DÖNEM:
24 CİLT: 16 YASAMA YILI: 2
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
80’inci
Birleşim
20 Mart 2012 Salı
(TBMM Tutanak Hizmetleri
Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip
üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak
yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L E R
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- OTURUM BAŞKANLARININ
KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM
Başkan Vekili Meral Akşener’in, Afganistan’da 12 Türk askerinin şehit olmasına
ilişkin konuşması
V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Denizli Milletvekili
Emin Haluk Ayhan’ın, dış ticaretin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Adıyaman Milletvekili
Muhammed Murtaza Yetiş’in, 21 Mart Irkçılıkla
Mücadele Günü’ne ilişkin gündem dışı konuşması
3.- İstanbul Milletvekili
Ayşe Eser Danışoğlu’nun, Yükseköğretim Kanunu ve
Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’ne ilişkin gündem dışı konuşması
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutan’ın, Afganistan’da 12 Türk askerinin
şehit olmasına ilişkin açıklaması
2.- Elâzığ Milletvekili
Enver Erdem’in, Çanakkale Zaferi’ne ve Afganistan’da 12 Türk askerinin şehit
olmasına ilişkin açıklaması
3.- İstanbul Milletvekili
Kadir Gökmen Öğüt’ün, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 1 Mart Tezkeresi’nde
sergilediği tavrın Suriye için de devam ettirilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
4.- Manisa Milletvekili
Selçuk Özdağ’ın, İstanbul ve Diyarbakır’da izinsiz gösteriler sırasında yaşanan
olaylara ilişkin açıklaması
5.- Giresun Milletvekili
Selahattin Karaahmetoğlu’nun, Çanakkale Zaferi’ne ve Afganistan’da 12 Türk
askerinin şehit olmasına ilişkin açıklaması
6.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, Çanakkale Zaferi’ne ve Afganistan’da
12 Türk askerinin şehit olmasına ilişkin açıklaması
7.- Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu’nun, Çanakkale Zaferi’ne ve Afganistan’da 12 Türk
askerinin şehit olmasına ilişkin açıklaması
8.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin,
Türkiye Şeker Fabrikalarının özelleştirilmesi nedeniyle işçilerin durumlarının
belirsiz olduğuna ilişkin açıklaması
9.- Adıyaman Milletvekili
Mehmet Metiner’in, Sivas davasında verilen zaman aşımı kararının Hükûmeti
suçlama konusu yapıldığına ilişkin açıklaması
10.- Çorum Milletvekili
Tufan Köse’nin, yurt savunması dışında yapılacak her savaşın emperyalizmin
çıkarları için olduğuna ilişkin açıklaması
11.- Adıyaman Milletvekili
Ahmet Aydın’ın, Çanakkale Zaferi’ne ve Afganistan’da 12 Türk askerinin şehit
olmasına ilişkin açıklaması
12.- Sakarya Milletvekili
Münir Kutluata’nın, Sakarya Milletvekili Hasan Ali
Çelik’in ifadelerine ilişkin açıklaması
13.- Sakarya Milletvekili
Münir Kutluata’nın, Sakarya Milletvekili Ali İhsan
Yavuz’un ifadelerine ilişkin açıklaması
14.- İstanbul Milletvekili
Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, Başbağlar
olayının bir terör eylemi olduğuna ve Sivas olayıyla eşleştirmemek gerektiğine
ilişkin açıklaması
15.- Adıyaman Milletvekili
Mehmet Metiner’in, Sivas ve Başbağlar olaylarıyla
ilgili bir eşleştirme yapmadığına ilişkin açıklaması
16.- İstanbul Milletvekili
Kadir Gökmen Öğüt’ün, Başbağlar olayının bir terör
eylemi olduğuna ve Sivas olayıyla eşleştirmemek gerektiğine ilişkin açıklaması
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Çin Halk Cumhuriyeti
Çin Halkı Danışma Konferansı Dış İlişkiler Komitesi Başkan Yardımcısı Zhao Jinjun ile Çin Halk
Cumhuriyeti Ulusal Halk Kongresi Başkan Yardımcısı Zhou
Tienong’un, beraberlerindeki Parlamento heyetleri ile
ülkemizi ziyaret etmelerinin uygun bulunduğuna ilişkin Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığı tezkeresi (3/802)
B) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve 20 milletvekilinin, Manisa ilinin sorunlarının ve yapılacak
yasal düzenlemelerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/197)
2.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve 23 milletvekilinin, esnaf ve sanatkârların yaşadığı sorunların
ve çözüm yollarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/198)
3.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve 23 milletvekilinin, Manisa ilinin tarımsal üretimi ve sulama
sorunları ile çözüm yollarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/199)
C) Önergeler
1.- İstanbul Milletvekili
Erdoğan Toprak ve 5 milletvekilinin, (2/312) esas numaralı Kanun Teklifi’ni geri aldıklarına ilişkin önergesi (4/32)
2.- Amasya Milletvekili
Avni Erdemir’in, imzasının (2/312) esas numaralı Kanun Teklifi’ne
dâhil edilmesine ve bu kanun teklifini İç Tüzük madde 75 uyarınca üstlendiğine
ilişkin önergesi (4/33)
3.- Uşak Milletvekili
Mehmet Altay’ın, imzasının (2/312) esas numaralı Kanun Teklifi’ne
dâhil edilmesine ve bu kanun teklifini İç Tüzük madde 75 uyarınca üstlendiğine
ilişkin önergesi (4/34)
4.- Mersin Milletvekili
Çiğdem Münevver Ökten’in, imzasının (2/312) esas numaralı Kanun Teklifi’ne dâhil edilmesine ve bu kanun teklifini İç Tüzük
madde 75 uyarınca üstlendiğine ilişkin önergesi (4/35)
5.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğru’nun, (2/187) esas numaralı Yükseköğretim Personel Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin
doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/36)
VIII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- Sakarya ilinin Karasu
ilçesi sahillerinde meydana gelen ve son beş yıldır devam eden kıyı erozyonunun
sebeplerinin araştırılması ve alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
verilen Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 20/3/2012 Salı günkü
birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli
birleşiminde yapılmasına ilişkin MHP Grubu önerisi
2.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal ve arkadaşlarının cezaevlerinde bulunan hükümlü ve tutukluların
içinde bulundukları cezaevi şartları ve bu şartların iyileştirilmesi konusunda
yürütülecek çözüm odaklı çalışmaların belirlenmesi amacıyla vermiş olduğu
Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 20/3/2012 Salı günkü birleşiminde
sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin CHP Grubu önerisi
3.- Gündemdeki sıralama ile
Genel Kurulun 20 Mart 2012 Salı günkü birleşiminde sözlü soruların
görüşülmemesi, 27 Mart 2012 Salı günkü birleşiminde 178 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’nın görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışmalarına devam etmesine
ilişkin AK PARTİ Grubu önerisi
IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Adıyaman Milletvekili
Ahmet Aydın’ın, Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in Adalet ve Kalkınma Partisine
ve Başbakana sataşması nedeniyle konuşması
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı,
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer
Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı:
156)
2.- Afet Riski Altındaki
Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu (1/569) (S. Sayısı: 180)
3.- Kars Milletvekili Ahmet
Arslan ve Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin ile 7 Milletvekilinin; Katma Değer
Vergisi Kanunu ile Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli
Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun ve Kamu İhale Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/387) (S. Sayısı:
194)
XI.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Edirne Milletvekili
Recep Gürkan’ın, THY’nın dış hat uçuşlarında
uygulanan film ve müzik hizmetlerine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanından sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı (7/2948)
2.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Kozan, Ceyhan, Aladağ, Seyhan, Feke, Çukurova,
Yüreğir, Karaisalı, Saimbeyli, Pozantı, Yumurtalık, Sarıçam, Karataş,
İmamoğlu ve Tufanbeyli’de yürütülen
proje ve yatırımlara ilişkin soruları ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı
Nihat Ergün’ün cevabı (7/3176), (7/3177), (7/3178), (7/3179), (7/3180),
(7/3181), (7/3182), (7/3183), (7/3184), (7/3185), (7/3186), (7/3187),
(7/3188), (7/3189), (7/3190)
3.- Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu’nun, çocuk ve gençlerin kötü alışkanlıklardan
korunması için alınabilecek önlemlere ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı
Suat Kılıç’ın cevabı (7/3412)
4.- İstanbul Milletvekili
D. Ali Torlak’ın, Bakanlığın İstanbul’daki kamu yatırımlarına ilişkin sorusu ve
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/3563)
5.- Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu’nun, engellilerin spor yaptığı tesislerin
yeterliliğine ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı
(7/3565)
6.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, suni çim sahalarda kurşun kullanılmasının yol açabileceği
sağlık sorunlarının önlenmesi için alınacak tedbirlere ilişkin sorusu ve
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/3810)
7.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, sözleşmeli antrenör atamalarıyla ilgili bazı iddialara ilişkin
sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/3811)
8.- Adıyaman Milletvekili
Salih Fırat’ın, Devlet yurtlarıyla ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan
sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/3888)
9.- Malatya Milletvekili
Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü
soru önergelerine ilişkin sorusu ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat
Ergün’ün cevabı (7/3968)
10.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, Sungurlu Barajı Projesi’ne ve köylerin sular altında kalması
nedeniyle yaşanacak mağduriyete ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı
Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/3971)
11.- Ankara Milletvekili
Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve
kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara
ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı
(7/3977)
12.- Malatya Milletvekili
Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü
soru önergelerine ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın
cevabı (7/4038)
13.- Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, teşkilat yapısındaki yenileme sonrasında gümrük
muayene memurlarının mağduriyetlerine ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret
Bakanı Hayati Yazıcı’nın cevabı (7/4042)
14.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, 2011 yılında yaşanan kaçakçılık olaylarına
ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın cevabı (7/4043)
15.- Ankara Milletvekili
Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve
kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara
ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/4084)
16.- İstanbul Milletvekili
Sebahat Tuncel’in, Haydarpaşa Port Projesi’ne ilişkin sorusu ve Kültür ve
Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/4087)
17.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, Kartepe Belediyesinin imar planı
ile ilgili bazı iddialara ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan
Bayraktar’ın cevabı (7/4204)
18.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, bazı soruşturmalarda cemaat etkisi
iddialarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın
cevabı (7/4272)
19.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, Marmara Bölgesi’nde yaşanan elektrik kesintilerine ve alternatif
enerji dağıtım alanları ihtiyacına ilişkin Başbakandan sorusu ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/4279)
20.- İzmir Milletvekili
Aytun Çıray’ın, Ödemiş’te hava kirliliğinin önlenmesi
için alınacak önlemlere ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan
Bayraktar’ın cevabı (7/4335)
21.- Bursa Milletvekili
Sena Kaleli’nin, İznik’teki değerlerin korunması ve dünyaya tanıtılması için
yapılan çalışmalara ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın
cevabı (7/4383)
22.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, ülkemiz hakkında hatalı bilgiler içeren yayınlara ve bu hataların
düzeltilmesine ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın
cevabı (7/4384)
23.- Bilecik Milletvekili
Bahattin Şeker’in, Bilecik’te yürütülen proje ve yatırımlara ilişkin sorusu ve
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/4386)
24.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlığın lojmanlarına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın
cevabı (7/4387)
25.- Ankara Milletvekili
Aylin Nazlıaka’nın, müzelerin yönetimine ve ziyaretçi
sayısına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı
(7/4388)
26.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, kapatılan meteoroloji istasyonu ve bölge müdürlüklerinde
çalışan memurların mağduriyetlerine ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı
Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/4417)
27.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, su hizmetlerinin tek elde toplanması ve su ölçüm işlerini
üstlenecek yeni bir kurum oluşturulması gereğine ilişkin sorusu ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
(7/4419)
28.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Göle Orman İşletme Müdürlüğünün kapatılmasına ilişkin sorusu ve
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/4420)
29.- Ankara Milletvekili
Aylin Nazlıaka’nın, sinemaya verilen desteğe ve
ülkenin tanıtımına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın
cevabı (7/4447)
30.- Sakarya Milletvekili
Engin Özkoç’un, Sakarya Korucuk 3. Etap TOKİ
evlerinin bazı sorunlarına ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan
Bayraktar’ın cevabı (7/4528)
31.- Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, TOKİ tarafından yapılan konut sayısına ve elde
edilen gelire ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın
cevabı (7/4532)
32.- Adıyaman Milletvekili
Salih Fırat’ın, İzmir-Karaburun’un bazı köylerindeki rüzgar enerjisi üretme
projelerine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın
cevabı (7/4537)
33.- İstanbul Milletvekili
İhsan Barutçu’nun, Yunanistan’a doğal gaz verilmesine ilişkin sorusu ve Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/4538)
34.- Samsun Milletvekili
Cemalettin Şimşek’in, tarımsal sulama borçlarının yeniden yapılandırılmasına
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı
(7/4539)
35.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, Erzurum-Karayazı’daki bir köyün elektrik sorununa
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı
(7/4540)
36.- Kahramanmaraş
Milletvekili Durdu Özbolat’ın, Afşin-Elbistan A
Termik Santraline personel almak için EÜAŞ’in yaptığı
sınava ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın
cevabı (7/4541)
37.- Bursa Milletvekili
Turhan Tayan’ın, Uludağ Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinin özelleştirme
şartnamesine riayetine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız’ın cevabı (7/4542)
38.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, TBMM’ye ait bilgisayarlarda PARDUS işletim sisteminin
kullanılmasına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili
Mehmet Sağlam’ın cevabı (7/5027)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat 13.00’te açılarak altı oturum yaptı.
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir,
Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan,
18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 97’nci
yıl dönümüne,
İlişkin gündem dışı birer konuşma yaptılar.
Van Milletvekili Özdal Üçer’in, Van
depremine ilişkin gündem dışı konuşmasına Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan
Bayraktar cevap verdi.
Van Milletvekili Özdal Üçer, Çevre ve
Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın gündem dışı konuşmaya cevabına ilişkin
bir açıklamada bulundu.
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır, Van’ın Edremit ilçesinde
depremde hasar gören ve boşaltılan hastane binasına,
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı,
İstanbul Milletvekili Türkan Dağoğlu,
Adana Milletvekili Ali Halaman,
18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 97’nci yıl dönümüne;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, eğitim sisteminde dinî ve
millî değerlere önem verilmesi gerektiğine,
Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın Sivas davası kararıyla ilgili ifadelerine,
Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner, Sivas davası kararına,
Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan, Kocaeli ilinin Körfez
ilçesindeki Barbaros ve Güney mahallelerinin taşınmasına,
İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt, Dünya Tüketiciler Günü’ne
ve vergi oranlarının yüksekliğine,
Adıyaman Milletvekili Salih Fırat, Kütahya Emet’te işçilere
yönelik saldırıya,
Kütahya Milletvekili Soner Aksoy, Kütahya Emet’te işçilere yönelik
saldırıyla ilgili bilgilerin doğru olmadığına,
İstanbul Milletvekili Haluk Eyidoğan,
İstanbul Sarıyer Derbent Mahallesi’nde yapılan polis baskınına,
İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, “Çanakkale ruhu”
kavramına,
İlişkin birer açıklamada bulundular.
Ağrı Milletvekili Halil Aksoy ve 21 milletvekilinin, cezaevlerinde
yaşanan insan hakları ihlallerinin ve ağır hastalıkları bulunan tutuklu ve
hükümlülerin tahliye ve tedavi edilmeme hususlarının (10/194),
Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici ve 21 milletvekilinin,
uygulanmakta olan HES projelerinin insanlar, doğal çevre ve su kaynakları
üzerindeki olumsuz etkilerinin (10/195),
İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu ve 24 milletvekilinin, başta kayıt dışı plaka edinimi ve korsan
taksicilik olmak üzere taksici esnafının sorunlarının (10/196),
Araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine
sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve ön görüşmelerinin, sırası
geldiğinde yapılacağı açıklandı.
İzmir Milletvekili Aytun Çıray, Sivas
davası kararıyla ilgili AK PARTİ’li bazı
milletvekillerinin beyanlarına ilişkin bir açıklamada bulundu.
CHP Grubunun, 27/10/2011 tarihinde Ankara Milletvekili İzzet Çetin
ve arkadaşları tarafından işçi sağlığı ve güvenliğinde yaşanan sorunların
araştırılması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan
(116 sıra no.lu) Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine
sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak 15/3/2012 Perşembe
günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi, yapılan görüşmelerden sonra kabul
edilmedi.
Bilgi toplumu olma yolunda bilişim sektöründeki gelişmeler ile
İnternet kullanımının başta çocuklar, gençler ve aile yapısı üzerinde olmak
üzere sosyal etkilerinin araştırılması amacıyla kurulan (10/108, 155, 156, 157,
158, 159, 160) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu üyeliklerine siyasi
parti gruplarınca aday gösterilen milletvekilleri seçildiler. Başkanlıkça,
Meclis Araştırması Komisyonunun başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip üye
seçimini yapmak üzere toplanacakları gün, saat ve yere ilişkin duyuruda
bulunuldu.
Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler” kısmının;
1’inci sırasında yer alan ve görüşmeleri yarım kalan, Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer
Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu’nun (2/242, 2/80) (S.
Sayısı: 156) görüşmeleri, Komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır
bulunmadığından ertelendi.
2’nci sırasında yer alan ve görüşmeleri yarım kalan, Afet Riski
Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu’nun (1/569) (S. Sayısı: 180)
görüşmelerine devam edilerek 13’üncü maddesine kadar kabul edildi.
Alınan karar gereğince, 20 Mart 2012 Salı günü saat 15.00’te
toplanmak üzere birleşime 19.52’de son verildi.
Şükran Güldal MUMCU |
Başkan
Vekili |
|
Fatih ŞAHİN Mustafa
HAMARAT |
Ankara Ordu |
Kâtip
Üye Kâtip
Üye |
II.- GELEN KÂĞITLAR
No: 107
16 Mart 2012 Cuma
Tasarı
1.- Güneydoğu Asyada Dostluk ve İşbirliği Andlaşmasını
Değiştiren Üçüncü Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/590) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
Rapor
1.- Kars Milletvekili Ahmet
Arslan ve Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin ile 7 Milletvekilinin; Katma Değer
Vergisi Kanunu ile Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli
Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun ve Kamu İhale Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/387) (S. Sayısı: 194)
(Dağıtma tarihi: 16/03/2012) (GÜNDEME)
No: 108
19 Mart 2012 Pazartesi
Tasarı
1.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bulgaristan Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Karayoluyla Uluslararası Yük ve Yolcu Taşımacılığı
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/591)
(Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Dışişleri Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)
Teklifler
1.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar'ın;
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Teklifi (2/425) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan
ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
2.- İstanbul Milletvekili Şafak Pavey'in;
İcra ve İflas Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/426)
(Adalet Komisyonuna ) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
3.- Antalya Milletvekili Osman Kaptan'ın; Türkiye Radyo Televizyon
Kurumu Gelirler Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi (2/427) (Plan ve Bütçe ile Sanayi, Ticaret, Enerji,
Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
07/03/2012)
4.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Devlet
Memurları Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/428)
(İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
Sözlü Soru Önergeleri
1.- Niğde Milletvekili Doğan Şafak’ın, çiftçilere ödenen ürün
desteğinin gecikmesine ve yaşanan mağduriyete ilişkin Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1280) (Başkanlığa geliş tarihi:
02/03/2012)
2.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu’nun, İstanbul Atatürk Havalimanının yetersizliğine ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1281) (Başkanlığa
geliş tarihi: 05/03/2012)
3.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu’nun, havalimanları ile kent merkezleri arasında yolcu taşımada
yaşanan sorunlara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü
soru önergesi (6/1282) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
4.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın,
KCK soruşturması kapsamında bazı MİT yöneticileri ve personelinin ifadeye
çağrılmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1283) (Başkanlığa geliş
tarihi: 05/03/2012)
5.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın,
Adana ve ilçelerindeki üreticilerin mağduriyetine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1284) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
6.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın,
Bakanlıktaki bazı kadroların özlük haklarına ilişkin Maliye Bakanından sözlü
soru önergesi (6/1285) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
7.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın,
Bakanlıkta çalışan personel arasındaki ücret dengesizliğine ilişkin Maliye
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1286) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
8.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, illere göre aile hekimi
sayısına ve aile hekimlerinin aldıkları ücretlere ilişkin Sağlık Bakanından sözlü
soru önergesi (6/1287) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
9.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, hekimlere ve diğer sağlık
personeline açılan davalara ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1288) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
10.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, ilaç üretimine ve
sektördeki firmalara ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1289)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
11.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, yeşil kart uygulamasına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1290) (Başkanlığa geliş tarihi:
06/03/2012)
12.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, ülkemizde faaliyet
gösteren bankaların şube sayılarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/1291) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
13.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, unvan değişikliği
sınavının yapılıp yapılmayacağına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/1292) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
14.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, ülkemizde faaliyet
gösteren yerli ve dış kaynaklı banka sayısına ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/1293) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
15.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, yaşam boyu eğitimle
ilgili çalışmalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1294)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
16.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, eğitim için yurtdışında
bulunan öğrenci sayısına ve bütçeden yurtdışı eğitim için ayrılan para
miktarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1295)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
17.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Erasmus
öğrenci değişim programına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1296) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
18.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat ilinde başarı belgesi
verilen personele ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1297)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
19.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, işsizlik fonunda biriken
para miktarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1298) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
20.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, işsizlik ödeneğinden
faydalanan kişi sayısına ve yapılan ödeme miktarına ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/1299) (Başkanlığa geliş tarihi:
06/03/2012)
21.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, ceza ve tutukevlerindeki
basın mensubu ve yazar sayısına ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1300) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, bir milletvekilinin
televizyondaki bir spor programında yorumcu olarak çalışmasına ilişkin Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/4789) (Başkanlığa
geliş tarihi: 24/02/2012)
2.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, milletvekili
dokunulmazlığının kaldırılmasına dair Başbakanlık tezkerelerine ilişkin Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/4790) (Başkanlığa
geliş tarihi: 02/03/2012)
3.- Ankara Milletvekili Sinan Aydın Aygün’ün, Etimesgut ve
Güvercinlik Havaalanlarının şehir merkezinde kalmasından kaynaklanan sorunlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4791) (Başkanlığa geliş tarihi:
01/03/2012)
4.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın,
zorunlu temel eğitim sisteminin değiştirilmesiyle ilgili kanun teklifine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4792) (Başkanlığa geliş tarihi:
01/03/2012)
5.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, Van
depreminin Yüzüncü Yıl Üniversitesine ait binalara etkisine ve deprem sonrası
öğrencilerin yaşadıkları mağduriyete ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/4793) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)
6.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, bir ailenin korunma
talebinin reddedilmesine ve ülkemizdeki resmi olarak korunan kadın sayısına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4794) (Başkanlığa geliş tarihi:
02/03/2012)
7.- Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu’nun, Suriye ile
ilişkilerin bozulmasına ve bunun etkilerine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/4795) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)
8.- İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi’nin, terör örgütü ile
görüşmeler yapıldığı iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/4796) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)
9.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker’in, Vanlı depremzedelerin
barınma sorununa ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4797) (Başkanlığa
geliş tarihi: 05/03/2012)
10.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in,
MİT’in istihbarat toplaması ve bilgi paylaşımına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/4798) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
11.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in,
bir sanatçıya açılan hakaret davalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/4799) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
12.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in,
2002’den bugüne kaçak domuz eti miktarına ve konuyla ilgili adli ve idari
işlemlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4800) (Başkanlığa geliş
tarihi: 05/03/2012)
13.- Antalya Milletvekili Gürkut
Acar’ın, Manavgat Alara Çayı üzerindeki köprünün ulaşıma kapatılmasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4801) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
14.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, TOKİ’nin uygulamalarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4802) (Başkanlığa geliş tarihi:
05/03/2012)
15.- Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin’in, Türk Lirasının yeni
simgesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4803) (Başkanlığa geliş
tarihi: 05/03/2012)
16.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, şehit yakınları ve
gazilerin yararlandığı haklara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/4804) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
17.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Simav depreminde görev
yapan personele tazminat ve fazla çalışma ücreti ödenmesine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/4805) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
18.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, Şanlıurfa’daki bir
köye sağlık evi yapılıp yapılmayacağına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/4806) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
19.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat’ta depreme karşı
alınan önlemlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4807) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06/03/2012)
20.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, kurumlarda
taşeron firma uygulamalarına ve çalışanlar arasında özlük haklarındaki
farklılıktan kaynaklanan mağduriyete ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/4808) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
21.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, PKK operasyonları
sırasında iki ABD’li subayın yakalandığı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/4809) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
22.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı, ilgili veya
ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan
personele ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4810) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06/03/2012)
23.- Adıyaman Milletvekili Salih Fırat’ın, Suriye ile ilişkilerin
esnafın mağduriyetine sebep olduğu iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/4811) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
24.- Adıyaman Milletvekili Salih Fırat’ın, Malatya-Kürecik’teki füze savunma sistemine ve ABD Büyükelçisinin
bu konudaki bazı açıklamalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/4812) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
25.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, terör
örgütü başının cezaevinden örgütün eylemlerini yönlendirdiği iddialarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4813) (Başkanlığa geliş tarihi:
06/03/2012)
26.- Erzincan Milletvekili Muharrem Işık’ın, kurumlardaki görevde
yükselme sınavlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4814)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
27.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bağlı
kurum ve kuruluşlarda hizmetlerde taşeronlaşmaya ve taşeron firma
çalışanlarının sorunlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ)
yazılı soru önergesi (7/4815) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/03/2012)
28.- Muş Milletvekili Sırrı Sakık’ın,
Türkiye’nin Eurovision Şarkı Yarışmasında Kürtçe bir şarkı ile temsil edilip
edilmeyeceğine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru
önergesi (7/4816) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)
29.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Kürtçe ile ilgili bir
açıklamasına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru
önergesi (7/4817) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)
30.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker’in, Diyanet İşleri
Başkanlığı tarafından Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde istihdam edilecek
din adamlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru
önergesi (7/4818) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
31.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, İstanbul Rum Ortodoks
Patrikhanesi basın sözcüsünün azınlık vakıflarının mallarının iadesiyle ilgili
bir açıklamasına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru
önergesi (7/4819) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
32.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Türk Lirasının yeni
simgesine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi
(7/4820) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
33.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bağlı
kurum ve kuruluşlarda hizmetlerde taşeronlaşmaya ve taşeron firma
çalışanlarının sorunlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı
soru önergesi (7/4821) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
34.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, kredi kartı
ücretlerinin geri ödenmesine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan)
yazılı soru önergesi (7/4822) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
35.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın,
AB tarafından kanalizasyon hizmetinin iyileştirilmesi için verildiği iddia
edilen hibeye ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru
önergesi (7/4823) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
36.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı, ilgili veya ilişkili
kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan personele
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/4824)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
37.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı, ilgili veya ilişkili
kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan personele
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/4825)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
38.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı, ilgili veya ilişkili
kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan personele
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/4826)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
39.- Antalya Milletvekili Gürkut
Acar’ın, Anadolu Ajansından ayrılan ve Ajans’ta işe başlayan çalışanlara
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/4827)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
40.- Amasya Milletvekili Ramis Topal’ın,
02 Temmuz 1993’te Sivas’ta meydana gelen olaylara ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4828) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)
41.- Antalya Milletvekili Gürkut
Acar’ın, cezaevlerindeki tek kişilik hücre sayısına ve bir milletvekili
gazetecinin cezaevi koşullarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4829) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
42.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın,
İstanbul-Sultangazi’de meydana gelen bir trafik
kazasıyla ilgili bazı iddialara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4830) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
43.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker’in, Gaziantep Adliyesinde
çocuk mahkemelerinin yeterliliğine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4831) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
44.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili
veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan
personele ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/4832) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06/03/2012)
45.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, ceza ve tutukevlerindeki
çocuk tutuklu ve hükümlülere kötü muamele yaptığı iddia edilen personele
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/4833) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06/03/2012)
46.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, teknik takip dinleme,
sinyal izleme kararları ve mevzuata aykırı dinlemelere ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4834) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
47.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in,
Bakanlığa bağlı hizmet binalarındaki baz istasyonlarına ve bunların insan
sağlığına etkisine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/4835)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
48.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun Bakanlığa
bağlı kurum ve kuruluşlarda hizmetlerde taşeronlaşmaya ve taşeron firma çalışanlarının
sorunlarına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4836) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/03/2012)
49.- Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin,
2002’den bugüne meydana gelen kadın cinayetlerine ve alınan önlemlere ilişkin
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4837) (Başkanlığa
geliş tarihi: 02/03/2012)
50.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, belediyeler ve
üniversitelerde istihdam edilen özürlü personelin atama, tayin ve nakillerinde
yaşanan mağduriyete ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4838) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
51.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığınıza bağlı,
ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak
çalışan personele ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4839) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
52.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, ülkemizin kadın
hakları konusunda uluslararası alandaki yerine ilişkin Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4840) (Başkanlığa geliş tarihi:
06/03/2012)
53.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığa
bağlı kurum ve kuruluşlarda hizmetlerde taşeronlaşmaya ve taşeron firma
çalışanlarının sorunlarına ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4841) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/03/2012)
54.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı ilgili
veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan
personele ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/4842)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
55.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığa
bağlı kurum ve kuruluşlarda hizmetlerde taşeronlaşmaya ve taşeron firma
çalışanlarının sorunlarına ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4843) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/03/2012)
56.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine
ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/4844)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
57.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili
veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan
personele ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4845) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
58.- Manisa Milletvekili Hasan Ören’in, Turgutlu OSB’de bir
firmaya tahsis edilmiş olan boş parsellere ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4846) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
59.- Manisa Milletvekili Hasan Ören’in, Turgutlu OSB’de yönetmelik
hükümlerine uymadıkları için tahsisi iptal edilen parsellere ilişkin Bilim,
Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/4847) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06/03/2012)
60.- Manisa Milletvekili Hasan Ören’in, Turgutlu OSB’de bir
firmaya deneme parkuru olarak tahsis edilen alana ilişkin Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/4848) (Başkanlığa geliş tarihi:
06/03/2012)
61.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, sığınma evlerinde kalan
kadınların yeşil kart başvuruları sırasında yaşadıkları sorunlara ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4849) (Başkanlığa
geliş tarihi: 02/03/2012)
62.- İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’in, bir tekstil
firmasıyla ilgili bazı iddialara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4850) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)
63.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin,
Türkiye İş Kurumu İl Müdürlerinin atamasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4851) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
64.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, işyerlerindeki mobbing olaylarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4852) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
65.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, memurların toplu
sözleşme zammının ödenmesine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4853) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
66.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, SGK tarafından
alınan muayene ve ilave ücretlere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4854) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
67.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, genel sağlık sigortasında
yeşil kartlılara uygulanan gelir testlerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4855) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
68.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili
veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan
personele ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4856) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
69.- Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan’ın, SGK’nın işitme cihazı ücretlerinin
tamamını karşılamamasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4857) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
70.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığa
bağlı kurum ve kuruluşlarda hizmetlerde taşeronlaşmaya ve taşeron firma
çalışanlarının sorunlarına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4858) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/03/2012)
71.- Van Milletvekili Nazmi Gür’ün, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da
nesli tükenen kuş türlerine ve alınan önlemlere ilişkin Çevre ve Şehircilik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4859) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)
72.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, İstanbul’da deprem için
belirlenen toplanma ve çadır kurma alanlarında alışveriş merkezleri ve lüks
siteler bulunduğu iddiasına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4860) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
73.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili
veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan
personele ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4861)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
74.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin,
Bakanlığın mevcut personel sayısına ve dışarıdan atanan büyükelçi sayısına
ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4862) (Başkanlığa geliş
tarihi: 05/03/2012)
75.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili
veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan
personele ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4863)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
76.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya’nın ihracat
verilerinin son on yılda genel olarak gerilediği iddialarına ilişkin Ekonomi
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4864) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
77.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili
veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan
personele ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/4865) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06/03/2012)
78.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Mardin ve Batman’a
doğal gaz verilip verilmeyeceğine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4866) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)
79.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Siirt ve Şırnak
illerine doğal gaz verilip verilmeyeceğine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4867) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)
80.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın,
Cerattepe Mevkii’nde maden çıkartılmasının bir toprak
kaymasına sebep olacağı iddialarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4868) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
81.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, Şanlıurfa’daki bazı
köylerin enerji sorununa ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4869) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
82.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili
veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan
personele ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4870) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
83.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, İstanbul’un bazı
bölgelerindeki elektrik kesintilerine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4871) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
84.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığa
bağlı kurum ve kuruluşlarda hizmetlerde taşeronlaşmaya ve taşeron firma
çalışanlarının sorunlarına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4872) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/03/2012)
85.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili
veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan
personele ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/4873)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
86.- Amasya Milletvekili Ramis Topal’ın,
hayvancılık destekleme primlerinin artış oranına ilişkin Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4874) (Başkanlığa geliş tarihi:
02/03/2012)
87.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in,
Türkiye’de bulunan domuz çiftliklerine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4875) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
88.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, destekleme primlerine
ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4876)
(Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
89.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, Menderes Havzasında
meydana gelen aşırı yağışlar nedeniyle tarım ürünlerinde oluşan zararların
TARSİM kapsamına alınmamasına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4877) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
90.- Bursa Milletvekili Necati Özensoy’un, Et ve Balık Kurumunun
et ve araç satışıyla ilgili bazı iddialara ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4878) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
91.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili
veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan
personele ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4879) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
92.- Ordu Milletvekili İdris Yıldız’ın, Ordu’nun Türkiye Kırsal
Kalkınma Programına alınmasına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4880) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
93.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, İstanbul Büyükşehir
Belediyesi ile bağlı şirket ve kuruluşlarının borçlarına ve İSKİ’nin yaptığı
ihalelerle ilgili bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4881) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/03/2012)
94.- Muş Milletvekili Demir Çelik’in, OHAL nedeniyle boşaltılan
köy ve mezralara ve ortaya çıkan zararın tazminine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4882) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)
95.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, bir kaymakamla ilgili
bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4883)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)
96.- İstanbul Milletvekili Celal Dinçer’in, İstanbul Büyükşehir
Belediyesine bağlı İSPARK’ın özelleştirileceği
iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4884) (Başkanlığa
geliş tarihi: 05/03/2012)
97.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin,
TBMM ana bina ve eklentilerinin koridorlarına döşenen halılara ilişkin Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/4885) (Başkanlığa
geliş tarihi: 14/03/2012)
98.- Ağrı Milletvekili Halil Aksoy’un, Aydın’da polisin, ihtarına
uymayan bir kişiye karşı silah kullanmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4886) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
99.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, meslek yüksekokulu veya
fakülte mezunu polis memurlarının emekli olurken yaşadıkları bazı sorunlara
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4887) (Başkanlığa geliş
tarihi: 05/03/2012)
100.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bir üst geçit yapım
ihalesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4888) (Başkanlığa
geliş tarihi: 05/03/2012)
101.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, Şanlıurfa’daki bazı
köylerin yol sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4889)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
102.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili
veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan
personele ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4890) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06/03/2012)
103.- Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin,
Kars kent merkezinin bazı ihtiyaçlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4891) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
104.- İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi’nin, bir futbol
müsabakası sonrasında taraftara polis tarafından kötü muamele yapıldığı
iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4892) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06/03/2012)
105.- Van Milletvekili Nazmi Gür’ün, Van depremi sonrası
yatırımlara ve kalkınmaya yönelik çalışmalara ilişkin Kalkınma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4893) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)
106.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Diyarbakır Dicle
Vadisi Projesine ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4894)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)
107.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili
veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan
personele ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4895) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06/03/2012)
108.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Devlet
Müzelerindeki tarihi eserlerin satılacağı iddialarına ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4896) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/02/2012)
109.- Van Milletvekili Nazmi Gür’ün, Van depreminin turizme
etkisine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/4897)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)
110.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Diyarbakır surlarının
tanıtılmasına yönelik yayınlara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4898) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)
111.- Kastamonu Milletvekili Emin Çınar’ın, Kastamonu turizminin
gelişmesine yönelik yatırımlara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4899) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
112.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili
veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan
personele ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/4900)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
113.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, 1974-2011 yılları
arasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yapılan yatırımlara ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4901) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)
114.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, kamuda çalışan
avukatların özlük haklarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4902) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
115.- Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin’in, yatırımlara tahsis
edilen kamu taşınmazlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4903) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
116.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, 659 sayılı KHK ile bazı
kadroların yeniden düzenlenmesi sonucu oluşan sorunlara ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4904) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
117.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, 666 sayılı KHK’ya ilişkin
Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4905) (Başkanlığa geliş tarihi:
05/03/2012)
118.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlıkta bazı
kadroların uzman kadrosunda birleştirilmesine ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4906) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
119.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Şeker Kurumu tarafından
Kütahya Şeker Fabrikası AŞ’ye verilen para cezalarına ve şeker üreticilerinin
mağduriyetine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4907)
(Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
120.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, tüzel kişiliği sona
erdirilen belde belediyelerinin borçlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4908) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
121.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kamu İhale Kurumunda yolsuzluk
iddialarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4909) (Başkanlığa
geliş tarihi: 05/03/2012)
122.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya Belediye
Başkanlığına tahsis edilen taşınmazların kullanım bedellerine ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4910) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
123.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili
veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan
personele ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4911) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06/03/2012)
124.- Van Milletvekili Nazmi Gür’ün, Van depremi sonrası yıkılan
okullara ve öğrencilerin yaşadığı mağduriyete ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4912) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)
125.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, sekiz yıllık
kesintisiz eğitim uygulamasına ve on iki yıllık kademeli eğitim öngören kanun
teklifine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4913)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)
126.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Erzurum’da bir
ilköğretim öğretmeni tarafından yapıldığı iddia edilen bir konuşmaya ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4914) (Başkanlığa geliş tarihi:
02/03/2012)
127.- Hatay Milletvekili Mevlüt
Dudu’nun, İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4915) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
128.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, bor madeni endüstrisi
için gerekli elemanların yetiştirilmesine yönelik çalışmalara ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4916) (Başkanlığa geliş tarihi:
05/03/2012)
129.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Şaphane’de sülfürik asit
tesisi kurulacağı iddialarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4917) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
130.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Tavşanlı’daki okulların
ısıtma sorununa ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4918)
(Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
131.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun,
Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda hizmetlerde taşeronlaşmaya ve taşeron
firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4919) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
132.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, üniversite
mezunlarının istihdam oranına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4920) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
133.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, öğrencilerin liseyi
terk etme sebeplerine ve sorunun çözümüne ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4921) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
134.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, şube müdürleri
yer değiştirme yönetmeliğine ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4922) (Başkanlığa geliş tarihi:
06/03/2012)
135.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Selendi ilçesinde Celal
Bayar Üniversitesine bağlı yüksekokul veya fakülte açılıp açılmayacağına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4923) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06/03/2012)
136.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Selendi Anaokulu ve
Öğretmenevi Projelerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4924) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
137.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, bir okula baz
istasyonu kurulduğu iddiasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4925) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
138.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya
ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan
personele ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4926)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
139.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in,
FATİH Projesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4927)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
140.- İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi’nin, eş durumu
tayinlerine ve bu imkandan yararlanamayan öğretmenlere ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4928) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
141.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun,
Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda hizmetlerde taşeronlaşmaya ve taşeron
firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4929) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
142.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili
veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan
personele ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4930)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
143.- Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü’nün, Malkara-Tekkeköy ve Kozyörük’teki maden ocaklarının dere ve baraj sularında
kirliliğe sebep olmasına ve alınan önlemlere ilişkin Orman ve Su İşleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4931) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/03/2012)
144.- Adana Milletvekili Ali Demirçalı’nın,
Gökdere Köprü Barajı inşaatında meydana gelen kazada ihmal olduğu iddiasına
ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4932) (Başkanlığa
geliş tarihi: 01/03/2012)
145.- Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu’nun, Gökdere Köprü
Barajının derivasyon tüneli kapaklarının açılması neticesinde yaşanan kazaya
ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4933) (Başkanlığa
geliş tarihi: 02/03/2012)
146.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, Şanlıurfa’daki bazı
köylerin su sorununa ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4934) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
147.- Antalya Milletvekili Arif Bulut’un, HES’lerin
çevreye zararlarına ve Alakır Vadisindeki HES projesine
ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4935) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06/03/2012)
148.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Erbaa’da Kelkit Irmağı
ıslah çalışmalarına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4936) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
149.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili
ve ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan
personele ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4937)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
150.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in,
2002’den sonra domuz eti tüketimi nedeniyle sağlık sorunu yaşanıp yaşanmadığına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4938) (Başkanlığa geliş
tarihi: 05/03/2012)
151.- Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin,
Kars Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinin
eksikliklerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4939)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
152.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, soba zehirlenmelerine
karşı alınması gereken önlemlere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4940) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/03/2012)
153.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, deodorantlarda kullanılan
alüminyumun meme kanseri riski taşıdığı iddialarına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4941) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
154.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Simav’da depremde zarar
gören Devlet hastanesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4942) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
155.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, sahte ilaçların
illere göre dağılımına ve pazarlanmasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4943) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
156.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili
veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan
personele ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4944) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06/03/2012)
157.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, Sağlık Uygulama
Tebliği’nde yapılan değişiklik uyarınca acil servislerde başlatılan yeşil kaşe
uygulamasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4945)
(Başkanlığa geliş tarihi: 01/03/2012)
158.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Diyarbakır’da 2012
yılında gerçekleştirilecek yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4946) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)
159.- Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş’ın, böbrek
hastalığı ile ilgili bilgilendirme çalışmalarına ve alınan önlemlere ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4947) (Başkanlığa geliş tarihi:
02/03/2012)
160.- Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan’ın, hemşirelik mesleğinin belli standarta
ulaşmasına ve hemşirelerin istihdamındaki farklılıklara ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4948) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)
161.- Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan’ın, hemşirelerin özlük hakları ve çalışma sürelerine ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4949) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)
162.- Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş’ın, diyabet
hastalığının artmasına ve hastalıkla mücadele çalışmalarına ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4950) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)
163.- İstanbul Milletvekili Celal Dinçer’in, ambulanslarda doktor
bulundurma uygulamasından vazgeçileceği iddialarına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4951) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)
164.- Tokat Milletvekili Orhan Düzgün’ün, sağlık personelinin tam
gün çalışmasına ilişkin kanundan kaynaklanan mağduriyete ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4952) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)
165.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, plastik ürünlerin
kullanımının insan sağlığına olan etkilerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4953) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
166.- Hatay Milletvekili Hasan Akgöl’ün, Devlet Hava Meydanları
İşletmesinde görev yapan personele ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4954) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
167.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, bir okula baz
istasyonu kurulduğu iddiasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4955) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
168.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun,
Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda hizmetlerde taşeronlaşmaya ve taşeron
firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4956) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/03/2012)
169.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya-Balıkesir
