel bu Meclis gündeminden geri çekmesi en sağlıklı yoldur. Bizim size
söyleyebileceğimiz bu tasarıyla ilgili tek tavsiye budur.
Cenab-ı Allah sizlere akıl, fikir versin. Bu memlekete, bu millete de
beka versin.
MEHMET GELDİ
(Giresun) – Biraz da sana versin.
HASAN HÜSEYİN
TÜRKOĞLU (Devamla) – Mehmet Geldi’ye de biraz fazla
versin.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
338 sıra sayılı kanun tasarısının 11. Maddesi ile değiştirilen 5216 sayılı
yasanın 27. maddesine eklenen fıkranın aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mahmut
Tanal (İstanbul) ve arkadaşları
"İmar
mevzuatı uyarınca belediyelerin otoparkla ilgili olarak elde ettikleri gelirler
Büyükşehir Belediye Meclisinin görüşü alınarak o ilçede yapılacak planlama
çerçevesinde otopark tesisi için gerekli arsa alımları ve otoparkların
inşasında kullanılır. Bu gelirler başka bir amaçla kullanılamaz."
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge
üzerinde söz isteyen Mahmut Tanal, İstanbul Milletvekili. (CHP sıralarından
alkışlar)
MAHMUT TANAL
(İstanbul) – Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Anayasa’mızda
mahallî idareler tahdidi olarak sayılmış belediye ve köy olarak ancak, tabii,
bu son düzenlemeyle birlikte büyükşehir belediyesinin bulunduğu yerlerdeki
köylerin tamamının kaldırılıp mahalleye dönüşmesi nedeniyle ortaya çıkabilecek
olan sakıncalardan bir tanesini hemen size gecenin ilerleyen bu saatinde
söylemek isterim değerli milletvekilleri.
Allah gecinden versin, hepimizin ve vatandaşımızın annesi, babası
vefat edebilir. Mevcut olan Yasa’da, Sayın Komisyon Başkanı bir eski mülki
idare amiri olduğu için, takdir edersiniz Köy Kanunu’nda defin ruhsatını verme
yetkisi muhtarlara ait idi ve aynı zamanda büyükşehirlerde mezarlıklar
müdürlüğünde belediyeye bağlı doktorlar defin ruhsatını veriyor, ilçelerde
ise doktorlar veriyor bu anlamda.
Eğer Sayın
Komisyon Başkanı dinlerse…
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Dinliyorum, dinliyorum.
MAHMUT TANAL
(Devamla) – Şimdi, bu yasayla, getirilen bu yasayla kapatılan o köylerle ilgili
muhtarlık rahmetli olan kişiyle ilgili defin ruhsatını veremeyeceğine göre,
mevcut olan düzenlemeyle “Büyükşehir belediyesi verir.” diyor “Ancak bu yetkiyi
ilçe belediye de verebilir.” diyor.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Aile hekimi de verebilir.
MAHMUT TANAL
(Devamla) – Bakın “Verebilir.” diyor ve Türkiye’de öyle köyler var ki ilçeye 50
kilometre, 60 kilometre. Yani bunu ben sizin takdirinize bırakıyorum, aşağı
yukarı herkes kendi bölgesinde dolaşıyor. Ülkemizdeki ücra bir köyde kişi
rahmetli olmuşsa bu defin ruhsatını gelip nasıl belediyeden alacak değerli
arkadaşlar?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Aile hekimi verebilir.
MAHMUT TANAL
(Devamla) – Peki, aile hekimi nerede yaşar? İlçede yaşar. Peki, vatandaş, ya
cenazeyi ilçeye getirecek, arabayla geri götürecek veyahut da…
ÜNAL KACIR
(İstanbul) – Öyle değil.
MAHMUT TANAL
(Devamla) – Hiç öyle demeyelim değerli arkadaşım yani mevzuatı okumadığın için
tabii hemen ikaz ediyorsunuz. Muhalefet olarak ne kadar yapıcı… Yani bu açıdan
gerçekten yasada büyük bir eksik var.
ÜNAL KACIR
(İstanbul) – Aile hekimi köylere muayeneye bile gidiyor.
MAHMUT TANAL
(Devamla) – Değerli Arkadaşım, siz orada demirbaş, söz atan bir milletvekili
arkadaşımız olarak yani lütfen bu görevinizden, bundan vazgeçin.
İkincisi: Şimdi,
belediye kanununa göre bir sefer bir belediye nasıl kurulur,nasıl
kurulur, nasıl açılır, bir köy nasıl kapatılır, nasıl köy hâline getirilir?
