Dilek AKARSU Normal 26011 2 3 2012-08-24T08:33:00Z 2012-08-24T08:33:00Z 96 55530 316522 2637 742 371310 14.00 Clean Clean false 0 0 nk 0 nk 0 0 false false false TR X-NONE X-NONE 0 nk 0 nk

 

DÖNEM: 24                                                                    YASAMA YILI: 2

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

 

CİLT : 22

112’nci Birleşim

29 Mayıs 2012 Salı

 

 

 

 

(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

I.  - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II. - GELEN KÂĞITLAR

III.  - YOKLAMALAR

IV.   - GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI

1.-  Bursa Milletvekili Mustafa Öztürk’ün, İstanbul’un fethinin 559’uncu yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması

2.- Çorum Milletvekili Tufan Köse’nin, Çorum olaylarının 32’nci yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması

3.- İstanbul Milletvekili D. Ali Torlak’ın, İstanbul’un fethinin 559’uncu yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması

V.- AÇIKLAMALAR

1.- Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz’ın, Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İstanbul Baro Başkanı ve Yönetim Kurulu üyeleri hakkında açılan soruşturmaya ilişkin açıklaması

2.- Adana Milletvekili Muharrem Varlı’nın, Ziraat Bankasının çiftçilere verdiği krediyle ilgili yaşanan sorunlara ilişkin açıklaması

3.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, öğretmen maaşlarına ve Hükûmetin öğretmenlerin onuruyla oynadığına ilişkin açıklaması

4.- Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu’nun, İstanbul’un fethinin 559’uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması

5.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, İstanbul’daki çarpık kentleşme sorununa ilişkin açıklaması

6.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, 2002 yılında Karakaya Baraj Gölü’nde Baskil Kaymakamlığının sefere elverişli olmayan feribotunun alabora olması olayına ve Baskillilerin günümüzde de aynı koşullarla Malatya’ya gidip geldiklerine ilişkin açıklaması

7.- İstanbul Milletvekili Haluk Eyidoğan’ın, İstanbul adalarındaki iskele anarşisinin düzeltilmesi ve “motor” denilen teknelerin yolcu tahliye sistemlerinin incelenmesi gerektiğine ilişkin açıklaması

8.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana’nın hasat dönemi nedeniyle Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından taban fiyatı ayarlaması beklediklerine ilişkin açıklaması

9.- Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ’ın, terör nedeniyle ölen her vatandaşın bu ülkenin vatandaşı olduğuna, insanların acıları üzerinden rant elde etmeye ve toplumu ayrıştırmaya çalışmanın insanlıkla bağdaşmadığına ilişkin açıklaması

10.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, üniversite mezunu işsiz gençlerin giderek çoğaldığına ve yeni atamaların yapılarak gençlerin istihdam edilmesinin büyük önem taşıdığına ilişkin açıklaması

 

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Tezkereler

1.- Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Martin Schulz başkanlığındaki bir heyetin ülkemizi ziyaret etmesinin uygun bulunduğuna ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı tezkeresi (3/878)

2.- TBMM Dışişleri Komisyonu üyelerinden oluşan bir parlamenter heyetin, Finlandiya Dışişleri Komisyonu Başkanı Timo Soini'nin vaki davetine icabetle Finlandiya'ya resmî bir ziyaret gerçekleştirmesine ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı tezkeresi (3/879)

 

B) Önergeler

1.- İstanbul Milletvekili Mustafa Şentop’un, ülkemizde demokrasiye müdahale eden tüm darbe ve muhtıralar ile demokrasiyi işlevsiz kılan diğer bütün girişim ve süreçlerin tüm boyutları ile araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan (10/236, 237, 238, 239) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi (4/48)

2.- Kocaeli Milletvekili Hurşit Güneş’in, (2/231) esas numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda ve Yükseköğretim Kurumları Öğretim Elemanlarının Kadroları Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye Ekli Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/47)

 

C) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akar ve 22 milletvekilinin, Kocaeli ilinde sanayileşmenin neden olduğu çevre kirliliğiyle bunun insan sağlığına etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/292)

2.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek ve 20 milletvekilinin, HSYK ve yargı erkinin bağımsızlığı önündeki engellerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/293)

3.- Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu ve 22 milletvekilinin, ülkemizde önümüzdeki yıllarda yaşanabilecek olası bir deprem felaketi öncesinde gerekli tedbirlerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/294)

 

D) Gensoru Önergeleri

1.- Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekilleri Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, izlemekte olduğu dış politikanın gerçeklerden uzak olduğu, ülke güvenliği ve çıkarlarına zarar verdiği iddiasıyla Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergesi (11/12)

 

VII.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- BDP Grubunun, 23/11/2011 tarihinde İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel ve arkadaşlarının Türkiye'de işçi ve emekçilerin sendikalaşmaları ve örgütlenmeleri ile ilgili sorunların sebebinin araştırılması amacıyla vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin Genel Kurulun 29/5/2012 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

2.- MHP Grubunun, tarım ve hayvancılık sektöründeki sorunlar ile bunların çiftçiler üzerindeki olumsuz etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin Genel Kurulun 29/5/2012 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

3.- CHP Grubunun, 8/3/2012 tarihinde Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve arkadaşlarının sendikaların ve sendikal örgütlenmelerin sorunlarının araştırılması ve çözüm yollarının belirlenmesi amacıyla vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin Genel Kurulun 29/5/2012 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

4.- AK PARTİ Grubunun, gündemdeki sıralama ile Genel Kurulun çalışma gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine; (11/12) esas numaralı Gensoru Önergesi’nin gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmelerin Genel Kurulun 6/6/2012 Çarşamba günkü birleşiminde; Sayıştay üyelikleri için yapılacak seçimlerin 5/6/2012 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ve 258 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin önerisi

VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİ KONUŞMALAR

1.- İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı’nın, Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici’nin AK PARTİ Grubuna sataşması nedeniyle konuşması

 

IX.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’da trafik ışıklarının kullanılmasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/28) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

2.-Ankara Milletvekili Nurdan Şanlı’nın, kuzey-güney bağlantısını sağlayan yol çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/151) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

3.- Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç’un, karayolu taşımacılık sektöründeki düzenlemelere ilişkin sözlü soru önergesi (6/155) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

4.- Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç’un, karayolu taşımacılık sektörüne ilişkin sözlü soru önergesi (6/158) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

5.- Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun’un, otoyol projelerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/160) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

6.-  Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun’un, uluslararası taşımacılıkta karşılaşılan sorunları çözmek için yapılan çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/161) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

7.- Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun’un, sera gazı emisyonlarının azaltılması çalışmalarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/162) Cevaplanmadı

8.- Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun’un, karayolu yapımı amacıyla istimlak edilen arazilerin bedellerinin ödenmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/163) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

9.- Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun’un, egzoz emisyonlarının azaltılması çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/164) Cevaplanmadı

 

10.- Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin’in, inşa edilen yeni demiryolu hatlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/169) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

11.- Eskişehir Milletvekili Salih Koca’nın, otomatik flaşör ve bariyer yapılan hemzemin geçit sayısına ilişkin sözlü soru önergesi (6/170) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

12.- Eskişehir Milletvekili Salih Koca’nın, yenilenen demiryolu ağına ilişkin sözlü soru önergesi (6/171) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

13.- Eskişehir Milletvekili Salih Koca’nın, Marmaray Projesi’ne ilişkin sözlü soru önergesi (6/172) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

14.- Eskişehir Milletvekili Salih Koca’nın, Türkiye-Gürcistan demiryolu inşaatı çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/173) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

15.- Eskişehir Milletvekili Salih Koca’nın, lojistik merkezler kurulmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/174) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

16.- Giresun Milletvekili Adem Tatlı’nın, Mekke-Medine hızlı tren hattı inşaatına ilişkin sözlü soru önergesi (6/175) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

17.- Giresun Milletvekili Adem Tatlı’nın, Sivas-Erzincan hızlı tren hattı çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/176) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

18.- Giresun Milletvekili Adem Tatlı’nın, Ankara-Sivas yüksek hızlı tren hattı çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/177) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

19.- Giresun Milletvekili Adem Tatlı’nın, Ankara-İstanbul yüksek hızlı tren hattı çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/178) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

20.- Giresun Milletvekili Adem Tatlı’nın, Van Gölü’ndeki feribotların yenilenmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/179) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

21.- Isparta Milletvekili Recep Özel’in, planlanan hızlı tren projelerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/180) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

22.- Isparta Milletvekili Recep Özel’in, Ankara-İzmir Hızlı Tren Projesi’ne ilişkin sözlü soru önergesi (6/181) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

23.- Isparta Milletvekili Recep Özel’in, Adapazarı-Karadeniz Ereğlisi ve Bartın Limanı demiryolu bağlantısının ne zaman gerçekleştirileceğine ilişkin sözlü soru önergesi (6/182) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

24.- Isparta Milletvekili Recep Özel’in, yeni terminal binası inşa edilen havaalanlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/183) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

25.- Isparta Milletvekili Recep Özel’in, havayolu iç ve dış hat yolcu sayılarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/184) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

26.- İstanbul Milletvekili Mustafa Ataş’ın, bölgesel hava taşımacılığı projesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/185) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

27.- İstanbul Milletvekili Mustafa Ataş’ın, tüm ülke hava sahasını tek bir hava trafik kontrol merkezinden kontrol etme çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/186) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

28.- İstanbul Milletvekili Mustafa Ataş’ın, sivil havacılık sektöründeki gelişmelere ilişkin sözlü soru önergesi (6/187) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

29.- İstanbul Milletvekili Mustafa Ataş’ın, Türk havayolu pazarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/188) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

30.- İstanbul Milletvekili Mustafa Ataş’ın, havayolu uçuş nokta ve sayısının artırılmasına yönelik çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/189) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

31.- İstanbul Milletvekili Mehmet Doğan Kubat’ın, Türkiye’nin uçak bakım ve eğitim merkezi olmasına yönelik çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/190) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

32.- İstanbul Milletvekili Mehmet Doğan Kubat’ın, ülkemize gelen yabancı uçakların denetimine ilişkin sözlü soru önergesi (6/191) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

33.- İstanbul Milletvekili Mehmet Doğan Kubat’ın, uluslararası kuruluşlardan ödül alan havaalanlarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/192) Cevaplanmadı

34.- İstanbul Milletvekili Mehmet Doğan Kubat’ın, havaalanlarında hizmet verilen yolcu sayısına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/193) Cevaplanmadı

35.- İstanbul Milletvekili Mehmet Doğan Kubat’ın, havaalanlarına yapılan yatırımlara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/194) Cevaplanmadı

36.- İstanbul Milletvekili Bülent Turan’ın, terminalleri yenilenen havaalanlarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/195) Cevaplanmadı

37.- İstanbul Milletvekili Bülent Turan’ın, DHMİ Genel Müdürlüğü hizmetleri ile personelinin özlük haklarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/196) Cevaplanmadı

38.- İstanbul Milletvekili Bülent Turan’ın, Çukurova Bölgesel Havaalanına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/197) Cevaplanmadı

39.- İstanbul Milletvekili Bülent Turan’ın, bölgesel havaalanlarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/198) Cevaplanmadı

40.- İstanbul Milletvekili Bülent Turan’ın, İstanbul’a üçüncü bir havaalanı yapılmasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/199) Cevaplanmadı

41.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akar’ın, otoyollarda bazı merkez ilçe isimlerinin tabelalardan kaldırılmasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/200) Cevaplanmadı

X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)

2.- Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/486) (S. Sayısı: 233)

3.- İstanbul Milletvekili Metin Külünk ve 2 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve İçişleri Komisyonu Raporu (2/560) (S. Sayısı: 259)

 

XI.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı’nın Eskişehir’deki faaliyetlerine,

Yatırım destek ofislerine,

İlişkin soruları ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı (7/6420), (7/6421)

2.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğüne bağlı Bor İşletmelerinde çalışan taşeron firma işçilerinin bazı sorunlarına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/6424)

3.- Van Milletvekili Nazmi Gür’ün, Van depremi sonrasında gelen elektrik faturaları nedeniyle yaşanan mağduriyete ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/6425)

4.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Tarımsal Yayımı Geliştirme Projesi kapsamında yapılacak personel alımına,

- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, yeni teşvik sisteminde tüm gıda ve tarımsal yatırımların destek kapsamı dışında bırakılmasına,

- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, zeytinyağı desteklemelerine,

Zeytin alanlarının tahrip edilmemesi ve korunması için alınan önlemlere,

İlişkin soruları ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı (7/6426), (7/6427), (7/6429), (7/6428)

5.- Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları Yönetmeliğinde yapılan değişikliklere ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/6435)

6.- İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil’in, İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları Yönetmeliğinde yapılan değişikliğe ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/6436)

7.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, Abdal Musa Türbesinin yakınlarında madencilik faaliyetlerine izin verilmesine ilişkin Başbakandan sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/6469)

8.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in, partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısında söylediği bazı sözlere ilişkin Başbakandan sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın cevabı (7/6484)

9.- Balıkesir Milletvekili Namık Havutça’nın, Güney Marmara Bölgesi için yapılacak sanayi, tarım ve turizm yatırımlarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı (7/6487)

10.- İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi’nin, işçilerin sendikal haklarının engellendiği iddiasına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/6506)

11.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Seyitömer Termik Santralinin özelleştirileceği iddiasına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/6514)

12.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, EÜAŞ Genel Müdürlüğüne bağlı işletmelerdeki taşeron işçilerin sorunlarına ve sözleşmeleriyle ilgili usulsüzlük iddialarına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/6515)

13.- İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel’in, elektriğe yapılan zamlara ve Elektrik Piyasası Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliği ile ilgili sorunlara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/6516)

14.- Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, doğal gazla elektrik üretimine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/6517)

15.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, Van’da depremzedelere kesilen yüksek miktarlı elektrik faturalarına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/6519)

16.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, hayvansal jelatin ithalatına,

- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, TİGEM’in damızlık yetiştirme kapasitesine ve merinos koyunu yetiştiriciliğinin desteklenmemesine,

- Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan’ın, ihraç edilen sebze ve narenciye ürünlerinin denetimine ve Rusya tarafından iade edilen ürünlere,

- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam’ın, tarımsal ilaçların emsal olarak ruhsatlandırılması uygulamasına ve ihraçtan iade gıdaların yurtiçi tüketiminin önlenmesine,

- Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin, Kars’ta tarım ve hayvancılığın desteklenmesine,

İlişkin soruları ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı (7/6522), (7/6523), (7/6524), (7/6525), (7/6526)

17.- İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’ün, İstanbul’da bir film çekimi sırasında tarihî mekanların zarar görmesine ve ilgili izinlerin alınıp alınmadığına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/6541)

18.- Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, Mor Kiryakus Manastırı’nın restorasyon çalışmalarına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/6542)

19.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Filyos Antik Kenti kazısına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/6543)

20.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Suriye sınırında tampon bölge ve barış koridoru kurulacağı iddiasına ve mayınların temizlenmesine ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın cevabı (7/6552)

21.- İstanbul Milletvekili Müslim Sarı’nın, 2/B olarak bilinen arazilerin Hazineye eksik bildirildiği iddialarına ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/6605)

22.- Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu’nun, yabancıların edinebilecekleri taşınmazların ve sınırlı ayni hakların oranlarının artırılmasına ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/6607)

23.- Amasya Milletvekili Ramis Topal’ın, olası bir Suriye savaşı halinde ekonomi alanında alınması gereken önlemlere ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/6608)

24.- İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun, Yeni Teşvik Paketi’ne ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/6609)

25.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, plajların ve yat limanlarının sağlık ve güvenlik açısından denetimine ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/6628)

26.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’ın bazı sorunlarına ilişkin sorusu ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı (7/6652)

27.- Elâzığ Milletvekili Enver Erdem’in, Elâzığ ilinin sosyo-ekonomik gelişmişlik endeksine göre sıralamasına ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/6776)

28.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık bünyesindeki özürlü personele ve yapıların erişime uygun hale getirilmesine ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/6777)

29.- Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu’nun, Hatay’ın kalkınmada öncelikli iller kapsamına alınmasına ve yapılacak yatırımlara ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/6778)

30.- Muş Milletvekili Demir Çelik’in, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki firmalara ve bunların Suriye’deki çatışmalardan kaynaklanan mağduriyetlerine ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/6779)

31.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2002-2012 yılları arasında Bakanlıkta çalışan ve emekli olan personel ile ataması yapılan Bakan Yardımcısına ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/6780)

32.- Trabzon Milletvekili Koray Aydın’ın, kapatılan Sochi Limanı’na ve Doğu Karadeniz’de yapılan ihracatın ulaşım sorunlarının önlenmesinde yürütülen proje ve çalışmalara ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/6781)

33.- Elâzığ Milletvekili Enver Erdem’in, Elâzığ İlinin sosyo-ekonomik gelişmişlik endeksine göre sıralanmasına ilişkin sorusu ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı (7/6829)

34.- Manisa Milletvekili Sümer Oral’ın, 6111 sayılı Kanun kapsamında yeniden yapılandırılan vergi borçlarına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı (7/6841)

35.- Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz’ın, Anayasa tanıtım spotunun içeriğine ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Mehmet Sağlam’ın cevabı (7/6906)

36.- Manisa Milletvekili Hasan Ören’in, bir belediye başkanının iddialarına ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/7092)

37.- Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı’nın, Konya’nın yeni teşvik sisteminde 2’nci Bölgede yer almasına ilişkin sorusu ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı (7/7115)

38.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, tutuklu milletvekillerine ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Mehmet Sağlam’ın cevabı (7/7118)

39.- Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir’in, Sivas Atatürk Kongre ve Etnografya Müzesi’nin restorasyonuna ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Mehmet Sağlam’ın cevabı (7/7279)

I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 

TBMM Genel Kurulu saat 14.00’te açılarak üç oturum yaptı.

 

İstanbul Milletvekili Mehmet Muş’un, Necip Fazıl Kısakürek’in ölümünün 29’uncu yıl dönümüne,

Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Dünya Uygur Türklerinin 4’üncü Olağan Kurultayı’na,

İlişkin gündem dışı konuşmalarına Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay;

Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü’nün, Tekirdağ’ın çevre sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşmasına Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu,

Cevap verdiler.

 

Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun gündem dışı konuşmaya verdiği cevaba,

Mersin Milletvekili Mehmet Şandır, Necip Fazıl Kısakürek’in ölüm yıl dönümüne ve Uygur Türklerinin Türkiye'nin yardımına ve desteğine ihtiyacı olduğuna,

İlişkin birer açıklamada bulundular.

 

İstanbul Milletvekili Sedef Küçük ve 19 milletvekilinin, Marmara Denizi’nde canlı yaşamını ve tür çeşitliliğini tehdit eden kirliliğin neden olduğu sorunların (10/289),

MHP Grubu adına Grup Başkan Vekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ve Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, AKP İktidarı döneminde afet ve acil müdahale mevzuatında yapılan değişiklikler ve getirilen yeni yapılanma sonuçlarının Van depremindeki etkilerinin (10/290),

Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan ve 22 milletvekilinin, Kocaeli ilinin Derince ilçesinde bulunan tehlikeli atıkların ortaya çıkardığı kirliliğin ve var olan atığın bertaraf yöntemlerinin (10/291),

Araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının;

1’inci sırasında yer alan ve görüşmeleri yarım kalan, İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülmesi kabul edilen, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu’nun (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156) görüşmeleri, Komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından ertelendi.

2’nci sırasında yer alan ve görüşmeleri yarım kalan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İran İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Esendere ve Sero Kara Hudut Kapılarının Ortak Kullanımına Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun (1/427) (S. Sayısı: 7) görüşmeleri tamamlanarak yapılan açık oylamadan sonra kabul edildi.

3’üncü sırasında yer alan ve İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülmesi kabul edilen, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporlarının (1/486) (S. Sayısı: 233) tümü üzerindeki görüşmeleri tamamlandı.

 

Yapılan yoklamalar sonucunda toplantı yeter sayısı bulunamadığından, alınan karar gereğince, 29 Mayıs 2012 Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere 18.56’da birleşime son verildi.

 

                                                                    Sadık YAKUT

                                                                    Başkan Vekili

 

                  Özlem YEMİŞÇİ                   Mustafa HAMARAT                         Tanju ÖZCAN

                        Tekirdağ                                     Ordu                                             Bolu

                       Kâtip Üye                                Kâtip Üye                                     Kâtip Üye

 

 

II.- GELEN KâĞITLAR

                                                                                                                                          No: 154

25 Mayıs 2012 Cuma

Teklif

1.- Kayseri Milletvekili Ahmet Öksüzkaya ve 5 Milletvekilinin; Bazı Kanunlar ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/600) (Anayasa; Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler; Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji;  Tarım, Orman ve Köyişleri; İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.05.2012)

Rapor

1.- Turist Rehberliği Meslek Kanunu Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu (1/490) (S. Sayısı: 257) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.05.2012) (GÜNDEME)

 

 

 

                                                                                                                                          No: 155

28 Mayıs 2012 Pazartesi

Raporlar

1.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kosova Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Cezai Konularda Karşılıklı Adli Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/571) (S. Sayısı: 251) (Dağıtma tarihi: 28.05.2012) (GÜNDEME)

2.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Fas Krallığı Hükümeti Arasında Sürücü Belgelerinin Karşılıklı Tanınmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/574) (S. Sayısı: 252) (Dağıtma tarihi: 28.05.2012) (GÜNDEME)

3.- Türkiye Cumhuriyeti ve Federatif Brezilya Cumhuriyeti Arasında Hükümlülerin Nakli Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/575) (S. Sayısı: 253) (Dağıtma tarihi: 28.05.2012) (GÜNDEME)

4.- Türkiye Cumhuriyeti ile Brezilya Federatif Cumhuriyeti Arasında Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/579) (S. Sayısı: 254) (Dağıtma tarihi: 28.05.2012) (GÜNDEME)

5.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kosova Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hükümlü Nakli Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/593) (S. Sayısı: 256) (Dağıtma tarihi: 28.05.2012) (GÜNDEME)

6.- Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun; Hatay Milletvekili Şefik Çirkin ve Milliyetçi Hareket Partisi Gurup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Ankara Milletvekili Cevdet Erdöl’ün Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/611, 2/207, 2/397, 2/565) (S. Sayısı: 258) (Dağıtma tarihi: 28.05.2012) (GÜNDEME)

7.- İstanbul Milletvekili Metin Külünk ve 2 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve İçişleri Komisyonu Raporu (2/560) (S. Sayısı: 259) (Dağıtma tarihi: 28.05.2012) (GÜNDEME)

Sözlü Soru Önergeleri

1.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat’taki internet kafe ve çocuk oyun salonlarının sayısına ve denetimine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1745) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

2.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat’taki öğrenci ve okul sayısına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1746) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

3.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Ankara-Adana karayolundaki tonaj kontrollerine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1747) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

4.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, İmamoğlu Devlet Hastanesindeki sağlık hizmetlerinin yeterliliğine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1748) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

5.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Türk Telekom’un internet abonelerinden aldığı ücretlere ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1749) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

6.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından sözlü soru önergesi (6/1750) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

7.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana-Ankara yolunda sinyalizasyon ve trafik işaretleri konusunda yapılan çalışmalara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1751) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

8.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, 2012 yılında Adana’da yapılan yatırımlara ve ayrılan ödenek miktarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1752) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

9.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat’ta poliklinik binası ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1753) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

10.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat’taki sağlık çalışanı sayısına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1754) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

11.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat’taki yeni doğan ve anne ölüm oranlarına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1755) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

12.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, yurtiçi ve yurtdışında icra takibi başlatılan camilere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) sözlü soru önergesi (6/1756) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

13.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, 150 metrekareden küçük evlerde KDV oranının artırılacağı iddialarına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1757) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

14.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, öğretmenlere yönelik şiddet olaylarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1758) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

15.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Elbistan-Malatya yolunun tamamlanmasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1759) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

16.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Ziraat Bankasında çalışan güvenlik görevlilerinin özlük haklarından kaynaklanan mağduriyetlerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1760) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

17.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, 663 sayılı KHK ile araştırmacı olarak atanan şube müdürlerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1761) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

18.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Dışişleri Bakanlığında görev yapan sözleşmeli personelin özlük haklarından kaynaklanan mağduriyetlerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1762) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

19.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Elbistan’a bağlı bir beldeye sulama kanalı yapılmasına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1763) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

20.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, 2011 yılı itibarıyla branşlara göre yapılan cerrahi operasyon verilerine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1764) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

21.- İstanbul Milletvekili Celal Dinçer’in, Suriyeli sığınmacılara ödendiği iddia edilen para miktarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1765) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

Yazılı Soru Önergeleri

1.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, hasta bir hükümlüye ve hastanelerdeki mahkum koğuşlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7420) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

2.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Malatya’da Okul Sütü Projesi kapsamında dağıtılan sütten zehirlenen öğrencilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7421) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

3.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Uludere’de yaşanan olaylara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7422) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

4.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, okullarda uygulamaya başlanan Okul Sütü Projesine ve sütten zehirlenen öğrencilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7423) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

5.- Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu’nun, geç teslim nedeniyle TOKİ’nin ödediği tazminatlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7424) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

6.- Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın, Suriyeli sığınmacılara ödendiği iddia edilen para miktarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7425) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

7.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, Rize’de toplu açılışı yapılan projelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7426) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

8.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı ile ilgili bazı açıklamalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7427) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

9.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in, 2002’den itibaren Diyanet İşleri Başkanlığında sahte diplomayla görev alanların sayısına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7428) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

10.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, koruma altında bulunan çocukların bağlı kurum ve kuruluşlarda istihdamına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/7429) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

11.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, 2002’den itibaren TRT’de program yapan kişiler ile şirketlere yapılan ödemelere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/7430) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

12.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, koruma altında bulunan çocukların bağlı kurum ve kuruluşlarda istihdamına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/7431) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

13.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, 2011 yılında Batman’da bankaların topladıkları mevduat miktarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/7432) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

14.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, 2011 yılında Şırnak’da bankaların topladıkları mevduat miktarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/7433) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

15.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, 2011 yılında Mardin’de bankaların topladıkları mevduat miktarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/7434) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

16.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, 2011 yılında Şanlıurfa’da bankaların topladıkları mevduat miktarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/7435) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

17.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, koruma altında bulunan çocukların bağlı kurum ve kuruluşlarda istihdamına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/7436) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

18.- İstanbul Milletvekili Sabahat Akkiray’ın, İnterpol tarafından aranan Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/7437) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

19.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, yargıya güven duyulmadığı hususundaki anket sonuçlarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/7438) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

20.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, koruma altında bulunan çocukların bağlı kurum ve kuruluşlarda istihdamına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/7439) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

21.- İstanbul Milletvekili Ercan Cengiz’in, bir sanığın sağlık durumuna ve bazı iddialara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/7440) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

22.- Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, Batman’daki bir köyde korucuların suça karıştığı iddialarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/7441) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

23.- İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak’ın, İstanbul’un tüm ilçelerinde bulunan özürlü vatandaşlara ve ayrılan ödenek miktarına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/7442) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

24.- Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz’ın, Alo 144 Sosyal Yardım Hattına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/7443) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

25.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, koruma altında bulunan çocukların bağlı kurum ve kuruluşlarda istihdamına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/7444) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

26.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Kocaeli’de SGK denetimlerinde ortaya çıkan suistimallere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/7445) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

27.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, koruma altında bulunan çocukların bağlı kurum ve kuruluşlarda istihdamına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/7446) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

28.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Kocaeli-Körfez ilçesindeki taş ocaklarının yol açtığı çevre kirliliğine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/7447) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

29.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, koruma altında bulunan çocukların bağlı kurum ve kuruluşlarda istihdamına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/7448) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

30.- İstanbul Milletvekili Celal Dinçer’in, İstanbul ve Ankara’da hava kirliliğinin önlenmesine yönelik çalışmalara ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/7449) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

31.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Malatya ilini de kapsayan Bölge Çevre Düzeni Planına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/7450) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

32.- İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi’nin, Sivas-Koyulhisar-Ortakent yöresinde faaliyette bulunan madencilik şirketiyle ilgili bazı iddialara ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/7451) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

33.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, İngilizlerin Türkiye’de satın aldığı gayrimenkul miktarına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/7452) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

34.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Barzani yönetimi ile ekonomik ilişkilere ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7453) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

35.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Kürecik’teki Füze Kalkanıyla ilgili iddialara ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7454) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

36.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, ABD iç istihbarat örgütü başkanının Türkiye ziyareti sırasında camilerde istihbarat kanalları açılmasını talep ettiği iddialarına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7455) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

37.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, yazılı basında yer alan Ergenekon Davasıyla ilgili bazı iddialara ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7456) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

38.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, koruma altında bulunan çocukların bağlı kurum ve kuruluşlarda istihdamına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7457) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

39.- İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlu’nun, çifte vatandaşlık hakkına sahip Türkmen vatandaşlara ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7458) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

40.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, koruma altında bulunan çocukların bağlı kurum ve kuruluşlarda istihdamına ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/7459) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

41.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, 2011 yılında bazı illerin ihracat miktarına ve ihracat yapılan ülkelere ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/7460) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

42.- Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz’ın, 3 Kasım 2002’den itibaren Ankara Büyükşehir Belediyesinin tükettiği gaz miktarına ve belediyenin BOTAŞ’a olan borçlarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/7461) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

43.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, koruma altında bulunan çocukların bağlı kurum ve kuruluşlarda istihdamına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/7462) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

44.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, enerji projeleri ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi Başkanı ve Danıştay Başkanı ile görüşmesine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/7463) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

45.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, maden arama ruhsatları ve enerji yatırımlarıyla ilgili verilere ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/7464) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

46.- İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’in, GDO’lu ürünlerin ithalatına ve kullanımına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7465) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

47.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, hayvan bilgi sistemi kayıtlarına ve hayali kulak küpeleri ile Devletin zarara uğratıldığı iddialarına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7466) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

48.- Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz’ın, okullarda dağıtılacak sütlerin öğretmenler tarafından kontrol edileceği iddialarına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7467) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

49.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, koruma altında bulunan çocukların bağlı kurum ve kuruluşlarda istihdamına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7468) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

50.- Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz’ın, şap hastalığına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7469) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

51.- Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan’ın, zeytin alanlarının korunmasına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7470) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

52.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Diyarbakır’da sulanabilir tarım arazisi miktarına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7471) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

53.- Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin, Kars’ta hayvancılığın geliştirilmesi için yapılan çalışmalara ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7472) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

54.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, koruma altında bulunan çocukların bağlı kurum ve kuruluşlarda istihdamına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/7473) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

55.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Irak’la yapılan ihracatta yaşanan olumsuzluklara ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/7474) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

56.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Bülent Arınç’a suikast iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7475) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

57.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, PKK tarafından kaçırılan kamu görevlerine ve ailelerine yapılan yardımlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7476) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

58.- Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz’ın, 3 Kasım 2002’den itibaren Ankara Büyükşehir Belediyesinin tükettiği gaz miktarına ve belediyenin BOTAŞ’a olan borçlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7477) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

59.- Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz’ın, Ankara’daki metro hatlarının tamamlanma oranlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7478) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

60.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Elbistan’a bağlı bir köyün kanalizasyon sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7479) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

61.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, koruma altında bulunan çocukların bağlı kurum ve kuruluşlarda istihdamına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7480) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

62.- İstanbul Milletvekili Celal Dinçer’in, kamu hizmetlerine erişimin engellilere uygun hale getirilmesi için alınması gereken önlemlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7481) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

63.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, büyükşehir yapılması planlanan illerde nüfusu on binin altında kalan ilçelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7482) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

64.- Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu’nun, Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün yayınladığı bir genelgeyle belediyelerin yetkilerinin azaltıldığı iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7483) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

65.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Okul Sütü Projesi kapsamında dağıtılan sütten etkilenen öğrencilerle ilgili Valilerin yaptıkları açıklamalara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7484) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

66.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, 2014 yılında büyükşehir belediyesi olacak illerde belde belediye başkanlarının yetkilerinin sınırlandırıldığı iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7485) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

67.- İstanbul Milletvekili Haluk Eyidoğan’ın, sokak gösterilerinde emniyet güçlerince kullanılacağı iddia edilen elektromanyetik silaha ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7486) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

68.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, Süper Lig final maçında yaşanan olaylara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7487) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

69.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, Emniyet Genel Müdürlüğündeki bir terfi işlemine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7488) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

70.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, son beş yılda biber gazı alımına ve maliyetine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7489) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

71.- Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz’ın, Emniyet Genel Müdürlüğünün toplumsal olaylarda kullanmayı düşündüğü yeni silah sistemine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7490) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

72.- Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici’nin, Şanlıurfa Merkeze bağlı bir köyün içme suyu, elektrik ve yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7491) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

73.- Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici’nin, Şanlıurfa Merkeze bağlı bir köyün ve mezralarının ulaşım ve elektrik sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7492) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

74.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, 12 Eylül 1980 ile 31 Aralık 2011 tarihleri arasında vatandaşlıktan çıkarılanlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7493) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

75.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, koruma altında bulunan çocukların bağlı kurum ve kuruluşlarda istihdamına ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/7494) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

76.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, 2003-2011 yılları arasında Bolu ve Düzce ile ilgili çeşitli verilere ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/7495) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

77.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, koruma altında bulunan çocukların bağlı kurum ve kuruluşlarda istihdamına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/7496) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

78.- İstanbul Milletvekili Sabahat Akkiray’ın, Hollanda’da bir sanatçının kötü muameleye maruz kalmasına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/7497) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

79.- Hakkari Milletvekili Adil Kurt’un, Koçanis Kilisesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/7498) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

80.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, THY’de görev yapan pilotlara ve THY’nin sponsorlukta harcadığı para miktarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/7499) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

81.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, kumar oynanan bazı internet sitelerine kesilen cezaların Bakanlıkça kaldırıldığı iddialarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/7500) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

82.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, koruma altında bulunan çocukların bağlı kurum ve kuruluşlarda istihdamına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/7501) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

83.- Ankara Milletvekili Gökhan Günaydın’ın, Çanakkale Bölgesel Katı Atık Yönetimi Projesi kapsamında kullanılan araçlardan motorlu taşıtlar vergisi tahsiline ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/7502) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

84.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, 2003-2011 tarihleri arasında Türkiye’nin yabancı ülkelere yaptığı yardım miktarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/7503) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

85.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, elektrik öğretmenliği bölümü mezunlarının sorunlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/7504) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

86.- Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz’ın, okullarda dağıtılacak sütlerin öğretmenler tarafından kontrol edileceği iddialarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/7505) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

87.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, İlkokul Öğretmenleri Yardım Sandığına (İLKSAN) ve bazı iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/7506) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

88.- Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in, ilköğretim okulu binalarının imam hatip okullarına tahsis edileceği iddialarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/7507) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

89.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, Antalya’da görevli 1200 öğretmene yaptıkları protesto nedeniyle soruşturma açıldığı iddiasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/7508) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

90.- Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, Okul Sütü Projesi kapsamında dağıtılan sütlere ve yaşanan sorunlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/7509) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

91.- İstanbul Milletvekili Şafak Pavey’in, Zonguldak’ta engelli bir öğrenciye öğretmeni tarafından şiddet uygulandığı iddialarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/7510) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.05.2012)

92.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, TSK 2. Orduya bağlı subayların ayrıldığı iddialarına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/7511) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

93.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, uzman erbaşların özlük haklarından kaynaklanan mağduriyetlerine ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/7512) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

94.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, astsubayların özlük haklarına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/7513) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

95.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, TSK’ya ait arazilerin Maliye Bakanlığına devri iddialarına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/7514) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

96.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Afganistan’da görevli bulunan asker sayısına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/7515) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

97.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, koruma altında bulunan çocukların bağlı kurum ve kuruluşlarda istihdamına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7516) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

98.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, orman yangınlarına ve alınan önlemlere ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7517) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

99.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, av yasağına ve kaçak avcılığa ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7518) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

100.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, hayvanların ormanlık alanlardan yararlanması ile ilgili yönetmelik çıkarılmamasından kaynaklanan mağduriyete ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7519) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

101.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, Alara Çayı üzerinde yapılan HES’lere ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7520) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

102.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Körfez Devlet Hastanesine müdür atanmamasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7521) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

103.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, bir ilaç fabrikasının yabancılara satışının yol açacağı sorunlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7522) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

104.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, 2011 yılı sonu itibariyle Tokat’taki hastanelere ve yapılan cerrahi operasyonlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7523) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

105.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, koruma altında bulunan çocukların bağlı kurum ve kuruluşlarda istihdamına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7524) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

106.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Hekimhan ilçesindeki sağlık hizmetlerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7525) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

107.- İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak’ın, organ nakillerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7526) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

108.- Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu’nun, hemşirelerin yaşadığı sorunlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7527) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

109.- Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz’ın, Ankara’daki metro inşaatlarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/7528) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

110.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, koruma altında bulunan çocukların bağlı kurum ve kuruluşlarda istihdamına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/7529) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

111.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Malatya’nın Sivas Ulaştırma Bölge Müdürlüğüne bağlı olmasına ve vatandaşların yaşadığı mağduriyete ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/7530) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

112.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Karahan Geçidi tünel inşaatına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/7531) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

113.- Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu’nun, Gören Göz Projesinde yaşanan sorunlara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/7532) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

114.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, Bakanlık tarafından iç sular için alınan gemilerle ilgili bazı iddialara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/7533) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

115.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, koruma altında bulunan çocukların bağlı kurum ve kuruluşlarda istihdamına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/7534) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

116.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat’taki öğrenci yurtlarına ve buralarda kalan öğrencilere ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/7535) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

117.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, koruma altında bulunan çocukların bağlı kurum ve kuruluşlarda istihdamına ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/7536) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

118.- İstanbul Milletvekili Sabahat Akkiray’ın, Hollanda’da bir sanatçının kötü muameleye maruz kalmasına ve sanatçıların AB’den özel geçiş izni alabilmesi için yapılan çalışmalara ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/7537) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

119.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, 2002 yılından itibaren TBMM Başkanlarının yurtdışı seyahatlerine ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/7538) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

Gensoru Önergesi

1.- Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan, Yalova Milletvekili Muharrem İnce ve İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, izlemekte olduğu dış politikanın gerçeklerden uzak olduğu, ülke güvenliği ve çıkarlarına zarar verdiği iddiasıyla Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu hakkında bir gensoru açılmasına ilişkin önergesi (11/12) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.05.2012) (Dağıtım tarihi: 28.05.2012)

Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri

1.- Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu’nun, Türk Lirasının yeni simgesine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) Bakanından yazılı soru önergesi (7/5669)

2.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, Şanlıurfa-Bozova Kaymakamının intiharı ile ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/6392)

3.- Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in, MKE’de çalışan işçilerin bir siyasi partiye bilgisi dışında üye yapıldığı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/6393)

4.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in, Diyanet İşleri Türk İslam Birliğinin Köln’de devam eden cami inşaatına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/6395)

5.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in, Diyanet İşleri Türk İslam Birliğinin yurt dışındaki inşaatlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/6396)

6.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, PKK ile görüşmelerle ilgili bazı beyanlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/6397)

7.- Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu’nun, yurt dışındaki Türk ve Osmanlı mimarisinin korunmasına ve Kâbe’deki revakların yıkılmasının önlenmesi için yapılan çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/6398)

8.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, açıköğretim ve üniversite sınavlarının bazı ilçelerde de yapılmasına yönelik çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/6399)

9.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in, Üsküdar’daki bir cami inşaatı ile ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/6400)

10.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, Trakya bölgesindeki toprak satışına ve kurulan hayvan çiftliklerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/6401)

11.- Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün, MİT bünyesinde çalıştığı iddia edilen Mahmut Yıldırım’ın yakalanmasına yönelik çalışma yapılıp yapılmadığına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/6402)

12.- Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan’ın, Türkiye’nin BOP ve GOP çerçevesinde eş başbakanlık görevini yürüttüğü iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/6403)

13.- Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan’ın, engellilerin kamu kurum ve kuruluşlarında istihdamına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/6404)

14.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in, Kâbe’deki Osmanlı revaklarının yıkılacağı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/6405)

15.- Denizli Milletvekili Adnan Keskin’in, Ziraat Bankasının tarımsal üretim ve besicilik kredisi kullandırmadaki bir uygulamasına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/6406)

16.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, yeni teşvik sistemine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/6407)

17.- İzmir Milletvekili Erdal Aksünger’in, RTÜK Başkanı ve Başkanvekilinin oturdukları lojmanlara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/6408)

18.- Balıkesir Milletvekili Namık Havutça’nın, kamu görevlilerinin sendikalaşma oranına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/6413)

19.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, SGK’da son dönemde yapılan atamalara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/6414)

20.- Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün, İstanbul’da arsa tahsis bedeli ödenen bazı parsellerin hak sahiplerine ikinci kez satılmasından kaynaklanan mağduriyete ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/6417)

21.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, AİHM’ye açılan davalara ve bunların sonucu ödenen tazminatlara ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/6418)

22.- Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin’in, İsrail’in Kırıkhan mevkiinde bulunan askeri tesislere casus amaçlı insansız hava aracı gönderdiği iddiasına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/6419)

23.- Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici’nin, Şanlıurfa Merkez’e bağlı bir köyde yaşanan sorunlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/6430)

24.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, Erzurum’da yaşanan bir olaya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/6431)

25.- İstanbul Milletvekili Melda Onur’un, Suriyeli mülteciler için kurulan kamplara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/6432)

26.- İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil’in, İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları Yönetmeliğinde yapılan değişikliğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/6433)

27.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, 2002-2012 yılları arasında toplumsal olaylar nedeniyle gerçekleşen gözaltı ve soruşturmalara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/6434)

28.- Balıkesir Milletvekili Haluk Ahmet Gümüş’ün, üstün zekâlı ve yetenekli bireylerin eğitimine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/6437)

29.- İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’in, ataması yapılmayan öğretmenlere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/6438)

30.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, Bakanlığa bağlı okullardaki kooperatif ve kantinlere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/6439)

31.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, öğretmen atamalarına ve atanamayan öğretmenlerin mağduriyetine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/6440)

32.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Milli Eğitim Müdürlükleri Yönetmeliğinde yer alan eğitim denetmenleriyle ilgili bir hükme ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/6441)

33.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, öğretmenlerin ders saatleri içerisinde proje ve zorunlu toplantılara katılması nedeniyle derslerin boş geçmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/6442)

34.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, 666 Sayılı KHK sonrası farklı ek tazminat ödenen personele ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/6443)

35.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, Akdeniz’de ABD, İsrail ve Yunanistan’a ait kuvvetlerin yaptığı ortak tatbikata ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/6444)

36.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, Kürecik Radar İstasyonuna İsrailli personelin atandığı iddialarına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/6445)

37.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, Doğu Akdeniz’de ABD ile İsrail tarafından gerçekleştirilen tatbikatla ilgili İsrail’de yayın yapan bir haber sitesinde yayınlanan habere ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/6446)

38.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, Anadolu Kartalı Tatbikatında Türk savaş uçaklarının ABD tarafından izlenip izlenmediğine ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/6447)

39.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, DSİ’nin son on yıl içinde Eskişehir’de yaptığı ihalelere ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/6448)

40.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, Devlet Demir Yollarının son on yıl içinde Eskişehir’de yaptığı ihalelere ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/6455)

41.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, Karayolları 4. Bölge Müdürlüğünün son on yıl içinde Eskişehir’de yaptığı ihalelere ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/6456)

42.- Manisa Milletvekili Hasan Ören’in, Soma’da yurtiçi taşıma yetki belgesinin verilmemesine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/6457)

43.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, PTT şubelerinin güvenliğine ve işlemlerde kredi kartı kullanımına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/6458)

44.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, ülkemizde evlilik yaşının yükseldiği ve erken boşanmaların arttığı iddialarına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/6460)

45.- İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin’in, yurt dışından ithal edilen araçlardan alınan özel tüketim vergisine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/6461)

                                                                                                                                          No: 156

29 Mayıs 2012 Salı

Teklifler

1.- İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/601) ( Kadın Erkek Fırsat Eşitliği; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 08.05.2012)

2.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 26 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/602) (Plan ve Bütçe ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 09.05.2012)

3.- Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/603) ( Milli Savunma; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

4.- İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/604) (Plan ve Bütçe ile İçişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

5.- İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ile 11 Milletvekilinin; 17 Mayıs Gününün Yargı Şehitleri Günü İlan Edilmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/605) (Adalet ile İçişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.05.2012)

6.- Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/606) ( Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

7.- Aydın Milletvekili Bülent Tezcan'ın; Devlet Memurları Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/607) (Adalet ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

8.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/608) (İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 09.05.2012)

9.- Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan'ın; 5879 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/609) (Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.05.2012)

10.- Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; 394 Sayılı Hafta Tatili Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/610) (İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.05.2012)

11.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Hukuk Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/611) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.05.2012)

12.- Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Pasaport Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/612) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.05.2012)

13.- Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Belediye Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/613) (İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.05.2012)

14.- Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kamuda Geçici İş Pozisyonlarında Çalışanların Sürekli İşçi Kadrolarına veya Sözleşmeli Personel Statüsüne Geçirilmeleri, Geçici İşçi Çalıştırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/614) (Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.05.2012)

15.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Sosyal Hizmetler Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/615) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.05.2012)

16.- Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/616) (İçişleri; Milli Savunma ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

17.- Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Askerlik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/617) (Milli Savunma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

18.- Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu'nun; Milli Eğitim Temel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/618) (Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

19.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İş Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/619) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

20.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İş Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/620) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.05.2012)

21.- Adana Milletvekili Ali Halaman ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3 Milletvekilinin; Taksici Esnafının Teşvik Edilmesi, Çalışma Koşullarının İyileştirilmesi, Taksi Sürücüsünün Güvenliğinin Sağlanması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/621) (Adalet; İçişleri; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.05.2012)

22.- Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin; 492 Sayılı Harçlar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/622) (Adalet; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

23.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/623) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.05.2012)

24.- Cumhuriyet Halk Partisi Gurup Başkanvekilleri Yalova Milletvekili Muharrem İnce ve İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin; Siyasi Partiler Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/624) (Anayasa Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.05.2012)

25.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Gurup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Muhtar Ödenek ve Sosyal Güvenlik Yasası ve Sosyal Güvenlik Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/625) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.05.2012)

Rapor

1.- Sayıştayda Boş Bulunan Üyeliklere 6085 Sayılı Sayıştay Kanununun 15, 16 ve Geçici 3 üncü Maddeleri Hükümlerine Göre Yapılacak Seçime Dair Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi ve Sayıştay Üyeleri Ön Seçim Geçici Komisyonu Raporu (3/845) (S. Sayısı: 260) (Dağıtma tarihi: 29.05.2012) (GÜNDEME)

Sözlü Soru Önergeleri

1.- Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan’ın, Datça Hükümet Konağı ve öğretmenevinin fiziki yetersizliğine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından sözlü soru önergesi (6/1766) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

2.- İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak’ın, çevre yollarında ücretli geçiş uygulamasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1767) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

3.- İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak’ın, MPS hastalarının sorunlarına ve Bakanlığın bu konudaki çalışmalarına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1768) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

Yazılı Soru Önergeleri

1.- Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz’ın, bir gazetenin Uludere’de gerçekleştirilen hava operasyonuyla ilgili bir haberine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7539) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.05.2012)

2.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi mezunlarının kamuda istihdamına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7540) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.05.2012)

3.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, TSK’ya ait arazilerin Maliye Bakanlığına devredileceği iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7541) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.05.2012)

