DÖNEM:
24 YASAMA
YILI: 2
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
CİLT : 17
83’üncü
Birleşim
27 Mart 2012 Salı
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş
bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak
içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L E R
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.-
GELEN KÂĞITLAR
III.-
YOKLAMALAR
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Manisa Milletvekili
Selçuk Özdağ’ın, Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatının 3’üncü yıl dönümüne ilişkin
gündem dışı konuşması
2.- Kocaeli Milletvekili
Haydar Akar’ın, Türk polis teşkilatının sorunlarına ilişkin gündem dışı
konuşması
3.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, Türk Ocaklarının kuruluşunun
100’üncü yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
V.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ve 19 milletvekilinin, kimyasal gübre fiyatlarındaki aşırı
artışların ve çiftçilerin üretim sıkıntılarının giderilmesine yönelik
çözümlerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/206)
2.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ve 19 milletvekilinin, engellilerin ve engelli yakınlarının
içinde bulundukları sosyal ve psikolojik sorunların araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/207)
3.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ve 19 milletvekilinin, öğretmen atamalarında ortaya çıkan
haksızlık ve usulsüzlüklerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/208)
B) Gensoru Önergeleri
1.- Ankara Milletvekili
Levent Gök ve 22 milletvekilinin, Altındağ Belediyesinin uygulamalarında siyasi
konumunu kullanarak rant elde ederken aracı olarak
kullandığı kamu görevlilerini Bakanlık görevi sırasında da himaye ettiği ve önemli
görevlere taşıdığı, böylece görevini kötüye kullandığı iddiasıyla, Gençlik ve
Spor Bakanı Suat Kılıç hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergesi (11/8)
2.- Konya Milletvekili
Atilla Kart ve 32 milletvekilinin, Deniz Feneri Derneği soruşturması sürecinde,
doğrudan müdahil olduğu, çıkar yapılanmasını himaye ettiği, soruşturmaya ve
delillere müdahale ettiği, sorumluluğu altında görev yapan Dernekler Dairesi
raporlarını sümen altı ettiği, arama kararlarını
şüphelilere sızdırdığı, hazırlanan raporların idari ve adli gereğini yapmadığı,
görevini kötüye kullandığı iddiasıyla, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay
hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergesi
(11/9)
C) Önergeler
1.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, (2/26) esas numaralı Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin
Mali Sektöre Olan Borçlarının Yeniden Yapılandırılması Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme
alınmasına ilişkin önergesi (4/37)
VI.-
AÇIKLAMALAR
1.- İzmir Milletvekili
Oktay Vural’ın, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut’a geçmiş olsun
temennisine ilişkin açıklaması
2.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünün
3’üncü yıl dönümüne ilişkin açıklaması
3.- Giresun Milletvekili
Nurettin Canikli’nin, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünün 3’üncü yıl dönümüne ve
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut’a geçmiş olsun temennisine
ilişkin açıklaması
4.- Yalova Milletvekili
Muharrem İnce’nin, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut’un, (11/8)
esas numaralı Gensoru Önergesi’nin Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına geliş tarihinin sehven yanlış yazıldığını
bildirmesine ilişkin açıklaması
5.- Iğdır Milletvekili
Pervin Buldan’ın, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut’a geçmiş olsun
temennisine ilişkin açıklaması
6.- Giresun Milletvekili
Nurettin Canikli’nin, (11/8) esas numaralı Gensoru Önergesi’nin
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına geliş tarihinin sehven yanlış
yazılmasıyla AK PARTİ Grubunun herhangi bir müdahalesi, ilişkisi ve bilgisi
olmadığına ilişkin açıklaması
7.- İzmir Milletvekili
Oktay Vural’ın, AK PARTİ grup önerisinin işleme alınamayacağına ilişkin
açıklaması
8.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, AK PARTİ grup önerisinin işleme
alınamayacağına ilişkin açıklaması
9.- İzmir Milletvekili
Oktay Vural’ın, Komisyon raporunda kendi kanun tekliflerine yer verilmediğine
ve Komisyon raporunun tekemmül etmediğine ilişkin açıklaması
10.- Giresun Milletvekili
Nurettin Canikli’nin, kanun tekliflerinin birleştirilmesiyle ortaya çıkan
teklifin yeni bir teklif olduğuna ve yapılan işlemin İç Tüzük’e
ve usule uygun olduğuna ilişkin açıklaması
11.- İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, Komisyon raporunun tamamlanmamış olduğuna ve bu
kanun teklifinin Genel Kurulda görüşülmesinin mümkün olmadığına ilişkin açıklaması
12.- Millî Eğitim, Kültür,
Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı Nabi Avcı’nın, aynı konudaki kanun
tekliflerinin birleştirilerek esas alınan teklif üzerinden görüşmelerin
yürütüldüğüne ilişkin açıklaması
13.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Komisyon raporunun eksikleri olduğuna ve
tamamlanması gerektiğine ilişkin açıklaması
14.- Giresun Milletvekili
Nurettin Canikli’nin, hangi ortamda, kime karşı olursa olsun hiçbir hakareti
doğru bulmadıklarına ilişkin açıklaması
VII.-
ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ve arkadaşlarının 2012 nevruzunda güvenlik
güçlerinin orantısız güç kullanmasının araştırılması amacıyla vermiş olduğu
Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 27/3/2012
Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli
birleşiminde yapılmasına ilişkin BDP Grubu önerisi
2.- Şehit yakınları ve
gazilerin sorunları ve çözüm yollarını tespit etmek; şehit aileleri ve gaziler
ile harp ve vazife malullerinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilen Meclis araştırması önergelerinin,
Genel Kurulun 27/3/2012 Salı günkü birleşiminde
sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin MHP Grubu önerisi
3.- Aydın Milletvekili
Bülent Tezcan ve arkadaşlarının soruşturma güvenliğinin ne durumda olduğunun
araştırılması amacıyla vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin, Genel
Kurulun 27/3/2012 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin
CHP Grubu önerisi
4.- Gündemdeki sıralama ile
Genel Kurulun çalışma gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine; (11/8) ve
(11/9) esas numaralı gensoru önergelerinin, gündemin "Özel Gündemde Yer
Alacak İşler" kısmına alınmasına, gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki
görüşmelerinin, Genel Kurulun 31/3/2012 Cumartesi
günkü birleşiminde yapılmasına; 199, 200, 198 ve 197 sıra sayılı kanun teklif
ve tasarılarının İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre
temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin AK PARTİ Grubu
önerisi
VIII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Kırıkkale Milletvekili Oğuz Kağan
Köksal’ın BDP Grup Başkanına sataşması nedeniyle konuşması
2.- Yalova Milletvekili
Muharrem İnce’nin, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın CHP Grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
3.- İzmir Milletvekili
Oktay Vural’ın, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
4.- Giresun Milletvekili
Nurettin Canikli’nin, Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin AK PARTİ Grubuna ve
Hükümete sataşması nedeniyle konuşması
IX.-
USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- AK PARTİ grup
önerisinin işleme alınıp alınamayacağı hakkında
2.- Yapılan usul
görüşmelerinden sonra Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut’un yaptığı
açıklamadan dolayı Başkanlığın tutumu hakkında
3.- Komisyon raporuyla
ilgili açıklamasına ilişkin Başkanın tutumu hakkında
X.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı,
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer
Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı:
156)
2.- Afet Riski Altındaki
Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu (1/569) (S. Sayısı: 180)
3.- Kars Milletvekili Ahmet
Arslan ve Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin ile 7 Milletvekilinin; Katma Değer
Vergisi Kanunu ile Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli
Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun ve Kamu İhale Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/387) (S.
Sayısı: 194)
4.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize Milletvekili Hayati Yazıcı
ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık Yakut ile 5
Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili
Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir,
Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten
Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik
ve Spor Komisyonu Raporu (2/358, 2/305, 2/306, 2/307, 2/312, 2/384, 2/385) (S.
Sayısı:199)
XI.-
OYLAMALAR
1.- İlköğretim ve Eğitim
Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin maddelere geçilmesine dair oylaması
XII.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Bartın Milletvekili
Muhammet Rıza Yalçınkaya’nın, icra dairelerine ve işlemde bulunan dosyalara
ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in cevabı (7/3154)
2.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, yürürlükteki Çek Kanunu’ndaki adli para cezası
ile ilgili düzenlemelere ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in
cevabı (7/3541)
3.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, karşılıksız çek davalarına ilişkin sorusu ve
Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in cevabı (7/3543)
4.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, Erzurum Oltu Cezaevinde bulunan hasta bir hükümlüye ilişkin
sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in cevabı (7/3796)
5.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutan’ın, ÇAYKUR’un çalıştırdığı mevsimlik
işçilere ilişkin Başbakandan sorusu ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet
Mehdi Eker’in cevabı (7/3887)
6.- Malatya Milletvekili
Veli Ağbaba’nın, sıkı yönetim
mahkemeleri tarafından mahkûm edilen ve şartlı salıverilen bir kişiye ilişkin
sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in cevabı (7/3937)
7.- Ankara Milletvekili
Ayşe Gülsün Bilgehan’ın, kadın istihdamının artırılması ve fırsat eşitliğinin
sağlanması konulu genelge kapsamında yürütülen çalışmalara ilişkin sorusu ve
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/3992)
8.- Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’deki üniversite ve yüksekokul
öğrencilerinin barınma sorunlarına ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı
Suat Kılıç’ın cevabı (7/4015)
9.- Çanakkale Milletvekili
Ali Sarıbaş’ın, Kayseri’de bir spor karşılaşmasında İsrail aleyhine slogan atan
gençler hakkında dava açıldığı iddialarına ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor
Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/4016)
10.- Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen’in, Mezopotamya Kulüpler Birliğinin statüsüne ilişkin sorusu ve
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/4018)
11.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Bakanlıkta ve Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda özürlü
personel istihdamına ve özürlülerin sportif ve sosyal faaliyet alanlarına
erişiminin kolaylaştırılmasına ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat
Kılıç’ın cevabı (7/4019)
12.- Ankara Milletvekili
Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve
kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara
ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/4021)
13.- Denizli Milletvekili
İlhan Cihaner’in, Denizli İl Özel İdaresinde Gençliğe
Hitabe ve İstiklal Marşı levha-tablolarının çıkarıldığı iddialarına ilişkin
sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/4022)
14.- Kahramanmaraş
Milletvekili Durdu Özbolat’ın, Elbistan’da buğday
desteklemeleri geri alınan çiftçilerin mağduriyetine,
- Edirne Milletvekili Kemal
Değirmendereli’nin, hayvancılık ve süt üretim
desteklerine,
- Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz’ın, sahte fatura aldığı iddia edilen
çiftçilerin mağduriyetine,
İlişkin soruları ve Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in
cevabı (7/4211), (7/4212), (7/4213)
15.- İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel’in, ÖTV ve KDV oranlarına ve ÖTV ve KDV’nin gelir
dağılımında adaletsizliğe sebep olduğuna ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşek’in cevabı (7/4232)
16.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçay’ın, gençlerin spora yönlendirilmesi ve yeni bir gençlik politikası
ihtiyacına ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı
(7/4266)
17.- Kars Milletvekili
Mülkiye Birtane’nin, iş kazalarına ilişkin sorusu ve
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/4268)
18.- Mersin Milletvekili
Ali Rıza Öztürk’ün, TBMM Başkanlığına sunulan kanun tasarı ve teklifleri için
yapılan işlemlere ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili
Mehmet Sağlam’ın cevabı (7/4271)
19.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, hayvan yetiştiriciliği yapan köylülere
hayvanları nedeniyle kesilen cezalara ilişkin Başbakandan sorusu ve Gıda, Tarım
ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in
cevabı (7/4291)
20.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, sulama kooperatiflerinin elektrik borçlarına
ilişkin Başbakandan sorusu ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in
cevabı (7/4292)
21.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, yapılan yurt dışı seyahatlerine ve bu
seyahatlerdeki toplam harcamalara ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat
Kılıç’ın cevabı (7/4349)
22.- Manisa Milletvekili
Sakine Öz’ün, Çiftçi Mallarının Korunması Hakkında Kanun’da yapılan
değişikliğin sonuçlarına,
- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, yapılan yurt dışı seyahatlerine ve bu
seyahatlerdeki toplam harcamalara,
- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, tarım ürünleri ithalat ve ihracatına dair verilerin
örtüşmemesine,
- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık lojmanlarına,
- Manisa Milletvekili Özgür
Özel’in, Manisa-Kırkağaç’ta dolandırılan bazı çiftçilerin mağduriyetine,
- Manisa Milletvekili Hasan
Ören’in, tarımsal üretimde düşük faizli yatırım ve işletme kredisi
kullandırılmasına,
İlişkin soruları ve Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in
cevabı (7/4351), (7/4352), (7/4353), (7/4354), (7/4355), (7/4356)
23.- Konya Milletvekili
Atilla Kart’ın, Konya Valiliği uhdesinde bulunan Sosyal Yardımlaşma Vakfı
defterinin kaybolduğu iddiasına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı İdris Naim
Şahin’in cevabı (7/4364)
24.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, yapılan yurt dışı seyahatlerine ve bu
seyahatlerdeki toplam harcamalara ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı İdris Naim
Şahin’in cevabı (7/4371)
25.- Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova’nın, Ayvalık Adaları Tabiat Parkı uzun devreli gelişme revizyon planına ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı
Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/4414)
26.- Antalya Milletvekili
Arif Bulut’un, Kemer-Ulupınar köyünde bulunan bir arazinin Orman Spor Kulübüne
tahsis edilmesine ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı (7/4415)
27.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, yapılan yurt dışı seyahatlerine ve bu
seyahatlerdeki toplam harcamalara ilişkin sorusu ve Avrupa Birliği Bakanı
Egemen Bağış’ın cevabı (7/4436)
28.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Iğdır hayvan pazarının altyapı sorununa,
- İstanbul Milletvekili
Süleyman Çelebi’nin, sarımsak ithaline ve sarımsak üreticilerini korumaya yönelik
çalışmalara,
İlişkin soruları ve Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in
cevabı (7/4440), (7/4441)
29.- Erzincan Milletvekili
Muharrem Işık’ın, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanının seçimine ilişkin sorusu
ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/4457)
30.- İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi’nin, kamu kurumlarının yazışmalarındaki dil ve imla hatalarına
ilişkin Başbakandan sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın
cevabı (7/4469)
31.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, TOKİ tarafından başlatılan restorasyon
kredisi uygulamasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı
Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/4480)
32.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Anadolu Ajansı Haber Akademisi Ajans Haberciliği
Sertifika Programı’na ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/4519)
33.- Hatay Milletvekili
Hasan Akgöl’ün, Bakanlık bünyesinde çalışan personel ile ilgili bir
açıklamasına ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın
cevabı (7/4527)
34.- Ankara Milletvekili
İzzet Çetin’in, Bakanlıkta görevli işçilerin emekli edileceği iddialarına
ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı
(7/4529)
35.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bursa-Orhaneli’deki bir köyde
taş ocaklarının meydana getirdiği çevre kirliliğine ilişkin sorusu ve Çevre ve
Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/4530)
36.- Antalya Milletvekili
Mehmet Günal’ın, Antalya-Kemer’deki Karaburun bölgesinin bir spor kulübüne
tahsisine ve bu bölgede dinlenme tesisi inşa edileceği iddialarına ilişkin
sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/4531)
37.- İstanbul Milletvekili
Sırrı Süreyya Önder’in, şehir merkezlerindeki askerî kışlaların şehir dışına
taşınmasına ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın
cevabı (7/4534)
38.- Ankara Milletvekili
Gökhan Günaydın’ın, bir tarihî yapının yıkılmasına ilişkin sorusu ve Kültür ve
Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/4571)
39.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Topkapı Sarayındaki Kutsal Emanetler bölümünde yaşandığı
iddia edilen bir olaya ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul
Günay’ın cevabı (7/4572)
40.- İstanbul Milletvekili
İhsan Özkes’in, Hacı Bektaşi Veli Türbesi’nin
ücretsiz ziyaret edilip edilmeyeceğine ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm
Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/4573)
41.- Ankara Milletvekili
Ayşe Gülsün Bilgehan’ın, sanatçıların Devlet tarafından yetiştirilmesi ile
ilgili yasal mevzuata ve uygulamasına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı
Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/4574)
42.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, 2012 Avrupa Spor Başkenti kapsamında yapılan çalışmalara ilişkin
sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/4607)
43.- Ordu Milletvekili
İdris Yıldız’ın, vergi oranlarıyla ilgili bir açıklamasına ilişkin sorusu ve
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı (7/4639)
44.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, Şanlıurfa-Göbeklitepe’de Alman
arkeologlar tarafından kazı çalışmaları yapıldığı iddiasına ilişkin sorusu ve
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/4650)
45.- Ankara Milletvekili
İzzet Çetin’in, bir haber ajansı personelinin emekliye zorlandığı iddialarına
ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın
cevabı (7/4679)
46.- Konya Milletvekili
Atilla Kart’ın, bir milletvekilinin televizyondaki bir spor programında yorumcu
olarak çalışmasına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili
Mehmet Sağlam’ın cevabı (7/4789)
47.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, dostluk grupları yönetim kurullarında BDP’nin
temsiline ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Mehmet
Sağlam’ın cevabı (7/5128)
48.- İzmir Milletvekili
Erdal Aksünger’in, yazılı soru önergelerinin
cevaplandırılmasına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan
Vekili Mehmet Sağlam’ın cevabı (7/5130)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat
14.03’te açılarak dört oturum yaptı.
İstanbul Milletvekili Melda
Onur, Dünya Su Günü’ne,
Tokat Milletvekili Reşat
Doğru, 21 Mart Nevruz Bahar Bayramı’na,
Kütahya Milletvekili Vural
Kavuncu, geriatrik rehabilitasyona,
İlişkin gündem dışı birer
konuşma yaptılar.
Tunceli Milletvekili
Hüseyin Aygün, CHP heyeti olarak Osmaniye Cezaevine yaptıkları ziyarete,
Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçeri, Nevruz kutlamalarının devlete karşı ayaklanma aracı olarak
kullanıldığına,
Kocaeli Milletvekili Mehmet
Hilal Kaplan, Yaşlılara Saygı Haftası’na,
İstanbul Milletvekili Kadir
Gökmen Öğüt, GAP sulamalarındaki gecikmenin neden kaynaklandığını öğrenmek
istediğine,
Manisa Milletvekili Selçuk
Özdağ, Kütüphane Haftası’na,
Elâzığ Milletvekili Enver
Erdem, Elâzığ’ın sorunlarına ve nüfusunun hızla düştüğüne,
İstanbul Milletvekili Haluk
Eyidoğan, suyun ulusal güvenlik stratejilerinin
ayrılmaz bir parçası olarak dikkate alınması gerektiğine,
Adana Milletvekili Muharrem
Varlı, çiftçiler için daha kazançlı ve müreffeh bir yaşam dileğine,
Kütahya Milletvekili Alim Işık, Yaşlılar Haftası ve Başbakanın şehit aileleriyle
ilgili ifadelerine,
Adana Milletvekili Fatoş
Gürkan, Şırnak’ta 6 polisin şehit olmasına ve Yaşlılar Haftası’na,
İlişkin birer açıklamada
bulundular.
Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 19 milletvekilinin, kanser hastalığının hangi boyutlarda olduğunun,
araştırma merkezleri, tıbbi cihaz, uzman hekim ihtiyacı ve hasta sayısının
belirlenmesi ile tanı ve tedavi şekilleri dâhil tüm eksikliklerin (10/203),
Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 19 milletvekilinin, hormonlu, katkı maddeli, zirai ilaç, kimyasal
gübre ve antibiyotik kalıntısı ihtiva eden, hileli, genetiği değiştirilmiş gıda
üretiminin ve bu tür ürünlerin kısa ve uzun vadede insan sağlığına etkilerinin
(10/204),
Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 19 milletvekilinin, bor mineralleri ve rafine bor üretimi alanındaki
sorunlar ve çözüm yollarının (10/205),
Araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini
alacağı ve ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.
CHP Grubunun, 12/3/2012 tarihinde Kocaeli Milletvekili Haydar Akar ve
arkadaşlarının toplumumuzda yaşanan ekonomik kriz ve geçim sıkıntısı nedeniyle
artan şiddet ve intihar vakalarının araştırılması amacıyla Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına vermiş olduğu (301 sıra no.lu) Meclis araştırması
önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin
önüne alınarak 22/3/2012 Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi, yapılan
görüşmelerden sonra kabul edilmedi.
Gündemin “Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının;
1’inci sırasında yer alan ve görüşmeleri yarım kalan, Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer
Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu’nun (2/242, 2/80) (S.
Sayısı: 156),
2’nci sırasında yer alan ve
görüşmeleri yarım kalan, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında
Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu’nun
(1/569) (S. Sayısı: 180),
Görüşmeleri, Komisyon
yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından ertelendi.
3’üncü sırasında yer alan ve görüşmeleri yarım kalan, Kars
Milletvekili Ahmet Arslan ve Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin ile 7
Milletvekilinin; Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Yatırım ve Hizmetlerin
Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun ve Kamu İhale
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu’nun (2/387) (S. Sayısı: 194) görüşmelerine devam edilerek 7’nci
maddesine kadar kabul edildi.
Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın, Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın grubuna,
İstanbul Milletvekili Şirin
Ünal, Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın grubuna,
Muş Milletvekili Sırrı Sakık, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın partisine,
Kütahya Milletvekili Alim Işık, Kütahya Milletvekili Hasan Fehmi Kinay’ın şahsına,
Sataşması nedeniyle birer
konuşma yaptılar.
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın
ifadelerine,
Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın ve Mersin Milletvekili Mehmet Şandır; Muş Milletvekili Sırrı Sakık’ın ifadelerine,
İlişkin birer açıklamada
bulundular.
Alınan karar gereğince, 27
Mart 2012 Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere birleşime 19.58’de son
verildi.
Meral
AKŞENER |
Başkan
Vekili |
|
Muhammet Bilal MACİT Mustafa
HAMARAT Mine LÖK BEYAZ |
İstanbul Ordu Diyarbakır |
Kâtip
Üye Kâtip
Üye Kâtip
Üye |
II.- GELEN KâĞITLAR
No:
112
23
Mart 2012 Cuma
Raporlar
1.- Türkiye Cumhuriyeti ile Lübnan
Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret Alanı Tesis Eden Ortaklık Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/562) (S. Sayısı: 196) (Dağıtma tarihi: 23/03/2012)
(GÜNDEME)
2.- Orman Köylülerinin Kalkınmalarının
Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin
Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun
Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın; Orman Köylülerinin
Kalkındırılmaları Hakkında Kanun Teklifi; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, Ankara Milletvekili Emine Ülker
Tarhan ve Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile 68 Milletvekilinin; 2/B Barışı
Kanunu Teklifi (Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Alanların İdaresi,
Değerlendirilmesi ve Tasarrufu Hakkında Kanun Teklifi); Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın; Yayla ve Yaylacılık
Kanunu Teklifi ve İçişleri Komisyonu, Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm
Komisyonu ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu
Raporları (1/563, 2/71, 2/211, 2/417) (S. Sayısı: 198) (Dağıtma tarihi: 23/03/2012) (GÜNDEME)
3.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili
Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2
Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık Yakut ile 5
Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın'ın; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir, Uşak Milletvekili
Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten Tarafından Benimsenen
(2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih Kapusuz
ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay
Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu
Mali Yönetim ve Kontrol Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (2/358, 2/305,
2/306, 2/307, 2/312, 2/384, 2/385) (S. Sayısı: 199) (Dağıtma tarihi: 23/03/2012) (GÜNDEME)
4.- Kamu Görevlileri Sendikaları
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma
ve Sosyal İşler Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (1/556) (S.
Sayısı: 200) (Dağıtma tarihi: 23/03/2012) (GÜNDEME)
Gensoru
Önergeleri
1 - Ankara Milletvekili Levent GÖK ve
22 Milletvekilinin; siyasi nüfuzunu kullanarak rant
elde ettiği, çıkar ilişkisi kurduğu kamu görevlilerini himaye ettiği ve böylece
görevini kötüye kullandığı iddiasıyla Gençlik ve Spor Bakanı Suat KILIÇ
hakkında bir gensoru açılmasına ilişkin önergesi (11/8) (Başkanlığa Geliş
Tarihi: 20/03/2012) (Dağıtma tarihi: 23/03/2012)
2 - Konya Milletvekili Atilla KART ve
32 Milletvekilinin; Deniz Feneri Derneğiyle ilgili soruşturma sürecine müdahil
olarak görevini kötüye kullandığı iddiasıyla Başbakan Yardımcısı Beşir ATALAY
hakkında bir gensoru açılmasına ilişkin önergesi (11/9) (Başkanlığa Geliş
Tarihi: 21/03/2012) (Dağıtma tarihi: 23/03/2012)
Süresi
İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- İstanbul Milletvekili İhsan
Barutçu’nun, tutuklanan emekli Genelkurmay Başkanının yargılana-cağı mahkemeye
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2791)
2.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan
Köktürk’ün, Zonguldak SGK Sağlık İşleri İl Müdürlüğü Fatura İnceleme
Komisyonunun lağvedilmesiyle yaşanan mağduriyete ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3864)
3.- Kocaeli Milletvekili Lütfü
Türkkan’ın, Türkiye’nin Suriye’ye karşı Katar’dan para aldığı iddialarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3882)
4.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran
Bulut’un, PKK’nın Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da ihalelere katılan iş
adamlarından haraç aldığı yönündeki iddialara ve alınan önlemlere ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3883)
5.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran
Bulut’un, öğretmen açığına ve atanamayan öğretmenlerin mağduriyetine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3884)
6.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Doğu Karadeniz Bölgesinde yoksulluğun
artmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3886)
7.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, mezhep tartışmalarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/3889)
8.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in, Bingöl-Adaklı’daki
ekonomik, altyapı, eğitim ve sağlık sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/3891)
9.- İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal’ın, 30 Mart 2007’de New York’ta imzalanan engellilerin haklarına ilişkin
sözleşmenin onaylanmasının uygun bulunduğuna dair kanun kapsamındaki
çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3893)
10.- İstanbul
Milletvekili Sabahat Akkiray’ın, Malatya’da Ermeni
mezarlığındaki gasilhanenin belediye tarafından
yıkılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3894)
11.- Aydın
Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, elektronik belge yönetim sistemine geçiş
ile ilgili çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3897)
12.- Bolu
Milletvekili Tanju Özcan’ın, Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetiminin
bağımsızlığını ilan edeceği iddialarına ve Hükümetin bu konudaki politikasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3899)
13.- Tunceli
Milletvekili Hüseyin Aygün’ün, 1938 Dersim olayları sonrasında evlatlık verilen
kız çocuklarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3900)
14.- Ankara
Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, Ankara’da engelli
vatandaşların yaşamını kolaylaştırmak için yapılan çalışmalara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3902)
15.- Manisa
Milletvekili Özgür Özel’in, sokakta yaşamak zorunda olan kişilerin sorunlarına
ve yapılan çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3903)
16.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, Vanlı üniversite öğrencilerinin mağduriyetlerinin
giderilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3906)
17.- Çanakkale
Milletvekili Ali Sarıbaş’ın, ABD Başkanının bir açıklamasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3907)
18.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, bir milletvekilinin sağlıkta katkı payına
ilişkin açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3908)
19.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Kanal İstanbul Projesi çalışmalarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3909)
20.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, 2002 yılından bu güne
kadar açılan kilise sayısına ve kiliselere yapılan yardımlara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3911)
21.- Manisa
Milletvekili Özgür Özel’in, Gençliğe Hitabeyle ilgili milli eğitim politikasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3914)
22.- Bolu
Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bolu Belediyesindeki sözleşmeli işçilere ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3915)
23.- Erzincan
Milletvekili Muharrem Işık’ın, Ankara’da valiler toplantısında yapmış olduğu
açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3916)
24.- Eskişehir
Milletvekili Kazım Kurt’un, Van depremi için toplanan yardım miktarına ve bu
yardımların dağıtımına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3917)
25.- İstanbul
Milletvekili Osman Oktay Ekşi’nin, Sultanahmet’te bir tarihi kalıntının
yıkıldığı iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3918)
26.- İstanbul
Milletvekili Osman Oktay Ekşi’nin, Taksim meydanı ile ilgili yapılan plan
değişikliğine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3919)
27.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, bir açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/3920)
28.- Şanlıurfa
Milletvekili İbrahim Binici’nin, faili meçhul cinayetlere ve toplu mezarlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3921)
29.- Bolu
Milletvekili Tanju Özcan’ın, bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi
(7/3922)
30.- Muğla
Milletvekili Nurettin Demir’in, Van deprem bölgesinde yapılan prefabrik
konutlara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi
(7/3928)
31.- Bolu
Milletvekili Tanju Özcan’ın, bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi
(7/3929)
32.- Burdur
Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, sıfır faizli hayvancılık kredisi
kullanımında Ziraat Bankasından kaynaklanan mağduriyete ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/3932)
33.- Antalya
Milletvekili Gürkut Acar’ın, Antalya’daki icra
takiplerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3935)
34.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlıkta hizmet
alımı yoluyla istihdam edilen personele ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3948)
35.- Eskişehir
Milletvekili Ruhsar Demirel’in, engellilerin kamu hizmetlerine erişimi
konusundaki düzenlemelere ve özürlü istihdamına ilişkin Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3956)
36.- Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer’in, Tekirdağ’da Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma
Vakfının dağıtımını yaptığı kömürlerle ilgili iddialara ilişkin Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3957)
37.- İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’in, bir kamu kurumunda mobbinge
maruz kalan bir kadın çalışanın mağduriyetine ilişkin Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3958)
38.- Aydın
Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, oyuncak silah satışlarının ve şiddet içeren
programların engellenmesine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3959)
39.- Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı
ve sözlü soru önergelerine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı
soru önergesi (7/3960)
40.- Bolu
Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları
dergilere ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3961)
41.- Ankara
Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa
menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı
uygulanacak yaptırımlara ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı
soru önergesi (7/3962)
42.- İstanbul
Milletvekili Melda Onur’un, kadına yönelik şiddetin önlenmesine yönelik yasal
düzenlemelere ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3963)
43.- Muş
Milletvekili Demir Çelik’in, sokak çocuklarının sorunlarının çözümüne ilişkin
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3964)
44.- Bolu
Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları
dergilere ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3969)
45.- Ankara
Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa
menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak
yaptırımlara ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3970)
46.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Kuzey Ankara Projesi
konut teslimlerine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3978)
47.- Adıyaman
Milletvekili Salih Fırat’ın, Adıyaman’da hava şartları nedeniyle kapanan
yollardan dolayı yaşanan mağduriyete ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3979)
48.- Giresun
Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, Lisanslı Harita Kadastro
Mühendisleri ve Büroları sınavının mahkeme kararıyla iptaline ve ortaya çıkacak
mağduriyete ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3980)
49.- İstanbul
Milletvekili Durmuşali Torlak’ın, çocuk işçiliğinin
önlenmesine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3981)
50.- Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba’nın, 2011 yılında yaşanan iş
kazalarına ve işçilerin mağduriyetine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3982)
51.- Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen
yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3983)
52.- Antalya
Milletvekili Gürkut Acar’ın, diyabet hastalarının
şeker ölçüm çubuğu ve şeker ölçüm cihazlarına ödediği farka ilişkin Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3984)
53.- Bolu
Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları
dergilere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3985)
54.- Samsun
Milletvekili Ahmet İhsan Kalkavan’ın, belediyelere bağlı kuruluşların ve
mahalli idare birliklerinde geçici işçi olarak çalışanların mağduriyetlerine
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3986)
55.- Kırklareli
Milletvekili Turgut Dibek’in, SGK’da
vekaleten atanan müdür ve daire başkanlarına ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3987)
56.- İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’in, taşeron firma ve işçilere ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3988)
57.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, İŞKUR’un meslek
kurslarına ve işsizlik sigortasından faydalanmak için başvuranlara ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3989)
58.- Ankara
Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa
menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı
uygulanacak yaptırımlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı
soru önergesi (7/3990)
59.- Ankara
Milletvekili Ayşe Gülsün Bilgehan’ın, kadın istihdamını artırmak için verilen
teşviklere ve kadın istihdam oranlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3991)
60.- İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, Bulgaristan’da
çalışıp emekli olan ve emekli maaşlarını Türkiye’den alanların sağlık
hizmetlerinden yararlanamamasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3993)
61.- Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen
yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3994)
62.- Bolu
Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları
dergilere ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3995)
63.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Katar yönetimiyle ilişkilerle ilgili bazı
iddialara ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3996)
64.- Ankara
Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa
menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı
uygulanacak yaptırımlara ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3997)
65.- Giresun
Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, BOP veya GODKA girişimi adını
taşıyan projeyle ilgili bazı açıklamalarına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/3998)
66.- İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, Bulgaristan’da
yaşayan Türklerin ve Türkiye’deki çifte vatandaşların sorunlarına ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3999)
67.- Mersin
Milletvekili Ali Öz’ün, tarımsal maliyetin azaltılması suretiyle çiftçinin
desteklenmesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4023)
68.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, TAR-GEL Projesi kapsamında çalışan
personelin mağduriyetinin giderilmesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4024)
69.- Aydın
Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, aşırı yağışlar nedeniyle tarım ürünlerinde
oluşabilecek zararların TARSİM kapsamına alınmamasına ilişkin Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4025)
70.- Edirne
Milletvekili Recep Gürkan’ın, Edirne İl Kontrol Laboratuvarı Müdürlüğünün
hizmet kapasitesinin geliştirilmesi ve eksikliklerinin giderilmesine ilişkin
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4026)
71.- İstanbul
Milletvekili Erdoğan Toprak’ın, balıkçılık sektörünün sorunlarına ilişkin Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4027)
72.- Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen
yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4028)
73.- Bolu
Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları
dergilere ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4029)
74.- Hatay
Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu’nun, sağanak yağış nedeniyle Asi Nehrinin
taşması neticesi yaşanan mağduriyete ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4030)
75.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, Mersin’de yaşanan fırtına ve hortum felaketi
neticesinde çiftçilerin yaşadıkları mağduriyete ilişkin Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4031)
76.- Ankara
Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın Fransa
menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı
uygulanacak yaptırımlara ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4032)
77.- Afyonkarahisar
Milletvekili Kemalettin Yılmaz’ın, Ukrayna yumurtasının Türk menşeine
dönüştürülerek Irak’a gönderildiği iddiasına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4033)
78.- Antalya
Milletvekili Tunca Toskay’ın, AB tarafından kırsal kalkınma alanında 2011 yılı
için Türkiye’ye yönelik hibe programına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4034)
79.- Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, ihraç edilen yemeklik zeytinyağının
uluslararası standarda getirilmesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4035)
80.- Afyonkarahisar
Milletvekili Kemalettin Yılmaz’ın, Afyon Alkaloitleri Fabrikasının
modernizasyonuna ve personelinin sorunlarına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4036)
81.- İzmir
Milletvekili Musa Çam’ın, hayvancılık teşvik ve desteklerinden yararlanan
bölgelere ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4037)
82.- Bolu
Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları
dergilere ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4039)
83.- Van
Milletvekili Nazmi Gür’ün, sınır ticaret merkezlerindeki mağazalar, ürün çeşitleri
ve kotalara ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4040)
84.- Ankara
Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa
menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı
uygulanacak yaptırımlara ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4041)
85.- Antalya
Milletvekili Arif Bulut’un, Manavgat-Ilıca Beldesi Belediye Başkanı hakkındaki
bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4045)
86.- Artvin
Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Köylere Hizmet
Götürme Birliklerinin yaptığı ihalelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4046)
87.- Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer’in, Tekirdağ’da Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma
Vakfı tarafından dağıtılan kömür yardımıyla ilgili bazı iddialara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4047)
88.- İstanbul
Milletvekili Sabahat Tuncel’in, çeşitli sebeplerle meydana gelen çocuk
ölümlerinin önlenmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4049)
89.- Tekirdağ
Milletvekili Bülent Belen’in, Demokratik Toplum Kongresine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4050)
90.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, eski vali konağının
bulunduğu taşınmazın şartlı bağışla verildiği iddialarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4051)
91.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Emniyet Genel Müdürlüğünde yapılan bir
atamaya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4052)
92.- Antalya
Milletvekili Gürkut Acar’ın, soruşturma izni istenen
ve soruşturma açılan belediye başkanlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4053)
93.- Bolu
Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları
dergilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4054)
94.- Aydın
Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, ABD Büyükelçiliğinde brifing
verildiği iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4055)
95.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, isimleri değiştirilen yerleşim birimlerine eski
isimlerinin verilip verilmeyeceğine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4056)
96.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, Diyarbakır’da bir camii imamının öldürülmesi ile
ilgili bilgi ve belgelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4057)
97.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, Diyarbakır’da bir öğretmenin öldürülmesi ile ilgili
bilgi ve belgelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4058)
98.- Ağrı
Milletvekili Halil Aksoy’un, Emniyet Genel Müdürlüğünün bir kişiye eskort hizmeti vermesi ile ilgili bazı iddialara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4060)
99.- Van
Milletvekili Nazmi Gür’ün, Van’daki mültecilere ve sorunlarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4061)
100.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Emniyet Genel Müdürlüğünün bir kişiye eskort hizmeti vermesi ile ilgili bazı iddialara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4062)
101.- Kırklareli Milletvekili Mehmet
Siyam Kesimoğlu’nun, Emniyet Genel Müdürlüğünün bir kişiye eskort
hizmeti vermesi ile ilgili bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4063)
102.-
Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın,
Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı
uygulanacak yaptırımlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4064)
103.- Antalya Milletvekili Tunca
Toskay’ın, yabancıların Türkiye’de ikamet ve seyahatleri hakkında kanunun bazı
maddelerinde yapılan değişikliğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4065)
104.-
Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, 2010 yılında alınan
üniversite mezunu polis memuru sayısına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4066)
105.-
Adana Milletvekili Muharrem Varlı’nın, belediyeler ve il özel idarelerinde
görev yapan sözleşmeli personelin uygun kadroya atanmasına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4067)
106.- Osmaniye Milletvekili Hasan
Hüseyin Türkoğlu’nun, belediye ve il özel idarelerinin toplam borçlarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4068)
107.- İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak’ın, İstanbul’un su sorununa ve bu konudaki
çalışmalara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4069)
108.-
Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, Emniyet Genel Müdürlüğünün bir kişiye
eskort hizmeti vermesi ile ilgili bazı iddialara
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4071)
109.- Denizli Milletvekili İlhan Cihaner’in, Denizli’de faaliyet gösteren bazı dernek ve lokallerin açma ve işletme izin belgelerinin iptaline
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4072)
110.-
Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, Uludere’de meydana gelen
olaylardan sonra bir komutanın görevden alınmasına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4073)
111.-
İzmir Milletvekili Musa Çam’ın, Bingöl’deki bazı köy yollarının yapımına ve
bakımına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4074)
112.-
İzmir Milletvekili Oğuz Oyan’ın, İSPARK AŞ’nin özelleştirilmesine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4075)
113.- Hatay Milletvekili Mehmet Ali
Ediboğlu’nun, köy ve mahalle muhtarlarının özlük haklarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4076)
114.-
İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’ün, Suriye’deki muhaliflere eğitim verildiği
iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4077)
115.-
Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından
verildiği iddia edilen brifinge ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4078)
116.-
Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin, toplu gösteri
ve yürüyüşlere yapılan müdahalelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4079)
117.-
Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu’nun,
Güroymak’ta bir parkın isminin değiştirilmesine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4080)
118.-
Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa
yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4088)
119.-
Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların
çıkardıkları dergilere ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4089)
120.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla
yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin
Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4090)
121.- Diyarbakır Milletvekili Altan
Tan’ın, Sivas’tan göçün önlenmesine yönelik çalışmalara ilişkin Kalkınma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4091)
122.-
Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Kastamonu’dan göçün önlenmesine yönelik
çalışmalara ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4092)
123.-
Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel’in, kamu görevlilerinin kullandığı makam
araçlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4093)
124.-
Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa
yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4096)
125.-
Van Milletvekili Özdal Üçer’in, başta öğretmenler
olmak üzere Van’da görev yapan kamu personeline deprem tazminatı ödenmemesine
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4097)
126.-
Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların
çıkardıkları dergilere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4098)
127.-
Antalya Milletvekili Tunca Toskay’ın, 666 Sayılı KHK’de yer alan eşit işe eşit
ücret ilkesinin uygulanmasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4099)
128.-
Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın,
Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı
uygulanacak yaptırımlara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4100)
129.-
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, kurum ve
kuruluşların yönetim, denetim ve tasfiye kurulu gibi organlarında görev alan
memur ve diğer kamu görevlilerine ödenen ücretlere ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4101)
130.-
Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, FATİH Projesi kapsamındaki tablet
bilgisayar ihalesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4104)
131.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, 2000-2011 yılları arasında görev alan ücretli
öğretmen sayısına, kadrolu öğretmen açığına ve hizmete giren eğitim
fakültelerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4105)
132.-
Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa
yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4106)
133.-
Samsun Milletvekili Ahmet Haluk Koç’un, Samsun ili ve ilçelerinin öğretmen
ihtiyacına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4107)
134.-
İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak’ın, okullarda uyuşturucu kullanımı ve
satışlarının engellenmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4108)
135.-
Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların
çıkardıkları dergilere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4109)
136.-
İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi’nin, Dumlupınar Üniversitesi
yerleşkesindeki bir heykele ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4110)
137.-
Antalya Milletvekili Tunca Toskay’ın, öğrencilerin okula devamsızlık sorununa
ve okulu bırakan öğrencilere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4111)
138.- Kocaeli Milletvekili Lütfü
Türkkan’ın, okullarında milli güvenlik dersi bulunan ülkelere ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4112)
139.- Osmaniye Milletvekili Hasan
Hüseyin Türkoğlu’nun, FATİH Projesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4113)
140.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, Şubat döneminde gerçekleşen öğretmen atamalarında boş kalan
kadrolara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4114)
141.-
Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bursa’da öğretmen ve derslik
eksikliklerinin giderilmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4115)
142.-
Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, ilköğretim ve ortaöğretimde FATİH
Projesi teknolojisinin kullanılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4116)
143.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel’in,
Bakanlıkta ve bağlı kurum ve kuruluşlarda istihdam edilen engelli personel ile
engellilerin okullara ve Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlara erişimini
kolaylaştırmaya yönelik çalışmalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4117)
144.-
Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın,
Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı
uygulanacak yaptırımlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4118)
145.-
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, Şanlıurfa’daki öğretmen açığına ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4119)
146.- Sakarya Milletvekili Engin Özkoç’un, özel eğitim ve rehabilitasyon
kursları ve öğretmenlerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4120)
147.- İzmir Milletvekili Musa Çam’ın,
Bingöl-Adaklı’daki bir köye taşımalı eğitim aracı
tahsisine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4121)
148.-
Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu’nun, bir denizcilik
meslek lisesinde gemi simülatörü eğitimi olmamasına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4122)
149.-
Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, andımızın kaldırılıp kaldırılmayacağına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4123)
150.-
Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in, Bingöl şehir
merkezinde bulunan askeri birliğin vatandaşların mağduriyetine sebep olduğu
iddialarına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4124)
151.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın,
Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Milli
Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4125)
152.-
Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, son on yıl içerisinde askeri
okullardan ayrılan öğrencilerin sayısına ve okullardaki yönetimle ilgili bazı
iddialara ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4126)
153.-
Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın,
Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı
uygulanacak yaptırımlara ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4128)
154.-
Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Boğazköy Barajı ve Kocasu
Çayındaki yüksek tuzluluk oranının yol açtığı sorunlara ilişkin Orman ve Su
İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4129)
155.-
Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa
yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Orman ve Su İşleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4130)
156.-
Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların
çıkardıkları dergilere ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4131)
157.-
Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü’nün, Çokal Barajı’ndan Tekirdağ’a daha fazla
sulama hizmeti verilmesine ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4132)
158.-
Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın,
Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı
uygulanacak yaptırımlara ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4133)
159.-
Manisa Milletvekili Hasan Ören’in, Kula-İbrahimağa
köyünün sulama göleti ihtiyacına ilişkin Orman ve Su
İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4134)
160.- Çanakkale Milletvekili Mustafa
Serdar Soydan’ın, Gelibolu-Ağadere mevkiine Panorama
Müzesi yapılacağına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4138)
161.-
Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların
çıkardıkları dergilere ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4157)
162.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Karadeniz sahil yolundan kaynaklanan
sorunlara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4158)
163.-
Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa
yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4159)
164.- Hatay Milletvekili Mehmet Ali
Ediboğlu’nun, sağanak yağış neticesinde Hatay Havaalanının uçuş trafiğine
kapatılmasının sorumlularına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4160)
165.-
Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın,
Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı
uygulanacak yaptırımlara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4161)
166.-
Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Adana-Gaziantep arası
demiryolu hattına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4162)
167.-
Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, öğrenci indirim kartlarının tüm
illerde geçerli olması için çalışma yapılıp yapılmadığına ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4163)
168.-
Manisa Milletvekili Sümer Oral’ın, Ankara-İzmir Hızlı Tren Projesi kapsamında
güzergâhta değişiklikler yapılacağı iddiasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4164)
169.- Muğla Milletvekili Nurettin
Demir’in, hava şartları nedeniyle uçuşların iptal edilmesi sonucu yolcuların
yaşadığı mağduriyete ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4165)
170.-
Denizli Milletvekili İlhan Cihaner’in, Çardak
havalimanı için DHM’nin imzaladığı taksi hizmetleri
sözleşmesine ve Çardak taksicilerinin mağduriyetine ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4166)
171.-
Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, 2004 yılında Sakarya-Pamukova’da
meydana gelen tren kazası ile ilgili verilen idari cezalara ve kazazedelere
yapılan yardımlara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4167)
172.-
Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, LPG’li araçların sızdırmazlık testi ve
periyodik kontrol zorunluluğunun kaldırılmasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik
ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4168)
173.-
Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü’nün, 2004 yılında Sakarya-Pamukova’da
meydana gelen tren kazasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4169)
174.-
Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Alanya-Silifke karayolunun yenilenmesine
ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4170)
175.-
Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Niğde-Ankara otobanı inşaatına ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4171)
176.-
Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Kastamonu-Sinop yolunun yenilenmesine
ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4172)
No: 113
26
Mart 2012 Pazartesi
Tasarılar
1.- Türkiye Cumhuriyeti ile Filistin
Ulusal Yönetimi Lehine Filistin Kurtuluş Örgütü Arasındaki Geçici Serbest
Ticaret Anlaşması ile Kurulan Ortak Komitenin Anlaşmaya Ek Menşeli Ürünler
Kavramının Tanımı ve İdari İşbirliği Yöntemlerine İlişkin 2/2010 Sayılı
Kararının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/592) (Plan ve
Bütçe; Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile
Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
2.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Kosova Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hükümlü Nakli Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/593) (Adalet ile Dışişleri
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
3.- Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin
Genişletilmiş Kısmi Spor Anlaşmasını Tesis Eden Kararına Katılmamızın Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/594) (Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor
ile Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
4.- Hazine Müsteşarlığı Tarafından
Temsil Edilen Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Maliye Bakanlığı Tarafından
Temsil Edilen Kırgız Cumhuriyeti Hükümeti Arasındaki Borç Silme Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/595) (Plan ve Bütçe ile
Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
5.- Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür
Başkenti Hakkında Kanun Tasarısı (1/596) (Plan ve Bütçe; İçişleri ile Milli
Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/03/2012)
6.- Bor Tuzları, Trona
ve Asfaltit Madenleri ile Nükleer Enerji Hammaddelerinin İşletilmesini, Linyit
ve Demir Sahalarının Bazılarının İadesini Düzenleyen Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/597) (Plan ve Bütçe ile Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/03/2012)
Süresi
İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- İstanbul Milletvekili İhsan
Barutçu’nun, bakanlıklar ve kamu kurum ve kuruluşları için inşa edilen hizmet
binalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2737)
2.- Ankara Milletvekili Levent Gök’ün,
bir sanığın mahkumiyet kararının ölümünden sonra
tebliğ edilmesine ve atanamayan öğretmenlerin mağduriyetine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/2747)
3.- Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu’nun, 2002-2011 yılları arasındaki tutuklu ve
hükümlü sayısına ve cezaevlerinin şartlarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/2792)
4.- Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu’nun, ağır hasta olan tutuklu ve hükümlülere ve
cezaevlerinin doluluk oranına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2793)
5.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, yasadışı telefon dinlemelerine ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2794)
6.- Kırklareli Milletvekili Mehmet
Siyam Kesimoğlu’nun, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçu ile ilgili bazı
iddialara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2795)
7.- İstanbul Milletvekili Ali
Özgündüz’ün, bir davayla ilgili bazı bilgilerin basına sızdırıldığı iddialarına
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2796)
8.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın,
Soma Adalet Binası Projesine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2797)
9.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın,
Salihli Ceza İnfaz Kurumu Projesine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2798)
10.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, merkez ve taşra teşkilatlarındaki boş kadrolara ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2799)
11.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda hizmetlerde taşeronlaşmaya ve taşeron
firma çalışanlarının bazı sorunlarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2800)
12.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatlarına ait
binalarının depreme karşı güçlendirilmesi çalışmalarına ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2801)
13.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğru’nun, tutuklu ve hükümlülere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2802)
14.- Mersin Milletvekili Ali Rıza
Öztürk’ün, avukatlık yaparken hakim ve savcı adaylığı
mülakat sınavını kazananlara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2803)
15.- Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet
Toptaş’ın, Şuhut’ta TOKİ tarafından inşa edilecek Devlet hastanesine ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2935)
16.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in,
Van depremi sonrasında sağlık hizmetleri alanında yaşanan bazı aksaklıklara
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2936)
17.- İzmir Milletvekili Aytun Çıray’ın, aile hekimliği sisteminde laboratuvar
ünitelerinin kurulması ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2937)
18.- Amasya Milletvekili Ramis Topal’ın, Merzifon Kara Mustafa Paşa Devlet
Hastanesi’nin personel ve teçhizat eksikliklerine ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2938)
19.- İstanbul Milletvekili Ali
Özgündüz’ün, büyükşehir belediyesine ait bir arazinin bir vakıf tarafından
kullanıldıktan sonra âtıl halde bırakıldığı
iddialarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2939)
20.- Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer’in, Şarköy’e bağlı köy ve beldelerdeki sağlık hizmetlerindeki
yeterliliğe ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2940)
21.- Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya’nın, kamu özel ortaklığı modeli çerçevesinde gerçekleştirilmesi
planlanan projelere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2941)
22.- Iğdır Milletvekili Sinan Oğan’ın,
Şarkılarla Sağlık-Sağlıkla İlgili Şarkılar adlı kitap ve CD albümüne ve bu
çalışmaya bütçeden harcanan paraya ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2942)
23.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatlarına ait
binalarının depreme karşı güçlendirilmesi çalışmalarına ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2943)
24.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana ve ilçelerinde yürütülen proje ve
yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2944)
25.- Hatay Milletvekili Hasan Akgöl’ün,
tutuklu ve hükümlü gazetecilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/2961)
26.- Diyarbakır Milletvekili Altan
Tan’ın, Ergenekon Davası sanıklarından yurt dışında bulunan bir kişiye ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2963)
27.- Iğdır Milletvekili Sinan Oğan’ın,
Tuzluca’da kış aylarında sunulan sağlık hizmetlerine ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3025)
28.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Uzakdoğu ülkelerinden ithal edilen kan şekeri
ölçüm cihazlarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3026)
29.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, icra dairelerinde çalışan personelin özlük ve
sosyal haklarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3038)
30.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın,
bankaların uyguladığı ek hesap faiz oranlarına ilişkin Ekonomi Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3880)
31.- Adana Milletvekili Ali Demirçalı’nın, bir açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/4173)
32.- Kastamonu Milletvekili Emin
Çınar’ın, Hocalı katliamına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4174)
33.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, Hatay-Hassa’daki bir köyde meydana gelen bir olaya ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4175)
34.- Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in,
kamuda sözleşmeli olarak çalışan bazı personelin mağduriyetine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4176)
35.- Tunceli Milletvekili Hüseyin
Aygün’ün, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğünde yer alan bazı
belgelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4177)
36.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, cemevlerinin sayısına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4178)
37.- İstanbul Milletvekili Umut
Oran’ın, bir emniyet mensubunun ABD Büyükelçiliğine giderek devam eden bir soruşturma
ile ilgili bilgi verdiği iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/4179)
38.- İzmir Milletvekili Erdal Aksünger’in, İzmir ve Ankara ile ilgili çeşitli projelere
aktarılan kaynak miktarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4181)
39.- Kırklareli Milletvekili Mehmet
Siyam Kesimoğlu’nun, terör örgütü tarafından kaçırılan kaymakam adayına ve
diğer vatandaşlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4182)
40.- Kırklareli Milletvekili Mehmet
Siyam Kesimoğlu’nun, PKK terör örgütünün sivillere yönelik eylemleri ve bu
konuda alınan önlemlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4183)
41.- İstanbul Milletvekili Atila
Kaya’nın, MİT-PKK ilişkisi ile ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/4184)
42.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, şehit ve gazilerle ilgili hukuksal düzenlemelere ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/4185)
43.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Hükümetin PKK ile protokol yaptığı iddialarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4186)
44.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, gençlerin alkol, sigara ve uyuşturucudan korunmasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4187)
45.- Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz’ın, belediyelerde yapılan norm kadro
çalışmalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4188)
46.- Kırklareli Milletvekili Mehmet
Siyam Kesimoğlu’nun, terör örgütü PKK’nın eylemlerine ve MİT Müsteşarıyla
ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4189)
47.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in, il müftüleri ile il müftü yardımcılarının ve
emeklilerinin ücret farkına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4190)
48.- Kırklareli Milletvekili Mehmet
Siyam Kesimoğlu’nun, KCK soruşturması kapsamında bazı MİT yöneticilerinin
ifadeye çağrılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4193)
49.- Kırklareli Milletvekili Mehmet
Siyam Kesimoğlu’nun, İbrahim Tatlıses’e suikast teşebbüsünde kullanılan
silahların bir MİT görevlisi tarafından temin edildiği iddiasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4194)
50.- Kırklareli Milletvekili Mehmet
Siyam Kesimoğlu’nun, terör örgütü PKK ile müzakere yapıldığı iddialarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4195)
51.- Antalya Milletvekili Mehmet
Günal’ın, elektronik pasaport ihalesinin bir Fransız şirketine verilmesine ve
elektronik kimlik ihalesinin de aynı firmaya verileceği iddialarına ilişkin
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/4201)
52.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bir vatandaşımızın İncelemeli Elektrikli Araç
Patenti almasına ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4202)
53.- Kocaeli Milletvekili Lütfü
Türkkan’ın, eski bir İçişleri Bakanının insansız silahlı hava uçakları ile
ilgili bazı açıklamalarına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4208)
54.- Kocaeli Milletvekili Lütfü
Türkkan’ın, ABD ziyaretine ve dış politikaya ilişkin Dışişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4209)
55.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, İsrail’in paravan şirketler vasıtasıyla KKTC’de toprak satın
aldığı iddiasına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4210)
56.- Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, Ankara’daki toplu taşıma sorununa ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4218)
57.- İstanbul Milletvekili Melda
Onur’un, önleyici hizmetler büro amirlikleri puan cetveli uygulaması iddiasına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4219)
58.- Kırklareli Milletvekili Mehmet
Siyam Kesimoğlu’nun, iki emniyet müdürünün görevden alınmasına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4220)
59.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, nüfusu iki binin altında kalan belde
belediyelerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4221)
60.- Antalya Milletvekili Mehmet
Günal’ın, elektronik kimlik kartı ihalesinin bir Fransız şirketine verileceği
iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4222)
61.- Tunceli Milletvekili Hüseyin
Aygün’ün, 1987-2011 yılları arasında Tunceli’deki terör eylemlerine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4223)
62.- Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu’nun, belediyelerin engelli vatandaşların yaşamını kolaylaştırmak
için yaptıkları çalışmalara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4224)
63.- İzmir Milletvekili Musa Çam’ın,
İstanbul Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu projelerine ilişkin
Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4225)
64.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
illerin ve ilçelerin sosyo-ekonomik göstergeleri ve
gelişmişlik sıralarının belirlenmesine ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4226)
65.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
2011 yılı adrese dayalı nüfus kayıt sistemi verilerine ilişkin Kalkınma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4227)
66.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, gelir vergisi mükellefi sayısındaki azalmanın nedenlerine ilişkin
Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4233)
67.- Bilecik Milletvekili Bahattin
Şeker’in, Bakanlık ile Bakanlığa bağlı ve ilgili kuruluşlar tarafından
yürütülen ve gerçekleştirilen projelere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4234)
68.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran
Bulut’un, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personelin emeklilik ikramiyelerine
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4235)
69.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, yeniden yapılandırılan borçların Van depremi
sonrasında ertelenmesi yönünde bir düzenleme yapılıp yapılmadığına ilişkin
Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4236)
70.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, şef kadrosunda çalışanların özlük haklarına
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4237)
71.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran
Bulut’un, Bakanlık çalışanlarının emekli olmasının teşvik edilmesi için çalışma
yapılıp yapılmadığına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4238)
72.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran
Bulut’un, öğretmenlerin özlük haklarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4239)
73.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran
Bulut’un, görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4240)
74.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
üniversite yönetimlerinin bazı uygulamalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4241)
75.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran
Bulut’un, FATİH Projesi kapsamındaki tablet bilgisayarların olumsuz etkilerine
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4242)
76.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
ortaöğretim ders müfredatındaki değişikliklerden kaynaklanan sorunlara ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4243)
77.- Ankara Milletvekili Levent Gök’ün,
eğitimin niteliği ve öğretmen adaylarının atamasına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4244)
78.- Ankara Milletvekili Levent Gök’ün,
Ulusal Öğretmen Stratejileri Çalıştayında alınan bazı
tavsiye kararlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4245)
79.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, 2000-2012 yıllarında üniversite öğrencilerine
açılan disiplin soruşturmalarına ve cezalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4246)
80.- Denizli Milletvekili Adnan
Keskin’in, aşamalı devamsızlık yönetimi uygulamasına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4247)
81.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, bir belediye başkanının öğretmenler günü
töreninde öğretmenlere çiçek verilmesi sebebiyle hakkında soruşturma
başlatıldığı iddialarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4248)
82.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, OECD eğitim raporundaki öğretmen maaşlarına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4249)
83.- İstanbul Milletvekili Ayşe Eser Danışoğlu’nun, Birleşmiş Milletler Sözleşmesine Ek Seçmeli
Protokol gereği Ulusal Önleme Mekanizmasının kurulması için yapılan çalışmalara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4250)
84.- Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün,
1987-2011 yılları arasında Tunceli’deki terör eylemlerine ilişkin Milli Savunma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4251)
85.- Adıyaman Milletvekili Salih
Fırat’ın, Adıyaman’daki karayollarının kapalı olması nedeniyle yaşanan
mağduriyete ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4256)
86.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, LPG’li araçlarda sızdırmazlık raporunun
zorunlu belgeler arasından çıkarılmasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4257)
87.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, ADR eğitmenlerine ve tehlikeli madde taşıyıcılığına ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4258)
88.- İzmir Milletvekili Musa Çam’ın,
İstanbul Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu Projelerine ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4259)
89.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, Ankara-İzmir Hızlı Tren Projesine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4260)
90.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, Manisa’da yürütülen proje ve yatırımlar ile bunlar için ayrılan
ödeneğe ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4261)
91.- Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz’ın, LPG ve CNG dönüşümü yapılan araçlara
ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4262)
92.- Gaziantep Milletvekili Mehmet
Şeker’in, Gaziantep-Ankara arasında demiryolu taşımacılığı ihtiyacına ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4263)
93.- Ordu Milletvekili İdris Yıldız’ın,
Bakanlığın Diyanet İşleri Başkanlığı ile yaptığı protokole ve kadın hakları
konusunda yürüttüğü çalışmalara ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4265)
94.- Antalya Milletvekili Mehmet
Günal’ın, elektronik pasaport ihalesinin bir Fransız şirketine verilmesine
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/4267)
95.- Kırklareli Milletvekili Mehmet
Siyam Kesimoğlu’nun, TRT’de yayınlanan bir reklama ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/4269)
96.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, Türk Güvenlik ve Demokrasi Enstitüsüne
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4273)
97.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Malatya-Kürecik’te
kurulan Füze Kalkanı ile ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/4274)
98.- Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcı’nın, MİT mensuplarıyla ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/4275)
99.- İstanbul Milletvekili Umut
Oran’ın, gazilerin yararına gerçekleştirilen yeni düzenleme, çalışma ve
uygulamalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4276)
100.- İstanbul Milletvekili Umut
Oran’ın, 2002’den bu yana görevden alınan belediye başkanlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4278)
101.- İstanbul Milletvekili Umut
Oran’ın, İmar Kanuna aykırılıktan dolayı tesis edilen idari işlem ve cezalara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4280)
102.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Van depreminin ardından Yüzüncü Yıl
Üniversitesinde eğitim ve öğretime ara verilmesinden kaynaklanan mağduriyete
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4281)
103.- Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak’ın, MİT-PKK görüşmelerine ve imzalandığı iddia
edilen protokole ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4282)
104.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar
Demirel’in, Van’da depremle ilgili bir görevin ifası amacıyla görevlendirilen
personelin ödüllendirilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4285)
105.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, benzin ve motorine yapılan zamlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/4286)
106.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, elektrik ve doğal gaz fiyatlarındaki artışa ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/4287)
107.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, hayvan yetiştiricilerinin sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/4288)
108.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, tarım ve hayvansal ürünlerde kaçakçılığın önlenmesine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4289)
109.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, köy yollarında asfaltlama çalışmaları yapılıp yapılmadığına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4290)
110.- Kırklareli Milletvekili Mehmet
Siyam Kesimoğlu’nun, bir gazetede yayınlanan haberdeki bazı iddialara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4293)
111.- Kırklareli Milletvekili Mehmet
Siyam Kesimoğlu’nun, KCK oluşumuna ve MİT’le ilgili bazı iddialara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4294)
112.- Eskişehir Milletvekili Kazım
Kurt’un, kamu yararına çalışan derneklere ve bu derneklere yapılan yardımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4295)
113.- Manisa Milletvekili Sakine Öz’ün,
bir dernek heyeti ile yapılan görüşmedeki açıklamasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/4296)
114.- Aydın Milletvekili Osman Aydın’ın,
şehit yakınları için yaptığı bir açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/4297)
115.- Bursa Milletvekili Sena
Kaleli’nin, Kamu İhale Kurumu’ndaki yolsuzluk iddialarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/4298)
116.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Van depremi sonrasında barınma sorununa
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4299)
117.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, MİT personeline yönelik bazı suçlamalara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4300)
118.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık’ın, yapılan yurtdışı seyahatlerine ve bu seyahatlerdeki toplam harcamalara
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi
(7/4303)
119.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, kredi kartı limitlerinin ve faiz oranlarının yeniden
düzenlenmesine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru
önergesi (7/4304)
120.- Ankara Milletvekili Ayşe Gülsün
Bilgehan’ın, eşi vefat etmiş kadınlar için nakit sosyal yardım projesine
ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4314)
121.- Bursa Milletvekili Sena
Kaleli’nin, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi kurulacak illere ilişkin Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4315)
122.- Adana Milletvekili Muharrem
Varlı’nın, fuhuşa itilen kadınlara ilişkin Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4316)
123.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık’ın, yapılan yurtdışı seyahatlerine ve bu seyahatlerdeki toplam harcamalara
ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4317)
124.- Van Milletvekili Nazmi Gür’ün,
KOSGEB tarafından Van’daki esnafa verilen kredilere ilişkin Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/4318)
125.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık’ın, yapılan yurtdışı seyahatlerine ve bu seyahatlerdeki toplam harcamalara
ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/4319)
126.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, LPG ile çalışan araçların muayenesinde gaz sızdırmazlık raporu
bulundurulması düzenlemesinin kaldırılmasına ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4320)
127.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, İş Güvenliği Uzmanlığı Sınavına ve İşyeri Sağlık
ve Güvenlik Birimleri ile Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri Hakkında
Yönetmeliğe ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4321)
128.- Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet
Toptaş’ın, SGK’ya borcu olan ve haciz işlemi yapılan
belediyelere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4322)
129.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık’ın, yapılan yurtdışı seyahatlere ve bu seyahatlerdeki toplam harcamalara
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4323)
130.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, bir kısım sağlık hizmetlerinin SGK tarafından ödeme kapsamından
çıkarılabileceği yönündeki düzenlemeye ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4324)
131.- Bilecik Milletvekili Bahattin
Şeker’in, Bilecik merkez ve ilçelerinde yürütülen proje ve yatırımlara ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4325)
132.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, sosyal güvenlik açığına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4326)
133.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, İş-Kur’da usulsüz atamalar yapıldığı iddiasına
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4327)
134.- Eskişehir Milletvekili Kazım
Kurt’un, belediyelerde ve belediyelere bağlı kuruluşlarda çalışan personel
arasında kadro eşitsizliğine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4328)
135.- Manisa Milletvekili Özgür
Özel’in, SGK tarafından finansmanı sağlanmayan sağlık hizmetlerine ve bir
hastanın mağduriyetine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4329)
136.- Kocaeli Milletvekili Lütfü
Türkkan’ın, İzmir’de bir NATO üssü kurulacağı iddialarına ilişkin Dışişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4337)
137.- Hatay Milletvekili Mehmet Ali
Ediboğlu’nun, Malatya-Kürecik’te kurulan Füze Kalkanı
Projesine ve İsrail’in NATO’ya üyeliği iddialarına ilişkin Dışişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4338)
138.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık’ın, yapılan yurtdışı seyahatlerine ve bu seyahatlerdeki toplam harcamalara
ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4357)
139.- Kocaeli Milletvekili Lütfü
Türkkan’ın, İran ile ticari ilişkilerin geliştirilmesine ilişkin Gümrük ve
Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4358)
140.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, Bakanlığın lojmanlarına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4359)
141.- İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal’ın, Akçakale Sınır Kapısının kapanmasına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4360)
142.- Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu’nun, Güroymak’taki eğitim destek evine verilen
ismin iptaliyle ilgili karara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4362)
143.- İzmir Milletvekili Aytun Çıray’ın, araç kundaklama olaylarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4363)
144.- Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer’in, Marmara Bölgesi ve Tekirdağ ilinde olası bir deprem için alınacak
önlemlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4365)
145.- Hakkâri Milletvekili Adil
Kurt’un, doğu illerinde güvenlik gerekçesiyle yapılan kimlik kontrolü ve
aramalara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4366)
146.- Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin, bir kadının ölümüne ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4367)
147.- Osmaniye Milletvekili Hasan
Hüseyin Türkoğlu’nun, Ankara Büyükşehir Belediyesinin bir eğitim merkezine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4368)
148.- Isparta Milletvekili Süleyman
Nevzat Korkmaz’ın, Isparta Belediyesinin denetimine ve düzenlenen raporlarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4369)
149.- Adana Milletvekili Muharrem
Varlı’nın, Emniyet Genel Müdürlüğünün bir kişiye eskort hizmeti vermesi ile ilgili
bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4370)
150.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, bazı emniyet mensuplarının ABD’nin Ankara
Büyükelçiliği yetkililerine brifing verdiği iddiasına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4372)
151.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, güvenlik, asayiş ve hırsızlık olaylarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4373)
152.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, trafik kazalarının önlenmesi için alınacak önlemlere ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4374)
153.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, uyuşturucuyla mücadeleye ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4375)
154.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
Iğdır-Merkezde su ve kanalizasyon çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4377)
155.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Iğdır ve ilçe belediyelerinin arşivlerinin korunmasına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4378)
156.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, kalkınma ajanslarına ilişkin Kalkınma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4379)
157.- Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı’nın, Konya’nın SODES kapsamına alınmamasına ilişkin Kalkınma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4380)
158.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık’ın, yapılan yurtdışı seyahatlerine ve bu seyahatlerdeki toplam harcamalara
ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4381)
159.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, Bakanlığın lojmanlarına ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4382)
160.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, Marmara depremi sonrasında alınmaya başlanan
özel iletişim vergisi miktarının yıllara göre dağılımı ve kullanımına ilişkin
Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4389)
161.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık’ın, yapılan yurtdışı seyahatlerine ve bu seyahatlerdeki toplam harcamalara
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4390)
162.- İstanbul Milletvekili İhsan
Barutçu’nun, FATİH Projesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4392)
163.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, 19 Mayıs kutlamalarına ve Okul-Aile Birliği
Yönetmeliği ile yapılan bazı düzenlemelere ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4393)
164.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık’ın, yapılan yurtdışı seyahatlerine ve bu seyahatlerdeki toplam harcamalara
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4394)
165.- Muğla Milletvekili Mehmet
Erdoğan’ın, ilköğretimde bazı ders saatlerinin artırılmasına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4395)
166.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, öğretmenlerin eş durumu atamalarında yaşanan mağduriyete
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4396)
167.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, okul öncesi eğitim materyallerinin ücretsiz dağıtılmasına ve
müfredat olmamasından kaynaklanan sorunlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4397)
168.- Balıkesir Milletvekili Ahmet
Duran Bulut’un, Anadolu Liseleri Öğretmen Seçme Sınavına başvuru yapan
öğretmenlerin, sözleşmelilikte geçen görev
sürelerinin hesaba katılmamasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4398)
169.- Balıkesir Milletvekili Ahmet
Duran Bulut’un, Okullar Hayat Bulsun Projesi kapsamında görevlendirilecek
öğretmenlere ödenecek ücretlere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4399)
170.- Balıkesir Milletvekili Ahmet
Duran Bulut’un, öğretmenlerin eş durumu atamalarında yaşanan mağduriyete
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4400)
171.- Balıkesir Milletvekili Ahmet
Duran Bulut’un, ek ders yönetmeliğinde düzenleme yapılmasına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4401)
172.- Balıkesir Milletvekili Ahmet
Duran Bulut’un, bilgisayar derslerinin kaldırılıp kaldırılmayacağına ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4402)
173.- Balıkesir Milletvekili Ahmet
Duran Bulut’un, Anadolu Liselerine Öğretmen Seçme Sınavına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4403)
174.- Antalya Milletvekili Arif
Bulut’un, Bakanlığın yeniden yapılandırılması çerçevesinde yapılan atamalara
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4404)
175.- Antalya Milletvekili Arif
Bulut’un, eğitimdeki yeterliliğe ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4405)
176.- Antalya Milletvekili Arif
Bulut’un, İl Milli Eğitim Müdürlüklerine gönderilen umre gezileriyle ilgili
yazıya ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4406)
177.- Antalya Milletvekili Arif
Bulut’un, bazı özel yurtların denetimine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4407)
178.- Eskişehir Milletvekili Kazım
Kurt’un, Eskişehir’deki okulların depreme karşı güçlendirilmesi çalışmalarına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4408)
179.- Antalya Milletvekili Arif
Bulut’un, eğitim kurumlarının şehir dışına taşınacağı iddialarına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4409)
180.- Antalya Milletvekili Arif
Bulut’un, Serik Askerlik Şubesinin kapatılma kararına ilişkin Milli Savunma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4412)
181.- Eskişehir Milletvekili Kazım
Kurt’un, Konya’daki uçak kazasına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4413)
182.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık’ın, yapılan yurtdışı seyahatlerine ve bu seyahatlerdeki toplam harcamalara
ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4416)
183.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın,
Bolu’da bölge müdürlüğü kurulmaması ile Bakanlık personelinin özlük haklarına
ve atanmalarına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4418)
184.- İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal’ın, Şanlıurfa GAP Havaalanının bazı eksiklerine ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4430)
185.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık’ın, yapılan yurtdışı seyahatlerine ve bu seyahatlerdeki toplam harcamalara
ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4431)
186.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, Karacabey’deki bir köyün internet sorununa ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4432)
187.- Ankara Milletvekili Emine Ülker
Tarhan’ın, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun bilgilerinin sanal
saldırıya uğradığı iddialarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4433)
188.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık’ın, yapılan yurtdışı seyahatlerine ve bu seyahatlerdeki toplam harcamalara
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi
(7/4434)
189.- İstanbul Milletvekili Faik
Tunay’ın, Özürlü Memur Seçme Sınavına hazırlık kurslarına ilişkin Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4437)
190.- Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için alınan
önlemlere ve yaşanan iki olaya ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4438)
191.- Manisa Milletvekili Özgür
Özel’in, çocuk bakım evleri ve yetiştirme yurtlarında kötü muamele yapıldığı
iddialarına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4439)
192.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Kars Doğu Sınır Kapısının açılıp açılmayacağına ilişkin Gümrük ve
Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4442)
193.- İstanbul Milletvekili Süleyman
Çelebi’nin, sarımsak ithaline ve gümrüklerde bekletilen sarımsağın iç pazara
sunulduğu iddialarına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4443)
194.- İstanbul Milletvekili Erdoğan
Toprak’ın, İstanbul’da trafiği rahatlatmak için alınan önlemlere ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4445)
195.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Iğdır’daki köy yollarının bakım ve onarımına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4446)
196.- İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi’nin, DMO Genel Müdürlüğüne üst düzey yönetici atamalarında usulsüzlük
yapıldığı iddiasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4449)
197.- İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi’nin, Dışişleri Bakanlığı kurumsal lisans ihtiyacını karşılamak üzere
DMO’nun kurduğu satınalma komisyonuna ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4450)
198.- İstanbul Milletvekili Celal
Dinçer’in, bir imam hatip lisesi öğrencileriyle ilgili internette çıkan bir
habere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4451)
199.- İstanbul Milletvekili Faik
Tunay’ın, AB ülkelerindeki üniversitelerden mezun olan öğrencilerin denklik
sorununa ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4452)
200.- İstanbul Milletvekili Abdullah
Levent Tüzel’in, Bakanlık bünyesinde çalışan kadrolu, sözleşmeli ve ücretli
öğretmenler ile başka kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan öğretmenlere
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4453)
201.- Tunceli Milletvekili Hüseyin
Aygün’ün, düzenlenen çalıştay ve toplantıların
maliyetine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi
(7/4455)
202.- İstanbul Milletvekili Kadir
Gökmen Öğüt’ün, Ilgaz ilçesine bağlı bazı köylerin yollarına ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4456)
203.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi’nin, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi mezunlarının istihdam
sorununa ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4459)
No: 114
27
Mart 2012 Salı
Tasarı
1.- Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Zambiya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticari ve Ekonomik İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/598)
(Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Dışişleri
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/03/2012)
Teklifler
1.- Konya Milletvekili
Atilla Kart’ın; Yeniceoba Adıyla Yeni İlçe Kurulması
Hakkında Kanun Teklifi (2/432) (Plan ve Bütçe ile İçişleri Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/02/2012)
2.- Kocaeli Milletvekili
Haydar Akar ve 3 Milletvekilinin; Muhtar Ödenek ve Sosyal Güvenlik Yasası, Köy
Kanunu ve Şehir ve Kasabalarda Muhtar ve İhtiyar Heyetleri Teşkiline Dair
Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/433) (İçişleri; Sağlık,
Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi: 01/03/2012)
3.- Kırklareli Milletvekili
Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; 3201 Sayılı Yurt Dışında Bulunan
Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri
Bakımından Değerlendirilmesi Hakkındaki Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi (2/434) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
4.- Gaziantep Milletvekili
Mehmet Şeker’in; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
(2/435) (Kadın Erkek Fırsat Eşitliği ile Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
5.- İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel’in; 2429 Sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/436) (Kadın Erkek Fırsat Eşitliği
ile İçişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2012)
6.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın; 02.05.1972 Tarih ve 1586 Sayılı “Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve
Hüseyin İnan’ın Ölüm Cezalarının Yerine Getirilmesine Dair Kanunun” Yürürlükten
Kaldırılmasına İlişkin Kanun Teklifi (2/437) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa
geliş tarihi: 09/03/2012)
7.- Muğla Milletvekili
Nurettin Demir’in; Sağlık Personeli Meslek Odası Birliği Kanun Teklifi (2/438)
(Adalet ile Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi: 09/03/2012)
8.- Mersin Milletvekili
Aytuğ Atıcı’nın; Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/439) (Sağlık, Aile, Çalışma ve
Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
09/03/2012)
9.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun; Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi (2/440) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi:
13/03/2012)
10.- Bolu Milletvekili
Tanju Özcan’ın; Devlet Memurları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi (2/441) (İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 13/03/2012)
11.- Tekirdağ Milletvekili
Emre Köprülü ve 3 Milletvekilinin; Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Taşeron
Şirketler Aracılığıyla İstihdam Edilen Güvenlik İşçilerinin İşçi Kadrolarına
Geçirilmesi ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa Teklifi (2/442)
(İçişleri; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
12.- İstanbul Milletvekili
Ali Özgündüz’ün; 2429 Sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/443) (Milli Eğitim, Kültür,
Gençlik ve Spor ile İçişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
14/03/2012)
13.- Tokat Milletvekili
Orhan Düzgün’ün; Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/444) (Milli Savunma; Sağlık, Aile, Çalışma
ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
15/03/2012)
14.- Ağrı Milletvekili
Halil Aksoy’un; 2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Yasa Teklifi (2/445) (Anayasa Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi:
15/03/2012)
15.- Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu ve 10 Milletvekilinin; Belde Belediye Başkanlarına
Hususi Damgalı Pasaport Verilmesi ve Emekli Belediye Başkanlarının da Bu Haktan
Yararlanmaları Hakkında Kanun Teklifi (2/446) (İçişleri Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/03/2012)
16.- İstanbul Milletvekili
Mehmet Doğan Kubat ve 15 Milletvekilinin; Adli Sicil Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/447) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 22/03/2012)
17.- Adana Milletvekili Ali
Halaman’ın; Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/448) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi:
07/03/2012)
18.- Hatay Milletvekili
Adnan Şefik Çirkin’in; 6660 Sayılı Güzel Sanatlarda Fevkalade İstidat Gösteren
Çocukların Devlet Tarafından Yetiştirilmesi Hakkında Kanunda İki Ek Madde
Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/449) (Plan ve Bütçe ile Milli Eğitim,
Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
19.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın; Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın İsimlerinin Uygun
Görülecek Bazı Kamusal Alanlara Verilmesine Dair Kanun Teklifi (2/450)
(İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
20.- Ankara Milletvekili
Sinan Aydın Aygün’ün; 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Teklifi (2/451) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi
ve Teknoloji ile Adalet Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
Sözlü
Soru Önergeleri
1.- Ankara Milletvekili
Aylin Nazlıaka’nın, Ankara’daki tarım alanlarına ve
kredi borcu olan çiftçi sayısına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1362) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)
2.- Giresun Milletvekili
Selahattin Karaahmetoğlu’nun, lise son sınıf öğrencilerinin aldığı sağlık
raporlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1363)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)
3.- Mersin Milletvekili
Aytuğ Atıcı’nın, deprem sonrasında Van’ın bazı ilçelerindeki hayvan
yetiştiricilerine yem desteği yapılmamasına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1364) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
4.- İstanbul Milletvekili
Ali Özgündüz’ün, başta İstanbul olmak üzere tüm illerdeki mikro kredi
başvuruları ve kullanımına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1365) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
5.- Van Milletvekili Nazmi
Gür’ün, Van depremi sonrasında işini kaybedenlere yönelik çalışmalara ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/1366) (Başkanlığa
geliş tarihi: 14/03/2012)
6.- Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş’ta iş makinesi ihtiyacına ilişkin İçişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1367) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
7.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş’ta din hizmetlerini yürüten
personel ihtiyacına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) sözlü soru
önergesi (6/1368) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
8.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş’a hizmet içi eğitim amacıyla
külliye yapılmasına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) sözlü soru
önergesi (6/1369) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
9.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş’ın din görevlileri misafirhanesi
ihtiyacına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) sözlü soru önergesi
(6/1370) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
10.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Afşin-Elbistan A Termik Santraline filtre ve
atık su tesislerinin kurulmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/1371) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
11.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Koruma Bakım ve Rehabilitasyon Merkezlerinin
yeterliliğine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1372) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
12.- Muğla Milletvekili
Mehmet Erdoğan’ın, Köyceğiz’de bir köye elektrik hattı çekilip çekilmeyeceğine
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/1373)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
13.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş’ta TCDD’ye ait istasyonun
yükleme ve boşaltma alanı zemininin tadilatına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1374) (Başkanlığa geliş tarihi:
15/03/2012)
14.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş-Köprüağzı
istasyonları arasındaki eskiyen rayların yenilenmesine ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1375) (Başkanlığa
geliş tarihi: 15/03/2012)
15.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş-İçel arası günübirlik tren
seferi konulmasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü
soru önergesi (6/1376) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
16.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Andırın-Geben yoluna ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1377) (Başkanlığa
geliş tarihi: 15/03/2012)
17.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, nişasta bazlı şeker kullanımı ve ithalatına
ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1378)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
18.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş’a kontrol laboratuvarı
kurulmasına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1379) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
19.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık Merkez ve taşra teşkilatında bulunan
boş kadrolara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1380)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
20.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık Merkez ve taşra teşkilatında
çalıştırılan şirket görevlilerine ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından sözlü
soru önergesi (6/1381) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
21.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık Merkez ve taşra teşkilatında bulunan
boş kadrolara ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1382)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
22.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık bünyesindeki kadın yöneticilere
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/1383)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
23.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, biyoetanol üretimine
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/1384)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
24.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş’ta okullardaki spor salonu ve
tesislerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1385)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
25.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş’a olimpik yüzme havuzu
yapılmasına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından sözlü soru önergesi (6/1386)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
26.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Ardahan İl Müdürlüğü Makine İkmal Şube Müdürlüğünün Bakım Onarım
Atölyesine ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1387)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
27.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Türkiye’de yapılan arkeolojik kazılara ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1388) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
28.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, tarımsal kredilerin yeniden yapılandırılmasına ilişkin Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1389) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/03/2012)
29.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, çiftçilerin borçlarına ve doğrudan desteklenmesine ilişkin
Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) sözlü soru önergesi (6/1390) (Başkanlığa
geliş tarihi: 15/03/2012)
30.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, bazı köy okullarında lavaboların okul dışında olmasına ilişkin
Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1391) (Başkanlığa geliş tarihi:
15/03/2012)
31.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, bazı illerdeki spor kulüplerinin desteklenmesine ilişkin Gençlik
ve Spor Bakanından sözlü soru önergesi (6/1392) (Başkanlığa geliş tarihi:
15/03/2012)
32.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Kars İl Sağlık Müdürlüğünün personel sayısının artırılmasına
ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1393) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/03/2012)
33.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Ardahan’daki öğretmen açığına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1394) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
34.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Ardahan İl Merkezi, ilçe ve köy yollarının bakım ve onarımına
ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1395) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/03/2012)
35.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Ardahan’da su borularının ve su depolarının donmaması için
yapılacak çalışmalara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1396)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
36.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Şırnak ve Hakkâri’de elektrik direk ve hatlarının hasar görmesi
sebebiyle yaşanan mağduriyete ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1397) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
37.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Ardahan Merkezdeki bir köyün yol ve su sorununa ilişkin İçişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1398) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
38.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Hanak’taki bazı köylerin atık su ve kanalizasyon sorununa
ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1399) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/03/2012)
39.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Ardahan’da kurban kesimhanesi ihtiyacına ilişkin İçişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1400) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
40.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Bakanlığın Ardahan’daki personel sayısının artırılmasına ilişkin
Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1401) (Başkanlığa geliş tarihi:
15/03/2012)
41.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, memur maaşlarının yeterliliğine ilişkin Maliye Bakanından sözlü
soru önergesi (6/1402) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
42.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, 2003’ten itibaren yapılan lojman satışlarına ve gelirlerine
ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1403) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/03/2012)
43.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Ardahan’daki çiftçilerin mazot ve gübre paralarının ödenmesine
ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1404)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
44.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Kars Yem Fabrikasının özelleştirilmesine, et kombinasının
kapatılmasına ve yün işleme fabrikası ihtiyacına ilişkin Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1405) (Başkanlığa geliş tarihi:
15/03/2012)
45.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Ardahan’ın teknik eleman ve iş makinası ihtiyacına ilişkin Orman
ve Su İşleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1406) (Başkanlığa geliş tarihi:
15/03/2012)
46.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Ani Harabelerinin bakım ve onarım ihtiyacına ilişkin Kültür ve
Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/1407) (Başkanlığa geliş tarihi:
15/03/2012)
47.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Ardahan Kültür ve Turizm İl Müdürlüğünün yeni bina ve memur
ihtiyacına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/1408)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
48.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Kars İl Müdürlüğünün memur ihtiyacına ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1409) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
49.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Ahıska’dan gelenlerin borçlanma yoluyla emekli olabilmeleri için
yapılacak çalışmalara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1410) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
50.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, İşsizlik Fonunun kullanımına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1411) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
51.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Kars İl Müdürlüğünün memur ihtiyacına ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/1412) (Başkanlığa geliş tarihi:
15/03/2012)
52.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Şırnak ve Hakkâri’de sporcu sayısının artırılmasına ilişkin
Gençlik ve Spor Bakanından sözlü soru önergesi (6/1413) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/03/2012)
53.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Şırnak ve Hakkâri’deki spor kulüplerinin desteklenmesine ilişkin
Gençlik ve Spor Bakanından sözlü soru önergesi (6/1414) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/03/2012)
54.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Ardahan’daki Spor Kulüplerinin desteklenmesine ilişkin Gençlik
ve Spor Bakanından sözlü soru önergesi (6/1415) (Başkanlığa geliş tarihi:
15/03/2012)
55.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Alevi inancının öğretilmesi için TRT’de yeni programlar
yapılmasına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) sözlü soru önergesi
(6/1416) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
56.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Şırnak ve Hakkâri’de cami ve Kuran kurslarının tabelalarının
değiştirilmesine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) sözlü soru önergesi
(6/1417) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
57.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, çiftçilerin kredi borçlarından kaynaklanan mağduriyetine ilişkin
Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) sözlü soru önergesi (6/1418) (Başkanlığa
geliş tarihi: 15/03/2012)
58.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Ziraat Bankasının tarım ve hayvancılık sektörüne verdiği
kredilere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) sözlü soru önergesi
(6/1419) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
59.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Şırnak ve Hakkâri’de karla mücadele çalışmalarına ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1420) (Başkanlığa geliş tarihi:
15/03/2012)
60.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Kars Havaalanındaki bazı eksikliklere ilişkin Ulaştırma, Denizcilik
ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1421) (Başkanlığa geliş tarihi:
15/03/2012)
61.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, kamu kurum ve kuruluşlarının yurt dışında açılan
temsilciliklerine ve çalışan personele ilişkin Dışişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1422) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
62.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Pozantı cezaevi yetkililerine soruşturma açılmasına ve
çocukların psikolog gözetiminde tedavilerine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1423) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
63.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Posof Türkgözü sınır kapısındaki
personel yetersizliğine ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1424) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
64.- Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova’nın, Balya-Güngörmez yolunun yapım çalışmalarına ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1425)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
65.- Malatya Milletvekili
Veli Ağbaba’nın, Kürecik radar üssünde çalışan
personele ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1426) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/03/2012)
66.- Malatya Milletvekili
Veli Ağbaba’nın, tutuklu öğrencilerin sayısı ile
ilgili verilen soru önergesi sayısına ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1427) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)
67.- İstanbul Milletvekili
Sebahat Tuncel’in, 24. Dönem sözlü ve yazılı soru önergeleri ile bunların
cevaplanmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1428) (Başkanlığa
geliş tarihi: 16/03/2012)
Yazılı
Soru Önergeleri
1.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, Merve Kavakçı’nın özlük haklarının iadesine ve bir kanunun
yürürlükten kaldırılmasına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından
yazılı soru önergesi (7/5127) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
2.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, dostluk grupları yönetim kurullarında BDP’nin
temsiline ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi
(7/5128) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
3.- Eskişehir Milletvekili
Kazım Kurt’un, kanun tasarı ve tekliflerinin komisyonlarda görüşülme usulüne
ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/5129)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
4.- İzmir Milletvekili
Erdal Aksünger’in, yazılı soru önergelerinin
cevaplandırılmasına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı
soru önergesi (7/5130) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
5.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, Van’daki deprem konutlarının yapımını üstlenen firmaya
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5131) (Başkanlığa geliş tarihi:
09/03/2012)
6.- Kastamonu Milletvekili
Emin Çınar’ın, memurların 2012 maaş zammına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/5132) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
7.- Kırklareli Milletvekili
Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, Wikileaks Türkiye dosyası
adı altında yayınlanan bazı raporlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/5133) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
8.- Burdur Milletvekili
Ramazan Kerim Özkan’ın, alan bazlı tarımsal desteklemelerden yararlanmak
isteyenlerden alınan ücretlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/5134) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
9.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, Evren ilçesinin sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/5135) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
10.- Malatya Milletvekili
Veli Ağbaba’nın, disiplin cezası alan ve haklarında
soruşturma açılan üniversite öğrencilerine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/5136) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
11.- Kırklareli
Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, bir parti yetkilisi ile ilgili bazı
iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5137) (Başkanlığa geliş
tarihi: 09/03/2012)
12.- İzmir Milletvekili
Oktay Vural’ın, Stratfor isimli bir kuruluşla
Başbakanlık görevlilerinin bilgi alışverişinde bulundukları iddialarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5138) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2012)
13.- Zonguldak Milletvekili
Ali İhsan Köktürk’ün, Atatürk’ün Hazineye bağışladığı çiftliklerin ve AOÇ’nin
son durumuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5139) (Başkanlığa
geliş tarihi: 13/03/2012)
14.- Denizli Milletvekili
Adnan Keskin’in, Başbakan Başdanışmanı hakkındaki iddialara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/5140) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)
15.- Ordu Milletvekili
İdris Yıldız’ın, TOKİ tarafından yapılan konutlara ve TOKİ’nin finansal
durumuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5141) (Başkanlığa geliş
tarihi: 13/03/2012)
16.- Mersin Milletvekili
Aytuğ Atıcı’nın, Mersin’deki hava kirliliğine ve SYDV tarafından dağıtılan
kömürlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5142) (Başkanlığa geliş
tarihi: 13/03/2012)
17.- Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova’nın, kurum ve personeli tanıtmaya yönelik yayınlara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5143) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)
18.- Erzincan Milletvekili
Muharrem Işık’ın, Suudi Arabistan’da yaşanan şiddet olaylarına ve Suriye ile
olan ilişkilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5144) (Başkanlığa
geliş tarihi: 13/03/2012)
19.- Gaziantep Milletvekili
Mehmet Şeker’in, vatani görevini yerine getirirken hayatını kaybettiği halde
şehit sayılmayan askerlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5145)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)
20.- Kırklareli
Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, Başbakan Başdanışmanı hakkındaki
iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5146) (Başkanlığa geliş
tarihi: 13/03/2012)
21.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, ABD’li bir medya grubu sahibinin ziyareti ile ilgili bazı
iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5147) (Başkanlığa geliş
tarihi: 13/03/2012)
22.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, yazılı ve sözlü soru önergelerinin cevaplandırılmasına
ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/5148)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22/03/2012)
23.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, Kamu İhale Kurumundaki atamalara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/5149) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)
24.- Ankara Milletvekili
Aylin Nazlıaka’nın, Ankara’daki minibüsçü ve taksici
esnafının sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5150)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)
25.- Mersin milletvekili
Mehmet Şandır’ın, şehit ve malûl yakınları için
ayrılan kadrolara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5151) (Başkanlığa
geliş tarihi: 14/03/2012)
26.- Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı’nın, Karaman-Sarıveliler’de bir köyde HES inşaatından
kaynaklanan mağduriyete ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5152)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
27.- Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı’nın, Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanının
uygulamaları ile ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/5153) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
28.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Çanakkale-Eceabat Kilitbahir
köyündeki Ağadere Hastane Şehitliğine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5154) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
29.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, azınlık vakıflarının emlak beyannamelerinin mülk sahibi
hanesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5155) (Başkanlığa geliş
tarihi: 14/03/2012)
30.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Nilüfer İlçesindeki Devlet arazilerinin kiralanması ile
ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5156)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
31.- Hatay Milletvekili
Adnan Şefik Çirkin’in, TÜBİTAK tarafından başlatılan PARDUS çalışmasına ve bu
işletim sisteminin kamu kurumlarında kullanılmasına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/5157) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
32.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/5158) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
33.- Kırklareli
Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, Danıştay 1. Dairesindeki atamalarla
ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5159)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
34.- Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova’nın, bazı özelleştirmelerin iptal kararlarının uygulanmasıyla
ilgili sorunlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5160) (Başkanlığa
geliş tarihi: 14/03/2012)
35.- Eskişehir Milletvekili
Kazım Kurt’un, öğretmen istihdamına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/5161) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
36.- Çorum Milletvekili
Tufan Köse’nin, Diyanet İşleri Başkanlığı kadrolarında Devlet memurluğuna
başlayıp yatay geçiş yoluyla diğer kurumlara geçen Devlet memurlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5162) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
37.- Eskişehir Milletvekili
Kazım Kurt’un, İnönü’ye yapılan yatırımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/5163) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
38.- Eskişehir Milletvekili
Kazım Kurt’un, Seyitgazi’deki bir beldeye yapılan yatırımlara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5164) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
39.- İstanbul Milletvekili
İhsan Özkes’in, Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı
cami ve personel sayısına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5165)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
40.- Kırklareli
Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, Madımak Otelinin yakılmasıyla ilgili
davaya ve davanın sanıklarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5166)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
41.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutan’ın, Artvin-Ardanuç’ta Halkbank
şubesi açılmasına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru
önergesi (7/5167) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)
42.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, şehit yakınları ve malûller için
ayrılan kadrolara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru
önergesi (7/5168) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
43.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali
Babacan) yazılı soru önergesi (7/5169) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
44.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı cami, mescit ve
toplam personel sayısına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı
soru önergesi (7/5170) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
45.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde göreve başlayan
din adamlarının yemin edip etmediğine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir
Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/5171) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
46.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, Diyanet İşleri Başkanlığının 2007-2011 dönemi yıllık
bütçelerine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi
(7/5172) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
47.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, turistik yörelere yabancı dil bilen imamların
atanmasına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi
(7/5173) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
48.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, 2011 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesinden
yaptırılan cami sayısı ile Diyarbakır İl Müftülüğüne bağlı cami ve personel
sayılarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi
(7/5174) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
49.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, Fahri din görevlisi atamalarına ve irşad amaçlı programlar çerçevesinde bazı turistik
bölgelere din görevlisi ataması planlanıp planlanmadığına ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/5175) (Başkanlığa geliş
tarihi: 09/03/2012)
50.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, Diyanet Ansiklopedisine ilişkin Başbakan Yardımcısından
(Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/5176) (Başkanlığa geliş tarihi:
09/03/2012)
51.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, şehit yakınları ve malûller için
ayrılan kadrolara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru
önergesi (7/5177) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
52.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir
Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/5178) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
53.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, şehit yakınları ve malûller için
ayrılan kadrolara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru
önergesi (7/5179) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
54.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir
Atalay) yazılı soru önergesi (7/5180) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
55.- Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen’in, bir TV dizisindeki bazı sahnelere ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/5181) (Başkanlığa geliş
tarihi: 09/03/2012)
56.- İstanbul Milletvekili
Melda Onur’un, Türkiye Gazeteciler Sendikasının lağvedileceği iddialarına
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/5182)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
57.- Mersin Milletvekili
Aytuğ Atıcı’nın, TRT’de kadrosunun gerektirdiği görevler dışında çalışan
personele ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi
(7/5183) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)
58.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, şehit yakınları ve malûller için
ayrılan kadrolara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru
önergesi (7/5184) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
59.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent
Arınç) yazılı soru önergesi (7/5185) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
60.- Kırklareli
Milletvekili Turgut Dibek’in, 13 Mart 2012 günü
TRT’ye bağlı radyo ve televizyon kanallarında Madımak Davası ile ilgili yapılan
yayınlara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi
(7/5186) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
61.- Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen’in, bir TV dizisindeki bazı sahnelere ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5187) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
62.- Kastamonu Milletvekili
Emin Çınar’ın, eski Araç Cezaevi Binasının kültür merkezi ya da müzeye
çevrilmesine yönelik bir proje bulunup bulunmadığına ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5188) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
63.- Kırklareli
Milletvekili Turgut Dibek’in, UYAP SMS sistemine
abone yapma çalışmalarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5189) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
64.- Malatya Milletvekili
Veli Ağbaba’nın, Sivas’ta meydana gelen olayların
sanık ve hükümlülerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5190)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
65.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Çukurova Üniversitesi’nden bir grup uzman
tarafından hazırlandığı iddia edilen bir rapora ve cezaevlerinde yaşanan cinsel
istismar olaylarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5191)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)
66.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Kandıra Cezaevinde iki kitabın okunmasının
yasaklandığı iddialarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5192) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)
67.- Malatya Milletvekili
Veli Ağbaba’nın, İcra-İflas Kanunundaki taahhüdü
ihlal suçunun hapisle cezalandırılmasının kaldırılıp kaldırılmayacağına ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5193) (Başkanlığa geliş tarihi:
13/03/2012)
68.- Malatya Milletvekili
Veli Ağbaba’nın, bir tutuklunun kitap ve bazı
eşyalarının yeni sevk edildiği cezaevine gönderilmemesine ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5194) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)
69.- Malatya Milletvekili
Veli Ağbaba’nın, Bakırköy Kadın Cezaevinde kalan bazı
hükümlülerin başka hapishanelere sevk edilmesine ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5195) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)
70.- Malatya Milletvekili
Veli Ağbaba’nın, cezaevlerinde el konulan sebze,
meyve ve eşyalara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5196)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)
71.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, cezaevlerinde bulunan kronik hastalıkları
tespit edilen tutuklu ve hükümlülere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5197) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)
72.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, 1. Daire başta olmak üzere Danıştay dairelerine yapılan
atamalara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5198) (Başkanlığa
geliş tarihi: 13/03/2012)
73.- Van Milletvekili Aysel
Tuğluk’un, hasta tutuklu ve hükümlülerin mağduriyetine ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5199) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
74.- Van Milletvekili Aysel
Tuğluk’un, cezaevlerindeki kitap yasaklarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5200) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
75.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında
şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5201) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
76.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5202) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
77.- Kırklareli
Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, Madımak Otelinin yakılmasına ilişkin
davaya ve davanın sanıklarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5203) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
78.- Ağrı Milletvekili
Halil Aksoy’un, tutuklu ve hükümlü hastaların cezaevi koşullarına ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5204) (Başkanlığa geliş tarihi:
14/03/2012)
79.- İstanbul Milletvekili
Sabahat Tuncel’in, cezaevlerinde hak ihlalleri yapıldığı iddialarına ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5205) (Başkanlığa geliş tarihi:
14/03/2012)
80.- Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen’in, bir TV dizisindeki bazı sahnelere ilişkin Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5206) (Başkanlığa geliş tarihi:
09/03/2012)
81.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında
şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5207) (Başkanlığa geliş tarihi:
14/03/2012)
82.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5208) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
83.- Eskişehir Milletvekili
Kazım Kurt’un, Bakanlık Müsteşarının Eskişehir ziyareti ile ilgili bazı
iddialara ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5209) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
84.- Kırklareli
Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, tecavüz ve banka soygunculuğu suçları
nedeniyle tutuklanan gazetecilerle ilgili bir açıklamasına ilişkin Avrupa
Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/5210) (Başkanlığa geliş tarihi:
09/03/2012)
85.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında
şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Avrupa Birliği
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5211) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
86.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5212) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
87.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında
şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/5213) (Başkanlığa geliş tarihi:
14/03/2012)
88.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5214) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
89.- Ankara Milletvekili
İzzet Çetin’in, Uluslararası Çalışma Örgütüne Türkiye aleyhine yapılan
şikayetlere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5215) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
90.- Ordu Milletvekili
İdris Yıldız’ın, istihdamsız büyüme ve kadın istihdamına ilişkin Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5216) (Başkanlığa geliş
tarihi: 13/03/2012)
91.- Manisa Milletvekili
Özgür Özel’in, yatılı ve burslu öğrenciler ile eczacıların Genel Sağlık
Sigortasının uygulamaya geçmesi nedeniyle yaşadıkları mağduriyete ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5217) (Başkanlığa
geliş tarihi: 13/03/2012)
92.- Manisa Milletvekili
Özgür Özel’in, yatılı ve burslu öğrencilerin Genel Sağlık Sigortasının
uygulamaya geçmesi nedeniyle yaşadıkları mağduriyete ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5218) (Başkanlığa geliş tarihi:
13/03/2012)
93.- Antalya Milletvekili
Yıldıray Sapan’ın, Genel Sağlık Sigortasındaki değişikliklere ilişkin Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5219) (Başkanlığa geliş
tarihi: 13/03/2012)
94.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında
şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5220) (Başkanlığa geliş tarihi:
14/03/2012)
95.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5221) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
96.- Ordu Milletvekili
İdris Yıldız’ın, iş kazalarına ve iş sağlığı ile güvenliği denetimlerine
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5222)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
97.- İstanbul Milletvekili
Ali Özgündüz’ün, istihdam edilen özürlü personelin sigorta primlerinin Hazine
tarafından karşılanmasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5223) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
98.- Iğdır Milletvekili
Pervin Buldan’ın, iş kazalarına ve bu kazaların önlenmesine yönelik çalışmalara
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5224)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
99.- Samsun Milletvekili
Haluk Koç’un, TOKİ tarafından gerçekleştirilen projelere ve deprem riski
taşıyan bölgelerin durumuna ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5225) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)
100.- Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova’nın, Balya Maden İşletme sahasındaki zehirli atıklara ilişkin
Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5226) (Başkanlığa geliş
tarihi: 13/03/2012)
101.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında
şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Çevre ve Şehircilik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5227) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
102.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5228) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
103.- Balıkesir
Milletvekili Namık Havutça’nın, Havran’da
bir taş ocağının yeniden faaliyete geçtiği iddialarına ilişkin Çevre ve
Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5229) (Başkanlığa geliş tarihi:
14/03/2012)
104.- Denizli Milletvekili
İlhan Cihaner’in Özbekistan’da tutuklu bulunan Türk
vatandaşlarına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5230)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
105.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, ABD’nin insansız hava araçları ve özel
operasyon üslerini genişletme politikasına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5231) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)
106.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında
şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Dışişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5232) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
107.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5233) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
108.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçay’ın, İhracatçı Birliklerinin sayısının azaltılacağı iddialarına
ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/5234) (Başkanlığa geliş
tarihi: 09/03/2012)
109.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında
şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Ekonomi Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5235) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
110.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5236) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
111.- Denizli Milletvekili
İlhan Cihaner’in, Denizli’de doğal gaz dağıtımı yapan
firmalara ve doğal gaz kaçağından kaynaklanan mağduriyete ilişkin Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5237) (Başkanlığa geliş
tarihi: 09/03/2012)
112.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, yurt içinde ve TPAO tarafından yurt dışında
çıkarılan ve üretilen ham petrol ve gaz miktarına ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5238) (Başkanlığa geliş tarihi:
09/03/2012)
113.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, Sur İlçesinde yaşanan elektrik kesintilerine ilişkin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5239) (Başkanlığa
geliş tarihi: 09/03/2012)
114.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, Mardin’in ilçelerindeki elektrik kesintilerine
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5240)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
115.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında
şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5241) (Başkanlığa geliş tarihi:
14/03/2012)
116.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5242) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
117.- Afyonkarahisar
Milletvekili Kemalettin Yılmaz’ın, Dinar’daki KYK yurduna bağışta bulunan bir
hayırseverin isminin verilmemesine ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5243) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
118.- Diyarbakır
Milletvekili Nursel Aydoğan’ın, Van’daki spor kulüplerine maddi yardım
yapılmasına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/5244)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)
119.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında
şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Gençlik ve Spor
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5245) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
120.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5246) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
121.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçay’ın, Organize Sanayi Bölgesi Projesine ilişkin Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5247) (Başkanlığa geliş tarihi:
09/03/2012)
122.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, gıda mevzuatına uygun olmayan buğdayın
piyasaya girmesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5248) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
123.- Afyonkarahisar
Milletvekili Kemalettin Yılmaz’ın, Afyonkarahisar’da tarım ve hayvancılığın
desteklenmesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5249) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
124.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, Şanlıurfa’daki çiftçilerin sorunlarına ilişkin Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5250) (Başkanlığa geliş tarihi:
09/03/2012)
125.- Aydın Milletvekili
Metin Lütfi Baydar’ın, İsrail sazanı adlı balık türüne ilişkin Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5251) (Başkanlığa geliş tarihi:
09/03/2012)
126.- Ankara Milletvekili
Aylin Nazlıaka’nın, Şereflikoçhisar’ın bazı
sorunlarına ve Peçenek Barajı Projesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5252) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)
127.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutan’ın, Doğu Karadeniz Bölgesinde
hayvancılığın desteklenmesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5253) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
128.- Tokat Milletvekili
Orhan Düzgün’ün, çiftçilerin doğal afetler ve iklim şartlarından dolayı
yaşadıkları mağduriyete ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5254) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)
129.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarda
şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5255) (Başkanlığa geliş tarihi:
14/03/2012)
130.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5256) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
131.- Eskişehir
Milletvekili Kazım Kurt’un, Ziraat Bankasınca çiftçilere verilen çevirme
kredisine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5257) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
132.- İstanbul Milletvekili
Ali Özgündüz’ün, Iğdır’da ve Türkiye genelinde üreticilerin Ziraat Bankası ve
Tarım Kredi Kooperatiflerinden kullandıkları kredilere ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5258) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
133.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında
şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Gümrük ve Ticaret
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5259) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
134.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5260) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
135.- Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen’in, bir TV dizisindeki bazı sahnelere ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5261) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
136.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, özel güvenlik elemanı olarak taşeron firmalarda çalışan personele
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5262) (Başkanlığa geliş
tarihi: 09/03/2012)
137.- Hatay Milletvekili
Adnan Şefik Çirkin’in, Diyarbakır’da gerçekleşen Kürt Dil Konferansı ile ilgili
bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5263)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
138.- İzmir Milletvekili
Oktay Vural’ın, Uludere olayında hayatını kaybedenlerin yakınlarına verildiği
iddia edilen yaka kartlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5264) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
139.- Kastamonu
Milletvekili Emin Çınar’ın, Araç İlçesindeki kullanılmayan sağlık ocağı
binalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5265)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
140.- Malatya Milletvekili
Veli Ağbaba’nın, İstanbul’daki bir endüstri meslek
lisesinde yaşandığı iddia edilen bir olaya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5266) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
141.- Mardin Milletvekili
Ahmet Türk’ün, Midyat Kaymakamı ile ilgili bazı iddialara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5267) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)
142.- Bolu Milletvekili
Tanju Özcan’ın, Bolu Belediyesinin borçlarına ve temsil gideri harcamalarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5268) (Başkanlığa geliş
tarihi: 13/03/2012)
143.- Malatya Milletvekili
Veli Ağbaba’nın, Dilek Belediyesi tarafından işten
çıkarılan işçilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5269)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)
144.- Kırklareli
Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, dinleme yapılmak için kurulduğu iddia
edilen bir ekibe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5270)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)
145.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, adli olaylarda delil tespitine ve Emniyet Genel Müdürlüğü kriminal polis laboratuvarlarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5271) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)
146.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında
şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5272) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
147.- Adana Milletvekili
Seyfettin Yılmaz’ın, İl Özel İdaresi’nin Ziraat Bankası Adana Bölge Müdürlüğü
ile imzaladığı protokole ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5273) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
148.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Nilüfer ilçesindeki bir köyün yollarının bakımına ve
asfaltlanmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5274)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
149.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5275) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
150.- Kırklareli Milletvekili
Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, PKK tarafından kaçırılan polis memurunun maaşının
bloke edilmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5276)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
151.- Balıkesir
Milletvekili Namık Havutça’nın, nüfusu 750 bini aşan
illerin büyükşehir yapılması çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5277) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
152.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, kırmızı bültenle aranan kişilere ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5278) (Başkanlığa geliş tarihi:
14/03/2012)
153.- Van Milletvekili
Nazmi Gür’ün, İran sınırında bulunan iki cesetle ilgili yapılan işlemlere
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5279) (Başkanlığa geliş
tarihi: 14/03/2012)
154.- Adana Milletvekili
Seyfettin Yılmaz’ın, Adana İl Özel İdaresine alınan personele ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5280) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
155.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bursa’daki bir caddede bakım çalışması yapılıp
yapılmayacağına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5281)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
156.- Diyarbakır
Milletvekili Nursel Aydoğan’ın, Diyarbakır’da bir protesto yürüyüşü sırasında
yaşamını yitiren bir kişiye ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5282) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)
157.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında
şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Kalkınma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5283) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
158.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5284) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
159.- Manisa Milletvekili
Özgür Özel’in, Manisa’daki tarihi varlıkların korunması ve bakımına ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/5285) (Başkanlığa geliş
tarihi: 13/03/2012)
160.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında
şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5286) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
161.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Çanakkale Zaferi’nin tanıtımına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5287) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
162.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5288) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
163.- Kocaeli Milletvekili
Haydar Akar’ın, Gebze’deki bir köyde doğal sit alanına zarar verilerek inşa
edilen restorana ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5289) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
164.- Ağrı Milletvekili
Halil Aksoy’un, Girik Tepesinin korumaya alınıp
alınmadığına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/5290)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
165.- Ağrı Milletvekili
Halil Aksoy’un, tarihi ve kültürel alanların askeri birliklerin kullanıma
açılması ve Koğ Tepesinin restorasyonu ve tanıtımına
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/5291) (Başkanlığa
geliş tarihi: 14/03/2012)
166.- Erzurum Milletvekili
Oktay Öztürk’ün, finansal kiralama konusu malların KDV oranlarına ilişkin
Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5292) (Başkanlığa geliş tarihi:
09/03/2012)
167.- Burdur Milletvekili
Ramazan Kerim Özkan’ın, Milli Emlak Genel Müdürlüğünde çalışan personelin
mağduriyetine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5293) (Başkanlığa
geliş tarihi: 09/03/2012)
168.- Denizli Milletvekili
İlhan Cihaner’in, Gelir İdaresi Başkanlığında çalışan
personelin özlük haklarındaki eşitsizliğe ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5294) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
169.- Iğdır Milletvekili
Pervin Buldan’ın, Uludere olayında hayatını kaybedenlerin yakınlarına ödenmesi
kararlaştırılan tazminat miktarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5295) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2012)
170.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında
şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5296) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
171.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5297) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
172.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığın Merkez ve taşra teşkilatı personeli arasında özlük
haklarındaki farklılığa ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5298)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
173.- Eskişehir
Milletvekili Kazım Kurt’un, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi mezunlarının
memur olarak istihdamına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5299) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
174.- Aydın Milletvekili
Bülent Tezcan’ın, Kilis-Polateli’nde teknopark yapımı için kamulaştırılan
hazine arazisinin başka bir proje için tahsis edilmesine ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5300) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
175.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, öğrenci taşımacılığındaki kriterlere ve
denetime ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5301)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
176.- Mersin Milletvekili
Ali Öz’ün, eğitim fakültelerinde geometri öğretmenliği bölümü açılmasına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5302) (Başkanlığa geliş
tarihi: 09/03/2012)
177.- Hatay Milletvekili
Hasan Akgöl’ün, Hatay’da düzenlenen eğitim kampanyalarına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5303) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
178.- Aydın Milletvekili
Metin Lütfi Baydar’ın, İstanbul’da bir endüstri meslek lisesinde yaşandığı
iddia edilen bir olaya ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5304) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
179.- Batman Milletvekili
Ayla Akat Ata’nın, Batman Kız Meslek Lisesi öğrenci yurdundaki zehirlenme
olayına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5305)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
180.- Kars Milletvekili
Mülkiye Birtane’nin, Çanakkale-Bayramiç’teki bir
ilköğretim okulunda yaşanan rutubet sorununa ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5306) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2012)
181.- Iğdır Milletvekili
Pervin Buldan’ın, Kilis 7 Aralık Üniversitesinde Uludere olayını protesto eden
öğrencilere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5307)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2012)
182.- Manisa Milletvekili
Özgür Özel’in, özürlü çocukların eğitim hizmetlerinden yararlanabilmelerine
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5308) (Başkanlığa geliş
tarihi: 13/03/2012)
183.- Konya Milletvekili
Atilla Kart’ın, Meram’daki bir ilköğretim okuluna öğrenci alınmamasına ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5309) (Başkanlığa geliş tarihi:
13/03/2012)
184.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında
şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5310) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
185.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, okul öncesi eğitimin zorunlu hale getirilip
getirilmeyeceğine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5311)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
186.- Hatay Milletvekili
Adnan Şefik Çirkin’in, Hatay İl Milli Eğitim Müdürlüğü binasına ve Hatay’daki
meslek liselerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5312)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
187.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5313) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
188.- Batman Milletvekili
Ayla Akat Ata’nın, yeni açılan hukuk fakültelerine ve bu fakültelerden mezun
olanların istihdamına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5314) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
189.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında
şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Milli Savunma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5315) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
190.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, PARDUS İşletim Sistemine ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5316) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
191.- Kırklareli Milletvekili
Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, PKK tarafından kaçırılan kamu görevlilerinin
maaşlarına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5317)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
192.- Eskişehir
Milletvekili Kazım Kurt’un, Topçu ve Füze Okulu Komutanlığının Sivrihisar’a
taşınacağı iddialarına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5318) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
193.- Malatya Milletvekili
Veli Ağbaba’nın, askerlik görevini yaparken hayatını
kaybedenlerin ölüm sebeplerine ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5319) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
194.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutan’ın, Doğu Karadeniz’de Mezgit balığı
türünün korunması ve balıkçılığın desteklenmesine ilişkin Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5320) (Başkanlığa geliş tarihi:
13/03/2012)
195.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında
şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5321) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
196.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5322) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
197.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, Çıralı bölgesinde doğal hayatın korunmasına
ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5323) (Başkanlığa
geliş tarihi: 14/03/2012)
198.- Ağrı Milletvekili
Halil Aksoy’un, Balık Gölündeki alabalık miktarının artırılmasına ilişkin Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5324) (Başkanlığa geliş
tarihi: 14/03/2012)
199.- Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, Balıkesir’deki kanser vakalarına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5325) (Başkanlığa geliş tarihi:
13/03/2012)
200.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında
şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5326) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
201.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5327) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
202.- Kahramanmaraş
Milletvekili Durdu Özbolat’ın, duble yollara ve Göksun-Kahramanmaraş
yoluna ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5328) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
203.- Van Milletvekili
Nazmi Gür’ün, RTÜK Van Bölge Müdürlüğünün Erzurum’a kaydırılmasına ve Van’da
telekomünikasyon alanında yapılan çalışmalara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5329) (Başkanlığa geliş tarihi:
09/03/2012)
204.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, Şanlıurfa-Adıyaman karayoluna ilişkin Ulaştırma, Denizcilik
ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5330) (Başkanlığa geliş
tarihi: 09/03/2012)
205.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, Siverek-Çermik karayoluna ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5331) (Başkanlığa
geliş tarihi: 09/03/2012)
206.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, Bursa şehir merkezi etrafındaki çevre yollarına
ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5332) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
207.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, Bingöl-Karlıova-Çat Karayolundaki genişletme ve
ıslah çalışmalarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5333) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2012)
208.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, Kulp-Silvan karayoluna ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5334) (Başkanlığa geliş tarihi:
09/03/2012)
209.- İzmir Milletvekili
Oğuz Oyan’ın, Karayolu Taşıma Yönetmeliğinde yetki
belgelerinin verilmesi ile ilgili yapılan değişikliğe ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5335) (Başkanlığa
geliş tarihi: 13/03/2012)
210.- Bursa Milletvekili
Aykan Erdemir’in, Bursa-Ankara karayolu ulaşımındaki sorunlara ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5336)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)
211.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, Karayolları Bülteni adlı derginin siyasi propaganda aracı
olarak kullanıldığı iddialarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5337) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)
212.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, Bingöl Havaalanı inşaatının tamamlanmasına ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5338)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)
213.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, Şırnak Havaalanı inşaatının tamamlanmasına ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5339)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2012)
214.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, Bakanlıkta ve bağlı kuruluşlarında
şehit yakınları ve malûller için ayrılan kadrolara ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5340) (Başkanlığa
geliş tarihi: 14/03/2012)
215.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5341) (Başkanlığa geliş tarihi:
14/03/2012)
216.- Eskişehir
Milletvekili Kazım Kurt’un, Eskişehir’deki çevre yolunun orta refüjüne tel örgü
konulmasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5342) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
217.- Ankara Milletvekili
İzzet Çetin’in, Ankara Metrosu yapım işinin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığına devrine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5343) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
218.- İstanbul Milletvekili
Erdoğan Toprak’ın, Haydarpaşa Garının restorasyonuna ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5344) (Başkanlığa
geliş tarihi: 14/03/2012)
219.- Eskişehir
Milletvekili Kazım Kurt’un, Eskişehir’deki köylerde internet erişimine ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5345)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)
220.- Samsun Milletvekili
Ahmet Haluk Koç’un, Anadolu Ajansı çalışanlarının sendikal faaliyetlerine
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/5346)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2012)
221.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, 2003-2012 yıllarında TBMM Başkanları ile bunlara eşlik eden
milletvekilleri ve bürokratların yurtdışı seyahatlerine ilişkin Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/5347) (Başkanlığa geliş
tarihi: 22/02/2012)
222.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, TBMM ana bina ve eklentilerinin koridorlarına döşenen
halılara ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi
(7/5348) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/03/2012)
223.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, Zeytinburnu Kooperatif esnafının
mağduriyetine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5349) (Başkanlığa
geliş tarihi: 15/03/2012)
224.- Kastamonu
Milletvekili Emin Çınar’ın, Kastamonu’da ağır kış şartlarından etkilenen
vatandaşlar için yapılan çalışmalara ve yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/5350) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
225.- Kastamonu
Milletvekili Emin Çınar’ın, Küre’de Ekim 2011’de çıkan yangında zarar gören
vatandaşların mağduriyetlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/5351) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
226.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Etik Kurulu kararlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/5352) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
227.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Başbakanlık’ta danışmanlık yapan bir kişinin özlük
haklarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5353) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/03/2012)
228.- Gaziantep Milletvekili
Mehmet Şeker’in, Van Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesinin deprem
hasar tespitlerine ve Bölge Hastanesine devrine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/5354) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
229.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, bir medya grubu sahibi ile görüşmesine ve
ATV-Sabah grubunun satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5355)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
230.- Kırklareli
Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, Konya’da düzenlenen Anadolu Şahini
tatbikatına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5356) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/03/2012)
231.- Bursa Milletvekili
Sena Kaleli’nin, ülkemize getirilen Libya vatandaşlarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/5357) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
232.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Amerika’da kurulan bir özel istihbarat
şirketinin üst düzey bürokratlardan bilgi sızdırdığı iddialarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5358) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
233.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Eti Maden İşletmelerinin özelleştirileceği
iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5359) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/03/2012)
234.- Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen’in, Başbakanlık korumalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/5360) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)
235.- Hatay Milletvekili
Adnan Şefik Çirkin’in, Suriye’deki üniversitelerde okuyan Türk öğrencilere
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5361) (Başkanlığa geliş tarihi:
16/03/2012)
236.- Kırklareli
Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, Oslo görüşmelerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/5362) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)
237.- Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu’nun, İskenderun Limanı açıklarında batan Ulla gemisinin yol açtığı çevre sorunlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5363) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)
238.- Kırklareli
Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5364) (Başkanlığa geliş tarihi:
16/03/2012)
239.- Adıyaman Milletvekili
Salih Fırat’ın, AB Bakanı Egemen Bağış’ın hapisteki gazetecilerle ilgili bazı
açıklamalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5365) (Başkanlığa
geliş tarihi: 16/03/2012)
240.- Mersin Milletvekili
Ali Rıza Öztürk’ün, akaryakıt zamlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/5366) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)
241.- Adıyaman Milletvekili
Salih Fırat’ın, Afganistan’da NATO üssünde dini kitapların imha edildiği
iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5367) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/03/2012)
242.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, uzman erbaşların özlük haklarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/5368) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)
243.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliliğe ayrılan
ve ayrılacak personele ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı
soru önergesi (7/5369) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
244.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, banka yolsuzluklarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali
Babacan) yazılı soru önergesi (7/5370) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
245.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Ardahan’daki ekonomik sorunlara ilişkin Başbakan Yardımcısından
(Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/5371) (Başkanlığa geliş tarihi:
15/03/2012)
246.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliliğe ayrılan
ve ayrılacak personele ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı
soru önergesi (7/5372) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
247.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, mübaşirlerin genel idari hizmetler
sınıfına geçirilmesine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5373)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
248.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlığın lojmanlarına ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5374) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
249.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin ortalama tutukluluk
sürelerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5375) (Başkanlığa
geliş tarihi: 16/03/2012)
250.- Eskişehir
Milletvekili Ruhsar Demirel’in, hükümlü ve tutuklu çocuklara ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5376) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)
251.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, bir başmüfettiş hakkındaki iddialara ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5377) (Başkanlığa geliş tarihi:
15/03/2012)
252.- Gaziantep
Milletvekili Ali Serindağ’ın, Gaziantep’te çocuk
mahkemelerinin ve sosyal çalışma görevlisi sayısının yetersizliğine ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5378) (Başkanlığa geliş tarihi:
16/03/2012)
253.- Batman Milletvekili
Ayla Akat Ata’nın, tutuklu ve hükümlü kadınlara ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5379) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)
254.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliliğe ayrılan
ve ayrılacak personele ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5380) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
255.- Hatay Milletvekili
Mehmet Ali Ediboğlu’nun, İskenderun’da 2. OSB alanı olarak seçilen bir araziye
ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/5381)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
256.- Adana Milletvekili
Ümit Özgümüş’ün, KOSGEB tarafından sağlanan geri
ödemesiz desteklere ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5382) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
257.- Bilecik Milletvekili
Bahattin Şeker’in, Bilecik’teki bazı ilçelerdeki OSB’lerin tamamlanmasına ve
desteklenmesine ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5383) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)
258.- Mersin Milletvekili
Ali Öz’ün, hurda malzemelerin ihale yoluyla satışına ilişkin Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/5384) (Başkanlığa geliş tarihi:
16/03/2012)
259.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, İstanbul’da bir inşaatta çalışan işçilerin kaldığı
çadırlardaki yangına ve yapı işlerinin denetimine ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5385) (Başkanlığa geliş tarihi:
15/03/2012)
260.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliliğe ayrılan
ve ayrılacak personele ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5386) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
261.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, iş kazalarına ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5387) (Başkanlığa geliş tarihi:
15/03/2012)
262.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, işsizlik sigortası fonundan yararlananlara ve
fona müracaatlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5388) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
263.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlığa bağlı kurumlarda kadın yönetici
atamasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5389) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
264.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Ardahan Sigorta İl Müdürlüğünün eksikliklerine ilişkin Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5390) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/03/2012)
265.- Muğla Milletvekili
Nurettin Demir’in, personele yönelik verilen kişisel gelişim dersine ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5391) (Başkanlığa
geliş tarihi: 15/03/2012)
266.- Ankara Milletvekili
İzzet Çetin’in, İstanbul’da bir inşaatta çalışan işçilerin kaldığı çadırlardaki
yangına ve yapı işlerinin denetimine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5392) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
267.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliliğe ayrılan
ve ayrılacak personele ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5393) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
268.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık’ta bulunan engelli kadrolarına atama
yapılmamasına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5394) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
269.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Ardahan’dan Kars’a nakledilen bir aileye tapu verilmesine
ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5395)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
270.- İzmir Milletvekili
Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun, İzmir’de deprem haftası etkinliklerine ve olası bir
depreme karşı alınan önlemlere ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5396) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)
271.- Mersin Milletvekili
Ali Öz’ün, elektronik atıklara ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5397) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)
272.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliliğe ayrılan
ve ayrılacak personele ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5398) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
273.- Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu’nun, Suriye ile ilişkilere ve Hatay’daki radar
istasyonunda görev yapan ABD askerlerine ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5399) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
274.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliliğe ayrılan
ve ayrılacak personele ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/5400)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
275.- Hatay Milletvekili
Adnan Şefik Çirkin’in, Bakanlık bünyesinde kurulan Suriye İzleme Masasına
başvuran firmalara ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/5401)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)
276.- Hatay Milletvekili
Adnan Şefik Çirkin’in, Hatay’ın ithalat ve ihracat oranlarına ilişkin Ekonomi
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5402) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)
277.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliliğe ayrılan
ve ayrılacak personele ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5403) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
278.- Konya Milletvekili
Atilla Kart’ın, bor üretimine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5404) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
279.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, tarımsal sulama amaçlı kullanılan elektriğe
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5405)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
280.- İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel’in, bor üretimi ve pazarlamasına ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5406) (Başkanlığa geliş tarihi:
16/03/2012)
281.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutan’ın, Ardanuç’ta elektrik kesintileri
nedeniyle yaşanan mağduriyete ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5407) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)
282.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliliğe ayrılan
ve ayrılacak personele ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5408) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
283.- Sivas Milletvekili
Malik Ecder Özdemir’in, Süper Lig ve TFF ile ilgili
bazı iddialara ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/5409)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
284.- Zonguldak Milletvekili
Ali İhsan Köktürk’ün, katıldığı bir programda açıklanan kamuoyu araştırması
sonuçlarına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/5410)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
285.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliye ayrılan
ve ayrılacak personele ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5411) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
286.- Bilecik Milletvekili
Bahattin Şeker’in, Kırsal Kalkınma Programından faydalanan illere ve Bilecik’in
bu programa dahil edilip edilmeyeceğine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5412) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)
287.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutan’ın, Fiskobirlik çalışanlarının ve
fındık üreticilerinin mağduriyeti iddialarına ilişkin Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5413) (Başkanlığa geliş tarihi:
16/03/2012)
288.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliye ayrılan
ve ayrılacak personele ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5414) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
289.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutan’ın, Hopa Gümrük ve Muhafaza
Başmüdürlüğünün kapatılma gerekçesine ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5415) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)
290.- Muğla Milletvekili
Mehmet Erdoğan’ın, şoför esnafının ehliyetlerinin alınması nedeniyle
yaşadıkları mağduriyete ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5416)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
291.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bursaray hattındaki bir
istasyonunun bakım-onarımına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5417) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
292.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, yaşlı kartlarından alınan yenileme ücretine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5418) (Başkanlığa geliş tarihi:
15/03/2012)
293.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliliğe ayrılan
ve ayrılacak personele ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5419) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
294.- Ankara Milletvekili
Bülent Kuşoğlu’nun, Çankaya’daki bir parkın imara açılmasına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5420) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
295.- Bitlis Milletvekili
Hüsamettin Zenderlioğlu’nun, Bitlis’te karla mücadele
çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5421)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
296.- Kars Milletvekili
Mülkiye Birtane’nin, Kars’ta bir sivil polisin
yaralandığı iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5422)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
297.- İzmir Milletvekili
Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun, İzmir’de deprem haftası etkinliklerine ve olası bir
depreme karşı alınan önlemlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5423) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)
298.- Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu’nun, Hatay’da yaşanan sel felaketi nedeniyle
üreticilerin yaşadığı mağduriyetin giderilmesine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5424) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)
299.- Bitlis Milletvekili
Hüsamettin Zenderlioğlu’nun, Bitlis’te bulunan toplu
mezarlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5425) (Başkanlığa
geliş tarihi: 16/03/2012)
300.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliliğe ayrılan
ve ayrılacak personele ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5426) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
301.- Adana Milletvekili
Ümit Özgümüş’ün, 2002-2011 yılları arasında illere
göre gayri safi yurtiçi hasıla verilerine ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5427) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
302.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliye ayrılan
ve ayrılacak personele ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5428) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
303.- Mersin Milletvekili
İsa Gök’ün, Bakanlıkta çalışan sanatçıların özlük haklarına ilişkin Kültür ve
Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/5429) (Başkanlığa geliş tarihi:
15/03/2012)
304.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliye ayrılan
ve ayrılacak personele ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5430)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
305.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, haksız yakalama, arama ve tutuklamalardan dolayı
Hazine’ye açılan davalara ve ödenen tazminatlara ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5431) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
306.- Mersin Milletvekili
Ali Öz’ün, hurda mal alımlarındaki stopajın kaldırılıp kaldırılmayacağına
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5432) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/03/2012)
307.- Kırklareli
Milletvekili Turgut Dibek’in, Gelir Uzmanlığı Özel
Sınavına katılamayan personelin mağduriyetine ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5433) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)
308.- İzmir Milletvekili
Aytun Çıray’ın, Ödemiş’te hava kirliliğinin önlenmesi
için elektrik kullanımında vergi muafiyetine gidilip gidilmeyeceğine ilişkin
Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5434) (Başkanlığa geliş tarihi:
16/03/2012)
309.- İstanbul Milletvekili
Ali Özgündüz’ün, Bakanlıkta çalışan personelin özlük haklarına ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5435) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)
310.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Kürtçenin seçmeli ders olarak okutulmasına ve zorunlu din
derslerinin kaldırılacağı iddialarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5436) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
311.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliliğe ayrılan
ve ayrılacak personele ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5437) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
312.- İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi’nin, 19 Mayıs kutlamalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5438) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
313.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, okul laboratuvarlarında civa ve diğer
kimyasalların bulundurulmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5439) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
314.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, sınıf öğretmenlerinin özlük haklarına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5440) (Başkanlığa geliş tarihi:
16/03/2012)
315.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerine
yapılan atamalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5441)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)
316.- Eskişehir
Milletvekili Ruhsar Demirel’in, evde verilen eğitim hizmetine ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5442) (Başkanlığa geliş tarihi:
16/03/2012)
317.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Konya’da düzenlenen Anadolu Şahini tatbikatına ilişkin
Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5443) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/03/2012)
318.- Kars Milletvekili
Mülkiye Birtane’nin, şüpheli şekilde hayatını
kaybeden askerlere ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5444) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
319.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliye ayrılan
ve ayrılacak personele ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5445) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
320.- Hatay Milletvekili
Mehmet Ali Ediboğlu’nun, İskenderun’da 2. OSB alanı olarak seçilen bir araziye
ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5446) (Başkanlığa
geliş tarihi: 15/03/2012)
321.- Bilecik Milletvekili
Bahattin Şeker’in, Bilecik’te yapılan ve yapılacak yatırımlara ilişkin Orman ve
Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5447) (Başkanlığa geliş tarihi:
16/03/2012)
322.- Adana Milletvekili
Muharrem Varlı’nın, Gökdere Köprü Barajı inşaatında meydana gelen kazaya
ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5448) (Başkanlığa
geliş tarihi: 16/03/2012)
323.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, Kocaeli’de Diş Sağlık Ünitelerinin
yeterliliğine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5449)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
324.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliye ayrılan
ve ayrılacak personele ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5450)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
325.- İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi’nin, Ordu İl Sağlık Müdürlüğü ile ilgili bazı iddialara
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5451) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/03/2012)
326.- İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi’nin, Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yaşandığı iddia
edilen bazı olaylara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5452)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
327.- Muğla Milletvekili
Nurettin Demir’in, bir sağlık çalışanının psikolojik tacize uğramasına rağmen
gerekli işlemlerin yapılmadığı iddialarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5453) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
328.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, askeri hastanelerde çalışan sağlık
personelinin özlük haklarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5454) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)
329.- Adana Milletvekili
Muharrem Varlı’nın, diş eti hastalıklarının tedavisinde yaşanan mağduriyete
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5455) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/03/2012)
330.- Eskişehir
Milletvekili Ruhsar Demirel’in, hastanelerin çocuk servislerine ve hasta
çocuklar ile bunların eğitimlerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5456) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)
331.- İzmir Milletvekili
Hülya Güven’in, kol ve bacak protezlerinden katkı payı alınmasına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5457) (Başkanlığa geliş tarihi:
16/03/2012)
332.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, kış lastiği takma zorunluluğu olup olmayacağına ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5458)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
333.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliliğe ayrılan
ve ayrılacak personele ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5459) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
334.- Gaziantep
Milletvekili Mehmet Şeker’in, Gaziantep’te kurulacak Ulaştırma Bölge
Müdürlüğüne ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5460) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
335.- Giresun Milletvekili
Selahattin Karaahmetoğlu’nun, araç muayene istasyonlarının iş yüküne ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5461)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2012)
336.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliliğe ayrılan
ve ayrılacak personele ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5462) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
337.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliliğe ayrılan
ve ayrılacak personele ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı
soru önergesi (7/5463) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
338.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda emekliliğe ayrılan
ve ayrılacak personele ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı
soru önergesi (7/5464) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
339.- İzmir Milletvekili
Rıza Türmen’in, Hocalı Soykırımı Telin Mitingindeki
söyleme ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5465) (Başkanlığa
geliş tarihi: 05/03/2012)
Süresi
İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, üniversite hastanelerinin sorunlarının çözümüne ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3105)
2.- Adana Milletvekili
Seyfettin Yılmaz’ın, Adana’da yapılan ve yapılacak olan projelere ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3106)
3.- Isparta Milletvekili
Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, Ülkemizdeki doktor ve hemşire sayısı ve ihtiyacına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3107)
4.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, Tarsus Ceza İnfaz Kurumu Projesine
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3122)
5.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, el konulan dijital verilerin iade
edilmediği yada bir kopyasının sanıklara ve avukatlarına verilmediği
iddialarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3148)
6.- Ağrı Milletvekili Halil
Aksoy’un, Erzurum E Tipi Kapalı Cezaevinde tutuklu ve hükümlü kadınların taciz
edildiği iddiasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3149)
7.- Ağrı Milletvekili Halil
Aksoy’un, Erzurum H Tipi Kapalı Cezaevinde kalan tutuklu ve hükümlülerin
sorunlarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3150)
8.- Muş Milletvekili Demir
Çelik’in, Cumhuriyet tarihi boyunca toplatılan kitap ve diğer yayınlara ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3151)
9.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık Merkez ve taşra teşkilatı binalarının
bakım ve onarımına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3152)
10.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, 2010-2011 yıllarında mahkemelere gelen ve
karara bağlanan dosyalara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3153)
11.- Iğdır Milletvekili
Pervin Buldan’ın, cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlü sayısına ve kadın
mahkumların sorunlarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3155)
12.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık merkez ve taşra teşkilatı binalarının
bakım ve onarımına ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3175)
13.- Tokat Milletvekili
Orhan Düzgün’ün, tıbbi sekreterlik mezunlarının atamalarındaki yetersizliğe
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3276)
Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ve 19 Milletvekilinin, kimyasal gübre fiyatlarındaki artışın
çiftçiler üzerindeki olumsuz etkilerinin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/206) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/10/2011)
2.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ve 19 Milletvekilinin, engellilerin ve engelli yakınlarının karşı
karşıya oldukları sosyolojik ve psikolojik sorunların araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/207) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/10/2011)
3.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ve 19 Milletvekilinin, öğretmen atamaları ile ilgili haksızlık ve
usulsüzlük yapıldığı iddialarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/208) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/10/2011)
27
Mart 2012 Salı
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 15.02
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Özlem YEMİŞÇİ (Tekirdağ)
BAŞKAN – Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 83’üncü Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı
vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç
sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz Büyük
Birlik Partisi eski Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatının 3’üncü yıl
dönümü münasebetiyle söz isteyen Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ’a aittir.
Buyurun Sayın Özdağ. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.-
Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ’ın, Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatının 3’üncü yıl
dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünün 3’üncü
yılı münasebetiyle söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Muhsin Yazıcıoğlu’nun
ölümünün üzerinden üç yıl geçti ama hâlâ acısı taptaze. Sevilen insanlar geç
ölüyor; fani varlıklarıyla dünyadan çekip gitseler bile hatıraları sevenlerinin
sinesinde yaşamaya devam ediyor. İyi işler yapmışsanız kolay kolay ölmezsiniz.
Muhsin Yazıcıoğlu sevilen bir liderdi, cenazesine gösterilen ilgi, arkasında
bıraktığı sevgi seli bunun en bariz ispatıdır. Hak edilmiş sevgiler var, hak
edilmemiş sevgiler var. Hak edilmemiş sevgilerin muhatabı olanlar er geç bu
ilgiyi kaybederler, sevilmeyi hak edenler ise her gün biraz daha büyürler. Nice
büyük sanılanlar öldükten sonra küçülmüş, nice küçük sanılanlar öldükten sonra
büyümüştür. İnsan hayatı sınırlı da olsa, gerçek ömür insanların sizi
hatırladığı kadardır.
Yazıcıoğlu daha uzun yıllar
tebessüm eden çehresi, millet ile devlet meselelerinde gösterdiği kararlılıkla
aramızda olacaktır. Yazıcıoğlu’nu büyüten bir iman ve dava adamı olması,
satılık bir seciye taşımamasıydı. O, hayatı pahasına hep inançlarının gereğini
yaptı, milletini üç kuruşluk dünya için satmaya kalkmadı. Yazıcıoğlu, hiçbir
zaman sözü başka, özü başka siyasetçilerden olmadı. Türk milleti ondaki bu
doğruluk ve istikamet kararlılığını sezmiş ama bunu siyasal tercih hâline
getirememişti. Yazıcıoğlu, siyaseti millet için yapan, aldığı oy miktarına
rağmen asli görevinin başarmak değil dürüst olmak olduğuna inanan ender
siyasetçilerdendi; gönlü, ülkesi ve milleti kadar büyüktü. Kavganın içinden
gelen bir siyasetçi olmasına rağmen kavganın kötülüğünü söyleyecek, dövüştüğü
insanlarla kucaklaşabilecek kadar olgun bir kişiydi. “Allah’ın birliği ve Yüce
Peygamber’imizin risaleti dışında hiçbir mutlak hakikati
tanımıyoruz.” diyecek kadar tartışmaya açık birisiydi.
Gerek 28 Şubatta ortaya
koyduğu cesur tavır gerekse de önüne konulan imkânları elinin tersiyle iterken
gösterdiği fedakârlık bugün her kesimden insanın takdirle andığı bir durumdur.
Silahını millete çevirenlere ram olmadı, milletin kendisine verdiği yetkiyi
cesaretle kullanmayı bildi. 28 Şubatta postmodern
darbecilere, terör mücadelesi ve Kürt meselesinin konuşulmasında ortaya koyduğu
cesur tavırla hep inanç ve tecrübelerinin emrettiği yerde durdu. Darbecilerle
ve güç odaklarıyla halvete girmedi. “Namlusunu milletine çevirmiş tanka selam
durmam.” diyerek milletinin yanında saf tutmuş ve gönüllerimize taht kurmuştur.
Yazıcıoğlu’nu toplum
tarafından sevimli kılan en büyük özellik mezhep, meşrep veya ırk siyaseti
yapmamasıydı. Topluma bütün bakan siyasetçilerdendi. Bazı insanlar vardır,
hayatlarında da toplumu bölerler, ölürken de bölerler, ölümleri de hayatları
gibi fitne saçar; bazıları ise Muhsin Yazıcıoğlu gibi, hayatlarında da, ölürken
de birleştirirler.
Bugün, toplumu renk ve
desenlerine bakmadan kucaklayan, yaratılanda Yaradan’ı gören siyasetçilerin
çokluğu en büyük özlemimizdir. Muhsin Yazıcıoğlu, siyaseti bir kavga aracı
olarak değil, barış, birlik ve beraberlik aracı olarak görüyordu. Bunu kendi
ifadesiyle şöyle dile getirmişti: “Bir hayalim var: Başını örtenle açanın aynı
üniversitede yasaksız, kavgasız, kardeşçe yaşadığı bir ülke hayal ediyorum. Bir
hayalim var: Kürt-Türkmen, Alevi-Sünni ayrımı olmadan, zengin-fakir ayrıcalığı
görülmeden, imtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir Türkiye istiyorum.” Onun
hayalini bu Meclisin gerçekleştireceğine, Türkiye'nin her rengiyle
bütünleşeceğine olan inancım tamdır.
PKK’ya buğzetti
fakat adıyla, sanıyla “Kürt” diye anmaktan çekinmediği Kürt kardeşlerine bin
misli muhabbet gösterdi. O, çok arzuladığı birliği ölürken gerçekleştirdi. O,
sayılacak değil, tartılacak adamdır, tabii, “özgül ağırlık” denilen şeyin
terazisi varsa.
Yazıcıoğlu, hayat
felsefesini ölmeden kısa bir süre önce şöyle özetlemişti: “Bir saniyesine bile
hâkim olamadığımız, hükmedemediğimiz bir hayat için, bir dünya için bu kadar
fırıldak olmanın anlamı yoktur; düz yaşayacağız, düz yürüyeceğiz, düz
duracağız.” O, adamlığına, ideallerine, istikamet sahibi oluşuna, dik duruşuna
şahit olduğumuz, düşündüğü gibi yaşayan, yaşadığı gibi de ölen bir
siyasetçiydi. O “Muhammedül emin”in
bu çağa ve bu topraklara yansıyan ışığı gibiydi. O, Türk sağının ortak
paydasıydı. O, milletinin derin sesiydi. “Bir kar tanesi olsam Mekke’ye düşmek
isterim.” diyen, cenazesinde herkesin samimi olarak hakkını helal ettiği bir
Müslümandı.
Hayat, hepimiz için
fanidir. Bir gün biz de bu fani âlemden beka âlemine göçeceğiz. Önemli olan,
ardımızda duaları çekecek iş ve icraatları bırakmaktır. Onun hayali,
problemlerini çözmüş, kucaklaşmış, demokratik geleneklerini oluşturmuş bir
Türkiye idi. Türk siyasetinin geleceğinin, milletin hukukuna sahip çıkan,
demokrasiyi özümseyen, darbeler karşısında milletin namusunu ortada bırakmayan
siyasetçilere bağlı olduğunu bir defa daha vurgular, Yazıcıoğlu’nun bize
bıraktığı bu anlayışın siyasette çoğalmasını, yaygınlaşmasını diler, onu ve
aramızdan ayrılmış tüm siyasetçi arkadaşlarımızı rahmetle anarım.
Saygılarımla. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Özdağ.
Gündem dışı ikinci söz,
Türk polis teşkilatının sorunları hakkında söz isteyen Kocaeli Milletvekili
Haydar Akar’a aittir.
Buyurun Sayın Akar.
2.-
Kocaeli Milletvekili Haydar Akar’ın, Türk polis teşkilatının sorunlarına
ilişkin gündem dışı konuşması
HAYDAR AKAR (Kocaeli) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, geçen hafta şehit olan
askerlerimize ve polislerimize Allah’tan rahmet, acılı ailelerine başsağlığı
diliyorum.
Sizlere bugün, halkın
algısından kaçırılan ve bunu da sistematik bir şekilde yapan AKP Hükûmetinin
bize ve Türk halkına unutturduklarından bahsetmek istiyorum. Asıl konuya
gelmeden önce, bir iki örnek verirsem konu iyi anlaşılır diye düşünüyorum.
Sıkça “dünya lideri” diye
bahsetmiş olduğunuz Başbakan, şimdi soruyorum size, İsrail’den özür diletebildi
mi? Diledi de benim mi haberim yok? Mavi Marmara’da 9 Türk’ün hunharca
katledilişini Türkiye unuttu değil mi veya unutturuldu mu acaba?
Kıbrıs’a bir gemi
yolladınız, adını hatırlayan var mı içinizde? Ben hatırlatayım isterseniz, adı
Piri Reis idi bu geminin. Olayı da hatırlamazsınız ama sadece ben Türk insanına
unutturduklarınızdan örnek veriyorum, bu nedenle de detayına girmeyeceğim.
Bir de CHP’li belediyelerin
Alman vakıflarından yardım aldığı meselesi vardı. Başbakan bunu da unuttu. Sizce
niye bu konudan hiç bahsetmiyor acaba?
Bu örnekleri çoklandırabiliriz ama şimdi asıl konuya geldiğimizde: AKP
Hükûmeti, ne acıdır ki, PKK terör örgütü tarafından kaçırılan ve aylardır
kendilerinden haber alınamayan devlet görevlilerini de unuttu. Dokuz aydır
haber alınamayan bu insanlar, sizin Habur’da davul zurnayla karşıladığınız,
Oslo’da gizli görüşmeler yaptığınız örgüt tarafından kaçırıldı. Oslo’da yaşanan
rezaletin basına yansımasının ardından, her zaman yaptığınız gibi, dava açan
savcıyı da görevden aldınız.
MİT’in başına geçmeden önce
Başbakanlıkta müsteşar yardımcısı olarak görevliyken, PKK’yla Oslo’da Hükûmet
adına pazarlık yapan, olayın basına sızması üzerine kişiye özel yasa çıkartıp
koruma zırhına aldığınız müsteşarınız, bir görüşme de bu görevliler için yaptı
mı acaba? Bence yapmadı tabii. Siz onları unuttunuz, unutmakla kalmadınız artık
yok saydınız. Sizin unuttuğunuz ve yok saydığınız Astsubay Abdullah Söpçeler, Uzman Çavuş Zihni Koç tam iki yüz altmış gündür;
kaymakam adayı Kenan Erenoğlu tam iki yüz otuz gündür, polis memuru Nadir Özgen
tam iki yüz gündür, Uzman Çavuş Kemal Ekinci tam yüz seksen gündür terör
örgütünün elinde. Siz, bu devlet için hayatlarını feda eden ordumuzun 3
ferdini, polisimizi, kaymakamımızı da unuttunuz. Unutmakla kalmadınız, onları
yok saydınız ve yok saymaya da devam ediyorsunuz.
Terör örgütü tarafından
kaçırılan ve yaşadığını sizlerin de terör örgütünün yayın organı TV’den
öğrenebildiğiniz polis memuru Nadir Özgen’in maaşını bile bloke ettiniz. Gerçi
Maliye Bakanının çok komik ve düşündürücü gerekçesini unutmamak lazım. Ne diyor
Sayın Bakan: “Kaçırılan polisin maaşını terör örgütü çekmesin diye bankada
bloke ettik.” Sayın Bakan, burası muz cumhuriyeti mi diye sormak lazım. İsrail
askeri Şalit’i kurtarmak için gösterdiğiniz
gayretleri bu vatan evlatları hak etmiyor mu?
Geçen hafta bir televizyon
kanalında yürekleri parçalarcasına ağlayıp feryat eden polis Nadir Özgen’in
annesinin feryadını duymazdan gelmeye devam mı edeceksiniz? Müşerref Özgen’in
sözleri sizin canınızı hiç acıtmadı mı? Yedi aydır evladının yolunu gözleyen,
her kapı çaldığında yüreğine ateş düşen bu ananın haykırışları vicdanınızı hiç
yaralamadı mı? “Analar ağlamasın” diyen sizler, ağlayan, feryat eden Müşerref
anadan ne yazık ki bihabersiniz, yedi aydır kapılarını çalıp hâliniz nedir diye
sormadınız. PKK’nın kaçırdığı polis Nadir Özgen‘in babası Hidayet Özgen, 28
Ocak Cumartesi günü AKP‘nin Söke ilçe kongresinde AKP Milletvekili Mehmet
Erdem‘in önünde diz çökerek “Hükümetsiniz, ne olur göz yaşlarımızı dindirin.”
diyerek yalvarırken, Sayın Erdem’in gözü
yaşlı babayı “Girişimlerimiz sürüyor.” diyerek geçiştirmesinin takdirini sizin
vicdanlarınıza bırakıyorum.
Görüyorum ki asıl konuşması
gereken iktidar sahipleri, suskunluk, çaresizlik, acizlik içinde. Daha önce Hikmetyar’a diz çökenler bugün milletin kendisini diz
çökmekle karar kıldılar galiba. Yeni bir gündem olsa da bu olaylar gündemden
düşse beklentisi içerisindesiniz.
İçişleri Bakanı, dokuz
aydır terör örgütünün elinde olan, aileleri tarafından dört gözle yolları
beklenen, devlet görevlilerinin akıbetleri hakkında üç maymunu oynuyor,
“Görmedim, duymadım, bilmiyorum.” diyor.
Polisler hangi şartlarda
çalışıyor biliyor musunuz? Ben söyleyeyim: Sabah göreve gelen bir polis, akşam
ne zaman eve gideceğini bilemez; fazla çalışma saatlerinin ne zaman olacağı, ne
şekilde yapılacağı belli değildir. Üstelik bunu yaparken de tek kuruş ekstra
ücret alamazlar. Yılda onlarca polis intihar eder. Ne yazık ki basit
gerekçelerle bunları da
geçiştiriyorsunuz.
Bakın size açıkça çağrıda
bulunuyorum: 10 Nisanda Türk Polis Teşkilatının Kuruluşunun 167’nci Yılı’nı
kutlayacağız ve artık bu insanları kandırmayın. Onların robot ve masal
kahramanı olmadıklarını öğrenin ve görün. Onları kendi siyasal amaçlarınız için
kullanmaktan vazgeçin ve cemaatlere mahkûm
etmeyin diyor, saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Akar.
Gündem dışı üçüncü söz,
Türk Ocaklarının 100’üncü kuruluş yıl
dönümü münasebetiyle söz isteyen Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’a aittir.
Buyurun Sayın Şandır. (MHP
sıralarından alkışlar)
3.-
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Türk
Ocaklarının kuruluşunun 100’üncü yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. Hayırlı, huzurlu bir hafta diliyorum.
Değerli milletvekilleri, 25
Mart itibarıyla cumhuriyetin kuruluşundan önce kurulan ve bugün yaşayan Türk
Ocaklarının 100’üncü yıl dönümü kutlanıyor. Türk Ocakları, Osmanlı Devleti’nin
yıkılış sürecinde, parçalanma sürecinde milleti bir arada tutan, milletin
kimliğine sahip çıkan, yeni kurulan cumhuriyette cumhuriyetin ilkelerini hayata
geçirmek için bir kültür derneği olarak siyaset dışı, siyasi partiler dışı bir
çalışmanın içinde olan milletimize ait çok önemli ve çok değerli bir sivil
toplum kuruluşudur.
Değerli milletvekilleri,
Türk Ocağının kuruluş öncesini dikkatinize sunmak istiyorum. Yine yeni bir
yüzyılın ilk çeyreğidir, 1912, devletimiz kendi tebaası tarafından,
azınlıkların hürriyet, özgürlük talepleri doğrultusunda, küresel güçlerin
kuşatması altında parçalanma sürecine girmiştir. İki olay arz etmek istiyorum:
Biri İtalya. İtalya,
medeniyet getirmek kastıyla, amacıyla Libya’dan Osmanlı Devleti’nin çıkmasını
istemiştir ve verdiği notayla, 23 Eylül 1911’de verdiği notayla Libya’yı işgal
etmiştir. Çok kısa bir çatışma sürecinden sonra 1 milyon 750 bin
kilometrekarelik Libya toprakları üç yüz altmış yıl sonra elimizden çıkmıştır.
Bununla yetinmeyen İtalya, Rodos’u ve on iki adaları da işgal etmiş, üç yüz
seksen dokuz yıl sonra, vatan toprağı olan Rodos da elimizden çıkmıştır.
Yine 16 Haziran 1911
tarihinde Osmanlı Padişahı Sultan Reşat’ın 100 bin kişiyle cuma namazı kıldığı
Kosova Ovası’nda, bu çevrede yaşayan ve Türklerle dört yüz yıldan bu yana
zamanı, mekânı paylaşan Hristiyan azınlıklarımız Sırplar, Bulgarlar, Yunanlılar
ve Karadağlılar Balkan Savaşı’nı başlatmışlardır. Halbuki Balkan Savaşı’nın
başlamasından bir yıl önce hürriyet, kardeşlik ve dostluk, eşitlik adına
nutuklar atılırken 1908 Meşrutiyetin nimetleri toplanmıştır ama boşaltılan bu
büyük vatan topraklarında kalan “evladı fatihan”
dediğimiz Türkler sahipsiz ve çaresiz bir çırpınış içerisindedir. İşte gurbet
ellerde bıraktığımız, koca bir tarihin varisi olarak faturasını ödemekle baş
başa, kendi kaderiyle baş başa bıraktığımız bu insanlarımıza sahip çıkan Türk
Ocağı, birtakım Türk milliyetçileri, tıbbiye ve askeriye öğrencisi gençler,
Türk Ocaklarını kurmuşlar ve Türk Ocağı’nın çatısı altındaki fikirlerle,
kültürlerle cumhuriyetimizin kurulmasında, millî mücadelenin başarılmasında,
kazanılmasında büyük emek vermişlerdir.
O günden bu yana Türk
Ocakları, Türk milletinin ve Türkiye devletinin, Türk devletinin bekası için
her türlü çalışmayı fedakârca yapmıştır. Bugün Türk Ocağı bünyesinde Türk Yurdu
dergisi 300’üncü sayısına ulaşmıştır. Yine, Türk Ocağı bünyesinde kurulan
vakıfla eğitim çalışmaları yapılmaktadır. Türk Ocakları, Türk milletinin kendi
kimliğini ve benliğini koruyarak bu topraklardaki egemenliğini savunan bir
millî derneğimizdir, kuruluşumuzdur. Ümit ederim ki daha yüzlerce yıl bu
ülkenin birliği açısından önemli görevleri
olur.
Türk Ocağına hizmet yapan
bugüne kadar tüm yöneticilerine, rahmete kavuşmuş olanlara rahmet diliyorum,
bugün çalışanlara da başarılar diliyorum.
Teşekkür ederim. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Şandır.
Sayın Kaplan, Sayın
Türkoğlu, Sayın Özkan, Sayın Öğüt ve Sayın Işık söz talepleriniz var ancak
uygulamamı biliyorsunuz, İç Tüzük’ün 59’uncu maddesi
gereğince sadece gündem dışı söz veriyorum.
Şimdi gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
Meclis araştırması
açılmasına ilişkin üç önerge vardır, okutuyorum:
V.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması Önergeleri
1.-
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 19 milletvekilinin, kimyasal gübre
fiyatlarındaki aşırı artışların ve çiftçilerin üretim sıkıntılarının
giderilmesine yönelik çözümlerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/206)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Gerekçesini ekte
sunduğumuz, ülkemizin ve ekonomimizin ana sektörlerinden birini oluşturan
tarımdaki verimliliğin arttırılmasında çok önemli bir etkiye sahip olan
kimyasal gübre fiyatlarındaki aşırı artışların, araştırılarak, çiftçimizin
üretim sıkıntılarının giderilmesine yönelik çözümlerin geliştirilip, alınması
gereken tedbirlerin tespit edilmesi ve bunlara ilişkin yapılacak düzenlemelerin
ele alınabilmesi için Anayasa'nın 98'inci, İç Tüzük'ün
104 ve 105'inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif
ederiz.
Gerekçe:
Tarımsal üretim için
gerekli şartlar istenilen düzeyde sağlansa bile, verimli ürün elde etmek
bilinçli kullanılan gübre miktarına bağlıdır. Türkiye Ziraat Odalarının
açıkladığı verilere göre gübre tüketimi yıldan yıla azalma göstermektedir. Son
yıllarda gübreye enflasyonun çok üzerinde yapılan zamlardan sonra, gübre
kullanımındaki azalışın önümüzdeki yıllarda da artarak devam edeceği tahmin
edilmektedir.
Son bir yılda gübrede
meydana gelen bu fiyat artışları çiftçilerimizi gübre kullanamaz hâle getirerek
gıda maddelerinin aşırı yükseldiği bu dönemde tarımsal üretimimizi daha da
düşürerek ülkemizin gıda maddeleri ithalatını arttıracaktır. Bu nedenle,
Hükûmetin uyguladığı yanlış tarım politikaları gözden geçirilerek, tarım
sektörünün rekabetçi bir yapıya kavuşmasına imkân sağlayacak politikalar
uygulamaya konulmalıdır.
Tarımsal sulama elektrik
borçlarıyla boğulan çiftçilerimiz, mazot ve gübre fiyatlarındaki artışlarla
tarlasını ekemez, üretim yapamaz duruma gelmiştir. Tarım ürünlerinin çok önemli
hâle gelmeye başladığı günümüzde, çiftçilerimize, üretimi ve verimi büyük
ölçüde etkileyen gübre kullanımı imkânı sağlamak için gereken önlemler acilen
alınmalıdır. Dünyada, tarım ürünlerinde ciddi arz problemlerinin yaşandığı bu
dönemde Türkiye'nin gıda güvencesi için çiftçilerimiz yeterli gübre
kullanabilecek imkânı bulabilmelidir.
Yukarıda açıklanan
sorunların çözümü için alınacak tedbirlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılması gerekmektedir.
1) Mehmet Şandır (Mersin)
2) Ali Uzunırmak (Aydın)
3) Mehmet Erdoğan (Muğla)
4) Enver Erdem (Elâzığ)
5) Seyfettin Yılmaz (Adana)
6) Ali Öz (Mersin)
7) Alim Işık (Kütahya)
8) Mehmet Günal (Antalya)
9) Mustafa Kalaycı (Konya)
10) Kemalettin Yılmaz (Afyonkarahisar)
11) Oktay Öztürk (Erzurum)
12) Celal Adan (İstanbul)
13) D. Ali Torlak (İstanbul)
14) Erkan Akçay (Manisa)
15) S. Nevzat Korkmaz (Isparta)
16) Mesut Dedeoğlu (Kahramanmaraş)
17) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
18) Emin Çınar (Kastamonu)
19) Atila Kaya (İstanbul)
20) Ali Halaman (Adana)
2.-
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 19 milletvekilinin, engellilerin ve
engelli yakınlarının içinde bulundukları sosyal ve psikolojik sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/207)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Nüfusumuzun önemli bir
kısmını, engelliler ve engelli yakınları oluşturmaktadır. Sayısı milyonları
bulan engelli ve engelli yakınlarının, fiziki zorluk ve rahatsızlıklarının yanı
sıra, hayatlarını maddi imkânsızlıklar içinde geçirdikleri de bilinmektedir. Bu
sebeplerden ötürü, söz konusu bu insanlarımızın içinde bulundukları sosyal ve
psikolojik sorunların tespiti ve bu sorunların çözümü amacıyla Anayasanın 98.
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğün 104. ve 105. maddeleri gereğince Meclis
Araştırması açılmasını arz ederiz.
Gerekçe:
SGK'nın son verilerine göre 65 yaşından büyük, bakıma muhtaç özürlü
sayısı 14 bin 397'dir ve aldıkları maaş 272 lira 19 kuruştur. Özürlü aylığı
(Yüzde 40-69 arası) maaşı alanların sayısı 262 bin 765'tir ve maaşları 181 lira
46 kuruştur. Bakıma muhtaç özürlü aylığı (Yüzde 70 üstü özürlü) alanların
sayısı da 109 bin 204'tür ve aldıkları maaş tutarı sadece 272 lira 19 kuruştur.
Özürlü yakını aylığı (18 Yaş Altı Sakat-Malul) alanların sayısı ise 32 bin
680'dir ve 181 lira 46 kuruş maaş almaktadırlar.
Bu insanlarımız, çağdaş
medeniyetin sunduğu imkânlardan, ülkemizin kaynaklarından en az şekilde
istifade etmektedirler. Açlık sınırı altındaki bu insanlarımız karnını
doyuramaz iken; sağlık, barınma, güvenlik, eğitim, kültür ve sosyal
ihtiyaçlarını da karşılamaktan oldukça uzaktır. İşte bu insanlarımız, değişik
sosyal ve psikolojik sorunları da yoğun şekilde yaşamaktadırlar.
Engellilerin topluma
katılmalarının önündeki en büyük engellerden biri de ulaşım, fiziksel çevre ve
konut sorunudur. Engellilerin içinde yaşadıkları fiziksel çevre, sahip
oldukları fiziksel işlev bozuklukları/yetersizlikleri ve bunun yol açtığı
sınırlamalar yüzünden büyük önem taşımaktadır.
Yaşanılan konuttan tüm
kamusal yaşam alanlarına ve ulaşım araçlarına kadar tüm çevresel unsurların
engellilerin özellikleri ve gereksinimleri dikkate alınarak tasarlanmadığı bir
gerçektir. Yollar, kaldırımlar, kamu binaları, parklar ve bahçeler, okullar,
içinde yaşanılan konutlar, ulaşım araçları ve bunun gibi daha bir çok fiziksel
çevre unsuru, engellilerin topluma katılmasının önünde ciddi birer engel
oluşturmaktadır.
Bu anlamda fiziksel çevre
koşullarının engellilerin yaşamını kolaylaştıracak şekilde düzenlenmesi, eşit
katılım açısından yaşamsal değerde kabul edilmektedir. Fiziksel çevrenin
yapılandırılmasında sorumlu kişi ve kuruluşların engelli kişiler konusunda
bilgili, bilinçli ve duyarlı davranmaları sağlanmalıdır. Bu amaçla fiziksel
çevrenin tasarlanması ve yapılandırılması süreçlerinde engellilerin,
ailelerinin ve örgütlerinin katılımı konusu büyük önem taşımaktadır.
Engellilerin toplumla
bütünleşmesinin önündeki en önemli diğer bir engel ise istihdam sorunudur.
Çalışmanın gerek bireysel gerekse toplumsal refahın sağlanmasındaki önemi
tartışmasızdır. Çalışmayı özendirmenin hem bireysel hem de toplumsal açıdan
sayısız yararı olduğu söylenebilir. Öte yandan çağdaş anlayışın bir gereği
olarak "çalışmak ve işsizlikten korunmak" bir insan hakkı olarak da
değerlendirilmelidir.
İşsizlik ve çalışma
yaşamından kaynaklanan sorunlar, engellileri kuşatan sorunlar arasında, âdeta diğer
sorunların da temeli konumunda olan, bir diğer söyleyişle doğrudan doğruya
diğer sorunları doğuran ya da bu sorunların daha şiddetle yaşanmasına neden
olacak etkilerde bulunan bir özelliğe sahiptir.
Netice olarak;
Yukarıda anlatılmaya
çalışılan gerçekler çerçevesinde; daha huzurlu, daha mutlu, daha güvenli, daha
uygar, daha üretken, yarınlarından daha emin bir Türkiye için; engelli
insanlarımızın yaşadıkları sosyal ve psikolojik sorunların neden-sonuç
denkleminde tespiti ve bu sorunların çözümü amacıyla Meclis Araştırma Komisyonu
kurulmasını arz ederiz.
1) Mehmet Şandır (Mersin)
2) Ali Uzunırmak
(Aydın)
3) Mehmet Erdoğan (Muğla)
4) Enver Erdem (Elâzığ)
5) Alim Işık (Kütahya)
6) Ali Öz (Mersin)
7) Seyfettin Yılmaz (Adana)
8) Mehmet Günal (Antalya)
9) Mustafa Kalaycı (Konya)
10)Kemalettin Yılmaz (Afyonkarahisar)
11) Oktay Öztürk (Erzurum)
12) D. Ali Torlak (İstanbul)
13) Mesut Dedeoğlu (Kahramanmaraş)
14) Celal Adan (İstanbul)
15) Erkan Akçay (Manisa)
16) Atila Kaya (İstanbul)
17) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
18) Emin Çınar (Kastamonu)
19) S. Nevzat Korkmaz (Isparta)
20) Ali Halaman (Adana)
3.-
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 19 milletvekilinin, öğretmen atamalarında
ortaya çıkan haksızlık ve usulsüzlüklerin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/208)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Öğretmen atamalarında
ortaya çıkan haksız ve usulsüzlüklerin araştırılarak, alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasa’nın 98. ve TBMM İç Tüzüğünün 104 ve
105. maddesi uyarınca araştırma açılmasını saygılarımla arz ve talep ederiz.
Gerekçe:
Bir ülkenin kalkınması ve
çağdaş ülkeler seviyesine yükselmesi ancak çok iyi yetişmiş insan gücü ile
gerçekleştirilebilir. İyi yetişmiş insan gücü bakımından eğitim-öğretimin önemi
her geçen gün artmaktadır. Dünden bugüne tüm mesleklerin temelinde öğretmenlik
vardır. Öğretmenlerimiz, ülkemizde sayısız meslek mensuplarını yetiştirmenin ve
ülke kalkınmasına destek sağlamanın yanı sıra çağdaşlaşma yolunda da büyük
hizmetler sunmaktadır.
Geçim sıkıntısı
öğretmenlerimizi ek iş yapmaya zorlamıştır. Yapılan araştırmalar,
öğretmenlerimizin yüzde 72'sinin ek iş yaptığını ortaya koymaktadır. Ülkemizde
öğretmen açıkları kapatılamamış ve derslik sayısındaki yetersizlik bir türlü
giderilememiştir. Okulların ödenek ve personel ihtiyacı artmış, çoğu okul
velilerden toplanan paralarla ihtiyaçlarını karşılar hale gelmiştir. 30-40
kişilik sınıflarda ders güçleşmiştir. Kalabalık sınıf mevcutları ve yetersiz
öğretmen maaşları gibi sorunlar, gençlerimize yeni ufuklar açılmasını
etkilemiştir.
Bütün bu olumsuzluklara
rağmen gönlü ulus ve insan sevgisiyle dolu olan öğretmenlerimiz, ülkemizin her
köşesinde zor şartlarda görevlerini en iyi şekilde yerine getirme konusunda
büyük çaba harcamaktadır.
Bir tarafta Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, konuşmalarında öğretmen atamaları, terfi ve tayinlerde adam
kayırma uygulamasına son verildiğini belirtirken, diğer tarafta Milli Eğitim
Bakanlarımız "Benden torpil istemeyin. Sistem Elektronik çalışıyor. Her
türlü iş ve idari işlemleri kamuoyu ile paylaşılarak, bilgilendirmeye açık, net
ve şeffaf bir yöntem anlayışı içerisinde sergiliyoruz. Dış müdahale yok. Atama
ve yer değiştirme süreçlerinde dış müdahale olmadan, ilk atamalarda Kamu
Personeli Seçme Sınavı (KPSS) puanı, açıktan atamalarda hizmet süresi ve yer
değiştirmelerde de hizmet puanları esas alınarak atama ve yer değiştirmeler
gerçekleştirilmektedir" şeklinde açıklama yapmaktadır.
Bakanlıkta yapılan ve
basına da intikal eden son öğretmen ataması, Milli Eğitim Bakanlığında
atamaların Sayın Başbakan ve Sayın Bakanının sözlerinin tam tersi bir şekilde
gerçekleştirildiğini göstermektedir. 2007 yılında yapılan Kamu Personeli Seçme
Sınavı'nda (KPSS) 57,172 puan alan Beytullah Yağız,
Milli Eğitim Bakanlığının, taban puanı "90" olarak belirlediği
Aralık-2007 döneminde, "sözleşmeli matematik öğretmeni" olarak Van'ın
Saray İlçesi'nde Ahmet Nacar Lisesine atanmıştır.
Bu atama, elektronik
ortamda KPSS puanına göre yapılan öğretmen atamalarına olan güveni tamamen
sarsmıştır. Milli Eğitim Bakanlığındaki haksız ve usulsüz öğretmen atamaları
bir yandan atama sistemine olan güveni sarsarken diğer yandan da gönlü insan ve
vatan sevgisi ile dolu olarak görev bekleyen öğretmenlerimizi üzmüştür. Bu
atama, "Bakanlıkta torpilli atama yapılıyor" söylentilerinin
artmasına neden olmuştur.
Ayrıca bakanlık tarafından
yapılan iller arası atamalarda da birtakım haksız ve usulsüzlüklere gidildiği
belirtilmektedir. Elektronik ortamda bazı illerde ihtiyaç duyulmasına rağmen
branş öğretmeni için kadro açılmıyor. Dolayısıyla, bu iller ilgili branş
öğretmenlerine kapalı bir il konumunda görünüyor. Buralara tayin için müracaat
alınmıyor. Ancak tayinlerden sonra bir bakıyorsunuz, elektronik ortamda kapalı
görünen bu ilimize el altından branş öğretmeni ataması yapılıyor.
Bu nedenle, KPSS puanı
"90" olan atama bekleyen öğretmen adaylarının yerine, KPSS puanı
"57,172" olan Beytullah Yağız'ın hangi
gerekçeyle Van'ın Saray ilçesinde Ahmet Nacar
Lisesine matematik öğretmeni olarak göreve başlatıldığının, buna benzer başka
hangi illere kaç atama yapıldığının ve elektronik ortamda branş öğretmeni
kadrosu açılmayan illere tayin sonrası nasıl ve ne şekilde atama yapıldığının
araştırılması konuda Yüce Meclisimize büyük görevler düşmektedir. Yüce
Meclisimizin bu görevi yerine getirmesi için Anayasa'nın 98. ve TBMM İç
Tüzüğünün 104 ve 105. maddesi uyarınca bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulması
gerekmektedir.
1) Mehmet Şandır (Mersin)
2) Ali Uzunırmak (Aydın)
3) Mehmet Erdoğan (Muğla)
4) Alim Işık (Kütahya)
5) Enver Erdem (Elâzığ)
6) Ali Öz (Mersin)
7) Seyfettin Yılmaz (Adana)
8) Mehmet Günal (Antalya)
9) Oktay Öztürk (Erzurum)
10) Kemalettin Yılmaz (Afyonkarahisar)
11) Mustafa Kalaycı (Konya)
12) D. Ali Torlak (İstanbul)
13) Celal Adan (İstanbul)
14) Erkan Akçay (Manisa)
15) Atila Kaya (İstanbul)
16) Mesut Dedeoğlu (Kahramanmaraş)
17) Emin Çınar (Kastamonu)
18) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
19) S. Nevzat Korkmaz (Isparta)
20) Ali Halaman (Adana)
BAŞKAN – Bilgilerinize
sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki
yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.
Sayın Vural, bir söz
talebiniz var.
Buyurun.
VI.-
AÇIKLAMALAR
1.-
İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık
Yakut’a geçmiş olsun temennisine ilişkin açıklaması
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan, öncelikle Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına size geçmiş olsun
dileklerimizi iletmek istiyoruz, çalışmalarınızda başarılar diliyoruz efendim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Vural.
Buyurun Sayın Şandır.
2.-
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Muhsin
Yazıcıoğlu’nun ölümünün 3’üncü yıl dönümüne ilişkin açıklaması
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Çok teşekkür ederim.
Sayın Başkanım, biz de
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak merhum, rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun
ölümü dolayısıyla, 3’üncü yılı dolayısıyla Muhsin Yazıcıoğlu’na Yüce Allah’tan
rahmetler diliyoruz, yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Gerçekten şüpheli bir
ölüm, “suikast” denilebilir ama şüpheli bir ölüm. Bir an önce gerçeklerinin
ortaya çıkartılmasını da bekliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti devleti Hükûmeti bu
noktada bir dirayet ortaya koymalı ve bu değerli insanın ölümünün altındaki sır
perdesi aralanmalı diyoruz.
Teşekkür ederim söz
verdiğiniz için.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Canikli, buyurun.
3.-
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünün
3’üncü yıl dönümüne ve Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut’a geçmiş
olsun temennisine ilişkin açıklaması
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Biz de AK PARTİ Grubu
olarak vefatının 3’üncü yılında merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nu rahmetle anıyoruz
ve tekrar, ailesine, bu vesileyle başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz, mekânı
cennet olsun.
Bu arada, Sayın Başkanım
size de geçmiş olsun dileklerimizi AK PARTİ Grubu olarak iletiyoruz,
çalışmalarınızda başarılar diliyoruz.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Canikli.
İki adet gensoru önergesi
vardır, önergeler bastırılıp daha önce sayın üyelere dağıtılmıştır.
Bu önergelerden (11/8) esas
numaralı gensoru önergesinin dağıtılan nüshasında Başkanlığa geliş tarihi
sehven 21/3/2012 olarak yazılmıştır. Bu gensoru önergesinin Başkanlığa geliş
tarihi gelen kâğıtlar listesinde olduğu gibi 20/03/2012 tarihi olacaktır.
