Fatma GÜNGÖR Normal Fatma GÜNGÖR 2 4 2012-06-05T14:04:00Z 2012-06-05T14:04:00Z 90 98170 559571 4663 1312 656429 14.00 Clean Clean false 0 0 nk 0 nk 0 0 false false false TR X-NONE X-NONE 0 nk 0 nk

DÖNEM: 24                                                                    YASAMA YILI: 2

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

 

CİLT : 17

83’üncü Birleşim

27 Mart 2012 Salı

 

 

(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı  tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)

 

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

 

 

  I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II.- GELEN KÂĞITLAR

III.- YOKLAMALAR

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ’ın, Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatının 3’üncü yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması

2.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akar’ın, Türk polis teşkilatının sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması

3.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Türk Ocaklarının kuruluşunun 100’üncü yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması

V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 19 milletvekilinin, kimyasal gübre fiyatlarındaki aşırı artışların ve çiftçilerin üretim sıkıntılarının giderilmesine yönelik çözümlerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi  (10/206)

2.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 19 milletvekilinin, engellilerin ve engelli yakınlarının içinde bulundukları sosyal ve psikolojik sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/207)

3.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 19 milletvekilinin, öğretmen atamalarında ortaya çıkan haksızlık ve usulsüzlüklerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/208)

 

B) Gensoru Önergeleri

1.- Ankara Milletvekili Levent Gök ve 22 milletvekilinin, Altındağ Belediyesinin uygulamalarında siyasi konumunu kullanarak rant elde ederken aracı olarak kullandığı kamu görevlilerini Bakanlık görevi sırasında da himaye ettiği ve önemli görevlere taşıdığı, böylece görevini kötüye kullandığı iddiasıyla, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergesi  (11/8)

2.- Konya Milletvekili Atilla Kart ve 32 milletvekilinin, Deniz Feneri Derneği soruşturması sürecinde, doğrudan müdahil olduğu, çıkar yapılanmasını himaye ettiği, soruşturmaya ve delillere müdahale ettiği, sorumluluğu altında görev yapan Dernekler Dairesi raporlarını sümen altı ettiği, arama kararlarını şüphelilere sızdırdığı, hazırlanan raporların idari ve adli gereğini yapmadığı, görevini kötüye kullandığı iddiasıyla, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergesi  (11/9)

 

C) Önergeler

1.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, (2/26) esas numaralı Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Mali Sektöre Olan Borçlarının Yeniden Yapılandırılması Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/37)

 

VI.- AÇIKLAMALAR

1.- İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut’a geçmiş olsun temennisine ilişkin açıklaması

2.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünün 3’üncü yıl dönümüne ilişkin açıklaması

3.- Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünün 3’üncü yıl dönümüne ve Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut’a geçmiş olsun temennisine ilişkin açıklaması

4.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut’un, (11/8) esas numaralı Gensoru Önergesi’nin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına geliş tarihinin sehven yanlış yazıldığını bildirmesine ilişkin açıklaması 

5.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut’a geçmiş olsun temennisine ilişkin açıklaması

6.- Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin, (11/8) esas numaralı Gensoru Önergesi’nin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına geliş tarihinin sehven yanlış yazılmasıyla AK PARTİ Grubunun herhangi bir müdahalesi, ilişkisi ve bilgisi olmadığına ilişkin açıklaması 

7.- İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, AK PARTİ grup önerisinin işleme alınamayacağına ilişkin açıklaması

8.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, AK PARTİ grup önerisinin işleme alınamayacağına ilişkin açıklaması

9.- İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, Komisyon raporunda kendi kanun tekliflerine yer verilmediğine ve Komisyon raporunun tekemmül etmediğine ilişkin açıklaması

10.- Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin, kanun tekliflerinin birleştirilmesiyle ortaya çıkan teklifin yeni bir teklif olduğuna ve yapılan işlemin İç Tüzük’e ve usule uygun olduğuna ilişkin açıklaması

11.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, Komisyon raporunun tamamlanmamış olduğuna ve bu kanun teklifinin Genel Kurulda görüşülmesinin mümkün olmadığına ilişkin açıklaması

12.- Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı Nabi Avcı’nın, aynı konudaki kanun tekliflerinin birleştirilerek esas alınan teklif üzerinden görüşmelerin yürütüldüğüne ilişkin açıklaması

13.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Komisyon raporunun eksikleri olduğuna ve tamamlanması gerektiğine ilişkin açıklaması

14.- Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin, hangi ortamda, kime karşı olursa olsun hiçbir hakareti doğru bulmadıklarına ilişkin açıklaması

VII.- ÖNERİLER

 

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

 

1.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ve arkadaşlarının 2012 nevruzunda güvenlik güçlerinin orantısız güç kullanmasının araştırılması amacıyla vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 27/3/2012 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin BDP Grubu önerisi

2.- Şehit yakınları ve gazilerin sorunları ve çözüm yollarını tespit etmek; şehit aileleri ve gaziler ile harp ve vazife malullerinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilen Meclis araştırması önergelerinin, Genel Kurulun 27/3/2012 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin MHP Grubu önerisi

3.- Aydın Milletvekili Bülent Tezcan ve arkadaşlarının soruşturma güvenliğinin ne durumda olduğunun araştırılması amacıyla vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 27/3/2012 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin CHP Grubu önerisi

4.- Gündemdeki sıralama ile Genel Kurulun çalışma gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine; (11/8) ve (11/9) esas numaralı gensoru önergelerinin, gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmına alınmasına, gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmelerinin, Genel Kurulun 31/3/2012 Cumartesi günkü birleşiminde yapılmasına; 199, 200, 198 ve 197 sıra sayılı kanun teklif ve tasarılarının İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin AK PARTİ Grubu önerisi

VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Kırıkkale Milletvekili Oğuz Kağan Köksal’ın BDP Grup Başkanına sataşması nedeniyle konuşması

2.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın CHP Grubuna sataşması nedeniyle konuşması

3.- İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın şahsına sataşması nedeniyle konuşması

4.- Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin, Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin AK PARTİ Grubuna ve Hükümete sataşması nedeniyle konuşması

IX.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER

1.- AK PARTİ grup önerisinin işleme alınıp alınamayacağı hakkında

2.- Yapılan usul görüşmelerinden sonra Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut’un yaptığı açıklamadan dolayı Başkanlığın tutumu hakkında

3.- Komisyon raporuyla ilgili açıklamasına ilişkin Başkanın tutumu hakkında

X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)

2.- Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu (1/569) (S. Sayısı: 180)

3.- Kars Milletvekili Ahmet Arslan ve Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin ile 7 Milletvekilinin; Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun ve Kamu İhale Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/387) (S. Sayısı: 194)

4.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (2/358, 2/305, 2/306, 2/307, 2/312, 2/384, 2/385) (S. Sayısı:199)

XI.- OYLAMALAR

1.- İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin maddelere geçilmesine dair oylaması

XII.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya’nın, icra dairelerine ve işlemde bulunan dosyalara ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in cevabı (7/3154)

2.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, yürürlükteki Çek Kanunu’ndaki adli para cezası ile ilgili düzenlemelere ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in cevabı (7/3541)

3.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, karşılıksız çek davalarına ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in cevabı (7/3543)

4.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Erzurum Oltu Cezaevinde bulunan hasta bir hükümlüye ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in cevabı (7/3796)

5.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, ÇAYKUR’un çalıştırdığı mevsimlik işçilere ilişkin Başbakandan sorusu ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi  Eker’in cevabı (7/3887)

6.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, sıkı yönetim mahkemeleri tarafından mahkûm edilen ve şartlı salıverilen bir kişiye ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in cevabı (7/3937)

7.- Ankara Milletvekili Ayşe Gülsün Bilgehan’ın, kadın istihdamının artırılması ve fırsat eşitliğinin sağlanması konulu genelge kapsamında yürütülen çalışmalara ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/3992)

8.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’deki üniversite ve yüksekokul öğrencilerinin barınma sorunlarına ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/4015)

9.- Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş’ın, Kayseri’de bir spor karşılaşmasında İsrail aleyhine slogan atan gençler hakkında dava açıldığı iddialarına ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/4016)

10.- Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen’in, Mezopotamya Kulüpler Birliğinin statüsüne ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/4018)

11.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel’in, Bakanlıkta ve Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda özürlü personel istihdamına ve özürlülerin sportif ve sosyal faaliyet alanlarına erişiminin kolaylaştırılmasına ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/4019)

12.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/4021)

13.- Denizli Milletvekili İlhan Cihaner’in, Denizli İl Özel İdaresinde Gençliğe Hitabe ve İstiklal Marşı levha-tablolarının çıkarıldığı iddialarına ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/4022)

14.- Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat’ın, Elbistan’da buğday desteklemeleri geri alınan çiftçilerin mağduriyetine,

- Edirne Milletvekili Kemal Değirmendereli’nin, hayvancılık ve süt üretim desteklerine,

- Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz’ın, sahte fatura aldığı iddia edilen çiftçilerin mağduriyetine,

İlişkin soruları ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi  Eker’in cevabı (7/4211), (7/4212), (7/4213)

15.- İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’in, ÖTV ve KDV oranlarına ve ÖTV ve KDV’nin gelir dağılımında adaletsizliğe sebep olduğuna ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı (7/4232)

16.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, gençlerin spora yönlendirilmesi ve yeni bir gençlik politikası ihtiyacına ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/4266)

17.- Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin, iş kazalarına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/4268)

18.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, TBMM Başkanlığına sunulan kanun tasarı ve teklifleri için yapılan işlemlere ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Mehmet Sağlam’ın cevabı (7/4271)

19.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, hayvan yetiştiriciliği yapan köylülere hayvanları nedeniyle kesilen cezalara ilişkin Başbakandan sorusu ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi  Eker’in cevabı (7/4291)

20.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, sulama kooperatiflerinin elektrik borçlarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi  Eker’in cevabı (7/4292)

21.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, yapılan yurt dışı seyahatlerine ve bu seyahatlerdeki toplam harcamalara ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/4349)

22.- Manisa Milletvekili Sakine Öz’ün, Çiftçi Mallarının Korunması Hakkında Kanun’da yapılan değişikliğin sonuçlarına,

- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, yapılan yurt dışı seyahatlerine ve bu seyahatlerdeki toplam harcamalara,

- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, tarım ürünleri ithalat ve ihracatına dair verilerin örtüşmemesine,

- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık lojmanlarına,

- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, Manisa-Kırkağaç’ta dolandırılan bazı çiftçilerin mağduriyetine,

- Manisa Milletvekili Hasan Ören’in, tarımsal üretimde düşük faizli yatırım ve işletme kredisi kullandırılmasına,

İlişkin soruları ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi  Eker’in cevabı (7/4351), (7/4352), (7/4353), (7/4354), (7/4355), (7/4356)

23.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, Konya Valiliği uhdesinde bulunan Sosyal Yardımlaşma Vakfı defterinin kaybolduğu iddiasına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in cevabı (7/4364)

24.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, yapılan yurt dışı seyahatlerine ve bu seyahatlerdeki toplam harcamalara ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in cevabı (7/4371)

25.- Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, Ayvalık Adaları Tabiat Parkı uzun devreli gelişme revizyon planına ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/4414)

26.- Antalya Milletvekili Arif Bulut’un, Kemer-Ulupınar köyünde bulunan bir arazinin Orman Spor Kulübüne tahsis edilmesine ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/4415)

27.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, yapılan yurt dışı seyahatlerine ve bu seyahatlerdeki toplam harcamalara ilişkin sorusu ve Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış’ın cevabı (7/4436)

28.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Iğdır hayvan pazarının altyapı sorununa,

- İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi’nin, sarımsak ithaline ve sarımsak üreticilerini korumaya yönelik çalışmalara,

İlişkin soruları ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi  Eker’in cevabı (7/4440), (7/4441)

29.- Erzincan Milletvekili Muharrem Işık’ın, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanının seçimine ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/4457)

30.- İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi’nin, kamu kurumlarının yazışmalarındaki dil ve imla hatalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/4469)

31.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, TOKİ tarafından başlatılan restorasyon kredisi uygulamasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/4480)

32.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Anadolu Ajansı Haber Akademisi Ajans Haberciliği Sertifika Programı’na ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/4519)

33.- Hatay Milletvekili Hasan Akgöl’ün, Bakanlık bünyesinde çalışan personel ile ilgili bir açıklamasına ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/4527)

34.- Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in, Bakanlıkta görevli işçilerin emekli edileceği iddialarına ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/4529)

35.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bursa-Orhaneli’deki bir köyde taş ocaklarının meydana getirdiği çevre kirliliğine ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/4530)

36.- Antalya Milletvekili Mehmet Günal’ın, Antalya-Kemer’deki Karaburun bölgesinin bir spor kulübüne tahsisine ve bu bölgede dinlenme tesisi inşa edileceği iddialarına ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/4531)

37.- İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in, şehir merkezlerindeki askerî kışlaların şehir dışına taşınmasına ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/4534)

38.- Ankara Milletvekili Gökhan Günaydın’ın, bir tarihî yapının yıkılmasına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/4571)

39.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Topkapı Sarayındaki Kutsal Emanetler bölümünde yaşandığı iddia edilen bir olaya ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/4572)

40.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in, Hacı Bektaşi Veli Türbesi’nin ücretsiz ziyaret edilip edilmeyeceğine ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/4573)

41.- Ankara Milletvekili Ayşe Gülsün Bilgehan’ın, sanatçıların Devlet tarafından yetiştirilmesi ile ilgili yasal mevzuata ve uygulamasına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/4574)

42.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, 2012 Avrupa Spor Başkenti kapsamında yapılan çalışmalara ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/4607)

43.- Ordu Milletvekili İdris Yıldız’ın, vergi oranlarıyla ilgili bir açıklamasına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı (7/4639)

44.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, Şanlıurfa-Göbeklitepe’de Alman arkeologlar tarafından kazı çalışmaları yapıldığı iddiasına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/4650)

45.- Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in, bir haber ajansı personelinin emekliye zorlandığı iddialarına ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/4679)

46.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, bir milletvekilinin televizyondaki bir spor programında yorumcu olarak çalışmasına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Mehmet Sağlam’ın cevabı (7/4789)

47.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, dostluk grupları yönetim kurullarında BDP’nin temsiline ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Mehmet Sağlam’ın cevabı (7/5128)

48.- İzmir Milletvekili Erdal Aksünger’in, yazılı soru önergelerinin cevaplandırılmasına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Mehmet Sağlam’ın cevabı (7/5130)

I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 14.03’te açılarak dört oturum yaptı.

 

İstanbul Milletvekili Melda Onur, Dünya Su Günü’ne,

Tokat Milletvekili Reşat Doğru, 21 Mart Nevruz Bahar Bayramı’na,

Kütahya Milletvekili Vural Kavuncu, geriatrik rehabilitasyona,

İlişkin gündem dışı birer konuşma yaptılar.

 

Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, CHP heyeti olarak Osmaniye Cezaevine yaptıkları ziyarete,

Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, Nevruz kutlamalarının devlete karşı ayaklanma aracı olarak kullanıldığına,

Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan, Yaşlılara Saygı Haftası’na,

İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt, GAP sulamalarındaki gecikmenin neden kaynaklandığını öğrenmek istediğine,

Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, Kütüphane Haftası’na,

Elâzığ Milletvekili Enver Erdem, Elâzığ’ın sorunlarına ve nüfusunun hızla düştüğüne,

İstanbul Milletvekili Haluk Eyidoğan, suyun ulusal güvenlik stratejilerinin ayrılmaz bir parçası olarak dikkate alınması gerektiğine,

Adana Milletvekili Muharrem Varlı, çiftçiler için daha kazançlı ve müreffeh bir yaşam dileğine,

Kütahya Milletvekili Alim Işık, Yaşlılar Haftası ve Başbakanın şehit aileleriyle ilgili ifadelerine,

Adana Milletvekili Fatoş Gürkan, Şırnak’ta 6 polisin şehit olmasına ve Yaşlılar Haftası’na,

İlişkin birer açıklamada bulundular.

 

Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 19 milletvekilinin, kanser hastalığının hangi boyutlarda olduğunun, araştırma merkezleri, tıbbi cihaz, uzman hekim ihtiyacı ve hasta sayısının belirlenmesi ile tanı ve tedavi şekilleri dâhil tüm eksikliklerin (10/203),

Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 19 milletvekilinin, hormonlu, katkı maddeli, zirai ilaç, kimyasal gübre ve antibiyotik kalıntısı ihtiva eden, hileli, genetiği değiştirilmiş gıda üretiminin ve bu tür ürünlerin kısa ve uzun vadede insan sağlığına etkilerinin (10/204),

Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 19 milletvekilinin, bor mineralleri ve rafine bor üretimi alanındaki sorunlar ve çözüm yollarının (10/205),

Araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.

 

CHP Grubunun, 12/3/2012 tarihinde Kocaeli Milletvekili Haydar Akar ve arkadaşlarının toplumumuzda yaşanan ekonomik kriz ve geçim sıkıntısı nedeniyle artan şiddet ve intihar vakalarının araştırılması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına vermiş olduğu (301 sıra no.lu) Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak 22/3/2012 Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi, yapılan görüşmelerden sonra kabul edilmedi.

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının;

1’inci sırasında yer alan ve görüşmeleri yarım kalan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu’nun (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156),

2’nci sırasında yer alan ve görüşmeleri yarım kalan, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu’nun (1/569) (S. Sayısı: 180),

Görüşmeleri, Komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından ertelendi.

 

3’üncü sırasında yer alan ve görüşmeleri yarım kalan, Kars Milletvekili Ahmet Arslan ve Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin ile 7 Milletvekilinin; Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun ve Kamu İhale Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu’nun (2/387) (S. Sayısı: 194) görüşmelerine devam edilerek 7’nci maddesine kadar kabul edildi.

 

Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın, Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın grubuna,

İstanbul Milletvekili Şirin Ünal, Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın grubuna,

Muş Milletvekili Sırrı Sakık, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın partisine,

Kütahya Milletvekili Alim Işık, Kütahya Milletvekili Hasan Fehmi Kinay’ın şahsına,

Sataşması nedeniyle birer konuşma yaptılar.

 

Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın ifadelerine,

Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Mersin Milletvekili Mehmet Şandır; Muş Milletvekili Sırrı Sakık’ın ifadelerine,

İlişkin birer açıklamada bulundular.

 

Alınan karar gereğince, 27 Mart 2012 Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere birleşime 19.58’de son verildi.

 

                                                                  Meral AKŞENER

                                                                    Başkan Vekili

 

            Muhammet Bilal MACİT            Mustafa HAMARAT                 Mine LÖK BEYAZ

                         İstanbul                                      Ordu                                   Diyarbakır       

                       Kâtip Üye                                Kâtip Üye                                Kâtip Üye

II.- GELEN KâĞITLAR

                                                                                                                                No: 112

23 Mart 2012 Cuma

Raporlar

1.- Türkiye Cumhuriyeti ile Lübnan Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret Alanı Tesis Eden Ortaklık Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/562) (S. Sayısı: 196) (Dağıtma tarihi: 23/03/2012) (GÜNDEME)

2.- Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın; Orman Köylülerinin Kalkındırılmaları Hakkında Kanun Teklifi; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile 68 Milletvekilinin; 2/B Barışı Kanunu Teklifi (Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Alanların İdaresi, Değerlendirilmesi ve Tasarrufu Hakkında Kanun Teklifi); Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın; Yayla ve Yaylacılık Kanunu Teklifi ve İçişleri Komisyonu, Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Raporları (1/563, 2/71, 2/211, 2/417) (S. Sayısı: 198) (Dağıtma tarihi: 23/03/2012) (GÜNDEME)

3.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (2/358, 2/305, 2/306, 2/307, 2/312, 2/384, 2/385) (S. Sayısı: 199) (Dağıtma tarihi: 23/03/2012) (GÜNDEME)

4.- Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (1/556) (S. Sayısı: 200) (Dağıtma tarihi: 23/03/2012) (GÜNDEME)

Gensoru Önergeleri

1 - Ankara Milletvekili Levent GÖK ve 22 Milletvekilinin; siyasi nüfuzunu kullanarak rant elde ettiği, çıkar ilişkisi kurduğu kamu görevlilerini himaye ettiği ve böylece görevini kötüye kullandığı iddiasıyla Gençlik ve Spor Bakanı Suat KILIÇ hakkında bir gensoru açılmasına ilişkin önergesi (11/8) (Başkanlığa Geliş Tarihi: 20/03/2012) (Dağıtma tarihi: 23/03/2012)

2 - Konya Milletvekili Atilla KART ve 32 Milletvekilinin; Deniz Feneri Derneğiyle ilgili soruşturma sürecine müdahil olarak görevini kötüye kullandığı iddiasıyla Başbakan Yardımcısı Beşir ATALAY hakkında bir gensoru açılmasına ilişkin önergesi (11/9) (Başkanlığa Geliş Tarihi: 21/03/2012) (Dağıtma tarihi: 23/03/2012)

Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri

1.- İstanbul Milletvekili İhsan Barutçu’nun, tutuklanan emekli Genelkurmay Başkanının yargılana-cağı mahkemeye ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2791)

2.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Zonguldak SGK Sağlık İşleri İl Müdürlüğü Fatura İnceleme Komisyonunun lağvedilmesiyle yaşanan mağduriyete ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3864)

3.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Türkiye’nin Suriye’ye karşı Katar’dan para aldığı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3882)                                                             

4.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, PKK’nın Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da ihalelere katılan iş adamlarından haraç aldığı yönündeki iddialara ve alınan önlemlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3883)                                                             

5.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, öğretmen açığına ve atanamayan öğretmenlerin mağduriyetine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3884)                                                             

6.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Doğu Karadeniz Bölgesinde yoksulluğun artmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3886)                                                             

7.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, mezhep tartışmalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3889)                                                              

8.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in, Bingöl-Adaklı’daki ekonomik, altyapı, eğitim ve sağlık sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3891)                                                             

9.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, 30 Mart 2007’de New York’ta imzalanan engellilerin haklarına ilişkin sözleşmenin onaylanmasının uygun bulunduğuna dair kanun kapsamındaki çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3893)                                                              

10.-  İstanbul Milletvekili Sabahat Akkiray’ın, Malatya’da Ermeni mezarlığındaki gasilhanenin belediye tarafından yıkılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3894)                                                    

11.-  Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, elektronik belge yönetim sistemine geçiş ile ilgili çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3897)                                                             

12.-  Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetiminin bağımsızlığını ilan edeceği iddialarına ve Hükümetin bu konudaki politikasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3899)                                                             

13.-  Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün, 1938 Dersim olayları sonrasında evlatlık verilen kız çocuklarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3900)                                                             

14.-  Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, Ankara’da engelli vatandaşların yaşamını kolaylaştırmak için yapılan çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3902)                                                             

15.-  Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, sokakta yaşamak zorunda olan kişilerin sorunlarına ve yapılan çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3903)                                                             

16.-  Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Vanlı üniversite öğrencilerinin mağduriyetlerinin giderilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3906)                                                             

17.-  Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş’ın, ABD Başkanının bir açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3907)                                                              

18.-  Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, bir milletvekilinin sağlıkta katkı payına ilişkin açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3908)                                                              

19.-  Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Kanal İstanbul Projesi çalışmalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3909)                                                             

20.-  Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, 2002 yılından bu güne kadar açılan kilise sayısına ve kiliselere yapılan yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3911)                                                             

21.-  Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, Gençliğe Hitabeyle ilgili milli eğitim politikasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3914)                                                             

22.-  Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bolu Belediyesindeki sözleşmeli işçilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3915)                                                             

23.-  Erzincan Milletvekili Muharrem Işık’ın, Ankara’da valiler toplantısında yapmış olduğu açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3916)                                                              

24.-  Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, Van depremi için toplanan yardım miktarına ve bu yardımların dağıtımına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3917)                                                             

25.-  İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi’nin, Sultanahmet’te bir tarihi kalıntının yıkıldığı iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3918)                                                             

26.-  İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi’nin, Taksim meydanı ile ilgili yapılan plan değişikliğine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3919)                                                             

27.-  Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, bir açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3920)                                                             

28.-  Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici’nin, faili meçhul cinayetlere ve toplu mezarlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3921)                                                              

29.-  Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/3922)                                                              

30.-  Muğla Milletvekili Nurettin Demir’in, Van deprem bölgesinde yapılan prefabrik konutlara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/3928)                                                             

31.-  Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/3929)                                                             

32.-  Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, sıfır faizli hayvancılık kredisi kullanımında Ziraat Bankasından kaynaklanan mağduriyete ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/3932)                                                              

33.-  Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, Antalya’daki icra takiplerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3935)                                                             

34.-  Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlıkta hizmet alımı yoluyla istihdam edilen personele ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3948)                                                             

35.-  Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel’in, engellilerin kamu hizmetlerine erişimi konusundaki düzenlemelere ve özürlü istihdamına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3956)                                                             

36.-  Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer’in, Tekirdağ’da Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının dağıtımını yaptığı kömürlerle ilgili iddialara ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3957)                                                             

37.-  İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’in, bir kamu kurumunda mobbinge maruz kalan bir kadın çalışanın mağduriyetine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3958)                                                             

38.-  Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, oyuncak silah satışlarının ve şiddet içeren programların engellenmesine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3959)                                                             

39.-  Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3960)                                                             

40.-  Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3961)                                                             

41.-  Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3962)                                                             

42.-  İstanbul Milletvekili Melda Onur’un, kadına yönelik şiddetin önlenmesine yönelik yasal düzenlemelere ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3963)                                                             

43.-  Muş Milletvekili Demir Çelik’in, sokak çocuklarının sorunlarının çözümüne ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3964)                                                             

44.-  Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/3969)                                                             

45.-  Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/3970)                                                                                

46.-  Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Kuzey Ankara Projesi konut teslimlerine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3978)                                                             

47.-  Adıyaman Milletvekili Salih Fırat’ın, Adıyaman’da hava şartları nedeniyle kapanan yollardan dolayı yaşanan mağduriyete ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3979)                                                             

48.-  Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, Lisanslı Harita Kadastro Mühendisleri ve Büroları sınavının mahkeme kararıyla iptaline ve ortaya çıkacak mağduriyete ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3980)                                                             

49.-  İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak’ın, çocuk işçiliğinin önlenmesine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3981)                                                             

50.-  Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, 2011 yılında yaşanan iş kazalarına ve işçilerin mağduriyetine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3982)                                                             

51.-  Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3983)                                                             

52.-  Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, diyabet hastalarının şeker ölçüm çubuğu ve şeker ölçüm cihazlarına ödediği farka ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3984)                                                             

53.-  Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3985)                                                             

54.-  Samsun Milletvekili Ahmet İhsan Kalkavan’ın, belediyelere bağlı kuruluşların ve mahalli idare birliklerinde geçici işçi olarak çalışanların mağduriyetlerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3986)                                                             

55.-  Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, SGK’da vekaleten atanan müdür ve daire başkanlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3987)                                                             

56.-  İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’in, taşeron firma ve işçilere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3988)                                                             

57.-  Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, İŞKUR’un meslek kurslarına ve işsizlik sigortasından faydalanmak için başvuranlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3989)                                                             

58.-  Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3990)                                                             

59.-  Ankara Milletvekili Ayşe Gülsün Bilgehan’ın, kadın istihdamını artırmak için verilen teşviklere ve kadın istihdam oranlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3991)                                                             

60.-  İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, Bulgaristan’da çalışıp emekli olan ve emekli maaşlarını Türkiye’den alanların sağlık hizmetlerinden yararlanamamasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3993)                                                             

61.-  Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3994)                                                             

62.-  Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3995)                                                             

63.-  Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Katar yönetimiyle ilişkilerle ilgili bazı iddialara ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3996)                                                             

64.-  Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3997)                                                             

65.-  Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, BOP veya GODKA girişimi adını taşıyan projeyle ilgili bazı açıklamalarına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3998)                                                             

66.-  İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, Bulgaristan’da yaşayan Türklerin ve Türkiye’deki çifte vatandaşların sorunlarına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3999)                                                                                           

67.-  Mersin Milletvekili Ali Öz’ün, tarımsal maliyetin azaltılması suretiyle çiftçinin desteklenmesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4023)                                                             

68.-  Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, TAR-GEL Projesi kapsamında çalışan personelin mağduriyetinin giderilmesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4024)                                                             

69.-  Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, aşırı yağışlar nedeniyle tarım ürünlerinde oluşabilecek zararların TARSİM kapsamına alınmamasına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4025)                                                             

70.-  Edirne Milletvekili Recep Gürkan’ın, Edirne İl Kontrol Laboratuvarı Müdürlüğünün hizmet kapasitesinin geliştirilmesi ve eksikliklerinin giderilmesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4026)                                                             

71.-  İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak’ın, balıkçılık sektörünün sorunlarına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4027)                                                             

72.-  Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4028)                                                             

73.-  Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4029)                                                             

74.-  Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu’nun, sağanak yağış nedeniyle Asi Nehrinin taşması neticesi yaşanan mağduriyete ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4030)                                                             

75.-  Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, Mersin’de yaşanan fırtına ve hortum felaketi neticesinde çiftçilerin yaşadıkları mağduriyete ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4031)                                                             

76.-  Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4032)                                                             

77.-  Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz’ın, Ukrayna yumurtasının Türk menşeine dönüştürülerek Irak’a gönderildiği iddiasına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4033)                                                             

78.-  Antalya Milletvekili Tunca Toskay’ın, AB tarafından kırsal kalkınma alanında 2011 yılı için Türkiye’ye yönelik hibe programına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4034)                                                             

79.-  Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, ihraç edilen yemeklik zeytinyağının uluslararası standarda getirilmesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4035)                                                             

80.-  Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz’ın, Afyon Alkaloitleri Fabrikasının modernizasyonuna ve personelinin sorunlarına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4036)                                                             

81.-  İzmir Milletvekili Musa Çam’ın, hayvancılık teşvik ve desteklerinden yararlanan bölgelere ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4037)                                                             

82.-  Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4039)                                                             

83.-  Van Milletvekili Nazmi Gür’ün, sınır ticaret merkezlerindeki mağazalar, ürün çeşitleri ve kotalara ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4040)                                                             

84.-  Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4041)                                                             

85.-  Antalya Milletvekili Arif Bulut’un, Manavgat-Ilıca Beldesi Belediye Başkanı hakkındaki bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4045)                                                             

86.-  Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Köylere Hizmet Götürme Birliklerinin yaptığı ihalelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4046)                                                             

87.-  Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer’in, Tekirdağ’da Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından dağıtılan kömür yardımıyla ilgili bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4047)                                                             

88.-  İstanbul Milletvekili Sabahat Tuncel’in, çeşitli sebeplerle meydana gelen çocuk ölümlerinin önlenmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4049)                                                             

89.-  Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen’in, Demokratik Toplum Kongresine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4050)                                                              

90.-  Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, eski vali konağının bulunduğu taşınmazın şartlı bağışla verildiği iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4051)                                                              

91.-  Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Emniyet Genel Müdürlüğünde yapılan bir atamaya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4052)                                                             

92.-  Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, soruşturma izni istenen ve soruşturma açılan belediye başkanlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4053)                                                             

93.-  Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4054)                                                             

94.-  Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, ABD Büyükelçiliğinde brifing verildiği iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4055)                                                             

95.-  Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, isimleri değiştirilen yerleşim birimlerine eski isimlerinin verilip verilmeyeceğine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4056)                                                             

96.-  Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Diyarbakır’da bir camii imamının öldürülmesi ile ilgili bilgi ve belgelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4057)                                                             

97.-  Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Diyarbakır’da bir öğretmenin öldürülmesi ile ilgili bilgi ve belgelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4058)                                                             

98.-  Ağrı Milletvekili Halil Aksoy’un, Emniyet Genel Müdürlüğünün bir kişiye eskort hizmeti vermesi ile ilgili bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4060)                                                             

99.-  Van Milletvekili Nazmi Gür’ün, Van’daki mültecilere ve sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4061)                                                              

100.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Emniyet Genel Müdürlüğünün bir kişiye eskort hizmeti vermesi ile ilgili bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4062)                                                              

101.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, Emniyet Genel Müdürlüğünün bir kişiye eskort hizmeti vermesi ile ilgili bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4063)                                                              

102.-                Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4064)                                                              

103.- Antalya Milletvekili Tunca Toskay’ın, yabancıların Türkiye’de ikamet ve seyahatleri hakkında kanunun bazı maddelerinde yapılan değişikliğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4065)                                                              

104.-                Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, 2010 yılında alınan üniversite mezunu polis memuru sayısına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4066)                                                              

105.-                Adana Milletvekili Muharrem Varlı’nın, belediyeler ve il özel idarelerinde görev yapan sözleşmeli personelin uygun kadroya atanmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4067)                                                              

106.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, belediye ve il özel idarelerinin toplam borçlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4068)                                                              

107.- İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak’ın, İstanbul’un su sorununa ve bu konudaki çalışmalara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4069)                                                             

108.-                Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, Emniyet Genel Müdürlüğünün bir kişiye eskort hizmeti vermesi ile ilgili bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4071)                                                             

109.- Denizli Milletvekili İlhan Cihaner’in, Denizli’de faaliyet gösteren bazı dernek ve lokallerin açma ve işletme izin belgelerinin iptaline ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4072)                                                             

110.-                Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, Uludere’de meydana gelen olaylardan sonra bir komutanın görevden alınmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4073)                                                             

111.-                İzmir Milletvekili Musa Çam’ın, Bingöl’deki bazı köy yollarının yapımına ve bakımına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4074)                                                             

112.-                İzmir Milletvekili Oğuz Oyan’ın, İSPARK AŞ’nin özelleştirilmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4075)                                                             

113.- Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu’nun, köy ve mahalle muhtarlarının özlük haklarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4076)                                                             

114.-                İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’ün, Suriye’deki muhaliflere eğitim verildiği iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4077)                                                              

115.-                Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından verildiği iddia edilen brifinge ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4078)                                                              

116.-                Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin, toplu gösteri ve yürüyüşlere yapılan müdahalelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4079)                                                             

117.-                Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu’nun, Güroymak’ta bir parkın isminin değiştirilmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4080)                                                             

118.-                Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4088)                                                             

119.-                Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4089)                                                             

120.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4090)                                                             

121.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Sivas’tan göçün önlenmesine yönelik çalışmalara ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4091)                                                             

122.-                Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Kastamonu’dan göçün önlenmesine yönelik çalışmalara ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4092)                                                             

123.-                Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel’in, kamu görevlilerinin kullandığı makam araçlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4093)                                                              

124.-                Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4096)                                                              

125.-                Van Milletvekili Özdal Üçer’in, başta öğretmenler olmak üzere Van’da görev yapan kamu personeline deprem tazminatı ödenmemesine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4097)                                                              

126.-                Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4098)                                                             

127.-                Antalya Milletvekili Tunca Toskay’ın, 666 Sayılı KHK’de yer alan eşit işe eşit ücret ilkesinin uygulanmasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4099)                                                             

128.-                Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4100)                                                             

129.-                Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, kurum ve kuruluşların yönetim, denetim ve tasfiye kurulu gibi organlarında görev alan memur ve diğer kamu görevlilerine ödenen ücretlere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4101)                                                              

130.-                Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, FATİH Projesi kapsamındaki tablet bilgisayar ihalesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4104)                                                             

131.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, 2000-2011 yılları arasında görev alan ücretli öğretmen sayısına, kadrolu öğretmen açığına ve hizmete giren eğitim fakültelerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4105)                                                              

132.-                Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4106)                                                             

133.-                Samsun Milletvekili Ahmet Haluk Koç’un, Samsun ili ve ilçelerinin öğretmen ihtiyacına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4107)                                                             

134.-                İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak’ın, okullarda uyuşturucu kullanımı ve satışlarının engellenmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4108)                                                             

135.-                Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4109)                                                             

136.-                İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi’nin, Dumlupınar Üniversitesi yerleşkesindeki bir heykele ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4110)                                                             

137.-                Antalya Milletvekili Tunca Toskay’ın, öğrencilerin okula devamsızlık sorununa ve okulu bırakan öğrencilere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4111)                                                             

138.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, okullarında milli güvenlik dersi bulunan ülkelere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4112)                                                             

139.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, FATİH Projesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4113)                                                              

140.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Şubat döneminde gerçekleşen öğretmen atamalarında boş kalan kadrolara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4114)                                                             

141.-                Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bursa’da öğretmen ve derslik eksikliklerinin giderilmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4115)                                                             

142.-                Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, ilköğretim ve ortaöğretimde FATİH Projesi teknolojisinin kullanılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4116)                                                             

143.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel’in, Bakanlıkta ve bağlı kurum ve kuruluşlarda istihdam edilen engelli personel ile engellilerin okullara ve Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlara erişimini kolaylaştırmaya yönelik çalışmalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4117)                                                             

144.-                Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4118)                                                             

145.-                İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, Şanlıurfa’daki öğretmen açığına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4119)                                                              

146.- Sakarya Milletvekili Engin Özkoç’un, özel eğitim ve rehabilitasyon kursları ve öğretmenlerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4120)                                                              

147.- İzmir Milletvekili Musa Çam’ın, Bingöl-Adaklı’daki bir köye taşımalı eğitim aracı tahsisine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4121)                                                             

148.-                Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu’nun, bir denizcilik meslek lisesinde gemi simülatörü eğitimi olmamasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4122)                                                             

149.-                Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, andımızın kaldırılıp kaldırılmayacağına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4123)                                                             

150.-                Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in, Bingöl şehir merkezinde bulunan askeri birliğin vatandaşların mağduriyetine sebep olduğu iddialarına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4124)                                                             

151.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4125)                                                             

152.-                Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, son on yıl içerisinde askeri okullardan ayrılan öğrencilerin sayısına ve okullardaki yönetimle ilgili bazı iddialara ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4126)                                                             

153.-                Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4128)                                                             

154.-                Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Boğazköy Barajı ve Kocasu Çayındaki yüksek tuzluluk oranının yol açtığı sorunlara ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4129)                                                             

155.-                Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4130)                                                             

156.-                Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4131)                                                             

157.-                Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü’nün, Çokal Barajı’ndan Tekirdağ’a daha fazla sulama hizmeti verilmesine ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4132)                                                             

158.-                Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4133)                                                             

159.-                Manisa Milletvekili Hasan Ören’in, Kula-İbrahimağa köyünün sulama göleti ihtiyacına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4134)                                                             

160.- Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan’ın, Gelibolu-Ağadere mevkiine Panorama Müzesi yapılacağına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4138)                                                             

161.-                Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4157)                                                             

162.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Karadeniz sahil yolundan kaynaklanan sorunlara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4158)                                                             

163.-                Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4159)                                                             

164.- Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu’nun, sağanak yağış neticesinde Hatay Havaalanının uçuş trafiğine kapatılmasının sorumlularına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4160)                                                             

165.-                Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4161)                                                             

166.-                Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Adana-Gaziantep arası demiryolu hattına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4162)                                                             

167.-                Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, öğrenci indirim kartlarının tüm illerde geçerli olması için çalışma yapılıp yapılmadığına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4163)                                                             

168.-                Manisa Milletvekili Sümer Oral’ın, Ankara-İzmir Hızlı Tren Projesi kapsamında güzergâhta değişiklikler yapılacağı iddiasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4164)                                                             

169.- Muğla Milletvekili Nurettin Demir’in, hava şartları nedeniyle uçuşların iptal edilmesi sonucu yolcuların yaşadığı mağduriyete ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4165)                                                             

170.-                Denizli Milletvekili İlhan Cihaner’in, Çardak havalimanı için DHM’nin imzaladığı taksi hizmetleri sözleşmesine ve Çardak taksicilerinin mağduriyetine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4166)                                                              

171.-                Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, 2004 yılında Sakarya-Pamukova’da meydana gelen tren kazası ile ilgili verilen idari cezalara ve kazazedelere yapılan yardımlara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4167)                                                             

172.-                Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, LPG’li araçların sızdırmazlık testi ve periyodik kontrol zorunluluğunun kaldırılmasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4168)                                                             

173.-                Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü’nün, 2004 yılında Sakarya-Pamukova’da meydana gelen tren kazasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4169)                                                             

174.-                Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Alanya-Silifke karayolunun yenilenmesine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4170)                                                             

175.-                Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Niğde-Ankara otobanı inşaatına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4171)                                                             

176.-                Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Kastamonu-Sinop yolunun yenilenmesine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4172)


       
                                                                                                                      No: 113

26 Mart 2012 Pazartesi

Tasarılar

1.- Türkiye Cumhuriyeti ile Filistin Ulusal Yönetimi Lehine Filistin Kurtuluş Örgütü Arasındaki Geçici Serbest Ticaret Anlaşması ile Kurulan Ortak Komitenin Anlaşmaya Ek Menşeli Ürünler Kavramının Tanımı ve İdari İşbirliği Yöntemlerine İlişkin 2/2010 Sayılı Kararının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/592) (Plan ve Bütçe; Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

2.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kosova Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hükümlü Nakli Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/593) (Adalet ile Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

3.- Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin Genişletilmiş Kısmi Spor Anlaşmasını Tesis Eden Kararına Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/594) (Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ile Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

4.- Hazine Müsteşarlığı Tarafından Temsil Edilen Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Maliye Bakanlığı Tarafından Temsil Edilen Kırgız Cumhuriyeti Hükümeti Arasındaki Borç Silme Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/595) (Plan ve Bütçe ile Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

5.- Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti Hakkında Kanun Tasarısı (1/596) (Plan ve Bütçe; İçişleri ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/03/2012)

6.- Bor Tuzları, Trona ve Asfaltit Madenleri ile Nükleer Enerji Hammaddelerinin İşletilmesini, Linyit ve Demir Sahalarının Bazılarının İadesini Düzenleyen Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/597) (Plan ve Bütçe ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/03/2012)

Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri

1.- İstanbul Milletvekili İhsan Barutçu’nun, bakanlıklar ve kamu kurum ve kuruluşları için inşa edilen hizmet binalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2737)

2.- Ankara Milletvekili Levent Gök’ün, bir sanığın mahkumiyet kararının ölümünden sonra tebliğ edilmesine ve atanamayan öğretmenlerin mağduriyetine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2747)

3.- Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu’nun, 2002-2011 yılları arasındaki tutuklu ve hükümlü sayısına ve cezaevlerinin şartlarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2792)

4.- Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu’nun, ağır hasta olan tutuklu ve hükümlülere ve cezaevlerinin doluluk oranına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2793)

5.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, yasadışı telefon dinlemelerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2794)

6.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçu ile ilgili bazı iddialara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2795)

7.- İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’ün, bir davayla ilgili bazı bilgilerin basına sızdırıldığı iddialarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2796)

8.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Soma Adalet Binası Projesine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2797)

9.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Salihli Ceza İnfaz Kurumu Projesine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2798)

10.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, merkez ve taşra teşkilatlarındaki boş kadrolara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2799)

11.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda hizmetlerde taşeronlaşmaya ve taşeron firma çalışanlarının bazı sorunlarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2800)

12.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatlarına ait binalarının depreme karşı güçlendirilmesi çalışmalarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2801)

13.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, tutuklu ve hükümlülere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2802)

14.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, avukatlık yaparken hakim ve savcı adaylığı mülakat sınavını kazananlara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2803)

15.- Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş’ın, Şuhut’ta TOKİ tarafından inşa edilecek Devlet hastanesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2935)

16.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, Van depremi sonrasında sağlık hizmetleri alanında yaşanan bazı aksaklıklara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2936)

17.- İzmir Milletvekili Aytun Çıray’ın, aile hekimliği sisteminde laboratuvar ünitelerinin kurulması ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2937)

18.- Amasya Milletvekili Ramis Topal’ın, Merzifon Kara Mustafa Paşa Devlet Hastanesi’nin personel ve teçhizat eksikliklerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2938)

19.- İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’ün, büyükşehir belediyesine ait bir arazinin bir vakıf tarafından kullanıldıktan sonra âtıl halde bırakıldığı iddialarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2939)

20.- Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer’in, Şarköy’e bağlı köy ve beldelerdeki sağlık hizmetlerindeki yeterliliğe ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2940)

21.- Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya’nın, kamu özel ortaklığı modeli çerçevesinde gerçekleştirilmesi planlanan projelere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2941)

22.- Iğdır Milletvekili Sinan Oğan’ın, Şarkılarla Sağlık-Sağlıkla İlgili Şarkılar adlı kitap ve CD albümüne ve bu çalışmaya bütçeden harcanan paraya ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2942)

23.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatlarına ait binalarının depreme karşı güçlendirilmesi çalışmalarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2943)

24.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana ve ilçelerinde yürütülen proje ve yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2944)

25.- Hatay Milletvekili Hasan Akgöl’ün, tutuklu ve hükümlü gazetecilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2961)

26.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Ergenekon Davası sanıklarından yurt dışında bulunan bir kişiye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2963)

27.- Iğdır Milletvekili Sinan Oğan’ın, Tuzluca’da kış aylarında sunulan sağlık hizmetlerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3025)

28.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Uzakdoğu ülkelerinden ithal edilen kan şekeri ölçüm cihazlarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3026)

29.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, icra dairelerinde çalışan personelin özlük ve sosyal haklarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3038)

30.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, bankaların uyguladığı ek hesap faiz oranlarına ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/3880)

31.- Adana Milletvekili Ali Demirçalı’nın, bir açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4173)

32.- Kastamonu Milletvekili Emin Çınar’ın, Hocalı katliamına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4174)

33.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Hatay-Hassa’daki bir köyde meydana gelen bir olaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4175)

34.- Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in, kamuda sözleşmeli olarak çalışan bazı personelin mağduriyetine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4176) 

35.- Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğünde yer alan bazı belgelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4177)

36.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, cemevlerinin sayısına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4178)

37.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, bir emniyet mensubunun ABD Büyükelçiliğine giderek devam eden bir soruşturma ile ilgili bilgi verdiği iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4179)

38.- İzmir Milletvekili Erdal Aksünger’in, İzmir ve Ankara ile ilgili çeşitli projelere aktarılan kaynak miktarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4181)

39.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, terör örgütü tarafından kaçırılan kaymakam adayına ve diğer vatandaşlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4182)

40.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, PKK terör örgütünün sivillere yönelik eylemleri ve bu konuda alınan önlemlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4183)

41.- İstanbul Milletvekili Atila Kaya’nın, MİT-PKK ilişkisi ile ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4184)

42.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, şehit ve gazilerle ilgili hukuksal düzenlemelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4185)

43.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Hükümetin PKK ile protokol yaptığı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4186)

44.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, gençlerin alkol, sigara ve uyuşturucudan korunmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4187)

45.- Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz’ın, belediyelerde yapılan norm kadro çalışmalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4188)

46.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, terör örgütü PKK’nın eylemlerine ve MİT Müsteşarıyla ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4189)

47.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in, il müftüleri ile il müftü yardımcılarının ve emeklilerinin ücret farkına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4190)

48.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, KCK soruşturması kapsamında bazı MİT yöneticilerinin ifadeye çağrılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4193)

49.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, İbrahim Tatlıses’e suikast teşebbüsünde kullanılan silahların bir MİT görevlisi tarafından temin edildiği iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4194)

50.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, terör örgütü PKK ile müzakere yapıldığı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4195)

51.- Antalya Milletvekili Mehmet Günal’ın, elektronik pasaport ihalesinin bir Fransız şirketine verilmesine ve elektronik kimlik ihalesinin de aynı firmaya verileceği iddialarına ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/4201)

52.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bir vatandaşımızın İncelemeli Elektrikli Araç Patenti almasına ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/4202)

53.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, eski bir İçişleri Bakanının insansız silahlı hava uçakları ile ilgili bazı açıklamalarına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4208)                                                             

54.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, ABD ziyaretine ve dış politikaya ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4209)

55.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, İsrail’in paravan şirketler vasıtasıyla KKTC’de toprak satın aldığı iddiasına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4210)

56.- Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, Ankara’daki toplu taşıma sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4218)

57.- İstanbul Milletvekili Melda Onur’un, önleyici hizmetler büro amirlikleri puan cetveli uygulaması iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4219)

58.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, iki emniyet müdürünün görevden alınmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4220)

59.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, nüfusu iki binin altında kalan belde belediyelerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4221)

60.- Antalya Milletvekili Mehmet Günal’ın, elektronik kimlik kartı ihalesinin bir Fransız şirketine verileceği iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4222)

61.- Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün, 1987-2011 yılları arasında Tunceli’deki terör eylemlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4223)

62.- Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu’nun, belediyelerin engelli vatandaşların yaşamını kolaylaştırmak için yaptıkları çalışmalara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4224)

63.- İzmir Milletvekili Musa Çam’ın, İstanbul Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu projelerine ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4225)

64.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, illerin ve ilçelerin sosyo-ekonomik göstergeleri ve gelişmişlik sıralarının belirlenmesine ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4226)

65.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, 2011 yılı adrese dayalı nüfus kayıt sistemi verilerine ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4227)

66.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, gelir vergisi mükellefi sayısındaki azalmanın nedenlerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4233)

67.- Bilecik Milletvekili Bahattin Şeker’in, Bakanlık ile Bakanlığa bağlı ve ilgili kuruluşlar tarafından yürütülen ve gerçekleştirilen projelere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4234)

68.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personelin emeklilik ikramiyelerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4235)

69.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, yeniden yapılandırılan borçların Van depremi sonrasında ertelenmesi yönünde bir düzenleme yapılıp yapılmadığına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4236)

70.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, şef kadrosunda çalışanların özlük haklarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4237)

71.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Bakanlık çalışanlarının emekli olmasının teşvik edilmesi için çalışma yapılıp yapılmadığına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4238)                                                             

72.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, öğretmenlerin özlük haklarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4239)

73.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4240)

74.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, üniversite yönetimlerinin bazı uygulamalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4241)

75.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, FATİH Projesi kapsamındaki tablet bilgisayarların olumsuz etkilerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4242)

76.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, ortaöğretim ders müfredatındaki değişikliklerden kaynaklanan sorunlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4243)

77.- Ankara Milletvekili Levent Gök’ün, eğitimin niteliği ve öğretmen adaylarının atamasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4244)

78.- Ankara Milletvekili Levent Gök’ün, Ulusal Öğretmen Stratejileri Çalıştayında alınan bazı tavsiye kararlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4245)

79.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, 2000-2012 yıllarında üniversite öğrencilerine açılan disiplin soruşturmalarına ve cezalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4246)

80.- Denizli Milletvekili Adnan Keskin’in, aşamalı devamsızlık yönetimi uygulamasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4247)

81.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, bir belediye başkanının öğretmenler günü töreninde öğretmenlere çiçek verilmesi sebebiyle hakkında soruşturma başlatıldığı iddialarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4248)

82.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, OECD eğitim raporundaki öğretmen maaşlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4249)

83.- İstanbul Milletvekili Ayşe Eser Danışoğlu’nun, Birleşmiş Milletler Sözleşmesine Ek Seçmeli Protokol gereği Ulusal Önleme Mekanizmasının kurulması için yapılan çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4250)

84.- Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün, 1987-2011 yılları arasında Tunceli’deki terör eylemlerine ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4251)

85.- Adıyaman Milletvekili Salih Fırat’ın, Adıyaman’daki karayollarının kapalı olması nedeniyle yaşanan mağduriyete ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4256)

86.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, LPG’li araçlarda sızdırmazlık raporunun zorunlu belgeler arasından çıkarılmasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4257)

87.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, ADR eğitmenlerine ve tehlikeli madde taşıyıcılığına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4258)

88.- İzmir Milletvekili Musa Çam’ın, İstanbul Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu Projelerine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4259)

89.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Ankara-İzmir Hızlı Tren Projesine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4260)

90.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Manisa’da yürütülen proje ve yatırımlar ile bunlar için ayrılan ödeneğe ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4261)                                                              

91.- Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz’ın, LPG ve CNG dönüşümü yapılan araçlara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4262)

92.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker’in, Gaziantep-Ankara arasında demiryolu taşımacılığı ihtiyacına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4263)

93.- Ordu Milletvekili İdris Yıldız’ın, Bakanlığın Diyanet İşleri Başkanlığı ile yaptığı protokole ve kadın hakları konusunda yürüttüğü çalışmalara ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4265)

94.- Antalya Milletvekili Mehmet Günal’ın, elektronik pasaport ihalesinin bir Fransız şirketine verilmesine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/4267)

95.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, TRT’de yayınlanan bir reklama ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/4269)

96.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, Türk Güvenlik ve Demokrasi Enstitüsüne ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4273)

97.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Malatya-Kürecik’te kurulan Füze Kalkanı ile ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4274)

98.- Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın, MİT mensuplarıyla ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4275)

99.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, gazilerin yararına gerçekleştirilen yeni düzenleme, çalışma ve uygulamalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4276)

100.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, 2002’den bu yana görevden alınan belediye başkanlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4278)

101.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, İmar Kanuna aykırılıktan dolayı tesis edilen idari işlem ve cezalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4280)

102.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Van depreminin ardından Yüzüncü Yıl Üniversitesinde eğitim ve öğretime ara verilmesinden kaynaklanan mağduriyete ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4281)

103.- Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak’ın, MİT-PKK görüşmelerine ve imzalandığı iddia edilen protokole ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4282)

104.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel’in, Van’da depremle ilgili bir görevin ifası amacıyla görevlendirilen personelin ödüllendirilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4285)

105.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, benzin ve motorine yapılan zamlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4286)

106.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, elektrik ve doğal gaz fiyatlarındaki artışa ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4287)

107.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, hayvan yetiştiricilerinin sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4288)

108.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, tarım ve hayvansal ürünlerde kaçakçılığın önlenmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4289)

109.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, köy yollarında asfaltlama çalışmaları yapılıp yapılmadığına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4290)

110.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, bir gazetede yayınlanan haberdeki bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4293)

111.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, KCK oluşumuna ve MİT’le ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4294)

112.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, kamu yararına çalışan derneklere ve bu derneklere yapılan yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4295)

113.- Manisa Milletvekili Sakine Öz’ün, bir dernek heyeti ile yapılan görüşmedeki açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4296)

114.- Aydın Milletvekili Osman Aydın’ın, şehit yakınları için yaptığı bir açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4297)

115.- Bursa Milletvekili Sena Kaleli’nin, Kamu İhale Kurumu’ndaki yolsuzluk iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4298)

116.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Van depremi sonrasında barınma sorununa ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4299)

117.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, MİT personeline yönelik bazı suçlamalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4300)

118.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, yapılan yurtdışı seyahatlerine ve bu seyahatlerdeki toplam harcamalara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/4303)                                                             

119.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, kredi kartı limitlerinin ve faiz oranlarının yeniden düzenlenmesine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/4304)                                                             

120.- Ankara Milletvekili Ayşe Gülsün Bilgehan’ın, eşi vefat etmiş kadınlar için nakit sosyal yardım projesine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4314)                                                             

121.- Bursa Milletvekili Sena Kaleli’nin, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi kurulacak illere ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4315)

122.- Adana Milletvekili Muharrem Varlı’nın, fuhuşa itilen kadınlara ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4316) 

123.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, yapılan yurtdışı seyahatlerine ve bu seyahatlerdeki toplam harcamalara ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4317)                                                              

124.- Van Milletvekili Nazmi Gür’ün, KOSGEB tarafından Van’daki esnafa verilen kredilere ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/4318)

125.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, yapılan yurtdışı seyahatlerine ve bu seyahatlerdeki toplam harcamalara ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/4319)

126.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, LPG ile çalışan araçların muayenesinde gaz sızdırmazlık raporu bulundurulması düzenlemesinin kaldırılmasına ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/4320)

127.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, İş Güvenliği Uzmanlığı Sınavına ve İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimleri ile Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri Hakkında Yönetmeliğe ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4321)

128.- Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş’ın, SGK’ya borcu olan ve haciz işlemi yapılan belediyelere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4322)

129.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, yapılan yurtdışı seyahatlere ve bu seyahatlerdeki toplam harcamalara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4323)

130.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, bir kısım sağlık hizmetlerinin SGK tarafından ödeme kapsamından çıkarılabileceği yönündeki düzenlemeye ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4324)

131.- Bilecik Milletvekili Bahattin Şeker’in, Bilecik merkez ve ilçelerinde yürütülen proje ve yatırımlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4325)

132.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, sosyal güvenlik açığına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4326)

133.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, İş-Kur’da usulsüz atamalar yapıldığı iddiasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4327)

134.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, belediyelerde ve belediyelere bağlı kuruluşlarda çalışan personel arasında kadro eşitsizliğine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4328)

135.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, SGK tarafından finansmanı sağlanmayan sağlık hizmetlerine ve bir hastanın mağduriyetine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4329)

136.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, İzmir’de bir NATO üssü kurulacağı iddialarına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4337) 

137.- Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu’nun, Malatya-Kürecik’te kurulan Füze Kalkanı Projesine ve İsrail’in NATO’ya üyeliği iddialarına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4338)

138.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, yapılan yurtdışı seyahatlerine ve bu seyahatlerdeki toplam harcamalara ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4357)

139.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, İran ile ticari ilişkilerin geliştirilmesine ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4358)

140.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlığın lojmanlarına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4359)

141.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, Akçakale Sınır Kapısının kapanmasına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4360)

142.- Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu’nun, Güroymak’taki eğitim destek evine verilen ismin iptaliyle ilgili karara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4362)

143.- İzmir Milletvekili Aytun Çıray’ın, araç kundaklama olaylarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4363)

144.- Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer’in, Marmara Bölgesi ve Tekirdağ ilinde olası bir deprem için alınacak önlemlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4365)

145.- Hakkâri Milletvekili Adil Kurt’un, doğu illerinde güvenlik gerekçesiyle yapılan kimlik kontrolü ve aramalara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4366)

146.- Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin, bir kadının ölümüne ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4367)

147.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Ankara Büyükşehir Belediyesinin bir eğitim merkezine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4368)

148.- Isparta Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, Isparta Belediyesinin denetimine ve düzenlenen raporlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4369)

149.- Adana Milletvekili Muharrem Varlı’nın, Emniyet Genel Müdürlüğünün bir kişiye eskort hizmeti vermesi ile ilgili bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4370)

150.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, bazı emniyet mensuplarının ABD’nin Ankara Büyükelçiliği yetkililerine brifing verdiği iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4372)

151.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, güvenlik, asayiş ve hırsızlık olaylarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4373)

152.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, trafik kazalarının önlenmesi için alınacak önlemlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4374)

153.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, uyuşturucuyla mücadeleye ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4375)

154.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Iğdır-Merkezde su ve kanalizasyon çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4377)

155.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Iğdır ve ilçe belediyelerinin arşivlerinin korunmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4378)

156.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, kalkınma ajanslarına ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4379)

157.- Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı’nın, Konya’nın SODES kapsamına alınmamasına ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4380)

158.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, yapılan yurtdışı seyahatlerine ve bu seyahatlerdeki toplam harcamalara ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4381)

159.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlığın lojmanlarına ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4382)

160.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, Marmara depremi sonrasında alınmaya başlanan özel iletişim vergisi miktarının yıllara göre dağılımı ve kullanımına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4389)

161.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, yapılan yurtdışı seyahatlerine ve bu seyahatlerdeki toplam harcamalara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4390)

162.- İstanbul Milletvekili İhsan Barutçu’nun, FATİH Projesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4392)

163.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, 19 Mayıs kutlamalarına ve Okul-Aile Birliği Yönetmeliği ile yapılan bazı düzenlemelere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4393)                                                              

164.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, yapılan yurtdışı seyahatlerine ve bu seyahatlerdeki toplam harcamalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4394)

165.- Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan’ın, ilköğretimde bazı ders saatlerinin artırılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4395)

166.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, öğretmenlerin eş durumu atamalarında yaşanan mağduriyete ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4396)

167.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, okul öncesi eğitim materyallerinin ücretsiz dağıtılmasına ve müfredat olmamasından kaynaklanan sorunlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4397)

168.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Anadolu Liseleri Öğretmen Seçme Sınavına başvuru yapan öğretmenlerin, sözleşmelilikte geçen görev sürelerinin hesaba katılmamasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4398)

169.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Okullar Hayat Bulsun Projesi kapsamında görevlendirilecek öğretmenlere ödenecek ücretlere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4399)

170.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, öğretmenlerin eş durumu atamalarında yaşanan mağduriyete ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4400)

171.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, ek ders yönetmeliğinde düzenleme yapılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4401)

172.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, bilgisayar derslerinin kaldırılıp kaldırılmayacağına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4402)

173.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Anadolu Liselerine Öğretmen Seçme Sınavına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4403)

174.- Antalya Milletvekili Arif Bulut’un, Bakanlığın yeniden yapılandırılması çerçevesinde yapılan atamalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4404)

175.- Antalya Milletvekili Arif Bulut’un, eğitimdeki yeterliliğe ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4405)

176.- Antalya Milletvekili Arif Bulut’un, İl Milli Eğitim Müdürlüklerine gönderilen umre gezileriyle ilgili yazıya ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4406)                                                             

177.- Antalya Milletvekili Arif Bulut’un, bazı özel yurtların denetimine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4407)

178.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, Eskişehir’deki okulların depreme karşı güçlendirilmesi çalışmalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4408)

179.- Antalya Milletvekili Arif Bulut’un, eğitim kurumlarının şehir dışına taşınacağı iddialarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4409)

180.- Antalya Milletvekili Arif Bulut’un, Serik Askerlik Şubesinin kapatılma kararına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4412)

181.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, Konya’daki uçak kazasına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4413)

182.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, yapılan yurtdışı seyahatlerine ve bu seyahatlerdeki toplam harcamalara ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4416)

183.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bolu’da bölge müdürlüğü kurulmaması ile Bakanlık personelinin özlük haklarına ve atanmalarına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4418)

184.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, Şanlıurfa GAP Havaalanının bazı eksiklerine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4430)

185.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, yapılan yurtdışı seyahatlerine ve bu seyahatlerdeki toplam harcamalara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4431)                                                             

186.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Karacabey’deki bir köyün internet sorununa ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4432)

187.- Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan’ın, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun bilgilerinin sanal saldırıya uğradığı iddialarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4433)

188.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, yapılan yurtdışı seyahatlerine ve bu seyahatlerdeki toplam harcamalara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/4434)                                                              

189.- İstanbul Milletvekili Faik Tunay’ın, Özürlü Memur Seçme Sınavına hazırlık kurslarına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4437)

190.- Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için alınan önlemlere ve yaşanan iki olaya ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4438)

191.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, çocuk bakım evleri ve yetiştirme yurtlarında kötü muamele yapıldığı iddialarına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4439)                                                             

192.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars Doğu Sınır Kapısının açılıp açılmayacağına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4442)

193.- İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi’nin, sarımsak ithaline ve gümrüklerde bekletilen sarımsağın iç pazara sunulduğu iddialarına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4443)

194.- İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak’ın, İstanbul’da trafiği rahatlatmak için alınan önlemlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4445)

195.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Iğdır’daki köy yollarının bakım ve onarımına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4446)

196.- İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi’nin, DMO Genel Müdürlüğüne üst düzey yönetici atamalarında usulsüzlük yapıldığı iddiasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4449)                                                              

197.- İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi’nin, Dışişleri Bakanlığı kurumsal lisans ihtiyacını karşılamak üzere DMO’nun kurduğu satınalma komisyonuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4450)

198.- İstanbul Milletvekili Celal Dinçer’in, bir imam hatip lisesi öğrencileriyle ilgili internette çıkan bir habere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4451)

199.- İstanbul Milletvekili Faik Tunay’ın, AB ülkelerindeki üniversitelerden mezun olan öğrencilerin denklik sorununa ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4452)

200.- İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’in, Bakanlık bünyesinde çalışan kadrolu, sözleşmeli ve ücretli öğretmenler ile başka kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan öğretmenlere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4453)

201.- Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün, düzenlenen çalıştay ve toplantıların maliyetine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/4455)

202.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, Ilgaz ilçesine bağlı bazı köylerin yollarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4456)

203.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi mezunlarının istihdam sorununa ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4459)

                                                                                                                              No: 114

27 Mart 2012 Salı

Tasarı

1.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Zambiya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticari ve Ekonomik İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/598) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/03/2012)

Teklifler

1.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın; Yeniceoba Adıyla Yeni İlçe Kurulması Hakkında Kanun Teklifi (2/432) (Plan ve Bütçe ile İçişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/02/2012)

2.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akar ve 3 Milletvekilinin; Muhtar Ödenek ve Sosyal Güvenlik Yasası, Köy Kanunu ve Şehir ve Kasabalarda Muhtar ve İhtiyar Heyetleri Teşkiline Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/433) (İçişleri; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/03/2012)

3.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; 3201 Sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkındaki Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/434) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

4.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker’in; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/435) (Kadın Erkek Fırsat Eşitliği ile Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

5.- İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’in; 2429 Sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/436) (Kadın Erkek Fırsat Eşitliği ile İçişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2012)

6.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın; 02.05.1972 Tarih ve 1586 Sayılı “Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın Ölüm Cezalarının Yerine Getirilmesine Dair Kanunun” Yürürlükten Kaldırılmasına İlişkin Kanun Teklifi (2/437) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

7.- Muğla Milletvekili Nurettin Demir’in; Sağlık Personeli Meslek Odası Birliği Kanun Teklifi (2/438) (Adalet ile Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

8.- Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın; Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/439) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

9.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun; Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/440) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

10.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın; Devlet Memurları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/441) (İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

11.- Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü ve 3 Milletvekilinin; Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Taşeron Şirketler Aracılığıyla İstihdam Edilen Güvenlik İşçilerinin İşçi Kadrolarına Geçirilmesi ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa Teklifi (2/442) (İçişleri; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

12.- İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’ün; 2429 Sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/443) (Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ile İçişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

13.- Tokat Milletvekili Orhan Düzgün’ün; Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/444) (Milli Savunma; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

14.- Ağrı Milletvekili Halil Aksoy’un; 2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa Teklifi (2/445) (Anayasa Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

15.- Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu ve 10 Milletvekilinin; Belde Belediye Başkanlarına Hususi Damgalı Pasaport Verilmesi ve Emekli Belediye Başkanlarının da Bu Haktan Yararlanmaları Hakkında Kanun Teklifi (2/446) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/03/2012)

16.- İstanbul Milletvekili Mehmet Doğan Kubat ve 15 Milletvekilinin; Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/447) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/03/2012)

17.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın; Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/448) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)             

18.- Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin’in; 6660 Sayılı Güzel Sanatlarda Fevkalade İstidat Gösteren Çocukların Devlet Tarafından Yetiştirilmesi Hakkında Kanunda İki Ek Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/449) (Plan ve Bütçe ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

19.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın; Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın İsimlerinin Uygun Görülecek Bazı Kamusal Alanlara Verilmesine Dair Kanun Teklifi (2/450) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

20.- Ankara Milletvekili Sinan Aydın Aygün’ün; 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi (2/451) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Adalet Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

Sözlü Soru Önergeleri

1.- Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, Ankara’daki tarım alanlarına ve kredi borcu olan çiftçi sayısına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1362) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

2.- Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, lise son sınıf öğrencilerinin aldığı sağlık raporlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1363) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

3.- Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın, deprem sonrasında Van’ın bazı ilçelerindeki hayvan yetiştiricilerine yem desteği yapılmamasına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1364) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

4.- İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’ün, başta İstanbul olmak üzere tüm illerdeki mikro kredi başvuruları ve kullanımına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1365) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

5.- Van Milletvekili Nazmi Gür’ün, Van depremi sonrasında işini kaybedenlere yönelik çalışmalara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/1366) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

6.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş’ta iş makinesi ihtiyacına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1367) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

7.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş’ta din hizmetlerini yürüten personel ihtiyacına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) sözlü soru önergesi (6/1368) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

8.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş’a hizmet içi eğitim amacıyla külliye yapılmasına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) sözlü soru önergesi (6/1369) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

9.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş’ın din görevlileri misafirhanesi ihtiyacına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) sözlü soru önergesi (6/1370) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

10.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Afşin-Elbistan A Termik Santraline filtre ve atık su tesislerinin kurulmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1371) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

11.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Koruma Bakım ve Rehabilitasyon Merkezlerinin yeterliliğine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından sözlü soru önergesi (6/1372) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

12.- Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan’ın, Köyceğiz’de bir köye elektrik hattı çekilip çekilmeyeceğine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/1373) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

13.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş’ta TCDD’ye ait istasyonun yükleme ve boşaltma alanı zemininin tadilatına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1374) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

14.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş-Köprüağzı istasyonları arasındaki eskiyen rayların yenilenmesine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1375) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

15.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş-İçel arası günübirlik tren seferi konulmasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1376) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

16.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Andırın-Geben yoluna ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1377) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

17.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, nişasta bazlı şeker kullanımı ve ithalatına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1378) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

18.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş’a kontrol laboratuvarı kurulmasına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1379) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

19.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık Merkez ve taşra teşkilatında bulunan boş kadrolara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1380) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

20.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık Merkez ve taşra teşkilatında çalıştırılan şirket görevlilerine ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1381) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

21.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık Merkez ve taşra teşkilatında bulunan boş kadrolara ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1382) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

22.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık bünyesindeki kadın yöneticilere ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/1383) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

23.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, biyoetanol üretimine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/1384) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

24.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş’ta okullardaki spor salonu ve tesislerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1385) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

25.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş’a olimpik yüzme havuzu yapılmasına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından sözlü soru önergesi (6/1386) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

26.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan İl Müdürlüğü Makine İkmal Şube Müdürlüğünün Bakım Onarım Atölyesine ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1387) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

27.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Türkiye’de yapılan arkeolojik kazılara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/1388) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

28.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, tarımsal kredilerin yeniden yapılandırılmasına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1389) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

29.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, çiftçilerin borçlarına ve doğrudan desteklenmesine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) sözlü soru önergesi (6/1390) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

30.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı köy okullarında lavaboların okul dışında olmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1391) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

31.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı illerdeki spor kulüplerinin desteklenmesine ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından sözlü soru önergesi (6/1392) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

32.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars İl Sağlık Müdürlüğünün personel sayısının artırılmasına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1393) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

33.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’daki öğretmen açığına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1394) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

34.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan İl Merkezi, ilçe ve köy yollarının bakım ve onarımına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1395) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

35.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’da su borularının ve su depolarının donmaması için yapılacak çalışmalara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1396) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

36.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Şırnak ve Hakkâri’de elektrik direk ve hatlarının hasar görmesi sebebiyle yaşanan mağduriyete ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1397) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

37.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan Merkezdeki bir köyün yol ve su sorununa ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1398) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

38.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Hanak’taki bazı köylerin atık su ve kanalizasyon sorununa ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1399) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

39.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’da kurban kesimhanesi ihtiyacına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1400) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

40.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Bakanlığın Ardahan’daki personel sayısının artırılmasına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1401) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

41.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, memur maaşlarının yeterliliğine ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1402) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

42.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, 2003’ten itibaren yapılan lojman satışlarına ve gelirlerine ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1403) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

43.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’daki çiftçilerin mazot ve gübre paralarının ödenmesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1404) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

44.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars Yem Fabrikasının özelleştirilmesine, et kombinasının kapatılmasına ve yün işleme fabrikası ihtiyacına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1405) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

45.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’ın teknik eleman ve iş makinası ihtiyacına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1406) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

46.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ani Harabelerinin bakım ve onarım ihtiyacına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/1407) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

47.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan Kültür ve Turizm İl Müdürlüğünün yeni bina ve memur ihtiyacına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/1408) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

48.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars İl Müdürlüğünün memur ihtiyacına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/1409) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

49.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ahıska’dan gelenlerin borçlanma yoluyla emekli olabilmeleri için yapılacak çalışmalara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/1410) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

50.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, İşsizlik Fonunun kullanımına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/1411) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

51.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars İl Müdürlüğünün memur ihtiyacına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/1412) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

52.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Şırnak ve Hakkâri’de sporcu sayısının artırılmasına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından sözlü soru önergesi (6/1413) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

53.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Şırnak ve Hakkâri’deki spor kulüplerinin desteklenmesine ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından sözlü soru önergesi (6/1414) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

54.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’daki Spor Kulüplerinin desteklenmesine ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından sözlü soru önergesi (6/1415) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

55.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Alevi inancının öğretilmesi için TRT’de yeni programlar yapılmasına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) sözlü soru önergesi (6/1416) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

56.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Şırnak ve Hakkâri’de cami ve Kuran kurslarının tabelalarının değiştirilmesine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) sözlü soru önergesi (6/1417) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

57.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, çiftçilerin kredi borçlarından kaynaklanan mağduriyetine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) sözlü soru önergesi (6/1418) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

58.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ziraat Bankasının tarım ve hayvancılık sektörüne verdiği kredilere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) sözlü soru önergesi (6/1419) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

59.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Şırnak ve Hakkâri’de karla mücadele çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1420) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

60.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars Havaalanındaki bazı eksikliklere ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1421) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

61.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, kamu kurum ve kuruluşlarının yurt dışında açılan temsilciliklerine ve çalışan personele ilişkin Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1422) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

62.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Pozantı cezaevi yetkililerine soruşturma açılmasına ve çocukların psikolog gözetiminde tedavilerine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından sözlü soru önergesi (6/1423) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

63.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Posof Türkgözü sınır kapısındaki personel yetersizliğine ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1424) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

64.- Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, Balya-Güngörmez yolunun yapım çalışmalarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1425) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

65.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Kürecik radar üssünde çalışan personele ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1426) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

66.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, tutuklu öğrencilerin sayısı ile ilgili verilen soru önergesi sayısına ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1427) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

67.- İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’in, 24. Dönem sözlü ve yazılı soru önergeleri ile bunların cevaplanmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1428) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

Yazılı Soru Önergeleri

1.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, Merve Kavakçı’nın özlük haklarının iadesine ve bir kanunun yürürlükten kaldırılmasına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/5127) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

2.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, dostluk grupları yönetim kurullarında BDP’nin temsiline ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/5128) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

3.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, kanun tasarı ve tekliflerinin komisyonlarda görüşülme usulüne ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/5129) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

4.- İzmir Milletvekili Erdal Aksünger’in, yazılı soru önergelerinin cevaplandırılmasına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/5130) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

5.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Van’daki deprem konutlarının yapımını üstlenen firmaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5131) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

6.- Kastamonu Milletvekili Emin Çınar’ın, memurların 2012 maaş zammına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5132) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

7.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, Wikileaks Türkiye dosyası adı altında yayınlanan bazı raporlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5133) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

8.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, alan bazlı tarımsal desteklemelerden yararlanmak isteyenlerden alınan ücretlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5134) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

9.- Ankara Milletvekili Levent Gök’ün, Evren ilçesinin sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5135) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

10.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, disiplin cezası alan ve haklarında soruşturma açılan üniversite öğrencilerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5136) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

11.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, bir parti yetkilisi ile ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5137) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

12.- İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, Stratfor isimli bir kuruluşla Başbakanlık görevlilerinin bilgi alışverişinde bulundukları iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5138) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2012)

13.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Atatürk’ün Hazineye bağışladığı çiftliklerin ve AOÇ’nin son durumuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5139) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

14.- Denizli Milletvekili Adnan Keskin’in, Başbakan Başdanışmanı hakkındaki iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5140) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

15.- Ordu Milletvekili İdris Yıldız’ın, TOKİ tarafından yapılan konutlara ve TOKİ’nin finansal durumuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5141) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

16.- Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın, Mersin’deki hava kirliliğine ve SYDV tarafından dağıtılan kömürlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5142) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

17.- Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, kurum ve personeli tanıtmaya yönelik yayınlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5143) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

18.- Erzincan Milletvekili Muharrem Işık’ın, Suudi Arabistan’da yaşanan şiddet olaylarına ve Suriye ile olan ilişkilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5144) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

19.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker’in, vatani görevini yerine getirirken hayatını kaybettiği halde şehit sayılmayan askerlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5145) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

20.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, Başbakan Başdanışmanı hakkındaki iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5146) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

21.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, ABD’li bir medya grubu sahibinin ziyareti ile ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5147) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

22.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, yazılı ve sözlü soru önergelerinin cevaplandırılmasına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/5148) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/03/2012)

23.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, Kamu İhale Kurumundaki atamalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5149) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

24.- Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, Ankara’daki minibüsçü ve taksici esnafının sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5150) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

25.- Mersin milletvekili Mehmet Şandır’ın, şehit ve malûl yakınları için ayrılan kadrolara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5151) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

26.- Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı’nın, Karaman-Sarıveliler’de bir köyde HES inşaatından kaynaklanan mağduriyete ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5152) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

27.- Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı’nın, Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanının uygulamaları ile ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5153) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

28.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Çanakkale-Eceabat Kilitbahir köyündeki Ağadere Hastane Şehitliğine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5154) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

29.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, azınlık vakıflarının emlak beyannamelerinin mülk sahibi hanesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5155) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

30.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Nilüfer İlçesindeki Devlet arazilerinin kiralanması ile ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5156) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

31.- Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin’in, TÜBİTAK tarafından başlatılan PARDUS çalışmasına ve bu işletim sisteminin kamu kurumlarında kullanılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5157) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

32.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5158) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

33.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, Danıştay 1. Dairesindeki atamalarla ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5159) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

34.- Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, bazı özelleştirmelerin iptal kararlarının uygulanmasıyla ilgili sorunlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5160) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

35.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, öğretmen istihdamına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5161) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

36.- Çorum Milletvekili Tufan Köse’nin, Diyanet İşleri Başkanlığı kadrolarında Devlet memurluğuna başlayıp yatay geçiş yoluyla diğer kurumlara geçen Devlet memurlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5162) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

37.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, İnönü’ye yapılan yatırımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5163) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

38.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, Seyitgazi’deki bir beldeye yapılan yatırımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5164) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

39.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in, Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı cami ve personel sayısına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5165) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

40.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, Madımak Otelinin yakılmasıyla ilgili davaya ve davanın sanıklarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5166) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

41.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Artvin-Ardanuç’ta Halkbank şubesi açılmasına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/5167) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

42.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/5168) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

43.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/5169) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

44.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı cami, mescit ve toplam personel sayısına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/5170) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

45.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde göreve başlayan din adamlarının yemin edip etmediğine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/5171) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

46.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Diyanet İşleri Başkanlığının 2007-2011 dönemi yıllık bütçelerine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/5172) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

47.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, turistik yörelere yabancı dil bilen imamların atanmasına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/5173) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

48.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, 2011 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesinden yaptırılan cami sayısı ile Diyarbakır İl Müftülüğüne bağlı cami ve personel sayılarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/5174) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

49.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Fahri din görevlisi atamalarına ve irşad amaçlı programlar çerçevesinde bazı turistik bölgelere din görevlisi ataması planlanıp planlanmadığına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/5175) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

50.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Diyanet Ansiklopedisine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/5176) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

51.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/5177) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

52.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/5178) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

53.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/5179) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

54.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/5180) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

55.- Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen’in, bir TV dizisindeki bazı sahnelere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/5181) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

56.- İstanbul Milletvekili Melda Onur’un, Türkiye Gazeteciler Sendikasının lağvedileceği iddialarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/5182) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

57.- Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın, TRT’de kadrosunun gerektirdiği görevler dışında çalışan personele ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/5183) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

58.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/5184) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

59.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/5185) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

60.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, 13 Mart 2012 günü TRT’ye bağlı radyo ve televizyon kanallarında Madımak Davası ile ilgili yapılan yayınlara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/5186) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

61.- Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen’in, bir TV dizisindeki bazı sahnelere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5187) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

62.- Kastamonu Milletvekili Emin Çınar’ın, eski Araç Cezaevi Binasının kültür merkezi ya da müzeye çevrilmesine yönelik bir proje bulunup bulunmadığına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5188) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

63.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, UYAP SMS sistemine abone yapma çalışmalarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5189) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

64.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Sivas’ta meydana gelen olayların sanık ve hükümlülerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5190) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

65.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Çukurova Üniversitesi’nden bir grup uzman tarafından hazırlandığı iddia edilen bir rapora ve cezaevlerinde yaşanan cinsel istismar olaylarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5191) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

66.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Kandıra Cezaevinde iki kitabın okunmasının yasaklandığı iddialarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5192) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