4.- İstanbul Milletvekili Şafak Pavey’in, Uludere’de yaşanan olaylara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7542) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.05.2012)

5.- Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün, Almanya’da organize edilen bir protesto gösterisiyle ilgili açıklamalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7543) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.05.2012)

6.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, süt üreticilerinin süt satışından alınan BAĞKUR kesintisi ve süt destekleme ödemelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7544) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.05.2012)

7.- Muğla Milletvekili Nurettin Demir’in, Okul Sütü Akıl Küpü Projesiyle ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7545) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.05.2012)

8.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Dicle Vadisi Projesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7546) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.05.2012)

9.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Diyarbakır’ın Şanlıurfa-Habur otoyoluna bağlanmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7547) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.05.2012)

10.- Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in, 2003 yılında sonlandırılan ve yeni bir kampanya ile başlatılan Okul Sütü Projesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7548) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

11.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, Lüleburgaz’da yapılması planlanan projelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7549) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

12.- Tokat Milletvekili Orhan Düzgün’ün, Uygur Türklerinin önderi Rabia Kadir’in ülkemize alınmamasının nedenlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7550) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

13.- Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, kanser vakalarının azaltılması için alınan önlenmelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7551) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

14.- Bursa Milletvekili Sena Kaleli’nin, Muş’taki taş ocaklarının sayısına, denetimine ve çevreye verdiği zararlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7552) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

15.- Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, şiddet olaylarının önlenmesi ve bireysel silahlanmaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7553) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

16.- Bursa Milletvekili Sena Kaleli’nin, Bursa-Mustafakemalpaşa-Yenibalçık köyünde faaliyette bulunan madencilik şirketiyle ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7554) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

17.- Erzincan Milletvekili Muharrem Işık’ın, Diyarbakır-Ergani İlçe Milli Eğitim Müdürü ile ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7555) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

18.- Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, Ankara’da engelli vatandaşların yaşamını kolaylaştırmak için yapılan çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7556) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

19.- Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, AŞTİ’nin işletme koşulları ve devrine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7557) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

20.- Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, Ankara’daki taksici ve minibüsçü esnafının sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7558) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

21.- Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, Ayaş Tüneli inşaatına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7559) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

22.- İzmir Milletvekili Erdal Aksünger’in, bazı film şirketlerinin TRT’de yaptığı programlara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/7560) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.05.2012)

23.- Bursa Milletvekili Aykan Erdemir’in, TRT Diyanet TV’ye ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/7561) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

24.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, 2011 yılında Gaziantep’te bankaların topladıkları mevduat miktarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/7562) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.05.2012)

25.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, 2011 yılında Diyarbakır’da bankaların topladıkları mevduat miktarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/7563) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.05.2012)

26.- Bursa Milletvekili Aykan Erdemir’in, Ziraat Bankasının Bursa’daki bir şubesinin isminin değiştirilerek tarımsal hizmet faaliyetleri kapsamının daraltılmasına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/7564) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

27.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Diyanet İşleri Başkanlığınca yurtdışında görevlendirilen personel sayısına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/7565) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.05.2012)

28.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Gebze’deki bir caminin elektrik borcuna ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/7566) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

29.- Bursa Milletvekili Aykan Erdemir’in, TRT Diyanet TV’ye ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/7567) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

30.- Bursa Milletvekili Aykan Erdemir’in, TRT Diyanet TV’ye ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/7568) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

31.- Muğla Milletvekili Nurettin Demir’in, cezaevlerinin kapasitesine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/7569) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.05.2012)

32.- Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, Rize Kalkandere Cezaevinde varolduğu iddia edilen bazı uygulamalara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/7570) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.05.2012)

33.- İstanbul Milletvekili Sedef Küçük’ün, Kütahya Valiliğince Evlilik Okulu Projesi kapsamında verilen derslerle ilgili bazı iddialara ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/7571) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.05.2012)

34.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, Kütahya Valiliğince Evlilik Okulu Projesi kapsamında verilen derslerle ilgili bazı iddialara Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/7572) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

35.- Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, Bakanlığın isminin değiştirilmesinin etkilerine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/7573) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

36.- Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, Düzce Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünce bankayla yapılan promosyon anlaşması doğrultusunda hak sahiplerine ödenen bakım ücretlerine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/7574) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

37.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, Şanlıurfa ilinde çarpık kentleşme ve ulaşım sorunlarını çözmek için planlanan projelere ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/7575) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

38.- İstanbul Milletvekili Melda Onur’un, İstanbul’daki Tekel Likör Fabrikasının yıkım kararına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/7576) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

39.- Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin, Kars’taki barajlara ve HES projelerine ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7577) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.05.2012)

40.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Kocaeli-Gebze ilçesindeki bir caminin elektrik borcuna ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/7578) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

41.- Ordu Milletvekili İdris Yıldız’ın, yüksek gerilim hatlarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/7579) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

42.- İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler’in, İzmir-Tire Akçaşehir köyü mevkiinde yapılan madencilik faaliyetlerinin çevreye verdiği zararlara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/7580) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

43.- Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan’ın, Okul Sütü Bilim Kurulunun değerlendirme raporuna ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7581) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.05.2012)

44.- Kastamonu Milletvekili Emin Çınar’ın, kene ısırması vakalarına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7582) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

45.- Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu’nun, Ege Denizindeki ada, adacık ve kayalıklarda egemenlik hakkı sorununa ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7583) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

46.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, Ankara Büyükşehir Belediyesine ait bir fabrikanın toplam maliyetine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7584) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.05.2012)

47.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, 1926 yılında Diyarbakır’dan başka illere gönderilerek mecburi iskana tabi tutulanlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7585) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.05.2012)

48.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, 1926 yılında Mardin’den başka illere gönderilerek mecburi iskana tabi tutulanlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7586) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.05.2012)

49.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, 1926 yılında Siirt’ten başka illere gönderilerek mecburi iskana tabi tutulanlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7587) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.05.2012)

50.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Tokat-Reşadiye’deki bir beldenin yol sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7588) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.05.2012)

51.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Ergani ilçesinin bir mezrasının su sorununa ve yaşanan mağduriyete ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7589) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.05.2012)

52.- Bilecik Milletvekili Bahattin Şeker’in, 2002-2011 yılları arasında Bilecik il ve ilçelerine yapılan nakdi yardımlara ve yapılması planlanan projelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7590) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

53.- Isparta Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, bir kazada hayatını kaybeden bir askerin şehit statüsünde değerlendirilmemesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7591) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

54.- Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, Ankara Büyükşehir Belediyesine bağlı kuruluşlar ve bunların faaliyetlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7592) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

55.- İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’ün, Bakan Yardımcısının bir akrabasıyla ilgili bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7593) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

56.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, bir sinema ve tiyatro sanatçısının sinema filmi için Bakanlıktan aldığı iddia edilen yardıma ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/7594) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

57.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel’in, Sivrihisar’daki bir kilisenin restorasyonuna ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/7595) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

58.- Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in, 2010 ve 2011 yıllarında toplanan elektrik tüketim vergisine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/7596) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.05.2012)

59.- Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu’nun, Erzin’de bir arsa için açılan tapu iptal davasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/7597) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.05.2012)

60.- Isparta Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, gelir uzmanlığı özel sınavına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/7598) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

61.- İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’ün, Ağrı-Doğubeyazıt’a açılması planlanan yüksekokula ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/7599) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.05.2012)

62.- Manisa Milletvekili Hasan Ören’in, öğretmen atamalarına ve öğretmenlerin eş durumu tayinine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/7600) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.05.2012)

63.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Diyarbakır Ergani İlçe Milli Eğitim Müdürü ile ilgili bazı iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/7601) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.05.2012)

64.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesinde yapımı devam eden ARGE Merkezine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/7602) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

65.- Ankara Milletvekili Gökhan Günaydın’ın, Abant İzzet Baysal Üniversitesinde yapıldığı iddia edilen usulsüzlüklere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/7603) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

66.- Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk’ün, Karasu-2 HES Göletinde hayatını kaybeden işçilere ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7604) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

67.- Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk’ün, Karasu-2 HES’e ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7605) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

68.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in, HES’lerin toplumsal yapı ve doğal yaşam üzerindeki etkilerine ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7606) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

69.- Muğla Milletvekili Nurettin Demir’in, evde bakım hizmetlerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7607) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.05.2012)

70.- Kastamonu Milletvekili Emin Çınar’ın, kene ısırması vakalarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7608) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

71.- Sakarya Milletvekili Engin Özkoç’un, sağlık çalışanlarının çalışma koşullarına ve özlük haklarının iyileştirilmesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7609) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

72.- İzmir Milletvekili Erdal Aksünger’in, İzmir’de yaşayan engelli vatandaşların diş tedavisinde yaşadıkları sıkıntılara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7610) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

73.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Ankara-Batum arasındaki hava yolu seferlerinin iptal edileceği iddialarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/7611) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.05.2012)

74.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel’in, Sivrihisar’da trafik kazalarına neden olan bir kavşakta alınan önlemlere ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/7612) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

75.- Sakarya Milletvekili Engin Özkoç’un, tutuklu gazetecilere ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/7613) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.05.2012)

76.- Bilecik Milletvekili Bahattin Şeker’in, 2002-2011 yılları arasında Bilecik’e ayrılan ödenek miktarına ve başlatılan projelere ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/7614) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

77.- Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü’nün, asgari ücretin belirlenmesinde yaş ayrımcılığının önlenmesine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/7615) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

78.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, Batı Akdeniz Kalkınma Ajansının yaptığı gezilere ve desteklenen projelere ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/7616) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

79.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker’in, Irak’ın ithal mallarına uygulayacağı denetim ve sertifika zorunluluğunun ihracatımıza etkilerine ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/7617) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.05.2012)

Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akar ve 22 Milletvekilinin, Kocaeli ilinde sanayileşmenin neden olduğu çevre kirliliğiyle bunun insan sağlığına etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/292) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/11/2011)

2.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek ve 20 Milletvekilinin, HSYK ve Yargı erkinin bağımsız kararlar almasını engelleyen nedenlerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/293) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/11/2011)

3.- Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu ve 22 Milletvekilinin, olası bir deprem durumunda meydana gelecek maddi ve manevi zararların en aza indirilmesi için araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/294) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)

Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri

1.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, bir açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5469)

2.- İstanbul Milletvekili Sabahat Akkiray’ın, Sivas Davasının zamanaşımına uğramasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5475)

3.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Yeniçağa’daki uzman doktor ihtiyacına ve yapılması planlanan yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5558)

4.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Gerede’deki uzman doktor ihtiyacına ve yapılması planlanan yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5559)

5.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Kıbrıscık’taki uzman doktor ihtiyacına ve yapılması planlanan yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5560)

6.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Mengen’deki uzman doktor ihtiyacına ve yapılması planlanan yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5561)

7.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Seben’deki uzman doktor ihtiyacına ve yapılması planlanan yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5562)

8.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Göynük’teki uzman doktor ihtiyacına ve yapılması planlanan yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5563)

9.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bolu Merkezdeki uzman doktor ihtiyacına ve yapılması planlanan yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5564)

10.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Mudurnu’daki uzman doktor ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5565)

11.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Dörtdivan’daki uzman doktor ihtiyacına ve sağlık hizmeti verilen binanın eksikliklerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5566)

12.- Adıyaman Milletvekili Salih Fırat’ın, Adıyaman’da görev yapan doktor sayısına ve sağlık personeli atamalarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5567)

13.- Adıyaman Milletvekili Salih Fırat’ın, Besni’de şiddetli rüzgâr nedeniyle zarar gören Devlet Hastanesine ve hastaların mağduriyetine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5568)

14.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bazı ilaçların yan etkileri ve bunların piyasadan toplatılmasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5569)

 

 

 

 

 

 

 

 

29 Mayıs 2012 Salı

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.04

BAŞKAN: Başkan Vekili Mehmet SAĞLAM

KÂTİP ÜYELER: Tanju ÖZCAN (Bolu), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 112’nci Birleşimini açıyorum.

Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline söz vereceğim.

Konuşma süreleri beşer dakikadır. Hükûmet bu konuşmalara cevap verebilir. Hükûmetin cevap süresi yirmi dakikadır.

Gündem dışı ilk söz, İstanbul’un fethi yıl dönümü münasebetiyle söz isteyen Bursa Milletvekili Mustafa Öztürk’e aittir.

Buyurun Sayın Öztürk. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Bursa Milletvekili Mustafa Öztürk’ün, İstanbul’un fethinin 559’uncu yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması

MUSTAFA ÖZTÜRK (Bursa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün, dünya tarih sayfasında derin izler bırakan, tarihimizin müstesna olaylarından birisi olan İstanbul’un fethinin 559’uncu yıl dönümü münasebetiyle söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bir çağı kapatıp yeni bir çağ açan 29 Mayıs 1453 İstanbul’un fethinin yıl dönümüdür. Fethin 559’uncu yıl dönümünü kutluyorum. Bu vesileyle, sözlerime başlarken, başta Fatih Sultan Mehmet ile Akşemseddin olmak üzere, tüm kahramanlarımızı ve gönül mimarlarımızı rahmet ve minnetle anıyorum. Mekânları cennet olsun, Allah onlardan razı olsun.

İstanbul’un fethi, yirmi bir yaşındaki genç bir padişahın azmi, cesareti, kararlılığı ve dehasıyla yaşlılığın tecrübesi ve duasının birleşmesidir. Unutmayalım ki bugün birçok gencimiz Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştadır. Bu genç padişah, İstanbul’un karşısına geçip “Ya Bizans’ı alırım ya Bizans beni alır.” kararlılığı ve cesareti içinde İstanbul’a girdi. İşte, bizim devraldığımız miras budur. Onun bakiyesi üzerindeyiz. İçimizde taşıyacağımız ruh, o fetih ruhudur.

Arif Nihat Asya, Fetih Marşı’nda ne güzel söylüyor:

“Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;

Dağlardan çektirilen, kalyonlar çekilecek;

Kerpetenlerle sûrun dişleri sökülecek,

Yürü; hâlâ ne diye oyunda oynaştasın?

Fâtih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın.

Delikanlım! İşaret aldığın gün atandan,

Yürüyeceksin! Millet yürüyecek arkandan.

Sana selâm getirdim Ulubatlı Hasan’dan.”

Fetih, ilim ile irfanın buluşmasıdır. Fetih, akıl ile gönlün bütünleşmesidir. Fetih, aynı zamanda, farklı din, dil ve ırktan insanların bir arada yaşamasına, huzur ve adaletin sağlanması ve uygulanmasına örnektir. Fetih, İstanbul’un bir medeniyet ve kültür merkezine dönüşmesidir. Fetih, bu kültür ve medeniyet ikliminde insanların can, mal, ırz ve namus güvenliğinin teminat altına alınması ile günümüze örnek olacak şekilde saygı ve hoşgörüye dayanan gerçek inanç ve ibadet hürriyetinin tescilidir.

Hak ve adaletin tesisiyle gönüller fethedilerek İstanbul’un fethi ebedileştirilmiştir. Nitekim İstanbul’u geri almak için yapılan yardım tekliflerine başta kilise önderleri ve yerli halkın karşı koymuş olması, bu fethin insanlık tarihi açısından ne kadar önemli olduğunun göstergesidir. Bu felsefe tarih sayfalarında karşılığını şu anlatımda buluyor: “Fatih şehre giriyor ve Ayasofya’ya gidiyor, patrik ve halk yerlere atılıyor ve ağlaşıyorlar. Fatih Sultan Mehmet patriğe şöyle diyor: ‘Ayağa kalk. Ben Sultan Mehmet. Sana ve arkadaşlarına ve bütün halka söylüyorum ki bugünden artık ne hayatınız ne de hürriyetiniz hususunda benim gazabımdan korkmayınız.’ Kumandanına dönüyor ve halka fenalık yapılmamasını bildiriyor.” İşte, bu Sultan böyle bir hoşgörü sultanıdır, bu şehir böyle bir hoşgörünün şehridir, yaratılanı Yaradan’dan dolayı sevmenin felsefesidir.

Dini, dili, rengi, etnik kökeni, mezhebi, dünya görüşü ne olursa olsun bu fetihle birlikte Orta Çağ kapanmış, Yeni Çağ başlamış, tarihteki en önemli devletlerden olan Doğu Roma İmparatorluğu böylelikle sona ermiş, Osmanlı Devleti imparatorluk hâline gelmiş, henüz yirmi bir yaşında olan Sultan II. Mehmet “Fatih” unvanını da alarak “Fatih Sultan Mehmet” olarak anılmaya başlanmıştır.

Sayın Genel Başkanımız ve Başbakanımızın da belirttiği gibi, liderlik güce değil, gönüllere hitap etme sanatıdır. “Biz kırmak, dökmek, üzmek için değil; yapmak, düzeltmek, birlik ve beraberliği sağlamak için varız. Gönüller yapmaya geldik yani biz gönülleri fethetme mücadelesi içindeyiz.” diyor. Peygamberimizin (SAV) “İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden asker ne güzel askerdir.” müjdesi bu fethe ayrı anlam ve önem kazandırmıştır.

Sizlere biraz da fethin sembolü olan Ayasofya’dan bahsetmek isterim. Ayasofya, Fatih’in fetih sembolü olarak, vakfiyesi olarak dört yüz seksen bir sene cami olarak hizmet etmiştir. İkinci Dünya Savaşı öncesi, zor yıllarda alınmış bir kararla müzeye dönüştürülmüştür. Ayasofya’nın vakfiyesinde belirtildiği şekilde kullanılarak fethin ruhunun yeni nesillere aktarılmasının uygun olacağı kanaatindeyim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSTAFA ÖZTÜRK (Devamla) – Sözlerimin sonunda, selam olsun bu yüce erenlere, selam olsun fetih ruhunu göğsünde taşıyanlara diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Öztürk.

Gündem dışı ikinci söz, Çorum olaylarının 32’nci yıl dönümü münasebetiyle söz isteyen Çorum Milletvekili Tufan Köse’ye aittir.

Buyurun Sayın Köse. (CHP sıralarından alkışlar)

2.- Çorum Milletvekili Tufan Köse’nin, Çorum olaylarının 32’nci yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması

TUFAN KÖSE (Çorum) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün Çorum olaylarının, Çorum katliamının 32’nci yıl dönümü. Otuz iki yıl önce bugün başlayıp, aralıklarla ve iki aşamada yaklaşık kırk gün süren olaylarda, içlerinde hamile kadınların, çocukların, yaşlıların ve engellilerin de bulunduğu 57 yurttaşımız faşist saldırganlarca yakılarak, vurularak, bıçaklanarak, işkence edilerek katledilmişlerdir. Katledilenlerin anısı önünde saygıyla eğiliyorum.

Çorum katliamı, ülke genelinde işlenen siyasal cinayetlerden, Malatya, Maraş, Sivas, Gazi Mahallesi katliamlarından soyutlanarak sağ-sol çatışması olarak değerlendirilemez. Bu katliamlar, emperyalist güçler ve onların yerli iş birlikçilerinin, etnik ve mezhep topluluklarının iç içe yaşadığı Doğu, Güneydoğu ve İç Anadolu Bölgesi’nde gelişen toplumsal muhalefeti baskı ve katliamlarla susturmayı, solcu ve Alevileri göçe zorlamayı amaçlamaktadır. Çorum katliamı da bu olayların bir halkası ve uzantısıdır.

Değerli milletvekilleri, otuz iki yıl önce Gün Sazak’ın öldürülmesini bahane eden bir kısım saldırganlar, Çorum’daki sokak ve caddeleri işgale, Alevi ve solculara ait ev ve iş yerlerini yağmalamaya, tahrip etmeye ve yakmaya başlamışlardır. Saldırganlar, Çorum’un sokak ve caddeleriyle yetinmemişler, Çorum’un komşu il, ilçe ve köylerle de bağlantılı tüm yollarını işgal ederek kent merkezinin diğer yerleşim yerleriyle bağlantısını kesmişlerdir. Bu yollarda araçlar durdurulmuş, kimlik kontrolleri yapılmış, solcu ve Alevi olanlara dayak atılmış, işkence edilmiş ve bunların bir kısmı da katledilmiştir.

Bilahare, solcu ve Alevilerin yoğunlukta yaşadığı semtlere saldırılar başlamıştır. Maraş katliamından ders alan devrimci gençler ve vatandaşlar, barikatlar kurarak kendilerinin ve ailelerinin güvenliklerini sağlamaya çalışmışlardır. Maraş katliamından alınan ders, bu katliamın bu boyutta kalmasını sağlamıştır.

Aynı gün sokağa çıkma yasağı ilan edilmiştir. Dört gün süren ve polisin tarafsız kalamadığı bu saldırılar askerin araya girmesiyle bir parça hafiflemiştir ancak bu esnada kent, Beyrut ve Lefkoşa benzeri, ikiye, üçe bölünmüştür.

Olayların ikinci perdesi, yaklaşık bir ay sonra, 1 Temmuz günü, faşist saldırganların uzun menzilli ve otomatik silahlarla Alevilerin ve sol görüşlülerin yoğun olarak yaşadığı mahallelere saldırmasıyla açılmış ve aynı gün sokağa çıkma yasağı ilan edilmiştir. 4 Temmuz Cuma günü ise yeniden sokağa çıkma yasağı kaldırılmış, bunu fırsat bilen saldırganlar, cuma namazı çıkışında “Ey Müslümanlar, solcular ve Aleviler Milönü’ndeki Alaaddin Camisi’ne bomba attılar, namaz kılan Müslümanları katlediyorlar.” diyerek halkı tahrik etmişlerdir. Bunun üzerine, camilerden çıkan kitleler, ellerine silah olarak ne geçirirlerse Alevilerin ve solcuların yoğun olarak oturduğu mahallelere doğru saldırıya geçmişlerdir. O gün bir polis panzeri de ölüm kusmuştur, yalnızca 4 Temmuz günü 17 kişi katledilmiştir.

Değerli arkadaşlarım, burada günümüze de iki vurgu yapmak istiyorum. Bugün iktidar, Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın başlangıcını simgeleyen 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nın alanlarda kutlanmasını engellemiştir, karşıdır. Bunu niçin söyledim? Şimdi, olayların başlangıcından, Çorum olaylarının başlangıcından on gün önceye gidelim. Kendisini “Müslüman gençlik” olarak niteleyenler, 19 Mayıs Bayramı kutlama hazırlıkları sırasında, kız öğrencilerin kıyafetlerini bahane ederek şu bildiriyi dağıtmışlardır: “Müslüman, namusuna sahip çık. ‘19 Mayıs gösterileri’ adı altında yine bacılarımızın namus, iffet ve hayâsına kahpece ve haince saldırılacak bir gün geliyor. Yüreklerimizi parçalıyor, içimize kan akıtılıyor. Yine Müslüman evladı kan ağlayacak, kâfir düzen tarafından soyularak en müstehcen ve kepaze kılıkta teşhir edilecektir. Ne mutlu canıyla, kanıyla, malıyla cihat edenlere.” diye İslamcı Gençlik adına bir bildiri yayınlamışlardır.

İkinci vurgum da şu arkadaşlarım: Bugün TRT, iktidarın borazanıdır. O gün de yani 4 Temmuz günü de TRT, “Alaaddin Camisi’nin bombalanarak Müslümanların katledildiği” yalanını defalarca haber vermiştir. Çizgi aynı çizgi, toplumsal barışa hizmet etmeyen, toplumu etnik ve mezhepsel olarak bölmeyi amaçlayan çizgidir, günümüzde de varlığını sürdürmektedir.

Değerli arkadaşlarım, bütün bunları yaraları kanatmak için anlatmadım, tarihten ders alınması, toplumsal barışa katkı sağlaması ve katledilenlerin anısı önünde saygıyla eğilmek için anlattım. Bugün de başta Başbakan olmak üzere AKP sözcüleri aynı çizgiyi sürdürmektedirler. AKP zihniyeti, kendisine benzemeyen, biat etmeyen hiç kimseye yaşam hakkı tanımak istememektedir.

Şunu belirtmek istiyorum: Biz size benzemek istemiyoruz ve benzemeyeceğiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TUFAN KÖSE (Devamla) – Eğer illa birisi benzeyecekse, sizler, bu adaletsiz düzene ve zalimlere binlerce yıldır köle olmayan bize benzeyeceksiniz.

Tüm yoksul halkımı saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Köse, teşekkür ediyorum.

Gündem dışı üçüncü söz, İstanbul’un fethi yıl dönümü münasebetiyle söz isteyen İstanbul Milletvekili Durmuş Ali Torlak’a aittir.

Buyurun Sayın Torlak. (MHP sıralarından alkışlar)

3.- İstanbul Milletvekili D. Ali Torlak’ın, İstanbul’un fethinin 559’uncu yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması

D. ALİ TORLAK (İstanbul) -  Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İstanbul’un fethinin 559’uncu yıl dönümü münasebetiyle gündem dışı söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, tarih boyunca bir cazibe merkezi olan İstanbul, Fatih Sultan Mehmed’in dehası, eşsiz stratejisi ve akılcı hamlesiyle bundan beş yüz elli dokuz yıl önce fethedilerek vatan toprağı yapılmıştır. Bu fetihle yalnızca askerî bir zafer kazanılmamıştır, aynı zamanda, dünyada var olan dengeler değişmiş, önemli siyasal, sosyal ve ekonomik sonuçlar da getirmiştir.

İstanbul’un fethi çağ açıp çağ kapatmakla kalmamış, 1071 yılında Malazgirt Zaferi’yle Anadolu’ya yerleşen Türklerin Anadolu’da kalmasını garantiye almıştır, Türk milletinin Anadolu’da sağlam temeller üzerine oturmasını sağlamıştır. İstanbul’un fethi, Türklerin sadece Avrupa kıtasına geçişini sağlamakla kalmamış, Viyana kapılarına dayanmasını, üç kıtada at koşturmasını sağlamıştır. Bu vesileyle tarihler yeniden yazılmaya başlanmış, coğrafyalar yer değiştirmiştir.

Fetihle birlikte, altı yüz yıl Osmanlı İmparatorluğu'na başkentlik yapan İstanbul, Cumhuriyet Türkiyesi’nin vitrini, dünyaya açılan penceresi olmuştur. Dünyayı kıskandıran stratejik konumu ve görkemli mazisiyle, Doğu-Batı arasında köprü görevini de layıkıyla devam ettirmektedir. Geçmiş tarihlerde olduğu gibi bugün de bir cazibe merkezi olan İstanbul, ülkemizin toplumsal, kültürel, sanatsal ve ekonomik hayatına yön veren bir dünya kentidir. Bu devamlılığın temelinde ise Fatih Sultan Mehmet’in fetihten sonra, şehrin tarihî ve kültürel dokusunun korunmasını, İstanbul'da farklı inanç ve kültürden olan insanların bir arada huzur içinde yaşamasını sağlaması ve İstanbul’u bir hoşgörü merkezi yapması yatmaktadır.

Değerli milletvekilleri, İstanbul’un fethinin dünya tarihi bakımından, bin yıllık Bizans İmparatorluğu’nun tarihe karışması, Orta Çağ’ın kapanıp Yeni Çağ’ın başlaması gibi büyük bir önemi bulunmaktadır. Türk tarihi bakımından ise Osmanlı Devleti’nin yükselme dönemine girmesi, başkentin İstanbul’a taşınması, Osmanlı Devleti’nde toprak bütünlüğünün sağlanması, Karadeniz-Akdeniz deniz ticaret yolunun denetiminin Türklere geçmesi gibi önemli sonuçlar sağlamıştır.

İslam tarihi bakımından ise, Türklere İslam dünyasında haklı bir şöhret ve itibar sağlamıştır. İstanbul’un İslam dünyasında Mekke ve Medine’den sonraki merkezi hâline gelmesi bizler için bir övünç kaynağı olmuştur. Ancak ne var ki bir zamanlar İslam dünyasının kalbi olan İstanbul’un fethinden yedi yüz otuz altı yıl önce, sahabe neslinden olan Mesleme Bin Abdülmelik tarafından yapılan, İstanbul’un ilk camisi ve fetihten sonra İstanbul'da ilk ezan sesinin yükseldiği Arap Camisi iki yıldır restorasyon çalışmaları nedeniyle kapalıdır. İmamı dahi bulunmayan caminin -ibadete açılacak mıdır yoksa söylentilere göre müzeye mi dönüştürülecektir- hâlâ ne olacağı bilinmemektedir.

Diğer taraftan, Balat semtinde yer alan iç surlarda bulunan tarihî bir mahzenin üzerine tüm itirazlara rağmen ruhsat izni verilerek bina yapılmakta, koca bir tarih yok edilmektedir. İstanbul’da ne manevi geçmişe saygı kalmıştır ne de tarihimize, tarihî eserlerimize sahip çıkılmaktadır. Bir tarafta restorasyon bahanesiyle ibadete açılmayan İstanbul’un ilk camisi, diğer tarafta tarihî eserler üzerine yapılan beton inşaat. İstanbul’da son yirmi yıldır yaşanmakta olan cinayetler, yaralamalar, gasp ve hırsızlık gibi asayişsizlik olayları, insanlarımızın, bırakın mahalleyi, caddeyi, sokağı, evlerinde dahi güvende oturamadıklarının birer göstergesi niteliğindedir.

Değerli milletvekilleri, İstanbul için bize düşen, bu toprakları Türk-İslam coğrafyası yapan eserlere hakkıyla sahip çıkmaktır. Bize düşen, bu kutlu günü seneden seneye hatırlanır bir gün olmaktan çıkarıp atalarımızın kahramanlıklarına, onların manevi şahsiyetlerine, Peygamber’imizin övgüsüne mazhar olan Ulu Hakan Fatih Sultan Mehmet Han’a ve fetihte görev alan komutan ve askerlerine layık olmaktır. Bu nedenle İstanbul'u, tarihsel geçmişine ve manevi konumuna uygun olarak geleceğe güçlü biçimde taşımak hepimizin millî ve manevi sorumluluğu olmalıdır.

Bu duygu ve düşüncelerle, İstanbul'un fethinin mimarı, büyük devlet adamı Fatih Sultan Mehmet Han’ı ve tüm kahramanlarını saygı ve rahmetle yâd ediyor, İstanbul’un vazgeçilmez şaheser sembolü olan Ayasofya’nın, tekrar tarihî ve manevi misyonuna yakışır, abdest ile girilen bir manevi yapıya dönüştürülmesi dileğiyle, hepinizi saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Torlak.

Şimdi sisteme giren arkadaşlarımıza birer dakika süreyle söz vereceğim.

Uşak Milletvekili Sayın Yılmaz…

V.- AÇIKLAMALAR

1.- Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz’ın, Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İstanbul Baro Başkanı ve Yönetim Kurulu üyeleri hakkında açılan soruşturmaya ilişkin açıklaması

DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, burada söz almamın nedeni, İstanbul Baro Başkanı ve Yönetim Kurulu üyeleri hakkında şüpheli sıfatıyla Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bir soruşturma yapılmış olmasıdır.

Arkadaşlarımız, hukukçu arkadaşlarımız, Yönetim Kurulundaki arkadaşlarımız, Avukatlık Kanunu’nun 76’ncı maddesi uyarınca barolara meslek düzenini, saygınlığını, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak görevi verildiğini belirtmişler, Yönetim Kurulunun görevleri arasında avukatlık onurunun korunması, mesleğin adalet amaçlarına uygun olarak onurla yapılmasını sağlamak, gene mesleğe ve meslek mensuplarına yönelik her türlü hak ihlalinin ortadan kaldırılması amacıyla Silivri’deki 10. Ağır Ceza Mahkemesine bir dilekçe vermişlerdir. Yönetim Kurulu üyeleri ve Baro Başkanımız Yasa’nın kendisine yüklediği sorumluluğu yerine getirmiştir. Bu nedenle, izin mekanizmasına da uyulmaksızın arkadaşlarımız hakkında, Baro yönetimi ve Başkanı hakkında bu şekilde soruşturma açılmasını kınıyorum.

Saygılar sunuyorum efendim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Yılmaz.

Adana Milletvekili Sayın Varlı…

2.- Adana Milletvekili Muharrem Varlı’nın, Ziraat Bankasının çiftçilere verdiği krediyle ilgili yaşanan sorunlara ilişkin açıklaması

MUHARREM VARLI (Adana) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Aracılığınızla Hükûmete duyurmak istiyorum, gerçi Hükûmetten kimse de yok şu anda burada ama. Geçen de bunu dile getirmiştim. Ziraat Bankasına çiftçilerimiz kredilerini yatırıp tekrar geri alamıyorlar; ticari kredilerini yatırıyorlar, ticari kredilerini de alamıyorlar. Ziraat Bankasının yönetimi şu anda bir kriz ekonomisi uyguluyor. Lütfen bu konuda Hükûmet bir çare üretsin. Kredi almak isteyen insanlarımız çok müthiş bir mağduriyet yaşıyorlar. Geçen yıl ödediklerinin… Örnek veriyorum: 100 bin lira kredi aldılarsa, bu yıl o 100 bin lirayı yatırıyorlar, 50 bin lira kredi alamıyorlar. Bu konuda Hükûmetin bir çare üretmesi lazım.

Aynı şekilde, büyükbaş hayvancılıkta, küçükbaş hayvancılıkta ve ekili alanla ilgili oranlar da çok aşırı derecede düşürülmüştür. Bunların da bir an önce yükseltilmesi lazım.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Varlı.

Sayın Yeniçeri…

3.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, öğretmen maaşlarına ve Hükûmetin öğretmenlerin onuruyla oynadığına ilişkin açıklaması

ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Öğretmen maaşları konusunda yalan yanlış bilgiler veriliyor, bunun üzerinden de değerlendirmeler yapılıyor. Bugün Türkiye'de yüksek lisans mezunu olan bir öğretmen ilkokul mezunu bir hizmetliden daha az maaş alıyor. Öğretmenlerin yarıdan fazlası ek ders ücreti almıyor. İki gün hastalanan bir öğretmenin haftalık ders ücreti kesiliyor. Bu gerçeklere rağmen Başbakan Erdoğan “Öğretmenler, on beş saat çalışıyorsunuz. Sizin ücretiniz diğer memura haksızlık.” diyor. Başbakan öğretmenlere resmen “Sizin aldığınız para yaptığınız işten daha fazla.” demeye getiriyor. Başbakanın öğretmen ve öğretmenlik mesleğinden habersiz olduğu anlaşılıyor. Sayın Başbakan öğretmenlik mesleğinin okulda mesaiyle başlayıp mesaiyle bittiğini sanıyor. Öğretmenin bir saat ders anlatması için kaç saat  çalışması gerektiğinden de haberi yok. Öğretmenlerin sınav kâğıtlarını da mesai saatleri içinde okuduğunu sanan bir başbakan Türkiye'yi yönetiyor. AKP Hükûmeti, öğretmenleri köle ücretiyle çalıştırdığı yetmiyormuş gibi, bir de öğretmenlerin onuruyla oynuyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Başbakanı bu talihsiz sözlerini geri almaya ve bütün öğretmenlerden özür dilemeye davet ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Yeniçeri.

Sayın Halaçoğlu…

4.- Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu’nun, İstanbul’un fethinin 559’uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

İstanbul’un fethinin 559’uncu yıl dönümünü yürekten kutluyorum. İstanbul’un fethi, Doğu Roma’nın ve Doğu Hıristiyanlığının yıkılışıdır; Batı’nın sınıfa dayalı insani değerlerinin iflasıdır; sonuçta, Batı için, çağ kapatan, çağ açan bir tarihî olaydır; Peygamber’imizin övgüsüne mazhar olmuş bir fetihtir. Bunu özüne uygun kutlamaktan kaçınan, basit bir olay gibi kutlayan zihniyeti şiddetle kınadığımı belirtiyor, saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Halaçoğlu.

İstanbul Milletvekili Sayın Öğüt…

5.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, İstanbul’daki çarpık kentleşme sorununa ilişkin açıklaması

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

İstanbul’un en önemli sorunlarından biri çarpık kentleşmedir. Bu yüzden, hem tarihî dokusundan hızla uzaklaşmakta hem de çevre felaketleriyle karşı karşıya kalmaktadır. Boğaz’dan yarımadaya doğru bakıldığında, tarihî yapıların arasından gökdelenlerin yükseldiği görülmektedir. Özellikle Sultanahmet Camii’nin minarelerinin arasından yükselen 16/9 gökdelenleri uzun süre tartışmaların odağında durmuştur. Peki, ne olmuştur? Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul Günay, gökdelenlerin inşaatı esnasında uyarı yazısı yazdığını, yapının silueti olumsuz etkilediğini ve tarihî sur duvarlarına yakın olduğunu belirttiğini açıklamıştır. Başbakan da üst katların yıkılacağını söylemiştir. Büyükşehir Belediyesi, yarımadanın siluetinin bozulmaması için on ilçede ve yüze yakın mahallede yüksek ses sınırı getirmiş ancak bu sınır, tartışmaların odağındaki 16/9 için uygulanmamıştır. Projenin, neredeyse bitme aşamasına geldiği için bu kuralın dışında kaldığı iddiaları çok vahimdir. Fatih bugünleri görseydi bugünkü mirasçılarına ne derdi, çok merak ediyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Öğüt.

Malatya Milletvekili Sayın Ağbaba

6.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, 2002 yılında Karakaya Baraj Gölü’nde Baskil Kaymakamlığının sefere elverişli olmayan feribotunun alabora olması olayına ve Baskillilerin günümüzde de aynı koşullarla Malatya’ya gidip geldiklerine ilişkin açıklaması

VELİ AĞBABA (Malatya) – Sayın Başkan, bir vatandaşımızın feryadını sizlerle paylaşmak istiyorum: “Ben Baskilli bir vatandaşınızım. Nerede adalet, nerede devlet, nerede Hükûmet? Varsa, Allah için ispatlayın. 2002 yılında Karakaya Baraj Gölü’nde batan feribotta babam Hakkı, annem Yeter, kardeşim Kasım, teyzem Zehra, dayım Haşim öldü. Buna ilişkin tazminat davası açtık, davayı kazandık. Baskil Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği açısından davamız kesinleşti. Üzerinden üç yıl geçti ve hâlâ tazminat davamız ödenmedi.”

Karakaya Baraj Gölü’nde on yıl önce “yüzer tabut” olarak nitelendirilen Baskil Kaymakamlığına ait feribotun alabora olması sonucunda 13 yurttaşımız hayatını kaybetti. Yapılan aramalarda 11 vatandaşımızın cesedi bulundu ancak 2 vatandaşımızın cesedine hâlâ ulaşılamamıştır. Mahkeme yaklaşık on yıldır karar vermesine rağmen, kara muayenesi yapılmayan, can güvenliği açısından sefere elverişli olmayan feribotun kullanımından ötürü kaptanı suçlu bulmuş, canlı tabutun su üstünde hareket etmesine izin veren kimse cezalandırılmamıştır.

Baskilliler hâlâ aynı koşullarda Malatya’dan Baskil’e gidip gelmektedirler. Ölenler mağdurdur…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

VELİ AĞBABA (Malatya) - …ölenlerin yakınlarının mağduriyetleri giderilmemiştir.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Ağbaba.

İstanbul Milletvekili Sayın Eyidoğan

7.- İstanbul Milletvekili Haluk Eyidoğan’ın, İstanbul adalarındaki iskele anarşisinin düzeltilmesi ve “motor” denilen teknelerin yolcu tahliye sistemlerinin incelenmesi gerektiğine ilişkin açıklaması

HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) – Teşekkür ederim Başkan.

Önemli bir sit alanı olan ve binlerce yerli ve yabancı turist gelen İstanbul adaları, Büyükada, Heybeli, Burgaz, Kınalıada’da bir iskele anarşisi vardır. Şehir hatları vapurları, deniz otobüsleri, toplu taşıma yapan motorlar ve yük motorlarının hepsinin ayrı ayrı iskeleleri vardır. Bu durum keşmekeş, gürültü, çevre kirlenmesi, görüntü kirlenmesi yaratmaktadır. Bu plansız durumun yeniden düzenlenmesi, planlanması ve sit alanına uygun duruma getirilmesi gerekmektedir. İlgili kurumların bu konuda bir anlaşma yapması sağlanmalıdır.

Ayrıca, adalara toplu taşımanın bütün ağırlığı “motor” denilen teknelerle yapılmaktadır. Baştan yanaşan bu teknelerin hangi toplu taşıma standardına göre yolcu tahliye sistemini uyguladıkları bilinmemektedir. Bu, vatandaş emniyeti açısından, can güvenliği açısından sorun yaratmaktadır. Bu durumun da incelenmesi gerekmektedir.

Saygılarımı sunuyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Eyidoğan.

Adana Milletvekili Sayın Halaman

8.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana’nın hasat dönemi nedeniyle Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından taban fiyatı ayarlaması beklediklerine ilişkin açıklaması

ALİ HALAMAN (Adana) – Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum, Allah razı olsun.

Ben şöyle, Meclisi bilgilendirme açısından söylüyorum: Geçmiş dönemde bir bakanımız, Trabzonspor için “İnce bir ayar yapacaktık.” demişti. Pazar günü de Adanaspor-Kasımpaşaspor maçında bir ince ayar yapıldı.

Şimdi Adana’nın hasat dönemi, dolayısıyla Tarım Bakanından taban fiyat için bir ince ayar bekliyoruz.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Halaman.

Manisa Milletvekili Sayın Özdağ…

9.- Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ’ın, terör nedeniyle ölen her vatandaşın bu ülkenin vatandaşı olduğuna, insanların acıları üzerinden rant elde etmeye ve toplumu ayrıştırmaya çalışmanın insanlıkla bağdaşmadığına ilişkin açıklaması

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Fitne ahlakı herkesten ve her şeyden nefret salarak toplumu parçalama işidir. Son günlerde bu ahlak biçiminin tezahürlerini Uludere olayında görüyoruz. Uludere üzerinden fitne ateşi tutuşturulmaya, insanlarımızın acıları üzerinden kan seylapları oluşturulmaya çalışılıyor. Bu, Uludere’de evladını kaybedenleri düşünmek değil, onların acıları üzerinde tepinmektir. Bu vatan coğrafyasında ölen her vatandaş bizim vatandaşımızdır. Uludere’de ölenlere başka, Kayseri’de şehit olanlara başka bakmak, İstanbul’da belediye otobüsünde gencecik bir kızı diri diri yakanları görmezden gelmek ve acıları bile ayrıştırma aracı hâline getirmek insanlık değildir. Kapalı kapılar ardında komprador hayatı sürüp meydan yerinde ucuz militanlık yaparak gencecik çocukları ölüm tarlalarına sürmek insanlık değildir. Yüce Kitabımız, insanlığı katleden, kanla beslenerek semirmeye çalışanlara “belhum adal” demiştir, ben de onları “belhum adal” ilan ediyorum ve onlara şu soruları soruyorum: 1984’ten bugüne kadar binlerce askeri, polisi, imamı, öğretmeni, kadın ve çocuğu acımasızca katledenlere kim ya da hangi “belhum adal”lar emir verdi? Hangi “belhum adal”lar hâlâ terörü kutsuyor ve kandan rant devşiriyorlar? Millî bayramlarımıza katılmayan, bayrağımıza saygı göstermeyen, millî marşımızı okumayanlar hangi “belhum adal”lardır?

Saygılarımla.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Özdağ.

Son olarak, Kütahya Milletvekili Sayın Işık.

10.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, üniversite mezunu işsiz gençlerin giderek çoğaldığına ve yeni atamaların yapılarak gençlerin istihdam edilmesinin büyük önem taşıdığına ilişkin açıklaması

ALİM IŞIK (Kütahya) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Bilindiği gibi ülkemiz her geçen gün üniversite mezunu işsiz gençlerimizin giderek çoğaldığı bir ülke hâline gelmiştir. Temmuz ayında yapılacak olan KPSS 2012 öncesinde KPSS 2010 sonuçlarına göre haziran ayı içerisinde yeni atamaların yapılarak bazı gençlerimizin istihdam edilmesi büyük önem taşımaktadır. Özellikle öğretmen adayları, fen-edebiyat fakültesi mezunları, iktisadi ve idari bilimler fakültesi, ziraat fakültesi, veterinerlik fakültesi ve benzeri gibi fakülte mezunu birçok gencimiz adına Hükûmeti bu konuya duyarlı olmaya çağırıyor, saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Işık.

Sayın milletvekilleri, gündeme geçiyoruz.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

Sayın milletvekilleri, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, gündemin “Sözlü Sorular” kısmının 1, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89 ve 90’ıncı sıralarında yer alan önergeleri birlikte cevaplandırmak istemişlerdir. Sayın Bakanın bu istemini sırası geldiğinde yerine getireceğim.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi vardır, okutup bilgilerinize sunacağım.

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Tezkereler

1.- Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Martin Schulz başkanlığındaki bir heyetin ülkemizi ziyaret etmesinin uygun bulunduğuna ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı tezkeresi (3/878)

                                                                                                                      24 Mayıs 2012

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Sayın Martin Schulz başkanlığındaki heyetin ülkemizi ziyaret etmesi Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanının 15 Mayıs 2012 tarihli ve 25 sayılı Kararı ile uygun bulunmuştur.

Söz konusu heyetin ülkemize ziyareti, 28/3/1990 tarihli ve 3620 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 7'nci maddesi gereğince Genel Kurulun bilgilerine sunulur.

                                                                                                                        Sadık Yakut

                                                                                                           Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                                                                                                      Başkanı Vekili

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Sayın milletvekilleri, ülkemizde demokrasiye müdahale eden tüm darbe ve muhtıralar ile demokrasiyi işlevsiz kılan diğer bütün girişim ve süreçlerin tüm boyutlarıyla araştırılarak, alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan (10/236, 237, 238, 239) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonundan bir istifa önergesi vardır, okutuyorum:

B) Önergeler

1.- İstanbul Milletvekili Mustafa Şentop’un, ülkemizde demokrasiye müdahale eden tüm darbe ve muhtıralar ile demokrasiyi işlevsiz kılan diğer bütün girişim ve süreçlerin tüm boyutları ile araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan (10/236, 237, 238, 239) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi (4/48)

                                                                                                                          25.05.2012

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun yoğun gündemi dolayısıyla Ülkemizde Demokrasiye Müdahale Eden Tüm Darbe ve Muhtıralar ile Demokrasiyi İşlevsiz Kılan Diğer Bütün Girişim ve Süreçlerin Tüm Boyutları ile Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu'ndaki görevimi layıkıyla ve istediğim mikyasta yapamayacağım endişesinden ötürü bu komisyondaki üyelikten affıma dair talebimi tensiplerinize sunarım.

                                                                                                               Prof. Dr. Mustafa Şentop

                                                                                                                             İstanbul

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Meclis araştırması açılmasına ilişkin üç önerge vardır, okutuyorum:

C) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akar ve 22 milletvekilinin, Kocaeli ilinde sanayileşmenin neden olduğu çevre kirliliğiyle bunun insan sağlığına etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/292)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Sanayileşme ve artan iç göçe bağlı olarak ortaya çıkan çarpık yapılaşma nedeniyle Türkiye bugün önemli bir çevre sorunuyla karşı karşıyadır. Özellikle birçok sanayi tesisini barındıran dolayısıyla çarpık kentleşmeye maruz kalan, su kaynakları, tarım ve orman alanlarının tehdit altında olduğu, çevre sorunlarının hızla yoğunlaşarak yaşandığı Kocaeli; insan sağlığının ve yaşam kalitesinin kötüye gittiği en acil önlemlerin alınması gereken kenttir. 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunun 3’üncü maddesinin (B) bendinde belirtildiği gibi “Sanayinin uygun görülen alanlarda yapılanmasını sağlamak, çarpık sanayileşme ve çevre sorunlarını önlemek, kentleşmeyi yönlendirmek, kaynakları rasyonel kullanmak...” amacını yitirmiştir. Belli bölge ve illerde yoğunlaşan OSB'ler de bu durumu açıkça ortaya koymaktadır.

