Gökhan KOÇMAN Normal Gökhan KOÇMAN 2 2 2012-05-15T14:34:00Z 2012-05-15T14:34:00Z 84 50856 289881 2415 680 340057 14.00 Clean false 0 0 nk 0 nk 0 0 false false false TR X-NONE X-NONE 0 nk 0 nk

DÖNEM: 24                              CİLT: 16                      YASAMA YILI: 2

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

 

 

 

 

80’inci Birleşim

20 Mart 2012 Salı

 

 

 

 

(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

 

 

   I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

  II.- GELEN KÂĞITLAR

III.- YOKLAMALAR

 IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Meral Akşener’in, Afganistan’da 12 Türk askerinin şehit olmasına ilişkin konuşması

 

V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan’ın, dış ticaretin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması

2.- Adıyaman Milletvekili Muhammed Murtaza Yetiş’in, 21 Mart Irkçılıkla Mücadele Günü’ne ilişkin gündem dışı konuşması

3.- İstanbul Milletvekili Ayşe Eser Danışoğlu’nun, Yükseköğretim Kanunu ve Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’ne ilişkin gündem dışı konuşması

VI.- AÇIKLAMALAR

1.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Afganistan’da 12 Türk askerinin şehit olmasına ilişkin açıklaması

2.- Elâzığ Milletvekili Enver Erdem’in, Çanakkale Zaferi’ne ve Afganistan’da 12 Türk askerinin şehit olmasına ilişkin açıklaması

3.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 1 Mart Tezkeresi’nde sergilediği tavrın Suriye için de devam ettirilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması

4.- Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ’ın, İstanbul ve Diyarbakır’da izinsiz gösteriler sırasında yaşanan olaylara ilişkin açıklaması

5.- Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, Çanakkale Zaferi’ne ve Afganistan’da 12 Türk askerinin şehit olmasına ilişkin açıklaması

6.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Çanakkale Zaferi’ne ve Afganistan’da 12 Türk askerinin şehit olmasına ilişkin açıklaması

7.- Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu’nun, Çanakkale Zaferi’ne ve Afganistan’da 12 Türk askerinin şehit olmasına ilişkin açıklaması

8.-  Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Türkiye Şeker Fabrikalarının özelleştirilmesi nedeniyle işçilerin durumlarının belirsiz olduğuna ilişkin açıklaması

9.- Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner’in, Sivas davasında verilen zaman aşımı kararının Hükûmeti suçlama konusu yapıldığına ilişkin açıklaması

10.- Çorum Milletvekili Tufan Köse’nin, yurt savunması dışında yapılacak her savaşın emperyalizmin çıkarları için olduğuna ilişkin açıklaması

11.- Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın, Çanakkale Zaferi’ne ve Afganistan’da 12 Türk askerinin şehit olmasına ilişkin açıklaması

12.- Sakarya Milletvekili Münir Kutluata’nın, Sakarya Milletvekili Hasan Ali Çelik’in ifadelerine ilişkin açıklaması

13.- Sakarya Milletvekili Münir Kutluata’nın, Sakarya Milletvekili Ali İhsan Yavuz’un ifadelerine ilişkin açıklaması

14.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, Başbağlar olayının bir terör eylemi olduğuna ve Sivas olayıyla eşleştirmemek gerektiğine ilişkin açıklaması

15.- Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner’in, Sivas ve Başbağlar olaylarıyla ilgili bir eşleştirme yapmadığına ilişkin açıklaması

16.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, Başbağlar olayının bir terör eylemi olduğuna ve Sivas olayıyla eşleştirmemek gerektiğine ilişkin açıklaması

VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Tezkereler

1.- Çin Halk Cumhuriyeti Çin Halkı Danışma Konferansı Dış İlişkiler Komitesi Başkan Yardımcısı Zhao Jinjun ile Çin Halk Cumhuriyeti Ulusal Halk Kongresi Başkan Yardımcısı Zhou Tienong’un, beraberlerindeki Parlamento heyetleri ile ülkemizi ziyaret etmelerinin uygun bulunduğuna ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı tezkeresi (3/802)

B) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve 20 milletvekilinin, Manisa ilinin sorunlarının ve yapılacak yasal düzenlemelerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/197)

2.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve 23 milletvekilinin, esnaf ve sanatkârların yaşadığı sorunların ve çözüm yollarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/198)

3.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve 23 milletvekilinin, Manisa ilinin tarımsal üretimi ve sulama sorunları ile çözüm yollarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/199)

C) Önergeler

1.- İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak ve 5 milletvekilinin, (2/312) esas numaralı Kanun Teklifi’ni geri aldıklarına ilişkin önergesi (4/32)

2.- Amasya Milletvekili Avni Erdemir’in, imzasının (2/312) esas numaralı Kanun Teklifi’ne dâhil edilmesine ve bu kanun teklifini İç Tüzük madde 75 uyarınca üstlendiğine ilişkin önergesi (4/33)

3.- Uşak Milletvekili Mehmet Altay’ın, imzasının (2/312) esas numaralı Kanun Teklifi’ne dâhil edilmesine ve bu kanun teklifini İç Tüzük madde 75 uyarınca üstlendiğine ilişkin önergesi (4/34)

4.- Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten’in, imzasının (2/312) esas numaralı Kanun Teklifi’ne dâhil edilmesine ve bu kanun teklifini İç Tüzük madde 75 uyarınca üstlendiğine ilişkin önergesi (4/35)

5.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, (2/187) esas numaralı Yükseköğretim Personel Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/36)

 

VIII.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- Sakarya ilinin Karasu ilçesi sahillerinde meydana gelen ve son beş yıldır devam eden kıyı erozyonunun sebeplerinin araştırılması ve alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilen Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 20/3/2012 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin MHP Grubu önerisi

2.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ve arkadaşlarının cezaevlerinde bulunan hükümlü ve tutukluların içinde bulundukları cezaevi şartları ve bu şartların iyileştirilmesi konusunda yürütülecek çözüm odaklı çalışmaların belirlenmesi amacıyla vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 20/3/2012 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin CHP Grubu önerisi

3.- Gündemdeki sıralama ile Genel Kurulun 20 Mart 2012 Salı günkü birleşiminde sözlü soruların görüşülmemesi, 27 Mart 2012 Salı günkü birleşiminde 178 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışmalarına devam etmesine ilişkin AK PARTİ Grubu önerisi

 

IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın, Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in Adalet ve Kalkınma Partisine ve Başbakana sataşması nedeniyle konuşması 

 

X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)

2.- Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu (1/569) (S. Sayısı: 180)

3.- Kars Milletvekili Ahmet Arslan ve Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin ile 7 Milletvekilinin; Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun ve Kamu İhale Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/387) (S. Sayısı: 194)

 

XI.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Edirne Milletvekili Recep Gürkan’ın, THY’nın dış hat uçuşlarında uygulanan film ve müzik hizmetlerine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı (7/2948)

2.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Kozan, Ceyhan, Aladağ, Seyhan, Feke, Çukurova, Yüreğir, Karaisalı, Saimbeyli, Pozantı, Yumurtalık, Sarıçam, Karataş, İmamoğlu  ve Tufanbeyli’de yürütülen proje ve yatırımlara ilişkin soruları ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün’ün cevabı (7/3176), (7/3177), (7/3178), (7/3179), (7/3180), (7/3181), (7/3182), (7/3183), (7/3184), (7/3185), (7/3186), (7/3187), (7/3188),  (7/3189), (7/3190)

3.- Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu’nun, çocuk ve gençlerin kötü alışkanlıklardan korunması için alınabilecek önlemlere ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/3412)

4.- İstanbul Milletvekili D. Ali Torlak’ın, Bakanlığın İstanbul’daki kamu yatırımlarına ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/3563)

5.- Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu’nun, engellilerin spor yaptığı tesislerin yeterliliğine ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/3565)

6.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, suni çim sahalarda kurşun kullanılmasının yol açabileceği sağlık sorunlarının önlenmesi için alınacak tedbirlere ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/3810)

7.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, sözleşmeli antrenör atamalarıyla ilgili bazı iddialara ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/3811)

8.- Adıyaman Milletvekili Salih Fırat’ın, Devlet yurtlarıyla ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/3888)

9.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin sorusu ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün’ün cevabı (7/3968)

10.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Sungurlu Barajı Projesi’ne ve köylerin sular altında kalması nedeniyle yaşanacak mağduriyete ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/3971)

11.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/3977)

12.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın cevabı (7/4038)

13.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, teşkilat yapısındaki yenileme sonrasında gümrük muayene memurlarının mağduriyetlerine ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın cevabı (7/4042)

14.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, 2011 yılında yaşanan kaçakçılık olaylarına ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın cevabı (7/4043)

15.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/4084)

16.- İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’in, Haydarpaşa Port Projesi’ne ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/4087)

17.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Kartepe Belediyesinin imar planı ile ilgili bazı iddialara ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/4204)

18.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, bazı soruşturmalarda cemaat etkisi iddialarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın cevabı (7/4272)

19.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, Marmara Bölgesi’nde yaşanan elektrik kesintilerine ve alternatif enerji dağıtım alanları ihtiyacına ilişkin Başbakandan sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/4279)

20.- İzmir Milletvekili Aytun Çıray’ın, Ödemiş’te hava kirliliğinin önlenmesi için alınacak önlemlere ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/4335)

21.- Bursa Milletvekili Sena Kaleli’nin, İznik’teki değerlerin korunması ve dünyaya tanıtılması için yapılan çalışmalara ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/4383)

22.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, ülkemiz hakkında hatalı bilgiler içeren yayınlara ve bu hataların düzeltilmesine ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/4384)

23.- Bilecik Milletvekili Bahattin Şeker’in, Bilecik’te yürütülen proje ve yatırımlara ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/4386)

24.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlığın lojmanlarına ilişkin sorusu ve  Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/4387)

25.- Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, müzelerin yönetimine ve ziyaretçi sayısına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/4388)

26.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, kapatılan meteoroloji istasyonu ve bölge müdürlüklerinde çalışan memurların mağduriyetlerine ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/4417)

27.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, su hizmetlerinin tek elde toplanması ve su ölçüm işlerini üstlenecek yeni bir kurum oluşturulması gereğine ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı  (7/4419)

28.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Göle Orman İşletme Müdürlüğünün kapatılmasına ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/4420)

29.- Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, sinemaya verilen desteğe ve ülkenin tanıtımına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/4447)

30.- Sakarya Milletvekili Engin Özkoç’un, Sakarya Korucuk 3. Etap TOKİ evlerinin bazı sorunlarına ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/4528)

31.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, TOKİ tarafından yapılan konut sayısına ve elde edilen gelire ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/4532)

32.- Adıyaman Milletvekili Salih Fırat’ın, İzmir-Karaburun’un bazı köylerindeki rüzgar enerjisi üretme projelerine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı  (7/4537)

33.- İstanbul Milletvekili İhsan Barutçu’nun, Yunanistan’a doğal gaz verilmesine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/4538)

34.- Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek’in, tarımsal sulama borçlarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/4539)

35.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Erzurum-Karayazı’daki bir köyün elektrik sorununa ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/4540)

36.- Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat’ın, Afşin-Elbistan A Termik Santraline personel almak için EÜAŞ’in yaptığı sınava ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/4541)

37.- Bursa Milletvekili Turhan Tayan’ın, Uludağ Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinin özelleştirme şartnamesine riayetine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/4542)

38.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, TBMM’ye ait bilgisayarlarda PARDUS işletim sisteminin kullanılmasına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Mehmet Sağlam’ın cevabı (7/5027)

I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 13.00’te açılarak altı oturum yaptı.

 

Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir,

Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan,

18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 97’nci yıl dönümüne,

İlişkin gündem dışı birer konuşma yaptılar.

Van Milletvekili Özdal Üçer’in, Van depremine ilişkin gündem dışı konuşmasına Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar cevap verdi.

Van Milletvekili Özdal Üçer, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın gündem dışı konuşmaya cevabına ilişkin bir açıklamada bulundu.

Mersin Milletvekili Mehmet Şandır, Van’ın Edremit ilçesinde depremde hasar gören ve boşaltılan hastane binasına,

İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı,

İstanbul Milletvekili Türkan Dağoğlu,

Adana Milletvekili Ali Halaman,

18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 97’nci yıl dönümüne;

Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, eğitim sisteminde dinî ve millî değerlere önem verilmesi gerektiğine,

Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın Sivas davası kararıyla ilgili ifadelerine,

Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner, Sivas davası kararına,

Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan, Kocaeli ilinin Körfez ilçesindeki Barbaros ve Güney mahallelerinin taşınmasına,

İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt, Dünya Tüketiciler Günü’ne ve vergi oranlarının yüksekliğine,

Adıyaman Milletvekili Salih Fırat, Kütahya Emet’te işçilere yönelik saldırıya,

Kütahya Milletvekili Soner Aksoy, Kütahya Emet’te işçilere yönelik saldırıyla ilgili bilgilerin doğru olmadığına,

İstanbul Milletvekili Haluk Eyidoğan, İstanbul Sarıyer Derbent Mahallesi’nde yapılan polis baskınına,

İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, “Çanakkale ruhu” kavramına,

İlişkin birer açıklamada bulundular.

Ağrı Milletvekili Halil Aksoy ve 21 milletvekilinin, cezaevlerinde yaşanan insan hakları ihlallerinin ve ağır hastalıkları bulunan tutuklu ve hükümlülerin tahliye ve tedavi edilmeme hususlarının (10/194),

Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici ve 21 milletvekilinin, uygulanmakta olan HES projelerinin insanlar, doğal çevre ve su kaynakları üzerindeki olumsuz etkilerinin (10/195),

İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve 24 milletvekilinin, başta kayıt dışı plaka edinimi ve korsan taksicilik olmak üzere taksici esnafının sorunlarının (10/196),

Araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.

İzmir Milletvekili Aytun Çıray, Sivas davası kararıyla ilgili AK PARTİ’li bazı milletvekillerinin beyanlarına ilişkin bir açıklamada bulundu.

CHP Grubunun, 27/10/2011 tarihinde Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve arkadaşları tarafından işçi sağlığı ve güvenliğinde yaşanan sorunların araştırılması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan (116 sıra no.lu) Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak 15/3/2012 Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi, yapılan görüşmelerden sonra kabul edilmedi.

Bilgi toplumu olma yolunda bilişim sektöründeki gelişmeler ile İnternet kullanımının başta çocuklar, gençler ve aile yapısı üzerinde olmak üzere sosyal etkilerinin araştırılması amacıyla kurulan (10/108, 155, 156, 157, 158, 159, 160) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu üyeliklerine siyasi parti gruplarınca aday gösterilen milletvekilleri seçildiler. Başkanlıkça, Meclis Araştırması Komisyonunun başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip üye seçimini yapmak üzere toplanacakları gün, saat ve yere ilişkin duyuruda bulunuldu.

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının;

1’inci sırasında yer alan ve görüşmeleri yarım kalan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu’nun (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156) görüşmeleri, Komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından ertelendi.

2’nci sırasında yer alan ve görüşmeleri yarım kalan, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu’nun (1/569) (S. Sayısı: 180) görüşmelerine devam edilerek 13’üncü maddesine kadar kabul edildi.

 

Alınan karar gereğince, 20 Mart 2012 Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere birleşime 19.52’de son verildi.

 

                                                              Şükran Güldal MUMCU

                                                                       Başkan Vekili

 

                     Fatih ŞAHİN                                                                      Mustafa HAMARAT

                          Ankara                                                                                      Ordu

                       Kâtip Üye                                                                                Kâtip Üye

 

II.- GELEN KÂĞITLAR

                                                                                                                                          No: 107

16 Mart 2012 Cuma

Tasarı

1.- Güneydoğu Asyada Dostluk ve İşbirliği Andlaşmasını Değiştiren Üçüncü Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/590) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

Rapor

1.- Kars Milletvekili Ahmet Arslan ve Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin ile 7 Milletvekilinin; Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun ve Kamu İhale Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/387) (S. Sayısı: 194) (Dağıtma tarihi: 16/03/2012) (GÜNDEME)

 

                                                                                                                                          No: 108

19 Mart 2012 Pazartesi

Tasarı

1.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bulgaristan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Karayoluyla Uluslararası Yük ve Yolcu Taşımacılığı Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/591) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2012)

Teklifler

1.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar'ın; Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi (2/425) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

2.- İstanbul Milletvekili Şafak Pavey'in; İcra ve İflas Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/426) (Adalet Komisyonuna ) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

3.- Antalya Milletvekili Osman Kaptan'ın; Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Gelirler Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/427) (Plan ve Bütçe ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

4.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Devlet Memurları Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/428) (İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

Sözlü Soru Önergeleri

1.- Niğde Milletvekili Doğan Şafak’ın, çiftçilere ödenen ürün desteğinin gecikmesine ve yaşanan mağduriyete ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1280) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

2.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, İstanbul Atatürk Havalimanının yetersizliğine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1281) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

3.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, havalimanları ile kent merkezleri arasında yolcu taşımada yaşanan sorunlara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1282) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

4.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, KCK soruşturması kapsamında bazı MİT yöneticileri ve personelinin ifadeye çağrılmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1283) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

5.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana ve ilçelerindeki üreticilerin mağduriyetine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1284) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

6.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Bakanlıktaki bazı kadroların özlük haklarına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1285) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

7.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Bakanlıkta çalışan personel arasındaki ücret dengesizliğine ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1286) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

8.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, illere göre aile hekimi sayısına ve aile hekimlerinin aldıkları ücretlere ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1287) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

9.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, hekimlere ve diğer sağlık personeline açılan davalara ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1288) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

10.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, ilaç üretimine ve sektördeki firmalara ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1289) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

11.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, yeşil kart uygulamasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1290) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

12.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, ülkemizde faaliyet gösteren bankaların şube sayılarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1291) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

13.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, unvan değişikliği sınavının yapılıp yapılmayacağına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1292) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

14.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, ülkemizde faaliyet gösteren yerli ve dış kaynaklı banka sayısına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1293) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

15.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, yaşam boyu eğitimle ilgili çalışmalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1294) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

16.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, eğitim için yurtdışında bulunan öğrenci sayısına ve bütçeden yurtdışı eğitim için ayrılan para miktarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1295) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

17.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Erasmus öğrenci değişim programına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1296) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

18.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat ilinde başarı belgesi verilen personele ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1297) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

19.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, işsizlik fonunda biriken para miktarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/1298) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

20.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, işsizlik ödeneğinden faydalanan kişi sayısına ve yapılan ödeme miktarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/1299) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

21.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, ceza ve tutukevlerindeki basın mensubu ve yazar sayısına ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1300) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

Yazılı Soru Önergeleri

1.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, bir milletvekilinin televizyondaki bir spor programında yorumcu olarak çalışmasına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/4789) (Başkanlığa geliş tarihi: 24/02/2012)

2.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmasına dair Başbakanlık tezkerelerine ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/4790) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

3.- Ankara Milletvekili Sinan Aydın Aygün’ün, Etimesgut ve Güvercinlik Havaalanlarının şehir merkezinde kalmasından kaynaklanan sorunlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4791) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/03/2012)

4.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, zorunlu temel eğitim sisteminin değiştirilmesiyle ilgili kanun teklifine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4792) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/03/2012)

5.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, Van depreminin Yüzüncü Yıl Üniversitesine ait binalara etkisine ve deprem sonrası öğrencilerin yaşadıkları mağduriyete ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4793) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

6.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, bir ailenin korunma talebinin reddedilmesine ve ülkemizdeki resmi olarak korunan kadın sayısına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4794) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

7.- Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu’nun, Suriye ile ilişkilerin bozulmasına ve bunun etkilerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4795) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

8.- İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi’nin, terör örgütü ile görüşmeler yapıldığı iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4796) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

9.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker’in, Vanlı depremzedelerin barınma sorununa ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4797) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

10.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, MİT’in istihbarat toplaması ve bilgi paylaşımına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4798) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

11.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in, bir sanatçıya açılan hakaret davalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4799) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

12.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in, 2002’den bugüne kaçak domuz eti miktarına ve konuyla ilgili adli ve idari işlemlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4800) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

13.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, Manavgat Alara Çayı üzerindeki köprünün ulaşıma kapatılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4801) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

14.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, TOKİ’nin uygulamalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4802) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

15.- Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin’in, Türk Lirasının yeni simgesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4803) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

16.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, şehit yakınları ve gazilerin yararlandığı haklara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4804) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

17.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Simav depreminde görev yapan personele tazminat ve fazla çalışma ücreti ödenmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4805) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

18.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, Şanlıurfa’daki bir köye sağlık evi yapılıp yapılmayacağına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4806) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

19.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat’ta depreme karşı alınan önlemlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4807) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

20.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, kurumlarda taşeron firma uygulamalarına ve çalışanlar arasında özlük haklarındaki farklılıktan kaynaklanan mağduriyete ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4808) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

21.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, PKK operasyonları sırasında iki ABD’li subayın yakalandığı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4809) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

22.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan personele ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4810) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

23.- Adıyaman Milletvekili Salih Fırat’ın, Suriye ile ilişkilerin esnafın mağduriyetine sebep olduğu iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4811) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

24.- Adıyaman Milletvekili Salih Fırat’ın, Malatya-Kürecik’teki füze savunma sistemine ve ABD Büyükelçisinin bu konudaki bazı açıklamalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4812) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

25.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, terör örgütü başının cezaevinden örgütün eylemlerini yönlendirdiği iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4813) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

26.- Erzincan Milletvekili Muharrem Işık’ın, kurumlardaki görevde yükselme sınavlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4814) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

27.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda hizmetlerde taşeronlaşmaya ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/4815) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/03/2012)

28.- Muş Milletvekili Sırrı Sakık’ın, Türkiye’nin Eurovision Şarkı Yarışmasında Kürtçe bir şarkı ile temsil edilip edilmeyeceğine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/4816) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

29.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Kürtçe ile ilgili bir açıklamasına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/4817) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

30.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker’in, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde istihdam edilecek din adamlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/4818) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

31.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, İstanbul Rum Ortodoks Patrikhanesi basın sözcüsünün azınlık vakıflarının mallarının iadesiyle ilgili bir açıklamasına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/4819) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

32.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Türk Lirasının yeni simgesine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/4820) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

33.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda hizmetlerde taşeronlaşmaya ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/4821) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

34.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, kredi kartı ücretlerinin geri ödenmesine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/4822) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

35.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, AB tarafından kanalizasyon hizmetinin iyileştirilmesi için verildiği iddia edilen hibeye ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/4823) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

36.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan personele ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/4824) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

37.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan personele ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/4825) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

38.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan personele ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/4826) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

39.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, Anadolu Ajansından ayrılan ve Ajans’ta işe başlayan çalışanlara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/4827) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

40.- Amasya Milletvekili Ramis Topal’ın, 02 Temmuz 1993’te Sivas’ta meydana gelen olaylara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/4828) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

41.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, cezaevlerindeki tek kişilik hücre sayısına ve bir milletvekili gazetecinin cezaevi koşullarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/4829) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

42.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, İstanbul-Sultangazi’de meydana gelen bir trafik kazasıyla ilgili bazı iddialara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/4830) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

43.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker’in, Gaziantep Adliyesinde çocuk mahkemelerinin yeterliliğine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/4831) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

44.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan personele ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/4832) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

45.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, ceza ve tutukevlerindeki çocuk tutuklu ve hükümlülere kötü muamele yaptığı iddia edilen personele ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/4833) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

46.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, teknik takip dinleme, sinyal izleme kararları ve mevzuata aykırı dinlemelere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/4834) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

47.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, Bakanlığa bağlı hizmet binalarındaki baz istasyonlarına ve bunların insan sağlığına etkisine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/4835) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

48.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda hizmetlerde taşeronlaşmaya ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4836) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/03/2012)

49.- Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin, 2002’den bugüne meydana gelen kadın cinayetlerine ve alınan önlemlere ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4837) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

50.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, belediyeler ve üniversitelerde istihdam edilen özürlü personelin atama, tayin ve nakillerinde yaşanan mağduriyete ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4838) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

51.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığınıza bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan personele ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4839) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

52.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, ülkemizin kadın hakları konusunda uluslararası alandaki yerine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4840) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

53.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda hizmetlerde taşeronlaşmaya ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/4841) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/03/2012)

54.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan personele ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/4842) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

55.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda hizmetlerde taşeronlaşmaya ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/4843) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/03/2012)

56.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, PARDUS işletim sistemine ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/4844) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

57.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan personele ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/4845) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

58.- Manisa Milletvekili Hasan Ören’in, Turgutlu OSB’de bir firmaya tahsis edilmiş olan boş parsellere ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/4846) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

59.- Manisa Milletvekili Hasan Ören’in, Turgutlu OSB’de yönetmelik hükümlerine uymadıkları için tahsisi iptal edilen parsellere ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/4847) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

60.- Manisa Milletvekili Hasan Ören’in, Turgutlu OSB’de bir firmaya deneme parkuru olarak tahsis edilen alana ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/4848) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

61.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, sığınma evlerinde kalan kadınların yeşil kart başvuruları sırasında yaşadıkları sorunlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4849) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

62.- İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’in, bir tekstil firmasıyla ilgili bazı iddialara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4850) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

63.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Türkiye İş Kurumu İl Müdürlerinin atamasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4851) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

64.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, işyerlerindeki mobbing olaylarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4852) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

65.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, memurların toplu sözleşme zammının ödenmesine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4853) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

66.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, SGK tarafından alınan muayene ve ilave ücretlere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4854) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

67.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, genel sağlık sigortasında yeşil kartlılara uygulanan gelir testlerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4855) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

68.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan personele ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4856) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

69.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, SGK’nın işitme cihazı ücretlerinin tamamını karşılamamasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4857) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

70.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda hizmetlerde taşeronlaşmaya ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4858) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/03/2012)

71.- Van Milletvekili Nazmi Gür’ün, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da nesli tükenen kuş türlerine ve alınan önlemlere ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4859) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

72.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, İstanbul’da deprem için belirlenen toplanma ve çadır kurma alanlarında alışveriş merkezleri ve lüks siteler bulunduğu iddiasına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4860) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

73.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan personele ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4861) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

74.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, Bakanlığın mevcut personel sayısına ve dışarıdan atanan büyükelçi sayısına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4862) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

75.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan personele ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4863) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

76.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya’nın ihracat verilerinin son on yılda genel olarak gerilediği iddialarına ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/4864) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

77.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan personele ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/4865) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

78.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Mardin ve Batman’a doğal gaz verilip verilmeyeceğine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4866) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

79.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Siirt ve Şırnak illerine doğal gaz verilip verilmeyeceğine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4867) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

80.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Cerattepe Mevkii’nde maden çıkartılmasının bir toprak kaymasına sebep olacağı iddialarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4868) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

81.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, Şanlıurfa’daki bazı köylerin enerji sorununa ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4869) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

82.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan personele ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4870) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

83.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, İstanbul’un bazı bölgelerindeki elektrik kesintilerine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4871) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

84.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda hizmetlerde taşeronlaşmaya ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/4872) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/03/2012)

85.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan personele ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/4873) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

86.- Amasya Milletvekili Ramis Topal’ın, hayvancılık destekleme primlerinin artış oranına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4874) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

87.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in, Türkiye’de bulunan domuz çiftliklerine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4875) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

88.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, destekleme primlerine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4876) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

89.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, Menderes Havzasında meydana gelen aşırı yağışlar nedeniyle tarım ürünlerinde oluşan zararların TARSİM kapsamına alınmamasına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4877) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

90.- Bursa Milletvekili Necati Özensoy’un, Et ve Balık Kurumunun et ve araç satışıyla ilgili bazı iddialara ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4878) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

91.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan personele ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4879) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

92.- Ordu Milletvekili İdris Yıldız’ın, Ordu’nun Türkiye Kırsal Kalkınma Programına alınmasına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4880) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

93.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile bağlı şirket ve kuruluşlarının borçlarına ve İSKİ’nin yaptığı ihalelerle ilgili bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4881) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/03/2012)

94.- Muş Milletvekili Demir Çelik’in, OHAL nedeniyle boşaltılan köy ve mezralara ve ortaya çıkan zararın tazminine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4882) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

95.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, bir kaymakamla ilgili bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4883) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

96.- İstanbul Milletvekili Celal Dinçer’in, İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı İSPARK’ın özelleştirileceği iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4884) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

97.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, TBMM ana bina ve eklentilerinin koridorlarına döşenen halılara ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/4885) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/03/2012)

98.- Ağrı Milletvekili Halil Aksoy’un, Aydın’da polisin, ihtarına uymayan bir kişiye karşı silah kullanmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4886) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

99.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, meslek yüksekokulu veya fakülte mezunu polis memurlarının emekli olurken yaşadıkları bazı sorunlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4887) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

100.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bir üst geçit yapım ihalesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4888) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

101.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, Şanlıurfa’daki bazı köylerin yol sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4889) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

102.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan personele ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4890) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

103.- Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin, Kars kent merkezinin bazı ihtiyaçlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4891) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

104.- İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi’nin, bir futbol müsabakası sonrasında taraftara polis tarafından kötü muamele yapıldığı iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4892) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

105.- Van Milletvekili Nazmi Gür’ün, Van depremi sonrası yatırımlara ve kalkınmaya yönelik çalışmalara ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4893) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

106.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Diyarbakır Dicle Vadisi Projesine ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4894) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

107.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan personele ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4895) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

108.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Devlet Müzelerindeki tarihi eserlerin satılacağı iddialarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/4896) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/02/2012)

109.- Van Milletvekili Nazmi Gür’ün, Van depreminin turizme etkisine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/4897) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

110.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Diyarbakır surlarının tanıtılmasına yönelik yayınlara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/4898) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

111.- Kastamonu Milletvekili Emin Çınar’ın, Kastamonu turizminin gelişmesine yönelik yatırımlara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/4899) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

112.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan personele ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/4900) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

113.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, 1974-2011 yılları arasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yapılan yatırımlara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4901) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

114.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, kamuda çalışan avukatların özlük haklarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4902) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

115.- Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin’in, yatırımlara tahsis edilen kamu taşınmazlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4903) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

116.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, 659 sayılı KHK ile bazı kadroların yeniden düzenlenmesi sonucu oluşan sorunlara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4904) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

117.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, 666 sayılı KHK’ya ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4905) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

118.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlıkta bazı kadroların uzman kadrosunda birleştirilmesine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4906) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

119.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Şeker Kurumu tarafından Kütahya Şeker Fabrikası AŞ’ye verilen para cezalarına ve şeker üreticilerinin mağduriyetine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4907) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

120.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, tüzel kişiliği sona erdirilen belde belediyelerinin borçlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4908) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

121.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kamu İhale Kurumunda yolsuzluk iddialarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4909) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

122.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya Belediye Başkanlığına tahsis edilen taşınmazların kullanım bedellerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4910) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

123.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan personele ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4911) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

124.- Van Milletvekili Nazmi Gür’ün, Van depremi sonrası yıkılan okullara ve öğrencilerin yaşadığı mağduriyete ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4912) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

125.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, sekiz yıllık kesintisiz eğitim uygulamasına ve on iki yıllık kademeli eğitim öngören kanun teklifine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4913) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

126.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Erzurum’da bir ilköğretim öğretmeni tarafından yapıldığı iddia edilen bir konuşmaya ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4914) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

127.- Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu’nun, İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4915) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

128.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, bor madeni endüstrisi için gerekli elemanların yetiştirilmesine yönelik çalışmalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4916) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

129.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Şaphane’de sülfürik asit tesisi kurulacağı iddialarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4917) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

130.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Tavşanlı’daki okulların ısıtma sorununa ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4918) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

131.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda hizmetlerde taşeronlaşmaya ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4919) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

132.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, üniversite mezunlarının istihdam oranına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4920) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

133.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, öğrencilerin liseyi terk etme sebeplerine ve sorunun çözümüne ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4921) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

134.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, şube müdürleri yer  değiştirme yönetmeliğine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4922) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

135.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Selendi ilçesinde Celal Bayar Üniversitesine bağlı yüksekokul veya fakülte açılıp açılmayacağına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4923) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

136.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Selendi Anaokulu ve Öğretmenevi Projelerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4924) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

137.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, bir okula baz istasyonu kurulduğu iddiasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4925) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

138.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan personele ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4926) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

139.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, FATİH Projesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4927) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

140.- İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi’nin, eş durumu tayinlerine ve bu imkandan yararlanamayan öğretmenlere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4928) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

141.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda hizmetlerde taşeronlaşmaya ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4929) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

142.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan personele ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4930) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

143.- Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü’nün, Malkara-Tekkeköy ve Kozyörük’teki maden ocaklarının dere ve baraj sularında kirliliğe sebep olmasına ve alınan önlemlere ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4931) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/03/2012)

144.- Adana Milletvekili Ali Demirçalı’nın, Gökdere Köprü Barajı inşaatında meydana gelen kazada ihmal olduğu iddiasına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4932) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/03/2012)

145.- Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu’nun, Gökdere Köprü Barajının derivasyon tüneli kapaklarının açılması neticesinde yaşanan kazaya ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4933) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

146.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, Şanlıurfa’daki bazı köylerin su sorununa ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4934) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

147.- Antalya Milletvekili Arif Bulut’un, HES’lerin çevreye zararlarına ve Alakır Vadisindeki HES projesine ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4935) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

148.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Erbaa’da Kelkit Irmağı ıslah çalışmalarına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4936) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

149.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan personele ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4937) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

150.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in, 2002’den sonra domuz eti tüketimi nedeniyle sağlık sorunu yaşanıp yaşanmadığına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4938) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

151.- Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin, Kars Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinin eksikliklerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4939) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

152.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, soba zehirlenmelerine karşı alınması gereken önlemlere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4940) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/03/2012)

153.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, deodorantlarda kullanılan alüminyumun meme kanseri riski taşıdığı iddialarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4941) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

154.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Simav’da depremde zarar gören Devlet hastanesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4942) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

155.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, sahte ilaçların illere göre dağılımına ve pazarlanmasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4943) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

156.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan personele ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4944) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

157.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, Sağlık Uygulama Tebliği’nde yapılan değişiklik uyarınca acil servislerde başlatılan yeşil kaşe uygulamasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4945) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/03/2012)

158.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Diyarbakır’da 2012 yılında gerçekleştirilecek yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4946) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

159.- Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş’ın, böbrek hastalığı ile ilgili bilgilendirme çalışmalarına ve alınan önlemlere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4947) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

160.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, hemşirelik mesleğinin belli standarta ulaşmasına ve hemşirelerin istihdamındaki farklılıklara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4948) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

161.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, hemşirelerin özlük hakları ve çalışma sürelerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4949) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

162.- Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş’ın, diyabet hastalığının artmasına ve hastalıkla mücadele çalışmalarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4950) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

163.- İstanbul Milletvekili Celal Dinçer’in, ambulanslarda doktor bulundurma uygulamasından vazgeçileceği iddialarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4951) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

164.- Tokat Milletvekili Orhan Düzgün’ün, sağlık personelinin tam gün çalışmasına ilişkin kanundan kaynaklanan mağduriyete ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4952) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

165.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, plastik ürünlerin kullanımının insan sağlığına olan etkilerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4953) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

166.- Hatay Milletvekili Hasan Akgöl’ün, Devlet Hava Meydanları İşletmesinde görev yapan personele ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4954) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

167.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, bir okula baz istasyonu kurulduğu iddiasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4955) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

168.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda hizmetlerde taşeronlaşmaya ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4956) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/03/2012)

169.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya-Balıkesir karayoluna ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4957) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

170.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, e-Devlet kapısının uygulanmasında yaşanan sorunlara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4958) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

171.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, Ankara’daki baz istasyonlarına ve bunların denetimine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4959) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

172.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan personele ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4960) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

173.- Amasya Milletvekili Ramis Topal’ın, Amasya-Erbaa duble yol çalışmaları için istimlâk edilen arazi bedellerinin ödenmemesine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4961) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

174.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, İzmir-Çeşme otoyolunun bir kısmının ücretli olmasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4962) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

175.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan personele ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/4963) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

176.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan personele ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4964) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

177.- Adıyaman Milletvekili Salih Fırat’ın, sanatçılar girişiminin bir açıklamasına ilişkin Başbakandan  yazılı soru önergesi (7/4965) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

178.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Uludere’de meydana gelen olayın TRT’de yayımına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/4966) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

179.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, KCK soruşturması kapsamında MİT yöneticileri ve personelinin soruşturma iznine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/4967) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/03/2012)

180.- Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, zorunlu temel eğitim sisteminin değiştirilmesiyle ilgili çalışmalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4968) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2012)

181.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, eğitimde OECD ortalamalarının üzerine çıkmak için alınacak önlemlere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4969) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

182.- İzmir Milletvekili Musa Çam’ın, eğitim sisteminde değişiklik getiren kanun teklifine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4970) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri

1.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Başbakan ve bakanların internet ve basında çıkan haberlerle ilgili açtığı davalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2469) (Başkanlığa geliş tarihi: 04/01/2012)

2.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Simav depremi hasar tespit raporları sebebiyle ortaya çıkan uyuşmazlıklara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2497) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2012)

3.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Anayasa Mahkemesi Başkanının ABD Ankara Büyükelçisini ziyaretine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2498) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2012)

4.- İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’ün, 2002-2011 yılları arasında İstanbul’da yapılan icra takiplerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2499) (Başkanlığa geliş tarihi: 04/01/2012)

5.- Adana Milletvekili Ali Demirçalı’nın, ekonomik göstergelere ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/2502) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2012)