Şimdi önergeleri ayrı ayrı
okutuyorum…
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Sayın Başkan, bu sehven konusunda kısa bir söz istiyorum. Usul tartışması
açmaya gerek yok, kısa bir söz istiyorum.
BAŞKAN – Sayın İnce,
sisteme girer misiniz, oradan söylediklerinizi dinleyelim.
4.-
Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık
Yakut’un, (11/8) esas numaralı Gensoru Önergesi’nin
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına geliş tarihinin sehven yanlış
yazıldığını bildirmesine ilişkin açıklaması
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Biz, Sayın Suat Kılıç
hakkında gensoruyu 20 Mart 2012’de akşam saat 19.50’de zimmet karşılığı TBMM
Başkanlığına teslim ettik. Yani 21’i değil, 20 Mart akşam 19.50’de. Şimdi, TBMM
Başkanlığının basıp dağıttığı (11/8) esas numaralı Suat Kılıç hakkındaki
gensoru metninde gensorunun Başkanlığa geliş tarihi 21 Mart 2012 olarak
yazılıyor.
BAŞKAN – Ben de aynı
şeyleri söyledim Sayın İnce.
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Sayın Başkanım, böyle bir şey olamaz. Yani bu ne hakla… “Sehven…” Ne demek
sehven? Yani sehven cinayet mi işleniyor? Yani burası bakkal dükkânı değil,
burası Türkiye Büyük Millet Meclisi. Meclis Başkanlığı gereğini yapmak
zorundadır. Biz hangi tarihte vermişsek o tarihle yapmak zorundadır. Ben orada
gariban 2 tane memurun zarar görmesini istemem ama AKP Grubu Meclis
Başkanlığını yönetemez. Meclis Başkanlığı irade kullanamıyor yani parmağında
oynatılıyor, çok açık bu. 20 Mart akşamı 19.50’de bunu biz zimmet karşılığı
teslim etmişsek… Yani “Biz çalışma takvimini ayarlayacağız.” diyecek AKP Grubu,
Meclis Başkanlığını parmağında oynatacak. Evrak memurluğunun bile ötesine geçiyor
Meclis Başkanlığı.
BAŞKAN – Sayın İnce,
teşekkür ederim, sözleriniz tutanaklara geçti.
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Lütfen, bu konuda Sayın Çiçek gelip buraya açıklama yapmalıdır. Bu doğru bir
uygulama değildir.
BAŞKAN – Sözleriniz
tutanaklara geçti.
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Sayın Başkan, üç gün içinde dağıtmak zorundasınız. Nasıl geriye atıyorsunuz?
BAŞKAN – Bir yanlışlık
yapılmış, zaten ben de o yanlışlığın yanlış olduğunu söyledim. Bundan sonra
yapılmayacaktır.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Ne
yanlış oluyor ya? Anayasa’ya göre üç gün içinde dağıtmak zorundasınız. Siz
oradan kaçınmak için yapıyorsunuz.
BAŞKAN – Sayın Buldan,
buyurun.
KAMER GENÇ (Tunceli) -
Sayın Başkan, bir laf söylüyorum, Anayasa’yı ihlal etmişsiniz.
BAŞKAN – Lütfen…
KAMER GENÇ (Tunceli) - Anayasa
diyor ki: “Gensoru üç gün içinde bastırılıp dağıtılır.” Niye dağıtmadınız?
BAŞKAN - Sayın Genç, ben
Sayın Buldan’a söz verdim, Sayın Buldan’ı bir dinleyelim önce.
Buyurun Sayın Buldan.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Niye
dağıtmadınız? Cevap istiyorum senden yahu!
BAŞKAN – Sayın Genç, lütfen
oturur musunuz.
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Diyorum ki: “Üç gün içinde dağıtılmamış.” Bastırıp dağıtacaktınız, niye üç gün
içinde dağıtmadınız?
BAŞKAN – Bir yanlışlık
yapılmış, burada belirtildi.
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Hayır, ne yanlışlığı?
BAŞKAN – Sayın Buldan,
buyurun lütfen.
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Başkansın sen!
BAŞKAN – Sayın Genç, hitap
tarzınıza bakar mısınız lütfen. Tutanakları getirteyim, hitap tarzınıza bir
bakın.
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Efendim?
BAŞKAN – Hitap tarzınıza
bir bakın lütfen, tutanakları isteyin.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Ama
siz eğer milletvekili olarak bizim söylediklerimizi nazara almıyorsanız…
BAŞKAN – Buyurun Sayın
Buldan.
5.-
Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık
Yakut’a geçmiş olsun temennisine ilişkin açıklaması
PERVİN BULDAN (Iğdır) –
Sayın Başkan, ben de geçirdiğiniz rahatsızlık nedeniyle grubum adına size
geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum ve aramıza tekrar hoş geldiniz diyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın
Buldan.
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Şimdi, bak Sayın Başkan…
BAŞKAN – Sayın Canikli,
buyurun.
Lütfen Sayın Genç…
KAMER GENÇ (Tunceli) – Eğer
hitabı doğru yapmamı istiyorsan…
BAŞKAN – Sayın Genç, oturur
musunuz lütfen.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Ben
niye oturayım?
BAŞKAN – Sizinle ilgili
herhangi bir şey söz konusu değil.
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Hayır, niye oturayım? Bakın, yanlış yapıyorsunuz, Anayasa’yı ihlal ediyorsunuz.
Hesabınıza geldiği zaman tarih atıp Anayasa’daki üç günlük bastırma süresini
erteliyorsunuz.
BAŞKAN – Sayın Genç, Sayın
İnce’ye izah ettim; Sayın İnce konuyu anlattı.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Bu
nasıl Meclis Başkanlığı yahu? Nasıl Meclis Başkanlığı?
BAŞKAN – Yanlışlık olduğunu
burada belirttim, bundan sonra da olmayacağını söyledim.
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Hayır, o mazeret kabul edilemez.
BAŞKAN – Ne yapılması
gerekir bu saatten sonra?
KAMER GENÇ (Tunceli) – O
mazeret de tamamen AKP’ye uygun yaptığınız işlemdir.
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
Sayın Canikli, buyurun.
6.-
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin, (11/8) esas numaralı Gensoru Önergesi’nin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
geliş tarihinin sehven yanlış yazılmasıyla, AK PARTİ Grubunun herhangi bir
müdahalesi, ilişkisi ve bilgisi olmadığına ilişkin açıklaması
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Sayın Başkanım, teşekkür ederim.
Bahsedilen olayla ilgili
olarak AK PARTİ Grubunun herhangi bir müdahalesi, ilişkisi ve bilgisi söz
konusu değildir. Meclis Başkanlığını biz yönetmiyoruz Sayın Başkanım, bunun
düzeltilmesi gerekir. Meclis Başkanlığı, kendi kuralları çerçevesinde, kendi
iradesiyle yönetilmektedir. Dolayısıyla, parti grubumuza yönelik olarak böyle
bir ithamı kabul etmiyoruz ve reddediyoruz.
Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Meclis Başkanı gelip buraya açıklama yapsın Sayın Başkan. Sayın Çiçek gelip bu
Meclise açıklama yapmalıdır.
BAŞKAN – Sayın İnce, Genel
Evrakta görev yapan nöbetçi personelin o akşam sisteme giriş yapamaması sonucu
söz konusu hata olmuş. Bir hata söz konusu; doğru, kabul ediyoruz.
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Yani bir gariban memuru bulduk sonuçta.
BAŞKAN – Ancak gelen
kağıtlarda geliş tarihi…
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Bizim derdimiz memur değil.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkanım, üç gün içerisinde dağıtılmış mı acaba?
BAŞKAN – Dağıtım olarak yer
almamıştır.
Gensoru önergesinin ayrıca
işlem süreci ile ilgili anayasal sürelerde de herhangi bir sorun
bulunmamaktadır.
Şimdi, iki adet…
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Sayın Başkanım, siz vicdanen buna inanıyor musunuz? Sizin vicdanınız rahatsa
bir şey demeyeceğim. Sizin vicdanınız rahat mı?
BAŞKAN – Sayın İnce,
biliyorsunuz ben göreve yeni başladım ve bu açıklamayı yapmak zorunda kaldım,
yanlışlık yapıldığı için.
Teşekkür ederim.
Buyurun.
V.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B) Gensoru Önergeleri
1.-
Ankara Milletvekili Levent Gök ve 22 milletvekilinin, Altındağ Belediyesinin
uygulamalarında siyasi konumunu kullanarak rant elde ederken aracı olarak
kullandığı kamu görevlilerini Bakanlık görevi sırasında da himaye ettiği ve
önemli görevlere taşıdığı, böylece görevini kötüye kullandığı iddiasıyla,
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç hakkında gensoru açılmasına ilişkin
önergesi (11/8)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Altındağ Belediyesinin
uygulamalarından siyasi konumunu kullanarak rant elde ederken aracı olarak
kullandığı kamu görevlilerini Bakanlık görevi sırasında da himaye eden ve
önemli görevlere taşıyan, böylece görevini kötüye kullanan Gençlik ve Spor
Bakanı Suat Kılıç hakkında, Anayasanın 98 ve 99 uncu, İçtüzüğün 106 ncı maddeleri uyarınca gensoru açılmasını arz ve talep
ederiz.
Levent
Gök
Ankara
Gerekçe
Altındağ Belediyesi,
"Eski Ankara" olarak anılan Hamamönü
mevkiinde 'Talatpaşa Bulvarı Karacabey Hamamı ve
Yakın Çevresi Sağlıklaştırma Çalışması' projesi
kapsamında 2007 yılından itibaren bir çalışmayı yürütmektedir.
Eski evlerle dolu olan
bölgede restorasyon kapsamına gireceğini bilmeden evlerini satan birçok
yurttaşın yok pahasına evlerini ve işyerlerini satışa çıkartması, bölgede
sistemli bir şekilde tapu devirlerinin artması, proje ilerledikçe el
değiştirilen gayrimenkullerin değerinin fahiş bir şekilde yükselmesiyle,
satanlar açısından ciddi mağduriyetler yaşanmış ve alanlar açısından haksız
kazanç elde edilmesine yol açmıştır.
Anılan bölgede siyasi
kimliği bilinen kişilerin de çeşitli yollarla gayrimenkul edindiği ortaya
çıkmıştır.
Suat Kılıç'ın da
restorasyon kapsamına giren bölgeden eski eser niteliğindeki iki parça
taşınmazı satın aldığı öğrenilmiştir.
Konu Başbakana verilen soru
önergesi ile siyasi iktidar yetkililerinin bilgisine sunulmuş, ancak herhangi
bir yanıt verilmeyerek Suat Kılıç'ın yaptıkları kamuoyundan saklanmıştır.
Suat Kılıç'ın 29.04.2009
tarihinde, her iki taşınmazın satışı için toplam 25.500 TL ödediği; Bakan adına
tapuda alışı vekaleten gerçekleştiren kişinin Altındağ Belediyesi Tarihi
Alanları Koruma Şube Şefi Alpaslan Ekinci, satışı gerçekleştiren kişinin ise
Bakan'ın nikah şahitliğini yaptığı ve Bakanlık bünyesinde danışmanlık ve
Bakan'ın atamasıyla Türkiye Dijital Oyunları Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi
olan Erbil Yiğitbaş olduğu ortaya çıkmıştır. Erbil Yiğitbaş'ın da anılan
gayrimenkulleri çok kısa bir süre önce satın alması işlemlerdeki muvazaayı net
bir şekilde gözler önüne sermektedir.
Evlerin ucuza satın
alınması ve hemen arkasından Belediyece restore edilerek muazzam bir bedel
artışı sağlanması, siyasi nüfuz kullanılarak haksız kazanç elde edilmesi, hangi
evin restore edileceğini bilen projeden sorumlu bir belediye bürokratının bu
alış verişe aracı olması siyasetçiye ve devlete olan güveni büyük ölçüde
zedelemiş, siyasetçi, bürokrat ekseninde kurulan işbirliğinin ne denli büyük
boyutlara ulaştığını gözler önüne sermiştir.
Suat Kılıç'ın günlerdir
sessizliğini koruması ve mal ediniminin basit, sıradan bir hakkın kullanılması
yolunda avukatı ve Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki tarafından yapılan
açıklamaların arkasına saklanması siyasi nüfuz kullanmaktan ve fırsatçılıktan
pişman olmadığı izlenimlerini güçlendirmektedir.
Siyasetçilerin ve kamu
görevlilerinin her kademede iş ve çıkar ilişkilerinden uzak kalması temiz
toplum ve temiz siyasetin ön koşuludur.
Siyasetçi, toplumdan ve
kamudan herhangi bir pay alma arayışı içerisinde olamaz. Siyasetçi topluma bir
şeyler kazandırma arayışı içerisinde olan kişidir.
Siyasetçilerin çıkar
ilişkilerine girmesi, siyaset kurumuna ve siyasetçiye olan güveni yok edeceği
gibi, demokrasiyi çürütür ve toplumu da yozlaştırır.
İktidardaki siyasal
partinin gücünü ve yetkisini kullanarak kamu bürokrasisi ile ilişkiler kurup,
bunu kişisel menfaat ve ranta dönüştürmesi kabul edilebilecek bir tablo
değildir.
Bakan Suat Kılıç'ın siyasi
etik ve davranışa sığmayan bir yolla restorasyon yapılan bir bölgede, değeri
artacağı kesin olan taşınmazları, ucuza, danışıklı yollarla edinmesi siyasi
nüfuzunu kullandığını göstermektedir.
Bu nedenle Gençlik ve Spor
Bakanı Suat Kılıç hakkında Anayasanın 98'inci, 99'uncu ve TBMM İçtüzüğünün
106'ncı maddeleri uyarınca gensoru açılması uygun olacaktır.
Levent Gök Adnan
Keskin Sena
Kaleli |
Ankara Denizli Bursa |
İlhan Demiröz Turhan
Tayan Ali Serindağ |
Bursa Bursa Gaziantep |
Aytuğ Atıcı Ömer
Süha Aldan Nurettin
Demir |
Mersin Muğla Muğla |
Doğan Şafak Arif
Bulut Osman
Kaptan |
Niğde Antalya Antalya |
Haydar Akar Uğur
Bayraktutan Aykut
Erdoğdu |
Kocaeli Artvin İstanbul |
Ümit Özgümüş Binnaz Toprak Kamer Genç |
Adana İstanbul Tunceli |
Celal Dinçer Kadir
Gökmen Öğüt Selahattin
Karaahmetoğlu |
İstanbul İstanbul Giresun |
Veli Ağbaba Özgür Özel |
Malatya Manisa |
2.-
Konya Milletvekili Atilla Kart ve 32 milletvekilinin, Deniz Feneri Derneği
soruşturması sürecinde, doğrudan müdahil olduğu, çıkar yapılanmasını himaye
ettiği, soruşturmaya ve delillere mü-dahale ettiği,
sorumluluğu altında görev yapan Dernekler Dairesi raporlarını sümen altı ettiği, arama kararlarını şüphelilere
sızdırdığı, hazırlanan raporların idari ve adli gereğini yapmadığı, görevini
kötüye kullandığı iddiasıyla, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay hakkında gensoru
açılmasına ilişkin önergesi (11/9)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
AKP iktidarlarıyla
birlikte, yolsuzlukların hem nicelik ve hem de nitelik olarak yaygın hale
geldiği görülmektedir.
Halkımızın yardım ve
dayanışma duyguları istismar edilerek toplanan yardımlarla ilgili idari ve adli
soruşturmalar, Hükümet eliyle akamete uğratılmaktadır. Devlet yetkisi organize
bir şekilde kötüye kullanılarak, yolsuzlukların soruşturulması
engellenmektedir. Deniz Feneri Derneğiyle ilgili soruşturma sürecinde ise,
hukuk ve adalet adına daha da vahim gelişmeler yaşanmaktadır.
Deniz Feneri
soruşturmasıyla ilgili olarak (idari ve adli);
Hükümetin ve Başbakanın,
adli ve siyasi sorumluluklarının tartışılması, sorgulanması ve gerekli
prosedürün işletilmesi konusundaki çalışmalarımızı şimdiki hal saklı tutarak;
bu süreçte, özel bir rol ve görev üstlenen günümüzün Başbakan Yardımcısı Beşir
Atalay'ın durumunu, yasama denetimi sorumluluğu kapsamında değerlendirmek
üzere, işbu gensoru hazırlanmıştır;
Deniz Feneri Derneği
soruşturmasının başlangıcında, soruşturmalara doğrudan müdahale etmeyen,
dolaylı yol ve yöntemlerle engellemeler yapmak suretiyle müdahale yöntemini
tercih eden Hükümet, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ve Adalet Bakanı Sadullah
Ergin, soruşturmanın ilerleyen bölümlerinde panik halde ve doğrudan
soruşturmaya müdahale etmeye başlamışlardır.
Hükümet ve adı geçen
Bakanlar buna neden ihtiyaç duymuştur?
Neden hukuku ayaklar altına
almak pahasına bu yola başvurmuşlardır?
Hükümetin ya da Başbakan
adına bir görev üstlendiği olayların gelişiminden anlaşılan Bakanların, endişe
duyduğu kirli ilişkiler ağı mı söz konusudur?
Ortaya çıkan bulgular ve
gelişmeler, Deniz Feneri yolsuzluğunun ta başlangıç aşamalarından itibaren, AKP
yönetim kadrolarının, yolsuzluk ilişkileriyle bağlantıları olduğunu
göstermektedir.
En azından bulgular bu
yöndedir.
Peki, böyle bir tablo
karşısında Beşir Atalay ne yapmıştır? Sorumluluğu altındaki kamu birimlerini ne
şekilde yönlendirmiştir? Sorumluluğu altındaki kamu birimlerinin hazırlamış
olduktan inceleme ve denetim raporlarının gereğini neden yapmamıştır?
Beşir Atalay'ın hem
İçişleri ve hem de Başbakan Yardımcısı olarak görevini kötüye kullandığına dair
suçüstü boyutlarında somut deliller söz konusudur.
Tahkik ve yargılama
gerektiren ciddi ve somut bulguların gereğini Beşir Atalay neden yapmamıştır?
Beşir Atalay görev ve
sorumluluğunun gereğini yapmadığı gibi, şüpheliler ile ilgili arama kararlarını
sızdırdığına dair somut bulgular söz konusudur.
Bu yöndeki bulguların bir
bölümü aşağıda dile getirilmiştir;
Beşir Atalay, Zahid Akman, Zekeriya Karaman ve Yimpaş'ta Yönetim Kurulu
Üyeliği yapan isimlerden oluşan Nehir Medya'nın Yönetim Kurulu Üyeleri arasında
gözüken Veli Korkmaz ile Beşir Atalay arasındaki ilişkinin hiç kopmadığı, daha
da yoğunlaştığı gelişmelerden ortaya çıkmıştır.
Özel Koruma Amiri Ali
Karabağ ile Kırıkkale Belediye Başkanı arasındaki ve sonrasındaki telefon
görüşme trafiği ve ortaya çıkan diğer bulgular;
Mehmet Gürhan'ın el yazması
notları,
İstanbul Merkezinde bulunan
gayri resmi muhasebe kayıtları,
İsmail Karahan'ın
itirafları,
Şahin Küsmüş'ün
ifadeleri tüm dosya kapsamıyla birlikte değerlendirildiğinde;
ismi açıklanmayan-açıklanmak
istenilmeyen bir kişinin inisiyatifinde ve başta İçişleri Bakanı olmak üzere
Hükümetin himayesi ve nüfuzuyla; ciddiyet ve aşama kazanmış olan soruşturmanın
akamete uğratılmak istenildiği görülmektedir.
Soruşturma sürecinde,
itirafta bulunan ve bir yerlere mesaj vermek istediği anlaşılan Şüphelilerin
can güvenlikleri konusunda ciddi endişelerimizin bulunduğunu yeri gelmişken
ifade ediyoruz.
Safahatı açıklanan bu
süreçte, Beşir Atalay'ın doğrudan müdahil olduğu, çıkar yapılanmasını himaye
ettiği, görevini kötüye kullandığı, soruşturmaya ve delillere müdahale ettiği,
sorumluluğu altında görev yapan Dernekler Dairesi raporlarını sümenaltı ettiği, arama kararlarını Şüphelilere sızdırdığı,
hazırlanan raporların idari ve adli gereğini yapmadığı; tüm bu usulsüzlük ve suistimallerin 58, 59, 60 ve 61. Hükümetler dönemindeki
Bakanlık görevleri esnasında zincirleme devam ettiği açıklık kazanmış olmakla;
Başbakan Yardımcısı Beşir
Atalay hakkında Anayasanın 99 ve TBMM İçtüzüğünün 106. Maddeleri uyarınca
Gensoru açılmasını arz ve teklif ederiz.
Atilla Kart Muhammet
Rıza Yalçınkaya Ahmet
Toptaş |
Konya Bartın Afyonkarahisar |
Mehmet Ali Ediboğlu Osman
Taney Korutürk Birgül
Ayman Güler |
Hatay İstanbul İzmir |
Adnan Keskin Mustafa
Serdar Soydan Mehmet Hilal
Kaplan |
Denizli Çanakkale Kocaeli |
Namık Havutça İdris
Yıldız Doğan
Şafak |
Balıkesir Ordu Niğde |
Salih Fırat İhsan
Özkes Malik
Ecder Özdemir |
Adıyaman İstanbul Sivas |
Mehmet Volkan Canalioğlu Sena Kaleli Selahattin Karaahmetoğlu |
Trabzon Bursa Giresun |
Aytuğ Atıcı Kemal
Ekinci Uğur Bayraktutan |
Mersin Bursa Artvin |
Kamer Genç Mehmet
Şeker Candan
Yüceer |
Tunceli Gaziantep Tekirdağ |
Osman Oktay Ekşi İlhan
Demiröz Ramazan Kerim
Özkan |
İstanbul Bursa Burdur |
Haydar Akar Ali
Serindağ Tufan
Köse |
Kocaeli Gaziantep Çorum |
Osman Kaptan Bülent
Kuşoğlu Erdal Aksünger |
Antalya Ankara İzmir |
BAŞKAN – Bilgilerinize
sunulmuştur.
Gensoruların görüşme gününü
de kapsayan Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu önerisi, diğer grup önerileriyle
birlikte biraz sonra işleme alınacaktır.
Barış ve Demokrasi Partisi
Grubunun, İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş
bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım:
VII.-
ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ve arkadaşlarının 2012
nevruzunda güvenlik güçlerinin orantısız güç kullanmasının araştırılması
amacıyla vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 27/3/2012
Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli
birleşiminde yapılmasına ilişkin BDP Grubu önerisi
27.03.2012
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu'nun
27.03.2012 Salı günü (Bugün) yaptığı toplantısında, siyasi parti grupları
arasında oy birliği sağlanamadığından
Grubumuzun aşağıdaki önerisini, İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince
Genel Kurul'un onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Hasip Kaplan
Şırnak
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
23 Mart 2012 tarihinde,
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ve arkadaşları
tarafından verilen (778 sıra nolu), 2012 “Newroz”unda güvenlik güçlerinin orantısız güç kullanmasının
araştırılması amacıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan Meclis
Araştırma önergesinin, Genel Kurul'un bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer
önergelerin önüne alınarak, 27.03.2012 Salı günlü birleşiminde sunuşlarda
okunması ve görüşmelerin aynı tarihli birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN – Öneri lehinde söz
isteyen Altan Tan, Diyarbakır Milletvekili.
Buyurun Sayın Tan. (BDP
sıralarından alkışlar)
ALTAN TAN (Diyarbakır) –
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; lütfen, söyleyeceklerimi dikkatlice
dinleyiniz, rica ediyorum, istirham ediyorum. Elimden geldiği kadar sakin ve
tane tane size son bir haftada Doğu ve Güneydoğu’da yaşanan olayları anlatmaya
çalışacağım.
18 Mart ile 21 Mart
tarihleri arasında toplam dört günlük
bir sürede -arkadaşlar, tabirimi hoş görün- bölgede bir savaş yaşandı.
Bundan ne kadar haberiniz var, ne kadar gerçekler size yansıtıldı, bilmiyorum
ama takip ettiğim medya -gerek yazılı gerek görsel- maalesef, maalesef,
maalesef Türkiye Cumhuriyeti tarihinde defalarca yapıldığı gibi, en sonunda 28
Şubat sürecinde yapıldığı gibi bütün bu gerçekleri ters yüz ederek aktardı ve
görmeniz gereken gerçekleri, fotoğrafları, konuşmaları, suretleri sizlere
iletmedi.
Diyarbakır, İstanbul,
Cizre, Urfa, Siverek, Suruç, Batman, Van sokaklarında keşke hepiniz olsaydınız.
Türkiye’nin en önemli sorunu bugün için Kürt sorunu hangi aşamaya geldi keşke
gözlerinizle görseydiniz ve size anlatılan yalanların ne kadar sahte, ne kadar
içi boş, ne kadar sanal olduğunu kendi gözlerinizle görseydiniz ve biz burada
polemiğe, tartışmaya, kavgaya, hakarete, hiçbir şeye varmadan doğru düzgün bu
konuları konuşabilseydik.
Sevgili arkadaşlar, ne
oldu, size kısaca özetleyeyim. 2009 senesinde KCK operasyonları başladı,
“güvenlik konsepti” denilen konsept devreye girdi ve Hükûmeti kim, nasıl ikna
ettiyse, hangi “akıl” –tırnak içinde, buna akıl demek de mümkün değil- devreye
girdiyse şunu söyledi: “Bu iş artık müzakereyle, diyalogla, konuşmayla,
demokrasiyle olmaz.” Peki nasıl olur? “Dağdakileri öldüreceğiz, şehirdekileri
tutuklayacağız, BDP’ye yakından uzaktan selam veren
ne kadar kimse varsa bunları KCK’yle, PKK’yle, DTK’yla, BDP’yle ilintileyeceğiz
ve bunları bir şekilde cezaevine koyacağız.” Peki, ne çıkacak bundan? “Biz Kürt
siyasal muhalefetini sindireceğiz, BDP’ye olan halk
desteğini koparacağız, halkla BDP arasına bir kanal, bir set çekeceğiz ve ondan
sonra da bu sindirme ve bastırma operasyonunu yaptıktan sonra kendi
istediğimizi devreye sokacağız.” Peki Temel’in sorduğu gibi sorayım size: “Ne oldi?” Ne oldi, biliyor musunuz?
Bu proje iflas etti, dikişler attı, patladı, yerlere serildi; kelimelerin
tamamı gerçeği ifade etmiyor, tamamı. Diyarbakır’da her sokağın başına bir
panzer konuldu, her sokağın. Havadan gaz kullanıldı, ilk olarak; Suriye’de
henüz kullanılmadı, Tahrir Meydanı’nda kullanılmadı. Buna rağmen -ben bu kadar
önemli şeyler söylüyorum, Sayın Bekir Bozdağ da konuşuyor, konuşsun, bir şey
olmaz- sevgili arkadaşlar, yüz binlerce insan meydanlara toplandı, yüz binlerce
insan. Emniyet nasıl rapor etti size? “10 bin kişi…” Bir başkası dedi ki: “10
bin yazma ayıp olur, 25 bin kişi.” Yüz binlerce insan… Lütfen, özellikle AKP
milletvekilleri içerisinde ciddi tanıdıklarım, insaf ve vicdan sahibi
arkadaşlarım var, bu görüntüleri Millî İstihbarattan isteyin, bakın neler oldu.
Bir halk ayağa kalktı.
Peki, Vali ne yaptı, Vali?
Sevgili arkadaşlar, Japonya’da olsaydı, yanlış görev verilen bir yetkili buna
itiraz ederdi, derdi ki: “Ben buranın sorumlusuyum, verdiğiniz bu emir yanlış,
halk sindirilemez, bastırılamaz.” Peki, buna rağmen bu görevi kabul edip de o
halkı -tırnak içinde- bastıramazsa ne yapardı? Onurlu bir Japon, harakiri
yapardı. Peki, Diyarbakır Valisi bu saatten sonra, bütün bir Diyarbakır ona
rest çekmişken nasıl yürüyecek Diyarbakır sokaklarında; kimin yüzüne nasıl
bakacak? İçişleri Bakanı nasıl bakacak?
Sevgili arkadaşlar, tekrar
tekrar söylüyorum: Bana cevap vermeden önce, keşke keşke
keşke siz de gelip o sahneleri görseydiniz.
SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Biz
gördük yıllardır…
ALTAN TAN (Devamla) – Kim
söylüyor onu “Biz yıllardır gördük.” diye? Nerenin milletvekili?
SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Ben
söylüyorum.
ALTAN TAN (Devamla) – Ben
seni hayatımda görmedim daha, hayatımda görmedim.
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, lütfen…
ALTAN TAN (Devamla) – İşte
sizin gibiler bu ülkeyi kendi elleriyle bölmeye götürüyorlar, bölmeye
götürüyorlar.
BAŞKAN – Sayın Tan, lütfen
Genel Kurula hitap edin.
ALTAN TAN (Devamla) –
Milyonlarca insan sokaklara dökülüyor, milyonlarca insan. Bakın, diyorum, alın
kameraları bakın, kafanızı biraz sallayın. Fakat, bugün, yine -BDP’li değil bu dediğim arkadaş, aklı başında bir arkadaş-
Türkiye’deki thinktank kuruluşlarında doçent bir
arkadaş dedi ki: “Korkmayın, Türkiye’deki derin akıl -eğer bu devlette bir
devlet geleneği varsa- bu yanlış politikalar eliyle Türkiye’yi böldürmez, bu
yanlış politikaları yapanlar gider, yapabilenler gelir.” Ben de aynı
kanaatteyim.
Sevgili arkadaşlar, bugün
Batman’da da bir olay oldu ve bunun üstü örtüldü, maalesef. Samsun’da aynı olay
oldu suçlu kimse yakalandı, hâkim karşısına çıktı. Bir haftadır Batman Valisi
mugalata yapıyor, “Elinizde kaset varsa getirin.” diyor. Kendi elindeki bütün
kasetler oraya kadar; çekimler duruyor olay anı yok, olay anı yok arkadaşlar.
Sayın Ahmet Türk çıktı,
şunu söyledi, dedi ki: “Eğer bu polis görev olarak beni dövdüyse polis de
çıksın, vali de çıksın, devlet de çıksın, desin ki: “Ben, bu görevi buna
verdim, bu da dövdü.” Vali kendi inisiyatifiyle bunu yaptıysa, polis kendi
inisiyatifiyle bunu yaptıysa, devlet de bunun üzerini örtüyorsa, benim çağrıma
karşılık siyaset ve hukuk da sessiz kalıyorsa, bu işe yardım ve yataklıkta
bulunuyorsa vali benim şahsi muhatabımdır.
Sevgili arkadaşlar, aynı
vali 2004 senesinde Midyat Kaymakamıydı, aynı uygulamaları Midyat’ta da yaptı,
buradan tekrar sesleniyoruz -nasıl anlaşılırsa anlaşılsın- devlet bu olayı
çıkarmak zorunda, cinler yapmadı bunu. Bunu ortaya çıkarmıyorsa, kendi
inisiyatifiyle bir yanlışlık yapıyorsa, vali de bu oyunun içerisindeyse, o
zaman, şahsi hukuk devreye girecek, vali kendine dikkat etsin.
BAŞKAN – Sayın Tan, lütfen,
konuşurken siyasetçileri muhatap alınız burada olmayan bürokratları değil.
ALTAN TAN (Devamla) –
Efendim, bürokrata emir veren siyasetçi çıksın, cevap versin.
BAŞKAN – Sonra, tehditvari de konuşamazsınız, lütfen… Tehditvari
de konuşamazsınız!
ALTAN TAN (Devamla) –
Siyasetçi çıksın, desin ki: “Vali de görevinin dışına çıkmıştır, polis de
görevinin dışına çıkmıştır. İşte sanık, buyurun mahkeme.” Çıksın bunu söylesin
siyasetçi, çıksın bunu gayet açık söylesin.
İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa)
– Siyasetçi perde arkasındadır, görünmez, emir verir. “Bürokrat” diye diye şey
yapıyorsunuz.
ALTAN TAN (Devamla) –
Sevgili arkadaşlar, olay bu noktalara gelmiştir, maalesef. İster bunun
vahametine inanın, ister inanmayın, siz bilirsiniz. Yani bizden anlatması, en
sakin bir şekilde anlatması.
Bu sorunun çözümü için
alelacele, işte o gün Sayın Başbakan Millî İstihbarat Müsteşarıyla, daha biz
Diyarbakır meydanındayken toplantı yaptı. Sanırım gerçekler kendisine iletildi,
beyanat verildi. Muhatap… “Biz kesinlikle İmralı’yla, Kandil’le muhatap
olmayacağız, terör örgütünün uzantısı olan siyasilerle de müzakerelerde
bulunabiliriz.” Bakın, bu dil bile yaralayıcı ve hakaret edici bir dil, barışın
dili değil. İstediğiniz dili kullanın, serbestsiniz, açık ve net olarak
söylüyoruz. İmralı, Kandil, PKK, KCK, DTK, BDP, HAK-PAR, KADEP, Kemal Burkay,
kime giderseniz gidin, sorunu çözmek istiyor musunuz, istemiyor musunuz? Çözmek
istiyorsanız, Kürtlerin ana dille eğitim talebi var, yerinden yönetim talebi
var, kamusal alanda Kürtçenin kullanılması talebi var. İsterseniz bunu
Diyarbakır meydanındaki insanlarla çözün. Çözmek istemiyorsanız deniz bitti.
Saygılar sunarım. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
Önerinin aleyhinde söz
isteyen Oğuz Kağan Köksal, Kırıkkale milletvekili. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Buyurun Sayın Köksal.
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL
(Kırıkkale) – Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Barış ve Demokrasi
Partisinin verdiği önerinin aleyhinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Önerinin konusuna geçmeden
önce, az önce Hatibin yaptığı bir konuşmayla ilgili sözlerime başlamak
istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti devleti çok büyük bir devlettir, valisini de
korur, polisini de korur. Kimsenin devletin valisini tehdit etmek, hele hele bu
Meclis kürsüsünde tehdit etmek haddi de değildir, yapamaz da. Bunu burada ifade
etmek istiyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar, BDP sıralarından
gürültüler)
ALTAN TAN (Diyarbakır) –
Devletin valisi haydutluk yapamaz! Haydut vali!
BAŞKAN – Sayın Tan, lütfen
oturur musunuz.
(Diyarbakır Milletvekili
Nursel Aydoğan’ın kürsüye yürümesi)
ALTAN TAN (Diyarbakır) –
Haydut vali, haydut!
NURSEL AYDOĞAN (Diyarbakır)
– Siz biliyor musunuz…
BAŞKAN – Lütfen oturur
musunuz yerinize.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Nursel Hanım…
NURSEL AYDOĞAN (Diyarbakır)
– Bir dakika Sayın Başkan…
Bu devletin polisi beni
Mardin’de… (AK PARTİ ve BDP sıralarından bir grup milletvekili kürsü önünde
toplandı)
ALTAN TAN (Diyarbakır) –
Haydut vali, haydut!
BAŞKAN – Lütfen oturur
musunuz yerinize…
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla)
– Varsa bir şey, kürsüde gelir söylersiniz.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Polis bizi tehdit edebilir yani değil mi?
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla)
– Geçiniz…
ALTAN TAN (Diyarbakır) –
Sen ne biçim konuşuyorsun? Altı dönem milletvekilliği yapmış Ahmet Türk dayak
yiyor!
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 16.03
İKİNCİ OTURUM
Açılma
Saati: 16.10
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 83’üncü Birleşiminin İkinci
Oturumunu açıyorum.
Barış ve Demokrasi Partisi
Grubu önerisinin görüşmelerine devam edeceğiz.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Sayın Başkan…
BAŞKAN - Önerinin aleyhinde
Kırıkkale Milletvekili Oğuz Kağan Köksal söz istemiştir.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Sayın Başkan… Sayın Başkan…
BAŞKAN – Bir saniye Sayın
Köksal…
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Sayın Başkanım…
BAŞKAN – Buyurun.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Sayın Başkanım, Sayın Hatip söz almadan önce usule dair…
Batman’da saldırıya
uğrayan, milletin iradesiyle seçilmiş…
İDRİS BALUKEN (Bingöl) –
Altı defa seçilmiş…
HASİP KAPLAN (Şırnak) – …ve
altı dönem Mecliste olan bir milletvekili. Saldırı onun şahsında Kürt halkına
ve Millet Meclisine yapılmıştır. Bu, çok vahimdir. Meclis Başkanlık Divanının
bu konuda tavır takınıp bütün grupların bunu telin etmesi, lanetlemesi ve bunun
sorumlusunun adalet önüne çıkarılması gerekir.
Hâl böyleyken, hukuk bunu
emrederken, İç Tüzük bunu emrederken, Anayasa bunu emrederken Sayın Hatip’in,
saldırgan atanmışları burada koruma üslubu Meclisin, demokrasinin temeline
dinamit atmaktan başka bir şey değil, gerginlik yaratıyor. Burada, eski
bürokrat milletvekillerinin kalkıp saldırgan birini, kanun dışı iş yapan birini
koruması yasal değildir, bir valiyi koruması yasal değildir.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) –
Çok meraklısıysa gitsin emniyet müdürlüğü yapsın.
BAŞKAN – Sayın Kaplan,
teşekkür ediyorum…
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Delilleri yok ediyor, saldırganı koruyor ve bu kürsüde de koruma görüyor.
Hükûmet burada…
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Kaplan.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Sayın Başbakan Yardımcısı, siz bu saldırganı koruyor musunuz?
BAŞKAN – Sayın Kaplan,
lütfen oturur musunuz…
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Sayın Babacan, saldırganı koruyor musunuz?
BAŞKAN – Sayın Kaplan,
böyle bir hitap tarzı olmaz.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Koruyor musunuz?
BAŞKAN – Sayın Kaplan…
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Hayır… Sayın Başkan…
BAŞKAN – Bir saniye bir
dinleyin lütfen…
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
…siz koruyor musunuz?
BAŞKAN – Öyle soru sorma
hakkınız yok, bir oturun lütfen.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Hayır, bunun cevabını bu kürsüde bugün vermemiz lazım.
BAŞKAN – Sayın Kaplan…
Sayın Kaplan…
HASİP KAPLAN (Şırnak) – Bu
kürsüde bütün milletvekillerinin, Ahmet Türk’e yapılan saldırıyı onaylıyor mu,
onaylamıyor mu, bunun cevabını vermesi lazım.
BAŞKAN – Sayın Kaplan, şu
andaki…
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Bunun cevabını vermesi lazım. Her grup başkan vekili bu saldırı konusunda
görüşünü açıklasın.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) –
Kürsüye saldırıyı onaylıyor musun, onaylamıyor musun?
HASİP KAPLAN (Şırnak) – Yok
öyle bir şey!
BAŞKAN – Sayın Kaplan,
oturur musunuz lütfen.
Teşekkür ediyorum.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Böyle şeyler Saddam döneminde olmaz ya!
BAŞKAN – Şu andaki grup
önerisi nedir Sayın Kaplan? Bu konuyla ilgili. Grupların bu konuyu tenkit edip
etmemesi grupların kendi meselesi ve sizin anlaşma meseleniz.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Sayın Başkanım…
BAŞKAN - Ben şahsen Sayın
Türk’e yapılan saldırıyı kınıyorum. Aynı zamanda…
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Faillerin de bulunmasını…
BAŞKAN – …bir
milletvekilinin de güvenlik güçlerine yaptığı saldırıyı da kınıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
PERVİN BULDAN (Iğdır) – Ne
saldırısı yapmış?
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Eğer varsa… Eğer yoksa sizi kınıyorum Sayın Başkan eğer bir milletvekili
saldırı yapmamışsa ben de sizi kınıyorum.
BAŞKAN – Buyurun, aynı
sözleri siz de tekrar edin. Ben, güvenlik güçlerinin bir milletvekiline…
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Nereden çıkardınız?
BAŞKAN - …özellikle de
Sayın Türk’e yaptığı saldırıyı kınıyorum…
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Sayın Başkan, hangi milletvekili?
PERVİN BULDAN (Iğdır) –
Hangi milletvekili? İsim verin Sayın Başkan. Hangi milletvekili? İsim söyleyin
isim.
BAŞKAN - …eğer güvenlik
güçleri yapmışsa, ama milletvekili kisvesiyle güvenlik güçlerine yapılan
saldırıyı da kınıyorum.
Teşekkür ediyorum.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Hangi milletvekili? Çıkaracaksınız; öyle buradan hamasetle olmaz, ilkokul
talebesi yok karşınızda.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) –
Milletvekiline saldırıyı meşrulaştırıyorsunuz.
HASİP KAPLAN (Şırnak) – Siz
kiminle neyi meşrulaştırıyorsunuz?
BAŞKAN – Talep ettiniz,
kınadım.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Başkanım, yani… Kusura bakmayın.
Buyurun Sayın Köksal. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL
(Kırıkkale) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sizleri bir kere daha
saygıyla selamlıyorum ve az önce olan olaydan dolayı doğrusu bir milletvekili
olarak üzüntülerimi burada ifade etmek istiyorum. Nitekim televizyonlarda
halkımız olayı görüyor. Demokrasiden, barıştan bahsedenler daha cümlenin ilk
başında hatibin sözlerini kesme gayreti içerisindeler. Gerisini yüce halkımızın
takdirlerine sunuyorum.
Değerli milletvekilleri,
adı “nevruz”; gerek Anadolu’da gerekse Türk cumhuriyetlerinde -bazen “Sultan
Nevruz”, bazen “Nevruz Bayramı”, bazen “Bahar Bayramı”, bazen “baharın gelişi”-
çeşitli adlarla kutlanan ama bu kutlandığı günde barışı, kardeşliği, sevgiyi ve
bir zarafeti içine alan, eskiden beri geleneksel olarak kutlanan bayramımız,
son yıllarda maalesef ve maalesef terör örgütlerinin boy göstermeye çalıştığı,
vatandaşlarımızın canına, malına kastedecek olaylara yol açıldığı ve her şeyin
ötesinde de âdeta bir kalkışma, ayaklanma, devlete karşı başkaldırının bir
simgesi hâline getirilmeye çalışılmaktadır. İşte, bu Nevruz Bayram’ında bu
düşünceler ve bu istihbarat bilgileri altında cereyan etmiştir olaylar. Çok
kısaca olayları size anlatmak istiyorum.
Nevruz Bayramı
münasebetiyle, sayın valileriniz ayın 21’inde, Nevruz Günü kutlanması için
bayramla ilgili gerekli izinleri vermişlerdir ancak bu izinleri kabullenmeyip
“Biz şu tarihte kutlayacağız.” diyen gruplar yavaş yavaş birtakım olaylar,
hadiseler yapmaya gebe olma çalışması içerisindeydiler.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) –
Yalan söylüyorsun, yalan! Yalancı!
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla)
- Size bir şey okuyacağım sayın milletvekillerimiz. Bugün, 18 Martta Nevruz’u
kutlayacakları, polislerin karakoldan çıkmaması, gerginlik yaratanların
polisler olduğu, halkın kendi nevruzun kutlayacağı yönünde provokatif
bir açıklama. Kim yaptı bu açıklamayı derseniz, BDP Genel Başkanı Selahattin
Demirtaş. Yani olay daha olmamış, nevruz kutlanmamış ama polisler olay
çıkartacak diye daha baştan provokasyon, baştan provokasyon.
İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa)
– Yasak gelmiş, yasak.
PERVİN BULDAN (Iğdır) –
Yasak gelmiş. Yasaktan sonra yapılan bir açıklama.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Niye yasakladınız?
İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa)
– İki gün önce yasak gelmiş.
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, müsaade buyurun.
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla)
– Elbette ki Nevruz Bayramı’nı kutlamak herkesin hakkıdır.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) –
Diyarbakır’a 20 bin polis gitmiş, utanın!
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla)
– Tabii ki kutlayacaklardır ancak kutlamalar izne tabidir ve gerekli bu izin de
valilerce verilmiştir zaten.
İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa)
– Biz hiç kimseden izin almıyoruz.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) –
Bayramlar izne tabi değildir.
İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa)
– Bayramlar izne tabi değildir.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) –
Bir halk sizden izin almaz, bunu böyle bileceksiniz!
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla)
– Ama verilen izin süresi içerisinde yapılmadığında “Demek ki bunun altında bir
şeyler var.” diye aramak gerek. Güvenlik güçlerinin yaptığı istihbarat
neticesindeki çalışmalara baktığımızda, altında neler olduğunu hep birlikte
görüyoruz. Yüzlerce molotofkokteyli, silahlar, patlayıcı maddeler ve bu
patlayıcı maddeleri o gün kullanmak üzere verilmiş talimatlar. Aslında, bu
nevruz kutlamanın altında yatan şey sokakları kana bulamak ve bu kana bulamakla
devlet otoritesine bir noktada, karşı gelmek noktasında yapılan çalışmalardı.
En üzücüsü -pek çok şey
yakalandı sayın milletvekilleri, hepiniz takip ettiniz- Van’da yapılan olaydır.
Van biliyorsunuz, geçtiğimiz günlerde deprem geçirmiş, insanlar yaralı, devlet
bütün gayretiyle bu yarayı sarmaya uğraşıyor, insanların morali bozuk,
sıkıntılar var, bu sıkıntıları gidermeye çalışıyor ama PKK ve KCK, onun
uzantıları… Van’da yakalanan bomba ve patlayıcı maddenin üzerinde pek çok çivi,
bilye, misket gibi, yani patladığında etrafı tahrip edecek şekilde bombalar
yakalanıyor. Şimdi, bunun neresi barış, bunun neresi kardeşlik?
İDRİS BALUKEN (Bingöl) –
Kim koydu o bombayı?
HASİP KAPLAN (Şırnak) – Kim
koydu onu? Onu kim koydu, ondan da bir bahset.
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla)
– Ben size soruyorum bunu. Eğer bunun altında barış varsa eyvallah, buna
diyecek bir şeyim yok benim.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) –
Kim koydu o bombayı açıklayın. Buldunuz mu failini?
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla)
– Ondan sonra, bakıyorsunuz, molotofkokteylleri. Peki, izin verilmedi, buna
rağmen “Biz yürüyeceğiz...” ve yürünüyor, polis müdahale ediyor, diyor ki:
“İzinsiz yürüyüş yapıyorsunuz, lütfen dağılın.” Anons ediyor, gerekli
tedbirleri alıyor, söylüyor ama ne oluyor? Polise kalabalığın içerisinden uzun
namlulu silahla ateş açılıyor ve Cizre’de bir polisimiz şehit oluyor.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
İstanbul’da da bir parti yöneticimiz… Faillerini bulun ikisinin de.
PERVİN BULDAN (Iğdır) –
İstanbul’da da bir parti yöneticimiz yaşamını yitirdi, ondan da bahsedin,
güvenlik güçlerinin attığı gaz bombalarından.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
İkisinin de faillerini bulun, yargıya teslim edin.
BAŞKAN - Sayın Kaplan,
lütfen dinleyin.
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla)
– Ben bu vesileyle, son bir hafta içerisinde şehit olan 6 polisimize de
Allah’tan rahmet dileyerek sözlerimi sürdürmek istiyorum.
HASİP KAPLAN (Şırnak) – Ben
karanlık gördüm o olayı, gittim, Cizre’de inceledim. Şu ana kadar niye
bulmuyorsunuz?
BAŞKAN - Sayın Kaplan…
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla)
– Ama polisimizin şehit olmasına rağmen, güvenlik güçlerimiz sabrı ve ihtiyatı
elden bırakmayıp oyuna gelmediler. Ben burada, bu noktada güvenlik güçlerimizin
sabrını kutlamak istiyorum.
ALTAN TAN (Diyarbakır) –
Başbakan da askeri kutladı Roboski’de. Birbirinizi
kutlayın. Körler sağırlar, birbirini ağırlar.
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla)
– Diğer taraftan baktığımızda, diğer illerimizde, İstanbul ilimizde
televizyonlara yansıyanları gördünüz. Polisin “dur” ihtarına karşılık sokaktan
sökülüp atılan taşlar, o tahrip olan pencereler, camlar, çerçeveler. O
esnafımızın suçu neydi? Böyle bir kardeşlik, böyle bir bayram kutlaması olur
mu? Her taraf tahrip olmuş, yakılmış, yıkılmış.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Hacı Zengin’in suçu neydi, öldürdünüz?
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla)
– “Diyarbakır” diyordu az önceki Hatibimiz. Diyarbakır’da, televizyondan
gördüğümüz, televizyonların on tane nakil aracının alev alev
yandığıydı.
HASİP KAPLAN (Şırnak) – On
tane nakil aracı da doğru değil, onu da yalan söylediniz. Niye doğru
konuşmuyorsunuz, o da yalan!
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla)
– Acaba, onu nevruz ateşi diye mi yakmışlardı iyice bilemiyorum ama binlerce
devlet malının, millî gelirin heba olduğu…
Ha, o gelen insanlar, az
önce insanlardan bahsetti. Gene gazetelere düşen ama gerçekten çok önemli bir
mana ifade eden bir olay var, bunu sizinle tekrar paylaşmak istiyorum. O
izinsiz yürüyüşü devam ettirmeye çalışan grubun üzerinde, bir annenin, yaşlı
annenin ki, muhtemelen bir Kürt annesinin…
İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa)
– Hadi be, hadi be! Atıyorsun, atıyorsun!
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla)
– …elinde terlikle, oraya gelen gençleri kovalaması. “Yeter artık!” diyor “İnin
yakamızdan!” diyor “Yeter!” (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İşte, şimdi sizin savunma
istediğiniz, söylediğiniz olay bu. Oradaki anne, çok güzel bir şekilde cevap
verdi, dedi ki “Ben çocuğumu böyle şeylere sokmak istemiyorum.”
İDRİS BALUKEN (Bingöl) –
Sen bir gel anneyi gör çocuğuna ateş ettiğin, Diyarbakır’da gör, Cizre’de gör!
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla)
– Ha, bir taraftan bize gelen bilgiler…
İDRİS BALUKEN (Bingöl) –
Anneler ne diyor, yerinde gör, yalan haberlerle olmuyor.
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla)
– …21’inde yapılmaya bir grup partilinin razı olduğu ancak KCK’nın
derhâl talimat verip “Asla, asla…”
HASİP KAPLAN (Şırnak) – Ne
alaka ya! Bir ay önceki programlar bunlar.
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla)
– “Asla 21’inde yapamazsınız, 18’inde yapacaksınız.” diye talimat verip sokakları
kan gölüne çevirdiğini de siz de biliyorsunuz, biz de biliyoruz. Bu noktadan
baktığımızda, maalesef, üzülerek söylüyorum çünkü bizim düşüncemizde nevruz
kardeşliktir ve bizim düşüncemize göre de biz insanı…
İDRİS BALUKEN (Bingöl) – O
yüzden mi yasak koyuyorsunuz?
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla)
– Yaratılanı Yaradan’dan ötürü seviyoruz, herkesi seviyoruz, kimsenin burnu
kanamasın istiyoruz ve polis teşkilatımız da özveriyle, gayretle, fedakârlıkla,
acısını içine atarak bunları yapmıştır.
Ha, Sayın Türk’le ilgili
olaya geldiği zaman -çünkü bırakmadılar ki konuşayım, söyleyeyim baştan-
elbette ki bir milletvekiline, kim yaparsa yapsın, bu tür olayları tasvip
etmemiz mümkün değildir. Nitekim, az önce örnek verdiler, Samsun’da da Sayın
Ahmet Türk’e bir vatandaş tarafından yumruk atıldı. Ben, o zaman Emniyet Genel
Müdürüydüm, hemen suçluyu yakalattık ve mahkemenin huzuruna çıkarttık. Bu
olayla da ilgili, bir taraftan adli, bir taraftan idari soruşturma devam
ediyor.
ALTAN TAN (Diyarbakır) –
Yine yakalatın, yine!
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla)
– Kimse bunu istismar etmesin. Kimse istismar etmesin…
ADİL KURT (Hakkâri) –
“Kınıyorum.” desenize, “Kınıyorum.” deyin.
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla)
– …ve polis teşkilatının, güvenlik güçlerimizin bu ülkeyi savunmak, ülkeyi kucaklamak
konusundaki gayretlerini kimse engelleyemez.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) –
Neye, kime karşı savunuyorsunuz? Bu ülke sana mı ait?
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla)
– Kısaca tekrar etmek istiyorum: Ne derseniz deyin, bu ülkede nazlı bayrağımızı
gönderden kimse indirtmeyecektir.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Bırak şimdi, vatan millet Sakarya’yla…
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla)
– Bin yıl kardeş gibi, et ve tırnak gibi yaşadığımız milleti kimse
böldürtmeyecektir…
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
İlkokul talebesi yok karşınızda, yeter artık ya!
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla)
– …ve Türk polis teşkilatı, mazlumların sığındığı bir liman, kanun tanımazların
da korkulu rüyası olarak görevine devam edecektir.
Ben, bu duygularla hepinizi
saygıyla selamlıyorum ve önerge aleyhinde oy kullanacağımızı burada bir kere
daha ifade ediyorum.
ALTAN TAN (Diyarbakır) –
Bir bölge milletvekili çıksın konuşsun, bölge milletvekili.
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla)
– Saygılar sunuyorum efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALTAN TAN (Diyarbakır) –
Bölge milletvekili çıksın konuşsun, anlatsın ne olduğunu.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Sayın Başkanım… Sayın Başkanım…
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Köksal.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Sayın Başkan…
BAŞKAN – Buyurun Sayın
Kaplan.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Sayın Hatip, Grubumuzun Başkanı Sayın Selahattin Demirtaş’ın adını zikrederek
onun açıklamalarını çarpıtmıştır.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) –
İsim yok Sayın Başkan.
BAŞKAN – Ne dedi
açıklamalarında? Yani Sayın Genel Başkanın açıklamasından farklı bir şey mi
söyledi, ne söyledi? Ne söyledi de sataştı yani?
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Sayın Demirtaş’ın bir bütünlük içindeki konuşmalarından bir cümle alarak burada
çarpıttı.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) –
Söylemediği bir şeyi söylediğini…
BAŞKAN – O cümle nedir
Sayın Kaplan? Hayır, sormam lazım benim Sayın Kaplan lütfen, niye
söylemiyorsunuz.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Polislerin karakoldan çıkmamasını, sanki saldırı yapılacakmış izlenimini veren
bir konuşma yaptı Sayın Başkan.
BAŞKAN – Yapmadı mı Sayın
Demirtaş böyle bir konuşma? Yani sataşma neresinde, onu soruyorum Sayın Kaplan.
PERVİN BULDAN (Iğdır) –
Açıklayacak işte Sayın Başkan.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Sayın Başkanım, Grup Başkanına, ismen, söyledikleri çarpıtılarak sataşmada
bulundu, 69’a göre söz talebinde bulunuyorum.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER
(İstanbul) – Bağlamından kopardı Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hayır, sataşma
neresinde diye soruyorum, siz de açıklamak durumundasınız.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Size göre yoksa bize göre var Sayın Başkan.
BAŞKAN – Sayın Kaplan…
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Size göre olmayabilir, bize göre var. Yani böyle bir şey olur mu!
BAŞKAN – Sayın Kaplan,
bağırmanıza gerek yok, bağırmakla kimseyi korkutamazsınız. (BDP sıralarından
gürültüler)
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Bakın, bağırmak çağırmak olayı değil Sayın Başkan.
BAŞKAN – Bir saniye… Ben
söz vermemiş değilim, bağırmakla hiçbir şeyi halledemezsiniz.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Sayın Başkan, adil görev yapın.
BAŞKAN – Kızabilirsiniz ama
belli etmeyeceksiniz.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) –
BDP “nevroz”da saldırı emri vermemiştir.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Bakın, Hatip, Başkanımızın ismini veriyor Sayın Başkan…
BAŞKAN – Bağırmayacaksınız,
çağırmayacaksınız, sakin olacaksınız. Diğer sayın milletvekilleri de yerlerine
otursunlar lütfen.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) –
BDP “nevroz”da saldırı emri vermemiştir, BDP barış
mesajı vermiştir, kardeşlik mesajı vermiştir.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Sayın Başkan…
BAŞKAN – Sayın Kaplan,
bağırmayın.
HASİP KAPLAN (Şırnak) – Siz
burada cunta mı yönetiyorsunuz?
BAŞKAN – Bağırmayın,
kalbinize zarar verirsiniz.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Bağırma olayı değil bu.
BAŞKAN – Bağırmayın!
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Bağırma olayı değil, tarafsız görev yapacaksanız, adil olacaksınız.
BAŞKAN – Görevimi
yapıyorum, sizden öğrenmiyorum. Ben vermedim demedim ki.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Niye böyle yapıyorsunuz?
BAŞKAN – Herkese soruyorum,
yine soruyorum Sayın Kaplan. Sataşma neresindedir diye soruyorum.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Sizin tutumunuzla ilgili usul tartışması istiyorum.
BAŞKAN – Sayın Kaplan,
bugün…
İDRİS BALUKEN (Bingöl) – BDP’yi saldırı emri vermekle suçluyor, BDP saldırı emri
vermemiştir, onun açıklamasını yapacak.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Usul tartışması açıyorum.
BAŞKAN - Oturur musunuz
yerlerinize, ben vermeyeceğim demedim. Söz veririm, ancak bu tarzınızla değil
Sayın Kaplan. Bir defa ben sormak durumundayım, İç Tüzük gereği siz de izah
etmek zorundasınız. Kızmak, bağırmak işiniz değil, kimseyi de korkutamazsınız.
SIRRI SAKIK (Muş) – Ya ne
korkutması Başkan.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Grup Başkanımızın adını zikrederek kamuoyunu yanlış bilgilendirdi diyorum.
BAŞKAN – Buyurun, iki
dakika söz veriyorum.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Hangi konuda?
BAŞKAN – Sataşma konusunda.
HASİP KAPLAN (Şırnak) – Bu
kadar germeye gerek yoktu ki, kusura bakmayın…
BAŞKAN – Hayır siz
yaptınız, ben yapmıyorum ki. İsterseniz kusura kalın hiç önemli değil. Nedir
yani bu kadar şeyden sonra “Kusura bakmayın...”
HASİP KAPLAN (Şırnak) – Siz
iktidar partisi Başkan Vekili değilsiniz, Meclis Başkan Vekilisiniz.
VIII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Kırıkkale
Milletvekili Oğuz Kağan Köksal’ın BDP Grup Başkanına sataşması nedeniyle
konuşması
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Bakın arkadaşlar, Anayasa’nın 34’üncü maddesini okuyorum: “Herkes, önceden izin
almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına
sahiptir.” “Nevroz” haftasını Kültür Bakanlığı geçen sene bir hafta boyunca
kutladı.
ALTAN TAN (Diyarbakır) –
Eyüp Belediyesi 19’unda kutladı.
HASİP KAPLAN (Devamla)
– Eyüp Belediyesi 19 Martta kutladı.
ADİL KURT (Hakkâri) –
Şemdinli 22’sinde…
HASİP KAPLAN (Devamla) –
Mehdi Eker Çırağan Sarayında 18’inde kutladı, biz bir ay önceden planlama
yaptık. 138 yerde İçişleri Bakanı ferman buyurmuş, genelge göndermiş ve
yasaklama kararı çıkarıyor. Sadece yasaklama değil… Her yerde saldırıyor, gaz
bombasıyla, fişekle, dipçikle ve Sayın Oğuz Kağan Köksal’ın kaymakamlık yaptığı
Cizre’ye zırhlı araçlar, panzerler, uzun namlulu silahlarla bu parti binasına
girişi, saldırı görüntüleri verildi.
Oğuz Kağan Köksal, siz,
Cizre eski Kaymakamıydınız...
ALTAN TAN (Diyarbakır) –
İdris Naim Şahin de Cizre Kaymakamı.
HASİP KAPLAN (Devamla) –
…sizden sonra İdris Naim Şahin geldi, ben o zaman avukattım orada, o da Cizre
Kaymakamıydı. İdris Naim Şahin’in yardımcısı Osman Güneş de Cizre Kaymakamıydı.
Cizre’de yediğiniz ekmek yüzünüze gözünüze
dursun! (BDP sıralarından alkışlar)
ALTAN TAN (Diyarbakır)
– Haram olsun, haram!
HASİP KAPLAN (Devamla) –
Siz Cizre’ye ne verdiniz? Cizre’ye ne verdiniz? Cizre’ye silahlı saldırı
yaparak bugün bunu sürdürüyorsunuz. Yazıklar olsun size! Bu zırhlar…
MUSTAFA KABAKCI (Konya) –
Bağırma, biraz sakin ol.
HASİP KAPLAN (Devamla) –
Bakın, şuna bakın, zırhlar, silahlar ve Gazze değil Cizre…
MUSTAFA KABAKCI (Konya) –
Bağırma, sakin ol. Bağırma!
HASİP KAPLAN (Devamla) –
Gazze değil, Cizre… “Sakin olun.” diyorsunuz değil mi? İnsanlar ölecek, “Sakin
olun.” Saldıracaksınız, “Sakin olun.” Ahmet Türk’e yumruk atacaksınız Kürt
halkına vurur gibi, “Sakin olun.”
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
– Polisleri kim öldürüyor, polisleri? Askerleri
kim öldürüyor?
HASİP KAPLAN (Devamla) –
Siz öyle yaparsanız, sakin olacak bir güç karşınızda göremeyeceksiniz. Sizin
anladığınız dil neyse o dilde konuşmaya devam edeceğiz; bunu bilesiniz, bunu
bilesiniz. (BDP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA KABAKCI (Konya) – O
tehditleri çok duyduk.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
VII.-
ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ve arkadaşlarının
2012 nevruzunda güvenlik güçlerinin orantısız güç kullanmasının araştırılması
amacıyla vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 27/3/2012
Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli
birleşiminde yapılmasına ilişkin BDP Grubu önerisi (Devam)
BAŞKAN – Önerinin lehinde
söz isteyen Sezgin Tanrıkulu, İstanbul milletvekili.
Buyurun Sayın Tanrıkulu.
(CHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU
(İstanbul) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; “nevroz…”
(MHP ve BDP sıraları
arasında karşılıklı laf atmalar)
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU
(İstanbul) – Sayın Başkan, başlayabilir miyim?
BAŞKAN – Sayın Tanrıkulu,
buyurun, yeniden başlatıyorum.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU
(İstanbul) – Sayın milletvekilleri, gerçekten bu tablo “nevroz”un
anlamı olan barış, kardeşlik, dostluk, yeniden doğuşun anlamına uygun düşen bir
tablo değil. Zira “nevroz” dünyanın bayramıdır. “Nevroz” yerin, göğün, güneşin
sevinç günüdür. “Nevroz” kardeşliktir,
barıştır. “Nevroz” Orta Doğu halklarının, Kafkas halklarının, dünya halklarının
ortak bayramıdır ve her halk kendi mitolojisine uygun kutlar. Bu bayramı da,
yasakladığınız bayramı da Kürtler, bu cumhuriyetin yurttaşları, mitolojisine
uygun olarak bir direniş, özgürlük ve barış bayramı olarak kutlarlar. Zalim
İmparator Dahhâk’ın zulmüne karşı, Kava adlı demircinin
önderliğinde zulme karşı direnişin günüdür aynı zamanda “nevroz.” Belki bu
anlam sizi çok fazla ilgilendirmiyor ama “nevroz”un
bu anlamı da var. Her halk, kendi mitolojisine uygun bir biçimde kutlamaktadır.
Biraz önce AKP Grubu adına
konuşan Sayın Milletvekilini dinledim burada, 90’lı yıllarda valiydi, Emniyet
Genel Müdürüydü ama aynı zihniyetle burada konuşmaya devam etti.
PERVİN BULDAN (Iğdır) –
Bravo!
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU
(Devamla) - Bu zihin dünyasıyla, demokrasi dışı anlayışla Türkiye artık
yönetilemiyor, 90’larda da yönetilemedi, şimdi de yönetilemiyor.
Değerli arkadaşlar,
90’larda da bu yasaklar vardı. 90’larda da Diyarbakır’da, bölgede, İstanbul’da
bu bayram aynen bu şekilde yasaklanıyordu, şimdi de yasaklanıyor. Bize korku
dünyasını göstererek bizi demokrasiden uzaklaştıramazsınız. “Bildiğiniz gibi
değil” gibi kavramları kullanarak yasaklamaların arkasına sığınamazsınız. Bu
bayram son on iki yıldır, 21 Mart, daha önceki günlerde de kutlanmıştır,
sonraki günlerde de kutlanmıştır ama devlet, hükûmet önlemini almıştır,
genellikle de yaygın şiddet eylemi olmamıştır, terör eylemi olmamıştır. Ama bu
bayramı siz, maalesef, uygulamaya çalıştığınız güvenlik konseptinin bir parçası
olarak yasaklama anlayışına gittiniz. Doğru da yapmadınız ve Türkiye’yi başka
bir kopuş noktasına getirdiniz.
Değerli arkadaşlar, AKP’li
değerli milletvekilleri; şunun farkında değilsiniz, gerçekten farkında
değilsiniz: Milletvekilleriniz doğuya, güneydoğuya gidiyor ama halkla bir
bağları yok, insanların ne yaşadıklarının farkında değil, nasıl bir duygusal
kopuş yaşadıklarının farkında değil. Elinizde istatistikler var, daha yeni, çok
yeni yapılan anketler var. Bu anketlerin sonuçlarına bakarsanız kopuşun 90’lı
yıllardan çok daha ağır bir tablosunu görürsünüz. Dolayısıyla, bu tür
yasaklarla bir sonuç alınamadığı görülmüştür, yasaklamalarla yeni güvenlik
konseptini de başarılı kılamazsınız.
Değerli arkadaşlar, üç
önemli şey oldu yakın zamanda. Bu güvenlik konseptini yeniden yürürlüğe
sokacağınızı cesaretle ortaya koyamadınız. Ne yaptınız? Ankara’dan 2 gazete
temsilcisine ilk önce sızdırdınız, bunun üzerinden tartışmaya başladınız. Ne
oldu ama? Bu güvenlik konseptinin aynı eğitim yasası gibi, Bakanlar Kurulunda
tartışılmadığı ortaya çıktı. Sayın Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç bu
konseptten, bu projeden haberi olmadığını açıkladı, başka bir milletvekiliniz
başka bir şey söyledi. Sizleri buradan gerçekten bir milletvekili olarak
uyarıyorum, uyarı görevimi yapıyorum: Siz Türkiye’yi kutuplaşmaya, Türkiye’yi
ayrıştırmaya ve bu öfke dilini kullanarak da… Sayın Başbakan bu öfke dilini de
kullanarak Türkiye’yi ayrıştırmaktadır, bundan vazgeçmelisiniz.
Değerli arkadaşlar,
Cizre’de ölen, yaşamını yitiren polis memuru, İstanbul’da yaşamını yitiren
sivil yurttaş, birçok şiddete maruz kalan insanlar, hepsine, ölenlere Allah’tan
rahmet diliyorum. Her türlü şiddetin karşısında olduğumuzu da buradan ifade
ediyorum ama bu kavramlarla insanları korkutamazsınız artık. 2012 yılındayız,
bunun arkasına sığınarak demokrasi dışı davranamazsınız.
Bir taraftan
milletvekilleri hapiste, ona ses çıkarmayan bir Meclis Başkanı var ve bir
Meclis tablosu var, bu iradesine sahip çıkmayan bir Meclis var; diğer taraftan
komisyonlarda milletvekilleri tekmeleniyor, “Geçmiş olsun” demeyen bir Meclis
Başkanı var; diğer taraftan polis tarafından tartaklanan, gözü morartılan
milletvekili var. Sayın Ahmet Türk’ün gözü morarmıştır ama aynı zamanda
Türkiye’de demokrasi morarmıştır; bunun farkında değilsiniz, Türkiye'nin
demokrasisini morarttınız o yumrukla. (BDP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, çok mu
zor? Aradan beş altı günlük bir zaman geçti. Valiniz yok mu? İstihbaratınız yok
mu? O polis memurunu ortaya çıkartıp, özür diletip açığa almak çok mu zor? O
yumruk -sizlere söylüyorum- Türkiye’de kopuşun yumruğu olmuştur insanların
yüreğinde, insanların zihninde; bunun farkında değilsiniz.
Dolayısıyla, şiddete son
vermek için gelin bu Meclisi kullanalım. Çözümü başka yerlerde aramayın, çözümü
dışarıda aramayın, bu Mecliste bir irade var. Eğer yüreğiniz varsa, sızdırmadan
sağa sola, güvenlikçi politikalarınızı değil ama özgürlüğü esas alan, adaleti
esas alan, demokrasiyi esas alan, insan haklarını esas alan, yurttaşları esas
alan, eşitliği esas alan projelerinizi getirin, burada bir masa etrafında
oturalım konuşalım. (CHP sıralarından alkışlar) Ama ne yapıyorsunuz? İlk önce
güvenlik eksenli politikalarınızı bir yerlerde pişirtiyorsunuz, daha sonra
kokmuş, yenmez politikalarınızı halka yedirmeye çalışıyorsunuz.
Değerli arkadaşlar,
köprünün altından çok su geçti, 90’lı yıllarda değiliz, yirmi yılın travması
var insanların omzunda ama sizin üzerinizde hiçbir yük yok. Peşin satan tüccar
gibi burada oturuyorsunuz; peşin satan tüccar gibi ayak ayak
üstüne atmışsınız, burada oturuyorsunuz; halkın yaşadıklarından, zulümden, zorbalıktan,
işkenceden hiç haberiniz yok. Biraz önce Sayın Milletvekili gelmiş, burada,
aynen 90’lı yılların bakanı gibi -o zaman da valiydi- onun gibi konuşuyor. Bu
kadar zulmü savunamazsınız; burada savunacağınız halktır, insanlardır,
yurttaşlardır. Bunları savunacaksınız, bunları!
Soruyorum size…
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL
(Kırıkkale) – Sizden fazla savunuyoruz.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU
(Devamla) – Size, size soruyorum: Dün, daha dün Fenerbahçeli taraftarlardan ne
istiyorsunuz? Hadi Kürtlerden istiyorsunuz, işçilerden istiyorsunuz,
yoksullardan istiyorsunuz, Fenerbahçeli taraftardan ne istiyorsunuz?
Polislerinizin copunu görmediniz mi? On üç yaşındaki genç kızın ayağını kim
kırdı dün? Bu taraftarlardan ne istiyorsunuz? Anladık, güneydoğuyu atmışsınız
bir tarafa, onlardan ne istiyorsunuz? Zulmünüz her yerde ama bu zulmünüzle, bu
baskınızla insanlarla baş edemezsiniz. Dolayısıyla, demokrasiyi esas alan,
insan haklarını esas alan, özgürlüğü esas alan, adaleti esas alan bir projeyi
buraya getirmek zorundasınız.
“Köprüden sonra son çıkış.”
demiştim bundan iki yıl önce yazdığım yazıda, oraya doğru hızla gidiyorsunuz,
hızla. 2009’un 8’inci ayında başlattığınız projenizin boş olduğu ortaya çıktı,
şimdi başka bir adla bunu yeniden bu halka yutturmak istiyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, gelin
masaya. Seçimden önce söylediğimiz bütün sözlerimizin arkasındayız. Bu mesele
Türkiye'nin meselesidir; bu meseleyi yasaklarla çözemezsiniz, bu meseleyi
zulümle çözemezsiniz, bu meseleyi insanları öldürmekle çözemezsiniz, bu mesele
daha fazla kan götürmez.
O nedenle, cesaretiniz
varsa gelirsiniz, burada, Mecliste -dört tane Meclis grubu var- Mecliste
olmayan insanlarla beraber burada otururuz, bu meseleyi bu Meclisin vakarına
yakışır bir şekilde çözmek için adım atarız. O nedenle, çok uzağa gitmeye gerek
yok. Ben burada tekrar sizi çözüme davet ediyorum, bu Meclis çatısı altında
çözüme davet ediyorum.
Önerilerimizi söyledik.
Buyurun, burada bir komisyon kuralım. Bir komisyon kuralım, beraber bir program
yapalım, kendi programlarımızı ortaklaştıralım, dilimizi ortaklaştıralım. Bu
mesele sadece Hükûmetin meselesi değil, AKP’nin meselesi değil, BDP’nin meselesi değil, MHP’nin meselesi değil, bizim de
meselemiz değil, hepimizin ortak meselesidir. Eğer bunu bir ortak iradeyle
burada çözemezsek başkaları çözecek, başka biçimde çözecek.
O nedenle, son kez burada
uyarımı yapıyorum, demokrasiyi esas alan bir projeyi ortaya koyalım, beraber koyalım ve bu meseleyi çözelim.
Tekrar saygılar sunuyorum.
Teşekkür ederim. (CHP ve
BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Tanrıkulu.
Öneri aleyhinde söz isteyen
Nurdan Şanlı, Ankara Milletvekili.
Buyurun Sayın Şanlı. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
NURDAN ŞANLI (Ankara) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Barış ve Demokrasi Partisi Grubunun grup
önerisi aleyhinde söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygılarımla
selamlıyorum.
Ülkemizi ve öğrencilerimizi
yakından ilgilendiren, toplumdaki her bireyi yapabileceği işlerde
değerlendirerek ve üretime dâhil ederek uluslararası rekabet gücümüzü en üst
noktaya taşımakta destek olacak, öğrencilerin becerilerini geliştirecek,
sosyalleşmelerini sağlayacak, eğitim süreçlerinde özgür karar verme fırsatına
sahip olmalarını amaçlayan İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile memurlarımızın maaş zamları ve
“2/B yasası” diye bilinen Hazine ve Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun
Tasarısı, Toplu İş İlişkileri Kanunu Tasarısı olmak üzere…
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Yanlış kâğıtları okuyorsunuz.
NURDAN ŞANLI (Devamla) -
…sırasına göre gündeme alınarak görüşülmesinin gerekliliği ve önceliği için BDP
grup önerisinin aleyhinde olduğumuzu belirtiyor, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ADİL KURT (Hakkâri) –
Yanlış metin getirmişsiniz.
PERVİN BULDAN (Iğdır) –
Biraz daha uzun konuşsaydınız, sekiz dakikanız vardı daha.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Öneriyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler…
III.-YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN – Öyle mi? Yapalım.
Yoklama talebi var, yerine
getireceğim.
Sayın İnce, Sayın
Tanrıkulu, Sayın Tezcan, Sayın Çınar, Sayın Tanal, Sayın Işık, Sayın Yıldız,
Sayın Ağbaba, Sayın Özkan, Sayın Kuşoğlu, Sayın
Toprak, Sayın Aksünger, Sayın Ören, Sayın Öner, Sayın
Tayan, Sayın Özgümüş, Sayın Özel, Sayın Öztürk, Sayın
Yılmaz, Sayın Gök.
Evet, üç dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VII.-
ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ve arkadaşlarının
2012 nevruzunda güvenlik güçlerinin orantısız güç kullanmasının araştırılması
amacıyla vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 27/3/2012
Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli
birleşiminde yapılmasına ilişkin BDP Grubu önerisi (Devam)
BAŞKAN – Öneriyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Öneri kabul edilmemiştir.
Milliyetçi Hareket Partisi
Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş
bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
Okutuyorum:
2.-
Şehit yakınları ve gazilerin sorunları ve çözüm yollarını tespit etmek; şehit
aileleri ve gaziler ile harp ve vazife malullerinin sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilen Meclis araştırması
önergelerinin, Genel Kurulun 27/3/2012 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin
MHP Grubu önerisi
27.03.2012
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu'nun
27.03.2012 Salı günü (bugün) yaptığı toplantısında, Siyasi Parti Grupları
arasında oybirliği sağlanamadığından Grubumuzun aşağıdaki önerisini İçtüzüğün
19 uncu Maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Mehmet
Şandır
Mersin
MHP
Grup Başkan Vekili
Öneri:
20.10.2011 tarih ve 450
sayı ile TBMM Başkanlığına verdiğimiz, "Şehit yakınları ve Gazilerin
sorunları ve çözüm yollarını tespit etmek amacıyla ve 27.10.2011 tarih ve 619
sayı ile Şehit Aileleri ve Gaziler ile harp ve vazife malullerinin sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla"
verdiğimiz Meclis Araştırma önergelerimizin 27.03.2012 Salı günü (bugün) Genel
Kurulda okunarak görüşmelerinin bugünkü Birleşiminde yapılmasını arz ederim.
BAŞKAN – Öneri lehinde söz
isteyen Nevzat Korkmaz, Isparta Milletvekili.
Buyurun Sayın Korkmaz. (MHP
sıralarından alkışlar)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta)
– Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisinin grup
önerisi üzerinde görüşlerimizi açıklamak üzere söz aldım. Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin başında, Allah
yolunda, vatanı, milleti ve ay yıldızlı al bayrağı uğrunda aziz canlarını
vatanına bağışlamış şehitlerimizi rahmet ve şükranla bir kez daha anıyoruz,
yakınlarına sabır ve metanet diliyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak
kahraman gazilerimize de saygı ve hürmetlerimizi arz ediyoruz.
Değerli milletvekilleri,
şehitlerimizin defnedildiği yer sadece aziz vatan toprağı değil…
BAŞKAN – Sayın Korkmaz, bir
saniye…
Sayın milletvekilleri,
Genel Kurulda uğultu var, Sayın Hatibin konuşması anlaşılamamakta.
Buyurun Sayın Korkmaz.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla)
– Şehitlerimizin defnedildiği yer sadece aziz vatan toprağı değil, milletin
sinesidir. Bu millet, Allah’a şükürler olsun ki inancını yaşıyor, ibadetini beş
vakit okunan ezanların çağrısıyla yapabiliyor, hür ve bağımsız nefes alabiliyor
ise unutmayalım ki birileri nefes almaktan bizler için vazgeçtikleri içindir.
Aziz canlarını bizler bu memlekette özgürce yaşayalım diye vakfeden bu
kardeşlerimizin…
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkanım, lütfen
AKP Grubuna… Şehitlerimizin bir meselesini dile getiriyoruz, Grubumuza
saygıları yoksa, hiç olmazsa şehitlerimize saygıya istinaden, lütfen.
BAŞKAN – Buyurun Sayın
Korkmaz.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla)
– Evet, bu meseleye sahip çıkmak, onları kucaklamak hepimizin boynunun
borcudur, şerefidir, onurudur. Bu millet bugünlere nasıl geldi, her türlü
melanet ve kahpece tuzakları nasıl aştı? Bunun üzerine kafa yormayan insanın
vatan ve millet sevgisinden şüphe etmek lazımdır. Bastığımız yerleri toprak
diyerek geçmediğimiz, altında binlerce kefensiz yatanı mübarek bildiğimiz,
şehit nesli olduğumuzu unutmadığımız için değil mi?
Şükürler olsun ki Anadolu
coğrafyası, elleri öpülesi şehitlerimiz ve gazilerimizin yüzü suyu hürmetine,
onların hikmet ve himmetleriyle, karşılıksız adanmışlıklarıyla vatanlaşmıştır. Milliyetçi Hareket Partisi, bu sorumluluk
ve bilinçle her zaman şehidine sahip çıkmıştır, her zaman bir kale gibi,
şehadet kurumuna yönelik emperyalist Haçlı artığı taarruzlara set çekmiştir.
Bu hassasiyetini ve
şüheda sevgi ve
hürmetini yüce dininden -Kur'an-ı azîm-üş-şânda
işaret buyrulduğu gibi- vatan sevgisinden alan ülkücüleri şehidi istismar
etmekle suçlayan zihniyet, bu çarpık düşüncesinden bir an önce uzaklaşmalı,
şayet kendisinde bir eksiklik görüyor ise Milliyetçi Hareket Partisinden daha
fazla şüheda kurumuna hürmeti kutsileştirmeli ve
şehitlere sahip çıkmalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi, şehidine hürmeti ve
şehidine son vazifesini nasıl göstereceğini 1,5 milyon Müslüman’ı katleden
Amerikan askerlerinin “Memleketlerine sağ salim dönmesi için dua ediyorum.” diyen bir zihniyetten
öğrenecek değildir.
Sayın Başbakan işgalci
Amerikan askerlerine siyasi rant hesabıyla bu mesajları gönderirken, Irak’ta
tecavüze uğrayan binlerce Müslüman kadın bu tecavüzden peydahlanan çocuklarını
doğurmamak için intihar ediyordu. Yarın bunun mahkemei
kübrada nasıl hesabını vereceksiniz? Yanı başımızdaki
katliama sırtınızı dönüp görmezlikten gelirken, hatta kanlı projenin eş
başkanlığını yaparken yarın ruzi mahşerde nasıl
hesaptan kurtulacaksınız? Şehitlerimize “kelle”, eli kanlı teröristbaşına
da “sayın” derken hadi mahcubiyet
duymadınız; “Kanımız aksa da zafer İslamın
olacaktır.” diyen ülkücü hareketin hassasiyetleriyle alay ederken hadi yüzünüz
kızarmadı; bayrak elde, kelimeişehadet dilde toprağa
düşen Mehmetçiklerimizi bu vatana ağız dolusu küfreden, bu vatana isyan eden
insan müsveddeleriyle aynı kefeye koyarken de mi utanmıyorsunuz?
Allah’a şükürler olsun ki
Milliyetçi Hareket Partisinin onlarca yıllık sicilinde şehitliğe hürmetsizlik
anlamına gelecek kötü bir söz, kötü bir eylem bulamazsınız. Milliyetçi Hareket
Partisine bu konuda laf söylerken Sayın Başbakan ve şürekâsının ağzını yıkaması
lazımdır.
Değerli milletvekilleri, bu
ülke insanını yani biz Müslümanları bir Müslüman ülkeyle, Suriye ile çatışmanın
eşiğine getirdiniz. Yarın ortaya çıkacak spekülasyonların önünü kesmek için
şimdiden şehadet kurumunu sulandırarak içini boşaltmak gibi tehlikeli
atraksiyonlar sergilemeye başladınız. Şehit yakınları ve gazilerimizin özlük
haklarıyla ilgili 20 maddelik bir çalışma hazırladığınızı ve bu insanlarımıza
geniş imkânlar getireceğinizi iddia ediyorsunuz. Hiç şüpheniz olmasın ki bu
fedakâr insanlarımız için iyi olan, güzel olan ne gibi bir değişiklik varsa
sonuna kadar destek olacağız ancak ilk incelemelerde gördüğümüz kadarıyla, eski
söylemlerin tekrarı, kısmi, lokal tamiratından başka bir şey değil AKP’nin
çalışması.
Devletimiz, şehit
yakınlarını, gazilerini kucaklamaya, onlara müşfik ve cömert davranmaya
muktedirdir. Bedelsiz fedakârlıklarının karşılığı, bu ülkenin imkânlarından
gıdım gıdım faydalanmak olmamalıdır.
Milliyetçi Hareket Partisi
olarak diyoruz ki gelin, aşağıdaki değişiklikleri hemen yapalım. Bunun onuru,
şerefi de sizin olsun; yeter ki gelin, bu sorunları çözelim.
1) Şehit ve gazi
çocuklarının, anne ve babalarının mesleklerini icra etmeleri hâlinde -gerekli
şartları haiz olanların- bu mesleklere sınavsız girmelerinin önünü açalım.
2) İnsan onuruna yakışır,
her şeyden önce Türk devletine yakışır bir maddi destek verilmesi ve sosyal
konutlardan ücretsiz faydalanmasını temin edelim.
3) Gazi ve şehit yakınları
öncelikli olarak işe yerleştirilmelidir.
4) Şehit ve gazi
çocuklarının eğitim masrafları devletçe karşılanmalıdır, üniversiteye
girişlerinde kontenjan tanınmalıdır.
5) Harp malullerinin
faizsiz konut kredisinden istifadesinde başlangıç tarihi on yıl geriye
çekilmelidir. Bu kredilerden sadece şehit eşleri değil, şehit anne ve babaları
da istifade etmelidir.
6) Şehit ailelerine tanınan
işe yerleştirme hakkı 2 kişiyle sınırlandırılmamalı, ihtiyaç sahibi olması dikkate
alınarak daha esnek bir istihdam politikası kabul edilmelidir.
Ülkemizde şehit çocuğu
sayısı 1.500 civarındadır, çalışabilecek yaşta olanlar ise 750 kişi kadardır.
Devlet 750 kişiyi işe almakla batmaz, bunda tasarruf olmaz, aksine, bu
insanlara sahip çıkmakla ülke vatanlaşır.
Değerli milletvekilleri,
“şehitlik” tanımını genişletme, Uludere’de ölenler ile Hrant
Dink gibi sivilleri de “şehit” kapsamına alma çalışmaları Sayın Fatma Şahin
tarafından kamuoyuna deklare edilmiştir ancak unutmayınız ki şehitlik dinî bir
kavramdır, ölçüsü yüce Kitabımızda zikredilmiştir. Ortada ilahî bir buyruk var
iken kimlerin şehit sayılacağıyla ilgili yeni tanımlamalara girmek herhâlde hiç
kimsenin haddi olmasa gerektir ancak bilinen bir şey var ki her hâl ve şartta,
vefat eden birisinin şehit olması için, Müslüman olması şarttır.
Yüce Allah’ın isimlerinden
birisi olan “şehit”, “ölmeyen, diri” demektir ve onlar, münkirler için
peygamberlerle birlikte şahitlik yapacaklardır. Bu bakımdan, Allah’a teslim
olmamış birinin şehit sayılması, hele hele vatan, millet uğrunda şehit
olanların bir kısım teröristlerle aynı kefeye konulması şirktir, Allah’a ve
onun dinine hürmetsizliktir.
Hükûmetin yaptığı,
Kur'an’da zikredilen ölçütler dışında başka ölçütler getirme gayretleri,
yönetimin hatalarından kaynaklanan sonuçları ortadan kaldırmak için ortaya
koyduğu siyasi rüşvetten başka bir şey değildir. Açıktır ki rahmani kılığa
girmiş siyasi nifak, dinimizi, diyanetimizi ve kutsallarımızı yıpratmaktan ve
çarpıtmaktan en ufak bir çekinme ve hicap duymamaktadır. Yazıklar olsun!