Gerekçe:

Kocaeli; sanayi tesislerinin, hammadde kaynaklarına kolayca ulaşılabildiği, liman imkânlarının fazla bulunduğu, kara ve demiryolu ulaşımının rahatça yapılabildiği, hammaddenin limandan fabrikaya kısa, ekonomik ve güvenli yollardan rahatça ulaştırabildiği depo ve antrepoların yoğun olarak bulunduğu bir il olması sebebiyle tercih nedeni olmuştur. Bu sebeplerden dolayı Kocaeli'nde üretim faaliyetlerini sürdüren sanayi tesislerinin yoğunluğuna rağmen yenileri açılmaya devam etmektedir. Bu durumda da endüstrileşmeye paralel olarak çevre sorunlarında meydana gelen artış, Kocaeli'ndeki kalkınma çabalarının, çevrenin korunması ve sürdürülebilirlik hedefi ile çelişmeye neden olmaktadır. Bugün Kocaeli'nde 400 adet birinci sınıf 7.000 adet ikinci ve üçüncü sınıf gayrisıhhi müessese, 16 adet OSB, 2 adet serbest bölge, 3 adet teknopark bulunmaktadır. KSO 2009 verilerine göre; Türkiye'de yer alan 500 büyük sanayi kuruluşundan 82'si Kocaeli'nde yer almaktadır. Bu verilerden de anlaşılacağı üzere Kocaeli sanayiye doymuş bir kenttir.

Kocaeli ilinde, uzun yıllardan beri endüstrinin ve ticaretin hızla artması ve buna bağlı olarak nüfusun kırsal alandan kent merkezine doğru artması nedeniyle altyapı ve çevresel önlemler yetersiz kalmış ve sonuçta ciddi çevresel sonuçlar ortaya çıkmıştır. Nüfus yoğunluğu açışından Türkiye genelinde km² 96 kişi düşerken Kocaeli'nde ise bu rakam km²'de 432 kişiye çıkmaktadır. Bunun sonucunda oluşan çevre kirliliği hava, su ve toprak kalitesini olumsuz yönde etkilemiş ve sonuçta insan sağlığını tehdit eden bir boyuta ulaşmıştır. Dünyanın önemli metropollerinde kişi başına düşen aktif yeşil alan miktarı; Bonn için 37 m², Paris için 12 m², Newyork için 19 m² dir. 2009 yılı İl Çevre Durum Raporu'na göre İzmit kenti kişi başı aktif yeşil alan miktarının 10 m² ye çıktığı ancak yine de dünya metropollerine ulaşamadığı görülmektedir.

2007 verilerine göre Kocaeli'nde toplam tarım arazilerinin yüzde 10'u, verimli arazilerin ise yaklaşık yüzde 20'si amaç dışı kullanıma açılmıştır. Merkezde, Alikahya, Köseköy, Suadiye, Kullar ve Arslanbey gibi ovalarda bulunan verimli tarım arazilerinin fabrika ve konut alanı olmasıyla nedeniyle nitelikli tarım arazileri azalmış, yok denecek kadar az olan ilk dört sınıf toprakların sanayi ve yerleşime ayrılması nedeniyle, üreticiler yüzde 10'un üzerinde eğimli altıncı ve yedinci sınıf arazilerinde tarım yapmak zorunluluğunda bırakılmıştır. Kocaeli'nin sektörel dağılımında KSO 2009 verilerine göre sanayinin payı yüzde 73, hizmetlerin payı yüzde 14, ticaretin payı yüzde 9'ken tarımın payı ise yaklaşık yüzde 3'tür.

Sanayileşmeyle birlikte Körfez çevresinde sanayi tesislerinin çoğalması, sanayi yakınında kaçak yapılaşmalar ortaya çıkması, dolgular ile kıyıların işgal ve tahrip edilmiş olması gibi nedenlerle İzmit Körfezi limanlar, tersaneler ve depolama tesisleri ile dolmuştur. Kıyıdaki dolgu alanları bugün itibariyle yaklaşık 6.300.000 m² ye ulaşmıştır.

OSB ve KSS yer seçimlerinde bölgenin ekolojik dengesi gözetilmemiş bitkisel ve hayvansal denge bozularak çevrenin geleceği tehlikeye atılmıştır.

Anayasamızın 56. Maddesi 'Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşın ödevidir.' demektedir.

Bu bağlamda; kentimizin korunması, burada yaşayan insanlarımızın sağlığı ve geleceği için gerekli tedbirlerin alınması ve sorunların giderilebilmesi amacıyla Anayasamızın 98. Maddesi, TBMM iç tüzüğünün 104. ve 105. Maddeleri çerçevesinde Kocaeli ilimizde yaşanan OSB’lerden kaynaklanan olumsuzlukların giderilmesi, çevre ve halk sağlığı yönünden gerekli tedbirlerin alınması için Meclis araştırması açılmasını talep ediyoruz. Gereği için yüce makamlarınıza arz ederiz.

Saygılarımızla.

1) Haydar Akar                                                (Kocaeli

2) Mustafa Sezgin Tanrıkulu                           (İstanbul)

3) Veli Ağbaba                                                (Malatya)

4) Mehmet Hilal Kaplan                                  (Kocaeli)

5) Ferit Mevlüt Aslanoğlu                               (İstanbul)

6) İhsan Özkes                                                 (İstanbul)

7) Ayşe Nedret Akova                                     (Balıkesir)

8) Gürkut Acar                                                (Antalya)

9) Erdal Aksünger                                           (İzmir)

10) Hülya Güven                                             (İzmir)

11) Ali Demirçalı                                             (Adana)

12) Hasan Akgöl                                             (Hatay)

13) Mahmut Tanal                                           (İstanbul)

14) Ali Serindağ                                              (Gaziantep)

15) Melda Onur                                               (İstanbul)

16) Doğan Şafak                                              (Niğde)

17) Haluk Eyidoğan                                         (İstanbul)

18) Ali Özgündüz                                            (İstanbul)

19) Sakine Öz                                                  (Manisa)

20) İdris Yıldız                                                (Ordu)

21) Ahmet İhsan Kalkavan                              (Samsun)

22) İlhan Demiröz                                            (Bursa)

23) Ali Rıza Öztürk                                         (Mersin)

2.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek ve 20 milletvekilinin, HSYK ve yargı erkinin bağımsızlığı önündeki engellerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/293)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

 Anayasa değişikliği ile yeniden yapılandırılan Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) vermiş olduğu kararlar toplumun vicdanında derin yaralar açmaktadır. Son on ay içerisinde 119 hâkim savcı kendi isteği ile meslekten istifa etmiştir. İstifa eden hakim ve savcılar arasında çok sayıda emekliliği bile gelmemiş hakim savcı bulunmaktadır. Yargının AKP tarafından yeniden dizayn sürecinde Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın sınıf arkadaşı Nazım Kaynak Yargıtay'a, Hüseyin Karakullukçu ise Danıştay'a başkan seçilmiştir. 65 yaşını doldurmadan emekliliğini isteyen Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Tetkik Hakimi Ayşe Altun, "Allah verdikçe sınıf arkadaşı verdi ve Türk yargısı dizayn edildi. Birilerinin yargıcı olmamak adına emekli oluyorum. Eskiden kıdem ve liyakat vardı ve içi dolu kavramlardı. Şimdi bir yere gelmek için sınıf arkadaşı olmak ya da birine yakın olmak yetiyor" diyerek, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi Tetkik Hâkimi Celal Çelik ise, "Midemin kaldıramayacağı kadar sorunlarla karşı karşıya kaldığımızı düşünüyorum. Türk yargısı çok derin sıkıntılar yaşıyor. Bana göre Türk yargısı bitmiş bile diyebiliriz" sözleriyle emeklilik yaşını bile doldurmadan meslekten ayrılmışlardır.

HSYK seçimleri öncesinde Adalet Bakanlığı tarafından gönderilen listedeki adaylara destek verilmesi istenmiş ve bu adayların tamamı seçimde HSYK listesine girmiştir.

Bu süreçte HSYK, Ergenekon sanıklarının tutukluluklarına muhalefet eden 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün'ü sürgün etmiştir.

Bununla yetinmeyen HSYK, Deniz Feneri savcılarını görevden almış ve bilahare Deniz Feneri soruşturmasının tüm tutuklu sanıklarını mahkemeler tahliye etmiştir.

Yargıçlar ve Savcılar Birliği'nin (YARSAV) kurucuları ve yöneticileri de talepleri dahi olmadan HSYK tarafından başka yerlere atanmıştır. Bu çerçevede Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında görev yapan Ömer Faruk Eminağaoğlu, Hasan Ali Atay, Zekeriya Sevimli, Ahmet Taşyurt, Ruşen Gültekin, Aysel Tezcan ve Remzi Özdemir sürgün edilmiştir. Sürgün edilenler arasındaki Eminağaoğlu ve Sevimli aynı zamanda AKP'nin kapatılması iddianamesinin hazırlanmasında çalışmıştı.

HSYK'nın tüm tayinleri göz önünde bulundurulduğunda, siyasal iktidarın taraf olduğu davalarda görev yapan yargıç ve savcıların terfi ettirilerek Mahkeme Başkanı ve Başsavcı olarak atandığı, siyasal iktidara aykırı kararlara imza atan yargıç ve savcıların sürgüne tabi tutulduğu çok açıktır.

Bu ve benzeri örnekler göz önünde bulundurulduğunda Yargı Erkinin AKP İktidarının eline geçtiği açıktır. Devletimizin temeli olan güçler ayrılığı ilkesi kalmamıştır. Bu durumun hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı ilkelerine zarar vereceği ve bu zararın asıl mağdurlarının da bağımsız mahkemelerde adalet arayan halkın olacağı ortadadır.

HSYK'nın ve Yargı Erkinin bağımsızlığı önündeki engellerin tespiti, ortaya çıkarılması ve çözümlenmesi amacı ile Anayasamızın 98. maddesi, İçtüzüğümüzün 104. ve 105. maddeleri gereğince bir Araştırma Komisyonu kurularak konunun tüm boyutlarıyla araştırılmasını saygılarımızla arz ederiz.

1) Turgut Dibek                                 (Kırklareli)

2) Mustafa Sezgin Tanrıkulu             (İstanbul)

3) Ali İhsan Köktürk                         (Zonguldak)

4) Veli Ağbaba                                  (Malatya)

5) Engin Altay                                   (Sinop)

6) Ahmet İhsan Kalkavan                  (Samsun)

7) Sakine Öz                                      (Manisa)

8) İdris Yıldız                                    (Ordu)

9) Mahmut Tanal                               (İstanbul)

10) İlhan Demiröz                              (Bursa)

11) Hülya Güven                               (İzmir)

12) Ali Rıza Öztürk                           (Mersin)

13) İhsan Özkes                                 (İstanbul)

14) Gürkut Acar                                (Antalya)

15) Erdal Aksünger                           (İzmir)

16) Ayşe Nedret Akova                     (Balıkesir)

17) Namık Havutça                            (Balıkesir)

18) Bülent Tezcan                              (Aydın)

19) Mehmet Şeker                             (Gaziantep)

20) Hurşit Güneş                               (Kocaeli)

21) Aylin Nazlıaka                             (Ankara)

3.- Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu ve 22 milletvekilinin, ülkemizde önümüzdeki yıllarda yaşanabilecek olası bir deprem felaketi öncesinde gerekli tedbirlerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/294)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Ülkemizin büyük bölümü 1. ve 2. derece deprem kuşağında yer almaktadır. Yetkililerin yaptığı açıklamalara göre; ülkemizde 110 yılda 9.200 deprem meydana gelmiş, şiddeti 7'nin üzerinde 33 deprem olmuştur.

Türkiye'de 4-4.9 şiddetindeki depremler 5 günde bir olabiliyor. 5-5.9 arasındaki depremler 22 günde veya ayda 1 olabiliyor. 6-6.9 arasındaki depremler ise 8 ay veya 1 yıl arasında olabiliyor. 7-7.9 arasındaki depremler ise 40 ayda bir olabilir. Van depremi 110 yıllık istatistiklere göre 33'üncü deprem olarak görülüyor.

1999 yılında yaşadığımız felaketlerin ardından; çeşitli büyüklüklerde bir çok depremler oldu. En son yaşadığımız Van depremi, deprem konusunun tüm ülke olarak asla aklımızdan çıkarılmayacak bir konu olduğunu ortaya çıkarmıştır.

1999'da Gölcük'te meydana gelen depremde, ölüm ve yaralanmaların büyük çoğunluğu binalardaki hatalar yüzünden meydana geldi. Yıkılan binalarda yüzlerce insan enkaz altında kaldı. Deprem değil, çürük binalar öldürdü.

Depremler sayesinde, deprem bölgelerindeki binaların depreme dayanıklı olmadığı somut bir şekilde görüldü. Geçtiğimiz günlerde Van'da yaşanan deprem, depremin değil, depreme dayanıksız binaların çok sayıda can aldığını bir kez daha kanıtladı.

Yaşanan her depremden sonra olduğu gibi, hemen olası depremlerle ilgili senaryoların gündeme gelmesi bizim ülkemiz için olağan bir durum. Çözümden ziyade, olası senaryolar üzerinde tartışıp, olayın stresini azaltmak, halkımızı önce tedirgin edip arkasından da olağan bir durum gibi kabullenip, çözüm arayışlarının duraksamasına neden olmaktadır.

Son zamanlarda gündeme gelen konulardan biri de Hatay ve civar illeri içine alabilecek olası deprem söylentileridir. Tarihinde birçok depremlerle silinip yeniden yapılmış olan Hatay ilinde olası depremlere karşı gerekli çalışmalar yapılarak gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir.

Hatay ve çevresi de 1. derece deprem bölgesidir. Hatay'da olacak bir deprem, Güney Akdeniz Bölgesi'ndeki kentleri çok büyük bir şekilde etkileyecektir.

Konunun uzmanlarının ortak görüşleri arasında; özellikle yerel yönetimlerin yapması gereken çalışmaları yapmadıkları ve gerekli maddi kaynakları depremden korunma ve önlem çalışmaları için ayırmadığı, depremlerle ilgili ulusal ve yerel strateji belirlenmediği, şehir planlamalarının siyasi çıkarlar yönünde şekillendiği, deprem bilinciyle hareket edilmeden, sürekliliği olan ve uygulanabilen politikalar üretilmediği konuları yer almaktadır.

Üstelik uzun yıllar "deprem vergisi" olarak halktan toplanan paraların şimdiye kadar nerelere, ne için ve ne kadar kullanıldığı ile ilgili hükûmetin mantıklı ve güvenilir bir açıklaması da bulunmamaktadır.

Özellikle ülkemizin deprem bölgeleri arasında bulunan büyük yerleşim yerlerindeki; hızlı nüfus artışı, plansız ve denetimsiz şehirleşme göz önüne alındığında depremin neden olacağı yıkımın tahmin edilenden yüksek olacağı ortadadır.

Depremlerle ilgili ulusal düzeyde harekete geçilmesi gerekmektedir. İmar ve yapı denetim kanunları olmak üzere mevzuatta yapılması gereken değişiklikler acilen tamamlanmalıdır. Kamu hizmetinde kullanılan binalarla ilgili gerekli önlemler alınmalıdır.

Yukarıda belirtilen nedenlerle, ülkemizde önümüzdeki yıllarda yaşanabilecek olası bir deprem felaketi öncesinde; gerekli araştırmaların yapılarak, alınabilecek tedbirlerin, çözüm ölenlerinin belirlenmesi ve uygulanması konularında, Yüce Meclisimizin ve halkımızın bilgilendirilmesi amacıyla, Anayasanın 98’inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğünün 104'üncü ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılmasını arz ederiz.

1) Mevlüt Dudu                                          (Hatay)

2) Mehmet Ali Ediboğlu                             (Hatay)

3) Hasan Akgöl                                          (Hatay)

4) Refik Eryılmaz                                       (Hatay)

5) Mahmut Tanal                                        (İstanbul)

6) Hülya Güven                                          (İzmir)

7) Mustafa Sezgin Tanrıkulu                      (İstanbul)

8) Engin Altay                                            (Sinop)

9) Ayşe Nedret Akova                               (Balıkesir)

10) Namık Havutça                                    (Balıkesir)

11) Bülent Tezcan                                       (Aydın)

12) Faik Tunay                                           (İstanbul)

13) Ahmet Toptaş                                       (Afyonkarahisar)

14) Mehmet Şeker                                      (Gaziantep)

15) Hurşit Güneş                                        (Kocaeli)

16) Kemal Değirmendereli                         (Edirne)

17) Aylin Nazlıaka                                     (Ankara)

18) Durdu Özbolat                                     (Kahramanmaraş)

19) Rahmi Aşkın Türeli                              (İzmir)

20) Muharrem Işık                                     (Erzincan)

21) Ali İhsan Köktürk                                (Zonguldak)

22) İlhan Demiröz                                      (Bursa)

23) Doğan Şafak                                        (Niğde)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeler bilgilerinize sunulmuştur.

Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler sırası geldiğinde yapılacaktır.

Bir gensoru önergesi vardır. Önerge daha önce bastırılıp sayın üyelere dağıtılmıştır.

Şimdi önergeyi okutuyorum:

D) Gensoru Önergeleri

1.- Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekilleri Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, izlemekte olduğu dış politikanın gerçeklerden uzak olduğu, ülke güvenliği ve çıkarlarına zarar verdiği iddiasıyla Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergesi (11/12)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Türkiye'yi çevre ülkelerce suçlanan ve tehdit edilen, komşularıyla yeni sorunlar yaratan, hatta savaşın eşiğine getiren, bağımsız politikalar üretemeyen, başarısızlıklarını başarıymış gibi takdimde ısrar ederek ulusal güvenliğimizi tehlikeye atan, bölgesel ihtilaflarda taraf tutarak Türkiye'nin başat konumunu aşındıran, Anayasa hükümlerini yerine getirmeyen, TBMM'yi bilgilendirmeyen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu hakkında Anayasa'nın 98 ve 99 uncu ve TBMM İçtüzüğü'nün 106 ncı maddeleri uyarınca gensoru açılması için gereğini arz ve talep ederiz.

                    Muharrem İnce                   Emine Ülker Tarhan                              M. Akif Hamzaçebi

                          Yalova                                    Ankara                                                 İstanbul

            CHP Grup Başkan Vekili      CHP Grup Başkan Vekili                     CHP Grup Başkan Vekili

Gerekçe

İzlenen dış politika ulusal güvenliğimizi, bölgesel etkinliğimizi ve uluslararası saygınlığımızı sürekli zedelemekte ve tehlikeye atmaktadır. Neredeyse bütün komşularımızla sorunlu, aidiyeti ve kimliği belirsizleşen, dolayısıyla yalnızlaşan, sesi duyulan, fakat sözü dinlenmeyen bir ülke olmaktayız. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise hâlâ Türkiye'nin bir cihan devleti, Orta Doğu'daki değişimin yöneticisi ve öncüsü olacağını söyleyebilmektedir. Oysa nazari fantezilerin oyun alanı haline getirilen dış politikamız gerçeklerden uzaklaşarak etkinliğini kaybetmekte ve ülkemizin çıkarlarını koruyamamaktadır.

Kürecik'teki radar üssüne ilişkin mutabakat ve üsse yabancı askerlerin konuşlandırılması TBMM'ye getirilmeyerek Anayasanın 92. Maddesi ihlal edilmiştir. Üssün NATO'ya değil, ABD'ye ait olduğu gerçeği Türk kamuoyundan gizlenmiş, fakat ABD Başkanı Barrack Obama Chicago'daki NATO Zirvesinde gerçeği açıklamıştır.

Suriye'de Beşar Esad rejimi ile muhalifler arasında süren çatışmalarda AKP iktidarı tarafgir ve kışkırtıcı politikasıyla Suriye'deki şiddetin derinleşmesine, sınır illerimizde ciddi ekonomik ve sosyal kayıpların oluşmasına neden olmaktadır. Hükümet, Suriyeli sığınmacılar konusunu Suriye'ye müdahalenin bir gerekçesi olarak sürekli gündemde tutmaktadır.

Suriye nedeniyle de ilişkilerimizin gerginleştiği İran, Kürecik'teki ABD'ye ait radar istasyonu nedeniyle ülkemizi tehdit etmektedir. Nükleer programı için Ankara'dan ustaca yararlanan İran'ın 2012 Mart ayındaki ziyareti sırasında TC. Başbakanını istiskali Hükümet tarafından tepkisiz bırakılmıştır. İran, Ermenistan'la işbirliği halindedir.

İran'la birlikte Rusya da NATO füze sistemi bağlantılı olarak kurulan tesislerden duyduğu rahatsızlığı sert söylemlerle dile getirmekte ve gerekirse bu tesislerin hedef alınacağını ilan etmektedir.

Kuzeydeki Kürt yönetimiyle olumlu ilişkiler kurulmasına karşın, Hükümetin tarafgir Irak siyaseti nedeniyle Bağdat'la ilişkilerimiz bozulmuştur. Irak Başbakanı Maliki Türkiye'nin Irak'ın içişlerine sürekli karışan düşman bir ülke haline geldiğini ileri sürmekte, gösterilerde bayraklarımız yakılmaktadır. Türkmenler ve Kerkük ise unutulmuştur.

Ermenistan'la protokoller açılımı başarısız olmuş, ilişkilerimiz daha da çıkmaza girmiştir. Açılım, Ermenilere 2015'e bağlı hedefleri bakımından yeni olanaklar sağlarken, Azerbaycan'la ilişkilerimizi olumsuz etkilemiştir.

Avrupa Birliği'ne tam üyelik hedefi artık gündemde değildir. Katılım müzakereleri durmuştur. İzlenen siyaset Türkiye'yi Ortadoğu bölgesinde yer alan bir Avrupa ülkesi konumdan çıkartıp, Ortadoğulu bir ülkeye dönüştürmüştür.

Güney Kıbrıs Rum yönetiminin Doğu Akdeniz'deki doğalgaz kaynaklarına el koymasına karşı Hükümet etkisiz kalmaktadır. Yüksek perdeden seslendirilen ilk tepkiler yerini suskunluğa bırakırken, GKRY sondaj faaliyetlerini sürdürmektedir. Yunanistan'la Ege ve Batı Trakya için Dışişleri Bakanı Davutoğlu vaat ettiği çözümleri gerçekleştirememiştir. Ege'de çatışma potansiyeli sürmektedir.

ABD'yle eşitliğe ve ortak değerlere dayalı sağlıklı bir ilişki kurmak yerine Hükümet bölgede ABD çizgisine bağımlı politikalar izleyerek Türkiye'nin konumunu zayıflatmaktadır.

İsrail'le ilişkilerimizin bozulması Türkiye'yi Ortadoğu barış sürecinin dışına iterek etkisizleştirmiş, İsrail Kıbrıs Rumları ve Yunanistan'la birlikte ülkemize karşı tertipler içine girmiştir.

"Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesine aykırı sonuçlar veren ilkesiz, tutarsız ve hayalci varsayımlara dayanan yaklaşımlarıyla ülkemizin güvenliğini tehlikeye atan ve ülkemizin çıkarlarına zarar veren başarısızlıklarının siyasi sorumlusu olarak Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu hakkında Anayasa'nın 98 ve 99 uncu ve TBMM İçtüzüğü'nün 106 ncı maddeleri uyarınca gensoru açılmasını saygılarımızla arz ederiz.

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Gensorunun gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmenin gününü de kapsayan grup önerisi biraz sonra oylarınıza sunulacaktır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi daha vardır, okutup oylarınıza sunacağım.

A) Tezkereler (Devam)

2.- TBMM Dışişleri Komisyonu üyelerinden oluşan bir parlamenter heyetin, Finlandiya Dışişleri Komisyonu Başkanı Timo Soini'nin vaki davetine icabetle Finlandiya'ya resmî bir ziyaret gerçekleştirmesine ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı tezkeresi (3/879)

                                                                                                                    25 Mayıs 2012

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

TBMM Dışişleri Komisyonu üyelerinden oluşan bir parlamenter heyetin, Finlandiya Dışişleri Komisyonu Başkanı Timo Soini'nin vaki davetine icabetle Finlandiya'ya resmî bir ziyaret gerçekleştirmesi öngörülmektedir.

Söz konusu parlamenter heyetin Finlandiya'yı ziyareti, 28/3/1990 tarihli ve 3620 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 6'ncı maddesi uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulur.

                                                                                                                    Sadık Yakut

                                                                                                       Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                                                                                                  Başkanı Vekili

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Toplantı yeter sayısı istiyoruz Değerli Başkan.

BAŞKAN – Karar yeter sayısı diyorsunuz herhâlde.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Yok efendim, toplantı yeter sayısı istiyoruz.

BAŞKAN – O zaman 20 kişi ayağa kalkacaksınız ve isimleriniz okunacak.

III.- Y O K L A M A

(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

BAŞKAN – Sayın Tanal, Sayın Yalçınkaya, Sayın Çelebi, Sayın Havutça, Sayın Eyidoğan, Sayın Acar, Sayın Tayan, Sayın Yüceer, Sayın Çetin, Sayın Işık, Sayın Ağbaba, Sayın Öğüt, Sayın Özdemir, Sayın Kaleli, Sayın Korutürk, Sayın Ekşi, Sayın Yılmaz, Sayın Öner, Sayın Seçer, Sayın Özkoç.

Yoklama için iki dakika süre veriyorum ve yoklamayı başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı yoktur.

Birleşime beş dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati: 15.59

 

 

 

 

 

 

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 16.14

BAŞKAN: Başkan Vekili Mehmet SAĞLAM

KÂTİP ÜYELER: Tanju ÖZCAN (Bolu), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 112’nci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı tezkeresinin oylanmasında, istem üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.

III.- YOKLAMA

BAŞKAN - Şimdi, yoklama işlemini tekrarlayacağım.

Yoklama için iki dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı vardır.

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

A) Tezkereler (Devam)

2.- TBMM Dışişleri Komisyonu üyelerinden oluşan bir parlamenter heyetin, Finlandiya Dışişleri Komisyonu Başkanı Timo Soini'nin vaki davetine icabetle Finlandiya'ya resmî bir ziyaret gerçekleştirmesine ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı tezkeresi (3/879) (Devam)

BAŞKAN – Tezkereyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Tezkere kabul edilmiştir.

Barış ve Demokrasi Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

VII.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- BDP Grubunun, 23/11/2011 tarihinde İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel ve arkadaşlarının Türkiye'de işçi ve emekçilerin sendikalaşmaları ve örgütlenmeleri ile ilgili sorunların sebebinin araştırılması amacıyla vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin Genel Kurulun 29/5/2012 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

                                                                                                                                29.05.2012

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulu'nun 29.05.2012 Salı günü (Bugün) yaptığı toplantısında, siyasi parti grupları arasında oy birliği sağlanamadığından Grubumuzun aşağıdaki önerisini, İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince Genel Kurul'un onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                                             Pervin Buldan

                                                                                                                                     Iğdır

                                                                                                                         Grup Başkan Vekili

Öneri:

23 Kasım 2011 tarihinde, İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel ve arkadaşları tarafından verilen (203 sıra nolu), "Türkiye'de işçi ve emekçilerin sendikalaşmaları ve örgütlenmeleri ile ilgili sorunların" sebebinin araştırılması amacıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan Meclis Araştırma Önergesinin, Genel Kurul'un bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, 29.05.2012 Salı günlü birleşiminde sunuşlarda okunması ve görüşmelerin aynı tarihli birleşiminde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN – Önerinin lehinde olmak üzere İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder.

Süreniz on dakika.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Sayın Başkan, kıymetli arkadaşlar; biraz önce bir manzaraya şahit olduk, onunla başlayıp bir mukayese yapmak istiyorum. Önemli bir konu görüşülürken özellikle AK PARTİ sıralarının oylamayla birlikte dolması biraz bilindik bir uygulama, hepimizin şu veya bu şekilde zaman zaman yaptığı bir şey. Ama şu çok ibret vericiydi: Oylama bittikten sonra burada olduğunu kanıtlama telaşı. Oylama bitti, AK PARTİ’li sayın üyeler yoklama kâğıdıyla ille de burada olduğunu kanıtlama telaşına düştüler. Niye? Hepimiz biliyoruz, Sayın Başbakan bu meselede çok titiz. Şimdi, bakın, aynı titizliğin, -şimdi söyleyeceğim alakasını- burada olduğunu kanıtlama telaşının ve bu konuda duyulan sorumluluğun yüzde 10’u bu emekçilerin hakkı için hissedilse; ileride bunun da hesabının bir soranının olacağını, bunun da hesabının verileceği bir günün olacağını idrak etsek bu ülkede emekçilerin hakkı bu duruma gelmezdi. Onun için, bu konuda gösterilen titizliğin yüzde 10’u bu meseleyi çözmeye yeter.

Peki, emekçi hakları niye bu kadar yok sayılıyor ve bu konuda taleplerini dile getirenler niye otomatikman terörist, bölücü, yıkıcı, dış mihrakların ürünü sayılıyor? Bu da iktidarın sınıfsal kökeninden kaynaklanan bir şey. Sermayenin önünde, girişimin önünde en ufak bir engel olduğunda bu Hükûmet büyük bir vazifeperverlikle her türlü yasal düzenlemeyi yapmak için seferber oluyor ama emekçilerin hakkı söz konusu olduğunda ancak gasbetmek için bu Hükûmet seferber oluyor. Bunu tekzip edecek bir tane başka uygulaması olduysa bizden sonra AK PARTİ’li sözcüler konuşacaklar, söylesinler, biz de bilelim.

İHSAN ŞENER (Ordu) – İstihdam için yapıyoruz.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) – İstihdam için getirdiğiniz teşviklere bakın. “İstihdam için.” diyor AK PARTİ’li bir arkadaşımız. İstihdam için getirdiğiniz teşviklere ve bunlara ayrılan bütçeye bakın, bir de yüzde 3,5’u yüzde 4 yapmamak için, bütün emekçiler alanlara inmişken yarım puan vermenizin maliyetini nasıl feveran ederek bakanların burada reddedişini hatırlayın; istihdam neymiş o zaman öğrenirsiniz. Sizin bilmediğiniz: İstihdamı sadece işverenin, kapitalistin, sermayedarın yaratacağı bir şeymiş gibi düşünüyorsunuz. İşte “zihinsel kod” diye buna derler. “İstihdam” dediğinin iki ayağı vardır, bir diğerinde emekçiler vardır. Sizin için, neuzübillah, gece aklınıza gelse “Şeytan vesvese soktu.” diyeceksiniz. “İstihdam” dediğiniz yalnız para değildir ama aklınız fikriniz hep “Sermayedarın önünü nasıl açarız, onun hayatını nasıl kolaylaştırırız?” bununla sınırlı.

Şimdi, peki ne yaptınız? “İstihdam” diyorsunuz, istihdamın önemli bir ayağı da emekçiler. Memur sendikaları, yetkili memur sendikaları da “AK PARTİ” derken ağzından kırk tane AK PARTİ dökülüyor yani Hükûmete yakın; bunu gizleyip saklamıyorlar da. Bu insanlar bu direnişe başladılar. Sizin İçişleri Bakanınız, konuşma özürlü İçişleri Bakanınız, sizin Hükûmet sözcünüzün, parti sözcünüzün tespitiyle “insani özelliklerden yoksun” İçişleri Bakanınız bunlara biber gazı sıktırdı. Biber gazı sıktırdığı Sendika Başkanı KESK, DİSK falan değil, Kamu-Sen’in Başkanına sıktırdılar. Şimdi, bunun ne anlama geldiği üzerine hiç düşünmez mi insan? Bu, şu an bizler açısından çok net: İşçinin bile sağcısını sevmiyor. Emekçi olunca, onun hakkı için sağcı olması, muhafazakâr olması falan umurunda değil. Sebebi de şu: Bu Hükûmetin fiyakasını bozacak olan emekçilerdir.

İşte, bugün Türk Hava Yollarında -Sayın Bakan da burada- bir işi yavaşlatma eylemi bile paniğe sevk etti. Niye? Krizi çözme, krizi idare etme, sorun çözme hüner ve kabiliyetine sahip değilsiniz de ondan. Eğer sahip olduğunuzu iddia ediyorsanız, hak aramak için bir araya 5 kişi gelince niye üzerine panzerleri, niye üzerine gaz bombalarını, biber gazını gönderiyorsunuz? Bunun cevabını verin. Bunu yapan da sağcı sendikalar yani KESK yapsa, DİSK yapsa -ki onlar sürekli yapıyorlar zaten- diyeceksiniz ki: “Teröristti, bölücüydü, şuydu buydu.” Sağcı Sendika Başkanına siz biber gazı -üstelik hedef gözeterek- sıkıyorsunuz. Bu, işte, Hükûmetin, AK PARTİ’nin sınıfsal kökenine dair en ayırt edici özelliktir.

Referandumda oy istediniz. Memurların toplu sözleşme hakkı için ortaya getirdiğiniz ucube, alelacele getirdiğiniz ucube ortada, grev hakkı olmayan bir toplu sözleşme hakkı. Yani kuş kanatsız uçar mı ya da tek kanadıyla uçan bir kuş biliyor musunuz? “Emek” denince siz kaçacak delik arıyorsunuz. Aman aman emek olmasın çünkü emek olunca direniş olacak, direniş olunca bu fiyakanız bozulacak. Hiç yüzde 50 oy almış bir iktidarın öz güveninden eser var mı burada?

İHSAN ŞENER (Ordu) – Niye yüzde 50 aldı o zaman?

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - Niye yüzde 50 aldı? Orta Doğu’da iktidar tahkim eder. Niye yüzde 50 aldığınızı da söyleyeyim madem merak ediyorsunuz, Rockefeller’in bir lafı: “İlk kazancımı sormayın, geri kalan hepsinin hesabını kuruşu kuruşuna veririm.” demiş. Siz 2002’de 34 bin oy, 64 bin oy alan Kürt vekiller seçilmediği için, 6 bin oyla, 5 bin oyla buralara milletvekili gönderdiniz. İlk kazancınızı sorduğumuz zaman, böyle bir gasp var, ondan sonrasının hesabını kuruşu kuruşuna verirsiniz. Orta Doğu’da iktidar tahkim eder, iktidar yıpratmaz çünkü. Bu sistem sizi iktidar yaptı. Ondan sonra iktidarın olanaklarını nasıl kullandığınızı siz sessizce kendiniz murakabe edin, hele bakın nasıl olmuş bu iktidar?

ÜNAL KACIR (İstanbul) – Sizin dediğinize göre…

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) – Evet, sizi de alalım, buyurun!

ÜNAL KACIR (İstanbul) – Bizden önceki iktidarlar niye gitti öyleyse?

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) – Sizden önceki iktidarlar bu kadar merkeziyetçi, gücü bu kadar merkezde biriktirmeyi akıl edememişlerdi. “Ya, bu kadarı da olmaz.” demişlerdi.

İHSAN ŞENER (Ordu) – On ay önce seçime gittik, on ay önce. Millet yüzde 50 oy verdi.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) – Dedik işte. Sen bu lafı Kürtlerin oylarını gasbedip 50-60 milletvekili fazlasıyla geldiğin zaman söyleyecektin. “Bu bize yakışmaz.” diyecektin, “Aha, bu seçim barajını indirdik.” diyecektin. Bakalım o zaman kimin oğlu, kimin kızı, hepsi ortaya çıkacaktı. Onun için, bu meselede…

OYA ERONAT (Diyarbakır) – Kürtlerin oylarının hepsi BDP’ye mi gitti?

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) – Buyurun efendim!

PERVİN BULDAN (Iğdır) – Ona cevap vermeyin Sırrı Bey.

OYA ERONAT (Diyarbakır) – Kürtlerin oylarının yüzde 80’i bize geldi, bize.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) – Görüyoruz, görüyoruz. Size gelince, siz 60 bin oy almış bir vekilimizin yerine 30 bin küsur oyla geldiniz, insan yerde bulsa etrafına bakar “Ya, bunun bir sahibi var mı?” diye. Siz hiç konuşmayın! (BDP sıralarından alkışlar)

OYA ERONAT (Diyarbakır) – Hırsızlık oyuyla geldiniz...

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) – Yerde bulsa yanındaki 2 Müslüman’a sorar “Ya, bunun bir sahibi var mı?” diye. Koştura koştura gittiniz.

OYA ERONAT (Diyarbakır) – 37 bin oyla…

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) – Bırakın onu. Bu halk, her şeyi biliyor, bu halk her şeyi biliyor.

“Kürt” diyecekseniz Roboski’den başlayın, “Bunlar kaçakçıdır, ölümleri de caizdir.” diyen sizin Bakanınıza bir laf söyleyin, kalkıp bize söylemeyin.

İHSAN ŞENER (Ordu) – Kimse öyle bir şey söylemedi.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) – Söyledi, sizin sözcünüz dedi ki: “Bu insan değil, insani de değil.” Ne söylemedi? Hadi söyle, Hüseyin Çelik yalan mı söyledi? Karnından mı konuştu? Ne dedi? “İnsani değildir.” dedi. Bu adam hâlen İçişleri Bakanı.

MURAT GÖKTÜRK (Nevşehir) – Ne olacak…

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) – Bana söylemeyin, Hüseyin Çelik’e söyleyin. Bana söylemeyin, Hüseyin Çelik’e söyleyin.

MEHMET DANİŞ (Çanakkale) – Ne oldu, İçişleri Bakanı…

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) – Bana niye söylüyorsunuz? Sizin kendi parti sözcünüz dedi ki: “Bunun insaniyetle bir ilişkisi yoktur.” Ben de ilk defa onun bir sözüne katılıyorum. (BDP sıralarından alkışlar) Onun için, “Kürt” diyecekken, orada katledilen evlatlarına -dedim burada, hatırlıyorsanız, üzerime yürüyen şuursuzlar oldu- bir Fatiha vermek için kırk sekiz saat beklediniz, kırk sekiz saat “Allah rahmet etsin.” diyemediniz. Şimdi kalkmışsınız, “Kürtlerin oyu sizin mi?” Kürtlerin oyu tarihsel olarak Kürtlerindir, onların kurumsal, demokratik hak taleplerini dile getirenlerindir, bu uğurda toprağın altına girenlerindir, onları istismar edenlerin değil.

Hepinize saygılar sunuyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Önder, teşekkür ediyorum.

Barış ve Demokrasi Partisi Grubu önerisi üzerinde ikinci konuşmacı, aleyhinde olmak üzere, Çorum Milletvekili Sayın Salim Uslu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Buyurun Sayın Uslu.

SALİM USLU (Çorum) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Barış ve Demokrasi Partisinin araştırma önergesi üzerine söz almış bulunuyorum. Sizleri saygıyla selamlıyorum.

Milletvekili Arkadaşımız Sayın Tuncel tarafından verilen önergeyi işlerini kaybeden işçilerin sorunlarının gündeme gelmesi bakımından çok önemli bulduğumu belirtmek istiyorum.

Evet, işten çıkartmalar kahredici bir sorun ve bunu Sayın Tuncel’in önergesinde bahsettiği birkaç münferit olaydan yola çıkarak genellemek, bununla birlikte endüstri ilişkilerinin büyük fotoğrafını ortaya koyabilmek çok mümkün gözükmüyor. Her şeyden önce şunu belirteyim: İşten çıkartmalarla ilgili önergede belirtilen veriler sadece bir kısım sendikalardan alınan bilgilere dayalı olduğu için hem objektif değil hem de tam olarak Türkiye gerçeğini yansıtmamaktadır. Sendikaların tümünün verileri göz önüne alınmamıştır, farklı konfederasyonların verileri göz önüne alınmamıştır, sektör sayıları konusunda yeterli veriler bulunmamaktadır, farklı belediyelerden örneklemeler yapılmamıştır. Bütün bunlar nedeniyle diyorum ki, bu önergeden hareketle bir genelleme yapılamaz.

Ayrıca, sadece bu önergede yazılı iş yerlerinden işten çıkartılanları tartışarak da sorunun çözümüne kalıcı bir katkı sağlanamaz. Sadece sorunu burada tartışmış oluruz, daha önceki Parlamento dönemlerinde defalarca tartışıldığı gibi, tartışmalardan bir tanesini de yapmış, bir rapor ortaya koymuş oluruz. Oysa burada yapılması gereken şu idi: Bir defa, geçmiş yıllarla ilgili bir süreç analizi yapılmalı ve bütün sendikaların verileriyle birlikte Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının, İŞKUR’un, İşsizlik Sigortasının ve Sosyal Güvenlik Kurumunun da verileri birlikte ortaya konmalı idi. Parlamentonun kararları açısından da önemli bir veri kaynağı oluşturulabilirdi. Karşılaştırmalı ve sistematik bir çalışma yerine birkaç şikâyetten hareketle Türkiye endüstri ilişkilerinin sorunlarını bütünüyle ortaya koyabilmek, oradan bir genelleme çıkartabilmek hem mümkün değildir hem de bizi doğru sonuçlara götürmez diye düşünüyorum. Çok değil, daha bundan on yıl önceki gazete haberlerini değerlendirdiğimizde toplu işten çıkartmaların çok daha yoğun ve çok daha yaygın olduğunu, hatta 1,5 milyona yakın işçinin kapının önüne konduğu günleri hepimiz çok rahatlıkla hatırlarız.

İZZET ÇETİN (Ankara) – Tarihi söyler misin Başkan?

SALİM USLU (Devamla) – Evet, tarihi 2000-2001 krizi, siz de çok iyi biliyorsunuz. Sayın Refik Baydur’un o günlerdeki “1,5 milyon işçiyi kapının önüne koyarız.” tehdidini de hatırlıyorsunuz.

Şimdi, oysa biz küresel krizi çok derin yaşadık, derin hissettik. Buna rağmen, yoğun işten çıkartmaları, geçmişteki yoğun işten çıkartmaları çok derinden hissetmedik. Bunun birkaç nedeni var. Bir tanesi, 2000-2001 krizinde sosyal reflekslerimiz ve sosyal koruma sistemlerimiz bu kadar güçlü değildi. Söz gelimi, işsizlik sigortamız yoktu, iş güvencemiz yoktu. 4857 sayılı İş Yasası’nda bugünkü düzenlemeleri yapmamıştık. Mesela, İş Yasası’nda kısa çalışma ödeneği yoktu -sizin de çok iyi bildiğiniz- oysa bugün kısa çalışma ödeneği sayesinde işten çıkartılmak üzere gündeme gelen işçilerin birçoğu ödenekten yararlandığı için -ki bunların sayıları ortada- bir kısmı iş güvencesinden yararlandığı için, bir kısmı işsizlik sigortasından yararlandığı için işten çıkartmalar geçmişteki kadar derin ve yaralayıcı hissedilmemiştir.

MUSA ÇAM (İzmir) – DİSK’in genel başkanı gibi konuşuyordun Başkan, şimdi işveren sendikaları genel başkanı gibi konuşuyorsun. Yıllarca işçilerin emeğini yedin.

İZZET ÇETİN (Ankara) – Oradan farklı görülüyor herhâlde, AKP sıralarından.

SALİM USLU (Devamla) – Evet, ben dün ne söylediğimi biliyorum, siz beni iyi dinlememişsiniz belli ki.

MUSA ÇAM (İzmir) - İşveren sendikaları genel başkanı gibi konuşuyorsun.

SALİM USLU (Devamla) – Şimdi burada yapılması gereken sadece sorunu tartışmak değildir, yapılması gereken çözümleri ortaya koymaktır. Bunlar da bellidir.

Bir: İşsizlik Sigortası Yasamız güncellenmelidir. İşsizlik sigortasına erişim kolaylaştırılmalı, işsizlik sigortasının sağladığı imkânlar artırılmalıdır.

İki: İşsizlik sigortasından öte İş Güvencesi Yasası güncellenmelidir, ILO normlarına uygun hâle getirilmeli ve mutlak işe iade konusunda ILO normlarıyla uygun bir yasal düzenleme behemahâl yapılmalıdır.

Üçüncüsü de: Sendikal mevzuat değişmemiştir. Yani 12 Eylül 1980 tarihinden sonra çıkarılan sendikal mevzuat ne yazık ki hâlen yürürlüktedir. Türkiye çok şey değiştirmiştir, yeni yapılar oluşturmuştur, yeni anlayışlar geliştirmiştir ama ne yazık ki sendikal mevzuatı değiştirememiştir. Bundan dolayı kimseyi suçluyor değilim, önce aynaya bakmak lazım. Bazı işçi sendikaları, bazı işveren örgütleri –Sayın Çelebi de çok iyi biliyor ki- diyalog çalışmalarından sonuç çıkarmamak, uzlaşmaları engellemek konusunda ellerinden gelen çabayı arkalarına koymamışlardır ve ne yazık ki zaman zaman çalışma bakanları bu konuda çok iyi niyetli adımlar atmış olmalarına rağmen, kimi engellemeler yüzünden sendikal mevzuat değişmemiştir. O nedenle, sendikal mevzuatı ILO normlarına uygun, çağdaş, iş güvencesini de içeren, sendikal güvenceleri içeren bir anlayışla yeni baştan ele almak gerektiğini düşünüyorum. Son bir hazırlık yapıldı, bakalım Parlamentoya, önümüze gelecek mi? Onu da sabırla bekleyeceğiz.

Bütün bunların ötesinde, şunu da özellikle ifade etmem lazım ki: Sendikalar da özellikle konumlarını, rollerini, vizyonlarını yeni baştan yapılandırmak, sorun çözme kapasitelerini artırmak durumundalar. Bu yaşadığımız çağda, çalıştığımız işletmelerin geleceği, işletmenin rekabeti, verimliliği, kalitesi, ihracatı, yapısı, yani modern bir endüstri ilişkileri, demokratik bir endüstri ilişkileri işletmeyi ilgilendirdiği kadar bizi de ilgilendiriyor, bu konuda söyleyeceğimiz sözler olmalı.

Bütün bunların ötesinde, Türkiye’de, yasaların da ötesinde, yoksa 2821, 2822 sayılı yasalarda düzenlemeler var, 4857 sayılı Yasa’da iş güvencesini düzenleyen 19’uncu maddeden 21’e kadar düzenlemeler var ama bunların ötesinde, Türkiye’de ciddi bir sosyal kabul sorunu var. Yani sanki sendikalar, sanki sendikalaşma rekabetin, üretimin, verimliliğin önünde engelmiş gibi görülüyor; sanki, iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri bir maliyetmiş gibi algılanıyor. Bundan dolayı da tedbirlerin alınması gecikiyor, geciktiriliyor ya da ıskalanıyor. Bu nedenle, genel olarak sosyal koruma anlayışını güçlendiren, sosyal koruma konseptini ortaya koyan yeni bir endüstri ilişkileri vizyonuna ihtiyaç olduğunu bilhassa belirtmek istiyorum.

Ayrıca, burada, işsizlik sigortasına erişimin kolaylaştırılmasının ötesinde, mutlaka İş Güvencesi Yasası’nın işe iadeyi sağlayacak şekilde yeniden ele alınması gerektiğini ifade etmek istiyorum.

