DÖNEM:
24
YASAMA
YILI: 2
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
CİLT : 18
86’ncı
Birleşim
30 Mart 2012 Cuma
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı
tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler
tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade
edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L E R
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Denizli Milletvekili Nihat
Zeybekci’nin, 30 Mart Filistin Toprak Günü’ne ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak’ın, spordaki gelişmelere ilişkin gündem dışı konuşması
3.- İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal’ın, İstanbul’un Sultanbeyli ilçesinin sorunlarına ilişkin gündem dışı
konuşması
IV.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve
24 milletvekilinin, Hrant Dink cinayetinin aydınlatılması amacıyla TİB’in
görev, yetki ve sorumluluklarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/215)
2.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve
22 milletvekilinin, terör saldırı-larından önce ve saldırı esnasında MİT,
askerî ve emniyet istihbarat birimlerinin görev, yetki ve sorumluluklarını
yerine getirip getirmediği konusunun araş-tırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/216)
3.- Niğde Milletvekili Doğan Şafak ve
24 milletvekilinin, Akkaya Baraj Gölü'ndeki su kirliliğinin insan sağlığına,
ekolojik dengeye ve çevreye yarattığı sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/217)
V.-
GEÇEN TUTANAK HAKKINDA KONUŞMALAR
1.- Denizli Milletvekili Nihat
Zeybekci’nin, 29/3/2012 tarihli 85’inci Birleşim tutanağında yer alan bazı
ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
2.- Malatya Milletvekili Veli
Ağbaba’nın, 29/3/2012 tarihli 85’inci Birleşim tutanağında yer alan bazı
ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
VI.-
AÇIKLAMALAR
1.- Yalova Milletvekili Muharrem
İnce’nin, 29 Mart 2012 tarihli Birleşimde Genel Kuruldaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
2.- Artvin Milletvekili Uğur
Bayraktutan’ın, 29 Mart 2012 tarihli Birleşimde Genel Kurulda yaşanan
olaylardan üzüntü duyduğuna ve kürsüye saldıran Milletvekilini kınadığına
ilişkin açıklaması
3.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın,
Adana’da özel idare bünyesinde çalışan geçici işçilerin durumuna ilişkin
açıklaması
4.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran
Bulut’un, Hatay’ın Yayladağ ilçesinin Apaydın köyünde Suriye’den gelen
muhalifler için kurulan bir kampa ilişkin açıklaması
5.- Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli’nin, Başbakanın Bill Gates’le yaptığı görüşmede FATİH Projesi’nin
konuşulduğu iddiasının doğru olmadığına ilişkin açıklaması
6.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın,
Başbakanın Bill Gates’le yaptığı görüşmede FATİH Projesi’nin konuşulduğu
konusunda kesin bir ithamda bulunmadığına ilişkin açıklaması
7.- İstanbul Milletvekili Aykut
Erdoğdu’nun, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin ifadelerine ilişkin
açıklaması
8.- İstanbul Milletvekili Aykut
Erdoğdu’nun, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin ifadelerine ilişkin
tekraren açıklaması
VII.-
ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- CHP Grubunun, 10/12/2011 tarihinde,
Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker ve arkadaşlarının Suriye ile
ilişkilerimizin yeniden canlandırılması için izlenecek politikaların
belirlenmesi amacıyla vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin, Genel
Kurulun 30/3/2012 Cuma günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
VIII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLAR-DAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli,
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın;
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük
Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiş-tirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)
2.- Afet Riski Altındaki Alanların
Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasa-rısı
ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu (1/569) (S.
Sayısı: 180)
3.- Kars Milletvekili Ahmet Arslan ve
Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin ile 7 Milletvekilinin; Katma Değer Vergisi
Kanunu ile Bazı Yatırım ve Hizmet-lerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde
Yaptırılması Hakkında Kanun ve Kamu İhale Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/387) (S. Sayısı: 194)
4.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın;
İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi ile Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın'ın; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir, Uşak Milletvekili
Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten Tarafından Benimsenen
(2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve 12
Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Karar-namelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay
Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu
Mali Yönetim ve Kontrol Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (2/358, 2/305,
2/306, 2/307, 2/312, 2/384, 2/385) (S. Sayısı:199)
5.- Kamu Görevlileri Sendikaları
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma
ve Sosyal İşler Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (1/556) (S.
Sayısı: 200)
6.- Orman Köylülerinin Kalkınmalarının
Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin
Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun
Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın; Orman Köylülerinin Kalkındırılmaları Hakkında Kanun Teklifi;
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi, Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova Milletvekili
Muharrem İnce ile 68 Milletvekilinin; 2/B Barışı Kanunu Teklifi (Orman
Sınırları Dışına Çıkarılan Alanların İdaresi, Değerlendirilmesi ve Tasarrufu
Hakkında Kanun Teklifi); Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın;
Yayla ve Yaylacılık Kanunu Teklifi ve İçişleri Komisyonu, Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Raporları
(1/563, 2/71, 2/211, 2/417) (S. Sayısı: 198)
IX.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan’ın, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin BDP Grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
2.- Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır’ın, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin MHP Grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
3.- Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli’nin, İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu’nun Adalet ve Kalkınma
Partisine sataşması nedeniyle konuşması
4.- Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli’nin, İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu’nun şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
X.-
OYLAMALAR
1.- İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin oylaması
XI.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır’ın, Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatlarına ait binalarının depreme
karşı güçlendirilmesi çalışmalarına ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı
Suat Kılıç’ın cevabı (7/2861)
2.- Muğla Milletvekili Nurettin
Demir’in, bir millî kayakçının ölümüyle ilgili bazı iddialara ilişkin sorusu ve
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/4350)
3.- Yozgat Milletvekili Sadir
Durmaz’ın, Yerköy Adalet Meslek Yüksek Okulunun atık su tahliye sorununa
ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in cevabı (7/4563)
4.- Kocaeli Milletvekili Lütfü
Türkkan’ın, Genelkurmay internet sitesinden Anıtkabir istatistiklerinin
kaldırılmasına ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın cevabı
(7/4606)
5.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin
Türkoğlu’nun, cami, kilise, sinagog ve havra sayısı ile bunların elektrik ve su
giderlerine ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın cevabı
(7/4784)
1.- GEÇEN
TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat
14.00’te açılarak sekiz oturum yaptı.
İstanbul Milletvekili Osman
Boyraz, Türk halk ozanı Âşık Veysel Şatıroğlu’nun 39’uncu ölüm yıl dönümüne,
İzmir Milletvekili Aytun
Çıray, son yaşanan terör olaylarına,
Mardin Milletvekili Ahmet
Türk, Batman’da nevruz kutlamaları sırasında meydana gelen olaylara,
İlişkin gündem dışı birer
konuşma yaptılar.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına gönderilen dosyada adı geçen Mustafa Öztürk'ün hâlen görev
yapan Bursa Milletvekili olmadığı, görevi sona eren Hatay Milletvekili olduğu
anlaşıldığından, ilgili dosyanın yeniden değerlendirilmek üzere iade edilmesine
ilişkin Başbakanlık tezkeresi okundu; Anayasa Komisyonu ve Adalet Komisyonu
üyelerinden kurulu Karma Komisyonda bulunan dosyanın Hükûmete geri verildiği
bildirildi.
Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 19 milletvekilinin, Saros Körfezi'nin doğal yapısını tehdit eden
sorunların (10/212),
Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 19 milletvekilinin, 4/C mağdurları arasında son yıllarda artan
intihar olaylarının, içinde bulundukları sorunların ve çözüm yollarının
(10/213),
Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 19 milletvekilinin, işsizlik ve buna bağlı olarak gelişen iç göç
sorununun (10/214),
Araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini
alacağı ve ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.
Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan ve Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, Nevruz Bayramı kutlamaları ile
eğitim sistemine ilişkin kanun teklifine karşı yapılan protesto gösterilerinin
yasaklandığı ve bu gösterilere katılanlara yönelik polisin orantısız güç
kullandığı iddiasıyla İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin hakkında (11/10) gensoru
açılmasına ilişkin önergesi Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergenin gündeme
alınıp alınmayacağı konusundaki görüşme gününün Danışma Kurulu tarafından
tespit edilip Genel Kurulun onayına sunulacağı açıklandı.
BDP Grubunun, Türkiye Büyük
Millet Meclisi gündeminin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Ön Görüşmeler” kısmında yer alan, basın özgürlüğünün sağlanması konusunda
alınması gereken önlemlerin araştırılması (10/76),
MHP Grubunun, Türkiye Büyük
Millet Meclisi gündeminin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Ön Görüşmeler” kısmında yer alan, bor madenciliğinin sorunlarının ve çözüm
yollarının belirlenmesi (10/205),
Amacıyla vermiş olduğu
Meclis araştırması önergelerinin görüşmelerinin Genel Kurulun 29/3/2012 Perşembe
günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerileri, yapılan görüşmelerden sonra
kabul edilmedi.
Gaziantep Milletvekili Ali
Serindağ, 28 Mart 2012 tarihli 84’üncü Birleşim tutanağında yer alan ifadesini
düzeltmek amacıyla bir konuşma yaptı.
İstanbul Milletvekili Ferit
Mevlüt Aslanoğlu, 1 Nisan 2012 Pazar günü Meclis Genel Kurulunun çalışması
nedeniyle aynı gün yapılacak olan öğrenci seçme sınavında yakınlarının yanında
olamayacaklarına ilişkin bir açıklamada bulundu.
İstanbul Milletvekili Aykut
Erdoğdu, Kütahya Milletvekili Soner Aksoy’un şahsına,
Kütahya Milletvekili Alim
Işık, Kütahya Milletvekili Soner Aksoy’un şahsına,
Sataşmaları nedeniyle birer
konuşma yaptılar.
CHP Grubunun, 21/3/2012
tarihinde, Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve arkadaşlarının SGK'da bulunmayan
emeklilik verilerini, emeklilik prim ödemede süresini tamamladığı hâlde emekli
aylığı için yaşının dolmasını bekleyenlerin sayısını, sorunlarını, çözüm
alternatiflerini tespit etmek, SGK için bir veri tabanı oluşturmak amacıyla
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına vermiş olduğu (315 sıra no.lu) Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer
önergelerin önüne alınarak 29/3/2012 Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi, yapılan görüşmelerden sonra kabul edilmedi.
Gündemin “Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının;
1’inci sırasında yer alan
ve görüşmeleri yarım kalan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli
Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir
Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu’nun
(2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156),
2’nci sırasında yer alan ve
görüşmeleri yarım kalan, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında
Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu’nun
(1/569) (S. Sayısı: 180),
3’üncü sırasında yer alan
ve görüşmeleri yarım kalan, Kars Milletvekili Ahmet Arslan ve Bursa
Milletvekili Hüseyin Şahin ile 7 Milletvekilinin; Katma Değer Vergisi Kanunu
ile Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde
Yaptırılması Hakkında Kanun ve Kamu İhale Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu’nun (2/387) (S. Sayısı: 194),
Görüşmeleri, Komisyon
yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından ertelendi.
4’üncü sırasında yer alan
ve görüşmeleri yarım kalan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın
ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize Milletvekili
Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili
Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir,
Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten
Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih
Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay
Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu
Mali Yönetim ve Kontrol Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu’nun (2/358, 2/305,
2/306, 2/307, 2/312, 2/384, 2/385) (S. Sayısı:199) görüşmelerine devam edilerek
23’üncü maddesine kadar kabul edildi.
Yalova Milletvekili
Muharrem İnce, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin CHP Grubuna,
Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin şahsına ve MHP Grubuna,
Giresun Milletvekili
Nurettin Canikli, Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın AK PARTİ Grubuna,
Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcı, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin şahsına,
İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebi, Millî Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in CHP Grubuna,
Giresun Milletvekili
Nurettin Canikli, İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin Adalet ve
Kalkınma Partisine,
İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebi, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin şahsına,
Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaş, Isparta Milletvekili Ali Haydar Öner’in AK PARTİ Grup
Başkanına,
Isparta Milletvekili Ali
Haydar Öner, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın şahsına,
Manisa Milletvekili Özgür
Özel, Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı Nabi Avcı’nın
şahsına,
İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebi, Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı
Nabi Avcı’nın CHP Grubuna,
Giresun Milletvekili
Nurettin Canikli, Manisa Milletvekili Özgür Özel’in AK PARTİ Grubuna,
Yalova Milletvekili
Muharrem İnce, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin CHP Grubuna,
Sakarya Milletvekili Engin
Özkoç, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin şahsına,
Sataşmaları nedeniyle birer
konuşma yaptılar.
Muş Milletvekili Sırrı
Sakık, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in ifadeleri nedeniyle kendilerinden
özür dilemesi gerektiğine,
Yalova Milletvekili
Muharrem İnce, Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancı’nın ifadelerine,
Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır, Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı Nabi Avcı’nın
konuşmasına,
İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut’un, imza sahibi
olduğu bu kanun teklifinin görüşmelerinde Meclis Genel Kurulunu yönetmemesi
gerektiğine,
Yalova Milletvekili
Muharrem İnce, Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Giresun Milletvekili
Nurettin Canikli; Meclis Genel Kurulunda yaşanan olaylara ve sorumluları
kınadıklarına,
İlişkin birer açıklamada
bulundular.
Adıyaman Milletvekili
Mehmet Metiner’e İç Tüzük’ün 160’ıncı maddesinin dördüncü fıkrasına uyan
davranışı gereğince kınama cezası verilmesi, yapılan oylama sonucu kabul
edilmedi.
İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebi, Meclis Genel Kurulunda yaşanan olaylar ve gergin ortam
nedeniyle İç Tüzük madde 68’e göre birleşimin kapatılması gerektiğine,
İlişkin birer açıklamada
bulundular.
İç Tüzük’ün 68’inci
maddesine göre, çalışma düzeni sağlanamadığından; alınan karar gereğince, 30
Mart 2012 Cuma günü saat 14.00’te toplanmak üzere birleşime 04.01’de son
verildi.
Sadık YAKUT
Başkan
Vekili
Bayram ÖZÇELİK Muhammet
Rıza YALÇINKAYA
Burdur Bartın Kâtip Üye Kâtip
Üye
Mustafa HAMARAT Muhammet
Bilal MACİT
Ordu İstanbul Kâtip Üye Kâtip
Üye
Tanju ÖZCAN
Bolu
Kâtip
Üye
No:
117
II.- GELEN KÂĞITLAR
30 Mart 2012 Cuma
Tasarılar
1.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Moritanya İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sağlık ve Tıp Bilimleri
Alanlarında İşbirliğine Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı (1/599) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Dışişleri
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
2.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Arnavutluk Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu Arasında Diplomatik Misyon ve
Konsolosluk Üyelerinin Aile Bireylerinin Kazanç Getirici Bir İşte Çalışmalarına
Olanak Sağlayan Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/600) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Dışişleri Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/03/2012)
3.- Finansal Kiralama, Faktoring ve
Finansman Şirketleri Kanunu Tasarısı (1/601) (Adalet; Sanayi, Ticaret, Enerji,
Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23/03/2012)
Teklifler
1.- Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/453) (Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler; Kadın Erkek Fırsat Eşitliği ile Plan ve Bütçe
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
2.- Balıkesir Milletvekili Namık
Havutça ve İzmir Milletvekili Musa Çam ile 15 Milletvekilinin; 27.07.1967
Tarihli 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa Bir Geçici Madde
Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (2/454) (Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor;
Plan ve Bütçe ile Milli Savunma Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
13/03/2012)
3.- İstanbul Milletvekilleri Erdoğan
Toprak ve Mustafa Sezgin Tanrıkulu ile 5 Milletvekilinin; Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerine Bir
Derece Verilmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/455) (Plan ve Bütçe Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
4.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi (2/456) (Adalet ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 14/03/2012)
5.- Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Devlet Memurları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
(2/457) (İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
15/03/2012)
6.- İstanbul Milletvekili Umut Oran'ın;
Şehit Yakınları ile Gazilerin Toplumsal ve Ekonomik Durumlarının
İyileştirilmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmündeki Kararnamelerde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/458) (İçişleri; Milli Savunma; Sağlık,
Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi: 19/03/2012)
7.- Muğla Milletvekili Nurettin Demir
ve 8 Milletvekilinin; Seki Adıyla Bir İlçe Kurulmasına İlişkin Kanun Teklifi
(2/459) (Plan ve Bütçe ile İçişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
23/03/2012)
Raporlar
1.- 1989 Uluslararası Kurtarma
Sözleşmesine Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/530) (S. Sayısı: 209) (Dağıtma tarihi: 30/03/2012)
(GÜNDEME)
2.- 1972 Denizde Çatışmanın Önlenmesine
İlişkin Uluslararası Kurallar Hakkında Sözleşmeye Katılmamızın Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/541) (S.
Sayısı: 210) (Dağıtma tarihi: 30/03/2012) (GÜNDEME)
3.- 1974 Denizde Can Emniyeti
Uluslararası Sözleşmesine İlişkin 1988 Protokolüne Katılmamızın Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/544) (S.
Sayısı: 211) (Dağıtma tarihi: 30/03/2012) (GÜNDEME)
Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve
24 Milletvekilinin, Hrant Dink cinayetiyle ile ilgili bazı hususların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/215) (Başkanlığa geliş tarihi:
26/10/2011)
2.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve
22 Milletvekilinin, terör eylemlerinin önlenmesi konusunda alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/216) (Başkanlığa geliş tarihi: 26/10/2011)
3.- Niğde Milletvekili Doğan Şafak ve
24 Milletvekilinin, Akkaya Baraj Gölü’ndeki su kirliliğinin çevre ve insan
sağlığına olumsuz etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/217)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26/10/2011)
Geri
Alınan Gensoru Önergesi
1.- Barış ve Demokrasi Partisi Grubu
adına Grup Başkanvekilleri Iğdır Milletvekili Pervin Buldan ve Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan’ın; Nevruz Bayramı kutlamaları ile eğitim sistemine
ilişkin kanun teklifine karşı yapılan protesto gösterilerinin yasaklandığı ve
bu gösterilere katılanlara yönelik polisin orantısız güç kullandığı iddiasıyla
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin hakkında bir gensoru açılmasına ilişkin
önergesi (11/10) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/03/2012) (Geri alma tarihi:
30/03/2012)
30 Mart 2012 Cuma
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 14.02
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 86’ncı Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç sayın
milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, 30 Mart Filistin
Toprak Günü münasebetiyle söz isteyen Denizli Milletvekili Nihat Zeybekci’ye
aittir.
Buyurun Sayın Zeybekci. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
III.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.-
Denizli Milletvekili Nihat Zeybekci’nin, 30 Mart Filistin Toprak Günü’ne
ilişkin gündem dışı konuşması
NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 30 Mart günü her yıl Filistin’de Ulusal Toprak
Günü olarak kutlanmaktadır. 30 Mart 1948’de İsrail’in işgalinin
resmîleştirilmesinden sonraki süreçte Filistin topraklarının bütünlüğüne, işgal
edilmiş toprakların Filistinlilere ait olduğuna vurgu yapmak ve İsrail’in
hukuksuzluğunu bir kez daha teyit etmek amacıyla yirmi bir yıldır Filistin’de
30 Mart günü Filistin Toprak Günü olarak kutlanmaktadır. Ben de Filistin’in bu
Toprak Günü’ne, kutsal gününe destek vermek amacıyla söz almış bulunuyorum ve
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, Filistin’de
kanayan yara kardeşlerimizin yarasıdır. Ne yazık ki bu kan, ecdadımızın bize
emaneti olan kültür ve inanç coğrafyamızda akıtılmaktadır. Bu kanın Yozgat’ta,
Denizli’de, Urfa’da, İstanbul’da akıtılmasıyla Gazze’de, Batı Şeria’da
akıtılması arasında hiçbir fark yoktur. Aynı zamanda, Bağdat ile Bosna arasında
bir fark olmadığı gibi, Karabağ ile Kıbrıs arasında da bir fark yoktur.
Bizler, insani hassasiyetlerimiz ve
tarihten gelen sorumluluklarımızdan dolayı bu davanın dünyadaki en yakın ve
büyük savunucusu durumundayız. Bu nedenle, Türk Dünyası Belediyeler Birliği
heyeti olarak 23 Mart günü -geçtiğimiz hafta Cuma günü- üyemiz olan Gazze
bölgesi belediyelerini ziyaret etmek, orada çeşitli temaslarda bulunmak,
yerinde görmek, Filistinli kardeşlerimizin çektiği sıkıntıları paylaşmak üzere
Türkiye’den yola çıktık. 1 milletvekili, 4 belediye başkanı, 6 belediye
temsilcisiyle birlikte Filistin’in, Gazze’nin Mısır tarafından giriş kapısı
olan Refah Kapısı’na varmak üzere El Ariş kentine vardık. Cumartesi sabah saat
10.00’da Refah Kapısı’nın Mısır tarafına vardığımızda, elimizdeki onaylı
listeyle beraber pasaportlarımızı Mısırlı yetkililere verdik. Mısırlı
yetkililer, bir saat sonra, 11 kişilik listeden 6 arkadaşımızın onayının
olduğunu, ben dâhil 4 belediye başkanımızla birlikte 5 kişinin onayı olmadığını
bizlere teyit ettiler. Bu tuhaf ve anlaşılmaz cevaptan hemen sonra ilgili
diplomatik girişimlerde bulunduk ve Mısır’ın Ankara Büyükelçisiyle derhâl
temasa geçtik, Türkiye’nin Kahire Büyükelçisiyle derhâl temasa geçtik.
Mısır’ın Ankara Büyükelçisi derhâl
halledeceklerini… “On beş dakika sonra, yarım saat sonra” diyerek tam altı saat
bekledik ve altı saatin sonunda büyük bir hayal kırıklığıyla El Ariş kentine
geri döndük ve onay alan 6 arkadaşımıza da Türkiye’den yardım amaçlı götürmüş
olduğumuz, karınca kararınca olan değerlerimizi kendilerine teslim ederek
onları Gazze’ye uğurladık. Gazze’de, Bölge Başkanı İsmail Haniye ve 25 belediye
başkanıyla temaslarda bulundular. İki günlük oradaki ziyaretimizi bir günde
gerçekleştirerek geri döndüler.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
esasında burada Mısır’a gitmek için hiçbirimizin vizeye ihtiyacı yoktu. Bu onay
ve vize, Mısır tarafından Gazze’ye geçmek içindi çünkü buraya girmeyi
onaylamak, gelenleri kabul etmek Filistin’in Gazze yönetimine ait değil,
Mısır’a aitti.
Bu yetkiyi kullanırken Mısır son derece
çekingen davrandı, hatta bir Türk milletvekilini sınır kapısında altı saat
beklettikten sonra geri gönderecek kadar korkak davrandı.
Burada sizlerin dikkatine sunmaya
çalıştığım esas konu, Filistin-Gazze’ye uygulanan işgal, ambargo ve zulümdür.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir üyesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin diplomatik
pasaportuyla Gazze’yi girememiş biri olarak, oradaki insanlara reva görülen
şartların ne kadar ağır olduğuna ve yapılan zulmün ise uluslararası
anlaşmalara, insan haklarına ne denli aykırılık teşkil ettiğine dikkatinizi
çekmek için bu sözü aldım.
Şüphesiz, Gazze’ye girememek bizleri
çok üzmüştür ama asıl bizi üzen, bu girememenin Mısır tarafından sağlanmış
olmasıdır, Mısır tarafından engellenmiş olmasıdır. Bizler sadece insani
amaçlarla bu ziyaretimizi planladık.
Burada şunu özellikle belirtmek
istiyorum ki bu yaşananlar bizim Filistin’e olan inancımızı ve ilgimizi
azaltmamış, tam aksine, daha artırmıştır. İnşallah en yakın bir sürede yine
parlamenterlerimizden, milletvekillerimizden ve belediye başkanlarımızdan
oluşan daha kalabalık bir heyetle Gazze’yi ziyaret edeceğiz.
Türk milleti adına sizlere bir dilek ve
umudumu aktarmak istiyorum: İnsanlık daha fazla bu zulmün devamına izin
vermeyecek ve “dur” diyecektir ve bölgede bütün dinler ve bütün milletler,
barış ve kardeşlik içinde, birbirlerinden güç alarak inşallah barışa imza
atacaklar ve o günlerin en büyük mimarı da Türkiye olacaktır diyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) – Bu
duygularla yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın
Zeybekci.
Gündem dışı ikinci söz, spordaki
gelişmeler hakkında söz isteyen Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak’a aittir. (MHP
sıralarından alkışlar)
Buyurun Sayın Uzunırmak.
2.-
Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak’ın, spordaki gelişmelere ilişkin gündem dışı
konuşması
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, iktidarıyla
muhalefetiyle bu ülke hepimizin. Dolayısıyla bu ülkedeki bütün problemler,
bütün çözüm yolları, ortak aranması gereken sahalardır.
Değerli milletvekilleri, iktidarlar,
yönetimler öngörmelidirler ve geçmişten ders çıkarmalı, tecrübe edinmelidirler
ama ne yazık ki bugünkü Hükûmetimizle ilgili bunları söylememiz mümkün değil.
Kafalarımızı duvarlara vura vura, el yordamıyla karanlıkta yol almaya çalışan,
geçmişten hiç ders çıkarmayan, örneklemeleri, yanlış örneklemelerden hareket
ederek maalesef geçmişi doğru değerlen-dirememek ve geleceği doğru öngörememek
bugün en büyük problemimizdir.
Çok değerli milletvekilleri, bugün
gazetelerde bir haber; Sayın Başbakan diyor ki: “Avrupa’ya gitmesek beş sene ne
olur? İngiltere gitmedi.” Değerli milletvekilleri, İngiltere örneği Türkiye’ye
örtüşmeyen bir örnektir. İngiltere’de sporla ilgili alınan tedbirler, bir
Heysel faciasından ve seyircilerin, taraftarların problemlerinden
kaynaklanmıştır. Oysa bugün Türk sporunun içinde bulunduğu problem, seyirci ve
taraftar probleminden kaynaklanmamıştır, sporda şikeden kaynaklanmıştır ve eğer
biz problemin kaynağına doğru teşhis koyamazsak çözümü de doğru öngöremeyiz.
Peki, buradaki problem nereden
kaynaklanmıştır? Buradaki problem, maalesef, Hükûmetin bütün alanlarda “Benden
olan-olmayan… Nasıl kuşatabilirim?” düşüncesiyle hareket tarzından
kaynaklanmıştır. İşte, önce kamuoyunu bilgilendirme, iletişim araçlarını
Hükûmet kuşatmış ve her türlü problemde, felakette veya meydana gelen
problemlerin aleyhinde olacağı çözümleri bile laf kalabalığı ile baskıyla, yeri
geldiğinde karton kabadayılıkla, tehditle, toplumu maalesef algı yönetimiyle,
olanla, yapılanla söylenenin farklı olduğu bir algı yönetimiyle kuşatmıştır
Hükûmet. Dolayısıyla Türk sporunda da bir şike operasyonu başlamıştır ama şike
operasyonu başlarken o kadar yanlış şekilde yönlendirilmiştir ki, ilk andaki
yapılan şike suçüstü imkânları daha sonraki anladığımız şekilde tecelli etmiş
olmasına rağmen açık bırakılmış ve daha birçok kişinin ve kulübün suçlanmasına
sebep olabileceği bir yöne doğru soruşturmalar sürüklenmiştir ve neticesinde,
ilk suçüstünde eğer şikeyle ilgili operasyon doğru yapılsaydı bugün sekiz
kulüpten bahsedilmeyecekti, belki iki kulüpten bahsedilecekti. Dolayısıyla
yüzlerce kişiden bahsedilmeyecekti, belki üç beş kişiden bahsedilecekti ve
Süper Lig’in çökmesi gibi bir gündem olmayacaktı. Ama Hükûmet ne yaptı? Rövanş
almak, ele geçirmek, sektörü kuşatmak adına ucu açık bıraktı, daha sonra bu iş
büyüdü, suçüstünden daha öteye gitti, suçlular çoğaldı ve neticesinde lig
bitti. Lig bitmiş olmasına rağmen, soruşturmaların bilgi dâhilinde olmasına
rağmen, bu defa Türkiye Futbol Federasyonu ligi tescil etti. O lig tescili
başlı başına bir spekülasyon olması gerekirken bundan bile ders çıkarmadık.