Değerli milletvekilleri, bu
milletin mukaddesatı hepimizindir, hepimizin olmalıdır. Bunları tartışmaya
açmanın kimseye faydası yoktur. Bu zararlı çabalardan bir an önce vazgeçilmeli,
şüheda kurumuna hep birlikte sahip çıkılmalıdır. Şehit yakınları ve gazilerimiz
için yapılacaklar bellidir. Siyaset üstü olan bu mevzuda, gelin devletimizin
yüzünü ağartacak çalışmalar yapalım. Öncelikle de grup önerimize destek verin,
ortak bir çalışma yapalım diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve
CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Korkmaz.
Öneri aleyhinde söz isteyen
Fatoş Gürkan, Adana Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
FATOŞ GÜRKAN (Adana) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şehit aileleri ve gaziler ile harp ve
vazife malullerinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerle
ilgili Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi aleyhinde söz almış
bulunmaktayım. Bizi izleyen aziz milletimizi ve yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Öncelikle, toprağı,
bayrağı, milleti için gözünü kırpmadan mücadele eden, canını veren, başta Gazi
Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi şükran ve
minnetle anıyorum.
Şehitlerimizin ölüler
olmadığına, onların diri olduğuna tüm kalbimizle inanıyoruz. Güzel vatanımız,
hiç kuşkusuz, aziz şehitlerimizin yüzü suyu hürmetiyle, onların hatırasıyla
huzur ve emniyet içindedir. Bu topraklar üzerindeki varlığımız, Allah’ın bize
nimeti, ardından da aziz şehitlerimizin bize mirasıdır. Elbette şehitlerimizi
ebediyen hatırlayacak, ebediyen onlara minnet duygularımızı ifade edecek,
onların mirasına da aynı şekilde sahip çıkacağız. Şehitlerimizden devraldığımız
kutsal emaneti gelecek nesillere inşallah çok daha güçlü, müreffeh, huzurlu
şekilde devredeceğiz.
Ben de bir şehit torunuyum.
Annemin dedesi binlerce vatan evladı gibi Çanakkale’de şehit oldu. Hem
milletvekilliğim öncesi hem de daha sonra şehit yakınlarımızın sorunlarıyla
yakından ilgilenen biriyim. Yine, gazilerimizin sorunlarıyla da uzun bir
süredir ilgilenmekteyim.
AK PARTİ iktidarları
döneminde şehit yakınlarımız ve gazilerle ilgili önemli çalışmalar yapıldı.
Elbette dünyalar da bağışlansa, şehit olmuş bir ailenin evladı geri gelmeyecek.
Gazimizin hiçbir uzvunu, ne bedel verirsek verelim, yerine getirmemiz mümkün
değil. Şehitlerimizin yakınları ve gazilerimiz, milletçe, hepimizin üzerinde
kutsal bir emanettir. Vatanları için canını feda etmiş şehitlerimizin
yakınlarına, vatanları için fedakârlıkta bulunmuş gazilerimize sahip çıkmak hepimizin
en önemli ve öncelikli vazifesidir.
Daha önce şahsım tarafından
şehit yakınlarımız ve gazilerimizin haklarında iyileştirmeler yapılmasıyla
ilgili kanun tekliflerim olmuştu. Bu
tekliflerimden birisi, terör kapsamında şehit olan er ve erbaşların yakınlarına
ikinci istihdam hakkı verilmesi ile ilgiliydi. İkinci kanun teklifim, şehit
yakınlarımıza muhtaçlık durumuna bakılmaksızın maaş verilmesi ve görev
şehitlerinin haklarında iyileştirmeler yapılmasıyla ilgiliydi.
Sayın Başbakanımızın 21
Mart Çarşamba günkü AK PARTİ grup
toplantısında açıklamış olduğu üzere, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına
bağlı şehit yakınları ve gazilerle ilgili daire başkanlığının da üzerinde
önemle çalıştığı şehit haklarının düzenlenmesi ve ilgili bazı kanun ve kanun
hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı önümüzdeki
günlerde komisyonda görüşülüp, daha sonra Meclis Genel Kurulumuzda görüşmeleri
tamamlanarak en kısa sürede yasalaşacaktır.
Hazırlanan kanun
tasarısında neler var, bir bakalım:
Şehit yakınları ve gazilere
yapılacak gayrimenkul hibelerine muafiyet getirilmekte ve bu hibelerin vergi
matrahından düşürülmesi sağlanmaktadır.
Şehit ve gazilerimizin tüm
çocukları toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlanacak ve bu haktan
yararlanmak için artık sosyal güvence şartı aranmayacaktır.
Bürokratik engellerin
kaldırılması için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız yönetmelik çıkarma
yetkisi almıştır.
Terörle Mücadele Kanunu
kapsamında er ve erbaş ile geçici köy korucularının da artık faizsiz konut
kredisi imkânından yararlanmalarının önü açılmaktadır.
2008 yılının Ekim ayından
sonraki harp malullerinin de faizsiz konut kredisi imkânından yararlanmalarının
önü açılmaktadır. 2008 yılının Ekim ayından sonraki harp malullerinin de
faizsiz konut kredisinden yararlanmaları sağlanmaktadır.
Malul olan gazilerimize
sağlanan bakım desteği köy korucuları ve sivil vatandaşları da kapsayacak
şekilde genişletilmektedir. Bakım desteği 1 asgari ücret tutarından 2 asgari
ücret tutarına çıkarılmaktadır.
Terörle mücadele
görevlerini ifa ederken yaralanan kamu çalışanı ve sivillerin malullükleri
kesinleşinceye kadar her türlü sağlık ve tedavi hizmetleri artık hiçbir katılım
payı alınmaksızın yapılacaktır.
Terörle mücadele esnasında
yaralanan ve tedavisi devam eden personele bir yıl süreyle ödenen özel harekât
ve operasyon tazminatının ödeme süresi on iki aydan yirmi dört aya
çıkarılmaktadır.
Terörle mücadele görevi
sırasında olmasa bile, görevleri esnasında yaralanan, bakıma muhtaç olan vazife
harp malulleriyle köy korucuları da artık ihtiyaç duydukları her türlü
iyileştirici, rehabilite edici araç ve gereçlerden
veya araç gereçlerin temininde katkı payı ödemeyeceklerdir.
Şehit ve gazi sayılma
kapsamı da genişletilmektedir.
Terör olayları sebebiyle
göreve gidiş dönüşler esnasında meydana gelen kazalar sonucu yaralanan,
sakatlanan ve hayatını kaybedenler kanun kapsamına alınmaktadır.
Trafik ve yol güvenliği ile
tutuklu ve hükümlülerin sevk ve nakillerinde görevliyken meydana gelen olaylar
aynı şekilde bu kapsama alınmaktadır.
Polis okulları ve askerî
okullarda okumaya hak kazanıp geçici kaydı yapılan veya yaşları on sekizin
altında olan öğrenciler de aynı şekilde bu kapsama alınmaktadır.
Yine önemli bir düzenleme,
terör eylemlerinde hayatını kaybeden siviller de şehit kapsamına alınmaktadır.
Terör sebebiyle hayatını kaybeden ya da malul olan sivillere ve yakınlarına
tazminatın yanında aylık da bağlanacaktır.
Mevcut durumda terör
şehidinin ailesinden birine veya eşine veya çocuğuna bir istihdam hakkı
tanınıyordu. Yeni düzenlemeyle -bu, tabii, henüz anlaşılamadı toplum tarafından
da- ikinci istihdam hakkı da veriliyor. İstihdamın biri terör şehidi olan
şehidimizin anne, baba veya kardeşlerinden birine, bir ikincisi de eşine, varsa
çocuğuna, çocuğu küçükse büyümesi hâlinde ileride yine çocuğuna verilecek.
Anne-babaya ödenen maaşta
hâlihazırda malullük ve muhtaçlık şartı aranıyor ama artık bu ortadan
kaldırılıyor. Artık, anne babalara maaş bağlanması için malullük ve muhtaçlık
şartı aranmayacak, muhtaçlık belgesi de artık istenmeyecek. Allah, tabii hiç
kimseye evlat acısı, eşini, babasını, evladını kaybetme acısı yaşatmasın.
Bütün bu düzenlemelerin tüm
şehit yakınlarımıza, gazilerimize hayırlı olmasını diliyor ve bize emanet
bıraktıkları bu mukaddes vatan için şükranlarımızı sunuyoruz. Onlara layık
olmak için var gücümüzle çalışacağımızı da ayrıca belirtmek istiyorum.
Kısaca izah etmeye
çalıştığım, şehit yakınları ve gazilerle ilgili kanun tasarısı, yakın bir
zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisimizin ilgili komisyonlarına gelecek ve
detaylı olarak bu komisyonlarda görüşülecek. Türkiye Büyük Millet Meclisindeki
parti gruplarının Meclisteki her komisyonda görevli milletvekilleri var. Kaldı
ki her parti grubu veya milletvekili komisyon çalışmaları sırasında bu
komisyonlara taleplerini de dile getirerek katkı koyabilirler.
Şehit yakınları ve
gazilerin sorunları ve çözüm yolları ile ilgili çalışmalar, kanunlaşma
aşamasında iken yeni bir Meclis araştırması açılması talebinin bu aşamada
yerinde olmadığı yönündeki kanaatimi bildirmek istiyorum.
Bu aşamada böyle bir Meclis
araştırmasının yerinde olmadığı yönündeki kanaatimi bildirir, yüce heyetinizi
saygıyla selamlarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Gürkan.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta)
– Çalışmanız eksik Fatoş Hanım, gelin eksikleri tamamlayalım.
OKTAY VURAL (İzmir) – Niye
gazilerin sorunlarını araştırmaktan kaçıyorsunuz, ne olur yani araştırsanız?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Çözüyoruz işte.
BAŞKAN – Önerinin lehinde
söz isteyen Ahmet Toptaş, Afyonkarahisar Milletvekili.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
AHMET TOPTAŞ
(Afyonkarahisar) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Milliyetçi Hareket
Partisinin, şehit yakınlarının ve gazilerimizin yaşam koşullarının
düzeltilmesiyle ilgili Meclis araştırması önergesi üzerinde Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi bu vesileyle
saygılarımla selamlarım.
Yine, cumhuriyetimizin
kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve o günden bugüne vermiş olduğumuz
şehitlerimize -bundan sonra inşallah yeni şehitler vermeyeceğimizi düşünerek-
Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır diliyorum; gazilerimize de acil şifalar
diliyorum.
Benim ailemden de Ulusal
Kurtuluş Savaşı sırasında, ondan önce, onlarca şehit verilmiş. Arabistan’da,
Yemen çöllerinde verilen bu şehitlerin hangi topraklarda gömüldüğünü bile
bilmiyoruz. Bunu, yakında Suriye konusunda Sayın Başbakanın gidişini iyi
görmediğim için, hangi topraklarda yattığını bilmediğimiz şehitler vermemek
için hatırlatmak istiyorum size. Benim babam Kore cephesine gönderilmiş değerli
arkadaşlar, ki Kore cephesine gönderildiği zaman henüz Meclisten asker gönderme
yasası çıkmamıştı, askerlerimiz Kore’ye vardıktan sonra bu yasa çıkarılmıştı.
Kore’ye giderken törenlerle uğurlanmış, dönüşte gazi olarak törenlerle
karşılanmış ancak karşılandıktan sonra ne arayan olmuş ne soran. Bu ülkede
karnını doyuramadığı için, arayan soranı olmadığı için turist olarak o sınırdan
bu sınıra, hatta tünellerden gazete kâğıtlarının ışıttığı ışıklarla geçerek
Fransa’ya kadar gitmiş karnını doyurmak için. Kore’ye giderken kınalı kuzular
gibi uğurlanan, geldiğinde törenler yapılan binlerden biri olan, ne aranan ne
sorulan bir babanın çocuğu olarak o acıyı, o gazilerin acısını en iyi
bilenlerden birisiyim. Şimdi, aynı şekilde Suriye’ye, Meclise bile haber
verilmeden asker gönderilmesi gibi bir tehlikeyle karşı karşıya olduğumuzu
yeniden belirtmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, bu
ülkenin varlığı, birliği ve dirliği için toprağa düşen, şehadet mertebesine
ulaşan binlerce şehidimiz var. Onların bize emanet bıraktığı çocukları, eşleri,
anaları, babaları var. Bizim aramızda, birlikte yaşadığımız ve çoğu kez farkına
bile varmadığımız malul gazilerimiz var. Onlar da bu ülkenin varlığı, birliği
ve bütünlüğü için kollarını, bacaklarını, gözlerini gözlerini
kırpmadan verdiler. Öğretmenlerimiz, ülkenin en ücra köşelerinde -aydınlanmayı
götürmek için gittiklerinde- insan olmaktan ve aydınlanmış nesiller
yetiştirmekten başka bir düşüncesi olmadığı hâlde, sadece bu ülkenin
insanlarına hizmet etme kaygısıyla oralarda çalışırken şehit oldular, gazi
oldular, kaçırıldılar. Sağlık hizmeti götürenler, mühendislik hizmeti
götürenler, baraj yapan işçiler, petrol çıkaran işçiler öldüler, yaralandılar
ve kaçırıldılar. Sadece bu ülkeye hizmet çabasıyla oralardaydılar, başka hiçbir
kaygıları yoktu. Bunlar, bizim için, bu ülke için öldüler, gazi oldular. Biz
onlar için ne yaptık? Onlar, kendileri toprağa düşerken ardına bakmadan
gittiler, giderken ”Benim geride bıraktıklarım yurduma emanettir, onlar en iyi şekilde
bu ülkenin kaynaklarından yararlanacaklar, mağdur edilmeyecekler ve babalarının
ya da annelerinin şehadetini şerefle taşıyacaklar.” diye düşündüler.
Gazilerimiz, şanlarına yaraşır bir yaşam standardında yaşayacaklarına inanarak,
göz kırpmadan gözünü, kolunu, bacağını verdiler.
Biz, üzerimize düşeni
yapabildik mi? Yoksul ana “Bir çocuğum şehit oldu, öbür oğlum da bu vatana feda
olsun.” dedi. Duyduk mu feryadını? Onun çocuğu, bedel ödeyenlerin çocuğundan
daha az mı değerliydi? Onun çocuğu, yurt dışında gösterilip üç hafta askerlik
yapanlardan daha mı az değerliydi? Hayır, onun çocuğu, belki hepsinden daha
değerliydi çünkü bazıları “her şey para için” derken, o “her şey vatan için”
dedi ve ikinci çocuğunu da bu ülkenin varlığı, dirliği ve birliği için al
bayrağa sarıp göndermek istedi.
Değerli arkadaşlarım,
şehitlerimizin bize emanet bıraktıkları yakınlarının çok ciddi sorunları var,
gazilerimizin çok ciddi sorunları var. Yıllardan beri bu sorunları dile
getirmeye çalıştılar ama duyan olmadı. AKP İktidarı on yıldır iktidarda,
on yıldır da bu sorunlar, her zaman,
şehit aileleri ve gaziler tarafından dile getirilir oldu ama bir tek gün
bunlara ilişkin doğru düzgün bir çözüm getirilmedi. Ne bunların yaşam
standartlarını yükseltmek ne de bunların kendi şanlarına yakışır, bize emanet
ettikleri ailelerinin onların şanlarına yakışır şekilde yaşamalarını
sağlayacak, yaşam standartları verecek bir çalışma yapıldı. Geçen aralık ayında
ve ocak ayında, şahsen grubumla birlikte çalışarak, on bir ayrı yasada, şehit aileleri
ve gazilerinin yaşam standartlarının yükseltilmesi ve onların mağduriyetlerinin
giderilmesiyle ilgili yasa düzenlemesi için teklif verdim. Ne zaman ki
Afganistan’da 12 askerimiz şehit oldu, geldi ve ardından 6 polisimiz şehit
oldu, Sayın Başbakanın aklına… Bu şehitlerle ilgili “Toplumun ruhsal dünyasını
nasıl ele geçirebilirim?” düşüncesiyle, şehit ailelerinin ve yakınlarının yaşam
koşullarının düzeltilmesiyle ilgili bir grup konuşması yapıldı. Bu grup
konuşmasını yaptığında Sayın Başbakanın topluma önerdiği, şehitlerin
yakınlarının ve gazilerin yaşam koşullarının düzeltilmesiyle ilgili tekliflerin
on bir adet yasada yapılacak değişiklikle önerilmesi tarafımızdan yapılmıştı.
Yani burada söylenenlerin, biraz önce AKP Grubu adına konuşan arkadaşımın söylediklerinin
tümünü biz daha aralık ayında öneri olarak sunmuştuk. O zaman dikkate alınmadı,
Meclis gündemine bile getirilmedi ama toplum ne zaman şehitlerle karşılaşınca
ve şehitlerin acısı bütün ülkeyi sarınca, bundan yararlanmak için şehit
yakınlarıyla ilgili böyle bir düzenlemenin yapılacağı gündeme getirildi.
Böyle bile olmuş olsa, biz,
şehitlerimizin yakınlarının yaşam koşullarının düzeltilmesi, gazilerimizin
yaşam koşullarının düzeltilmesi ve yaşam standartlarının artırılması konusunda
getirilen bütün düzenlemelerden yanayız. Elimizden gelen bütün katkıyı yapmaya
çalışacağız ancak Sayın Başbakan bunu grupta söyledi fakat yasa gelir mi gelmez
mi bilemem çünkü hangi gün hangi yasayı getirecekleri, hangi gün gündemlerine
neyi alacakları belli değil. Önümüzde bir Suriye tehlikesi var. Eğer bu
tehlikeyi göz önüne alarak filan getirecek olurlarsa, toplumu o yöne
yönlendirmek için, bilemiyorum ama ben Sayın Başbakanın bu konudaki düzenlemeyi
ne zaman getireceğinden kuşkum bulunduğundan MHP’nin bu konuda ki Meclis
araştırması önergesine destek verilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Bu vesileyle yüce Meclisi
saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Toptaş.
Şimdi, öneri aleyhinde söz
isteyen İstanbul Milletvekili Tülay Kaynarca. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
TÜLAY KAYNARCA (İstanbul) –
Saygıdeğer Başkanım, değerli milletvekillerimiz; MHP grup önerisi aleyhine söz
almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.
Değerli milletvekillerimiz,
öneri şehit aileleri ve gazilerin sorunlarının araştırılmasıyla ilgili.
Öncelikle bir konuyu ifade etmek istiyorum, o da şehitlik tanımıyla ilgilidir.
Şehitlik, dinî ve ilahî bir kavramdır, bizim inançlarımızda çok değerlidir ve
şehitlik tanımının yapıldığı yer de bellidir ve kimse bu tanıma müdahale
edemez, etmemiştir ve Hükûmetimizin hiçbir üyesinin, hiçbir milletvekilimizin
de bu tanımla ilgili bir açıklaması olmamıştır ve olmayacaktır da. Dolayısıyla,
öngörülen sadece terör olaylarında hayatını kaybeden sivil insanlara da el
uzatılması, yardım edilmesi, destek verilmesiyle ilgilidir yani idari bir
tanımdır sadece. Bu açıklamayı yapma gereği hissettim ve devamında şunu
söylemek istiyorum: Elbette şehit aileleri ve gazilerin sorunlarının
araştırılmasıyla ilgili bu önergeyi saygıyla karşılıyorum, onu belirtmek
isterim ancak bu konuda Hükûmetimizin gerek 22’inci Dönemde gerek 23’üncü
Dönemde yaptıklarının altını çizmek ve 24’üncü Dönemde, bu dönemde yapılan
daire başkanlığı kuruluşunu da, yeni çıkacak tasarıyı da, yasal düzenlemeyi de
dikkatlerinize sunmak istiyorum özellikle.
Şehit Yakınları ve Gaziler
Daire Başkanlığı var, düne kadar yoktu. İşte bu Daire Başkanlığında birçok
problemin çözümü, yeni taleplerin değerlendirilmesi… Dolayısıyla, olması
gereken, şehit yakınları ve gazilerimizle ilgili tüm problemlerin çözümünü
içeren bir daire başkanlığımız var artık. Dikkat ederseniz -ki zaten gündemde-
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından hazırlanan ve şehit aileleri ve
gazilere tanınan hakların düzenlenmesine ilişkin kanun tasarısı da
gündemimizdedir. Ancak bunu belirtirken sanki yeni bir şey yapıyormuşuz, ilk
kez bir şey yapıyormuşuz şeklinde de algılanmaması lazım; az önce de ifade
ettim, gerek 22’nci gerek 23’üncü Dönemde şehit aileleri ve gazilerimizle
ilgili birçok düzenleme var.
Az önce kıymetli arkadaşım,
milletvekilimiz birçok başlığa değindi, 2330 sayılı Kanun’la alınan haklar,
emekli ikramiyesi, şehit yakınlarına, gazilere, asker ve polislere vakıflar ve
sandıklardan verilen yardımlar, faizsiz konut kredisi, elektrik ve su tüketim
ücretlerinin indirimi, toplu taşıma… Bunları madde madde sıralamak mümkün,
birçoğunu biliyorsunuz zaten. Sözün özü şu: Hükûmetimiz bu konuda çok hassas,
her iki dönemde olduğu gibi 24’üncü Dönemde de -bunu bir daire başkanlığı
hâline getirerek- bu hassasiyetini sürdürüyor, sürdürmeye de devam edecektir.
Gündemimiz oldukça yoğun,
geçen hafta olduğu gibi bu haftada da karar alınması gereken, planlarda olan
birçok yeni kanun ve düzenlemelerimiz var. Yine ilköğretim ve eğitim kanunu ile
bazı kanunlarda değişiklik yapılması gereken kanun teklifi var. Yine,
memurlarımızın maaş zamları, 2/B yasası gibi düzenlemelerle gündemimiz de
oldukça yoğun.
Dolayısıyla ben, bu duygu
ve düşüncelerle, MHP grup önerisinin aleyhine görüş belirttiğimi ifade ediyor,
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Kaynarca.
III.-
Y O K L A M A
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Sayın Başkan, yoklama talebimiz var.
BAŞKAN – Öneriyi oylarınıza
sunacağım ancak bir yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın İnce, Sayın
Aslanoğlu, Sayın Tezcan, Sayın Çıray, Sayın Küçük,
Sayın Çelebi, Sayın Öz, Sayın Aksünger, Sayın Işık,
Sayın Kuşoğlu, Sayın Tayan, Sayın Yüceer, Sayın Özgümüş,
Sayın Öner, Sayın Özkoç, Sayın Kurt, Sayın
Karaahmetoğlu, Sayın Koç, Sayın Toprak, Sayın Genç, Sayın Canalioğlu.
Üç dakika süre veriyorum.
Yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri,
toplantı yeter sayısı vardır.
VII.-
ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.-
Şehit yakınları ve gazilerin sorunları ve çözüm yollarını tespit etmek; şehit
aileleri ve gaziler ile harp ve vazife malullerinin sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilen Meclis araştırması
önergelerinin, Genel Kurulun 27/3/2012 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin
MHP Grubu önerisi (Devam)
BAŞKAN – Öneriyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Öneri kabul edilmemiştir.
Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma
Saati: 17.21
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma
Saati: 17.34
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Özlem YEMİŞÇİ (Tekirdağ)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 83’üncü Birleşiminin Üçüncü
Oturumunu açıyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi
Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş
bir önerisi vardır, okutuyorum:
3.-
Aydın Milletvekili Bülent Tezcan ve arkadaşlarının soruşturma güvenliğinin ne
durumda olduğunun araştırılması amacıyla vermiş olduğu Meclis araştırması
önergesinin, Genel Kurulun 27/3/2012 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin
CHP Grubu önerisi
27/3/2012
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulunun,
27/3/2012 Salı günü (Bugün) yaptığı toplantısında, siyasi parti grupları
arasında oy birliği sağlanamadığından, Grubumuzun aşağıdaki önerisinin
İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Muharrem
İnce
Yalova
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Aydın Milletvekili Bülent
Tezcan ve arkadaşları tarafından, 8/2/2012 tarihinde, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına "Soruşturma güvenliğinin ne durumda olduğunun
araştırılması amacıyla" verilmiş olan Meclis Araştırma Önergesinin, (240
sıra no.lu) Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin
önüne alınarak, 27/3/2012 Salı günlü birleşimde sunuşlarda okunması ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN – Öneri lehinde söz
isteyen Bülent Tezcan, Aydın Milletvekili.
Buyurun Sayın Tezcan. (CHP
sıralarından alkışlar)
BÜLENT TEZCAN (Aydın) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, öncelikle,
geçirdiğiniz ameliyat nedeniyle size geçmiş olsun diyorum, sağlıklı bir ömür
diliyorum bundan sonraki yaşamınızda da.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Tezcan.
BÜLENT TEZCAN (Devamla) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına söz aldığım, soruşturma güvenliğinin ne durumda olduğuna ilişkin Meclis
araştırma önergesini ben hazırladım. Diğer milletvekili arkadaşlarımızla
birlikte imzaladık ve görüşülmesini istiyoruz.
Nedir değerli arkadaşlar?
Neden soruşturma güvenliğini bir Meclis araştırmasıyla görüşmeyi istiyoruz?
Böyle bir ihtiyaç var mı? Sadece bu hafta, son hafta içerisinde basına yansıyan
haberleri açıp okuduğumuzda dahi soruşturma güvenliğinin Türkiye’de ciddi
tehdit altında olduğunu görüyoruz arkadaşlar. Bakın, bu, son haftanın işi
değil, son yıllarda, özellikle ciddi davalarla ilgili konular gündeme
geldiğinde, önce şüpheli olan, sonra da hakkında iddianame düzenlenip sanık sıfatı
taşıyan kişiler feryat ediyor. Bir konuda feryat ediyorlar: “Bize ait olmayan
suç delilleri dosyaya girmiş.” diyorlar. “Bizim söylemediğimiz sözler
söylemişiz gibi konuşma kayıtlarına, tapelere ilave
edilmiş.” diyorlar. “Bize ait olmayan telefon kayıtları telefonlarımıza monte
edilmiş.” diyorlar. “Bilgisayarlarımızda bize ait olmayan bilgiler virüs
yoluyla aktarılmış ve bize aitmiş gibi gösterilerek bu sebeple suçlanıyoruz,
yargılanıyoruz.” diyorlar.
Değerli arkadaşlar, bakın,
bir hukuk devletinde… Düzeltiyorum, bırakalım hukuk devletini, vicdanın zerre
kadar kırıntısının kaldığı bir düzende dahi bu feryatlara kimsenin kulak
tıkaması mümkün değildir arkadaşlar. Bakın, Anayasa’nın 2’nci maddesi
Türkiye’yi bir hukuk devleti diye tarif ediyor. Anayasa’nın 19’uncu maddesi
kişi hürriyetlerinden bahsediyor. Kişi hürriyeti doğrudan doğruya devletin
koruması ve güvencesi altındadır demokratik hukuk devletlerinde.
Değerli arkadaşlar,
Anayasa’nın 20’nci maddesi “Özel hayat gizlidir.” diyor. “Soruşturma adına dahi
olsa özel hayatı ihlal edecek ifşaatlarda bulunmak
yasaktır.” diyor, anayasal güvence altına alıyor ve Anayasa’nın 38’inci maddesi
iki önemli noktayı düzenliyor: Bir, masumiyet karinesini koymuş, “Bir kimse
hakkında kesinleşmiş mahkûmiyet kararı olmadığı sürece masumdur.” diyor;
ikincisi de, kanuna karşı delil yasağını
getirmiş, Kanuna karşı toplanan delil yasaktır.” diyor.
Değerli arkadaşlar, son
günlerde yaşanan olaylara baktığımızda, doğrudan doğruya kamu gücünü kullanan
soruşturma makamlarının, bu gücü kötüye kullanarak sahte delillerle
soruşturmalar yaptığı iddiası var. Bu iddia yok sayabileceğimiz bir iddia
değil. Bu iddia görmezden gelebileceğimiz bir iddia değil. Yasama Meclisi bu
iddiayı göz ardı edemez.
Değerli arkadaşlar, devlet
güçlüdür, birey devletin karşısında güçsüzdür, güçsüz olan bireyi devlete karşı
koruyan en temel kurum hukuktur, temel haklar ve insan hakları, temel hak ve
hürriyetlerdir, hukuk devletidir; güçsüz olan
bireyi devlete karşı koruyan ve devletin güç kullanma yetkisi belli kurumlara
verilmiştir. Emniyet, soruşturma makamları, devlet adına gücü kullanan bu
makamlar eğer bu gücü kötüye kullanma konusunda kendilerini sınırsız
hissederlerse ve bu noktada bir denetim mekanizması kuramazsak o ülke artık
cehenneme dönüşür; o ülke artık mazlumların devlet eliyle zulme maruz kaldığı
bir ülke hâline dönüşür; o ülke, devletin zalim olduğu bir ülke hâline dönüşür.
Değerli arkadaşlar, niye
bunları söylüyorum? Bakın, iftira ahlaken kötüdür. İftira ceza hukukunda suçtur
ama kötü olan iftira bir de devlet gücü tarafından kullanılmaya başlarsa,
elinde devlet yetkisi olanlar iftira atmaya başlarsa işte o zaman iftira
korkunç bir hâl almaya başlar.
Değerli arkadaşlar,
soruşturmaların tek tek adını vermemiz mümkün değil Anayasa’nın 138’inci
maddesi gereği ama iddia edilen şeylere dönüp bir bakalım: Bir soruşturmada
deniliyor ki: “Soruşturmanın delili CD kayıtları.” Bir CD dosyaya delil olarak
konulmuş. Bu CD’nin 2003 yılında üretildiği iddia ediliyor görülmekte olan bir
davada. Bilirkişi rapor veriyor: “Bu CD’de kullanılan programın versiyonu 2007
yılında ortaya çıkmış.” Düşünebiliyor musunuz? 2007 yılında ortaya çıkan bir
programla 2003 yılında CD üretilmiş diyorsunuz! Bunlar delillerin içerisinde,
bu insanlar tutuklu.
Bitmedi. Bir başka
soruşturmada, bir parti binasında arama yapılıyor “Orada bir CD elde ettik.”
diyorlar, elde ettikleri CD, arama tutanağında yok ama o CD’ye dayalı olarak
insanlara suç isnat ediliyor ve hâlâ tutuklu insanlar var.
Bitmedi -başka bir dosyadan
bahsediyorum- kırık bir DVD var. Kırık DVD’nin kopyasını almak mümkün değil
arkadaşlar, teknik olarak mümkün değilmiş; ben bilmem, bilirkişi böyle
söylüyor. Kırık DVD’nin bir ay sonra kopyasının alındığı iddiasıyla bir kişi hakkında
suç isnadında bulunuluyor ve soruşturmada hâlâ bu sebeple tutuklu insanlar var.
Çok ciddi makam ve görevlerde bulunmuş insanlar bunlar. Basına yansıdı.
Başka bir olay, bir başka
CD hikâyesi daha var arkadaşlar. Bitmiyor bu CD hikâyeleri her nedense. Bir
başka CD hikâyesi daha var. Bakın, önemli bir soruşturma dosyasındaki CD teknik
olarak 2002-2003 yıllarında üretilmiş, bunu TÜBİTAK raporu ortaya koyuyor,
tespit ediyor, 2002-2003 yıllarında. Bakın, dosyada toplam yirmiye yakın CD var
delil olarak. Sadece iki tane CD önemli iddiaları içeriyor ve insanlar, o iki
CD’yle ilgili, şu anda kuvvet komutanlarına kadar herkes tutuklu.
Değerli arkadaşlar, bu iki
CD’de söylenenlere bakın. Orada suç delili olarak “Caminin etrafındaki
kameralara bakın.” deniyor. Caminin etrafındaki kameralar resmî olarak
belediyeye soruluyor, kameralar 2005 yılında konulmuş. CD 2003 yılının CD’si,
darbe planı 2003 yılının darbe planı. Kameralardan bahsediliyor ama kameralar
2005 yılında konulmuş. Aynı CD’de “Emniyetli cep telefonlarıyla konuşun.” diye
talimat verildiği söyleniyor. Emniyetli cep telefonları sorulmuş, 2008 yılının
Aralık ayında kullanılmaya başlanılmış ama sözü edilen suç tarihi 2003 tarihi.
Düşünebiliyor musunuz, 2003 tarihindeki CD’de 2008’de daha varlığı bile bilinmeyen
“Emniyetli telefonlarla konuşun.” kayıtları var.
Bir başka konu: Sokak
isimlerinden bahsediyor bu CD’de. Filanca, filanca, filanca sokaklar diyor. O
sokaklar belediyeden soruluyor, 2006 ve 2007 yılında o sokak isimleri verilmiş
ama suç tarihi 2003.
Değerli arkadaşlar, bunun
dışında, emniyete gidiyor bir şüpheli, emniyet sırasında kaçakçılık organize
suçlar şube müdürlüğünde cep telefonuna yüz otuz dokuz tane telefon numarası
emniyetteyken aktarılıyor. Hizb-ut Tahrir üyesi birinin telefon kayıtları. Sonra
diyorlar ki: “Sehven oldu.” bu ortaya çıktığı zaman. Yani ortaya çıkmasaydı ne
olacaktı? Sehven tutukluluk devam edecekti. Yani şimdi bu davalardan kişi
hakları ihlal edilen tutuklu olan insanlar sehven mi yatıyor içeride? Böyle bir
şey olur mu arkadaşlar hukuk devletinde? Bakın, bunun daha çok örnekleri var.
Yine bir başka, olmayan
telefon tapeleri, olmayan görüşmeler dosyaya varmış
gibi ekleniyor, bu da sehven oldu deniyor.
Değerli arkadaşlar, tek tek
bu davaları sorgulamak durumunda değiliz ama ortada ciddi bir problem olduğu
kesin. Türkiye’de soruşturma güvenliği artık yoktur ve Meclis olarak buna bir
an önce el atmak zorundayız. Bu kasten de olsa günah, sehven de olsa günahtır.
Soruşturma güvenliğini ortadan kaldırmak zulümdür ve unutmayın zulümle abat
olanın ahiri berbat olur. Bu nedenle hepinize bu önergeye, Meclis araştırması
önergesine destek vermenizi talep ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Tezcan.
Öneri aleyhinde söz isteyen
İdris Şahin Çankırı Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İDRİS ŞAHİN (Çankırı) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; CHP’nin, ceza soruşturmalarına ilişkin
devlet organları tarafından delil üretildiği, üretilen delillerle suç ve suçlu
yaratılmaya çalışıldığı iddiaları çerçevesinde ülkemizdeki soruşturma
güvenliğinin ne durumda olduğunun araştırılması için vermiş olduğu Meclis
araştırması önergesi aleyhinde AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım.
Yüce heyetinizi ve ekranları başında bizleri seyreden aziz milletimizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
gerçekten meslektaşımız CHP milletvekilimizin araştırma önergesinde özellikle
ifade ettiği şu hususların altını bir kez de buradan ben çizmek istiyorum.
Doğrudan soruşturma
kuruluşları tarafından soruşturma öncesi veya sonrasında delil üretilmesi, kişi
hak ve özgürlükleri için en önemli tehditlerden biridir. Devlet, kişi hak ve
özgürlüklerini korumakla yükümlüdür. Kamu gücünü elinde bulunduran devlet
organları tarafından delil üretilmeye başlanırsa, devlet karşısında tamamen
güçsüz olan bireylerin hiçbir hukuk güvenliği kalmaz. Bu durum herkesin haksız
yere tutuklanması, yargılanması ve hatta mahkûm olması gibi hukuk ve vicdan
dışı sonuçlara neden olur.
Evet, bu gerekçelere bir
hukukçu olarak, bu milletin bir ferdi olarak katılmamak mümkün değil. Ancak,
değerli milletvekilleri, bildiğiniz üzere ceza kovuşturması iki aşamalı olup
evveliyatı, soruşturma aşaması, sonrasında ise iddianamenin tanzim edilip
mahkemeye tevdisiyle birlikte de kovuşturma aşaması
başlamaktadır.
Soruşturma aşamasında
güvenlik güçleri tamamen adli kolluk kuvveti olarak görev yapar ve amirleri
olarak da başlarında cumhuriyet savcıları vardır. Elbette ki kolluğun yapmış
olduğu çalışmalarda, soruşturma aşamasında, hiçbir şüpheye mahal verilmeyecek
titizlikle irdelemelerin yapılması ve dosyaların temiz bir şekilde mahkeme
huzuruna çıkartılması esastır.
Gerekçede ifade edildiği
gibi, bir kısım davaların isimleri zikredilmek suretiyle, özellikle kamu
güçleri tarafından sahte deliller üretildiği ve bu şekliyle iddianamelerin
tanzim edildiğine yönelik bir düşünceye sevk edilmiş olmasını da açıkça burada
yanlış buluyorum. Zira, son günlerin Türkiye gündemini meşgul eden davaların
tamamında, özellikle araştırma önergesinde ismi geçen Ergenekon, Balyoz, İkinci
Ergenekon ve Oda TV davalarının dışında var olan Deniz Fenerinde, başta bizzat
soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcılarının yapmış oldukları usulsüzlüklerin
ortaya çıkması sonrasında yapılan HSYK’nın kovuşturma
izni vermesi ve sonrasında haklarında açılan davalar ve Sincan 1. Ağır Ceza
Mahkemesinin de açılan bu davaların kabulü yönünde vermiş olduğu karardan
önergede bahsedilmemiş olması, burada maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasından
daha ziyade, görülmekte olan bir kısım davaları gündeme getirmek suretiyle,
sanki o davalarda usule uygun deliller tespit edilemiyormuş imasını vermiş
olmak milletimize yapılan en büyük saygısızlıktır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ORHAN DÜZGÜN (Tokat) – Ne
alakası var!
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul)
– Ne ilgisi var!
İDRİS ŞAHİN (Devamla) –
Zira, bizler adalete erişim noktasında, özellikle adaletin tesisi noktasında
hangi kurum yanlışlık yaparsa yapsın AK PARTİ İktidarı olarak her zaman onun
karşısında olmuşuzdur.
VELİ AĞBABA (Malatya) – Vay
be!
İDRİS ŞAHİN (Devamla) –
Zira, bizim düşüncemiz, “Herkes için adalet, adalet için millet iradesi.” diyen
bir anlayışın temsilcileri olarak gerek soruşturma aşamasında yapılan
yanlışlıkların hesabını sorma noktasında gerekse yargılamada bir yanlışlık varsa
bunun düzeltilmesi için var gücümüzle mücadele etmiş olan bir siyasi partiyiz.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) – Kırık DVD’yi söylesene, kırık DVD’yi; cevap versene!
İDRİS ŞAHİN (Devamla) –
Özellikle DVD konusu ve diğerlerinde, ifade ettiğiniz buradaki dosyada
teğmenimizin başına gelen hadiseleri hiçbirimizin kabul etmesi mümkün değildir
ama benim buradan ifade ettiğim gibi, soruşturma, sonrasında kovuşturma var,
bağımsız yargıya olan inancımız ortadan kalkarsa o kişinin ne şekilde tahliye
edildiğini ve onunla alakalı bu delilleri ortaya koyan güvenlik kuvvetleri
hakkında nasıl dava açıldığını buradan söylemezseniz, o zaman milletimize karşı
eksik bilgi sunmuş olursunuz. Evet, o kamu görevlileri hakkında görevi kötüye
kullanmaktan, delilleri gizlemekten dolayı kamu davası açılmıştır ve bağımsız
yargı elbette ki ona da bakacaktır.
Evet, değerli
milletvekilleri, Saygıdeğer Başkanım; hukuka olan güvenin ortadan kalktığı
hiçbir ülkenin abat olması ve gelişmesi mümkün değildir. Zira, nerede adalette
bir nakisa varsa, bir eksiklik varsa o ülkenin ekonomisi ne kadar güçlü olursa
olsun, sosyal yapısı ne kadar güçlü olursa olsun ilelebet yürüyebilmesi mümkün
değildir. O yüzden, herkesin burada adalete, özellikle bağımsız yargıya olan
güvenini sonuna kadar devam ettirmesi gerekir. “Benim yargım-senin yargın”
söylemine girdiğimiz noktada asla ve asla bu ülkede huzurlu yaşayamayız.
Elbette ki soruşturma aşamalarında gizlenen bu titizlikler yargılama aşamasında
da devam edecek ve bağımsız yargı mensupları inşallah en güzel kararları
vereceklerdir.
Ama buradan özellikle şunu
ifade etmem lazım: Her ne kadar, değerli milletvekillerimiz bu şekliyle, sadece
bir olaya hasrederek böyle bir Meclis araştırma önergesi verseler de biz
kesinlikle kolluk kuvvetlerinin adli kolluğa dönüşmesi noktasında ve
soruşturmaların çok daha titizlikle yapılması noktasında AK PARTİ Grubu olarak
en az onlar kadar bu konuda düşünce sahibiyiz ve onlar kadar bunları istiyoruz.
Ne zaman ki adalet saraylarındaki fiziki şartların iyileştirildiği gibi, hâkim
ve savcılarımızın eğitimi noktasında da arzuladığımız noktalara gelirsek ve
kolluk olarak şu anda bir yanda idari kolluk bir yanda adli kolluk görevini
yapan kolluk kuvvetlerimizin önümüzdeki günler içerisinde adli kolluğa
dönüştürülmesi hâlinde soruşturmaların çok daha farklı ve titizlikle
yapılacağına inancımız tamdır; buna hepimizin ihtiyacı var. Ancak burada bu
konuları gündeme getirirken sadece resmin bir noktasına odaklanıp olayı
milletimizin huzurunda her gün televizyonları başında izlediği davalara
getirmiş olmak resmin bütününü görmeye mâni olmaktadır.
Dolayısıyla, bizim
isteğimiz değerli milletvekillerimizden, ciddi anlamda soruşturmalarda bir
endişe varsa bunları bir bütüne şamil kılarak burada Meclisin gündemine
getirmek ve bunları tartışmaktır.
REFİK ERYILMAZ (Hatay) –
Sorun siyasi davalarda.
İDRİS ŞAHİN (Devamla) –
Bizim değerli milletvekili arkadaşlarımızdan arzumuz, sadece Oda TV ve
Ergenekon dosyalarındaki soruşturmaları değil, Çankırı Cumhuriyet
Başsavcılığında yürütülmekte olan bir dosyayı da Bitlis Cumhuriyet
Başsavcılığında yürütülmekte olan bir dosyayı da Muğla’sını da Ardahan’daki
eksikliklerini de buraya getirdikleri takdirde ülkemizin bütünüyle kucaklandığı
bir ortamda hukuku çok daha objektif kriterlere götürebiliriz. Bunun dışındaki
bir söylem, sadece birilerinin burada sözcülüğünü yapar gibi, var olan
eksiklikleri ifade etmek… Anadolu’daki mahkemelerin pek çoğunda soruşturma
aşamalarının tamamında bu tür eksiklikler oluyor. Bunları yok saymamız mümkün
değil ama bunları ne kadar aza indirirsek, milletimizin vicdanında ve gönlünde
ne kadar mutmain olacak noktada çalışmalar yaparsak, o zaman millet karşısında
çok daha itibarlı, çok daha onurlu bir şekilde hareket etmiş oluruz.
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT
(İstanbul) – Dört yıldır içerideler, dört yıldır!
İDRİS ŞAHİN (Devamla) –
Ciddi anlamda söylüyorum, dört yıl değil, yeri gelecek on dört yıl çalışacağız
ama bu ülkenin hukuk düzenini Avrupa’dakilerle eş seviyeye getirmekle
yükümlüyüz.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) –
Rastgele konuşuyorsun.
İDRİS ŞAHİN (Devamla) –
Bugün burada ifade edilen insan hakları mahkemelerinin vermiş olduğu kararlar
bile, Türkiye'nin yargıda nerelere geldiğini çok açık şekilde göstermektedir.
Elbette ki bir kamu görevlisi soruşturma aşamasında bir hata yapıyor ise, bunun
karşılığını ve cezasını yine verecek olan bağımsız yargıdır. Bunun dışında
başka bir limana sığınmak, başkalarından farklı bir şekilde bunların çözümünü
beklemek yüce Meclisimize ve Parlamentomuza yapılmış bir saygısızlıktır
diyorum.
Ben bu düşünceyle Meclis
araştırma önergesinin aleyhinde olduğumuzu, önemli konuların Türkiye'nin bütünü
ve bütün dosyalar düşünülerek buraya getirilip ve konuşulduğu zaman çok daha
farklı bir anlam taşıyacağını belirtiyor, yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Şahin.
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Sayın Başkan, özür dilerim.
Sayın Hatip yanlış bilgi
verdi, bu bilgiyi düzeltmek isterim izninizle. O yanlış bilgi şu: Genellikle
Ceza Muhakemesi Kanunu 250 kapsamındaki tüm soruşturmalar normal koşullarda
cumhuriyet başsavcısının nezaretinde yapılması gerekir iken ülkemizde yasanın
bu hükmü ihlal edilerek ancak polis yapmakta. Bu anlamda gerçekten Cumhuriyet
Halk Partisinin adına söz alan arkadaşımızın işlemiş olduğu konu yerinde, yani
oradaki suçu işleyen idari kolluktur.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Tanal.
Konu anlaşıldı efendim.
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Orada idari kollukla adli kolluk anlamındaki…
BAŞKAN – Sayın Tanal,
teşekkür ediyorum, izah edildi konu. Böyle bir usulümüz yok zaten.
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Bir cümleyle bitiriyorum…
BAŞKAN – Evet, Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu önerisi lehinde söz isteyen Faruk Bal, Konya Milletvekili.
Buyurun Sayın Bal. (MHP
sıralarından alkışlar)
FARUK BAL (Konya) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Biraz önce konuşan Sayın
Milletvekili Arkadaşımızı da dinledik. “Keşke” diye bizim dilimizde çok güzel
bir laf var. Keşke söyledikleri gerçek olsaydı. Benim sizinle paylaşacaklarım
ile biraz önce söylenen ve Türkiye'nin çıplak gerçeğini lütfen vicdanımızla
beraber değerlendirelim.
“Türkiye bir hukuk
devletidir.” denildi. Türkiye bir hukuk devleti olsaydı hukuk devletinin
şartları şöyle ortaya çıkardı:
1) Yasama organı parmak
demokrasisi değil milletvekilinin vicdanına göre karar alır, kanun yapardı.
Böyle bir durumu göremiyoruz.
2) Yasama organını
Anayasa’ya göre dengeleyecek ve denetleyecek Anayasa Mahkemesi
siyasallaştırılmak üzere adrese teslim üyeler ile bir Adalet ve Kalkınma Partisinin
ünitesi hâline getirilmeye çalışılmazdı. Bu yapıldı ve Anayasa değişikliğiyle
yapıldı. Nasıl yapıldı? Adalet ve Kalkınma Partisinin milletvekillerinin
parmaklarıyla yapıldı.
Diğer taraftan, yürütme
organı yani Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidarı, Danıştay ve idare
mahkemelerinin yani yargının kararları ile hukuka uygunluğu denetlenmeliydi.
Bugün, Danıştayda 84 tane üye varken, oraya mevcudu
kadar bir üyeyi daha Anayasa değişikliğiyle gerçekleştirdiniz, arkasından da Danıştayı yürütme organını dengeleyemeyecek,
denetleyemeyecek siyasallaşmış bir yargı hâline dönüştürdünüz.
Yargının bizatihi kendisi,
günü geldiğinde, bütün vatandaşlarımızın aralarında din, dil, ırk, soy sop
ayrımı gözetilmeksizin, bu arada siyasi düşünce farkı gözetilmeksizin, felsefi inanç farkı
gözetilmeksizin ve bu arada, altını çiziyorum, hangi partiye ait olduğu, hangi
partiye gönül verdiği gözetilmeksizin sığınılabilecek bir güvenli liman olarak
bulunması gerekirken, HSYK başta olmak üzere Yargıtaya
137 tane ilave olmak üzere obez bir Yargıtay ve obez bir HSYK oluşturulmak suretiyle yargıyı da
siyasallaştırdınız. Buna on yıllık iktidarınız içerisinde ihtiyacınız vardı.
Burayı teslim ediyorum, hakkınızı. Buna ihtiyacınız vardı. Siyasallaştırmak
amacıyla uğraştığınız sadece bir yargı alanı değildi. Ondan önce sermayeyi yandaşlaştırdınız, siyasallaştırdınız, basını yandaşlaştırdınız, siyasallaştırdınız, kamu görevlilerini yandaşlaştırdınız, siyasallaştırdınız ve ortada bir toplum
için göz, kulak olabilecek basının yandaşlaşmamış olanlarını
korkuttunuz. Sermayedarın yandaşlaşmamış olanını
baskı ve tehdit altında bulundurdunuz ve kamu görevlilerinin yandaşlaşmayanlarını da baskı ve tehdit altında
bulundurdunuz.
İşte, bu kapsam içerisinde
yarattığınız bu düzene bir yargı düzeni gerekiyordu. İşte, Anayasa Mahkemesini,
Danıştayı, İdare Mahkemesini, Yargıtayı,
HSYK’yı yandaş kurum hâline getirmek için çabanız
bundan ibaretti. O zaman “ileri demokrasi” adı altında “hukukun üstünlüğü” adı
altında ortaya çıkan sonuç, yarattığınız bu üstünlere bir hukuk olmuştur.
Değerli arkadaşlarım, işte
bu hukuk, direksiyonsuz bir araç gibi, gemsiz bir at
gibi kendi içerisinde denge ve denetim araçlarını, organlarını kaybetmiş ve
belirli bir hedefe doğru yürüyor.
Yürütülen bu süreç
içerisinde, karşımızda “Adaletin kestiği parmak acımaz.” diyen milletin vicdanı
sızlar hâle gelmiştir. Münafıklığın alametlerinden birisi de iftiradır.
İftirayı kul kula yapar ise bunun ceremesi öbür tarafta, bu dünyada olmasa bile
öbür tarafta Cenabıallah’ın verdiği bir hükümle olacaktır.
Ama bu dünyada kulun kula yaptığı iftiranın yanında devlet de yer alırsa, biraz
önce ifade etmeye çalıştığım devlet organları, emniyet güçleri ve yandaşlaşmış yargı olarak ortaya çıkıp böyle bir iftiranın
içerisinde “Yargı, bağımsız yargıdır.” diye, süsüyle, kılıfıyla, ambalajıyla bu
iftiralar vatandaşlarımızın temel hak ve hürriyetlerinden olan adil yargılanma
hakkını ihlal eder noktaya gelir ise o zaman sorun büyümüştür, o zaman tuz
kokmuş demektir.
Şimdi, önümüzdeki, yargının
gördüğü davalarda, basına yansıyan kısımlarıyla ifade etmek gerekirse, bir
sanık yargılanıyor; devletine kendisini emanet etmiş, “Adaletin kestiği parmak
acımaz.” demiş fakat onu yargılayacak olan adalet, sanığın özel hayatıyla
ilgili olmak üzere, telefonunu alıyor, dinliyor, bakıyor ki delil bulamıyor, o
telefona delil yüklüyor, delil uyduruyor, delil oluşturuyor. Bu, resmî bir
iftiradır değerli arkadaşlar. Bu bir zulümdür. Bu zulmün yapıldığının yargı
kapsamı içerisinde ortaya çıkması üzerine “Sehven yapılmıştır.” gibi, laubali,
ciddiyetten uzak bir cevapla karşı karşıya kalıyoruz. Bunu sehven yapan adama
bir sehven de siz bir şey yapamıyorsunuz. Yapamıyorsunuz çünkü üstünler
hanesinde çünkü yarattığınız hukuk üstünlere hizmet eden bir hukuk hâline
gelmiştir.
Bazı davalarda binlerce
sahte dijital hile yapıldığı ifade ediliyor. Birtakım üniversitelerin bilirkişi
raporlarıyla sahte delillerin dijital ortamda yüklendiği ve bunların
mahkemelere delil olarak sunulduğu ifade ediliyor. Böyle bir işin varlığı ileri
bir demokraside düşünülebilir mi? Ama sizin ileri demokrasinizde bunlar
düşünülebiliyor.
Bunların yüzlercesini
saymak mümkün fakat değerli arkadaşlarım, bu kontrolsüz güç, kendi içerisinde
denge ve denetim kabiliyetini kaybetmiş olan güç, bumerang gibi, günü geliyor
size de vuruyor. Deniz Feneri davasında hallettiniz; zülfüyâre
dokunduğu için, içeriye alınmış yandaşlarınızı kurtarabilmek için savcıyı
aldınız, soruşturmayı yapan savcıyı soruşturdunuz, sahtecilik işleri ile asrın
merhamet dolandırıcılığını yaptığı bir Alman mahkemesi kararıyla ortaya çıkmış
kişileri dört duvardan kurtardınız; şimdi, bu soruşturmayı yapan savcıları
oraya gönderiyorsunuz. Değerli arkadaşlarım, böyle bir olay olabilir mi? Ben
şahsen bu soruşturmayı yürüten savcıları tanıyorum, onları soruşturanları da
tanıyorum ve yapılan işin de akla, mantığa uygun bir tarafını bulamıyorum ve bu
ziyan olan akla da bu Meclisin bir çare bulması gerektiğini düşünüyorum.
Değerli arkadaşlarım, Deniz
Feneri olayı bizim hukuk tarihimizde çok ciddi bir hadisedir ve bu ciddi
hadisenin örnek alınması gereken ve dijital delil üretmeyle de ilişkisi bulunan
bir olaydan bahsedeceğim. İngiltere’de böyle bir olay olmuştu. 1987 yılında bu
olay çözülmüştü. “Birmingham Six” denilen davada IRA
savaşçısı zannıyla 6 İrlandalı öldürülmüştü ve bunun faili olarak da bir pub’da görev yapan 6 kişiye polis sahte delil uydurmuştu. O
sahte delil uydurma işini İngiliz adaleti önünde sonunda ortaya çıkardı ve bu
işi kökten çözebilecek yasal tedbirleri aldı, bugün İngiltere’de böyle bir olay
görülmüyor. Şimdi, bin altı yüz tane sahte delil üretiliyor ve bin altı yüz
sahte delil dijital ortamda belirli mahkemelerde kullanılıyor ve bu insanlar
çaresiz bir şekilde etrafa bakıyorlar. Ellerinden tutacak ne bir devlet organı
ne bir yargı makamı kalmış ve mektup yazıyorlar. Sayın Engin Alan’ın yazdığı mektup burada, üç sayfadan ibaret.
Okuduğumda yüreğime kızgın bir yağ damlası gibi içimde hissettirdiği duygular
yapıştı. “Arkadaşlar” adına yazıyor. “365 tane general, amiral, subay, bunun
250’si tutuklu vesaire.” diyor. “Ben kendim için hiçbir şey istemiyorum.”
diyor, “Kendim için hiçbir talebim yok.” diyor, “Çünkü ben Başbakanın
Çanakkale’deki töreninde ayağa kalkmadığım için oraya gönderilenim.” diyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
FARUK BAL (Devamla) –
“Bunun için kimseden herhangi bir şey talep etmeye ihtiyaç duymuyorum.” diyor,
“Ama haksız ve hukuksuz yere cezaevlerinde bulunan arkadaşlarım için talep
ediyorum.” diyor. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Bal.
FARUK BAL (Devamla) –
Temenni ediyorum ki, bu araştırma önergesi adaletsizlik karşısında
vicdanlarınızı bir nebze olsun yumuşatır. Buna hep birlikte çare bulacağımız ve
gerçekten adaletin mülkü olabilecek, gerçekten kestiği zaman parmağı acıtmayacak
bir adalete ulaşmak dileğiyle hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Öneri aleyhinde
söz isteyen Adil Kurt, Hakkâri Milletvekili.
Buyurun Sayın Kurt. (BDP
sıralarından alkışlar)
ADİL KURT (Hakkâri) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisinin
aleyhinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, böyle bir önerinin
nesinin aleyhinde konuşacağız? Doğrusu AK PARTİ adına konuşan hatip de
aleyhinde konuşamadığına göre, ben de aleyhinde konuşamayacağım, ben lehte
görüşlerimi ifade edeceğim. Çünkü bu konuda aleyhte bir fikir beyan etmek
mevcut koşullarda mümkün değil. Çünkü maalesef, Türkiye’de hukuk sistemi
egemenlerin tahakkümüyle yönlendiriliyor, kim iktidardaysa hukuk sistemini de
kendine göre dizayn ediyor ve peşi sıra hukuksuzluklarla yüz yüze kalıyoruz. Bu
dönemde ülkemizde yaşanan gelişmeleri bir bir masaya
yatırdığımızda aslında hepsinin temelinde adaletsizlik olduğunu, hukuksuzluk
olduğunu bir bir görmüş olacağız. Buradan konuşunca
kavga da çıkarabiliriz, buradan konuşunca, kanaatimce, eğer aklıselime
başvurursak uzlaşıyı da çıkarabiliriz, çözümü de çıkarabiliriz. Benim umudum
çözümü aramak, çözümü bulmak bu noktada.
Türkiye’de son yıllarda
-tabii, biz “son yıllarda” deyince, “Daha öncelerinde benzer sıkıntılar
olmuyor.” anlamında ifade etmiyoruz- hukuksuzluk, bu ülkede, cumhuriyetin
kuruluşundan bu yana kadar herkesin mustarip olduğu, herkesin şikâyetçi olduğu
bir konu; özellikle soruşturmalar konusunda bu ülkede insanlar yargılanmadan
darağaçlarına dahi götürüldü. Son birkaç yılda yaşadıklarımız ise geçmişte
yaşanan yani yetmiş-yetmiş beş yılda yaşananların bir nevi tekrarı, tekerrürü.
Bunlarla mücadele etmek durumundayız, bunları ortadan kaldırmak durumundayız.
Bakınız, daha dört yıl önce
bu Meclis bir yasa çıkardı, gizli tanık yasası. Bakınız değerli arkadaşlar,
ben, Türkiye'nin herhangi bir karakolunda polis olsam, soruşturma yetkisi bende
olsa -ki savcılar kendi soruşturma yetkilerini polislere devrederek, yükü
polislere atarak son dönemlerde yüklerini hafifletiyorlar- hepiniz hakkında
gizli tanık marifetiyle suç dosyası oluşturabilirim, hiçbiriniz bundan
kurtulamayacaksınız. Şimdi, muhalifler hakkında gizli tanıklar işliyor, gizli
tanık marifetiyle suç dosyaları oluşturuluyor ama unutmayın bu ülkede önce
dışlananların attıkları bir slogan vardı, “Susma, sustukça sıra size de
gelecek.” deniliyordu. 90’lı yıllarda kimse bu slogana kulak asmıyordu ama son
dönemlerde herkes artık bu sloganı atar duruma geldi çünkü herkes suçlanır
duruma düştü bu konularda. Herkesin suçlanabileceği bir pozisyonun
yaratılacağına ilişkin veriler var artık savcıların, polislerin elinde. Nasıl
oluyor bu? Avukatın tanımadığı, avukata kimliği açıklanmayan, sanığın
tanımadığı, sanığa kimliği açıklanmayan gizli tanıkların nasıl oluyor da dava
dosyalarındaki ifadeleri birilerinin mahkûmiyetine sebebiyet verebiliyor? Bu
şekilde işleyen bir hukuk mekanizması kaosa sebebiyet verir, kaos üretir.
Daha geçen yıl Dersim’de
yaşamını yitiren on sekiz yaşındaki Mazlum Erenci’nin
Pozantı Cezaevi’nden çıkıp dağ yolunu tercih ettiğini sizlere ifade etmek
isterim. On yedi yaşındaki bir genç cezaevinden çıkıp neden dağa gitti? Suçlu o
genç miydi? Hayır. Suçlu bu hukuk düzeniydi.
Mazlum Erenci’nin,
o dönem basına yansıyan ifadeleri vardır. Kendisiyle konuşan insan hakları
temsilcilerinin tutanaklarında vardır, raporlarında vardır. Mazlum Erenci “Ben, adaletin olmadığına inandığım için bu ülkede
artık yaşamak istemiyorum.” diyordu ve açık açık dağa çıkacağını ifade
ediyordu. İnsan hakları temsilcileri Mazlum Erenci
Dersim’de yaşamını yitirdikten sonra bu raporlarını açıkladılar, bu ifadeleri
açıkladılar.
Daha başka örnekler mi
istersiniz? Bakın, değerli arkadaşlar, bugün, mevcut koşullarda 600’ün üzerinde
üniversite öğrencisi cezaevlerinde. Bu üniversite öğrencilerinin kimisinin
dosyalarında ne var biliyor musunuz? Nüfus kayıt örnekleri. Öğrencinin nüfus
kayıt örneği dosyasına suç delili olarak konulmuş.
İşte, eğer
kafatasçılığından söz edilecekse, faşizan uygulamalardan söz edilecekse,
faşizan uygulama budur. Hangi sistemde olursa olsun, kim yaparsa yapsın bu
uygulamanın adı “faşizan uygulama”dır. Öğrenci “poşu
taktı” diye on sekiz ay, yirmi beş ay cezaevinde tutuluyor. Daha dün tahliye
oldu.
Bu sistemden, bu
uygulamalardan vazgeçmek durumundayız. Bunu da bu Meclis yapmak durumundadır.
Kurulan hukuk sistemi çarpık bir sistemdir ve herkesi suçlu duruma
düşürülebiliyor. KCK soruşturmalarında aynı gün, aynı saatte bir kişiye beş
ayrı ilde suç delili bulunmuş, beş ayrı ilde yapılmış telefon kaydını aynı gün,
aynı saatte getirmişler dava dosyasına koymuşlar. Bunun neresi sağlıklı
soruşturma? O insanlar üç yıldır cezaevinde.
Değerli arkadaşlar, hukuk
böyle işlerse bizler de kaosu, kanı ve gözyaşını konuşmak durumunda kalırız.
Son bir hafta içerisinde en yaşlısı kırk yaşında olmak üzere bu ülkenin 40
genci yaşamını yitirdi; polisi, askeri, gerillası, 40 insan! Eğer hukuk sistemi
buysa daha çok 40 gencimizi feda edeceğiz, kurban edeceğiz bu sisteme. Bundan
vazgeçmek durumundayız.
Son olarak, geçtiğimiz
günlerde Kırıkkaleli bir taksi şoförüyle aramızda geçen bir cümleyi sizinle
paylaşarak konuşmama son vereceğim. Kırıkkaleli taksi şoförü ki milliyetçi
hassasiyetleri belirgin olan, benden de gizleme gereği duymayan bu taksi
şoförüyle uzun süreli sohbet ettik ve en son Meclis bahçesinde taksisinden
inerken bu Kırıkkaleli taksi şoförü bana şu cümleyi söyledi: “Ne olursunuz
Sayın Vekilim, bu ülkede artık gençler ölmesin.” Evet, eğer gerçekten bu ülkede
artık gençlerin ölmesini istemiyorsak, kan ve gözyaşı olmasını istemiyorsak bu
tarz uygulamalardan, bu tarz hukuksuzluklardan vazgeçmemiz gerekiyor. Bu da bu
Meclisin görevidir.
Bu saikle,
Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu Meclis araştırma önergesine grup
olarak bizler de destek veriyoruz. Meclisin en azından buradan bir ilk yaparak,
AKP’li milletvekili arkadaşlarımız da destek vererek buradan bir başlangıç
yapmasını arzuluyor, hepinizi selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Kurt.
Öneriyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Öneri kabul edilmemiştir.
Adalet ve Kalkınma Partisi
Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş
bir önerisi vardır.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan…
BAŞKAN – Bir saniye…
…okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
OKTAY VURAL (İzmir) – Evet,
işleme almadan önce efendim. Zaten işleme almadan…
BAŞKAN – Bir saniye,
cümlemi bitireyim de ondan sonra. Almadım ki.
OKTAY VURAL (İzmir) –
İşleme almadan önce efendim. “İşleme alacağım.” diyorsunuz. Ben işleme
alamayacağınızı söylüyorum.
BAŞKAN – Buyurun Sayın
Vural.
Ben cümlemi bitireyim demek
istedim, onu anlatmak istiyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) –
“Okutup işleme alacağım. “ dediniz.
BAŞKAN – Söyledim, doğru.
Cümlemi tamamlıyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Efendim?
BAŞKAN – Cümlemi
tamamlıyorum.
Tamamladım cümlemi, buyurun
şimdi.
OKTAY VURAL (İzmir) – Evet,
zaten tamamlamıştınız.
BAŞKAN – Tamamladım doğru.
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
7.-
İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, AK PARTİ grup önerisinin işleme
alınamayacağına ilişkin açıklaması
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan, şimdi, Adalet ve Kalkınma Partisinin verdiği öneride 199 sayılı bir
komisyon raporundan bahsediliyor. Yani böyle bir komisyon toplantısı olmamış
ki. Olmayan bir komisyonun raporu nasıl olur ve bu raporun görüşülmesi Danışma
Kurulu tarafından Danışma Kuruluna nasıl önerilir? Çünkü biz raporu
görüşeceğimiz için, rapor görüşüleceği için, bu raporun… Komisyonun düşünceleri
Komisyonda yapılan değişikliklerin gerekçelerinin yer alması gerektiğine
ilişkindir. Dolayısıyla, Milliyetçi Hareket Partisi Grubuna mensup
milletvekillerimizin önergeleri fiilen işleme alınmamış, görüşlerinin dile
getirilmesi mümkün sayılmamıştır. Dolayısıyla, mesela, Kur’an-ı Kerim’in
öğrenilmesi, Peygamber Efendimiz’in hayatı, ilmihal
bilgilerine ilişkin önergeler, Milliyetçi Hareket Partisi Grubuna mensup
milletvekillerinin hazırladığı önergeler, o günkü toplantıda, maalesef, AKP
milletvekillerinin çoğunluğunun ortaya koydurduğu bir eylem ve bir dayatmayla
verilmemiştir. Dolayısıyla, bu konularla ilgili önergelerin ve düşüncelerin yer
almadığı bir rapor tekemmül etmemiş olduğu için bunun görüşülmesi nasıl mümkün
olabilir; doğrusu tartışmalıdır.
O bakımdan, bu grup
önerisinde görüşmeye değer bir 199 sıra sayılı Rapor olmadığı için ve
milletvekillerinin iradesi fiilen engellendiği için, müzakere olmadığı için,
olmayan bir raporu gündeme getirmek ve müzakere etmek mümkün değildir. Bu
bakımdan, bu grup önerisinden 199 sıra sayılı olan kısmı çıkartarak önerin lütfen.
Diğerlerini görüşebiliriz, bir problem yoktur. Ama müsaade edin de bu konularla
ilgili Milliyetçi Hareket Partisinin Komisyon üyelerinin eğer bu konularla
ilgili önergelerinin verilmesi baskıyla ortadan kaldırılmışsa, bu bir
komisyonun değerlendirilmesi olmaktan çıkmıştır, doğrudan doğruya bir dayatma
ve korsan rapor olarak sunulmuştur. Genel Kurula bu sunulamaz. O bakımdan,
görüşülmesi önerilemez.
Bu bakımdan,
Başkanlığınızın öncelikle bu grup önerisine konu olan bir komisyon raporunun
usule ve İç Tüzük’e uygun olup olmadığı konusunu
öncelikle tezekkür ederek, ondan sonra işleme almanızı istirham ediyorum.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) –
Sayın Başkan, komisyon üyesi olarak buradaki irademizin nasıl engellendiğini
ben Meclise aktarmak istiyorum.
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Sayın Başkan, ben de bu konuda bir usul tartışması açılmasını istiyorum.
BAŞKAN – Bir saniye…
Sayın Vural, öncelikle
öneri okunmadan içeriğini Genel Kurulun öğrenmesi mümkün değil. Önerinin
okunması lazım.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Efendim, işleme alamazsınız diyoruz.
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Sayın Başkan, Sayın Başkan, 199 sıra sayılı rapor…
BAŞKAN – Efendim, ben sizi
dinledim.
Sayın Genç, bir saniye…
Sayın Vural’ı dinledim. Bir saniye… Lütfen…
OKTAY VURAL (İzmir) – Rapor
yok ki. Nasıl bir raporu işleme alacaksınız?
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Sayın Başkan, olmayan bir raporu burada müzakere edemezsiniz.
BAŞKAN – Öncelikle öneriden
de Genel Kurulun bilgi sahibi olması gerekir. Öneri nedir?
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Efendim, önce usul tartışmasını açmanız lazım.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Efendim, bilgi sahibi olması için… Buyurun, bu demektir ki siz bunu işleme
almayacaksınız.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Hayır, öyle
demedim, ben öyle demedim.
OKTAY VURAL (İzmir) – Bu
iradeniz işleme almayacağınız konusunda bir iradeniz olduğunu ortaya koyuyor.
BAŞKAN – Kaldı ki,
komisyon…
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan, dayatmayla, şiddetle, benim milletvekillerimin verdiği önergelerin
engellenmesine karşılık bu milletvekillerinin egemenliğini korumanızı,
iradesini korumanızı istirham ediyorum.
Yok böyle bir rapor.
BAŞKAN – Sayın Vural, sizin
söylediğiniz konu basında tartışıldı…
OKTAY VURAL (İzmir) – Basın
mı? Burası Genel Kurul efendim! Burası Genel Kurul!
BAŞKAN - Meclis Başkanı
gönderdi, bu konuda Genel Kurulu bilgilendirdi.
OKTAY VURAL (İzmir) – Siz
basının temsilcisi misiniz?
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) –
Basın, Millet Meclisi değil.
BAŞKAN – Bir saniye
efendim…
OKTAY VURAL (İzmir) –
“Basında tartışıldı…” Ne basını ya?
BAŞKAN – Benim bu konudaki
düşüncelerimi de söyleyeyim isterseniz.
Şimdi, böyle bir usul,
böyle bir tartışma olmaz ki. Şiddetten bahsediyorsunuz…
OKTAY VURAL (İzmir) –
Olmayan bir raporu nasıl görüşeceğiz! Olmayan bir rapor nasıl görüşülür
efendim! İnsaf ya! Korsan rapor nasıl görüşülür.
BAŞKAN – Ama bu tek taraflı
konuşmakla çözülecek bir konu değil ki.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Sayın Başkanım, rapor usulüne uygun olarak Meclis Başkanlığı tarafından
işleme konulmuştur ve gündeme girmiştir. Rapor İç Tüzük’e
ve teamüllere uygun olarak gündemdedir.
OKTAY VURAL (İzmir) – Tek
taraflı değil efendim. Siz İç Tüzük’e uygun hareket
edeceksiniz. Siz taraf değilsiniz.
BAŞKAN – Ben taraf değilim
tabii ki.
OKTAY VURAL (İzmir) – Siz
İç Tüzük’ün yanındasınız, İç Tüzük’ün.
BAŞKAN – “Rapor geldi.”
diyor. Başkanlık bana raporu göndermiş. Şimdi okuyacağım ben size.
OKTAY VURAL (İzmir) – Siz
İç Tüzük’ü uygulayacaksınız. Ne benim tarafımda ne
onun tarafında.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Sayın Başkan, rapor gündemdedir. Usulüne uygun bir şekilde Meclis Başkanlığı
tarafından işleme alınmış, basılmış ve dağıtılmıştır, gündeme alınmıştır.
Bundan ötesinin, bu tartışmaların hukuki bir anlamı yoktur.
KAMER GENÇ (Tunceli) –
63’üncü maddeye göre usul tartışması açar mısınız?
OKTAY VURAL (İzmir) –
Efendim, bakın, böyle bir rapor yok ki. Usule de gerek yok. Ne usulü?
BAŞKAN – Sayın
Milletvekilleri, 199 sıra sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı
Kanunlarda…
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Sayın Başkan…
BAŞKAN – Söz vereceğim.
Teker teker söz vereceğim grup başkan vekillerine.
Buyurun Sayın Kaplan.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Ben
de usul hakkında söz istiyorum efendim. Sayın Başkan, usul tartışmasını aç.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Sayın Başkan, Danışma Kuruluna katılmıştım.
BAŞKAN – Sayın Kaplan,
sisteme girin, söz vereceğim.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Buradan mı?
BAŞKAN – Evet.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Peki, teşekkür ederim.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) –
Olmayan metni mi konuşacağız?
OKTAY VURAL (İzmir) – Ya
rapor yok. Milletvekilimin önergesinin neresinden rahatsız oldunuz da, Kur’an-ı
Kerim’le ilgili verdiğimiz önergenin…
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) –
Teşekkül ve tekemmül etmemiştir rapor. Komisyon faaliyetleri bir yasama
hilesine dönüştürülmüştür.
BAŞKAN – Buyurun Sayın
Kaplan.
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Sayın Başkan, bu konuda 63’üncü maddeye göre…
BAŞKAN – Sayın Genç, Sayın
Kaplan’a söz verdim.
KAMER GENÇ (Tunceli) –
63’üncü maddeye göre bir usul tartışmasını açalım efendim.
BAŞKAN – Buyurun Sayın
Kaplan.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Sayın Başkanım…
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Çünkü burada mevcut olmayan bir komisyon raporunu almışsınız Genel Kurul… Yani
Meclis Başkanı olarak görevinizi kötüye kullanmışsınız. Olmayan bir komisyon
raporunu gündeme dâhil etmişsiniz. Dolayısıyla bu olmayan bir komisyon raporu
öneri olarak geliyor buraya.
BAŞKAN – O benim sorunum
değil efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Ben
tutumunuz hakkında söz istiyorum, 63’üncü maddeye göre.
BAŞKAN – Buyurun Sayın
Kaplan.
8.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, AK PARTİ grup
önerisinin işleme alınamayacağına ilişkin açıklaması
HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın
Başkanım, Danışma Kuruluna ben katılmıştım. AK PARTİ Grup Başkan Vekilinin
getirdiği öneriyi orada okudu. Okuduğu zaman şunu gördük: Dört tane temel kanun
getiriyorlar; birisi 199, bu 4+4, bir tanesi Kamu Görevlileri Sendikası, yine
2/B’yle ilgili, bir de toplu iş sözleşmesi, yani şu gördüğünüz dört tane temel
kanun.
Şimdi, deminki o 199’la
ilgili tartışmalar zaten ciddidir, o konuda engelleme komisyonda oldu, rapor
olamadı. Ancak bu dört temel kanunun İç Tüzük 91’e göre temel kanun olarak
görüşülebilmesi için açık bir hüküm var. Diyor ki: “Genel Kurulda bölümler
hâlinde görüşülebilmesi için Danışma Kurulunun oy birliğiyle ilgili önerisi
üzerine Genel Kurulca karar verilir.” Şimdi, Danışma Kurulunda bu konuda ne bir
tartışma açılmış ne bu konuda bir öneri getirilmiş ne konuşulmuş. Şimdi, bunun
temel kanun olacağı yönünde bir kararlaştırma yok Danışma Kurulunun ki “Danışma
Kurulunda oy birliği sağlanamaması hâlinde siyasi parti gruplarının önerisi
üzerinde yasama yöntemi Genel Kurulca saptanır.” diyor. Şimdi, bunun Genel
Kurulca saptanabilmesi için İç Tüzük’teki
eksikliklerin giderilmesi gerekiyor. Başta 199, 4+4’te yirmi tane madde
üzerinde Komisyon üyelerinin görüşlerinin alınmadığı, muhalefet şerhinin
bulunmadığı, muhalefet şerhi okunmadan Genel Kurula gönderildiği durum var. Bu
konuda bir usul tartışması açılması gerektiğini düşünüyoruz.
Ayrıca, bu 199’un geri
alınması gerekiyor. 199’un geri alınması, diğer temel kanunlarla ilgili olarak
da bir usul tartışması açılması gerektiğini düşünüyoruz.
BAŞKAN – Sayın Kaplan,
buyurun üç dakika süre veriyorum kürsüden.
Lehte mi, aleyhte mi?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Lehte Sayın Başkan.
AHMET AYDIN (Adıyaman) –
Lehte.
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Aleyhte.
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Aleyhte.
BAŞKAN – Sayın Kaplan
aleyhte.
Sayın Şandır?
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Lehte, aleyhte fark etmez artık.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan, her grup birer tane alsın.
BAŞKAN – Buyurun Sayın
Kaplan.
IX.-
USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.-
AK PARTİ grup önerisinin işleme alınıp alınamayacağı hakkında
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Sayın Başkanım, gerçekten, bugün AK PARTİ grup önerisi Danışma Kuruluna geldiği
zaman, ben Sayın Meclis Başkanına da söyledim, 5 Nisana kadar cuma, cumartesi,
pazar günleri dâhil bir çalışma yöntemi öneriliyor ve dört tane temel kanun
olarak. Bunların hiçbirisinde dört parti grubu uzlaşma sağlamadı, Danışma
Kurulunda oy birliği yok.
Şimdi burada şunu açıkça
söylüyorum: Bugün bu tartışmalardan sonra 4+4’ün tartışmalarına başlayacağız.
Bu önergenizde diyor ki: “Bitimine kadar.” 199, 4+4’ü tartıştık; sizle buradan
isterseniz iddiaya girelim, bugün, yirmi dört saatte bitmez. İddiaya girelim,
bu geçmez yirmi dört saatte. Geçmeyeceğine göre yarınki gündeme aldığınız yasa
görüşülmez, öbür günkü görüşülmez. Bakın, cumartesiye de gensoruları
koymuşsunuz; bir kısmında gece 24.00’e kadar, diğerinde bitimine kadar. Yani
burada yaşayan insanların hiçbirisi, milletvekilleri robot değil. Robot olsa
kumanda aletiyle çalıştırırsınız ama hepsi etten, kemikten oluyor; bir.
Sağlıklı yasama açısından bu gerekiyor; Meclisin kamuoyuna açık olması,
tartışılması açısından bu gerekiyor.
Şimdi, toplu iş
sözleşmeleri, 2/B, bakın, sendikalar yasası ve 4+4, on gün boyunca Meclisin
gündemindeki en tartışmalı konuları bu şekilde, cumartesi, pazar, yirmi dört
saat… Milletvekilleri, yatmadan, yüzlerini yıkamadan, tıraş olmadan, uyku
uyumadan gelecekler, burada çalışacaklar. Vallahi, bu… Başbakan, size, emretmiş
olabilir, size robot olarak kumanda elinizde, robot olarak…
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Sözünüzü geri alın, “robot” sözünü geri alın.
HASİP KAPLAN (Devamla) –
Bakın, on gün, yirmi dört saat çalışma esası için robot olmak lazım.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Sayın Kaplan, sözünüzü geri alın.
HASİP KAPLAN (Devamla) –
Etten kemikten olan bir insan, on gün yirmi dört saat esası çalışamaz.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Robot görmek istiyorsanız, aynaya bakın.
HASİP KAPLAN (Devamla) –
“Çalışabiliyorum” diyen varsa, çıksın, gelsin.
Bir de bu temel kanunlar,
milyonlarca insanı ilgilendiriyor; işçileri, emekçileri ilgilendiriyor, sağlığı
ilgilendiriyor, orman yasaları var, rant olayı var, bilmem ne olayı var. Bu çok
ciddi konuları sağlıklı tartışmak zorundayız arkadaşlar. Eğer Mecliste gerilim,
gerginlik istemiyorsanız, bu gerginlik, gerilim üzerinden bu yasaları çıkarma
niyetiniz yoksa bu Mecliste bir diyalog ortamının oluşması gerekiyor. Yok, “biz
biliriz, biz söyleriz, biz yaparız” diyorsanız ayrı bir konudur. “Aha kürsü,
aha meydan, aha on gün önünüzde, buyurun istediğinizi yapın.” deriz, başka
diyeceğimiz yok. “Yanlış yapıyorsunuz.” diyoruz, “Bunları geri alın, önergenizi
de geri alın.” diyoruz.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Kaplan. (BDP ve CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, lehte söz isteyen
Mehmet Şandır, Mersin Milletvekili.
Buyurun Sayın Şandır. (MHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; iddiamız şudur: Üzerinde tartışma olan,
üzerinde çok sıkıntılı iddialar olan bir komisyon raporunun gündeme alınmasını
talep eden AKP Grubunun Danışma Kurulu grup önerisi var. Biz diyoruz ki:
“Üzerinde henüz mutabakat sağlanmayan, üzerinde hukuki tartışma olan bir
komisyon raporunu gündeme alamazsınız. Bu, İç Tüzük’e
aykırı olur.” İddiamızın aslı budur.
Nedir mesele? Değerli
arkadaşlar, içinizde çok değerli hukukçular, akil adamlar, insanlarımız var,
onlara hitap ediyorum. Bakın, komisyon toplantısında ben de vardım. Şimdi,
orada İç Tüzük… Kanunları değiştirebilirsiniz değerli arkadaşlar ama hukuku,
hukukun içinde kalarak değiştirmek mecburiyetindesiniz. Eğer Türkiye Cumhuriyeti
devleti bir hukuk devleti ise Anayasa 11’inci maddeye göre bu yasama organının
da Anayasa’ya uygun hareket etmek gibi bir mecburiyeti var. Anayasa’ya göre de
Meclis, İç Tüzük’e göre çalışır. Şimdi, İç Tüzük’ün 46’ncı maddesinde “Kavga olur, düzeni bozma
hareketleri devam ederse komisyon başkanı düzeni sağlar, sağlayamıyorsa erteler
veya gereğinin yapılabilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanına
bildirir.” deniliyor. Bu komisyon toplantısında hepimiz vardık. Bizim sayın
komisyon üyesi arkadaşlarımız söz istediler, sözlerini alamadılar; önergeleri
vardı, çok önemli önergeleri vardı, Kur’an-ı Kerim’in tüm okullarda seçmeli
ders olarak okutulmasına dair önergesi vardı. Siz de istiyorsunuz.
İmam-hatiplerin orta kısmının açılmasıyla ilgili önergesi vardı ama işleme
almadınız. “AK PARTİ sıralarından “Bir daha verin.” sesleri)
MEHMET GELDİ (Giresun) –
Şimdi verin.
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, lütfen, Sayın Hatibin sözünü kesmeyelim. Lütfen…
MEHMET ŞANDIR (Devamla) –
Efendim, bakın, bu keyfe keder değil, değerli milletvekilleri, bu keyfekeder değil. Bu İç Tüzük’tür
amir olan. Bunların tamamı komisyonda görüşülecek, kararlaştırılacak.
Bu konuda Milliyetçi
Hareket Partisi olarak iki tane yazı yazdık Meclis Başkanına. Meclis Başkanının
altı sayfalık cevabı var. Bakın, yani, içinizde, buradan görüyorum 2 tane sayın
hukukçuyu… İç Tüzük 37’ye sığınarak diyor ki: “Komisyonda hiç görüşme olmadan
da Genel Kurul bir kanun teklif veya tasarısını Genel Kurula indirebilir.”
Böyle bir şey olur mu değerli arkadaşlar? O zaman bu komisyonları niye
kuruyoruz? Hani bu komisyonlar ihtisas komisyonlarıydı? Yanlış oluyor!
OKTAY VURAL (İzmir) – Doğru
bilmiyor ki Meclis Başkanı! Görüşülmediği zaman 37’ye göre doğrudan gündeme
alınmasını isteyecek.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Değerli
arkadaşlar, bakın, kanunlar değişir ama hukukun içinde kalarak değişir. Eğer
bunun dışında bir yola girerseniz o yol doğru olmaz, size de faydalı olmaz.
Onun için teklifimiz şu: Çekin, tekrar görüşelim. “Görüşmeyelim” demiyoruz,
içeriğinde birçok mutabık kaldığımız konu var yani ben Sayın Kaplan’ın
söylediğine katılmıyorum ama Sayın Başbakan emretti diye bu Meclisin buna
teslim olmasını da içime sindiremiyorum, size de yakışmıyor. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
OKTAY VURAL (İzmir) –
Talimat milletten değil, Seul’den geldi, Seul’den!
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Şandır.
Aleyhte söz isteyen Tunceli
Milletvekili Kamer Genç. (CHP sıralarından alkışlar)
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Sayın Başkan, değerli üyeler; AKP Grubunun verdiği öneri içinde 199 sıra sayılı
Yasa Teklifi’nin bugün görüşülmesi var.
Arkadaşlar, bu yasa teklifi
görüşülemez. Neden görüşülemez? Komisyona gelmiş bu, 6’ncı maddeye kadar… KİT
Komisyonunda toplandı, 6’ncı maddeden sonra Millî Eğitim Komisyonunda toplandı,
ertesi gün bir baktık, KİT Komisyonuna gitmiş. İç Tüzük’ün
35’inci maddesi der ki: Komisyonlar önceden Meclis Başkanlığı tarafından tahsis
edilen yerde toplanırlar; bir.
İkincisi: Hepimiz, bütün
Türkiye seyrediyor her gün, Komisyonda müthiş bir kavga var. Nasıl bir kavga? O
gün AKP 150 milletvekili getirmiş Tayyip Bey’in talimatıyla, ondan sonra,
Başkan kimseyi görmesin diye 100 tanesini Başkanın önüne dizmiş, 50 tane iri
yarı AKP’li milletvekilini de kapıya dizmiş, ondan sonra, bizi kapıdan içeri
sokmadılar. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Ya, gördük arkadaşlar, siz hiç
mi televizyonları seyretmiyorsunuz? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, lütfen…
KAMER GENÇ (Devamla) –
Ondan sonra, 6’ncı maddeden sonra hiçbir görüşme olmadı.
AHMET YENİ (Samsun) – Oldu,
oldu!
KAMER GENÇ (Devamla) – Bu
ne demektir? Yani bunun anlamı şudur: Eğer siz bunu kabul ederseniz o zaman ne
olacak? Bundan sonra herhangi bir komisyon başkanı çıkacak, hiç komisyon raporu
düzenlemeden raporunu Genel Kurula gönderecek ve ondan sonra Genel Kurul da
müzakere etmek durumunda kalacak.