Evet, araştırma yapmak ve araştırmaları bundan öncekiler gibi raflara, tozlu raflara koymak yerine bence yasal tedbirler almak daha akılcı, daha rasyonel bir tutumdur. Bu nedenle, gerek komisyonlardan geçmiş gerek komisyonlara gelmiş olan düzenlemeler vardır. Bu düzenlemeleri bir an önce Parlamentodan geçirip yasalaştırmakta yarar olduğunu düşünüyorum.

Bu arada, AK PARTİ’nin sınıfsal bir tutumu olmak yerine rasyonel bir davranışı olduğuna, rasyonel politikalar izlediğine dair onlarca örnek verebilirim, zamanım bittiği için veremiyorum ama Sayın Önder’e şundan bahsetmek istiyorum: AK PARTİ’nin özellikle istihdamı teşvik konusunda, istihdamı artırma konusunda istihdam konseyleri oluşturduğunu ve bu konuda önemli çalışmalar yapıldığını belirtiyorum.

İZZET ÇETİN (Ankara) – Kenan Evren’in saldırılarından daha ağır saldırı yapıyorsunuz.

SALİM USLU (Devamla) - Sadece benim ilimde, sadece Çorum’da 1995 yılından beri, 96’dan beri istihdamı artırmak üzere toplam 165 milyon TL prim desteği sağlanmıştır, 2011 yılında sağlanan prim desteği bile 47  milyon TL’dir. Şu anda Çorum’da işsizlik oranı Türkiye ortalamasının neredeyse yarısı kadardır.

Ben, rasyonel politikaların işsizlik sorununa çözüm getirme konusunda slogandan daha geçerli ve daha önemli olduğunu düşünüyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Uslu.

Üçüncü konuşmacı, lehinde olmak üzere İstanbul Milletvekili Sayın Süleyman Çelebi.

Sayın Çelebi, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın milletvekilleri, Barış ve Demokrasi Partisinin araştırma önergesinin lehine söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, aslında, bugün burada, örgütlenme özgürlüğü önündeki engelleri konuşmak için ve engellerin ortadan kaldırılması konusundaki yaklaşımımızı paylaşmak adına Meclisi bilgilendirmek istiyorum. Sayın Uslu biraz önce ILO sözleşmelerinden bahsetti, sendikal hak ve özgürlüklerden bahsetti. Aynı Türkiye’de yaşamıyor muyuz diye kendi kendime sormaya başladım ve o sendikacılığı acaba beraber yapmadık mı diye sorgulamaya başladım. Yani herhâlde, Meclise gelince farklı, sendikacı olunca farklı, muhalefette olunca daha farklı yaklaşımları buralarda hep sergiliyoruz ve ben, artık bu sürecin böyle saptırılmasından da büyük bir üzüntü duyuyorum.

Öncelikle şunu söyleyeyim: Türkiye’de örgütlenme özgürlüğü yok. Bunu ben söylemiyorum, araştırmalar söylüyor, daha geçen hafta yayımlandı araştırma. Bu ülkede sendika üyesi olma konusunda “Neden sendikaya üye olmuyorsunuz?” diye sorduklarında işçilere, yüzde 50’si “Sendikaya üye olmam hâlinde işten atılırım.” korkusunu yaşadıklarını söylüyor, yüzde 32’si “Gereksinim duymuyorum.” diyor, aşağı yukarı yüzde 8’i de sendikanın aidatının çok olduğunu veya noter ve diğer harcamaların çok olduğunu söylüyor ve bunun için sendikaya üye olmadığını söylüyor.

Diğer taraftan, yine aynı araştırmada, bu ülkede çalışanların resmî rakamlara göre yüzde 50’si kayıt dışı çalışıyor, yasa dışı çalışıyor. Hani kayıt dışı biraz kibarca, yasa dışı çalışma bu ülkede devam ediyor. Bize göre bu rakam yüzde 55’ler civarında.

Diğer taraftan şimdi bugün ise yeni bir teklifle uyandık. Bir tarafta Hava-İş Sendikasına yönelik baskılar, zulümler bitmedi, artık yasal yollardan aşılamayan bazı engeller şimdi yeni bir tuzak yasayla,  yeni bir korsan yasayla Türkiye Büyük Millet Meclisinin önüne getiriliyor. Korsan taksiciliğe karşıyız da, bu korsan yasanın İçişleri Bakanlığının komisyonunda görüşülerek  bu Meclis gündemine korsan getirilmesini algılamakta zorluk çekiyorum çünkü ben, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler  Komisyonunun üyesiyim. İnsaf edin, bu yasanın görüşüleceği yer orası mı, İçişleri Bakanlığının bu konudaki komisyonu mu? Burada görüşülecek bir şey mi bu? Neden? Çünkü bir oldubittiye getiriliyor. Bir taraftan Toplu İş İlişkileri Kanunu Tasarısı görüşüldü, Meclisin gündemine getirilmeye çalışıldı, birtakım engeller, birtakım baskılar sonrası o rafa kaldırıldı. Bir taraftan iş cinayetleri devam ediyor, iş cinayetlerinde dünya ikincisiyiz, Avrupa birincisiyiz ve bu anlamda yasa teklifi üzerinde çalışıyoruz Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunda, bir taraftan bu arada bir arkadan dolanmayla kanun teklifi, Hava-İş kolundaki grev yasağını getiren düzenleme Meclisin önüne getiriliyor.

Şimdi, bir taraftan AKP referandumda bas bas bağırdı, “Birden fazla sendika istemiyor musunuz?” dedi Sayın Başbakan? “İstiyoruz” dedi herkes. Bırakın birden fazla sendikalı olmayı, bir sendikaya üye olmanın bile bedellerini ağır ödüyoruz. Yine aynı referandumda “Grevlerin önündeki engelleri kaldıracağız.” denildi. Kenan Evren’in… Hani “12 Eylülle hesaplaşacağız.” diyorsunuz ya, 12 Eylül yasalarıyla hesaplaşmak yerine 12 Eylül yasalarından daha geriye götürülen bir düzenlemeyi Türkiye Büyük Millet Meclisinin önüne getiriyorsunuz. İşte sizin ileri demokrasiden anladığınız bu, ileri demokrasiniz bu! Yasaklar, yasakçı anlayış ve baskı ve şiddetle yasaları bu Meclisten çoğunluğunuza dayalı olarak geçirmeye çalışıyorsunuz. Bu bir ihanet. Hükûmet Programı’nda söylediğinize de ihanet, daha önce seçim bildirgenizde söylediğinize de ihanet içinde olan bir anlayışta bu yasa buraya getiriliyor. Çünkü Hava-İş Sendikasıyla ilgili birçok operasyon yapıldı. O iş kolunda olmayan bir sendika o iş kolunda yetki için başvurularda bulundu; yıllarca mahkemeler sürdü, iş kolunun Hava-İş kolunda olduğu mahkemeyle tespit edildi. Bu bitti, çoğunluğa itiraz edildi, bu bitti, şimdi tam uyuşmazlık tutuldu, grev aşamasına getirildi. Yirmi yıldır, değerli arkadaşlar, Hava İş kolunda grev yok. Ne oldu da, ne yapıldı da buraya yasak uygulamayı getiriyorsunuz? Yirmi yıl bu iş kolunda grev yapılmadı ve anlaşma sağlandı. Ne değişti şimdi? Ne oldu da birden bu yasakları yeniden gündeme taşıma gereğini ortaya koydunuz? Bunun bir tek nedeni var: Siz, yeni, baskıcı bir sistemi uygulamak için görev almışsınız ve bu sistemi sermayenin lehine kullanmak için de görev almışsınız. Daha önce Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunda bu konuda gelen öneriyi -orada çünkü sendikacılar var, sağlıkçılar var- orada reddedilen öneriyi şimdi dolambaçlı bir yoldan korsan taksicilikle ilgili yasa teklifinin içerisine sokuyor ve bu Meclisten geçirmeye çalışıyorsunuz.

Değerli arkadaşlar, iş ciddidir, şu anda bilebildiğim kadarıyla iki yüzün üzerinde uçak seferi iptal edilmiştir ve şu anda havaalanında çalışan işçiler, teknisyenler, kaptanlar, kabin görevlileri infial hâlindedir. Bu süreci durdurun. Bu Meclisten bir kez daha uyarıyorum, bu Türkiye'nin lehine değil, bizim lehimize değil, ülkenin lehine değil, Türk Hava Yollarının lehine değil. Bu oyun nereden oynanıyorsa bu oyuna bir son verin çünkü bugün başlayan bu eylemlerin, eğer bu yasa bu Meclisten çıkarsa ve inatla bu gerilim yaşatılmaya devam edilirse, psikolojileri bozulan bu çalışanların bu eylemlerinin dışında daha tehlikeli bir sorunla Türkiye karşı karşıya kalabilir.

Morali olmayan, bir tek güvencesi olan, en temel güvencesi olan grev hakkı elinden alınan işçiler buna karşı her aşamada direneceklerdir, bunu bu kürsüden söylüyorum. Bu nedenle yol yakınken bu yanlıştan dönülmesini istiyorum ve bir an önce, gerçekten bir sendikal düzenleme yapılacaksa, biraz önce burada ifade edilen ILO normlarına, Avrupa Sosyal Şartı’na uygun, Toplu İş İlişkileri Kanunu’nda görüşülmesi gereken bir yasayı buradan artık çıkartın.

Bu oyuna son verin, bu oyun artık işçiler tarafından da kabul edilmiyor, bu oyunu işçiler yutmuyor. Bu yapıya karşı ortaya koyduğunuz temel yaklaşımlara karşı da işçilerin geleceğiyle oynamayın, güvencesiyle oynamayın.

İşçilerin elinde bir tek güvence var, grev hakkı. O grev hakkını 12 Eylül öncesi de, 12 Eylül sonrası da en kötü dönemlerde kullanan işçilerden bu hakkı AKP İktidarı gasbetmektedir. Onun için bu gasba son vermek adına bu yasayı geri çekmenizi ve işçilerin en temel hakkı olan bu sözleşme hakkının uygulamaya konulmasını istiyorum ve buradan uyarıyorum: Bundan sonra, bu yasaklar  geldikten sonra, ILO’da da bunun cevabını veremeyeceksiniz, Avrupa’da veremeyeceksiniz, her tarafta sizi teşhir etmek de boynumuzun borcu olacaktır.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Çelebi.

Öneri üzerinde son konuşmacı aleyhte olmak üzere Denizli Milletvekili Sayın Emin Haluk Ayhan.

Buyurun Sayın Ayhan. (MHP sıralarından alkışlar)

Süreniz on dakika.

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 203 sıra no’lu Türkiye’de işçi ve emekçilerin sendikalaşmaları ve örgütlenmeleriyle ilgili sorunların sebeplerinin araştırılması amacıyla verilen grup önerisi üzerine söz aldım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Aleyhte söz aldım. Niçin aleyhte söz aldım? Öncelikle, bir kere uzlaşmamız lazım. Ne üzerine uzlaşmamız lazım? Biz, milletvekilleri olarak, kendimiz, burada nasıl çalışacağımızı, ne şekilde çalışmaları sürdürebileceğimizi ileriye yönelik olarak düzenlemekte güçlük çekiyoruz. Biraz önce, yoklama esnasında bütün komisyonların boşaldığını, yoklama için iktidar tarafının buraya yüklendiğini ve gerçekten de bir çalışma ortamı sağlanmadan çok formalitelerin yerine getirilmesi gibi bir düşüncenin hâkim olduğunu görmek beni bir milletvekili olarak ziyadesiyle üzmüştür. Biz bunu düzenleyemezsek işçilerin haklarının, emekçilerin haklarının önündeki engelleri nasıl tespit edeceğiz, nasıl ortaya koyacağız? Bunun için öncelikle bir uzlaşma zemininin oluşması lazım. Uzlaşma zemini var mı, yok mu? Uzlaşma zemini genel anlamıyla gerçekten yok. Bu memleketin meselelerine hepimizin bakış tarzı ekonomik anlamda çok farklı olmayabilir, bunda yakınlaşabiliriz ama görüyorum ki bunların görüşülmesinde bile birtakım sıkıntılar olduğunu görüyoruz.

Bir kere, bu örgütlenme hakkı, işçilerin problemleri, bunlar anayasal haklar. Anayasal haklar üzerinde ne yapılması lazım? Zaten uzlaşılması lazım. Bunun dışında, kayıt dışı çalışanların yüzde 50’ye ulaştığı bir yerde emekçilerin sorunlarına öncelik vermek mutlaka önemli ama her 100 çalışandan 50’sinin kayıt dışı çalıştığını dikkate alırsanız, o konunun ne kadar sıkıntıda olduğunu görüyoruz. Hatta biraz sonra, bundan sonra görüşülecek yasa tasarısında “grev ertelemesi” gibi başka kanunların içerisine, tasarıların içerisine sıkıştırılmış birtakım olayları da görüyoruz.

Şimdi, teşvik ediyorsunuz, teşvikle ilgili açıklamalarda bulunuyorsunuz. Bakın, teşvikle ilgili hadise istihdam yaratmak açısından konuşulmasına rağmen ne oldu? Daha Meclise o işin mevzuatını yeni taşımaya başladınız. Yani bunun bir altyapısı yok, zemini yok, uzlaşmanın olması lazım. Çalışanlar sıkıntıda, çalışanların hakkını yandaş temsilcilerinin koruması mümkün değil. Bakın, memurların sıkıntısını görüyoruz. Ben uzun yıllardır kamu maliyesiyle uğraşan bir milletvekili arkadaşınız olarak ilk defa beş aydır onların hakkını alamadıklarını görüyorum. Bunu bir yasal zorunluluğa bağlayıp mevzuat eksikliğinden, mevzuatın tamamlanmamasından dolayı bir şeyi ifade edebilirsiniz, ama burada istediğiniz tasarıyı kavgayla dövüşle geçirmenize rağmen çalışanların haklarını ihmal etmek, onlarınkini geciktirmek gerçekten doğru bir şey değildir.

Kayıt dışı çalışanlar ortada. Kadın istihdamı zaten hemen hemen istatistiklere yansımıyor. Yeterli istatistik yok. Ortada şeffaflık da yok. Bu konuda Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanının samimi açıklamaları da var, “Ben yeterli bilgiyi toplayamıyorum.” diyor. Devlet yeterli bilgiyi toplayamamaktan gerçekten problemli hâle gelmiştir.

Bu işçi hakkını nasıl koruyacak? İş zaten bulamıyor. Kayıt dışı çalışmaya razı. 2,5 milyon resmî, iş aramayanları da dikkate aldığınızda 5 milyon insanın ne yaptığını görüyorsunuz? İşsiz olduğunu görüyorsunuz. Düşük ücret alıyorlar, almaya mecbur kalıyorlar iş bulmak için. Ücrette de adalet yok. Şimdi bunları Hükûmetin ne yapması lazımdı? Bu ortamı sağlayıp iyileştirmeye gitmesi lazımdı.

Bakın, mevcut durumu bir değerlendirelim. AKP geldiğinden beri işsizlik oranlarında bir düşme yok. Ha, düşme var diyeceksiniz. Sizin zamanınızda bir zıpladı 14’lere, oradan geriye doğru bir gidiş var, ama sizin geldiğinizden bu yana işsizlik rakamlarında oran olarak bir düzelme yok, hâlâ yüzde 10’ların üzerinde, çift dijitli.

2012 yılının ilk çeyreğinde işsizlik oranında düşüş devam ediyor deseniz bile, ekonomik aktivitede önemli bir yavaşlama var. Ekonomik aktivitedeki yavaşlama işsizliği önlemeye bir katkı sağlamaz. İşsizlik, ekonomik aktivite yavaşladıkça ne yapacak? Göreceli olarak azalacak.

2012 yılının ilk çeyreğinde iş gücüne katılım oranı düşmüş. İş gücüne katılım oranı geçen yıl yüzde 49 seviyesindeyken bu sene ilk çeyrekte yüzde 48’e gerilemiş.

Yılın ilk çeyreğinde yıllık istihdam artışı 500 bin civarında. Bu, önceki senelerde, krizden çıkışta neydi? 1-1,5 milyon civarındaydı. Ekonomik aktivitedeki yavaşlama önümüzdeki dönemde iyice hız kesecek. Bu da istihdam artışını ne yapacak? Önleyecek.

Şimdi baktığımız zaman, bu işçilerin örgütlenme hakkı, çalışma hayatıyla ilgili düzenlemeler Anayasa’da var. Şimdi, Anayasa’da çalışmayla ilgili hükümler, çalışma hakkı ve ödevi, çalışma şartları ve dinlenme hakkı, sendika kurma hakkı, sendikal faaliyetler, grev hakkı ve lokavt; bunların işletildiğini söylemek mümkün mü?

Bakın, çok rahat ifade edebilirim, çok kısa dönemde yüz binlere varan memur sendikalarındaki artışların gerçekten yandaş sendikalara yönelmesinin sebebinin ne olduğunun çok iyi irdelenmesi lazım. Bu önemli bir husus. Çalışanı resmen zorluyorsunuz. İkna odaları kurulmuştu, bunlar onun sonucuydu.

Hangi konuya bakarsanız bakın, gerçekten çalışan bir insan kendi örgütlenme hakkını, diğer haklarını nasıl koruyacak? İş zaten bulamıyor. Biraz önce ifade ettiğim gibi, memur sendikalarının hakkını vermiyorsunuz. Onların hiç olmazsa neyini vermeniz gerekirdi? Öncelikle, madem taş gibi sağlam kamu maliyesinden bahsediyordunuz, avansını verirdiniz, daha sonra mahsup etmek üzere bir şeyler söylemeniz lazımdı. Bakıyorum, bunu yapmaktan da uzaksınız, yapmıyorsunuz. Bunun sebebi de şu: Kamu maliyesinde sıkıntı var. Cari açık ve dış ticaret açığındaki problemler, orayı azaltacakken ekonomik aktivitedeki yavaşlama, neyi ortaya çıkardı? Bütçe açığını ortaya çıkardı. Dolayısıyla, açık tek taraflı iken, şimdi problemli olarak çift taraflı açık hâline gelmeye başladı.

Biraz önce ifade ettiğim gibi, gerçekten işsizlik çift dijitli. Çalışanların yüzde 57’si lise altı eğitimli, yüzde 12’si ücretsiz aile işçisi, yüzde 57’si 10 kişiden az çalışıyor. İş aramayıp çalışmaya hazır olanlar 2,5 milyon kişi, 2,5 milyon da işsiz; 5 milyon kişi işsiz var. Dolayısıyla bunların ne yapılması lazım? Çok iyi irdelenmesi lazım. Gerçekten, iş adamının ekonomik aktivite göstereceği ortam iyi olsa bu işsizlik de çözülmüş olurdu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

EMİN HALUK AYHAN (Devamla) – Benim bu konudaki görüşlerimi daha fazla ifade etmem mümkün. Sürem bittiği için burada bırakıyorum.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Ayhan.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Karar yeter sayısı…

BAŞKAN – Karar yeter sayısı…

Şimdi, Barış ve Demokrasi Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verdiği önergenin oylamasına geçiyoruz.

Önergeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler…

Evet, anlaşmazlık var kâtip üyeler arasında; elektronik oylamayla oylayacağız.

İki dakika süre veriyorum ve oylamayı başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Karar yeter sayısı yoktur.

Birleşime on dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati: 17.05

 

 

 

 

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 17.18

BAŞKAN: Başkan Vekili Mehmet SAĞLAM

KÂTİP ÜYELER: Tanju ÖZCAN (Bolu), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 112’nci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

Barış ve Demokrasi Partisi Grubu önerisinin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi öneriyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısını arayacağım.

Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Öneri kabul edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır.

Sayın milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

2.- MHP Grubunun, tarım ve hayvancılık sektöründeki sorunlar ile bunların çiftçiler üzerindeki olumsuz etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin Genel Kurulun 29/5/2012 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

                                                                                                                        Tarih: 29.05.2012

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulu'nun 29.05.2012 Salı günü (bugün) yaptığı toplantısında, siyasi parti grupları arasında oybirliği sağlanamadığından Grubumuzun aşağıdaki önerisini İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                                       S. Nevzat Korkmaz

                                                                                                                                 Isparta

Öneri:

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Gündeminin, Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler Kısmında yer alan 10/191 esas numaralı, "Tarım ve hayvancılık sektöründeki sorunlar ile bunların çiftçiler üzerindeki olumsuz etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla" verdiğimiz Meclis araştırma önergemizin 29.05.2012 Salı günü (bugün) Genel Kurulda okunarak görüşmelerinin bugünkü Birleşiminde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN – Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisi üzerinde, lehinde olmak üzere, ilk konuşmacı Hatay Milletvekili Sayın Adnan Şefik Çirkin.

Sayın Çirkin, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun, Türkiye'nin en önemli meselelerinden biri olan tarımın sorunları üzerine verdiği araştırma önergesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygı ve hürmetle selamlıyorum.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; tarım şu anda dünyada en stratejik meslek gruplarından biri hâline gelmiştir. Bazı değerlendirmecilerin, yakında çiftçilerin Lamborghini arabaya bineceğinden bahisle tarımı önemsedikleri yolunda değerlendirmeleri de dikkate alınırsa, tarımın, bir tarım ülkesi olan Türkiye için, Orta Doğu ve Avrupa’ya yönelik stratejik bir noktada da olan ülkemiz için bir başka stratejik önem olarak değerlendirilmesi gerektiği gayet açık ve net ortadadır.

Tarımda pamuk çiftçimiz vardır, patates çiftçimiz vardır, zeytinyağı üreten çiftçilerimiz vardır, pancar üreticilerimiz vardır, et ve süt üreticilerimiz vardır ve maalesef, bugün itibarıyla bunların hepsinin sorunları yığınla ortada bulunmakta, Hükûmetin aldığı tedbirler de bu sorunların hâlli noktasında netice vermemektedir. Yani biz tarımın sorunlarını her dile getirdiğimizde, Hükûmetin değerli yetkilileri, iktidar partimizin yöneticileri ve sözcüleri çıkıp tarıma verdiği desteklerden bahsetmekte ve bunların misliyle arttığını ifade etmekte ama ortadan olan bir gerçek daha var ki  tarımın sorunları olduğu gibi yerinde durmaktadır.

Elbette ki bu destekler ortadadır, verilen destekler yetmemektedir. O zaman, bunun başka tedbirleri olması gerektiği noktasında Meclisimizin, Hükûmetimizin düşünmesi gerekmektedir. Mesela zeytinyağı. Benim ilimde Altınözü ilçem var ve genelde Altınözü’nün geliri zeytinyağındandır. Hiç beğenmediğimiz, zaman zaman eleştirdiğimiz, âcizlikle suçladığımız, beceriksizlikle suçladığımız 57’nci Hükûmet döneminde zeytinyağının fiyatı  -eski parayla- ortalama 6 milyon 250 bin lira. 2012 yılı yani içinde yaşadığımız yılda -bölge milletvekillerimiz de sorabilir- bu zeytinyağı 4 milyon bile etmiyor. Aradaki yıllarda da 3 ila 5 milyon arası -5’i geçmemiş, bu yıl onun da altına düşmüş- ve bu yıl tahminî maliyet 6-7 milyon.

Peki, bu zeytinyağına ne destek verilmiş? 2012 yılı ton başı 500 milyon yani dolar üzerinden hesap edersek 260-270 dolar. Aradan geçen yıllar içerisinde -2002’den itibaren- yani Hükûmetinizin, AKP İktidarının zeytinyağına verdiği ton başına destek de 150-250 milyon arası.

Peki, 57’nci Hükûmet nasıl başlamış? 1999’da göreve gelir gelmez ve deprem şartlarına rağmen zeytinyağı üreticisinin içindeki krizi görmüş ve 400 dolarla başlamış. Bugün, yaklaşık on iki yıl-on üç yıl sonra bulabildiğiniz rakam buraya dahi ulaşmıyor, aradaki yıllarda da bunun yarısına kadar dahi destek verememişiz. Yani Hükûmetimizin destek anlayışını ifade etmek adına bunu söylemek durumunda kalıyorum.

Tabii bunun yanı sıra her alandaki üreticinin sorunları ve girdi sorunları adına da mazot, gübre, ilaç, işçi maliyetlerinin aradan geçen 2002’yle 2012 arasında kalemine göre 3, 5, 8, 10 kat arttığını ifade ediyoruz ve bunu görüyoruz.

Burada patates üreticilerine de bakmak istiyoruz. Patates üreticileri altı aydır evlerine para girmemesinden yakınıyor. Nevşehir’de üretici dondan etkilendi. Bu bilgiyi yeni aldım ve ürünün yüzde 60’ı tarlada kalıyor. Geri kalan patates maliyetine satılıyor. Patatesler traktör kasalarında, depolarda çöpe atılmayı bekliyor. Dertlerini dinleyecek yetkili bulamayınca jandarmayla karşı karşıya geliyorlar Nevşehir köylüleri. Şimdi, maliyetin altında patates satan üreticilerimiz sadece Nevşehir değil Afyon, Orta Anadolu bundan geçiniyor. Hacizle karşı karşıya kalıyor. Buna herhâlde bu bölgenin değerli milletvekilleri itiraz etmeyecektir diye düşünüyorum çünkü bunların hepsi ortada olan gerçekler.

Bunun yanı sıra, değerli Meclis, çiftçinin maliyetleri vardır. Bu maliyetlerin arasında mazot, gübre, ilaç ve -pamuk için konuşuyorum- toplama ücretleri, bunlar çok yüksek paralardır, çok yüksek girdilerdir. Bunlar kadar önemli olan bir de elektrik faturaları vardır. Şimdi ben size soruyorum: Çiftçi elektrik faturalarını aylık ödeyebilir mi? Bunun bir mantığı var mı, bunun bir izahı var mı? Yani altı ayda bir mahsul alan çiftçi, elektrik faturalarını her ay nasıl ödeyecek? Hangi gelirle, nereden aldığı parayla bunu ödeyecek?

ALİM IŞIK (Kütahya) – Ödeyemiyor zaten, ödeyemiyor.

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) - Muhtemelen de ödeyemeyecek. Bir ayda ne yetişir? Kırk günde belki turfanda da yetişse yetişse salatalık yetişir. Yani bir zamanlar -Allah selamet versin- eski Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel, kırk günde yetişen öğretmenlerden dolayı “Kırk günde ne yetişir arkadaşlar?” diye sordu ve cevabını da kendi verdi, “Yetişse yetişse hıyar yetişir.” dedi. Yani bir ayda ne yetişecek, çiftçi hangi ürünüyle, hangi imkânıyla bu elektrik faturasını ödeyecek? Şimdi burada bir gerçek var.

Et ve süt üreticileri krizde. Bu da gerçek. Yani Türkiye birçok malın, stratejik malın, gıda ürününün artık ithalatını yapar duruma geldi. Buğdayın ithalatını yapar duruma geldi. Etin ithalatını yapar duruma geldi. Canlı hayvanın ithalatını yapar duruma geldi. Yani bunlar, Hükûmeti şapkayı önüne koyup düşündürmesi gereken önemli sorunlardır.

Değerli Meclis, bu sorunların elbette ki hâl çaresi vardır. Mesela alınan bazı tedbirler de vardır, onları da ifade etmek lazım. Bu okullara süt projesinin nispi olarak faydası olmuştur. Bunu da kabul etmek ve buna da teşekkür etmek gerekiyor. Belki süt fiyatlarını yükseltmemiştir ama çok daha fazla düşmesini, süt sanayicilerinin süt fiyatlarını çok daha fazla düşürmesini, süt spekülasyonu yapmasını engellemiştir. Yalnız takdir edersiniz ki bunlar palyatif çözümlerdir. Bunlar sorunun asıl çözümünden uzaktır.

Türkiye’de kooperatifçilik sistemi reorganize edilmeli ve reformist bir anlayışla bu organize edildikten sonra hayvancılığa, etçiliğe, sütçülüğe yararlı hâle getirilmelidir. Almanya bunu çözmüş. Biz niye çözemiyoruz? 3.600 kooperatifini 350’ye düşürmüş, denetçilik sitemini geliştirmiş ve aynı zamanda etçilik ve sütçülük konusunda önemli atılımlar yapmıştır. Bunu elbette ki biz de yapabiliriz.

Ancak rica ediyoruz ve bu araştırma önergesinin bilhassa iktidar partisi milletvekilleri tarafından oylanmasını ve olumlu yönde oy kullanmak suretiyle hep birlikte iyi niyetle şu çiftçimizin sorunlarının bir an evvel çözüme kavuşturulması adına oturup bunu tartışmayı istiyoruz ve bu konuda sizden destek bekliyoruz.

Bu duygu ve düşüncelerle hepinize çok teşekkür ediyor, en derin sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Sayın Başkan, size de teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Çirkin.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisi üzerinde, aleyhinde olmak üzere, Adıyaman Milletvekili Sayın Mehmet Erdoğan.

Buyurun Sayın Erdoğan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Süreniz on dakika.

MEHMET ERDOĞAN (Adıyaman) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisinin Meclis araştırma önergesi aleyhinde söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, AK PARTİ hükûmetleri tarımı sadece iktisadi bir sektör olarak görmekten daha ziyade stratejik bir sektör olarak algıladı. Yaptığı planlamalar, projeler, bu çalışmalarla tarımı nereden nereye getirdi; bu noktada sizlerle tarım alanında yapılan çalışmaları paylaşmak isterim.

Ülkemiz, tarımsal ekonomik büyüklük itibarıyla dünyada 11’inci sıradan 7’nci sıraya, Avrupa’da 4’üncü sıradan, İspanya, Fransa, İtalya’yı da geride bırakarak 1’inci sıraya yükseldi. 2002 yılında 23,7 milyar dolar olan gayrisafi yurt içi hasıla rakamı 2011 yılında 62,7 milyar dolara yükseldi, 3 kattan daha fazla arttı. 75 milyon insanımızın ve 30 milyon turistimizin gıda ihtiyacını karşılayan bir tarım sektörümüz var. Bugün tarım sektörümüz 186 ülkeye 1.532 çeşit tarım ürününü ihraç etmekte.

FARUK BAL (Konya) – Kaç milyarlık ithalat yapıyoruz?

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) – 2002 yılında yalnızca 4 milyar dolar olan ihracat rakamı 15,3 milyar dolara yükseldi.

FARUK BAL (Konya) – İthalata gel, ithalata!

ALİM IŞIK (Kütahya) – İthalat rakamlarını da ver Mehmet Bey, ithalat!

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) – Tarım sektörü artık emin ellerde. “Tarım ekonominin üvey evladı değil, çiftçilerimiz bu ülkenin hayırlı evladıdır.” dedik ve yaptığımız çalışmaların temelinde de çiftçilerimizin sağlıklı, güvenilir bir gıdayı üretmesi ve tüketicilerimizin bunlarla buluşması anlamında çok güzel çalışmalar sergilendi. Elli iki yeni tarımsal destek uygulamasına başladık. 2003-2011 yılları arasında 44 milyar TL çiftçilerimize destekte bulunduk.

MUSA ÇAM (İzmir) – Buğdayın kilosu kaç para?

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) – 2002 yılında 1,8 milyar TL toplam tarımsal destek verilirken biz bu rakamı 4 kat artırdık, 2011 yılında 7,1 milyar TL’ye çıkardık, 2012 için öngörülen 7,6 milyar TL’dir.

MUSA ÇAM (İzmir) – Mazot kaç lira, mazot?

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) – 1 milyar TL’sini -yağlı tohumlarda mayıs ayı içerisinde 1 milyar TL, haziran ayı içerisinde de 1 milyar TL’yi- ödüyoruz, toplam 7,6 milyar TL’lik tarımsal desteklemenin yüzde 90’ını haziran ayından önce tamamlamış oluyoruz. Çiftçimizin daha rahat üretim yapabilmesini sağladık.

Bir rüya gerçek oldu, doğal afetlere karşı çiftçinin emeğini koruyan tarım sigortası uygulamasını ilk defa AK PARTİ başlattı.

FARUK BAL  (Konya) – 57’nci Hükûmet döneminde başladı, 57’nci Hükûmet döneminde.

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) – Kuraklık, don ve diğer tabii afetlerden çiftçimizi korumak için sigorta poliçe bedelinin yüzde 50’sini karşıladık.

Tarımsal kredilerde rekor bir artış sağlandı. 2002 yılında yüzde 59 olan tarımsal kredi faiz oranlarını hayvancılık ve sulamada sıfıra, diğer tarımsal faaliyetlerde yüzde 5’e indirdik.

Ziraat Bankası ve tarım kredi kooperatiflerinin verdiği kredi miktarı 2002 yılında yalnızca 529 milyon TL iken, evet, biz bunu 42 kat artırdık, 2011 yılında kullandırılan toplam kredi 22 milyar TL’yi de geçti. 2002 yılında sadece 550 bin kişiye kredi kullandırılırken 2011 yılında 1 milyon 100 bin çiftçimiz tarımsal kredi kullandı.

Tarımsal üretim hız kazanırken, 2002 yılıyla kıyaslanırsa, kredilerin geriye dönüş oranı yüzde 30’lardan yüzde 98’lere çıkartıldı. Hayvancılık desteklerinin toplam destekler içerisindeki payı yüzde 4,4’ten 2011 yılında yüzde 26’ya, 2012 yılında yüzde 28’e çıkartıldı. Hayvancılığa 2002 yılında sadece 83 milyon TL’lik destek verilirken 2011 yılında bu rakam 1 milyar 727 milyon TL’ye yükseltildi. 2012 yılı içerisinde 2,1 milyar TL’lik hayvancılık desteği ödemesini planladık ve bunu da bir bir gerçekleştiriyoruz.

Ziraat Bankası ve tarım kredi kooperatiflerince hayvancılığa verilen kredilerde faizleri sıfırladık, 6,3 milyar TL’lik sıfır faizli hayvancılık kredisi kullandırıldı; sektör kazandı, Türkiye kazandı. Cumhuriyet tarihinde ilk kez çiftçilerimize mazot desteğini biz verdik. Ayraca gübre desteğini doğrudan çiftçilerimize ödüyoruz. Prim desteği verilen ürün sayısını dörtten on yediye çıkardık. Verimlilik esaslarına göre, otuz adet tarım havzası belirlendi. Türkiye’de hangi bölgede, hangi üründen en iyi verim alınacağı belirlenerek tarımın gücü artırıldı. Tarımsal ürünlerin işlenmesi, paketlenmesi, ambalajlanması, depolanması amacıyla kurulacak tesis yatırımlarını ve makine, ekipman alımlarını yüzde 50 hibe ile destekledik. Böylece üç binin üzerinde tarımsal sanayi tesisinin kurulmasına önayak olduk. Yüz altmış binden fazla makine ekipman desteği sağlandı. 1,2 milyar TL’lik hibe ödemesi yapılarak 32 binden fazla kişinin istihdam edilmesini sağladık. “Güvenli gıda, sağlıklı yaşam” dedik, 2002 yılında 1.500 olan gıda denetçisi sayısını 3 kat artırdık, 2011 yılında 4 bine çıkardık. Böylece milletimizin daha güvenli gıda tüketmesini sağladık.

AK PARTİ İktidarında göreve başlayan 8 bin veteriner ve ziraat mühendisi, ahırda, tarlada, merada, köylümüz ve çiftçimizin ayağına kadar gitti, onlarla omuz omuza çalıştı. Üretim planlamasından tohumluk kullanımına, ekim-dikime; ilaç, gübre kullanımından hasada kadar birçok konuda çiftçilerimize yardımcı olan tarım danışmanlarını hizmete soktuk.

Değerli milletvekilleri, sizlerin de malumunuzdur, hasat sezonu başladı; çiftçilerimize, milletimize hayırlı, uğurlu olsun inşallah, bereketli, bol hasatlar diliyorum. 4 Haziran Pazartesi günü itibarıyla Adıyaman’da da   -Toprak Mahsulleri Ofisimiz tüm Türkiye’de olduğu gibi Adıyaman’da da çiftçilerimizi, üreticilerimizi yalnız bırakmayacak, her türlü hazırlıklarını tamamladılar- inşallah hasatla beraber hububat alımına başlıyoruz.

Değerli muhalefet milletvekilleri, sizleri de dinliyoruz ama asıl olan, bizi milletimizin dinlemesi, milletimizin teveccühünün ve takdirinin kazanılmasıdır. 

Bir şeyi paylaşacağım sizinle: Seçim bölgem olan Adıyaman’dayım, seçim çalışmalarında arkadaşlarımızla birlikte geziyoruz. Adıyaman ilinin Besni ilçesinin İznikan köyüne geldik. Bizi karşılayan, 20-25 tane, beş altı yaşlarından on beş yaşına kadar çocuklar, ellerinde AK PARTİ bayrakları, “AK PARTİ, AK PARTİ” diye haykırıyorlar.

ALİ ÖZ (Mersin) – Şeker vermişsinizdir şeker, çocuklara şeker verip kandırmışsınızdır.

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) – Dedim ki: “Çocuklar, oylar nereye?” Dediler ki: “Oylar AK PARTİ’ye.” “Niye çocuklar, niye AK PARTİ’ye?” dedim. Değerli muhalefet partileri, siz de dinleyin, altı yaşında bir çocuk dedi ki: “AK PARTİ doğruları söylüyor.”

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Evet, çok seviyor çocuklar seni ya! Aynı çocukların babası da üzer bir gün gelir seni.

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) – Biz “Ne aldanan olacağız ne de aldatan olacağız.” dedik. Milletimizle gönül köprülerini kurduk, “Allah’ın izniyle hizmete devam.” dedik. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bir aşk olarak, bir ibadet anlayışı olarak bunu algıladık ve böylece devam ettik.

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Yüreğin yetiyorsa, şu Çukurova’ya bir git, masal anlatma Sayın Erdoğan.

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) – Girdiğimiz bütün seçimlerde de oylarımızı artırarak ilerledik. Türkiye’de yüzde 50 ama Adıyaman’daki kardeşlerim, Adıyaman’daki dostlarım yüzde 67’nin üzerinde destek olarak bir kez daha Türkiye'nin incisi olduklarını gösterdiler.

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Gel, Çukurova çiftçisini gez bakalım sen.

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) – Ben hem Adıyamanlı kardeşlerime teşekkür ediyorum hem çiftçi kardeşlerime. Ürünlerinin bol, hasatlarının bereketli olmasını diliyor, MHP’nin araştırma önergesinin aleyhinde olduğumu belirtiyor, yüce heyetinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – İkimiz de Komisyon üyesiyiz, gel, gidelim baş başa, çiftçileri gezelim yüreğin yetiyorsa.

BAŞKAN – Sayın Erdoğan, teşekkür ederim.

Şimdi, üçüncü konuşmacı, lehinde olmak üzere, Mersin Milletvekili Sayın Vahap Seçer.

Buyurun Sayın Seçer. (CHP sıralarından alkışlar)

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Şu narenciyeyi de bir anlat da…

VAHAP SEÇER (Mersin) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Erdoğan’ı dinlerken başka bir ülkenin tarımından, ziraatından, hayvancılığından mı bahsediyor diye birden gerçekten şaşırdım.

MEHMET ERDOĞAN (Adıyaman) – Türkiye’den Vahap Bey, Türkiye’den… Siz de alışacaksınız.

VAHAP SEÇER (Devamla) – Aslında kendisi de Komisyonda değerli bir çalışma arkadaşımız, konusuna da vâkıf bir arkadaşımız ama tabii, siyasi jargonla konuşuyor, siyasi üslupla, siyasi mülahazalarla tarımı değerlendiriyor.

Siz de takdir edersiniz ki mevcut istihdamın dörtte 1’ini, tarım sektöründe çalışan yurttaşlarımızı ilgilendiren önemli bir konu tarım ve mutlaka tarımın sorunları olacaktır. Devasa bir sektör, büyük bir sektör, dinamik bir sektör; güncel birtakım alınan kararlarla değişebilen, iklimle değişebilen. Yani ziraat üzerinde, tarım üzerinde birçok faktör var ki gidişatını, uygulanan politikaların doğru ya da yanlışlığını tespiti açısından etkileyen çok önemli, dinamik bir sektörü konuşuyoruz.

Tabii, tarım sektörünün, hayvancılığın sorunları var mıdır? Vardır. Neden kaynaklanıyor? Elbette ki Türkiye gibi tarımda, hayvancılıkta önemli kaynaklara, potansiyele sahip bir ülkede bu sorunlar yaşanıyorsa uygulanan politikalara bakacaksınız düz mantıkla düşündüğünüz zaman. Yani 28 milyon hektar tarım toprağınız olacak, 8,5 milyon hektar sulanabilir alanınız olacak, muazzam bir iklime sahip olacaksınız, biyoçeşitliliğe sahip olacaksınız, insan gücüne sahip olacaksınız, Tanrı’nın bu anlamda verdiği her şeye sahip olacaksınız ama sektörde ardı ardına krizler yaşayacaksınız ya da bu sektörde iştigal eden, üretim yapan çiftçiler sürekli feryat figan edecek.

Şimdi Milliyetçi Hareket Partisinin verdiği önergenin başlığına baktım: “Tarım ve hayvancılıkta yaşanan sorunlar ve bu sorunların üreticiler üzerindeki, çiftçiler üzerindeki olumsuz etkileri.” Şimdi, olumsuz etkilerini tartışmaya gerek var mı? Sizlerin bölgesinde var mı, yok mu, bilemiyorum, benim bölgemde var. Çiftçi borcunu ödeyemiyor, intihar ediyor, yaşamına son veriyor. Çiftçi borcunu ödeyemiyor ya da üretimden ailesini geçindirecek geliri elde edemiyor, doğduğu yeri terk ediyor, köyünü terk ediyor, toprağını terk ediyor, büyük şehre gidiyor; aç, sefil, işsiz, güçsüz. Tabii, ekonomik anlamda da kâğıt üzerinde büyüme sağladınız, ona bir lafım yok ama Allah aşkına söyler misiniz, sizin ortaya koyduğunuz ekonomik model üretime dayalı bir ekonomik model mi? Yani “On yıl önce, on yıl sonra...” Rakamlar TÜİK rakamları, sizlerin rakamları. İşsizlik oranı yüzde 8 seviyelerinde; 2002 sonunda İktidara geldiniz, 2012’deyiz bugün çift haneli işsizlik oranı. Bunu ben söylemiyorum, sizin sevk ve idarenizde olan kurumlar söylüyor, TÜİK söylüyor. Şunu anlatmaya çalışıyorum: Bir tarafta “Tarım sektöründe başarılıyız.” diyorsunuz, sizler söylüyorsunuz, rakamlara takla attırıyorsunuz. Efendim, 1,8 milyar liraymış da tarımsal destekleme, şimdi ulaşılan nokta 7,1 milyar liraymış! Allah aşkına yapmayın! Yani o günden bugüne üreticinin girdi fiyatlarını da ortaya koyun. O gün temel girdilerin fiyatları neydi; bugün, on yıl sonra, gübre fiyatı nedir, akaryakıt fiyatı nedir, zirai ilaç fiyatı nedir, elektrik fiyatı nedir?

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Yem fiyatları nedir?

VAHAP SEÇER (Devamla) - Bunları da ortaya koyun.

Şimdi “Tarım sektöründe kriz yok. Hayvancılık sektöründe kriz yok.”

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – İthalatını niye yapıyorsunuz?

VAHAP SEÇER (Devamla) - Yahu kardeşim, Türkiye tarihinde ilk defa, sizin döneminizde, Kurban Bayramı’nda kurbanlık koyunu sizin Hükûmetiniz ithal etmedi mi! Üç buçuk yıldır, bu ülkede hayvancılık sektöründe sorun yaşanıyor. Türkiye’de kaç baş hayvan var, bugünkü Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bunların tespitini yapamamış. Hayvancılık krizinin ilk çıktığı 2009 yılında gittiler, nüfus sayımı yapar gibi, ahırlarda hayvan saydılar. Sayımı da doğru yapamadılar. Yani bugün ortaya konulan rakamlar doğru değil. Demek ki sizin üretiminiz 74 milyonu besleyemiyor. Siz politikalarınızda sınıfta kalmışsınız. İşte, süt üretiminde sıkıntı yaşandı, hemen “Aman Sayın Başbakan Tarım Bakanına kızmasın, Tarım Bakanını görevden almasın.” rakamlarla oynadı, Sayın Başbakana raporunu sundu, Sayın Başbakan dedi ki: “Ya, yapma Sayın Eker, yani sen bana matematiği unutturdun.” Bunu Sayın Başbakan söyledi, Sayın Bakana söyledi. Şimdi, Sayın Başbakanı yanıltıyorsunuz sanki tarım sektöründe hiçbir sorun yokmuş gibi, elbette ki sorun var.

Gittiniz, 5 milyar liradan fazla, Ziraat Bankası kaynaklarından sıfır faizli kredi verdiniz. Bunun dönüşümü var mı? Daha geçtiğimiz günlerde… Ölü hayvanlara destekleme alıyorlar, denetim de yok. Paraları dağıtıyorsunuz, halkın, yurttaşların vergilerinden topladığınız paraları dağıtıyorsunuz kendi paranız gibi, “Sıfır faizli kredi verdik.” diyorsunuz, diğer taraftan, milyarlarca lira vurguna göz yumuyorsunuz, görmüyorsunuz çünkü işinizi iyi yapmıyorsunuz.

Bugün, tarım sektörünü sevk ve idare edenler işin ehli insanlar değil. Gidin alanlara, tarım sektörünün, üretimin önemli olduğu bölgelere gidin, sahada bir tane tarım konusunda uzman insan göremezsiniz. Bu işler masa başında olmaz. Bakanınız çalışmıyor, bürokratlarınız çalışmıyor, çalıştıramıyorsunuz, sorunlara vâkıf değilsiniz.

“Destekleme verdik.” Destekleme vermekle olmuyor. Bugün yaptığınız plansız, programsız destekleme yarınlarda başka sorunlara neden oluyor. İşte, meyvecilik sektörü can çekişiyor, ihracatta sıkıntı var, ihracat teşviki yetersiz, meyveler Akdeniz Bölgesi’nde dalında kalmış. Niçin kalmış? Yanlış politikalar. Bundan on yıl önce… Evet, destekleme verdiniz, fidan desteği “Tesis yapın.” tesis desteği, şu desteği, bu desteği; yapıldı tesisler, üretim arttı. Peki, bu ürünleri nereye pazarlayacaksınız? Bilinçsiz, istikrarsız, sürdürülebilirliği olmayan, ne orta vade ne kısa vade ne uzun vade, hiçbir proje yok. “Gün bugün, sorun var. Palyatif, geçici çözdük gitti.” o da çözebilirseniz. Şimdi, bu sektör böyle yönetilmiyor demek ki. Bugün hâlâ hayvancılık sektörü kriz yaşıyorsa, bugün hâlâ bitkisel üretim sektörü, meyvecilik sektörü ya da narenciye sektörü sorun yaşıyorsa, üretici bas bas bağırıyorsa, herhâlde yalan söylemiyor. “Ben para kazanamıyorum.” diyen üretici yalan söylemiyor. İşte gidin, icra dairelerinde icra dosyalarına bakın, 2002 yılında bunun adedi neydi, bugün, 2012 yılında kaç katına çıkmış? Gidin traktör galerilerine, ikinci el traktörlerle dolu. Şimdi, üretici para kazanıyor ise bu traktörleri niye satıyor? Borcunu ödemek için satıyor, evine haciz gelmesin diye satıyor.