6.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya Eti Gümüş AŞ üretim tesislerinde çalışan personelin sağlık sorunlarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2600) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2012)

7.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, sözleşmeli personel istihdamının boşanmalara sebep olduğu iddiasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2602) (Başkanlığa geliş tarihi: 04/01/2012)

8.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, tutuklu bulunan İnönü Üniversitesi eski rektörünün sağlık durumuna ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2660) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/01/2012)

9.- İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak’ın, İstanbul’da başlatılan, tamamlanmayan ve âtıl durumda bekleyen kamu yatırımlarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2717) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/01/2012)

10.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Bakanlık personeli ve teşkilat yapısındaki değişikliğe ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2718) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/01/2012)

11.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel’in, kamu özel ortaklığı kapsamındaki ihalelerle ilgili bazı iddialara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2719) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/01/2012)

                                                                                                                                          No: 109

20 Mart 2012 Salı

Sözlü Soru Önergeleri

1.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, BOTAŞ boru hattının Pazarcık’ın dışına taşınmasına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/1301) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

2.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Türkoğlu’ndaki bir köyün yol sorununa ve elektrik direklerinin değiştirilmesine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/1302) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

3.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlıktaki taşeron firma çalışanlarının özlük haklarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/1303) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

4.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlardaki boş kadrolara atama yapılıp yapılmayacağına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/1304) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

5.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Ekinözü-Elbistan yolunun genişletilmesine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1305) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

6.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğünde; su ürünleri mühendisi ve teknikeri ile balık teknolojisi mühendisi istihdam edilmesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1306) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

7.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş’ın araç muayene istasyonu ihtiyacına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1307) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

8.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Göksun-Afşin-Elbistan karayolunun bölünmüş yol olarak düzenlenip düzenlenmeyeceğine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1308) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

9.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş-Çağlayancerit karayolunun duble yol olarak genişletilip genişletilmeyeceğine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1309) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

10.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, İçmeler-Ilıca yoluna ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1310) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

11.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, köy yollarının asfaltlanmasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1311) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

12.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Pazarcık-Gölbaşı yolunun hizmete açılmasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1312) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

13.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Pazarcık’ın bazı köy yollarının asfalt sorununa ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1313) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

14.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Pazarcık Kısık Obası yolunun yapımına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1314) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

15.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş il merkezinde Kayseri çevre yolunun genişletilmesine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1315) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

16.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Pazarcık’taki bir demiryoluna geçit yapılmasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1316) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

17.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, yaşlı hizmet merkezlerinin sayısının artırılmasına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından sözlü soru önergesi (6/1317) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

18.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, yakacak yardımlarına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından sözlü soru önergesi (6/1318) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

19.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, engelli kadrolarına atama yapılmamasına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından sözlü soru önergesi (6/1319) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

20.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, yeni bir huzurevi binası ihtiyacına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından sözlü soru önergesi (6/1320) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

21.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, kadına karşı şiddetin önlenmesine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından sözlü soru önergesi (6/1321) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

22.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bir köy yolunda bulunan meranın köy tüzel kişiliğine tahsis edilmesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1322) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

23.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Gavur Gölü mevkiindeki tarım işletmeleri ve arazilerinin su tahliyesinden kaynaklanan sorunlara ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1323) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

24.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Pazarcık ilçesinde bazı köylere sulama kanalı yapılıp yapılmayacağına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1324) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

25.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, üniversite sınavlarında öğrencilere dağıtılan kalemlere ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1325) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

26.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, köy okullarına öğretmen lojmanı yapılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1326) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

27.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, 2012 yılında yükseköğretim kurumlarına yerleştirilecek öğrenci sayısına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1327) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

28.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Yeşilderedeki bir ilköğretim okuluna ek derslik yapılıp yapılmayacağına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1328) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

29.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, engelliler koleji açılıp açılmayacağına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1329) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

30.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş’ta ilköğretim ve ortaöğretimdeki derslik ihtiyacına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1330) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

31.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Pazarcık’ın İlköğretim Okulu ve Anadolu Öğretmen Lisesi ihtiyacına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1331) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

32.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş merkez ve Elbistan ilçelerinin hastane ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1332) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

33.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş’ın hastane ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1333) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

34.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Türkoğlu ve köylerindeki hastane ve sağlık evi ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1334) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

35.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, otomatik meteoroloji gözlem istasyonu kurulmasına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1335) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

36.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş-merkezdeki su sorununa ve bu konudaki çalışmalara ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1336) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

37.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, belde belediye başkanlarının özlük ve pasaport haklarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1337) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

38.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, yol yapım ve bakım hizmetleri için Kahramanmaraş İl Özel İdaresine kaynak aktarılıp aktarılmayacağına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1338) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

39.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Türkoğlu’nda SGK Hizmet Binası yapılmasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/1339) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

40.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, tarihi mekanların restorasyonu konusunda ayrılan ödenek miktarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/1340) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

41.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlığa bağlı kurumlarda engelli personel için ayrılmış olan kadrolara yapılacak atamalara ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1341) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

42.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlıktaki taşeron şirket çalışanlarına ilişkin Ekonomi Bakanından sözlü soru önergesi (6/1342) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

43.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlığa bağlı kurumlarda engelli personel için ayrılmış olan kadrolara yapılacak atamalara ilişkin Ekonomi Bakanından sözlü soru önergesi (6/1343) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

44.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumlardaki taşeron şirket çalışanlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) sözlü soru önergesi (6/1344) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

45.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumlardaki taşeron şirket çalışanlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) sözlü soru önergesi (6/1345) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

46.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Gökdere Barajı tünelinde meydana gelen kazaya ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1346) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

47.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, boş engelli kadrolarına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1347) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

48.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Mobil Telekomünikasyon sektöründe çifte vergilendirmeye ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1348) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

49.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş’ta tekstil sektörünün teşvikine ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından sözlü soru önergesi (6/1349) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

50.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Pazarcık’ta kurulacak OSB’ye ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından sözlü soru önergesi (6/1350) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

51.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş ilçe tarım müdürlüklerinin bina ve personel ihtiyacına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1351) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

52.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Amik Ovası sulama kanalı inşaatına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1352) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

53.- Iğdır Milletvekili Sinan Oğan’ın, Iğdır’a kanser araştırma hastanesi kurulmasına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1353) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

54.- Iğdır Milletvekili Sinan Oğan’ın, Iğdır’daki elektrik kesintilerine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/1354) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

55.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, anlaşmalı boşanma sonucu yetim aylığı bağlanan ailelerin tespitine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/1355) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

56.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, 2011 yılında şiddet gören doktorlara ve şiddetin sebeplerine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1356) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

57.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, eşit işe eşit ücret uygulamasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1357) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

58.- Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, TMO’nun stoklarında bulunan fındığın Fiskobirlik’e satışı konusunda yeni bir kararname hazırlanmasına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1358) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2012)

59.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Cizre’deki tarihi ve kültürel mekanların restorasyonuna ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/1359) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2012)

60.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Türkiye-Suriye sınırındaki tarihi bir köprünün restorasyonuna ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/1360) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2012)

61.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Cizre’deki iki köprünün restorasyonunda ihmal olduğu iddialarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/1361) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2012)

Yazılı Soru Önergeleri

1.- Ankara Milletvekili Levent Gök’ün, Altındağ Sakarya Mahallesindeki evlerin yıkım kararına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4971) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

2.- Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu’nun, Suriye sınırındaki mayınların temizletilmesi için başlatılan sürece ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4972) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

3.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Türkiye’ye sığınan Suriyeli muhaliflerle ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4973) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

4.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4974) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

5.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, KCK eylemleriyle ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4975) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

6.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, 2002-2011 yılları arasındaki Başbakanlık Örtülü Ödenek miktarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4976) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

7.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4977) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

8.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, AKİM adlı birimin kuruluş ve görevlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4978) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

9.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, bazı kişilerin siyasi nüfuz kullandığı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4979) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

10.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, yurtdışındaki üniversitelerde öğrenim gören öğrencilerin ülkemizde yaşadıkları denklik sorununa ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4980) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

11.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/4981) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

12.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme tesislerine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/4982) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

13.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumlarda şehit ve malul yakınlarının istihdamına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/4983) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

14.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Merkez Bankasının kredili mevduat hesabı faizlerine müdahalesine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/4984) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2012)

15.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/4985) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

16.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme tesislerine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/4986) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

17.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumlarda şehit ve malul yakınlarının istihdamına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/4987) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

18.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/4988) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

19.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme tesislerine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/4989) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

20.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumlarda şehit ve malul yakınlarının istihdamına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/4990) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

21.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, Anadolu Ajansı yönetiminin bir sendikayla ilgili açıklamasına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/4991) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

22.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, 2002-2011 yılları arasında Vakıflar Genel Müdürlüğünce Niğde’de yapılan harcamalara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/4992) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

23.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/4993) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

24.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme tesislerine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/4994) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

25.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumlarda şehit ve malul yakınlarının istihdamına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/4995) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

26.- Samsun Milletvekili Ahmet Haluk Koç’un, Anadolu Ajansında çalışan ve emekliye ayrılan personele ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/4996) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2012)

27.- Ağrı Milletvekili Halil Aksoy’un, gizli tanık uygulamasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/4997) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

28.- Van Milletvekili Nazmi Gür’ün, cezaevlerindeki hak ihlallerine ve alınan tedbirlere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/4998) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

29.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme tesislerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/4999) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

30.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5000) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

31.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatlarında şehit ve malul yakınlarının istihdamına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5001) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

32.- İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’ün, 16 Ekim 2011 tarihinde yapılan Yazı İşleri Müdürlüğü Sınavına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5002) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2012)

33.- Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin, kadına karşı şiddete ve Bursa’da gerçekleşen bir kadın cinayetine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5003) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

34.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5004) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

35.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme tesislerine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5005) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

36.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatlarında şehit ve malul yakınlarının istihdamına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5006) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

37.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlığın Almanya’da yaşayan Türklerle ilgili yaptığı bir araştırmaya ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5007) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

38.- Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, özür durumuna bağlı yer değiştirme atamalarının kısıtlanmasına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5008) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2012)

39.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/5009) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

40.- Antalya Milletvekili Tunca Toskay’ın, Antalya’da Merkezi Finans ve İhale Biriminin sağladığı hibeler kapsamında yürütülen projelere ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/5010) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

41.- Antalya Milletvekili Tunca Toskay’ın, AB’ye katılım öncesi süreçte STK’ların güçlendirilmesi adlı hibe programı kapsamında yürütülen projelere ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/5011) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

42.- Antalya Milletvekili Tunca Toskay’ın, Merkezi Finans ve İhale Birimi tarafından sözleşmeye bağlanan hibelerin belediyelere dağılımına ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/5012) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

43.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/5013) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

44.- Antalya Milletvekili Tunca Toskay’ın, 2002-2012 yılları arasında Antalya’daki işletmelere sağlanan KOSGEB desteklerine ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/5014) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

45.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme tesislerine ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/5015) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

46.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, asansör ve yürüyen merdivenlerin bakım ve denetimine ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/5016) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

47.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatlarında şehit ve malul yakınlarının istihdamına ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/5017) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

48.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Kaz Dağlarındaki maden aramalarının çevreye etkilerine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5018) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

49.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5019) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

50.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kuruluşların eğitim ve dinlenme tesislerine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5020) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

51.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatlarında şehit ve malul yakınlarının istihdamına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5021) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

52.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat SGK İl Müdürlüğünün eczanelerin faturalarını inceleme yetkisinin kaldırılmasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5022) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

53.- Antalya Milletvekili Tunca Toskay’ın, 3 Kasım 2002 sonrasında Antalya’da açılan ve kapanan işyerlerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5023) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

54.- Antalya Milletvekili Tunca Toskay’ın, Antalya’daki işsizlik ve kadın işsizliği oranlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5024) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

55.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet sağlayan taşeron firma ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5025) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

56.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme tesislerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5026) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

57.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, TBMM’ye ait bilgisayarlarda PARDUS işletim sisteminin kullanılmasına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/5027) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/03/2012)

58.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatlarında şehit ve malul yakınlarının istihdamına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5028) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

59.- Ankara Milletvekili Sinan Aydın Aygün’ün, İşsizlik Sigortası Fonunun varlıklarının değerlendirilmesine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5029) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2012)

60.- Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in, AİHM’ye 2002’den bugüne Türkiye aleyhine açılan davalara ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5030) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

61.- Bursa Milletvekili Turhan Tayan’ın, Yunanistan’ın AİHM kararlarını tanımayan tutumuna ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5031) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

62.- Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu’nun, NATO füze savunma sistemi kapsamında Malatya’ya gelen yabancı askeri ve sivil personele ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5032) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

63.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5033) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

64.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme tesislerine ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5034) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

65.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatlarında şehit ve malul yakınlarının istihdamına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5035) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

66.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/5036) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

67.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme tesislerine ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/5037) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

68.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatlarında şehit ve malul yakınlarının istihdamına ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/5038) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

69.- Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü’nün, Trakya Elektrik Dağıtım AŞ’nin uygulamalarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5039) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

70.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Osmangazi’deki elektrik dağıtım işinin özelleştirilmesinden kaynaklanan sorunlara ve çözümüne ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5040) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

71.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5041) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

72.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme tesislerine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5042) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

73.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatlarında şehit ve malul yakınlarının istihdamına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5043) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

74.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/5044) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

75.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Pazarcık’taki futbol sahasının çimle kaplanmasına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/5045) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

76.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme tesislerine ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/5046) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

77.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatlarında şehit ve malul yakınlarının istihdamına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/5047) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

78.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, zeytin üretimine ve üreticilerinin teşvikine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5048) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

79.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, hayvan içme suyu göletleri konusundaki çalışmalara ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5049) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

80.- Antalya Milletvekili Tunca Toskay’ın, Kırsal Alanda Sosyal Destek Projesinden yararlananlara ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5050) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

81.- Antalya Milletvekili Tunca Toskay’ın, Antalya’da Tarım Kredi Kooperatiflerine ve Ziraat Bankasına borcu olan çiftçilere ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5051) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

82.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5052) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

83.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme tesislerine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5053) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

84.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatlarında şehit ve malul yakınlarının istihdamına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5054) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

85.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Şırnak-Habur Sınır Kapısından yapılan yıllık araç ve şahıs giriş-çıkışına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/5055) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

86.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Edirne Kapıkule Sınır Kapısından yapılan yıllık araç ve şahıs giriş-çıkışına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/5056) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

87.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Mardin-Nusaybin Sınır Kapısından yıllık şahıs giriş-çıkışlarına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/5057) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

88.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/5058) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

89.- Iğdır Milletvekili Sinan Oğan’ın, A2 yetki belgesiyle taşımacılık yapanların mağduriyetlerine ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/5059) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

90.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme tesislerine ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/5060) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

91.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatında şehit ve malul yakınlarının istihdamına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/5061) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

92.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Kartal’daki liselerde ücretsiz dağıtılan kitaplarla ilgili bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5062) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

93.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, Bodrum’da Amerikan askerlerini protesto edenlerin gözaltına alınmasına ve yabancı askerleri korumak için alınan önlemlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5063) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

94.- Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin, Kars’ın bazı köylerinin su sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5064) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

95.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyeleri ve TBMM Başkanının Diyarbakır ziyaretinde İçkale’yi programa dahil etmemelerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5065) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

96.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5066) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

97.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bursa Büyükşehir Belediyesinin Hazineye borcu bulunup bulunmadığına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5067) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

98.- Antalya Milletvekili Tunca Toskay’ın, Karakaya Alara Köprüsünün ulaşıma kapatılmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5068) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

99.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme tesislerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5069) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

100.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatlarında şehit ve malul yakınlarının istihdamına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5070) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

101.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bir köy okulunun kanalizasyon sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5071) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

102.- Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin, Kars Merkez’deki dolmuşçuların sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5072) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2012)

103.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5073) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

104.- Antalya Milletvekili Tunca Toskay’ın, Antalya’nın sosyo-ekonomik verilerine ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5074) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

105.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme tesislerine ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5075) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

106.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatlarında şehit ve malul yakınlarının istihdamına ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5076) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

107.- Ordu Milletvekili İdris Yıldız’ın, Ordu’nun kamu yatırımlarından aldığı pay ile buradan toplanan vergi geliri arasındaki orana ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5077) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2012)

108.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, Mamure Kalesinin Dünya Kültür Mirası listesine girebilmesi için yapılan çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/5078) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

109.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, İçkale’deki Artuklu Sarayı ve Amid Höyüğüyle ilgili yenileme çalışmaları olup olmadığına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/5079) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

110.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/5080) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

111.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme tesislerine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/5081) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

112.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatlarında şehit ve malul yakınlarının istihdamına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/5082) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

113.- İzmir Milletvekili Oğuz Oyan’ın, Hacettepe Üniversitesi Döner Sermaye Saymanlık Müdürlüğü personeline ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5083) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

114.- Balıkesir Milletvekili Namık Havutça’nın, elektronik haciz uygulaması nedeniyle mağdur olan emeklilerin durumlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5084) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

115.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, özel güvenlik sektörünün sorunlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5085) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

116.- Antalya Milletvekili Tunca Toskay’ın, 2002-2012 yılları arasında ülkemizdeki özelleştirme faaliyetlerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5086) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

117.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5087) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

118.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme tesislerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5088) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

119.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatının şehit ve malul yakınlarının istihdamına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5089) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

120.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Kartal’daki liselerde ücretsiz dağıtılan kitaplarla ilgili bazı iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5090) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

121.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, Kartal’daki liselerde ücretsiz dağıtılan kitaplarla ilgili bazı iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5091) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

122.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, Kartal’daki liselerde ücretsiz dağıtılan kitaplarla ilgili bazı iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5092) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

123.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, 2002-2012 yılları arasında okullardaki zehirlenme vakalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5093) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

124.- İstanbul Milletvekili Müslim Sarı’nın, Kartal’daki liselerde ücretsiz dağıtılan kitaplarla ilgili bazı iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5094) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

125.- İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in, öğretmenlerin özre dayalı yer değiştirmelerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5095) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

126.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Kartal’daki liselerde ücretsiz dağıtılan kitaplarla ilgili bazı iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5096) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

127.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, öğrenim ve katkı kredilerinin geri ödemesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5097) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

128.- Antalya Milletvekili Tunca Toskay’ın, Antalya’daki okullaşma oranına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5098) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

129.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, öğretmenlerin Bakanlık muvafakatı ile başka kurumlarda görevlendirilmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5099) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

130.- Antalya Milletvekili Tunca Toskay’ın, öğrenci başına yapılan eğitim harcamasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5100) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

131.- Antalya Milletvekili Tunca Toskay’ın, ülkemizde ve Antalya’da derslik başına düşen öğrenci sayısına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5101) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

132.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5102) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

133.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme tesislerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5103) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

134.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatlarında şehit ve malul yakınlarının istihdamına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5104) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

135.- Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, özür grubunda bulunup yer değiştirme talebinde bulunacak öğretmenlerin mağduriyetine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5105) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2012)

136.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, okul yöneticilerinin kız öğrencileri istismar ettiği iddialarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5106) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2012)

137.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5107) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

138.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, hava harekat merkezlerine ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5108) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2012)

139.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Artvin’deki kestane ağaçlarının ölümlerine ve doğal zenginliklerin korunmasına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5109) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

140.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Midyat’a gölet yapılıp yapılmayacağına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5110) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

141.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Orhaneli’deki mermer ocaklarının su kaynaklarına verdiği zarara ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5111) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

142.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Erbaa’daki Şahinbey-Doğanyurt HES Projesine ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5112) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

143.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5113) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2012)

144.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme tesislerine ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5114) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

145.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatlarında şehit ve malul yakınlarının istihdamına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5115) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

146.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, KPSS tercih işlemlerinde şartları tutmadığı için ataması yapılmayan aday sayısına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5116) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

147.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, tedavi için ülkemize getirilen hasta ve yaralı Libya vatandaşlarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5117) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

148.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5118) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

149.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme tesislerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5119) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

150.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatlarında şehit ve malul yakınlarının istihdamına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5120) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

151.- Balıkesir Milletvekili Namık Havutça’nın, ülke genelindeki okul servis araçlarının denetimine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5121) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

152.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, Toplu İş  İlişkileri Kanunu Tasarısının havacılık sektörü ile ilgili düzenlemelerine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5122) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

153.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlara hizmet sağlayan taşeron firmalara ve taşeron firma çalışanlarının sorunlarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5123) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

154.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, 444’lü numaralar aracılığıyla yapılan para transferlerine ve yaşanan mağduriyete ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5124) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

155.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme tesislerine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5125) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

156.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve taşra teşkilatlarında şehit ve malul yakınlarının istihdamına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/5126) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2012)

Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve 20 Milletvekilinin, Manisa ilinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/197) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/10/2011)

2.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve 23 Milletvekilinin, esnaf ve sanatkarların sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/198) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/10/2011)

3.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve 23 Milletvekilinin, başta Manisa’daki tarımsal sulama sorunu olmak üzere su kaynaklarındaki azalışın araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/199) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/10/2011)


 

20 Mart 2012 Salı

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.01

BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER

KÂTİP ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Muhammet Bilal MACİT (İstanbul)

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 80’inci Birleşimini açıyorum.

III.- Y O K L A M A

BAŞKAN – Elektronik cihazla yoklama yapacağız.

Yoklama için üç dakika süre vereceğim.

Sayın milletvekillerinin oy düğmelerine basarak salonda bulunduklarını bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen milletvekillerinin salonda hazır bulunan teknik personelden yardım istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise yoklama pusulalarını görevli personel aracılığıyla üç dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.

IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Meral Akşener’in, Afganistan’da 12 Türk askerinin şehit olmasına ilişkin konuşması

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Afganistan’da şehit düşen şehitlerimize Cenabıhak’tan rahmet diliyorum. Milletimize ve kederli ailelerine başsağlığı diliyorum Meclisimiz ve şahsım adına. İnşallah şefaatlerinden milletimizi faydalandırsın Cenabıhak diyorum. Sizleri de saygıyla selamlıyorum.

Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.

Gündem dışı ilk söz, dış ticaretin sorunları hakkında söz isteyen Denizli Milletvekili Sayın Emin Haluk Ayhan’a aittir.  (MHP sıralarından alkışlar)

Sayın Ayhan sözüne başlamadan evvel Genel Kuruldaki uğultuyu kesebilirsek çok güzel olacak. Hatibi dinlemek istemeyen arkadaşların Genel Kurul dışında sohbetlerine devam etmesini öneriyorum.

Buyurun Sayın Ayhan.

V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan’ın, dış ticaretin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; dış ticaretin sorunları hakkında söz aldım. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. 

Öncelikle bugün ebediyete uğurladığımız şehitlerimize Cenabıhak’tan rahmet diliyor, yakınlarına ve yüce Türk milletine başsağlığı ve sabır niyaz ediyorum.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; dış ticaret ve rekabette AKP döneminde maalesef kalıcı hasar meydana gelmiştir. 2011 yılında ihracat yüzde 19, ithalat yüzde 30, dış ticaret açığı yüzde 48, cari işlemler dengesi açığı yüzde 64 artmıştır. Dış ticaret açığındaki bu artış iki yılda yüzde 173 olmuştur. Bu alanda problem sadece dış ticaret, ithalat, cari işlemler açığı, dış borç sorunu da değildir. Türkiye'nin dış rekabet gücünde iki yılda ciddi bir aşınma meydana gelmiştir. Bunu dış ticaret verilerinden anlamaktayız.

Bakın basın neler söylüyor? İhracatın ithalatı karşılama oranı 2010’da 11,1; 2011 yılında 5,34 puan geriledi. Bu, 2000 yılından beri en düşük düzey. İmalat sanayisinde 22 sektörden 15’inde ihracatın ithalatı karşılama oranı bir önceki yıla göre düştü. Sanayinin bütününde 27 alt sektörün 19’unda karşılama oranı geriledi. Tüm ekonomik faaliyetleri kapsayan 34 sektörün 23’ünde karşılama oranı düştü. Uluslararası standart ticaret sıralamasına göre toplam 66 mal grubunun 43’ünde karşılama oranı düştü. Türkiye'nin dış ticarette fazla verdiği ülke sayısı azaldı. Türkiye'nin ithalatını artırdığı ülke sayısı, ihracatını artırdığı ülke sayısından fazla. Türkiye'nin dış ticarette açık verdiği ülke sayısı 84’ten 90’a çıktı. İhracatın ithalatı karşılama oranı 97 ülkeye karşı artarken 100 ülkeye karşı düştü. Karşılama oranının gerilediği ülke gruplarından sadece rekabet gücü Türkiye’den yüksek AB ve OECD gibi ülke grupları yok, Kuzey Afrika ve diğer Afrika ülkeleri, Yakın ve Orta Doğu ülke grupları var. Bu durum global rekabet gücümüzün gerilediğini gösteriyor. Sebebi de sıcak paraya ve kur baskılarına dayanamayan ekonomi politikalarının ürünü. Rekabet gücünde ortaya çıkan bu hasar geçici de değil, sadece kur hareketleriyle de çözülmesi mümkün değil.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; benim temsil ettiğim il, seçim bölgem Denizli, ihracatçı bir şehir. Sanayi Odası Başkanı Sayın Keçeci şunu ifade ediyor, “Yeni teşvik yasası Denizli için önemli” diyor, ilave ediyor “Denizli, yıllardır teşvik anlamında mağdur olan bir il. Ben son on yıl içinde Denizli’de sanayicilerin yeni yatırım yaptığını hatırlamıyorum, yeni yatırım yok yani girişimci ruhuyla her zaman övünen Denizlili iş adamları artık girişimci ruhları sergileyemiyor. Denizli yatırımdan uzaklaştırıldı, haftaya açıklanacak, umarım iyi olur.” diyor. Daha önce açıklanan teşvik politikaları Denizli’yi maalesef kahretmişti.

Bir diğer hadise: Belki küçük olaylar gibi gözükebilir ama Denizli Sanayici ve Tüccar İşadamları Platformu’nun milletvekillerine gönderdiği bir yazı. Diyor ki: “Denizli iline ilişkin uçuşlarla ilgili sorunlarımız var. Biz gerçekten çok pahalı maliyetlerle uçuyoruz. Avrupa’ya gidiş geliş fiyatına Denizli’den uçuş imkânı olmuyor.” Bunu gerçekten birçok bu platformun üyesi imzalamışlar ve göndermişler. Hiç olmasın, genel teşvik politikalarıyla ihracatçıları ne yapıyorsunuz? Mutlu edemiyorsunuz, onlar mutlu olmuyor ama gelin bu tür basit işlemleri çözelim. Denizli’ye ne yapmıştınız? Uçaklar kaldırıyordunuz özel sektörde, kamuda Ankara’ya. Şimdi onları tamamen kaldırdınız, artık uçmuyor. Bu problemler çözülmeden…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

EMİN HALUK AYHAN (Devamla) – …bizim dış ticaret açığımız ve cari işlemler dengemizin kapanması mümkün değil.

Hepinize saygılar sunuyorum.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Ayhan.

Gündem dışı ikinci söz,  21 Mart Dünya Irkçılıkla Mücadele Günü münasebetiyle söz isteyen, Adıyaman Milletvekili Sayın Muhammed Murtaza Yetiş’e aittir.

Buyurun Sayın Yetiş. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

2.- Adıyaman Milletvekili Muhammed Murtaza Yetiş’in, 21 Mart Irkçılıkla Mücadele Günü’ne ilişkin gündem dışı konuşması

MUHAMMED MURTAZA YETİŞ (Adıyaman) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 21 Mart Dünya Irkçılıkla Mücadele Günü nedeniyle söz almış bulunmaktayım. Sözlerime başlarken yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle Afganistan’da kaybettiğimiz şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, yakınlarına başsağlığı diliyorum, Cenabıhak milletimize ve bütün halklara böyle bir acı göstermesin.

Değerli arkadaşlar, tarih boyunca insanlığa en büyük acıları yaşatan ırkçılık hepimizin mücadele etmesi gereken bir hastalıktır. Bu hastalık insanlığın vicdanının kaybolmasına yol açmıştır. Irkçılık, Filistin’de ırkçı siyonist politikalarına baş kaldıran, vicdanıyla insanlığa örnek olan Rachel Corrie’leri yok eden bir lanettir; Norveç’te daha gençliğinin baharında onlarca genci hayallerinden koparan acıdır; Almanya’da Arslan ailesini yakan ateştir; Cezayir’de, Ruanda’da binlerce masum insanı katleden zulümdür. Bugün Avrupa’da yükselen İslamofobi ve yabancı düşmanlığı her geçen gün daha çok can yakmaya devam ediyor. Bu laneti insanlığın üzerinden temizlemek için hepimizin ortak bir mücadele geliştirmesi gerekiyor.

Değerli milletvekilleri, ırkçılık hastalığı yeryüzünün her yerinde, insanlığın olgunluğunu kaybettiği, insan olmanın ontolojik anlamını unuttuğumuz her coğrafyada canlanıyor, acılara sebep oluyor. Irkçılık farklı bir ırkı aşağılayıcı konuşmak değildir sadece, farklı bir etnik kökene, bir dine, bir renge sahip olduğu için insanları haklarından mahrum etmek, insanları ırkından dolayı daha az zeki, daha az medeni ve daha az değerli görmektir. Tarih boyunca kendilerini daha üstün ırk olarak gören milletler ırkçılığı diğer milletler üzerinde bir sömürü ve egemenlik kurma aracı olarak görmüşlerdir.

Başkasının kültürünü, giyimini ve dilini doğrudan veya ima yoluyla aşağılamak da ırkçılıktır. Bir grubu, bir etnik yapıyı potansiyel suçlu görmeye sebep olan şaşı bakış yine ırkçılıktır.

İslam Peygamberi, insanlığı yok eden bu ateşi gördüğü için bakın yıllar sonrasına şöyle sesleniyor: “Irkçılık yapan da, ırkçılık için savaşan da, ırkçılık için ölen de bizden değildir.”

Değerli arkadaşlar, ırkçılık farklı yüzleriyle aramızda varlığını sürdürmeye devam ediyor. Bazen kadına ayrımcılık oluyor, bazen laiklik adına dindarları gerici diye aşağılamak, dindarlık ve baş örtüsü düşmanlığı oluyor, bazen Kürt'e düşmanlık, bazen de Alevi düşmanlığı oluyor. Irkçılık, Nişantaşılının oyuyla dağdaki çobanın oyunu bir görmemek, "Yüzde 90 oy alsanız da iktidar olamazsınız." demektir. Irkçılık bir halkı "göbeğini kaşıyanlar" diye aşağılamaktır. Türkleri "Etrakı biidrak", Kürtleri "Ekradı vahşi" ve Ermenileri küçümseyerek "Ermeni çocuğu" şeklinde tanımlamak da aşağılık bir ırkçı ahlakı değil midir?

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; unutulmamalı ki ırkçılık sonu olmayan bir girdaptır. Cumhuriyet için en büyük değer hukukun üstünlüğüdür, üstünlerin hukuku değil. Azınlıkta kalanların, mazlumların ve mahrumların, toplumun tüm kesimlerinin haklarını teminat altına almayan bir cumhuriyet, demokratik cumhuriyet değildir. Cumhuriyetin görevi insanlarda ırk düşüncesini derinleştirerek yeni türedi dinler geliştirmek değil, evrensel insani değerleri pekiştiren eğitim ve kültür politikaları üretmektir.

Hazreti Mevlânâ’nın dediği gibi:

“Beri gel, daha beri,

Bu yol vuruculuk nereye kadar böyle?

Bu hırgür, bu kavga nereye kadar?

Sen bensin işte, ben de senim...

Ne diye bu direnme böyle?

Ne diye aydınlıktan kaçar aydınlık,

Topumuz bir tek kâmil kişiyiz,

Ne diye böyle şaşı olmuşuz, ne diye?

Zengin yoksulu hor görür, ne diye?

Sağ soluna hor bakar, ne diye?

İkisi de senin elin, ikisi de senin elin,

Peki kutlu ne, kutsuz ne?”

Mevlânâ Hazretlerinin insanlar için gördüğü bu birlik rüyasının, bütün insanlığın rüyasına dönüşmesi ve yeryüzünde kan, gözyaşı, acı ve ırkçılığın son bulması ümidiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Yetiş.

Gündem dışı üçüncü söz, Yükseköğretim Kanunu ve Öğrenci Disiplin Yönetmeliği hakkında söz isteyen İstanbul Milletvekili Sayın Ayşe Eser Danışoğlu’na aittir.

Buyurun Sayın Danışoğlu. (CHP sıralarından alkışlar)

3.- İstanbul Milletvekili Ayşe Eser Danışoğlu’nun, Yükseköğretim Kanunu ve Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’ne ilişkin gündem dışı konuşması

AYŞE ESER DANIŞOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; her şeyden önce, Afganistan’da şehit düşen ve bugün askerî törenle uğurladığımız şehitlerimize Allah’tan rahmet; ailelerine, yakınlarına ve tüm milletimize başsağlığı diliyorum.

Değerli milletvekilleri, son zamanlarda üniversite öğrencilerimizin keyfî uygulamalarla okullarından uzaklaştırılması, atılması ve bunlara neden olan Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’nin değişmesi gerekliliği üzerine gündem dışı söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Yükseköğretim Kanunu ve bu Kanun’a dayanarak çıkartılan Öğrenci Disiplin Yönetmeliği, bize 1980 darbesinin bir mirasıdır, darbenin baskıcı felsefesini yansıtmaktadır. Boykot, işgal, bildiri dağıtma, afiş ve pankart asma, tören düzenini bozma, yasak yayın bulundurma ve burada sayamayacağım kadar çok sayıda yönetmelikçe suç kabul edilen madde nedeniyle gençlerimiz ağır cezalar almakta, gelecekleri karartılmaktadır.

Bu maddelerin birçoğu nesnellikten uzaktır ve yetkili mercilere geniş takdir yetkisi vermektedir. Amaç, öğrenciler üzerinde baskı kurmak, korku yaratmak, yönetime muhalif siyaset yapmalarını engellemektir. Bugün yüzlerce öğrencinin tutuklu olduğu ülkemizde konu daha da büyük önem arz etmektedir. Tüm öğrenciler, özellikle de tutuklu ya da hükümlü olanlar, üniversiteden atıldığında geleceğe dair umutlarını kaybetmekte, toplumla yeniden bütünleşmeleri zorlaşmaktadır çünkü üniversiteden atılmak, aynı zamanda bir daha hiçbir yükseköğretim kurumuna alınmamak anlamını taşıyor.

Son dönemde yaşanan olaylara kısaca bakalım: Geçen hafta Erdem Özdemir Celal Bayar Üniversitesinden atıldı. Sayın Bülent Arınç’ı slogan atarak protesto ettiği ve Rektörle tartıştığı için hem iki yarıyıl uzaklaştırılmış hem de Rektörden okuldan atılma tehdidi almıştı. Daha sonra, AKP ilçe binası önünde basın açıklamasında bulunduğu ve bu davranış, Yönetmeliğe göre öğrencilik sıfat, şeref ve haysiyetiyle bağdaşmadığı için üniversiteden çıkarma cezası aldı. Burada öğrencilik sıfatı, şerefi, haysiyetinin kime ve neye göre belirlendiği büyük bir soru işaretidir.

Bir diğer örneğe bakalım. Karadeniz Teknik Üniversitesinden Gizem Görmez bir gazetede yayımlanan yazısında rektörü eleştirmesi üzerine on bir ay yirmi gün hapis cezası almıştı, daha sonra da okuldan uzaklaştırıldı.

Bir başka örnek: İstanbul Marmara Üniversitesinden Mikail Boz, Ekşi Sözlük’te okul dekanını eleştirdiği için uzaklaştırma aldı. Sözünü ettiğim bu öğrenci çalışarak eğitimini karşılayan ve 3,96 ortalamayla sınıf 1’incisi olan bir öğrenci. Peki, neyi eleştirmiş de okuldan uzaklaştırılmış? Dekan ve bölüm başkanlarının atanmasını ve demokratik teamüllere uygun olarak seçimle göreve gelmemiş olmalarını.

Saydıklarıma ilaveten, mart başında Süleyman Demirel Üniversitesinde harçlara yapılan zammı protesto ettikleri gerekçesiyle toplam 52 öğrenci okuldan uzaklaştırıldı. Daha sonra rektörün isteği üzerine indirilen cezayla ilgili rektörün sözleri mesaj niteliğindedir. Sayın Rektör, “Disiplin Yönetmeliği’ne göre bu ceza kaçınılmazdı, biz de yönetim olarak en düşük cezayı uyguladık.” demiştir.

Sayın milletvekilleri, hepimiz biliyoruz ki demokratik ve özgür bir ülkede düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılmalıdır. Üniversiteler, öğretim üyeleri ve öğrencileriyle birlikte toplumu ilgilendiren her konuda fikirlerini ve eleştirilerini aktarma özgürlüğüne sahip olmalıdır.

Yeni YÖK Başkanımız Sayın Çetinsaya geçenlerde Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’nin değiştirileceğinin sinyallerini verdi ama bu yetmez çünkü Yönetmelik’in çerçevesini Yükseköğretim Kanunu’nun 54’üncü maddesi belirlemektedir. Eğer kanun değişmezse Yönetmelik’in özü ve felsefesi de değişmeyecektir.