karayoluna ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4957) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
170.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, e-Devlet kapısının
uygulanmasında yaşanan sorunlara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4958) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
171.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in,
Ankara’daki baz istasyonlarına ve bunların denetimine ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4959) (Başkanlığa
geliş tarihi: 05/03/2012)
172.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili
ve ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan
personele ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4960) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
173.- Amasya Milletvekili Ramis
Topal’ın, Amasya-Erbaa duble yol çalışmaları için istimlâk edilen arazi
bedellerinin ödenmemesine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4961) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)
174.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin,
İzmir-Çeşme otoyolunun bir kısmının ücretli olmasına ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4962) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06/03/2012)
175.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı, ilgili veya
ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan
personele ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi
(7/4963) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
176.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili
ve ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan
personele ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4964)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
177.- Adıyaman Milletvekili Salih Fırat’ın, sanatçılar girişiminin
bir açıklamasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/4965) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
178.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Uludere’de meydana
gelen olayın TRT’de yayımına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç)
yazılı soru önergesi (7/4966) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)
179.- Antalya Milletvekili Gürkut
Acar’ın, KCK soruşturması kapsamında MİT yöneticileri ve personelinin
soruşturma iznine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/4967)
(Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)
180.- Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, zorunlu
temel eğitim sisteminin değiştirilmesiyle ilgili çalışmalara ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4968) (Başkanlığa geliş tarihi:
02/03/2012)
181.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, eğitimde OECD
ortalamalarının üzerine çıkmak için alınacak önlemlere ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4969) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
182.- İzmir Milletvekili Musa Çam’ın, eğitim sisteminde değişiklik
getiren kanun teklifine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4970) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
Süresi İçinde Cevaplanmayan
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Başbakan ve bakanların
internet ve basında çıkan haberlerle ilgili açtığı davalara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/2469) (Başkanlığa geliş tarihi: 04/01/2012)
2.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Simav depremi hasar tespit
raporları sebebiyle ortaya çıkan uyuşmazlıklara ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2497) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2012)
3.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Anayasa Mahkemesi
Başkanının ABD Ankara Büyükelçisini ziyaretine ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/2498) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2012)
4.- İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’ün, 2002-2011 yılları
arasında İstanbul’da yapılan icra takiplerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/2499) (Başkanlığa geliş tarihi: 04/01/2012)
5.- Adana Milletvekili Ali Demirçalı’nın,
ekonomik göstergelere ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2502) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2012)
6.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya Eti Gümüş AŞ üretim
tesislerinde çalışan personelin sağlık sorunlarına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2600) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2012)
7.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, sözleşmeli personel
istihdamının boşanmalara sebep olduğu iddiasına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2602) (Başkanlığa geliş tarihi: 04/01/2012)
8.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın,
tutuklu bulunan İnönü Üniversitesi eski rektörünün sağlık durumuna ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2660) (Başkanlığa geliş tarihi:
06/01/2012)
9.- İstanbul Milletvekili Durmuşali
Torlak’ın, İstanbul’da başlatılan, tamamlanmayan ve âtıl
durumda bekleyen kamu yatırımlarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2717) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/01/2012)
10.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Bakanlık
personeli ve teşkilat yapısındaki değişikliğe ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/2718) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/01/2012)
11.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel’in, kamu özel ortaklığı
kapsamındaki ihalelerle ilgili bazı iddialara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/2719) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/01/2012)
No: 109
20 Mart 2012 Salı
Sözlü Soru Önergeleri
1.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, BOTAŞ boru hattının Pazarcık’ın dışına
taşınmasına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1301) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
2.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Türkoğlu’ndaki bir köyün yol sorununa ve
elektrik direklerinin değiştirilmesine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1302) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
3.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlıktaki taşeron firma çalışanlarının
özlük haklarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1303) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
4.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlardaki boş
kadrolara atama yapılıp yapılmayacağına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1304) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
5.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Ekinözü-Elbistan yolunun genişletilmesine
ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1305) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
6.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğünde;
su ürünleri mühendisi ve teknikeri ile balık teknolojisi mühendisi istihdam
edilmesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1306) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
7.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş’ın araç muayene istasyonu
ihtiyacına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1307) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
8.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Göksun-Afşin-Elbistan karayolunun bölünmüş yol
olarak düzenlenip düzenlenmeyeceğine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1308) (Başkanlığa geliş tarihi:
07/03/2012)
9.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş-Çağlayancerit karayolunun duble
yol olarak genişletilip genişletilmeyeceğine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1309) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
10.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, İçmeler-Ilıca yoluna ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1310) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/03/2012)
11.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, köy yollarının asfaltlanmasına ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1311)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
12.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Pazarcık-Gölbaşı yolunun hizmete açılmasına
ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1312) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
13.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Pazarcık’ın bazı köy yollarının asfalt
sorununa ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1313) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
14.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Pazarcık Kısık Obası yolunun yapımına ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1314)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
15.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş il merkezinde Kayseri çevre
yolunun genişletilmesine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1315) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
16.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Pazarcık’taki bir demiryoluna geçit
yapılmasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1316) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
17.- Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu’nun, yaşlı hizmet merkezlerinin sayısının artırılmasına ilişkin
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından sözlü soru önergesi (6/1317) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/03/2012)
18.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, yakacak yardımlarına ilişkin Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanından sözlü soru önergesi (6/1318) (Başkanlığa geliş tarihi:
07/03/2012)
19.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, engelli kadrolarına atama yapılmamasına
ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından sözlü soru önergesi (6/1319)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
20.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, yeni bir huzurevi binası ihtiyacına ilişkin
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından sözlü soru önergesi (6/1320) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/03/2012)
21.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, kadına karşı şiddetin önlenmesine ilişkin Aile
ve Sosyal Politikalar Bakanından sözlü soru önergesi (6/1321) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/03/2012)
22.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bir köy yolunda bulunan meranın köy tüzel
kişiliğine tahsis edilmesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1322) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
23.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Gavur Gölü mevkiindeki tarım işletmeleri ve
arazilerinin su tahliyesinden kaynaklanan sorunlara ilişkin Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1323) (Başkanlığa geliş tarihi:
07/03/2012)
24.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Pazarcık ilçesinde bazı köylere sulama kanalı
yapılıp yapılmayacağına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü
soru önergesi (6/1324) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
25.- Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu’nun, üniversite sınavlarında öğrencilere dağıtılan kalemlere
ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1325) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/03/2012)
26.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, köy okullarına öğretmen lojmanı yapılmasına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1326) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/03/2012)
27.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, 2012 yılında yükseköğretim kurumlarına
yerleştirilecek öğrenci sayısına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1327) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
28.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Yeşilderedeki bir
ilköğretim okuluna ek derslik yapılıp yapılmayacağına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1328) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
29.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, engelliler koleji açılıp açılmayacağına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1329) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/03/2012)
30.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş’ta ilköğretim ve ortaöğretimdeki
derslik ihtiyacına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1330)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
31.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Pazarcık’ın İlköğretim Okulu ve Anadolu
Öğretmen Lisesi ihtiyacına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1331) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
32.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş merkez ve Elbistan ilçelerinin
hastane ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1332)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
33.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş’ın hastane ihtiyacına ilişkin
Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1333) (Başkanlığa geliş tarihi:
07/03/2012)
34.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Türkoğlu ve köylerindeki hastane ve sağlık evi
ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1334) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/03/2012)
35.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, otomatik meteoroloji gözlem istasyonu
kurulmasına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1335)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
36.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş-merkezdeki su sorununa ve bu
konudaki çalışmalara ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1336) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
37.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, belde belediye başkanlarının özlük ve pasaport
haklarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1337) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/03/2012)
38.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, yol yapım ve bakım hizmetleri için
Kahramanmaraş İl Özel İdaresine kaynak aktarılıp aktarılmayacağına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1338) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
39.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Türkoğlu’nda SGK Hizmet Binası yapılmasına
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/1339)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
40.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, tarihi mekanların restorasyonu konusunda
ayrılan ödenek miktarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1340) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
41.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlığa bağlı kurumlarda engelli personel
için ayrılmış olan kadrolara yapılacak atamalara ilişkin Gümrük ve Ticaret
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1341) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
42.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlıktaki taşeron şirket çalışanlarına
ilişkin Ekonomi Bakanından sözlü soru önergesi (6/1342) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/03/2012)
43.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlığa bağlı kurumlarda engelli personel
için ayrılmış olan kadrolara yapılacak atamalara ilişkin Ekonomi Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1343) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
44.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumlardaki taşeron şirket
çalışanlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) sözlü soru
önergesi (6/1344) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
45.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumlardaki taşeron şirket
çalışanlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) sözlü soru
önergesi (6/1345) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
46.- Adana Milletvekili Ali
Halaman’ın, Gökdere Barajı tünelinde meydana gelen
kazaya ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1346)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
47.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, boş engelli kadrolarına ilişkin Maliye
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1347) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
48.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Mobil Telekomünikasyon sektöründe çifte
vergilendirmeye ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1348)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
49.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş’ta tekstil sektörünün teşvikine
ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından sözlü soru önergesi (6/1349)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
50.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Pazarcık’ta kurulacak OSB’ye ilişkin Bilim,
Sanayi ve Teknoloji Bakanından sözlü soru önergesi (6/1350) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/03/2012)
51.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş ilçe tarım müdürlüklerinin bina
ve personel ihtiyacına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1351) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
52.- Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu’nun, Amik Ovası sulama kanalı inşaatına ilişkin Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1352) (Başkanlığa geliş tarihi:
07/03/2012)
53.- Iğdır Milletvekili
Sinan Oğan’ın, Iğdır’a kanser araştırma hastanesi kurulmasına ilişkin Sağlık
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1353) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
54.- Iğdır Milletvekili
Sinan Oğan’ın, Iğdır’daki elektrik kesintilerine ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/1354) (Başkanlığa geliş tarihi:
07/03/2012)
55.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğru’nun, anlaşmalı boşanma sonucu yetim aylığı bağlanan ailelerin
tespitine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1355) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
56.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğru’nun, 2011 yılında şiddet gören doktorlara ve şiddetin sebeplerine
ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1356) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/03/2012)
57.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğru’nun, eşit işe eşit ücret uygulamasına ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi (6/1357) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
58.- Giresun Milletvekili
Selahattin Karaahmetoğlu’nun, TMO’nun stoklarında bulunan fındığın
Fiskobirlik’e satışı konusunda yeni bir kararname hazırlanmasına ilişkin Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1358) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/03/2012)
59.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Cizre’deki tarihi ve kültürel mekanların
restorasyonuna ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/1359)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2012)
60.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Türkiye-Suriye sınırındaki tarihi bir
köprünün restorasyonuna ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1360) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2012)
61.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Cizre’deki iki köprünün restorasyonunda
ihmal olduğu iddialarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1361) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2012)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, Altındağ Sakarya Mahallesindeki evlerin yıkım kararına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4971) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
2.- Adana Milletvekili
Osman Faruk Loğoğlu’nun, Suriye sınırındaki mayınların temizletilmesi için
başlatılan sürece ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4972) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/03/2012)
3.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, Türkiye’ye sığınan Suriyeli muhaliflerle ilgili bazı iddialara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4973) (Başkanlığa geliş tarihi:
07/03/2012)
4.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla ilgili bazı iddialara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4974) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
5.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, KCK eylemleriyle ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/4975) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
6.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, 2002-2011 yılları arasındaki Başbakanlık Örtülü Ödenek miktarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4976) (Başkanlığa geliş tarihi:
07/03/2012)
7.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet sağlayan
taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4977) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
8.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, AKİM adlı birimin kuruluş ve
görevlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4978) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/03/2012)
9.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, bazı kişilerin siyasi nüfuz
kullandığı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4979)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
10.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, yurtdışındaki üniversitelerde öğrenim gören
öğrencilerin ülkemizde yaşadıkları denklik sorununa ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/4980) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
11.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet sağlayan
taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/4981) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/03/2012)
12.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme
tesislerine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi
(7/4982) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
13.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumlarda şehit ve malul yakınlarının
istihdamına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi
(7/4983) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
14.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutan’ın, Merkez Bankasının kredili
mevduat hesabı faizlerine müdahalesine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali
Babacan) yazılı soru önergesi (7/4984) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2012)
15.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet sağlayan
taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/4985) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/03/2012)
16.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme
tesislerine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi
(7/4986) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
17.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumlarda şehit ve malul yakınlarının
istihdamına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi
(7/4987) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
18.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet sağlayan
taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/4988) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/03/2012)
19.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme
tesislerine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi
(7/4989) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
20.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumlarda şehit ve malul yakınlarının
istihdamına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi
(7/4990) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
21.- Iğdır Milletvekili
Pervin Buldan’ın, Anadolu Ajansı yönetiminin bir sendikayla ilgili açıklamasına
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/4991)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
22.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, 2002-2011 yılları arasında Vakıflar Genel
Müdürlüğünce Niğde’de yapılan harcamalara ilişkin Başbakan Yardımcısından
(Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/4992) (Başkanlığa geliş tarihi:
07/03/2012)
23.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet sağlayan
taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/4993) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/03/2012)
24.- Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme tesislerine ilişkin
Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/4994)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
25.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumlarda şehit ve malul yakınlarının
istihdamına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi
(7/4995) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
26.- Samsun Milletvekili
Ahmet Haluk Koç’un, Anadolu Ajansında çalışan ve emekliye ayrılan personele
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/4996)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2012)
27.- Ağrı Milletvekili
Halil Aksoy’un, gizli tanık uygulamasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4997) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
28.- Van Milletvekili Nazmi
Gür’ün, cezaevlerindeki hak ihlallerine ve alınan tedbirlere ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4998) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
29.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme
tesislerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/4999) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/03/2012)
30.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet
sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5000) (Başkanlığa geliş tarihi:
07/03/2012)
31.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatlarında şehit ve malul
yakınlarının istihdamına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5001) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
32.- İstanbul Milletvekili
Ali Özgündüz’ün, 16 Ekim 2011 tarihinde yapılan Yazı İşleri Müdürlüğü Sınavına
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5002) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/03/2012)
33.- Kars Milletvekili
Mülkiye Birtane’nin, kadına karşı şiddete ve Bursa’da
gerçekleşen bir kadın cinayetine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5003) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
34.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet
sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5004) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/03/2012)
35.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme tesislerine
ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5005)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
36.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatlarında şehit ve malul
yakınlarının istihdamına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5006) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
37.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlığın Almanya’da yaşayan Türklerle ilgili
yaptığı bir araştırmaya ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5007) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
38.- Batman Milletvekili
Ayla Akat Ata’nın, özür durumuna bağlı yer değiştirme atamalarının
kısıtlanmasına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5008) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2012)
39.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet
sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin
Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/5009) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/03/2012)
40.- Antalya Milletvekili
Tunca Toskay’ın, Antalya’da Merkezi Finans ve İhale Biriminin sağladığı hibeler
kapsamında yürütülen projelere ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5010) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
41.- Antalya Milletvekili
Tunca Toskay’ın, AB’ye katılım öncesi süreçte STK’ların güçlendirilmesi adlı
hibe programı kapsamında yürütülen projelere ilişkin Avrupa Birliği Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5011) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
42.- Antalya Milletvekili
Tunca Toskay’ın, Merkezi Finans ve İhale Birimi tarafından sözleşmeye bağlanan
hibelerin belediyelere dağılımına ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5012) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
43.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet
sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/5013) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/03/2012)
44.- Antalya Milletvekili
Tunca Toskay’ın, 2002-2012 yılları arasında Antalya’daki işletmelere sağlanan
KOSGEB desteklerine ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5014) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
45.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme
tesislerine ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5015) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
46.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, asansör ve yürüyen merdivenlerin bakım ve
denetimine ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5016) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
47.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatlarında şehit ve malul
yakınlarının istihdamına ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5017) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
48.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, Kaz Dağlarındaki maden aramalarının çevreye
etkilerine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5018)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
49.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet
sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin
Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5019) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/03/2012)
50.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kuruluşların eğitim ve dinlenme
tesislerine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5020) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
51.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatlarında şehit ve malul
yakınlarının istihdamına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5021) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
52.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğru’nun, Tokat SGK İl Müdürlüğünün eczanelerin faturalarını inceleme
yetkisinin kaldırılmasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5022) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
53.- Antalya Milletvekili
Tunca Toskay’ın, 3 Kasım 2002 sonrasında Antalya’da açılan ve kapanan
işyerlerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5023) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
54.- Antalya Milletvekili
Tunca Toskay’ın, Antalya’daki işsizlik ve kadın işsizliği oranlarına ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5024) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/03/2012)
55.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet
sağlayan taşeron firma ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5025) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/03/2012)
56.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme
tesislerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5026) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
57.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, TBMM’ye ait bilgisayarlarda PARDUS işletim sisteminin
kullanılmasına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru
önergesi (7/5027) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)
58.- Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatlarında şehit ve malul yakınlarının
istihdamına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5028) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
59.- Ankara Milletvekili
Sinan Aydın Aygün’ün, İşsizlik Sigortası Fonunun varlıklarının
değerlendirilmesine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5029) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2012)
60.- Ankara Milletvekili
İzzet Çetin’in, AİHM’ye 2002’den bugüne Türkiye aleyhine açılan davalara
ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5030) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/03/2012)
61.- Bursa Milletvekili
Turhan Tayan’ın, Yunanistan’ın AİHM kararlarını tanımayan tutumuna ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5031) (Başkanlığa geliş tarihi:
07/03/2012)
62.- Kayseri Milletvekili
Yusuf Halaçoğlu’nun, NATO füze savunma sistemi kapsamında Malatya’ya gelen
yabancı askeri ve sivil personele ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5032) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
63.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet
sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5033) (Başkanlığa geliş tarihi:
07/03/2012)
64.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme
tesislerine ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5034)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
65.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatlarında şehit ve malul
yakınlarının istihdamına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5035) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
66.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet
sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin
Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/5036) (Başkanlığa geliş tarihi:
07/03/2012)
67.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme
tesislerine ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/5037)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
68.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatlarında şehit ve malul
yakınlarının istihdamına ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5038) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
69.- Tekirdağ Milletvekili
Emre Köprülü’nün, Trakya Elektrik Dağıtım AŞ’nin uygulamalarına ilişkin Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5039) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/03/2012)
70.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Osmangazi’deki elektrik dağıtım işinin özelleştirilmesinden
kaynaklanan sorunlara ve çözümüne ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5040) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
71.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet
sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5041) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/03/2012)
72.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme
tesislerine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5042) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
73.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatlarında şehit ve malul
yakınlarının istihdamına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5043) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
74.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet
sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin
Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/5044) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/03/2012)
75.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Pazarcık’taki futbol sahasının çimle kaplanmasına
ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/5045) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/03/2012)
76.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme
tesislerine ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/5046)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
77.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatlarında şehit ve malul
yakınlarının istihdamına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5047) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
78.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, zeytin üretimine ve üreticilerinin teşvikine ilişkin
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5048) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/03/2012)
79.- Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu’nun, hayvan içme suyu göletleri konusundaki çalışmalara ilişkin
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5049) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/03/2012)
80.- Antalya Milletvekili
Tunca Toskay’ın, Kırsal Alanda Sosyal Destek Projesinden yararlananlara ilişkin
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5050) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/03/2012)
81.- Antalya Milletvekili
Tunca Toskay’ın, Antalya’da Tarım Kredi Kooperatiflerine ve Ziraat Bankasına
borcu olan çiftçilere ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5051) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
82.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet
sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5052) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/03/2012)
83.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme tesislerine
ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5053)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
84.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatlarında şehit ve malul
yakınlarının istihdamına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5054) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
85.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, Şırnak-Habur Sınır Kapısından yapılan yıllık araç ve
şahıs giriş-çıkışına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5055) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
86.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, Edirne Kapıkule Sınır Kapısından yapılan yıllık araç
ve şahıs giriş-çıkışına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5056) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
87.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, Mardin-Nusaybin Sınır Kapısından yıllık şahıs
giriş-çıkışlarına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5057) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
88.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet
sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin
Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/5058) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/03/2012)
89.- Iğdır Milletvekili
Sinan Oğan’ın, A2 yetki belgesiyle taşımacılık yapanların mağduriyetlerine
ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/5059) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/03/2012)
90.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme
tesislerine ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/5060)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
91.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatında şehit ve malul
yakınlarının istihdamına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5061) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
92.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Kartal’daki liselerde ücretsiz dağıtılan
kitaplarla ilgili bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5062) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
93.- Aydın Milletvekili
Metin Lütfi Baydar’ın, Bodrum’da Amerikan askerlerini protesto edenlerin
gözaltına alınmasına ve yabancı askerleri korumak için alınan önlemlere ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5063) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
94.- Kars Milletvekili
Mülkiye Birtane’nin, Kars’ın bazı köylerinin su
sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5064) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/03/2012)
95.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyeleri ve TBMM Başkanının
Diyarbakır ziyaretinde İçkale’yi programa dahil
etmemelerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5065)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
96.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet
sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5066) (Başkanlığa geliş tarihi:
07/03/2012)
97.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bursa Büyükşehir Belediyesinin Hazineye borcu bulunup
bulunmadığına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5067)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
98.- Antalya Milletvekili
Tunca Toskay’ın, Karakaya Alara Köprüsünün ulaşıma kapatılmasına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5068) (Başkanlığa geliş tarihi:
07/03/2012)
99.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme
tesislerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5069)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
100.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatlarında şehit ve malul
yakınlarının istihdamına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5070)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
101.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bir köy okulunun kanalizasyon sorununa ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5071) (Başkanlığa geliş tarihi:
07/03/2012)
102.- Kars Milletvekili
Mülkiye Birtane’nin, Kars Merkez’deki dolmuşçuların
sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5072)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2012)
103.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet
sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin
Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5073) (Başkanlığa geliş tarihi:
07/03/2012)
104.- Antalya Milletvekili
Tunca Toskay’ın, Antalya’nın sosyo-ekonomik
verilerine ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5074)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
105.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme
tesislerine ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5075)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
106.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatlarında şehit ve malul
yakınlarının istihdamına ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5076) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
107.- Ordu Milletvekili
İdris Yıldız’ın, Ordu’nun kamu yatırımlarından aldığı pay ile buradan toplanan
vergi geliri arasındaki orana ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5077) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2012)
108.- Mersin Milletvekili
Ali Rıza Öztürk’ün, Mamure Kalesinin Dünya Kültür Mirası listesine girebilmesi
için yapılan çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5078) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
109.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, İçkale’deki Artuklu Sarayı ve Amid Höyüğüyle
ilgili yenileme çalışmaları olup olmadığına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5079) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
110.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet
sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/5080) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/03/2012)
111.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme
tesislerine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/5081)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
112.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatlarında şehit ve malul
yakınlarının istihdamına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5082) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
113.- İzmir Milletvekili
Oğuz Oyan’ın, Hacettepe Üniversitesi Döner Sermaye
Saymanlık Müdürlüğü personeline ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5083) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
114.- Balıkesir
Milletvekili Namık Havutça’nın, elektronik haciz
uygulaması nedeniyle mağdur olan emeklilerin durumlarına ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5084) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
115.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, özel güvenlik sektörünün sorunlarına ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5085) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
116.- Antalya Milletvekili
Tunca Toskay’ın, 2002-2012 yılları arasında ülkemizdeki özelleştirme
faaliyetlerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5086)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
117.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet
sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin
Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5087) (Başkanlığa geliş tarihi:
07/03/2012)
118.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme
tesislerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5088) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/03/2012)
119.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatının şehit ve malul
yakınlarının istihdamına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5089) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
120.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Kartal’daki liselerde ücretsiz dağıtılan kitaplarla
ilgili bazı iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5090) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
121.- İstanbul Milletvekili
Kadir Gökmen Öğüt’ün, Kartal’daki liselerde ücretsiz dağıtılan kitaplarla
ilgili bazı iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5091) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
122.- Aydın Milletvekili
Metin Lütfi Baydar’ın, Kartal’daki liselerde ücretsiz dağıtılan kitaplarla
ilgili bazı iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5092) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
123.- Aydın Milletvekili
Metin Lütfi Baydar’ın, 2002-2012 yılları arasında okullardaki zehirlenme
vakalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5093)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
124.- İstanbul Milletvekili
Müslim Sarı’nın, Kartal’daki liselerde ücretsiz dağıtılan kitaplarla ilgili
bazı iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5094)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
125.- İstanbul Milletvekili
Sırrı Süreyya Önder’in, öğretmenlerin özre dayalı yer değiştirmelerine ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5095) (Başkanlığa geliş tarihi:
07/03/2012)
126.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Kartal’daki liselerde ücretsiz dağıtılan
kitaplarla ilgili bazı iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5096) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
127.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, öğrenim ve katkı kredilerinin geri ödemesine ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5097) (Başkanlığa geliş tarihi:
07/03/2012)
128.- Antalya Milletvekili
Tunca Toskay’ın, Antalya’daki okullaşma oranına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5098) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
129.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, öğretmenlerin Bakanlık muvafakatı ile başka kurumlarda görevlendirilmesine ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5099) (Başkanlığa geliş tarihi:
07/03/2012)
130.- Antalya Milletvekili
Tunca Toskay’ın, öğrenci başına yapılan eğitim harcamasına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5100) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
131.- Antalya Milletvekili
Tunca Toskay’ın, ülkemizde ve Antalya’da derslik başına düşen öğrenci sayısına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5101) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/03/2012)
132.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet
sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5102) (Başkanlığa geliş tarihi:
07/03/2012)
133.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme
tesislerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5103)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
134.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatlarında şehit ve malul
yakınlarının istihdamına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5104) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
135.- Giresun Milletvekili
Selahattin Karaahmetoğlu’nun, özür grubunda bulunup yer değiştirme talebinde
bulunacak öğretmenlerin mağduriyetine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5105) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2012)
136.- Iğdır Milletvekili
Pervin Buldan’ın, okul yöneticilerinin kız öğrencileri istismar ettiği
iddialarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5106)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2012)
137.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet
sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin
Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5107) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/03/2012)
138.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, hava harekat merkezlerine ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5108) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2012)
139.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutan’ın, Artvin’deki kestane ağaçlarının
ölümlerine ve doğal zenginliklerin korunmasına ilişkin Orman ve Su İşleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5109) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
140.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, Midyat’a gölet yapılıp yapılmayacağına ilişkin Orman
ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5110) (Başkanlığa geliş tarihi:
07/03/2012)
141.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Orhaneli’deki mermer
ocaklarının su kaynaklarına verdiği zarara ilişkin Orman ve Su İşleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5111) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
142.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğru’nun, Erbaa’daki Şahinbey-Doğanyurt HES Projesine ilişkin Orman ve
Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5112) (Başkanlığa geliş tarihi:
07/03/2012)
143.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet
sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin
Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5113) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/03/2012)
144.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme
tesislerine ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5114)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
145.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatlarında şehit ve malul
yakınlarının istihdamına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5115) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
146.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, KPSS tercih işlemlerinde şartları tutmadığı için ataması
yapılmayan aday sayısına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5116) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
147.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, tedavi için ülkemize getirilen
hasta ve yaralı Libya vatandaşlarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5117) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
148.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet
sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5118) (Başkanlığa geliş tarihi:
07/03/2012)
149.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme
tesislerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5119) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/03/2012)
150.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatlarında şehit ve malul
yakınlarının istihdamına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5120) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
151.- Balıkesir
Milletvekili Namık Havutça’nın, ülke genelindeki okul
servis araçlarının denetimine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5121) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
152.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, Toplu İş İlişkileri Kanunu
Tasarısının havacılık sektörü ile ilgili düzenlemelerine ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5122) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/03/2012)
153.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet
sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5123)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
154.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, 444’lü numaralar aracılığıyla yapılan para transferlerine ve
yaşanan mağduriyete ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5124) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
155.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme
tesislerine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5125) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
156.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatlarında şehit ve malul
yakınlarının istihdamına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5126) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve 20 Milletvekilinin, Manisa ilinin sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/197) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/10/2011)
2.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve 23 Milletvekilinin, esnaf ve sanatkarların sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/198) (Başkanlığa geliş tarihi:
25/10/2011)
3.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve 23 Milletvekilinin, başta Manisa’daki tarımsal sulama sorunu
olmak üzere su kaynaklarındaki azalışın araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/199) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/10/2011)
20 Mart 2012 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.01
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Muhammet Bilal MACİT
(İstanbul)
BAŞKAN – Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 80’inci Birleşimini açıyorum.
III.- Y O K L A M A
BAŞKAN – Elektronik cihazla
yoklama yapacağız.
Yoklama için üç dakika süre
vereceğim.
Sayın milletvekillerinin oy
düğmelerine basarak salonda bulunduklarını bildirmelerini, bu süre içerisinde
elektronik sisteme giremeyen milletvekillerinin salonda hazır bulunan teknik
personelden yardım istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise
yoklama pusulalarını görevli personel aracılığıyla üç dakikalık süre içerisinde
Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.
Yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN – Toplantı yeter
sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Meral Akşener’in,
Afganistan’da 12 Türk askerinin şehit olmasına ilişkin konuşması
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Afganistan’da şehit düşen şehitlerimize Cenabıhak’tan rahmet
diliyorum. Milletimize ve kederli ailelerine başsağlığı diliyorum Meclisimiz ve
şahsım adına. İnşallah şefaatlerinden milletimizi faydalandırsın Cenabıhak
diyorum. Sizleri de saygıyla selamlıyorum.
Gündeme geçmeden önce üç
sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, dış
ticaretin sorunları hakkında söz isteyen Denizli Milletvekili Sayın Emin Haluk
Ayhan’a aittir. (MHP sıralarından
alkışlar)
Sayın Ayhan sözüne
başlamadan evvel Genel Kuruldaki uğultuyu kesebilirsek çok güzel olacak. Hatibi
dinlemek istemeyen arkadaşların Genel Kurul dışında sohbetlerine devam etmesini
öneriyorum.
Buyurun Sayın Ayhan.
V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan’ın, dış ticaretin
sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
EMİN HALUK AYHAN (Denizli)
– Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; dış ticaretin sorunları hakkında söz aldım. Yüce heyeti
saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle bugün ebediyete
uğurladığımız şehitlerimize Cenabıhak’tan rahmet diliyor, yakınlarına ve yüce
Türk milletine başsağlığı ve sabır niyaz ediyorum.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; dış ticaret ve rekabette AKP döneminde maalesef kalıcı hasar
meydana gelmiştir. 2011 yılında ihracat yüzde 19, ithalat yüzde 30, dış ticaret
açığı yüzde 48, cari işlemler dengesi açığı yüzde 64 artmıştır. Dış ticaret
açığındaki bu artış iki yılda yüzde 173 olmuştur. Bu alanda problem sadece dış
ticaret, ithalat, cari işlemler açığı, dış borç sorunu da değildir. Türkiye'nin
dış rekabet gücünde iki yılda ciddi bir aşınma meydana gelmiştir. Bunu dış
ticaret verilerinden anlamaktayız.
Bakın basın neler söylüyor?
İhracatın ithalatı karşılama oranı 2010’da 11,1; 2011 yılında 5,34 puan
geriledi. Bu, 2000 yılından beri en düşük düzey. İmalat sanayisinde 22
sektörden 15’inde ihracatın ithalatı karşılama oranı bir önceki yıla göre
düştü. Sanayinin bütününde 27 alt sektörün 19’unda karşılama oranı geriledi.
Tüm ekonomik faaliyetleri kapsayan 34 sektörün 23’ünde karşılama oranı düştü.
Uluslararası standart ticaret sıralamasına göre toplam 66 mal grubunun 43’ünde
karşılama oranı düştü. Türkiye'nin dış ticarette fazla verdiği ülke sayısı
azaldı. Türkiye'nin ithalatını artırdığı ülke sayısı, ihracatını artırdığı ülke
sayısından fazla. Türkiye'nin dış ticarette açık verdiği ülke sayısı 84’ten
90’a çıktı. İhracatın ithalatı karşılama oranı 97 ülkeye karşı artarken 100
ülkeye karşı düştü. Karşılama oranının gerilediği ülke gruplarından sadece
rekabet gücü Türkiye’den yüksek AB ve OECD gibi ülke grupları yok, Kuzey Afrika
ve diğer Afrika ülkeleri, Yakın ve Orta Doğu ülke grupları var. Bu durum global
rekabet gücümüzün gerilediğini gösteriyor. Sebebi de sıcak paraya ve kur
baskılarına dayanamayan ekonomi politikalarının ürünü. Rekabet gücünde ortaya
çıkan bu hasar geçici de değil, sadece kur hareketleriyle de çözülmesi mümkün
değil.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; benim temsil ettiğim il, seçim bölgem Denizli, ihracatçı bir
şehir. Sanayi Odası Başkanı Sayın Keçeci şunu ifade ediyor, “Yeni teşvik yasası
Denizli için önemli” diyor, ilave ediyor “Denizli, yıllardır teşvik anlamında
mağdur olan bir il. Ben son on yıl içinde Denizli’de sanayicilerin yeni yatırım
yaptığını hatırlamıyorum, yeni yatırım yok yani girişimci ruhuyla her zaman
övünen Denizlili iş adamları artık girişimci ruhları sergileyemiyor. Denizli
yatırımdan uzaklaştırıldı, haftaya açıklanacak, umarım iyi olur.” diyor. Daha
önce açıklanan teşvik politikaları Denizli’yi maalesef kahretmişti.
Bir diğer hadise: Belki
küçük olaylar gibi gözükebilir ama Denizli Sanayici ve Tüccar İşadamları
Platformu’nun milletvekillerine gönderdiği bir yazı. Diyor ki: “Denizli iline
ilişkin uçuşlarla ilgili sorunlarımız var. Biz gerçekten çok pahalı
maliyetlerle uçuyoruz. Avrupa’ya gidiş geliş fiyatına Denizli’den uçuş imkânı
olmuyor.” Bunu gerçekten birçok bu platformun üyesi imzalamışlar ve
göndermişler. Hiç olmasın, genel teşvik politikalarıyla ihracatçıları ne
yapıyorsunuz? Mutlu edemiyorsunuz, onlar mutlu olmuyor ama gelin bu tür basit
işlemleri çözelim. Denizli’ye ne yapmıştınız? Uçaklar kaldırıyordunuz özel
sektörde, kamuda Ankara’ya. Şimdi onları tamamen kaldırdınız, artık uçmuyor. Bu
problemler çözülmeden…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
EMİN HALUK AYHAN (Devamla)
– …bizim dış ticaret açığımız ve cari işlemler dengemizin kapanması mümkün
değil.
Hepinize saygılar
sunuyorum.
Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Ayhan.
Gündem dışı ikinci
söz, 21 Mart Dünya Irkçılıkla Mücadele
Günü münasebetiyle söz isteyen, Adıyaman Milletvekili Sayın Muhammed Murtaza Yetiş’e aittir.
Buyurun Sayın Yetiş. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
2.- Adıyaman Milletvekili Muhammed Murtaza Yetiş’in,
21 Mart Irkçılıkla Mücadele Günü’ne ilişkin gündem dışı konuşması
MUHAMMED MURTAZA YETİŞ
(Adıyaman) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 21 Mart Dünya Irkçılıkla
Mücadele Günü nedeniyle söz almış bulunmaktayım. Sözlerime başlarken yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle Afganistan’da
kaybettiğimiz şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, yakınlarına başsağlığı
diliyorum, Cenabıhak milletimize ve bütün halklara böyle bir acı göstermesin.
Değerli arkadaşlar, tarih
boyunca insanlığa en büyük acıları yaşatan ırkçılık hepimizin mücadele etmesi
gereken bir hastalıktır. Bu hastalık insanlığın vicdanının kaybolmasına yol
açmıştır. Irkçılık, Filistin’de ırkçı siyonist
politikalarına baş kaldıran, vicdanıyla insanlığa örnek olan Rachel Corrie’leri yok eden bir
lanettir; Norveç’te daha gençliğinin baharında onlarca genci hayallerinden
koparan acıdır; Almanya’da Arslan ailesini yakan ateştir; Cezayir’de, Ruanda’da
binlerce masum insanı katleden zulümdür. Bugün Avrupa’da yükselen İslamofobi ve yabancı düşmanlığı her geçen gün daha çok can
yakmaya devam ediyor. Bu laneti insanlığın üzerinden temizlemek için hepimizin
ortak bir mücadele geliştirmesi gerekiyor.
Değerli milletvekilleri,
ırkçılık hastalığı yeryüzünün her yerinde, insanlığın olgunluğunu kaybettiği,
insan olmanın ontolojik anlamını unuttuğumuz her coğrafyada canlanıyor, acılara
sebep oluyor. Irkçılık farklı bir ırkı aşağılayıcı konuşmak değildir sadece,
farklı bir etnik kökene, bir dine, bir renge sahip olduğu için insanları
haklarından mahrum etmek, insanları ırkından dolayı daha az zeki, daha az
medeni ve daha az değerli görmektir. Tarih boyunca kendilerini daha üstün ırk
olarak gören milletler ırkçılığı diğer milletler üzerinde bir sömürü ve
egemenlik kurma aracı olarak görmüşlerdir.
Başkasının kültürünü,
giyimini ve dilini doğrudan veya ima yoluyla aşağılamak da ırkçılıktır. Bir
grubu, bir etnik yapıyı potansiyel suçlu görmeye sebep olan şaşı bakış yine
ırkçılıktır.
İslam Peygamberi, insanlığı
yok eden bu ateşi gördüğü için bakın yıllar sonrasına şöyle sesleniyor:
“Irkçılık yapan da, ırkçılık için savaşan da, ırkçılık için ölen de bizden
değildir.”
Değerli arkadaşlar,
ırkçılık farklı yüzleriyle aramızda varlığını sürdürmeye devam ediyor. Bazen
kadına ayrımcılık oluyor, bazen laiklik adına dindarları gerici diye
aşağılamak, dindarlık ve baş örtüsü düşmanlığı oluyor, bazen Kürt'e düşmanlık,
bazen de Alevi düşmanlığı oluyor. Irkçılık, Nişantaşılının oyuyla dağdaki
çobanın oyunu bir görmemek, "Yüzde 90 oy alsanız da iktidar
olamazsınız." demektir. Irkçılık bir halkı "göbeğini kaşıyanlar"
diye aşağılamaktır. Türkleri "Etrakı biidrak", Kürtleri "Ekradı
vahşi" ve Ermenileri küçümseyerek "Ermeni çocuğu" şeklinde
tanımlamak da aşağılık bir ırkçı ahlakı değil midir?
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; unutulmamalı ki ırkçılık sonu olmayan bir girdaptır.
Cumhuriyet için en büyük değer hukukun üstünlüğüdür, üstünlerin hukuku değil.
Azınlıkta kalanların, mazlumların ve mahrumların, toplumun tüm kesimlerinin
haklarını teminat altına almayan bir cumhuriyet, demokratik cumhuriyet
değildir. Cumhuriyetin görevi insanlarda ırk düşüncesini derinleştirerek yeni
türedi dinler geliştirmek değil, evrensel insani değerleri pekiştiren eğitim ve
kültür politikaları üretmektir.
Hazreti Mevlânâ’nın dediği
gibi:
“Beri gel, daha beri,
Bu yol vuruculuk nereye
kadar böyle?
Bu hırgür, bu kavga nereye
kadar?
Sen bensin işte, ben de
senim...
Ne diye bu direnme böyle?
Ne diye aydınlıktan kaçar
aydınlık,
Topumuz bir tek kâmil
kişiyiz,
Ne diye böyle şaşı olmuşuz,
ne diye?
Zengin yoksulu hor görür,
ne diye?
Sağ soluna hor bakar, ne
diye?
İkisi de senin elin, ikisi
de senin elin,
Peki kutlu ne, kutsuz ne?”
Mevlânâ Hazretlerinin
insanlar için gördüğü bu birlik rüyasının, bütün insanlığın rüyasına dönüşmesi
ve yeryüzünde kan, gözyaşı, acı ve ırkçılığın son bulması ümidiyle hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Yetiş.
Gündem dışı üçüncü söz,
Yükseköğretim Kanunu ve Öğrenci Disiplin Yönetmeliği hakkında söz isteyen
İstanbul Milletvekili Sayın Ayşe Eser Danışoğlu’na
aittir.
Buyurun Sayın Danışoğlu. (CHP sıralarından alkışlar)
3.- İstanbul Milletvekili Ayşe Eser Danışoğlu’nun,
Yükseköğretim Kanunu ve Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’ne ilişkin gündem dışı
konuşması
AYŞE ESER DANIŞOĞLU
(İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; her şeyden önce,
Afganistan’da şehit düşen ve bugün askerî törenle uğurladığımız şehitlerimize
Allah’tan rahmet; ailelerine, yakınlarına ve tüm milletimize başsağlığı
diliyorum.
Değerli milletvekilleri,
son zamanlarda üniversite öğrencilerimizin keyfî uygulamalarla okullarından
uzaklaştırılması, atılması ve bunlara neden olan Öğrenci Disiplin
Yönetmeliği’nin değişmesi gerekliliği üzerine gündem dışı söz almış
bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Yükseköğretim Kanunu ve bu
Kanun’a dayanarak çıkartılan Öğrenci Disiplin Yönetmeliği, bize 1980 darbesinin
bir mirasıdır, darbenin baskıcı felsefesini yansıtmaktadır. Boykot, işgal,
bildiri dağıtma, afiş ve pankart asma, tören düzenini bozma, yasak yayın
bulundurma ve burada sayamayacağım kadar çok sayıda yönetmelikçe suç kabul
edilen madde nedeniyle gençlerimiz ağır cezalar almakta, gelecekleri
karartılmaktadır.
Bu maddelerin birçoğu
nesnellikten uzaktır ve yetkili mercilere geniş takdir yetkisi vermektedir.
Amaç, öğrenciler üzerinde baskı kurmak, korku yaratmak, yönetime muhalif
siyaset yapmalarını engellemektir. Bugün yüzlerce öğrencinin tutuklu olduğu
ülkemizde konu daha da büyük önem arz etmektedir. Tüm öğrenciler, özellikle de tutuklu
ya da hükümlü olanlar, üniversiteden atıldığında geleceğe dair umutlarını
kaybetmekte, toplumla yeniden bütünleşmeleri zorlaşmaktadır çünkü üniversiteden
atılmak, aynı zamanda bir daha hiçbir yükseköğretim kurumuna alınmamak anlamını
taşıyor.
Son dönemde yaşanan
olaylara kısaca bakalım: Geçen hafta Erdem Özdemir Celal Bayar Üniversitesinden
atıldı. Sayın Bülent Arınç’ı slogan atarak protesto
ettiği ve Rektörle tartıştığı için hem iki yarıyıl uzaklaştırılmış hem de
Rektörden okuldan atılma tehdidi almıştı. Daha sonra, AKP ilçe binası önünde
basın açıklamasında bulunduğu ve bu davranış, Yönetmeliğe göre öğrencilik
sıfat, şeref ve haysiyetiyle bağdaşmadığı için üniversiteden çıkarma cezası
aldı. Burada öğrencilik sıfatı, şerefi, haysiyetinin kime ve neye göre
belirlendiği büyük bir soru işaretidir.
Bir diğer örneğe bakalım.