Arkadaşlar, bakın,
çoğunluğunuz var… Komisyonda 6’ncı maddeden sonra muhalefet konuşmamış, burada
haksızsınız. Biz size demiyoruz ki: “Çıkarmıyorsunuz.” Tamam, Komisyon alsın
bunu… Çoğunluk sizde, belli bir sayıya kadar konuşmalar da olduktan sonra ne
olur? Yeterlik önergesini verirsiniz, yeterlik önergesi oylanır ve maddeler
geçer ama sizin burada haksızlığınız, diyorsunuz ki: “Biz muhalefet partilerini
konuşturmayacağız, Komisyonda müzakereyi yaptırmayacağız, getireceğiz, Genel
Kurulda da müzakere edeceğiz.” Arkadaşlar, ne bu hukuka sığar ne bu mantığa
sığar ne bu hakka sığar.
Şimdi, Tayyip Bey’in Obama
sırtını ovalıyor. Bakın, Amerika bir zamanlar Pinochet’nin
de sırtını ovalıyordu. Onun için, bu, size bir cesaret vermesin. Siz burada
kanundan yanaysanız, hukuktan yanaysanız, adaletten yanaysanız Komisyonda
müzakere edilsin, ondan sonra gelsin. Biz size demiyoruz ki: “Kardeşim,
çıkaramazsınız.” Ama siz konuşma hakkımızı gasbediyorsunuz.
Dolayısıyla, yaptığınız hukuksuzluktur. Bunun bedelini pahalı ödersiniz çünkü
biz haklıyız, bizi konuşturmadınız. Komisyonda konuşturmama hakkınız yok.
Komisyonda müzakere edilsin, gelsin.
Meclis Başkanı… Biraz önce
söylendi, 46’ncı maddeye göre de açık, kavgalı Komisyon oturumu olmuş,
dolayısıyla…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
KAMER GENÇ (Devamla) -
…Komisyonda yeniden müzakere edilmesi lazım. Bakın, aklıselim herkesin bunu
kabul etmesi lazım.
Teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Genç.
Lehte söz isteyen Nurettin
Canikli, Giresun Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; konuşmamın başında öncelikle
şunu belirtmek istiyorum: AK PARTİ milletvekillerinin, AK PARTİ Grubu
milletvekillerinin tamamı bu teklifi gururla, onurla destekliyorlar ve onun
için buradalar değerli arkadaşlar. (AK PARTİ sıralarından “Bravo!” sesleri,
alkışlar)
AK PARTİ Grubu
milletvekilleri milletten aldığı talimatın gereğini yerine getirmek üzere şu
anda buradalar, onun gereğini yerine getiriyorlar değerli milletvekilleri. (AK
PARTİ sıralarından “Bravo!” sesleri, alkışlar)
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Cehalet alkışlanmaz! Bak, sen hangi hukuku okudun yahu? Hangi okuldan mezunsun,
söylesene!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– Bakın değerli arkadaşlar, gündemle ilgili kırmızı kitap, bunun 147’nci
sırasında. Şu anda tartışma konusu olan 199 sıra sayılı Teklif’le
ilgili çok net olarak bilgi var: Gündeme girmiş, Komisyon raporu usulüne uygun
olarak kabul edilmiş…
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) –
Böyle bir usul yok, ona usul mü diyorsunuz Allah aşkına!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
- …Komisyon görüşmelerinin İç Tüzük’e, hukuka uygun
olduğu anlaşıldığı için…
OKTAY VURAL (İzmir) – Yok,
yok.
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Komisyonda müzakere edilmiş mi, edilmemiş mi?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
- …Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul Gündem kitapçığına dâhil edilmiş
arkadaşlar.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Komisyonun Başkanının imzası da yok, sen imzaladın onu.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– Dolayısıyla, ifade edildiği gibi…
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) –
Yapmayın ya!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
- …“Yok hükmündedir, görüşülemez.” gibi iddiaların -maalesef, kusura bakmayın-
hukuki hiçbir geçerliliği bulunmamaktadır değerli arkadaşlar.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) –
Dayakla usule uygun hâle getirilen bir yasa tasarısı. Yapmayın ya! Gözümüzün
içine baka baka yalan söylüyorsunuz ya!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– Tartışılabilir, eleştirebilirsiniz ama hukuki olarak, hukuki açıdan
bakıldığında, İç Tüzük hükümleri çerçevesinde olayı değerlendirdiğimizde
söyleyeceğimiz tek bir şey vardır: Bu önergemiz hukuka uygundur, İç Tüzük’e uygundur.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Değil, değil, değil, Komisyonunuz da değil.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– Gündemde yer alan, bu kitapta yer alan 199 sıra sayılı bir Teklif’in öne alınmasını ve görüşülmesini önermektedir.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Sayın Canikli, sana bir hikâye anlatayım ben.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Değil, değil, değil.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– Bu açıdan son derece doğaldır, hukukidir.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Olmayan bir komisyon toplantısı.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– Değerli arkadaşlar, bunun çok net bir şekilde belirtilmesi ve kayıtlara
geçmesi gerekir.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Komisyonu siz AKP Genel Merkezinde topladınız.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– Tabii, herkes her şeyi söyleyebilir, buna bir itirazımız yok.
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Aptallar her şeyi söyler.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Talimatla yaptınız.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– Biz, kimsenin söyleyemeyeceğini, birtakım iddialarda bulunamayacağını
söylemiyoruz, söylediğimiz sadece şudur: Hukukun karşısında, İç Tüzük hükümleri
karşısında geçerli olan budur, doğru olan budur, biz de doğruyu yapıyoruz
değerli arkadaşlar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir) – Siz hukuku yok saydınız, siz hukuku yok
ediyorsunuz, “hukuk” diyorsunuz.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– Bakın, biraz önce bir sayın konuşmacı ifade etti ama doğru ifade etmedi.
91’inci madde çerçevesinde dört yasanın -şu anda buradaki teklif ve tasarının-
temel yasa olarak görüşülmesine ilişkin olarak herhangi bir hukuki eksiklik söz
konusu değildir.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Danışma Kurulunda görüşmedik ki. Görüşmedik, konuşmadık.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– Bugün yapılan ve şahsımın da temsilen katıldığı Danışma Kurulu toplantısında,
bütün bunlar çok net bir şekilde, tane tane, tadadi
olarak ve kayıtlara geçecek şekilde ifade edilmiştir. Bu açıdan herhangi bir
boşluk, herhangi bir eksiklik söz konusu değildir arkadaşlar. Bunu da burada
belirtmekte fayda var.
Şimdi, değerli arkadaşlar,
bazen çok çalışma, uzun çalışma gerekebiliyor. Bu Mecliste bizden önce de yani
22’nci Dönemden önce de -çok uzun
yıllar önce de- bizim dönemde de yani 22, 23, 24’üncü dönemlerde de -muhtemelen
bizden sonra da- zaten çalışma saatleri uzatılabiliyordu.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Canikli.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– Bunları normal karşılamak lazım. Çalışma olabilir daha önce de sabahlara
kadar çalıştık.
BAŞKAN – Sayın Canikli,
lütfen…
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– Dolayısıyla, milletin lehine olmak şartıyla, milletin geleceğiyle ilgili
böyle çalışmaları yapmanın da hiçbir mahsuru yoktur.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Sayın Başkan…
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan…
BAŞKAN – Buyurun Sayın
Vural.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Sayın Başkan, siz tatmin oldunuz mu? Yani 63’e göre…
BAŞKAN – Açıklama yapacağım
müsaade ederseniz.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Oylayarak meseleyi meşrulaştıramazsınız.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan…
BAŞKAN – Buyurun.
OKTAY VURAL (İzmir) – Bir
komisyonun… İç Tüzük 37’nci maddeye göre, komisyonların gelen kanun
tekliflerini görüşme diye bir mecburiyeti yok, sonlandırma diye bir mecburiyeti
yok.
KAMER GENÇ (Tunceli) – O
kırk beş gün sonra.
OKTAY VURAL (İzmir) – Ancak
usulüne uygun gündeme alınması lazım. İç Tüzük 37’ye göre, usulüne uygun
gündeme alınması için, görüşülmeyen raporları ancak…
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Konumuzla hiç alakası yok Sayın Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir) - …
hükûmet ya da teklif sahibi olan teklif edebiliyor.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Efendim, 37’e göre gelmedi ki o!
OKTAY VURAL (İzmir) –
Dolayısıyla, usulüne uygun bitmemiş bir şeyin gündeme alınması, yazılması İç Tüzük’e göre aykırıdır.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– 37’ye göre teklif yok ki!
OKTAY VURAL (İzmir) –
Dolayısıyla, bunları ayrıca İç Tüzük 37 çerçevesinde getirmeniz lazım. Bu
bakımdan, Başkanlığın doğrudan gündeme alması yanlıştır. İç Tüzük 37’ye göre
bir işlem yapılmadığı için Başkanlığın gündeme yazmış olması bunun illa
önceliğinin Danışma Kurulu kararıyla alınmasını mümkün kılmaz. Bu bakımdan…
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Vural.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Sayın Başkanım, biz grup önerimizi İç Tüzük 37’ye göre getirmedik ki! Böyle
bir tartışma söz konusu değil.
BAŞKAN – Sayın Canikli,
konu anlaşıldı.
OKTAY VURAL (İzmir) – İç
Tüzük 37’ye göre sen getiremezsin grup olarak zaten.
BAŞKAN – Lütfen… Teşekkür
ederim.
Sayın milletvekilleri…
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Sayın Başkan, ben Komisyondan atıldım. Özür dilerim…
BAŞKAN – Bildiğiniz üzere…
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Tekme tokatla Komisyondan atıldım. Bu nasıl “usulüne göre” geliyor?
BAŞKAN – Söz konusu
teklifin Komisyondaki görüşme süreci ve sonuçlandırılmasıyla ilgili olarak…
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Ama bakın, Komisyonda söz alan bir milletvekiliyim, tekme tokat atılan bir
milletvekiliyim.
OKTAY VURAL (İzmir) – Yok
öyle bir imza. Öyle bir imza yok. Korsan imza efendim onlar, korsan!
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Sayın Başkan, tekme tokat…
BAŞKAN – Sayın Tanal,
lütfen, konuştu parti temsilciniz. Söz verdik, konuştu üç dakika, tartışıldı.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Siyasi İktidar Grup Başkan Vekili “Hukuka
uygundur.” diyor.
Bakın, hangi tüzükte
milletvekili tekme tokat atılabiliyor?
BAŞKAN – Sayın Tanal, ama
böyle bir usul var mı şimdi? İç Tüzük’ten
bahsediyorsunuz, İç Tüzük ihlali yapılıyor. Lütfen oturur musunuz yerinize.
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
İzin istiyorum ben sizden.
BAŞKAN – Konuştu
temsilciniz. Grup Başkan Vekilinizin görevlendirdiği Sayın Genç konuştu.
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Efendim, milletvekiliyim ben aynı zamanda. Yani lütfen…
KAMER GENÇ (Tunceli) – Siz
vicdanen tatmin oldunuz mu? Siz vicdanen tatmin oldunuzsa deyin ki, “Ben
vicdanen tatmin oldum.”
BAŞKAN – Sayın Genç,
müsaade ederseniz, açıklama yapacağım zaten.
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Böyle bir uygulama…
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Değerli Başkanım, siz hiç tekme tokatla komisyondan atıldınız mı?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) –
Böyle yanlış işler yapmaz Başkan.
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Sizi hiç tekme tokatla komisyondan attılar mı Değerli Başkanım?
BAŞKAN - Sayın Tanal,
müsaade eder misiniz, açıklama yapacağım.
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Bakın, gülüyorlar. Bakar mısınız yüzlerine?
BAŞKAN – Lütfen, müsaade
eder misiniz.
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Bakın, gülüyorlar, utanmaları gerekir. Bu bir ayıp değil mi?
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, bildiğiniz üzere, söz konusu teklifin Komisyondaki görüşme
süreci ve sonuçlandırılmasıyla ilgili olarak Cumhuriyet Halk Partisi ve
Milliyetçi Hareket Partisi gruplarının, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına hitaben yazılı itirazları olmuştur.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Okuyalım onları efendim, Genel Kurul haberdar olsun.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) –
Ne olmuş?
BAŞKAN - Bu itirazlarda
bugün de belirtilen pek çok husus dile getirilmiştir.
OKTAY VURAL (İzmir) – Hangi
hususlar?
BAŞKAN - Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığı tarafından söz konusu yazılar, itirazların
incelenmesi ve değerlendirilmesi için Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor
Komisyonu Başkanlığına iletilmiştir.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) –
Kuzuyu kurda emanet etmiş Başkan. Âciz Başkan!
BAŞKAN - Komisyon
Başkanlığının 21 Mart 2012 tarihli cevabi yazısında, Komisyonun gündemine hâkim
olduğu ve görüşmelerin Anayasa ve İç Tüzük kuralları çerçevesinde
gerçekleştirildiği bildirilmiştir.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) –
Allah’tan korkmadan öyle yazdılar.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Bildirmekle olmaz ki efendim, İç Tüzük’ü uygulamakla
siz mükellefsiniz.
BAŞKAN - Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanının, komisyonca görüşülüp yeterli çoğunlukla karara
bağlanmış bir komisyon raporunu yok sayacak…
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) –
Allah’tan korkmadan…
OKTAY VURAL (İzmir) – Yok
öyle bir şey, yok öyle bir şey.
BAŞKAN - …bir işlem tesis
etme yetkisi bulunmamaktadır.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – İç
Tüzük 14’üncü maddenin hükmü ne?
BAŞKAN - Bu nedenle,
komisyon raporu bastırılarak milletvekillerine dağıtılmış ve Genel Kurulun
gündemine girmiştir. Geçmiş uygulamalara bakıldığında da zaman zaman İç Tüzük’ün 35’inci maddesine aykırı olarak tasarı veya
tekliflere yeni madde ihdasına ilişkin komisyon raporlarının ilgili
komisyonlara bir daha değerlendirilmek üzere geri gönderildiği ancak
komisyonların raporlarında herhangi bir değişiklik yapmadıklarını belirten
cevabi yazılarını müteakip komisyon raporlarının bastırılıp dağıtıldığı
görülmektedir. Bu nedenle, grup önerisinin görüşülmesinde İç Tüzük’e aykırı bir durum bulunmamaktadır.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Sayın Başkan…
AYTUĞ ATICI (Mersin) –
Yazıklar olsun!
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan, bakın…
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, kem söz kime aitse iade ediyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan…
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan, bakın, biraz önce okuduğunuz konuda diyor ki: “Bunlarla ilgili komisyonlara gönderiyoruz
ama gelmiyor.” Bu Komisyonla ilgili geri gönderme işlemi yapmış mı? Yapmadınız.
Niye yapmıyorsunuz?
BAŞKAN – Gelmiş,
milletvekillerine dağıtılmış Sayın Vural, benim…
OKTAY VURAL (İzmir) –
Hayır, yapmadınız.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Efendim, Sayın Başkanlığın takdirinde, Sayın Meclis Başkanlığının takdirinde.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Buyurun Sayın
Hamzaçebi.
Başka sözünüz var mı Sayın
Vural?
Buyurun Sayın Hamzaçebi.
OKTAY VURAL (İzmir) – Daha
çok… Daha çok…
BAŞKAN – Tamam, peki.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Sayın Başkan… (CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, lütfen…
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Sayın Başkan, biraz önce, burada bir usul tartışması yapıldı. Usul
tartışması sonucunda, siz…
BAŞKAN – Görüşümü
belirttim, evet.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Görüşünüzü belirtmenin ötesinde başka bir şey daha yaptınız.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Bu
görüşünüz değil ki, bir aktarma yaptınız.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Bir metni okudunuz. Başka bir şey yaptınız şimdi, yani siz,
Komisyonla Meclis Başkanlığı arasında yapılan yazışmalar sonucunda sürecin
usulüne uygun olarak işlediği yönünde bir değerlendirme yaptınız. Bu, yeni bir
tartışma konusudur efendim. Siz “Tutumumda bir değişiklik yoktur.”
diyebilirsiniz ama bir başka şeyi söylüyorsunuz şimdi, okuduğunuz metin…
OKTAY VURAL (İzmir) – Onlar
doğru değil.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – …gerçeklere aykırıdır, doğru değildir. Bu konuda yeniden bir usul
tartışması açılmasını istiyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) –
Sayın Başkan, zaten bizim grup önerimiz, usul tartışması.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Sayın Başkanım, biraz önce, bu konuyu biz usul tartışması çerçevesinde
tartıştık, değerlendirdik ve Sayın Başkan, siz de düşüncenizi ifade ettiniz.
Yani konuşulmuş, tartışılmış bir konu üzerinde yeniden usul tartışması açılır
mı Sayın Başkanım, böyle bir şey olabilir mi?
OKTAY VURAL (İzmir) – Biz,
grup önerisinin görüşülmeyeceğini ifade ediyoruz.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– O zaman sabaha kadar burada usul tartışmaları yaparız.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Sayın Hamzaçebi,
bütün bu konular… Bir saniye…
AYTUĞ ATICI (Mersin) –
Zorbalıkla çalışma ihlal ediliyor. Siz de onu savunuyorsunuz.
BAŞKAN – Bu konularda
söyleyecekleriniz varsa zaten grup önerisinde dile getireceksiniz. Bildiğim
kadarıyla da…
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Sayın Başkan, siz şimdi bir başka şey yaptınız.
BAŞKAN – Hayır, başka bir
şey yapmadım. Ben, yazışmalardan bahsettim Sayın Hamzaçebi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Efendim, son yaptığınız açıklama…
BAŞKAN – Sayın Hamzaçebi,
ben, Meclis Başkanlığının yaptığı yazışmalardan bahsetmeyeyim mi? Yanlışlık
neresinde bunun?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Ama bakın…
BAŞKAN – Onların
yazışmalarının haricinde neyi söyledim ben?
OKTAY VURAL (İzmir) –
Efendim, sizin uygulamanızı biz tartışıyoruz şu anda, Meclis Başkanının
yazısını tartışmıyoruz ki.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Sayın Başkan, şimdi biz, biraz önce bir başka şeyi tartıştık usul
tartışmasında.
BAŞKAN – Benim uygulamam…
Biraz önce ben tartışma açtım, konuştunuz.
OKTAY VURAL (İzmir) – Ama
yapmadınız.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Sayın Başkan, bitireyim cümlelerimi.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Siz, Meclis Başkanının kanaatini bize aktardınız.
BAŞKAN – Her siyasi
partinin sayın milletvekillerine, temsilcilerine söz verdim.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Meclis Genel Kurulunu siz yönetiyorsunuz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Sayın Başkan, izninizle ben bitireyim cümlelerimi.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Meclis Başkanının kanaatini buraya aktararak usul tartışması olmaz.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Herhâlde gölge başkan değilsiniz yani.
BAŞKAN – Ama sadece Sayın
Meclis Başkanının kararını değil efendim. Meclis Başkanının yazışmalarını ve
verdiği kararı burada okudum, hepsi bu. Bunda ne var yani?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Sayın Başkan, lütfen…
BAŞKAN - Tartışma konusu
neresi burada?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Millî Eğitimle ilgili teklifin gündeme alınamayacağı konusunda bir
usul tartışması yapıldı. Usul tartışması sonucunda siz tutumunuzu
değiştirebilirsiniz veya değiştirmeyebilirsiniz, bu sizin karar vereceğiniz bir
konu. Bu tartışma sonucunda, tutumumda değişiklik yok diyerek tartışmayı
noktalayabilirsiniz. Siz bir başka şey yaptınız şimdi, tamamen usulsüz olan o
yazıların içeriğiyle ilgili olarak o yazıların doğru olduğu anlamında bir
açıklama yaptınız. Ben, bu tutumunuzla ilgili usul tartışması açılmasını
istiyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Tartışılan konu bu değil efendim.
BAŞKAN – Efendim tartışılan
konu nedir? Adalet ve Kalkınma Partisinin grup önerisinin görüşülüp görüşülmeyeceği
konusu ve görüşülemeyeceğini Sayın Vural, Sayın Kaplan, grup başkan
vekillerimiz bahsettiler. Ben de tutumumla ilgili tartışma açtım, konu
tartışıldı.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) – Ama tekrar usulsüzlük yaptınız.
BAŞKAN - Tutumumun niçin değişmeyeceğinin
gerekçesini de açıkladım, şimdi tartışılması gereken nedir?
OKTAY VURAL (İzmir) –
Gündeme alınamaz efendim, İç Tüzük 37’ye göre doğrudan gündeme alma önergesi
olmadan Danışma Kurulu grup önerisi olmaz, İç Tüzük 37 onu söylüyor. Biz
diyoruz ki gündeme yazamazsınız bunu. Nasıl yapabilirsiniz, böyle bir şey
olabilir mi? Biz onu söylüyoruz yoksa bununla ilgili tartışmayı sonra
yapacağız.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Sayın Başkan, usul tartışması açılmasını talep ediyorum.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Sayın Başkan…
BAŞKAN – Buyurun Sayın
Şandır, yerinizden.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Sayın Başkanım, bakın sizin okuduğunuz yazının devamında, İç Tüzük 37’ye göre
yapılacak bir şey olmadığı beyan ediliyor. Hâlbuki burada İç Tüzük 37’ye göre
bir gündem belirleme konusu yok. Dolayısıyla, bakın yani burada bir iddia var.
Komisyonun raporu İç Tüzük’e uygun değildir, Genel
Kurula indirilmesi İç Tüzük ihlali olur.
BAŞKAN – Gerekçesini
açıkladım efendim.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Şimdi bunu öneren bir grup önerisini burada gündeme alırsanız İç Tüzük ihlali
yapmış olursunuz.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Gündeme almanız da yanlış.
BAŞKAN – İç Tüzük ihlali
olmadığını, görüşümün gerekçesini de açıklayarak belirttim ben Sayın Şandır,
daha neyi açıklamamı istiyorsunuz onu anlamış değilim.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Anladım da, yani Meclis Başkanının cevabının sonu İç Tüzük 37’ye göre, ama İç
Tüzük 37 eğer sizin gerekçenizse, buraya getirilen öneri İç Tüzük 37’ye göre
gelmiyor.
BAŞKAN – Sayın Şandır,
teşekkür ediyorum.
Sayın Hamzaçebi, buyurun.
İki dakika süre veriyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) – Neyle
ilgili efendim?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Usul tartışması efendim, değil mi?
BAŞKAN – Usul tartışması açıyorum, buyurun.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Aleyhinde efendim…
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) –
Sayın Başkan, böyle usul tartışması olmaz.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Aleyhinde…
BAŞKAN – Lehte mi, aleyhte mi Sayın Hamzaçebi?
OKTAY VURAL (İzmir) –
Aleyhinde…
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) –
Lehte Sayın Başkan…
AHMET AYDIN (Adıyaman)
– Aleyhte…
OKTAY VURAL (İzmir) –
Mehmet Şandır, lehte…
BAŞKAN – İki dakika…
Buyurun efendim.
2.-
Yapılan usul görüşmelerinden sonra Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık
Yakut’un yaptığı açıklamadan dolayı Başkanlığın tutumu hakkında
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; biraz önce bir usul tartışması yaşandı. Usul tartışması
sonucunda Sayın Başkan önündeki yazılı metni okuyarak, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Millî Eğitim Komisyonu ile Meclis Başkanlığı arasındaki yazışmaları
özetleyerek yasama sürecinin doğru yürüdüğü, İç Tüzük’e
uygun yürüdüğü anlamında bir değerlendirme yaptı.
Bir kere, Millî Eğitim
Komisyonunca Meclis Başkanlığına yazılan yazı gerçekleri yansıtmamaktadır.
Millî Eğitim Komisyonu Başkanı yazısında, Komisyonda söz talep eden bütün
milletvekillerine söz hakkının verildiğini söylemektedir.
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) –
Doğru değil.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla) – Bu, tamamen gerçeğe
aykırıdır. Sayın Muharrem İnce’nin tutanaklara geçmiş olan, Sayın Başkanın “Söz
isteyen var mı?” sorusuna cevaben “Söz istiyorum.” talebi vardır. Bu talebe
rağmen Sayın Başkan “Söz isteyen yok” demiştir. “Kabul edenler… Etmeyenler…”
diyerek maddeyi oylamıştır. Açık bir İç Tüzük ihlali vardır, birinci olay
budur.
İkincisi, Sayın Meclis
Başkanı, İç Tüzük’ün 29’uncu maddesine aykırı olan bu
durum nedeniyle Komisyon raporunu Komisyon Başkanına iade etmesi gerekirken,
sadece bizim iddialarımızı Komisyona göndermiş, Komisyondan aldığı yazıyı da
Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna göndermiş, başka hiçbir şey yapmamıştır. Hâlen
İç Tüzük’e aykırılık, İç Tüzük’ün
29’uncu maddesine aykırılık açık bir şekilde ortada durmaktadır.
Önceki 4 Meclis Başkanı,
çok daha hafif aykırılıkta bu tip düzenlemeleri ilgili komisyona iade ettiği
hâlde, Sayın Cemil Çiçek bu iade işlemini gerçekleştirmemiştir. Buna rağmen bu
teklifin komisyon sürecinin İç Tüzük’e uygun olduğunu
beyan etmeniz doğrusu son derece yadırgadığım bir husustur ve bu tutumunuz İç Tüzük’e aykırıdır.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Hamzaçebi.
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Sayın Başkan, Grup Başkan Vekilimiz usul tartışması üzerine söz aldı, siz iki
dakika söz verdiniz. 63’üncü maddenin son fıkrası “onar dakika” diyor.
BAŞKAN – Sayın Canikli buyurun,
lehte söz isteyen Sayın Canikli… (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Bakın, okuyun, burada yine bir usulsüzlük var. Sizden istirham ediyorum…
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Sayın Başkan, aslında bunu da yanlış yaptınız. Önce lehte söz vereceksiniz,
önce aleyhte verdiniz.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan, önce lehte söz vermeniz gerekiyor.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; önce şu hususu bir netleştirelim: Biz neyi
görüşüyoruz, neyi tartışıyoruz? Biz, burada Meclis Başkanımızın Komisyona
yazdığı yazıyı, oradan gelen cevabı tartışmıyoruz değerli arkadaşlar. Biz, AK
PARTİ grup önerisi üzerinde bir tartışma yapıyoruz.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Hayır, o değil, gündeme alınıp alınamama konusu…
OKTAY VURAL (İzmir) –
Gündemle ilgili, Nurettin Bey…
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– Dolayısıyla, İç Tüzük’ün 37’nci maddesi
çerçevesinde kanaat ortaya koyan Sayın Meclis Başkanıdır.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Gündemle ilgili…
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– Biz, burada Meclis Başkanını tartışmıyoruz, Meclis Başkanının icraatlarını
tartışmıyoruz.
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Evrak memuru o, evrak memuru, ne Meclis Başkanı…
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
- Böyle bir hakkımız yok, böyle bir yetkimiz yok. Biz, şu anda burada gündemde
olan AK PARTİ grup önerisini tartışacağız. Olay bu.
Dolayısıyla, İç Tüzük 37
gerekçe gösterilerek birtakım iddialarda bulunmanın gerçekten hukuki bir
mantığı yok değerli arkadaşlar. Böyle bir şey ileri sürülebilir mi?
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Gündeme Sayın Meclis Başkanı alıyor.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
- Bizim önergemizin gerekçesinde ya da önergemizle ilgili olarak getirilmesinde
İç Tüzük 37’ye göre görüşülmesini talep etmiyoruz ki…
OKTAY VURAL (İzmir) –
Gündeme giremez…
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
- Biz, genel hükümler çerçevesinde gündeme girmiş olan, 147 sırasıyla gündeme
girmiş olan bir kanun teklifinin öne alınarak görüşülmesini talep ediyoruz.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Gündeme giremez ki! Onu söylüyoruz.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
- Değerli arkadaşlar, yaptığımız budur, hepsi de usule uygundur. O yüzden,
tartışma imkânımız olmayan, Meclisin gündeminde de olmayan Meclis Başkanımızın
yaptığı yazışmaları bizim burada tartışma imkânımız yok.
Ayrıca bir de, bakın şunu
çok net olarak ifade etmemiz gerekiyor: Herkes kanaatini, gerçek kanaatini,
düşüncesini burada açık olarak ifade etmek zorunda.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Komisyonda niye izin vermediniz? Talimat mı gelmişti Komisyonda?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
- Yani şu anda 199 sıra sayılı Kanun Teklifi’ne ilişkin
yanında mısınız, değil misiniz? Esas tartışılan bu değerli arkadaşlar. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Herkes buna göre kararını vermek zorunda.
OKTAY VURAL (İzmir) – Geç
onu geç… Niye engellediniz?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
- Herkes buna göre pozisyonunu almak zorunda samimi olarak. Etraftan dolaşmaya
gerek yok.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Kur'an’ı Kerim’in okutulmasını niye engellediniz?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
- Etraftan dolaşmaya gerek yok. Önergeleri şu anda vermeniz mümkün.
OKTAY VURAL (İzmir) – Niye
engelliyorsun?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
- Önergeleri vermeniz mümkün efendim.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Kur'an Kerim’le ilgili önergemizin görüşülmesini niye engelliyorsunuz?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
- İstediğiniz önergeyi verebilirsiniz. Bütün grupların önerge verme hakları
var.
OKTAY VURAL (İzmir) – Niye
engelliyorsunuz? Peygamber Efendimiz’in hayatını ders
olarak okutsak ne olur?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
- Oradan yana problem yok. Gelin önergelerinizi verin, tartışalım,
değerlendirelim.
OKTAY VURAL (İzmir) - Ne
olur? Niye engelliyorsunuz? Niye komisyonda engellediniz? Göreydik sizi de.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
- Şunu istiyoruz çok net olarak: Bu kanun teklifinin yanında mısınız karşısında
mısınız? (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Aleyhte söz
isteyen Oktay Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Aleyhte, lehte…
BAŞKAN - Yalnız Sayın Vural
bir saniye. Burada bendeki notta lehte söz isteyen Hasip
Kaplan. Çünkü siz aranızda karar vermek durumundasınız.
OKTAY VURAL (İzmir) – Karar
vermemize gerek yok ki aramızda. Bizim hepimizin sözü özü birdir. Dolayısıyla, bir farkımız yok.
BAŞKAN – Peki.
Buyurun Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Efendim burada ben açıklıkla şunu söylüyorum ki: Komisyon Raporu’yla ilgili
değerlendirmeleri zaten sonra yapacağız ama burada kalkıp Nurettin Canikli
“Karşı mısınız?” Siz o gün, Bizim, Kur’anı Kerim’in
ders olarak okutulmasıyla ilgili önergenin verilmesini zorla engellediniz. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) –
Ver önergeyi.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Verin, verin.
OKTAY VURAL (Devamla) -
Peygamber Efendimiz’i engellediniz ama şimdi
engelleyemeyeceksiniz, topunuz gelse engelleyemeyeceksiniz, topunuz gelse
engelleyemeyeceksiniz. Yüreğiniz varsa engelleyin, yüreğiniz varsa engelleyin,
ciğeriniz varsa engelleyin. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Engelleyemeyeceksin. Orada engellediniz.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Var zaten.
OKTAY VURAL (Devamla) -
Şimdi burada asıl tartışılan konu şu Sayın Başkan: Gündeme girmesi için
komisyon raporu olması lazım. Eğer bir komisyon raporu yoksa, görüşülmemişse İç
Tüzük 37’ye göre hükûmet ya da teklif sahibi doğrudan gündeme alınmasını
isteyebilir. Dolayısıyla, sizin bunu gündeme almanız yani Meclis Başkanlığı
burada 147 sıra sayıyla gündeme almış, bu yanlış, bu yanlış. Ha getirirsin İç
Tüzük 37’ye göre, beş dakika konuşursun, parmak çoğunluğu yaparsın. Grup
önerisiyle yapamazsın bunu. Olmayan bir komisyon raporunu, tamamlanmamış bir
raporu sen ancak İç Tüzük 37’ye göre getirirsin.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Oktay Bey, karşı mısın değil misin, onu söyle.
OKTAY VURAL (Devamla) - O
bakımdan burada tekraren ifade ediyorum ki ne yaparsanız yapın Heybeliada
Ruhban Okulunun açılmasına ilişkin tezgâhlarınızı, başka dillerde Kürtçe
eğitimle ilgili tezgâhlarınızı deşifre edeceğiz sizin, kaçamayacaksınız.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak bunları, bunlarla ilgili itirazlarımızı
komisyonda dile getirmemizi engellediniz ama Genel Kurulda topunuz gelse,
tankınız gelse…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
OKTAY VURAL (Devamla) -
…neyiniz gelirse gelsin engelleyemeyeceksiniz. Hadi bakalım! (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Vural.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
- Teklifinizi verin, itirazımız yok.
OKTAY VURAL (İzmir) – Gidip
Seul’de, Heybeliada Ruhban Okulunu açmak için program
hazırlıyorsunuz ha!
BAŞKAN – Lehte söz isteyen Hasip Kaplan, Şırnak Milletvekili.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; her iktidar geldiğinde, Millî Eğitim
Bakanı kendine göre bir eğitim tedrisatı getiriyor ve eğitim Türkiye’de yazboz
tahtasına döndü. Komisyondaki tartışmalar ise gerçekten demokrasi adına fecâat. Demek ki sayısı çok olan, kaba kuvveti iyi olan
komisyonlarda artık önü tutarak -komisyon önünü- çok rahatlıkla istediği kadar,
yirmi dört maddeyi yirmi dakikada geçirebilecek. Muhalefet, şerhlerini
yazamayacak. Ondan sonra gelecek Meclis Başkanına, Meclis Başkanı da
“Uygundur.” diyecek, Genel Kurula gidecek; gidin, kendiniz halledin.
Burada konuşulan,
çocuklarımızın, geleceğimizin, ülkenin istikbalidir arkadaşlar. Aceleniz ne?
Yeni bir anayasa yapıyoruz. Yeni bir anayasada eğitimi tartışacağız. Irkçı bir
eğitime karşıyız, şovenist bir eğitime karşıyız,
asimilasyoncu eğitime karşıyız, faşist bir eğitime karşıyız, ana dili yasaklayan
bir eğitime karşıyız. Bırakın, bizler de bu konuları… Türkiye’nin barışını
konuşacağımız konular bunun içinde var. Şimdi bunları konuşamayacağız,
tartışacağız, bağrışacağız; gürültü, gerginlik komisyondaki gibi; ondan sonra
yasa yaptık! Böyle yasa olmaz arkadaşlar. İnanın, demokrasi adına çocuklarımıza
bırakacağımız en kötü miras şu sağlıksız tartışma usulüdür, şu sağlıksız yasa
yapma usulüdür.
Ben “Robot muyuz?” dediğim
zaman kızıyor arkadaşlar. Evet, robotlaştırıyoruz insanları Mecliste,
düşünmelerini alıyoruz; “yap”, “et”, “kaldır elini, indir elini” durumuna
getiriyoruz. Bu da milletin iradesi değil arkadaşlar. Milletin iradesine biraz
daha özen gösterin.
Saygılarımla. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın milletvekilleri, Başkanlıkça
bastırılıp dağıtılmış, gelen kâğıtlar listesine ve gündeme alınmış bir komisyon
raporunu içeren bir siyasi parti grubunun önerisinin işleme alınmasında usule,
İç Tüzük’e aykırılık görülmemekte olup tutumumda bir
değişiklik olmamıştır.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Tamamen İç Tüzük ihlali yapıyorsunuz, sizin için bu kâğıt parçası…
BAŞKAN – Raporun içeriğiyle
ilgili tartışmalar…
OKTAY VURAL (İzmir) – Bu
kâğıt parçası…
BAŞKAN – Müsaade edin,
müsaade edin lütfen…
OKTAY VURAL (İzmir) – Orada
oturup yapabilirsiniz ama bu hukuk değil. Gözler kulaklar şehadet etsin ki
milletin hukukunu yok ediyorsunuz.
BAŞKAN – Raporun içeriğiyle
ilgili tartışmalar konunun görüşmeleri sırasında yapılabilecektir.
OKTAY VURAL (İzmir) – Yok
ediyorsunuz…
BAŞKAN – Öneriyi
okutuyorum:
VII.-
ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
4.-
Gündemdeki sıralama ile Genel Kurulun çalışma gün ve saatlerinin yeniden
düzenlenmesine; (11/8) ve (11/9) esas numaralı gensoru önergelerinin, gündemin
"Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmına alınmasına, gündeme alınıp
alınmayacağı hususundaki görüşmelerinin, Genel Kurulun 31/3/2012 Cumartesi
günkü birleşiminde yapılmasına; 199, 200, 198 ve 197 sıra sayılı kanun teklif
ve tasarılarının İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre
temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin AK PARTİ Grubu
önerisi
27/3/2012
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu'nun
27.03.2012 Salı günü (bugün) yaptığı toplantıda siyasi parti grupları arasında
oy birliği sağlanamadığından, İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince, Grubumuzun
aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.
Nurettin
Canikli
Giresun
AK
PARTİ Grup Başkan Vekili
Öneri:
Gündemin "Kanun Tasarı
ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" Kısmında yer alan 199,
200, 198 ve 197 sıra sayılı kanun teklif ve tasarılarının bu kısmın sırasıyla
4, 5, 6 ve 7 nci sıralarına alınması ve diğer işlerin
sırasının buna göre teselsül ettirilmesi,
Genel Kurulun;
27 Mart ve 03 Nisan 2012
Salı günkü birleşimlerde Sözlü Sorular ve Diğer Denetim konularının
görüşülmeyerek, bu birleşimlerde gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında yer alan işlerin görüşülmesi,
Haftalık çalışma günlerinin
dışında 30 Mart 2012 Cuma, 31 Mart 2012 Cumartesi, 01 Nisan 2012 Pazar ve 02
Nisan 2012 Pazartesi günleri saat 14.00'te toplanarak bu birleşimlerde gündemin
"Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler"
kısmında yer alan işlerin görüşülmesi,
27 Mart 2012 Salı günkü
(bugün) birleşimde Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diğer İşler" Kısmının 4 üncü sırasında yer alan 199 sıra sayılı
kanun teklifinin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışmalara devam
edilmesi, bu birleşimde görüşmelerinin tamamlanamaması halinde 28 Mart 2012
Çarşamba günkü birleşimde 199 sıra sayılı kanun teklifinin görüşmelerinin
tamamlanmasına kadar çalışmalara devam edilmesi,
29 Mart 2012 Perşembe günkü
birleşimde Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler" Kısmının 6 ncı sırasında yer alan
198 sıra sayılı kanun tasarısına kadar olan işlerin bitimine kadar,
30 Mart 2012 Cuma günkü
birleşimde Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler" Kısmının 7 nci sırasında yer alan 197
sıra sayılı kanun tasarısına kadar olan işlerin bitimine kadar,
31 Mart 2012 Cumartesi, 01
Nisan 2012 Pazar, 02 Nisan 2012 Pazartesi, 03 Nisan 2012 Salı, 04 Nisan 2012
Çarşamba ve 05 Nisan 2012 Perşembe günkü birleşimlerde saat 24:00'e kadar,
çalışmalara devam edilmesi,
Yukarıda belirtilen
birleşimlerden; belli bir işin bitimine kadar olan birleşimlerde gece 24:00'te
günlük programların tamamlanamaması halinde, günlük programların tamamlanmasına
kadar çalışmalara devam edilmesi,
23.03.2012 Tarihinde dağıtılan
11/8 ve 11/9 esas numaralı gensoru önergelerinin Genel Kurulun 31.03.2012
Cumartesi günkü gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmına
alınması, Anayasanın 99 uncu maddesi gereğince gündeme alınıp alınmayacağı
hususundaki görüşmelerinin aynı günkü Birleşiminde yapılması,
199, 200, 198 ve 197 Sıra
sayılı kanun teklif ve tasarılarının İçtüzüğün 91. maddesine göre Temel Kanun
olarak görüşülmesi ve bölümlerinin ekteki cetveldeki şekliyle olması,
Önerilmiştir.
199 Sıra Sayılı
İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
(2/358)
BÖLÜMLER BÖLÜM MADDELERİ BÖLÜMDEKİ MADDE SAYISI
1.BÖLÜM 1 ila 13 üncü maddeler 13
2.BÖLÜM 14 ila 27 nci maddeler 14
TOPLAM
MADDE SAYISI 27
200 Sıra Sayılı
Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununda
Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı
(1/556]
BÖLÜMLER BÖLÜM MADDELERİ BÖLÜMDEKİ MADDE SAYISI
1. BÖLÜM 1 ila 18 inci maddeler 18
2. BÖLÜM 18 ila 35 inci maddeler 17
TOPLAM
MADDE SAYISI 35
198 Sıra Sayılı
Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi
ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi île Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun
Tasarısı
(1/563)
BÖLÜMLER BÖLÜM MADDELERİ BÖLÜMDEKİ MADDE SAYISI
1. BÖLÜM 1 ila 12 nci maddeler 12
2. BÖLÜM 13 ila 16 ncı maddeler
(13
üncü maddenin birden onuncu fıkraya
kadar
tüm fıkraları ve geçici 1 inci madde dahil) 14
TOPLAM
MADDE SAYISI 26
197 Sıra Sayılı
Toplu İş İlişkileri Kanun Tasarısı
(1/567)
BÖLÜMLER BÖLÜM MADDELERİ BÖLÜMDEKİ MADDE SAYISI
1 BÖLÜM 1 ila 30 uncu maddeler 30
2 BÖLÜM 31 ila 60 ıncı maddeler 30
3 BÖLÜM 61 ila 83 maddeler
(Geçici
1-6 ncı maddeler dahil) 29
TOPLAM
MADDE SAYISI 89
BAŞKAN – Evet, öneri
lehinde söz isteyen Ahmet Aydın, Adıyaman Milletvekili.
Buyurun Sayın Aydın. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
AHMET AYDIN (Adıyaman) –
Teşekkür ediyorum Başkan.
Değerli Başkan, değerli
milletvekilleri; AK PARTİ grup önerimizin lehinde söz almış bulunuyorum. Yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
öncelikle şunu ifade etmeliyim ki tabii, getirdiğimiz grup önerisi İç Tüzük
37’ye göre getirilen bir grup önerisi değil, bu yöndeki tartışmalar da,
iddialar da yersiz ve asılsızdır.
Bizim grup önerimiz tamamen
Anayasa ve İç Tüzük’e uygun olarak toplanan
komisyonun, gündemine hâkim komisyonun rapora bağlamak suretiyle, bu raporun da
kırmızı bültende yer alması ve kırmızı bültende yer alan bu rapor neticesinde
de bunu huzurlarınıza getirmekti.
Kaldı ki İç Tüzük’ümüzün özellikle 43’üncü maddesi, en çok iddia edilen
konu, komisyonlarda yeniden görüşmeyi zaten zapturapt altında almış, çok açık
bir hüküm var. Bir konunun komisyon gündemine yeniden nasıl geleceği, nasıl
görüşüleceği çok açık ve nettir, buradaki bu durum da net iken, bunun tekrardan
komisyonda görüşülmesi de söz konusu olamaz.
Değerli arkadaşlar, tabii
ki, Meclis yoğun bir mesai yapacak, çok yoğun bir çalışma süreci içerisinde
olacağız bu iki hafta içerisinde.
Biz, milletimizden güç
aldık, milletimizden destek aldık ve millet de bizleri kendi sorunlarını çözmek
adına Parlamentoya gönderdi. Az önce grup önerimizden de okunduğu gibi,
milletimizin tamamını ilgilendiren birçok yasayı görüşeceğiz.
Burada özellikle 4+4+4 -ki,
27 maddeden oluşuyor- aslında burada 3 tane 4 var ama biz milletimizle de
sürekli kucaklaşıyoruz, sürekli dolaşıyoruz, bunun da üç 4’den değil de aslında dört dörtlük bir kanun olduğunu
milletimiz bize söylüyor.
Kaldı ki, yine milletimizin
büyük bir kısmını ilgilendiren 2/B Yasası, geçtiğimiz hafta son 2 maddesinde
kalan vergi muafiyetini gerektiren yap-işlet-devretle
ilgili bir kanun tasarısı ki bu da yatırımları hızlandırmak adına, milletimiz
için gerekli olan bir kanun.
Aynı şekilde, Kamu
Görevlileri Sendikası Kanunu 35 maddeden oluşuyor ve burada özellikle
ücretlilerimiz maaş farkı için bu kanunun çıkmasını bekliyor, bütün
ücretlilerimizi, bütün kamu görevlilerimizi ilgilendiren bir konu.
Değerli arkadaşlar, yine
aynı şekilde toplu iş sözleşmeleri, iş ilişkileriyle ilgili ve bunu düzenleyen
bir kanun tasarısı, bunların tamamına yakını ve aynı zamanda, 2 sayın
bakanımızla ilgili verilmiş olan gensorunun görüşülmesi; bütün bunlar
gündemimizde. Bunlar milletimizin bizden beklediği, gensoru da yasal olarak
getirmek zorunda olduğumuz bir husus ve biz, bütün bunları çıkarmak için
inşallah hep birlikte burada yoğun bir mesai harcayacağız.
Tabii, bununla birlikte
çalışma sürelerini de uzatmış oluyoruz.
Ben şunu umut ediyorum:
Tabii, çok önemli konular, görüşülmeye değer konular ve milletimizin tamamını
ilgilendiren konular ve bu konular görüşülürken tartışmalar muhakkak ki olacak,
muhakkak ki, konuşmalar olarak, İç Tüzük’ün vermiş
olduğu bütün yetkileri, İç Tüzük dâhilinde kalmak şartıyla bütün gruplar
kullanmak hakkına sahiptir.
KAMER GENÇ (Tunceli) - İç Tüzük’ü yok saydınız.
AHMET AYDIN (Devamla) – Biz
de iktidar olarak buna hoşgörülü, saygılı olarak davranıyoruz, davranmaya da
devam edeceğiz.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) –
Bu kanun temel kanun olur mu?
AHMET AYDIN (Devamla) -
Ancak değerli arkadaşlar, özellikle şunu vurgulamak istiyorum ki, biz bunu
yaparken de hiç kimseden talimat almadık. Biz şunu söyledik ta baştan beri:
“İşimiz hizmet, gücümüz millet.” Bir tek milletten talimat alırız ve milletin
taleplerini…
Burada biz AK PARTİ
vekilleri olarak gece gündüz demeden çalışacağız ve bu açıdan da çalışma
sürelerimizi de artırıyoruz.
Tabii, değerli arkadaşlar,
konularla ilgili çok tartışmalar oldu. Özellikle muhalefet “Sesimiz kesiliyor,
konuşturulmuyoruz” gibi birtakım haksız iddiaların içerisinde.
Bakın değerli arkadaşlar,
şöyle rahat rahat konuşalım. Şöyle geçmişe doğru gidin. Bütün komisyon
tutanaklarını bir inceleyin, Genel Kurul tutanaklarını inceleyin. Bu dönemdeki
kadar hiçbir dönemde muhalefetin daha rahat konuştuğu, daha çok süreyle
konuştuğu başka bir dönem olmuş mudur?
KAMER GENÇ (Tunceli) – Ya
nerede konuşturuyorsunuz be?
AHMET AYDIN (Devamla) –
Başka komisyonlarda bu kadar konuşma olmuş mudur?
Bakın, sadece ilk 6 maddesi
üzerine doksan bir saat kırk bir dakika konuşulmuştur. Konuşulsun tabii,
konuşulmaya devam edilsin. On iki saate varan konuşmalar yapıldı ve bu
konuşmalara zaten biz de saygı duyuyoruz. Ancak sizlerin de şuna saygı
göstermesi lazım: Bizden bir milletvekili öneri getirdiği zaman, bizden bir milletvekili talep getirdiği zaman
doğal olarak İç Tüzük’ün verdiği yetkiye dayanarak,
sizlerin kalkıp Komisyonu işgal etmeniz, Komisyonu çalışamaz hâle getirmeniz de
pek tabii ki, doğal olarak karşılanamaz.
AYTUĞ ATICI (Mersin) – Biz
Komisyonu çalıştırmak istiyoruz, siz çalıştırmıyorsunuz.
AHMET AYDIN (Devamla) – Değerli
arkadaşlar, bütün engellemeler hukuk içerisinde kalmak kaydıyla, İç Tüzük ve
Anayasa içerisinde kalmak kaydıyla bizce de meşrudur. Sizin bütün talepleriniz,
bütün konuşma süreleriniz… İşte, Genel Kurul burada, İç Tüzük düzenlenmiş.
Sonuna kadar konuşun, sonuna kadar eleştirin, İç Tüzük’ün
verdiği sınırlar içerisinde sonuna kadar burada iddialarda bulunun ama hakaret
olmasın, ama burada birtakım fiili durumlar oluşmasın.
AYTUĞ ATICI (Mersin) – Siz
yapıyorsunuz!
AHMET AYDIN (Devamla) -
Bizim arzuladığımız, sadece bizim değil, bütün bir milletin bizden beklediği de
bu. Burası Türkiye Büyük Millet Meclisi, millî iradenin temsil yeri ve millî
iradeye uygun bir şekilde vaziyet etmek de buradaki bütün milletvekillerinin
iktidarıyla muhalefetiyle görevidir.
Dolayısıyla, değerli
arkadaşlar, burayı çalışır hâlde tutmak; burada seviyeyi düşürmeyecek birtakım
düzenlemeler, birtakım konuşmalar yapmak çok daha doğru olur diye düşünüyorum.
Yine bu Komisyon
tartışmaları esnasında 171 kişi, değerli arkadaşlar, konuşmuş. Bunun, bu 171
kişinin 124 kişisi, konuşan 124 kişisi Cumhuriyet Halk Partisi mensubu
arkadaşlarımız; geri kalan da diğer bütün grupların toplamı.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) –
Sizin söyleyecek sözünüz yoksa, bizim var.
AHMET AYDIN (Devamla) -
Şimdi, 171 kişi konuşmuş. Bu kadar saat konuşmuş ve altı maddede.
AYTUĞ ATICI (Mersin) –
Diğer maddeler ne oldu?
AHMET AYDIN (Devamla) -
Tabii ki daha da konuşulsun biz de arzu ediyorduk.
OKTAY VURAL (İzmir) – 6’ncı
maddeden sonra ne oldu?
AHMET AYDIN (Devamla) - Ancak kifayeti müzakere önergesi verdiğimiz
takdirde eğer Komisyon, kürsü sıraları işgal edilirse bunu da tabii ki doğal
karşılamayız.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Doğruları söylemiyor ki! 6’ncı maddeden sonra konuşma hakkı vermediniz.
AHMET AYDIN (Devamla) - Sayın
Vural, bakın, siz şunu söylüyorsunuz…
OKTAY VURAL (İzmir) –
Doğruları söylemiyorsun. İşte milletvekili!
AHMET AYDIN (Devamla)
- Siz Kur’an-ı Kerim’le ilgili
açıklamalar yaptınız. Pek tabii saygıyla karşılıyoruz, Allah razı olsun,
doğrudur, olması gerekir. Bakın, şunu söylüyorum: Ya siz bu kanun teklifini hiç
konuşmamışsınız, hiç okumamışsınız…
OKTAY VURAL (İzmir) –
Engellediniz, engellediniz!
AHMET AYDIN (Devamla) - …ya
bu kanun teklifini hiç bilmiyorsunuz…
OKTAY VURAL (İzmir) – Papaz
okulu açmak için çırpınıyorsunuz!
AHMET AYDIN (Devamla)
- …ya da burada siyaset yapıp ön almaya
çalışıyorsunuz.
OKTAY VURAL (İzmir) – Seul’de söz verdiniz!
AHMET AYDIN (Devamla) -
Bunu da bütün halkımız biliyor, kusura bakmayın. Burada, getirmiş olduğumuz bu
teklifte, teklifin 9’uncu maddesinde, zaten okursanız, zaten samimiyetle destek
verirseniz dediğinize, bu bunun içeriğinde var.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Nerede içeriğinde var?
AHMET AYDIN (Devamla) - Bu
bunun içeriğinde var.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Nerede var ya?
AHMET AYDIN (Devamla) -
9’uncu maddeyi okuyorum...
OKTAY VURAL (İzmir) –
Nerede var?
AHMET AYDIN (Devamla)
- “İlköğretim kurumları; dört yıl…”
OKTAY VURAL (İzmir) –
İçinde, Heybeliada papaz okulu var onun içinde!
AHMET AYDIN (Devamla) -
Dinle, bir dakika dinle! Okumamışsan ben okuyayım da dinle burada.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Dinle! Dinle! Bilmiyorsun.
AHMET AYDIN (Devamla)
- “İlköğretim kurumları; dört yıl süreli
ve zorunlu ilkokullar ile dört yıl süreli, zorunlu ve farklı programlar
arasında tercihe imkân veren ortaokullardan oluşur. Ortaokullarda lise
eğitimini destekleyecek şekilde öğrencilerin yetenek, gelişim ve tercihlerine
göre seçimlik dersler oluşturulur.”
OKTAY VURAL (İzmir) – Evet!
AHMET AYDIN (Devamla) –
“Ortaokullarda oluşturulacak program seçenekleri Bakanlıkça belirlenir.”
Bakanlığa zaten bütün bu yetki verilmiş.
OKTAY VURAL (İzmir) – Yok
ki içinde, yok ki.
AHMET AYDIN (Devamla) -
Hangi seçmeli derslerin olacağı, nasıl olacağı, bunlar Bakanlığa, bu yetki…
OKTAY VURAL (İzmir) – Yok
ki içinde işte.
AHMET AYDIN (Devamla)
- Ya samimi değilsiniz ya da bunu
konuşmamışsınız.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan, yok ki işte! Göstersin!
AHMET AYDIN (Devamla) -
Sayın Vural ya samimi değilsiniz ya da siz bunu okumamışsınız.
OKTAY VURAL (İzmir) –
“Var.” diyor içinde, nerede var?
AHMET AYDIN (Devamla) -
Burada zaten bunu karşılıyoruz. Ha, gerekirse de böyle bir öneri…
OKTAY VURAL (İzmir) - Yok
içinde…
AHMET AYDIN (Devamla) -
…gerekirse de böyle bir öneri getirirsiniz, Genel Kurulda görüşürüz, zaten
bizim de arzuladığımız bir şeydir, bunu bizler de yaparız ama samimi olmak
lazım.
OKTAY VURAL (İzmir) -
Samimi olacaksın, samimi!
AHMET AYDIN (Devamla) -
Teklife karşı mısınız, tekliften yana mısınız bunu ortaya koymak
durumundasınız.
OKTAY VURAL (İzmir) – Papaz
okulu açmak için yapmayacaksın bu işleri!
AHMET AYDIN (Devamla) -
Değerli arkadaşlar, bakın, zorunlu eğitim, 1997 yılında, 28 Şubat sürecinin
dikte ettiği, tek tip adam yetiştirmeye sebebiyet veren ve insanları
pedagojiden ziyade ideolojik bir şekilde formatlayan bir sistemdir.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) –
Yalan, yalan…
AHMET AYDIN (Devamla)
- Bu sistemden bu halk zarar gördü. Bu
sistemde çeşitli kesimler mağdur oldu.
OKTAY VURAL (İzmir) – Din
ideolojik değildir kardeşim! Din ideolojik değildir!
AHMET AYDIN (Devamla) -
Bakın, ben sağlık meslek lisesi mezunuyum. Benim gibi birçok meslek lisesi,
Allah’a şükür benim dönemimde katsayı yoktu, adaletsizlik yoktu ama…
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan, din ideolojik değildir ya…
AHMET AYDIN (Devamla)
- …97’den sonra meslek liselilerin
tamamı sırf “İmam-hatiplerin önü kapatılsın.” diye engellendi mi, engellenmedi
mi? Onlar hakkında adaletsiz bir şekilde katsayı uygulamaları yapıldı mı,
yapılmadı mı? Başörtülü bacılarımız üniversite kapılarında rencide oldu mu, olmadı
mı; geri çevrildi mi, çevrilmedi mi? İkna odalarında onlar ikna edilmeye
çalışıldı mı, çalışılmadı mı? El insaf! Biz ne yapmaya çalışıyoruz? Dünyanın
yapmak istediğini yapıyoruz.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) –
Onun bununla ilgisi var mı?
AHMET AYDIN (Devamla) -
Bakın, dünyada 197 ülke var, bunlardan sadece 1 ülkede, İrlanda’da, sekiz
yıllık kesintisiz zorunlu eğitim var, bir de Türkiye’de. Şimdi, Türkiye’yi de,
inşallah, halledeceğiz burada el birliğiyle.
MAHMUT TANAL (İstanbul) -
Doğru konuşmuyorsun. Size fotokopiyi verdim. Yalan söylüyorsun.
AHMET AYDIN (Devamla) - Bir
tek İrlanda’da sekiz yıllık, kesintisiz ve zorunlu eğitim var.
MAHMUT TANAL (İstanbul) -
Fotokopi doktora tezini verdim size şimdi. Doktora tezini okumadığın belli.
Yalan söylüyorsun burada.
AHMET AYDIN (Devamla) -
Dünya aya gidiyor, biz yaya mı kalalım? Biz de dünyanın çağdaş normlarından
yararlanmak durumundayız değerli arkadaşlar.
MAHMUT TANAL (İstanbul) -
Doktora tezini verdim, doktora tezini okumadın.
Yalan söylüyor resmen.
AHMET AYDIN (Devamla) -
Yine, “Bilim çağında yaşıyoruz, bilime göre yaşayalım. Bilimsel özerklik…”
diyoruz, “Farklılıkları hesaba alalım ve buradaki herkes, bu ülkede yaşayan
herkes kendini ifade edebilsin.” diyoruz. İsteyen seçimlik dersi alabilsin
istiyoruz, isteyen imam-hatip lisesi ya da başka bir meslek lisesinde
okuyabilsin istiyoruz. Bizim yaptığımız bu ve o 8 yılı da az buluyoruz, bakın,
12 yıla çıkarıyoruz, 12 yıllık zorunlu eğitim geliyor değerli arkadaşlar.
Dünyada 137 ülkede 9 ile 14 yıl arasında zorunlu eğitim var, biz de bu zorunlu
eğitimi 12 yıla çıkarıyoruz. İnsanlarımız bu rekabetçi şartlarda daha iyi
yetişsin, daha iyi eğitim alsın, dünyayla rekabet etsin, 8 yetmez 12 olsun ama
12 olurken… (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Aydın,
teşekkür ediyorum.
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Sayın Başkan, Sayın Aydın konuşmasında Komisyonda yaşananları ve diğer olayları
çarptırarak anlattı, açıkçası grubumuza iftira etti; onları düzeltmek istiyorum
izninizle.
BAŞKAN – Buyurun Sayın
İnce.
Yemek arası vereceğim Sayın
İnce.
İki dakika süre veriyorum.
VIII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
2.-
Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın CHP
Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Meclis tarihinde en fazla
burada konuşulmuş. Bak, Sayın Aydın, 97’de sekiz yıllık kesintisiz temel eğitim
görüşülürken 11 madde üzerinde 94 saat konuşulmuş, 95 saate yakın konuşulmuş;
şimdi, 26 madde, ondan daha az konuşulmuş.
AHMET AYDIN (Adıyaman) – 6
maddede…
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Şimdi, “Diğerlerinde zaten biz konuşmadık.” diyorsunuz. Siz konuşmaya
gelmediniz ki, siz kavga etmeye geldiniz, yarınız kravatsızdı zaten. (CHP
sıralarından alkışlar)
Bakın, yaptığınız bir şey
var: Sanki bir din eğitimi düzenliyorsunuz, biz de karşı çıkıyoruz. Böyle bir
şey yok.
AHMET AYDIN (Adıyaman) –
Neye karşısınız?
MUHARREM İNCE (Devamla) –
Dindarlar…
AHMET AYDIN (Adıyaman) –
Neye karşı olduğunuzu söyleyin.
MUHARREM İNCE (Devamla) –
Bakınız, dindarlar, müminler dindar nesil ister, hiç itirazımız yok ama
münafıklar kindar nesil ister. Bizim sorunumuz münafıklarla, kindar nesillerle.
(CHP sıralarından alkışlar)
Yani siz burada insanları
kandırmayın, insanlara doğruyu anlatın. Sırtınızı sıvazlıyorlar, papaz okulu
açıyorsunuz. Müslümanları bombalayacaksınız. Şimdi, Suriye’yi nasıl
bombalayacağınızın, oraya nasıl savaş açacağınızın hesabını yapmıyor musunuz?
Sırtınızı sıvazladılar, talimatı verdiler. Dershaneler üzerinden mesaj
veriyorsunuz bir yerlere. Sayın Başbakan diyor ki: ”Dershaneler kapanacak.”
Sayın Arınç diyor ki: “Dershaneler kapanmayacak.” Aba altından sopa
gösteriyorsunuz, sopa. Kime gösteriyorsunuz sopayı? Açık açık konuşun. Sizin
derdiniz bu ülkenin eğitimini düzenlemek değil ki, sizin derdiniz bu ülkenin
gençlerinin önünü açmak değil ki. Bu yasa… Para vardır bunun içinde, para.
AHMET AYDIN (Adıyaman) – Ne
parası?
MUHARREM İNCE (Devamla) –
İhale vardır, ihale; yolsuzluk vardır, yolsuzluk.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Hani nerede?
MUHARREM İNCE (Devamla) –
Siz bu milyarlarca dolarlık o tablet bilgisayarların alımını Kamu İhale
Kanunu’nun niye dışına çıkarıyorsunuz? Sizi gidi rantiyeciler sizi. Gözünüzü
diktiniz çocukların üzerindeki paraya, çocukların bilgisayarından
sağlayacağınız paranın hesabını yapıyorsunuz siz.
Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın İnce.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan…
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Sayın Başkan, sataşmadan söz istiyorum.
BAŞKAN – Buyurun Sayın
Vural.
Bir saniye Sayın Canikli.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Efendim, Sayın Aydın benim yaptığım konuşmayla ilgili “Samimi değil, 9’uncu
maddede bu karşılanıyor.” filan diye benim görüşümün hilafına kendi niyetini
belli etmiştir. Dolayısıyla, İç Tüzük 69’a göre sataşmadan dolayı söz talep
ediyorum.
BAŞKAN – Sayın Vural, konu
anlaşıldı, yemek arası vereceğim bir saat.
OKTAY VURAL (İzmir) – Verin
efendim.
BAŞKAN – Zaten konunun
üzerinde…
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Sayın Başkan, sonra konuşsun.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Tamam, sonra konuşayım; verin.
BAŞKAN – Ara verdikten
sonra olmaz, Tüzük ihlali olur o zaman.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Efendim?
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Vural, o zaman, buyurun.
Sataşma nedeniyle size de
iki dakika söz veriyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Hayır, “Ara vereceğiz.” dediniz de, verin, öyle konuşalım.
BAŞKAN – Ara vereceğim ama
ara verdikten sonra olmaz tabii ki.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Hayır, sözünüzde durun diyorum, onu diyorum.
BAŞKAN – Sözümüzde
duracağız ama ara verdikten sonra olmaz, söz verilmez o zaman sataşmadan
dolayı.
Buyurun.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) –
Ya, Sayın Başkanım, burada “Sataşma.”, “Sataşma.” diyoruz iki saattir, yine
bize gelmiyor. Hep grup başkan vekillerine mi söz vereceksiniz?
3.-
İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan, biraz önce yaptığım konuşmada, Milliyetçi Hareket Partisinin, temel
eğitimde bu milletin dinini, diyanetini, dilini ve milliyetini öğrenmesi
gerektiğini, anlaması gerektiğini ve bunların da herkese bir fırsat olarak
sunulması gerektiğini ifade ettik. Bu ifadeleri söylediğimiz zaman, biraz önce
“Kur'an-ı Kerim’in seçimli bir ders olarak herkese açık olmasına ilişkin önergemizi
reddettiniz.” dediğim zaman, buralardan “Getireceğiz. Kabul edecek misiniz?”
diye söylediler.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Önerge gelmedi.
OKTAY VURAL (Devamla) –
Bunu bir taahhüt olarak inşallah göreceğiz ama siz biraz önce şunu itiraf
ettiniz, “Ortaöğrenimde zaten var.” dediniz. Neresinde var ya? Neresinde
var?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Bakanlığa yetki veriliyor.
OKTAY VURAL (Devamla) –
Değerli arkadaşlarım, bakın, “Öğrencilerin yetenek, gelişim ve tercihlerine
göre.” diyor ya. “Yetenek, gelişim, tercihlerine göre.” değil, millî toplum
yapılarına göre yetiştireceksin, bizim arzumuz ve isteğimiz budur. (MHP
sıralarından alkışlar) Millî toplum yapılarında dini ayrıştıramazsın, sıralarda
insanları etnik kimliklere göre, dinî tercihlere göre ayırmanız yanlıştır. O
bakımdan bunları söylüyoruz…
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Yani ne demek o?
OKTAY VURAL (Devamla) – …ve
bu yönüyle bakıldığı zaman, bakın, bizim hazırladığımız millî eğitim sistemi…
Diyor ki: “Samimi değil.” Ya, kimsin sen benim samimiyetimi ölçecek, sen kimsin
ya! Sen kendini ne zannediyorsun! (MHP sıralarından alkışlar) Samimiyet testini
yapabilecek idrakte misin sen ya! Sende bu idrak yok ki!
AHMET AYDIN (Adıyaman) –
Sende var mı?
OKTAY VURAL (Devamla) –
İşte, benim, seçmeli ders olarak Kur'an-ı Kerim’in öğretilmesi burada var,
2007’de var, seçim beyanımda var. Sen nerede zikrediyorsun? Sen, sadece Seul’de Heybeliada Ruhban Okulunu açmak için, Obama’nın
istek ve arzularını yerine getirmek için çırpınıyorsun. (MHP sıralarından
alkışlar) Dolayısıyla, herkes, özellikle siz Ahmet Bey…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
OKTAY VURAL (Devamla) –
…sen benim bu konularda samimiyet testimi yapacak ne idraktesin ne izandasın.
Haddini bileceksin!
AHMET AYDIN (Adıyaman) –
Sen de haddini bileceksin!
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) –
Bursa’da metropolit açtınız mı açmadınız mı, onu söyle. Atadınız mı atamadınız
mı?
OKTAY VURAL (Devamla) –
Haddinizi bileceksiniz, haddinizi. (MHP sıralarından alkışlar)
HİLMİ BİLGİN (Sivas) –
Millet bildiriyor haddi, millet.
BAŞKAN – Sayın Vural,
teşekkür ediyorum.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Sayın Başkan…
BAŞKAN – Buyurun Sayın
Canikli.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Biraz önce, Sayın İnce, Grubumuza ve Hükûmetimize yönelik bir hakarette
bulunmuştu. Ondan dolayı, sataşmadan dolayı söz almak istiyorum.
BAŞKAN – Ne diye hakarette
bulundu? Ne söyledi Sayın Canikli?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Sayın Başkan, bu, şu anda teklifte yer alan FATİH Projesi’yle ilgili, ihale
kapsamı dışına çıkararak, bazı birtakım…
BAŞKAN – Buyurun Sayın
Canikli.
Yeni bir sataşmaya mahal
vermeyelim lütfen. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İki dakika süre veriyorum.
MUHARREM İNCE (Yalova)
– İhale kapsamı dışındaysa özür dilerim.
Kapsam dışında mı içinde mi, onu bir öğreneyim Sayın Canikli.
4.-
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin, Yalova Milletvekili Muharrem
İnce’nin AK PARTİ Grubuna ve Hükümete sataşması nedeniyle konuşması
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu teklifte, gerçekten,
Türkiye'deki eğitim sistemini çağın da ötesine geçirecek FATİH Projesi’nin
gerçekleştirilmesine imkân sağlayacak bir düzenleme var. (CHP sıralarından
gürültüler)
Öyle, evet yani bilmiyor
olabilirsiniz değerli arkadaşlar. Ben şaşırmıyorum tepkinize. Bir beklentimiz
de yok, bir beklentimiz de yok açıkçası yani. Zaten milletimizin de beklentisi
yok sizden, o yüzden şaşırmıyorum yani tepkinize. Anlamanızı da beklemiyoruz
değerli arkadaşlar ama bu gerçek.
Benim esas vurgulamak
istediğim husus şu: Bu alımlar son derece önemli teknik alımlar ve mutlaka uzun
vadede olabiliyor; ayrıntılarına girildiği zaman görürsünüz onu. Buradan yola
çıkarak biraz önce bir iddiada bulunuldu yani “Siz, bunu kullanarak birtakım suistimaller yapacaksınız.” gibi imalarda bulunuldu.
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Aynen öyle.
AYTUĞ ATICI (Mersin) –
Aynen öyle. Açık açık söylüyoruz.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– Nereden biliyorsunuz? Neye dayanarak bunu söylüyorsunuz?
O zaman eğer böyle bir yol
açılırsa, bir zihin okuma, bir tahminde bulunma yolu açılırsa, bakın, suistimalle, yolsuzlukla suçlanmayan hiç kimse kalmaz, hiç
kimse.
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Sayın Canikli, niye Kamu İhale Kanunu’nun dışına çıkarıyorsunuz?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– Böyle bir şey, elinizde bir belgeniz varsa, bir deliliniz varsa çıkın
konuşun; aksi hâlde susun, aksi hâlde konuşmayın, aksi hâlde iftira olur, aksi
hâlde müfteri duruma düşersiniz. Aksi hâlde, bakın, bu yöntem, bu yol açılırsa,
herkes, istisnasız herkes böyle bir töhmetle karşı karşıya kalabilir Genel
Başkanınızdan herkese kadar. Böyle bir şey olabilir mi değerli arkadaşlar?
Böyle bir mantık olabilir mi? İddianız varsa, elinizde deliliniz, belgeniz
varsa söyleyin.
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Kamu İhale Kanunu’nun niye dışına çıkarıyorsunuz?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– Bakın, bu teklifte, altında benim de imzamın bulunduğu bu teklifte, biraz
önce ifade edilen, yani Kur'an-ı Kerim derslerinin de seçilmesine imkân
sağlayacak şekilde Bakanlığa yetki verilmiştir. Çok açık. Eğer gerçekten…
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Nerede bu?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– 9’uncu madde, Bakanlığa program oluşturma yetkisi vermiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Canikli.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) -
Seçimlik ders yetkisi veriyor.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– Eğer gerçekten… (CHP ve MHP sıralarından gürültüler) Ayrıca, getirin önergeyi
konuşalım, tartışalım.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Yapacak mı? Yapacağının garantisi nerede?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– Dolayısıyla bakın, bu sorun çözülmüyor.
BAŞKAN – Sayın Canikli,
lütfen… Sayın Canikli…
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– “Nerede olduğunuz?”un, “Nerede durduğunuz?”un
sorusunun cevabı hâlâ ortada.
Saygılar sunuyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar, CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
MEHMET ŞANDIR (Mersin) -
9’uncu maddeden garantisi nerede, yapacak mısınız? Getirin, açık yazalım.
VII.-
ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
4.-
Gündemdeki sıralama ile Genel Kurulun çalışma gün ve saatlerinin yeniden
düzenlenmesine; (11/8) ve (11/9) esas numaralı gensoru önergelerinin, gündemin
"Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmına alınmasına, gündeme alınıp
alınmayacağı hususundaki görüşmelerinin, Genel Kurulun 31/3/2012 Cumartesi
günkü birleşiminde yapılmasına; 199, 200, 198 ve 197 sıra sayılı kanun teklif
ve tasarılarının İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre
temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin AK PARTİ Grubu
önerisi (Devam)
BAŞKAN - Şimdi, öneri aleyhinde söz isteyen
Sırrı Süreyya Önder, İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın Önder.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER
(İstanbul) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; bu Mecliste hepimizin altına
imza attığımız bir husus defalarca ihlal ediliyor, bir nefret suçu işleniyor.
Muhalefet çıkıyor diyor ki: “Papaz okulu açacaksınız.” Bu, bir inancın
aşağılanmasıdır. Oysa biz hepimiz burada… Yani burada bir Alevilerin sorunları
tartışıldığı zamanki samimiyet, bir başka inancın, din görevlisinin adı
zikredilirken de minimum onun kadar hassasiyeti hak ediyor. Öncelikle, buna
dikkat edilmesini dikkatlerinize sunuyorum.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) – Alevilerin günahı ne?
SIRRI SÜREYYA ÖNDER
(Devamla) – Olmaz olur mu Mevlüt Aslanoğlu?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) – Günahı ne?
SIRRI SÜREYYA ÖNDER
(Devamla) – Yani hak din olduğuna sen mi karar vereceksin?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) – Evet, ben karar vereceğim, ben.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER
(Devamla) – Niye? Haşa, gökten şeriatla mı indin?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) – Ne demek? Ağzına alırken dikkatli al.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER
(Devamla) – O öyle, bu böyle, iktidar da, sizden çok geri kalır değil. İktidar
da bunu bir suçlama gibi alıyor. İşte, nefret suçu böyle böyle
pompalanır yani. Siz böyle dediğinizde neredeyse “Estağfurullah.” diyecekler,
gece rüyalarına girse “Şeytan vesvese soktu.” diye uyanacaklar. Bu, bir nefret,
böyle böyle pompalanır.
Şimdi, bu yasada, bu
çalıştırılmak istenilen angarya meselesinde meselenin Meclise bu şekilde
dayatılması, daha önce söylemiştik, ortaklaşmayı ve meşvereti ötelemek demek.
Muhalefet olarak biz ne kadar engellersek engelleyelim neticede bu, sizlerin
oylarıyla yasalaşacak; durum böyle gözüküyor. Peki, bundan bir zafer duygusu mu
çıkarmalısınız? Yani şurada sizin dışınızdaki ve birbiriyle de çok anlaşmayan,
birbiriyle pek müşterek fikirleri olmayan, yekpare bir muhalefet bloğu başka
şeyler öneriyor. Bunda hiçbir sahicilik, bunda çocukların geleceğine dair
istifade edilecek, müstefit olunacak herhangi bir husus olmadığı hakkında nasıl
bu kadar peşin hükümlü oluyorsunuz?
MİHRİMAH BELMA SATIR
(İstanbul) – Önergeler…
SIRRI SÜREYYA ÖNDER
(Devamla) - Sayın Vekil, bu önergelerin bu Genel Kurulda nasıl kullanıldığı tam
da hepimizin gözü önünde cereyan ediyor. Niye? Siz konuşma alanını daralttıkça
önerge sadece burada bir konuşmanın vesilesi sayılıyor doğal olarak. Onun
yerine ortaklaşmak en güzelidir. “Ortaklaşmak” demek istifade etmektir, yani
illa muhalefetin dediğini kabul etmek anlamına gelmiyor ama bırakın muhalefet
ne demek istediğini bihakkın anlatabilsin.
Kimse eğitim sisteminin
içeriğine dair bugüne kadar bir tek kelam etmedi, ne iktidar ne muhalefet. Yani
bu müfredatın paçozluğu, bu müfredatın… Bu müfredattaki ayrımcılık…
AHMET TOPTAŞ
(Afyonkarahisar) – Söyledik be!
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) – Sayın Önder ne demek “Tek kelime etmediniz” ya?
SIRRI SÜREYYA ÖNDER
(Devamla) – Aslanoğlu, etmediniz. Aklınız fikriniz imam-hatipte;
zannediyorsunuz ki imam-hatip için getirdiler.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) – Ne ilgisi var?
SIRRI SÜREYYA ÖNDER
(Devamla) – Hayır, imam-hatip için getirmediler. Bakın, Lima Protokolü var,
eğitimcileriniz bunu araştırsınlar. Hadise şu: Neoliberal
sistem artık, üniversiteleri ve tüm eğitim sistemini kendi ARGE’sine ve ucuz
nitelikli iş gücüne göre dizayn ediyor. Bir tane sosyal demokrat vekil bunu
söylemez mi? (CHP sıralarından gürültüler)
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) – Ne ilgisi var Sayın Önder?
SIRRI SÜREYYA ÖNDER
(Devamla) – Sakin olun… Sakin olun, çok ilgisi var.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) – Hiç ilgisi yok.
BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu,
lütfen.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER
(Devamla) – Çok ilgisi var. Sizinki de bir sağ bakış.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) – Ne ilgisi var?
SIRRI SÜREYYA ÖNDER
(Devamla) - Bu Aslanoğlu’nu oturtun.
Haydar, sen de hep oradan
el kaldırıyorsun, dövüş çıktığında tüyüyorsun. Bak, seni görüyorum.
(Gülüşmeler)
TANJU ÖZCAN (Bolu) – Sen
bize söyleme!
SIRRI SÜREYYA ÖNDER
(Devamla) - Şimdi, gelelim AK PARTİ’ye. Bizi boyun
fıtığı ettiniz size laf söylemekten. Bu teklif AK PARTİ’ye
ait değildir. Açın, arşivlere bakın. Bu, Sayın Rahmi Koç’un teklifidir. Bundan
dört-beş yıl önce o bunu istedi.
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ
(Erzurum) – TÜSİAD niye karşı çıkıyor o zaman?
HAYDAR AKAR (Kocaeli) –
Nerede tüydüğümü söylesene?
SIRRI SÜREYYA ÖNDER
(Devamla) – Gel, gel Haydar, söyleyeyim…
HAYDAR AKAR (Kocaeli) –
Komisyona kaç defa geldin sen?
SIRRI SÜREYYA ÖNDER
(Devamla) – Komisyon üyelerimiz var.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) –
Komisyona kaç defa geldin? Kaç defa geldin Komisyona, kaç defa?
SIRRI SÜREYYA ÖNDER
(Devamla) – Haydar, beni mi döveceksin?
HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Ben
sabahtan akşama kadar her komisyonda oradaydım. Sen kaç defa geldin?
BAŞKAN – Sayın Akar,
lütfen…
SIRRI SÜREYYA ÖNDER
(Devamla) – Haydar’ı alın, süremi dondurun. (Gülüşmeler)
HAYDAR AKAR (Kocaeli) –
Doğru konuşacaksın!
BAŞKAN – Sayın Önder, buyurun.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER
(Devamla) – Şimdi, neoliberal sistemde bu tekeller,
tröstler, konsorsiyumlar ARGE harcamalarını yüzde 80 oranında azalttılar, bunun
yükünü üniversitelere ihale ettiler “Artık bize şu iş gücü lazım.” diyorlar.
Bunu da Rahmi Koç dile getirdi, dedi ki: “Bu kadar üniversiteye gerek yok, bize
meslek liseleri, ara elemanlar lazım.” dedi. Siz de bunda bir keramet var
zannediyorsunuz. İmam-hatip değil, sizi temin ederim yani bu konuda hiçbir
suizanda bulunmayın çünkü bu mesele de tamamen neoliberal
sisteme ucuz ve nitelikli iş gücü yetiştirme projesidir. Bunu söylemezseniz
Komisyonda bizim sizin yanınızda ne işimiz var? Çünkü ikiniz de halkın
menfaatine olan noktadan çok uzak bir yerde duruyorsunuz.
AHMET TOPTAŞ
(Afyonkarahisar) – Söyledik be!
SIRRI SÜREYYA ÖNDER
(Devamla) - Şimdi, gelelim, son üç dakikayı biraz önce çok canımızı yakan bir
hatibin…
Sayın Aslanoğlu, lütfen
oturun, sizinle ilgili kısmı bitti çünkü. (Gülüşmeler)
ALTAN TAN (Diyarbakır) –
Haberi yok, haberi!
SIRRI SÜREYYA ÖNDER
(Devamla) - …eski Emniyet Genel Müdürü, eski Vali Sayın Köksal’ın bir beyanıyla
ilgili tanıklıklarımı anlatacağım: Ben 18’i ile 21’i arasında 5 vilayette
“nevroz” kutladım. 21’i hariç diğeri yasaklanmıştı. 18’inde Kazlıçeşme’de
-Gerçekten “Kaz” değil, “Gazlıçeşme” oldu.- vekilimiz
ölümle burun buruna geldi. Kolluk, Meclis Başkan Vekili plakalı aracın içinde
Mülkiye Birtane vekilimizin hastaneye gidişinin
önünde engel oldu. Bunu sadece İstanbul Valisine telefon açın, size
detaylarıyla anlatır, kim mâni oldu, niye mâni oldu. Bundan fazlasını
söylemiyorum; bir.
İkincisi: Ben Kazlıçeşme’den sonra kalktım Mersin’e gittim Mersin “nevroz”unu kutlamaya. Daha iner inmez gazla istikbal
edildik. (AK PARTİ sıralarından gülüşmeler) Tabiri caizse ölecektik.
Çok gülünecek bir şey yok
sayın vekil. O gazı bir gün koklarsınız inşallah, ne manaya geldiğini
öğrenirsiniz.
Fakat aynı gün orada gaz
yemişken -İçişleri Bakanı gelse de burada anlatsa- Ceyhan’a gittim, aynı gün,
20’sinde. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Bizde vekil az, Türkiye geniş.
Hepimiz meydanlarda halkın yanındayız. (BDP sıralarından “Bravo!” sesleri,
alkışlar) Sizin gibi “noname” buralarda oturmuyoruz.
Gittim Ceyhan’a, kolluk
beni karşıladı, miting yapılacak alana kadar götürdü. Mitingi yaptık. Bakın,
biri Mersin, biri Adana. Mitingi yaptım, ilgili emniyet yetkilileriyle teşekkürleştik, tokalaştık, çıkışa kadar da bana refakat
ettiler. Bir kişinin burnu kanamadı, bir tane taş atılmadı, bir tane molotof atılmadı. Peki, eyalet sistemine mi geçtik? Yani bu
tamim Mersin’de geçerli de Adana’da geçerli değil mi Sayın Vali? Çıkın bunu
söyleyin.
Yani burada kalkıp şöyle
bir dil kullanıyorsunuz: “Bize gelen bilgiye göre…” Siz milletvekilisiniz,
hâlen bir bakan ya da bakanlık görevlisi gibi konuşuyorsunuz. Bu dili bırakın,
artık, milletin vekilisiniz. Dilinize sinmiş. “Bize gelen bilgiye göre…” Siz
kimsiniz? İstihbarat mı yapıyorsunuz burada? Bırakın bu zehirli dili, vali,
emniyet müdürü, İçişleri Bakanı yeterince kullanıyor. Sizden, daha sadra şifa
bir şey bekliyoruz.
Gelgelelim meselenin en can
alıcı noktasına, diyorsunuz ki: “Yasak.” Ben söylüyorum, tekzipedecekse
İçişleri Bakanı, İstanbul Valisi, İstanbul Emniyet Müdürü gelsin tekzip etsin.
Bir gün önce biz kollukla Kazlıçeşme’de kim nereden
gelecek, kim nereden gidecek, hesaplıyorduk bir düğün bayram havası içinde.
Ertesi sabah İçişleri Bakanı böyle ferman buyurdu, hadise buralara geldi. Bir
sürü insan hayatını kaybetti. Vebali omuzlarınızdadır ama ferman sizinse
meydanlar emekçilerin, mazlumların, Türkiye halklarının ve hakkındır. Siz, hak
bahsinde büyük vebal alıp sınıfta kaldınız.
Dinlediğiniz için hepinize
teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından “Bravo!” sesleri, alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Önder.
Birleşime bir saat ara
veriyorum sayın milletvekilleri.
Kapanma
Saati: 19.38
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma
Saati: 20.40
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 83’üncü Birleşiminin Dördüncü
Oturumunu açıyorum.
Adalet ve Kalkınma Partisi
Grubu önerisinin görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Şimdi söz sırası, önerinin
lehinde söz isteyen Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’ye aittir.
Buyurun Sayın Canikli. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla
selamlıyorum. Grup önerimizin lehinde söz aldım.
Grup önerimizde dört tane
kanun tasarı ve teklifini gündemin ön sırasına alıyoruz ve bugün de kamuoyunda
“4+4+4” olarak bilinen eğitimle ilgili bazı kanunlarda değişiklik yapılmasını
öngören kanun teklifinin görüşmelerinin gerçekleştirilmesini öneriyoruz Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna. Tabii, esas tartışma da bu kanun teklifi
üzerinden yürütülüyor yani hem kamuoyunda hem bugün, şu ana kadar yaptığımız
görüşmelerde Genel Kuruldaki tartışmalar da esas itibarıyla bu teklif üzerinden
götürülüyor.
Tabii her şeyi tartışıyoruz
da bu teklifin ne gibi bir düzenleme getirdiğini, neleri içerdiği hususunu çok
fazla tartışmıyoruz. Esasında tartışılması gereken bu. Kamuoyunun
aydınlatılması açısından da bunu tartışmamız gerekiyor. Yani aleyhinde ya da
lehinde her şey söyleniyor, ifade ediliyor, yoğun tartışmalar yaşanıyor ama “Bu
düzenleme ne getiriyor?”, bunu çok çok daha fazla, ayrıntılı ve daha mesaiye
zaman ayırarak tartışmamız gerekiyor kanaatime göre.
Değerli arkadaşlar, bu
teklifte üç tane temel düzenleme var. Bunlardan bir tanesi, zorunlu eğitim
süresinin ilkokul, ortaokul ve lisede sekiz yıldan on iki yıla çıkartılmasıdır.
Bir tanesi bu, getirilen düzenlemelerden en önemlilerinden bir tanesi bu,
zorunlu eğitim süresi sekiz yıldan on iki yıla çıkartılıyor. Sanıyorum, burada,
bu öneride, getirilen bu hükümde herhangi bir tartışma söz konusu değil, bütün
siyasi parti grupları, herkes bunda ittifak hâlinde.
İkinci düzenleme: Özellikle
1997 yılından itibaren meslek ve teknik liseler aleyhine uygulanan üniversiteye
girişteki katsayı farklılığı uygulamasının ortadan kaldırılması. Bu teklif
yasalaşırsa, nereden gelirse gelsin, hangi programdan mezun olursa olsun, bütün
lise mezunları -teknik, meslek, düz lise mezunları- üniversite sınavına eşit
şartlarda girecekler, farklı katsayı uygulaması söz konusu olmayacak.