Ondan sonra Federasyon seçimlerine el atıldı, Federasyon seçimlerinde yine
Hükûmetin ilişkileri ortada ve ondan sonra Federasyonda bir bunalım,
Federasyonun bunalımından sonra yeniden Federasyon değişikliği ve bugün UEFA’yla
ilgili olarak da bizim Avrupa kupalarına dahi katılamayacak duruma gelmiş bir
spor sektörümüz meydana geldi.
Çok değerli milletvekilleri, bizim
kuşatılmışlık içerisinde algı yönetimiyle problemlerden kaçmamız mümkün değil.
Bakın, Hükûmet çok büyük yanlışlar yapıyor. Erzurum’da bir spor kompleksi
yapıldı, bir kayak pisti yapıldı ama trilyonlarca para harcanmasına rağmen,
ölçümleri kriterlere uygun olmadığı için kayak pisti uluslararası yarışmalara
açılamıyor.
MUHYETTİN AKSAK (Erzurum) – Öyle bir
şey yok.
ALİ UZUNIRMAK (Devamla) – “Trabzon’da
olimpiyat.” dediniz, hâlbuki oynanan bir gençlik oyunları idi ve trilyonlarca
masraf edildi ve yine bir algı yönetimi içerisinde, toplum günden güne
kandırılıyor.
Çok değerli milletvekilleri, bu
konulara dikkatinizi çekmek istedim. Hükûmet bu yanlışlardan dönmelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ALİ UZUNIRMAK (Devamla) – Hükûmet, algı
yönetimiyle değil, yapılan doğru işleri, doğru şekilde ve tecrübe edinerek
icraatlarını yapmaya devam etmelidir. Türk sporunun içine düştüğü bu durumdan
Hükûmet sorumludur.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın
Uzunırmak.
ALİ UZUNIRMAK (Devamla) – Çok teşekkür
ediyorum, iyi günler, iyi çalışmalar diliyorum Sayın Başkan. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Gündem dışı üçüncü söz,
İstanbul ili Sultanbeyli ilçesinin sorunları hakkında söz isteyen İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal’a aittir.
Buyurun Sayın Tanal. (CHP sıralarından
alkışlar)
3.-
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, İstanbul’un Sultanbeyli ilçesinin
sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Değerli
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sultanbeyli’nin sorunlarıyla ilgili söz almış bulunmaktayım.
Sultanbeyli, 31 Aralık 1987 tarihinde
belediye oldu. 26/12/1989 tarihinde yapılan ilk seçimde Refah Partisi adayı Ali
Nabi Koçak, 1994 yılında yine Refah Partisi adayı Ali Nabi Koçak, 1999 yılında
Fazilet Partisinden Yahya Karakaya, 2004 yılında AKP’den Alaattin Ersoy,
2009’da AKP’den Hüseyin Keskin... Bu kronolojik tarihi niçin veriyorum? Vermemin
gerekçesi şu: Sultanbeyli, belediye olduğu aşamadan, günden bugüne kadar aynı
zihniyet, aynı kişiler, ideolojisi aynı olan kesim tarafından idare edilmekte.
Peki, Sultanbeyli’nin sorunlarının sebebi nedir, Sultanbeyli’nin sorunlarını bu
kadar biriktiren, bu aşamaya getiren, halkı perişan eden, evinden yoksun hâle
getiren, mağdur eden, işsizliği yaratan sebep ne? Bu düşüncelerin sahibi olan
partilerin gerçekten halkın yararına değil, halkın zararına çalıştığının bir
göstergesi açısından.
Nedir peki Sultanbeyli’nin ilçe
sorunları? İstanbul Sultanbeyli’de vatandaşların içme suyunu karşıladığı
onlarca çeşmeden alınan su numuneleri kirli çıkmıştır. Peki, kirli çıktı da ne
oldu? Vatandaşımız, gayet rahat, yoksul olduğu için, oradaki kirli suyu içme
durumuyla karşı karşıya kalmış durumda.
Sosyal olan bir devlette ne olur? İzmir
Dikili Belediyesi, bir sosyal devletin gereği olan, 10 tona kadar içme suyunu
ücretsiz olarak vatandaşa vermekte. AKP İktidarı ne yaptı? İzmir Dikili
Belediyesinin -10 ton suya kadar ücretsiz verdiği için- hakkında suç
duyurusunda bulundular, dava açıldı -hâlen Türkiye’de yargıçlar var- gerçekten,
mahkeme, sosyal devlet ilkesi nedeniyle beraat kararını verdi. Aynı şekilde
Sultanbeyli Belediyesinde de -orada kirli suyu içme durumuyla karşı karşıya
bırakan zihniyetin- Anayasa’mızda ifadesi bulunan “sosyal devlet ilkesi”
uyarınca, 10 tona kadar ücretsiz olarak suyun verilmesi gerekir. Eğer
Cumhuriyet Halk Partili Dikili Belediyesi gibi bir lider, bir önder olmuş
olsaydı, Sultanbeyli Belediyesi halkı, bugün, gayet rahat kirli içme suyunu
içmeyecekti, temiz, 10 tona kadar ücretsiz su alabilecekti.
Nedir? Sultanbeyli’de otopark sorunu.
1989 yılından beri kurulan belediye, hep, bugüne kadar otopark sorunu, otopark
sorunu, otopark sorunu… Peki, İmar Kanunu’nun 37 ve 44’üncü maddesi uyarınca
otopark ücreti alınıyor. Otopark Yönetmeliği’nin 5’inci maddesi uyarınca ne
yapılıyor? “Otopark amacı için alınan paralar başka bir amaca tahsis edilemez.”
Ey Sultanbeyli halkı, ey İstanbul halkı, ey Ankara halkı, Ankara Büyükşehir
Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi dâhil olmak üzere, bugüne kadar
halktan alınan otopark ücretleriyle ilgili, ücretsiz bölge otoparkı yapması
gerekirken, bu otopark ücretlerini başka bir amaca tahsis etmemesi gerekirken,
maalesef, ücretsiz bölge otoparkları açmamıştır, halkı mağdur etmişlerdir.
Gelelim, Sultanbeyli’nin en önemli
sorunlarından bir tanesi Hasanpaşa Mahallesi. Değerli arkadaşlar, Hasanpaşa
Mahallesi’nde 7 bin insan yaşıyor ve burada yapılan konutların tamamı AKP
döneminde yapılan konutlar ve burası:
1) Elektriği verilmiş durumda.
2) Suyu verilmiş durumda.
3) Sokak isimleri verilmiş durumda.
4) Cadde isimleri verilmiş durumda.
5) Kaldırımlar yapılmış durumda.
6) Caddeler yapılmış durumda.
7) Asfaltların tamamı yapılmış durumda.
Peki, kardeşim, bunu yapan belediye.
Vatandaş kime güvenir? Belediyeye güvenir, belediyeye inanır ve oraya üç katlı,
dört katlı, beş katlı konutlar yaptılar. Bugüne kadar her seçimde “Biz size
tapu vereceğiz.”, her seçimde “Tapu vereceğiz.” dediler, arkasından mahkeme
kararıyla ceza kararları gönderildi, müsadere kararları gönderildi, yıkım kararları
gönderildi, tahliye kararları gönderildi. Her seçimden sonra, gayet rahat “Oy
verirseniz biz size tapu vereceğiz...”
Değerli arkadaşlar, bugüne kadar
Sultanbeyli halkı aldatıldı. Sultanbeyli halkının aldatılmasına da artık son
vermek lazım. Sultanbeyli halkı AKP’ye mahkûm değil. Sultanbeyli halkının gayet
rahat alternatifi olan Cumhuriyet Halk Partisi var.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. İyi
günler diliyorum. (CHP ve BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Tanal, teşekkür
ediyorum.
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula sunuşları
vardır.
Meclis araştırması açılmasına ilişkin
üç önerge vardır, okutuyorum:
IV.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması Önergeleri
1.-
Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve 24 milletvekilinin, Hrant Dink cinayetinin
aydınlatılması amacıyla TİB’in görev, yetki ve sorumluluklarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/215)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Hrant Dink 19 Ocak 2007 tarihinde AGOS
Gazetesi önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmiştir.
Cinayetin üzerinden 5 yıla yakın bir süre geçmesine rağmen olayın asıl
sorumluları henüz ortaya çıkarılamamış, dava süreci de sürekli farklı
sebeplerle uzatılmıştır. Hrant Dink cinayetinin sır perdesini aralayabilecek
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB)'nın mahkemeye gerekli bilgi ve
belgeleri göndermeyerek davanın uzamasına sebep olduğu iddia edilmektedir.
Anayasanın 98, İçtüzüğün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca dava sürecinde ağır
ihmalleri bulunan TİB'in sorumluluklarını yerine getirip getirmediği konusunda
Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
Gerekçe:
TİB; cinayetin işlendiği gün AGOS
gazetesi önünde dolaşan ve sık sık telefonla konuşurken güvenlik kameralarına
yakalanan 4 kişinin daha bulunduğunu ileri süren avukatların mahkeme kanalıyla
ilettikleri cinayet işlendiği sırada o civarda bulunan kişilerin telefon
numaralarının gönderilmesi talebini "özel hayatın ihlali" olacağı
gerekçesiyle reddetmiştir.
TİB olay yerinde bulunan 4 esrarengiz
kişinin tespit edilmesi için istenen baz istasyonu kayıtlarını 2010 yılında
mahkemeye gönderdiğini açıklarken 17 Haziran 2011 tarihinde ise “özel hayatın
gizliliğini" gerekçe göstererek kayıtların gönderilmesine itiraz etmiştir.
2006 yılında yapılan bir yasa
değişikliğine göre, GSM operatörlerinin kayıtları TİB tarafından doğrudan
tutulmaktadır. TİB daha sonra mahkemeye gönderilen yazıda iki şirketin o
bölgede baz istasyonu olmadığını, üçüncü şirketin ise cinayetin işlendiği gün
11.00-11.25 ila 14.45-15.00 saatleri arasında o bölgede hiçbir telefon
görüşmesi yapılmadığı bilgisini vermiştir.
TİB'in bu açıklaması mahkeme sürecini
uzatmaya yöneliktir. Zira her 3 GSM şirketi daha sonra TİB'in açıklamalarının
gerçek olmadığını belirtmişlerdir.
www.doguturkistan.net -(Ötüken)
başlıklı internet sitesinde 16 Ocak 2006 tarihinde siteye
"recep_akkus" ismiyle yazan kişi hem Hrant Dink hem de Orhan Pamuk
ile ilgili ağır hakaretler içeren cümleler ile onların kanunlarına
inanmadığımızı, güvenmediğimizi göstermek için, artık dilekçeler, açılan karşı
davalar bir anlam ifade etmediği için, Türk'ün vatanında kafir mahkemeleri
kurulduğu için, bu siyonist mahkemelere tokat için...." ifadelerini
paylaşmıştır.
Dink cinayetinin tetikçisi olarak
yargılanan Ogün Samast ile diğer zanlılar da cinayetin hazırlık sürecinde
internetteki sitelerde Dink'in Türklüğe hakaret ettiğini okuduklarını ve
resimlerini de internetten indirdiklerini söylemişlerdir. www.doguturkistan.net
internet sitesinde yer alan yazı, araştırma önergesinin hazırlandığı 20.10.2011
tarihinde halen sitede yer almaktadır. Her yıl binlerce siteye erişimi
engelleyen, www.tib.gov.tr adresinde “İnternet ihbar merkezi" kuran TİB'in
5 yıldır bu siteye işlem yapmamasının arkasında yatan gerçek mutlaka
sorgulanmalıdır.
Hrant Dink cinayetinin işlendiği gün
cinayet bölgesinde yapılan telefon görüşmelerinin dökümünü göndermemekte ısrar
eden ve o bölgede hiçbir telefon görüşmesi yapılmadığı bilgisini veren TİB son
olarak mahkemeye, bölgede "temsili görüşmeler" yapılması halinde;
mahkemenin isteğini "yerine getireceğini" bildirmiştir. Mahkeme
tarafından bilgi istenilen TİB süreci daha da uzatmak için mahkemeden bilgi
isteme yoluna gitmiştir. Hrant Dink cinayetine ilişkin kasta varacak
davranışlarda bulunmasının altında yatan gerçeğin TİB'in Tarikat-Cemaat
denetimine girmesinden kaynaklı olduğu konuşulmaktadır.
19 Ocak 2012 tarihinde Hrant Dink
cinayetin üzerinden tam 5 yıl geçmiş olacaktır. TİB tarafından sürdürülen
oyalama taktiği sebebiyle kayıtların silinmesi sürecine 3 ay kalmıştır.
Cinayetin sır perdesini çözecek en önemli delillere böylece hiç
ulaşılamayacaktır. Kayıtlar silindikten sonra mahkeme süreci iyice sekteye
uğrayacaktır.
Türkiye'nin basın özgürlüğünü hayata
geçirmemesi ve etnik kimliklerin korunmaması konusunda ağır eleştiriler
almasına sebep olan ve Başbakanın "Adalet, namus sözümdür"
ifadelerine rağmen bugüne kadar Hrant Dink cinayetinin asıl faillerine yukarıda
sayılan sebeplerle ulaşılamamıştır.
Hrant Dink cinayetinin aydınlatılması
amacıyla üzerine büyük görevler düşen TİB'in görev, yetki ve sorumlulukları konusunda Meclis
Araştırması açılması gerekli görülmektedir.
1) Veli Ağbaba (Malatya)
2) Hüseyin Aygün (Tunceli)
3) Haydar Akar (Kocaeli)
4) Sakine Öz (Manisa)
5) Haluk Eyidoğan (İstanbul)
6) Gürkut Acar (Antalya)
7) Selahattin Karaahmetoğlu (Giresun)
8) Ramis Topal (Amasya)
9) Mehmet Hilal Kaplan (Kocaeli)
10) Refik Eryılmaz (Hatay)
11) Malik Ecder Özdemir (Sivas)
12) Ayşe Gülsün Bilgehan (Ankara)
13) Tanju Özcan (Bolu)
14) Dilek Akagün Yılmaz (Uşak)
15) Aytuğ Atıcı (Mersin)
16) Mevlüt Dudu (Hatay)
17) Muharrem Işık (Erzincan)
18) Binnaz Toprak (İstanbul)
19) Kadir Gökmen Öğüt (İstanbul)
20) Mahmut Tanal (İstanbul)
21) Süleyman Çelebi (İstanbul)
22) Osman Aydın (Aydın)
23) Kemal Ekinci (Bursa)
24) Ahmet Toptaş (Afyonkarahisar)
25) Hasan Ören (Manisa)
2.-
Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 milletvekilinin, terör saldırılarından
önce ve saldırı esnasında MİT, askerî ve emniyet istihbarat birimlerinin görev,
yetki ve sorumluluklarını yerine getirip getirmediği konusunun araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/216)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Terör olaylarının başladığı 1984
yılından günümüze kadar yedi bine yakın güvenlik mensubu şehit olmuştur. En son
19 Ekim tarihinde Hakkâri Çukurca ve Yüksekova'da 8 ayrı noktaya aynı anda
saldıran PKK’lı teröristler tarafından 24 askerimiz şehit düşmüştür. 27 yıldır
devam eden terör saldırılarının en kanlı 5’incisi olan Çukurca baskını bir kez
daha istihbarat birimlerinin görevlerini tam olarak yapamadıklarını gün yüzüne
çıkarmıştır.
Toplumun tüm kesimleri tarafından
nefretle kınanan terör olaylarının önlenebilmesi amacıyla MİT, Askeri ve
Emniyet İstihbarat birimlerinin görev, yetki ve sorumluluklarını yerine getirip
getirmediği konusunda Anayasanın 98, İçtüzüğün 104 ve 105'inci maddeleri
uyarınca Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
Gerekçe:
19 Ekim 2011 tarihinde 200 PKK'lı
tarafından, Çukurca İlçe Jandarma Komutanlığı ile Çukurca Polis ve Jandarma
lojmanları, Kavuşak, Barakambi Tepe, Keklikkayası Tepe, Baski Tepe, Han Tepe ve
Gazi Tepe üs bölgelerine aynı anda ağır silah, roketatar ve uzun namlulu
silahlarla saldırı gerçekleştirilmiştir.
Terör örgütü mensuplarının günlerce
saldırı hazırlıkları yaptıkları, 2 hafta boyunca ağır silahları sınırdan
geçirerek bölgeye yığınak yaptıkları iddia edilmektedir. MİT, Emniyet, Jandarma
istihbarat birimlerinin bu hazırlıklardan haberdar olmaması Türkiye'nin terör
konusunda içinde bulunduğu durumun en acı göstergesi olmuştur.
Şehirlerde özel hayatın tam ortasına
bile girerek çalışmalar yapan, Genelkurmay Başkanını, Milletvekillerini bile
rahatlıkla yasal ve yasadışı yollarla dinleyen devletin istihbarat örgütlerinin
200 teröristin sınırdan ülkemize gelerek kanlı bir terör saldırısı
gerçekleştirmesini tespit edememesi bizce çok anlamlıdır. Terör saldırısı
gerçekleştirilirken bu birimlerin kimleri dinlediği de merak edilmektedir.
Terör saldırılarından önce ve saldırı
esnasında MİT, Askeri ve Emniyet İstihbarat birimlerinin görev, yetki ve
sorumluluklarını yerine getirip getirmediği konusunda Anayasanın 98, İçtüzüğün
104 ve 105'inci maddeleri uyarınca Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif
ederiz.
1) Veli Ağbaba (Malatya)
2) Ali Serindağ (Gaziantep)
3) Haydar Akar (Kocaeli)
4) Ali Haydar Öner (Isparta)
5) Mehmet Şeker (Gaziantep)
6) Mahmut Tanal (İstanbul)
7) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
8) Refik Eryılmaz (Hatay)
9) Malik Ecder Özdemir (Sivas)
10) Ayşe Gülsün Bilgehan (Ankara)
11) Tanju Özcan (Bolu)
12) Dilek Akagün Yılmaz (Uşak)
13) Aytuğ Atıcı (Mersin)
14) Mevlüt Dudu (Hatay)
15) Mehmet Hilal Kaplan (Kocaeli)
16) Muharrem Işık (Erzincan)
17) Kadir Gökmen Öğüt (İstanbul)
18) Ali Özgündüz (İstanbul)
19) Mustafa Serdar Soydan (Çanakkale)
20) Osman Aydın (Aydın)
21) Kemal Ekinci (Bursa)
22) Ahmet Toptaş (Afyonkarahisar)
23) Hasan Ören (Manisa)
3.-
Niğde Milletvekili Doğan Şafak ve 24 milletvekilinin, Akkaya Baraj Gölü'ndeki
su kirliliğinin insan sağlığına, ekolojik dengeye ve çevreye yarattığı
sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/217)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Akkaya Baraj Gölü'nde meydana gelen su
kirliliği ile bu kirliliğinin insan sağlığına, ekolojik dengeye ve çevreye
yarattığı sorunlarla ilgili alınması gereken önlemlerin araştırılması amacıyla
Anayasa'nın 98'inci ve İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis
Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
Gerekçe:
Akkaya Barajı, Niğde ilinde, Tabakhane
Çayı üzerinde, tarımsal sulama amacı ile 1964-1967 yılları arasında inşa
edilmiş bir barajdır. Gövde tipi toprak dolgu olan baraj, 426.000 (m3)
metreküplük gövde hacmi ile 2.277 hektarlık bir alana sulama hizmeti vermektedir.
Baraj 2003 yılında su kirliliğine bağlı
oksijen yetersizliğinden çok sayıda balığın ölümüyle gündeme gelmiştir. Yaşanan
balık ölümlerini takip eden yıllarda baraj gölü, flamingolar başta olmak üzere
çok sayıda göçmen kuşa ev sahipliği yapmaya başlamıştır. Bölgenin önemini Çevre
ve Orman Bakanlığı 2005 yılında "Ramsar Sözleşmesi" gereğince
"Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alan" ilan etmiştir. Böylece sadece
sulama amaçlı bir baraj konumundan çıkarak "Uluslararası Akkaya Sulak
Alanı" olarak belirlenmiştir.
Nesilleri hızla tükenmekte olan
dikkuyruk ördeklerinin yanı sıra çeşitli türden balıkçıl flamingo, pelikan ve
10 kadar da ördek türü bulunmaktadır. Niğde Üniversitesi'nin Merkez Yerleşkesi
içinde bulunan 1970'li yıllarda sulama amaçlı yapılan "Akkaya Baraj
Gölü" kuşların göç yolu üzerinde bulunması ve sazlık-kamışlık, kayalık,
maki, bozkır, ağaçlık gibi değişik habitat tiplerine sahip olması sebebiyle
kuşların uğrak yeri haline gelmiştir. Akkaya Göleti'ndeki kuş türü sayısı
yapılan çalışmalar sonucunda son bir yıl içinde tespit edilen 12 yeni tür ile
birlikte 207'ye ulaşmıştır. Akkaya Göleti ülkemizde düzenli olarak görülen kuş
türlerinin yarısına ev sahipliği yapmaktadır. Sadece kuşlar değil, göletin su
toplama havzasındaki bazı derelerde endemik türde balıklar da yaşamaktadır. Bu
sebeple özellikle bahar aylarında çok sayıda yabancı turist ve kuş gözlemcisi
Akkaya Göleti'ni görmek için ülkemize gelmektedir.
Niğde ve yakın çevresindeki pek çok
yerleşke ile "Akkaya Barajı" çevresinde bulunan belediyelerin, sanayi
kuruluşlarının, cezaevinin ve Niğde Üniversitesi'nin atık sularının, mevcut
arıtma tesislerinin tam randımanlı çalıştırılamaması nedeniyle baraj alanına
intikal etmesiyle, su kirliliği yaşanmaktadır. Niğde Belediyesi'nin arıtma
tesislerinin çalışmaması ve baraja intikal eden bu atıklar bölgede çok ciddi
ekosistem bozulmalarına neden olmaktadır. Bu nedenle çeşitli basın haberlerinde
baraj alanı "Niğde'nin atık deposu" olarak tanımlanmıştır.
Akkaya Sulaması'nın işletmesi Bor
Belediyesi'ne devredilmiş olup, işletme-bakım çalışmaları belediye tarafından
yürütülmektedir. Yapılan su kontrolleri suyun içinde yaşayan canlılar bir
tarafa; barajdaki su ile sulanan Bor Ovası'ndaki tarla ve bahçelerin de ciddi
risk altında olduğunu ortaya koymaktadır. Yörede otlatılan hayvanlarla insana
bulaşan kist hidatik gibi çeşitli paraziter hastalıkların artışı dikkati
çekmektedir. 1999-2004 yılları arasında, alınan önlemlerin yetersiz kalması
sonucu art arda toplu balık ölümleri gerçekleşmiştir. Mevcut kirlilik çevrede
kötü kokuya sebep olmuş ve bu durum sinek, sivrisinek gibi hastalık taşıyan
kanatlı böceklerin var olmasını sağlamıştır. Ayrıca, baraj suyu ile sulanan
tarımsal alanlardan elde edilen ürünler insan sağlığı üzerinde risk oluşturma
potansiyeline sahiptir. Suyun kirliliği, barajdan sulama yapan kişiler
tarafından da şikâyete sebep olmuştur. Akkaya Göleti'nin mevcut kirlilik durumu
ile ilgili veriler ve bu sorunların çözümüne yönelik bilgilerin yetersizliği
sebebiyle, baraj gölü hakkındaki yorumlar sadece olasılıklara dayanmaktadır.
Bugüne kadar farklı zaman ve platformlarda "Akkaya Baraj Gölü ve çevre
sorunları" ile ilgili yapılan kısıtlı bireysel ve kurumsal çalışmaların
iyi niyetten öteye gitmediği açıkça görülmektedir. Küresel ısınmanın önemle
tartışıldığı günümüzde "Akkaya Baraj Gölü'nün" su hacmini
koruyabilmesi için Akkaya'yı besleyen su kaynaklarının, Akkaya Barajına gelene
dek su yataklarında kaybı önlenmelidir: Ölçüsüz ve sorumsuzca kullanılması
denetlenmelidir. Baraj su kapasitesinin artırımı için gerekli çalışmaların
ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından kapsamlı bir şekilde yapılması
gerekmektedir. Kimyasal arıtma ve ön arıtma gerektiren firmaların ayrıca ön
arıtma tesisi kurmaları gerekmektedir. Kimyasal atık veya direkt sanayi atığı
olarak sınıflandırılabilecek atık ve atık suların baraja intikalinin
engellenmesi için yeterli önlemlerin alınması gerekmektedir. Akkaya Baraj
Gölü'nün, temizlenmesi için yöresel, bölgesel ve ulusal kaynaklar ışığında
hazırlıklara zaman kaybedilmeden başlanması gerekliliği açıkça ortadadır. Bitki
örtüsü ve yaban hayatı özelliğine sahip, manzara bütünlüğü ile ilgi çeken
"Akkaya Baraj Gölü" doğal kaynaklarımızı ve ülkemizi tanıtmamız
açısından önemli bir turistik yapıya sahiptir. Meydana gelen su ve çevre
kirliliği nedeniyle önemini yitirmek üzeredir.
Canlı sağlığını tehdit eden bu önemli
sorunun kalıcı olarak çözülmesi ve bizden sonraki kuşaklara sağlıklı içme suyu
ve yaşanabilir bir çevre bırakmak için Akkaya Baraj Gölü'nde meydana gelen su
kirliliğinin ve çevresel sorunların sebeplerinin araştırılması amacıyla Meclis
Araştırması açılmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
1) Doğan Şafak (Niğde)
2) Veli Ağbaba (Malatya)
3) Mustafa Serdar Soydan (Çanakkale)
4) Mahmut Tanal (İstanbul)
5) İzzet Çetin (Ankara)
6) Mehmet Hilal Kaplan (Kocaeli)
7) Kemal Değirmendereli (Edirne)
8) İhsan Özkes (İstanbul)
9) Ali Serindağ (Gaziantep)
10) Sakine Öz (Manisa)
11) Mehmet Volkan Canalioğlu (Trabzon)
12) Haydar Akar (Kocaeli)
13) Kadir Gökmen Öğüt (İstanbul)
14) Erdal Aksünger (İzmir)
15) Candan Yüceer (Tekirdağ)
16) Müslim Sarı (İstanbul)
17) Muharrem Işık (Erzincan)
18) Ercan Cengiz (İstanbul)
19) Tanju Özcan (Bolu)
20) Emine Ülker Tarhan (Ankara)
21) Levent Gök (Ankara)
22) Emre Köprülü (Tekirdağ)
23) Mehmet S. Kesimoğlu (Kırklareli)
24) Recep Gürkan (Edirne)
25) Sinan Aydın Aygün (Ankara)
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki yerlerini alacak
ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler sırası
geldiğinde yapılacaktır.
