DÖNEM: 24 CİLT: 22 YASAMA YILI: 2
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
115’inci Birleşim
5 Haziran 2012 Salı
(TBMM Tutanak Hizmetleri
Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip
üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak
yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L E R
I.-
GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.-
GELEN KÂĞITLAR
III.-
YOKLAMA
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Muş Milletvekili Sırrı Sakık’ın,
Nazım Hikmet ve Ahmed Arif’in ölüm yıl dönümlerine ilişkin gündem dışı
konuşması
2.- İstanbul Milletvekili Nureddin
Nebati’nin, Dünya Çevre Günü’ne ilişkin gündem dışı konuşması ve Çevre ve
Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı
3.- Çanakkale Milletvekili Mustafa
Serdar Soydan’ın, Dünya Çevre Günü’ne ilişkin gündem dışı konuşması ve Çevre ve
Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı
V.-
AÇIKLAMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi’nin, Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 2 askerin şehit olmasına ve Dünya
Çevre Günü’ne ilişkin açıklaması
2.- Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın’ın, Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 2 askerin şehit olmasına ve Dünya Çevre
Günü’ne ilişkin açıklaması
3.- İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın,
Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 2 askerin şehit olmasına ve 5 Azerbaycan askerinin
şehit edilmesi nedeniyle Ermenistan’ın kınanması gerektiğine ilişkin açıklaması
4.- Bursa Milletvekili Aykan
Erdemir’in, 5 Haziran Dünya Çevre
Günü’ne ilişkin açıklaması
5.- Malatya Milletvekili Veli
Ağbaba’nın, Malatya’nın çevre sorunlarına ilişkin açıklaması
6.- Muş Milletvekili Demir Çelik’in, 5
Haziran Dünya Çevre Günü’ne ilişkin açıklaması
7.- Artvin Milletvekili Uğur
Bayraktutan’ın, cıva zehirlenmesi vakaları nedeniyle Millî Eğitim Bakanlığının
laboratuvarı olmayan okullara cıva gönderme uygulamasına son vermesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
8.- İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal’ın, İstanbul’da Eskihisar-Topçular arasındaki arabalı vapur ücretine 20
TL fazla ödeme yapan özel araçların öne alınması uygulamasına son verilmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
9.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen
Öğüt’ün, ÖSYM’nin LYS’ye birkaç hafta kala puanların hesaplanmasında ağırlıklı
ortaöğrenim başarı puanını kaldırmasının haksızlıklara sebep olduğuna ilişkin
açıklaması
10.- İstanbul Milletvekili Haluk
Eyidoğan’ın, İstanbul’a yapılacak üçüncü köprünün çevreye vereceği zararlara
ilişkin açıklaması
11.- Isparta Milletvekili Ali Haydar
Öner’in, Eğirdir Gölü Özel Hüküm Belirleme çalışmaları sonuçlanmadığı için
koruma-kullanma dengesinde adaletsizlik olduğuna ve bu çalışmanın ne zaman
sonuçlanacağını öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
12.- İstanbul Milletvekili Abdullah
Levent Tüzel’in, geçen yıl biber gazından hayatını kaybeden Metin Lokumcu’ya ve
Hükûmetin enerji, konut, tarım ve ulaşım politikalarıyla insanlarımızın yaşam
alanlarını, doğayı, tarihî ve kültürel dokuyu katlettiğine ilişkin açıklaması
13.- Giresun Milletvekili Selahattin
Karaahmetoğlu’nun, çevreye karşı duyarlı olunması gerektiğine ve ülkemizin her
yerinde olduğu gibi Doğu Karadeniz’de de doğanın katledildiğine ilişkin
açıklaması
14.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
ülkemizdeki yenilenebilir ve temiz enerji yatırımlarına daha fazla katkı
yapılması gerektiğine ve İhlas Finans Kurumu bünyesinde hesabı bulunan
vatandaşların sorunlarına ilişkin açıklaması
15.- Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçeri’nin, Hükûmetin dış politikasında değişiklik yapması gerektiğine
ilişkin açıklaması
16.- Amasya Milletvekili Ramis
Topal’ın, Amasya’nın Yeşildere köyünde yaşanan dolu felaketi nedeniyle
çiftçilerin zor durumda olduğuna ve Yeşilırmak Vadisi’ndeki HES projelerine
ilişkin açıklaması
17.- Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz’ın,
Hükûmetin yapay gündem oluşturmak yerine terörle etkin mücadele etme noktasında
kararlılıkla bu işin üzerine gitmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
18.- Muş Milletvekili Sırrı Sakık’ın,
Van, Ağrı, Bitlis ve Muş’ta şeker pancarı üreticilerinin zor durumda olduğuna
ve söz verilmesine rağmen borçlarının ertelenmemiş olduğuna ilişkin açıklaması
19.- Uşak Milletvekili Dilek Akagün
Yılmaz’ın, ülkemizde pek çok çevre talanı yaşandığına ve Uşak Ulubey
Kışladağ’daki altın madeni işletmesinin çevreye verdiği zararlara ilişkin
açıklaması
20.- Iğdır Milletvekili Sinan Oğan’ın,
Iğdır’ın çevre sorunlarına ilişkin açıklaması
21.- İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi’nin, Melet Irmağı’nın bir maden ocağı tarafından zehirli atık bırakılmak
suretiyle kirletildiğine ve bu çevre felaketinin önlenmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
22.- Adana Milletvekili Muharrem
Varlı’nın, Hükûmetin kriz ekonomisi uyguladığına, Ziraat Bankasının çiftçilere
verdiği kredinin düşürüldüğüne ve bu nedenle çiftçilerin mağdur olduğuna
ilişkin açıklaması
23.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Kars Havaalanı’ndaki VIP uygulamasına ilişkin açıklaması
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
(6/505, 6/1065, 6/710, 6/1787) esas numaralı sözlü sorularını geri aldığına
ilişkin önergesi (4/49)
2.- İstanbul Milletvekili Harun
Karaca’nın, Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonu üyeliğinden çekildiğine
ilişkin önergesi (4/50)
3.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
(2/27) esas numaralı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına
ilişkin önergesi (4/51)
B) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Balıkesir Milletvekili Namık
Havutça ve 21 milletvekilinin, tarım girdi maliyetlerindeki artışların
nedenlerinin, tarımda yarattığı olumsuz etkilerin ve ekonomik zararların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/301)
2.- İstanbul Milletvekili Faik Tunay ve
21 milletvekilinin, üniversitelerin iktisadi ve idari bilimler fakültelerinden
mezun olan ya da hâlen okumakta olan öğrencilerin sosyal, toplumsal ve
psikolojik problemlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/302)
3.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken
ve 20 milletvekilinin, Bingöl ili Yayladere ilçesinin altyapı, hizmet ve sağlık
problemlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/303)
C) Tezkereler
1.- Kazakistan’ın 7-8 Haziran 2012
tarihlerinde Astana’da düzenlemeyi planladığı "AİGK/CICA Üye Devletlerin
Gençlik Politikaları: Birlikte Geleceği İnşa Etmek" başlıklı uluslararası
gençlik konferansına İstanbul Milletvekili ve TBMM Kâtip Üyesi Muhammet Bilal
Macit'in katılmasına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı tezkeresi
(3/888)
VII.-
ÖNERİLER
A) Danışma Kurulu Önerileri
1.- Danışma Kurulunun, gündemdeki
sıralama ile Genel Kurulun çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine ve 5
Haziran 2012 Salı günkü birleşiminde sözlü soruların görüşülmemesine ilişkin
önerisi
VIII.-
SEÇİMLER
A) Komisyonlarda Açık Bulunan Üyeliklere Seçim
1.- Kamu İktisadi Teşebbüsleri
Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim
B) Sayıştay Üyeliklerine Seçim
1.- Sayıştayda açık bulunan üyeliklere
seçim (S.Sayısı : 260)
IX.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli,
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın;
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük
Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)
2.- Hukuk Uyuşmazlıklarında
Arabuluculuk Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet
Komisyonu Raporları (1/486) (S. Sayısı: 233)
3.- İzmir EXPO Alanı Hakkında Kanun
Tasarısı ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu (1/613) (S.
Sayısı: 262)
X.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Antalya Milletvekili Gürkut
Acar’ın, Antalya’da bir futbol stadı yapılıp yapılmayacağına ve bunun için
tahsis edildiği iddia edilen araziye ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı
Suat Kılıç’ın cevabı (7/5779)
2.- Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova’nın, Kaz Dağlarında maden aranması için verilen izinlere ilişkin
Başbakandan sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı
(7/6478)
3.- Kırklareli Milletvekili Turgut
Dibek’in, KYK’da bir şiir dinletisine katılım konusunda memurlara baskı
yapıldığı iddialarına ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın
cevabı (7/6520)
4.- Antalya Milletvekili Gürkut
Acar’ın, son on yılda çeşitli disiplin cezalarına çarptırılan üniversite
öğrencilerine ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı
(7/6521)
5.- Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçeri’nin, kamu yararına olduğuna karar verilen reklamlarda kullanılan
logoya ve bu reklamların konularına ilişkin Başbakandan sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/6582)
6.- İstanbul Milletvekili İhsan
Özkes’in, 2011 yılı hac organizasyonu için ayrılan ihtiyaç akçesi miktarına ve
2012 yılına devredilen ihtiyaç akçesi bulunup bulunmadığına ilişkin Başbakandan
sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın cevabı (7/6587)
7.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, KYK’ya borçlu öğrencilerin borçlarını ödemelerinde kolaylık
sağlanmasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın
cevabı (7/6588)
8.- İstanbul Milletvekili Abdullah
Levent Tüzel’in, Kocaeli-Dilovası’nda hava kirliliğine ve kansere neden olan
işyeri ve fabrikaların denetimine ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/6601)
9.- Bursa Milletvekili Necati
Özensoy’un, BOTAŞ-BİL Genel Müdürüyle ilgili bazı iddialara ve doğal gaz
fiyatlarına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın
cevabı (7/6610)
10.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın,
elektrik dağıtım şirketlerinin denetimlerinin yetersiz kaldığı iddialarına ve
tarımsal sulamayı zamanında yapamayan çiftçilerin mağduriyetine ilişkin sorusu
ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/6612)
11.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
ülkemizde faaliyet gösteren bankalara ve çeşitli banka işlemlerinin
ücretlendirilmesinden kaynaklanan mağduriyete ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Ali Babacan’ın cevabı (7/6708)
12.- İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu’nun, 2002-2012 yılları arasında görev yapan personele ve
yapılan atamalara ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı
(7/6714)
13.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
Başbakanlık bünyesindeki özürlü personele ve yapıların erişime uygun hale
getirilmesine ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/6716)
14.- İstanbul Milletvekili İhsan
Barutçu’nun, Vakıflar Genel Müdürlüğünün öğrencilere verdiği burslara ilişkin
sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/6717)
15.- Adana Milletvekili Turgay
Develi’nin, TRT’nin reklam gelirlerine ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınç’ın cevabı (7/6718)
16.- Adana Milletvekili Turgay
Develi’nin, TRT Kanunu uyarınca toplanan geçici danışma kurullarına ilişkin
sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/6719)
17.- İstanbul Milletvekili Süleyman
Çelebi’nin, Basın İlan Kurumu verilerine göre resmi reklam verilmesindeki
şartlara ve resmi reklamların maliyetine ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınç’ın cevabı (7/6720)
18.- Manisa Milletvekili Sakine Öz’ün,
özelleştirilen işletmelerde işçilerin aldıkları ücretle bordrolarının farklı
olduğu iddialarına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk
Çelik’in cevabı (7/6755)
19.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
Kütahya’da moloz dökülmesi için ayrılan sahaya çöp ve çeşitli atıkların
döküldüğü iddialarına ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan
Bayraktar’ın cevabı (7/6763)
20.- Kocaeli Milletvekili Hurşit Güneş’in,
Kocaeli’de hava kirliliğine ve alınması gereken önlemlere ilişkin sorusu ve
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/6765)
21.- Kocaeli Milletvekili Haydar
Akar’ın, İzmit-Entegre Çevre Projesi kapsamındaki projeleri üstlenen İZAYDAŞ’la
ilgili bazı iddialara ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan
Bayraktar’ın cevabı (7/6766)
22.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi
Baydar’ın, 10 numaralı yağ olarak adlandırılan yağların üretimi, satışı ve
denetimine ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın
cevabı (7/6767)
23.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
Bakanlık bünyesindeki özürlü personele ve yapıların erişime uygun hale
getirilmesine ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın
cevabı (7/6768)
24.- Bursa Milletvekili Sena
Kaleli’nin, Bursa’da tarım arazilerinin ve su kaynaklarının konut alanına
çevrilmesine ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın
cevabı (7/6770)
25.- Kocaeli Milletvekili Lütfü
Türkkan’ın, TÜPRAŞ bacalarından çıkan dumanın sebep olduğu zararların
giderilmesine ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın
cevabı (7/6771)
26.- Mersin Milletvekili Ali Rıza
Öztürk’ün, Ermenistan’daki Metzamor Nükleer Santralinde olası bir kazanın yol
açabileceği sorunlara ve alınan önlemlere ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/6782)
27.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen
Öğüt’ün, elektrik faturalarına yansıtılan çeşitli bedel kalemlerine ve
elektriğe yapılan zam oranına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/6783)
28.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran
Bulut’un, Balıkesir’de Akarsu Göleti içinde bulunan yüksek gerilim hattının
taşınması ihtiyacına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız’ın cevabı (7/6784)
29.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
Bakanlık bünyesindeki özürlü personele ve yapıların erişime uygun hale
getirilmesine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız’ın cevabı (7/6786)
30.- Hatay Milletvekili Mehmet Ali
Ediboğlu’nun, İran’dan ham petrol alımının azaltılmasına ve alternatif ham
petrol kaynağının maliyeti artıracağı iddialarına ilişkin sorusu ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/6787)
31.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan
Köktürk’ün, Hazinenin özel mülkiyetindeki malların satışına ilişkin sorusu ve
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
(7/6845)
32.- İstanbul Milletvekili Abdullah
Levent Tüzel’in, Akköy 2. HES Projesi’nin çevreye verdiği zararlara ilişkin
sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/6973)
33.- Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçeri’nin, Bakanlıkta son beş yıl içerisinde müşavir kadrosuna atanan
personele ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/6982)
34.- Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı’nın, Konya’nın teşvik planında 2. Bölgeye dahil edilmesine ilişkin
sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/6983)
35.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
EÜAŞ Tunçbilek Termik Santrali İşletme Müdürlüğünde çalışan taşeron işçilerinin
yaşadığı iddia edilen sorunlara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/6984)
36.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
2002-2012 döneminde EÜAŞ Tunçbilek Termik Santralinde üretilen elektrik
enerjisine ve üretim esnasında yaşanan sorunlara ilişkin sorusu ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/6985)
37.- Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçeri’nin, Bakanlıkta son beş yıl içerisinde müşavir kadrosuna atanan
personele ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın
cevabı (7/6986)
38.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, elektrik faturalarındaki kayıp kaçak bedellerinin gizlendiği
iddialarına ve bedeli ödeyen vatandaşların mağduriyetinin giderilmesine ilişkin
sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/6987)
39.- Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya’nın, Amasra’da üretimi yapılan kömürün analiz değerlerine ilişkin
sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/6988)
40.- Artvin Milletvekili Uğur
Bayraktutan’ın, Artvin’de elektrik dağıtımında ve faturaların son ödeme
tarihlerinde yaşanan sorunlara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/6989)
41.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, iletim ve dağıtım gerilimi seviyesindeki şebeke kayıp oranlarına
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı
(7/6991)
42.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, elektrik özelleştirmeleri sonucu vatandaşın pahalıya elektrik
tükettiği iddiasına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız’ın cevabı (7/6995)
43.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, elektrik dağıtımın özelleştirmelerine ve sonuçlarına ilişkin sorusu
ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/6996)
44.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, elektrik kesme ve bağlama bedellerine ilişkin sorusu ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/6997)
45.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, elektrik dağıtım şirketlerince belirlenen sayaç sökme ve takma
bedellerine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın
cevabı (7/6998)
46.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, elektriğe yapılan zamlara ve kaçak elektrik kullanımına ilişkin
sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/7003)
47.- İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu’nun, 2002-2012 yılları arasında TBMM Başkanlığı İdari
Teşkilatında çalışan personele ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkan Vekili Mehmet Sağlam’ın cevabı (7/7045)
48.- Tunceli Milletvekili Hüseyin
Aygün’ün, Başbakanın bir açıklamasına ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınç’ın cevabı (7/7150)
49.- Antalya Milletvekili Tunca
Toskay’ın, 2003-2012 yılları arasında Antalya’da yabancı gerçek ve tüzel
kişilere satışı yapılan taşınmazlara ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik
Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/7176)
50.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
Simav depremi nedeniyle yaşanan mağduriyete ve yapılan çalışmalara ilişkin
sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/7179)
51.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
Simav depremi nedeniyle yaşanan mağduriyete ilişkin sorusu ve Çevre ve
Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/7181)
52.- Yozgat Milletvekili Sadir
Durmaz’ın, Bakanlık müşavirliği kadrosuna yapılan atamalara ilişkin sorusu ve
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/7182)
53.- Adana Milletvekili Muharrem
Varlı’nın, 2002-2012 yılları arasında yapılan yatırımlara ve ayrılan ödenek
miktarına ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/7185)
54.- Diyarbakır Milletvekili Altan
Tan’ın, 2011 yılında Gürcistan ve Irak’la olan ihracat ve ithalat miktarına
ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/7186)
55.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
Seyitömer Termik Santraline ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız’ın cevabı (7/7187)
56.- Niğde Milletvekili Doğan Şafak’ın,
bir köyün elektrik borcu nedeniyle kesilen içme suyuna ilişkin sorusu ve Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/7310)
57.- Mersin Milletvekili Ali Rıza
Öztürk’ün, TBMM Tören Salonunun tahsisine ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkan Vekili Mehmet Sağlam’ın cevabı (7/7341)
58.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, iade edilen bir soru önergesine ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkan Vekili Mehmet Sağlam’ın cevabı (7/7822)
I.- GEÇEN
TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat
14.00’te açılarak dört oturum yaptı.
Düzce Milletvekili İbrahim
Korkmaz, 31 Mayıs 2010’da saldırıya uğrayan Mavi Marmara Gemisi’ne,
Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan, Kayıplar Haftası’na,
İlişkin gündem dışı birer
konuşma yaptılar.
Kocaeli Milletvekili Hurşit
Güneş’in, memur maaş zamlarında devlet ile halkın uzlaşı ve hoşgörüyü
benimsemesine ilişkin gündem dışı konuşmasına Maliye Bakanı Mehmet Şimşek cevap
verdi.
Muş Milletvekili Sırrı
Sakık, Mavi Marmara saldırısı gibi Kürt köylerinin bombalanmasının da insanlığa
karşı bir suç olduğuna,
Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçeri, Başbakanın basın mensuplarına yönelik sözlerini kınadığına ve
sindirilmiş bir basının olduğu yerde özgürlük ve demokrasiden söz
edilemeyeceğine,
Çorum Milletvekili Tufan
Köse, ölümünden sonra Ordinaryüs Profesör Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’nun isminin
Çorum’da bir parka verilmiş olmasına rağmen Çorum Belediye Meclisi kararıyla
bunun kaldırıldığına,
Artvin Milletvekili Uğur
Bayraktutan, 31 Mayıs 2010 tarihinde Metin Lokumcu’nun biber gazından hayatını
kaybettiğine, olayın sorumlularıyla ilgili yargılamanın durma noktasına
geldiğine ve yakın bir zamanda da Çayan Birben’in biber gazından hayatını
kaybettiğine,
İstanbul Milletvekili Melda
Onur, ülkenin dört bir yanında çevre felaketi yaşandığına ve bir yıl önce bir
çevre felaketi yaşanırken Metin Lokumcu’nun hayatını kaybettiğine,
Tunceli Milletvekili
Hüseyin Aygün, Metin Lokumcu ve Çayan Birben’in polislerin biber gazı sıkması
sonucu hayatlarını kaybettiklerine ve bu polisler hakkında işlem yapılması
gerektiğine,
Tokat Milletvekili Orhan
Düzgün, Tokat’ta yaşanan dolu felaketi nedeniyle bölgenin afet bölgesi ilan
edilerek çiftçinin zararlarının karşılanması gerektiğine,
Kütahya Milletvekili Alim
Işık, Sağlık Bakanının kürtaj ve sezaryenle ilgili beyanlarını bir bilim adamı
olarak kendisine yakıştıramadığına ve Hükûmetin memur ve memur emeklilerinin
haklarını vermesi gerektiğine,
İstanbul Milletvekili Ali
Özgündüz, Mavi Marmara’ya yapılan saldırıyı kınadığına ve Hükûmetin İsrail’le
ilgili politikalarını net olarak açıklamasını istediğine,
Kocaeli Milletvekili Hurşit
Güneş, son iki yılda reel olarak memurların refah artışının yüzde 20 oranında
olup olmadığını öğrenmek istediğine,
İlişkin birer açıklamada
bulundular.
İstanbul Milletvekili Melda
Onur ve 22 milletvekilinin, cezaevlerinde bulunan hükümlü ya da tutuklu
vatandaşların sağlık sorunlarının (10/298),
Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu ve 23 milletvekilinin, ülkemizin su kaynakları potansiyelinin
(10/299),
Adana Milletvekili Ali
Halaman ve 19 milletvekilinin, küçük esnaf ve sanatkârların sorunlarının
(10/300),
Araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini
alacağı ve ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.
(10/236, 237, 238, 239)
esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonunda boş bulunan ve AK PARTİ Grubuna
düşen 1 üyeliğe İstanbul Milletvekili Enver Yılmaz seçildi.
Gündemin “Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının;
1’inci sırasında yer alan
ve görüşmeleri yarım kalan, İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun
olarak görüşülmesi kabul edilen, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli
Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir
Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu
Raporu’nun (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156),
2’nci sırasında yer alan ve
görüşmeleri yarım kalan, İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak
görüşülmesi kabul edilen, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Tasarısı
ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporlarının (1/486) (S.
Sayısı: 233),
Görüşmeleri, Komisyon
yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından ertelendi.
3’üncü sırasında yer alan
ve İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülmesi kabul
edilen, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve İstanbul Milletvekili Ferit
Mevlüt Aslanoğlu’nun; Hatay Milletvekili Şefik Çirkin ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural’ın; Ankara Milletvekili Cevdet Erdöl’ün Benzer Mahiyetteki
Kanun Teklifleri ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu’nun (1/611, 2/207, 2/397,
2/565) (S. Sayısı: 258),
4’üncü sırasında yer alan,
Hazine Müsteşarlığı Tarafından Temsil Edilen Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Maliye Bakanlığı Tarafından Temsil Edilen Kırgız Cumhuriyeti Hükümeti
Arasındaki Borç Silme Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun (1/595) (S. Sayısı: 249),
Görüşmeleri tamamlanarak
yapılan açık oylamadan sonra kabul edildi.
İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebi,
Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır,
İstanbul Milletvekili Ayşe
Nur Bahçekapılı,
Bank Asya Birinci Lig’e
yükselen Adana Demirspor’u kutladıklarına ilişkin birer açıklamada bulundular.
Bilecik Milletvekili
Fahrettin Poyraz, Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in şahsına,
Samsun Milletvekili Ahmet
Yeni, Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in şahsına,
Sataşmaları nedeniyle birer
konuşma yaptılar.
Tunceli Milletvekili Kamer
Genç, Bilecik Milletvekili Fahrettin Poyraz’ın ifadelerine ilişkin bir
açıklamada bulundu.
Alınan karar gereğince, 5
Haziran 2012 Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere 00.06’da birleşime son
verildi.