Seçilmişler olarak burada bize düşen görev ülkemizin geleceğini yani gençlerimizi, onların eğitim haklarını, sosyal haklarını, insan haklarını korumaktır. Bu yolda yapmamız gereken Yükseköğretim Kanunu’nu daha demokratik bir düzenlemeyle değiştirerek üniversitelerimizi baskı merkezleri olmaktan kurtarıp farklı düşüncelerin bir arada geliştirildiği bilim merkezleri olmalarını sağlamaktır. Gençlerimize ve kendimize güvenerek eleştirilere açık olmayı, demokrat olmayı öğrenebiliriz, yeter ki isteyelim.

Hepinizi saygıyla tekrar selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Danışoğlu.

60’ıncı maddeye göre söz talepleri vardır, onları vereceğim.

Başka arkadaşlar girmesin, verebileceğim miktar doldu.

Sayın Bayraktutan.

VI.- AÇIKLAMALAR

1.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Afganistan’da 12 Türk askerinin şehit olmasına ilişkin açıklaması

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

16 Mart 2012 tarihinde Afganistan’da meydana gelen üzücü olayın neticesinde 9 subay, 2 astsubay, 1 uzman olmak üzere 12 askerimizi kaybetmiş bulunuyoruz. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, geride kalanlarına sabır diliyorum, Türk milletinin başı sağ olsun diyorum, bu şehitlerimizin son olmasını temenni ediyorum ve şöyle devam etmek istiyorum: Afganistan’da ne işimiz var bizim?

Afganistan’daki Devlet Başkanı eşini ve çocuğunu…

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Atatürk istediği için var! “Orası bizim yerimiz.” diyor Atatürk!

ALİ ŞAHİN (Gaziantep) – Orada olmazsan burada da olamazsın!

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) – …Afganistan dışında saklıyor.

Şu an itibarıyla Türk birliğinin, Türk ordusunun, Türk askerimizin orada olmasının bir anlamı olmadığına inanıyoruz.

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Atatürk öyle istiyor!

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Kandırıyorlar sizi, kandırıyorlar! Amerika Taliban’a teslim edecek orayı, siz ne yapacaksınız?

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) – Kendisi Amerikan vatandaşı, kabinesinde 12 tane Amerikan vatandaşı bakan var. Bu nedenle, Türk askerinin orada olmaması gerektiğine inanıyoruz.

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Atatürk istiyor!

BAŞKAN – Sayın Özdağ, siz de girmişsiniz, size de söz vereceğim, niye yumrukluyorsunuz masaları!

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) – Kabinede 12 tane Amerikan vatandaşı bakanı var, kendisi Amerikan vatandaşı. Biz Amerika’nın askerliğini, jandarmalığını yapmak istemiyoruz.

Bu vesileyle şehitlerimize bir kere daha Tanrı’dan rahmet diliyorum, geride kalanlara sabır diliyorum, Türk milletinin bir kere daha başı sağ olsun.

BAŞKAN – Sayın Erdem.

Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

2.- Elâzığ Milletvekili Enver Erdem’in, Çanakkale Zaferi’ne ve Afganistan’da 12 Türk askerinin şehit olmasına ilişkin açıklaması

ENVER ERDEM (Elâzığ) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Değerli milletvekilleri, Çanakkale savaşları tarihin akışını değiştiren, Türk’ün şan ve şerefini zirveye eriştiren, vatana sevgi duygusunu geliştiren, iman gücünü bayraklaştıran ve orada savaşanları kutsallaştırıp kahramanlaştıran görkemli bir destandır.

Dünyayı yenenlerin ve kendilerini yenilmez sananların yenilgiye uğradığı Çanakkale, dünya tarihinde ve Türk milletinin belleğinde abideleşen ve ebedileşen büyük bir zaferdir.

Çanakkale 250 bin şehidin kefensiz yattığı, Türk’ün şanına şan kattığı; imanın inançsızlığı, çeliği ve barutu yendiği; metrekaresine binlerce top mermisinin düştüğü bir yerdir.

Bu şanlı mücadelede şehadet mertebesine ulaşan bütün şehitlerimizi, yine Kabil’de düşen helikopterde hayatlarını kaybeden şehitlerimizi rahmetle ve minnetle anıyor, ruhları şad olsun diyorum.

BAŞKAN – Sayın Öğüt.

3.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 1 Mart Tezkeresi’nde sergilediği tavrın Suriye için de devam ettirilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bu Meclis 1 Mart 2003’te büyük bir onurlu tavır belirledi. 20/3/2003’te de Irak Amerikan uçaklarıyla bombalanmaya başlandı. O günden bu yana 1,5 milyon Müslüman öldürüldü. Irak fiilen üçe bölündü. Petrol kaynakları emperyalistler tarafından yağmalandı.

Aynı senaryo şu anda Suriye için tezgâhlanmaktadır. Ulusumuzun ve Meclisimizin bu konuda tavrının aynı 1 Mart Tezkeresi’nde olduğu gibi aynı tavırda olmasını diliyorum.

Teşekkür ediyorum.

Afganistan’da şehit düşen, niçin orada olduğunu çok bilemediğimiz şehitlerimize de rahmet diliyorum, geride kalanlara başsağlığı diliyorum efendim.

BAŞKAN – Sayın Özdağ.

4.- Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ’ın, İstanbul ve Diyarbakır’da izinsiz gösteriler sırasında yaşanan olaylara ilişkin açıklaması

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bir sorunu çözmek için sorunun sınırlarını bilmek lazım. Demokrasinin açtığı özgürlük alanının bile bir sınırı vardır. Sınırı olmayan bir sorunun sınırlı kurallarla çözümü yoktur. Hiçbir demokrasi sınırı olmayan bir sorunu çözemez.

Bir siyasi birliğin birinci şartıdır, ortak dil birleştirir, farklı dil ayrıştırır. Çift dilli eğitim yapanların hiçbiri benzer sorunlarını çözemedi; işte Irak, işte İspanya, işte Belçika.

Demokrasi; bölmek, parçalama, yakmak yıkmak, kanun kural tanımamak değildir. BDP, KCK, PKK adım adım üniter yapıdan ziyade ikili bir devlet yapısına özlem duyuyorlar. Yasağa rağmen 18 Mart’ta PKK sempatizanlarını arkasına alarak Diyarbakır ve İstanbul sokaklarını savaş alanına çevirenlerin sözleri herkesin kulağına küpe olmalıdır. Bir ülkede cari hukuktan başka bir hukuka tabi olduğunu söyleyip, bunu fiilen de uygulayanlar varsa hukuk gereğini vakit geçirmeden çok hızlı yapmalıdır.

Demokrasi açısından devletleşme sorunu bir demokratikleşme sorunu olmadığı için Kürt sorunu da bitmiştir. “Bitmemiştir” demek bölünmeye yol vermek, bugüne kadar olanlardan ders çıkarmamak demektir.

Dün İstanbul’da, Diyarbakır’da devlet ve millet malına zarar verenleri kınıyor, kamuoyunun takdirine arz ediyorum.

Ayrıca, “Afganistan’da ne işimiz var?” diyenlere de Mustafa Kemal Atatürk’ü hatırlatıyorum.

BAŞKAN – Sayın Karaahmetoğlu.

5.- Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, Çanakkale Zaferi’ne ve Afganistan’da 12 Türk askerinin şehit olmasına ilişkin açıklaması

SELAHATTİN KARAAHMETOĞLU (Giresun) – 18 Mart Çanakkale Zaferi’ni kutladık. Şehitlerimizi rahmetle, minnetle ve şükranla anıyoruz. Destansı kahramanlığın yanında bıraktığı en büyük miras bağımsızlıktır.

Dün Kore’de, bugün Afganistan’da kim ve kimler için insanımızı kaybettik? Onlar vatan savunmasında şehit olmadılar. Kahrolsun emperyalizm ve iş birlikçileri!

BAŞKAN - Sayın Şandır…

6.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Çanakkale Zaferi’ne ve Afganistan’da 12 Türk askerinin şehit olmasına ilişkin açıklaması

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Biz de Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak öncelikle Afganistan’da şehit verdiğimiz 12 tane askerimize yüce Allah’tan rahmet diliyoruz. Milletimizin başı sağ olsun. Yakınlarının ve sevenlerinin acısını paylaşıyoruz.

Ayrıca 18 Mart, Çanakkale’yi geçilmez kılan büyük şehitlerimize, o millî mücadelenin hazırlığını yapan o ruha şükranlarımı sunuyor, saygıyla huzurlarında eğiliyor, onlara da yüce Allah’tan rahmetler diliyorum.

Tabii, bizim birliğimizi şehitlerimizin kanı kurtaracaktır, o ruh kurtaracaktır. Birliğimizi korumak için demokrasi ve özgürlük adına verilen tavizleri -benden önce konuşan Sayın Özdağ’ın da ifadesiyle- demokrasi olarak, özgürlük olarak değerlendirmemek lazım. Bu ülkenin en önemli zenginliği birliğidir. Birlik, ortak değerlerin yükseltilmesiyle, o ortak paydanın yüceltilmesiyle sağlanabilinir. Yoksa özgürlük adına…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Canalioğlu…

7.- Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu’nun, Çanakkale Zaferi’ne ve Afganistan’da 12 Türk askerinin şehit olmasına ilişkin açıklaması

MEHMET VOLKAN CANALİOĞLU (Trabzon) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Ben sorumu Orman ve Su İşleri Bakanımıza soracaktım ama…

BAŞKAN – Şimdi soru soramazsınız Sayın Canalioğlu…

MEHMET VOLKAN CANALİOĞLU (Trabzon) – Soru değil de yani…

BAŞKAN – Yani, 60’a göre siz sözünüzü söyleyin lütfen.

MEHMET VOLKAN CANALİOĞLU (Trabzon) – Söylüyorum. Kendisi burada yoklar, daha sonra fikirlerimi söylerim.

Ben de Çanakkale’de destan yazarak bu vatan toprakları için can veren şehitlerimiz ile Afganistan’da görevlerini yaparken şehit düşen kahraman evlatlarımıza, şükran ve minnet duygularımla Allah’tan rahmet diliyorum.

BAŞKAN – Sayın Yeniçeri…

8.-  Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Türkiye Şeker Fabrikalarının özelleştirilmesi nedeniyle işçilerin durumlarının belirsiz olduğuna ilişkin açıklaması

ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Afganistan’da elim bir kaza sonucu şehit olan kahraman askerlerimize Cenabı Allah’tan rahmet diliyorum. Ailelerine ve yüce Türk milletine de başsağlığı diliyorum.

Değerli milletvekilleri, siyaset insanlar için. İnsanlar siyaset için değildir. Dünyanın her yerinde, iktidarlar, çalışan insanlar için zulüm sayılabilecek uygulamalar yapmaktan kaçınırlar. AKP, iktidar sarhoşluğu içinde, çalışanları mağdur edecek uygulamaları pervasız bir biçimde yürürlüğe koyuyor. Türkiye Şeker Fabrikalarının özelleştirilmesi bağlamında, binlerce işçi mağdur edileceği korkusunu yaşıyor. AKP’nin taşeron politikası işçilerin korkulu rüyası hâline gelmiştir. Özelleştirme, Şeker Fabrikalarında çalışan işçilerin tepesinde Demoklesin kılıcı gibi durmaktadır. Bu bağlamda, 4/C statüsünde çalışan işçiler büyük bir belirsizlik içinde yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Emeğiyle ekmeğini kazanan hiç kimsenin AKP politikalarına karşı sigortası yoktur. AKP âdeta işçi, emekçi ve çalışan karşıtı bir siyasi organizasyona dönüşmüş durumdadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – AKP’yi emeğiyle çalışanlara saygılı olmaya davet ediyor, iktidarın titreyip kendine gelmesini diliyor, saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Sayın Metiner…

9.- Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner’in, Sivas davasında verilen zaman aşımı kararının Hükûmeti suçlama konusu yapıldığına ilişkin açıklaması

MEHMET METİNER (Adıyaman) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Sivas davasında sadece 5 firari sanık hakkında verilen zaman aşımı kararı, ne yazık ki partimiz ve Hükûmetimiz aleyhine haksız bir kampanyaya dönüştürülmüş bulunmaktadır. Biliniyor ki zaman aşımı kararı eski hukuk sistemimizin bir gereğidir. Söz gelimi, aynı karar DEV-YOL davası için de verilmiştir. DEV-YOL için zaman aşımı kararı verildiğinde sevinenlerin veya seslerini çıkarmayanların, Sivas davasında sadece 5 firari sanık için verilen kararı AK PARTİ düşmanlığı biçimine dönüştürerek suçlama konusu yapmalarını ilkesellikle ve samimiyetle bağdaştırmak mümkün değildir; bu, çelişkinin dik âlâsıdır! Dahası ve en önemlisi, Sivas katliamına misilleme olsun diye Erzincan ilimize bağlı Başbağlar köyünde yapılan katliama hiçbir vesileyle değinmeyen, oradaki vatandaşlarımızın hakkını, hukukunu savunmayan anlayış mensuplarının insan hakları savunusu da samimiyetten ve inandırıcılıktan yoksundur.

TUFAN KÖSE (Çorum) - Yazıklar olsun! Ne alakası var?

MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) - Bir kere de doğru konuş!

MEHMET METİNER (Adıyaman) – Bilinmelidir ki Sivas katliamının…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Köse…

10.- Çorum Milletvekili Tufan Köse’nin, yurt savunması dışında yapılacak her savaşın emperyalizmin çıkarları için olduğuna ilişkin açıklaması

TUFAN KÖSE (Çorum) – Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; Artvin Milletvekilimiz Uğur Bayraktutan çok güzel bir şey söyledi, “Karzai’nin kabinesinde 12 Amerikan vatandaşı var.” dedi. Bu sözün neresi AKP’li milletvekili arkadaşlarımızı rahatsız etti, anlamak mümkün değil.

18 Mart 1915’te Avustralyalı, Yeni Zelandalı, Hindistanlı askerler, ana kuzuları, İngiliz emperyalizminin çıkarları için Çanakkale’ye getirilmişlerdi. Bugün de bizim askerlerimiz, ana kuzularımız, Amerikan emperyalizminin çıkarları için Afganistan’a götürülmüşler ve şehit olmuşlardır. Hepsinin ruhları şad olsun diyorum. Yurt savunmasının dışında yapılacak her savaşın emperyalizmin oyuncağı olacağı anlamına geldiğini belirtmek istiyorum.

Sivas katliamıyla Başbağlar’daki katliamın ilgisini kuran anlayışı da burada, huzurlarınızda kınıyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Aydın…

11.- Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın, Çanakkale Zaferi’ne ve Afganistan’da 12 Türk askerinin şehit olmasına ilişkin açıklaması

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Yokluklarla mücadele eden bir milletin asrın en güçlü ve ihtişamlı ordularına karşı gösterdiği direniş destanı olan Çanakkale Savaşları, ecdadımızın bizlere bıraktığı en değerli hazinesi ve en onurlu mirasıdır. Bu destan ki, ilmek ilmek en yüksek manevi değerlerle, şevkle, kanla tarihe yazılmıştır. Çanakkale ruhu bizi biz yapmıştır. Bu vesileyle, Çanakkale Zaferi ve Şehitler Haftası vesilesiyle, başta bağımsızlığımız uğruna hayatlarını feda eden aziz şehitlerimizi ve ebediyete intikal eden kahraman gazilerimizi bir kez daha rahmet ve şükranla anıyorum.

Yine aynı şekilde, “Yurtta sulh, cihanda sulh.” anlayışı temelinde uluslararası barışa katkı sunmak amacıyla Afganistan’da vazifesini ifa ederken şehit düşen tüm Mehmetçiklere Allah’tan rahmet diliyorum; ailelerine, yakınlarına ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum.

BAŞKAN – Gündeme geçiyoruz.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi vardır, okutup bilgilerinize sunacağım.

VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Tezkereler

1.- Çin Halk Cumhuriyeti Çin Halkı Danışma Konferansı Dış İlişkiler Komitesi Başkan Yardımcısı Zhao Jinjun ile Çin Halk Cumhuriyeti Ulusal Halk Kongresi Başkan Yardımcısı Zhou Tienong’un, beraberlerindeki Parlamento heyetleri ile ülkemizi ziyaret etmelerinin uygun bulunduğuna ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı tezkeresi (3/802)

                                                                                                             16 Mart 2012

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Çin Halk Cumhuriyeti Çin Halkı Danışma Konferansı Dış İlişkiler Komitesi Başkan Yardımcısı Zhao Jinjun ile Çin Halk Cumhuriyeti Ulusal Halk Kongresi Başkan Yardımcısı Zhou Tienong’un, beraberlerindeki Parlamento heyetleri ile ülkemizi ziyaret etmeleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı’nın 12 Mart 2012 tarih ve 17 sayılı Kararı ile uygun bulunmuştur.

Söz konusu heyetlerin ülkemizi ziyareti, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanun’un 7. Maddesi gereğince Genel Kurul’un bilgilerine sunulur.

                                                                                                              Cemil Çiçek

                                                                                                Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                                                                                                 Başkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Meclis araştırması açılmasına ilişkin üç önerge vardır, okutuyorum:

B) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve 20 milletvekilinin, Manisa ilinin sorunlarının ve yapılacak yasal düzenlemelerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/197)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Manisa ilinin sorunlarının araştırılarak, yapılacak yasal düzenlemeler de dahil olmak üzere alınacak önlemlerin tespiti amacıyla Anayasa’nın 98 inci, TBMM İçtüzüğünün 104 üncü ve 105 inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz ederiz. 19.10.2011

Gerekçe

Manisa, tarım ve sanayi potansiyeli bakımından ülkemizin önde gelen illerinden biri olmasına rağmen DPT'den hak ettiği payı alamamaktadır.

Manisa, tarımsal üretim bakımından birinci sırada iken 2011 DPT Kamu Yatırımları Programına göre; 81 il arasında tarım yatırımlarında 22'nci, nüfus bakımından 13. iken eğitim yatırımlarında 29'uncu, sağlık yatırımlarında 32'nci yüz ölçümü bakımından 18. iken ulaştırma yatırımlarında 47. sıradadır. Ulaştırma alanındaki ödeneklerin yetersizliği yüzünden Manisa'daki yol yıllardır bitirilememektedir.

Çekirdeksiz kuru üzümün yüzde 75'ini, tütünün yüzde 20'sini, kirazın yüzde 12'sini, pamuğun yüzde 10'unu üreten Manisa Türkiye'deki tarımsal değerin de yüzde altısını üretmektedir.

Girdi maliyetleri artarken ürün fiyatlarının aynı düzeyde artmaması sonucu çiftçilerimiz Tarım Kredi Kooperatiflerine ve Ziraat Bankasına zirai kredi borçlarını, elektrik şirketlerine tarımsal sulama elektrik borçlarını ödeyememişlerdir.

Çekirdeksiz kuru üzümün 80'i Manisa'da üretilmektedir. TARİŞ kaynak yetersizliğinden piyasayı regüle edecek bir alım gerçekleştirememektedir. Çekirdeksiz kuru üzüm desteklenmeli, arz fazlası olduğu yıllarda bu fazlalığı alıp, stoklayacak bir mekanizma oluşturulmalıdır.

Sofralık siyah zeytinin yüzde 35'i, sofralık yeşil zeytinin yüzde 75'i Akhisar'da üretilmektedir. Zeytinyağına destekleme primi ödenirken sofralık zeytine destekleme primi verilmediği için Akhisar'daki üreticiler desteklemelerden yararlanamamaktadır.

Tekel'in özelleştirme programına alınması ve Sözleşmeli Üretime geçişle tütün üretimi ve üreticisi sayısı yüzde 70 azalmıştır. 2002 yılında Türk tipi tütün ihracatının yüzde 35'ini yapan Manisa'da şimdilerde tütün üreticisi kalmamıştır.

Ege Bölgesi ve Manisa'da pamuk üretim alanı ve üretici sayısı düşmüştür. Bölgedeki pamuk ve tekstil sanayini teşvik için özel destekler geliştirilmelidir.

31 Ekim 2009 ve 22 Ocak 2010'da Resmi Gazetede yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararlarıyla GAP ve DAP kapsamındaki 25 ile hayvancılık için özel destek verilirken hayvancılık üretimi bakımından 5 inci sıradaki Manisa'ya destek verilmemiştir.

Manisa'da beyaz eşya ve elektrik-elektronik sektörlerinde yoğunlaşma vardır. Manisa bu pazarlar için çok cazip bir AR-GE ve üretim merkezi konumundadır. Otomotiv yardımcı sanayici KOBİ'ler Manisa'da yoğunlaşmaya başlamıştır. Manisa'nın lokomotif ana sanayi olarak büyük otomotiv firmasına ihtiyacı vardır. Manisa'daki organize sanayi bölgelerinin atıksı arıtma tesislerinin ve yollarının yapılabilmesi için bakanlık desteğinin artırılması gerekmektedir.

Salihli OSB'nin II. etabının kamulaştırma işlemleri bitirilememiştir. Salihli TSO tarafından jeotermal enerji üretimi, seracılık, konut ısınması, kurutma ve diğer endüstriyel uygulamalara hizmet vermek üzere hazırlanan proje Sanayi Bakanlığı tarafından hızlandırılmalıdır.

Gördes Barajı'nın koruma alanı içinde kalan Karayakup, Çağlayan, Yakaköy, Malkoca, Çamköy ve Taşkuyucak köylerinde kamulaştırma işlemleri bitirilememiş, vatandaşlarımıza iskân yerleri gösterilmemiştir.

1.500 dekarlık arsasıyla hazineye intikal ettirilen Manisa Akhisar Sigara Fabrikası atıl durumda beklemektedir.

Manisa Arkeoloji ve Etnografya Müzesi'nde bulunan 30 bine yakın tarihî eser fiziki şartların yetersizliğinden dolayı depolarda bekletilmektedir.

Soma Termik Santrali'nin baca gazı filtrelerinin yenilenmemesi nedeniyle Soma'da hava kirliliği oranı ve kanser hastası sayısı dünya standartlarından 4 kat fazladır. Soma'nın Cuma, Samsacı ve Karamanlı Mahallelerindeki evlerde yeraltında açılan galeriler nedeniyle oluşan çatlaklar vatandaşların can ve mal güvenliğini tehlikeye sokmaktadır.

Gediz Nehri, OSB'lerin ve sanayi tesislerinin zehirli endüstriyel atıklarının ve belediyelerin kanalizasyon atıklarının nehre dökülmesi ile âdeta açık bir kanalizasyon isale hattına dönüşmüştür. Nehir flora ve faunasıyla can çekişirken, insan sağlığını da tehdit etmektedir.

Manisa-Turgutlu-Çaldağ nikel yatağını işleten yabancı firmaya izabe tesisi kurma zorunluluğu getirilmeden sülfirik asitle liç metodu uygulayarak nikel ve kobalt üretme izni verilmiştir. Bunun çevre felaketine yol açması kaçınılmazdır.

1) Erkan Akçay                               (Manisa)

2) Mehmet Şandır                            (Mersin)

3) Sümer Oral                                  (Manisa)

4) Emin Haluk Ayhan                     (Denizli)

5) Faruk Bal                                    (Konya)

6) Mustafa Kalaycı                          (Konya)

7) D. Ali Torlak                               (İstanbul)

8) Ali Öz                                         (Mersin)

9) Emin Çınar                                  (Kastamonu)

10) Celal Adan                                (İstanbul)

11) Sinan Oğan                               (Iğdır)

12) Adnan Şefik Çirkin                   (Hatay)

13) Muharrem Varlı                        (Adana)

14) Alim Işık                                   (Kütahya)

15) Bülent Belen                              (Tekirdağ)

16) Zühal Topcu                              (Ankara)

17) Özcan Yeniçeri                          (Ankara)

18) Bahattin Şeker                           (Bilecik)

19) Lütfü Türkkan                           (Kocaeli)

20) Necati Özensoy                         (Bursa)

21) Seyfettin Yılmaz                        (Adana)

2.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve 23 milletvekilinin, esnaf ve sanatkârların yaşadığı sorunların ve çözüm yollarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/198)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Ülkemizin ekonomik, sosyal ve kültürel yapısının temel unsurlarından olan esnaf ve Sanatkârlarımızın içine düştüğü sıkıntılar günümüzde had safhaya ulaşmıştır.

Esnaf ve Sanatkârlarımızın yaşadığı sorunların tespiti ile çözüm yollarının bulunması için Anayasa'nın 98, Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğü'nün 104 ve 105. Maddeleri gereği Meclis Araştırması açılmasını arz ederim. 20.10.2011

Gerekçe:

Sermaye ve refahın tabana yayılması, gelir dağılımının iyileştirilmesi ve bu suretle sosyal dengelerin korunmasını sağlayan esnaf ve sanatkârımız; sosyal, ekonomik ve kültürel bakımdan ülkemizin çok önemli bir kesimini teşkil etmektedir.

Ülkemizdeki işyerlerinin yüzde 99'u esnaf ve küçük işletmelerden oluşmaktadır. İstihdamın yüzde 77'si, ekonomide yaratılan katma değerin yüzde 36'sı esnaf tarafından sağlanmaktadır. Bu nedenle esnaf ve sanatkâr kesiminin sorunlarını ülkemizin genel sorunlarından ayrı düşünmemek gerekmektedir.

Ülkemizin temel direği olan ve etki alanı itibariyle her tarafa hitap eden, aile kurumundan sonra toplumsallaşmanın, iletişim kurmanın, birlik ve beraberliği zenginleştirmenin en güçlü yapısı olan esnaf ve sanatkârlık müessesemiz çökmek üzeredir. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı verilerine; ülkemizde 1 milyon 935 bin esnaf bulunmaktadır. Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonunun verilerine göre 2005 - 2010 yılları arasında 912 bin esnaf kepenk kapatmıştır. 2011 yılının ilk 9 ayında iş yerini kapatan esnaf sayısı 116 bin 395'dir.

Esnaf ve sanatkârımız;

- Finansman yetersizliğinin,

- Gelişmiş pazarlara hitap edecek donanımlardan mahrum olmanın,

- Bilgi ve teknolojideki yeniliklerin getirdiği değişimlerin,

- Küresel ekonominin, marketlerin ve Uzakdoğu mallarının yarattığı rekabetin,

- Mesleki eğitim yetersizliğinin,

- Sosyal güvenlik sorunlarının,

- Yüksek vergi ve SGK pirimi sorunlarının,

- AB uyum yasalarının öngördüğü yeni standartların,

- Halkın alım gücünün düşmesi ve tüketim alışkanlıklarının değişmesinin,

- Yaşanan iç göçler ile işsizliğin oluşturduğu kayıt dışı esnaf ve sanatkârlığın oluşturduğu haksız rekabetin yarattığı tehditler altında var olma mücadelesi vermektedir.

Ekonomik sıkıntılarla boğuşan esnaf ve sanatkârımız dertlerine çözüm bulacak bir muhatap bulamamaktadır. AKP Hükümetleri döneminde; esnafımız yalnız kalmış, bazı temelsiz ve bütünlükten yoksun tedbirler dışında sorunlarıyla baş başa bırakılmıştır. Anayasa’nın 173’üncü maddesi gereğince küçük Esnaf ve Sanatkârın devlet tarafından korunması ve desteklenmesi gerekmektedir. Ancak AKP Hükümeti kendi istihdamını sağlamanın yanında ülkemizdeki en fazla istihdamı da sağlayan, devletine yük olmadığı gibi vergisini ve sigortasını ödeyerek bütçeye finansman sağlayan esnaf ve sanatkârımıza sözde verdiği destek ve bir sonuç ifade etmeyen bazı girişimleri haricinde ilgisiz ve duyarsızdır. Nitekim 2010 Nisan ayında hükümet tarafından açıklanan esnaf değişim, dönüşüm ve destek strateji belgesi ve eylem paketi de; diğer paketler gibi içi boş çıkmıştır.

Esnaf ve sanatkârlarımızın daha iyiye ve rahata ulaşması için; Esnaf ve Sanatkârın günün şartlarına uygun olarak yeniden tanımı yapılmalı, Esnaf ve sanatkârlarımızın başta finans ve kredi olmak üzere, vergi, mesleki eğitim ile hukuki ve idari problemlerinin bir program çerçevesinde çözülmesi gerekmektedir. Esnaf ve sanatkâr üzerindeki istihdam maliyetlerini azaltılmalı, emekli olan ve iş yeri açan esnaf ve sanatkârların, emekli aylıklarından yapılan Sosyal Güvenlik Destek Primi (SGDP) kesilmesi uygulaması kaldırılmalıdır. Büyük mağazalar, alış-veriş merkezleri; bakkal, büfe ve bayi esnafı karşısında haksız rekabet gücü oluşturmaktadır. Bu nedenle Büyük Marketler Yasası bir an önce çıkarılmalıdır.

Esnaf ve Sanatkârlarımızın modern çağın şartlarına uyum sağlaması, evrensel değerlerde mal ve hizmet üretebilmesi amacıyla yeni esnaf ve sanatkâr modelini oluşturacak milli politikanın belirlenerek plan, program ve projelerin yürürlüğe konulması gerekmektedir.

Anayasamızın 173'üncü maddesinde belirtilen "Devlet, esnaf ve sanatkârı koruyucu tedbirleri alır." Hükmünün hayata geçirilmesi, bunun için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.

1) Erkan Akçay                               (Manisa)

2) Mehmet Şandır                            (Mersin)

3) Emin Çınar                                  (Kastamonu)

4) Ruhsar Demirel                           (Eskişehir)

5) Alim Işık                                     (Kütahya)

6) Kemalettin Yılmaz                       (Afyonkarahisar)

7) Faruk Bal                                    (Konya)

8) Adnan Şefik Çirkin                     (Hatay)

9) Özcan Yeniçeri                            (Ankara)

10) Enver Erdem                             (Elâzığ)

11) Emin Haluk Ayhan                   (Denizli)

12) Ahmet Kenan Tanrıkulu            (İzmir)

13) Reşat Doğru                              (Tokat)

14) Tunca Toskay                            (Antalya)

15) Mustafa Kalaycı                        (Konya)

16) Münir Kutluata                          (Sakarya)

17) Edip Semih Yalçın                    (Gaziantep)

18) Murat Başesgioğlu                    (İstanbul)

19) Yıldırım Tuğrul Türkeş             (Ankara)

20) Yusuf Halaçoğlu                       (Kayseri)

21) Atila Kaya                                 (İstanbul)

22) Celal Adan                                (İstanbul)

23) Mehmet Günal                          (Antalya)

24) Oktay Öztürk                            (Erzurum)

3.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve 23 milletvekilinin, Manisa ilinin tarımsal üretimi ve sulama sorunları ile çözüm yollarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/199)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Türkiye iddia edildiği gibi su açısından zengin bir ülke değildir. Bu durum ise su konusunda daha bir hassas olmayı, su kaynaklarını daha bir özenle kullanmayı gerektirmektedir.

Manisa ilimizdeki sulama barajları ve göletlerin sulama kapasiteleri daha yüksek olmasına rağmen sulamadaki bazı problemler ve yeni teknolojilerin kullanılamaması sonucu yeterince tarım alanı sulanamamaktadır.

Manisa İlinin Tarımsal Üretimi Ve Sulama Sorununun tespiti ile çözüm yollarının bulunması için Anayasa'nın 98, Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğü'nün 104 ve 105. Maddeleri gereği Meclis Araştırması açılmasını arz ederim. 18/10/2011

Gerekçe:

Görkemli Spil Dağı'nın eteklerinde kurulmuş olan Manisa İli; Zengin bitkisel ürün deseni ve çeşitliliğine sahip Gediz Vadisiyle, bereketli topraklarıyla, yumuşak iklimiyle Türk tarımı içinde seçkin bir konumdadır.

Manisa ili yüzölçümü 13.096.000 dekar olup, işlenebilir tarım arazisi varlığı 5.056.280 dekardır. Toplam tarımsal alanların % 32.50’si sulanabilir durumdadır. İlin toplam 5.056.280 dekar olan tarımsal alanlarının yaklaşık % 62,23'ü tarla bitkilerinde, % 7,33'ü sebze, % 14,75'i meyve ve % 10,61’i zeytin üretiminde kullanılmakta olup, geriye kalan %5 oran ise nadas ve kullanılmayan arazi durumundadır.

Manisa ilimizde toplam sulanabilir tarım arazisi 2.262.121 dekardır. Toplam sulanabilen alan ise 1.749.821 dekardır. Bu sulamanın 1.224.875 dekarı devlet sulaması ile geriye kalan alan ise vatandaşların kendi çabaları ile sulanmaktadır.

Üretmiş olduğu tarımsal üretim değerleri ile Türkiye'de ilk 3 arasında yer alan Manisa, zaman zaman 1. il konumuna da gelmiştir. Türkiye çekirdeksiz kuru üzüm üretiminin yaklaşık % 72,75’i, tütünün % 21,45'i, kirazın %11,66'sı, pamuğun % 6,85'i Manisa da gerçekleştirilmektedir.

Son yıllarda Manisa tarımında meydana gelen değişiklikleri inceleyecek olursak; ilde tarımsal üretimde en önemli sorunun sulama sorunu olduğunu görürüz. Özellikle son yıllarda kuraklığın artması nedeniyle tarımsal sulama son derece önem kazanmıştır.

Manisa ilimizdeki sulama barajları ve göletlerin sulama kapasiteleri yüksek olmasına rağmen sulamadaki bazı problemler ve yeni teknolojilerin kullanılamaması sonucu yeterince tarım alanı sulanamamaktadır.

Son yıllarda yaşanan su sıkıntılarının gerçek nedeni aslında elimizdeki su kaynaklarını verimli kullanmamaktan kaynaklanmaktadır.

Sulu tarım yapılan arazilerde yapılmayana göre, başta yetiştirilen ürünün miktarı ve kalitesi artmakta, beraberinde yetiştirme maliyetleri azalmaktadır. Bunların sonucu olarak da çiftçilerimizin ekonomik gücü artmaktadır.

İş işten geçmeden, geriye dönülmez bir yola girmeden, doğanın ve hayatın bir parçası olan suyu daha etkin bir biçimde kullanmamız gerekmektedir.

Türkiye iddia edildiği gibi su açısından zengin bir ülke değildir. Bu durum ise su konusunda daha bir hassas olmayı, su kaynaklarını daha bir özenle kullanmayı gerektirmektedir.

Birleşmiş Milletlerin hazırladığı rapora göre; 1,1 milyar insan temiz sudan mahrumdur. 2,6 milyar insan arıtma tesislerinden geçirilmemiş su kullanmaktadır. Her yıl 6 milyona yakın insan dizanteri, kolera, ishal gibi temiz suya ulaşamamaktan kaynaklanan hastalıklardan yaşamını yitirmekte, her 30 saniyede bir çocuk temiz içme suyundan yoksun olduğu için ölmektedir.

Yine aynı rapora göre; 2025 yılında dünya nüfusunun tahminen üçte ikisi temiz ve içilebilir sudan mahrum kalacaktır. Bu karamsar ve kötü tablonun ortadan kalkmasının yolu; devletlerin su yatırımlarına ağırlık vermesi, mevcut suların en iyi biçimde kullanılması, içme ve kullanma suyunu çoğaltması, sağlıklı koşullarda taşınmasını sağlamasından geçmektedir.

Ülkemizin su kaynakları da hızlı nüfus artışı ve endüstriyel gelişim, artan tarımsal üretim ve kirlilik unsurlarının baskıları altındadır. Bugün çoğu ülkede olduğu gibi Türkiye'de de yaşanan su sorunlarının temelinde yönetim, politika ve yatırım eksiklikleri yatmaktadır.

Susuz bir geleceğin olmayacağı göz önünde bulundurularak, gerekli politika değişikliğine gidilmeli ve yeterli kaynak ayırmalıdır.

1) Erkan Akçay                               (Manisa)

2) Ruhsar Demirel                           (Eskişehir)

3) Özcan Yeniçeri                            (Ankara)

4) Emin Çınar                                  (Kastamonu)

5) Enver Erdem                               (Elâzığ)

6) Mesut Dedeoğlu                          (Kahramanmaraş)

7) Sümer Oral                                  (Manisa)

8) Mehmet Şandır                            (Mersin)

9) Faruk Bal                                    (Konya)

10) Mehmet Erdoğan                       (Muğla)

11) Ahmet Kenan Tanrıkulu            (İzmir)

12) Tunca Toskay                            (Antalya)

13) Reşat Doğru                              (Tokat)

14) Emin Haluk Ayhan                   (Denizli)

15) Münir Kutluata                          (Sakarya)

16) Mustafa Kalaycı                        (Konya)

17) Yusuf Halaçoğlu                       (Kayseri)

18) Yıldırım Tuğrul Türkeş             (Ankara)

19) Mehmet Günal                          (Antalya)

20) Celal Adan                                (İstanbul)

21) Oktay Öztürk                            (Erzurum)

22) Sadir Durmaz                            (Yozgat)

23) Edip Semih Yalçın                    (Gaziantep)

24) Atila Kaya                                 (İstanbul)

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler sırası geldiğinde yapılacaktır.

İç Tüzük’ün 75’inci maddesine göre (2/312) esas numaralı kanun teklifinin geri alınmasına dair bir tezkere ile aynı kanun teklifinin bir milletvekili tarafından üstlenilmesine ilişkin ayrı bir tezkere vardır.

Şimdi, önce kanun teklifinin geri alındığına dair ilk tezkereyi okutuyorum:

C) Önergeler

1.- İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak ve 5 milletvekilinin, (2/312) esas numaralı Kanun Teklifi’ni geri aldıklarına ilişkin önergesi (4/32)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

2/312 esas numaralı yasa teklifimizi geri çekiyoruz.