Şimdi siz, kafanızı kuma gömerek “Bu sektörde sorun yok.” diyerek bugün için günü kurtarabilirsiniz ama bu sıkıntı yarın yine karşınıza gelecek, geçtiğimiz seçim gelmedi, gelecek seçimde gelecek. Seçim önceleri kesenin ağzını açıyorsunuz, önemli bir seçmen kitlesi çiftçi, birkaç milyar lirayla işi kurtarıyorsunuz ama sorunları öteliyorsunuz. Çiftçinin kimyasını bozdunuz, çiftçinin psikolojisini bozdunuz yani tarım sektöründe yaşanan sorunların çiftçiye olan etkisi, tek cümleyle, çiftçinin kimyasını bozdunuz.

Onun için, bu sektörde sorunlar vardır, doğru bir tespittir. Milliyetçi Hareket Partisinin ortaya koyduğu önerge doğru bir tespittir, doğru bir önergedir. Dolayısıyla, bu önergenin lehinde oy kullanacağımızı belirtiyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Seçer.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisi üzerinde son konuşmacı Şanlıurfa Milletvekili Sayın İbrahim Binici.

Sayın Binici, buyurun. (BDP sıralarından alkışlar)

Süreniz on dakika.

İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; MHP Grubunun tarım ve hayvancılıkla uğraşan üreticilerin yaşadığı sorunların araştırılması için verdiği önerge üzerinde Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına usulen aleyhte söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.

Öncelikle -biliyorsunuz- Türk Hava Yollarında grevde olan işçiler işten çıkarma adına tehdit edilmektedirler. Hükûmetin bu tutumunu nefretle kınıyor, bir an önce AKP’nin bu tutumundan vazgeçmesini -istiyorsa- emeğe saygılı olmasını talep ediyorum.

Yine -geçen hafta gündem dışı konuşmamda da değinmiştim- maalesef, AKP’nin siyasal soykırım adına operasyonları Urfa’mızda devam etmektedir. Yine, iki gündür, 29 kişi gözaltındadır, aralarında 3 tane belediye başkan yardımcısı, belediye meclis üyesi, BDP belediye meclis üyeleri ve partimizin yöneticileri… Lütfen, o kirli ellerinizi temiz siyasetimizin üzerinden çekin diyoruz. Yeter artık “…”(x) diyorum.

Biliyorsunuz, hiç kuşku yok ki, insanın en temel hakkı ve ihtiyacı beslenme hakkıdır. İnsan hayatının devamı için vazgeçilmez olan bu hak sağlıklı beslenme  kriterleri çerçevesinde kullanılması hâlinde sağlıklı bir hayatı, dolayısıyla da sağlıklı nesilleri beraberinde getirecektir. Sağlıklı beslenme kriterlerinin başında ise yeterli ve dengeli beslenme gelmektedir. Hayvansal ürünlerinin üretimi yeterli ve dengeli beslenme için vazgeçilmez olmasının yanı sıra çok önemli bir ekonomik faaliyet olarak karşımıza çıkmaktadır. Hayvancılık ve hayvan üretimi özellikle kırsal alandaki açık ve gizli işsizliği azaltmak bakımından ayrı bir öneme sahiptir. Bu yönüyle insan göçünü ve buna bağlı olarak ortaya çıkan sosyal sorunları azaltmak ve önlemek gibi çok önemli sosyoekonomik fonksiyonu da bulunmaktadır. Sektör olarak et, süt, tekstil, deri, kozmetik ve ilaç sanayi dallarına ham madde sağlayarak dengeli kalkınmaya katkıda bulunulduğu gibi, ihracat yoluyla döviz gelirlerini de artırmaktadır. Bunun yanı sıra, insan gıdası olarak tüketilemeyen bitkileri ve bitkisel artıkların değerlendirilmesi nedeniyle insan hayatında ve ülke ekonomisinde önemli bir değere sahiptir.

Ülkemiz hayvancılığının da giderek gerilediği TÜİK verilerinden anlaşılacağı gibi, son yıllarda hızla artan et fiyatları da bunu kanıtlamaktadır. Kırmızı etin kilosuna AB tüketicisi 4-5 dolar, ABD tüketicisi 2-3 dolar öderken ülkemiz tüketicisi 16-17 dolar ödemektedir.

Günümüzde ülkelerin gelişmişlik düzeyinin belirlenmesinde kullanılan önemli kriterlerden birisi de kişi başına tüketilen hayvansal ürün miktarlarıdır. Avrupa ülkelerinde kişi başına kırmızı et tüketimi 75 kilogram iken ülkemizde 8 kilogramın altına düşmüştür. AKP İktidarının uyguladığı sığ ve öngörüsüz tarım ve hayvancılık politikaları sonunda özellikle et tüketimi neredeyse lüks tüketime dönüştürülmüştür.

Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren hayvancılığımızda sürekli denilebilecek bir gelişme sağlanmışken 24 Ocak 1980 Kararları’yla hayvan üretimi ve hayvansal ürünlerin üretimine verilen teşviklerin kaldırılmasıyla hayvancılığımıza büyük bir darbe vurulmuştur. Hayvancılığımıza indirilen ikinci büyük darbe Et ve Balık Kurumu, Süt Endüstrisi Kurumu ve Yem Sanayi gibi tarımsal kuruluşların özelleştirilmesi olmuştur.

Hayvancılığın gerilemesinde rol oynayan bir diğer önemli etken de meraların hızla yok edilmesidir. 1940 yılında 44 milyon hektar çayır, mera alanları günümüzde 12 milyon hektara kadar düşmüştür. Mevcut mera alanlarının yarıya yakını Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde olmasına karşın, güvenlik gerekçeleriyle uygulanan yasaklar bölge ve ülke hayvancılığına büyük ölçüde zarar vermektedir. Başlıca geçim kaynağının hayvancılık olduğu bu bölgelerde yoğun göç hareketleri yaşanmakta ve insanlar doğup büyüdüğü topraklardan koparak büyük kentlerin varoşlarına savrulmaktadırlar.

Hayvancılığımızın gerilemesindeki en önemli etkenlerden birisi de maliyeti yüzde 70-80 oranında belirleyen yem fiyatlarıdır. Yem fiyatları bir yıl içinde yüzde 50-60 civarında artış göstermiştir. Yem fiyatlarındaki bu artış önlenemediği takdirde sektörde çıkışın önü alınamaz duruma gelinmiştir ve Türkiye de ne olduğu belli olmayan kaçak et cenneti hâline getirilmiştir âdeta. 1983-1990 yılları arasında Türkiye’den Orta Doğu ülkelerine yıllık ortalama 2 ile 2,7 milyon baş hayvan, canlı küçükbaş hayvan ihracatı resmen yapılmaktaydı. On beş yıl önce elimizde olan bu yakın pazar bugün Avustralya, AB ülkeleri ve ABD’nin eline geçmiştir. 1980 yılında 44,5 milyon olan nüfusumuz bugün 72,5 milyondur. Buna karşılık TÜİK verilerine göre, yine aynı dönemde büyükbaş hayvan varlığı 16,9 milyondan 10,9 milyona, küçükbaş hayvan varlığı ise 67,6 milyondan 29,5 milyona gerilemiştir.

                         

(x) Bu bölümde Hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.

Uygulanmış ve uygulanmakta olan politikalar hayvancılığımızı bitirme noktasına getirmiş, nitekim son yıllarda görülen hayvan sayısındaki düşüş ve et fiyatlarındaki yükseliş bu soruna bir an önce çözüm üretilmesinin gerekli olduğu açıklanmıştır.

Bu verilerle, önerge lehine söz almış bulunmaktayım, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) – Sayın Başkan, Sayın Hatip grubumuza hitaben ağır sözler söylemiştir, “siyasi soykırım” ve “kirli ellerinizle” diye hitap etmiştir, cevap vermek istiyorum.

BAŞKAN – Buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

İki dakika, lütfen…

İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa) – Yapılmıyor mu, yapılmıyor mu? Haftada 20-25 kişi alacaksınız “siyasi soykırım” diye adlandırmayacağız! (AK PARTİ sıralarından gürültüler, “Otur yerine” sesleri)

BAŞKAN – Lütfen, lütfen…

VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİ KONUŞMALAR

1.- İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı’nın, Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici’nin AK PARTİ Grubuna sataşması nedeniyle konuşması

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Söz isterken söylediğim gerekçemde olduğu gibi yine belirtmek isterim, Sayın Konuşmacı konuşmasında grubumuza hitaben siyasi soykırım yaptığımızı ve kirli ellerimizin olduğunu ve temiz siyasetlerinden kirli ellerimizi çekmemiz gerektiğini söylüyor. Ben o zaman soruyorum, temiz siyaset yapan bu kişiye soruyorum: Sizin temiz siyasetinizde Pınarbaşı var mı?

PERVİN BULDAN (Iğdır) – Ne alakası var şimdi BDP’yle Pınarbaşı’nın Sayın Bahçekapılı?

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (Devamla) – Sizin temiz siyasetinde Hantepe, Gediktepe, Aktütün, Dağlıca var mı? Sizin temiz siyaset dediğiniz anlayışınızda sırtından adam vurmak var mı? Bana bunu açıklayın. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Sizin siyasetinizde, sizin temiz siyasetinizde adam kaçırma var mı? Sizin temiz siyasetinizde otobüs duraklarınızda, çok savunduğunuz -tırnak içinde- emekçi halkımıza katliam yapmak var mı?

İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa) – Emekçiler bugün aç, aç…

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (Devamla) – Sizin temiz siyasetinizde bu Meclis çatısı altında kullanılmayan kelimeleri kullanarak siyaseti kirletmek var değil mi? Var. Ama bizim siyasetimiz temiz bir siyasettir, alnımızın akı gibi temiz bir siyaset yapıyoruz. Bundan sonra konuşmalarınıza lütfen dikkat edin. Hangi gruba hitap ettiğinizi tayin ederek konuşun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MÜLKİYE BİRTANE (Kars) – Yalanla anılan temiz siyaset nerede görülmüş?

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) - Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler.

III.- Y O K L A M A

(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

MUHARREM İNCE (Yalova) – Yoklama istiyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Sayın İnce, Sayın Seçer, Sayın Aksünger, Sayın Yılmaz, Sayın Özdemir, Sayın Çıray, Sayın Özgümüş, Sayın Erdemir, Sayın Yüceer, Sayın Çetin, Sayın Kaplan, Sayın Topal, Sayın Cihaner, Sayın Tayan, Sayın Öz, Sayın Bulut, Sayın Havutça, Sayın Oran, Sayın Dibek, Sayın Tanrıkulu.

Sayın milletvekilleri, yoklama için iki dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.

VII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

2.- MHP Grubunun, tarım ve hayvancılık sektöründeki sorunlar ile bunların çiftçiler üzerindeki olumsuz etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin Genel Kurulun 29/5/2012 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)

BAŞKAN – Grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Öneri kabul edilmemiştir.

Şimdi, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

3.- CHP Grubunun, 8/3/2012 tarihinde Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve arkadaşlarının sendikaların ve sendikal örgütlenmelerin sorunlarının araştırılması ve çözüm yollarının belirlenmesi amacıyla vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin Genel Kurulun 29/5/2012 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

                                                                                                                          29.05.2012

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulu'nun, 29.05.2012 Salı günü (Bugün) yaptığı toplantısında, siyasi parti grupları arasında oy birliği sağlanamadığından, Grubumuzun aşağıdaki önerisinin İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince Genel Kurul'un onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                                  Muharrem İnce

                                                                                                                        Yalova

                                                                                                               Grup Başkanvekili

Öneri:

Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve arkadaşları tarafından, 08.03.2012 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına "Sendikaların ve sendikal örgütlenmelerin sorunlarının araştırılması ve çözüm yollarının belirlenmesi" amacıyla verilmiş olan Meclis Araştırma Önergesinin, (299 sıra nolu) Genel Kurul'un bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, 29.05.2012 Salı günlü birleşimde sunuşlarda okunması ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisi üzerinde, lehinde olmak üzere Ankara Milletvekili İzzet Çetin.

Buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)

İZZET ÇETİN (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; sendikaların son yıllarda kan kaybettiği bir gerçek. O nedenle bunun nedenlerini, sonuçlarını ve demokrasinin vazgeçilmez kurumları olan sendikaların ülkemizde yeniden güçlenmesi için yapılması gerekenleri araştırmak üzere vermiş olduğum önerge üzerine lehine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bu vermiş olduğum önergenin bugün Danışma Kurulu önerisi olarak Meclis gündemine getirilmiş olmasından büyük memnuniyet duydum, çünkü emeğe saldırıların en derin noktada gündeme alındığı bir günde bu konunun tartışılıyor olması herhâlde güzel bir olay, ama AKP’li milletvekili arkadaşlarımızın da konuyu dinlemelerinde büyük yarar var, zira kendileri Türkiye'de biraz evvel…

Sayın Başkan, bir uğultuyu keser misiniz.

AYTUN ÇIRAY (İzmir) – Sayın Başkan, çok gürültü var, duyamıyoruz.

BAŞKAN – Arkadaşlar, biraz sessiz olalım lütfen.

Buyurun.

İZZET ÇETİN (Devamla) – Değerli arkadaşlar, bakınız, bugün Türkiye 75 milyon nüfusa sahip -Çalışma Bakanımızın verdiği rakamla söylüyorum- toplu sözleşmeden yararlanan işçi sayısı 567 bin. 12 Eylül 1980’de 44 milyon nüfus varken 2,5 milyon işçi toplu sözleşme ve sendikalılık hakkından yararlanıyordu. O tarihlerde memurların sendikaları yasal anlamda belki yoktu, ama bugün 8 konfederasyona bağlı sendikalarda memurlar örgütlendi ancak yüzde 45’i üstelik yandaşınız olan sendikalarda örgütlenmiş olmasına rağmen, sayıları 1 milyon 100 bin dolayında yani 75 milyon nüfuslu ülkede sendikalı işçi sayısı, işçisiyle memuruyla 1,5 milyon dolayında. Bu, ülkemiz demokrasisi açısından bir büyük ayıp. Döneminizde, son on yılda işçi sendikalarının üye kaybı yüzde 40’ı geçti. Şimdi bugün, bu araştırma önergesini verdik, dedik ki: “Neden kan kaybediyor?” Açıkça suçlu ortaya çıktı.

Hava iş yerlerinde hava işvereni Bakanlığınızın, Hükûmetinizin talimatıyla, Başbakanın talimatıyla “Grev yasağı kapsamına alınsın.” diye kanun teklifini Sendikalar Yasası’yla, çalışma yaşamıyla hiç ilgisi olmayan 2 milletvekili arkadaşımızın eline tutuşturup verdirdiniz Meclise. Bugün, hava iş kolunda çalışanlar işlerini kaybetme tehlikesine karşı güç birliği yaptılar ve meşru bir biçimde eylem koyuyorlar. Onları yürekten kutluyorum AKP’nin zulmüne direndikleri için.

Değerli arkadaşlarım, gerçekten 12 Eylül yasalarından söz ediyorsunuz, 12 Eylül hukukundan söz ediyorsunuz, 12 Eylülle hesaplaşmaktan söz ediyorsunuz. Sizin asıl hesaplaştığınız kesim işçiler, memurlar. Memurlara reva gördüğünüz zam 3,5-4 ve ikinci yıl yüzde 3, yüzde 3 idi. Bugün, oluşturduğunuz kurumun, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu -ki, o kurulun 12 Eylül döneminde işçilerin hak ve özgürlüklerini yok eden Yüksek Hakem Kurulunun işlevini göreceğini buradan söylemiştim, hiç de yanılmadım- bugün kararlarını açıkladılar; yüzde 4-yüzde 4. Yandaşınız Memur-Sen’e de, size de hayırlı olsun ama bunun ülkeye, memura, çalışana hayırlı olabileceğini söyleyebilmenin olanağı yok.

Bugün, ülkemizde sendikal alan alabildiğine daraldı. 12 Eylül dönemindeki yasal düzenlemelerin katbekat acısının, şiddetlisinin bu dönemde, sizin döneminizde örneklerini görüyoruz.

Bakın, ben buradan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanına sesleniyorum: Çalışma, Sağlık, Aile, Sosyal İşler Komisyonunu sevmeyebilirsin. Çalışma Bakanına sesleniyorum: Kendi sorumluluk alanına sahip çık. Çalışma, Sağlık, Aile, Sosyal İşler Komisyonuna, Başkanına sesleniyorum: Komisyonuna sahip çık. Ne alakası var -İçişleri Komisyonuyla- Hava-İş Sendikasının grev hakkının yasaklanması önerisinin İçişleri Komisyonunda görüşülmesinin? Bu bir sendikal yasak değil mi?

Daha önce, Meclis Başkanı, 4688 sayılı Kamu Çalışanları Sendikalar Kanunu’nda da Bütçe ve Plan Komisyonunu ana komisyon olarak göstermiş ve görüştürmüştü. Görevini, ne Meclisteki yasal düzenlemelerin yapılması için komisyonlara sevkinde doğru dürüst yapıyor ne de millî iradenin tutsaklığı konusunda doğru dürüst görev yapabiliyor. Tam bir aczi ortaya koyuyor; Başbakanın talimatları neyse onu yerine getirmeye çalışıyor.

Değerli arkadaşlar, hava iş kolundaki bu grev yasağı, esasında Toplu İş İlişkileri Kanun Tasarınızın içinde vardı. O tasarıyı 7 tane bakanınız imzalamadı. Defalarca söylüyorum, kim o tasarıyı imzalamayan bakanlar? Hangi gerekçeyle imzalamadılar? Hangi kurumun, hangi kuruluşun baskısıyla imzalamadılar? Onu ortaya çıkartmak gerekir ve bunun için de bir komisyon kurulması lazım.

Bu ülkede 12 Eylülden evvel, egemen çevreler gazete ilanıyla hükûmet yıkmıştı. Şimdi de AKP’nin bakanlarına imza attırmayarak yasayı öteliyorlar. Onun içindeki bir yasayı bugün tutmuşsunuz teklif olarak İçişleri Komisyonunda korsan bir biçimde Meclis gündemine getireceksiniz. Biz de Meclise önerge veriyoruz, diyoruz ki, sendikalar niye geriliyor, niçin geriliyor; gelip araştıralım, bir komisyon kuralım. Ee, suçlu ortada. Var olan örgütlülük ortadan kalkıyor.

Bir kere, Bakanlar Kurulunun herhangi bir grev hâlindeki… Hava-İş Sendikası yirmi yılı aşkın süredir grev yapmamış. Grev kararı alsa bile onu Bakanlar Kurulunun erteleme yetkisi var. Bakanlar Kurulu erteledikten sonra inisiyatif zaten sendikadan çıkıyor, Yüksek Hakem Kurulu devreye giriyor, sözleşmeyi o bağıtlıyor. Ne alakası var bu yasaklı zihniyete? Yani 12 Eylül’de faşist generallerin bile yapmadığını bugün yapmak, generallerden daha diktatör bir anlayışın ürününden başka bir şey değil. Şiddetle kınıyorum.

Değerli arkadaşlar, gerçekten sendikal hak ve özgürlükler bir bütün. Bunun içerisinde örgütlenme özgürlüğü var, toplu sözleşme özgürlüğü var, grev hakkı ve özgürlüğü var. Eğer bu özgürlüklerin, bu kolektif iş hukuku alanında, birini diğerinden ayırırsanız sakat olur, topal olur ve dolayısıyla da sendikal alanda bir gelişme olmaz. Bugün, ülkelerin demokratikleşmesinin, demokrasilerindeki gelişmişlik seviyesinin asıl ölçütü, o ülkedeki örgütlülükle ölçülüyor pek çok yerde. Bizim ülkemizde, demokrasicilik oynuyoruz. Bir başbakan her şeye muktedir, en son mesleği de jinekolog oldu. Onlarla uğraşacağına, gelip, sendikaların hak ve özgürlüklerini elinden almak için korsan yasa teklifi vereceğine, bu alanı genişletmesi gerekir. “Avrupa Birliğine gireceğiz.” diye birbirimizi kandırıyoruz. Bu mantıkla, bu kafayla, bu yaklaşımla bırak Avrupa Birliğini, Edirne’nin ötesinde bir derneğe Türkiye’yi üye yaptıramazsınız. Biraz aklınızı başınıza alınız. Sendikal alan korkulacak bir alan değil. Sendikalar bu ülkenin en önemli kurumlarının başında geliyor. İşçiler işten atılma korkusuyla karşı karşıya. İş güvencesini, göreve gelir gelmez, 10 ve daha fazla işçi istihdam edilen işletmelerden 30 ve daha fazla işçi istihdam edilen işletmelere çıkararak kuşa çevirdiniz. Bugün, işçiler, sendikalara üye olmaya korkuyor; memurlar bile üye olmaya korkuyor. Herhangi bir şekilde hak aramak, suç işlemek anlamına geliyor. Eleştiren ya Silivri’ye gönderiliyor ya da hakkında soruşturma açılıyor.

Değerli arkadaşlar, gerçekten, ülkemizde, eğer demokrasimizi güçlendireceksek, eğer toplu sözleşme ve sendikal hakları genişleteceksek sendikalara önem vermek zorundayız. Sendikalar bu ülkenin kriz dönemlerinde çok ağır sorumluluk üstlendiler. Hiç üzerlerine farz olmamasına rağmen, krizin aşılması için işletmelerde toplu sözleşmeleri neredeyse gönüllü askıya aldılar, sorumluluğa ortak oldular ama anladılar ki, şimdi o krizlerin aşılmasında rıza göstermelerinin cezasını çekiyorlar. Tabii, bu cezayı fatura edecek yeri de şimdiye kadar gösteremediler ama umarım bundan sonra gösterirler.

Değerli arkadaşlarım, gerçekten ülkemizde sendikal örgütlenmede yaşanan gerilemenin nedenlerini, niçinlerini, suçlularını araştırmak için bir önerge verdik ve bu önergenin sonucu itibarıyla bir komisyon kurularak araştırılmasında büyük yarar görüyorum. Sizlerden özellikle rica ediyorum: İşçileri tehditle, Hava-İş üyelerini tehditle işten atmaktan, eylem kırıcılığından vazgeçiniz, onların meşru eylemlerine saygı gösteriniz diyorum.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Çetin.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisi üzerinde ikinci konuşmacı, aleyhinde olmak üzere, Mersin Milletvekili Sayın Ertuğrul Kürkcü.

Buyurun Sayın Kürkcü.

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) – Sayın Başkan, sevgili arkadaşlar; bunun mecburen “aleyhinde” diye nitelendirildiğine değinmeyi gereksiz görüyorum. Aslında, bu araştırma önergesini belki daha da derin yapmak için bunun bazı eksikliklerine değinilebilir ama sanıyorum asıl mesele bu değil.

Şimdi, birincisi: Yarın 30 Mayıs. 30 Mayıs 1937’de Amerika Birleşik Devletleri’nde grev yapan Republic Steel fabrikasında çalışan silahsız işçiler polisin saldırısına uğrayarak 10’u öldürülmüş, dövülerek yaralanan 28 işçinin 9’u da sürekli felç olmuştu. Sendikal mücadele böyle ağır, dünyanın en gelişmiş kapitalist ülkelerinde de, geri ülkelerinde de böyle ağır koşullardan geçerek bugüne geldi. Ancak günümüzde, Türkiye'de -apaçık araştırma önergesinin gerekçesinde de yazıldığı gibi- sürekli olarak sendikalar üye kaybederek, kan kaybederek çalışma hayatı şekilleniyor. Ben on sekiz yaşındayken Türkiye'de sendikalı, toplu sözleşme hakkı olan 1 milyonu aşkın işçi vardı. Aradan bunca yıl geçtikten sonra yani tam kırk altı yıl sonra, Türkiye'de bugün sendikal olarak sözleşme yapma yetkisine sahip 600 bin işçi var. Türkiye'nin nüfusu o güne kıyasla 2 kattan fazla arttı.

Bu durumda hakikaten araştırmaya değer bir durum vardır çünkü sendikaların varlığı ve genişliği, aslında bir ülkedeki siyasi haklar ve özgürlükler alanının genişliği hakkında bir fikir verir çünkü günümüzde “özgürlük” demek “sermayeden özgürlük” demektir; “Sermayenin hâkimiyet alanı ne kadar kısıtlanmış ise geri kalan halk için o kadar çok özgürlük var.” demektir. Bu kadar az sendika, o zaman, bizi -apaçık durum ortada- 1960’ların ikinci yarısı, 70’ler başına göre özgürlükler bakımından çok daha geri bir yerde tutuyor; bu açık, bunun saklanacak tarafı yok. O zaman, bu araştırma sadece bir sendikal hak araştırması, sendikal genişlik, genlik araştırması değil, aynı zamanda bir özgürlük araştırması olarak da görülmelidir.

Geçtiğimiz yıl, 2011 yılında, bankalar, sadece bankalar toplam 20 milyar Türk lirası kâr ettiler. İşçi ücretleri ise bir önceki yıldan sadece yüzde 6 düzeyinde arttı, ortalama işçi ücreti; ama bu, sendikalı ve düzenli çalışan işçiler içindi, geri kalanlar ise sendikasız ve düzensiz çalışan yaklaşık 20 milyon insanın gerçek ücretleri geriledi.

Bu durumda, Türkiye'de hem özgürlüğün hem refahın artışı apaçık işçi haklarının nasıl geliştirileceğine ve nasıl güçlendirileceğine bağlı iken Hükûmetin önlemleri son derece dramatik bir biçimde bunun tersine işliyor. Önümüzde bir yasa değişikliği tasarısı var. 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu’nun 29’uncu maddesinin birinci fıkrasına bir hüküm daha ekleniyor -6’ncı madde- havacılık hizmetlerinde de grev yasağı var.

Bakın arkadaşlar, hangi iş kollarında grev yasağı vardı? Can ve mal emniyeti, cenaze ve tekfin; enerji ve petrokimya için gaz, linyit ve sair maden çıkarımı ve gaz çıkarımı; banka ve noterlik hizmetleri, ulaştırma, kara ve demir yollarında –kamu tarafından işletilen- otobüslerde, tramvaylarda. Şimdi buna havacılığı da ekliyorsunuz.

Bu kadar çok grev yasağıyla belirlenmiş bir çalışma yasası içerisinden nasıl olup da bir özgürlük imkânı çıkartabileceğinizi ben size sormak istiyorum.

Ama çok açık olarak söylüyorum, havacılık iş kolunda Türk Hava Yolları çalışanlarının giriştikleri bu grev, sadece Türk Hava Yollarında çalışanların değil, aslında köle ücretine özel hava yollarında çalışan işçilerin, emekçilerin de  özgürlükleri, kurtuluşları, kendi mücadelelerini özgürce yürütmelerinin önünde son derece önemli bir başlangıçtır. Bütün kalbimizle, ruhumuzla, gücümüzle Türk Hava Yolları çalışanlarının yanında olduğumuzu duyuruyoruz.

Başbakan -20 Ekim 2011 tarihli Vatan gazetesinde yayınlandığına göre- Kızılcahamam’da yapılan toplantıdan sonra demiş ki buna katılan milletvekillerine: “Önümüzdeki dönem yeni anayasa değişikliği sırasında siyasi grev, lokavt, dayanışma grevi, genel grev, işi yavaşlatma ve direniş yasağı anayasada olmasın.” Ama pratik sürece baktığımız zaman gördüğümüz şey, Türk Hava Yollarında çalışanların bugün işlerinden çıkartılmaya başladıklarıdır. Yaptıkları nedir? Aslında bir dayanışma için işi yavaşlatma. Aslında bir grev de yapıyor değiller.

Örnek bir değil, iki değil, araştırmaya kalktığınız zaman zaten araştırma kendiliğinden sizi buluyor. Adana’da Toroslar Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi Adana İl Müdürlüğüne bağlı iş yerlerinde çalışan işçilerin çalıştırıldıkları taşeron Net Enerji ve Taç Elektrik şirketlerine işçi olarak hizmet veren 52 işçi, ücretleri ödenmediği için işe gitmediler. İş Kanunu’nun, ücreti ödeme gününden başlayarak yirmi gün içinde mücbir bir neden dışında ücreti ödenmeyen işçi iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir hükmüne dayanarak işe gitmediler ve işlerinden kovuldular, şimdi direnişteler. Oysa bu işçilerin hakkının savunuculuğunu, doğrudan doğruya bu vaatlerde, bu teminatlarda bulunan Hükûmet, onun Çalışma Bakanlığı yapmalıydı.

Hepiniz biliyorsunuz sevgili arkadaşlar, Başbakan bugün grupta yaptığı konuşmada partimizi ve onun siyasetini, siyasette kullanılabilecek en kötü sözlerden biriyle, kalleşlikle suçladı. Doğrusu ben manası nedir, ne manada kullandı diye baktığımda “kalleş”in sözlük karşılığının şu olduğunu gördüm: “Sözünde durmayıp bir işin yüzüstü kalmasına yol açan. Birine gizlice kötülük eden.” Acaba biz, Adalet ve Kalkınma Partisinin Kürt sorununu çözme siyasetine eşlik edeceğimize söz mü vermişiz? Onunla ortak bir yürüyüşü mü önermişiz? Onun zor siyasetine biz “Özgürlük siyaseti takip edilmelidir.” diye karşılık vermemişiz de zor siyasetine ortak mı olacağız demişiz? Biz, Adalet ve Kalkınma Partisinin, örneğin, Roboski’deki katliamı araştırmasına karışmayacağımızı, buradaki katliamın sorumlularını kulağından tutup ortaya çıkartma işine doğrudan doğruya dâhil olacağımızı söylemişiz de bunu mu yapmamışız, yoksa Hükûmetin bize “Bundan geri dönün.” uyarılarına boyun mu eğmemişiz? Bunlar bizi kalleş yapmaz sevgili arkadaşlar. Bunlar bize, kendi sözünde duran, kendi bildiği gibi kendi mücadelesini sürdüren, bunun sonuçlarına da razı olan, bunun sonuçlarından yüksünmeyen, bundan ötürü kimseye yalvarıp yakarmayan konumu sağlar. O nedenle, bu söz tıpkı bütün kem sözler için olduğu gibi sahibine ait olmalıdır çünkü işçilere daha çok özgürlük vaadiyle bir anayasa değişikliğine halkı çağıran, burada toplu sözleşme ve grev hakkının sınırını genişleteceğini söyleyen; siyasi grev, lokavt, dayanışma grevi, genel grev, işi yavaşlatma ve direniş yasağı olmayacağını söyleyenlerin, şimdi greve kalkıştıkları için Türkiye’nin her yerinde kent meydanlarında işçileri meydan dayağına çektiren, şimdi Hava-İş kolunda, havacılık hizmetlerinde grev yasağı getirenlerin, acaba bu sözlük karşılığı bakımından nerede durduklarını kendilerine sormak istiyorum.

Biz neyi diyorsak onu yapıyoruz. Biz hükûmet değiliz. Kimsenin siyasetini yürütmüyoruz. O siyasetin tamamen karşısındayız. Dürüstçe, açıkça söylüyoruz: Bu yoldan giderseniz Türkiye’yi de, kendinizi de felakete götüreceksiniz.

Siz bize kalleş mi diyorsunuz? Önce dönün ve aynaya bakın. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Kürkcü.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu üzerinde üçüncü konuşmacı lehinde olmak üzere Antalya Milletvekili Sayın Mehmet Günal.

Buyurun Sayın Günal. (MHP sıralarından alkışlar)

MEHMET GÜNAL (Antalya) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, şu anda sendikalaşmayla, sendikal örgütlenmeyle ilgili bir önerge üzerinde konuşuyoruz. Az önce İnternet’ten arkadaşlara sordum. En son düşen iki tane haberin başlığını size söylüyorum: “Memur zammı belli oldu. İtirazlara rağmen 4+4.” Alttaki haberde de “Türk Hava Yolları 150 çalışanını anında kapı önüne koydu.” diyor.

Biliyorsunuz bu konuda, grevle ilgili çalışma var. Şu anda da o grevin yasaklanmasına ilişkin, daha önce Aile, Çalışma Komisyonunda reddedilen başka bir maddenin bugün görüşeceğimiz kanun içerisine dercedilmesi var.

Şimdi, iki tane sıcak gündem, tamamıyla sendikasızlaşmayı ve sendikanın önemsizleştirilmesini gösteren iki örnekten bahsediyorum size. Öncelikle, işçilerle ilgili olanı az önce söyledim. Değerli arkadaşlar, bir taraftan, Sayın Başbakan “Yeni anayasa olmazsa 2023 hedefine bile ulaşamayız.” diyor; bir taraftan, Anayasa değişikliği çıkarken “Size bütün haklarınızı vereceğiz, grevli toplu sözleşmeli.” diyorsunuz; öbür taraftan, grev olan bir sektörü yasaklamaya kalkıyorsunuz. Ben, yine az önce bu konudaki haberlere bakarken gördüm, “Sayın Yıldırım -Ulaştırma, Haberleşme Bakanımız- grev hakkında ne dedi?” diye bir haber var. Bakıyorum, diyor ki: “Grev yapmak bir hak arama olmakla birlikte, en son başvurulacak yöntem olmalı.” Güzel. “Bu konunun yasal altyapısı tamam mıdır, değil midir araştırmamız lazım.” demiş. Altında diyor ki: “Elimizdeki gücü, yetkimizi insanları mağdur ve perişan etmek yönünde kullanırsak bu hiç de insani bir davranış olmaz. O bakımdan bunun sona ermesini bekliyoruz.” E, peki, o, insani bir davranış değil de sizin şimdi, greve giden adamlara telefonla, SMS’le “Seni görevden aldık.” diye grev kırıcılığı yapmanız Türk Hava Yolları açısından doğru bir şey mi? Ve bunların grev kapsamı dışına çıkarılmasını nasıl içinize sindiriyorsunuz? Sayın Bakan diyor ki: “Bakın, Türk Hava Yolları özel bir kuruluştur, dolayısıyla Türk Hava Yollarıyla sendika arasındaki toplu sözleşme görüşmelerinin içinde değiliz. Olmamız da gerekmiyor.” Güzel. “Ama bu sorun artık vatandaşı perişan edecek noktaya giderse, kısa sürede çözülemezse bir şekilde önlem almak için gerekli adımları atmaktan geri durmayız.” Size ne? Türk Hava Yolları bir kamu kurumu mu? Şu anda sadece payı var. Madem o kadar stratejikse niye özelleştiriyorsunuz? Veya stratejik değilse, orada yapılacak grevin sizinle ne alakası var, ben anlamıyorum. Yani niye karışıyorsunuz, işçiyle işveren arasındaki bir toplu sözleşme görüşmesindeki sürece kanun aracılığıyla niye müdahale etme ihtiyacı hissediyorsunuz? Bu nasıl özgürlüktür? İşimize geldiği zaman uluslararası sözleşmelerden bahsedeceğiz, işimize geldiği zaman Avrupa Birliği normlarından bahsedeceğiz, işimize gelmediği zaman, bir madde çıkaralım, bir kanun maddesiyle bunu çözelim, böyle bir şey olmaz değerli arkadaşlar.

ILO Sözleşmesi burada grev hakkından bahsediyor ki kamu çalışanlarına, memurlara vermediğiniz grev hakkı, toplu sözleşmenin bir parçası. Hadi buna vermediniz, peki, işçiye verdiğiniz grev hakkını niye geri almaya çalışıyorsunuz? Grev hakkı elinden alınan işçi nasıl toplu sözleşme yapacak, işvereni nasıl maaşını artırmaya zorlayabilecek? Ortada bir uzlaşma zaten bulunuyor netice itibarıyla. Orada da bir hakem heyeti var, bir şey olduğu zaman oraya da gidiyorlar, nasıl ki kamu çalışanları için varsa. Bunlara kamu aracılığıyla müdahale edilmesi doğru değildir değerli arkadaşlar. “İnsan hakkı” kavramının içerisinde en temel şeylerden birisi, örgütlenme hakkıdır ve sendika da bir örgütlenme biçimidir. Onun için, gelin, bir taraftan “özgürlükleri veriyoruz” derken bu özgürlükleri kısıtlayıcı davranıştan vazgeçin.

E, diğer taraftan, memurlarla ilgili de aynı şeyi görüyoruz. Şimdi, bugün çıkmış ve açıkçası 4+4 olmuş ama o da en azından 6’ya 5 son anda Sayıştay Başkanı ağırlığını koyunca çıkmış, yoksa, o da, o şekliyle mi çıkacaktı, nasıl çıkacaktı? Biz bu kanun çıkarken söylemiştik, bu hakem heyetinde böyle bürokrasi ağırlığı olursa, Hükûmet belirlerse ne fark ediyor; ha toplu sözleşme yapıyorsunuz ha toplu görüşme yapıyorsunuz ha doğrudan memur maaş zammı veriyorsunuz, bir anlamı yok, kendi kendimizi kardırmaya da gerek yok. Burada, hakikaten ciddi sorunlar yaşanıyor ve şu anda çıkan karar 4+4!

Peki, memurlar ne istemişti? Yani Memur-Sen dâhil, iktidara yakın olan, özellikle korunulan, kayırılan Memur-Sen’in talebi de 7,5+7,5’tu. Şimdi, 4 nere 7,5 nere? Yarısında uzlaşmış durumdalar. Üç aylık enflasyona baktığınız zaman, zaten 3’ü geçmiş. Peki, nasıl telafi edeceğiz? Refah payı yok. Hani sizin rekor büyümeler kime yarıyor? Buradan birazcık da memura vermek lazım değil miydi?

E, şu andaki Merkez Bankasının enflasyon beklentilerine baktığımız zaman 7-8, iyimser tahminle, olacak mı? Olacak. Hani memura bir an önce verecektik? Haziran ayı geldi mi? Geldi. Daha hâlâ farklarını alamadılar. Vereceğimiz fark da zaten oluşan enflasyonu bile şu anda telafi etmiyor. “Yeniden bir daha verelim.” Yeniden vereceğine, zaten haziran ayınınki gelmiş, hiç olmazsa birinci altı ayınkini biraz yüksek tut da bu enflasyonu telafi edecek durumda olsun.

Bir de şöyle bir yanlışa kapılıyorlar, değerli arkadaşlar, Bakanlarımız böyle açıklıyor ama: “4+4=8”, öyle bir şey yok, 3,5+3,5=7 falan değil. Arkadaşların elinde bilgisayar var, bakın makineler var, onlar bir hesap yapsınlar, birinci ay 100’ün üstüne 3,5’i koyun, altı ay verin, sonra tekrar 3,5’i koyun yüzde 5’e ancak tekabül eder, 7 olmaz, 5,0 küsur yapar. Peki enflasyon yüzde 7-8 olursa ne olur yıllık olarak ortalamayı aldığınız zaman? Ki olmayacak ama iyimser tahminle söylüyoruz. Memur enflasyona ezdirilmiş olur. Dolayısıyla, burada hiç olmazsa, refah payını vermiyorsanız bile, enflasyonun en azından şu andaki hâlini dikkate alarak, önümüzdeki gelişmeleri de dikkate alarak memura hak ettiğini vermemiz gerekiyor.

Şimdi, demin Türk Hava Yollarıyla ilgili grevde söylediğimiz gibi, Sayın Binali Yıldırım Bakanımız söylemiş ama doğrudan biz burada birazdan müdahale edeceğiz; bu grup önerileri konuşulduktan sonra gelen kanun teklifinin içerisinde bu var, daha önce de gelmiş, otuz yıldır kimsenin aklına gelmemiş -1988’de en son değişmiş- Hava Yollarına grev yasağı koymak! Bir tek Türk Hava Yolları vardı o da çıkıyor, yarısını AnadoluJet diye bir iştirakine zaten devretmiş, öbür tarafları Borajet diye başka bir iştirakine devretmiş, tamamıyla -sadece kamunun belli bir hissesi var- özel kanuna tabi “ama biz bunu yasaklayalım...” Öbür taraftan ne yapıyorsunuz? Kamunun çalışanlarının geçtiğimiz hafta içerisinde yaptığı iş bırakma eylemi sonrasında yeniden aynen bu şekliyle dolaylı baskılar yapıyorsunuz.

Şimdi, yine haberlerde yer alan başka bir şey: Burada, Gaziantep’ten Türk Sağlık-Sen Başkanımız açıklama yapıyor, iş bırakma eylemini gerçekleştiren sağlık çalışanlarıyla ilgili, oradaki idareciler soruşturma açıyor. Peki, sendikal hak, ne yapacak? Yani Danıştayın bu konuda kararı var, yapılan iş bırakma eylemlerinin bir sendikal hak olduğuna dair bu konuda alınmış kararlar var. Bu taraftan bakıyorsunuz, siz ne yapıyorsunuz? Dolaylı olarak, o memurun üzerinde soruşturma baskısı. Ee? “Bu eylemden vazgeçin…” Ya, bir taraftan zaten sarı sendikacılık yapıyorsunuz, anladık; baskı yapıp istifa ettiriyorsunuz, anladık; tayin zoruyla istifa ettiriyorsunuz, kendinize üye yapıyorsunuz -bu aralar daha çok sıklaştı çünkü az kaldı, şurada iki hafta sonra sendika yetki belgeleri alınacağı zaman o sayılara bakılacak- üstüne üstlük bir de iş bırakma eylemi yapan memurlarla ilgili idari soruşturmaya geçiyorsunuz.

Gerçekten bütün bunlar çok önemli hususlardır. Tabii ki çalışma barışından söz etmek, birtakım konularda uzlaşmadan bahsetmek, böyle bir yaklaşım içerisinde, değerli arkadaşlarım, mümkün değildir. Bir an önce bu baskılardan vazgeçmek, öncelikle kamu çalışanlarına grev hakkını vermek ve diğer işçilerimize, çalışanlara da aldıkları grev hakkının gereğini yerine getirmelerini engellemeden, kanuni düzenlemelerle bunu yapmadan, o sektördeki toplu sözleşme görüşmeleriyle nihayetlendirilmesine müdahale etmemek gerekir.

İnşallah, memurlara -şu anda zam olarak haklarını vermediniz ama- hiç olmazsa grevli haklarını verip bundan sonraki çalışmalarında hak ettikleri karşılığı almalarını sağlamanızı temenni ediyorum. Pek umudum yok ama yine her seferinde tekrar etmekten geri durmayacağım: Bu konuların araştırılması gerekiyor.

Bu çerçevede, önerinin lehinde olduğumuzu belirtiyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Günal.

Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi üzerindeki son konuşmacı Şanlıurfa Milletvekili Sayın Mahmut Kaçar.

Sayın Kaçar, buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MAHMUT KAÇAR (Şanlıurfa) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisi aleyhinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, emeğin hakkını verilmesi ve kutsallığı, bu bağlamda, çalışanların kendi aralarında örgütlenme hakkı ve otoriteye karşı çalışanların hak savunma mücadelesi en temel insan haklarından biri. Bu anlamda sendikalar, çalışanların örgütlenme hakkını kullanması noktasında en önemli araçlar.

Biz AK PARTİ olarak Türkiye'nin demokratikleşmesini, çalışma hayatının demokratikleşmesinden ayrı bir şekilde değerlendiren bir siyasi kadro değiliz. Türkiye'nin her alanda demokratikleşmesi ve normalleşmesi, her şeyden önce emeğin hakkının korunması ve bu anlamda demokratikleşme adımlarıyla mümkün. Türkiye'nin bütün darbe ve olağanüstü şartları yaşadığı her dönemde bütün milletimiz bedel ödediği gibi bu ülkede en büyük bedeli çalışanlar ödedi. Gerek darbe sonrası dönemlerde bir yandan Türkiye’deki ekonomik daralmaya paralel olarak, çalışanların Türkiye’deki almış oldukları haklarda bir gerileme söz konusu olurken diğer yandan da yasal hakları anlamında ciddi anlamda bir geriye dönüşün olduğunu gerekse bütün dönemlerde görmek mümkün. Türkiye'nin her alanda demokratikleşmesini merkeze alan Hükûmet olarak bu anlamda 2002 yılından itibaren gerek işçi sendikacılığında ve gerekse de memur sendikacılığında, darbe ürünü olan yasaların değişmesi noktasında çok önemli bir tavır ortaya kondu.

Şimdi, değerli arkadaşlarımızın burada memur sendikacılığına, memurların toplu sözleşme hakkına ve bu anlamda bugün itibarıyla Hakem Kurulunun açıkladığı rakamlara yönelik bazı değerlendirmeleri oldu. Şu anda bu araştırma komisyonu kurulması önergesini veren Cumhuriyet Halk Partisi dâhil olmak üzere, bugün özellikle işçi sendikalarıyla ilgili en önemli eleştiri konusu olarak önümüze gelen memur sendikalarına baraj konusu maalesef 2001 yılında çıkarılan Toplu Görüşme Yasası’nda getirilmişti. 2004 yılında AK PARTİ’nin bu anlamda yapmış olduğu en önemli düzenlemelerden biri, memur sendikalarıyla ilgili yüzde 5 barajının kaldırılması oldu. Biliyorsunuz, yüzde 5 barajını aşamayan memur sendikalarının, yani sizin çıkarmış olduğunuz Toplu Görüşme Yasası’yla memurlara toplu sözleşme hakkı tanımayan, memurların son olarak gerek ekonomik ve gerek özlük haklarıyla ilgili son sözü Hükûmet iradesine bırakan Toplu Görüşme Yasası’nda sendikaların aidat kestirebilmesi için yüzde 5 barajı söz konusuydu.

Bir diğer önemli çalışma hayatıyla ilgili engelleme ise, memurların sendikalardan ayrılırken -üyelikten çekilme ve istifalarda- aynen şu anda işçi sendikalarında olduğu gibi, noter şartına benzer, istifa edildiği zaman istifa formunun istifa edilen sendikaya iadeli ve taahhütlü gönderilme mecburiyeti idi.

Şimdi, bir yandan bizleri eleştirirken, bir yandan kendi döneminizde çıkarmış olduğunuz yasaların çalışanlara neyi dayattığını ve bunun neticesinde nelerin yaşandığını görmekte ve bunları hatırlatmakta fayda var. Şu anda…

İZZET ÇETİN (Ankara) – O sizin getirdiklerinize bir bak, dönemimizdekilerle yan yana getiremezsin.

MAHMUT KAÇAR (Devamla) – Değerli arkadaşlar…

İZZET ÇETİN (Ankara) – 274’ü, 275’i hatırla.

MAHMUT KAÇAR (Devamla) - Değerli arkadaşlar…

İZZET ÇETİN (Ankara) – Yaşın yetmez ona!

MAHMUT KAÇAR (Devamla) – Bakın, ben sizi saygıyla dinledim. Eleştirebilirsiniz, bize katılmayabilirsiniz ama saygı sınırlarını zorlamamak gerekiyor.

Değerli arkadaşlar, şu anda, bizim yapmış olduğumuz Anayasa değişikliğine paralel olarak yapılan yasal düzenlemeyle birlikte bugün memurların toplu sözleşme hakkı vardır. Bugün, memurlar gerek genel konularla ilgili genel toplu sözleşme ve gerekse de hizmet kollarıyla ilgili hizmet kolu toplu sözleşme yetkisine sahiptir. Bugün, belki genel toplu sözleşmeyle ilgili bir uzlaşma sağlanamamış olabilir ama bu yıl yapılan hizmet kolu toplu sözleşmesinde yaklaşık olarak, çalışanların ekonomik ve özlük haklarında çok önemli düzenlemeler getiren 50’nin üzerinde maddede hizmet kolu toplu sözleşmesi imzalanmıştır. Bu iki toplu sözleşmeden bahsediyorum. Şu anda, işçi sendikacılığıyla ilgili sizin sürekli eleştirdiğiniz, “12 Eylül ürünü” dediğiniz 2821 ve 2822 sayılı yasalar yine AK PARTİ İktidarı döneminde gündeme getirilmiştir.