Mehmet
SAĞLAM
Başkan
Vekili
Tanju ÖZCAN Bayram
ÖZÇELİK Muhammet Rıza YALÇINKAYA
Bolu Burdur Bartın
Kâtip Üye Kâtip Üye Kâtip Üye
II.- GELEN
KâĞITLAR
No:
159
4
Haziran 2012 Pazartesi
Sözlü
Soru Önergeleri
1.- İzmir Milletvekili Hülya Güven’in,
12 yıllık kademeli zorunlu eğitim sistemi kapsamında açılacak liselere ilişkin
Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1805) (Başkanlığa geliş tarihi:
24.05.2012)
2.- İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal’ın, Sivas-İmranlı Devlet Hastanesinin doktor sayısındaki ve fiziki
şartlarındaki yetersizliğe ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1806) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
3.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
Ardahan’da bazı köylerin elektrik sorununa ve imamevi ihtiyacına ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1807) (Başkanlığa geliş tarihi:
23.05.2012)
4.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
Iğdır’da meydana gelen internet kesintilerine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1808) (Başkanlığa geliş tarihi:
23.05.2012)
5.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
Iğdır’da hayvancılığın desteklenmesi için yapılan yardımlara ilişkin Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1809) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23.05.2012)
6.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
Ağrı’da hayvancılığın desteklenmesi için yapılan yardımlara ilişkin Gıda, Tarım
ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1810) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23.05.2012)
7.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
Ağrı’da meydana gelen internet kesintilerine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1811) (Başkanlığa geliş tarihi:
23.05.2012)
8.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
bireysel silahlanmaya karşı alınacak önlemlere ilişkin Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanından sözlü soru önergesi (6/1812) (Başkanlığa geliş tarihi:
23.05.2012)
9.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
Ardahan’a İller Bankasınca verilen paya ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1813) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
10.- Gaziantep Milletvekili Mehmet
Şeker’in, Gaziantep’teki bazı köylerin elektrik borçlarına ilişkin Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/1814) (Başkanlığa geliş
tarihi: 24.05.2012)
Yazılı
Soru Önergeleri
1.- Giresun Milletvekili Selahattin
Karaahmetoğlu’nun, Giresun’daki HES’lere ve denetimlerine ilişkin Orman ve Su
İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7694) (Başkanlığa geliş tarihi:
23.05.2012)
2.- İstanbul Milletvekili İhsan
Özkes’in, 1984 yılından itibaren terör nedeniyle öldürülen ve saldırıya uğrayan
din görevlilerinin sayısına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7695)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
3.- İstanbul Milletvekili İhsan
Özkes’in, Ordu’da bir köy camiinde yaşandığı iddia edilen olaya ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7696) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
4.- İstanbul Milletvekili Ali
Özgündüz’ün, yapılacak yeni Başbakanlık binası ile ilgili bazı iddialara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7697) (Başkanlığa geliş tarihi:
23.05.2012)
5.- İstanbul Milletvekili İhsan
Özkes’in, Milli Eğitim Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı olmayan
Kur’an-ı Kerim öğretimi yapılan yerlere ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/7698) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
6.- İstanbul Milletvekili İhsan
Özkes’in, Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı ile ilgili bazı iddialara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7699) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
7.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen
Öğüt’ün, İstanbul’un tarihi siluetinin korunması için yapılan çalışmalara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7700) (Başkanlığa geliş tarihi:
23.05.2012)
8.- Hatay Milletvekili Refik
Eryılmaz’ın, memur maaşlarına zam teklif miktarına ve bir atamayla ilgili bazı iddialara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7701) (Başkanlığa geliş tarihi:
23.05.2012)
9.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın,
resmi bayram ve ulusal günlerde Atatürk anıtlarına çelenk konulmasına izin
verilmediği iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7702)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
10.- İstanbul
Milletvekili Umut Oran’ın, Malatya-Kürecik radar üssüne ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/7703) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
11.- Antalya
Milletvekili Gürkut Acar’ın, Antalya’daki TOKİ projelerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/7704) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
12.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, arazi toplulaştırması işlemlerindeki bir
uygulamaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7705) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23.05.2012)
13.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, NBŞ kotası üzerinde yapılan artırıma ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7706) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
14.- Eskişehir
Milletvekili Ruhsar Demirel’in, Van’da depremle ilgili bir görevin ifası
amacıyla görevlendirilen personelin ödüllendirilmesine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/7707) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
15.- İstanbul Milletvekili Umut
Oran’ın, nüfusu 750 bini geçen şehirlerin Büyükşehir olarak tanımlanacağı ve
Büyükşehirlerin kapsamının il sınırlarına doğru genişletileceği haberlerine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7708) (Başkanlığa geliş tarihi:
24.05.2012)
16.- Ankara
Milletvekili Ayşe Gülsün Bilgehan’ın, 12 yıllık kademeli eğitim sisteminin
uygulanmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7709) (Başkanlığa
geliş tarihi: 24.05.2012)
17.- Muğla
Milletvekili Tolga Çandar’ın, AB’ye üye ülkelerdeki üniversitelerde okuyan
öğrencilerin denklik başvurularının iptaline ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/7710) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.05.2012)
18.- İstanbul
Milletvekili Umut Oran’ın, ülkemizde mali kural uygulamasının hayata
geçirilmesine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru
önergesi (7/7711) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
19.- Kocaeli Milletvekili Lütfü
Türkkan’ın, memur maaşlarına zam teklif miktarına ve bir atamayla ilgili bazı
iddialara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi
(7/7712) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
20.- Ankara
Milletvekili Ayşe Gülsün Bilgehan’ın, Türk Eximbank Genel Müdürlüğünün
İstanbul’a taşınmasına ve çalışmakta olan personelin durumuna ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/7713) (Başkanlığa geliş
tarihi: 24.05.2012)
21.- Diyarbakır
Milletvekili Nursel Aydoğan’ın, Mersin’de bir cezaevinde siyasi tutuklulara
şiddet uygulandığı iddialarına ilişin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/7714) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
22.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2002-2012 yılları arasında yapılan
cezaevleriyle ilgili verilere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/7715) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
23.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, AİHM’nin Hrant Dink davası ile
ilgili kararına ve bazı iddialara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/7716) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
24.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, engelli vatandaşların eğitim sorunlarına ilişkin
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/7717) (Başkanlığa
geliş tarihi: 23.05.2012)
25.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, engelli vatandaşların sayısına ve istihdamına
ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/7718)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
26.- Denizli
Milletvekili Adnan Keskin’in Bakanlığın bankalardan aldığı promosyonlara ve
Bakanlık özel kaleminin harcamalarına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7719) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
27.- Eskişehir
Milletvekili Ruhsar Demirel’in, şiddete maruz kalanlara psikolojik destek
hizmeti verilmesine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/7720) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
28.- Eskişehir
Milletvekili Ruhsar Demirel’in, sivil şehit ve gazilere ilişkin Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/7721) (Başkanlığa geliş tarihi:
23.05.2012)
29.- Manisa
Milletvekili Sakine Öz’ün, eşi vefat eden kadınlara yönelik yardım programının
kapsamına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/7722) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.05.2012)
30.- Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer’in, Kütahya’da evlilik okulu projesi kapsamında
verilen derslere ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/7723) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.05.2012)
31.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, sigortasız çalışan işçilere ve kayıt dışılığın
denetimine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/7724) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
32.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2011 yılları arasında İŞKUR’a başvuran 65
yaş üstü vatandaşlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/7725) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
33.- Aydın
Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, SGK’nın ağız ve diş sağlığı konusunda
dışarıdan hizmet alımına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı
soru önergesi (7/7726) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
34.- Eskişehir
Milletvekili Ruhsar Demirel’in, sağlık hizmet sunucularına yapılan usulsüz
ödeme iddialarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/7727) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
35.- Eskişehir
Milletvekili Ruhsar Demirel’in, biyometrik tanıma sistemine ilişkin Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/7728) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23.05.2012)
36.- Adana
Milletvekili Seyfettin Yılmaz’ın, Adana’daki vatandaşların sosyal güvenlik
sisteminden yararlanma oranına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7729) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
37.- İzmir
Milletvekili Hülya Güven’in, çalışanlar ve işverenlerin sendikal örgütlenmeleri
ile grev ve lokavt haklarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7730) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.05.2012)
38.- İstanbul
Milletvekili Umut Oran’ın, Bakırköy’de tren yolu kenarındaki yapıların 1999
depreminin de etkisiyle dayanıklılığını yitirmesine ve depreme karşı yapılan
güçlendirme çalışmalarına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/7731) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.05.2012)
39.- İstanbul
Milletvekili Faik Tunay’ın, inşaat yapımında geçici ustalık yetki belgesine
sahip olanların çalıştırılabilmesine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7732) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.05.2012)
40.- Manisa
Milletvekili Hasan Ören’in, Alaşehir’de jeotermal sondajı sırasında yaşanan bir
kazaya ve çiftçilerin mağduriyetine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7733) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.05.2012)
41.- İstanbul
Milletvekili Aykut Erdoğdu’nun, 2006-2010 dönemi kayıp-kaçak oranları ve
gerçekleştirilmiş yatırım tutarlarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7734) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.05.2012)
42.- Kastamonu
Milletvekili Emin Çınar’ın, Kastamonu’daki çiftçilerin don olayları nedeniyle
yaşadıkları mağduriyete ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/7735) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
43.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, zeytinyağında dahilde işleme rejimine ilişkin
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7736) (Başkanlığa
geliş tarihi: 23.05.2012)
44.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, zeytinlik alanlarının madencilik ve enerji
yatırımlarına açılmasına izin veren yönetmelik değişikliğine ilişkin Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7737) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23.05.2012)
45.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, zeytinlik alanlarının madencilik ve enerji
yatırımlarına açılmasına izin veren yönetmelik değişikliğine ilişkin Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7738) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23.05.2012)
46.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, alan bazlı fındık desteğinin kaldırılmasına
ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7739)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
47.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, fındık stoklarına ilişkin Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7740) (Başkanlığa geliş tarihi:
23.05.2012)
48.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, 2012 yılında yapılacak tarımsal desteklemelere
ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7741)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
49.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, büyük ve küçükbaş hayvan sayısına ve yem
desteklerine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/7742) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
50.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, zeytinlik alanlarının madencilik ve enerji
yatırımlarına açılmasına izin veren yönetmelik değişikliğine ilişkin Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7743) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23.05.2012)
51.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, 2009-2010 yıllarında görülen hayvan hastalıklarına
ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7744)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
52.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, şap hastalığının önlenmesi için alınan tedbirlere
ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7745)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
53.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, pamuk üretimine ve üreticilerinin sorunlarına
ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7746)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
54.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, TMO’nun fındık piyasasına müdahalesine ilişkin
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7747) (Başkanlığa
geliş tarihi: 23.05.2012)
55.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, TMO tarafından FİSKOBİRLİK’e verilen fındığa
ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7748) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
56.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, sofralık zeytine destekleme yapılmasına ilişkin
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7749) (Başkanlığa
geliş tarihi: 23.05.2012)
57.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal’ın, pestisit kalıntısı bulunan ürünlere uygulanan
işlemlere ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/7750) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
58.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal’ın, Bakanlık personeliyle ilgili istatistiklere
ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7751)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
59.- İzmir
Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun, şap aşısı üretiminin yetersizliğine
ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7752)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
60.- Bursa
Milletvekili Turhan Tayan’ın, Yenişehir’deki köylerde yağan dolu sebebiyle
yaşanan mağduriyete ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/7753) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.05.2012)
61.- Manisa
Milletvekili Hasan Ören’in, Manisa’da yağan dolu sebebiyle yaşanan mağduriyete
ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7754)
(Başkanlığa geliş tarihi: 24.05.2012)
62.- Manisa
Milletvekili Sakine Öz’ün, Salihli’nin köylerinde yağan dolu sebebiyle yaşanan
mağduriyete ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/7755) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.05.2012)
63.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
belde belediyeleri ve köylerin ilçelere bağlanacağı iddialarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7756) (Başkanlığa geliş tarihi:
23.05.2012)
64.- Bitlis
Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu’nun, 2002-2012 yılları arasında toplumsal
gösterilerde polis müdahalesi sonucu yaşanan ölüm ve sakatlanmalara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7757) (Başkanlığa geliş tarihi:
23.05.2012)
65.- Gaziantep
Milletvekili Ali Serindağ’ın, Suriye’den gelen sığınmacılara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7758) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
66.- İstanbul
Milletvekili Ayşe Eser Danışoğlu’nun, öğrencilerin göz altına alınmalarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7759) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23.05.2012)
67.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Heykel-Setbaşı hattının trafik sorununa
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7760) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23.05.2012)
68.- Kocaeli
Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Kartepe’nin kanalizasyon sorununa ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7761) (Başkanlığa geliş tarihi:
23.05.2012)
69.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Nilüfer’deki dere ıslah çalışmalarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7762) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23.05.2012)
70.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Mudanya-Bursa yol genişletme çalışmalarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7763) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23.05.2012)
71.- Kocaeli
Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, terör örgütünün Amanos Dağlarından yaptığı
saldırılara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7764)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
72.- Eskişehir
Milletvekili Ruhsar Demirel’in, Uludere’de meydana gelen olayda hayatını
kaybedenlerin ailelerine verilecek tazminat miktarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7765) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
73.- İzmir
Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun, şap ve brusella hastalığına ayrılan
ödeneğe ve canlı hayvan kaçakçılığına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/7766) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
74.- İstanbul Milletvekili Umut
Oran’ın, 29 il belediyesinin büyükşehir belediyesine dönüştürülmesi
çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7767)
(Başkanlığa geliş tarihi: 24.05.2012)
75.- İstanbul
Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, İstanbul’un tarihi siluetinin korunması için
yapılan çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/7768) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
76.- İstanbul
Milletvekili Durmuşali Torlak’ın, Fatih-Balat semtinde iç surlarda bulunan
tarihi bir mahzenin üzerine bina yapıldığı iddiasına ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7769) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
77.- Sakarya
Milletvekili Engin Özkoç’un, 2-B arazilerinin satışında kolaylık sağlanmasına
yönelik çalışmalara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/7770)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
78.- Kocaeli
Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, büyük mükelleflerin denetimine ve vergi
kaçakçılığına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/7771)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
79.- Kocaeli
Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, yeni yapılacak Başbakanlık binası ile ilgili
bazı iddialara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/7772) (Başkanlığa
geliş tarihi: 23.05.2012)
80.- Kocaeli
Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Suriyeli sığınmacılara kredi kartları
dağıtıldığı iddiasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/7773)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
81.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, öğretmen atamalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7774) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
82.- Aydın
Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, Alo 147 hattına gelen şikâyetler ve yapılan
işlemlere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/7775)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
83.- İstanbul
Milletvekili Haluk Eyidoğan’ın, Kayaköy beldesindeki ilköğretim öğrencilerinin
sorunlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/7776)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
84.-
Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel’in, Bakanlıkta ve bağlı kurum ve
kuruluşlarda istihdam edilen engelli personel ile engellilerin okullara ve
Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlara erişimini kolaylaştırmaya yönelik
çalışmalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/7777)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
85.- Eskişehir
Milletvekili Ruhsar Demirel’in, evde verilen eğitim hizmetine ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/7778) (Başkanlığa geliş tarihi:
23.05.2012)
86.- İstanbul
Milletvekili Celal Dinçer’in, engellilerin eğitim sorunlarına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/7779) (Başkanlığa geliş tarihi:
24.05.2012)
87.- İstanbul
Milletvekili Faik Tunay’ın, aracı firmalar veya şahıslar aracılığıyla yurtdışı
üniversite eğitimine gidenlerin mağduriyetine ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7780) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.05.2012)
88.- Aydın
Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, ağız ve diş sağlığı merkezlerine ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7781) (Başkanlığa geliş tarihi:
23.05.2012)
89.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, MPS hastalarının yaşadığı sorunlara
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7782) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23.05.2012)
90.- Eskişehir
Milletvekili Ruhsar Demirel’in, üniversite hastanelerinin sorunlarının çözümüne
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7783) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23.05.2012)
91.- Eskişehir
Milletvekili Ruhsar Demirel’in, obezite ile mücadelede ayran tüketiminin
özendirilmesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7784)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
92.- Eskişehir
Milletvekili Ruhsar Demirel’in, Eskişehir’de içme sularının kimyasal yönden
analizlerinin yapılmasına ve bunların sonuçlarına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7785) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
93.- Ankara
Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, 112 acil sağlık hizmetlerinin işleyişine
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7786) (Başkanlığa geliş
tarihi: 24.05.2012)
94.- Kocaeli
Milletvekili Hurşit Güneş’in, üniversite ve sağlık personelinin tam gün
çalışmasına yönelik kanunun sağlık hizmetlerine etkilerine ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7787) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.05.2012)
95.- Tokat
Milletvekili Orhan Düzgün’ün, Tokat-Niksar-Akkuş-Ünye karayoluna ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/7788)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
96.- İstanbul
Milletvekili Umut Oran’ın, Haliç Köprüsünün bakım ve onarımına ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/7789)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
97.- Eskişehir
Milletvekili Ruhsar Demirel’in, TCDD Ankara Eğitim Merkezinin ve 2. Bölge
Müdürlüğünün hizmet binalarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7790) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
98.- Eskişehir
Milletvekili Ruhsar Demirel’in, Tepebaşındaki hızlı tren hattının ulaşımı
engellediği iddialarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7791) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
99.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Emet-Hisarcık-Simav karayoluna ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/7792) (Başkanlığa
geliş tarihi: 23.05.2012)
100.-
Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Altıntaş-Aslanapa karayoluna ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/7793)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
101.-
Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Tavşanlı-Domaniç karayoluna ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/7794)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
102.-
Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Altıntaş-Dumlupınar karayoluna ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/7795)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
103.-
Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, dağıtıcılık görevi yapan PTT çalışanlarına
ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi
(7/7796) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
104.-
Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel’in, Ankara ile çeşitli iller arasındaki
hızlı tren hatlarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7797) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
105.-
Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz’ın, Hakkâri’de temeli atılan havaalanı için
kamulaştırılan arazilerin toplamına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7798) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
106.-
Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya-Uşak karayoluna ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/7799) (Başkanlığa
geliş tarihi: 23.05.2012)
107.-
Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Simav-Abide karayoluna ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/7800) (Başkanlığa
geliş tarihi: 23.05.2012)
108.-
Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Simav-Demirci karayoluna ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/7801) (Başkanlığa
geliş tarihi: 23.05.2012)
109.-
Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Simav-Sındırgı karayoluna ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/7802) (Başkanlığa
geliş tarihi: 23.05.2012)
110.-
Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Simav-Selendi karayoluna ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/7803) (Başkanlığa
geliş tarihi: 23.05.2012)
111.-
Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Emet-Tavşanlı karayoluna ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/7804) (Başkanlığa
geliş tarihi: 23.05.2012)
112.-
Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Emet-Çavdarhisar karayoluna ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/7805)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
113.-
Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, TRT’de yaşanan bir yolsuzluğa ve
TRT’nin denetimine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru
önergesi (7/7806) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)
114.-
Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Türk Cumhuriyetlerine yönelik çalışmalara
ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7807) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23.05.2012)
115.-
İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, 19 Mayıs törenlerine ilişkin Gençlik ve
Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/7808) (Başkanlığa geliş tarihi:
23.05.2012)
116.- Kocaeli Milletvekili Hurşit
Güneş’in, askeri okullara başvuran öğrenci sayısına ilişkin Milli Savunma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7809) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.05.2012)
Süresi
İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- Hatay Milletvekili Mehmet Ali
Ediboğlu’nun, bir belediye başkanı hakkındaki iddialara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/5599)
2.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan
Köktürk’ün, tahliye edildiği gün yaptığı bir açıklama yüzünden hakkında soruşturma
açılan bir gazeteciye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5602)
3.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, yabancı ülkelerle yapılan işbirliği anlaşmalarına ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5616)
4.- Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan’ın, Karataş Kadın Cezaevinde uygulanan bazı yasaklara ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5618)
5.- İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu’nun, Eskişehir’de bir öğretmenin kaybolması ile ilgili bazı
iddialara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5619)
6.- Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan’ın, Batman’da nevruz kutlamalarında yaşanan olaylara ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5620)
7.- Adıyaman Milletvekili Salih
Fırat’ın, Adıyaman’daki sağlık kurumlarındaki hizmet alımı uygulamasına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5684)
8.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, bazı ilaçların toplatılmasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5685)
9.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, hastanelerin sağlık hizmetlerinden alacakları katkı payının
artırılmasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5686)
10.- Kocaeli
Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, İzmit’te bir sağlık ocağının bulunduğu yere
eğitim kampüsü yapılmasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5687)
11.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, yabancı ülkelerle yapılan işbirliği
anlaşmalarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5688)
12.- Tekirdağ
Milletvekili Emre Köprülü’nün, Çorlu’da hizmet veren bir dispanserin fiziki
koşullarının yetersizliğine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5689)
13.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, doktorların ve sağlık çalışanlarının şiddete
maruz kalmasına ve alınan önlemlere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5690)
14.- Muğla
Milletvekili Nurettin Demir’in, hemşirelerin görevleri dışında
çalıştırılmalarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5691)
15.- Muğla
Milletvekili Nurettin Demir’in, Bakanlığın yeni logosuna ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5692)
16.- Muğla
Milletvekili Nurettin Demir’in, sağlık sektöründe çalışan personelin niteliğine
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5693)
17.- Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan’ın, Batman’daki nevruz kutlamalarına müdahale
esnasında yaralananlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5694)
18.- Hakkâri
Milletvekili Adil Kurt’un, hasta tutuklu ve hükümlülerin durumuna ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5695)
19.- Şanlıurfa
Milletvekili İbrahim Binici’nin, Türkiye’deki nefret söylemlerine ve nefret
suçlarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5737)
20.- Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Pozantı Cezaevinden Sincan Cezaevine nakledilen
çocuklara yönelik rehabilitasyon hizmetlerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5738)
21.- Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba’nın, hasta bir hükümlüye ve hapishanelerde hayatını
kaybedenlere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5739)
22.- Kırklareli
Milletvekili Turgut Dibek’in, Bakanlığın 2007 yılında bir bankayla yaptığı
promosyon sözleşmesine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5740)
23.- İstanbul
Milletvekili Ali Özgündüz’ün, 2001-2012 yılları arasında hükümlü ve
tutukluların sayısına ve sigorta primi ödemelerine ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5741)
24.- Diyarbakır
Milletvekili Nursel Aydoğan’ın, Erzurum E Tipi Kapalı Cezaevindeki kadın
tutukluların sorunlarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5742)
25.- Muş
Milletvekili Demir Çelik’in, gazetelere verilen cezalar ile Terörle Mücadele
Kanunu’nda yapılması planlanan değişikliklere ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5743)
26.- Ağrı
Milletvekili Halil Aksoy’un, Erzurum E Tipi Kapalı Cezaevinde tutuklu ve
hükümlü kadınların taciz edildiği iddiasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5744)
27.- Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan’ın, Elbistan E Tipi Cezaevindeki koğuşlara kamera
takılacağı iddialarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5745)
28.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal’ın, basın mensuplarına ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5746)
29.- İstanbul
Milletvekili Sedef Küçük’ün, çocuk mahkemelerine ve 2005-2012 yılları arasında
gözaltına alınan çocuk sayısına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5747)
30.- Manisa
Milletvekili Özgür Özel’in, Pozantı M Tipi Kapalı Cezaevinde yaşanan olaylara
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5748)
31.- Kars
Milletvekili Mülkiye Birtane’nin, Erzurum E Tipi Kapalı cezaevinde kadın
tutuklu ve hükümlülerin maruz kaldığı iddia edilen bazı olaylara ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5749)
32.- Diyarbakır
Milletvekili Nursel Aydoğan’ın, Bakırköy Cezaevinde tutuklu bulunan bir kişinin
emniyet mensuplarınca sorgulandığı iddialarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5750)
No:
160
5
Haziran 2012 Salı
Teklifler
1.- İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/640) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler;
Milli Savunma ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
28.05.2012)
2.- Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı'nın; Konya İlinde Akkise Adıyla Bir İlçe Kurulması Hakkında Kanun
Teklifi (2/641) (Plan ve Bütçe ile İçişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 29.05.2012)
3.- Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı'nın; Konya İlinde Belkaya Adıyla Bir İlçe Kurulması Hakkında Kanun
Teklifi (2/642) (Plan ve Bütçe ile İçişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 29.05.2012)
4.- Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı'nın; Konya İlinde İsmil Adıyla Bir İlçe Kurulması Hakkında Kanun Teklifi
(2/643) (Plan ve Bütçe ile İçişleri
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.05.2012)
5.- Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili Yalova Milletvekili Muharrem İnce'nin; 6237 Sayılı Limanlar
İnşaatı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/644)
(Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29.05.2012)
6.- Konya Milletvekili Atilla Kart ve
Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan'ın; Akşehir Adıyla Yeni Bir İl Kurulması
Hakkında Kanun Teklifi (2/645) (Plan ve Bütçe ile İçişleri Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 30.05.2012)
7.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 3 Milletvekilinin; 3568 Sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve
Yeminli Mali Müşavirlik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
(2/646) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.05.2012)
8.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin
Türkoğlu'nun; İl Genel Meclisi Üyeleri ile İlgili 5302 Sayılı İl Özel İdaresi
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/647) (İçişleri ile
Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.05.2012)
9.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim
Özkan'ın; Karayolları Trafik Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun
Teklifi (2/648) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.05.2012)
10.- Muğla Milletvekili Yüksel Özden ve
8 Milletvekilinin; Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Kurulması
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/649) (Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Milli Eğitim, Kültür,
Gençlik ve Spor Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.05.2012)
11.- Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Muhtarların Sosyal Güvenlik Hakları Hakkında Kanun Teklifi (2/650)
(İçişleri; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.05.2012)
12.- Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Mersin Milletvekili Ali
Öz'ün; Yenice Adıyla Bir İlçe Kurulması Hakkında Kanun Teklifi (2/651) (Plan ve
Bütçe ile İçişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 01.06.2012)
Sözlü Soru
Önergesi
1.- Samsun Milletvekili Ahmet İhsan
Kalkavan’ın, İstanbul-Beykoz’da İl Müdürlüğünün talimatıyla bazı liselerde
sınav yapılıp yapılmadığına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1815) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.05.2012)
Yazılı
Soru Önergeleri
1.- Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan’ın, bir hükümlünün infaz süresinde yanlışlık yapıldığı iddialarına
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/7810) (Başkanlığa geliş
tarihi: 24.05.2012)
2.- Ordu Milletvekili İdris Yıldız’ın,
Kumru Adliyesinin kapatılarak Korgan Adliyesine bağlanacağı iddialarına ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/7811) (Başkanlığa geliş tarihi:
25.05.2012)
3.- İstanbul Milletvekili Melda
Onur’un, Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Cezaevinde Mart-Nisan 2012’de belirli tarihlerde
bazı gazetelerin mahkumlara verilmediği iddialarına ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7812) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.05.2012)
4.- İzmir Milletvekili Erdal
Aksünger’in, TRT’nin program hizmeti satın aldığı bir yapım şirketiyle ilgili
iddialara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi
(7/7813) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.05.2012)
5.- İstanbul Milletvekili Aykut
Erdoğdu’nun, Ziraat Bankasının İzmir’de sahip olduğu gayrimenkullere ilişkin
Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/7814) (Başkanlığa
geliş tarihi: 25.05.2012)
6.- İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal’ın, SGK ile bir inşaat şirketi arasında yapılan protokole ve bazı
iddialara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/7815) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.05.2012)
7.- Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya’nın, YURTKUR yurtlarında barınan ve burs alan öğrencilere ilişkin
Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/7816) (Başkanlığa geliş
tarihi: 25.05.2012)
8.- Diyarbakır Milletvekili Nursel
Aydoğan’ın, Doğu ve Güneydoğu illerine yapılan yatırımlar ile Hazine tarafından
bedelsiz verilen arazilere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/7817) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.05.2012)
9.- Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane’nin, Kars’taki eğitim hizmetlerine ve ayrılan ödeneğe ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/7818) (Başkanlığa geliş tarihi:
28.05.2012)
10.- Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane’nin, bir asker ölümünün şüpheli olduğu iddiasına ilişkin Milli Savunma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7819) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.05.2012)
11.- Mardin Milletvekili Erol Dora’nın,
HES inşaatlarına ve bu inşaatlardaki iş ve işçi güvenliğine ilişkin Orman ve Su
İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7820) (Başkanlığa geliş tarihi:
24.05.2012)
12.- Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane’nin, Kars-Akyaka yoluna ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7821) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.05.2012)
13.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, iade edilen bir soru önergesine ilişkin TBMM Başkanından yazılı
soru önergesi (7/7822) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30.05.2012)
Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Balıkesir Milletvekili Namık
Havutça ve 21 Milletvekilinin, tarım girdi maliyetleri artışlarının nedenleri
ve bunların yol açtığı ekonomik zararların araştırılması amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/301) (Başkanlığa geliş tarihi:
15/11/2011)
2.- İstanbul Milletvekili Faik Tunay ve
21 Milletvekilinin, Üniversitelerin iktisadi ve idari bilimler fakültelerinden
mezun olan ya da hala okumakta olan öğrencilerin sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/302) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/11/2011)
3.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken
ve 20 Milletvekilinin, Bingöl ili Yayladere ilçesinin altyapı, hizmet ve sağlık
problemlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/303) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/11/2011)
Süresi
İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer’in, verem savaş dispanserlerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5858)
2.- Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer’in, Bakanlığın internet sitesinden Atatürk’ün resim ve sözlerinin
kaldırılmasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5859)
3.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
diyabet hastalarının tedavisine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5860)
4.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
bazı illerdeki sağlık hizmetlerinin yeterliliğine ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5861)
5.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, Van
depreminde mağdur olan bir aileye ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5862)
6.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın,
Adana ve ilçelerinde yeşil kart uygulamasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5863)
7.- Isparta Milletvekili Süleyman
Nevzat Korkmaz’ın, Gelendost Devlet Hastanesinin personel ve uzman doktor
ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5864)
8.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, yeni yapılacak Etlik Sağlık Kampüsüne ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5865)
9.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan
Köktürk’ün, cüzzam hastalığına ve İstanbul Lepra ve Zührevi Hastalıklar Hastanesine
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5866)
10.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Iğdır’da kapalı olan sağlık ocaklarının hizmete açılmasına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5867)
11.- Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcı’nın, acil servislerde sunulan sağlık hizmetlerinin ücretlendirilmesine ve
ödeme gücü olmayan vatandaşların mağduriyetine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5868)
12.- Bursa Milletvekili Kemal
Ekinci’nin, 663 sayılı KHK sonrası yapılan atamalara ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5869)
13.- Manisa
Milletvekili Özgür Özel’in, sahte bir kanser ilacının piyasaya sürüldüğü
iddialarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5870)
14.- Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, Balıkesir ve ilçelerindeki hastanelerin
yoğun bakım ünitesi ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5871)
05 Haziran 2012 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.03
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Fatih ŞAHİN (Ankara), Mustafa HAMARAT (Ordu)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 115’inci Birleşimini açıyorum.
III.- Y O K L A M A
BAŞKAN – Elektronik cihazla
yoklama yapacağız.
Yoklama için üç dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN – Toplantı yeter
sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç
sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, Nazım
Hikmet ve Ahmed Arif’in ölüm yıl dönümleri münasebetiyle söz isteyen Muş
Milletvekili Sırrı Sakık’a aittir.
Buyurunuz Sayın Sakık.
Sayın milletvekili
arkadaşlarımız, lütfen, biraz sessiz olursak kürsüdeki milletvekili
arkadaşımızı daha rahat duyabileceğiz.
Buyurunuz Sayın Sakık. (BDP
sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Muş Milletvekili Sırrı Sakık’ın, Nazım Hikmet ve Ahmed Arif’in
ölüm yıl dönümlerine ilişkin gündem dışı konuşması
SIRRI SAKIK (Muş) – Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, size de
teşekkür ediyorum söz verdiğiniz için.
Benim, tabii, Nazım Hikmet
ve Ahmed Arif’le ilgili gündem dışı söz talebim olmuştu ama bugün Dünya Çevre
Günü…
Sayın Başkan, uğultudan
konuşamıyoruz.
BAŞKAN – Buyurunuz efendim,
siz devam ediniz, sayın milletvekillerimiz sizi dinleyeceklerdir.
SIRRI SAKIK (Devamla) –
Bugün Dünya Çevre Günü, benim doğama, dünyama karışmayan, Türkiye’nin dört bir
tarafında direnen, doğayı koruyan ve kollayan, gece gündüz kendi doğası için
mücadele eden herkese buradan sevgilerimizi ve dayanışma duygularımızı iletiyorum.
Sevgili arkadaşlar, Nâzım
Hikmet ve Ahmed Arif -Ahmed Arif 2 Haziran 1991’de, Nâzım da 3 Haziran 1963’te
yaşamını yitirdi- ikisi de ülkemizin önemli şairlerinden, ikisi de bu ülkede
ülkelerini sevdikleri için, daha özgür bir ülke için çok ağır bedeller ödeyen
iki şair.
Nâzım uzun yıllar yaşamını
cezaevinde geçirdi, on iki yıl yedi ay bilfiil cezaevinde kaldı. Cezaevinde
kaldığı dönemlerde büyük haksızlıklarla karşı karşıya kaldı ve Nâzım’ın
yakınlarına selam verenler bile soruşturmaya alındı. Nâzım bir gün bunları
protesto etmek amacıyla iki kutu ilaç alır ve doktorlar onu götürür, midesini
yıkarlar. Sonra döner doktora der ki: “Bu çocukluğumu lütfen kimseyle
paylaşmayın. İçimdeki çocuk böyle emrediyordu.” Böyle bir şair ve bu ülkede
uzun yıllar yaşamını cezaevinde geçirdi. Cezaevinden çıktıktan sonra da sürgün
hayatı başladı, 1963’te bir kalp krizi sonucu Moskova’da yaşamını yitirdi.
Yine, Ahmed Arif de bu
ülkede haksızlıklara karşı, Kürtlere uygulanan politikalara karşı dik durduğu
için cezayla… İki yıl ceza veriliyor, Ahmed Arif tutuklanıyor ama ne hikmetse,
İnfaz Yasası bile uygulanmadan tam otuz sekiz ay cezaevinde kalıyor.
Ahmed Arif bir şiirinde
-ikisi de bu ülke sevdalısı- şöyle diyor:
“Adiloş Bebem,
Doğdun,
Üç gün aç tuttuk
Üç gün meme vermedik sana
Adiloş Bebem,
Hasta düşmeyesin diye,
Töremiz böyle diye,
Saldır şimdi memeye,
Saldır da büyü...
Bunlar,
Engerekler ve çıyanlardır,
Bunlar,
Aşımıza, ekmeğimize
Göz koyanlardır,
Tanı bunları,
Tanı da büyü...
Bu, namustur
Künyemize kazınmış,
Bu da sabır,
Ağulardan süzülmüş.
Sarıl bunlara
Sarıl da büyü.”
Ve Nâzım da şöyle diyor:
“Günler ağır.
Günler ölüm haberleriyle
geliyor.
Düşman haşin, zalim ve
kurnaz.
Ölüyor çarpışarak
insanlarımız,
Halbuki nasıl
hakketmişlerdi yaşamayı.
Ölüyor insanlarımız,
Ne kadar çok.
Sanki şarkılar ve
bayraklarla,
Bir bayram günü nümayişe
çıktılar.
Öyle genç ve öyle
fütursuz...
Günler ağır.
Günler ölüm haberleriyle
geliyor.
En güzel dünyaları yaktık
ellerimizle
Ve gözümüzde kaybettik
ağlamayı.
Bizi bir parça hazin ve
dimdik bırakıp gözyaşlarımız gittiler
Ve bundan dolayı biz
unuttuk bağışlamayı...
Varılacak yere kan içinde
varılacaktır.
Ve zafer artık hiçbir şeyi
affetmeyecek kadar
Tırnakla sökülüp
koparılacaktır...”
Şimdi, bu iki büyük
şairimizi rahmetle anıyorum. Aslında, ikisinin yazdığı bu şiirler, bu
dörtlükler günümüze o kadar çok uygun ki hepimizi bir göreve davet ediyor:
“Günler ağır” ve hepimizin birleşmesi lazım. Kime karşı? Faşizme karşı. Kime
karşı? Halka kan kusturanlara karşı Türkiye demokrasi güçlerinin birlik
günüdür.
Ben bu şairlerimizin
ruhuna, halkımızın ve muhalefet gücünü yükselten Türkiye demokrasi güçlerinin
birlik oluşturmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (BDP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Sakık.
Gündem dışı ikinci söz,
Dünya Çevre Günü münasebetiyle söz isteyen İstanbul Milletvekili Nureddin
Nebati’ye aittir.
Buyurunuz Sayın Nebati.
2.- İstanbul Milletvekili Nureddin Nebati’nin, Dünya Çevre Günü’ne
ilişkin gündem dışı konuşması ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan
Bayraktar’ın cevabı
NUREDDİN NEBATİ (İstanbul)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 5 Haziran Dünya Çevre Günü nedeniyle
gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. 5
Haziran Dünya Çevre Günü’nü kutluyorum.
1972 yılında İsveç’in
Stockholm kentinde yapılan Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı’nda alınan bir
kararla 5 Haziran günü Dünya Çevre Günü olarak kabul edildi. Haziran ayının
ikinci haftasıyla başlayan haftayı okullarımızda da Çevre Koruma Haftası olarak
kutlamaktayız.
Son dönemlerde hem
küreselleşme hem de çevrenin korunması meselesi dünya gündeminin en önemli
konularındandır. Küreselleşmenin sonucu olan ekonomik ve siyasal gelişmeler
çevreyi önemli ölçüde etkilemektedir. Çevrenin korunması konusundaki yoğun
çalışmalar küreselleşmeyle koşut giden bir çevresel duyarlılığın artması için
nesnel bir zemin hazırlamaktadır. Çevre sorunları gittikçe çok daha fazla
küresel nitelik kazanmakta, aranan çözümlerin uluslararası ölçekte olması
istenmektedir. Dünya Bankası, IMF, Dünya Ticaret Örgütü, Birleşmiş Milletler
gibi küresel ölçekli örgütler ile Avrupa Birliği gibi ulus üstü aktörler çevre
konusunda önemli çalışmaları organize etmekte ve uygulamaktadır. Bu süreç
Türkiye’yi de etkilemektedir.