Sayın Bakan, Sayın Komisyon Başkanı ve siz değerli milletvekili, hele hele
belediye başkanlığından Parlamentoya gelen belediye başkanları çok daha rahat
bilir. Nedir mesele? Bizim 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 9’uncu maddesinde,
bir belediye sınırı içinde mahallenin kurulması, kaldırılması, birleştirilmesi,
bunların tamamı belediye meclisinin kararıyla kaymakamın görüşü alınarak
kurulur. Geliyoruz, aynı şekilde, yine 5393 sayılı Kanun’un 11’inci maddesine
göre Danıştayın görüşü alınarak İçişleri Bakanının
teklifi üzerine müşterek kararnameyle kurulur ve kapatılır. Peki, bu olunca,
Belediye Kanunu’nun 9’uncu ve 11’inci maddesinde olunca ve bu kanunlar da yine
sizin Hükûmet döneminde yapıldığına göre biz mevcut olan bu kanunları tatbik
etmeden Meclisi günlerce bu kadar neden uğraştırıyoruz? Peki, buna ne derler?
Ben,
Komisyonunuzla ilgili dedim ki: “Sayın Komisyon, bu Komisyonunuzun yetkisinde
değil, asıl Komisyonunuz Plan ve Bütçe Komisyonu olduğu hâlde siz buna yetki
tecavüzünde bulundunuz.” Şimdi, aynı şekilde de mevcut olan kanuna göre
yapmadığınız için yine bir yetki tecavüzü söz konusu. Yani neresinden
tutarsanız tutun, mevcut olan belediyenin açılması, kurulması, kapatılması,
sınır değişiklikleri Belediye Kanunu’nun 9’uncu maddesinde, 11’inci maddesinde
var, 442 sayılı Köy Kanunu’nda köylerle ilgili var. Bunların hepsi var iken, bu
kanunların hiçbirisini tatbik etmemiş iken –çünkü bunlar idari işlemle, idari
tasarrufla yapılabilecek olan şeyler- bunlardan vazgeçerek kanunla yapılması
gerçekten bir yetki tecavüzü, kanuna olan güveni, itimadı sarsan bir tutum.
Sizden
istirhamım, hiç olmazsa vatandaşın siyasete ve siyasetçiye olan güveninin
kazanılmasını, siyasetçinin itibarsızlaştırılmaması için konulan bu kanunlara
riayet edilmesini arz eder, hepinize saygılar sunarım. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
338 sıra sayılı Büyükşehir belediyesi kanunu
ile bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair
kanun Tasarısı'nın 11. Maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Değişiklik
önergesi
Madde 11'de
"gerekli arsa alımları ile bölge ve genel otoparkların inşasında
kullanır." İfadesinden sonra gelmek üzere, "Büyükşehir belediyeleri
sınırları içinde otopark ihtiyacının kalmadığı tespit edilmesinden sonra,
büyükşehir belediyesi bağlı ilçelerden kendisine aktarılan gelirlerin yüzde
altmışı ilçe belediyelerinde kalır, yüzde kırkı büyükşehir belediyelerine
aktarılır." İfadesinin eklenmesine
İdris
Baluken (Bingöl) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yasa tasarısında
elde edilen gelirlerin ne zamana kadar büyükşehir belediyelerine aktarılacağı
belirtilmemiştir. Gerekli arsa alımlarının yapılıp, yapılanmaların bitmesi
sonrasında, elde edilen gelirlerin tamamının büyükşehir belediyelerine
aktarılmaya devam edilmesi gerekmemektedir. Çünkü bu fonda yaşanacak birikim
atıl bir birikim olacaktır. Bu fonda yaşanan birikim hiçbir şekilde başka bir
amaç nedeniyle kullanılmayacaktır. Zamanla ortaya çıkması muhtemel yenileme
yatırımları ve yeni alımlar nedeniyle, Büyükşehir belediyeleri sınırları içinde
mevcut ihtiyaçları karşılayan tüm otopark çalışmalarının bitmesinden sonra
olmak üzere, ilçe belediyeleri otoparklardan elde ettikleri gelirlerin yüzde
kırkını büyükşehir belediyelerine aktarmaya devam etmelidirler. Yine ilçe
belediyeleri otoparklardan elde ettikleri gelirlerin yüzde altmışını otopark
modernleştirme yatırımları amacıyla kullanır.