67.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, İcra-İflas Kanunundaki taahhüdü ihlal suçunun hapisle cezalandırılmasının kaldırılıp kaldırılmayacağına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5193) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

68.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, bir tutuklunun kitap ve bazı eşyalarının yeni sevk edildiği cezaevine gönderilmemesine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5194) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

69.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakırköy Kadın Cezaevinde kalan bazı hükümlülerin başka hapishanelere sevk edilmesine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5195) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

70.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, cezaevlerinde el konulan sebze, meyve ve eşyalara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5196) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

71.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, cezaevlerinde bulunan kronik hastalıkları tespit edilen tutuklu ve hükümlülere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5197) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

72.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, 1. Daire başta olmak üzere Danıştay dairelerine yapılan atamalara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5198) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

73.- Van Milletvekili Aysel Tuğluk’un, hasta tutuklu ve hükümlülerin mağduriyetine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5199) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

74.- Van Milletvekili Aysel Tuğluk’un, cezaevlerindeki kitap yasaklarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5200) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

75.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5201) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

76.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5202) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

77.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, Madımak Otelinin yakılmasına ilişkin davaya ve davanın sanıklarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5203) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

78.- Ağrı Milletvekili Halil Aksoy’un, tutuklu ve hükümlü hastaların cezaevi koşullarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5204) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

79.- İstanbul Milletvekili Sabahat Tuncel’in, cezaevlerinde hak ihlalleri yapıldığı iddialarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5205) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

80.- Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen’in, bir TV dizisindeki bazı sahnelere ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5206) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

81.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5207) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

82.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5208) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

83.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, Bakanlık Müsteşarının Eskişehir ziyareti ile ilgili bazı iddialara ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5209) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

84.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, tecavüz ve banka soygunculuğu suçları nedeniyle tutuklanan gazetecilerle ilgili bir açıklamasına ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/5210) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

85.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/5211) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

86.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/5212) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

87.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/5213) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

88.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/5214) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

89.- Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in, Uluslararası Çalışma Örgütüne Türkiye aleyhine yapılan şikayetlere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5215) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

90.- Ordu Milletvekili İdris Yıldız’ın, istihdamsız büyüme ve kadın istihdamına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5216) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

91.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, yatılı ve burslu öğrenciler ile eczacıların Genel Sağlık Sigortasının uygulamaya geçmesi nedeniyle yaşadıkları mağduriyete ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5217) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

92.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, yatılı ve burslu öğrencilerin Genel Sağlık Sigortasının uygulamaya geçmesi nedeniyle yaşadıkları mağduriyete ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5218) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

93.- Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan’ın, Genel Sağlık Sigortasındaki değişikliklere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5219) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

94.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5220) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

95.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5221) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

96.- Ordu Milletvekili İdris Yıldız’ın, iş kazalarına ve iş sağlığı ile güvenliği denetimlerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5222) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

97.- İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’ün, istihdam edilen özürlü personelin sigorta primlerinin Hazine tarafından karşılanmasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5223) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

98.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, iş kazalarına ve bu kazaların önlenmesine yönelik çalışmalara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5224) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

99.- Samsun Milletvekili Haluk Koç’un, TOKİ tarafından gerçekleştirilen projelere ve deprem riski taşıyan bölgelerin durumuna ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5225) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

100.- Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, Balya Maden İşletme sahasındaki zehirli atıklara ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5226) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

101.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5227) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

102.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5228) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

103.- Balıkesir Milletvekili Namık Havutça’nın, Havran’da bir taş ocağının yeniden faaliyete geçtiği iddialarına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5229) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

104.- Denizli Milletvekili İlhan Cihaner’in Özbekistan’da tutuklu bulunan Türk vatandaşlarına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5230) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

105.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, ABD’nin insansız hava araçları ve özel operasyon üslerini genişletme politikasına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5231) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

106.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5232) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

107.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5233) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

108.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, İhracatçı Birliklerinin sayısının azaltılacağı iddialarına ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/5234) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

109.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/5235) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

110.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/5236) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

111.- Denizli Milletvekili İlhan Cihaner’in, Denizli’de doğal gaz dağıtımı yapan firmalara ve doğal gaz kaçağından kaynaklanan mağduriyete ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5237) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

112.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, yurt içinde ve TPAO tarafından yurt dışında çıkarılan ve üretilen ham petrol ve gaz miktarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5238) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

113.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Sur İlçesinde yaşanan elektrik kesintilerine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5239) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

114.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Mardin’in ilçelerindeki elektrik kesintilerine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5240) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

115.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5241) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

116.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5242) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

117.- Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz’ın, Dinar’daki KYK yurduna bağışta bulunan bir hayırseverin isminin verilmemesine ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/5243) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

118.- Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan’ın, Van’daki spor kulüplerine maddi yardım yapılmasına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/5244) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

119.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/5245) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

120.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/5246) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

121.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Organize Sanayi Bölgesi Projesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5247) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

122.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, gıda mevzuatına uygun olmayan buğdayın piyasaya girmesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5248) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

123.- Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz’ın, Afyonkarahisar’da tarım ve hayvancılığın desteklenmesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5249) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

124.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, Şanlıurfa’daki çiftçilerin sorunlarına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5250) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

125.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, İsrail sazanı adlı balık türüne ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5251) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

126.- Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, Şereflikoçhisar’ın bazı sorunlarına ve Peçenek Barajı Projesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5252) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

127.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Doğu Karadeniz Bölgesinde hayvancılığın desteklenmesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5253) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

128.- Tokat Milletvekili Orhan Düzgün’ün, çiftçilerin doğal afetler ve iklim şartlarından dolayı yaşadıkları mağduriyete ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5254) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

129.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarda şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5255) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

130.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5256) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

131.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, Ziraat Bankasınca çiftçilere verilen çevirme kredisine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5257) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

132.- İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’ün, Iğdır’da ve Türkiye genelinde üreticilerin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerinden kullandıkları kredilere ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5258) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

133.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/5259) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

134.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/5260) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

135.- Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen’in, bir TV dizisindeki bazı sahnelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5261) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

136.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, özel güvenlik elemanı olarak taşeron firmalarda çalışan personele ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5262) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

137.- Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin’in, Diyarbakır’da gerçekleşen Kürt Dil Konferansı ile ilgili bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5263) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

138.- İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, Uludere olayında hayatını kaybedenlerin yakınlarına verildiği iddia edilen yaka kartlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5264) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

139.- Kastamonu Milletvekili Emin Çınar’ın, Araç İlçesindeki kullanılmayan sağlık ocağı binalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5265) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

140.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, İstanbul’daki bir endüstri meslek lisesinde yaşandığı iddia edilen bir olaya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5266) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

141.- Mardin Milletvekili Ahmet Türk’ün, Midyat Kaymakamı ile ilgili bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5267) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

142.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bolu Belediyesinin borçlarına ve temsil gideri harcamalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5268) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

143.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Dilek Belediyesi tarafından işten çıkarılan işçilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5269) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

144.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, dinleme yapılmak için kurulduğu iddia edilen bir ekibe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5270) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

145.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, adli olaylarda delil tespitine ve Emniyet Genel Müdürlüğü kriminal polis laboratuvarlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5271) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

146.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5272) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

147.- Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz’ın, İl Özel İdaresi’nin Ziraat Bankası Adana Bölge Müdürlüğü ile imzaladığı protokole ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5273) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

148.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Nilüfer ilçesindeki bir köyün yollarının bakımına ve asfaltlanmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5274) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

149.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5275) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

150.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, PKK tarafından kaçırılan polis memurunun maaşının bloke edilmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5276) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

151.- Balıkesir Milletvekili Namık Havutça’nın, nüfusu 750 bini aşan illerin büyükşehir yapılması çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5277) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

152.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, kırmızı bültenle aranan kişilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5278) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

153.- Van Milletvekili Nazmi Gür’ün, İran sınırında bulunan iki cesetle ilgili yapılan işlemlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5279) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

154.- Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz’ın, Adana İl Özel İdaresine alınan personele ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5280) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

155.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bursa’daki bir caddede bakım çalışması yapılıp yapılmayacağına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5281) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

156.- Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan’ın, Diyarbakır’da bir protesto yürüyüşü sırasında yaşamını yitiren bir kişiye ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5282) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

157.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5283) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

158.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5284) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

159.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, Manisa’daki tarihi varlıkların korunması ve bakımına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/5285) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

160.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/5286) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

161.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Çanakkale Zaferi’nin tanıtımına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/5287) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

162.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/5288) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

163.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akar’ın, Gebze’deki bir köyde doğal sit alanına zarar verilerek inşa edilen restorana ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/5289) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

164.- Ağrı Milletvekili Halil Aksoy’un, Girik Tepesinin korumaya alınıp alınmadığına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/5290) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

165.- Ağrı Milletvekili Halil Aksoy’un, tarihi ve kültürel alanların askeri birliklerin kullanıma açılması ve Koğ Tepesinin restorasyonu ve tanıtımına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/5291) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

166.- Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk’ün, finansal kiralama konusu malların KDV oranlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5292) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

167.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, Milli Emlak Genel Müdürlüğünde çalışan personelin mağduriyetine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5293) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

168.- Denizli Milletvekili İlhan Cihaner’in, Gelir İdaresi Başkanlığında çalışan personelin özlük haklarındaki eşitsizliğe ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5294) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

169.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, Uludere olayında hayatını kaybedenlerin yakınlarına ödenmesi kararlaştırılan tazminat miktarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5295) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2012)

170.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5296) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

171.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5297) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

172.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığın Merkez ve taşra teşkilatı personeli arasında özlük haklarındaki farklılığa ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5298) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

173.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi mezunlarının memur olarak istihdamına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5299) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

174.- Aydın Milletvekili Bülent Tezcan’ın, Kilis-Polateli’nde teknopark yapımı için kamulaştırılan hazine arazisinin başka bir proje için tahsis edilmesine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5300) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

175.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, öğrenci taşımacılığındaki kriterlere ve denetime ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5301) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

176.- Mersin Milletvekili Ali Öz’ün, eğitim fakültelerinde geometri öğretmenliği bölümü açılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5302) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

177.- Hatay Milletvekili Hasan Akgöl’ün, Hatay’da düzenlenen eğitim kampanyalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5303) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

178.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, İstanbul’da bir endüstri meslek lisesinde yaşandığı iddia edilen bir olaya ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5304) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

179.- Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, Batman Kız Meslek Lisesi öğrenci yurdundaki zehirlenme olayına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5305) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

180.- Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin, Çanakkale-Bayramiç’teki bir ilköğretim okulunda yaşanan rutubet sorununa ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5306) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2012)

181.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, Kilis 7 Aralık Üniversitesinde Uludere olayını protesto eden öğrencilere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5307) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2012)

182.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, özürlü çocukların eğitim hizmetlerinden yararlanabilmelerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5308) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

183.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, Meram’daki bir ilköğretim okuluna öğrenci alınmamasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5309) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

184.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5310) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

185.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, okul öncesi eğitimin zorunlu hale getirilip getirilmeyeceğine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5311) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

186.- Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin’in, Hatay İl Milli Eğitim Müdürlüğü binasına ve Hatay’daki meslek liselerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5312) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

187.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5313) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

188.- Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, yeni açılan hukuk fakültelerine ve bu fakültelerden mezun olanların istihdamına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5314) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

189.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5315) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

190.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, PARDUS İşletim Sistemine ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5316) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

191.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, PKK tarafından kaçırılan kamu görevlilerinin maaşlarına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5317) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

192.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, Topçu ve Füze Okulu Komutanlığının Sivrihisar’a taşınacağı iddialarına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5318) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

193.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, askerlik görevini yaparken hayatını kaybedenlerin ölüm sebeplerine ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5319) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

194.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Doğu Karadeniz’de Mezgit balığı türünün korunması ve balıkçılığın desteklenmesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5320) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

195.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5321) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

196.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5322) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

197.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, Çıralı bölgesinde doğal hayatın korunmasına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5323) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

198.- Ağrı Milletvekili Halil Aksoy’un, Balık Gölündeki alabalık miktarının artırılmasına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5324) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

199.- Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, Balıkesir’deki kanser vakalarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5325) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

200.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5326) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

201.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5327) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

202.- Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat’ın, duble yollara ve Göksun-Kahramanmaraş yoluna ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5328) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

203.- Van Milletvekili Nazmi Gür’ün, RTÜK Van Bölge Müdürlüğünün Erzurum’a kaydırılmasına ve Van’da telekomünikasyon alanında yapılan çalışmalara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5329) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

204.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Şanlıurfa-Adıyaman karayoluna ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5330) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

205.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Siverek-Çermik karayoluna ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5331) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

206.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Bursa şehir merkezi etrafındaki çevre yollarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5332) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

207.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Bingöl-Karlıova-Çat Karayolundaki genişletme ve ıslah çalışmalarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5333) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

208.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Kulp-Silvan karayoluna ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5334) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)

209.- İzmir Milletvekili Oğuz Oyan’ın, Karayolu Taşıma Yönetmeliğinde yetki belgelerinin verilmesi ile ilgili yapılan değişikliğe ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5335) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

210.- Bursa Milletvekili Aykan Erdemir’in, Bursa-Ankara karayolu ulaşımındaki sorunlara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5336) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

211.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, Karayolları Bülteni adlı derginin siyasi propaganda aracı olarak kullanıldığı iddialarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5337) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

212.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Bingöl Havaalanı inşaatının tamamlanmasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5338) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

213.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Şırnak Havaalanı inşaatının tamamlanmasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5339) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)

214.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5340) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

215.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5341) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

216.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, Eskişehir’deki çevre yolunun orta refüjüne tel örgü konulmasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5342) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

217.- Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in, Ankara Metrosu yapım işinin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına devrine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5343) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

218.- İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak’ın, Haydarpaşa Garının restorasyonuna ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5344) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

219.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, Eskişehir’deki köylerde internet erişimine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5345) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

220.- Samsun Milletvekili Ahmet Haluk Koç’un, Anadolu Ajansı çalışanlarının sendikal faaliyetlerine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/5346) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2012)

221.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, 2003-2012 yıllarında TBMM Başkanları ile bunlara eşlik eden milletvekilleri ve bürokratların yurtdışı seyahatlerine ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/5347) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/02/2012)

222.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, TBMM ana bina ve eklentilerinin koridorlarına döşenen halılara ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/5348) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/03/2012)

223.- İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın, Zeytinburnu Kooperatif esnafının mağduriyetine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5349) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

224.- Kastamonu Milletvekili Emin Çınar’ın, Kastamonu’da ağır kış şartlarından etkilenen vatandaşlar için yapılan çalışmalara ve yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5350) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

225.- Kastamonu Milletvekili Emin Çınar’ın, Küre’de Ekim 2011’de çıkan yangında zarar gören vatandaşların mağduriyetlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5351) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

226.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Etik Kurulu kararlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5352) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

227.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Başbakanlık’ta danışmanlık yapan bir kişinin özlük haklarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5353) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

228.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker’in, Van Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesinin deprem hasar tespitlerine ve Bölge Hastanesine devrine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5354) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

229.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, bir medya grubu sahibi ile görüşmesine ve ATV-Sabah grubunun satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5355) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

230.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, Konya’da düzenlenen Anadolu Şahini tatbikatına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5356) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

231.- Bursa Milletvekili Sena Kaleli’nin, ülkemize getirilen Libya vatandaşlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5357) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

232.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Amerika’da kurulan bir özel istihbarat şirketinin üst düzey bürokratlardan bilgi sızdırdığı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5358) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

233.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Eti Maden İşletmelerinin özelleştirileceği iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5359) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

234.- Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen’in, Başbakanlık korumalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5360) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

235.- Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin’in, Suriye’deki üniversitelerde okuyan Türk öğrencilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5361) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

236.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, Oslo görüşmelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5362) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

237.- Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu’nun, İskenderun Limanı açıklarında batan Ulla gemisinin yol açtığı çevre sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5363) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

238.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5364) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

239.- Adıyaman Milletvekili Salih Fırat’ın, AB Bakanı Egemen Bağış’ın hapisteki gazetecilerle ilgili bazı açıklamalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5365) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

240.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, akaryakıt zamlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5366) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

241.- Adıyaman Milletvekili Salih Fırat’ın, Afganistan’da NATO üssünde dini kitapların imha edildiği iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5367) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

242.- Ankara Milletvekili Levent Gök’ün, uzman erbaşların özlük haklarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5368) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

243.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliliğe ayrılan ve ayrılacak personele ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/5369) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

244.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, banka yolsuzluklarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/5370) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

245.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’daki ekonomik sorunlara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/5371) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

246.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliliğe ayrılan ve ayrılacak personele ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/5372) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

247.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, mübaşirlerin genel idari hizmetler sınıfına geçirilmesine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5373) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

248.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlığın lojmanlarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5374) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

249.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel’in, cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin ortalama tutukluluk sürelerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5375) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

250.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel’in, hükümlü ve tutuklu çocuklara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5376) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

251.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, bir başmüfettiş hakkındaki iddialara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5377) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

252.- Gaziantep Milletvekili Ali Serindağ’ın, Gaziantep’te çocuk mahkemelerinin ve sosyal çalışma görevlisi sayısının yetersizliğine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5378) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

253.- Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, tutuklu ve hükümlü kadınlara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5379) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

254.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliliğe ayrılan ve ayrılacak personele ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/5380) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

255.- Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu’nun, İskenderun’da 2. OSB alanı olarak seçilen bir araziye ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/5381) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

256.- Adana Milletvekili Ümit Özgümüş’ün, KOSGEB tarafından sağlanan geri ödemesiz desteklere ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/5382) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

257.- Bilecik Milletvekili Bahattin Şeker’in, Bilecik’teki bazı ilçelerdeki OSB’lerin tamamlanmasına ve desteklenmesine ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/5383) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

258.- Mersin Milletvekili Ali Öz’ün, hurda malzemelerin ihale yoluyla satışına ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/5384) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

259.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, İstanbul’da bir inşaatta çalışan işçilerin kaldığı çadırlardaki yangına ve yapı işlerinin denetimine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5385) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

260.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliliğe ayrılan ve ayrılacak personele ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5386) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

261.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, iş kazalarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5387) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

262.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, işsizlik sigortası fonundan yararlananlara ve fona müracaatlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5388) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

263.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlığa bağlı kurumlarda kadın yönetici atamasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5389) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

264.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan Sigorta İl Müdürlüğünün eksikliklerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5390) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

265.- Muğla Milletvekili Nurettin Demir’in, personele yönelik verilen kişisel gelişim dersine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5391) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

266.- Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in, İstanbul’da bir inşaatta çalışan işçilerin kaldığı çadırlardaki yangına ve yapı işlerinin denetimine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5392) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

267.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliliğe ayrılan ve ayrılacak personele ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5393) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

268.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık’ta bulunan engelli kadrolarına atama yapılmamasına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5394) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

269.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’dan Kars’a nakledilen bir aileye tapu verilmesine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5395) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

270.- İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun, İzmir’de deprem haftası etkinliklerine ve olası bir depreme karşı alınan önlemlere ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5396) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

271.- Mersin Milletvekili Ali Öz’ün, elektronik atıklara ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5397) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

272.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliliğe ayrılan ve ayrılacak personele ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5398) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

273.- Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu’nun, Suriye ile ilişkilere ve Hatay’daki radar istasyonunda görev yapan ABD askerlerine ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5399) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

274.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliliğe ayrılan ve ayrılacak personele ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/5400) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

275.- Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin’in, Bakanlık bünyesinde kurulan Suriye İzleme Masasına başvuran firmalara ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/5401) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

276.- Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin’in, Hatay’ın ithalat ve ihracat oranlarına ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/5402) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

277.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliliğe ayrılan ve ayrılacak personele ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5403) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

278.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, bor üretimine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5404) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

279.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, tarımsal sulama amaçlı kullanılan elektriğe ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5405) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

280.- İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’in, bor üretimi ve pazarlamasına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5406) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

281.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Ardanuç’ta elektrik kesintileri nedeniyle yaşanan mağduriyete ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5407) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

282.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliliğe ayrılan ve ayrılacak personele ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/5408) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

283.- Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir’in, Süper Lig ve TFF ile ilgili bazı iddialara ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/5409) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

284.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, katıldığı bir programda açıklanan kamuoyu araştırması sonuçlarına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/5410) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

285.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliye ayrılan ve ayrılacak personele ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5411) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

286.- Bilecik Milletvekili Bahattin Şeker’in, Kırsal Kalkınma Programından faydalanan illere ve Bilecik’in bu programa dahil edilip edilmeyeceğine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5412) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

287.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Fiskobirlik çalışanlarının ve fındık üreticilerinin mağduriyeti iddialarına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5413) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

288.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliye ayrılan ve ayrılacak personele ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/5414) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

289.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Hopa Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğünün kapatılma gerekçesine ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/5415) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

290.- Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan’ın, şoför esnafının ehliyetlerinin alınması nedeniyle yaşadıkları mağduriyete ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5416) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

291.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bursaray hattındaki bir istasyonunun bakım-onarımına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5417) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

292.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, yaşlı kartlarından alınan yenileme ücretine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5418) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

293.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliliğe ayrılan ve ayrılacak personele ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5419) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

294.- Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu’nun, Çankaya’daki bir parkın imara açılmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5420) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

295.- Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu’nun, Bitlis’te karla mücadele çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5421) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

296.- Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin, Kars’ta bir sivil polisin yaralandığı iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5422) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

297.- İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun, İzmir’de deprem haftası etkinliklerine ve olası bir depreme karşı alınan önlemlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5423) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

298.- Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu’nun, Hatay’da yaşanan sel felaketi nedeniyle üreticilerin yaşadığı mağduriyetin giderilmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5424) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

299.- Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu’nun, Bitlis’te bulunan toplu mezarlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5425) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

300.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliliğe ayrılan ve ayrılacak personele ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5426) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

301.- Adana Milletvekili Ümit Özgümüş’ün, 2002-2011 yılları arasında illere göre gayri safi yurtiçi hasıla verilerine ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5427) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

302.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliye ayrılan ve ayrılacak personele ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/5428) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

303.- Mersin Milletvekili İsa Gök’ün, Bakanlıkta çalışan sanatçıların özlük haklarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/5429) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

304.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliye ayrılan ve ayrılacak personele ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5430) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

305.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, haksız yakalama, arama ve tutuklamalardan dolayı Hazine’ye açılan davalara ve ödenen tazminatlara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5431) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

306.- Mersin Milletvekili Ali Öz’ün, hurda mal alımlarındaki stopajın kaldırılıp kaldırılmayacağına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5432) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

307.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, Gelir Uzmanlığı Özel Sınavına katılamayan personelin mağduriyetine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5433) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

308.- İzmir Milletvekili Aytun Çıray’ın, Ödemiş’te hava kirliliğinin önlenmesi için elektrik kullanımında vergi muafiyetine gidilip gidilmeyeceğine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5434) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

309.- İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’ün, Bakanlıkta çalışan personelin özlük haklarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5435) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

310.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Kürtçenin seçmeli ders olarak okutulmasına ve zorunlu din derslerinin kaldırılacağı iddialarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5436) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

311.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliliğe ayrılan ve ayrılacak personele ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5437) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

312.- İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi’nin, 19 Mayıs kutlamalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5438) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

313.- Ankara Milletvekili Levent Gök’ün, okul laboratuvarlarında civa ve diğer kimyasalların bulundurulmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5439) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

314.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, sınıf öğretmenlerinin özlük haklarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5440) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

315.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerine yapılan atamalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5441) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

316.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel’in, evde verilen eğitim hizmetine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5442) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

317.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Konya’da düzenlenen Anadolu Şahini tatbikatına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5443) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

318.- Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin, şüpheli şekilde hayatını kaybeden askerlere ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5444) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

319.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliye ayrılan ve ayrılacak personele ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5445) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

320.- Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu’nun, İskenderun’da 2. OSB alanı olarak seçilen bir araziye ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5446) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

321.- Bilecik Milletvekili Bahattin Şeker’in, Bilecik’te yapılan ve yapılacak yatırımlara ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5447) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

322.- Adana Milletvekili Muharrem Varlı’nın, Gökdere Köprü Barajı inşaatında meydana gelen kazaya ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5448) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

323.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Kocaeli’de Diş Sağlık Ünitelerinin yeterliliğine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5449) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

324.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliye ayrılan ve ayrılacak personele ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5450) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

325.- İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi’nin, Ordu İl Sağlık Müdürlüğü ile ilgili bazı iddialara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5451) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

326.- İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi’nin, Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yaşandığı iddia edilen bazı olaylara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5452) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

327.- Muğla Milletvekili Nurettin Demir’in, bir sağlık çalışanının psikolojik tacize uğramasına rağmen gerekli işlemlerin yapılmadığı iddialarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5453) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

328.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, askeri hastanelerde çalışan sağlık personelinin özlük haklarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5454) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

329.- Adana Milletvekili Muharrem Varlı’nın, diş eti hastalıklarının tedavisinde yaşanan mağduriyete ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5455) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

330.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel’in, hastanelerin çocuk servislerine ve hasta çocuklar ile bunların eğitimlerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5456) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

331.- İzmir Milletvekili Hülya Güven’in, kol ve bacak protezlerinden katkı payı alınmasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5457) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

332.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, kış lastiği takma zorunluluğu olup olmayacağına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5458) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

333.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliliğe ayrılan ve ayrılacak personele ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5459) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

334.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker’in, Gaziantep’te kurulacak Ulaştırma Bölge Müdürlüğüne ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5460) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

335.- Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, araç muayene istasyonlarının iş yüküne ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5461) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)

336.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliliğe ayrılan ve ayrılacak personele ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5462) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

337.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliliğe ayrılan ve ayrılacak personele ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/5463) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

338.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliliğe ayrılan ve ayrılacak personele ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/5464) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

339.- İzmir Milletvekili Rıza Türmen’in, Hocalı Soykırımı Telin Mitingindeki söyleme ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5465) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri

1.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel’in, üniversite hastanelerinin sorunlarının çözümüne ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3105)

2.- Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz’ın, Adana’da yapılan ve yapılacak olan projelere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3106)

3.- Isparta Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, Ülkemizdeki doktor ve hemşire sayısı ve ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3107)

4.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Tarsus Ceza İnfaz Kurumu Projesine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3122)

5.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, el konulan dijital verilerin iade edilmediği yada bir kopyasının sanıklara ve avukatlarına verilmediği iddialarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3148)

6.- Ağrı Milletvekili Halil Aksoy’un, Erzurum E Tipi Kapalı Cezaevinde tutuklu ve hükümlü kadınların taciz edildiği iddiasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3149)

7.- Ağrı Milletvekili Halil Aksoy’un, Erzurum H Tipi Kapalı Cezaevinde kalan tutuklu ve hükümlülerin sorunlarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3150)

8.- Muş Milletvekili Demir Çelik’in, Cumhuriyet tarihi boyunca toplatılan kitap ve diğer yayınlara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3151)

9.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık Merkez ve taşra teşkilatı binalarının bakım ve onarımına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3152)

10.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, 2010-2011 yıllarında mahkemelere gelen ve karara bağlanan dosyalara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3153)

11.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlü sayısına ve kadın mahkumların sorunlarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3155)

12.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık merkez ve taşra teşkilatı binalarının bakım ve onarımına ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/3175)

13.- Tokat Milletvekili Orhan Düzgün’ün, tıbbi sekreterlik mezunlarının atamalarındaki yetersizliğe ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3276)

Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 19 Milletvekilinin, kimyasal gübre fiyatlarındaki artışın çiftçiler üzerindeki olumsuz etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/206) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/10/2011)

2.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 19 Milletvekilinin, engellilerin ve engelli yakınlarının karşı karşıya oldukları sosyolojik ve psikolojik sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/207) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/10/2011)

3.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 19 Milletvekilinin, öğretmen atamaları ile ilgili haksızlık ve usulsüzlük yapıldığı iddialarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/208) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/10/2011)

27 Mart 2012 Salı

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.02

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Özlem YEMİŞÇİ (Tekirdağ)

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 83’üncü Birleşimini açıyorum.

Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.

Gündem dışı ilk söz Büyük Birlik Partisi eski Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatının 3’üncü yıl dönümü münasebetiyle söz isteyen Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ’a aittir.

Buyurun Sayın Özdağ. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ’ın, Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatının 3’üncü yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünün 3’üncü yılı münasebetiyle söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünün üzerinden üç yıl geçti ama hâlâ acısı taptaze. Sevilen insanlar geç ölüyor; fani varlıklarıyla dünyadan çekip gitseler bile hatıraları sevenlerinin sinesinde yaşamaya devam ediyor. İyi işler yapmışsanız kolay kolay ölmezsiniz. Muhsin Yazıcıoğlu sevilen bir liderdi, cenazesine gösterilen ilgi, arkasında bıraktığı sevgi seli bunun en bariz ispatıdır. Hak edilmiş sevgiler var, hak edilmemiş sevgiler var. Hak edilmemiş sevgilerin muhatabı olanlar er geç bu ilgiyi kaybederler, sevilmeyi hak edenler ise her gün biraz daha büyürler. Nice büyük sanılanlar öldükten sonra küçülmüş, nice küçük sanılanlar öldükten sonra büyümüştür. İnsan hayatı sınırlı da olsa, gerçek ömür insanların sizi hatırladığı kadardır.

Yazıcıoğlu daha uzun yıllar tebessüm eden çehresi, millet ile devlet meselelerinde gösterdiği kararlılıkla aramızda olacaktır. Yazıcıoğlu’nu büyüten bir iman ve dava adamı olması, satılık bir seciye taşımamasıydı. O, hayatı pahasına hep inançlarının gereğini yaptı, milletini üç kuruşluk dünya için satmaya kalkmadı. Yazıcıoğlu, hiçbir zaman sözü başka, özü başka siyasetçilerden olmadı. Türk milleti ondaki bu doğruluk ve istikamet kararlılığını sezmiş ama bunu siyasal tercih hâline getirememişti. Yazıcıoğlu, siyaseti millet için yapan, aldığı oy miktarına rağmen asli görevinin başarmak değil dürüst olmak olduğuna inanan ender siyasetçilerdendi; gönlü, ülkesi ve milleti kadar büyüktü. Kavganın içinden gelen bir siyasetçi olmasına rağmen kavganın kötülüğünü söyleyecek, dövüştüğü insanlarla kucaklaşabilecek kadar olgun bir kişiydi. “Allah’ın birliği ve Yüce Peygamber’imizin risaleti dışında hiçbir mutlak hakikati tanımıyoruz.” diyecek kadar tartışmaya açık birisiydi.

Gerek 28 Şubatta ortaya koyduğu cesur tavır gerekse de önüne konulan imkânları elinin tersiyle iterken gösterdiği fedakârlık bugün her kesimden insanın takdirle andığı bir durumdur. Silahını millete çevirenlere ram olmadı, milletin kendisine verdiği yetkiyi cesaretle kullanmayı bildi. 28 Şubatta postmodern darbecilere, terör mücadelesi ve Kürt meselesinin konuşulmasında ortaya koyduğu cesur tavırla hep inanç ve tecrübelerinin emrettiği yerde durdu. Darbecilerle ve güç odaklarıyla halvete girmedi. “Namlusunu milletine çevirmiş tanka selam durmam.” diyerek milletinin yanında saf tutmuş ve gönüllerimize taht kurmuştur.

Yazıcıoğlu’nu toplum tarafından sevimli kılan en büyük özellik mezhep, meşrep veya ırk siyaseti yapmamasıydı. Topluma bütün bakan siyasetçilerdendi. Bazı insanlar vardır, hayatlarında da toplumu bölerler, ölürken de bölerler, ölümleri de hayatları gibi fitne saçar; bazıları ise Muhsin Yazıcıoğlu gibi, hayatlarında da, ölürken de birleştirirler.

Bugün, toplumu renk ve desenlerine bakmadan kucaklayan, yaratılanda Yaradan’ı gören siyasetçilerin çokluğu en büyük özlemimizdir. Muhsin Yazıcıoğlu, siyaseti bir kavga aracı olarak değil, barış, birlik ve beraberlik aracı olarak görüyordu. Bunu kendi ifadesiyle şöyle dile getirmişti: “Bir hayalim var: Başını örtenle açanın aynı üniversitede yasaksız, kavgasız, kardeşçe yaşadığı bir ülke hayal ediyorum. Bir hayalim var: Kürt-Türkmen, Alevi-Sünni ayrımı olmadan, zengin-fakir ayrıcalığı görülmeden, imtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir Türkiye istiyorum.” Onun hayalini bu Meclisin gerçekleştireceğine, Türkiye'nin her rengiyle bütünleşeceğine olan inancım tamdır.

PKK’ya buğzetti fakat adıyla, sanıyla “Kürt” diye anmaktan çekinmediği Kürt kardeşlerine bin misli muhabbet gösterdi. O, çok arzuladığı birliği ölürken gerçekleştirdi. O, sayılacak değil, tartılacak adamdır, tabii, “özgül ağırlık” denilen şeyin terazisi varsa.

Yazıcıoğlu, hayat felsefesini ölmeden kısa bir süre önce şöyle özetlemişti: “Bir saniyesine bile hâkim olamadığımız, hükmedemediğimiz bir hayat için, bir dünya için bu kadar fırıldak olmanın anlamı yoktur; düz yaşayacağız, düz yürüyeceğiz, düz duracağız.” O, adamlığına, ideallerine, istikamet sahibi oluşuna, dik duruşuna şahit olduğumuz, düşündüğü gibi yaşayan, yaşadığı gibi de ölen bir siyasetçiydi. O “Muhammedül emin”in bu çağa ve bu topraklara yansıyan ışığı gibiydi. O, Türk sağının ortak paydasıydı. O, milletinin derin sesiydi. “Bir kar tanesi olsam Mekke’ye düşmek isterim.” diyen, cenazesinde herkesin samimi olarak hakkını helal ettiği bir Müslümandı.

Hayat, hepimiz için fanidir. Bir gün biz de bu fani âlemden beka âlemine göçeceğiz. Önemli olan, ardımızda duaları çekecek iş ve icraatları bırakmaktır. Onun hayali, problemlerini çözmüş, kucaklaşmış, demokratik geleneklerini oluşturmuş bir Türkiye idi. Türk siyasetinin geleceğinin, milletin hukukuna sahip çıkan, demokrasiyi özümseyen, darbeler karşısında milletin namusunu ortada bırakmayan siyasetçilere bağlı olduğunu bir defa daha vurgular, Yazıcıoğlu’nun bize bıraktığı bu anlayışın siyasette çoğalmasını, yaygınlaşmasını diler, onu ve aramızdan ayrılmış tüm siyasetçi arkadaşlarımızı rahmetle anarım.

Saygılarımla. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Özdağ.

Gündem dışı ikinci söz, Türk polis teşkilatının sorunları hakkında söz isteyen Kocaeli Milletvekili Haydar Akar’a aittir.

Buyurun Sayın Akar.

2.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akar’ın, Türk polis teşkilatının sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, geçen hafta şehit olan askerlerimize ve polislerimize Allah’tan rahmet, acılı ailelerine başsağlığı diliyorum.

Sizlere bugün, halkın algısından kaçırılan ve bunu da sistematik bir şekilde yapan AKP Hükûmetinin bize ve Türk halkına unutturduklarından bahsetmek istiyorum. Asıl konuya gelmeden önce, bir iki örnek verirsem konu iyi anlaşılır diye düşünüyorum.

Sıkça “dünya lideri” diye bahsetmiş olduğunuz Başbakan, şimdi soruyorum size, İsrail’den özür diletebildi mi? Diledi de benim mi haberim yok? Mavi Marmara’da 9 Türk’ün hunharca katledilişini Türkiye unuttu değil mi veya unutturuldu mu acaba?

Kıbrıs’a bir gemi yolladınız, adını hatırlayan var mı içinizde? Ben hatırlatayım isterseniz, adı Piri Reis idi bu geminin. Olayı da hatırlamazsınız ama sadece ben Türk insanına unutturduklarınızdan örnek veriyorum, bu nedenle de detayına girmeyeceğim.

Bir de CHP’li belediyelerin Alman vakıflarından yardım aldığı meselesi vardı. Başbakan bunu da unuttu. Sizce niye bu konudan hiç bahsetmiyor acaba?

Bu örnekleri çoklandırabiliriz ama şimdi asıl konuya geldiğimizde: AKP Hükûmeti, ne acıdır ki, PKK terör örgütü tarafından kaçırılan ve aylardır kendilerinden haber alınamayan devlet görevlilerini de unuttu. Dokuz aydır haber alınamayan bu insanlar, sizin Habur’da davul zurnayla karşıladığınız, Oslo’da gizli görüşmeler yaptığınız örgüt tarafından kaçırıldı. Oslo’da yaşanan rezaletin basına yansımasının ardından, her zaman yaptığınız gibi, dava açan savcıyı da görevden aldınız.

MİT’in başına geçmeden önce Başbakanlıkta müsteşar yardımcısı olarak görevliyken, PKK’yla Oslo’da Hükûmet adına pazarlık yapan, olayın basına sızması üzerine kişiye özel yasa çıkartıp koruma zırhına aldığınız müsteşarınız, bir görüşme de bu görevliler için yaptı mı acaba? Bence yapmadı tabii. Siz onları unuttunuz, unutmakla kalmadınız artık yok saydınız. Sizin unuttuğunuz ve yok saydığınız Astsubay Abdullah Söpçeler, Uzman Çavuş Zihni Koç tam iki yüz altmış gündür; kaymakam adayı Kenan Erenoğlu tam iki yüz otuz gündür, polis memuru Nadir Özgen tam iki yüz gündür, Uzman Çavuş Kemal Ekinci tam yüz seksen gündür terör örgütünün elinde. Siz, bu devlet için hayatlarını feda eden ordumuzun 3 ferdini, polisimizi, kaymakamımızı da unuttunuz. Unutmakla kalmadınız, onları yok saydınız ve yok saymaya da devam ediyorsunuz.

Terör örgütü tarafından kaçırılan ve yaşadığını sizlerin de terör örgütünün yayın organı TV’den öğrenebildiğiniz polis memuru Nadir Özgen’in maaşını bile bloke ettiniz. Gerçi Maliye Bakanının çok komik ve düşündürücü gerekçesini unutmamak lazım. Ne diyor Sayın Bakan: “Kaçırılan polisin maaşını terör örgütü çekmesin diye bankada bloke ettik.” Sayın Bakan, burası muz cumhuriyeti mi diye sormak lazım. İsrail askeri Şalit’i kurtarmak için gösterdiğiniz gayretleri bu vatan evlatları hak etmiyor mu?

Geçen hafta bir televizyon kanalında yürekleri parçalarcasına ağlayıp feryat eden polis Nadir Özgen’in annesinin feryadını duymazdan gelmeye devam mı edeceksiniz? Müşerref Özgen’in sözleri sizin canınızı hiç acıtmadı mı? Yedi aydır evladının yolunu gözleyen, her kapı çaldığında yüreğine ateş düşen bu ananın haykırışları vicdanınızı hiç yaralamadı mı? “Analar ağlamasın” diyen sizler, ağlayan, feryat eden Müşerref anadan ne yazık ki bihabersiniz, yedi aydır kapılarını çalıp hâliniz nedir diye sormadınız. PKK’nın kaçırdığı polis Nadir Özgen‘in babası Hidayet Özgen, 28 Ocak Cumartesi günü AKP‘nin Söke ilçe kongresinde AKP Milletvekili Mehmet Erdem‘in önünde diz çökerek “Hükümetsiniz, ne olur göz yaşlarımızı dindirin.” diyerek  yalvarırken, Sayın Erdem’in gözü yaşlı babayı “Girişimlerimiz sürüyor.” diyerek geçiştirmesinin takdirini sizin vicdanlarınıza bırakıyorum.

Görüyorum ki asıl konuşması gereken iktidar sahipleri, suskunluk, çaresizlik, acizlik içinde. Daha önce Hikmetyar’a diz çökenler bugün milletin kendisini diz çökmekle karar kıldılar galiba. Yeni bir gündem olsa da bu olaylar gündemden düşse beklentisi içerisindesiniz.

İçişleri Bakanı, dokuz aydır terör örgütünün elinde olan, aileleri tarafından dört gözle yolları beklenen, devlet görevlilerinin akıbetleri hakkında üç maymunu oynuyor, “Görmedim, duymadım, bilmiyorum.” diyor.

Polisler hangi şartlarda çalışıyor biliyor musunuz? Ben söyleyeyim: Sabah göreve gelen bir polis, akşam ne zaman eve gideceğini bilemez; fazla çalışma saatlerinin ne zaman olacağı, ne şekilde yapılacağı belli değildir. Üstelik bunu yaparken de tek kuruş ekstra ücret alamazlar. Yılda onlarca polis intihar eder. Ne yazık ki basit gerekçelerle bunları da  geçiştiriyorsunuz.

Bakın size açıkça çağrıda bulunuyorum: 10 Nisanda Türk Polis Teşkilatının Kuruluşunun 167’nci Yılı’nı kutlayacağız ve artık bu insanları kandırmayın. Onların robot ve masal kahramanı olmadıklarını öğrenin ve görün. Onları kendi siyasal amaçlarınız için kullanmaktan vazgeçin ve cemaatlere mahkûm  etmeyin diyor, saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN –  Teşekkür ediyorum Sayın Akar.

Gündem dışı üçüncü söz, Türk Ocaklarının 100’üncü kuruluş yıl  dönümü münasebetiyle söz isteyen Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’a aittir.

Buyurun Sayın Şandır. (MHP sıralarından alkışlar)

3.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Türk Ocaklarının kuruluşunun 100’üncü yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Hayırlı, huzurlu bir hafta diliyorum.

Değerli milletvekilleri, 25 Mart itibarıyla cumhuriyetin kuruluşundan önce kurulan ve bugün yaşayan Türk Ocaklarının 100’üncü yıl dönümü kutlanıyor. Türk Ocakları, Osmanlı Devleti’nin yıkılış sürecinde, parçalanma sürecinde milleti bir arada tutan, milletin kimliğine sahip çıkan, yeni kurulan cumhuriyette cumhuriyetin ilkelerini hayata geçirmek için bir kültür derneği olarak siyaset dışı, siyasi partiler dışı bir çalışmanın içinde olan milletimize ait çok önemli ve çok değerli bir sivil toplum kuruluşudur.

Değerli milletvekilleri, Türk Ocağının kuruluş öncesini dikkatinize sunmak istiyorum. Yine yeni bir yüzyılın ilk çeyreğidir, 1912, devletimiz kendi tebaası tarafından, azınlıkların hürriyet, özgürlük talepleri doğrultusunda, küresel güçlerin kuşatması altında parçalanma sürecine girmiştir. İki olay arz etmek istiyorum:

Biri İtalya. İtalya, medeniyet getirmek kastıyla, amacıyla Libya’dan Osmanlı Devleti’nin çıkmasını istemiştir ve verdiği notayla, 23 Eylül 1911’de verdiği notayla Libya’yı işgal etmiştir. Çok kısa bir çatışma sürecinden sonra 1 milyon 750 bin kilometrekarelik Libya toprakları üç yüz altmış yıl sonra elimizden çıkmıştır. Bununla yetinmeyen İtalya, Rodos’u ve on iki adaları da işgal etmiş, üç yüz seksen dokuz yıl sonra, vatan toprağı olan Rodos da elimizden çıkmıştır.

Yine 16 Haziran 1911 tarihinde Osmanlı Padişahı Sultan Reşat’ın 100 bin kişiyle cuma namazı kıldığı Kosova Ovası’nda, bu çevrede yaşayan ve Türklerle dört yüz yıldan bu yana zamanı, mekânı paylaşan Hristiyan azınlıklarımız Sırplar, Bulgarlar, Yunanlılar ve Karadağlılar Balkan Savaşı’nı başlatmışlardır. Halbuki Balkan Savaşı’nın başlamasından bir yıl önce hürriyet, kardeşlik ve dostluk, eşitlik adına nutuklar atılırken 1908 Meşrutiyetin nimetleri toplanmıştır ama boşaltılan bu büyük vatan topraklarında kalan “evladı fatihan” dediğimiz Türkler sahipsiz ve çaresiz bir çırpınış içerisindedir. İşte gurbet ellerde bıraktığımız, koca bir tarihin varisi olarak faturasını ödemekle baş başa, kendi kaderiyle baş başa bıraktığımız bu insanlarımıza sahip çıkan Türk Ocağı, birtakım Türk milliyetçileri, tıbbiye ve askeriye öğrencisi gençler, Türk Ocaklarını kurmuşlar ve Türk Ocağı’nın çatısı altındaki fikirlerle, kültürlerle cumhuriyetimizin kurulmasında, millî mücadelenin başarılmasında, kazanılmasında büyük emek vermişlerdir.

O günden bu yana Türk Ocakları, Türk milletinin ve Türkiye devletinin, Türk devletinin bekası için her türlü çalışmayı fedakârca yapmıştır. Bugün Türk Ocağı bünyesinde Türk Yurdu dergisi 300’üncü sayısına ulaşmıştır. Yine, Türk Ocağı bünyesinde kurulan vakıfla eğitim çalışmaları yapılmaktadır. Türk Ocakları, Türk milletinin kendi kimliğini ve benliğini koruyarak bu topraklardaki egemenliğini savunan bir millî derneğimizdir, kuruluşumuzdur. Ümit ederim ki daha yüzlerce yıl bu ülkenin birliği açısından önemli görevleri  olur.

Türk Ocağına hizmet yapan bugüne kadar tüm yöneticilerine, rahmete kavuşmuş olanlara rahmet diliyorum, bugün çalışanlara da başarılar diliyorum.

Teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Şandır.

Sayın Kaplan, Sayın Türkoğlu, Sayın Özkan, Sayın Öğüt ve Sayın Işık söz talepleriniz var ancak uygulamamı biliyorsunuz, İç Tüzük’ün 59’uncu maddesi gereğince sadece gündem dışı söz veriyorum.

Şimdi gündeme geçiyoruz.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

Meclis araştırması açılmasına ilişkin üç önerge vardır, okutuyorum:

V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 19 milletvekilinin, kimyasal gübre fiyatlarındaki aşırı artışların ve çiftçilerin üretim sıkıntılarının giderilmesine yönelik çözümlerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi  (10/206)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Gerekçesini ekte sunduğumuz, ülkemizin ve ekonomimizin ana sektörlerinden birini oluşturan tarımdaki verimliliğin arttırılmasında çok önemli bir etkiye sahip olan kimyasal gübre fiyatlarındaki aşırı artışların, araştırılarak, çiftçimizin üretim sıkıntılarının giderilmesine yönelik çözümlerin geliştirilip, alınması gereken tedbirlerin tespit edilmesi ve bunlara ilişkin yapılacak düzenlemelerin ele alınabilmesi için Anayasa'nın 98'inci, İç Tüzük'ün 104 ve 105'inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.

Gerekçe:

Tarımsal üretim için gerekli şartlar istenilen düzeyde sağlansa bile, verimli ürün elde etmek bilinçli kullanılan gübre miktarına bağlıdır. Türkiye Ziraat Odalarının açıkladığı verilere göre gübre tüketimi yıldan yıla azalma göstermektedir. Son yıllarda gübreye enflasyonun çok üzerinde yapılan zamlardan sonra, gübre kullanımındaki azalışın önümüzdeki yıllarda da artarak devam edeceği tahmin edilmektedir.

Son bir yılda gübrede meydana gelen bu fiyat artışları çiftçilerimizi gübre kullanamaz hâle getirerek gıda maddelerinin aşırı yükseldiği bu dönemde tarımsal üretimimizi daha da düşürerek ülkemizin gıda maddeleri ithalatını arttıracaktır. Bu nedenle, Hükûmetin uyguladığı yanlış tarım politikaları gözden geçirilerek, tarım sektörünün rekabetçi bir yapıya kavuşmasına imkân sağlayacak politikalar uygulamaya konulmalıdır.

Tarımsal sulama elektrik borçlarıyla boğulan çiftçilerimiz, mazot ve gübre fiyatlarındaki artışlarla tarlasını ekemez, üretim yapamaz duruma gelmiştir. Tarım ürünlerinin çok önemli hâle gelmeye başladığı günümüzde, çiftçilerimize, üretimi ve verimi büyük ölçüde etkileyen gübre kullanımı imkânı sağlamak için gereken önlemler acilen alınmalıdır. Dünyada, tarım ürünlerinde ciddi arz problemlerinin yaşandığı bu dönemde Türkiye'nin gıda güvencesi için çiftçilerimiz yeterli gübre kullanabilecek imkânı bulabilmelidir.

Yukarıda açıklanan sorunların çözümü için alınacak tedbirlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılması gerekmektedir.

1) Mehmet Şandır                            (Mersin)

2) Ali Uzunırmak                            (Aydın)

3) Mehmet Erdoğan                         (Muğla)

4) Enver Erdem                               (Elâzığ)

5) Seyfettin Yılmaz                          (Adana)

6) Ali Öz                                         (Mersin)

7) Alim Işık                                     (Kütahya)

8) Mehmet Günal                            (Antalya)

9) Mustafa Kalaycı                          (Konya)

10) Kemalettin Yılmaz                     (Afyonkarahisar)

11) Oktay Öztürk                            (Erzurum)

12) Celal Adan                                (İstanbul)

13) D. Ali Torlak                             (İstanbul)

14) Erkan Akçay                             (Manisa)

15) S. Nevzat Korkmaz                   (Isparta)

16) Mesut Dedeoğlu                        (Kahramanmaraş)

17) Emin Haluk Ayhan                   (Denizli)

18) Emin Çınar                                (Kastamonu)

19) Atila Kaya                                 (İstanbul)

20) Ali Halaman                              (Adana)

2.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 19 milletvekilinin, engellilerin ve engelli yakınlarının içinde bulundukları sosyal ve psikolojik sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/207)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Nüfusumuzun önemli bir kısmını, engelliler ve engelli yakınları oluşturmaktadır. Sayısı milyonları bulan engelli ve engelli yakınlarının, fiziki zorluk ve rahatsızlıklarının yanı sıra, hayatlarını maddi imkânsızlıklar içinde geçirdikleri de bilinmektedir. Bu sebeplerden ötürü, söz konusu bu insanlarımızın içinde bulundukları sosyal ve psikolojik sorunların tespiti ve bu sorunların çözümü amacıyla Anayasanın 98. Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğün 104. ve 105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz ederiz.

Gerekçe:

SGK'nın son verilerine göre 65 yaşından büyük, bakıma muhtaç özürlü sayısı 14 bin 397'dir ve aldıkları maaş 272 lira 19 kuruştur. Özürlü aylığı (Yüzde 40-69 arası) maaşı alanların sayısı 262 bin 765'tir ve maaşları 181 lira 46 kuruştur. Bakıma muhtaç özürlü aylığı (Yüzde 70 üstü özürlü) alanların sayısı da 109 bin 204'tür ve aldıkları maaş tutarı sadece 272 lira 19 kuruştur. Özürlü yakını aylığı (18 Yaş Altı Sakat-Malul) alanların sayısı ise 32 bin 680'dir ve 181 lira 46 kuruş maaş almaktadırlar.

Bu insanlarımız, çağdaş medeniyetin sunduğu imkânlardan, ülkemizin kaynaklarından en az şekilde istifade etmektedirler. Açlık sınırı altındaki bu insanlarımız karnını doyuramaz iken; sağlık, barınma, güvenlik, eğitim, kültür ve sosyal ihtiyaçlarını da karşılamaktan oldukça uzaktır. İşte bu insanlarımız, değişik sosyal ve psikolojik sorunları da yoğun şekilde yaşamaktadırlar.

Engellilerin topluma katılmalarının önündeki en büyük engellerden biri de ulaşım, fiziksel çevre ve konut sorunudur. Engellilerin içinde yaşadıkları fiziksel çevre, sahip oldukları fiziksel işlev bozuklukları/yetersizlikleri ve bunun yol açtığı sınırlamalar yüzünden büyük önem taşımaktadır.

Yaşanılan konuttan tüm kamusal yaşam alanlarına ve ulaşım araçlarına kadar tüm çevresel unsurların engellilerin özellikleri ve gereksinimleri dikkate alınarak tasarlanmadığı bir gerçektir. Yollar, kaldırımlar, kamu binaları, parklar ve bahçeler, okullar, içinde yaşanılan konutlar, ulaşım araçları ve bunun gibi daha bir çok fiziksel çevre unsuru, engellilerin topluma katılmasının önünde ciddi birer engel oluşturmaktadır.

Bu anlamda fiziksel çevre koşullarının engellilerin yaşamını kolaylaştıracak şekilde düzenlenmesi, eşit katılım açısından yaşamsal değerde kabul edilmektedir. Fiziksel çevrenin yapılandırılmasında sorumlu kişi ve kuruluşların engelli kişiler konusunda bilgili, bilinçli ve duyarlı davranmaları sağlanmalıdır. Bu amaçla fiziksel çevrenin tasarlanması ve yapılandırılması süreçlerinde engellilerin, ailelerinin ve örgütlerinin katılımı konusu büyük önem taşımaktadır.

Engellilerin toplumla bütünleşmesinin önündeki en önemli diğer bir engel ise istihdam sorunudur. Çalışmanın gerek bireysel gerekse toplumsal refahın sağlanmasındaki önemi tartışmasızdır. Çalışmayı özendirmenin hem bireysel hem de toplumsal açıdan sayısız yararı olduğu söylenebilir. Öte yandan çağdaş anlayışın bir gereği olarak "çalışmak ve işsizlikten korunmak" bir insan hakkı olarak da değerlendirilmelidir.

İşsizlik ve çalışma yaşamından kaynaklanan sorunlar, engellileri kuşatan sorunlar arasında, âdeta diğer sorunların da temeli konumunda olan, bir diğer söyleyişle doğrudan doğruya diğer sorunları doğuran ya da bu sorunların daha şiddetle yaşanmasına neden olacak etkilerde bulunan bir özelliğe sahiptir.

Netice olarak;

Yukarıda anlatılmaya çalışılan gerçekler çerçevesinde; daha huzurlu, daha mutlu, daha güvenli, daha uygar, daha üretken, yarınlarından daha emin bir Türkiye için; engelli insanlarımızın yaşadıkları sosyal ve psikolojik sorunların neden-sonuç denkleminde tespiti ve bu sorunların çözümü amacıyla Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını arz ederiz.

1) Mehmet Şandır                            (Mersin)

2) Ali Uzunırmak                            (Aydın)

3) Mehmet Erdoğan                         (Muğla)

4) Enver Erdem                               (Elâzığ)

5) Alim Işık                                     (Kütahya)

6) Ali Öz                                         (Mersin)

7) Seyfettin Yılmaz                          (Adana)

8) Mehmet Günal                            (Antalya)

9) Mustafa Kalaycı                          (Konya)

10)Kemalettin Yılmaz                      (Afyonkarahisar)

11) Oktay Öztürk                            (Erzurum)

12) D. Ali Torlak                             (İstanbul)

13) Mesut Dedeoğlu                        (Kahramanmaraş)

14) Celal Adan                                (İstanbul)

15) Erkan Akçay                             (Manisa)

16) Atila Kaya                                 (İstanbul)

17) Emin Haluk Ayhan                   (Denizli)

18) Emin Çınar                                (Kastamonu)

19) S. Nevzat Korkmaz                   (Isparta)

20) Ali Halaman                              (Adana)

3.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 19 milletvekilinin, öğretmen atamalarında ortaya çıkan haksızlık ve usulsüzlüklerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/208)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Öğretmen atamalarında ortaya çıkan haksız ve usulsüzlüklerin araştırılarak, alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasa’nın 98. ve TBMM İç Tüzüğünün 104 ve 105. maddesi uyarınca araştırma açılmasını saygılarımla arz ve talep ederiz.

Gerekçe:

Bir ülkenin kalkınması ve çağdaş ülkeler seviyesine yükselmesi ancak çok iyi yetişmiş insan gücü ile gerçekleştirilebilir. İyi yetişmiş insan gücü bakımından eğitim-öğretimin önemi her geçen gün artmaktadır. Dünden bugüne tüm mesleklerin temelinde öğretmenlik vardır. Öğretmenlerimiz, ülkemizde sayısız meslek mensuplarını yetiştirmenin ve ülke kalkınmasına destek sağlamanın yanı sıra çağdaşlaşma yolunda da büyük hizmetler sunmaktadır.

Geçim sıkıntısı öğretmenlerimizi ek iş yapmaya zorlamıştır. Yapılan araştırmalar, öğretmenlerimizin yüzde 72'sinin ek iş yaptığını ortaya koymaktadır. Ülkemizde öğretmen açıkları kapatılamamış ve derslik sayısındaki yetersizlik bir türlü giderilememiştir. Okulların ödenek ve personel ihtiyacı artmış, çoğu okul velilerden toplanan paralarla ihtiyaçlarını karşılar hale gelmiştir. 30-40 kişilik sınıflarda ders güçleşmiştir. Kalabalık sınıf mevcutları ve yetersiz öğretmen maaşları gibi sorunlar, gençlerimize yeni ufuklar açılmasını etkilemiştir.

Bütün bu olumsuzluklara rağmen gönlü ulus ve insan sevgisiyle dolu olan öğretmenlerimiz, ülkemizin her köşesinde zor şartlarda görevlerini en iyi şekilde yerine getirme konusunda büyük çaba harcamaktadır.

Bir tarafta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmalarında öğretmen atamaları, terfi ve tayinlerde adam kayırma uygulamasına son verildiğini belirtirken, diğer tarafta Milli Eğitim Bakanlarımız "Benden torpil istemeyin. Sistem Elektronik çalışıyor. Her türlü iş ve idari işlemleri kamuoyu ile paylaşılarak, bilgilendirmeye açık, net ve şeffaf bir yöntem anlayışı içerisinde sergiliyoruz. Dış müdahale yok. Atama ve yer değiştirme süreçlerinde dış müdahale olmadan, ilk atamalarda Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) puanı, açıktan atamalarda hizmet süresi ve yer değiştirmelerde de hizmet puanları esas alınarak atama ve yer değiştirmeler gerçekleştirilmektedir" şeklinde açıklama yapmaktadır.

Bakanlıkta yapılan ve basına da intikal eden son öğretmen ataması, Milli Eğitim Bakanlığında atamaların Sayın Başbakan ve Sayın Bakanının sözlerinin tam tersi bir şekilde gerçekleştirildiğini göstermektedir. 2007 yılında yapılan Kamu Personeli Seçme Sınavı'nda (KPSS) 57,172 puan alan Beytullah Yağız, Milli Eğitim Bakanlığının, taban puanı "90" olarak belirlediği Aralık-2007 döneminde, "sözleşmeli matematik öğretmeni" olarak Van'ın Saray İlçesi'nde Ahmet Nacar Lisesine atanmıştır.

Bu atama, elektronik ortamda KPSS puanına göre yapılan öğretmen atamalarına olan güveni tamamen sarsmıştır. Milli Eğitim Bakanlığındaki haksız ve usulsüz öğretmen atamaları bir yandan atama sistemine olan güveni sarsarken diğer yandan da gönlü insan ve vatan sevgisi ile dolu olarak görev bekleyen öğretmenlerimizi üzmüştür. Bu atama, "Bakanlıkta torpilli atama yapılıyor" söylentilerinin artmasına neden olmuştur.

Ayrıca bakanlık tarafından yapılan iller arası atamalarda da birtakım haksız ve usulsüzlüklere gidildiği belirtilmektedir. Elektronik ortamda bazı illerde ihtiyaç duyulmasına rağmen branş öğretmeni için kadro açılmıyor. Dolayısıyla, bu iller ilgili branş öğretmenlerine kapalı bir il konumunda görünüyor. Buralara tayin için müracaat alınmıyor. Ancak tayinlerden sonra bir bakıyorsunuz, elektronik ortamda kapalı görünen bu ilimize el altından branş öğretmeni ataması yapılıyor.

Bu nedenle, KPSS puanı "90" olan atama bekleyen öğretmen adaylarının yerine, KPSS puanı "57,172" olan Beytullah Yağız'ın hangi gerekçeyle Van'ın Saray ilçesinde Ahmet Nacar Lisesine matematik öğretmeni olarak göreve başlatıldığının, buna benzer başka hangi illere kaç atama yapıldığının ve elektronik ortamda branş öğretmeni kadrosu açılmayan illere tayin sonrası nasıl ve ne şekilde atama yapıldığının araştırılması konuda Yüce Meclisimize büyük görevler düşmektedir. Yüce Meclisimizin bu görevi yerine getirmesi için Anayasa'nın 98. ve TBMM İç Tüzüğünün 104 ve 105. maddesi uyarınca bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulması gerekmektedir.

1) Mehmet Şandır                            (Mersin)

2) Ali Uzunırmak                            (Aydın)

3) Mehmet Erdoğan                         (Muğla)

4) Alim Işık                                     (Kütahya)

5) Enver Erdem                               (Elâzığ)

6) Ali Öz                                         (Mersin)

7) Seyfettin Yılmaz                          (Adana)

8) Mehmet Günal                            (Antalya)

9) Oktay Öztürk                              (Erzurum)

10) Kemalettin Yılmaz                     (Afyonkarahisar)

11) Mustafa Kalaycı                        (Konya)

12) D. Ali Torlak                             (İstanbul)

13) Celal Adan                                (İstanbul)

14) Erkan Akçay                             (Manisa)

15) Atila Kaya                                 (İstanbul)

16) Mesut Dedeoğlu                        (Kahramanmaraş)

17) Emin Çınar                                (Kastamonu)

18) Emin Haluk Ayhan                  (Denizli)

19) S. Nevzat Korkmaz                   (Isparta)

20) Ali Halaman                              (Adana)

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.

Sayın Vural, bir söz talebiniz var.

Buyurun.

VI.- AÇIKLAMALAR

1.- İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut’a geçmiş olsun temennisine ilişkin açıklaması

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan, öncelikle Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına size geçmiş olsun dileklerimizi iletmek istiyoruz, çalışmalarınızda başarılar diliyoruz efendim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Vural.

Buyurun Sayın Şandır.

2.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünün 3’üncü yıl dönümüne ilişkin açıklaması

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Çok teşekkür ederim.

Sayın Başkanım, biz de Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak merhum, rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümü dolayısıyla, 3’üncü yılı dolayısıyla Muhsin Yazıcıoğlu’na Yüce Allah’tan rahmetler diliyoruz, yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Gerçekten şüpheli bir ölüm, “suikast” denilebilir ama şüpheli bir ölüm. Bir an önce gerçeklerinin ortaya çıkartılmasını da bekliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti devleti Hükûmeti bu noktada bir dirayet ortaya koymalı ve bu değerli insanın ölümünün altındaki sır perdesi aralanmalı diyoruz.

Teşekkür ederim söz verdiğiniz için.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Canikli, buyurun.

3.- Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünün 3’üncü yıl dönümüne ve Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut’a geçmiş olsun temennisine ilişkin açıklaması

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Biz de AK PARTİ Grubu olarak vefatının 3’üncü yılında merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nu rahmetle anıyoruz ve tekrar, ailesine, bu vesileyle başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz, mekânı cennet olsun.

Bu arada, Sayın Başkanım size de geçmiş olsun dileklerimizi AK PARTİ Grubu olarak iletiyoruz, çalışmalarınızda başarılar diliyoruz.

Teşekkür ederim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Canikli.

İki adet gensoru önergesi vardır, önergeler bastırılıp daha önce sayın üyelere dağıtılmıştır.

Bu önergelerden (11/8) esas numaralı gensoru önergesinin dağıtılan nüshasında Başkanlığa geliş tarihi sehven 21/3/2012 olarak yazılmıştır. Bu gensoru önergesinin Başkanlığa geliş tarihi gelen kâğıtlar listesinde olduğu gibi 20/03/2012 tarihi olacaktır.

Şimdi önergeleri ayrı ayrı okutuyorum…

MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın Başkan, bu sehven konusunda kısa bir söz istiyorum. Usul tartışması açmaya gerek yok, kısa bir söz istiyorum.

BAŞKAN – Sayın İnce, sisteme girer misiniz, oradan söylediklerinizi dinleyelim.

4.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut’un, (11/8) esas numaralı Gensoru Önergesi’nin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına geliş tarihinin sehven yanlış yazıldığını bildirmesine ilişkin açıklaması 

MUHARREM İNCE (Yalova) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Biz, Sayın Suat Kılıç hakkında gensoruyu 20 Mart 2012’de akşam saat 19.50’de zimmet karşılığı TBMM Başkanlığına teslim ettik. Yani 21’i değil, 20 Mart akşam 19.50’de. Şimdi, TBMM Başkanlığının basıp dağıttığı (11/8) esas numaralı Suat Kılıç hakkındaki gensoru metninde gensorunun Başkanlığa geliş tarihi 21 Mart 2012 olarak yazılıyor.

BAŞKAN – Ben de aynı şeyleri söyledim Sayın İnce.

MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın Başkanım, böyle bir şey olamaz. Yani bu ne hakla… “Sehven…” Ne demek sehven? Yani sehven cinayet mi işleniyor? Yani burası bakkal dükkânı değil, burası Türkiye Büyük Millet Meclisi. Meclis Başkanlığı gereğini yapmak zorundadır. Biz hangi tarihte vermişsek o tarihle yapmak zorundadır. Ben orada gariban 2 tane memurun zarar görmesini istemem ama AKP Grubu Meclis Başkanlığını yönetemez. Meclis Başkanlığı irade kullanamıyor yani parmağında oynatılıyor, çok açık bu. 20 Mart akşamı 19.50’de bunu biz zimmet karşılığı teslim etmişsek… Yani “Biz çalışma takvimini ayarlayacağız.” diyecek AKP Grubu, Meclis Başkanlığını parmağında oynatacak. Evrak memurluğunun bile ötesine geçiyor Meclis Başkanlığı.

BAŞKAN – Sayın İnce, teşekkür ederim, sözleriniz tutanaklara geçti.

MUHARREM İNCE (Yalova) – Lütfen, bu konuda Sayın Çiçek gelip buraya açıklama yapmalıdır. Bu doğru bir uygulama değildir.

BAŞKAN – Sözleriniz tutanaklara geçti.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, üç gün içinde dağıtmak zorundasınız. Nasıl geriye atıyorsunuz?

BAŞKAN – Bir yanlışlık yapılmış, zaten ben de o yanlışlığın yanlış olduğunu söyledim. Bundan sonra yapılmayacaktır.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Ne yanlış oluyor ya? Anayasa’ya göre üç gün içinde dağıtmak zorundasınız. Siz oradan kaçınmak için yapıyorsunuz.

BAŞKAN – Sayın Buldan, buyurun.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Başkan, bir laf söylüyorum, Anayasa’yı ihlal etmişsiniz.

BAŞKAN – Lütfen…

KAMER GENÇ (Tunceli) - Anayasa diyor ki: “Gensoru üç gün içinde bastırılıp dağıtılır.” Niye dağıtmadınız?

BAŞKAN - Sayın Genç, ben Sayın Buldan’a söz verdim, Sayın Buldan’ı bir dinleyelim önce.

Buyurun Sayın Buldan.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Niye dağıtmadınız? Cevap istiyorum senden yahu!

BAŞKAN – Sayın Genç, lütfen oturur musunuz.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Diyorum ki: “Üç gün içinde dağıtılmamış.” Bastırıp dağıtacaktınız, niye üç gün içinde dağıtmadınız?

BAŞKAN – Bir yanlışlık yapılmış, burada belirtildi.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır, ne yanlışlığı?

BAŞKAN – Sayın Buldan, buyurun lütfen.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Başkansın sen!

BAŞKAN – Sayın Genç, hitap tarzınıza bakar mısınız lütfen. Tutanakları getirteyim, hitap tarzınıza bir bakın.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Efendim?

BAŞKAN – Hitap tarzınıza bir bakın lütfen, tutanakları isteyin.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Ama siz eğer milletvekili olarak bizim söylediklerimizi nazara almıyorsanız…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Buldan.

5.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut’a geçmiş olsun temennisine ilişkin açıklaması

PERVİN BULDAN (Iğdır) – Sayın Başkan, ben de geçirdiğiniz rahatsızlık nedeniyle grubum adına size geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum ve aramıza tekrar hoş geldiniz diyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Buldan.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Şimdi, bak Sayın Başkan…

BAŞKAN – Sayın Canikli, buyurun.

Lütfen Sayın Genç…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Eğer hitabı doğru yapmamı istiyorsan…

BAŞKAN – Sayın Genç, oturur musunuz lütfen.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Ben niye oturayım?

BAŞKAN – Sizinle ilgili herhangi bir şey söz konusu değil.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır, niye oturayım? Bakın, yanlış yapıyorsunuz, Anayasa’yı ihlal ediyorsunuz. Hesabınıza geldiği zaman tarih atıp Anayasa’daki üç günlük bastırma süresini erteliyorsunuz.

BAŞKAN – Sayın Genç, Sayın İnce’ye izah ettim; Sayın İnce konuyu anlattı.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Bu nasıl Meclis Başkanlığı yahu? Nasıl Meclis Başkanlığı?

BAŞKAN – Yanlışlık olduğunu burada belirttim, bundan sonra da olmayacağını söyledim.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır, o mazeret kabul edilemez.

BAŞKAN – Ne yapılması gerekir bu saatten sonra?

KAMER GENÇ (Tunceli) – O mazeret de tamamen AKP’ye uygun yaptığınız işlemdir.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Sayın Canikli, buyurun.

6.- Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin, (11/8) esas numaralı Gensoru Önergesi’nin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına geliş tarihinin sehven yanlış yazılmasıyla, AK PARTİ Grubunun herhangi bir müdahalesi, ilişkisi ve bilgisi olmadığına ilişkin açıklaması 

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Sayın Başkanım, teşekkür ederim.

Bahsedilen olayla ilgili olarak AK PARTİ Grubunun herhangi bir müdahalesi, ilişkisi ve bilgisi söz konusu değildir. Meclis Başkanlığını biz yönetmiyoruz Sayın Başkanım, bunun düzeltilmesi gerekir. Meclis Başkanlığı, kendi kuralları çerçevesinde, kendi iradesiyle yönetilmektedir. Dolayısıyla, parti grubumuza yönelik olarak böyle bir ithamı kabul etmiyoruz ve reddediyoruz.

Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

MUHARREM İNCE (Yalova) – Meclis Başkanı gelip buraya açıklama yapsın Sayın Başkan. Sayın Çiçek gelip bu Meclise açıklama yapmalıdır.

BAŞKAN – Sayın İnce, Genel Evrakta görev yapan nöbetçi personelin o akşam sisteme giriş yapamaması sonucu söz konusu hata olmuş. Bir hata söz konusu; doğru, kabul ediyoruz.

MUHARREM İNCE (Yalova) – Yani bir gariban memuru bulduk sonuçta.

BAŞKAN – Ancak gelen kağıtlarda geliş tarihi…

MUHARREM İNCE (Yalova) – Bizim derdimiz memur değil.

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkanım, üç gün içerisinde dağıtılmış mı acaba?

BAŞKAN – Dağıtım olarak yer almamıştır.

Gensoru önergesinin ayrıca işlem süreci ile ilgili anayasal sürelerde de herhangi bir sorun bulunmamaktadır.

Şimdi, iki adet…

MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın Başkanım, siz vicdanen buna inanıyor musunuz? Sizin vicdanınız rahatsa bir şey demeyeceğim. Sizin vicdanınız rahat mı?

BAŞKAN – Sayın İnce, biliyorsunuz ben göreve yeni başladım ve bu açıklamayı yapmak zorunda kaldım, yanlışlık yapıldığı için.

Teşekkür ederim.

Buyurun.

V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

B) Gensoru Önergeleri

1.- Ankara Milletvekili Levent Gök ve 22 milletvekilinin, Altındağ Belediyesinin uygulamalarında siyasi konumunu kullanarak rant elde ederken aracı olarak kullandığı kamu görevlilerini Bakanlık görevi sırasında da himaye ettiği ve önemli görevlere taşıdığı, böylece görevini kötüye kullandığı iddiasıyla, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergesi  (11/8)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Altındağ Belediyesinin uygulamalarından siyasi konumunu kullanarak rant elde ederken aracı olarak kullandığı kamu görevlilerini Bakanlık görevi sırasında da himaye eden ve önemli görevlere taşıyan, böylece görevini kötüye kullanan Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç hakkında, Anayasanın 98 ve 99 uncu, İçtüzüğün 106 ncı maddeleri uyarınca gensoru açılmasını arz ve talep ederiz.

                                                                                                                        Levent Gök

                                                                                                                            Ankara

Gerekçe

Altındağ Belediyesi, "Eski Ankara" olarak anılan Hamamönü mevkiinde 'Talatpaşa Bulvarı Karacabey Hamamı ve Yakın Çevresi Sağlıklaştırma Çalışması' projesi kapsamında 2007 yılından itibaren bir çalışmayı yürütmektedir.

Eski evlerle dolu olan bölgede restorasyon kapsamına gireceğini bilmeden evlerini satan birçok yurttaşın yok pahasına evlerini ve işyerlerini satışa çıkartması, bölgede sistemli bir şekilde tapu devirlerinin artması, proje ilerledikçe el değiştirilen gayrimenkullerin değerinin fahiş bir şekilde yükselmesiyle, satanlar açısından ciddi mağduriyetler yaşanmış ve alanlar açısından haksız kazanç elde edilmesine yol açmıştır.

Anılan bölgede siyasi kimliği bilinen kişilerin de çeşitli yollarla gayrimenkul edindiği ortaya çıkmıştır.

Suat Kılıç'ın da restorasyon kapsamına giren bölgeden eski eser niteliğindeki iki parça taşınmazı satın aldığı öğrenilmiştir.

Konu Başbakana verilen soru önergesi ile siyasi iktidar yetkililerinin bilgisine sunulmuş, ancak herhangi bir yanıt verilmeyerek Suat Kılıç'ın yaptıkları kamuoyundan saklanmıştır.

Suat Kılıç'ın 29.04.2009 tarihinde, her iki taşınmazın satışı için toplam 25.500 TL ödediği; Bakan adına tapuda alışı vekaleten gerçekleştiren kişinin Altındağ Belediyesi Tarihi Alanları Koruma Şube Şefi Alpaslan Ekinci, satışı gerçekleştiren kişinin ise Bakan'ın nikah şahitliğini yaptığı ve Bakanlık bünyesinde danışmanlık ve Bakan'ın atamasıyla Türkiye Dijital Oyunları Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi olan Erbil Yiğitbaş olduğu ortaya çıkmıştır. Erbil Yiğitbaş'ın da anılan gayrimenkulleri çok kısa bir süre önce satın alması işlemlerdeki muvazaayı net bir şekilde gözler önüne sermektedir.

Evlerin ucuza satın alınması ve hemen arkasından Belediyece restore edilerek muazzam bir bedel artışı sağlanması, siyasi nüfuz kullanılarak haksız kazanç elde edilmesi, hangi evin restore edileceğini bilen projeden sorumlu bir belediye bürokratının bu alış verişe aracı olması siyasetçiye ve devlete olan güveni büyük ölçüde zedelemiş, siyasetçi, bürokrat ekseninde kurulan işbirliğinin ne denli büyük boyutlara ulaştığını gözler önüne sermiştir.

Suat Kılıç'ın günlerdir sessizliğini koruması ve mal ediniminin basit, sıradan bir hakkın kullanılması yolunda avukatı ve Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki tarafından yapılan açıklamaların arkasına saklanması siyasi nüfuz kullanmaktan ve fırsatçılıktan pişman olmadığı izlenimlerini güçlendirmektedir.

Siyasetçilerin ve kamu görevlilerinin her kademede iş ve çıkar ilişkilerinden uzak kalması temiz toplum ve temiz siyasetin ön koşuludur.

Siyasetçi, toplumdan ve kamudan herhangi bir pay alma arayışı içerisinde olamaz. Siyasetçi topluma bir şeyler kazandırma arayışı içerisinde olan kişidir.

Siyasetçilerin çıkar ilişkilerine girmesi, siyaset kurumuna ve siyasetçiye olan güveni yok edeceği gibi, demokrasiyi çürütür ve toplumu da yozlaştırır.

İktidardaki siyasal partinin gücünü ve yetkisini kullanarak kamu bürokrasisi ile ilişkiler kurup, bunu kişisel menfaat ve ranta dönüştürmesi kabul edilebilecek bir tablo değildir.

Bakan Suat Kılıç'ın siyasi etik ve davranışa sığmayan bir yolla restorasyon yapılan bir bölgede, değeri artacağı kesin olan taşınmazları, ucuza, danışıklı yollarla edinmesi siyasi nüfuzunu kullandığını göstermektedir.

Bu nedenle Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç hakkında Anayasanın 98'inci, 99'uncu ve TBMM İçtüzüğünün 106'ncı maddeleri uyarınca gensoru açılması uygun olacaktır.

 

                      Levent Gök                           Adnan Keskin                           Sena Kaleli

                           Ankara                                   Denizli                                        Bursa

                    İlhan Demiröz                          Turhan Tayan                           Ali Serindağ

                           Bursa                                      Bursa                                     Gaziantep

                      Aytuğ Atıcı                        Ömer Süha Aldan                      Nurettin Demir

                           Mersin                                    Muğla                                        Muğla

                     Doğan Şafak                              Arif Bulut                            Osman Kaptan

                            Niğde                                    Antalya                                      Antalya

                     Haydar Akar                        Uğur Bayraktutan                     Aykut Erdoğdu

                          Kocaeli                                    Artvin                                      İstanbul

                   Ümit Özgümüş                        Binnaz Toprak                          Kamer Genç

                          Adana                                    İstanbul                                     Tunceli

                      Celal Dinçer                      Kadir Gökmen Öğüt            Selahattin Karaahmetoğlu

                         İstanbul                                   İstanbul                                      Giresun

                                               Veli Ağbaba                            Özgür Özel

                                                    Malatya                                Manisa

2.- Konya Milletvekili Atilla Kart ve 32 milletvekilinin, Deniz Feneri Derneği soruşturması sürecinde, doğrudan müdahil olduğu, çıkar yapılanmasını himaye ettiği, soruşturmaya ve delillere mü-dahale ettiği, sorumluluğu altında görev yapan Dernekler Dairesi raporlarını sümen altı ettiği, arama kararlarını şüphelilere sızdırdığı, hazırlanan raporların idari ve adli gereğini yapmadığı, görevini kötüye kullandığı iddiasıyla, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergesi  (11/9)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

AKP iktidarlarıyla birlikte, yolsuzlukların hem nicelik ve hem de nitelik olarak yaygın hale geldiği görülmektedir.

Halkımızın yardım ve dayanışma duyguları istismar edilerek toplanan yardımlarla ilgili idari ve adli soruşturmalar, Hükümet eliyle akamete uğratılmaktadır. Devlet yetkisi organize bir şekilde kötüye kullanılarak, yolsuzlukların soruşturulması engellenmektedir. Deniz Feneri Derneğiyle ilgili soruşturma sürecinde ise, hukuk ve adalet adına daha da vahim gelişmeler yaşanmaktadır.

Deniz Feneri soruşturmasıyla ilgili olarak (idari ve adli);

Hükümetin ve Başbakanın, adli ve siyasi sorumluluklarının tartışılması, sorgulanması ve gerekli prosedürün işletilmesi konusundaki çalışmalarımızı şimdiki hal saklı tutarak; bu süreçte, özel bir rol ve görev üstlenen günümüzün Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın durumunu, yasama denetimi sorumluluğu kapsamında değerlendirmek üzere, işbu gensoru hazırlanmıştır;

Deniz Feneri Derneği soruşturmasının başlangıcında, soruşturmalara doğrudan müdahale etmeyen, dolaylı yol ve yöntemlerle engellemeler yapmak suretiyle müdahale yöntemini tercih eden Hükümet, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin, soruşturmanın ilerleyen bölümlerinde panik halde ve doğrudan soruşturmaya müdahale etmeye başlamışlardır.

Hükümet ve adı geçen Bakanlar buna neden ihtiyaç duymuştur?

Neden hukuku ayaklar altına almak pahasına bu yola başvurmuşlardır?