Karadeniz Teknik Üniversitesinden Gizem Görmez bir gazetede yayımlanan
yazısında rektörü eleştirmesi üzerine on bir ay yirmi gün hapis cezası almıştı,
daha sonra da okuldan uzaklaştırıldı.
Bir başka örnek: İstanbul
Marmara Üniversitesinden Mikail Boz, Ekşi Sözlük’te
okul dekanını eleştirdiği için uzaklaştırma aldı. Sözünü ettiğim bu öğrenci
çalışarak eğitimini karşılayan ve 3,96 ortalamayla sınıf 1’incisi olan bir
öğrenci. Peki, neyi eleştirmiş de okuldan uzaklaştırılmış? Dekan ve bölüm
başkanlarının atanmasını ve demokratik teamüllere uygun olarak seçimle göreve
gelmemiş olmalarını.
Saydıklarıma ilaveten, mart
başında Süleyman Demirel Üniversitesinde harçlara yapılan zammı protesto ettikleri
gerekçesiyle toplam 52 öğrenci okuldan uzaklaştırıldı. Daha sonra rektörün
isteği üzerine indirilen cezayla ilgili rektörün sözleri mesaj niteliğindedir.
Sayın Rektör, “Disiplin Yönetmeliği’ne göre bu ceza kaçınılmazdı, biz de
yönetim olarak en düşük cezayı uyguladık.” demiştir.
Sayın milletvekilleri,
hepimiz biliyoruz ki demokratik ve özgür bir ülkede düşünce ve ifade
özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılmalıdır. Üniversiteler, öğretim üyeleri
ve öğrencileriyle birlikte toplumu ilgilendiren her konuda fikirlerini ve
eleştirilerini aktarma özgürlüğüne sahip olmalıdır.
Yeni YÖK Başkanımız Sayın Çetinsaya geçenlerde Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’nin
değiştirileceğinin sinyallerini verdi ama bu yetmez çünkü Yönetmelik’in
çerçevesini Yükseköğretim Kanunu’nun 54’üncü maddesi belirlemektedir. Eğer
kanun değişmezse Yönetmelik’in özü ve felsefesi de değişmeyecektir.
Seçilmişler olarak burada
bize düşen görev ülkemizin geleceğini yani gençlerimizi, onların eğitim
haklarını, sosyal haklarını, insan haklarını korumaktır. Bu yolda yapmamız
gereken Yükseköğretim Kanunu’nu daha demokratik bir düzenlemeyle değiştirerek
üniversitelerimizi baskı merkezleri olmaktan kurtarıp farklı düşüncelerin bir
arada geliştirildiği bilim merkezleri olmalarını sağlamaktır. Gençlerimize ve
kendimize güvenerek eleştirilere açık olmayı, demokrat olmayı öğrenebiliriz,
yeter ki isteyelim.
Hepinizi saygıyla tekrar
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Danışoğlu.
60’ıncı maddeye göre söz
talepleri vardır, onları vereceğim.
Başka arkadaşlar girmesin,
verebileceğim miktar doldu.
Sayın Bayraktutan.
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın,
Afganistan’da 12 Türk askerinin şehit olmasına ilişkin açıklaması
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
16 Mart 2012 tarihinde
Afganistan’da meydana gelen üzücü olayın neticesinde 9 subay, 2 astsubay, 1
uzman olmak üzere 12 askerimizi kaybetmiş bulunuyoruz. Şehitlerimize Allah’tan
rahmet diliyorum, geride kalanlarına sabır diliyorum, Türk milletinin başı sağ
olsun diyorum, bu şehitlerimizin son olmasını temenni ediyorum ve şöyle devam
etmek istiyorum: Afganistan’da ne işimiz var bizim?
Afganistan’daki Devlet
Başkanı eşini ve çocuğunu…
SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) –
Atatürk istediği için var! “Orası bizim yerimiz.” diyor Atatürk!
ALİ ŞAHİN (Gaziantep) –
Orada olmazsan burada da olamazsın!
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) –
…Afganistan dışında saklıyor.
Şu an itibarıyla Türk
birliğinin, Türk ordusunun, Türk askerimizin orada olmasının bir anlamı
olmadığına inanıyoruz.
SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) –
Atatürk öyle istiyor!
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) –
Kandırıyorlar sizi, kandırıyorlar! Amerika Taliban’a teslim edecek orayı, siz
ne yapacaksınız?
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) –
Kendisi Amerikan vatandaşı, kabinesinde 12 tane Amerikan vatandaşı bakan var.
Bu nedenle, Türk askerinin orada olmaması gerektiğine inanıyoruz.
SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) –
Atatürk istiyor!
BAŞKAN – Sayın Özdağ, siz
de girmişsiniz, size de söz vereceğim, niye yumrukluyorsunuz masaları!
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) –
Kabinede 12 tane Amerikan vatandaşı bakanı var, kendisi Amerikan vatandaşı. Biz
Amerika’nın askerliğini, jandarmalığını yapmak istemiyoruz.
Bu vesileyle şehitlerimize
bir kere daha Tanrı’dan rahmet diliyorum, geride kalanlara sabır diliyorum,
Türk milletinin bir kere daha başı sağ olsun.
BAŞKAN – Sayın Erdem.
Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
2.- Elâzığ Milletvekili Enver Erdem’in, Çanakkale Zaferi’ne ve
Afganistan’da 12 Türk askerinin şehit olmasına ilişkin açıklaması
ENVER ERDEM (Elâzığ) –
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli milletvekilleri,
Çanakkale savaşları tarihin akışını değiştiren, Türk’ün şan ve şerefini zirveye
eriştiren, vatana sevgi duygusunu geliştiren, iman gücünü bayraklaştıran ve
orada savaşanları kutsallaştırıp kahramanlaştıran görkemli bir destandır.
Dünyayı yenenlerin ve
kendilerini yenilmez sananların yenilgiye uğradığı Çanakkale, dünya tarihinde
ve Türk milletinin belleğinde abideleşen ve ebedileşen büyük bir zaferdir.
Çanakkale 250 bin şehidin
kefensiz yattığı, Türk’ün şanına şan kattığı; imanın inançsızlığı, çeliği ve
barutu yendiği; metrekaresine binlerce top mermisinin düştüğü bir yerdir.
Bu şanlı mücadelede şehadet
mertebesine ulaşan bütün şehitlerimizi, yine Kabil’de düşen helikopterde hayatlarını
kaybeden şehitlerimizi rahmetle ve minnetle anıyor, ruhları şad olsun diyorum.
BAŞKAN – Sayın Öğüt.
3.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 1 Mart Tezkeresi’nde sergilediği tavrın Suriye için de devam
ettirilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT
(İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bu Meclis 1 Mart 2003’te
büyük bir onurlu tavır belirledi. 20/3/2003’te de Irak Amerikan uçaklarıyla
bombalanmaya başlandı. O günden bu yana 1,5 milyon Müslüman öldürüldü. Irak
fiilen üçe bölündü. Petrol kaynakları emperyalistler tarafından yağmalandı.
Aynı senaryo şu anda Suriye
için tezgâhlanmaktadır. Ulusumuzun ve Meclisimizin bu konuda tavrının aynı 1
Mart Tezkeresi’nde olduğu gibi aynı tavırda olmasını diliyorum.
Teşekkür ediyorum.
Afganistan’da şehit düşen,
niçin orada olduğunu çok bilemediğimiz şehitlerimize de rahmet diliyorum,
geride kalanlara başsağlığı diliyorum efendim.
BAŞKAN – Sayın Özdağ.
4.- Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ’ın, İstanbul ve Diyarbakır’da
izinsiz gösteriler sırasında yaşanan olaylara ilişkin açıklaması
SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bir sorunu çözmek için
sorunun sınırlarını bilmek lazım. Demokrasinin açtığı özgürlük alanının bile
bir sınırı vardır. Sınırı olmayan bir sorunun sınırlı kurallarla çözümü yoktur.
Hiçbir demokrasi sınırı olmayan bir sorunu çözemez.
Bir siyasi birliğin birinci
şartıdır, ortak dil birleştirir, farklı dil ayrıştırır. Çift dilli eğitim
yapanların hiçbiri benzer sorunlarını çözemedi; işte Irak, işte İspanya, işte
Belçika.
Demokrasi; bölmek,
parçalama, yakmak yıkmak, kanun kural tanımamak değildir. BDP, KCK, PKK adım
adım üniter yapıdan ziyade ikili bir devlet yapısına
özlem duyuyorlar. Yasağa rağmen 18 Mart’ta PKK sempatizanlarını arkasına alarak
Diyarbakır ve İstanbul sokaklarını savaş alanına çevirenlerin sözleri herkesin
kulağına küpe olmalıdır. Bir ülkede cari hukuktan başka bir hukuka tabi
olduğunu söyleyip, bunu fiilen de uygulayanlar varsa hukuk gereğini vakit
geçirmeden çok hızlı yapmalıdır.
Demokrasi açısından
devletleşme sorunu bir demokratikleşme sorunu olmadığı için Kürt sorunu da
bitmiştir. “Bitmemiştir” demek bölünmeye yol vermek, bugüne kadar olanlardan
ders çıkarmamak demektir.
Dün İstanbul’da,
Diyarbakır’da devlet ve millet malına zarar verenleri kınıyor, kamuoyunun
takdirine arz ediyorum.
Ayrıca, “Afganistan’da ne
işimiz var?” diyenlere de Mustafa Kemal Atatürk’ü hatırlatıyorum.
BAŞKAN – Sayın
Karaahmetoğlu.
5.- Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, Çanakkale
Zaferi’ne ve Afganistan’da 12 Türk askerinin şehit olmasına ilişkin açıklaması
SELAHATTİN KARAAHMETOĞLU
(Giresun) – 18 Mart Çanakkale Zaferi’ni kutladık. Şehitlerimizi rahmetle,
minnetle ve şükranla anıyoruz. Destansı kahramanlığın yanında bıraktığı en
büyük miras bağımsızlıktır.
Dün Kore’de, bugün
Afganistan’da kim ve kimler için insanımızı kaybettik? Onlar vatan savunmasında
şehit olmadılar. Kahrolsun emperyalizm ve iş birlikçileri!
BAŞKAN - Sayın Şandır…
6.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın,
Çanakkale Zaferi’ne ve Afganistan’da 12 Türk askerinin şehit olmasına ilişkin
açıklaması
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Biz de Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu olarak öncelikle Afganistan’da şehit verdiğimiz 12 tane
askerimize yüce Allah’tan rahmet diliyoruz. Milletimizin başı sağ olsun.
Yakınlarının ve sevenlerinin acısını paylaşıyoruz.
Ayrıca 18 Mart,
Çanakkale’yi geçilmez kılan büyük şehitlerimize, o millî mücadelenin
hazırlığını yapan o ruha şükranlarımı sunuyor, saygıyla huzurlarında eğiliyor,
onlara da yüce Allah’tan rahmetler diliyorum.
Tabii, bizim birliğimizi şehitlerimizin
kanı kurtaracaktır, o ruh kurtaracaktır. Birliğimizi korumak için demokrasi ve
özgürlük adına verilen tavizleri -benden önce konuşan Sayın Özdağ’ın da
ifadesiyle- demokrasi olarak, özgürlük olarak değerlendirmemek lazım. Bu
ülkenin en önemli zenginliği birliğidir. Birlik, ortak değerlerin
yükseltilmesiyle, o ortak paydanın yüceltilmesiyle sağlanabilinir.
Yoksa özgürlük adına…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Canalioğlu…
7.- Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu’nun, Çanakkale
Zaferi’ne ve Afganistan’da 12 Türk askerinin şehit olmasına ilişkin açıklaması
MEHMET VOLKAN CANALİOĞLU
(Trabzon) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ben sorumu Orman ve Su
İşleri Bakanımıza soracaktım ama…
BAŞKAN – Şimdi soru
soramazsınız Sayın Canalioğlu…
MEHMET VOLKAN CANALİOĞLU
(Trabzon) – Soru değil de yani…
BAŞKAN – Yani, 60’a göre
siz sözünüzü söyleyin lütfen.
MEHMET VOLKAN CANALİOĞLU
(Trabzon) – Söylüyorum. Kendisi burada yoklar, daha sonra fikirlerimi söylerim.
Ben de Çanakkale’de destan
yazarak bu vatan toprakları için can veren şehitlerimiz ile Afganistan’da
görevlerini yaparken şehit düşen kahraman evlatlarımıza, şükran ve minnet
duygularımla Allah’tan rahmet diliyorum.
BAŞKAN – Sayın Yeniçeri…
8.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Türkiye Şeker Fabrikalarının
özelleştirilmesi nedeniyle işçilerin durumlarının belirsiz olduğuna ilişkin
açıklaması
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Afganistan’da elim bir kaza
sonucu şehit olan kahraman askerlerimize Cenabı Allah’tan rahmet diliyorum.
Ailelerine ve yüce Türk milletine de başsağlığı diliyorum.
Değerli milletvekilleri,
siyaset insanlar için. İnsanlar siyaset için değildir. Dünyanın her yerinde,
iktidarlar, çalışan insanlar için zulüm sayılabilecek uygulamalar yapmaktan
kaçınırlar. AKP, iktidar sarhoşluğu içinde, çalışanları mağdur edecek
uygulamaları pervasız bir biçimde yürürlüğe koyuyor. Türkiye Şeker
Fabrikalarının özelleştirilmesi bağlamında, binlerce işçi mağdur edileceği
korkusunu yaşıyor. AKP’nin taşeron politikası işçilerin korkulu rüyası hâline
gelmiştir. Özelleştirme, Şeker Fabrikalarında çalışan işçilerin tepesinde Demoklesin kılıcı gibi durmaktadır. Bu bağlamda, 4/C
statüsünde çalışan işçiler büyük bir belirsizlik içinde yaşamlarını sürdürmeye
çalışıyorlar. Emeğiyle ekmeğini kazanan hiç kimsenin AKP politikalarına karşı
sigortası yoktur. AKP âdeta işçi, emekçi ve çalışan karşıtı bir siyasi
organizasyona dönüşmüş durumdadır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) –
AKP’yi emeğiyle çalışanlara saygılı olmaya davet ediyor, iktidarın titreyip
kendine gelmesini diliyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN – Sayın Metiner…
9.- Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner’in, Sivas davasında
verilen zaman aşımı kararının Hükûmeti suçlama konusu yapıldığına ilişkin
açıklaması
MEHMET METİNER (Adıyaman) –
Teşekkürler Sayın Başkan.
Sivas davasında sadece 5
firari sanık hakkında verilen zaman aşımı kararı, ne yazık ki partimiz ve
Hükûmetimiz aleyhine haksız bir kampanyaya dönüştürülmüş bulunmaktadır.
Biliniyor ki zaman aşımı kararı eski hukuk sistemimizin bir gereğidir. Söz
gelimi, aynı karar DEV-YOL davası için de verilmiştir. DEV-YOL için zaman aşımı
kararı verildiğinde sevinenlerin veya seslerini çıkarmayanların, Sivas
davasında sadece 5 firari sanık için verilen kararı AK PARTİ düşmanlığı
biçimine dönüştürerek suçlama konusu yapmalarını ilkesellikle
ve samimiyetle bağdaştırmak mümkün değildir; bu, çelişkinin dik âlâsıdır!
Dahası ve en önemlisi, Sivas katliamına misilleme olsun diye Erzincan ilimize
bağlı Başbağlar köyünde yapılan katliama hiçbir
vesileyle değinmeyen, oradaki vatandaşlarımızın hakkını, hukukunu savunmayan
anlayış mensuplarının insan hakları savunusu da samimiyetten ve
inandırıcılıktan yoksundur.
TUFAN KÖSE (Çorum) -
Yazıklar olsun! Ne alakası var?
MEHMET HİLAL KAPLAN
(Kocaeli) - Bir kere de doğru konuş!
MEHMET METİNER (Adıyaman) –
Bilinmelidir ki Sivas katliamının…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Köse…
10.- Çorum Milletvekili Tufan Köse’nin, yurt savunması dışında
yapılacak her savaşın emperyalizmin çıkarları için olduğuna ilişkin açıklaması
TUFAN KÖSE (Çorum) – Sayın
Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; Artvin Milletvekilimiz Uğur Bayraktutan çok güzel bir şey söyledi, “Karzai’nin
kabinesinde 12 Amerikan vatandaşı var.” dedi. Bu sözün neresi AKP’li
milletvekili arkadaşlarımızı rahatsız etti, anlamak mümkün değil.
18 Mart 1915’te
Avustralyalı, Yeni Zelandalı, Hindistanlı askerler, ana kuzuları, İngiliz
emperyalizminin çıkarları için Çanakkale’ye getirilmişlerdi. Bugün de bizim
askerlerimiz, ana kuzularımız, Amerikan emperyalizminin çıkarları için
Afganistan’a götürülmüşler ve şehit olmuşlardır. Hepsinin ruhları şad olsun
diyorum. Yurt savunmasının dışında yapılacak her savaşın emperyalizmin oyuncağı
olacağı anlamına geldiğini belirtmek istiyorum.
Sivas katliamıyla Başbağlar’daki katliamın ilgisini kuran anlayışı da burada,
huzurlarınızda kınıyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Sayın Aydın…
11.- Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın, Çanakkale Zaferi’ne ve
Afganistan’da 12 Türk askerinin şehit olmasına ilişkin açıklaması
AHMET AYDIN (Adıyaman) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Yokluklarla mücadele eden
bir milletin asrın en güçlü ve ihtişamlı ordularına karşı gösterdiği direniş
destanı olan Çanakkale Savaşları, ecdadımızın bizlere bıraktığı en değerli
hazinesi ve en onurlu mirasıdır. Bu destan ki, ilmek ilmek en yüksek manevi
değerlerle, şevkle, kanla tarihe yazılmıştır. Çanakkale ruhu bizi biz
yapmıştır. Bu vesileyle, Çanakkale Zaferi ve Şehitler Haftası vesilesiyle,
başta bağımsızlığımız uğruna hayatlarını feda eden aziz şehitlerimizi ve
ebediyete intikal eden kahraman gazilerimizi bir kez daha rahmet ve şükranla
anıyorum.
Yine aynı şekilde, “Yurtta
sulh, cihanda sulh.” anlayışı temelinde uluslararası barışa katkı sunmak
amacıyla Afganistan’da vazifesini ifa ederken şehit düşen tüm Mehmetçiklere
Allah’tan rahmet diliyorum; ailelerine, yakınlarına ve aziz milletimize
başsağlığı diliyorum.
BAŞKAN – Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi vardır, okutup bilgilerinize sunacağım.
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Çin Halk Cumhuriyeti Çin Halkı Danışma Konferansı Dış
İlişkiler Komitesi Başkan Yardımcısı Zhao Jinjun ile Çin Halk Cumhuriyeti Ulusal Halk Kongresi Başkan
Yardımcısı Zhou Tienong’un,
beraberlerindeki Parlamento heyetleri ile ülkemizi ziyaret etmelerinin uygun
bulunduğuna ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı tezkeresi (3/802)
16
Mart 2012
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Çin Halk Cumhuriyeti Çin Halkı Danışma Konferansı Dış İlişkiler
Komitesi Başkan Yardımcısı Zhao Jinjun
ile Çin Halk Cumhuriyeti Ulusal Halk Kongresi Başkan Yardımcısı Zhou Tienong’un, beraberlerindeki
Parlamento heyetleri ile ülkemizi ziyaret etmeleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlık Divanı’nın 12 Mart 2012 tarih ve 17 sayılı Kararı ile uygun
bulunmuştur.
Söz konusu heyetlerin ülkemizi ziyareti, Türkiye Büyük Millet
Meclisi’nin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanun’un 7.
Maddesi gereğince Genel Kurul’un bilgilerine sunulur.
Cemil
Çiçek
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
Meclis araştırması açılmasına ilişkin üç önerge vardır,
okutuyorum:
B)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve 20 milletvekilinin, Manisa ilinin sorunlarının ve yapılacak
yasal düzenlemelerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/197)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Manisa ilinin sorunlarının araştırılarak, yapılacak yasal
düzenlemeler de dahil olmak üzere alınacak önlemlerin tespiti amacıyla
Anayasa’nın 98 inci, TBMM İçtüzüğünün 104 üncü ve 105 inci maddeleri gereğince
Meclis Araştırması açılmasını arz ederiz. 19.10.2011
Gerekçe
Manisa, tarım ve sanayi potansiyeli bakımından ülkemizin önde
gelen illerinden biri olmasına rağmen DPT'den hak ettiği payı alamamaktadır.
Manisa, tarımsal üretim bakımından birinci sırada iken 2011 DPT
Kamu Yatırımları Programına göre; 81 il arasında tarım yatırımlarında 22'nci,
nüfus bakımından 13. iken eğitim yatırımlarında 29'uncu, sağlık yatırımlarında
32'nci yüz ölçümü bakımından 18. iken ulaştırma yatırımlarında 47. sıradadır.
Ulaştırma alanındaki ödeneklerin yetersizliği yüzünden Manisa'daki yol yıllardır
bitirilememektedir.
Çekirdeksiz kuru üzümün yüzde 75'ini, tütünün yüzde 20'sini,
kirazın yüzde 12'sini, pamuğun yüzde 10'unu üreten Manisa Türkiye'deki tarımsal
değerin de yüzde altısını üretmektedir.
Girdi maliyetleri artarken ürün fiyatlarının aynı düzeyde
artmaması sonucu çiftçilerimiz Tarım Kredi Kooperatiflerine ve Ziraat Bankasına
zirai kredi borçlarını, elektrik şirketlerine tarımsal sulama elektrik
borçlarını ödeyememişlerdir.
Çekirdeksiz kuru üzümün 80'i Manisa'da üretilmektedir. TARİŞ kaynak
yetersizliğinden piyasayı regüle edecek bir alım
gerçekleştirememektedir. Çekirdeksiz kuru üzüm desteklenmeli, arz fazlası
olduğu yıllarda bu fazlalığı alıp, stoklayacak bir mekanizma oluşturulmalıdır.
Sofralık siyah zeytinin yüzde 35'i, sofralık yeşil zeytinin yüzde
75'i Akhisar'da üretilmektedir. Zeytinyağına destekleme primi ödenirken
sofralık zeytine destekleme primi verilmediği için Akhisar'daki üreticiler
desteklemelerden yararlanamamaktadır.
Tekel'in özelleştirme programına alınması ve Sözleşmeli Üretime
geçişle tütün üretimi ve üreticisi sayısı yüzde 70 azalmıştır. 2002 yılında
Türk tipi tütün ihracatının yüzde 35'ini yapan Manisa'da şimdilerde tütün
üreticisi kalmamıştır.
Ege Bölgesi ve Manisa'da pamuk üretim alanı ve üretici sayısı
düşmüştür. Bölgedeki pamuk ve tekstil sanayini teşvik için özel destekler
geliştirilmelidir.
31 Ekim 2009 ve 22 Ocak 2010'da Resmi Gazetede yayınlanan Bakanlar
Kurulu Kararlarıyla GAP ve DAP kapsamındaki 25 ile hayvancılık için özel destek
verilirken hayvancılık üretimi bakımından 5 inci sıradaki Manisa'ya destek
verilmemiştir.
Manisa'da beyaz eşya ve elektrik-elektronik sektörlerinde
yoğunlaşma vardır. Manisa bu pazarlar için çok cazip bir AR-GE ve üretim
merkezi konumundadır. Otomotiv yardımcı sanayici KOBİ'ler Manisa'da
yoğunlaşmaya başlamıştır. Manisa'nın lokomotif ana sanayi olarak büyük otomotiv
firmasına ihtiyacı vardır. Manisa'daki organize sanayi bölgelerinin atıksı
arıtma tesislerinin ve yollarının yapılabilmesi için bakanlık desteğinin
artırılması gerekmektedir.
Salihli OSB'nin II. etabının kamulaştırma işlemleri
bitirilememiştir. Salihli TSO tarafından jeotermal enerji üretimi, seracılık,
konut ısınması, kurutma ve diğer endüstriyel uygulamalara hizmet vermek üzere
hazırlanan proje Sanayi Bakanlığı tarafından hızlandırılmalıdır.
Gördes Barajı'nın koruma alanı içinde kalan Karayakup,
Çağlayan, Yakaköy, Malkoca,
Çamköy ve Taşkuyucak
köylerinde kamulaştırma işlemleri bitirilememiş, vatandaşlarımıza iskân yerleri
gösterilmemiştir.
1.500 dekarlık arsasıyla hazineye intikal ettirilen Manisa Akhisar
Sigara Fabrikası atıl durumda beklemektedir.
Manisa Arkeoloji ve Etnografya Müzesi'nde bulunan 30 bine yakın
tarihî eser fiziki şartların yetersizliğinden dolayı depolarda
bekletilmektedir.
Soma Termik Santrali'nin baca gazı filtrelerinin yenilenmemesi
nedeniyle Soma'da hava kirliliği oranı ve kanser hastası sayısı dünya
standartlarından 4 kat fazladır. Soma'nın Cuma, Samsacı
ve Karamanlı Mahallelerindeki evlerde yeraltında açılan galeriler nedeniyle
oluşan çatlaklar vatandaşların can ve mal güvenliğini tehlikeye sokmaktadır.
Gediz Nehri, OSB'lerin ve sanayi tesislerinin zehirli endüstriyel
atıklarının ve belediyelerin kanalizasyon atıklarının nehre dökülmesi ile âdeta
açık bir kanalizasyon isale hattına dönüşmüştür. Nehir flora ve faunasıyla can
çekişirken, insan sağlığını da tehdit etmektedir.
Manisa-Turgutlu-Çaldağ nikel yatağını
işleten yabancı firmaya izabe tesisi kurma zorunluluğu getirilmeden sülfirik asitle liç metodu
uygulayarak nikel ve kobalt üretme izni verilmiştir. Bunun çevre felaketine yol
açması kaçınılmazdır.
1) Erkan Akçay (Manisa)
2) Mehmet Şandır (Mersin)
3) Sümer Oral (Manisa)
4) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
5) Faruk Bal (Konya)
6) Mustafa Kalaycı (Konya)
7) D. Ali Torlak (İstanbul)
8) Ali Öz (Mersin)
9) Emin Çınar (Kastamonu)
10) Celal Adan (İstanbul)
11) Sinan Oğan (Iğdır)
12) Adnan Şefik Çirkin (Hatay)
13) Muharrem Varlı (Adana)
14) Alim Işık (Kütahya)
15) Bülent Belen (Tekirdağ)
16) Zühal Topcu (Ankara)
17) Özcan Yeniçeri (Ankara)
18) Bahattin Şeker (Bilecik)
19) Lütfü Türkkan (Kocaeli)
20) Necati Özensoy (Bursa)
21) Seyfettin Yılmaz (Adana)
2.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve 23 milletvekilinin, esnaf ve sanatkârların yaşadığı sorunların
ve çözüm yollarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/198)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Ülkemizin ekonomik, sosyal ve kültürel yapısının temel
unsurlarından olan esnaf ve Sanatkârlarımızın içine düştüğü sıkıntılar
günümüzde had safhaya ulaşmıştır.
Esnaf ve Sanatkârlarımızın yaşadığı sorunların tespiti ile çözüm
yollarının bulunması için Anayasa'nın 98, Türkiye Büyük Millet Meclisi İç
Tüzüğü'nün 104 ve 105. Maddeleri gereği Meclis Araştırması açılmasını arz
ederim. 20.10.2011
Gerekçe:
Sermaye ve refahın tabana yayılması, gelir dağılımının
iyileştirilmesi ve bu suretle sosyal dengelerin korunmasını sağlayan esnaf ve
sanatkârımız; sosyal, ekonomik ve kültürel bakımdan ülkemizin çok önemli bir
kesimini teşkil etmektedir.
Ülkemizdeki işyerlerinin yüzde 99'u esnaf ve küçük işletmelerden
oluşmaktadır. İstihdamın yüzde 77'si, ekonomide yaratılan katma değerin yüzde
36'sı esnaf tarafından sağlanmaktadır. Bu nedenle esnaf ve sanatkâr kesiminin
sorunlarını ülkemizin genel sorunlarından ayrı düşünmemek gerekmektedir.
Ülkemizin temel direği olan ve etki alanı itibariyle her tarafa
hitap eden, aile kurumundan sonra toplumsallaşmanın, iletişim kurmanın, birlik
ve beraberliği zenginleştirmenin en güçlü yapısı olan esnaf ve sanatkârlık
müessesemiz çökmek üzeredir. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı verilerine;
ülkemizde 1 milyon 935 bin esnaf bulunmaktadır. Türkiye Esnaf ve Sanatkârları
Konfederasyonunun verilerine göre 2005 - 2010 yılları arasında 912 bin esnaf
kepenk kapatmıştır. 2011 yılının ilk 9 ayında iş yerini kapatan esnaf sayısı
116 bin 395'dir.
Esnaf ve sanatkârımız;
- Finansman yetersizliğinin,
- Gelişmiş pazarlara hitap edecek donanımlardan mahrum olmanın,
- Bilgi ve teknolojideki yeniliklerin getirdiği değişimlerin,
- Küresel ekonominin, marketlerin ve Uzakdoğu mallarının yarattığı
rekabetin,
- Mesleki eğitim yetersizliğinin,
- Sosyal güvenlik sorunlarının,
- Yüksek vergi ve SGK pirimi sorunlarının,
- AB uyum yasalarının öngördüğü yeni standartların,
- Halkın alım gücünün düşmesi ve tüketim alışkanlıklarının
değişmesinin,
- Yaşanan iç göçler ile işsizliğin oluşturduğu kayıt dışı esnaf ve
sanatkârlığın oluşturduğu haksız rekabetin yarattığı tehditler altında var olma
mücadelesi vermektedir.
Ekonomik sıkıntılarla boğuşan esnaf ve sanatkârımız dertlerine
çözüm bulacak bir muhatap bulamamaktadır. AKP Hükümetleri döneminde; esnafımız
yalnız kalmış, bazı temelsiz ve bütünlükten yoksun tedbirler dışında
sorunlarıyla baş başa bırakılmıştır. Anayasa’nın 173’üncü maddesi gereğince
küçük Esnaf ve Sanatkârın devlet tarafından korunması ve desteklenmesi
gerekmektedir. Ancak AKP Hükümeti kendi istihdamını sağlamanın yanında
ülkemizdeki en fazla istihdamı da sağlayan, devletine yük olmadığı gibi
vergisini ve sigortasını ödeyerek bütçeye finansman sağlayan esnaf ve
sanatkârımıza sözde verdiği destek ve bir sonuç ifade etmeyen bazı girişimleri
haricinde ilgisiz ve duyarsızdır. Nitekim 2010 Nisan ayında hükümet tarafından
açıklanan esnaf değişim, dönüşüm ve destek strateji belgesi ve eylem paketi de;
diğer paketler gibi içi boş çıkmıştır.
Esnaf ve sanatkârlarımızın daha iyiye ve rahata ulaşması için;
Esnaf ve Sanatkârın günün şartlarına uygun olarak yeniden tanımı yapılmalı,
Esnaf ve sanatkârlarımızın başta finans ve kredi olmak üzere, vergi, mesleki
eğitim ile hukuki ve idari problemlerinin bir program çerçevesinde çözülmesi
gerekmektedir. Esnaf ve sanatkâr üzerindeki istihdam maliyetlerini azaltılmalı,
emekli olan ve iş yeri açan esnaf ve sanatkârların, emekli aylıklarından
yapılan Sosyal Güvenlik Destek Primi (SGDP) kesilmesi uygulaması
kaldırılmalıdır. Büyük mağazalar, alış-veriş merkezleri; bakkal, büfe ve bayi
esnafı karşısında haksız rekabet gücü oluşturmaktadır. Bu nedenle Büyük
Marketler Yasası bir an önce çıkarılmalıdır.
Esnaf ve Sanatkârlarımızın modern çağın şartlarına uyum sağlaması,
evrensel değerlerde mal ve hizmet üretebilmesi amacıyla yeni esnaf ve sanatkâr
modelini oluşturacak milli politikanın belirlenerek plan, program ve projelerin
yürürlüğe konulması gerekmektedir.
Anayasamızın 173'üncü maddesinde belirtilen "Devlet, esnaf ve
sanatkârı koruyucu tedbirleri alır." Hükmünün hayata geçirilmesi, bunun
için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.
1) Erkan Akçay (Manisa)
2) Mehmet Şandır (Mersin)
3) Emin Çınar (Kastamonu)
4) Ruhsar Demirel (Eskişehir)
5) Alim Işık (Kütahya)
6) Kemalettin Yılmaz (Afyonkarahisar)
7) Faruk Bal (Konya)
8) Adnan Şefik Çirkin (Hatay)
9) Özcan Yeniçeri (Ankara)
10) Enver Erdem (Elâzığ)
11) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
12) Ahmet Kenan Tanrıkulu (İzmir)
13) Reşat Doğru (Tokat)
14) Tunca Toskay (Antalya)
15) Mustafa Kalaycı (Konya)
16) Münir Kutluata (Sakarya)
17) Edip Semih Yalçın (Gaziantep)
18) Murat Başesgioğlu (İstanbul)
19) Yıldırım Tuğrul Türkeş (Ankara)
20) Yusuf Halaçoğlu (Kayseri)
21) Atila Kaya (İstanbul)
22) Celal Adan (İstanbul)
23) Mehmet Günal (Antalya)
24) Oktay Öztürk (Erzurum)
3.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve 23 milletvekilinin, Manisa ilinin tarımsal üretimi ve sulama
sorunları ile çözüm yollarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/199)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye iddia edildiği gibi su açısından zengin bir ülke değildir.
Bu durum ise su konusunda daha bir hassas olmayı, su kaynaklarını daha bir
özenle kullanmayı gerektirmektedir.
Manisa ilimizdeki sulama barajları ve göletlerin sulama
kapasiteleri daha yüksek olmasına rağmen sulamadaki bazı problemler ve yeni
teknolojilerin kullanılamaması sonucu yeterince tarım alanı sulanamamaktadır.
Manisa İlinin Tarımsal Üretimi Ve Sulama Sorununun tespiti ile
çözüm yollarının bulunması için Anayasa'nın 98, Türkiye Büyük Millet Meclisi İç
Tüzüğü'nün 104 ve 105. Maddeleri gereği Meclis Araştırması açılmasını arz
ederim. 18/10/2011
Gerekçe:
Görkemli Spil Dağı'nın eteklerinde
kurulmuş olan Manisa İli; Zengin bitkisel ürün deseni ve çeşitliliğine sahip
Gediz Vadisiyle, bereketli topraklarıyla, yumuşak iklimiyle Türk tarımı içinde
seçkin bir konumdadır.
Manisa ili yüzölçümü 13.096.000 dekar olup, işlenebilir tarım
arazisi varlığı 5.056.280 dekardır. Toplam tarımsal alanların % 32.50’si
sulanabilir durumdadır. İlin toplam 5.056.280 dekar olan tarımsal alanlarının
yaklaşık % 62,23'ü tarla bitkilerinde, % 7,33'ü sebze, % 14,75'i meyve ve %
10,61’i zeytin üretiminde kullanılmakta olup, geriye kalan %5 oran ise nadas ve
kullanılmayan arazi durumundadır.
Manisa ilimizde toplam sulanabilir tarım arazisi 2.262.121
dekardır. Toplam sulanabilen alan ise 1.749.821 dekardır. Bu sulamanın
1.224.875 dekarı devlet sulaması ile geriye kalan alan ise vatandaşların kendi
çabaları ile sulanmaktadır.
Üretmiş olduğu tarımsal üretim değerleri ile Türkiye'de ilk 3
arasında yer alan Manisa, zaman zaman 1. il konumuna da gelmiştir. Türkiye
çekirdeksiz kuru üzüm üretiminin yaklaşık % 72,75’i, tütünün % 21,45'i, kirazın
%11,66'sı, pamuğun % 6,85'i Manisa da gerçekleştirilmektedir.
Son yıllarda Manisa tarımında meydana gelen değişiklikleri
inceleyecek olursak; ilde tarımsal üretimde en önemli sorunun sulama sorunu
olduğunu görürüz. Özellikle son yıllarda kuraklığın artması nedeniyle tarımsal
sulama son derece önem kazanmıştır.
Manisa ilimizdeki sulama barajları ve göletlerin sulama
kapasiteleri yüksek olmasına rağmen sulamadaki bazı problemler ve yeni
teknolojilerin kullanılamaması sonucu yeterince tarım alanı sulanamamaktadır.
Son yıllarda yaşanan su sıkıntılarının gerçek nedeni aslında
elimizdeki su kaynaklarını verimli kullanmamaktan kaynaklanmaktadır.
Sulu tarım yapılan arazilerde yapılmayana göre, başta yetiştirilen
ürünün miktarı ve kalitesi artmakta, beraberinde yetiştirme maliyetleri
azalmaktadır. Bunların sonucu olarak da çiftçilerimizin ekonomik gücü
artmaktadır.
İş işten geçmeden, geriye dönülmez bir yola girmeden, doğanın ve
hayatın bir parçası olan suyu daha etkin bir biçimde kullanmamız gerekmektedir.
Türkiye iddia edildiği gibi su açısından zengin bir ülke değildir.
Bu durum ise su konusunda daha bir hassas olmayı, su kaynaklarını daha bir
özenle kullanmayı gerektirmektedir.
Birleşmiş Milletlerin hazırladığı rapora göre; 1,1 milyar insan
temiz sudan mahrumdur. 2,6 milyar insan arıtma tesislerinden geçirilmemiş su
kullanmaktadır. Her yıl 6 milyona yakın insan dizanteri, kolera, ishal gibi
temiz suya ulaşamamaktan kaynaklanan hastalıklardan yaşamını yitirmekte, her 30
saniyede bir çocuk temiz içme suyundan yoksun olduğu için ölmektedir.
Yine aynı rapora göre; 2025 yılında dünya nüfusunun tahminen üçte
ikisi temiz ve içilebilir sudan mahrum kalacaktır. Bu karamsar ve kötü tablonun
ortadan kalkmasının yolu; devletlerin su yatırımlarına ağırlık vermesi, mevcut
suların en iyi biçimde kullanılması, içme ve kullanma suyunu çoğaltması,
sağlıklı koşullarda taşınmasını sağlamasından geçmektedir.
Ülkemizin su kaynakları da hızlı nüfus artışı ve endüstriyel
gelişim, artan tarımsal üretim ve kirlilik unsurlarının baskıları altındadır.
Bugün çoğu ülkede olduğu gibi Türkiye'de de yaşanan su sorunlarının temelinde
yönetim, politika ve yatırım eksiklikleri yatmaktadır.
Susuz bir geleceğin olmayacağı göz önünde bulundurularak, gerekli
politika değişikliğine gidilmeli ve yeterli kaynak ayırmalıdır.
1) Erkan Akçay (Manisa)
2) Ruhsar Demirel (Eskişehir)
3) Özcan Yeniçeri (Ankara)
4) Emin Çınar (Kastamonu)
5) Enver Erdem (Elâzığ)
6) Mesut Dedeoğlu (Kahramanmaraş)
7) Sümer Oral (Manisa)
8) Mehmet Şandır (Mersin)
9) Faruk Bal (Konya)
10) Mehmet Erdoğan (Muğla)
11) Ahmet Kenan Tanrıkulu (İzmir)
12) Tunca Toskay (Antalya)
13) Reşat Doğru (Tokat)
14) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
15) Münir Kutluata (Sakarya)
16) Mustafa Kalaycı (Konya)
17) Yusuf Halaçoğlu (Kayseri)
18) Yıldırım Tuğrul Türkeş (Ankara)
19) Mehmet Günal (Antalya)
20) Celal Adan (İstanbul)
21) Oktay Öztürk (Erzurum)
22) Sadir Durmaz (Yozgat)
23) Edip Semih Yalçın (Gaziantep)
24) Atila Kaya (İstanbul)
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp
açılmaması konusundaki görüşmeler sırası geldiğinde yapılacaktır.
İç Tüzük’ün 75’inci maddesine göre
(2/312) esas numaralı kanun teklifinin geri alınmasına dair bir tezkere ile
aynı kanun teklifinin bir milletvekili tarafından üstlenilmesine ilişkin ayrı
bir tezkere vardır.
Şimdi, önce kanun teklifinin geri alındığına dair ilk tezkereyi okutuyorum:
C)
Önergeler
1.- İstanbul Milletvekili
Erdoğan Toprak ve 5 milletvekilinin, (2/312) esas numaralı Kanun Teklifi’ni geri aldıklarına ilişkin önergesi (4/32)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
2/312 esas numaralı yasa teklifimizi geri çekiyoruz.
Gereğinin yapılmasını arz ederiz. 13.03.2012
Erdoğan
Toprak Ali İhsan
Köktürk M. Rıza
Yalçınkaya |
İstanbul Zonguldak Bartın |
Prof. Dr. Aydın
Ayaydın Adnan Keskin Ercan Cengiz |
İstanbul Denizli İstanbul |
BAŞKAN – Şimdi de aynı kanun teklifinin 3 milletvekili tarafından
üstlenildiğine ilişkin tezkereleri okutuyorum:
2.- Amasya Milletvekili
Avni Erdemir’in, imzasının (2/312) esas numaralı Kanun Teklifi’ne
dâhil edilmesine ve bu kanun teklifini İç Tüzük madde 75 uyarınca üstlendiğine
ilişkin önergesi (4/33)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
2/312 esas numaralı kanun teklifi, komisyonumuzda başka kanun
teklifleri ile birlikte birleştirilerek görüşülmüş, bu teklifte yer alan
Zonguldak Karaelmas Üniversitesinin adının Bülent Ecevit Üniversitesi olarak değiştirilmesi
talebi, kurulan Alt Komisyon toplantısında şahsım tarafından verilen önerge ile
kabul edildiğinden, imzamın kanun teklifine dâhil edilerek bu kanun teklifini
İç Tüzük 75. maddeye göre üstlenmek istiyorum.
Bilgilerinize arz ederim. 14.3.2012
Avni
Erdemir
Amasya
3.- Uşak Milletvekili
Mehmet Altay’ın, imzasının (2/312) esas numaralı Kanun Teklifi’ne
dâhil edilmesine ve bu kanun teklifini İç Tüzük madde 75 uyarınca üstlendiğine
ilişkin önergesi (4/34)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Komisyonumuzda başka Kanun Teklifleri ile birlikte birleştirilerek
görüşülen 2/312 Esas Numaralı Zonguldak Karaelmas Üniversitesinin adının Bülent
Ecevit Üniversitesi olarak değiştirilmesi ile ilgili Kanun Teklifinde imzası
bulunan milletvekillerinin, bu tekliften imzalarını çektikleri biraz önce TBMM
Genel Kurulunda okunmuştur.
Komisyonumuzda 2/358 Esas Numaralı Kanun Teklifi ile
birleştirilerek görüşülen 2/312 Esas Numaralı Kanun Teklifinin Komisyonumuzda
18. madde olarak kabul edilmesi ve oylanmasında da kabul oyu kullanmam
nedeniyle imzamın Kanun Teklifine dâhil edilerek bu Kanun Teklifini İç Tüzük
75. maddeye göre üstlenmek istiyorum.