Bu anlamda
büyükşehir belediyeleri sınırları içerisinde gerekli tüm otopark ihtiyaçlarının
elde edilen gelirlerin toplulaştırmasıyla karşılanabilmesinin yanında, ilçe
belediyelerinin kendi sınırları içinde yapacakları otopark modernleştirme
yatırımları nedeniyle, özgün otoparklar ortaya çıkacaktır. Bu ilçe
belediyelerimizin özgünlüklerinin ön plana çıkarılması için iyi bir araç
olacaktır. Bu hem belediyeciliğimizin gelişmesine katkı sunacak, hem de dünya
belediyeciliği noktasına örnek uygulamaların ortaya çıkmasına zemin
hazırlayacaktır.
BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
12’nci madde
üzerinde 3 adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
338 sıra sayılı kanun tasarısının 12. Maddesi ile değiştirilen 5216 sayılı
yasanın 10. maddesinin başlığının “Büyükşehir belediyesi ve ilçe
belediyelerinin yetkileri, imtiyazları ve muafiyetleri” olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Birgül Ayman Güler Muharrem Işık Mehmet Siyam Kesimoğlu |
İzmir Erzincan Kocaeli |
Ali Serindağ Celal Dinçer Namık Havutça |
Gaziantep İstanbul Balıkesir |
Dilek
Akagün Yılmaz |
Uşak |
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, şimdi okutacağım önergeler aynı mahiyette bulunduğundan
önergeleri birlikte işleme alacağım, talepleri hâlinde önerge sahiplerine ayrı
ayrı söz vereceğim veya gerekçelerini okutacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
“Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli Ağbaba
ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın; Aydın
Milletvekili Ali Uzunırmak’ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen’in; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın; Malatya Milletvekili
Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu”nu ihtiva eden 338 Sıra
Sayılı tasarının 12. Maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Mehmet Erdoğan Hasan Hüseyin Türkoğlu Enver Erdem |
Muğla Osmaniye Elâzığ |
Alim Işık Sadir Durmaz S.
Nevzat Korkmaz |
Kütahya Yozgat Isparta |
Özcan
Yeniçeri |
Ankara |
Diğer önergenin imza sahipleri:
İdris Balüken Altan Tan Nazmi Gür |
Bingöl Diyarbakır Van |
Hasip Kaplan Erol
Dora |
Şırnak Mardin |
BAŞKAN – Aynı
mahiyetteki önergelere katılıyor musunuz Sayın Komisyon?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Önerge
üzerinde söz isteyen Alim Işık, Kütahya Milletvekili. (MHP sıralarından
alkışlar)
ALİM IŞIK
(Kütahya) – Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri…
MAHMUT TANAL
(İstanbul) – Hocam, kime teşekkür
ediyorsun?
ALİM IŞIK
(Devamla) – Alkışlara teşekkür ediyorum yani uyarmak için yapıldığını
düşünüyorum. Bazı arkadaşlar dinlemekten imtina ettikleri için onlar uyansın
diye grup arkadaşlarım bu desteği gösterdiler. Teşekkür ediyorum.
ÜNAL KACIR
(İstanbul) – Hocam, uykudan mı geldiniz?
ALİM IŞIK
(Devamla) – Uyuyanlar var Sayın Başkanım, siz onu biliyorsunuz.
Görüşülmekte olan
338 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 12’nci maddesi üzerine vermiş olduğumuz
önerge hakkında konuşacağım. Bu vesileyle bu geç vakitte sizlere iyi geceler
diliyor, saygılar sunuyorum.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Âmin… Âmin…
ALİM IŞIK
(Devamla) – Değerli milletvekilleri, bu konuda, tasarının Türkiye'ye neler
getirip götüreceğini öngören birçok konuşma yapıldı ancak anlaşılan o ki gelen
emir demiri kesiyor. Sizlere bu emir nereden geldi bilemiyoruz ama
-tahminlerimiz elbette ki bizlerde kalmak üzere- bu tasarının bu ülkenin bekası
adına çok ciddi tehlikeler öngören bir tasarı olduğunu bir kez de ben duyurmak
istiyorum. Fakat bugüne kadar gerek komisyon görüşmeleri sırasında gerekse
Genel Kurul aşamasında değerli arkadaşlarım bu sıkıntılara defalarca
değinmesine rağmen, gerek Hükûmetin gerekse Genel Kuruldaki değerli AKP
milletvekillerinin tavrında hiçbir değişikliğin olmadığı ve bundan sonra da
olmayacağı görülmektedir.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Aynen öyle.