Gereğinin yapılmasını arz ederiz. 13.03.2012

                   Erdoğan Toprak                     Ali İhsan Köktürk                  M. Rıza Yalçınkaya

                         İstanbul                                 Zonguldak                                   Bartın

           Prof. Dr. Aydın Ayaydın                 Adnan Keskin                         Ercan Cengiz

                         İstanbul                                    Denizli                                   İstanbul

                                                                         

BAŞKAN – Şimdi de aynı kanun teklifinin 3 milletvekili tarafından üstlenildiğine ilişkin tezkereleri okutuyorum:

2.- Amasya Milletvekili Avni Erdemir’in, imzasının (2/312) esas numaralı Kanun Teklifi’ne dâhil edilmesine ve bu kanun teklifini İç Tüzük madde 75 uyarınca üstlendiğine ilişkin önergesi (4/33)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

2/312 esas numaralı kanun teklifi, komisyonumuzda başka kanun teklifleri ile birlikte birleştirilerek görüşülmüş, bu teklifte yer alan Zonguldak Karaelmas Üniversitesinin adının Bülent Ecevit Üniversitesi olarak değiştirilmesi talebi, kurulan Alt Komisyon toplantısında şahsım tarafından verilen önerge ile kabul edildiğinden, imzamın kanun teklifine dâhil edilerek bu kanun teklifini İç Tüzük 75. maddeye göre üstlenmek istiyorum.

Bilgilerinize arz ederim. 14.3.2012

                                                                                                             Avni Erdemir

                                                                                                                  Amasya

3.- Uşak Milletvekili Mehmet Altay’ın, imzasının (2/312) esas numaralı Kanun Teklifi’ne dâhil edilmesine ve bu kanun teklifini İç Tüzük madde 75 uyarınca üstlendiğine ilişkin önergesi (4/34)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Komisyonumuzda başka Kanun Teklifleri ile birlikte birleştirilerek görüşülen 2/312 Esas Numaralı Zonguldak Karaelmas Üniversitesinin adının Bülent Ecevit Üniversitesi olarak değiştirilmesi ile ilgili Kanun Teklifinde imzası bulunan milletvekillerinin, bu tekliften imzalarını çektikleri biraz önce TBMM Genel Kurulunda okunmuştur.

Komisyonumuzda 2/358 Esas Numaralı Kanun Teklifi ile birleştirilerek görüşülen 2/312 Esas Numaralı Kanun Teklifinin Komisyonumuzda 18. madde olarak kabul edilmesi ve oylanmasında da kabul oyu kullanmam nedeniyle imzamın Kanun Teklifine dâhil edilerek bu Kanun Teklifini İç Tüzük 75. maddeye göre üstlenmek istiyorum.

Bilgilerinize arz ederim.

                                                                                                            Mehmet Altay

                                                                                                                    Uşak

4.- Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten’in, imzasının (2/312) esas numaralı Kanun Teklifi’ne dâhil edilmesine ve bu kanun teklifini İç Tüzük madde 75 uyarınca üstlendiğine ilişkin önergesi (4/35)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Komisyonumuzda başka kanun teklifleri ile birlikte birleştirilerek görüşülen 2/312 esas numaralı Zonguldak Karaelmas Üniversitesinin adının Bülent Ecevit Üniversitesi olarak değiştirilmesi ile ilgili kanun teklifinde imzası bulunan milletvekillerinin, bu tekliften imzalarını çektikleri biraz önce TBMM Genel Kurulunda okunmuştur.

Komisyonumuzda 2/358 esas numaralı kanun teklifi ile birleştirilerek görüşülen 2/312 esas numaralı kanun teklifinin komisyonumuzda 18. madde olarak kabul edilmesi ve oylanmasında da kabul oyu kullanmam nedeniyle, imzamın kanun teklifine dâhil edilerek bu kanun teklifini İç Tüzük 75. maddeye göre üstlenmek istiyorum.

Bilgilerinize arz ederim.

                                                                                                    Çiğdem Münevver Ökten

                                                                                                                  Mersin

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

VIII.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- Sakarya ilinin Karasu ilçesi sahillerinde meydana gelen ve son beş yıldır devam eden kıyı erozyonunun sebeplerinin araştırılması ve alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilen Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 20/3/2012 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin MHP Grubu önerisi

                                                                                                               20.03.2012

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulu 20.03.2012 Salı günü (bugün) toplanamadığından Grubumuzun aşağıdaki önerisini, İçtüzüğün 19 uncu Maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                            Mehmet Şandır

                                                                                                                  Mersin

                                                                                                   MHP Grup Başkan Vekili

Öneri:

16 Mart 2012 tarih ve 3744 sayı ile TBMM Başkanlığına verdiğimiz, “Sakarya’nın Karasu ilçesi sahillerinde meydana gelen ve son 5 yıldır devam eden kıyı erozyonunun önlenmesi konusunda yeterli çalışmaların yapılmadığı Amacıyla” verdiğimiz Meclis araştırma önergemizin 20.03.2012 Salı günü (bugün) Genel Kurulda okunarak görüşmelerinin bugünkü Birleşiminde yapılmasını arz ederim.

BAŞKAN – Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisinin lehinde ilk söz Sakarya Milletvekili Sayın Münir Kutluata’ya aittir.

Buyurun Sayın Kutluata. (MHP sıralarından alkışlar)

MÜNİR KUTLUATA (Sakarya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; grup önerimiz hakkında Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum.

Afganistan’da şehit verdiğimiz 12 vatan evladımıza rahmetler diliyorum, ailelerine ve Türk milletine başsağlığı diliyorum.

Değerli milletvekilleri, grup önerimize konu olan araştırma teklifimiz, Meclis araştırması önergemiz Sakarya ili sahillerinde yaşanan kıyı erozyonunun sebeplerinin belirlenmesi, gerekli önlemlerin acilen uygulamaya koyulmasıyla ilgilidir. Bu sorunun Mecliste ele alınması yurdumuzun diğer yörelerinde yaşanabilecek benzer olaylar için hazırlıklı olmak anlamına gelecektir; Meclis araştırmasına konu edilmesinin nedenlerinden bir tanesi budur. Diğer taraftan, sorunun bugüne kadar çözülememiş olması ilgili kurumlarımızda gerekli bilgi birikiminin olmadığını da göstermektedir. Bu yüzden, konunun Mecliste, ayrım göstermeden, siyasi partilerimizce el birliğiyle ele alınması gerektiğine olan inancımızdır ikinci sebep araştırma önergesine konu yapmamızda.

Değerli milletvekilleri, gerçekten, Karasu’da son beş yıldır yaşanmakta olan erozyon konusu, ancak Sakarya’nın sınırlarını aşmış ve Türkiye gündemine taşınabilmiştir. Zaman zaman basında yer aldığı şekliyle, çok geniş sahillere sahip olan bu bölgemizde deniz kumsalları eritmekte, sahil daralmakta, bazı yerlerde sahil daralması yaşanırken kumlar bir başka bölgeye yığılmakta ve bazı yerlerde sahil genişlemesi olmaktadır.

Açıklamalarıma geçmeden önce, sizlerin dikkatini çekebilmek bakımından konuya ilişkin bazı fotoğrafları sizlere arz etmek istiyorum: Bunlardan bir tanesi: DLH Genel Müdürlüğünün -eski adıyla- konuyla ilgili önlem niyetine deniz içine yaptığı bazı yatırımlarla ilgilidir, sonuç alınamamış, sadece bölgede bir çirkin görüntü ortaya çıkarmıştır.

Bir başka görüntü: Bölgedeki erozyon bölgedeki yazlıkları yıkıp tarumar etme noktasına kadar gelmiş ve konu ancak böyle gündeme taşınabilmiştir.

Bir başka görüntü: Bölgedeki zorunlu sayılan bazı yatırımların denizdeki akıntıların yönünü değiştirmek suretiyle bir yerde erozyona sebep olurken bir başka yerde yeni sahil genişlemelerine sebep olduğu hususudur. Bu açıdan, görülmektedir ki bu konuda alınan önlemler yeterli olmamış ve erozyon devam etmektedir.

Şimdi, size, erozyona tabi olan bu bölgemizin bazı özelliklerinden bahsetmek istiyorum: Sakarya’nın deniz sahili 55 kilometre uzunluğuna sahiptir ve kesintisiz bir bütünlük içinde geniş kumsallardan oluşmaktadır. Karadeniz’de dağların denize dik inen yapısı nedeniyle yetersiz olan kumsallar Sakarya’da ülkemizin başka yörelerinde kolayca rastlanamayacak zenginliktedir. Düzce’nin Akçakoca ilçesinin 7-8 kilometre batısında biten bu dağlık yapıdan sonra muazzam genişlikte ve güzellikte bir sahil şeridi ortaya çıkmaktadır. Tabiat olarak Karadeniz özelliklerine sahip, iklim şartları açısından Marmara özellikleri taşıyan bu bölge, ülkemiz nüfusunun çok önemli bir kısmı için en yakın deniz ayağı mesafesindedir. Nitekim, İstanbul’a bir buçuk, Ankara’ya ise iki buçuk-üç saat uzaklıktadır.

Dünyaca ünlü Acarlar Longozu ve birer tabiat harikası olan Maden Deresi ve Küçükboğaz bu bölgededir. Bu bölgenin turizm gelişme alanları içine alınması konusunda taleplerimiz henüz cevap bulmuş değildir. Her ne kadar Kocaeli-Sakarya kıyı bandı “kültür ve turizm koruma, gelişme bölgesi” ilan edilmiş ise de bu düzenleme Sakarya Nehri’nin doğusunu kapsamamaktadır. Sakarya Nehri’nin doğusunda kalan ve Melen Suyu’na kadar uzanan 30 kilometrelik kesim öncelikle korunması gerekecek özelliklere sahiptir. Belli ki bu kesim ilgililerce incelenmemiştir. Türkiye nüfusunun üçte 1’ine yakın kısmının günübirlik ziyaret alanından bahsediyoruz.

Değerli milletvekilleri, yaşanan probleme gelince: Kıyı erozyonu şeklinde görülmekte, Karasu sahillerinde, Sakarya Nehri’nin batısından başlayıp doğusunda Maden Deresi’ne kadar uzayan yaklaşık 10 kilometrelik bir alanda ortaya çıkmaktadır. Sahilde kumsalın çekilmesi şeklinde görülmekte, bazı yerlerde sahil daralması, bazı yerlerde sahil genişlemesi şeklinde coğrafi yapı bozulmaktadır. Karasu şehir plajını da içine aldığı için kamuoyunun gündemine gelme şansı bulmuştur, beş yıl önce fark edilmiş bir konudur. Olayın sonradan ortaya çıkması, doğaya yapılan müdahale ile ilgili olduğunu göstermektedir. Bilinmesi gereken, öğrenilmesi gereken, bilmeyi arzu ettiğimiz husus, hangi müdahaleler bu işte etkili olmuştur, bunların tespiti gerekmektedir. O müdahaleler kaçınılamaz idi ise karşı önlemler nelerdi ve neden alınmadı, bunların bilinmesine ihtiyaç vardır. O müdahaleler zorunlu değil ise onlardan vazgeçilmesi gerekir, bunların tespit edilmesine ihtiyaç vardır.

Bu gelişmeye sebep olarak sayılan hususlar şunlardır:

Sakarya Nehri ağzına yapılan düzenlemeden bahsediliyor, Karasu Limanı inşaatından bahsediliyor, Maden Deresi ağzına yapılan düzenlemeden bahsediliyor ve bu düzenlemelerin denizdeki tabii akıntıların önünü kesmek suretiyle yeni akıntılara sebep olduğu ve doğal yapıyı bu yüzden bozmaya neden olduğu ifade edilmektedir.

Sakarya Nehri boyunca sayısız miktardaki kum ocaklarının denizin beslenmesine engel olduğu ifade edilmektedir.

Sahilde ticari maksatla yapılan büyük kum taşımalarının buna sebep olduğu söylenmektedir.

Deniz midyesi arama maksadıyla denizin dibinin devamlı taranıyor olmasının etkin olduğu ifade edilmektedir.

Bütün bu yapılanlar içerisinde, Sakarya şu çalışmaları yapabilmiştir:

Önce konuyu duyurmaya gayret etmiş, sonra sebebini anlamaya çalışmış ve alınan önlemlerin ve alınacak önlemlerin uygulamaya konulmasını beklemiştir.

Bu süre içerisinde, eski adı DLH olan, kanun hükmünde kararnameyle adı değiştirilen yatırımcı kuruluşumuz, bu bölgede bir inceleme yapmış ve kendince tedbir almak suretiyle, denize dik vaziyette “mahmuz” adı verilen birtakım inşaatlara kalkışmış, deneme yapmış, sonuç alamayınca bu sefer sahile paralel yatırımlar yapılmış ve bunların da 27 adet olacağı ilan edilmiş, ancak 7’si yapılabilmiştir. Buradan görülmektedir ki ilgili kuruluşlarımızda bu konuda, sebeplerin ne olduğunu anlama konusunda gerekli bilgi birikimi yoktur ve o yüzden, ne yapılabileceği konusunda da net adımlar atılamamıştır. O yüzden, bu da göstermektedir ki bu konunun topyekûn ele alınması, Meclis tarafından ele alınması ve Hükûmet tarafından işin ciddiyetine önem vermek suretiyle, ciddiyetini kavramak suretiyle, bütçe gerekçeleri ortaya sürülmeden acil tedbir alınması icap etmektedir.

Yapılan uygulamalardaki bir yetersizlik de bu yapılan mahmuzların, paralel dalgakıranların, mesafe olarak, alan olarak dar bir alanı kapsamış olması ve tamamına yönelik tedbirin düşünülmemiş olmasıdır. Google Earth’e girebilecek her vatandaşımız orada görecektir. Hem Sakarya ağzına hem Maden Deresi’ndeki yapılaşmaya bakarlarsa, bir dere ağzı düzenlemesi bile derenin bir tarafını oymakta, öbür tarafına yeni kumsallar oluşturmaktadır. Oralarda ortaya çıkmış kum ticaret alanları ve kum ticaret şirketleri bilinmektedir.

Bu bakımdan, siyasi parti ayrımı yapılmadan konuyu Meclisin ele almasını ve Hükûmetin de bir an önce uygulamaya geçmesini bekliyor, hepinize teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Kutluata.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisinin aleyhinde ilk söz Sakarya Milletvekili Sayın Hasan Ali Çelik’e aittir.

Buyurun Sayın Çelik. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Sayın Çelik, genellikle iktidar partisinin milletvekilleri en önde oturur.

Buyurun.

HASAN ALİ ÇELİK (Sakarya) – Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; hepinize iyi çalışmalar diliyorum. Hepinize saygılar sunuyorum.

Milliyetçi Hareket Partisinin verdiği bu araştırma önergesinin aleyhinde söz aldım.

Ben Karasuluyum. Sakarya’da Karasu’da yaşıyorum. Münir Bey’in de oradadır, köyde evi. Birlikte aynı bölgenin insanıyız.

Evet, burada kıyıda tahribat var, bir erozyon var. Bu erozyonunun da var oluş tarihi, limana bağlıyoruz. Karasu’da büyük bir liman yapılıyor. Bitti; ihale edilmiş, işinin tamamı biten bir konu. Bu biten işin sonunda da geri kalan kısmı tekrar özelleştirme marifetiyle bir başkasına iletildi, o da yapmaya devam ediyor. Yani ilçe, gelişme ve kalkınma yolunda, duble yoluyla, demir yoluyla -yeni bir proje- limanıyla, organize sanayi bölgesiyle, büyük sanayi kuruluşlarının sisteme katkısıyla hızla gelişiyor. Tabii, böyle bir konu da var. Bu konu nereden çıktı ve nedir diye bakmamız lazım.

2007 yılından sonra -yani liman faaliyetine bağlı ise diye düşünerek söylüyorum- liman faaliyetinden sonra hem limanın doğusunda hem de limanın batısında, sahilin bütününde bir kısmi erozyon söz konusu. Bu, kış dalgalarıyla da, Karadeniz’deki bu yoğun dalgaların da etkisiyle hakikaten şiddetini artırıp kıyıdaki bir kısım özel şahıs yapılarını da zarara uğrattı. Ama buradaki bu sorunun çözümü için bir adım atıldı mı diye bakmak lazım geldiğinde de; evet, bir adım atıldı. Özellikle DLH Genel Müdürlüğü, Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü olarak -şimdiki ismiyle söyleyeyim- o zaman bu çalışmayı izledi ve bir tedbir olsun diyerek, teknik elemanların nezaretinde bölgede çalışma yürütüldü. Kıyıya dik mahmuzlar yapıldı, doğru. Bu mahmuzlar nispi olarak iyileşme sağlasa bile gerekli faydayı sağlayamadı. Ancak bütün bunlar sürerken, -2007, 2008, 2009- tekrar çalışmalar sürdürüldü, netice olarak da bu sıkıntının limanla bir bağlantısının olmadığı, aynı zamanda limanın batı tarafında da bir kıyı erozyonunun yaşandığı biliniyor. Dolayısıyla bir düzenleme çalışması yapılmak istendi tekrardan. Bu tekrar çalışmada da şu oldu, yine ilgili Bakanlığın gözetiminde -onların organizasyonunda bir çalışma yürütüldü- Ulaştırma Bakanlığı DLH İnşaatı Genel Müdürlüğünün yaptığı çalışmada da şöyle bir kurul faaliyet gösterdi: “Karasu Sahil Dalga Transformasyonu ve Kıyı Çizgisi Değişimi Sayısal Benzeşim Model Çalışmaları Raporu” diye ifade edilen bilimsel nitelikli, üniversite öğretim üyelerinin, kurumların teknik uzmanlarının -gerek DSİ’nin gerekse DLH Genel Müdürlüğünün teknik uzmanlarının- yaptığı çalışmalar neticesinde de bir çözüm arayışı sağlandı. Orada da şu yapıldı: Evet, kıyıya dik olan bu mahmuzların gerekli ve yeterli iyileştirmeyi sağlayamaması sonunda bu bölgede kıyıya paralel 27 adet dalgakıranın yapılması planlandı çünkü bu çalışmalar -az önce söylediğim gibi- bir bilimsel çalışmanın sonunda ortaya çıkan neticelerdir ve netice itibarıyla da kıyıya paralel bu 27 adet dalgakıranın yapılması kararlaştırıldı. 27 dalgakıran kıyıda değil, kıyıdan yaklaşık 80-100 metre içeride, su derinliğinin 1 metre ile 2 metre, 3 metre kadar kısımlarında dalganın şiddetinin absorbe edilmesi, dalga etkisinin erozyona fırsat vermemesi için yapılan teknik ve pratik bir çalışma olarak karşımıza çıktı. Hiç yapıldı mı? Evet, yapıldı. İlk başlangıç tarihi 2010 olan bu kıyıya paralel dalgakıran faaliyeti, 3 adet ilk yıl, 4 adet de 2011 yılında olmak üzere 7 adedi yapıldı 27 taneden. Belki burada şu söylenebilir: “27’si de hızlıca olsa.” Evet, hızlıca olsa ama ülke imkânlarının dengeli kullanılması… Belki biz de arzu ediyoruz “Biraz daha hızlandırılabilir mi?” diye ve biliyorum ki ben sıkça görüştüğüm, konuştuğum Genel Müdürlük yetkilileri, evet, bu kalan 20 dalgakıranın da bu yıl bir kısmı, belki önemli bir kısmı bu yıl içerisinde tamamlanmak suretiyle bu dalgakıranları bölgedeki tahribatı azaltmış olacak.

Tabii, neticenin alınıp alınmadığını da sizlerle paylaşmak istiyorum. Netice alındı. Orada yaşadığımız için söylüyorum, yarım adacıklar neredeyse oluştu. O dalgakıranın önünden kıyıya, sahile yürüye yürüye gidip gelebilirsiniz. Bu dalgakıranların boyu da 100 metre civarında, öyle küçük bir şey değil, bir yapı, deniz yapısı. Kıyıya dik mahmuzların da oradan kaldırılıp başka bir yere atılması gibi bir olay söz konusu değil. Aksine, oradaki kıyıya dik mahmuzlar, evet, o işlevini yerine tam olarak getiremediği için hemen oradan alınıp kıyıya paralel olan dalgakıran inşaatında kullanılmak suretiyle çözüme yaklaşılmış, çözüm için de gerekli adımlar atılmakta ve atılıyor da.

Şimdi ne oldu? Bu kıştaki şiddetli Karadeniz dalgaları hakikaten orada bir kısım evleri yıktı, birtakım sorunları oluşturdu ama Karasu’da Milliyetçi Hareket Partisinden bir Belediye Başkanımız var. Belediye Başkanımızın notları var, o da takip ediyor. Zaman zaman sorun da yaşıyoruz. Karasu Belediye Başkanı Mehmet İspiroğlu gazetecilere yaptığı açıklamada diyor ki: “1995 yılında yapımına başlanan limanın açık mendireğinin tamamlanmasından sonra sahil erozyona uğradı.” Erozyonu önlemek için DLH'nın 12 adet kıyı tahkimatı yaptığını ifade eden İspiroğlu "Karasu bunların bir faydasını görmedi. Liman ile sahil şeridinde 2 kilometrelik bir alanda 100 metreye yakın bir sahili ve kumumuzu deniz yuttu. Kıyıda bulunan iskânı ve ruhsatı olmayan 20'ye yakın binayı da dalgalar yıktı." dedi. Devam ediyor, diyor ki: “İlk defa açıkta kıyı tahkimatı yapılıyor. DLH bunu ilk kez Karasu'da uyguluyor. Daha önce Hollanda'da yapılmış, faydası görülmüş ve aynı sistem Karasu'da uygulanıyor. Tamamı yapıldığında sahilimizde bundan sonra bir erozyon olmayacak. Sahildeki ruhsatsız binaları da yavaş yavaş temizliyoruz. Dünyanın en güzel kumu Karasu’da. Bunlara da izin vermeyeceğiz.”

Bir başka şey söylüyor, bu da bir gazete haberi yine yerel bir gazetede. Milliyetçi Hareket Partisine ben bunu şunun için söylüyorum: “Kendilerinin adamı da mı böyle söylüyor?” diye. AK PARTİ’den bir belediye başkanımız değil, Milliyetçi Hareket Partisinden bir belediye başkanımız. Sayın Belediye Başkanımız şöyle diyor: “’Yıkılan evler zaten kaçaktı. Karasu Belediye Başkanı Mehmet İspiroğlu geçtiğimiz günlerde dalgalar tarafından yıkılan sahildeki evlerin kıyı kenar çizgisindeki kaçak binalar olduğunu söyledi.” Şu anda -isterseniz burada bir ilgisi olan varsa sorsun- Küçük Karasu köyü… Yaklaşık bu mesafe 4-5 kilometre civarındadır Karasu merkezine, bu dalgaların etkin olduğu, erozyonun etkin olduğu yere. Orada, şu anda, Küçük Karasu köyü sahillerinde birkaç gündür -bugün değil- sekiz on tane kamyonla, kepçeyle kıyıdan kumlar alınıp başka bir faaliyete yönlendiriliyor. Şu anda da sorulabilir ama benim aldığım bilgi de bu doğrultudadır. Dolayısıyla biraz da bizim bunları yapmamamız lazım. Kıyıyı korurken bir yandan taş dolduruyoruz, kıyı tahkimi yapıyoruz, dalgakıran yapıyoruz, bir yandan da kıyıyı boşaltıyorsak, o güzel kumları boşaltıyorsak tenakuzdayız, hatadayız, yanlıştayız gibi bir bakışla kendimizi sorgulamamız lazım diyorum.

Bu çalışmanın, bu faaliyetlerin hem Karasu’ya hem Sakarya iline hayırlar getirmesini diliyorum.

Araştırma komisyonuna “Hayır.” oyu vereceğimi çünkü bu komisyonun yapması gereken işleri zaten DLH Genel Müdürlüğü bünyesinde yürütülmekte olan faaliyetler çerçevesinde görüyorum, yapılıyor. Geri kalanların da -20 tanesi kalmış, 7 tanesi yapılmış- bu yıl önemli bir bölümünün yapılacağını ifade ediyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Çelik.

Sayın Kutluata, buyurun.

VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)

12.- Sakarya Milletvekili Münir Kutluata’nın, Sakarya Milletvekili Hasan Ali Çelik’in ifadelerine ilişkin açıklaması

MÜNİR KUTLUATA (Sakarya) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Hasan Ali Çelik de konuyu dile getirdi. Ancak burada söz konusu olan, birtakım işlerin tedbirlerinin alınmaya başlanmış olması ve devam edecek olması değildir, bu tedbirlerin acilen alınmasıdır.

İkincisi, belediyenin yıkılan evler konusunda ne dediğinin de çok önemi yoktur; burada mühim olan, bölgenin tamamını kapsayacak şekilde tedbirlerin alınmasıdır, bu tedbirler alınamıyor. Bu konuda en ciddi çalışmayı Sakarya’da Sakarya İnşaat Mühendisleri Odası bir çalıştay düzenleyerek ele aldı ve sebepler ancak öyle tartışıldı.

Bizim söylemeye çalıştığımız, ilgili devlet biriminin, devlet kurumunun bu konuda, deneme yanılma metoduyla değil, derhâl tedbirleri alması ve erozyon yaşanan bölgenin tamamına yaymasıdır. Yoksa bu konu elbette partiler arası tartışılacak bir konu değildir. Zaten bizim kastımız da el birliğiyle olmalı ama bir an önce olmalıdır. Ben iktidar mensubu arkadaşlarımdan yatırımların hızlandırılmasını beklerim.

VIII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

1.- Sakarya ilinin Karasu ilçesi sahillerinde meydana gelen ve son beş yıldır devam eden kıyı erozyonunun sebeplerinin araştırılması ve alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilen Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 20/3/2012 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin MHP Grubu önerisi (Devam)

BAŞKAN – Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisinin lehinde son söz Sakarya Milletvekili Sayın Engin Özkoç’a aittir.

Buyurun Sayın Özkoç. (CHP sıralarından alkışlar)

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Sayın Münir Kutluata Karasu’da son beş yıldan beri olmakta olan erozyonla ilgili çok önemli bir açıklamada ve araştırma önergesinde bulunmuştur.

Değerli Hocam, benim resimlerim sizin resimlerinizden daha güzel olduğu için ben benimkileri de göstermek istiyorum.

Bu resimlerde gördüğünüz yer 55 metre sahili olan Karasu’dur. İstanbul’a yakın olmasıyla da bilinen bu Karasu’da, gördüğünüz gibi, evler artık suyun altında kalmaktadır. Bakın, Karasu sahilinde artık bırakın denize girmeyi, mevcut evlerin ne hâle geldiğini görüyorsunuz. Acaba bu erozyon sonucunda nereye kadar gelmiştir? Şu anda 5 metre; 4,5-5 metre kalmıştır. Nereye? Karasu’nun ana caddesine. Ana caddeye bu kadar kalmıştır.

Değerli arkadaşlar, burada niyet önemlidir, yani biz gerçekten böyle bir şey yapacak mıyız? Ben Sayın Hasan Ali Çelik’i severim. Bizim Sakaryalı milletvekilleri olarak da bugüne kadar hiçbir kavgamız, gürültümüz olmamıştır. Arzu ediyoruz ki Sakarya’ya hizmet etmekte el birliğiyle hareket edelim. Amaç, Sakarya bizim Sakarya’mız, ne yapabiliriz diye bakalım. Ama gerçekleri söylemeden, bunların üstünü örterek bir yere varmamız da mümkün değildir.

Karasu sahili 55 kilometre. Acarlar Longoz’u, Sayın Cumhurbaşkanının Genel Sekreteri Mustafa İsen tarafından Türkiye’nin dikkati çekilmiş ve gerçekten, sadece Türkiye’ye değil, dünyaya da mal olmuş bir longozdur. Bu kıyı şeridi tehlike altındadır. Nasıl olmuştur da bu noktaya gelmiştir? Şöyle olmuştur: Bu 4+4+4 olayı var ya, aynı onda olduğu gibi, aceleyle, arkası önü araştırılmadan orada bir hizmet yapılmaya çalışılmıştır. Bir liman inşa edilecektir, limanın Karasu şeridine vereceği zararlar, o şekilde inşa edilirse, mühendislik hatasıyla inşa edilirse, dalgakıranlar yapılmadan inşa edilirse, vereceği zararlar önceden araştırılmamıştır. Limanla ilgili, bakın, elimde şu kadar belge var, mühendislik hatasının yapıldığına dair.

Deniliyor ki: “DLH orada dalgakıran yapmıştır dik olarak ama onun da bir çözüm olmadığını görmüştür. Şimdi batık dalgakıranlar yaparak çözecektir. Toplam 27 taneye ihtiyaç vardır, 7 tanesi yapılmıştır. Burada da iyi niyet vardır. İnşallah ileride o 20 tanesi de yapılır.” Ne zaman? Karasu Caddesi gittikten sonra mı? DLH bunu yaparken, devletin parasını kullanırken, bütçesini kullanırken gerçekten bunun işe yarar olup olmadığını araştırarak mı yapmıştır? Bununla ilgili, bakın, 2010 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Su ve Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Uygulama ve Araştırma Merkezi bu konuda bir rapor sunmuştur ve sunduğu raporlarda bunların geçer olmadığını göstermiştir. Onunla ilgili, gene 2010 yılında “Batı Karadeniz Bölgesi Karasu Sahil Kesiminde Kıyı Erozyonunun Zamansal Analizi” diye bir çalıştay düzenlenmiş, bir araştırma yapılmış, orada da çok açık ve net olarak ifade edilmiştir.

Şimdi, değerli arkadaşlar, Karasu’daki sahil şeridi erozyon altında kalıyor. Ben, bizim mantığımızı size net olarak söyleyeyim. Araçla gidiyorsunuz yolda, bir tane levha: “Dikkat, erozyon vardır!” Ne yapacak araç sahibi? Yani ben merak ediyorum -bilim adamları falan var- ne yapacağız? Yani oradan kaya falan düşerse diye elini şöyle yapıp da mı geçecek oradan? Ne yapacak, şemsiye mi açacak? Arabasını durdurup da hafif yandan yandan kaçarak mı geçecek? Yani mantık bu mantıktır arkadaşlar; anlatmak istediğim budur.

Karasu’da sıkıntı vardır. 4 metre ana caddeye gelmiştir. Yapılması gereken batık dalgakıranlardan sadece 7 tanesi yapılmıştır. Belediye Başkanı İspiroğlu oradan feryat etmektedir. Sesi şöyle çıkıyor Başkanın, diyor ki: “Hiçbir parti ayrımı yapmaksızın Karasu Türkiye’nindir. Gelin, bu felaketi engelleyelim. Bununla ilgili 20 tane dalgakıranın, acilen burada batık dalgakıranların yapılması gerekiyor. Bu ülke bizim. Bununla ilgili elimizden geleni yapalım.”

Ben bunu ifade ederken ortamı yine germek istemem ama eğer bunun için Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti para bulamıyorsa işi olmayan yerlere bavulla para göndermesin; bunun için para bulamıyorsa alakasız bölgelerde, askerlerimizin şehit düşmesi uğruna askerî harcamalarda bulunmasın; bununla ilgili para bulamıyorsa tablet bilgisayarı Kamu İhale Yasası’ndan çıkarıp 10 milyar lira kârı kiminle paylaştırıyorsa oradan alsın onu Karasu’ya da tahsis etsin. Burada niyet önemlidir. Eğer niyet iyi olursa Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti oraya acilen ayıracak parayı bulur; 55 kilometre uzunluğu olan, İstanbul’a çok yakın olan, Sakarya’nın göz bebeği Karasu bir an önce hayatiyet kazanır.

Burada, Sayın Hasan Ali Çelik’in ifade ettiği gibi çarpık yapılaşma vardır, doğrudur; bir an önce engellenmelidir. Buradan, gerçekten, hâlen kum alınmakta, hâlen çarpık yapılaşmalara da zaman zaman izin verilmektedir; bunların önüne geçilmelidir. İnsanoğlu istedikçe daha fazla ister ama biz buna Hükûmet olarak engel olmalıyız. “Onlar yapıyorlar.” diye şikâyet etme yeri hükûmet değildir.  Hükûmet, icraat yeridir. Hükûmet, oraya “Sen kaçak inşaat yapmayacaksın.” diyecek olan makamdır. Hükûmet, oraya derhâl bütçeden para ayırıp 27 tane dalgakıranı yaptırtacak olan makamdır. Hükûmet, orada mühendislik hatası olan limanla ilgili tedbiri alacak olan makamdır. Hükûmet, orada caddeye ulaşmasına 4 metre, 5 metre kalan bir yıkımı engelleyecek olan makamdır. Bunun için “Biz yeterince iş yaptık, bundan sonra başka bir şey yapmaya gerek yok.” anlayışı yanlıştır.

Burada talep edilen, bu 20 dalgakıranın,  batık dalgakıranın bir an önce yapılması için bütçeden pay ayrılmasıdır; bu da Hükûmetin işidir. Muhalefetin işi, Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine getirmek, Hükûmetin dikkatini çekmek ve bu konuda ilgili bölgenin sesi olmaktır.

Muhalefet, MHP’nin verdiği öneriyle, Cumhuriyet Halk Partisinin verdiği destekle bu görevini yerine getirmiştir. Sıra Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetindedir. O da görevini yerine getirirse bir bölgemiz gerçekten sıkıntı yaşamaktan kurtulacaktır.

Bu duygularla hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyor, teşekkür ediyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Özkoç.

Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisinin aleyhinde son söz Sakarya Milletvekili Sayın Ali İhsan Yavuz’da.

Buyurun Sayın Yavuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; MHP grup önerisi aleyhine söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Konuşmamın hemen başında, bu hafta sonu 97’ncisini kutladığımız Çanakkale Deniz Zaferi münasebetiyle Çanakkale’de şehit ve gazi düşen kahramanlarımızı şükranla, minnetle yâd ediyorum; mekânları cennet olsun.

Yine, tüm milletimizi üzen 13 Mart 2012 tarihinde Konya’da şehit düşen askerlerimiz ile 16 Mart 2012 tarihinde Afganistan’da elim bir kaza sonucu şehit düşen askerlerimize de Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum.

Baharın müjdecisi olan nevruzu fırsat bilip ülkemizin huzurunu bozmaya çalışan ve ülkemizi kaos ve kargaşa ortamına çekmeye çalışmak üzere sözüm ona yoğun bir mesai harcayanları kınıyor ve bu türden art niyetli uğraşlarla hiçbir yere ulaşılamayacağını ifade ediyor, meseleyi bir kez daha milletimizin vicdanına havale ediyorum.

Milliyetçi Hareket Partisi Sakarya Milletvekili Sayın Münir Kutluata ve arkadaşlarının, Sakarya’nın Karasu ilçesi sahillerinde erozyon ile ilgili Meclis araştırma önergesinde ileri sürülen birçok husus, âdeta bir siyasi mülahazayla abartılmış ve yer yer de çarpıtılmıştır. Sakarya Karasu ilçesinde, ilçe sahilinde bir erozyonun meydana geldiği kesinlikle doğrudur ancak bu erozyon, söz konusu edildiği gibi, Karadeniz’in hiçbir yerinde görülmeyen ve sadece Karasu bölgesinde görülen bir olay da asla değildir. Karadeniz’in azgın ve dalgalı hâli, yer yer, Karadeniz’e kıyı olan bölgelerde maalesef benzeri erozyonları meydana getirmektedir.

Elbette Sakarya Karasu ilçesinde durum biraz daha farklıdır ancak bu farklı durum irdelendiğinde, Karasu ilçemizde bugün yaşananların çok eskilere dayanan birtakım sebepleri de kesinlikle söz konusudur. Örneğin, 1960’lı yıllarda burada bin adet arsa satılmış ancak bu yerler kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı için ruhsatlandırılamamıştır. Söz konusu bu alanda arsa sahipleri ruhsatsız bir şekilde bina yapmaya başlamış ve maalesef 1984 yılında çıkartılmış olan ve şimdiki hâliyle kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan bir yerde, on üç adet binaya ruhsat kesilmiştir. İmar affı öncesi ve sonrasında maalesef kaçak yapılaşma devam etmiş, özellikle 1984-1999 yılları arasında kaçak yapılar ha bire yapılmaya devam etmiş, âdeta denizin hemen kenarı kaçak yapıların istilasına terk edilmiştir, ki 1984-1989 yıllarında SODEP yani Sosyal Demokrat Parti, 1989-1994 yıllarında SHP, Sosyaldemokrat Halkçı Partili, 1994-1999 yıllarında da ANAP’lı belediyelerce bu ilçemiz idare edilmiştir. Kaçak yapıların tespiti ilk kez AK PARTİ’li belediyece, yani 2003-2004 yıllarında yapılmış ve ardından yıkım ihalesi de yapılmak suretiyle, belediyenin imkânları ölçüsünde kaçak binalar yıkılmaya başlanmıştır.