Türkiye’de uzun yıllar
boyunca etkili bir çevre yönetimi sistemi kurulamamış, doğal ve kültürel
varlıklar ekonomik büyümenin olumsuz etkilerine maruz bırakılmıştır. Sadece
ekonomik kalkınmayı odağa yerleştiren, özgül, ekolojik ve çevresel koşulları
dikkate almayan siyasi yaklaşımlar benimsenmiştir. AK PARTİ, çevre politikaları
konusunda geçmişten gelen alışkanlıkları ve siyasi yaklaşımları kırmış ve
siyasi gündeme “çevresel farkındalık” ve “duyarlılık” gibi o güne değin
üzerinde durulmamış yepyeni kavramlar dâhil etmiştir. Bu konuda atılan ilk ve
en önemli adımlardan biri “sürdürülebilir kalkınma” kavramının siyasi gündeme
ve iradeye dâhil edilmesidir. Bu kavramın taşıdığı önem aynı zamanda çevreye
duyarlılık ve demokratik yönetim gibi unsurları da içermesinden ileri gelir.
Zira, sadece kişi başına düşen geliri artırmak ve fiziki şartları iyileştirmek
kaliteli yaşam için yeterli değildir. İnsanların temel gereksinimlerini
karşılamak kadar çevre ve insan sağlığını korumaya yönelik politikalar da önem
taşır. AK PARTİ, yüksek seviyeli ve bütünleşmiş çevre koruma anlayışını hayata
geçirmek amacıyla çeşitli tasarılar yapmış ve önemli bir kısmını da uygulamaya
koymuştur. Bu doğrultuda, AK PARTİ İktidarı, çevre yönetimi düzenini kökten
değiştiren çok sayıda uluslararası belgeye ve anlaşmaya da imza atmıştır. Yeni
yönetim yasaları, çevre yönetimi sisteminde önemli etkiler yaratmıştır. Bir
yandan yerel yönetimlerin etkileri artırılırken bir yandan da katı atık sorunu,
içme suyu sağlanması gibi çevre ve insan sağlığını ilgilendiren konularda
doğrudan ve hızlı bir şekilde çözüm üretmenin ve müdahale etmenin koşulları da
oluşturulmuştur.
AK PARTİ İktidarı döneminde
gerçekleştirilen uygulamalar ve tasarılar, çevresel meseleleri gerek makro
düzeyde gerekse mikro ölçekte bütüncül bir yaklaşımla ele almaktadır. Yeniden
düzenlenen Türk Ceza Kanunu’nda, çevre kirliliği ve imar kirliliğiyle ilgili
cezai yaptırımlar konulmuştur. Değişen şartlara uyum sağlamak üzere hazırlanan
Çevre Kanunu, sivil toplum kuruluşlarının görüşleri de alınarak
yasalaştırılmıştır. Böylece, Türk hukuk sistemine çağdaş standartta bir çevre
anlayışı kazandırılmıştır. Kentsel Dönüşüm Yasası hazırlanırken kentsel
çevrenin korunması amaçlanmıştır. Ayrıca, sürdürülebilir kalkınma anlayışı
çerçevesinde, çevrenin korunmasıyla rekabet ve sanayileşme arasında gerekli
denge gözetilmiştir.
Doğal kaynaklarımızı
korumak ve gelecek nesillere aktarmak, AK PARTİ İktidarının en temel
hassasiyetleri arasında olmuştur. Bu doğrultuda, su kaynaklarını kirlenmeye
karşı korumak için tüm sanayi ve belediyelere, Çevre Kanunu ile atık sularını
arıtma mecburiyeti getirilmiş ve bu konuda ağır cezai yaptırımlar
öngörülmüştür. Çağımızın en büyük sorunlarından biri olan hava kirliliğini
önlemek amacıyla doğal gaz kullanımının ülke genelinde yaygınlaşması
sağlanmıştır. İlave önlemler olarak da kentlerde temiz yakıt kullanılması
teşvik edilmiştir. Uluslararası teamüller ve teknolojik gelişmelere uygun
olarak bütün illerde hava kirliliği izleme birimleri kurulmuş, ağaçlandırma
faaliyetlerine çok büyük bir hız verilmiştir. Sağlıklı ve güvenli konutların
temini de çevresel politikaların kapsamında ele alınmıştır.
Konuşmamızda da
değindiğimiz çevresel duyarlılığın ve farkındalığın artırılmasını hedef alan bu
kavramları küresel düzeyde gündeme taşıyan Dünya Çevre Günü ve Çevre Koruma
Haftası’nın ülkemizde çevre konusunda gerekli bilinçlenmeyi teşvik eden yönü,
AK PARTİ’nin çevre politikalarıyla da bire bir örtüşmektedir. Çevreyi
kirletmenin kendi varlığımızı yok etmek anlamına geleceğini herkese
hatırlatarak tüm insanların çevreye duyarlı, barış ve huzur içinde, kardeşçe
yeşil bir dünyada yaşaması umuduyla Dünya Çevre Günü’nü kutluyorum. Hepimize
yaşanabilir ve temiz bir çevrede mutluluk ve sağlık diliyorum.
Teşekkür ediyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz
Sayın Nebati.
Gündem dışı üçüncü söz,
Dünya Çevre Günü münasebetiyle söz isteyen Çanakkale Milletvekili Mustafa
Serdar Soydan’a aittir.
Buyurunuz Sayın Soydan.
(CHP sıralarından alkışlar)
3.- Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan’ın, Dünya Çevre
Günü’ne ilişkin gündem dışı konuşması ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan
Bayraktar’ın cevabı
MUSTAFA SERDAR SOYDAN
(Çanakkale) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Dünya Çevre Günü nedeniyle
söz almış bulunuyorum. Hepinize saygılar sunuyorum.
Bugün, Uludere’de yaşanan
insanlık dramını; memur ve emekliye reva görülen komik zamları; eğitim emekçilerinin,
öğretmenlerimizin maaşlarında, tatillerinde gözü olan tarihin ilk başbakanını;
perişan olan üreticiyi, esnafı, çiftçiyi, köylüyü, emekliyi konuşmayacağız.
Sağlıklı nesiller yetiştirmek amacıyla başlanan süt kampanyasındaki rezaleti,
çocuklarımızın sağlığıyla oynayanları konuşmayacağız. Cezaevlerinde adil
yargılanmayı bekleyen, tutukluluk süreleri cezaya dönüşmüş aydınlarımızı,
bürokratlarımızı, üniversite öğrencilerimizi, gazetecileri, milletvekiline
sahip çıkamayan Parlamentoyu, milletvekiline sahip çıkamayan Parlamentoyu,
milletvekiline sahip çıkamayan Parlamentoyu da konuşmayacağız. Bugün,
insanlığın, her ne şartta olursa olsun sağlıklı bir şekilde yaşamasını ve
neslinin devamı için gerekli olan suyumuzu, havamızı, toprağımızı konuşacağız.
Değerli milletvekilleri,
tüm insanlığı tehdit eden çevre sorunlarının başlıcaları, iklim değişmesi, ozon
tabakasının incelmesi ve hızlı nüfus artışıdır. Bölgesel çevre sorunlarının
ekosistemlerinin tahribi ve biyolojik zenginliğin kaybolmasıdır.
Mahallî çevre sorunları ise
atık maddeler, çöpler, sanayi ve kimyasal atıklardır; hava kirliliği, çarpık
sanayileşme ve kentleşmenin sonucudur. Suların kirlenmesi sanayi atıklarından
kaynaklanmaktadır. Dünyanın derisi olan toprağın üst tabakası erozyonla yok
olduğunda yenilenmesi yüz yıllar alır. Erozyon sonucu her yıl 500 milyon ton
verimli toprağımız yani Kıbrıs Adası büyüklüğünde toprağımızı kaybetmekteyiz.
Bu dehşet verici tabloya artık dur demek zorundayız. Gerekli tedbirleri almaz
isek, yaşadığı toprağı, içtiği suyu, soluduğu havayı acımasızca kirleten,
kendini yok eden canavarlara dönüşeceğiz.
Dünyanın oksijen deposu
cennetmekân Kaz Dağlarını, Marmara Denizi'ni,
Ege ve Akdeniz kıyılarını, Karadeniz'in eşsiz bitki örtüsünü yok
edeceğiz, kaybedeceğiz.
Üzülerek ifade ediyorum ki
hiçbir Hükûmet yetkilisinden, özellikle Sayın Başbakandan on yıldır çevre
konusunda bir eylem, söz ve vaat duymuyoruz. Her konuda sözü olan Sayın
Başbakan, acaba çevre konusunda söylenecek olan şeyleri uluslararası maden
şirketlerine mi bıraktı, yoksa çevreyi düşünmek ve korumak yerine kendi
çevresini mi koruyup kolluyor?
Sayın milletvekilleri,
bugün doğayı, Çanakkale’yi, Kaz Dağlarını korumak ve kollamak için hiçbir
kişisel menfaat gözetmeden sokaklara dökülenler, Çanakkale Söğütalan, Şahinli,
Kuşçayırı, Kızılelma, Evciler, Halilağa köylüleri ve çevrede yaşayan
Çanakkaleliler, Balıkesirliler, onlar çocuklarına, torunlarına yaşanabilir bir
çevre bırakmak isteyen duyarlı insanlar; onların yanında Başbakan yok,
temsilcileri yok. Karadeniz’de bitki örtüsünü yok eden, plansız ve denetimsiz
işleyen ve yanlış yerlere kurulan HES’lerin mücadelesini veren Karadeniz
insanının yanında Hükûmet yok. Erzurum Tortum'da Nafiye teyzenin, Leyla’nın
yanında Hükûmet yok. Bugün karşımızda, havasına, suyuna, toprağına sahip
çıkanları asker dipçiğiyle, polis copuyla karşılayan, çevre eylemcilerini
cezaevlerine dolduran bir Hükûmet var.
Çözüm yok mu? Elbette var.
Çözüm, sürdürülebilir kalkınma anlayışı çerçevesinde şekillenen iklim
değişikliği politikaları üreterek insan-çevre ilişkisini bütünsel bir
yaklaşımla ele almaktır. Çözüm, toplumların çevre ile uyumlu bir şekilde
kalkınması ve gelişmesi gerekliliğini ön plana almaktır. Çözüm, tüm çevre
gönüllüleriyle birlikte hareket etmek, onları dinlemektir.
Temiz ve sağlıklı havanın,
suyun ve toprağın bulunmadığı, sağlanamadığı yaşam alanlarımızda teknolojiden,
gelişmeden, medeniyetten bahsetmek mümkün değildir. Uygar toplumlar, içtiği
suyu, soluduğu havayı, beslendiği toprağı kirletmeyen, koruyan toplumlardır.
Gelin hep birlikte, hemen
şu anda harekete geçelim. Özellikle bilmenizi ve yaşamın her anında herkesin
hatırlamasını istiyorum: Geciktiğimiz her bir dakikada 16 hektar ormanımız yok
oluyor, 20 hektar verimli toprağımız erozyonla kayboluyor, 32 hektar daha çöl
alanı oluşuyor. Gelin, hep birlikte çocuklarımıza, gelecek nesillere temiz bir
gelecek, temiz bir dünya bırakalım.
Hepinize saygılarımla. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Soydan.
Gündem dışı konuşmalara
Hükûmet adına Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar cevap verecektir.
Buyurunuz Sayın Bayraktar.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI
ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri;
öncelikle, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nüzü tebrik ediyorum. Daha güzel bir
Türkiye ve dünya için çalışma ve gayretlerimizin artarak devam edeceği
ifadesiyle, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri,
çevreyle ilgili uluslararası politikaların dönüm noktası olarak kabul edilen ve
5 Haziran 1972 tarihinde gerçekleştirilen Stockholm Konferansı’nda, 5 Haziran
“Dünya Çevre Günü” olarak ilan edilmiştir. Kırk yıl ince bugün ilan edilen
Dünya Çevre Günü, ülkemizde ve dünyada çevrenin korunması ve
sürdürülebilirliğinin sağlanması gayesiyle evrensel bilinçlendirme günü olarak
kabul edilmiştir.
Her yıl Birleşmiş Milletler
Çevre Programı yani UNEP tarafından Dünya Çevre Günü’nün ana teması belirlenmektedir. Bu yılki ana tema
“Yeşil ekonomi sizi kapsıyor mu?” şeklindedir. Bu sloganla, Birleşmiş Milletler
Çevre Programı, yeşil ekonominin günlük hayatımızda nerede yer aldığı ve yeşil
ekonomi aracılığıyla kalkınma için gerekli sosyal, ekonomik ve çevresel sonuçların
ne olacağıyla ilgili değerlendirmeleri yapmak için herkesi davet etmektedir.
Peki, biz Türkiye olarak
yeşil ekonominin neresindeyiz? Yeşil büyüme kriterleri doğrultusunda İklim
Değişikliği Eylem Planı’mızı enerji, sanayi, ormancılık, tarım, binalar,
ulaştırma, atık ve iklim değişikliğine uyum odak konuları olmak üzere sekiz
başlık altında birleştirdik.
Ayrıca, ülkemiz sera gazı
emisyonlarının kontrolü kadar Akdeniz havzasında yer alan hassas konumu
nedeniyle iklim değişikliğine uyum konusu da bizim için çok önemlidir. Bu
çerçevede, İklim Değişikliğine Uyum Stratejisi ve Eylem Planı’mızı tamamladık.
Kyoto Protokolü’nün emisyon ticareti mekanizmalarından yararlanmasak da gönüllü
karbon piyasasında yüz yetmişin üzerinde proje geliştirdik. Projelerimizin çoğu
hidroelektrik, rüzgâr ve jeotermal gibi yenilenebilir enerji alanlarıdır.
2012 sonrası dönem için
karbon piyasasının oluşturulması sürecinde aktif rol oynayacağız. Bu konuda
öncü yirmi beş devletin Dünya Bankası aracılığıyla bir araya geldiği karbon
piyasasına hazırlık ortaklığı oluşumunda yer almaktayız. Bu ortaklık sayesinde
hem ihtiyaç duyduğumuz kapasite geliştirme faaliyetleri için hibe kaynaklara
erişim imkânına sahip olacağız hem de ülkenin karbon varlıklarının azami
değerinden işlem görmesi için gerekli çalışmaları yapma fırsatını elde
edeceğiz. Bakanlığımızca oluşturulan karbon sicili ile yıllık yaklaşık 12
milyon ton civarında karbondioksit azaltımı gerçekleştirdik.
Hızla gelişen dünyamızda
katı, sıvı ve gaz atıklar, çevre kirliliği ve ekolojik tahribat her ülkenin
ortak sorunu olarak karşımızı çıkmaktadır. Çevre kirliliğinin artışı karşısında
ekosistemin kendini yenileme kapasitesi her geçen gün daha da yetersiz kalarak
doğal denge bozulmakta ve bunlara bağlı olarak iklim değişmesi gibi pek çok
çevre sorunu yaşanmaktadır. Bu nedenle yeni yüzyılda insanlık için hedef,
herkesin ve gelecek nesillerin sağlıklı bir çevrede yaşama ve doğal
kaynaklardan yararlanma hakkına sahip olabilmesidir. Bu hedefe ulaşmak için tüm
insanlığın gerekli tedbirleri alması gerekmektedir. Örneğin, sanayicilerimizin
temiz üretim ilkesiyle çevreye duyarlı üretim yapmaları, bu ürünleri
tüketenlerin ise temiz tüketim bilinciyle hareket etmeleri, çevreye duyarlı
ürünleri tercih etmeleri önem arz etmektedir.
Saygıdeğer milletvekilleri,
çevrenin korunması kapsamında yapılan yatırımlara yönelik olarak bazı yanlış
algılamaların da düzeltilmesi gerektiğine inanmaktayız. Çevrenin korunması
kapsamında yapılacak 1 birim harcama 2 birim fayda temin etmektedir. Ayrıca
uluslararası ticarette çevreye zarar vermeyen, temiz üretim yapan sanayi
tesislerinin rekabet gücü de fazlasıyla artmaktadır.
Saygıdeğer milletvekilleri,
son yıllarda ülkemizin sahip olduğu sosyoekonomik dinamizm ve kalkınma ivmesine
paralel olarak sürdürülebilir kalkınmanın en önemli bileşenlerinden olan çevre
konusundaki mevzuat ve uygulamalarda da önemli gelişmeler yaşanmış ve birçok
konuda önemli değişiklikler gerçekleştirilmiştir. Doğal kaynaklarımızın
akıllıca yönetilerek gelecek kuşaklara yaşanılabilir bir çevrenin bırakılması
için ciddi çaba harcamaktayız. Çevre konusu artık yöresel ve bölgesel olmaktan
çıkmış, evrensel bir boyut kazanmıştır. Günümüzde tüm insanlığın bugününü ve
yakın geleceğini önemli ölçüde etkileyen çevre sorunları artık dünyada farklı sosyal
ve siyasal özelliklere sahip ülkelerin üzerinde anlaştıkları ve anlaşmak
zorunda kaldıkları önemli bir konu hâline gelmiştir. Ancak dünyamızın pek çok
yerinde hâlâ savaşlar yaşanmakta ve kaynakların büyük bir kısmı bu uğurda
harcanmaktadır.
Bizim, Türkiye olarak
kültürümüzde ve inancımızda var olan temizlik kavramını öncelikle bizlerin tam
anlamıyla benimsemesi ve bu sayede dünyaya model olmamız mümkündür. Atık, atık
su, hava, deniz, kimyasallar, gürültü, iklim değişikliği gibi çok değişik alt
sektörlerde yapılan birçok faaliyetlerimiz bulunmaktadır. Bu faaliyetlerin
başarıyla devam etmesi, uygulamaların hedefine ulaşması, bireylerin ve toplumun
çevre konularına karşı duyarlılık ve farkındalıkla sahip çıkmasıyla mümkündür.
Bu çerçevede, çevrenin
korunmasına yönelik tüm çaba ve gayretlerin bir plan çerçevesinde eşgüdümle
organize edilerek yürütülmesi ve tanıtımının yapılması ve bir eğitim
seferberliğiyle bütünleştirilerek “Temiz Türkiye'm” adında bir atılımın
başlatılarak, çevre konularının sosyokültürel bir olgu hâline getirilmesi
Bakanlığımızca hedeflenmektedir. Bu anlamda, bölgesinde ve dünyada model alınan
bir ülke olabilmemiz için Bakanlığımızca birçok çalışma yürütülmektedir.
Bu çalışmalarda baz alınan
temel yaklaşımımız, sıfır atık ve geri kazanım politikası, kullananın ve
kirletenin ödemesi ve çevre korumada ihtiyat prensipleridir. Bakanlığımızca
büyük önem verilen ihtiyat prensibi kapsamında, çevresel risk oluşturan
tesisler için acil müdahale planı hazırlanmıştır.
Sıfır atık politikası
sayesinde çevre dostu teknolojilerin geliştirilmesi ve geri kazanım sektörünün
oluşturulması için çok ciddi çalışmalar yapıyoruz. Bu sektörde bugün 60 bin
kişi istihdam edilmekte ve ülke ekonomisine 1 milyar TL katkı sağlanmaktadır.
Bu çalışmaların yanı sıra
429 adet ambalaj atığı toplama ve geri dönüşüm tesisiyle yılda 2,2 milyon ton
ambalaj atığı, 24 adet bitkisel atık yağ geri kazanım tesisiyle 40 bin ton
bitkisel atık yağ, 24 geri kazanım ve 35 ek yakıt tesisiyle 45 bin ton atık
yağ, 17 geri kazanım tesisiyle 33 bin atık akü, 13 adet geri kazanım tesisiyle
33.400 ton ve 16 enerji geri kazanım tesisinde 39 bin ton ömrünü tamamlamış
lastik, 192 adet geri kazanım tesisiyle 431.581 ton tehlikeli atığın geri
kazanımı sağlanmıştır.
2003 yılında 15 düzenli
depolama tesisiyle 23 milyon nüfusa hizmet verilirken, bugün, 59 katı atık
düzenli depolama tesisiyle yaklaşık 757 belediyede 41 milyonluk nüfusa hizmet
verilmektedir. Atık Yönetimi Eylem Planı’na göre 2012 yılında tesis sayısını
130’a çıkararak 1.130 belediyeye hizmet vermeyi hedeflemekteyiz. Tehlikeli
atıklarda 2003 yılında 18 olan tesis sayısı 2011 yılı sonunda 192’ye
ulaşmıştır.
Görüldüğü gibi, Hükûmetimiz
döneminde çevreye, çevre duyarlılığına, çevre bilincini artırmaya, çevreye
yatırım yapmaya son derece önem vermekteyiz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
olarak önümüzdeki süreçte fosil yakıtların azaltılması noktasında, kömür,
petrol ve doğal gaza olan bağımlılığın azaltılması noktasında, dönüşümü olan
enerjilerin üretilmesi noktasında çok ciddi çalışmalarımız olacak. Bu süreçte,
belediyelerimizi bilinçlendirme, belediyelere yardım etme… Çöp toplama
konusunda belediyelerimize çok ciddi manada çöp toplama araçları vermekteyiz ve
yine katı atık tesisleri, atık su arıtma tesisleri ve çevreye duyarlı diğer
tesisler noktasında hem kredi vermekteyiz hem yardım etmekteyiz.
Yine Avrupa Birliğiyle ve
uluslararası finansal kuruluşlarla ortaklaşa yaptığımız çalışmalar nezdinde
bugüne kadar 300 milyon euro tutarında kredi temin ederek yine
belediyelerimizle birlikte hem katı atık tesislerinin hem atık su arıtma
tesislerinin geliştirilmesi ve rehabilite edilmesi noktasında çok ciddi
çalışmalar yaptık. Bu çerçevede, belediyelere ekipman ve çevreye yönelik
yatırım yapma noktasında bugüne kadar, 2003 yılı başından 2011 yılı sonuna kadar
yaklaşık 2,1 milyar TL kredi kullandırdık.
Yine Çevre Yönetimi Genel
Müdürlüğümüz aracılığıyla, bugüne kadar belediyelere 714 adet çöp toplama aracı
tahsis ettik. Çevreyle ilgili katı atık, kanalizasyon, atık su, arıtma tesisi,
çöp arabası, hayvan barınakları ve bunun benzeri yatırımlar için yine
belediyelere yaklaşık 600 milyon TL kaynak aktardık.
Bu nedenle, yine çevre
konusunda daha önceden denizlerdeki atıkların toplanması yapılmazken, günümüzde
artık denizlerimizde, kıyılarımızda, atıkları ve çöpleri toplamak için 210
kıyıda acil müdahale istasyonları kurduk; hem gemi kazalarında hem atıkların
toplanması için çok ciddi çalışmalar yapmaktayız.
Ayrıca, 213 limanda da
hizmet vermekteyiz. Deniz suyunun kalitesinin ölçülmesi, mavi bayrak temin
edilmesi noktasında kıyıların ve denizlerin temizlenmesi için çalışma yapan
belediyelerimize de ciddi şekilde katkı vermekteyiz.
Bu doğrultuda, bugün
tekraren yine yüce Meclisimizin, Türkiye’mizin, insanlarımızın, tüm insanlığın
Çevre Günü’nü kutluyor, hepinizi tekrar saygılarımla, sevgilerimle
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Bayraktar.
Sayın milletvekilleri,
gündeme geçmeden önce, sisteme girmiş sayın milletvekillerimize birer söz hakkı
tanıyacağım fakat sisteme girmiş olan grup başkan vekillerine öncelikle söz
hakkı veriyorum.
Buyurunuz Sayın Hamzaçebi.
V.- AÇIKLAMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, Diyarbakır’ın
Lice ilçesinde 2 askerin şehit olmasına ve Dünya Çevre Günü’ne ilişkin
açıklaması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dün, Diyarbakır’ın Lice
ilçesinde, arazide meydana gelen mayın patlaması sonucu 2 askerimiz şehit
olmuştur. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum; ailelerine, Türk Silahlı
Kuvvetlerine ve milletimize sabır ve başsağlığı diliyorum. Terörü Cumhuriyet
Halk Partisi olarak bir kez daha kınadığımızı ifade ediyorum.
Bugün Dünya Çevre Günü.
Dünya Çevre Günü’nü Cumhuriyet Halk Partisi olarak kutluyoruz. Türkiye’de bir
dönem bakanlık olarak Çevre Bakanlığı vardı, daha sonra Çevre ve Orman
Bakanlığı oldu; her iki proje de güzel projelerdi. Şimdi de Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı var. “Şehircilik” ile “çevre” kavramlarının yan yana gelmemesi
gereken kavramlar olduğunu düşünüyoruz. Çevrenin şehirciliğe feda edilmesi gibi
bir uygulamanın olmasından endişe ediyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanından
bizim talebimiz ve ricamız, çevre konularında olabildiğince hassas olmasıdır.
Şehircilik kadar, çevreye ayrı bir önemi vermek gerekir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Hamzaçebi.
Sayın Aydın…
2.- Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın, Diyarbakır’ın Lice
ilçesinde 2 askerin şehit olmasına ve Dünya Çevre Günü’ne ilişkin açıklaması
AHMET AYDIN (Adıyaman) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Evet, dün mayın patlaması
sonucu şehit olan askerlerimize biz de Allah’tan rahmet diliyoruz. Tüm
Türkiye'nin başı sağ olsun ve bu vesileyle teröre bir kez daha lanet ediyoruz.
Bugün Dünya Çevre Günü.
Çevre, bir kurum ya da kuruluşun değil, bütün insanlığın sorumlu olduğu yaşam
alanıdır ve bütün ülkelerin, aynı zamanda, ortak sorunudur. Gelecek nesillere
iyi bir çevre bırakmak için, küresel boyutta yaşanan çevre sorunlarının
çözümüne katkıda bulunarak, kirlenmenin önlenmesi, tabiatın korunarak
tahribatın engellenmesi, yeşil alanların korunması ve artırılmasıyla kamuoyunun
bilinçlendirilmesi önem arz etmektedir. Bu konuda, AK PARTİ İktidarı olarak
duyarlılığımızı her açıdan göstermekteyiz. İnsanlığın bu ortak meselesi için,
görevli kamu kurumlarının yanında, eğitim kurumlarımız, sivil toplum
kuruluşlarımız, gönüllü kuruluşlarımız, yazılı, görsel ve işitsel basınımız ve
tüm bireyler olarak hep birlikte çaba sarf etmeli ve iş birliğini
güçlendirmeliyiz. Bir Kızılderili atasözü “Doğa bize dedelerimizden kalan bir
miras değil, torunlarımıza bırakacağımız bir emanettir.” der.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Aydın.
Sayın Vural…
3.- İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, Diyarbakır’ın Lice
ilçesinde 2 askerin şehit olmasına ve 5 Azerbaycan askerinin şehit edilmesi
nedeniyle Ermenistan’ın kınanması gerektiğine ilişkin açıklaması
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkanım, biz de Milliyetçi Hareket Partisi olarak, şehadet şerbetini içmiş 2
güvenlik mensubumuza Allah’tan rahmet diliyoruz ve “Şehitler ölmez, vatan
bölünmez.” demeye devam edeceğimizi ifade etmek istiyorum. Hiçbir terör amacına
ulaşamayacaktır. Her türlü terörle müzakerenin de terör örgütünü
cesaretlendireceğini bu vesileyle Meclisle paylaşmak istiyorum.
Öte yandan, maalesef,
Ermenistan, işgalci ve saldırgan Ermenistan, 5 Azerbaycanlı askerimizi, askeri
şehit etmiştir. İvedilikle bu saldırgan ve işgalci Ermenistan’ın kınanması
gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla, bu vesileyle de Ermenistan’la imzalanmış
protokollerin ivedilikle geri gönderilmesini ve bu çerçevede, Hillary
Clinton’ın ifadesiyle “Top Türkiye’dedir.” demek suretiyle Türkiye’yi tehdit
altına alan bu açıklamalar karşısında topun kendilerine pas edilmesi gerektiğini
düşünüyorum ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının da bu protokolleri
geri göndermesi gerektiğini ifade ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Vural.
Sayın Erdemir…
4.- Bursa Milletvekili Aykan Erdemir’in, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’ne ilişkin
açıklaması
AYKAN ERDEMİR (Bursa) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu yıl 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nü
buruk kutluyoruz. Avrupa Birliği 1990-2010 yılları arasındaki yirmi yıllık
dönemde karbon emisyonlarını yüzde 11 oranında azaltmıştır. Aynı dönemde Türkiye'nin
karbon emisyonları yüzde 115 oranında artmıştır. 2011 yılında dünyada temiz
enerji teknolojilerine yılda 263 milyar dolar yatırım yapılırken Türkiye bu
miktarın ancak binde 1’i oranında yatırım yapabilmiştir. Ülkemiz, çevreye
saygı, sürdürülebilirlik ve yenilenebilirlik söz konusu olduğunda AKP’nin
kılavuzluğunda dünyayla taban tabana zıt bir yönde gitmektedir. On yıldır
başaramadığınız güneş enerjisi projelerine yönelik lisanslamayı söz verdiğiniz
gibi 2013 yılı içinde başarabileceğinizi umuyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Erdemir.
Sayın Ağbaba…
5.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Malatya’nın çevre
sorunlarına ilişkin açıklaması
VELİ AĞBABA (Malatya) –
Sayın Başkan, bugün Dünya Çevre Günü. Ben bu gün nedeniyle, Malatya’da çevrenin
yok edildiğini, elimizdeki güzelliklerin hovardaca harcandığını belirtmek
isterim.
Burada sürekli gündeme
getiriyorum, Malatya’nın güzelim dağları taş ocakları açılarak talan ediliyor,
artık Malatya’nın dağları delik deşik edilmiş ve sanki yaralanmış gibidir.
Dünyanın en güzel su kaynağı olan Gündüzbey’deki kaynak başta olmak üzere,
Örnekköy, Haçova, Dedeyazı, Kelhalil gibi köylerde çevre katliamı yaşandığı
gibi, sular ve hatta mezarlıklar yok edilmekle karşı karşıyadır. Bu taş
ocakları ve madenler sayesinde köy yolları da kullanılamaz hâle gelmiş, artık
insanlar ulaşım yapamaz duruma getirilmiştir. Köylere hoyratça taş ocağı
açıldığı gibi, köylerimizin yüz yıllardır hayvanlarını otlattıkları,
geçimlerini sağladıkları meralar da satılmaktadır. Son dönemde Malatya’da
Reşadiye, Dedeyazı gibi köylerde, köylerin içlerine kadar girmiş, evlerin önüne
girmiş meralar satılarak insanlar âdeta köylerde açlığa mahkûm edilmiştir.
Yine, Malatya’ya yapılan
HES’ler de bizim kendi…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN –Teşekkür ederiz
Sayın Ağbaba.
Sayın Çelik…
6.- Muş Milletvekili Demir Çelik’in, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’ne
ilişkin açıklaması
DEMİR ÇELİK (Muş) –
Teşekkürler Sayın Başkanım.