ALİM IŞIK
(Devamla) – Ancak ben, size -muhalefetten gelen önerileri dikkate almadığınızı
kabullenerek- sizin zaman zaman milletvekili olarak referans gösterdiğiniz, AKP
hükûmetlerinin icraatlarını zaman zaman medyada öven bir ismi referans göstererek,
onun ağzından bu tasarıyı değerlendirmek istiyorum. Bu isim, gazeteci yazar
Sayın Hasan Celal Güzel. Kendisinin, 27 Eylül 2012 tarihli Sabah gazetesinde
yazdığı köşe yazısından, bu tasarıyla ilgili ifadelerini aynen okuyarak
sizlerle paylaşmak istiyorum.
“Yeni Büyükşehir
Belediye Kanununa dikkat!” başlığı altında bir sayfalık bir yorumu var. Oradan
bazı cümleleri, önemli gördüklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Kendisi diyor
ki: “Değişime ve reforma taraftarım. Lakin, yeni ‘Büyükşehir Belediyesi Kanun
Taslağı’ fevkalade yanlış ve mahzurludur.
Yeni kanun
tasarısı çalışmalarına göre mevcut büyükşehir belediyelerine on üç il daha
katılmakta, bu belediyelerin kurulmasıyla il genelindeki bütün belde
belediyeleriyle köylerin tüzel kişilikleri kaldırılarak bunlar belediyelere
‘mahalle’ olarak katılmaktadır. Bu model, Türkiye’de sadece İstanbul ve biraz
da İzmit için geçerli olabilecektir. Bunun haricinde, Büyükşehir belediye
hudutlarının il hududu olarak kabul edilmesi her bakımdan son derece yanlış, tehlikeli
ve mahzurludur. Buna geçiş olarak değerlendirilebilecek mevcut 50 kilometrelik
uygulamalar da fiyaskoyla sonuçlanmıştır.
Bu kanun
yürürlüğe girerse şu önemli mahzurlar ortaya çıkacaktır:
Bu sistem,
yerelleşme iddiasıyla genelleşme yapan bir sistemdir. Bu durumda hizmet akışı
tamamen aksayacak, bütün ilçelere ve mahalle hâline getirilmiş köylere
gerektiği gibi hizmet götürülemeyecektir.”
Birçok
mahzurlarını saymış, sonuç olarak: “Bu uygulama sonunda Diyarbakır merkezli,
Van, Mardin, Şanlıurfa’nın da dâhil olduğu yeni bir etnik bölge ve terör
örgütünün hâkimiyetinde bir ayrılıkçı yönetim oluşturulmaktadır. Bu da
‘federatif sisteme’ ve ‘özerk bölgeye’ yol açacaktır. Başbakan Erdoğan’ın,
İçişleri Bakanı Şahin’in ve Genelkurmay Başkanı Özel’in terörü sonlandırmak
için var güçleriyle çalıştıkları bir dönemde, böylesine tehlikeli bir kanun
çıkarılması, sadece teröre hizmet olacaktır. Bu kanun çıkarılmadan da yerel
hizmetler artırılabilir ve yerel yönetimler dengeli bir şekilde
güçlendirilebilir.” demektedir Sayın Celal Güzel.
Bize
inanmıyorsanız, sizi her zeminde sürekli destekleyen bu şahsın düşüncelerine
inanmanız gerektiğini söylüyorum.
Ayrıca, Türk
İdareciler Derneği Genel Başkanı Saffet Arıkan Bedük’ün ve birçok değerli
idarecinin aynı mahiyette eleştirileri ve uyarıları söz konusudur. Bu vebal,
size herhâlde öbür dünyada yeter. İnanıyorum ki bu kanunun sonuna kadar,
vicdanlarınız biraz titreyerek parmaklarınız da ona göre kalkar diyorum.
Teşekkür
ediyorum. (MHP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Diğer önergenin
gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarı maddesinde
yer alan ilk kademe belediyelerin metinlerden çıkarılması mevcut sorunların
çözümüne hizmet etmemektedir. Buna rağmen, böyle bir uygulamanın başlatılması,
belediyelerin yerelliği esası çiğnenmektedir. Yine Avrupa yerel yönetimler
özerklik şartında belirtilen “Yerindenlik ilkesi” de
bu değişiklikle çiğnenmiş olacaktır. Bu anlamda madde 12’nin tasarı metninden
çıkarılması gerekmektedir.