Karasu ilçemiz, denize uzun kıyısı, kumsalı ve verimli arazisiyle Sakarya’nın kuzeyinde kalan güzel bir ilçemizdir. Bu ilçemiz her gün büyümeye devam etmektedir. Karasu ilçesi, AK PARTİ İktidarı döneminde aldığı ve almakta olduğu yatırımlarla gerçekten çok önemli bir cazibe merkezi olma yolundadır. Merkezî Hükûmetin yaptığı yatırımlar yanında, 2003-2009 yılları arasında hizmet veren AK PARTİ’li belediyece Karasu ilçesi için peş peşe adımlar atılmış, yatırımlar yapılmaya başlanmıştır. Liman yapımı, tersane yatırımları, duble yollar ve yapımına başlanılan demir yolu ile Karasu, göz kamaştıracak bir yükseliş trendi içine girmiştir. Sakarya’dan Karasu’ya doğru uzanacak olan 62 kilometre uzunluğundaki tren yolu 02/11/2010 tarihinde ihale edilmiş, Nisan 2011’de yapımına başlanmış olup 2013 yılında da bitirilmesi planlanmaktadır, ki yatırım miktarı 320 milyon TL’dir.

Çok Değerli Sayın Milletvekilimiz Engin Özkoç Beyefendi, ki elbette çok sıcak, çok samimi, çok iyi ilişkilerimiz var Sakarya milletvekilleri olarak, ama bu bir gerçeği dile getirmeye engel değildir ya da bir yanlışı düzeltmeye asla mâni değildir. Bakınız, AK PARTİ İktidarının asla parasal bir sorunu yoktur. Örneklendirmek istiyorum: Yine Engin Bey’in, Sayın Milletvekilimiz Engin Özkoç Bey’in çok yakinen bildiği üzere, bizim iktidarı devraldığımız günlerde Anasol-M Hükûmeti sanıyorum işbaşındaydı, Anasol-M Hükûmeti döneminde, tam 2002 yılında Sakarya’nın en önemli sorunlarından bir tanesi SSK Hastanesinin üzerindeki katın alınmasıydı ki sadece 2 trilyona mal oluyordu. Ben, o günlerde Merkez İlçe Başkanlığı yapıyordum, Sakarya Merkez İlçe Başkanıydım, Sakarya’da konuşulan tek şey vardı: “Oyumuzu vereceğiz ancak şu hastanenin son katını almanız kaydı şartıyla.” ki sadece 2 trilyon tutuyordu, o günkü parayı bugünkü paraya dönüştürürsek sadece 2 milyondu. Hâlbuki sadece demir yolu için harcanacak olan para 320 milyon TL’dir, bunu açıklamak istedim özellikle.

Yine ifade etmek istiyorum, Karasu ilçemizde erozyon gerçekten hepimizi üzmüştür; bu, ayrı bir mesele. Zaman zaman yaşanan, daha doğrusu Karadeniz’in azgın ve hırçın dalgaları sebebiyle yaşanılması muhtemel olan bu türden erozyonlar için önlemlerin artırılması fikrine esasen biz de katılıyoruz. Zaten bunun için DLH, Demiryollar, Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğü önce 2010 yılında 3, 2014 yılında 4 adet olmak üzere toplam 7 adet, her biri 110 metre uzunluğunda, 100 metre aralıklı, kıyıdan 100  metre açıkta ayrık dalga kıranlar, bir diğer adıyla offshore’lar yapılmıştır ki bunların toplam sayısı 27 olacak ve bunları da yine DLH, Ulaştırma Bakanlığı peyderpey yapmaya devam edecek.

Bunda da yine Engin Bey parasal sorundan bahsetti. “Sanki Türkiye Cumhuriyeti’nin, iktidarımızın parası yok ve bu yüzden orada gerekli adımlar atılmadığı için o erozyonlara sebebiyet veriliyor.” gibi bir imaj oluşmasın diye düzeltmek istiyorum. 2002’de sadece 2 trilyon bulunamadığı için hastane hizmetleri aksamasına rağmen sadece burası için 1 milyon 940 bin TL harcanmıştır, bundan sonra da 27 tane olmak üzere yapımı gerçekleştirilmeye inşallah devam edilecek.

Üzülerek ifade etmek istiyorum, son erozyon Karasu Doğu Karadeniz Caddesi’nin -ki burası çok önemli, özellikle altını çizerek vurgulamak istiyorum- kuzeyindeki kum tepecikleri, 2009 yılında işbaşına gelen Milliyetçi Hareket Partili belediyece kaldırıldığı için daha ziyade meydana geldiğini herkes bilmektedir, ki belediye şimdi, şu anda, bu sıralar, yaptığının hata olduğunu anlamış ve bu tepecikleri, başka yerlerden kum toplamak üzere, taşımak üzere yeniden ihdas etmeye başlamıştır.

Aslında, yine Sayın Engin Özkoç Bey’in burada gösterdiği fotoğrafların aksine, keşke hazırlıklı olsaydım da ben de diğer türden fotoğraflar gösterseydim. Karasu’nun görüntüsü kesinlikle o değildir. Karasu, gerçekten, kenarı çok düzgün, yeşillikleri çok muhteşem ve kumsalları bir harikadır; turizm açısından, herkesin dikkat çekmesi gereken bir yerdir ve yatırımları da peş peşe almaktadır.

Sürem bitiyor, daha fazla uzatmamak üzere, son olarak şunları ifade etmek istiyorum.

Merkezî iktidar, kesinlikle, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da üzerine düşeni bihakkın yerine getirmeye çalışmaktadır. Ancak, inşallah, diğer iktidara sahip partililerce, belediyelerce, bundan önceki süreçte olduğu gibi, bugünkü Belediye Başkanı, Milliyetçi Hareket Partili Belediye Başkanınca da inşallah bu kaçak yapılara müsaade edilmez diyor, hepinizi bir kez daha saygıyla selamlıyor, bu grup önerisinin, Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisinin aleyhinde olduğumuzu ifade ederek saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Yavuz.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Karar yeter sayısı istiyoruz.

BAŞKAN – Peki, karar yeter sayısı arayacağım.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı yoktur.

Birleşime on dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati: 16.39
 

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 16.56

BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER

KÂTİP ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Muhammet Bilal MACİT (İstanbul)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 80’inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisinin oylanmasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.

Şimdi öneriyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir, karar yeter sayısı vardır. (AK PARTİ sıralarından “Kabul edilmemiştir.” sesleri)

Öyle mi dedim? Kabul edilmiştir. Sehven “Edilmemiştir.” dedim, Genel Kuruldan özür dilerim. (AK PARTİ sıralarından “Kabul edilmemiştir.” sesleri)

Kabul edilmemiş… Niye benim kafamı karıştırıyorsunuz?

Kabul edilmemiştir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Sehven, yanlış söyledim, kusura bakmayın.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Önemli değil, buna itiraz ederiz.

BAŞKAN - Karar yeter sayısı vardır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Sağ olun.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Tutanaklara geçti ama; “Kabul edilmiştir.” beyanı tutanaklara geçti efendim.

BAŞKAN – Ama sehven dedim.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Biz bunun arkasını ararız efendim.

BAŞKAN – Yok, olan bana olur Sayın Şandır.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Ama tutanaklara geçti efendim.

BAŞKAN – Hayır, şimdi sehven olduğunu da söyledim. Olan bana olur. Olmaz.

MEHMET METİNER (Adıyaman) – Sana hiçbir şey olmasın Sayın Başkan, size ihtiyacımız var.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Yani bir şey söyleyemiyorum işte. Sayın Mehmet Sağlam olsaydı itiraz ederdik.

BAŞKAN - Hayır, hukuki hata benim olur yani orada.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Bilmem yani.

BAŞKAN – Sayın Kutluata, buyurun.

VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)

13.- Sakarya Milletvekili Münir Kutluata’nın, Sakarya Milletvekili Ali İhsan Yavuz’un ifadelerine ilişkin açıklaması

MÜNİR KUTLUATA (Sakarya) – Sayın Başkan, biraz önce Sakarya Milletvekili, hemşehrimiz Sayın Yavuz, siyasi maksatlarla bu önergeyi abarttığımızı söyledi. Bunda böyle bir maksat olmadığı bellidir. Siyasi maksatla konu ele alacak olsak sınırsız konu var Türkiye’de, kendilerinin de malumudur. Ancak bizim istediğimiz Sakarya’da, Karasu’da yaşanan bu olay el birliğiyle, siyasi partiler farkı gözetmeden ele alınsın, konumuz budur. Buradan konuyu başka alanlara getirmek, Belediye Başkanı MHP’lidir diye burada bu tür siyaset yapmayı hoş bulmadığımı ifade etmeliyim. Bu olay belediye hudutları dışında da Sakarya’da yaşanmaktadır. Eğer Sayın Milletvekilimiz ona dikkat etse bu ifadeleri kullanmazdı. Ben yine de kendilerinden konuya sahip çıkmalarını ve bölgemizin bu probleminin çözülmesini istiyorum.

Teşekkür ediyorum efendim.

BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu...

14.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, Başbağlar olayının bir terör eylemi olduğuna ve Sivas olayıyla eşleştirmemek gerektiğine ilişkin açıklaması

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, biraz önce burada Başbağlar katliamıyla ilgili bir laf edildi. Başbağlar katliamını PKK yapmıştır, lanetliyoruz. PKK yapmıştır. Sivas’la Başbağlar’ı eşleştirmek birbirine yakışmaz. Başbağlar, benim doğduğum ilçeme 20 kilometre. PKK bir gecede 35 vatandaşımızı öldürmüştür. Onun için, Başbağlar’ı PKK yapmıştır, bunu bilginize arz ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Metiner…

15.- Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner’in, Sivas ve Başbağlar olaylarıyla ilgili bir eşleştirme yapmadığına ilişkin açıklaması

MEHMET METİNER (Adıyaman) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Ben bir eşleştirme yapmadım, sadece Parlamentoda bazı milletvekillerimizin çifte standardına dikkat çektim.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Lanetliyoruz biz!

MEHMET METİNER (Adıyaman) – CHP’li arkadaşlar niye üstüne alındılar bilmiyorum oysa başkalarını kastetmiştim. Yani hem insan haklarından bahsedeceksiniz hem de masum, günahsız 33 vatandaşımızı bir gece yarısı hunharca katledeceksiniz. Ben bu eleştiriyi yaptım. Sayın Aslanoğlu’nun ve CHP’li arkadaşların alınganlığını anlayabilmiş değilim.

Teşekkür ederim.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Alınganlık değil, lanetliyoruz.

MEHMET METİNER (Adıyaman) – Teşekkür ederim. Hep birlikte terörün her türünü lanetlememiz gerekiyor zaten.

BAŞKAN – Sayın Öğüt, buyurun.

16.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, Başbağlar olayının bir terör eylemi olduğuna ve Sivas olayıyla eşleştirmemek gerektiğine ilişkin açıklaması

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Öncelikle, Başbağlar olayı alçakça bir terör eylemidir. O zamanki milletvekillerimiz olayı araştırmak için Başbağlar’a kadar gitmiştir. Sivas ise cumhuriyete karşı bir başkaldırıdır. İki olayı da içtenlikle ve açıkça lanetlemeyenler ilkesizdir.

Ayrıca, bu ülkenin yurtseverleri, solcuları, devrimcileri hiçbir zaman zaman aşımına sevinmemiştir. Tersine, davalarının bir an önce bitirilmesini her zaman talep etmişlerdir. Alınları ak dolaşmışlardır. Her şeyin yerli yerine oturmasında fayda vardır.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

VIII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

2.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ve arkadaşlarının cezaevlerinde bulunan hükümlü ve tutukluların içinde bulundukları cezaevi şartları ve bu şartların iyileştirilmesi konusunda yürütülecek çözüm odaklı çalışmaların belirlenmesi amacıyla vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 20/3/2012 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin CHP Grubu önerisi

                                                                                                               20.03.2012

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulu; 20.03.2012 Salı günü (Bugün) toplanamadığından, Grubumuzun aşağıdaki önerisinin, İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                        Emine Ülker Tarhan

                                                                                                                  Ankara

                                                                                                        Grup Başkan Vekili

Öneri

İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ve arkadaşları tarafından, 02.02.2012 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına "Cezaevlerinde bulunan hükümlü ve tutukluların içinde bulundukları cezaevi şartları ve bu şartların iyileştirilmesi konusunda yürütülecek çözüm odaklı çalışmaların belirlenmesi" hakkında verilmiş olan Meclis Araştırma Önergesinin, (224 sıra nolu) Genel Kurul'un bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, 20.03.2012 Salı günlü birleşimde sunuşlarda okunması ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisinin lehinde ilk söz İstanbul Milletvekili Sayın Mahmut Tanal’a aittir.

Buyurun Sayın Tanal. (CHP sıralarından alkışlar)

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Teşekkür ederim Başkan.

Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Türkiye’deki cezaevlerinin koşullarıyla ilgili ben söz almış bulunmaktayım.

Türkiye’deki cezaevlerinde neler var, neler oluyor, koşullar ne durumdadır, onu biraz size anlatmak isterim, ondan sonra yasal boyuta döneceğim değerli arkadaşlar.

Şimdi, fiilî olarak bugüne kadar 941 kişiye yakın insan cezaevinde ölmüştür. Yani sağlıklı bir vaziyette, sağlıklı bir şekilde cezaevine girmiştir ancak 941 vatandaşımız cezaevinde hayatını kaybetmiştir.

Cezaevlerinin amacı kişiyi hem cezalandırmak hem de suç işledikten sonra tekrar yine topluma nasıl kazandırtabiliriz, nasıl ıslah edebiliriz, onların koşullarının hazırlanması gerekir. Ancak günümüzdeki cezaevlerinin gerçekten insanları ıslah edici bir özelliği var mıdır, yoksa cezaevine girip çıktıktan sonra ıslah edici değil de tamamen suç işleyebilecek profesyonel bir suç işleme makinesine mi dönüşüyor? Yani bu, devletin, Hükûmetin, Bakanlığın kendisine sorması gereken bir sorudur.

Kişi suç işlemiş olsun veya olmasın, şüpheli olarak veya hükümlü olarak cezaevine girdiği zaman en azından içerideki tutuklunun veya hükümlünün dışarıdaki insanlar kadar yaşama hakkı vardır. Hatta bizim İnfaz Yasamızın 16’ncı maddesi uyarınca kişi eğer hasta ise, iyileşemeyecek bir durumda ise, bunun tedavisi dışarıda yapıldıktan sonra, ancak iyileştikten sonra cezaevine atılabilir.

Buradaki temel felsefe nedir? Önce insanın sağlığıdır, önce insanın iyileşmesidir. Yani kişinin sağlığı eğer tehlikede ise bu kişinin cezasının veya tutukluluk süresinin ertelenmesi lazım iyileşinceye kadar.

Şu anda içeride bulunan tutuklulardan, hemen İnternete girdiğiniz zaman, kimler cezaevinin koşullarından dolayı rahatsızlandı? Şener Eruygur, Orgeneral, beyin kanaması geçirdi; Kasım Erdem, Tümgeneral, Hasdal Cezaevinde beyin kanaması geçirdi; Profesör Doktor Fatih Hilmioğlu, karaciğer kanseri; Profesör Doktor Erol Manisalı, karaciğer kanseriyle teşhis konuldu; Kuddisi Okkır, vefat etti; Kaşif Kozinoğlu, vefat etti; Yusuf Erikel, meslektaşım, bir avukat arkadaşımız, bu arkadaşımıza geniz kanseriyle teşhis konuldu, şu anda bununla büyük bir mücadele hâlinde. Şu anda Hükûmetin içerisinde bulunan bakanların bazısı aynı zamanda Yusuf Erikel’in bakanlar kurulu listesinde, içinizde bazı milletvekilleri arkadaşlarımız yine değerli meslektaşımız Yusuf Erikel’in bakanlar kurulu listesinde. Yani Yusuf Erikel tutuklandı, cezaevine atıldı, hakkında dava açıldı ancak kendi bakanlar kurulu listesinde olan kişiler hakkında hiçbir ifade alınmadı, soruşturma açılmadı. Profesör Doktor Mehmet Haberal, dört kez kalp spazmı geçirdi. Yani bu sayıyı arttırmak mümkün. Profesör Doktor Ayşe Yüksel, yine kanser teşhisi konuldu.

Şimdi, burada, hâlen, sıcağı sıcağına, İnsan Hakları Alt Komisyonu gerek Osmaniye’de gerekse Cumhuriyet Halk Partisi tarafından Pozantı’ya gönderilen arkadaşlarımız cezaevindeki koşulları inceledi. Osmaniye’deki cezaevinde, cezaevine giren tutuklu veya hükümlü çırılçıplak soyularak cezaevine gönderiliyor. Değerli arkadaşlar, bu, insan onuruyla bağdaşacak bir tavır değil, bağdaşacak bir ceza değil. Yani burada cezanın üzerine ayrıca bu şekilde çırılçıplak soyulması, bu cezanın tahammül edici bir yönü yok değerli arkadaşlar. Osmaniye’de aynı şekilde cezaevinde bulunan kadınların çocuklarıyla ilgili “Efendim, hükümlü olmadığı için yemek verilmiyor.” deniliyor. “Peki neden verilmiyor?” deniliyor. “Efendim, bu hükümlü değil çünkü hazırlanan bu, Adalet Bakanlığının genelgesinde hükümlü olmayan kişilere iaşe verilemez.” deniliyor.

Değerli arkadaşlar, bunun da gerekçesi, aslında Adalet Bakanlığının genelgesine baktığımız zaman -gayet rahat- hükümlü olan kadınlarla birlikte çocuklara, yine çocukların yaşıyla uygun olarak iaşenin verilmesi gerektiğini söylüyor. Ama nedir? Tabii ki, oradaki cezaevi idaresinin kötü ve keyfî tutumlarından kaynaklanan bir husus. Burada da gerekçe olarak, aynı zamanda, cezaevinde bulunanların iaşesinin gıda değerinin düşük olmasının gerekçesi olarak yeteri kadar kaynağın bulunmadığı söyleniyor.

Değerli arkadaşlar, biraz önce arkadaşlarımız Adapazarı’yla ilgili Hükûmetin kaynağı olmadığını söylüyor. Kaynak bulunmayan, “Kaynak yoktur.” diyen İktidara ben buradan kaynak gösteriyorum: Değerli arkadaşlar, Citibank’ın vergiye 3 milyar dolar borcu vardı. “Kaynak yoktur.” diyen Hükûmete sesleniyorum: Citibank’ın 3 milyar dolar borcu Maliye Bakanının oluruyla affedildi. “Kaynak yok.” diyen arkadaşlarımıza kaynak. Peki, Citibank’ın vergi borcu affedilince Citibank ne yaptı? AK PARTİ’nin tekrar iktidara gelişi nedeniyle Citibank AKP’yi tebrik etti aynı şekilde. Yani “Kaynak yoktur.” diyen arkadaşlarımıza, bir: Citibank’taki 3 milyar doları affetmemiş olsalardı bu kaynak kullanılabilirdi.

Bu kaynakla ne yapılabilirdi, Citibank’ın 3 milyar dolar vergi borcu affedilmese Bakanın oluruyla? 30 milyon köylümüze 2,9 milyar TL kadar bir para girmiş olacaktı. Bu, aynı zamanda Türkiye'de köylünün bir yıllık mazot tüketimi olan 2 milyon 222 bin tonu karşılamış olacaktı değerli arkadaşlar.

Geliyoruz, yine “Kaynak yoktur.” diyen arkadaşlara: Ankara’da Belbeton AŞ’nin piyasa değeri 80-100 trilyon iken 22 trilyona satıldı değerli arkadaşlar. Belbeton, Ankara Büyükşehir Belediyesinin yan kuruluşu. Bu şirketin sadece bir makinesinin sigortası -Anadolu Sigortadan kaskosu yapılmış- 6 trilyon değerli arkadaşlar. Bu şirketin şu anda almış olduğu, yine tekrar -satıldığı hâlde- belediyeden almış olduğu iş: 40 milyon TL’lik bir sözleşme yapılmış durumda, 100 milyonluk ayrı, bir de 500 milyonluk bir iş de Karayolları Genel Müdürlüğünden alınmış durumda. Peki, bu Belbeton AŞ kime satılmış? Genç İnşaata satılmış. Peki, Genç İnşaat firmasının Sayın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanıyla ilişkisi ne? Çocuklarıyla aynı kavgaya karışınca o kavgada ifadeleri var mıydı? Bir ortaklıkları var mıdır yok mudur? Ve aynı zamanda, bu yapılan işlerle ilgili tretuvar döşemesi ihalesi alınmış, bu ihalede bu taşların üst tabakasında bazalt tozunun olması gerekirken bazalt tozu olmadan bu taşlar yapılıyor mu yapılmıyor mu? Bu konuda hem İçişleri Bakanlığını hem de Sayıştayı göreve davet ediyorum. Yani burada 22 milyon TL’ye satılan Belbeton’un, 40 milyon TL hazır işi, 150 milyon TL ve 500 milyon TL’lik gelecekte yapılan işlerle ilgili yapılmış olan ihaleleri var, aynı zamanda İş Bankasının kuruluşu olan Anadolu Sigortadan da bu demirbaşların sigorta değeri yapılan ihale bedelinin çok çok üzerinde değerli arkadaşlar.

Ben, yine, bir başka kaynak söylemiş olayım: Vatandaşın, asgari ücretinden, içtiği sudan, yediği yemekten vergi alan Hükûmet, borsadan vergi almamakta değerli arkadaşlar. Yani, gerçekten eğer “Kaynak yok.” deniliyorsa, borsadan kaynak. Yabancı şirketler ne yapıyor değerli arkadaşlar? Yabancı şirketler -içimizde hukukçu arkadaşlarımız var- Türkiye’de açmış oldukları davaların hepsinde harçtan muaf. Bankalar -millî bankamız kalmadı- bankaların tamamı, açtığı davalarda harçtan muaf. Yani yatırım yapmamanın gerekçesi olarak eğer kaynak yokluğu gösteriliyorsa, gerçekten kaynak var, kaynaklarımız israf ediliyor.

Hepinize teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum, önergeye destek vermenizi istirham ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Tanal.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisinin aleyhinde ilk söz Çankırı Milletvekili Sayın İdris Şahin’e aittir.

Buyurun Sayın Şahin. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; CHP grup önerisi aleyhinde söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, ceza ve tutukevlerinin fiziki şartları ve orada tutukluluk süresini geçiren mahkûmlar ve tutuklular hakkında böyle bir konunun gündeme getirilmiş olmasını ciddi anlamda önemsiyorum ve bu hususta düşüncelerimi AK PARTİ Grubu adına yüce heyetinize saygıyla arz ediyorum.

Değerli milletvekilleri, bilindiği üzere, cezaevleri, özellikle eve dönüş operasyonlarının gerçekleştiği tarihten sonraki süreç içerisinde, 99 yılının sonunda 2000’li yılların başında başlamak üzere, son günlere değin oldukça güzel fiziki konum ve şartlara kavuşturulmuştur. Yine, burada kalan hükümlü ve tutukluların durumları Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İzleme Kurulları Kanunu’yla, 2001 yılında yürürlüğe giren bir kanunla düzenlemiş ve her yargı çevresinde oluşturulan komisyonlarla, en az otuz beş yaşını ikmal etmiş olmak kaydıyla, tıp, eczacılık, hukuk, kamu yönetimi, sosyoloji, psikoloji, sosyal hizmetler, eğitim bilimleri ve benzeri alanlarda en az dört yıllık yükseköğrenim kurumlarından veya bunlara denkliği kabul edilen yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olmak ve mesleğiyle ilgili olarak kamu kurum ve kuruluşlarında ya da özel sektörde en az on yıl çalışmak kaydıyla; kişisel nitelikleriyle çevresinde dürüst, güvenilir ve ahlaklı olarak tanınmış olmak, herhangi bir siyasi partinin merkez, il veya ilçe teşkilatlarında görevde bulunmamak üzere bir izleme kurulu oluşturulmuştur. Bu izleme kurulu en az iki ayda bir yan yana gelmek suretiyle cezaevinin sıhhi şartları, orada kalan tutuklulara karşı manevi bir işkencenin yapılıp yapılmadığı veyahut da kendi sağlık durumları noktasında herhangi bir şikâyetleri olduğunda revire çıkartılıp çıkartılmadıkları noktasında sürekli olarak izlemelerde bulunmaktadır ve bunlar yapmış oldukları izlemeler sonucunda gördükleri eksiklikleri yörenin cumhuriyet başsavcılığına, Adalet Bakanlığına ve Mecliste İnsan Hakları İnceleme Komisyonuna özellikle raporlar hâlinde sunmaktadırlar.

Özellikle CHP’nin önergesinde ifade etmiş olduğu dört tane cezaeviyle alakalı, Kandıra, Diyarbakır, Silivri ve Tekirdağ cezaevlerindeki durumlarla alakalı olarak da buradan şunu ifade etmek istiyorum: Yurdumuzun her tarafında üç yüz seksen beşi aşkın kapalı cezaevi bulunmaktadır. Burada yaşayan her vatandaşımız bizim için mukaddestir ve kıymetlidir. Zira, bizim siyasetteki temel düsturumuz da “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.” zihniyetidir. Dolayısıyla, ne olursa olsun, özellikle mahkûmiyet hükmü kesinleşmemiş olan her tutuklu sonuç itibarıyla bizim nazarımızda kesinlikle mahkûm olmuş değildir. Yargılaması devam eden tutuklulara, mahkûmiyet hükmü almış olsa dahi insan olarak cezaevinde bulunan vatandaşlarımıza sosyal devletin gerekliliği olan tüm şartları ve hizmetleri sunmakla yükümlüyüz ancak özellikle cezaevlerinin güvenliği açısından değerlendirdiğimiz zaman, değerli meslektaşımız burada çok güzel ifade etti, Sağmalcılar, Bayrampaşa cezaevlerinin, hemen yanı başımızdaki Ulucanlar Cezaevinin, Diyarbakır eski cezaevinin konumlarını hiçbir zaman unutmamamız lazım. Ben Çankırı Milletvekili olarak, iki dönem de baro başkanlığı yapmış bir kardeşiniz olarak, cezaevlerinin ceza avukatlığıyla ekmeğini yiyen bir kardeşiniz olarak çok yakinen takipçisi olan birisiyim ve özellikle de son zamanlarda cezaevlerinin sıhhi şartlarında, orada bulunan mahkûm ve tutuklulardan almış olduğumuz mesajlarda da, çok olumlu gelişmelerin olduğunu memnuniyetle müşahede ediyor ve görüyoruz. Tabii ki bunlar yeterli midir? Elbette ki insan haklarından insanın haberleşme hürriyeti olsun, diğer fiziki şartların, barınma, yeme ihtiyaçlarının tamamının dışarıdaki gibi olmasını beklemek kapalı bir ortamda zaten mümkün değil. Ancak bugün Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden tutun Türkiye’deki örneklere baktığımız zaman da çok fazlasıyla bir sıkıntılı durumla karşılaşmıyoruz.

Önemli olan şu: Elbette ki rahatsızlıkları olan… Özellikle önergede de ifade edilmiş, Silivri Kapalı Cezaevinde hiç kadın mahkûm olmadığı hâlde kadın doğum uzmanının revirde nöbetçi olarak tutulduğu belirtiliyor. Özellikle Sağlık Bakanımızdan istirhamımız, pek çok noktada kadın doğum uzmanlarının olmadığı Anadolu’nun pek çok vilayeti var, bunların öncelikle oralara gönderilmesi hâlinde çok daha uygun olacağını düşünüyoruz. Ben böyle bir tespitin de uygun düşmediğini, zira acil hekimlerinin veya pratisyen hekimlerin cezaevlerinde nöbet tuttuğunu yakinen biliyor ve müşahede ediyorum. Burada sadece bir görüş olarak ifade edilmiş, net bir tespite de varılmadığını zaten önergeden de anlıyoruz. İnşallah, bizlerin arzusu, isteği, her türlü cezaevinde bulunan hem mahkûmlarımıza hem tutuklularımıza insan onuruna yakışır her türlü imkânı milletçe sağlayabilmemiz.

Bu noktada da, ciddi anlamda, gerek Sincan’la -ki karşılaşmış olduğumuz manzaralar- Ulucanlar’ı kıyas ettiğimiz zaman gerekse Diyarbakır’da geçmiş cezaeviyle şimdiki cezaevini mukayese ettiğimizde, sadece Türkiye’nin Diyarbakır, İstanbul ve Ankara’sında değil, her noktasına gittiğimiz zaman gerek açık ceza infaz kurumlarında gerekse tutukluların yoğunlukta bulunduğu cezaevlerinde fiziki şartların son derece iyileştiğini görmüş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.

Değerli milletvekilleri, Saygıdeğer Başkanım; elbette ki, hukuki olan, hukuk zemininde yapılması gereken her türlü çalışmanın AK PARTİ Grubu olarak arkasında olacağımızı ifade etmek istiyorum.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – İnfaz koruma memurları var, infaz.

İDRİS ŞAHİN (Devamla) – Ancak bu kadar önemli bir konuda son derece sığ bir gerekçeyle cezaevindeki durumların Meclis gündemine getirilmiş olmasının şu an itibarıyla öncelikli görüşülecek bir konu olmadığını özellikle buradan ifade etmek istiyorum.

İnfaz koruma memurları açısından da…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Ondan bahsetsene biraz. Hepsi perişan.

İDRİS ŞAHİN (Devamla) - …adalet komisyonlarımıza çok ciddi anlamda bir imkânın verildiği, burada çalışacak olan infaz koruma memurlarının tamamının adalet komisyonlarımızca titizlikle seçilmek suretiyle görevlendirildiği ortada. Elbette ki onların ekonomik imkânlarının da ülkemizin bütçesi de dikkate alınmak suretiyle…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Mesaisi yok, yirmi dört saat görev yapıyorlar, tatilleri yok.

BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu, lütfen…

İDRİS ŞAHİN (Devamla) - …çok daha iyi bir noktaya getirileceğine dair inancımız var. Şunu özellikle ifade etmek istiyorum ki bir zamanlar adliyelerde müsveddelerin arkasına, müsvedde kâğıtlarının, seçim kâğıtlarının arkasına bizler duruşma zabıtları aldığımızı değerli meslektaşlarım çok çok iyi bilirler. Emin olun 2002’den 2012’ye gelinen süreç içerisinde Adalet Bakanlığının yapmış olduğu çalışmaları -Ceza ve Tevfikevleri Genel Müdürlüğü- özellikle iş yurtları bütçesinden yapılmış olan, yurdun her tarafında son derece donanımlı sarayları gördükçe bu ülkenin nereden nereye geldiğini bir seferde anlıyoruz.

Ben burada özellikle fiziki şartlar açısından -işte baroların geldiği nokta- sadece baro pullarından Türkiye’deki sivil toplum kuruluşları olan barolarımızın geldiği ekonomik güç, fiziki şartları da burada ifade etmek istiyorum.

Huzurunuzda, bu imkânı sağlayan öncelikle yüce milletimize, sonrasında istikrarlı yönetimiyle hak ve adalet duygularının ne demek olduğunu ve “Adalet mülkün temelidir.” sözünü ve nişanesini yapmış olduğu saraylarla ve yargı ağında sunmuş olduğu hizmetlerle bu necip millete sunan AK PARTİ Hükûmetine ve onun arkasındaki yüce milletimize bir sefer daha teşekkür ediyorum.

Bu vesileyle CHP grup önerisi aleyhinde olacağımızı ve bu şekilde de oy kullanacağımızı beyan ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Şahin.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisinin lehinde ikinci söz Osmaniye Milletvekili Sayın Hasan Hüseyin Türkoğlu’na aittir.

Buyurun Sayın Türkoğlu. (MHP sıralarından alkışlar)

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, Türk milletinin saygıdeğer milletvekilleri; yaklaşık bir yıl devam eden ve her günü ayrı bir zaferle taçlandırılan Çanakkale savaşlarının 97’nci yıl dönümü münasebetiyle şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Afganistan’da şehit olan 12 askerimize de rahmet, ailelerine sabır diliyorum. İnanıyorum ki Cenabıallah onları cennetinde buluşturacaktır. Onların aziz hatırasına hürmeten, temiz ve saf kanlarıyla sulayarak vatan yaptıkları bu toprakları böldürtmeyeceğimizin, Türk Bayrağı’nı gönderden indirmeyeceğimizin ve Türk milletini parçalatmayacağımızın sözünü vererek onlara olan borcumuzu bir parça ödeyebileceğimizi ifade etmek istiyorum.

Cumhuriyet Halk Partisi tarafından verilen, cezaevlerinin şartlarının, mahkûmların sorunlarının araştırılması için Meclis araştırması açılması hakkındaki önergeyle ilgili olarak sözlerime başlarken 12 Haziranda tecelli eden millî irade kapsamında Türk milletine vekil olan İstanbul Milletvekili Sayın Engin Alan ile başında şapka olmadığı için tilki ve çakal tarafından dövülen tavşan mantığıyla cezaevinde bulunan tüm mazlumları da saygıyla selamlıyorum.

Uzun tutukluluk sürelerinin düzenlendiği CMK maddelerini değiştirmeyen, mağduriyetleri gidermeyen, milletin vekili ve millet iradesinin tecellisi olarak milletvekili seçilen İstanbul Milletvekili Engin Alan ve diğer milletvekillerinin görev yapmasını engelleyen düzenlemeleri ortadan kaldırma iradesini ortaya koymayan Hükûmeti de ayıplıyor ve kınıyorum.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; cezaevlerinin dâhil olduğu sistemin aktörlerinden birisi mahpus, diğeri cezaevi ve bir başkası da cezalandırma rejimidir. Evvela, cezaevlerinin dış korumasının Adalet Bakanlığı personeli yani özel güvenlik tarafından yapılmasının sağlanması önemlidir. Jandarmanın personel yetersizliği bahanesiyle duruşmaya giden mahkûmlara sorun çıkarması çok önemli bir konudur. Bu görevin özel güvenliğe verilmesi önemlidir. Bu konuda var olan kadroların ve yasal düzenlemelerin bir an evvel hayata geçirilmesi gereklidir.

İnfaz sisteminin en önemli unsurlarından bir diğeri de başta infaz memurları olmak üzere tüm görevlilerdir ve bu görevliler ciddi sıkıntılar çekmektedir. Hapis sistemini bir ıslah olarak gören ceza sistemimiz içinde doğal olarak, mahpus edilenle en yakından temas eden ceza infaz memurlarının maddi, manevi ihtiyaçlarının giderilmesi önem arz etmektedir. Dolayısıyla, önce ceza infaz memurlarının sorunlarını konuşmak ve çözmek gereklidir. Bu sorunları bir örnekle anlatmak istiyorum: L tipi bir cezaevinde bir infaz koruma memuru günlük ortalama 18 kilometre yürümektedir, F tipinde bu rakam 12 kilometredir. Mahpus, avukat getir götür toplam 18 kilometre ve yirmi beş yıl çalışan bir infaz koruma memuru bunu hayatının sekiz buçuk yılı boyunca yapmaktadır. Sekiz buçuk yıl boyunca günde 18 kilometre yol ve bizim, Genel Kurul salonuna bile getirebildiğimiz telefon yok, bilgisayar yok. Sekiz buçuk yıl her gün üst araması yapılarak girilen bir iş yeri ve mahpuslarla geçirilen, mahpus gibi yaşanan, geçirilen günler. İstedikleri atla, deve değil.

Emniyet ve güvenlik hizmetleri sınıfına dâhil olmak istiyor ceza infaz koruma memurları ve 5510 sayılı Kanun’un 40’ıncı maddesi çerçevesinde yıpranma hakkı istiyorlar.

Fazla çalışma ücretiyle ilgili, Adalet Bakanlığı diğer çalışanlarıyla beraber fazla çalışma ücretlerinden faydalanmak istiyorlar.

İnfaz kurumları çalışanlarına verilen ücretin görevlerinin zorluk derecesine göre, emeklilerinin de hak ettikleri statüye göre ek göstergelerinin düzenlenerek artırılmasını talep ediyorlar.

6111 sayılı Yasa’yla Adalet Bakanlığı diğer çalışanlarına verilen sendikal örgütlenme hakkını istiyor ceza infaz koruma memurları.

Ayrıca, can güvenliği kapsamında kendilerine görev başındayken verilen silahların emekli olduktan sonra da harçlardan da muaf tutulmak suretiyle devamını istiyorlar.

Ceza infaz kurumlarında çalışan ceza infaz koruma memurlarının sendikal örgütlenmeleri olmadığı için bu konuların tartışıldığı platformlarda, hiç olmazsa kurdukları derneklerin muhatap alınmasını istiyorlar.

Bu sorunlar giderilmeden sağlıklı bir ceza infaz sisteminden bahsetmek mümkün değil. Diğer yandan, öncelikle sisteme dâhil edilen yeni modern cezaevlerinin olması fiziksel sorunları çözememekte. Bugün cezaevlerimizdeki kapasite 80 bin kişilik ama sıkıştırılarak 116 bine çıkarılmış bir rakam fakat tutuklu ve hükümlü sayısı 130 bin civarında. Aradaki farkın ortaya çıkardığı sorunlar şunlar:

Her bir mahpusa yatak verilememekte yani mahpuslar iki üç vardiya şeklinde uyuyabilmektedirler. Yeni yataklar açabilmek için ortak kullanım alanları yatakhaneye çevrilmekte ve alanlar daralmakta. Resim, müzik gibi rehabilite enstrümanları ya azaltılmakta ya da tamamen kaldırılmaktadır. Yemek için ayrılan imkânlar kapasitenin üstünde insana yetmemekte ve kalite iyice düşmektedir. Mahpusların yıkanmaları ise başlı başına bir sorun teşkil etmektedir.