Bilgilerinize arz ederim.
Mehmet
Altay
Uşak
4.- Mersin Milletvekili
Çiğdem Münevver Ökten’in, imzasının (2/312) esas numaralı Kanun Teklifi’ne dâhil edilmesine ve bu kanun teklifini İç Tüzük
madde 75 uyarınca üstlendiğine ilişkin önergesi (4/35)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Komisyonumuzda başka kanun teklifleri ile birlikte birleştirilerek
görüşülen 2/312 esas numaralı Zonguldak Karaelmas Üniversitesinin adının Bülent
Ecevit Üniversitesi olarak değiştirilmesi ile ilgili kanun teklifinde imzası
bulunan milletvekillerinin, bu tekliften imzalarını çektikleri biraz önce TBMM
Genel Kurulunda okunmuştur.
Komisyonumuzda 2/358 esas numaralı kanun teklifi ile
birleştirilerek görüşülen 2/312 esas numaralı kanun teklifinin komisyonumuzda
18. madde olarak kabul edilmesi ve oylanmasında da kabul oyu kullanmam
nedeniyle, imzamın kanun teklifine dâhil edilerek bu kanun teklifini İç Tüzük
75. maddeye göre üstlenmek istiyorum.
Bilgilerinize arz ederim.
Çiğdem
Münevver Ökten
Mersin
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun İç Tüzük’ün
19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
VIII.- ÖNERİLER
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- Sakarya ilinin Karasu
ilçesi sahillerinde meydana gelen ve son beş yıldır devam eden kıyı erozyonunun
sebeplerinin araştırılması ve alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
verilen Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 20/3/2012 Salı günkü
birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli
birleşiminde yapılmasına ilişkin MHP Grubu önerisi
20.03.2012
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu 20.03.2012 Salı günü (bugün) toplanamadığından
Grubumuzun aşağıdaki önerisini, İçtüzüğün 19 uncu Maddesi gereğince Genel
Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Mehmet
Şandır
Mersin
MHP Grup
Başkan Vekili
Öneri:
16 Mart 2012 tarih ve 3744 sayı ile TBMM Başkanlığına verdiğimiz,
“Sakarya’nın Karasu ilçesi sahillerinde meydana gelen ve son 5 yıldır devam
eden kıyı erozyonunun önlenmesi konusunda yeterli çalışmaların yapılmadığı
Amacıyla” verdiğimiz Meclis araştırma önergemizin 20.03.2012 Salı günü (bugün)
Genel Kurulda okunarak görüşmelerinin bugünkü Birleşiminde yapılmasını arz
ederim.
BAŞKAN – Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisinin lehinde ilk
söz Sakarya Milletvekili Sayın Münir Kutluata’ya
aittir.
Buyurun Sayın Kutluata. (MHP
sıralarından alkışlar)
MÜNİR KUTLUATA (Sakarya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
grup önerimiz hakkında Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunuyorum.
Yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum.
Afganistan’da şehit verdiğimiz 12 vatan evladımıza rahmetler
diliyorum, ailelerine ve Türk milletine başsağlığı diliyorum.
Değerli milletvekilleri, grup önerimize konu olan araştırma
teklifimiz, Meclis araştırması önergemiz Sakarya ili sahillerinde yaşanan kıyı
erozyonunun sebeplerinin belirlenmesi, gerekli önlemlerin acilen uygulamaya
koyulmasıyla ilgilidir. Bu sorunun Mecliste ele alınması yurdumuzun diğer
yörelerinde yaşanabilecek benzer olaylar için hazırlıklı olmak anlamına
gelecektir; Meclis araştırmasına konu edilmesinin nedenlerinden bir tanesi
budur. Diğer taraftan, sorunun bugüne kadar çözülememiş olması ilgili
kurumlarımızda gerekli bilgi birikiminin olmadığını da göstermektedir. Bu
yüzden, konunun Mecliste, ayrım göstermeden, siyasi partilerimizce el
birliğiyle ele alınması gerektiğine olan inancımızdır ikinci sebep araştırma
önergesine konu yapmamızda.
Değerli milletvekilleri, gerçekten, Karasu’da son beş yıldır
yaşanmakta olan erozyon konusu, ancak Sakarya’nın sınırlarını aşmış ve Türkiye
gündemine taşınabilmiştir. Zaman zaman basında yer aldığı şekliyle, çok geniş
sahillere sahip olan bu bölgemizde deniz kumsalları eritmekte, sahil
daralmakta, bazı yerlerde sahil daralması yaşanırken kumlar bir başka bölgeye
yığılmakta ve bazı yerlerde sahil genişlemesi olmaktadır.
Açıklamalarıma geçmeden önce, sizlerin dikkatini çekebilmek
bakımından konuya ilişkin bazı fotoğrafları sizlere arz etmek istiyorum:
Bunlardan bir tanesi: DLH Genel Müdürlüğünün -eski adıyla- konuyla ilgili önlem
niyetine deniz içine yaptığı bazı yatırımlarla ilgilidir, sonuç alınamamış,
sadece bölgede bir çirkin görüntü ortaya çıkarmıştır.
Bir başka görüntü: Bölgedeki erozyon bölgedeki yazlıkları yıkıp
tarumar etme noktasına kadar gelmiş ve konu ancak böyle gündeme
taşınabilmiştir.
Bir başka görüntü: Bölgedeki zorunlu sayılan bazı yatırımların
denizdeki akıntıların yönünü değiştirmek suretiyle bir yerde erozyona sebep
olurken bir başka yerde yeni sahil genişlemelerine sebep olduğu hususudur. Bu
açıdan, görülmektedir ki bu konuda alınan önlemler yeterli olmamış ve erozyon
devam etmektedir.
Şimdi, size, erozyona tabi olan bu bölgemizin bazı özelliklerinden
bahsetmek istiyorum: Sakarya’nın deniz sahili 55 kilometre uzunluğuna sahiptir
ve kesintisiz bir bütünlük içinde geniş kumsallardan oluşmaktadır. Karadeniz’de
dağların denize dik inen yapısı nedeniyle yetersiz olan kumsallar Sakarya’da
ülkemizin başka yörelerinde kolayca rastlanamayacak zenginliktedir. Düzce’nin
Akçakoca ilçesinin 7-8 kilometre batısında biten bu dağlık yapıdan sonra
muazzam genişlikte ve güzellikte bir sahil şeridi ortaya çıkmaktadır. Tabiat
olarak Karadeniz özelliklerine sahip, iklim şartları açısından Marmara
özellikleri taşıyan bu bölge, ülkemiz nüfusunun çok önemli bir kısmı için en
yakın deniz ayağı mesafesindedir. Nitekim, İstanbul’a bir buçuk, Ankara’ya ise
iki buçuk-üç saat uzaklıktadır.
Dünyaca ünlü Acarlar Longozu ve birer tabiat harikası olan Maden
Deresi ve Küçükboğaz bu bölgededir. Bu bölgenin
turizm gelişme alanları içine alınması konusunda taleplerimiz henüz cevap
bulmuş değildir. Her ne kadar Kocaeli-Sakarya kıyı bandı “kültür ve turizm
koruma, gelişme bölgesi” ilan edilmiş ise de bu düzenleme Sakarya Nehri’nin
doğusunu kapsamamaktadır. Sakarya Nehri’nin doğusunda kalan ve Melen Suyu’na kadar uzanan 30 kilometrelik kesim öncelikle
korunması gerekecek özelliklere sahiptir. Belli ki bu kesim ilgililerce
incelenmemiştir. Türkiye nüfusunun üçte 1’ine yakın kısmının günübirlik ziyaret
alanından bahsediyoruz.
Değerli milletvekilleri, yaşanan probleme gelince: Kıyı erozyonu
şeklinde görülmekte, Karasu sahillerinde, Sakarya Nehri’nin batısından başlayıp
doğusunda Maden Deresi’ne kadar uzayan yaklaşık 10 kilometrelik bir alanda
ortaya çıkmaktadır. Sahilde kumsalın çekilmesi şeklinde görülmekte, bazı
yerlerde sahil daralması, bazı yerlerde sahil genişlemesi şeklinde coğrafi yapı
bozulmaktadır. Karasu şehir plajını da içine aldığı için kamuoyunun gündemine
gelme şansı bulmuştur, beş yıl önce fark edilmiş bir konudur. Olayın sonradan
ortaya çıkması, doğaya yapılan müdahale ile ilgili olduğunu göstermektedir.
Bilinmesi gereken, öğrenilmesi gereken, bilmeyi arzu ettiğimiz husus, hangi
müdahaleler bu işte etkili olmuştur, bunların tespiti gerekmektedir. O
müdahaleler kaçınılamaz idi ise karşı önlemler nelerdi ve neden alınmadı,
bunların bilinmesine ihtiyaç vardır. O müdahaleler zorunlu değil ise onlardan
vazgeçilmesi gerekir, bunların tespit edilmesine ihtiyaç vardır.
Bu gelişmeye sebep olarak sayılan hususlar şunlardır:
Sakarya Nehri ağzına yapılan düzenlemeden bahsediliyor, Karasu
Limanı inşaatından bahsediliyor, Maden Deresi ağzına yapılan düzenlemeden
bahsediliyor ve bu düzenlemelerin denizdeki tabii akıntıların önünü kesmek
suretiyle yeni akıntılara sebep olduğu ve doğal yapıyı bu yüzden bozmaya neden
olduğu ifade edilmektedir.
Sakarya Nehri boyunca sayısız miktardaki kum ocaklarının denizin
beslenmesine engel olduğu ifade edilmektedir.
Sahilde ticari maksatla yapılan büyük kum taşımalarının buna sebep
olduğu söylenmektedir.
Deniz midyesi arama maksadıyla denizin dibinin devamlı taranıyor olmasının
etkin olduğu ifade edilmektedir.
Bütün bu yapılanlar içerisinde, Sakarya şu çalışmaları
yapabilmiştir:
Önce konuyu duyurmaya gayret etmiş, sonra sebebini anlamaya
çalışmış ve alınan önlemlerin ve alınacak önlemlerin uygulamaya konulmasını
beklemiştir.
Bu süre içerisinde, eski adı DLH olan, kanun hükmünde kararnameyle
adı değiştirilen yatırımcı kuruluşumuz, bu bölgede bir inceleme yapmış ve
kendince tedbir almak suretiyle, denize dik vaziyette “mahmuz” adı verilen
birtakım inşaatlara kalkışmış, deneme yapmış, sonuç alamayınca bu sefer sahile
paralel yatırımlar yapılmış ve bunların da 27 adet olacağı ilan edilmiş, ancak
7’si yapılabilmiştir. Buradan görülmektedir ki ilgili kuruluşlarımızda bu
konuda, sebeplerin ne olduğunu anlama konusunda gerekli bilgi birikimi yoktur
ve o yüzden, ne yapılabileceği konusunda da net adımlar atılamamıştır. O
yüzden, bu da göstermektedir ki bu konunun topyekûn ele alınması, Meclis
tarafından ele alınması ve Hükûmet tarafından işin ciddiyetine önem vermek
suretiyle, ciddiyetini kavramak suretiyle, bütçe gerekçeleri ortaya sürülmeden
acil tedbir alınması icap etmektedir.
Yapılan uygulamalardaki bir yetersizlik de bu yapılan mahmuzların,
paralel dalgakıranların, mesafe olarak, alan olarak dar bir alanı kapsamış
olması ve tamamına yönelik tedbirin düşünülmemiş olmasıdır. Google Earth’e girebilecek her vatandaşımız orada görecektir. Hem
Sakarya ağzına hem Maden Deresi’ndeki yapılaşmaya bakarlarsa, bir dere ağzı
düzenlemesi bile derenin bir tarafını oymakta, öbür tarafına yeni kumsallar
oluşturmaktadır. Oralarda ortaya çıkmış kum ticaret alanları ve kum ticaret
şirketleri bilinmektedir.
Bu bakımdan, siyasi parti ayrımı yapılmadan konuyu Meclisin ele
almasını ve Hükûmetin de bir an önce uygulamaya geçmesini bekliyor, hepinize
teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Kutluata.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisinin aleyhinde ilk söz
Sakarya Milletvekili Sayın Hasan Ali Çelik’e aittir.
Buyurun Sayın Çelik. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın Çelik, genellikle iktidar partisinin milletvekilleri en önde
oturur.
Buyurun.
HASAN ALİ ÇELİK (Sakarya) – Sayın Başkanım, değerli
milletvekilleri; hepinize iyi çalışmalar diliyorum. Hepinize saygılar
sunuyorum.
Milliyetçi Hareket Partisinin verdiği bu araştırma önergesinin
aleyhinde söz aldım.
Ben Karasuluyum. Sakarya’da Karasu’da yaşıyorum. Münir Bey’in de
oradadır, köyde evi. Birlikte aynı bölgenin insanıyız.
Evet, burada kıyıda tahribat var, bir erozyon var. Bu erozyonunun
da var oluş tarihi, limana bağlıyoruz. Karasu’da büyük bir liman yapılıyor.
Bitti; ihale edilmiş, işinin tamamı biten bir konu. Bu biten işin sonunda da
geri kalan kısmı tekrar özelleştirme marifetiyle bir başkasına iletildi, o da
yapmaya devam ediyor. Yani ilçe, gelişme ve kalkınma yolunda, duble yoluyla,
demir yoluyla -yeni bir proje- limanıyla, organize sanayi bölgesiyle, büyük
sanayi kuruluşlarının sisteme katkısıyla hızla gelişiyor. Tabii, böyle bir konu
da var. Bu konu nereden çıktı ve nedir diye bakmamız lazım.
2007 yılından sonra -yani liman faaliyetine bağlı ise diye
düşünerek söylüyorum- liman faaliyetinden sonra hem limanın doğusunda hem de
limanın batısında, sahilin bütününde bir kısmi erozyon söz konusu. Bu, kış
dalgalarıyla da, Karadeniz’deki bu yoğun dalgaların da etkisiyle hakikaten
şiddetini artırıp kıyıdaki bir kısım özel şahıs yapılarını da zarara uğrattı.
Ama buradaki bu sorunun çözümü için bir adım atıldı mı diye bakmak lazım
geldiğinde de; evet, bir adım atıldı. Özellikle DLH Genel Müdürlüğü, Altyapı
Yatırımları Genel Müdürlüğü olarak -şimdiki ismiyle söyleyeyim- o zaman bu
çalışmayı izledi ve bir tedbir olsun diyerek, teknik elemanların nezaretinde
bölgede çalışma yürütüldü. Kıyıya dik mahmuzlar yapıldı, doğru. Bu mahmuzlar
nispi olarak iyileşme sağlasa bile gerekli faydayı sağlayamadı. Ancak bütün
bunlar sürerken, -2007, 2008, 2009- tekrar çalışmalar sürdürüldü, netice olarak
da bu sıkıntının limanla bir bağlantısının olmadığı, aynı zamanda limanın batı
tarafında da bir kıyı erozyonunun yaşandığı biliniyor. Dolayısıyla bir
düzenleme çalışması yapılmak istendi tekrardan. Bu tekrar çalışmada da şu oldu,
yine ilgili Bakanlığın gözetiminde -onların organizasyonunda bir çalışma
yürütüldü- Ulaştırma Bakanlığı DLH İnşaatı Genel Müdürlüğünün yaptığı çalışmada
da şöyle bir kurul faaliyet gösterdi: “Karasu Sahil Dalga Transformasyonu ve
Kıyı Çizgisi Değişimi Sayısal Benzeşim Model Çalışmaları Raporu” diye ifade
edilen bilimsel nitelikli, üniversite öğretim üyelerinin, kurumların teknik
uzmanlarının -gerek DSİ’nin gerekse DLH Genel Müdürlüğünün teknik uzmanlarının-
yaptığı çalışmalar neticesinde de bir çözüm arayışı sağlandı. Orada da şu
yapıldı: Evet, kıyıya dik olan bu mahmuzların gerekli ve yeterli iyileştirmeyi
sağlayamaması sonunda bu bölgede kıyıya paralel 27 adet dalgakıranın yapılması
planlandı çünkü bu çalışmalar -az önce söylediğim gibi- bir bilimsel çalışmanın
sonunda ortaya çıkan neticelerdir ve netice itibarıyla da kıyıya paralel bu 27
adet dalgakıranın yapılması kararlaştırıldı. 27 dalgakıran kıyıda değil,
kıyıdan yaklaşık 80-100 metre içeride, su derinliğinin 1 metre ile 2 metre, 3
metre kadar kısımlarında dalganın şiddetinin absorbe
edilmesi, dalga etkisinin erozyona fırsat vermemesi için yapılan teknik ve
pratik bir çalışma olarak karşımıza çıktı. Hiç yapıldı mı? Evet, yapıldı. İlk
başlangıç tarihi 2010 olan bu kıyıya paralel dalgakıran faaliyeti, 3 adet ilk
yıl, 4 adet de 2011 yılında olmak üzere 7 adedi yapıldı 27 taneden. Belki
burada şu söylenebilir: “27’si de hızlıca olsa.” Evet, hızlıca olsa ama ülke
imkânlarının dengeli kullanılması… Belki biz de arzu ediyoruz “Biraz daha
hızlandırılabilir mi?” diye ve biliyorum ki ben sıkça görüştüğüm, konuştuğum
Genel Müdürlük yetkilileri, evet, bu kalan 20 dalgakıranın da bu yıl bir kısmı,
belki önemli bir kısmı bu yıl içerisinde tamamlanmak suretiyle bu
dalgakıranları bölgedeki tahribatı azaltmış olacak.
Tabii, neticenin alınıp alınmadığını da sizlerle paylaşmak
istiyorum. Netice alındı. Orada yaşadığımız için söylüyorum, yarım adacıklar
neredeyse oluştu. O dalgakıranın önünden kıyıya, sahile yürüye yürüye gidip
gelebilirsiniz. Bu dalgakıranların boyu da 100 metre civarında, öyle küçük bir
şey değil, bir yapı, deniz yapısı. Kıyıya dik mahmuzların da oradan kaldırılıp
başka bir yere atılması gibi bir olay söz konusu değil. Aksine, oradaki kıyıya
dik mahmuzlar, evet, o işlevini yerine tam olarak getiremediği için hemen
oradan alınıp kıyıya paralel olan dalgakıran inşaatında kullanılmak suretiyle
çözüme yaklaşılmış, çözüm için de gerekli adımlar atılmakta ve atılıyor da.
Şimdi ne oldu? Bu kıştaki şiddetli Karadeniz dalgaları hakikaten
orada bir kısım evleri yıktı, birtakım sorunları oluşturdu ama Karasu’da
Milliyetçi Hareket Partisinden bir Belediye Başkanımız var. Belediye
Başkanımızın notları var, o da takip ediyor. Zaman zaman sorun da yaşıyoruz.
Karasu Belediye Başkanı Mehmet İspiroğlu gazetecilere
yaptığı açıklamada diyor ki: “1995 yılında yapımına başlanan limanın açık
mendireğinin tamamlanmasından sonra sahil erozyona uğradı.” Erozyonu önlemek
için DLH'nın 12 adet kıyı tahkimatı yaptığını ifade
eden İspiroğlu "Karasu bunların bir faydasını
görmedi. Liman ile sahil şeridinde 2 kilometrelik bir alanda 100 metreye yakın
bir sahili ve kumumuzu deniz yuttu. Kıyıda bulunan iskânı ve ruhsatı olmayan
20'ye yakın binayı da dalgalar yıktı." dedi. Devam ediyor, diyor ki: “İlk
defa açıkta kıyı tahkimatı yapılıyor. DLH bunu ilk kez Karasu'da uyguluyor.
Daha önce Hollanda'da yapılmış, faydası görülmüş ve aynı sistem Karasu'da
uygulanıyor. Tamamı yapıldığında sahilimizde bundan sonra bir erozyon
olmayacak. Sahildeki ruhsatsız binaları da yavaş yavaş temizliyoruz. Dünyanın
en güzel kumu Karasu’da. Bunlara da izin vermeyeceğiz.”
Bir başka şey söylüyor, bu da bir gazete haberi yine yerel bir
gazetede. Milliyetçi Hareket Partisine ben bunu şunun için söylüyorum:
“Kendilerinin adamı da mı böyle söylüyor?” diye. AK PARTİ’den
bir belediye başkanımız değil, Milliyetçi Hareket Partisinden bir belediye
başkanımız. Sayın Belediye Başkanımız şöyle diyor: “’Yıkılan evler zaten
kaçaktı. Karasu Belediye Başkanı Mehmet İspiroğlu
geçtiğimiz günlerde dalgalar tarafından yıkılan sahildeki evlerin kıyı kenar
çizgisindeki kaçak binalar olduğunu söyledi.” Şu anda -isterseniz burada bir
ilgisi olan varsa sorsun- Küçük Karasu köyü… Yaklaşık bu mesafe 4-5 kilometre
civarındadır Karasu merkezine, bu dalgaların etkin olduğu, erozyonun etkin olduğu
yere. Orada, şu anda, Küçük Karasu köyü sahillerinde birkaç gündür -bugün
değil- sekiz on tane kamyonla, kepçeyle kıyıdan kumlar alınıp başka bir
faaliyete yönlendiriliyor. Şu anda da sorulabilir ama benim aldığım bilgi de bu
doğrultudadır. Dolayısıyla biraz da bizim bunları yapmamamız lazım. Kıyıyı
korurken bir yandan taş dolduruyoruz, kıyı tahkimi yapıyoruz, dalgakıran
yapıyoruz, bir yandan da kıyıyı boşaltıyorsak, o güzel kumları boşaltıyorsak
tenakuzdayız, hatadayız, yanlıştayız gibi bir bakışla kendimizi sorgulamamız
lazım diyorum.
Bu çalışmanın, bu faaliyetlerin hem Karasu’ya hem Sakarya iline
hayırlar getirmesini diliyorum.
Araştırma komisyonuna “Hayır.” oyu vereceğimi çünkü bu komisyonun
yapması gereken işleri zaten DLH Genel Müdürlüğü bünyesinde yürütülmekte olan
faaliyetler çerçevesinde görüyorum, yapılıyor. Geri kalanların da -20 tanesi
kalmış, 7 tanesi yapılmış- bu yıl önemli bir bölümünün yapılacağını ifade
ediyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Çelik.
Sayın Kutluata, buyurun.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
12.- Sakarya Milletvekili
Münir Kutluata’nın, Sakarya Milletvekili Hasan Ali
Çelik’in ifadelerine ilişkin açıklaması
MÜNİR KUTLUATA (Sakarya) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Hasan Ali Çelik de konuyu dile getirdi. Ancak burada söz
konusu olan, birtakım işlerin tedbirlerinin alınmaya başlanmış olması ve devam
edecek olması değildir, bu tedbirlerin acilen alınmasıdır.
İkincisi, belediyenin yıkılan evler konusunda ne dediğinin de çok
önemi yoktur; burada mühim olan, bölgenin tamamını kapsayacak şekilde
tedbirlerin alınmasıdır, bu tedbirler alınamıyor. Bu konuda en ciddi çalışmayı
Sakarya’da Sakarya İnşaat Mühendisleri Odası bir çalıştay
düzenleyerek ele aldı ve sebepler ancak öyle tartışıldı.
Bizim söylemeye çalıştığımız, ilgili devlet biriminin, devlet
kurumunun bu konuda, deneme yanılma metoduyla değil, derhâl tedbirleri alması
ve erozyon yaşanan bölgenin tamamına yaymasıdır. Yoksa bu konu elbette partiler
arası tartışılacak bir konu değildir. Zaten bizim kastımız da el birliğiyle
olmalı ama bir an önce olmalıdır. Ben iktidar mensubu arkadaşlarımdan
yatırımların hızlandırılmasını beklerim.
VIII.- ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- Sakarya ilinin Karasu
ilçesi sahillerinde meydana gelen ve son beş yıldır devam eden kıyı erozyonunun
sebeplerinin araştırılması ve alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
verilen Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 20/3/2012 Salı günkü
birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli
birleşiminde yapılmasına ilişkin MHP Grubu önerisi (Devam)
BAŞKAN – Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisinin lehinde son
söz Sakarya Milletvekili Sayın Engin Özkoç’a aittir.
Buyurun Sayın Özkoç. (CHP sıralarından
alkışlar)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Sayın Münir Kutluata Karasu’da son beş yıldan beri olmakta olan
erozyonla ilgili çok önemli bir açıklamada ve araştırma önergesinde
bulunmuştur.
Değerli Hocam, benim resimlerim sizin resimlerinizden daha güzel
olduğu için ben benimkileri de göstermek istiyorum.
Bu resimlerde gördüğünüz yer 55 metre sahili olan Karasu’dur.
İstanbul’a yakın olmasıyla da bilinen bu Karasu’da, gördüğünüz gibi, evler
artık suyun altında kalmaktadır. Bakın, Karasu sahilinde artık bırakın denize
girmeyi, mevcut evlerin ne hâle geldiğini görüyorsunuz. Acaba bu erozyon
sonucunda nereye kadar gelmiştir? Şu anda 5 metre; 4,5-5 metre kalmıştır.
Nereye? Karasu’nun ana caddesine. Ana caddeye bu kadar kalmıştır.
Değerli arkadaşlar, burada niyet önemlidir, yani biz gerçekten
böyle bir şey yapacak mıyız? Ben Sayın Hasan Ali Çelik’i severim. Bizim
Sakaryalı milletvekilleri olarak da bugüne kadar hiçbir kavgamız, gürültümüz
olmamıştır. Arzu ediyoruz ki Sakarya’ya hizmet etmekte el birliğiyle hareket
edelim. Amaç, Sakarya bizim Sakarya’mız, ne yapabiliriz diye bakalım. Ama
gerçekleri söylemeden, bunların üstünü örterek bir yere varmamız da mümkün
değildir.
Karasu sahili 55 kilometre. Acarlar Longoz’u,
Sayın Cumhurbaşkanının Genel Sekreteri Mustafa İsen tarafından Türkiye’nin
dikkati çekilmiş ve gerçekten, sadece Türkiye’ye değil, dünyaya da mal olmuş
bir longozdur. Bu kıyı şeridi tehlike altındadır. Nasıl olmuştur da bu noktaya
gelmiştir? Şöyle olmuştur: Bu 4+4+4 olayı var ya, aynı onda olduğu gibi,
aceleyle, arkası önü araştırılmadan orada bir hizmet yapılmaya çalışılmıştır.
Bir liman inşa edilecektir, limanın Karasu şeridine vereceği zararlar, o
şekilde inşa edilirse, mühendislik hatasıyla inşa edilirse, dalgakıranlar
yapılmadan inşa edilirse, vereceği zararlar önceden araştırılmamıştır. Limanla
ilgili, bakın, elimde şu kadar belge var, mühendislik hatasının yapıldığına
dair.
Deniliyor ki: “DLH orada dalgakıran yapmıştır dik olarak ama onun
da bir çözüm olmadığını görmüştür. Şimdi batık dalgakıranlar yaparak
çözecektir. Toplam 27 taneye ihtiyaç vardır, 7 tanesi yapılmıştır. Burada da
iyi niyet vardır. İnşallah ileride o 20 tanesi de yapılır.” Ne zaman? Karasu
Caddesi gittikten sonra mı? DLH bunu yaparken, devletin parasını kullanırken,
bütçesini kullanırken gerçekten bunun işe yarar olup olmadığını araştırarak mı
yapmıştır? Bununla ilgili, bakın, 2010 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi
İnşaat Fakültesi Su ve Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Uygulama ve Araştırma
Merkezi bu konuda bir rapor sunmuştur ve sunduğu raporlarda bunların geçer
olmadığını göstermiştir. Onunla ilgili, gene 2010 yılında “Batı Karadeniz
Bölgesi Karasu Sahil Kesiminde Kıyı Erozyonunun Zamansal Analizi” diye bir çalıştay düzenlenmiş, bir araştırma yapılmış, orada da çok
açık ve net olarak ifade edilmiştir.
Şimdi, değerli arkadaşlar, Karasu’daki sahil şeridi erozyon
altında kalıyor. Ben, bizim mantığımızı size net olarak söyleyeyim. Araçla
gidiyorsunuz yolda, bir tane levha: “Dikkat, erozyon vardır!” Ne yapacak araç
sahibi? Yani ben merak ediyorum -bilim adamları falan var- ne yapacağız? Yani
oradan kaya falan düşerse diye elini şöyle yapıp da mı geçecek oradan? Ne
yapacak, şemsiye mi açacak? Arabasını durdurup da hafif yandan yandan kaçarak mı geçecek? Yani mantık bu mantıktır
arkadaşlar; anlatmak istediğim budur.
Karasu’da sıkıntı vardır. 4 metre ana caddeye gelmiştir. Yapılması
gereken batık dalgakıranlardan sadece 7 tanesi yapılmıştır. Belediye Başkanı İspiroğlu oradan feryat etmektedir. Sesi şöyle çıkıyor
Başkanın, diyor ki: “Hiçbir parti ayrımı yapmaksızın Karasu Türkiye’nindir.
Gelin, bu felaketi engelleyelim. Bununla ilgili 20 tane dalgakıranın, acilen
burada batık dalgakıranların yapılması gerekiyor. Bu ülke bizim. Bununla ilgili
elimizden geleni yapalım.”
Ben bunu ifade ederken ortamı yine germek istemem ama eğer bunun
için Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti para bulamıyorsa işi olmayan yerlere bavulla
para göndermesin; bunun için para bulamıyorsa alakasız bölgelerde,
askerlerimizin şehit düşmesi uğruna askerî harcamalarda bulunmasın; bununla
ilgili para bulamıyorsa tablet bilgisayarı Kamu İhale Yasası’ndan çıkarıp 10
milyar lira kârı kiminle paylaştırıyorsa oradan alsın onu Karasu’ya da tahsis
etsin. Burada niyet önemlidir. Eğer niyet iyi olursa Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti oraya acilen ayıracak parayı bulur; 55 kilometre uzunluğu olan,
İstanbul’a çok yakın olan, Sakarya’nın göz bebeği Karasu bir an önce hayatiyet
kazanır.
Burada, Sayın Hasan Ali Çelik’in ifade ettiği gibi çarpık
yapılaşma vardır, doğrudur; bir an önce engellenmelidir. Buradan, gerçekten,
hâlen kum alınmakta, hâlen çarpık yapılaşmalara da zaman zaman izin
verilmektedir; bunların önüne geçilmelidir. İnsanoğlu istedikçe daha fazla
ister ama biz buna Hükûmet olarak engel olmalıyız. “Onlar yapıyorlar.” diye
şikâyet etme yeri hükûmet değildir.
Hükûmet, icraat yeridir. Hükûmet, oraya “Sen kaçak inşaat
yapmayacaksın.” diyecek olan makamdır. Hükûmet, oraya derhâl bütçeden para
ayırıp 27 tane dalgakıranı yaptırtacak olan makamdır. Hükûmet, orada
mühendislik hatası olan limanla ilgili tedbiri alacak olan makamdır. Hükûmet,
orada caddeye ulaşmasına 4 metre, 5 metre kalan bir yıkımı engelleyecek olan
makamdır. Bunun için “Biz yeterince iş yaptık, bundan sonra başka bir şey
yapmaya gerek yok.” anlayışı yanlıştır.
Burada talep edilen, bu 20 dalgakıranın, batık dalgakıranın bir an önce yapılması için
bütçeden pay ayrılmasıdır; bu da Hükûmetin işidir. Muhalefetin işi, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin gündemine getirmek, Hükûmetin dikkatini çekmek ve bu
konuda ilgili bölgenin sesi olmaktır.
Muhalefet, MHP’nin verdiği öneriyle, Cumhuriyet Halk Partisinin
verdiği destekle bu görevini yerine getirmiştir. Sıra Türkiye Cumhuriyeti
Hükûmetindedir. O da görevini yerine getirirse bir bölgemiz gerçekten sıkıntı
yaşamaktan kurtulacaktır.
Bu duygularla hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyor, teşekkür
ediyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Özkoç.
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisinin aleyhinde son söz
Sakarya Milletvekili Sayın Ali İhsan Yavuz’da.
Buyurun Sayın Yavuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
MHP grup önerisi aleyhine söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Konuşmamın hemen başında, bu hafta sonu 97’ncisini kutladığımız
Çanakkale Deniz Zaferi münasebetiyle Çanakkale’de şehit ve gazi düşen
kahramanlarımızı şükranla, minnetle yâd ediyorum; mekânları cennet olsun.
Yine, tüm milletimizi üzen 13 Mart 2012 tarihinde Konya’da şehit
düşen askerlerimiz ile 16 Mart 2012 tarihinde Afganistan’da elim bir kaza
sonucu şehit düşen askerlerimize de Allah’tan rahmet, yakınlarına ve
milletimize başsağlığı diliyorum.
Baharın müjdecisi olan nevruzu fırsat bilip ülkemizin huzurunu
bozmaya çalışan ve ülkemizi kaos ve kargaşa ortamına çekmeye çalışmak üzere
sözüm ona yoğun bir mesai harcayanları kınıyor ve bu türden art niyetli
uğraşlarla hiçbir yere ulaşılamayacağını ifade ediyor, meseleyi bir kez daha
milletimizin vicdanına havale ediyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi Sakarya Milletvekili Sayın Münir Kutluata ve arkadaşlarının, Sakarya’nın Karasu ilçesi
sahillerinde erozyon ile ilgili Meclis araştırma önergesinde ileri sürülen
birçok husus, âdeta bir siyasi mülahazayla abartılmış ve yer yer de
çarpıtılmıştır. Sakarya Karasu ilçesinde, ilçe sahilinde bir erozyonun meydana
geldiği kesinlikle doğrudur ancak bu erozyon, söz konusu edildiği gibi,
Karadeniz’in hiçbir yerinde görülmeyen ve sadece Karasu bölgesinde görülen bir
olay da asla değildir. Karadeniz’in azgın ve dalgalı hâli, yer yer, Karadeniz’e
kıyı olan bölgelerde maalesef benzeri erozyonları meydana getirmektedir.
Elbette Sakarya Karasu ilçesinde durum biraz daha farklıdır ancak
bu farklı durum irdelendiğinde, Karasu ilçemizde bugün yaşananların çok
eskilere dayanan birtakım sebepleri de kesinlikle söz konusudur. Örneğin,
1960’lı yıllarda burada bin adet arsa satılmış ancak bu yerler kıyı kenar
çizgisi içinde kaldığı için ruhsatlandırılamamıştır. Söz konusu bu alanda arsa
sahipleri ruhsatsız bir şekilde bina yapmaya başlamış ve maalesef 1984 yılında
çıkartılmış olan ve şimdiki hâliyle kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan bir
yerde, on üç adet binaya ruhsat kesilmiştir. İmar affı öncesi ve sonrasında
maalesef kaçak yapılaşma devam etmiş, özellikle 1984-1999 yılları arasında
kaçak yapılar ha bire yapılmaya devam etmiş, âdeta denizin hemen kenarı kaçak
yapıların istilasına terk edilmiştir, ki 1984-1989 yıllarında SODEP yani Sosyal
Demokrat Parti, 1989-1994 yıllarında SHP, Sosyaldemokrat
Halkçı Partili, 1994-1999 yıllarında da ANAP’lı belediyelerce bu ilçemiz idare
edilmiştir. Kaçak yapıların tespiti ilk kez AK PARTİ’li
belediyece, yani 2003-2004 yıllarında yapılmış ve ardından yıkım ihalesi de
yapılmak suretiyle, belediyenin imkânları ölçüsünde kaçak binalar yıkılmaya
başlanmıştır.
Karasu ilçemiz, denize uzun kıyısı, kumsalı ve verimli arazisiyle
Sakarya’nın kuzeyinde kalan güzel bir ilçemizdir. Bu ilçemiz her gün büyümeye
devam etmektedir. Karasu ilçesi, AK PARTİ İktidarı döneminde aldığı ve almakta
olduğu yatırımlarla gerçekten çok önemli bir cazibe merkezi olma yolundadır.
Merkezî Hükûmetin yaptığı yatırımlar yanında, 2003-2009 yılları arasında hizmet
veren AK PARTİ’li belediyece Karasu ilçesi için peş
peşe adımlar atılmış, yatırımlar yapılmaya başlanmıştır. Liman yapımı, tersane
yatırımları, duble yollar ve yapımına başlanılan demir yolu ile Karasu, göz
kamaştıracak bir yükseliş trendi içine girmiştir. Sakarya’dan Karasu’ya doğru
uzanacak olan 62 kilometre uzunluğundaki tren yolu 02/11/2010 tarihinde ihale
edilmiş, Nisan 2011’de yapımına başlanmış olup 2013 yılında da bitirilmesi
planlanmaktadır, ki yatırım miktarı 320 milyon TL’dir.
Çok Değerli Sayın Milletvekilimiz Engin Özkoç
Beyefendi, ki elbette çok sıcak, çok samimi, çok iyi ilişkilerimiz var Sakarya
milletvekilleri olarak, ama bu bir gerçeği dile getirmeye engel değildir ya da
bir yanlışı düzeltmeye asla mâni değildir. Bakınız, AK PARTİ İktidarının asla
parasal bir sorunu yoktur. Örneklendirmek istiyorum: Yine Engin Bey’in, Sayın
Milletvekilimiz Engin Özkoç Bey’in çok yakinen
bildiği üzere, bizim iktidarı devraldığımız günlerde Anasol-M Hükûmeti
sanıyorum işbaşındaydı, Anasol-M Hükûmeti döneminde, tam 2002 yılında
Sakarya’nın en önemli sorunlarından bir tanesi SSK Hastanesinin üzerindeki
katın alınmasıydı ki sadece 2 trilyona mal oluyordu. Ben, o günlerde Merkez
İlçe Başkanlığı yapıyordum, Sakarya Merkez İlçe Başkanıydım, Sakarya’da
konuşulan tek şey vardı: “Oyumuzu vereceğiz ancak şu hastanenin son katını
almanız kaydı şartıyla.” ki sadece 2 trilyon tutuyordu, o günkü parayı bugünkü
paraya dönüştürürsek sadece 2 milyondu. Hâlbuki sadece demir yolu için
harcanacak olan para 320 milyon TL’dir, bunu açıklamak istedim özellikle.
Yine ifade etmek istiyorum, Karasu ilçemizde erozyon gerçekten
hepimizi üzmüştür; bu, ayrı bir mesele. Zaman zaman yaşanan, daha doğrusu
Karadeniz’in azgın ve hırçın dalgaları sebebiyle yaşanılması muhtemel olan bu
türden erozyonlar için önlemlerin artırılması fikrine esasen biz de
katılıyoruz. Zaten bunun için DLH, Demiryollar,
Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğü önce 2010 yılında 3, 2014
yılında 4 adet olmak üzere toplam 7 adet, her biri 110 metre uzunluğunda, 100
metre aralıklı, kıyıdan 100 metre açıkta
ayrık dalga kıranlar, bir diğer adıyla offshore’lar
yapılmıştır ki bunların toplam sayısı 27 olacak ve bunları da yine DLH,
Ulaştırma Bakanlığı peyderpey yapmaya devam edecek.
Bunda da yine Engin Bey parasal sorundan bahsetti. “Sanki Türkiye
Cumhuriyeti’nin, iktidarımızın parası yok ve bu yüzden orada gerekli adımlar
atılmadığı için o erozyonlara sebebiyet veriliyor.” gibi bir imaj oluşmasın
diye düzeltmek istiyorum. 2002’de sadece 2 trilyon bulunamadığı için hastane
hizmetleri aksamasına rağmen sadece burası için 1 milyon 940 bin TL
harcanmıştır, bundan sonra da 27 tane olmak üzere yapımı gerçekleştirilmeye
inşallah devam edilecek.
Üzülerek ifade etmek istiyorum, son erozyon Karasu Doğu Karadeniz
Caddesi’nin -ki burası çok önemli, özellikle altını çizerek vurgulamak
istiyorum- kuzeyindeki kum tepecikleri, 2009 yılında işbaşına gelen Milliyetçi
Hareket Partili belediyece kaldırıldığı için daha ziyade meydana geldiğini
herkes bilmektedir, ki belediye şimdi, şu anda, bu sıralar, yaptığının hata
olduğunu anlamış ve bu tepecikleri, başka yerlerden kum toplamak üzere, taşımak
üzere yeniden ihdas etmeye başlamıştır.
Aslında, yine Sayın Engin Özkoç Bey’in
burada gösterdiği fotoğrafların aksine, keşke hazırlıklı olsaydım da ben de
diğer türden fotoğraflar gösterseydim. Karasu’nun görüntüsü kesinlikle o
değildir. Karasu, gerçekten, kenarı çok düzgün, yeşillikleri çok muhteşem ve kumsalları
bir harikadır; turizm açısından, herkesin dikkat çekmesi gereken bir yerdir ve
yatırımları da peş peşe almaktadır.
Sürem bitiyor, daha fazla uzatmamak üzere, son olarak şunları
ifade etmek istiyorum.
Merkezî iktidar, kesinlikle, bugüne kadar olduğu gibi, bundan
sonra da üzerine düşeni bihakkın yerine getirmeye çalışmaktadır. Ancak,
inşallah, diğer iktidara sahip partililerce, belediyelerce, bundan önceki
süreçte olduğu gibi, bugünkü Belediye Başkanı, Milliyetçi Hareket Partili
Belediye Başkanınca da inşallah bu kaçak yapılara müsaade edilmez diyor,
hepinizi bir kez daha saygıyla selamlıyor, bu grup önerisinin, Milliyetçi
Hareket Partisi grup önerisinin aleyhinde olduğumuzu ifade ederek saygılar
sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Yavuz.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Karar yeter sayısı istiyoruz.
BAŞKAN – Peki, karar yeter sayısı arayacağım.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.39
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.56
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral
AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Mine LÖK
BEYAZ (Diyarbakır), Muhammet Bilal MACİT (İstanbul)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
80’inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisinin oylanmasında karar
yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi öneriyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir, karar yeter
sayısı vardır. (AK PARTİ sıralarından “Kabul edilmemiştir.” sesleri)
Öyle mi dedim? Kabul edilmiştir. Sehven “Edilmemiştir.” dedim,
Genel Kuruldan özür dilerim. (AK PARTİ sıralarından “Kabul edilmemiştir.”
sesleri)
Kabul edilmemiş… Niye benim kafamı karıştırıyorsunuz?
Kabul edilmemiştir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sehven, yanlış söyledim, kusura bakmayın.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Önemli değil, buna itiraz ederiz.
BAŞKAN - Karar yeter sayısı vardır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Sağ olun.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Tutanaklara geçti ama; “Kabul
edilmiştir.” beyanı tutanaklara geçti efendim.
BAŞKAN – Ama sehven dedim.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Biz bunun arkasını ararız efendim.
BAŞKAN – Yok, olan bana olur Sayın Şandır.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Ama tutanaklara geçti efendim.
BAŞKAN – Hayır, şimdi sehven olduğunu da söyledim. Olan bana olur.
Olmaz.
MEHMET METİNER (Adıyaman) – Sana hiçbir şey olmasın Sayın Başkan,
size ihtiyacımız var.