Sayın Zeybekci, İç Tüzük’ün 58’inci
maddesine göre, geçen birleşimde tutanaklara geçen bir sözünüzü düzeltmek için
yazılı müracaatınız var.
Buyurun kürsüye.
Üç dakika süre veriyorum.
V.-
GEÇEN TUTANAK HAKKINDA KONUŞMALAR
1.-
Denizli Milletvekili Nihat Zeybekci’nin, 29/3/2012 tarihli 85’inci Birleşim
tutanağında yer alan bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması (x)
NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) – Çok teşekkür
ederim Değerli Başkanım.
Sayın milletvekilleri, bu kürsü,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin kürsüsü, milletin egemenliği ve bağımsızlığının
temsilidir. Bu kürsüye her türlü saldırıyı hiçbir milletvekilimizin tasvip
etmesi mümkün değildir. Bu kürsüyü işgal etmek, işgal etmeye teşebbüs etmek
hemen hemen darbe ve darbe girişimi kadar da tasvip edilmemesi gereken bir
uygulamadır. Diğer taraftan, bu kürsüde konuşan bir hatibe yapılan her türlü
saldırıyı da burada kınadığımı bildirmek istiyorum.
Dün akşamki birleşimde bir Değerli Grup
Başkan Vekilimizin buradaki konuşması sırasında söylemiş olduğu bir sözden
sonra, benim ona cevaben yerimden söylediğim sözün çok yanlış anlaşıldığını ve
bana yakışmadığını burada beyan etmek için söz almış bulunuyorum. Yani bu
Mecliste, Türkiye Büyük Millet Meclisinde asla dile gelmemesi gereken “Silahla
mı gelmemiz lazım?” sözüne karşılık söylediğim “Gelmezseniz…” diye başlayan
sözümü geri alıyorum ve bu yanlış anlamadan dolayı Değerli Grup Başkan
Vekilimizden de özür diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Meclisimizin başarılı çalışmalara imza
atmasını dileyerek hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Buyurun Sayın İnce.
VI.-
AÇIKLAMALAR
1.-
Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, 29 Mart 2012 tarihli Birleşimde Genel
Kuruldaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
MUHARREM İNCE (Yalova) – Ben ne
söylediğini zaten bilmiyordum. Geri aldığına göre demek ki kötü bir şey
söylemiş. (Gülüşmeler)
Teşekkür ederim.
Az önce kameralar önünde düzelttik,
burada bir kez daha düzeltelim. Benim sözüm de şuydu: “Anayasa bitmiş,
uygulanmıyor; İç Tüzük uygulanmıyor, Parlamento hukuku işlemiyor, kürsüdeki
arkadaşımıza saldırılıyor, silahla mı geleceğiz buraya biz?” Sözlerim bundan
ibarettir. Ben milletvekilliğimde dokuz yıldan bu yana daha hiç silah
taşımadım.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Konu anlaşılmıştır Sayın İnce.
Teşekkür ediyorum.
VII.-
ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.-
CHP Grubunun, 10/12/2011 tarihinde, Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker ve
arkadaşlarının Suriye ile ilişkilerimizin yeniden canlandırılması için
izlenecek politikaların belirlenmesi amacıyla vermiş olduğu Meclis araştırması
önergesinin, Genel Kurulun 30/3/2012 Cuma günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi
Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
(x) Bu
düzeltmeye ilişkin ifadeler 29/03/2012 tarihli 85’inci Birleşim Tutanak
Dergisinin 1054’üncü sayfasında
yer almaktadır.
30.03.2012
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu; 30.03.2012 Cuma günü
(Bugün) toplanamadığından, Grubumuzun aşağıdaki önerisinin, İçtüzüğün 19 uncu
maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Muharrem İnce
Yalova
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker ve
arkadaşları tarafından, 10.12.2011 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına “Suriye ile ilişkilerimizin yeniden canlandırılması için izlenecek
politikaların belirlenmesi” amacıyla verilmiş olan Meclis Araştırma
Önergesinin, (161 sıra nolu) Genel Kurul’un bilgisine sunulmak üzere bekleyen
diğer önergelerin önüne alınarak, 30.03.2012 Cuma günlü birleşimde sunuşlarda
okunması ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi grup
önerisi lehinde söz isteyen Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker.
Buyurun Sayın Şeker. (CHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET ŞEKER (Gaziantep) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Suriye’ye karşı izlenen politikalar
neticesinde Suriye ile ticari ilişkilerimizde meydana gelen ekonomik kaybın
belirlenmesi, bu kaybın bölge halkına, esnafa, sanayiciye ve ihracatçıya
etkilerinin saptanması, ticari ilişkilerimizin tekrar canlandırılması için
izlenecek politikaların oluşturulması amacıyla Meclis araştırması açılması
teklifimizle ilgili olarak söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
2002 yılına kadar Suriye ile
ilişkilerimiz terör örgütünün Suriye'deki faaliyetleri, su paylaşımı ve Hatay
sorunu nedeniyle gerilimli bir seyir izlemekteydi ancak 2002’den sonra atılan
olumlu adımlarla yumuşama başlamıştı. İki ülkenin cumhurbaşkanlarının
karşılıklı ziyaretleri, Serbest Ticaret Anlaşması’nın yürürlüğe girmesi, Yüksek
Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Anlaşması’nın imzalanması, vizelerin
karşılıklı kaldırılması sayesinde Suriye ile ekonomik, kültürel ve sosyal
alanda çok önemli mesafeler katedilmiştir.
Gelişen bu ticari ve ekonomik ilişkiler
neticesinde 2,5 milyar dolarlık bir ticaret hacmine ulaşılmıştır. Orta Doğu’ya
açılan önemli bir kapı olan Suriye üzerinden, Türkiye, on bir ülkeye ticaret
yapmaktaydı. Bavul ticaretiyle yaklaşık 3 milyar dolara ulaşan bir ticaret
hacmi oluşturulmuştu. Vizelerin kaldırılmasıyla beraber, karşılıklı, sınırdan
geçişler artmış, 60 bin kişi bölge esnafını ayakta tutan en önemli gelir
kaynaklarından biri olmuştur. Suriye’de aktif olarak yatırım yapan 30 firmamız
ve 10 da müteahhitlik firmamız vardır. Ancak Suriye’de çıkan olaylar ve bu
olaylara karşı AKP Hükûmetinin izlediği tutarsız politika neticesinde Suriye
ile ihracattaki gerileme yüzde 37, ithalattaki gerileme ise yüzde 62 seviyesine
ulaşmıştır.
Gezmek, alışveriş yapmak, tedavi olmak
amacıyla Türkiye’ye giriş yapan Suriyeli sayısı âdeta bıçak gibi kesilmiştir.
Suriye’de yatırım yapan firmalar yatırımlarını
durdurmuşlar, belirsiz bir gelecekle karşı karşıya kalmışlardır.
Transit ticaret durmuş, önerilen
alternatif yollar maliyetli olduğundan binlerce araç atıl durumda kalmıştır.
Durma noktasına gelen bavul ticareti
ile binlerce aile geçim sıkıntısı içerisine girmiştir.
Değerli arkadaşlar, bugün, Suriye’de
yaşananların Amerika’nın enerji politikasının bir sonucu olduğunu hepimiz
biliyoruz. İran’ın Hürmüz Boğazı’nı petrol trafiğine kapatma ihtimaline karşı
Suriye’nin Lazkiye Limanı’nı kontrolü altına almak isteyen ve böylece Irak
petrolünü rahatça Akdeniz’e taşımak isteyen Amerika, Suriye’de kukla bir
yönetim istiyor. AKP de Suriye’ye karşı izlediği politika ile Amerika’nın bu
emelinin maalesef taşeronluğunu yapmaktadır. Şu an gerek bölge halkının gerekse
esnaf, iş adamı ve ihracatçının içinde bulunduğu bu tablonun sorumlusu maalesef
iktidardır. Yıllardır izlediğimiz ve tüm dünyaya örnek olacak “Yurtta barış
cihanda barış.” politikasını maalesef hiçe saymaktayız ve Suriye halkı ile
aramızda şu anda düşmanlık tohumları da ekilmiş bulunuyor.
Maalesef AKP, Suriye konusundaki tüm
adımlarını Amerika’dan aldığı direktiflerle atmaktadır. Buna buradan birçok
milletvekili arkadaşımızın itiraz edeceğini biliyorum ama eminim birazdan
vereceğim birkaç örnek itirazların yetersizliğini gösterecektir. Ocak ayında
Kilis’in Öncüpınar Sınır Kapısı’ndan Suriye’den gelecek mülteciler için
konteynerlerden oluşan bir kamp oluşturma çalışmaları başlatılmıştır. Eğer
Suriyeli mülteciler erken otel rezervasyonuna benzer bir uygulama ile erken
konteyner rezervasyonu yaptırmadıysa var olmayan mülteci için kamp yapma
girişiminin bir tek açıklaması vardır; o da sınıra sıfır noktasındaki bu
kamptan Esad muhaliflerine askerî yardım ve lojistik destek sağlamaktır çünkü
Suriye’deki olayları tırmandırmak ve bir an önce sonuca ulaştırmak isteyen
Amerika Birleşik Devletleri için Kilis dört dörtlük bir ildir.
Ocak ayında “Vanlı depremzedeler
çadırlarda donarken, çadırları yanarken olmayan mülteciye konteyner kent yapmak
reva mı?” diye sormuştum, bugüne kadar da maalesef iktidardan bir cevap
alamadım.
Değerli arkadaşlar, geçtiğimiz
haftalarda muhaliflerin Humus’taki en önemli direniş noktasının Suriye
ordusunun kontrolüne geçmesinden sonra Suriye’ye fiziki müdahaleye giden süreç
hızlanmıştır. Gelişi sır gibi saklanan CIA Başkanı Başbakanla ve MİT Müsteşarı
ile ne görüşmüştür? Dışişleri Bakanlığının Türk vatandaşlarına yurda dönüş
çağrısı yapmasını, Suriye’de birbiri ardına gelen patlamaların olmasını,
Şam’daki Büyükelçiliğimizin kapatılmasını, Hatay
ve Kilis’teki kamplara ilaveten Gaziantep’in İslahiye ilçesinde 10 bin kişilik,
Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesinde 20 bin kişilik çadır kamp kurma
girişimlerinin başlatılmasını CIA Başkanıyla yapılan görüşmeden bağımsız
değerlendirmek mümkün müdür? Bu olayların Başkanın gelmesinden hemen sonra
birbiri ardına yaşanması tesadüf mü? Buna inanan birileri var mı arkadaşlar?
Bir de ihbar üzerine yakalanan tırlar
var sevgili milletvekilleri. Gürbulak Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye giriş yapan
Kilis'in Öncüpınar Sınır Kapısı'nda yakalanan silah ve patlayıcı yapımında
kullanılan mühimmat yüklü tırlar gizemlerini korumaya devam etmektedir. Bu
tırların nereden geldiğine, taşıdıkları silahların menşesinin ne olduğuna,
Suriye’deki isyancılara gidip gitmediğine yönelik verdiğim soru önergesine
süresi geçtikten iki ay sonra, dün gelen cevapta bu hususlar
aydınlatılamamıştır. Benim sorduğum soruya –maalesef- İçişleri Bakanlığının
verdiği cevap da burada arkadaşlar, maddeleri okumayacağım:
“…maddesine istinaden Genelkurmay
Başkanlığı ve Dışişleri Bakanlığıyla Bakanlığımız arasında yapılan yazışmalar
neticesinde, söz konusu patlayıcı ve kimyasal maddelerin imhasıyla ilgili
sürecin Genelkurmay Başkanlığının eş güdümünde yürütülmesinin uygun olduğu
bildirildiğinden Bakanlığımızca herhangi bir işlem yapılmamıştır.
İdris
Naim Şahin
İçişleri
Bakanı”
Bu tırların maalesef nereden geldiği belli değildir arkadaşlar ancak
Öncüpınar Sınır Kapısı’na kadar eğer Gürbulak’tan girdilerse on ili rahat bir
şekilde nasıl geçmişlerdir? Yoksa bu tırlar İncirlik’ten mi yüklenmiştir? Bu
silahlar isyancılara mı gitmektedir? Yakalanmayan ve Suriye’ye geçen tırlar da,
başka tırlar da var mıdır, başka silahlar da var mıdır? Bunlar Suriye’de masum,
yoksul insanların öldürülmesine vesile olmuş mudur?
AKP’nin Suriye politikasını haklı,
doğru çıkarmak için özel çaba gösteren yandaş medya da hem vatandaşlarımızın
hem de Suriyelilerin tüm mağduriyetlerinden Hükûmetle aynı oranda sorumluluk
sahibidir. Suriye’den yayın yaptığını iddia ederek Hatay’dan yayın yapanlar
“Çatışma seslerini duyuyoruz, silah sesleri geliyor, siviller öldürülüyor.”
diye haber yapanlar neye hizmet ettiklerinin farkındalar mı?
Değerli arkadaşlar, bugün Suriye’de
demokratik bir yönetimin olması herkesin ortak arzusudur ancak demokrasi
söylemi altında saldırgan ifadelerle, mezhep kışkırtıcılığı ile Suriye’de
çatışmaların arttırılması, Suriye’de eylem yapacakların Türkiye’de kalmaları,
bunlar için kamplar kurulması sonuna kadar da karşı olduğumuz hususlardır.
Sevgili arkadaşlar, Cumhuriyet Halk
Partisi olarak Suriye’de demokratik bir iktidarın olduğunu söylemiyoruz,
Suriye’de insan hakları ihlallerinin olduğunu biliyoruz, Suriye’nin demokratik
bir anayasasının olmadığını da biliyoruz ama Orta Doğu’da buna benzer pek çok
ülke var. Biz Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak her şeyden önce yapmamız
gereken, buradaki ülkelerde, özellikle komşumuz olan Suriye’de, 850 kilometre
sınırımız olan Suriye’de demokrasinin tesisi için maddi, manevi her türlü
desteği verelim, mutlaka destek olalım ama kesinlikle savaş kışkırtıcılığı
yapmadan, orayı bizim iç işlerimiz gibi görmeden müdahale etmek durumundayız.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Suriye’ye yapılan 1 milyar dolarlık yatırımın akıbeti şu anda belli değildir.
Onlarca firma Suriye’deki fabrikalarının kapısına kilit vurmuş, orada
çalıştırdığı işçileri işten çıkarmıştır. Ailesinin geçimini sağlayan yüzlerce
kişinin işsiz kalması aile fertleriyle binlerce kişinin olumsuz etkilenmesi
anlamına gelmektedir.
Değerli arkadaşlar, bunlar
derinlemesine bir araştırma yapmadan, bir çırpıda yapılan bir değerlendirme
neticesinde ortaya çıkan sonuçlardır. Elbette, bu, buz dağının görünen yüzüdür.
Kurulacak bir araştırma komisyonu ile konu tüm yönleri ile ele alınmalıdır. Bu
komisyon ile Suriye’de yaşanan olaylar ve Hükûmetin Suriye politikasının
olumsuz etkilediği tüm kesimler belirlenmeli, zararları tespit edilmeli, bunun
tazminine yönelik çalışmalar yapılmalı ve Suriye ile ticari ilişkilerimizi
tekrar canlandırmak için yeni politikalar üretilmelidir.
Suriye’deki gerginliği tırmandıran
değil azaltan, Suriye’de barış ve istikrarın sağlanmasına yardımcı olan her
türlü politikanın ve çalışmanın yanında olduğumuzu belirtiyor, araştırma
önergesini desteklemeniz dileğiyle hepinizi bir kez daha saygıyla selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Şeker.
Önerinin aleyhinde söz isteyen Nurdan
Şanlı, Ankara Milletvekili.
Buyurun Sayın Şanlı. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
NURDAN ŞANLI (Ankara) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun Suriye’yle ilgili
ilişkilerimizde yaşanan sıkıntılar hakkında vermiş oldukları grup önerisinin
aleyhinde söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
CHP Grubunun gündeme alınmasını istediği konu ile ilgili, Hükûmetimiz her türlü
tedbiri almaktadır. Gereken bütün görüşmeler, çalışmalar Hükûmetimiz tarafından
yapılmakta, gerek uluslararası arenada gerek ikili ilişkilerde, Suriye
yönetiminin katliamlarına seyirci kalınamayacağı anlatılmaktadır. Ümit ediyoruz
ki yaşanan insanlık ayıbı bir an evvel son bulur, Suriye halkı bir an evvel
demokrasiye kavuşur. Bütün dünyanın yakından gözlemlediği komşumuz Suriye’yle
ilgili, Sayın Başbakanımız başta olmak üzere, ilgili kurumlarımız, her türlü
tedbir hususunda gerekli hassasiyeti gösteriyor ve yakından takip ediyor.
Bu konu üzerinde tabii ki daha uzun
konuşma yapabiliriz ancak hepimizin bildiği üzere, 199 sıra sayılı İlköğretim
ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi’nin görüşmelerine devam etmekteyiz. Muhalefetin önergeleri muhakkak ki
zamanı geldiğinde yine Meclis gündemine gelecektir ancak şu anda öncelikli
konumuz, görüşmekte olduğumuz yasa teklifidir. Dolayısıyla, önergeye katılmadığımızı
belirtiyor, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Şanlı.
Önerinin lehinde söz isteyen Sırrı
Süreyya Önder, İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın Önder. (BDP sıralarından
alkışlar)
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; Suriye meselesine geçmeden önce, kırk yıl önce
bugün, bu ülkenin, Türkiye halklarının en güzel 10 evladı, Kızıldere’de
hayatlarının en cevahir zamanlarında ölümün koynuna girdiler. Bu sömürü, bu
zulüm, bu bezirgânlık bu topraklarda hayatiyet bulmasın diye, bu toprakların
çok da alışkın olmadığı bir cesareti sergilemişlerdi. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan
ve Hüseyin İnan’ın 12 Mart faşist rejimi tarafından idam edilmesini engellemek
amacıyla bir yolculuğa çıktılar ve kontrgerillanın bugün hayasızca hâlen
ortalıkta cirit atan eli kanlı temsilcileri tarafından imha edildiler. Çok
değil, bundan bir iki yıl önce İngiliz gizli servis belgeleri açıklandı, top
atışıyla öldürüldüklerini söylüyordu.
Mahir Çayan, Ömer Ayna, Cihan Alptekin,
Sinan Kazım Özüdoğru, Ertan Saruhan, Saffet Alp, Sabahattin Kurt, Nihat Yılmaz,
Ahmet Atasoy ve Hüdai Arıkan yoldaşlarımızın anıları önünde saygıyla
eğiliyorum. (BDP ve CHP sıralarından alkışlar) Devrimci mücadelelerini,
Ertuğrul Kürkcü yoldaşımız, kardeşimizle birlikte ondan devraldığım bu on
karanfil simgesiyle her dem yüksek tutacağımıza bir kez daha söz veriyorum.
Şimdi, Suriye meselesinde bu araştırma
önergesini destekliyoruz, fakat meselenin arka planına bir miktar bakmakta
fayda var, çünkü topyekûn bir yalan ve manipülasyonun esiri olmuş gidiyoruz.
Neoconların başlattığı, Obama’yla
birlikte geliştirilen yeni bir konsept var. Bunda hiçbir aşağılama kastım yok
öncelikle bunu söyleyerek başlayayım.
Bir Sayın Davutoğlu kibri, bu
meseleyi görmeye ve Türkiye’ye
göstermeye mâni. Hiçbir buğuz ile konuşmuyorum, niye böyle olduğunu
anlatacağım. Yeni paradigma, İran, Lübnan, Suriye “versus” İsrail denklemi
artık Orta Doğu’daki düzeni, nizâmâtı sürdürmeye yeterli değildi. Emperyalist
sistemin yeni paradigması, bunları birer adım geri çekmek, Sayın Tayyip Erdoğan
ve Davutoğlu politikasına da iki adım ileri çıkmalarına cevaz vermek olarak
kararlaştırıldı. Niye? Orta Doğu’da Irak işgaliyle oluşturulmaya çalışılan ve
Orta Doğu’daki tüm halkların ve ülkelerin bir jandarması olması tasarlanan özel
güvenlik güçleri, Orta Doğu’daki Amerikan nefretini tasarladıklarının ve
öngördüklerinin çok daha üzerinde yükseltince bunun için bir jandarma aradılar.
Ne yazık ki, jandarma aradıkları zaman kendilerinin en yetkin ağızdan da
söyledikleri gibi “Sizin tek kıymetli ihraç malınız ordunuz” diyen Türkiye’ye yöneldiler.
Buradaki kibir, bu politikayı okumaya
yetmedi. Hep, özellikle muhafazakâr arkadaşlar, kısmen haklı bir serzenişle, Türkiye’deki bu bilinçaltı
Arap düşmanlığını burada dile
getirirler, bunda büyük bir haklılık payı vardır. Evet, her konuşmaya başlarken
“Araplar da bizi arkamızdan vurmuştu” diye başlamak çürümüş bir bilinçaltının
eseridir fakat burada da tam tersinden bir durum var: Bir Türk kibriyle yaklaşma
var yani kınadığı, reddettiği anlayışın bir başka versiyonu vücut bulmuş
durumda şu andaki Hükûmette. Bir ağabeylik, ne olduğu belirsiz bir efendilik
taslayarak bu Orta Doğu’daki yeni paradigmayı okumaktan âciz, meseleye dâhil
olmaya çalıştılar.
Şimdi, bu planı bir Mavi Marmara
hadisesi bozmuştur. Mavi Marmara meselesinde, İsrail yıkılmamak üzere dizayn
edilmiş kolonyal bir devlettir. İsrail’in yıkılması, Amerika ve İngiltere’nin
yıkılması demektir. Bu, yıkılamaz anlamına gelmiyor. Bir rasyonel analizden
bahsediyorum. Ama İsrail’de 500 bin kişiyle yapılan savaş karşıtı mitingler
var. Eğer gerçekten bir dâhi Dışişleri Bakanımız varsa şunu hesap
edebilmeliydi: İsrail’deki savaş karşıtı kamuoyunu bu cinayet davasını –Mavi
Marmara’yı kastediyorum- İsrail’in bizatihi bir iç mahkemesinde ve bir iç
politikası ve bir adi cinayet vakası olarak bunu İsrail kamuoyuna mal
edebilmeli ve dönüştürme zeminini buradan aramalıydı.
Şimdi, böyle yapmadılar. Nereye
gittiler? Uluslararası platforma. Bu ne anlama geliyor? Yani yıkılmamak üzere
dizayn ettikleri adamlara bizzat, hani kadıya, bu tacizi yapan kadı, bizatihi
kadıya şikâyetçi oldular. Böyle olunca meşruiyetini kabul etmiş oluyorsunuz bu
mahkemenin. Bu mahkeme de sizin yüzünüze bir kararı tokat gibi çarparak “İsrail
haklıdır.” dedi. Bir sürü insanımızın hayatını kaybettiği bir meselede bir
enerji, bir savrulma, bir itiraz sönümlenmiş oldu; bugün hatırlayan yok.
Suriye meselesinde de bu kibrin bir
uzantısının devam ettiğini görüyoruz. Gelinen noktada Esad’ı ve yaptığı zulmü
Orta Doğu’daki diğer diktatörlerden ayıran bir farkı var. Esad’ın orada
dayandığı bir kitle tabanı var. Şu an “Lazkiye’ye çekilirim.” diyor. Bu Suriye
bölünür, diğer güçlerle araya bir tampon bölge konulur, herkes de bir statü
kazanır, buna Kürtler de dâhil ve bu tampon bölge Türkiye’nin kendi eliyle
büyük oranda başına açtığı en büyük bela olarak gündemimize oturur.
Orada adına “mektum” denilen
“ketmetmek”ten, “ketmolunmak”tan gelen “ağzı bağlı” anlamında, kimliksiz
Kürtler var, sayıları bir istatistiğe göre 2,5 milyonu buluyor. Dünyanın en
vahim sömürge biçimidir. 60’lı yıllarda bu Arap milliyetçiliği politikası
oralarda hüküm sürerken “Nüfus sayımı yapacağız.” diye kimlikleri toplanıyor,
diğer bütün insanların kimlikleri dağıtılıyor, Kürtlerinki dağıtılmıyor. O
günden beri kimliksiz yaşıyorlar, yok hükmündeler. Şimdi bir statü kazanacaklar
ve bunun bu ülkedeki yansımasından korkuluyor. Niye korkuluyor? Çünkü bu ülkede
asgari insani koşulları tamamlamamışsınız da ondan. Eğer siz kendi ülkenizden
ve kendi halklarınızdan emin olsanız bunun bilindik bugüne kadar kadim bir tek
yolu var: Yasaklar böler; hürriyet, özgürlükler birleştirir. Siz buna tenezzül,
tevessül etmemişsiniz, kibrinizin esiri olmuşsunuz, ya korkularınıza ya
kuşkularınıza iman etmişsiniz ve temennilerinizi konsept diye bu ülkeye
yutturmaya çalışıyorsunuz. Hâlihazırdaki durum bu politikanın iflas etmiş
olduğunun fotoğrafıdır. Bu fotoğrafın nişanesi de İran ziyaretinden bir ortak
bildiri bile, ortak bir açıklama bile yazılamamış olmasıdır. Siz içeride bir
taşra esnafı laubaliliğiyle bir al-ver üzerine oturttuğunuz politikayı dünyanın
en kadim halklarından olan İran’la da yürütebileceğinizi zannediyorsunuz.
Birçok halkı tarih sahnesinden siyasetle silmiş bir ülkeden ve onun halkından
bahsediyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - Bu
politika bölgedeki halklara hiçbir mutluluk getirmeyecektir…
BAŞKAN – Sayın Önder, teşekkür ederim.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) -
…özgürlük bahsinde bir faydası olmayacaktır, araştırılması gerekir.
Teşekkür ederim.
Tekrar yoldaşlarımızı anıyorum. (BDP
sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya) – Sayın Başkanım,
ben 58’e göre söz istiyorum.
BAŞKAN – Buyurun Sayın Ağbaba. (CHP
sıralarından alkışlar)
Üç dakika süre veriyorum.
V.-
GEÇEN TUTANAK HAKKINDA KONUŞMALAR (Devam)
2.-
Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, 29/3/2012 tarihli 85’inci Birleşim
tutanağında yer alan bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
VELİ AĞBABA (Malatya) – Değerli
arkadaşlar, bugün 30 Mart. Öncelikle 30 Mart 1972’de katledilen Mahir Çayan ve
9 arkadaşını saygıyla anıyorum. Onlar bu ülkenin aydınlık yüzüydü, onlar bu
ülkenin onuruydu. Kızıldere’de kanayan 10 yürek, Türkiye halkına bağımsızlık ve
demokrasi mücadelesinin mirasını bırakmışlardır.
Değerli arkadaşlar, dün bir olay
yaşandı, o olayla ilgili kısaca bir iki şey söylemek istiyorum.
Ben kırk dört yaşındayım arkadaşlar,
değerli milletvekilleri. Kırk dört yıl boyunca bir sefer kavga ettim. İlkokul
3’e giderken -köyde okuyordum ben- aşağı mahalle, yukarı mahalle kavgası
yaptık, hâlâ o kavgadan, kavga ettiğim arkadaşları gördüğüm zaman utanırım.
Yaşamımda hiçbir zaman şiddetin, kavganın içerisinde olmadım, bundan sonra da
olmayacağım.
Bakın arkadaşlar, dün burada ben
konuşuyorum. Siz, her beğenmediğiniz düşüncenin, her beğenmediğiniz fikrin
üzerine şiddetle mi gideceksiniz?