Her vesile ile cumhuriyet döneminin rekorlarından bahseden Hükûmet, bazı rekorlarından da bahsetmelidir. Mesela, Türkiye, Avrupa’nın en fazla cezaevi olan devletlerindendir. Türkiye, Avrupa’nın en fazla mahpus sayısı olan devletlerindendir. Türkiye, Avrupa’nın en fazla tutukluluk süresi yaşatan bir ceza rejimine sahiptir. 2002’de 59 bin civarında olan mahpus ve bu rakamın ancak yüzde 15’i tutuklu olan Türkiye’de, bugün itibarıyla, 130 binin üzerinde mahpus ve bunun yüzde 50’ye yakını tutukludur. Bu korkunç rakamların sebebi, on yıldır devleti yöneten AKP hükûmetleridir. Geride bıraktığımız dokuz yılı aşan sürede AKP’nin yargıyı ele geçirme, yönlendirme ve yönetme ihtirası bu tablonun temel sebebidir.

Yargı kavramı, artık, zihinlerde adalet, tarafsızlık, eşitlik hissi uyandırmamaktadır. Yargı, artık, zihinlerde AKP’nin emrinde, onun bir parçası ve AKP gibi düşünmeyenler için bir korku hissi uyandırmaktadır. AKP, bir dönem emrinde olmadığı için çamur attığı, en ağır eleştirileri yönelttiği, hatta mezheplerin yönettiğini ifade ettiği yargıya, 12 Eylül 2010 Anayasa referandumundan ve ona bağlı yasaların çıkarılıp uygulanmasından sonra toz kondurmamaya başlamıştır. Sincan’da dedelerin hâkim ataması yaptığı ifade edilmiş, yeni düzenlemelerden sonra uygun hâkimlerin, savcıların özel davalara atanması temin edilerek güya sorun çözülmüştür. Zaman zaman bizlere de “Siz neden kendi yargınızın peşinde koşturmuyorsunuz?” diyenler de var, yok değil. Bizler, Türk milleti adına karar verenlerin, ne mezhepçilerin ne siyasetçilerin ne de cemaatçilerin, sadece ve sadece Türk milletinin hâkim  ve savcısı olmasından yanayız.

Yargıya bu kadar hevesli, ihtiraslı olma arzusu AKP’ye avantajlar da sağlamıştır. Mesela kayıp trilyon davası gayet güzel sonuçlanmıştır. Mesela saf ve temiz Müslümanların sadaka, fitre, zekât ve kurban paraları ile kendilerine televizyon kanalı kuran, gemi alan, siyaset yapan dolandırıcılar kollanıp korunabilmişlerdir. Mesela domuz bağıyla insanları katledenler ıslık çalarak mapushanelerden çıkıp gidebilmiştir. Suikast davası bahanesiyle kozmik odalar deşifre edilebilmiştir. AKP bürokrat ve siyasetçilerini sıkıntıya sokabilecek davalar nedense zaman aşımına uğramıştır. Bölücübaşının örgütünü İmralı’dan yönetmesine müsaade edilmiştir. “Terörle müzakeremiz var, hele şu KCK’yı birkaç yıl gündeme getirmeyelim.” denilebilmiştir. Yargıya “İstikamet Habur, marş marş!” denilerek mobil mahkemeler kurulabilmiştir. Şike soruşturması seçimlerde AKP’ye zarar vermesin diye seçim sonrasına bırakılabilmiştir. AKP’li olmayan belediyeler üzerinde yargı aracılığıyla operasyonlar yapılmış, âdeta 2014 mahallî seçimlerinin altyapısı hazırlanabilmiştir.

Yargıyı HSYK üzerinden hizaya getirdiniz. Bürokrasi, akademi, üniversite ve yargı, her yeri ele geçirdiniz. Artık Bavyera’daki zalimlerden kaçıp Berlin’de sığınacak hâkim de yok. Savcı unvanının önüne “cumhuriyet” kelimesini ekleyen Mahmut Esat Bozkurt’un mezarda kemikleri sızım sızım sızlıyor. Siz iktidara gelirken Fırat’ın kenarında otlayan kuzunun sorumluluğundan bahsediyordunuz. Şimdi o kuzu düşüncelerinden dolayı tutuklu. O sürüdeki çoban köpeği örgütten dolayı tutuklu, pençeleri olduğu için silahlı örgütten dolayı tutuklu. Çoban ise örgüte yardım ve yataklıktan tutuklu. Ahali korku imparatorluğu içinde kıvranıp duruyor. Sürüye saldıran çakallar ise sizden çok memnunlar, ne zaman vereceğinizi bekliyorlar.

Bu vesile ile Cumhuriyet Halk Partisinin araştırma önergesi lehinde olacağımızı ifade eder, yüce Türk milletinin milletvekillerini saygıyla selamlarım. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Türkoğlu.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisinin aleyhinde son söz Yozgat Milletvekili Sayın Yusuf Başer’e aittir.

Buyurun Sayın Başer. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

YUSUF BAŞER (Yozgat) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, Afganistan’da şehit olan 12 askerimize Allah’tan rahmet diliyor, kederli ailelerine ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum.

Değerli milletvekilleri, cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin şartlarıyla ilgili olarak CHP Grubu tarafından verilen grup önerisinin aleyhine söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisimizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, ülkemizde, 15/12/2011 tarihi itibariyle 377 ceza infaz ve kurum evi bulunmakta ve bu kurum evlerinden 121.804 kişi faydalanmaktadır.

Ceza infaz kurumu ve tutukevi sayısının, işletim maliyetinin düşürülmesi, hizmette kalite, çağdaş infaz anlayışı doğrultusunda hızla azaltılması amaçlanmış, bu amaç çerçevesinde ülkemizde uluslararası normlara uymayan ve fiziki şartları ve kapasitesi itibarıyla eğitim ve iyileştirmenin kısıtlı yapıldığı veyahut hiç yapılamadığı küçük ilçelerde bulunan ceza infaz kurumları 2006 yılından itibaren kapatılmış ve toplam 118 cezaevi kapatılmıştır.

AK PARTİ hükûmetleri, çağdaş anlayışa uygun olarak yeni ceza infaz kurumlarının yapımını hedeflemiş, bu çerçevede Adalet Bakanlığınca 2006 yılından itibaren bir çalışma başlatılmış, sağlıklı, güvenlikli, mekanik ve elektronik donanımlı ve rehabilitasyon işlemlerine elverişli yeni ceza ve infaz kurumu projeleri gerçekleştirilmiş, başta büyük şehirler olmak üzere son altı yılda 53 adet ceza infaz kurumu yapılmış ve 42.142 kapasiteli ceza infaz kurumu hizmete açılmıştır.

5275 sayılı  Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 18’inci maddesi uyarınca akıl hastalığı dışında ruhsal rahatsızlıkları bulunan hükümlüler için Türkiye'nin değişik yerlerindeki ceza infaz kurumlarında üniteler açılmıştır ve 2009 yılında faaliyete geçmiştir.

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’a göre ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin kurallar, hükümlülerin dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet farkına bakılmaksızın, felsefi inanç ve düşüncelerine bakılmaksızın, siyasî ve ideolojik düşüncelerine  bakılmaksızın, ekonomik güçleri ve toplumsal sınıflarına bakılmaksızın, hiçbir kimseye ayrıcalık yapılmaksızın bilaistisna uygulanmaktadır.

Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı ile ulaşılmak istenilen temel amaç, öncelikle genel ve özel önlemeyi sağlamak, bu maksatla hükümlünün yeniden suç işlemesini engelleyici etkenleri güçlendirmek, toplumu suça karşı korumak, hükümlünün yeniden sosyalleşmesini teşvik etmek,  üretken,  kanunlara, nizamlara ve toplumsal kurallara saygılı, sorumluluk taşıyan yeni bireyler kazanmak amaçlanmıştır.

Ceza infaz kurumlarında hükümlülerin düzenli bir yaşam sürdürmeleri sağlanmış, hürriyeti bağlayıcı cezanın zorunlu kıldığı hürriyetten yoksunluk, insan onuruna saygının  korunmasını sağlayan maddî ve manevî koşullar altında çekilir hale getirilmiştir.

Cezanın infazında adalet esaslarına uygun hareket edilmiştir. Bu maksatla ceza infaz kurumları, kanun, tüzük ve yönetmeliklerin verdiği yetkilere dayanarak nitelikli elemanlarca denetlenmiştir.

Huzurlarınızda ceza ve infaz kurumlarında ceza izleme kurulu üyeliği yapan, aynı zamanda Yozgat’ta üç dönem Baro Başkanlığı yapan bir kardeşiniz olarak sesleniyorum ki, 2001 yılında yürürlüğe giren 4681 Sayılı   Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İzleme Kurulları Kanunu’na uygun olarak yürürlükteki mevzuat ve ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle belirlenen ilkeler çerçevesinde ceza infaz kurumları ve tutukevlerinin yönetim, işleyiş ve uygulamalarını yerinde görmek, yerinde denetlemek, bilgi almak ve eksikleri gidermek ve rapor hâline getirmek üzere ve ilgili, yetkili mercilere sunmak üzere ceza infaz kurumları ve tutukevlerine ilişkin olarak kurullar kurulmuştur. Bu izleme kurulları başkanla beraber 5 kişiden oluşmakta ve bu 5 kişi içerisinde kadınların da bulunması zorunlu hâle getirilmiştir.

Değerli milletvekilleri, ceza izleme kurullarına seçilecek şahıslarla ilgili olarak devlet memurluğunda öngörülen şartlar dışında ayrıca şartlar getirilmiş ve bu kişiler çevresinde dürüst, güvenilir, ahlaklı olarak tanınmış kişiler arasından seçilmiştir.  

Cezaevi izleme kurulu, infaz kurumları ve tutukevlerindeki infaz ve ıslah uygulamalarına ilişkin işlem ve faaliyetleri yerinde görmek, incelemek, yönetici ve görevlilerden bilgi almak, hükümlü ve tutukluları bizzat  dinlemesi gerekiyordu ve bu görevler, bu kurullar tarafından bihakkın yerine getirilmektedir. Ceza infaz kurumları ve tutukevleriyle ilgili tespitlerini ve aldıkları bilgileri değerlendirmek üzere dört ayda bir rapor tanzim etmekte bu kurul ve bu kurul raporlarını hem Adalet Bakanlığına hem Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyelerine, komisyon başkanlıklarına, yine bağlı bulundukları cumhuriyet başsavcılıklarına ve eğer incelemeler neticesi bir suç sabit olmuşsa bununla ilgili olarak da bağlı bulundukları  ceza infaz hâkimliklerine bu raporlar tanzim edilmektedir. 

Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ İktidarıyla birlikte cezaevlerindeki koğuş sistemi kaldırılmış, koğuşlardaki ağalık ve haraç verme sistemine son verilmiş, koğuşlarda 1, 3, 5, 8 kişilik sisteme geçilmiştir. Cezaevlerindeki giriş ve çıkışlar güvenli hâle getirilmiş, cezaevlerinden kaçışlar önlenmiştir. Geçmiş dönemlerde televizyon ekranlarında hayretle izlemiş olduğumuz cep telefonları, uyuşturucu maddelerin cezaevlerine girişine son verilmiş, cezaevleri güvenli hâle getirilmiştir. Cezaevlerinde yiyecek içecek, giyim, sıcak su, sportif alanlar, kütüphane ve insani hizmetlerin standardı geliştirilmiş ve kalitesi artırılmıştır. Cezaevlerine ambulans, doktor, hemşire, psikolog, din görevlisi, pedagog, sosyal çalışmacı, usta öğreticiler ve öğretmenler görevlendirilmiş, tutuklu ve hükümlülere meslek edinme imkânları sağlanmıştır.

Ceza infaz mevzuatı uluslararası standarda kavuşturulmuş, cezaevlerinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin aramış olduğu standartlar yakalanmış, denetimde serbestlik sistemi getirilmek suretiyle yeni bir sistem kurulmuştur.

Cezaevi sorunları AK PARTİ İktidarıyla birlikte ülke gündeminden çıkarılmıştır. Yetişkin, çocuk hükümlü ve tutuklulara uygulanan psikososyal ve destek programları yapılmaktadır.

 Yine, milletvekili bulunduğum Yozgat Cezaevinde faaliyet gösteren hükümlü ve tutuklular Türk Hava Kuvvetlerinin parkalarını yapmakta, nevresim takımları yapmakta ve cezaevinde bulunduğu süre içerisinde bu insanlarımıza cezaevinden çıktıktan sonra rahat bir şekilde, insan onuruna yaraşır bir şekilde hayatlarını idame edebilmesi için mesleki, teknik eğitim faaliyetleri gösterilmekte ve bu insanlar cezaevlerinden çıktıkları zaman da ellerinde bir meslek edinir hâle getirilmiş bulunmaktadır.

Tutuklu ve hükümlülere de AK PARTİ İktidarı toplumun tüm kesimlerine olduğu gibi “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” anlayışıyla hareket etmekte. Herkes için adalet diyoruz.

Bu vesileyle CHP Grubu tarafından verilen önerinin aleyhinde olduğumu belirtiyor, yüce heyetinizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Başer.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisini…

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Karar yeter sayısı istiyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Karar yeter sayısı arayacağım.

…oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı yoktur.

Birleşime on dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati: 17.42
 

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 17.56

BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER

KÂTİP ÜYELER: Fatih ŞAHİN (Ankara), Muhammet Bilal MACİT (İstanbul)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 80’inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisinin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.

Şimdi öneriyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır.

Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun, İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

3.- Gündemdeki sıralama ile Genel Kurulun 20 Mart 2012 Salı günkü birleşiminde sözlü soruların görüşülmemesi, 27 Mart 2012 Salı günkü birleşiminde 178 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışmalarına devam etmesine ilişkin AK PARTİ Grubu önerisi

                                                                                                                20/3/2012

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulu 20.03.2012 Salı günü (bugün) toplamadığından, İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince, Grubumuzun aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.

                                                                                                             Ahmet Aydın

                                                                                                                Adıyaman

                                                                                              AK PARTİ Grup Başkan Vekili

Öneri:

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” Kısmında yer alan 194, 74, 77 ve 139 sıra sayılı kanun tasarı ve tekliflerinin bu kısmın 3, 11, 12 ve 13 üncü sıralarına alınması ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesi,

Genel Kurulun;

20 Mart 2012 Salı günkü (bugün) birleşiminde, sözlü soruların görüşülmemesi,

27 Mart 2012 Salı günkü birleşiminde 178 sıra sayılı kanun tasarısının görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışmalara devam edilmesi,

Önerilmiştir.

BAŞKAN – Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu önerisinin lehinde ilk söz, Bolu Milletvekili Sayın Ali Ercoşkun’a aittir.

Buyurun Sayın Ercoşkun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ALİ ERCOŞKUN (Bolu) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; grup önerimiz hakkında söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlarken başta Çanakkale’de olmak üzere vatanımızda ve dünyanın her köşesinde vatanımızı kahramanca temsil ederken şehit olan askerlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, milletimizin başı sağ olsun.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle sayın bakanlarımızın şehitlerimiz için düzenlenen törenler ile komşu ülke Bulgaristan Başbakanının Ankara’daki bazı programlara katılımlarından dolayı bugün sözlü soruların görüşülmemesini, bununla beraber yap-işlet-devret ile ilgili 194 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin, yatırımların kamuya dönüş sürecinin kısaltılmasında ve KDV ile ilgili düzenlemelerin rekabetçi ortamda borçlanma maliyetlerinin azalmasına sebep olacağından bu kanun teklifinin gündemin 3’üncü sırasına alınmasını öneriyoruz. Ayrıca, uluslararası kara yolu taşımacılığı açısından 74, 77 ve 139 sıra sayılı kanun tasarılarının bir an önce onaylanması ülkemizin uluslararası rekabet gücünü artıracağından, 74 sıra sayılı Uluslararası Karayolu Taşımacılığına İlişkin Sınır Geçiş İşlemlerinin Kolaylaştırılması Başlıklı 8 Numaralı Ekin Onaylanması, 77 sıra sayılı tasarı ile Bozulabilir Gıda Maddelerinin Uluslararası Taşımacılığı ve Bu Taşımacılık Faaliyetlerinde Kullanılacak Özel Ekipmana İlişkin Anlaşmaya Katılmamız ve 139 sıra sayılı tasarı ile Karayolu Trafiği Konvansiyonu ile Bu Konvansiyonu Tamamlayıcı Avrupa Anlaşmasına Katılmamız, uluslararası nakliye sektörünün -ki Türkiye'yi ve özellikle Bolu’daki nakliyecileri direkt ilgilendiren bir konudur- acil ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Bu sebeple, bu tasarıların gündemin 11, 12 ve 13’üncü sıralarına alınmasını ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesini öneriyoruz.

Değerli milletvekilleri, 27 Mart, haftaya salı günü ise 178 sıra sayılı uluslararası sözleşmenin bitimine kadar çalışmalara devam edilmesini öneriyoruz.

Bu vesileyle yüce heyetinizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum. Gündemimizin bu şekilde değerlendirilmesini yüce heyetin takdirlerine arz ediyorum.

Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu önerisinin aleyhinde ilk söz, Mersin Milletvekili Sayın Mehmet Şandır’a aittir.

Buyurun Sayın Şandır. (MHP sıralarından alkışlar)

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün, salı günü, Genel Kurulumuzun gündeminin belirlendiği gün. Gönül arzu ederdi ki, birlikte çalışacağımız gündemi uzlaşarak birlikte belirleseydik daha iyi olurdu ama çok uzun zamandan bu yana maalesef bu uzlaşma zeminini Genel Kurulumuz, siyasi partilerimiz, gruplarımız kaybetmiş bulunmaktadır.

Şu ana kadar görüşülen iki tane gündem önerisi, Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerinin oylarıyla reddedilmiştir. Şimdi iktidar partisi grubunun önerisini görüşmekteyiz. Her defasında olduğu gibi, iktidar partisi grup yönetimleri, bu defa yine bir uzlaşma aramadan, kendi kararlarıyla huzurunuza bir teklif getirdiler. Söyledikleri şey, 194, 74, 77 ve 139 sıra sayılı kanunların gündemin 3’üncü, 11’inci, 12’nci ve 13’üncü bölümüne alınmasıdır. Çalışma saatlerini değiştirmiyor ama 27 Mart 2012 Salı günü 178 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerinin tamamlanmasına kadar yani bitimine kadar diye bir öneri getiriyor, oylarınızla kabul edilecek. Gündem kitapçığına baktığınız takdirde, 178 sıra sayılı Kanun bugünkü düzenlemeyle bile 7’nci sırada. Dolayısıyla “Bir günde en az beş kanunun bitimine kadar çalışacaksınız.” deniliyor.

Bir başka öneri daha var. Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerine genel merkez veya grup başkanlığı tarafından gönderilen yazıda, 27 Mart ile 5 Nisan arasında -zannediyorum- 400 maddeye yakın veya en az 300 maddelik yedi, sekiz kanunun bitimini talimatlıyor; tartışmalı tüm kanunlar, 4+4+4; 2/B Yasası, Toplu İş Sözleşmesi Yasası, Sendika Yasası ve diğerleri.

Yani değerli milletvekilleri, Genel Kurul kendi gündemine hâkim olmak durumunda, kendi kararıyla, kendi inisiyatifiyle çalışmanın saatlerini ve sıralamasını belirlemek durumunda ama bir yerlerden öyle talimatlar geliyor ki, “Şu kanunları bitimine kadar çalışıp bitireceksiniz, ondan sonra gideceksiniz.” Bu tavrın, bu Genel Kurula yakışmadığını her defasında söylüyoruz. Bizler burada toplumun sorunlarının çözümü için ortak aklı üretmekle görevliyiz, iktidarı ve muhalefeti. Kendi gündemini uzlaşarak çözemeyen bir Genel Kurul, bir Meclis, bir siyaset kurumu bu ülkenin sorunlarını nasıl çözecek?

Takdir sizin değerli iktidar partisi grubu milletvekilleri. Ben inanıyorum ki bu hafta içinde veya önümüzdeki haftanın başında, bugün teklif ettiğiniz bu gündem de değişecektir, bir yerlerden bir şeyler söylenecektir, yeni bir kanun, farklı bir çalışma düzeni, yine bitimine kadar usulle, yine Meclisimizin, Genel Kurulun çalışma saatleri ve şekli yeniden belirlenecektir. Bu çalışma şeklinin faydalı olmadığını, doğru olmadığını, bu Genel Kurulun şahsiyetine yakışmadığını tekrar ifade ediyorum.

Muhalefet partisi olarak, Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz her defasında şunu söylüyoruz: Evet, iktidar olarak siz programınız veya millete verdiğiniz sözler doğrultusunda burada gündem belirleme yetkisine, takdirine sahipsiniz. Ülkenin sorunlarının çözümü için hangi hukukun çıkartılması gerekiyorsa, kurulması gerekiyorsa bu sizin sorumluluğunuzda, bunların görüşülmesinin, sıra sayısının belirlenmesi yetkisi de size ait. Ama ben her defasında söylüyorum, buranın gündemi milletin gündemi olmak mecburiyetinde. Buranın gündemi birilerinin ihtiyacına, öfkesine dayalı bir gündem olursa bu hak olmaz, bu doğru olmaz, bu millete saygı olmaz. Milletin sorunlarının çözümü noktasında hukuk kurmak mecburiyetinde olan Türkiye Büyük Millet Meclisi, birilerinin öfkesinin veya birilerinin talebinin doğrultusunda eğer hukuk kurmaya kalkar, buna dayalı gündem belirlemeye kalkarsa bu şık olmaz, bu doğru olmaz, bu hak olmaz.

Değerli arkadaşlar, bakınız Sendika Yasası bekliyor. 2012 yılı başlayalı üç ayı doldurmak üzere. Devletin tüm çalışanları, memurları, memurların emeklileri, şehit yakınları, efendim, dul ve yetimleri,  memurların, emeklilerin dul ve yetimleri, muhtarlar, korucular, 4/C’liler 2012 yılı maaş zammını alamadılar. Belki de cumhuriyet tarihinde ilk defa oluyor. Niye? Çünkü bir Anayasa değişikliği yaptınız. Bu Anayasa değişikliğinin gereği kanunu çıkarmanız lazım ama attınız, alt komisyonda bekliyor, itiraz ettik, şimdi orada görüşmeleri tamamlayıp üst komisyonda görüşüyorsunuz. Devlet olarak, iktidar olarak siz 2012 yılı başlar başlamaz tüm alanlarda zamları yaptınız ama çalışanların maaş zammını vermediniz.

Değerli milletvekilleri, gerçekten bu sözü tekrarlamakta fayda görüyorum: “Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir.” Eyvallah. Ama bu egemenliğin kullanıldığı devletin meşru olabilmesi için, bu devletin ebet müddet olabilmesi için “Adalet mülkün temelidir.” bunu da kafamıza yerleştirmemiz lazım ve bana göre şu karşı sütuna yazmamız lazım.

Eğer siz iktidar olarak, devlet olarak, siyaset olarak yaptığınız uygulamalarda adaleti temin etmiyorsanız bu devletin meşruiyeti tartışılır, bu Meclisin meşruiyeti tartışılır. Kendiniz, devlet olarak zammı yapıyorsunuz, çalışanınızın zammını vermiyorsunuz.

4/C’li çalışanlar, gerek özelleştirmeden gelen… Ayrım yapmak doğru olmaz belki ama her defasında itiraz ediyorsunuz “4/C’lilere biz hakkını verdik.” Verdiniz de özelleştirmeden gelmeyen 4/C’liler var, devlette çalıştırıyorsunuz. Bunların ücret politikası, ücret sistemi adaletli mi? İçinizde çok sayılı hukukçular var. Aynı işi yapan iki insan, biri x alıyorsa diğeri x+x alıyor. Bu adaletli mi arkadaşlar? “Gelin bunu düzeltelim.” diyoruz, düzeltmiyorsunuz.

Yargı çok önemli yani bu konuda söylenecek çok söz var. Yargı çok önemli, yargının bağımsızlığını, yargının uygulamalarında eğer bu toplumda bir adalet duygusu geliştiremiyorsak, yargının, hukukun üstünlüğünü, bunun güvencesini duyamıyorsa bu toplum birlikte yaşama iradesini kaybeder.

Şimdi seçilmiş milletvekilleri, bir şekilde içerde tutuluyor. Milletin iradesi bugün hapiste. “Gelin, bunu düzeltelim.” diyoruz. Yakışmıyor. Demokrasiden bahsedeceksek, hele ki ileri demokrasiden bahsedeceksek, milletin iradesiyle seçilmiş milletvekillerinin haklarında yargının bir hükmü olmadığı sürece, suçsuzluk karinesine uyarak, evrensel hukuk değerlerine uyarak, buraya gelip aramızda bulunmaları gerekmiyor mu? Vazgeçtik aramızda bulunmalarından, içeride bulunan milletvekillerinin anası ölüyor, babası ölüyor; cenazesine katılamıyor.

“Sayın Kubat’ın bu yönde vermiş olduğu Kanun Teklifi’ni gelin, görüşelim.” dedik. “Mehmet Haberal Kanunu” olarak topluma mal olan bu kanun, maalesef kimin öfkesine kurban gitti bilmiyorum. Yani adına basın “Mehmet Haberal Kanunu” dedi diye mi geriye çektiniz? Anlamakta zorlanıyorum. Getirin o kanunu, çıkartalım. Şu yargının üzerinde, şu millî iradenin üzerindeki şu utanç gölgesini ortadan kaldıralım. Yapmıyorsunuz. Birileri öfkeleniyor, birileri kızıyor, birileri talimat veriyor “Çıkacak bu kanun” diye, gündemi ona göre belirliyorsunuz.

Değerli arkadaşlar, burası hiç kimsenin -yani “maraba” derler bizim orada- esiri değil, emir kulu değil. Milletvekilleri şahsiyetli, haysiyetli insanlar; bu milletin temsilcileri. Bu milletin sorunlarını çözmek noktasında kendi iradeleriyle kendi gündemlerini belirlemek mecburiyetinde.

Bu sebeple biz, Adalet ve Kalkınma Partisinin getirdiği bu gündemi, yarın değiştireceğiniz için, çok ciddi ve samimi bulmadığımızdan hayır oyu vereceğiz.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Şandır.

Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu önerisinin lehinde ikinci söz, Adıyaman Milletvekili Sayın Ahmet Aydın’a aittir.

Buyurun Sayın Aydın. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AHMET AYDIN (Adıyaman) -  Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, bugün Meclis parti grupları olarak toplanamadığımız için İç Tüzük 19 gereği diğer grupların getirdiği şekilde biz de bir grup önerisi getirdik.

Tabii, değerli arkadaşlar, öncelikle şunu ifade etmek isterim ki, Meclis kendi gündemine hâkimdir, Genel Kurul kendi gündemine hâkimdir ve biz bu gündemi belirlerken de sadece birtakım arzularımızı, isteklerimizi tatmin etmek üzere değil de milletin gündeminde olan meseleleri Genel Kurul gündemine getirmek ve buradan da yasalaştırmak suretiyle halkımıza daha iyi bir hizmet yapmak maksadıyla getiriyoruz.

SADİR DURMAZ (Yozgat) – Kentsel dönüşüm ne oldu?

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) – Dün değildi de bugün mü böyle yani?

AHMET AYDIN (Devamla) – Milletin sorunları ne ise bizim sorunlarımız da odur. Bu millet neyi dert etmişse, neyi dert edinmişse bizim derdimiz de odur. Dolayısıyla, milletin derdi bizim derdimiz olduğuna göre, bu sorunların, bu dertlerin çözüme kavuşması adına da gerekli olan gündemleri getirmek hakkına sahibiz ve burada bunları hep birlikte yasalaştırmak durumundayız.

Değerli arkadaşlar, tabii birçok konu ifade edildi. Şimdi biz “Yatırım projelerini hızlandıralım.” diyoruz. İşte, İstanbul’a üçüncü köprü yapalım, büyük büyük yatırımlar yapalım, yollar yapalım, Türkiye’ye, İstanbul’a Kanal İstanbul Projesi gibi şaheserler kazandıralım diye birçok yatırım projelerine öncülük ediyoruz, yapmaya çalışıyoruz. Tabii bunu yapmak üzere de birtakım kanuni düzenlemelere de ihtiyaç var ve bu manada, 194 sayılı, yap- -işlet-devret kapsamında yatırım projelerine destek sağlamak üzere getirilen teklifi gündemin ön sıralarına alıyoruz, 3’üncü sırasına alıyoruz ve dolayısıyla bugünden başlamak üzere hedefimiz, öncelikle bunu çıkarıp bununla birlikte çok ciddi yatırım projelerine destek olmak.

Yine aynı şekilde, işte “Halkımızın talepleri, dertleri.” diyoruz ya, bakın, Uluslararası Nakliyeciler Derneği var ve bu dernek, hem grubumuza mensup olan arkadaşlarımızı, komisyon üyelerimizi ziyaret etmişler hem de diğer gruplara mensup olan komisyon üyelerini ziyaret etmişler. Aslında, bu manada, komisyon üyelerimizin de bir talebi oldu, dediler ki: “Uluslararası kara yolu taşımacılığında rekabet gücümüzü artırmak üzere üç tane uluslararası sözleşmemiz var ve bu sözleşmeyi bizim bir an önce gerçekleştirmemiz lazım.” Ne yapıyoruz biz de bunu? Hem komisyonumuzun talebi hem de Uluslararası Nakliyeciler Derneğinin talebi olarak bunu öne alıyoruz. Bu tür uluslararası sözleşmeleri öne alıyoruz ki uluslararası kara yolu taşımacılığında rekabet gücümüz daha da artsın.

Yine değerli arkadaşlar, tabii, bugün sözlü sorular konusunda -biz daha önce grup başkan vekilleri arkadaşlarımızla da görüşmüştük- Başbakan Yardımcımız Sayın Bekir Bozdağ konuşacak idi. Ancak Bulgaristan Başbakanı ve kabinenin önemli isimleri büyük oranda burada oldukları için, değerli arkadaşlar, bu toplantıda da onların bulunması gerekiyordu; dolayısıyla bugün o sözlü soruları da görüşme imkânımız olmadı.

Yine, aynı şekilde, daha önceden ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcımızın da talebi olmuştu. Çünkü Kalkınma Bankamızla ilgili birkaç tane uluslararası sözleşmenin çıkması gerekiyordu ve bu uluslararası sözleşmeleri gündemin ön sıralarına getirdik ve bu uluslararası sözleşmeler abartıldığı kadar çok sayıda da değil. Ancak daha önce, sizler de şahitsinizdir ki, bizim günde belki 30, 40 tane uluslararası sözleşmeyi, hatta 50, 60 tane uluslararası sözleşmeyi geçirdiğimiz günler oldu. Burada 5 tane, gündemde olan uluslararası sözleşme var, bir 3 tanesini de gündemin ön sıralarına alıyoruz, toplamda 8 tane uluslararası sözleşme ve bunların da bir kısmını bu hafta bitirebilirsek ne mutlu bize. Hedefimiz, halkımızın gündeminde olan sorunları bir bir çözmek.

Yine 4/C’lilerle alakalı olsun, diğer konularla alakalı olsun, tabii, şunu söylemek istiyorum: “Âyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.” İktidara geldiğimizde bu özelleştirmeler nedeniyle insanlar soluğu sokakta alıyordu ve biz 90’dan, 92’den beri tüm özelleştirmelerde sokağa bırakılan vatandaşlarımızı -belki tatmin etmeyebilir ama- 4/C kapsamına aldık. 4/C kapsamında da geçtiğimiz sene itibarıyla yine kısmi düzeltmeler yaptık, yine imkânlar ölçüsünde de düzeltmelerin yapılmasını bizler de arzu ediyoruz.

Değerli arkadaşlar, yine, tabii değinildiği için, seçilmiş milletvekilleriyle alakalı bir hukuksuz… Tabii, bizler de, hiçbirimiz de bir milletvekilinin içeride olmasını arzu etmeyiz, gönlümüz el vermez. Yalnız, yargı sürecine de bizim burada müdahale etmemiz Anayasa 138 gereği mümkün değil.

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) – Keşke onlar da MİT’çi olsaydı, onlara da yasa çıkarırdınız.

BAŞKAN – Sayın Türkoğlu, lütfen…

AHMET AYDIN (Devamla) – İkincisi: Bunlar seçildikten sonra içeri girmedi. Bakın çok önemli, altını çizmek istiyorum. Bu arkadaşlarımız, seçildikten sonra, milletvekili olduktan sonra içeri girmediler. Bu arkadaşlarımız, zaten tutuklu arkadaşlardı ama parti grupları “Bunları milletvekili yapmak suretiyle acaba salıverebilir miyiz?” gibi bir düşünceye kapıldılar. Olabilir, olmayabilir.

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) – Sen nasıl hukukçusun ya, tutuklamanın ne olduğunu bilmiyor musun?

BAŞKAN – Sayın Türkoğlu, lütfen…

AHMET AYDIN (Devamla) – O günlerde de sorulduğunda bir partinin genel başkanı “Biz yargının takdirine saygı duyarız.” demişti.

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) – Emekli adamı tutukluyorsunuz be, sanki delilleri karartacak.

BAŞKAN – Sayın Türkoğlu, lütfen…

AHMET AYDIN (Devamla) – Değerli arkadaşlar, yargının takdirine hepimizin saygı göstermesi gerekiyor ve bu manada da zaten bizim arzumuz değil. Bu konuda ilişkilendirilmemesi lazım bizimle.

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) – Yurt dışından gelen adamı kaçma şüphesi var diye tutukluyorsunuz.

BAŞKAN – Sayın Türkoğlu, lütfen…

AHMET AYDIN (Devamla) – Ve şunu ifade etmek istiyorum, çünkü konu biraz da çarpıtıldığı için: Milletvekili olduktan sonra, seçildikten sonra içeride tutulmuş gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Peki, bu arkadaşlarımızı tutukluyken aday ettiniz; iyi, güzel; seçildiler, milletvekili oldular ama bunların salıverilip verilmemesi konusunda ne bizim ne sizin şu süreçte yargıya yapacağı bir müdahale söz konusu olabilir mi? Olamaz.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Daha suçlarını bilmiyorlar, suçlarını!

AHMET AYDIN (Devamla) – Bunun takdirini, bu arkadaşları aday ederken sizlerin yapmanız gerekmez miydi? Doğal olarak sizin yapmanız gerekiyordu ve sorulduğunda da “Evet, biz seçtik, aday ettik, milletvekili olurlarsa, seçilirlerse yargı ne karar verirse ona da rıza gösteririz.” demiştiniz.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Suçsuz adamı içerde bekletmenin gereği var mı?

AHMET AYDIN (Devamla) – Yine değerli arkadaşlar, tabii gündemimizde olan birçok konu var ve biz gündem değişikliğini hâliyle yapabiliriz de. Şu manada diyorum: Şu anda komisyonlarda görüşülen önemli konular var. Takdir edersiniz ki, komisyonlardaki görüşmeler bitmeden, müzakereler bitmeden, olay rapora bağlanıp dağıtılmadan onları gündeme almamız söz konusu değil. Bahsettiğiniz birçok tasarı ve teklif zaten şu anda komisyonda görüşülüyor. Önümüzdeki hafta da olabilir, komisyonda görüşülen konular rapora bağlandıktan sonra, dağıtımı yapıldıktan sonra, kırmızı bültene alındıktan sonra, bizler, pekâlâ halkımızın gündeminde olan bu meseleleri yine Genel Kurulun gündemine getireceğiz ve burada da halkımız için önemli olan, acil bekleyen sorunların çözümü noktasında da el birliğiyle gayret göstereceğiz diyorum.

Tekrar hepinizi saygıyla selamlıyor, teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Aydın.

Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu önerisinin aleyhinde son söz İstanbul Milletvekili Sayın Müslim Sarı’ya aittir.

Buyurun Sayın Sarı.

Sayın Müslim Sarı yok mu?

KAMER GENÇ (Tunceli) – Efendim, yoksa ben konuşayım.

BAŞKAN – Buyurun.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Efendim, devir yapılmadan olabilir mi?

KAMER GENÇ (Tunceli) – Ne devri ya?

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Devir yapılmadan olamaz.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır, efendim; yoksa ben söz istiyorum.

BAŞKAN – Bir saniye… Bir saniye…

Sayın Tarhan, Sayın Sarı konuşacaktı, yerinde yok.

MÜSLİM SARI (İstanbul) – Devrediyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Devrettiniz, tamam. Yani prosedürü tamamlıyoruz.

Buyurunuz.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın milletvekilleri, AKP, hayal âleminde yaşayan bir parti; daha bir şey dağıtmışlar, milletvekillerine bir gündemi belirlemişler, arkasına diyor ki: “4+4+4’ün önümüzdeki salıya kadar çıkması.” diyor, gösterdiğiniz gündem maddesinde var.

Şimdi, arkadaşlar, burası Türkiye Büyük Millet Meclisidir, burada kanunların enine boyuna tartışılması lazım. Burada enine boyuna tartışılmadan, siz, şimdi… Parlamentoyu kapattınız.