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Yani bir şey söyleyemiyorum işte. Sayın
Mehmet Sağlam olsaydı itiraz ederdik.
BAŞKAN - Hayır, hukuki hata benim olur yani orada.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Bilmem yani.
BAŞKAN – Sayın Kutluata, buyurun.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
13.- Sakarya Milletvekili
Münir Kutluata’nın, Sakarya Milletvekili Ali İhsan
Yavuz’un ifadelerine ilişkin açıklaması
MÜNİR KUTLUATA (Sakarya) – Sayın Başkan, biraz önce Sakarya
Milletvekili, hemşehrimiz Sayın Yavuz, siyasi
maksatlarla bu önergeyi abarttığımızı söyledi. Bunda böyle bir maksat olmadığı
bellidir. Siyasi maksatla konu ele alacak olsak sınırsız konu var Türkiye’de,
kendilerinin de malumudur. Ancak bizim istediğimiz Sakarya’da, Karasu’da
yaşanan bu olay el birliğiyle, siyasi partiler farkı gözetmeden ele alınsın,
konumuz budur. Buradan konuyu başka alanlara getirmek, Belediye Başkanı
MHP’lidir diye burada bu tür siyaset yapmayı hoş bulmadığımı ifade etmeliyim.
Bu olay belediye hudutları dışında da Sakarya’da yaşanmaktadır. Eğer Sayın
Milletvekilimiz ona dikkat etse bu ifadeleri kullanmazdı. Ben yine de
kendilerinden konuya sahip çıkmalarını ve bölgemizin bu probleminin çözülmesini
istiyorum.
Teşekkür ediyorum efendim.
BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu...
14.- İstanbul Milletvekili
Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, Başbağlar
olayının bir terör eylemi olduğuna ve Sivas olayıyla eşleştirmemek gerektiğine
ilişkin açıklaması
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, biraz önce
burada Başbağlar katliamıyla ilgili bir laf edildi. Başbağlar katliamını PKK yapmıştır, lanetliyoruz. PKK
yapmıştır. Sivas’la Başbağlar’ı eşleştirmek birbirine
yakışmaz. Başbağlar, benim doğduğum ilçeme 20
kilometre. PKK bir gecede 35 vatandaşımızı öldürmüştür. Onun için, Başbağlar’ı PKK yapmıştır, bunu bilginize arz ediyorum.
BAŞKAN – Sayın Metiner…
15.- Adıyaman Milletvekili
Mehmet Metiner’in, Sivas ve Başbağlar olaylarıyla
ilgili bir eşleştirme yapmadığına ilişkin açıklaması
MEHMET METİNER (Adıyaman) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben bir eşleştirme yapmadım, sadece Parlamentoda bazı
milletvekillerimizin çifte standardına dikkat çektim.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Lanetliyoruz biz!
MEHMET METİNER (Adıyaman) – CHP’li arkadaşlar niye üstüne
alındılar bilmiyorum oysa başkalarını kastetmiştim. Yani hem insan haklarından
bahsedeceksiniz hem de masum, günahsız 33 vatandaşımızı bir gece yarısı
hunharca katledeceksiniz. Ben bu eleştiriyi yaptım. Sayın Aslanoğlu’nun ve CHP’li
arkadaşların alınganlığını anlayabilmiş değilim.
Teşekkür ederim.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Alınganlık değil,
lanetliyoruz.
MEHMET METİNER (Adıyaman) – Teşekkür ederim. Hep birlikte terörün
her türünü lanetlememiz gerekiyor zaten.
BAŞKAN – Sayın Öğüt, buyurun.
16.- İstanbul Milletvekili
Kadir Gökmen Öğüt’ün, Başbağlar olayının bir terör
eylemi olduğuna ve Sivas olayıyla eşleştirmemek gerektiğine ilişkin açıklaması
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Öncelikle, Başbağlar olayı alçakça bir
terör eylemidir. O zamanki milletvekillerimiz olayı araştırmak için Başbağlar’a kadar gitmiştir. Sivas ise cumhuriyete karşı
bir başkaldırıdır. İki olayı da içtenlikle ve açıkça lanetlemeyenler
ilkesizdir.
Ayrıca, bu ülkenin yurtseverleri, solcuları, devrimcileri hiçbir
zaman zaman aşımına sevinmemiştir. Tersine, davalarının bir an önce
bitirilmesini her zaman talep etmişlerdir. Alınları ak dolaşmışlardır. Her
şeyin yerli yerine oturmasında fayda vardır.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç Tüzük’ün
19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
VIII.- ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal ve arkadaşlarının cezaevlerinde bulunan hükümlü ve tutukluların
içinde bulundukları cezaevi şartları ve bu şartların iyileştirilmesi konusunda
yürütülecek çözüm odaklı çalışmaların belirlenmesi amacıyla vermiş olduğu Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 20/3/2012 Salı günkü birleşiminde
sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin CHP Grubu önerisi
20.03.2012
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu; 20.03.2012 Salı günü (Bugün) toplanamadığından,
Grubumuzun aşağıdaki önerisinin, İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince Genel
Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Emine
Ülker Tarhan
Ankara
Grup
Başkan Vekili
Öneri
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ve arkadaşları tarafından,
02.02.2012 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
"Cezaevlerinde bulunan hükümlü ve tutukluların içinde bulundukları cezaevi
şartları ve bu şartların iyileştirilmesi konusunda yürütülecek çözüm odaklı
çalışmaların belirlenmesi" hakkında verilmiş olan Meclis Araştırma
Önergesinin, (224 sıra nolu) Genel Kurul'un bilgisine
sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, 20.03.2012 Salı günlü
birleşimde sunuşlarda okunması ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisinin lehinde ilk söz
İstanbul Milletvekili Sayın Mahmut Tanal’a aittir.
Buyurun Sayın Tanal. (CHP sıralarından alkışlar)
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Teşekkür ederim Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Türkiye’deki cezaevlerinin koşullarıyla ilgili ben söz almış
bulunmaktayım.
Türkiye’deki cezaevlerinde neler var, neler oluyor, koşullar ne
durumdadır, onu biraz size anlatmak isterim, ondan sonra yasal boyuta döneceğim
değerli arkadaşlar.
Şimdi, fiilî olarak bugüne kadar 941 kişiye yakın insan cezaevinde
ölmüştür. Yani sağlıklı bir vaziyette, sağlıklı bir şekilde cezaevine girmiştir
ancak 941 vatandaşımız cezaevinde hayatını kaybetmiştir.
Cezaevlerinin amacı kişiyi hem cezalandırmak hem de suç işledikten
sonra tekrar yine topluma nasıl kazandırtabiliriz, nasıl ıslah edebiliriz,
onların koşullarının hazırlanması gerekir. Ancak günümüzdeki cezaevlerinin
gerçekten insanları ıslah edici bir özelliği var mıdır, yoksa cezaevine girip
çıktıktan sonra ıslah edici değil de tamamen suç işleyebilecek profesyonel bir
suç işleme makinesine mi dönüşüyor? Yani bu, devletin, Hükûmetin, Bakanlığın
kendisine sorması gereken bir sorudur.
Kişi suç işlemiş olsun veya olmasın, şüpheli olarak veya hükümlü
olarak cezaevine girdiği zaman en azından içerideki tutuklunun veya hükümlünün
dışarıdaki insanlar kadar yaşama hakkı vardır. Hatta bizim İnfaz Yasamızın
16’ncı maddesi uyarınca kişi eğer hasta ise, iyileşemeyecek bir durumda ise,
bunun tedavisi dışarıda yapıldıktan sonra, ancak iyileştikten sonra cezaevine
atılabilir.
Buradaki temel felsefe nedir? Önce insanın sağlığıdır, önce
insanın iyileşmesidir. Yani kişinin sağlığı eğer tehlikede ise bu kişinin
cezasının veya tutukluluk süresinin ertelenmesi lazım iyileşinceye kadar.
Şu anda içeride bulunan tutuklulardan, hemen İnternete girdiğiniz
zaman, kimler cezaevinin koşullarından dolayı rahatsızlandı? Şener Eruygur, Orgeneral, beyin kanaması geçirdi; Kasım Erdem,
Tümgeneral, Hasdal Cezaevinde beyin kanaması geçirdi; Profesör Doktor Fatih
Hilmioğlu, karaciğer kanseri; Profesör Doktor Erol Manisalı, karaciğer
kanseriyle teşhis konuldu; Kuddisi Okkır, vefat etti; Kaşif Kozinoğlu, vefat etti; Yusuf Erikel, meslektaşım, bir avukat arkadaşımız, bu
arkadaşımıza geniz kanseriyle teşhis konuldu, şu anda bununla büyük bir
mücadele hâlinde. Şu anda Hükûmetin içerisinde bulunan bakanların bazısı aynı
zamanda Yusuf Erikel’in bakanlar kurulu listesinde,
içinizde bazı milletvekilleri arkadaşlarımız yine değerli meslektaşımız Yusuf Erikel’in bakanlar kurulu listesinde. Yani Yusuf Erikel tutuklandı, cezaevine atıldı, hakkında dava açıldı
ancak kendi bakanlar kurulu listesinde olan kişiler hakkında hiçbir ifade
alınmadı, soruşturma açılmadı. Profesör Doktor Mehmet Haberal, dört kez kalp
spazmı geçirdi. Yani bu sayıyı arttırmak mümkün. Profesör Doktor Ayşe Yüksel,
yine kanser teşhisi konuldu.
Şimdi, burada, hâlen, sıcağı sıcağına, İnsan Hakları Alt Komisyonu
gerek Osmaniye’de gerekse Cumhuriyet Halk Partisi tarafından Pozantı’ya
gönderilen arkadaşlarımız cezaevindeki koşulları inceledi. Osmaniye’deki
cezaevinde, cezaevine giren tutuklu veya hükümlü çırılçıplak soyularak
cezaevine gönderiliyor. Değerli arkadaşlar, bu, insan onuruyla bağdaşacak bir
tavır değil, bağdaşacak bir ceza değil. Yani burada cezanın üzerine ayrıca bu
şekilde çırılçıplak soyulması, bu cezanın tahammül edici bir yönü yok değerli
arkadaşlar. Osmaniye’de aynı şekilde cezaevinde bulunan kadınların çocuklarıyla
ilgili “Efendim, hükümlü olmadığı için yemek verilmiyor.” deniliyor. “Peki
neden verilmiyor?” deniliyor. “Efendim, bu hükümlü değil çünkü hazırlanan bu,
Adalet Bakanlığının genelgesinde hükümlü olmayan kişilere iaşe verilemez.”
deniliyor.
Değerli arkadaşlar, bunun da gerekçesi, aslında Adalet
Bakanlığının genelgesine baktığımız zaman -gayet rahat- hükümlü olan kadınlarla
birlikte çocuklara, yine çocukların yaşıyla uygun olarak iaşenin verilmesi
gerektiğini söylüyor. Ama nedir? Tabii ki, oradaki cezaevi idaresinin kötü ve
keyfî tutumlarından kaynaklanan bir husus. Burada da gerekçe olarak, aynı
zamanda, cezaevinde bulunanların iaşesinin gıda değerinin düşük olmasının
gerekçesi olarak yeteri kadar kaynağın bulunmadığı söyleniyor.
Değerli arkadaşlar, biraz önce arkadaşlarımız Adapazarı’yla ilgili
Hükûmetin kaynağı olmadığını söylüyor. Kaynak bulunmayan, “Kaynak yoktur.”
diyen İktidara ben buradan kaynak gösteriyorum: Değerli arkadaşlar, Citibank’ın vergiye 3 milyar dolar borcu vardı. “Kaynak
yoktur.” diyen Hükûmete sesleniyorum: Citibank’ın 3
milyar dolar borcu Maliye Bakanının oluruyla affedildi. “Kaynak yok.” diyen
arkadaşlarımıza kaynak. Peki, Citibank’ın vergi borcu
affedilince Citibank ne yaptı? AK PARTİ’nin
tekrar iktidara gelişi nedeniyle Citibank AKP’yi
tebrik etti aynı şekilde. Yani “Kaynak yoktur.” diyen arkadaşlarımıza, bir: Citibank’taki 3 milyar doları affetmemiş olsalardı bu
kaynak kullanılabilirdi.
Bu kaynakla ne yapılabilirdi, Citibank’ın
3 milyar dolar vergi borcu affedilmese Bakanın oluruyla? 30 milyon köylümüze
2,9 milyar TL kadar bir para girmiş olacaktı. Bu, aynı zamanda Türkiye'de
köylünün bir yıllık mazot tüketimi olan 2 milyon 222 bin tonu karşılamış
olacaktı değerli arkadaşlar.
Geliyoruz, yine “Kaynak yoktur.” diyen arkadaşlara: Ankara’da Belbeton AŞ’nin piyasa değeri 80-100 trilyon iken 22
trilyona satıldı değerli arkadaşlar. Belbeton, Ankara
Büyükşehir Belediyesinin yan kuruluşu. Bu şirketin sadece bir makinesinin
sigortası -Anadolu Sigortadan kaskosu yapılmış- 6 trilyon değerli arkadaşlar.
Bu şirketin şu anda almış olduğu, yine tekrar -satıldığı hâlde- belediyeden
almış olduğu iş: 40 milyon TL’lik bir sözleşme yapılmış durumda, 100 milyonluk
ayrı, bir de 500 milyonluk bir iş de Karayolları Genel Müdürlüğünden alınmış
durumda. Peki, bu Belbeton AŞ kime satılmış? Genç
İnşaata satılmış. Peki, Genç İnşaat firmasının Sayın Ankara Büyükşehir Belediye
Başkanıyla ilişkisi ne? Çocuklarıyla aynı kavgaya karışınca o kavgada ifadeleri
var mıydı? Bir ortaklıkları var mıdır yok mudur? Ve aynı zamanda, bu yapılan
işlerle ilgili tretuvar döşemesi ihalesi alınmış, bu ihalede bu taşların üst
tabakasında bazalt tozunun olması gerekirken bazalt tozu olmadan bu taşlar
yapılıyor mu yapılmıyor mu? Bu konuda hem İçişleri Bakanlığını hem de Sayıştayı göreve davet ediyorum. Yani burada 22 milyon
TL’ye satılan Belbeton’un, 40 milyon TL hazır işi,
150 milyon TL ve 500 milyon TL’lik gelecekte yapılan işlerle ilgili yapılmış
olan ihaleleri var, aynı zamanda İş Bankasının kuruluşu olan Anadolu Sigortadan
da bu demirbaşların sigorta değeri yapılan ihale bedelinin çok çok üzerinde
değerli arkadaşlar.
Ben, yine, bir başka kaynak söylemiş olayım: Vatandaşın, asgari
ücretinden, içtiği sudan, yediği yemekten vergi alan Hükûmet, borsadan vergi
almamakta değerli arkadaşlar. Yani, gerçekten eğer “Kaynak yok.” deniliyorsa,
borsadan kaynak. Yabancı şirketler ne yapıyor değerli arkadaşlar? Yabancı
şirketler -içimizde hukukçu arkadaşlarımız var- Türkiye’de açmış oldukları
davaların hepsinde harçtan muaf. Bankalar -millî bankamız kalmadı- bankaların
tamamı, açtığı davalarda harçtan muaf. Yani yatırım yapmamanın gerekçesi olarak
eğer kaynak yokluğu gösteriliyorsa, gerçekten kaynak var, kaynaklarımız israf
ediliyor.
Hepinize teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum, önergeye destek
vermenizi istirham ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Tanal.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisinin aleyhinde ilk söz Çankırı
Milletvekili Sayın İdris Şahin’e aittir.
Buyurun Sayın Şahin. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İDRİS ŞAHİN (Çankırı) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; CHP
grup önerisi aleyhinde söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Öncelikle, ceza ve tutukevlerinin fiziki şartları ve orada
tutukluluk süresini geçiren mahkûmlar ve tutuklular hakkında böyle bir konunun
gündeme getirilmiş olmasını ciddi anlamda önemsiyorum ve bu hususta
düşüncelerimi AK PARTİ Grubu adına yüce heyetinize saygıyla arz ediyorum.
Değerli milletvekilleri, bilindiği üzere, cezaevleri, özellikle
eve dönüş operasyonlarının gerçekleştiği tarihten sonraki süreç içerisinde, 99
yılının sonunda 2000’li yılların başında başlamak üzere, son günlere değin
oldukça güzel fiziki konum ve şartlara kavuşturulmuştur. Yine, burada kalan
hükümlü ve tutukluların durumları Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İzleme
Kurulları Kanunu’yla, 2001 yılında yürürlüğe giren bir kanunla düzenlemiş ve
her yargı çevresinde oluşturulan komisyonlarla, en az otuz beş yaşını ikmal
etmiş olmak kaydıyla, tıp, eczacılık, hukuk, kamu yönetimi, sosyoloji,
psikoloji, sosyal hizmetler, eğitim bilimleri ve benzeri alanlarda en az dört
yıllık yükseköğrenim kurumlarından veya bunlara denkliği kabul edilen yurt
dışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olmak ve mesleğiyle ilgili olarak
kamu kurum ve kuruluşlarında ya da özel sektörde en az on yıl çalışmak
kaydıyla; kişisel nitelikleriyle çevresinde dürüst, güvenilir ve ahlaklı olarak
tanınmış olmak, herhangi bir siyasi partinin merkez, il veya ilçe
teşkilatlarında görevde bulunmamak üzere bir izleme kurulu oluşturulmuştur. Bu
izleme kurulu en az iki ayda bir yan yana gelmek suretiyle cezaevinin sıhhi
şartları, orada kalan tutuklulara karşı manevi bir işkencenin yapılıp
yapılmadığı veyahut da kendi sağlık durumları noktasında herhangi bir
şikâyetleri olduğunda revire çıkartılıp çıkartılmadıkları noktasında sürekli
olarak izlemelerde bulunmaktadır ve bunlar yapmış oldukları izlemeler sonucunda
gördükleri eksiklikleri yörenin cumhuriyet başsavcılığına, Adalet Bakanlığına
ve Mecliste İnsan Hakları İnceleme Komisyonuna özellikle raporlar hâlinde
sunmaktadırlar.
Özellikle CHP’nin önergesinde ifade etmiş olduğu dört tane
cezaeviyle alakalı, Kandıra, Diyarbakır, Silivri ve Tekirdağ cezaevlerindeki
durumlarla alakalı olarak da buradan şunu ifade etmek istiyorum: Yurdumuzun her
tarafında üç yüz seksen beşi aşkın kapalı cezaevi bulunmaktadır. Burada yaşayan
her vatandaşımız bizim için mukaddestir ve kıymetlidir. Zira, bizim siyasetteki
temel düsturumuz da “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.” zihniyetidir.
Dolayısıyla, ne olursa olsun, özellikle mahkûmiyet hükmü kesinleşmemiş olan her
tutuklu sonuç itibarıyla bizim nazarımızda kesinlikle mahkûm olmuş değildir.
Yargılaması devam eden tutuklulara, mahkûmiyet hükmü almış olsa dahi insan
olarak cezaevinde bulunan vatandaşlarımıza sosyal devletin gerekliliği olan tüm
şartları ve hizmetleri sunmakla yükümlüyüz ancak özellikle cezaevlerinin
güvenliği açısından değerlendirdiğimiz zaman, değerli meslektaşımız burada çok
güzel ifade etti, Sağmalcılar, Bayrampaşa cezaevlerinin, hemen yanı başımızdaki
Ulucanlar Cezaevinin, Diyarbakır eski cezaevinin konumlarını hiçbir zaman
unutmamamız lazım. Ben Çankırı Milletvekili olarak, iki dönem de baro
başkanlığı yapmış bir kardeşiniz olarak, cezaevlerinin ceza avukatlığıyla
ekmeğini yiyen bir kardeşiniz olarak çok yakinen takipçisi olan birisiyim ve
özellikle de son zamanlarda cezaevlerinin sıhhi şartlarında, orada bulunan
mahkûm ve tutuklulardan almış olduğumuz mesajlarda da, çok olumlu gelişmelerin
olduğunu memnuniyetle müşahede ediyor ve görüyoruz. Tabii ki bunlar yeterli
midir? Elbette ki insan haklarından insanın haberleşme hürriyeti olsun, diğer
fiziki şartların, barınma, yeme ihtiyaçlarının tamamının dışarıdaki gibi
olmasını beklemek kapalı bir ortamda zaten mümkün değil. Ancak bugün Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesinden tutun Türkiye’deki örneklere baktığımız zaman da
çok fazlasıyla bir sıkıntılı durumla karşılaşmıyoruz.
Önemli olan şu: Elbette ki rahatsızlıkları olan… Özellikle
önergede de ifade edilmiş, Silivri Kapalı Cezaevinde hiç kadın mahkûm olmadığı
hâlde kadın doğum uzmanının revirde nöbetçi olarak tutulduğu belirtiliyor.
Özellikle Sağlık Bakanımızdan istirhamımız, pek çok noktada kadın doğum
uzmanlarının olmadığı Anadolu’nun pek çok vilayeti var, bunların öncelikle
oralara gönderilmesi hâlinde çok daha uygun olacağını düşünüyoruz. Ben böyle
bir tespitin de uygun düşmediğini, zira acil hekimlerinin veya pratisyen
hekimlerin cezaevlerinde nöbet tuttuğunu yakinen biliyor ve müşahede ediyorum.
Burada sadece bir görüş olarak ifade edilmiş, net bir tespite de varılmadığını
zaten önergeden de anlıyoruz. İnşallah, bizlerin arzusu, isteği, her türlü
cezaevinde bulunan hem mahkûmlarımıza hem tutuklularımıza insan onuruna yakışır
her türlü imkânı milletçe sağlayabilmemiz.
Bu noktada da, ciddi anlamda, gerek Sincan’la -ki karşılaşmış
olduğumuz manzaralar- Ulucanlar’ı kıyas ettiğimiz
zaman gerekse Diyarbakır’da geçmiş cezaeviyle şimdiki cezaevini mukayese
ettiğimizde, sadece Türkiye’nin Diyarbakır, İstanbul ve Ankara’sında değil, her
noktasına gittiğimiz zaman gerek açık ceza infaz kurumlarında gerekse
tutukluların yoğunlukta bulunduğu cezaevlerinde fiziki şartların son derece
iyileştiğini görmüş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Değerli milletvekilleri, Saygıdeğer Başkanım; elbette ki, hukuki
olan, hukuk zemininde yapılması gereken her türlü çalışmanın AK PARTİ Grubu
olarak arkasında olacağımızı ifade etmek istiyorum.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – İnfaz koruma memurları var,
infaz.
İDRİS ŞAHİN (Devamla) – Ancak bu kadar önemli bir konuda son
derece sığ bir gerekçeyle cezaevindeki durumların Meclis gündemine getirilmiş
olmasının şu an itibarıyla öncelikli görüşülecek bir konu olmadığını özellikle
buradan ifade etmek istiyorum.
İnfaz koruma memurları açısından da…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Ondan bahsetsene biraz. Hepsi
perişan.
İDRİS ŞAHİN (Devamla) - …adalet komisyonlarımıza çok ciddi anlamda
bir imkânın verildiği, burada çalışacak olan infaz koruma memurlarının
tamamının adalet komisyonlarımızca titizlikle seçilmek suretiyle
görevlendirildiği ortada. Elbette ki onların ekonomik imkânlarının da ülkemizin
bütçesi de dikkate alınmak suretiyle…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Mesaisi yok, yirmi dört saat
görev yapıyorlar, tatilleri yok.
BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu, lütfen…
İDRİS ŞAHİN (Devamla) - …çok daha iyi bir noktaya getirileceğine
dair inancımız var. Şunu özellikle ifade etmek istiyorum ki bir zamanlar
adliyelerde müsveddelerin arkasına, müsvedde kâğıtlarının, seçim kâğıtlarının
arkasına bizler duruşma zabıtları aldığımızı değerli meslektaşlarım çok çok iyi
bilirler. Emin olun 2002’den 2012’ye gelinen süreç içerisinde Adalet
Bakanlığının yapmış olduğu çalışmaları -Ceza ve Tevfikevleri
Genel Müdürlüğü- özellikle iş yurtları bütçesinden yapılmış olan, yurdun her
tarafında son derece donanımlı sarayları gördükçe bu ülkenin nereden nereye
geldiğini bir seferde anlıyoruz.
Ben burada özellikle fiziki şartlar açısından -işte baroların
geldiği nokta- sadece baro pullarından Türkiye’deki sivil toplum kuruluşları
olan barolarımızın geldiği ekonomik güç, fiziki şartları da burada ifade etmek
istiyorum.
Huzurunuzda, bu imkânı sağlayan öncelikle yüce milletimize,
sonrasında istikrarlı yönetimiyle hak ve adalet duygularının ne demek olduğunu
ve “Adalet mülkün temelidir.” sözünü ve nişanesini yapmış olduğu saraylarla ve
yargı ağında sunmuş olduğu hizmetlerle bu necip millete sunan AK PARTİ
Hükûmetine ve onun arkasındaki yüce milletimize bir sefer daha teşekkür
ediyorum.
Bu vesileyle CHP grup önerisi aleyhinde olacağımızı ve bu şekilde
de oy kullanacağımızı beyan ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Şahin.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisinin lehinde ikinci söz
Osmaniye Milletvekili Sayın Hasan Hüseyin Türkoğlu’na aittir.
Buyurun Sayın Türkoğlu. (MHP sıralarından alkışlar)
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, Türk milletinin saygıdeğer milletvekilleri; yaklaşık
bir yıl devam eden ve her günü ayrı bir zaferle taçlandırılan Çanakkale
savaşlarının 97’nci yıl dönümü münasebetiyle şehitlerimizi rahmetle anıyorum.
Afganistan’da şehit olan 12 askerimize de rahmet, ailelerine sabır diliyorum.
İnanıyorum ki Cenabıallah onları cennetinde
buluşturacaktır. Onların aziz hatırasına hürmeten, temiz ve saf kanlarıyla
sulayarak vatan yaptıkları bu toprakları böldürtmeyeceğimizin, Türk Bayrağı’nı
gönderden indirmeyeceğimizin ve Türk milletini parçalatmayacağımızın sözünü
vererek onlara olan borcumuzu bir parça ödeyebileceğimizi ifade etmek
istiyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi tarafından verilen, cezaevlerinin
şartlarının, mahkûmların sorunlarının araştırılması için Meclis araştırması
açılması hakkındaki önergeyle ilgili olarak sözlerime başlarken 12 Haziranda
tecelli eden millî irade kapsamında Türk milletine vekil olan İstanbul
Milletvekili Sayın Engin Alan ile başında şapka olmadığı için tilki ve çakal
tarafından dövülen tavşan mantığıyla cezaevinde bulunan tüm mazlumları da
saygıyla selamlıyorum.
Uzun tutukluluk sürelerinin düzenlendiği CMK maddelerini
değiştirmeyen, mağduriyetleri gidermeyen, milletin vekili ve millet iradesinin
tecellisi olarak milletvekili seçilen İstanbul Milletvekili Engin Alan ve diğer
milletvekillerinin görev yapmasını engelleyen düzenlemeleri ortadan kaldırma
iradesini ortaya koymayan Hükûmeti de ayıplıyor ve kınıyorum.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; cezaevlerinin dâhil olduğu
sistemin aktörlerinden birisi mahpus, diğeri cezaevi ve bir başkası da
cezalandırma rejimidir. Evvela, cezaevlerinin dış korumasının Adalet Bakanlığı
personeli yani özel güvenlik tarafından yapılmasının sağlanması önemlidir.
Jandarmanın personel yetersizliği bahanesiyle duruşmaya giden mahkûmlara sorun
çıkarması çok önemli bir konudur. Bu görevin özel güvenliğe verilmesi
önemlidir. Bu konuda var olan kadroların ve yasal düzenlemelerin bir an evvel
hayata geçirilmesi gereklidir.
İnfaz sisteminin en önemli unsurlarından bir diğeri de başta infaz
memurları olmak üzere tüm görevlilerdir ve bu görevliler ciddi sıkıntılar
çekmektedir. Hapis sistemini bir ıslah olarak gören ceza sistemimiz içinde
doğal olarak, mahpus edilenle en yakından temas eden ceza infaz memurlarının
maddi, manevi ihtiyaçlarının giderilmesi önem arz etmektedir. Dolayısıyla, önce
ceza infaz memurlarının sorunlarını konuşmak ve çözmek gereklidir. Bu sorunları
bir örnekle anlatmak istiyorum: L tipi bir cezaevinde bir infaz koruma memuru
günlük ortalama 18 kilometre yürümektedir, F tipinde bu rakam 12 kilometredir.
Mahpus, avukat getir götür toplam 18 kilometre ve yirmi beş yıl çalışan bir
infaz koruma memuru bunu hayatının sekiz buçuk yılı boyunca yapmaktadır. Sekiz
buçuk yıl boyunca günde 18 kilometre yol ve bizim, Genel Kurul salonuna bile
getirebildiğimiz telefon yok, bilgisayar yok. Sekiz buçuk yıl her gün üst
araması yapılarak girilen bir iş yeri ve mahpuslarla geçirilen, mahpus gibi
yaşanan, geçirilen günler. İstedikleri atla, deve değil.
Emniyet ve güvenlik hizmetleri sınıfına dâhil olmak istiyor ceza
infaz koruma memurları ve 5510 sayılı Kanun’un 40’ıncı maddesi çerçevesinde
yıpranma hakkı istiyorlar.
Fazla çalışma ücretiyle ilgili, Adalet Bakanlığı diğer çalışanlarıyla
beraber fazla çalışma ücretlerinden faydalanmak istiyorlar.
İnfaz kurumları çalışanlarına verilen ücretin görevlerinin zorluk
derecesine göre, emeklilerinin de hak ettikleri statüye göre ek göstergelerinin
düzenlenerek artırılmasını talep ediyorlar.
6111 sayılı Yasa’yla Adalet Bakanlığı diğer çalışanlarına verilen
sendikal örgütlenme hakkını istiyor ceza infaz koruma memurları.
Ayrıca, can güvenliği kapsamında kendilerine görev başındayken
verilen silahların emekli olduktan sonra da harçlardan da muaf tutulmak
suretiyle devamını istiyorlar.
Ceza infaz kurumlarında çalışan ceza infaz koruma memurlarının
sendikal örgütlenmeleri olmadığı için bu konuların tartışıldığı platformlarda,
hiç olmazsa kurdukları derneklerin muhatap alınmasını istiyorlar.
Bu sorunlar giderilmeden sağlıklı bir ceza infaz sisteminden
bahsetmek mümkün değil. Diğer yandan, öncelikle sisteme dâhil edilen yeni
modern cezaevlerinin olması fiziksel sorunları çözememekte. Bugün
cezaevlerimizdeki kapasite 80 bin kişilik ama sıkıştırılarak 116 bine
çıkarılmış bir rakam fakat tutuklu ve hükümlü sayısı 130 bin civarında. Aradaki
farkın ortaya çıkardığı sorunlar şunlar:
Her bir mahpusa yatak verilememekte yani mahpuslar iki üç vardiya
şeklinde uyuyabilmektedirler. Yeni yataklar açabilmek için ortak kullanım
alanları yatakhaneye çevrilmekte ve alanlar daralmakta. Resim, müzik gibi rehabilite enstrümanları ya azaltılmakta ya da tamamen
kaldırılmaktadır. Yemek için ayrılan imkânlar kapasitenin üstünde insana
yetmemekte ve kalite iyice düşmektedir. Mahpusların yıkanmaları ise başlı
başına bir sorun teşkil etmektedir.
Her vesile ile cumhuriyet döneminin rekorlarından bahseden
Hükûmet, bazı rekorlarından da bahsetmelidir. Mesela, Türkiye, Avrupa’nın en
fazla cezaevi olan devletlerindendir. Türkiye, Avrupa’nın en fazla mahpus
sayısı olan devletlerindendir. Türkiye, Avrupa’nın en fazla tutukluluk süresi
yaşatan bir ceza rejimine sahiptir. 2002’de 59 bin civarında olan mahpus ve bu
rakamın ancak yüzde 15’i tutuklu olan Türkiye’de, bugün itibarıyla, 130 binin
üzerinde mahpus ve bunun yüzde 50’ye yakını tutukludur. Bu korkunç rakamların
sebebi, on yıldır devleti yöneten AKP hükûmetleridir. Geride bıraktığımız dokuz
yılı aşan sürede AKP’nin yargıyı ele geçirme, yönlendirme ve yönetme ihtirası
bu tablonun temel sebebidir.
Yargı kavramı, artık, zihinlerde adalet, tarafsızlık, eşitlik
hissi uyandırmamaktadır. Yargı, artık, zihinlerde AKP’nin emrinde, onun bir
parçası ve AKP gibi düşünmeyenler için bir korku hissi uyandırmaktadır. AKP,
bir dönem emrinde olmadığı için çamur attığı, en ağır eleştirileri yönelttiği,
hatta mezheplerin yönettiğini ifade ettiği yargıya, 12 Eylül 2010 Anayasa
referandumundan ve ona bağlı yasaların çıkarılıp uygulanmasından sonra toz
kondurmamaya başlamıştır. Sincan’da dedelerin hâkim ataması yaptığı ifade
edilmiş, yeni düzenlemelerden sonra uygun hâkimlerin, savcıların özel davalara
atanması temin edilerek güya sorun çözülmüştür. Zaman zaman bizlere de “Siz
neden kendi yargınızın peşinde koşturmuyorsunuz?” diyenler de var, yok değil.
Bizler, Türk milleti adına karar verenlerin, ne mezhepçilerin ne siyasetçilerin
ne de cemaatçilerin, sadece ve sadece Türk milletinin hâkim ve savcısı olmasından yanayız.
Yargıya bu kadar hevesli, ihtiraslı olma arzusu AKP’ye avantajlar
da sağlamıştır. Mesela kayıp trilyon davası gayet güzel sonuçlanmıştır. Mesela
saf ve temiz Müslümanların sadaka, fitre, zekât ve kurban paraları ile
kendilerine televizyon kanalı kuran, gemi alan, siyaset yapan dolandırıcılar
kollanıp korunabilmişlerdir. Mesela domuz bağıyla insanları katledenler ıslık
çalarak mapushanelerden çıkıp gidebilmiştir. Suikast
davası bahanesiyle kozmik odalar deşifre edilebilmiştir. AKP bürokrat ve
siyasetçilerini sıkıntıya sokabilecek davalar nedense zaman aşımına uğramıştır.
Bölücübaşının örgütünü İmralı’dan yönetmesine müsaade
edilmiştir. “Terörle müzakeremiz var, hele şu KCK’yı
birkaç yıl gündeme getirmeyelim.” denilebilmiştir. Yargıya “İstikamet Habur,
marş marş!” denilerek mobil mahkemeler
kurulabilmiştir. Şike soruşturması seçimlerde AKP’ye zarar vermesin diye seçim
sonrasına bırakılabilmiştir. AKP’li olmayan belediyeler üzerinde yargı
aracılığıyla operasyonlar yapılmış, âdeta 2014 mahallî seçimlerinin altyapısı
hazırlanabilmiştir.
Yargıyı HSYK üzerinden hizaya getirdiniz. Bürokrasi, akademi,
üniversite ve yargı, her yeri ele geçirdiniz. Artık Bavyera’daki zalimlerden
kaçıp Berlin’de sığınacak hâkim de yok. Savcı unvanının önüne “cumhuriyet”
kelimesini ekleyen Mahmut Esat Bozkurt’un mezarda kemikleri sızım sızım
sızlıyor. Siz iktidara gelirken Fırat’ın kenarında otlayan kuzunun
sorumluluğundan bahsediyordunuz. Şimdi o kuzu düşüncelerinden dolayı tutuklu. O
sürüdeki çoban köpeği örgütten dolayı tutuklu, pençeleri olduğu için silahlı
örgütten dolayı tutuklu. Çoban ise örgüte yardım ve yataklıktan tutuklu. Ahali
korku imparatorluğu içinde kıvranıp duruyor. Sürüye saldıran çakallar ise
sizden çok memnunlar, ne zaman vereceğinizi bekliyorlar.
Bu vesile ile Cumhuriyet Halk Partisinin araştırma önergesi
lehinde olacağımızı ifade eder, yüce Türk milletinin milletvekillerini saygıyla
selamlarım. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Türkoğlu.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisinin aleyhinde son söz Yozgat
Milletvekili Sayın Yusuf Başer’e aittir.
Buyurun Sayın Başer. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
YUSUF BAŞER (Yozgat) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
öncelikle, Afganistan’da şehit olan 12 askerimize Allah’tan rahmet diliyor,
kederli ailelerine ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum.
Değerli milletvekilleri, cezaevlerinde bulunan tutuklu ve
hükümlülerin şartlarıyla ilgili olarak CHP Grubu tarafından verilen grup
önerisinin aleyhine söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisimizi ve aziz
milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde, 15/12/2011 tarihi itibariyle
377 ceza infaz ve kurum evi bulunmakta ve bu kurum evlerinden 121.804 kişi
faydalanmaktadır.
Ceza infaz kurumu ve tutukevi sayısının, işletim maliyetinin
düşürülmesi, hizmette kalite, çağdaş infaz anlayışı doğrultusunda hızla
azaltılması amaçlanmış, bu amaç çerçevesinde ülkemizde uluslararası normlara
uymayan ve fiziki şartları ve kapasitesi itibarıyla eğitim ve iyileştirmenin
kısıtlı yapıldığı veyahut hiç yapılamadığı küçük ilçelerde bulunan ceza infaz
kurumları 2006 yılından itibaren kapatılmış ve toplam 118 cezaevi
kapatılmıştır.
AK PARTİ hükûmetleri, çağdaş anlayışa uygun olarak yeni ceza infaz
kurumlarının yapımını hedeflemiş, bu çerçevede Adalet Bakanlığınca 2006
yılından itibaren bir çalışma başlatılmış, sağlıklı, güvenlikli, mekanik ve
elektronik donanımlı ve rehabilitasyon işlemlerine elverişli yeni ceza ve infaz
kurumu projeleri gerçekleştirilmiş, başta büyük şehirler olmak üzere son altı
yılda 53 adet ceza infaz kurumu yapılmış ve 42.142 kapasiteli ceza infaz kurumu
hizmete açılmıştır.
5275 sayılı Ceza ve
Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 18’inci maddesi uyarınca akıl
hastalığı dışında ruhsal rahatsızlıkları bulunan hükümlüler için Türkiye'nin
değişik yerlerindeki ceza infaz kurumlarında üniteler açılmıştır ve 2009
yılında faaliyete geçmiştir.
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’a
göre ceza ve güvenlik tedbirlerinin
infazına ilişkin kurallar, hükümlülerin dil, din, mezhep, milliyet, renk,
cinsiyet farkına bakılmaksızın, felsefi inanç ve düşüncelerine bakılmaksızın,
siyasî ve ideolojik düşüncelerine
bakılmaksızın, ekonomik güçleri ve toplumsal sınıflarına bakılmaksızın,
hiçbir kimseye ayrıcalık yapılmaksızın bilaistisna uygulanmaktadır.
Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı ile ulaşılmak istenilen
temel amaç, öncelikle genel ve özel önlemeyi sağlamak, bu maksatla hükümlünün
yeniden suç işlemesini engelleyici etkenleri güçlendirmek, toplumu suça karşı korumak,
hükümlünün yeniden sosyalleşmesini teşvik etmek, üretken,
kanunlara, nizamlara ve toplumsal kurallara saygılı, sorumluluk taşıyan
yeni bireyler kazanmak amaçlanmıştır.
Ceza infaz kurumlarında hükümlülerin düzenli bir yaşam
sürdürmeleri sağlanmış, hürriyeti bağlayıcı cezanın zorunlu kıldığı hürriyetten
yoksunluk, insan onuruna saygının
korunmasını sağlayan maddî ve manevî koşullar altında çekilir hale
getirilmiştir.
Cezanın infazında adalet esaslarına uygun hareket edilmiştir. Bu
maksatla ceza infaz kurumları, kanun, tüzük ve yönetmeliklerin verdiği
yetkilere dayanarak nitelikli elemanlarca denetlenmiştir.
Huzurlarınızda ceza ve infaz kurumlarında ceza izleme kurulu
üyeliği yapan, aynı zamanda Yozgat’ta üç dönem Baro Başkanlığı yapan bir
kardeşiniz olarak sesleniyorum ki, 2001 yılında yürürlüğe giren 4681
Sayılı Ceza İnfaz Kurumları ve
Tutukevleri İzleme Kurulları Kanunu’na uygun olarak yürürlükteki mevzuat ve
ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle belirlenen ilkeler
çerçevesinde ceza infaz kurumları ve tutukevlerinin yönetim, işleyiş ve
uygulamalarını yerinde görmek, yerinde denetlemek, bilgi almak ve eksikleri
gidermek ve rapor hâline getirmek üzere ve ilgili, yetkili mercilere sunmak
üzere ceza infaz kurumları ve tutukevlerine ilişkin olarak kurullar
kurulmuştur. Bu izleme kurulları başkanla beraber 5 kişiden oluşmakta ve bu 5
kişi içerisinde kadınların da bulunması zorunlu hâle getirilmiştir.
Değerli milletvekilleri, ceza izleme kurullarına seçilecek
şahıslarla ilgili olarak devlet memurluğunda öngörülen şartlar dışında ayrıca
şartlar getirilmiş ve bu kişiler çevresinde dürüst, güvenilir, ahlaklı olarak
tanınmış kişiler arasından seçilmiştir.
Cezaevi izleme kurulu, infaz kurumları ve tutukevlerindeki infaz
ve ıslah uygulamalarına ilişkin işlem ve faaliyetleri yerinde görmek,
incelemek, yönetici ve görevlilerden bilgi almak, hükümlü ve tutukluları
bizzat dinlemesi gerekiyordu ve bu
görevler, bu kurullar tarafından bihakkın yerine getirilmektedir. Ceza infaz
kurumları ve tutukevleriyle ilgili tespitlerini ve aldıkları bilgileri
değerlendirmek üzere dört ayda bir rapor tanzim etmekte bu kurul ve bu kurul
raporlarını hem Adalet Bakanlığına hem Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan
Haklarını İnceleme Komisyonu üyelerine, komisyon başkanlıklarına, yine bağlı
bulundukları cumhuriyet başsavcılıklarına ve eğer incelemeler neticesi bir suç
sabit olmuşsa bununla ilgili olarak da bağlı bulundukları ceza infaz hâkimliklerine bu raporlar tanzim
edilmektedir.
Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ İktidarıyla
birlikte cezaevlerindeki koğuş sistemi kaldırılmış, koğuşlardaki ağalık ve
haraç verme sistemine son verilmiş, koğuşlarda 1, 3, 5, 8 kişilik sisteme
geçilmiştir. Cezaevlerindeki giriş ve
çıkışlar güvenli hâle getirilmiş, cezaevlerinden kaçışlar önlenmiştir. Geçmiş
dönemlerde televizyon ekranlarında hayretle izlemiş olduğumuz cep telefonları,
uyuşturucu maddelerin cezaevlerine girişine son verilmiş, cezaevleri güvenli
hâle getirilmiştir. Cezaevlerinde yiyecek içecek, giyim, sıcak su, sportif
alanlar, kütüphane ve insani hizmetlerin standardı geliştirilmiş ve kalitesi
artırılmıştır. Cezaevlerine ambulans, doktor, hemşire, psikolog, din görevlisi,
pedagog, sosyal çalışmacı, usta öğreticiler ve öğretmenler görevlendirilmiş,
tutuklu ve hükümlülere meslek edinme imkânları sağlanmıştır.