BAŞKAN – Aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önergeler kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
338 sıra sayılı kanun tasarısının 12. Maddesi ile değiştirilen 5216 sayılı
yasanın 10. maddesinin başlığının “Büyükşehir belediyesi ve ilçe
belediyelerinin yetkileri, imtiyazları ve muafiyetleri” olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Dilek
Akagün Yılmaz (Uşak) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) – Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükûmet
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Önerge
üzerinde söz isteyen Dilek Akagün Yılmaz, Uşak
Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
DİLEK AKAGÜN
YILMAZ (Uşak) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 338
sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 12’nci maddesi üzerine verdiğimiz önerge
üzerinde konuşmak üzere söz almış bulunuyorum ama bu konudaki sözüme başlamadan
önce Sayın Meclis Başkan Vekilimizin burada yapmış olduğu bir İç Tüzük ihlalini
anımsatmak istiyorum.
Kapalı oturumları
düzenleyen 70’nci maddenin üçüncü fıkrasına baktığımızda, “Yukarıdaki fıkrada
söz konusu görüşmelerin tutanakları kâtip üyelerce tutulur. Ancak, Genel Kurul
uygun görürse, yeminli stenolar bu görevi yerine getirebilirler.” denmektedir.
Sayın Başkanım,
siz hukukçusunuz, buradaki yazan konunun ne olduğunu gayet iyi biliyorsunuz ama
buna rağmen, yeminli stenolarla ilgili Genel Kurulun görüşünü aldınız, oylamaya
koydunuz ancak kavaslarla ilgili -yeminli de olsalar da yeminsiz de olsalar-
herhangi bir şekilde bu Genel Kurul salonunda olmasını asla kabul
ettiremezsiniz, böyle bir oylama yapamazsınız. İç Tüzük hükmü bu kadar açıkken
böylesi bir İç Tüzük ihlalini neden yaptınız? Bunu aslında Genel Kurula
açıklamanız lazım. Şimdi, böyle yapılırsa, eğer bu kadar ciddiyetsiz bir
şekilde burada görüşmeler sürerse yani Anayasa önemli değil, yasalar önemli
değil, İç Tüzük önemli değil, biz istediğimiz gibi burada Genel Kurul
çalışmalarını yürütürüz derseniz o zaman bu kadar insanın burada bu saatlere
kadar bulunmasına gerek yoktur yani siz o tasarıları doğrudan doğruya Resmî Gazete’de yayınlayın gitsin. Bizlere burada gerek yok yani
bizler hepimiz burada o zaman figüran yerine koyuluyoruz. Yani hiçbir şekilde
ciddiyetle bakılmıyor bu olaylara diye düşünüyorum ben. Meclisi de sadece
görüntü olarak siz burada işgal ettiriyorsunuz Meclisteki milletvekillerine de.
Eğer İç Tüzük hükümleri uygulanmayacaksa, siz bir hukukçu olarak bu hükümleri
uygulamayacaksanız o zaman burada bizlerin oturmasının anlamı yoktur diyorum.
Yani bu konudaki
görüşlerimi dile getirdikten sonra, yine bu kanun tasarısıyla ilgili, istihdam
politikasıyla ilgili bazı konulara dikkat çekmek istiyorum. Burada özel
idarelerin, 29 büyükşehirdeki özel idarelerin tüzel kişiliği kaldırılmaktadır.
Aynı şekilde, tüzel kişiliği kaldırılan belediyelerin de personelleri özel
idarenin personeli ve belediyelerin ihtiyaç fazlası personelleri komisyon
tarafından incelenmekte ve bu komisyon tarafından incelenen ihtiyaç fazlası
personel İçişleri Bakanlığına bildirilmekte, ardından da Devlet Personel
Başkanlığı tarafından belirli yerlerde görevlendirilmesi yapılmaktadır.
Şimdi, öncelikle,
işçilerle ilgili düzenlemedeki aksaklıklara değinmek istiyorum ben. İşçi
statüsündeki ihtiyaç fazlası personel diğer kurumlara atanıyor, diğer kurumlara
gönderiliyor. Bu gönderildikleri kurumların il içi mi olacağı, il dışı mı
olacağı öncelikle belli değil. Burada bir hak kaybı söz konusu olabilir. Onun
dışında, atama emrinden itibaren beş gün içinde işe başlamadıkları takdirde, bu
işçilerin İş Kanunu’na göre iş akitleri feshediliyor. Tasarı, ilk geldiği
hâliyle, Hükûmet tarafından gönderildiği hâliyle iş akitleri feshedilen bu
işçilere ihbar tazminatı ödenmesine rağmen, Komisyonda yapılan değişiklikle beş
gün içinde işe başlamayan işçilerin ihbar tazminatları gasbedilmiştir,
ihbar tazminatları yok edilmiştir. Siz, zaten işçileri bulundukları yerlerden
söküp kopartıyorsunuz, ardından da yıllarca bu kurumlarda çalışmış, emek vermiş
insanlara ihbar tazminatını da çok görüyorsunuz, ihbar tazminatını
vermiyorsunuz. Bu olmaması gereken bir şey, ama ne yazık ki komisyonda bu hâle
gelmiş, ihbar tazminatları ortadan kaldırılmıştır.