40’ıncı yıl dönümünü
kutladığımız bir Çevre Günü’nde yeniden birlikteyiz. Bugün, HES’lerin
uygulanmasında, nükleer ve termik santrallerin hayat bulmasında bizatihi görev
aldığınız Mecliste bu Çevre Günü’nü kutluyor olmamız tam bir insanlık dramı. Bu
açıdan da Meclisin, emanet aldığını emanetçisine vermek adına, tarihî ve insani
bir sorumlulukla karşı karşıya olduğunu belirtir, saygılar sunarım.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Çelik.
Sayın Bayraktutan…
7.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, cıva zehirlenmesi
vakaları nedeniyle Millî Eğitim Bakanlığının laboratuvarı olmayan okullara cıva
gönderme uygulamasına son vermesi gerektiğine iliş-kin açıklaması
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Millî Eğitim Bakanlığı
laboratuvarı olmayan okullara da civa gönderme uygulaması yapmaktadır. Bu
nedenle, Artvin Hopa ilçemizin Sugören köyü ilköğretim okuluna civa
gönderilmiştir. Bu civa çocuklar tarafından dolaptan alınarak oynamak amacıyla
evlerine götürülmüştür. Şu anda 25 civarında çocuğumuz Ankara’da civa
zehirlenmesi nedeniyle tedavi görmektedir. Yine, Hopa ilçemizde de 20 civarında
çocuğumuz tedavi görmektedir. Bunlardan üç yaşındaki bir çocuğumuzun durumu çok
ağırdır. Çok ağır bir mağduriyet durumu söz konusudur. Bu nedenle, Millî Eğitim
Bakanlığının bundan sonra acilen bu uygulamaya son vermesini talep ediyoruz.
Bu nedenle, civa
zehirlenmesi nedeniyle tedavi gören çocuklarımıza, ailelerine geçmiş olsun
dileklerimi iletiyor ve bu olayın son bulmasını, bir daha böyle üzücü olayların
yaşanmamasını temenni ediyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Bayraktutan.
Sayın Tanal…
8.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, İstanbul’da
Eskihisar-Topçular arasındaki arabalı vapur ücretine 20 TL fazla ödeme yapan
özel araçların öne alınması uygulamasına son verilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Teşekkür ederim Başkan.
İstanbul ilimizde İDO’nun
aldığı karar uyarınca, Eskihisar-Topçular arasındaki arabalı vapura binişte,
asıl ücretten ayrıca 20 TL fazla ödeme yapan sadece özel araçlar öne
alınmaktadır. Kamyon ve otobüsler bu uygulamadan yararlandırılmamaktadır.
Sırasını beklerken 20 TL fazla ödeyen özel araçlar öne alınarak, sınıf ve zümre
farkını yaratan bu uygulamaya son verilmesini arz ederim.
Saygılarımla.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Tanal.
Sayın Öğüt…
9.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, ÖSYM’nin LYS’ye
birkaç hafta kala puanların hesaplanmasında ağırlıklı ortaöğrenim başarı
puanını kaldırmasının haksızlıklara sebep olduğuna ilişkin açıklaması
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT
(İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
4+4+4 ucubesinin olumsuz
sonuçları bir bir ortaya çıkıyor. ÖSYM’nin, LYS’ye sadece birkaç hafta kala
puanların hesaplanmasında yer alan ağırlıklı ortaöğrenim başarı puanının
kaldırılması haklı tepkiler doğurdu. Okullar arasındaki seviyenin bu denli açık
olduğu ülkemizde bu uygulama başarılı okullar ve öğrencilerin şüphesiz değerini
düşürecek, zira konunun uzmanları da uygulamanın keyfiyet esasına dayandığı ve
emeğin hiçe sayıldığı konularında hemfikir. Okulların başarılı gözükmek adına
not şişireceği iddiaları ise uzak bir ihtimal olmadığı kadar da vahim bir
durumdur.
Buradan soruyorum:
Değişiklik neden gelecek sene değil de sınava iki hafta kala uygulamaya
konmuştur? Yeni puan hesaplama sistemi, okullarından dolayı avantaj elde
edeceğini düşünen öğrencilere, SBS ile yüksek puanlı okullara girenlere
haksızlık değil midir? Öğretmenlerin bol keseden notlar verip vermeyeceğinin
garantisi var mıdır? En önemli kontrol ve tespit mekanizması kurulmuş mudur?
Değişiklikten önceden haberdar olan eğitimciler olmuş mudur? Öğretmenler
üzerine, hele ki eğitimcilere şiddetin tartışıldığı bir dönemde sosyal baskı
artmayacak mıdır?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Öğüt.
Sayın Eyidoğan…
10.- İstanbul Milletvekili Haluk Eyidoğan’ın, İstanbul’a yapılacak
üçüncü köprünün çevreye vereceği zararlara ilişkin açıklaması
HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) –
Teşekkür ederim Başkan.
Bugün Çevre Günü
vesilesiyle İstanbul için birkaç şeyi söylemek istiyorum. 2009 yılında İstanbul
Büyükşehir Belediyesi tarafından onaylanan ve yüzlerce bilim insanı ile iki
buçuk yıl süren çalışmalar sonunda oluşturulan İstanbul arazi kullanım yasası,
İstanbul Çevre Düzeni Planı’nda şu ifade vardır: “İstanbul’un doğu-batı aksında
ve Marmara Denizi boyunca doğrusal bir yapıda ve çevresel sürdürülebilirlik
ilkeleri doğrultusunda çok merkezli geliştirilmesi ve kuzeye doğru gelişimin
kontrole alınması.” denmektedir ancak Sayın Başbakan helikopterle uçarak
İstanbul’un kuzeyinde 3’üncü köprüye karar vermiştir, bu planı elinin tersiyle iterek.
Bakın, o köprü yapılırsa ne
olacak: Yapılacak köprü yolunun 180 kilometresi ormandan geçecek, ormanın 2.300
hektarı asfalt kaplanacak, milyonlarca ağaç kesilecek, 3’ncü köprünün ve
otoyolun nüfus çekim gücü nedeniyle 85 bin hektar orman alanı bina dolacak, 85
bin hektarlık alanda doğal yapı mahvolacak, İstanbul’un su havzaları kirlenecek
ve kullanılmaz duruma gelecektir.
Saygılarımla yüce Meclise
sunarım. Bugün Çevre Günü, hatırlatmak istedim.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Eyidoğan.
Sayın Öner…
11.- Isparta Milletvekili Ali Haydar Öner’in, Eğirdir Gölü Özel
Hüküm Belirleme çalışmaları sonuçlanmadığı için koruma-kullanma dengesinde
adaletsizlik olduğuna ve bu çalışmanın ne zaman sonuçlanacağını öğrenmek
istediğine ilişkin açıklaması
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) –
Teşekkürler Sayın Başkanım.
Efendim, Eğirdir Gölü
sayısız güzellikleri barındıran 482 kilometrekarelik bir göl, ikinci büyük içme
suyu havzası olan göl, çevresindeki yerleşim alanlarına içme suyu sağlayan bir
göl. Ancak özel hüküm belirleme çalışmaları sonuçlanmadığı için koruma kullanma
dengesinde bir adaletsizlik var. Köylü yurttaşlarımız, çevresindeki yerleşim
alanlarında yaşayan yurttaşlarımız evlenen çocuklarına oda yapamamaktalar.
Köyün geçimini sağlayan hayvanlar için ilave ahır ve samanlık da yapılamamakta,
yıkılan yere bir payanda çakılamamaktadır. Bu özel hüküm belirleme çalışmaları
ne zaman sonuçlanacaktır? Bu konuda bilgi edinmek istiyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Öner.
Sayın Tüzel…
12.- İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’in, geçen yıl
biber gazından hayatını kaybeden Metin Lokumcu’ya ve Hükûmetin enerji, konut,
tarım ve ulaşım politikalarıyla insanlarımızın yaşam alanlarını, doğayı, tarihî
ve kültürel dokuyu katlettiğine ilişkin açıklaması
ABDULLAH LEVENT TÜZEL
(İstanbul) – Sayın Başkan, Dünya Çevre Günü nedeniyle, geçen yıl 31 Mayıs
tarihinde Hopa’da suyuna, çayına, onuruna sahip çıktığı için gaz bombasıyla
öldürülen ve Başbakan tarafından “şehir eşkıyası” ilan edilen Metin Lokumcu’yu
anıyorum.
Kapitalizm ve ülkemizdeki
siyasi gücü AKP Hükûmeti, enerji, konut, tarım ve ulaşım politikalarıyla
insanlarımızın yaşam alanlarını, doğayı, tarihi, kültürel dokuyu katlediyor.
İktidar, olduğu her yeri insafsızlaştırıyor. HES’ler, termik santraller, siyanürcü
altın şirketleri, Karadeniz’den Ege’ye, Akdeniz’e tüm topraklarımızı, tarım
alanlarımızı, derelerimizi kurutuyor, zehirliyor. Karadeniz Trabzon Solaklı
Vadisi’nde HES’lere karşı direnen halk, çay üreticileri, hemşehrileri Başbakana
öfkeliler. Öfkeli olan sadece onlar değil, Hükûmetin kolladığı siyanürcü
şirketler Kütahya Dulkadir köyünde evleri yıkıyor. İzmir’in içme suyunun
kaynağı Efemçukuru zehirleniyor, Ege’nin zeytinlikleri madenlere açılıyor.
İstanbul halkı yeşilini yok edecek üçüncü köprü ihalesinden dolayı öfkeli.
Mecliste orman alanlarının
yağmalanmasına yol açan iktidara oy verenler…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Tüzel.
Sayın Karaahmetoğlu…
13.- Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, çevreye
karşı duyarlı olunması gerektiğine ve ülkemizin her yerinde olduğu gibi Doğu
Karadeniz’de de doğanın katledildiğine ilişkin açıklaması
SELAHATTİN KARAAHMETOĞLU
(Giresun) – Teşekkür ederim.
“Gözü doymayan kapitalist,
emperyalist sistem doğayı ve çevreyi katlediyor, tüketiyor.” bilinciyle tüm
insanlığı çevreye karşı duyarlı olmaya davet ediyorum.
Ülkemizin her yerinde
olduğu gibi Doğu Karadeniz’de de derelerimiz, ormanlarımız, yaylalarımız,
dağlarımız, yeşilliklerimiz katlediliyor. Bunun yanında, ihmal ve denetimsizlik
nedeniyle insanlarımız da yaşamını yitiriyor. Bunun nedeni siyasi iktidardır.
Seçim bölgem Giresun’un Dereli ilçesinde mayıs ayı ortalarında 4 yurttaşımız
yaşamını yitirmişti. Köylerinde aileleri ziyaret ettim. Bir annenin bana
söyledikleri ibret vericidir: “Önce dağlarımızı deldiler, sonra da yüreğimizi.”
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Karaahmetoğlu.
Sayın Işık.
14.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, ülkemizdeki yenilenebilir
ve temiz enerji yatırımlarına daha fazla katkı yapılması gerektiğine ve İhlas
Finans Kurumu bünyesinde hesabı bulunan vatandaşların sorunlarına ilişkin
açıklaması
ALİM IŞIK (Kütahya) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Dünya Çevre Günü
vesilesiyle ülkemizdeki yenilenebilir ve temiz enerji yatırımlarına daha fazla
katkı yapmamız gerektiğini bir kez daha hatırlatıyorum. Bu vesileyle, 2001
yılında BDDK tarafından faaliyetleri durdurulan ve tasfiye kararı alınan İhlas
Finans Kurumu bünyesinde hesabı bulunan vatandaşlarımızın on yıldır sorunları
çözülememiştir, vaatler yerine getirilememiştir. Tekrar sözleşme imzalayan
vatandaşlarımıza ise 2012 yılı Ocak ayından beri taahhüt edilen ödemeler
yapılmamaktadır. Hükûmeti bu konuda duyarlı olmaya çağırıyor, teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Işık.
Sayın Yeniçeri…
15.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Hükûmetin dış
politikasında değişiklik yapması gerektiğine ilişkin açıklaması
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Türkiye bütün enerjisini
Suriye’ye yöneltmiş, Beşar Esad rejimini çökertmek için çaba üzerine çaba
gösterirken İsrail Türkiye’yi çevreleme stratejisini devreye sokmuştur. İsrail
Türkiye’ye karşı Yunanistan ile ortak tatbikat, Kıbrıs Rum Yönetimi’yle doğal
gaz anlaşmaları imzalayarak Türkiye’yi köşeye sıkıştırmaya çalışmaktadır.
Kıbrıs semalarında İsrail uçakları uçmaktadır.
Bu arada, Azerbaycan ile
Ermenistan arasında ilişkiler giderek gerilmektedir. Ermenistan askerleri
saldırarak 5 Azerbaycan askerini şehit etmişlerdir. Sahipsiz bırakılan
Irak’taki Türkmenlerin hayatları da tehlike altındadır. AKP Hükûmeti Kerkük ve
Türkmen konusunu, Suriye Türkmenleri konusunu âdeta yok sayıyor. Türkmenler
üzerinde bir yandan peşmergenin diğer yandan Maliki’nin baskısı had safhadadır.
AKP’yi, ABD’nin Orta Doğu jandarmalığı politikasını terk etmek, Türkiye
jeopolitiğine dönmek için bir kez daha uyarıyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz
Sayın Yeniçeri.
Sayın Topal…
16.- Amasya Milletvekili Ramis Topal’ın, Amasya’nın Yeşildere
köyünde yaşanan dolu felaketi nedeniyle çiftçilerin zor durumda olduğuna ve
Yeşilırmak Vadisi’ndeki HES projelerine ilişkin açıklaması
RAMİS TOPAL (Amasya) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bu hafta ben Amasya’daydım.
Amasya geçiminin büyük çoğunluğunu tarımdan sağlayan bir ilimiz. Ne yazık ki bu
sene Amasya’nın Yeşildere köyünü çok şiddetli bir şekilde dolu vurmuş.
Bağ-bahçeler, tahıl ürünleri, hepsi perişan durumda. Tabii ki bu arkadaşların,
köylülerin tarım sigortaları da yok. Bununla ilgili Hükûmetin bir çalışması
olacak mı?
Yine, Amasya’mız Yeşilırmak
Vadisi’nde 22 tane -Taşova’ya kadar- HES projeleri var. 20 bin çiftçi bu
sulamadan, Yeşilırmak Vadisi’nden geçimlerini sağlıyor. Bu HES projelerinin bir
kısmı durdurulacak mı yoksa devam edecek mi çalışmalar?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederiz
Sayın Topal.
Sayın Seyfettin Yılmaz…
17.- Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz’ın, Hükûmetin yapay
gündem oluşturmak yerine terörle etkin mücadele etme noktasında kararlılıkla bu
işin üzerine gitmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
AKP İktidarı yapay gündem
oluşturmaya devam ediyor. Ülke kürtaj gibi, sezaryen gibi, yapay gündemlerle
uğraşırken, ne yazık ki, dün, yine Lice’de 2 tane askerimizi şehit verdik. Son
iki ayda 21 tane Mehmetçik’imizi toprağa verdiğimiz bir süreci yaşıyoruz.
Buradan Hükûmete bir defa
daha, terörle müzakere anlayışını bir kenara bırakarak terörle etkin mücadele
etme noktasında kararlılıkla bu işin üzerine gitmesi gerektiğini ifade etmek
istiyorum. Artık bu mikrofonlardan veya söylemlerde başsağlığı dilemekle bu
işler çözülmüyor.
Yine, bugün, hepimiz
biliyoruz, Dünya Çevre Günü. Çevreyi kirletmenin kendi geleceğimizi yok etmek
anlamına geldiği bilinciyle, yeşil bir dünyada yaşamak umuduyla Dünya Çevre Günü’nü kutluyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Yılmaz.
Sayın Sakık…
18.- Muş Milletvekili Sırrı Sakık’ın, Van, Ağrı, Bitlis ve Muş’ta
şeker pancarı üreticilerinin zor durumda olduğuna ve söz verilmesine rağmen
borçlarının ertelenmemiş olduğuna ilişkin açıklaması
SIRRI SAKIK (Muş) – Sayın
Başkan, tekrar teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanımız da orada
ama 2011 yılında kış koşulları çok ağır geçti. Özellikle, Van, Ağrı, Bitlis ve
Muş’ta şeker pancarı üreticilerinin büyük bir çoğunluğu çok büyük bir
mağduriyet içerisindeydiler. Birkaç kez burada gündeme getirmemize rağmen
borçların erteleneceğine dair Sayın Bakandan da söz almıştık. Ama gittim
-bölgeden yeni dönüyorum- bölgede hâlâ belli illerde borçların ertelenmediğini
ve büyük bir mağduriyetin olduğunu… Sayın Bakanımız, bir not alır, ilgilenirse
çok mutlu oluruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Sakık.
Sayın Yılmaz…
19.- Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz’ın, ülkemizde pek çok
çevre talanı yaşandığına ve Uşak Ulubey Kışladağ’daki altın madeni işletmesinin
çevreye verdiği zararlara ilişkin açıklaması
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak)
– Teşekkür ederim Sayın Başkan.
5 Haziran Dünya Çevre
Günü’nü ben ne yazık ki kutlayamıyorum. Bugün ülkemizde iktidar eliyle pek çok
çevre talanı yaşanmaktadır. Bunlardan bir tanesi de benim kentim olan Uşak’ta
yaşanmaktadır. Uşak’ta Ulubey Kışladağ’da altın madeni işletmesi Kanadalı bir
şirketin Türkiye’deki temsilcisi tarafından işletiliyor, TÜPRAG tarafından. Bu
altın madeninin işletilmesi sırasında açılan davalarda verilen bilirkişi
raporunda altın madeninin çevreye çok ciddi zararları olacağı ve bunların
giderilmesinin mümkün olmayacağı belirtilmesine rağmen, ne yazık ki yargı
üzerinde kurulan baskıyla madenle ilgili açtığımız davaların bir kısmı
kaybedilmiştir. Şu anda daha da kötüsü İzmir Efemçukuru’ndan çıkarılacak toprak,
içinde altın olduğu belirlenen toprak Uşak’a getirilecektir, Uşak’ta Kışladağ
Altın Madeni’nde işletilecektir. Alanın daha da genişletilmesine karar
verilmiştir. Siyanürle işletim yapıldığı takdirde, asit kaya drenajı olduğu
takdirde çok ciddi anlamda çevreye ağır metaller yayılmakta, havaya, suya ve
toprağa yayılmaktadır. Bizler bu zehirle yaşarken…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz
Sayın Yılmaz.
Sayın Oğan…
20.- Iğdır Milletvekili Sinan Oğan’ın, Iğdır’ın çevre sorunlarına
ilişkin açıklaması
SİNAN OĞAN (İstanbul) –
Teşekkür ederim Saygıdeğer Başkan.
Iğdır’ın çevre sorunlarını
bir kez daha gündeme getirmek istiyorum çünkü böylesi bir çevre gününde
Iğdır’da biz çevre felaketi yaşıyoruz. Metsamor Nükleer Santrali’nden dolayı
Iğdır’da kanser vakaları son derece artmış durumda. Arsenikli su içiyor Iğdır
halkı ve maalesef, doğal gaz yanımızdan, sağımızdan, solumuzdan gittiği hâlde
Iğdır’a uğramıyor. Ama bir sevindirici gelişme var: Iğdır’da hem Cığrıklı
bölgesinde hem Karasu bölgesinde Türkiye’deki toplam kuş sayısının üçte
2’sinden çoğu tespit edildi, 237 çeşit kuş tespit edildi. Çevre Bakanımız
inşallah bunu dikkate alır ve o bölgeyi koruma altına alır.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Oğan.
Sayın Ekşi…
21.- İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi’nin, Melet Irmağı’nın
bir maden ocağı tarafından zehirli atık bırakılmak suretiyle kirletildiğine ve
bu çevre felaketinin önlenmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
OSMAN OKTAY EKŞİ (İstanbul)
– Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dünya Çevre Günü
münasebetiyle Sayın Bakanın -gerçi kendilerini burada göremiyorum ama hiç
değilse kayda geçsin diye arz ediyorum- dikkatini çekmeye değer bir husus var:
Son otuz yıldan beri Melet Irmağı, “MENKA” isimli bir maden ocağı tarafından
oraya zehirli atık bırakılmak suretiyle kirletilmektedir. Bu işletmeyi,
Bakanlık tarafından 145 bin lira para cezası verilerek ve süresiz olarak
kapatılarak sözde işletme dışı bırakılmış zannediyorduk fakat ben son günlerde
orada inceledim, bana hemşehrilerimin verdiği bilgiye göre yine işletme faal
hâldedir, Bakanlığın talimatı herhâlde dikkate alınmamaktadır.
Bu vesileyle hem Çevre
Günü’nde Bakanın dikkatini çekmeye hem de bu çevre felaketinin önlenmesi için
yetkilileri kendilerine düşeni yapmaya davet etmeye niyetlendim, bu nedenle söz
aldım.
Teşekkürlerimi sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkürler Sayın
Ekşi.
Sayın Varlı…
22.- Adana Milletvekili Muharrem Varlı’nın, Hükûmetin kriz
ekonomisi uyguladığına, Ziraat Bankasının çiftçilere verdiği kredinin
düşürüldüğüne ve bu nedenle çiftçilerin mağdur olduğuna ilişkin açıklaması
MUHARREM VARLI (Adana) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bunu birkaç defa gündeme
getirdim, herhâlde dikkate alınmadı, bir daha gündeme getirmek istiyorum.
Hükûmet üyeleri mikrofon karşısına geçtiklerinde, her defasında, dünyanın
16’ncı büyük ekonomisi olduklarını, Avrupa’da kriz olmasına rağmen Türkiye’de
hiçbir şeyin olmadığını, bankacılık sisteminin güçlü olduğunu falan
anlatıyorlar ama şu anda resmen bir kriz ekonomisi uygulanıyor. Ziraat Bankası
geçen yıl vermiş olduğu kredinin yarısını veriyor. Bir şubenin yetkisi geçen
yıl 100 milyarsa, bu yıl 50 milyara yani 50 bin TL’ye düşürüldü.
Şimdi, büyükbaş hayvancılık
kredisi alanlar, tarım kredisi alanlar, hepsi sıkıntı içerisinde. Kredilerini
ödediler, tekrar geri dönüşü yapılmıyor. Bu sene birçok çiftçi bu yüzden
batabilir. Hükûmeti onun için uyarıyorum. Lütfen bu sistemi değiştirsinler ve
çiftçinin, üreten insanın önünü kesmesinler, üreten insanın önüne engel
koymasınlar, üreten insanın önünü açsınlar.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Varlı.
Sayın Ensar Öğüt…
23.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars Havaalanı’ndaki VIP
uygulamasına ilişkin açıklaması
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) –
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bülent Arınç’a soru
sormayacağım ama bir olay anlatacağım.
Sayın Bakanım, cuma günü
Sayın Millî Eğitim Bakanımızla beraber Ardahan’a gittik. Kars Havaalanı’na
indiğimiz zaman, benim aracımı havaalanında protokole almamışlardı, bayağı uzak
bir yere almışlardı. “Niçin almadınız?” diye sorduğumda, orada bir sivil müdür
“Vali Bey’in talimatı.” dedi. “Kusura bakmayın, buraya biz almadık, almıyoruz.”
dediler ve ısrara rağmen de almamışlar. Benimkini almadıkları gibi, MHP Iğdır
Milletvekili Sayın Sinan Oğan’ın arabasını da içerdeyken dışarı çıkardılar yani
şimdi, ben onu görünce teselli oldum. Böyle bir olay olabilir mi yani bu VIP’in
üyeleri kimlerdir, VIP’den kimler yararlanıyor?
Orada bütün AKP teşkilatının,
il, ilçe başkanlarının, herkesin arabası içeride, bütün herkesin arabası var,
milletvekillerinin arabası içeri alınmıyor, içerdeki araba da dışarı
çıkarılıyor.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Öğüt.
Sayın Öğüt, siz tekrar
sisteme girmişsiniz ama daha önce söz verdim size, onun için teşekkür ediyoruz.
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT
(İstanbul) – Peki.
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
Sözlü soru önergesinin geri
alınmasına dair bir önerge vardır, okutuyorum:
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, (6/505, 6/1065, 6/710,
6/1787) esas numaralı sözlü sorularını geri aldığına ilişkin önergesi (4/49)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
6/505, 6/1065, 6/710,
6/1787 esas numaralı sözlü soru önergelerimi geri çekiyorum. Gereğini
saygılarımla arz ederim. 04.06.2012
Ensar
Öğüt
Ardahan
BAŞKAN – Sözlü soru
önergesi geri verilmiştir.
Komisyondan istifa
tezkeresi vardır, okutuyorum:
2.- İstanbul Milletvekili Harun Karaca’nın, Kamu İktisadi
Teşebbüsleri Komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi (4/50)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Üyesi bulunduğum Kamu
İktisadi Teşebbüsleri Komisyonu üyeliğinden istifa ediyorum.
Gereğinin yapılması
hususunu arz ederim. 30.05.2012
Harun
Karaca
İstanbul
BAŞKAN – Bilgilerinize
sunulmuştur.
Meclis araştırması
açılmasına ilişkin üç önerge vardır, okutuyorum:
B) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Balıkesir Milletvekili Namık Havutça ve 21 milletvekilinin,
tarım girdi maliyetlerindeki ar-tışların nedenlerinin, tarımda yarattığı
olumsuz etkilerin ve ekonomik zararların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/301)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığı’na
AKP döneminde uygulanan
tarım politikaları tarımı çökertmiş ve çiftçiyi iflas noktasına sürüklemiştir.
Nüfus sürekli artarken üretimin geriye gidişi, ithalatı patlatmıştır. Türkiye
kendi kendine yeten bir tarım ülkesi iken bugün tarım ürünlerini ithal eder
konuma gelmiştir. Tarımda yüksek maliyet ve düşük verimlilik kıskacı
Türkiye'nin her geçen gün daha fazla ithalata bağımlı olmasına yol açmaktadır.
Böylece, kendi çiftçimizi destekleyerek içerde üretmek yerine, dışarıya para
akıtan bir anlayış hâkim olmuştur. Türkiye'nin yeniden gıda egemenliği
sağlanarak, tarım ithalatına mahkûm olmaktan kurtarılması gerekmektedir. Bu
durumdan kurtulmanın başlıca yolu üretim için çiftçimizin desteklenmesinden
geçmektedir.
Mazot, gübre, tohum, ilaç
ve yem gibi tarımsal girdi desteklerinin tarım politikalarının başarısında
diğer politika araçlarını tamamlayıcı bir rolü vardır. Yetersiz olarak verilen
girdi destekleri üreticinin teknik ve ekonomik olarak etkin girdi kullanım
düzeyi için yeterli motivasyonu sağlayamamaktadır. Buna bağlı olarak üretici
tarım yapmaktan vazgeçmekte, tarım alanları daralmakta yüz binlerce köylü
üreticinin kırsal alanı terk ederek kentlere göç etmesi sonucu doğmaktadır.
Bununla birlikte
üreticilerimizin tarım sektöründe kalabilmeleri için tarımdan yeterli bir gelir
sağlamaları gerekir. Ancak girdilerin büyük bir bölümünün dışa bağımlı olması
girdi fiyatlarının kontrol edilmemesine yol açmakta çiftçinin girdileri sürekli
artmakta ancak ürünler yerinde saymaktadır. Buğday-mazot ve buğday-gübre
fiyatlarındaki değişimin karşılaştırması çiftçimizin içinde bulunduğu
zorlukları açıkça ortaya koymaktadır. Bir kilogram buğdayın TMO alım fiyatı
2002 yılında 230 kuruş iken 2011 yılında 550 kuruş olmuştur. 1 litre mazot fiyatı
ise aynı yıllarda 1,09 lira iken 3,75 lira olarak gerçekleşmiştir. Bu
çerçevede, 1 litre mazot almak için üreticinin 2002 yılında 4,73 kg buğday
satması gerekirken, 2011 yılında yaklaşık 7 kg buğday satması gerekmektedir.
Aynı durum, gübre-buğday
fiyat ilişkisi için de geçerlidir. 2002 yılında 1 kg üre gübresi 237 kuruş
iken, fiyat 2011 yılında 1,20 liraya yükselmiştir. Bu çerçevede 1 ton üre almak
için 2002 yılında çiftçi 1.030 kg buğday satarken, 2011 yılında satması gereken
buğday miktarı yaklaşık 1.850 kg'a çıkmaktadır. Bu çerçevede, yukarıda
buğday/mazot ve buğday/gübre arasında gösterilen üretici aleyhine iç ticaret
haddi değişimi, diğer ürünlerde yine üretici aleyhine ve daha şiddetli olarak
ortaya çıkmaktadır.
Çiftçinin bu sorunları
yanında yalnızca mazot üzerindeki dolaylı vergi yükü nedeniyle çiftçinin
ödediği vergi miktarı, tarımsal destek bütçesinin neredeyse tamamına yakındır.
Köylü üreticimizin mazotun litresine ödediği 3,75 TL'nin yaklaşık 1,125 TL'si
ÖTV'dir. Çiftçinin aldığı destek ile mazota ödenen bedelin ise ancak yüzde 5'i
karşılanabilmektedir.
Görüldüğü gibi mazot ve
gübre maliyetleri gibi girdi maliyetleri üretimi tehdit ediyor. Bunun yanında
diğer girdilerin de ele alınması durumunda tarımla uğraşan insanlarımızın
ayakta kalarak tarıma devam etmesi hiç mümkün olmamaktadır. Temel girdilerin
fiyatı çok hızlı artarken ürün fiyatlarının aynı düzeyde artmaması üretimi
zorlaştırıyor. Hatta Türkiye'de tarım tam anlamıyla desteklenmemekte, tersine
vergilendirilmektedir. Bu sebeple, tarımda yaşanan ve boyutlarının, gittikçe
büyüyen girdi maliyetlerindeki artış nedenlerinin, tarımda yarattığı olumsuz
etkilerinin, ekonomik zararlarının ve bu zararların nasıl giderileceğinin
kapsamlı olarak araştırılması için Anayasanın 98, İçtüzüğün 104 ve 105.
maddeleri gereğince Meclis araştırması açılması için gereğinin yapılmasını arz
ederiz.
1) Namık Havutça (Balıkesir)
2) İlhan Demiröz (Bursa)
3) Mustafa Sezgin Tanrıkulu (İstanbul)
4) Veli Ağbaba (Malatya)
5) Sakine Öz (Manisa)
6) Ahmet İhsan Kalkavan (Samsun)
7) İdris Yıldız (Ordu)
8) Hülya Güven (İzmir)
9) Mahmut Tanal (İstanbul)
10) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
11) İhsan Özkes (İstanbul)
12) Gürkut Acar (Antalya)
13) Erdal Aksünger (İzmir)
14) Ayşe Nedret Akova (Balıkesir)
15) Bülent Tezcan (Aydın)
16) Faik Tunay (İstanbul)
17) Mehmet Şeker (Gaziantep)
18) Engin Altay (Sinop)
19) Hurşit Güneş (Kocaeli)
20) Faik Öztrak (Tekirdağ)
21) Kemal Değirmendereli (Edirne)
22) Aylin Nazlıaka (Ankara)
2.- İstanbul Milletvekili Faik Tunay ve 21 milletvekilinin,
üniversitelerin iktisadi ve idari bilimler fakültelerinden mezun olan ya da hâlen
okumakta olan öğrencilerin sosyal, toplumsal ve psikolojik problemlerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/302)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Toplumların ve bireylerin
sorunları her geçen gün karmaşıklaşmakta ve çeşitlenmektedir. Toplumların ve
bireylerin ihtiyaçlarının karşılanması ellerindeki sınırlı kaynakların etkin
şekilde kullanılması zorunluluğunu doğurmaktadır. Sorunların çözülmesi iyi
anlaşılmasına ve yönetilmesine bağlıdır. Her düzeyde yeterli yönetici
yetiştirmek, yönetim sorunlarını bilimsel yöntemlerle aşmaya çalışmak, her
ülkenin önceliğidir. Bu çerçevede ülkemizde bulunan çeşitli üniversitelerin
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültelerinden mezun olan ve halen okumakta olan
yönetici adayı öğrencilerin sosyal, toplumsal ve psikolojik problemlerinin
araştırılması amacıyla İçtüzüğümüzün 104 ve 105. maddeleri gereğince Araştırma
Komisyonu kurularak konunun araştırılmasını arz ve talep ederiz.