Ceza infaz mevzuatı uluslararası standarda kavuşturulmuş,
cezaevlerinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin aramış olduğu standartlar
yakalanmış, denetimde serbestlik sistemi getirilmek suretiyle yeni bir sistem
kurulmuştur.
Cezaevi sorunları AK PARTİ İktidarıyla birlikte ülke gündeminden
çıkarılmıştır. Yetişkin, çocuk hükümlü ve tutuklulara uygulanan psikososyal ve destek programları yapılmaktadır.
Yine, milletvekili bulunduğum
Yozgat Cezaevinde faaliyet gösteren hükümlü ve tutuklular Türk Hava
Kuvvetlerinin parkalarını yapmakta, nevresim takımları yapmakta ve cezaevinde
bulunduğu süre içerisinde bu insanlarımıza cezaevinden çıktıktan sonra rahat
bir şekilde, insan onuruna yaraşır bir şekilde hayatlarını idame edebilmesi
için mesleki, teknik eğitim faaliyetleri gösterilmekte ve bu insanlar
cezaevlerinden çıktıkları zaman da ellerinde bir meslek edinir hâle getirilmiş
bulunmaktadır.
Tutuklu ve hükümlülere de AK PARTİ İktidarı toplumun tüm
kesimlerine olduğu gibi “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” anlayışıyla hareket
etmekte. Herkes için adalet diyoruz.
Bu vesileyle CHP Grubu tarafından verilen önerinin aleyhinde
olduğumu belirtiyor, yüce heyetinizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Başer.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisini…
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Karar yeter sayısı istiyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN - Karar yeter sayısı arayacağım.
…oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar
yeter sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.42
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.56
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral
AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Fatih ŞAHİN
(Ankara), Muhammet Bilal MACİT (İstanbul)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
80’inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisinin oylamasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı.
Şimdi öneriyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir, karar yeter
sayısı vardır.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun, İç Tüzük’ün
19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
3.- Gündemdeki sıralama ile
Genel Kurulun 20 Mart 2012 Salı günkü birleşiminde sözlü soruların
görüşülmemesi, 27 Mart 2012 Salı günkü birleşiminde 178 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’nın görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışmalarına devam etmesine
ilişkin AK PARTİ Grubu önerisi
20/3/2012
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu 20.03.2012 Salı günü (bugün) toplamadığından,
İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince, Grubumuzun aşağıdaki önerisinin Genel
Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.
Ahmet
Aydın
Adıyaman
AK
PARTİ Grup Başkan Vekili
Öneri:
Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler” Kısmında yer alan 194, 74, 77 ve 139 sıra sayılı kanun tasarı ve
tekliflerinin bu kısmın 3, 11, 12 ve 13 üncü sıralarına alınması ve diğer
işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesi,
Genel Kurulun;
20 Mart 2012 Salı günkü (bugün) birleşiminde, sözlü soruların
görüşülmemesi,
27 Mart 2012 Salı günkü birleşiminde 178 sıra sayılı kanun
tasarısının görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışmalara devam edilmesi,
Önerilmiştir.
BAŞKAN – Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu önerisinin lehinde ilk
söz, Bolu Milletvekili Sayın Ali Ercoşkun’a aittir.
Buyurun Sayın Ercoşkun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ALİ ERCOŞKUN (Bolu) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; grup önerimiz hakkında söz
almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlarken başta Çanakkale’de olmak üzere vatanımızda ve
dünyanın her köşesinde vatanımızı kahramanca temsil ederken şehit olan
askerlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, milletimizin başı sağ olsun.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle sayın
bakanlarımızın şehitlerimiz için düzenlenen törenler ile komşu ülke Bulgaristan
Başbakanının Ankara’daki bazı programlara katılımlarından dolayı bugün sözlü
soruların görüşülmemesini, bununla beraber yap-işlet-devret ile ilgili 194 sıra
sayılı Kanun Teklifi’nin, yatırımların kamuya dönüş
sürecinin kısaltılmasında ve KDV ile ilgili düzenlemelerin rekabetçi ortamda
borçlanma maliyetlerinin azalmasına sebep olacağından bu kanun teklifinin
gündemin 3’üncü sırasına alınmasını öneriyoruz. Ayrıca, uluslararası kara yolu
taşımacılığı açısından 74, 77 ve 139 sıra sayılı kanun tasarılarının bir an
önce onaylanması ülkemizin uluslararası rekabet gücünü artıracağından, 74 sıra
sayılı Uluslararası Karayolu Taşımacılığına İlişkin Sınır Geçiş İşlemlerinin
Kolaylaştırılması Başlıklı 8 Numaralı Ekin Onaylanması, 77 sıra sayılı tasarı
ile Bozulabilir Gıda Maddelerinin Uluslararası Taşımacılığı ve Bu Taşımacılık
Faaliyetlerinde Kullanılacak Özel Ekipmana İlişkin Anlaşmaya Katılmamız ve 139
sıra sayılı tasarı ile Karayolu Trafiği Konvansiyonu ile Bu Konvansiyonu
Tamamlayıcı Avrupa Anlaşmasına Katılmamız, uluslararası nakliye sektörünün -ki
Türkiye'yi ve özellikle Bolu’daki nakliyecileri direkt ilgilendiren bir
konudur- acil ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Bu sebeple, bu tasarıların
gündemin 11, 12 ve 13’üncü sıralarına alınmasını ve diğer işlerin sırasının
buna göre teselsül ettirilmesini öneriyoruz.
Değerli milletvekilleri, 27 Mart, haftaya salı günü ise 178 sıra
sayılı uluslararası sözleşmenin bitimine kadar çalışmalara devam edilmesini
öneriyoruz.
Bu vesileyle yüce heyetinizi ve aziz milletimizi saygıyla
selamlıyorum. Gündemimizin bu şekilde değerlendirilmesini yüce heyetin
takdirlerine arz ediyorum.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu önerisinin aleyhinde ilk
söz, Mersin Milletvekili Sayın Mehmet Şandır’a
aittir.
Buyurun Sayın Şandır. (MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün, salı günü, Genel Kurulumuzun gündeminin belirlendiği gün.
Gönül arzu ederdi ki, birlikte çalışacağımız gündemi uzlaşarak birlikte
belirleseydik daha iyi olurdu ama çok uzun zamandan bu yana maalesef bu uzlaşma
zeminini Genel Kurulumuz, siyasi partilerimiz, gruplarımız kaybetmiş
bulunmaktadır.
Şu ana kadar görüşülen iki tane gündem önerisi, Adalet ve Kalkınma
Partisi milletvekillerinin oylarıyla reddedilmiştir. Şimdi iktidar partisi
grubunun önerisini görüşmekteyiz. Her defasında olduğu gibi, iktidar partisi
grup yönetimleri, bu defa yine bir uzlaşma aramadan, kendi kararlarıyla
huzurunuza bir teklif getirdiler. Söyledikleri şey, 194, 74, 77 ve 139 sıra
sayılı kanunların gündemin 3’üncü, 11’inci, 12’nci ve 13’üncü bölümüne
alınmasıdır. Çalışma saatlerini değiştirmiyor ama 27 Mart 2012 Salı günü 178
sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerinin tamamlanmasına kadar yani
bitimine kadar diye bir öneri getiriyor, oylarınızla kabul edilecek. Gündem
kitapçığına baktığınız takdirde, 178 sıra sayılı Kanun bugünkü düzenlemeyle
bile 7’nci sırada. Dolayısıyla “Bir günde en az beş kanunun bitimine kadar
çalışacaksınız.” deniliyor.
Bir başka öneri daha var. Adalet ve Kalkınma Partisi
milletvekillerine genel merkez veya grup başkanlığı tarafından gönderilen
yazıda, 27 Mart ile 5 Nisan arasında -zannediyorum- 400 maddeye yakın veya en
az 300 maddelik yedi, sekiz kanunun bitimini talimatlıyor;
tartışmalı tüm kanunlar, 4+4+4; 2/B Yasası, Toplu İş Sözleşmesi Yasası, Sendika
Yasası ve diğerleri.
Yani değerli milletvekilleri, Genel Kurul kendi gündemine hâkim
olmak durumunda, kendi kararıyla, kendi inisiyatifiyle çalışmanın saatlerini ve
sıralamasını belirlemek durumunda ama bir yerlerden öyle talimatlar geliyor ki,
“Şu kanunları bitimine kadar çalışıp bitireceksiniz, ondan sonra gideceksiniz.”
Bu tavrın, bu Genel Kurula yakışmadığını her defasında söylüyoruz. Bizler
burada toplumun sorunlarının çözümü için ortak aklı üretmekle görevliyiz,
iktidarı ve muhalefeti. Kendi gündemini uzlaşarak çözemeyen bir Genel Kurul,
bir Meclis, bir siyaset kurumu bu ülkenin sorunlarını nasıl çözecek?
Takdir sizin değerli iktidar partisi grubu milletvekilleri. Ben
inanıyorum ki bu hafta içinde veya önümüzdeki haftanın başında, bugün teklif
ettiğiniz bu gündem de değişecektir, bir yerlerden bir şeyler söylenecektir,
yeni bir kanun, farklı bir çalışma düzeni, yine bitimine kadar usulle, yine
Meclisimizin, Genel Kurulun çalışma saatleri ve şekli yeniden belirlenecektir.
Bu çalışma şeklinin faydalı olmadığını, doğru olmadığını, bu Genel Kurulun
şahsiyetine yakışmadığını tekrar ifade ediyorum.
Muhalefet partisi olarak, Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz
her defasında şunu söylüyoruz: Evet, iktidar olarak siz programınız veya
millete verdiğiniz sözler doğrultusunda burada gündem belirleme yetkisine,
takdirine sahipsiniz. Ülkenin sorunlarının çözümü için hangi hukukun
çıkartılması gerekiyorsa, kurulması gerekiyorsa bu sizin sorumluluğunuzda,
bunların görüşülmesinin, sıra sayısının belirlenmesi yetkisi de size ait. Ama
ben her defasında söylüyorum, buranın gündemi milletin gündemi olmak
mecburiyetinde. Buranın gündemi birilerinin ihtiyacına, öfkesine dayalı bir
gündem olursa bu hak olmaz, bu doğru olmaz, bu millete saygı olmaz. Milletin
sorunlarının çözümü noktasında hukuk kurmak mecburiyetinde olan Türkiye Büyük
Millet Meclisi, birilerinin öfkesinin veya birilerinin talebinin doğrultusunda
eğer hukuk kurmaya kalkar, buna dayalı gündem belirlemeye kalkarsa bu şık olmaz,
bu doğru olmaz, bu hak olmaz.
Değerli arkadaşlar, bakınız Sendika Yasası bekliyor. 2012 yılı
başlayalı üç ayı doldurmak üzere. Devletin tüm çalışanları, memurları,
memurların emeklileri, şehit yakınları, efendim, dul ve yetimleri, memurların, emeklilerin dul ve yetimleri,
muhtarlar, korucular, 4/C’liler 2012 yılı maaş
zammını alamadılar. Belki de cumhuriyet tarihinde ilk defa oluyor. Niye? Çünkü
bir Anayasa değişikliği yaptınız. Bu Anayasa değişikliğinin gereği kanunu
çıkarmanız lazım ama attınız, alt komisyonda bekliyor, itiraz ettik, şimdi
orada görüşmeleri tamamlayıp üst komisyonda görüşüyorsunuz. Devlet olarak,
iktidar olarak siz 2012 yılı başlar başlamaz tüm alanlarda zamları yaptınız ama
çalışanların maaş zammını vermediniz.
Değerli milletvekilleri, gerçekten bu sözü tekrarlamakta fayda
görüyorum: “Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir.” Eyvallah. Ama bu
egemenliğin kullanıldığı devletin meşru olabilmesi için, bu devletin ebet
müddet olabilmesi için “Adalet mülkün temelidir.” bunu da kafamıza
yerleştirmemiz lazım ve bana göre şu karşı sütuna yazmamız lazım.
Eğer siz iktidar olarak, devlet olarak, siyaset olarak yaptığınız
uygulamalarda adaleti temin etmiyorsanız bu devletin meşruiyeti tartışılır, bu
Meclisin meşruiyeti tartışılır. Kendiniz, devlet olarak zammı yapıyorsunuz,
çalışanınızın zammını vermiyorsunuz.
4/C’li çalışanlar, gerek özelleştirmeden
gelen… Ayrım yapmak doğru olmaz belki ama her defasında itiraz ediyorsunuz “4/C’lilere biz hakkını verdik.” Verdiniz de özelleştirmeden
gelmeyen 4/C’liler var, devlette çalıştırıyorsunuz.
Bunların ücret politikası, ücret sistemi adaletli mi? İçinizde çok sayılı
hukukçular var. Aynı işi yapan iki insan, biri x alıyorsa diğeri x+x alıyor. Bu adaletli mi arkadaşlar? “Gelin bunu
düzeltelim.” diyoruz, düzeltmiyorsunuz.
Yargı çok önemli yani bu konuda söylenecek çok söz var. Yargı çok
önemli, yargının bağımsızlığını, yargının uygulamalarında eğer bu toplumda bir
adalet duygusu geliştiremiyorsak, yargının, hukukun üstünlüğünü, bunun
güvencesini duyamıyorsa bu toplum birlikte yaşama iradesini kaybeder.
Şimdi seçilmiş milletvekilleri, bir şekilde içerde tutuluyor.
Milletin iradesi bugün hapiste. “Gelin, bunu düzeltelim.” diyoruz. Yakışmıyor.
Demokrasiden bahsedeceksek, hele ki ileri demokrasiden bahsedeceksek, milletin
iradesiyle seçilmiş milletvekillerinin haklarında yargının bir hükmü olmadığı
sürece, suçsuzluk karinesine uyarak, evrensel hukuk değerlerine uyarak, buraya
gelip aramızda bulunmaları gerekmiyor mu? Vazgeçtik aramızda bulunmalarından,
içeride bulunan milletvekillerinin anası ölüyor, babası ölüyor; cenazesine katılamıyor.
“Sayın Kubat’ın bu yönde vermiş olduğu Kanun Teklifi’ni
gelin, görüşelim.” dedik. “Mehmet Haberal Kanunu” olarak topluma mal olan bu
kanun, maalesef kimin öfkesine kurban gitti bilmiyorum. Yani adına basın
“Mehmet Haberal Kanunu” dedi diye mi geriye çektiniz? Anlamakta zorlanıyorum.
Getirin o kanunu, çıkartalım. Şu yargının üzerinde, şu millî iradenin
üzerindeki şu utanç gölgesini ortadan kaldıralım. Yapmıyorsunuz. Birileri
öfkeleniyor, birileri kızıyor, birileri talimat veriyor “Çıkacak bu kanun”
diye, gündemi ona göre belirliyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, burası hiç kimsenin -yani “maraba” derler
bizim orada- esiri değil, emir kulu değil. Milletvekilleri şahsiyetli,
haysiyetli insanlar; bu milletin temsilcileri. Bu milletin sorunlarını çözmek
noktasında kendi iradeleriyle kendi gündemlerini belirlemek mecburiyetinde.
Bu sebeple biz, Adalet ve Kalkınma Partisinin getirdiği bu
gündemi, yarın değiştireceğiniz için, çok ciddi ve samimi bulmadığımızdan hayır
oyu vereceğiz.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Şandır.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu önerisinin lehinde ikinci söz,
Adıyaman Milletvekili Sayın Ahmet Aydın’a aittir.
Buyurun Sayın Aydın. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AHMET AYDIN (Adıyaman) -
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, bugün Meclis parti
grupları olarak toplanamadığımız için İç Tüzük 19 gereği diğer grupların
getirdiği şekilde biz de bir grup önerisi getirdik.
Tabii, değerli arkadaşlar, öncelikle şunu ifade etmek isterim ki,
Meclis kendi gündemine hâkimdir, Genel Kurul kendi gündemine hâkimdir ve biz bu
gündemi belirlerken de sadece birtakım arzularımızı, isteklerimizi tatmin etmek
üzere değil de milletin gündeminde olan meseleleri Genel Kurul gündemine
getirmek ve buradan da yasalaştırmak suretiyle halkımıza daha iyi bir hizmet
yapmak maksadıyla getiriyoruz.
SADİR DURMAZ (Yozgat) – Kentsel dönüşüm ne oldu?
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) – Dün değildi de bugün mü böyle yani?
AHMET AYDIN (Devamla) – Milletin sorunları ne ise bizim
sorunlarımız da odur. Bu millet neyi dert etmişse, neyi dert edinmişse bizim
derdimiz de odur. Dolayısıyla, milletin derdi bizim derdimiz olduğuna göre, bu
sorunların, bu dertlerin çözüme kavuşması adına da gerekli olan gündemleri
getirmek hakkına sahibiz ve burada bunları hep birlikte yasalaştırmak
durumundayız.
Değerli arkadaşlar, tabii birçok konu ifade edildi. Şimdi biz
“Yatırım projelerini hızlandıralım.” diyoruz. İşte, İstanbul’a üçüncü köprü
yapalım, büyük büyük yatırımlar yapalım, yollar yapalım, Türkiye’ye, İstanbul’a
Kanal İstanbul Projesi gibi şaheserler kazandıralım diye birçok yatırım
projelerine öncülük ediyoruz, yapmaya çalışıyoruz. Tabii bunu yapmak üzere de
birtakım kanuni düzenlemelere de ihtiyaç var ve bu manada, 194 sayılı, yap-
-işlet-devret kapsamında yatırım projelerine destek sağlamak üzere getirilen
teklifi gündemin ön sıralarına alıyoruz, 3’üncü sırasına alıyoruz ve
dolayısıyla bugünden başlamak üzere hedefimiz, öncelikle bunu çıkarıp bununla
birlikte çok ciddi yatırım projelerine destek olmak.
Yine aynı şekilde, işte “Halkımızın talepleri, dertleri.” diyoruz
ya, bakın, Uluslararası Nakliyeciler Derneği var ve bu dernek, hem grubumuza
mensup olan arkadaşlarımızı, komisyon üyelerimizi ziyaret etmişler hem de diğer
gruplara mensup olan komisyon üyelerini ziyaret etmişler. Aslında, bu manada,
komisyon üyelerimizin de bir talebi oldu, dediler ki: “Uluslararası kara yolu
taşımacılığında rekabet gücümüzü artırmak üzere üç tane uluslararası
sözleşmemiz var ve bu sözleşmeyi bizim bir an önce gerçekleştirmemiz lazım.” Ne
yapıyoruz biz de bunu? Hem komisyonumuzun talebi hem de Uluslararası
Nakliyeciler Derneğinin talebi olarak bunu öne alıyoruz. Bu tür uluslararası
sözleşmeleri öne alıyoruz ki uluslararası kara yolu taşımacılığında rekabet
gücümüz daha da artsın.
Yine değerli arkadaşlar, tabii, bugün sözlü sorular konusunda -biz
daha önce grup başkan vekilleri arkadaşlarımızla da görüşmüştük- Başbakan
Yardımcımız Sayın Bekir Bozdağ konuşacak idi. Ancak Bulgaristan Başbakanı ve
kabinenin önemli isimleri büyük oranda burada oldukları için, değerli
arkadaşlar, bu toplantıda da onların bulunması gerekiyordu; dolayısıyla bugün o
sözlü soruları da görüşme imkânımız olmadı.
Yine, aynı şekilde, daha önceden ekonomiden sorumlu Başbakan
Yardımcımızın da talebi olmuştu. Çünkü Kalkınma Bankamızla ilgili birkaç tane
uluslararası sözleşmenin çıkması gerekiyordu ve bu uluslararası sözleşmeleri
gündemin ön sıralarına getirdik ve bu uluslararası sözleşmeler abartıldığı
kadar çok sayıda da değil. Ancak daha önce, sizler de şahitsinizdir ki, bizim
günde belki 30, 40 tane uluslararası sözleşmeyi, hatta 50, 60 tane uluslararası
sözleşmeyi geçirdiğimiz günler oldu. Burada 5 tane, gündemde olan uluslararası
sözleşme var, bir 3 tanesini de gündemin ön sıralarına alıyoruz, toplamda 8
tane uluslararası sözleşme ve bunların da bir kısmını bu hafta bitirebilirsek
ne mutlu bize. Hedefimiz, halkımızın gündeminde olan sorunları bir bir çözmek.
Yine 4/C’lilerle alakalı olsun, diğer
konularla alakalı olsun, tabii, şunu söylemek istiyorum: “Âyinesi
iştir kişinin lafa bakılmaz.” İktidara geldiğimizde bu özelleştirmeler
nedeniyle insanlar soluğu sokakta alıyordu ve biz 90’dan, 92’den beri tüm
özelleştirmelerde sokağa bırakılan vatandaşlarımızı -belki tatmin etmeyebilir
ama- 4/C kapsamına aldık. 4/C kapsamında da geçtiğimiz sene itibarıyla yine
kısmi düzeltmeler yaptık, yine imkânlar ölçüsünde de düzeltmelerin yapılmasını
bizler de arzu ediyoruz.
Değerli arkadaşlar, yine, tabii değinildiği için, seçilmiş
milletvekilleriyle alakalı bir hukuksuz… Tabii, bizler de, hiçbirimiz de bir
milletvekilinin içeride olmasını arzu etmeyiz, gönlümüz el vermez. Yalnız,
yargı sürecine de bizim burada müdahale etmemiz Anayasa 138 gereği mümkün
değil.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) – Keşke onlar da MİT’çi olsaydı,
onlara da yasa çıkarırdınız.
BAŞKAN – Sayın Türkoğlu, lütfen…
AHMET AYDIN (Devamla) – İkincisi: Bunlar seçildikten sonra içeri
girmedi. Bakın çok önemli, altını çizmek istiyorum. Bu arkadaşlarımız,
seçildikten sonra, milletvekili olduktan sonra içeri girmediler. Bu arkadaşlarımız,
zaten tutuklu arkadaşlardı ama parti grupları “Bunları milletvekili yapmak
suretiyle acaba salıverebilir miyiz?” gibi bir düşünceye kapıldılar. Olabilir,
olmayabilir.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) – Sen nasıl hukukçusun ya,
tutuklamanın ne olduğunu bilmiyor musun?
BAŞKAN – Sayın Türkoğlu, lütfen…
AHMET AYDIN (Devamla) – O günlerde de sorulduğunda bir partinin
genel başkanı “Biz yargının takdirine saygı duyarız.” demişti.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) – Emekli adamı tutukluyorsunuz
be, sanki delilleri karartacak.
BAŞKAN – Sayın Türkoğlu, lütfen…
AHMET AYDIN (Devamla) – Değerli arkadaşlar, yargının takdirine
hepimizin saygı göstermesi gerekiyor ve bu manada da zaten bizim arzumuz değil.
Bu konuda ilişkilendirilmemesi lazım bizimle.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) – Yurt dışından gelen adamı
kaçma şüphesi var diye tutukluyorsunuz.
BAŞKAN – Sayın Türkoğlu, lütfen…
AHMET AYDIN (Devamla) – Ve şunu ifade etmek istiyorum, çünkü konu
biraz da çarpıtıldığı için: Milletvekili olduktan sonra, seçildikten sonra
içeride tutulmuş gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Peki, bu
arkadaşlarımızı tutukluyken aday ettiniz; iyi, güzel; seçildiler, milletvekili
oldular ama bunların salıverilip verilmemesi konusunda ne bizim ne sizin şu
süreçte yargıya yapacağı bir müdahale söz konusu olabilir mi? Olamaz.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Daha suçlarını bilmiyorlar, suçlarını!
AHMET AYDIN (Devamla) – Bunun takdirini, bu arkadaşları aday
ederken sizlerin yapmanız gerekmez miydi? Doğal olarak sizin yapmanız
gerekiyordu ve sorulduğunda da “Evet, biz seçtik, aday ettik, milletvekili
olurlarsa, seçilirlerse yargı ne karar verirse ona da rıza gösteririz.”
demiştiniz.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Suçsuz adamı içerde bekletmenin gereği var
mı?
AHMET AYDIN (Devamla) – Yine değerli arkadaşlar, tabii
gündemimizde olan birçok konu var ve biz gündem değişikliğini hâliyle
yapabiliriz de. Şu manada diyorum: Şu anda komisyonlarda görüşülen önemli
konular var. Takdir edersiniz ki, komisyonlardaki görüşmeler bitmeden,
müzakereler bitmeden, olay rapora bağlanıp dağıtılmadan onları gündeme almamız
söz konusu değil. Bahsettiğiniz birçok tasarı ve teklif zaten şu anda
komisyonda görüşülüyor. Önümüzdeki hafta da olabilir, komisyonda görüşülen
konular rapora bağlandıktan sonra, dağıtımı yapıldıktan sonra, kırmızı bültene
alındıktan sonra, bizler, pekâlâ halkımızın gündeminde olan bu meseleleri yine
Genel Kurulun gündemine getireceğiz ve burada da halkımız için önemli olan,
acil bekleyen sorunların çözümü noktasında da el birliğiyle gayret göstereceğiz
diyorum.
Tekrar hepinizi saygıyla selamlıyor, teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Aydın.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu önerisinin aleyhinde son söz
İstanbul Milletvekili Sayın Müslim Sarı’ya aittir.
Buyurun Sayın Sarı.
Sayın Müslim Sarı yok mu?
KAMER GENÇ (Tunceli) – Efendim, yoksa ben konuşayım.
BAŞKAN – Buyurun.
AHMET AYDIN (Adıyaman) – Efendim, devir yapılmadan olabilir mi?
KAMER GENÇ (Tunceli) – Ne devri ya?
AHMET AYDIN (Adıyaman) – Devir yapılmadan olamaz.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır, efendim; yoksa ben söz istiyorum.
BAŞKAN – Bir saniye… Bir saniye…
Sayın Tarhan, Sayın Sarı konuşacaktı, yerinde yok.
MÜSLİM SARI (İstanbul) – Devrediyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN – Devrettiniz, tamam. Yani prosedürü tamamlıyoruz.
Buyurunuz.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri, AKP, hayal âleminde yaşayan bir parti; daha
bir şey dağıtmışlar, milletvekillerine bir gündemi belirlemişler, arkasına
diyor ki: “4+4+4’ün önümüzdeki salıya kadar çıkması.” diyor, gösterdiğiniz
gündem maddesinde var.
Şimdi, arkadaşlar, burası Türkiye Büyük Millet Meclisidir, burada
kanunların enine boyuna tartışılması lazım. Burada enine boyuna tartışılmadan,
siz, şimdi… Parlamentoyu kapattınız.
Bakın, geçen gün Millî Eğitim Komisyonunda yaptığınız olay şu: 150
tane milletvekilini getirttiniz, 100 tanesini Komisyonun önüne dizdiniz, 50
tanesi de -millet bilsin bunu- kapıda bekledi, nöbet bekledi, muhalefet partisi
milletvekillerinin içeriye girmesini engellediniz. Bu ne demektir? Bu,
eşkıyalık demektir; bu, zorbalık demektir. Siz bu zorbalıkla nasıl bu Mecliste
görev yapacaksınız, nasıl yasama faaliyetinde bulunacaksınız?
Arkadaşlar, yani tabii birtakım basın mensupları olayı yanlış
anlatıyor, tamamen burada yapılan zorbalıktır. 150 milletvekili getirdiniz, 100
tanesini Komisyonun önüne koydunuz. Efendim, niye oraya, Komisyonunun önüne
dizdiniz? Efendim, muhalefet partisi milletvekilleri eğer Komisyona müdahale
ederse ona engel olsunlar ve 50 tanesini kapıda dizdiniz, bizi ezdiniz.
Şimdi, Meclis Başkanı diyor ki: “Benim görevim değil.” AKP’li grup
başkan vekilleri diyorlar ki: “Meclis Başkanının görevi değil.” Yahu, siz,
nereden, bunu hangi hukuk derslerinden öğrendiniz? Peki, yarına bir komisyon
başkanı komisyonu toplamadan bir rapor düzenledi, buraya gönderdi. “Hadi
bakalım, ben, komisyon toplantısını yapmıyorum…” Bu da aynı şey, 1’den 6’ncı
maddeye kadar müzakere ettiniz ama 6’ncı maddeden sonra müzakere yapılmadı.
AHMET YENİ (Samsun) –
Yaptık, yaptık; beraber yaptık.
KAMER GENÇ (Devamla) – Kim yaptı ya! Okudu, söz isteyenlere söz
verilmedi, ondan sonra zorbalık kullandınız ve milletvekillerine yumruklar
attınız, ondan sonra milletvekillerini zorla dışarıya attınız. Şimdi, Tayyip
Erdoğan da diyor ki: “Bu kanun çıkacak.”
AHMET YENİ (Samsun) – Hiç öyle bir şey olmadı Kamer Bey, biz
oradaydık.
KAMER GENÇ (Devamla) – Ya, arkadaşlar, şimdi, bu memleket
hepimizin. Ben orada dedim ki: “Ya, gidelim, şu ilkokul çocuklarını çağıralım.”
Yani altmış aylık, yetmiş iki aylık, seksen dört aylık, doksan altı aylık
çocukları çağıralım “Ya, çocuklar, biz, sizinle ilgili kanun çıkarıyoruz ama
bak, bu iktidar partisi böyle diyor...” Bunun hangisi?
Yani, şimdi, beş yaşındaki çocuk oyun yaşındadır, o çocuk
okuyamaz. Eğer biliyorsunuz…
Sizin bir hedefiniz var, sekiz yıllık zorunlu eğitimi kaldırmak
istiyorsunuz. Niye sekiz yıllık zorunlu eğitim? “Efendim, 28 Şubat
tasarrufudur.” Ya, beyler, bir kanun veyahut da memleket için hayırlı olan bir
şey ihtilal hükûmetleri zamanında da çıkmışsa ona saygı duymak lazım. Yani,
siz, sekiz yıllık kesintisiz eğitimi kaldırıyorsunuz, yerine ne getiriyorsunuz?
BEDRETTİN YILDIRIM (Bursa) – Sordunuz mu?
KAMER GENÇ (Devamla) –
İşte, dokuz yaşından sonra çocukları okula göndermiyorsunuz.
MUZAFFER YURTTAŞ (Manisa) – Kaldırmıyoruz, 12 yıla çıkarıyoruz.
KAMER GENÇ (Devamla) – Ya, senin aklın ermez öyle şeylere. Gözünü
seveyim, bırak şimdi şunları da bari şey edelim.
Şimdi, devri iktidarınız zamanında Türkiye'yi allak bullak
ettiniz. Bakın, şimdi, Suriye’ye devamlı beyanat. Efendim, “Türkiye’den El
Kaideliler getirilmiş.” diyorlar, Türkiye’den Suriye’ye getirip içine
saldırıyorlar. Geçmişte Tayyip Erdoğan, Hamas
liderini -Meşal mıdır Maşal
mıdır- davet etmişti buraya, ondan sonra, kendisiyle, Amerika’dan ve İsrail’den
korktuğu için görüşmedi. Hatta, havaalanına gidiyordu, “Tesadüfen onunla
havaalanında karşılaşmamak için, gitti, bir başka dükkânda zaman geçirdi.”
dediler. Şimdi, çağırmış, Başbakanlık makamında görüşüyor. Bu değişiklik ne? O
gün niye öyleydin, bugün niye öylesin?
Şimdi, arkadaşlar, bakın, Türkiye Cumhuriyeti devleti büyük bir
devlet. Bu devletin şanına ve şöhretine uygun makamlarda bulunan insanların
uygun hareket etmesi lazım. Şimdi, dün öyle, bugün öyle. Dün korkuyordu İsrail
ve Amerika’dan, bugün, e, şimdi, Amerika diyor ki: “Suriye’ye saldır,
dolayısıyla, Suriye’ye saldırmak için Amerika bana taviz verdi, istediğim gibi
hareket ediyorum.” diyor.
AHMET YENİ (Samsun) – Konuya gel, konuya.
KAMER GENÇ (Devamla) – Böyle bir şey olmaz sayın milletvekilleri.
Bu Türkiye Cumhuriyeti devleti yöneticileri tarafından bu kadar küçültülemez,
devlet bu kadar hor kullanılamaz. Yarına Suriye’yle… Şimdi, Suriye’yle her an
için bir savaş çıkarttırma durumu var arkadaşlar. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
MEHMET METİNER (Adıyaman) – Esad’ın yanına…
KAMER GENÇ (Devamla) – Ya, göreceğiz. Buradan devamlı oraya
saldırıyor, adam gönderilip orada devamlı Suriye’nin içi karıştırılıyor. Bu,
hangi hakka dayanıyor arkadaşlar?
Şimdi, Tayyip Erdoğan’ın bir hedefi var; “Ben, işte Türkiye’de, Suriye’de,
İran’da, Afganistan’da, birçok Arap ülkelerinde Sünni İslam devletini
kuracağım.” diyor.
EŞREF TAŞ (Bingöl) – Hiç alakası yok.
AHMET YENİ (Samsun) – Nerede dedi?
KAMER GENÇ (Devamla) - Arkadaşlar, bu burada… Yani bu tamamen bu
ülkeyi ateşe atmak demektir. Bu memlekette, buralarda bunlara teşebbüs
ettiğiniz zaman, yarın Suriye bir saldırı da olduğu zaman bunun yansıması
Türkiye’de olur. Onun için, bunda herkesin aklını başına toplaması lazım.
Şimdi, ya arkadaşlar, siz de bu memlekette yaşıyorsunuz. Yarın bir
savaş çıktığı zaman sizin de çocuklarınız var, siz de zarar göreceksiniz. Bu
memleketin en büyük nimetlerinden yararlanan sizsiniz, devletin gücünü kullanan
sizsiniz, devletin malını, mülkünü yandaşlarına transfer eden sizsiniz,
dolayısıyla, bu memleketin en büyük kaynaklarından yararlanan sizsiniz. Yarın
eğer bu memlekette bir iç kavga çıkarsa kaçacak delik bulamazsınız. Amerika da
sizi kurtarmaz, İsrail de sizi kurtarmaz, bunu bilesiniz. Şimdi, Tayyip
Erdoğan… (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Ya, şimdi bakın, sayın milletvekilleri, ben otuz senedir
buradayım. Otuz senedir ben ilk defa… Yani bu döneme kadar bu Meclisin stres
içinde, kavga içinde, birbirine düşman gruplar hâline sokulduğunu ilk defa
görüyorum. Bunun sebebi ne? Tayyip Erdoğan diktatörlük kurmak istiyor bu
memlekette ve bakın, getirdiği kanunlara hiç, siz… Yahu bir deyin ki Allah
rızası için: “Arkadaş, yani sen bu kanunu getiriyorsun…” Şu MİT Kanunu’nu da
getirdi. Şimdi, Tayyip Erdoğan birilerine talimat verecek, suç işleyecek, ondan
sonra da o suç için kendisine diyecekler ki: “Sen bunun yargılanmasına izin
verecek misin, vermeyecek misin?” Bu kanunu çıkardınız. Hangi vicdan bu kanunu
size çıkarttırdı? Bir vicdanınıza danıştınız mı ya? Bir memleketin hâkimleri
var, savcıları var. Bir Tayyip Erdoğan birilerini bir yere tayin ediyor, ondan
sonra bu kişiler, icabında gidiyor rakiplerini de öldürüyor.
MEHMET METİNER (Adıyaman) – Mahkeme misin sen?
KAMER GENÇ (Devamla) - Daha ne, kimler kanalıyla da öldürtecekleri
de belli değil. İşte, Hamas’tan Türkiye’ye adam
getiriliyor, El Kaide’den getiriliyor, bilmem Müslüman Kardeşler’den
getiriliyor, Libya’dan getiriliyor. Şimdi, Türkiye’nin her tarafı bunlarla
dolu. Şimdi, bu kişiler, eğer Türkiye’de yarın öbür gün bir katliama girişirse
bunun sorumlusu kim? İşte, sizin Tayyip Erdoğan’a verdiğiniz yetkiden
kaynaklanan bir ruh ortaya çıkacak.
ÜNAL KACIR (İstanbul) – Saçmalamanın da bir sınırı olur ya!
KAMER GENÇ (Devamla) - Ondan sonra bu, efendim, buna izin
vermezse… İşte, hani diyorsunuz ya: “Çankaya Köşkü’nde oturan Abdullah Gül
-güya- çok tarafsız hareket ediyor.” Abdullah Gül getirmiş, Danıştaya
atadığı üyelerin bazılarını kontrol ediyor. Birisi Tayyip Erdoğan’ın teyzesinin
oğlu, imam-hatip okulu mezunu.
MEHMET METİNER (Adıyaman) – Kenan Evren…
KAMER GENÇ (Devamla) - Efendime söyleyeyim, bir de bir öğretmen
okulunu bitirmiş, Millî Eğitimde iki sene genel müdür yardımcılığı veya genel
müdürlük yapmış, getirmiş Danıştaya üye, yüksek
hâkime üye atamış. Peki, bu hangi kültürle…
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) – İmam-hatip mezunu olmak ayıp mı?
KAMER GENÇ (Devamla) - Arkadaşlar, hangi kültürle, hangi bilgiyle
yüksek mahkemede Türk milleti adına içtihat niteliğinde karar verecek? (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) – Normal liseyi bitirdin…
KAMER GENÇ (Devamla) - Şimdi, Abdullah Gül’e sormak lazım: Peki,
böyle bir… Yani yüksek yargıya atayacağınız insanlarda böyle kayırma olur mu?
E, şimdi bu kişi, Tayyip Erdoğan izin vermediği zaman ne olacak? Yani gidecek
Tayyip Bey’in, Erdoğan’ın vermediği izne “verilsin” diyecek mi? Diyemez. Zaten
şu anda Danıştay Başkanı olan arkadaşı da tanıyorum. Geçmişte 1. Dairede Tayyip
Erdoğan’ı mal varlığında kurtaran kişi. O, siz iktidara geldiğiniz zaman -1.
Dairede verilen mütalaa- önce Başbakanlık müsteşarlığına getirildi, işte, şu
anda Danıştay Başkanı ve bütün daireler o gönderdiğiniz 50 tane üyeyle ona göre
şekillendiriliyor. Yani Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir hukuk devleti olma
niteliğini kaybettirecek düzenlemeler getiriliyor. Bunlar size niye rahatsızlık
vermiyor? Bakın…
AHMET YENİ (Samsun) – Onlar nereden geldi? Arabistan’dan mı geldi?
KAMER GENÇ (Devamla) – Şimdi, Ahmet Bey, konuşma. Bak, KİT
Komisyonunda beraberiz. Ya bu memleketi talan etmişsiniz.
AHMET YENİ (Samsun) – Belgeli konuş, belgeli!
KAMER GENÇ (Devamla) - Talan etmişsiniz. Bak, 5 tane limanı
vermişsiniz birilerine, kâr payı olarak vermişsiniz, hiçbir kâr tahsil
etmemişsiniz. Ondan sonra oraya valileri yönetim kuruluna atamışsınız. Hiçbir…
O devletin alacakları orada kalmış. 1 trilyon 600 milyar liralık bir devlet
malı istimlak ediliyor, parasını getirmişsiniz limanı işleten adama
vermişsiniz. Ya bu devletin malını korumak sizin de göreviniz değil mi
arkadaşlar? Yani ben size neler anlatayım? TOKİ’deki yolsuzlukları mı
anlatayım, Kömür İşletmelerindeki… Bir yandan, zarar eden Kömür İşletmelerini
yandaşlarınıza getirdiniz, verdiniz, ihalesiz onlardan kömür alıyorsunuz.
AHMET YENİ (Samsun) – Belgeli konuş, belgeli!
KAMER GENÇ (Devamla) – Her tarafta pislik var arkadaşlar,
hangisinden bahsedelim? On dakikada hangi pislikten bahsedelim?
AHMET YENİ (Samsun) – Belgeleri getir, konuşalım.
KAMER GENÇ (Devamla) – O bakımdan, maalesef, siz, Türkiye’yi…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET METİNER (Adıyaman) – Kenan Evren’den bahset.
KAMER GENÇ (Devamla) – Yahu, Kenan Evren’den bizim hesap sormamız…
Şimdi, sen, Tayyip Erdoğan’ı savunuyor musun?
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Genç.
MUZAFFER YURTTAŞ (Manisa) – İmam-hatipliler de bu ülkenin evladı.
İmam-hatipliler de hâkim olabilir.
KAMER GENÇ (Devamla) – Ben imam-hatiplilere karşı değilim ama
herkes mesleğini yapsın.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
III.- YOKLAMA
(MHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Yoklama istiyoruz efendim.
BAŞKAN – Yoklama istiyorsunuz. Peki.
AHMET AYDIN (Adıyaman) – Sayın Başkan, söz istiyorum.
BAŞKAN – Tamam. Şu yoklamayı yapalım, söz vereceğim.
Sayın Şandır, Sayın Uzunırmak, Sayın
Ayhan, Sayın Doğru, Sayın Yeniçeri, Sayın Akçay, Sayın Öztürk, Sayın Torlak,
Sayın Işık, Sayın Varlı, Sayın Dedeoğlu, Sayın Erdem, Sayın Türkoğlu, Sayın
Türkkan, Sayın Adan, Sayın Yılmaz, Sayın Çınar, Sayın Öz, Sayın Halaçoğlu,
Sayın Oral, Sayın Tanrıkulu.
Yoklama için iki dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- Gündemdeki sıralama ile
Genel Kurulun 20 Mart 2012 Salı günkü birleşiminde sözlü soruların
görüşülmemesi, 27 Mart 2012 Salı günkü birleşiminde 178 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’nın görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışmalarına devam etmesine
ilişkin AK PARTİ Grubu önerisi (Devam)
BAŞKAN - Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu önerisini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Buyurun Sayın Aydın. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz üç dakika.
IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Adıyaman Milletvekili
Ahmet Aydın’ın, Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in Adalet ve Kalkınma Partisine
ve Başbakana sataşması nedeniyle konuşması
AHMET AYDIN (Adıyaman) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Aslında, tabii, böylesi durumlarda söz verip de muhatabı muhatap
alıyormuş gibi bir görüntü sergilemek istemezdim. Bununla alakalı olarak çok
güzel bir söz vardır, deyim vardır, “Aslında konuşulacak her lafa verecek
cevabımız var ama önce lafa bakarım laf mı, sonra söyleyene bakarım…” diye çok
önemli, çok güzel özlü bir söz vardır.
Değerli arkadaşlar, tabii, bir hayal âleminde arkadaş. Gözleri
vardır görmüyor, kulakları vardır işitmiyor, söylenenlere itibar etmiyor,
yaşadıklarını yaşamamış gibi görüyor. Dolayısıyla bu arkadaşla ilgili, dediğim
gibi, çok fazla şey ifade etmeme gerek yok.