Bakın, geçen gün Millî Eğitim Komisyonunda yaptığınız olay şu: 150 tane milletvekilini getirttiniz, 100 tanesini Komisyonun önüne dizdiniz, 50 tanesi de -millet bilsin bunu- kapıda bekledi, nöbet bekledi, muhalefet partisi milletvekillerinin içeriye girmesini engellediniz. Bu ne demektir? Bu, eşkıyalık demektir; bu, zorbalık demektir. Siz bu zorbalıkla nasıl bu Mecliste görev yapacaksınız, nasıl yasama faaliyetinde bulunacaksınız?

Arkadaşlar, yani tabii birtakım basın mensupları olayı yanlış anlatıyor, tamamen burada yapılan zorbalıktır. 150 milletvekili getirdiniz, 100 tanesini Komisyonun önüne koydunuz. Efendim, niye oraya, Komisyonunun önüne dizdiniz? Efendim, muhalefet partisi milletvekilleri eğer Komisyona müdahale ederse ona engel olsunlar ve 50 tanesini kapıda dizdiniz, bizi ezdiniz.

Şimdi, Meclis Başkanı diyor ki: “Benim görevim değil.” AKP’li grup başkan vekilleri diyorlar ki: “Meclis Başkanının görevi değil.” Yahu, siz, nereden, bunu hangi hukuk derslerinden öğrendiniz? Peki, yarına bir komisyon başkanı komisyonu toplamadan bir rapor düzenledi, buraya gönderdi. “Hadi bakalım, ben, komisyon toplantısını yapmıyorum…” Bu da aynı şey, 1’den 6’ncı maddeye kadar müzakere ettiniz ama 6’ncı maddeden sonra müzakere yapılmadı.

AHMET YENİ  (Samsun) – Yaptık, yaptık; beraber yaptık.

KAMER GENÇ (Devamla) – Kim yaptı ya! Okudu, söz isteyenlere söz verilmedi, ondan sonra zorbalık kullandınız ve milletvekillerine yumruklar attınız, ondan sonra milletvekillerini zorla dışarıya attınız. Şimdi, Tayyip Erdoğan da diyor ki: “Bu kanun çıkacak.”

AHMET YENİ (Samsun) – Hiç öyle bir şey olmadı Kamer Bey, biz oradaydık.

KAMER GENÇ (Devamla) – Ya, arkadaşlar, şimdi, bu memleket hepimizin. Ben orada dedim ki: “Ya, gidelim, şu ilkokul çocuklarını çağıralım.” Yani altmış aylık, yetmiş iki aylık, seksen dört aylık, doksan altı aylık çocukları çağıralım “Ya, çocuklar, biz, sizinle ilgili kanun çıkarıyoruz ama bak, bu iktidar partisi böyle diyor...” Bunun hangisi?

Yani, şimdi, beş yaşındaki çocuk oyun yaşındadır, o çocuk okuyamaz. Eğer biliyorsunuz…

Sizin bir hedefiniz var, sekiz yıllık zorunlu eğitimi kaldırmak istiyorsunuz. Niye sekiz yıllık zorunlu eğitim? “Efendim, 28 Şubat tasarrufudur.” Ya, beyler, bir kanun veyahut da memleket için hayırlı olan bir şey ihtilal hükûmetleri zamanında da çıkmışsa ona saygı duymak lazım. Yani, siz, sekiz yıllık kesintisiz eğitimi kaldırıyorsunuz, yerine ne getiriyorsunuz?

BEDRETTİN YILDIRIM (Bursa) – Sordunuz mu?

KAMER GENÇ (Devamla) –  İşte, dokuz yaşından sonra çocukları okula göndermiyorsunuz.

MUZAFFER YURTTAŞ (Manisa) – Kaldırmıyoruz, 12 yıla çıkarıyoruz.

KAMER GENÇ (Devamla) – Ya, senin aklın ermez öyle şeylere. Gözünü seveyim, bırak şimdi şunları da bari şey edelim.

Şimdi, devri iktidarınız zamanında Türkiye'yi allak bullak ettiniz. Bakın, şimdi, Suriye’ye devamlı beyanat. Efendim, “Türkiye’den El Kaideliler getirilmiş.” diyorlar, Türkiye’den Suriye’ye getirip içine saldırıyorlar. Geçmişte Tayyip Erdoğan, Hamas liderini -Meşal mıdır Maşal mıdır- davet etmişti buraya, ondan sonra, kendisiyle, Amerika’dan ve İsrail’den korktuğu için görüşmedi. Hatta, havaalanına gidiyordu, “Tesadüfen onunla havaalanında karşılaşmamak için, gitti, bir başka dükkânda zaman geçirdi.” dediler. Şimdi, çağırmış, Başbakanlık makamında görüşüyor. Bu değişiklik ne? O gün niye öyleydin, bugün niye öylesin?

Şimdi, arkadaşlar, bakın, Türkiye Cumhuriyeti devleti büyük bir devlet. Bu devletin şanına ve şöhretine uygun makamlarda bulunan insanların uygun hareket etmesi lazım. Şimdi, dün öyle, bugün öyle. Dün korkuyordu İsrail ve Amerika’dan, bugün, e, şimdi, Amerika diyor ki: “Suriye’ye saldır, dolayısıyla, Suriye’ye saldırmak için Amerika bana taviz verdi, istediğim gibi hareket ediyorum.” diyor.

AHMET YENİ (Samsun) – Konuya gel, konuya.

KAMER GENÇ (Devamla) – Böyle bir şey olmaz sayın milletvekilleri. Bu Türkiye Cumhuriyeti devleti yöneticileri tarafından bu kadar küçültülemez, devlet bu kadar hor kullanılamaz. Yarına Suriye’yle… Şimdi, Suriye’yle her an için bir savaş çıkarttırma durumu var arkadaşlar. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

MEHMET METİNER (Adıyaman) – Esad’ın yanına…

KAMER GENÇ (Devamla) – Ya, göreceğiz. Buradan devamlı oraya saldırıyor, adam gönderilip orada devamlı Suriye’nin içi karıştırılıyor. Bu, hangi hakka dayanıyor arkadaşlar?

Şimdi, Tayyip Erdoğan’ın bir hedefi var; “Ben, işte Türkiye’de, Suriye’de, İran’da, Afganistan’da, birçok Arap ülkelerinde Sünni İslam devletini kuracağım.” diyor.

EŞREF TAŞ (Bingöl) – Hiç alakası yok.

AHMET YENİ (Samsun) – Nerede dedi?

KAMER GENÇ (Devamla) - Arkadaşlar, bu burada… Yani bu tamamen bu ülkeyi ateşe atmak demektir. Bu memlekette, buralarda bunlara teşebbüs ettiğiniz zaman, yarın Suriye bir saldırı da olduğu zaman bunun yansıması Türkiye’de olur. Onun için, bunda herkesin aklını başına toplaması lazım.

Şimdi, ya arkadaşlar, siz de bu memlekette yaşıyorsunuz. Yarın bir savaş çıktığı zaman sizin de çocuklarınız var, siz de zarar göreceksiniz. Bu memleketin en büyük nimetlerinden yararlanan sizsiniz, devletin gücünü kullanan sizsiniz, devletin malını, mülkünü yandaşlarına transfer eden sizsiniz, dolayısıyla, bu memleketin en büyük kaynaklarından yararlanan sizsiniz. Yarın eğer bu memlekette bir iç kavga çıkarsa kaçacak delik bulamazsınız. Amerika da sizi kurtarmaz, İsrail de sizi kurtarmaz, bunu bilesiniz. Şimdi, Tayyip Erdoğan… (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Ya, şimdi bakın, sayın milletvekilleri, ben otuz senedir buradayım. Otuz senedir ben ilk defa… Yani bu döneme kadar bu Meclisin stres içinde, kavga içinde, birbirine düşman gruplar hâline sokulduğunu ilk defa görüyorum. Bunun sebebi ne? Tayyip Erdoğan diktatörlük kurmak istiyor bu memlekette ve bakın, getirdiği kanunlara hiç, siz… Yahu bir deyin ki Allah rızası için: “Arkadaş, yani sen bu kanunu getiriyorsun…” Şu MİT Kanunu’nu da getirdi. Şimdi, Tayyip Erdoğan birilerine talimat verecek, suç işleyecek, ondan sonra da o suç için kendisine diyecekler ki: “Sen bunun yargılanmasına izin verecek misin, vermeyecek misin?” Bu kanunu çıkardınız. Hangi vicdan bu kanunu size çıkarttırdı? Bir vicdanınıza danıştınız mı ya? Bir memleketin hâkimleri var, savcıları var. Bir Tayyip Erdoğan birilerini bir yere tayin ediyor, ondan sonra bu kişiler, icabında gidiyor rakiplerini de öldürüyor.

MEHMET METİNER (Adıyaman) – Mahkeme misin sen?

KAMER GENÇ (Devamla) - Daha ne, kimler kanalıyla da öldürtecekleri de belli değil. İşte, Hamas’tan Türkiye’ye adam getiriliyor, El Kaide’den getiriliyor, bilmem Müslüman Kardeşler’den getiriliyor, Libya’dan getiriliyor. Şimdi, Türkiye’nin her tarafı bunlarla dolu. Şimdi, bu kişiler, eğer Türkiye’de yarın öbür gün bir katliama girişirse bunun sorumlusu kim? İşte, sizin Tayyip Erdoğan’a verdiğiniz yetkiden kaynaklanan bir ruh ortaya çıkacak.

ÜNAL KACIR (İstanbul) – Saçmalamanın da bir sınırı olur ya!

KAMER GENÇ (Devamla) - Ondan sonra bu, efendim, buna izin vermezse… İşte, hani diyorsunuz ya: “Çankaya Köşkü’nde oturan Abdullah Gül -güya- çok tarafsız hareket ediyor.” Abdullah Gül getirmiş, Danıştaya atadığı üyelerin bazılarını kontrol ediyor. Birisi Tayyip Erdoğan’ın teyzesinin oğlu, imam-hatip okulu mezunu.

MEHMET METİNER (Adıyaman) – Kenan Evren…

KAMER GENÇ (Devamla) - Efendime söyleyeyim, bir de bir öğretmen okulunu bitirmiş, Millî Eğitimde iki sene genel müdür yardımcılığı veya genel müdürlük yapmış, getirmiş Danıştaya üye, yüksek hâkime üye atamış. Peki, bu hangi kültürle…

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) – İmam-hatip mezunu olmak ayıp mı?

KAMER GENÇ (Devamla) - Arkadaşlar, hangi kültürle, hangi bilgiyle yüksek mahkemede Türk milleti adına içtihat niteliğinde karar verecek? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) – Normal liseyi bitirdin…

KAMER GENÇ (Devamla) - Şimdi, Abdullah Gül’e sormak lazım: Peki, böyle bir… Yani yüksek yargıya atayacağınız insanlarda böyle kayırma olur mu? E, şimdi bu kişi, Tayyip Erdoğan izin vermediği zaman ne olacak? Yani gidecek Tayyip Bey’in, Erdoğan’ın vermediği izne “verilsin” diyecek mi? Diyemez. Zaten şu anda Danıştay Başkanı olan arkadaşı da tanıyorum. Geçmişte 1. Dairede Tayyip Erdoğan’ı mal varlığında kurtaran kişi. O, siz iktidara geldiğiniz zaman -1. Dairede verilen mütalaa- önce Başbakanlık müsteşarlığına getirildi, işte, şu anda Danıştay Başkanı ve bütün daireler o gönderdiğiniz 50 tane üyeyle ona göre şekillendiriliyor. Yani Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir hukuk devleti olma niteliğini kaybettirecek düzenlemeler getiriliyor. Bunlar size niye rahatsızlık vermiyor? Bakın…

AHMET YENİ (Samsun) – Onlar nereden geldi? Arabistan’dan mı geldi?

KAMER GENÇ (Devamla) – Şimdi, Ahmet Bey, konuşma. Bak, KİT Komisyonunda beraberiz. Ya bu memleketi talan etmişsiniz.

AHMET YENİ (Samsun) – Belgeli konuş, belgeli!

KAMER GENÇ (Devamla) - Talan etmişsiniz. Bak, 5 tane limanı vermişsiniz birilerine, kâr payı olarak vermişsiniz, hiçbir kâr tahsil etmemişsiniz. Ondan sonra oraya valileri yönetim kuruluna atamışsınız. Hiçbir… O devletin alacakları orada kalmış. 1 trilyon 600 milyar liralık bir devlet malı istimlak ediliyor, parasını getirmişsiniz limanı işleten adama vermişsiniz. Ya bu devletin malını korumak sizin de göreviniz değil mi arkadaşlar? Yani ben size neler anlatayım? TOKİ’deki yolsuzlukları mı anlatayım, Kömür İşletmelerindeki… Bir yandan, zarar eden Kömür İşletmelerini yandaşlarınıza getirdiniz, verdiniz, ihalesiz onlardan kömür alıyorsunuz.

AHMET YENİ (Samsun) – Belgeli konuş, belgeli!

KAMER GENÇ (Devamla) – Her tarafta pislik var arkadaşlar, hangisinden bahsedelim? On dakikada hangi pislikten bahsedelim?

AHMET YENİ (Samsun) – Belgeleri getir, konuşalım.

KAMER GENÇ (Devamla) – O bakımdan, maalesef, siz, Türkiye’yi…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET METİNER (Adıyaman) – Kenan Evren’den bahset.

KAMER GENÇ (Devamla) – Yahu, Kenan Evren’den bizim hesap sormamız… Şimdi, sen, Tayyip Erdoğan’ı savunuyor musun?

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Genç.

MUZAFFER YURTTAŞ (Manisa) – İmam-hatipliler de bu ülkenin evladı. İmam-hatipliler de hâkim olabilir.

KAMER GENÇ (Devamla) – Ben imam-hatiplilere karşı değilim ama herkes mesleğini yapsın.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…

III.- YOKLAMA

(MHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Yoklama istiyoruz efendim.

BAŞKAN – Yoklama istiyorsunuz. Peki.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Sayın Başkan, söz istiyorum.

BAŞKAN – Tamam. Şu yoklamayı yapalım, söz vereceğim.

Sayın Şandır, Sayın Uzunırmak, Sayın Ayhan, Sayın Doğru, Sayın Yeniçeri, Sayın Akçay, Sayın Öztürk, Sayın Torlak, Sayın Işık, Sayın Varlı, Sayın Dedeoğlu, Sayın Erdem, Sayın Türkoğlu, Sayın Türkkan, Sayın Adan, Sayın Yılmaz, Sayın Çınar, Sayın Öz, Sayın Halaçoğlu, Sayın Oral, Sayın Tanrıkulu.

Yoklama için iki dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı vardır.

VIII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

3.- Gündemdeki sıralama ile Genel Kurulun 20 Mart 2012 Salı günkü birleşiminde sözlü soruların görüşülmemesi, 27 Mart 2012 Salı günkü birleşiminde 178 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışmalarına devam etmesine ilişkin AK PARTİ Grubu önerisi (Devam)

BAŞKAN - Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Buyurun Sayın Aydın. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Süreniz üç dakika.

IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın, Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in Adalet ve Kalkınma Partisine ve Başbakana sataşması nedeniyle konuşması

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Aslında, tabii, böylesi durumlarda söz verip de muhatabı muhatap alıyormuş gibi bir görüntü sergilemek istemezdim. Bununla alakalı olarak çok güzel bir söz vardır, deyim vardır, “Aslında konuşulacak her lafa verecek cevabımız var ama önce lafa bakarım laf mı, sonra söyleyene bakarım…” diye çok önemli, çok güzel özlü bir söz vardır.

Değerli arkadaşlar, tabii, bir hayal âleminde arkadaş. Gözleri vardır görmüyor, kulakları vardır işitmiyor, söylenenlere itibar etmiyor, yaşadıklarını yaşamamış gibi görüyor. Dolayısıyla bu arkadaşla ilgili, dediğim gibi, çok fazla şey ifade etmeme gerek yok.

“Eşkıyalıktır, zorbalıktır, diktatörlüktür…” Bütün kem söz sahibine aittir. Aynen, harfiyen iade ediyorum.

Tabii, bu arada şunu ifade etmek istiyorum. Zorbalık, eşkıyalık nedir? Değerli arkadaşlar, komisyon sürecini, on günlük süreci bütün kamuoyu takip etti.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Ya on günü bırak, bırak. Son 7’nci maddeden sonraya bak.

AHMET AYDIN (Devamla) – Engin bir şekilde konuşma süreleri tanındı. Sınırlama yapılmadan isteyene on iki saate kadar konuşma verildi. Verilsin, amenna! Bütün her şey yapıldı. Tam 91 saat 41 dakika müzakereler yapıldı. Meclis tarihinde -“Otuz yıldır buradayım.” diyorsun, Allah aşkına tutanakları inceleyin, komisyon tutanaklarını sonuna kadar inceleyin- hangi dönemde bu kadar demokrat bir şekilde davranılmış, bu kadar geniş davranılmış? Ve 91 saat 41 dakika 6 madde için değerli arkadaşlar. 6 madde bu kadar görüşülmüş.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – O 6’ncı maddeden sonraki maddeler ne olmuş? Tek satır tutanak yok.

AHMET AYDIN (Devamla) – Daha da görüşülürdü. Daha da görüşülürdü. Biz ne yaptık o arada? Biz de komisyon üyelerimiz, haklı olarak…

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – “Söz istedik.” dedik, “Söz isteyen yok.” dediniz. Böyle bir ayıpla tarihe geçtiniz.

AHMET AYDIN (Devamla) – Ya azıcık susun, susun! Biraz dinleyin ya! Susun, biraz dinleyin!

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Döve döve komisyondan geçirdiniz ya! Böyle bir şey mi olur ya!

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Komisyon…

BAŞKAN – Sayın Akar, lütfen…

AHMET AYDIN (Devamla) – Biz size tahammül ettik. O kadar acı sözlerinize rağmen tahammül ettik.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Cumhuriyet tarihine yakışmayan bir iş yaptınız Ahmet Bey. Meclise yakıştı mı?

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen…

AHMET AYDIN (Devamla) – Biz ne yaptık? Komisyon üyesi arkadaşlarımız bir önerge verdiği zaman ne yaptınız? Kalktınız, dört defa, beş defa kürsüyü işgal eden sizsiniz.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Ahmet Bey, nasıl bir şey bu ya?

AHMET AYDIN (Devamla) – Hangisi zorbalık? Hangisi eşkıyalık? Sorarım size. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Böyle bir şey olabilir mi ya?

AHMET AYDIN (Devamla) – Yine, değerli arkadaşlar, tam 171 kişi konuşmuş 6 madde üzerinde, 171 kişi…

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan, ya olur mu böyle bir şey! Sen bunu nasıl izah ediyorsun? Demokrasiye yakıştı mı bu ya!

AHMET AYDIN (Devamla) – …ve bunun 124’ü CHP’li, kalan azıcık sayıda üye AK PARTİ, MHP ve BDP’ye ait.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Nerede var? Mecliste döve döve kanun geçirildiği hangi tarihte görüldü?

AHMET AYDIN (Devamla) – 124 kişi konuşuyor, 91 saat 41 dakika konuşuluyor, hâlen demokratlıktan bahsediyorlar.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – “Söz istiyoruz.” dedik diye tekme yedik orada. İşte Karaca’nın yüzü burada. Çıksın, atmadım desin ya.

AHMET AYDIN (Devamla) – Biz bunu yaparken paydaşlar…

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Harun Karaca “Söz istiyorum.” dedim diye tekme attı bana.

AHMET AYDIN (Devamla) – Eğitim tüm paydaşlarının sözünü aldık.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Ondan sonra telefonla özür diliyor. Çık Mecliste özür dile dedik.

AHMET AYDIN (Devamla) – Yine soruyorum değerli arkadaşlar: Eşkıyalık, beğenmediğiniz zaman Genel Kurul kürsüsünü işgal etmek midir? Evet, odur.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Böyle bir şey olur mu Ahmet Bey ya! Ahmet Bey, bu yapılır mı ya!

AHMET AYDIN (Devamla) – Eşkıyalık, beğenmediğiniz zaman Komisyon Başkanlık Divanına 534 gramlık tankı atmak mıdır? Eşkıyalık bu mudur, bizim yaptığımız mıdır? Eşkıyalığı kim yapıyor değerli arkadaşlar? Kamuoyu bunu çok iyi biliyor ve bu eşkıyalığa AK PARTİ olarak bizler de prim vermeyeceğiz, asla prim vermeyeceğiz.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Ahmet Başkan, bu yaptığınız yakıştı mı size? Siz inanıyor musunuz bu söylediklerinize?

AHMET AYDIN (Devamla) – Siz ne kadar engelleme hakkınız olarak görüyorsanız bizim de sizin…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AHMET AYDIN (Devamla) – …engelleme hakkını engelleme gibi bir hakkımız var.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, bana sataştı efendim. “Lafı söyleyen adam mıdır?” dedi.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – “Adam” demedim.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır, öyle dedi.

BAŞKAN – Tutanakları getirteceğim ben şimdi.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Efendim…

AHMET AYDIN (Adıyaman) – “Adam” demedim.

BAŞKAN - Sayın Genç, tutanakları getirteceğim. Çünkü ben ona dikkat ettim.

ÜNAL KACIR (İstanbul) – Hayır efendim “Adam” demedi.

BAŞKAN – Şimdi, hemen onu getirttireceğim, bakacağım, vereceğim.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Sayın Başkan, “adam” demedim ben.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Bana sataştı efendim.

BAŞKAN – Bakın, tutanağı getirtip göreceğim.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Tutanaklara bakın efendim, tutanaklara bakın.

BAŞKAN – Ben dikkat ettim ama tutanağı getirtip göreceğim, ondan sonra da tamam…

İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınma önergesi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

C) Önergeler (Devam)

5.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, (2/187) esas numaralı Yükseköğretim Personel Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/36)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Vermiş olduğum 2/187 Esas nolu Yükseköğretim Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifimin İç tüzüğün 37. maddesine göre 45 gün içerisinde komisyonda ele alınmadığından doğrudan gündeme alınmasını arz ve talep ederim.

Saygılarımla. 27.02.2012

                                                                                                           Dr. Reşat Doğru

                                                                                                                   Tokat

BAŞKAN – Teklif sahibi Tokat Milletvekili Sayın Reşat Doğru.

Buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)

REŞAT DOĞRU (Tokat) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; üniversitelerimizde çalışan yardımcı doçentlerin özlük hakları ile ilgili hazırlamış olduğumuz kanun teklifi üzerine İç Tüzük’ün 37’nci maddesi gereği söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerimin başında, Afganistan’da şehit olan kahraman 12 askerimize Allah’tan rahmet diliyor, “Milletimizin başı sağ olsun.” diyorum.

4/11/2011 tarih, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nda öğretim elemanlarının sınıflandırılması “profesörler, doçentler ve yardımcı doçentler, öğretim görevlileri ile okutmanlar” olarak düzenlenmiştir. Ancak yardımcı doçentler “öğretim üyesi” olarak kabul edilmiş olmalarına rağmen, ek gösterge cetvelinin (e) maddesindeki “Unvanlar” sınıfına göre diğer öğretim elemanlarına verilen 3600 ek gösterge rakamına göre değerlendirilerek gerçek özlük hakları verilmemektedir, dolayısıyla da bu meslek grubu mağdur olmaktadır.

Üniversitelerde öğretim görevlisi olarak çalışan yardımcı doçentler 3.600 ek göstergeyle çalışmak-tadırlar. Ancak bu insanlar, yüksek lisans ve doktora yaparak girmiş oldukları sınavlarda başarı kazanarak yardımcı doçent olarak atanmışlardır, kolay bir şekilde de bu unvanı almamışlardır. Yardımcı doçentler de doçentlerimizin aldığı 4800 ek göstergeden veya ona yakın rakamlardan hakları olarak faydalanmak istiyorlar. Ayrıca, yardımcı doçentler öğretim üyesi sınıfında kabul edilmesine rağmen, ek gösterge olarak öğretim görevlisi ve okutmanlarla aynı kategoride yer almakta ve özellikle de emekli olunca da büyük bir şekilde mağdur olmaktadırlar. Hâlbuki, bu insanlar, yıllarca yardımcı doçent olarak emek vermiş, çalışmışlar ve öğrenci yetiştirmişlerdir. Bu insanların emeklilikle ilgili haksızlıkları da mutlaka bununla beraber giderilmelidir.

Sayın milletvekilleri, kanunun özüne aykırı olarak uygulamaya son verilmelidir. Eğitim durumları, konumları göz önünde bulundurularak yeni bir düzenlemeye ihtiyaç vardır ve yapılmalıdır.  Hazırlamış olduğumuz kanunla, bu adaletsizliğin giderilmesi amaçlanmaktadır, bu meslek grubuna ¼ kademenin ek göstergesi, 3600-4800 arasında bir rakam tespit edilerek mağduriyetlerinin bir an önce önlenmesi amaçlanmaktadır. Mevcut durum Anayasa’mızın özlük hakları ve eşitlik ilkesine de aykırılık teşkil etmesi dolayısıyla bunun düzeltilmesi en doğru olanıdır.

Sayın milletvekilleri, üniversitelerimizde sadece yardımcı doçentler değil, bütün öğretim üyeleri ve çalışanları da bir noktada mağdurdurlar. Bu insanların durumunun düzeltilmesi, ücretlerinin de reel manada artırılarak desteklenmesi gerekmektedir. Geçim derdini kafasından çıkaran… ARGE faaliyetleriyle, yaptıkları çalışmalarla bulundukları bölgelerin her türlü üretimine, sosyal yaşamına katkı ancak o zaman gerçekleşecektir.

Üniversitelerin, ülkemizin ihtiyaç duyduğu insan gücünü yetiştiren, araştırma yaparak bilim ve teknoloji üreten, toplumsal gelişmeye önderlik eden, bilimsel yöntemlerle meselelere çözüm üreten, dünya üniversiteleriyle yarışan eğitim kurumları hâline getirilmesi esas olmalıdır, temelde bu yönlü olarak değerlendirilmelidir. Bu da ancak üniversiteye, çalışan insanlara önem ve değer verilmekle olur. Çalışanların hiçbirisini yok sayamayız ve sayılmamalıdır. Önemsememe gibi yanlışa da hiç kimsenin girmeye hakkı yoktur.

Şimdi getirmiş olduğumuz kanun da yardımcı doçentlerle ilgilidir. Ancak daha geniş kapsamlı kanunlar da mutlaka getirilmelidir. Çünkü üniversite öğretim elemanlarımız, profesöründen okutmanına kadar hepsi birçok mağduriyet içerisinde bulunmaktadırlar ve yeni kanunlarla özlük haklarının düzenlenmesini, emeklilik dâhil bazı hakların da kendilerine verilmesini beklemektedirler.

Bu kanun teklifimizle bir yanlışı, bir eksiği düzeltmeyi biz amaçlıyoruz. Tabii burada esas olan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna düşmektedir. Zaman zaman sadece, özellikle muhalefetin öneri sunmadığını, hep, devamlı olarak tenkit ettiğini söylüyorsunuz. Gelin, biz size böyle önemli bir teklifi, üniversitelerimizle ilgili önemli bir teklifi getirmiş durumdayız.

Bu yönlü olarak da eğer bunun gündeme girmesini sağlar, akabinde de kanunlaşmasını temin edebilirsek çok büyük bir eksiği tamamlamış olur diyor, yüce Meclisi en derin saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Kütahya Milletvekili Sayın Alim Işık… (MHP sıralarından alkışlar)

ALİM IŞIK (Kütahya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi Tokat Milletvekili Sayın Reşat Doğru’nun İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre doğrudan Genel Kurul gündemine alınması talebiyle sunduğu bir kanun teklifinin lehine söz aldım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, hepinizin de yakından bildiği gibi, yardımcı doçent unvanlı öğretim üyeleri, Anadolu’da birçok üniversitede, üniversitelerin kuruluş yıllarında o üniversitenin yükünü çekmiş ve gerçekten bugün öğretim üyesi kadrosunun yaklaşık üçte 2’sini oluşturan çok önemli bir kitle. Bu insanlar bir taraftan akademik çalışmalarını yaparlarken, bir taraftan kuruluş yıllarında o üniversitelerde aldıkları idari görevlerle ciddi hizmetler yapmışlardır ancak ne yazık ki, diğer öğretim üyeleri kadrolarında olduğu gibi, yardımcı doçentlerin bu hizmetlerinin karşılığında maddi anlamda tatmin edici bir ücret aldıkları söylenemez. Birçok sorunları var. Bu sorunların en önemlilerinden birisi, bugün üzerinde konuştuğumuz kanun teklifiyle gidermeyi amaçladığımız özlük hakları. Bir diğer önemlisi, özellikle doçent kadrolarına atanmalarında kendilerinin dili olmayan bir başka dilden dolayı baraj sınavına tutulup o dilden yeterli bir puan alamadıkları için doçentlik başvurusunu yapamamaları. Bu da önemli bir sorun ama hadi diyelim ki akademik kariyer yapacak insanların belli ölçüde bu dili aşmaları gerekir tezinin uzun yıllardan beri değişmediğini de dikkate alırsak bu çözülemeyecek bir problem şu yakında ama özlük haklarının iyileştirilmesiyle ilgili, 3600 ek göstergenin 4200’e çıkartılarak hiç olmazsa ellerine geçecek aylıkta bir iyileşmeyi sağlayacak bu öneri yerinde bir öneri.

Bir diğer önemli sorun daha var ki geçen yıl haziran ayında torba yasada yardımcı doçent unvanlı öğretim üyelerinin birinci dereceye yükselmesini sağlayarak birinci derecenin dördüncü kademesinden emekli olabilmelerinin önünü açmıştık ama maalesef aradan geçen bir buçuk yıla yakın sürede üniversitelerimizin birçoğunda yardımcı doçent kadrosunda emekliliği gelmiş bu arkadaşlar birinci derece kadrolara yerleştirilemedikleri için bu düzenlemeden yararlanamadılar. Hiç olmazsa Maliye Bakanının bir an önce üniversitelerimize bu durumdaki öğretim üyelerinin birinci derece kadrolara yerleşerek emekli olabilmelerini sağlayacak bu iyiliği yapması lazım. Dolayısıyla birçok sorunun yükü hâline gelmiş ve bu yükün altında ciddi anlamda mücadele vermiş olan bu yardımcı doçent kadrolarının özlük hakları açısından iyileştirilmesini sağlamamız gerekiyor.

Hepinizin yakından bildiği gibi, üniversitelerde yardımcı doçent kadroları öğretim üyeleri grubu içerisinde sözleşmeli kadrolardır dolayısıyla özellikle rektörlük seçimlerinde gerek rektörlüğü kazanan gerekse kazanamayan rektör adayının yanında görünen yardımcı doçentler, maalesef, ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranamazlar ve şamar oğlanına dönüşür bir şekilde bu seçimlerde en büyük zararı görürler.

Bu grubun özlük haklarını iyileştirecek söz konusu kanun teklifinin yerinde bir teklif olduğunu düşünüyoruz ve öğretim görevlileri ile doçentler arasında bir kademede görev yapan bu insanların 4200 ek göstergeyle özlük haklarının iyileşmesini sağlayacak bu kanun teklifine desteklerinizi bekliyor, tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Işık.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir. (MHP sıralarından “Kabul edilmiştir” sesleri) Yani bir kere yanlış yaptık, niye kafamı karıştırıyorsunuz?

REŞAT DOĞRU (Tokat) – Sayın Başkanım, neyi kabul ettiler ki bu zamana kadar? Hiçbir şey kabul ettikleri yok ki zaten, ne getirirsen getir!

BAŞKAN – Yani benim söz söyleme hakkım yok tabii de.

Alınan karar gereğince, sözlü soru önergeleri ile diğer denetim konularını görüşmüyor ve gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.

1'inci sırada yer alan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Sayın Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Sayın Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Sayın Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Sayın Ahmet Aydın'ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Sayın Kamer Genç'in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)

BAŞKAN - Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

2’nci sırada yer alan, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

2.- Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu (1/569) (S. Sayısı: 180)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

3’üncü sıraya alınan, Kars Milletvekili Sayın Ahmet Arslan ve Bursa Milletvekili Sayın Hüseyin Şahin ile 7 Milletvekilinin; Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun ve Kamu İhale Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

3.- Kars Milletvekili Ahmet Arslan ve Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin ile 7 Milletvekilinin; Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun ve Kamu İhale Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/387) (S. Sayısı: 194) (x)

BAŞKAN – Komisyon? Burada.

Hükûmet? Burada.

Komisyon raporu 194 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz isteyen, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Manisa Milletvekili Sayın Sümer Oral. (MHP sıralarından alkışlar)

Buyurunuz, süreniz yirmi dakika.

MHP GRUBU ADINA SÜMER ORAL (Manisa) – Sayın Başkan, konuşmamın başında size ve değerli milletvekillerine saygılarımı sunuyorum.

Afganistan’da kaybettiğimiz 12 şehidimize Cenabıallah’tan rahmet, kederli ailelerine, yakınlarına ve milletimize sabır diliyorum.

Sayın Başkan, kanun teklifi ile ne hedefleniyor, önce bir ona bakalım: Teklif, ulaştırma ve sağlık alanında bazı büyük projelerin devreye alınması ve gerçekleştirilmesi kapsamında projelerin hazırlanmasında, finansman temininde ve yapım döneminde gerek Kamu İhale Kanunu’nda gerek Katma Değer Vergisi Kanunu’nda bazı muafiyetler getirmekte; kanunun özü bu. Böylece, projelere hız vermek, onlara sürat kazandırarak bir an evvel bitmesini sağlamak için bazı imkân ve kolaylıkların sağlanması isteniyor. Şunu hemen ifade etmek isterim ki büyük projelerin ülkeye kazandırılması gayretleri bizi ziyadesiyle sevindirir, mutlu eder. Esasen, bu tür projelere ülkemizin de büyük ihtiyacı olduğu bir gerçek. Türkiye, yakın geçmişinde İskenderun Demir Çelik, ERDEMİR, TÜPRAŞ, Keban, Birinci Boğaz Köprüsü, İkinci Boğaz Köprüsü gibi son derece başarılı, büyük projeleri tamamlayıp devreye koymuştur. Bunlar ülke sanayisine, ekonomisine ciddi katkılar sağlamışlardır ve bu katkıları da devam etmektedir. Bu nitelikte projelerin hazırlanıp uygulamaya konulduğuna uzunca bir süredir şahit olmuyoruz. Esasında, ülkelerin proje stoklarının zenginleştirilmesi büyük önem taşır. Her ülkenin bir proje stoku olur ve orada hazır projeler hazırlanması gerekir, ülkelerin bunlar üzerinde durması gerekir. Bu nedenle, bu amaca dönük taleplere yaklaşımımız da, bakışımız da olumludur. Ayrıca, küresel ekonominin mevcut konjonktürü, özellikle finans alanında yaşanan sorunlar -kanun önerisi önümüze her ne kadar teklif olarak geliyorsa da- Hükûmetin Meclise bu tür taleplerle gelmiş olmasını haklı kılıyor ancak genel uygulamada bu tür istisna ve muafiyetler son derece sınırlı tutulmalı. Üzülerek ifade etmeliyim,

                                      

(x) 194 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

tatbikat bunun tam aksi istikametinde seyrediyor. Kamu İhale Kanunu’na getirilen istisna ve muafiyetlerin hayli yaygın hâle dönüştüğünü görüyoruz. Adı geçen Kanun’un yani Kamu İhale Kanunu’nun, on yıl önce -hatta “dokuz yıl” da diyebiliriz- çıkan kanunun bugüne kadar uğradığı değişikliklere bir göz atacak olursak adı geçen Kanun doğrudan 20, dolaylı olarak 50 kanun ile değişikliğe uğramış ayrıca, doğrudan 1, dolaylı da 9 adet kanun hükmünde kararname ile kapsam ve uygulaması sınırlandırılmış veya farklılaştırılmıştır. Yapılan değişiklikler kapsam ve istisnalar üzerinde yoğunlaşmaktadır. Genelde, Kamu İhale Kanunu, tüm kamu kurum ve kuruluşlarını kapsaması gerekirken pek çok kamu kurum ve kuruluşu ya kapsam dışına alınmış ya da istisna hükümlerinden yararlanma imkânına sahip olmuştur. Kanun’un temel mantığı içinde hiçbir kamu kurum ve kuruluşu için muafiyet öngörülmemiş, yalnızca istisnai işlemlere yer verilmişken dolaylı bir biçimde kimi kurum ve kuruluşlara muafiyete yakın özel uygulama imkânı verilerek Kanun’un ana yapısı ve çatısı zedelenmiştir.

Değerli Başkan, kıymetli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz son değişiklik teklifi ile getirilen ayrıcalıklar ise şöyle sıralanabilir…

Sayın Başkan, bu bölümde belki bir miktar teknik konulara gireceğiz, bu da sıkıcı olabilir ama başka da bir çare yok çünkü görüşmekte olduğumuz teklif teknik ağırlıkta bir tekliftir.

4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun istisnalara ilişkin 3’üncü maddesine bir fıkra eklenerek Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmeleri Genel Müdürlüğünün sermayesinin yarısından fazlasına sahip olduğu ortaklıklardan yapılacak mal ve hizmet alımları Kamu İhale Kanunu’ndan istisna tutuluyor. Böylece, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları, kurulu veya kurulacak ve sermayesinin yarısından fazlasına sahip olduğu ortaklıklarından ihalesiz alım yapacak ve aynı dalda faaliyet gösteren firma veya bu sektöre girecek firmaları yok sayarak rekabeti engelleyecektir. Diğer yandan, bağlı ortaklıkların pazarlama endişeleri kalmayacak, üretimde kalite ve maliyetlerinin yüksekliği önemini yitirecektir. Zira, alıcısı bilinen ve rekabetsiz ortamda, kalite ve zarar etme endişesi de hâliyle ortadan kalkacaktır. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları, tam rekabet ortamında sağlayacağı kalite ve rekabetçi fiyattan mal ve hizmet alma imkânını da yitirecektir. Bu da kuşkusuz, kamu harcamalarının gerek miktar gerek verimliliğini menfi yönde etkileyecek ve sonuçta kamu zararına neden olabilecek.