MUHYETTİN AKSAK (Erzurum) –
Kutsallarına hakaret ediyorsun insanların.
VELİ AĞBABA (Devamla) – Konuşma sen…
Sen de, bak, şiddet kullanıyorsun, sen de konuşma!
MUHYETTİN AKSAK (Erzurum) – İnsanların
kutsallarına hakaret ediyorsunuz.
VELİ AĞBABA (Devamla) - Konuşma sen!
Konuşma sen!
BAŞKAN – Sayın Ağbaba, lütfen… Bakın,
58’inci maddeye göre…
VELİ AĞBABA (Devamla) – Bakın
arkadaşlar, ben…
BAŞKAN – Sayın Ağbaba, bir şeyi
hatırlatayım: 58’inci maddeye göre söz istediniz.
VELİ AĞBABA (Devamla) – Onu konuşuyorum
ben.
BAŞKAN – Buyurun.
VELİ AĞBABA (Devamla) – Onu
konuşuyorum.
Şimdi, arkadaşlar, ben Eğitim
Komisyonuna gittim. Komisyonda, şimdi de söylüyorum: Eğer “Tekme atmadım.”
diyorsa, “Atmadım.” desin, ben özür dileyeceğim sizden. Arkadaşıma, birisi
Tufan Köse’ye bir gün -bizim grubun en sakin milletvekilleri- bir gün sonra
Özgür Özel’e, aynı şahıs, ben ayırmaya çalışıyorum, tekme atıyor, tokat atıyor
arkadaşlar. Böyle demokrasi olur mu, böyle bir şey olur mu? Ben yirmi yıl
boyunca emek çekerek milletvekili oldum, çocuğumdan, işimden, gücümden
fedakârlık yaptım, siyaset yaptım. Niye? Malatyalıların sorunlarını,
Malatyalıların düşüncesini burada konuşmak için. Her çıktığımda birisi saldırıyor,
her çıktığımda… Bütün yapılan kavgaların üçte 1’i o şahsiyete ait.
Arkadaşlar, bakın…
ÖMER SELVİ (Niğde) – Milletin sakalını
mı Malatyalı sordu sana?
VELİ AĞBABA (Devamla) – Yani, sen şimdi
haddini aşma, konuşma, tamam mı? Haddini aşma, konuşma!
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – 58’e göre
söz aldın, suçlamaya gerek yok.
VELİ AĞBABA (Devamla) – Yahu! Bak,
böyle bir şey yok ki!
Şimdi, bak, ben size tekrar söylüyorum:
Bunu bana söyleyenlere -AK PARTİ’deki bütün arkadaşlarımı kastetmiyorum bakın
arkadaşlar- bana bu şiddeti uygulayanlara, şimdi beni terbiyeye davet edenlere,
bana laf atanlara terbiye dersi de veririm, başka dersler de veririm.
Bakın, ben size tekrar söylüyorum: Kırk
dört yaşındayım, bugün kavganın içerisinde olmadım, o utancı taşıyamam, bundan
sonra da hiçbir kavganın, hiçbir şiddetin yanında olmayacağımı herkes bilmeli.
Şimdi, bir şey daha ilave etmek
istiyorum. Dün burada saldırı oldu bana, Sayın Grup Başkan Vekili sağ olsun
kınadı ama sizler, arkadaşlar, yani böyle şey olur mu?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
VELİ AĞBABA (Devamla) – Ben de sizin
arkadaşınızım, ben de burada, Mecliste milletvekilliği yapan birisiyim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın
Ağbaba.
VELİ AĞBABA (Devamla) – Hiç kimse
söyleyebilir mi burada, AK PARTİ Grubundan hiç biriniz, sizlere karşı bir
saygısızlığımı, olumsuz bir tutumumu söyleyebilir mi? Ama, kınamaya cesaret
edemediniz arkadaşlar.
BAŞKAN – Sayın Ağbaba, lütfen…
VELİ AĞBABA (Devamla) – Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
VII.-
ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.-
CHP Grubunun, 10/12/2011 tarihinde, Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker ve
arkadaşlarının Suriye ile ilişkilerimizin yeniden canlandırılması için
izlenecek politikaların belirlenmesi amacıyla vermiş olduğu Meclis araştırması
önergesinin, Genel Kurulun 30/3/2012 Cuma günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi (Devam)
BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi grup
önerisi aleyhinde söz isteyen Mustafa Gökhan Gülşen.
Buyurun Sayın Gülşen. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA GÖKHAN GÜLŞEN (Kastamonu) –
Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi
aleyhine söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, şu an
gündemimizde hepimizin bildiği gibi ilköğretim ve eğitim kanun tasarısı vardır,
sonrasında kamu sendikaları yasa tasarısı gibi, 2/B yasa tasarısı ve toplu iş
ilişkileri yasası gibi tasarılar görüşülecektir. Kamuoyunun kanunlaşmasını
beklediği bu tasarıların bir an önce görüşülmesi için Cumhuriyet Halk Partisi
grup önerisine katılmadığımızı bildiriyor, sizleri saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın
Gülşen.
Grup önerisini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Öneri kabul edilmemiştir.
Sayın Bayraktutan, buyurun.
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
2.-
Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, 29 Mart 2012 tarihli Birleşimde Genel
Kurulda yaşanan olaylardan üzüntü duyduğuna ve kürsüye saldıran Milletvekilini
kınadığına ilişkin açıklaması
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) – Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Dün, sabaha doğru Mecliste yaşanan
olaylardan dolayı derin üzüntü duyduğumu ifade etmek istiyorum öncelikle. Biraz
önce, Değerli, Sayın Milletvekili, dünkü olayda kürsüye saldıran Sayın
Milletvekili, bir televizyon kanalında konuşmasında CHP’nin faşizmine hem
burada hem başka yerlerde direneceğini söyledi ve o televizyon konuşmasında bir
tek şunu söylüyor: “Ben saygılı… O ‘lan’ kelimesi dışında bir kelime
kullanmadım.” Bütün tutanakları istedim. “Terbiyesiz herif” kelimesini ısrarla
kullanmış, tutanaklar önümde. O nedenle Sayın Milletvekilini kınıyorum ve
buradan şunu söylüyorum: Burası Türkiye Büyük Millet Meclisidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın
Bayraktutan.
Sayın Halaman, buyurun.
3.-
Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana’da özel idare bünyesinde çalışan
geçici işçilerin durumuna ilişkin açıklaması
ALİ HALAMAN (Adana) – Başkanım, ben
teşekkür ediyorum ama ben bu soruyu Sayın Millî Eğitim Bakanımız burada diye
sormak istemiştim.
BAŞKAN – Ama Sayın Halaman, soru sorma
zamanı değil.
ALİ HALAMAN (Adana) – Soru değil Sayın
Başkanım, şöyle: Ben bir problemi anlatmak için Bakanıma söylemek istemiştim.
Bizim Adana’da özel idare bünyesinde
çalışan geçici işçiler vardı. Bunların sayısı da 391 tane. Bu Millî Eğitim
Bakanlığına bağlı okullarda müstahdem olarak çalışıyorlardı, geçici işçi.
Bunların geçen ay başında bütün çıkışlarını vermişler, gerek yok diye. Sayın
Bakanım bununla bir ilgilensin. Ben…
(Mikrofon Başkan tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Halaman, teşekkür
ediyorum. Bunların İç Tüzük’e göre her birisinin usulü var.
Son söz, Sayın Bulut, buyurun.
4.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Hatay’ın Yayladağ ilçesinin
Apaydın köyünde Suriye’den gelen muhalifler için kurulan bir kampa ilişkin açıklaması
AHMET DURAN BULUT (Balıkesir) –
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Hatay’ın Yayladağ ilçesinin Apaydın
köyünde Suriye’den gelen muhalifler için kurulan bir kamp var. Bu kampta
Suriye’den kaçan muhalif askerleri -sayılarının 250 olduğu ifade ediliyor- CIA,
MOSSAD ajanlarının orada eğittikleri, kendilerinin günübirlik Suriye’ye girip
orada ordu subaylarını öldürdüklerini, Avrupalı, yabancı gazetelere verdikleri
beyanatta ifade ediyorlar. Bir milletvekilimiz kampa girmek istiyor, kampa
giremiyor. Kampın kontrolünün bizim elimizde olmadığı ve yetkililerin ifadesine
göre Sayın Başbakanın bu konuda izninin olduğu ifade edilmektedir. Komşumuz
olan Suriye’yle ilişkilerin bu noktaya gelmesinin, böyle bir oluşumun
uluslararası hukuki altyapısının…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın milletvekilleri, alınan karar
gereğince gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler” kısmına geçiyoruz.
1’inci sırada yer alan, Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve
Anayasa Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VIII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve
Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2’nci sırada yer alan, Afet Riski
Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
2.-
Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu (1/569) (S. Sayısı:
180)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3’üncü sırada yer alan, Kars
Milletvekili Ahmet Arslan ve Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin ile 7
Milletvekilinin; Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Yatırım ve Hizmetlerin
Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun ve Kamu İhale
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.-
Kars Milletvekili Ahmet Arslan ve Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin ile 7
Milletvekilinin; Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Yatırım ve Hizmetlerin
Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun ve Kamu İhale
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (2/387) (S. Sayısı: 194)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4’üncü sırada yer alan, Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin Canikli,
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili
Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2
Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili
Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir,
Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten
Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih
Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay
Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu
Mali Yönetim ve Kontrol Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
4.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili
Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2
Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili
Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir,
Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten
Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih
Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay
Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu
Mali Yönetim ve Kontrol Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (2/358, 2/305,
2/306, 2/307, 2/312, 2/384, 2/385) (S. Sayısı:199) (x)
BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Geçen birleşimde, İç Tüzük’ün 91’inci
maddesine göre temel kanun olarak görüşülen teklifin ikinci bölümünde yer alan
23’üncü madde üzerinde üç önerge okunmuş ve işleme alınmıştı.
Şimdi, aynı mahiyette olup birlikte işleme
alınan ve Komisyon ve Hükûmetin katılmadığı en aykırı iki önergeyi hatırlatmak
için tekrar okutacağım, istemleri hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı söz
vereceğim.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 199 Sıra Sayılı
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili
Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2
Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık Yakut
ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması
(x) 199 S.
Sayılı Basmayazı 27/3/2012 tarihli 83’üncü Birleşim Tutanağı’na eklidir.
Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın'ın; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir, Uşak Milletvekili
Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten Tarafından Benimsenen
(2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve 12
Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 21
Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim
ve Kontrol Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 23.
maddesinin Teklif metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Recep Gürkan Mehmet S. Kesimoğlu Faik Tunay
Edirne Kırklareli İstanbul
Emre Köprülü Mevlüt Dudu Veli Ağbaba
Tekirdağ Hatay Malatya
TBMM Başkanlığına
199 sıra sayılı kanun tasarısının
23’üncü Maddesinin kanun teklifi metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Mülkiye Birtane Hasip Kaplan
Iğdır Kars Şırnak
Nursel Aydoğan Adil Kurt Levent Tüzel
Diyarbakır Hakkâri İstanbul
Sırrı S. Önder İdris Baluken Hüsamettin Zenderlioğlu
İstanbul Bingöl Bitlis
Emine Ayna Aysel Tuğluk Halil Aksoy
Diyarbakır Van Ağrı
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen
Veli Ağbaba, Malatya Milletvekili.
Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum.
Dün akşam bir fiilî saldırıya uğrayarak
konuşmam yarım kalmıştı. Konuşmama devam ediyorum.
Değerli arkadaşlar, ben Alevi bir
Müslüman ailenin çocuğuyum. Çocuğumu da Alevi bir çocuk olarak, insan olarak
yetiştirmek istiyorum. Aslında, bu 4+4+4 politikasının en büyük özelliği, bir
asimilasyon politikası olmasıdır. Amaç, Sünni İslam dışındaki bütün inançları
asimile etmektir. Bunun başında da Alevilik gelmektedir. Şimdi size bir örnek
vereceğim, bugün yaşanan bir örnek: Erzincan Üzümlü Avcılar köyünde, jandarmaya
200 metre mesafede olan bu köyde “Kâfir Aleviler, hepiniz yanacaksınız.” diye
kapılarının önüne yazılar yazılıyor.
Değerli arkadaşlar, bu yasa, birinci
4’te itaatkârlık, ikinci 4’te dindarlık, son 4’lükte de kindarlık üretmektedir.
Bu nedenle bu yasa, toplumda yaşayan herkesi düşünen bir yasa değildir.
Değerli arkadaşlar, “dindar bir toplum”
söylemiyle din tüccarlığı yapılırken aslında dindarlık sözde kalıyor,
itaatkârlık pekiştirilmek isteniyor. Adalet istemeyen, özgürlük istemeyen, aş,
iş istemeyen piyasa gençliği, abdestli kapitalizm yetiştiriliyor. Birbirine
karşı kindar, hakkını hukukunu bilmeyen, toplumun son rötuşu, son dörtlükte
yapılıyor değerli arkadaşlar. Şimdi, bakın, bu kindarlık öyle bir şey ki hem
Mecliste oluyor hem bir gün Maraş’ta oluyor, bir gün Adıyaman’ın bir
mahallesinde oluyor, bugün de Erzincan’ın bir köyünde oluyor arkadaşlar.
Değerli arkadaşlar, alçaklık bir seviye
göstergesidir. Bazılarına “alçak” demek yüksek gelir çünkü onun daha altında
bir mevki vardır, o da çukurdur. Yalakalıkta sınır tanımayanlar saldırganlıkta
da sınır tanımıyor. Fikri olmayanlar şiddete başvuruyorlar. Bilmeliler ki bunu,
bütün Millet Meclisi bilmeli ki bir zamanlar Musa da vardı Firavun da,
Spartaküs de vardı Sezar da, Hazreti Ali de vardı Muaviye de, Hazreti Hüseyin
de vardı Yezid de, Pir Sultan da vardı Hızır Paşa da vardı, Che Guevara da
vardı Bolivya’da onu katleden CIA ajanları da vardı. Bugün füze kalkanı da var,
ona karşı çıkanlar da var, onu destekleyenler de var. Ben Musa’nın yanındayım,
ben Hazreti Hüseyin’in yanındayım, ben Hazreti Ali’nin yanındayım, ben Pir
Sultan’ın yanındayım, ben Che’nin yanındayım, ben Deniz Gezmiş’in yanındayım.
Birilerinin yerini de milletin takdirlerine bırakıyorum.
Değerli arkadaşlar, burası milletin
kürsüsüdür. Ben de milletin vekiliyim, milletin sesiyim. Burada aslında
saldırıya uğrayan milletin vekili değildir, millettir, milletin sesine
saldırıda bulunulmuştur. Birileri saldırıda bulunduktan sonra bir yerlere
kaçarak kurtulmaya çalışıyor ama bunun hesabını halk verecektir, millet
verecektir diye düşünüyorum.
Değerli arkadaşlar, ben sözlerime bir
şey söyleyerek son veriyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi milletin Meclisidir,
bu kürsüyü, bu Meclisi, milletvekillerini kimsenin aşağılamaya, kimsenin toplum
nezdinde itibarını düşürmeye hakkı yoktur.
Bu duygularla hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Önerge üzerinde söz isteyen Hasip
Kaplan, Şırnak Milletvekili.
Buyurun Sayın Kaplan.
HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; dil ve kültür birbirinden ayrılamaz, birisi olmadı mı
diğeri olmuyor ve bu, özellikle eğitim evresi olarak nitelendirildiği zaman
altı önemli aşamadan bahsedilir. Bu, çocukluk evresi, aile; beş-on iki yaş
arası, okul artı çevre; on dört-on beş yaş arası, sosyal çevre ve ondan sonraki
bölüm de üniversite ve iş çevresi. Bu aşamalarda iki dil edinilmesi, yani bir
bireyin iki dil bilmesi, kullanması durumu ve yine sömürge okullarında,
biliyorsunuz geçmişte sıkça uygulanan bir dili yok etme çabası, asimilasyon,
tek dil olayını dayatma…
Tabii, çok kültürlü bir ülke miyiz, çok
dilli bir ülke miyiz, farklı zenginliklerimiz var mı? Bu soruların cevabı
“evet” olduğu zaman ona uygun çözümlerin de getirilmesi gerekiyor. Devletin
üniter yapısı bu çözümlere engel değildir. Üniter yapıda birlik içinde,
bütünlük içinde bu sorunların demokrasi içinde aşılabildiği çokça biliniyor.
Şimdi, bir insan ana dilini nasıl
öğrenecek? Önce doğal ortamda öğrenebilir. Öğretimde çocuğun kendi dilini
kullanmasıyla öğrenebilir. Bütün derslerden yararlanarak öğrenebilir. Değişik
dil çalışmaları arasında sıkı bir ilişki olabilir. Çeşitli ders ve araç
gerekçelerinden yararlanabilir. Dil öğretimi, kültür öğretimi… Tabii ki kimisi
“Dil öğretimi bilgi değil, aynı zamanda beceri öğretimidir.” der, yani onu da
söylerler. Ama ana dil öğretimi aynı zamanda düşünmenin öğretimidir ve ana dil
öğretiminin temel olarak dört-on beş yaş arası kesintisiz olmasını özellikle
dil bilimciler söyler. Hafızanın eğitilmesi, konuşma becerisinin olması, aktif
kelime servetinin geliştirilmesi; bütün bunlar son derece önemlidir.
Fakat bir gariplik var bizim eğitim
sistemimizde. Merak ediyorum yani Sayın Meclisin değerli üyelerine sormak
istiyorum: Bir anket yapsak aranızda -Türkiye’de yüz altmış beş tane üniversite
var- “Selahaddin Eyyubi Üniversitesi” bir üniversitenin adı olursa ne olur
arkadaşlar? Veya “Ahmedi Hani” Ağrı’da yakışmaz mı? Veya batıda, âlimler, dil
bilimciler, tıpkı “Mevlânâ Üniversitesi” gibi, yani bunlar olmaz mı? Yani biz
burada demokrasiyi yok ediyoruz, demokrasiyi katlediyoruz.
Demokrasi, bir katılımcılık olayı, bir
çoğulculuk olayı, bir ortaklaşma. Beş ilde üniversite ismini değiştiriyoruz, o
ildeki insanlara sormuyoruz, o ildeki üniversiteye sormuyoruz, öğretim
üyelerine sormuyoruz, öğrencilere sormuyoruz, vatandaşa sormuyoruz, fikrini
almıyoruz, geliyoruz Meclise, emrivaki yapıyoruz: “Al, senin adın bu olsun.” Bu
yanlış bir yaklaşım tarzıdır, demokratik değil arkadaşlar.
Yani demokratik olmadığını şuradan
biliyoruz: Birçok ilde “Üniversitelerin sonradan adları değiştirilsin.” diye
imza kampanyaları var. Kendi illerinizde dikkat edin bu tür kampanyalar var.
Mesela Şırnak’ta ben rastladım; üniversite, yükseköğrenim gençliği, halk isim
değişikliği öneriyorlar.
Şimdi, biz, demokrasiyi Meclisten
katletmeye başlarsak, merkezî emrivakiler yaparsak sıkıntı doğuyor çünkü
üniversiteler artık bir ekol olarak, o isimlerle marka olarak anılırlar. Bu
marka siyaset markası değil arkadaşlar, üniversitelerin markası siyaset olmaz;
üniversitelerin markası bilim olur, bilim özgürlüğü olur, eser olur, ürün olur,
çalışma olur, bunlar verilir ve bunlar tarihte yerini alır, o tarihte yerini
alanlara da o isimleri yaşatılsın diye verilir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HASİP KAPLAN (Devamla) – Saygılar. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın
Kaplan.
Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önergeler kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
199 sıra sayılı kanun teklifinin 23
üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Oktay Vural (İzmir) ve arkadaşları
“Madde 23- 21/12/2011 tarihli ve 6260
sayılı 2012 Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu, 2/9/1983 tarihli ve 78 sayılı
Yükseköğretim Kurumları Öğretim Elemanlarının Kadroları Hakkında Kanun Hükmünde
Kararname, 13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamede; Erciyes, Zonguldak Karaelmas, Bilecik, Konya ve Kayseri
Abdullah Gül Üniversitelerine yapılmış olan atıflar Alparslan Türkeş, Bülent
Ecevit, Necmettin Erbakan ve Kayseri Üniversitelerine yapılmış olarak sayılır.”
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor
mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÇİĞDEM MÜNEVVER ÖKTEN (Mersin) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl)
– Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen
Özcan Yeniçeri, Ankara Milletvekili.
Buyurun Sayın Yeniçeri. (MHP
sıralarından alkışlar)
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Teşekkür
ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
elbette herhangi bir büyüğün, geçmişte memleketimize, milletimize, dilimize,
devletimize, istiklalimize ve istikbalimize katkı ve ilave yapmış, kültürümüzü
ve değerlerimizi asırlardan asırlara aktaran mekanizmaların içerisinde yer
almış insanların isimlerini üniversitelere vermek veya bu tür kurum ve
kuruluşlara vermek onlara gösterilecek vefanın bir yansımasıdır. Ancak burada böyle
çok dar bir bakış açısıyla, fanatizmle ya da dogmatik bir yaklaşım tarzıyla,
kendi önünü açanlara veya kendilerine şu veya bu biçimde ilave yapmış olarak
görenlere “evet” deyip kendilerinin dışındakilere “hayır” demek ve onları,
âdeta görmezlikten gelmek “Müktesebatın tamamını kullanmamak.” anlamına
geliyor.
Zaten burada bizim gördüğümüz bir şey
var, onu yüksek sesle ifade etmek istiyorum. Herkes dünyaya kendi dar alanından
bakıyor yani gözlerini açıp diğer insanları da içine alacak şekilde demokrasiyi,
insan haklarını, adaleti, hukuku değerlendireceği yerde, kendisini merkeze
koyarak, kendi değerlerini önceleyerek ve kendi egosuna ya da kendi çıkarlarına
uygun bir biçimde bir yaklaşım içerisine giriyor. Yani biz, bu yasa
tekliflerinin içerisinde, üniversiteye isim verilen tekliflerin içerisinde
“Şeyh Edebali” ismini getirdik. “Şeyh Edebali” ismine kim, nasıl karşı çıkar,
ben bunu anlayamadım bu Mecliste. Yani sizi siz yapan, bizi biz yapan, toprağı
toprak yapan, varlığı varlık yapan bir insanın ismini siz Bilecik
Üniversitesinden esirgiyorsunuz. Bunun hesabını nasıl vereceksiniz, ben merak
ediyorum.
Hadi verdiniz; birtakım insanları
ambalajlar içerisindeki söylemlerle avuttunuz ya da kandırdınız, vicdanınıza
karşı nasıl vereceksiniz? Hem de üstüne üstlük “Ey oğul” diye başlayan
sözlerini de sürekli dillerinizde tekrar ederek bunu yapacaksınız. Yani
herkesin bir aynaya bakmasını kendisine öneririm.
“Bu memlekette teselliden nasibim yok,
hazan ağlar baharımda.
Bugün hanümansız bir serseriyim kendi
öz diyarımda.” diyen Akif, işte bunu diyor, bu memleketin filozofu, düşünürü.
Bu memlekete bağlı olan insanlara, bu memleketi memleket yapan insanlara biz
hep hanümansız bir serseri duygusunu yaşatmışız.
“Kayna kayna Sakarya!
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya.”
diyor.
Şeyh Edebali eğer bugün yaşamış olsaydı
eminim ki şunu diyecekti bizlere:
“Siz Garb’ın vefasız, kansız evladı.
Seraba, Garb’a çiğnettiniz de çıktınız
hâki ecdadı.”
Ve bunu altını çizerek söylüyorum,
büyük bir yanlış yaptınız, bunun siyasi maliyeti de size olacak.
İkincisi: Alparslan Türkeş isminin bir
üniversiteye verilmesi… İddia, ideal ve mefkûre ve bir milletin, bir toplumun,
özellikle millî mukavemetini güçlendiren, millî hafızasına katkı yapan ve o
toplumun kendi kendisine gelmesini sağlayan bir yaklaşım içerisinde olan ve
bunun için de yaşadığı döneme damgasını vurmuş, bütün çileleri içselleştirmiş
ve bu çilelerin üzerinden milletinin dinini, diyanetini yüceltmek için elinden
gelen her şeyi yapmış olan bir insanın ismini vermemek ise, o da başka bir
handikap, onu da kamuoyu değerlendirecektir.
Başka bir şey daha ifade edeyim: Bugün
her tarafa Sayın Başbakanın ve Sayın Cumhurbaşkanının isimlerini veriyoruz.
Sayın Başbakan ve Sayın Cumhurbaşkanı çok saygın insanlardır, memlekete hizmet
yapmışlardır. Yaptıkları hizmet için kendilerine minnettarız. Onlarda hiç kuşku
yok. Ancak üzerinde durulması gereken şey, belli bir siyasi blokun bunlar
temsilcileridir. Ve hâlen Sayın Başbakan bugün bir siyasi partinin Genel
Başkanıdır. Biz bu siyasi partinin Genel Başkanının ismini bir üniversiteye
veriyoruz ve o üniversitede başka siyasi partilerin çocukları da eğitim
göreceklerdir; o, işin de bir başka kısmı.
Bir de ne yapıyoruz: Şimdi, komisyonda
Sayın Cumhurbaşkanının içinden çıktığı grubun üyelerinin oyuyla kabul edildi,
geçti Abdullah Gül Üniversitesinin kurulması. Burada da geçecek, geçti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Yeniçeri, teşekkür
ediyorum.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Burada da
yine Sayın Cumhurbaşkanının içerisinden çıkmış olduğu siyasi partinin
oylamasıyla, el kaldırmasıyla geçecek ve Sayın Cumhurbaşkanının önüne bu tasarı
gidecek.
BAŞKAN – Sayın Yeniçeri…
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Abdullah Gül
Üniversitesinin açılmasını istiyor musunuz? (AK PARTİ sıralarından “Evet”
sesleri)
BAŞKAN – Sayın Yeniçeri, lütfen.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Altına
“Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Üniversitesinin açılmasını istiyoruz.” diyecek. Ve
bu da ne kadar doğru olur bilmiyoruz.
Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınızı sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
24’üncü madde üzerinde dört adet önerge
vardır, okutuyorum:
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Arkadaşlar, bu
maddede yetim hakkı yeniyor yalnız.
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalkarak pankart açtı)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri,
birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 15.37
İKİNCİ OTURUM
Açılma
Saati: 15.45
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 86’ncı Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
199 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
24’üncü madde üzerinde dört adet önerge
vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 199 Sıra Sayılı Kanun
Teklifinin çerçeve 24’üncü maddesi ile 4734 sayılı Kanuna eklenen geçici 13
üncü maddede yer alan “hazırlanacak yönetmelikle” ibaresinden sonra gelmek
üzere “, rekabete açık olacak şekilde” ibaresinin eklenmesini arz ve teklif
ederiz.
Nurettin Canikli Ayşe Nur Bahçekapılı Mustafa Elitaş
Giresun İstanbul Kayseri
Osman Aşkın
Bak Emrullah
İşler
İstanbul
Ankara
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, şimdi
okutacağım üç önerge aynı mahiyettedir. Üçünü okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
199 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin
24’üncü maddesinin teklif metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Oktay Vural Mehmet Şandır Özcan Yeniçeri
İzmir Mersin Ankara
Zühal Topcu Lütfü Türkkan Alim Işık
Ankara Kocaeli Kütahya
Ahmet Duran
Bulut Erkan Akçay
Balıkesir
Manisa
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Erdal Aksünger Hasan Ören Dr. Aytun Çıray
İzmir Manisa İzmir
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Kamer Genç
İstanbul Tunceli
MUHARREM İNCE (Yalova) – Önergeyi niye
eksik okuyorsunuz?