“Eşkıyalıktır, zorbalıktır, diktatörlüktür…” Bütün kem söz
sahibine aittir. Aynen, harfiyen iade ediyorum.
Tabii, bu arada şunu ifade etmek istiyorum. Zorbalık, eşkıyalık
nedir? Değerli arkadaşlar, komisyon sürecini, on günlük süreci bütün kamuoyu
takip etti.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Ya on günü bırak, bırak. Son 7’nci maddeden
sonraya bak.
AHMET AYDIN (Devamla) – Engin bir şekilde konuşma süreleri
tanındı. Sınırlama yapılmadan isteyene on iki saate kadar konuşma verildi.
Verilsin, amenna! Bütün her şey yapıldı. Tam 91 saat 41 dakika müzakereler
yapıldı. Meclis tarihinde -“Otuz yıldır buradayım.” diyorsun, Allah aşkına
tutanakları inceleyin, komisyon tutanaklarını sonuna kadar inceleyin- hangi
dönemde bu kadar demokrat bir şekilde davranılmış, bu kadar geniş davranılmış?
Ve 91 saat 41 dakika 6 madde için değerli arkadaşlar. 6 madde bu kadar
görüşülmüş.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – O 6’ncı maddeden sonraki maddeler ne olmuş?
Tek satır tutanak yok.
AHMET AYDIN (Devamla) – Daha da görüşülürdü. Daha da görüşülürdü.
Biz ne yaptık o arada? Biz de komisyon üyelerimiz, haklı olarak…
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – “Söz istedik.” dedik, “Söz isteyen yok.”
dediniz. Böyle bir ayıpla tarihe geçtiniz.
AHMET AYDIN (Devamla) – Ya azıcık susun, susun! Biraz dinleyin ya!
Susun, biraz dinleyin!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Döve döve komisyondan geçirdiniz ya! Böyle
bir şey mi olur ya!
HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Komisyon…
BAŞKAN – Sayın Akar, lütfen…
AHMET AYDIN (Devamla) – Biz size tahammül ettik. O kadar acı
sözlerinize rağmen tahammül ettik.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Cumhuriyet tarihine yakışmayan bir iş
yaptınız Ahmet Bey. Meclise yakıştı mı?
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen…
AHMET AYDIN (Devamla) – Biz ne yaptık? Komisyon üyesi
arkadaşlarımız bir önerge verdiği zaman ne yaptınız? Kalktınız, dört defa, beş
defa kürsüyü işgal eden sizsiniz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Ahmet Bey, nasıl bir şey bu ya?
AHMET AYDIN (Devamla) – Hangisi zorbalık? Hangisi eşkıyalık?
Sorarım size. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Böyle bir şey olabilir mi ya?
AHMET AYDIN (Devamla) – Yine, değerli arkadaşlar, tam 171 kişi
konuşmuş 6 madde üzerinde, 171 kişi…
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan, ya olur mu böyle bir şey! Sen
bunu nasıl izah ediyorsun? Demokrasiye yakıştı mı bu ya!
AHMET AYDIN (Devamla) – …ve bunun 124’ü CHP’li, kalan azıcık
sayıda üye AK PARTİ, MHP ve BDP’ye ait.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Nerede var? Mecliste döve döve kanun
geçirildiği hangi tarihte görüldü?
AHMET AYDIN (Devamla) – 124 kişi konuşuyor, 91 saat 41 dakika
konuşuluyor, hâlen demokratlıktan bahsediyorlar.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – “Söz istiyoruz.” dedik diye tekme yedik
orada. İşte Karaca’nın yüzü burada. Çıksın, atmadım desin ya.
AHMET AYDIN (Devamla) – Biz bunu yaparken paydaşlar…
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Harun Karaca “Söz istiyorum.” dedim diye
tekme attı bana.
AHMET AYDIN (Devamla) – Eğitim tüm paydaşlarının sözünü aldık.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Ondan sonra telefonla özür diliyor. Çık
Mecliste özür dile dedik.
AHMET AYDIN (Devamla) – Yine soruyorum değerli arkadaşlar:
Eşkıyalık, beğenmediğiniz zaman Genel Kurul kürsüsünü işgal etmek midir? Evet,
odur.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Böyle bir şey olur mu Ahmet Bey ya! Ahmet
Bey, bu yapılır mı ya!
AHMET AYDIN (Devamla) – Eşkıyalık, beğenmediğiniz zaman Komisyon
Başkanlık Divanına 534 gramlık tankı atmak mıdır? Eşkıyalık bu mudur, bizim
yaptığımız mıdır? Eşkıyalığı kim yapıyor değerli arkadaşlar? Kamuoyu bunu çok
iyi biliyor ve bu eşkıyalığa AK PARTİ olarak bizler de prim vermeyeceğiz, asla
prim vermeyeceğiz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Ahmet Başkan, bu yaptığınız yakıştı mı size?
Siz inanıyor musunuz bu söylediklerinize?
AHMET AYDIN (Devamla) – Siz ne kadar engelleme hakkınız olarak
görüyorsanız bizim de sizin…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AHMET AYDIN (Devamla) – …engelleme hakkını engelleme gibi bir
hakkımız var.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, bana sataştı efendim. “Lafı
söyleyen adam mıdır?” dedi.
AHMET AYDIN (Adıyaman) – “Adam” demedim.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır, öyle dedi.
BAŞKAN – Tutanakları getirteceğim ben şimdi.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Efendim…
AHMET AYDIN (Adıyaman) – “Adam” demedim.
BAŞKAN - Sayın Genç, tutanakları getirteceğim. Çünkü ben ona
dikkat ettim.
ÜNAL KACIR (İstanbul) – Hayır efendim “Adam” demedi.
BAŞKAN – Şimdi, hemen onu getirttireceğim, bakacağım, vereceğim.
AHMET AYDIN (Adıyaman) – Sayın Başkan, “adam” demedim ben.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Bana sataştı efendim.
BAŞKAN – Bakın, tutanağı getirtip göreceğim.
AHMET AYDIN (Adıyaman) – Tutanaklara bakın efendim, tutanaklara
bakın.
BAŞKAN – Ben dikkat ettim ama tutanağı getirtip göreceğim, ondan
sonra da tamam…
İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre
verilmiş bir doğrudan gündeme alınma önergesi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL
KURULA SUNUŞLARI (Devam)
C)
Önergeler
(Devam)
5.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğru’nun, (2/187) esas numaralı Yükseköğretim Personel Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin
doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/36)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Vermiş olduğum 2/187 Esas nolu
Yükseköğretim Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifimin
İç tüzüğün 37. maddesine göre 45 gün içerisinde komisyonda ele alınmadığından
doğrudan gündeme alınmasını arz ve talep ederim.
Saygılarımla. 27.02.2012
Dr.
Reşat Doğru
Tokat
BAŞKAN – Teklif sahibi Tokat Milletvekili Sayın Reşat Doğru.
Buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)
REŞAT DOĞRU (Tokat) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; üniversitelerimizde çalışan
yardımcı doçentlerin özlük hakları ile ilgili hazırlamış olduğumuz kanun
teklifi üzerine İç Tüzük’ün 37’nci maddesi gereği söz
almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin başında, Afganistan’da şehit olan kahraman 12
askerimize Allah’tan rahmet diliyor, “Milletimizin başı sağ olsun.” diyorum.
4/11/2011 tarih, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nda öğretim
elemanlarının sınıflandırılması “profesörler, doçentler ve yardımcı doçentler,
öğretim görevlileri ile okutmanlar” olarak düzenlenmiştir. Ancak yardımcı
doçentler “öğretim üyesi” olarak kabul edilmiş olmalarına rağmen, ek gösterge
cetvelinin (e) maddesindeki “Unvanlar” sınıfına göre diğer öğretim elemanlarına
verilen 3600 ek gösterge rakamına göre değerlendirilerek gerçek özlük hakları
verilmemektedir, dolayısıyla da bu meslek grubu mağdur olmaktadır.
Üniversitelerde öğretim görevlisi olarak çalışan yardımcı
doçentler 3.600 ek göstergeyle çalışmak-tadırlar.
Ancak bu insanlar, yüksek lisans ve doktora yaparak girmiş oldukları sınavlarda
başarı kazanarak yardımcı doçent olarak atanmışlardır, kolay bir şekilde de bu
unvanı almamışlardır. Yardımcı doçentler de doçentlerimizin aldığı 4800 ek
göstergeden veya ona yakın rakamlardan hakları olarak faydalanmak istiyorlar.
Ayrıca, yardımcı doçentler öğretim üyesi sınıfında kabul edilmesine rağmen, ek
gösterge olarak öğretim görevlisi ve okutmanlarla aynı kategoride yer almakta
ve özellikle de emekli olunca da büyük bir şekilde mağdur olmaktadırlar.
Hâlbuki, bu insanlar, yıllarca yardımcı doçent olarak emek vermiş, çalışmışlar
ve öğrenci yetiştirmişlerdir. Bu insanların emeklilikle ilgili haksızlıkları da
mutlaka bununla beraber giderilmelidir.
Sayın milletvekilleri, kanunun özüne aykırı olarak uygulamaya son
verilmelidir. Eğitim durumları, konumları göz önünde bulundurularak yeni bir
düzenlemeye ihtiyaç vardır ve yapılmalıdır.
Hazırlamış olduğumuz kanunla, bu adaletsizliğin giderilmesi
amaçlanmaktadır, bu meslek grubuna ¼ kademenin ek göstergesi, 3600-4800
arasında bir rakam tespit edilerek mağduriyetlerinin bir an önce önlenmesi amaçlanmaktadır.
Mevcut durum Anayasa’mızın özlük hakları ve eşitlik ilkesine de aykırılık
teşkil etmesi dolayısıyla bunun düzeltilmesi en doğru olanıdır.
Sayın milletvekilleri, üniversitelerimizde sadece yardımcı
doçentler değil, bütün öğretim üyeleri ve çalışanları da bir noktada
mağdurdurlar. Bu insanların durumunun düzeltilmesi, ücretlerinin de reel manada
artırılarak desteklenmesi gerekmektedir. Geçim derdini kafasından çıkaran… ARGE
faaliyetleriyle, yaptıkları çalışmalarla bulundukları bölgelerin her türlü
üretimine, sosyal yaşamına katkı ancak o zaman gerçekleşecektir.
Üniversitelerin, ülkemizin ihtiyaç duyduğu insan gücünü
yetiştiren, araştırma yaparak bilim ve teknoloji üreten, toplumsal gelişmeye
önderlik eden, bilimsel yöntemlerle meselelere çözüm üreten, dünya
üniversiteleriyle yarışan eğitim kurumları hâline getirilmesi esas olmalıdır,
temelde bu yönlü olarak değerlendirilmelidir. Bu da ancak üniversiteye, çalışan
insanlara önem ve değer verilmekle olur. Çalışanların hiçbirisini yok sayamayız
ve sayılmamalıdır. Önemsememe gibi yanlışa da hiç kimsenin girmeye hakkı
yoktur.
Şimdi getirmiş olduğumuz kanun da yardımcı doçentlerle ilgilidir.
Ancak daha geniş kapsamlı kanunlar da mutlaka getirilmelidir. Çünkü üniversite
öğretim elemanlarımız, profesöründen okutmanına kadar hepsi birçok mağduriyet
içerisinde bulunmaktadırlar ve yeni kanunlarla özlük haklarının düzenlenmesini,
emeklilik dâhil bazı hakların da kendilerine verilmesini beklemektedirler.
Bu kanun teklifimizle bir yanlışı, bir eksiği düzeltmeyi biz
amaçlıyoruz. Tabii burada esas olan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna düşmektedir.
Zaman zaman sadece, özellikle muhalefetin öneri sunmadığını, hep, devamlı
olarak tenkit ettiğini söylüyorsunuz. Gelin, biz size böyle önemli bir teklifi,
üniversitelerimizle ilgili önemli bir teklifi getirmiş durumdayız.
Bu yönlü olarak da eğer bunun gündeme girmesini sağlar, akabinde
de kanunlaşmasını temin edebilirsek çok büyük bir eksiği tamamlamış olur diyor,
yüce Meclisi en derin saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
Kütahya Milletvekili Sayın Alim Işık… (MHP sıralarından alkışlar)
ALİM IŞIK (Kütahya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Milliyetçi Hareket Partisi Tokat Milletvekili Sayın Reşat Doğru’nun İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre doğrudan Genel Kurul
gündemine alınması talebiyle sunduğu bir kanun teklifinin lehine söz aldım. Bu
vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, hepinizin de yakından bildiği gibi,
yardımcı doçent unvanlı öğretim üyeleri, Anadolu’da birçok üniversitede,
üniversitelerin kuruluş yıllarında o üniversitenin yükünü çekmiş ve gerçekten
bugün öğretim üyesi kadrosunun yaklaşık üçte 2’sini oluşturan çok önemli bir
kitle. Bu insanlar bir taraftan akademik çalışmalarını yaparlarken, bir
taraftan kuruluş yıllarında o üniversitelerde aldıkları idari görevlerle ciddi
hizmetler yapmışlardır ancak ne yazık ki, diğer öğretim üyeleri kadrolarında
olduğu gibi, yardımcı doçentlerin bu hizmetlerinin karşılığında maddi anlamda
tatmin edici bir ücret aldıkları söylenemez. Birçok sorunları var. Bu
sorunların en önemlilerinden birisi, bugün üzerinde konuştuğumuz kanun
teklifiyle gidermeyi amaçladığımız özlük hakları. Bir diğer önemlisi, özellikle
doçent kadrolarına atanmalarında kendilerinin dili olmayan bir başka dilden
dolayı baraj sınavına tutulup o dilden yeterli bir puan alamadıkları için
doçentlik başvurusunu yapamamaları. Bu da önemli bir sorun ama hadi diyelim ki
akademik kariyer yapacak insanların belli ölçüde bu dili aşmaları gerekir
tezinin uzun yıllardan beri değişmediğini de dikkate alırsak bu çözülemeyecek
bir problem şu yakında ama özlük haklarının iyileştirilmesiyle ilgili, 3600 ek
göstergenin 4200’e çıkartılarak hiç olmazsa ellerine geçecek aylıkta bir
iyileşmeyi sağlayacak bu öneri yerinde bir öneri.
Bir diğer önemli sorun daha var ki geçen yıl haziran ayında torba
yasada yardımcı doçent unvanlı öğretim üyelerinin birinci dereceye yükselmesini
sağlayarak birinci derecenin dördüncü kademesinden emekli olabilmelerinin önünü
açmıştık ama maalesef aradan geçen bir buçuk yıla yakın sürede üniversitelerimizin
birçoğunda yardımcı doçent kadrosunda emekliliği gelmiş bu arkadaşlar birinci
derece kadrolara yerleştirilemedikleri için bu düzenlemeden yararlanamadılar.
Hiç olmazsa Maliye Bakanının bir an önce üniversitelerimize bu durumdaki
öğretim üyelerinin birinci derece kadrolara yerleşerek emekli olabilmelerini
sağlayacak bu iyiliği yapması lazım. Dolayısıyla birçok sorunun yükü hâline
gelmiş ve bu yükün altında ciddi anlamda mücadele vermiş olan bu yardımcı
doçent kadrolarının özlük hakları açısından iyileştirilmesini sağlamamız
gerekiyor.
Hepinizin yakından bildiği gibi, üniversitelerde yardımcı doçent
kadroları öğretim üyeleri grubu içerisinde sözleşmeli kadrolardır dolayısıyla
özellikle rektörlük seçimlerinde gerek rektörlüğü kazanan gerekse kazanamayan
rektör adayının yanında görünen yardımcı doçentler, maalesef, ne İsa’ya ne de
Musa’ya yaranamazlar ve şamar oğlanına dönüşür bir şekilde bu seçimlerde en
büyük zararı görürler.
Bu grubun özlük haklarını iyileştirecek söz konusu kanun
teklifinin yerinde bir teklif olduğunu düşünüyoruz ve öğretim görevlileri ile
doçentler arasında bir kademede görev yapan bu insanların 4200 ek göstergeyle
özlük haklarının iyileşmesini sağlayacak bu kanun teklifine desteklerinizi
bekliyor, tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Işık.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge reddedilmiştir. (MHP sıralarından “Kabul edilmiştir” sesleri) Yani bir
kere yanlış yaptık, niye kafamı karıştırıyorsunuz?
REŞAT DOĞRU (Tokat) – Sayın Başkanım, neyi kabul ettiler ki bu
zamana kadar? Hiçbir şey kabul ettikleri yok ki zaten, ne getirirsen getir!
BAŞKAN – Yani benim söz söyleme hakkım yok tabii de.
Alınan karar gereğince, sözlü soru önergeleri ile diğer denetim
konularını görüşmüyor ve gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.
1'inci sırada yer alan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Sayın Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili
Sayın Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Sayın
Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mahir Ünal ve Adıyaman
Milletvekili Sayın Ahmet Aydın'ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Sayın
Kamer Genç'in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin
Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu'nun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
X.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı,
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer
Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı:
156)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2’nci sırada yer alan, Afet Riski Altındaki Alanların
Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve
Turizm Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Afet Riski Altındaki
Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu (1/569) (S. Sayısı: 180)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3’üncü sıraya alınan, Kars Milletvekili Sayın Ahmet Arslan ve
Bursa Milletvekili Sayın Hüseyin Şahin ile 7 Milletvekilinin; Katma Değer
Vergisi Kanunu ile Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli
Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun ve Kamu İhale Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu’nun
görüşmelerine başlayacağız.
3.- Kars Milletvekili Ahmet
Arslan ve Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin ile 7 Milletvekilinin; Katma Değer
Vergisi Kanunu ile Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli
Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun ve Kamu İhale Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/387) (S.
Sayısı: 194) (x)
BAŞKAN – Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
Komisyon raporu 194 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen, Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına Manisa Milletvekili Sayın Sümer Oral. (MHP sıralarından alkışlar)
Buyurunuz, süreniz yirmi dakika.
MHP GRUBU ADINA SÜMER ORAL (Manisa) – Sayın Başkan, konuşmamın
başında size ve değerli milletvekillerine saygılarımı sunuyorum.
Afganistan’da kaybettiğimiz 12 şehidimize Cenabıallah’tan
rahmet, kederli ailelerine, yakınlarına ve milletimize sabır diliyorum.
Sayın Başkan, kanun teklifi ile ne hedefleniyor, önce bir ona
bakalım: Teklif, ulaştırma ve sağlık alanında bazı büyük projelerin devreye
alınması ve gerçekleştirilmesi kapsamında projelerin hazırlanmasında, finansman
temininde ve yapım döneminde gerek Kamu İhale Kanunu’nda gerek Katma Değer
Vergisi Kanunu’nda bazı muafiyetler getirmekte; kanunun özü bu. Böylece,
projelere hız vermek, onlara sürat kazandırarak bir an evvel bitmesini sağlamak
için bazı imkân ve kolaylıkların sağlanması isteniyor. Şunu hemen ifade etmek
isterim ki büyük projelerin ülkeye kazandırılması gayretleri bizi ziyadesiyle
sevindirir, mutlu eder. Esasen, bu tür projelere ülkemizin de büyük ihtiyacı
olduğu bir gerçek. Türkiye, yakın geçmişinde İskenderun Demir Çelik, ERDEMİR,
TÜPRAŞ, Keban, Birinci Boğaz Köprüsü, İkinci Boğaz Köprüsü gibi son derece
başarılı, büyük projeleri tamamlayıp devreye koymuştur. Bunlar ülke sanayisine,
ekonomisine ciddi katkılar sağlamışlardır ve bu katkıları da devam etmektedir.
Bu nitelikte projelerin hazırlanıp uygulamaya konulduğuna uzunca bir süredir
şahit olmuyoruz. Esasında, ülkelerin proje stoklarının zenginleştirilmesi büyük
önem taşır. Her ülkenin bir proje stoku olur ve orada hazır projeler
hazırlanması gerekir, ülkelerin bunlar üzerinde durması gerekir. Bu nedenle, bu
amaca dönük taleplere yaklaşımımız da, bakışımız da olumludur. Ayrıca, küresel
ekonominin mevcut konjonktürü, özellikle finans alanında yaşanan sorunlar
-kanun önerisi önümüze her ne kadar teklif olarak geliyorsa da- Hükûmetin
Meclise bu tür taleplerle gelmiş olmasını haklı kılıyor ancak genel uygulamada
bu tür istisna ve muafiyetler son derece sınırlı tutulmalı. Üzülerek ifade
etmeliyim,
(x) 194 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
tatbikat bunun tam aksi istikametinde seyrediyor. Kamu İhale
Kanunu’na getirilen istisna ve muafiyetlerin hayli yaygın hâle dönüştüğünü
görüyoruz. Adı geçen Kanun’un yani Kamu İhale Kanunu’nun, on yıl önce -hatta
“dokuz yıl” da diyebiliriz- çıkan kanunun bugüne kadar uğradığı değişikliklere
bir göz atacak olursak adı geçen Kanun doğrudan 20, dolaylı olarak 50 kanun ile
değişikliğe uğramış ayrıca, doğrudan 1, dolaylı da 9 adet kanun hükmünde
kararname ile kapsam ve uygulaması sınırlandırılmış veya farklılaştırılmıştır.
Yapılan değişiklikler kapsam ve istisnalar üzerinde yoğunlaşmaktadır. Genelde,
Kamu İhale Kanunu, tüm kamu kurum ve kuruluşlarını kapsaması gerekirken pek çok
kamu kurum ve kuruluşu ya kapsam dışına alınmış ya da istisna hükümlerinden
yararlanma imkânına sahip olmuştur. Kanun’un temel mantığı içinde hiçbir kamu
kurum ve kuruluşu için muafiyet öngörülmemiş, yalnızca istisnai işlemlere yer
verilmişken dolaylı bir biçimde kimi kurum ve kuruluşlara muafiyete yakın özel
uygulama imkânı verilerek Kanun’un ana yapısı ve çatısı zedelenmiştir.
Değerli Başkan, kıymetli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz son
değişiklik teklifi ile getirilen ayrıcalıklar ise şöyle sıralanabilir…
Sayın Başkan, bu bölümde belki bir miktar teknik konulara
gireceğiz, bu da sıkıcı olabilir ama başka da bir çare yok çünkü görüşmekte
olduğumuz teklif teknik ağırlıkta bir tekliftir.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun istisnalara ilişkin 3’üncü
maddesine bir fıkra eklenerek Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları
İşletmeleri Genel Müdürlüğünün sermayesinin yarısından fazlasına sahip olduğu
ortaklıklardan yapılacak mal ve hizmet alımları Kamu İhale Kanunu’ndan istisna
tutuluyor. Böylece, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları, kurulu veya
kurulacak ve sermayesinin yarısından fazlasına sahip olduğu ortaklıklarından
ihalesiz alım yapacak ve aynı dalda faaliyet gösteren firma veya bu sektöre
girecek firmaları yok sayarak rekabeti engelleyecektir. Diğer yandan, bağlı
ortaklıkların pazarlama endişeleri kalmayacak, üretimde kalite ve maliyetlerinin
yüksekliği önemini yitirecektir. Zira, alıcısı bilinen ve rekabetsiz ortamda,
kalite ve zarar etme endişesi de hâliyle ortadan kalkacaktır. Türkiye
Cumhuriyeti Devlet Demiryolları, tam rekabet ortamında sağlayacağı kalite ve
rekabetçi fiyattan mal ve hizmet alma imkânını da yitirecektir. Bu da kuşkusuz,
kamu harcamalarının gerek miktar gerek verimliliğini menfi yönde etkileyecek ve
sonuçta kamu zararına neden olabilecek.
Aynı Kanun’un 48’inci maddesinde yapılmakta olan bir düzenleme ile
eşik değer altında kalan hizmet alımları için öngörülen üst limit tutarının
altında kalan danışmanlık hizmet alımları hizmet alım ihalesiyle
gerçekleştirilmek isteniyor, talep edilen bu. Danışmanlık hizmetleri Kanun’un
48’inci maddesinde özel hükme bağlanarak belli istekliler arasında ihale
usulüyle satın alınması ana kuralı getiriliyor. İhale usul ve ilan sürelerine
ilişkin 13’üncü maddesindeki süre ve miktar sınırlaması, getirilecek “yaklaşık
maliyet” esasına bağlanmışken bu sınırlamalar kaldırılarak ”eşik değer” esası
getirilerek, böylece bu ihalelere daha geniş kapsamlı hareket serbestisi
getiriliyor.
Danışmanlık hizmetinin değer takdiri çok özel durumlara yol
açabileceğinden, kontrolü, yeterliliği, verimliliği tartışma ve şikâyetlere
neden olacak, idareleri ise zor duruma sokarken kamu yararını da tehlikeye
düşürecektir.
Bunların da bilinmesinde yarar var. Hangi düzenlemeye oy
vereceğimiz konusunda bu bilgileri anlatma mecburiyetini kendimde hissettim,
fazla tekniğe girdim ama başka çaresi de yok.
Ayrıca, katma değer vergisi, bilindiği üzere, vergi sistemimize
kayıt dışı ile mücadele etmek, tüm işlemleri kayıt içine almak amacıyla dâhil
edilmiştir. Katma değer vergisinin temel özelliği, amacı budur. Bu nedenle,
katma değer vergisi uygulamasında istisna ve muafiyetlere gitmek, Kanun’un
maksadına ve yapısına da uygun düşmez. Nitekim, Kanun’un 19’uncu maddesinde bu
konunun vurgulandığını görürüz. Bu alanda mükelleflere tanınan yani katma değer
vergisi alanında mükelleflere tanınan istisnalar daha çok Avrupa Birliği düzenlemeleriyle
uyumlu bir tarzda, sosyal amaçlı konut üretimi ve uluslararası ticareti
geliştirme amacına dönük bir tür dolaylı teşvik olarak yer alıyor, bunlarla
sınırlandırılıyor.
Katma değer vergisi sisteminde istisna ve muafiyetlere kapı açık
tutulmamalı, sistemi zedelemeyecek daha başka teşvikler tercih olunabilir ve
çok daha da etkili olur.
Sayın Başkan, izninizle bu aşamada şu konuyu dile getirmek
isterim: Kamu İhale Kanunu 2002 yılının hemen başında sistemimize dâhil
olmuştur, 4 Ocak 2002’de kabul edildi. Kanun’la ihalelerde saydamlığın,
rekabetin, eşit muamelenin, güvenilirliğin, gizliliğin, kamu denetiminin,
kaynakların verimli kullanımının sağlanması amaçlandı; Kanun’un temel hedefleri
budur. Kanun, Avrupa Birliği mevzuatına uyumun yanında, Dünya Ticaret Örgütü
gibi, üyesi olduğumuz uluslararası kuruluşların normlarını dikkate almıştır. Kanun’un
53’üncü maddesiyle de bu Kanun’la verilen görevleri yapmak üzere kamu tüzel
kişiliğini haiz, idari ve mali özerkliğe sahip Kamu İhale Kurumu
oluşturulmuştur. Yani, bu konuyu sadece Kamu İhale Kanunu olarak görmek doğru
değil, bunu Kamu İhale Kurumuyla birlikte bir bütün olarak ele almakta meseleyi
bütünüyle görmek bakımından yarar vardır, sadece yarar değil aynı zamanda gerek
vardır.
Kamu İhale Kurumu, 21’inci asra girerken Türk ekonomisinin
kazanmış olduğu çağdaş, düzenleyici ve murakabe üst kurumlarından sadece ve
sadece bir tanesidir; bunun yanında, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu,
(yani BDDK) Enerji Piyasası Üst Kurulu, Tütün Düzenleme Kurulu ve diğer
kurumlar. Tüm bu kurumlar ve kurullar 20’nci asra girerken 2000’li yılların
başında Türkiye’de değişimin yönetiminde ana unsurlar olmuştur, bunlar değişimi
yönlendirmiştir; böylece “pazar ekonomisi gibi” olmaktan çıkarak, gerçek
nitelik kazanmıştır, daha sağlam bir yapıya dönüşmüş oldu. Hiç kuşku yok ki bu
kurumların profesyonel ağırlıklı uzman kadrolara sahip, siyasi etkiden dışarıda
olma yapıları fevkalade önem taşır. Hükûmetler bu özelliklere mutlaka özen
göstermelidir.
Bir yandan bu kurumlar oluşturulurken aynı dönem içinde eş zamanlı
olarak çıkarılan Kamulaştırma Kanunu, Borçlanma Kanunu, Doğal Gaz Kanunu,
Telekom Kanunu ve Kamu İhale Kanunu gibi yasalar ve gerçekleştirilen bütçeye,
fonlara, görev zararlarına ilişkin düzenlemeler, devlette şeffaflığı artıran ve
kamu finansmanını güçlendiren diğer önemli yapısal reformları oluşturdu. Türk ekonomisinin
bu tür kurumlara kavuşması hiç de kolay olmadı. Bugün bunların korunmasına özen
gösterilmeli, bağımsız yapılarından kimse rahatsız olmamalı, orasından
burasından bir şeyler koparılmaya gidilmemeli.
Geride bıraktığımız yıllarda gündeme gelen, sonra kaybolan mali
kural, bugün keşke sisteme dâhil edilebilmiş olsaydı. Küresel ekonomide
iktisadi ve finansal dalgalanmalara karşı, ülke ekonomisinde mukavemeti
sağlayacak yapılar bunlar. Nitekim, 2007 ve 2008 yıllarındaki büyük global
ekonomik krizden Türkiye'nin etkilenmesi belli ölçüde sınırlı kaldıysa, bunda
biraz önce saydığım yapısal düzenleme ve reformların katkısı çok büyük
olmuştur.
Türk ekonomisinin önemli çıpalarından biri de Avrupa Birliği ile
ilişkilerimizin olumlu düzeyde seyretmesi olmuştur. Bugün nedeni neye
dayandırılırsa dayandırılsın bu alanda tam bir durgunluk dönemini yaşıyoruz. Bu
tablo belki konjonktürel olabilir ama hâlihazır
vaziyet budur ve bu çıpa hâlen bir hayli zayıflamıştır.
Bunun yanı sıra Avrupa Birliği uyum kapsamında yer alan
düzenleyici ve murakabe kurumlarında bağımsızlığın giderek azalmakta olduğu
yönünde bir izlenimin ortaya çıkması, özellikle dış finans çevrelerinde
hoşumuza gitmeyecek değerlendirmelere yol açabilir. Nitekim Avrupa Birliği
ilerleme raporlarında bu konularda ciddi uyarılar yer alıyor, bunlar kesinlikle
hafife alınmamalı. Özellikle ekonomik açıdan çok daha dikkatli olunması
gerekir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmamın son bölümünü
şöyle tamamlamak istiyorum. Büyük projelerin tamamlanması zaman alır, bitirilip
hizmete girmesi gerçekten kolay olmuyor. Örneğin İstanbul-İzmir Otoyol
Projesi’ne henüz başlanamadı, başlanmak üzere, proje ise 2002 yılında hazırdı.
Marmaray, iki kıtayı deniz altından birbirine bağlayan harika bir proje, yapımı
sürüyor, hayli de ilerlemiş durumda ama 2002 yılında bunun projesi de
finansmanı da hazırdı.
Şöyle geriye bir göz attığımızda, başlangıçta da ifade etmiş
olduğum gibi, bir İskenderun Demir-Çelik, bir Keban Barajı, bir Ereğli
Demir-Çelik, bir TÜPRAŞ, Birinci ve İkinci Boğaz Köprüleri gibi, her biri
Türkiye'nin önemli tesislerini görüyoruz. Emeği geçenlerden, bunlara karar
verenlerden, tasarlayanlardan, projesini
yapanlardan ve uygulayanlardan, siyaset adamları, devlet adamlarından, her
seviyede emeği geçenlerden Cenabıallah razı olsun.
Yanlarına bir yenileri ne yazık ki konulamadı, bunlar düzeyinde projeler
yanlarına konulamadı. Neticede şu ortada, bu tür büyük tesisleri satmak kolay
oluyor ama yapmak satıldığı kadar kolay olmuyor.
Sayın Başkan, size ve değerli milletvekillerine teşekkür eder,
saygılarımı sunarım. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Oral.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İzmir Milletvekili Sayın Rahmi
Aşkın Türeli. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Türeli, grubunuz ne kadar çok seviyor sizi.
Buyurun.
CHP GRUBU ADINA RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) – Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkana teşekkür etsene.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (Devamla) – Teşekkür ettim, bir daha ederiz
tekrar, daha konuşmamız devam ediyor Sayın Aslanoğlu.
Bugün Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Yatırım ve Hizmetlerin
Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun ve Kamu İhale
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin
tümü üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun görüşlerini belirtmek üzere söz
almış bulunuyorum. Konuşmama başlarken yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, geçtiğimiz Pazar günü 97’nci yılını kutladığımız 18
Mart Çanakkale Zaferi’nin tüm ulusumuza kutlu olmasını diliyor, doksan yedi yıl
önce Çanakkale’de bir kahramanlık destanı yazan ve vatanı savunmak için
canlarını ve kanlarını feda eden şehitlerimizin aziz hatıraları önünde saygıyla
eğiliyor, Konya’da ve Afganistan’da meydana gelen uçak ve helikopter kazalarında
şehit düşen askerlerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine, yakınlarına ve
tüm ulusumuza başsağlığı diliyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; son dönemde yasama
faaliyetleriyle ilgili bir konunun giderek yaygınlık kazandığını görmekteyiz,
bu da kamu yönetimini ve toplumun geniş kesimlerini yakından ilgilendiren
konulardaki düzenlemelerin hükûmet tasarısı yerine kanun teklifiyle
yapılmasıdır.
Bununla birlikte, özellikle kamu yönetimini yakından ilgilendiren
ve devletin varlıklarında ve gelirlerinde
azalma, yükümlülüklerinde artışa yol açan düzenlemelerin, AKP
hükûmetleri tarafından âdeta bir alışkanlık hâline getirildiği üzere, Hükûmet
tasarısı yerine kanun teklifiyle yapılmak istenmesi büyük sakıncalar
içermektedir.
Bu durum, bir taraftan, kanun teklifiyle düzenlenmek istenen
konunun hazırlık aşamasında ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşlerinin
yeteri kadar alınamamasına ve bu çerçevede gerektiği şekilde tartışılamamasına
yol açarken, diğer taraftan, getirilen düzenlemelerin ekonomik ve mali
etkilerinin anlaşılamamasına neden olmaktadır. Oysa, 5018 sayılı Kamu Mali
Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 14’üncü maddesi hükmü uyarınca yapılacak
düzenleyici yetki analiziyle konunun ilgili yılı bütçesi ve genel ekonomi
üzerindeki muhtemel ekonomik ve mali etkileri çok daha açık bir biçimde ortaya
konulabilirdi.
Kanun tekniği açısından diğer bir sorun da yakın ilişki içinde
olmayan düzenlemelerin tek bir kanunda yapılması ve kamuoyunda “torba kanun”
olarak anılan ve bilinen bir tercihte ısrarcı olunmasıdır. İlgili kanun
teklifinin özellikle 5’inci ve 6’ncı maddeleri 4734 sayılı Kamu İhale
Kanunu’yla ilgili değişiklikler olup bu değişikliklerin kendi kanununda
yapılması daha uygun olurdu diye düşünüyorum.
Öte yandan, ekonomiyle ilgili bakanlar tarafından gerek 2012 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi görüşmeleri sırasında gerekse izleyen dönemde kamuoyuna
yapılan açıklamalarda mevcut teşvik sisteminin eksiklerini giderecek ve daha
etkin çalışacak yeni bir teşvik sistemi üzerinde çalışıldığı ve bu kapsamda
çalışmaların son aşamasına gelindiği ifade edilmiştir. Bununla birlikte, söz
konusu kanun teklifiyle yapılmak istenen düzenlemelerin yeni teşvik kanunu
beklenmeden alelacele TBMM gündemine getirilmesi bütünlükten yoksun bir
yaklaşım olup, konunun yeni hazırlanacak teşvik sistemi kapsamında ele alınması
daha uygun olacaktır.
Değerli milletvekilleri, bildiğiniz üzere, teşvik sistemi farklı
konularda farklı araçlar ve mekanizmalar kullanılarak yapılabilir, KDV
istisnası bunların yalnızca bir tanesidir ama biraz önce de söylediğim üzere,
AKP’nin son dönemlerdeki ekonomi yönetimine baktığımızda gördüğümüz bir husus,
bütünlükten yoksun bir yaklaşımın kamu yönetimine egemen kılındığıdır. Bunun
başka bir örneği de bildiğiniz gibi, seçim süreci içinde, nisan ayında çıkan,
mayıs ayında yasalaşan ve Hükûmete altı aylık süreyle kanun hükmünde kararname
çıkarma yetkisi veren düzenlemelerdir, yetki kanunudur.
Hükûmet, bununla 35 tane kanun hükmünde kararname çıkarmış ve
âdeta kamu yönetimini altüst etmiştir ve bu yetki kanununu, kendisine verilen
altı aylık süreyi son ana kadar kullanmıştır. Meclis açılmasına ve çalışmasına
rağmen -3 Kasımda bitiyordu süre- 2 Kasım süresine kadar birçok düzenleme
yapılmıştır ve en sonunda, kamu personel sistemi âdeta yeniden düzenlenmiştir.
Bunları kabul etmek mümkün değil. Bunlar, AKP Hükûmetinin en çok övündüğü
ekonomi alanında aslında hiç de başarılı olmadığını, bütünlükten yoksun
olduğunu, bütünlüğe sahip, olayları
karşılıklı ilişkileri içinde gören bir yaklaşıma, perspektife sahip olmadığını
açık bir biçimde ortaya koymaktadır.
Nitekim 2012 yılı merkezî yönetim bütçesine Cumhuriyet Halk
Partisi olarak koyduğumuz muhalefet şerhinde de bu konuyu tüm ayrıntılarıyla
açıklamış bulunuyoruz; tekrar milletvekilleri tarafından okunmasını dilerim.
Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, kanun teklifiyle,
yap-işlet-devret modeliyle 3359 sayılı Kanun kapsamındaki kiralama modeline KDV
istisnası getirilmiştir. Öncelikle belirtmeliyim ki, 3065 sayılı Katma Değer
Vergisi Kanunu, özü itibarıyla istisna ve muafiyetlerin mümkün olduğunca en
azda tutulması hâlinde amacına ulaşacak bir mantığa sahiptir. Bu çerçevede, bu
teklifle getirilen istisnalarla sistemin etkinliği ciddi bir biçimde
azaltılmaktadır.
Diğer taraftan, ilgili kanun teklifiyle getirilen KDV istisnası
sonucunda, kısa dönemde KDV tahsilâtı azalacak ve bu da bütçe gelirlerinin
azalmasına neden olacaktır. Bunun sonucunda, 2012 yılı merkezî yönetim
bütçesinde öngörülen bütçe açığı tahminleri aşılacak ve kamunun ek borçlanma
ihtiyacı ortaya çıkacaktır. Ayrıca, paranın zaman değeri dikkate alındığında bu
kaybın maliyeti, yıllara sâri olarak giderek artacaktır.
Bu bağlamda, merkezî yönetim bütçesi üzerindeki mali etkilerin bir
projeksiyon olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulması beklenirdi. Bununla
birlikte, söz konusu KDV istisnası ile ne kadarlık bir vergi kaybının doğacağı,
gerek alt komisyon gerek üst komisyon toplantıları sırasında grubumuz
tarafından ısrarla talep edilmesine rağmen, ortaya konulamamıştır. Bu durum da
vergi kaybının tutarının ne kadar olacağına ilişkin olarak Maliye Bakanlığı
tarafından yapılan ciddi bir çalışmanın olmadığını açıkça ortaya koymaktadır.
Tabii, bu durumu daha geniş bir çerçevede aldığımızda başka bir
sonuca da ulaşıyoruz: Ne yazık ki Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetleri için
Dokuzuncu Kalkınma Planı, Orta Vadeli Program, 2012 yılı bütçesi, 2012 yılı
Programı, bunlar hiçbir şey ifade etmemektedir. Bunlar daha yeni yasalaştı;
biliyorsunuz değerli arkadaşlar, Ocak 1 itibarıyla yürürlüğe girmiş bir bütçe
var ve düzenlemeler var ve o düzenlemelerle biz, Orta Vadeli Program’la
önümüzdeki üç yıl içinde, 2012-2014 yılı içinde neler yapılacağını ortaya
koyduk. Yani bunlar Hükûmet tarafından ortaya konulur, zaten ilgili kamu
kurumları, Kalkınma Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Maliye Bakanlığı, hepsi bu
sürecin içindedirler. Buralarda düzenlenmeyen, bütçe sürecinde düzenlenmeyen
birtakım yapılanmaların, kanunların arkasından, böyle, üzerinden daha iki
buçuk, üç ay geçmişken gündeme getirilmesini anlamak mümkün değil. Bakın, aynı
şey 4+4+4 kanun teklifinde de gündeme gelmiştir. Değerli arkadaşlar, Dokuzuncu
Kalkınma Planı’na baktığınız zaman -ki 2007-2013 yıllarını kapsamaktadır, ki
AKP hükûmetleri zamanında çıkartılmıştır- bu konuda hiçbir hüküm yoktur. 13 Ekimde
yasalaşan Orta Vadeli Program’da da hiçbir hüküm yoktur. Yani, buralarda yer
alması gerekmez mi bunların? 2012 yılı Programı’nda da yoktur. Biliyorsunuz,
2012 yılı Programı’nda ayrıntılı tedbirler var. Tedbirlere bakıyoruz, hiç böyle
bir şey yok. Bütçede de yok, para da konmamış. Sonra, birdenbire bakıyoruz,
karşımıza bir kanun teklifi ya da Hükûmet tasarısı geliyor. Bunlar ciddiyetten
uzaktır, gayriciddidir. Hükûmet yönetmek, ülke yönetmek ciddiyet ister değerli
arkadaşlar. Bu konuda da kamu yönetiminin gerekli teamüllerine ve demokratik
çerçevelere uyulmasının önemli olduğunu düşünmekteyim.
Diğer taraftan, -devam edersek konumuza- borçlanma maliyetleri
yani kredi faiz oranları bir dizi faktöre bağlı olarak değişebilmektedir.
Amaçlandığı gibi KDV istisnasının borçlanma maliyetlerini beklenen ölçüde
düşürmeyebileceğinin yanı sıra, KDV istisnasının diğer hizmet alanları için de
yatırımcı firmalarca talep edileceği göz önünde tutulmalıdır. Değerli
arkadaşlar, bu da bu alanın gittikçe genişlemesi anlamına gelmektedir. Bu, KDV
istisnası konusunda da, teşvikte de vardır, aynı şekilde yap-işlet-devrette de bu kanun teklifiyle gündeme gelmektedir.