1) Faik Tunay (İstanbul)
2) Engin Altay (Sinop)
3) Veli Ağbaba (Malatya)
4) Metin Lütfi Baydar (Aydın)
5) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
6) Ahmet Toptaş (Afyonkarahisar)
7) İzzet Çetin (Ankara)
8) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
9) Dilek Akagün Yılmaz (Uşak)
10) Hülya Güven (İzmir)
11) Mustafa Sezgin
Tanrıkulu (İstanbul)
12) İhsan Özkes (İstanbul)
13) Gürkut Acar (Antalya)
14) Erdal Aksünger (İzmir)
15) Ayşe Nedret Akova (Balıkesir)
16) Bülent Tezcan (Aydın)
17) Mehmet Şeker (Gaziantep)
18) Hurşit Güneş (Kocaeli)
19) Aylin Nazlıaka (Ankara)
20) Durdu Özbolat (Kahramanmaraş)
21) Rahmi Aşkın Türeli (İzmir)
22) Muharrem Işık (Erzincan)
Gerekçe:
Küreselleşen dünyada
ekonomik, sosyal ve siyasal ilişkiler çok hızlı gelişmektedir. Bu duruma bağlı
olarak her alandaki firmaların ve kurumların yönetilmesi, politikalarının
oluşturulması yerel ve küresel değişimleri analiz eden iyi yetişmiş insan
gücüne bağlıdır. Hemen hemen her üniversitede açılan İktisadi ve İdari Bilimler
Fakülteleri bazı üniversitelerde ise yalnızca işletme veya İktisat Fakültesi
adı altında mezun vermektedir. Birbiri ardına açılan üniversiteler havuza su
katan kanallar gibi, büyük bir debi ile mezun vermekte, istihdam olanakları,
Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu meslekler dikkate alınmadan her yıl 700 bin gencin
üniversiteyi bitirerek "diplomalı işsizler" ordusuna katıldığı ve
üniversite mezunu işsiz oranının yüzde 30'lara kadar çıktığı ifade
edilmektedir. Her yıl Kamu Personeli Seçme Sınavı'na ortalama 900.000
(dokuzyüzbin) üzerinde üniversite mezununun başvurduğu görülmekte, 2010 yılında
yapılan KPSS 'ye (Kamu Personeli Seçme Sınavı) yaklaşık olarak 300,000
(üçyüzbin) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültelerinden mezun ya da mezun durumda
olan aday girmiş olmasına rağmen ilk iki atama döneminde sadece 7.000 (yedibin)
civarında alım yapılmıştır.
Dört yıllık bir fakülteyi
Devlet üniversitesinde okuyan, devlet yurdunda kalan bir üniversite öğrencisinin
barınma, harç, kitap, yemek, yol ve giyimden oluşan masraflarının aile bütçesi
üzerindeki yükü büyük miktarlarda olduğu mezuniyet sonrası yaşanan işsizlik
problemleri aile ve gençler tarafından ağır tahribatlara yol açmaktadır. Aynı
şekilde devletin bir üniversite öğrencisine, öğrenim süresi boyunca yapmış
olduğu harcama düşünüldüğünde devletin nitelikli işgücünden ne kadar büyük
miktarda yoksun kaldığı ortaya çıkmaktadır.
Son yıllarda İktisadi ve
İdari Bilimler Fakülteleri bazı üniversitelerde ise yalnızca İşletme veya
İktisat Fakültesi adı altında eğitim veren kurumlardan mezun olan yüz binlerce
gencimiz özel sektörde iş bulamama, sigortasız çalıştırılma, düşük ücret,
ücretini düzgün alamama, bilgi ve deneyimlerinin aktarılamaması ve kötü
çalıştırılma koşullarıyla karşı karşıya kalma problemlerinden dolayı üniversite
mezunu gençlerin umudunu kamuda, gelir garantili bir iş bulmaya bağlamalarına
yol açmıştır. Bu nedenle İktisadi ve İdari Bilimler Fakülteleri bazı
üniversitelerde ise yalnızca İşletme Fakültesi veya İktisat Fakültesi adı
altında mezun veren kurumlardan mezun olan öğrenci ve ailelerinin yaşadığı
problemlerin belirlenmesi amacıyla meclis araştırma komisyonu kurularak
araştırılması önem arz etmektedir.
3.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken ve 20 milletvekilinin,
Bingöl ili Yayladere ilçesinin altyapı, hizmet ve sağlık problemlerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/303)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığı’na
Bingöl ilimizin Yayladere
İlçesinin toplam nüfusu 2.087'dir. İlçeye bağlı 26 köy bulunmaktadır. İlçemiz
yıllardır altyapı, hizmet ve sağlık problemleri yaşamaktadır. Bu problemlerin
giderilmesi için ciddi ve kapsamlı bir çalışma henüz yapılmamıştır. Bu durum
sonucunda ilçemiz insansızlaştırmaya mahkûm edilmek üzeredir. Yayladere
ilçemizin yıllardır yaladığı sıkıntıların giderilmesi amacıyla Anayasa'nın 98.
ve İçtüzüğünün 104 ve 105. Maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını
arz ederim.
Gerekçe:
Bingöl İlimizin Yayladere
İlçesi yıllardır bir çok sorunla baş başa kalmıştır. İlçemizde vatandaşlar
yıllardır yardım çağrısı yapmalarına rağmen hiçbir şekilde bu çağrılara kulak
asılmamıştır.
Yayladere İlçesinde 1990
yılında toplam nüfus 3.607 iken 2007 yılında bu sayı 2.087'ye düşmüştür. Bu
düşüşün kaynağı olarak 1990'lı yıllardaki zorunlu göç anlayışı gösterilmekle
beraber son zamanlarda köylerine dönüş yapmak isteyen vatandaşlarımız da hem
bürokratik hem de hizmet anlamında zorluklarla karşılaşmaktadırlar Sorunlarla
baş etmenin görece daha rahat göğüslenebildiği yaz aylarında ilçe nüfusumuz 5
binin üzerine çıkmaktadır.
Yayladere ilçesinin Kiğı
ilçesiyle bağlantısını sağlayan kara yolu hâlâ stabilizedir. Bu da 2011 yılı
için bir utanç kaynağı göstergesidir. Altyapı hizmetleri konusunda pek bir
ilerleme kaydedilmemiştir. Elektrik şebekeleri bakımsızlıktan, su şebekeleri ve
kanalizasyon sağlıksızlıktan dolayı vatandaşa sorun çıkarmaktadır. Arazi sulama
kanalları ise dört köy hariç olmak üzere diğer köylerde bulunmamaktadır.
Telefon ve İnternet sorunu ve bunların çözümsüzlük durumları ise ilçe
sakinlerini çileden çıkarmıştır.
İlçe merkezi ve köyleri ne
belediyeden ne de Valiliğe bağlı KÖYDES'ten bir yardım alamamaktadır. İlçede
bir devlet hastanesi bulunmamakta ve vatandaşlar sağlık ocağıyla
yetinemedikleri problemlerin çıkması durumunda ilçeye 100 kilometre uzaklıktaki
Bingöl Merkez Devlet Hastanesine gitmenin yollarını aramaktadırlar. Yine
Yayladere ilçemizde mevcut lisenin içinde bulunduğumuz yılda kapatılması
düşünülmektedir. Bu da genç nüfusun eğitiminin önünde engel olmakta ve aileleri
ilçeden göç etmeye zorlamaktadır.
İlçe halkını en fazla
temkine düşüren konu ise ormanlık alanların izinli ama denetimsiz kesimi yoluyla yok edilmeye çalışılmasıdır.
Doğanın tahrip edilmesi her yıl onlarca canlı türünün yok olmasına sebep
oluyor. Avcıların avlanma sezonu dışında da avcılık yaptığı ve herhangi bir
denetime tabi olmadıkları tüm vatandaşlarca kanıksanan bir durum olmuştur.
HES'lerin yapımı da doğa felaketinin başlıca sebepleri olmaktadır. Ekolojik
dengeyi bozan tüm bu girişimler ilçe halkım son derece rahatsız etmekte ve
kaygıları göç etme boyutuna taşımaktadır.
İlçede geçmiş dönemlerde
yapılıp sonradan kaldırılan karakolların etrafında çok sayıda mayın
bulunmaktadır ve bunların temizlenmesi için herhangi bir çalışma yapılmamıştır.
Bu da hem hayati tehlike arz etmekte hem de yaşamı, üretimi kısıtlamaktadır.
Bölgenin başlıca geçim
kaynağı olan arıcılık yanlış devlet politikalarıyla zaafa uğratılmıştır. Bu da
halkın başlıca geçim kaynağını elinden almış ve göçe zorlamıştır.
Tüm bu sorunların hem
kaynağı hem de çözümsüzlüğünü üreten ise halkın, muhtarların, siyasi parti
temsilcilerinin, sivil toplum kuruluşlarının çığlıklarına kulaklarını tıkayan
sorumlu kamu görevlileridir. Sadece bir köy muhtarının cevapsız kalan
başvurularından birkaçını örnek göstererek bu duruma açıklık getirmek istiyorum.
İlçemize bağlı Sarıtosun
mahalle muhtarının 2009 yılından bugüne kadar devlet kurum ve yetkililerine
verdiği birçok dilekçe cevapsız kalmıştır. Resmi dilekçelere cevap vermek
ilgili makamın kanuni zorunluluğuyken açık bir kanun ihlali yapılmış ve
sorunlar çözümsüz bırakılmıştır. Söz konusu muhtarın Bingöl ili Milletvekili
olan 23. Dönem Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz'ın makamına verdiği dilekçe
27.05.2009 tarihinden beri cevap beklemektedir. Yayladere Kaymakamlığına
30.04.2009 tarihinde, Yayladere Belediye Başkanlığına 30.04.2009 tarihinde,
Bingöl Valilik makamına 24.11.2009 tarihinde, DSİ il müdürlüğüne 08.12.2009
tarihinde ve FEDAŞ müdürlüğüne 12.01.2010 tarihinde verilen bu dilekçeler hâlâ
cevap beklemektedir. Dolayısıyla sorunlar hâlâ çözümsüz durmaktadır. Ki bu
dilekçeler defalarca daha fazla makama gönderilip tekrar tekrar sorunları
belirten dilekçeler yinelenmiştir.
Yayladere ilçesinde
halkımız vatandaşlık ödevlerinin tümünü fazlasıyla yerine getirmektedir. Ancak
zihniyet kaynaklı ve bürokratik engeller ile çığ gibi büyüyen sorunlar yumağı
ilçe halkına hayatı tam bir eziyete çevirtmiştir. Altyapı, üstyapı, sağlık,
ekoloji ve eğitim ile ilgili sorunların apaçık ortada durduğu ilçemizin bu
sorunlarının giderilmesi ve sorumluların hem kişi hem de kurumsal açıdan ortaya
çıkarılması için Meclis Araştırması açılması gerekmektedir.
1) İdris Baluken (Bingöl)
2) Pervin Buldan (Iğdır)
3) Hasip Kaplan (Şırnak)
4) Sırrı Sakık (Muş)
5) Murat Bozlak (Adana)
6) Halil Aksoy (Ağrı)
7) Ayla Akat (Batman)
8) Hüsamettin Zenderlioğlu (Bitlis)
9) Emine Ayna (Diyarbakır)
10) Nursel Aydoğan (Diyarbakır)
11) Altan Tan (Diyarbakır)
12) Adil Kurt (Hakkâri)
13) Esat Canan (Hakkâri)
14) Sırrı Süreyya Önder (İstanbul)
15) Mülkiye Birtane (Kars)
16) Erol Dora (Mardin)
17) Ertuğrul Kürkcü (Mersin)
18) Demir Çelik (Muş)
19) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
20) Nazmi Gür (Van)
21) Özdal Üçer (Van)
BAŞKAN – Bilgilerinize
sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki
yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler
sırası geldiğinde yapılacaktır.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi vardır, okutup oylarınıza sunacağım.
C) Tezkereler
1.- Kazakistan’ın 7-8 Haziran 2012 tarihlerinde Astana’da
düzenlemeyi planladığı "AİGK/CICA Üye Devletlerin Gençlik Politikaları:
Birlikte Geleceği İnşa Etmek" başlıklı uluslararası gençlik konferansına
İstanbul Milletvekili ve TBMM Kâtip Üyesi Muhammet Bilal Macit'in katılmasına
ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı tezkeresi (3/888)
29
Mayıs 2012
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Genel Kuruluna
Kazakistan'ın insani
boyuttaki koordinatörlük görevi kapsamında 7-8 Haziran 2012 tarihlerinde
Astana'da "AİGK/CICA Üye Devletlerin Gençlik Politikaları: Birlikte
Geleceği İnşa Etmek" başlıklı uluslararası gençlik konferansının
düzenlenmesi planlanmaktadır.
Söz konusu konferansa
İstanbul Milletvekili ve TBMM Kâtip Üyesi Sayın Muhammet Bilal Macit'in
katılması hususu, 28/3/1990 tarihli ve 3620 sayılı Türkiye Büyük Millet
Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 9'uncu maddesi
uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulur.
Cemil
Çiçek
TBMM Başkanı
BAŞKAN – Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Danışma Kurulunun bir
önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve daha sonra oylarınıza sunacağım.
VII.- ÖNERİLER
A) Danışma Kurulu Önerileri
1.- Danışma Kurulunun, gündemdeki sıralama ile Genel Kurulun
çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine ve 5 Haziran 2012 Salı günkü
birleşiminde sözlü soruların görüşülmemesine ilişkin önerisi
Danışma
Kurulu Önerisi
Tarih: 05/06/2012
Danışma Kurulunun
05/06/2012 Salı günü yaptığı toplantıda, aşağıdaki önerilerin Genel Kurulun
onayına sunulması uygun görülmüştür.
Cemil
Çiçek
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Ahmet Aydın Mehmet
Akif Hamzaçebi
Adalet ve Kalkınma Partisi Cumhuriyet
Halk Partisi
Grubu Başkanvekili Grubu
Başkanvekili
Oktay Vural Hasip
Kaplan
Milliyetçi Hareket
Partisi Barış
ve Demokrasi Partisi
Grubu Başkanvekili Grubu
Başkanvekili
Öneriler:
Gündemin "Kanun Tasarı
ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında yer alan 262
ve 257 sıra sayılı kanun tasarılarının bu kısmın 3 ve 4 üncü sıralarına
alınması ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesi,
Genel Kurulun;
05 Haziran 2012 Salı günkü
(bugün) birleşiminde sözlü soruların görüşülmemesi ve bu birleşimde 262 sıra
sayılı kanun tasarısının görüşmelerinin tamamlanmasına kadar,
6 Haziran 2012 Çarşamba
günkü birleşimde 233 sıra sayılı kanun tasarısının görüşmelerinin tamamlanmasına
kadar,
7 Haziran 2012 Perşembe
günkü birleşimde 10 sıra sayılı kanun tasarısına kadar olan işlerin
görüşmelerinin tamamlanmasına kadar,
çalışmalara devam edilmesi
önerilmiştir.
BAŞKAN – Danışma Kurulu
önerisi üzerine söz talebi yoktur.
Oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Şimdi, İç Tüzük’ün 37’nci
maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınması önergesi vardır, okutup
işleme alacağım ve daha sonra oylarınıza sunacağım.
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
A) Önergeler (Devam)
3.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, (2/27) esas numaralı Nakdi
Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/51)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
2/27 Esas Numaralı Kanun
Teklifim 45 gün içinde Komisyonda görüşülmediğinden İç Tüzüğün 37. Maddesi
gereğince doğrudan gündeme alınması konusunda gereğinin yapılmasını
saygılarımla arz ederim. 24/11/2011
Ensar
Öğüt
Ardahan
BAŞKAN – Teklif sahibi
olarak Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt.
Buyurunuz efendim. (CHP
sıralarından alkışlar)
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) –
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; terör olaylarından dolayı
zarar gören vatandaşlarımıza nakdî tazminat ve aylık bağlanması için vermiş
olduğum kanun teklifi üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygılarımla
selamlarım.
Ancak bundan önce, değerli
arkadaşlar, kendi bölgemle ilgili bir şey söyleyeceğim. Bizim iki tane sınır
kapımız var, biri kapalı, biri de yarım açık.
Buradan sesleniyorum,
Ticaret ve Gümrük Bakanına istirham ediyorum, Posof kapımızdan buğday ithalatı
yapılacak, trenle Azerbaycan’dan getiriliyor, bununla ilgili tırların Posof
kapısından girişi çıkışı zorlaştırılıyor, bu konuda bir kolaylık yapılmasını istirham
ediyorum.
İki, Çıldır Aktaş kapısıyla
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği arasında bir anlaşma yapıldı, ama hâlen o
kapıyla ilgili bir çalışma başlamadı. Niçin çalışma başlamadı onu da tam
bilemiyorum, süre konusunda bir sıkıntı var diye duyuyoruz, bunu da bir an evvel
yapmalarını ve o bölgenin kalkınmasıyla ilgili bu kapıların açılmasını temenni
ediyor ve istirham ediyorum.
Değerli arkadaşlar, 3 Kasım
1980 tarihinde 2330 sayılı Nakdî Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun
çıkarılmış, 2’nci maddesinde… Terörden dolayı zarar gören vatandaşlarımıza
tazminat verilmiyor, aylık bağlanmıyor. Büyük şehirlerde özellikle her gün
olaylar oluyor, her gün günahsız vatandaşımız ölüyor veya yaralı kalıyor.
Bunların mutlak surette şehit aileleri kapsamına alınması, hem maaş bağlanması
hem de nakdî tazminat ödenmesi gerekiyor. Bu, Uludere’de olduğu gibidir.
İkincisi: Askerde nöbet
sırasında, eğitim sırasında, tatbikat sırasında şehit olan askerlerimiz var. Bu
askerlerimiz de şehit sayılmıyor ve bunların aileleri perişan bir durumda.
Şehit ailesi olamıyorlar, şehit ailesi olamadıkları gibi nakdî tazminat
alamıyorlar, nakdî tazminat alamadıkları gibi aylık da bağlanmıyor. Bu nedenle,
ben istirham ediyorum yani şehit olan çocuklar bizim çocuklarımız, nöbet
tutarken ölen veya tatbikat sırasında ölen veya eğitim sırasında ölen askerler
de bizim çocuklarımız, onların da şehit sayılması lazım.
Cumhuriyet Halk Partisi
olarak biz bu kanun teklifini verdik, sizden istirham ediyoruz, Büyük Millet
Meclisinden de bütün parti gruplarından da istirham ediyoruz, bu kabul edilsin.
Bu, bizim hepimizin ortak paydasıdır arkadaşlar. Türkiye Cumhuriyeti devletinin
bütün vatandaşları eşitse o zaman askerlik yapan bütün askerlerimiz de eşit
olsun yani nöbet tutan askerimiz ölüyor şehit sayılmıyor da terörle mücadelede
gidip ölen asker şehit sayılıyorsa o zaman burada bir farklılık var.
Genelkurmay Başkanının da bu konuya el atmasını istiyorum.
O anlamda, ben istirham
ediyorum, hem nöbet tuttuğu zaman hem tatbikat sırasında hem de eğitimde ölen
askerlerimizin şehit sayılmasını, hem nakdi hem de aylık bağlanmasını istirham
ediyoruz. Bu anlamda, terörü biz yaratmadık arkadaşlar. On yıldan beri Adalet
ve Kalkınma Partisi iktidarda. On yıldan beri terörde ölenler, şehit olanlar
daha çok önde.
Değerli arkadaşlar, on
yıldan beri gelen şehitlerden dolayı Türkiye’de analar ağlıyor, analar gözyaşı
döküyor. Bunun çözümü siyasi kurumdur, bunun çözümü Türkiye Büyük Millet
Meclisidir.
Yarın Sayın Genel
Başkanımız Sayın Başbakanla görüşecek. Bu sorun Türkiye’nin bir numaralı
sorunudur ve iki numaralı sorunu da işsizlik sorunudur. Bu sorunun çözümüne
Sayın Başbakan ve diğer partilerin de katkı sunmasıyla, Kürt sorununun
çözümünün bir bütün olarak, Türkiye’nin bölünmez bütünlüğü çerçevesinde
çözüleceğini umuyorum ve bu kanun teklifimin kabul edilmesini istirham ediyor,
hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz
Sayın Öğüt.
İstanbul Milletvekili Ali
Özgündüz.
Buyurunuz Sayın Özgündüz.
(CHP sıralarından alkışlar)
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) –
Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlarım, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, Ardahan
Milletvekilimiz Sayın Ensar Öğüt’ün vermiş olduğu kanun teklifinin gündeme
alınmasıyla ilgili söz aldım. Sözlerime başlamadan önce, bugün Dünya Çevre
Günü’nü kutluyorum ve Hükûmetin özellikle İstanbul’un yeşil alanlarını, su
havzalarını ranta çevirmemesini diliyorum.
Aynı zamanda, mayın
patlaması sonucu hayatını kaybeden, şehit olan askerlerimize Allah’tan rahmet,
ailelerine ve Türk milletine de başsağlığı diliyorum.
Yine, ABD Dışişleri Bakanı
Sayın Clinton Ermenistan, Azerbaycan, Gürcistan seyahatini sürdürürken, bildiğiniz
gibi, işgalci Ermenistan askerlerince sınırdaki bir kontrol noktasına saldırı
yapılarak 5 Azerbaycan askeri şehit edildi. Onları da rahmetle anıyorum ve
Hükûmetin, Ermenistan’la ilgili protokolü bir kez daha gözden geçirmesini ve bu
yüce Meclisin gündemine sokmamasını diliyorum.
Değerli arkadaşlarım -Sayın
Öğüt bahsetti- bildiğiniz gibi, büyükşehirlerde özellikle, son zamanlarda sık
sık toplumsal olaylar meydana gelmekte, çeşitli kamu ulaşım araçlarına, özel
araçlara, iş yerlerine saldırılar yapılmakta ve bu saldırılar sonucu zarar
gören, sakat kalan, hayatını kaybeden kişiler, şu andaki mevzuata göre, bu
Kanun kapsamında değil. Yani geçen yıl yaşanan, molotofkokteyli sonucu yanarak
hayatını kaybeden bir genç kardeşimiz vardı biliyorsunuz, örneğin o şehit
sayılmıyor, hâlbuki terör saldırısı sonucu hayatını kaybetmiştir. Bu insanlar,
şu andaki mevzuata göre, İçişleri Bakanlığı aleyhine idare mahkemesinde dava
açarak zararlarının tazminini isteyebiliyorlar ancak bu şekilde zarar gören
insanların bir de mahkeme kapılarında süründürülmesi uygun değil. Dolayısıyla,
Sayın Öğüt’ün verdiği bu kanun teklifi gündeme alınıp görüşüldüğü takdirde, bu
tür, dışarıdan, terör eylemleri sonucu zarar gören, sakat kalan, hayatını
kaybeden kişiler de bu Kanun kapsamına alınacak ve dava yoluna gitmeden,
Hükûmetimiz tarafından, devletimiz tarafından bu kişilerin zararları tazmin
edilebilecektir.
Yine, şu andaki mevzuata
göre, askerlik hizmeti sırasında nöbet, tatbikat, intikal, manevra gibi,
terörle mücadele dışında, normal askerî faaliyet sırasında yaralanan, hayatını
kaybeden insanlarımız da, askerlerimiz de bu Kanun kapsamında değil. Hâlbuki,
bizim geleneklerimize göre biliyorsunuz ellerine kına yakılarak insanlar
çocuklarını askere gönderir ve bu insanlar, eğitimde dahi olsa, tatbikatta dahi
olsa hayatını kaybettiği zaman, mutlaka, vatan borcu sırasında böyle bir olay
yaşandığı için, bunların şehit kabul edilmesi, yaralı kişilerin de yine gazi
kabul edilerek Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun’dan faydalanmaları
gerekir diye düşünüyoruz.
Bu yasa teklifi bugün
sizlerin oylarıyla umarım gündeme alınır ve sırasına kaydedilir, zamanı geldiği
zaman da sizlerin oylarıyla çıkar, böylelikle vatandaşlarımızın bir mağduriyeti
giderilmiş olur diyorum.
Uygun oy vereceğinizi
düşünerek hepinize en içten saygılarımı sunuyorum, teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Özgündüz.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri,
alınan karar gereğince sözlü soru önergelerini görüşmüyor ve gündemin “Seçim”
kısmına geçiyoruz.
VIII.- SEÇİMLER
A) Komisyonlarda Açık Bulunan Üyeliklere
Seçim
1.- Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim
BAŞKAN – Kamu İktisadi
Teşebbüsleri Komisyonunda boş bulunan ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna
düşen 1 üyelik için Hatay Milletvekili Mehmet Öntürk aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
B) Sayıştay Üyeliklerine Seçim
1.- Sayıştayda açık bulunan üyeliklere seçim (S. Sayısı : 260) (x)
BAŞKAN – Şimdi, bu kısımda
yer alan, Sayıştayda boş bulunan 5 üyelik için yapılacak seçime başlıyoruz.
Bu seçim, 6085 sayılı
Sayıştay Kanunu’nun 15’inci ve 16’ncı ve İç Tüzük’ün 150’nci maddelerine göre
gizli oylamayla yapılacaktır.
Plan ve Bütçe Komisyonunca
oluşturulan Sayıştay üyeleri Ön Seçim Geçici Komisyonu tarafından Sayıştay
üyelikleri için boş üyelik sayısının 2 katı olarak kontenjan grupları dâhilinde
belirlenen adayları içeren birleşik oy pusulası Başkanlıkça bastırılmıştır.
(x) 260 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Toplantı ve karar yeter
sayısı mevcut olmak şartı ile Sayıştay meslek mensupları kontenjan grubu
listesinden en çok oyu alan 3 aday ile diğer meslek mensupları kontenjan grubu
listesinden en çok oyu alan 2 aday Sayıştay üyeliğine seçilmiş olacaklardır.
Oylamanın ne şekilde
olacağını arz ediyorum: Herhangi bir tereddüde mahal vermemek için, komisyon ve
hükûmet sıralarında yer alan kâtip üyelerden komisyon sırasındaki kâtip üye
Adana'dan başlayarak İstanbul'a kadar, İstanbul dâhil; hükûmet sırasındaki
kâtip üye ise İzmir'den başlayarak Zonguldak'a kadar, Zonguldak dâhil, adı
okunan milletvekilinin adını defterden işaretleyecek ve kendisine mühürlü
birleşik oy pusulası ve bir zarf verecektir. Milletvekilleri Başkanlık
kürsüsünün sağında ve solunda yer alan kabinlerden başka yerde oy
kullanmayacaklardır. Adını ad defterine işaretlettiren ve mühürlü birleşik oy
pusulasını alan sayın üye, Sayıştay meslek grupları kontenjan grubu listesinden
3 adayın, diğer meslek mensupları kontenjan grubu listesinden ise 2 adayın karşısındaki
kareyi çarpı işaretiyle işaretleyecek ve oy pusulasını zarfa koyarak Başkanlık
Divanı kürsüsünün önünde yer alan oy kutusuna atacaktır.
Aynı zarfta birden çok oy
pusulası çıkması hâlinde bu oy pusulalarının tamamı, Sayıştay meslek mensupları
kontenjan grubu listesinden 3’ten fazla adayın işaretlendiği oy pusulaları ile
diğer meslek mensupları kontenjan grubu listesinden 2’den fazla adayın
işaretlendiği oy pusulaları geçersiz sayılacaktır. Bu hususlar birleşik oy
pusulalarında da dipnot olarak açıkça belirtilmiştir.
Oylamanın sayım ve dökümü
için ad çekmek suretiyle 5 kişilik bir tasnif komisyonu tespit edeceğim:
Leyla Zana, Diyarbakır?
Yok.
Hüseyin Cemal Akın,
Malatya? Yok.
Yıldırım Tuğrul Türkeş,
Ankara? Yok.
Tülay Kaynarca, İstanbul?
Burada.
İsmail Tamer, Kayseri?
Burada.
Ayla Akat Ata, Batman? Yok.
Faruk Septioğlu, Elâzığ?
Yok.
Müslim Sarı, İstanbul? Yok.
Doğan Şafak, Niğde? Yok.
Engin Özkoç, Sakarya? Yok.
İlknur İnceöz, Aksaray?
Yok.
Uğur Bayraktutan, Artvin?
Yok.
Emin Haluk Ayhan, Denizli?
Yok.
Ömer Süha Aldan, Muğla?
Yok.
Şamil Tayyar, Gaziantep?
Yok.
Sermin Balık, Elâzığ? Yok.
İlhan Yerlikaya, Konya?
Burada.
Mehmet Ersoy, Sinop?
Burada.
Sümer Oral, Manisa? Yok.
Erdal Kalkan, İzmir? Yok.
Ahmet Kutalmış Türkeş,
İstanbul? Burada.
Kâtip üyeler lütfen
yerlerini alsınlar.
Şimdi, gizli oylamaya Adana
ilinden başlıyoruz.
(Oylar toplandı)
BAŞKAN – Oyunu kullanmayan
sayın üye var mı? Yok galiba.
Oy verme işlemi tamamlanmıştır.
Oy kupaları kaldırılsın
lütfen.
Daha önce ad çekerek
isimlerini okuduğum tasnif komisyonu üyeleri lütfen yerlerini alsınlar.
Tasnif komisyonu üyelerini
tekrar okuyorum: İstanbul, Tülay Kaynarca; Kayseri, İsmail Tamer; Konya, İlhan
Yerlikaya; Sinop, Mehmet Ersoy; İstanbul, Ahmet Kutalmış Türkeş.
(Oyların ayrımı yapıldı)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Sayıştayda boş bulunan 5 üyelik için yapılan seçime ait Tasnif
Komisyonu tutanağı gelmiştir, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
260 sıra sayılı raporda
belirlenen adaylardan Sayıştay’da boş bulunan 5 üyelik için yapılan seçime 361
üye katılmış, geçerli oyların dağılımı aşağıda gösterilmiştir.
Saygıyla arz olunur.