BAŞKAN – Üçü aynı mahiyette.
MUHARREM İNCE (Yalova) – Hayır efendim,
önergemizi olduğu gibi okumanız lazım.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Baştan
okutun Sayın Başkan.
BAŞKAN – Sayın İnce, aynı mahiyette üç
önerge. Uygulamamız, bir önergeyi okutup diğerlerinin önerge sahiplerini
okutuyoruz.
25’inci maddedeki üç önerge de aynı
mahiyette. O zaman da sizinkini okutacağız, diğerlerinin önerge sahiplerinin
isimlerini okutacağız.
MUHARREM İNCE (Yalova) – 25’i
görüşmüyoruz zaten, 24’ü görüşüyoruz.
BAŞKAN – Evet. 24 öyle, 25 de öyle.
24’te de üç önerge aynı mahiyette, 25’te de üç önerge aynı mahiyette. Şimdi
birini okuttum, diğerlerinin de önerge sahiplerini okutuyorum, 25’te de
sizinkini okutup diğerlerinin önerge sahiplerini okutacağım.
Diğer önerge imza sahipleri:
Pervin Buldan Mülkiye Birtane Nursel Aydoğan
Iğdır Kars Diyarbakır
İdris Baluken Sırrı S. Önder Hasip Kaplan
Bingöl İstanbul Şırnak
Ertuğrul Kürkcü Adil Kurt Levent Tüzel
Mersin Hakkâri İstanbul
Emine Ayna Aysel Tuğluk Halil Aksoy
Diyarbakır Van Ağrı
Hüsamettin
Zenderlioğlu
Bitlis
BAŞKAN – Sayın Komisyon aynı
mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÇİĞDEM MÜNEVVER ÖKTEN (Mersin) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Sayın Hükûmet?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER
(İstanbul) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen
Erkan Akçay, Manisa Milletvekili… (MHP sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 24’üncü madde üzerine verdiğimiz önerge hakkında söz
aldım. Muhterem heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu kanun
teklifinde baş örtüsüne, ilmihal dersine, Şeyh Edebali ve Alparslan Türkeş
Üniversitesine kalkmayan eller bu tablet ihalesine kalkacak, biliyorum. Bundan
hiçbir şüphemiz yok ve iddia ediyorum ki: Adalet ve Kalkınma Partisi bu kanun
teklifinin bütün maddelerinden vazgeçer ama 24 ve 25’inci maddelerden asla
vazgeçmez. (MHP sıralarından alkışlar) Çünkü görünmez holding böyle istiyor,
çünkü bu iki maddede para var, rant var, bu iki maddede paragöz bir iktidar
hırsı var.
Önce, adına “FATİH” dedikleri bir proje
ortaya attılar. “Fatih” kavramını istismar etmek için de uyduruk bir açılım
icat etmişler: “Eğitimde Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme
Hareketi” Fatihlerin hatıraları inciniyor. FATİH Projesi’yle önce milyarlarca
liralık suni ihtiyaç ortaya çıkarıyorlar, sonra bu ihtiyaçları kendi
kontrollerinde sağlamak için Kamu İhale Kanunu’ndan yangından mal kaçırır gibi
kaçırıyorlar.
24’üncü madde teknoloji donanımı,
tablet bilgisayar alımları gibi alımların 2015 yılı sonuna kadar Kamu İhale
Kanunu’na tabi olmayacağını ifade ediyor ve Kamu İhale Kanunu’ndan istisna
tutuyor. Neymiş? Güya, yönetmelikle bu işleri yapacaklarmış.
FATİH Projesi bilgisayar merkezli bir
projedir. Öğrencinin kalem kâğıttan uzaklaşmasına, teknolojiye bağımlı olmasına
sebep olacak; dahası, öğrencinin genç yaşta, çocuk yaşta, daha dimağının
gelişmediği bir evrede soyut düşünme yeteneğine zarar verecektir. Eğitim,
teknoloji destekli olmalıdır değerli arkadaşlar, ancak teknoloji merkezli
olmamalıdır.
Ben buradan Hükûmeti, vatandaşlarımızı
ve öğrenci velilerini uyarmak istiyorum: Bu kanunun dört büyük sorunu vardır.
Birinci sorunu: Bu eğitim yapısıyla ilgili olarak, bu getirdikleri sistemle ve
düzenlemelerle ilgili olarak Hükûmetin hiçbir hazırlığı, planlaması, hesabı
kitabı yoktur. Sadece ne vardır? Sayın Başbakanın 28 Şubatta söylediklerini
yerine getirme gayreti ve telaşı vardır. Yasanın bütününü dikkate aldığımızda
tahminen 80-90 milyar civarında bir bilançodan, bir maliyetten, bir piyasadan
söz ediyoruz. Bu yasanın gerektirdiği kaynak var mı? Yok. Finansman? Yok. Çok
pahalı bir maliyet var. Bu yasanın altı boş, içi sorunludur.
Teklifin yasalaşması hâlinde okula
başlayacak beş, altı yaşında yaklaşık 1 milyon 300 bin çocuğumuzun ek derslik
ihtiyacının maliyeti 5-6 milyar lira civarındadır. Öğretmen ve yatırım
ihtiyacının karşılanması için de tahminen en az 20 milyarlık bir bütçe
gerekmektedir. Millî Eğitim Bakanlığının 2012 bütçesi 38 milyar liradır, yani
bütçenin en az yüzde 55’ini bu yasaya ayırmak gerekiyor. On iki yıllık zorunlu
eğitim için, sistemde kalitenin artırılması için 24 kişilik sınıfların
maliyetinin de 36 milyarı bulacağı ayrıca tahmin edilmektedir. Bunun dışında,
taşımalı eğitim nedeniyle taşıma ücretlerinin getirdiği masraflar artacak ve
yeni yurt ihtiyaçları da ortaya çıkacaktır ki tahmin edemiyoruz.
Bu teklifte insan yok, eğitilen yok,
eğiten yok, idare yok. Teklif zaten Anayasa ve İç Tüzük’e aykırı. Bu teklif
FATİH Projesi hariç Hükûmet Programı’nda da yok. Bu teklif Millî Eğitim
Stratejik Planı’nda yok, performans programlarında yok, finansal planlama yok,
düzenleme etki analizi yok.
Bir diğer önemli husus da değerli
arkadaşlar, velilere getireceği masraftır…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERKAN AKÇAY (Devamla) – Bu konuyu da
inşallah 25’inci maddedeki konuşmamda ayrıntılı olarak dile getireceğim.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Akçay.
Önergeler üzerinde söz isteyen Erdal
Aksünger, İzmir Milletvekili, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
ERDAL AKSÜNGER (İzmir) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 199 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 24’üncü maddesi
üzerinde söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, Sayın Bakanın dün ve evvelsi
günkü konuşmalarını dışarıdan dinledim daha önce, tabletle ilgili konuya
değineceğim. Bu konuda Türkiye’de üretim diye bir konuyu gündeme getiren herkes
bu ülkeye yalan söylüyordur. Nasıl bir yalan söylüyordur? Bu ülkenin
altyapısının olmadığını biz burada çıkıp defalarca anlattık. Altyapısı yok,
tablet neden getirilmek isteniyor? Kendileri çocuklarla ilgili konuda şunu
anlatıyorlar: “Efendim, İnternet’i kablolu bağlayacağız, çocuklar zarar
görmesin.” Tableti de kablolu mu yapacaksınız? Bu da kablosuz. Bu nasıl bir
çelişki o zaman?
Peki, bu tableti alacaksınız, nereden
getireceksiniz parçalarını? Türkiye’de yüzde 55’ini yerli yapacakmış. Nereden
yapacaksınız yüzde 55’ini yerli? LCD mi imal edeceksiniz? İşlemci mi, android
işlemci mi getireceksiniz? Ya, bilmeyenlere anlatabilirsiniz bu işi.
Peki, bu tableti bir kere alıp on beş
yıl mı kullanacaksınız? Hayır -her alımın değeri 3 milyar dolar, çıksınlar
farklı bir şey söylesinler- en az, minimumda 4 ya da 5 kere alacaksınız bunu.
Yerli de üretemezsiniz on yıl içerisinde, böyle bir altyapınız da yok, buna
hazırlığı da yapmadınız çünkü TÜBİTAK’ı burada kadük bıraktınız. 15 milyar
dolar civarında bir parayı buraya yatıracağınız söyleniyor. Yatıracaksınız da…
Ben Kamu İhale Kurumuna da takmıyorum, götürün istediğiniz kadar, o önemli
değil! Memleket şunu bilmiyor, hangi seviyede konuştuğunuzu bilmiyor.
Bu arada Türk Telekom’la ilgili konuyu
da nereye getirdiniz, onu da söyleyeyim: Bu Türk Telekom’u yirmi beş yıllığına
verdiniz; 6,5 milyar dolara verdiniz; 1,3 milyar doları peşin, geri kalanı beş
taksitle. Adam beş altı yılda sadece 10 milyar dolar götürdü. Şimdi, 11 milyar
dolar da yatırım yapacaktı, ona sesiniz çıkmıyor, beş kuruş yatırım yapmıyor.
“Tablet” denilen bu FATİH Projesi’nin arkasında da Türk Telekom’a peşkeş
çekeceğiniz 20 milyar dolar var. Nasıl var? Velilerin cebinden alacaklar onu.
Dershaneleri nasıl kaldıracaklar? Eğer
bu Türk Telekom’dan bu “Vitamin”i alırsanız ve velileri de buna zorunlu
bırakırsanız bu yetimlerin gerçekten öbür tarafta iki eli sizin yakanızda olur.
Her veliye 20 lira civarında aylık
olarak bir külfet getireceksiniz on beş yıl boyunca, rekabete açık tutmadığınız
Türk Telekom üzerinden de hepsinin cebinden bu parayı alacaksınız.
Bu arada başka bir şey daha söylemek
istiyorum: Türk Telekom ile birlikte altyapıyı yapacak olan bir firmanın yüzde
70 ortağı kimdir kardeşim? Hangi bakanın kayınbiraderidir? Verecek misiniz,
vermeyecek misiniz? Buradan söylüyorum: Verirseniz… Bugünden söylüyorum: Bakın,
bunu Kamu İhale Kurumunun içine almışsınız, dışına çıkarmışsınız, bunun da
önemi yok. Zaten olanların da nasıl yapıldığı belli.
Bu arada, içerikle ilgili hangi
holdingden hangi içeriği Millî Eğitim Bakanlığı bedava alacak? Onu da çıkıp
açıklasınlar. Niye bedava veriyor bunu? Neden bedava veriyor bu içeriği?
Devamında hangi programlara abone ettireceksiniz İnternet üzerinden?
Arkadaşlar, bakın, bu konu ülkeyle
ilgili bir konu. Bu konu birinin bir malı götürme, götürmeme meselesi de değil
aslında. Yapmadığınız konular üzerinden -burada çıkıp anlattık- Türkiye’nin
geleceğini tahsis etmeye çalışıyorsunuz. Böyle bir şey olur mu?
Bir tableti üç yıldan fazla kullanabilecek
misiniz? Kim kullanıyor eline aldığı bilgisayarı?
Hangi ürünü, nerede üreteceklermiş?
“Efendim -açıklamalarda görüyorum- Arçelik, Vestel şunu yapıyor…” Nerede
yapıyor böyle bir şeyi? Biz yirmi yıldır Türkiye’de bir sürü şeyin
distribütörlüğünü yapıyoruz, ben böyle bir şey görmedim.
Çin’in 2 trilyon dolar ihracatı var,
bunun yüzde 40’ı elektronik ürünler üzerinden. 600 milyar dolarlık ihracat
yapıyor ve bu adam dünyada başka bir kişiye fasonculuğun dışında bir iş
yapmıyor. Teknoloji, “knowhow” belki başkalarında olabilir ama bunu düşünmeden
diyorsunuz ki: “Burada teknoloji üreteceğiz.” Yazılımınız yok, altyapınız yok,
FATİH Projesi çıkarttınız. Tabii ki insanlar arkasında bir şeyler arıyor, ben
de bir şey arıyorum arkasında.
Akıllı tahta meselesini getirdiniz.
Yahu, neresini keşfetmişsiniz bu akıllı tahtanın? Hiç görmediniz mi bu akıllı
tahta nedir diye? Bir tarafında kara tahta var, bir tarafında dokunmatik bir
ekran var. Başka? Oraya dokunacak, içeriklerde yapacak. Bir de araya bir
süpürge yapmışlar, süpürgeyle de artık kim temizleyecekse o tozları, buna
akıllı tahta diyorlar. Ya, böyle bir şey olur mu arkadaşlar?
800 milyon TL’ye ilk pilot uygulamada
ihaleye çıktılar -Bakan, doğru söylüyor- Vestel aldı ihaleyi 300 küsur milyon
TL’ye. Aslında bu, Kamu İhale Kurumu dâhilinde olsaydı iptal olurdu. Kim yaptı
bunu 800 milyon TL’ye? Muhammen bedeli kim çıkarttı da birisi 339 milyon TL’ye
aldı bunu? Sonradan, yapıştırma bir tane de oradan birisi getirdi bir teklif
verdi, yine ülkenin büyük firmalarından biri de bir tane teklif verdi. Bu pilot
uygulama…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERDAL AKSÜNGER (Devamla) – Arkadaşlar,
gelin, bu yanlıştan dönün. Bu doğru bir proje değil, FATİH Projesi doğru bir
proje değil ama bunu bakın, sorarlar daha sonra. Bu bir Yüce Divanlık konudur
ben size söyleyeyim ve bu memleketi yeme konusudur.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın
Aksünger.
Önerge üzerinde diğer söz sahibi Özdal
Üçer, Van Milletvekili.
ÖZDAL ÜÇER (Van) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; değişiklik önergemiz hakkında söz almış bulunmaktayım.
Genel Kurulu selamlarım.
On yıllık AK PARTİ İktidarının Mecliste
en canhıraş çalıştığı alanlar aslında Kamu İhale Kanunu’yla ilgili konular
olmuştur. Bu on yıllık süreçte Hükûmet sözcülerinin kamuyu bilgilendirmesi
gerekiyor. Kaç defa oldu? Kaç defa kamu ihale kanunlarıyla ilgili değişiklik,
düzenleme yapıldı? Yapılan düzenlemelere de bakıldığında hangi alanla ilgili
olursa olsun, hangi sektörle ilgili olursa olsun aslında kamuya ait maddi
değerleri kendi siyasi yandaşlarına bir şekilde peşkeş çekebilmenin
hesaplarıyla ince bir şekilde ayarlanmış bir kanun metni üzerine geliyor.
4+4+4 eğitim sistemi üzerine
söylediğimizde, eğer bu mantalite, bu anlayış, bu tekçi zihniyet üzerine kurulu
ise bu ülkede eğitim sorunları cumhuriyetin başından bugüne nasıl devam ettiyse
bugünden sonra da öyle devam edecektir. Asimilasyoncu zihniyetten
vazgeçilmediği müddetçe, demokratik eğitim ortamının koşulları sağlanmadığı müddetçe,
ana dilde eğitimin ortamı olmadan, öğrenci merkezli bir eğitim sistemi olmadan,
eğitim emekçilerinin çalışma koşulları düzeltilmeden, okulların altyapı
sorunları giderilmeden ne yapılırsa yapılsın, 3 kere 4 değil, 40 kere 4 de olsa
bu projeden hiçbir şey çıkmayacaktır.
Okullarda tebeşir alınamadığı şu gün…
Bugün Genel Başkan yardımcılığınızı yapan dönemin Van Milletvekili, kardeşini
müdür yapmıştı Volkswagen bayisine. Öğretmenler aralarında para toplayıp,
öğrencilerden para toplayıp okullara tebeşir alıyorlardı. Onlar da kendi
otomobil bayilerinden Millî Eğitim müdürlerine zorunlu bir şekilde makam
arabaları aldırıyorlardı. FATİH Projesi de öyle bir şey. Hani ölümsüz şair
Ahmet Arif diyor ya “Uzay çağında bir ayağımız; ham çarık, kıl çorap olsa da biri.”
Şimdi, teknolojinin topluma lanse
ediliş biçimi bir kere çok yanlış. Sanki tablet dağıtıldığında bütün okullarda
teknoloji uygulanacakmış gibi; sanki birleştirilmiş sınıflarda eğitim
yapılmıyormuş gibi; sanki Türkiye’de okullarda, öğretmenler okula dayanışma
olsun diye, öğrenciler sağlıksız kalmasınlar diye kendileri para verip
temizlikçi tutmuyorlarmış gibi; sanki
okul aile birliklerinden zorunlu bir şekilde aidat şeklinde toplanan paralarla
okulların kalorifercileri tutulup okullarda kalorifer yakılmıyormuş gibi
milyarlarca dolarlık bir yatırımı FATİH Projesi’yle, hiç de altyapısı olmayan
teknolojik bir alana yatırıyorlar. Yatırılan bu paralar elbette kimsenin
babasının malı değildi ama bundan sonra birilerinin babasına hizmet edecek bir
konuma geliyor. Aslında biz ne dersek diyelim, siz sayısal çoğunluğunuzu
kullanıp, bunları projelendirip bir şekilde kullanacaksınız. Türkiye’de en
hızlı artan şeylerden biri dolar milyarderleri ve dolar milyarderlerinin de bir
gün öncesine baktığınız zaman herhangi bir şeyi olmayan, sadece birilerine
siyasi yandaş olmakla sermaye edinen kişiler olduğunu görebiliriz. O yüzden,
Türkiye’de eğitim konusu tartışılacaksa önce anayasal düzenlemeler yapılmalı,
eğitimin demokratik ve fırsat eşitlikçi olabilecek şekilde bir ekonomik
altyapısı oluşturulmalı, bütün okullar bütün öğrencilere hizmet verebilecek ve
eğitim emekçilerinin çarşıda, pazarda coplanmadığı, geçim sıkıntısı yaşamadığı
ve yüz binlerce eğitim emekçisi öğretmenin atama beklemediği bir ortamı
sağladıktan sonra bu tür düzenlemeleri yapmaya kalkışmanız toplumda vicdanen
bir yer bulacaktır.
Ana dilde eğitimle ilgili cumhuriyet
tarihinde çok köklü bir değişimin olması gerekiyor. Ana dilde eğitimi
kabullenmek için, bir kere, insanların varlığını kabullenmek lazım ve bu
varlığı kabullenmek için… “Ana dilde eğitim” denince sadece Kürtler geliyor
sanki akla ama bugün Türkiye’de ana dilinde eğitim yapamayan en büyük etnik
yapı eğer Kürtlerse, bu şekilde, Kürtler üzerine kurgulanan bir sistem değil,
demokrasinin temel kuralı olarak söylenmeli. Kürtlerse söz konusu olan, Kürt
şairin dediği gibi… “…”(x)
Saygılar. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 199 Sıra Sayılı Kanun
Teklifinin çerçeve 24’üncü maddesi ile 4734 sayılı Kanuna eklenen geçici 13
üncü maddede yer alan “hazırlanacak yönetmelikle” ibaresinden sonra gelmek
üzere “, rekabete açık olacak şekilde” ibaresinin eklenmesini arz ve teklif
ederiz.
Nurettin Canikli (Giresun) ve
arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu
önergeye?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÇİĞDEM MÜNEVVER ÖKTEN (Mersin) – Uygun görüşle takdire
bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER
(İstanbul) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen
Nurettin Canikli, Giresun Milletvekili, buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Dün bu konu burada tartışıldı
biliyorsunuz ve o tartışmalar sırasında Sayın Akif Hamzaçebi tarafından bir
eleştiri ya da eleştirilerden bir tanesi olarak rekabetin göz önünde
bulundurulduğuna ilişkin, teklifte herhangi bir düzenleme olmadığı şeklinde bir
eleştiri gündeme geldi. Bunu sağlamak amacıyla yani yasada… Aslında yönetmelik
çıkacak, yönetmelikte mutlaka bunlar belirtilecek ayrıntılı bir şekilde, ihale
yöntemi orada dizayn edilecek. Yine, rekabete açık olduğu ve katılımcı firmalar
arasından rekabetçi bir yöntemle bütün alımların yapılacağı tartışmasız bir
şekilde orada belirtilecek ama yasada olsun, yasal bir güvenceye kavuşturulsun
düşüncesinden ve talebi ve eleştirisinden hareketle bu önergeyi verdik ve bir
ibare ekliyoruz buraya, kanun teklifine: “Rekabete açık olacak şekilde,
rekabeti sağlayacak şekilde…” Dolayısıyla, dün Sayın Hamzaçebi’nin o söylediği
eleştiri ve talebi de yerine getirmiş olacağız.
Değerli arkadaşlar, bakın, dün de
söyledim, kaçırılmaması gerekiyor, şu iki maddeyi, 24’üncü ve 25’inci maddeyi
bu tekliften çıkaralım, FATİH Projesi de genel hükümlere göre, genel kurallara
göre, şu anda meri olan mevzuata göre eğer yürütülürse, bütün ihaleleri yabancı
firmalar alacak, büyük çoğunluğunu muhtemelen Çinliler alacak, Çinliler ve diğerleri
ama içlerinde yerli üretim, Türk firması kesinlikle olmayacak, kesinlikle
olmayacak. Yani bunu eleştiren arkadaşlarımın acaba, bunu istediklerini mi yani
bunu mu istiyor arkadaşlarımız, böyle olsun mu, böyle devam etsin mi
istiyorlar? (MHP sıralarından gürültüler)
(x) Bu
bölümde Hatip tarafından Türkçe olmayan dilde kelimeler ifade edildi.
ERKAN AKÇAY (Manisa) – Ne alakası var?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Evet,
aynen öyle, aynen öyle.
Bakın, arkadaşlar…
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – İneği ithal
ediyorsunuz, Angus getiriyorsunuz.
ALİM IŞIK (Kütahya) – Sizin ağzınızdan
çıkanı kulağınız duyuyor mu?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Bakın,
arkadaşlar, ihale mevzuatına göre… (MHP sıralarından gürültüler)
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Üç hafta
uğraştırdın burada…
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – …ihale
mevzuatına göre, şu anda ihale yapılsın.
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Mayın
ihalesini İsrailliye vermek için üç hafta uğraştırdın.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – İzin
verin.
İhale yapılsın. İhale neye göre
yapılıyor? (MHP sıralarından gürültüler)
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Lütfen
yapmayın.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – İhale
herkese açık, uluslararası bütün firmaların katılacağı şekilde açık yapılmıyor
mu? Yapılıyor.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Hani
“sermayenin dini imanı yok” diyen siz değil misiniz?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) –
Biliyorsunuz bunu.
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Madem yerli
istiyorsun, bir ay niye kilitledin Meclisi İsrailliye vereceğim diye.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Peki, kim
alacak bu şartlar altında? Türkiye’de bu ürünler üretiliyor mu arkadaşlar?
Üretimi var mı? Bir tane söyler misiniz bana. Yapmayın Allah aşkına ya!
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Bir akıllı
sizsiniz, hiç kimse hiçbir şey bilmiyor! Buradaki insanların hepsi aptal.
ALİM IŞIK (Kütahya) – Sana yakışmıyor!
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen…
Hatibi dinleyin.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Farkında olarak
ya da olmayarak.
ALİM IŞIK (Kütahya) – Sana yakışmıyor!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Farkında
olarak ya da olmayarak, Çinli firmaların menfaatini savunuyorsunuz, kusura
bakmayın. (MHP sıralarından gürültüler) Kusura bakmayın, olan bu.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın
Başkan, böyle olmaz.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Bakın
arkadaşlar, biz ne yapmaya çalışıyoruz? Biz, bu yolla teknoloji transfer etmeye
çalışıyoruz.
HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) –
Hindistan’dan çelik yelek almıyor musunuz?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Bugün,
savunma sanayisinde benzer bir durum söz konusu.
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Bu ne bu?
Rekabete açık şekilde…” ne?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Savunma
sanayisinde yine istisna söz konusu.
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Hayır,
rekabete açık şekilde Çinli de girsin.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Savunma
sanayisi ürünlerinin ihalesi Kamu İhale Kanunu’na göre yapılmıyor…
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Kamuoyunu
yanlış bilgilendiriyorsun, yanlış!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - …orada
istisna var ve bunun sonucunda bakın…
ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Başkan…
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Önergede
“Rekabete açık” diyor, Çinli de girer, Japon da girer açarsa. Tersini söylüyor,
bunu söylemiyor.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - …bugün
HAVELSAN varsa, ASELSAN varsa ve Türk savunma ürünleri, Türkiye’de üretilen
savunma ürünleri, ciddi teknoloji içeren ürünler ihraç edilebiliyorsa…
ALİM IŞIK (Kütahya) – Ama kulağı
duyacak söylediğini, kulağı duyacak. Biz aptal mıyız? Aptal mıyız biz?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - …1,5
milyar dolar bugün ihracat yapılabiliyorsa, onun nedeni de, işte o zaman, bu
şekilde bu teknolojiyi Türkiye’ye transferin gerçekleştirilmesini sağlayacak
olan politikalardır.
ALİM IŞIK (Kütahya) – Kulağı duyacak!
Ne biçim konuşuyor böyle!
MEHMET GÜNAL (Antalya) – “Rekabete
açık” diyor kendi.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Aynı
mantığı takip ediyoruz burada, aynı sistemi sorguluyoruz. Bakın, siz şu andaki
ihale yöntemiyle Türkiye’ye teknoloji transferi şartı koyabilir misiniz
şartnameye?
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Kapat, kapat!
Kamu İhale Kurumunu kapatıver bari. Kapat hepsini. Kalmadı zaten bir şey.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) -
Koyamazsınız. Lütfen boşuna konuşarak bunu değiştiremezsiniz. Yerli üretim
şartı koyabilir misiniz? Soruyorum: Şu andaki kamu ihale mevzuatına göre
yaptığınız zaman bu ihaleyi, şartnameye yerli üretim şartı koyabilir misiniz?
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Ne kaldı
zaten? Kamu İhale Kurumu mu kaldı?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) -
Koyamazsınız.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Mevzuatı
düzelt.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Arkadaşlar
koyamazsınız, biz konulmasını sağlamak amacıyla yapıyoruz. Teknoloji transferi
şartını getirmek amacıyla yapıyoruz bütün bunları.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Tamamen
yandaşlaştırmak amacıyla yapıyorsunuz.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) -
Dolayısıyla lütfen, eleştirirken neyi eleştirdiğinizi bilmeniz gerekiyor.
Bakın, önümüzdeki günlerde göreceğiz,
ihaleler yapılacak, her şey açık olacak.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Her şey açık
zaten canım. Dünkü yaptıklarınız açık değil mi? Zorbalığınız açık değil mi?
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Sayın Bakan
“Benim alakam yok, Devlet Malzeme Ofisi yaptı.” diyor.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Hiçbir
şeyin gizlenmesi mümkün değil. İhaleleri kimin alacağı, yatırımın nasıl
yapılacağı, kime ne kadar para ödeneceği hepsi açık, gizli hiçbir şey
olmayacak. O zaman söylersiniz.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) – Kamu İhale
Kanunu’nda size hangi madde engel?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Eğer bir
şey olursa konuşursunuz o zaman. Şu anda tamamen hayal ürünü bir şekilde, gerçeği
yansıtmayan bir şekilde zihin okumak gibi yanlış bir yöntemle suçlamada
bulunmak kadar gerçekten çok büyük haksızlık olamaz değerli arkadaşlar.