Hükümetin ya da Başbakan adına bir görev üstlendiği olayların gelişiminden anlaşılan Bakanların, endişe duyduğu kirli ilişkiler ağı mı söz konusudur?

Ortaya çıkan bulgular ve gelişmeler, Deniz Feneri yolsuzluğunun ta başlangıç aşamalarından itibaren, AKP yönetim kadrolarının, yolsuzluk ilişkileriyle bağlantıları olduğunu göstermektedir.

En azından bulgular bu yöndedir.

Peki, böyle bir tablo karşısında Beşir Atalay ne yapmıştır? Sorumluluğu altındaki kamu birimlerini ne şekilde yönlendirmiştir? Sorumluluğu altındaki kamu birimlerinin hazırlamış olduktan inceleme ve denetim raporlarının gereğini neden yapmamıştır?

Beşir Atalay'ın hem İçişleri ve hem de Başbakan Yardımcısı olarak görevini kötüye kullandığına dair suçüstü boyutlarında somut deliller söz konusudur.

Tahkik ve yargılama gerektiren ciddi ve somut bulguların gereğini Beşir Atalay neden yapmamıştır?

Beşir Atalay görev ve sorumluluğunun gereğini yapmadığı gibi, şüpheliler ile ilgili arama kararlarını sızdırdığına dair somut bulgular söz konusudur.

Bu yöndeki bulguların bir bölümü aşağıda dile getirilmiştir;

Beşir Atalay, Zahid Akman, Zekeriya Karaman ve Yimpaş'ta Yönetim Kurulu Üyeliği yapan isimlerden oluşan Nehir Medya'nın Yönetim Kurulu Üyeleri arasında gözüken Veli Korkmaz ile Beşir Atalay arasındaki ilişkinin hiç kopmadığı, daha da yoğunlaştığı gelişmelerden ortaya çıkmıştır.

Özel Koruma Amiri Ali Karabağ ile Kırıkkale Belediye Başkanı arasındaki ve sonrasındaki telefon görüşme trafiği ve ortaya çıkan diğer bulgular;

Mehmet Gürhan'ın el yazması notları,

İstanbul Merkezinde bulunan gayri resmi muhasebe kayıtları,

İsmail Karahan'ın itirafları,

Şahin Küsmüş'ün ifadeleri tüm dosya kapsamıyla birlikte değerlendirildiğinde; 

ismi açıklanmayan-açıklanmak istenilmeyen bir kişinin inisiyatifinde ve başta İçişleri Bakanı olmak üzere Hükümetin himayesi ve nüfuzuyla; ciddiyet ve aşama kazanmış olan soruşturmanın akamete uğratılmak istenildiği görülmektedir.

Soruşturma sürecinde, itirafta bulunan ve bir yerlere mesaj vermek istediği anlaşılan Şüphelilerin can güvenlikleri konusunda ciddi endişelerimizin bulunduğunu yeri gelmişken ifade ediyoruz.

Safahatı açıklanan bu süreçte, Beşir Atalay'ın doğrudan müdahil olduğu, çıkar yapılanmasını himaye ettiği, görevini kötüye kullandığı, soruşturmaya ve delillere müdahale ettiği, sorumluluğu altında görev yapan Dernekler Dairesi raporlarını sümenaltı ettiği, arama kararlarını Şüphelilere sızdırdığı, hazırlanan raporların idari ve adli gereğini yapmadığı; tüm bu usulsüzlük ve suistimallerin 58, 59, 60 ve 61. Hükümetler dönemindeki Bakanlık görevleri esnasında zincirleme devam ettiği açıklık kazanmış olmakla;

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay hakkında Anayasanın 99 ve TBMM İçtüzüğünün 106. Maddeleri uyarınca Gensoru açılmasını arz ve teklif ederiz.

                       Atilla Kart                 Muhammet Rıza Yalçınkaya               Ahmet Toptaş

                          Konya                                      Bartın                               Afyonkarahisar

              Mehmet Ali Ediboğlu            Osman Taney Korutürk             Birgül Ayman Güler

                           Hatay                                     İstanbul                                      İzmir

                    Adnan Keskin                  Mustafa Serdar Soydan            Mehmet Hilal Kaplan

                          Denizli                                  Çanakkale                                  Kocaeli

                   Namık Havutça                           İdris Yıldız                             Doğan Şafak

                        Balıkesir                                     Ordu                                       Niğde

                       Salih Fırat                              İhsan Özkes                     Malik Ecder Özdemir

                       Adıyaman                                 İstanbul                                     Sivas

Mehmet Volkan Canalioğlu                           Sena Kaleli                   Selahattin Karaahmetoğlu

                         Trabzon                                     Bursa                                     Giresun

                      Aytuğ Atıcı                            Kemal Ekinci                       Uğur Bayraktutan

                          Mersin                                      Bursa                                      Artvin

                     Kamer Genç                           Mehmet Şeker                        Candan Yüceer

                          Tunceli                                  Gaziantep                                 Tekirdağ

                Osman Oktay Ekşi                      İlhan Demiröz                  Ramazan Kerim Özkan

                         İstanbul                                     Bursa                                      Burdur

                     Haydar Akar                            Ali Serindağ                             Tufan Köse

                         Kocaeli                                  Gaziantep                                   Çorum

                    Osman Kaptan                        Bülent Kuşoğlu                       Erdal Aksünger

                         Antalya                                    Ankara                                      İzmir

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Gensoruların görüşme gününü de kapsayan Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu önerisi, diğer grup önerileriyle birlikte biraz sonra işleme alınacaktır.

Barış ve Demokrasi Partisi Grubunun, İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım:

VII.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ve arkadaşlarının 2012 nevruzunda güvenlik güçlerinin orantısız güç kullanmasının araştırılması amacıyla vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 27/3/2012 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin BDP Grubu önerisi

                                                                                                                        27.03.2012

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulu'nun 27.03.2012 Salı günü (Bugün) yaptığı toplantısında, siyasi parti grupları arasında oy birliği sağlanamadığından  Grubumuzun aşağıdaki önerisini, İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince Genel Kurul'un onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                             Hasip Kaplan

                                                                                                                   Şırnak

                                                                                                        Grup Başkan Vekili

Öneri:

23 Mart 2012 tarihinde, Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ve arkadaşları tarafından verilen (778 sıra nolu), 2012 “Newroz”unda güvenlik güçlerinin orantısız güç kullanmasının araştırılması amacıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan Meclis Araştırma önergesinin, Genel Kurul'un bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, 27.03.2012 Salı günlü birleşiminde sunuşlarda okunması ve görüşmelerin aynı tarihli birleşiminde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN – Öneri lehinde söz isteyen Altan Tan, Diyarbakır Milletvekili.

Buyurun Sayın Tan. (BDP sıralarından alkışlar)

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; lütfen, söyleyeceklerimi dikkatlice dinleyiniz, rica ediyorum, istirham ediyorum. Elimden geldiği kadar sakin ve tane tane size son bir haftada Doğu ve Güneydoğu’da yaşanan olayları anlatmaya çalışacağım.

18 Mart ile 21 Mart tarihleri arasında toplam  dört  günlük  bir sürede -arkadaşlar, tabirimi hoş görün- bölgede bir savaş yaşandı. Bundan ne kadar haberiniz var, ne kadar gerçekler size yansıtıldı, bilmiyorum ama takip ettiğim medya -gerek yazılı gerek görsel- maalesef, maalesef, maalesef Türkiye Cumhuriyeti tarihinde defalarca yapıldığı gibi, en sonunda 28 Şubat sürecinde yapıldığı gibi bütün bu gerçekleri ters yüz ederek aktardı ve görmeniz gereken gerçekleri, fotoğrafları, konuşmaları, suretleri sizlere iletmedi.

Diyarbakır, İstanbul, Cizre, Urfa, Siverek, Suruç, Batman, Van sokaklarında keşke hepiniz olsaydınız. Türkiye’nin en önemli sorunu bugün için Kürt sorunu hangi aşamaya geldi keşke gözlerinizle görseydiniz ve size anlatılan yalanların ne kadar sahte, ne kadar içi boş, ne kadar sanal olduğunu kendi gözlerinizle görseydiniz ve biz burada polemiğe, tartışmaya, kavgaya, hakarete, hiçbir şeye varmadan doğru düzgün bu konuları konuşabilseydik.

Sevgili arkadaşlar, ne oldu, size kısaca özetleyeyim. 2009 senesinde KCK operasyonları başladı, “güvenlik konsepti” denilen konsept devreye girdi ve Hükûmeti kim, nasıl ikna ettiyse, hangi “akıl” –tırnak içinde, buna akıl demek de mümkün değil- devreye girdiyse şunu söyledi: “Bu iş artık müzakereyle, diyalogla, konuşmayla, demokrasiyle olmaz.” Peki nasıl olur? “Dağdakileri öldüreceğiz, şehirdekileri tutuklayacağız, BDP’ye yakından uzaktan selam veren ne kadar kimse varsa bunları KCK’yle, PKK’yle, DTK’yla, BDP’yle ilintileyeceğiz ve bunları bir şekilde cezaevine koyacağız.” Peki, ne çıkacak bundan? “Biz Kürt siyasal muhalefetini sindireceğiz, BDP’ye olan halk desteğini koparacağız, halkla BDP arasına bir kanal, bir set çekeceğiz ve ondan sonra da bu sindirme ve bastırma operasyonunu yaptıktan sonra kendi istediğimizi devreye sokacağız.” Peki Temel’in sorduğu gibi sorayım size: “Ne oldi?” Ne oldi, biliyor musunuz? Bu proje iflas etti, dikişler attı, patladı, yerlere serildi; kelimelerin tamamı gerçeği ifade etmiyor, tamamı. Diyarbakır’da her sokağın başına bir panzer konuldu, her sokağın. Havadan gaz kullanıldı, ilk olarak; Suriye’de henüz kullanılmadı, Tahrir Meydanı’nda kullanılmadı. Buna rağmen -ben bu kadar önemli şeyler söylüyorum, Sayın Bekir Bozdağ da konuşuyor, konuşsun, bir şey olmaz- sevgili arkadaşlar, yüz binlerce insan meydanlara toplandı, yüz binlerce insan. Emniyet nasıl rapor etti size? “10 bin kişi…” Bir başkası dedi ki: “10 bin yazma ayıp olur, 25 bin kişi.” Yüz binlerce insan… Lütfen, özellikle AKP milletvekilleri içerisinde ciddi tanıdıklarım, insaf ve vicdan sahibi arkadaşlarım var, bu görüntüleri Millî İstihbarattan isteyin, bakın neler oldu. Bir halk ayağa kalktı.

Peki, Vali ne yaptı, Vali? Sevgili arkadaşlar, Japonya’da olsaydı, yanlış görev verilen bir yetkili buna itiraz ederdi, derdi ki: “Ben buranın sorumlusuyum, verdiğiniz bu emir yanlış, halk sindirilemez, bastırılamaz.” Peki, buna rağmen bu görevi kabul edip de o halkı -tırnak içinde- bastıramazsa ne yapardı? Onurlu bir Japon, harakiri yapardı. Peki, Diyarbakır Valisi bu saatten sonra, bütün bir Diyarbakır ona rest çekmişken nasıl yürüyecek Diyarbakır sokaklarında; kimin yüzüne nasıl bakacak? İçişleri Bakanı nasıl bakacak?

Sevgili arkadaşlar, tekrar tekrar söylüyorum: Bana cevap vermeden önce, keşke keşke keşke siz de gelip o sahneleri görseydiniz.

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Biz gördük yıllardır…

ALTAN TAN (Devamla) – Kim söylüyor onu “Biz yıllardır gördük.” diye? Nerenin milletvekili?

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Ben söylüyorum.

ALTAN TAN (Devamla) – Ben seni hayatımda görmedim daha, hayatımda görmedim.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen…

ALTAN TAN (Devamla) – İşte sizin gibiler bu ülkeyi kendi elleriyle bölmeye götürüyorlar, bölmeye götürüyorlar.

BAŞKAN – Sayın Tan, lütfen Genel Kurula hitap edin.

ALTAN TAN (Devamla) – Milyonlarca insan sokaklara dökülüyor, milyonlarca insan. Bakın, diyorum, alın kameraları bakın, kafanızı biraz sallayın. Fakat, bugün, yine -BDP’li değil bu dediğim arkadaş, aklı başında bir arkadaş- Türkiye’deki thinktank kuruluşlarında doçent bir arkadaş dedi ki: “Korkmayın, Türkiye’deki derin akıl -eğer bu devlette bir devlet geleneği varsa- bu yanlış politikalar eliyle Türkiye’yi böldürmez, bu yanlış politikaları yapanlar gider, yapabilenler gelir.” Ben de aynı kanaatteyim.

Sevgili arkadaşlar, bugün Batman’da da bir olay oldu ve bunun üstü örtüldü, maalesef. Samsun’da aynı olay oldu suçlu kimse yakalandı, hâkim karşısına çıktı. Bir haftadır Batman Valisi mugalata yapıyor, “Elinizde kaset varsa getirin.” diyor. Kendi elindeki bütün kasetler oraya kadar; çekimler duruyor olay anı yok, olay anı yok arkadaşlar.

Sayın Ahmet Türk çıktı, şunu söyledi, dedi ki: “Eğer bu polis görev olarak beni dövdüyse polis de çıksın, vali de çıksın, devlet de çıksın, desin ki: “Ben, bu görevi buna verdim, bu da dövdü.” Vali kendi inisiyatifiyle bunu yaptıysa, polis kendi inisiyatifiyle bunu yaptıysa, devlet de bunun üzerini örtüyorsa, benim çağrıma karşılık siyaset ve hukuk da sessiz kalıyorsa, bu işe yardım ve yataklıkta bulunuyorsa vali benim şahsi muhatabımdır.

Sevgili arkadaşlar, aynı vali 2004 senesinde Midyat Kaymakamıydı, aynı uygulamaları Midyat’ta da yaptı, buradan tekrar sesleniyoruz -nasıl anlaşılırsa anlaşılsın- devlet bu olayı çıkarmak zorunda, cinler yapmadı bunu. Bunu ortaya çıkarmıyorsa, kendi inisiyatifiyle bir yanlışlık yapıyorsa, vali de bu oyunun içerisindeyse, o zaman, şahsi hukuk devreye girecek, vali kendine dikkat etsin.

BAŞKAN – Sayın Tan, lütfen, konuşurken siyasetçileri muhatap alınız burada olmayan bürokratları değil.

ALTAN TAN (Devamla) – Efendim, bürokrata emir veren siyasetçi çıksın, cevap versin.

BAŞKAN – Sonra, tehditvari de konuşamazsınız, lütfen… Tehditvari de konuşamazsınız!

ALTAN TAN (Devamla) – Siyasetçi çıksın, desin ki: “Vali de görevinin dışına çıkmıştır, polis de görevinin dışına çıkmıştır. İşte sanık, buyurun mahkeme.” Çıksın bunu söylesin siyasetçi, çıksın bunu gayet açık söylesin.

İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa) – Siyasetçi perde arkasındadır, görünmez, emir verir. “Bürokrat” diye diye şey yapıyorsunuz.

ALTAN TAN (Devamla) – Sevgili arkadaşlar, olay bu noktalara gelmiştir, maalesef. İster bunun vahametine inanın, ister inanmayın, siz bilirsiniz. Yani bizden anlatması, en sakin bir şekilde anlatması.

Bu sorunun çözümü için alelacele, işte o gün Sayın Başbakan Millî İstihbarat Müsteşarıyla, daha biz Diyarbakır meydanındayken toplantı yaptı. Sanırım gerçekler kendisine iletildi, beyanat verildi. Muhatap… “Biz kesinlikle İmralı’yla, Kandil’le muhatap olmayacağız, terör örgütünün uzantısı olan siyasilerle de müzakerelerde bulunabiliriz.” Bakın, bu dil bile yaralayıcı ve hakaret edici bir dil, barışın dili değil. İstediğiniz dili kullanın, serbestsiniz, açık ve net olarak söylüyoruz. İmralı, Kandil, PKK, KCK, DTK, BDP, HAK-PAR, KADEP, Kemal Burkay, kime giderseniz gidin, sorunu çözmek istiyor musunuz, istemiyor musunuz? Çözmek istiyorsanız, Kürtlerin ana dille eğitim talebi var, yerinden yönetim talebi var, kamusal alanda Kürtçenin kullanılması talebi var. İsterseniz bunu Diyarbakır meydanındaki insanlarla çözün. Çözmek istemiyorsanız deniz bitti.

Saygılar sunarım. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Önerinin aleyhinde söz isteyen Oğuz Kağan Köksal, Kırıkkale milletvekili. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Buyurun Sayın Köksal.

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Kırıkkale) – Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Barış ve Demokrasi Partisinin verdiği önerinin aleyhinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Önerinin konusuna geçmeden önce, az önce Hatibin yaptığı bir konuşmayla ilgili sözlerime başlamak istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti devleti çok büyük bir devlettir, valisini de korur, polisini de korur. Kimsenin devletin valisini tehdit etmek, hele hele bu Meclis kürsüsünde tehdit etmek haddi de değildir, yapamaz da. Bunu burada ifade etmek istiyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar, BDP sıralarından gürültüler)

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Devletin valisi haydutluk yapamaz! Haydut vali!

BAŞKAN – Sayın Tan, lütfen oturur musunuz.

(Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan’ın  kürsüye yürümesi)

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Haydut vali, haydut!

NURSEL AYDOĞAN (Diyarbakır) – Siz biliyor musunuz…

BAŞKAN – Lütfen oturur musunuz yerinize.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Nursel Hanım…

NURSEL AYDOĞAN (Diyarbakır) – Bir dakika Sayın Başkan…

Bu devletin polisi beni Mardin’de… (AK PARTİ ve BDP sıralarından bir grup milletvekili kürsü önünde toplandı)

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Haydut vali, haydut! 

BAŞKAN – Lütfen oturur musunuz yerinize…

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) – Varsa bir şey, kürsüde gelir söylersiniz.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Polis bizi tehdit edebilir yani değil mi?

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) – Geçiniz…

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Sen ne biçim konuşuyorsun? Altı dönem milletvekilliği yapmış Ahmet Türk dayak yiyor!

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, birleşime beş dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati: 16.03 
İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 16.10

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 83’üncü Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Barış ve Demokrasi Partisi Grubu önerisinin görüşmelerine devam edeceğiz.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan…

BAŞKAN - Önerinin aleyhinde Kırıkkale Milletvekili Oğuz Kağan Köksal söz istemiştir.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan… Sayın Başkan…

BAŞKAN – Bir saniye Sayın Köksal…

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkanım…

BAŞKAN – Buyurun.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkanım, Sayın Hatip söz almadan önce usule dair…

Batman’da saldırıya uğrayan, milletin iradesiyle seçilmiş…

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Altı defa seçilmiş…

HASİP KAPLAN (Şırnak) – …ve altı dönem Mecliste olan bir milletvekili. Saldırı onun şahsında Kürt halkına ve Millet Meclisine yapılmıştır. Bu, çok vahimdir. Meclis Başkanlık Divanının bu konuda tavır takınıp bütün grupların bunu telin etmesi, lanetlemesi ve bunun sorumlusunun adalet önüne çıkarılması gerekir.

Hâl böyleyken, hukuk bunu emrederken, İç Tüzük bunu emrederken, Anayasa bunu emrederken Sayın Hatip’in, saldırgan atanmışları burada koruma üslubu Meclisin, demokrasinin temeline dinamit atmaktan başka bir şey değil, gerginlik yaratıyor. Burada, eski bürokrat milletvekillerinin kalkıp saldırgan birini, kanun dışı iş yapan birini koruması yasal değildir, bir valiyi koruması yasal değildir.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Çok meraklısıysa gitsin emniyet müdürlüğü yapsın.

BAŞKAN – Sayın Kaplan, teşekkür ediyorum…

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Delilleri yok ediyor, saldırganı koruyor ve bu kürsüde de koruma görüyor. Hükûmet burada…

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Kaplan.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başbakan Yardımcısı, siz bu saldırganı koruyor musunuz?

BAŞKAN – Sayın Kaplan, lütfen oturur musunuz…

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Babacan, saldırganı koruyor musunuz?

BAŞKAN – Sayın Kaplan, böyle bir hitap tarzı olmaz.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Koruyor musunuz?

BAŞKAN – Sayın Kaplan…

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Hayır… Sayın Başkan…

BAŞKAN – Bir saniye bir dinleyin lütfen…

HASİP KAPLAN (Şırnak) – …siz koruyor musunuz?

BAŞKAN – Öyle soru sorma hakkınız yok, bir oturun lütfen.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Hayır, bunun cevabını bu kürsüde bugün vermemiz lazım.

BAŞKAN – Sayın Kaplan… Sayın Kaplan…

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Bu kürsüde bütün milletvekillerinin, Ahmet Türk’e yapılan saldırıyı onaylıyor mu, onaylamıyor mu, bunun cevabını vermesi lazım.

BAŞKAN – Sayın Kaplan, şu andaki…

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Bunun cevabını vermesi lazım. Her grup başkan vekili bu saldırı konusunda görüşünü açıklasın.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Kürsüye saldırıyı onaylıyor musun, onaylamıyor musun?

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Yok öyle bir şey!

BAŞKAN – Sayın Kaplan, oturur musunuz lütfen.

Teşekkür ediyorum.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Böyle şeyler Saddam döneminde olmaz ya!

BAŞKAN – Şu andaki grup önerisi nedir Sayın Kaplan? Bu konuyla ilgili. Grupların bu konuyu tenkit edip etmemesi grupların kendi meselesi ve sizin anlaşma meseleniz.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkanım…

BAŞKAN - Ben şahsen Sayın Türk’e yapılan saldırıyı kınıyorum. Aynı zamanda…

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Faillerin de bulunmasını…

BAŞKAN – …bir milletvekilinin de güvenlik güçlerine yaptığı saldırıyı da kınıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

PERVİN BULDAN (Iğdır) – Ne saldırısı yapmış?

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Eğer varsa… Eğer yoksa sizi kınıyorum Sayın Başkan eğer bir milletvekili saldırı yapmamışsa ben de sizi kınıyorum.

BAŞKAN – Buyurun, aynı sözleri siz de tekrar edin. Ben, güvenlik güçlerinin bir milletvekiline…

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Nereden çıkardınız?

BAŞKAN - …özellikle de Sayın Türk’e yaptığı saldırıyı kınıyorum…

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, hangi milletvekili?

PERVİN BULDAN (Iğdır) – Hangi milletvekili? İsim verin Sayın Başkan. Hangi milletvekili? İsim söyleyin isim.

BAŞKAN - …eğer güvenlik güçleri yapmışsa, ama milletvekili kisvesiyle güvenlik güçlerine yapılan saldırıyı da kınıyorum.

Teşekkür ediyorum.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Hangi milletvekili? Çıkaracaksınız; öyle buradan hamasetle olmaz, ilkokul talebesi yok karşınızda.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Milletvekiline saldırıyı meşrulaştırıyorsunuz.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Siz kiminle neyi meşrulaştırıyorsunuz?

BAŞKAN – Talep ettiniz, kınadım.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Başkanım, yani… Kusura bakmayın.

Buyurun Sayın Köksal. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Kırıkkale) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sizleri bir kere daha saygıyla selamlıyorum ve az önce olan olaydan dolayı doğrusu bir milletvekili olarak üzüntülerimi burada ifade etmek istiyorum. Nitekim televizyonlarda halkımız olayı görüyor. Demokrasiden, barıştan bahsedenler daha cümlenin ilk başında hatibin sözlerini kesme gayreti içerisindeler. Gerisini yüce halkımızın takdirlerine sunuyorum.

Değerli milletvekilleri, adı “nevruz”; gerek Anadolu’da gerekse Türk cumhuriyetlerinde -bazen “Sultan Nevruz”, bazen “Nevruz Bayramı”, bazen “Bahar Bayramı”, bazen “baharın gelişi”- çeşitli adlarla kutlanan ama bu kutlandığı günde barışı, kardeşliği, sevgiyi ve bir zarafeti içine alan, eskiden beri geleneksel olarak kutlanan bayramımız, son yıllarda maalesef ve maalesef terör örgütlerinin boy göstermeye çalıştığı, vatandaşlarımızın canına, malına kastedecek olaylara yol açıldığı ve her şeyin ötesinde de âdeta bir kalkışma, ayaklanma, devlete karşı başkaldırının bir simgesi hâline getirilmeye çalışılmaktadır. İşte, bu Nevruz Bayram’ında bu düşünceler ve bu istihbarat bilgileri altında cereyan etmiştir olaylar. Çok kısaca olayları size anlatmak istiyorum.

Nevruz Bayramı münasebetiyle, sayın valileriniz ayın 21’inde, Nevruz Günü kutlanması için bayramla ilgili gerekli izinleri vermişlerdir ancak bu izinleri kabullenmeyip “Biz şu tarihte kutlayacağız.” diyen gruplar yavaş yavaş birtakım olaylar, hadiseler yapmaya gebe olma çalışması içerisindeydiler.

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) – Yalan söylüyorsun, yalan! Yalancı!

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) - Size bir şey okuyacağım sayın milletvekillerimiz. Bugün, 18 Martta Nevruz’u kutlayacakları, polislerin karakoldan çıkmaması, gerginlik yaratanların polisler olduğu, halkın kendi nevruzun kutlayacağı yönünde provokatif bir açıklama. Kim yaptı bu açıklamayı derseniz, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş. Yani olay daha olmamış, nevruz kutlanmamış ama polisler olay çıkartacak diye daha baştan provokasyon, baştan provokasyon.

İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa) – Yasak gelmiş, yasak.

PERVİN BULDAN (Iğdır) – Yasak gelmiş. Yasaktan sonra yapılan bir açıklama.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Niye yasakladınız?

İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa) – İki gün önce yasak gelmiş.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, müsaade buyurun.

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) – Elbette ki Nevruz Bayramı’nı kutlamak herkesin hakkıdır.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Diyarbakır’a 20 bin polis gitmiş, utanın!

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) – Tabii ki kutlayacaklardır ancak kutlamalar izne tabidir ve gerekli bu izin de valilerce verilmiştir zaten.

İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa) –  Biz hiç kimseden izin almıyoruz.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Bayramlar izne tabi değildir.

İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa) – Bayramlar izne tabi değildir. 

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Bir halk sizden izin almaz, bunu böyle bileceksiniz!

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) – Ama verilen izin süresi içerisinde yapılmadığında “Demek ki bunun altında bir şeyler var.” diye aramak gerek. Güvenlik güçlerinin yaptığı istihbarat neticesindeki çalışmalara baktığımızda, altında neler olduğunu hep birlikte görüyoruz. Yüzlerce molotofkokteyli, silahlar, patlayıcı maddeler ve bu patlayıcı maddeleri o gün kullanmak üzere verilmiş talimatlar. Aslında, bu nevruz kutlamanın altında yatan şey sokakları kana bulamak ve bu kana bulamakla devlet otoritesine bir noktada, karşı gelmek noktasında yapılan çalışmalardı.

En üzücüsü -pek çok şey yakalandı sayın milletvekilleri, hepiniz takip ettiniz- Van’da yapılan olaydır. Van biliyorsunuz, geçtiğimiz günlerde deprem geçirmiş, insanlar yaralı, devlet bütün gayretiyle bu yarayı sarmaya uğraşıyor, insanların morali bozuk, sıkıntılar var, bu sıkıntıları gidermeye çalışıyor ama PKK ve KCK, onun uzantıları… Van’da yakalanan bomba ve patlayıcı maddenin üzerinde pek çok çivi, bilye, misket gibi, yani patladığında etrafı tahrip edecek şekilde bombalar yakalanıyor. Şimdi, bunun neresi barış, bunun neresi kardeşlik?

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Kim koydu o bombayı?

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Kim koydu onu? Onu kim koydu, ondan da bir bahset.

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) – Ben size soruyorum bunu. Eğer bunun altında barış varsa eyvallah, buna diyecek bir şeyim yok benim.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Kim koydu o bombayı açıklayın. Buldunuz mu failini?

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) – Ondan sonra, bakıyorsunuz, molotofkokteylleri. Peki, izin verilmedi, buna rağmen “Biz yürüyeceğiz...” ve yürünüyor, polis müdahale ediyor, diyor ki: “İzinsiz yürüyüş yapıyorsunuz, lütfen dağılın.” Anons ediyor, gerekli tedbirleri alıyor, söylüyor ama ne oluyor? Polise kalabalığın içerisinden uzun namlulu silahla ateş açılıyor ve Cizre’de bir polisimiz şehit oluyor.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – İstanbul’da da bir parti yöneticimiz… Faillerini bulun ikisinin de.

PERVİN BULDAN (Iğdır) – İstanbul’da da bir parti yöneticimiz yaşamını yitirdi, ondan da bahsedin, güvenlik güçlerinin attığı gaz bombalarından.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – İkisinin de faillerini bulun, yargıya teslim edin.

BAŞKAN - Sayın Kaplan, lütfen dinleyin.

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) – Ben bu vesileyle, son bir hafta içerisinde şehit olan 6 polisimize de Allah’tan rahmet dileyerek sözlerimi sürdürmek istiyorum.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Ben karanlık gördüm o olayı, gittim, Cizre’de inceledim. Şu ana kadar niye bulmuyorsunuz?

BAŞKAN - Sayın Kaplan…

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) – Ama polisimizin şehit olmasına rağmen, güvenlik güçlerimiz sabrı ve ihtiyatı elden bırakmayıp oyuna gelmediler. Ben burada, bu noktada güvenlik güçlerimizin sabrını kutlamak istiyorum.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Başbakan da askeri kutladı Roboski’de. Birbirinizi kutlayın. Körler sağırlar, birbirini ağırlar.

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) – Diğer taraftan baktığımızda, diğer illerimizde, İstanbul ilimizde televizyonlara yansıyanları gördünüz. Polisin “dur” ihtarına karşılık sokaktan sökülüp atılan taşlar, o tahrip olan pencereler, camlar, çerçeveler. O esnafımızın suçu neydi? Böyle bir kardeşlik, böyle bir bayram kutlaması olur mu? Her taraf tahrip olmuş, yakılmış, yıkılmış.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Hacı Zengin’in suçu neydi, öldürdünüz?

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) – “Diyarbakır” diyordu az önceki Hatibimiz. Diyarbakır’da, televizyondan gördüğümüz, televizyonların on tane nakil aracının alev alev yandığıydı.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – On tane nakil aracı da doğru değil, onu da yalan söylediniz. Niye doğru konuşmuyorsunuz, o da yalan!

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) – Acaba, onu nevruz ateşi diye mi yakmışlardı iyice bilemiyorum ama binlerce devlet malının, millî gelirin heba olduğu…

Ha, o gelen insanlar, az önce insanlardan bahsetti. Gene gazetelere düşen ama gerçekten çok önemli bir mana ifade eden bir olay var, bunu sizinle tekrar paylaşmak istiyorum. O izinsiz yürüyüşü devam ettirmeye çalışan grubun üzerinde, bir annenin, yaşlı annenin ki, muhtemelen bir Kürt annesinin…

İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa) – Hadi be, hadi be! Atıyorsun, atıyorsun!

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) – …elinde terlikle, oraya gelen gençleri kovalaması. “Yeter artık!” diyor “İnin yakamızdan!” diyor “Yeter!” (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

İşte, şimdi sizin savunma istediğiniz, söylediğiniz olay bu. Oradaki anne, çok güzel bir şekilde cevap verdi, dedi ki “Ben çocuğumu böyle şeylere sokmak istemiyorum.”

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Sen bir gel anneyi gör çocuğuna ateş ettiğin, Diyarbakır’da gör, Cizre’de gör!

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) – Ha, bir taraftan bize gelen bilgiler…

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Anneler ne diyor, yerinde gör, yalan haberlerle olmuyor.

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) – …21’inde yapılmaya bir grup partilinin razı olduğu ancak KCK’nın derhâl talimat verip “Asla, asla…”

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Ne alaka ya! Bir ay önceki programlar bunlar.

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) – “Asla 21’inde yapamazsınız, 18’inde yapacaksınız.” diye talimat verip sokakları kan gölüne çevirdiğini de siz de biliyorsunuz, biz de biliyoruz. Bu noktadan baktığımızda, maalesef, üzülerek söylüyorum çünkü bizim düşüncemizde nevruz kardeşliktir ve bizim düşüncemize göre de biz insanı…

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – O yüzden mi yasak koyuyorsunuz?

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) – Yaratılanı Yaradan’dan ötürü seviyoruz, herkesi seviyoruz, kimsenin burnu kanamasın istiyoruz ve polis teşkilatımız da özveriyle, gayretle, fedakârlıkla, acısını içine atarak bunları yapmıştır.

Ha, Sayın Türk’le ilgili olaya geldiği zaman -çünkü bırakmadılar ki konuşayım, söyleyeyim baştan- elbette ki bir milletvekiline, kim yaparsa yapsın, bu tür olayları tasvip etmemiz mümkün değildir. Nitekim, az önce örnek verdiler, Samsun’da da Sayın Ahmet Türk’e bir vatandaş tarafından yumruk atıldı. Ben, o zaman Emniyet Genel Müdürüydüm, hemen suçluyu yakalattık ve mahkemenin huzuruna çıkarttık. Bu olayla da ilgili, bir taraftan adli, bir taraftan idari soruşturma devam ediyor.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Yine yakalatın, yine!

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) – Kimse bunu istismar etmesin. Kimse istismar etmesin…

ADİL KURT (Hakkâri) – “Kınıyorum.” desenize, “Kınıyorum.” deyin.

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) – …ve polis teşkilatının, güvenlik güçlerimizin bu ülkeyi savunmak, ülkeyi kucaklamak konusundaki gayretlerini kimse engelleyemez.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Neye, kime karşı savunuyorsunuz? Bu ülke sana mı ait?

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) – Kısaca tekrar etmek istiyorum: Ne derseniz deyin, bu ülkede nazlı bayrağımızı gönderden kimse indirtmeyecektir.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Bırak şimdi, vatan millet Sakarya’yla…

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) – Bin yıl kardeş gibi, et ve tırnak gibi yaşadığımız milleti kimse böldürtmeyecektir…

HASİP KAPLAN (Şırnak) – İlkokul talebesi yok karşınızda, yeter artık ya!

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) – …ve Türk polis teşkilatı, mazlumların sığındığı bir liman, kanun tanımazların da korkulu rüyası olarak görevine devam edecektir.

Ben, bu duygularla hepinizi saygıyla selamlıyorum ve önerge aleyhinde oy kullanacağımızı burada bir kere daha ifade ediyorum.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Bir bölge milletvekili çıksın konuşsun, bölge milletvekili.

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) – Saygılar sunuyorum efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Bölge milletvekili çıksın konuşsun, anlatsın ne olduğunu.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkanım… Sayın Başkanım…

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Köksal.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Kaplan.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Hatip, Grubumuzun Başkanı Sayın Selahattin Demirtaş’ın adını zikrederek onun açıklamalarını çarpıtmıştır.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – İsim yok Sayın Başkan.

BAŞKAN – Ne dedi açıklamalarında? Yani Sayın Genel Başkanın açıklamasından farklı bir şey mi söyledi, ne söyledi? Ne söyledi de sataştı yani?

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Demirtaş’ın bir bütünlük içindeki konuşmalarından bir cümle alarak burada çarpıttı.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Söylemediği bir şeyi söylediğini…

BAŞKAN – O cümle nedir Sayın Kaplan? Hayır, sormam lazım benim Sayın Kaplan lütfen, niye söylemiyorsunuz.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Polislerin karakoldan çıkmamasını, sanki saldırı yapılacakmış izlenimini veren bir konuşma yaptı Sayın Başkan.

BAŞKAN – Yapmadı mı Sayın Demirtaş böyle bir konuşma? Yani sataşma neresinde, onu soruyorum Sayın Kaplan.

PERVİN BULDAN (Iğdır) – Açıklayacak işte Sayın Başkan.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkanım, Grup Başkanına, ismen, söyledikleri çarpıtılarak sataşmada bulundu, 69’a göre söz talebinde bulunuyorum.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Bağlamından kopardı Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hayır, sataşma neresinde diye soruyorum, siz de açıklamak durumundasınız.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Size göre yoksa bize göre var Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Kaplan…

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Size göre olmayabilir, bize göre var. Yani böyle bir şey olur mu!

BAŞKAN – Sayın Kaplan, bağırmanıza gerek yok, bağırmakla kimseyi korkutamazsınız. (BDP sıralarından gürültüler)

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Bakın, bağırmak çağırmak olayı değil Sayın Başkan.

BAŞKAN – Bir saniye… Ben söz vermemiş değilim, bağırmakla hiçbir şeyi halledemezsiniz.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, adil görev yapın.

BAŞKAN – Kızabilirsiniz ama belli etmeyeceksiniz.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – BDP “nevroz”da saldırı emri vermemiştir.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Bakın, Hatip, Başkanımızın ismini veriyor Sayın Başkan…

BAŞKAN – Bağırmayacaksınız, çağırmayacaksınız, sakin olacaksınız. Diğer sayın milletvekilleri de yerlerine otursunlar lütfen.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – BDP “nevroz”da saldırı emri vermemiştir, BDP barış mesajı vermiştir, kardeşlik mesajı vermiştir.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Sayın Kaplan, bağırmayın.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Siz burada cunta mı yönetiyorsunuz?

BAŞKAN – Bağırmayın, kalbinize zarar verirsiniz.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Bağırma olayı değil bu.

BAŞKAN – Bağırmayın!

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Bağırma olayı değil, tarafsız görev yapacaksanız, adil olacaksınız.

BAŞKAN – Görevimi yapıyorum, sizden öğrenmiyorum. Ben vermedim demedim ki.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Niye böyle yapıyorsunuz?

BAŞKAN – Herkese soruyorum, yine soruyorum Sayın Kaplan. Sataşma neresindedir diye soruyorum.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sizin tutumunuzla ilgili usul tartışması istiyorum.

BAŞKAN – Sayın Kaplan, bugün…

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – BDP’yi saldırı emri vermekle suçluyor, BDP saldırı emri vermemiştir, onun açıklamasını yapacak.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Usul tartışması açıyorum.

BAŞKAN - Oturur musunuz yerlerinize, ben vermeyeceğim demedim. Söz veririm, ancak bu tarzınızla değil Sayın Kaplan. Bir defa ben sormak durumundayım, İç Tüzük gereği siz de izah etmek zorundasınız. Kızmak, bağırmak işiniz değil, kimseyi de korkutamazsınız.

SIRRI SAKIK (Muş) – Ya ne korkutması Başkan.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Grup Başkanımızın adını zikrederek kamuoyunu yanlış bilgilendirdi diyorum.

BAŞKAN – Buyurun, iki dakika söz veriyorum.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Hangi konuda?

BAŞKAN – Sataşma konusunda.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Bu kadar germeye gerek yoktu ki, kusura bakmayın…

BAŞKAN – Hayır siz yaptınız, ben yapmıyorum ki. İsterseniz kusura kalın hiç önemli değil. Nedir yani bu kadar şeyden sonra “Kusura bakmayın...”

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Siz iktidar partisi Başkan Vekili değilsiniz, Meclis Başkan Vekilisiniz.

VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Kırıkkale Milletvekili Oğuz Kağan Köksal’ın BDP Grup Başkanına sataşması nedeniyle konuşması

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Bakın arkadaşlar, Anayasa’nın 34’üncü maddesini okuyorum: “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.” “Nevroz” haftasını Kültür Bakanlığı geçen sene bir hafta boyunca kutladı.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Eyüp Belediyesi 19’unda kutladı.

HASİP KAPLAN (Devamla) –  Eyüp Belediyesi 19 Martta kutladı.

ADİL KURT (Hakkâri) – Şemdinli 22’sinde…

HASİP KAPLAN (Devamla) – Mehdi Eker Çırağan Sarayında 18’inde kutladı, biz bir ay önceden planlama yaptık. 138 yerde İçişleri Bakanı ferman buyurmuş, genelge göndermiş ve yasaklama kararı çıkarıyor. Sadece yasaklama değil… Her yerde saldırıyor, gaz bombasıyla, fişekle, dipçikle ve Sayın Oğuz Kağan Köksal’ın kaymakamlık yaptığı Cizre’ye zırhlı araçlar, panzerler, uzun namlulu silahlarla bu parti binasına girişi, saldırı görüntüleri verildi.

Oğuz Kağan Köksal, siz, Cizre eski Kaymakamıydınız...

ALTAN TAN (Diyarbakır) – İdris Naim Şahin de Cizre Kaymakamı.

HASİP KAPLAN (Devamla) – …sizden sonra İdris Naim Şahin geldi, ben o zaman avukattım orada, o da Cizre Kaymakamıydı. İdris Naim Şahin’in yardımcısı Osman Güneş de Cizre Kaymakamıydı. Cizre’de yediğiniz ekmek yüzünüze gözünüze  dursun! (BDP sıralarından alkışlar)

ALTAN TAN (Diyarbakır) –  Haram olsun, haram!

HASİP KAPLAN (Devamla) – Siz Cizre’ye ne verdiniz? Cizre’ye ne verdiniz? Cizre’ye silahlı saldırı yaparak bugün bunu sürdürüyorsunuz. Yazıklar olsun size! Bu zırhlar…

MUSTAFA KABAKCI (Konya) – Bağırma, biraz sakin ol.

HASİP KAPLAN (Devamla) – Bakın, şuna bakın, zırhlar, silahlar ve Gazze değil Cizre…

MUSTAFA KABAKCI (Konya) – Bağırma, sakin ol. Bağırma!

HASİP KAPLAN (Devamla) – Gazze değil, Cizre… “Sakin olun.” diyorsunuz değil mi? İnsanlar ölecek, “Sakin olun.” Saldıracaksınız, “Sakin olun.” Ahmet Türk’e yumruk atacaksınız Kürt halkına vurur gibi, “Sakin olun.”

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) –  Polisleri kim öldürüyor, polisleri? Askerleri kim öldürüyor?

HASİP KAPLAN (Devamla) – Siz öyle yaparsanız, sakin olacak bir güç karşınızda göremeyeceksiniz. Sizin anladığınız dil neyse o dilde konuşmaya devam edeceğiz; bunu bilesiniz, bunu bilesiniz. (BDP sıralarından alkışlar)

MUSTAFA KABAKCI (Konya) – O tehditleri çok duyduk.

BAŞKAN –  Teşekkür ediyorum.

VII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

1.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ve arkadaşlarının 2012 nevruzunda güvenlik güçlerinin orantısız güç kullanmasının araştırılması amacıyla vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 27/3/2012 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin BDP Grubu önerisi (Devam)

BAŞKAN – Önerinin lehinde söz isteyen Sezgin Tanrıkulu, İstanbul milletvekili.

Buyurun Sayın Tanrıkulu. (CHP sıralarından alkışlar)

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; “nevroz…”

(MHP ve BDP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) – Sayın Başkan, başlayabilir miyim?

BAŞKAN – Sayın Tanrıkulu, buyurun, yeniden başlatıyorum.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) – Sayın milletvekilleri, gerçekten bu tablo “nevroz”un anlamı olan barış, kardeşlik, dostluk, yeniden doğuşun anlamına uygun düşen bir tablo değil. Zira “nevroz” dünyanın bayramıdır. “Nevroz” yerin, göğün, güneşin sevinç günüdür. “Nevroz”  kardeşliktir, barıştır. “Nevroz” Orta Doğu halklarının, Kafkas halklarının, dünya halklarının ortak bayramıdır ve her halk kendi mitolojisine uygun kutlar. Bu bayramı da, yasakladığınız bayramı da Kürtler, bu cumhuriyetin yurttaşları, mitolojisine uygun olarak bir direniş, özgürlük ve barış bayramı olarak kutlarlar. Zalim İmparator Dahhâk’ın zulmüne karşı, Kava adlı demircinin önderliğinde zulme karşı direnişin günüdür aynı zamanda “nevroz.” Belki bu anlam sizi çok fazla ilgilendirmiyor ama “nevroz”un bu anlamı da var. Her halk, kendi mitolojisine uygun bir biçimde kutlamaktadır.

Biraz önce AKP Grubu adına konuşan Sayın Milletvekilini dinledim burada, 90’lı yıllarda valiydi, Emniyet Genel Müdürüydü ama aynı zihniyetle burada konuşmaya devam etti.

PERVİN BULDAN (Iğdır) – Bravo! 

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bu zihin dünyasıyla, demokrasi dışı anlayışla Türkiye artık yönetilemiyor, 90’larda da yönetilemedi, şimdi de yönetilemiyor.

Değerli arkadaşlar, 90’larda da bu yasaklar vardı. 90’larda da Diyarbakır’da, bölgede, İstanbul’da bu bayram aynen bu şekilde yasaklanıyordu, şimdi de yasaklanıyor. Bize korku dünyasını göstererek bizi demokrasiden uzaklaştıramazsınız. “Bildiğiniz gibi değil” gibi kavramları kullanarak yasaklamaların arkasına sığınamazsınız. Bu bayram son on iki yıldır, 21 Mart, daha önceki günlerde de kutlanmıştır, sonraki günlerde de kutlanmıştır ama devlet, hükûmet önlemini almıştır, genellikle de yaygın şiddet eylemi olmamıştır, terör eylemi olmamıştır. Ama bu bayramı siz, maalesef, uygulamaya çalıştığınız güvenlik konseptinin bir parçası olarak yasaklama anlayışına gittiniz. Doğru da yapmadınız ve Türkiye’yi başka bir kopuş noktasına getirdiniz.

Değerli arkadaşlar, AKP’li değerli milletvekilleri; şunun farkında değilsiniz, gerçekten farkında değilsiniz: Milletvekilleriniz doğuya, güneydoğuya gidiyor ama halkla bir bağları yok, insanların ne yaşadıklarının farkında değil, nasıl bir duygusal kopuş yaşadıklarının farkında değil. Elinizde istatistikler var, daha yeni, çok yeni yapılan anketler var. Bu anketlerin sonuçlarına bakarsanız kopuşun 90’lı yıllardan çok daha ağır bir tablosunu görürsünüz. Dolayısıyla, bu tür yasaklarla bir sonuç alınamadığı görülmüştür, yasaklamalarla yeni güvenlik konseptini de başarılı kılamazsınız.

Değerli arkadaşlar, üç önemli şey oldu yakın zamanda. Bu güvenlik konseptini yeniden yürürlüğe sokacağınızı cesaretle ortaya koyamadınız. Ne yaptınız? Ankara’dan 2 gazete temsilcisine ilk önce sızdırdınız, bunun üzerinden tartışmaya başladınız. Ne oldu ama? Bu güvenlik konseptinin aynı eğitim yasası gibi, Bakanlar Kurulunda tartışılmadığı ortaya çıktı. Sayın Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç bu konseptten, bu projeden haberi olmadığını açıkladı, başka bir milletvekiliniz başka bir şey söyledi. Sizleri buradan gerçekten bir milletvekili olarak uyarıyorum, uyarı görevimi yapıyorum: Siz Türkiye’yi kutuplaşmaya, Türkiye’yi ayrıştırmaya ve bu öfke dilini kullanarak da… Sayın Başbakan bu öfke dilini de kullanarak Türkiye’yi ayrıştırmaktadır, bundan vazgeçmelisiniz.

Değerli arkadaşlar, Cizre’de ölen, yaşamını yitiren polis memuru, İstanbul’da yaşamını yitiren sivil yurttaş, birçok şiddete maruz kalan insanlar, hepsine, ölenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Her türlü şiddetin karşısında olduğumuzu da buradan ifade ediyorum ama bu kavramlarla insanları korkutamazsınız artık. 2012 yılındayız, bunun arkasına sığınarak demokrasi dışı davranamazsınız.

Bir taraftan milletvekilleri hapiste, ona ses çıkarmayan bir Meclis Başkanı var ve bir Meclis tablosu var, bu iradesine sahip çıkmayan bir Meclis var; diğer taraftan komisyonlarda milletvekilleri tekmeleniyor, “Geçmiş olsun” demeyen bir Meclis Başkanı var; diğer taraftan polis tarafından tartaklanan, gözü morartılan milletvekili var. Sayın Ahmet Türk’ün gözü morarmıştır ama aynı zamanda Türkiye’de demokrasi morarmıştır; bunun farkında değilsiniz, Türkiye'nin demokrasisini morarttınız o yumrukla. (BDP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, çok mu zor? Aradan beş altı günlük bir zaman geçti. Valiniz yok mu? İstihbaratınız yok mu? O polis memurunu ortaya çıkartıp, özür diletip açığa almak çok mu zor? O yumruk -sizlere söylüyorum- Türkiye’de kopuşun yumruğu olmuştur insanların yüreğinde, insanların zihninde; bunun farkında değilsiniz.

Dolayısıyla, şiddete son vermek için gelin bu Meclisi kullanalım. Çözümü başka yerlerde aramayın, çözümü dışarıda aramayın, bu Mecliste bir irade var. Eğer yüreğiniz varsa, sızdırmadan sağa sola, güvenlikçi politikalarınızı değil ama özgürlüğü esas alan, adaleti esas alan, demokrasiyi esas alan, insan haklarını esas alan, yurttaşları esas alan, eşitliği esas alan projelerinizi getirin, burada bir masa etrafında oturalım konuşalım. (CHP sıralarından alkışlar) Ama ne yapıyorsunuz? İlk önce güvenlik eksenli politikalarınızı bir yerlerde pişirtiyorsunuz, daha sonra kokmuş, yenmez politikalarınızı halka yedirmeye çalışıyorsunuz.

Değerli arkadaşlar, köprünün altından çok su geçti, 90’lı yıllarda değiliz, yirmi yılın travması var insanların omzunda ama sizin üzerinizde hiçbir yük yok. Peşin satan tüccar gibi burada oturuyorsunuz; peşin satan tüccar gibi ayak ayak üstüne atmışsınız, burada oturuyorsunuz; halkın yaşadıklarından, zulümden, zorbalıktan, işkenceden hiç haberiniz yok. Biraz önce Sayın Milletvekili gelmiş, burada, aynen 90’lı yılların bakanı gibi -o zaman da valiydi- onun gibi konuşuyor. Bu kadar zulmü savunamazsınız; burada savunacağınız halktır, insanlardır, yurttaşlardır. Bunları savunacaksınız, bunları!

Soruyorum size…

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Kırıkkale) – Sizden fazla savunuyoruz.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) – Size, size soruyorum: Dün, daha dün Fenerbahçeli taraftarlardan ne istiyorsunuz? Hadi Kürtlerden istiyorsunuz, işçilerden istiyorsunuz, yoksullardan istiyorsunuz, Fenerbahçeli taraftardan ne istiyorsunuz? Polislerinizin copunu görmediniz mi? On üç yaşındaki genç kızın ayağını kim kırdı dün? Bu taraftarlardan ne istiyorsunuz? Anladık, güneydoğuyu atmışsınız bir tarafa, onlardan ne istiyorsunuz? Zulmünüz her yerde ama bu zulmünüzle, bu baskınızla insanlarla baş edemezsiniz. Dolayısıyla, demokrasiyi esas alan, insan haklarını esas alan, özgürlüğü esas alan, adaleti esas alan bir projeyi buraya getirmek zorundasınız.

“Köprüden sonra son çıkış.” demiştim bundan iki yıl önce yazdığım yazıda, oraya doğru hızla gidiyorsunuz, hızla. 2009’un 8’inci ayında başlattığınız projenizin boş olduğu ortaya çıktı, şimdi başka bir adla bunu yeniden bu halka yutturmak istiyorsunuz.

Değerli arkadaşlar, gelin masaya. Seçimden önce söylediğimiz bütün sözlerimizin arkasındayız. Bu mesele Türkiye'nin meselesidir; bu meseleyi yasaklarla çözemezsiniz, bu meseleyi zulümle çözemezsiniz, bu meseleyi insanları öldürmekle çözemezsiniz, bu mesele daha fazla kan götürmez.

O nedenle, cesaretiniz varsa gelirsiniz, burada, Mecliste -dört tane Meclis grubu var- Mecliste olmayan insanlarla beraber burada otururuz, bu meseleyi bu Meclisin vakarına yakışır bir şekilde çözmek için adım atarız. O nedenle, çok uzağa gitmeye gerek yok. Ben burada tekrar sizi çözüme davet ediyorum, bu Meclis çatısı altında çözüme davet ediyorum.

Önerilerimizi söyledik. Buyurun, burada bir komisyon kuralım. Bir komisyon kuralım, beraber bir program yapalım, kendi programlarımızı ortaklaştıralım, dilimizi ortaklaştıralım. Bu mesele sadece Hükûmetin meselesi değil, AKP’nin meselesi değil, BDP’nin meselesi değil, MHP’nin meselesi değil, bizim de meselemiz değil, hepimizin ortak meselesidir. Eğer bunu bir ortak iradeyle burada çözemezsek başkaları çözecek, başka biçimde çözecek.

O nedenle, son kez burada uyarımı yapıyorum, demokrasiyi esas alan bir projeyi ortaya koyalım,  beraber koyalım ve bu meseleyi çözelim.

Tekrar saygılar sunuyorum.

Teşekkür ederim. (CHP ve BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN  - Teşekkür ediyorum Sayın Tanrıkulu.

Öneri aleyhinde söz isteyen Nurdan Şanlı, Ankara Milletvekili.

Buyurun Sayın Şanlı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

NURDAN ŞANLI (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Barış ve Demokrasi Partisi Grubunun grup önerisi aleyhinde söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.

Ülkemizi ve öğrencilerimizi yakından ilgilendiren, toplumdaki her bireyi yapabileceği işlerde değerlendirerek ve üretime dâhil ederek uluslararası rekabet gücümüzü en üst noktaya taşımakta destek olacak, öğrencilerin becerilerini geliştirecek, sosyalleşmelerini sağlayacak, eğitim süreçlerinde özgür karar verme fırsatına sahip olmalarını amaçlayan İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile memurlarımızın maaş zamları ve “2/B yasası” diye bilinen Hazine ve Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun Tasarısı, Toplu İş İlişkileri Kanunu Tasarısı olmak üzere…

MUHARREM İNCE (Yalova) – Yanlış kâğıtları okuyorsunuz.

NURDAN ŞANLI (Devamla) - …sırasına göre gündeme alınarak görüşülmesinin gerekliliği ve önceliği için BDP grup önerisinin aleyhinde olduğumuzu belirtiyor, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ADİL KURT (Hakkâri) – Yanlış metin getirmişsiniz.

PERVİN BULDAN (Iğdır) – Biraz daha uzun konuşsaydınız, sekiz dakikanız vardı daha.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…

III.-YOKLAMA

(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.

BAŞKAN – Öyle mi? Yapalım.

Yoklama talebi var, yerine getireceğim.

Sayın İnce, Sayın Tanrıkulu, Sayın Tezcan, Sayın Çınar, Sayın Tanal, Sayın Işık, Sayın Yıldız, Sayın Ağbaba, Sayın Özkan, Sayın Kuşoğlu, Sayın Toprak, Sayın Aksünger, Sayın Ören, Sayın Öner, Sayın Tayan, Sayın Özgümüş, Sayın Özel, Sayın Öztürk, Sayın Yılmaz, Sayın Gök.

Evet, üç dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.

VII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

1.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ve arkadaşlarının 2012 nevruzunda güvenlik güçlerinin orantısız güç kullanmasının araştırılması amacıyla vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 27/3/2012 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin BDP Grubu önerisi (Devam)

BAŞKAN – Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Öneri kabul edilmemiştir.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

Okutuyorum:

2.- Şehit yakınları ve gazilerin sorunları ve çözüm yollarını tespit etmek; şehit aileleri ve gaziler ile harp ve vazife malullerinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilen Meclis araştırması önergelerinin, Genel Kurulun 27/3/2012 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin MHP Grubu önerisi

                                                                                                                        27.03.2012

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulu'nun 27.03.2012 Salı günü (bugün) yaptığı toplantısında, Siyasi Parti Grupları arasında oybirliği sağlanamadığından Grubumuzun aşağıdaki önerisini İçtüzüğün 19 uncu Maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                            Mehmet Şandır

                                                                                                                  Mersin

                                                                                                   MHP Grup Başkan Vekili

Öneri:

20.10.2011 tarih ve 450 sayı ile TBMM Başkanlığına verdiğimiz, "Şehit yakınları ve Gazilerin sorunları ve çözüm yollarını tespit etmek amacıyla ve 27.10.2011 tarih ve 619 sayı ile Şehit Aileleri ve Gaziler ile harp ve vazife malullerinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla" verdiğimiz Meclis Araştırma önergelerimizin 27.03.2012 Salı günü (bugün) Genel Kurulda okunarak görüşmelerinin bugünkü Birleşiminde yapılmasını arz ederim.

BAŞKAN – Öneri lehinde söz isteyen Nevzat Korkmaz, Isparta Milletvekili.

Buyurun Sayın Korkmaz. (MHP sıralarından alkışlar)

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisinin grup önerisi üzerinde görüşlerimizi açıklamak üzere söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerimin başında, Allah yolunda, vatanı, milleti ve ay yıldızlı al bayrağı uğrunda aziz canlarını vatanına bağışlamış şehitlerimizi rahmet ve şükranla bir kez daha anıyoruz, yakınlarına sabır ve metanet diliyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak kahraman gazilerimize de saygı ve hürmetlerimizi arz ediyoruz.

Değerli milletvekilleri, şehitlerimizin defnedildiği yer sadece aziz vatan toprağı değil…

BAŞKAN – Sayın Korkmaz, bir saniye…

Sayın milletvekilleri, Genel Kurulda uğultu var, Sayın Hatibin konuşması anlaşılamamakta.

Buyurun Sayın Korkmaz.

S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) – Şehitlerimizin defnedildiği yer sadece aziz vatan toprağı değil, milletin sinesidir. Bu millet, Allah’a şükürler olsun ki inancını yaşıyor, ibadetini beş vakit okunan ezanların çağrısıyla yapabiliyor, hür ve bağımsız nefes alabiliyor ise unutmayalım ki birileri nefes almaktan bizler için vazgeçtikleri içindir. Aziz canlarını bizler bu memlekette özgürce yaşayalım diye vakfeden bu kardeşlerimizin…

 OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkanım, lütfen AKP Grubuna… Şehitlerimizin bir meselesini dile getiriyoruz, Grubumuza saygıları yoksa, hiç olmazsa şehitlerimize saygıya istinaden, lütfen.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Korkmaz.

S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) – Evet, bu meseleye sahip çıkmak, onları kucaklamak hepimizin boynunun borcudur, şerefidir, onurudur. Bu millet bugünlere nasıl geldi, her türlü melanet ve kahpece tuzakları nasıl aştı? Bunun üzerine kafa yormayan insanın vatan ve millet sevgisinden şüphe etmek lazımdır. Bastığımız yerleri toprak diyerek geçmediğimiz, altında binlerce kefensiz yatanı mübarek bildiğimiz, şehit nesli olduğumuzu unutmadığımız için değil mi?

Şükürler olsun ki Anadolu coğrafyası, elleri öpülesi şehitlerimiz ve gazilerimizin yüzü suyu hürmetine, onların hikmet ve himmetleriyle, karşılıksız adanmışlıklarıyla vatanlaşmıştır. Milliyetçi Hareket Partisi, bu sorumluluk ve bilinçle her zaman şehidine sahip çıkmıştır, her zaman bir kale gibi, şehadet kurumuna yönelik emperyalist Haçlı artığı taarruzlara set çekmiştir. Bu  hassasiyetini  ve  şüheda  sevgi  ve  hürmetini yüce dininden -Kur'an-ı azîm-üş-şânda işaret buyrulduğu gibi- vatan sevgisinden alan ülkücüleri şehidi istismar etmekle suçlayan zihniyet, bu çarpık düşüncesinden bir an önce uzaklaşmalı, şayet kendisinde bir eksiklik görüyor ise Milliyetçi Hareket Partisinden daha fazla şüheda kurumuna hürmeti kutsileştirmeli ve şehitlere sahip çıkmalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi, şehidine hürmeti ve şehidine son vazifesini nasıl göstereceğini 1,5 milyon Müslüman’ı katleden Amerikan askerlerinin “Memleketlerine sağ salim dönmesi için  dua ediyorum.” diyen bir zihniyetten öğrenecek değildir.

Sayın Başbakan işgalci Amerikan askerlerine siyasi rant hesabıyla bu mesajları gönderirken, Irak’ta tecavüze uğrayan binlerce Müslüman kadın bu tecavüzden peydahlanan çocuklarını doğurmamak için intihar ediyordu. Yarın bunun mahkemei kübrada nasıl hesabını vereceksiniz? Yanı başımızdaki katliama sırtınızı dönüp görmezlikten gelirken, hatta kanlı projenin eş başkanlığını yaparken yarın ruzi mahşerde nasıl hesaptan kurtulacaksınız? Şehitlerimize “kelle”, eli kanlı teröristbaşına da  “sayın” derken hadi mahcubiyet duymadınız; “Kanımız aksa da zafer İslamın olacaktır.” diyen ülkücü hareketin hassasiyetleriyle alay ederken hadi yüzünüz kızarmadı; bayrak elde, kelimeişehadet dilde toprağa düşen Mehmetçiklerimizi bu vatana ağız dolusu küfreden, bu vatana isyan eden insan müsveddeleriyle aynı kefeye koyarken de mi utanmıyorsunuz?

Allah’a şükürler olsun ki Milliyetçi Hareket Partisinin onlarca yıllık sicilinde şehitliğe hürmetsizlik anlamına gelecek kötü bir söz, kötü bir eylem bulamazsınız. Milliyetçi Hareket Partisine bu konuda laf söylerken Sayın Başbakan ve şürekâsının ağzını yıkaması lazımdır.

Değerli milletvekilleri, bu ülke insanını yani biz Müslümanları bir Müslüman ülkeyle, Suriye ile çatışmanın eşiğine getirdiniz. Yarın ortaya çıkacak spekülasyonların önünü kesmek için şimdiden şehadet kurumunu sulandırarak içini boşaltmak gibi tehlikeli atraksiyonlar sergilemeye başladınız. Şehit yakınları ve gazilerimizin özlük haklarıyla ilgili 20 maddelik bir çalışma hazırladığınızı ve bu insanlarımıza geniş imkânlar getireceğinizi iddia ediyorsunuz. Hiç şüpheniz olmasın ki bu fedakâr insanlarımız için iyi olan, güzel olan ne gibi bir değişiklik varsa sonuna kadar destek olacağız ancak ilk incelemelerde gördüğümüz kadarıyla, eski söylemlerin tekrarı, kısmi, lokal tamiratından başka bir şey değil AKP’nin çalışması.

Devletimiz, şehit yakınlarını, gazilerini kucaklamaya, onlara müşfik ve cömert davranmaya muktedirdir. Bedelsiz fedakârlıklarının karşılığı, bu ülkenin imkânlarından gıdım gıdım faydalanmak olmamalıdır.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak diyoruz ki gelin, aşağıdaki değişiklikleri hemen yapalım. Bunun onuru, şerefi de sizin olsun; yeter ki gelin, bu sorunları çözelim.

1) Şehit ve gazi çocuklarının, anne ve babalarının mesleklerini icra etmeleri hâlinde -gerekli şartları haiz olanların- bu mesleklere sınavsız girmelerinin önünü açalım.

2) İnsan onuruna yakışır, her şeyden önce Türk devletine yakışır bir maddi destek verilmesi ve sosyal konutlardan ücretsiz faydalanmasını temin edelim.

3) Gazi ve şehit yakınları öncelikli olarak işe yerleştirilmelidir.

4) Şehit ve gazi çocuklarının eğitim masrafları devletçe karşılanmalıdır, üniversiteye girişlerinde kontenjan tanınmalıdır.

5) Harp malullerinin faizsiz konut kredisinden istifadesinde başlangıç tarihi on yıl geriye çekilmelidir. Bu kredilerden sadece şehit eşleri değil, şehit anne ve babaları da istifade etmelidir.

6) Şehit ailelerine tanınan işe yerleştirme hakkı 2 kişiyle sınırlandırılmamalı, ihtiyaç sahibi olması dikkate alınarak daha esnek bir istihdam politikası kabul edilmelidir.

Ülkemizde şehit çocuğu sayısı 1.500 civarındadır, çalışabilecek yaşta olanlar ise 750 kişi kadardır. Devlet 750 kişiyi işe almakla batmaz, bunda tasarruf olmaz, aksine, bu insanlara sahip çıkmakla ülke vatanlaşır.

Değerli milletvekilleri, “şehitlik” tanımını genişletme, Uludere’de ölenler ile Hrant Dink gibi sivilleri de “şehit” kapsamına alma çalışmaları Sayın Fatma Şahin tarafından kamuoyuna deklare edilmiştir ancak unutmayınız ki şehitlik dinî bir kavramdır, ölçüsü yüce Kitabımızda zikredilmiştir. Ortada ilahî bir buyruk var iken kimlerin şehit sayılacağıyla ilgili yeni tanımlamalara girmek herhâlde hiç kimsenin haddi olmasa gerektir ancak bilinen bir şey var ki her hâl ve şartta, vefat eden birisinin şehit olması için, Müslüman olması şarttır.

Yüce Allah’ın isimlerinden birisi olan “şehit”, “ölmeyen, diri” demektir ve onlar, münkirler için peygamberlerle birlikte şahitlik yapacaklardır. Bu bakımdan, Allah’a teslim olmamış birinin şehit sayılması, hele hele vatan, millet uğrunda şehit olanların bir kısım teröristlerle aynı kefeye konulması şirktir, Allah’a ve onun dinine hürmetsizliktir.

Hükûmetin yaptığı, Kur'an’da zikredilen ölçütler dışında başka ölçütler getirme gayretleri, yönetimin hatalarından kaynaklanan sonuçları ortadan kaldırmak için ortaya koyduğu siyasi rüşvetten başka bir şey değildir. Açıktır ki rahmani kılığa girmiş siyasi nifak, dinimizi, diyanetimizi ve kutsallarımızı yıpratmaktan ve çarpıtmaktan en ufak bir çekinme ve hicap duymamaktadır. Yazıklar olsun!

Değerli milletvekilleri, bu milletin mukaddesatı hepimizindir, hepimizin olmalıdır. Bunları tartışmaya açmanın kimseye faydası yoktur. Bu zararlı çabalardan bir an önce vazgeçilmeli, şüheda kurumuna hep birlikte sahip çıkılmalıdır. Şehit yakınları ve gazilerimiz için yapılacaklar bellidir. Siyaset üstü olan bu mevzuda, gelin devletimizin yüzünü ağartacak çalışmalar yapalım. Öncelikle de grup önerimize destek verin, ortak bir çalışma yapalım diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Korkmaz.

Öneri aleyhinde söz isteyen Fatoş Gürkan, Adana Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

FATOŞ GÜRKAN (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şehit aileleri ve gaziler ile harp ve vazife malullerinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerle ilgili Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi aleyhinde söz almış bulunmaktayım. Bizi izleyen aziz milletimizi ve yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, toprağı, bayrağı, milleti için gözünü kırpmadan mücadele eden, canını veren, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi şükran ve minnetle anıyorum.

Şehitlerimizin ölüler olmadığına, onların diri olduğuna tüm kalbimizle inanıyoruz. Güzel vatanımız, hiç kuşkusuz, aziz şehitlerimizin yüzü suyu hürmetiyle, onların hatırasıyla huzur ve emniyet içindedir. Bu topraklar üzerindeki varlığımız, Allah’ın bize nimeti, ardından da aziz şehitlerimizin bize mirasıdır. Elbette şehitlerimizi ebediyen hatırlayacak, ebediyen onlara minnet duygularımızı ifade edecek, onların mirasına da aynı şekilde sahip çıkacağız. Şehitlerimizden devraldığımız kutsal emaneti gelecek nesillere inşallah çok daha güçlü, müreffeh, huzurlu şekilde devredeceğiz.

Ben de bir şehit torunuyum. Annemin dedesi binlerce vatan evladı gibi Çanakkale’de şehit oldu. Hem milletvekilliğim öncesi hem de daha sonra şehit yakınlarımızın sorunlarıyla yakından ilgilenen biriyim. Yine, gazilerimizin sorunlarıyla da uzun bir süredir ilgilenmekteyim.

AK PARTİ iktidarları döneminde şehit yakınlarımız ve gazilerle ilgili önemli çalışmalar yapıldı. Elbette dünyalar da bağışlansa, şehit olmuş bir ailenin evladı geri gelmeyecek. Gazimizin hiçbir uzvunu, ne bedel verirsek verelim, yerine getirmemiz mümkün değil. Şehitlerimizin yakınları ve gazilerimiz, milletçe, hepimizin üzerinde kutsal bir emanettir. Vatanları için canını feda etmiş şehitlerimizin yakınlarına, vatanları için fedakârlıkta bulunmuş gazilerimize sahip çıkmak hepimizin en önemli ve öncelikli vazifesidir.

Daha önce şahsım tarafından şehit yakınlarımız ve gazilerimizin haklarında iyileştirmeler yapılmasıyla ilgili  kanun tekliflerim olmuştu. Bu tekliflerimden birisi, terör kapsamında şehit olan er ve erbaşların yakınlarına ikinci istihdam hakkı verilmesi ile ilgiliydi. İkinci kanun teklifim, şehit yakınlarımıza muhtaçlık durumuna bakılmaksızın maaş verilmesi ve görev şehitlerinin haklarında iyileştirmeler yapılmasıyla ilgiliydi.

Sayın Başbakanımızın 21 Mart Çarşamba günkü AK PARTİ  grup toplantısında açıklamış olduğu üzere, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı şehit yakınları ve gazilerle ilgili daire başkanlığının da üzerinde önemle çalıştığı şehit haklarının düzenlenmesi ve ilgili bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı önümüzdeki günlerde komisyonda görüşülüp, daha sonra Meclis Genel Kurulumuzda görüşmeleri tamamlanarak en kısa sürede yasalaşacaktır.

Hazırlanan kanun tasarısında neler var, bir bakalım:

Şehit yakınları ve gazilere yapılacak gayrimenkul hibelerine muafiyet getirilmekte ve bu hibelerin vergi matrahından düşürülmesi sağlanmaktadır.

Şehit ve gazilerimizin tüm çocukları toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlanacak ve bu haktan yararlanmak için artık sosyal güvence şartı aranmayacaktır.

Bürokratik engellerin kaldırılması için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız yönetmelik çıkarma yetkisi almıştır.

Terörle Mücadele Kanunu kapsamında er ve erbaş ile geçici köy korucularının da artık faizsiz konut kredisi imkânından yararlanmalarının önü açılmaktadır.

2008 yılının Ekim ayından sonraki harp malullerinin de faizsiz konut kredisi imkânından yararlanmalarının önü açılmaktadır. 2008 yılının Ekim ayından sonraki harp malullerinin de faizsiz konut kredisinden yararlanmaları sağlanmaktadır.

Malul olan gazilerimize sağlanan bakım desteği köy korucuları ve sivil vatandaşları da kapsayacak şekilde genişletilmektedir. Bakım desteği 1 asgari ücret tutarından 2 asgari ücret tutarına çıkarılmaktadır.

Terörle mücadele görevlerini ifa ederken yaralanan kamu çalışanı ve sivillerin malullükleri kesinleşinceye kadar her türlü sağlık ve tedavi hizmetleri artık hiçbir katılım payı alınmaksızın yapılacaktır.

Terörle mücadele esnasında yaralanan ve tedavisi devam eden personele bir yıl süreyle ödenen özel harekât ve operasyon tazminatının ödeme süresi on iki aydan yirmi dört aya çıkarılmaktadır.

Terörle mücadele görevi sırasında olmasa bile, görevleri esnasında yaralanan, bakıma muhtaç olan vazife harp malulleriyle köy korucuları da artık ihtiyaç duydukları her türlü iyileştirici, rehabilite edici araç ve gereçlerden veya araç gereçlerin temininde katkı payı ödemeyeceklerdir.

Şehit ve gazi sayılma kapsamı da genişletilmektedir.

Terör olayları sebebiyle göreve gidiş dönüşler esnasında meydana gelen kazalar sonucu yaralanan, sakatlanan ve hayatını kaybedenler kanun kapsamına alınmaktadır.

Trafik ve yol güvenliği ile tutuklu ve hükümlülerin sevk ve nakillerinde görevliyken meydana gelen olaylar aynı şekilde bu kapsama alınmaktadır.

Polis okulları ve askerî okullarda okumaya hak kazanıp geçici kaydı yapılan veya yaşları on sekizin altında olan öğrenciler de aynı şekilde bu kapsama alınmaktadır.

Yine önemli bir düzenleme, terör eylemlerinde hayatını kaybeden siviller de şehit kapsamına alınmaktadır. Terör sebebiyle hayatını kaybeden ya da malul olan sivillere ve yakınlarına tazminatın yanında aylık da bağlanacaktır.

Mevcut durumda terör şehidinin ailesinden birine veya eşine veya çocuğuna bir istihdam hakkı tanınıyordu. Yeni düzenlemeyle -bu, tabii, henüz anlaşılamadı toplum tarafından da- ikinci istihdam hakkı da veriliyor. İstihdamın biri terör şehidi olan şehidimizin anne, baba veya kardeşlerinden birine, bir ikincisi de eşine, varsa çocuğuna, çocuğu küçükse büyümesi hâlinde ileride yine çocuğuna verilecek.

Anne-babaya ödenen maaşta hâlihazırda malullük ve muhtaçlık şartı aranıyor ama artık bu ortadan kaldırılıyor. Artık, anne babalara maaş bağlanması için malullük ve muhtaçlık şartı aranmayacak, muhtaçlık belgesi de artık istenmeyecek. Allah, tabii hiç kimseye evlat acısı, eşini, babasını, evladını kaybetme acısı yaşatmasın.

Bütün bu düzenlemelerin tüm şehit yakınlarımıza, gazilerimize hayırlı olmasını diliyor ve bize emanet bıraktıkları bu mukaddes vatan için şükranlarımızı sunuyoruz. Onlara layık olmak için var gücümüzle çalışacağımızı da ayrıca belirtmek istiyorum.

Kısaca izah etmeye çalıştığım, şehit yakınları ve gazilerle ilgili kanun tasarısı, yakın bir zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisimizin ilgili komisyonlarına gelecek ve detaylı olarak bu komisyonlarda görüşülecek. Türkiye Büyük Millet Meclisindeki parti gruplarının Meclisteki her komisyonda görevli milletvekilleri var. Kaldı ki her parti grubu veya milletvekili komisyon çalışmaları sırasında bu komisyonlara taleplerini de dile getirerek katkı koyabilirler.

Şehit yakınları ve gazilerin sorunları ve çözüm yolları ile ilgili çalışmalar, kanunlaşma aşamasında iken yeni bir Meclis araştırması açılması talebinin bu aşamada yerinde olmadığı yönündeki kanaatimi bildirmek istiyorum.

Bu aşamada böyle bir Meclis araştırmasının yerinde olmadığı yönündeki kanaatimi bildirir, yüce heyetinizi saygıyla selamlarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Gürkan.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Çalışmanız eksik Fatoş Hanım, gelin eksikleri tamamlayalım.

OKTAY VURAL (İzmir) – Niye gazilerin sorunlarını araştırmaktan kaçıyorsunuz, ne olur yani araştırsanız?

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Çözüyoruz işte.

BAŞKAN – Önerinin lehinde söz isteyen Ahmet Toptaş, Afyonkarahisar Milletvekili.

Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisinin, şehit yakınlarının ve gazilerimizin yaşam koşullarının düzeltilmesiyle ilgili Meclis araştırması önergesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi bu vesileyle saygılarımla selamlarım.

Yine, cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve o günden bugüne vermiş olduğumuz şehitlerimize -bundan sonra inşallah yeni şehitler vermeyeceğimizi düşünerek- Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır diliyorum; gazilerimize de acil şifalar diliyorum.

Benim ailemden de Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında, ondan önce, onlarca şehit verilmiş. Arabistan’da, Yemen çöllerinde verilen bu şehitlerin hangi topraklarda gömüldüğünü bile bilmiyoruz. Bunu, yakında Suriye konusunda Sayın Başbakanın gidişini iyi görmediğim için, hangi topraklarda yattığını bilmediğimiz şehitler vermemek için hatırlatmak istiyorum size. Benim babam Kore cephesine gönderilmiş değerli arkadaşlar, ki Kore cephesine gönderildiği zaman henüz Meclisten asker gönderme yasası çıkmamıştı, askerlerimiz Kore’ye vardıktan sonra bu yasa çıkarılmıştı. Kore’ye giderken törenlerle uğurlanmış, dönüşte gazi olarak törenlerle karşılanmış ancak karşılandıktan sonra ne arayan olmuş ne soran. Bu ülkede karnını doyuramadığı için, arayan soranı olmadığı için turist olarak o sınırdan bu sınıra, hatta tünellerden gazete kâğıtlarının ışıttığı ışıklarla geçerek Fransa’ya kadar gitmiş karnını doyurmak için. Kore’ye giderken kınalı kuzular gibi uğurlanan, geldiğinde törenler yapılan binlerden biri olan, ne aranan ne sorulan bir babanın çocuğu olarak o acıyı, o gazilerin acısını en iyi bilenlerden birisiyim. Şimdi, aynı şekilde Suriye’ye, Meclise bile haber verilmeden asker gönderilmesi gibi bir tehlikeyle karşı karşıya olduğumuzu yeniden belirtmek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, bu ülkenin varlığı, birliği ve dirliği için toprağa düşen, şehadet mertebesine ulaşan binlerce şehidimiz var. Onların bize emanet bıraktığı çocukları, eşleri, anaları, babaları var. Bizim aramızda, birlikte yaşadığımız ve çoğu kez farkına bile varmadığımız malul gazilerimiz var. Onlar da bu ülkenin varlığı, birliği ve bütünlüğü için kollarını, bacaklarını, gözlerini gözlerini kırpmadan verdiler. Öğretmenlerimiz, ülkenin en ücra köşelerinde -aydınlanmayı götürmek için gittiklerinde- insan olmaktan ve aydınlanmış nesiller yetiştirmekten başka bir düşüncesi olmadığı hâlde, sadece bu ülkenin insanlarına hizmet etme kaygısıyla oralarda çalışırken şehit oldular, gazi oldular, kaçırıldılar. Sağlık hizmeti götürenler, mühendislik hizmeti götürenler, baraj yapan işçiler, petrol çıkaran işçiler öldüler, yaralandılar ve kaçırıldılar. Sadece bu ülkeye hizmet çabasıyla oralardaydılar, başka hiçbir kaygıları yoktu. Bunlar, bizim için, bu ülke için öldüler, gazi oldular. Biz onlar için ne yaptık? Onlar, kendileri toprağa düşerken ardına bakmadan gittiler, giderken ”Benim geride bıraktıklarım yurduma emanettir, onlar en iyi şekilde bu ülkenin kaynaklarından yararlanacaklar, mağdur edilmeyecekler ve babalarının ya da annelerinin şehadetini şerefle taşıyacaklar.” diye düşündüler. Gazilerimiz, şanlarına yaraşır bir yaşam standardında yaşayacaklarına inanarak, göz kırpmadan gözünü, kolunu, bacağını verdiler.

Biz, üzerimize düşeni yapabildik mi? Yoksul ana “Bir çocuğum şehit oldu, öbür oğlum da bu vatana feda olsun.” dedi. Duyduk mu feryadını? Onun çocuğu, bedel ödeyenlerin çocuğundan daha az mı değerliydi? Onun çocuğu, yurt dışında gösterilip üç hafta askerlik yapanlardan daha mı az değerliydi? Hayır, onun çocuğu, belki hepsinden daha değerliydi çünkü bazıları “her şey para için” derken, o “her şey vatan için” dedi ve ikinci çocuğunu da bu ülkenin varlığı, dirliği ve birliği için al bayrağa sarıp göndermek istedi.