Tasnif
Komisyonu
Üye Üye Üye
Tülay Kaynarca İsmail Tamer Mehmet Ersoy
İstanbul Kayseri Sinop
Üye Üye
İlhan
Yerlikaya Ahmet
Kutalmış Türkeş
Konya
İstanbul
Sayıştay Meslek Mensupları
Kontenjanı
1- İdris Bulut 335 oy
2- Mikdat Özkan 258 oy
3- Metin Orhan 242 oy
4- Nevin Atakan 109 oy
5- Levent Mutlu 89 oy
6- Özcan Rıza Yıldız 31 oy
Diğer adaylar kontenjanı
1- Mustafa Atalar 345 oy
2- Ahmet Zorlar 284 oy
3- Ayhan Erdoğan 67 oy
4- Yakup Keleş 11 oy
BAŞKAN – Buna göre,
Sayıştay meslek mensupları kontenjan grubundan Sayın İdris Bulut, Mikdat Özkan,
Metin Orhan; diğer meslek mensupları kontenjan grubundan da Sayın Mustafa
Atalar, Ahmet Zorlar Sayıştay üyeliklerine seçilmişlerdir. Hayırlı olmasını
diliyorum.
Sayın milletvekilleri, on
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.51
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 18.06
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Fatih ŞAHİN (Ankara), Mustafa HAMARAT (Ordu)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 115’inci Birleşiminin İkinci
Oturumunu açıyorum.
Alınan karar gereğince,
gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler”
kısmına geçiyoruz.
1’inci sırada yer alan, Adalet
ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve
Anayasa Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer
Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı:
156)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2’nci sırada yer alan,
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum
Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
2.- Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Tasarısı ve Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/486) (S. Sayısı: 233)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3’üncü sıraya alınan, İzmir
EXPO Alanı Hakkında Kanun Tasarısı ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm
Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.
3.- İzmir EXPO Alanı Hakkında Kanun Tasarısı ve Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu (1/613) (S. Sayısı: 262) (x)
BAŞKAN – Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 262 sıra
sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu
konuşacaktır. (MHP sıralarından alkışlar)
(x)
262 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Buyurunuz Sayın Tanrıkulu.
MHP GRUBU ADINA AHMET KENAN
TANRIKULU (İzmir) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan 262 sıra sayılı Kanun Tasarısı hakkında
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Öncelikle Genel
Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
görüştüğümüz bu tasarı, ilgili Komisyonda kısa bir süre önce görüşülmüş, bazı
değişikliklerle Genel Kurulumuza indirilmiştir.
Ben konuşmamın başında EXPO
süreciyle ilgili sizlere çok kısa bir bilgi vermek istiyorum. Dünyanın belki de
en eski ve uluslararası etkinliklerinden, en büyük etkinliklerinden biri olan
EXPO, bir başka deyişle dünya sergisi, beş yılda bir düzenleniyor ve bu
düzenlemeler altı ay kadar devam ediyor. Bunların katılımcıları arasında
uluslararası kuruluşlar, devletler, sivil toplum örgütleri ve şirketler de yer
alıyor. EXPO’larda, diğerlerinden farklı olarak, ürünler değil, fikirler ve
düşünceler, kültürler ve dünyanın geleceği gibi projeler yer alıyor. En büyük
farklılığı burada. EXPO’yu “Uluslararası Sergiler Bürosu” dediğimiz bir kuruluş
düzenliyor. Bu kuruluşun kendi içerisinde organizasyonu var ve genellikle de
her ülke büyükelçi düzeyinde orada temsil ediliyor ve 157 civarında bir ülke de
şu anda BIE’ye, kısa adı “BIE” olan bu kuruluşa üye olmuş durumda.
EXPO’nun en önemli özelliği
teması. Her EXPO’nun bir teması var ve bu tema üzerinden yürütülüyor. Kısa bir
süre önce Antalya ilimiz de çiçekle ilgili olarak bir EXPO düzenlemesi hakkını
kazandı ve şu anda onunla ilgili çalışmalar devam ediyor.
Geniş bir kapsama sahip
olan bu temalar, bütün insanlığı ilgilendirmesi gereken konular ve aynı zamanda
da evrensel bir nitelik taşımak zorunda. EXPO alanlarının büyüklüğü sınırsız,
herhangi bir sınırlama getirilmiyor. Zaten bizim bahis konusu olan tasarımızda
da bu alanların düzenlenmesine yönelik hükümleri göreceğiz biraz sonra ve
katılımcılar kendi yerlerini inşa edebilme hakkına da sahipler.
Yüz altmış yıllık bir
düzenleme, çok eskiden beri gelen bir düzenleme. Biraz önce de belirttiğim
gibi, gerçekten geleneği çok eski olan bir kurum ama en önemli özelliklerinden
biri, düzenleme yapılan kentleri kendisi marka hâline getiriyor ve bu kentler
bir süre sonra dünya kenti olma ve daha da yaşanılır olma noktasında ön plana
geçiyorlar.
1992 yılında, İzmir
Fuarcılık Anonim Şirketi, 2000 yılı EXPO’su için o zaman Dışişleri Bakanlığına
başvurmuş, fakat bir sonuç alınamamış. Çok eski bir ilk müracaatı sizlere
hatırlatıyorum. Aradan bir süre sonra ülkemiz, 2004 yılında, İzmir kentinin
bütün toplumsal unsurlarının da katılımı ve zorlaması sonucunda Uluslararası
Sergiler Bürosuna üye olmuş.
Biz, geçtiğimiz dönemde,
İzmir EXPO 2015 adaylık sürecini hep birlikte, İzmir’deki sivil toplum
örgütleriyle, yerel ve merkezî yöneticilerle birlikte yaşadık ve o dönemde
Milliyetçi Hareket Partisi, bütün unsurlarıyla, gerek yerel yöneticileri
gerekse milletvekilleriyle beraber bu sürece katkı koyma noktasında oldu.
Yine o dönemde bir kanun
teklifi verdik, EXPO 2015’in İzmir Yönlendirme Kurulunun tüzel kişilik
kazanmasına yönelik kanun teklifimiz de -yine diğer milletvekilleriyle beraber-
görüşüldü ve geçtiğimiz dönem içerisinde kabul edilmişti.
Öte yandan, Milliyetçi
Hareket Partisinin bütün İzmir milletvekilleri, gene o dönemde ve bu dönemde
Türkiye Büyük Millet Meclisinin Parlamento dostluk gruplarında bu BIE’ye üye
olan ülkelere birer mektup yazarak konuyla ilgili olarak durum anlatıldı ve
aynı zamanda kulis faaliyetleri yürütülme noktasında da yardımcı olmaları
istendi.
Teması sağlık olan EXPO’yla
ilgili olarak yine, Milliyetçi Hareket Partisi milletvekilleri olarak Türkiye
Büyük Millet Meclisinde bir kanun teklifi hazırladık ve sağlık bilimleri
üniversitesi kurulması noktasında o teklifimiz hem geçtiğimiz dönemde hem de bu
dönemde maalesef Genel Kurula kadar gelmedi, komisyonlarda bekliyor. Bu
teklifimizle sağlık bilimleri üniversitesi kurulacak, hemen bunun yanına
medikal ürünlerin üretilmesinden tutun da ilaç sanayisi ve buna benzer
konularda ülkemizde ilk kez sağlıkla ilgili bir ihtisas organize sanayi
bölgesinin de kurulması ve İzmir’e kazandırılması söz konusu olacak değerli
milletvekilleri.
Tabii, bu durumda, bu
tekliflerin yasalaşması durumunda hem kazanan İzmir olacak, akabinde de Türkiye
ekonomisi kazanmış olacak.
Partimizin yerel bazda
teşkilatları -biraz önce de söyledim- İzmir’in EXPO sürecine katkı koymaya ve
gönüllü olarak çalışmaya devam ediyorlar. O dönemde yaşamış olduğumuz İzmir’in
EXPO adaylığıyla ilgili olarak süreci şimdi bir kez daha EXPO 2020 için
yaşıyoruz değerli milletvekilleri. Ancak burada öne çıkan temel husus, İzmir’in
bu noktada adaylığa hazır olup olmadığı meselesi. Burada kastettiğimiz tabii
İzmir kentinin buna yakışıp yakışmadığı değil, onda bir şüphe yok ancak
kurumsal itibarıyla ve iş birliği itibarıyla baktığımız zaman bu adaylık
sürecine sadece EXPO’yla ilgili yasal düzenlemelere bakarak bunu sığdırmak
bence doğru olmayacak. Zira, son zamanlarda görüyoruz ki EXPO’yla ilgili bir
koordinasyon sorunu da var. EXPO yönetiminin birbirleri arasında bir koordinasyon
sağlayamadığını, yeterli olarak sürece katkı yapamadığını da görüyoruz. Zaten o
komitede görevli olan bazı yerel yöneticiler de geçtiğimiz zaman içerisinde
buradan ayrıldılar.
EXPO yönetiminin daha
paylaşımcı, şeffaf ve katkı koyucu olmasını da istiyoruz çünkü burada ne
kararlar alınıyor, nasıl bir yönlendirme yapılıyor, doğrusu, biz çok da
bilgilenmiş değiliz. Bunlar eğer gerçekleşirse başarı hepimizin başarısı olacak
ve bir katkı sağlanmış olacak çünkü İzmir tarımdan turizme, sanayiden ulaştırma
ve enerji sektörüne kadar birçok gerekli desteği gördüğü takdirde en iyi
sonuçlar alınabilecek bir şehir olarak düşünmemiz lazım. İzmir’i marka şehir
olarak perçinleyecek olan bu projede yani EXPO 2020 sürecinde bütün mercilerin
hem yerel yönetimde hem de merkezî yönetimde gerekli desteği tüm gücüyle
vermesi gerekiyor değerli milletvekilleri.
Biz, yine, biraz önce de
söylediğim gibi, bu konuda çok ciddi adımlar atarak İzmir şehrini, bir önceki
adaylık sürecinde olduğumuz gibi, bütün gücümüzle Milliyetçi Hareket Partisi
olarak desteklemeye devam edeceğiz.
İzmir kentinin bazı
özellikleri de var, pek çok uygarlığa beşiklik yapmış, tarihî, kültürel
birikimleri var ama bir noktada ekonomik, sosyal olarak da, kültürel hayatta da
öncü rol oynadığını da görüyoruz Türkiye coğrafyası içerisinde. Bugün İzmir’e
ekonomik olarak baktığımız zaman, toplam katma değer içerisinde yüzde 15,5’luk
bir değer ifade ettiğini, istihdamın yüzde 9,7’sini sağladığını ve 6 milyar
doları aşan bir ihracatla ciddi bir ekonomik güç olduğunu da görüyoruz. Yüzde
95’lik bir vergi tahsilat oranı var. Bu oran birçok kentimizde maalesef yanına
bile yaklaşılamayacak kadar yüksek bir oran.
Öbür tarafta, 1.500
civarında yabancı sermayeli şirket ve yatırımcıyı çekmiş ve bu anlamda da ciddi
bir kapasite göstererek kendini ispatlamış bir şehir İzmir. 2000 yılında 3,3
milyon nüfusu var, bugünlere geldiğimiz zaman 4 milyonluk bir nüfusa yaklaşmış
ve ciddi bir nüfus potansiyeli olmuş ama öbür tarafta da Türkiye ortalamasının
üstünde bir nüfus artış hızına sahip. Yüzde 14,5’luk bir farklı nüfus
ortalaması Türkiye genelinde sürerken İzmir ilimizde 18,8’lik bir oranla karşı
karşıyayız. Bu da şehrin aynı zamanda göç aldığını, hızlı bir nüfus artışına
sebep olduğunu ve iş hayatında, ekonomi hayatında da bazı sıkıntıların
yaşandığını gösteriyor.
Şimdi, İzmir’le ilgili bu
rakamlara baktığımız zaman, İzmir’in merkezî idareden yani Hükûmetten beklenen
ilgiyi de göremediğini görüyoruz. Böyle baktığımız zaman, toplanan vergiye
kıyasla yapılan yatırımlara da bakmamız lazım yani İzmir ili on yıldır yaklaşık
dört vermiş bir almış. Bu ciddi bir fark. Şöyle baktığımız zaman, İzmir’in kamu
yatırımlarından devletten daha fazla pay alması da gerekirdi diye düşünüyoruz.
Bugün 3’üncü büyük kent olarak gözüküyor İzmir ama Bursa’nın toplam ihracat
payı İzmir’in toplam ihracat içindeki payından yüksek. Kocaeli ilinin sanayi ihracat içindeki payı gene İzmir
ilinin ihracat payından daha yüksek. Böyle baktığımız zaman, gerçekten, bazı
noktalarda İzmir’in atak yapmasını önleyen hem mevzuat yönünden hem de Hükûmet
icraatı yönünden bazı uygulamalarla da karşı karşıyayız. 2003 yılından önce
devamlı dış ticaret fazlası veren bir il ama son beş yılda, baktığımız zaman,
İzmir’de bir dış ticaret açığı da var, tıpkı Türkiye’de olduğu gibi.
Şimdi, zengin doğal,
tarihî, kültürel varlıklardan bahsediyoruz ve bunlar önemli özellikler bir
yönüyle de incelediğimiz zaman. Türkiye’nin en gelişmiş ili olma noktasında
İzmir için herhangi bir engel yok, bu biraz önce saydığım potansiyel
noktasında. Demek ki yapılması gereken, kamunun da öncü olması, kamunun
lokomotif görev görmesi ve İzmir’in önündeki engelleri kaldırması gerekiyor.
Bugün baktığımızda merkezî hükûmetin payı 2002 yılında yüzde 2,8; bugün 1,4
değerli arkadaşlar. Yani bu nedir? Yüzde 55 oranında bir farkla karşı karşıya
kalmışız, 100 liralık yatırım 55 liraya düşmüş. Önemli bir kayıp. Zaten dile
getirmek istediğimiz husus da bu. Siz EXPO’yu bir yandan alma gayreti
içerisindesiniz ama öbür taraftan, kamu olarak, İzmir kentinin yeteri kadar arkasında
durmuyorsunuz demektir.
Bu durumu, bu yıl
içerisinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde on iki icracı bakanlığa verdiğim
soru önergeleriyle de sorgulamak istedim ancak çok ilginç, hemen hemen hiçbir
bakanlıktan bugüne kadar bu yazılı soru önergelerimizi de cevap alamadık
değerli milletvekilleri. Bu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin hem geçtiğimiz
dönemde hem de bu yasama döneminde, maalesef, bütün milletvekillerinin belki de
en önemli kanayan yaralarından bir tanesi. Hükûmetin icraatı noktasında, milletvekillerinin
yazılı veya sözlü soru önergelerinin ciddiye alınıp bir an evvel
cevaplandırılması da gerekiyor.
Bir başka çalışmayı
huzurunuza getirip sizleri bilgilendirme arzusundayım değerli milletvekilleri.
İzmir’in de içinde bulunduğu 200 metropol kentini, ocak ayı içerisinde, bir
yabancı kurum, “Brooking Institution” bir araştırma yapmış ve mukayese yapmış
ve bunu kamuoyuyla da paylaşmış. İzmir kişi başına gelir açısından bu 200
metropol şehir arasında 181’inci sırada. En yüksek kategoriye sahip olan şehirle,
kendi içerisinde kıyaslanabilecek şehirle neredeyse arasında 10 kat fark var.
Böyle bir kent, örneğin, Amerika Birleşik Devletleri’nde Hartford şehri, yıllık
76 bin dolarlık bir geliri var, İzmir’in yıllık 8.600 dolar. 10 kata kadar
yaklaşan bir farkla da karşı karşıya kalınmış.
İstihdamdaki artış hızımız
İzmir olarak, 2009-2010 yılı döneminde yüzde 9,3 iken, 2010-2011 döneminde 3,6
puan gerilemiş ve 5,6’ya düşmüş yani istihdam kapasitesi de giderek gerilemiş
kentimizin ve bu rakamla da gene bu 200 şehir arasında 196’ncı sırada.
Şimdi bunları söyleme
niyetimiz şu değerli milletvekilleri: İzmir’le ilgili alınan kararlar İzmir’in
daha ileriye atılım yapmasını engellemiş gözüküyor. Örneğin vadeli opsiyon
piyasasıyla ilgili olarak son zamanlarda alınan kararlar, örneğin son
hazırlanan teşvik paketinde İzmir ve benzer illerin maalesef komşu illerle
rekabet edemez hâle getirilmesi, ciddi bir problem. Buna yakından baktığımız
zaman, bu komşu iller haksız rekabetini çok yakından görürsünüz. Bu sadece
İzmir’in sorunu da değil, bu Genel Kurulda bulunan birçok milletvekilimizin
temsil ettiği illerin maalesef karşı karşıya kaldığı sorunların bir tanesi.
Organize sanayi bölgelerine
bir alt bölge teşviki verilmesi doğru ama yetersiz bir teşviktir değerli
milletvekilleri. Organize sanayi bölgelerini kuruş niyetimiz sanayinin düzenli
ve yeterli bir şekilde teşvik edilmesi ise -ki böyle, yasası çıktı- o zaman
OSB’lerdeki bütün yatırımların en alt düzeyden teşvik edilmesi gerekir. Cari
açığın yüzde 70’ini enerji ithalatının meydana getirdiğini tespit ediyoruz ama
öte yandan baktığımız zaman, bu teşvik paketinde enerjiyle ilgili yeterli ve
gerekli desteği göremiyoruz.
Stratejik yatırım
başlıklarının eklenmesi büyük ölçekli yatırımların miktarını düşürse de
KOBİ’lere ait teşviklerde maalesef kısıtlı kalıyor. Yine, EXPO 2020 sürecinde
önem taşıyan sağlık turizminin stratejik yatırım içerisinde sayılmaması da
ciddi bir eksiklik değerli milletvekilleri çünkü biz -biraz önce de söyledim-
bu EXPO’nun temasını sağlık olarak belirlemiştik.
Yüzde 10 bandında giden bir
işsizlik oranına baktığımız zaman, özel teşviklerin 6’ncı bölgeyle sınırlı
kalması da maalesef büyük bir eksiklik. Bir örnek vereyim: Ege Bölgesi Sanayi
Odasına kayıtlı ve 1.200 kişi istihdam eden 12 kadar üye kendi odalarından
ayrılarak bugün Manisa’ya gitmişler ve Manisa’da yatırım yapıyorlar. Yine, dört
firma, bu hazırlıklarını tamamlayarak, önümüzdeki dönem içerisinde, Manisa
Organize Sanayi Bölgesi’nden arsa satın alarak, orada yatırımlarını yapacaklar.
Bu, biraz önce söyledim, yani şehirler arasındaki haksız rekabeti eğer
düzenleyemezseniz, gerekli tedbirleri alamazsanız diğer şehirlerimizin de
başına gelecek olan en önemli unsurlardan bir tanesi. Kamu kaynaklarıyla
yürütülen ARGE, inovasyon problemlerinin ve projelerinin İzmir’de de asgari
yatırım tutarı içerisinde bölge farkı olmadan desteklenmesi önem kazanıyor ve
İzmirli girişimcilerimizin rekabet gücünü arttıracak, teknoloji ve ARGE açığını
kapatacak yüksek yatırımları ve bunların ARGE’lerini teşvik edecek olan
KOBİ’lerin azami şekilde bu teşvik sisteminden faydalandırılması gerekiyor.
Değerli milletvekilleri,
sanayiyle ilgili olan bu kısım tarımsal konularda da önemli veya tarım ve
kırsal kesimi ilgilendiren bölgelerde de önemli. Bakın, 2/B Yasası diye bir
yasa çıkarttık çok kısa bir süre önce ve burada muhalefet milletvekilleri
olarak bu yasanın daha eksiksiz ve daha doğru çıkması noktasında âdeta çırpındık;
bir sürü önerge verdik, eleştiride bulunduk ancak maalesef bunlar dikkate
alınmadığı için, İzmir’de de 2/B Yasası’yla ilgili ciddi sorunlar bulunuyor.
Geçtiğimiz dönem içerisinde gidip konuştuğumuz, 2/B söz konusu olan bütün
köylerde ve köylülerde bununla ilgili problemler var. Bunun dikkate alınarak
köylünün haksız durumunun bir an önce düzeltilmesi gerekiyor.
Değerli milletvekilleri,
büyük projeleri büyük ekipler hazırlar, bunda bir şüphe yok. Tabii ki bu
tespite herkesin inandığını biliyorum ancak bu ekibin içerisinde görev dağılımı
da önem kazanmaktadır. Biraz önce de söyledim, şu anki EXPO yönetimindeki
anlaşmazlıklar bu tespiti maalesef doğrular nitelikte değildir; görev bilinci
olmak zorundadır, sorumluluğunu herkes yerine getirmek zorundadır. İzmir’e
bugüne kadar birçok kişi, birçok kurum bir vizyon belirlemiştir; İzmir’in
fuarlar, sergiler kenti olmasından tutun, sanayi, turizm, hatta tarım kenti
olmasına kadar bir vizyonu vardır ama İzmir’in kendisi bir marka ve vizyondur.
Bu niteliği maalesef ön plana çıkartılmamıştır, gün yüzüne konmamıştır. Tarihî,
kültürel zenginlikleri veyahut bir dünya kenti olabilme noktasındaki
potansiyeli, İzmir’in hep birlikte, buradaki iktidarıyla muhalefetiyle birlikte
ortak çalışması sonucunda oluşacak bir durumdur ve bu vizyon ancak böyle
kazandırılır ve arkası getirilir.
Değerli milletvekilleri, bu
noktada, ben bu tasarının hayırlı olmasını diliyorum. İnşallah, eksikliklerin
de verilecek önergelerle giderilmesi gerektiği kanaatindeyim.
Hepinize saygılar
sunuyorum.
Teşekkür ederim. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Tanrıkulu.
Barış ve Demokrasi Partisi
Grubu adına Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan. (BDP sıralarından alkışlar)
Buyurunuz Sayın Kaplan.
BDP GRUBU ADINA HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; evet, 262, İzmir EXPO
üzerine Barış ve Demokrasi Partisi Grubunun görüşlerini açıklayacağım.
Biz bugün İzmirliyiz çünkü
daha önce de yasası çıkarıldığında biz destek sunduk, dosyamız, konuşmalarımız,
belgelerimiz ortada, ama kaygılarımızı da söyledik ve kaygılarımızın, bugün
için, İzmir EXPO’nun rakipleri açıklandıktan sonra çok daha önem arz ettiğini
ifade etmek istiyorum. Eğer sağlık temasını seçmişseniz, bu temayla ilgili
sorgulanırsınız arkadaşlar. Bu bir gerçek.
Şimdi, buradan şunu ifade
etmek istiyorum: Milano neden az bir oyla, 21 oyla aldı? Hiç sorguladınız mı?
Bence sorgulanması lazım. Milano’daki bu kampanyada çalışan gönüllü sayısı
Türkiye’dekilerin 20 katıydı. Siz üniversiteleri mi kattınız? Sivil toplumu mu
kattınız? Yerel yönetimleri mi kattınız? Çevre örgütlerini mi kattınız?
Tabipler Odasını mı kattınız? Özel hastanelerin kuruluş birliklerini mi
kattınız? Sağlık temasını işlediğiniz zaman sağlıkla ilgili her şey önünüze
gelir, itiraz konusu olur.
Bugün Dünya Çevre Günü’dür
arkadaşlar. Dünya Çevre Günü’ne denk gelmesi aslında çok çok da önemli. Siz,
İzmir’de sağlık sorunlarını anlatırken Efemçukuru’nu anlatmak zorundasınız;
İzmir’in suyu oradan geliyor. Oradan çıkarılan madenlerin akıttığı siyanürün
İzmir’in sağlığına ne kattığını sorgulayacaktır rakipleriniz. Ne diyeceksiniz?
“O maden ocakları altın çıkarıyor, İzmirliler ölsün.” mü diyeceksiniz? Sağlık
kriteriniz bu mu olacak? Bunu sorgulamak zorundayız. Çevre günü bugün. İki
yönden: Bir, rekabet edilebilirlik koşulları açısından, bir de bu konuda.
Size ilginç bir iki done
sunmak istiyorum. Bu sunacağım doneler bence bu Çevre Günü’nde çok önemli.
İzmir’in güzel ilçesi Bergama’dan konuşacağım. Çıkıp Bergama’yı nasıl
tanıtacaksınız? “İzmir, sağlık belgesiyle aday.” diyeceksiniz. Nasıl
tanıtacaksınız? İsterseniz sular altında bıraktığınız Allianoi’nın antik şifa
merkezi olduğunun resimlerini gösteriniz, gitsinler görsünler. Rakipleriniz
yerinde inceleme yapsın. Siz nasıl bu antik şifa merkezini, tarihî, jeotermal
tedavisinin uygulandığı ilk merkezi burada sular altında bıraktınız diye
sormazlar mı size arkadaşlar? Allah aşkına, bir de kendi kendinize sorun yani
rekabet anlayışı olarak ben bunu ifade etmiyorum. Siz sağlık temasını
seçeceksiniz, sağlık temasıyla çıkaracaksınız İzmir’i ve İzmir 21 oyla
kaybedecek. 2020 EXPO yarışması için İzmir, epey bir çaba harcamış; iyi, eksik,
kötü çabalar sonucu 21 oyla kaybetmiş. Yetmiyormuş gibi, Ankara’yı çıkarıp
rakip yapacaksınız, uğraştıracaksınız. Bu ne zihniyettir arkadaşlar? Ankara’yı
rakip çıkardınız. Ankara’yı EXPO’da İzmir’e rakip çıkardınız. Allah aşkına, bu
ülkede “Uluslararası enternasyonal fuar” deyince çocukluğunuzdan,
bebekliğinizden günümüze, Türk beyaz perdesinin bütün filmlerinde “İzmir Fuarı”
denilen bir şey var Allah aşkına. Yani Ankara’yı çıkarıp… Melih Gökçek EXPO
Fuarı’nı Ankara’da yapmak istiyor. Yap kardeşim, bir ton fuar yapılıyor. Fuar
mı yok? İstediğin fuarı yapabilirsin.
Bak, çok güzel fuarlar var;
bilgimiz var mı Meclis olarak? Demin sayın konuşmacı açıkladı, Antalya’da
Botanik EXPO Fuarı 2016’da yapılacak. Yapılacak; karar verilmiş, herkes
çalışıyor.
Antalya, Türkiye’nin en
güzel şehirlerinden biri; sadece kum, deniz değil. Antalya, aynı zamanda tarım
endüstrisinde, üretimde, botanikte, her alanda bir marka, dünya markası, bir
coğrafi marka.
Şimdi, bu 2016’da
yapılacak, kararı verilmiş Botanik EXPO’nun yasası yok arkadaşlar. Bir yasacık
çok mu gördünüz Antalya’ya Allah aşkına? Kararı verilmiş, kararı. O botanik
bahçesi Hollanda’nın bahçeleriyle rekabet edecek ve sadece Antalya’daki
üretici, Antalya’daki emekçi, Antalya’daki istihdamcı, Antalya’dakiler, Antalya
halkı, kendi, kendi işini yapıyor. Getirisi 3 milyar dolar arkadaşlar. 3 tane
ilgili bakanlık var. Sayın Mehdi Eker, Antalya’da ekmeyeceksiniz, anladık, bari
destek olun. Bakın, ilgili bakanlıklardan biri. Antalya’da Botanik EXPO için
hiçbir şey ekmiyorsunuz, yasa da çıkarmıyorsunuz, bari destek olun. Sayın
Çağlayan, Antalya’da çağlamadığınız belli, yasası yok, bırakın, Antalya’nın
güzel bir çağlayanı var, güzel çağlasın; değil mi? Bir de ulaştırmayı
ilgilendiriyor. Sayın Binali Yıldırım, vallahi, yıldırım gibi değil bu yasayı
çıkarma konusunda. E şimdi, üç tane bakanlık, şimdi, bu kadar güzel bir şehir,
elimizde, kararı alınmış, Antalya’yı kime kurban ediyorsunuz arkadaşlar?
İktidar ve ana muhalefet arasında Antalyalıları ezme hakkınız var mı?
Antalyalıları ezerseniz, İzmir’i de ezersiniz. İzmir’i ezmek için ne
yaparsınız? İzmir’in karşısına, önce Ankara’yı çıkarırsınız.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) – Biz ezmeyiz ve ezdirmeyiz.
HASİP KAPLAN (Devamla) –
Aslan Malatyalı. İyi dayanışma örneği bu.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– İstanbul Milletvekili…
HASİP KAPLAN (Devamla) –
Şimdi, İstanbul Milletvekili olarak da bugün, onun da İzmir milletvekili
olmasını istiyorum.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) – “Biz” dedim, biz…
HASİP KAPLAN (Devamla) -
Şimdi, EXPO’daki rakiplerimizi -şöyle bir hafif- EXPO’daki rakiplerimizi
görelim. Bu Meclisin, Hükûmetin… Şimdi, dört tane rakip. Bakın, İzmir’e karşı, daha
önce Milano’ydu, rakip Milano’ydu yani hakikaten Milano’ydu; Paris’te Sarkozy
vardı, İtalya’nın başında Berlusconi vardı, bizde de aynı Başbakan vardı. Şimdi
yine aynı Başbakan bizde var, Berlusconi gitti, Sarkozy gitti; İzmir’in kaderi
ne olacak? Paris’te bunun çalışmaları yapılacak. Tayland’ın Ayutthaya kenti
-Tayland’ın, Uzak Doğu’dan, bakın, dikkat edin- Brezilya’nın Sao Paulo kenti
-bakın, dikkat edin, dünyanın büyük 8’inci ekonomisi arkadaşlar- Rusya’nın
Yekaterinburg ve Birleşik Arap Emirliklerinin Dubai kenti.
Şimdi, İzmir’e burada yasa
çıkararak EXPO’ya üye olunmaz. İzmir’de soracaklar: “İzmir’in Büyükşehir
Belediyesine sizin müfettişler niye dalıyor? Bu belediyeler, bu halkın
seçtikleri çete midir? Ne işi var özel yetkili mahkemelerde?” diye sormayacaklar
mı? “Buranın çalışanları niye içeri alınıyor?” diye sormayacaklar mı? Soracak.
Rekabet bu arkadaşlar, rekabet. “Sizin yerel yönetimler, yerel temsilciler,
yerel seçilmişler niye bu EXPO’nun belirleyicisi değildir?” diye sormazlar mı?
“Ne bu Hükûmetle aranızdaki çatlak? Niye Hükûmetten ayrı ses, yerel
yönetimlerden ayrı ses çıkıyor?” diye sormazlar mı? Size Gediz Ovası’nı
sormazlar mı? Gediz niye kirli kirli akıyor? Gediz kirli akıyor, Gediz zehir
akıyor, Ergene gibi akıyor artık. “Niçin, Turgutlu’daki madeni hangi kraliçe
hazretlerine teslim ettiniz?” diye sormazlar mı size arkadaşlar? “Bu, sizin
sağlığınızı, Ege’nin sağlığını, Ege’nin incirini, üzümünü, narını, zeytinini;
bırakın rokasını, bırakın teresini, bırakın balığını, bırakın güzel havasını,
denizini kirletmiyor mu?” diye sormayacaklar mı? “Bu kirletilen doğanın,
çevrenin, tarihin, kültürün, size, sağlığınıza da zararı yok mu?” demeyecekler
mi arkadaşlar?