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Zihin
okumuyoruz, ortada örnekleri var, örnekleri…
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – O maddeyi siz
okumasını bilmiyorsunuz, ne anlama geldiğini biz biliyoruz. Biz gördük onun
arkasında ne olduğunu.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Ne var
ortada şu anda? Neye dayanarak söylüyorsunuz ki efendim yandaşınız alacak, şu
kişi alacak, bu kişi alacak? En ufak bir deliliniz var mı, en ufak bir karine
işaretiniz var mı? Yok.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Daha yeni
başladınız işte. Maddeler delil, o maddeler delil, kamu ihalesinden
kaçırıyorsunuz, kanundan kaçırıyorsunuz. Kendisi delil zaten.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Tamamen
afaki töhmetlerde bulunuyorsunuz. Ben size söylüyorum, diyorum ki; şu andaki
ihale mevzuatına göre hiçbir Türk firmasının, yerli üretim yapan bir firmanın
buradan alma şansı yok.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Hangi Türk
firması bunları üretecek, onu söyle!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Çünkü
bunların hiçbir tanesinin, bu ürünlerin Türkiye’de üretimi gerçekleştirilmiyor.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Bırak bu işleri
ya!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Değerli
arkadaşlar, o zaman ben de dün sormuştum: Birileri o yabancı firmaların
avukatlığına mı soyunuyor? Lütfen yani…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Ama niye
konuşulduğunun belirtilmesi gerekiyor değerli arkadaşlar.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Siz İsrail’e
verin, İsrail’e.
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Mayını niye
İsrail’e veriyordun o zaman, üç hafta bizi burada tuttunuz! O zaman İsrail’e
verirken iyiydi! Türk Silahlı Kuvvetlerinin temizlediği şeyi veriyordun
İsrail’e, hepimizi burada oturtturuyordun üç hafta. O zaman millî değildi.
ERDAL AKSÜNGER (İzmir) – Sayın Başkan,
bir konuya açıklık getirmek istiyorum. Benim konuştuklarım üzerinde…
BAŞKAN – Ne konusuna açıklık
getireceksiniz?
ERDAL AKSÜNGER (İzmir) – Teknoloji
transferiyle ilgili olmayacağını, o yüzden Türkiye’deki yerli üretim…
BAŞKAN – Hayır, önerge konusunda zaten konuştunuz.
ERDAL AKSÜNGER (İzmir) – Önemli bir konu ama yani…
BAŞKAN – Sizin böyle bir söz hakkınız yok ki bir
konuya açıklık getirme gibi.
ERDAL AKSÜNGER (İzmir) – Efendim bakın, madde 69’a göre söz hakkı istiyorum
çünkü benim konuştuklarımın üzerinden Türkiye’deki…
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Olur mu
efendim böyle bir şey? Basın toplantısında…
ERDAL AKSÜNGER (İzmir) – İhale ayrı bir
konu, teknoloji transferi ayrı bir konu.
BAŞKAN – Hayır, Sayın Aksünger sizinle…
ERDAL AKSÜNGER (İzmir) – Efendim, iki
dakikada anlatayım. Yanlışın ne olduğunu anlatayım efendim, yanlışın ne
olduğunu.
BAŞKAN – Hayır, ne için istiyorsunuz sözü? Onu bir
söylemeniz gerekir ki…
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Burası açık oturum yeri değil.
BAŞKAN – Yani böyle bir usul yok ki
Sayın Aksünger. Size sataşma varsa o zaman söz verebilirim ben. Bunun haricinde bir konuya açıklık
getirmek için size söz veremem ki.
ERDAL AKSÜNGER (İzmir) – Sayın
Başkanım, biz Çin malları konusunda “Türkiye’ye getirsin ona göre ihale
yapılsın.” demiyoruz, böyle demek istemiyoruz. Oradan oraya getirmek…
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Olur mu? Burası açık oturum yeri değil.
BAŞKAN – Sayın Elitaş, lütfen bir oturur musunuz
yerinize. Yani sizden sormama gerek yok ki, ben de izah ediyorum. Lütfen…
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Gidin bari
karar verin de grup başkan vekilleri olarak, onu uygulasın yani.
BAŞKAN – Sayın Aksünger, siz önerge
konusunda çıktınız, görüşlerinizi açıkladınız.
ERDAL AKSÜNGER (İzmir) – Evet, ama bizim…
BAŞKAN – Bir saniye… Sizinle aynı madde konusunda, AK
PARTİ’nin Grup Başkan Vekilinin verdiği önerge konusunda da Sayın Grup Başkan
Vekili çıktı, görüşlerini belirtti.
ERDAL AKSÜNGER (İzmir) – Efendim, bizim konuşmalarımızın…
BAŞKAN – Siz bu konuya açıklık getirmek için söz
isteyemezsiniz ki. İç Tüzük gereği böyle bir hakkınız yok.
ERDAL AKSÜNGER (İzmir) – Hayır efendim ondan istemiyorum. Sayın
Başkan, ondan istemiyorum. Bizim konuştuğumuzun Çin mallarını veya o malların
Türkiye’ye getirilmesi noktasında bir çarpıtma olduğunu söylüyor, o yüzden
söylüyorum.
BAŞKAN – Böyle bir usul yok. Teşekkür ediyorum yani.
Hayır, lütfen…
Evet önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Canikli
niye el kaldırıyor? Demin “Rekabet olmasın.” diyordu, şimdi rekabete açık
önergeye el kaldırıyor.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkanım, ama eğer Sayın Canikli…
BAŞKAN – Efendim?
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Efendim ben
konuşmayı dinlemedim, arkadaşlarımın
beyanı olarak söylüyorum: Eğer Sayın Canikli grupları ilzam edecek
şekilde bu önergeye karşı çıkmanın, bu maddeye karşı çıkmanın, Çin mallarını,
yabancı malları korumak anlamı taşıyan laflar söylediyse o zaman bizi ilzam
eder, bu bir suçlamadır.
BAŞKAN – Hayır, gruplara hitap ederek söylemedi ki
zaten. Yok…
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Söyledi, işte söylüyorum, söyledi.
ALİM IŞIK (Kütahya) – Söyledi Sayın
Başkan, söyledi. Ama kime dedi Başkan? Yani kulağı duymuyor söylediğini.
BAŞKAN – Böyle bir talebiniz de olmadı. Niye
kızıyorsunuz Sayın Işık? Yani yanınızda Grup Başkan Vekili ayağa kalktı, Grup
Başkan Vekili Sayın Şandır’la konuşuyoruz.
ALİM IŞIK (Kütahya) – Sayın Grup Başkan
Vekilinin kulağı duymadı söylediğini.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Yani eğer…
ALİM IŞIK (Kütahya) – O lafı geri
alması lazım.
BAŞKAN – Ama böyle bir talep olmadı. Sayın Şandır
konuşuyor, niye kızıyorsunuz siz oradan?
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Biz söyledik
kendisine, Grup Başkan Vekilim gelince ona söyledik.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Yani siz dinlediniz, arkadaşlarım da bunu
söylüyor. Eğer, Sayın…
BAŞKAN – Sayın Şandır, siz ayağa kalkana kadar böyle
bir talep olmadı. Ben önergeyi oylattım ama siz konuşurken yanınızdaki sayın
milletvekillerinin kızmasına gerek yok ki yani.
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Talep olmaz
olur mu Başkanım, ne fark ediyor, milletvekilleri söylüyor. Talep oldu işte
burada arkadaşımın.
HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkanım…
BAŞKAN – Buyurun Sayın Kaplan.
HASİP KAPLAN (Şırnak) – AK PARTİ Grup
Başkan Vekili bizim önergelerimiz…
BAŞKAN – Sesinizi yükseltir misiniz,
duyamıyorum.
HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sesim yüksektir de…
BAŞKAN – Yoo, gereğinde çok
yükseltiyorsunuz.
Buyurun.
HASİP KAPLAN (Şırnak) – …konusunda
açıklama yaparken biraz maksadı aşan bir şekilde…
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Olur mu öyle
Sayın Başkan? Çok sakin ve teknik bir konuşma yaptı Sayın Grup Başkan
Vekilimiz.
HASİP KAPLAN (Şırnak) – …üç muhalefet
partisini de yanlış bir bilgilendirmeyle kamuoyuna karşı kendilerinin doğru
olduğu şeklinde…
Burada, izin verirseniz…
BAŞKAN – Buyurun Sayın Kaplan.
İki dakika süre veriyorum sataşma
nedeniyle.
Yeni bir sataşmaya mahal vermeden…
HASİP KAPLAN (Şırnak) – Tabii tabii.
BAŞKAN – Buyurun.
IX.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin
BDP Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
HASİP KAPLAN (Şırnak) – Şimdi, değerli
arkadaşlar, şöyle bir huy edindiniz: Yap, işlet, devrette sağlık alanında, kamu
özel ortaklığında 2023’e kadar ihalesiz, devlet garantili, 100 milyarı aşan bir
fonla alışverişi garantilediniz. Şimdi, burada, FATİH Projesi’yle aynı şeyi
yapmaya çalışıyorsunuz?
Niye ihaleden kaçıyorsunuz, niye
açıklıktan kaçıyorsunuz, niye denetimden kaçıyorsunuz? Meclis bizim adımıza
Sayıştayda inceleme yapmayacak mı? Biz askerî harcamaları denetlemeye çalışmak
istiyoruz. Onlardaki gelir giderin şeffaflığıyla uğraşmak istiyoruz. Siz ise
çocuklarımıza verilecek tabletler konusunda nereden alındı, ne kadara alındı,
ne kadara yapıldı, ne kadar ihale edildi? Yani sizin korkunuz ne, niye
gizliyorsunuz, niye kaçıyorsunuz kamuoyundan, korkunuz ne? Normal İhale
Kanunu’yla yapmıyorsunuz, yangından mal mı kaçırıyorsunuz? Yani burada bir
sakatlık var, burada bir zihniyet, bir yaklaşım sakatlığı var.
Sadece bunda değil, bakın, dikkat edin,
yap-işlet-devrette de bunu yapıyorsunuz. Bir de afet riski nedeniyle yıkılacak
binalarda 500 milyar liralık bir rant olayı var yani şu an, bir hafta içinde
700 milyar liralık... Bak, 1 trilyon dolara yakın bir pastayı Meclisin
denetiminden almak istiyorsunuz. Çocukların tabletlerinden başlıyorsunuz,
sağlık edevatından hastanelere, okuldan başlıyorsunuz, hastaneden giriyorsunuz,
yetmiyor İstanbul’da yıkacaksınız en tarihî yerleri, ora da kendi
denetiminizde. Olmaz, o zaman bu Meclisi kapatalım, gidelim evimize. Bu Meclis
niye o zaman çalışıyor? Denetim yapmayacaksa muhalefet, bunları yapacaksanız
her gün istediğiniz gibi olmuyor. Bizim sıkıntımız bu. Bunu anlattığımız zaman
bizi haksızlıkla suçlamayın. Biliyoruz, Çin malı gelen tabletlerin ne kadar,
nasıl olduğunu…
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın
Kaplan.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın
Başkanım, aynı konuda.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Şandır.
2.-
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin
MHP Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın
Başkanım, teşekkür ederim.
Gerçekten iktidar grubu, Sayın Bakan,
Hükûmet, bu maddeden dolayı bana göre ağır bir ithamın altında. Efendim, bu
itham yapılıyor, bu istifham var. Deniliyor ki…
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sizde olabilir, bizde yok.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Efendim bakınız,
Devlet İhale Kanunu’nu, Kamu İhale Kanunu’nu bu Meclis çıkarttı ve bu devletin
yolsuzlukla mücadele programı kapsamında çok önemli bir adımı olarak da
değerlendirildi çünkü Türkiye’nin çok temel bir sorunu yolsuzluklarla mücadele.
Yolsuzluklarla mücadele edebilmek için özerk, bağımsız bir Devlet İhale Kurumu
kuruldu ve bir kanun çıkartıldı. Şimdi, her defasında ama her defasında, daha
geçen hafta da bir kanunda yine Devlet İhale Kanunu’nun dışında bir uygulama
için hukuk oluşturdunuz.
Değerli milletvekilleri, Türkiye hukuk
devletiyse, tek hukuk uygulaması önemli. O kadar çok hukuk uyguluyorsunuz ki.
Bu devleti siz yönetiyorsunuz, Kamu İhale Kurumu sizin emrinizde. O kanunu siz
uyguluyorsunuz. Niye ona istisna arayışı içerisindesiniz? O zaman bir istifham,
bir ithamın altında kalıyorsunuz. “Demek ki burada, yani hukuktan kaçırılmaya
çalışılan bir husus var, “Özel inisiyatif oluşturuluyor.” deniliyor. Bu işte
yandaşa gidiyor, bu yolsuzluğa gidiyor. Niye böyle bir şeye ihtiyaç
duyuyorsunuz? Buna itiraz eden muhalefet partilerini, böyle yabancı firmaların
temsilcisi olarak suçlamak gibi bir iddiası olduysa, bunu çok yakışıksız bulur
ve kendilerine iade ederim.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Hayır,
suçlamadım. Bu soruyu ortaya attım, kimseyi suçlamadım, öyle bir şey yok.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Milliyetçi
Hareket Partisi, Türk milletinin menfaatini korumakla görevli, onun için burada
bulunuyor; hiçbir kuruluşun, hiçbir ülkenin temsilcisi veya onun hesapları
doğrultusunda konuşmaz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Dolayısıyla,
bu hususun yeniden görüşülmesini istiyoruz. Yani helale haram karıştırmanın bir
anlamı yok değerli arkadaşlar.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın
Şandır.
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Buyurun.
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Sayın Canikli
konuşmasında aynen diyor ki: “Bu kanun bu haliyle çıkarsa, değişiklik olmaz
ise, efendim, yerli firmalar giremeyecek, Çinli firmalar alacak.”
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Yerli
üretim yok ki.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Diyor ki:
“Bizim niyetimizi mi okuyorsunuz?” Hayır, niyetinizi okumuyoruz. Burada sizin
de…
BAŞKAN – Sayın Günal…
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Bir saniye
Sayın Başkan, bir cümle söyleyeyim.
BAŞKAN – Ama böyle bir usulümüz yok ki
Sayın Günal. Sataşmayla ilgili Sayın Grup Başkan Vekili…
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Bize
sataşıyor, söylüyorum..
BAŞKAN – Hayır… Lütfen, sizin bir
açıklama yapma hakkınız yok, talebiniz yok yani.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bakın, örnek
söylüyorum, örnek veriyorum, müsaade edin…
Üç hafta boyunca, AKP Grubunu ve
Meclisi, burada, İsrailli bir firmaya mayın tasarısında verebilmek için
tutturdunuz. İsrailliler yerli miydi?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Bırakın
canım, hayal kuruyorsunuz!
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Örnek burada.
Türk Silahlı Kuvvetleri yapmasın diye tutmadınız mı?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - O kanunda
senin önergen vardı.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Günal.
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Örnek burada…
Şimdi de diyorsunuz ki: “Yerliler
giremeyecek, yabancılar alacak.” Örnek kendileridir.
BAŞKAN – Sayın Günal, sözleriniz
tutanaklara geçti, teşekkür ediyorum.
VIII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri
(Devam)
4.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili
Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2
Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili
Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir,
Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten
Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih
Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay
Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu
Mali Yönetim ve Kontrol Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (2/358, 2/305,
2/306, 2/307, 2/312, 2/384, 2/385) (S. Sayısı:199) (Devam)
BAŞKAN – Kabul edilen önerge
doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Madde kabul edilmiştir.
25’inci madde üzerinde üç adet önerge
vardır, ancak önergeler aynı mahiyettedir, okutup birlikte işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 199 Sıra Sayılı
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili
Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2
Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili
Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir,
Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten
Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih
Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay
Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu
Mali Yönetim ve Kontrol Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 25. maddesinin Teklif metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Aykut Erdoğdu Dr. Aytun Çıray Hasan
Ören
İstanbul İzmir Manisa
Recep Gürkan Kamer Genç Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Edirne Tunceli İstanbul
Diğer önerge sahipleri:
Oktay Vural Mehmet Şandır Özcan
Yençeri
İzmir Mersin Ankara
Ahmet Duran Bulut Erkan Akçay Alim
Işık
Balıkesir Manisa Kütahya
Zühal Topcu Lütfü Türkkan
Ankara Kocaeli
Diğer önerge imza sahipleri:
Pervin Buldan Mülkiye Birtane Nursel
Aydoğan
Iğdır Kars Diyarbakır
İdris Baluken Sırrı S. Önder Levent Tüzel
Bingöl İstanbul İstanbul
Hasip Kaplan Ertuğrul Kürkcü Adil
Kurt
Şırnak Mersin Hakkâri
Emine Ayna Aysel Tuğluk Halil
Aksoy
Diyarbakır Van Ağrı
Hüsamettin
Zenderlioğlu
Bitlis
BAŞKAN – Komisyon aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÇİĞDEM MÜNEVVER ÖKTEN (Mersin) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER
(İstanbul) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen
Recep Gürkan, Edirne Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
RECEP GÜRKAN (Edirne) – Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; yaklaşık bir aydır, hatta bir ayı da neredeyse geçti,
bir şaşkınlıklar komedisini seyrediyoruz. Niye şaşkınlıklar komedisi? 20
Şubatta AKP grup başkan vekillerinin verdiği teklif ile bugün 25’inci maddesini
görüşmekte olduğumuz teklifte yüzde 180’leri değil, bütün geometrik hesapları
şaşırtacak derecede değişiklikler var. Hatta öyle değişiklikler, öyle
manevralar yapıldı ki Sayın Millî Eğitim Bakanı dahi bu teklifin bazı
maddelerini savunmakta zorlandı ve hem alt komisyonla hem komisyonla sık sık
çelişkiye düştü.
Önce, küçük kızları, çocukları gelin
yapmaya karar verdiniz, erkekleri tamirhanelere göndermeye karar verdiniz;
sonra, baktınız ki çok tepki var, vazgeçtiniz. Daha sonra yaşa geldiniz, ya
altı-on dört müydü, beş-on üç müydü derken gittiniz geldiniz, beş-on üçte karar
kıldınız. Tabii, bunun hiç pedagojik tarafı yok.
FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – Altı-on üç
olduğunu biliyorsun.
RECEP GÜRKAN (Devamla) – Beş Sayın
Işık, sen de biliyorsun. Yani TÜİK’in istatistikleri sende var, yapma, önümde.
Beş-on üçte karar kıldınız. Niye beş-on
üç? Çünkü dokuz yaşına birinci kademeyi bitirecek çocuklar, ondan sonra bununla
ilgili birtakım hâlâ açıklanmayan, hâlâ söylenmeyen örtülü projeleriniz var.
Kesintisiz temel eğitimi, Cumhuriyet
Halk Partisinin öteden beri savunduğu kesintisiz temel eğitimi “Bu çocuklar
aynı binaya tıkılıyor altı-on dört yaş aralığında, bu yüzden de psikososyal
travmalar yaşıyor.” dediniz, ama dokuz yaşındaki çocuk ile ergenliğinin
zirvesinde olan on yedi yaşındaki çocuğu aynı binanın içine koyma cüretini,
koyma cesaretini gösterdiniz.
Şunu biliniz: Bu ortaokullar ile
liselerin bir arada olduğu binalarda yaşanacak her türlü olumsuzluktan,
yaşanacak her türlü travmadan, yaşanacak her türlü tacizden sizler sorumlu
olacaksınız. Bu, tarih önünde asla hesap veremeyeceğiniz bir şey olacak.
Kat sayılara itiraz ettiniz, önce yüzde
6 olarak getirdi Sayın Canikli, arkadan alt komisyon 4’e düşürdü, dün baktınız
ki “Ya, biz hata yapıyoruz, yanlış yapıyoruz, bunu komple kaldıralım.” dediniz.
Ne olacak biliyor musunuz bu kanun
çıktığında? Yoksul çocuklar okuyamayacak.
Ama bu şaşkınlıklar komedisi sadece bu
eğitim yasasında değil, siz öteden beri bunu yapıyorsunuz, öteden beri toplumu
“Bizden olanlar”, “Olmayanlar” diye ötekileştiriyorsunuz.
Çıktınız “Kürt açılımı” dediniz,
milletin ağzına bir parmak bal çaldınız, fiyasko oldu. Çıktınız “Roman açılımı”
dediniz, milletin ağzına bir parmak bal çaldınız, fiyasko oldu. Çıktınız “Alevi
açılımı” dediniz, bir parmak bal çaldınız, fiyasko oldu. Şimdi de sözüm ona
“din açılımı” yapıyorsunuz, bu da fiyasko olacak, çünkü iki gün önce nasıl toplattıysanız
o sahte balları, o milletin ağzına sürdüğünüz balların hepsi sahte, hepsi
çürük. (CHP sıralarından alkışlar)
Cumhuriyet Halk Partisi tarihin hiçbir
döneminde dine karşı olmadı; aksine, dinin koruyucusu, dinin sigortası oldu,
ama Cumhuriyet Halk Partisi bütün geçmişi boyunca din bezirgânlarının, din
simsarlarının, din tüccarlarının karşısında oldu, bundan sonra da olmaya devam
edecek. (CHP sıralarından alkışlar)
Şundan hiç kuşkunuz olmasın, hangi
yasayı çıkarırsanız çıkarın, hangi kanunu çıkarırsanız çıkarın, ne yazarsanız
yazın, cumhuriyetin öğretmenleri, o laik öğretmenler, cumhuriyetin aydınları,
Atatürkçü öğretmenler bu ülkede yine Ulaş Bardakçıları, Deniz Gezmişleri, Turan
Dursunları, Çetin Emeçleri, Uğur Mumcuları yetiştirmeye devam edecek. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın
Gürkan.
Şimdi, önerge üzerinde söz isteyen
Erkan Akçay, Manisa Milletvekili.
Buyurun Sayın Akçay. (MHP sıralarından
alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 25’inci maddedeki önergemiz üzerine söz aldım.
Biraz evvel, Grup Başkan Vekili Sayın
Canikli konuşma yaptı ve meselenin özünü saptırdı. Şimdi, eğri oturacağız,
doğru konuşacağız değerli arkadaşlar. Bugün ülkeyi yabancı malların ve yabancı
firmaların âdeta talanı hâline kimin zamanında getirildiğinin bir muhasebesini
yaparsak burada saatler değil günler yetmez; Akdeniz, Karadeniz mürekkep olsa
yetmez.
Şimdi, yerli ve millî olmak gerekir
kamu ihalesini düzenlerken, özelleştirmeleri yaparken ve başka düzenlemeleri
gerçekleştirirken. Yerli üretim için politikanız nedir? Adalet ve Kalkınma
Partisinin yerli üretimi teşvik için, hele hele bu FATİH Projesi kapsamında
yerli üretimi gözetmek konusunda en küçük bir düzenlemesi yoktur.
Bir de şu iddiada bulunuyorum sayın
milletvekilleri: 24’üncü maddede yapılan
değişiklik yani “rekabete açık olmak üzere” diyor ya yapacağınız yönetmelikte
bir noktada kendi kendinizi bağlayacaksınız çünkü bu defa yerli üretimi
destekleyecek düzenlemeler getirmekte müşkülat çekebilirsiniz.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Yerliler
arasında rekabet olacak.
ERKAN AKÇAY (Devamla) - Bir hatırlatma,
değerlendirilebilir yani bir tartışma bakımından söylüyorum.
Değerli milletvekilleri, yerli üretim
için, bu FATİH Projesi için programınız nedir? Hiçbir şey yok. Ama ben yüce
Mecliste bir konuyu gündeme getirmek istiyorum. Benim bir şüphem var, benim bir
endişem var. Bu FATİH Projesi gündeme geldiği tarihlerde Sayın Başbakan Bill
Gates ile görüştü. Sayın Başbakan sadece CIA başkanlarıyla görüşmüyor. Ama biz
bu görüşmelerden millet olarak, milletvekilleri olarak hiç haberdar değiliz.
Lütfen, Sayın Başbakan veya bir sözcüsü Bill Gates ile neler konuşulduğunu bu
yüce Meclise ve kamuoyuna da bilgi versin.
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Murdoch’u da
açıklasın!
ERKAN AKÇAY (Devamla) – Değerli
milletvekilleri, bu 25’inci, 24’üncü maddeden devam ediyorum ve bu eğitim
sisteminin maliyetiyle ilgili bir hesabının, planlamasının olmadığını
söylemiştim. Arkadaşlarım hatırlattılar “Hesap var, kitap yok.” diye. Bir planlama
yok.
Şimdi, ikincisi de değerli arkadaşlar,
bu FATİH Projesi teknoloji, donanım, yazılım, tablet, bilgisayar, e-kitap,
vesaire bütün bu laflar öğrenci velilerine ek maddi külfet getirecektir. Bunu
bütün milletimizin ve milyonlarca yoksul ailenin iyi bilmesi gerekiyor. Şu anda
zaten milyonlarca yoksul aile, çocuklarının eğitimi için o kıt imkânlarıyla bir
sürü eğitim masrafının altında ezilmektedir. Tablet bilgisayar çalıştıydı
çalışmadıydı, yedek parça, korundu korunmadı, kaybolduydu, kırıldıydı,
bozulduydu derken bütün bunların parası eninde sonunda velilere, anne babalara
yüklenecek. O yüzden bütün vatandaşlara, anne babalara ve Hükûmete de bu hususu
hatırlatıyorum ve FATİH Projesi’nin yerli üretimi teşvik eden bir yönünün
olmadığını, yabancı firmaların ve ithalatçılarının memnun edileceğini de
tekraren hatırlattıktan sonra, bir dördüncü çok önemli bir konuyu
dikkatlerinize sunmak istiyorum değerli arkadaşlar:
Bugün bilgisayar, İnternet, televizyon,
cep telefonu, tablet gibi araçlar birey ve toplum psikolojisini altüst eden
sorunların başında gelmektedir. Burada da en büyük zararı çocuklar görmektedir.
Beyin fonksiyonları ve organları gelişmemiş körpe çocukların bilgisayarla
tanışmaları hâlinde kısa zamanda bağımlılık oluşmaktadır. Çocukların,
aileleriyle, sosyal çevreleriyle ilişkileri ve beslenme dengesi bozulmaktadır.
Çocuklar sosyal yaşamdan kopmakta, psikiyatrik sorunlar nedeniyle hekimlere
koşturmaktadır. Beş ila on yaş arasındaki çocuklar günde yedi sekiz saatini
bilgisayar başında geçirirse -kitabını ve derslerini bilgisayarla okuyacak,
çalışacak, oyunlarını bilgisayarla oynayacak- bu çocukların maruz kalacağı
fiziki ve tıbbi tehlikeleri hesap ettiniz mi? Radyasyon çocukları nasıl
etkileyecek? Sinüslere, beyne, göze fiziki zararlarını dikkate aldınız mı?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERKAN AKÇAY (Devamla) - Uzmanların
görüşlerini aldınız mı?
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Akçay.
ERKAN AKÇAY (Devamla) - Sayın Başkan,
AKP’yi hırslarından vazgeçmeye davet ediyoruz. Yandaşları zengin etmeye
çalışırken çocuklarımıza kıymayınız, bir nesli mahvetmeyiniz. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Akçay, lütfen…
Önergeler üzerinde söz isteyen İdris
Baluken, Bingöl Milletvekili, buyurun. (BDP sıralarından alkışlar)
İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; grubumuzun vermiş olduğu önerge üzerine söz almış
bulunmaktayım. Heyetinizi selamlıyorum.