Yine, kamuoyuna yansıyan
açıklamalardan takip edebildiğim kadarıyla… Ha, yalnız meslek ve teknik
liseleri teşvik etmek amacıyla lehte düzenlemeler var yani pozitif ayrımcılık
olarak da belki nitelendirebileceğim düzenlemeler var. Yine, basına yansıyan
açıklamalardan takip edebildiğim kadarıyla, siyasi parti gruplarının bu konuda
da herhangi bir itirazları veya fazla bir itirazları yok.
Şimdi, diğer, üçüncü
düzenleme, bu zorunlu eğitimin, on iki yıla çıkartılan eğitimin
kademelendirilmesi. Şu andaki -1997’den itibaren- uygulanan sisteme göre, zorunlu
eğitim kesintisiz olarak uygulanıyor, tartışma da bu madde üzerinden ya da bu
hüküm üzerinden yürütülüyor. Esas itibarıyla tartışılan konu bu yani. Diğer bir
konu da var yaşla ilgili, onu ikincil önemli olarak değerlendiriyorum ama esas
tartışma konusu zorunlu eğitimin kademeli hâle getirilmesini öngören düzenleme.
Esasında, bu konu, Komisyonun ilk toplantısında yapılan konuşmalarda hiç
gündeme gelmedi; onu, burada özellikle altını çizerek ifade etmek istiyorum,
vurgulamak istiyorum değerli arkadaşlar. Oradaki tartışmalarda -ki ben de
oradaydım teklif sahibi olarak- esas itibarıyla, bizim teklifimizde, orijinal
teklifte yer alan ama daha sonra alt komisyonda değiştirilen birinci 4 yıldan
sonra belli şartlarla açık öğretime imkân veren düzenleme ile çıraklık yaşını
on bire düşüren düzenleme tartışıldı. Bu tartışmalar -yanlış hatırlamıyorsam-
sekiz saatten fazla sürdü. Komisyonun ilk oturumunda sadece bu iki konu
tartışıldı ama ağırlıklı olarak da, kızların okullaşma oranını düşüreceği…
Hatta sloganlaştırdı muhalefete mensup arkadaşlarımız “Haydi Kızlar Eve”,
“Haydi Kızlar Kocaya” gibi. Aslında hiç öyle bir düşünce söz konusu değildi,
kesinlikle böyle bir öngörü de söz konusu değildi ama o şekilde algılandı ve
tartışma bu iki konu üzerinden yürütüldü. Şu biraz önce söylediğim üç konuyla
ilgili, Komisyonun birinci oturumunda hiçbir tartışma yaşanmadı değerli
arkadaşlar.
Şimdi, muhalefetin doğal
olarak yoğun tepkisi üzerine veya bizim düşünmediğimiz “Başka birtakım hedefler
için getiriyorsunuz.” algılaması ve töhmeti karşısında alt komisyonda bu
düzenlemeler yapıldı, hem çıraklık yaşı tekrar on dörde çıkarıldı hem de
birinci 4’ten sonraki açık öğretim imkânı ortadan kaldırıldı ve ikinci
öğretimin sonuna bırakıldı ve geriye bunlar kaldı.
Şimdi, tartışmalı olan
kademeli hâle getirilmesiyle ne yapılmaya çalışılıyor? Şunu yapmaya çalışıyoruz
değerli arkadaşlar: Birinci 4’ten sonra velilere, insanlara, vatandaşımıza daha
çok programı seçme hakkı veriyoruz, seçme imkânı sağlıyoruz; altını çizerek
söylüyorum, seçme hakkı sağlıyoruz.
HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) –
On yaşındaki çocuğa mı?
AYTUĞ ATICI (Mersin) – On
yaşındaki çocuğa mı?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– Yani şu andaki sistemde sadece sekiz yıllık bir kesintisiz eğitim programı
sunuluyor topluma ve toplumun başka bir seçeneği yok. Bu seçenek kabul edilmek
için zorlanıyor çünkü başka seçenek sunulmuyor.
Biz şunu yapıyoruz: Biz bu
zorunluluğu ortadan kaldırıyoruz, ihtiyari olarak, tamamen kendi hür iradesiyle
velinin çocukları için başka programlar seçmesine imkân sağlıyoruz, daha çok
program seçmesine imkân sağlıyoruz.
AYTUĞ ATICI (Mersin) –
Çocuk hakları nerede?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– Buradaki anahtar husus şudur, kritik husus şudur: Kesinlikle en ufak bir
zorlamanın olmaması gerekir. Nitekim, teklifte böyle bir durum söz konusu
değil; tamamen ihtiyari, tamamen seçeneğe bağlı bir şekilde bunlar sunuluyor.
Değerli arkadaşlar,
vatandaşımızın önüne daha çok seçenek konulmasının neresi yanlış Allah aşkına,
neresi yanlış?
AYTUĞ ATICI (Mersin) – Her
tarafı yanlış!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– Eğer bir zorlama, mecburi yönlendirme, doğrudan ya da dolaylı olarak bir
yönlendirme söz konusu olsa haklısınız ama böyle bir şey yok, zaten böyle bir
iddia da yok.
OKTAY VURAL (İzmir) – Peki,
siz programlara ayıracaksınız.
AYTUĞ ATICI (Mersin) – On
yaşındaki çocuk geleceğini nasıl belirleyebilir?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– Dolayısıyla çok daha demokratiktir, vatandaşın düşüncelerini çok daha dikkate
alacak olan bir düzenlemedir.
OKTAY VURAL (İzmir) – Öyle
bir tercih yok, program tercihi var.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– Tabii, değerli arkadaşlar, şimdi, bakın, bundan sonra inşallah daha çok
tartışacağız. Bu kesintisiz eğitimin kanunlaştığı o görüşmelerde, 1997 yılında
yapılan görüşmelerde -bütün tutanaklara aşağı yukarı baktım ben- orada rahmetli
Ayvaz Gökdemir’in konuşması var, Doğru Yol Partisi Grubu adına yaptığı bir
konuşma var. Gerçekten çok hoşuma gitti, muhteşem bir konuşma. Bu vesileyle
Ayvaz Gökdemir’i tekrar buradan rahmetle anıyoruz. Bakın ne diyor -zamanım da
kalmadı- o tasarı için şunu söylüyor: “Bu tasarı ‘Türkiye'nin tek tip ortaokulu
olsun.’ diyen bir tasarıdır, ‘Türkiye'nin tek tip ortaokulu olsun.’ Niye bunu
yapıyorsunuz? Esas saikiniz ne? ‘İmam-hatip
okullarının orta kısmı olmasın, budamaya buradan başlayalım ve sonunda
imam-hatip okullarını da yıkalım, yok edelim.’ diyen bir tasarıdır. Esas
motivasyonu budur, çıkış noktası budur. Bunu yaparken dürüstçe ‘Biz imam-hatip
istemiyoruz.’ diye gelinseydi, ‘Biz imam hatibin orta kısmını kapatmak
istiyoruz.’ diye gelinseydi onun da münakaşasını, mücadelesini yapardık ama hiç
olmazsa sistem bütünlüğü tahrip edilmezdi, çıraklık okulları tahrip edilmezdi,
Anadolu liseleri tahrip edilmezdi, güzel sanatlar liseleri tahrip edilmezdi,
özürlüler okulları tahrip edilmezdi, yabancı okullar tahrip edilmezdi.
Millî eğitimin 14 temel
ilkesi var ama bu tasarı en az 4’üne aykırı çünkü içinde millet bulunmayan,
içinde çoğulculuk bulunmayan…
OKTAY VURAL (İzmir) –
Doğru, bu teklifte de millet yok.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
- …seçme hakkı bulunmayan bir tasarı.” Biz bununla tekrar bu düzenlemeyi
getiriyoruz ve düzeltiyoruz değerli arkadaşlar.
OKTAY VURAL (İzmir) – Çok
doğru Nurettin Bey, teşekkür ederiz, millet yok işte!
AYTUĞ ATICI (Mersin) –
Açıkça “İmam-hatipleri getiriyoruz.” deyin, yiğitçe.
HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) –
Rövanşist olmayın.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Millet yok, millet!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– Şimdi, bakın, aynen söylüyor, ben Rahmetli Ayvaz Gökdemir’den aynen okuyorum:
“Bu tasarı kaynağında antidemokratik…
OKTAY VURAL (İzmir) –
Gelin, milleti koyalım içine.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
- …fiiliyatında ‘Ver Kur'an’ı, al hükûmeti.” tasarısıdır. Ne kötü bir
alışveriş, ne bedbaht bir alışveriş, ne talihsiz bir alışveriş, dört yüz sene Hırkai Saadet Dairesinde yirmi dört saat aralıksız Kur'an-ı
Kerim tilavet ettirmiş bir milletin önüne gelen ne talihsiz bir tasarıdır. Esas
itibarıyla kaynağında da bu tasarı demokratik bir sivil tasarı değildir. Basına
da intikal etti, Sayın Başbakan Sayın Genelkurmay Başkanıyla konuşuyor, diyor
ki: ‘Bu tasarı bu sene uygulanmaz.’ Fakat oradan aldığı telkinler istikametinde
gece sabaha kadar bakanlarını topluyor ve tasarı birdenbire bu seneki tatbik
edilir hâle geliyor.
Değerli arkadaşlar, beyler,
hepimiz demokrasinin ürünüyüz, biriniz çıksın desin ki: ‘Dünyanın medeni
ülkelerinde eğitim tasarılarını, pedagojik meseleleri generaller görüşür ve
karara bağlar. Eğitim tasarıları Genelkurmay Başkanının telkinleri
istikametinde tahakkuk ettirilir.’ Demokrasiye inanan tek kişi çıkıp bunu söyleyebilir
mi?”
Aynen bunu söylüyor değerli
arkadaşlar ve ben de altına imza atıyorum bu konuşmanın.
AYTUĞ ATICI (Mersin) –
Doğru… Tabii…
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– Aynen…
OKTAY VURAL (İzmir) –
Doğru, doğru demiş.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– İşte bu sözlerle rahmetli Ayvaz Gökdemir’in eleştirdiği o uygulamayı inşallah
kaldırmak istiyoruz.
OKTAY VURAL (İzmir) – Doğru
demiş, millet yok, millet yok!
CELAL ADAN (İstanbul) – Siz
o zaman ne diyordunuz?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– İnşallah, emaneti millete, sahibine vermek istiyoruz, teslim etmek istiyoruz,
amacımız budur.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Öneri üzerinde Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına söz isteyen Mehmet Şandır, Mersin Milletvekili.
Buyurun Sayın Şandır. (MHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum; tekrar,
huzurlu, bize yakışır bir çalışma temenni ediyorum. İnşallah!
Değerli arkadaşlar,
öncelikle Sayın Nurettin Canikli’ye ve Sayın Ahmet Aydın’a bir sözüm olacak,
müsaadeleriyle: Milliyetçi Hareket Partisini samimiyetsizlikle suçlamak size
yakışmamıştır.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Ben öyle bir şey söylemedim, yapmayın! Öyle bir söz ağzımdan çıkmadı Sayın
Şandır.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) –
Buradan şunu söylüyorsunuz: “Bu kanuna destek veriyor musunuz, vermiyor
musunuz?”
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Ben onu söyledim zaten.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Ben
size soruyorum: Siz var mısınız, yok musunuz bu kanunda?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Varız işte, ortadayız; biz getirdik.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Yoklar, yoklar onlar!
MEHMET ŞANDIR (Devamla) –
Şimdi söylüyoruz, bak: Kur’an-ı Kerim’in yani bu neslin, geleceğimiz olan bu
neslin yetişmesinde dinî kaynaklarımızın çocuklarımıza, tüm çocuklarımıza
ikinci kademede okutulmasına var mısınız, yok musunuz?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Varız, teklifte var zaten.
OKTAY VURAL (İzmir) – Yok,
yok! Nerede var?
MEHMET ŞANDIR (Devamla) –
Yok teklifte… Yok teklifte… Hayır.
OKTAY VURAL (İzmir) – Var
mısınız, yok musunuz? Haydi!
MEHMET ŞANDIR (Devamla) –
Hiç göz boyamayın. Sayın Canikli, bakın, televizyonlar kapalı.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Sayın Şandır, bakın, önerinizi getirin, konuşalım.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) –
Sayın milletvekilleri…
OKTAY VURAL (İzmir) –
Getiriyoruz, getiriyoruz…
BAŞKAN – Sayın Şandır,
lütfen karşılıklı konuşmayalım.
Sayın milletvekilleri,
lütfen…
MEHMET ŞANDIR (Devamla) –
Sayın milletvekilleri, bakın, televizyonlar kapalı, hiç rol veya politika…
AHMET YENİ (Samsun) – Onu
bize sormayın, biz belliyiz.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) –
Müsaade edin. Bakın, “9’uncu madde” diyorsunuz, 9’uncu maddede “Ortaokullarda
oluşturulacak program seçenekleri Bakanlıkça belirlenir.” diyor.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Ondan önceki?
MEHMET ŞANDIR (Devamla) -
Hani nerede? Kur'an-ı Kerim var mı burada?
OKTAY VURAL (İzmir) – Yok.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Bakanlığa yetki verdik. Sadece o değil, başka dersler de olacak.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) –
Hazreti Peygamber’in hayatı var mı burada? Var mı? Şimdi biz size soruyoruz:
Var mısınız, yok musunuz?
MEHMET METİNER (Adıyaman) –
Varız.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Yoklar.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) –
Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz 1999’dan bu yana… İşte kitabımız… Sayın
Hüseyin Çelik aranızdaysa bu sözlerimi teyit edecektir, Millî Eğitim Bakanlığı
dönemindeki tenkitlerimize cevabı bu kitaptan veriyordu, Milliyetçi Hareket
Partisinin “Yirmibirinci Yüzyılda Türk Millî Eğitim Sistemi”
kitabından veriyordu. Biz bu kitapta Kur'an-ı Kerim’in ve Hazreti Peygamber’in
hayatının çocuklarımıza okutulmasını teklif ediyoruz 99’da. Şimdi gelin, kanuna
açık yazalım. Niye Bakanın inisiyatifine bırakıyorsunuz? Gelin yazalım.
SITKI GÜVENÇ (Kahramanmaraş)
– Önerge verin.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) –
İmam hatiplerin 1974’ten bu yana orta kısımları kapalı, yüreğiniz yetiyorsa
gelin açalım.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Verin önergeyi, tamam.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) -
Şimdi, bakın, değerli arkadaşlar, yani bu siyaset güzel yapılırsa, doğru
yapılırsa hayırlı bir iştir ama siyasetin üzerinden kendimizi var edebilmek
için gerçekleri ters çevirir, eksik söyler, yanlış söylersek inanınız ki
zulmetmiş oluruz, zulüm.
Milliyetçi Hareket Partisi
olarak biz, eğer müsaade etseydiniz, Komisyonda bunları söyleyecektik. 3 tane
Komisyon üyemiz var -muhtemel sizin 15-20 tane var- o 3 arkadaşımızın
konuşmasına müsaade etmediniz. Önergeler hazırladık işleme konulsun diye,
önergelerimizi almadınız. Kişiliğine ve ilmini büyük saygı duyduğum Sayın Nabi
Avcı, burada, Meclis Başkanlığına yazdığı ve Meclis Başkanlığının bize
gönderdiği yazıda -gerçekten üzüntümü ifade ediyorum- diyor ki: “Görüşmeler
Anayasa ve İç Tüzük kuralları çerçevesinde gerçekleştirilmiştir.” Hiçbir sebep
insanları doğru olmayanı doğruymuş gibi söylemek mecburiyetinde bırakmamalı.
Doğruları eksik söylerseniz, doğruları olduğunun dışında söylerseniz, sizin
anladığınız dilden söyleyeyim, Bakara Suresi’nin 59’uncu ayetine göre zulüm
işlemiş olursunuz, zulüm! Zulüm de Allah’ın lanetine muhatap olur.
Sayın Nabi Avcı, o Komisyon
İç Tüzük’ün 46’ncı maddesine göre uygun mu çalıştı?
Diyebiliyor musunuz, Komisyon üyesi veya tüm Adalet ve Kalkınma Partisinin
değerli milletvekilleri? Orada kavga olmadı mı? Kavga ortamında görüşmelerin
devamının mümkün olmayacağı İç Tüzük’ün 46’ncı
maddesinde gayet açık değil mi? Şimdi buna “Yok” derseniz, “Komisyon Anayasa ve
İç Tüzük’e uygun çalışmıştır.” derseniz, siz “Çok
hayırlı bir iş yapacağız.” derken yalanla başlamış olursunuz, yanlışla başlamış
olursunuz, sonundan nasıl hayır beklersiniz? Çelik çomak oyunu oynamıyoruz
değerli milletvekilleri, Allah’ın huzurunda bu gençliğin, bu neslin geleceğini
tanzim ediyoruz.
Şimdi, tekrar soruyorum:
10’uncu yılınıza giriyorsunuz, dokuz yıl oldu. “Çok çağdaş” falan dedi Sayın
Nurettin Canikli bu getirilen yasaya.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) –
Çağ dışı!
MEHMET ŞANDIR (Devamla) -
Dokuz yıldır neredeydiniz?
OKTAY VURAL (İzmir) – Çağın
dışındaydılar!
MEHMET ŞANDIR (Devamla) –
Niye getirmediniz bugüne kadar?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Şimdi getiriyoruz.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) -
Milliyetçi Hareket Partisi olarak, biz, ilk günden, ilköğretimin kademeli
olmasını teklif ediyoruz. Kesintisiz sekiz yıla niye bugüne kadar itiraz
etmediniz? Bugün ne değişti de bugün buraya getiriyorsunuz ve kalkıyorsunuz,
Milliyetçi Hareket Partisini samimi olmamakla…
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Olgunlaşması gerekiyordu.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) -
Değerli milletvekilleri, kendinizi kandırmayınız. Bu akıllılık olmaz.
Birbirimizi hiç kandırmayalım, bu dürüstlük olmaz ama bilesiniz ki Allah’ı
kandıramazsınız, bilesiniz ki Allah’ı kandıramazsınız!
Dokuz yıldan bu yana, bu
kadar “önemli” dediğiniz bu kanunu bugüne kadar niye getirmediniz?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Getirdik, şimdi destekleyin.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) –
Niye getirmediniz?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Tamam, şimdi destekleyin.
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ
(Erzurum) – Destekleyin şimdi.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) –
Şimdi bir şey söyleyeceğim size: Kişiliklerine saygı duyduğum değerli grup
başkan vekili, meslektaş veya görevdaş arkadaşlarımın
bilgisine, tecrübesine hiç itirazım yok ama bu kadar önemli bir kanunu 5 grup
başkan vekili getiriyor. Öğretmenlere danışmadınız…
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Danıştık, en az 10 tane…
Sayın Şandır, bakın,
biliyorsunuz, yapmayın.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) –
…velilere danışmadınız, sendikalara danışmadınız; ben inanıyorum ki –Sayın
Bakan burada- Bakana da danışmadınız.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Hepsine danıştık.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Sayın Bakana da
danışmadınız çünkü Bakanın bu kanunun görüşmelerinde o kadar çelişkili
beyanları var ki ben kulağımla duydum, sizden farklı şeyler söyledi.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Sivil toplum kuruluşlarıyla görüştük, akademisyenlerle görüştük, hocalarla
görüştük, eğitimcilerle görüştük, hepsiyle görüştük.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) –
Şimdi, siz hangi müktesebatla bu kadar önemli bir kanunu hazırlıyorsunuz Sayın
Canikli?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Milletvekili olarak yasama yetkisini kullanıyoruz Sayın Şandır.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) –
Yetki meselesi değil, ehliyet meselesi bu iş, ehliyet meselesi, gözünüzü
severim. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Danışırsınız, uzmanlarına danışırsınız. İçeriğine bir itirazınız var mı?
MEHMET ŞANDIR (Devamla) –
Yani nasıl oluyor bu iş? Bu kadar önemli olan bu kanunda muhalefetle ortak bir
akıl üretmeyeceksiniz, muhalefetin…
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– İçeriğine itirazınız var mı?
MEHMET ŞANDIR (Devamla) –
Ha, ben şunu da söyleyeyim: Değerli arkadaşlar, milletvekilinin egemenlik
hakkını kullanması hiçbir şekilde önlenmemeli. Komisyonda yaşanan hadiseleri,
iktidar grubuyla, ana muhalefet partisi grubuyla yaşanan o hadiseleri tasvip
etmiyoruz. Birbirimizi…
MEHMET GELDİ (Giresun) –
Orada söyleseydiniz.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) –
Müsaade mi ettiniz ki orada söyleyelim?
Değerli arkadaşlar, bana
saygılarında samimi olduklarından emin olduğum, benim de kendilerini
sevdiğimden emin olduğum, sevdiğimi bildiklerinden emin olduğum çok değerli
–aranızda- genç milletvekili arkadaşlarımız –biri geliyor- Komisyon Başkanına
ulaşmamı zorla engelledi, hem de “Mehmet Ağabey” diyerek engelledi. “Niye
engelliyorsun arkadaş, niye?” dedim. Psikolojiye bakın, dikkatinize sunmak
istiyorum: “Komisyon Başkanına yumruk atacak Mehmet Şandır.” diyor.
Değerli arkadaşlar, bu
psikoloji sizi bir yere ulaştırmaz. Siz kendi göreviniz veya kendi hayatınız,
kendinizle ilgili değil, bu milletle ilgili, bu Meclisle ilgili… Bu
psikolojiyle buradan çıkarttığınız kanunların bu millete hayrı olmaz, Allah
razı olmaz. İçinizde -hepinizin öyle olduğuna inanıyorum- ölçüsü Allah rızası
olan insan çok. Yani muhalefeti yok sayarak, muhalefetin hakkını gasbederek, olanları olmamış gibi göstererek, siz burada,
bu milletin geleceğine hizmet etmiş olmazsınız.
Bakınız, Milliyetçi Hareket
Partisi olarak biz her gün grup önerisi getireceğiz buraya. Getireceğimiz grup
önerileri, halkımızın gündemindeki temel konular yani bu sulama birliklerinin
kongresini yapıyor Devlet Su İşleri. Bu kongrede, sulama birliklerinin birçok
sorunu var, borcunu ödeyemeyen çiftçilerimizin sorunu var. Taşeron işçilerinin
sorunları var, şehit ve gazi yakınlarımızın çocuklarının sorunları var.
Memurlarımıza, emeklilerimize daha 2012 yılı maaş zammını vermediniz, bu utanç
bile size yeter. (MHP sıralarından alkışlar) Bunları görüşmek dururken buraya,
uygulama imkânınızın da olmayacağı 4+4 ki dert artı derde dönüşen bir kanunu
getiriyorsunuz.
Son söz: Biz varız, biz
Kur'an-ı Kerim’in okullarda okutulmasına varız. (MHP sıralarından alkışlar) Biz
imam-hatiplerin orta kısmının açılmasına varız. Siz varsanız…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MEHMET ŞANDIR (Devamla) –
…buyurun getirin ama böyle, 9’uncu maddedeki gibi Bakanın inisiyatifine
bırakarak kanun düzenlenmez.
MURAT YILDIRIM (Çorum) –
Kaçıyorsunuz, 411’de çark ettiniz.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) –
Gelin, burada düzenleyelim. Bugün bakanların yerine bir başka bakan olduğu
hâlde ne yapacaksınız? Dolayısıyla, esas samimi olmayan sizsiniz.
Hepinize teşekkür ediyor,
saygılar sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Şandır. (MHP sıralarından alkışlar)
Öneriyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler…
III.-
YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN – Aynı zamanda
yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın Hamzaçebi, Sayın
Tarhan, Sayın Ayaydın, Sayın Tezcan, Sayın Çıray,
Sayın Kaplan, Sayın Atıcı, Sayın Eyidoğan, Sayın Aksünger, Sayın Kulkuloğlu, Sayın
Tanal, Sayın Topal, Sayın Karaahmetoğlu, Sayın Özel, Sayın Öner, Sayın Susam,
Sayın Çelebi, Sayın Danışoğlu, Sayın Kurt ve Sayın
Küçük.
Üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VII.-
ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
4.-
Gündemdeki sıralama ile Genel Kurulun çalışma gün ve saatlerinin yeniden
düzenlenmesine; (11/8) ve (11/9) esas numaralı gensoru önergelerinin, gündemin
"Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmına alınmasına, gündeme alınıp
alınmayacağı hususundaki görüşmelerinin, Genel Kurulun 31/3/2012 Cumartesi
günkü birleşiminde yapılmasına; 199, 200, 198 ve 197 sıra sayılı kanun teklif
ve tasarılarının İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre
temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin AK PARTİ Grubu
önerisi (Devam)
BAŞKAN – Öneriyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Öneri kabul edilmiştir.
İç Tüzük’ün
37’nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınma önergesi vardır,
okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
V.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
C) Önergeler
1.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, (2/26) esas numaralı Küçük ve Orta
Büyüklükteki İşletmelerin Mali Sektöre Olan Borçlarının Yeniden
Yapılandırılması Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi
(4/37)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
(2/26) esas numaralı kanun
teklifim kırk beş gün içinde komisyonda görüşülmediğinden İç Tüzük’ün 37’nci maddesi gereğince doğrudan gündeme alınması
konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.
Ensar
Öğüt
Ardahan
BAŞKAN – Teklif sahibi
Ensar Öğüt, Ardahan Milletvekili.
Buyurun Sayın Öğüt.
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) –
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; 5569 sayılı küçük ve orta büyüklükteki
işletmelerin borçlarının yeniden yapılandırılması için vermiş olduğum kanun
teklifi üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygılarımla selamlarım.
Değerli arkadaşlar -Kâzım
Karabekir’in bir lafı var- Stalin, Kars’ı ve Ardahan’ı istiyor, Kâzım Karabekir
Paşa da diyor ki: “Boğazlar boğazımız, Kars-Ardahan belkemiğimizdir.”
Evet, KOBİ’ler de
ekonominin belkemiğidir ama ne yazık ki
KOBİ’leri desteklemediğimiz gibi şu anda KOBİ’lerin borçlarından dolayı
KOBİ’ler üretim yapamaz duruma gelmiştir. KOBİ’ler işsizliğin panzehiridir, istihdamı sağlar, ekonomiye büyük katkı
verir, ihracatı artırır, katma değeri vardır ama bankalara ve devlete olan şu andaki
borçlarından dolayı KOBİ’ler hakikaten kıvranıyor.
Şimdi, Sayın Bakan burada
mı? Hükûmet yetkilileri var burada. Sayın Bakan Ardahan’a gittiğinde “Doğu
Anadolu’daki 17 il, Güneydoğu’daki 9 ille beraber toplam bu illere ben hemen
her türlü KOBİ’yi yapan, işletmecilik yapan, üretim yapan firmalara her türlü
krediyi vereceğim.” dedi ama bir yıla yaklaşıyor arkadaşlar, bir kuruş vermiş değiller.
Beni Ardahan’dan arıyorlar
“Şu anda 2 metre kar var. Bize ‘Kredi vereceğiz.’ dediler vermediler. Bizim
borçlarımız var, borçlarımızı silmediler, bir de vergi taksitini 2 defa
alıyorlar. Yani şimdi ben 2 metre karın altındayım ben vergi taksitini nasıl
ödeyeyim.” diyorlar. Bu Hükûmetten bizim istirhamımız:
Bir: KOBİ’lere kredi
verilsin.
İki: KOBİ’lerin devlete
olan borçlarını yeniden yapılandırsın.
Üç: KOBİ’leri desteklesin
ve KOBİ’lerle ilgili mutlak surette doğu ve güneydoğuda özellikle kalkınmakta
olan illerdeki KOBİ’lerin vergi borçları iki taksit değil, dört taksitte
ödensin. Dört taksit olursa, arkadaşlar, ödeme daha kolay olur, aksi takdirde
olmuyor. Bu anlamda, ben, istirham ediyorum.
Değerli arkadaşlar,
Türkiye’de 20 milyon işsiz insanımız var. Üreten yok, ara malı üreten yok. Şu
anda maalesef Çin’den ara malı geliyor ve Çin’den gelen mal kalitesiz. Bizim
ürettiğimiz mal daha kaliteli olmasına rağmen, daha çok teşvik verilmesi gerekirken
KOBİ’lere kredi verilmiyor. Yani şimdi, siz, KOBİ’lere üretim yaptırmazsanız
Çin’le veya Japonya’yla veya Amerika’yla veya Batı ülkeleriyle nasıl
yarışacaksınız değerli arkadaşlar?
Bu anlamda, ben, istirham
ediyorum ve diyorum ki mutlak surette KOBİ’lerin devlete olan borçları
yenilensin veya yeniden yapılansın. Onun dışında, mutlak surette kalkınmakta
olan illerimize KOBİ’lerle ilgili kredi sağlansın, kredi sağlanırsa üretim
olur; üretim olursa insanlar, işsiz insanlar işe alınacak; işe alındığı zaman
Türkiye’de huzur olacak, selamet olacak; aynı zamanda ihracat artacak; ihracat
arttığı zaman ekonomi gelişecek.
“2023 yılı vizyon”
diyorsunuz ama maalesef Türkiye’de KOBİ’ler şu anda perişan durumda, ağlıyor
insanlar. Hakikaten Edirne’den Ardahan’a kadar nerede, kiminle konuştuysam,
küçük sanayi olsun, orta ölçekli olsun KOBİ’lerle ilgili, adam diyor ki: “Ya,
yedi aydır beni oyalıyorlar, teminatlarını aldılar, krediyi vermiyorlar.” Sayın
Bakan, buna mutlak bir çare bulun yani başka yerlere para buluyorsunuz da
KOBİ’lere para bulamıyor musunuz?
O anlamda, arkadaşlar,
fazla uzatmak istemiyorum, zamanımız da kalmadı ama şunu söyleyeyim: Ben, bu
teklifimin burada kabul edilerek gündeme alınmasını sizden istirham ediyor,
hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Öğüt.
Bir milletvekili adına
Bülent Tezcan, Aydın Milletvekili.
Buyurun Sayın Tezcan. (CHP
sıralarından alkışlar)
BÜLENT TEZCAN (Aydın) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; Ardahan Milletvekilimiz Sayın Ensar Öğüt’ün KOBİ’lerin
desteklenmesi için verdiği kanun teklifini görüşüyoruz. Kanun teklifinin temel
mantığı KOBİ’lerin küçük ve orta ölçekliü
işletmelerin mali sektörlere olan borçlarının ödenmesi.
Değerli arkadaşlar,
herhangi bir siyasi parti ayrımı yaparak söylemiyorum, Türkiye Büyük Millet
Meclisinde bulunan bütün milletvekili arkadaşlarımıza sesleniyorum: Bu kanun
teklifi bir siyasi parti grubunun getirdiği bir kanun teklifi değil. KOBİ’ler, her gün sabah evden
çıktığımızda yolda giderken ya da seçim bölgemizde sanayi sitesinde
uğradığımızda oturup çayını içtiğimiz ve Türkiye ekonomisini büyük ölçüde
sırtında taşıyan, o yükü taşıyan kesim. Türkiye ekonomisinin yüzde 90’ının
yükünü üzerinde taşıyan kesim KOBİ’ler. Aynı şekilde, Türkiye’de istihdam
içerisinde en önemli görevi üstlenmiş ve işsizliğin önlenmesi konusunda
ortalama 3 ila 6 işçi çalıştırmasına rağmen çok büyük ölçüde istihdam
problemini çözen kuruluşlar. Onlar bizim Hasan amcamız, Ayşe teyzemiz ve gelecekte
o küçük ama çalışkan duruşlarıyla Türkiye’de bugün ihracatın ortalama yüzde 60
ila yüzde 70’ini gerçekleştiren kesim ve
geleceğin büyük sanayicisi olma konusunda da iddialı, cesaretli
girişimlerin sahibi. Bir şey bekliyor değerli milletvekilleri, bir şey
bekliyorlar, devletin şefkatini ve ciddi desteğini bekliyorlar. Bakın, 2010
yılı sonu 2011 yılı başında mali yapılanmayla ilgili bir kanun çıkardık. Emin
olun küçük ve orta boyutlu işletmeler ve esnafımız o taksitlendirdiği vergi
borcunu ödeyemez durumda. Ödeyemeyecek ve cezalı duruma düşüp yeniden sanki hiç
yapılandırma yapmamış gibi o yükün altına girecek. Bununla bitmiyor; bakın,
Sayın Enerji Bakanımız açıklamıştı dokuz yılda sanayide kullanılan elektriğe
yüzde 63 zam yapmışız. KOBİ’lerin, küçük esnafın üzerindeki vergi yükü belini
bükecek noktada; vergisini ödeyemez, sigorta primini ödeyemez, elektrik borcunu
ödeyemez duruma gelmiş ama aynı bütün bu zorluklara rağmen o çarkı çevirmeye
çalışıyor.
Değerli arkadaşlar, bakın,
2011 yılında Türkiye’de sadece ekonomik zorluklar nedeniyle kapanan iş yeri
sayısı 435.520, kapanan işletme sayısı. Aydın’da -Aydın ilinden geliyorum- 2011
yılında bu sayı 3.622; 3.622 işletme kapanmak zorunda kalmış, batmış, tamamı
sıkıntıda değerli arkadaşlar. Açılan bakar işine ama kapanana bakacaksınız
kapanana, açılanla kapananı birbirine tolere
edemezsiniz, kapanana bakacaksınız. Açılanı da bir sene sonra kapatırsınız bu
anlayışla giderseniz. Açılanı büyütün, kapanan da kapanmasın, derdimiz bu.
Değerli arkadaşlar, bakın,
son günlerde gazetelere yansıyan intihar haberleri, bunlar esnaf, sanayici.
Aydın’da Bahri Y. intihar etmiş; Cengiz Suluk intihar etmiş, iş yerinde; Salih Rua sanayide egzozcu, kendini
asmış, intihar etmiş; Nazilli’de mobilyacı Atakan Bayram intihar etmiş; Levent
Eken, Nazilli’de sanayici, intihar etmiş; Yılmaz Çam, Söke’de marangoz, intihar
etmiş. Yani Türkiye’de, Türkiye’nin her noktasında o KOBİ’de çalışan, alın
teriyle istihdama katkı sağlamak isteyen insanları biz intihara mahkûm eder
hâle gelmişiz. Bütün sektörlerde durum böyle.
Onun için, getirilen şu
kanun teklifi problemi tamamen çözmeyecek ama yaraya merhem olacak en azından,
gelin bir ucundan tutalım. Mali anlamda KOBİ’leri desteklemek için, bunların
mali sektöre olan borçlarını, vergi dairesi, SSK, TEDAŞ ve diğer Telekom gibi
borçlarını erteleyelim; en azından, hep beraber hayırlı bir iş yapalım.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Tezcan.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri,
alınan karar gereğince sözlü soru önergeleri ile diğer denetim konularını
görüşmüyor ve gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.
1'inci sırada yer alan,
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer
Genç'in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
X.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in;
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında
İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2'nci sırada yer alan, Afet
Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.-
Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu (1/569) (S. Sayısı:
180)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3'üncü sırada yer alan,
Kars Milletvekili Sayın Ahmet Arslan ve Bursa Milletvekili Sayın Hüseyin Şahin
ile 7 Milletvekilinin; Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Yatırım ve
Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun ve
Kamu İhale Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Plan ve
Bütçe Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.-
Kars Milletvekili Ahmet Arslan ve Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin ile 7
Milletvekilinin; Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Yatırım ve Hizmetlerin
Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun ve Kamu İhale
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (2/387) (S. Sayısı: 194)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4’üncü sıraya alınan,
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın
ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize Milletvekili
Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık Yakut ile
5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili
Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir,
Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten
Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik
ve Spor Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.
4.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın
ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize Milletvekili
Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık Yakut ile
5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili
Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir,
Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten
Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik
ve Spor Komisyonu Raporu (2/358, 2/305, 2/306, 2/307, 2/312, 2/384, 2/385) (S.
Sayısı:199) (x)
BAŞKAN – Komisyon ve
Hükûmet? Yerinde.
Komisyon raporu 199 sıra
sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
9.-
İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, Komisyon raporunda kendi kanun tekliflerine
yer verilmediğine ve Komisyon raporunun tekemmül etmediğine ilişkin açıklaması
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan, efendim, komisyon raporu bastırılmış, dağıtılmış olmakla birlikte
komisyon raporu tekemmül etmiş değildir.
Bir iki hususu ben, burada,
bu rapor görüşüleceği için arz etmek durumundayım. Mesela komisyon raporunda
burada -müsaade ederseniz- diyor ki: “Teklifler ve gerekçeleri incelendiğinde;
Kayseri Abdullah Gül Üniversitesinin adının Abdullah Gül Üniversitesi, Rize
Üniversitesinin adının Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, Zonguldak Karaelmas
Üniversitesinin adının Bülent Ecevit Üniversitesi olarak değiştirilmesi…” Bizim
“Alparslan Türkeş Üniversitesi” olarak değiştirilmesine ilişkin önergemiz var,
birleştirildiğini söylüyorlar ama bu kanun teklifinde, raporda bundan herhangi
bir hususta bahsedilmiyor. Dolayısıyla, raporun içeriğine bakıldığı zaman, yani
Alparslan Türkeş ismi, Milliyetçi Hareketin ismi niye -Komisyona, Komisyon
üyelerine oy veren AKP’li üyelere- Komisyon raporunda zikredilecek kadar
dikkate alınmıyor? Dolayısıyla, bu yönüyle bakıldığı zaman, birleştirilmiş
olmakla birlikte, bu konuda, bu kanun teklifiyle ilgili herhangi bir açıklama
yoktur.
Diğer taraftan, efendim,
bizim Sayın Şandır’la birlikte imzaladığımız bir
kanun teklifi var, katsayı değişikliğinin 45’inci maddede ortadan
kaldırılmasına ilişkin bir kanun teklifimiz var, ama maalesef, bu kanunda da
bununla ilgili bir hüküm değiştirmesine rağmen Komisyon bizim kanun teklifimizi
de Komisyon gündemine almak suretiyle görüşmemiştir. Dolayısıyla, tekemmül
etmeyen bir rapor söz konusu. Yok burada.
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Vural.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Sayın Başkan…
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Kayda geçsin diye konuşmadık, gereği yapılsın diye konuşuyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Anladım.
Önce Sayın Canikli’yi bir
dinleyelim, sonra Komisyon Başkanını da dinleyeceğim.
Buyurun Sayın Canikli.
10.-
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin, kanun tekliflerinin
birleştirilmesiyle ortaya çıkan teklifin yeni bir teklif olduğuna ve yapılan
işlemin İç Tüzük’e ve usule uygun olduğuna ilişkin
açıklaması
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; öncelikle birleştirilen
tekliflerden sonra ortaya çıkan teklif yeni bir tekliftir, birleşime giren
tekliflerin bu anlamda artık bir hükmü kalmamıştır, kalmaz, bugüne kadarki tüm
uygulamalar böyledir.
(x) 199 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Teklif sayısı kaç olursa
olsun, ister 3, ister 5, ister 20, hepsinin birleştirildiği raporda zikredilir
-ki zikredilmiştir raporda, çok net bir şekilde komisyon raporunda bu husus
belirtilmiştir açık bir şekilde- ondan sonra sıra sayısı alan belirli bir
teklif üzerinden yürütüleceği yine ifade edilmiştir, aynı şekilde bugüne kadar
olduğu gibi, bütün komisyonların yaptığı gibi, bu komisyon raporunda da aynı
şekilde ifade edilmiştir. Dolayısıyla, belli bir teklif üzerinden
yürütülmüştür, diğer tekliflerin kabul edilen bölümleri varsa zaten teklif
içerisinde yer almıştır, artık harmanlanmıştır teklif, başka bir teklif hâline
gelmiştir. Dolayısıyla, yapılan işlemde herhangi bir usulsüzlük veya İç Tüzük’e aykırı bir uygulama söz konusu değildir Sayın
Başkan.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Canikli.
Buyurun Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Efendim, bakın burada, tekliflerin birleştirildiğini söylüyor ama burada bizim
teklifimizin metin içerisinde değerlendirilmediğini açıkça ortaya koyuyor yani…
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Efendim, birleştirilmiş zaten.
OKTAY VURAL (İzmir) – Yok
öyle bir şey.
Bakın, sayfa 42’ye bakın
Nurettin Bey, 42’ye bakın.
BAŞKAN – Sayın Hamzaçebi,
lütfen yerinizden, buyurun.
11.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, Komisyon raporunun
tamamlanmamış olduğuna ve bu kanun teklifinin Genel Kurulda görüşülmesinin
mümkün olmadığına ilişkin açıklaması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; İç Tüzük’e göre ortada tamamlanmış
bir komisyon raporu söz konusu değildir. Dolayısıyla, tamamlanmamış olan bir
komisyon raporu esas alınarak, esasen rapor denilmesi de mümkün olmayan bir
belge esas alınarak Genel Kurulda bir teklif görüşmesinin yapılmasının mümkün
olmadığını düşünüyorum.
Sayın Başkan da dinlerse
devam edeceğim.
BAŞKAN – Lütfen, Sayın
Hamzaçebi, dinliyoruz. Lütfen konuşmanızı yapın, dinliyoruz biz. Herkesi
dinliyoruz. Lütfen ama…
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
– Sayın Başkan yani..
BAŞKAN – Ama dinliyoruz
Sayın Hamzaçebi. Burada bizim dinleyip dinlemediğimizi…
AYTUĞ ATICI (Mersin) –
Dinlemediğiniz buradan görülüyor Sayın Başkan.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Sayın Başkan, şimdi bakın…
BAŞKAN - Buradaki
bürokratla hiç mi bir şey konuşmayacağız yani?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – İzin verir misiniz.
BAŞKAN – İzin verdim zaten,
konuşuyorsunuz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Ama bir saniye Sayın Başkan.
Bakın Sayın Başkan…
BAŞKAN – Yani burada Meclis
başkan vekilleri grup başkan vekillerinin her zaman söz söyleyeceği kişi
konumunda mı olacak?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) - Efendim? Duyamadım. Pardon, son cümlenizi duyamadım Sayın Başkan.
BAŞKAN – Yani Meclis başkan
vekilleri grup başkan vekilinin her zaman söz söyleyeceği kişi konumunda mı
olacak?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – “Söz dinleyecek” derken…
Bakın Sayın Başkan, şık bir
davranışta bulunmuyorsunuz. Ben “Sayın Başkan da dinlerse konuşmama devam
edeceğim.” derken, doğal olarak bürokratınızla bir görüş alışverişinde
bulunuyorsunuz…
BAŞKAN – Evet.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) - …o nedenle, bir yandan da size hatırlatmada bulunuyorum yani
görüşmenizi sonlandırın konuşmama devam edeyim anlamında. Ama nedense sizin
sürekli olarak böyle bir grup başkan vekilinin, özellikle de benim konuşmamı
kesmek gibi bir düşünceniz, uygulamanız oluyor.
BAŞKAN – Hayır, siz öyle
algılıyorsunuz.
Buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Sayın Başkan, o zaman baştan alıyorum çünkü bürokratınızla
konuşurken benim söylediğimi duyma imkânınız olmamıştır diye düşünüyorum.
BAŞKAN – Buyurun, baştan
alın.
Ben duydum efendim, siz
baştan alın yine de.
Buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Ortada tamamlanmış bir komisyon raporu yoktur.
Birincisi; çok sıkça ifade
ettim, bir kez daha ifade ediyorum: İç Tüzük’ün
29’uncu maddesine göre milletvekillerinin komisyonlarda söz hakları vardır. Bu
söz hakları tanınmamıştır ve Millî Eğitim Komisyonunun konuya ilişkin olarak
Meclis Başkanlığına yazdığı, sizin de daha önce usul tartışması bağlamında
burada o okuduğunuz metin gerçeğe aykırıdır. “Milletvekillerinin söz hakkı
sağlanmıştır.” şeklinde Millî Eğitim Komisyonunca Meclis Başkanına bildirilen
yazı gerçeklerle uyuşmamaktadır. Son gün tutanağına göre, milletvekillerimizin
söz hakları tanınmamıştır. Komisyon salonunda olduğu hâlde, Komisyon üyesi
olduğu hâlde milletvekillerimizin isimleri Komisyon Başkanı tarafından okunmuş,
daha sonra kendi kendine “yok” denilerek geçilmiştir.
Ayrıca “Söz isteyen var
mı?” sorusuna karşılık olarak salonda bulunan Sayın Muharrem İnce’nin, 7 kez
tutanaklara geçmiş olan, “Söz istiyorum.” talebi olmuş olmasına rağmen, bu
talep Komisyon Başkanı tarafından görülmemiş, daha doğrusu yok sayılmış ve “Söz
isteyen yok.” denilerek “Maddeyi kabul edenler… Etmeyenler…” denilmiş ve
oylamaya geçilmiştir.
İkinci konu; Millî Eğitim
Komisyonu raporunun İç Tüzük’e aykırılığı konusunda
ifade edeceğim ikinci konu şudur: İç Tüzük’ün 42’nci
maddesine göre komisyon raporları, komisyonun düşünceleriyle, komisyonda
yapılan değişikliklerin gerekçelerini açıklar.
Şimdi, ben Komisyon
raporunu okuyorum. Komisyonun düşünceleri olarak bu raporda yer alan
açıklamalar AKP grubunun düşünceleri. Yani bu Komisyonda Cumhuriyet Halk
Partisi grubunun düşünceleri AKP grubunun düşünceleriyle aynı mıdır? Diğer
siyasi partiler adına bir konuşma yapamayacağım, onlar kendi
değerlendirmelerini kendileri yaparlar.
Birkaç cümleyi okumak
istiyorum, Komisyon raporunda Komisyonun görüşleri olarak ortaya konulan görüşlerden
birkaçını okumak isterim.
BAŞKAN – Sayın Hamzaçebi,
sözlerinizi tamamlarsanız. Lütfen…
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – İzin verirseniz Sayın Başkan, önemli bir konuyu görüşüyoruz.
BAŞKAN – Görüşeceğiz zaten.
Buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
– Önemli bir konuyu görüşüyoruz. Komisyonda Komisyon Başkanının yarattığı
hukuksuzluğu, lütfen Genel Kurula taşımayın. İzin verin, görüşlerimi
açıklayayım. Daha ikinci konuya yeni geliyorum, siz “Konuşmayı tamamlayın.”
diyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, lütfen…
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Sabırlı olursanız… Sabırlı olursanız…
Şöyle diyor Komisyon
Raporu: “Sekiz yıllık zorunlu ve kesintisiz eğitimin amaçlarına ulaştığı
söylenemez.” Yani Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun Komisyonda ifade ettiği
görüş bu mudur? Bu, AKP Grubunun görüşüdür. Bizim orada ifade ettiğimiz
görüşler farklıdır. Devam ediyorum: “Bu gelişmeler ışığında, bugün Türkiye’de
sekiz yıllık zorunlu eğitimle gelinen nokta yeterli değildir.” Başka, buna
benzer birçok cümle. Bunları, Komisyon Raporu’nu okuduğunuzda göreceksiniz.
Komisyon Raporu İç Tüzük’ün 42’nci maddesine uygun
değildir. Bu nedenle bu Komisyon Raporu esas alınarak burada bu teklifin
görüşmelerinin yapılması mümkün değildir. Devamı hâlinde bu konuyu usul
tartışmasına dönüştüreceğimizi, bu yönde talepte bulunacağımızı bilgilerinize
sunuyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan, efendim…
AHMET AYDIN (Adıyaman) – Bu
konuda usul tartışması yapılmıştır, karara bağlanmıştır Sayın Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan, bakın, yine 42’nci sayfada, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanına
hitaben Komisyon, raporunu yazmış. Şimdi, bu sıra sayısında, 199’da “Özcan
Yeniçeri, Oktay Vural ve Mehmet Şandır’ın Kanun
Teklifleri.” diye söylüyor ama bakıldığı zaman, Başkanlığa hitaben yazılan
yazıda, bizim tekliflerimizi buraya almamış. Yani bir bakar mısınız? Yok.
BAŞKAN – Komisyon Başkanına
söz vereceğim Sayın Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir) - Yani
burada sadece, Ahmet Aydın, Mustafa Elitaş, Mahir
Ünal, Hayati Yazıcı, Ayşe Nur Bahçekapılı; bunların tekliflerinden bahsetmiş.
Yani dolayısıyla Millî Eğitim Komisyonunun raporu tekemmül etmiş bir rapor
değil, rapor değil aslında. O bakımdan, bu rapor…
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Vural.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) –
Sayın Başkan…
BAŞKAN – Buyurun Sayın
Yeniçeri.
AHMET AYDIN (Adıyaman) –
Sayın Başkan, bu konuyla ilgili usul tartışması 2 defa yapılmıştır, karara
bağlanmıştır.
BAŞKAN – Sayın Başkan…
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) –
Sayın Başkan, ben bir şeyi sormak istiyorum.
BAŞKAN – Sayın Uzunırmak, böyle bir usulümüz yok. Sayın Başkanı bir
dinleyelim.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Ama
bir dakika, bir dakika… Burada Sayın Başkan…
BAŞKAN – Hayır… Komisyon
Başkanını bir dinleyelim.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Bir
dakika…
BAŞKAN – Sayın Grup Başkan
Vekillerinin…
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) –
Burada böyle bir usul var. Şimdi, bir milletvekilinin verdiği teklif, Komisyona
teklif olarak geliyor ama komisyon raporlarında yer almıyor, o teklifin şimdi
ne olduğu belli değil, kayıp.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) -
İçinde, içinde.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) –
Nerede bulunuyor şimdi bu teklif, nerede konuşuluyor?
BAŞKAN – E, muhatabı Sayın
Komisyon Başkanı, soruyoruz.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Efendim, yok, siz de vallahi hiç çözemezsiniz, inanın çözemezsiniz.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) –
Yani bir milletvekilinin teklifi hiç edilmiştir.
OKTAY VURAL (İzmir) -
Olmayan bir raporun neresini çözeceğiz?
BAŞKAN – “Muhatap Sayın
Komisyon Başkanı.” diyorum.
Buyurun Sayın Başkan.
İZZET ÇETİN (Ankara) –
Sayın Başkan, Nabi Avcı söz hakkımızı çaldı Komisyonda. Nasıl konuşuyor orada?
BAŞKAN – Buyurun.
12.-
Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı Nabi Avcı’nın, aynı
konudaki kanun tekliflerinin birleştirilerek esas alınan teklif üzerinden
görüşmelerin yürütüldüğüne ilişkin açıklaması
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR,
GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI NABİ AVCI (Eskişehir) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Komisyonumuzda -Sayın Canikli’nin de mufassal olarak
belirttiği gibi- teklifler birleştirilmiş, ancak esas alınan teklif üzerinden
görüşmeler yürütülmüştür. Komisyonun nihai kararını kabul edilen metin
üzerinden vermiştir Komisyon.
OKTAY VURAL (İzmir) – Doğru
değil.
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR,
GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI NABİ AVCI (Eskişehir) – Nitekim, Ailenin
Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun Tasarısı ile kanun
tekliflerinde de birleştirme yapılmış ve konu kanunlaştırılmıştır, ancak ilgili
181 sıra sayılı Komisyon Raporu incelendiğinde bu hususa değinilmediği
görülmektedir, aynı işlem 171 sıra sayılı Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu’nda da
söz konusudur. Benzer örnekleri çoğaltmak mümkündür. Anlaşılacağı üzere,
Komisyon iradesini kabul ettiği metin üzerinde göstermiştir. Parlamento
teamülleri de bu çerçevede işlemektedir.
HASİP KAPLAN (Şırnak) -
Sayın Başkan…
BAŞKAN – Buyurun Sayın
Kaplan…
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR,
GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI NABİ AVCI (Eskişehir) – Komisyon raporuyla
ilgili olarak da şunu kısaca özetlememde yarar var: Komisyon raporu bir tutanak
özeti değil, tutanaklar zaten açık. Rapor’da Komisyon
metninin ne şekilde benimsendiği, değişikliklerin hangi çerçevede yapıldığı
ifade edilmektedir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkanım, Komisyon Başkanının ifadeleri gerçekleri göstermemektedir.
Bakın, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanına diyor ki: “Başkanlığınızca şunlar şu tarihte havale edildi.”
Peki, Alparslan Türkeş üniversitesi havale edilmedi mi? Edildi. Niye Komisyon gündeme
almamış? Sonra bunun başlığını da “Birleştirilerek görüştük.” diye kanun
teklifi olarak sunuyorsunuz Meclise. Dolayısıyla bu kanun teklifi İç Tüzük’ün tüm hükümlerine… Yani bu komisyon raporu bizim
tekliflerimizi birleştirmeden keenlemyekün yok varsaymış.
Dolayısıyla bu rapor yoktur Sayın Başkanım, lütfen…
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) - Bu
iddialar da doğru değil zaten, Sayın Komisyon Başkanı doğrusu doğruları
söylemiyor, önündeki notu okuyor sadece.
BAŞKAN – Buyurun Sayın
Kaplan.
13.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Komisyon
raporunun eksikleri olduğuna ve tamamlanması gerektiğine ilişkin açıklaması
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Sayın Başkanım, sağlıklı bir yasama süreci komisyonlarda başlar. Komisyona
ifratla tefrit arasında gidip gelmiş, sonra kaba kuvvetle bir komisyon süreci
tamamlanmış. Yani başlangıçta on iki saat konuşma izni veren Komisyon, son gün
kaba kuvvetle yirmi maddeyi yirmi dakikada oldubittiye getirmiş. Yani, kapkaç
tarzı, korsan bir komisyon raporu ortaya çıkmış ve muhalefet partisi olarak hem
görüşlerimizi sunmamız hem muhalefet şerhini vermemiz hem önergelerimizi
vermemiz engellenmiş. Şimdi, böyle bir komisyon raporunun içindeki bilgiler de
doğru değil, gerçeği yansıtmıyor. Şimdi, gerçeği yansıtmayan bu bilgiler
ışığında “Ben çoğunluğum ve ben bunu yazdım, oldu, bitti, Genel Kurul
halletsin.” demek çok ciddi bir tartışmayı beraberinde getiriyor, zaten bunun
sıkıntısını ve sancısını yaşıyoruz.
Biz eğer eğitimle ilgili
sağlıklı kararlar alacaksak şu komisyon raporunun geri alınması lazım, usul
eksikliklerinin tamamlanması lazım. Yani İç Tüzük’ün
amir hükmü ortada; komisyon raporları nasıl hazırlanır, 42 çok açık söylüyor.
Yani muhalefeti dışlarsanız “demokrasi” olmaz bunun adı, “zorbalık” olur.
Hatta, Hükûmete tavsiyemiz,
artık zaten Meclisi boşluyorlar, kanun hükmünde kararnamelerle de iş
bitiriyorlar, komisyona da gerek kalmıyor, Genel Kurula da gerek kalmıyor.
4+4+4, isterse 14+14+14, istedikleri şeyi yapsınlar, dayatsınlar, uygulasınlar.
Şimdi, Millî Eğitim Bakanlığının kendisi daha kararnameyle kurulmuş bir
bakanlık.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Kaplan.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Sayın Başkanım, bu komisyon raporu usulü tartışmalı yani muhalefeti yok sayan
bir anlayış söz konusu. Bu muhalefetin katkısı yoktur, burada görüşleri dikkate
alınmamıştır.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) –
Sayın Başkan…
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Yeniçeri.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) –
Ben Komisyon üyesi olarak özellikle şunu ifade etmek istiyorum yani genel bir
söylem vardır: “Kem âlâtla kemâlât
sağlanamaz.” Yani kötü bir araçla olgun bir sistemi ve düzeni üretemezsiniz. Bu
Komisyon toplantıları sırasında kendim -burada görüntüleri ve ses de mevcut-
çok yüksek sesle bağırmama, “Söz istiyorum Sayın Başkan.”, “Söz istiyoruz Sayın
Başkan.” diye defalarca söylememe, önümdeki butona basmama rağmen söz
verilmemiş; Sayın İnce bir taraftan bağırıyor, ben bir taraftan bağırıyorum
-bunlar burada mevcut- söz verilmemiştir, bir.
İkincisi: Benim verdiğim
önerge kabul ya da reddediliyor ve ben bu önergem üzerinde konuşmuyorum, ben bu
önergenin gerekçesi hakkında malumat vermiyorum. Bu, akla mugayir bir
hadisedir.
Bir başka şey, çok net
olarak söylemek gerekiyor: Komisyonda yani on beş dakika ya da yirmi dakika
içerisinde yirmi maddenin geçmesi, bu Komisyona da yapılan yasama
faaliyetlerine de son derece ters ve etik olmayan bir durumdur. Bu da çok açık
ve nettir yani bir tarafın yanlışlığını bir başka tarafın yanlışlığıyla tarif
etmek, tanımlamak ve bu çerçeve içerisinde bir sonuca varmak da mümkün değil.
Gerçekten yasama hilesi yapılmıştır ve bu yasama hilesinin yeni bir hileye
sebebiyet vermemesi gerekir; önce tamamlanıp sonra buraya gelmesi gerekir.
BAŞKAN – Tartışacağız bütün
bunları Sayın Yeniçeri.
Teşekkür ederim.
Buyurun Sayın İnce.
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Sayın Başkan, Komisyondaki tutanaklara baktığınızda 6 ya da 7 kez, Muharrem
İnce “Söz istiyorum Sayın Başkan, söz istiyorum.” diyor.
Şimdi, Meclis Başkanı
olarak sizden şunu istiyorum: Sayın Komisyon Başkanı ben olsam, onun yerinde
olsam hiçbir makam, hiçbir koltuk, hiçbir başkanlık, yapmam onları ama o
tutanakları da yemem. O tutanaklar orada, ortada. Hiçbir milletvekilliği,
hiçbir komisyon başkanlığı vicdanımdan daha değerli olamaz -yani orada
görüyoruz- olamaz. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın İnce.
O sizin tercihiniz.
Herkesin kendi tercihi var tabii ki.
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Bir ikincisi: Şimdi, bir gazeteye verdiği röportajda başka söylüyor,
televizyonlara başka söylüyor. Sayın Hamzaçebi’nin kendisine bant aparatı
fırlattığını söylüyor. Sonra üzülmüş olacak ki “Ya, göz göre göre yalan
söylüyorum, ayıp oluyor. Hamzaçebi de böyle bir şey yapmaz zaten, onun yapısına
uygun değil.” deyip, gazetede düzeltti.
FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – Onun
attığını biz gördük. Bizim gözümüzün önünde attı. Sen ne diyorsun?
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Şimdi, bence, görüşmelere başlamadan önce Sayın Komisyon Başkanı şu kürsüye bir
gelsin ve şimdi, Sayın Özcan Yeniçeri’ye...
Bakın, Sayın Başkan, bu,
görüntülerde var; Sayın Özcan Yeniçeri’nin elinde şu
anda görüntüler var, ona bakabilirsiniz, tutanaklara bakabilirsiniz. Ben,
sadece kendi söz hakkımı değil, Cumhuriyet Halk Partisi Grubundan 45
milletvekili arkadaşımın yazılı dilekçesini Komisyon Başkanına verdim, -oradaki bürokrat kardeşimiz oradaydı,
beraber oturuyorlardı- “Al bunu.” dedim, orada gözlerinin önünde Komisyon
Başkanına verdim. Bütün bunları işleme koymadı. Faşizmi iliklerimize kadar
hissettik o gün. [AK PARTİ sıralarından “Bravo(!)” sesleri, CHP sıralarından
alkışlar] Bunu unutmayınız. Bunlar tutanaklara geçsin. Ama hiçbir güç, hiçbir
sayısal çoğunluk vicdandan daha güçlü olamaz eğer Komisyon Başkanında vicdanın
zerresi varsa.
Teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Sayın Başkan…
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR,
GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI NABİ AVCI (Eskişehir) – Sayın Başkan…
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Sayın Başkan…
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, bir komisyon raporunun içeriğinde, karara bağladığı kanun
tekliflerine ilişkin bilgilerle komisyondaki görüşmelere, teklifte yapılan
değişikliklere yer verilmesi gerekir. Bu kapsamın genişliği, detaylı olup
olmaması komisyon başkanlığının takdirindedir. Bu raporda bu yönde bilgi ve
açıklamalar mevcuttur. Başkanlığın, bu bilgi ve açıklamaların kısa veya uzun
olması, detayları konusunda kontrol yetkisi bulunmamaktadır. Görüşülen komisyon
raporu İç Tüzük’ün 42’nci maddesindeki şartları
taşımaktadır. Rapor tekemmül etmiştir ki bastırılıp dağıtılmıştır. (CHP ve MHP
sıralarından gürültüler)
OKTAY VURAL (İzmir) –
Nerede yazıyor Sayın Başkan, bu nerede?
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, alınan karar gereğince…
OKTAY VURAL (İzmir) –
Sizin, benim teklifimi hasıraltı etme hakkınız var mı?
BAŞKAN – E, ne yapalım
şimdi Sayın Vural, sayın başkanlar?
OKTAY VURAL (İzmir) – “Ne yapalım?”ı o zaman yapmayın, kalkın gidin.
BAŞKAN – Yani teklif
bastırılıp dağıtılmış. Bizim bunu artık bu saatten sonra…
OKTAY VURAL (İzmir) –
Yapamıyorsanız kalkın gidin.
BAŞKAN – Öyle bir yetkimiz
yok ki Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) – “E,
ne yapalım?” Emir başka yerden mi geliyor?
BAŞKAN – Hayır, Meclis
Başkanlığı bu konuyu tartıştı ve bastırıp dağıtıp gönderdi yani şeye…
OKTAY VURAL (İzmir) – Başka
talimat alınan yerler mi var?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Buyurun Sayın
Hamzaçebi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Şimdi, benim açıklamalarıma karşı ve diğer eleştirilere karşı
yaptığınız açıklama, komisyon raporunun 42’nci maddeye uygun olduğu yönünde.
BAŞKAN – Evet.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Ben size örnekleri verdim. Komisyonun görüşlerini yansıtır
komisyon raporu, iktidar grubunun görüşlerini değil. Komisyonda iktidar veya
muhalefet milletvekilleri tarafından ifade edilen görüşler gruplandırılır ve bu
görüşler komisyonun görüşleri olarak rapora yansıtılır. Millî Eğitim Komisyonu
Raporu’nun görüşleri olarak ortaya konulan görüşler tamamen iktidar partisi
grubunun görüşleridir. Böyle olduğu hâlde, siz “Bu rapor 42’nci maddeye
uygundur.” derseniz, siz o makamda bir İç Tüzük ihlali yapmış olursunuz.
BAŞKAN – Değil Sayın
Hamzaçebi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Efendim?
BAŞKAN – İç Tüzük ihlali
yapmıyorum, o sizin görüşünüz; ben İç Tüzük ihlali yapmıyorum.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Sayın Başkan, bu kadar hukuksuz bir açıklama yapamazsınız.
BAŞKAN – Hayır, o şekilde
hitap edemezsiniz bir defa.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Talimat nereden geliyor Sayın Başkan?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Açıklamanız hukuksuzdur.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Açıkça söyleyin, bu talimat yazılı talimat mı, belirli bir görevi ifa etmek
üzere bir talimatlandırma mı?
BAŞKAN – Görüşlerinizi
belirtirsiniz ancak benim ne şekilde hareket ettiğimi belirtemezsiniz,
“hukuklu” veya “hukuksuz” diyemezsiniz. Lütfen...
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Sayın Başkan…
BAŞKAN – Görüşlerinizi
belirtirsiniz, ben de görüşlerimi belirtirim ama benim hukuksuz veya hukuklu
açıklama yaptığımı söyleyemezsiniz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Yok, bu benim özgürlüğümdür. Ben gördüğümü söylüyorum.
BAŞKAN – Söyleyemezsiniz,
bu konu hakkındaki görüşlerinizi belirtirsiniz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Ben gördüğümü söylüyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan…
BAŞKAN - Ben bu konuyla
ilgili usul tartışması açıyorum. Buyurun, lehte ve aleyhte 4 kişiye söz
vereceğim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) –
Lehte.
BAŞKAN – Lehte Mustafa Elitaş.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Mehmet Şandır aleyhte.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Lehte.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Aleyhte.
AHMET AYDIN (Adıyaman) –
Aleyhte Sayın Başkan, aleyhte.
HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın
Başkan…
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Aleyhte.
BAŞKAN – Sayın Hamzaçebi
aleyhte.
AHMET AYDIN (Adıyaman) –
Sayın Başkan, ben de aleyhteyim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) –
Sayın Aydın, aleyhte.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Sayın Başkan…
BAŞKAN – Usul tartışması
açtım Sayın Kaplan. Lehte mi aleyhte mi onu söyleyin.
MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU
(Kayseri) – Tayyip Erdoğan’dan korkanlara bak!
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Aleyhte söz alıyorum.
BAŞKAN – Aleyhte.
Buyurun Sayın Elitaş, lehte...
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Lehte ben istemiştim Sayın Başkan.
BAŞKAN – Sayın Canikli, üç
dakika süre veriyorum, buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) –
Tam alkışı hak etti, bravo!
IX.-
USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER (Devam)
3.-
Komisyon raporuyla ilgili açıklamasına ilişkin Başkanın tutumu hakkında
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) –
Sayın Canikli, siz de Komisyonda yoktunuz.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– Bütün bu tartıştığımız hususlar bu kanun teklifi basılıp dağıtılmadan önceki
süreçte yaşandı, yapıldı.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Sonuç olmadı ama.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– Her aşamada, her konuda, her şekilde bütün merciler nezdinde konuşuldu ve
tartışıldı.
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Nerede, nerede?
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Kiminle?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– Sonuç itibarıyla bir karara bağlandı. O kararın neticesinde de gündeme girdi
değerli arkadaşlar. Bu tartışmalar artık, bu noktada burada yapılamaz bizim
kanaatimize göre. (CHP ve BDP sıralarından gürültüler)
İZZET ÇETİN (Ankara) –
Nerede tartışıldı?
SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) –
Çoğunluğun diktasını uyguladınız.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– Bakın, ayrıca komisyon raporunda hiçbir eksiklik söz konusu değildir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – O
kalemi sallama tehdit eder gibi.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– Sayın Yeniçeri’nin teklifi, Milliyetçi Hareket
Partisinin teklifi 29’unda verilmiştir. 42’nci sayfadaki özet 23’ünden 29’una
kadar olan kısımla ilgilidir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın
Başkan, tehdit ediyor. Kalem sallıyor bize, sallayamaz. Parmak sallıyor, böyle
bir şey olur mu?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– 43’üncü sayfaya baktığınız zaman çok
net bir şekilde dikkate alındığını ve rapora dercedildiğini
görürsünüz. Aynen şöyle söylüyor…
OKTAY VURAL (İzmir) – 29
Şubat…
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– “Ankara Milletvekili…”
OKTAY VURAL (İzmir) –
Akıbeti belli değil, akıbeti.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– “…Özcan Yeniçeri, Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekilleri; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay Vural…” diye başlıyor ve
devam ediyor. (AK PARTİ ve CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)
MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU
(Kayseri) – Küfür etme! O senin anan!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– Ayrıca şunu söylüyor, bakın: Teklifin birleştirilmesine ve bunun (2/385) sıra
sayılı Teklif üzerinden görüşülmesine karar veriyor.
MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU
(Kayseri) – O dediğin senin anan!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– Dolayısıyla ifade edildiği gibi bir durum söz konusu değildir. Milliyetçi
Hareket Partisinin teklifi rapora dercedilmiştir,
değerlendirilmiştir, dikkate alınmıştır; bu bir.
İkincisi değerli
arkadaşlar, raporda aynen şu da var…
OKTAY VURAL (İzmir) –
Akıbeti belli değil. Kanun teklifin burada, nerede bu?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– 43’üncü sayfa Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Tabii, akıbeti ne onun?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– Aynı şekilde, efendim, bir teklif üzerinden birleştirilerek yürütülmüştür,
onu çok net olarak ifade ediyorum. (AK PARTİ ve CHP sıraları arasında
karşılıklı laf atmalar)
MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU
(Kayseri) – Özür dileyeceksin, sen özür dileyeceksin. O senin anan, o
söylediğin… Senin anan yok mu, senin karın yok mu?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– Ayrıca sadece iktidarın değil aynı zamanda raporda muhalefetin görüşlerine de
yer verilmiştir. Bakın, 45’inci sayfanın birinci paragrafı; ilk bu. Bundan sonraki özetler tamamen muhalefetin
görüşlerini yansıtan yani eleştiren, eleştirel görüşlerini yansıtan
düzenlemelerdir.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan… Sayın Başkan…
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
– Dolayısıyla, bu noktada herhangi bir sıkıntı söz konusu değildir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın
Başkan…
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
- Bakın, ben size okuyorum: “İlk dört yıldan sonra açık öğretim sisteminin
getirilme teklifi eğitimde devamlılık ve başarı kriterlerini düşürmeye açık
olmakla birlikte özellikle cinsiyet eşitsizliğine sebep olacak kagıları doğurmaktadır.”
OKTAY VURAL (İzmir) – Tevil
yoluyla olmaz.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
- Bu çok net bir eleştiridir ve muhalefete mensup arkadaşların Komisyonda
yaptığı eleştirilerin buraya yansıtılmasıdır ve devamında aynı şekilde buna
benzer açıklamalar söz konusudur. (AK PARTİ ve CHP sıralarından gürültüler)
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan… Sayın Başkan…
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
- Bu çerçevede özetlemek gerekir ki rapor İç Tüzük’e…
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan, o zaman oturmayın orada yahu!
“Ne yapayım?” olur mu yahu?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
- …kanuna, uygulamaya, her şeye uygundur Sayın Başkan, tutumunuz doğrudur.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar; AK PARTİ ve CHP sıraları
arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Sayın Başkan… Sayın Başkan…
OKTAY VURAL (İzmir) – Kim talimat verdi size? Seul’den
mi talimat geldi?
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Sayın Başkan…
EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) –
Sayın Başkan, görmüyor musun şu kavgayı?
OKTAY VURAL (İzmir) – Kim
talimat verdi size? Meclis Başkan Vekili talimatla hareket etmez!
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Sayın Başkan…
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) –
Sayın Başkan, böyle nasıl devam ediyorsunuz?
PERVİN BULDAN (Iğdır) – Ara
verin Sayın Başkan.
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 21.46
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma
Saati: 21.53
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 83’üncü Birleşiminin Beşinci
Oturumunu açıyorum.
199 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
Şimdi açılan usul
görüşmelerinde söz sırası aleyhte söz isteyen…
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Sayın Başkan, bu Meclisin bu duruma gelmesini sebebi sizsiniz, Meclis
Başkanıdır.
BAŞKAN – Sayın Genç, lütfen
oturun.
Sayın Hamzaçebi, buyurun.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Siz
Meclisi yönetmesini beceremiyorsunuz. İç Tüzük’ü
dinlemiyorsunuz, Anayasa’yı… Böyle ahlak olur mu!
BAŞKAN – Sayın Genç, sizin
yaptığınız gibi olur mu peki?
KAMER GENÇ (Tunceli) – İç Tüzük’ü tanımıyorsunuz. Komisyondan geçmemiş bir şeyi
getirip burada nasıl müzakere edeceksin?
Bana “Sayın” deme. Bir
defa, siz ahlaklı olun. Meclisin kurallarına uyun. Böyle bir şey olur mu! İç
Tüzük açık.
BAŞKAN – Kem söz sahibine aittir
Sayın Genç.
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Meclis komisyonlarından geçmemiş bir metni getirip burada nasıl müzakere
ediyorsunuz? Ya insan biraz…
BAŞKAN – Buyurun Hamzaçebi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biraz önce yerimden
açıklamaya çalıştığım görüşlerimi burada çok kısaca ifade etmeye çalışacağım.
Bu teklifin Millî Eğitim
Komisyonu görüşmeleri sırasında büyük bir hukuksuzluk yaşanmıştır.
Milletvekillerimizin söz hakkı tanınmamıştır. Son gün tutanağına da yansıdığı
üzere gerek Millî Eğitim Komisyonu üyelerimizin gerekse Yalova Milletvekili ve
Grup Başkan Vekilimiz Sayın Muharrem İnce’nin “Söz istiyorum.” talepleri olmuş
olmasına rağmen Komisyon Başkanı “Söz isteyen yoktur.” diyerek maddeleri
oylamaya sunmuş ve kabul etmiştir. İç Tüzük’ün
29’uncu maddesi komisyonlarda istem sırasına göre söz verileceğini
düzenlemektedir. İstem sahibine söz verilmemesi 29’uncu maddeye açık bir
aykırılıktır.
Yine Anayasa’nın 87’nci
maddesine göre, yasama görevi Türkiye Büyük Millet Meclisinindir, yani
milletvekillerinindir. Milletvekilleri yasama görevlerini, görüşlerini ifade
ederek, yani konuşarak yapacaklardır. Milletvekillerine söz hakkı tanınmamış
olması, İç Tüzük’ün 29’uncu maddesi kanalıyla
Anayasa’nın 87’nci maddesinin de ihlali anlamına gelmektedir.
Yine Komisyon raporu,
Cumhuriyet Halk Partili Komisyon üyelerinin görüşlerini yansıtmamak suretiyle,
İç Tüzük’ün 42’nci maddesine aykırı düzenlenmiştir.
Cumhuriyet Halk Partili Komisyon üyelerinin Komisyon Başkanlığına yazmış olduğu
bu yazı da Komisyon raporuna dâhil edilmemiştir. Bu da İç Tüzük’ün
42’nci maddesine çok açık bir aykırılıktır.
Bu kürsüye çıkan AKP’nin
bir sayın grup başkan vekili, Komisyon görüşmeleri sırasında toplam 91 saatlik
bir görüşme olduğunu söyleyerek muhalefetin bu hakkı kötüye kullandığı
anlamında bir değerlendirme yaptı. Hepiniz biliyorsunuz ama bir kez daha
söylemek istiyorum. 97 yılında sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitime ilişkin
yasa tasarısı görüşülürken 11 maddelik o tasarı komisyonda tam 93 saat görüşülmüştür,
93 saat. Bugün sizin ağabeyleriniz, AKP Grubunun büyükleri o gün Refah
Partisinin milletvekiliydi ve konuşma haklarını kullanıyordu. Aynı ölçüyü bugün
tutturalım desek 27 maddelik bu teklifin toplam 228 saat daha görüşülmesi
gerekirdi. Yani ilave 137 saat daha görüşülmeli ki 97 yılındaki süreyi
tutturabilmiş olalım. “Bir milletvekili on iki saat görüştü.” diyerek bir şeyi
kapatamazsınız. Komisyonda bir hukuksuzluk yaşanmıştır. O hukuksuzluk bugün
Sayın Başkan tarafından burada devam ettirilmeye çalışılmaktadır. Bunu
bilgilerinize sunuyorum.
Saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Hamzaçebi.
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Sayın Başkan…
BAŞKAN – Sayın İnce, şu
usul tartışmasını bitirelim, söz vereceğim.
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Sayın Başkanım, farklı bir şey, onun için önemli.
BAŞKAN – Ama bu doğru değil
ki, usul tartışmasını bitirelim, vereceğim söz.
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Sayın Başkanım, dinlediğinizde göreceksiniz ki çok haklıyım.
Şu anda Gaziantep Milletvekili
Şamil Tayyar Twitter’a şöyle bir mesaj yazdı: “4+4+4
okulları değil, meyhaneleri vurdu; CHP’li vekiller tam kadro Mecliste.” Bu
ahlaksız mesajı kınıyoruz. Kürsüden Bülent Arınç da Çetin Soysal’a bunu dedi,
Çetin Arkadaşıma 8 milyar para ödedi. Şamil Tayyar bu kürsüden, gelip CHP
Grubundan özür dilesin. Bu Meclisi çalıştırmayız! Alkışlarla buraya vuruyoruz,
gelip özür dilesin. (CHP sıralarından “Yuh” sesleri, sıra kapaklarına sürekli
vurmalar)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, yazıktır, devlet malı yani.
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Özür dileyecek! Özür dileyecek! O ahlaksız yazıyı kim yazdı, gelsin özür
dilesin. (CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
BAŞKAN – Lehte söz isteyen,
Mehmet Şandır.
Sayın Şandır…
OKTAY VURAL (İzmir) – Önce
gürültüyü bitirin, sonra…
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) –
Sayın Başkan, lehte söz talebim var.
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Özür dileyecek!
BAŞKAN – Şimdi, Sayın
Şandır, ne yapmam gerekir benim? (CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar,
gürültüler)
OKTAY VURAL (İzmir) – İç
Tüzük yazıyor, gürültüyü bitireceksiniz.
BAŞKAN – Tamam, ne yapayım?
OKTAY VURAL (İzmir) –
Gürültüyü bitireceksiniz, İç Tüzük’te yazıyor.
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Şamil Tayyar özür dileyecek burada!
BAŞKAN – Ama…(CHP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
OKTAY VURAL (İzmir) – Ne
yapalım, biz ne yapalım?
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Bu
gürültüde müzakere yapılır mı Sayın Başkanım?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) –
Sayın Başkanım…
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Şamil Tayyar haddini bilecek, özür dileyecek burada. (CHP sıralarından sıra
kapaklarına vurmalar, gürültüler)
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Olmaz efendim.
BAŞKAN – Sayın Şandır,
lütfen ama…
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Sayın Başkanım, bu gürültüde müzakere yapılır mı, konuşma yapılır mı?
BAŞKAN – Sayın Şandır, İç
Tüzük ihlaliyse İç Tüzük ihlali. Ne yapmam gerekiyor? (CHP sıralarından sıra
kapaklarına vurmalar, gürültüler)
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Ara verin.
BAŞKAN – Benim, güvenlik
kuvvetlerini buraya çağırma imkânım yok ki, öyle bir yetkim yok ki, İç Tüzük
buna müsaade etmiyor ki. (CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar,
gürültüler)
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
68’e göre ara verirsiniz…
BAŞKAN – Ama uyarıyorum
arkadaşları…
Sayın milletvekilleri,
lütfen… (CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
OKTAY VURAL (İzmir) –
Duyulmuyor efendim.
BAŞKAN – Benim yapmam
gereken bu, yapabileceğim bu. (CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar,
gürültüler)
OKTAY VURAL (İzmir) –
Efendim, sesiniz gelmiyor, sesiniz gelmiyor Sayın Başkan.
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Şamil Tayyar, o mesaj için çıksın buradan özür dilesin. (CHP sıralarından sıra
kapaklarına vurmalar, gürültüler)
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Meclisi çalıştırmamak için… Ne alakası var?
BAŞKAN – Sayın İnce…Sayın
Hamzaçebi…(CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan, sesiniz gelmiyor.
BAŞKAN - …İç Tüzük
ihlalinden bahsediyorsunuz ama yapılan bir İç Tüzük ihlali. Lütfen… (CHP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
MUHARREM İNCE (Yalova) – Ne
İç Tüzük’ü? Hakaret etmiş adam, çıkıp özür dilesin
burada. Ne İç Tüzük’ünden bahsediyorsun?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) –
Sayın Başkan…
BAŞKAN – Dava açarlar,
burada hakaret etmedi, dava açarlar. (CHP sıralarından sıra kapaklarına sürekli
vurmalar, gürültüler)
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Bununla ne alakası var?
MUHARREM İNCE (Yalova) – Ne
İç Tüzük’ünden bahsediyorsun?
BAŞKAN – Genel Kurul’da Twitter’dan değil kürsüden yapılan sataşmalara cevap
verilir. Bizim haberimiz yok ki. (CHP sıralarından sıra kapaklarına sürekli
vurmalar, gürültüler)
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Meclisten Twitter’a yazmış, Meclisten yazıyor.
SIRRI SAKIK (Muş) – Daha
önce milletvekillerini kınadınız burada.
BAŞKAN – O zaman, Sayın
İnce, tüm gazete köşe yazarlarının yazdığı yazılara buradan cevap verilmesi
gerekir. Ama bahane aranılıyorsa o başka bir şey. Bu Meclis çalışacak, milletin
Meclisi. Lütfen… (CHP sıralarından sıra kapaklarına sürekli vurmalar,
gürültüler)
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Sayın Başkan, ne alakası var! Böyle bir olay olur mu?
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Özür dilesin!
BAŞKAN – Yapabilirsiniz
yani, bunu millet de seyrediyor yani.
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Özür dilesin!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) –
Sayın Şandır…
OKTAY VURAL (İzmir) – Ya,
siz çağıramazsınız Sayın Şandır’ı! Siz oturun ya!
Bizim Grup Başkan Vekilimizi Obama gibi işaretle çağıramazsın sen ya!
BAŞKAN – Sayın Şandır,
lütfen ama… Söz talebinizden vazgeçtiğinizi düşünürüm Sayın Şandır. Lütfen ama…
(CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Sayın Başkan…
BAŞKAN – Sayın Şandır, bu
doğru değil ki!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) –
Sayın Şandır çıkmayacaksa, ben çıkacağım.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) –
68’inci maddeye bak.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Sayın Başkan… (CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
BAŞKAN – Sayın Hamzaçebi,
Sayın İnce, sabaha kadar vurabilirsiniz, bunu… (CHP sıralarından sıra
kapaklarına vurmalar, gürültüler)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Oyla,
oyla! Oylasana!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) –
Sayın Başkan…
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Oyla,
geçir! Millî Eğitim Komisyonu Başkanı, oylasınlar söyle.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) –
Sayın Başkan, lehte ve aleyhte söz veriyorsunuz. Eğer lehte konuşmayan birisi
varsa, onun adına ben konuşmak istiyorum. (CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar,
gürültüler)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Oyla,
geçsin!
SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) –
Ara verin Sayın Başkan, ara verin.
ÜNAL KACIR (İstanbul) –
Başkan, konuşmuyorsa bir başkasına verin. (CHP sıralarından sıra kapaklarına
vurmalar, gürültüler)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) –
Sayın Başkan… Sayın Başkan… (CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar,
gürültüler)
AYTUĞ ATICI (Mersin) – Bu aşağılıklıktır.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) –
Sayın Başkan…
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Şamil Tayyar özür dilesin, Twitter’dan özür dilesin,
yazsın oraya.
BAŞKAN – Sayın Tayyar, Twitter’da böyle bir yazı yazdıysanız, lütfen Twitter’dan özür dileyin. (CHP sıralarından sürekli sıra
kapaklarına vurmalar, gürültüler)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) –
Meclis çalışmalarına devam edelim. Sayın Başkan, Twitter’da
kimse görmedi bunu. Böyle şey olur mu, Twitter
Meclise taşınır mı?
Sayın Başkan, Sayın Şandır
konuşsun, aksi hâlde ben konuşmak istiyorum. (CHP sıralarından sıra kapaklarına
vurmalar, gürültüler)
BAŞKAN – Sayın Şandır,
lütfen kürsüye gelin.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Sayın Başkan, bu gürültüde müzakere olur mu? 68 önünüzde, açın okuyun.
BAŞKAN – Sayın Şandır,
anladım da Tüzük ihlali yapıyorlar. Meclis çalışmasın mı Sayın Şandır,
çalışmasın mı? Ne yapayım? (CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar,
gürültüler)
Beş dakika ara veriyorum
sayın milletvekilleri.
Kapanma
Saati: 22.04
ALTINCI OTURUM
Açılma
Saati: 22.15
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Özlem YEMİŞÇİ (Tekirdağ), Tanju ÖZCAN (Bolu)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 83’üncü Birleşiminin Altıncı
Oturumunu açıyorum.
199 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
Şimdi, açılan usul
tartışmasında söz sırası lehte söz isteyen Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’da.
Buyurun Sayın Şandır. (MHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Başkanım, meselenin lehi-aleyhi kalmadı, gittikçe nezaheti de nezaketi de
kaçıyor.
Öncelikle Sayın Cumhuriyet
Halk Partisi Grubunun ortaya koyduğu tepkiye sebep olan o mesajı ben
milletvekili olarak, insan olarak kınıyorum, doğru bir şey değil. Birbirimizi
sevmeyebiliriz, birbirimizle aynı görüşleri paylaşmayabiliriz, hatta
hesaplarımız da birbirine uymaz, birbirimizle ters de düşebiliriz ama birbirimize
saygılı olmak mecburiyetindeyiz. Hele böyle bir hükmi şahsiyeti suçlayarak, bir
partinin hükmi şahsiyetini suçlayarak bir iş yapılmaz olur. Ben öncelikle
deminki tartışmalara sebep olan o mesajı doğru, yakışık, şık, güzel
bulmadığımı, ona sebep olan arkadaşın bunun gereğini yerine getireceğini de
ümit ettiğimi sizlere ifade ediyorum.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Fethullah’tan talimat almış canım, Fethullah
diyor ki: “Bu kanunu çıkarmayın.”
MEHMET ŞANDIR (Devamla) –
Ben inanıyorum ki aynı hassasiyeti diğer grup başkan vekilleri de gösterecektir
çünkü bu Meclis milletin Meclisi, biz de milletin vekilleri olarak milletin
sorunlarına çözüm üretmek üzere bir araya geldik. Bu bir araya gelişimiz bir
nezaket veya bir kurallar bütünlüğü içerisinde olmak durumunda. Lütfen, bunu
korumayı, yanlışa birlikte itiraz etmeyi becermemiz, başarmamız gerekiyor ve
inanıyorum ki diğer grup başkan vekili arkadaşlar da aynı duruşu
sergileyeceklerdir.
Değerli Başkanım, bizim bu
usul tartışmasına itirazımız şu: Millî Eğitim Komisyonunda bizim 3 sayın üyemiz
var, iyi niyetli, gayretli, samimiyetli ve kapasiteli, 3’ü de eğitimci. Bunlara
Komisyonda söz verilmedi, ben oradaydım. “Verildi.” denilirse…
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Nabi, söyle bakalım: Verildi mi, verilmedi mi?
MEHMET ŞANDIR (Devamla) –
Söz verilmedi.
Önergelerimiz var,
önergelerimizin mahiyetini söylüyoruz, ısrarla da söylüyoruz, bu önergeler
dikkate alınıp işleme alınmadı.