Bugün Dünya Çevre Günü, bu
çevre gününde sağlığı doğru dürüst konuşacağız ve size soracaklar: “Bugün
gündeme attığınız konular, kürtaj için ne düşünüyorsunuz?”, “Diyanet İşleri
Başkanı sezaryen hakkında hangi fetvayı verdi?” diye sormazlar mı? Sormazlar
mı: “İnsan yaşamına ne kadar kıymet veriyorsunuz?”, “Roboski katliamı için ne
fetva verdi” diye sormazlar mı? Sormazlar mı size cezaevinde… Yeni, büyük bir
cezaevi yapıldı, F tipi. “F tipindeki, cezaevlerindeki mahkûmların,
tutukluların sağlığı bu koşullarda, bu sistemde, bu esarette, bu zincirde nasıl
sağlanacak?” diye sormaz mı insan hakları kuruluşları? Size, Manisa’da
kapatılan ocakların civasının, çinkosunun hâlâ insan öldürdüğünü sormazlar mı
arkadaşlar? “Sağlık” temasını seçerken akıllıca bir şey seçmemişsiniz, doğru
bir şey seçmeliydiniz.
Üniversiteleriniz var; yedi
tane üniversite var İzmir’de, 120 bin tane üniversite öğrencisi var sadece
Bornova civarında. Ya “Bu üniversitenin dinamizmini, bu gençliğin dinamizmini
siz bu çalışmanın içine kattınız mı?” demezler mi size? “Bu ülkeyi tanıtmak
için -İzmir’in Sezen Aksu’su var, onun gibi çokça tanınmış sanatçısı, yazarı
var- siz bu tanıtımın içine hangi sanatçıyı, hangi tarihçiyi, hangi ekonomisti,
hangi insanı kattınız?” diye sormazlar mı size? Vicdan biraz ya arkadaşlar!
İnsanın içi parçalanıyor. Hakikaten İzmir’i kurban etmek için elinizden gelen
her şeyi yaparken niye tek başınıza düşünüyorsunuz, niye tek başınıza karar
veriyorsunuz, niye “Tek başına yaparım.” diyorsunuz? Hakikaten bunu anlamak
zor.
Evet, geçen dönemde “Daha
iyi bir dünya için yeni yollar ve herkes için sağlık”tı bizim bir önceki tema.
Şimdi ne yapmışız: “Sağlık.” Yine sağlık… Bakın, EXPO Paris’e Eiffel’i
kazandırdı, sizin hafızanızda İzmir’e neyi kazandıracak? Amazon heykelini mi
kuracaksınız, bana söyler misiniz, neyi koyacaksınız? Yani Eiffel gibi bir
yaratıcı düşünceyi mi yoksa Kadifekale’de evlerini başlarına yıktığınız Kürt
ailelerinin, halkının, oradaki insanların harabelerinin üzerinde şekillenecek
bir anıt mı dikmeyi istiyorsunuz? EXPO 2020’nin, Kadifekale İzmir’in en büyük
tepesi, en muhteşem yapıtı ne olabilir? Zihniyete göre ya bir cezaevi olabilir,
ya bir cami olabilir, ya benzeri bir şey olabilir. Var mı kafanızda bir fikir
arkadaşlar? “İzmir’e şunu yapacağız, marka olacak...” Eiffel Kulesini EXPO
kazandırdı Paris’e, Londra’ya da kristal bir saray kazandırdı. 1800’lerde
Londra’da da kristal…
Onu geçtik, şimdi,
Fransızlar Fransız Devrimi’nin 100’üncü yılını kutladılar, “eşitlik, özgürlük,
adalet” dediler. Siz ne diyeceksiniz? Siz ne diyeceksiniz Allah aşkına?
“Sağlığı özelleştirdik, ticarileştirdik, paralarını, hepsini kendi
yandaşlarımızın özel hastanelerine bağladık. Suları da kirlettik, madencilere
verdik. Havayı da berbat ettik, denizleri de kirlettik. Buraya gelen, Amazonlar
gibi nesli kurur; siz de gelin görün.” mü diyeceksiniz?
Hükûmetin on yıllık icraatı
EXPO’da tek tek sorgulanacak, onun için İzmir’in aday olmasını, kazanmasını
canıgönülden istiyoruz arkadaşlar. Biz bunu istiyoruz, istiyoruz ki
sorgulansın. İnciraltı’na ne yapacaksınız? Balçova’nın teleferiklerinde
salınmanızı istiyoruz. “Nerede o ağaçlar? Balçova’yı kupkuru bir tepeye
çevirdiniz.” diyecekler. Siz yolları, tünelleri yaparken antik İzmir’in
tarihine kültürüne hangi kazmaları vurdunuz, tek tek çıkaracaklar.
Hani bu yasada diyor ya:
“Turizmi canlandıracağız.” Enginarların rengi bile değişti, Çeşme’de yetişen
enginarların, farkında mısınız? Eskiden altın sarısı berrak renkleri vardı. Bu
çevre kirliliğinden sonra enginarlara iyice dikkat edin. Bunlara dikkat
edeceksiniz, sağlıksa sağlık arkadaşlar. Öyle burada çıkıp konuşmak kolay iş değil.
Barselona gibi yüreğiniz var mı? Barselona gibi EXPO’yu, İspanya’yı,
Barselona’yı… “Barselona” deyince, benim Katalanlarla gizliden gizliye bir…
Severim onları, açık söyleyeyim. Biraz Katalan yanım da ağır basar.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) – Açıktan açığa sev.
HASİP KAPLAN (Devamla) -
Barselona’da ne güzel tanıttılar İspanya’yı. Yalnız Katalanları değil,
Barselona’yı değil, bütün İspanya’yı tanıttılar arkadaşlar; sadece futbolda
değil, fuarda da tanıttılar. Yoksa biz, İzmir Fuarı’ndaki eski Türk filmlerini
tekrar rezerve çıkarıp bu Türk filmleri üzerinden mi tanıtacağız Türkiye’yi?
Türkiye’yi nasıl tanıtacağız ve ne kazandıracak diye düşünüyor muyuz acaba?
Şimdi, “58.500 kişiye iş.”
amenna, olsun. “40-50 milyon ziyaretçi.” tamam. E, kardeşim, zaten Efes’e
gidiyor, zaten yavaş şehir Seferihisar’a gidiyor, zaten İzmir’in Bergama’sına,
Dikili’sine gidiyor. İzmir’in her tarafı tarih, her tarafı deniz, her tarafı
güneş, her tarafı kum. “İzmir’in kavakları” boşuna söylenmedi, “Ege Denizi
kararınca.” şarkısı boşuna yüreklerde söylenmedi arkadaşlar. “Ege Denizi
kararınca.” bu emperyal ve ticari çıkarların uğrunda söylenen türkülerin
odağıdır. İzmirlinin bir de böyle bir ruh damarı vardır; özgürlükçü bir ruh
damarıdır bu aslında, başkaldırı ruhunda vardır. İşte, İzmir halkıyla
bütünleşilirse bu EXPO İzmir’e yaraşır bir şey olur. İzmir’e yaraşır bir EXPO
için elbette ki Meclis olarak hepimiz destek vereceğiz, kaygılarımızı
söyleyeceğiz.
Bu iş halk işidir, devlet
işi değil arkadaşlar. Bu iş bütün farklı partilerin, görüşlerin, sivil toplumun
destekleyeceği bir iştir, Hükûmetin değil. Bu iş yürütmenin değil, bu iş
yasamanın da yargının da yürütmenin de yerel yönetimlerin de sivil toplumun da
taksi şoförünün de üzüm üreticisinin de tek başına Urla’da taşların altından
mürekkep balığını çıkaran balıkçının da işidir arkadaşlar. Bunu idrak ettiğimiz
zaman bu ülkede büyük şeyler başaracağız. Bunu idrak etmediğimiz zaman
İnciraltı’nda bir çuval inciri berbat ederiz. İnciraltı’nı berbat edersiniz,
projeyi berbat edersiniz, mimariyi berbat edersiniz.
Son sözümü -ne diyeyim bu
çevre gününde- Kızılderili şefin Çevre Manifestosu’yla bitirmek isterim ama bir
cümle, kısaca: “Bu toprakların her parçası halkım için kutsaldır. Çam
ağaçlarının parıldayan iğneleri, vızıldayan böcekler, ak kumsallı kıyılar,
karanlık ormanlar ve sabahları çayırları örten buğu, halkımızın anılarının ve
geçirdiği yüzlerce yıllık deneylerinin bir parçasıdır.” Buna sahip çıktığımız
zaman ve şunu anladığımız zaman Kızılderili şefin dediği gibi: “Şu gerçeği iyi
biliyorum: Toprak insana değil, insan toprağa aittir.”
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
HASİP KAPLAN (Devamla) - Ve
uyarısı en sonunda: “Bir gün paranızı yemeğe kalkarsanız iş işten geçmiş olur.”
1800’lü yıllarda bu söylendi.
Şimdi, bu güzelim
memlekette, bu çevre gününde bu güzelim sloganı, bu güzelim bölgeyi siz
seçtiniz ya sizi takdir ediyorum. Evet, sonuna kadar EXPO 2020 İzmir, sonuna
kadar sağlığı sorgulayacağız ama sağlık emekçilerine Ankara meydanında, Kızılay
meydanında gaz bombasıyla yürüyenlerin önüne dikile, dikile.
Rize’nin, Karadeniz’in
derelerinin önünde, Tortumlu ninenin dediği gibi: “Sırat köprüsünde ne jandarma
var ne polis, elbet öbür yakada buluşacağız.” dedi ya ve Kaz Dağlarında ve
Uşak, bakın, Kayışdağı’nda ve nükleer santrallerin kurulduğu yerde ve Munzur’da
ve Hasankeyf’te hep beraber yüreğimiz ülkemizin dört bir yanında olacak.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz
Sayın Kaplan.
Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu adına İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlu.
Buyurunuz Sayın Moroğlu.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MUSTAFA
MOROĞLU (İzmir) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; İzmir EXPO alanı
hakkında hazırlanan kanun tasarısı hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun
görüşlerini iletmek üzere söz aldım. Hem Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
hem de uzun yıllar İnciraltı’nda ve Balçova’da kendi sorunlarının çözümü için
büyük çabalar harcayan ama bugüne kadar bir çözüm bulunamayan Balçova,
İnciraltı ve Bahçelerarası halkı adına hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
Evet, önümüze bir EXPO
kanun tasarısı geldi. Biz de bu kanun tasarısının bugüne kadar Balçova,
İnciraltı ve Bahçelerarası’nda yaşayan yurttaşların değil, aynı zamanda
İzmir’in de, Balçova’nın da, Narlıdere’nin de, Güzelbahçe’nin de yaşadığı
birçok sorunu çözeceği inancıyla bu kanun tasarısını destekleyeceğiz.
Biz yeni milletvekiliyiz,
bir yıldır görev yapıyoruz. Birçok, iki dönemdir, üç dönemdir milletvekilliği
yapan arkadaşlarımız Meclisin daha önce var olan geleneklerine ve kültürlerine
göre davranıp bir kanun tasarısı görüşülürken o kanun tasarısı dışında da bazı
görüşler ifade etmeyi ve sadece tutanaklara geçmesi için bir çaba yürütmeyi ama
sonra bu söylediklerine ilişkin dışarıda yapılması gereken işleri yapmamayı ya
da yapamamayı bir gelenek, bir kültür olarak görmüş olabilir ama geldiğimden
beri özlediğim ve istediğim şey şudur: Burada ne görüşülüyorsa, grupların ne
düşündüğüne bakmadan konuşulanları dinlemek, acaba buradan bana bir görev çıkar
mı diye düşünmek ve örneğin İzmir EXPO’sunu çok isteyenlerin İzmir EXPO’sunun
kazanılmasına ilişkin yapılacak önerileri sunduktan sonra kanun tasarısı çıksa
da çıkmasa da çıktıktan sonra da bu yapılan önerilerle ilgili hem İzmir’de hem
de İzmir dışında hem de uluslararası düzeyde EXPO’nun İzmir’e kazanılması için
çalışması gerekiyor. Herhâlde yeni edinmemiz gereken kültürlerden birisinin de
bu olması dileğiyle hepinizi tekrar Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
selamlıyorum.
Aslında EXPO Kanunu, 1989
yılından beri süren ve İzmir’de çok tartışılan ama ne yazık ki yine popülizm,
yine siyasal endişelerden ötürü İzmir’e yakışmayan, katılımcılığı reddeden
davranışlardan ötürü bugüne kadar gerçekleştirilmeyen bir sorunu da konuşuyoruz
aslında. Bu sorun, İnciraltı, Bahçelerarası’nın imara açılma sorunudur. Aslında
bu EXPO meselesi, oranın yıllardır beklediği bu imar düzenlemesini de
sağlayacak bir kanun tasarısı şeklinde. Yani sadece, “EXPO İzmir’in şu alanında
yapılsın.” kanunu değil, burada yapılırken İnciraltı ve Bahçelerarası’nın imar
meselesi de nasıl düzenlensin kanunu. Bu mesele 1989 yılından beri tartışılır.
Evet, İnciraltı, Bahçelerarası, İzmir’in akciğerlerinden biridir, en önemli
yerlerinden birisidir. Özellikle Büyükşehir Belediye Başkanımızın iki dönemdir
yaptığı çabalarla, 1.250 dönümlük bir kent ormanı yaratılarak bu akciğer olma
özelliğini kaybetmesinin önüne biraz geçilmiştir ama orada imara uygun
olmayarak yapılan villalarla, yine ruhsatsız yapılan bir sürü düğün
salonlarıyla orasının imar sorununun bir an önce çözülmesi ve yeşil alanın
artırılması çok sorunlu hâle gelmiştir. Çünkü orada ne tarım yapılabildi bugüne
kadar düzenli olarak ne çiçekçilik yapılabildi ne de düzenli bir imarlaşma ya
da EXPO’da seçildiği gibi sağlık alanında, turizm alanında bir yapılaşmanın
yasal anlamda yolu açılabildi ne de oradaki insanların, hak sahiplerinin
hakları korunabildi. Evet, bu yasa o açıdan önemlidir ve o açıdan Cumhuriyet
Halk Partisi de hem EXPO’yu çok isteyen bir parti olarak İzmir’in hem ekonomik
hem siyasal hem kültürel alanındaki bizim anlayışımıza uygun bütün
değerlerimize katkı koyacağı için istemektedir hem de bu imar sorununun hem
yurttaşların hem de İzmir’in lehine çözümü için istemektedir. Çünkü İzmir’in
akciğerinin İzmir’in akciğeri kalması için birçok çaba gösterdik bugüne kadar
ama bir ticari mesele, ne zaman bir fuar alanı meselesi gelinceye kadar da
bununla çok ilgilenen olmadı ama 2004 yılından bu yana “Artık bu sorun
çözülmelidir.” diye, başta Balçova Belediye Başkanımız ve İzmir Büyükşehir
Belediye Başkanımız ve meclislerimiz ve Kültür Bakanlığı önemli çalışmalar
yürüttü, düzenli çalışmalar yürüttü ama ne yazık ki bu çalışmalar bu EXPO
Kanunu kapsamına girinceye kadar sonuçlanamadı. Sonuçlanamayışının nedeni ne
Kültür Bakanlığı ne Hükûmet ne Balçova Belediyesi ne İzmir Büyükşehir
Belediyesi ne oranın halkı ne de bu meseleye katılmak isteyen bütün oda
başkanlarımız, oda yöneticilerimiz. Bir türlü bu meselenin bir masa etrafında
çözülmesi noktasında bir sonuca gelinemedi. Bu kanunla ve daha önce gösterilen
çabalarla bunun sonuna gelineceği için de mutluyuz.
Evet, EXPO meselesine
ilişkin İnciraltı’na gelince: Bir defa, hem İzmir halkı olarak hem Cumhuriyet
Halk Partisi olarak hem Balçovalılar olarak EXPO alanının İzmir olarak belirlenmesinden
mutluyuz ama bu yeni belirlenen bir şey değil. 2015 EXPO’suna da İzmir
belirlenmişti ve 2015 EXPO’su için de birtakım çalışmalar yürütülmüştü. Burada
diğer konuşmacı arkadaşlarımız, MHP Grubu adına konuşan Arkadaşımız da, BDP
Grubu adına konuşan Arkadaşımız da EXPO’nun tarihi ve yararları, ekonomiye,
siyasete, kültüre katkıları anlamında belli açıklamalar yaptı, orasına
değinmeyeyim ama 2’nci defa EXPO’ya İzmir adaysa, daha önce kazanamamanın
nedenlerinin ne olduğunu ve daha önce kazanmak için çabalayan deneyimlerden ve
oradaki aktörlerden, kadrolardan yararlanmak gerektiğini de belirtmek
istiyorum. Yani niye 2015’i kaybettiğimizi… Ben o sürecin içinde bir görevli
değildim ama görevli olarak bildiğim çok iyi arkadaşlarım var; Seferihisar Belediye
Başkanı -şu an belediye başkanı- Tunç Soyar var, -EXPO sürecine katılan birçok
arkadaşım bu dönemde bilgilerinden, birikimlerinden de yararlandı-
deneyimlerden yararlanılmadığı gibi üstüne üstlük de EXPO sürecini zaafa
uğratacak, kazaya uğratacak birçok şey yapıldı. Neler mi yapıldı? Şimdi,
herkesin kabul ettiği, EXPO, bittikten sonra da yaşanılan kente çok
faydalarının olduğu bir proje için dünyaya açılıyorsunuz, hep beraber
Başbakanıyla, Cumhurbaşkanıyla, bakanlarıyla, belediye başkanlarıyla ama bu sürece
zarar verecek bazı uygulamaları önceden engellemiyorsunuz. Bu, eğer, acemilik
değilse, kasıt değilse, “EXPO’nun İzmir’e alınmaması için yapılması gereken
hatalar” diye bakmak gibi bir endişeyi de taşıyoruz.
Ne mi yapıldı? Herkes şunu
teslim ediyor: EXPO kentleriyle anılıyor, ülkeleriyle değil, devletleriyle
değil, kentlerin adıyla anılıyor ve kentlerin, yerelin bir projesi olarak
bakılıyor, bütün dünyada böyle bakıldığını herkes kabul ediyor. Peki, o zaman,
bunun yerel olan, şehirlerin adıyla anılan EXPO’nun bütün yerelle birlikte
yürütülmesi ve yerelin en büyük şehreminisinin büyükşehir belediye başkanının
önderliğinde yürütülmesi gerekmiyor mu? Evet. Peki, çok mütevazı davrandı,
“Önemli olan projeydi.” dedi, “Valinin önderliğinde, Bakanın önderliğinde,
benim önderliğimde yürümesi çok önemli değil, önemli olan yürüsün.” dedi, ses
etmedi; iyi yürüsün, öyle yürüsün ama başka bir şey daha yaptınız: EXPO’ya aday
olan kentin Başkanını hukuk dışı kurulan özel yetkili mahkemelerde çete reisi
olarak yargıladınız -senesini söylemiyorum, adı önemli- çete reisi! Çete reisi!
Nerenin? İzmir’in. Nerenin? Büyükşehir Belediye Başkanının. İlk önce bunu
düzelteceksiniz. Yani kalkıp da “Bunu yargıya müdahale mi sayıyorsunuz?”…
Hayır, saymıyoruz. Yani bize karşı dönüp de “Yargıya müdahale mi edelim?”
demeyin, öyle bir talebimiz hiç olmadı. Aksine “Yargıya müdahale etmeyin,
yargıya müdahale ettiğiniz için bu duruma geldi bu iş. Savcı sayfa sayfa
iddianameleri açıklayarak bu duruma getirdi bunu.” dedik. 300 sanıklı dava… Herhâlde
bu devletin Adalet Bakanı var, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu var,
müfettişleri var, yanlış bir iş yapan savcıyı, eğer doğru bir iş yapıyor olsa
bile, yöntemini belirleyip bu EXPO sürecine zarar vermemesini sağlayacak kadar
yetkisi de vardır, çabası da vardır. Üstüne üstlük bir iş daha yapıyorsunuz,
sunum yapıldığı gün, 22 Kasımda bir operasyon daha yapıyorsunuz Büyükşehire.
Büyükşehir Belediye Başkanı EXPO sunumu için dışarıda. Akşam yerleşiyor, sunum
yapıyor…
Bir şey mi diyeceksin Aydın
Bey, özür mü dileyeceksin?
AYDIN ŞENGÜL (İzmir) –
Heyecanlandınız da…
MUSTAFA MOROĞLU (Devamla) –
Ben heyecanlanmam, gerektiği zaman heyecanlanırım, gerektiği zaman sakin
olurum. Herhâlde Meclis de sakinliğimi bugüne kadar tescillemiştir.
İzmir’in milletvekillerinin
tümünün meselesi bu arkadaşlar yani Aydın Şengül de diyecek, İlknur Denizli de
diyecek, Tekelioğlu, hepimiz diyeceğiz, diyoruz da. Peki, niye oluyor, neden
olmuyor? EXPO’yu isteyen bir Hükûmet, partiler hep beraber birleşecek bir defa,
bu sorunu çözecek. Kim yapıyorsa da bir kasıt arayacak. Evet, özel yetkili
savcı yapıyorsa “Özel yetkili bir kasıt var.” diyecek. Olmaz böyle bir şey!
Onun için, EXPO kanunu
mutlaka imar meselesini çözüyor, yurttaşların yaşadıkları sıkıntıları
gideriyor, EXPO için İzmir iyi bir yer, hepimiz destekleyelim. Ama hepimizin
yapması gereken işler de var. Bir defa, bütün EXPO meselesini yürüten, projeye
inanan herkesin birleştiği bir konu var, bu konuya ilk önce İzmir inanacak.
Yani yurt dışına giden herkes, yurt dışından gelen herkes İzmir halkının, İzmir
sivil toplum örgütlerinin bu işe inandığını ve İzmir’in bunu istediğini
bilecek. Biliyor mu? Bilmiyor, ben bilmiyorum. Bu Kurulun başı kimse, İzmir
milletvekillerini, 25 tanesini -biri içeride- toplayıp “Ya, EXPO için ne yapacağız?”
demedi. “Dedi” diyen varsa çıksın, burada söylesin. Demedi ya,
milletvekillerine demedi yani 2 milyon 600 bin seçmenin oy verdiği
milletvekillerine demedi ve bir yıldır neyse bu süreç sürüyor. Sivil toplum
örgütlerini topladı mı? Toplamadı. İlanlar verdi, halka bir şey anlattı mı?
Hani o Kadifekale meselesine de geleceğiz birazdan, Hasip Bey buradaysa.
Kadifekale’yi anlattı mı? Gültepelinin bu EXPO geldiği zaman bundan ne
kazanacağını anlattı mı? İzmir’in Tabip Odasını, doktorlarını toplayıp “Ya, doktorlar,
bunun teması sağlıktır. İzmir sağlık, turizm kenti olacak. Bunu nasıl
başarabiliriz?” dedi mi? Demedi. Ne yaptın? Sayısını bile benim bilmediğim, 12,
13, 15 kişilik bir kurul oluşturdun, bindin uçağa, gittin, orada da Büyükşehir
Belediye Başkanını geri gönderdin. Şimdi, sadece kanun hazırlamakla EXPO
kazanılmıyor.
Peki, kurduğun kuruldan 3
kişi “Rahatsızlıklarımız var.” diye istifa etti. Bu 3 kişi sıradan bir 3 kişi
değil yani bunu şunun için konuşuyorum, başa döneyim: Bunları konuşup burada
prim yapmak, tutanaklara geçmek için değil, hepimize bir görev çıkarmak için.
Ki bu görevi yaptım, gidince yapmaya da devam edeceğim. Buradaki AKP’li
milletvekilleriyle de beraber yapmaya devam edeceğiz.
İlk duyduk bu istifaları,
dedik ki: “Sayın Vali -Kurulun Başkanı- biz bu arkadaşları yıllardır tanırız,
biri VOB’un Başkanı, biri Sanayi Odamızın Başkanı, biri sizin daha önce Futbol
Federasyonu Başkanı yaptığınız, sonra istifa ettirip geri gönderdiğiniz Futbol
Federasyonu eski Başkanı. Biz bunların iş yapma biçimlerini biliriz,
ahlaklarını biliriz, İzmirli bunlara güvenir. Ne oldu da bunlar kalkıp istifa
etti? Bunu yapmayın, EXPO sürecine zarar vermeyin. Burada isteğimiz şudur:
Bunlarla konuşun, bunların rahatsızlıkları neyse çözün, bunların tekrar görev
alma olanaklarını sağlayın.” Şimdi bunun üstüne ne yapar biri? Hemen
milletvekilini çağırır, belediye başkanını çağırır ya da bir açıklama yapar.
Bu EXPO’nun en önemli
özelliklerinden biri şudur değerli arkadaşlarım: Bu halk bu işin içine
katılmadan, örgütleri katılmadan ve buna inanmadan bu iş başarılamaz. Bunun
için de ilk önce şeffaf olmak lazım. Yani niye bu iş becerilemiyor? Niye
arkadaşlar burada görev yapamıyor?
Eğer orada bir yara alırsak
bu işin vebali hepimizin üstünde kalır. Bakın, “Hükûmetin üstünde kalır,
bakanların üstünde kalır.” demiyorum, hepimizin üstünde kalır. Ben bu vebalin
üstümde kalmaması için, daha önce yaşadığımız deneylerden ötürü de diyorum ki:
Hep beraber o arkadaşların tekrar görev yapmalarını sağlayalım ve bu işi şeffaf
yürütelim. Bu işi İzmir’e, giderek Ege’ye, giderek Akdeniz’e mal edelim.
Yaz sezonu başlıyor, turizm
sezonu yani teması turizm olan, sağlık olan bir EXPO’nun bütün çalışmalarıyla,
bilboard’larından afişlerine kadar, Antalya’sından, Mersin’inden buraya kadar
donatılmış olması lazım. Bütçesi var, kurumu var, ne bekliyorsunuz peki? Yani
bunları biz yapacaksak çağırın bizi, biz yapalım. Yani burada EXPO kanununu
çıkarırken en önemli meselemiz budur değerli arkadaşlarım, bunu bir hatırlatmak
istedim, istifalar meselesi.
İzmir için iyi bir seçim,
teması da iyi bir seçim. Teması bence İzmir’e daha da katkı koyacak bir tema
ama EXPO’ların bir önemli yanı da, bu ekonomik, siyasal katkılarından ötürü,
aynı zamanda bir barış projesi, evrensel bir proje. Yüz seksen gün açık kalıyor.
Bütün ülkeler, 160 tane üye ülke sanırım… Sadece açıldığı zaman evrensel bir
proje olmuyor, açılmadan önce yaratılan, gidilip gelinen ilişkilerle de
evrensel bir proje oluyor, bir barış projesi aynı zamanda ama bu projenin
gerçekleşmesi… Evet, hepimiz inanıyoruz, İzmir için de, Türkiye için de önemli
katkılarda bulunacaktık ama başta da söylediğim şeye bir daha döneyim: Bütün
milletvekili arkadaşlarımdan, partisi ne olursa olsun, isteğim ve dileğim odur
ki bilgi edinmeden konuşmayalım ya da sonra, yanlış bir şey söylüyorsak da
çıkıp buradan onu düzeltelim. Bunu Hasip Bey için söylüyorum. Kadifekale’de
kimsenin başına ev yıkılmamıştır. Yani hep, her şeyde böyle çok yüksek sesle
konuştuğumuz zaman inandırıcı olacağımızı sanıyorsak yanılıyoruz. Kadifekale’de
halkın başına evlerin yıkılması engellenmiştir, yıkılmamıştır, bunu da başaran
İzmir Büyükşehir Belediyesidir; ne TOKİ’dir ne Bayındırlık Bakanlığıdır. Bunu
da şunun için söylüyorum: Çünkü onlar da bununla ilgili yanlış bilgiler
veriyor; “Biz evleri yaptık, Büyükşehir sonra vazgeçti.” diyor. Orada birçok ev
heyelan bölgesinde olduğu için evlerinden çıkarılmış, evler verilmiş. Orası
büyük bir yeşil alan hâline getirilirken bir taraftan -380 dönüm gibi bir alan-
bir taraftan da oranın antik özelliğini ortaya çıkaran restorasyon
çalışmalarına ve kazı çalışmalarına başlanmış. Yani bunu da düzeltmek istedim;
orada kimsenin başına ev yıkılmadı, evlerin başına yıkılması engellendi.
Burası bir barış projesi
dedim. Evet, EXPO, İnciralaltı Bahçelerarası’nda düzenlenirken daha önce orada,
Danıştay saldırısında hayatını kaybedenler için bir Yargı Anıtı yapılmıştı.
Umarım, hem Balçova Belediyemiz hem Büyükşehir Belediyemiz hem EXPO Kurulu,
orası düzenlenirken, 12 Haziran 1980’de kaybettiğimiz, İnciraltı katliamında
yitirdiğimiz gençler için de bir barış anıtı yapar. Onlarla da ve onların
aileleriyle de İnciraltı’nı ve yapılan zulme karşı çıkan bütün insanları
buluşturmuş oluruz.
Bütün Meclisi, Başkanımızı
ve bütün milletvekili arkadaşlarımı hem grubum adına hem de İzmir halkı adına,
EXPO’yu isteyen ve EXPO’da güzel bir örnek sunmak isteyen bütün İzmirliler
adına saygılarımla selamlıyorum. İyi çalışmalar diliyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Moroğlu.
Adalet ve Kalkınma Partisi
Grubu adına İzmir Milletvekili İlknur Denizli.
Buyurunuz Sayın Denizli.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA İLKNUR
DENİZLİ (İzmir) – Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 262 sıra sayılı İzmir EXPO 2020 Alanı Hakkında Kanun Tasarısı
üzerinde AK PARTİ Grubu adına konuşmak üzere söz almış bulunuyorum. Hepinizi
saygıyla selamlarım.
Güçlü iktidarlar, güçlü
parlamentolar sadece bugünü konuşmazlar değerli milletvekilleri, yarını
tartışırlar, daha da ötesini planlarlar, geleceği öngörürler. Güçlü bir siyaset
bir öngörme, ileriyi görme sanatıdır. Bunun için de, bugünün temel sorunlarının
çözümü yolunda ilerlemiş, çözüm için yol haritanızı çıkarmış olmanız gerekir.
Biz, bugünü müzakere ederken gelecek için de var gücümüzle çalışıyoruz. Halktan
aldığımız emanetin hakkını vermek üzere, gece gündüz mücadele ediyoruz.
Ülke gündemine
baktığımızda, 2020 yılı şimdiden iki sebeple çokça konuşulmaya başlandı çünkü
iki büyük organizasyondan birini ülkemize getirecek olmanın güveni, heyecanı ve
inancı içindeyiz. 2020 Olimpiyat Oyunları’na adayız. Aday olduğumuz bir diğer
uluslararası organizasyonsa 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası. Sevindirici olan,
ikisini de yapacak güce sahip olmamızdır, ikisini de isteyecek kadar ekonomik
büyüklüğe, altyapı desteğine, uluslararası itibara sahip olmamızdır. Sadece son
bir yılda onlarca uluslararası organizasyonu alnımızın akıyla gerçekleştirdik.