Değerli arkadaşlarım, şehitlerimizin bize emanet bıraktıkları yakınlarının çok ciddi sorunları var, gazilerimizin çok ciddi sorunları var. Yıllardan beri bu sorunları dile getirmeye çalıştılar ama duyan olmadı. AKP İktidarı on yıldır iktidarda, on  yıldır da bu sorunlar, her zaman, şehit aileleri ve gaziler tarafından dile getirilir oldu ama bir tek gün bunlara ilişkin doğru düzgün bir çözüm getirilmedi. Ne bunların yaşam standartlarını yükseltmek ne de bunların kendi şanlarına yakışır, bize emanet ettikleri ailelerinin onların şanlarına yakışır şekilde yaşamalarını sağlayacak, yaşam standartları verecek bir çalışma yapıldı. Geçen aralık ayında ve ocak ayında, şahsen grubumla birlikte çalışarak, on bir ayrı yasada, şehit aileleri ve gazilerinin yaşam standartlarının yükseltilmesi ve onların mağduriyetlerinin giderilmesiyle ilgili yasa düzenlemesi için teklif verdim. Ne zaman ki Afganistan’da 12 askerimiz şehit oldu, geldi ve ardından 6 polisimiz şehit oldu, Sayın Başbakanın aklına… Bu şehitlerle ilgili “Toplumun ruhsal dünyasını nasıl ele geçirebilirim?” düşüncesiyle, şehit ailelerinin ve yakınlarının yaşam koşullarının düzeltilmesiyle ilgili bir grup konuşması yapıldı. Bu grup konuşmasını yaptığında Sayın Başbakanın topluma önerdiği, şehitlerin yakınlarının ve gazilerin yaşam koşullarının düzeltilmesiyle ilgili tekliflerin on bir adet yasada yapılacak değişiklikle önerilmesi tarafımızdan yapılmıştı. Yani burada söylenenlerin, biraz önce AKP Grubu adına konuşan arkadaşımın söylediklerinin tümünü biz daha aralık ayında öneri olarak sunmuştuk. O zaman dikkate alınmadı, Meclis gündemine bile getirilmedi ama toplum ne zaman şehitlerle karşılaşınca ve şehitlerin acısı bütün ülkeyi sarınca, bundan yararlanmak için şehit yakınlarıyla ilgili böyle bir düzenlemenin yapılacağı gündeme getirildi.

Böyle bile olmuş olsa, biz, şehitlerimizin yakınlarının yaşam koşullarının düzeltilmesi, gazilerimizin yaşam koşullarının düzeltilmesi ve yaşam standartlarının artırılması konusunda getirilen bütün düzenlemelerden yanayız. Elimizden gelen bütün katkıyı yapmaya çalışacağız ancak Sayın Başbakan bunu grupta söyledi fakat yasa gelir mi gelmez mi bilemem çünkü hangi gün hangi yasayı getirecekleri, hangi gün gündemlerine neyi alacakları belli değil. Önümüzde bir Suriye tehlikesi var. Eğer bu tehlikeyi göz önüne alarak filan getirecek olurlarsa, toplumu o yöne yönlendirmek için, bilemiyorum ama ben Sayın Başbakanın bu konudaki düzenlemeyi ne zaman getireceğinden kuşkum bulunduğundan MHP’nin bu konuda ki Meclis araştırması önergesine destek verilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Bu vesileyle yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Toptaş.

Şimdi, öneri aleyhinde söz isteyen İstanbul Milletvekili Tülay Kaynarca. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

TÜLAY KAYNARCA (İstanbul) – Saygıdeğer Başkanım, değerli milletvekillerimiz; MHP grup önerisi aleyhine söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.

Değerli milletvekillerimiz, öneri şehit aileleri ve gazilerin sorunlarının araştırılmasıyla ilgili. Öncelikle bir konuyu ifade etmek istiyorum, o da şehitlik tanımıyla ilgilidir. Şehitlik, dinî ve ilahî bir kavramdır, bizim inançlarımızda çok değerlidir ve şehitlik tanımının yapıldığı yer de bellidir ve kimse bu tanıma müdahale edemez, etmemiştir ve Hükûmetimizin hiçbir üyesinin, hiçbir milletvekilimizin de bu tanımla ilgili bir açıklaması olmamıştır ve olmayacaktır da. Dolayısıyla, öngörülen sadece terör olaylarında hayatını kaybeden sivil insanlara da el uzatılması, yardım edilmesi, destek verilmesiyle ilgilidir yani idari bir tanımdır sadece. Bu açıklamayı yapma gereği hissettim ve devamında şunu söylemek istiyorum: Elbette şehit aileleri ve gazilerin sorunlarının araştırılmasıyla ilgili bu önergeyi saygıyla karşılıyorum, onu belirtmek isterim ancak bu konuda Hükûmetimizin gerek 22’inci Dönemde gerek 23’üncü Dönemde yaptıklarının altını çizmek ve 24’üncü Dönemde, bu dönemde yapılan daire başkanlığı kuruluşunu da, yeni çıkacak tasarıyı da, yasal düzenlemeyi de dikkatlerinize sunmak istiyorum özellikle.

Şehit Yakınları ve Gaziler Daire Başkanlığı var, düne kadar yoktu. İşte bu Daire Başkanlığında birçok problemin çözümü, yeni taleplerin değerlendirilmesi… Dolayısıyla, olması gereken, şehit yakınları ve gazilerimizle ilgili tüm problemlerin çözümünü içeren bir daire başkanlığımız var artık. Dikkat ederseniz -ki zaten gündemde- Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından hazırlanan ve şehit aileleri ve gazilere tanınan hakların düzenlenmesine ilişkin kanun tasarısı da gündemimizdedir. Ancak bunu belirtirken sanki yeni bir şey yapıyormuşuz, ilk kez bir şey yapıyormuşuz şeklinde de algılanmaması lazım; az önce de ifade ettim, gerek 22’nci gerek 23’üncü Dönemde şehit aileleri ve gazilerimizle ilgili birçok düzenleme var.

Az önce kıymetli arkadaşım, milletvekilimiz birçok başlığa değindi, 2330 sayılı Kanun’la alınan haklar, emekli ikramiyesi, şehit yakınlarına, gazilere, asker ve polislere vakıflar ve sandıklardan verilen yardımlar, faizsiz konut kredisi, elektrik ve su tüketim ücretlerinin indirimi, toplu taşıma… Bunları madde madde sıralamak mümkün, birçoğunu biliyorsunuz zaten. Sözün özü şu: Hükûmetimiz bu konuda çok hassas, her iki dönemde olduğu gibi 24’üncü Dönemde de -bunu bir daire başkanlığı hâline getirerek- bu hassasiyetini sürdürüyor, sürdürmeye de devam edecektir.

Gündemimiz oldukça yoğun, geçen hafta olduğu gibi bu haftada da karar alınması gereken, planlarda olan birçok yeni kanun ve düzenlemelerimiz var. Yine ilköğretim ve eğitim kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılması gereken kanun teklifi var. Yine, memurlarımızın maaş zamları, 2/B yasası gibi düzenlemelerle gündemimiz de oldukça yoğun.

Dolayısıyla ben, bu duygu ve düşüncelerle, MHP grup önerisinin aleyhine görüş belirttiğimi ifade ediyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Kaynarca.

III.- Y O K L A M A

(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın Başkan, yoklama talebimiz var.

BAŞKAN – Öneriyi oylarınıza sunacağım ancak bir yoklama talebi var, yerine getireceğim.

Sayın İnce, Sayın Aslanoğlu, Sayın Tezcan, Sayın Çıray, Sayın Küçük, Sayın Çelebi, Sayın Öz, Sayın Aksünger, Sayın Işık, Sayın Kuşoğlu, Sayın Tayan, Sayın Yüceer, Sayın Özgümüş, Sayın Öner, Sayın Özkoç, Sayın Kurt, Sayın Karaahmetoğlu, Sayın Koç, Sayın Toprak, Sayın Genç, Sayın Canalioğlu.

Üç dakika süre veriyorum.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.

VII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

2.- Şehit yakınları ve gazilerin sorunları ve çözüm yollarını tespit etmek; şehit aileleri ve gaziler ile harp ve vazife malullerinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilen Meclis araştırması önergelerinin, Genel Kurulun 27/3/2012 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin MHP Grubu önerisi (Devam)

BAŞKAN – Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Öneri kabul edilmemiştir.

Birleşime on dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 17.21
ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 17.34

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Özlem YEMİŞÇİ (Tekirdağ)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 83’üncü Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutuyorum:

3.- Aydın Milletvekili Bülent Tezcan ve arkadaşlarının soruşturma güvenliğinin ne durumda olduğunun araştırılması amacıyla vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 27/3/2012 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin CHP Grubu önerisi

                                                                                                                        27/3/2012

                Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulunun, 27/3/2012 Salı günü (Bugün) yaptığı toplantısında, siyasi parti grupları arasında oy birliği sağlanamadığından, Grubumuzun aşağıdaki önerisinin İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                            Muharrem İnce

                                                                                                                  Yalova

                                                                                                        Grup Başkan Vekili

Öneri:

Aydın Milletvekili Bülent Tezcan ve arkadaşları tarafından, 8/2/2012 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına "Soruşturma güvenliğinin ne durumda olduğunun araştırılması amacıyla" verilmiş olan Meclis Araştırma Önergesinin, (240 sıra no.lu) Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, 27/3/2012 Salı günlü birleşimde sunuşlarda okunması ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN – Öneri lehinde söz isteyen Bülent Tezcan, Aydın Milletvekili.

Buyurun Sayın Tezcan. (CHP sıralarından alkışlar)

BÜLENT TEZCAN (Aydın) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, öncelikle, geçirdiğiniz ameliyat nedeniyle size geçmiş olsun diyorum, sağlıklı bir ömür diliyorum bundan sonraki yaşamınızda da.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Tezcan.

BÜLENT TEZCAN (Devamla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldığım, soruşturma güvenliğinin ne durumda olduğuna ilişkin Meclis araştırma önergesini ben hazırladım. Diğer milletvekili arkadaşlarımızla birlikte imzaladık ve görüşülmesini istiyoruz.

Nedir değerli arkadaşlar? Neden soruşturma güvenliğini bir Meclis araştırmasıyla görüşmeyi istiyoruz? Böyle bir ihtiyaç var mı? Sadece bu hafta, son hafta içerisinde basına yansıyan haberleri açıp okuduğumuzda dahi soruşturma güvenliğinin Türkiye’de ciddi tehdit altında olduğunu görüyoruz arkadaşlar. Bakın, bu, son haftanın işi değil, son yıllarda, özellikle ciddi davalarla ilgili konular gündeme geldiğinde, önce şüpheli olan, sonra da hakkında iddianame düzenlenip sanık sıfatı taşıyan kişiler feryat ediyor. Bir konuda feryat ediyorlar: “Bize ait olmayan suç delilleri dosyaya girmiş.” diyorlar. “Bizim söylemediğimiz sözler söylemişiz gibi konuşma kayıtlarına, tapelere ilave edilmiş.” diyorlar. “Bize ait olmayan telefon kayıtları telefonlarımıza monte edilmiş.” diyorlar. “Bilgisayarlarımızda bize ait olmayan bilgiler virüs yoluyla aktarılmış ve bize aitmiş gibi gösterilerek bu sebeple suçlanıyoruz, yargılanıyoruz.” diyorlar.

Değerli arkadaşlar, bakın, bir hukuk devletinde… Düzeltiyorum, bırakalım hukuk devletini, vicdanın zerre kadar kırıntısının kaldığı bir düzende dahi bu feryatlara kimsenin kulak tıkaması mümkün değildir arkadaşlar. Bakın, Anayasa’nın 2’nci maddesi Türkiye’yi bir hukuk devleti diye tarif ediyor. Anayasa’nın 19’uncu maddesi kişi hürriyetlerinden bahsediyor. Kişi hürriyeti doğrudan doğruya devletin koruması ve güvencesi altındadır demokratik hukuk devletlerinde.

Değerli arkadaşlar, Anayasa’nın 20’nci maddesi “Özel hayat gizlidir.” diyor. “Soruşturma adına dahi olsa özel hayatı ihlal edecek ifşaatlarda bulunmak yasaktır.” diyor, anayasal güvence altına alıyor ve Anayasa’nın 38’inci maddesi iki önemli noktayı düzenliyor: Bir, masumiyet karinesini koymuş, “Bir kimse hakkında kesinleşmiş mahkûmiyet kararı olmadığı sürece masumdur.” diyor; ikincisi de,  kanuna karşı delil yasağını getirmiş, Kanuna karşı toplanan delil yasaktır.” diyor.

Değerli arkadaşlar, son günlerde yaşanan olaylara baktığımızda, doğrudan doğruya kamu gücünü kullanan soruşturma makamlarının, bu gücü kötüye kullanarak sahte delillerle soruşturmalar yaptığı iddiası var. Bu iddia yok sayabileceğimiz bir iddia değil. Bu iddia görmezden gelebileceğimiz bir iddia değil. Yasama Meclisi bu iddiayı göz ardı edemez.

Değerli arkadaşlar, devlet güçlüdür, birey devletin karşısında güçsüzdür, güçsüz olan bireyi devlete karşı koruyan en temel kurum hukuktur, temel haklar ve insan hakları, temel hak ve hürriyetlerdir, hukuk devletidir; güçsüz olan  bireyi devlete karşı koruyan ve devletin güç kullanma yetkisi belli kurumlara verilmiştir. Emniyet, soruşturma makamları, devlet adına gücü kullanan bu makamlar eğer bu gücü kötüye kullanma konusunda kendilerini sınırsız hissederlerse ve bu noktada bir denetim mekanizması kuramazsak o ülke artık cehenneme dönüşür; o ülke artık mazlumların devlet eliyle zulme maruz kaldığı bir ülke hâline dönüşür; o ülke, devletin zalim olduğu bir ülke hâline dönüşür.

Değerli arkadaşlar, niye bunları söylüyorum? Bakın, iftira ahlaken kötüdür. İftira ceza hukukunda suçtur ama kötü olan iftira bir de devlet gücü tarafından kullanılmaya başlarsa, elinde devlet yetkisi olanlar iftira atmaya başlarsa işte o zaman iftira korkunç bir hâl almaya başlar.

Değerli arkadaşlar, soruşturmaların tek tek adını vermemiz mümkün değil Anayasa’nın 138’inci maddesi gereği ama iddia edilen şeylere dönüp bir bakalım: Bir soruşturmada deniliyor ki: “Soruşturmanın delili CD kayıtları.” Bir CD dosyaya delil olarak konulmuş. Bu CD’nin 2003 yılında üretildiği iddia ediliyor görülmekte olan bir davada. Bilirkişi rapor veriyor: “Bu CD’de kullanılan programın versiyonu 2007 yılında ortaya çıkmış.” Düşünebiliyor musunuz? 2007 yılında ortaya çıkan bir programla 2003 yılında CD üretilmiş diyorsunuz! Bunlar delillerin içerisinde, bu insanlar tutuklu.

Bitmedi. Bir başka soruşturmada, bir parti binasında arama yapılıyor “Orada bir CD elde ettik.” diyorlar, elde ettikleri CD, arama tutanağında yok ama o CD’ye dayalı olarak insanlara suç isnat ediliyor ve hâlâ tutuklu insanlar var.

Bitmedi -başka bir dosyadan bahsediyorum- kırık bir DVD var. Kırık DVD’nin kopyasını almak mümkün değil arkadaşlar, teknik olarak mümkün değilmiş; ben bilmem, bilirkişi böyle söylüyor. Kırık DVD’nin bir ay sonra kopyasının alındığı iddiasıyla bir kişi hakkında suç isnadında bulunuluyor ve soruşturmada hâlâ bu sebeple tutuklu insanlar var. Çok ciddi makam ve görevlerde bulunmuş insanlar bunlar. Basına yansıdı.

Başka bir olay, bir başka CD hikâyesi daha var arkadaşlar. Bitmiyor bu CD hikâyeleri her nedense. Bir başka CD hikâyesi daha var. Bakın, önemli bir soruşturma dosyasındaki CD teknik olarak 2002-2003 yıllarında üretilmiş, bunu TÜBİTAK raporu ortaya koyuyor, tespit ediyor, 2002-2003 yıllarında. Bakın, dosyada toplam yirmiye yakın CD var delil olarak. Sadece iki tane CD önemli iddiaları içeriyor ve insanlar, o iki CD’yle ilgili, şu anda kuvvet komutanlarına kadar herkes tutuklu.

Değerli arkadaşlar, bu iki CD’de söylenenlere bakın. Orada suç delili olarak “Caminin etrafındaki kameralara bakın.” deniyor. Caminin etrafındaki kameralar resmî olarak belediyeye soruluyor, kameralar 2005 yılında konulmuş. CD 2003 yılının CD’si, darbe planı 2003 yılının darbe planı. Kameralardan bahsediliyor ama kameralar 2005 yılında konulmuş. Aynı CD’de “Emniyetli cep telefonlarıyla konuşun.” diye talimat verildiği söyleniyor. Emniyetli cep telefonları sorulmuş, 2008 yılının Aralık ayında kullanılmaya başlanılmış ama sözü edilen suç tarihi 2003 tarihi. Düşünebiliyor musunuz, 2003 tarihindeki CD’de 2008’de daha varlığı bile bilinmeyen “Emniyetli telefonlarla konuşun.” kayıtları var.

Bir başka konu: Sokak isimlerinden bahsediyor bu CD’de. Filanca, filanca, filanca sokaklar diyor. O sokaklar belediyeden soruluyor, 2006 ve 2007 yılında o sokak isimleri verilmiş ama suç tarihi 2003.

Değerli arkadaşlar, bunun dışında, emniyete gidiyor bir şüpheli, emniyet sırasında kaçakçılık organize suçlar şube müdürlüğünde cep telefonuna yüz otuz dokuz tane telefon numarası emniyetteyken aktarılıyor. Hizb-ut Tahrir  üyesi birinin telefon kayıtları. Sonra diyorlar ki: “Sehven oldu.” bu ortaya çıktığı zaman. Yani ortaya çıkmasaydı ne olacaktı? Sehven tutukluluk devam edecekti. Yani şimdi bu davalardan kişi hakları ihlal edilen tutuklu olan insanlar sehven mi yatıyor içeride? Böyle bir şey olur mu arkadaşlar hukuk devletinde? Bakın, bunun daha çok örnekleri var.

Yine bir başka, olmayan telefon tapeleri, olmayan görüşmeler dosyaya varmış gibi ekleniyor, bu da sehven oldu deniyor.

Değerli arkadaşlar, tek tek bu davaları sorgulamak durumunda değiliz ama ortada ciddi bir problem olduğu kesin. Türkiye’de soruşturma güvenliği artık yoktur ve Meclis olarak buna bir an önce el atmak zorundayız. Bu kasten de olsa günah, sehven de olsa günahtır. Soruşturma güvenliğini ortadan kaldırmak zulümdür ve unutmayın zulümle abat olanın ahiri berbat olur. Bu nedenle hepinize bu önergeye, Meclis araştırması önergesine destek vermenizi talep ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Tezcan.

Öneri aleyhinde söz isteyen İdris Şahin Çankırı Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; CHP’nin, ceza soruşturmalarına ilişkin devlet organları tarafından delil üretildiği, üretilen delillerle suç ve suçlu yaratılmaya çalışıldığı iddiaları çerçevesinde ülkemizdeki soruşturma güvenliğinin ne durumda olduğunun araştırılması için vermiş olduğu Meclis araştırması önergesi aleyhinde AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi ve ekranları başında bizleri seyreden aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, gerçekten meslektaşımız CHP milletvekilimizin araştırma önergesinde özellikle ifade ettiği şu hususların altını bir kez de buradan ben çizmek istiyorum.

Doğrudan soruşturma kuruluşları tarafından soruşturma öncesi veya sonrasında delil üretilmesi, kişi hak ve özgürlükleri için en önemli tehditlerden biridir. Devlet, kişi hak ve özgürlüklerini korumakla yükümlüdür. Kamu gücünü elinde bulunduran devlet organları tarafından delil üretilmeye başlanırsa, devlet karşısında tamamen güçsüz olan bireylerin hiçbir hukuk güvenliği kalmaz. Bu durum herkesin haksız yere tutuklanması, yargılanması ve hatta mahkûm olması gibi hukuk ve vicdan dışı sonuçlara neden olur.

Evet, bu gerekçelere bir hukukçu olarak, bu milletin bir ferdi olarak katılmamak mümkün değil. Ancak, değerli milletvekilleri, bildiğiniz üzere ceza kovuşturması iki aşamalı olup evveliyatı, soruşturma aşaması, sonrasında ise iddianamenin tanzim edilip mahkemeye tevdisiyle birlikte de kovuşturma aşaması başlamaktadır.

Soruşturma aşamasında güvenlik güçleri tamamen adli kolluk kuvveti olarak görev yapar ve amirleri olarak da başlarında cumhuriyet savcıları vardır. Elbette ki kolluğun yapmış olduğu çalışmalarda, soruşturma aşamasında, hiçbir şüpheye mahal verilmeyecek titizlikle irdelemelerin yapılması ve dosyaların temiz bir şekilde mahkeme huzuruna çıkartılması esastır.

Gerekçede ifade edildiği gibi, bir kısım davaların isimleri zikredilmek suretiyle, özellikle kamu güçleri tarafından sahte deliller üretildiği ve bu şekliyle iddianamelerin tanzim edildiğine yönelik bir düşünceye sevk edilmiş olmasını da açıkça burada yanlış buluyorum. Zira, son günlerin Türkiye gündemini meşgul eden davaların tamamında, özellikle araştırma önergesinde ismi geçen Ergenekon, Balyoz, İkinci Ergenekon ve Oda TV davalarının dışında var olan Deniz Fenerinde, başta bizzat soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcılarının yapmış oldukları usulsüzlüklerin ortaya çıkması sonrasında yapılan HSYK’nın kovuşturma izni vermesi ve sonrasında haklarında açılan davalar ve Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesinin de açılan bu davaların kabulü yönünde vermiş olduğu karardan önergede bahsedilmemiş olması, burada maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasından daha ziyade, görülmekte olan bir kısım davaları gündeme getirmek suretiyle, sanki o davalarda usule uygun deliller tespit edilemiyormuş imasını vermiş olmak milletimize yapılan en büyük saygısızlıktır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ORHAN DÜZGÜN (Tokat) – Ne alakası var!

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Ne ilgisi var!

İDRİS ŞAHİN (Devamla) – Zira, bizler adalete erişim noktasında, özellikle adaletin tesisi noktasında hangi kurum yanlışlık yaparsa yapsın AK PARTİ İktidarı olarak her zaman onun karşısında olmuşuzdur.

VELİ AĞBABA (Malatya) – Vay be!

İDRİS ŞAHİN (Devamla) – Zira, bizim düşüncemiz, “Herkes için adalet, adalet için millet iradesi.” diyen bir anlayışın temsilcileri olarak gerek soruşturma aşamasında yapılan yanlışlıkların hesabını sorma noktasında gerekse yargılamada bir yanlışlık varsa bunun düzeltilmesi için var gücümüzle mücadele etmiş olan bir siyasi partiyiz.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Kırık DVD’yi söylesene, kırık DVD’yi; cevap versene!

İDRİS ŞAHİN (Devamla) – Özellikle DVD konusu ve diğerlerinde, ifade ettiğiniz buradaki dosyada teğmenimizin başına gelen hadiseleri hiçbirimizin kabul etmesi mümkün değildir ama benim buradan ifade ettiğim gibi, soruşturma, sonrasında kovuşturma var, bağımsız yargıya olan inancımız ortadan kalkarsa o kişinin ne şekilde tahliye edildiğini ve onunla alakalı bu delilleri ortaya koyan güvenlik kuvvetleri hakkında nasıl dava açıldığını buradan söylemezseniz, o zaman milletimize karşı eksik bilgi sunmuş olursunuz. Evet, o kamu görevlileri hakkında görevi kötüye kullanmaktan, delilleri gizlemekten dolayı kamu davası açılmıştır ve bağımsız yargı elbette ki ona da bakacaktır.

Evet, değerli milletvekilleri, Saygıdeğer Başkanım; hukuka olan güvenin ortadan kalktığı hiçbir ülkenin abat olması ve gelişmesi mümkün değildir. Zira, nerede adalette bir nakisa varsa, bir eksiklik varsa o ülkenin ekonomisi ne kadar güçlü olursa olsun, sosyal yapısı ne kadar güçlü olursa olsun ilelebet yürüyebilmesi mümkün değildir. O yüzden, herkesin burada adalete, özellikle bağımsız yargıya olan güvenini sonuna kadar devam ettirmesi gerekir. “Benim yargım-senin yargın” söylemine girdiğimiz noktada asla ve asla bu ülkede huzurlu yaşayamayız. Elbette ki soruşturma aşamalarında gizlenen bu titizlikler yargılama aşamasında da devam edecek ve bağımsız yargı mensupları inşallah en güzel kararları vereceklerdir.

Ama buradan özellikle şunu ifade etmem lazım: Her ne kadar, değerli milletvekillerimiz bu şekliyle, sadece bir olaya hasrederek böyle bir Meclis araştırma önergesi verseler de biz kesinlikle kolluk kuvvetlerinin adli kolluğa dönüşmesi noktasında ve soruşturmaların çok daha titizlikle yapılması noktasında AK PARTİ Grubu olarak en az onlar kadar bu konuda düşünce sahibiyiz ve onlar kadar bunları istiyoruz. Ne zaman ki adalet saraylarındaki fiziki şartların iyileştirildiği gibi, hâkim ve savcılarımızın eğitimi noktasında da arzuladığımız noktalara gelirsek ve kolluk olarak şu anda bir yanda idari kolluk bir yanda adli kolluk görevini yapan kolluk kuvvetlerimizin önümüzdeki günler içerisinde adli kolluğa dönüştürülmesi hâlinde soruşturmaların çok daha farklı ve titizlikle yapılacağına inancımız tamdır; buna hepimizin ihtiyacı var. Ancak burada bu konuları gündeme getirirken sadece resmin bir noktasına odaklanıp olayı milletimizin huzurunda her gün televizyonları başında izlediği davalara getirmiş olmak resmin bütününü görmeye mâni olmaktadır.

Dolayısıyla, bizim isteğimiz değerli milletvekillerimizden, ciddi anlamda soruşturmalarda bir endişe varsa bunları bir bütüne şamil kılarak burada Meclisin gündemine getirmek ve bunları tartışmaktır.

REFİK ERYILMAZ (Hatay) – Sorun siyasi davalarda.

İDRİS ŞAHİN (Devamla) – Bizim değerli milletvekili arkadaşlarımızdan arzumuz, sadece Oda TV ve Ergenekon dosyalarındaki soruşturmaları değil, Çankırı Cumhuriyet Başsavcılığında yürütülmekte olan bir dosyayı da Bitlis Cumhuriyet Başsavcılığında yürütülmekte olan bir dosyayı da Muğla’sını da Ardahan’daki eksikliklerini de buraya getirdikleri takdirde ülkemizin bütünüyle kucaklandığı bir ortamda hukuku çok daha objektif kriterlere götürebiliriz. Bunun dışındaki bir söylem, sadece birilerinin burada sözcülüğünü yapar gibi, var olan eksiklikleri ifade etmek… Anadolu’daki mahkemelerin pek çoğunda soruşturma aşamalarının tamamında bu tür eksiklikler oluyor. Bunları yok saymamız mümkün değil ama bunları ne kadar aza indirirsek, milletimizin vicdanında ve gönlünde ne kadar mutmain olacak noktada çalışmalar yaparsak, o zaman millet karşısında çok daha itibarlı, çok daha onurlu bir şekilde hareket etmiş oluruz.

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Dört yıldır içerideler, dört yıldır!

İDRİS ŞAHİN (Devamla) – Ciddi anlamda söylüyorum, dört yıl değil, yeri gelecek on dört yıl çalışacağız ama bu ülkenin hukuk düzenini Avrupa’dakilerle eş seviyeye getirmekle yükümlüyüz.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Rastgele konuşuyorsun.

İDRİS ŞAHİN (Devamla) – Bugün burada ifade edilen insan hakları mahkemelerinin vermiş olduğu kararlar bile, Türkiye'nin yargıda nerelere geldiğini çok açık şekilde göstermektedir. Elbette ki bir kamu görevlisi soruşturma aşamasında bir hata yapıyor ise, bunun karşılığını ve cezasını yine verecek olan bağımsız yargıdır. Bunun dışında başka bir limana sığınmak, başkalarından farklı bir şekilde bunların çözümünü beklemek yüce Meclisimize ve Parlamentomuza yapılmış bir saygısızlıktır diyorum.

Ben bu düşünceyle Meclis araştırma önergesinin aleyhinde olduğumuzu, önemli konuların Türkiye'nin bütünü ve bütün dosyalar düşünülerek buraya getirilip ve konuşulduğu zaman çok daha farklı bir anlam taşıyacağını belirtiyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Şahin.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan, özür dilerim.

Sayın Hatip yanlış bilgi verdi, bu bilgiyi düzeltmek isterim izninizle. O yanlış bilgi şu: Genellikle Ceza Muhakemesi Kanunu 250 kapsamındaki tüm soruşturmalar normal koşullarda cumhuriyet başsavcısının nezaretinde yapılması gerekir iken ülkemizde yasanın bu hükmü ihlal edilerek ancak polis yapmakta. Bu anlamda gerçekten Cumhuriyet Halk Partisinin adına söz alan arkadaşımızın işlemiş olduğu konu yerinde, yani oradaki suçu işleyen idari kolluktur.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Tanal.

Konu anlaşıldı efendim.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Orada idari kollukla adli kolluk anlamındaki…

BAŞKAN – Sayın Tanal, teşekkür ediyorum, izah edildi konu. Böyle bir usulümüz yok zaten.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Bir cümleyle bitiriyorum…

BAŞKAN – Evet, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisi lehinde söz isteyen Faruk Bal, Konya Milletvekili.

Buyurun Sayın Bal. (MHP sıralarından alkışlar)

FARUK BAL (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Biraz önce konuşan Sayın Milletvekili Arkadaşımızı da dinledik. “Keşke” diye bizim dilimizde çok güzel bir laf var. Keşke söyledikleri gerçek olsaydı. Benim sizinle paylaşacaklarım ile biraz önce söylenen ve Türkiye'nin çıplak gerçeğini lütfen vicdanımızla beraber değerlendirelim.

“Türkiye bir hukuk devletidir.” denildi. Türkiye bir hukuk devleti olsaydı hukuk devletinin şartları şöyle ortaya çıkardı:

1) Yasama organı parmak demokrasisi değil milletvekilinin vicdanına göre karar alır, kanun yapardı. Böyle bir durumu göremiyoruz.

2) Yasama organını Anayasa’ya göre dengeleyecek ve denetleyecek Anayasa Mahkemesi siyasallaştırılmak üzere adrese teslim üyeler ile bir Adalet ve Kalkınma Partisinin ünitesi hâline getirilmeye çalışılmazdı. Bu yapıldı ve Anayasa değişikliğiyle yapıldı. Nasıl yapıldı? Adalet ve Kalkınma Partisinin milletvekillerinin parmaklarıyla yapıldı.

Diğer taraftan, yürütme organı yani Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidarı, Danıştay ve idare mahkemelerinin yani yargının kararları ile hukuka uygunluğu denetlenmeliydi. Bugün, Danıştayda 84 tane üye varken, oraya mevcudu kadar bir üyeyi daha Anayasa değişikliğiyle gerçekleştirdiniz, arkasından da Danıştayı yürütme organını dengeleyemeyecek, denetleyemeyecek siyasallaşmış bir yargı hâline dönüştürdünüz.

Yargının bizatihi kendisi, günü geldiğinde, bütün vatandaşlarımızın aralarında din, dil, ırk, soy sop ayrımı gözetilmeksizin, bu arada siyasi düşünce farkı  gözetilmeksizin, felsefi inanç farkı gözetilmeksizin ve bu arada, altını çiziyorum, hangi partiye ait olduğu, hangi partiye gönül verdiği gözetilmeksizin sığınılabilecek bir güvenli liman olarak bulunması gerekirken, HSYK başta olmak üzere Yargıtaya 137 tane ilave olmak üzere obez bir Yargıtay ve obez bir HSYK oluşturulmak suretiyle yargıyı da siyasallaştırdınız. Buna on yıllık iktidarınız içerisinde ihtiyacınız vardı. Burayı teslim ediyorum, hakkınızı. Buna ihtiyacınız vardı. Siyasallaştırmak amacıyla uğraştığınız sadece bir yargı alanı değildi. Ondan önce sermayeyi yandaşlaştırdınız, siyasallaştırdınız, basını yandaşlaştırdınız, siyasallaştırdınız, kamu görevlilerini yandaşlaştırdınız, siyasallaştırdınız ve ortada bir toplum için göz, kulak olabilecek basının yandaşlaşmamış olanlarını korkuttunuz. Sermayedarın yandaşlaşmamış olanını baskı ve tehdit altında bulundurdunuz ve kamu görevlilerinin yandaşlaşmayanlarını da baskı ve tehdit altında bulundurdunuz.

İşte, bu kapsam içerisinde yarattığınız bu düzene bir yargı düzeni gerekiyordu. İşte, Anayasa Mahkemesini, Danıştayı, İdare Mahkemesini, Yargıtayı, HSYK’yı yandaş kurum hâline getirmek için çabanız bundan ibaretti. O zaman “ileri demokrasi” adı altında “hukukun üstünlüğü” adı altında ortaya çıkan sonuç, yarattığınız bu üstünlere bir hukuk olmuştur.

Değerli arkadaşlarım, işte bu hukuk, direksiyonsuz bir araç gibi, gemsiz bir at gibi kendi içerisinde denge ve denetim araçlarını, organlarını kaybetmiş ve belirli bir hedefe doğru yürüyor.

Yürütülen bu süreç içerisinde, karşımızda “Adaletin kestiği parmak acımaz.” diyen milletin vicdanı sızlar hâle gelmiştir. Münafıklığın alametlerinden birisi de iftiradır. İftirayı kul kula yapar ise bunun ceremesi öbür tarafta, bu dünyada olmasa bile öbür tarafta Cenabıallah’ın verdiği bir hükümle olacaktır. Ama bu dünyada kulun kula yaptığı iftiranın yanında devlet de yer alırsa, biraz önce ifade etmeye çalıştığım devlet organları, emniyet güçleri ve yandaşlaşmış yargı olarak ortaya çıkıp böyle bir iftiranın içerisinde “Yargı, bağımsız yargıdır.” diye, süsüyle, kılıfıyla, ambalajıyla bu iftiralar vatandaşlarımızın temel hak ve hürriyetlerinden olan adil yargılanma hakkını ihlal eder noktaya gelir ise o zaman sorun büyümüştür, o zaman tuz kokmuş demektir.

Şimdi, önümüzdeki, yargının gördüğü davalarda, basına yansıyan kısımlarıyla ifade etmek gerekirse, bir sanık yargılanıyor; devletine kendisini emanet etmiş, “Adaletin kestiği parmak acımaz.” demiş fakat onu yargılayacak olan adalet, sanığın özel hayatıyla ilgili olmak üzere, telefonunu alıyor, dinliyor, bakıyor ki delil bulamıyor, o telefona delil yüklüyor, delil uyduruyor, delil oluşturuyor. Bu, resmî bir iftiradır değerli arkadaşlar. Bu bir zulümdür. Bu zulmün yapıldığının yargı kapsamı içerisinde ortaya çıkması üzerine “Sehven yapılmıştır.” gibi, laubali, ciddiyetten uzak bir cevapla karşı karşıya kalıyoruz. Bunu sehven yapan adama bir sehven de siz bir şey yapamıyorsunuz. Yapamıyorsunuz çünkü üstünler hanesinde çünkü yarattığınız hukuk üstünlere hizmet eden bir hukuk hâline gelmiştir.

Bazı davalarda binlerce sahte dijital hile yapıldığı ifade ediliyor. Birtakım üniversitelerin bilirkişi raporlarıyla sahte delillerin dijital ortamda yüklendiği ve bunların mahkemelere delil olarak sunulduğu ifade ediliyor. Böyle bir işin varlığı ileri bir demokraside düşünülebilir mi? Ama sizin ileri demokrasinizde bunlar düşünülebiliyor.

Bunların yüzlercesini saymak mümkün fakat değerli arkadaşlarım, bu kontrolsüz güç, kendi içerisinde denge ve denetim kabiliyetini kaybetmiş olan güç, bumerang gibi, günü geliyor size de vuruyor. Deniz Feneri davasında hallettiniz; zülfüyâre dokunduğu için, içeriye alınmış yandaşlarınızı kurtarabilmek için savcıyı aldınız, soruşturmayı yapan savcıyı soruşturdunuz, sahtecilik işleri ile asrın merhamet dolandırıcılığını yaptığı bir Alman mahkemesi kararıyla ortaya çıkmış kişileri dört duvardan kurtardınız; şimdi, bu soruşturmayı yapan savcıları oraya gönderiyorsunuz. Değerli arkadaşlarım, böyle bir olay olabilir mi? Ben şahsen bu soruşturmayı yürüten savcıları tanıyorum, onları soruşturanları da tanıyorum ve yapılan işin de akla, mantığa uygun bir tarafını bulamıyorum ve bu ziyan olan akla da bu Meclisin bir çare bulması gerektiğini düşünüyorum.

Değerli arkadaşlarım, Deniz Feneri olayı bizim hukuk tarihimizde çok ciddi bir hadisedir ve bu ciddi hadisenin örnek alınması gereken ve dijital delil üretmeyle de ilişkisi bulunan bir olaydan bahsedeceğim. İngiltere’de böyle bir olay olmuştu. 1987 yılında bu olay çözülmüştü. “Birmingham Six” denilen davada IRA savaşçısı zannıyla 6 İrlandalı öldürülmüştü ve bunun faili olarak da bir pub’da görev yapan 6 kişiye polis sahte delil uydurmuştu. O sahte delil uydurma işini İngiliz adaleti önünde sonunda ortaya çıkardı ve bu işi kökten çözebilecek yasal tedbirleri aldı, bugün İngiltere’de böyle bir olay görülmüyor. Şimdi, bin altı yüz tane sahte delil üretiliyor ve bin altı yüz sahte delil dijital ortamda belirli mahkemelerde kullanılıyor ve bu insanlar çaresiz bir şekilde etrafa bakıyorlar. Ellerinden tutacak ne bir devlet organı ne bir yargı makamı kalmış ve mektup yazıyorlar. Sayın Engin Alan’ın yazdığı mektup burada, üç sayfadan ibaret. Okuduğumda yüreğime kızgın bir yağ damlası gibi içimde hissettirdiği duygular yapıştı. “Arkadaşlar” adına yazıyor. “365 tane general, amiral, subay, bunun 250’si tutuklu vesaire.” diyor. “Ben kendim için hiçbir şey istemiyorum.” diyor, “Kendim için hiçbir talebim yok.” diyor, “Çünkü ben Başbakanın Çanakkale’deki töreninde ayağa kalkmadığım için oraya gönderilenim.” diyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

FARUK BAL (Devamla) – “Bunun için kimseden herhangi bir şey talep etmeye ihtiyaç duymuyorum.” diyor, “Ama haksız ve hukuksuz yere cezaevlerinde bulunan arkadaşlarım için talep ediyorum.” diyor. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bal.

FARUK BAL (Devamla) – Temenni ediyorum ki, bu araştırma önergesi adaletsizlik karşısında vicdanlarınızı bir nebze olsun yumuşatır. Buna hep birlikte çare bulacağımız ve gerçekten adaletin mülkü olabilecek, gerçekten kestiği zaman parmağı acıtmayacak bir adalete ulaşmak dileğiyle hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Öneri aleyhinde söz isteyen Adil Kurt, Hakkâri Milletvekili.

Buyurun Sayın Kurt. (BDP sıralarından alkışlar)

ADİL KURT (Hakkâri) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisinin aleyhinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, böyle bir önerinin nesinin aleyhinde konuşacağız? Doğrusu AK PARTİ adına konuşan hatip de aleyhinde konuşamadığına göre, ben de aleyhinde konuşamayacağım, ben lehte görüşlerimi ifade edeceğim. Çünkü bu konuda aleyhte bir fikir beyan etmek mevcut koşullarda mümkün değil. Çünkü maalesef, Türkiye’de hukuk sistemi egemenlerin tahakkümüyle yönlendiriliyor, kim iktidardaysa hukuk sistemini de kendine göre dizayn ediyor ve peşi sıra hukuksuzluklarla yüz yüze kalıyoruz. Bu dönemde ülkemizde yaşanan gelişmeleri bir bir masaya yatırdığımızda aslında hepsinin temelinde adaletsizlik olduğunu, hukuksuzluk olduğunu bir bir görmüş olacağız. Buradan konuşunca kavga da çıkarabiliriz, buradan konuşunca, kanaatimce, eğer aklıselime başvurursak uzlaşıyı da çıkarabiliriz, çözümü de çıkarabiliriz. Benim umudum çözümü aramak, çözümü bulmak bu noktada.

Türkiye’de son yıllarda -tabii, biz “son yıllarda” deyince, “Daha öncelerinde benzer sıkıntılar olmuyor.” anlamında ifade etmiyoruz- hukuksuzluk, bu ülkede, cumhuriyetin kuruluşundan bu yana kadar herkesin mustarip olduğu, herkesin şikâyetçi olduğu bir konu; özellikle soruşturmalar konusunda bu ülkede insanlar yargılanmadan darağaçlarına dahi götürüldü. Son birkaç yılda yaşadıklarımız ise geçmişte yaşanan yani yetmiş-yetmiş beş yılda yaşananların bir nevi tekrarı, tekerrürü. Bunlarla mücadele etmek durumundayız, bunları ortadan kaldırmak durumundayız.

Bakınız, daha dört yıl önce bu Meclis bir yasa çıkardı, gizli tanık yasası. Bakınız değerli arkadaşlar, ben, Türkiye'nin herhangi bir karakolunda polis olsam, soruşturma yetkisi bende olsa -ki savcılar kendi soruşturma yetkilerini polislere devrederek, yükü polislere atarak son dönemlerde yüklerini hafifletiyorlar- hepiniz hakkında gizli tanık marifetiyle suç dosyası oluşturabilirim, hiçbiriniz bundan kurtulamayacaksınız. Şimdi, muhalifler hakkında gizli tanıklar işliyor, gizli tanık marifetiyle suç dosyaları oluşturuluyor ama unutmayın bu ülkede önce dışlananların attıkları bir slogan vardı, “Susma, sustukça sıra size de gelecek.” deniliyordu. 90’lı yıllarda kimse bu slogana kulak asmıyordu ama son dönemlerde herkes artık bu sloganı atar duruma geldi çünkü herkes suçlanır duruma düştü bu konularda. Herkesin suçlanabileceği bir pozisyonun yaratılacağına ilişkin veriler var artık savcıların, polislerin elinde. Nasıl oluyor bu? Avukatın tanımadığı, avukata kimliği açıklanmayan, sanığın tanımadığı, sanığa kimliği açıklanmayan gizli tanıkların nasıl oluyor da dava dosyalarındaki ifadeleri birilerinin mahkûmiyetine sebebiyet verebiliyor? Bu şekilde işleyen bir hukuk mekanizması kaosa sebebiyet verir, kaos üretir.

Daha geçen yıl Dersim’de yaşamını yitiren on sekiz yaşındaki Mazlum Erenci’nin Pozantı Cezaevi’nden çıkıp dağ yolunu tercih ettiğini sizlere ifade etmek isterim. On yedi yaşındaki bir genç cezaevinden çıkıp neden dağa gitti? Suçlu o genç miydi? Hayır. Suçlu bu hukuk düzeniydi.

Mazlum Erenci’nin, o dönem basına yansıyan ifadeleri vardır. Kendisiyle konuşan insan hakları temsilcilerinin tutanaklarında vardır, raporlarında vardır. Mazlum Erenci “Ben, adaletin olmadığına inandığım için bu ülkede artık yaşamak istemiyorum.” diyordu ve açık açık dağa çıkacağını ifade ediyordu. İnsan hakları temsilcileri Mazlum Erenci Dersim’de yaşamını yitirdikten sonra bu raporlarını açıkladılar, bu ifadeleri açıkladılar.

Daha başka örnekler mi istersiniz? Bakın, değerli arkadaşlar, bugün, mevcut koşullarda 600’ün üzerinde üniversite öğrencisi cezaevlerinde. Bu üniversite öğrencilerinin kimisinin dosyalarında ne var biliyor musunuz? Nüfus kayıt örnekleri. Öğrencinin nüfus kayıt örneği dosyasına suç delili olarak konulmuş.

İşte, eğer kafatasçılığından söz edilecekse, faşizan uygulamalardan söz edilecekse, faşizan uygulama budur. Hangi sistemde olursa olsun, kim yaparsa yapsın bu uygulamanın adı “faşizan uygulama”dır. Öğrenci “poşu taktı” diye on sekiz ay, yirmi beş ay cezaevinde tutuluyor. Daha dün tahliye oldu.

Bu sistemden, bu uygulamalardan vazgeçmek durumundayız. Bunu da bu Meclis yapmak durumundadır. Kurulan hukuk sistemi çarpık bir sistemdir ve herkesi suçlu duruma düşürülebiliyor. KCK soruşturmalarında aynı gün, aynı saatte bir kişiye beş ayrı ilde suç delili bulunmuş, beş ayrı ilde yapılmış telefon kaydını aynı gün, aynı saatte getirmişler dava dosyasına koymuşlar. Bunun neresi sağlıklı soruşturma? O insanlar üç yıldır cezaevinde.

Değerli arkadaşlar, hukuk böyle işlerse bizler de kaosu, kanı ve gözyaşını konuşmak durumunda kalırız. Son bir hafta içerisinde en yaşlısı kırk yaşında olmak üzere bu ülkenin 40 genci yaşamını yitirdi; polisi, askeri, gerillası, 40 insan! Eğer hukuk sistemi buysa daha çok 40 gencimizi feda edeceğiz, kurban edeceğiz bu sisteme. Bundan vazgeçmek durumundayız.

Son olarak, geçtiğimiz günlerde Kırıkkaleli bir taksi şoförüyle aramızda geçen bir cümleyi sizinle paylaşarak konuşmama son vereceğim. Kırıkkaleli taksi şoförü ki milliyetçi hassasiyetleri belirgin olan, benden de gizleme gereği duymayan bu taksi şoförüyle uzun süreli sohbet ettik ve en son Meclis bahçesinde taksisinden inerken bu Kırıkkaleli taksi şoförü bana şu cümleyi söyledi: “Ne olursunuz Sayın Vekilim, bu ülkede artık gençler ölmesin.” Evet, eğer gerçekten bu ülkede artık gençlerin ölmesini istemiyorsak, kan ve gözyaşı olmasını istemiyorsak bu tarz uygulamalardan, bu tarz hukuksuzluklardan vazgeçmemiz gerekiyor. Bu da bu Meclisin görevidir.

Bu saikle, Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu Meclis araştırma önergesine grup olarak bizler de destek veriyoruz. Meclisin en azından buradan bir ilk yaparak, AKP’li milletvekili arkadaşlarımız da destek vererek buradan bir başlangıç yapmasını arzuluyor, hepinizi selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Kurt.

Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Öneri kabul edilmemiştir.

Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır.

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Bir saniye…

…okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

OKTAY VURAL (İzmir) – Evet, işleme almadan önce efendim. Zaten işleme almadan…

BAŞKAN – Bir saniye, cümlemi bitireyim de ondan sonra. Almadım ki.

OKTAY VURAL (İzmir) – İşleme almadan önce efendim. “İşleme alacağım.” diyorsunuz. Ben işleme alamayacağınızı söylüyorum.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Vural.

Ben cümlemi bitireyim demek istedim, onu anlatmak istiyorum.

OKTAY VURAL (İzmir) – “Okutup işleme alacağım. “ dediniz.

BAŞKAN – Söyledim, doğru. Cümlemi tamamlıyorum.

OKTAY VURAL (İzmir) – Efendim?

BAŞKAN – Cümlemi tamamlıyorum.

Tamamladım cümlemi, buyurun şimdi.

OKTAY VURAL (İzmir) – Evet, zaten tamamlamıştınız.

BAŞKAN – Tamamladım doğru.

VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)

7.- İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, AK PARTİ grup önerisinin işleme alınamayacağına ilişkin açıklaması

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan, şimdi, Adalet ve Kalkınma Partisinin verdiği öneride 199 sayılı bir komisyon raporundan bahsediliyor. Yani böyle bir komisyon toplantısı olmamış ki. Olmayan bir komisyonun raporu nasıl olur ve bu raporun görüşülmesi Danışma Kurulu tarafından Danışma Kuruluna nasıl önerilir? Çünkü biz raporu görüşeceğimiz için, rapor görüşüleceği için, bu raporun… Komisyonun düşünceleri Komisyonda yapılan değişikliklerin gerekçelerinin yer alması gerektiğine ilişkindir. Dolayısıyla, Milliyetçi Hareket Partisi Grubuna mensup milletvekillerimizin önergeleri fiilen işleme alınmamış, görüşlerinin dile getirilmesi mümkün sayılmamıştır. Dolayısıyla, mesela, Kur’an-ı Kerim’in öğrenilmesi, Peygamber Efendimiz’in hayatı, ilmihal bilgilerine ilişkin önergeler, Milliyetçi Hareket Partisi Grubuna mensup milletvekillerinin hazırladığı önergeler, o günkü toplantıda, maalesef, AKP milletvekillerinin çoğunluğunun ortaya koydurduğu bir eylem ve bir dayatmayla verilmemiştir. Dolayısıyla, bu konularla ilgili önergelerin ve düşüncelerin yer almadığı bir rapor tekemmül etmemiş olduğu için bunun görüşülmesi nasıl mümkün olabilir; doğrusu tartışmalıdır.

O bakımdan, bu grup önerisinde görüşmeye değer bir 199 sıra sayılı Rapor olmadığı için ve milletvekillerinin iradesi fiilen engellendiği için, müzakere olmadığı için, olmayan bir raporu gündeme getirmek ve müzakere etmek mümkün değildir. Bu bakımdan, bu grup önerisinden 199 sıra sayılı olan kısmı çıkartarak önerin lütfen. Diğerlerini görüşebiliriz, bir problem yoktur. Ama müsaade edin de bu konularla ilgili Milliyetçi Hareket Partisinin Komisyon üyelerinin eğer bu konularla ilgili önergelerinin verilmesi baskıyla ortadan kaldırılmışsa, bu bir komisyonun değerlendirilmesi olmaktan çıkmıştır, doğrudan doğruya bir dayatma ve korsan rapor olarak sunulmuştur. Genel Kurula bu sunulamaz. O bakımdan, görüşülmesi önerilemez.

Bu bakımdan, Başkanlığınızın öncelikle bu grup önerisine konu olan bir komisyon raporunun usule ve İç Tüzük’e uygun olup olmadığı konusunu öncelikle tezekkür ederek, ondan sonra işleme almanızı istirham ediyorum.

ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Sayın Başkan, komisyon üyesi olarak buradaki irademizin nasıl engellendiğini ben Meclise aktarmak istiyorum.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, ben de bu konuda bir usul tartışması açılmasını istiyorum.

BAŞKAN – Bir saniye…

Sayın Vural, öncelikle öneri okunmadan içeriğini Genel Kurulun öğrenmesi mümkün değil. Önerinin okunması lazım.

OKTAY VURAL (İzmir) – Efendim, işleme alamazsınız diyoruz.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, Sayın Başkan, 199 sıra sayılı rapor…

BAŞKAN – Efendim, ben sizi dinledim.

Sayın Genç, bir saniye… Sayın Vural’ı dinledim. Bir saniye… Lütfen…

OKTAY VURAL (İzmir) – Rapor yok ki. Nasıl bir raporu işleme alacaksınız?

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, olmayan bir raporu burada müzakere edemezsiniz.

BAŞKAN – Öncelikle öneriden de Genel Kurulun bilgi sahibi olması gerekir. Öneri nedir?

KAMER GENÇ (Tunceli) – Efendim, önce usul tartışmasını açmanız lazım.

OKTAY VURAL (İzmir) – Efendim, bilgi sahibi olması için… Buyurun, bu demektir ki siz bunu işleme almayacaksınız.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Hayır, öyle demedim, ben öyle demedim.

OKTAY VURAL (İzmir) – Bu iradeniz işleme almayacağınız konusunda bir iradeniz olduğunu ortaya koyuyor.

BAŞKAN – Kaldı ki, komisyon…

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan, dayatmayla, şiddetle, benim milletvekillerimin verdiği önergelerin engellenmesine karşılık bu milletvekillerinin egemenliğini korumanızı, iradesini korumanızı istirham ediyorum.

Yok böyle bir rapor.

BAŞKAN – Sayın Vural, sizin söylediğiniz konu basında tartışıldı…

OKTAY VURAL (İzmir) – Basın mı? Burası Genel Kurul efendim! Burası Genel Kurul!

BAŞKAN - Meclis Başkanı gönderdi, bu konuda Genel Kurulu bilgilendirdi.

OKTAY VURAL (İzmir) – Siz basının temsilcisi misiniz?

ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) – Basın, Millet Meclisi değil.

BAŞKAN – Bir saniye efendim…

OKTAY VURAL (İzmir) – “Basında tartışıldı…” Ne basını ya?

BAŞKAN – Benim bu konudaki düşüncelerimi de söyleyeyim isterseniz.

Şimdi, böyle bir usul, böyle bir tartışma olmaz ki. Şiddetten bahsediyorsunuz…

OKTAY VURAL (İzmir) – Olmayan bir raporu nasıl görüşeceğiz! Olmayan bir rapor nasıl görüşülür efendim! İnsaf ya! Korsan rapor nasıl görüşülür.

BAŞKAN – Ama bu tek taraflı konuşmakla çözülecek bir konu değil ki.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Sayın Başkanım, rapor usulüne uygun olarak Meclis Başkanlığı tarafından işleme konulmuştur ve gündeme girmiştir. Rapor İç Tüzük’e ve teamüllere uygun olarak gündemdedir.

OKTAY VURAL (İzmir) – Tek taraflı değil efendim. Siz İç Tüzük’e uygun hareket edeceksiniz. Siz taraf değilsiniz.

BAŞKAN – Ben taraf değilim tabii ki.

OKTAY VURAL (İzmir) – Siz İç Tüzük’ün yanındasınız, İç Tüzük’ün.

BAŞKAN – “Rapor geldi.” diyor. Başkanlık bana raporu göndermiş. Şimdi okuyacağım ben size.

OKTAY VURAL (İzmir) – Siz İç Tüzük’ü uygulayacaksınız. Ne benim tarafımda ne onun tarafında.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Sayın Başkan, rapor gündemdedir. Usulüne uygun bir şekilde Meclis Başkanlığı tarafından işleme alınmış, basılmış ve dağıtılmıştır, gündeme alınmıştır. Bundan ötesinin, bu tartışmaların hukuki bir anlamı yoktur.

KAMER GENÇ (Tunceli) – 63’üncü maddeye göre usul tartışması açar mısınız?

OKTAY VURAL (İzmir) – Efendim, bakın, böyle bir rapor yok ki. Usule de gerek yok. Ne usulü?

BAŞKAN – Sayın Milletvekilleri, 199 sıra sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda…

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Söz vereceğim. Teker teker söz vereceğim grup başkan vekillerine.

Buyurun Sayın Kaplan.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Ben de usul hakkında söz istiyorum efendim. Sayın Başkan, usul tartışmasını aç.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, Danışma Kuruluna katılmıştım.

BAŞKAN – Sayın Kaplan, sisteme girin, söz vereceğim.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Buradan mı?

BAŞKAN – Evet.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Peki, teşekkür ederim.

ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) – Olmayan metni mi konuşacağız?

OKTAY VURAL (İzmir) – Ya rapor yok. Milletvekilimin önergesinin neresinden rahatsız oldunuz da, Kur’an-ı Kerim’le ilgili verdiğimiz önergenin…

ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Teşekkül ve tekemmül etmemiştir rapor. Komisyon faaliyetleri bir yasama hilesine dönüştürülmüştür.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Kaplan.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, bu konuda 63’üncü maddeye göre…

BAŞKAN – Sayın Genç, Sayın Kaplan’a söz verdim.

KAMER GENÇ (Tunceli) – 63’üncü maddeye göre bir usul tartışmasını açalım efendim.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Kaplan.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkanım…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Çünkü burada mevcut olmayan bir komisyon raporunu almışsınız Genel Kurul… Yani Meclis Başkanı olarak görevinizi kötüye kullanmışsınız. Olmayan bir komisyon raporunu gündeme dâhil etmişsiniz. Dolayısıyla bu olmayan bir komisyon raporu öneri olarak geliyor buraya.

BAŞKAN – O benim sorunum değil efendim.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Ben tutumunuz hakkında söz istiyorum, 63’üncü maddeye göre.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Kaplan.

8.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, AK PARTİ grup önerisinin işleme alınamayacağına ilişkin açıklaması

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkanım, Danışma Kuruluna ben katılmıştım. AK PARTİ Grup Başkan Vekilinin getirdiği öneriyi orada okudu. Okuduğu zaman şunu gördük: Dört tane temel kanun getiriyorlar; birisi 199, bu 4+4, bir tanesi Kamu Görevlileri Sendikası, yine 2/B’yle ilgili, bir de toplu iş sözleşmesi, yani şu gördüğünüz dört tane temel kanun.

Şimdi, deminki o 199’la ilgili tartışmalar zaten ciddidir, o konuda engelleme komisyonda oldu, rapor olamadı. Ancak bu dört temel kanunun İç Tüzük 91’e göre temel kanun olarak görüşülebilmesi için açık bir hüküm var. Diyor ki: “Genel Kurulda bölümler hâlinde görüşülebilmesi için Danışma Kurulunun oy birliğiyle ilgili önerisi üzerine Genel Kurulca karar verilir.” Şimdi, Danışma Kurulunda bu konuda ne bir tartışma açılmış ne bu konuda bir öneri getirilmiş ne konuşulmuş. Şimdi, bunun temel kanun olacağı yönünde bir kararlaştırma yok Danışma Kurulunun ki “Danışma Kurulunda oy birliği sağlanamaması hâlinde siyasi parti gruplarının önerisi üzerinde yasama yöntemi Genel Kurulca saptanır.” diyor. Şimdi, bunun Genel Kurulca saptanabilmesi için İç Tüzük’teki eksikliklerin giderilmesi gerekiyor. Başta 199, 4+4’te yirmi tane madde üzerinde Komisyon üyelerinin görüşlerinin alınmadığı, muhalefet şerhinin bulunmadığı, muhalefet şerhi okunmadan Genel Kurula gönderildiği durum var. Bu konuda bir usul tartışması açılması gerektiğini düşünüyoruz.

Ayrıca, bu 199’un geri alınması gerekiyor. 199’un geri alınması, diğer temel kanunlarla ilgili olarak da bir usul tartışması açılması gerektiğini düşünüyoruz.

BAŞKAN – Sayın Kaplan, buyurun üç dakika süre veriyorum kürsüden.

Lehte mi, aleyhte mi?

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Lehte Sayın Başkan.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Lehte.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Aleyhte.

MUHARREM İNCE (Yalova) – Aleyhte.

BAŞKAN – Sayın Kaplan aleyhte.

Sayın Şandır?

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Lehte, aleyhte fark etmez artık.

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan, her grup birer tane alsın.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Kaplan.

IX.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER

1.- AK PARTİ grup önerisinin işleme alınıp alınamayacağı hakkında

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkanım, gerçekten, bugün AK PARTİ grup önerisi Danışma Kuruluna geldiği zaman, ben Sayın Meclis Başkanına da söyledim, 5 Nisana kadar cuma, cumartesi, pazar günleri dâhil bir çalışma yöntemi öneriliyor ve dört tane temel kanun olarak. Bunların hiçbirisinde dört parti grubu uzlaşma sağlamadı, Danışma Kurulunda oy birliği yok.

Şimdi burada şunu açıkça söylüyorum: Bugün bu tartışmalardan sonra 4+4’ün tartışmalarına başlayacağız. Bu önergenizde diyor ki: “Bitimine kadar.” 199, 4+4’ü tartıştık; sizle buradan isterseniz iddiaya girelim, bugün, yirmi dört saatte bitmez. İddiaya girelim, bu geçmez yirmi dört saatte. Geçmeyeceğine göre yarınki gündeme aldığınız yasa görüşülmez, öbür günkü görüşülmez. Bakın, cumartesiye de gensoruları koymuşsunuz; bir kısmında gece 24.00’e kadar, diğerinde bitimine kadar. Yani burada yaşayan insanların hiçbirisi, milletvekilleri robot değil. Robot olsa kumanda aletiyle çalıştırırsınız ama hepsi etten, kemikten oluyor; bir. Sağlıklı yasama açısından bu gerekiyor; Meclisin kamuoyuna açık olması, tartışılması açısından bu gerekiyor.

Şimdi, toplu iş sözleşmeleri, 2/B, bakın, sendikalar yasası ve 4+4, on gün boyunca Meclisin gündemindeki en tartışmalı konuları bu şekilde, cumartesi, pazar, yirmi dört saat… Milletvekilleri, yatmadan, yüzlerini yıkamadan, tıraş olmadan, uyku uyumadan gelecekler, burada çalışacaklar. Vallahi, bu… Başbakan, size, emretmiş olabilir, size robot olarak kumanda elinizde, robot olarak…

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Sözünüzü geri alın, “robot” sözünü geri alın.

HASİP KAPLAN (Devamla) – Bakın, on gün, yirmi dört saat çalışma esası için robot olmak lazım.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Sayın Kaplan, sözünüzü geri alın.

HASİP KAPLAN (Devamla) – Etten kemikten olan bir insan, on gün yirmi dört saat esası çalışamaz.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Robot görmek istiyorsanız, aynaya bakın.

HASİP KAPLAN (Devamla) – “Çalışabiliyorum” diyen varsa, çıksın, gelsin.

Bir de bu temel kanunlar, milyonlarca insanı ilgilendiriyor; işçileri, emekçileri ilgilendiriyor, sağlığı ilgilendiriyor, orman yasaları var, rant olayı var, bilmem ne olayı var. Bu çok ciddi konuları sağlıklı tartışmak zorundayız arkadaşlar. Eğer Mecliste gerilim, gerginlik istemiyorsanız, bu gerginlik, gerilim üzerinden bu yasaları çıkarma niyetiniz yoksa bu Mecliste bir diyalog ortamının oluşması gerekiyor. Yok, “biz biliriz, biz söyleriz, biz yaparız” diyorsanız ayrı bir konudur. “Aha kürsü, aha meydan, aha on gün önünüzde, buyurun istediğinizi yapın.” deriz, başka diyeceğimiz yok. “Yanlış yapıyorsunuz.” diyoruz, “Bunları geri alın, önergenizi de geri alın.” diyoruz.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Kaplan. (BDP ve CHP sıralarından alkışlar)

Şimdi, lehte söz isteyen Mehmet Şandır, Mersin Milletvekili.

Buyurun Sayın Şandır. (MHP sıralarından alkışlar)

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; iddiamız şudur: Üzerinde tartışma olan, üzerinde çok sıkıntılı iddialar olan bir komisyon raporunun gündeme alınmasını talep eden AKP Grubunun Danışma Kurulu grup önerisi var. Biz diyoruz ki: “Üzerinde henüz mutabakat sağlanmayan, üzerinde hukuki tartışma olan bir komisyon raporunu gündeme alamazsınız. Bu, İç Tüzük’e aykırı olur.” İddiamızın aslı budur.

Nedir mesele? Değerli arkadaşlar, içinizde çok değerli hukukçular, akil adamlar, insanlarımız var, onlara hitap ediyorum. Bakın, komisyon toplantısında ben de vardım. Şimdi, orada İç Tüzük… Kanunları değiştirebilirsiniz değerli arkadaşlar ama hukuku, hukukun içinde kalarak değiştirmek mecburiyetindesiniz. Eğer Türkiye Cumhuriyeti devleti bir hukuk devleti ise Anayasa 11’inci maddeye göre bu yasama organının da Anayasa’ya uygun hareket etmek gibi bir mecburiyeti var. Anayasa’ya göre de Meclis, İç Tüzük’e göre çalışır. Şimdi, İç Tüzük’ün 46’ncı maddesinde “Kavga olur, düzeni bozma hareketleri devam ederse komisyon başkanı düzeni sağlar, sağlayamıyorsa erteler veya gereğinin yapılabilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanına bildirir.” deniliyor. Bu komisyon toplantısında hepimiz vardık. Bizim sayın komisyon üyesi arkadaşlarımız söz istediler, sözlerini alamadılar; önergeleri vardı, çok önemli önergeleri vardı, Kur’an-ı Kerim’in tüm okullarda seçmeli ders olarak okutulmasına dair önergesi vardı. Siz de istiyorsunuz. İmam-hatiplerin orta kısmının açılmasıyla ilgili önergesi vardı ama işleme almadınız. “AK PARTİ sıralarından “Bir daha verin.” sesleri)

MEHMET GELDİ (Giresun) – Şimdi verin.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen, Sayın Hatibin sözünü kesmeyelim. Lütfen…

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Efendim, bakın, bu keyfe keder değil, değerli milletvekilleri, bu keyfekeder değil. Bu İç Tüzük’tür amir olan. Bunların tamamı komisyonda görüşülecek, kararlaştırılacak.

Bu konuda Milliyetçi Hareket Partisi olarak iki tane yazı yazdık Meclis Başkanına. Meclis Başkanının altı sayfalık cevabı var. Bakın, yani, içinizde, buradan görüyorum 2 tane sayın hukukçuyu… İç Tüzük 37’ye sığınarak diyor ki: “Komisyonda hiç görüşme olmadan da Genel Kurul bir kanun teklif veya tasarısını Genel Kurula indirebilir.” Böyle bir şey olur mu değerli arkadaşlar? O zaman bu komisyonları niye kuruyoruz? Hani bu komisyonlar ihtisas komisyonlarıydı? Yanlış oluyor!

OKTAY VURAL (İzmir) – Doğru bilmiyor ki Meclis Başkanı! Görüşülmediği zaman 37’ye göre doğrudan gündeme alınmasını isteyecek.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Değerli arkadaşlar, bakın, kanunlar değişir ama hukukun içinde kalarak değişir. Eğer bunun dışında bir yola girerseniz o yol doğru olmaz, size de faydalı olmaz. Onun için teklifimiz şu: Çekin, tekrar görüşelim. “Görüşmeyelim” demiyoruz, içeriğinde birçok mutabık kaldığımız konu var yani ben Sayın Kaplan’ın söylediğine katılmıyorum ama Sayın Başbakan emretti diye bu Meclisin buna teslim olmasını da içime sindiremiyorum, size de yakışmıyor. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OKTAY VURAL (İzmir) – Talimat milletten değil, Seul’den geldi, Seul’den!

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Şandır.

Aleyhte söz isteyen Tunceli Milletvekili Kamer Genç. (CHP sıralarından alkışlar)

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, değerli üyeler; AKP Grubunun verdiği öneri içinde 199 sıra sayılı Yasa Teklifi’nin bugün görüşülmesi var.

Arkadaşlar, bu yasa teklifi görüşülemez. Neden görüşülemez? Komisyona gelmiş bu, 6’ncı maddeye kadar… KİT Komisyonunda toplandı, 6’ncı maddeden sonra Millî Eğitim Komisyonunda toplandı, ertesi gün bir baktık, KİT Komisyonuna gitmiş. İç Tüzük’ün 35’inci maddesi der ki: Komisyonlar önceden Meclis Başkanlığı tarafından tahsis edilen yerde toplanırlar; bir.

İkincisi: Hepimiz, bütün Türkiye seyrediyor her gün, Komisyonda müthiş bir kavga var. Nasıl bir kavga? O gün AKP 150 milletvekili getirmiş Tayyip Bey’in talimatıyla, ondan sonra, Başkan kimseyi görmesin diye 100 tanesini Başkanın önüne dizmiş, 50 tane iri yarı AKP’li milletvekilini de kapıya dizmiş, ondan sonra, bizi kapıdan içeri sokmadılar. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Ya, gördük arkadaşlar, siz hiç mi televizyonları seyretmiyorsunuz? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen…

KAMER GENÇ (Devamla) – Ondan sonra, 6’ncı maddeden sonra hiçbir görüşme olmadı.

AHMET YENİ (Samsun) – Oldu, oldu!

KAMER GENÇ (Devamla) – Bu ne demektir? Yani bunun anlamı şudur: Eğer siz bunu kabul ederseniz o zaman ne olacak? Bundan sonra herhangi bir komisyon başkanı çıkacak, hiç komisyon raporu düzenlemeden raporunu Genel Kurula gönderecek ve ondan sonra Genel Kurul da müzakere etmek durumunda kalacak.

Arkadaşlar, bakın, çoğunluğunuz var… Komisyonda 6’ncı maddeden sonra muhalefet konuşmamış, burada haksızsınız. Biz size demiyoruz ki: “Çıkarmıyorsunuz.” Tamam, Komisyon alsın bunu… Çoğunluk sizde, belli bir sayıya kadar konuşmalar da olduktan sonra ne olur? Yeterlik önergesini verirsiniz, yeterlik önergesi oylanır ve maddeler geçer ama sizin burada haksızlığınız, diyorsunuz ki: “Biz muhalefet partilerini konuşturmayacağız, Komisyonda müzakereyi yaptırmayacağız, getireceğiz, Genel Kurulda da müzakere edeceğiz.” Arkadaşlar, ne bu hukuka sığar ne bu mantığa sığar ne bu hakka sığar.

Şimdi, Tayyip Bey’in Obama sırtını ovalıyor. Bakın, Amerika bir zamanlar Pinochet’nin de sırtını ovalıyordu. Onun için, bu, size bir cesaret vermesin. Siz burada kanundan yanaysanız, hukuktan yanaysanız, adaletten yanaysanız Komisyonda müzakere edilsin, ondan sonra gelsin. Biz size demiyoruz ki: “Kardeşim, çıkaramazsınız.” Ama siz konuşma hakkımızı gasbediyorsunuz. Dolayısıyla, yaptığınız hukuksuzluktur. Bunun bedelini pahalı ödersiniz çünkü biz haklıyız, bizi konuşturmadınız. Komisyonda konuşturmama hakkınız yok. Komisyonda müzakere edilsin, gelsin.

Meclis Başkanı… Biraz önce söylendi, 46’ncı maddeye göre de açık, kavgalı Komisyon oturumu olmuş, dolayısıyla…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KAMER GENÇ (Devamla) - …Komisyonda yeniden müzakere edilmesi lazım. Bakın, aklıselim herkesin bunu kabul etmesi lazım.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Genç.

Lehte söz isteyen Nurettin Canikli, Giresun Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; konuşmamın başında öncelikle şunu belirtmek istiyorum: AK PARTİ milletvekillerinin, AK PARTİ Grubu milletvekillerinin tamamı bu teklifi gururla, onurla destekliyorlar ve onun için buradalar değerli arkadaşlar. (AK PARTİ sıralarından “Bravo!” sesleri, alkışlar)

AK PARTİ Grubu milletvekilleri milletten aldığı talimatın gereğini yerine getirmek üzere şu anda buradalar, onun gereğini yerine getiriyorlar değerli milletvekilleri. (AK PARTİ sıralarından “Bravo!” sesleri, alkışlar)

KAMER GENÇ (Tunceli) – Cehalet alkışlanmaz! Bak, sen hangi hukuku okudun yahu? Hangi okuldan mezunsun, söylesene!

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Bakın değerli arkadaşlar, gündemle ilgili kırmızı kitap, bunun 147’nci sırasında. Şu anda tartışma konusu olan 199 sıra sayılı Teklif’le ilgili çok net olarak bilgi var: Gündeme girmiş, Komisyon raporu usulüne uygun olarak kabul edilmiş…

ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Böyle bir usul yok, ona usul mü diyorsunuz Allah aşkına!

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - …Komisyon görüşmelerinin İç Tüzük’e, hukuka uygun olduğu anlaşıldığı için…

OKTAY VURAL (İzmir) – Yok, yok.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Komisyonda müzakere edilmiş mi, edilmemiş mi?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - …Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul Gündem kitapçığına dâhil edilmiş arkadaşlar.

OKTAY VURAL (İzmir) – Komisyonun Başkanının imzası da yok, sen imzaladın onu.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Dolayısıyla, ifade edildiği gibi…

ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Yapmayın ya!

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - …“Yok hükmündedir, görüşülemez.” gibi iddiaların -maalesef, kusura bakmayın- hukuki hiçbir geçerliliği bulunmamaktadır değerli arkadaşlar.

ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Dayakla usule uygun hâle getirilen bir yasa tasarısı. Yapmayın ya! Gözümüzün içine baka baka yalan söylüyorsunuz ya!

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Tartışılabilir, eleştirebilirsiniz ama hukuki olarak, hukuki açıdan bakıldığında, İç Tüzük hükümleri çerçevesinde olayı değerlendirdiğimizde söyleyeceğimiz tek bir şey vardır: Bu önergemiz hukuka uygundur, İç Tüzük’e uygundur.

OKTAY VURAL (İzmir) – Değil, değil, değil, Komisyonunuz da değil.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Gündemde yer alan, bu kitapta yer alan 199 sıra sayılı bir Teklif’in öne alınmasını ve görüşülmesini önermektedir.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Canikli, sana bir hikâye anlatayım ben.

OKTAY VURAL (İzmir) – Değil, değil, değil.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Bu açıdan son derece doğaldır, hukukidir.

OKTAY VURAL (İzmir) – Olmayan bir komisyon toplantısı.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Değerli arkadaşlar, bunun çok net bir şekilde belirtilmesi ve kayıtlara geçmesi gerekir.

OKTAY VURAL (İzmir) – Komisyonu siz AKP Genel Merkezinde topladınız.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Tabii, herkes her şeyi söyleyebilir, buna bir itirazımız yok.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Aptallar her şeyi söyler.

OKTAY VURAL (İzmir) – Talimatla yaptınız.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Biz, kimsenin söyleyemeyeceğini, birtakım iddialarda bulunamayacağını söylemiyoruz, söylediğimiz sadece şudur: Hukukun karşısında, İç Tüzük hükümleri karşısında geçerli olan budur, doğru olan budur, biz de doğruyu yapıyoruz değerli arkadaşlar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

OKTAY VURAL (İzmir) –  Siz hukuku yok saydınız, siz hukuku yok ediyorsunuz, “hukuk” diyorsunuz.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Bakın, biraz önce bir sayın konuşmacı ifade etti ama doğru ifade etmedi. 91’inci madde çerçevesinde dört yasanın -şu anda buradaki teklif ve tasarının- temel yasa olarak görüşülmesine ilişkin olarak herhangi bir hukuki eksiklik söz konusu değildir.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Danışma Kurulunda görüşmedik ki. Görüşmedik, konuşmadık.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Bugün yapılan ve şahsımın da temsilen katıldığı Danışma Kurulu toplantısında, bütün bunlar çok net bir şekilde, tane tane, tadadi olarak ve kayıtlara geçecek şekilde ifade edilmiştir. Bu açıdan herhangi bir boşluk, herhangi bir eksiklik söz konusu değildir arkadaşlar. Bunu da burada belirtmekte fayda var.

Şimdi, değerli arkadaşlar, bazen çok çalışma, uzun çalışma gerekebiliyor. Bu Mecliste bizden önce de yani 22’nci Dönemden önce de    -çok uzun yıllar önce de- bizim dönemde de yani 22, 23, 24’üncü dönemlerde de -muhtemelen bizden sonra da- zaten çalışma saatleri uzatılabiliyordu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Canikli.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Bunları normal karşılamak lazım. Çalışma olabilir daha önce de sabahlara kadar çalıştık.

BAŞKAN – Sayın Canikli, lütfen…

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Dolayısıyla, milletin lehine olmak şartıyla, milletin geleceğiyle ilgili böyle çalışmaları yapmanın da hiçbir mahsuru yoktur.

Hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkan…

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Vural.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkan, siz tatmin oldunuz mu? Yani 63’e göre…

BAŞKAN – Açıklama yapacağım müsaade ederseniz.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Oylayarak meseleyi meşrulaştıramazsınız.

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun.

OKTAY VURAL (İzmir) – Bir komisyonun… İç Tüzük 37’nci maddeye göre, komisyonların gelen kanun tekliflerini görüşme diye bir mecburiyeti yok, sonlandırma diye bir mecburiyeti yok.

KAMER GENÇ (Tunceli) – O kırk beş gün sonra.

OKTAY VURAL (İzmir) – Ancak usulüne uygun gündeme alınması lazım. İç Tüzük 37’ye göre, usulüne uygun gündeme alınması için, görüşülmeyen raporları ancak…

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Konumuzla hiç alakası yok Sayın Başkan.

OKTAY VURAL (İzmir) - … hükûmet ya da teklif sahibi olan teklif edebiliyor.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Efendim, 37’e göre gelmedi ki o!

OKTAY VURAL (İzmir) – Dolayısıyla, usulüne uygun bitmemiş bir şeyin gündeme alınması, yazılması İç Tüzük’e göre aykırıdır.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – 37’ye göre teklif yok ki!

OKTAY VURAL (İzmir) – Dolayısıyla, bunları ayrıca İç Tüzük 37 çerçevesinde getirmeniz lazım. Bu bakımdan, Başkanlığın doğrudan gündeme alması yanlıştır. İç Tüzük 37’ye göre bir işlem yapılmadığı için Başkanlığın gündeme yazmış olması bunun illa önceliğinin Danışma Kurulu kararıyla alınmasını mümkün kılmaz. Bu bakımdan…

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Vural.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Sayın Başkanım, biz grup önerimizi İç Tüzük 37’ye göre getirmedik ki! Böyle bir tartışma söz konusu değil.

BAŞKAN – Sayın Canikli, konu anlaşıldı.

OKTAY VURAL (İzmir) – İç Tüzük 37’ye göre sen getiremezsin grup olarak zaten.

BAŞKAN – Lütfen… Teşekkür ederim.

Sayın milletvekilleri…

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan, ben Komisyondan atıldım. Özür dilerim…

BAŞKAN – Bildiğiniz üzere…

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Tekme tokatla Komisyondan atıldım. Bu nasıl “usulüne göre” geliyor?

BAŞKAN – Söz konusu teklifin Komisyondaki görüşme süreci ve sonuçlandırılmasıyla ilgili olarak…

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Ama bakın, Komisyonda söz alan bir milletvekiliyim, tekme tokat atılan bir milletvekiliyim.

OKTAY VURAL (İzmir) – Yok öyle bir imza. Öyle bir imza yok. Korsan imza efendim onlar, korsan!

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan, tekme tokat…

BAŞKAN – Sayın Tanal, lütfen, konuştu parti temsilciniz. Söz verdik, konuştu üç dakika, tartışıldı.

MAHMUT TANAL (İstanbul)  – Siyasi İktidar Grup Başkan Vekili “Hukuka uygundur.” diyor.

Bakın, hangi tüzükte milletvekili tekme tokat atılabiliyor?

BAŞKAN – Sayın Tanal, ama böyle bir usul var mı şimdi? İç Tüzük’ten bahsediyorsunuz, İç Tüzük ihlali yapılıyor. Lütfen oturur musunuz yerinize.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – İzin istiyorum ben sizden.

BAŞKAN – Konuştu temsilciniz. Grup Başkan Vekilinizin görevlendirdiği Sayın Genç konuştu.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Efendim, milletvekiliyim ben aynı zamanda. Yani lütfen…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Siz vicdanen tatmin oldunuz mu? Siz vicdanen tatmin oldunuzsa deyin ki, “Ben vicdanen tatmin oldum.”

BAŞKAN – Sayın Genç, müsaade ederseniz, açıklama yapacağım zaten.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Böyle bir uygulama…

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Değerli Başkanım, siz hiç tekme tokatla komisyondan atıldınız mı?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Böyle yanlış işler yapmaz Başkan.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sizi hiç tekme tokatla komisyondan attılar mı Değerli Başkanım?