Şimdi, kanun teklifimiz
var, kanun teklifimiz dikkate alınmadı.
AYTUĞ ATICI (Mersin) –
“Aldık.” diyor!
MEHMET ŞANDIR (Devamla) –
Şimdi, bu Komisyon raporunu tekâmül etmiş kabul edebilir miyiz? Bunun üzerine
bir Genel Kurul görüşmesi usulüne uygun yapılmış olabilir mi? İçtüzük’e uygun olabilir mi? Her şeyden önemlisi, her
şeyden önemlisi değerli arkadaşlarımız, olanı olmamış gibi sunmak nasıl bir
duygu, nasıl bir anlayış?
AYTUĞ ATICI (Mersin) – Nabi
Bey’e soralım!
MEHMET ŞANDIR (Devamla) –
Lütfen yahu! Allah aşkına! Allah aşkına!
MEHMET GELDİ (Giresun) –
Aynı şeyleri söylüyorsun.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Yahu,
aynı şeyleri söylüyoruz ama arkadaşlar yani biz söylüyoruz, siz anlamamakta
ısrar ediyorsunuz.
Bakın, çok önemli ve
değerli bir konuda müzakere yapıyoruz ama yanlışın üzerine müzakere olmaz,
yanlışın üzerine doğruyu bina edemeyiz, yanlış başlayan bir şeyin sonundan
hayır bekleyemeyiz, itirazımız bu.
Dünya kopmuyor, yarın
uygulanmayacak bu kanun, daha altı, yedi, sekiz ay sonra uygulanacak; gelin
şunu düzeltelim, birlikte müzakere edelim ve çok hayırlı bir iş yapalım diye
teklif ediyoruz ama inadım inat diyorsunuz…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
AYTUĞ ATICI (Mersin) –
Talimat var, talimat!
MEHMET ŞANDIR (Devamla) –
…biz de bunu kabullenemiyoruz.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Şandır.
AYTUĞ ATICI (Mersin) – Emir
demiri keser!
MEHMET ŞANDIR (Devamla) –
Yoksa, meselenin içeriğine daha giremedik, içeriğinde söyleyeceklerimiz var ama
usulünde çok yanlış yapıyorsunuz.
Bunu arz etmek üzere söz
aldım.
Çok teşekkürler. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Aleyhte söz
isteyen Hasip Kaplan, Şırnak Milletvekili.
Buyurun Sayın Kaplan. (BDP
sıralarından alkışlar)
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Değerli milletvekilleri, “Twitter” üzerinden Meclisi
karıştırmanın ahlaki olmadığını düşünüyorum. Hele hele ana muhalefet partisi
grubunu tüzel kişi olarak suçlamanın da bir özür dilemeyi gerektirdiğini, aynı
“twit” üzerinden bu arkadaşın bunu yapması
gerektiğini düşünüyorum ve bütün milletvekillerinin de buna dikkat etmesini
istiyorum. Hiç kimsenin hakkı yoktur buna. Yani “İç Tüzük’te
sosyal medya yoktur.” diye bunu hoyratça kullanmanın kişi olarak götürüsü
çoktur.
Değerli arkadaşlarım, bu
konu, eğitim konusu ciddi. İnanın, biz BDP Grubu olarak dosyalarımızı
hazırladık, görüşlerimizi, muhalefet şerhimizi hazırladık ve istiyoruz ki doğru
dürüst bir şey yapalım.
Şimdi, Anayasa’nın 42’nci
maddesi, bir de İç Tüzük’ün 42’nci maddesi var -ikisi
de 42 dikkat edin- bu 42’deki hükmü iyi okuyun arkadaşlar. Bu kanunun tamamı
Anayasa’ya aykırı. Bu Anayasa da Kenan Evren’in anayasası, bu da darbe
anayasası. Bu darbe anayasasında 42’nci madde zaten ana dili tamamen
yasaklıyor. İsterseniz “seçmeli ders” deyin, isterseniz… Bir hikâye yani.
Şimdi, böyle bir durumda
birbirimizi kandırmayalım. Anayasa 42 nedir? “Türkçeden başka hiçbir dil bilmem
ne yapılamaz.” diyor. Onu bırakın, diğer maddelerde “Şu düşünceye, ideolojiye
uygun olmayan eğitim yapılamaz.” diyor. “İlköğretim”, “ortaöğretim” diye
bölümlere ayırmış. Şimdi kanunla siz bu Anayasa’yı nasıl değiştireceksiniz
arkadaşlar? Ortak bir Anayasa çalışmamız var; gelin, orada bitirelim, gelin,
eğitimle ilgili ortak bir araştırma komisyonu kuralım -biz zaten bu konuda bir
komisyon kurduk- çalışalım üç ay -o arada Anayasa’nın esası da görüşülecek-
ciddi bir iş yapalım, sağlıklı bir iş yapalım. Yani ortaklaştığımız şeyler var,
karşı çıktıklarımız var ama samimi olarak şunu söyleyeceğim: Bu Roma taburları
taktiğiniz sökmez arkadaşlar. Roma taburları yol almak için, hızlı yol almak
için yolları kaplama yaparlardı fakat siz de çoğunluğunuza güvenip Komisyonda
yol almak, hız yapmak için Komisyonu kapladınız, hoş olmadı. Muhalefeti
susturdunuz, muhalefet şerhini bile almadınız, görüşünü almadınız, yirmi
maddeyi yirmi dakikada jet hızıyla geçirdiniz. Buna “kapkaç” denir “kapkaç”,
Mecliste buna “kapkaç” denir. Yapmayın arkadaşlar! Bu Meclisin saygınlığına hep beraber gölge
düşürüyoruz şu an, bu Meclise insanların güveni kalmadı artık. Çocuklar “Bizim
okullarımız nasıl olacak?” diye gözlerimizin içine bakıyorlar, bakıyorlar da
iyi örnek olmuyoruz, kötü örnek oluyoruz arkadaşlar.
Ne olur gelin, bunu
aklıselimle konuşalım, çözelim, bunu inada bindirmeyelim diyorum, saygılar
sunuyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Canikli, buyurun.
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
14.-
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin, hangi ortamda, kime karşı olursa
olsun hiçbir hakareti doğru bulmadıklarına ilişkin açıklaması
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, öncelikle
şunu belirtmek gerekir ki hiç kimsenin hiç kimseye hakaret etme hakkı yoktur.
Biraz önce Sayın İnce’nin ifade ettiği ve kendi tüzel kişiliklerini hedef alan
o hakareti de kabul etmiyoruz elbette, reddediyoruz. Kim olursa olsun, kime
karşı yapılırsa yapılsın, hangi ortamda olursa olsun, Twitter’da
ya da başka bir ortamda, bu tür hakaretlerin hepsini reddediyoruz, kabul
etmiyoruz Sayın Başkan.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
IX.-
USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER (Devam)
3.-
Komisyon raporuyla ilgili açıklamasına ilişkin Başkanın tutumu hakkında (Devam)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Komisyonun 199 sıra sayılı Raporu’na ilişkin iddialar ile
Komisyon Başkanı da dâhil olmak üzere yapılan açıklamaları dikkatle dinledik.
Komisyon raporunun görüşülebilir bir şekilde tamamlanmış olduğuna yönelik
Başkanlığın tutumu üzerinde açılan usul tartışmasında da lehte ve aleyhte
görüşler paylaşıldı.
Komisyon raporu, İç Tüzük’ün 42’nci maddesi başta olmak üzere ilgili
hükümlerine aykırılık taşımadığı, tekemmül etmiş olduğu kabulü ile bastırılarak
dağıtılmış, gelen kâğıtlar listesine alınmış ve gündeme girmiştir.
Başkanlığımızın raporun görüşmelerine başlanması ve sürdürülmesi yönündeki
tutumunda bir değişiklik olmamıştır.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Tekemmül etmemiştir. Tutanaklara girsin. Tekemmül etmeyen bir raporu zorla siz
görüşüyorsunuz, milletin iradesini engelleyerek görüşüyorsunuz.
X.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın
ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize Milletvekili
Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık Yakut ile
5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili
Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir,
Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten
Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır
ve İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik
ve Spor Komisyonu Raporu (2/358, 2/305, 2/306, 2/307, 2/312, 2/384, 2/385) (S.
Sayısı:199) (Devam)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, alınan karar gereğince bu teklif İç Tüzük’ün
91’inci maddesi kapsamında temel kanun olarak görüşülecektir. Bu nedenle,
teklif, tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanıp maddelerine geçilmesi kabul
edildikten sonra bölümler hâlinde görüşülecek ve bölümlerde yer alan maddeler
ayrı ayrı oylanacaktır.
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) –
Sayın Başkan, dinlemiyorsunuz galiba burada konuşulanları.
BAŞKAN – Teklifin tümü
üzerinde Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz isteyen Mülkiye Birtane, Kars Milletvekili.
Buyurun Sayın Birtane. (BDP sıralarından alkışlar)
BDP GRUBU ADINA MÜLKİYE
BİRTANE (Kars) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri…
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Sayın Başkan, bir gündür bunu müzakere ediyoruz. Sen hangi vicdanla bu kanunu
müzakereye açıyorsun? Hangi vicdanla, hangi akılla, hangi inançla, hangi
fikirle bunu açıyorsun?
BAŞKAN – Sayın Genç,
kürsüde Sayın Milletvekili konuşuyor.
Buyurun Sayın Birtane.
KAMER GENÇ (Tunceli) -
Orada yasayı ihlal ediyorsun, İç Tüzük’ü ihlal
ediyorsun? Böyle bir şey olur mu ya! Böyle bir şey olmaz ya! Hayır, niye daha
önce gelmediler? Tayyip Erdoğan “Benim
Meclis Başkan Vekilim gelip benim militanım olur, ben bu kanunları çıkartırım.”
dedi. Siz militan mısınız?
Bu Nabi’ye soruyorum
Nabi’ye: Niye Komisyonda müzakere ettirmedin?
BAŞKAN – Buyurun Sayın Birtane.
MÜLKİYE BİRTANE (Devamla) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 199 sıra sayılı Kanun
Teklifi üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün yine bu Mecliste
toplumu geren bir konuyu tartışmaya başlıyoruz. Tam da şu anda, bu tasarıyı
kabul etmeyen eğitim emekçileri Türkiye'nin dört bir yanından Ankara’ya eylem
yapmak üzere yola çıkmış bulunuyorlar ve tüm emekçilerin, Batman’da,
Diyarbakır’da, İçişleri Bakanlığının genelgesi ve Valinin talimatıyla yolları
kesilerek Ankara’ya gelmeleri engellenmiş bulunmaktadır.
AYTUĞ ATICI (Mersin) – Hiç
şaşırmadım.
MÜLKİYE BİRTANE (Devamla) –
Bu sefer de “Nevroz”daki gibi, emekçiler için bir
talimat verilmiş ve buraya gelişleri engellenmiştir. Neden korkuluyor? Kamu
emekçileri veya eğitim emekçilerinin bu yasada görüşleri alınmamış, onların
seslerinin duyulması istenmediği için bu arkadaşlarımızın gelişleri engellenmiş
bulunmaktadır.
Türkiye’de eğitimin
ideolojik dayatmalara açık olması, gelmiş geçmiş bütün iktidarların bu alanı
kendi politik görüşleri temelinde şekillendirmelerinden kaynaklanıyor. Bu
anlayışa göre eğitim kurumları iktidarın hedefini gerçekleştirmek için ona biat
edecek bireylerin yetiştirildiği yerlerdir. İşte tam da böyle bir anlayışla
düzenlenmiş yeni bir kanun teklifi ile karşı karşıyayız. Bütün toplumu
ilgilendiren ve ülkenin bugününü, geleceğini belirleyecek olan eğitim, bu kez
de AKP’nin ideolojik hedeflerinin hükümranlığında olacaktır.
Eğitim sisteminde yeni
uygulamaları içeren model değişiklikleri bilimsel değerlendirmeler ve
araştırmalar çerçevesinde katılımcı ve müzakereye açık olarak yapılmalıdır.
Bilimsel değerlendirmeye dayanmayan, müzakereye kapalı ve dayatmacı
değişiklikler eğitimin ideolojik bir araca dönüştürülmesinden öte bir anlam
taşımaz. Türkiye’deki mevcut eğitim sistemi her yönüyle sorunludur. Daha en
başından eğitim, ırkçı, cinsiyetçi ve tekçi resmî ideolojiyi yeniden üretmek
üzerine kurgulanmıştır. Ana dilinde eğitim yasağı, zorunlu din dersleri ve
yatılı bölge okulları bunun en açık kanıtıdır. Aynı şekilde, taşımalı eğitim
uygulaması, sınav merkezli eğitim ve eğitimin dershaneler, özel okullar eliyle
adım adım paralı olması ve bir pazar hâline getirilmesi bu sorunlar
arasındadır. Eğitim emekçilerinin sosyal ve mali haklarının hiç edilmişliği,
ataması yapılamayan, yapılmayan yüz binlerce öğretmen meselesi, eğitimdeki
sınıfsal ve bölgesel ayrımcılık ise mevcut eğitim sisteminin kronikleşmiş
sorunlarından sadece birkaçıdır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türkiye, millî gelir içinde eğitim harcamalarına ayrılan pay
itibarıyla 171 ülke içinde 132’nci sırada yer alıyor. Toplam nüfusun sadece
yüzde 20’si lise mezunudur. Dört yıllık üniversite mezunu ise yüzde 10’ları
bile bulmuyor. Türkiye, okullaşma oranı en düşük olan ve öğretmenlerin düşük
ücretle çalıştığı, buna karşın en fazla mesai yaptığı ülkeler arasında yer
alıyor. İnsanlar için en temel hak olan ana dilde eğitim yasağı hâlâ
kaldırılmadığı gibi, ders kitapları ırkçı, cinsiyetçi, bilimsel gerçeklikten
uzak unsurlardan arındırılmış değildir.
Türkiye’de eğitim
sisteminin elbette yeni bir model uygulamasına ihtiyacı vardır ancak bu teklif
bu ihtiyacı karşılamıyor, tam aksine, yeni sorunların ortaya çıkmasına sebep
oluyor. Bu tasarı ile, bugüne kadar eğitimi yapboz tahtasına dönüştüren
uygulamalara yenisi ekleniyor.
Eğitim alanında yapılan
değişikliğin, bilimsel, demokratik, eşit ve özgürlükçü bir eğitim sistemini
hayata geçirmek ve emek sömürüsüne son vermek gibi niteliği olmalıdır. Oysa bu
tasarı, asimilasyoncu, sömürüden yana, bilim dışı, antidemokratik bir eğitimin
AKP tarafından kanunlaştırma aşamasıdır. Nitelikli bir genel ve temel eğitim
üzerine inşa edilmeyen eğitim sistemi, depreme dayanıksız yapılara
benzeyecektir.
On iki yıllık zorunlu
eğitim olarak hazırlanan kanun teklifiyle eğitim on iki yıla çıkarılmıyor, yine
sekiz yılda sabitleniyor. Bu durumda öğrencilerin ilk kademede zorunlu eğitim
olarak sürdürdükleri okul hayatı, ikinci kademede mesleğe yönlendirme olarak
devam edecektir. On yaşındaki çocukların bu yaşta meslek ile ilgili sağlıklı
seçimler yapamayacağı göz önünde bulundurulduğunda, tasarı ile eğitimsiz ve
yoksul ailelerin çocukları aileleriyle aynı kadere mahkûm edilecektir.
İkinci kademe, çocukların
mesleki yönelim konusunda bağımsız olarak kendi tercih ve yönelimleri
çerçevesinde karar vermelerinin olanaklı olmadığı bir yaş aralığına denk
düşüyor. Bu nedenle, yönlendirmenin fiilen aile ve örgün eğitim kadrolarınca
bir dayatma hâline geleceği kesindir.
9’uncu maddede ise,
“İlköğretim ikinci kademe okullarında ortaöğretimi destekleyecek şekilde
öğrencilerin yetenek gelişim ve tercihlerine göre seçimlik dersler
oluşturulur.” şeklinde düzenleniyor. Bu madde ile, ilgili tüm okulların ikinci
kademesinde oluşturulacak program ve seçmeli ders seçeneklerinin Bakanlık
tarafından belirlenmesi ibaresi de yer almaktadır.
BDP olarak, bu derslerin,
yerel yönetimler ve Bakanlıkça yürütülecek ortak çalışmalar ile ihtiyaç ve
talepler doğrultusunda belirlenmesini ve ana dilde eğitime olanak verecek net
bir hüküm eklenmesi gerektiğini savunuyoruz. Türkiye, başta Kürtçe olmak üzere
Lazca, Çerkezce, Arapça, Hemşince, Gürcüce ve benzeri çok sayıda dilin
konuşulduğu çok dilli bir ülkedir. Eğitim sistemi ise bütün bu dilleri yok
sayarak tek dil üzerine kuruludur. Anadilinde eğitim, başta İnsan Hakları
Evrensel Beyannamesi olmak üzere, birçok uluslararası metin ve sözleşmede temel
ve vazgeçilmez bir insan hakkı olarak yer alıyor. Türkiye’de anadilinde eğitime
geçiş için büyük bir talep bulunmaktadır. Ayrıca, bu toplumsal bütünleşme ve
barışın sağlanması ile kardeşlik duygularının gelişmesi açısından büyük bir etki sağlayacaktır. AKP, bu teklif
ile bir yandan eğitim sistemini sermayenin emrine sokarak toplumsal ayrışmayı
derinleştiriyor, diğer taraftan yoksullara, engellilere, kadınlara ve diğer tüm
ötekilere “Neredeysen orada kal.” demeye getiriyor.
Unutulmamalıdır ki
nitelikli eğitim hakkı diğer hakların kullanımı açısından kritik bir öneme
sahiptir. Anadilinde eğitim hakkı olmayan bir çocuğun sadece eğitim hakkı
değil, diğer birçok hakkı en başından kısıtlanmış olacaktır. Aynı şekilde
engelli bir çocuğun nitelikli eğitim hakkını diploma almaya indirgemeye
çalışmak, onu evin içine hapsetmek demokrasilerde değil faşist rejimlerde
tartışma konusu yapılmıştır.
Bu tasarı, sermayeye çocuk yaşta ucuz ve nitelikli yedek iş gücü
yetiştirmeyi hedefliyor, mesleki eğitimi yüceltiyor. Bu eğitim sistemi
üniversiteye giriş oranını büyük ölçüde düşüreceği için mesleki eğitim almış
öğrenciler daha çocuk yaşta atölyelerde, tekstil fabrikalarında ucuz iş gücü
olarak yer alacaklardır. Bu durumda bu genç kesim daha çok tercih edileceği
için orta yaş ve üstü vasıfsız kesimde işsizlik oranı artacaktır.
Yasanın gerekçesinde, sekiz
yıllık zorunlu eğitim uygulamasının mesleki, teknik ortaöğretime darbe vurduğu
ve gelişmesini engellediği vurgulanıyor. Yine mesleki eğitimin çok önemli
olduğu, ekonomiye önemli katkılar sunduğu ve AB üyesi ülkelerde oranın yüzde 66
iken bizde ise yüzde 44 düzeyinde olduğu iddiaları bulunuyor.
Bu yasa metnini
hazırlayanlar, ülkemizde meslek liselerindeki eğitimin ve meslek lisesini
bitirebilenlerin durumunun iç karartan sonucundan haberdar değiller sanırım.
Bugün, meslek lisesi mezunları, meslekleriyle alakasız, asgari ücretle, iş
güvencesiz ve ucuz iş gücü olarak çalıştırılıyorlar. AKP, bugün, bu karanlık
tabloyu düzeltmek yerine, yangına körükle gidiyor. Mesleki eğitimi savunur
görünenlerin yüzde kaçının çocuğunu mesleki eğitime gönderdiğini doğrusu merak
ediyoruz.
Yine mesleki eğitimde
öğrenci olanlar içinde zengin ailelerden gelenlerin oranı düşünüldüğünde on
yaşında mesleki eğitime yönlendirmenin yoksul ve eğitim düzeyi düşük aile
çocukları için kurulmuş bir tuzak olduğu belli oluyor. Yani “mesleki eğitim”
denilerek patronlar tarafından açılacak meslek okullarıyla sermayeye ucuz iş
gücü sağlanacaktır. Uzun vadede seçme sınavlarının kaldırılacağı söylenen bu
sistemle çocukların erken yaşta dershaneye gitmeleri de teşvik edilecektir.
Bir de Sayın Başbakanın
dershanelerin kapatılacağı ve bunların özel okullara dönüştürüleceği söylemi
mevcut. Bununla da kamu kaynaklarının özel eğitim kurumlarına aktarılmasına
dönük yasal bir zemin hazırlığının olduğunu görmekteyiz. Kendine yakın dershanelerin
çeşitli teşviklerle özel okul statüsünü kavuşturulacağının ve yeni bir rant
alanı açılacağının göstergesidir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bu tasarıya karşı çıkarken mevcut sistemi korumaya dönük
hiçbir vurgu yapmadığımı da belirtmek isterim. Mevcut sekiz yıllık zorunlu
eğitimin ilköğretimde okullaşma oranlarını artırmak ya da kız öğrencilerin
eğitimden kopuşunu önlemek gibi bir avantajı olmasına rağmen, köy okullarının
çok azı sekiz yıllık kesintisiz eğitim verdiği için, bu sistem “taşımalı
eğitim” adı altında yeni bir sorun ortaya çıkarmıştır. Köylerde öğrenciler köy
dolmuşları traktörler ve at arabalarıyla köyden köye taşınmış, kışın yolları
kapalı olan köylerde okula devam etme imkânı kalmamıştır. Bu durum Kürt
çocuklarına, asimile edildikleri ve beyinlerinin resmî ideolojiyle
şekillendirilmeye çalışıldığı, okuldan çok ıslah evlerine benzeyen çocuk
tecavüzlerinin ve besin zehirlenmelerinin sürekli yaşandığı YİBO’ları
dayatmıştır.
Türkiye’de, her alanda
olduğu gibi, eğitim sistemi de eşit, özgür ve demokratik değildir. Bu
düzenlemeyle de böyle bir niteliğe kavuşmayacaktır. Bu nedenle, 4+4+4 ve
benzeri tartışmalar da sorunun özüne ilişkin değildir. Sorunun özü katı,
merkeziyetçi eğitimdir. Sorun, devletin bir türlü evrensel normlara dayanan bir
eğitim sistemi oluşturmak istememesi ve eğitimde de bölgesel, etnik, sınıfsal
ve cinsiyetçi ayrımlar yapmasıdır.
Türkiye, farklı
aidiyetlerden, farklı sınıflardan, farklılıklardan oluşmuş bir ülkedir. Böyle
bir ülkede katı, merkeziyetçi, yereli dışlayan, yok sayan politikalar başarısız
kalmıştır. Eğitim, bu nedenle farklılıkların özgünlüğüne uygun yerel
inisiyatifler üzerinden verilmelidir. Eğitim sistemi demokratik, özerk
bölgelere göre oluşturulmalı, halk, eğitimde söz ve karar sahibi olmalıdır.
Katı, merkeziyetçi, asimilasyoncu ve anti demokratik eğitime son verilmelidir.
Okullar sisteme ya da iktidara köle yaratan kurumlar olmaktan kurtarılmalıdır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; teklifin 23’üncü maddesine eklenen geçici 13’üncü madde, Fatih
Projesi kapsamında Millî Eğitim Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı tarafından
2015 yılı sonuna kadar yapılacak mal ve hizmet alımları Kamu İhale Kanunu
kapsamından çıkarılıyor yani yasaların
genelliği ilkesi hiçe sayılıyor ve ihaleye özgü, özel yasal düzenleme
yapılıyor.
Okulların fiziki altyapı
yetersizlikleri inanılmaz boyutlarda iken, FATİH Projesi’yle milyonlarca
liralık teknolojik yatırım yapılarak uluslararası sermayeye büyük bir pazar
açılıyor.
2011-2012 eğitim öğretim
yılında sınıf mevcudu 50’nin üzerinde 2.451 ilköğretim sınıfı, 1.555
ortaöğretim sınıfı olmak üzere 4.006 şube bulunuyor. Meslek okullarının çoğunda
bile gerekli fiziki donanım mevcut değil.
42 bin okulda 620 bin
dersliği akıllı tahta, projeksiyon cihazı, İnternet, çok amaçlı yazıcı ve 16
milyon öğrenciyi tablet bilgisayarla donatmayı hedefleyen FATİH Projesi
“eğitimde fırsat eşitliği”, “teknoloji kullanımı” adı altında eğitim bütçesinin
sermayeye aktarılmasından başka bir şey değildir. Tabii ki eğitimde teknoloji
kullanımı önemlidir fakat eğitimde niteliği artıran tek şey teknoloji değildir.
Eğitimde FATİH Projesi’nin
diğer bir amacı ise merkezî kontrolü güçlendirmektir. Artık akıllı tahtalarla
bütün okullara tek merkezden yayın yapılacak, ders verilecek, akıllı tahtalar
dersi kameraya kaydedecek, her ders merkezden izlenebilecektir, MOBESE mantığı
pedagojiye girecektir. Bu yeni ve sert bir yönetim biçimidir, öğretmenlerin
performansları daha bir başka gözlenebilecektir.
Bu tasarı, hâlâ atama
bekleyen 300 bini aşkın öğretmen işsizken binlerce öğretmenin norm kadro
fazlası olmasına neden olacaktır. Norm fazlası durumuna düşecek öğretmenlerin
ne olacağı konusunda herhangi bir hazırlık yoktur.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; tasarıda yer alan, üniversite isimlerinin değiştirilmesine
yönelik ise şunu belirtmek isterim: Devletin gerçek tarihi çarpıtarak uydurma
kahramanlar hâline getirdiği isimlerin üniversitelere verildiği ülke sadece
Türkiye olsa gerek. Bugün de yapılacak isim değişiklikleri, Türkiye’yi topyekûn
savaşa sürükleyenlere itibar kazandırmaya dönük, üstenci bir yaklaşımdır çünkü
AKP dönemi de Türkiye tarihinde kara bir leke olarak yer alacaktır. Barış
isteyenlerin üzerinde terör estireceksin, kendini barışa adayan, bedelini en
ağır şekilde ödeyen ve tüm toplumun sevgili, bilge, barış insanı Sayın Ahmet
Türk’ü darp emri vereceksin sonra da bu pervasızlığın sorumlularının isimlerini
bilimin, özgürlüğün, çağdaşlaşmanın yerleri olan üniversitelere vereceksin! Biz
hangi çağda yaşıyoruz Allah aşkına? Derebeylik mi burası? Bu isimler Hrant Dink cinayeti, Zirve Yayınevi katliamı, Uludere Roboski katliamıyla anılmayacaklar mı?
Bugün yüzlerce öğrenci
cezaevindedir, birçok öğrenci toplu gösteri ve yürüyüşler sırasında güvenlik
güçleri tarafından katledildiler, bu üniversitelere bu durumun müsebbibi olan
kişilerin isimlerinin verilmesi kabul edilecek bir durum değildir.
Üniversitelerin isimleri maalesef o üniversitede görev yapan bilim
emekçilerinin, öğrenim gören öğrencilerin ve üniversitenin bulunduğu kentte
yaşayan yurttaşların görüşleri alınarak belirlenmemekte, merkezî olarak
belirlenmektedir. Üniversite isminin merkezî olarak siyasal iktidarların
politik ve ideolojik manevralarına uygun belirleme ya da değiştirme yaklaşımı
doğru değildir.
Son olarak tasarıya ilişkin
bazı önerilerimizi sıralamak isterim:
Müfredat ırkçı, cinsiyetçi
ve ayrımcı her tür ögeden acilen temizlenmelidir. Eğitimin temel sorunları
masaya yatırılıp demokratik çözümler geliştirilmelidir. Dünya örnekleri
incelendiğinde okul öncesi eğitimin ortalama olarak dört yaşında başladığı ve
ana dilde olduğu görülmektedir. Bu nedenle okul öncesi eğitimin
yaygınlaştırılarak ana dilinde ve zorunlu hâle getirilmesi gerekmektedir.
İlköğretime başlama yaşı
yetmiş iki ay yani altı yaş olmalıdır. Okullar arasındaki…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MÜLKİYE BİRTANE (Devamla) –
…nitelik farklılıklarının giderilmesi ve yerel yönetimlerin ağırlıklı olarak
söz sahibi olması gerekmektedir. Bu nedenle diyoruz ki, bu hususu içermeyen bu
kanun tasarısının geri çekilmesi gerekmektedir.
Sözlerime son verirken
hepinizi saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Birtane.
Tümü üzerinde Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Engin Altay, Sinop Milletvekili.
Buyurun Sayın Altay. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ENGİN ALTAY
(Sinop) – Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Ülkede sıkıyönetim ilan
edildiğini duydunuz mu? Biraz önce, bugünden beri, polis teşkilatının, emniyet
teşkilatının 4+4+4 ucube teklifini proteste etmek için Ankara’ya gelen bugün,
Cumhuriyet Halk Partililere yönelik olarak şehre girişi engelleyen
uygulamalarına şimdi yeni bir durum eklendi.
Değerli milletvekilleri,
burası Parlamento, yürütme organı da buranın denetiminde çalışan bir organ.
Yürütme organının kaynağını Anayasa’dan aldığı bir yetkiyi kullanma haddi ve
hakkı yoktur. Bunu şunun için söylüyorum: Ankara Emniyet Müdürlüğünün bir
yazısı var, Mustafa Tapsız, Vali adına Vali
Yardımcısı, yazıyı KESK’e ve EĞİTİM SEN’e göndermiş, diyor ki: “Yarın sokağa çıkarsanız sizi
fena yaparım.” Böyle bir yetkisi yok Hükûmetin, böyle bir anayasal yetkisi yok.
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Eşkıyalık işte, o.
ENGİN ALTAY (Devamla) – Ve
daha vahim bir durum… Tebliğ tebellüğ belgesi, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel
Müdürlüğü, 27/3/2012 vesair. Sonuç, 28-29 Mart 2012
tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirilmek istenilen eylemle ilgili bireysel veya
gruplar hâlinde ilimizden katılım olması hâlinde yasaklama kararı gereğince
izin verilmeyeceği hususunu tebliğ ediyor. Kim? Manisa Emniyeti. Ne hakla, ne
hadle? Yani Ankara’daki eyleme Ankara Valiliği izin vermemiş olabilir. Senin ne
haddine Manisa’dan Ankara’ya gidecek insanları Manisa’dan il dışına çıkarmamak?
Bunu protesto ediyorum, bu Anayasa’yı, bu tebligatları Hükûmet sıralarının
önüne bırakıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
(Sinop Milletvekili Engin
Altay, Anayasa ve tebligatları Bakanlar Kurulu sıraları önüne bıraktı)
Bu Anayasa’yı yerlere siz
indirdiniz.
BAŞKAN – Sayın Altay,
lütfen kürsüye…
ABDULLAH ÇALIŞKAN
(Kırşehir) – Sakin ol! Sakin ol!
ENGİN ALTAY (Devamla) –
Sizin karşınızda olabildiği kadar sakin olmaya çalışacağım ama yaptıklarınız
karşısında pek mümkün değil.
Değerli milletvekilleri,
Emniyet Genel Müdürlüğünü bir kere derhâl bu uygulamadan vazgeçmeye
çağırıyorum.
Bugün burada görüştüğümüz
199 sıra sayılı bu metin hükümsüzdür, Anayasa’ya aykırıdır, Türkiye Büyük
Millet Meclisi İç Tüzüğü’ne aykırıdır, teamüllere aykırıdır, uygulamalara
aykırıdır.
Şunu da merak ediyorum:
Şimdi “(2/384) ile (2/385)’in birleştirilerek görüşülmesine ayrıca karar
verildi.” diyorsunuz. Sonra bakıyoruz, (2/304)’e dayalı olarak hemşehrim merhum Necmettin Erbakan Üniversitesini
kuruyorsunuz, merhum Türkeş’e ve MHP’ye kazık mı attınız, bilmeden mi oldu;
bunu bir doğru dürüst açıklamadınız. Ben anlamadım.
Şimdi, sayın
milletvekilleri, Sayın Şandır biraz önce çok güzel söyledi, Sayın Kaplan
söyledi. Muhalefet size el uzatıyor, yanlış olduğunu, yanlış yaptığınızı
söylüyor, bu kararlılık, bu kapalılık niye, ben anlamadım.
Ama ben on yıldır
buradayım, kanunun gerekçesini maddelerinin çürüttüğü ilk kez bir kanun teklifi
görüyorum. Sizin bu teklifinizin yazdığınız bütün gerekçeleri, talep ettiğiniz
maddelerle kendi içinde çürüyor. Bunu biraz
sonra açıklayacağım size ve siz de kabul edeceksiniz “Hayır” diyemeyeceksiniz.
Ama aldığınız talimat gereği ne oy verirsiniz, onu bilemem, o sizin
vicdanınızla ilgili bir durum.
Şimdi, bu teklif, biraz
kin, biraz intikam, biraz nefret ve biraz rövanş hissi kokan bir teklif.
Gerekçenizde ABD,
İngiltere, Fransa gibi ülkeleri örnek gösteriyor “Oralarda da kademe var.”
diyorsunuz.
Sayın milletvekilleri,
doğru. Biraz önce Sayın Canikli de burada dedi ki: “Biz kademe getiriyoruz.”
Sayın Canikli, sekiz yıllık…
Ben okul müdürüyüm. Kademe dediğin şey zaten var. Ben bunu komisyonda da
söyledim. Şimdi, bir ilköğretim okulunda 1-5 arası birinci kademedir, 6-8
ikinci kademedir. Ben okul müdürü olarak “Şu etkinliğe birinci kademe
katılacak.” derdim, herkes anlardı ki oraya bunlar katılacak.
Amerika, İngiltere,
Fransa’da kademe var. Doğru da program bütünlüğü de var; kademe var, program
bütün. Bir teziniz bu yani dayandığınız,
dayanak gösterdiğiniz. Gerçi Sayın Bakanın bastırdığı bu çok güzel kırmızı bilgilendirme
kitapçığına baktım, sekiz yılla ilgili, uygulamayla ilgili en ufak bir
olumsuzluk yok. Tabii, kaynakları biraz Wikipedia’dan.
Ben, on senedir, burada,
Millî Eğitim Bakanlığı İstatistik Yıllığı ve Resmî Gazete dışında hiçbir kaynak
göstermedim. Ama ne hazindir ki, Millî Eğitim Bakanımız Wikipedia’dan
kaynak göstererek size bilgi notu veriyor. Bu da onun ayıbı olsun.
Şimdi, ikinci gerekçeniz:
Altı-on dört yaş arası aynı ortamda olmaz. Buna bir sürü, kendinize göre de
gerekçe yazmışsınız. Peki, altı ile on dört olmuyor da beş ile on üç, dokuz ile
on sekiz nasıl oluyor? Bunun ne inandırıcılığı var?
Bina bütünlüğü, program
bütünlüğü… Komisyona katılanlar bilir, utanmasalardı Sayın Fikri Işık’la Sayın
Bakan bizim önümüzde kavga edecekti, utandıklarından kavga etmediler; bu kadar
çelişik bir durum.
Bu teklifin paydaşlara,
topluma, uzmanlara danışılmadığını biliyoruz. Bu teklifin, kalkınma planında
görülmeyen, Hükûmet Programında yer almayan, stratejik planda bulunmayan bir
teklif olduğunu biliyoruz ama el insaf! Bir tekliften Millî Eğitim Bakanının
benimle hemen hemen aynı gün haberi oluyorsa, o da el insaf! Onun için sistem
bu noktada.
Şimdi, bir gerekçeniz de
şu: “Kesintisiz eğitim nedeniyle pek çok köy okulu işlevsiz kaldı.”
Köy okulları, siz, tarımı
bitirdiğiniz için, köylüyü perişan ettiğiniz için, köyler boşaldığı için
kapandı. Sizin teslim aldığınız Türkiye’de 25.180 köy okulu vardı, şimdi
20.700; olay bu.
Şimdi, bir de şunu
yazmışsınız ya çok garip: “YİBO ve taşıma eziyetine son vermek istiyoruz.”
Taşıma, bir eziyet mi? Bakanlığınızın her sene bütçesinde övünerek anlattığı
bir iş. 13 Mart’ta Sayın Başbakan, grupta size ne dedi? “Türkiye’de taşımalı
sistemi biz kurduk.” dedi mi? Dedi. Çok merak ediyorum, Sayın Köksal Toptan
neredeydi? O grupta değil miydi? Köksal Toptan’ın Bakanlığından beri süregelen
bir sistem değil mi bu? Evet.
Sayın Başbakan “Okulların
bütün bilgisayarlarını da biz aldık.” dedi, neredeyse. Yine el insaf! Millî
Eğitim Bakanlığı istatistik yıllıklarına bakın, yıl programlarına bakın resmî
gazetelere. Sizin devraldığınız Türkiye’de, ilköğretim okullarında 120 bin
bilgisayar vardı ve 2005’te birinci faz tamamlandı. Olay bu. Siz “Her şeyi biz
yaptık.” diyorsunuz zaten, “Her şeyi biz yaptık.” diyorsunuz.
Şimdi “Meslek dallarına
küçük yaşlardan itibaren yöneltmek devletin fertlere karşı sorumluluğudur.” Bir
gerekçeniz de bu.
Şimdi, bu konuda uzmanların
ne dediğini biliyor musunuz ya da dünyanın bu konuda ne yaptığını biliyor
musunuz? Sayın Bakan, biliyor musunuz dünyanın ne yaptığını? Almanya ve
Avusturya’nın da içinde bulunduğu dört ülkenin dışında, bana, on yaşında farklı
eğitim programlarına ayrıştırma yapan bir ülke gösterin ben bu kanuna “evet”
diyeceğim. Almanya, Avusturya, iki ülke daha var. Bunun dışındaki -bu ülkelerde on yaşından sonra farklı
eğitim programlarına ayrıştırma var ama- ABD, Japonya, OECD ve Avrupa Birliği
ülkelerinde farklı eğitim programına ayrıştırma yaşı on beş arkadaşlar, on beş.
Siz, dokuz yaşında, Almanya’nın da ilerisine gidiyorsunuz. Dokuz yaşında farklı
eğitim ayrıştırma programına geçilmek gibi bir garabeti kafanıza kim soktuysa,
derdiniz neyse ben onu anlamış değilim ama dokuz yaşında… Sizin hedefiniz dokuz
yaş. Niyedir ben bilmem ama hedefiniz dokuz yaş.
Şimdi, altmış ay meselesi.
Değerli milletvekilleri, hiçbiriniz, çocuğunuzu ya da torununuzu altmış
aylıkken okula gönderirseniz namerdim; gönderilmez zaten, doğru değildir,
yapmayın. Kendi torununuza, çocuğunuza reva görmediğiniz bir şeyi vatandaşın
çocuğuna reva görmeye hakkınız yok. Alt komisyonda dinlediğiniz yirmi dört
sivil toplum örgütünden yirmi bir tanesi buna karşı çıktı mı çıkmadı mı? Çıktı.
İnsaf! Bu kadar, toplumsal duyarlılıktan, kamuoyu refleksinden, umursamaz,
bihaber şekilde, 326 parmağa güvenip kanun yaparsanız siz kanun yapıcı
olmazsınız; siz, despot olursunuz, oligarşik despot,
diktatör olursunuz.
Şimdi, bir gerekçeniz de
şu. Benim derdim üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil. Bir gerekçeniz şu: “Efendim,
bu sekiz yıllık kesintisiz temel eğitim meslek liselerini öldürdü, mesleki
eğitimi bitirdi.” Hadi buyurun Sayın Bakan, 98’de mesleki teknik öğretimdeki
öğrenci oranımız yüzde 45,7 mi, değil mi, 1998’de, sekiz yıllık kesintisiz
temel eğitime geçtiğimiz yıl? Değilse, gel “Değil.” de. Şimdi, mesleki teknik
öğretime giden öğrenci oranımız yüzde 47,9 mu, değil mi? Öyleyse sekiz yıllık
kesintisiz temel eğitim meslek lisesini öldürmemiş, aksine daha cazip hâle
getirmiş. Bu da koskoca bir yalan. Şimdi, teklifin…
ABDULLAH ÇALIŞKAN
(Kırşehir) – Allah’tan kork!
ENGİN ALTAY (Devamla) – Ben
Allah’tan korkuyorum ama sen de biraz dikkat et. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, teklifin pedagojik
altyapısı olmadığı gibi finansman planlaması ve personel planlaması da hiç yok.
Bakın, 4306’da ciddi bir finansal planlama vardı. Niye vardı? Türkiye
Cumhuriyet Hükûmetinin kanun tasarısıydı, onun için vardı. Şimdi, Bakanın
haberdar olmadığı bir teklifte, elbette, finansal planlama da olmaz. 4306’da
finansman yapısı, kaynak kullanımı ve denetimi dâhil her ayrıntı vardı ama siz
şimdi diyorsunuz ki: “Biz FATİH Projesi yapacağız. Akıllı tahta, tablet
yapacağız ve biz bu işi on beş yıl Kamu İhale Kanunu’na bulaştırmadan
yapacağız. Yapın. Şimdiden…
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– 2015 yılına kadar.
ENGİN ALTAY (Devamla) – On
beş yıl uzatma şeyi var, gözünü seveyim.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Öyle değil; yok, yok.
ENGİN ALTAY (Devamla) –
Hocam, zamanımı çalıyorsun. Okuyayım mı burada? Yani var.
Şimdiden şüyuu vukuundan
beterdir, şimdiden başladı Ankara’da dedikodu. Eğitim Teknolojileri Genel
Müdürlüğünde… Şimdi isim vermiyorum ama yarın vereceğim. Kimlerin hangi
firmalarda, hangi özel sektörde çalışıp da daha sonra Eğitim Teknolojileri
genel müdür yardımcısı yapıldığı, bu projenin patent, lisans işlerini kimlerin
ayarladığı konuşulmaya başlandı, haberiniz olsun, benden dostça uyarı. (CHP
sıralarından alkışlar)
Şimdi, bu kininizi hayata
geçirmek için bayağı promosyon yaptınız, bayağı. Kamu spotlarıyla başladı,
“Aman kızlar okula ha!” falan diye… Biraz sonra zaman yeterse söyleyeceğim,
sekiz yıllık kesintisiz temel eğitimle okullaşma oranını Türkiye çözdü. Sizin
haberiniz yoksa bilmem ya da Millî Eğitim Bakanlığının resmî kaynakları yalan
yazıyorsa, o zaman Wikipedia’ya başvuracağız demek
ki. Şimdi, arkadaşlar, kamu spotu inandırıcı değil.
İkinci promosyonumuz:
“Efendim, biz bunu halledersek 110 bin yeni öğretmen alacağız.” Ya ayıp! Sizin
iç denetim raporunuz diyor ki: “Bana şimdi, acil 130 bin tane öğretmen lazım.”
Sen Bakanlık iç denetim raporuna göre 130 bin öğretmen alsana kardeşim. 250 bin
öğretmen işsiz geziyor. Bu bir promosyon.
Yeni promosyon:
“Dershaneler kalkacak. Sınavsız üniversite.” Aklıma hemen -sanıyorum 96’ydı-
Başbakan Tansu Çiller geldi, o da öyle söylemişti ve Sayın Başbakan daha önce
de, 2010’da da bu mealde bir şey söyledi. Ne hazin ki Başbakanın bu dershane ve
üniversite sınavlarıyla ilgili promosyonu AKP kanadında çok tutmadı. Sayın
Millî Eğitim Bakanı dedi ki: “Ya, şimdi milletin kafasını karıştırmanın ne
alemi var.” Dedin mi, demedin mi? Sayın Bülent Arınç: “Yahu, zaten çocuklar
okulda iyi ders alırsa dershaneye gitmez.” Bülent Arınç’ın
şundan haberi yok: Ankara’nın en gözde okulunda en başarılı, yani okul
birincisi çocuk dershaneye en önce gidendir, en önce gidendir. Eğitimden
haberiniz bu kadar işte, böyle bir Hükûmetsiniz.
Bir de şimdi, değerli
arkadaşlar, görüştüğümüz, kıymetli oylarınızla kabul edilecek bu kanun
teklifinin Allah aşkına 14’üncü maddesini bir okuyun, sonra da Sayın Başbakanı
İran dönüşü gidin, karşılayın deyin ki: “Ya, Sayın Başbakan biz mi bir hata
yaptık, sen mi bir hata yaptın? Sen ‘Üniversite sınavı kalkacak.’ dedin, ama
biz dün 14’üncü maddeyi oyladık emrettiğin üzere. Ee,
burada üniversiteye öğrenci sınavla alınacak diyor.” Haydi yapsanıza şimdi,
haydi bir önerge verip, hazır Başbakan da emir vermişken, şu 14’üncü maddeyi
sayın grup başkan vekilleri, Başbakanın talimatı ve isteği doğrultusunda hallediversenize hadi. Siyaset budur, yiğitlik budur, sözün
arkasında durma budur. Ha, yok; bu, promosyon.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) –
Haberleri yok, okumamışlar.
HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) –
Uyandırma, uyandırma!
ENGİN ALTAY (Devamla) -
Şimdi, sekiz yıllık kesintisiz ilköğretim uygulamasının olumsuzluklarına
yönelik bana bir tek veri, bir tek bilimsel araştırma, bir tek olumsuz
üniversite görüşü verin, kabul oyu vereceğim; veremezsiniz, zira 1997’de dünyada
beş yıl zorunlu eğitim olan ülke sayısı sekiz taneydi. Kimlerdi biliyor
musunuz: Bangladeş, Nepal, Senegal, Vietnam, Myanmar, Kolombiya, İran ve
Türkiye. Evet, evet, öyle. Şimdi, siz bundan rahatsızsınız.
Bakın, sekiz yıllık
eğitimin ben size yüz tane artısını sayarım: Nüfusun ortalama eğitim süresi üç
buçuk yıldı. Kaça çıktı? Sayın Bakan, gelsin, söylesin; ben, buna cevap
vermeyeyim, söylemeyeyim istedim. Üç buçuktan altı buçuğa çıkmış. Kötü mü
olmuş? 1997’de okullaşma oranı yüzde
84’tü, 98 küsura
çıktı. Kötü mü oldu? Kızlarda okullaşma
oranı -kampanya yapıp
duruyorsunuz- 78,9’du; 98,2 oldu. Kötü mü oldu? Erişim ve daha fazla eğitim
isteği talebi doğdu Türkiye’de ve bu sebepten sosyal bilimler lisesi, güzel
sanatlar liseleri gibi okullar kurulmak durumunda kaldı; toplumun eğitime
ilgisi arttı. Kötü mü oldu ve kız çocuklarının erken evlilik yaşında ciddi
azalma oldu. Kötü mü oldu ve üretime, ekonomiye katma değer ve kalite
kazandırıldı. Kötü mü oldu? Olmadı arkadaşlar, “Oldu.” diyemezsiniz; kötü olan,
daha doğrusu kötü yönetim, sizin Millî Eğitim Bakanlığının, on yıldır burada
yaptığınız, 4 Bakan üzerinden yaptığınız yanlış işlerdir.
Süre azaldı. Kaynak
ayırsaydınız; 1998, 1999, 2000, 2001 yıllarındaki kaynağı, devraldığınız
Türkiye'de eğitim yatırımlarına ayırsaydınız, bugün Türkiye'de eğitimin hiçbir
sorunu kalmazdı.
Bir eğitimci olarak
söylüyorum ve 1998’de sadece yüzde 37,3’ken konsolide bütçe yatırımlarının MEB
yatırımlarına oranı, sizin döneminizde şimdi kaç, bilen var mı? Sayın Bakan kaç?
8. 37 nere, 8 nere? Eğitime olan yaklaşımınız, anlayışınız bu. Bu sebeple, bu
rakamları geçmek zorundayım ama Türkiye'ye yazık etmeyin.
Eğitime yeterli kaynak
ayrılsaydı, bugün bütün derslikler 30 öğrenci olurdu, bugün “erişim, nitelik,
güven, başarı sorunu” diye bir sorunumuz kalmazdı.
Sizden önce dört yılda
yapılanın yarısını yapmadınız. Açın, bana değil, Millî Eğitim Bakanlığı
istatistik yıllıklarına bakın.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ENGİN ALTAY (Devamla) –
Sizin odalarınıza gelir/yıl programları var. 2004, 2005, 2010’lara bakın;
bunları orada göreceksiniz.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (Devamla) –
Başkanım, ek sürem yok mu?
BAŞKAN – Yok Sayın Altay.
Lütfen, Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (Devamla) –
Sayın Başkan, bir dakika…
BAŞKAN – Anladım Sayın
Altay da, teşekkür ederim.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul)
– Yoruldun, yoruldun.
ENGİN ALTAY (Devamla) – Ben
bu işin içinden geldiğim için, bu iş beni yormaz ama bunu benim heyecanıma
verin. Benim söylediklerimin hangisine “Hayır.” diyecek bir babayiğit varsa
gelsin, burada desin. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teklifin tümü
üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz isteyen Zühal Topcu, Ankara Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA ZÜHAL TOPCU
(Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum. Teklifle ilgili olarak Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış
bulunuyorum.
Şimdiye kadarki yapılan
uygulamaların gerçekten demokrasi adına bir yara olduğunu düşünüyoruz.
Özellikle, Eğitim Komisyonunda söz taleplerimizin reddedilmesi, inanın, eğitim
sistemi açısından da değerlendirildiğinde tekrar büyük açıkların ve büyük
sorunların olduğunu da gündeme getirmektedir. Özellikle yirmi sekiz yılını
eğitim sektöründe geçiren biri olarak ve öğretmen yetiştiren kurumlarda hizmet
veren biri olarak özellikle bu yaşadığımız, sahip olduğumuz birikimlerden ve
tecrübelerden faydalanılmaması, gerçekten bizi üzüntüye gark etti, onu da
paylaşmak istiyorum.
Şimdi, özellikle Dünya
Bankasının yaptığı son araştırmalarda, ekonomik kalkınmada eğitim süresinin
direkt olarak etkili olmadığı, artık yapılan çalışmalarla ortaya çıkmıştır.
Burada önemli olan, eğitim süresiyle beraber içeriğinin doldurulması yani
“kalite” kavramı gündeme geliyor.
Şimdi, uygulamalara
baktığımızda, yine bu Dünya Bankasının yaptığı çalışmada, Türk insanının,
Avrupa Birliğinde en fazla eğitime önem veren altı ülke arasında olduğunu,
Türkiye'nin altı ülke arasında olduğunu görüyoruz fakat eğitimden
memnuniyetsizliğin de, eğitime yönelik duyulan memnuniyetsizliğin de en yüksek
olduğu ülkeler arasında.
Şimdi, işte baktığımızda,
bu memnuniyetsizliği hazırlayan altyapıya baktığımızda, özellikle on yıllık
iktidar döneminizde ortaya konan uygulamaların da olduğunu görmekteyiz çünkü
burada gerçekten büyük bir tutarsızlığın olduğunu görebiliyoruz. Birazdan, bu
tutarsızlıklara örnekleri de vereceğim.
Şimdi, sürekli olarak örnek
aldığımız gelişmiş ülkeler var. Hem Avrupa Birliğine girme durumunda, sürecinde
olduğumuz ve sürekli olarak yönümüzü döndüğümüz Avrupa Birliği açısından veya
direkt gelişmiş ülkeler, örnek aldığımız, işte, Amerika’sıydı, diğer
ülkeleriydi, baktığımızda onların hedef aldığı kriterler var. Acaba biz bu
değişikliği, 4+4+4’ü dikkate almadan önce, bu kriterler çerçevesinde eğitim
sistemimizi inceleyebilir miydik? Bu kriterlere baktığımızda: Mezuniyet
oranları, öğrenci başarısı, daha fazla eşitlikçi eğitim ve 21’inci yüzyıl için
beceri ihtiyaçları olarak verebiliyoruz. Yine, bir başka kriterlere
baktığımızda: Yüksek evrensel standartlar, sorumluluk, özellikle şu anda bütün
dünyanın vurguladığı “profesyonel öğretmenlik” denilen kavramı, uygulamayı
gündeme getiriyorlar. Öğretmenlik mesleğinin statüsünü yükseltmeye yönelik
bütün dünyada çok önemli çalışmalar var iken biz yalnızca süreye odaklanıp
yalnızca sayısal kavramlarla, ifadeyi sanki eğitimde yeni bir reform, kaliteyi
arttırmaya yönelik yeni bir adım gibi algılıyoruz. On iki yıla mutlaka çıkması
lazım. Eğitim süresinin mutlaka artırılması lazım ama yalnızca eğitim süresinin
artırılması ihtiyaca cevap vermiyor, kalkınmayı gündeme getirmiyor. Bunun
içinin doldurulması gerekmektedir.
Şimdi, bunun için
baktığımızda, diyoruz ki biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak: Ana sınıfının
mutlaka zorunlu olması gerekiyor. Şimdi, burada altmış ayı dikkate aldığınızda
problem çıkıyor. Altmış ayı dolduran çocukları ilköğretime kaydettiğinizde
önemli problemlerle karşı karşıya kalıyoruz. Şimdi, 1983 yılındaki uygulamayı
bizzat yaşayan öğretmenlerden bir mektup aldım. Ben burada yazan, kısaca,
pasajlardan alıntı yaparak bu tecrübeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Hem
çocuğu altmış aydan faydalanarak okula giden hem de altmış aylık öğrencileri
okutan bir öğretmenin feryadı, diyor ki: “Sınıf öğretmeni olarak kız
öğrencilerimin çantasında bebek oyuncaklar, erkek öğrencilerin de çantalarında
araba ve tabanca oyuncaklar mevcuttu. ‘Öğretmenim, sıkıldık, oyuncaklarımı
çıkartıp oyun oynayalım mı?’ diye sürekli olarak istekte bulunuyorlar.
Özellikle ilkokul çağındaki her çocuğun ebeveyni çocuğu için endişeler duyar.”
diyor. “Çocuğum okula uyum sağlayacak mı? Öğretmeni ve arkadaşlarıyla sağlıklı
iletişim kurabilecek mi? Okulun fiziki yapısına uygun mu? Servise inip binerken
sıkıntı çekecek mi?” Buna benzer soruların ve endişelerin sonu gelmez. Özellikle
bu yaş küçüldükçe bu sorun ve endişeler gittikçe artmaktadır.
Şimdi, özellikle -Sayın
Bakan da- konuşmalarımızda da vurgu yaptık. Okul öncesindeki okullaşmanın ve
alt yapı çalışmalarının hazırlandığı bir dönemde neden okul öncesi eğitimi
zorunlu eğitim kapsamına almıyorsunuz? Bunu özellikle tekrar düşünmeniz
gerekiyor diye biz de vurgu yapıyoruz. Çünkü nesilden nesile
aktarılan yoksulluğun ve eşitsizliğin önündeki en önemli nedenlerden bir tanesi
okul öncesi eğitimdir diyoruz. Bu fırsatı olumluya çevirmek için mutlaka okul
öncesinin zorunlu eğitim hâline getirilmesi, özellikle ana sınıfının zorunlu
eğitim hâline getirilmesi önem arz etmektedir.
Şimdi, ikinci sorun,
özellikle Sayın Başbakanın yurt dışına giderken vurguladığı dershane sorunu
olarak… Şimdi, eğer eğitim sistemi doğru olarak analiz edilseydi, bu
dershanelerin nereden, nasıl ortaya çıktığı daha iyi görülebilir ve bunların
ortadan kaldırılmasına yönelik olarak çalışmalar yapılabilirdi.
Şimdi, bakıyoruz tekrar
dershane sektörüne… Dershane sektörüne geçmeden önce, 2007 yılında OKS’nin kaldırılmasına yönelik olarak “64 soru” diye Sayın
Bakan Nimet Çubukçu döneminde hazırlanan bir kitapçık var. O kitapçıktan
alıntılar yapmak istiyorum. Şimdi, buraya baktığımızda diyor ki: “Neden
ortaöğretime geçiş sistemi değiştiriliyor?” diye bir soru var. O soruda diyor
ki: “İlköğretimde öğrenci performansını daha doğru ve çok yönlü olarak ölçen,
ilköğretim düzeyinde sürdürülen eğitim ve öğretimin temel ruhuyla bağdaşan ve
ortaöğretim kurumlarına doğru yönlendirilmiş geçişler için zemin sağlayan yeni
bir modele günümüz eğitim araçlarında ihtiyaç duyulmuştur.”
Şimdi, bakıyoruz o dönemde
bu ortaya konan SBS’ler ile dershaneye gitme yaşı
4’üncü sınıfa indirilmiştir, dikkatinizi çekiyorum. Özellikle on yılda, AKP
geldikten sonra dershaneye giden öğrenci sayısı 4 kat arttı.
Şimdi, bakıyoruz yine,
9’uncu sınıftaki öğrencilerin yüzde 15’inin, 10’uncu sınıftakilerin yüzde
20’sinin, 11’inci sınıftakilerin yüzde 39’unun gibi gittikçe artan oranlarda,
hatta ilkokul 1, 2, 3, 4’e kadar bu oranların gittikçe arttığı… Dikkatinizi
çekmek istiyorum, 1’inci sınıftaki öğrenciyi bile SBS’lere
hazırlamak için yüzde 3,7 oranında… Bunlar yalnızca dershaneye gidenler, özel
dersleri daha katmıyoruz bunların içine. Bakın, ilkokul 1’inci sınıfa kadar bu
SBS sistemiyle dershanelere öğrenciler yönlendirildi.
Şimdi, dershaneleri
kaldırıyoruz derken, keşke bu ifade kullanılmadan önce… Hiç kimse dershaneye
çocuğunu göndermek istemez. İnsanın, özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan bir
ülkede beş kuruşunu bile, bir kuruşunu bile boş yere harcayacak vakti yok iken
ne yapıyoruz biz? Bu çocuklarımızı tutuyoruz dershanelere gönderiyoruz hem
zaman açısından hem de para açısından önemli kayıplara yol açabiliyoruz.
Özellikle dershaneler
açısından baktığımızda, bir çocuk haftada ortalama olarak, dikkatinizi çekmek
istiyorum, 30 saat okulda geçiriyor, 20 saat dershaneye gidiyor, 20 saat de
çalışıyor. 90 saat ediyor haftalık ve günlük 10 saatini bu çocuk çalışarak
geçiriyor veya ders başına oturuyor, çalışıyor veya çalışmıyor. Şimdi, bu
çocukları bu şekilde harcamaya hakkımız var mı? Ben bunlara dikkatinizi çekmek
istiyorum.
Şimdi, özellikle bu OKS’nin kaldırılıp yerine çok daha mükemmel bir sistem olan
SBS’nin getirildiğini iddia ederken bir sürü de
önerileri var. Diyor ki: “Ortaöğretime geçiş sisteminin eğitim sistemimize
önemli katkıları olacak. Yeni bir anlayışla sunulan ortaöğretime geçiş
modelinde eğitim adına, gelecek adına beklentiler geniş bir yelpazeye
savrulacak. Öğrencilerin bireysel gelişimleri, yetenekleri, ilgi alanları,
farklılıkları, bilgi ve becerileri tam ve güvenilir olarak ölçülmüştür.”
Ben şimdi özellikle sormak
istiyorum. Birçoğumuzun çocuğu var. Gerçekten bu SBS’lerle
-ki şimdi kaldırılıyor, o da bir muamma- şimdiye kadar 6’ncı sınıftan itibaren
bu seviye belirleme sınavlarına girildi. Aileler sürekli olarak ya mesaj
gönderiyor ya da telefon açıyor “Çocuğum girdi, hangisinden değerlendirilecek;
totalden mi, 6, 7, 8’den mi yoksa yalnızca işte 8’den mi veya 7’den mi? Lütfen
açıklığa kavuşturun” diye. Şimdi, bu mükemmel bir sistem olarak getirilmişti.
Diyor ki: “Genel liselerin eğitim kalitelerini artırmaya katkıda bulunacak bu
seviye belirleme sınavı.” Acaba gerçekten bu kaliteyi artırmaya yönelik bir
katkısı oldu mu? “Okul dışı kurumlara bağımlılık azalacak.” Yani “okul dışı
kurumlar” derken dershaneleri kastediyor ama gördük ki SBS’lerle
beraber, dershaneye gönderilmeyen ilköğretim çağındaki çocuklar, yani 1’inci,
2’nci, 3’üncü sınıftaki çocukların da dershanelere gönderildiğini görebiliyoruz
gerçekten.
Şimdi ben tekrar size
soruyorum: Sürekli olarak yazboz tahtasına döndürülen bir eğitim sisteminin
üreticileri olarak acaba bu güveni nasıl tazeleyeceksiniz? Şimdi, diğer işte
SBS ve OKS gibi getirilen, aniden getirilen, bir gecede getirilen 4+4+4
sistemini de tekrar bu Sayın Dinçer değiştiğinde, Sayın Millî Eğitim Bakanı
değiştiğinde tekrar gündemden kaldıracak mısınız? Ben bunları sorgulamak
istiyorum. Bu gençlerimiz, bu çocuklarımızın hayatı bu kadar ucuz mu? Bunların
dikkate alınması gerekiyor.
Bu dershane sistemini de
inceledik, bir kenara koyduk, yöneltme ve yönlendirmeye bakmak istiyoruz şimdi.
“Yöneltme ve yönlendirme” dediğimiz, şimdiye kadar yapılan hangi testlere
çocuklar maruz bırakıldı ve hangi testlerden geçirilerek çocuklar alan belirlemeye
tabi tutuldu?
Şimdi bakıyoruz, elimizde
bir test var, özellikle ilköğretimde “Sınıf, Şube Rehber Öğretmenleri Öğrenci
Gözlem Formları” diye. Ben buraya gelmeden önce özellikle okulları dolaştım “Bu
çocukların bu beceri alanlarını belirlemede, bilgilerini belirlemede hangi
testleri uyguluyorsunuz?” diye. Genel olarak bir sürü test var ama delil olarak
hepsi okullarda da vardır, eğer ilgilenirseniz okullardan da getirebiliriz, bu
testler de elimde. Burada özellikle belirli başlıklar var, “çocukların
sözel-dilsel becerisi, kişiler arası becerisi, mantıksal-matematiksel,
görsel-uzamsal, içsel, müziksel-ritmik, bedensel-kinestetik
ve doğa becerisi” diye. Bir de kişilik özellikleri var, “kişisel özellikler,
toplumsal özellikler ve genel özellikler” olmak üzere.
Bir öğretmen sınıfta,
özellikle sınıf öğretmenleri birle beş için, branş öğretmenleri de altı ve
sekiz için bunları doldurarak yönlendirme yapıyor. Bir öğretmenimiz bu
yönlendirmeyi yapabilmek için eğitim aldı mı, bu çocuklarımızı ne kadar tanıyor?
Burada verdiği kararda bu becerileri göstermesinin “geliştirilebilir” düzeyde,
“yeterli” düzeyde, “belirgin”, “çok belirgin” boyutlarında olup olmadığına
karar vermesi lazım. Şimdi bakabiliyoruz, bir sürü soru var burada, neredeyse
elliye altmışa yakın soru var; acaba bu soruların cevabını vermedeki geçerliği
ve güvenirliği ne kadar doğru? Alanları belirlenirken burada ne kadar
titizlikle davranılıyor? Bunların da üzerinde durulması lazım.
Şimdi, bazı çocuklarımız
meslek liselerine gönderiliyor, bazı çocuklarımıza, işte yönlendirme yaparken
“Sen çocuğunu al git, meslek lisesine yazdır. Sen çocuğunu, işte, bilmem
Anadolu lisesine götür…” Zaten sınavlara giriliyor ama…
Şimdi, vicdanlı olan bir
öğretmen, bunları, bu kararı verirken -bu toplam puanı almada- en azından bu
öğrencinin… Çünkü bunlar, gerçekten, geçerli ve güvenilir testler olmadığı için
ve çocuğun bir anlık, derse giren hocanın da ölçebildiği kadarıyla
değerlendirmesine tabi tutulan bir boyut. Bu boyutla çocuklarımızın geleceği
belirleniyor. Ben, ne kadar tutarlı olabildiğini de -bunları- size bırakmak
istiyorum.
Şimdi, diyoruz ki:
“Özellikle, artık, eğitim kurumlarının daha dikkatli olması lazım. ‘Temel
beceriler’ dediğimiz becerilerin, ilköğretimin birinci kısmında, ‘ilkokul’
dediğimiz kısmında verilmesi gerekiyor.” Biz, Milliyetçi Hareket Partisi
olarak, okul öncesi eğitimi bir, ilkokulları beş yıl, orta okulları üç yıl,
liseleri de üç yıl olarak düşünüyoruz. Çünkü, burada, buranın altını
doldurduğumuzda, özellikle, “ilkokul”
olarak verdiğimiz sistemde kişisel ve sosyal gelişim olarak yaşamayı öğrenme,
hayatı öğrenme becerisinin bu çocuklara
kazandırılması lazım. Bir “eğitsel gelişim” dediğimiz öğrenmeyi ve düşünmeyi
öğrenmenin çocuklara kazandırılması lazım ve aynı zamanda, mesleki gelişim için
temel olan çalışmayı öğrenme yani bir konuyu araştırma, mesleki tecrübeleri
edinebilme -daha doğrusu iş, yaşam ve çalışmaya uygun olumlu tutumlar
geliştirebilme- becerilerinin ilköğretim kısmında kazandırılması gerekiyor.
Ortaokullara geldiğimizde, “ortaokul” olarak verilen alanlara geldiğimizde,
özellikle, bugün, Genel Kurul açıldığından beri de ifade edilen, sayın
arkadaşlarımızın da, grup başkan vekili arkadaşlarımızın da ifade ettiği gibi,
artık burada çeşitli programların uygulanması lazım. Ama ben tekrar, seçmeli
dersler bazında, özellikle bu 4+4+4 sisteminde verileceği iddia edilen seçmeli
derslere de vurgu yapmak istiyorum, dikkatinizi çekmek istiyorum. Şu anda
“medya okur yazarlığı” diye seçmeli ders var, şu anda çocuklar okuyor. O
derslere kimlerin girdiğini biliyor musunuz? Fen dersi hocaları giriyor. Çünkü
norm fazlası durumuna düşmemek için, hocanın saatini doldurmak için bu dersler
hocalara veriliyor, ders saatlerini doldurmak için. Eğer böyle seçmeli dersler
yapılacak ise bu seçmeli derslerin hiçbir zaman konmamasında fayda var. Biz
diyoruz ki, bunun gelin, bir fizibilitesi hazırlansın; hangi derslere,
özellikle küresel konjonktürün gerektirdiği hangi derslere ihtiyaç var ise bu
alanlar iyi belirlensin, buna yakın alanlarda eğitim almış olan öğretmenlerimiz
kısa bir hizmet içi eğitimden geçirilerek bu alanlarda eğitebilir, öğrencileri
yetiştirebilir bilgileri kazandırsınlar. Bu alanda da yine eğer şu andaki gibi
uygulamalar yapılacaksa gerçekten büyük bir fiyaskoyla karşılaşacağız diye
düşünüyoruz.
Bir de geçen gün Sayın
Dinçer’in, Millî Eğitim Bakanının eğitim fakülteleri dekanlarıyla yaptığı
toplantısından bir pasajı özellikle vermek istiyorum. Diyor ki: “Öğretmenler
yalnızca tayinleriyle ve maaşlarıyla ilgileniyorlar.” Öğretmenler kendi alanlarıyla
ilgili öneri getirmiyorlar diye… Öğretmenlerimiz kendi alanlarıyla ilgili öneri
getiriyorlar ama siz kulak asmıyorsunuz getirdikleri öneriye.
Ben hepinize teşekkür
ediyorum, saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir) – Bakan
öğretmen düşmanı bakan zaten!
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Topcu.
Teklifin tümü üzerinde AK
PARTİ Grubu adına söz isteyen Mahir Ünal, Kahramanmaraş Milletvekili.
Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 199 sıra sayılı
İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi üzerine grubum adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Kanun teklifinde imzası
bulunan bir milletvekili olarak kanun teklifinin hazırlık aşamasında merak
ettiğim bir şey vardı. 1961, 1973, 1983, 1997, Türk millî eğitim sisteminde
yapılan değişiklikler ve zorunlu eğitimle ilgili bugüne kadar kalkınma
planlarında, hükûmet programlarında, millî eğitim şûralarında ne var, ne yok
tekrardan bir gözden geçirme gereği duydum.
1996 yılında yapılan
15’inci Millî Eğitim Şûrası’nda ilk defa “kesintisiz zorunlu eğitim” ifadesini
gördüm çünkü onun öncesinde Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda, 53’üncü
Hükûmet Programı’nda, 54’üncü Hükûmet Programı’nda zorunlu kademeli eğitimden
bahsedilirken 13-17 Mayıs 1996 tarihinde yapılan Millî Eğitim Şûra’sında bir
farklılık var yani 1996’nın Mart ayında -elimde Meclis tutanakları var- Mesut
Yılmaz, o dönem Başbakan, Hükûmet Programı üzerinde konuşuyor ve bugün bizim
getirdiğimiz teklife benzer, yönlendirmeli, kademeli bir eğitim sisteminden
bahsediyor ama aradan iki ay geçtikten sonra Millî Eğitim Şûrasında bir anda
ortaya kesintisiz, zorunlu eğitim çıkıyor. Bunu o dönemi yaşayan birçok kişiyle
konuştum, Sayın Meclis Başkan Vekilimiz Mehmet Sağlam Bey’le o dönemde
konuştum, yine…
Tabii, arkadaşlarımız
ısrarla şunu tekrar tekrar söylüyorlar: “Bu teklifi siz birdenbire getirdiniz.”
Sayın Hüseyin Çelik’le, Sayın Nimet Çubukçu’yla,
Sayın Mehmet Sağlam’la ve şu anda milletvekilimiz olan, geçmişte millî eğitim
bürokrasisinde çalışmış birçok millî eğitim bürokratıyla, uzmanla,
üniversiteden hocalarımızla bu hazırlık aşamasında çok ciddi çalışmalar yaptım.
Nihayetinde şunu gördüm: 1996 yılında Millî Eğitim Şûrasında konulan
“kesintisiz” ifadesiyle, 1997’de Refahyol Hükûmetinin devrilmesinden sonra,
55’inci Hükûmetin, Anasol-D Hükûmetinin işbaşına gelmesiyle birlikte 1997
yılında kesintisiz, zorunlu eğitim düzenlemesi getiriliyor. Oturdum…
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
1923 yılında da var.
MAHİR ÜNAL (Devamla) –
1997… 1997…
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
1923 yılında da var.
MAHİR ÜNAL (Devamla) –
Hayır, zorunlu eğitim var ama “kesintisiz” ifadesi yok.
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Evet, bak, 1923 yılında var, kısa bir dönem sonra o, beşe düşüyor.
MAHİR ÜNAL (Devamla) –
Zaman zaman pilot uygulamalar yapıyor ama bu pilot uygulamalardan sonuç
alınamıyor.
Meclis tutanaklarını
okudum…
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) –
1996’da Sayın Sağlam Millî Eğitim Bakanı değil.
MAHİR ÜNAL (Devamla) –
Meclis tutanaklarını okudum, 1997 yılında kesintisiz, zorunlu eğitimle alakalı
yapılan değişiklikle ilgili Meclis tutanaklarını okudum. Nihayetinde, ben,
bütün bu konuşulanları, şu ana kadar bizim konuştuklarımız, Komisyonda
yaptığınız konuşmalar ve bugün burada gruplar adına yapılan konuşmalar, bütün
bunları değerlendirdiğimde, ortaya atılan iddiaların hepsiyle ilgili çeşitli
cevaplar verebiliriz ama bunlara kesinlikle ideolojik bir bakış açısıyla değil,
pedagojik bir bakış açısıyla baktığımız ve konuştuğumuz zaman cevap
verebiliriz. Çünkü burada yapılan değişiklik geçmişte olduğu gibi ideolojik bir
değişiklik değil, çünkü biz bu değişikliği yaparken bütün dünya örneklerini en
ince detayına kadar araştırdık ve inceledik. Yapılan değişiklik sadece kademeli
eğitime geçilmesinden ibaret. Kanun koyucu, yasa koyucu genel çerçeveyi
oluşturur. Tabii ki bunda uygulayıcı, icracı bakanlık, Talim Terbiye Kurulu
gerekli düzenlemeyi yapacaktır ama burada üzerinde durulması gereken ve
tartışılması gereken sorun şu ki: “Acaba icracı bakanlık bu yetkiyi nasıl
kullanacak? Bu konuda size güvenmiyoruz.” Bunu birçok kez maalesef duyduk.
Arkadaşlar, bir iktidar
seçimle işbaşına gelir, kendi icraatlarını, kendi siyasetini, kendi vizyonunu,
kendi bakış açısını, kendi çözümlerini ortaya koyar ve bunun hesabı sandıkta
sorulur, bu işlerin hesabı sandıkta görülür. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
“Başbakandan talimat
aldınız.” Ya, biz bu işleri Başbakanla, bakanlarla, kendi grubumuzla -bir kanun
teklifi getirirken- istişare etmeyeceğiz de geçmişte yapıldığı gibi bazı
karanlık kapılar arkasında başkalarıyla mı istişare edeceğiz? Tabii ki
Başbakanımızla konuşacağız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Kime soracağız biz
bunu?
MAHMUT TANAL (İstanbul) – O
istişare ettiğiniz kişi şu anda sizin milletvekiliniz, o dönemin millî eğitim
bakanı.
MUHYETTİN AKSAK (Erzurum) –
Otur yerine!
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Bu
oldu mu şimdi Mahir Bey ya. Nereden biliyorsun eski başbakanlarla istişare
edilmediğini?
MAHİR ÜNAL (Devamla) –
Şimdi, biz, ana hatlarıyla…
Arkadaşlar, bakın,
demokrasiler tahammül rejimidir. Eğer bir demokrasinin gelişmişliğini ölçmek
istiyorsanız ya da bir kişinin demokratlığına bakmak istiyorsanız, onun
tahammülüne bakmanız gerekir.
HALUK AHMET GÜMÜŞ
(Balıkesir) – Ayvalık’ta çevriliyorlar, Balıkesir’de çevriliyorlar. Bütün
öğretmenler çevriliyor. Otobüsten indiriliyor insanlar.
MAHİR ÜNAL (Devamla) -
Bakın, burada, bu kürsüde konuşan hatibin konuşmasına bile tahammül
edemiyorsanız, nasıl demokrat olacağız, bana söyler misiniz?
HALUK AHMET GÜMÜŞ
(Balıkesir) – Demokratik değilsiniz, demokrasiyi ağzına alma. İnsanlar
engelleniyor şu anda.
MAHİR ÜNAL (Devamla) –
Şimdi, biz ne yapıyoruz? Bunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Ana hatlarıyla…
HALUK AHMET GÜMÜŞ
(Balıkesir) – Türkiye’de demokrasi bitti sizin sayenizde.
MAHİR ÜNAL (Devamla) –
Arkadaşlar, söz alırsınız, bununla ilgili bir sorun varsa bunu dile
getirirsiniz. Bakın, burada grup başkan vekillerimiz var. Grup başkan
vekillerimiz…
EMİNE ÜLKER TARHAN (Ankara)
– Yeni cezaevleri inşa…
MAHİR ÜNAL (Devamla) – Sayın Grup Başkan Vekilim, söz alırsınız,
sıkıntınızı ifade edersiniz. Meclisin kürsüsü özgür bir kürsüdür ve hepinizin
söz hakkı için zamanımız da var, süremiz de var ama şu anda benim süremi
kullanıyorsunuz.
HALUK AHMET GÜMÜŞ
(Balıkesir) – Komisyonda barikat kurdunuz.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) –
Komisyonda…
MAHİR ÜNAL (Devamla) – Şu
anda benim süremi kullanıyorsunuz Sayın Valim.
BAŞKAN – Lütfen Genel
Kurula hitap edin Sayın Ünal.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Komisyonda bizim milletvekillerimizin hakkı yok muydu Mahir Bey? Bizim
milletvekillerimizin orada söz hakkı yok muydu?
MAHİR ÜNAL (Devamla) –
Şimdi, biz ne getiriyoruz, biz ne istiyoruz, biz ne söylüyoruz? Biraz bunun
üzerinde durmak istiyorum.
Biz, öncelikle, her alanda
olduğu gibi eğitim alanında da özgür ve demokratik eğitim sözümüzü yerine
getiriyoruz. Yıllardır bütün eğitimcilerimiz bize şunu söylüyorlar: Nasıl, bir
sistem altı yaşındaki çocuk ile on dört yaşındaki çocuğu aynı mekâna hapseder?
EMİNE ÜLKER TARHAN (Ankara)
– Kafanız başka şeylere çalışsa fena olmayacak.
MAHİR ÜNAL (Devamla) -
Hangi çağdaş psikoloji kuramı çocuk ile ergenlerin aynı ortamda eğitim
almalarını makul karşılar?
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) –
Mahir, aklınız on yılda başınıza geldi, helal olsun size! On sene evvel yoktu
bunlar. On yılda aklınız başınıza geldi be!
OKTAY VURAL (İzmir) – Ben
bir ilerleme göremiyorum.
MAHİR ÜNAL (Devamla) – Biz,
sağlıktan dış politikaya, her alanda hayata geçirdiğimiz büyük restorasyonun
eğitim ayağını gerçekleştirmiş oluyoruz.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – 4
tane Millî Eğitim Bakanı değiştikten sonra aklınız başınıza geldi. Ne kadar
güzel!
AHMET AYDIN (Adıyaman) –
Sayın Başkan, konuşmalara müdahale edin lütfen.
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri,
lütfen…
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) –
Sayın Başkan, olacak böyle şeyler.
MAHİR ÜNAL (Devamla) –
Bizim yaptığımız, bir reformdan ziyade zaten olması gerekeni yeniden ihdas etme
anlamında bir restorasyondur. Eğitimdeki bu restorasyon sayesinde, vesayet kurumlarının
müdahaleleriyle şekillenmiş eğitim sistemi milletin talepleriyle yeniden normal
mecrasına dönmüş olacaktır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu normal mecra
halkın taleplerinin eğitim sistemine yansımasından ibarettir.
EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) –
Mahir Bey, otobüslerin durdurulması sizce demokratik mi?
MAHİR ÜNAL (Devamla) – Biz
diyoruz ki, çocuklarımızın gelişim düzeylerine uygun bir eğitim verelim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) –
Seyahat hakkını kısıtlıyorsunuz, otobüslere engel oluyorsunuz, öğretmenlerin
haklı taleplerini dile getirmesinden korkuyorsunuz.
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, lütfen…
MAHİR ÜNAL (Devamla) –
Gelişim düzeylerine uygun bir eğitim ancak ve ancak kademeli bir eğitimle
mümkündür. Almanya’dan İngiltere ve Amerika’ya kadar, gelişmiş ülkelerin
tamamında…
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Siz
böyle bir Hükûmetin, böyle bir grubun Grup Başkan Vekilisiniz. Bu ayıp size
yeter!
BAŞKAN – Sayın Özel,
lütfen, Sayın Özel…
MAHİR ÜNAL (Devamla) –
…İlkokul ya dört yıldır ya beş yıldır ya da altı yıldır.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) –
Panzerlerle öğretmenlerin önüne çıkıyorsunuz. Yazıklar olsun!
MAHİR ÜNAL (Devamla) –
Gelişmiş ülkelerdeki mevcut eğitim sistemi uygulamasında tüm eğitim sistemleri
kademeli olarak yapılandırılmıştır. Temel eğitim tüm ülkelerde ilkokul, ortaokul,
lise olarak üç kademeden oluşmaktadır. Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde
ilkokul sekiz yıl olarak uygulanmamaktadır, İrlanda ve Türkiye hariç.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türkiye’de hiçbir öğrenciyi sekiz yıl boyunca aynı mekâna ve
tek tip programa hapsetmeye hakkımız yok. Biz istiyoruz ki ilkokulu bitiren ve
ergenliğe adım atan çocuklarımız beden ve psikolojilerindeki değişime ve
gelişim yeteneklerine paralel olarak mekânlarını ve programlarını da
değiştirsinler.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) –
On yaşında mı, dokuz yaşında mı?
MAHİR ÜNAL (Devamla) –
Böylece çocuklarımız ergenliği daha sağlıklı bir şekilde yaşasın, yeteneklerine
uygun, çok seçenekli ve yönlendirmeli bir sisteme kavuşsunlar.
Siz değerli
milletvekillerine şunu sormak isterim: Acaba hangi vatandaşımız 1’inci sınıfa
giden çocuğu ile 8’inci sınıfa giden başka çocukların aynı mekânları
kullanmasına rıza gösterir?
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) –
Mekânlar aynı.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan, Mahir Bey verdiği teklifi bilmiyor galiba.
MAHİR ÜNAL (Devamla) – Ben
hiçbir vatandaşımızın böyle bir şey isteyeceğini zannetmiyorum. İşte biz 4+4+4
olarak uygulanacak kademeli eğitim sayesinde çocuklarımıza daha sağlıklı bir
eğitim ortamı sunmak istiyoruz.
FATMA NUR SERTER (İstanbul)
– Kanunu okuyun kanunu, ilkokulla ortaokulu birleştiriyorsunuz.
MAHİR ÜNAL (Devamla) – Biz
istiyoruz ki çocuklarımız dünyayla bütünleşmiş çağdaş bir eğitim alsın.
FATMA NUR SERTER (İstanbul)
– Önce bir oku, kendin bir anla, ondan sonra konuş!
MAHİR ÜNAL (Devamla) - Biz
istiyoruz ki çocuklarımızın farklılıkları dikkate alınsın.
FATMA NUR SERTER (İstanbul)
– İlkokulu ortaokulla siz birleştiriyorsunuz, ortaokulla liseyi
birleştiriyorsunuz.
MAHİR ÜNAL (Devamla) - Biz
istiyoruz ki demokratik bir sistemde ailelerin istekleri doğrultusunda seçmeli
dersler olsun.
FATMA NUR SERTER (İstanbul)
– Yalandan kim ölmüş? Önce kanunu oku.
MAHİR ÜNAL (Devamla) - Biz
istiyoruz ki çocuklarımız daha mutlu olsun. Biz, toplumu küçük gören ve
toplumun taleplerini dışlayan her türlü elitist bakış
açısının karşısındayız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Kendi bakış açısını
tek hakikat, kendisini milletin efendisi gören anlayış, yıllarca bu toplumu
adam etmeye çalıştı. Bireyin neye inanacağına, ne düşüneceğine, nasıl çağdaş
olunacağına karar verdi ve soyut bir aygıt olan devlet eliyle bunu dayattı. AK PARTİ’yle birlikte artık, devlet eliyle dayatma sona
ermiştir.
FATMA NUR SERTER (İstanbul)
– Sen de kindar nesil yetiştiriyorsun!
OKTAY VURAL (İzmir) –
Bakanlık da yapmasın bunu.
MAHİR ÜNAL (Devamla) -
Devlet, toplumun düzeni, refahı için kurulmuş bir aygıttır, insanlara içerik
dayatmaz, insanlara hizmet sunar. Biz, toplumun hizmetkârıyız ve toplumun
istediği talepleri yerine getirmek için çalışıyoruz.
SIRRI SAKIK (Muş) – Siz,
Kürtlerin diline bile gem vuruyorsunuz.
MAHİR ÜNAL (Devamla) - Biz
istiyoruz ki insanları sisteme uygun hâle getiren bir yapı olmasın, sistemi
insana uygun hâle getiren bir yapı olsun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Devlet, alabildiğine farklılaşan ve değişen toplumsal yapının taleplerini
karşılamak zorundadır. Devleti sahiplenir ve “Onu biz kurduk.” diyerek bütün
toplumsal talepleri görmezden gelirseniz topluma en büyük düşmanlığı yapmış
olursunuz.
OKTAY VURAL (İzmir) – Mahir
Bey, bu söylediklerine sen inanıyor musun ya?
MAHİR ÜNAL (Devamla) -
Devlet, farklılaşan talepleri ancak esnek ve çoğulcu bir eğitim sistemiyle
karşılayabilir. Sekiz yıllık kesintisiz eğitim, ebeveyn beklentilerini ve
öğrenci yeteneklerini dikkate almayan bir sistemdir. İşte bundan dolayı, artık
gelinen noktada, bu elbise bu topluma dar geliyor. Tek tipçi, katı ve darbe
ürünü bu sistem, hızla değişen, gelişen, büyüyen Türkiye’nin ihtiyaçlarını
karşılamaktan çok uzaktır.
OKTAY VURAL (İzmir) –
İnanıyor musun sen de Mahir Bey bunları yapacağına? Pek inanmıyormuş gibi
konuşuyorsun.
MAHİR ÜNAL (Devamla) – Biz
istiyoruz ki eğitim sistemi esnek olsun. Ortaokulda öğrencilerimize, kendi
yeteneklerini fark etmeleri ve ilgilerini geliştirmeleri için seçmeli dersler
verilecektir; böylece öğrencilerimiz kariyer ve meslekler konusunda bilgilenmiş
olacaklardır.
4+4+4 sisteminin özü ve
anahtar kelimesi esnekliktir. Sistemde dayatma yoktur, bunun yerine
alternatifler vardır. Bu alternatifler arasında geçiş imkânları olacaktır. Her
türden katı bir eğitim sistemine karşıyız. Bu güzelim vatan, her vatandaşımızın
yetenek ve ilgileri ölçüsünde istek ve taleplerini karşılayabilecek zenginliğe
sahiptir; yeter ki, birtakım vesayetçi kurumlar, insanımıza sekiz yıllık
kesintisiz eğitim, başörtüsü yasağı ve farklı katsayı uygulaması gibi sanal
engeller çıkarmasın. Biz, öğrencileri eğitim hakkından mahrum eden her türlü
anlayışa ve yaklaşıma karşıyız. Biz, hiçbir zaman katı bir yönlendirme yanlısı
olmadık. Bizim öngördüğümüz şey sadece ve sadece rehberliktir. Yaptığımız,
öğrencilerin birtakım konular hakkında bilgi edinmesini sağlayan ve özgürce
seçimler yapmasını sağlayan mekanizmalar kurmaktır.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sen
milletvekiline özgürlük tanımıyorsun, çocuklara nereden özgürlük tanıyacaksın?