Dünya Kadınlar Tenis Şampiyonası, Dünya Salon Atletizm Şampiyonası, Dünya Güreş
Şampiyonası, Dünya Bayanlar Voleybol Şampiyonası, Dünya Satranç Şampiyonası,
Avrupa Gençlik Oyunları bunlardan sadece birkaçı. Geldiğimiz bu aşama ülkedeki
istikrarın sonucudur. Ülkemiz yıllardır istikrar içinde büyüyerek, kalkınarak,
yatırımlar yaparak bugünlere geldi, dünyanın sayılı ülkelerinden biri oldu ve
tabii ki uluslararası alanda söz sahibi oldu, öz güven kazandı ama bugünlerde
onlara baktığımızda, sessiz sedasız ilerleyen bir başka süreç var, derinden
giden, sağlam adımlarla ilerleyen bir başka süreç. EXPO 2020’ye talibiz ve biz
bu yolda çok mesafe kat ettik. Biz Hükûmet olarak bütün dikkatimizle süreci
takip ediyoruz, her aşamada üzerimize düşenleri titizlikle yerine getiriyoruz.
EXPO, Dünya Kupası ve
olimpiyatlardan sonra dünyanın üçüncü büyük organizasyonu olarak kabul
ediliyor. Katılımcıları arasında devletler, uluslararası kuruluşlar, sivil
toplum örgütleri, şirketler yer alıyor. Peki, nedir EXPO? EXPO’lar aslında bir
tür olimpiyat değerli arkadaşlar, dünyanın kültür, tarih ve eğitim
olimpiyatları. Dünyayı daha yaşanır bir yer kılmak üzere ülkeler bilgi
birikimlerini, fikirlerini, kültürlerini ve gelecek için hazırladıkları
projeleri sergiliyorlar EXPO’larda. İnsanlığın sosyal, kültürel gelişmesini bu
fuarlardan izleyebiliyorsunuz. Altı ay süreyle açık kalan EXPO’lar, dünyanın
dört bir yanından on milyonlarca ziyaretçiye ev sahipliği yaptırıyor size.
EXPO’lar, gerçekleştirildikleri kentleri dünyaya tanıtıyorlar, itibar
kazandırıyorlar. Yüz elli altı yıldır yapılan EXPO’lar, düzenlendikleri
kentleri birer marka hâline getirmiş ve insanlarının yaşam düzeyini
yükseltmiştir. EXPO’lar, kimi ülkeler için fırsat olarak doğmuş ve doğru
değerlendirilerek kalıcı eserler oluşturulmuştur.
Sanayi devriminin başladığı
yıllara kadar giden köklü bir geçmişi vardır EXPO’ların. Temelleri 1851’de
Londra Crystal Palace’ta düzenlenen sergiyle atılmıştır. Crystal Palace adıyla
anılan kompleks de EXPO’nun Londra’ya bir armağanı olmuştur. Paris’in sembolü
Eiffel Kulesi, 1889 yılında düzenlenen Paris EXPO’su için inşa edilmiştir, yüz
yılı aşkın süredir de turist çekmeye ve Fransa’ya gelir kazandırmaya devam
etmektedir. Yine, Brüksel’deki Atomium da EXPO sayesinde yapılmıştır. 1998
EXPO’su için hizmete açılan Lizbon’daki Vasco da Gama Köprüsü, bu yapılara bir
başka örnektir. Sevilla da ise EXPO kapandıktan sonra EXPO alanı teknoparka
dönüştürülmüş. Şimdi bu alanda 1,7 milyar dolarlık artı değer elde ediliyor ve
20 bin kişiye iş imkânı sağlanıyor. Bunun gibi daha pek çok örneği de
sayabiliriz. Daha doğrusu, yüz elli yılda düzenlenen 63 EXPO fuarının her biri
için ortaya koyduğu parıltılı etkilerden söz edebiliriz.
Üretim biçimlerindeki
gelişmeler sermaye birikimini artırırken ekonomik ve sosyal yaşamda da köklü
değişikliklere yol açmaktadır. Bugün insanların kullandığı hesap makinesi,
televizyon gibi teknolojik buluşların çok büyük bir bölümü EXPO’larla
insanlığın yaygın kullanımına sunulmuştur.
Ülkeler arasındaki ticaret
çok büyük bir hızla artmış, üretim fazlasına sahip olan ülkeler bu fazlayı
satmanın, pazarlamanın yollarını aramışlardır. İşte bu ihtiyaç büyük çaplı
ticaret fuarlarının da doğmasına neden olmuştur. Aynı fuarlar sanayi devrimiyle
büyük değişim geçiren teknoloji ve üretim biçimindeki yeniliklerin de buluşma
noktasını oluşturmuştur.
Biz ülke olarak BIE’ye yani
Uluslararası Sergiler Bürosuna üye olmadığımız için Türkiye bugüne kadar bir
EXPO düzenleyemedi. Ülkemiz ancak 2004 yılında AK PARTİ İktidarıyla BIE
üyeliğine kabul edildi. Böylece EXPO için ev sahipliği yapmanın yolu da açılmış
oldu.
Evet, 2015 EXPO’su
Milano’da yapılacak. Türkiye'nin ve İzmir’in hedefi, EXPO’yu düzenleyen 57’nci
ülke ve kent olmaktır. Hedefimiz, 2020’de EXPO’yu ülkemize ve İzmir’e
kazandırmaktır. Bu süreçte dört rakibimiz var, dört güçlü rakibimiz var;
Brezilya’dan Sao Paulo, Rusya’dan Ekatarinburg; Birleşik Arap Emirlikleri,
Dubai; Tayland, Ayutthaya. Rakiplerimiz arasından sıyrılıp hedefe ulaşmak için
hep beraber el ele vererek, güç birliği yaparak çalışmamız gerekiyor.
EXPO’lar olimpiyatlar ve
dünya kupalarıyla karşılaştırıldığında, üzerine kurulduğu alanın boyutları ve
yapılan yatırımın hacmi ve ziyaretçi sayısı açısından da çok daha görkemli
organizasyonlardır; dünyanın en büyük sosyal ve ekonomik etkinliği olarak kabul
edilir.
İzmir daha önceki adaylığı
nedeniyle yeterli tecrübe, bilgi birikimi ve deneyime, teknik donanıma,
uzmanlaşmış personele, yeterli altyapı imkânlarına sahiptir. İzmir, uzun
yılların hayalini gerçeğe dönüştürecek, gelecek nesillere daha yaşanır bir kent
bırakmamızı sağlayacak bu organizasyonu en iyi şekilde yapacak güce de
sahiptir. Şimdi el birliğiyle bu gücü kullanmanın ve dünyaya göstermenin tam
zamanıdır.
Kuruluşu milattan önce
6.500 yıllarına kadar uzanan İzmir, Türkiye’nin batısında büyük Anadolu konağının
güzel, anlamlı penceresidir. Yüzyıllardır onu gören herkesi kendisine hayran
bırakmıştır. Herodot’un anlatımıyla İzmir, en güzel iklim, en mavi gökyüzünün
şehridir. Victor Hugo’nun prensesidir İzmir. Bir liman şehri olması sebebiyle
çağlar boyunca bölgesinin önemli ticaret merkezlerinden biri olmuştur. Aynı
zamanda farklı kültürlerle temas kurmuş olması İzmir’e zenginlik katmıştır.
İzmir, fuarlara,
uluslararası organizasyonlara alışkın bir kenttir. Türkiye’nin ilk genel
ticaret fuarı olan İzmir Enternasyonal Fuarı seksen yıllık bir fuarcılık
deneyimi kazandırmıştır İzmir’e. Dünyanın önde gelen ihtisas fuarlarından,
İzmir’le özdeşleşen ve bugün itibariyle yurt dışında marka hâline gelen mermer
fuarıyla birlikte İzmir, yılda yaklaşık kırk civarında, fuarı
gerçekleştirmektedir.
İzmir, büyük
organizasyonlarla ilgili ilk büyük sınavını 1971’de Akdeniz Oyunlarıyla
vermiştir. Universiade 2005 organizasyonu büyük bir başarıyla gerçekleştirilmiş
ve üniversite oyunlarının en başarılısı seçilmiştir.
İzmir bir tarih ve
arkeoloji kentidir. Kent içi ve çevresi tarihî ve arkeolojik zenginliklerle
donatılmıştır. Efes, Bergama, Agora, Meryem Ana Evi, İzmir’in sekiz bin beş yüz
yıllık tarihinin en iyi bilinen örnekleridir.
Değerli milletvekilleri,
İzmir, barışın ve hoşgörünün kentidir. İzmir, tarihten bugüne üstlendiği bu misyonu EXPO 2020 ile
pekiştirecektir. İzmir, bir kültür ve sanat kentidir. Binlerce yıllık
geleneğiyle farklı kültürlerin ve sanat dallarının merkezi olmuş, birçok
uluslararası kültür, sanat etkinliğine ev sahipliği yapmıştır. Estetiğin
yaratıcılıkla buluştuğu bir coğrafyadır İzmir. Bu özellikleri dolayısıyla bir
dünya fuarı yapmak için ideal bir kenttir. Ekonomik gelişmişliğin doğuya doğru
akmaya başladığı dikkate alındığında da zamanın ihtiyacına cevap veren bir kent
olarak çıkmaktadır karşımıza.
2020 EXPO için seçtiğimiz
temadan da bahsetmek istiyorum: Ulusların en önemli hedeflerinden biri
toplumlarının sağlık seviyesini yükseltmektir. Kuşkusuz sağlık, evrensel ve
herkesi ilgilendiren bir konudur. Bu sebeple, İzmir EXPO 2020 adaylığı için
“Daha iyi bir dünya için yeni yollar, herkes için sağlık.” temasını seçmiştir.
EXPO 2020 İzmir teması yalnızca bireyin vücut ve ruh sağlığıyla sınırlı
değildir. Burada sağlık kavramı toplum ve çevre sağlığını da içerecek biçimde
en geniş anlamıyla kullanılmaktadır. 100’den fazla ülkeden beklenen 10
milyonlarca ziyaretçi sayesinde EXPO 2020 yeni teknolojiler dâhil olmak üzere
her yönüyle daha sağlıklı bir yaşam için ideal bir platform oluşturacaktır. Bu
sayede yenilikçi teknolojiler hakkında bilgi edinmek, ortaklıklar oluşturmak ve
tüm paydaşlarla evrensel anlamda bir bilgi paylaşımına girmek EXPO 2020
İzmir’de mümkün olacaktır.
Bu kanunla 240 hektarlık
EXPO 2020 alanı dünyanın en gelişmiş sağlık turizm bölgesini de oluşturacaktır.
EXPO 2020 tamamlandıktan sonra da bu alan İzmir için de, Türkiye için de artı
değer üretmeye devam edecektir. 2020’de dünyanın ihtiyaç duyduğu mesaj
İzmir’den yükselecektir: Daha iyi bir dünya için yeni yollar, herkes için
sağlık.
Şimdi, değerli
arkadaşlarımızın -tabii Sayın Hasip Kaplan burada değil ama- birkaç konuyla
ilgili yaptığı değerlendirmeleri de düzeltmek istiyorum. Bir kere, İzmir’de 7
değil 9 üniversite var. Onu, bir kere, bu yanlışlığı düzeltmek açısından ifade
etmek istiyorum. Bir başka boyutu da: Bir yıldır Meclisteyim, ilk defa Sayın
Kaplan’ın Kürt meselesi konuşmadan bir konuyu tamamladığına şahit oldum. Bunun
için de kendisini tebrik ediyorum. İzmir’in de Türkiye'nin bir kenti olduğunu
hatırlattıkları için kendisine teşekkür ediyorum. İlk defa böyle bir
tanımlamayla karşı karşıya kaldık çünkü genelde konuşmalarımız ya Kürt meselesi
ya da güneydoğudaki, doğudaki kentlerin adını anarak geçiyordu.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) –
Her gün insanlar ölüyor.
İLKNUR DENİZLİ (Devamla) -
Burada İzmir’i telaffuz etmesinden dolayı da kendisine teşekkür ediyorum, bunu
bildirmek istiyorum.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) –
Her gün insanların ölmesi bir şey ifade etmiyor mu?
İLKNUR DENİZLİ (Devamla) –
Şimdi, Antalya EXPO’suyla ilgili bir değerlendirme yapıldı. Onu da hemen
dilerseniz düzeltelim. EXPO’yla ilgili, Antalya’yla ilgili düzenleme şu anda
Bakanlar Kurulumuzda, önümüzdeki günlerde Genel Kurulumuza gelecek. Antalya
EXPO’suyla ilgili düzenlemeleri de İzmir EXPO’suyla ilgili yaptığımız
düzenlemeler gibi tamamlamış olacağız.
Bu arada, şimdi “İzmir,
verdiğini alabiliyor mu?” diyerek Çok Değerli Vekilimizin bir değerlendirmesi
oldu “Dört veriyor İzmir, bir alıyor.” diye. Bunu bugün bir siyasetçi olarak
söylemiyorum, bundan önce de bir sivil toplum örgütü başkanıydım, iş dünyasının
bir sivil toplum örgütü başkanıydım ve o zaman da hep aynı değerlendirmeyi
yaptım, bugün de aynısı tekrarlıyorum: Bir kentin ürettiğinin tamamını alması
diye bir şey söz konusu değildir. Burada şunu yapmamız gerekiyor o zaman:
Hakkâri hiç üretmiyorsa, Artvin çok az üretiyorsa oraya baraj yapmayacaksınız,
oraya yol götürmeyeceksiniz yani Kocaeli üretiyorsa sadece Kocaeli’ye, İzmir
üretiyorsa sadece İzmir’e harcayacaksınız. Böyle bir mantığın söz konusu olması
mümkün değildir.
Evet, bir konuya bu arada
değinmek istiyorum.
HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) -
İstanbul’a hâlâ fabrika yapıyorsunuz. İstanbul’un nüfusunu 35 milyona
çıkarıyorsunuz.
İLKNUR DENİZLİ (Devamla) –
Tabii ki yapacağız ama İstanbul’a da İstanbul’un verdiği kadarını yatırım
olarak göndermiyoruz, Kocaeli’ye de yapmıyoruz.
Sonuç itibarıyla,
gelişmişlik artık çok değişmiş bir kavramdır. Gelişmişliğin ölçüsü sizin,
Mardin’in bir ilçesiyle İstanbul’un bir ilçesi arasında 123 katlık bir
gelişmişlik farkınız olursa siz o ülkeye gelişmiş bir ülke diyemezsiniz. Bu
temel sebeple de AK PARTİ İktidarı son on yılda çok ciddi bir düşünceyle, çok
ciddi bir aşama kaydederek bu farklılıkları minimize etmek üzere, ihtiyacı olan
bölgelere yatırım yapma konusunda çok ciddi bir hassasiyet göstermiştir ve
bununla ilgili olarak da çok ciddi yatırımlar yapmıştır. Önümüzdeki süreçte de
bunu yapmaya devam edecektir.
İzmir’le ilgili yatırımlara
gelince, önümüzdeki süreçte şunu göreceğiz ki son on yılın, önümüzdeki on yılın
parlayan yıldızı İzmir olacaktır. Hem Hükûmetin, kamunun yaptığı yatırımlarla
hem oradaki sivil toplum dinamiklerinin geliştirdiği enerjiyle İzmir çok büyük
bir dönüşüm sağlayacaktır. Önümüzdeki süreçte İzmir Akdeniz’in gerçekten
yıldızı olacaktır.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz
Sayın Denizli.
Şahsı adına Manisa
Milletvekili Erkan Akçay. (MHP sıralarından alkışlar)
Buyurunuz Sayın Akçay.
ERKAN AKÇAY (Manisa) –
Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bu, yüz altmış yıldır
düzenlenen EXPO organizasyonları yapıldığı kentleri marka hâline getirmiş ve
kentleri de köklü bir biçimde dönüştürmüştür ve İzmir de 2020 EXPO fuar
organizasyonuna adaydır. Bu organizasyonun İzmir’de yapılması İzmir’in ve
ülkemizin tanıtımını çok olumlu bir şekilde etkileyecektir. Milliyetçi Hareket
Partisi İzmir’in EXPO 2020’yi almasına yönelik her türlü çabayı
desteklemektedir ancak 2020 EXPO’ya aday olan İzmir iliyle ilgili son
haftalarda meydana gelen bazı hadiseleri ve konulara yüce Meclisin dikkatini
çekmekte fayda gördüğüm için söz aldım ve bunları çok kısa bir şekilde arz
etmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri,
“İzmir” demek fuar demektir ve İzmir, fuar ve organizasyon potansiyeliyle ve
yeteneğiyle ünlüdür. 1971 Akdeniz Oyunları, 2005 Üniversiade organizasyonları
da organizasyon yeteneği konusundaki yetkinliğini işaret eder.
Dünyaca ünlü futbol
yıldızlarının kendilerini ilk kez gösterme şansı bulduğu, dünyada çok büyük ilgi
gören, pek çok ülke televizyonundan canlı yayınlanan U-20 Dünya Futbol
Şampiyonası 21 Haziran-13 Temmuz 2013 tarihleri arasında Türkiye’de
düzenlenecektir. U-20 Dünya Futbol Şampiyonası’na ev sahipliği için aday
gösterilen on il arasında İzmir ve Manisa yer almakta idi ve buna ilişkin
olarak İzmir’in ve Manisa’nın vali ve belediye başkanları bu konuda güvence
mektubu da vermişti ancak daha sonra İzmir ve Manisa, FIFA’nın istediği tüm
şartları taşımasına rağmen U-20 Dünya Futbol Şampiyonası’nın yapılacağı iller
listesinden çıkartılmıştır değerli arkadaşlar. Oysa FIFA’nın istediği şartlara
sahip olmadığını bildiğimiz bazı iller bu U-20 Dünya Futbol Şampiyonası’nın
yapılacağı iller listesinde yer almıştır ve bu konudaki soru önergemize de
maalesef yanlış bilgi verilmiştir. Sayın Bakanın da bu konuda yanıltıldığını
düşünüyorum ben.
Şimdi, 2020 EXPO’ya aday
olan İzmir’in bu organizasyon listesinden çıkartılması büyük bir tanıtım
fırsatını kaçırmıştır. Eğer bu fırsatı tekrar yakalamak ve bu organizasyona
İzmir’i de dâhil etmek mümkün ise bu değerlendirilmelidir.
İkinci önemli husus: 4
Temmuz 2002 tarihinde kurulan ve 4 Şubat 2005 tarihinde İzmir’de faaliyete
geçen Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası, yedi yılda 144 kat büyüyüp 431 milyar
lira işlem hacmine ulaşarak dünyanın 26’ncı büyük türev borsası hâline
gelmiştir. Ancak İstanbul’un finans merkezi yapılması projesi kapsamında Vadeli
İşlem ve Opsiyon Borsası’nın İstanbul’a taşınacağı yönündeki iddialar da devam
etmektedir ve maalesef bu iddialar da doğrudur.
İzmir’de kurulan ve
İzmir’in bir değeri olan Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası İzmir’den dünyaya
seslenmekte, İzmir’e ve Ege Bölgesi’ne hem ekonomik hem tanıtım olarak büyük
katkıda bulunmaktadır ve bu Vadeli İşlemler Borsasının İzmir’den İstanbul’a
taşınması, 2020 EXPO’ya aday olan İzmir’in imajı üzerinde maalesef olumlu bir
katkı vermeyecektir.
Yine, İstanbul’daki bazı
ihracatçılar ve ihracatçı birliklerince “Her sektörün tek birliği olsun.”
talebiyle Türkiye'deki ihracatçı birliklerinin sayısını 60’dan 26’ya indirmek
için Ekonomi Bakanlığı nezdinde girişimlerde bulunulmaktadır. Bu da EXPO’ya
aday olan İzmir’in bu faaliyetlerine zarar verecek bir tutumdur, bundan da
vazgeçilmelidir.
Aslında EXPO girişiminin
Hükûmetin maddi manevi tüm desteğini arkasına alması gereken bir yerel girişim
olması ve tüm organizasyonların buna göre şekillenmesi gerekirken, maalesef bu
organizasyonla ilgili olarak bazı hesaplar nedeniyle organizasyon zarar
görmektedir. Bu nedenle, 9 kişilik EXPO 2020 Yürütme Komitesinin Başkanı,
Başkan Vekili dâhil olmak üzere 3 üyesi istifa etmek zorunda kalmış, istifa
edenlerin yerine de yeni atamalar henüz yapılmamıştır.
Bu düşüncelerle, İzmir’in
2020 EXPO adaylığının hayırlı uğurlu olmasını ve başarılı olmasını diliyor,
hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz
Sayın Akçay.
Sayın milletvekilleri,
soru-cevap bölümüne geçiyoruz yirmi dakika süreyle ama hiçbir soru yok.
Böylece, tasarının tümü
üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
1’inci maddeyi okutuyorum:
İZMİR EXPO ALANI HAKKINDA KANUN TASARISI
Amaç ve kapsam
MADDE 1- (1) Bu Kanunun
amacı, 2020 yılında gerçekleştirilecek EXPO Fuar Organizasyonu için aday olan
İzmir İlinde EXPO Fuar Organizasyonunun gerçekleştirileceği alan için yer
belirlenmesi, belirlenen alanın ve yakın çevresinin planlanması ve alanda yapılacak
imar uygulamalarına ilişkin usul ve esasları belirlemektir.
BAŞKAN – Barış ve Demokrasi
Partisi Grubu adına Mardin Milletvekili Erol Dora? Yok.
1’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
2’nci maddeyi okutuyorum:
EXPO alanı
MADDE 2- (1) İzmir İli,
Balçova İlçesinde yer alan İzmir-İnciraltı Turizm Merkezinin İnciraltı
kesiminde 17/8/2011 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onaylanan
1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında büyük kentsel yeşil alan olarak
planlanan ve 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununun 18 inci maddesi
kapsamında düzenleme ortaklık payı ile elde edilecek alan ve ekli krokide sınır
ve koordinatları gösterilen alan, EXPO alanı olarak belirlenmiştir.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz
talebi? Yok.
Soru-cevap? Yok.
Oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... 2’nci madde kabul edilmiştir.
3’üncü maddeyi okutuyorum:
Planlama ve uygulamaya
ilişkin esaslar
MADDE 3- (1) EXPO alanında
imar uygulaması, İzmir-İnciraltı Turizm Merkezinin İnciraltı kesiminde 1/5.000 ölçekli
Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve 1/1.000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar
Planının ilgili mevzuat kapsamında onaylanmasını müteakip İzmir Büyükşehir
Belediyesi ve Balçova Belediyesince öncelikle yapılır. Bu planların 2 nci
maddeye göre belirlenen EXPO alanı dışında kalan kısımları sağlık, turizm ve
nitelikli konut amaçlı planlanır. İmar planlamalarında ihtiyaç duyulan yol
düzenlemeleri için yeterli alan ayrılır. Yapılaşmaya esas inşaat hakkı, emsal
(E)=0,80’i ve dört katı geçemez.
(2) EXPO alanında İzmir
Büyükşehir Belediyesi ve Balçova Belediyesinin görüşü alınarak EXPO 2020 İzmir
Yönlendirme Kurulu tarafından hazırlanan ve Kültür ve Turizm Bakanlığı ile
Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca uygun görülen vaziyet planları doğrultusunda
sabit olmayan, sökülüp takılabilir nitelikte geçici yapı elemanları
kullanılarak ihtiyaç duyulan kullanım alanları oluşturulur. Organizasyonun
bitimini takip eden bir yıl içinde bu yapılar kaldırılarak EXPO alanı büyük
kentsel yeşil alan olarak düzenlenir. Ancak, EXPO alanının yüzde üçünü geçmemek
kaydıyla EXPO’ya ilişkin simgesel yapılar korunabilir.
(3) EXPO alanına ilişkin
ruhsat işlemleri; jeolojik, jeofizik ve jeoteknik etütler ile zemin etüt
raporları esas alınarak mahalli idareler tarafından tanzim ve takip edilir.
(4) EXPO alanında yapılacak
olan planlama, imar uygulamaları ve düzenlemeler, diğer mevzuatta yer alan
kısıtlamalara ve prosedürlere tabi değildir.
BAŞKAN – Madde üzerinde bir
önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 262 Sıra
Sayılı Kanun Tasarısının 3’üncü maddesinde yer alan “İmar planlamalarında
ihtiyaç duyulan yol düzenlemeleri için yeterli alan ayrılır.” cümlesinden sonra
gelmek üzere “Sosyal donatı alanları ve yol düzenlemeleri için gerekli olan
alanlar düzenleme ortaklık payı içerisinde değerlendirilir.” ifadesinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Alaattin Yüksel Mustafa Moroğlu Mehmet Ali Susam
İzmir İzmir İzmir
Rahmi Aşkın Türeli Kamer Genç Birgül Ayman Güler
İzmir Tunceli İzmir
Oğuz
Oyan Hülya
Güven
İzmir
İzmir
BAŞKAN – Komisyon önergeye
katılıyor mu?
BAYINDIRLIK, İMAR,
ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) – Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT
KILIÇ (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Sayın Susam,
buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; verdiğimiz önerge EXPO’da, İnciraltı’nda
aynı zamanda EXPO’yla ilgili düzenleme yapılırken o alanla ilgili yıllardır
orada mülkü bulunan arsa sahiplerinin planlamadan mağdur olmalarının önüne
geçme doğrultusunda önemli bir katkı koyabilecek ve sosyal donatı alanlarının
bu anlamıyla bu plan içerisinde sayılmasını gerektirmesi için verdiğimiz bir
önergedir.
Bu anlamıyla komisyonun
katılmaması aslında çok doğru değildir. Ama ben bu konuşmada, bu önergede bazı
konuların altını çizmek istiyorum. Gerçekten EXPO, İzmir’in uzun yıllardır
sivil toplum örgütü hareketi olarak başlattığı ve İzmir için istediği önemli
bir projedir. 2015 projesinin içerisinde yer almış biri olarak, o projenin
gerçekleştirilmesi sürecinde bir sivil toplum örgütü lideri olarak koymuş
olduğum katkılar… 2015 EXPO’sundan niye İzmir’in zaferle çıkamadığı
noktasındaki derslere bakarak 2020 EXPO’sunda neler yapmamız gerektiğinin yol
haritasını doğru koymamız gerekmektedir.
Bugün, burada, bu kanunun
çıkması için tüm partilerimiz destek vermekte. İzmir adına tüm partilere
teşekkür ediyorum. Ancak burada bir vizyonumuz olmalı. Bir, geçmişten ders
almalıyız; iki, EXPO vizyonumuz ne olmalıdır?
Değerli arkadaşlarım,
burada bir şeyin altını çizmek istiyorum: İzmir’in ihmalinin temel noktası,
İzmir’in iktidarlar döneminde stratejik bir vizyonla teşvik edilememesidir.
İstanbul’u bir metropol kent olarak, son dönemde de finans merkezi olarak her
türlü iktidar nimetlerinden yararlandırırsınız, Ankara’yı siyasi başkent olarak
yararlandırırsınız, Antalya’yı turizm merkezi yaparsınız, İzmir’in elindeki
VOB’u alıp oranın bir vizyonsuz kalmasını sağlarsanız, işte EXPO’ya İzmirli
böyle sarılmıştır. EXPO’daki sağlık temasıyla ve turizmiyle İzmir kendisine
yeni bir vizyon koymuş ve iktidarlara “Bu vizyonuma sahip çık, bu vizyonuma
katkı koy. Ben bu vizyonla İzmir’i ilerletmek, iyi bir noktaya taşımak
istiyorum.” demiştir ve İzmir’in tüm sivil toplum örgütleriyle İzmir halkı
yerel yönetimi bu EXPO’ya dört elle sarılmaktadır.
Burada EXPO’nun ikili bir
yönü vardır:
Uluslararası tanıtımda
yerel bir organizasyon olma özelliği de vardır. Yani EXPO’ların özellikle
tanıtımında büyükşehir belediye başkanları EXPO’nun en önünde olması
gerekendir. Burada bu eksiklik yaşanmıştır.
Ama asıl önemlisi bir
devlet projesi olarak EXPO’da çok ciddi bir şekilde devletlerin oy vermesini
sağlayacak girişimler yapmaya ihtiyacımız var. Geçen dönem bu konuda İtalya’nın
gösterdiği başarıyı gösterememiş olmanın vermiş olduğu eksiklik yaşanmıştır.
Yeni üyeler yapılmıştır. Orada yeni üyelerde, özellikle Afrika’dan gelen
üyelerde İtalya’nın başarısı çok önemlidir. Şimdi rakiplerimiz daha güçlüdür.
Bize benzer, bizden oy çalabilecek ülkeler vardır. İslam ülkesi vardır,
yakınımızda Rusya vardır ve Sao Paulo gibi Brezilya’nın önemli bir kenti
vardır.
O anlamıyla, bugün burada
şunun altını çizmek istiyorum: Hızla devlet olarak, büyükelçiler olarak, o
ülkedeki sivil toplum örgütü temsilcileri olarak ve bu ülkenin dinamikleri
olarak -yani az önce Hasip’in söylediği gibi- Sezen Aksu’suyla, sanat adamıyla,
Yaşar Kemal’iyle, Orhan Pamuk’uyla herkesi bu EXPO’da aktif bir şekilde
tanıtımın içine koymak durumundayız.
İzmirli bu işe hazırdır.
İktidar da bu işe hazır olmak durumundadır. Bu konuda süreçte eksiklikler
görüyoruz. İstifalar bu eksikliklerin bir yanıdır ama bunu tartışmıyoruz çünkü
tartışmaya zamanımız yok. İsteğimiz, EXPO’yu almaktır. Bunun için birçok şeyi sineye
çekiyoruz. Ama EXPO’yu kazanmak için de Hükûmetin ve devletin, yerel yönetim ve
İzmir halkıyla birlikte EXPO vizyonumuza sahip çıkıp İzmir’e EXPO’yu kazandırma
doğrultusunda, gayretinde hep yanlarında olacağız. Bugün bu kanunda da her
türlü desteği vermek için buradayız.
Bu anlayışla, bu duygularla
EXPO’nun İzmir’e hayırlı olmasını diliyorum. Kanunda emeği geçen herkese
teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz
Sayın Susam.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
3’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 3’üncü madde kabul edilmiştir.
4’üncü maddeyi okutuyorum:
Yürürlük
MADDE 4- (1) Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN – 4’üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
5’inci maddeyi okutuyorum:
Yürütme
MADDE 5- (1) Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN – 5’inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Tasarının tümünü oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır. Hayırlı olmasını diliyorum.
Sayın milletvekilleri,
alınan karar gereğince, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu hakkındaki gensoru
önergesinin gündeme alınıp alınmayacağına ilişkin görüşmeler ile kanun tasarı
ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için, 6
Haziran 2012 Çarşamba günü saat 14.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.