BAŞKAN - Sayın Tanal, müsaade eder misiniz, açıklama yapacağım.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Bakın, gülüyorlar. Bakar mısınız yüzlerine?

BAŞKAN – Lütfen, müsaade eder misiniz.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Bakın, gülüyorlar, utanmaları gerekir. Bu bir ayıp değil mi?

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, bildiğiniz üzere, söz konusu teklifin Komisyondaki görüşme süreci ve sonuçlandırılmasıyla ilgili olarak Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi gruplarının, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına hitaben yazılı itirazları olmuştur.

OKTAY VURAL (İzmir) – Okuyalım onları efendim, Genel Kurul haberdar olsun.

ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) – Ne olmuş?

BAŞKAN - Bu itirazlarda bugün de belirtilen pek çok husus dile getirilmiştir.

OKTAY VURAL (İzmir) – Hangi hususlar?

BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı tarafından söz konusu yazılar, itirazların incelenmesi ve değerlendirilmesi için Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanlığına iletilmiştir.

ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) – Kuzuyu kurda emanet etmiş Başkan. Âciz Başkan!

BAŞKAN - Komisyon Başkanlığının 21 Mart 2012 tarihli cevabi yazısında, Komisyonun gündemine hâkim olduğu ve görüşmelerin Anayasa ve İç Tüzük kuralları çerçevesinde gerçekleştirildiği bildirilmiştir.

ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) – Allah’tan korkmadan öyle yazdılar.

OKTAY VURAL (İzmir) – Bildirmekle olmaz ki efendim, İç Tüzük’ü uygulamakla siz mükellefsiniz.

BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının, komisyonca görüşülüp yeterli çoğunlukla karara bağlanmış bir komisyon raporunu yok sayacak…

ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) – Allah’tan korkmadan…

OKTAY VURAL (İzmir) – Yok öyle bir şey, yok öyle bir şey.

BAŞKAN - …bir işlem tesis etme yetkisi bulunmamaktadır.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – İç Tüzük 14’üncü maddenin hükmü ne?

BAŞKAN - Bu nedenle, komisyon raporu bastırılarak milletvekillerine dağıtılmış ve Genel Kurulun gündemine girmiştir. Geçmiş uygulamalara bakıldığında da zaman zaman İç Tüzük’ün 35’inci maddesine aykırı olarak tasarı veya tekliflere yeni madde ihdasına ilişkin komisyon raporlarının ilgili komisyonlara bir daha değerlendirilmek üzere geri gönderildiği ancak komisyonların raporlarında herhangi bir değişiklik yapmadıklarını belirten cevabi yazılarını müteakip komisyon raporlarının bastırılıp dağıtıldığı görülmektedir. Bu nedenle, grup önerisinin görüşülmesinde İç Tüzük’e aykırı bir durum bulunmamaktadır.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkan…

AYTUĞ ATICI (Mersin) – Yazıklar olsun!

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan, bakın…

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, kem söz kime aitse iade ediyorum.

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan…

BAŞKAN - Buyurun Sayın Vural.

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan, bakın, biraz önce okuduğunuz konuda diyor ki:  “Bunlarla ilgili komisyonlara gönderiyoruz ama gelmiyor.” Bu Komisyonla ilgili geri gönderme işlemi yapmış mı? Yapmadınız. Niye yapmıyorsunuz?

BAŞKAN – Gelmiş, milletvekillerine dağıtılmış Sayın Vural, benim…

OKTAY VURAL (İzmir) – Hayır, yapmadınız.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Efendim, Sayın Başkanlığın takdirinde, Sayın Meclis Başkanlığının takdirinde.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Hamzaçebi.

Başka sözünüz var mı Sayın Vural?

Buyurun Sayın Hamzaçebi.

OKTAY VURAL (İzmir) – Daha çok… Daha çok…

BAŞKAN – Tamam, peki.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan… (CHP ve MHP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen…

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, biraz önce, burada bir usul tartışması yapıldı. Usul tartışması sonucunda, siz…

BAŞKAN – Görüşümü belirttim, evet.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Görüşünüzü belirtmenin ötesinde başka bir şey daha yaptınız.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Bu görüşünüz değil ki, bir aktarma yaptınız.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Bir metni okudunuz. Başka bir şey yaptınız şimdi, yani siz, Komisyonla Meclis Başkanlığı arasında yapılan yazışmalar sonucunda sürecin usulüne uygun olarak işlediği yönünde bir değerlendirme yaptınız. Bu, yeni bir tartışma konusudur efendim. Siz “Tutumumda bir değişiklik yoktur.” diyebilirsiniz ama bir başka şeyi söylüyorsunuz şimdi, okuduğunuz metin…

OKTAY VURAL (İzmir) – Onlar doğru değil.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – …gerçeklere aykırıdır, doğru değildir. Bu konuda yeniden bir usul tartışması açılmasını istiyorum.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, zaten bizim grup önerimiz, usul tartışması.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Sayın Başkanım, biraz önce, bu konuyu biz usul tartışması çerçevesinde tartıştık, değerlendirdik ve Sayın Başkan, siz de düşüncenizi ifade ettiniz. Yani konuşulmuş, tartışılmış bir konu üzerinde yeniden usul tartışması açılır mı Sayın Başkanım, böyle bir şey olabilir mi?

OKTAY VURAL (İzmir) – Biz, grup önerisinin görüşülmeyeceğini ifade ediyoruz.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – O zaman sabaha kadar burada usul tartışmaları yaparız.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Sayın Hamzaçebi, bütün bu konular… Bir saniye…

AYTUĞ ATICI (Mersin) – Zorbalıkla çalışma ihlal ediliyor. Siz de onu savunuyorsunuz.

BAŞKAN – Bu konularda söyleyecekleriniz varsa zaten grup önerisinde dile getireceksiniz. Bildiğim kadarıyla da…

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, siz şimdi bir başka şey yaptınız.

BAŞKAN – Hayır, başka bir şey yapmadım. Ben, yazışmalardan bahsettim Sayın Hamzaçebi.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Efendim, son yaptığınız açıklama…

BAŞKAN – Sayın Hamzaçebi, ben, Meclis Başkanlığının yaptığı yazışmalardan bahsetmeyeyim mi? Yanlışlık neresinde bunun?

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Ama bakın…

BAŞKAN – Onların yazışmalarının haricinde neyi söyledim ben?

OKTAY VURAL (İzmir) – Efendim, sizin uygulamanızı biz tartışıyoruz şu anda, Meclis Başkanının yazısını tartışmıyoruz ki.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, şimdi biz, biraz önce bir başka şeyi tartıştık usul tartışmasında.

BAŞKAN – Benim uygulamam… Biraz önce ben tartışma açtım, konuştunuz.

OKTAY VURAL (İzmir) – Ama yapmadınız.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, bitireyim cümlelerimi.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Siz, Meclis Başkanının kanaatini bize aktardınız.

BAŞKAN – Her siyasi partinin sayın milletvekillerine, temsilcilerine söz verdim.

OKTAY VURAL (İzmir) – Meclis Genel Kurulunu siz yönetiyorsunuz.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, izninizle ben bitireyim cümlelerimi.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Meclis Başkanının kanaatini buraya aktararak usul tartışması olmaz.

OKTAY VURAL (İzmir) – Herhâlde gölge başkan değilsiniz yani.

BAŞKAN – Ama sadece Sayın Meclis Başkanının kararını değil efendim. Meclis Başkanının yazışmalarını ve verdiği kararı burada okudum, hepsi bu. Bunda ne var yani?

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, lütfen…

BAŞKAN - Tartışma konusu neresi burada?

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Millî Eğitimle ilgili teklifin gündeme alınamayacağı konusunda bir usul tartışması yapıldı. Usul tartışması sonucunda siz tutumunuzu değiştirebilirsiniz veya değiştirmeyebilirsiniz, bu sizin karar vereceğiniz bir konu. Bu tartışma sonucunda, tutumumda değişiklik yok diyerek tartışmayı noktalayabilirsiniz. Siz bir başka şey yaptınız şimdi, tamamen usulsüz olan o yazıların içeriğiyle ilgili olarak o yazıların doğru olduğu anlamında bir açıklama yaptınız. Ben, bu tutumunuzla ilgili usul tartışması açılmasını istiyorum.

OKTAY VURAL (İzmir) – Tartışılan konu bu değil efendim.

BAŞKAN – Efendim tartışılan konu nedir? Adalet ve Kalkınma Partisinin grup önerisinin görüşülüp görüşülmeyeceği konusu ve görüşülemeyeceğini Sayın Vural, Sayın Kaplan, grup başkan vekillerimiz bahsettiler. Ben de tutumumla ilgili tartışma açtım, konu tartışıldı.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Ama tekrar usulsüzlük yaptınız.

BAŞKAN - Tutumumun niçin değişmeyeceğinin gerekçesini de açıkladım, şimdi tartışılması gereken nedir?

OKTAY VURAL (İzmir) – Gündeme alınamaz efendim, İç Tüzük 37’ye göre doğrudan gündeme alma önergesi olmadan Danışma Kurulu grup önerisi olmaz, İç Tüzük 37 onu söylüyor. Biz diyoruz ki gündeme yazamazsınız bunu. Nasıl yapabilirsiniz, böyle bir şey olabilir mi? Biz onu söylüyoruz yoksa bununla ilgili tartışmayı sonra yapacağız.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, usul tartışması açılmasını talep ediyorum.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Şandır, yerinizden.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkanım, bakın sizin okuduğunuz yazının devamında, İç Tüzük 37’ye göre yapılacak bir şey olmadığı beyan ediliyor. Hâlbuki burada İç Tüzük 37’ye göre bir gündem belirleme konusu yok. Dolayısıyla, bakın yani burada bir iddia var. Komisyonun raporu İç Tüzük’e uygun değildir, Genel Kurula indirilmesi İç Tüzük ihlali olur.

BAŞKAN – Gerekçesini açıkladım efendim.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Şimdi bunu öneren bir grup önerisini burada gündeme alırsanız İç Tüzük ihlali yapmış olursunuz.

OKTAY VURAL (İzmir) – Gündeme almanız da yanlış.

BAŞKAN – İç Tüzük ihlali olmadığını, görüşümün gerekçesini de açıklayarak belirttim ben Sayın Şandır, daha neyi açıklamamı istiyorsunuz onu anlamış değilim.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Anladım da, yani Meclis Başkanının cevabının sonu İç Tüzük 37’ye göre, ama İç Tüzük 37 eğer sizin gerekçenizse, buraya getirilen öneri İç Tüzük 37’ye göre gelmiyor.

BAŞKAN – Sayın Şandır, teşekkür ediyorum.

Sayın Hamzaçebi, buyurun.

İki dakika süre veriyorum.

OKTAY VURAL (İzmir) – Neyle ilgili efendim?

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Usul tartışması efendim, değil mi?

BAŞKAN –  Usul tartışması açıyorum, buyurun.

OKTAY VURAL (İzmir) – Aleyhinde efendim…

NURETTİN CANİKLİ  (Giresun) –  Sayın Başkan, böyle usul tartışması olmaz.

OKTAY VURAL (İzmir) – Aleyhinde…

BAŞKAN –  Lehte mi, aleyhte mi Sayın Hamzaçebi?

OKTAY VURAL (İzmir) – Aleyhinde…

NURETTİN CANİKLİ  (Giresun) –  Lehte Sayın Başkan…

AHMET AYDIN (Adıyaman) –  Aleyhte…

OKTAY VURAL (İzmir) – Mehmet Şandır, lehte…

BAŞKAN –  İki dakika…

Buyurun efendim.

2.- Yapılan usul görüşmelerinden sonra Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut’un yaptığı açıklamadan dolayı Başkanlığın tutumu hakkında

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biraz önce bir usul tartışması yaşandı. Usul tartışması sonucunda Sayın Başkan önündeki yazılı metni okuyarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi Millî Eğitim Komisyonu ile Meclis Başkanlığı arasındaki yazışmaları özetleyerek yasama sürecinin doğru yürüdüğü, İç Tüzük’e uygun yürüdüğü anlamında bir değerlendirme yaptı.

Bir kere, Millî Eğitim Komisyonunca Meclis Başkanlığına yazılan yazı gerçekleri yansıtmamaktadır. Millî Eğitim Komisyonu Başkanı yazısında, Komisyonda söz talep eden bütün milletvekillerine söz hakkının verildiğini söylemektedir.

BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) – Doğru değil.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) –  Bu, tamamen gerçeğe aykırıdır. Sayın Muharrem İnce’nin tutanaklara geçmiş olan, Sayın Başkanın “Söz isteyen var mı?” sorusuna cevaben “Söz istiyorum.” talebi vardır. Bu talebe rağmen Sayın Başkan “Söz isteyen yok” demiştir. “Kabul edenler… Etmeyenler…” diyerek maddeyi oylamıştır. Açık bir İç Tüzük ihlali vardır, birinci olay budur.

İkincisi, Sayın Meclis Başkanı, İç Tüzük’ün 29’uncu maddesine aykırı olan bu durum nedeniyle Komisyon raporunu Komisyon Başkanına iade etmesi gerekirken, sadece bizim iddialarımızı Komisyona göndermiş, Komisyondan aldığı yazıyı da Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna göndermiş, başka hiçbir şey yapmamıştır. Hâlen İç Tüzük’e aykırılık, İç Tüzük’ün 29’uncu maddesine aykırılık açık bir şekilde ortada durmaktadır.

Önceki 4 Meclis Başkanı, çok daha hafif aykırılıkta bu tip düzenlemeleri ilgili komisyona iade ettiği hâlde, Sayın Cemil Çiçek bu iade işlemini gerçekleştirmemiştir. Buna rağmen bu teklifin komisyon sürecinin İç Tüzük’e uygun olduğunu beyan etmeniz doğrusu son derece yadırgadığım bir husustur ve bu tutumunuz İç Tüzük’e aykırıdır.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN –  Teşekkür ediyorum Sayın Hamzaçebi.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan, Grup Başkan Vekilimiz usul tartışması üzerine söz aldı, siz iki dakika söz verdiniz. 63’üncü maddenin son fıkrası “onar dakika” diyor.

BAŞKAN – Sayın Canikli buyurun, lehte söz isteyen Sayın Canikli… (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Bakın, okuyun, burada yine bir usulsüzlük var. Sizden istirham ediyorum…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, aslında bunu da yanlış yaptınız. Önce lehte söz vereceksiniz, önce aleyhte verdiniz.

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan, önce lehte söz vermeniz gerekiyor.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; önce şu hususu bir netleştirelim: Biz neyi görüşüyoruz, neyi tartışıyoruz? Biz, burada Meclis Başkanımızın Komisyona yazdığı yazıyı, oradan gelen cevabı tartışmıyoruz değerli arkadaşlar. Biz, AK PARTİ grup önerisi üzerinde bir tartışma yapıyoruz.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Hayır, o değil, gündeme alınıp alınamama konusu…

OKTAY VURAL (İzmir) – Gündemle ilgili, Nurettin Bey…

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Dolayısıyla, İç Tüzük’ün 37’nci maddesi çerçevesinde kanaat ortaya koyan Sayın Meclis Başkanıdır.

OKTAY VURAL (İzmir) – Gündemle ilgili…

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Biz, burada Meclis Başkanını tartışmıyoruz, Meclis Başkanının icraatlarını tartışmıyoruz.

MUHARREM İNCE (Yalova) – Evrak memuru o, evrak memuru, ne Meclis Başkanı…

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Böyle bir hakkımız yok, böyle bir yetkimiz yok. Biz, şu anda burada gündemde olan AK PARTİ grup önerisini tartışacağız. Olay bu.

Dolayısıyla, İç Tüzük 37 gerekçe gösterilerek birtakım iddialarda bulunmanın gerçekten hukuki bir mantığı yok değerli arkadaşlar. Böyle bir şey ileri sürülebilir mi?

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Gündeme Sayın Meclis Başkanı alıyor.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Bizim önergemizin gerekçesinde ya da önergemizle ilgili olarak getirilmesinde İç Tüzük 37’ye göre görüşülmesini talep etmiyoruz ki…

OKTAY VURAL (İzmir) – Gündeme giremez…

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Biz, genel hükümler çerçevesinde gündeme girmiş olan, 147 sırasıyla gündeme girmiş olan bir kanun teklifinin öne alınarak görüşülmesini talep ediyoruz.

OKTAY VURAL (İzmir) – Gündeme giremez ki! Onu söylüyoruz.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, yaptığımız budur, hepsi de usule uygundur. O yüzden, tartışma imkânımız olmayan, Meclisin gündeminde de olmayan Meclis Başkanımızın yaptığı yazışmaları bizim burada tartışma imkânımız yok.

Ayrıca bir de, bakın şunu çok net olarak ifade etmemiz gerekiyor: Herkes kanaatini, gerçek kanaatini, düşüncesini burada açık olarak ifade etmek zorunda.

OKTAY VURAL (İzmir) – Komisyonda niye izin vermediniz? Talimat mı gelmişti Komisyonda?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Yani şu anda 199 sıra sayılı Kanun Teklifi’ne ilişkin yanında mısınız, değil misiniz? Esas tartışılan bu değerli arkadaşlar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Herkes buna göre kararını vermek zorunda.

OKTAY VURAL (İzmir) – Geç onu geç… Niye engellediniz?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Herkes buna göre pozisyonunu almak zorunda samimi olarak. Etraftan dolaşmaya gerek yok.

OKTAY VURAL (İzmir) – Kur'an’ı Kerim’in okutulmasını niye engellediniz? 

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Etraftan dolaşmaya gerek yok. Önergeleri şu anda vermeniz mümkün.

OKTAY VURAL (İzmir) – Niye engelliyorsun?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Önergeleri vermeniz mümkün efendim.

OKTAY VURAL (İzmir) – Kur'an Kerim’le ilgili önergemizin görüşülmesini niye engelliyorsunuz?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - İstediğiniz önergeyi verebilirsiniz. Bütün grupların önerge verme hakları var.

OKTAY VURAL (İzmir) – Niye engelliyorsunuz? Peygamber Efendimiz’in hayatını ders olarak okutsak ne olur?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Oradan yana problem yok. Gelin önergelerinizi verin, tartışalım, değerlendirelim.

OKTAY VURAL (İzmir) - Ne olur? Niye engelliyorsunuz? Niye komisyonda engellediniz? Göreydik sizi de.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Şunu istiyoruz çok net olarak: Bu kanun teklifinin yanında mısınız karşısında mısınız? (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Aleyhte söz isteyen Oktay Vural.

OKTAY VURAL (İzmir) – Aleyhte, lehte…

BAŞKAN - Yalnız Sayın Vural bir saniye. Burada bendeki notta lehte söz isteyen Hasip Kaplan. Çünkü siz aranızda karar vermek durumundasınız.

OKTAY VURAL (İzmir) – Karar vermemize gerek yok ki aramızda. Bizim hepimizin sözü özü birdir.  Dolayısıyla, bir farkımız yok.

BAŞKAN – Peki.

Buyurun Sayın Vural.

OKTAY VURAL (İzmir) – Efendim burada ben açıklıkla şunu söylüyorum ki: Komisyon Raporu’yla ilgili değerlendirmeleri zaten sonra yapacağız ama burada kalkıp Nurettin Canikli “Karşı mısınız?” Siz o gün, Bizim, Kur’anı Kerim’in ders olarak okutulmasıyla ilgili önergenin verilmesini zorla engellediniz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Ver önergeyi.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Verin, verin.

OKTAY VURAL (Devamla) - Peygamber Efendimiz’i engellediniz ama şimdi engelleyemeyeceksiniz, topunuz gelse engelleyemeyeceksiniz, topunuz gelse engelleyemeyeceksiniz. Yüreğiniz varsa engelleyin, yüreğiniz varsa engelleyin, ciğeriniz varsa engelleyin. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Engelleyemeyeceksin. Orada engellediniz.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Var zaten.

OKTAY VURAL (Devamla) - Şimdi burada asıl tartışılan konu şu Sayın Başkan: Gündeme girmesi için komisyon raporu olması lazım. Eğer bir komisyon raporu yoksa, görüşülmemişse İç Tüzük 37’ye göre hükûmet ya da teklif sahibi doğrudan gündeme alınmasını isteyebilir. Dolayısıyla, sizin bunu gündeme almanız yani Meclis Başkanlığı burada 147 sıra sayıyla gündeme almış, bu yanlış, bu yanlış. Ha getirirsin İç Tüzük 37’ye göre, beş dakika konuşursun, parmak çoğunluğu yaparsın. Grup önerisiyle yapamazsın bunu. Olmayan bir komisyon raporunu, tamamlanmamış bir raporu sen ancak İç Tüzük 37’ye göre getirirsin.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Oktay Bey, karşı mısın değil misin, onu söyle.

OKTAY VURAL (Devamla) - O bakımdan burada tekraren ifade ediyorum ki ne yaparsanız yapın Heybeliada Ruhban Okulunun açılmasına ilişkin tezgâhlarınızı, başka dillerde Kürtçe eğitimle ilgili tezgâhlarınızı deşifre edeceğiz sizin, kaçamayacaksınız. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bunları, bunlarla ilgili itirazlarımızı komisyonda dile getirmemizi engellediniz ama Genel Kurulda topunuz gelse, tankınız gelse…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OKTAY VURAL (Devamla) - …neyiniz gelirse gelsin engelleyemeyeceksiniz. Hadi bakalım! (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Vural.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Teklifinizi verin, itirazımız yok.

OKTAY VURAL (İzmir) – Gidip Seul’de, Heybeliada Ruhban Okulunu açmak için program hazırlıyorsunuz ha!

BAŞKAN – Lehte söz isteyen Hasip Kaplan, Şırnak Milletvekili.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; her iktidar geldiğinde, Millî Eğitim Bakanı kendine göre bir eğitim tedrisatı getiriyor ve eğitim Türkiye’de yazboz tahtasına döndü. Komisyondaki tartışmalar ise gerçekten demokrasi adına fecâat. Demek ki sayısı çok olan, kaba kuvveti iyi olan komisyonlarda artık önü tutarak -komisyon önünü- çok rahatlıkla istediği kadar, yirmi dört maddeyi yirmi dakikada geçirebilecek. Muhalefet, şerhlerini yazamayacak. Ondan sonra gelecek Meclis Başkanına, Meclis Başkanı da “Uygundur.” diyecek, Genel Kurula gidecek; gidin, kendiniz halledin.

Burada konuşulan, çocuklarımızın, geleceğimizin, ülkenin istikbalidir arkadaşlar. Aceleniz ne? Yeni bir anayasa yapıyoruz. Yeni bir anayasada eğitimi tartışacağız. Irkçı bir eğitime karşıyız, şovenist bir eğitime karşıyız, asimilasyoncu eğitime karşıyız, faşist bir eğitime karşıyız, ana dili yasaklayan bir eğitime karşıyız. Bırakın, bizler de bu konuları… Türkiye’nin barışını konuşacağımız konular bunun içinde var. Şimdi bunları konuşamayacağız, tartışacağız, bağrışacağız; gürültü, gerginlik komisyondaki gibi; ondan sonra yasa yaptık! Böyle yasa olmaz arkadaşlar. İnanın, demokrasi adına çocuklarımıza bırakacağımız en kötü miras şu sağlıksız tartışma usulüdür, şu sağlıksız yasa yapma usulüdür.

Ben “Robot muyuz?” dediğim zaman kızıyor arkadaşlar. Evet, robotlaştırıyoruz insanları Mecliste, düşünmelerini alıyoruz; “yap”, “et”, “kaldır elini, indir elini” durumuna getiriyoruz. Bu da milletin iradesi değil arkadaşlar. Milletin iradesine biraz daha özen gösterin.

Saygılarımla. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın milletvekilleri, Başkanlıkça bastırılıp dağıtılmış, gelen kâğıtlar listesine ve gündeme alınmış bir komisyon raporunu içeren bir siyasi parti grubunun önerisinin işleme alınmasında usule, İç Tüzük’e aykırılık görülmemekte olup tutumumda bir değişiklik olmamıştır.

OKTAY VURAL (İzmir) – Tamamen İç Tüzük ihlali yapıyorsunuz, sizin için bu kâğıt parçası…

BAŞKAN – Raporun içeriğiyle ilgili tartışmalar…

OKTAY VURAL (İzmir) – Bu kâğıt parçası…

BAŞKAN – Müsaade edin, müsaade edin lütfen…

OKTAY VURAL (İzmir) – Orada oturup yapabilirsiniz ama bu hukuk değil. Gözler kulaklar şehadet etsin ki milletin hukukunu yok ediyorsunuz.

BAŞKAN – Raporun içeriğiyle ilgili tartışmalar konunun görüşmeleri sırasında yapılabilecektir.

OKTAY VURAL (İzmir) – Yok ediyorsunuz…

BAŞKAN – Öneriyi okutuyorum:

VII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

4.- Gündemdeki sıralama ile Genel Kurulun çalışma gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine; (11/8) ve (11/9) esas numaralı gensoru önergelerinin, gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmına alınmasına, gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmelerinin, Genel Kurulun 31/3/2012 Cumartesi günkü birleşiminde yapılmasına; 199, 200, 198 ve 197 sıra sayılı kanun teklif ve tasarılarının İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin AK PARTİ Grubu önerisi

                                                                                                                        27/3/2012

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulu'nun 27.03.2012 Salı günü (bugün) yaptığı toplantıda siyasi parti grupları arasında oy birliği sağlanamadığından, İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince, Grubumuzun aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.

                                                                                                           Nurettin Canikli

                                                                                                                 Giresun

                                                                                              AK PARTİ Grup Başkan Vekili

Öneri:

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" Kısmında yer alan 199, 200, 198 ve 197 sıra sayılı kanun teklif ve tasarılarının bu kısmın sırasıyla 4, 5, 6 ve 7 nci sıralarına alınması ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesi,

Genel Kurulun;

27 Mart ve 03 Nisan 2012 Salı günkü birleşimlerde Sözlü Sorular ve Diğer Denetim konularının görüşülmeyerek, bu birleşimlerde gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında yer alan işlerin görüşülmesi,

Haftalık çalışma günlerinin dışında 30 Mart 2012 Cuma, 31 Mart 2012 Cumartesi, 01 Nisan 2012 Pazar ve 02 Nisan 2012 Pazartesi günleri saat 14.00'te toplanarak bu birleşimlerde gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında yer alan işlerin görüşülmesi,

27 Mart 2012 Salı günkü (bugün) birleşimde Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" Kısmının 4 üncü sırasında yer alan 199 sıra sayılı kanun teklifinin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışmalara devam edilmesi, bu birleşimde görüşmelerinin tamamlanamaması halinde 28 Mart 2012 Çarşamba günkü birleşimde 199 sıra sayılı kanun teklifinin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışmalara devam edilmesi,

29 Mart 2012 Perşembe günkü birleşimde Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" Kısmının 6 ncı sırasında yer alan 198 sıra sayılı kanun tasarısına kadar olan işlerin bitimine kadar,

30 Mart 2012 Cuma günkü birleşimde Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" Kısmının 7 nci sırasında yer alan 197 sıra sayılı kanun tasarısına kadar olan işlerin bitimine kadar,

31 Mart 2012 Cumartesi, 01 Nisan 2012 Pazar, 02 Nisan 2012 Pazartesi, 03 Nisan 2012 Salı, 04 Nisan 2012 Çarşamba ve 05 Nisan 2012 Perşembe günkü birleşimlerde saat 24:00'e kadar,

çalışmalara devam edilmesi,

Yukarıda belirtilen birleşimlerden; belli bir işin bitimine kadar olan birleşimlerde gece 24:00'te günlük programların tamamlanamaması halinde, günlük programların tamamlanmasına kadar çalışmalara devam edilmesi,

23.03.2012 Tarihinde dağıtılan 11/8 ve 11/9 esas numaralı gensoru önergelerinin Genel Kurulun 31.03.2012 Cumartesi günkü gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmına alınması, Anayasanın 99 uncu maddesi gereğince gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmelerinin aynı günkü Birleşiminde yapılması,

199, 200, 198 ve 197 Sıra sayılı kanun teklif ve tasarılarının İçtüzüğün 91. maddesine göre Temel Kanun olarak görüşülmesi ve bölümlerinin ekteki cetveldeki şekliyle olması,

Önerilmiştir.

199 Sıra Sayılı

İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi

(2/358)

             BÖLÜMLER                 BÖLÜM MADDELERİ BÖLÜMDEKİ MADDE SAYISI

               1.BÖLÜM                     1 ila 13 üncü maddeler                            13

               2.BÖLÜM                      14 ila 27 nci maddeler                             14

                                                TOPLAM MADDE SAYISI                      27

200 Sıra Sayılı

Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununda Değişiklik Yapılmasına

Dair Kanun Tasarısı

(1/556]

             BÖLÜMLER                 BÖLÜM MADDELERİ BÖLÜMDEKİ MADDE SAYISI

              1. BÖLÜM                      1 ila 18 inci maddeler                             18

              2. BÖLÜM                     18 ila 35 inci maddeler                            17

                                                TOPLAM MADDE SAYISI                      35

 

198 Sıra Sayılı

Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi île Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun

Tasarısı

(1/563)

             BÖLÜMLER                 BÖLÜM MADDELERİ BÖLÜMDEKİ MADDE SAYISI

              1. BÖLÜM                      1 ila 12 nci maddeler                              12

              2. BÖLÜM                     13 ila 16 ncı maddeler

                                       (13 üncü maddenin birden onuncu fıkraya

                                  kadar tüm fıkraları ve geçici 1 inci madde dahil)         14

                                                TOPLAM MADDE SAYISI                      26

 

197 Sıra Sayılı

Toplu İş İlişkileri Kanun Tasarısı

(1/567)

             BÖLÜMLER                 BÖLÜM MADDELERİ BÖLÜMDEKİ MADDE SAYISI

1              BÖLÜM                       1 ila 30 uncu maddeler                            30

2              BÖLÜM                       31 ila 60 ıncı maddeler                            30

3              BÖLÜM                          61 ila 83 maddeler

                                               (Geçici 1-6 ncı maddeler dahil)                      29

                                                TOPLAM MADDE SAYISI                      89

BAŞKAN – Evet, öneri lehinde söz isteyen Ahmet Aydın, Adıyaman Milletvekili.

Buyurun Sayın Aydın. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Teşekkür ediyorum Başkan.

Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ grup önerimizin lehinde söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, öncelikle şunu ifade etmeliyim ki tabii, getirdiğimiz grup önerisi İç Tüzük 37’ye göre getirilen bir grup önerisi değil, bu yöndeki tartışmalar da, iddialar da yersiz ve asılsızdır.

Bizim grup önerimiz tamamen Anayasa ve İç Tüzük’e uygun olarak toplanan komisyonun, gündemine hâkim komisyonun rapora bağlamak suretiyle, bu raporun da kırmızı bültende yer alması ve kırmızı bültende yer alan bu rapor neticesinde de bunu huzurlarınıza getirmekti.

Kaldı ki İç Tüzük’ümüzün özellikle 43’üncü maddesi, en çok iddia edilen konu, komisyonlarda yeniden görüşmeyi zaten zapturapt altında almış, çok açık bir hüküm var. Bir konunun komisyon gündemine yeniden nasıl geleceği, nasıl görüşüleceği çok açık ve nettir, buradaki bu durum da net iken, bunun tekrardan komisyonda görüşülmesi de söz konusu olamaz.

Değerli arkadaşlar, tabii ki, Meclis yoğun bir mesai yapacak, çok yoğun bir çalışma süreci içerisinde olacağız bu iki hafta içerisinde.

Biz, milletimizden güç aldık, milletimizden destek aldık ve millet de bizleri kendi sorunlarını çözmek adına Parlamentoya gönderdi. Az önce grup önerimizden de okunduğu gibi, milletimizin tamamını ilgilendiren birçok yasayı görüşeceğiz.

Burada özellikle 4+4+4 -ki, 27 maddeden oluşuyor- aslında burada 3 tane 4 var ama biz milletimizle de sürekli kucaklaşıyoruz, sürekli dolaşıyoruz, bunun da üç 4’den değil de  aslında dört dörtlük bir kanun olduğunu milletimiz bize söylüyor.

Kaldı ki, yine milletimizin büyük bir kısmını ilgilendiren 2/B Yasası, geçtiğimiz hafta son 2 maddesinde kalan vergi muafiyetini gerektiren yap-işlet-devretle ilgili bir kanun tasarısı ki bu da yatırımları hızlandırmak adına, milletimiz için gerekli olan bir kanun.

Aynı şekilde, Kamu Görevlileri Sendikası Kanunu 35 maddeden oluşuyor ve burada özellikle ücretlilerimiz maaş farkı için bu kanunun çıkmasını bekliyor, bütün ücretlilerimizi, bütün kamu görevlilerimizi ilgilendiren bir konu.

Değerli arkadaşlar, yine aynı şekilde toplu iş sözleşmeleri, iş ilişkileriyle ilgili ve bunu düzenleyen bir kanun tasarısı, bunların tamamına yakını ve aynı zamanda, 2 sayın bakanımızla ilgili verilmiş olan gensorunun görüşülmesi; bütün bunlar gündemimizde. Bunlar milletimizin bizden beklediği, gensoru da yasal olarak getirmek zorunda olduğumuz bir husus ve biz, bütün bunları çıkarmak için inşallah hep birlikte burada yoğun bir mesai harcayacağız.

Tabii, bununla birlikte çalışma sürelerini de uzatmış oluyoruz.

Ben şunu umut ediyorum: Tabii, çok önemli konular, görüşülmeye değer konular ve milletimizin tamamını ilgilendiren konular ve bu konular görüşülürken tartışmalar muhakkak ki olacak, muhakkak ki, konuşmalar olarak, İç Tüzük’ün vermiş olduğu bütün yetkileri, İç Tüzük dâhilinde kalmak şartıyla bütün gruplar kullanmak hakkına sahiptir.

KAMER GENÇ (Tunceli) - İç Tüzük’ü yok saydınız.

AHMET AYDIN (Devamla) – Biz de iktidar olarak buna hoşgörülü, saygılı olarak davranıyoruz, davranmaya da devam edeceğiz.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) – Bu kanun temel kanun olur mu?

AHMET AYDIN (Devamla) - Ancak değerli arkadaşlar, özellikle şunu vurgulamak istiyorum ki, biz bunu yaparken de hiç kimseden talimat almadık. Biz şunu söyledik ta baştan beri: “İşimiz hizmet, gücümüz millet.” Bir tek milletten talimat alırız ve milletin taleplerini…

Burada biz AK PARTİ vekilleri olarak gece gündüz demeden çalışacağız ve bu açıdan da çalışma sürelerimizi de artırıyoruz.

Tabii, değerli arkadaşlar, konularla ilgili çok tartışmalar oldu. Özellikle muhalefet “Sesimiz kesiliyor, konuşturulmuyoruz” gibi birtakım haksız iddiaların içerisinde.

Bakın değerli arkadaşlar, şöyle rahat rahat konuşalım. Şöyle geçmişe doğru gidin. Bütün komisyon tutanaklarını bir inceleyin, Genel Kurul tutanaklarını inceleyin. Bu dönemdeki kadar hiçbir dönemde muhalefetin daha rahat konuştuğu, daha çok süreyle konuştuğu başka bir dönem olmuş mudur?

KAMER GENÇ (Tunceli) – Ya nerede konuşturuyorsunuz be?

AHMET AYDIN (Devamla) – Başka komisyonlarda bu kadar konuşma olmuş mudur?

Bakın, sadece ilk 6 maddesi üzerine doksan bir saat kırk bir dakika konuşulmuştur. Konuşulsun tabii, konuşulmaya devam edilsin. On iki saate varan konuşmalar yapıldı ve bu konuşmalara zaten biz de saygı duyuyoruz. Ancak sizlerin de şuna saygı göstermesi lazım: Bizden bir milletvekili öneri getirdiği zaman,  bizden bir milletvekili talep getirdiği zaman doğal olarak İç Tüzük’ün verdiği yetkiye dayanarak, sizlerin kalkıp Komisyonu işgal etmeniz, Komisyonu çalışamaz hâle getirmeniz de pek tabii ki, doğal olarak karşılanamaz.

AYTUĞ ATICI (Mersin) – Biz Komisyonu çalıştırmak istiyoruz, siz çalıştırmıyorsunuz.

AHMET AYDIN (Devamla) – Değerli arkadaşlar, bütün engellemeler hukuk içerisinde kalmak kaydıyla, İç Tüzük ve Anayasa içerisinde kalmak kaydıyla bizce de meşrudur. Sizin bütün talepleriniz, bütün konuşma süreleriniz… İşte, Genel Kurul burada, İç Tüzük düzenlenmiş. Sonuna kadar konuşun, sonuna kadar eleştirin, İç Tüzük’ün verdiği sınırlar içerisinde sonuna kadar burada iddialarda bulunun ama hakaret olmasın, ama burada birtakım fiili durumlar oluşmasın.

AYTUĞ ATICI (Mersin) – Siz yapıyorsunuz!

AHMET AYDIN (Devamla) - Bizim arzuladığımız, sadece bizim değil, bütün bir milletin bizden beklediği de bu. Burası Türkiye Büyük Millet Meclisi, millî iradenin temsil yeri ve millî iradeye uygun bir şekilde vaziyet etmek de buradaki bütün milletvekillerinin iktidarıyla muhalefetiyle görevidir.

Dolayısıyla, değerli arkadaşlar, burayı çalışır hâlde tutmak; burada seviyeyi düşürmeyecek birtakım düzenlemeler, birtakım konuşmalar yapmak çok daha doğru olur diye düşünüyorum.

Yine bu Komisyon tartışmaları esnasında 171 kişi, değerli arkadaşlar, konuşmuş. Bunun, bu 171 kişinin 124 kişisi, konuşan 124 kişisi Cumhuriyet Halk Partisi mensubu arkadaşlarımız; geri kalan da diğer bütün grupların toplamı.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) – Sizin söyleyecek sözünüz yoksa, bizim var.

AHMET AYDIN (Devamla) - Şimdi, 171 kişi konuşmuş. Bu kadar saat konuşmuş ve altı maddede.

AYTUĞ ATICI (Mersin) – Diğer maddeler ne oldu?

AHMET AYDIN (Devamla) - Tabii ki daha da konuşulsun biz de arzu ediyorduk.

OKTAY VURAL (İzmir) – 6’ncı maddeden sonra ne oldu?

AHMET AYDIN (Devamla) -  Ancak kifayeti müzakere önergesi verdiğimiz takdirde eğer Komisyon, kürsü sıraları işgal edilirse bunu da tabii ki doğal karşılamayız.

OKTAY VURAL (İzmir) – Doğruları söylemiyor ki! 6’ncı maddeden sonra konuşma hakkı vermediniz.

AHMET AYDIN (Devamla) - Sayın Vural, bakın, siz şunu söylüyorsunuz…

OKTAY VURAL (İzmir) – Doğruları söylemiyorsun. İşte milletvekili!

AHMET AYDIN (Devamla) -  Siz Kur’an-ı Kerim’le ilgili açıklamalar yaptınız. Pek tabii saygıyla karşılıyoruz, Allah razı olsun, doğrudur, olması gerekir. Bakın, şunu söylüyorum: Ya siz bu kanun teklifini hiç konuşmamışsınız, hiç okumamışsınız…

OKTAY VURAL (İzmir) – Engellediniz, engellediniz!

AHMET AYDIN (Devamla) - …ya bu kanun teklifini hiç bilmiyorsunuz…

OKTAY VURAL (İzmir) – Papaz okulu açmak için çırpınıyorsunuz!

AHMET AYDIN (Devamla) -  …ya da burada siyaset yapıp ön almaya çalışıyorsunuz.

OKTAY VURAL (İzmir) – Seul’de söz verdiniz!

AHMET AYDIN (Devamla) - Bunu da bütün halkımız biliyor, kusura bakmayın. Burada, getirmiş olduğumuz bu teklifte, teklifin 9’uncu maddesinde, zaten okursanız, zaten samimiyetle destek verirseniz dediğinize, bu bunun içeriğinde var.

OKTAY VURAL (İzmir) – Nerede içeriğinde var?

AHMET AYDIN (Devamla) - Bu bunun içeriğinde var.

OKTAY VURAL (İzmir) – Nerede var ya?

AHMET AYDIN (Devamla) - 9’uncu maddeyi okuyorum...

OKTAY VURAL (İzmir) – Nerede var?

AHMET AYDIN (Devamla) -  “İlköğretim kurumları; dört yıl…”

OKTAY VURAL (İzmir) – İçinde, Heybeliada papaz okulu var onun içinde!

AHMET AYDIN (Devamla) - Dinle, bir dakika dinle! Okumamışsan ben okuyayım da dinle burada.

OKTAY VURAL (İzmir) – Dinle! Dinle! Bilmiyorsun.

AHMET AYDIN (Devamla) -  “İlköğretim kurumları; dört yıl süreli ve zorunlu ilkokullar ile dört yıl süreli, zorunlu ve farklı programlar arasında tercihe imkân veren ortaokullardan oluşur. Ortaokullarda lise eğitimini destekleyecek şekilde öğrencilerin yetenek, gelişim ve tercihlerine göre seçimlik dersler oluşturulur.”

OKTAY VURAL (İzmir) – Evet!

AHMET AYDIN (Devamla) – “Ortaokullarda oluşturulacak program seçenekleri Bakanlıkça belirlenir.” Bakanlığa zaten bütün bu yetki verilmiş.

OKTAY VURAL (İzmir) – Yok ki içinde, yok ki.

AHMET AYDIN (Devamla) - Hangi seçmeli derslerin olacağı, nasıl olacağı, bunlar Bakanlığa, bu yetki…

OKTAY VURAL (İzmir) – Yok ki içinde işte.

AHMET AYDIN (Devamla) -  Ya samimi değilsiniz ya da bunu konuşmamışsınız.

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan, yok ki işte! Göstersin!

AHMET AYDIN (Devamla) - Sayın Vural ya samimi değilsiniz ya da siz bunu okumamışsınız.

OKTAY VURAL (İzmir) – “Var.” diyor içinde, nerede var?

AHMET AYDIN (Devamla) - Burada zaten bunu karşılıyoruz. Ha, gerekirse de böyle bir öneri…

OKTAY VURAL (İzmir) - Yok içinde…

AHMET AYDIN (Devamla) - …gerekirse de böyle bir öneri getirirsiniz, Genel Kurulda görüşürüz, zaten bizim de arzuladığımız bir şeydir, bunu bizler de yaparız ama samimi olmak lazım.

OKTAY VURAL (İzmir) - Samimi olacaksın, samimi!

AHMET AYDIN (Devamla) - Teklife karşı mısınız, tekliften yana mısınız bunu ortaya koymak durumundasınız.

OKTAY VURAL (İzmir) – Papaz okulu açmak için yapmayacaksın bu işleri!

AHMET AYDIN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, zorunlu eğitim, 1997 yılında, 28 Şubat sürecinin dikte ettiği, tek tip adam yetiştirmeye sebebiyet veren ve insanları pedagojiden ziyade ideolojik bir şekilde formatlayan bir sistemdir.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) – Yalan, yalan…

AHMET AYDIN (Devamla) -  Bu sistemden bu halk zarar gördü. Bu sistemde çeşitli kesimler mağdur oldu.

OKTAY VURAL (İzmir) – Din ideolojik değildir kardeşim! Din ideolojik değildir!

AHMET AYDIN (Devamla) - Bakın, ben sağlık meslek lisesi mezunuyum. Benim gibi birçok meslek lisesi, Allah’a şükür benim dönemimde katsayı yoktu, adaletsizlik yoktu ama…

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan, din ideolojik değildir ya…

AHMET AYDIN (Devamla) -  …97’den sonra meslek liselilerin tamamı sırf “İmam-hatiplerin önü kapatılsın.” diye engellendi mi, engellenmedi mi? Onlar hakkında adaletsiz bir şekilde katsayı uygulamaları yapıldı mı, yapılmadı mı? Başörtülü bacılarımız üniversite kapılarında rencide oldu mu, olmadı mı; geri çevrildi mi, çevrilmedi mi? İkna odalarında onlar ikna edilmeye çalışıldı mı, çalışılmadı mı? El insaf! Biz ne yapmaya çalışıyoruz? Dünyanın yapmak istediğini yapıyoruz.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) – Onun bununla ilgisi var mı?

AHMET AYDIN (Devamla) - Bakın, dünyada 197 ülke var, bunlardan sadece 1 ülkede, İrlanda’da, sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitim var, bir de Türkiye’de. Şimdi, Türkiye’yi de, inşallah, halledeceğiz burada el birliğiyle.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Doğru konuşmuyorsun. Size fotokopiyi verdim. Yalan söylüyorsun.

AHMET AYDIN (Devamla) - Bir tek İrlanda’da sekiz yıllık, kesintisiz ve zorunlu eğitim var.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Fotokopi doktora tezini verdim size şimdi. Doktora tezini okumadığın belli. Yalan söylüyorsun burada.

AHMET AYDIN (Devamla) - Dünya aya gidiyor, biz yaya mı kalalım? Biz de dünyanın çağdaş normlarından yararlanmak durumundayız değerli arkadaşlar.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Doktora tezini verdim, doktora tezini okumadın.

Yalan söylüyor resmen.

AHMET AYDIN (Devamla) - Yine, “Bilim çağında yaşıyoruz, bilime göre yaşayalım. Bilimsel özerklik…” diyoruz, “Farklılıkları hesaba alalım ve buradaki herkes, bu ülkede yaşayan herkes kendini ifade edebilsin.” diyoruz. İsteyen seçimlik dersi alabilsin istiyoruz, isteyen imam-hatip lisesi ya da başka bir meslek lisesinde okuyabilsin istiyoruz. Bizim yaptığımız bu ve o 8 yılı da az buluyoruz, bakın, 12 yıla çıkarıyoruz, 12 yıllık zorunlu eğitim geliyor değerli arkadaşlar. Dünyada 137 ülkede 9 ile 14 yıl arasında zorunlu eğitim var, biz de bu zorunlu eğitimi 12 yıla çıkarıyoruz. İnsanlarımız bu rekabetçi şartlarda daha iyi yetişsin, daha iyi eğitim alsın, dünyayla rekabet etsin, 8 yetmez 12 olsun ama 12 olurken… (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Aydın, teşekkür ediyorum.

MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın Başkan, Sayın Aydın konuşmasında Komisyonda yaşananları ve diğer olayları çarptırarak anlattı, açıkçası grubumuza iftira etti; onları düzeltmek istiyorum izninizle.

BAŞKAN – Buyurun Sayın İnce.

Yemek arası vereceğim Sayın İnce.

İki dakika süre veriyorum.

VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)

2.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın CHP Grubuna sataşması nedeniyle konuşması

MUHARREM İNCE (Yalova) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Meclis tarihinde en fazla burada konuşulmuş. Bak, Sayın Aydın, 97’de sekiz yıllık kesintisiz temel eğitim görüşülürken 11 madde üzerinde 94 saat konuşulmuş, 95 saate yakın konuşulmuş; şimdi, 26 madde, ondan daha az konuşulmuş.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – 6 maddede…

MUHARREM İNCE (Yalova) – Şimdi, “Diğerlerinde zaten biz konuşmadık.” diyorsunuz. Siz konuşmaya gelmediniz ki, siz kavga etmeye geldiniz, yarınız kravatsızdı zaten. (CHP sıralarından alkışlar)

Bakın, yaptığınız bir şey var: Sanki bir din eğitimi düzenliyorsunuz, biz de karşı çıkıyoruz. Böyle bir şey yok.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Neye karşısınız?

MUHARREM İNCE (Devamla) – Dindarlar…

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Neye karşı olduğunuzu söyleyin.

MUHARREM İNCE (Devamla) – Bakınız, dindarlar, müminler dindar nesil ister, hiç itirazımız yok ama münafıklar kindar nesil ister. Bizim sorunumuz münafıklarla, kindar nesillerle. (CHP sıralarından alkışlar)

Yani siz burada insanları kandırmayın, insanlara doğruyu anlatın. Sırtınızı sıvazlıyorlar, papaz okulu açıyorsunuz. Müslümanları bombalayacaksınız. Şimdi, Suriye’yi nasıl bombalayacağınızın, oraya nasıl savaş açacağınızın hesabını yapmıyor musunuz? Sırtınızı sıvazladılar, talimatı verdiler. Dershaneler üzerinden mesaj veriyorsunuz bir yerlere. Sayın Başbakan diyor ki: ”Dershaneler kapanacak.” Sayın Arınç diyor ki: “Dershaneler kapanmayacak.” Aba altından sopa gösteriyorsunuz, sopa. Kime gösteriyorsunuz sopayı? Açık açık konuşun. Sizin derdiniz bu ülkenin eğitimini düzenlemek değil ki, sizin derdiniz bu ülkenin gençlerinin önünü açmak değil ki. Bu yasa… Para vardır bunun içinde, para.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Ne parası?

MUHARREM İNCE (Devamla) – İhale vardır, ihale; yolsuzluk vardır, yolsuzluk.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Hani nerede?

MUHARREM İNCE (Devamla) – Siz bu milyarlarca dolarlık o tablet bilgisayarların alımını Kamu İhale Kanunu’nun niye dışına çıkarıyorsunuz? Sizi gidi rantiyeciler sizi. Gözünüzü diktiniz çocukların üzerindeki paraya, çocukların bilgisayarından sağlayacağınız paranın hesabını yapıyorsunuz siz.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın İnce.

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan…

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Sayın Başkan, sataşmadan söz istiyorum.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Vural.

Bir saniye Sayın Canikli.

OKTAY VURAL (İzmir) – Efendim, Sayın Aydın benim yaptığım konuşmayla ilgili “Samimi değil, 9’uncu maddede bu karşılanıyor.” filan diye benim görüşümün hilafına kendi niyetini belli etmiştir. Dolayısıyla, İç Tüzük 69’a göre sataşmadan dolayı söz talep ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Vural, konu anlaşıldı, yemek arası vereceğim bir saat.

OKTAY VURAL (İzmir) – Verin efendim.

BAŞKAN – Zaten konunun üzerinde…

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, sonra konuşsun.

OKTAY VURAL (İzmir) – Tamam, sonra konuşayım; verin.

BAŞKAN – Ara verdikten sonra olmaz, Tüzük ihlali olur o zaman.

OKTAY VURAL (İzmir) – Efendim?

BAŞKAN - Buyurun Sayın Vural, o zaman, buyurun.

Sataşma nedeniyle size de iki dakika söz veriyorum.

OKTAY VURAL (İzmir) – Hayır, “Ara vereceğiz.” dediniz de, verin, öyle konuşalım.

BAŞKAN – Ara vereceğim ama ara verdikten sonra olmaz tabii ki.

OKTAY VURAL (İzmir) – Hayır, sözünüzde durun diyorum, onu diyorum.

BAŞKAN – Sözümüzde duracağız ama ara verdikten sonra olmaz, söz verilmez o zaman sataşmadan dolayı.

Buyurun.

ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Ya, Sayın Başkanım, burada “Sataşma.”, “Sataşma.” diyoruz iki saattir, yine bize gelmiyor. Hep grup başkan vekillerine mi söz vereceksiniz?

3.- İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın şahsına sataşması nedeniyle konuşması

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan, biraz önce yaptığım konuşmada, Milliyetçi Hareket Partisinin, temel eğitimde bu milletin dinini, diyanetini, dilini ve milliyetini öğrenmesi gerektiğini, anlaması gerektiğini ve bunların da herkese bir fırsat olarak sunulması gerektiğini ifade ettik. Bu ifadeleri söylediğimiz zaman, biraz önce “Kur'an-ı Kerim’in seçimli bir ders olarak herkese açık olmasına ilişkin önergemizi reddettiniz.” dediğim zaman, buralardan “Getireceğiz. Kabul edecek misiniz?” diye söylediler.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Önerge gelmedi.

OKTAY VURAL (Devamla) – Bunu bir taahhüt olarak inşallah göreceğiz ama siz biraz önce şunu itiraf ettiniz, “Ortaöğrenimde zaten var.” dediniz. Neresinde var ya? Neresinde var? 

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Bakanlığa yetki veriliyor.

OKTAY VURAL (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, bakın, “Öğrencilerin yetenek, gelişim ve tercihlerine göre.” diyor ya. “Yetenek, gelişim, tercihlerine göre.” değil, millî toplum yapılarına göre yetiştireceksin, bizim arzumuz ve isteğimiz budur. (MHP sıralarından alkışlar) Millî toplum yapılarında dini ayrıştıramazsın, sıralarda insanları etnik kimliklere göre, dinî tercihlere göre ayırmanız yanlıştır. O bakımdan bunları söylüyoruz…

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Yani ne demek o?

OKTAY VURAL (Devamla) – …ve bu yönüyle bakıldığı zaman, bakın, bizim hazırladığımız millî eğitim sistemi… Diyor ki: “Samimi değil.” Ya, kimsin sen benim samimiyetimi ölçecek, sen kimsin ya! Sen kendini ne zannediyorsun! (MHP sıralarından alkışlar) Samimiyet testini yapabilecek idrakte misin sen ya! Sende bu idrak yok ki!

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Sende var mı?

OKTAY VURAL (Devamla) – İşte, benim, seçmeli ders olarak Kur'an-ı Kerim’in öğretilmesi burada var, 2007’de var, seçim beyanımda var. Sen nerede zikrediyorsun? Sen, sadece Seul’de Heybeliada Ruhban Okulunu açmak için, Obama’nın istek ve arzularını yerine getirmek için çırpınıyorsun. (MHP sıralarından alkışlar) Dolayısıyla, herkes, özellikle siz Ahmet Bey…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OKTAY VURAL (Devamla) – …sen benim bu konularda samimiyet testimi yapacak ne idraktesin ne izandasın. Haddini bileceksin!

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Sen de haddini bileceksin!

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Bursa’da metropolit açtınız mı açmadınız mı, onu söyle. Atadınız mı atamadınız mı?

OKTAY VURAL (Devamla) – Haddinizi bileceksiniz, haddinizi. (MHP sıralarından alkışlar)

HİLMİ BİLGİN (Sivas) – Millet bildiriyor haddi, millet.

BAŞKAN – Sayın Vural, teşekkür ediyorum.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Canikli.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Biraz önce, Sayın İnce, Grubumuza ve Hükûmetimize yönelik bir hakarette bulunmuştu. Ondan dolayı, sataşmadan dolayı söz almak istiyorum.

BAŞKAN – Ne diye hakarette bulundu? Ne söyledi Sayın Canikli?

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Sayın Başkan, bu, şu anda teklifte yer alan FATİH Projesi’yle ilgili, ihale kapsamı dışına çıkararak, bazı birtakım…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Canikli.

Yeni bir sataşmaya mahal vermeyelim lütfen. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

İki dakika süre veriyorum.

MUHARREM İNCE (Yalova) –  İhale kapsamı dışındaysa özür dilerim. Kapsam dışında mı içinde mi, onu bir öğreneyim Sayın Canikli.

4.- Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin, Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin AK PARTİ Grubuna ve Hükümete sataşması nedeniyle konuşması

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu teklifte, gerçekten, Türkiye'deki eğitim sistemini çağın da ötesine geçirecek FATİH Projesi’nin gerçekleştirilmesine imkân sağlayacak bir düzenleme var. (CHP sıralarından gürültüler)

Öyle, evet yani bilmiyor olabilirsiniz değerli arkadaşlar. Ben şaşırmıyorum tepkinize. Bir beklentimiz de yok, bir beklentimiz de yok açıkçası yani. Zaten milletimizin de beklentisi yok sizden, o yüzden şaşırmıyorum yani tepkinize. Anlamanızı da beklemiyoruz değerli arkadaşlar ama bu gerçek.

Benim esas vurgulamak istediğim husus şu: Bu alımlar son derece önemli teknik alımlar ve mutlaka uzun vadede olabiliyor; ayrıntılarına girildiği zaman görürsünüz onu. Buradan yola çıkarak biraz önce bir iddiada bulunuldu yani “Siz, bunu kullanarak birtakım suistimaller yapacaksınız.” gibi imalarda bulunuldu.

MUHARREM İNCE (Yalova) – Aynen öyle.

AYTUĞ ATICI (Mersin) – Aynen öyle. Açık açık söylüyoruz.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Nereden biliyorsunuz? Neye dayanarak bunu söylüyorsunuz?

O zaman eğer böyle bir yol açılırsa, bir zihin okuma, bir tahminde bulunma yolu açılırsa, bakın, suistimalle, yolsuzlukla suçlanmayan hiç kimse kalmaz, hiç kimse.

MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın Canikli, niye Kamu İhale Kanunu’nun dışına çıkarıyorsunuz?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Böyle bir şey, elinizde bir belgeniz varsa, bir deliliniz varsa çıkın konuşun; aksi hâlde susun, aksi hâlde konuşmayın, aksi hâlde iftira olur, aksi hâlde müfteri duruma düşersiniz. Aksi hâlde, bakın, bu yöntem, bu yol açılırsa, herkes, istisnasız herkes böyle bir töhmetle karşı karşıya kalabilir Genel Başkanınızdan herkese kadar. Böyle bir şey olabilir mi değerli arkadaşlar? Böyle bir mantık olabilir mi? İddianız varsa, elinizde deliliniz, belgeniz varsa söyleyin.

MUHARREM İNCE (Yalova) – Kamu İhale Kanunu’nun niye dışına çıkarıyorsunuz?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Bakın, bu teklifte, altında benim de imzamın bulunduğu bu teklifte, biraz önce ifade edilen, yani Kur'an-ı Kerim derslerinin de seçilmesine imkân sağlayacak şekilde Bakanlığa yetki verilmiştir. Çok açık. Eğer gerçekten…

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Nerede bu?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – 9’uncu madde, Bakanlığa program oluşturma yetkisi vermiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Canikli.

ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Seçimlik ders yetkisi veriyor.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Eğer gerçekten… (CHP ve MHP sıralarından gürültüler) Ayrıca, getirin önergeyi konuşalım, tartışalım.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Yapacak mı? Yapacağının garantisi nerede?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Dolayısıyla bakın, bu sorun çözülmüyor.

BAŞKAN – Sayın Canikli, lütfen… Sayın Canikli…

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – “Nerede olduğunuz?”un, “Nerede durduğunuz?”un sorusunun cevabı hâlâ ortada.

Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP ve MHP sıralarından gürültüler)

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - 9’uncu maddeden garantisi nerede, yapacak mısınız? Getirin, açık yazalım.

VII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

4.- Gündemdeki sıralama ile Genel Kurulun çalışma gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine; (11/8) ve (11/9) esas numaralı gensoru önergelerinin, gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmına alınmasına, gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmelerinin, Genel Kurulun 31/3/2012 Cumartesi günkü birleşiminde yapılmasına; 199, 200, 198 ve 197 sıra sayılı kanun teklif ve tasarılarının İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin AK PARTİ Grubu önerisi (Devam)

 BAŞKAN - Şimdi, öneri aleyhinde söz isteyen Sırrı Süreyya Önder, İstanbul Milletvekili.

Buyurun Sayın Önder.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; bu Mecliste hepimizin altına imza attığımız bir husus defalarca ihlal ediliyor, bir nefret suçu işleniyor. Muhalefet çıkıyor diyor ki: “Papaz okulu açacaksınız.” Bu, bir inancın aşağılanmasıdır. Oysa biz hepimiz burada… Yani burada bir Alevilerin sorunları tartışıldığı zamanki samimiyet, bir başka inancın, din görevlisinin adı zikredilirken de minimum onun kadar hassasiyeti hak ediyor. Öncelikle, buna dikkat edilmesini dikkatlerinize sunuyorum.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Alevilerin günahı ne?

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) – Olmaz olur mu Mevlüt Aslanoğlu?

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Günahı ne?

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) – Yani hak din olduğuna sen mi karar vereceksin?

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Evet, ben karar vereceğim, ben.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) – Niye? Haşa, gökten şeriatla mı indin?

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Ne demek? Ağzına alırken dikkatli al.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) – O öyle, bu böyle, iktidar da, sizden çok geri kalır değil. İktidar da bunu bir suçlama gibi alıyor. İşte, nefret suçu böyle böyle pompalanır yani. Siz böyle dediğinizde neredeyse “Estağfurullah.” diyecekler, gece rüyalarına girse “Şeytan vesvese soktu.” diye uyanacaklar. Bu, bir nefret, böyle böyle pompalanır.

Şimdi, bu yasada, bu çalıştırılmak istenilen angarya meselesinde meselenin Meclise bu şekilde dayatılması, daha önce söylemiştik, ortaklaşmayı ve meşvereti ötelemek demek. Muhalefet olarak biz ne kadar engellersek engelleyelim neticede bu, sizlerin oylarıyla yasalaşacak; durum böyle gözüküyor. Peki, bundan bir zafer duygusu mu çıkarmalısınız? Yani şurada sizin dışınızdaki ve birbiriyle de çok anlaşmayan, birbiriyle pek müşterek fikirleri olmayan, yekpare bir muhalefet bloğu başka şeyler öneriyor. Bunda hiçbir sahicilik, bunda çocukların geleceğine dair istifade edilecek, müstefit olunacak herhangi bir husus olmadığı hakkında nasıl bu kadar peşin hükümlü oluyorsunuz?

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) – Önergeler…

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - Sayın Vekil, bu önergelerin bu Genel Kurulda nasıl kullanıldığı tam da hepimizin gözü önünde cereyan ediyor. Niye? Siz konuşma alanını daralttıkça önerge sadece burada bir konuşmanın vesilesi sayılıyor doğal olarak. Onun yerine ortaklaşmak en güzelidir. “Ortaklaşmak” demek istifade etmektir, yani illa muhalefetin dediğini kabul etmek anlamına gelmiyor ama bırakın muhalefet ne demek istediğini bihakkın anlatabilsin.

Kimse eğitim sisteminin içeriğine dair bugüne kadar bir tek kelam etmedi, ne iktidar ne muhalefet. Yani bu müfredatın paçozluğu, bu müfredatın… Bu müfredattaki ayrımcılık…

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Söyledik be!

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Sayın Önder ne demek “Tek kelime etmediniz” ya?

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) – Aslanoğlu, etmediniz. Aklınız fikriniz imam-hatipte; zannediyorsunuz ki imam-hatip için getirdiler.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Ne ilgisi var?

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) – Hayır, imam-hatip için getirmediler. Bakın, Lima Protokolü var, eğitimcileriniz bunu araştırsınlar. Hadise şu: Neoliberal sistem artık, üniversiteleri ve tüm eğitim sistemini kendi ARGE’sine ve ucuz nitelikli iş gücüne göre dizayn ediyor. Bir tane sosyal demokrat vekil bunu söylemez mi? (CHP sıralarından gürültüler)

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Ne ilgisi var Sayın Önder?

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) – Sakin olun… Sakin olun, çok ilgisi var.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Hiç ilgisi yok.

BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu, lütfen.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) – Çok ilgisi var. Sizinki de bir sağ bakış.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Ne ilgisi var?

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - Bu Aslanoğlu’nu oturtun.

Haydar, sen de hep oradan el kaldırıyorsun, dövüş çıktığında tüyüyorsun. Bak, seni görüyorum. (Gülüşmeler)

TANJU ÖZCAN (Bolu) – Sen bize söyleme!

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - Şimdi, gelelim AK PARTİ’ye. Bizi boyun fıtığı ettiniz size laf söylemekten. Bu teklif AK PARTİ’ye ait değildir. Açın, arşivlere bakın. Bu, Sayın Rahmi Koç’un teklifidir. Bundan dört-beş yıl önce o bunu istedi.

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) – TÜSİAD niye karşı çıkıyor o zaman?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Nerede tüydüğümü söylesene?

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) – Gel, gel Haydar, söyleyeyim…

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Komisyona kaç defa geldin sen?

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) – Komisyon üyelerimiz var.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Komisyona kaç defa geldin? Kaç defa geldin Komisyona, kaç defa?

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) – Haydar, beni mi döveceksin?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Ben sabahtan akşama kadar her komisyonda oradaydım. Sen kaç defa geldin?

BAŞKAN – Sayın Akar, lütfen…

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) – Haydar’ı alın, süremi dondurun. (Gülüşmeler)

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Doğru konuşacaksın!

BAŞKAN – Sayın Önder, buyurun.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) – Şimdi, neoliberal sistemde bu tekeller, tröstler, konsorsiyumlar ARGE harcamalarını yüzde 80 oranında azalttılar, bunun yükünü üniversitelere ihale ettiler “Artık bize şu iş gücü lazım.” diyorlar. Bunu da Rahmi Koç dile getirdi, dedi ki: “Bu kadar üniversiteye gerek yok, bize meslek liseleri, ara elemanlar lazım.” dedi. Siz de bunda bir keramet var zannediyorsunuz. İmam-hatip değil, sizi temin ederim yani bu konuda hiçbir suizanda bulunmayın çünkü bu mesele de tamamen neoliberal sisteme ucuz ve nitelikli iş gücü yetiştirme projesidir. Bunu söylemezseniz Komisyonda bizim sizin yanınızda ne işimiz var? Çünkü ikiniz de halkın menfaatine olan noktadan çok uzak bir yerde duruyorsunuz.

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Söyledik be!

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - Şimdi, gelelim, son üç dakikayı biraz önce çok canımızı yakan bir hatibin…

Sayın Aslanoğlu, lütfen oturun, sizinle ilgili kısmı bitti çünkü. (Gülüşmeler)

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Haberi yok, haberi!

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - …eski Emniyet Genel Müdürü, eski Vali Sayın Köksal’ın bir beyanıyla ilgili tanıklıklarımı anlatacağım: Ben 18’i ile 21’i arasında 5 vilayette “nevroz” kutladım. 21’i hariç diğeri yasaklanmıştı. 18’inde Kazlıçeşme’de -Gerçekten “Kaz” değil, “Gazlıçeşme” oldu.- vekilimiz ölümle burun buruna geldi. Kolluk, Meclis Başkan Vekili plakalı aracın içinde Mülkiye Birtane vekilimizin hastaneye gidişinin önünde engel oldu. Bunu sadece İstanbul Valisine telefon açın, size detaylarıyla anlatır, kim mâni oldu, niye mâni oldu. Bundan fazlasını söylemiyorum; bir.

İkincisi: Ben Kazlıçeşme’den sonra kalktım Mersin’e gittim Mersin “nevroz”unu kutlamaya. Daha iner inmez gazla istikbal edildik. (AK PARTİ sıralarından gülüşmeler) Tabiri caizse ölecektik.

Çok gülünecek bir şey yok sayın vekil. O gazı bir gün koklarsınız inşallah, ne manaya geldiğini öğrenirsiniz.

Fakat aynı gün orada gaz yemişken -İçişleri Bakanı gelse de burada anlatsa- Ceyhan’a gittim, aynı gün, 20’sinde. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Bizde vekil az, Türkiye geniş. Hepimiz meydanlarda halkın yanındayız. (BDP sıralarından “Bravo!” sesleri, alkışlar) Sizin gibi “noname” buralarda oturmuyoruz.

Gittim Ceyhan’a, kolluk beni karşıladı, miting yapılacak alana kadar götürdü. Mitingi yaptık. Bakın, biri Mersin, biri Adana. Mitingi yaptım, ilgili emniyet yetkilileriyle teşekkürleştik, tokalaştık, çıkışa kadar da bana refakat ettiler. Bir kişinin burnu kanamadı, bir tane taş atılmadı, bir tane molotof atılmadı. Peki, eyalet sistemine mi geçtik? Yani bu tamim Mersin’de geçerli de Adana’da geçerli değil mi Sayın Vali? Çıkın bunu söyleyin.

Yani burada kalkıp şöyle bir dil kullanıyorsunuz: “Bize gelen bilgiye göre…” Siz milletvekilisiniz, hâlen bir bakan ya da bakanlık görevlisi gibi konuşuyorsunuz. Bu dili bırakın, artık, milletin vekilisiniz. Dilinize sinmiş. “Bize gelen bilgiye göre…” Siz kimsiniz? İstihbarat mı yapıyorsunuz burada? Bırakın bu zehirli dili, vali, emniyet müdürü, İçişleri Bakanı yeterince kullanıyor. Sizden, daha sadra şifa bir şey bekliyoruz.

Gelgelelim meselenin en can alıcı noktasına, diyorsunuz ki: “Yasak.” Ben söylüyorum, tekzipedecekse İçişleri Bakanı, İstanbul Valisi, İstanbul Emniyet Müdürü gelsin tekzip etsin. Bir gün önce biz kollukla Kazlıçeşme’de kim nereden gelecek, kim nereden gidecek, hesaplıyorduk bir düğün bayram havası içinde. Ertesi sabah İçişleri Bakanı böyle ferman buyurdu, hadise buralara geldi. Bir sürü insan hayatını kaybetti. Vebali omuzlarınızdadır ama ferman sizinse meydanlar emekçilerin, mazlumların, Türkiye halklarının ve hakkındır. Siz, hak bahsinde büyük vebal alıp sınıfta kaldınız.

Dinlediğiniz için hepinize teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından “Bravo!” sesleri, alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Önder.

Birleşime bir saat ara veriyorum sayın milletvekilleri.

 

Kapanma Saati: 19.38
DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 20.40

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 83’üncü Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu önerisinin görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Şimdi söz sırası, önerinin lehinde söz isteyen Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’ye aittir.

Buyurun Sayın Canikli. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Grup önerimizin lehinde söz aldım.

Grup önerimizde dört tane kanun tasarı ve teklifini gündemin ön sırasına alıyoruz ve bugün de kamuoyunda “4+4+4” olarak bilinen eğitimle ilgili bazı kanunlarda değişiklik yapılmasını öngören kanun teklifinin görüşmelerinin gerçekleştirilmesini öneriyoruz Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna. Tabii, esas tartışma da bu kanun teklifi üzerinden yürütülüyor yani hem kamuoyunda hem bugün, şu ana kadar yaptığımız görüşmelerde Genel Kuruldaki tartışmalar da esas itibarıyla bu teklif üzerinden götürülüyor.

Tabii her şeyi tartışıyoruz da bu teklifin ne gibi bir düzenleme getirdiğini, neleri içerdiği hususunu çok fazla tartışmıyoruz. Esasında tartışılması gereken bu. Kamuoyunun aydınlatılması açısından da bunu tartışmamız gerekiyor. Yani aleyhinde ya da lehinde her şey söyleniyor, ifade ediliyor, yoğun tartışmalar yaşanıyor ama “Bu düzenleme ne getiriyor?”, bunu çok çok daha fazla, ayrıntılı ve daha mesaiye zaman ayırarak tartışmamız gerekiyor kanaatime göre.

Değerli arkadaşlar, bu teklifte üç tane temel düzenleme var. Bunlardan bir tanesi, zorunlu eğitim süresinin ilkokul, ortaokul ve lisede sekiz yıldan on iki yıla çıkartılmasıdır. Bir tanesi bu, getirilen düzenlemelerden en önemlilerinden bir tanesi bu, zorunlu eğitim süresi sekiz yıldan on iki yıla çıkartılıyor. Sanıyorum, burada, bu öneride, getirilen bu hükümde herhangi bir tartışma söz konusu değil, bütün siyasi parti grupları, herkes bunda ittifak hâlinde.

İkinci düzenleme: Özellikle 1997 yılından itibaren meslek ve teknik liseler aleyhine uygulanan üniversiteye girişteki katsayı farklılığı uygulamasının ortadan kaldırılması. Bu teklif yasalaşırsa, nereden gelirse gelsin, hangi programdan mezun olursa olsun, bütün lise mezunları -teknik, meslek, düz lise mezunları- üniversite sınavına eşit şartlarda girecekler, farklı katsayı uygulaması söz konusu olmayacak.

Yine, kamuoyuna yansıyan açıklamalardan takip edebildiğim kadarıyla… Ha, yalnız meslek ve teknik liseleri teşvik etmek amacıyla lehte düzenlemeler var yani pozitif ayrımcılık olarak da belki nitelendirebileceğim düzenlemeler var. Yine, basına yansıyan açıklamalardan takip edebildiğim kadarıyla, siyasi parti gruplarının bu konuda da herhangi bir itirazları veya fazla bir itirazları yok.

Şimdi, diğer, üçüncü düzenleme, bu zorunlu eğitimin, on iki yıla çıkartılan eğitimin kademelendirilmesi. Şu andaki -1997’den itibaren- uygulanan sisteme göre, zorunlu eğitim kesintisiz olarak uygulanıyor, tartışma da bu madde üzerinden ya da bu hüküm üzerinden yürütülüyor. Esas itibarıyla tartışılan konu bu yani. Diğer bir konu da var yaşla ilgili, onu ikincil önemli olarak değerlendiriyorum ama esas tartışma konusu zorunlu eğitimin kademeli hâle getirilmesini öngören düzenleme. Esasında, bu konu, Komisyonun ilk toplantısında yapılan konuşmalarda hiç gündeme gelmedi; onu, burada özellikle altını çizerek ifade etmek istiyorum, vurgulamak istiyorum değerli arkadaşlar. Oradaki tartışmalarda -ki ben de oradaydım teklif sahibi olarak- esas itibarıyla, bizim teklifimizde, orijinal teklifte yer alan ama daha sonra alt komisyonda değiştirilen birinci 4 yıldan sonra belli şartlarla açık öğretime imkân veren düzenleme ile çıraklık yaşını on bire düşüren düzenleme tartışıldı. Bu tartışmalar -yanlış hatırlamıyorsam- sekiz saatten fazla sürdü. Komisyonun ilk oturumunda sadece bu iki konu tartışıldı ama ağırlıklı olarak da, kızların okullaşma oranını düşüreceği… Hatta sloganlaştırdı muhalefete mensup arkadaşlarımız “Haydi Kızlar Eve”, “Haydi Kızlar Kocaya” gibi. Aslında hiç öyle bir düşünce söz konusu değildi, kesinlikle böyle bir öngörü de söz konusu değildi ama o şekilde algılandı ve tartışma bu iki konu üzerinden yürütüldü. Şu biraz önce söylediğim üç konuyla ilgili, Komisyonun birinci oturumunda hiçbir tartışma yaşanmadı değerli arkadaşlar.

Şimdi, muhalefetin doğal olarak yoğun tepkisi üzerine veya bizim düşünmediğimiz “Başka birtakım hedefler için getiriyorsunuz.” algılaması ve töhmeti karşısında alt komisyonda bu düzenlemeler yapıldı, hem çıraklık yaşı tekrar on dörde çıkarıldı hem de birinci 4’ten sonraki açık öğretim imkânı ortadan kaldırıldı ve ikinci öğretimin sonuna bırakıldı ve geriye bunlar kaldı.

Şimdi, tartışmalı olan kademeli hâle getirilmesiyle ne yapılmaya çalışılıyor? Şunu yapmaya çalışıyoruz değerli arkadaşlar: Birinci 4’ten sonra velilere, insanlara, vatandaşımıza daha çok programı seçme hakkı veriyoruz, seçme imkânı sağlıyoruz; altını çizerek söylüyorum, seçme hakkı  sağlıyoruz.

HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) – On yaşındaki çocuğa mı?

AYTUĞ ATICI (Mersin) – On yaşındaki çocuğa mı?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Yani şu andaki sistemde sadece sekiz yıllık bir kesintisiz eğitim programı sunuluyor topluma ve toplumun başka bir seçeneği yok. Bu seçenek kabul edilmek için zorlanıyor çünkü başka seçenek sunulmuyor.

Biz şunu yapıyoruz: Biz bu zorunluluğu ortadan kaldırıyoruz, ihtiyari olarak, tamamen kendi hür iradesiyle velinin çocukları için başka programlar seçmesine imkân sağlıyoruz, daha çok program seçmesine imkân sağlıyoruz.

AYTUĞ ATICI (Mersin) – Çocuk hakları nerede?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Buradaki anahtar husus şudur, kritik husus şudur: Kesinlikle en ufak bir zorlamanın olmaması gerekir. Nitekim, teklifte böyle bir durum söz konusu değil; tamamen ihtiyari, tamamen seçeneğe bağlı bir şekilde bunlar sunuluyor.

Değerli arkadaşlar, vatandaşımızın önüne daha çok seçenek konulmasının neresi yanlış Allah aşkına, neresi yanlış?

AYTUĞ ATICI (Mersin) – Her tarafı yanlış!

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Eğer bir zorlama, mecburi yönlendirme, doğrudan ya da dolaylı olarak bir yönlendirme söz konusu olsa haklısınız ama böyle bir şey yok, zaten böyle bir iddia da yok.

OKTAY VURAL (İzmir) – Peki, siz programlara ayıracaksınız.

AYTUĞ ATICI (Mersin) – On yaşındaki çocuk geleceğini nasıl belirleyebilir?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Dolayısıyla çok daha demokratiktir, vatandaşın düşüncelerini çok daha dikkate alacak olan bir düzenlemedir.

OKTAY VURAL (İzmir) – Öyle bir tercih yok, program tercihi var.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Tabii, değerli arkadaşlar, şimdi, bakın, bundan sonra inşallah daha çok tartışacağız. Bu kesintisiz eğitimin kanunlaştığı o görüşmelerde, 1997 yılında yapılan görüşmelerde -bütün tutanaklara aşağı yukarı baktım ben- orada rahmetli Ayvaz Gökdemir’in konuşması var, Doğru Yol Partisi Grubu adına yaptığı bir konuşma var. Gerçekten çok hoşuma gitti, muhteşem bir konuşma. Bu vesileyle Ayvaz Gökdemir’i tekrar buradan rahmetle anıyoruz. Bakın ne diyor -zamanım da kalmadı- o tasarı için şunu söylüyor: “Bu tasarı ‘Türkiye'nin tek tip ortaokulu olsun.’ diyen bir tasarıdır, ‘Türkiye'nin tek tip ortaokulu olsun.’ Niye bunu yapıyorsunuz? Esas saikiniz ne? ‘İmam-hatip okullarının orta kısmı olmasın, budamaya buradan başlayalım ve sonunda imam-hatip okullarını da yıkalım, yok edelim.’ diyen bir tasarıdır. Esas motivasyonu budur, çıkış noktası budur. Bunu yaparken dürüstçe ‘Biz imam-hatip istemiyoruz.’ diye gelinseydi, ‘Biz imam hatibin orta kısmını kapatmak istiyoruz.’ diye gelinseydi onun da münakaşasını, mücadelesini yapardık ama hiç olmazsa sistem bütünlüğü tahrip edilmezdi, çıraklık okulları tahrip edilmezdi, Anadolu liseleri tahrip edilmezdi, güzel sanatlar liseleri tahrip edilmezdi, özürlüler okulları tahrip edilmezdi, yabancı okullar tahrip edilmezdi.

Millî eğitimin 14 temel ilkesi var ama bu tasarı en az 4’üne aykırı çünkü içinde millet bulunmayan, içinde çoğulculuk bulunmayan…

OKTAY VURAL (İzmir) – Doğru, bu teklifte de millet yok.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - …seçme hakkı bulunmayan bir tasarı.” Biz bununla tekrar bu düzenlemeyi getiriyoruz ve düzeltiyoruz değerli arkadaşlar.

OKTAY VURAL (İzmir) – Çok doğru Nurettin Bey, teşekkür ederiz, millet yok işte!

AYTUĞ ATICI (Mersin) – Açıkça “İmam-hatipleri getiriyoruz.” deyin, yiğitçe.

HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) – Rövanşist olmayın.

OKTAY VURAL (İzmir) – Millet yok, millet!

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Şimdi, bakın, aynen söylüyor, ben Rahmetli Ayvaz Gökdemir’den aynen okuyorum: “Bu tasarı  kaynağında antidemokratik…

OKTAY VURAL (İzmir) – Gelin, milleti koyalım içine.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - …fiiliyatında ‘Ver Kur'an’ı, al hükûmeti.” tasarısıdır. Ne kötü bir alışveriş, ne bedbaht bir alışveriş, ne talihsiz bir alışveriş, dört yüz sene Hırkai Saadet Dairesinde yirmi dört saat aralıksız Kur'an-ı Kerim tilavet ettirmiş bir milletin önüne gelen ne talihsiz bir tasarıdır. Esas itibarıyla kaynağında da bu tasarı demokratik bir sivil tasarı değildir. Basına da intikal etti, Sayın Başbakan Sayın Genelkurmay Başkanıyla konuşuyor, diyor ki: ‘Bu tasarı bu sene uygulanmaz.’ Fakat oradan aldığı telkinler istikametinde gece sabaha kadar bakanlarını topluyor ve tasarı birdenbire bu seneki tatbik edilir hâle geliyor.