Konuşmama geçmeden önce, kırk yıl önce,
demokratik bir ülke ve özgür bir gelecek için yaşamlarını ortaya koyan Mahir
Çayan ve yoldaşlarını saygıyla anıyorum. Haklı mücadelelerinin mutlaka zafere
ulaşacağını buradan belirtmek istiyorum.
Tabii, burada tartışmış olduğumuz
konunun aslında ana eksenini çok fazla ortaya koyamadık diye düşünüyorum. Bütün
dünyada eğitim, sağlık, kültür, sanat, sporla ilgili genel toplumsal ve sosyal
yaşamı etkileyen bütün alanlarda yetkinin yerellere devri, yerinden yönetimin
esas alınmasıyla ilgili süreçlerin işletilmesi demokrasiyi geliştiren önemli
bir unsur iken biz bütün bu alanlarda çözümü buradan, Ankara’dan, bir şekilde
hantallaşmış bürokratik bir yapı içerisinden çıkarmaya çalışıyoruz. Tabii,
sistemle ilgili temel tespiti doğru yapamadığımız zaman çözüme de doğru bir
şekilde ulaşmamız mümkün olmuyor. Şimdi, bakın, ademimerkeziyetçi, yerinden
yönetimi esas alan ve bir şekilde sorunu tespit ettiği yerden çözen bir
anlayışla hareket etmediğimiz zaman buraya, Meclis kürsüsüne gelip FATİH
Projesi’yle ilgili havalı konuşmalar yapıyoruz. Biz bu havalı konuşmaları
yaparken, örneğin benim seçim bölgemde, Bingöl’de deprem sonrası
güçlendirilmesi gereken 49 okuldan 31 okulda güçlendirme yapıldı yani tam 18
okulda binlerce öğrencinin hayatı tehlikeye girecek şekilde bir eğitim
sisteminin devamlılığını savunur olduk. Avrupa’da sınıf mevcudiyeti 24 iken
ülkemizde 55 ile 60 kişilik mevcudu olan sınıflarda bir şekilde çocuklarımıza
eğitim verme zulmünü yaşattık.
Tabii, burada, yerinden yönetimle
ilgili AKP’nin genel olarak bir anlayışını da ortaya koymak gerekiyor. Bu
Meclis kürsüsüne yerel yönetimlerimizin yaptığı, sosyal belediyecilik anlamında
yaptığı eğitim destek evlerinin kapatılmasıyla ilgili süreçleri getirmiştik.
Sayın Bakanımız burada, rica ediyorum, bu eğitim destek evleriyle ilgili
kapatma gereçlerini ya kürsüden ya da bulunduğu yerden izah etsin.
Belediyelerimiz, maddi durumu iyi olmayan, evde fiziki koşulları yeterli
olmayan, dershaneye gitmek için ailesinin yeterli parası bulunmayan koşullarda
yoksul çocuklara bir şekilde eğitim destek hizmeti sağlamak adına sosyal
belediyecilik anlayışı gereği olarak birtakım hizmetleri götürüyor, ancak
yerinden yönetimi Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nda imza altına alan
bir devlet anlayışı bu sosyal belediyecilik anlayışına ters bir şekilde
uygulamayla bu eğitim destek evlerini kapatıyor. Ben defalarca Bakanlığa
gittim, orada da hangi gerekçeyle kapatıldığını öğrenmek istedik. Bu hizmeti
veren sayısız AKP’li, CHP’li, MHP’li belediyenin olduğundan da söz ettik. Ancak
şu ana kadar, bizi tatmin eden veya oradaki çocukların mağduriyetini gideren
herhangi bir cevap tarafımıza iletilmedi.
Eğitimle ilgili şunu net koymamız
lazım: Parasız, nitelikli, ulaşılabilir eğitim hizmeti vermek, devletin kamusal
olarak vermesi gereken bir hizmettir. Burada, vatandaşın devlete karşı nasıl
birtakım görevleri varsa, örneğin vergi vermek, örneğin askere gitmek, örneğin
seçimlerde oy kullanmak gibi devlete karşı nasıl birtakım yükümlülükleri varsa
devletin de parasız eğitim, parasız sağlık vermek gibi birtakım yükümlülükleri
var. Dolayısıyla, bu yasada eğitimi ticarileştirmeye doğru götüren, eğitimi
piyasaya açan, -işte sürekli tartışmalarımızda ihale cambazlığından
bahsediliyor- bir şekilde eğitimi bir meta hâline getiren bu anlayışın mutlaka
sorgulanması gerektiğini düşünüyoruz.
Tabii, iki gündür yapmış olduğumuz
konuşmalarda, ısrarla “ana dilde eğitim” diyoruz, pek çok ritüelden,
örneklerden bahsediyoruz ama bununla ilgili de Meclisin genel bir duyarsızlığı
var. Onu maalesef bir türlü aşamadık. Bu ana dilde eğitimin özellikle
önümüzdeki aylarda olası çatışmalı süreçte yaşamını yitirmek durumunda olan pek
çok gencin hayatını kurtarmayla ilgili kutsal bir adım olduğu hatırlatmasını
yaparak ben tekrar hepinize teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Canikli, buyurun söz talebiniz
var.
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
5.-
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin, Başbakanın Bill Gates’le yaptığı
görüşmede FATİH Projesi’nin konuşulduğu iddiasının doğru olmadığına ilişkin
açıklaması
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Biraz önce yapılan konuşmalarda, Sayın
Başbakanımızın Bill Gates ile FATİH Projesi’ni konuştuğu şeklinde bir iddia,
daha doğrusu bir iftira ortaya atıldı. Sayın Başbakanımız Bill Gates ile
görüştüğünde FATİH Projesi henüz gündemde bile değildi. Sayın Başbakanımız Bill
Gates ile İstanbul’da kurulacak Bilişim Vadisi için görüşme yapmıştır,
görüşmenin içeriği sadece budur. Zaten Bill Gates de Türkiye’de bir sigara
karşıtlığı kampanyası çerçevesinde bulunmuştu. Dolayısıyla, bu şekildeki bir
iftira nedeniyle bu iddiayı ortaya atan arkadaşımızın özür dilemesi gerekir.
Çünkü Sayın Başbakanımızın Bill Gates’le FATİH Projesi çerçevesinde yaptığı
hiçbir görüşme yoktur, hiçbir şekilde böyle bir konu bu görüşmede gündeme
gelmemiştir.
Teşekkür ederim.
ERKAN AKÇAY (Manisa) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Buyurun Sayın Akçay.
ERKAN AKÇAY (Manisa) – Sayın Grup
Başkan Vekili benim konuşmama…
BAŞKAN – Yerinize oturun, yerinizde ne
için söz istediğinizi soracağım.
Buyurun.
6.-
Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Başbakanın Bill Gates’le yaptığı görüşmede
FATİH Projesi’nin konuşulduğu konusunda kesin bir ithamda bulunmadığına ilişkin
açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) – Sayın Başkan,
teşekkür ederim.
Sayın Grup Başkan Vekili, benim
konuşmama atfen -Sayın Başbakanın Bill Gates’le yaptığı konuşmayı ben gündeme
getirdim ve bunun açıklanmasını istedim- konuşmasında “iftira” olarak ifade
etti. Bir kere, Sayın Bill Gates’le Sayın Başbakanın konuşması bir hakikat,
bunun mahiyetinin açıklanmasını istedim, “Acaba” dedim ve bir endişemi de dile
getirdim...
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – FATİH
Projesi’nin konuşulduğunu söylediniz.
ERKAN AKÇAY (Manisa) – …“Bu, FATİH
Projesi’yle de ilgili olabilir.” dedim. Böyle de yüzde 100 kesin bir ithamda
bulunmadım ama biz sizin bütün düzenlemelerinizden endişe duyuyoruz, şüphe
ediyoruz çünkü on yıllık siciliniz bozuk. Bunu ifade ediyorum.
Teşekkür ederim.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Bunların
hepsinin de vehim olduğu, gerçeği yansıtmadığı bir kez daha anlaşılmış oldu
Sayın Başkan.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın
Canikli.
VIII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili
Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2
Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili
Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili
Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir, Uşak
Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten
Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih
Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay
Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu
Mali Yönetim ve Kontrol Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (2/358, 2/305,
2/306, 2/307, 2/312, 2/384, 2/385) (S. Sayısı:199) (Devam)
BAŞKAN - Evet, önergeleri oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Aynı mahiyetteki önergeler kabul
edilmemiştir.
25’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Yeni geçici madde ihdasına dair bir
önerge vardır, okutup işleme alacağım.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Sayın
Başkan, Komisyon çoğunluğunu…
BAŞKAN – Aynı zamanda Komisyona
önergeye salt çoğunlukla katılıp, katılmadığını soracağım.
Buyurun.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 199 sıra sayılı Kanun
Teklifine aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Geçici Madde 2 – 21/12/2011 tarihli ve 6260 sayılı 2012 Yılı Merkezi Yönetim
Bütçe Kanununun 22'nci maddesi 1. fıkrasındaki; yükseköğretim kurumları için
ilave 5.000 adet" ibaresinden sonra gelmek üzere "Milli Eğitim
Bakanlığı kadrolarına öğretmen atanması için ilave 50.000 adet," ibaresi
eklenmiştir.
Alim Işık Muharrem
Varlı Bahattin Şeker
Kütahya Adana Bilecik
Ahmet
Kenan Tanrıkulu Mehmet
Günal Zühal Topcu
İzmir Antalya Ankara
Mehmet Şandır İsmet Büyükataman Sümer Oral
Mersin Bursa Manisa
BAŞKAN – Sayın Komisyon salt çoğunlukla
katılıyor musunuz önergeye?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ AYŞENUR İSLAM (Sakarya) – Salt çoğunluğumuz olmadığından
katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Salt çoğunluk olmadığı için önergeyi
işlemden kaldırıyorum.
26’ncı madde üzerinde bir adet önerge
vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 199 Sıra Sayılı
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili
Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2
Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili
Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir,
Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten
Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih
Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay
Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu
Mali Yönetim ve Kontrol Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 26. Maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mustafa Sezgin Tanrıkulu İzzet Çetin Candan Yüceer
İstanbul Ankara Tekirdağ
Ömer Süha Aldan Vahap Seçer Aykut Erdoğdu
Muğla Mersin İstanbul
MADDE 26.- Bu Kanun 1.1.2020 tarihinde
yürürlüğe girer.
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor
mu?
MİLLÎ EĞİTİM KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ AYŞENUR İSLAM (Sakarya) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER
(İstanbul) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen
Aykut Erdoğdu, İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın Erdoğdu. (CHP
sıralarından alkışlar)
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) – Sayın
Başkan, değerli üyeler; bu Millî Eğitim Yasası’nın ihaleyle ilgili maddelerini
dünden beri konuşuyoruz, dünden beri derdimizi anlatmaya çalışıyoruz.
Ben artık iktidar partisinin
milletvekillerine konuşmuyorum; ben şu an, küçük de olsa, dar da olsa bu
televizyonu izleyen Türk halkıyla konuşmak istiyorum; bunun bedelini ödeyecek
halkla konuşmak istiyorum, onlara özetliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Biz diyoruz ki: “Bu, yolsuzluklara yol
açacak bir yasadır.” Özetle, iktidar da diyor ki: “Biz bu ülkeye teknoloji
getirmek istiyoruz, biz çocuklara tablet bilgisayar dağıtmak istiyoruz,
okullara akıllı tahta koymak istiyoruz ve bunu da Türk firmalarına yaptırmak
istiyoruz, bu muhalefet de bize engel oluyor çünkü mevcut yasayla bunu yapmamız
mümkün değil.”
Değerli halkım, bu kocaman bir
yalandır, büyük bir yalandır. Sebebi şudur: Bu iktidar, iktidara geldiği andan
itibaren 1,2 trilyon dolar ithalat yapmıştır ve bu devlet, sadece Millî Eğitim
Bakanlığı üzerinden ithalata dayalı ihale yapmamaktadır. Madem bu iş bu kadar
kötüdür, Devlet Demiryollarında China Major Company’e, Hyundai Rotem Company’e,
Millî Savunma Bakanlığında bir sürü Amerikan şirketine milyarlarca dolar
ihaleyi niye yapıyorsunuz? Birinci husus bu.
İkinci husus: Ne derseler desinler bunu
ithalatla yapacaklar. Sayın Grup Başkan Vekili diyor ya: “Bunu Çinli firmalar
mı alsın?” Bunu gene Çinli firmalar yapacak mevcut teknolojik durum altında.
Ama bu Çinli firmalar belirlenmiş birtakım firmalar üzerinden satacaklar, bu
tespit edilmiş. Yetimin hakkının gideceği firmalar üzerinden yapacaklar. Yetim
sonuçta aynı parayı ödeyecek. Bir kısmını Çinlilere ödeyecek, bir kısmını bu
firmalara ödeyecek. Sizin tablet rüyanız ne biliyor musunuz? Yıllar yılı bu
ülkede araba yaptılar, arkasına “Şahin”, “Doğan” yazdılar ve birtakım cahil
kafalar bunu yerli araba sandılar ya, sizin tabletiniz aynen bu şekilde olacak.
Şimdi iddianız şu, siz diyorsunuz ki:
“4734 sayılı Kanun’la alım yapılamaz.” Ya değerli arkadaşlar, kusura bakmayın
ama bu kadar da cehalet olmaz. Bu bir alım kanunu, dünyanın her tarafında olan
alım kanunu. Sadece namuslu ve dürüst alımlara yönelik hazırlanan kanun. Çok uğraştınız,
çok bozmaya çalıştınız, mekanizmalarını kaldırdınız ama özü bu olduğu için hâlâ
ve hâlâ yolsuzlukların önünde engel. Çok basit bir örneğini veriyorum: Bunu
niye kaldırdınız? Kömür işinde kaldırdınız. Niye? Çünkü yolsuzluk vardı. Şimdi
öncesinden yapıyorsunuz. O zaman yolsuzluk yapılmıştı siz kaldırdınız, şimdi
yolsuzluktan önce kaldırıyorsunuz. Onun için boşuna bizi aldatmaya çalışmayın,
boşuna bu halkı aldatmaya çalışmayın.
Bu kanun bir yolsuzluk yasasıdır. Üzücü
olan, “Kur’an-ı Kerim” lafının içerisinde, bu yolsuzluk lafının içerisinde
olmasıdır. İşte, laiklik buna engeldir arkadaşlar. İşte, bizim anladığımız
laiklik, Kur’an-ı Kerim’le yolsuzluğu aynı yasada kullanmaya engeldir. Bunu
herkesin bilmesini istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Diğer bir husus değerli arkadaşlar,
Değerli Kardeşim Veli Ağbaba, devrimci Veli Ağbaba, Kürecik dağlarına Amerikan
bayrağını diktirdiniz ya, onu indirmeye giden Veli Ağbaba; işte, o Veli Ağbaba
bu kürsüde saldırıya uğradı. Veli Ağbaba o kadar cesur bir insandır ki, sizle
değil, ağababalarınızla, Amerika’yla, İsrail’le mücadele eder. Dağlarımızdan
onun bayrağını indirmeye, kaldırmaya giden Veli Ağbaba’dır. O bedenin
içerisinde kocaman bir yürek vardır. Ama bu Amerika ve İsrail öyledir ki, bazen
bu ülkenin içerisinde yerli iş birlikçiler bulur. İşte, bu vatanseverlerin
üzerine yerli iş birlikçiler saldırır.
Biz altmış senedir, seksen senedir, yüz
senedir bunlarla mücadele ediyoruz. Bizim canımız, bu toprağa, bu vatan için
kurban olsun. Biz, insanlığımızdan, efendiliğimizden, aynı topraktaki
insanlarla asla mücadele etmedik. Bunu, sakın korkaklık olarak algılamayın. Bu,
dürüstlüktür; bu, delikanlılıktır; bu, mertliktir. Ama yaptıklarınızı bir daha
düşünün. Bizim de bir sabrımızın olduğunu, bizim de kendi içimizdeki ahlakımıza
karşı bir direniş sınırımızın olduğunu unutmayın.
Sizden rica ediyorum: Bunu yapan
arkadaşlara, şimdiye kadar, beraberce, sizden vicdanlı adamlarla engel olduk.
Ben bu engel olmaya devam edeceğim. Ama rica ediyorum, bir daha bu kürsüde
böyle bir şey olmasın. Bu, milletin kürsüsüdür. Milletin kürsüsüne yapılan
saldırı millete saldırıdır.
Ben, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Sayın
Başkan…
BAŞKAN – Buyurun Sayın Canikli.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Biraz önce
konuşmacı yalan söylediğimizi iddia ederek hakaret etmiştir.
BAŞKAN – Buyurun Sayın Canikli. İki
dakika süre veriyorum sataşma nedeniyle.
IX.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
3.-
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin, İstanbul Milletvekili Aykut
Erdoğdu’nun Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben, o konuşmacının kullandığı çirkin
ifadeleri kullanmayacağım. Kem söz kendisine aittir. O çirkin ifadeleri
katıyla, misliyle ben kendisine iade ediyorum.
Ama değerli arkadaşlar, bakın,
gerçekten, o kadar yanlış, o kadar ön
yargılı, o kadar bir ideolojik bağnazlık söz konusu ki…
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) – Sayın
Başkan, neresi yanlış?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Kömür
örneği verildi. Bakın, ilginç, güzel… Kömür örneğinde, yine “İhale kapsamı
dışına çıkarıldı.” ve işte “Yolsuzluk yapıldı.” gibi bir iddia ortaya atıldı.
Şimdi, kömür kapsam dışına bırakıldı.
Kömür kimden alınıyor değerli arkadaşlar? Kömürü kim satıyor fonlara? Türkiye
Kömür İşletmeleri Kurumu satıyor.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) – Ya yapmayın!
Yalan! Sayın Başkanım, özür diliyorum. Lütfen ya! Ya ben yazdım raporu!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Türkiye
Kömür İşletmeleri Kurumu satıyor.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) – Çelikler,
Geliş Madencilik…
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Eğer bu
proje uygulanmamış olsaydı o zaman özel kömür firmaları, Güney Afrika’dan kömür
getiren kömür firmaları kömür satacaklardı.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) – Hayır!
Hayır! Lütfen yapmayın… Doğruyu söylemiyorsunuz Sayın Canikli!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Onun için
diyorum siz bunların avukatlığını mı yapıyorsunuz? Niye ısrar ediyorsunuz
bunların avukatlığında?
Ama biz burada ne yaptık biliyor
musunuz? Bakın, hem kapatılmış olan kömür ocaklarını aktif hâle getirdik, yerli
üretim daha fazla yapılır hâle geldi. Öyle değil mi? Aynen öyle oldu. Daha da
ucuza üretim yapar hâle geldiler.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) – Nasıl
devletten daha ucuz kömür ya?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Bakın,
fonlar daha ucuza kömür aldı. Sizin dediğinizi yapmış olsaydık, sizin dediğiniz
yapılmış olsaydı daha pahalı kömür Güney Afrika’dan getirilecekti.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Hiç Sayıştay
raporunu okumadın mı?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Bu parayı
kim kazanacaktı? Para kimin cebine girecekti? Soruyorum. Güney Afrika
firmasının cebine girecekti ve siz de bundan memnun olacaktınız öyle mi? Bu da
hoşunuza gidecekti öyle mi? Çok ayıp. Gerçekten çok ayıp.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Biz Sayıştay
raporunu okuduk!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Biz,
burada, milletin kaynaklarını koruyoruz, milletin kendi yerli üretimini koruyoruz
ve daha da üst noktalara gelmesini sağlıyoruz. Yapmaya çalıştığımız bu. Belki
bazılarının aklı almayabilir. O da kendi sorunları.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın
Canikli.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) – Sayın
Başkanım…
BAŞKAN – Buyurun Sayın Erdoğdu.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) – Sayın
Başkanım, Sayın Canikli Meclise eksik bilgi veriyor, bilmeden veriyor. Bu kömür
madenlerinden değil, Çelikler Firmasından, Geliş Madencilik Firmasından
alınmıştır. Fahiş fiyatlarla alındığı 4 tane denetim raporuyla tespit
edilmiştir. Bu kadar milletvekilini doğru bilgilendirmemiz gerekmektedir ve bu
tam anlamıyla bir yolsuzluktur. Buradaki arkadaşlarımız da bu konuyu bilmezse
yanlış karar verirler. Onun için söz istiyorum. Rica ediyorum sizden.
BAŞKAN – Buyurun Sayın Erdoğdu. (CHP
sıralarından alkışlar)
Zaten söyleyeceklerinizi söylediniz.
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
7.-
İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu’nun, Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli’nin ifadelerine ilişkin açıklaması
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) – Değerli
arkadaşlar, ben size burada bir durumu anlatmaya çalışıyorum.
Şunu söylüyorum: Türkiye Kömür
İşletmeleri kendisinden maden almıyor. Sayın Canikli’yi kırmak istemiyorum.
Sayın Canikli doğruyu bilmiyor ama ona söyleyen yalan söylüyor çünkü bu
madenler…
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Sözünü
geri al! Ne biçim konuşuyorsun!
AYKUT ERDOĞDU (Devamla) – Ben sizi
kırmak istemiyorum.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Ayıp ya!
Eleştirebilirsin ama…
AYKUT ERDOĞDU (Devamla) – Ben sizi
kırmak istemiyorum. Oturun yerinize.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Yakışıyor
mu sana!
BAŞKAN – Size söylemedi Sayın Canikli
zaten. Size söylemedi. Size söyleyene söyledi.
AYKUT ERDOĞDU (Devamla) – Gerçeği
söylemiyor. Sayın Canikli, Grup Başkan Vekilisiniz. Partinize saygı duyuyorum,
onun için bir şey demiyorum. Lütfen.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Öyle şey
olur mu! Eleştir ama ne biçim laflar öyle!
AYKUT ERDOĞDU (Devamla) – Sayın Başkan,
süreme ekler misiniz?
BAŞKAN – Buyurun Sayın Erdoğdu.
AYKUT ERDOĞDU (Devamla) – Değerli
arkadaşlar, bu kömür madenleri ihalesiz olarak bir kısmı Çelikler’e ve Geliş
Madencilik’e kiralamıştır.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Ayıptır!
Öyle şey olur mu ya!
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) –
Sana bir şey demedi. “Sayın Canikli’yi yanıltıyorlar.” dedi.
AYKUT ERDOĞDU (Devamla) – Bunlar
devlete kömür satıyor, bunlar alıp parasını cebine koyuyor ve fahiş fiyatlarla
satıldığı Sayıştay raporunda yazıyor. İsteyen tüm arkadaşlarıma bu Sayıştay
raporlarını göndereyim ama bizim burada gerçekleri değiştirerek olmuş
yolsuzlukları olmuyor gösterme hakkımız yoktur.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Nerede?
Bir tane somut örnek verin. (CHP sıralarından gürültüler)
AYKUT ERDOĞDU (Devamla) – Ya işte
Sayıştay raporunu getireceğim.
Değerli milletvekilleri, sizden şunu
rica ediyorum. Bu son derece önemli bir konudur. Sayın Canikli olmadığını
söylüyor, ben de olduğunu söylüyorum. Ben milletvekilliğimi, ben her şeyimi
ortaya koyuyorum. Eğer benim dediğim yalansa, eğer ki bu firmalardan bu kömür
alınmamışsa, eğer bu Sayıştay raporu yoksa ben milletvekilliği görevimden
-bütün halkın huzurunda söz veriyorum- istifa edeceğim, Meclisin kapısının
önünden geçmeyeceğim. (CHP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)
HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Sen de istifa
edecek misin Sayın Canikli?
AYKUT ERDOĞDU (Devamla) – Ama eğer
söylediğim doğruysa sizden rica ediyorum, yolsuzlukla mücadele adına rica
ediyorum, yetim hakkı adına rica ediyorum, Sayın Canikli gelsin bu kürsüye,
“Aykut Erdoğdu’dan özür diliyorum.” desin. Bari bunu yapalım.
Çok teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın
Erdoğdu.
Buyurun Sayın Canikli.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Sayın
Başkanım, yine aynı şekilde, Sayın Konuşmacı hakarette bulundu. (CHP
sıralarından “Özür dile, özür” sesleri, gürültüler)
BAŞKAN – Efendim… Lütfen sayın…
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Biraz önce
Sayın Konuşmacı bana hakarette bulundu efendim. Yalan söylediğimi iddia ederek
hakarette bulundu Sayın Başkan. Sataşmadan söz istiyorum.
BAŞKAN – Buyurun Sayın Canikli.
Ne zamana kadar devam edecek
bilmiyorum.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) –
“Yalan söylüyor.” demedi Sayın Başkan, “Nurettin Bey’i yanıltıyorlar.” dedi.
IX.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
4.-
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin, İstanbul Milletvekili Aykut
Erdoğdu’nun şahsına sataşması nedeniyle konuşması
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Bakın
değerli arkadaşlar, size kömür alımlarıyla ilgili olarak… Öncellikle hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından gürültüler)
Bakın, lütfen dinleyin.
Bakın, kömür alımlarıyla ilgili olarak
istisna maddesini okuyorum, aynen…
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) – Beyefendi,
yaptığınız yolsuzluk sonrası…
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Nerede, ondan
öncekiler nerede?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Kamu İhale
Kanunu kapsamı dışına çıkaran maddeyi aynen okuyorum: “Fakir ailelere kömür
yardımı yapılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararnameleri kapsamında işletici
kim olursa olsun Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğünün kendisine
veya bağlı ortaklık veya iştiraklerine ait olan kömür sahalarından yapacağı mal
ve hizmet alımları…” (CHP sıralarından gürültüler)
HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Hangi bent,
hangi bent?
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) – Siz
yaptınız, yolsuzluk sonrası siz yaptınız o yasayı. Yolsuzluk sonrası yapıldı,
öncesi değil ama.
BAŞKAN – Sayın Canikli, teşekkür
ediyorum, tamam.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Cehalet
nerede şu anda değerli arkadaşlar, cehalet nerede? İstisna kapsamı dışına
çıkarılan husus bu.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Ne zaman çıktı?
Tarihleri açıkla!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Fakirlere
kömür yardımı ve sadece Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumunun ocaklarından
alınması şartıyla. Ayıp değil mi bu yaptığınız, ayıp değil mi? (CHP
sıralarından gürültüler)
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) – O ocak
başkasının, kiralanmış.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) – Bu yasa,
yolsuzluklar sonrası yapılmıştır Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Konu anlaşıldı Sayın Erdoğdu,
lütfen…
AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Rapor
yoksa istifa edeceğini söylesene!
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
8.-
İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu’nun, Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli’nin ifadelerine ilişkin tekraren açıklaması
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) – Sayın
Başkanım, bu kadar önemli bir konuda bu Meclisi doğru bilgilendirmek
zorundayım. Bu yasa, yolsuzluk raporu yargıdayken çıkarılmıştır. Böyle bir şey
olabilir mi? 4734 Kamu İhale Kanunu dışında Türkiye Kömür İşletmeleri nasıl
kömür alır yasa olmadan? Yazık ama yani! Gerçekten kendimizi parçalıyoruz…
BAŞKAN – Peki, teşekkür ediyorum Sayın
Erdoğdu.