MAHİR ÜNAL (Devamla) -
Kaldı ki, öngörülen sistem, bütün öğrencilerimize istedikleri zaman başka bir
kulvara geçiş hakkı tanımaktadır.
HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) –
Bu kanun kötü bir intihaldir.
MAHİR ÜNAL (Devamla) – Biz
istiyoruz ki eğitimde tek tipleşme olmasın. Biz istiyoruz ki eğitim her bir
çocuğun fıtratındaki farklılığı törpülemesin. Biz istiyoruz ki eğitim sistemi
toplumdaki çoğulculuğu kucaklasın. Biz istiyoruz ki kız çocuklarımızın
okullaşma oranı daha yükseğe çıkarılsın.
4+4+4 yasa teklifini
hazırlarken biz öğrencilerimizin daha kaliteli bir eğitim alması adına
statükonun insan unsuruna baskın gelmesine karşı çıktık. İnsanlara farklı
seçenekler sunan ve geçiş imkânları sağlayan bir eğitim sistemine duyulan
ihtiyaç her aklıselim vatandaşımız tarafından ifade edilmektedir, bu ihtiyaç
yıllardır eğitimciler ve toplum tarafından dillendirilmektedir. Keza, mevcut
eğitim sisteminin yetersizliğinden ve işlevsel olmayışından yakınan bazı
muhalefet partilerimiz de 2007 ve 2011 seçim beyannamelerinde “zorunlu eğitim
sisteminin kademelendirilerek artırılması, mesleki eğitime teşvik edilmesi”
gibi seçim vaatlerinde bulunulmuştur.
Bu arada, Zühal Topcu Hocama da teşekkür ediyorum, çalışmalarım sırasında
Alternatif Eğitim kitabından istifade ettim, faydalandım.
ZÜHAL TOPCU (Ankara) –
Keşke Bakan Bey de istifade etseydi.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Ama faydalanmamışsın Mahir Bey. Bu
konuda tekrar bir değerlendirme yap.
MAHİR ÜNAL (Devamla) –
Sayın Vural -demin ifade ettiğim gibi- kanun, düzenlemenin içeriğini değil,
çerçevesini belirler. İçeriği, uygulamacı Sayın Bakanlık yapacaktır.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Dikkate almamışsın Mahir Bey.
MAHİR ÜNAL (Devamla) –
Sayın Bakanımızın da her türlü teklife ve sağduyulu öneriye açık olduğunu
biliyoruz.
OKTAY VURAL (İzmir) – Bu
konuda isterseniz size biraz daha bilgi versin. Bu konuda size önerilerini
versin, değiştirin bakın. İyi bir noktadasınız. Rehberliğe ihtiyaç var.
MAHİR ÜNAL (Devamla) – Yine
biz istiyoruz ki -bu çok önemli- sanayicimizin ihtiyaçlarını karşılayan ve
Türkiye'nin rekabet gücünü artıran bir mesleki eğitimimiz olsun.
OKTAY VURAL (İzmir) – Gelin
eğitim konusunu anlatalım size.
MAHİR ÜNAL (Devamla) –
4+4+4 yasa teklifi sayesinde biz mesleki eğitimi yıllarca olumsuz etkileyen
katsayı farkını kaldırıyoruz. Biz, öğrencilerimizi hasbelkader on dört yaşında
yaptıkları tercihe hayat boyu mahkûm etmek istemiyoruz. Hem klasik pedagojinin
hem de çağdaş pedagojinin en önemli ilkesi, öğrencinin öğrenme özgürlüğünün
kısıtlanmamasıdır. Biz, öğrenciye “talep eden kişi” anlamında “talebe” diyen
bir medeniyetin çocuklarıyız.
Bu değişikliğin milletimize
hayırlı olmasını diliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Ünal.
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Sayın Başkan…
BAŞKAN – Buyurun Sayın
İnce.
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Sayın Başkan, Sayın Ünal, Parlamentoya doğru bilgi vermedi. Bakınız, şöyle
dedi: “Kim ister, hangi anne-baba ister 1’inci sınıf öğrencisi ile 8’inci sınıf
öğrencisinin aynı binada olmasını?”
Bakın, bu kanun teklifinde
imzası var ama sanırım bu teklifi okumamış yani çok net…
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
– Sayın İnce, insafsızlık ediyorsun!
MUHARREM İNCE (Yalova) – Şu
anda bu teklif yasalaşırsa beş yaşındaki çocukla on üç yaşındaki çocuk aynı
binada olacak, dokuz yaşındaki çocukla da on yedi yaşındaki çocuk aynı binada
olacak. Yani göz göre göre diyor ki: “On dört yaşında tercihte zorlanmasın.” Ne
on dört yaşı, tercih dokuz yaşa iniyor. Söylediklerini, yazdıklarını sanırım
okumamış.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın İnce.
Şimdi teklifin tümü
üzerinde şahsı adına söz isteyen Mustafa Erdem…
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
– Sayın Başkan…
BAŞKAN - Sayın Ünal, lütfen
oturur musunuz.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Efendim, Mahir Bey’in imzasının olup olmadığını bir soralım, Mahir Bey’in
imzası yok herhâlde önergede.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
– Sayın Başkan, Sayın İnce’nin bu ifadelerini bir latife olarak kabul ediyorum
çünkü Komisyonda kendisiyle birlikte bunları detaylı bir şekilde konuştuk.
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Ünal.
Sayın Erdem, buyurun.
MUSTAFA ERDEM (Ankara) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 199 sıra sayılı Kanun Teklifi’yle ilgili olarak kişisel görüşlerimi açıklamak
üzere huzurlarınıza çıkmış bulunuyorum. Yüce heyetinizi sevgiyle, saygıyla
selamlıyorum.
Muhterem milletvekilleri,
gençliğimizi eğitmek, çocuklarımızı yetiştirmek, ülkemizin geleceğini teminat
altına almak…
BAŞKAN – Sayın Erdem, bir
saniye… Sürenizi düzelteceğiz,
yanlışlıkla yirmi dakika verdik.
Buyurun.
MUSTAFA ERDEM (Devamla) –
Evet, tekrar sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Çok önemli bir kanun
çıkarmak üzere gecenin bu geç saatlerinde burada bulunmak durumundayız.
Çıkaracağımız kanun çocuklarımızın, gençliğimizin geleceği, devletimizin
bekası, milletimizin geleceği adına fevkalade önem arz etmektedir. Dolayısıyla
4+4+4 şekline sığdırılarak içeriği hakkında müphem, belirsiz bir kanun tasarısı
yerine bir teklif hâlinde buraya
getirilmiş olması, incelenmeden, araştırılmadan, çeşitli kamu kuruluş ve
örgütleri, sivil toplum örgütlerinin düşünceleri alınmadan buraya getirilmiş
olması doğrusu geleceğimiz adına bir endişeye sebebiyet vermektedir.
Aziz milletvekilleri,
eğitim bizler için fevkalade önemli bir hadisedir. Eğer gençliğimizi ideal
ilkeler ve ülküler uğruna yetiştiremezsek bu çatı hepimizin üstüne çökecek, bu
millet gelecek adına bizden hep birlikte hesap soracaktır. Şu anda yaşadığımız
ülkede gençliğin sorunlarını görüyor ve bunlara çözüm üretememekten dolayı
bazen yüzümüz kızarıyor, bazen hicap duyuyoruz. Okullarımızda yaşanagelen
manzaralara bakılırsa millet nedir, devlet nedir, örf, âdet ve gelenek nedir,
ahlak nedir, haya nedir, insanlık nedir; bunları bilemeyecek kadar
değerlerimizden uzak, kendi kültürümüzden kopuk bir vaziyette yaşamaya
başladık. Küreselleşmenin peşine takılarak “Amerika’da şu varmış, Almanya’da bu
varmış, Avrupa Birliği ülkeleri şöyle diyormuş” diyerek kendimize ait olanları
bir kenara bırakıp başkalarına olan duygusal yakınlığımızla kendimizi inkâr
noktasına geldiğimizde bu milletin bekası adına yapacağımız fazla bir şey
kalmıyor demektir. Dünya üzerinde pek çok ülke vardır ki ancak kendi
değerleriyle bütünleştiği zaman onun ayakta kalabilme şansı vardır. Japonlara
bakın, Çinlilere bakın, onlar kendi değerleri üzerinde yaşıyor ve bunu devam
ettirebiliyorlar. Şu anda, biz, hangi değerleri gençliğimize verirsek bekamız
adına sorunu çözmüş, hangi ilke ve ülküleri öğretirsek milletlerarası yarışta
Türk milletini bekaya götürecek davranışları icra etmiş oluruz; bunun
araştırmasını yapmamız lazım.
Eğitim kurumlarımıza bir
bakın, öğretmen olanlar öğretmenliğinden utanır hâle gelmişler. Cinselliğin
arttığı, uyuşturucunun çok çok yaygınlaştığı hatta orta dereceli okullara
indiği bir dönemde bile, eğitimle ilgili olanların bu noktada sorumluluk
duymamaları fevkalade önemli bir hadisedir. Eğitim olmadan teknolojiyi
istediğiniz kadar getirin, FATİH Projesi’ni değil, Kanuni’yi de uygulamaya
kalkın, netice itibarıyla bugünkü muhteşem manzara karşınıza çıkacak demektir.
O zaman yapılması gereken
hadise şudur: İyi nedir, kötü nedir, güzel nedir, bunu bilmemiz lazım; eğer biz
bilemiyor isek, o zaman ecdadımızdan irfan alıp onların hakkını teslim etmemiz
lazım. Mehmed Âkif
merhumun, hepimiz için bir model oluşturması lazım: “Ne irfandır veren ahlaka
üstünlük ne vicdandır./ Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır.” diyor.
Siz istediğiniz bilgiyi 4+ 4 değil, dört-beş tane 4’ü yan yana sıralayın verin.
Allah korkusunu yerleştirmedikten, insan sevgisini yerleştirmedikten sonra
bunları nasıl becereceksiniz? Dolayısıyla, eğitim kurumlarında “Yüreklerden çekilmiş
farz edilsin havfı Yezdan'ın./Ne irfanın kalır tesiri
katiyen ne vicdanın." hükmünü gerçekleştirmek… Netice itibarıyla, aidiyet
duygusunu, milliyet duygusunu, vatan, millet sevgisini öğretmezsek başarı
şansımız nerede olacaktır? (MHP sıralarından alkışlar)
Aziz milletvekilleri,
eğitim kurumlarımızda Allah nedir, insan nedir, dünya nedir, ahiret nedir,
sorumluluk nedir; bunları öğretemediğimiz zaman yavrularımıza, birbirlerini
yiyen, birbirlerini parçalayan insanlar olmaktan öte gidemezler. Şu anda bakınız
toplumun içerisine, anasını öldürenler, ensest
ilişkiler içerisinde bulunanlar, kadına şiddet uygulayanlar sonuç itibarıyla bu
eğitim yetersizliğinin ürünleri veya mağdurları değil mi? O zaman, gelin,
eğitim kurumlarımızı eğitim kurumuna dönüştürecek hâle getirelim. Biz bunu
yapabilmek için, bir şekilde bu yavrularımızı küçükten itibaren eğitim
sistemini bir bütün hâline getirmek ve bu çerçevede, doğumundan ölümüne kadar
düşünmek zorundayız.
Sonuç itibarıyla, okul
öncesi eğitim, fırsat eşitliği çerçevesinde zorunlu eğitim hâline
getirilmelidir. Zorunlu eğitimle kesintisiz eğitimi karıştırmak, bundan dolayı
gençliği öğrenmesi gereken değerlerden mahrum etmek gençliğimiz adına da,
milletimizin geleceği adına da yapılacak en büyük ihanet, belki de en büyük
gaflet olacaktır.
Aziz milletvekilleri, şunu
unutmayalım: AKP İktidarı döneminde on yıl geçti 4 bakan gördük. Allah’ın
emaneti gençliğimiz, vatanın ve mirasımızın bekası uğruna hangi ideal, hangi
ülkü, hangi hedefler uğruna yetiştirildi? Size soruyorum: Ermenistan’la
ilişkiler hususunda her türlü tavizi verdiniz ama bunu yaparken sizin taviz
verdiğiniz Ermenistan, çocuklarına Ağrı Dağı’nı bayrak, Kars’ı başkent yapacak
şeklide bir ideal, bir hedef verdiyse siz bu Meclisin mensupları, bu devletin
bekasından sorumlu olanlar olarak çocuklarınıza yarına ait hangi ülküyü, hangi
hedefi, hangi ideali veriyorsunuz? Eğitimi kaç yıla çevirirseniz çevirin, ne
yaparsanız yapın, bu ideal ve ülkü zafiyetiyle yetişmiş insanların bırakın
devletine, milletine hayrını, kendilerine bile yararı olmayacak demektir.
Aziz milletvekilleri, şunu
da unutmayalım: İmam-hatip okulları bu millet için fevkalade önemlidir. Bu
okulların tarihe mal olması, büyük bir vebalin ve insanlık ayıbının olmasına
sebebiyet verir ama gelin görün ki dört dörtlük bir proje gibi takdim edilen bu
projenin içerisinde imam-hatip okullarının adının anılmaması, Kur'an
derslerinden söz edilmemesi, Hazreti Peygamber gibi, insanlığa örnek
gösterilecek bir şahsın hayatından, ilkelerinden, ülkülerinden söz edilmemesi,
“Ben Müslüman’ım.” diyenin oylarına talip olanlar için en azından bir ayıp, en
azından bir eksikliktir diyor, bu eksikliğin düzeltilmesi gerektiği hususunu
özellikle dikkatlerinize arz etmek istiyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Gelin tamamlayalım, gelin tamamlayalım, Hocanın dediği doğru.
MUSTAFA ERDEM (Devamla) –
Aziz milletvekilleri, gelin, gençliğimizin bekası uğruna yapılması gerekenleri
yapalım, devletimizin bekası uğruna yapılması gerekenleri yapalım, vatan
sevgisi nedir, onu öğretelim; millet sevgisi nedir, bunu öğretelim;
Çanakkale’de şehit olanları öğretelim; bu milletin dostu kim, düşmanı kim, onu
öğretelim; Avrupa Birliği uğruna değerlerimizi değil, başkalarına yaranmayı
değil, bekamız uğruna olması gerekenlerin ne olduğunu öğretelim. O zaman
göreceksiniz ki muasır medeniyet denilen hadise, Türk milletinin bekası olarak
insanlığın da kurtuluşuna vesile olacaktır.
Ben bu duygularla, yüce
Meclisimizin bir şekilde Türk gençliğini bir proje olarak ele alacağını, diniyle,
imanıyla, diliyle, kültürüyle, örf, adet ve gelenekleriyle barışık, bunu bir
emanet algılaması içerisinde kabul edip kendisine de emanet olarak verilen
yavrularının geleceğini bunlarda gören ve bu uğurda her türlü fedakârlığa
katlanarak Kur'an’ı ders kitaplarına, İslam dinini ders kitaplarına, Hazreti
Peygamber’i ders kitaplarına sokacağınıza inanıyor, hepinizi en kalbî
duygularla, sevgi ve saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Erdem.
Şimdi, teklif üzerinde söz
isteyen Millî Eğitim Bakanı Ömer Dinçer.
Buyurun Sayın Bakan. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER
DİNÇER (İstanbul) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; sözlerime
başlarken hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Çok değerli
milletvekilleri, bugün sizlerle millî eğitim sistemi üzerinde görüşmeler
yapıyoruz. Aslında millî eğitim sisteminden bahsettiğimizde sadece bir şeyden
bahsetmeyiz, birden çok alt sistemin oluşturduğu veya pek çok ögenin bir araya
gelerek oluşturduğu bir bütünden bahsederiz.
Bu bütünle ilgili
konuşacağımızda, aslında millî eğitim sisteminin alt ögesi olarak
öğretmenlerden, öğrencilerden, okullardan ve fiziki altyapılardan, teknolojiden
ve donanımlardan, müfredattan ve benzeri pek çok ögeden bahsetmiş oluruz.
Aslında yaptığımız bütün bu
tartışmalarda bunların her birisiyle ilgili meseleleri gündeme getirmiş olmakla
beraber, bugün üzerinde konuştuğumuz teklifin aslında sadece yapı üzerinde
değişiklik yaptığını ifade etmem lazım. Yani biz eğitim sisteminin tamamını
değiştirmeye yönelik bir kanun teklifi tartışmıyoruz, onun yerine, eğitim
sisteminin diğer ögelerinden hariç, sadece bir tane, yapıyla ilgili bölümde
değişikliği tartışıyoruz. Öyleyse, önce, bu yapıda ne tür değişiklikler
öngörülüyor ve bu değişiklikler eğitim sisteminin diğer ögeleri üzerinde ne tür
etkiler yapacak ve onlar için hangi tür tedbirleri öngörüyoruz, bunlar hakkında
size kısaca bilgi sunmak istiyorum.
Çok değerli
milletvekilleri, aslında kanunda başka birtakım düzenlemeler de olmakla
birlikte, eğitim sistemi için yapıda üç esaslı değişiklik öngörülmektedir.
Onlardan bir tanesi, eğitim
sisteminin, eğitim süresinin zorunlu olarak on iki yıla çıkarılması
meselesidir. Gerçekten de Türkiye'de eğitim sisteminin, zorunlu eğitimin on iki
yıla çıkarılmasına ciddi anlamda ihtiyaç vardır. Bununla ilgili birkaç hususu
tespit etmek istiyorum izin verirseniz.
Öncelikle şunu
söylemeliyim: Gelişmiş ülkelerin toplam nüfus içerisindeki eğitim yıllarına
baktığınızda, bunun on bir-on iki yıl ve daha üzeri olduğunu görüyorsunuz.
Hâlbuki, Türkiye’de ise eğitimin toplam yılı itibarıyla altı-altı buçuk yıllık
bir süreyi kapsadığını görüyoruz. Başka bir ifadeyle, aslında gelişmiş ülkeler
ile Türkiye arasında eğitim yılı itibarıyla neredeyse yarı yarıya bir fark
bulunmaktadır ve meydana gelen bu açıklığı kapatmaya şiddetle ihtiyacımız
vardır.
Bir başka tespit ise
gelişmiş ülkelerin pek çoğunun önümüzdeki yıllarla ilgili plan hedeflerinde
eğitim seviyesini geliştirmek üzere çok yeni tedbirler öngörmeye başladıklarıdır.
Mesela, pek çok ülke, özellikle Avrupa Birliği ülkeleri, 2020 yılına kadar
toplam nüfuslarının içerisindeki lise mezunu seviyesini, lise mezunu oranını
yüzde 80’in üzerine çıkarmaya dair hedefler belirlemiş bulunuyorlar. Mesela,
Japonya 2020 yılına kadar, 2025 yılına kadar toplam nüfusu içerisindeki çağ
nüfusunun yüzde 100’ünü üniversite mezunu hâline getirmeye çalışıyor. Yine,
Güney Kore çağ nüfusunun yüzde 100’ünü üniversite mezunu yapmak için çaba sarf
ediyor. Amerika Birleşik Devletleri, toplam nüfus içerisinde üniversite
mezunlarının oranını yüzde 60’a çıkarmaya çalışıyor. Hâlbuki, bizim ülkemizde
toplam nüfus içerisinde lise mezunlarının oranı yüzde 28. O yüzden, bu ülkede
eğitimin süresinin on iki yıla çıkarılması gerçekten de dünya ile bizim
aramızda meydana gelmiş stratejik açıklığı kapatacak bir zorunluluk olarak
ortaya çıkmıştır.
Zaten bununla ilgili olarak
hiç kimsenin bir itirazı da bulunmamaktadır. Bu ülkede hemen hemen herkes
eğitim süresinin on iki yıla çıkarılmasıyla ilgili bir ittifak taşımaktadır ama
bir başka veçhesiyle baktığımız zaman, kanunda öngörülen bu eğitim süresinin
kesintili hâle getirilmesiyle ilgili tartışmalar var. Bu kanun, aslında ikinci
esas değişikliğiyle de eğitim sistemini kesintisiz olmaktan çıkarıyor, kademeli
hâle getiriyor, 4+4+4 şeklinde üç kademeden oluşturuyor.
Bununla ilgili de dünyadaki
değişmelere ve uygulamalara baktığınız zaman çok makul ve çok rasyonel
gerekçelerin olduğunu söylemeliyim. Gerçekten de pek çok ülke aslında eğitim
süresini dokuz ila on dört yıl arasında zorunlu hâle getirmişken, hiçbirisinde
neredeyse eğitimin kesintisiz uygulaması bulunmuyor. Pek çok ülkede eğitim,
farklı şekillerde de olsa kesintili hâle getirilmiştir.
Nitekim, bizim ülkemizde,
normal şartlarda 1’inci sınıftan başlayıp 12’nci yıl sonuna kadar bir çocuğu
aynı okulda aynı programla eğitiyor olmanın ne kadar katı, ne kadar zorlayıcı
bir sistem olduğunu hiçbir vicdan reddetmeyecektir.
Bu açıdan bakıldığında, biz
dünya uygulamalarına baktık ve bununla ilgili olarak büyük açık kalplilikle
sizlere bilgi de sunduk. Sunduğumuz bilgiler, aslında hangi kaynaktan
verildiğine dair bilgileri de içeriyor. Lütfen, size verdiğimiz bilgilere ve
kaynaklarına bakınız. Biz, Avrupa Birliğinin eğitimle ilgili analiz ve
istatistik yayınlayan biriminin, yani “EURYDICE”ın
bilgilerini size sunduk. Hatta üzerinde bir ihtilaf olmasın diye orijinal
hâlleriyle de koyduk, hep beraber görelim diye.
Şunu göreceksiniz: Dünyanın
pek çok ülkesinde, aslında 6+3+3 sisteminin kademeli bir şekilde uygulandığını.
Yine şunu göreceksiniz: Pek çok ülkesinde 5+3+4 şeklinde uygulandığını veya
4+4+4 şeklinde uygulandığını veya 4+5+3 şeklinde uygulandığını! Bütün bunları
görmek mümkün.
Aslında buradan bizim şöyle
bir mesaj çıkartmamız gerekmez mi? Aslında, eğitim sisteminin önemli olan
boyutu, süresinin belirlenmesidir. Onun dışında ise kademeli hâle getirilmesi
zaruridir. Ancak kademelerin belirlenmesinde toplumun geçmiş tecrübeleri,
toplumun karar organlarının veya tavsiye organlarının öngördükleri, toplumun ekonomik
yapısı, çocuklarının fiziki yapısı vesaire, vesaire pek çok unsur göz önüne
alınarak bir tercihte bulunulabilir. Öyle ise, biz burada bir tercihte
bulunduk; 4+4+4 şeklinde bir tercihte bulunuldu. Önemli olan bu tercihin
kendisi değildir; önemli olan, bu tercihi yaptıktan sonra, hangi yaş grubuna
hangi müfredatı uygulayacağınızı belirleyebilmenizdir. Öyleyse, biz de bunu
yapacak ve her yaş grubuna uygun müfredatı uygulayarak çocuklarımızın
yetişmesine ve uluslararası alanda rekabet gücüne sahip olmasına zemin
hazırlayacak bir yapı kurgulamaya çalışıyoruz.
Tabii, bütün bunları
tartışırken aslında, özellikle okul öncesi eğitimle ilgili niçin zorunluluk
olmadığı meselesini de tartışmakta yarar görüyorum ben. Okul öncesi eğitimin
zorunlu hâle getirilmesiyle ilgili iki gerekçe vardır: Bunlardan bir tanesi,
eğitimin zorunlu hâle gelmesiyle ücretsiz eğitim verilmesi meselesidir.
İkincisi ise, bütün ailelerin, çocuklarını göndermek zorunda kalmaları
meselesidir. Öncelikle şunu söylemeliyim: Bunun, temel olarak bakıldığında,
bence zorunlu hâle getirilmesinin hiçbir mahzuru yoktur ancak dünyanın hiçbir
ülkesinde okul öncesi eğitim kanunla zorunlu hâle getirilmiş değildir. Biz
niçin getirmeyi düşünmedik? Eğer mesele ücret meselesiyse, bunun zaman
içerisinde ve idari kararlarla zaten ücret alınmadan yapılması mümkündür, kanun
mevzusu hâline getirmeye ihtiyaç yoktur. Ama bizim esas gerekçemiz şudur:
Türkiye’de yaklaşık olarak 36 bin civarında köy varken -rakamları yaklaşık
olarak söylüyorum arkadaşlar, kesin rakamlar değişmiş olabilir çünkü- 36 bin
civarında köyümüz varken 44 bin civarında mezramız bulunmaktadır. Bu mezralar,
iki haneden on haneye, on beş haneye kadar küçük köycüklerdir
ve bu köylerde, bazen belki bir çocuk için eğitimi zorunlu hâle getirdiğinizde
tedbir almak durumunda kalacaksınız ve henüz otuz altı ay ila altmış ay
arasındaki çocukları eğitim için almak, servisle taşımak durumunda
kalabileceksiniz. O yaştaki çocuklar içinse bunun çok doğru olmayacağını hep
beraber kabul etmemiz gerekir. Bu açıdan biz, okul öncesi eğitimde taviz
vermeyeceğiz. İdari olarak şimdiye kadar geliştirdiğimiz stratejiler ne ise onu
devam ettireceğiz ve 36 ay ila 60 ay arasındaki çocuklarımızın okul öncesi
eğitimde okullaşma oranlarını yüzde 100’e çıkarmak için elimizden gelen her
türlü tedbiri alacağız ve bunun için çaba sarf edeceğiz, bu konuda kimsenin
tereddüdü olmasın. Nitekim, bunu şimdiye kadar yapmakla da biz ciddi bir
referans oluşturduğumuzu zannediyoruz. Çünkü 2002 yılında okul öncesi eğitimle
ilgili -biz devraldığımızda- sadece 60-72 ay grubundaki çocukların okullaşma
oranı yüzde 11’di, 36-72 ay arasındaki çocukların okullaşma oranı ise yüzde
5’ti. Biz kendimiz hiçbir hukuki zorunluluk olmamasına rağmen, aldığımız idari
tedbirlerle ve okul öncesi eğitimin önemine binaen ortaya koyduğumuz
stratejilerle bunu 60-72 ay grubunda yüzde 67’ye çıkardık, 36-72 ay grubunda
ise yüzde 43’e çıkarmayı başardık. Bu açıdan bakıldığında, ben şunu tekrar
vurgulamak istiyorum: Evet, kanuni bir zorunluluk hâline getirilmiyor ama okul öncesi
eğitim, Türkiye’de önceden olduğu gibi, 36-60 ay grubundaki çocuklarımız için
yine yüzde 100 okullaşma oranı hedefiyle yerine devam edecektir.
Eğitimin kademeli hâle
getirilmesiyle ilgili olarak yine…
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Yazmıyor ama Sayın Bakan, o dediğiniz burada yazmıyor.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER
DİNÇER (Devamla) – Yazması gerekmiyor, ben de onu anlatmaya çalışıyorum zaten.
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Olur mu öyle? Hukukta “Söz uçar yazı kalır.” diye bir ilke var, nasıl yazması
gerekmiyor?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER
DİNÇER (Devamla) – Şimdi, özellikle eğitimin kademeli hâle getirilmesiyle
alakalı bir başka gerekçeyi de ifade etmem lazım, o da Türkiye’deki mesleki
eğitimin bulunduğu yere getirilmesiyle alakalıdır. Gerçekten de Türkiye’de
kesintisiz eğitim, sadece kesintisiz eğitim değil, belki aynı zamanda katsayı
problemi sebebiyle mesleki eğitim oldukça gerilemiştir. Benden önceki
konuşmacılardan bir milletvekili arkadaşımız, aslında, istatistiki oranları
verirken doğru rakamlar verdi ama bir hususu belirtmedi, ben onu belirtmek
istiyorum. Gerçekten de mesleki eğitim 1997-1998 eğitim yılında yüzde 45,
2010-2011 yılı sonu itibarıyla ise bu oran yüzde 48. Ama bir şey söyleyeyim:
1997 yılında yüzde 45 olan mesleki eğitim oranı, zannediyorum 2000-2001 yılında
yüzde 38’e kadar düştü. 2003 yılından itibaren yüzde 38, yüzde 39, yüzde
40’larda seyretti. Ancak son yıllarda kat sayı meselelerinin tartışılıyor
olması, kısmen aradaki farklılığın giderilmesi gibi birtakım gerekçelerle bu
oranda yeniden yükselme meydana geldi. Ama şunu bilmeliyiz ki: Aslında bu
durum, sadece mesleki okullaşma oranlarını düşürmedi, aynı zamanda mesleki
eğitimin niteliğine de çok ciddi anlamda bir darbe vurdu. Bu açıdan
bakıldığında, bizim meslek liseleriyle ilgili özel tedbirler almaya ihtiyacımız
vardı.
Ama yine de burada şunu
belirtmek istiyorum: Özellikle kademeli eğitimle ilgili düzenlemelerde daha çok
tartışılan konulardan bir tanesi, mesleki eğitimin ikinci kademede
başlatılacağına dairdir. Bu doğru değil. Biz, ikinci kademede seçimlik dersleri
öngörüyor olmakla birlikte, hatta gerekiyorsa ve eğitimin niteliği icabı
program yapmak mümkünse program yapmayı öngörmekle beraber, aslında mesleki
eğitimi lise 2’den sonra, lise 2’den itibaren yapmayı öngörecek bir hazırlık
içerisindeyiz. Nitekim, bu mesele öylesine esnek hâle getirilmiştir ki dünyanın
pek çok ülkesinde artık standart, belirli bir mesleki kulvar
oluşturulmamaktadır. Biz de onu yapacağız, yani elektrik ve elektronik türü bir
mesleği seçtikten sonra veya mekatronik türü bir
mesleki eğitimi seçtikten sonra, daha önceden olduğu gibi kesin kalıplar
içerisinde bir eğitimi öngörmüyoruz. Bu sebepledir ki biz, Avrupa Birliğiyle
uzun yıllardan beri yaptığımız çalışmalar sonunda, ünite esaslı mesleki eğitimi
öngören bir çalışmayı da uygulamaya koymak üzereyiz. Yaklaşık 6 bine yakın
üniteyi hazırladık, dijital ortamlarda kullanılabilecek hâle bile getirmiş
vaziyetteyiz. Bu açıdan, öğrencilerin, özellikle mesleki eğitim alanların,
sadece seçtikleri mesleki alanda değil, o mesleki alanı destekleyecek türden
diğer mesleki alanlarla ilgili ihtiyaç duyulan üniteleri seçebileceği bir
esneklik de getiriyoruz; başka bir ifadeyle, aslında eğitimin kademeleştirilmesi yapıda bir esneklik meydana
getiriyorken, biz, kendi içinde sisteme de birtakım demokratikleştirecek
unsurlar ekleyeceğiz. Bu açıdan bakıldığında, ikinci kademede ağırlıklı olarak
seçimlik derslerin olduğu ve kısmen programların da kullanılabileceği ama lise
seviyesinde ise giderek artan oranda mesleki eğilimlerin gerçekleştirileceği,
ancak her ne olursa olsun ve hangi sınıfta olursa olsun mutlaka yatay
geçişlerine de imkân veren bir düzenlemeyle ciddi anlamda eğitim sistemimizde
demokratikleşmeyi ve esnekleşmeyi sağlayacağımızı ifade etmek istiyorum.
Bir başka düzenleme yapısal
anlamda, yine, bakıldığında, eğitim yaşının değiştirilmesiyle ilgilidir. Bugüne
kadarki uygulamalarımızda eğitimde yetmiş iki ay alt sınır olarak
kullanılıyordu, dolayısıyla da yetmiş iki ay ila seksen dört ay arasındaki
çocuklarımızı eğitime kabul ettiğimizi ifade etmeliyim ama fiilî bir
uygulamadan size bahsetmek istiyorum. Yapılan yönetmelikler sebebiyle özellikle
72’nci ayını aralık ayının son gününde dolduracağı tespit edilen çocukların
kayıtları eylül ayında yapıldığı için, biz, fiilen bugünkü eğitim sistemimizde
altmış sekiz ay ila seksen dört ay arasında çocuklarımızı eğitime alıyoruz
arkadaşlar. Bunu tekrar ediyorum: Altmış sekiz ila seksen dört ay arasındaki
çocuklarımızı biz 1’inci sınıfa alabiliyoruz. Yaklaşık on altı aylık farkın
olduğu bir eğitim sisteminden bahsediyorum ben. Hiç kimse bunu sorgulamadı
şimdiye kadar. Okul idarecilerinin ve ebeveynlerin isteği ve zorlaması üzerine
daha küçük aylardaki çocukları okula kabul etmelerini bu sürece dâhil
etmiyorum. Şimdi, biz, eğitim sisteminde yaşı, yetmiş iki ayı üst sınır olarak
belirleyeceğiz, en alt sınırsa altmış olacak. Bunun ikisinin arasındaki
uygulamayı nasıl yapacağımızı daha sonra yönetmeliklerle belirleyeceğiz.
Bu açıdan bakıldığında biz,
bir kere, aynı sınıfa kabul edeceğimiz çocukların yaş aralığını sınırlandırmış
oluyoruz.
HURŞİT GÜNEŞ (Kocaeli) –
Karar verin.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER
DİNÇER (Devamla) – Daha da önemlisi, çocuklarımıza, hayatlarında, eğitim için
bir yıllık bir zaman da kazandırmış olacağız. Yine, daha da önemlisi, aldığımız
çocukların eğitimiyle ilgili olarak, onların yaşına ve pedagojik özelliklerine
uygun müfredatlar da hazırlayarak sunacağız. Bu konuda hiç kimsenin endişesi
olmasın.
HURŞİT GÜNEŞ (Kocaeli) – Ne
zaman? Niye biz bilmiyoruz?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER
DİNÇER (Devamla) – Tabii ki bu yapılan bütün değişikliklerin diğer altyapıları
etkileyeceği de açık yani fiziki altyapıları ve derslik ihtiyacını yahut
öğretmen ihtiyacını değiştireceği de çok açık.
Bu konularla ilgili birkaç
şeyi hatırlatmak istiyorum çünkü biz tedbirlerimizi aldık, bunu defalarca
söyledim, burada tekrarlamam gerekecek.
Çok değerli arkadaşlar, bir
kere, okul öncesi eğitimde biz yüzde 100’e çıkmayı hedeflediğimiz için, zaten
2013 yılı sonuna kadar yüzde 100’e çıkacak şekilde okul öncesi eğitim binaları
için kaynak ayırıyor ve yatırımlarımızı yapıyorduk. Öyleyse, bunun için bir
değişiklik yapmamıza hiç gerek yok. İhtiyacımız belli, biliniyor; kaynaklarımız
ona göre tanzim edilmiş. Hedefimiz belli, biliniyor; 2013-2014 yılı sonu.
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Okul öncesi eğitimi burada düzenlememişsiniz ki Sayın Bakan.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER
DİNÇER (Devamla) – İkincisi: İlköğretimde hedefimiz yüzde 100 okullaşmaydı ve
şu anda geldiğimiz nokta itibarıyla yüzde 98,7’deyiz. Bu açıdan bakıldığında,
zaten ilköğretimde dersliğe ihtiyacımız yoktu ve yeni bir derslik için planlama
yapmamız gerekmeyecek. Bu kanundan sonra, okullarımızı sadece ilkokul, ortaokul
ve lise olarak ayırt edeceğiz ve yaş gruplarına göre yeniden okulların
tasnifini yapacağız. İmkânlarımız elvermiyorsa -evet, kanun bize bir yetki
veriyor- bazen ilkokulla birlikte, bazen de liseyle birlikte ortaokul
açabileceğiz ama burada da şimdiden hazırlık yapıyoruz. Çocukların giriş
çıkışları, oyun bahçeleri, eğitim katlarıyla ilgili ayrışmaları yapacak türden
tedbirler için arkadaşlarımız harıl harıl
çalışıyorlar. Öyleyse, biz, her yaş grubunun kendi fiziki mekânında eğitim
almasına imkânımız elverdiğince çabalayacağız, imkânımızın elvermediği yerlerde
ise bina içerisinde ayrışmalar sağlayarak bu tedbirlerimizi alabileceğiz.
Sadece ortaokullar için
dersliğe ihtiyacımız olacak çünkü ortaokullar için bizim bütün stratejik
planlarımız yüzde 90’a ulaşmak üzerineydi, yüzde 90’ı aşmak üzerineydi. Bu
sebeple, bu uygulamada yüzde 100’e çıkacağımız için, artık bütün kız ve erkek
çocuklarımızın tamamının on iki yıl süresince eğitim almaları zorunlu hâle
geleceği için orada derslik ihtiyacımız ortaya çıkacak. Bunun için de zaten,
derslik ihtiyacını kapatabilmek için iki tür tedbir öngörüldü.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Bakan.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER
DİNÇER (Devamla) – Peki.
Ben de teşekkür ederim. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teklifin tümü
üzerinde şahsı adına söz isteyen Muharrem İnce, Yalova Milletvekili.
Buyurun Sayın İnce. (CHP
sıralarından alkışlar)
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri,
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu teklif ilk gündeme
geldiğinde “Teklif miydi, tasarı mıydı?” tartışması vardı ve Sayın Faruk Çelik
çok güzel bir açıklama yapmıştı, “Neden bu tasarı olarak gelmedi?” dediğimizde,
“Türkiye demokratik bir ülke, Bakanlar Kurulunun farklı görüşleri var yani buna
karşı çıkan bakanlar var.” demişti. Biz de dedik ki: “Çocuklarımızın geleceği
hakkında farklı sesleri, farklı bakanların farklı seslerini dinlemek isteriz.
Niye bunlar konuşmuyor?” demiştik.
Yine, ilk hâlinde BDDK ve
TMSF Başkanının görev süresine ilişkin düzenleme vardı. Sayın Ali Babacan dedi
ki: “Benim haberim yok.” Sonra, hatta, “Başbakanlık bürokratları benden özür
dilediler.” dedi.
Yine, teklifin ilk hâlinde
ilk 4’ten sonra açık öğretim söz konusuydu. Sonra bu, önergelerle komisyonlarda
değişti.
Komisyon görüşmesinin “yok”
hükmünde olduğunu herkes biliyor; Sayın Nabi Avcı da biliyor, Sayın Çiçek de
biliyor. Türkiye bir hukuk devleti olsa, Çankaya’da oturan zat Türkiye'nin
Cumhurbaşkanı olsa, AKP’nin Cumhurbaşkanı olmasa, bunu elinin tersiyle iter
zaten. “Kardeşim, bu hazırlık aşamasında tam bir hukuksuzluk vardır;
milletvekilleri orada görüştürülmemiştir, komisyon aşaması yapılmamıştır. Alın
bunu Meclise geri gönderin.” der. Ama Cumhurbaşkanı olacak, milletin
Cumhurbaşkanı olacak; AKP’nin sıcak siyasetini yüreğinde hissetmeyecek.
Anayasa Mahkemesi gerçekten
Anayasa Mahkemesi olsa, sizin mahkemeniz olmamış olsa, bu, oradan da
dönecektir. Bundan da hiç kuşkum yok. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Sayın Cemil Çiçek evrak
memurudur, evrak memuru. Cumhuriyet Halk Partisi olarak Sayın Cemil Çiçek’i
tanımıyoruz artık. Bunu herkes böyle bilsin, biz bunu tanımıyoruz. (CHP
sıralarından alkışlar) Şehir şehir geziyor. Anayasa’da Türkiye konuşuyormuş! Ne
Türkiye konuşması? Sen daha Büyük Millet Meclisinde milletvekillerinin konuşma
hakkını savunmamışsın. Yere düşen arkadaşıma tekme atmış bir AKP’li
milletvekili, sen arayıp bir “Geçmiş olsun.” dememişsin. Ne Meclis
Başkanlığından bahsediyorsun, evrak memurunun da ötesindesin.
Değerli arkadaşlarım,
Mecliste zorbalık hüküm sürmüş, Meclis Başkanı gıkını çıkaramıyor. Gözünü
koltuk doyursun Sayın Çiçek, gözünü koltuk doyursun. Otuz senedir
milletvekilisin, Meclis Başkanısın, Başbakan Yardımcısısın… Ne olmayı
bekliyorsun daha ya, ne olacaksın daha? Bırak onları da bir kere devlet adamı
ol, hepsini bir kenara bırak.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Sayın Başkan, kendisi yok burada. Kendisi yok burada, hakaret ediyor.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) –
Gelsin.
MUHARREM İNCE (Devamla) -
Değerli arkadaşlarım, frak giymeyle Meclis Başkanı olunmaz. Meclis Başkanı
milletvekillerinin hakkını, hukukunu savunacak.
Bakın, yine Sayın Arınç’ın, geçmişte muhalefet milletvekiliyken temel kanun
yapılırken söylediklerini söylüyorum. Sayın Arınç bu kürsüye geliyor ve şöyle
diyor: “Beş dakikada Beşiktaş kanunu bunlar. Temel kanun bunlar, ham hum
şorolop.” İşte, Sayın Arınç’ın deyimiyle ham hum
şorolop kanunudur bunlar, beş dakikada Beşiktaş kanunudur bunlar.
Sivil toplum karşı,
üniversiteler karşı, eğitim fakülteleri karşı, muhalefet karşı. Geleceğimizi
konuşuyoruz, çocuklarımızı konuşuyoruz, sadece sizin çocuklarınızı değil bizim çocuklarımızı
da konuşuyoruz, TRT 3 yayını yok. TRT neyi konuşuyor? Cinleri konuşuyor TRT,
cinleri. TRT cinleri konuşuyor ama eğitim tartışmalarını vermiyor.
Defalarca sorduk: Sekiz
yıllık kesintisiz temel eğitimin zararlarını açıklayan bilimsel bir rapor var
mı? Hangi üniversite, hangi bilimsel kuruluş? Bunu koyun önümüze biz de
görelim. Böyle bir raporu hiçbiriniz yapamadınız. On beş yıl olmuş bu sisteme
geçileli, on yılı size ait. Niye düzeltmediniz on yıldır?
Bakınız, Millî Eğitim
Bakanlığının bütçesi 38 milyar, 4+4+4’e harcanacak para 20,7 milyar. Ya, nasıl,
nereden geldi bu para? Nereye harcayacağız bunu? On beş yıldır niye böyle
yaptık?
Sayın Hüseyin Çelik geldi,
“SBS üç tane olacak, ben bir reform yapıyorum.” dedi. Ardından Sayın Nimet
Çubukçu geldi, “SBS bir tane olacak, ben de reform yapıyorum.” dedi. Ardından
gelen SBS’yi kaldırdı, “Ben de reform yapıyorum.”
dedi. Aynı öğretmen, aynı bina, aynı para, aynı laboratuvar, aynı kütüphane; üç
SBS yapmak da reform, bir SBS yapmak da reform, SBS’yi
kaldırmak da reform.
Değerli arkadaşlarım,
şimdi, bürokratlarla da çalışmıyorsunuz. Biri geliyor, bütün bürokratları
kovalıyor; öbürü geliyor, o da bütün bürokratları kovalıyor.
Sayın Hüseyin Çelik
sözleşmeli öğretmenliği bir model olarak sunmuştu, Türkiye’de eğitimin önünü
açacak bir model olarak sunmuştu. Bugün, bundan da vazgeçtik. İlköğretim bizim
ortak değerimizdir, bizi biz yapan değerdir. Müfredatlar bir ulusun en
stratejik araçlarıdır, Anayasa’dan daha önemlidir. Siz bizim ortak değerimizi
bölüyorsunuz bu akşam.
Sizin dokuz yaş takıntınızı
anlamış değilim. Bu dokuz yaşa neden takıntılısınız, doğrusu, ben bunu anlamış
değilim. Dokuz yaşında yönlendirme dünyanın hangi memleketinde varmış, bir
babayiğit gelsin, bu kürsüden bunu anlatsın. Çocuk işçilik geliyor.
50 bin sınıf öğretmeni
açığa çıkıyor. Buna “Evet.” dediğiniz takdirde 50 bin sınıf öğretmenini ne
yapacaksınız? O 5’inci sınıftaki öğretmenleri nasıl istihdam edeceksiniz? Sayın
Bakan gelsin, burada bana bunu anlatsın.
Bu yasayla birlikte rantiye
geliyor, rantiye. Milyarlarca doları Kamu İhale Kanunu kapsamı dışına
çıkartıyorsunuz. Mama var burada, para var burada, rantiye var burada.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– Hiç boşuna uğraşma!
MUHARREM İNCE (Devamla) –
Yine, fen lisesi öğrencilerini ortaöğretim başarı puanıyla mahkûm ediyorsunuz.
Türkiye’nin en nitelikli çocuklarını bununla mahkûm ediyorsunuz.
Yine, siz, bu kanunla
YÖK’ün yetkilerini artırıyorsunuz. Okul birincilerinde seçme hakkını YÖK’e
veriyorsunuz. Bu yazıktır, günahtır! Bu kürsüde, 22’nci Dönemde, 23’üncü
Dönemde ta ki siz YÖK’ü ele geçirene kadar bu YÖK’ü yerden yere vurdunuz. Ne
zaman aslan gibi adamlarınızı yerleştirdiniz, hadi söylesin de yapmasın bakalım
dediğiniz emir erlerinizi YÖK’e atadınız, YÖK’ü fethettiniz, kuşattınız, şimdi YÖK’ün
yetkilerini artırıyorsunuz.
Beş yaşında çocukları nasıl
okula göndereceğinizi gelin açıklayın. Altıyla on dört yaşındaki çocuklar aynı
binada olamaz diyorsunuz ama beşle on üçü aynı binaya koyuyorsunuz, dokuzla on
yediyi aynı binaya koyuyorsunuz.
Türkiye’nin pek çok
vilayetinden şu anda insanlar Ankara’ya gelmek istiyor, öğretmenler protesto
etmek istiyor. Vergi borcu olana seyahat özgürlüğü tanıyorsunuz, öğretmenleri
polis copuyla Manisa’da, İzmir’de, Malatya’da, Türkiye’nin pek çok vilayetinde…
O valilere sesleniyorum: “Gün gelir hesap döner, sakın bunları yapmayın. Bu
hesabı verirsiniz. Adam olun, devletin valisi olun.” diyorum onlara da. (CHP
sıralarından alkışlar)
Biz Tandoğan Meydanı’nda
toplantı yapacağız. Dün Büyükşehir Belediyesinin ekipleri gelmiş, ellerinde tak
tak tak bizim afişlerimizi kesiyorlar. Kimsiniz siz ya? Derebeyi misiniz siz?
Padişah mısınız siz? Diktatör müsünüz siz? (CHP sıralarından “Derebeyi,
derebeyi” sesleri) Kimsiniz siz?
Size şunu söyleyeceğim: Gün
gelecek sizi ne sayısal çoğunluğunuz kurtaracak ne de sırtınızı sıvazlayan
Obama kurtaracak. Hepiniz bugünü, bu hesabı vereceksiniz. Bundan hiç kuşkunuz
olmasın.
BÜLENT TURAN (İstanbul) –
Asacak mısınız?
MUHARREM İNCE (Devamla) -
Siz güzel bir senaryo uyguluyorsunuz. Senaryo şu: 28 Şubatta bir mağduriyet
olmuş, şimdi bunu gideriyoruz. Bu palavra. Bu ülkede, bu topraklarda sekiz
yıllık eğitim tartışması 1950’lilerden beri yapılıyor. 70’li yıllarda 16
vilayette, 20 okulda sekiz yıllık kesintisiz eğitim yapıldı.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
– O talimatı generaller verdi, generaller.
MUHARREM İNCE (Devamla) -
Bu, bu ülkenin altmış yıllık bir hayaliydi. Siz numaradan bir siyaset çıkarmaya
çalışıyorsunuz. Pedagojik bir tartışmayı tabanınıza mesaj vermek için ideolojik
olarak yapıyorsunuz.
“Dershaneler kapatılacak.”
diyor Başbakan, sabahleyin Sayın Arınç “Kapatılmayacak.” diyor. Eğitimi sıcak
siyasetin konusu yaptınız.
Değerli arkadaşlarım, vergi
oranlarında anlaşamayabiliriz, bürokrat atamalarında anlaşamayabiliriz, maaş
zammında anlaşamayabiliriz ama eğitimde anlaşmalıyız. Benim size son sözüm şu
olsun: Çakma usta değil, gerçek usta Nazım Hikmet’in dizeleriyle son vereyim
sözlerime.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) –
Hadi canım sen de!
MUHARREM İNCE (Devamla) –
“Koşuyor altı yaşında bir oğlan,/ Uçurtması geçiyor ağaçlardan,/ Siz de böyle
koşmuştunuz bir zaman./ Çocuklara kıymayın efendiler./ Bulutlar adam
öldürmesin.”
Hepinize teşekkür ediyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın İnce.
Şimdi yirmi dakika süreyle
soru-cevap işlemi yapılacaktır.
Sayın Sakık,
Sayın Doğru, Sayın Türkkan, Sayın Topçu, Sayın Erdoğan, Sayın Özensoy, Sayın
Öz, Sayın Çınar, Sayın Yılmaz, Sayın Erdem, Sayın Torlak, Sayın Halaçoğlu,
Sayın Halaman, Sayın Şimşek, Sayın Kürkcü, Sayın Tuncel, Sayın Eyidoğan,
Sayın Işık, Sayın Serindağ, Sayın Tanal, Sayın
Erdoğdu, Sayın Atıcı ve Sayın Çelebi sisteme girmişlerdir.
Sayın Sakık…
HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Yok.
BAŞKAN – Sayın Doğru,
buyurun.
REŞAT DOĞRU (Tokat) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Başta büyükşehirler olmak
üzere ülkemizdeki bütün okullarda madde kullanımı gittikçe artmaktadır.
Okullarda uyuşturucu maddelerle mücadele için Avrupa’da uygulanan ESPAD
projeleri yıllardan beri ülkemizde uygulanmamaktadır. ESPAD projeleri hakkında
ne düşünüyorsunuz? Uygulamayı yapacak mısınız?
İkinci soru olarak:
Okullarda öğrencilerimizin en büyük başarısızlık sebebi İnternet bağımlılığı ve
bilgisayar oyunlarıdır. İnternet’e giren öğrencilerin neredeyse tamamı
İnternette oyun oynuyorlar. Güvenli İnternet kullanımı henüz uygulanmamışken,
öğrencilere tam anlatılmamışken tablet bilgisayarlar dağıtılacaktır. Bu tablet
bilgisayarlar başarısızlığı artırmayacak mıdır? Bunu öğrenmek istiyorum.
Teşekkür ederiz.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Türkkan…
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Sayın
Bakanım, 4+4+4 ile sınıf öğretmenlerinin yaklaşık yüzde 20’si okullarda boşa
çıkacaktır. Özlüklerine zarar vermeden bu problemi nasıl çözmeyi
düşünüyorsunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Topcu…
ZÜHAL TOPCU (Ankara) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan, on iki yıllık
zorunlu eğitimden ayrılmak zorunda kalan öğrencilerin durumları ne olacak?
Onunla ilgili herhangi bir proje geliştirdiniz mi? Çünkü şu anda, ilkokul
mezunu olan yani ilköğretimi bitirmemiş olan ve ehliyet almak isteyen büyük bir
kitle mağdur, sürekli olarak sorunlarını dile getiriyorlar ama bir çözüm
üretilemedi. Yarın, on iki yıllık zorunlu eğitimde de eğitimlerini yarım
bırakanların bu gibi durumlarla muhatap olması durumunda ne gibi bir öneri
düşünüyorsunuz?
Bir de, özellikle bu
çocukları yönlendirmede, izleme ve değerlendirmede nasıl bir sistem
geliştireceksiniz? Bunlar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bir de, seçmeli dersler
konusunda, demin konuşurken de vurguladınız ama ben yine tekrar…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Erdoğan…
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan, Millî Eğitim
Bakanlığı teşkilat kanununu kanun hükmünde kararnameyle değiştirdiniz. Bu kanun
hükmünde kararnameyle bütün üst düzey bürokratların da görevine son verdiniz.
Yeni kadronuzu kurarken, eğitimci olmayan kaç kişiyi Millî Eğitim Bakanlığı üst
yönetimine müsteşar, müsteşar yardımcısı, genel müdür olarak atadınız?
İktidarınızın yeni eğitim felsefesi “Eğitim, eğitimcilere emanet edilemeyecek
kadar önemlidir.” noktasına mı gelmiştir?
İkinci sorum: Sayın Bakan,
bu kanunla imam-hatiplerin orta kısmını mı açmak istiyorsunuz yoksa Obama’ya
verdiğiniz, Ruhban Okulunu açma sözünü mü yerine getirmek istiyorsunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Özensoy…
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, sınavlarda
okullar arası başarı farklılıkları sizi rahatsız etmiyor mu? Ediyorsa, on yılda
niye bir arpa boyu yol alamadınız? Almak istediniz de kapasiteniz mi yetmiyor?
Sayın Dinçer, bu yasa
teklifinin partide hazırlandığını ve sizin bürokrat desteği verdiğinizi
açıklamıştınız. Bu teklife adapte olabildiniz mi?
On yılda öğretmenlerin
hizmet içi eğitimlerinde ne kadar yol aldınız?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Öz…
ALİ ÖZ (Mersin) – Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakan, eğitim
sisteminde yapacağınız bu değişiklik işsiz öğretmenleri atama, eğitimde fırsat
eşitliği, sınıflarda öğrenci sayısında azalma, öğretmenlere performans
değerlendirmesine ait maaş artışı veya meslekte ilerleme, öğretmeni teşvik
anlamında bir şey getirecek mi? Bu
değişiklikle amaçlanan eğitim programı bu fiziki şartlarda uygulanabilecek mi?
Bir diğer sorum da:
Anadolu’da çoğu köylerimizde, hâlâ, birinci ve üçüncü sınıfların, bazı yerlerde
dördüncü sınıfların tek derslikte ve aynı öğretmende eğitim yapması sorununu bu
değişiklik çözecek mi?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Çınar…
EMİN ÇINAR (Kastamonu) –
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Bu yeni yapılan
düzenlemeyle, Türkiye genelinde kaç tane okulda ilkokulların ve ortaokulların
beraber okutulmasını planlıyorsunuz?
Yine bir diğer sorum: Yine
bu düzenlemeyle, Türkiye genelinde kaç tane okulda ortaokul ve lisenin beraber
okumasını planlıyorsunuz?
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Yılmaz…
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan, OKS’den SBS’ye geçerken
“Öğrencilerin muhakeme ve yorum yapma yetenekleri gelişecektir.” diyordunuz,
geliştirebildiniz mi? Geliştirdiyseniz, niye sistemi üç yılda değiştirme gereği
hissettiniz?
İkinci sorum: SBS
sıralamalarını niye yayınlamıyorsunuz? İller arası başarı farklarının gün
yüzüne çıkmasından mı korkuyorsunuz? SBS’de Adana
ilimiz kaçıncı sıradadır?
Üçüncü sorum: Norm kadro
uygulamasını seçmeli derslerde nasıl çalıştıracaksınız? 4+4+4 ile kaç tane yeni
okula ihtiyacımız olacak?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Erdem…
ENVER ERDEM (Elâzığ) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan, bu düzenlemeyle
kaç sınıf öğretmeni norm fazlası durumuna düşecektir? Kaç tane branş
öğretmenine ihtiyaç ortaya çıkacaktır? Branş öğretmeni açığı sorununu ücretli
öğretmenlerle mi çözeceksiniz? Ortaya çıkacak bu sorununun çözümüne ilişkin
Hükûmetinizin ve Millî Eğitim Bakanı olarak sizin bir çözüm planınız var mı
yoksa sorunun çözümünü bürokratlara, yani vali veya kaymakamlara mı
bırakacaksınız?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Torlak…
D. ALİ TORLAK (İstanbul) –
Sayın Bakan, teknoloji destekli eğitim vermeye çalışan bir sistemde bilgi
teknolojileri dersinin seçmeli ders yapılması sizce bir çelişki değil midir?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Halaçoğlu…
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) –
Teşekkür ederim Başkan.
Sayın Bakan, imam-hatiplerin
ortaokul kısmının açılacağı belirtiliyor. İmam tayini yine imam-hatip lisesi
mezunlarından mı atanacak yoksa bunlar için bir yüksekokul açmayı düşünüyor
musunuz?
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Halaman…
ALİ HALAMAN (Adana) –
Başkanım, teşekkür ediyorum.
Ben şöyle bir soru
soruyorum: Keşke bu kanun yürürlüğe girdiğinde fiziki şartların oluşumu, alım
satımı mevcut olan Kamu İhale Kurumu dışına çıkartılmasaydı. Yoksa özel bir şey
mi var?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
Sayın Şimşek…
CEMALETTİN ŞİMŞEK (Samsun)
– Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakanım, kamuoyunda
“4+4+4” diye bilinen 199 sıra sayılı teklifin ikinci kademesinde imam-hatip
okulu dışında eğitim gören çocuklarımızın da yeterli dinî eğitim alması
gerekmez mi? Yoksa AKP, aynı kuşak çocuklarımıza da aynı pedagojik formasyon
vererek, etnik yapı ve mezhepsel yapı üzerinden yaptığı gibi bir bölücülük de
millî eğitim üzerinden yaratarak çıkar sağlamayı mı hedefliyor? İmam-hatip
dışında okuyan çocuklar bizim çocuklarımız değil mi?
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Kürkcü…
Yok.
Sayın Tuncel… Yok.
Sayın Eyidoğan,
buyurun.
HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) –
Sayın Başkan, evden eğitim yoluyla okuldan soyutlanan bir çocuk için eğitim,
toplumsallaşmanın önüne engel koymak demektir. Bizde demokratik aile yapısı
hâlâ çok gerilerde bulunmaktadır. Çocuk istismarının oldukça fazla olduğu
ülkemizde çocukları hangi aile yapısına teslim edeceğimizi düşünmek gerekir.
Aile yapılarımızın bilinç seviyesi buna yeterli midir? Aile, anne, baba demek,
çocuk için en iyi, doğru, bilimsel ve en gerçekçi olanı biliyor olmak demek
midir?
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Işık…
ALİM IŞIK (Kütahya) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan, bilindiği
gibi, Sayın Başbakan uçakta üniversite giriş sınavının kaldırılacağı yönünde
bir açıklamada bulundu. Bu kanunda böyle bir hüküm bulunmamakta. Acaba bu kanun
görüşmeleri sırasında Sayın Başbakanın bu talebini de yerine getirebilecek
misiniz?
İki: Bu kanun teklifi
içinde Kamu İhale Kanunu’nda değişiklik yapılmasına neden ihtiyaç duyulmuştur?
Kamu İhale Kanunu kapsamı dışına çıkartılan ne miktarda bir satın alma bu
kanunla gerçekleştirilmiş olacaktır?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
Sayın Serindağ…
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, Sayın Bakan
Komisyondaki sunuşunda ikili öğretime son verilemediğini, sınıf mevcutlarının
30’a çekilemediğini, bilgisayar destekli eğitimin gerçekleştirilemediğini,
okullarda bir yabancı dil öğretilemediğini, rehberlik servislerinin
güçlendirilemediğini ve bu nedenle sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitimden
vazgeçmek gerektiğini ifade etti.
Şimdi, Sayın Bakana
herkesin huzurunda soruyorum: İkili eğitime son verilemediyse, derslik sayısı
yeterli artırılamadıysa, sınıf mevcutları 30’a çekilemediyse, yabancı dil
öğretmeni atamamanız nedeniyle çocuklara yabancı dil öğretilemediyse, rehberlik
servislerine yeteri kadar rehber öğretmen atamamanız nedeniyle rehberlik
servisleri…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Serindağ.
Sayın Bakanım, buyurun.
Süreniz on dakikadır.
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Bakan tarafından soru anlaşılmadı Sayın Başkan yani Bakanın sağlıklı bilgi
vermesi iyi olur.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) –
Sayın Başkan, sorumu yarım kestiniz, bu size yakışmadı. Sorumun hiç olmazsa
bitişini bekleseydiniz.
BAŞKAN – Sayın Bakanım, bir
saniye, Sayın Serindağ sorusunu sorsun.
Buyurun Sayın Serindağ.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) –
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Tabii, soru kesintiye
uğrayınca havası kaçtı. (Gülüşmeler)
Sayın Bakana şunu
soruyorum: Yeteri kadar rehber öğretmen görevlendirilmediği için rehberlik
servisleri gereken işlevi yapamadıysa bunun sorumlusu sistem midir yoksa sayın
millî eğitim bakanları mıdır?
Sayın millî eğitim
bakanları sekiz yıllık zorunlu, kesintisiz eğitimin başarıya ulaşmaması için
özellikle mi bu şekilde davrandılar?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan, buyurun.
Süreniz on dakikadır.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER
DİNÇER (İstanbul) – Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Mademki siz bir hak
verdiniz, ben son sorudan cevap vermeye başlayayım.
Çok değerli arkadaşlar,
gerçekten de, Türkiye’de özellikle eğitim sisteminin altyapısının
oluşturulmasıyla ilgili AK PARTİ Hükûmeti ve benden önceki bakanlarımız çok
önemli çabalar ortaya koydular. Az önce sizin tek tek sıraladığınız hususlarla
ilgili ayrıntılı bilgi vermek isterim ama o zaman diğer milletvekillerimize
haksızlık olacak.
Birkaç şeyi söylemek
istiyorum: AK PARTİ İktidarından önce derslik başına öğrenci sayısı, Türkiye
ortalaması olarak söylüyorum, yüzde 36. Okullaşma oranları artmış olmasına
rağmen, ortaöğretimde yüzde 50’den yüzde 69’a çıkmasına rağmen, ilköğretimde
yüzde 90’dan yüzde 98,5’e çıkmasına rağmen, ana okulunda okullaşma yok denecek
kadar azken yüzde 67’ye çıkmasına rağmen bugün derslik başına öğrenci sayımız
31; dolayısıyla benden önceki bakanlarımızın neyi yaptığını buradan ifade etmek
mümkün.
İkincisi, yine aynı
dönemlerle ilgili tüm okular içerisinde bilgisayar laboratuvarına sahip olan
okul oranı yüzde 5’ler civarındayken bugün sekiz dersliğin üzerindeki bütün
okullarımızda bizim bilgisayar laboratuvarımız var, dolayısıyla bunları da yine
o haneye koyun lütfen.
Bu açıdan bakıldığında,
normal şartlarda, geçtiğimiz dönemde eğitim sistemine gerek fiziki altyapı
olarak gerek bilgi ve donanım olarak gerekse müfredatta yapılan değişiklikler
olarak bakıldığında aslında millî eğitim bakanlarının bu konuda ne kadar
başarılı olduğunu göreceksiniz.
1997 yılından 2002 yılına
kadar okullaşma oranlarındaki artış yüzde 1’i bile bulmuyor ama 2003 yılından
itibaren -sizin az önce ifade ettiğiniz bakanların her birisinin döneminde-
okullaşma oranları yüzde 1’in üzerinde…
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) –
Sizin sözleriniz, benim değil.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER
DİNÇER (İstanbul) - …kızların okullaşma oranları yüzde 1,5’un üzerinde. Bu
açıdan bakıldığında, hem sistemi iyi çalıştırma konusunda hem de bizatihi,
şahsi olarak çalışma konusunda AK PARTİ’li bakanların
ne kadar başarılı olduğunu teyit edecek çok bilgiye sahibiz biz.
OKTAY VURAL (İzmir) – Onun
için mi görevden alındılar, başarılı oldukları için.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER
DİNÇER (İstanbul) – Başka bir şey daha söyleyeyim: Özellikle Kamu İhale
Kanunu’yla alakalı düzenlemelerde arkadaşların çok yanlış bir algı içerisinde
olduklarını görüyorum. Kamu İhale Kanunu kapsamının dışına çıkıyor olmak demek
yapılacak ihalelerin kanunsuz ve serbest yapılacağı anlamına gelmez; o işin
özelliğine ve teknolojik yapısına göre kendi hukuki mevzuatı içerisinde
yapılacak bir düzenlemeyi içerecek anlamına gelir. Nitekim orada kanun
hükümlerine baktığınızda bununla ilgili hukuki mevzuatın nasıl düzenleneceği ve
nasıl yapılacağı açıkça ifade edilmiştir. Daha da önemlisi, aslında o mevzuat
olduktan sonra ihaleler şeffaf bir şekilde yapılacak, bütün kamuoyu da bunu
görecektir. O açıdan bakıldığında, bu yapılan düzenlemenin sadece o işin
özelliğiyle alakalı olduğu ve yaptırma yöntemini içereceğini ifade etmek bence
isabetli olur.
Çok değerli
milletvekilleri, öncelikle, bu uyuşturucu kullanımı ve İnternet bağımlılığıyla
ilgili olarak şunu ifade etmem lazım: Tabii ki bu konu bizim çocuklarımız için
gerçekten ciddiye almamız gereken bir konudur ve bu konuda bize yapılacak her
türlü teklifi de kullanmaya hazır olduğumuzu, değerlendirmeye hazır olduğumuzu
ifade edeyim. Ama zaten bu zamana kadar biz hem uyuşturucu kullanımıyla alakalı
hem de teknoloji bağımlılığıyla alakalı özel projeler yürütüyoruz, bunlardan
bir kısmını Avrupa Birliğiyle beraber, bir kısmını İçişleri Bakanlığımızla
beraber, bir kısmını da sivil toplum örgütleriyle birlikte yürütüyoruz. Bu
açıdan bakıldığında, bugüne kadar kendi potansiyelimizi azami derecede
değerlendirerek konu hakkında tedbir almaya gayret ettiğimizi ifade etmek
istiyorum.
Yine bir başka tereddüt
edilen konu: Çokça öğretmen açığının ortaya çıkıp çıkmayacağıyla ilgili veya
öğretmen alımıyla alakalı. Çok değerli
arkadaşlar, bizim şu anda açığa çıkacak öğretmenlerimiz olmayacak, bundan asla
endişe etmemelisiniz. Bizim sınıf öğretmenlerimiz dâhil, şu anda istihdam ettiğimiz
bütün öğretmenleri istihdam edebilecek kapasite ve potansiyelimizin olacağını,
hele hele okullaşma oranlarının artmasıyla, yaşın da bir yaş öne gelmesiyle
sınıf öğretmenleriyle ilgili bir tereddüdün ortaya çıkmaması gerektiğini açıkça
ifade edeyim ama onun ötesinde, özellikle alan öğretmenleriyle ve yeni ihtiyaç
duyacağımız öğretmenlerle ilgili mesele Hükûmetin Millî Eğitim Bakanlığına
vereceği kadroyla alakalıdır. Şu anda da bizim zaten öğretmen açığımız vardır,
bu herkes tarafından bilinmektedir. Şunu herkes kabul etmeli ki öğretmen
açığını kapatabilmek için Hükûmetimiz kaynaklarını yine azami derecede
kullanıyor, kadro tahsisini yapıyor ve biz de o doğrultuda öğretmen almaya çaba
sarf ediyoruz. Bunun en belirgin örneği ise şudur: Tüm cumhuriyet tarihi
boyunca, 2002 yılına geldiğimizde, toplam öğretmen sayımız 554 bin kişi iken
biz, daha sonra, hükûmetlerimizin verdiği kadrolarla yaklaşık 320 bin civarında
öğretmeni kadromuza dâhil ettik ve dolayısıyla tüm cumhuriyet tarihi boyunca
ulaştığımız öğretmen sayısının yüzde 60’ından fazlasını sekiz yıllık süre
içerisinde aldık. Bu açıdan bakıldığında, bizim ayırdığımız kadrolarla alakalı
hiç kimsenin eleştiri yapmaya hakkı yok. Önceki hükûmetlerle mukayese
edildiğinde, hele hele 2009, 2010, 2011 yıllarında tahsis edilen öğretmen
kadrolarına bakıldığında, çok ciddi anlamda Hükûmetin çaba sarf ettiğini ifade
etmek mümkün olur.
Onun dışında, özellikle
ortaöğretimlerle ilgili, imam-hatip okullarının açılıp açılmayacağıyla ilgili
sorular soruluyor. Yani bunları siz de biliyorsunuz, defalarca söyledik. Eğitim
sistemi demokratikleştikçe ve esnekleştikçe bu ülkede yaşayan herkes, hangi
etnik yapıda olursa olsun, hangi dinî yapıda olursa olsun, hangi tür eğitim
ihtiyacını duyan bir alanda bulunursa bulunsun, hepsi bu esneklikten ve
demokratikleşmeden azami derecede yararlanacak. Eğitim sistemimiz, şükürler
olsun ki tüm dünyada olduğu gibi esnek bir hâle gelecek ve bu açıdan
bakıldığında da…
OKTAY VURAL (İzmir) –
Açıkça söyleyin bunu.
ENVER ERDEM (Elâzığ) –
Açıkça söyleyin.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER
DİNÇER (İstanbul) – Çok açıkça söylüyorum. Hiç merak etmeyin…
OKTAY VURAL (İzmir) – Merak
edeceğiz tabii.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER
DİNÇER (İstanbul) – … imam-hatip okulları da bundan azami derecede
yararlanacak.
ENVER ERDEM (Elâzığ) – Ama
niye söylemediniz bunları konuşmanızda?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER
DİNÇER (İstanbul) – Dolayısıyla, herkes için, demokrasiyi herkes için istiyoruz
bu ülkede, sizin için de, bizim için de, bu ülkede vatandaş olan herkes için
istiyoruz. Dolayısıyla…
OKTAY VURAL (İzmir) –
Kürtçeyi eğitime sokacak mısın sokmayacak mısın, söyle bunu.
ENVER ERDEM (Elâzığ) –
Ruhban Okulunu niye söylemiyorsunuz?
OKTAY VURAL (İzmir) –
Ruhban okulunu açacak mısın açmayacak mısın, bunu söyle.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER
(İstanbul) - Ruhban Okuluyla ilgili düzenleme bizim eğitim sistemiyle ilgili
değil biliyorsun değil mi, o ayrı bir konu. Dolayısıyla, onu yeri geldiği zaman
sorarsınız.
OKTAY VURAL (İzmir) – Ya,
ya, ya! Bunu demediniz mi siz “açacağız” diye?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER
DİNÇER (İstanbul) - Bunun ötesinde, özellikle fiziki yapıyla ilgili tekrar
tekrar soruluyor “Ne kadar okula veya dersliğe ihtiyaç var?” diye. Defalarca
ben bunu tekrarlamıştım, söylüyorum...
OKTAY VURAL (İzmir) – Bu
millet böyle çok etnikli bir millet olarak tanımlanamaz. Millî eğitimin
temelini bir öğrenin.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER
DİNÇER (İstanbul) - Bizim yaklaşık 160 bin dersliğe şu anda bile ihtiyacımız
var. Dolayısıyla, eğitimde okullaşma oranlarına paralel olarak biz sürekli
olarak bunu yapıyoruz. Okullaşma oranının artırılmasıyla paralel olarak
ihtiyacın artmasına yönelik olarak da özellikle kamu-özel ortaklığı gibi,
kiralama yöntemi gibi pek çok yeni yöntemle fiziki altyapıyı tamamlayacak
düzenlemeler yapıyoruz. Dolayısıyla, önceki yıllardan daha hızlı bir şekilde
altyapımızı tamamlayacağız.
Yine bu kanunda yapılan bir
düzenleme de bize dört yıl gibi bir süre vermektedir çünkü bu kanun
düzenlemesinde ortaokuldan liseye geçişi yüzde 100 olarak tanımlamakta ve bunun
için de dört yıllık bize bir süre vermektedir. Bu da ihtiyaç duyduğumuz
öğretmenlerin temininde ve dersliklerin temininde zaman kazandıracaktır. Hemen
şunu ifade etmeliyim ki şu anda ortaokuldan liseye geçiş oranlarımız yüzde 85
civarındadır, kanun çıktıktan sonra bunu yüzde 100 olarak uygulamaya
başlayacağız ve dört yıl sonra tüm lise seviyesinde okullaşma oranı yüzde 100’e
çıkacak.
İhale Kanunu’yla alakalı
bir başka hususu belki hatırlatmam lazım, tekrar soru olmuştu. Normal sürede,
İhale Kanunu’yla alakalı, özellikle teknolojik yatırımlarda yatırım yapıldıktan
sonra üç yıllık bir ihale süresi maalesef finansman yöntemi olarak kullanmamıza
izin vermiyor, o süreyi artırıyoruz ve bir de ihale yapmayla ilgili süreç de
çok uzun zaman alıyor. Bilişim teknolojilerinde bu uzun zamanlar temin etmek
için mahzurlar doğuruyor, bu süreleri kısaltan düzenlemeler yapılacak.
Yine, başka bir soruda,
aynı derslikte birden çok sınıf olduğundan bahisle, bunlara dair değerlendirme
soruluyordu. Çok değerli arkadaşlar, aynı derslikte birden çok sınıfın ders
alması meselesi, aslında eğitim sistemine çok aykırı bir mesele değil. Dünyanın
pek çok ülkesinde, istisnai olarak, aynı derslikte birden çok sınıfın ders
aldığı yapı vardır. Bunu belirleyen husus, öğrenci sayısı, bulunan yerin
ekonomik şartlarıyla ilgilidir. Bu açıdan bakıldığında, biz Hükûmet olarak
elimizden geldiğince bu sayıyı azaltmaya çalışıyoruz. Nitekim, bu sayı, yanlış
hatırlamıyorsam, yanlışsa düzeltirim daha sonra, yüzde 8’in altına düştü diye
ben biliyorum toplam eğitim yapımız içerisinde. Bu açıdan bakıldığında, aynı
derslikte birden çok sınıfın olmasını lütfen sorun olarak görmeyin. Önemli
olan, o çocuğun yeterince eğitim alıp almadığı meselesidir ve burada ciddi bir
mahzur oluşturmamaktadır.
BAŞKAN – Sözlerinizi
tamamlayınız Sayın Bakan lütfen.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER
DİNÇER (İstanbul) – Son soru, cevaplandırayım, BT derslerinin seçmeli hâle
getirilmesi. Çok değerli arkadaşlar, artık, bizim çocuklarımız, okullara
bilgisayarı kullanmayı öğrenerek geliyorlar. Bilgisayar kullanmayı öğrenmek
için ayrıca ders almaya ihtiyacımız yok. Onun yerine biz, BT ve tasarım
dersleri koyduk. Tasarım derslerini veriyoruz, eğer bilgisayar kullanmasını da
bilmiyorsa burada da öğreniyor zaten. Bu açıdan bakıldığında, hiç merak
etmeyin, çocuklarımızın kabiliyeti, kendinden öncekilerden çok daha iyi bu
noktada. Biz, analizler yapıyoruz, bu analizler doğrultusunda, hangi derslerin
seçmeli, hangilerinin zorunlu olacağının kararını veriyoruz.
Ben, sorularına cevap
veremediğim milletvekili arkadaşlarım için özür diliyorum, sürem yetmedi,
onları yazılı olarak cevaplandıracağım.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Bakan.
Teklifin tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunacağım ancak maddelerine geçilmesinin oylamasının açık oylama
şeklinde yapılmasına dair bir önerge vardır, önergeyi okutup imza sahiplerini
arayacağım.
Okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
Oylamanın İç Tüzük 143’e
göre açık olarak yapılmasını arz ederiz.
Mehmet Akif Hamzaçebi?
Binnaz Toprak?
Muharrem İnce? Burada.
Veli Ağbaba?
Burada.
Ali Serindağ?
Burada.
Haydar Akar? Burada.
Mehmet Kesimoğlu? Burada.
Hasan Ören? Burada.
Volkan Canalioğlu? Burada.
Mehmet Şeker? Burada.
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu? Burada.
Mahmut Tanal? Burada.
Kazım Kurt? Burada.
Kemal Değirmendereli?
Burada.
Candan Yüceer? Burada.
Sedef Küçük? Burada.
Haluk Eyidoğan?
Burada.
Ramis Topal? Burada.
Selahattin Karaahmetoğlu?
Burada.
BAŞKAN – Açık oylamanın
şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, 199 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin
maddelerine geçilmesine dair açık oylama sonucu:
“Kullanılan oy sayısı : 390
Kabul : 289
Ret : 101 (x)
Kâtip Üye Kâtip Üye
Muhammet Rıza Yalçınkaya Bayram Özçelik
Bartın Burdur”
Şimdi birinci bölümün
görüşmelerine başlıyoruz.
Birinci bölüm 1 ilâ 13’üncü
maddeleri kapsamaktadır.
Birinci bölüm üzerinde söz
isteyen AK PARTİ Grubu adına Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten.
Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA ÇİĞDEM
MÜNEVVER ÖKTEN (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte
olan 199 sıra sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi üzerine şahsım adına söz almış
bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Okul bilgi ve her türlü
mesleki eğitimi sağlar ama içimizde olan insanı yetiştirmez. Eğitim demek insan
yetiştirmek demektir. Eğitim Komisyonu olarak çıktığımız bu yolda amacımız
geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimizi yetenekleri, istekleri
doğrultusunda ve potansiyelleri doğrultusunda temel yaşam becerilerini
geliştirirken gerek çevreye gerekse psikolojik olarak ve pedagojik olarak uyum
sağlayan iyi bir insan olarak yetişmelerini sağlamaktır. Bunu yaparken izlememiz
gereken metot ve ilkelerin başında çocuğu bütünüyle ve her yönüyle ele almak
gerekmektedir. Bu süreçte çocuğun fıtratına ve yeteneklerine önem vermek
öngörülür. Bu metotta boş zaman yoktur. Zamanın bedenin, aklın, ruhun
ihtiyaçlarına göre şekillendirilmesi ve verimli olarak doldurulması esastır. Bu
teklifteki üç ana temel şudur: Eğitimin on iki yıla çıkarılması, eğitimin
kademelendirilmesi ve katsayı farkının giderilmesi. İlk 4 yıla başlama yaşı alt
sınır altmış ay ile üst sınır yetmiş iki ay arasındadır.
(x) Açık oylama kesin
sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
Burada bir ayrıntıyı
paylaşmalıyız: Şu anda uygulamada, Sayın Bakanımızın da biraz önce söylediği
gibi, eylül ayında altmış sekiz aylık olanlar okula gitmektedirler. 2’nci 4
yılın içinde çocuklar temel dersler olan matematik, Türkçe, sosyal ve fen gibi
derslerden başka yetenekleri ve istekleri doğrultusunda seçmeli dersler
programından istediğini seçerek kademeli bir eğitim görecektir. Bu modelde
tercih ve hedef değiştirme hakkına sahip olan çocuk, 3’üncü 4 yılda eğitimine
bu şekilde devam edecektir. İlk 4 yıllık kademe ilkokul olarak
adlandırılacaktır. İkinci 4 yılın adı ortaokul olacak, ilkokuldan ortaokula
geçişte kesintiliymiş gibi algılanmasına yol açacak herhangi bir diploma
verilmeyecektir.
Ortaokulda bütün öğrenciler
bir temel programa tabi tutulacaklar, bu program Türkçe, temel fen bilimleri,
sosyal bilimler, tarih gibidir. Öğrenciler ortaokul birinci sınıftan itibaren
çeşitli seçmeli ders paketlerinden birini seçecekler, bu paketler fen,
matematik, sosyal, ticaret, sanat, tarım şeklinde olacaktır. Bu paketler
dışında tek tek de seçmeli dersler olacaktır. Diyelim ki fen paketini seçen
öğrenci, spor dersleri veya tarım paketini seçen öğrenci ticaret veya din
derslerini seçmeli olarak alabileceklerdir.
Yeni sistemle kaldırılan
katsayı adaletsizliği öğrencilere fırsat eşitliği sağlayacaktır.
Ortaokulun her aşamasında
öğrenciler veya aileleri bir paketten vazgeçip başka bir paket
alabileceklerdir. Son sınıftakiler eksiklerini tamamlamak için ders almaya
teşvik edilecektir. Bu paketlerin eğitim içerisindeki ağırlığını Millî Eğitim
Bakanlığı belirleyecektir. Unutmamalıyız ki Hükûmetimiz ülkemizin geleceği
açısından zor olanı seçmektedir. Yeteneklere göre eğitim, meslek liseleri
örneğinde gördüğümüz gibi, kişi başına maliyeti hem daha yüksek bir eğitim hem
de uzun soluklu bir planlama yapmayı gerektiren bir eğitimdir. Çünkü eğitim
süresini on iki yıla çıkararak hedeflenen lise mezunu sayısının artırılmasıdır.
Avrupa Birliği ülkelerinde 2020 yılına kadar nüfusun yüzde 90’ının en az lise
mezunu olma hedefi öngörülmüştür, ülkemizde ise toplam nüfusumuzun şu anda
sadece yüzde 28’i lise mezunudur. Ülkemiz çocukları ve gençleri her şeyin çok
daha iyisine layıktır, onların aklına ve becerilerine güveniyoruz, bizler
onlarla el birliğiyle ülkenin geleceğini yönlendireceğiz.
Şimdi, sizlere yıllarını
gençlere adamış bir öğretmen olarak öğrencilerin hisleriyle seslenmek
istiyorum, hem muhalefetteki milletvekillerine hem kendi, AK PARTİ’li milletvekili arkadaşlarıma ve Sayın Millî Eğitim
Bakanıma, gençlerden yetkililere ve eğitimcilere açık bir mektuptur bu:
“Sizler, eğitimciler, devletin yetkilileri; biz gençleri dinleyiniz. Öğrenmek
istiyoruz, lütfen bizlere düşünmeyi öğretiniz; doğru, sıhhatli insanca
düşünmeye ihtiyacımız var. Hayat yolu mayınlı tarla gibi tehlikelerle dolu,
ayağımızı yere sağlam basmak, yaşamak istiyoruz. Biz insanız, bilmek, öğrenmek,
anlamak, doğru karar vermek istiyoruz. Henüz keşfedilmemiş imkânların karanlık
dehlizlerinde şaşırmadan, düşmeden yürümeyi öğrenmek istiyoruz. Atalarımız
‘Akıl insana en büyük sermayedir.’ demişler, lütfen, bizlere kendi kültürümüzün
lezzetini tattırınız. Bize önce bizden olanı veriniz, önce ecdadımızın,
atalarımızın aklını veriniz, önümüze onların eserlerini, fikir ürünlerini
seriniz, sonra Yüce Allah’tan insanoğluna dünyanın her yerinde ve bütün
zamanlar içerisinde lütfettiği en büyük ve en kutsal nimeti, insanlığın aklını
veriniz. İnsanlığın bütün kalbini ve şuurunu ve hayatını birleştiren bilgiyi
istiyoruz çünkü evrende bilgiye muhtaç olduğunu, tekâmül ihtiyacını düşünebilen
yalnız insandır. Biz insan olmak istiyoruz. Lütfen bize düşünmeyi, aklımızı
güçlendirmeyi, fikrimizi zenginleştirmeyi öğretiniz. Bizler geleceğin mimarı,
ülkenin sahipleri Türk gençleriyiz. Çağdaş bilgiyi veriniz bize. 21’inci
yüzyıl, insanları ve toplumları şerefli ve güçlü kılan faziletin ancak bilgi
olduğunun bir kez daha ispat edildiği bir asır olacaktır. İnsanlığa lütfedilen
o uygarlığı yaratan ışığı, o mukaddes emaneti yalnız çalışanlar, alın teri
dökenler hak ettiler. Bilincimizi aydınlatan, milletimizi yükselten çağdaş,
modern ilmi veriniz bize.
İnancımız şudur ki: Zengin,
güçlü ve mutlu bir toplum olmak için selim akla her zamankinden daha fazla
ihtiyacımız var. Beyinlerimiz büyük milletlerin en yüce fikirleriyle güçlensin.
İdrakimiz uygarlığın harikalarıyla ve en ileri teknikleriyle zenginleşsin çünkü
bütün faziletlerin anası olan bilgi kuvvettir ve yüceliktir. Bizlere sanatı
sevmeyi öğretiniz, öğrenmek istiyoruz. Sanat, güzeli ve güzelliği arama
yoludur. Bu kutsal insanlık yolunda bütün milletlerle birlikte yürümeliyiz.
İnsanlığın ortak dili olan sanatla anlaşmayı, konuşmayı, barış içinde yaşamayı
öğrenmemiz gerekiyor çünkü insanlar konuşa konuşa anlaşır ve anlaşa anlaşa da
birbirlerini severler. Hiç unutmayınız ki milletimizin ve insanlığın önce
sevgiye ihtiyacı var. Sevgisiz barış ve saadet, sevgisiz kalkınma ve
medeniyetler olmuyor.
Siz eğitimciler, bizlere
doğruyu ve dürüstlüğü öğrettiniz. Türk istiklal ve cumhuriyetini korumak
mesuliyetini taşıyacak olan genç kalpler doğruluk ve dürüstlük ahlakıyla
çarparsa inanıyorum ki en yüce yardım olan Allah’ın yardımı onlara mutlaka
ulaşacaktır çünkü Allah doğruların yardımcısıdır. Doğruluk emanettir.
Atalarımız ‘Yalan da hıyanettir.’ demiyor mu? “İnsana sadakat yaraşır görse de
ikrah,/ Yardımcısıdır hepimizin Allah.”
Çok teşekkür ediyorum. Sağ
olun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Ökten.
Sayın milletvekilleri, birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 01.13
YEDİNCİ OTURUM
Açılma
Saati: 01.17
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 83’üncü Birleşiminin Yedinci
Oturumunu açıyorum.
199 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Alınan karar gereğince
kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla
görüşmek için, 28 Mart 2012 Çarşamba günü saat 14.00’te toplanmak üzere
birleşimi kapatıyorum.
Kapanma
Saati: 01.18