Değerli arkadaşlar, beyler, hepimiz demokrasinin ürünüyüz, biriniz çıksın desin ki: ‘Dünyanın medeni ülkelerinde eğitim tasarılarını, pedagojik meseleleri generaller görüşür ve karara bağlar. Eğitim tasarıları Genelkurmay Başkanının telkinleri istikametinde tahakkuk ettirilir.’ Demokrasiye inanan tek kişi çıkıp bunu söyleyebilir mi?”

Aynen bunu söylüyor değerli arkadaşlar ve ben de altına imza atıyorum bu konuşmanın.

AYTUĞ ATICI (Mersin) – Doğru… Tabii…

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Aynen…

OKTAY VURAL (İzmir) – Doğru, doğru demiş.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – İşte bu sözlerle rahmetli Ayvaz Gökdemir’in eleştirdiği o uygulamayı inşallah kaldırmak istiyoruz.

OKTAY VURAL (İzmir) – Doğru demiş, millet yok, millet yok!

CELAL ADAN (İstanbul) – Siz o zaman ne diyordunuz?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – İnşallah, emaneti millete, sahibine vermek istiyoruz, teslim etmek istiyoruz, amacımız budur.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Öneri üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz isteyen Mehmet Şandır, Mersin Milletvekili.

Buyurun Sayın Şandır. (MHP sıralarından alkışlar)

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum; tekrar, huzurlu, bize yakışır bir çalışma temenni ediyorum. İnşallah!

Değerli arkadaşlar, öncelikle Sayın Nurettin Canikli’ye ve Sayın Ahmet Aydın’a bir sözüm olacak, müsaadeleriyle: Milliyetçi Hareket Partisini samimiyetsizlikle suçlamak size yakışmamıştır.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Ben öyle bir şey söylemedim, yapmayın! Öyle bir söz ağzımdan çıkmadı Sayın Şandır.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Buradan şunu söylüyorsunuz: “Bu kanuna destek veriyor musunuz, vermiyor musunuz?”

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Ben onu söyledim zaten.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Ben size soruyorum: Siz var mısınız, yok musunuz bu kanunda?

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Varız işte, ortadayız; biz getirdik.

OKTAY VURAL (İzmir) – Yoklar, yoklar onlar!

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Şimdi söylüyoruz, bak: Kur’an-ı Kerim’in yani bu neslin, geleceğimiz olan bu neslin yetişmesinde dinî kaynaklarımızın çocuklarımıza, tüm çocuklarımıza ikinci kademede okutulmasına var mısınız, yok musunuz?

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Varız, teklifte var zaten.

OKTAY VURAL (İzmir) – Yok, yok! Nerede var?

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Yok teklifte… Yok teklifte… Hayır.

OKTAY VURAL (İzmir) – Var mısınız, yok musunuz? Haydi!

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Hiç göz boyamayın. Sayın Canikli, bakın, televizyonlar kapalı.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Sayın Şandır, bakın, önerinizi getirin, konuşalım.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Sayın milletvekilleri…

OKTAY VURAL (İzmir) – Getiriyoruz, getiriyoruz…

BAŞKAN – Sayın Şandır, lütfen karşılıklı konuşmayalım.

Sayın milletvekilleri, lütfen…

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Sayın milletvekilleri, bakın, televizyonlar kapalı, hiç rol veya politika…

AHMET YENİ (Samsun) – Onu bize sormayın, biz belliyiz.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Müsaade edin. Bakın, “9’uncu madde” diyorsunuz, 9’uncu maddede “Ortaokullarda oluşturulacak program seçenekleri Bakanlıkça belirlenir.” diyor.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Ondan önceki?

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Hani nerede? Kur'an-ı Kerim var mı burada?

OKTAY VURAL (İzmir) – Yok.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Bakanlığa yetki verdik. Sadece o değil, başka dersler de olacak.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Hazreti Peygamber’in hayatı var mı burada? Var mı? Şimdi biz size soruyoruz: Var mısınız, yok musunuz?

MEHMET METİNER (Adıyaman) – Varız.

OKTAY VURAL (İzmir) – Yoklar.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz 1999’dan bu yana… İşte kitabımız… Sayın Hüseyin Çelik aranızdaysa bu sözlerimi teyit edecektir, Millî Eğitim Bakanlığı dönemindeki tenkitlerimize cevabı bu kitaptan veriyordu, Milliyetçi Hareket Partisinin “Yirmibirinci Yüzyılda Türk Millî Eğitim Sistemi” kitabından veriyordu. Biz bu kitapta Kur'an-ı Kerim’in ve Hazreti Peygamber’in hayatının çocuklarımıza okutulmasını teklif ediyoruz 99’da. Şimdi gelin, kanuna açık yazalım. Niye Bakanın inisiyatifine bırakıyorsunuz? Gelin yazalım.

SITKI GÜVENÇ (Kahramanmaraş) – Önerge verin.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – İmam hatiplerin 1974’ten bu yana orta kısımları kapalı, yüreğiniz yetiyorsa gelin açalım.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Verin önergeyi, tamam.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Şimdi, bakın, değerli arkadaşlar, yani bu siyaset güzel yapılırsa, doğru yapılırsa hayırlı bir iştir ama siyasetin üzerinden kendimizi var edebilmek için gerçekleri ters çevirir, eksik söyler, yanlış söylersek inanınız ki zulmetmiş oluruz, zulüm.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz, eğer müsaade etseydiniz, Komisyonda bunları söyleyecektik. 3 tane Komisyon üyemiz var -muhtemel sizin 15-20 tane var- o 3 arkadaşımızın konuşmasına müsaade etmediniz. Önergeler hazırladık işleme konulsun diye, önergelerimizi almadınız. Kişiliğine ve ilmini büyük saygı duyduğum Sayın Nabi Avcı, burada, Meclis Başkanlığına yazdığı ve Meclis Başkanlığının bize gönderdiği yazıda -gerçekten üzüntümü ifade ediyorum- diyor ki: “Görüşmeler Anayasa ve İç Tüzük kuralları çerçevesinde gerçekleştirilmiştir.” Hiçbir sebep insanları doğru olmayanı doğruymuş gibi söylemek mecburiyetinde bırakmamalı. Doğruları eksik söylerseniz, doğruları olduğunun dışında söylerseniz, sizin anladığınız dilden söyleyeyim, Bakara Suresi’nin 59’uncu ayetine göre zulüm işlemiş olursunuz, zulüm! Zulüm de Allah’ın lanetine muhatap olur.

Sayın Nabi Avcı, o Komisyon İç Tüzük’ün 46’ncı maddesine göre uygun mu çalıştı? Diyebiliyor musunuz, Komisyon üyesi veya tüm Adalet ve Kalkınma Partisinin değerli milletvekilleri? Orada kavga olmadı mı? Kavga ortamında görüşmelerin devamının mümkün olmayacağı İç Tüzük’ün 46’ncı maddesinde gayet açık değil mi? Şimdi buna “Yok” derseniz, “Komisyon Anayasa ve İç Tüzük’e uygun çalışmıştır.” derseniz, siz “Çok hayırlı bir iş yapacağız.” derken yalanla başlamış olursunuz, yanlışla başlamış olursunuz, sonundan nasıl hayır beklersiniz? Çelik çomak oyunu oynamıyoruz değerli milletvekilleri, Allah’ın huzurunda bu gençliğin, bu neslin geleceğini tanzim ediyoruz.

Şimdi, tekrar soruyorum: 10’uncu yılınıza giriyorsunuz, dokuz yıl oldu. “Çok çağdaş” falan dedi Sayın Nurettin Canikli bu getirilen yasaya.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Çağ dışı!

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Dokuz yıldır neredeydiniz?

OKTAY VURAL (İzmir) – Çağın dışındaydılar!

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Niye getirmediniz bugüne kadar?

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Şimdi getiriyoruz.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Milliyetçi Hareket Partisi olarak, biz, ilk günden, ilköğretimin kademeli olmasını teklif ediyoruz. Kesintisiz sekiz yıla niye bugüne kadar itiraz etmediniz? Bugün ne değişti de bugün buraya getiriyorsunuz ve kalkıyorsunuz, Milliyetçi Hareket Partisini samimi olmamakla…

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Olgunlaşması gerekiyordu.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Değerli milletvekilleri, kendinizi kandırmayınız. Bu akıllılık olmaz. Birbirimizi hiç kandırmayalım, bu dürüstlük olmaz ama bilesiniz ki Allah’ı kandıramazsınız, bilesiniz ki Allah’ı kandıramazsınız!

Dokuz yıldan bu yana, bu kadar “önemli” dediğiniz bu kanunu bugüne kadar niye getirmediniz?

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Getirdik, şimdi destekleyin.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Niye getirmediniz?

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Tamam, şimdi destekleyin.

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) – Destekleyin şimdi.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Şimdi bir şey söyleyeceğim size: Kişiliklerine saygı duyduğum değerli grup başkan vekili, meslektaş veya görevdaş arkadaşlarımın bilgisine, tecrübesine hiç itirazım yok ama bu kadar önemli bir kanunu 5 grup başkan vekili getiriyor. Öğretmenlere danışmadınız…

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Danıştık, en az 10 tane…

Sayın Şandır, bakın, biliyorsunuz, yapmayın.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – …velilere danışmadınız, sendikalara danışmadınız; ben inanıyorum ki –Sayın Bakan burada- Bakana da danışmadınız.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Hepsine danıştık.

 MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Sayın Bakana da danışmadınız çünkü Bakanın bu kanunun görüşmelerinde o kadar çelişkili beyanları var ki ben kulağımla duydum, sizden farklı şeyler söyledi.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Sivil toplum kuruluşlarıyla görüştük, akademisyenlerle görüştük, hocalarla görüştük, eğitimcilerle görüştük, hepsiyle görüştük.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Şimdi, siz hangi müktesebatla bu kadar önemli bir kanunu hazırlıyorsunuz Sayın Canikli?

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Milletvekili olarak yasama yetkisini kullanıyoruz Sayın Şandır.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Yetki meselesi değil, ehliyet meselesi bu iş, ehliyet meselesi, gözünüzü severim. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Danışırsınız, uzmanlarına danışırsınız. İçeriğine bir itirazınız var mı?

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Yani nasıl oluyor bu iş? Bu kadar önemli olan bu kanunda muhalefetle ortak bir akıl üretmeyeceksiniz, muhalefetin…

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – İçeriğine itirazınız var mı?

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Ha, ben şunu da söyleyeyim: Değerli arkadaşlar, milletvekilinin egemenlik hakkını kullanması hiçbir şekilde önlenmemeli. Komisyonda yaşanan hadiseleri, iktidar grubuyla, ana muhalefet partisi grubuyla yaşanan o hadiseleri tasvip etmiyoruz. Birbirimizi…

MEHMET GELDİ (Giresun) – Orada söyleseydiniz.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Müsaade mi ettiniz ki orada söyleyelim?

Değerli arkadaşlar, bana saygılarında samimi olduklarından emin olduğum, benim de kendilerini sevdiğimden emin olduğum, sevdiğimi bildiklerinden emin olduğum çok değerli –aranızda- genç milletvekili arkadaşlarımız –biri geliyor- Komisyon Başkanına ulaşmamı zorla engelledi, hem de “Mehmet Ağabey” diyerek engelledi. “Niye engelliyorsun arkadaş, niye?” dedim. Psikolojiye bakın, dikkatinize sunmak istiyorum: “Komisyon Başkanına yumruk atacak Mehmet Şandır.” diyor.

Değerli arkadaşlar, bu psikoloji sizi bir yere ulaştırmaz. Siz kendi göreviniz veya kendi hayatınız, kendinizle ilgili değil, bu milletle ilgili, bu Meclisle ilgili… Bu psikolojiyle buradan çıkarttığınız kanunların bu millete hayrı olmaz, Allah razı olmaz. İçinizde -hepinizin öyle olduğuna inanıyorum- ölçüsü Allah rızası olan insan çok. Yani muhalefeti yok sayarak, muhalefetin hakkını gasbederek, olanları olmamış gibi göstererek, siz burada, bu milletin geleceğine hizmet etmiş olmazsınız.

Bakınız, Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz her gün grup önerisi getireceğiz buraya. Getireceğimiz grup önerileri, halkımızın gündemindeki temel konular yani bu sulama birliklerinin kongresini yapıyor Devlet Su İşleri. Bu kongrede, sulama birliklerinin birçok sorunu var, borcunu ödeyemeyen çiftçilerimizin sorunu var. Taşeron işçilerinin sorunları var, şehit ve gazi yakınlarımızın çocuklarının sorunları var. Memurlarımıza, emeklilerimize daha 2012 yılı maaş zammını vermediniz, bu utanç bile size yeter. (MHP sıralarından alkışlar) Bunları görüşmek dururken buraya, uygulama imkânınızın da olmayacağı 4+4 ki dert artı derde dönüşen bir kanunu getiriyorsunuz.

Son söz: Biz varız, biz Kur'an-ı Kerim’in okullarda okutulmasına varız. (MHP sıralarından alkışlar) Biz imam-hatiplerin orta kısmının açılmasına varız. Siz varsanız…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – …buyurun getirin ama böyle, 9’uncu maddedeki gibi Bakanın inisiyatifine bırakarak kanun düzenlenmez.

MURAT YILDIRIM (Çorum) – Kaçıyorsunuz, 411’de çark ettiniz.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Gelin, burada düzenleyelim. Bugün bakanların yerine bir başka bakan olduğu hâlde ne yapacaksınız? Dolayısıyla, esas samimi olmayan sizsiniz.

Hepinize teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Şandır. (MHP sıralarından alkışlar)

Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…

III.- YOKLAMA

(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.

BAŞKAN – Aynı zamanda yoklama talebi var, yerine getireceğim.

Sayın Hamzaçebi, Sayın Tarhan, Sayın Ayaydın, Sayın Tezcan, Sayın Çıray, Sayın Kaplan, Sayın Atıcı, Sayın Eyidoğan, Sayın Aksünger, Sayın Kulkuloğlu, Sayın Tanal, Sayın Topal, Sayın Karaahmetoğlu, Sayın Özel, Sayın Öner, Sayın Susam, Sayın Çelebi, Sayın Danışoğlu, Sayın Kurt ve Sayın Küçük.

Üç dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.

VII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

4.- Gündemdeki sıralama ile Genel Kurulun çalışma gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine; (11/8) ve (11/9) esas numaralı gensoru önergelerinin, gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmına alınmasına, gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmelerinin, Genel Kurulun 31/3/2012 Cumartesi günkü birleşiminde yapılmasına; 199, 200, 198 ve 197 sıra sayılı kanun teklif ve tasarılarının İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin AK PARTİ Grubu önerisi (Devam)

BAŞKAN – Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Öneri kabul edilmiştir.

İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınma önergesi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

C) Önergeler

1.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, (2/26) esas numaralı Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Mali Sektöre Olan Borçlarının Yeniden Yapılandırılması Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/37)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

(2/26) esas numaralı kanun teklifim kırk beş gün içinde komisyonda görüşülmediğinden İç Tüzük’ün 37’nci maddesi gereğince doğrudan gündeme alınması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                               Ensar Öğüt

                                                                                                                 Ardahan

BAŞKAN – Teklif sahibi Ensar Öğüt, Ardahan Milletvekili.

Buyurun Sayın Öğüt.

ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; 5569 sayılı küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin borçlarının yeniden yapılandırılması için vermiş olduğum kanun teklifi üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygılarımla selamlarım.

Değerli arkadaşlar -Kâzım Karabekir’in bir lafı var- Stalin, Kars’ı ve Ardahan’ı istiyor, Kâzım Karabekir Paşa da diyor ki: “Boğazlar boğazımız, Kars-Ardahan belkemiğimizdir.”

Evet, KOBİ’ler de ekonominin belkemiğidir ama ne yazık  ki KOBİ’leri desteklemediğimiz gibi şu anda KOBİ’lerin borçlarından dolayı KOBİ’ler üretim yapamaz duruma gelmiştir. KOBİ’ler işsizliğin panzehiridir, istihdamı sağlar, ekonomiye büyük katkı verir, ihracatı artırır, katma değeri vardır ama  bankalara ve devlete olan şu andaki borçlarından dolayı KOBİ’ler hakikaten kıvranıyor.

Şimdi, Sayın Bakan burada mı? Hükûmet yetkilileri var burada. Sayın Bakan Ardahan’a gittiğinde “Doğu Anadolu’daki 17 il, Güneydoğu’daki 9 ille beraber toplam bu illere ben hemen her türlü KOBİ’yi yapan, işletmecilik yapan, üretim yapan firmalara her türlü krediyi vereceğim.” dedi ama bir yıla yaklaşıyor arkadaşlar,  bir kuruş vermiş değiller.

Beni Ardahan’dan arıyorlar “Şu anda 2 metre kar var. Bize ‘Kredi vereceğiz.’ dediler vermediler. Bizim borçlarımız var, borçlarımızı silmediler, bir de vergi taksitini 2 defa alıyorlar. Yani şimdi ben 2 metre karın altındayım ben vergi taksitini nasıl ödeyeyim.” diyorlar. Bu Hükûmetten bizim istirhamımız:

Bir: KOBİ’lere kredi verilsin.

İki: KOBİ’lerin devlete olan borçlarını yeniden yapılandırsın.

Üç: KOBİ’leri desteklesin ve KOBİ’lerle ilgili mutlak surette doğu ve güneydoğuda özellikle kalkınmakta olan illerdeki KOBİ’lerin vergi borçları iki taksit değil, dört taksitte ödensin. Dört taksit olursa, arkadaşlar, ödeme daha kolay olur, aksi takdirde olmuyor. Bu anlamda, ben, istirham ediyorum.

Değerli arkadaşlar, Türkiye’de 20 milyon işsiz insanımız var. Üreten yok, ara malı üreten yok. Şu anda maalesef Çin’den ara malı geliyor ve Çin’den gelen mal kalitesiz. Bizim ürettiğimiz mal daha kaliteli olmasına rağmen, daha çok teşvik verilmesi gerekirken KOBİ’lere kredi verilmiyor. Yani şimdi, siz, KOBİ’lere üretim yaptırmazsanız Çin’le veya Japonya’yla veya Amerika’yla veya Batı ülkeleriyle nasıl yarışacaksınız değerli arkadaşlar?

Bu anlamda, ben, istirham ediyorum ve diyorum ki mutlak surette KOBİ’lerin devlete olan borçları yenilensin veya yeniden yapılansın. Onun dışında, mutlak surette kalkınmakta olan illerimize KOBİ’lerle ilgili kredi sağlansın, kredi sağlanırsa üretim olur; üretim olursa insanlar, işsiz insanlar işe alınacak; işe alındığı zaman Türkiye’de huzur olacak, selamet olacak; aynı zamanda ihracat artacak; ihracat arttığı zaman ekonomi gelişecek.

“2023 yılı vizyon” diyorsunuz ama maalesef Türkiye’de KOBİ’ler şu anda perişan durumda, ağlıyor insanlar. Hakikaten Edirne’den Ardahan’a kadar nerede, kiminle konuştuysam, küçük sanayi olsun, orta ölçekli olsun KOBİ’lerle ilgili, adam diyor ki: “Ya, yedi aydır beni oyalıyorlar, teminatlarını aldılar, krediyi vermiyorlar.” Sayın Bakan, buna mutlak bir çare bulun yani başka yerlere para buluyorsunuz da KOBİ’lere para bulamıyor musunuz?

O anlamda, arkadaşlar, fazla uzatmak istemiyorum, zamanımız da kalmadı ama şunu söyleyeyim: Ben, bu teklifimin burada kabul edilerek gündeme alınmasını sizden istirham ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Öğüt.

Bir milletvekili adına Bülent Tezcan, Aydın Milletvekili.

Buyurun Sayın Tezcan. (CHP sıralarından alkışlar)

BÜLENT TEZCAN (Aydın) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; Ardahan Milletvekilimiz Sayın Ensar Öğüt’ün KOBİ’lerin desteklenmesi için verdiği kanun teklifini görüşüyoruz. Kanun teklifinin temel mantığı KOBİ’lerin küçük ve orta ölçekliü işletmelerin mali sektörlere olan borçlarının ödenmesi.

Değerli arkadaşlar, herhangi bir siyasi parti ayrımı yaparak söylemiyorum, Türkiye Büyük Millet Meclisinde bulunan bütün milletvekili arkadaşlarımıza sesleniyorum: Bu kanun teklifi bir siyasi parti grubunun getirdiği bir kanun  teklifi değil. KOBİ’ler, her gün sabah evden çıktığımızda yolda giderken ya da seçim bölgemizde sanayi sitesinde uğradığımızda oturup çayını içtiğimiz ve Türkiye ekonomisini büyük ölçüde sırtında taşıyan, o yükü taşıyan kesim. Türkiye ekonomisinin yüzde 90’ının yükünü üzerinde taşıyan kesim KOBİ’ler. Aynı şekilde, Türkiye’de istihdam içerisinde en önemli görevi üstlenmiş ve işsizliğin önlenmesi konusunda ortalama 3 ila 6 işçi çalıştırmasına rağmen çok büyük ölçüde istihdam problemini çözen kuruluşlar. Onlar bizim Hasan amcamız, Ayşe teyzemiz ve gelecekte o küçük ama çalışkan duruşlarıyla Türkiye’de bugün ihracatın ortalama yüzde 60 ila yüzde 70’ini gerçekleştiren kesim ve  geleceğin büyük sanayicisi olma konusunda da iddialı, cesaretli girişimlerin sahibi. Bir şey bekliyor değerli milletvekilleri, bir şey bekliyorlar, devletin şefkatini ve ciddi desteğini bekliyorlar. Bakın, 2010 yılı sonu 2011 yılı başında mali yapılanmayla ilgili bir kanun çıkardık. Emin olun küçük ve orta boyutlu işletmeler ve esnafımız o taksitlendirdiği vergi borcunu ödeyemez durumda. Ödeyemeyecek ve cezalı duruma düşüp yeniden sanki hiç yapılandırma yapmamış gibi o yükün altına girecek. Bununla bitmiyor; bakın, Sayın Enerji Bakanımız açıklamıştı dokuz yılda sanayide kullanılan elektriğe yüzde 63 zam yapmışız. KOBİ’lerin, küçük esnafın üzerindeki vergi yükü belini bükecek noktada; vergisini ödeyemez, sigorta primini ödeyemez, elektrik borcunu ödeyemez duruma gelmiş ama aynı bütün bu zorluklara rağmen o çarkı çevirmeye çalışıyor.

Değerli arkadaşlar, bakın, 2011 yılında Türkiye’de sadece ekonomik zorluklar nedeniyle kapanan iş yeri sayısı 435.520, kapanan işletme sayısı. Aydın’da -Aydın ilinden geliyorum- 2011 yılında bu sayı 3.622; 3.622 işletme kapanmak zorunda kalmış, batmış, tamamı sıkıntıda değerli arkadaşlar. Açılan bakar işine ama kapanana bakacaksınız kapanana, açılanla kapananı birbirine tolere edemezsiniz, kapanana bakacaksınız. Açılanı da bir sene sonra kapatırsınız bu anlayışla giderseniz. Açılanı büyütün, kapanan da kapanmasın, derdimiz bu.

Değerli arkadaşlar, bakın, son günlerde gazetelere yansıyan intihar haberleri, bunlar esnaf, sanayici. Aydın’da Bahri Y. intihar etmiş; Cengiz Suluk intihar etmiş, iş yerinde; Salih Rua sanayide egzozcu, kendini asmış, intihar etmiş; Nazilli’de mobilyacı Atakan Bayram intihar etmiş; Levent Eken, Nazilli’de sanayici, intihar etmiş; Yılmaz Çam, Söke’de marangoz, intihar etmiş. Yani Türkiye’de, Türkiye’nin her noktasında o KOBİ’de çalışan, alın teriyle istihdama katkı sağlamak isteyen insanları biz intihara mahkûm eder hâle gelmişiz. Bütün sektörlerde durum böyle.

Onun için, getirilen şu kanun teklifi problemi tamamen çözmeyecek ama yaraya merhem olacak en azından, gelin bir ucundan tutalım. Mali anlamda KOBİ’leri desteklemek için, bunların mali sektöre olan borçlarını, vergi dairesi, SSK, TEDAŞ ve diğer Telekom gibi borçlarını erteleyelim; en azından, hep beraber hayırlı bir iş yapalım.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Tezcan.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Sayın milletvekilleri, alınan karar gereğince sözlü soru önergeleri ile diğer denetim konularını görüşmüyor ve gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.

1'inci sırada yer alan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

2'nci sırada yer alan, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

2.- Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu (1/569) (S. Sayısı: 180)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

3'üncü sırada yer alan, Kars Milletvekili Sayın Ahmet Arslan ve Bursa Milletvekili Sayın Hüseyin Şahin ile 7 Milletvekilinin; Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun ve Kamu İhale Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

3.- Kars Milletvekili Ahmet Arslan ve Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin ile 7 Milletvekilinin; Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun ve Kamu İhale Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/387) (S. Sayısı: 194)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

4’üncü sıraya alınan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

4.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (2/358, 2/305, 2/306, 2/307, 2/312, 2/384, 2/385) (S. Sayısı:199) (x)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet? Yerinde.

Komisyon raporu 199 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)

9.- İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, Komisyon raporunda kendi kanun tekliflerine yer verilmediğine ve Komisyon raporunun tekemmül etmediğine ilişkin açıklaması

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan, efendim, komisyon raporu bastırılmış, dağıtılmış olmakla birlikte komisyon raporu tekemmül etmiş değildir.

Bir iki hususu ben, burada, bu rapor görüşüleceği için arz etmek durumundayım. Mesela komisyon raporunda burada -müsaade ederseniz- diyor ki: “Teklifler ve gerekçeleri incelendiğinde; Kayseri Abdullah Gül Üniversitesinin adının Abdullah Gül Üniversitesi, Rize Üniversitesinin adının Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, Zonguldak Karaelmas Üniversitesinin adının Bülent Ecevit Üniversitesi olarak değiştirilmesi…” Bizim “Alparslan Türkeş Üniversitesi” olarak değiştirilmesine ilişkin önergemiz var, birleştirildiğini söylüyorlar ama bu kanun teklifinde, raporda bundan herhangi bir hususta bahsedilmiyor. Dolayısıyla, raporun içeriğine bakıldığı zaman, yani Alparslan Türkeş ismi, Milliyetçi Hareketin ismi niye -Komisyona, Komisyon üyelerine oy veren AKP’li üyelere- Komisyon raporunda zikredilecek kadar dikkate alınmıyor? Dolayısıyla, bu yönüyle bakıldığı zaman, birleştirilmiş olmakla birlikte, bu konuda, bu kanun teklifiyle ilgili herhangi bir açıklama yoktur.

Diğer taraftan, efendim, bizim Sayın Şandır’la birlikte imzaladığımız bir kanun teklifi var, katsayı değişikliğinin 45’inci maddede ortadan kaldırılmasına ilişkin bir kanun teklifimiz var, ama maalesef, bu kanunda da bununla ilgili bir hüküm değiştirmesine rağmen Komisyon bizim kanun teklifimizi de Komisyon gündemine almak suretiyle görüşmemiştir. Dolayısıyla, tekemmül etmeyen bir rapor söz konusu. Yok burada.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Vural.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan…

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Kayda geçsin diye konuşmadık, gereği yapılsın diye konuşuyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Anladım.

Önce Sayın Canikli’yi bir dinleyelim, sonra Komisyon Başkanını da dinleyeceğim.

Buyurun Sayın Canikli.

10.- Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin, kanun tekliflerinin birleştirilmesiyle ortaya çıkan teklifin yeni bir teklif olduğuna ve yapılan işlemin İç Tüzük’e ve usule uygun olduğuna ilişkin açıklaması

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; öncelikle birleştirilen tekliflerden sonra ortaya çıkan teklif yeni bir tekliftir, birleşime giren tekliflerin bu anlamda artık bir hükmü kalmamıştır, kalmaz, bugüne kadarki tüm uygulamalar böyledir.

                    

(x) 199 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Teklif sayısı kaç olursa olsun, ister 3, ister 5, ister 20, hepsinin birleştirildiği raporda zikredilir -ki zikredilmiştir raporda, çok net bir şekilde komisyon raporunda bu husus belirtilmiştir açık bir şekilde- ondan sonra sıra sayısı alan belirli bir teklif üzerinden yürütüleceği yine ifade edilmiştir, aynı şekilde bugüne kadar olduğu gibi, bütün komisyonların yaptığı gibi, bu komisyon raporunda da aynı şekilde ifade edilmiştir. Dolayısıyla, belli bir teklif üzerinden yürütülmüştür, diğer tekliflerin kabul edilen bölümleri varsa zaten teklif içerisinde yer almıştır, artık harmanlanmıştır teklif, başka bir teklif hâline gelmiştir. Dolayısıyla, yapılan işlemde herhangi bir usulsüzlük veya İç Tüzük’e aykırı bir uygulama söz konusu değildir Sayın Başkan.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Canikli.

Buyurun Sayın Vural.

OKTAY VURAL (İzmir) – Efendim, bakın burada, tekliflerin birleştirildiğini söylüyor ama burada bizim teklifimizin metin içerisinde değerlendirilmediğini açıkça ortaya koyuyor yani…

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Efendim, birleştirilmiş zaten.

OKTAY VURAL (İzmir) – Yok öyle bir şey.

Bakın, sayfa 42’ye bakın Nurettin Bey, 42’ye bakın.

BAŞKAN – Sayın Hamzaçebi, lütfen yerinizden, buyurun.

11.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, Komisyon raporunun tamamlanmamış olduğuna ve bu kanun teklifinin Genel Kurulda görüşülmesinin mümkün olmadığına ilişkin açıklaması

 MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) -  Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İç Tüzük’e göre ortada tamamlanmış bir komisyon raporu söz konusu değildir. Dolayısıyla, tamamlanmamış olan bir komisyon raporu esas alınarak, esasen rapor denilmesi de mümkün olmayan bir belge esas alınarak Genel Kurulda bir teklif görüşmesinin yapılmasının mümkün olmadığını düşünüyorum.

Sayın Başkan da dinlerse devam edeceğim.

BAŞKAN – Lütfen, Sayın Hamzaçebi, dinliyoruz. Lütfen konuşmanızı yapın, dinliyoruz biz. Herkesi dinliyoruz. Lütfen ama…

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan yani..

BAŞKAN – Ama dinliyoruz Sayın Hamzaçebi. Burada bizim dinleyip dinlemediğimizi…

AYTUĞ ATICI (Mersin) – Dinlemediğiniz buradan görülüyor Sayın Başkan. 

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, şimdi bakın…

BAŞKAN - Buradaki bürokratla hiç mi bir şey konuşmayacağız yani?

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – İzin verir misiniz.

BAŞKAN – İzin verdim zaten, konuşuyorsunuz.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Ama bir saniye Sayın Başkan.

Bakın Sayın Başkan…

BAŞKAN – Yani burada Meclis başkan vekilleri grup başkan vekillerinin her zaman söz söyleyeceği kişi konumunda mı olacak?

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Efendim? Duyamadım. Pardon, son cümlenizi duyamadım Sayın Başkan.

BAŞKAN – Yani Meclis başkan vekilleri grup başkan vekilinin her zaman söz söyleyeceği kişi konumunda mı olacak? 

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – “Söz dinleyecek” derken…

Bakın Sayın Başkan, şık bir davranışta bulunmuyorsunuz. Ben “Sayın Başkan da dinlerse konuşmama devam edeceğim.” derken, doğal olarak bürokratınızla bir görüş alışverişinde bulunuyorsunuz…

BAŞKAN – Evet.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - …o nedenle, bir yandan da size hatırlatmada bulunuyorum yani görüşmenizi sonlandırın konuşmama devam edeyim anlamında. Ama nedense sizin sürekli olarak böyle bir grup başkan vekilinin, özellikle de benim konuşmamı kesmek gibi bir düşünceniz, uygulamanız oluyor.

BAŞKAN – Hayır, siz öyle algılıyorsunuz.

Buyurun.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, o zaman baştan alıyorum çünkü bürokratınızla konuşurken benim söylediğimi duyma imkânınız olmamıştır diye düşünüyorum.

BAŞKAN – Buyurun, baştan alın.

Ben duydum efendim, siz baştan alın yine de.

Buyurun.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Ortada tamamlanmış bir komisyon raporu yoktur.

Birincisi; çok sıkça ifade ettim, bir kez daha ifade ediyorum: İç Tüzük’ün 29’uncu maddesine göre milletvekillerinin komisyonlarda söz hakları vardır. Bu söz hakları tanınmamıştır ve Millî Eğitim Komisyonunun konuya ilişkin olarak Meclis Başkanlığına yazdığı, sizin de daha önce usul tartışması bağlamında burada o okuduğunuz metin gerçeğe aykırıdır. “Milletvekillerinin söz hakkı sağlanmıştır.” şeklinde Millî Eğitim Komisyonunca Meclis Başkanına bildirilen yazı gerçeklerle uyuşmamaktadır. Son gün tutanağına göre, milletvekillerimizin söz hakları tanınmamıştır. Komisyon salonunda olduğu hâlde, Komisyon üyesi olduğu hâlde milletvekillerimizin isimleri Komisyon Başkanı tarafından okunmuş, daha sonra kendi kendine “yok” denilerek geçilmiştir.

Ayrıca “Söz isteyen var mı?” sorusuna karşılık olarak salonda bulunan Sayın Muharrem İnce’nin, 7 kez tutanaklara geçmiş olan, “Söz istiyorum.” talebi olmuş olmasına rağmen, bu talep Komisyon Başkanı tarafından görülmemiş, daha doğrusu yok sayılmış ve “Söz isteyen yok.” denilerek “Maddeyi kabul edenler… Etmeyenler…” denilmiş ve oylamaya geçilmiştir.

İkinci konu; Millî Eğitim Komisyonu raporunun İç Tüzük’e aykırılığı konusunda ifade edeceğim ikinci konu şudur: İç Tüzük’ün 42’nci maddesine göre komisyon raporları, komisyonun düşünceleriyle, komisyonda yapılan değişikliklerin gerekçelerini açıklar.

Şimdi, ben Komisyon raporunu okuyorum. Komisyonun düşünceleri olarak bu raporda yer alan açıklamalar AKP grubunun düşünceleri. Yani bu Komisyonda Cumhuriyet Halk Partisi grubunun düşünceleri AKP grubunun düşünceleriyle aynı mıdır? Diğer siyasi partiler adına bir konuşma yapamayacağım, onlar kendi değerlendirmelerini kendileri yaparlar.

Birkaç cümleyi okumak istiyorum, Komisyon raporunda Komisyonun görüşleri olarak ortaya konulan görüşlerden birkaçını okumak isterim.

BAŞKAN – Sayın Hamzaçebi, sözlerinizi tamamlarsanız. Lütfen…

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – İzin verirseniz Sayın Başkan, önemli bir konuyu görüşüyoruz.

BAŞKAN – Görüşeceğiz zaten.

Buyurun.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Önemli bir konuyu görüşüyoruz. Komisyonda Komisyon Başkanının yarattığı hukuksuzluğu, lütfen Genel Kurula taşımayın. İzin verin, görüşlerimi açıklayayım. Daha ikinci konuya yeni geliyorum, siz “Konuşmayı tamamlayın.” diyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen…

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sabırlı olursanız… Sabırlı olursanız…

Şöyle diyor Komisyon Raporu: “Sekiz yıllık zorunlu ve kesintisiz eğitimin amaçlarına ulaştığı söylenemez.” Yani Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun Komisyonda ifade ettiği görüş bu mudur? Bu, AKP Grubunun görüşüdür. Bizim orada ifade ettiğimiz görüşler farklıdır. Devam ediyorum: “Bu gelişmeler ışığında, bugün Türkiye’de sekiz yıllık zorunlu eğitimle gelinen nokta yeterli değildir.” Başka, buna benzer birçok cümle. Bunları, Komisyon Raporu’nu okuduğunuzda göreceksiniz. Komisyon Raporu İç Tüzük’ün 42’nci maddesine uygun değildir. Bu nedenle bu Komisyon Raporu esas alınarak burada bu teklifin görüşmelerinin yapılması mümkün değildir. Devamı hâlinde bu konuyu usul tartışmasına dönüştüreceğimizi, bu yönde talepte bulunacağımızı bilgilerinize sunuyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan, efendim…

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Bu konuda usul tartışması yapılmıştır, karara bağlanmıştır Sayın Başkan.

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan, bakın, yine 42’nci sayfada, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanına hitaben Komisyon, raporunu yazmış. Şimdi, bu sıra sayısında, 199’da “Özcan Yeniçeri, Oktay Vural ve Mehmet Şandır’ın Kanun Teklifleri.” diye söylüyor ama bakıldığı zaman, Başkanlığa hitaben yazılan yazıda, bizim tekliflerimizi buraya almamış. Yani bir bakar mısınız? Yok.

BAŞKAN – Komisyon Başkanına söz vereceğim Sayın Başkan.

OKTAY VURAL (İzmir) - Yani burada sadece, Ahmet Aydın, Mustafa Elitaş, Mahir Ünal, Hayati Yazıcı, Ayşe Nur Bahçekapılı; bunların tekliflerinden bahsetmiş. Yani dolayısıyla Millî Eğitim Komisyonunun raporu tekemmül etmiş bir rapor değil, rapor değil aslında. O bakımdan, bu rapor…

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Vural.

ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Yeniçeri.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Sayın Başkan, bu konuyla ilgili usul tartışması 2 defa yapılmıştır, karara bağlanmıştır.

BAŞKAN – Sayın Başkan…

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Sayın Başkan, ben bir şeyi sormak istiyorum.

BAŞKAN – Sayın Uzunırmak, böyle bir usulümüz yok. Sayın Başkanı bir dinleyelim.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Ama bir dakika, bir dakika… Burada Sayın Başkan…

BAŞKAN – Hayır… Komisyon Başkanını bir dinleyelim.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Bir dakika…

BAŞKAN – Sayın Grup Başkan Vekillerinin…

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Burada böyle bir usul var. Şimdi, bir milletvekilinin verdiği teklif, Komisyona teklif olarak geliyor ama komisyon raporlarında yer almıyor, o teklifin şimdi ne olduğu belli değil, kayıp.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - İçinde, içinde.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Nerede bulunuyor şimdi bu teklif, nerede konuşuluyor?

BAŞKAN – E, muhatabı Sayın Komisyon Başkanı, soruyoruz.

OKTAY VURAL (İzmir) – Efendim, yok, siz de vallahi hiç çözemezsiniz, inanın çözemezsiniz.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Yani bir milletvekilinin teklifi hiç edilmiştir.

OKTAY VURAL (İzmir) - Olmayan bir raporun neresini çözeceğiz?

BAŞKAN – “Muhatap Sayın Komisyon Başkanı.” diyorum.

Buyurun Sayın Başkan.

İZZET ÇETİN (Ankara) – Sayın Başkan, Nabi Avcı söz hakkımızı çaldı Komisyonda. Nasıl konuşuyor orada?

BAŞKAN – Buyurun.

12.- Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı Nabi Avcı’nın, aynı konudaki kanun tekliflerinin birleştirilerek esas alınan teklif üzerinden görüşmelerin yürütüldüğüne ilişkin açıklaması

MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI NABİ AVCI (Eskişehir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Komisyonumuzda -Sayın Canikli’nin de mufassal olarak belirttiği gibi- teklifler birleştirilmiş, ancak esas alınan teklif üzerinden görüşmeler yürütülmüştür. Komisyonun nihai kararını kabul edilen metin üzerinden vermiştir Komisyon.

OKTAY VURAL (İzmir) – Doğru değil.

MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI NABİ AVCI (Eskişehir) – Nitekim, Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun Tasarısı ile kanun tekliflerinde de birleştirme yapılmış ve konu kanunlaştırılmıştır, ancak ilgili 181 sıra sayılı Komisyon Raporu incelendiğinde bu hususa değinilmediği görülmektedir, aynı işlem 171 sıra sayılı Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu’nda da söz konusudur. Benzer örnekleri çoğaltmak mümkündür. Anlaşılacağı üzere, Komisyon iradesini kabul ettiği metin üzerinde göstermiştir. Parlamento teamülleri de bu çerçevede işlemektedir.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Kaplan…

MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI NABİ AVCI (Eskişehir) – Komisyon raporuyla ilgili olarak da şunu kısaca özetlememde yarar var: Komisyon raporu bir tutanak özeti değil, tutanaklar zaten açık. Rapor’da Komisyon metninin ne şekilde benimsendiği, değişikliklerin hangi çerçevede yapıldığı ifade edilmektedir.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkanım, Komisyon Başkanının ifadeleri gerçekleri göstermemektedir.

Bakın, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanına diyor ki: “Başkanlığınızca şunlar şu tarihte havale edildi.” Peki, Alparslan Türkeş üniversitesi havale edilmedi mi? Edildi. Niye Komisyon gündeme almamış? Sonra bunun başlığını da “Birleştirilerek görüştük.” diye kanun teklifi olarak sunuyorsunuz Meclise. Dolayısıyla bu kanun teklifi İç Tüzük’ün tüm hükümlerine… Yani bu komisyon raporu bizim tekliflerimizi birleştirmeden keenlemyekün yok varsaymış. Dolayısıyla bu rapor yoktur Sayın Başkanım, lütfen…

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Vural.

OKTAY VURAL (İzmir) - Bu iddialar da doğru değil zaten, Sayın Komisyon Başkanı doğrusu doğruları söylemiyor, önündeki notu okuyor sadece.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Kaplan.

13.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Komisyon raporunun eksikleri olduğuna ve tamamlanması gerektiğine ilişkin açıklaması

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkanım, sağlıklı bir yasama süreci komisyonlarda başlar. Komisyona ifratla tefrit arasında gidip gelmiş, sonra kaba kuvvetle bir komisyon süreci tamamlanmış. Yani başlangıçta on iki saat konuşma izni veren Komisyon, son gün kaba kuvvetle yirmi maddeyi yirmi dakikada oldubittiye getirmiş. Yani, kapkaç tarzı, korsan bir komisyon raporu ortaya çıkmış ve muhalefet partisi olarak hem görüşlerimizi sunmamız hem muhalefet şerhini vermemiz hem önergelerimizi vermemiz engellenmiş. Şimdi, böyle bir komisyon raporunun içindeki bilgiler de doğru değil, gerçeği yansıtmıyor. Şimdi, gerçeği yansıtmayan bu bilgiler ışığında “Ben çoğunluğum ve ben bunu yazdım, oldu, bitti, Genel Kurul halletsin.” demek çok ciddi bir tartışmayı beraberinde getiriyor, zaten bunun sıkıntısını ve sancısını yaşıyoruz.

Biz eğer eğitimle ilgili sağlıklı kararlar alacaksak şu komisyon raporunun geri alınması lazım, usul eksikliklerinin tamamlanması lazım. Yani İç Tüzük’ün amir hükmü ortada; komisyon raporları nasıl hazırlanır, 42 çok açık söylüyor. Yani muhalefeti dışlarsanız “demokrasi” olmaz bunun adı, “zorbalık” olur.

Hatta, Hükûmete tavsiyemiz, artık zaten Meclisi boşluyorlar, kanun hükmünde kararnamelerle de iş bitiriyorlar, komisyona da gerek kalmıyor, Genel Kurula da gerek kalmıyor. 4+4+4, isterse 14+14+14, istedikleri şeyi yapsınlar, dayatsınlar, uygulasınlar. Şimdi, Millî Eğitim Bakanlığının kendisi daha kararnameyle kurulmuş bir bakanlık.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Kaplan.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkanım, bu komisyon raporu usulü tartışmalı yani muhalefeti yok sayan bir anlayış söz konusu. Bu muhalefetin katkısı yoktur, burada görüşleri dikkate alınmamıştır.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Sayın Başkan…

BAŞKAN - Buyurun Sayın Yeniçeri.

ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Ben Komisyon üyesi olarak özellikle şunu ifade etmek istiyorum yani genel bir söylem vardır: “Kem âlâtla kemâlât sağlanamaz.” Yani kötü bir araçla olgun bir sistemi ve düzeni üretemezsiniz. Bu Komisyon toplantıları sırasında kendim -burada görüntüleri ve ses de mevcut- çok yüksek sesle bağırmama, “Söz istiyorum Sayın Başkan.”, “Söz istiyoruz Sayın Başkan.” diye defalarca söylememe, önümdeki butona basmama rağmen söz verilmemiş; Sayın İnce bir taraftan bağırıyor, ben bir taraftan bağırıyorum -bunlar burada mevcut- söz verilmemiştir, bir.

İkincisi: Benim verdiğim önerge kabul ya da reddediliyor ve ben bu önergem üzerinde konuşmuyorum, ben bu önergenin gerekçesi hakkında malumat vermiyorum. Bu, akla mugayir bir hadisedir.

Bir başka şey, çok net olarak söylemek gerekiyor: Komisyonda yani on beş dakika ya da yirmi dakika içerisinde yirmi maddenin geçmesi, bu Komisyona da yapılan yasama faaliyetlerine de son derece ters ve etik olmayan bir durumdur. Bu da çok açık ve nettir yani bir tarafın yanlışlığını bir başka tarafın yanlışlığıyla tarif etmek, tanımlamak ve bu çerçeve içerisinde bir sonuca varmak da mümkün değil. Gerçekten yasama hilesi yapılmıştır ve bu yasama hilesinin yeni bir hileye sebebiyet vermemesi gerekir; önce tamamlanıp sonra buraya gelmesi gerekir.

BAŞKAN – Tartışacağız bütün bunları Sayın Yeniçeri.

Teşekkür ederim.

Buyurun Sayın İnce.

MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın Başkan, Komisyondaki tutanaklara baktığınızda 6 ya da 7 kez, Muharrem İnce “Söz istiyorum Sayın Başkan, söz istiyorum.” diyor.

Şimdi, Meclis Başkanı olarak sizden şunu istiyorum: Sayın Komisyon Başkanı ben olsam, onun yerinde olsam hiçbir makam, hiçbir koltuk, hiçbir başkanlık, yapmam onları ama o tutanakları da yemem. O tutanaklar orada, ortada. Hiçbir milletvekilliği, hiçbir komisyon başkanlığı vicdanımdan daha değerli olamaz -yani orada görüyoruz- olamaz. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın İnce.

O sizin tercihiniz. Herkesin kendi tercihi var tabii ki.

MUHARREM İNCE (Yalova) – Bir ikincisi: Şimdi, bir gazeteye verdiği röportajda başka söylüyor, televizyonlara başka söylüyor. Sayın Hamzaçebi’nin kendisine bant aparatı fırlattığını söylüyor. Sonra üzülmüş olacak ki “Ya, göz göre göre yalan söylüyorum, ayıp oluyor. Hamzaçebi de böyle bir şey yapmaz zaten, onun yapısına uygun değil.” deyip, gazetede düzeltti.

FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – Onun attığını biz gördük. Bizim gözümüzün önünde attı. Sen ne diyorsun?

MUHARREM İNCE (Yalova) – Şimdi, bence, görüşmelere başlamadan önce Sayın Komisyon Başkanı şu kürsüye bir gelsin ve şimdi, Sayın Özcan Yeniçeri’ye...

Bakın, Sayın Başkan, bu, görüntülerde var; Sayın Özcan Yeniçeri’nin elinde şu anda görüntüler var, ona bakabilirsiniz, tutanaklara bakabilirsiniz. Ben, sadece kendi söz hakkımı değil, Cumhuriyet Halk Partisi Grubundan 45 milletvekili arkadaşımın yazılı dilekçesini Komisyon Başkanına verdim,        -oradaki bürokrat kardeşimiz oradaydı, beraber oturuyorlardı- “Al bunu.” dedim, orada gözlerinin önünde Komisyon Başkanına verdim. Bütün bunları işleme koymadı. Faşizmi iliklerimize kadar hissettik o gün. [AK PARTİ sıralarından “Bravo(!)” sesleri, CHP sıralarından alkışlar] Bunu unutmayınız. Bunlar tutanaklara geçsin. Ama hiçbir güç, hiçbir sayısal çoğunluk vicdandan daha güçlü olamaz eğer Komisyon Başkanında vicdanın zerresi varsa.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Sayın Başkan…

MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI NABİ AVCI (Eskişehir) – Sayın Başkan…

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, bir komisyon raporunun içeriğinde, karara bağladığı kanun tekliflerine ilişkin bilgilerle komisyondaki görüşmelere, teklifte yapılan değişikliklere yer verilmesi gerekir. Bu kapsamın genişliği, detaylı olup olmaması komisyon başkanlığının takdirindedir. Bu raporda bu yönde bilgi ve açıklamalar mevcuttur. Başkanlığın, bu bilgi ve açıklamaların kısa veya uzun olması, detayları konusunda kontrol yetkisi bulunmamaktadır. Görüşülen komisyon raporu İç Tüzük’ün 42’nci maddesindeki şartları taşımaktadır. Rapor tekemmül etmiştir ki bastırılıp dağıtılmıştır. (CHP ve MHP sıralarından gürültüler)

OKTAY VURAL (İzmir) – Nerede yazıyor Sayın Başkan, bu nerede?

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, alınan karar gereğince…

OKTAY VURAL (İzmir) – Sizin, benim teklifimi hasıraltı etme hakkınız var mı?

BAŞKAN – E, ne yapalım şimdi Sayın Vural, sayın başkanlar?

OKTAY VURAL (İzmir) – “Ne yapalım?”ı o zaman yapmayın, kalkın gidin.

BAŞKAN – Yani teklif bastırılıp dağıtılmış. Bizim bunu artık bu saatten sonra…

OKTAY VURAL (İzmir) – Yapamıyorsanız kalkın gidin.

BAŞKAN – Öyle bir yetkimiz yok ki Sayın Vural.

OKTAY VURAL (İzmir) – “E, ne yapalım?” Emir başka yerden mi geliyor?

BAŞKAN – Hayır, Meclis Başkanlığı bu konuyu tartıştı ve bastırıp dağıtıp gönderdi yani şeye…

OKTAY VURAL (İzmir) – Başka talimat alınan yerler mi var?

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Hamzaçebi.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Şimdi, benim açıklamalarıma karşı ve diğer eleştirilere karşı yaptığınız açıklama, komisyon raporunun 42’nci maddeye uygun olduğu yönünde.

BAŞKAN – Evet.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Ben size örnekleri verdim. Komisyonun görüşlerini yansıtır komisyon raporu, iktidar grubunun görüşlerini değil. Komisyonda iktidar veya muhalefet milletvekilleri tarafından ifade edilen görüşler gruplandırılır ve bu görüşler komisyonun görüşleri olarak rapora yansıtılır. Millî Eğitim Komisyonu Raporu’nun görüşleri olarak ortaya konulan görüşler tamamen iktidar partisi grubunun görüşleridir. Böyle olduğu hâlde, siz “Bu rapor 42’nci maddeye uygundur.” derseniz, siz o makamda bir İç Tüzük ihlali yapmış olursunuz.

BAŞKAN – Değil Sayın Hamzaçebi.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Efendim?

BAŞKAN – İç Tüzük ihlali yapmıyorum, o sizin görüşünüz; ben İç Tüzük ihlali yapmıyorum.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, bu kadar hukuksuz bir açıklama yapamazsınız.

BAŞKAN – Hayır, o şekilde hitap edemezsiniz bir defa.

OKTAY VURAL (İzmir) – Talimat nereden geliyor Sayın Başkan?

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Açıklamanız hukuksuzdur.

OKTAY VURAL (İzmir) – Açıkça söyleyin, bu talimat yazılı talimat mı, belirli bir görevi ifa etmek üzere bir talimatlandırma mı?

BAŞKAN – Görüşlerinizi belirtirsiniz ancak benim ne şekilde hareket ettiğimi belirtemezsiniz, “hukuklu” veya “hukuksuz” diyemezsiniz. Lütfen...

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Görüşlerinizi belirtirsiniz, ben de görüşlerimi belirtirim ama benim hukuksuz veya hukuklu açıklama yaptığımı söyleyemezsiniz.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Yok, bu benim özgürlüğümdür. Ben gördüğümü söylüyorum.

BAŞKAN – Söyleyemezsiniz, bu konu hakkındaki görüşlerinizi belirtirsiniz.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Ben gördüğümü söylüyorum.

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan…

BAŞKAN - Ben bu konuyla ilgili usul tartışması açıyorum. Buyurun, lehte ve aleyhte 4 kişiye söz vereceğim.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Lehte.

BAŞKAN – Lehte Mustafa Elitaş.

OKTAY VURAL (İzmir) – Mehmet Şandır aleyhte.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Lehte.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Aleyhte.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Aleyhte Sayın Başkan, aleyhte.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan…

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Aleyhte.

BAŞKAN – Sayın Hamzaçebi aleyhte.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Sayın Başkan, ben de aleyhteyim.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Aydın, aleyhte.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Usul tartışması açtım Sayın Kaplan. Lehte mi aleyhte mi onu söyleyin.

MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU (Kayseri) – Tayyip Erdoğan’dan korkanlara bak!

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Aleyhte söz alıyorum.

BAŞKAN – Aleyhte.

Buyurun Sayın Elitaş, lehte...

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Lehte ben istemiştim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Canikli, üç dakika süre veriyorum, buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) – Tam alkışı hak etti, bravo!

IX.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER (Devam)

3.- Komisyon raporuyla ilgili açıklamasına ilişkin Başkanın tutumu hakkında

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) – Sayın Canikli, siz de Komisyonda yoktunuz.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Bütün bu tartıştığımız hususlar bu kanun teklifi basılıp dağıtılmadan önceki süreçte yaşandı, yapıldı.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sonuç olmadı ama.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Her aşamada, her konuda, her şekilde bütün merciler nezdinde konuşuldu ve tartışıldı.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Nerede, nerede?

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Kiminle?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Sonuç itibarıyla bir karara bağlandı. O kararın neticesinde de gündeme girdi değerli arkadaşlar. Bu tartışmalar artık, bu noktada burada yapılamaz bizim kanaatimize göre. (CHP ve BDP sıralarından gürültüler)

İZZET ÇETİN (Ankara) – Nerede tartışıldı?

SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) – Çoğunluğun diktasını uyguladınız.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Bakın, ayrıca komisyon raporunda hiçbir eksiklik söz konusu değildir.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – O kalemi sallama tehdit eder gibi.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Sayın Yeniçeri’nin teklifi, Milliyetçi Hareket Partisinin teklifi 29’unda verilmiştir. 42’nci sayfadaki özet 23’ünden 29’una kadar olan kısımla ilgilidir.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan, tehdit ediyor. Kalem sallıyor bize, sallayamaz. Parmak sallıyor, böyle bir şey olur mu?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) –  43’üncü sayfaya baktığınız zaman çok net bir şekilde dikkate alındığını ve rapora dercedildiğini görürsünüz. Aynen şöyle söylüyor…

OKTAY VURAL (İzmir) – 29 Şubat…

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – “Ankara Milletvekili…”

OKTAY VURAL (İzmir) – Akıbeti belli değil, akıbeti.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – “…Özcan Yeniçeri, Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekilleri; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay Vural…” diye başlıyor ve devam ediyor. (AK PARTİ ve CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)

MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU (Kayseri) – Küfür etme! O senin anan!

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Ayrıca şunu söylüyor, bakın: Teklifin birleştirilmesine ve bunun (2/385) sıra sayılı Teklif üzerinden görüşülmesine karar veriyor.

MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU (Kayseri) – O dediğin senin anan!

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Dolayısıyla ifade edildiği gibi bir durum söz konusu değildir. Milliyetçi Hareket Partisinin teklifi rapora dercedilmiştir, değerlendirilmiştir, dikkate alınmıştır; bu bir.

İkincisi değerli arkadaşlar, raporda aynen şu da var…

OKTAY VURAL (İzmir) – Akıbeti belli değil. Kanun teklifin burada, nerede bu?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – 43’üncü sayfa Sayın Vural.

OKTAY VURAL (İzmir) – Tabii, akıbeti ne onun?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Aynı şekilde, efendim, bir teklif üzerinden birleştirilerek yürütülmüştür, onu çok net olarak ifade ediyorum. (AK PARTİ ve CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)

MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU (Kayseri) – Özür dileyeceksin, sen özür dileyeceksin. O senin anan, o söylediğin… Senin anan yok mu, senin karın yok mu?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Ayrıca sadece iktidarın değil aynı zamanda raporda muhalefetin görüşlerine de yer verilmiştir. Bakın, 45’inci sayfanın birinci paragrafı; ilk bu.  Bundan sonraki özetler tamamen muhalefetin görüşlerini yansıtan yani eleştiren, eleştirel görüşlerini yansıtan düzenlemelerdir.

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan… Sayın Başkan…

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Dolayısıyla, bu noktada herhangi bir sıkıntı söz konusu değildir.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan…

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Bakın, ben size okuyorum: “İlk dört yıldan sonra açık öğretim sisteminin getirilme teklifi eğitimde devamlılık ve başarı kriterlerini düşürmeye açık olmakla birlikte özellikle cinsiyet eşitsizliğine sebep olacak kagıları doğurmaktadır.”

OKTAY VURAL (İzmir) – Tevil yoluyla olmaz.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Bu çok net bir eleştiridir ve muhalefete mensup arkadaşların Komisyonda yaptığı eleştirilerin buraya yansıtılmasıdır ve devamında aynı şekilde buna benzer açıklamalar söz konusudur. (AK PARTİ ve CHP sıralarından gürültüler)

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan… Sayın Başkan…

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Bu çerçevede özetlemek gerekir ki rapor İç Tüzük’e

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan, o zaman oturmayın orada yahu!  “Ne yapayım?” olur mu yahu?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - …kanuna, uygulamaya, her şeye uygundur Sayın Başkan, tutumunuz doğrudur.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar; AK PARTİ ve CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)

MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın Başkan… Sayın Başkan…

OKTAY VURAL (İzmir) –  Kim talimat verdi size? Seul’den mi talimat geldi?

MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın Başkan…

EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) – Sayın Başkan, görmüyor musun şu kavgayı?

OKTAY VURAL (İzmir) – Kim talimat verdi size? Meclis Başkan Vekili talimatla hareket etmez!

MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın Başkan…

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) – Sayın Başkan, böyle nasıl devam ediyorsunuz?

PERVİN BULDAN (Iğdır) – Ara verin Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, beş dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati: 21.46
BEŞİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 21.53

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 83’üncü Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.

199 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Şimdi açılan usul görüşmelerinde söz sırası aleyhte söz isteyen…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, bu Meclisin bu duruma gelmesini sebebi sizsiniz, Meclis Başkanıdır.

BAŞKAN – Sayın Genç, lütfen oturun.

Sayın Hamzaçebi, buyurun.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Siz Meclisi yönetmesini beceremiyorsunuz. İç Tüzük’ü dinlemiyorsunuz, Anayasa’yı… Böyle ahlak olur mu!

BAŞKAN – Sayın Genç, sizin yaptığınız gibi olur mu peki?

KAMER GENÇ (Tunceli) – İç Tüzük’ü tanımıyorsunuz. Komisyondan geçmemiş bir şeyi getirip burada nasıl müzakere edeceksin?

Bana “Sayın” deme. Bir defa, siz ahlaklı olun. Meclisin kurallarına uyun. Böyle bir şey olur mu! İç Tüzük açık.

BAŞKAN – Kem söz sahibine aittir Sayın Genç.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Meclis komisyonlarından geçmemiş bir metni getirip burada nasıl müzakere ediyorsunuz? Ya insan biraz…

BAŞKAN – Buyurun Hamzaçebi.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biraz önce yerimden açıklamaya çalıştığım görüşlerimi burada çok kısaca ifade etmeye çalışacağım.

Bu teklifin Millî Eğitim Komisyonu görüşmeleri sırasında büyük bir hukuksuzluk yaşanmıştır. Milletvekillerimizin söz hakkı tanınmamıştır. Son gün tutanağına da yansıdığı üzere gerek Millî Eğitim Komisyonu üyelerimizin gerekse Yalova Milletvekili ve Grup Başkan Vekilimiz Sayın Muharrem İnce’nin “Söz istiyorum.” talepleri olmuş olmasına rağmen Komisyon Başkanı “Söz isteyen yoktur.” diyerek maddeleri oylamaya sunmuş ve kabul etmiştir. İç Tüzük’ün 29’uncu maddesi komisyonlarda istem sırasına göre söz verileceğini düzenlemektedir. İstem sahibine söz verilmemesi 29’uncu maddeye açık bir aykırılıktır.

Yine Anayasa’nın 87’nci maddesine göre, yasama görevi Türkiye Büyük Millet Meclisinindir, yani milletvekillerinindir. Milletvekilleri yasama görevlerini, görüşlerini ifade ederek, yani konuşarak yapacaklardır. Milletvekillerine söz hakkı tanınmamış olması, İç Tüzük’ün 29’uncu maddesi kanalıyla Anayasa’nın 87’nci maddesinin de ihlali anlamına gelmektedir.

Yine Komisyon raporu, Cumhuriyet Halk Partili Komisyon üyelerinin görüşlerini yansıtmamak suretiyle, İç Tüzük’ün 42’nci maddesine aykırı düzenlenmiştir. Cumhuriyet Halk Partili Komisyon üyelerinin Komisyon Başkanlığına yazmış olduğu bu yazı da Komisyon raporuna dâhil edilmemiştir. Bu da İç Tüzük’ün 42’nci maddesine çok açık bir aykırılıktır.

Bu kürsüye çıkan AKP’nin bir sayın grup başkan vekili, Komisyon görüşmeleri sırasında toplam 91 saatlik bir görüşme olduğunu söyleyerek muhalefetin bu hakkı kötüye kullandığı anlamında bir değerlendirme yaptı. Hepiniz biliyorsunuz ama bir kez daha söylemek istiyorum. 97 yılında sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitime ilişkin yasa tasarısı görüşülürken 11 maddelik o tasarı komisyonda tam 93 saat görüşülmüştür, 93 saat. Bugün sizin ağabeyleriniz, AKP Grubunun büyükleri o gün Refah Partisinin milletvekiliydi ve konuşma haklarını kullanıyordu. Aynı ölçüyü bugün tutturalım desek 27 maddelik bu teklifin toplam 228 saat daha görüşülmesi gerekirdi. Yani ilave 137 saat daha görüşülmeli ki 97 yılındaki süreyi tutturabilmiş olalım. “Bir milletvekili on iki saat görüştü.” diyerek bir şeyi kapatamazsınız. Komisyonda bir hukuksuzluk yaşanmıştır. O hukuksuzluk bugün Sayın Başkan tarafından burada devam ettirilmeye çalışılmaktadır. Bunu bilgilerinize sunuyorum.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Hamzaçebi.

MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Sayın İnce, şu usul tartışmasını bitirelim, söz vereceğim.

MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın Başkanım, farklı bir şey, onun için önemli.

BAŞKAN – Ama bu doğru değil ki, usul tartışmasını bitirelim, vereceğim söz.

MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın Başkanım, dinlediğinizde göreceksiniz ki çok haklıyım.

Şu anda Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar Twitter’a şöyle bir mesaj yazdı: “4+4+4 okulları değil, meyhaneleri vurdu; CHP’li vekiller tam kadro Mecliste.” Bu ahlaksız mesajı kınıyoruz. Kürsüden Bülent Arınç da Çetin Soysal’a bunu dedi, Çetin Arkadaşıma 8 milyar para ödedi. Şamil Tayyar bu kürsüden, gelip CHP Grubundan özür dilesin. Bu Meclisi çalıştırmayız! Alkışlarla buraya vuruyoruz, gelip özür dilesin. (CHP sıralarından “Yuh” sesleri, sıra kapaklarına sürekli vurmalar)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, yazıktır, devlet malı yani.

MUHARREM İNCE (Yalova) – Özür dileyecek! Özür dileyecek! O ahlaksız yazıyı kim yazdı, gelsin özür dilesin. (CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)

BAŞKAN – Lehte söz isteyen, Mehmet Şandır.

Sayın Şandır…

OKTAY VURAL (İzmir) – Önce gürültüyü bitirin, sonra…

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, lehte söz talebim var.

MUHARREM İNCE (Yalova) – Özür dileyecek!

BAŞKAN – Şimdi, Sayın Şandır, ne yapmam gerekir benim? (CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)

OKTAY VURAL (İzmir) – İç Tüzük yazıyor, gürültüyü bitireceksiniz.

BAŞKAN – Tamam, ne yapayım?

OKTAY VURAL (İzmir) – Gürültüyü bitireceksiniz, İç Tüzük’te yazıyor.

MUHARREM İNCE (Yalova) – Şamil Tayyar özür dileyecek burada!

BAŞKAN – Ama…(CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)

OKTAY VURAL (İzmir) – Ne yapalım, biz ne yapalım?

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Bu gürültüde müzakere yapılır mı Sayın Başkanım?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkanım…

MUHARREM İNCE (Yalova) – Şamil Tayyar haddini bilecek, özür dileyecek burada. (CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Olmaz efendim.

BAŞKAN – Sayın Şandır, lütfen ama…

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkanım, bu gürültüde müzakere yapılır mı, konuşma yapılır mı?

BAŞKAN – Sayın Şandır, İç Tüzük ihlaliyse İç Tüzük ihlali. Ne yapmam gerekiyor? (CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Ara verin.

BAŞKAN – Benim, güvenlik kuvvetlerini buraya çağırma imkânım yok ki, öyle bir yetkim yok ki, İç Tüzük buna müsaade etmiyor ki. (CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – 68’e göre ara verirsiniz…

BAŞKAN – Ama uyarıyorum arkadaşları…

Sayın milletvekilleri, lütfen… (CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)

OKTAY VURAL (İzmir) – Duyulmuyor efendim.

BAŞKAN – Benim yapmam gereken bu, yapabileceğim bu. (CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)

OKTAY VURAL (İzmir) – Efendim, sesiniz gelmiyor, sesiniz gelmiyor Sayın Başkan. 

MUHARREM İNCE (Yalova) – Şamil Tayyar, o mesaj için çıksın buradan özür dilesin. (CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Meclisi çalıştırmamak için… Ne alakası var?

BAŞKAN – Sayın İnce…Sayın Hamzaçebi…(CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan, sesiniz gelmiyor.

BAŞKAN - …İç Tüzük ihlalinden bahsediyorsunuz ama yapılan bir İç Tüzük ihlali. Lütfen… (CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)

MUHARREM İNCE (Yalova) – Ne İç Tüzük’ü? Hakaret etmiş adam, çıkıp özür dilesin burada. Ne İç Tüzük’ünden bahsediyorsun?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Dava açarlar, burada hakaret etmedi, dava açarlar. (CHP sıralarından sıra kapaklarına sürekli vurmalar, gürültüler)

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Bununla ne alakası var?

MUHARREM İNCE (Yalova) – Ne İç Tüzük’ünden bahsediyorsun?

BAŞKAN – Genel Kurul’da Twitter’dan değil kürsüden yapılan sataşmalara cevap verilir. Bizim haberimiz yok ki. (CHP sıralarından sıra kapaklarına sürekli vurmalar, gürültüler)

MUHARREM İNCE (Yalova) – Meclisten Twitter’a yazmış, Meclisten yazıyor.

SIRRI SAKIK (Muş) – Daha önce milletvekillerini kınadınız burada.

BAŞKAN – O zaman, Sayın İnce, tüm gazete köşe yazarlarının yazdığı yazılara buradan cevap verilmesi gerekir. Ama bahane aranılıyorsa o başka bir şey. Bu Meclis çalışacak, milletin Meclisi. Lütfen… (CHP sıralarından sıra kapaklarına sürekli vurmalar, gürültüler)

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Sayın Başkan, ne alakası var! Böyle bir olay olur mu? 

MUHARREM İNCE (Yalova) – Özür dilesin!

BAŞKAN – Yapabilirsiniz yani, bunu millet de seyrediyor yani.

MUHARREM İNCE (Yalova) – Özür dilesin!

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Şandır…

OKTAY VURAL (İzmir) – Ya, siz çağıramazsınız Sayın Şandır’ı! Siz oturun ya! Bizim Grup Başkan Vekilimizi Obama gibi işaretle çağıramazsın sen ya!

BAŞKAN – Sayın Şandır, lütfen ama… Söz talebinizden vazgeçtiğinizi düşünürüm Sayın Şandır. Lütfen ama… (CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Sayın Şandır, bu doğru değil ki!

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Şandır çıkmayacaksa, ben çıkacağım.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – 68’inci maddeye bak.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkan… (CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)

BAŞKAN – Sayın Hamzaçebi, Sayın İnce, sabaha kadar vurabilirsiniz, bunu… (CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Oyla, oyla! Oylasana!

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan…

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Oyla, geçir! Millî Eğitim Komisyonu Başkanı, oylasınlar söyle.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, lehte ve aleyhte söz veriyorsunuz. Eğer lehte konuşmayan birisi varsa, onun adına ben konuşmak istiyorum. (CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Oyla, geçsin!

SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) – Ara verin Sayın Başkan, ara verin.

ÜNAL KACIR (İstanbul) – Başkan, konuşmuyorsa bir başkasına verin. (CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan… Sayın Başkan… (CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)

AYTUĞ ATICI (Mersin) – Bu aşağılıklıktır.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan…

MUHARREM İNCE (Yalova) – Şamil Tayyar özür dilesin, Twitter’dan özür dilesin, yazsın oraya.

BAŞKAN – Sayın Tayyar, Twitter’da böyle bir yazı yazdıysanız, lütfen Twitter’dan özür dileyin. (CHP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Meclis çalışmalarına devam edelim. Sayın Başkan, Twitter’da kimse görmedi bunu. Böyle şey olur mu, Twitter Meclise taşınır mı?

Sayın Başkan, Sayın Şandır konuşsun, aksi hâlde ben konuşmak istiyorum. (CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)

BAŞKAN – Sayın Şandır, lütfen kürsüye gelin.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkan, bu gürültüde müzakere olur mu? 68 önünüzde, açın okuyun.

BAŞKAN – Sayın Şandır, anladım da Tüzük ihlali yapıyorlar. Meclis çalışmasın mı Sayın Şandır, çalışmasın mı? Ne yapayım? (CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)

Beş dakika ara veriyorum sayın milletvekilleri.

Kapanma Saati: 22.04
 ALTINCI OTURUM

Açılma Saati: 22.15

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Özlem YEMİŞÇİ (Tekirdağ), Tanju ÖZCAN (Bolu)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 83’üncü Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.

199 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Şimdi, açılan usul tartışmasında söz sırası lehte söz isteyen Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’da.

Buyurun Sayın Şandır. (MHP sıralarından alkışlar)

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Başkanım, meselenin lehi-aleyhi kalmadı, gittikçe nezaheti de nezaketi de kaçıyor.

Öncelikle Sayın Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun ortaya koyduğu tepkiye sebep olan o mesajı ben milletvekili olarak, insan olarak kınıyorum, doğru bir şey değil. Birbirimizi sevmeyebiliriz, birbirimizle aynı görüşleri paylaşmayabiliriz, hatta hesaplarımız da birbirine uymaz, birbirimizle ters de düşebiliriz ama birbirimize saygılı olmak mecburiyetindeyiz. Hele böyle bir hükmi şahsiyeti suçlayarak, bir partinin hükmi şahsiyetini suçlayarak bir iş yapılmaz olur. Ben öncelikle deminki tartışmalara sebep olan o mesajı doğru, yakışık, şık, güzel bulmadığımı, ona sebep olan arkadaşın bunun gereğini yerine getireceğini de ümit ettiğimi sizlere ifade ediyorum.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Fethullah’tan talimat almış canım, Fethullah diyor ki: “Bu kanunu çıkarmayın.”

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Ben inanıyorum ki aynı hassasiyeti diğer grup başkan vekilleri de gösterecektir çünkü bu Meclis milletin Meclisi, biz de milletin vekilleri olarak milletin sorunlarına çözüm üretmek üzere bir araya geldik. Bu bir araya gelişimiz bir nezaket veya bir kurallar bütünlüğü içerisinde olmak durumunda. Lütfen, bunu korumayı, yanlışa birlikte itiraz etmeyi becermemiz, başarmamız gerekiyor ve inanıyorum ki diğer grup başkan vekili arkadaşlar da aynı duruşu sergileyeceklerdir.

Değerli Başkanım, bizim bu usul tartışmasına itirazımız şu: Millî Eğitim Komisyonunda bizim 3 sayın üyemiz var, iyi niyetli, gayretli, samimiyetli ve kapasiteli, 3’ü de eğitimci. Bunlara Komisyonda söz verilmedi, ben oradaydım. “Verildi.” denilirse…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Nabi, söyle bakalım: Verildi mi, verilmedi mi?

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Söz verilmedi.

Önergelerimiz var, önergelerimizin mahiyetini söylüyoruz, ısrarla da söylüyoruz, bu önergeler dikkate alınıp işleme alınmadı.

Şimdi, kanun teklifimiz var, kanun teklifimiz dikkate alınmadı.

AYTUĞ ATICI (Mersin) – “Aldık.” diyor!

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Şimdi, bu Komisyon raporunu tekâmül etmiş kabul edebilir miyiz? Bunun üzerine bir Genel Kurul görüşmesi usulüne uygun yapılmış olabilir mi? İçtüzük’e uygun olabilir mi? Her şeyden önemlisi, her şeyden önemlisi değerli arkadaşlarımız, olanı olmamış gibi sunmak nasıl bir duygu, nasıl bir anlayış?

AYTUĞ ATICI (Mersin) – Nabi Bey’e soralım!

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Lütfen yahu! Allah aşkına! Allah aşkına!

MEHMET GELDİ (Giresun) – Aynı şeyleri söylüyorsun.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Yahu, aynı şeyleri söylüyoruz ama arkadaşlar yani biz söylüyoruz, siz anlamamakta ısrar ediyorsunuz.

Bakın, çok önemli ve değerli bir konuda müzakere yapıyoruz ama yanlışın üzerine müzakere olmaz, yanlışın üzerine doğruyu bina edemeyiz, yanlış başlayan bir şeyin sonundan hayır bekleyemeyiz, itirazımız bu.

Dünya kopmuyor, yarın uygulanmayacak bu kanun, daha altı, yedi, sekiz ay sonra uygulanacak; gelin şunu düzeltelim, birlikte müzakere edelim ve çok hayırlı bir iş yapalım diye teklif ediyoruz ama inadım inat diyorsunuz…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AYTUĞ ATICI (Mersin) – Talimat var, talimat!

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – …biz de bunu kabullenemiyoruz.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Şandır.

AYTUĞ ATICI (Mersin) – Emir demiri keser!

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Yoksa, meselenin içeriğine daha giremedik, içeriğinde söyleyeceklerimiz var ama usulünde çok yanlış yapıyorsunuz.

Bunu arz etmek üzere söz aldım.

Çok teşekkürler. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Aleyhte söz isteyen Hasip Kaplan, Şırnak Milletvekili.

Buyurun Sayın Kaplan. (BDP sıralarından alkışlar)

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Değerli milletvekilleri, “Twitter” üzerinden Meclisi karıştırmanın ahlaki olmadığını düşünüyorum. Hele hele ana muhalefet partisi grubunu tüzel kişi olarak suçlamanın da bir özür dilemeyi gerektirdiğini, aynı “twit” üzerinden bu arkadaşın bunu yapması gerektiğini düşünüyorum ve bütün milletvekillerinin de buna dikkat etmesini istiyorum. Hiç kimsenin hakkı yoktur buna. Yani “İç Tüzük’te sosyal medya yoktur.” diye bunu hoyratça kullanmanın kişi olarak götürüsü çoktur.

Değerli arkadaşlarım, bu konu, eğitim konusu ciddi. İnanın, biz BDP Grubu olarak dosyalarımızı hazırladık, görüşlerimizi, muhalefet şerhimizi hazırladık ve istiyoruz ki doğru dürüst bir şey yapalım.

Şimdi, Anayasa’nın 42’nci maddesi, bir de İç Tüzük’ün 42’nci maddesi var -ikisi de 42 dikkat edin- bu 42’deki hükmü iyi okuyun arkadaşlar. Bu kanunun tamamı Anayasa’ya aykırı. Bu Anayasa da Kenan Evren’in anayasası, bu da darbe anayasası. Bu darbe anayasasında 42’nci madde zaten ana dili tamamen yasaklıyor. İsterseniz “seçmeli ders” deyin, isterseniz… Bir hikâye yani.

Şimdi, böyle bir durumda birbirimizi kandırmayalım. Anayasa 42 nedir? “Türkçeden başka hiçbir dil bilmem ne yapılamaz.” diyor. Onu bırakın, diğer maddelerde “Şu düşünceye, ideolojiye uygun olmayan eğitim yapılamaz.” diyor. “İlköğretim”, “ortaöğretim” diye bölümlere ayırmış. Şimdi kanunla siz bu Anayasa’yı nasıl değiştireceksiniz arkadaşlar? Ortak bir Anayasa çalışmamız var; gelin, orada bitirelim, gelin, eğitimle ilgili ortak bir araştırma komisyonu kuralım -biz zaten bu konuda bir komisyon kurduk- çalışalım üç ay -o arada Anayasa’nın esası da görüşülecek- ciddi bir iş yapalım, sağlıklı bir iş yapalım. Yani ortaklaştığımız şeyler var, karşı çıktıklarımız var ama samimi olarak şunu söyleyeceğim: Bu Roma taburları taktiğiniz sökmez arkadaşlar. Roma taburları yol almak için, hızlı yol almak için yolları kaplama yaparlardı fakat siz de çoğunluğunuza güvenip Komisyonda yol almak, hız yapmak için Komisyonu kapladınız, hoş olmadı. Muhalefeti susturdunuz, muhalefet şerhini bile almadınız, görüşünü almadınız, yirmi maddeyi yirmi dakikada jet hızıyla geçirdiniz. Buna “kapkaç” denir “kapkaç”, Mecliste buna “kapkaç” denir. Yapmayın arkadaşlar!  Bu Meclisin saygınlığına hep beraber gölge düşürüyoruz şu an, bu Meclise insanların güveni kalmadı artık. Çocuklar “Bizim okullarımız nasıl olacak?” diye gözlerimizin içine bakıyorlar, bakıyorlar da iyi örnek olmuyoruz, kötü örnek oluyoruz arkadaşlar.

Ne olur gelin, bunu aklıselimle konuşalım, çözelim, bunu inada bindirmeyelim diyorum, saygılar sunuyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Canikli, buyurun.

VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)

14.- Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin, hangi ortamda, kime karşı olursa olsun hiçbir hakareti doğru bulmadıklarına ilişkin açıklaması

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, öncelikle şunu belirtmek gerekir ki hiç kimsenin hiç kimseye hakaret etme hakkı yoktur. Biraz önce Sayın İnce’nin ifade ettiği ve kendi tüzel kişiliklerini hedef alan o hakareti de kabul etmiyoruz elbette, reddediyoruz. Kim olursa olsun, kime karşı yapılırsa yapılsın, hangi ortamda olursa olsun, Twitter’da ya da başka bir ortamda, bu tür hakaretlerin hepsini reddediyoruz, kabul etmiyoruz Sayın Başkan.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

IX.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER (Devam)

3.- Komisyon raporuyla ilgili açıklamasına ilişkin Başkanın tutumu hakkında (Devam)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Komisyonun 199 sıra sayılı Raporu’na ilişkin iddialar ile Komisyon Başkanı da dâhil olmak üzere yapılan açıklamaları dikkatle dinledik. Komisyon raporunun görüşülebilir bir şekilde tamamlanmış olduğuna yönelik Başkanlığın tutumu üzerinde açılan usul tartışmasında da lehte ve aleyhte görüşler paylaşıldı.