İZZET ÇETİN (Ankara) – Daha beter oluyor, daha beter oluyor.

MAHMUT KAÇAR (Devamla) – Bir saniye…

Şu anda Meclis gündemine getirilen 2821 ve 2822 sayılı yasalarla ilgili yasa tasarıları…

İZZET ÇETİN (Ankara) – Generaller bile düşünmedi.

MAHMUT KAÇAR (Devamla) –  … “toplu iş ilişkileri kanunu” adı altında toplanmış, sadeleştirilmiş ve özellikle ILO’nun ve Türkiye'nin imzalamış olduğu uluslararası sözleşmeler merkeze alınarak şu anda, Sağlık, Aile, Çalışma Komisyonunda kabul edilmiştir. Bu yasal düzenlemeyle birlikte artık Türkiye’de işçi sendikacılığıyla ilgili yıllardan beri 12 Eylül darbe ürününün dayatmış olduğu dayatmalardan sıyrılacağız, diğer yandan da Türkiye'nin toplu iş ilişkileri kanunuyla birlikte gerek noter şartının kaldırılması ve gerekse buna benzer, yıllardan beri çalışanların üzerinde dayatma olarak duran birçok hususu da bu konuda değiştirmiş olacağız.

Değerli arkadaşlar, bence “Bu konularla ilgili nasıl bir katkı verebiliriz?”in üzerine kafa çalışma hayatına çok daha fazla bir fayda sağlar. Biz, AK PARTİ İktidarı olarak memurlara toplu görüşmeden toplu sözleşme hakkına, toplu sözleşmeyi genel toplu sözleşme, hizmet kolu toplu sözleşmesi ve yerel toplu sözleşme olmak üzere bütün çalışanların toplu sözleşme hakkını elde eden bir siyasi kadroyuz. 2821 ve 2822’de yıllardan beri ILO’da, Avrupa  Birliği Komisyonunda ve Avrupa Birliği ilerleme raporlarında Türkiye’ye eleştiri konusu olan birçok konuyu bugün komisyonlarında değiştirmiş ve inşallah, en kısa zamanda Mecliste yasalaştırarak da bu anlamda çok önemli bir adım atmış olacağız.

Sözümün başında da ifade ettiğim gibi, bizler Türkiye'nin demokratikleşmesinin en önemli şartlarından biri de emeğin hakkının korunmasını, çalışanın insan onuruna yaraşır bir ücret almasını ve bu anlamda, Türkiye'nin, Avrupa Birliği normlarına, ILO normlarına uygun, çalışanların sendikal hakları olduğuna inanan ve bu bağlamda adım atan bir siyasi kadroyuz.

Bu yaklaşımla, bu araştırma önergesinin aleyhinde olduğumu yeniden ifade ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Kaçar.

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) – THY grevini ne yapalım, nereye yerleştirelim?

III.- YOKLAMA

(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

MUHARREM İNCE (Yalova) – Yoklama…

BAŞKAN – Yoklama…

Sayın Dibek, Sayın Genç, Sayın İnce, Sayın Çetin, Sayın Ağbaba, Sayın Tanal, Sayın Öz, Sayın Tayan, Sayın Kaleli, Sayın Şeker, Sayın Aksünger, Sayın Türeli, Sayın Güneş, Sayın Işık, Sayın Seçer, Sayın Atıcı, Sayın Öztürk.

Şimdi, elektronik cihazla yoklama yapacağız ve yoklama için iki dakika süre veriyorum.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı vardır.

VII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

3.- CHP Grubunun, 8/3/2012 tarihinde Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve arkadaşlarının sendikaların ve sendikal örgütlenmelerin sorunlarının araştırılması ve çözüm yollarının belirlenmesi amacıyla vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin Genel Kurulun 29/5/2012 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)

BAŞKAN – Grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Grup önerisi kabul edilmemiştir.

Şimdi, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

4.- AK PARTİ Grubunun, gündemdeki sıralama ile Genel Kurulun çalışma gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine; (11/12) esas numaralı Gensoru Önergesi’nin gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmelerin Genel Kurulun 6/6/2012 Çarşamba günkü birleşiminde; Sayıştay üyelikleri için yapılacak seçimlerin 5/6/2012 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ve 258 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin önerisi

                                                                                                                    29/5/2012

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulunun 29.05.2012 Salı günü (bugün) yaptığı toplantıda siyasi parti grupları arasında oy birliği sağlanamadığından, İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince, Grubumuzun aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.

                                                                                                           Ayşe Nur Bahçekapılı

                                                                                                                      İstanbul

                                                                                                  AK PARTİ Grup Başkan Vekili

Öneri:

Bastırılarak dağıtılan 259 ve 258 sıra sayılı kanun teklifi ve tasarısının 48 saat geçmeden Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının sırasıyla 3 ve 4 üncü sıralarına, yine bu kısımda bulunan 249 sıra sayılı kanun tasarısının ise bu kısmın 5 inci sırasına alınması ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesi,

(11/12) Esas numaralı gensoru önergesinin Genel Kurulun 6 Haziran 2012 Çarşamba günkü gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmına alınması, Anayasanın 99 uncu maddesi gereğince gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmelerin aynı günkü Birleşiminde yapılması,

Sayıştay üyelikleri için yapılacak seçimlerin, Genel Kurulun 05.6.2012 Salı günkü Birleşiminde yapılması,

Genel Kurulun;

29 Mayıs 2012 Salı günkü (bugün) birleşiminde saat 23.00'e kadar,

30 Mayıs 2012 Çarşamba günkü birleşiminde 249 sıra sayılı kanun tasarısına kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;

31 Mayıs 2012 Perşembe günkü birleşiminde 10 sıra sayılı kanun tasarısına kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;

10 Sıra sayılı kanun tasarısının görüşmelerinin 31 Mayıs 2012 Perşembe günkü birleşimde tamamlanamaması halinde Genel kurulun; Haftalık çalışma günlerinin dışında 1 Haziran 2012 Cuma günü saat 14.00'te toplanması ve bu birleşimde "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında yer alan 10 sıra sayılı kanun tasarısına kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;

Yukarıda belirtilen birleşimlerde gece 24.00'te günlük programların tamamlanamaması hâlinde günlük programların tamamlanmasına kadar;

çalışmalarını sürdürmesi,

258 sıra sayılı kanun tasarısının İçtüzüğün 91. maddesine göre Temel Kanun olarak görüşülmesi ve bölümlerinin ekteki cetveldeki şekliyle olması;

önerilmiştir.

258 Sıra Sayılı

Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik

Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı

(l/611)

BÖLÜMLER        BÖLÜM MADDELERİ                      BÖLÜMDEKİ MADDE

                                                                                                        SAYISI

1. BÖLÜM            1 ila 25 inci maddeler                                            25

2. BÖLÜM            26 ila 44 üncü maddeler

                               (Geçici 1 inci madde dâhil)                                   20

                               TOPLAM MADDE SAYISI                               45

 

BAŞKAN – Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu önerisi üzerinde, lehinde olmak üzere birinci konuşmacı Kırıkkale Milletvekili Sayın Ramazan Can.

Buyurun Sayın Can. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Grup önerimizde 259, 258 ve 249 sıra sayılı kanun teklif ve tasarılarının sırasıyla gündemin 3, 4 ve 5’inci sıralarına alınmasını Genel Kurulun takdirlerine sunuyoruz.

29 Mayıs 2012, yani bugün, salı günü Genel Kurulu 23.00’e kadar çalıştırmayı öneriyoruz.

30 Mayıs 2012 çarşamba günü 249 sıra sayılı, Türkiye Cumhuriyeti ile Kırgızistan arasında imzalanan borç silme anlaşmasının uygun bulunduğuna dair kanun tasarısının görüşmelerinin tamamlanmasına kadar Genel Kurulun çalışmasını öneriyoruz.

31 Mayıs 2012 Perşembe günü ise, 10 sıra sayılı, İran ile ülkemiz arasında yeni kara hudut sınır kapılarının açılmasının uygun bulunduğuna dair uluslararası bir kanun var, bu kanunun görüşmelerinin tamamlanmasına kadar Genel Kurulu çalıştırmayı düşünüyoruz.

Diğer taraftan, eğer 10 sıra sayılı, yani İran ile aramızda imzalanan uluslararası sözleşmenin görüşülmesi tamamlanmaz ise, o tasarıya kadar olan görüşmeler tamamlanmaz ise cuma günü Genel Kurulun saat 14.00’te açılmasını ve bu kanunun görüşülmesinin sonuçlanmasına kadar da Genel Kurulu çalıştırmayı öneriyoruz.

6 Haziran 2012 Çarşamba günü Dışişleri Bakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu aleyhinde verilen gensoruyu görüşmeyi planlıyoruz.

5 Haziran 2012 Salı günü ise -önümüzdeki hafta- Sayıştay üye seçiminin yapılmasını planlıyoruz.

259 sıra sayılı kanun teklifiyle, İstanbul Milletvekilimiz Sayın Metin Külünk ve 2 arkadaşının vermiş olduğu kanun teklifiyle ise, korsan taksicilik, grev yasağıyla ilgili teklifi içeren Karayolları Trafik Kanunu 2918 sayılı, 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu, 5393 sayılı Belediye Kanunu, 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu’nda önemli değişiklik içeren, toplumumuzun önemli bir bölümünü ilgilendiren yasa teklifi gündeme geliyor.

258 sıra sayılı kanun tasarısını kırk sekiz saat geçmeden Genel Kurulun gündemine sunuyoruz. Temel yasa olarak görüşülecek bu kanunda ise Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da… Biliyorsunuz, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da borçlarla ilgili yeni bir yapılandırma süreci başlatılmıştı, bu süreçte birtakım sıkıntılar oldu. Bu sıkıntıları gidermesi babından dört aylık yeni bir süre verilecek. Bu kanun tasarısında diğer taraftan teşvikle ilgili sistemde vergide adaleti düzenlemeyi sağlayacak ilgili düzenlemeler de var. Bu kanun tasarısı da onu getiriyor.

249 sıra sayılı yasa tasarısında ise Türkiye Cumhuriyeti ile Kırgızistan arasında imzalanan borçların silinmesiyle ilgili bir kanuni düzenleme var. Uluslararası sözleşme, bunun da uygun bulunduğuna dair kanun tasarısı burada gündeme gelecek.

Bugün hariç, saat 24.00’e kadar Meclis Genel Kurulunu çalıştırmayı düşünüyoruz. Şayet 24.00’te gündem tamamlanmaz ise çalışmalara devam edilmesini öneriyoruz. Tabii ki bu Genel Kurulun takdirine tabidir.

Genel Kurulun grup önerimizin lehinde oy kullanacağını umuyor, bu vesileyle tekrar Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Can.

İkinci konuşmacı, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu önerisi üzerinde, Yalova Milletvekili Sayın Muharrem İnce.

Buyurun Sayın İnce. (CHP sıralarından alkışlar)

MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

“Çalışma takvimi, şu saate kadar çalışacağız, şu gün çalışacağız…” Doğrusu, aslında bunları artık pek ciddiye almıyorum çünkü buna uyulmayacağını biliyorum. Yani Sayın Başbakan “Temmuzda da çalışacaksınız.”, “Emeklilik yaşı kırka düşecek.”, “Kaldırın şunun dokunulmazlığını.”, “Askerlik üç ay olacak.” dese herhâlde büyük bir çoğunluğunuz ve yandaş medyadaki o bazı köşe yazarları bu söylediklerinin tümünden bir hikmet çıkaracaklardır. Yani dolayısıyla bu Mecliste neyin görüşüleceği, nasıl görüşüleceği ne Meclis Başkanını ilgilendiriyor ne de sizleri.

Yani “Öğretmenler on beş saat ders karşılığı 1.600 lira alıyor, bu para size yetmiyor mu?” diyor. Öğretmenler üşenmemiş ders dışı 176 faaliyetini bana göndermişler. “Bunu o kürsüden oku da Başbakan da duysun.” dediler. “Yıllık plan yapmak, günlük plan yapmak, nöbet tutmak, toplantılar hafta sonları ders saatleri dışında yapılacak sosyal kulüp çalışmaları, rehberlik çalışmaları, kavga eden öğrencileri ayırmak, veli toplantıları yapmak” gibi ders dışında 176 faaliyetleri var yani memurlarla aynı değiller. Bunu bile bilmeyen bir Başbakan ne yazık ki öğretmenlere öğretmenlik öğretti.

Doktorlar bir şey diyecek oldu, Sayın Başbakan “Onlar iğne yapmasını bile bilmez.” dedi; sendikacılar bir şey diyecek oldu “Onlar dinozor” dedi; rektör bir şey diyecek oldu, “Onun kafası basmaz.” dedi; çiftçi bir şey diyecek oldu, “Al ananı git.” dedi; diplomatlar bir şey diyecek oldu, “Onlar monşer.” dedi.

İşte biz, böyle bir ortamda, her şeyi bilen bir Başbakanın yönettiği bir ülkede “Üçüncü köprü nereden geçecek? dediğimizde Başbakan helikoptere bindi, Boğaz Köprüsü’nün üzerinden bir tur attı “Şuradan geçe.” dedi. Jeofizikçi misin, mimar mısın, mühendis misin, nereden buldun bunu, köprünün oradan geçeceğini söyledin? Orada mühendis oldu, Cumhurbaşkanlığının görev süresi tartışılırken “Şu kadar.” dedi, orada hukukçu oldu, en sonunda da jinekolog oldu. Bütün mesleklerden anlayan bir Başbakanla karşı karşıyayız.

Değerli arkadaşlarım, ben Sayın Başbakanın millî görüş gömleğini çıkardığını biliyordum da grev sözcüsü gömleğini çıkardığını bilmiyordum. Bakın geçmişte muhalif olduğu yıllarda, Başbakan olmadığı yıllarda grev yapan işçilerin yanına gitmiş grev sözcüsü gömleğini giymiş. Oysa bugün bakıyoruz da, biraz sonra sizlerin oylarıyla Başbakanın bu grevi yasaklayan yasasından sizler de bir hikmet çıkaracaksınız herhalde, “Vardır bir bildiği” diyeceksiniz. Yani korsan taksiyi engelleyelim derken korsan taksiyle ilgili kanunun içinde korsan olarak grev kırıcılığı yapıyorsunuz, grevi yasaklıyorsunuz. Hani sizin o 12 Eylül referandumunda grev hak olarak verilecekti, yanılmıyorsam o kırk maddeden 23’üncü maddede yazmıştınız bunu, o anlı şanlı kitapçıklarınızın ortasında bunlar yazılıydı.

Bakın, Türkiye’nin geldiği hâle bakın. Hopa’da insanlar biber gazından öldü, Ankara’da zehirlendi, daha dün de Yalova’da oldu: Çocuk, otuz yaşında bir delikanlı, bir kavga var aralarında, büyük bir olay değil, bir eylem değil, “Ben astım hastasıyım, bana gaz sıkma.” diyor  ama yine çocuğa gaz sıkılıyor. Şimdi de hastanede doktorlara baskı kuruluyor raporu değiştirmeleri için.

Değerli arkadaşlarım, yine geçtiğimiz günlerde Karadeniz’deydim, orada gördüğüm bir manzarayı Rizeli olan Sayın Başbakana açıklamak istiyorum. Ülkemizde 1937 yılında Çay Kanunu çıkarılmış. Hani o beğenmediği tek parti dönemi var ya, işte tam o dönemde. 1937’de Çay Kanunu çıkarılmış, 1938 yılında da ilk çay ürünü elde edilmiş. 1940’ta Ziraat Bankası beş yıl süreyle faizsiz kredi vermiş çay üreticilerine. O beğenmediği dönemlerde olmuş bu. İkinci Dünya Savaşı varken, Avrupa yanıp yıkılırken, Hitler orduları Avrupa’yı titretirken Türkiye Cumhuriyetini yöneten Cumhuriyet Halk Partisi, İsmet Paşa döneminde, Ziraat Bankası beş yıl süreyle çay üreticisine faizsiz kredi vermiş. Bu tarihleri niye anlatıyorum? Çok değil, daha 2002 yılında Sayın Başbakan -o zaman AKP Genel Başkanı- “Çayın fiyatı 750 lira -yani şimdiki 75 kuruşa karşılık geliyor- olmalıdır.” diyor, 2002’de. Bugün, aradan on yıl geçti, özel sektör 60 kuruşa, 80 kuruşa çay alıyor, kotalı alım yapıyor ve ne yazık ki 1940’ların daha gerisinde 2012 yılı.

MEHMET GELDİ (Giresun) – Devlet kaça alıyor?

MUHARREM İNCE (Devamla) - Değerli arkadaşlarım,  ülkenin hâli  gerçekten içler acısı. Deniz Feneri sorgulanmıyor; Deniz Fenerini soruşturan savcılar, iddiaları dile getiren gazeteciler yargılanıyor. Bugün bir kanun görüşeceğiz, diyeceksiniz ki… Grev hakkını engelleyeceksiniz. Evlere şenlik Meclis Başkanı olmaya başladı. Meclis Başkanı, üç muhalefet partisinin grup başkan vekilini davet ediyor, tutuklu milletvekilleriyle ilgili bir girişimde bulunmak istediğini söylüyor, daha sonra AKP MYK’sına tosluyor bu girişim. Şimdi, Meclis Başkanı diyor ki: “Ben elimden geleni yaptım. Mevcut yasa, Anayasa, mevzuat buna uygun değil. Ben ölüm orucuna mı yatayım, açlık grevine mi gideyim?”

Şimdi, Sayın Başkandan ölüm orucuna yatmasını isteyen yok ama Sayın Başkan adalet, demokrasi ve özgürlük orucundan çıksın bir an önce. (CHP sıralarından alkışlar) Yani bu girişimde bulunurken o Anayasa, o yasalar, o mevzuat ortada değil mi? Yani Meclis Başkanının geçmişteki siyasal yaşamına baktığımda, 1987 yılında Özal’ın yürüttüğü, hani sizin de çok övdüğünüz demokrat Özal’ın yürüttüğü “Seçim yasakları kalkmasın.” kampanyasında “Evet, yasaklar sürmelidir.” diyen bir Cemil Çiçek. “Yasaklar, siyasi yasaklar sürmelidir.” diyen Cemil Çiçek’ten 8 milletvekilinin onurunu kurtarmak, onların gelip burada görev yapmasını sağlamasını beklemek sanırım saflık olur biraz.

Sayın milletvekilleri, tutuklu milletvekilleri ile… Yani geçmişte Kenan Evren’in, 12 Eylül Paşası’nın veto ettiği milletvekilleri vardı; geçmişte Kenan Paşa’nın veto ettiği milletvekilleri vardı, şimdi de Recep Erdoğan’ın veto ettiği milletvekilleri var. Kenan Evren’le Recep Erdoğan aynı kişidir, mantık aynı mantıktır. 12 Eylül milletvekili adaylarını veto etmişti; bugün de Sayın Başbakan “Olmaz öyle şey.” dedi mi, Cemil Çiçek Meclis Başkanlığını, bir anda o görevde olduğunu unutuyor, bir anda bir bakıyorsunuz…

Kendi işlerinde hiç öyle değil, bakınız, kendi işlerinde çok başarılı. Mesela oğlunu Tekel Yönetim Kurulu üyesi yapmıştı, Tekel satılınca EPDK Yönetim Kurulu üyesi yaptı. Bu konuda oldukça başarılı, hiç zaman kaybetmiyor ama astsubaylara geldiğinde, uzman erbaşlara geldiğinde, memura geldiğinde, tutuklu milletvekillerine geldiğinde hiç sesini çıkaramıyor.

Sayın milletvekilleri, bir başka konu da bu ülkede son iki ayını, her salı toplantılarını “Cami yakıldı, cami yıkıldı, cami ahır yapıldı.” tartışmalarına ayıran bir Başbakan, herhâlde, son konuşmalarında, çok mahcup olmuş olacak ki belgeler ortaya çıkınca, bugün izledim, hiç böyle bir konuşma yapmadı ama ben “Başbakan unutmuştur belki.” diye Ordu Saraycık beldesinde tarihî bir camiyi AKP’li bir belediyenin nasıl yıktığını, dozerlerin o camiyi nasıl yıktığını burada göstermek istiyorum: Eski hâli, yeni hâli. Ordu Saraycık beldesinde camiyi yıkan bir AKP’li belediye başkanını da… Bunları sırayla, Başbakan her söylediğinde -elimde şu anda kırka yakın, AKP’li belediyelerin cami yıkma görüntüleri var- bu kürsüye gelip, AKP’li bir belediyenin nasıl cami yıktığını hepinize göstereceğim. Bunu da hepiniz göreceksiniz.

FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – Daha iyisini yapmak için yıkmıştır.

RECEP ÖZEL (Isparta) – Daha yenisini yapmak için.

MUHARREM İNCE (Devamla) – Onlara gelince “Yenisini yapmak için.”

Şimdi, bakın diyor ki…

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) – Yenisini yapmak için.

MUHARREM İNCE (Devamla) – Ama siz bir de… Bakın, İsmet Paşa camilere silah doldurdu, silah doldurdu ülkeyi savunmak için; siz camileri yıktınız iş merkezi yapmak için, AVM yapmak için.

RECEP ÖZEL (Isparta) – Ne alakası var?

ALİ ŞAHİN (Gaziantep) – İnandıramazsın.

MUHARREM İNCE (Devamla) – Aramızdaki fark budur diyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın İnce.

Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu önerisi üzerinde üçüncü konuşmacı Mehmet Şandır, Mersin Milletvekili; lehinde olmak üzere. (MHP sıralarından alkışlar)

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Bir şekil şartını yerine getiriyoruz ama bunu yerine getirmek için de yaklaşık dört saati harcadık.

Değerli arkadaşlar, her defasında söylediğimiz gibi, gerçekten, Meclisin gündemini belirlemek yetkisi, hakkı iktidardadır, iktidar grubundadır ancak bunun değişken olmasını, sürekli değiştirilmesini kabul etmek mümkün değil. Yine, her defasında bunu tenkit ediyoruz.

Dönemin sonuna, yılın sonuna yaklaşıldıkça bu konuda bir telaş yaşanır. Geçmiş yılların deneyimiyle söylüyorum, yine tatile yaklaşıldı, 1 Temmuzda Meclisimiz İç Tüzük gereği tatile girecek, yine Genel Kurulun, komisyonların gündemine kanun teklif ve tasarıları yığınağı başlayacaktır. Dolayısıyla, artık, ne diyelim, angarya dönemi başlıyor, “bitime kadar” metodu kapımıza dayandı. Artık sabahlara kadar çalışılacak, Hükûmetin, bakanların talep ettiği kanunlar buradan çıkartılmaya çalışılacak.

Ben dün, Sayın Grup Başkan Vekili Hanımefendiyle konuşmamda “Yani bir ayımız var önümüzde. Bu bir ay içerisinde, Hükûmetin acil gördüğü, çıkartılmasını gerekli bulduğu kanunların listesini önümüze bir koyun, üzerinde bir çalışalım. Sonuç itibarıyla, gerçekten uzlaşarak, gerekli gördüğümüz kanunların çıkmasına da katkı verelim, yardımcı olalım.” dedim. Ama haftanın ilk günündeyiz, işte, bir uzlaşma temin edilemedi ki grup önerisiyle bugün iktidar grubunun önümüze getirdiği gündem programı yine aksayarak devam edecek yani getirdiğiniz programı kendiniz uygulayamayacaksınız. Bunun yolu, muhalefetle uzlaşarak, anlaşarak mümkün olanın olabilmesi, mümkün olanın bir program hâlinde önümüze getirilmesi gerekir.

Bu sebeple söylüyorum değerli arkadaşlar, yine önümüze tartışmalı bir süreç geliyor. Bunu sizin bilgilerinize sunmak istiyorum. Ama her şeye rağmen bu “bitime kadar” metodunu, usulünü… Yani bu angaryadır. Evrensel hukuka karşı da, Anayasa’mıza göre de suç olan angaryayı bu Meclise, bu Genel Kurula, bu milletvekillerine dayatma yanlışını yapmamak… Yakışmıyor çünkü.

Değerli arkadaşlar, bakınız, eğer muhalefetle anlaşmazsanız muhalefetin yapacağı şey şudur: İç Tüzük’ten kaynaklanan imkânları kullanarak buraya, iktidarın, Hükûmetin gündeminin karşısına milletin gündemini getirmek mecburiyetinde kalır.

Bakın, dört saattir gerçekten milletin gündemini konuşuyoruz. Neyi konuştuk? Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun vermiş olduğu araştırma önergesiyle kırk dakika Türk çiftçisinin sorunlarını konuştuk.

Şimdi ben sizlere soruyorum: Yani çiftçinin sorunu yok mu? Şunu yaptınız, bunu yaptınız. Eyvallah, görevinizi yaptınız. Yaptığınızla övünmek size yakışmıyor. Ama ben güneyin milletvekiliyim. Güneyde tarım kesiminin her alanı sorunlu. Adı Mehmet, soy ismi Erdoğan. Yani saygı duyduğum, değerli bir arkadaşımız. Ama beş yıldır aynı konuşmayı dinliyoruz Sayın Mehmet Erdoğan’dan. Sürekli olarak AKP İktidarının çiftçiye verdiği desteklerdeki artışı ifade ediyor ama bir sonuç var ortada. Hiç sebebi sorgulamaya gerek yok arkadaşlar, bir sonuç var. Sonuçta hayvancılık çökmüş durumda. Yani eğer çökmemiş olsaydı dışarıdan canlı hayvan, karkas et ithal etmezdik. Hiç başka bir şey anlatmanıza gerek yok, bir sonuç var.

Ben hafta sonu Van’daydım. Yani depremin yaralarını hiç konuşmaya gerek yok. Yapılan hizmete de teşekkür ediyorum. Ama Van’da yaşayan insanlarımız… Şekerpancarı üretimi durmuş. Şeker Fabrikasının ne yapacağı belli değil. Hayvancılık ölmüş. Çiftçinin biri yanaştı, dedi ki: “Efendim, yani dün yemi 25 liraya alıyorduk, şimdi 42-43 liraya alıyoruz ama karkas etin fiyatı bir türlü artmıyor. Tüm tedbirlere rağmen artmıyor. Biz buna karşı nasıl dayanacağız? Yani hayvancılık bizi beslemiyor, biz hayvancılığı besliyoruz.” Bu bir sonuç, bu sonucu yok sayarsanız olmaz.

E, şimdi, Mersin; zenginliklerin ve güzelliklerin memleketi Mersin’de çiftçi perişan. Bir yandan tabii afetler vuruyor, yağmur vuruyor, dolu vuruyor, rüzgâr vuruyor; bir yandan da sizin politikalarınız vuruyor. Bugün, kendinizin yönettiği Mut ilçesinde ülkemizin yüz akı olan kayısı çiftçisi çöktü; 50 kuruşa gitmiyor kayısı bugün, turfanda, başlangıçta. Erik üreticisi, çilek üreticisi perişan.

Yani bu sorunları çözecek hukuku burada birlikte kurmamız lazım ama getirdiğiniz gündem burada. Getirdiğiniz kanunlar tabii ki gereklidir, bir şey söylemiyorum ama milletin gündemi değil, acil sorunlarının çözümü için hukuk getirmiyorsunuz buraya.

Bir başka şey: Değerli arkadaşlar, burada geçende hep birlikte 2/B arazilerinin kullanımıyla ilgili bir yasa çıkarttık yani destek verdik, destek verdiğimizi ifade ettik ancak öyle yanlışlıklarla çıktı ki kanun, şimdi vatandaşımız perişan. Köylüden bin lira, şehirliden 2 bin lira müracaat parası alıyorsunuz; Deli Dumrul vergisi! Satın alıp almayacağını bilmiyor, kendisine satılıp satılmayacağını bilmiyor. Her dosya için, köy hudutlarında yaşayan hak sahiplerinden müracaatta dosya başına bin lira, şehir ve belde merkezlerindekilerden de 2 bin lira alıyorsunuz. Rayiç değerlerin ne olacağı belli değil. Ortaya çıkan rakamlar çok ürkütücü. Yani adam, atadan öteden kalan araziyi imar etmiş, tarımda üretime dönüştürmüş veya üzerinde bir göz ev yapmış, gecekonduya dönüştürmüş; buraları tekrar kendisine satacaksınız, alıp alamayacağı belli değil. E, bu 2/B Kanunu çıkarken ısrarla söyledik, dedik ki: “Gelin, üretim yapılan arazileri, tarım arazilerini, özellikle kırsal kesimde yani orman içi ve kenarı köylülerine bunu bedelsiz verelim.” “Hayır, ille rayiç değerin yüzde 70’iyle…” dediniz. Hatta yüzde 50’yi kararlaştırmıştık, yüzde 70’e çıkarttınız. E, şimdi 2/B uygulamasından dolayı çok ciddi bir toplumsal krize sebep oluyorsunuz. Bunların çözümü gerekiyor.

Bir başka şey: Memurlar sokakta değerli arkadaşlar, Türkiye’ye yakışmayan manzaralar var. İşte, bugün ilan edildi, 4+4. Nasıl memurumuz… Yani cumhuriyet tarihinde bir ilki yaşattınız Türkiye’ye. Nedir o? 2012’nin zamlarını altıncı aya girilmiş olmasına rağmen veremediniz. Hâlbuki, devlet olarak, Hükûmet olarak siz her hizmete dünyanın zammını yaptınız ama çalışanlarınıza hakkını ödeyemediniz. E, şimdi, bugün, birazdan görüşmeye başlayacağımız, getirdiğiniz bir kanunla da -bana göre çok yanlış, niye bunu yapıyorsunuz, bunu anlamak da mümkün değil- Türk Hava Yolları çalışanlarının grev yetkisini, hakkını ortadan kaldırıyorsunuz.

Değerli arkadaşlar, temel hak ve özgürlükler kanunla ortadan kaldırılmaz. Eğer “ileri demokrasi” diyorsanız, “gelişmiş bir ülke” diyorsanız, böyle iddialı laflar ediyorsanız, özgürlüklerin önündeki kısıtlamaları kaldıracaksınız. Siz çok temel bir hak olan grev hakkını ortadan kaldırırsanız, bu, sosyal patlamalara sebep olur yani uyuyan devi uyandırmak gibi bir hadise bu. Yeniden mi 15-16 Haziran olaylarının yaşanmasını istiyorsunuz? Yeni bir tartışma alanına… Ne faydası var bunun yani iktidarınıza, Hükûmetinize, ülkemize ne faydası var bunun? Ama bunu getiriyorsunuz.

E, bir başka şey, bu Meclis için utanç meselesi olan, gerçekten her defasında konuşmaktan da üzüntü duyduğumuz bu tutuklu milletvekilleri meselesi.

Değerli arkadaşlar, sayın milletvekilleri; bu tutuklu milletvekillerinin yerinde sizler de olabilirdiniz. Bu milletvekillerini Sayın Meclis Başkanı çok samimi bir gayretle gündeme getirdi, bir beklenti oluşturdu. Bu milletvekillerinin aileleri var. Bunlara oy veren yüz binlerce insan var. Oluşturduğunuz bu beklentiyi karşılamakta engeliniz nedir anlamıyoruz ama bunu çözecek bir hukuk getirmiyorsunuz.

Sonuç itibarıyla, buraya getirdiğiniz programda yani bu haftanın programında 259 yedi madde, 258 kırk dört madde, 249 bir uluslararası sözleşme, sonra arabuluculuk yasasının iki bölümü, daha sonra da bir uluslararası sözleşme getiriyorsunuz. Yani bunların bu iki günde biteceğine inanıyor musunuz Sayın Elitaş?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Katkı sağlarsanız biter.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Katkı sağlarız…

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – O zaman biter.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – …ama yani uzlaşmayı aramazsanız, uzlaşmada ısrar etmezseniz nasıl gerçekleşecek?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Katkı sağlarsanız biter.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Dolayısıyla, değerli arkadaşlar, gündeminiz hayırlı olsun ama her şeyden önce hayırlı olan… Şu “bitimine kadar” angarya buraya yakışmıyor, o da size hayırlı olsun.

Teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Şandır.

Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu önerisi üzerinde, aleyhinde olmak üzere, son konuşmacı Sayın Hasip Kaplan, Şırnak Milletvekili.

Sayın Kaplan, buyurun.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Meclisin yeni çalışma takvimini belirlerken her zaman yaptığınızı yaptığınız için şaşmıyoruz size. İşte, daha komisyona gelmemiş yasaları da, torba kanunları da, haziran sonuna kadar neler çıkacak, hepsinin listesi önünüzde. Bakıyoruz, daha Meclise gelecek, komisyona gelecek, alt komisyonda… Bir de bugün getirdikleriniz, cuma dâhil. Siz eğer uzlaşmayı aramazsanız -Mecliste dört grubuz- Türkiye'nin gerçek gündemine gelmezseniz, yeni anayasa sürecinde uzlaşma komisyonlarında yeni bir anayasa yapma sürecinin ortamını yaratmazsanız, Meclisin ahenkli çalışmasını sağlamazsanız ve Türkiye'nin gündemini görmezden gelip sadece kendi gündeminiz olarak getirirseniz bu Meclis çalışmaz arkadaşlar, samimi olarak söylüyorum.

İç Tüzük üç tane muhalefet partisine oldukça yetki veriyor ve bu yetkilerini üç muhalefet grubu kullandığı zaman, siz bu takviminizi hayata geçirme şansına sahip değilsiniz.

Şimdi, bugün getirdiğiniz önerinin içinde sendikalara -özellikle hava iş kolunda- grevi yasaklıyorsunuz. Grevi yasaklanmış sendika, sendika olur mu arkadaşlar? Grev hakkı olmayan sendika, sendika olabilir mi? Böyle bir anlayış var mı? 12 Eylül referandumunda “grev hakkı” dediniz, “ILO” dediniz, “toplu sözleşme hakları” dediniz, vatandaşa birçok palavralar attınız ama sonradan getiriyorsunuz grev yasağı.

Şimdi, uçaklar kalkmıyor, çevik kuvveti Atatürk Havalimanına yığmışsınız, gaz bombaları hazır, “Ya işten çıkarırım ya vururum.” diyorsunuz; şu anki duruşunuz bu. Bugün görüşeceğimiz bu yasada Atatürk Havalimanı’ndaki kabin memurlarını, teknisyenlerini, havalimanı çalışanlarını ablukaya almışsınız. Şimdi, bu bir dayatma değil mi?

Türk Hava Yolları marka olduysa, eğer bu seviyeye geldiyse, dünya hava yolları içinde kâr eden bir kuruluş durumuna geldiyse, çalışanlarının sayesinde gelmiştir arkadaşlar. Bu çalışanlarının emeğine saygı göstermek gerekir. Eğer emeğine saygı gösterilmezse ve böyle bir yasayla onların grev hakkı alınırsa bunun adı nankörlük olur, nankörlük. Açık söylüyorum: Bir nankörlük yasasını getiriyorsunuz önümüze, dayatıyorsunuz. Biz bunun mücadelesini vereceğiz, diyeceklerimizi diyeceğiz ama sizin emeğe bu kadar düşman olmanızı… Neden bu kadar düşmansınız emeğe, örgütlenme hakkına, bunu anlamakta zorluk çekiyoruz.

Sizin haziran ayı sonuna kadar gündeminizde, bu ülkenin gerçek sorunu olan… Her yerde çatışmalar yaşanıyor. Bu çatışmaları nasıl önleyebiliriz, nasıl bir yol buluruz, bu Mecliste nasıl konuşabiliriz? diye bir öneriniz var mı bunların içinde? Var mı arkadaşlar? Elinizi vicdanınıza koyun, bu ay, önümüzdeki ay bu çatışmalar olmasın, ölümler olmasın, Türkiye’ye barış gelsin diye bir tek öneri var mı bunların içinde? Yok.

Şimdi, bu yok, düşünce özgürlüğü yok. Tutuklu milletvekilleri konusunda patron öyle söyledi diye hepiniz susuyorsunuz. Meclis Başkanını kullanıp kullanıp attınız bir kenara, Meclis Başkanlığının saygınlığı kalmadı. Meclis Bakanı rozetini çıkardı AKP’nin, smokini giydi, gitti, tarafsız olacaktı güya, onu da beceremedi. “Milletvekilleri için açlık grevine mi gireyim?” diyor. Kardeşim, o zaman sen niye çağırdın üç muhalefet partisini? Sen bu kadar oyuna geleceksen, böyle itibarın beş kuruş olacaksa, niye tutuklu milletvekilleri konusunda çağırdın üç parti grubunu? Siz kapatınca bu iş kapanıyor mu zannettiniz? Kapanmıyor arkadaşlar.

Şimdi getirdiğinizin içinde Avrupa Birliğinin dayattığı yasalar var. Bunların hepsi sakat. Bakın, bilmiyorsunuz, ombudsmanlık kurumundan tutun hepsine kadar sakat.

Siz düşünce özgürlüğünü, örgütlenme özgürlüğünü, yol temizliğini yapmadığınız zaman nasıl bir anayasa yapacaksınız? Bu Anayasa’yı değiştirmek için konuşacak insanlar ama diyorsunuz ki: “Terörle Mücadele Kanunu’na göre teröristsiniz.”

8 bin tane operasyon yaptınız burada. 8 bin partilimiz tutuklu, 6 milletvekili, 32 belediye başkanı… Yani siz bu dosyaların içinde bir çakı, bir eylem, bir şiddet olayı gördünüz mü? Bir müşteki, bir mağdur var mı? Sizin bakış açınız, anlayışınız bu olabilir mi?

Zaman zaman Başbakanınız fren tutmuyor, kusura bakmayın, ciddi söylüyorum. Konuşmalarında fren tutmuyor. Söylemleri zaten çelişkili, zaten sürçülisan ettiğini söylüyor.

“Uludere’de köylülerin geçtiği yollarda mayın haritası var.” diyor Başbakan bugün. Allah’tan korkun, yirmi yedi yıldır bu çatışmalarda o köylüler… O mıntıkanın bütün köylüleri korucudur, defalarca çatışmaya girmişler. Çocuğunu, öldürülen çocukları… Öldürülenlerin içinde… Bir muhtar ayaklarından sakattır hâlâ, çatışmalarda onun gibi kaç kişi de canlarını yitirdi. Şimdi siz bu olayı örtbas etmek için “Mayın haritası var.” diyorsunuz. Varsa iddianız, Başbakansınız, muhalefet değilsiniz, şikâyet etmeyin, bulun, çıkarın, yargılayın. Bakın, bu iftira o mağdurlara “figüran” diyen İçişleri Bakanından daha fazla acıtmıştır. Bugün oradan gelen insanlar vardı, benim odamdaydı, Başbakanı dinliyorlardı.

Şimdi, bir tartışmadır gidiyor. Başbakan “Hata dediysek otomata mı bağlayacağız?” dedi. Ya hata vardır; taammüden hata vardır, kasten hata vardır, teknik hata vardır. Hatanın çeşitleri çok. İtiraf ettikten sonra o hataları yapanları bulmak, çıkarmak da iktidarın görevi. Muhalefet gibi ağlamanın, çaresizlik içinde kıvranmanın adı değildir iktidar. On yıllık iktidarın sonucunda, çıkarırsın bu hatayı kim yaptı, kamuoyunu -adaleti konusunda- aydınlatırsın. Özür de yok. Yani hata yaptıysan niye özür dilemiyorsun? Özür yok. Eğer yurttaşlar Uludereli olursa özür de yok. Bu da bence tartışılması gereken bir konu.

Ben avukat olarak otuz yıldır bölgeyi, durumunu çok iyi biliyorum. Sayın Başbakanın bilmediği bir şey var. Samimi olarak söyleyeceğim ve sizlerin düşünmesini istiyorum. Biz, Mardin milletvekilleri burada, Diyarbakır’ın burada, Siirt’in burada, Van’ın burada, Hakkâri’nin yok. O bölgedeki milletvekillerine söylüyorum, dininize, imanınıza, vicdanınıza sesleniyorum: Bir çocuğun, dağda öldürülen birisinin cenazesini dinî merasimle kaldırmak hak mıdır, değil midir? Haksa niye buna karşı çıkılıyor? Cenazeye, taziyeye, geleneğe karşı çıkılıyor, buna sahip çıkan BDP’ye de “ceset avcısı” diyor Başbakan. Bu büyük bir zaaftır arkadaş. Bu dil, uzlaşmanın, barışın dili değildir. Gerçekten, otuz yılda “ganimet avcıları” diye bir sınıf türedi bu çatışmalarda, biliyor musunuz? Bu ganimet avcıları iki türlüdür: Birisi, çatışmada öldürülen insanların üstündeki para ve kıymetli eşyalara el koyup bölüşenlerdir. Bunların hiçbirisi ceza mahkemesi tutanaklarında yoktur. Bakın, 30 kişi çatışmada ölür, birinin üzerinden 1 dolar, 1 kuruş, 1 lira çıkmamıştır. Yirmi yedi senedir çatışmalarda üzerlerinde binlerce dolar çıkanların hiçbirisi yok. Bir de kulaklarını, burunlarını, organlarını kesenler var. Bunlar işte ganimet avcıları. Bir de kelle avcıları var. Bu kelle avcıları JİTEM’di, itirafçıydı, çeteydi, darbeciydi. Bunların içinde türeyen ve bugün bölgede görev yapan -Sayın Muammer Güler, sizler bilirsiniz- hâlâ kelle avcıları var, kelle avcıları.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HASİP KAPLAN (Devamla) – İkramiye veriliyor, sivil vatandaşı öldürenlere ikramiye veriliyor. Şimdi, bu avcıların da olduğu bir toplumda yaşıyorsunuz. Bunları vicdanen konuşmadığınız zaman gerçekten uzlaşma kültürüne, Meclis çalışmasına bir katkı sunmanız da mümkün değildir diyorum.

Biz buna karşıyız diyorum, bu çalışmaya.

Teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Kaplan, teşekkür ediyorum.

Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu önerisini oylarınıza sunuyorum:  Kabul edenler…  Kabul etmeyenler…  Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, kırk beş dakika süreyle yemek arası veriyorum.

 

Kapanma saati: 19.27

 

 

 

DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 20.19

BAŞKAN: Başkan Vekili Mehmet SAĞLAM

KÂTİP ÜYELER: Tanju ÖZCAN (Bolu), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 112’nci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınma önergesi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

B) Önergeler (Devam)

2.- Kocaeli Milletvekili Hurşit Güneş’in, (2/231) esas numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda ve Yükseköğretim Kurumları Öğretim Elemanlarının Kadroları Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye Ekli Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/47)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na

“Gebze Üniversitesi Kurulması” hakkında, 2/231 Esas Numaralı kanun teklifim, esas komisyona havale edileli kırk beş gün geçmiş olmasına karşın sonuçlanmamıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 37’nci maddesi gereğince, doğrudan, Genel Kurul gündemine alınması hususunda gereğini saygılarımla arz ederim.

                                                                                                                  Hurşit Güneş

                                                                                                                       Kocaeli

BAŞKAN – Teklif sahibi Kocaeli Milletvekili Sayın Hurşit Güneş…

Buyurun Sayın Güneş. (CHP sıralarından alkışlar)

HURŞİT GÜNEŞ (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Başkanımızın dediği gibi, İç Tüzük’ün 37’nci maddesine istinaden, arkadaşlarımla beraber verdiğimiz bir yasa teklifinin doğrudan Meclis tarafından gündeme alınmasını birazdan oylayacağız.

Konu Gebze’de bir üniversite kurulması hakkındadır. Bildiğiniz gibi, üniversiteler, yükseköğrenim kurumları iki önemli işlevi yerine getirirler. Bunlardan bir tanesi, öğrenci yetiştirmektir; bir diğeri ise bölgedeki ekonomik kalkınmaya doğrudan katkıda bulunmasıdır. Sosyal gelişmeyi sağlar, kültürel gelişmeyi sağlar ve Türkiye’de devlet bugüne değin çeşitli tarihlerde 105 devlet üniversitesi, kamu üniversitesi kurmuştur; 62 de vakıf üniversitesi vardır yani 170’i aşan üniversitemiz var.

Üniversitelerimizin yoğun olarak açıldığı dönem son yirmi-yirmi beş yıldır. Çok yoğun biçimde üniversiteleri kuruyoruz, bunun faydalarını, yararlarını da görüyoruz. Tabii, üniversitelerimizi hızlı biçimde açmadığımız zaman üniversitelerimizin toplam öğrenci sayısı da, ne yazık ki, çok genişliyor. Örneğin Kocaeli Üniversitesi 1992 yılında kurulmuş, bugün 60 bin öğrencisi var. Yani çok yoğun, yönetilebilir bir boyutu aşmış durumda.

Bölgede, Kocaeli’de nüfus 1 milyon 600 bin civarında. Her yıl 370-380 bin öğrenci bu bölgede lise mezunu oluyor ve üniversiteye gitmek durumunda. Bölgede iki tane üniversite var: Bir tanesi Kocaeli Üniversitesi, 60 kilometre ileride, yani Gebze’ye; bir diğeri Marmara Üniversitesi, o da 40-50 kilometre ileride. Gebze’nin çevresiyle, yani Darıca’sıyla, Çayırova’sıyla, Tuzla’sıyla, Pendik’iyle, Sultanbeyli’siyle birlikte düşündüğümüzde, o bölgede 2 milyonu aşan nüfus var. 2023’te bu daha da büyük bir sayıya ulaşacak. 2023 tarihinde olasılıkla bu bölgede her yıl 500 bin lise mezunu gelecek ve üniversite arayacak. O nedenle bölgede çok ciddi bir biçimde yeni bir üniversite ihtiyacı var.

Şimdi bu bölgede Türkiye’nin gayrisafi millî hasılasının yüzde 4’ü üretiliyor. Önemli bir sanayi bölgesi. Bu sanayiye bir üniversite ihtiyacı çok açık, net, bunu sağlamamız gerekiyor. Yani hem öğrenci yetiştirmemiz hem de sanayileşmiş bu bölgenin, teknolojik, bilimsel katkı sağlayacak kurumunun da kurulması gerekiyor.

Şimdi, yasa teklifimde 6 fakülte, 4 enstitü var. Bu basit, net bir üniversite kuruluşu, ana iskeleti kuruyor, tabii ki üniversite zaman içinde büyüyecektir. Bir üniversiteyi kurarken bütün fakülteleriyle kurmak, geniş bir üniversite kurmaya kalkışmak doğru değildir, bir öğretim üyesi olarak bunu biliyorum, yaşadım. Türkiye’nin büyük üniversitelerinden birinde, Marmara Üniversitesinde öğretim üyeliği yaptım. Çok büyük bir üniversitedir, hemen hemen her fakültesi vardır ve tabii bu amorf bir yapı, kolay büyümemiştir. Şimdi onun yerine, doğrudan ihtiyaca yönelik, fakat zaman içinde ihtiyaç çıktıkça büyüyecek bir üniversiteye ciddiyetle ihtiyaç var.