Başka bir husus da 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu
hükümleri uyarınca uygulanan yap-kirala-devret modelinde bu KDV istisnasının
kira düzeyini ne ölçüde etkileyeceği konusunda açık ve yeterli bir bilginin
komisyona sunulmamış olmasıdır. Biraz önce de bahsettim, bütün gelen hem KDV
istisnası hem biraz sonra bahsedeceğim yap-işlet-devret, hepsinde bunların
devlete nasıl bir yük, maliyet getirdiğine ilişkin ekonomik, mali çerçeveyi
ortaya koyan bilgiler, dokümanlar ne yazık ki ortada gözükmemektedir.
Başka bir husus da ilgili kanun teklifinin 1’inci maddesinin
31/12/2023 tarihine kadar uygulanması öngörüldüğünden geçici madde yerine,
sürekli maddede uygulanmasının, sürekli maddeyle düzenlenmesinin uygun olacağı
hususudur. Çünkü eğer siz 2023 yılına kadar bu kadar hüküm içerecek, etkiler
doğuracak bir maddeyi düzenliyorsanız bunları geçici maddede düzenlemek bizim
kanun teklifine ve bürokrasinin alışkanlıklarına, geleneklerine de aykırıdır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin
2012 yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı’na ilişkin karşı oy yazısında
da belirttiğimiz üzere, giderek yaygın bir biçimde birçok kamu hizmeti alanında
uygulanan kamu özel iş birliği modelleri, koşullu yükümlülükler olarak bütçe
açığının düşük görülmesine neden olurken yükümlülüklerin uzun vadeye
yayılmasına yol açmaktadır. Kasım 2000 ve Şubat 2001 ekonomik krizlerinde de
olumsuz sonuçlarını yaşadığımız koşullu yükümlülüklerin artması, ekonomi
üzerinde ciddi belirsizliklere yol açmakta ve riskleri artırmaktadır. Bu
belirsizliklerin yanı sıra, koşulların gerçekleşmesi, borç yönetimi ve kamu
finansmanı açısından Orta Vadeli Program, Orta Vadeli Mali Plan ve merkezî
yönetim bütçesinin hazırlık safhasında öngörülemeyen ek mali yüklerin doğmasına
sebep olmaktadır.
3996 sayılı Kanun’a 2008 yılında getirilen değişiklikle, kamunun
yapmak zorunda olduğu bir kısım yatırımların özel sektöre yaptırılması,
bedelinin ise yılı bütçesine konulan ödeneklerle taksitler hâlinde ödenmesi
mümkün kılınmıştır. Bu, bir nevi borçlanma yöntemidir. Bu uygulama, kamu
borcunun gerçekte olduğundan daha düşük görünmesine yol açmaktadır. Diğer
taraftan bunun anlamı, kamu yatırım harcamalarının bütçe dışına çıkarılmasıdır.
Bu alan genişlediği ölçüde kamunun yatırım harcamaları azalmaktadır. Nitekim,
kamu sabit sermaye yatırımlarının gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payı 2002
yılında yüzde 4,9 olan seviyesinden, 2010 yılında yüzde 4,3’e gerilemiştir.
Değerli arkadaşlar, elbette bir ülkenin gelişmesi için yapılacak
yatırımlara kamunun yanında özel sektörün de girmesi normaldir, buna karşı
değiliz, bunu isteriz ama temel kamu altyapı yatırımlarının, temel hizmetlerin,
enerjinin, ulaştırmanın temelde dünyanın bütün ülkelerinde kamu tarafından
yapılması esastır. Özel sektör, daha çok, ekonomi literatüründe “dış ticarete
konu olan sektörler” dediğimiz imalat gibi, madencilik gibi, tarım gibi, turizm
gibi sektörlerde yoğunlaşmak ve bu alanlarda yatırım yapmakla yükümlüdür. Kamu
sektörünün özellikle altyapı yatırımları alanına girmesi ve bu alanda yatırım
yapması, ekonomi içinde özel sektör yatırımlarını da uyarmakta ve ülkenin
sermaye stokunu hızlı bir biçimde büyütmektedir. Ancak son dönemde kamu,
altyapı yatırımlarını yeteri kadar yapmamakta ve bu boşluğu, doğan bu boşluğu
özel sektörü devreye sokarak kamu-özel iş birliğiyle -ki bunun değişik
modelleri vardır yap-işlet-devret, yap-işlet, yap-kirala gibi- karşılamaya,
yapmaya çalışmaktadır. Bu konunun önem arz ettiğini düşünmekteyim ve kamu
yatırımlarının hızlı bir biçimde 2002 yılındaki yüzde 4,9 olan seviyesine ve
sonrasında da daha yüksek seviyelere çıkarılmasının gerekli olduğunu
düşünüyorum.
Söz konusu kanun teklifi ile tutarı 30 milyar dolara ulaşan
yap-işlet-devret projeleri için Hazine garantisi imkânı yaratılmış
bulunmaktadır.
Değerli arkadaşlar, o arada ben Plan ve Bütçe alt komisyonunda da
görev aldım, Plan ve Bütçe Komisyonunda hem alt komisyon görüşmeleri sırasında
hem de üst komisyon görüşmeleri sırasında “Bu yap-işlet-devret projelerinin
sayıları nedir, tutarları nedir?” diye ısrarla tekrar tekrar sormamıza rağmen
sağlıklı bir cevap alamadığımızı belirtmek zorundayım. Bu da aslında bu alanda
çok ciddi bir açık olduğunu gösteriyor. Yani devletin, kamunun, Hükûmetin bu
alanda yapılmış olan yatırımların tutarının ne kadar olduğunu bilememesi de
büyük bir zafiyete işaret etmektedir.
Söz konusu kanun teklifiyle
-biraz önce de söyledim- 30 milyar dolara ulaşan yap-işlet-devret projeleri
için hazine garantisi imkânı yaratılmış bulunmaktadır. Bu, Türk mali sistemi
üzerinde ciddi bir mali risk yaratmaktadır. Yap-işlet-devret modeli
çerçevesinde gerçekleşecek yatırımların önümüzdeki dönemde artacağı
yetkililerce ifade edilmiştir. Böyle bir durumda, hazinenin borcu üstlenmesi
nedeniyle, kamu borcunun da artabilecek olması nedeniyle hazinenin riski
yükselecektir. Hazinenin riski dolayısıyla faiz oranları yükselebileceği gibi,
uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'nin kredi notunu
düşürmesi olasılığı da gündeme gelebilecektir. Bu konuya özellikle dikkat
çekmek istiyorum çünkü Hükûmette, biliyorsunuz, işte not artırımı konusu, ciddi
biçimde ekonomiden sorumlu bakanların da övündüğü konular arasında gelmektedir.
Bu açıdan ortaya çıkacak bir zafiyetin Türkiye ekonomisinde borçlanmanın yükünü
ciddi bir biçimde artıracağı aşikârdır.
Söz konusu değişiklik ile görevli şirket tarafından ödenecek
finansman yükünün azaltılması ve böylece gerçekleştirilen yatırımların kamuya
dönüş süresinin kısaltılmasıyla borçlanma maliyetlerinin azaltılması
hedeflenmektedir. “Buna ilişkin olarak ilgili kamu kurum ve kuruluşlarımız
tarafından yapılmış herhangi bir çalışma var mıdır?” sorusu, biraz önce de
ifade ettiğim üzere, Plan ve Bütçe Komisyonunda Grubumuz tarafından ısrarla
gündeme getirilmesine rağmen bir cevap alınamamıştır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teklifin 2’nci maddesiyle,
yap-işlet-devret modeli kapsamında gerçekleştirilen ihalelerden yatırım
bedelinin idare veya hizmetten yararlananlarca ödenmesinin mümkün olduğu
projelerde ödeme yükümlülüğüne girme yetkisine sahip idarelerin kapsamı
genişletilmektedir. Hizmet ve kuruluş itibarıyla böylesi bir genişlemenin yol
açacağı risklerin, kamunun borçlanma projeksiyonu üzerinde ciddi belirsizlikler
yaratacağı açıktır.
Diğer taraftan, dünyada kamu-özel iş birliği uygulamaları
bağlamında hazine garantileri istisnai enstrümanlardır. Zira, kamu-özel iş
birliği modeliyle amaçlanan şeylerden biri de kredi sağlayan kuruluşların,
projeler üzerindeki gözetim ve denetimlerinin varlığıdır. Zira, kreditörler,
verdikleri kredinin geri ödenmesinde bir sorun yaşamamak amacıyla, projeyle
yakından ilgileneceklerdir. Ancak, hazine garantisi verilmesi durumunda,
projeye idarece el konulduğu takdirde -ki bu durum proje şirketinin iflasını da
kapsayan çok farklı gerekçelere dayanabilir- hazine garantisi devreye
girecektir. Bu nedenle, kreditörlerin verdikleri borçları tahsil etme kaygıları
olmayacak ve ilgili proje, kamu-özel iş birliğinin özü olan proje finansmanı
esasından çıkıp, fiilen hazine borçlanması yoluyla yapılan bir projeye
dönüşecektir.
Değerli milletvekilleri, kanun teklifinin problemli gözüken önemli
bir maddesi de 4’üncü maddesidir. Teklifin 4’üncü maddesiyle 3996 sayılı
Kanun’a bir geçici madde eklenmektedir. Buna göre, teklifin 3’üncü maddesinde
getirilen dış finansman kredisini üstlenmeye ilişkin hükümler, uygulama
sözleşmesi imzalanmış ancak finansman çalışmaları sonuçlandırılmamış projeler
için de uygulanacaktır. Bununla birlikte, bu durumun, ihalesi yapılarak
uygulama sözleşmesi imzalanmış yap-işlet-devret projeleri için, rekabete
aykırılık iddialarını gündeme getirebileceği hususu göz önünde
bulundurulmalıdır.
Diğer taraftan, Türkiye Cumhuriyeti hazinesi tarafından verilecek
yüksek tutarlardaki bir kredi garantisine biçilecek fiyat değeri, ihalesi
tamamlanmış bir projenin yüklenicisine, karşılığında bir şey talep edilmeksizin
aktarılmış olacaktır. Bu kapsamda, söz konusu madde hükmünden yararlanacak olan
şirketlerin, kanun teklifini verenler tarafından ve TBMM’de tartışılarak yüce
Meclisimize açıklanmasının büyük önem arz ettiği kanısındayım. Çünkü, bu
maddenin, belli birtakım şirketler için çıkartıldığına ilişkin ciddi iddialar
ortada dolaşmaktadır. Bu konudaki bu iddialara açıklık getirmek Hükûmetin
görevidir diye düşünüyorum.
Zamanı idareli kullanmak için son bir noktaya değinip konuşmamı
bitireceğim. O da şudur değerli arkadaşlar, kanun teklifinin geneli üzerinde
son olarak belirtmek istediğim husus: Kamu-özel iş birliği alanına bir çerçeve
kazandırılması, parçalı ve dağınık mevzuatın toplulaştırılması ihtiyacının yanı
sıra bu alana ayrılan kamu kaynağının büyüklüğü dikkate alındığında, TBMM’nin
bu alandaki denetiminin mutlak surette etkinleştirilmesinin gerektiğidir.
Bu çerçevede, kamu-özel iş birliği modelinin yaygınlığı ve hacmi
de göz önünde bulundurulduğunda, Sayıştayın kamu-özel
iş birliği modelinin uygulamalarını performans denetimine tabi tutması ve
müstakil bir raporu her yıl Plan ve Bütçe Komisyonuna sunması uygun olacaktır.
Buna ilaveten, Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe
Komisyonunun, özel gündemle yapılacak toplantıyla yılda bir defadan az olmamak
üzere Hükûmet tarafından bilgilendirilmesine ilişkin düzenlemelerin mevzuata
kazandırılması büyük önem arz etmektedir. Bu çerçevede, konunun ilgili kanun
teklifinde düzenlenmesi uygun olacaktır.
Konuşmama burada son veriyor, hepinize saygılarımı sunuyorum. (CHP
ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Türeli.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Kars Milletvekili Sayın
Ahmet Arslan, buyurunuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA AHMET ARSLAN (Kars) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ben de hepinizi, Grubumuz adına söz almış olmam hasebiyle
saygılarımla selamlıyorum.
Katma Değer Vergisi Kanunu, bazı yatırımların yap-işlet-devret
modeliyle veya yap-işlet-kirala modeliyle yapılması kanunları ve yine Kamu
İhale Kanunu’nda değişiklikler öngören kanun teklifi üzerine söz almış
bulunuyorum.
Genel olarak “yap-işlet-devret” nedir, ne getiriyor diye bir özet
yapıp sonra kanunun ayrıntılarıyla ilgili bilgiler arz edeceğim.
Yap-işlet-devret modeli, kamu-özel iş birliği projesinin en yaygın
kullanılan modellerinden biri. Bir başka model ise yap-kirala-devret modeli ki
bu, Sağlık Bakanlığının yaptığı bu tip uygulamalarda kullanılıyor.
Ülkemizde 1994 yılında yasal mevzuatına kavuşan bu model, Avrupa
ülkelerinde 1980’li yılların başından itibaren öz kaynak yatırımlarının
alternatifi olarak kullanılmaya başlanmış, özellikle son on yılda gelişen bir
süreç, Avrupa ülkelerinin yanı sıra Latin Amerika ve Uzak Doğu ülkelerinde de
oldukça yaygın kullanılmaya başlanmış. Japonya’da Tokyo Üniversitesi ve
Filipinler’de kamu-özel iş birliği projeleri için araştırma bölümleri açılmış.
Günümüzde modelin kullanıldığı projelerin sayısı ve mali büyüklüğü oldukça
artmakta. Birçok ülke, gerek kamu gerekse finans sektöründe bu modelin
uygulanmasına yönelik teşkilatlanmaya gitmiş, kamu-özel iş birliği projeleriyle
ilgili müstakil birimler kurmuş, modelin tıkanıklıklarını gidermeye yönelik
yasal düzenlemeler yapmış. Bizim de bugün yaptığımız ve yapmak istediğimiz bu.
Günümüzde yatırımların en etkin finans yöntemi olarak kullanılan
bu modelin diğer ülke uygulamaları, tecrübeleri paylaşmak, modelin ülkeler
bazında etkin işleyişini sağlamak amacıyla uluslararası konferanslar, paneller
düzenlenmekte, bu oluşumlara modelin üç temel oyuncusu olan kamu sektörü, özel
sektör ve finans sektörü temsilcileri katılarak modele katkı koymaktadırlar.
Zira özellikle son yıllarda Türkiye Cumhuriyeti’nde Ulaştırma Bakanlığı, Enerji
Bakanlığı ve Çevre, Su Bakanlığı bu modeli yaygın bir şekilde kullanmakta,
Sağlık Bakanlığı da buna eklenmekte. Ben de 24’üncü Dönem milletvekili olmadan
önce bu modeli yaygın olarak kullanan Ulaştırma Bakanlığının ilgili
birimlerinde bu modelin içerisinde yer aldım ve şunu söylemekte fayda
görüyorum: Özellikle dünyada bu modeli uygulamak isteyen birçok ülke geliyor,
Türkiye’den bilgi alıyor veya Türkiye’deki bu konudaki uzmanlarla bilgi
alışverişinde bulunuyor ve yap-işlet-devret modelinde “Türk modeli” diye artık
dünyada sözü geçer, kabul görür bir model hâline gelmiş durumdadır.
Son iki yılda kamu-özel iş birliği projelerinin artan önemine
paralel olarak projelere temin edilecek finansman ihtiyacı ciddi ölçülerde
artmış, bu husus, projeleri üstlenecek özel sektör firmalarını da, kamuyu da
yeni modeller arama yoluna zorlamıştır. Avrupa ülkelerinde baş gösteren
finansal kriz kredi piyasalarında da ciddi bir darboğaza neden olmuştur.
Küresel boyutta tüm ülkelerin bu modelin önünü açmak adına kamu ve özel sektör
arasında risk paylaşımını yeniden gözden geçirdiklerini ve yüksek tutarlı
finansman temininin gerçekleşmesi ve yatırımların hayata geçmesi amacıyla
kreditörlere önemli güvenceler verdiklerini görmekteyiz. Birçok ülke bu
projeleri uygulayarak öğrenmekte. Mutlulukla söyleyebiliriz ki Türkiye bunu
yıllardır uyguluyor ve örnek bir ülke.
Kamu-özel iş birliği projelerinin darboğazlarını gidermeye ve
modelin etkin işleyişini sağlamaya yönelik tüm çabaların altında yatan temel
husus yap-işlet-devret veya yap-kirala-devret ve benzeri yöntemlerle
gerçekleştirilen yatırımların tamamının kamu malı olduğudur. Bu, çok önemli bir
şey. Kim yaparsa yapsın, mal sonuçta kamunun. Yap-işlet-devret modeli, kamunun
yatırım stokunu artıran, sosyal kalkınma ve altyapı yatırımlarının gelişmesine
önemli boyutta katkı sağlayan, yüksek maliyetli, ileri teknolojiyi haiz
projelerin hayata geçirildiği, özel sektör mobilizasyonu
ile projelerin yaratıcılığa vesile olduğu ve istihdam başta olmak üzere birçok
alanda katma değer yarattığı projelerdir. Ülkemizde son on beş yıllık süreçte
modelin en yaygın kullanım alanı, havaalanları, limanlar ve yat limanlarıdır.
Bu modelin hayata geçirilmesiyle havaalanları ve yat limanlarında bugüne kadar
yaklaşık 2 milyar dolarlık yatırım yapılmıştır. Bu tutarın tamamı özel sektör
tarafından finanse edilmiştir ve yine, gerek havaalanlarında gerek yat
limanlarında bu tip projelerin yapım ömrü bir buçuk ila iki yıldır. Ancak
otoyollarda, köprülerde ve tünellerde dört buçuk-beş yıl gibi bir süreyi
almaktadır. Ve yine havaalanlarında ortalama işletme süresi, kiralananlarda on
yıl gibi bir süreye tekabül etmektedir.
Yap-işlet-devret projelerinde sağlanan yolcu garantileri devlete
önemli gelir akışı sağlamıştır. Şöyle ki: Garanti edilen tutarın üstü kamu ve
özel sektör arasında paylaşılmaktadır. Özellikle burada ifade edildi hatipler
tarafından, verilen garanti hazineye ilave bir yük getirmektedir. Hâlbuki
verdiğiniz garantiyle siz projelerinize olan güveninizi ortaya koymaktasınız.
Bu, projenin kredibilitesini artırmakta ancak başka bir şeyi daha getiriyor,
garanti üstü rakamdan ise pay alıyorsunuz. Bugüne kadar ülkemiz, bu projelerin
garantisine ödediği parayı düştükten sonra yaklaşık 500 milyon dolar garanti
üzeri gelirden pay almıştır. Garantiden dolayı hazinenin zararı değil, aksine
500 milyon dolarlık ilave gelir elde etmiştir ve yine yaklaşık 25 bin kişiye
direkt istihdam sağlanmıştır. Özellikle gerçekleştirilen projelerin işletme
dönemlerinde kamu yerine özel sektörün işletmeyi yapması nedeniyle işletme
maliyetlerinde ciddi tasarruflar sağlanmıştır.
Yine, bu tip tesislerin işletilmesi ve işletme sonunda kamuya
devredilmesi nedeniyle tesisin güncel ve teknolojiye uygun bir şekilde
yenilenmesi de özel sektör sorumluluğunda olup bu sorumluluk yerine
getirilmektedir ve yine projeler gerek yatırım döneminde gerek işletme
döneminde kamu kurumları tarafından denetlenmekte ve uluslararası standartların
bütünüyle bu projelerde uygulanması sağlanmaktadır.
Ülke refahının ve ekonomik kalkınmanın vazgeçilmez araçları olan
yatırımların en etkin finansman yöntemi olan yap-işlet-devret veya
yap-kirala-devret modeli bugün için en önemli darboğazları teşkil eden özel
sektör finansmanının özellikle sözleşmelerde yer olan fesih dönemindeki
akıbetinin kamu ve özel sektör arasındaki risk paylaşımı çerçevesinde yeniden
düzenlenmesi, modelin ve ülkenin geleceği açısından büyük önem arz etmektedir.
Unutulmamalıdır ki ülkelerin güçlü kamu-özel iş birliği projeleri güçlü bir
yasal mevzuata dayanmaktadır. Bizim de yapmak istediğimiz budur.
Birkaç şeyi vurgulamakta fayda görüyorum. Bugüne kadar özellikle
havaalanı, yat limanı, otoyollar, köprüler ve tüneller, üst üste koyduğunuzda,
yaklaşık 9 milyar dolarlık yap-işlet-devret projesini özel sektör marifetiyle
yaptırmaktayız ve yine, daha önce yap-işlet-devret modeliyle işletilip daha
sonra kamuya devredilen bu tip işletmelerin kiralamalarıyla da ülkemiz yaklaşık
7 milyar dolar gelir elde etmiştir.
Özellikle garantilerin hazineye yük getirilmesi konuşuldu. Ben az
önce örnek verdim. Garantilerle hazineye herhangi bir şekilde yük gelmesi söz
konusu değil ancak projenizin kredibilitesini ve yapılabilirliğini
artırmaktasınız. Hangi projeyi? Proje yapılırken sizin malınız, işletme süresi
bittiğinde sizin malınız olarak kiraladığınız projeler.
Ve yine, özellikle 3’üncü maddesinde, kredilerin üstlenilmesinin
hazineye ciddi bir maliyet getirdiği ve “Bunun faiz yükü demek, kredi
derecelendirme kuruluşları tarafından Türkiye’nin notunun düşürülmesi demek.”
dendi. Şunu özellikle vurgulayalım: Bugüne kadar yapılan hiçbir
yap-işlet-devret projesi yarım kalıp, devredilip kredisi üstlenilmemiş ancak
siz, sözleşmelerinde olmak şartıyla işin yürümediği zaman kamu tarafından,
malın sahibi tarafından devralınacağını ve o güne kadar olan kredinin
üstlenileceğini garanti etmekle projenin kredibilitesini yükseltiyorsunuz,
projenin işletme süresini kısaltıyorsunuz ve işletme süresi kısalan projenin
bir an önce kamuya devredilip kamunun kiralayarak buradan gelir elde etmesini
sağlıyorsunuz. Bu, faiz yükü demek değil, tam tersine, yap-işlet-devret
projelerinizin çok daha iyi bir şekilde yapılabilmesi demek.
Yine bir ifade kullanıldı “Hazine garanti veriyor.” diye. Bu
projelerin hiçbirinde hazine garantisi yoktur ancak projenin yarım kalması
durumunda sizin adınıza yapılan malın devralınması, devralınırken o güne kadar
kullanılan kredinin üstlenilmesi ve o günden sonraki kredinin de eğer kredinin
şartları uygun ise sizin tarafınızdan üstlenilmesi anlamına geliyor. Bunu
özellikle vurgulamak istiyorum. Bir şeyi daha ifade edeyim. Zaten bugünkü
mevzuatta da bu var. Genel bütçeli kuruluşlarda bu tip bir sıkıntının olması
durumunda proje üstleniliyor ve hazine krediyi üstleniyor. Ancak gerek
Karayolları gerek Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün özel bütçeli kuruluşlar
hâline gelmesi nedeniyle, kredi kuruluşları, bu kurumların gelirlerinin
olmaması gerekçesiyle hazinenin bunları üstlenmesini talep ediyor ve bu,
kredibilitenin artması anlamına geliyor. Dolayısıyla, olan bir mevzuatın yeni
düzenlemeler paralelinde düzeltilmesidir bu, “Bugüne kadar yoktu.” demek doğru
bir ifade değil.
Yine, “Ulaştırma ve sağlık hizmeti tamamen kamu eliyle yapılır.”
dendi. Doğrudur, her ikisinde de amaç ulaştırma ve sağlıkla ilgili gerekleri
yapmak, vatandaşın hizmetine sunmaktır ancak bunu genel bütçeyle yapabildiğiniz
gibi bu tip modellerle de yapabilirsiniz ve bu, dünyada çok yaygın olarak
kullanılmakta olan modeller, yeni yaratılmış bir uygulama değil; bunu da
vurgulamak istiyorum.
Yine, özellikle 2’nci maddede garantilerin üstlenilmesiyle ilgili
bir ifade vardı. Burada, yüce Meclisin çatısı altında daha önce
Yap-İşlet-Devret Kanunu’nda bir düzenleme yapıldı ve “katkı payı” diye bir
düzenleme getirildi. “Garanti” ile “katkı payı” karıştırılıyor; katkı payında
benzer sınırlamalar vardı ancak garantide yoktu. Şu anki kanunda da yok genel
bütçeli kuruluşlar için. Yine, Karayolları ve DSİ’nin yeni pozisyonları
nedeniyle katma bütçeli kuruluşlar da buna dâhil ediliyor, bunu da vurgulamakta
fayda var.
Özellikle, 1’inci maddede katma değer vergisi istisnası getirmek
neyi getiriyor? Arkadaşlar, bunu da birkaç cümleyle arz etmek istiyorum. Bu tip
projeleri yaptığınızda sizin projenizin maliyeti belli. Bir hastane
yapıyorsunuz, bir köprü yapıyorsunuz, bir tünel yapıyorsunuz, bir yat limanı
yapıyorsunuz; projenin maliyeti 1 birim. Siz bu 1 birimlik projeyi yükleniciye
yaptırıyorsunuz, yapım döneminden sonra yüklenici işleterek gelirini elde
ediyor ve daha sonra bu tesis size kalıyor. Siz katma değer vergisi yükünü buna
yüklediğinizde projeniz aynı ancak yüklenicilere yeni bir finansman zorunluluğu
getiriyorsunuz ve bu finansmanın maliyetini de yüklenici ister istemez süresine
ilave ediyor.
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) – Belediyelerinkini de kaldırın o
zaman.
AHMET ARSLAN (Devamla) – On beş yıl olan bir işletmenizin süresi
yirmi yıla çıkıyor ve bir şeyi özellikle vurgulamakta fayda var: Süre uzadıkça,
kredi kuruluşları dünyadaki gidişatı göremedikleri için risk kat sayısını
yükseltmekte ve kredinin, risk kat sayısından dolayı kredibilitesi, finans
bulması daha yüksek bir maliyete geliyor. Siz yüklenici olarak işi yaptınız ve
o öngörülen risk gerçekleşti. Öngörülen risk gerçekleşir ise -zaten teklifinizi
de vermiştiniz- devletten bu parayı alıyorsunuz, eğer risk gerçekleşmez ise bu
para yüklenicinin cebinde kalıyor. Arkadaşlar, bu düzenleme, yüklenicilerin
daha kolay finansman bulmasını sağladığı gibi, kamunun gerçekleşmeyen bir
riskin bedelini de ödemesini engellemekte. Bunu da özellikle vurgulamak
istiyorum.
Yine, mevcut projelerde, yüklenicinin istemesi durumunda KDV’ye
tekabül eden işletme süresi veya kira bedelinin düşürülmesi öngörülüyor. Bu
projelerin hepsinin sözleşmesinde şöyle bir ifade vardır: “Eğer kamu isterse,
belli bir oranda iş artışı verir ve bu iş artışına karşılık da süre verir.”
Nasıl ki iş artışıyla siz ilave süre verebiliyor iseniz, iş eksilişiyle de
KDV’yi düşebilirsiniz veya kira eksilişiyle de bu tip bir düzenleme
yapabilirsiniz. Kanunun kendisi de ve sözleşmeler de -şu anki sözleşmeler de-
bunlara ziyadesiyle cevaz veriyor.
Yine, özellikle 4’üncü maddede, mevcut devam eden işlerin kredi
yüklenimiyle ilgili olarak, hazine garantisinden yararlanması konusunun
yüklenicilere menfaat getirildiği söylendi. Tekrar söylüyorum: Böyle bir şey
söz konusu değil, zira biz ilana çıkarken, sözleşmemizde, şartnamemizde Türkiye
Cumhuriyeti olarak bunu üstleneceğimizi zaten ifade etmişiz. Yaptığımız tek
fark, idarenin kendisi değil -katma bütçeli idarenin kendisi değil- ilgili
bakanın talebi, hazinenin sorumlu olduğu bakanın teklifiyle Bakanlar Kurulu
tarafından hazineye bu sorumluluğun verilmesidir.
5’inci madde, Devlet Demiryollarının bağlı ortaklıklarının Devlet
Demiryollarıyla yapacakları alışverişlerde, mal ve hizmet alımlarında KDV
istisnası getirmesi maddesidir. Şu anki düzenlemede 6 milyon 629 bin liraya
kadar olan kamu kurumlarının birbirlerinden mal ve hizmet alımlarında istisna
maddesi var zaten. Ancak gerek Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarının son
yıllardaki gelişmesine paralel olarak gerek bağlı ortaklıklarının son yıllarda
yaptıkları mal ve hizmetlerle çok büyük miktarda bedellere mal olan hizmetler
üretmekteler; zira lokomotifler yapmaktalar, zira tren setleri yapmaktalar.
Bugün bir tren setinin maliyeti 10 milyon doları geçiyor. Siz bağlı
ortaklığınızdan bir tren seti almak isteseniz tamamen alamıyorsunuz, parça
parça almanız lazım. Parçayı aldığınızda da Kamu İhale Kanunu benzer alımların
peş peşe alınmasını kabul etmiyor, parçalanarak alınmasını kabul etmiyor.
Dolayısıyla kendi bağlı ortaklığınızdan
mal alamıyorsunuz, başka birine veriyorsunuz ihaleyi. O başka biri de
üzerine kâr koyarak, gidip sizin bağlı ortaklıklarınıza iş yaptırıyor. Bizim
getirdiğimiz istisna, Devlet Demiryollarının yüzde 99,94 ortağı olduğu veya
sahibi olduğu bağlı ortaklıklarından direkt alım yapabilmesidir; bunu özellikle
vurgulamak istiyorum.
6’ncı madde var. 6’ncı madde, özellikle danışmanlık hizmeti satın
alınır iken belli istekliler arasında alım için şu anki rakamın
değiştirilmesini öngörüyor. İki cümleyle ifade edeyim: Şu anki rakam 172.927
lira. 48’inci madde buna atıfta bulunuyor, bu rakamın altındaki danışmanlık
hizmetinizi hizmet alımı yöntemiyle yapabilirsiniz. Bunun anlamı şu: İhalenize
çıkarsınız, herkes gelir, teklif verir. Teklifi yeterli olan herkesin mali
tekliflerinden en ucuz olana ihaleyi verirsiniz. 172 bin liranın üstünde olan
danışmanlık hizmeti satın almalarında ise önce firmaların teklif dosyalarını
alırsınız, onların içerisinde en yüksek puan alanları belirlersiniz, daha sonra
onlardan mali ve projeye yönelik tekliflerini alırsınız, tekrar bir
değerlendirme yaparsınız ve onların içerisinden uygun olana verirsiniz, en ucuz
olana verirsiniz değil. Yaklaşık altı ay demek. Hâlbuki artık ülkemizde
herhangi bir projeye karar verildiğinde projenin aylarca sürüncemede kalması
istenmez, kamulaştırılması, ön etüdü, ön fizibilitesi birkaç ay içerisinde
bitirilerek projeye başlanmak istenir. Neden? Nedeni şu: Kaynak sıkıntınız yok,
vatandaş bekliyor. Eğer bir projeyi vatandaşın hizmetine sunmak üzere yapmaya
karar vermiş iseniz bunu bir an önce hayata geçirmeniz lazım.
Yaptığımız tek şey var, danışmanlık hizmeti satın almada bedeli 4
misline yani 691 bin 708 liraya çıkararak çok daha hızlı bir şekilde karar
alabilecek ve hizmeti satın alabilecek bir düzenleme getiriyoruz. Ayrıca proje
çok önemli ise, özellikli ise, belli istekliler arasında yapılma ihtiyacı varsa
bu yetki de zaten kurumlarda var, onu da vurgulamak istiyorum.
Dolayısıyla bu işlerin içinden gelen, bu işlerin detayında
yorulmuş bir arkadaşınız olarak bütün düzenlemelerin ülkemiz için, memleketimiz
için hayırlı olduğuna eminim.
Teklifin kanunlaşarak ülkemize, insanımıza hayırlı, uğurlu
olmasını diliyor, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Arslan.
Şahıslar adına İzmir Milletvekili Sayın Ahmet Kenan Tanrıkulu.
Buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)
AHMET KENAN TANRIKULU (İzmir) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 194 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin
tümü üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Yap-işlet-devret mevzuatında gerek 2008 yılında gerekse 2011
yılında çok kapsamlı değişiklikler yapıldı. Bu değişikliklerle, projelerin
hazırlık ve onay sürecinin kolaylaştırılması, nitelikli projelerin
belgelenmesi, bunların hazırlanması ve imkân sağlanması cazip hâle
getirilmişti; bu şekilde amaçlandığı söylendi ve iddialar bu yöndeydi. Ancak bu
her iki değişikliğin de Genel Kurulda görüşülmesi sırasında, şahsen benim de
dile getirdiğim birtakım sorunların ileride yaşanabileceğine dair öngörüler maalesef
gerçekleşmiş oldu günümüzde de. Şimdi, bir kez daha, bu noktada Milliyetçi
Hareket Partisi Grubunun sözcülerinin haklılığını teyit etmiş bulunuyoruz.
Bugün görüşmekte olduğumuz teklif de benzer sorunlar barındırmakta
ve ileriki yıllarda bazı sorunların yaşanacağını ve başta milletimiz ve
devletimizin bütçesine ağır yükler, ağır ekonomik sorumluluklar getireceğini
şimdiden öngörebiliriz. Devlet bütçesi adına böylesine riskler taşıyan bir
düzenlemeyi iktidarın da taslak olarak değil, aslında Hükûmet tasarısı olarak
getirmesi ve tekliften çıkartarak, son zamanlarda alışkanlık hâline getirdiği
teklif uygulamalarının da bir kenara bırakılması gerekirdi. Tabii, hâl böyle
olunca, teklif sahiplerinin ilgili kurum ve kuruluşlardan, kamu
teşkilatlarından yeterince görüş alamadığını ve bunların da bu teklife
yansımadığını görüyoruz.
Değerli milletvekilleri, eski adıyla Devlet Planlama Teşkilatının
hazırladığı programlarda, bugünkü adıyla Kalkınma Bakanlığının 2012 Yılı
Programı’na da baktığımız zaman, bu konuyla ilgili önemli ifadelerin de yer
aldığını görüyoruz. Orada deniyor ki: “Kamu-özel iş birliği alanında nitelikli
fizibilite etütlerinin hazırlanamaması, kamu-özel iş birliği alternatifinin
karşılaştırmalı olarak analizlerinin tam yapılmaması gerek yatırımcı kuruluşlarda
gerekse sistemdeki diğer kurumlarda kurumsal kapasite eksikliğine yol açıyor,
projelerin düzenli takibinin yapılması engelleniyor ve raporlama yönünden de
bazı izleme ve değerlendirme sistemlerinin bulunmaması temel sorunları hâlinde
devam edegeliyor.”
Şimdi, bunun en güzel örneğini geçtiğimiz günler içerisinde iki
kez ihalesi iptal olan üçüncü Boğaz köprüsünde görüyoruz. Bu projede güzergâh
başta olmak üzere Devlet Planlama Teşkilatının yine görüşleri ve hemen bunun
ardından da Yüksek Planlama Kurulunda bazı itirazlar dikkate alınmamış ve en
son ihalede de özel sektörün bu büyüklükte bir finansman bulamaması nedeniyle
de iptal olmuştur. Şimdi, Hükûmet bu tip eleştirilerin hepsine kulaklarını
tıkıyor ve bu konudaki ısrarını da devam ettiriyor. Bunun sonucunda da hem
zaman yönünden hem de bürokrasideki israf nedeniyle bu proje üçünce kez ihaleye
hazırlanmakta bugünümüzde.
Özel sektörün finansman ihtiyacı konusunda da ekonomi yetkilileri
bazı gerçekleri göz ardı ediyor değerli milletvekilleri. Bir kere, bu yıla
baktığımız zaman, hemen Merkez Bankası Başkanının kendisinin bizzat açıkladığı
verilere göre özel sektörün geri ödeyeceği borç miktarı 63,2 milyar dolar. Öte
yandan, 2012 yılıyla ilgili, çok değişik ekonomi kurumlarının, uluslararası
kuruluşların öngörüleri de ısrarla diyor ki: “Kaynak bulmakta zorlanacaksınız.”
Bu da önemli bir öngörü. Avrupa bankaları kendi borç krizleri nedeniyle ya
kredilerini kısmak zorunda kalacaklar veyahut da başka alanlara
yönlendirecekler veya kredi faizlerini yükseltecekler. Dolayısıyla, ülkemizde
gerçekleşecek olan bazı yap-işlet-devret projeleri de olması gerekenden daha
yüksek maliyetle karşımıza bedellenecek, çıkacak.
İşte bu yüzden, AKP hükûmetleri, baştan itibaren, geçtiğimiz süreç
içerisinde, kamu-özel iş birliği kapsamında hem kapsayıcı hem de güvenilir bir
politika maalesef üretememiştir. Bu projelerin, yani yap-işlet-devret
projelerinin tabii ki bazı avantajları vardır, burada iktidar sözcüleri bunu
dile getirdi ama önemli dezavantajları da bulunmaktadır. Bunlardan belki de en
önemlisi ülkenin içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik istikrar meselesidir,
istikrarla bu konu paralel gitmektedir. Eğer ekonomik bunalıma girme gibi bir
risk taşıyorsa ülke ekonomisi, o zaman bu projeler de maliyet anlamında daha yüksek
bedellenecektir.
Şimdi, bu sistemin denetlenmesi konusunda da problemler karşımıza
çıkmaktadır. Gerek Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekse Sayıştay, görev olarak,
bu alandaki performans gelişmelerini takip etmek zorunda ve gerekli tedbirlerin
de alınmasını sağlamak zorunda.
Teklifle öngörülen bir başka düzenleme de yap-işlet-devret
projeleri çerçevesinde hazine garantilerinin genişlemesi ve alınabilmesi
meselesi. Şimdi, burada da önemli bir riskle karşı karşıyayız aslında. Ortaya
çıkan risk gene vatandaşın sırtına sarılmakta. Örneğin, Büyükşehir
Belediyesinin metro projelerinin Bakanlığa devredilmesi ekonomik yönden kârlı
olmayan en önemli örneklerden de bir tanesi.
Değerli milletvekilleri, teklif mini bir torba kanun teklifine
dönüşmüş. Hep diyoruz ya ve burada, bu kürsülerde de eleştiriyoruz Hükûmetin,
iktidarın uygulamalarını. Bu teklif de gene bir torba kanun niteliğine
bürünmüş. Oradan buradan değişik kanunları değiştirerek bir çerçeve kanun
hazırlanmaya çalışılmış ve sonuçta da karşımıza getirilmiş. Örneğin, 4734 sayılı
Kamu İhale Kanunu’nda bir değişiklik yapılıyor. Eğer bu Kanun’da bir değişiklik
yapılacaksa, bazı istisnalar getirilecekse -KDV istisnasında olduğu gibi- bu
Kanun’un, yani Kamu İhale Kanunu’nun kendisine gidilip bizzat orada bu
değişikliklerin yapılması gerekirdi.
BAŞKAN – Sayın Tanrıkulu, bir saniyenizi rica edebilir miyim.
Ek süre vereceğim size.
Sayın Hatip’in konuşmasının bitimine kadar Genel Kurulun
uzatılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Buyurun Sayın Tanrıkulu.
AHMET KENAN TANRIKULU (Devamla) – Efendim, Kamu İhale Kanunu’nun
66’ncı maddesi bir yasa gereği bunu getirmektedir.
Gene 2002 yılından bugüne kadar, Kamu İhale Kanunu’nda 66’ncı
maddeye göre, yani uygunluğuna göre, 18 kez değişiklik yapılmış, bunun dışındaki
farklı düzenlemelerle 22 kez düzenlemeye gidilmiş ve Kamu İhale Kanunu şimdi
23’üncü kez değiştirilmek istenmektedir. Dolayısıyla buradaki danışmanlık
hizmeti limitleri arttırılıyor, kapsamdan çıkarılıyor ve bu kanun ilk çıkarılış
amacından, hâliyle, çok değişik bir noktaya doğru getiriliyor.
Değerli milletvekilleri, 2011 Yılı Yatırım Programı’nda kısmen
veya tamamen dış proje finansman kredisiyle yapılması öngörülen toplam proje
tutarı 73 milyar liradır ve burada 75 adet projeden bahsedilmektedir. Öte
yandan bu teklif getirildiğinde Hükûmet yetkilileri tarafından, bizzat Sayın
Başbakan Yardımcısı tarafından -bu Komisyonda görüşülen- ilk etapta 45 milyar
değerinde 76 projeden bahsedilmektedir. Yani bir proje kalabalıklığıyla
rakamlar havada uçuşmaktadır, yazılı belgelerde, bizzat Hükûmetin hazırladığı
belgelerde farklı tutar ve proje sayısından bahsedilmektedir ama Hükûmet
yetkilileri tarafından da başka birtakım rakamlar birbirini getirmiştir; ortada
bir rakam bolluğu ve birbirini tutmayan sayılar vardır. Dolayısıyla burada da,
bu teklifte ne kadar projenin ve tutarının ne olduğu kamuoyuyla paylaşılmak
zorundadır.
Şimdi, bizim özellikle dış borcun, 2011’in üçüncü çeyreğinde özel
sektörün dış borcunun 204 milyar doları bulduğu bir noktada, muhtemel bir ekonomik
sorunla karşı karşıya kalındığında bu borcun hazineye yükleneceği ve
dolayısıyla bu yap-işlet-devret projelerinde de bu hazine yükünün artacağı
noktasındaki kuşkumuz gerçekten giderilememiştir. Bu teklifte maalesef hem alt
komisyonda hem de bizzat Komisyonun kendisinde görüşmeler sırasında da
rakamların ortaya konmaması ve Komisyon üyelerinin ve burada da Meclis Genel
Kurulunun tatmin edilmemesi meselesi hepimizin kafasında bazı kuşkular
yaratmaktadır.
KDV istisnasını milletimizin yararına olarak niteleyenler KDV
gelirlerinden meydana gelecek olan kayıpların da ne şekilde kapanacağını
açıklamamışlardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Şimdi ek süre vereceğim.
Buyurun.
AHMET KENAN TANRIKULU (Devamla) – Teşekkür ederim.
Son konuşmacı olmanın avantajı herhâlde Sayın Başkanım.
Bu teklifle yap-işlet-devret projelerinin kolaylaşacağını,
hızlanacağını ifade edenlere bir de bir örnek vererek sözlerimi bitirmek
istiyorum değerli milletvekilleri.
İzmir’in yıllardır bekleyen liman projelerinin hayata geçirilmesi
noktasında da artık, bu teklifler eğer yasalaşırsa Hükûmet yetkililerinin
mazeretlerinin kalmayacağını da bir kez daha sizlerin huzurunda tekrar ediyor,
bu teklifin yasalaşırsa eğer ülkemize hayırlar getirmesini temenni ediyorum.
Saygılarımı sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Tanrıkulu.
Alınan karar gereğince, kanun tasarı ve teklifleri ile
komisyonlardan gelen işleri sırasıyla görüşmek için 21 Mart 2012 Çarşamba günü
saat 14.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.