Komisyon raporu, İç Tüzük’ün 42’nci maddesi başta olmak üzere ilgili hükümlerine aykırılık taşımadığı, tekemmül etmiş olduğu kabulü ile bastırılarak dağıtılmış, gelen kâğıtlar listesine alınmış ve gündeme girmiştir. Başkanlığımızın raporun görüşmelerine başlanması ve sürdürülmesi yönündeki tutumunda bir değişiklik olmamıştır.

OKTAY VURAL (İzmir) – Tekemmül etmemiştir. Tutanaklara girsin. Tekemmül etmeyen bir raporu zorla siz görüşüyorsunuz, milletin iradesini engelleyerek görüşüyorsunuz.

X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

4.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (2/358, 2/305, 2/306, 2/307, 2/312, 2/384, 2/385) (S. Sayısı:199) (Devam)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, alınan karar gereğince bu teklif İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında temel kanun olarak görüşülecektir. Bu nedenle, teklif, tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanıp maddelerine geçilmesi kabul edildikten sonra bölümler hâlinde görüşülecek ve bölümlerde yer alan maddeler ayrı ayrı oylanacaktır.

BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) – Sayın Başkan, dinlemiyorsunuz galiba burada konuşulanları.

BAŞKAN – Teklifin tümü üzerinde Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz isteyen Mülkiye Birtane, Kars Milletvekili.

Buyurun Sayın Birtane. (BDP sıralarından alkışlar)

BDP GRUBU ADINA MÜLKİYE BİRTANE (Kars) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, bir gündür bunu müzakere ediyoruz. Sen hangi vicdanla bu kanunu müzakereye açıyorsun? Hangi vicdanla, hangi akılla, hangi inançla, hangi fikirle bunu açıyorsun?

BAŞKAN – Sayın Genç, kürsüde Sayın Milletvekili konuşuyor.

Buyurun Sayın Birtane.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Orada yasayı ihlal ediyorsun, İç Tüzük’ü ihlal ediyorsun? Böyle bir şey olur mu ya! Böyle bir şey olmaz ya! Hayır, niye daha önce gelmediler? Tayyip Erdoğan  “Benim Meclis Başkan Vekilim gelip benim militanım olur, ben bu kanunları çıkartırım.” dedi. Siz militan mısınız?

Bu Nabi’ye soruyorum Nabi’ye: Niye Komisyonda müzakere ettirmedin?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Birtane.

MÜLKİYE BİRTANE (Devamla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 199 sıra sayılı Kanun Teklifi üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün yine bu Mecliste toplumu geren bir konuyu tartışmaya başlıyoruz. Tam da şu anda, bu tasarıyı kabul etmeyen eğitim emekçileri Türkiye'nin dört bir yanından Ankara’ya eylem yapmak üzere yola çıkmış bulunuyorlar ve tüm emekçilerin, Batman’da, Diyarbakır’da, İçişleri Bakanlığının genelgesi ve Valinin talimatıyla yolları kesilerek Ankara’ya gelmeleri engellenmiş bulunmaktadır.

AYTUĞ ATICI (Mersin) – Hiç şaşırmadım.

MÜLKİYE BİRTANE (Devamla) – Bu sefer de “Nevroz”daki gibi, emekçiler için bir talimat verilmiş ve buraya gelişleri engellenmiştir. Neden korkuluyor? Kamu emekçileri veya eğitim emekçilerinin bu yasada görüşleri alınmamış, onların seslerinin duyulması istenmediği için bu arkadaşlarımızın gelişleri engellenmiş bulunmaktadır.

Türkiye’de eğitimin ideolojik dayatmalara açık olması, gelmiş geçmiş bütün iktidarların bu alanı kendi politik görüşleri temelinde şekillendirmelerinden kaynaklanıyor. Bu anlayışa göre eğitim kurumları iktidarın hedefini gerçekleştirmek için ona biat edecek bireylerin yetiştirildiği yerlerdir. İşte tam da böyle bir anlayışla düzenlenmiş yeni bir kanun teklifi ile karşı karşıyayız. Bütün toplumu ilgilendiren ve ülkenin bugününü, geleceğini belirleyecek olan eğitim, bu kez de AKP’nin ideolojik hedeflerinin hükümranlığında olacaktır.

Eğitim sisteminde yeni uygulamaları içeren model değişiklikleri bilimsel değerlendirmeler ve araştırmalar çerçevesinde katılımcı ve müzakereye açık olarak yapılmalıdır. Bilimsel değerlendirmeye dayanmayan, müzakereye kapalı ve dayatmacı değişiklikler eğitimin ideolojik bir araca dönüştürülmesinden öte bir anlam taşımaz. Türkiye’deki mevcut eğitim sistemi her yönüyle sorunludur. Daha en başından eğitim, ırkçı, cinsiyetçi ve tekçi resmî ideolojiyi yeniden üretmek üzerine kurgulanmıştır. Ana dilinde eğitim yasağı, zorunlu din dersleri ve yatılı bölge okulları bunun en açık kanıtıdır. Aynı şekilde, taşımalı eğitim uygulaması, sınav merkezli eğitim ve eğitimin dershaneler, özel okullar eliyle adım adım paralı olması ve bir pazar hâline getirilmesi bu sorunlar arasındadır. Eğitim emekçilerinin sosyal ve mali haklarının hiç edilmişliği, ataması yapılamayan, yapılmayan yüz binlerce öğretmen meselesi, eğitimdeki sınıfsal ve bölgesel ayrımcılık ise mevcut eğitim sisteminin kronikleşmiş sorunlarından sadece birkaçıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye, millî gelir içinde eğitim harcamalarına ayrılan pay itibarıyla 171 ülke içinde 132’nci sırada yer alıyor. Toplam nüfusun sadece yüzde 20’si lise mezunudur. Dört yıllık üniversite mezunu ise yüzde 10’ları bile bulmuyor. Türkiye, okullaşma oranı en düşük olan ve öğretmenlerin düşük ücretle çalıştığı, buna karşın en fazla mesai yaptığı ülkeler arasında yer alıyor. İnsanlar için en temel hak olan ana dilde eğitim yasağı hâlâ kaldırılmadığı gibi, ders kitapları ırkçı, cinsiyetçi, bilimsel gerçeklikten uzak unsurlardan arındırılmış değildir.

Türkiye’de eğitim sisteminin elbette yeni bir model uygulamasına ihtiyacı vardır ancak bu teklif bu ihtiyacı karşılamıyor, tam aksine, yeni sorunların ortaya çıkmasına sebep oluyor. Bu tasarı ile, bugüne kadar eğitimi yapboz tahtasına dönüştüren uygulamalara yenisi ekleniyor.

Eğitim alanında yapılan değişikliğin, bilimsel, demokratik, eşit ve özgürlükçü bir eğitim sistemini hayata geçirmek ve emek sömürüsüne son vermek gibi niteliği olmalıdır. Oysa bu tasarı, asimilasyoncu, sömürüden yana, bilim dışı, antidemokratik bir eğitimin AKP tarafından kanunlaştırma aşamasıdır. Nitelikli bir genel ve temel eğitim üzerine inşa edilmeyen eğitim sistemi, depreme dayanıksız yapılara benzeyecektir.

On iki yıllık zorunlu eğitim olarak hazırlanan kanun teklifiyle eğitim on iki yıla çıkarılmıyor, yine sekiz yılda sabitleniyor. Bu durumda öğrencilerin ilk kademede zorunlu eğitim olarak sürdürdükleri okul hayatı, ikinci kademede mesleğe yönlendirme olarak devam edecektir. On yaşındaki çocukların bu yaşta meslek ile ilgili sağlıklı seçimler yapamayacağı göz önünde bulundurulduğunda, tasarı ile eğitimsiz ve yoksul ailelerin çocukları aileleriyle aynı kadere mahkûm edilecektir.

İkinci kademe, çocukların mesleki yönelim konusunda bağımsız olarak kendi tercih ve yönelimleri çerçevesinde karar vermelerinin olanaklı olmadığı bir yaş aralığına denk düşüyor. Bu nedenle, yönlendirmenin fiilen aile ve örgün eğitim kadrolarınca bir dayatma hâline geleceği kesindir.

9’uncu maddede ise, “İlköğretim ikinci kademe okullarında ortaöğretimi destekleyecek şekilde öğrencilerin yetenek gelişim ve tercihlerine göre seçimlik dersler oluşturulur.” şeklinde düzenleniyor. Bu madde ile, ilgili tüm okulların ikinci kademesinde oluşturulacak program ve seçmeli ders seçeneklerinin Bakanlık tarafından belirlenmesi ibaresi de yer almaktadır.

BDP olarak, bu derslerin, yerel yönetimler ve Bakanlıkça yürütülecek ortak çalışmalar ile ihtiyaç ve talepler doğrultusunda belirlenmesini ve ana dilde eğitime olanak verecek net bir hüküm eklenmesi gerektiğini savunuyoruz. Türkiye, başta Kürtçe olmak üzere Lazca, Çerkezce, Arapça, Hemşince, Gürcüce ve benzeri çok sayıda dilin konuşulduğu çok dilli bir ülkedir. Eğitim sistemi ise bütün bu dilleri yok sayarak tek dil üzerine kuruludur. Anadilinde eğitim, başta İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi olmak üzere, birçok uluslararası metin ve sözleşmede temel ve vazgeçilmez bir insan hakkı olarak yer alıyor. Türkiye’de anadilinde eğitime geçiş için büyük bir talep bulunmaktadır. Ayrıca, bu toplumsal bütünleşme ve barışın sağlanması ile kardeşlik duygularının gelişmesi açısından  büyük bir etki sağlayacaktır. AKP, bu teklif ile bir yandan eğitim sistemini sermayenin emrine sokarak toplumsal ayrışmayı derinleştiriyor, diğer taraftan yoksullara, engellilere, kadınlara ve diğer tüm ötekilere “Neredeysen orada kal.” demeye getiriyor.

Unutulmamalıdır ki nitelikli eğitim hakkı diğer hakların kullanımı açısından kritik bir öneme sahiptir. Anadilinde eğitim hakkı olmayan bir çocuğun sadece eğitim hakkı değil, diğer birçok hakkı en başından kısıtlanmış olacaktır. Aynı şekilde engelli bir çocuğun nitelikli eğitim hakkını diploma almaya indirgemeye çalışmak, onu evin içine hapsetmek demokrasilerde değil faşist rejimlerde tartışma konusu yapılmıştır.

Bu tasarı, sermayeye  çocuk yaşta ucuz ve nitelikli yedek iş gücü yetiştirmeyi hedefliyor, mesleki eğitimi yüceltiyor. Bu eğitim sistemi üniversiteye giriş oranını büyük ölçüde düşüreceği için mesleki eğitim almış öğrenciler daha çocuk yaşta atölyelerde, tekstil fabrikalarında ucuz iş gücü olarak yer alacaklardır. Bu durumda bu genç kesim daha çok tercih edileceği için orta yaş ve üstü vasıfsız kesimde işsizlik oranı artacaktır.

Yasanın gerekçesinde, sekiz yıllık zorunlu eğitim uygulamasının mesleki, teknik ortaöğretime darbe vurduğu ve gelişmesini engellediği vurgulanıyor. Yine mesleki eğitimin çok önemli olduğu, ekonomiye önemli katkılar sunduğu ve AB üyesi ülkelerde oranın yüzde 66 iken bizde ise yüzde 44 düzeyinde olduğu iddiaları bulunuyor.

Bu yasa metnini hazırlayanlar, ülkemizde meslek liselerindeki eğitimin ve meslek lisesini bitirebilenlerin durumunun iç karartan sonucundan haberdar değiller sanırım. Bugün, meslek lisesi mezunları, meslekleriyle alakasız, asgari ücretle, iş güvencesiz ve ucuz iş gücü olarak çalıştırılıyorlar. AKP, bugün, bu karanlık tabloyu düzeltmek yerine, yangına körükle gidiyor. Mesleki eğitimi savunur görünenlerin yüzde kaçının çocuğunu mesleki eğitime gönderdiğini doğrusu merak ediyoruz.

Yine mesleki eğitimde öğrenci olanlar içinde zengin ailelerden gelenlerin oranı düşünüldüğünde on yaşında mesleki eğitime yönlendirmenin yoksul ve eğitim düzeyi düşük aile çocukları için kurulmuş bir tuzak olduğu belli oluyor. Yani “mesleki eğitim” denilerek patronlar tarafından açılacak meslek okullarıyla sermayeye ucuz iş gücü sağlanacaktır. Uzun vadede seçme sınavlarının kaldırılacağı söylenen bu sistemle çocukların erken yaşta dershaneye gitmeleri de teşvik edilecektir.

Bir de Sayın Başbakanın dershanelerin kapatılacağı ve bunların özel okullara dönüştürüleceği söylemi mevcut. Bununla da kamu kaynaklarının özel eğitim kurumlarına aktarılmasına dönük yasal bir zemin hazırlığının olduğunu görmekteyiz. Kendine yakın dershanelerin çeşitli teşviklerle özel okul statüsünü kavuşturulacağının ve yeni bir rant alanı açılacağının göstergesidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu tasarıya karşı çıkarken mevcut sistemi korumaya dönük hiçbir vurgu yapmadığımı da belirtmek isterim. Mevcut sekiz yıllık zorunlu eğitimin ilköğretimde okullaşma oranlarını artırmak ya da kız öğrencilerin eğitimden kopuşunu önlemek gibi bir avantajı olmasına rağmen, köy okullarının çok azı sekiz yıllık kesintisiz eğitim verdiği için, bu sistem “taşımalı eğitim” adı altında yeni bir sorun ortaya çıkarmıştır. Köylerde öğrenciler köy dolmuşları traktörler ve at arabalarıyla köyden köye taşınmış, kışın yolları kapalı olan köylerde okula devam etme imkânı kalmamıştır. Bu durum Kürt çocuklarına, asimile edildikleri ve beyinlerinin resmî ideolojiyle şekillendirilmeye çalışıldığı, okuldan çok ıslah evlerine benzeyen çocuk tecavüzlerinin ve besin zehirlenmelerinin sürekli yaşandığı YİBO’ları dayatmıştır.

Türkiye’de, her alanda olduğu gibi, eğitim sistemi de eşit, özgür ve demokratik değildir. Bu düzenlemeyle de böyle bir niteliğe kavuşmayacaktır. Bu nedenle, 4+4+4 ve benzeri tartışmalar da sorunun özüne ilişkin değildir. Sorunun özü katı, merkeziyetçi eğitimdir. Sorun, devletin bir türlü evrensel normlara dayanan bir eğitim sistemi oluşturmak istememesi ve eğitimde de bölgesel, etnik, sınıfsal ve cinsiyetçi ayrımlar yapmasıdır.

Türkiye, farklı aidiyetlerden, farklı sınıflardan, farklılıklardan oluşmuş bir ülkedir. Böyle bir ülkede katı, merkeziyetçi, yereli dışlayan, yok sayan politikalar başarısız kalmıştır. Eğitim, bu nedenle farklılıkların özgünlüğüne uygun yerel inisiyatifler üzerinden verilmelidir. Eğitim sistemi demokratik, özerk bölgelere göre oluşturulmalı, halk, eğitimde söz ve karar sahibi olmalıdır. Katı, merkeziyetçi, asimilasyoncu ve anti demokratik eğitime son verilmelidir. Okullar sisteme ya da iktidara köle yaratan kurumlar olmaktan kurtarılmalıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teklifin 23’üncü maddesine eklenen geçici 13’üncü madde, Fatih Projesi kapsamında Millî Eğitim Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı tarafından 2015 yılı sonuna kadar yapılacak mal ve hizmet alımları Kamu İhale Kanunu kapsamından çıkarılıyor  yani yasaların genelliği ilkesi hiçe sayılıyor ve ihaleye özgü, özel yasal düzenleme yapılıyor.

Okulların fiziki altyapı yetersizlikleri inanılmaz boyutlarda iken, FATİH Projesi’yle milyonlarca liralık teknolojik yatırım yapılarak uluslararası sermayeye büyük bir pazar açılıyor.

2011-2012 eğitim öğretim yılında sınıf mevcudu 50’nin üzerinde 2.451 ilköğretim sınıfı, 1.555 ortaöğretim sınıfı olmak üzere 4.006 şube bulunuyor. Meslek okullarının çoğunda bile gerekli fiziki donanım mevcut değil.

42 bin okulda 620 bin dersliği akıllı tahta, projeksiyon cihazı, İnternet, çok amaçlı yazıcı ve 16 milyon öğrenciyi tablet bilgisayarla donatmayı hedefleyen FATİH Projesi “eğitimde fırsat eşitliği”, “teknoloji kullanımı” adı altında eğitim bütçesinin sermayeye aktarılmasından başka bir şey değildir. Tabii ki eğitimde teknoloji kullanımı önemlidir fakat eğitimde niteliği artıran tek şey teknoloji değildir.

Eğitimde FATİH Projesi’nin diğer bir amacı ise merkezî kontrolü güçlendirmektir. Artık akıllı tahtalarla bütün okullara tek merkezden yayın yapılacak, ders verilecek, akıllı tahtalar dersi kameraya kaydedecek, her ders merkezden izlenebilecektir, MOBESE mantığı pedagojiye girecektir. Bu yeni ve sert bir yönetim biçimidir, öğretmenlerin performansları daha bir başka gözlenebilecektir.

Bu tasarı, hâlâ atama bekleyen 300 bini aşkın öğretmen işsizken binlerce öğretmenin norm kadro fazlası olmasına neden olacaktır. Norm fazlası durumuna düşecek öğretmenlerin ne olacağı konusunda herhangi bir hazırlık yoktur.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarıda yer alan, üniversite isimlerinin değiştirilmesine yönelik ise şunu belirtmek isterim: Devletin gerçek tarihi çarpıtarak uydurma kahramanlar hâline getirdiği isimlerin üniversitelere verildiği ülke sadece Türkiye olsa gerek. Bugün de yapılacak isim değişiklikleri, Türkiye’yi topyekûn savaşa sürükleyenlere itibar kazandırmaya dönük, üstenci bir yaklaşımdır çünkü AKP dönemi de Türkiye tarihinde kara bir leke olarak yer alacaktır. Barış isteyenlerin üzerinde terör estireceksin, kendini barışa adayan, bedelini en ağır şekilde ödeyen ve tüm toplumun sevgili, bilge, barış insanı Sayın Ahmet Türk’ü darp emri vereceksin sonra da bu pervasızlığın sorumlularının isimlerini bilimin, özgürlüğün, çağdaşlaşmanın yerleri olan üniversitelere vereceksin! Biz hangi çağda yaşıyoruz Allah aşkına? Derebeylik mi burası? Bu isimler Hrant Dink cinayeti, Zirve Yayınevi katliamı, Uludere Roboski katliamıyla anılmayacaklar mı?

Bugün yüzlerce öğrenci cezaevindedir, birçok öğrenci toplu gösteri ve yürüyüşler sırasında güvenlik güçleri tarafından katledildiler, bu üniversitelere bu durumun müsebbibi olan kişilerin isimlerinin verilmesi kabul edilecek bir durum değildir. Üniversitelerin isimleri maalesef o üniversitede görev yapan bilim emekçilerinin, öğrenim gören öğrencilerin ve üniversitenin bulunduğu kentte yaşayan yurttaşların görüşleri alınarak belirlenmemekte, merkezî olarak belirlenmektedir. Üniversite isminin merkezî olarak siyasal iktidarların politik ve ideolojik manevralarına uygun belirleme ya da değiştirme yaklaşımı doğru değildir.

Son olarak tasarıya ilişkin bazı önerilerimizi sıralamak isterim:

Müfredat ırkçı, cinsiyetçi ve ayrımcı her tür ögeden acilen temizlenmelidir. Eğitimin temel sorunları masaya yatırılıp demokratik çözümler geliştirilmelidir. Dünya örnekleri incelendiğinde okul öncesi eğitimin ortalama olarak dört yaşında başladığı ve ana dilde olduğu görülmektedir. Bu nedenle okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılarak ana dilinde ve zorunlu hâle getirilmesi gerekmektedir.

İlköğretime başlama yaşı yetmiş iki ay yani altı yaş olmalıdır. Okullar arasındaki…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MÜLKİYE BİRTANE (Devamla) – …nitelik farklılıklarının giderilmesi ve yerel yönetimlerin ağırlıklı olarak söz sahibi olması gerekmektedir. Bu nedenle diyoruz ki, bu hususu içermeyen bu kanun tasarısının geri çekilmesi gerekmektedir.

Sözlerime son verirken hepinizi saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Birtane.

Tümü üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Engin Altay, Sinop Milletvekili.

Buyurun Sayın Altay. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA ENGİN ALTAY (Sinop) – Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Ülkede sıkıyönetim ilan edildiğini duydunuz mu? Biraz önce, bugünden beri, polis teşkilatının, emniyet teşkilatının 4+4+4 ucube teklifini proteste etmek için Ankara’ya gelen bugün, Cumhuriyet Halk Partililere yönelik olarak şehre girişi engelleyen uygulamalarına şimdi yeni bir durum eklendi.

Değerli milletvekilleri, burası Parlamento, yürütme organı da buranın denetiminde çalışan bir organ. Yürütme organının kaynağını Anayasa’dan aldığı bir yetkiyi kullanma haddi ve hakkı yoktur. Bunu şunun için söylüyorum: Ankara Emniyet Müdürlüğünün bir yazısı var, Mustafa Tapsız, Vali adına Vali Yardımcısı, yazıyı KESK’e ve EĞİTİM SEN’e göndermiş, diyor ki: “Yarın sokağa çıkarsanız sizi fena yaparım.” Böyle bir yetkisi yok Hükûmetin, böyle bir anayasal yetkisi yok.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Eşkıyalık işte, o.

ENGİN ALTAY (Devamla) – Ve daha vahim bir durum… Tebliğ tebellüğ belgesi, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü, 27/3/2012 vesair. Sonuç, 28-29 Mart 2012 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirilmek istenilen eylemle ilgili bireysel veya gruplar hâlinde ilimizden katılım olması hâlinde yasaklama kararı gereğince izin verilmeyeceği hususunu tebliğ ediyor. Kim? Manisa Emniyeti. Ne hakla, ne hadle? Yani Ankara’daki eyleme Ankara Valiliği izin vermemiş olabilir. Senin ne haddine Manisa’dan Ankara’ya gidecek insanları Manisa’dan il dışına çıkarmamak? Bunu protesto ediyorum, bu Anayasa’yı, bu tebligatları Hükûmet sıralarının önüne bırakıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

(Sinop Milletvekili Engin Altay, Anayasa ve tebligatları Bakanlar Kurulu sıraları önüne bıraktı)

Bu Anayasa’yı yerlere siz indirdiniz.

BAŞKAN – Sayın Altay, lütfen kürsüye…

ABDULLAH ÇALIŞKAN (Kırşehir) – Sakin ol! Sakin ol!

ENGİN ALTAY (Devamla) – Sizin karşınızda olabildiği kadar sakin olmaya çalışacağım ama yaptıklarınız karşısında pek mümkün değil.

Değerli milletvekilleri, Emniyet Genel Müdürlüğünü bir kere derhâl bu uygulamadan vazgeçmeye çağırıyorum.

Bugün burada görüştüğümüz 199 sıra sayılı bu metin hükümsüzdür, Anayasa’ya aykırıdır, Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğü’ne aykırıdır, teamüllere aykırıdır, uygulamalara aykırıdır.

Şunu da merak ediyorum: Şimdi “(2/384) ile (2/385)’in birleştirilerek görüşülmesine ayrıca karar verildi.” diyorsunuz. Sonra bakıyoruz, (2/304)’e dayalı olarak hemşehrim merhum Necmettin Erbakan Üniversitesini kuruyorsunuz, merhum Türkeş’e ve MHP’ye kazık mı attınız, bilmeden mi oldu; bunu bir doğru dürüst açıklamadınız. Ben anlamadım.

Şimdi, sayın milletvekilleri, Sayın Şandır biraz önce çok güzel söyledi, Sayın Kaplan söyledi. Muhalefet size el uzatıyor, yanlış olduğunu, yanlış yaptığınızı söylüyor, bu kararlılık, bu kapalılık niye, ben anlamadım.

Ama ben on yıldır buradayım, kanunun gerekçesini maddelerinin çürüttüğü ilk kez bir kanun teklifi görüyorum. Sizin bu teklifinizin yazdığınız bütün gerekçeleri, talep ettiğiniz maddelerle kendi içinde çürüyor.  Bunu biraz sonra açıklayacağım size ve siz de kabul edeceksiniz “Hayır” diyemeyeceksiniz. Ama aldığınız talimat gereği ne oy verirsiniz, onu bilemem, o sizin vicdanınızla ilgili bir durum.

Şimdi, bu teklif, biraz kin, biraz intikam, biraz nefret ve biraz rövanş hissi kokan bir teklif.

Gerekçenizde ABD, İngiltere, Fransa gibi ülkeleri örnek gösteriyor “Oralarda da kademe var.” diyorsunuz.

Sayın milletvekilleri, doğru. Biraz önce Sayın Canikli de burada dedi ki: “Biz kademe getiriyoruz.”

Sayın Canikli, sekiz yıllık… Ben okul müdürüyüm. Kademe dediğin şey zaten var. Ben bunu komisyonda da söyledim. Şimdi, bir ilköğretim okulunda 1-5 arası birinci kademedir, 6-8 ikinci kademedir. Ben okul müdürü olarak “Şu etkinliğe birinci kademe katılacak.” derdim, herkes anlardı ki oraya bunlar katılacak.

Amerika, İngiltere, Fransa’da kademe var. Doğru da program bütünlüğü de var; kademe var, program bütün.  Bir teziniz bu yani dayandığınız, dayanak gösterdiğiniz. Gerçi Sayın Bakanın bastırdığı bu çok güzel kırmızı bilgilendirme kitapçığına baktım, sekiz yılla ilgili, uygulamayla ilgili en ufak bir olumsuzluk yok. Tabii, kaynakları biraz Wikipedia’dan.

Ben, on senedir, burada, Millî Eğitim Bakanlığı İstatistik Yıllığı ve Resmî Gazete dışında hiçbir kaynak göstermedim. Ama ne hazindir ki, Millî Eğitim Bakanımız Wikipedia’dan kaynak göstererek size bilgi notu veriyor. Bu da onun ayıbı olsun.

Şimdi, ikinci gerekçeniz: Altı-on dört yaş arası aynı ortamda olmaz. Buna bir sürü, kendinize göre de gerekçe yazmışsınız. Peki, altı ile on dört olmuyor da beş ile on üç, dokuz ile on sekiz nasıl oluyor? Bunun ne inandırıcılığı var?

Bina bütünlüğü, program bütünlüğü… Komisyona katılanlar bilir, utanmasalardı Sayın Fikri Işık’la Sayın Bakan bizim önümüzde kavga edecekti, utandıklarından kavga etmediler; bu kadar çelişik bir durum.

Bu teklifin paydaşlara, topluma, uzmanlara danışılmadığını biliyoruz. Bu teklifin, kalkınma planında görülmeyen, Hükûmet Programında yer almayan, stratejik planda bulunmayan bir teklif olduğunu biliyoruz ama el insaf! Bir tekliften Millî Eğitim Bakanının benimle hemen hemen aynı gün haberi oluyorsa, o da el insaf! Onun için sistem bu noktada.

Şimdi, bir gerekçeniz de şu: “Kesintisiz eğitim nedeniyle pek çok köy okulu işlevsiz kaldı.”

Köy okulları, siz, tarımı bitirdiğiniz için, köylüyü perişan ettiğiniz için, köyler boşaldığı için kapandı. Sizin teslim aldığınız Türkiye’de 25.180 köy okulu vardı, şimdi 20.700; olay bu.

Şimdi, bir de şunu yazmışsınız ya çok garip: “YİBO ve taşıma eziyetine son vermek istiyoruz.” Taşıma, bir eziyet mi? Bakanlığınızın her sene bütçesinde övünerek anlattığı bir iş. 13 Mart’ta Sayın Başbakan, grupta size ne dedi? “Türkiye’de taşımalı sistemi biz kurduk.” dedi mi? Dedi. Çok merak ediyorum, Sayın Köksal Toptan neredeydi? O grupta değil miydi? Köksal Toptan’ın Bakanlığından beri süregelen bir sistem değil mi bu? Evet.

Sayın Başbakan “Okulların bütün bilgisayarlarını da biz aldık.” dedi, neredeyse. Yine el insaf! Millî Eğitim Bakanlığı istatistik yıllıklarına bakın, yıl programlarına bakın resmî gazetelere. Sizin devraldığınız Türkiye’de, ilköğretim okullarında 120 bin bilgisayar vardı ve 2005’te birinci faz tamamlandı. Olay bu. Siz “Her şeyi biz yaptık.” diyorsunuz zaten, “Her şeyi biz yaptık.” diyorsunuz.

Şimdi “Meslek dallarına küçük yaşlardan itibaren yöneltmek devletin fertlere karşı sorumluluğudur.” Bir gerekçeniz de bu.

Şimdi, bu konuda uzmanların ne dediğini biliyor musunuz ya da dünyanın bu konuda ne yaptığını biliyor musunuz? Sayın Bakan, biliyor musunuz dünyanın ne yaptığını? Almanya ve Avusturya’nın da içinde bulunduğu dört ülkenin dışında, bana, on yaşında farklı eğitim programlarına ayrıştırma yapan bir ülke gösterin ben bu kanuna “evet” diyeceğim. Almanya, Avusturya, iki ülke daha var. Bunun dışındaki    -bu ülkelerde on yaşından sonra farklı eğitim programlarına ayrıştırma var ama- ABD, Japonya, OECD ve Avrupa Birliği ülkelerinde farklı eğitim programına ayrıştırma yaşı on beş arkadaşlar, on beş. Siz, dokuz yaşında, Almanya’nın da ilerisine gidiyorsunuz. Dokuz yaşında farklı eğitim ayrıştırma programına geçilmek gibi bir garabeti kafanıza kim soktuysa, derdiniz neyse ben onu anlamış değilim ama dokuz yaşında… Sizin hedefiniz dokuz yaş. Niyedir ben bilmem ama hedefiniz dokuz yaş.

Şimdi, altmış ay meselesi. Değerli milletvekilleri, hiçbiriniz, çocuğunuzu ya da torununuzu altmış aylıkken okula gönderirseniz namerdim; gönderilmez zaten, doğru değildir, yapmayın. Kendi torununuza, çocuğunuza reva görmediğiniz bir şeyi vatandaşın çocuğuna reva görmeye hakkınız yok. Alt komisyonda dinlediğiniz yirmi dört sivil toplum örgütünden yirmi bir tanesi buna karşı çıktı mı çıkmadı mı? Çıktı. İnsaf! Bu kadar, toplumsal duyarlılıktan, kamuoyu refleksinden, umursamaz, bihaber şekilde, 326 parmağa güvenip kanun yaparsanız siz kanun yapıcı olmazsınız; siz, despot olursunuz, oligarşik despot, diktatör olursunuz.

Şimdi, bir gerekçeniz de şu. Benim derdim üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil. Bir gerekçeniz şu: “Efendim, bu sekiz yıllık kesintisiz temel eğitim meslek liselerini öldürdü, mesleki eğitimi bitirdi.” Hadi buyurun Sayın Bakan, 98’de mesleki teknik öğretimdeki öğrenci oranımız yüzde 45,7 mi, değil mi, 1998’de, sekiz yıllık kesintisiz temel eğitime geçtiğimiz yıl? Değilse, gel “Değil.” de. Şimdi, mesleki teknik öğretime giden öğrenci oranımız yüzde 47,9 mu, değil mi? Öyleyse sekiz yıllık kesintisiz temel eğitim meslek lisesini öldürmemiş, aksine daha cazip hâle getirmiş. Bu da koskoca bir yalan. Şimdi, teklifin…

ABDULLAH ÇALIŞKAN (Kırşehir) – Allah’tan kork!

ENGİN ALTAY (Devamla) – Ben Allah’tan korkuyorum ama sen de biraz dikkat et. (CHP sıralarından alkışlar)

Şimdi, teklifin pedagojik altyapısı olmadığı gibi finansman planlaması ve personel planlaması da hiç yok. Bakın, 4306’da ciddi bir finansal planlama vardı. Niye vardı? Türkiye Cumhuriyet Hükûmetinin kanun tasarısıydı, onun için vardı. Şimdi, Bakanın haberdar olmadığı bir teklifte, elbette, finansal planlama da olmaz. 4306’da finansman yapısı, kaynak kullanımı ve denetimi dâhil her ayrıntı vardı ama siz şimdi diyorsunuz ki: “Biz FATİH Projesi yapacağız. Akıllı tahta, tablet yapacağız ve biz bu işi on beş yıl Kamu İhale Kanunu’na bulaştırmadan yapacağız. Yapın. Şimdiden…

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – 2015 yılına kadar.

ENGİN ALTAY (Devamla) – On beş yıl uzatma şeyi var, gözünü seveyim.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Öyle değil; yok, yok.

ENGİN ALTAY (Devamla) – Hocam, zamanımı çalıyorsun. Okuyayım mı burada? Yani var.

Şimdiden şüyuu vukuundan beterdir, şimdiden başladı Ankara’da dedikodu. Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğünde… Şimdi isim vermiyorum ama yarın vereceğim. Kimlerin hangi firmalarda, hangi özel sektörde çalışıp da daha sonra Eğitim Teknolojileri genel müdür yardımcısı yapıldığı, bu projenin patent, lisans işlerini kimlerin ayarladığı konuşulmaya başlandı, haberiniz olsun, benden dostça uyarı. (CHP sıralarından alkışlar)

Şimdi, bu kininizi hayata geçirmek için bayağı promosyon yaptınız, bayağı. Kamu spotlarıyla başladı, “Aman kızlar okula ha!” falan diye… Biraz sonra zaman yeterse söyleyeceğim, sekiz yıllık kesintisiz temel eğitimle okullaşma oranını Türkiye çözdü. Sizin haberiniz yoksa bilmem ya da Millî Eğitim Bakanlığının resmî kaynakları yalan yazıyorsa, o zaman Wikipedia’ya başvuracağız demek ki. Şimdi, arkadaşlar, kamu spotu inandırıcı değil.

İkinci promosyonumuz: “Efendim, biz bunu halledersek 110 bin yeni öğretmen alacağız.” Ya ayıp! Sizin iç denetim raporunuz diyor ki: “Bana şimdi, acil 130 bin tane öğretmen lazım.” Sen Bakanlık iç denetim raporuna göre 130 bin öğretmen alsana kardeşim. 250 bin öğretmen işsiz geziyor. Bu bir promosyon.

Yeni promosyon: “Dershaneler kalkacak. Sınavsız üniversite.” Aklıma hemen -sanıyorum 96’ydı- Başbakan Tansu Çiller geldi, o da öyle söylemişti ve Sayın Başbakan daha önce de, 2010’da da bu mealde bir şey söyledi. Ne hazin ki Başbakanın bu dershane ve üniversite sınavlarıyla ilgili promosyonu AKP kanadında çok tutmadı. Sayın Millî Eğitim Bakanı dedi ki: “Ya, şimdi milletin kafasını karıştırmanın ne alemi var.” Dedin mi, demedin mi? Sayın Bülent Arınç: “Yahu, zaten çocuklar okulda iyi ders alırsa dershaneye gitmez.” Bülent Arınç’ın şundan haberi yok: Ankara’nın en gözde okulunda en başarılı, yani okul birincisi çocuk dershaneye en önce gidendir, en önce gidendir. Eğitimden haberiniz bu kadar işte, böyle bir Hükûmetsiniz.

Bir de şimdi, değerli arkadaşlar, görüştüğümüz, kıymetli oylarınızla kabul edilecek bu kanun teklifinin Allah aşkına 14’üncü maddesini bir okuyun, sonra da Sayın Başbakanı İran dönüşü gidin, karşılayın deyin ki: “Ya, Sayın Başbakan biz mi bir hata yaptık, sen mi bir hata yaptın? Sen ‘Üniversite sınavı kalkacak.’ dedin, ama biz dün 14’üncü maddeyi oyladık emrettiğin üzere. Ee, burada üniversiteye öğrenci sınavla alınacak diyor.” Haydi yapsanıza şimdi, haydi bir önerge verip, hazır Başbakan da emir vermişken, şu 14’üncü maddeyi sayın grup başkan vekilleri, Başbakanın talimatı ve isteği doğrultusunda hallediversenize hadi. Siyaset budur, yiğitlik budur, sözün arkasında durma budur. Ha, yok; bu, promosyon.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Haberleri yok, okumamışlar.

HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) – Uyandırma, uyandırma!

ENGİN ALTAY (Devamla) - Şimdi, sekiz yıllık kesintisiz ilköğretim uygulamasının olumsuzluklarına yönelik bana bir tek veri, bir tek bilimsel araştırma, bir tek olumsuz üniversite görüşü verin, kabul oyu vereceğim; veremezsiniz, zira 1997’de dünyada beş yıl zorunlu eğitim olan ülke sayısı sekiz taneydi. Kimlerdi biliyor musunuz: Bangladeş, Nepal, Senegal, Vietnam, Myanmar, Kolombiya, İran ve Türkiye. Evet, evet, öyle. Şimdi, siz bundan rahatsızsınız.

Bakın, sekiz yıllık eğitimin ben size yüz tane artısını sayarım: Nüfusun ortalama eğitim süresi üç buçuk yıldı. Kaça çıktı? Sayın Bakan, gelsin, söylesin; ben, buna cevap vermeyeyim, söylemeyeyim istedim. Üç buçuktan altı buçuğa çıkmış. Kötü mü olmuş? 1997’de okullaşma oranı yüzde  84’tü,  98   küsura  çıktı.  Kötü mü  oldu? Kızlarda  okullaşma  oranı  -kampanya yapıp duruyorsunuz- 78,9’du; 98,2 oldu. Kötü mü oldu? Erişim ve daha fazla eğitim isteği talebi doğdu Türkiye’de ve bu sebepten sosyal bilimler lisesi, güzel sanatlar liseleri gibi okullar kurulmak durumunda kaldı; toplumun eğitime ilgisi arttı. Kötü mü oldu ve kız çocuklarının erken evlilik yaşında ciddi azalma oldu. Kötü mü oldu ve üretime, ekonomiye katma değer ve kalite kazandırıldı. Kötü mü oldu? Olmadı arkadaşlar, “Oldu.” diyemezsiniz; kötü olan, daha doğrusu kötü yönetim, sizin Millî Eğitim Bakanlığının, on yıldır burada yaptığınız, 4 Bakan üzerinden yaptığınız yanlış işlerdir.

Süre azaldı. Kaynak ayırsaydınız; 1998, 1999, 2000, 2001 yıllarındaki kaynağı, devraldığınız Türkiye'de eğitim yatırımlarına ayırsaydınız, bugün Türkiye'de eğitimin hiçbir sorunu kalmazdı.

Bir eğitimci olarak söylüyorum ve 1998’de sadece yüzde 37,3’ken konsolide bütçe yatırımlarının MEB yatırımlarına oranı, sizin döneminizde şimdi kaç, bilen var mı? Sayın Bakan kaç? 8. 37 nere, 8 nere? Eğitime olan yaklaşımınız, anlayışınız bu. Bu sebeple, bu rakamları geçmek zorundayım ama Türkiye'ye yazık etmeyin.

Eğitime yeterli kaynak ayrılsaydı, bugün bütün derslikler 30 öğrenci olurdu, bugün “erişim, nitelik, güven, başarı sorunu” diye bir sorunumuz kalmazdı.

Sizden önce dört yılda yapılanın yarısını yapmadınız. Açın, bana değil, Millî Eğitim Bakanlığı istatistik yıllıklarına bakın.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ENGİN ALTAY (Devamla) – Sizin odalarınıza gelir/yıl programları var. 2004, 2005, 2010’lara bakın; bunları orada göreceksiniz.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Altay.

ENGİN ALTAY (Devamla) – Başkanım, ek sürem yok mu?

BAŞKAN – Yok Sayın Altay. Lütfen, Sayın Altay.

ENGİN ALTAY (Devamla) – Sayın Başkan, bir dakika…

BAŞKAN – Anladım Sayın Altay da, teşekkür ederim.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Yoruldun, yoruldun.

ENGİN ALTAY (Devamla) – Ben bu işin içinden geldiğim için, bu iş beni yormaz ama bunu benim heyecanıma verin. Benim söylediklerimin hangisine “Hayır.” diyecek bir babayiğit varsa gelsin, burada desin. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teklifin tümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz isteyen Zühal Topcu, Ankara Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)

MHP GRUBU ADINA ZÜHAL TOPCU (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Teklifle ilgili olarak Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunuyorum.

Şimdiye kadarki yapılan uygulamaların gerçekten demokrasi adına bir yara olduğunu düşünüyoruz. Özellikle, Eğitim Komisyonunda söz taleplerimizin reddedilmesi, inanın, eğitim sistemi açısından da değerlendirildiğinde tekrar büyük açıkların ve büyük sorunların olduğunu da gündeme getirmektedir. Özellikle yirmi sekiz yılını eğitim sektöründe geçiren biri olarak ve öğretmen yetiştiren kurumlarda hizmet veren biri olarak özellikle bu yaşadığımız, sahip olduğumuz birikimlerden ve tecrübelerden faydalanılmaması, gerçekten bizi üzüntüye gark etti, onu da paylaşmak istiyorum.

Şimdi, özellikle Dünya Bankasının yaptığı son araştırmalarda, ekonomik kalkınmada eğitim süresinin direkt olarak etkili olmadığı, artık yapılan çalışmalarla ortaya çıkmıştır. Burada önemli olan, eğitim süresiyle beraber içeriğinin doldurulması yani “kalite” kavramı gündeme geliyor.

Şimdi, uygulamalara baktığımızda, yine bu Dünya Bankasının yaptığı çalışmada, Türk insanının, Avrupa Birliğinde en fazla eğitime önem veren altı ülke arasında olduğunu, Türkiye'nin altı ülke arasında olduğunu görüyoruz fakat eğitimden memnuniyetsizliğin de, eğitime yönelik duyulan memnuniyetsizliğin de en yüksek olduğu ülkeler arasında.

Şimdi, işte baktığımızda, bu memnuniyetsizliği hazırlayan altyapıya baktığımızda, özellikle on yıllık iktidar döneminizde ortaya konan uygulamaların da olduğunu görmekteyiz çünkü burada gerçekten büyük bir tutarsızlığın olduğunu görebiliyoruz. Birazdan, bu tutarsızlıklara örnekleri de vereceğim.

Şimdi, sürekli olarak örnek aldığımız gelişmiş ülkeler var. Hem Avrupa Birliğine girme durumunda, sürecinde olduğumuz ve sürekli olarak yönümüzü döndüğümüz Avrupa Birliği açısından veya direkt gelişmiş ülkeler, örnek aldığımız, işte, Amerika’sıydı, diğer ülkeleriydi, baktığımızda onların hedef aldığı kriterler var. Acaba biz bu değişikliği, 4+4+4’ü dikkate almadan önce, bu kriterler çerçevesinde eğitim sistemimizi inceleyebilir miydik? Bu kriterlere baktığımızda: Mezuniyet oranları, öğrenci başarısı, daha fazla eşitlikçi eğitim ve 21’inci yüzyıl için beceri ihtiyaçları olarak verebiliyoruz. Yine, bir başka kriterlere baktığımızda: Yüksek evrensel standartlar, sorumluluk, özellikle şu anda bütün dünyanın vurguladığı “profesyonel öğretmenlik” denilen kavramı, uygulamayı gündeme getiriyorlar. Öğretmenlik mesleğinin statüsünü yükseltmeye yönelik bütün dünyada çok önemli çalışmalar var iken biz yalnızca süreye odaklanıp yalnızca sayısal kavramlarla, ifadeyi sanki eğitimde yeni bir reform, kaliteyi arttırmaya yönelik yeni bir adım gibi algılıyoruz. On iki yıla mutlaka çıkması lazım. Eğitim süresinin mutlaka artırılması lazım ama yalnızca eğitim süresinin artırılması ihtiyaca cevap vermiyor, kalkınmayı gündeme getirmiyor. Bunun içinin doldurulması gerekmektedir.

Şimdi, bunun için baktığımızda, diyoruz ki biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak: Ana sınıfının mutlaka zorunlu olması gerekiyor. Şimdi, burada altmış ayı dikkate aldığınızda problem çıkıyor. Altmış ayı dolduran çocukları ilköğretime kaydettiğinizde önemli problemlerle karşı karşıya kalıyoruz. Şimdi, 1983 yılındaki uygulamayı bizzat yaşayan öğretmenlerden bir mektup aldım. Ben burada yazan, kısaca, pasajlardan alıntı yaparak bu tecrübeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Hem çocuğu altmış aydan faydalanarak okula giden hem de altmış aylık öğrencileri okutan bir öğretmenin feryadı, diyor ki: “Sınıf öğretmeni olarak kız öğrencilerimin çantasında bebek oyuncaklar, erkek öğrencilerin de çantalarında araba ve tabanca oyuncaklar mevcuttu. ‘Öğretmenim, sıkıldık, oyuncaklarımı çıkartıp oyun oynayalım mı?’ diye sürekli olarak istekte bulunuyorlar. Özellikle ilkokul çağındaki her çocuğun ebeveyni çocuğu için endişeler duyar.” diyor. “Çocuğum okula uyum sağlayacak mı? Öğretmeni ve arkadaşlarıyla sağlıklı iletişim kurabilecek mi? Okulun fiziki yapısına uygun mu? Servise inip binerken sıkıntı çekecek mi?” Buna benzer soruların ve endişelerin sonu gelmez. Özellikle bu yaş küçüldükçe bu sorun ve endişeler gittikçe artmaktadır.

Şimdi, özellikle -Sayın Bakan da- konuşmalarımızda da vurgu yaptık. Okul öncesindeki okullaşmanın ve alt yapı çalışmalarının hazırlandığı bir dönemde neden okul öncesi eğitimi zorunlu eğitim kapsamına almıyorsunuz? Bunu özellikle tekrar düşünmeniz gerekiyor diye biz de vurgu yapıyoruz. Çünkü nesilden nesile aktarılan yoksulluğun ve eşitsizliğin önündeki en önemli nedenlerden bir tanesi okul öncesi eğitimdir diyoruz. Bu fırsatı olumluya çevirmek için mutlaka okul öncesinin zorunlu eğitim hâline getirilmesi, özellikle ana sınıfının zorunlu eğitim hâline getirilmesi önem arz etmektedir.

Şimdi, ikinci sorun, özellikle Sayın Başbakanın yurt dışına giderken vurguladığı dershane sorunu olarak… Şimdi, eğer eğitim sistemi doğru olarak analiz edilseydi, bu dershanelerin nereden, nasıl ortaya çıktığı daha iyi görülebilir ve bunların ortadan kaldırılmasına yönelik olarak çalışmalar yapılabilirdi.

Şimdi, bakıyoruz tekrar dershane sektörüne… Dershane sektörüne geçmeden önce, 2007 yılında OKS’nin kaldırılmasına yönelik olarak “64 soru” diye Sayın Bakan Nimet Çubukçu döneminde hazırlanan bir kitapçık var. O kitapçıktan alıntılar yapmak istiyorum. Şimdi, buraya baktığımızda diyor ki: “Neden ortaöğretime geçiş sistemi değiştiriliyor?” diye bir soru var. O soruda diyor ki: “İlköğretimde öğrenci performansını daha doğru ve çok yönlü olarak ölçen, ilköğretim düzeyinde sürdürülen eğitim ve öğretimin temel ruhuyla bağdaşan ve ortaöğretim kurumlarına doğru yönlendirilmiş geçişler için zemin sağlayan yeni bir modele günümüz eğitim araçlarında ihtiyaç duyulmuştur.”

Şimdi, bakıyoruz o dönemde bu ortaya konan SBS’ler ile dershaneye gitme yaşı 4’üncü sınıfa indirilmiştir, dikkatinizi çekiyorum. Özellikle on yılda, AKP geldikten sonra dershaneye giden öğrenci sayısı 4 kat arttı.

Şimdi, bakıyoruz yine, 9’uncu sınıftaki öğrencilerin yüzde 15’inin, 10’uncu sınıftakilerin yüzde 20’sinin, 11’inci sınıftakilerin yüzde 39’unun gibi gittikçe artan oranlarda, hatta ilkokul 1, 2, 3, 4’e kadar bu oranların gittikçe arttığı… Dikkatinizi çekmek istiyorum, 1’inci sınıftaki öğrenciyi bile SBS’lere hazırlamak için yüzde 3,7 oranında… Bunlar yalnızca dershaneye gidenler, özel dersleri daha katmıyoruz bunların içine. Bakın, ilkokul 1’inci sınıfa kadar bu SBS sistemiyle dershanelere öğrenciler yönlendirildi.

Şimdi, dershaneleri kaldırıyoruz derken, keşke bu ifade kullanılmadan önce… Hiç kimse dershaneye çocuğunu göndermek istemez. İnsanın, özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülkede beş kuruşunu bile, bir kuruşunu bile boş yere harcayacak vakti yok iken ne yapıyoruz biz? Bu çocuklarımızı tutuyoruz dershanelere gönderiyoruz hem zaman açısından hem de para açısından önemli kayıplara yol açabiliyoruz.

Özellikle dershaneler açısından baktığımızda, bir çocuk haftada ortalama olarak, dikkatinizi çekmek istiyorum, 30 saat okulda geçiriyor, 20 saat dershaneye gidiyor, 20 saat de çalışıyor. 90 saat ediyor haftalık ve günlük 10 saatini bu çocuk çalışarak geçiriyor veya ders başına oturuyor, çalışıyor veya çalışmıyor. Şimdi, bu çocukları bu şekilde harcamaya hakkımız var mı? Ben bunlara dikkatinizi çekmek istiyorum.

Şimdi, özellikle bu OKS’nin kaldırılıp yerine çok daha mükemmel bir sistem olan SBS’nin getirildiğini iddia ederken bir sürü de önerileri var. Diyor ki: “Ortaöğretime geçiş sisteminin eğitim sistemimize önemli katkıları olacak. Yeni bir anlayışla sunulan ortaöğretime geçiş modelinde eğitim adına, gelecek adına beklentiler geniş bir yelpazeye savrulacak. Öğrencilerin bireysel gelişimleri, yetenekleri, ilgi alanları, farklılıkları, bilgi ve becerileri tam ve güvenilir olarak ölçülmüştür.”

Ben şimdi özellikle sormak istiyorum. Birçoğumuzun çocuğu var. Gerçekten bu SBS’lerle -ki şimdi kaldırılıyor, o da bir muamma- şimdiye kadar 6’ncı sınıftan itibaren bu seviye belirleme sınavlarına girildi. Aileler sürekli olarak ya mesaj gönderiyor ya da telefon açıyor “Çocuğum girdi, hangisinden değerlendirilecek; totalden mi, 6, 7, 8’den mi yoksa yalnızca işte 8’den mi veya 7’den mi? Lütfen açıklığa kavuşturun” diye. Şimdi, bu mükemmel bir sistem olarak getirilmişti. Diyor ki: “Genel liselerin eğitim kalitelerini artırmaya katkıda bulunacak bu seviye belirleme sınavı.” Acaba gerçekten bu kaliteyi artırmaya yönelik bir katkısı oldu mu? “Okul dışı kurumlara bağımlılık azalacak.” Yani “okul dışı kurumlar” derken dershaneleri kastediyor ama gördük ki SBS’lerle beraber, dershaneye gönderilmeyen ilköğretim çağındaki çocuklar, yani 1’inci, 2’nci, 3’üncü sınıftaki çocukların da dershanelere gönderildiğini görebiliyoruz gerçekten.

Şimdi ben tekrar size soruyorum: Sürekli olarak yazboz tahtasına döndürülen bir eğitim sisteminin üreticileri olarak acaba bu güveni nasıl tazeleyeceksiniz? Şimdi, diğer işte SBS ve OKS gibi getirilen, aniden getirilen, bir gecede getirilen 4+4+4 sistemini de tekrar bu Sayın Dinçer değiştiğinde, Sayın Millî Eğitim Bakanı değiştiğinde tekrar gündemden kaldıracak mısınız? Ben bunları sorgulamak istiyorum. Bu gençlerimiz, bu çocuklarımızın hayatı bu kadar ucuz mu? Bunların dikkate alınması gerekiyor.

Bu dershane sistemini de inceledik, bir kenara koyduk, yöneltme ve yönlendirmeye bakmak istiyoruz şimdi. “Yöneltme ve yönlendirme” dediğimiz, şimdiye kadar yapılan hangi testlere çocuklar maruz bırakıldı ve hangi testlerden geçirilerek çocuklar alan belirlemeye tabi tutuldu?

Şimdi bakıyoruz, elimizde bir test var, özellikle ilköğretimde “Sınıf, Şube Rehber Öğretmenleri Öğrenci Gözlem Formları” diye. Ben buraya gelmeden önce özellikle okulları dolaştım “Bu çocukların bu beceri alanlarını belirlemede, bilgilerini belirlemede hangi testleri uyguluyorsunuz?” diye. Genel olarak bir sürü test var ama delil olarak hepsi okullarda da vardır, eğer ilgilenirseniz okullardan da getirebiliriz, bu testler de elimde. Burada özellikle belirli başlıklar var, “çocukların sözel-dilsel becerisi, kişiler arası becerisi, mantıksal-matematiksel, görsel-uzamsal, içsel, müziksel-ritmik, bedensel-kinestetik ve doğa becerisi” diye. Bir de kişilik özellikleri var, “kişisel özellikler, toplumsal özellikler ve genel özellikler” olmak üzere.

Bir öğretmen sınıfta, özellikle sınıf öğretmenleri birle beş için, branş öğretmenleri de altı ve sekiz için bunları doldurarak yönlendirme yapıyor. Bir öğretmenimiz bu yönlendirmeyi yapabilmek için eğitim aldı mı, bu çocuklarımızı ne kadar tanıyor? Burada verdiği kararda bu becerileri göstermesinin “geliştirilebilir” düzeyde, “yeterli” düzeyde, “belirgin”, “çok belirgin” boyutlarında olup olmadığına karar vermesi lazım. Şimdi bakabiliyoruz, bir sürü soru var burada, neredeyse elliye altmışa yakın soru var; acaba bu soruların cevabını vermedeki geçerliği ve güvenirliği ne kadar doğru? Alanları belirlenirken burada ne kadar titizlikle davranılıyor? Bunların da üzerinde durulması lazım.

Şimdi, bazı çocuklarımız meslek liselerine gönderiliyor, bazı çocuklarımıza, işte yönlendirme yaparken “Sen çocuğunu al git, meslek lisesine yazdır. Sen çocuğunu, işte, bilmem Anadolu lisesine götür…” Zaten sınavlara giriliyor ama…

Şimdi, vicdanlı olan bir öğretmen, bunları, bu kararı verirken -bu toplam puanı almada- en azından bu öğrencinin… Çünkü bunlar, gerçekten, geçerli ve güvenilir testler olmadığı için ve çocuğun bir anlık, derse giren hocanın da ölçebildiği kadarıyla değerlendirmesine tabi tutulan bir boyut. Bu boyutla çocuklarımızın geleceği belirleniyor. Ben, ne kadar tutarlı olabildiğini de -bunları- size bırakmak istiyorum.

Şimdi, diyoruz ki: “Özellikle, artık, eğitim kurumlarının daha dikkatli olması lazım. ‘Temel beceriler’ dediğimiz becerilerin, ilköğretimin birinci kısmında, ‘ilkokul’ dediğimiz kısmında verilmesi gerekiyor.” Biz, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, okul öncesi eğitimi bir, ilkokulları beş yıl, orta okulları üç yıl, liseleri de üç yıl olarak düşünüyoruz. Çünkü, burada, buranın altını doldurduğumuzda, özellikle,  “ilkokul” olarak verdiğimiz sistemde kişisel ve sosyal gelişim olarak yaşamayı öğrenme, hayatı öğrenme becerisinin  bu çocuklara kazandırılması lazım. Bir “eğitsel gelişim” dediğimiz öğrenmeyi ve düşünmeyi öğrenmenin çocuklara kazandırılması lazım ve aynı zamanda, mesleki gelişim için temel olan çalışmayı öğrenme yani bir konuyu araştırma, mesleki tecrübeleri edinebilme -daha doğrusu iş, yaşam ve çalışmaya uygun olumlu tutumlar geliştirebilme- becerilerinin ilköğretim kısmında kazandırılması gerekiyor. Ortaokullara geldiğimizde, “ortaokul” olarak verilen alanlara geldiğimizde, özellikle, bugün, Genel Kurul açıldığından beri de ifade edilen, sayın arkadaşlarımızın da, grup başkan vekili arkadaşlarımızın da ifade ettiği gibi, artık burada çeşitli programların uygulanması lazım. Ama ben tekrar, seçmeli dersler bazında, özellikle bu 4+4+4 sisteminde verileceği iddia edilen seçmeli derslere de vurgu yapmak istiyorum, dikkatinizi çekmek istiyorum. Şu anda “medya okur yazarlığı” diye seçmeli ders var, şu anda çocuklar okuyor. O derslere kimlerin girdiğini biliyor musunuz? Fen dersi hocaları giriyor. Çünkü norm fazlası durumuna düşmemek için, hocanın saatini doldurmak için bu dersler hocalara veriliyor, ders saatlerini doldurmak için. Eğer böyle seçmeli dersler yapılacak ise bu seçmeli derslerin hiçbir zaman konmamasında fayda var. Biz diyoruz ki, bunun gelin, bir fizibilitesi hazırlansın; hangi derslere, özellikle küresel konjonktürün gerektirdiği hangi derslere ihtiyaç var ise bu alanlar iyi belirlensin, buna yakın alanlarda eğitim almış olan öğretmenlerimiz kısa bir hizmet içi eğitimden geçirilerek bu alanlarda eğitebilir, öğrencileri yetiştirebilir bilgileri kazandırsınlar. Bu alanda da yine eğer şu andaki gibi uygulamalar yapılacaksa gerçekten büyük bir fiyaskoyla karşılaşacağız diye düşünüyoruz.

Bir de geçen gün Sayın Dinçer’in, Millî Eğitim Bakanının eğitim fakülteleri dekanlarıyla yaptığı toplantısından bir pasajı özellikle vermek istiyorum. Diyor ki: “Öğretmenler yalnızca tayinleriyle ve maaşlarıyla ilgileniyorlar.” Öğretmenler kendi alanlarıyla ilgili öneri getirmiyorlar diye… Öğretmenlerimiz kendi alanlarıyla ilgili öneri getiriyorlar ama siz kulak asmıyorsunuz getirdikleri öneriye.

Ben hepinize teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

OKTAY VURAL (İzmir) – Bakan öğretmen düşmanı bakan zaten!

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Topcu.

Teklifin tümü üzerinde AK PARTİ Grubu adına söz isteyen Mahir Ünal, Kahramanmaraş Milletvekili.

Buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 199 sıra sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine grubum adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Kanun teklifinde imzası bulunan bir milletvekili olarak kanun teklifinin hazırlık aşamasında merak ettiğim bir şey vardı. 1961, 1973, 1983, 1997, Türk millî eğitim sisteminde yapılan değişiklikler ve zorunlu eğitimle ilgili bugüne kadar kalkınma planlarında, hükûmet programlarında, millî eğitim şûralarında ne var, ne yok tekrardan bir gözden geçirme gereği duydum.

1996 yılında yapılan 15’inci Millî Eğitim Şûrası’nda ilk defa “kesintisiz zorunlu eğitim” ifadesini gördüm çünkü onun öncesinde Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda, 53’üncü Hükûmet Programı’nda, 54’üncü Hükûmet Programı’nda zorunlu kademeli eğitimden bahsedilirken 13-17 Mayıs 1996 tarihinde yapılan Millî Eğitim Şûra’sında bir farklılık var yani 1996’nın Mart ayında -elimde Meclis tutanakları var- Mesut Yılmaz, o dönem Başbakan, Hükûmet Programı üzerinde konuşuyor ve bugün bizim getirdiğimiz teklife benzer, yönlendirmeli, kademeli bir eğitim sisteminden bahsediyor ama aradan iki ay geçtikten sonra Millî Eğitim Şûrasında bir anda ortaya kesintisiz, zorunlu eğitim çıkıyor. Bunu o dönemi yaşayan birçok kişiyle konuştum, Sayın Meclis Başkan Vekilimiz Mehmet Sağlam Bey’le o dönemde konuştum, yine…

Tabii, arkadaşlarımız ısrarla şunu tekrar tekrar söylüyorlar: “Bu teklifi siz birdenbire getirdiniz.” Sayın Hüseyin Çelik’le, Sayın Nimet Çubukçu’yla, Sayın Mehmet Sağlam’la ve şu anda milletvekilimiz olan, geçmişte millî eğitim bürokrasisinde çalışmış birçok millî eğitim bürokratıyla, uzmanla, üniversiteden hocalarımızla bu hazırlık aşamasında çok ciddi çalışmalar yaptım. Nihayetinde şunu gördüm: 1996 yılında Millî Eğitim Şûrasında konulan “kesintisiz” ifadesiyle, 1997’de Refahyol Hükûmetinin devrilmesinden sonra, 55’inci Hükûmetin, Anasol-D Hükûmetinin işbaşına gelmesiyle birlikte 1997 yılında kesintisiz, zorunlu eğitim düzenlemesi getiriliyor. Oturdum…

MAHMUT TANAL (İstanbul) – 1923 yılında da var.

MAHİR ÜNAL (Devamla) – 1997… 1997…

MAHMUT TANAL (İstanbul) – 1923 yılında da var.

MAHİR ÜNAL (Devamla) – Hayır, zorunlu eğitim var ama “kesintisiz” ifadesi yok.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Evet, bak, 1923 yılında var, kısa bir dönem sonra o, beşe düşüyor.

MAHİR ÜNAL (Devamla) – Zaman zaman pilot uygulamalar yapıyor ama bu pilot uygulamalardan sonuç alınamıyor.

Meclis tutanaklarını okudum…

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) – 1996’da Sayın Sağlam Millî Eğitim Bakanı değil.

MAHİR ÜNAL (Devamla) – Meclis tutanaklarını okudum, 1997 yılında kesintisiz, zorunlu eğitimle alakalı yapılan değişiklikle ilgili Meclis tutanaklarını okudum. Nihayetinde, ben, bütün bu konuşulanları, şu ana kadar bizim konuştuklarımız, Komisyonda yaptığınız konuşmalar ve bugün burada gruplar adına yapılan konuşmalar, bütün bunları değerlendirdiğimde, ortaya atılan iddiaların hepsiyle ilgili çeşitli cevaplar verebiliriz ama bunlara kesinlikle ideolojik bir bakış açısıyla değil, pedagojik bir bakış açısıyla baktığımız ve konuştuğumuz zaman cevap verebiliriz. Çünkü burada yapılan değişiklik geçmişte olduğu gibi ideolojik bir değişiklik değil, çünkü biz bu değişikliği yaparken bütün dünya örneklerini en ince detayına kadar araştırdık ve inceledik. Yapılan değişiklik sadece kademeli eğitime geçilmesinden ibaret. Kanun koyucu, yasa koyucu genel çerçeveyi oluşturur. Tabii ki bunda uygulayıcı, icracı bakanlık, Talim Terbiye Kurulu gerekli düzenlemeyi yapacaktır ama burada üzerinde durulması gereken ve tartışılması gereken sorun şu ki: “Acaba icracı bakanlık bu yetkiyi nasıl kullanacak? Bu konuda size güvenmiyoruz.” Bunu birçok kez maalesef duyduk.

Arkadaşlar, bir iktidar seçimle işbaşına gelir, kendi icraatlarını, kendi siyasetini, kendi vizyonunu, kendi bakış açısını, kendi çözümlerini ortaya koyar ve bunun hesabı sandıkta sorulur, bu işlerin hesabı sandıkta görülür. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

“Başbakandan talimat aldınız.” Ya, biz bu işleri Başbakanla, bakanlarla, kendi grubumuzla -bir kanun teklifi getirirken- istişare etmeyeceğiz de geçmişte yapıldığı gibi bazı karanlık kapılar arkasında başkalarıyla mı istişare edeceğiz? Tabii ki Başbakanımızla konuşacağız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Kime soracağız biz bunu?

MAHMUT TANAL (İstanbul) – O istişare ettiğiniz kişi şu anda sizin milletvekiliniz, o dönemin millî eğitim bakanı.

MUHYETTİN AKSAK (Erzurum) – Otur yerine!

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Bu oldu mu şimdi Mahir Bey ya. Nereden biliyorsun eski başbakanlarla istişare edilmediğini?

MAHİR ÜNAL (Devamla) – Şimdi, biz, ana hatlarıyla…

Arkadaşlar, bakın, demokrasiler tahammül rejimidir. Eğer bir demokrasinin gelişmişliğini ölçmek istiyorsanız ya da bir kişinin demokratlığına bakmak istiyorsanız, onun tahammülüne bakmanız gerekir.

HALUK AHMET GÜMÜŞ (Balıkesir) – Ayvalık’ta çevriliyorlar, Balıkesir’de çevriliyorlar. Bütün öğretmenler çevriliyor. Otobüsten indiriliyor insanlar.

MAHİR ÜNAL (Devamla) - Bakın, burada, bu kürsüde konuşan hatibin konuşmasına bile tahammül edemiyorsanız, nasıl demokrat olacağız, bana söyler misiniz?

HALUK AHMET GÜMÜŞ (Balıkesir) – Demokratik değilsiniz, demokrasiyi ağzına alma. İnsanlar engelleniyor şu anda.

MAHİR ÜNAL (Devamla) – Şimdi, biz ne yapıyoruz? Bunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Ana hatlarıyla…

HALUK AHMET GÜMÜŞ (Balıkesir) – Türkiye’de demokrasi bitti sizin sayenizde.

MAHİR ÜNAL (Devamla) – Arkadaşlar, söz alırsınız, bununla ilgili bir sorun varsa bunu dile getirirsiniz. Bakın, burada grup başkan vekillerimiz var. Grup başkan vekillerimiz…

EMİNE ÜLKER TARHAN (Ankara) – Yeni cezaevleri inşa…

MAHİR ÜNAL (Devamla) –  Sayın Grup Başkan Vekilim, söz alırsınız, sıkıntınızı ifade edersiniz. Meclisin kürsüsü özgür bir kürsüdür ve hepinizin söz hakkı için zamanımız da var, süremiz de var ama şu anda benim süremi kullanıyorsunuz.

HALUK AHMET GÜMÜŞ (Balıkesir) – Komisyonda barikat kurdunuz.

ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) – Komisyonda…

MAHİR ÜNAL (Devamla) – Şu anda benim süremi kullanıyorsunuz Sayın Valim.

BAŞKAN – Lütfen Genel Kurula hitap edin Sayın Ünal.

OKTAY VURAL (İzmir) – Komisyonda bizim milletvekillerimizin hakkı yok muydu Mahir Bey? Bizim milletvekillerimizin orada söz hakkı yok muydu?

MAHİR ÜNAL (Devamla) – Şimdi, biz ne getiriyoruz, biz ne istiyoruz, biz ne söylüyoruz? Biraz bunun üzerinde durmak istiyorum.

Biz, öncelikle, her alanda olduğu gibi eğitim alanında da özgür ve demokratik eğitim sözümüzü yerine getiriyoruz. Yıllardır bütün eğitimcilerimiz bize şunu söylüyorlar: Nasıl, bir sistem altı yaşındaki çocuk ile on dört yaşındaki çocuğu aynı mekâna hapseder?

EMİNE ÜLKER TARHAN (Ankara) – Kafanız başka şeylere çalışsa fena olmayacak.

MAHİR ÜNAL (Devamla) - Hangi çağdaş psikoloji kuramı çocuk ile ergenlerin aynı ortamda eğitim almalarını makul karşılar?

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Mahir, aklınız on yılda başınıza geldi, helal olsun size! On sene evvel yoktu bunlar. On yılda aklınız başınıza geldi be!

OKTAY VURAL (İzmir) – Ben bir ilerleme göremiyorum.

MAHİR ÜNAL (Devamla) – Biz, sağlıktan dış politikaya, her alanda hayata geçirdiğimiz büyük restorasyonun eğitim ayağını gerçekleştirmiş oluyoruz.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – 4 tane Millî Eğitim Bakanı değiştikten sonra aklınız başınıza geldi. Ne kadar güzel!

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Sayın Başkan, konuşmalara müdahale edin lütfen.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen…

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Sayın Başkan, olacak böyle şeyler.

MAHİR ÜNAL (Devamla) – Bizim yaptığımız, bir reformdan ziyade zaten olması gerekeni yeniden ihdas etme anlamında bir restorasyondur. Eğitimdeki bu restorasyon sayesinde, vesayet kurumlarının müdahaleleriyle şekillenmiş eğitim sistemi milletin talepleriyle yeniden normal mecrasına dönmüş olacaktır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu normal mecra halkın taleplerinin eğitim sistemine yansımasından ibarettir.

EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) – Mahir Bey, otobüslerin durdurulması sizce demokratik mi?

MAHİR ÜNAL (Devamla) – Biz diyoruz ki, çocuklarımızın gelişim düzeylerine uygun bir eğitim verelim.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Seyahat hakkını kısıtlıyorsunuz, otobüslere engel oluyorsunuz, öğretmenlerin haklı taleplerini dile getirmesinden korkuyorsunuz.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen…

MAHİR ÜNAL (Devamla) – Gelişim düzeylerine uygun bir eğitim ancak ve ancak kademeli bir eğitimle mümkündür. Almanya’dan İngiltere ve Amerika’ya kadar, gelişmiş ülkelerin tamamında…

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Siz böyle bir Hükûmetin, böyle bir grubun Grup Başkan Vekilisiniz. Bu ayıp size yeter!

BAŞKAN – Sayın Özel, lütfen, Sayın Özel…

MAHİR ÜNAL (Devamla) – …İlkokul ya dört yıldır ya beş yıldır ya da altı yıldır.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Panzerlerle öğretmenlerin önüne çıkıyorsunuz. Yazıklar olsun!

MAHİR ÜNAL (Devamla) – Gelişmiş ülkelerdeki mevcut eğitim sistemi uygulamasında tüm eğitim sistemleri kademeli olarak yapılandırılmıştır. Temel eğitim tüm ülkelerde ilkokul, ortaokul, lise olarak üç kademeden oluşmaktadır. Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde ilkokul sekiz yıl olarak uygulanmamaktadır, İrlanda ve Türkiye hariç.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye’de hiçbir öğrenciyi sekiz yıl boyunca aynı mekâna ve tek tip programa hapsetmeye hakkımız yok. Biz istiyoruz ki ilkokulu bitiren ve ergenliğe adım atan çocuklarımız beden ve psikolojilerindeki değişime ve gelişim yeteneklerine paralel olarak mekânlarını ve programlarını da değiştirsinler.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) – On yaşında mı, dokuz yaşında mı?

MAHİR ÜNAL (Devamla) – Böylece çocuklarımız ergenliği daha sağlıklı bir şekilde yaşasın, yeteneklerine uygun, çok seçenekli ve yönlendirmeli bir sisteme kavuşsunlar.

Siz değerli milletvekillerine şunu sormak isterim: Acaba hangi vatandaşımız 1’inci sınıfa giden çocuğu ile 8’inci sınıfa giden başka çocukların aynı mekânları kullanmasına rıza gösterir?

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) – Mekânlar aynı.

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan, Mahir Bey verdiği teklifi bilmiyor galiba.

MAHİR ÜNAL (Devamla) – Ben hiçbir vatandaşımızın böyle bir şey isteyeceğini zannetmiyorum. İşte biz 4+4+4 olarak uygulanacak kademeli eğitim sayesinde çocuklarımıza daha sağlıklı bir eğitim ortamı sunmak istiyoruz.

FATMA NUR SERTER (İstanbul) – Kanunu okuyun kanunu, ilkokulla ortaokulu birleştiriyorsunuz.

MAHİR ÜNAL (Devamla) – Biz istiyoruz ki çocuklarımız dünyayla bütünleşmiş çağdaş bir eğitim alsın.

FATMA NUR SERTER (İstanbul) – Önce bir oku, kendin bir anla, ondan sonra konuş!

MAHİR ÜNAL (Devamla) - Biz istiyoruz ki çocuklarımızın farklılıkları dikkate alınsın.

FATMA NUR SERTER (İstanbul) – İlkokulu ortaokulla siz birleştiriyorsunuz, ortaokulla liseyi birleştiriyorsunuz.

MAHİR ÜNAL (Devamla) - Biz istiyoruz ki demokratik bir sistemde ailelerin istekleri doğrultusunda seçmeli dersler olsun.

FATMA NUR SERTER (İstanbul) – Yalandan kim ölmüş? Önce kanunu oku.

MAHİR ÜNAL (Devamla) - Biz istiyoruz ki çocuklarımız daha mutlu olsun. Biz, toplumu küçük gören ve toplumun taleplerini dışlayan her türlü elitist bakış açısının karşısındayız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Kendi bakış açısını tek hakikat, kendisini milletin efendisi gören anlayış, yıllarca bu toplumu adam etmeye çalıştı. Bireyin neye inanacağına, ne düşüneceğine, nasıl çağdaş olunacağına karar verdi ve soyut bir aygıt olan devlet eliyle bunu dayattı. AK PARTİ’yle birlikte artık, devlet eliyle dayatma sona ermiştir.

FATMA NUR SERTER (İstanbul) – Sen de kindar nesil yetiştiriyorsun!

OKTAY VURAL (İzmir) – Bakanlık da yapmasın bunu.

MAHİR ÜNAL (Devamla) - Devlet, toplumun düzeni, refahı için kurulmuş bir aygıttır, insanlara içerik dayatmaz, insanlara hizmet sunar. Biz, toplumun hizmetkârıyız ve toplumun istediği talepleri yerine getirmek için çalışıyoruz.

SIRRI SAKIK (Muş) – Siz, Kürtlerin diline bile gem vuruyorsunuz.

MAHİR ÜNAL (Devamla) - Biz istiyoruz ki insanları sisteme uygun hâle getiren bir yapı olmasın, sistemi insana uygun hâle getiren bir yapı olsun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Devlet, alabildiğine farklılaşan ve değişen toplumsal yapının taleplerini karşılamak zorundadır. Devleti sahiplenir ve “Onu biz kurduk.” diyerek bütün toplumsal talepleri görmezden gelirseniz topluma en büyük düşmanlığı yapmış olursunuz.

OKTAY VURAL (İzmir) – Mahir Bey, bu söylediklerine sen inanıyor musun ya?

MAHİR ÜNAL (Devamla) - Devlet, farklılaşan talepleri ancak esnek ve çoğulcu bir eğitim sistemiyle karşılayabilir. Sekiz yıllık kesintisiz eğitim, ebeveyn beklentilerini ve öğrenci yeteneklerini dikkate almayan bir sistemdir. İşte bundan dolayı, artık gelinen noktada, bu elbise bu topluma dar geliyor. Tek tipçi, katı ve darbe ürünü bu sistem, hızla değişen, gelişen, büyüyen Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzaktır.

OKTAY VURAL (İzmir) – İnanıyor musun sen de Mahir Bey bunları yapacağına? Pek inanmıyormuş gibi konuşuyorsun.

MAHİR ÜNAL (Devamla) – Biz istiyoruz ki eğitim sistemi esnek olsun. Ortaokulda öğrencilerimize, kendi yeteneklerini fark etmeleri ve ilgilerini geliştirmeleri için seçmeli dersler verilecektir; böylece öğrencilerimiz kariyer ve meslekler konusunda bilgilenmiş olacaklardır.

4+4+4 sisteminin özü ve anahtar kelimesi esnekliktir. Sistemde dayatma yoktur, bunun yerine alternatifler vardır. Bu alternatifler arasında geçiş imkânları olacaktır. Her türden katı bir eğitim sistemine karşıyız. Bu güzelim vatan, her vatandaşımızın yetenek ve ilgileri ölçüsünde istek ve taleplerini karşılayabilecek zenginliğe sahiptir; yeter ki, birtakım vesayetçi kurumlar, insanımıza sekiz yıllık kesintisiz eğitim, başörtüsü yasağı ve farklı katsayı uygulaması gibi sanal engeller çıkarmasın. Biz, öğrencileri eğitim hakkından mahrum eden her türlü anlayışa ve yaklaşıma karşıyız. Biz, hiçbir zaman katı bir yönlendirme yanlısı olmadık. Bizim öngördüğümüz şey sadece ve sadece rehberliktir. Yaptığımız, öğrencilerin birtakım konular hakkında bilgi edinmesini sağlayan ve özgürce seçimler yapmasını sağlayan mekanizmalar kurmaktır.

OKTAY VURAL (İzmir) – Sen milletvekiline özgürlük tanımıyorsun, çocuklara nereden özgürlük tanıyacaksın?

MAHİR ÜNAL (Devamla) - Kaldı ki, öngörülen sistem, bütün öğrencilerimize istedikleri zaman başka bir kulvara geçiş hakkı tanımaktadır.

HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) – Bu kanun kötü bir intihaldir.

MAHİR ÜNAL (Devamla) – Biz istiyoruz ki eğitimde tek tipleşme olmasın. Biz istiyoruz ki eğitim her bir çocuğun fıtratındaki farklılığı törpülemesin. Biz istiyoruz ki eğitim sistemi toplumdaki çoğulculuğu kucaklasın. Biz istiyoruz ki kız çocuklarımızın okullaşma oranı daha yükseğe çıkarılsın.

4+4+4 yasa teklifini hazırlarken biz öğrencilerimizin daha kaliteli bir eğitim alması adına statükonun insan unsuruna baskın gelmesine karşı çıktık. İnsanlara farklı seçenekler sunan ve geçiş imkânları sağlayan bir eğitim sistemine duyulan ihtiyaç her aklıselim vatandaşımız tarafından ifade edilmektedir, bu ihtiyaç yıllardır eğitimciler ve toplum tarafından dillendirilmektedir. Keza, mevcut eğitim sisteminin yetersizliğinden ve işlevsel olmayışından yakınan bazı muhalefet partilerimiz de 2007 ve 2011 seçim beyannamelerinde “zorunlu eğitim sisteminin kademelendirilerek artırılması, mesleki eğitime teşvik edilmesi” gibi seçim vaatlerinde bulunulmuştur.

Bu arada, Zühal Topcu Hocama da teşekkür ediyorum, çalışmalarım sırasında Alternatif Eğitim kitabından istifade ettim, faydalandım.

ZÜHAL TOPCU (Ankara) – Keşke Bakan Bey de istifade etseydi.

OKTAY VURAL (İzmir) – Ama  faydalanmamışsın Mahir Bey. Bu konuda tekrar bir değerlendirme yap.

MAHİR ÜNAL (Devamla) – Sayın Vural -demin ifade ettiğim gibi- kanun, düzenlemenin içeriğini değil, çerçevesini belirler. İçeriği, uygulamacı Sayın Bakanlık yapacaktır.

OKTAY VURAL (İzmir) – Dikkate almamışsın Mahir Bey.

MAHİR ÜNAL (Devamla) – Sayın Bakanımızın da her türlü teklife ve sağduyulu öneriye açık olduğunu biliyoruz.

OKTAY VURAL (İzmir) – Bu konuda isterseniz size biraz daha bilgi versin. Bu konuda size önerilerini versin, değiştirin bakın. İyi bir noktadasınız. Rehberliğe ihtiyaç var.

MAHİR ÜNAL (Devamla) – Yine biz istiyoruz ki -bu çok önemli- sanayicimizin ihtiyaçlarını karşılayan ve Türkiye'nin rekabet gücünü artıran bir mesleki eğitimimiz olsun.