Yasa teklifinde bir önemli fakülte var, güzel sanatlar fakültesi. Gebze’nin sosyokültürel gelişmesine yardımcı olacak, Osman Hamdi Bey ismini taşıyor. Türkiye’nin sanat tarihi bakımından da önemli bir isim.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, şimdi, bu yasa teklifiyle ilgili şunu söylemek istiyorum: Hem gençler rahatlayacak hem sanayi rahatlayacak, öyle bir yasa teklifi. Bu yasa teklifini ben şahsen verdim. Bölgenin milletvekili olan Sanayi Bakanıyla da görüştüm, dedi ki: “Biz de böyle bir hazırlığın içindeyiz.” Bu yasa teklifine eğer olumlu oy verirseniz taahhütte bulunuyorum: Bu yasa ve bu üniversite Meclisin üniversitesi olacaktır. Benim üniversitem veya benim arkadaşlarımın imzasıyla değil hepinizin oylarıyla çıkmış ve kurulmuş bir üniversite olacaktır. Bunun bilincindeyim, bunun yararlı olduğu kanısındayım ve bu kanun teklifini uzun süre Genel Kurula indirmedim, bekledim görüşmeden altı içinde “Acaba başka bir teklif gelecek mi? diye. Gelmedi, o zaman indireyim, gündeme alınsın ve hep birlikte bu yasayı çıkaralım istedim.

Eğer buna hep birlikte destek verirsek, Gebze’de gençler ve sanayi böyle bir üniversiteye kavuşurlarsa bu hepimizin eseri olacak,  Türkiye Büyük Millet Meclisinin, iktidarıyla muhalefetiyle tüm milletvekillerinin üniversitesi olacaktır.

Umarım hepimize hayırlı olur.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Güneş.

Teklif üzerinde, Kocaeli Milletvekili Sayın Mehmet Hilal Kaplan.

Buyurun Sayın Kaplan. (CHP sıralarından alkışlar)

Süreniz beş dakika.

MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi ve tutuklu tüm milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.

Kocaeli Milletvekilimiz Sayın Güneş’in de biraz önce bahsettiği üzere, vermiş olduğumuz kanun teklifi Gebze bölgesinde yeni bir üniversitenin kurulmasıyla ilgili bir talep. Bundan birkaç hafta önce Gebze’nin sorunları konusunu sizlerle burada paylaşırken olmazsa olmazlarımızdan bir tanesinin üniversite olduğunu vurgulamıştık. Üniversite, Gebze’nin çehresini değiştirecek bir özelliğe sahip. Gerekçesi şu: Gebze sanayi kenti, Türkiye’de sanayinin en yoğun olduğu ilçelerden biri. Dolayısıyla Anadolu’nun birçok ilinden göç almakta, beraberinde hızlı ve çarpık olarak gelişmektedir. Bu nedenle, bu Gebze’nin sosyal dokusunu değiştirebilecek en önemli faktör eğitim ve beraberinde bir üniversitedir. Üniversite bu nedenle zorunludur. Üniversite, sadece  bilim adamı yetiştirmez, gerçekleştireceği sosyal, kültürel, sportif ve sanatsal faaliyetlerle toplumun modernleşmesine öncülük eder, toplumsal sorumluluk bilincine sahip bireyler yetiştirir, üniversite ve sanayi iş birliğiyle sürdürülebilir bir kalkınmaya öncülük eder, doğaya, çevreye saygılı, sorun çözme yeteneğine sahip, özgür düşünme yeteneği olan, Atatürk devrimlerine bağlı nesillerin yetiştirilmesine olanak sağlar.

Gebze bölgesinin sosyal ve ekonomik olarak, kültürel olarak biraz geri kalması nedeniyle bölgenin gençler arasındaki madde bağımlılığını azaltmak, suça eğilimi azaltmak ve yasa dışı yollarla geçim kaynağı elde etme geleneğinden uzaklaştırır. Bu nedenle, Anadolu’nun farklı illerinden iş ve aş uğruna, yaşam güvencisi adına bu kente göç etmiş, yaşam mücadelesi veren Gebze halkı, doğal olarak farklı kültürel anlayışta ve geleneklere sahiptir. Ortak yaşam alanlarını oluşturmak, ortak kent kültürünü benimsetmek ve bir arada kardeşçe yaşanabilir bir ortamın gerekliliği için, özgür düşünebilen, insan haklarına saygılı, ülkesini ve insanı seven nesiller yetiştirmek için Gebze bölgesinde üniversite mutlak ve elzemdir, bölgenin olmazsa olmazlarından biridir. Yıllardır, Gebze bölgesi, bu noktada bir taleple karşı karşıyadır. Sanayisiyle, ARGE çalışmasını yapacak olan halkıyla, sosyal, kültürel ve sanatsal iş birliği yapan bir üniversite kaçınılmazdır.

Şunu çok iyi biliyorum ve ifade etmek istiyorum değerli milletvekilleri: İktidarı ve muhalefetiyle Kocaeli’nin tüm milletvekilleri Gebze bölgesi dediğimiz Çayırova, Darıca, Dilovası, Hereke hatta İstanbul’un Tuzla’sını kapsayacak bu bölgede bir üniversite kurulması noktasında hemfikirler. Bu nedenle, Gebze sanayicisi, meslek odaları, sivil toplum örgütleri halkıyla gayretlidir, hazırdır ve bu gayretini devam ettirecektir.

Daha önceleri çok sıkça yaşadığımız bir konu vardı. Gebze’de üniversite konusu gündeme geldiğinde idari makamların, yetkililerin bölgede yer olmadığı noktasında talepleri ve iddiaları vardı. Ancak ifade etmek isterim, Gebze’de ve Darıca’da bulunan biri 700, biri 950 dönüm olan askerî kışlalarımızın önümüzdeki ay itibarıyla bu ilçeden taşınmaları nedeniyle yer sıkıntımız kalmamıştır. Zaten daha önce de Çayırova mevkisinde bulunan Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsünün yaklaşık 2.500 civarında lisans, lisansüstü ve doktora öğrencisi bulunmaktadır ama yazık olan şudur, eksik olan şudur: Gebze halkıyla sosyal ve kültürel olarak entegre olmamış, Gebze’deki sanayi bölgesiyle ARGE çalışması yapamamış bir Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Gebze’ye üniversite olmaktan uzak kalmaktadır. Bu nedenle, vermiş olduğumuz bu kanun teklifinin iktidar partisi milletvekilleri tarafından da öteden beri seslendirildiği ve bu konuda gayret içerisinde olabileceklerinin güvencesini aldığımızı biliyorum. Umarım beni yanıltmazsınız. Birazdan oylamada hep beraber Gebze bölgesinin üniversiteye kavuşması konusunda destek sağlamış olursunuz.

Yüce Meclisinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kaplan.

Kocaeli Milletvekili Fikri Işık’ın kısa bir konuşma isteği var.

Buyurun, yerinizden lütfen.

FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – Sayın Başkanım, değerli üyeler; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Gebze sadece Kocaeli’nin değil Türkiye’nin en önemli üretim merkezlerinden bir tanesi. Gebze’de şu anda sadece Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü değil TÜBİTAK MAM var, TÜSSİDE var ve ayrıca şu anda Türkiye’nin ilk bilim, bilişim vadisinin kuruluş çalışmaları da Gebze’de yürüyor. Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü şu anda üniversite statüsünde fakat bizim, üniversiteden muradımızı yerine getirmiyor. Onun için şu anda Kocaeli milletvekilleri olarak çok önemli bir çalışmayı… Gebze’nin sosyoekonomik, bilim ve teknolojik gelişimini sağlayacak, Gebze’ye maksimum katkıyı verecek şekilde Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsünün üniversiteye dönüştürülmesi çalışmaları devam ediyor.

Bu kanun teklifinin bu altyapı çalışmaları bitmeden gündeme alınmasının doğru olmadığını düşünüyoruz. İnşallah teklifimizi verdiğimiz zaman muhalefetin katkı ve desteğini de alarak en iyi yasanın çıkarılmasını hedeflediğimizi ifade ediyor, saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

III.- YOKLAMA

(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.

BAŞKAN – Yoklama istiyorsunuz, tamam.

Sayın İnce, Sayın Demiröz, Sayın Serindağ, Sayın Aygün, Sayın Eyidoğan, Sayın Özgündüz, Sayın Akar, Sayın Güneş, Sayın Işık, Sayın Çam, Sayın Kaplan, Sayın Özgümüş, Sayın Genç, Sayın Tanal, Sayın Tayan, Sayın Kaleli, Sayın Şafak, Sayın Öz, Sayın Gök, Sayın Havutça, Sayın Karaahmetoğlu.

Sayın milletvekilleri, şimdi cihazla yoklama yapacağız.

Yoklama için üç dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı yoktur.

Birleşime on dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati: 20.38

 


BEŞİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 20.55

BAŞKAN: Başkan Vekili Mehmet SAĞLAM

KÂTİP ÜYELER: Tanju ÖZCAN (Bolu), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 112’nci Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.

Kocaeli Milletvekili Hurşit Güneş’in, kanun teklifinin doğrudan gündeme alınma önergesinin oylanmasından önce, istem üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.

III.- YOKLAMA

BAŞKAN – Şimdi yoklama işlemini tekrarlayacağım.

Yoklama için üç dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

B) Önergeler (Devam)

2.- Kocaeli Milletvekili Hurşit Güneş’in, (2/231) esas numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda ve Yükseköğretim Kurumları Öğretim Elemanlarının Kadroları Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye Ekli Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/47) (Devam)

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Gündemin “Sözlü Sorular” kısmına geçiyoruz.

Sayın milletvekilleri, sunuşlar bölümünde belirttiğim, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Sayın Binali Yıldırım’ın birlikte cevaplandırmak istediği sözlü soru önergelerini okutuyorum:

IX.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’da trafik ışıklarının kullanılmasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/28) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın İdris Naim Şahin tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 15.7.2011

                                                                                                                           Ensar Öğüt

                                                                                                                              Ardahan

Ardahan her geçen gün biraz daha gelişip büyümektedir. Ardahan'ın gerçek anlamda şehirleşmiş bir kent olması herkesin elinden geleni yapması ile mümkündür. Üniversite hızla gelişmekte ve ilimize her yıl yüzlerce öğrenci gelmektedir, daha önceki yıllarda yapılan şehirdeki trafik ışıkları ne yazık ki çalışmıyor.

1- Ardahan'a her yıl değişik kentlerden yüzlerce öğrenci gelmekte, ayrıca yaz aylarında şehirdeki araç sayısı hızla artmaktadır. Onun için şehirde daha önceki yıllarda yapılan Trafik Işıkları kullanılmamaktadır. Trafik ışıklarının kullanılmasına ne zaman geçilecek?

2.-Ankara Milletvekili Nurdan Şanlı’nın, kuzey-güney bağlantısını sağlayan yol çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/151) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                        Nurdan Şanlı

                                                                                                                            Ankara

Karayolları Genel Müdürlüğü’nce çalışmaları sürdürülen Kuzey-Güney aksları çalışmalarının son durumu nedir? Bu çalışmalarda tamamlanan bölünmüş yol ve tek yol uzunluğu ne kadardır?

3.- Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç’un, karayolu taşımacılık sektöründeki düzenlemelere ilişkin sözlü soru önergesi (6/155) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                        Yılmaz Tunç

                                                                                                                             Bartın

Karayolu Taşıma Kanunu ile karayolu taşımacılık sektöründe reform niteliğinde yeni bir dönem başlamıştır. Bu kapsamda mesleki yeterlilik ve saygınlık, mali yeterlilik gibi AB standartları esas alınarak yeni düzenlemeler hayata geçirilmiştir. Yeni uygulamanın karayolu taşımacılığımızın gerek ülke gerekse sektörde çalışanlar açısından ekonomik ve sosyal kazanımları neler olmuştur? Yapılan bu düzenlemelerle sektörün ne kadarı kapsam altına alınmıştır?

4.- Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç’un, karayolu taşımacılık sektörüne ilişkin sözlü soru önergesi (6/158) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                        Yılmaz Tunç

                                                                                                                             Bartın

Karayolu taşımacılık sektöründe beklenen kalitenin arttırılması ve kurumsallaşma sağlandı mı? Uluslararası karayolu taşımacılık faaliyetlerinde gelinen aşama tatmin edici midir?

5.- Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun’un, otoyol projelerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/160) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

 Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                        Ali Ercoşkun

                                                                                                                              Bolu

Yap-İşlet-Devret Modeli ile yapılması planlanan kaç adet otoyol projeniz vardır? Bugünkü mevcut durumları nedir? Yapılması planlanan bu otoyollar hangi kesimlere yapılacaktır?

6.-  Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun’un, uluslararası taşımacılıkta karşılaşılan sorunları çözmek için yapılan çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/161) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                       Ali Ercoşkun

                                                                                                                              Bolu

Uluslararası taşımacılıkta karşılaşılan kota, geçiş ücretleri, sınır geçişleri gibi hususlardaki sorunları çözmek için yapılan çalışmalar nelerdir?

7.- Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun’un, sera gazı emisyonlarının azaltılması çalışmalarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/162) Cevaplanmadı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                       Ali Ercoşkun

                                                                                                                              Bolu

Ulaştırmadan kaynaklanan ve iklim değişikliğine neden olan sera gazı emisyonlarının azaltılması ve sınırlandırılması amacıyla orta ve uzun vadeli hedefleriniz nelerdir?

8.- Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun’un, karayolu yapımı amacıyla istimlak edilen arazilerin bedellerinin ödenmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/163) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                       Ali Ercoşkun

                                                                                                                              Bolu

Karayolu yapımı amacıyla istimlâk edilen şahıs arazilerinin istimlak bedellerinin ödenmesinde nasıl bir uygulama yapılmaktadır?

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) – Böyle soru olur mu ya? Kanun belirlemiş zaten.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bizim soruları cevaplayacaksınız.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Seninkine de sıra gelecek.

HAYDAR AKAR (Kocaeli)- Hayır ama AKP’nin sorularını değil, onlar kendi sorabilirler.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) – Kamulaştırma Kanunu var, kamulaştırma…

HAYDAR AKAR (Kocaeli) -  Bu böyle olmaz, bir saat vakit var hep Ali Ercoşkun’un soruları.

9.- Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun’un, egzoz emisyonlarının azaltılması çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/164) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                        Ali Ercoşkun

                                                                                                                               Bolu

Ulaştırma sektöründe yaşanan büyümenin kontrol altına alınması ve çevreye olan olumsuz etkilerinin azaltılması amacıyla, iklim değişikliği politikasının da  ulaştırma politikasının" ayrılmaz bir parçası hâline getirilmesi düşünülmekte midir? Bu politikalar arasında araç emisyonları için uygulanan AB ya da diğer uluslararası standartlara uyum (egzoz emisyonlarının azaltılması ve hava kalitesinin iyileştirilmesi) çalışmaları yer almakta mıdır?

10.- Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin’in, inşa edilen yeni demiryolu hatlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/169) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                       Hüseyin Şahin

                                                                                                                              Bursa

Demir yollarında 1950-2002 arasında kaç km yeni hat yapılmıştır? Son 8,5 yılda ise kaç km yeni demir yolu inşa edilmiştir? İnşa edilen yeni demir yolu hatları nerelere yapılmıştır? Ayrıca, mevcut demir yolu şebekesinin kaç km.lik bölümü yenilenmiştir?

11.- Eskişehir Milletvekili Salih Koca’nın, otomatik flaşör ve bariyer yapılan hemzemin geçit sayısına ilişkin sözlü soru önergesi (6/170) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                          Salih Koca

                                                                                                                           Eskişehir

Demir yolu hemzemin geçitlerde kara yolu araçları ile trenlerin çarpışmalarının önlenmesi için 2002-2011 yılları arasında toplam kaç adet hemzemin geçit otomatik flaşörlü ve bariyerli hâle getirilerek koruma altına alınmıştır?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Sayın Bakanım, bunların hepsi yanlış “Ulaştırma Bakanı” diyorlar, ama Bakanlık bu değil ki.

ALİM IŞIK (Kütahya) – Sayın Bakanım, isminizi dahi yanlış yazıyorlar önergelerde, Bakanlığın adı değişti.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Bu yanlış, Bakanlık bu değil ki, okudukları şeylerin hepsi yanlış.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) – “Ulaştırma Bakanlığı” diye bir şey yok.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Daha önce verilmiş.

ALİM IŞIK (Kütahya) – Ama düzeltecekler onu!

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Yanlış Sayın Bakan, olmaz ki!,

ALİM IŞIK (Kütahya) – Bunların hepsini sizin siteye girince zaten oradan öğrenebilirler Sayın Bakanım, soru önergesine gerek yok.

12.- Eskişehir Milletvekili Salih Koca’nın, yenilenen demiryolu ağına ilişkin sözlü soru önergesi (6/171) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                           Salih Koca

                                                                                                                             Eskişehir

2003-2011 yılları arasında mevcut demir yolu ağının kaç km.lik bölümü yenilenmiştir?

13.- Eskişehir Milletvekili Salih Koca’nın, Marmaray Projesi’ne ilişkin sözlü soru önergesi (6/172) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                           Salih Koca

                                                                                                                             Eskişehir

Marmaray Projesine ne zaman başlanılmıştır? Yapılan arkeolojik kazılar nedeniyle gecikme yaşanan projenin ne zaman bitirilmesi planlanmaktadır? Projenin toplam maliyeti ne kadardır? Projedeki mevcut durum nedir? Projenin tamamlanması ile özelinde İstanbul ilinin, genelinde ise ülkemizin kazanımları neler olacaktır?

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) – Kazanımlarını soruyor ya, kayıpları da sorsun.

14.- Eskişehir Milletvekili Salih Koca’nın, Türkiye-Gürcistan demiryolu inşaatı çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/173) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                           Salih Koca

                                                                                                                             Eskişehir

Türkiye - Gürcistan (Kars - Tiflis) Demiryolu İnşaatı işinin ihalesi ne zaman yapılmış? İnşaat çalışmalarında yüzde kaç oranında fiziki gerçekleşme sağlanmıştır? Projenin faydaları nelerdir, ne zaman ikmal edilmesi planlanmaktadır?

ALİM IŞIK (Kütahya) – İhaleyi hangi firma almış, onu sormamış mı?

15.- Eskişehir Milletvekili Salih Koca’nın, lojistik merkezler kurulmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/174) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                         Salih Koca

                                                                                                                           Eskişehir

Modern yük taşımacılığının kalbi olarak görülen, diğer ulaşım sistemleri ile entegre olarak kombine taşımacılığı geliştiren lojistik merkezler ülkemizde de kurulmaya başlanmış mıdır? Lojistik merkezler öncelikle organize sanayi bölgeleriyle bağlantılı olarak yük taşıma potansiyelinin yoğun olduğu kaç bölgede yapılmaktadır?

16.- Giresun Milletvekili Adem Tatlı’nın, Mekke-Medine hızlı tren hattı inşaatına ilişkin sözlü soru önergesi (6/175) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                         Adem Tatlı

                                                                                                                            Giresun

Yurtdışı yüksek hızlı tren yapımı ve işletiminde hızlı tren işletmeciliğine başlayan TCDD, Mekke-Medine arasında yapılacak olan 450 km.lik hızlı tren hattının inşaat, bakım ve işletmecilik ihalesi yapıldı mı? Çalışmalar ne aşamadadır?

17.- Giresun Milletvekili Adem Tatlı’nın, Sivas-Erzincan hızlı tren hattı çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/176) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                         Adem Tatlı

                                                                                                                            Giresun

Sivas-Erzincan hızlı tren hattında çalışmalar hangi aşamaya gelmiştir? Ne zaman tamamlanarak hizmete verilecektir?

18.- Giresun Milletvekili Adem Tatlı’nın, Ankara-Sivas yüksek hızlı tren hattı çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/177) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                         Adem Tatlı

                                                                                                                            Giresun

Yerköy-Sivas arasında alt yapı yapım çalışmaları devam eden Ankara-Sivas yüksek hızlı tren projesinde Ankara-Yerköy arasında da proje çalışmalarının devam ettiği bilinmektedir. Söz konusu hat kesiminde inşaat çalışmaları ne zaman başlayacak ve ne zaman tamamlanarak hizmete verilecektir?

19.- Giresun Milletvekili Adem Tatlı’nın, Ankara-İstanbul yüksek hızlı tren hattı çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/178) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                          Adem Tatlı

                                                                                                                             Giresun

Ankara-Eskişehir kesiminde işletmeye açılmış bulunan ve halen yapımı devam eden Ankara İstanbul Yüksek Hızlı Tren hattı ne zaman hizmete başlayacaktır? Söz konusu hat hizmete açıldığında mevcut yüksek hızlı tren setleri yeterli olacak mıdır? Yeni set alımı planlanmakta mıdır?

20.- Giresun Milletvekili Adem Tatlı’nın, Van Gölü’ndeki feribotların yenilenmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/179) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                          Adem Tatlı

                                                                                                                             Giresun

Van Gölü geçişi Türkiye'nin Orta Asya'ya açılışında kesinti oluşturmaktadır. Bu kesinti feribot bağlantılarıyla giderilmeye çalışılmaktadır. Ancak işletilen mevcut feribotlar ekonomik ömürlerini doldurmuş durumdadır. Kısa ve orta vadede bu kısıtlılıkları aşmak için planlarınız nedir?

21.- Isparta Milletvekili Recep Özel’in, planlanan hızlı tren projelerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/180) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                          Recep Özel

                                                                                                                              Isparta

İnşaatı devam eden hızlı tren projelerinin yanı sıra, bakanlığınızca planlanan hızlı tren projeleri var mıdır? 2023 yılına kadar bu projelerden hangileri tamamlanacaktır?

22.- Isparta Milletvekili Recep Özel’in, Ankara-İzmir Hızlı Tren Projesi’ne ilişkin sözlü soru önergesi (6/181) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                          Recep Özel

                                                                                                                              Isparta

Ülkemizin 3. büyük kenti olan İzmir'in de hızlı tren projesinden yararlanması amacıyla, Ankara-İzmir hızlı tren projesini ne zaman ihale etmeyi hedefliyorsunuz ve ne zaman tamamlanacaktır?

23.- Isparta Milletvekili Recep Özel’in, Adapazarı-Karadeniz Ereğlisi ve Bartın Limanı demiryolu bağlantısının ne zaman gerçekleştirileceğine ilişkin sözlü soru önergesi (6/182) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                          Recep Özel

                                                                                                                               Isparta

Adapazarı-Karasu demiryolu hattının inşaatına başlandığını biliyoruz. Adapazarı-Karadeniz Ereğlisi ve Bartın Limanı demiryolu bağlantısı ne zaman gerçekleştirilecektir?

MUHARREM VARLI (Adana) – Isparta’ya Ereğli’den mi gidiyormuş o ya! Çok mu merak etmiş orayı!

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) – Tanju Bey, biraz hızlı okusanız.

24.- Isparta Milletvekili Recep Özel’in, yeni terminal binası inşa edilen havaalanlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/183) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                          Recep Özel

                                                                                                                              Isparta

Havacılık Sektöründe Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) kapsamında YİD modeli ile hangi havaalanlarına terminal yeni binası yapılmıştır? Bunların toplam proje bedeli ne kadardır? YİD Projeleri'nin yapım ve işletme dönemlerinde yaratılan ek istihdam ortalama kaç kişidir? Bu terminallerin toplam yolcu kapasitesi ne kadar olmuştur? Türkiye genelinde bu havaalanlarını kullanarak seyahat eden yolcuların toplam yolcuya oranı nedir? KÖİ olarak planlanan başka havaalanları var mıdır? Var ise hangileridir?

25.- Isparta Milletvekili Recep Özel’in, havayolu iç ve dış hat yolcu sayılarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/184) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                          Recep Özel

                                                                                                                              Isparta

2002-2011 yılları arası hava yolu iç ve dış hat yolcu sayıları yıllar itibarıyla ne kadardır? 2002 yılında sivil hava uçuşlarına açık havaalanları hangileriydi? Haziran 2011 itibarıyla sivil hava trafiğine açık havaalanları hangileridir?

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) – Tanju Bey, biraz hızlı okuyabilirseniz, Sayın Bakan daha güzel cevap verebilir.

26.- İstanbul Milletvekili Mustafa Ataş’ın, bölgesel hava taşımacılığı projesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/185) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                        Mustafa Ataş

                                                                                                                            İstanbul

THY yurt içi uçuş tekeli ne zaman kaldırıldı? Bu kapsamda başlatılan Bölgesel Hava Taşımacılığı projesiyle 2002-2011 yılları itibarıyla yurt içi ve yurt dışı yolcu sayıları ne kadardır?

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) – Tanju Bey, hızlı okuyorsunuz anlayamıyoruz! Yavaş, yavaş!

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) – Burası eğlence yeri oldu! Herkes bir laf atıyor, herkes bir şey yapıyor, bir eğlence yeri.

ALİM IŞIK (Kütahya) – Ayşe Hanım, bunlar soru mu Allah aşkına! Bunlar soru önergesi mi!

27.- İstanbul Milletvekili Mustafa Ataş’ın, tüm ülke hava sahasını tek bir hava trafik kontrol merkezinden kontrol etme çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/186) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

“Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                        Mustafa Ataş

                                                                                                                            İstanbul

Ülkemiz hava sahası…”

ALİM IŞIK (Kütahya) – Böyle bir şey olabilir mi! 41 tane soru önergesinin 39 tanesi iktidar partisine ait.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) – Bu sorular dalga sorular değil mi?

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) – Değil.

ALİM IŞIK (Kütahya) – Bu sorular soru mu Allah aşkına!

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) – Bu sorular soru mu?

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) – Bir milletvekilinin soru sormaya hakkı yok mu?

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Düzgün soru soracak, dalga geçer gibi sormayacak.

ALİM IŞIK (Kütahya) – Hanımefendi, 41 tane soru önergesinin 39 tanesi iktidar partisinin olamaz.

BAŞKAN – Arkadaşlar, lütfen…

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Dalga geçer gibi sormayacak!

BAŞKAN – Lütfen… Lütfen…

ALİM IŞIK (Kütahya) – Böyle soru mu olur? Burası çocuk oyuncağı mı?

BAŞKAN – Arkadaşlar, lütfen… Lütfen…

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Ne bu böyle?

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) – Size mi soracağız?

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Evet, bize soracaksınız. Köy taşı mıyız biz burada! Bize soracaksınız tabii.

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) – Kimsin sen!

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Sen kimsin, öğretmen misin!

ALİM IŞIK (Kütahya) – Ya gülünç, şu düştüğünüz duruma bakın ya!

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Dön grubuna, grubunla konuş.

BAŞKAN – Arkadaşlar, lütfen… Lütfen…

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Hanım, hanım gibi konuşacak.

HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) – Hayır, lütfen…

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Milletvekili olarak konuşuyor, hanım gibi konuşmuyor, ben de milletvekili olarak cevap veriyorum.

“ Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak…”

ALİM IŞIK (Kütahya) – Sayın Vekilim, oluyor mu bu? Şu listeye bakın, 41 tane önergenin 39 tanesi iktidar partisine ait. Böyle bir şey var mı?

BAŞKAN – Sayın Işık, lütfen… Lütfen arkadaşlar…

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Var mı böyle azarlama mazarlama! Babanızın çiftçiliğinde çalışan çoban mı var burada?

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) – Babamın adını ağzına alma!

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Babanızın çiftçiliğinde çalışan çoban mı var burada? Otur!

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) – Alma ağzına! Babamın adını ağzına alma! Alamazsın.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Yalandan artistlik yapma, otur! Yalandan yapma öyle, yemem ben onları! BDP’lilere yaparsın, bana yapamazsın.

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) – Terbiyesiz! Terbiyesizleşme!

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Hadi otur, yemem onları ben!

BAŞKAN – Arkadaşlar, lütfen, lütfen…

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) – Öyle bir yediririm ki sen onun görürsün ne olduğunu.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Ben sana bir laf söylerim yerinden kalkamazsın, terbiyesiz! Konuştuğun lafa dikkat et, öyle bir yedirirmiş de bilmem neymiş. Küstah! Utanmaz!

BAŞKAN – Tamam arkadaşlar, lütfen…

Evet, devam edelim efendim.

“Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                          Mustafa Ataş

                                                                                                                              İstanbul

Ülkemiz hava sahası kapasite talebini karşılamak…”

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) – İnsanların bazı hassas değerleri vardır, saygı duyun.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – O zaman düzgün oturacaksın yerine, hadi!

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) – Terbiyesiz!

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Sen terbiyesizsin, hem de en büyüğü! Grubuna dön konuş. Dikkat et, MHP Grubuna konuşuyorsun.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) – Sayın Başkan, niye ara vermiyorsun?

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Ayağını denk alacaksın. (Gürültüler)

Evet, “MHP Grubuna” diyorum, o kadar. Aynen öyle, MHP Grubu burası, ona göre konuşacaksın.

HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) – O ne demek?

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Aynen bu demek, “MHP Grubu” demek. Dikkat edeceksin.

BAŞKAN – Oturuma beş dakika ara veriyorum.

 

Kapanma saati: 21.19

 

 

 

 

 

 

 

ALTINCI OTURUM

Açılma Saati: 21.24

BAŞKAN: Başkan Vekili Mehmet SAĞLAM

KÂTİP ÜYELER: Tanju ÖZCAN (Bolu), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 112’nci Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.

Gündemin “Sözlü Sorular” kısmına devam edeceğiz.

Şimdi, soru önergelerini kaldığımız yerden okutuyorum:

“Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                         Mustafa Ataş

                                                                                                                             İstanbul

Ülkemiz hava sahası kapasite talebini karşılamak ve hava trafik kontrol sistemlerinin modernizasyonu ve tüm ülke hava sahasını tek bir hava trafik kontrol merkezinden kontrol etmek amacıyla yapılan çalışmalarınız nelerdir?”

28.- İstanbul Milletvekili Mustafa Ataş’ın, sivil havacılık sektöründeki gelişmelere ilişkin sözlü soru önergesi (6/187) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

                                                                                                                          30/09/2011

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                         Mustafa Ataş

                                                                                                                             İstanbul

2003-2011 yılları arasında sivil havacılık sektöründe nasıl bir gelişme olmuştur? Bu gelişim dünya geneli ile kıyaslandığında nasıl bir tablo oluşturmaktadır?

29.- İstanbul Milletvekili Mustafa Ataş’ın, Türk havayolu pazarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/188) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

                                                                                                                           30/9/2011

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                         Mustafa Ataş

                                                                                                                             İstanbul

Türk havayolu pazarında 2003-2011 yılları arasında neler değişmiştir? Bu değişimin sağlanması ve sektörün gelişimine yönelik olarak gerçekleştirilen projeler, bu projelerin, vatandaşlarımıza, ekonomiye ve havacılık sektörüne sağladığı imkân ve kolaylıklar nelerdir?

30.- İstanbul Milletvekili Mustafa Ataş’ın, havayolu uçuş nokta ve sayısının artırılmasına yönelik çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/189) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

                                                                                                                           30/9/2011

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                        Mustafa Ataş

                                                                                                                            İstanbul

Son yıllarda yurt içi ve yurt dışı uçuş ağımızda büyük gelişmeler yaşanmaktadır. Yurt içi, yurt dışı uçuş nokta ve sayılarının arttırılması için ne gibi faaliyetler gerçekleştirilmektedir? Bugün itibarıyla bakıldığında trafikteki büyüme devam edecek midir?

31.- İstanbul Milletvekili Mehmet Doğan Kubat’ın, Türkiye’nin uçak bakım ve eğitim merkezi olmasına yönelik çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/190) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

                                                                                                                           30/9/2011

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                 Mehmet Doğan Kubat

                                                                                                                            İstanbul

Türkiye'nin yakın gelecekte "uçak bakım ve eğitim merkezi" olması hedefinize yönelik olarak yaptığınız çalışmalar ve bu çalışmaların sonuçları nelerdir? Aynı hedef kapsamında bakım alanında Türkiye'nin 2011 yılı itibarıyla dünyadaki konumu nedir? Bugüne kadar bakım yapılan yabancı uçak sayısı ve son üç yılda bakım sonucu elde edilen gelirin ekonomiye katkısı ne kadardır?

32.- İstanbul Milletvekili Mehmet Doğan Kubat’ın, ülkemize gelen yabancı uçakların denetimine ilişkin sözlü soru önergesi (6/191) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                 Mehmet Doğan Kubat

                                                                                                                            İstanbul

Türk uçakları yurt dışında denetlenmektedir. Ülkemize gelen yabancı uçaklar da Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından denetlenmekte midir? Ayrıca, "Havacılık Güvenliği ve Emniyeti" kapsamında yapmış olduğunuz denetim sayısı ne kadardır? Bu denetimlerden ne gibi sonuçlar alıyorsunuz?

33.- İstanbul Milletvekili Mehmet Doğan Kubat’ın, uluslararası kuruluşlardan ödül alan havaalanlarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/192) Cevaplanmadı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                    Mehmet Doğan Kubat

                                                                                                                               İstanbul

2002 yılından bu güne kadar havaalanları herhangi bir uluslararası kuruluş tarafından ödüllendirilmiş midir? Ödüllendirilmiş ise hangi havaalanları hangi konularda ödül almıştır?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Cengiz Topel’i ödüllendirdiler!

34.- İstanbul Milletvekili Mehmet Doğan Kubat’ın, havaalanlarında hizmet verilen yolcu sayısına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/193) Cevaplanmadı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                    Mehmet Doğan Kubat

                                                                                                                               İstanbul

Türkiye'deki havaalanlarımızın Dünya ve Avrupa havaalanları ile kıyaslandığında hizmet verilen yolcular bakımından sıralamadaki yeri nedir?

35.- İstanbul Milletvekili Mehmet Doğan Kubat’ın, havaalanlarına yapılan yatırımlara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/194) Cevaplanmadı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                    Mehmet Doğan Kubat

                                                                                                                               İstanbul

Havaalanlarına yapılan toplam yatırım tutarlarının yıllar itibarıyla tutarları ne kadardır? Yapılan yatırımlar sonucu yolcu terminallerinin kapasiteleri toplamda ne kadar artmıştır?

36.- İstanbul Milletvekili Bülent Turan’ın, terminalleri yenilenen havaalanlarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/195) Cevaplanmadı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                           Bülent  Turan

                                                                                                                               İstanbul

Hangi havaalanlarının terminalleri yenilenmiş veya yolcu kapasitesi arttırılmıştır? Havaalanlarına yapılan yatırımlar sonucunda uçak park yeri sayısında artış olmuş mudur?

37.- İstanbul Milletvekili Bülent Turan’ın, DHMİ Genel Müdürlüğü hizmetleri ile personelinin özlük haklarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/196) Cevaplanmadı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                            Bülent Turan

                                                                                                                                İstanbul

Bilindiği gibi AK Partinin iktidara geldiği 2002 yılında havayolu halkın yolu olacak denilmiş, bu kapsamda da çeşitli yatırımlar yapılmıştır. Artan yolcuya uluslararası standartlarda hizmet verilmesi amacıyla yapılan yatırımlara paralel olarak 2002 yılı ile 2011 yılı arasındaki AK Parti hükümetleri döneminde:

a) Havaalanlarımızın işletiminden sorumlu kuruluş olan DHMİ Genel Müdürlüğünün havaalanlarına verilen hizmetler için yıllara göre istihdam ettiği personel sayısı ne kadardır?

b) Personel seçimi ve alımında izlenen yol nedir?

c) Yapılan işlerin uluslararası standartta verilmesi gereği, uçuş güvenliğinin en üst düzeyde sağlanması için hizmet veren mevcut personelin özlük haklarının iyileştirilmesi veya motivasyonlarının arttırılması için ne gibi çalışmalar yapılmaktadır?

d) Havaalanlarımızın işletiminden sorumlu kuruluş olan DHMİ Genel Müdürlüğünün kamuya mali katkısı nedir?

38.- İstanbul Milletvekili Bülent Turan’ın, Çukurova Bölgesel Havaalanına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/197) Cevaplanmadı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Ulaştırma Bakanı Binalı Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                            Bülent Turan

                                                                                                                                İstanbul

Çukurova Bölgesel Havaalanının inşaatına başlamayı düşünmüyor musunuz?

39.- İstanbul Milletvekili Bülent Turan’ın, bölgesel havaalanlarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/198) Cevaplanmadı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                            Bülent Turan

                                                                                                                                İstanbul

Bölgesel havaalanlarından bahsediliyor. 2023 yılına kadar bölgesel havaalanı inşa etmeyi planlıyor musunuz? Bu havaalanları nerelerde inşa edilecek?

40.- İstanbul Milletvekili Bülent Turan’ın, İstanbul’a üçüncü bir havaalanı yapılmasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/199) Cevaplanmadı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                          Bülent Turan

                                                                                                                              İstanbul

Nüfus, ticaret ve turizm vb. konularda ülkemizin en büyük kenti olan İstanbul İlimize 3'üncü bir havaalanı yapılması konusunda herhangi bir çalışma var mıdır? Varsa çalışmalar hangi aşamadadır?

41.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akar’ın, otoyollarda bazı merkez ilçe isimlerinin tabelalardan kaldırılmasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/200) Cevaplanmadı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim. 01/10/2011

                                                                                                                          Haydar Akar

                                                                                                                              Kocaeli 

Otoyollar üzerinde yapılan yeni bir düzenleme ile il ismi ile merkez ilçe ismi farklı olan illerde merkez ilçe ismi kaldırılarak il ismi yazılmış ve mevcut ilçe yok sayılmıştır. Bunun bir örneği de Kocaeli İli merkez ilçesi İzmit'te yaşanmaktadır. TEM otoyolu üzerinde batıdan veya doğudan İzmit'e gelmek istediğinizde İzmit isminin tabelalarda olmadığını göreceksiniz.

1. Doğu veya Batı yönlerinden İzmit'e gelmek istediğinizde yol tabelalarının hiç birinde ismi geçmeyen İzmit'i nasıl bulmayı düşünüyorsunuz?

2. Tarihe mal olmuş bir ilçe isminin kaldırılması veya yok sayılmasının gerekçesi nedir?

3. Bu uygulama ile yapılmak istenilenin ne olduğu kamuoyunca anlaşılamamış olup, siz bu şekilde neyin çözümünü bulduğunuzu düşünüyorsunuz?

BAŞKAN – Sayın Bakanım buyurun efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Hızlı cevap verebilirsiniz Sayın Bakan, bir mahzuru yok.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Öyle mi? Götürü usulü.

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Ya hiç olmazsa soru sahipleri burada olsaydı, onlar da yok.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Bakan, burada olmayanların sorularını cevaplandırmayın.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Haksızlık olur ya. Geçmiş dönemde de soru sahipleri yoktu buralarda.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Soru soranın burada olması lazım.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Evet.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Eskiden öyle değildi Sayın Bakan, soru sahibi olmayınca cevap verilmiyordu, AKP’liler ucuza kaçıyor.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlü soruları cevaplandırmak için huzurunuzdayız. Yüce meclisi saygıyla selamlıyorum.

İlk soru, İdris Naim Şahin’e, İçişleri Bakanına yöneltilen (6/28) sayılı sorudur. Soruyu tekrar okumuyorum, sorular okundu. Konu, Ardahan’da şehir içi ışıklarıyla ilgili. Bu ışıkların… Ensar Bey burada mı? Yok. Ama okuyacağız, yapacak bir şey yok. Ardahan merkezinde bulunan trafik ışıklarının yenilenmesi için Ardahan Belediyesi hazırlıklara başlamış olup 2012’nin üçüncü çeyreğinde, eylül ayında yapılması öngörülmektedir.

Ankara Milletvekili Sayın Nurdan Şanlı’nın (6/151) sayılı sorusu. Karayolları ile ilgili bir sorudur. Ülkemizde kara yolu taşıma ağı ağırlıklı olarak doğu-batı istikametindedir. Ana koridorlar asırlardan beri hep doğu-batı istikametinde gelişmiş ve tarihî İpek Yolu, Baharat Yolu, TRASEKA yolu, kuzey, güney TETEK yolları gibi yollar doğu-batı ticaretinde yoğun olarak kullanılmıştır.

Hükûmetimiz döneminde kuzey, güney koridorlarının geliştirilmesi, Akdeniz’le Karadeniz’in birbiriyle buluşturulması için yoğun bir çalışma yapılmakta olup, toplam 11.797 kilometre yolun 8.511 kilometresi bitirilmiş, 1.867 kilometresinde hâlen çalışma yapılmakta, geriye kalan 1.419 kilometresinin de ihalesi yapılarak bu şekilde Edirne’den Muğla’ya, Artvin’den Hakkâri’ye kadar 18 koridorda çalışmalar devam etmektedir.

Bartın Milletvekili Sayın Yılmaz Tunç’un (6/155) esas sayılı sorusu da Karayolu Taşıma Kanunu’yla ilgili bir sorudur. Ülkemizde 2003 yılından önce kara yolu taşımacılığıyla ilgili bir yasal düzenleme yoktu, 2003’te çıkarılan Kanun’la, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’yla birlikte kara yolu taşımacılık faaliyetlerini düzenleyen bu alana mahsus bir Kanun çıkarıldı. Bu Kanun mesleki yeterlilik, mesleki saygınlık ve mali yeterlilik esaslarını alan bir düzenlemeydi.

Bu Kanun’la birlikte ne değişti? Değişen şudur: 2003 öncesi 4.176 adet belge taşımacılıkta verilmişken, Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten bugüne kadar verilen belge sayısı 1 milyon 241 bin 901 adete ulaşmış yani kanun, sektörün yüzde 95’ini kapsayacak bir uygulama alanına ulaşmıştır.

Birçok ikincil düzenleme yapılmıştır. Karayolu Taşıma Yönetmeliği, Yeterlilik Eğitimi Yönetmeliği, araç muayene istasyonlarının açılması, kamu kurum ve kuruluşları personel servisi, okul servisi, dönel gibi -birçok- 7 tane de ikincil düzenleme gerçekleştirilmiştir.

Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç’un (6/158) esas numaralı soru önergesi de yine kara yolu taşımacılık sektörünün bu yeni kanunla birlikte gelişimiyle ilgilidir. Kara yolu ağırlıklı taşıma sisteminin, Türkiye'de uzun yıllardan beri uygulanan politikalardan dolayı geliştiğini, bu yönde dengenin bozulduğunu biliyoruz. 2003 yılı itibarıyla kara yoluyla yurt içi taşımalar yükte yüzde 92, yolcuda yüzde 94’tü. Yapılan yeni düzenlemeyle bu oran yükte yüzde 88’e gerilemiş ama hâlâ çok yüksek düzeyde seyretmektedir. Hedefimiz: Yurt içi taşımaları dengeli bir şekilde dağıtmak, demir yolu, hava yolu ve denizin payını arttırmak şeklindeki projelerimizi, programlarımızı uygulamaktayız.

Diğer yönden, uluslararası taşımacılıkta da yıllardan beri devam eden kota sorunu, yapılan kararlı çalışmalarla yirmi dört ülkede tamamen serbestleştirilmiş, hiçbir kotaya tabi olmadan taşımacılık yapılabilir hâle gelmiştir.

Bunun yanı sıra, “çok taraflı UBAK belgesi” diye tabir ettiğimiz belgelerde de Türkiye Arnavutluk’la aynı kotaya sahipti. Burada da çok yoğun bir mücadeleden sonra temel kota 141’den 509’a, kullanılan belge sayısı da 531’den 3.715’e yükseltilmiştir. UBAK üyeleri içerisinde Rusya ve Almanya’dan sonra Türkiye 3’üncü en büyük kotaya  sahip ülke hâline gelmiştir ve bu şekilde, artan ihracatımızın taşımalarının Türk taşımacılar tarafından gerçekleştirilmesi mümkün hâle gelmiştir.

Aynı zamanda, bu amaca yönelik olarak Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun’un (6/161) sayılı sorusunu da cevaplandırmış oldum, ikisi aynı mahiyette olduğu için birleştirdik.

Sayın Ali Ercoşkun’un (6/160) sayılı soru önergesi de yap-işlet-devret modeliyle ilgili, “2023 hedeflerinde hangi projeler vardır?”

Yap-işlet-devret modeliyle yapılan projeler iki grupta değerlendirilebilir: Birinci grup, hâlen başlamış olan projelerdir. Bunlar nelerdir? Gebze-Orhangazi-İzmir otoyoludur. Toplam 421 kilometre. Avrupa’nın 2’nci büyük, dünyanın 4’üncü büyük köprüsünü de İzmit geçiş köprüsünü de ihtiva etmektedir. Bu projenin yap-işlet-devret modeliyle ihalesi yapılmış, çalışmaları başlamıştır. Köprü projeleri tamamlanmış, geçtiğimiz pazar günü de rüzgâr ve deprem testleri yapılarak uygulama çalışmaları başlayacak duruma gelmiştir.

Diğer bir proje, üçüncü köprü ve bağlantı yoludur. O da bildiğiniz gibi, bugün ihalesi gerçekleştirilmiş, üçüncü köprüyü yapacak ihaleyi kazanan yüklenici de belli olmuştur. İstanbul’un fethi dolayısıyla İstanbul’a bu önemli projenin bugün kazandırılmış olması da ayrıca memnuniyet verici bir durumdur.

Diğer bir yap-işlet-devret projesi Sabuncubeli Tüneli’dir. Bunun çalışmaları da başlamıştır. İzmir’le Manisa arasını on dakikaya indirecek, iki tüp hâlinde toplam 8 bin metrelik bir tünel öngörülmektedir.

Bir başka ikinci grup projede toplam on bir proje vardır. Ağırlıklı olarak bu projeler otoyol projelerdir. Bu otoyol projelerinin toplam uzunluğu 3.722 kilometredir. Bunlar da 2023 hedefleri arasında gerçekleşecek projelerdir.

Yine, Bolu Milletvekili Sayın Ali Ercoşkun’un (6/161) sayılı soru önergesi… Bu da yine daha önce cevaplandırdığım soru önergesiyle aynı mahiyettedir. Onun için uluslararası taşımacılıkla ilgili, daha önce 4’üncü soru olarak cevaplandırılmıştır.

Diğer bir soru, Bolu Milletvekili Sayın Ali Ercoşkun’un (6/163) sayılı soru önergesidir. Kara yolu yapımı amacıyla istimlaki yapılan parselin malikleri 2942 sayılı Yasa’nın değişik 8’inci maddesine göre önce pazarlık yapılır, eğer anlaşma sağlanırsa tapudan ferağ verilme yoluna gidilir, anlaşma bedeli kendisine ödenir. Anlaşma yapılamaması, olmaması hâlinde 10’uncu maddeye göre bedel tespit ve tescil davası açılarak mahkemenin belirlediği bedel bankaya bloke edilir ve karar, ilgilisine gerekli ödeme yapılmış olur. Yani istimlak yaparken hangi işlemler uygulanıyor, soru bununla ilgilidir.

Bursa Milletvekili Sayın Hüseyin Şahin’in (6/169) sayılı soru önergesi… Bu da demir yollarıyla ilgili bir sorudur. 1950-2002 yılları arasındaki demir yollarına yapılan işlerle ilgilidir.

Ülkemizde 1950-2002 yılları arasında toplam 946 kilometre demir yolu yapılmıştır. 2002 yılından günümüze kadar yapılan demir yolu miktarı şu anda konvansiyonel hat olarak yani normal hat olarak 220 kilometre, hızlı tren olarak 888 kilometredir. Yani toplam 1.109 kilometreye dokuz senede ulaşılmıştır. 50-2002 arasındaki yapılan demir yolu miktarının üzerinde bir hedef gerçekleştirilmiştir.

Ayrıca toplam 11.940 kilometrelik demir yolu ağımızın 6.415 kilometrelik bölümü de tamamen yenilenmiştir.

Bilgilerinize arz ederim.

Eskişehir Milletvekili Sayın Salih Koca’nın (6/170) sayılı sorusu, Bursa Milletvekili Sayın Hüseyin Şahin’in sorusuyla tamamen aynı mahiyettedir. Onun için bunu geçiyorum.