VIII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili
Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2
Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili
Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili
Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir, Uşak
Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten
Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih
Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay
Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu
Mali Yönetim ve Kontrol Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (2/358, 2/305,
2/306, 2/307, 2/312, 2/384, 2/385) (S. Sayısı:199) (Devam)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri,
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
26’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
27’nci madde üzerinde iki adet aynı
mahiyette önerge vardır, okutup birlikte işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 199 Sıra Sayılı
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili
Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2
Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili
Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir,
Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten
Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih
Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay
Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu
Mali Yönetim ve Kontrol Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 27. Maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Ali Haydar Öner İdris Yıldız Mehmet Şeker
Isparta Ordu Gaziantep
Müslim Sarı Engin Özkoç Selahattin Karaahmetoğlu
İstanbul Sakarya Giresun
MADDE 27- Bu Kanun hükümlerini Başbakan
yürütür.
Diğer önerge imza sahipleri:
Mehmet Şandır Alim Işık Bülent Belen
Mersin Kütahya Tekirdağ
Zühal Topcu Erkan Akçay Enver Erdem
Ankara Manisa Elâzığ
Hasan Hüseyin Türkoğlu Nevzat Korkmaz
Osmaniye Isparta
BAŞKAN – Sayın Komisyon, aynı
mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR
KOMİSYONU BAŞKANI NABİ AVCI (Eskişehir) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER
(İstanbul) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen
Mehmet Şandır, Mersin Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
Buyurun.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bize göre,
Milliyetçi Hareket Partisi Grubuna göre, camiasına göre, cumhuriyet tarihimizin
çok önemli bir kararını veriyoruz. Çocuklarımızın, geleceğimiz olan,
milletimizin, ülkemizin geleceği olan çocuklarımızın dinî, millî ve insani
değerlere göre yetiştirilmesi için okullarımızda bu kaynakların okutulmasını
bir hukuk hâline getiriyoruz.
Daha önce de ifade ettim, müsaadenizle
-milletimiz bizi izliyor- bu, bizim bugünkü beyanımız değil. Milliyetçi Hareket
Partisi olarak biz, hem ideolojik olarak hem siyaset olarak hem iktidar projesi
olarak, geleceğimize sahip çıkacak, kuracak çocuklarımızın kendi
kaynaklarımıza, kendi değerlerimize göre yetiştirilmesini programımıza koyduk,
seçim beyannamelerimizde her defasında ifade ediyoruz. Bu sebeple, ortaokul ve
liselerde seçmeli ders olarak, çocuklarımızın, inanç değerlerimizin kaynağı
olan Kur’an’a ve hadise ait bilgileri öğrenmelerini, ilmihâl bilgilerini
öğrenmelerini çok önemsiyoruz. Teklifimize her ne kadar “hayır” dediyseniz de
aynı mealdeki, aynı mahiyetteki ama bize göre eksik olan sizin önergenize biz
“evet” dedik, maddede de “evet” dedik, bunu da tescil etmek için açık oylamayı
biz talep ettik, sisteme de geçti.
Dolayısıyla bu konuda bazı sayın
bakanlar talihsiz beyanlarda bulundular, “Milliyetçi Hareket Partisi istismar
ediyor.” falan dediler ama yakışmadı. Allah biliyor, Milliyetçi Hareket Partisi
bu önergesinde, bu desteğinde, bu kararında samimidir. Biz bunu bir irade
beyanı olarak görüyoruz.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu
irade beyanının tercümesi şudur: Cumhuriyet değerlerimize, bu cumhuriyeti kuran
kurucuların ortaya koyduğu ilkelere, bu devletin kuruluş felsefesine asla
aykırı, karşıt olmayan, halkımızın, insanımızın inanç değerlerinin, yüzde 99’u
Müslüman olan bu milletin inanç değerlerinin çocuklarına okutulmasını,
okullarda okutulmasını hukuk hâline getirdik. İrade beyanı budur. Bu irade
beyanı, Meclisimizin de biraz sonra irade beyanı olacaktır. Hayırlı olmasını
diliyorum. Hayırlı olmuştur ancak değerli arkadaşlar, bakın, biraz önce de
söyledim, bu kadar önemli bir mutabakatı temin ettiniz, bize göre -size göre
de- bu kadar hayırlı bir adım attınız yani cumhuriyet tarihimizde cumhuriyetle
milleti barıştırdık. Bu devlet de, bu cumhuriyet de bu millet için. Bu milletin
değerlerini öğretmeyip de neyi öğreteceğiz? Bunu başardık bu kadar güzel bir
mesaide, bu kadar güzel bir meselede fakat şu yapılan ithamları yok sayamazsınız.
Değerli arkadaşlar, deryaya bir damla
da şey düşse o derya kirlenir, yapmayın bunu. Bu hukuk elinizde, bu Kamu İhale
Kurumu sizin elinizde. Her defasında bir istisna hüküm koyarak bu istifhamlara,
bu ithamlara niye maruz kalıyorsunuz, bunu anlamak mümkün değil. Cumhuriyet
Halk Partisi, diğerleri, bizim arkadaşlarımız da, ben de incelediğimde
endişeleniyorum: Niye bu istisnayı koyuyoruz? Her defasında kendi koyduğumuz
kuralın arkasından dolanabilmek için bir gayretin içine giriyoruz.
Ben üzüntümü ifade ediyorum, suçlamak
anlamında söylemiyorum. Bu kadar güzel, bu kadar hayırlı, önemli bir konuyu
kirlettiniz değerli arkadaşlar, maalesef kirlettiniz. Buna ihtiyacınız yoktu.
Samimiyetle söylüyorum, üzüntümü ifade ediyorum, buna ihtiyacınız yoktu. Gene
istediğiniz şekilde ihalenizi yapabilirdiniz yani on beş yıl sonraya kadar bu
ülkeyi taahhüt altına atmanın bir gerekçesi var. Bu gerekçeyi anlatabilmeniz
mümkün değil. Ortaya koyduğunuz gerekçelerin hiçbiri bunu karşılamaz.
Onun için, hayırlı olmuştur, hayırlı
olsun diyorum ama üzüntülerimi de ifade ediyorum. Bu kanunun tümü bu şekilde
çıkmamalıydı.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz,
size, bizim önergemize vermediğiniz destekten dolayı da teşekkür ediyoruz ama
bu kanunun çıkmasını hayra yoruyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın
Şandır.
Önerge üzerinde diğer konuşmacı
İstanbul Milletvekili Müslim Sarı.
Buyurun Sayın Sarı. (CHP sıralarından
alkışlar)
MÜSLİM SARI (İstanbul) – Teşekkür
ederim Sayın Başkan,
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
yaklaşık bir aylık bir süre boyunca Millî Eğitim Yasası’ndaki değişikliğe
ilişkin tartışabildiğimiz ölçüde tartıştık, teknik ayrıntılara girdik,
bazılarına giremedik, bazılarına girdik ama genel çerçeve oluştu, şimdi
yürürlük maddesindeyiz.
Biz bu maddede şunu söylüyoruz: Bu
yasayı Sayın Başbakan yürütsün, Bakanlar Kurulu değil. Niye Sayın Başbakan
yürütsün? Çünkü bunun için beş tane sağlam gerekçemiz var:
Birincisi: Bu yasa ideolojik bir
yasadır. Her ne kadar Sayın Bakan bizim eleştirilerimiz karşısında ve sıkıştığı
yerde “Burada pedagojik ve teknik bir yan vardır, biz bu meseleye ideolojik
bakmıyoruz.” diyorsa da Sayın Başbakan yaptığı bir grup toplantısında “28
Şubatın son izini de sileceğiz.” diyor. Dolayısıyla Sayın Başbakanın yaklaşımı
ideolojiktir. Eğitim başlı başına ideolojik bir iştir ve Sayın Başbakan bütün
ideolojik duruşunu bu yasanın içine giydirmeye çalışmaktadır. O yüzden bu
yasayı lütfen Sayın Başbakan yürütsün.
İkincisi: Bu yasa yapılış yöntemi
itibarıyla faşizandır. Bütün aşamalarında gördük bunu; Komisyonda gördük,
ODTÜ’de gördük, Kızılay Meydanı’nda gördük ve dün akşam Genel Kurulda gördük.
Yöntem olarak zorbalığa dayanan, faşizmin yöntemlerini kullanan faşizan bir
yasadır. O yüzden lütfen bu yasayı yürütmek Sayın Başbakana düşer.
Üçüncüsü: Bu yasa bir tasarı olarak
gelmemiştir, bir teklif olarak gelmiştir, Bakanlar Kurulunda imzaya
açılmamıştır, bakanlar bu yasanın altına imza atmamıştır; niye Bakanlar Kurulu
yürütsün? Bu yasanın tüm aşamasında Sayın Başbakan vardır, tüm aşamalarında. O
yüzden bu yasayı lütfen Sayın Başbakan yürütsün.
Dördüncüsü: Başbakanın talimatlarıyla
yürüdü bu süreç. Mardin’de Başbakan “Gerekirse cumartesi ve pazar da
çalışacaksınız ama bu yasayı çıkartacaksınız.” dedi, talimat verdi ve pazar
günü neler olduğunu hepimiz biliyoruz. Başbakan Seul’den talimat verdi, biz
gece beşlere kadar çalıştık. Gece beşlere kadar bizi burada tutan güç ne? Hangi
talimat? Hangi bakış açısı? Hangi ruh hâli? Bu yasa bir hafta daha
tartışılsaydı ne olurdu? Niçin bunu bir siyasal inatlaşma hâline çevirdiniz?
Dolayısıyla bu sürecin her yerinde talimatlarıyla Sayın Başbakan vardır. O
yüzden lütfen bu yasayı Sayın Başbakan yürütsün.
Son olarak, bu yasa devletin hemen
hemen hiçbir belgesinde yok. Türkiye'nin geleceğini şekillendiren bütün
belgelere baktığınız zaman, Millî Eğitim Yasası’yla ilgili radikal bir
değişikliği ve dönüşümü içeren bu yasayı hiçbir yerde göremezsiniz. Nerede yok?
Kalkınma planlarında yok. Var mı? Nerede yok? Orta Vadeli Program’da yok. Var
mı? Daha ekimde tartıştık, konuştuk. Nerede yok? Yıllık planlarda var mı? Yok.
Nerede yok? Millî eğitim stratejisinde var mı? Yok. Nerede yok? Bütçe
Yasası’nda var mı? Yok. Bunun bir sürü mali boyutu var ama ekimde başladığımız
tartışma süreci içinde bütçenin hiçbir yerinde bunu görmedik. Nerede yok?
Hükûmet Programı’nda yok. Nerede yok? Seçim beyannamesinde yok. Peki nerede
var? Tek bir yerde var sevgili arkadaşlar: Bu yasa sadece ve sadece Recep
Tayyip Erdoğan’ın aklında var dolayısıyla böyle bir yasayı uygulamak da Recep
Tayyip Erdoğan’a düşer.
Yasanın her yerinde bulunan, her
noktasında yer alan, her sürecine müdahil olan ve her sürecini yöneten ve
faşizan izler taşıyan bu yasayı uygulamak da herhâlde bir postmodern diktatöre
düşer diye düşünüyorum.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) – Sayın
Başkan…
BAŞKAN – Buyurun Sayın Ünal.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) – Kayıtlara
geçmesi açısından söylüyorum: Darbenin dayattığı ideolojik duruşun izlerini
silmek demokratik bir tavırdır. (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri,
alkışlar)
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Ünal.
Evet, sayın milletvekilleri, aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önergeler kabul edilmemiştir.
27’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
İkinci bölümde yer alan maddelerin
oylamaları tamamlanmıştır. Teklifin görüşmeleri de tamamlanmıştır.
Teklifin tümünü oylarınıza sunmadan
önce İç Tüzük’ün 86’ncı maddesi gereğince lehte ve aleyhte görüşlerini
belirtmek üzere, lehte Sayın Nurettin Canikli, Giresun Milletvekili, söz
istemişlerdir.
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, gerçekten uzun bir maratonun
sonunda bu kanun teklifinin görüşmeleri tamamlanmış oluyor. Ben, öncelikle bu
teklifin bu noktaya gelmesinde emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum, katkı
sağlayan herkese çok teşekkür ediyorum. Elbette, bu çalışmalar sırasında
Komisyonumuzun, alt komisyonumuzun yaptığı katkı ve çalışmaların mutlaka
zikredilmesi gerekir. Özellikle Komisyon Başkanımızın son derece önemli
çalışmalarını, katkılarını burada zikretmekte fayda var. Ben, bu vesileyle
Başkanımız Sayın Nabi Avcı’ya da çok teşekkür ediyorum, elbette Bakanlığımıza,
katkı sağlayan herkese, Türkiye Büyük Millet Meclisine.
Tabii bugün tarihî bir gün değerli
arkadaşlar. Tarihî bir gün olduğunu belki bugün fark edemeyebiliriz ama daha
sonra fark edeceğiz bunun tarihî bir gün olduğunu.
İZZET ÇETİN (Ankara) – Tarih hesap
sorar!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Ben, Cenabıhakk’a
binlerce şükrediyorum, bana, bizlere böyle tarihî bir onuru yaşattığı için,
tarihî bir onura tanıklık ettiği için ve katkı sağlama görevi verdiği için
Cenabıhakk’a binlerce kez şükrediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Bize de
teşekkür etmen lazım.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Bu
teklifin görüşülmesi sırasında katkı sağlayan tüm milletvekili arkadaşlarımıza
ve 9’uncu maddeye özellikle katkı veren Milliyetçi Hareket Partisine ve tüm
Milliyetçi Hareket Partisi milletvekili arkadaşlarımıza da özellikle teşekkür
ediyorum; onları da burada zikretmemiz gerekiyor.
Değerli arkadaşlar, hiç kimsenin en
ufak bir kuşkusu olmasın. Bu, gerçekten demokratik bir düzenlemedir. Bu,
milletimizin iradesine saygı duyan, onlara tercih imkânı veren, yani onlara
herhangi bir şeyi zorla yaptırmayı amaçlayan bir düzenleme değildir.
Dolayısıyla, o yönden, bütün arkadaşlarımız, özellikle Cumhuriyet Halk Partisi,
yani karşı çıkan arkadaşlarımız açısından da söylüyorum, en ufak bir tereddüdünüz
olmasın, uygulandığı zaman görülecek.
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Var,
var, göreceğiz.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Türkiye’de
yaşayan, bu topraklarda yaşayan dini, kökeni, milliyeti ne olursa olsun herkes
eşit olarak, talep etmeleri hâlinde bu imkânlardan faydalanacaktır. Bu,
çoğulculuktur; bu, vatandaşımıza, milletimize saygı duymanın en güzel
örneklerinden bir tanesidir, yansıtma şekillerinden bir tanesidir.
Dolayısıyla, değerli arkadaşlar…
MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın Canikli,
BDP’den de “evet” oyu verenler var, onlara niye teşekkür etmiyorsun?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) –
Sayın Canikli, BDP’den de “evet” oyu verenler var, onlara haksızlık yapma,
haksızlık yapıyorsun. BDP’den de var, bakmamışsın.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Var, var,
verdik.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Hayır,
elbette, onlara da teşekkür ediyorum, ben farkında değilim, bilmiyorum.
Teşekkür ediyorum, “evet” oyu verdiklerini bilmiyorum, onlara da teşekkür
ediyorum ama…
MAHMUT TANAL (İstanbul) – İsimlerini
niye zikretmiyorsun, “onlar” deyince hangi partiler?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Değerli
arkadaşlar, sonuç itibarıyla, katkısı olan, yani Cumhuriyet Halk Partisi
milletvekili arkadaşlarımızın da katkıları olmuştur…
MUHARREM İNCE (Yalova) – Bize gerek
yok.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – ….yani onu
da inkâr etmeyelim, bilerek ya da bilmeyerek ama katkı sağlamışlardır, ben
onlara da teşekkür ediyorum.
MUHARREM İNCE (Yalova) – “Onlara”
derken kime?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Değerli
arkadaşlar, inşallah hayırlı uğurlu olur, Cenabıhak hayırlara vesile kılar
inşallah ve milletimizin, geleceğimizin çok daha ileriye götürülmesinde
inşallah katkısı olacak, çok büyük katkı sağlayacak, milletimizin moral
değerlerinin yükseltilmesinde çok büyük katkı sağlayacak olan bir yasadır, bir
tarihî karardır ve karar da milletimize aittir. Milletimizden alınan bir imkân
tekrar bugün milletimize iade edilmektedir.
Ben, hayırlı olması temennisiyle
hepinize saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Şimdi, yine İç Tüzük madde 86
gereğince görüşlerini belirtmek üzere ve aleyhte söz isteyen Engin Altay, Sinop
Milletvekili.
Buyurun Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; boşuna telaş etmeyin, 9’uncu maddede yaptıkları tam bir
kayıkçı kavgasıydı zaten. Bunun için teşekkür edilip edilmemesinin çok anlamı
yok.
ADİL KURT (Hakkâri) – Bizim denizimiz
yok ki kayığımız olsun.
ENGİN ALTAY (Devamla) – Sayın
Canikli’nin temennilerine katılmayı çok isterdim ama maalesef, ben, Sayın
Canikli’nin temennilerine katılamıyorum.
Değerli milletvekilleri, parlamentolar,
devletlerinin, onları kuran kurucu iradenin ve o iradenin getirdiği temel
esasların korunduğu yerlerdir. Parlamentolar, devletin anayasada ifadesini
bulan niteliklerinin kanun koyarak parmak çoğunluğuyla değiştirileceği yerler
değildir. Bu tarz nitelikler, olsa olsa, referandumlarla değiştirilebilir.
Bunun bilinmesini istiyorum. Bu kanun gösterdi ki, bu kanun sürecindeki
tavrınız gösterdi ki, ben yanlış söylemişim, ben, başından beri, sizin 28 Şubat
1997’den rövanş alma arzusu içinde olduğunuz hissiyatında idim ama şimdi
anlıyorum ki sizin büyük çoğunluğunuzun asıl almak istediği rövanş, 29 Ekim
1923’tür. (CHP sıralarından alkışlar)
Daha önce söylemiştim, içinizde kimi
AKP’li yönetici, yetkili, etkili, milletvekili, başkanların cumhuriyetle sorunu
olduğunun bilincindeyiz ama…
AHMET AYDIN (Adıyaman) – Kimsenin
sorunu yok.
ENGİN ALTAY (Devamla) – …size oy veren,
Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan yurttaşlarımızın sizin gibi düşünmediğini ve
büyük çoğunluğunun cumhuriyetle sorunu olmadığını, bu milletin cumhuriyetin
icaplarını içine sindirdiğini bilmenizi isterim.
Değerli milletvekilleri, Tevhidi
Tedrisat Kanunu, nelerin önünü tıkamak, nelerin önünü açmak içindi?
Soru 1) Harf İnkılabı vasıtasıyla bir
ülkenin tamamının bir anda sıfır okuryazar seviyesine indirgenmesinin kimlere
yaradığı?
Soru 2) Ve bir yorum: “Türkiye’nin
yarınında artık Kemalizme veya başkaca bir resmî ideolojiye yer yoktur.” Bu da
bir yorum. Bu sözler Sayın Başbakana aittir. Böyle sözleri söyleyen bir
insanın, görevi ne olursa olsun, hangi makamda bulunursa bulunsun, içinde şu
anda ortamını paylaştığımız bu yüce çatıyla sorunu var demektir. (CHP
sıralarından alkışlar) Burası…
M. MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya) – Ne
alakası var!
ENGİN ALTAY (Devamla) – Evet.
Ve Başbakanların, yasamanın başı
olmadığını bilmeleri gerekir.
Başbakanların şöyle ya da böyle bir
nesil yetiştirmek diye bir görevi yoktur.
Başbakanların, beş yaşındaki çocuklar
üzerinden Pensilvanya’yla olan kavgasına cevap vermek ve beş yaşındaki çocuklar
üzerinden camiye cevap vermek gibi de görevi yoktur.
Başbakanların, mensubu olduğu cemaat ve
vakıflardan talimat alarak eğitim sistemi üzerinde oynamak gibi bir görevleri
yoktur.
Sayın milletvekilleri, laiklik, bütün
toplumlarda toplum ve devlet olmanın en temel özelliğidir. (CHP sıralarından
alkışlar) Laik sistemle oynanan ülkelerin sonu Mısır’dır. Laik sistemle oynanan
ülkelerin sonu Libya’dır. Laik sistemle oynanan ülkelerin sonu Suriye’dir,
Tunus’tur, Cezayir’dir, Fas’tır ve onların liderleridir, bunun da bilinmesini
istiyorum.
Size karşı bir tarihî uyarı yapıyorum:
Çıraklık döneminde aldığınız törpüyü kalfalık döneminde bırakıp elinize bıçak
aldınız, şimdi ustalık döneminde, şimdi bugün bıçağı da bıraktınız, elinize bir
satır aldınız. Dilerim ve temenni ederim bunu kullanmazsınız.
Şu milleti, hem bir yandan rant, bir
yandan da Allah ile aldatarak gideceğiniz yolun ömrü çok kısadır. Bu millet,
sizin düşündüğünüz gibi sizi görmemekte ve algılamamaktadır. Bunu, en kısa
sürede siz de maalesef yaşayarak göreceksiniz ve tekrar altını çizerek
söylüyorum ve diyorum ki: Türkiye Cumhuriyeti her hâl ve şartta…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ENGİN ALTAY (Devamla) - …sonsuza kadar
laik olarak kalacaktır. (CHP sıralarından “Bravo” sesleri, ayakta alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Altay.
Sayın milletvekilleri, teklifin tümünü
oylarınıza sunacağım ancak teklifin tümünün oylamasının açık oylama şeklinde
yapılmasına dair bir önerge vardır, önergeyi okutup imza sahiplerini arayacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 199 sıra sayılı kanun
teklifinin tümü üzerindeki oylamanın açık oylama yöntemiyle yapılmasını talep
ediyoruz.
Gereğini arz ederiz.
Recep Özel? Burada.
Nurettin Canikli? Burada.
Ayşe Nur Bahçekapılı? Burada.
Mahir Ünal? Burada.
Ahmet Aydın? Burada.
Hüseyin Üzülmez? Burada.
İsmail Güneş? Burada.
Bülent Turan? Burada.
Mehmet Doğan Kubat? Burada.
Tülay Kaynarca? Burada.
Ramazan Can? Burada.
Ali Şahin? Burada.
Süreyya Sadi Bilgiç? Burada.
Osman Aşkın Bak? Burada.
Hüseyin Bürge? Burada.
Nurdan Şanlı? Burada.
Çağatay Kılıç? Burada.
Tülin Erkal Kara? Burada.
Oya Eronat? Burada.
Mustafa Şahin? Burada.
Açık oylamanın şekli hakkında Genel
Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik oylama
cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
Oylamayı başlatıyorum ve dört dakika süre
veriyorum.
Sayın milletvekilleri, Sayın Bakan
teşekkür konuşması yapacaklardır.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, 199
sıra sayılı Kanun Teklifi’nin açık oylama sonucu:
“Oy Sayısı 387
Kabul 295
(AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
Ret
91
Çekimser 1(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Muhammet Rıza Yalçınkaya Bayram
Özçelik
Bartın Burdur”
Böylece teklif kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır. Hayırlı uğurlu olsun.
Sayın Bakan, buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER
(İstanbul) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; bugün gerçekten bizim
için önemli bir gün. Bugün kabul ettiğimiz kanunla, Türk eğitim sisteminde bu
zamana kadar katı, tek tipleştirici bir yapıdan daha demokratik, daha esnek bir
yapıya geçişi onaylayan bir düzenleme yaptık. Başka bir ifadeyle, artık
bugünden sonra, Türk eğitim sisteminde, tek tip insan yetiştirmek yerine, bu
ülkede ve bu toplumda ihtiyacımız olan ve beklentilerimizi karşılayacak bilgi
ve yeteneklerdeki çocukları yetiştirmeye, dünyayla rekabet edebilecek bilgi ve
kabiliyetlerle donatmaya yönelik bir adım atmış olacağız ama daha da önemlisi,
her bir çocuğumuzu ayrı bir birey olarak, ayrı bir potansiyel ve dünya olarak
kabul edip onların her birisinin kendi yetenek ve kabiliyetlerine göre
geliştirebileceği bir zemini de oluşturmuş olacağız.
Bu kanun aslında, bir başka tarafıyla,
sadece sistemimizi, sistemimizin yapısını demokratikleştiren ve esnekleştiren
nitelik taşımayacak, benim şahsi kanaatim, bu kanun aynı zamanda Türkiye’de
halk ile devletin barışmasının önündeki önemli bir adım olarak da tarihe
geçecek. Biz halk ile devleti biraz daha yaklaştırdık ve biraz daha fazla
barıştırdık. Ben eminim, bu barışma arttıkça ve geliştikçe, Türkiye Cumhuriyeti
ve cumhuriyetimiz ilelebet ayakta kalmak için daha güçlü bir desteğe de sahip olmuş
olacak. Ben, bir başka vesileyle bunları tekrar söylemek istedim.
(x) Açık
oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
Hakikaten, hem Komisyon çalışmaları
sürecinde hem de Millet Meclisi Genel Kurulunda çok yoğun çabayla ve azimle
bize destek ve güç verdiniz. Bu süreç içerisinde sağladığınız katkılar
sebebiyle her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bu teşekkürüm Meclis içerisinde
sadece AK PARTİ Grubuna değil, aynı zamanda gerek eleştirileriyle gerekse zaman
zaman destek ve katkılarıyla yer almış olan muhalefet partilerimizin her birisi
için de söz konusu. Cumhuriyet Halk Partisine, Milliyetçi Hareket Partisine,
BDP’ye de ayrıca teşekkür ediyorum.
Daha da önemlisi, 9’uncu maddedeki
destekleri sebebiyle Milliyetçi Hareket Partisindeki milletvekillerimize,
BDP’den destekleyen milletvekillerimize ve sizin her birinize gönülden teşekkür
ediyor, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Sayın milletvekilleri, 5’inci sırada
yer alan, Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporlarının görüşmelerine başlayacağız.
5.-
Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporları (1/556) (S. Sayısı: 200)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
6’ıncı sırada yer alan, Orman
Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları
Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin
Satışı Hakkında Kanun Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın; Orman Köylülerinin Kalkındırılmaları
Hakkında Kanun Teklifi; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve
Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile 68 Milletvekilinin; 2/B Barışı Kanunu
Teklifi (Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Alanların İdaresi, Değerlendirilmesi
ve Tasarrufu Hakkında Kanun Teklifi); Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır’ın; Yayla ve Yaylacılık Kanunu Teklifi ve İçişleri Komisyonu,
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Tarım, Orman ve Köyişleri
Komisyonu Raporlarının görüşmelerine başlayacağız.
6.-
Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman
Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım
Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın; Orman Köylülerinin
Kalkındırılmaları Hakkında Kanun Teklifi; Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, Ankara
Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile 68
Milletvekilinin; 2/B Barışı Kanunu Teklifi (Orman Sınırları Dışına Çıkarılan
Alanların İdaresi, Değerlendirilmesi ve Tasarrufu Hakkında Kanun Teklifi);
Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın; Yayla ve Yaylacılık Kanunu
Teklifi ve İçişleri Komisyonu, Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Raporları (1/563, 2/71, 2/211, 2/417)
(S. Sayısı: 198)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Alınan karar gereğince, Gençlik ve Spor
Bakanı Suat Kılıç ile Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay haklarında gensoru
önergelerinin gündeme alınıp alınmayacağına ilişkin görüşmeleri yapmak ve kanun
tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek
için 31 Mart 2012 Cumartesi günü saat 14.00’te toplanmak üzere birleşimi
kapatıyorum.