OKTAY VURAL (İzmir) – Gelin eğitim konusunu anlatalım size.

MAHİR ÜNAL (Devamla) – 4+4+4 yasa teklifi sayesinde biz mesleki eğitimi yıllarca olumsuz etkileyen katsayı farkını kaldırıyoruz. Biz, öğrencilerimizi hasbelkader on dört yaşında yaptıkları tercihe hayat boyu mahkûm etmek istemiyoruz. Hem klasik pedagojinin hem de çağdaş pedagojinin en önemli ilkesi, öğrencinin öğrenme özgürlüğünün kısıtlanmamasıdır. Biz, öğrenciye “talep eden kişi” anlamında “talebe” diyen bir medeniyetin çocuklarıyız.

Bu değişikliğin milletimize hayırlı olmasını diliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Ünal.

MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun Sayın İnce.

MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın Başkan, Sayın Ünal, Parlamentoya doğru bilgi vermedi. Bakınız, şöyle dedi: “Kim ister, hangi anne-baba ister 1’inci sınıf öğrencisi ile 8’inci sınıf öğrencisinin aynı binada olmasını?”

Bakın, bu kanun teklifinde imzası var ama sanırım bu teklifi okumamış yani çok net…

MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) – Sayın İnce, insafsızlık ediyorsun!

MUHARREM İNCE (Yalova) – Şu anda bu teklif yasalaşırsa beş yaşındaki çocukla on üç yaşındaki çocuk aynı binada olacak, dokuz yaşındaki çocukla da on yedi yaşındaki çocuk aynı binada olacak. Yani göz göre göre diyor ki: “On dört yaşında tercihte zorlanmasın.” Ne on dört yaşı, tercih dokuz yaşa iniyor. Söylediklerini, yazdıklarını sanırım okumamış.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın İnce.

Şimdi teklifin tümü üzerinde şahsı adına söz isteyen Mustafa Erdem…

MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) – Sayın Başkan…

BAŞKAN - Sayın Ünal, lütfen oturur musunuz.

OKTAY VURAL (İzmir) – Efendim, Mahir Bey’in imzasının olup olmadığını bir soralım, Mahir Bey’in imzası yok herhâlde önergede.

MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) – Sayın Başkan, Sayın İnce’nin bu ifadelerini bir latife olarak kabul ediyorum çünkü Komisyonda kendisiyle birlikte bunları detaylı bir şekilde konuştuk.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Ünal.

Sayın Erdem, buyurun.

MUSTAFA ERDEM (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 199 sıra sayılı Kanun Teklifi’yle ilgili olarak kişisel görüşlerimi açıklamak üzere huzurlarınıza çıkmış bulunuyorum. Yüce heyetinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Muhterem milletvekilleri, gençliğimizi eğitmek, çocuklarımızı yetiştirmek, ülkemizin geleceğini teminat altına almak…

BAŞKAN – Sayın Erdem, bir saniye…  Sürenizi düzelteceğiz, yanlışlıkla yirmi dakika verdik.

Buyurun.

MUSTAFA ERDEM (Devamla) – Evet, tekrar sevgi ve  saygıyla selamlıyorum.

Çok önemli bir kanun çıkarmak üzere gecenin bu geç saatlerinde burada bulunmak durumundayız. Çıkaracağımız kanun çocuklarımızın, gençliğimizin geleceği, devletimizin bekası, milletimizin geleceği adına fevkalade önem arz etmektedir. Dolayısıyla 4+4+4 şekline sığdırılarak içeriği hakkında müphem, belirsiz bir kanun tasarısı yerine bir teklif hâlinde  buraya getirilmiş olması, incelenmeden, araştırılmadan, çeşitli kamu kuruluş ve örgütleri, sivil toplum örgütlerinin düşünceleri alınmadan buraya getirilmiş olması doğrusu geleceğimiz adına bir endişeye sebebiyet vermektedir.

Aziz milletvekilleri, eğitim bizler için fevkalade önemli bir hadisedir. Eğer gençliğimizi ideal ilkeler ve ülküler uğruna yetiştiremezsek bu çatı hepimizin üstüne çökecek, bu millet gelecek adına bizden hep birlikte hesap soracaktır. Şu anda yaşadığımız ülkede gençliğin sorunlarını görüyor ve bunlara çözüm üretememekten dolayı bazen yüzümüz kızarıyor, bazen hicap duyuyoruz. Okullarımızda yaşanagelen manzaralara bakılırsa millet nedir, devlet nedir, örf, âdet ve gelenek nedir, ahlak nedir, haya nedir, insanlık nedir; bunları bilemeyecek kadar değerlerimizden uzak, kendi kültürümüzden kopuk bir vaziyette yaşamaya başladık. Küreselleşmenin peşine takılarak “Amerika’da şu varmış, Almanya’da bu varmış, Avrupa Birliği ülkeleri şöyle diyormuş” diyerek kendimize ait olanları bir kenara bırakıp başkalarına olan duygusal yakınlığımızla kendimizi inkâr noktasına geldiğimizde bu milletin bekası adına yapacağımız fazla bir şey kalmıyor demektir. Dünya üzerinde pek çok ülke vardır ki ancak kendi değerleriyle bütünleştiği zaman onun ayakta kalabilme şansı vardır. Japonlara bakın, Çinlilere bakın, onlar kendi değerleri üzerinde yaşıyor ve bunu devam ettirebiliyorlar. Şu anda, biz, hangi değerleri gençliğimize verirsek bekamız adına sorunu çözmüş, hangi ilke ve ülküleri öğretirsek milletlerarası yarışta Türk milletini bekaya götürecek davranışları icra etmiş oluruz; bunun araştırmasını yapmamız lazım.

Eğitim kurumlarımıza bir bakın, öğretmen olanlar öğretmenliğinden utanır hâle gelmişler. Cinselliğin arttığı, uyuşturucunun çok çok yaygınlaştığı hatta orta dereceli okullara indiği bir dönemde bile, eğitimle ilgili olanların bu noktada sorumluluk duymamaları fevkalade önemli bir hadisedir. Eğitim olmadan teknolojiyi istediğiniz kadar getirin, FATİH Projesi’ni değil, Kanuni’yi de uygulamaya kalkın, netice itibarıyla bugünkü muhteşem manzara karşınıza çıkacak demektir.

O zaman yapılması gereken hadise şudur: İyi nedir, kötü nedir, güzel nedir, bunu bilmemiz lazım; eğer biz bilemiyor isek, o zaman ecdadımızdan irfan alıp onların hakkını teslim etmemiz lazım. Mehmed Âkif merhumun, hepimiz için bir model oluşturması lazım: “Ne irfandır veren ahlaka üstünlük ne vicdandır./ Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır.” diyor. Siz istediğiniz bilgiyi 4+ 4 değil, dört-beş tane 4’ü yan yana sıralayın verin. Allah korkusunu yerleştirmedikten, insan sevgisini yerleştirmedikten sonra bunları nasıl becereceksiniz? Dolayısıyla, eğitim kurumlarında “Yüreklerden çekilmiş farz edilsin havfı Yezdan'ın./Ne irfanın kalır tesiri katiyen ne vicdanın." hükmünü gerçekleştirmek… Netice itibarıyla, aidiyet duygusunu, milliyet duygusunu, vatan, millet sevgisini öğretmezsek başarı şansımız nerede olacaktır? (MHP sıralarından alkışlar)

Aziz milletvekilleri, eğitim kurumlarımızda Allah nedir, insan nedir, dünya nedir, ahiret nedir, sorumluluk nedir; bunları öğretemediğimiz zaman yavrularımıza, birbirlerini yiyen, birbirlerini parçalayan insanlar olmaktan öte gidemezler. Şu anda bakınız toplumun içerisine, anasını öldürenler, ensest ilişkiler içerisinde bulunanlar, kadına şiddet uygulayanlar sonuç itibarıyla bu eğitim yetersizliğinin ürünleri veya mağdurları değil mi? O zaman, gelin, eğitim kurumlarımızı eğitim kurumuna dönüştürecek hâle getirelim. Biz bunu yapabilmek için, bir şekilde bu yavrularımızı küçükten itibaren eğitim sistemini bir bütün hâline getirmek ve bu çerçevede, doğumundan ölümüne kadar düşünmek zorundayız.

Sonuç itibarıyla, okul öncesi eğitim, fırsat eşitliği çerçevesinde zorunlu eğitim hâline getirilmelidir. Zorunlu eğitimle kesintisiz eğitimi karıştırmak, bundan dolayı gençliği öğrenmesi gereken değerlerden mahrum etmek gençliğimiz adına da, milletimizin geleceği adına da yapılacak en büyük ihanet, belki de en büyük gaflet olacaktır.

Aziz milletvekilleri, şunu unutmayalım: AKP İktidarı döneminde on yıl geçti 4 bakan gördük. Allah’ın emaneti gençliğimiz, vatanın ve mirasımızın bekası uğruna hangi ideal, hangi ülkü, hangi hedefler uğruna yetiştirildi? Size soruyorum: Ermenistan’la ilişkiler hususunda her türlü tavizi verdiniz ama bunu yaparken sizin taviz verdiğiniz Ermenistan, çocuklarına Ağrı Dağı’nı bayrak, Kars’ı başkent yapacak şeklide bir ideal, bir hedef verdiyse siz bu Meclisin mensupları, bu devletin bekasından sorumlu olanlar olarak çocuklarınıza yarına ait hangi ülküyü, hangi hedefi, hangi ideali veriyorsunuz? Eğitimi kaç yıla çevirirseniz çevirin, ne yaparsanız yapın, bu ideal ve ülkü zafiyetiyle yetişmiş insanların bırakın devletine, milletine hayrını, kendilerine bile yararı olmayacak demektir.

Aziz milletvekilleri, şunu da unutmayalım: İmam-hatip okulları bu millet için fevkalade önemlidir. Bu okulların tarihe mal olması, büyük bir vebalin ve insanlık ayıbının olmasına sebebiyet verir ama gelin görün ki dört dörtlük bir proje gibi takdim edilen bu projenin içerisinde imam-hatip okullarının adının anılmaması, Kur'an derslerinden söz edilmemesi, Hazreti Peygamber gibi, insanlığa örnek gösterilecek bir şahsın hayatından, ilkelerinden, ülkülerinden söz edilmemesi, “Ben Müslüman’ım.” diyenin oylarına talip olanlar için en azından bir ayıp, en azından bir eksikliktir diyor, bu eksikliğin düzeltilmesi gerektiği hususunu özellikle dikkatlerinize arz etmek istiyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Gelin tamamlayalım, gelin tamamlayalım, Hocanın dediği doğru.

MUSTAFA ERDEM (Devamla) – Aziz milletvekilleri, gelin, gençliğimizin bekası uğruna yapılması gerekenleri yapalım, devletimizin bekası uğruna yapılması gerekenleri yapalım, vatan sevgisi nedir, onu öğretelim; millet sevgisi nedir, bunu öğretelim; Çanakkale’de şehit olanları öğretelim; bu milletin dostu kim, düşmanı kim, onu öğretelim; Avrupa Birliği uğruna değerlerimizi değil, başkalarına yaranmayı değil, bekamız uğruna olması gerekenlerin ne olduğunu öğretelim. O zaman göreceksiniz ki muasır medeniyet denilen hadise, Türk milletinin bekası olarak insanlığın da kurtuluşuna vesile olacaktır.

Ben bu duygularla, yüce Meclisimizin bir şekilde Türk gençliğini bir proje olarak ele alacağını, diniyle, imanıyla, diliyle, kültürüyle, örf, adet ve gelenekleriyle barışık, bunu bir emanet algılaması içerisinde kabul edip kendisine de emanet olarak verilen yavrularının geleceğini bunlarda gören ve bu uğurda her türlü fedakârlığa katlanarak Kur'an’ı ders kitaplarına, İslam dinini ders kitaplarına, Hazreti Peygamber’i ders kitaplarına sokacağınıza inanıyor, hepinizi en kalbî duygularla, sevgi ve saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Erdem.

Şimdi, teklif üzerinde söz isteyen Millî Eğitim Bakanı Ömer Dinçer.

Buyurun Sayın Bakan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; sözlerime başlarken hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Çok değerli milletvekilleri, bugün sizlerle millî eğitim sistemi üzerinde görüşmeler yapıyoruz. Aslında millî eğitim sisteminden bahsettiğimizde sadece bir şeyden bahsetmeyiz, birden çok alt sistemin oluşturduğu veya pek çok ögenin bir araya gelerek oluşturduğu bir bütünden bahsederiz.

Bu bütünle ilgili konuşacağımızda, aslında millî eğitim sisteminin alt ögesi olarak öğretmenlerden, öğrencilerden, okullardan ve fiziki altyapılardan, teknolojiden ve donanımlardan, müfredattan ve benzeri pek çok ögeden bahsetmiş oluruz.

Aslında yaptığımız bütün bu tartışmalarda bunların her birisiyle ilgili meseleleri gündeme getirmiş olmakla beraber, bugün üzerinde konuştuğumuz teklifin aslında sadece yapı üzerinde değişiklik yaptığını ifade etmem lazım. Yani biz eğitim sisteminin tamamını değiştirmeye yönelik bir kanun teklifi tartışmıyoruz, onun yerine, eğitim sisteminin diğer ögelerinden hariç, sadece bir tane, yapıyla ilgili bölümde değişikliği tartışıyoruz. Öyleyse, önce, bu yapıda ne tür değişiklikler öngörülüyor ve bu değişiklikler eğitim sisteminin diğer ögeleri üzerinde ne tür etkiler yapacak ve onlar için hangi tür tedbirleri öngörüyoruz, bunlar hakkında size kısaca bilgi sunmak istiyorum.

Çok değerli milletvekilleri, aslında kanunda başka birtakım düzenlemeler de olmakla birlikte, eğitim sistemi için yapıda üç esaslı değişiklik öngörülmektedir.

Onlardan bir tanesi, eğitim sisteminin, eğitim süresinin zorunlu olarak on iki yıla çıkarılması meselesidir. Gerçekten de Türkiye'de eğitim sisteminin, zorunlu eğitimin on iki yıla çıkarılmasına ciddi anlamda ihtiyaç vardır. Bununla ilgili birkaç hususu tespit etmek istiyorum izin verirseniz.

Öncelikle şunu söylemeliyim: Gelişmiş ülkelerin toplam nüfus içerisindeki eğitim yıllarına baktığınızda, bunun on bir-on iki yıl ve daha üzeri olduğunu görüyorsunuz. Hâlbuki, Türkiye’de ise eğitimin toplam yılı itibarıyla altı-altı buçuk yıllık bir süreyi kapsadığını görüyoruz. Başka bir ifadeyle, aslında gelişmiş ülkeler ile Türkiye arasında eğitim yılı itibarıyla neredeyse yarı yarıya bir fark bulunmaktadır ve meydana gelen bu açıklığı kapatmaya şiddetle ihtiyacımız vardır.

Bir başka tespit ise gelişmiş ülkelerin pek çoğunun önümüzdeki yıllarla ilgili plan hedeflerinde eğitim seviyesini geliştirmek üzere çok yeni tedbirler öngörmeye başladıklarıdır. Mesela, pek çok ülke, özellikle Avrupa Birliği ülkeleri, 2020 yılına kadar toplam nüfuslarının içerisindeki lise mezunu seviyesini, lise mezunu oranını yüzde 80’in üzerine çıkarmaya dair hedefler belirlemiş bulunuyorlar. Mesela, Japonya 2020 yılına kadar, 2025 yılına kadar toplam nüfusu içerisindeki çağ nüfusunun yüzde 100’ünü üniversite mezunu hâline getirmeye çalışıyor. Yine, Güney Kore çağ nüfusunun yüzde 100’ünü üniversite mezunu yapmak için çaba sarf ediyor. Amerika Birleşik Devletleri, toplam nüfus içerisinde üniversite mezunlarının oranını yüzde 60’a çıkarmaya çalışıyor. Hâlbuki, bizim ülkemizde toplam nüfus içerisinde lise mezunlarının oranı yüzde 28. O yüzden, bu ülkede eğitimin süresinin on iki yıla çıkarılması gerçekten de dünya ile bizim aramızda meydana gelmiş stratejik açıklığı kapatacak bir zorunluluk olarak ortaya çıkmıştır.

Zaten bununla ilgili olarak hiç kimsenin bir itirazı da bulunmamaktadır. Bu ülkede hemen hemen herkes eğitim süresinin on iki yıla çıkarılmasıyla ilgili bir ittifak taşımaktadır ama bir başka veçhesiyle baktığımız zaman, kanunda öngörülen bu eğitim süresinin kesintili hâle getirilmesiyle ilgili tartışmalar var. Bu kanun, aslında ikinci esas değişikliğiyle de eğitim sistemini kesintisiz olmaktan çıkarıyor, kademeli hâle getiriyor, 4+4+4 şeklinde üç kademeden oluşturuyor.

Bununla ilgili de dünyadaki değişmelere ve uygulamalara baktığınız zaman çok makul ve çok rasyonel gerekçelerin olduğunu söylemeliyim. Gerçekten de pek çok ülke aslında eğitim süresini dokuz ila on dört yıl arasında zorunlu hâle getirmişken, hiçbirisinde neredeyse eğitimin kesintisiz uygulaması bulunmuyor. Pek çok ülkede eğitim, farklı şekillerde de olsa kesintili hâle getirilmiştir.

Nitekim, bizim ülkemizde, normal şartlarda 1’inci sınıftan başlayıp 12’nci yıl sonuna kadar bir çocuğu aynı okulda aynı programla eğitiyor olmanın ne kadar katı, ne kadar zorlayıcı bir sistem olduğunu hiçbir vicdan reddetmeyecektir.

Bu açıdan bakıldığında, biz dünya uygulamalarına baktık ve bununla ilgili olarak büyük açık kalplilikle sizlere bilgi de sunduk. Sunduğumuz bilgiler, aslında hangi kaynaktan verildiğine dair bilgileri de içeriyor. Lütfen, size verdiğimiz bilgilere ve kaynaklarına bakınız. Biz, Avrupa Birliğinin eğitimle ilgili analiz ve istatistik yayınlayan biriminin, yani “EURYDICE”ın bilgilerini size sunduk. Hatta üzerinde bir ihtilaf olmasın diye orijinal hâlleriyle de koyduk, hep beraber görelim diye.

Şunu göreceksiniz: Dünyanın pek çok ülkesinde, aslında 6+3+3 sisteminin kademeli bir şekilde uygulandığını. Yine şunu göreceksiniz: Pek çok ülkesinde 5+3+4 şeklinde uygulandığını veya 4+4+4 şeklinde uygulandığını veya 4+5+3 şeklinde uygulandığını! Bütün bunları görmek mümkün.

Aslında buradan bizim şöyle bir mesaj çıkartmamız gerekmez mi? Aslında, eğitim sisteminin önemli olan boyutu, süresinin belirlenmesidir. Onun dışında ise kademeli hâle getirilmesi zaruridir. Ancak kademelerin belirlenmesinde toplumun geçmiş tecrübeleri, toplumun karar organlarının veya tavsiye organlarının öngördükleri, toplumun ekonomik yapısı, çocuklarının fiziki yapısı vesaire, vesaire pek çok unsur göz önüne alınarak bir tercihte bulunulabilir. Öyle ise, biz burada bir tercihte bulunduk; 4+4+4 şeklinde bir tercihte bulunuldu. Önemli olan bu tercihin kendisi değildir; önemli olan, bu tercihi yaptıktan sonra, hangi yaş grubuna hangi müfredatı uygulayacağınızı belirleyebilmenizdir. Öyleyse, biz de bunu yapacak ve her yaş grubuna uygun müfredatı uygulayarak çocuklarımızın yetişmesine ve uluslararası alanda rekabet gücüne sahip olmasına zemin hazırlayacak bir yapı kurgulamaya çalışıyoruz.

Tabii, bütün bunları tartışırken aslında, özellikle okul öncesi eğitimle ilgili niçin zorunluluk olmadığı meselesini de tartışmakta yarar görüyorum ben. Okul öncesi eğitimin zorunlu hâle getirilmesiyle ilgili iki gerekçe vardır: Bunlardan bir tanesi, eğitimin zorunlu hâle gelmesiyle ücretsiz eğitim verilmesi meselesidir. İkincisi ise, bütün ailelerin, çocuklarını göndermek zorunda kalmaları meselesidir. Öncelikle şunu söylemeliyim: Bunun, temel olarak bakıldığında, bence zorunlu hâle getirilmesinin hiçbir mahzuru yoktur ancak dünyanın hiçbir ülkesinde okul öncesi eğitim kanunla zorunlu hâle getirilmiş değildir. Biz niçin getirmeyi düşünmedik? Eğer mesele ücret meselesiyse, bunun zaman içerisinde ve idari kararlarla zaten ücret alınmadan yapılması mümkündür, kanun mevzusu hâline getirmeye ihtiyaç yoktur. Ama bizim esas gerekçemiz şudur: Türkiye’de yaklaşık olarak 36 bin civarında köy varken -rakamları yaklaşık olarak söylüyorum arkadaşlar, kesin rakamlar değişmiş olabilir çünkü- 36 bin civarında köyümüz varken 44 bin civarında mezramız bulunmaktadır. Bu mezralar, iki haneden on haneye, on beş haneye kadar küçük köycüklerdir ve bu köylerde, bazen belki bir çocuk için eğitimi zorunlu hâle getirdiğinizde tedbir almak durumunda kalacaksınız ve henüz otuz altı ay ila altmış ay arasındaki çocukları eğitim için almak, servisle taşımak durumunda kalabileceksiniz. O yaştaki çocuklar içinse bunun çok doğru olmayacağını hep beraber kabul etmemiz gerekir. Bu açıdan biz, okul öncesi eğitimde taviz vermeyeceğiz. İdari olarak şimdiye kadar geliştirdiğimiz stratejiler ne ise onu devam ettireceğiz ve 36 ay ila 60 ay arasındaki çocuklarımızın okul öncesi eğitimde okullaşma oranlarını yüzde 100’e çıkarmak için elimizden gelen her türlü tedbiri alacağız ve bunun için çaba sarf edeceğiz, bu konuda kimsenin tereddüdü olmasın. Nitekim, bunu şimdiye kadar yapmakla da biz ciddi bir referans oluşturduğumuzu zannediyoruz. Çünkü 2002 yılında okul öncesi eğitimle ilgili -biz devraldığımızda- sadece 60-72 ay grubundaki çocukların okullaşma oranı yüzde 11’di, 36-72 ay arasındaki çocukların okullaşma oranı ise yüzde 5’ti. Biz kendimiz hiçbir hukuki zorunluluk olmamasına rağmen, aldığımız idari tedbirlerle ve okul öncesi eğitimin önemine binaen ortaya koyduğumuz stratejilerle bunu 60-72 ay grubunda yüzde 67’ye çıkardık, 36-72 ay grubunda ise yüzde 43’e çıkarmayı başardık. Bu açıdan bakıldığında, ben şunu tekrar vurgulamak istiyorum: Evet, kanuni bir zorunluluk hâline getirilmiyor ama okul öncesi eğitim, Türkiye’de önceden olduğu gibi, 36-60 ay grubundaki çocuklarımız için yine yüzde 100 okullaşma oranı hedefiyle yerine devam edecektir.

Eğitimin kademeli hâle getirilmesiyle ilgili olarak yine…

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Yazmıyor ama Sayın Bakan, o dediğiniz burada yazmıyor.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (Devamla) – Yazması gerekmiyor, ben de onu anlatmaya çalışıyorum zaten.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Olur mu öyle? Hukukta “Söz uçar yazı kalır.” diye bir ilke var, nasıl yazması gerekmiyor?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (Devamla) – Şimdi, özellikle eğitimin kademeli hâle getirilmesiyle alakalı bir başka gerekçeyi de ifade etmem lazım, o da Türkiye’deki mesleki eğitimin bulunduğu yere getirilmesiyle alakalıdır. Gerçekten de Türkiye’de kesintisiz eğitim, sadece kesintisiz eğitim değil, belki aynı zamanda katsayı problemi sebebiyle mesleki eğitim oldukça gerilemiştir. Benden önceki konuşmacılardan bir milletvekili arkadaşımız, aslında, istatistiki oranları verirken doğru rakamlar verdi ama bir hususu belirtmedi, ben onu belirtmek istiyorum. Gerçekten de mesleki eğitim 1997-1998 eğitim yılında yüzde 45, 2010-2011 yılı sonu itibarıyla ise bu oran yüzde 48. Ama bir şey söyleyeyim: 1997 yılında yüzde 45 olan mesleki eğitim oranı, zannediyorum 2000-2001 yılında yüzde 38’e kadar düştü. 2003 yılından itibaren yüzde 38, yüzde 39, yüzde 40’larda seyretti. Ancak son yıllarda kat sayı meselelerinin tartışılıyor olması, kısmen aradaki farklılığın giderilmesi gibi birtakım gerekçelerle bu oranda yeniden yükselme meydana geldi. Ama şunu bilmeliyiz ki: Aslında bu durum, sadece mesleki okullaşma oranlarını düşürmedi, aynı zamanda mesleki eğitimin niteliğine de çok ciddi anlamda bir darbe vurdu. Bu açıdan bakıldığında, bizim meslek liseleriyle ilgili özel tedbirler almaya ihtiyacımız vardı.

Ama yine de burada şunu belirtmek istiyorum: Özellikle kademeli eğitimle ilgili düzenlemelerde daha çok tartışılan konulardan bir tanesi, mesleki eğitimin ikinci kademede başlatılacağına dairdir. Bu doğru değil. Biz, ikinci kademede seçimlik dersleri öngörüyor olmakla birlikte, hatta gerekiyorsa ve eğitimin niteliği icabı program yapmak mümkünse program yapmayı öngörmekle beraber, aslında mesleki eğitimi lise 2’den sonra, lise 2’den itibaren yapmayı öngörecek bir hazırlık içerisindeyiz. Nitekim, bu mesele öylesine esnek hâle getirilmiştir ki dünyanın pek çok ülkesinde artık standart, belirli bir mesleki kulvar oluşturulmamaktadır. Biz de onu yapacağız, yani elektrik ve elektronik türü bir mesleği seçtikten sonra veya mekatronik türü bir mesleki eğitimi seçtikten sonra, daha önceden olduğu gibi kesin kalıplar içerisinde bir eğitimi öngörmüyoruz. Bu sebepledir ki biz, Avrupa Birliğiyle uzun yıllardan beri yaptığımız çalışmalar sonunda, ünite esaslı mesleki eğitimi öngören bir çalışmayı da uygulamaya koymak üzereyiz. Yaklaşık 6 bine yakın üniteyi hazırladık, dijital ortamlarda kullanılabilecek hâle bile getirmiş vaziyetteyiz. Bu açıdan, öğrencilerin, özellikle mesleki eğitim alanların, sadece seçtikleri mesleki alanda değil, o mesleki alanı destekleyecek türden diğer mesleki alanlarla ilgili ihtiyaç duyulan üniteleri seçebileceği bir esneklik de getiriyoruz; başka bir ifadeyle, aslında eğitimin kademeleştirilmesi yapıda bir esneklik meydana getiriyorken, biz, kendi içinde sisteme de birtakım demokratikleştirecek unsurlar ekleyeceğiz. Bu açıdan bakıldığında, ikinci kademede ağırlıklı olarak seçimlik derslerin olduğu ve kısmen programların da kullanılabileceği ama lise seviyesinde ise giderek artan oranda mesleki eğilimlerin gerçekleştirileceği, ancak her ne olursa olsun ve hangi sınıfta olursa olsun mutlaka yatay geçişlerine de imkân veren bir düzenlemeyle ciddi anlamda eğitim sistemimizde demokratikleşmeyi ve esnekleşmeyi sağlayacağımızı ifade etmek istiyorum.

Bir başka düzenleme yapısal anlamda, yine, bakıldığında, eğitim yaşının değiştirilmesiyle ilgilidir. Bugüne kadarki uygulamalarımızda eğitimde yetmiş iki ay alt sınır olarak kullanılıyordu, dolayısıyla da yetmiş iki ay ila seksen dört ay arasındaki çocuklarımızı eğitime kabul ettiğimizi ifade etmeliyim ama fiilî bir uygulamadan size bahsetmek istiyorum. Yapılan yönetmelikler sebebiyle özellikle 72’nci ayını aralık ayının son gününde dolduracağı tespit edilen çocukların kayıtları eylül ayında yapıldığı için, biz, fiilen bugünkü eğitim sistemimizde altmış sekiz ay ila seksen dört ay arasında çocuklarımızı eğitime alıyoruz arkadaşlar. Bunu tekrar ediyorum: Altmış sekiz ila seksen dört ay arasındaki çocuklarımızı biz 1’inci sınıfa alabiliyoruz. Yaklaşık on altı aylık farkın olduğu bir eğitim sisteminden bahsediyorum ben. Hiç kimse bunu sorgulamadı şimdiye kadar. Okul idarecilerinin ve ebeveynlerin isteği ve zorlaması üzerine daha küçük aylardaki çocukları okula kabul etmelerini bu sürece dâhil etmiyorum. Şimdi, biz, eğitim sisteminde yaşı, yetmiş iki ayı üst sınır olarak belirleyeceğiz, en alt sınırsa altmış olacak. Bunun ikisinin arasındaki uygulamayı nasıl yapacağımızı daha sonra yönetmeliklerle belirleyeceğiz.

Bu açıdan bakıldığında biz, bir kere, aynı sınıfa kabul edeceğimiz çocukların yaş aralığını sınırlandırmış oluyoruz.

HURŞİT GÜNEŞ (Kocaeli) – Karar verin.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (Devamla) – Daha da önemlisi, çocuklarımıza, hayatlarında, eğitim için bir yıllık bir zaman da kazandırmış olacağız. Yine, daha da önemlisi, aldığımız çocukların eğitimiyle ilgili olarak, onların yaşına ve pedagojik özelliklerine uygun müfredatlar da hazırlayarak sunacağız. Bu konuda hiç kimsenin endişesi olmasın.

HURŞİT GÜNEŞ (Kocaeli) – Ne zaman? Niye biz bilmiyoruz?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (Devamla) – Tabii ki bu yapılan bütün değişikliklerin diğer altyapıları etkileyeceği de açık yani fiziki altyapıları ve derslik ihtiyacını yahut öğretmen ihtiyacını değiştireceği de çok açık.

Bu konularla ilgili birkaç şeyi hatırlatmak istiyorum çünkü biz tedbirlerimizi aldık, bunu defalarca söyledim, burada tekrarlamam gerekecek.

Çok değerli arkadaşlar, bir kere, okul öncesi eğitimde biz yüzde 100’e çıkmayı hedeflediğimiz için, zaten 2013 yılı sonuna kadar yüzde 100’e çıkacak şekilde okul öncesi eğitim binaları için kaynak ayırıyor ve yatırımlarımızı yapıyorduk. Öyleyse, bunun için bir değişiklik yapmamıza hiç gerek yok. İhtiyacımız belli, biliniyor; kaynaklarımız ona göre tanzim edilmiş. Hedefimiz belli, biliniyor; 2013-2014 yılı sonu.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Okul öncesi eğitimi burada düzenlememişsiniz ki Sayın Bakan.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (Devamla) – İkincisi: İlköğretimde hedefimiz yüzde 100 okullaşmaydı ve şu anda geldiğimiz nokta itibarıyla yüzde 98,7’deyiz. Bu açıdan bakıldığında, zaten ilköğretimde dersliğe ihtiyacımız yoktu ve yeni bir derslik için planlama yapmamız gerekmeyecek. Bu kanundan sonra, okullarımızı sadece ilkokul, ortaokul ve lise olarak ayırt edeceğiz ve yaş gruplarına göre yeniden okulların tasnifini yapacağız. İmkânlarımız elvermiyorsa -evet, kanun bize bir yetki veriyor- bazen ilkokulla birlikte, bazen de liseyle birlikte ortaokul açabileceğiz ama burada da şimdiden hazırlık yapıyoruz. Çocukların giriş çıkışları, oyun bahçeleri, eğitim katlarıyla ilgili ayrışmaları yapacak türden tedbirler için arkadaşlarımız harıl harıl çalışıyorlar. Öyleyse, biz, her yaş grubunun kendi fiziki mekânında eğitim almasına imkânımız elverdiğince çabalayacağız, imkânımızın elvermediği yerlerde ise bina içerisinde ayrışmalar sağlayarak bu tedbirlerimizi alabileceğiz.

Sadece ortaokullar için dersliğe ihtiyacımız olacak çünkü ortaokullar için bizim bütün stratejik planlarımız yüzde 90’a ulaşmak üzerineydi, yüzde 90’ı aşmak üzerineydi. Bu sebeple, bu uygulamada yüzde 100’e çıkacağımız için, artık bütün kız ve erkek çocuklarımızın tamamının on iki yıl süresince eğitim almaları zorunlu hâle geleceği için orada derslik ihtiyacımız ortaya çıkacak. Bunun için de zaten, derslik ihtiyacını kapatabilmek için iki tür tedbir öngörüldü.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (Devamla) – Peki.

Ben de teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teklifin tümü üzerinde şahsı adına söz isteyen Muharrem İnce, Yalova Milletvekili.

Buyurun Sayın İnce. (CHP sıralarından alkışlar)

MUHARREM İNCE (Yalova) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu teklif ilk gündeme geldiğinde “Teklif miydi, tasarı mıydı?” tartışması vardı ve Sayın Faruk Çelik çok güzel bir açıklama yapmıştı, “Neden bu tasarı olarak gelmedi?” dediğimizde, “Türkiye demokratik bir ülke, Bakanlar Kurulunun farklı görüşleri var yani buna karşı çıkan bakanlar var.” demişti. Biz de dedik ki: “Çocuklarımızın geleceği hakkında farklı sesleri, farklı bakanların farklı seslerini dinlemek isteriz. Niye bunlar konuşmuyor?” demiştik.

Yine, ilk hâlinde BDDK ve TMSF Başkanının görev süresine ilişkin düzenleme vardı. Sayın Ali Babacan dedi ki: “Benim haberim yok.” Sonra, hatta, “Başbakanlık bürokratları benden özür dilediler.” dedi.

Yine, teklifin ilk hâlinde ilk 4’ten sonra açık öğretim söz konusuydu. Sonra bu, önergelerle komisyonlarda değişti.

Komisyon görüşmesinin “yok” hükmünde olduğunu herkes biliyor; Sayın Nabi Avcı da biliyor, Sayın Çiçek de biliyor. Türkiye bir hukuk devleti olsa, Çankaya’da oturan zat Türkiye'nin Cumhurbaşkanı olsa, AKP’nin Cumhurbaşkanı olmasa, bunu elinin tersiyle iter zaten. “Kardeşim, bu hazırlık aşamasında tam bir hukuksuzluk vardır; milletvekilleri orada görüştürülmemiştir, komisyon aşaması yapılmamıştır. Alın bunu Meclise geri gönderin.” der. Ama Cumhurbaşkanı olacak, milletin Cumhurbaşkanı olacak; AKP’nin sıcak siyasetini yüreğinde hissetmeyecek.

Anayasa Mahkemesi gerçekten Anayasa Mahkemesi olsa, sizin mahkemeniz olmamış olsa, bu, oradan da dönecektir. Bundan da hiç kuşkum yok. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Sayın Cemil Çiçek evrak memurudur, evrak memuru. Cumhuriyet Halk Partisi olarak Sayın Cemil Çiçek’i tanımıyoruz artık. Bunu herkes böyle bilsin, biz bunu tanımıyoruz. (CHP sıralarından alkışlar) Şehir şehir geziyor. Anayasa’da Türkiye konuşuyormuş! Ne Türkiye konuşması? Sen daha Büyük Millet Meclisinde milletvekillerinin konuşma hakkını savunmamışsın. Yere düşen arkadaşıma tekme atmış bir AKP’li milletvekili, sen arayıp bir “Geçmiş olsun.” dememişsin. Ne Meclis Başkanlığından bahsediyorsun, evrak memurunun da ötesindesin.

Değerli arkadaşlarım, Mecliste zorbalık hüküm sürmüş, Meclis Başkanı gıkını çıkaramıyor. Gözünü koltuk doyursun Sayın Çiçek, gözünü koltuk doyursun. Otuz senedir milletvekilisin, Meclis Başkanısın, Başbakan Yardımcısısın… Ne olmayı bekliyorsun daha ya, ne olacaksın daha? Bırak onları da bir kere devlet adamı ol, hepsini bir kenara bırak.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Sayın Başkan, kendisi yok burada. Kendisi yok burada, hakaret ediyor.

ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) – Gelsin.

MUHARREM İNCE (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, frak giymeyle Meclis Başkanı olunmaz. Meclis Başkanı milletvekillerinin hakkını, hukukunu savunacak.

Bakın, yine Sayın Arınç’ın, geçmişte muhalefet milletvekiliyken temel kanun yapılırken söylediklerini söylüyorum. Sayın Arınç bu kürsüye geliyor ve şöyle diyor: “Beş dakikada Beşiktaş kanunu bunlar. Temel kanun bunlar, ham hum şorolop.” İşte, Sayın Arınç’ın deyimiyle ham hum şorolop kanunudur bunlar, beş dakikada Beşiktaş kanunudur bunlar.

Sivil toplum karşı, üniversiteler karşı, eğitim fakülteleri karşı, muhalefet karşı. Geleceğimizi konuşuyoruz, çocuklarımızı konuşuyoruz, sadece sizin çocuklarınızı değil bizim çocuklarımızı da konuşuyoruz, TRT 3 yayını yok. TRT neyi konuşuyor? Cinleri konuşuyor TRT, cinleri. TRT cinleri konuşuyor ama eğitim tartışmalarını vermiyor.

Defalarca sorduk: Sekiz yıllık kesintisiz temel eğitimin zararlarını açıklayan bilimsel bir rapor var mı? Hangi üniversite, hangi bilimsel kuruluş? Bunu koyun önümüze biz de görelim. Böyle bir raporu hiçbiriniz yapamadınız. On beş yıl olmuş bu sisteme geçileli, on yılı size ait. Niye düzeltmediniz on yıldır?

Bakınız, Millî Eğitim Bakanlığının bütçesi 38 milyar, 4+4+4’e harcanacak para 20,7 milyar. Ya, nasıl, nereden geldi bu para? Nereye harcayacağız bunu? On beş yıldır niye böyle yaptık?

Sayın Hüseyin Çelik geldi, “SBS üç tane olacak, ben bir reform yapıyorum.” dedi. Ardından Sayın Nimet Çubukçu geldi, “SBS bir tane olacak, ben de reform yapıyorum.” dedi. Ardından gelen SBS’yi kaldırdı, “Ben de reform yapıyorum.” dedi. Aynı öğretmen, aynı bina, aynı para, aynı laboratuvar, aynı kütüphane; üç SBS yapmak da reform, bir SBS yapmak da reform, SBS’yi kaldırmak da reform.

Değerli arkadaşlarım, şimdi, bürokratlarla da çalışmıyorsunuz. Biri geliyor, bütün bürokratları kovalıyor; öbürü geliyor, o da bütün bürokratları kovalıyor.

Sayın Hüseyin Çelik sözleşmeli öğretmenliği bir model olarak sunmuştu, Türkiye’de eğitimin önünü açacak bir model olarak sunmuştu. Bugün, bundan da vazgeçtik. İlköğretim bizim ortak değerimizdir, bizi biz yapan değerdir. Müfredatlar bir ulusun en stratejik araçlarıdır, Anayasa’dan daha önemlidir. Siz bizim ortak değerimizi bölüyorsunuz bu akşam.

Sizin dokuz yaş takıntınızı anlamış değilim. Bu dokuz yaşa neden takıntılısınız, doğrusu, ben bunu anlamış değilim. Dokuz yaşında yönlendirme dünyanın hangi memleketinde varmış, bir babayiğit gelsin, bu kürsüden bunu anlatsın. Çocuk işçilik geliyor.

50 bin sınıf öğretmeni açığa çıkıyor. Buna “Evet.” dediğiniz takdirde 50 bin sınıf öğretmenini ne yapacaksınız? O 5’inci sınıftaki öğretmenleri nasıl istihdam edeceksiniz? Sayın Bakan gelsin, burada bana bunu anlatsın.

Bu yasayla birlikte rantiye geliyor, rantiye. Milyarlarca doları Kamu İhale Kanunu kapsamı dışına çıkartıyorsunuz. Mama var burada, para var burada, rantiye var burada.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Hiç boşuna uğraşma!

MUHARREM İNCE (Devamla) – Yine, fen lisesi öğrencilerini ortaöğretim başarı puanıyla mahkûm ediyorsunuz. Türkiye’nin en nitelikli çocuklarını bununla mahkûm ediyorsunuz.

Yine, siz, bu kanunla YÖK’ün yetkilerini artırıyorsunuz. Okul birincilerinde seçme hakkını YÖK’e veriyorsunuz. Bu yazıktır, günahtır! Bu kürsüde, 22’nci Dönemde, 23’üncü Dönemde ta ki siz YÖK’ü ele geçirene kadar bu YÖK’ü yerden yere vurdunuz. Ne zaman aslan gibi adamlarınızı yerleştirdiniz, hadi söylesin de yapmasın bakalım dediğiniz emir erlerinizi YÖK’e atadınız, YÖK’ü fethettiniz, kuşattınız, şimdi YÖK’ün yetkilerini artırıyorsunuz.

Beş yaşında çocukları nasıl okula göndereceğinizi gelin açıklayın. Altıyla on dört yaşındaki çocuklar aynı binada olamaz diyorsunuz ama beşle on üçü aynı binaya koyuyorsunuz, dokuzla on yediyi aynı binaya koyuyorsunuz.

Türkiye’nin pek çok vilayetinden şu anda insanlar Ankara’ya gelmek istiyor, öğretmenler protesto etmek istiyor. Vergi borcu olana seyahat özgürlüğü tanıyorsunuz, öğretmenleri polis copuyla Manisa’da, İzmir’de, Malatya’da, Türkiye’nin pek çok vilayetinde… O valilere sesleniyorum: “Gün gelir hesap döner, sakın bunları yapmayın. Bu hesabı verirsiniz. Adam olun, devletin valisi olun.” diyorum onlara da. (CHP sıralarından alkışlar)

Biz Tandoğan Meydanı’nda toplantı yapacağız. Dün Büyükşehir Belediyesinin ekipleri gelmiş, ellerinde tak tak tak bizim afişlerimizi kesiyorlar. Kimsiniz siz ya? Derebeyi misiniz siz? Padişah mısınız siz? Diktatör müsünüz siz? (CHP sıralarından “Derebeyi, derebeyi” sesleri) Kimsiniz siz?

Size şunu söyleyeceğim: Gün gelecek sizi ne sayısal çoğunluğunuz kurtaracak ne de sırtınızı sıvazlayan Obama kurtaracak. Hepiniz bugünü, bu hesabı vereceksiniz. Bundan hiç kuşkunuz olmasın.

BÜLENT TURAN (İstanbul) – Asacak mısınız?

MUHARREM İNCE (Devamla) - Siz güzel bir senaryo uyguluyorsunuz. Senaryo şu: 28 Şubatta bir mağduriyet olmuş, şimdi bunu gideriyoruz. Bu palavra. Bu ülkede, bu topraklarda sekiz yıllık eğitim tartışması 1950’lilerden beri yapılıyor. 70’li yıllarda 16 vilayette, 20 okulda sekiz yıllık kesintisiz eğitim yapıldı.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – O talimatı generaller verdi, generaller.

MUHARREM İNCE (Devamla) - Bu, bu ülkenin altmış yıllık bir hayaliydi. Siz numaradan bir siyaset çıkarmaya çalışıyorsunuz. Pedagojik bir tartışmayı tabanınıza mesaj vermek için ideolojik olarak yapıyorsunuz.

“Dershaneler kapatılacak.” diyor Başbakan, sabahleyin Sayın Arınç “Kapatılmayacak.” diyor. Eğitimi sıcak siyasetin konusu yaptınız.

Değerli arkadaşlarım, vergi oranlarında anlaşamayabiliriz, bürokrat atamalarında anlaşamayabiliriz, maaş zammında anlaşamayabiliriz ama eğitimde anlaşmalıyız. Benim size son sözüm şu olsun: Çakma usta değil, gerçek usta Nazım Hikmet’in dizeleriyle son vereyim sözlerime.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Hadi canım sen de!

MUHARREM İNCE (Devamla) – “Koşuyor altı yaşında bir oğlan,/ Uçurtması geçiyor ağaçlardan,/ Siz de böyle koşmuştunuz bir zaman./ Çocuklara kıymayın efendiler./ Bulutlar adam öldürmesin.”

Hepinize teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın İnce.

Şimdi yirmi dakika süreyle soru-cevap işlemi yapılacaktır.

Sayın Sakık, Sayın Doğru, Sayın Türkkan, Sayın Topçu, Sayın Erdoğan, Sayın Özensoy, Sayın Öz, Sayın Çınar, Sayın Yılmaz, Sayın Erdem, Sayın Torlak, Sayın Halaçoğlu, Sayın Halaman, Sayın Şimşek, Sayın Kürkcü, Sayın Tuncel, Sayın Eyidoğan, Sayın Işık, Sayın Serindağ, Sayın Tanal, Sayın Erdoğdu, Sayın Atıcı ve Sayın Çelebi sisteme girmişlerdir.

Sayın Sakık

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Yok.

BAŞKAN – Sayın Doğru, buyurun.

REŞAT DOĞRU (Tokat) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Başta büyükşehirler olmak üzere ülkemizdeki bütün okullarda madde kullanımı gittikçe artmaktadır. Okullarda uyuşturucu maddelerle mücadele için Avrupa’da uygulanan ESPAD projeleri yıllardan beri ülkemizde uygulanmamaktadır. ESPAD projeleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Uygulamayı yapacak mısınız?

İkinci soru olarak: Okullarda öğrencilerimizin en büyük başarısızlık sebebi İnternet bağımlılığı ve bilgisayar oyunlarıdır. İnternet’e giren öğrencilerin neredeyse tamamı İnternette oyun oynuyorlar. Güvenli İnternet kullanımı henüz uygulanmamışken, öğrencilere tam anlatılmamışken tablet bilgisayarlar dağıtılacaktır. Bu tablet bilgisayarlar başarısızlığı artırmayacak mıdır? Bunu öğrenmek istiyorum.

Teşekkür ederiz.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Türkkan…

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Sayın Bakanım, 4+4+4 ile sınıf öğretmenlerinin yaklaşık yüzde 20’si okullarda boşa çıkacaktır. Özlüklerine zarar vermeden bu problemi nasıl çözmeyi düşünüyorsunuz?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Topcu

ZÜHAL TOPCU (Ankara) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakan, on iki yıllık zorunlu eğitimden ayrılmak zorunda kalan öğrencilerin durumları ne olacak? Onunla ilgili herhangi bir proje geliştirdiniz mi? Çünkü şu anda, ilkokul mezunu olan yani ilköğretimi bitirmemiş olan ve ehliyet almak isteyen büyük bir kitle mağdur, sürekli olarak sorunlarını dile getiriyorlar ama bir çözüm üretilemedi. Yarın, on iki yıllık zorunlu eğitimde de eğitimlerini yarım bırakanların bu gibi durumlarla muhatap olması durumunda ne gibi bir öneri düşünüyorsunuz?

Bir de, özellikle bu çocukları yönlendirmede, izleme ve değerlendirmede nasıl bir sistem geliştireceksiniz? Bunlar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bir de, seçmeli dersler konusunda, demin konuşurken de vurguladınız ama ben yine tekrar…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Erdoğan…

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakan, Millî Eğitim Bakanlığı teşkilat kanununu kanun hükmünde kararnameyle değiştirdiniz. Bu kanun hükmünde kararnameyle bütün üst düzey bürokratların da görevine son verdiniz. Yeni kadronuzu kurarken, eğitimci olmayan kaç kişiyi Millî Eğitim Bakanlığı üst yönetimine müsteşar, müsteşar yardımcısı, genel müdür olarak atadınız? İktidarınızın yeni eğitim felsefesi “Eğitim, eğitimcilere emanet edilemeyecek kadar önemlidir.” noktasına mı gelmiştir?

İkinci sorum: Sayın Bakan, bu kanunla imam-hatiplerin orta kısmını mı açmak istiyorsunuz yoksa Obama’ya verdiğiniz, Ruhban Okulunu açma sözünü mü yerine getirmek istiyorsunuz?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Özensoy…

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, sınavlarda okullar arası başarı farklılıkları sizi rahatsız etmiyor mu? Ediyorsa, on yılda niye bir arpa boyu yol alamadınız? Almak istediniz de kapasiteniz mi yetmiyor?

Sayın Dinçer, bu yasa teklifinin partide hazırlandığını ve sizin bürokrat desteği verdiğinizi açıklamıştınız. Bu teklife adapte olabildiniz mi?

On yılda öğretmenlerin hizmet içi eğitimlerinde ne kadar yol aldınız?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Öz…

ALİ ÖZ (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Bakan, eğitim sisteminde yapacağınız bu değişiklik işsiz öğretmenleri atama, eğitimde fırsat eşitliği, sınıflarda öğrenci sayısında azalma, öğretmenlere performans değerlendirmesine ait maaş artışı veya meslekte ilerleme, öğretmeni teşvik anlamında bir şey getirecek mi?  Bu değişiklikle amaçlanan eğitim programı bu fiziki şartlarda uygulanabilecek mi?

Bir diğer sorum da: Anadolu’da çoğu köylerimizde, hâlâ, birinci ve üçüncü sınıfların, bazı yerlerde dördüncü sınıfların tek derslikte ve aynı öğretmende eğitim yapması sorununu bu değişiklik çözecek mi?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Çınar…

EMİN ÇINAR (Kastamonu) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Bu yeni yapılan düzenlemeyle, Türkiye genelinde kaç tane okulda ilkokulların ve ortaokulların beraber okutulmasını planlıyorsunuz?

Yine bir diğer sorum: Yine bu düzenlemeyle, Türkiye genelinde kaç tane okulda ortaokul ve lisenin beraber okumasını planlıyorsunuz?

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Yılmaz…

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakan, OKS’den SBS’ye geçerken “Öğrencilerin muhakeme ve yorum yapma yetenekleri gelişecektir.” diyordunuz, geliştirebildiniz mi? Geliştirdiyseniz, niye sistemi üç yılda değiştirme gereği hissettiniz?

İkinci sorum: SBS sıralamalarını niye yayınlamıyorsunuz? İller arası başarı farklarının gün yüzüne çıkmasından mı korkuyorsunuz? SBS’de Adana ilimiz kaçıncı sıradadır?

Üçüncü sorum: Norm kadro uygulamasını seçmeli derslerde nasıl çalıştıracaksınız? 4+4+4 ile kaç tane yeni okula ihtiyacımız olacak?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Erdem…

ENVER ERDEM (Elâzığ) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakan, bu düzenlemeyle kaç sınıf öğretmeni norm fazlası durumuna düşecektir? Kaç tane branş öğretmenine ihtiyaç ortaya çıkacaktır? Branş öğretmeni açığı sorununu ücretli öğretmenlerle mi çözeceksiniz? Ortaya çıkacak bu sorununun çözümüne ilişkin Hükûmetinizin ve Millî Eğitim Bakanı olarak sizin bir çözüm planınız var mı yoksa sorunun çözümünü bürokratlara, yani vali veya kaymakamlara mı bırakacaksınız?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Torlak…

D. ALİ TORLAK (İstanbul) – Sayın Bakan, teknoloji destekli eğitim vermeye çalışan bir sistemde bilgi teknolojileri dersinin seçmeli ders yapılması sizce bir çelişki değil midir?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Halaçoğlu…

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Teşekkür ederim Başkan.

Sayın Bakan, imam-hatiplerin ortaokul kısmının açılacağı belirtiliyor. İmam tayini yine imam-hatip lisesi mezunlarından mı atanacak yoksa bunlar için bir yüksekokul açmayı düşünüyor musunuz?

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Halaman

ALİ HALAMAN (Adana) – Başkanım, teşekkür ediyorum.

Ben şöyle bir soru soruyorum: Keşke bu kanun yürürlüğe girdiğinde fiziki şartların oluşumu, alım satımı mevcut olan Kamu İhale Kurumu dışına çıkartılmasaydı. Yoksa özel bir şey mi var?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Sayın Şimşek…

CEMALETTİN ŞİMŞEK (Samsun) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakanım, kamuoyunda “4+4+4” diye bilinen 199 sıra sayılı teklifin ikinci kademesinde imam-hatip okulu dışında eğitim gören çocuklarımızın da yeterli dinî eğitim alması gerekmez mi? Yoksa AKP, aynı kuşak çocuklarımıza da aynı pedagojik formasyon vererek, etnik yapı ve mezhepsel yapı üzerinden yaptığı gibi bir bölücülük de millî eğitim üzerinden yaratarak çıkar sağlamayı mı hedefliyor? İmam-hatip dışında okuyan çocuklar bizim çocuklarımız değil mi?

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Kürkcü… Yok.

Sayın Tuncel… Yok.

Sayın Eyidoğan, buyurun.

HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) – Sayın Başkan, evden eğitim yoluyla okuldan soyutlanan bir çocuk için eğitim, toplumsallaşmanın önüne engel koymak demektir. Bizde demokratik aile yapısı hâlâ çok gerilerde bulunmaktadır. Çocuk istismarının oldukça fazla olduğu ülkemizde çocukları hangi aile yapısına teslim edeceğimizi düşünmek gerekir. Aile yapılarımızın bilinç seviyesi buna yeterli midir? Aile, anne, baba demek, çocuk için en iyi, doğru, bilimsel ve en gerçekçi olanı biliyor olmak demek midir?

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Işık…

ALİM IŞIK (Kütahya) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakan, bilindiği gibi, Sayın Başbakan uçakta üniversite giriş sınavının kaldırılacağı yönünde bir açıklamada bulundu. Bu kanunda böyle bir hüküm bulunmamakta. Acaba bu kanun görüşmeleri sırasında Sayın Başbakanın bu talebini de yerine getirebilecek misiniz?

İki: Bu kanun teklifi içinde Kamu İhale Kanunu’nda değişiklik yapılmasına neden ihtiyaç duyulmuştur? Kamu İhale Kanunu kapsamı dışına çıkartılan ne miktarda bir satın alma bu kanunla gerçekleştirilmiş olacaktır? 

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Sayın Serindağ

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, Sayın Bakan Komisyondaki sunuşunda ikili öğretime son verilemediğini, sınıf mevcutlarının 30’a çekilemediğini, bilgisayar destekli eğitimin gerçekleştirilemediğini, okullarda bir yabancı dil öğretilemediğini, rehberlik servislerinin güçlendirilemediğini ve bu nedenle sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitimden vazgeçmek gerektiğini ifade etti.

Şimdi, Sayın Bakana herkesin huzurunda soruyorum: İkili eğitime son verilemediyse, derslik sayısı yeterli artırılamadıysa, sınıf mevcutları 30’a çekilemediyse, yabancı dil öğretmeni atamamanız nedeniyle çocuklara yabancı dil öğretilemediyse, rehberlik servislerine yeteri kadar rehber öğretmen atamamanız nedeniyle rehberlik servisleri…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Serindağ.

Sayın Bakanım, buyurun.

Süreniz on dakikadır.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Bakan tarafından soru anlaşılmadı Sayın Başkan yani Bakanın sağlıklı bilgi vermesi iyi olur.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) – Sayın Başkan, sorumu yarım kestiniz, bu size yakışmadı. Sorumun hiç olmazsa bitişini bekleseydiniz.

BAŞKAN – Sayın Bakanım, bir saniye, Sayın Serindağ sorusunu sorsun.

Buyurun Sayın Serindağ.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Tabii, soru kesintiye uğrayınca havası kaçtı. (Gülüşmeler)

Sayın Bakana şunu soruyorum: Yeteri kadar rehber öğretmen görevlendirilmediği için rehberlik servisleri gereken işlevi yapamadıysa bunun sorumlusu sistem midir yoksa sayın millî eğitim bakanları mıdır?

Sayın millî eğitim bakanları sekiz yıllık zorunlu, kesintisiz eğitimin başarıya ulaşmaması için özellikle mi bu şekilde davrandılar?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Bakan, buyurun.

Süreniz on dakikadır.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) – Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Mademki siz bir hak verdiniz, ben son sorudan cevap vermeye başlayayım.

Çok değerli arkadaşlar, gerçekten de, Türkiye’de özellikle eğitim sisteminin altyapısının oluşturulmasıyla ilgili AK PARTİ Hükûmeti ve benden önceki bakanlarımız çok önemli çabalar ortaya koydular. Az önce sizin tek tek sıraladığınız hususlarla ilgili ayrıntılı bilgi vermek isterim ama o zaman diğer milletvekillerimize haksızlık olacak.

Birkaç şeyi söylemek istiyorum: AK PARTİ İktidarından önce derslik başına öğrenci sayısı, Türkiye ortalaması olarak söylüyorum, yüzde 36. Okullaşma oranları artmış olmasına rağmen, ortaöğretimde yüzde 50’den yüzde 69’a çıkmasına rağmen, ilköğretimde yüzde 90’dan yüzde 98,5’e çıkmasına rağmen, ana okulunda okullaşma yok denecek kadar azken yüzde 67’ye çıkmasına rağmen bugün derslik başına öğrenci sayımız 31; dolayısıyla benden önceki bakanlarımızın neyi yaptığını buradan ifade etmek mümkün.

İkincisi, yine aynı dönemlerle ilgili tüm okular içerisinde bilgisayar laboratuvarına sahip olan okul oranı yüzde 5’ler civarındayken bugün sekiz dersliğin üzerindeki bütün okullarımızda bizim bilgisayar laboratuvarımız var, dolayısıyla bunları da yine o haneye koyun lütfen.

Bu açıdan bakıldığında, normal şartlarda, geçtiğimiz dönemde eğitim sistemine gerek fiziki altyapı olarak gerek bilgi ve donanım olarak gerekse müfredatta yapılan değişiklikler olarak bakıldığında aslında millî eğitim bakanlarının bu konuda ne kadar başarılı olduğunu göreceksiniz.

1997 yılından 2002 yılına kadar okullaşma oranlarındaki artış yüzde 1’i bile bulmuyor ama 2003 yılından itibaren -sizin az önce ifade ettiğiniz bakanların her birisinin döneminde- okullaşma oranları yüzde 1’in üzerinde…

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) – Sizin sözleriniz, benim değil.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) - …kızların okullaşma oranları yüzde 1,5’un üzerinde. Bu açıdan bakıldığında, hem sistemi iyi çalıştırma konusunda hem de bizatihi, şahsi olarak çalışma konusunda AK PARTİ’li bakanların ne kadar başarılı olduğunu teyit edecek çok bilgiye sahibiz biz.

OKTAY VURAL (İzmir) – Onun için mi görevden alındılar, başarılı oldukları için.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) – Başka bir şey daha söyleyeyim: Özellikle Kamu İhale Kanunu’yla alakalı düzenlemelerde arkadaşların çok yanlış bir algı içerisinde olduklarını görüyorum. Kamu İhale Kanunu kapsamının dışına çıkıyor olmak demek yapılacak ihalelerin kanunsuz ve serbest yapılacağı anlamına gelmez; o işin özelliğine ve teknolojik yapısına göre kendi hukuki mevzuatı içerisinde yapılacak bir düzenlemeyi içerecek anlamına gelir. Nitekim orada kanun hükümlerine baktığınızda bununla ilgili hukuki mevzuatın nasıl düzenleneceği ve nasıl yapılacağı açıkça ifade edilmiştir. Daha da önemlisi, aslında o mevzuat olduktan sonra ihaleler şeffaf bir şekilde yapılacak, bütün kamuoyu da bunu görecektir. O açıdan bakıldığında, bu yapılan düzenlemenin sadece o işin özelliğiyle alakalı olduğu ve yaptırma yöntemini içereceğini ifade etmek bence isabetli olur.

Çok değerli milletvekilleri, öncelikle, bu uyuşturucu kullanımı ve İnternet bağımlılığıyla ilgili olarak şunu ifade etmem lazım: Tabii ki bu konu bizim çocuklarımız için gerçekten ciddiye almamız gereken bir konudur ve bu konuda bize yapılacak her türlü teklifi de kullanmaya hazır olduğumuzu, değerlendirmeye hazır olduğumuzu ifade edeyim. Ama zaten bu zamana kadar biz hem uyuşturucu kullanımıyla alakalı hem de teknoloji bağımlılığıyla alakalı özel projeler yürütüyoruz, bunlardan bir kısmını Avrupa Birliğiyle beraber, bir kısmını İçişleri Bakanlığımızla beraber, bir kısmını da sivil toplum örgütleriyle birlikte yürütüyoruz. Bu açıdan bakıldığında, bugüne kadar kendi potansiyelimizi azami derecede değerlendirerek konu hakkında tedbir almaya gayret ettiğimizi ifade etmek istiyorum.

Yine bir başka tereddüt edilen konu: Çokça öğretmen açığının ortaya çıkıp çıkmayacağıyla ilgili veya öğretmen alımıyla alakalı. Çok  değerli arkadaşlar, bizim şu anda açığa çıkacak öğretmenlerimiz olmayacak, bundan asla endişe etmemelisiniz. Bizim sınıf öğretmenlerimiz dâhil, şu anda istihdam ettiğimiz bütün öğretmenleri istihdam edebilecek kapasite ve potansiyelimizin olacağını, hele hele okullaşma oranlarının artmasıyla, yaşın da bir yaş öne gelmesiyle sınıf öğretmenleriyle ilgili bir tereddüdün ortaya çıkmaması gerektiğini açıkça ifade edeyim ama onun ötesinde, özellikle alan öğretmenleriyle ve yeni ihtiyaç duyacağımız öğretmenlerle ilgili mesele Hükûmetin Millî Eğitim Bakanlığına vereceği kadroyla alakalıdır. Şu anda da bizim zaten öğretmen açığımız vardır, bu herkes tarafından bilinmektedir. Şunu herkes kabul etmeli ki öğretmen açığını kapatabilmek için Hükûmetimiz kaynaklarını yine azami derecede kullanıyor, kadro tahsisini yapıyor ve biz de o doğrultuda öğretmen almaya çaba sarf ediyoruz. Bunun en belirgin örneği ise şudur: Tüm cumhuriyet tarihi boyunca, 2002 yılına geldiğimizde, toplam öğretmen sayımız 554 bin kişi iken biz, daha sonra, hükûmetlerimizin verdiği kadrolarla yaklaşık 320 bin civarında öğretmeni kadromuza dâhil ettik ve dolayısıyla tüm cumhuriyet tarihi boyunca ulaştığımız öğretmen sayısının yüzde 60’ından fazlasını sekiz yıllık süre içerisinde aldık. Bu açıdan bakıldığında, bizim ayırdığımız kadrolarla alakalı hiç kimsenin eleştiri yapmaya hakkı yok. Önceki hükûmetlerle mukayese edildiğinde, hele hele 2009, 2010, 2011 yıllarında tahsis edilen öğretmen kadrolarına bakıldığında, çok ciddi anlamda Hükûmetin çaba sarf ettiğini ifade etmek mümkün olur.

Onun dışında, özellikle ortaöğretimlerle ilgili, imam-hatip okullarının açılıp açılmayacağıyla ilgili sorular soruluyor. Yani bunları siz de biliyorsunuz, defalarca söyledik. Eğitim sistemi demokratikleştikçe ve esnekleştikçe bu ülkede yaşayan herkes, hangi etnik yapıda olursa olsun, hangi dinî yapıda olursa olsun, hangi tür eğitim ihtiyacını duyan bir alanda bulunursa bulunsun, hepsi bu esneklikten ve demokratikleşmeden azami derecede yararlanacak. Eğitim sistemimiz, şükürler olsun ki tüm dünyada olduğu gibi esnek bir hâle gelecek ve bu açıdan bakıldığında da…

OKTAY VURAL (İzmir) – Açıkça söyleyin bunu.

ENVER ERDEM (Elâzığ) – Açıkça söyleyin.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) – Çok açıkça söylüyorum. Hiç merak etmeyin…

OKTAY VURAL (İzmir) – Merak edeceğiz tabii.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) – … imam-hatip okulları da bundan azami derecede yararlanacak.

ENVER ERDEM (Elâzığ) – Ama niye söylemediniz bunları konuşmanızda?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) – Dolayısıyla, herkes için, demokrasiyi herkes için istiyoruz bu ülkede, sizin için de, bizim için de, bu ülkede vatandaş olan herkes için istiyoruz. Dolayısıyla…

OKTAY VURAL (İzmir) – Kürtçeyi eğitime sokacak mısın sokmayacak mısın, söyle bunu.

ENVER ERDEM (Elâzığ) – Ruhban Okulunu niye söylemiyorsunuz?

OKTAY VURAL (İzmir) – Ruhban okulunu açacak mısın açmayacak mısın, bunu söyle.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) - Ruhban Okuluyla ilgili düzenleme bizim eğitim sistemiyle ilgili değil biliyorsun değil mi, o ayrı bir konu. Dolayısıyla, onu yeri geldiği zaman sorarsınız.

OKTAY VURAL (İzmir) – Ya, ya, ya! Bunu demediniz mi siz “açacağız” diye?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) - Bunun ötesinde, özellikle fiziki yapıyla ilgili tekrar tekrar soruluyor “Ne kadar okula veya dersliğe ihtiyaç var?” diye. Defalarca ben bunu tekrarlamıştım, söylüyorum...

OKTAY VURAL (İzmir) – Bu millet böyle çok etnikli bir millet olarak tanımlanamaz. Millî eğitimin temelini bir öğrenin.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) - Bizim yaklaşık 160 bin dersliğe şu anda bile ihtiyacımız var. Dolayısıyla, eğitimde okullaşma oranlarına paralel olarak biz sürekli olarak bunu yapıyoruz. Okullaşma oranının artırılmasıyla paralel olarak ihtiyacın artmasına yönelik olarak da özellikle kamu-özel ortaklığı gibi, kiralama yöntemi gibi pek çok yeni yöntemle fiziki altyapıyı tamamlayacak düzenlemeler yapıyoruz. Dolayısıyla, önceki yıllardan daha hızlı bir şekilde altyapımızı tamamlayacağız.

Yine bu kanunda yapılan bir düzenleme de bize dört yıl gibi bir süre vermektedir çünkü bu kanun düzenlemesinde ortaokuldan liseye geçişi yüzde 100 olarak tanımlamakta ve bunun için de dört yıllık bize bir süre vermektedir. Bu da ihtiyaç duyduğumuz öğretmenlerin temininde ve dersliklerin temininde zaman kazandıracaktır. Hemen şunu ifade etmeliyim ki şu anda ortaokuldan liseye geçiş oranlarımız yüzde 85 civarındadır, kanun çıktıktan sonra bunu yüzde 100 olarak uygulamaya başlayacağız ve dört yıl sonra tüm lise seviyesinde okullaşma oranı yüzde 100’e çıkacak.

İhale Kanunu’yla alakalı bir başka hususu belki hatırlatmam lazım, tekrar soru olmuştu. Normal sürede, İhale Kanunu’yla alakalı, özellikle teknolojik yatırımlarda yatırım yapıldıktan sonra üç yıllık bir ihale süresi maalesef finansman yöntemi olarak kullanmamıza izin vermiyor, o süreyi artırıyoruz ve bir de ihale yapmayla ilgili süreç de çok uzun zaman alıyor. Bilişim teknolojilerinde bu uzun zamanlar temin etmek için mahzurlar doğuruyor, bu süreleri kısaltan düzenlemeler yapılacak.

Yine, başka bir soruda, aynı derslikte birden çok sınıf olduğundan bahisle, bunlara dair değerlendirme soruluyordu. Çok değerli arkadaşlar, aynı derslikte birden çok sınıfın ders alması meselesi, aslında eğitim sistemine çok aykırı bir mesele değil. Dünyanın pek çok ülkesinde, istisnai olarak, aynı derslikte birden çok sınıfın ders aldığı yapı vardır. Bunu belirleyen husus, öğrenci sayısı, bulunan yerin ekonomik şartlarıyla ilgilidir. Bu açıdan bakıldığında, biz Hükûmet olarak elimizden geldiğince bu sayıyı azaltmaya çalışıyoruz. Nitekim, bu sayı, yanlış hatırlamıyorsam, yanlışsa düzeltirim daha sonra, yüzde 8’in altına düştü diye ben biliyorum toplam eğitim yapımız içerisinde. Bu açıdan bakıldığında, aynı derslikte birden çok sınıfın olmasını lütfen sorun olarak görmeyin. Önemli olan, o çocuğun yeterince eğitim alıp almadığı meselesidir ve burada ciddi bir mahzur oluşturmamaktadır.

BAŞKAN – Sözlerinizi tamamlayınız Sayın Bakan lütfen.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) – Son soru, cevaplandırayım, BT derslerinin seçmeli hâle getirilmesi. Çok değerli arkadaşlar, artık, bizim çocuklarımız, okullara bilgisayarı kullanmayı öğrenerek geliyorlar. Bilgisayar kullanmayı öğrenmek için ayrıca ders almaya ihtiyacımız yok. Onun yerine biz, BT ve tasarım dersleri koyduk. Tasarım derslerini veriyoruz, eğer bilgisayar kullanmasını da bilmiyorsa burada da öğreniyor zaten. Bu açıdan bakıldığında, hiç merak etmeyin, çocuklarımızın kabiliyeti, kendinden öncekilerden çok daha iyi bu noktada. Biz, analizler yapıyoruz, bu analizler doğrultusunda, hangi derslerin seçmeli, hangilerinin zorunlu olacağının kararını veriyoruz.

Ben, sorularına cevap veremediğim milletvekili arkadaşlarım için özür diliyorum, sürem yetmedi, onları yazılı olarak cevaplandıracağım.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Teklifin tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunacağım ancak maddelerine geçilmesinin oylamasının açık oylama şeklinde yapılmasına dair bir önerge vardır, önergeyi okutup imza sahiplerini arayacağım.

Okutuyorum:

TBMM Başkanlığına

Oylamanın İç Tüzük 143’e göre açık olarak yapılmasını arz ederiz.

Mehmet Akif Hamzaçebi?

Binnaz Toprak?

Muharrem İnce? Burada.

Veli Ağbaba? Burada.

Ali Serindağ? Burada.

Haydar Akar? Burada.

Mehmet Kesimoğlu? Burada.

Hasan Ören? Burada.

Volkan Canalioğlu? Burada.

Mehmet Şeker? Burada.

Ferit Mevlüt Aslanoğlu? Burada.

Mahmut Tanal? Burada.

Kazım Kurt? Burada.

Kemal Değirmendereli? Burada.

Candan Yüceer? Burada.

Sedef Küçük? Burada.

Haluk Eyidoğan? Burada.

Ramis Topal? Burada.

Selahattin Karaahmetoğlu? Burada.

BAŞKAN – Açık oylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

İki dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, 199 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin maddelerine geçilmesine dair açık oylama sonucu:

 

“Kullanılan oy sayısı       :               390

  Kabul                             :               289

  Ret                                 :               101  (x)

 

                Kâtip Üye                                Kâtip Üye

Muhammet Rıza Yalçınkaya             Bayram Özçelik

                   Bartın                                     Burdur”

Şimdi birinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz.

Birinci bölüm 1 ilâ 13’üncü maddeleri kapsamaktadır.

Birinci bölüm üzerinde söz isteyen AK PARTİ Grubu adına Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten.

Buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA ÇİĞDEM MÜNEVVER ÖKTEN (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 199 sıra sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi üzerine şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.

Okul bilgi ve her türlü mesleki eğitimi sağlar ama içimizde olan insanı yetiştirmez. Eğitim demek insan yetiştirmek demektir. Eğitim Komisyonu olarak çıktığımız bu yolda amacımız geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimizi yetenekleri, istekleri doğrultusunda ve potansiyelleri doğrultusunda temel yaşam becerilerini geliştirirken gerek çevreye gerekse psikolojik olarak ve pedagojik olarak uyum sağlayan iyi bir insan olarak yetişmelerini sağlamaktır. Bunu yaparken izlememiz gereken metot ve ilkelerin başında çocuğu bütünüyle ve her yönüyle ele almak gerekmektedir. Bu süreçte çocuğun fıtratına ve yeteneklerine önem vermek öngörülür. Bu metotta boş zaman yoktur. Zamanın bedenin, aklın, ruhun ihtiyaçlarına göre şekillendirilmesi ve verimli olarak doldurulması esastır. Bu teklifteki üç ana temel şudur: Eğitimin on iki yıla çıkarılması, eğitimin kademelendirilmesi ve katsayı farkının giderilmesi. İlk 4 yıla başlama yaşı alt sınır altmış ay ile üst sınır yetmiş iki ay arasındadır.

                             

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

Burada bir ayrıntıyı paylaşmalıyız: Şu anda uygulamada, Sayın Bakanımızın da biraz önce söylediği gibi, eylül ayında altmış sekiz aylık olanlar okula gitmektedirler. 2’nci 4 yılın içinde çocuklar temel dersler olan matematik, Türkçe, sosyal ve fen gibi derslerden başka yetenekleri ve istekleri doğrultusunda seçmeli dersler programından istediğini seçerek kademeli bir eğitim görecektir. Bu modelde tercih ve hedef değiştirme hakkına sahip olan çocuk, 3’üncü 4 yılda eğitimine bu şekilde devam edecektir. İlk 4 yıllık kademe ilkokul olarak adlandırılacaktır. İkinci 4 yılın adı ortaokul olacak, ilkokuldan ortaokula geçişte kesintiliymiş gibi algılanmasına yol açacak herhangi bir diploma verilmeyecektir.

Ortaokulda bütün öğrenciler bir temel programa tabi tutulacaklar, bu program Türkçe, temel fen bilimleri, sosyal bilimler, tarih gibidir. Öğrenciler ortaokul birinci sınıftan itibaren çeşitli seçmeli ders paketlerinden birini seçecekler, bu paketler fen, matematik, sosyal, ticaret, sanat, tarım şeklinde olacaktır. Bu paketler dışında tek tek de seçmeli dersler olacaktır. Diyelim ki fen paketini seçen öğrenci, spor dersleri veya tarım paketini seçen öğrenci ticaret veya din derslerini seçmeli olarak alabileceklerdir.

Yeni sistemle kaldırılan katsayı adaletsizliği öğrencilere fırsat eşitliği sağlayacaktır.

Ortaokulun her aşamasında öğrenciler veya aileleri bir paketten vazgeçip başka bir paket alabileceklerdir. Son sınıftakiler eksiklerini tamamlamak için ders almaya teşvik edilecektir. Bu paketlerin eğitim içerisindeki ağırlığını Millî Eğitim Bakanlığı belirleyecektir. Unutmamalıyız ki Hükûmetimiz ülkemizin geleceği açısından zor olanı seçmektedir. Yeteneklere göre eğitim, meslek liseleri örneğinde gördüğümüz gibi, kişi başına maliyeti hem daha yüksek bir eğitim hem de uzun soluklu bir planlama yapmayı gerektiren bir eğitimdir. Çünkü eğitim süresini on iki yıla çıkararak hedeflenen lise mezunu sayısının artırılmasıdır. Avrupa Birliği ülkelerinde 2020 yılına kadar nüfusun yüzde 90’ının en az lise mezunu olma hedefi öngörülmüştür, ülkemizde ise toplam nüfusumuzun şu anda sadece yüzde 28’i lise mezunudur. Ülkemiz çocukları ve gençleri her şeyin çok daha iyisine layıktır, onların aklına ve becerilerine güveniyoruz, bizler onlarla el birliğiyle ülkenin geleceğini yönlendireceğiz.

Şimdi, sizlere yıllarını gençlere adamış bir öğretmen olarak öğrencilerin hisleriyle seslenmek istiyorum, hem muhalefetteki milletvekillerine hem kendi, AK PARTİ’li milletvekili arkadaşlarıma ve Sayın Millî Eğitim Bakanıma, gençlerden yetkililere ve eğitimcilere açık bir mektuptur bu: “Sizler, eğitimciler, devletin yetkilileri; biz gençleri dinleyiniz. Öğrenmek istiyoruz, lütfen bizlere düşünmeyi öğretiniz; doğru, sıhhatli insanca düşünmeye ihtiyacımız var. Hayat yolu mayınlı tarla gibi tehlikelerle dolu, ayağımızı yere sağlam basmak, yaşamak istiyoruz. Biz insanız, bilmek, öğrenmek, anlamak, doğru karar vermek istiyoruz. Henüz keşfedilmemiş imkânların karanlık dehlizlerinde şaşırmadan, düşmeden yürümeyi öğrenmek istiyoruz. Atalarımız ‘Akıl insana en büyük sermayedir.’ demişler, lütfen, bizlere kendi kültürümüzün lezzetini tattırınız. Bize önce bizden olanı veriniz, önce ecdadımızın, atalarımızın aklını veriniz, önümüze onların eserlerini, fikir ürünlerini seriniz, sonra Yüce Allah’tan insanoğluna dünyanın her yerinde ve bütün zamanlar içerisinde lütfettiği en büyük ve en kutsal nimeti, insanlığın aklını veriniz. İnsanlığın bütün kalbini ve şuurunu ve hayatını birleştiren bilgiyi istiyoruz çünkü evrende bilgiye muhtaç olduğunu, tekâmül ihtiyacını düşünebilen yalnız insandır. Biz insan olmak istiyoruz. Lütfen bize düşünmeyi, aklımızı güçlendirmeyi, fikrimizi zenginleştirmeyi öğretiniz. Bizler geleceğin mimarı, ülkenin sahipleri Türk gençleriyiz. Çağdaş bilgiyi veriniz bize. 21’inci yüzyıl, insanları ve toplumları şerefli ve güçlü kılan faziletin ancak bilgi olduğunun bir kez daha ispat edildiği bir asır olacaktır. İnsanlığa lütfedilen o uygarlığı yaratan ışığı, o mukaddes emaneti yalnız çalışanlar, alın teri dökenler hak ettiler. Bilincimizi aydınlatan, milletimizi yükselten çağdaş, modern ilmi veriniz bize.

İnancımız şudur ki: Zengin, güçlü ve mutlu bir toplum olmak için selim akla her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Beyinlerimiz büyük milletlerin en yüce fikirleriyle güçlensin. İdrakimiz uygarlığın harikalarıyla ve en ileri teknikleriyle zenginleşsin çünkü bütün faziletlerin anası olan bilgi kuvvettir ve yüceliktir. Bizlere sanatı sevmeyi öğretiniz, öğrenmek istiyoruz. Sanat, güzeli ve güzelliği arama yoludur. Bu kutsal insanlık yolunda bütün milletlerle birlikte yürümeliyiz. İnsanlığın ortak dili olan sanatla anlaşmayı, konuşmayı, barış içinde yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor çünkü insanlar konuşa konuşa anlaşır ve anlaşa anlaşa da birbirlerini severler. Hiç unutmayınız ki milletimizin ve insanlığın önce sevgiye ihtiyacı var. Sevgisiz barış ve saadet, sevgisiz kalkınma ve medeniyetler olmuyor.

Siz eğitimciler, bizlere doğruyu ve dürüstlüğü öğrettiniz. Türk istiklal ve cumhuriyetini korumak mesuliyetini taşıyacak olan genç kalpler doğruluk ve dürüstlük ahlakıyla çarparsa inanıyorum ki en yüce yardım olan Allah’ın yardımı onlara mutlaka ulaşacaktır çünkü Allah doğruların yardımcısıdır. Doğruluk emanettir. Atalarımız ‘Yalan da hıyanettir.’ demiyor mu? “İnsana sadakat yaraşır görse de ikrah,/ Yardımcısıdır hepimizin Allah.”

Çok teşekkür ediyorum. Sağ olun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Ökten.

Sayın milletvekilleri, birleşime beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 01.13
YEDİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 01.17

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 83’üncü Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.

199 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

Alınan karar gereğince kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için, 28 Mart 2012 Çarşamba günü saat 14.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

 

Kapanma Saati: 01.18