Bunun yanında,
yeni işyerine başlamayı kabul eden işçilerle ilgili olarak, önceki borçlardan,
yeni devralan iş yerleri ya da kurumların, bu işleri devralan kurumların
sorumlu olmayacağını söylüyorsunuz. Peki, sorumlu olmayacaksa bu yeni işyerleri,
işçilerin fazla çalışmasından, ulusal bayram alacaklarından, pazar tatili
ücretlerinden, izin ücretlerinden eğer devralan kurumlar sorumlu olmayacaksa
kim sorumlu olacak arkadaşlar? Bu konu öylesine muğlak bir durumda ki, tüzel
kişiliği kaldırılan özel idareler sorumlu olacak. Tüzel kişilikleri
kaldırılıyor bunların. Tüzel kişiliği kaldırılan belediyeler sorumlu olacak.
Yani işçilerin hakları gasbedilecek, yok edilecek.
Çünkü bunların tüzel kişilikleri yok edildiğine göre, eski işverenlerinden
alamayacaklarına göre bu türden sosyal haklarını, o zaman kimden alacaklar,
nereden alacaklar? Çok ciddi bir sorundur.
Teşekkür ederim.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Sayın Yılmaz,
kapalı oturumlara ait tutanakları incelediğiniz zaman, yeminli stenograflarla
birlikte yeminli görevlilerin de Genel Kurulda kalması oylarınıza sunulmuştur,
Genel Kurulun oylarına.
DİLEK AKAGÜN
YILMAZ (Uşak) – Efendim İç Tüzük’te var mı bu konu?
İç Tüzük’te yok efendim.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Efendim, o zaman yeminli seyirci olunca onu da mı kabul edeceğiz.
DİLEK AKAGÜN
YILMAZ (Uşak) – İç Tüzük’te olmayan bir şeyi nasıl
oylarsınız?
BAŞKAN – Yeminli
görevliler arasında kavasların yanı sıra teknik personel ile Kararlar ve
Kanunlar Başkanlığı görevlileri de bulunmaktadır.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Ama yeminli seyirci de var!
BAŞKAN - Bunu,
kapalı oturumda sorulması üzerine izah ettim efendim.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Efendim, yeminli basın mensuplarımız var.
DİLEK AKAGÜN
YILMAZ (Uşak) – Anlamıyorum, ama yaptığınız İç Tüzük’e
aykırı.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Yeminli basın mensupları var, Mustafa Bey yirmi yedi yıldır yeminli,
otuz beş yıldır yeminli.
DİLEK AKAGÜN
YILMAZ (Uşak) – Bir hukukçu olarak yaptığınız gerçekten İç Tüzük’e
aykırı.
BAŞKAN – Efendim
kavaslar yeminli görevliler olarak zikredildi. Bunların içerisinde kavaslar var, teknik…
DİLEK AKAGÜN YILMAZ
(Uşak) – İç Tüzük’e aykırı olarak böyle bir oylamayı
yaptıramazsınız, İç Tüzük’te yok böyle bir şey.
OKTAY VURAL
(İzmir) – Gerçekten yok Sayın Başkan.
DİLEK AKAGÜN
YILMAZ (Uşak) – 70’inci maddede böyle bir şey yok efendim. Nasıl
yapabilirisiniz siz bunu?
BAŞKAN –
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
saati: 02.33
ON
YEDİNCİ OTURUM
Açılma
Saati: 02.35
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Tanju ÖZCAN (Bolu)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 18’inci Birleşiminin On
Yedinci Oturumunu açıyorum.
338 sıra sayılı
Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Bundan sonraki
tasarılarda komisyon aransa bile bulunamayacağı için, alınan karar gereğince
kanun tasarı ve teklifleri ile komisyondan gelen diğer işleri sırasıyla
görüşmek için, 9 Kasım 2012 Cuma günü saat 14.00’te toplanmak üzere birleşimi
kapatıyorum.
Kapanma
Saati: 02.36