Diğer bir sorumuz, 9’uncu soru, Eskişehir Milletvekili Salih Koca’nın hemzemin geçitlerle ilgilidir. Devlet Demiryollarının 3.415 adet hemzemin geçidi mevcuttur. Bugüne kadar 1.054 adedi otomatik ışıklı, bariyerli bir geçide dönüştürülmüş ve emniyete alınmıştır.

Bilgilerinize arz ederim.

Çünkü bu hemzemin geçit kazaları maalesef zaman zaman oluyor. Bunları bariyerli hâle getirdiğimiz hâlde de bu kazalar oluyor. Demek ki bunu yapmak yetmiyor, ayrıca bu konuda sürücülerimizin eğitilmesi icap ediyor.

Eskişehir Milletvekili Sayın Salih Koca’nın (6/171) sayılı soru önergesi: “2003-2011 yılları arasında demir yollarımızın ne kadarı yenilenmiştir?” Daha önce de ifade ettim: 11.940 kilometrelik toplam demir yolu ağının yarısından fazlası yani 6.415 kilometrelik kısmı tamamen elden geçmiş bulunmaktadır.

Eskişehir Milletvekili Sayın Salih Koca’nın (6/172) sayılı soru önergesi Marmaray Projesi ile ilgilidir. Marmaray Projesi 2004’te başlamıştır, 2013’ün sonunda bitirilmesi öngörülmektedir. Yaklaşık maliyeti 5 milyar dolardır. Toplam uzunluğu 76 kilometredir; bunun 15,5 kilometresi deniz altından ve yer altından geçmektedir, geriye kalan kısmı da yüzeysel raylı sistem olacaktır. Çalışmalar, ray döşeme, elektromekanizasyon, sinyalizasyon işleri süratle devam etmektedir. Doğrusu, ne getirecek? Marmaray’ın getireceği birçok fayda var. Tek yönde saatte 75 bin yolcu geçebilecek; bu da günde 1,5 milyon İstanbullunun batıdan doğuya veya Avrupa’dan Asya’ya geçmesi anlamına geliyor. Üsküdar-Sirkeci arası dört dakikada geçilecek. Raylı sistemin bu proje bittiğinde İstanbul’daki toplu taşımada payı yüzde 8’den yüzde 30’a çıkmış olacaktır, İstanbul’daki toplu taşıma trafiği rahatlayacaktır.

Eskişehir Milletvekili Sayın Salih Koca’nın (6/173) numaralı sorusu Kars-Tiflis demir yollarıyla ilgilidir. Kars-Tiflis-Bakû demir yolu üç ülkenin içinde olduğu stratejik bir demir yoludur.

MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın Bakanım, sizin grup salonunda cevaplasaydınız!

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Kars’ı Tiflis’e, Tiflis’i Bakû’ye bağlayan, bir anlamda Uzak Doğu’yu Anadolu toprakları üzerinden Avrupa’ya bağlayan çok önemli, çok stratejik bir projedir. Üç ülkenin ortak projesidir; Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye ve çalışmalar her üç ülkede de hızla devam etmekte olup  2014 yılı gibi tamamlanması hedeflenmektedir.

Yine, Eskişehir Milletvekilimiz Sayın Salih Koca’nın (6/174) sayılı sorusu… Bu soru da yük taşımacılığının daha ekonomik, daha hızlı yapılması ile atıl kapasite oluşturmaması için lojistik merkezlerin kurulmasının önemine dairdir. Bu anlamda, ülkemizin muhtelif bölgelerinde lojistik merkez kurma çalışmaları devam etmektedir. Önümüzde, orta ve uzun vadede on dokuz adet lojistik merkez kuruyoruz. Bunlar nerelere kuruluyor? Limanların yanlarına, fabrikaların yanlarına, demir yollarının geçtiği güzergâhlarda kuruluyor. Böylece lojistik merkezler hem taşımacılıkta ucuzluk sağlıyor hem de zamandan çok ciddi bir tasarruf sağlıyor.

Giresun Milletvekili Sayın Adem Tatlı’nın (6/175) sayılı soru önergesi Mekke-Medine hızlı treniyle ilgilidir. Bu hızlı tren projesi için Çinliler, Almanlar, Suudi Arabistan ve Türkiye bir konsorsiyum oluşturmuş ve ihale için yarışmıştır, ancak projeyi bir İspanyol firmasının koordinatörlüğünde oluşturulan konsorsiyum kazanmıştır. İşletmesinin Devlet Demiryolları tarafından -buralar Müslümanlar dışındaki milletlere kapalı olduğundan, böyle bir kısıtlama olduğundan- yapılması konusunda görüşmeler hâlen devam etmektedir.

Giresun Milletvekili Sayın Adem Tatlı’nın (6/176,177,178) sayılı soru önergelerinin cevaplarını veriyorum: Bu da Bakanlığımızın gündeminde olan Ankara-Sivas demir yolu hakkındadır. Bu projenin birinci kısmı, daha doğrusu Sivas-Erzincan-Erzurum-Kars demir yolunun birinci bölümünü oluşturan Sivas-Erzincan arası uygulama proje çalışmaları devam ediyor. Bunlar bittiğinde bütçe imkânlarıyla programa alınması söz konusu olacaktır.

Diğer bir soru: “Van Gölü geçişi ile ilgili bir çalışma var mıdır?” Van Gölü’nde, malum, taşıma feribotlarla yapılıyor ancak mevcut feribotların kapasiteleri çok sınırlı, hızları düşüktür. Buradaki taşımayı hızlandırmak üzere elli vagon kapasiteli iki adet feribot inşaatına Tatvan’da başlanmış ve 2013-2014’te teslim edilecek. Böylece geçişler hızlanacak ve buradaki yaşanan tıkanıklıklar, sıkıntılar tamamen sona ermiş olacaktır. Çünkü mevcut gemiler çok yaşlı ve hızları çok düşüktür, bu da taşımacılıkta önemli bir olumsuzluk meydana getirmektedir.

Isparta Milletvekili Sayın Recep Özel’in sorusu: “Hızlı tren projeleri var mı 2023 hedeflerinde?” Şüphesiz. Ankara-Konya biliyorsunuz açıldı. Ankara-İstanbul’un Ankara-Eskişehir bölümü açıldı. Ankara-Sivas’ın yapımı devam ediyor. Ankara-İzmir birinci bölümün ihalesi yapıldı, işe başlayacak. Bursa-Bilecik, bunun da ihalesi yapıldı, bugünlerde iş başlayacak. Bunun dışında ayrıca on bir tane proje de yüksek hızlı tren hattı olarak planlanmış, 2023 hedefleri arasında yer almıştır.

Bir başka soru, Isparta Milletvekili Sayın Recep Özel’in (6/181) sayılı sorusu Ankara-İzmir Hızlı Tren Projesi’yle ilgili. Bunun cevabını az önce verdim; üç bölümde yapılıyor. Birinci bölümün ihalesi yapıldı, Polatlı-Afyon, Afyon-Eşme-Uşak arası ihaleye çıkılacak. Eşme’den İzmir’e olan üçüncü etap da önümüzdeki sene ihale edilmiş olacaktır.

Isparta Milletvekili Sayın Recep Özel’in (6/182) sayılı sorusu: Burada Adapazarı-Karasu demir yolunu soruyor. 62 kilometrelik bu hattın inşaatı, altyapı inşaatı başlamış, şu ana kadar yüzde 30 seviyesinde ilerleme olmuştur. Bu hattın daha ileriye, Ereğli-Bartın istikametinde devam etmesi için de proje çalışmaları sürdürülüyor. Daha ileriki yıllarda bütçe imkânları elverdiği nispette bu proje de yatırım programına alınabilecektir.

Isparta Milletvekili Sayın Recep Özel’in (6/183) sayılı soru önergesi… Burada da havacılıkta bugüne kadar yap-işlet-devret modeli ile neler yapılmıştır, bunu soruyor. Doğrusu, kapsamlı bir soru. Şöyle söyleyeyim: Kamu-özel ortaklığıyla yapılan projelerin kapasite olarak iç hatlarda yüzde 58, dış hatlarda yüzde 94’lük bir payı vardır. Belli başlı projeler, Antalya Havaalanı, Atatürk Havaalanı, Dalaman Havaalanı, Bodrum Milas Havaalanı, Esenboğa Havaalanı, Adnan Menderes Havaalanı, Zafer Kütahya Havaalanı ve Çukurova Havaalanı olarak zikredilebilir. Ayrıca kirala-işlet-devret projeleri de mevcuttur. Bunların da zaman darlığından dolayı detayına inmiyorum. Bu konuda yap-işlet-devret, yap-kirala-devret modeliyle 10 milyar doların üzerinde kamuya da kaynak aktarılmıştır. Ayrıca 1,7 milyar dolarlık bir kaynak, bütçeden kullandırılmadan bu projeler gerçekleştirilmiştir.

Sayın Recep Özel (6/184) esas numaralı soru önergesinde “Hava yoluyla ilgili gelişmeler nelerdir?” diye soruyor. 2002 yılında iç hatlarda 8,7 milyon yolcu taşınırken, bu sayı bugün 8,7 milyondan 58,4 milyona çıkmıştır.

Dış hatlarda 25 milyon taşıma yapılırken, 2011 yılı sonu itibarıyla 59 milyon yolcuya ulaşılmıştır. 36 havaalanına sefer yapılırken, bugün 47 havaalanına sefer yapılır duruma gelinmiştir. 9 havaalanı da yapım aşamasındadır.

İstanbul Milletvekili Sayın Mustafa Ataş’ın (6/185) esas numaralı sorusunu cevaplandırıyorum. “Türk Hava Yollarının uçuş tekeli ne zaman kaldırıldı?”

2003 yılında havacılıktaki tekel kaldırılmış, Türk Hava Yollarının yanı sıra özel sektör hava yolları da tarifeli sefer yapmaya başlamışlardır. Bu uygulamayla beraber havacılıkta çok önemli gelişmeler olmuştur. Şöyle ki: İç hatlarda yapılan 8,7 milyon yolcu taşımacılığı 58,3 milyona, dış hatlarda 25 milyon olan taşımacılık 59,3 milyona erişmiş, toplamda 118 milyon taşıma gerçekleştirilmiştir.

İstanbul Milletvekili Sayın Mustafa Ataş’ın (6/186) esas numaralı sorusu havaalanlarındaki seyrüsefer sistemleriyle ilgilidir.

SMART Projesi ve ara modernizasyon gerçekleştirilmiş, Antalya Yaklaşma Kontrol Merkezi, Kuzey Kıbrıs Saha Kontrol Merkezi devreye alınmış; Adnan Menderes, İstanbul, Ankara, Dalaman, Milas’ta da test çalışmaları devam etmektedir. Böylece, Türkiye Avrupa’nın en modern seyrüsefer altyapısını gerçekleştirmiş olmaktadır SMART Projesi’yle.

İstanbul Milletvekili Sayın Mustafa Ataş’ın (6/187), (6/188), (6/189) esas numaralı soru önergeleri: Bunlar da havacılıktaki gelişmelerle ilgilidir.

2002 yılında 14 olan hava taşıma işletmesinin 2,2 milyar cirosu varken, şu anda 15 hava yolu şirketinin cirosu 15 milyarı aşmıştır ve doğrudan çalışan sayısı 150 bini aşmıştır. Sivil havacılık sektörü bütün dünyada küçülme yaşarken Türkiye’de çift haneli oranlarda büyümeye devam etmiş ve 2010 yılında yüzde 19, 2020 yılında da yüzde 20 büyüme sağlanmıştır. Bütün uzmanların Türkiye için 2015’te öngördüğü hedefler de 2005 yılında aşılmıştır.

Diğer bir soru, İstanbul Milletvekili Sayın Mehmet Doğan Kubat’ın sorusudur. Bu soru da yine sivil havacılıkla ilgilidir. Sivil havacılıkla ilgili yapılan çalışmalar bölgesel iş birliğini içermektedir. Şu anda sivil havacılıkta dış hatlarda 174 noktaya, iç hatlarda 47 noktaya sefer yapılmıştır, yapılmaktadır ve Türk sivil havacılığı birçok bölgesel iş birliğine gitmiştir. Afrika ülkeleriyle, D-8 ülkeleriyle, Balkan ülkeleriyle ve “TRASEKA” dediğimiz, Karadeniz’in kuzeyini paylaşan ülkelerle bölgesel iş birliği çalışmalarını başarıyla gerçekleştirmiştir.

Mehmet Doğan Kubat’ın (6/191) sayılı soru önergesi havacılık güvenliğiyle ilgilidir. Havacılık güvenliği SAFA denetimleriyle ölçülmektedir. SAFA denetimleri EUROCONTROL’ün belirlediği kotalara göre her ülkeye “En az şu kadar uçağı denetleyeceksin.” demektedir. Türkiye için belirlenen kota üzerinde bir SAFA denetimi gerçekleştirilmiş…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) - …376 olan denetlemeyle Avrupa Birliği ortalamasının üzerine çıkılmıştır.

Süre bitti.

BAŞKAN – Sayın Bakanım süreniz doldu. Geri kalanları yazılı olarak da cevaplandırabilirsiniz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın Bakanım, şimdi biraz sonra kanunla grevi yasaklarsanız apronda deve kesmeyi düşünüyor musunuz?

KAMER GENÇ (Tunceli) – Soru sormuşlar ama şimdi televizyon vermiyor.

MUSA ÇAM (İzmir) – Biraz da şu Türk Hava Yollarında olanları anlatsaydınız Sayın Bakan, ne yapıyorsunuz?

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM – Onu da anlatırız, daha buradayız, bir yere gitmiyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

HAYDAR AKAR (Kocaeli) –Benim bir tek sorum vardı, onu da cevaplamadınız.

BAŞKAN –Teşekkür ederiz Sayın Bakan.

Sayın milletvekilleri, gündemin “Sözlü Sorular” kısmı bu şekilde tamamlanmış oluyor.

Şimdi, alınan karar gereğince diğer denetim konularını görüşmüyor ve gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.

1’inci sırada yer alan Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

2’nci sırada yer alan Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

2.-Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/486) (S. Sayısı: 233)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

3’üncü sırada yer alan İstanbul Milletvekili Metin Külünk ve 2 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve İçişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

3.- İstanbul Milletvekili Metin Külünk ve 2 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve İçişleri Komisyonu Raporu (2/560) (S. Sayısı: 259) (x)

BAŞKAN – Komisyon? Yerinde.

Hükûmet? Yerinde.

Komisyon Raporu 259 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Teklifin tümü üzerinde ilk söz Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına Sayın Hasip Kaplan’ın, Şırnak Milletvekili.

Sayın Kaplan, buyurun.

BDP GRUBU ADINA HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 259 sıra sayılı Kanun Teklifi hakkında söz aldım Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii AK PARTİ İktidarı 10’uncu yılında ustalaşınca grev hakkını yasaklamayı marifet sayıyor şimdi. Grev hakkını yasaklayan bir anlayış, sendikal haklara, toplu sözleşme haklarına kökten karşıdır. Grev yoksa sendikanın anlamı yok zaten, sendikanın bir gereği de kalmıyor. O zaman, sendikaları kapatın, grevi yasaklamanıza gerek yok, sendikaları kapatın. Maşallah var, bakıyoruz, bugün grev var Atatürk Havalimanı’nda. Türk Hava Yollarında çalışan kabin memurlarını, teknik elemanları, sendikalı üyeleri SMS’le işten atan bir iktidar. Sizi takdir ediyoruz, ustalığınızı. SMS’le, çalışan işçilerin işten atıldığı bir iktidar olarak tarihe geçeceksiniz. Tarih sizi affeder mi etmez mi bilemeyiz, halk sizi affeder mi etmez mi bilmeyiz ama emeğin hakkına gelince, çalışanın alın terine gelince, Türk Hava Yollarını dünyada marka eden o emekçilere bu zulmü reva gördüğünüz için inanın, her havaalanında VIP’ten bindiğinizde, her kabin memuru gözlerinizin içine baktığında AK PARTİ İktidarı milletvekillerinin, size iyi niyetle ve gözle bakmayacaktır. Sizi grev yasakçıları, sizi emekçi düşmanları, sizi, çalışanların karşısına dikilmiş, sadece ve sadece sermayeye çalışan, biat eden bir ustalaşmış iktidar olarak görecekler.

                                  

(x) 259 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Bakın, havada grev var. Niye? Bu yasayı getirdiğiniz için. Ne diyorsunuz? “Grev çok etkili bir yol olmasına rağmen, hassas iş kollarında biz bunu getiriyoruz.” Getirirken de kitabına uydurmaya çalışıyorsunuz, uymuyor, ne yaparsanız yapın uymuyor. Ne sosyal devlete uyar ne hukuk devletine uyar ne adalet terazisine sığar ne insafa sığar ne de vicdana sığar. “Biz Avrupa Birliğine gireceğiz.” diye meydanlarda tur atmış bir iktidarsınız, çıraklık döneminde üstelik.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Hatta “Girdik.” bile dediler, havai fişek attılar.

HASİP KAPLAN (Devamla) – Avrupa Birliği, Avrupa Parlamentosu Başkanı geliyor, üç senedir sınıfta çakan öğrenci muamelesi çekiyor size, farkında mısınız? Üç senedir, Avrupa Birliği müzakere sürecinde sınıfta çakmış muamelesi yapıyor size. Beklemeli… Yakında tasdikname alırsanız şaşmayın. Çünkü çalışma yaşamına saygı yok, sosyal haklara saygı yok, sosyal devlet olayına saygı yok, işçiye saygı yok, emekçiye saygı yok.

Şimdi, Avrupa Sosyal Şartı’nı basıyorsunuz, üstelik de Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı, Avrupa Parlamentosu. Şimdi de Egemen Bağış bunları bastırıp bastırıp dağıtıyor. Dağıttığınız şeylerin içinde ne yazıyor, okuyor musunuz Allah aşkına? Bu Meclisten imzaladığınız, onay verdiğiniz sözleşmelerde ne yazıyor? Bakın, okuyun: “Menfaat uyuşmazlığı durumunda çalışanların ve işverenlerin daha önce yapılan toplu sözleşmelerden doğabilecek yükümlülüklere bağlı olmak şartıyla grev hakkı dâhil toplu eylem hakkını tanır.” Siz tanıyor musunuz şimdi bu yasayla? Tanımıyorsunuz. “Grev hakkını verdik.” diye referandumda meydanlara çıkan siz değil miydiniz? Sizlerdiniz. Yani halka söz verdiniz, halktan oy aldınız, halkı cezalandırıyorsunuz sonra. Böyle bir iktidar anlayışını da ustalık pişkinliği, ustalık şişkinliği, ustalık arsızlığı, ustalıkta emeğe saygısızlık olarak tezahür ettiriyorsunuz. Böyle bir ustalık olur mu? Ustalık, kazık atma sanatı mı arkadaşlar? Ustalık, çalışan emekçinin alın terine göz dikme sanatı mıdır? Ustalık, Türk Hava Yollarını marka yapan, dünyada en hatırı sayılır ve en çok kâr yapan şirket durumuna getiren o çalışanları cezalandırma sanatı mıdır ustalık? Yapmayın efendiler; vatandaşın ekmeğine, aşına, emeğine, alın terine göz dikmeyin. Bir kabin memuru günde kaç tur uçuyor, biliyor musunuz? Haftada kaç gün uçuyor, biliyor musunuz? O teknik elemanları, o yer hizmetlerini, o turizm sezonunda durmadan çalışan o insanların hak mücadelesini düşünün. Bakın, ne diyorlar? “Bu yasa nedeniyle biz yirmi dört saatlik uyarı görevi yaptık.” diyorlar.

Şimdi, bakıyoruz, Sayın Bakan da burada, “Türk Hava Yolları özel bir kuruluştur.” diyor. “Anadolujet de şirkettir.” diye daha önce soru-cevapları almıştık. Toplu sözleşme görüşmelerinde olmadıklarını ifade ediyor Hükûmet, “Yokuz.” diyor, “Olmamız da gerekmiyor.” diyor. Sayın Bakan bunu söylüyor. Doğru ama… Aması var ya, işte bu üç kelime bundan sonra ustalığınızı çalıştırdığınız alana dönüyor. “Ama” diyorsunuz, “Gerekirse önlem alırız.” Zaten Atatürk Havalimanının etrafına Çevik Kuvveti konuşlandırmışsınız. Yalova’da bir gaz bombasından, oradan geçen bir astımlı genç hayatını kaybetti, bitkisel hayatta şu an. Gaz bombalarıyla polis gücünü de yığmışsınız havalimanının etrafına. Ee, bir işaret… E, İdris Naim Şahin’in de eline vermişsiniz bu yetkiyi. Ondan sonra, “Sen, meşru mu hakkın? Grev mi yapmak istiyorsun?” deyip yarın havalimanında taarruza geçebilirsiniz ustalık sanatınızı konuşturarak. Kime? İşte bu çalışanlara. Türk-İş’e bağlı bir sendikaya taarruza geçeceksiniz; ustalığınızı çalıştıracaksınız, ustalığınızı. Bu zulümdür arkadaşlar.

Vatandaşa hizmet önemlidir, “Bir şeyler aksamasın” önemlidir ama Avrupa’nın bütün ülkelerinde hava iş kolunda çalışan sendikaların grev hakkı var. Hepsi, hatta bu hakkı öyle zamanlarda kullanıyor ki, turizm sezonunun en yoğun olduğu dönemlerde kullanıyor. Bu bir hak, bir mücadele aracı ve bunu kullandıkları için havayolları Paris’te, Londra’da, Roma’da durduğu zaman kimse çevik kuvvet, gaz bombaları, gaz fişekleri göndermiyor. SMS’le… Bakın, şu alet çıkmış ya, bunun üzerinden vatandaşa diyorsun “Seni işten attım.” Tık, tık, attım seni. Yirmi yıl, otuz yıl bu sektörde çalışıp emek vermiş. Sizin iktidarda on yıl ustalaştığınız yerde o yirmi sene çalışmış ama bir SMS’le, bir SMS’le bir çalışanın, onun ailesinin, onun emeğinin… Onun istikbalini, onun geleceğini, onun dünyasını altüst ediyorsunuz, işsiz bırakıyorsunuz, işten atıyorsunuz. İşten atılma nasıl bir duygu? Bu aralar o kadar çok işten atılmalar var ki.

Bakın Türkiye’de SSK’dan emekli olanların sayısı 5 milyonun üstündeydi, BAĞ-KUR’dan 2 milyon küsur –Sayın Sinan Aygün belki daha iyi bilir- Emekli Sandığından da 1 milyon 700 bin civarında. İşçilerin çoğu sendikasız, bu yasalar yüzünden. Emekliler 8 milyonun üstünde, doğru dürüst sendikaları yok. Hani diyeceksiniz “Ya, emekli neyin grevini yapacak?” Emekli neyin grevini yapacak; onun da sendikası olsa, elbet sizin bakanlıkların önünde münasip bir eylem tarzı geliştirir. Herkesin kendine göre, gücüne göre, yaşına göre eylem tarzı var. Ama dolaylı vergileri dayatacaksınız çalışana, otomatik zamları dayatacaksınız, özel tüketim vergilerini dayatacaksınız, bütün bu  son zamanlarda çıkarılan vergileri de üst üste koyup krizin yükünü de yükleyeceksiniz, sonra kâr edecek, kâr edecek, bunun karşısında kendi hakkını arayan vatandaşa, sendikal haklarını kullanmak isteyenlere “Ben seni işten atacağım.” diyeceksiniz.

Şu an itibarıyla, bakın, eyleme katılan işçiler atılıyor. İzliyor musunuz? Hepiniz İnternet’e girin. İnternet’e girin, ustalığınızı ve icraatınızı görün. Öyle bir görürsünüz ki, orada çalışan insanların şu yaklaşımlarını da görürsünüz; aynen şöyle diyor Türk-İş’e bağlı Metal-İş Sendikası, Hava-İş Sendikası, bütün bunlar: “Meşru hak olarak görüyoruz bunu.” Meşru hak; evet, işçilerin, emekçilerin en meşru hakkıdır bu, direnme hakkıdır. Tarih onlara direne direne kazanmayı öğretmiştir. Hiçbir patron, hiçbir işveren, hiçbir sermaye, işçisine “Al sana hak ettin, bu kadar bana kazandırdın fazladan, sana şunu veriyorum.” dememiştir. İşçi tarihine bakın, 1 mayıslardan bugüne gelin.

Şimdi, siz bunu yapmayın, yapmayın… Adınızı ya değiştirin “adaletsiz partisi” koyun ya da adaletliyseniz adaletli olun. Hazreti Ömer’in adaletini istemiyoruz sizden. Hazreti Ömer’in adaleti nerede, siz neredesiniz? Adalet terazisizine koyarsak, vallahi de, billahi de komik rakamlar çıkar.

Şimdi, yine son haberlere bakıyoruz, memur zammıyla ilgili. İşçiler bir yanda, memurları harekete geçiriyorsunuz. “Niye iş bırakma eylemi yapıyorlar?” diyorsunuz.

Şimdi “İş bırakma eylemini niye yapıyorsunuz?” dediğiniz alanda sendika temsilcileri bakın ne diyor: Grev yasağının aniden gündeme ve hızla Meclise getirildiğini belirterek Türk Hava Yolları çalışanlarının haklarıyla oynandığını ileri sürüyorlar. 23’üncü Dönem toplu iş sözleşmesi işverence on sekiz aydır, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Sözleşmesi on iki aydır engellenmektedir, on iki aydır engellenmektedir. 14 bin çalışan, aileleriyle 50 bin kişinin haklarıyla oynanması haksızlıktır arkadaşlar. Size bu talihsiz yasa teklifiniz nedeniyle…

Sayın Külünk, sen nasıl bu oyuna geldin? Ben, sana acıyorum. Bütün kabin memurları sana servis yaparken, ben onların yerinde olsam her seferinde bir tane kolayı üstüne, kahveyi üstüne boca ederim. Hak edersin. 

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Sıcak kahveyi…

HASİP KAPLAN (Devamla) – Sıcak, tam istediğin gibi, şekersiz, sade. Hak ediyorsunuz. Yani onlara bunu yapmayı nerede aklınıza getirdiler, yoksa size emir mi buyurdular? Partide genellikle öyle, sizde kimse yaratmıyor artık, birileri hazırlıyor, getiriyor, imza atıyorsun. Niye bu oyuna geldin?

Sayın Külünk, gelmemeliydin. Vallahi billahi ben AK PARTİ’de milletvekili olsam bu oyuna gelmezdim. Nasıl bineceksin VIP’ten kabine geçince uçağa, o kabin memurlarının gözlerinin içine nasıl bakacaksın?

METİN KÜLÜNK (İstanbul) – Bakarız…

HASİP KAPLAN (Devamla) – Bakarsın değil mi? “Ben sizi işten attırdım.” diye bakarsın. Ondan sonra, ben böyle  ceberut bir milletvekiliyim mi diyeceksin? Demeyeceğini biliyoruz, güler yüzüne yakışmıyor çünkü. İnanıyoruz buna.

Şimdi, bu personeli ayakta tutan en önemli değerleri tehdit, ceza, işten çıkarma, kural çiğnemeye bağlarsanız “Allah size beterini buldurmasın.” diyeceğim sadece, sadece diyebileceğim bu çünkü bu yasanın içinde sadece o yok. Korsan taksicilikle mücadele ediyorsunuz. Madem o kadar çok seviyorsunuz taksiciliği, kökten bir değişim getirin kardeşim, kökten, kökten. Bakın, otopark mafyasıyla bir de değnekçilerle mücadele edeceksiniz ama öyle bir düzenleme getiriyorsunuz, kendi değnekçilerinize ve mafyanıza vereceksiniz, el değiştireceksiniz. Vallahi helal olsun size! Üç seçim var önümüzde, yüzde 70, 60 oy almanız lazım değil mi? Mafyaya da, değnekçiye de el attınız helal olsun size! Ne yapacaksınız? O değnekçinin tuttuğu sokağı ondan alacaksınız bir başkasına vereceksiniz. Kaldı mı, park yeri mi var İstanbul’da arkadaşlar? Soruyorum size, park yeri var mı? Maşallah, 95’ten bu yana İstanbul Büyükşehir Belediyesi sizin. Yaptığınız otoparklar kat kat, yaptığınız otoparklar gani gani, asansörle çalışıyor, otomatik, apartmanların üst katları da hep otopark olmuş, otopark sorunu bırakmamışsınız İstanbul’da, çözmüşsünüz. Öyle büyük büyük projeleriniz olmuş ki Başbakanınız Başkanken şimdiye kadar, şu ana kadar. Büyükşehir Belediyesi sizde. Gidin, İstanbul’un içinde araba park edecek yer bulamazsınız. Araba park edecek yer bulamıyorsanız siz demek ki on beş yılda ustalaşmamışsınız. Siz on beş yılda acemi acemi yerinizde sayıyorsunuz. Gidin Almanya’ya, Avrupa’ya bilmem nereye, bütün parkların altı otoparktır arkadaşlar, parkların altı otoparktır, kavşakların altı otoparktır. Sizin yaptığınız binalarda otopark şartı da yok, proje şartı da yok. Bütün, ne kadar kaçak proje, kaçak hazine arazisi varsa kondurmuşsunuz, sonra af çıkartmışsınız, bunun üstüne üstünüze yok. Otopark olayını da böyle çözeceksiniz değil mi?

Bir de uçak kiralama firmalarına finansal kiralamayı getirmişsiniz. Hangi şirketleriniz bundan nemalanacak? Kaç tane şirketiniz var böyle iki yıllığına? Finansal sisteme leasing’i de soktunuz değil mi? Vallahi helal olsun, siz usta değil, uyanık bir iktidar oldunuz on sene sonra, uyanık, uyanık. Çok uyanıksınız, uykusuzluktan dikkat edin bir gün gidebilirsiniz. Arada bir…

MEHMET METİNER (Adıyaman) – Metin’in işi bu, Metin’in.

HASİP KAPLAN (Devamla) – Şimdi, Metin Külünk otobüsçüleri bize getirdi, havacılara grev yasası çıktı. Otobüsçüler ne oldu, ben de şaşırıyorum, bunun içinde yok. Otobüsçülere sözler vermişti, bir baktık…

METİN KÜLÜNK (İstanbul) – Gönderdim onu.

HASİP KAPLAN (Devamla) – Şimdi, bir olay daha: Allah’tan korkun, dünyanın en masum, en çalışkan insanları itfaiye erleridir, en riskli meslek grubudur. Onlara niye şantaj yapıyorsunuz? Yakışıyor mu size? On yıldır ustalaştınız, itfaiye erine şantaj yapıp, bu yasayı çıkarıp “Davalarını geri alsın.” diye mi ya? Allah’tan korkun ya! Bu kadar işçi düşmanı olmayın ya! Emekçi, çalışan düşmanı olmayın. Yani hepiniz patron olacak değilsiniz ya, 326 tane milletvekili. Ya, aranızda çalışarak gelen yok mu Allah aşkına? Yoksa her biriniz bir dönem sonra patron mu olmayı düşünüyor? Bu itfaiye erlerine var ya ne verseniz haktır, hak. Onlara şantaj yapmayın, “Davalarınızı geri alın.” diye yasa çıkarmayın; onların hakkını teslim edin, saklı tutun ama bunu yapmayın.

Biz size önergeler vereceğiz, sizi düzeltmeye çalışacağız, düzeltirseniz iyi olur, hizmete, hayra geçer, düzeltmezseniz Allah size müstahakını versin diyorum. İyi geceler diliyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Kaplan.

Grup adına ikinci söz, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Elâzığ Milletvekili Enver Erdem’de.

Buyurun Sayın Erdem. (MHP sıralarından alkışlar)

Süreniz yirmi dakika.

MHP GRUBU ADINA ENVER ERDEM (Elâzığ) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 259 sıra sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve İçişleri Komisyonu Raporu üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bu düzenleme, Türkiye Büyük Millet Meclisinin yasa yapma tekniklerini ve temel misyonunu göz ardı eden bir düzenleme olarak karşımıza çıkmaktadır. Şimdiye kadar, Hükûmet, torba düzenlemelerle çeşitli alanlardaki yasalarda değişiklikler yapıyordu, şimdi de kanun teklifleriyle torba düzenlemeler dönemini başlatıyor.

“Bu torba kanun teklifinde neler var?” diye baktığımız zaman; birincisi, 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu’nun 29’uncu maddesinde değişiklik yapılması; ikinci olarak, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 79’uncu maddesinde değişiklik yapılması var. Üçüncü olarak, korsan taksiciliğin önlenmesi; dördüncü olarak, yolcu ve yük taşıma faaliyetlerinde bulunan hava yolu şirketlerine hava taşıma araçlarının ve motorlarının aksam ve parçalarının finansal kiralama yöntemiyle kiralanmasına izin verilmesi; beşinci olarak da, sınav kazanan ancak ataması yapılmamış itfaiye erlerinin görevlerine başlatılmasına imkân sağlayan bir düzenleme.

AK PARTİ Hükûmeti ve AKP’li milletvekillerinin getirmiş oldukları bu yeni yasa yapma tekniği uygulayıcıların işini de oldukça zorlaştırmakta, hangi konulardaki düzenlemenin hangi torba düzenlemede yer aldığını söyleyebilmek de gün geçtikçe imkânsız hâle gelmektedir.

Bu kanun teklifindeki 5 düzenlemeden 3’ü birbiriyle alakalı görülebilir ve İçişleri Komisyonunun ilgi alanında olabilir. Ancak 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu’nun 29’uncu maddesindeki değişiklik, öncelikli olarak Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunda görüşülmesi gerekirken İçişleri Komisyonunda görüşülmüştür.

Yine, finansal kiralamaya ilişkin düzenlemelerin de, benzer bir şekilde kendi asıl komisyonunda görüşülmesi gerekirken İçişleri Komisyonunda görüşülmesi doğru olmamıştır.

Havacılık hizmetlerinin grev yasağı kapsamına alınması, birkaç ay önce Toplu İş İlişkileri Kanunu Tasarısı’nın görüşüldüğü esas komisyonu olan Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunda gündeme gelmiş, oy birliğiyle, bütün milletvekillerince, havacılık hizmetlerinde grev yasağının getirilmesi reddedilmiştir. Aynı talebin, asıl komisyonu olarak tekrar İçişleri Komisyonuna gönderilmesi, burada kabul edilmesi, art niyetli bir yaklaşımdan öteye geçmemektedir.

Değerli milletvekilleri, 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu 1983 tarihinde kabul edilmiş, 29’uncu maddesinde de grev ve lokavt yasakları düzenlenmiştir. 29’uncu maddenin üçüncü ve beşinci fıkrasında 1988 yılında değişiklikler yapılmak suretiyle, su, elektrik, hava gazı üretimi ve dağıtımı faaliyetleri ile kamu kuruluşlarınca yürütülen itfaiye hizmetleri, kara ve deniz yolu taşıma hizmetleri de grev yasağı olan kapsama alınmıştır.

Yaklaşık otuz yıldır havacılık hizmetlerine grev yasağı getirmek kimsenin aklına gelmemiştir ancak “ileri demokrasi”, “hak ve hukuk” kavramlarını dilinden düşürmeyen AKP, bu hizmet alanlarında da grev yasağını getirerek hem sorunu kısa yoldan çözmüş hem de kimsenin gerçekleştiremediği, kimsenin başaramadığını başararak tarihe geçmeyi hak etmiştir.

Değerli milletvekilleri, Sayın Külünk kanun teklifinin 1’inci maddesinin gerekçesini açıklarken havacılık sektöründe üst düzey eğitimden geçmiş personel istihdam edilmesinden ve kısa zamanda yerlerine yenilerinin bulunamayacağından, iş kolundaki tek sendika olan Hava-İş’in toplu iş sözleşmesinde karşılanması zor taleplerle masaya gelmesinden toplu sözleşmenin anlaşmayla sonuçlandırılmasını zorlaştırdığını, toplumun kendi refahını sürdürebilme ve zaruri ihtiyaçlarını giderebilme hakkı ile grevlerin millî ekonomi, şirketler ve vatandaşlar üzerindeki olumsuz etkileri göz önüne alındığında havacılık hizmetlerinin grev ve lokavt yapılamayacak işler arasına alınmasının önem arz etmekte olduğunu iddia etmektedir. Her ne kadar teklifin 1’inci maddesinin gerekçesi bu şekilde ortaya konsa da gerçek gerekçenin Hava-İş Sendikasının Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığı ile yürütülmekte olduğu toplu iş sözleşmesinin yargıya intikal etmiş olması ve yargı kararlarının Türk Hava Yollarının aleyhine çıkma ihtimalinin yüksek olması nedeniyle bu iş kolunda dünyada eşi olmayan bir uygulama yapılarak grev yasağı getirilmek istenmektedir. Böylece bu iş kolunda yapılacak toplu iş sözleşmesini baltalamaya, bu hizmet kolundaki sendika cezalandırılmaya çalışılmaktadır.

Bu gerekçeler ışığında, teklifi hazırlayan Sayın Külünk’e şu soruları sormak lazım: Sayın Külünk, bu teklifi Meclise sunmakla vicdanınız rahat etti mi? Toplu sözleşme aşamasındaki bu hizmet kolunda çalışanlar teklif yasalaşır, haklarını alamazlarsa siz kul hakkına girmiş olmaz mısınız? Üçüncü olarak: Haklarının ihlal edilmesine vesile olduğunuz Türk Hava Yolları personelinin kullandığı uçaklara bir daha binecek misiniz? Gecesi, gündüzü ve tatili olmayan, bugün dünyanın sayılı hava yollarından birisi olması için her türlü fedakârlığı yapmış olan Türk Hava Yolları personeline Türk Hava Yollarını bugünlere getirmenin teşekkürü olarak mı bu düzenlemeyi getiriyorsunuz? Yaptığınız işi Türk Hava Yolları personeline ödül mü sanıyorsunuz? 1983 yılından beri bu hizmet alanında böylesine bir yasaklı düzenleme kimsenin hatırına gelmemişken sizin hatırınıza nereden geldi? Dünyada havacılık hizmetlerinde grevi yasaklayan bizden başka bir ülke var mı? Bu soruların cevabını Sayın Külünk, kürsüden verirseniz çok memnun oluruz.

Değerli AKP vekilleri, dünyada bu konuda ilk olmak sizin düşündüğünüz gibi iyi bir şey değildir. Sayısal çoğunluğunuzun vermiş olduğu rahatlık, her türlü haksızlığı, adaletsizliği, yargıya müdahaleyi iyi bir şey yapıyormuşsunuz gibi size gösterebilir ama 14 bin çalışan insanın olduğu bir sektörde yaklaşık 70 bin insanın ahını almayın. Ağlayanın malı gülene de fayda vermez. Bunu da unutmayın.

İktidar, mal, gençlik gelip geçen şeylerdir ama dikkat edin, bunlar günahlarınızı omuzlarınıza bırakıp gitmesin.

Sendika ve toplu sözleşmeden bahsederken altı aydan beri maaş farklarını alamayan, refah artışından ve enflasyon farkından dolayı alması gereken hakları ve maaş artışları verilmeyen, haklarını aramak için demokratik duruş sergileyen sendika temsilcilerine biber gazıyla müdahale ettiren Hükûmeti bu vesileyle bir kere daha yeriyorum.

Değerli milletvekilleri, bugün gündemimize getirilen bu kanun teklifinde Milliyetçi Hareket Partisi İçişleri Komisyonu üyeleri olarak muhalefet şerhimizin olduğunu söylemiş olmamıza rağmen, muhalefet şerhimiz 259 sıra sayılı bastırılan bu kanun teklifinde yer almamıştır. Bu acele nedendir, niye bu kadar acele ediliyor, bu düzenleme nereye yetiştirilmeye çalışıyor; bunların da izah edilmesi lazım.

Değerli milletvekilleri, havacılık hizmetlerinin grev yasağı olan hizmet alanları arasına sokulması birtakım sakıncaları da ortaya çıkaracaktır.

Bu sakıncalar şunlardır: Bu düzenleme Avrupa Sosyal Şartı, 87 sayılı ILO Sözleşmesi, örgütlenme ve sendikalaşma özgürlüğünü düzenleyen uluslararası sözleşmeler ile grev hakkını düzenleyen çalışma hayatıyla ilgili bütün sözleşmelere aykırılık teşkil etmektedir.

Yapılacak bu düzenleme Anayasa’nın 90’ıncı maddesine aykırı bir düzenleme olacaktır çünkü “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.” hükmünü amir olduğundan bu teklif, Anayasa’ya uygun bir teklif olmayacaktır.

Bu düzenleme yasalaşırsa sendikası olan fakat grev hakkı olmayan yeni bir sektör ortaya çıkacaktır. Taşeron işçilerin sendika hakkının olmadığı, yine emniyet teşkilatı mensuplarının, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının, MİT mensuplarının, emniyet ve Türk Silahlı Kuvvetlerinde çalışan sivil memurların, yargı mensuplarının sendika ve toplu sözleşme, grev hakkının bulunmadığı bir ülkede bu hakları almak için çalışanlar mücadele ederken havacılık hizmetlerinde çalışan personelden kazanmış oldukları bu hakkı geri almak, demokrasi ile, insan hakları ile, hukukun genel ilkeleri ile uyumlu olmayacaktır.

Bu düzenleme, AK PARTİ’nin dilinden düşürmediği ileri demokrasi anlayışına da uygun olamaz. Hava-İş Sendikasıyla yürütülen toplu sözleşmede ortaya çıkan uzlaşmazlık neticesi yargıya intikal eden bu hususun, çalışanlar aleyhine sonuç doğurmasına neden olacak bu düzenlemenin kesinlikle metinden çıkarılması doğru olacaktır. Grev hakkı ile görüşmelerin öncelikli olarak toplu iş ilişkisinin görüşüldüğü esas komisyon olan Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunda görüşülmesi daha uygun olurdu. Yine, havacılık sektörünün stratejik bir sektör olduğunu düşünürsek, havacılık hizmetlerine grev yasağı getirilmek isteniyorsa, bu sektör bu aşamaya çalışanların grev hakkının olduğu süreçte gelmiştir yani çalışanların grev hakkı bu sektörün gelişmesinin önünde engel olmamıştır.

Değerli milletvekilleri, kanun teklifinin 2’nci maddesi 2918 sayılı Kanun’un 79’uncu maddesinde yapılacak değişiklik ile kara yolu üzerindeki park yerleri için park ücreti alınması ve park yerlerinin ilgili belediyeler tarafından işletilmesi veya işlettirilmesi için izin verilmesini öngörmektedir. Öncelikli olarak, ülkenin son on yılının yönetimini elinde tutan, mahalli yönetimlerde on beş yılı bulan AKP iktidarlarının şehirlerimizin otopark sorunlarını çözmek yerine cadde ve sokakları otopark yapması oldukça manidardır.

İmar Kanunu’nun 37’nci maddesi “İmar planlarının tanziminde planlanan beldenin ve bölgenin şartlarıyla müstakbel ihtiyaçlar göz önünde tutularak lüzumlu otopark yerleri ayrılır. Otopark ihtiyacı bulunan bina ve tesislerde lüzumlu otopark yerleri tefrik edilmedikçe kullanılma izni verilmez.” hükmünün belediye başkanlarınca göz ardı edilmesi, yine imar yönetmeliğindeki hüküm uyarınca ortak park alanları, bina ve iş yerleri yapan vatandaşlar tarafından belediyelere ödenen paraların bu amaca tahsis edilmesinin sağlanmamış olması, bugün yaşanan sorunların gerçek sebebi olmuştur. Hükûmetin veya iktidar milletvekillerinin, sorunun gerçek çözümünü sağlayacak İmar Kanunu’nun 37’nci maddesine işlerlik kazandırması imar yönetmeliğindeki bu maddeye aykırı düzenlemelerin ortadan kaldırılması için gerekli düzenlemeleri Meclisin gündemine getirmesi önem arz etmektedir.

İkinci husus olarak: Hükûmet, bu düzenlemeyle otopark mafyasıyla baş edemediğini, bu düzenlemeyi yaparak otopark mafyasını yasallaştırmak, resmîleştirmek ve yasal bir statü kazandırmak istediğini kabul etmiş olacaktır. Belediyelerin birinci görevi otopark mafyasını kaldırmak için gerekli tedbirleri almak olduğu hâlde, bu düzenleme ile belediyelere ranta ortak olmak görevi verilmiş olacaktır.

Bu uygulama daha önce yasal dayanağı olmasa da bazı illerde uygulanmış, başarılı olmadığı için bu uygulamadan vazgeçilmiştir. Cadde ve sokaklar belediyeler tarafından işletilmeyip başka kişilere işlettirildiği zaman otopark mafyası şikâyetlerinde bir değişiklik olmayacaktır. “Otopark mafyası” diye adlandırılan şahıslar belediyenin ihalesine başkalarını sokmayacakları düşünüldüğünde, sistem bugünkü sorunlardan daha karmaşık sorunlarla kaşımıza çıkacaktır. Cadde ve sokaklar belediyeler tarafından otopark olarak ücretli işlettirildiği zaman o cadde ve sokakta ikamet eden vatandaşların ve iş yeri sahiplerinin durumu ne olacaktır.

Son olarak da: Mutlaka böyle bir düzenleme yapılacaksa bu hizmetlerin ya ücretsiz ya da çok az ücretle gerçekleştirilmesi önem arz etmektedir.

Kanun teklifinin 4’üncü maddesinde, hava taşıma araçlarının ve bunların motor parçalarının finansal kiralama ile en az iki yıllığına kiralanabileceği, bunun finansal kiralama bağlamında değerlendirileceği düzenlenmiştir. Yine diğer bir maddede olduğu gibi bu da, asıl komisyonunda bir kanuni düzenlemeye konu olacağı için, esasında bu yapılan düzenleme bir tekrardan ibaret kalacağı için bunun da kanun metninden çıkarılması önem arz etmektedir.

5’inci maddesinde de, sınav kazanmış, çeşitli nedenlerle atanamamış itfaiye erleriyle ilgili düzenlemeler getirilmektedir. Bu düzenlemeyi biz doğru buluyoruz ve bu atanamayan itfaiye personelinin bir an önce bu görevlere atanmasının doğru olacağını değerlendiriyoruz.

Değerli milletvekilleri, korsan taksicilerle alakalı, özellikle “rent a car” adı altında uygulamaların haksız rekabete neden olduğu doğrudur. Ancak, neden korsan taksicilik yapılıyor, vatandaşı korsancılığa iten nedenleri Hükûmetin ortadan kaldırması gerekmektedir. Hükûmet, taksici esnafının, minibüsçünün, küçük esnafın sorunlarını çözmek için gayret sarf etmelidir. Yine, bu taksicinin, minibüsçünün, küçük esnafın sorunlarını çözmek için, ucuz akaryakıt temin edilmesi ve vergi indirimlerinin sağlanması, bu taksiciler için park yerleri sorunlarının çözülmesi önem arz etmektedir.

Bu duygu ve düşüncelerle, gecenin bu saatinde dinleme zahmetine katlandığınız için hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Erdem.

Sayın milletvekilleri, gruplar adına konuşmalar asgari yirmi dakika olduğundan ve çalışma süremizin sonuna yaklaştığımızdan bu süre buna yetmeyecektir.

Dolayısıyla, alınan karar gereğince, kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri görüşmek için, 30 Mayıs Çarşamba günü saat 14.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

 

Kapanma Saati: 22.45