Aynı Kanun’un 48’inci maddesinde yapılmakta olan bir düzenleme ile eşik değer altında kalan hizmet alımları için öngörülen üst limit tutarının altında kalan danışmanlık hizmet alımları hizmet alım ihalesiyle gerçekleştirilmek isteniyor, talep edilen bu. Danışmanlık hizmetleri Kanun’un 48’inci maddesinde özel hükme bağlanarak belli istekliler arasında ihale usulüyle satın alınması ana kuralı getiriliyor. İhale usul ve ilan sürelerine ilişkin 13’üncü maddesindeki süre ve miktar sınırlaması, getirilecek “yaklaşık maliyet” esasına bağlanmışken bu sınırlamalar kaldırılarak ”eşik değer” esası getirilerek, böylece bu ihalelere daha geniş kapsamlı hareket serbestisi getiriliyor.

Danışmanlık hizmetinin değer takdiri çok özel durumlara yol açabileceğinden, kontrolü, yeterliliği, verimliliği tartışma ve şikâyetlere neden olacak, idareleri ise zor duruma sokarken kamu yararını da tehlikeye düşürecektir.

Bunların da bilinmesinde yarar var. Hangi düzenlemeye oy vereceğimiz konusunda bu bilgileri anlatma mecburiyetini kendimde hissettim, fazla tekniğe girdim ama başka çaresi de yok.

Ayrıca, katma değer vergisi, bilindiği üzere, vergi sistemimize kayıt dışı ile mücadele etmek, tüm işlemleri kayıt içine almak amacıyla dâhil edilmiştir. Katma değer vergisinin temel özelliği, amacı budur. Bu nedenle, katma değer vergisi uygulamasında istisna ve muafiyetlere gitmek, Kanun’un maksadına ve yapısına da uygun düşmez. Nitekim, Kanun’un 19’uncu maddesinde bu konunun vurgulandığını görürüz. Bu alanda mükelleflere tanınan yani katma değer vergisi alanında mükelleflere tanınan istisnalar daha çok Avrupa Birliği düzenlemeleriyle uyumlu bir tarzda, sosyal amaçlı konut üretimi ve uluslararası ticareti geliştirme amacına dönük bir tür dolaylı teşvik olarak yer alıyor, bunlarla sınırlandırılıyor.

Katma değer vergisi sisteminde istisna ve muafiyetlere kapı açık tutulmamalı, sistemi zedelemeyecek daha başka teşvikler tercih olunabilir ve çok daha da etkili olur.

Sayın Başkan, izninizle bu aşamada şu konuyu dile getirmek isterim: Kamu İhale Kanunu 2002 yılının hemen başında sistemimize dâhil olmuştur, 4 Ocak 2002’de kabul edildi. Kanun’la ihalelerde saydamlığın, rekabetin, eşit muamelenin, güvenilirliğin, gizliliğin, kamu denetiminin, kaynakların verimli kullanımının sağlanması amaçlandı; Kanun’un temel hedefleri budur. Kanun, Avrupa Birliği mevzuatına uyumun yanında, Dünya Ticaret Örgütü gibi, üyesi olduğumuz uluslararası kuruluşların normlarını dikkate almıştır. Kanun’un 53’üncü maddesiyle de bu Kanun’la verilen görevleri yapmak üzere kamu tüzel kişiliğini haiz, idari ve mali özerkliğe sahip Kamu İhale Kurumu oluşturulmuştur. Yani, bu konuyu sadece Kamu İhale Kanunu olarak görmek doğru değil, bunu Kamu İhale Kurumuyla birlikte bir bütün olarak ele almakta meseleyi bütünüyle görmek bakımından yarar vardır, sadece yarar değil aynı zamanda gerek vardır.

Kamu İhale Kurumu, 21’inci asra girerken Türk ekonomisinin kazanmış olduğu çağdaş, düzenleyici ve murakabe üst kurumlarından sadece ve sadece bir tanesidir; bunun yanında, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, (yani BDDK) Enerji Piyasası Üst Kurulu, Tütün Düzenleme Kurulu ve diğer kurumlar. Tüm bu kurumlar ve kurullar 20’nci asra girerken 2000’li yılların başında Türkiye’de değişimin yönetiminde ana unsurlar olmuştur, bunlar değişimi yönlendirmiştir; böylece “pazar ekonomisi gibi” olmaktan çıkarak, gerçek nitelik kazanmıştır, daha sağlam bir yapıya dönüşmüş oldu. Hiç kuşku yok ki bu kurumların profesyonel ağırlıklı uzman kadrolara sahip, siyasi etkiden dışarıda olma yapıları fevkalade önem taşır. Hükûmetler bu özelliklere mutlaka özen göstermelidir.

Bir yandan bu kurumlar oluşturulurken aynı dönem içinde eş zamanlı olarak çıkarılan Kamulaştırma Kanunu, Borçlanma Kanunu, Doğal Gaz Kanunu, Telekom Kanunu ve Kamu İhale Kanunu gibi yasalar ve gerçekleştirilen bütçeye, fonlara, görev zararlarına ilişkin düzenlemeler, devlette şeffaflığı artıran ve kamu finansmanını güçlendiren diğer önemli yapısal reformları oluşturdu. Türk ekonomisinin bu tür kurumlara kavuşması hiç de kolay olmadı. Bugün bunların korunmasına özen gösterilmeli, bağımsız yapılarından kimse rahatsız olmamalı, orasından burasından bir şeyler koparılmaya gidilmemeli.

Geride bıraktığımız yıllarda gündeme gelen, sonra kaybolan mali kural, bugün keşke sisteme dâhil edilebilmiş olsaydı. Küresel ekonomide iktisadi ve finansal dalgalanmalara karşı, ülke ekonomisinde mukavemeti sağlayacak yapılar bunlar. Nitekim, 2007 ve 2008 yıllarındaki büyük global ekonomik krizden Türkiye'nin etkilenmesi belli ölçüde sınırlı kaldıysa, bunda biraz önce saydığım yapısal düzenleme ve reformların katkısı çok büyük olmuştur.

Türk ekonomisinin önemli çıpalarından biri de Avrupa Birliği ile ilişkilerimizin olumlu düzeyde seyretmesi olmuştur. Bugün nedeni neye dayandırılırsa dayandırılsın bu alanda tam bir durgunluk dönemini yaşıyoruz. Bu tablo belki konjonktürel olabilir ama hâlihazır vaziyet budur ve bu çıpa hâlen bir hayli zayıflamıştır.

Bunun yanı sıra Avrupa Birliği uyum kapsamında yer alan düzenleyici ve murakabe kurumlarında bağımsızlığın giderek azalmakta olduğu yönünde bir izlenimin ortaya çıkması, özellikle dış finans çevrelerinde hoşumuza gitmeyecek değerlendirmelere yol açabilir. Nitekim Avrupa Birliği ilerleme raporlarında bu konularda ciddi uyarılar yer alıyor, bunlar kesinlikle hafife alınmamalı. Özellikle ekonomik açıdan çok daha dikkatli olunması gerekir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmamın son bölümünü şöyle tamamlamak istiyorum. Büyük projelerin tamamlanması zaman alır, bitirilip hizmete girmesi gerçekten kolay olmuyor. Örneğin İstanbul-İzmir Otoyol Projesi’ne henüz başlanamadı, başlanmak üzere, proje ise 2002 yılında hazırdı. Marmaray, iki kıtayı deniz altından birbirine bağlayan harika bir proje, yapımı sürüyor, hayli de ilerlemiş durumda ama 2002 yılında bunun projesi de finansmanı da hazırdı.

Şöyle geriye bir göz attığımızda, başlangıçta da ifade etmiş olduğum gibi, bir İskenderun Demir-Çelik, bir Keban Barajı, bir Ereğli Demir-Çelik, bir TÜPRAŞ, Birinci ve İkinci Boğaz Köprüleri gibi, her biri Türkiye'nin önemli tesislerini görüyoruz. Emeği geçenlerden, bunlara karar verenlerden,  tasarlayanlardan, projesini yapanlardan ve uygulayanlardan, siyaset adamları, devlet adamlarından, her seviyede emeği geçenlerden Cenabıallah razı olsun. Yanlarına bir yenileri ne yazık ki konulamadı, bunlar düzeyinde projeler yanlarına konulamadı. Neticede şu ortada, bu tür büyük tesisleri satmak kolay oluyor ama yapmak satıldığı kadar kolay olmuyor.

Sayın Başkan, size ve değerli milletvekillerine teşekkür eder, saygılarımı sunarım. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Oral.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İzmir Milletvekili Sayın Rahmi Aşkın Türeli. (CHP sıralarından alkışlar)

Sayın Türeli, grubunuz ne kadar çok seviyor sizi.

Buyurun.

CHP GRUBU ADINA RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkana teşekkür etsene.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (Devamla) – Teşekkür ettim, bir daha ederiz tekrar, daha konuşmamız devam ediyor Sayın Aslanoğlu.

Bugün Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun ve Kamu İhale Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin tümü üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun görüşlerini belirtmek üzere söz almış bulunuyorum. Konuşmama başlarken yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, geçtiğimiz Pazar günü 97’nci yılını kutladığımız 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin tüm ulusumuza kutlu olmasını diliyor, doksan yedi yıl önce Çanakkale’de bir kahramanlık destanı yazan ve vatanı savunmak için canlarını ve kanlarını feda eden şehitlerimizin aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyor, Konya’da ve Afganistan’da meydana gelen uçak ve helikopter kazalarında şehit düşen askerlerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine, yakınlarına ve tüm ulusumuza başsağlığı diliyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; son dönemde yasama faaliyetleriyle ilgili bir konunun giderek yaygınlık kazandığını görmekteyiz, bu da kamu yönetimini ve toplumun geniş kesimlerini yakından ilgilendiren konulardaki düzenlemelerin hükûmet tasarısı yerine kanun teklifiyle yapılmasıdır.

Bununla birlikte, özellikle kamu yönetimini yakından ilgilendiren ve devletin varlıklarında ve gelirlerinde  azalma, yükümlülüklerinde artışa yol açan düzenlemelerin, AKP hükûmetleri tarafından âdeta bir alışkanlık hâline getirildiği üzere, Hükûmet tasarısı yerine kanun teklifiyle yapılmak istenmesi büyük sakıncalar içermektedir.

Bu durum, bir taraftan, kanun teklifiyle düzenlenmek istenen konunun hazırlık aşamasında ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşlerinin yeteri kadar alınamamasına ve bu çerçevede gerektiği şekilde tartışılamamasına yol açarken, diğer taraftan, getirilen düzenlemelerin ekonomik ve mali etkilerinin anlaşılamamasına neden olmaktadır. Oysa, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 14’üncü maddesi hükmü uyarınca yapılacak düzenleyici yetki analiziyle konunun ilgili yılı bütçesi ve genel ekonomi üzerindeki muhtemel ekonomik ve mali etkileri çok daha açık bir biçimde ortaya konulabilirdi.

Kanun tekniği açısından diğer bir sorun da yakın ilişki içinde olmayan düzenlemelerin tek bir kanunda yapılması ve kamuoyunda “torba kanun” olarak anılan ve bilinen bir tercihte ısrarcı olunmasıdır. İlgili kanun teklifinin özellikle 5’inci ve 6’ncı maddeleri 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’yla ilgili değişiklikler olup bu değişikliklerin kendi kanununda yapılması daha uygun olurdu diye düşünüyorum.

Öte yandan, ekonomiyle ilgili bakanlar tarafından gerek 2012 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi görüşmeleri sırasında gerekse izleyen dönemde kamuoyuna yapılan açıklamalarda mevcut teşvik sisteminin eksiklerini giderecek ve daha etkin çalışacak yeni bir teşvik sistemi üzerinde çalışıldığı ve bu kapsamda çalışmaların son aşamasına gelindiği ifade edilmiştir. Bununla birlikte, söz konusu kanun teklifiyle yapılmak istenen düzenlemelerin yeni teşvik kanunu beklenmeden alelacele TBMM gündemine getirilmesi bütünlükten yoksun bir yaklaşım olup, konunun yeni hazırlanacak teşvik sistemi kapsamında ele alınması daha uygun olacaktır.

Değerli milletvekilleri, bildiğiniz üzere, teşvik sistemi farklı konularda farklı araçlar ve mekanizmalar kullanılarak yapılabilir, KDV istisnası bunların yalnızca bir tanesidir ama biraz önce de söylediğim üzere, AKP’nin son dönemlerdeki ekonomi yönetimine baktığımızda gördüğümüz bir husus, bütünlükten yoksun bir yaklaşımın kamu yönetimine egemen kılındığıdır. Bunun başka bir örneği de bildiğiniz gibi, seçim süreci içinde, nisan ayında çıkan, mayıs ayında yasalaşan ve Hükûmete altı aylık süreyle kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi veren düzenlemelerdir, yetki kanunudur.

Hükûmet, bununla 35 tane kanun hükmünde kararname çıkarmış ve âdeta kamu yönetimini altüst etmiştir ve bu yetki kanununu, kendisine verilen altı aylık süreyi son ana kadar kullanmıştır. Meclis açılmasına ve çalışmasına rağmen -3 Kasımda bitiyordu süre- 2 Kasım süresine kadar birçok düzenleme yapılmıştır ve en sonunda, kamu personel sistemi âdeta yeniden düzenlenmiştir. Bunları kabul etmek mümkün değil. Bunlar, AKP Hükûmetinin en çok övündüğü ekonomi alanında aslında hiç de başarılı olmadığını, bütünlükten yoksun olduğunu,  bütünlüğe sahip, olayları karşılıklı ilişkileri içinde gören bir yaklaşıma, perspektife sahip olmadığını açık bir biçimde ortaya koymaktadır.

Nitekim 2012 yılı merkezî yönetim bütçesine Cumhuriyet Halk Partisi olarak koyduğumuz muhalefet şerhinde de bu konuyu tüm ayrıntılarıyla açıklamış bulunuyoruz; tekrar milletvekilleri tarafından okunmasını dilerim.

Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, kanun teklifiyle, yap-işlet-devret modeliyle 3359 sayılı Kanun kapsamındaki kiralama modeline KDV istisnası getirilmiştir. Öncelikle belirtmeliyim ki, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu, özü itibarıyla istisna ve muafiyetlerin mümkün olduğunca en azda tutulması hâlinde amacına ulaşacak bir mantığa sahiptir. Bu çerçevede, bu teklifle getirilen istisnalarla sistemin etkinliği ciddi bir biçimde azaltılmaktadır.

Diğer taraftan, ilgili kanun teklifiyle getirilen KDV istisnası sonucunda, kısa dönemde KDV tahsilâtı azalacak ve bu da bütçe gelirlerinin azalmasına neden olacaktır. Bunun sonucunda, 2012 yılı merkezî yönetim bütçesinde öngörülen bütçe açığı tahminleri aşılacak ve kamunun ek borçlanma ihtiyacı ortaya çıkacaktır. Ayrıca, paranın zaman değeri dikkate alındığında bu kaybın maliyeti, yıllara sâri olarak giderek artacaktır.

Bu bağlamda, merkezî yönetim bütçesi üzerindeki mali etkilerin bir projeksiyon olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulması beklenirdi. Bununla birlikte, söz konusu KDV istisnası ile ne kadarlık bir vergi kaybının doğacağı, gerek alt komisyon gerek üst komisyon toplantıları sırasında grubumuz tarafından ısrarla talep edilmesine rağmen, ortaya konulamamıştır. Bu durum da vergi kaybının tutarının ne kadar olacağına ilişkin olarak Maliye Bakanlığı tarafından yapılan ciddi bir çalışmanın olmadığını açıkça ortaya koymaktadır.

Tabii, bu durumu daha geniş bir çerçevede aldığımızda başka bir sonuca da ulaşıyoruz: Ne yazık ki Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetleri için Dokuzuncu Kalkınma Planı, Orta Vadeli Program, 2012 yılı bütçesi, 2012 yılı Programı, bunlar hiçbir şey ifade etmemektedir. Bunlar daha yeni yasalaştı; biliyorsunuz değerli arkadaşlar, Ocak 1 itibarıyla yürürlüğe girmiş bir bütçe var ve düzenlemeler var ve o düzenlemelerle biz, Orta Vadeli Program’la önümüzdeki üç yıl içinde, 2012-2014 yılı içinde neler yapılacağını ortaya koyduk. Yani bunlar Hükûmet tarafından ortaya konulur, zaten ilgili kamu kurumları, Kalkınma Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Maliye Bakanlığı, hepsi bu sürecin içindedirler. Buralarda düzenlenmeyen, bütçe sürecinde düzenlenmeyen birtakım yapılanmaların, kanunların arkasından, böyle, üzerinden daha iki buçuk, üç ay geçmişken gündeme getirilmesini anlamak mümkün değil. Bakın, aynı şey 4+4+4 kanun teklifinde de gündeme gelmiştir. Değerli arkadaşlar, Dokuzuncu Kalkınma Planı’na baktığınız zaman -ki 2007-2013 yıllarını kapsamaktadır, ki AKP hükûmetleri zamanında çıkartılmıştır- bu konuda hiçbir hüküm yoktur. 13 Ekimde yasalaşan Orta Vadeli Program’da da hiçbir hüküm yoktur. Yani, buralarda yer alması gerekmez mi bunların? 2012 yılı Programı’nda da yoktur. Biliyorsunuz, 2012 yılı Programı’nda ayrıntılı tedbirler var. Tedbirlere bakıyoruz, hiç böyle bir şey yok. Bütçede de yok, para da konmamış. Sonra, birdenbire bakıyoruz, karşımıza bir kanun teklifi ya da Hükûmet tasarısı geliyor. Bunlar ciddiyetten uzaktır, gayriciddidir. Hükûmet yönetmek, ülke yönetmek ciddiyet ister değerli arkadaşlar. Bu konuda da kamu yönetiminin gerekli teamüllerine ve demokratik çerçevelere uyulmasının önemli olduğunu düşünmekteyim.

Diğer taraftan, -devam edersek konumuza- borçlanma maliyetleri yani kredi faiz oranları bir dizi faktöre bağlı olarak değişebilmektedir. Amaçlandığı gibi KDV istisnasının borçlanma maliyetlerini beklenen ölçüde düşürmeyebileceğinin yanı sıra, KDV istisnasının diğer hizmet alanları için de yatırımcı firmalarca talep edileceği göz önünde tutulmalıdır. Değerli arkadaşlar, bu da bu alanın gittikçe genişlemesi anlamına gelmektedir. Bu, KDV istisnası konusunda da, teşvikte de vardır, aynı şekilde yap-işlet-devrette de bu kanun teklifiyle gündeme gelmektedir.

Başka bir husus da 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu hükümleri uyarınca uygulanan yap-kirala-devret modelinde bu KDV istisnasının kira düzeyini ne ölçüde etkileyeceği konusunda açık ve yeterli bir bilginin komisyona sunulmamış olmasıdır. Biraz önce de bahsettim, bütün gelen hem KDV istisnası hem biraz sonra bahsedeceğim yap-işlet-devret, hepsinde bunların devlete nasıl bir yük, maliyet getirdiğine ilişkin ekonomik, mali çerçeveyi ortaya koyan bilgiler, dokümanlar ne yazık ki ortada gözükmemektedir.

Başka bir husus da ilgili kanun teklifinin 1’inci maddesinin 31/12/2023 tarihine kadar uygulanması öngörüldüğünden geçici madde yerine, sürekli maddede uygulanmasının, sürekli maddeyle düzenlenmesinin uygun olacağı hususudur. Çünkü eğer siz 2023 yılına kadar bu kadar hüküm içerecek, etkiler doğuracak bir maddeyi düzenliyorsanız bunları geçici maddede düzenlemek bizim kanun teklifine ve bürokrasinin alışkanlıklarına, geleneklerine de aykırıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin 2012 yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı’na ilişkin karşı oy yazısında da belirttiğimiz üzere, giderek yaygın bir biçimde birçok kamu hizmeti alanında uygulanan kamu özel iş birliği modelleri, koşullu yükümlülükler olarak bütçe açığının düşük görülmesine neden olurken yükümlülüklerin uzun vadeye yayılmasına yol açmaktadır. Kasım 2000 ve Şubat 2001 ekonomik krizlerinde de olumsuz sonuçlarını yaşadığımız koşullu yükümlülüklerin artması, ekonomi üzerinde ciddi belirsizliklere yol açmakta ve riskleri artırmaktadır. Bu belirsizliklerin yanı sıra, koşulların gerçekleşmesi, borç yönetimi ve kamu finansmanı açısından Orta Vadeli Program, Orta Vadeli Mali Plan ve merkezî yönetim bütçesinin hazırlık safhasında öngörülemeyen ek mali yüklerin doğmasına sebep olmaktadır.

3996 sayılı Kanun’a 2008 yılında getirilen değişiklikle, kamunun yapmak zorunda olduğu bir kısım yatırımların özel sektöre yaptırılması, bedelinin ise yılı bütçesine konulan ödeneklerle taksitler hâlinde ödenmesi mümkün kılınmıştır. Bu, bir nevi borçlanma yöntemidir. Bu uygulama, kamu borcunun gerçekte olduğundan daha düşük görünmesine yol açmaktadır. Diğer taraftan bunun anlamı, kamu yatırım harcamalarının bütçe dışına çıkarılmasıdır. Bu alan genişlediği ölçüde kamunun yatırım harcamaları azalmaktadır. Nitekim, kamu sabit sermaye yatırımlarının gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payı 2002 yılında yüzde 4,9 olan seviyesinden, 2010 yılında yüzde 4,3’e gerilemiştir.

Değerli arkadaşlar, elbette bir ülkenin gelişmesi için yapılacak yatırımlara kamunun yanında özel sektörün de girmesi normaldir, buna karşı değiliz, bunu isteriz ama temel kamu altyapı yatırımlarının, temel hizmetlerin, enerjinin, ulaştırmanın temelde dünyanın bütün ülkelerinde kamu tarafından yapılması esastır. Özel sektör, daha çok, ekonomi literatüründe “dış ticarete konu olan sektörler” dediğimiz imalat gibi, madencilik gibi, tarım gibi, turizm gibi sektörlerde yoğunlaşmak ve bu alanlarda yatırım yapmakla yükümlüdür. Kamu sektörünün özellikle altyapı yatırımları alanına girmesi ve bu alanda yatırım yapması, ekonomi içinde özel sektör yatırımlarını da uyarmakta ve ülkenin sermaye stokunu hızlı bir biçimde büyütmektedir. Ancak son dönemde kamu, altyapı yatırımlarını yeteri kadar yapmamakta ve bu boşluğu, doğan bu boşluğu özel sektörü devreye sokarak kamu-özel iş birliğiyle -ki bunun değişik modelleri vardır yap-işlet-devret, yap-işlet, yap-kirala gibi- karşılamaya, yapmaya çalışmaktadır. Bu konunun önem arz ettiğini düşünmekteyim ve kamu yatırımlarının hızlı bir biçimde 2002 yılındaki yüzde 4,9 olan seviyesine ve sonrasında da daha yüksek seviyelere çıkarılmasının gerekli olduğunu düşünüyorum.

Söz konusu kanun teklifi ile tutarı 30 milyar dolara ulaşan yap-işlet-devret projeleri için Hazine garantisi imkânı yaratılmış bulunmaktadır.

Değerli arkadaşlar, o arada ben Plan ve Bütçe alt komisyonunda da görev aldım, Plan ve Bütçe Komisyonunda hem alt komisyon görüşmeleri sırasında hem de üst komisyon görüşmeleri sırasında “Bu yap-işlet-devret projelerinin sayıları nedir, tutarları nedir?” diye ısrarla tekrar tekrar sormamıza rağmen sağlıklı bir cevap alamadığımızı belirtmek zorundayım. Bu da aslında bu alanda çok ciddi bir açık olduğunu gösteriyor. Yani devletin, kamunun, Hükûmetin bu alanda yapılmış olan yatırımların tutarının ne kadar olduğunu bilememesi de büyük bir zafiyete işaret etmektedir.

Söz konusu kanun  teklifiyle -biraz önce de söyledim- 30 milyar dolara ulaşan yap-işlet-devret projeleri için hazine garantisi imkânı yaratılmış bulunmaktadır. Bu, Türk mali sistemi üzerinde ciddi bir mali risk yaratmaktadır. Yap-işlet-devret modeli çerçevesinde gerçekleşecek yatırımların önümüzdeki dönemde artacağı yetkililerce ifade edilmiştir. Böyle bir durumda, hazinenin borcu üstlenmesi nedeniyle, kamu borcunun da artabilecek olması nedeniyle hazinenin riski yükselecektir. Hazinenin riski dolayısıyla faiz oranları yükselebileceği gibi, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'nin kredi notunu düşürmesi olasılığı da gündeme gelebilecektir. Bu konuya özellikle dikkat çekmek istiyorum çünkü Hükûmette, biliyorsunuz, işte not artırımı konusu, ciddi biçimde ekonomiden sorumlu bakanların da övündüğü konular arasında gelmektedir. Bu açıdan ortaya çıkacak bir zafiyetin Türkiye ekonomisinde borçlanmanın yükünü ciddi bir biçimde artıracağı aşikârdır.

Söz konusu değişiklik ile görevli şirket tarafından ödenecek finansman yükünün azaltılması ve böylece gerçekleştirilen yatırımların kamuya dönüş süresinin kısaltılmasıyla borçlanma maliyetlerinin azaltılması hedeflenmektedir. “Buna ilişkin olarak ilgili kamu kurum ve kuruluşlarımız tarafından yapılmış herhangi bir çalışma var mıdır?” sorusu, biraz önce de ifade ettiğim üzere, Plan ve Bütçe Komisyonunda Grubumuz tarafından ısrarla gündeme getirilmesine rağmen bir cevap alınamamıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teklifin 2’nci maddesiyle, yap-işlet-devret modeli kapsamında gerçekleştirilen ihalelerden yatırım bedelinin idare veya hizmetten yararlananlarca ödenmesinin mümkün olduğu projelerde ödeme yükümlülüğüne girme yetkisine sahip idarelerin kapsamı genişletilmektedir. Hizmet ve kuruluş itibarıyla böylesi bir genişlemenin yol açacağı risklerin, kamunun borçlanma projeksiyonu üzerinde ciddi belirsizlikler yaratacağı açıktır.

Diğer taraftan, dünyada kamu-özel iş birliği uygulamaları bağlamında hazine garantileri istisnai enstrümanlardır. Zira, kamu-özel iş birliği modeliyle amaçlanan şeylerden biri de kredi sağlayan kuruluşların, projeler üzerindeki gözetim ve denetimlerinin varlığıdır. Zira, kreditörler, verdikleri kredinin geri ödenmesinde bir sorun yaşamamak amacıyla, projeyle yakından ilgileneceklerdir. Ancak, hazine garantisi verilmesi durumunda, projeye idarece el konulduğu takdirde -ki bu durum proje şirketinin iflasını da kapsayan çok farklı gerekçelere dayanabilir- hazine garantisi devreye girecektir. Bu nedenle, kreditörlerin verdikleri borçları tahsil etme kaygıları olmayacak ve ilgili proje, kamu-özel iş birliğinin özü olan proje finansmanı esasından çıkıp, fiilen hazine borçlanması yoluyla yapılan bir projeye dönüşecektir.

Değerli milletvekilleri, kanun teklifinin problemli gözüken önemli bir maddesi de 4’üncü maddesidir. Teklifin 4’üncü maddesiyle 3996 sayılı Kanun’a bir geçici madde eklenmektedir. Buna göre, teklifin 3’üncü maddesinde getirilen dış finansman kredisini üstlenmeye ilişkin hükümler, uygulama sözleşmesi imzalanmış ancak finansman çalışmaları sonuçlandırılmamış projeler için de uygulanacaktır. Bununla birlikte, bu durumun, ihalesi yapılarak uygulama sözleşmesi imzalanmış yap-işlet-devret projeleri için, rekabete aykırılık iddialarını gündeme getirebileceği hususu göz önünde bulundurulmalıdır.

Diğer taraftan, Türkiye Cumhuriyeti hazinesi tarafından verilecek yüksek tutarlardaki bir kredi garantisine biçilecek fiyat değeri, ihalesi tamamlanmış bir projenin yüklenicisine, karşılığında bir şey talep edilmeksizin aktarılmış olacaktır. Bu kapsamda, söz konusu madde hükmünden yararlanacak olan şirketlerin, kanun teklifini verenler tarafından ve TBMM’de tartışılarak yüce Meclisimize açıklanmasının büyük önem arz ettiği kanısındayım. Çünkü, bu maddenin, belli birtakım şirketler için çıkartıldığına ilişkin ciddi iddialar ortada dolaşmaktadır. Bu konudaki bu iddialara açıklık getirmek Hükûmetin görevidir diye düşünüyorum.

Zamanı idareli kullanmak için son bir noktaya değinip konuşmamı bitireceğim. O da şudur değerli arkadaşlar, kanun teklifinin geneli üzerinde son olarak belirtmek istediğim husus: Kamu-özel iş birliği alanına bir çerçeve kazandırılması, parçalı ve dağınık mevzuatın toplulaştırılması ihtiyacının yanı sıra bu alana ayrılan kamu kaynağının büyüklüğü dikkate alındığında, TBMM’nin bu alandaki denetiminin mutlak surette etkinleştirilmesinin gerektiğidir.

Bu çerçevede, kamu-özel iş birliği modelinin yaygınlığı ve hacmi de göz önünde bulundurulduğunda, Sayıştayın kamu-özel iş birliği modelinin uygulamalarını performans denetimine tabi tutması ve müstakil bir raporu her yıl Plan ve Bütçe Komisyonuna sunması uygun olacaktır.

Buna ilaveten, Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonunun, özel gündemle yapılacak toplantıyla yılda bir defadan az olmamak üzere Hükûmet tarafından bilgilendirilmesine ilişkin düzenlemelerin mevzuata kazandırılması büyük önem arz etmektedir. Bu çerçevede, konunun ilgili kanun teklifinde düzenlenmesi uygun olacaktır.

Konuşmama burada son veriyor, hepinize saygılarımı sunuyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Türeli.

Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Kars Milletvekili Sayın Ahmet Arslan, buyurunuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA AHMET ARSLAN (Kars) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de hepinizi, Grubumuz adına söz almış olmam hasebiyle saygılarımla selamlıyorum.

Katma Değer Vergisi Kanunu, bazı yatırımların yap-işlet-devret modeliyle veya yap-işlet-kirala modeliyle yapılması kanunları ve yine Kamu İhale Kanunu’nda değişiklikler öngören kanun teklifi üzerine söz almış bulunuyorum.

Genel olarak “yap-işlet-devret” nedir, ne getiriyor diye bir özet yapıp sonra kanunun ayrıntılarıyla ilgili bilgiler arz edeceğim.

Yap-işlet-devret modeli, kamu-özel iş birliği projesinin en yaygın kullanılan modellerinden biri. Bir başka model ise yap-kirala-devret modeli ki bu, Sağlık Bakanlığının yaptığı bu tip uygulamalarda kullanılıyor.

Ülkemizde 1994 yılında yasal mevzuatına kavuşan bu model, Avrupa ülkelerinde 1980’li yılların başından itibaren öz kaynak yatırımlarının alternatifi olarak kullanılmaya başlanmış, özellikle son on yılda gelişen bir süreç, Avrupa ülkelerinin yanı sıra Latin Amerika ve Uzak Doğu ülkelerinde de oldukça yaygın kullanılmaya başlanmış. Japonya’da Tokyo Üniversitesi ve Filipinler’de kamu-özel iş birliği projeleri için araştırma bölümleri açılmış. Günümüzde modelin kullanıldığı projelerin sayısı ve mali büyüklüğü oldukça artmakta. Birçok ülke, gerek kamu gerekse finans sektöründe bu modelin uygulanmasına yönelik teşkilatlanmaya gitmiş, kamu-özel iş birliği projeleriyle ilgili müstakil birimler kurmuş, modelin tıkanıklıklarını gidermeye yönelik yasal düzenlemeler yapmış. Bizim de bugün yaptığımız ve yapmak istediğimiz bu.

Günümüzde yatırımların en etkin finans yöntemi olarak kullanılan bu modelin diğer ülke uygulamaları, tecrübeleri paylaşmak, modelin ülkeler bazında etkin işleyişini sağlamak amacıyla uluslararası konferanslar, paneller düzenlenmekte, bu oluşumlara modelin üç temel oyuncusu olan kamu sektörü, özel sektör ve finans sektörü temsilcileri katılarak modele katkı koymaktadırlar. Zira özellikle son yıllarda Türkiye Cumhuriyeti’nde Ulaştırma Bakanlığı, Enerji Bakanlığı ve Çevre, Su Bakanlığı bu modeli yaygın bir şekilde kullanmakta, Sağlık Bakanlığı da buna eklenmekte. Ben de 24’üncü Dönem milletvekili olmadan önce bu modeli yaygın olarak kullanan Ulaştırma Bakanlığının ilgili birimlerinde bu modelin içerisinde yer aldım ve şunu söylemekte fayda görüyorum: Özellikle dünyada bu modeli uygulamak isteyen birçok ülke geliyor, Türkiye’den bilgi alıyor veya Türkiye’deki bu konudaki uzmanlarla bilgi alışverişinde bulunuyor ve yap-işlet-devret modelinde “Türk modeli” diye artık dünyada sözü geçer, kabul görür bir model hâline gelmiş durumdadır.

Son iki yılda kamu-özel iş birliği projelerinin artan önemine paralel olarak projelere temin edilecek finansman ihtiyacı ciddi ölçülerde artmış, bu husus, projeleri üstlenecek özel sektör firmalarını da, kamuyu da yeni modeller arama yoluna zorlamıştır. Avrupa ülkelerinde baş gösteren finansal kriz kredi piyasalarında da ciddi bir darboğaza neden olmuştur. Küresel boyutta tüm ülkelerin bu modelin önünü açmak adına kamu ve özel sektör arasında risk paylaşımını yeniden gözden geçirdiklerini ve yüksek tutarlı finansman temininin gerçekleşmesi ve yatırımların hayata geçmesi amacıyla kreditörlere önemli güvenceler verdiklerini görmekteyiz. Birçok ülke bu projeleri uygulayarak öğrenmekte. Mutlulukla söyleyebiliriz ki Türkiye bunu yıllardır uyguluyor ve örnek bir ülke.

Kamu-özel iş birliği projelerinin darboğazlarını gidermeye ve modelin etkin işleyişini sağlamaya yönelik tüm çabaların altında yatan temel husus yap-işlet-devret veya yap-kirala-devret ve benzeri yöntemlerle gerçekleştirilen yatırımların tamamının kamu malı olduğudur. Bu, çok önemli bir şey. Kim yaparsa yapsın, mal sonuçta kamunun. Yap-işlet-devret modeli, kamunun yatırım stokunu artıran, sosyal kalkınma ve altyapı yatırımlarının gelişmesine önemli boyutta katkı sağlayan, yüksek maliyetli, ileri teknolojiyi haiz projelerin hayata geçirildiği, özel sektör mobilizasyonu ile projelerin yaratıcılığa vesile olduğu ve istihdam başta olmak üzere birçok alanda katma değer yarattığı projelerdir. Ülkemizde son on beş yıllık süreçte modelin en yaygın kullanım alanı, havaalanları, limanlar ve yat limanlarıdır. Bu modelin hayata geçirilmesiyle havaalanları ve yat limanlarında bugüne kadar yaklaşık 2 milyar dolarlık yatırım yapılmıştır. Bu tutarın tamamı özel sektör tarafından finanse edilmiştir ve yine, gerek havaalanlarında gerek yat limanlarında bu tip projelerin yapım ömrü bir buçuk ila iki yıldır. Ancak otoyollarda, köprülerde ve tünellerde dört buçuk-beş yıl gibi bir süreyi almaktadır. Ve yine havaalanlarında ortalama işletme süresi, kiralananlarda on yıl gibi bir süreye tekabül etmektedir.

Yap-işlet-devret projelerinde sağlanan yolcu garantileri devlete önemli gelir akışı sağlamıştır. Şöyle ki: Garanti edilen tutarın üstü kamu ve özel sektör arasında paylaşılmaktadır. Özellikle burada ifade edildi hatipler tarafından, verilen garanti hazineye ilave bir yük getirmektedir. Hâlbuki verdiğiniz garantiyle siz projelerinize olan güveninizi ortaya koymaktasınız. Bu, projenin kredibilitesini artırmakta ancak başka bir şeyi daha getiriyor, garanti üstü rakamdan ise pay alıyorsunuz. Bugüne kadar ülkemiz, bu projelerin garantisine ödediği parayı düştükten sonra yaklaşık 500 milyon dolar garanti üzeri gelirden pay almıştır. Garantiden dolayı hazinenin zararı değil, aksine 500 milyon dolarlık ilave gelir elde etmiştir ve yine yaklaşık 25 bin kişiye direkt istihdam sağlanmıştır. Özellikle gerçekleştirilen projelerin işletme dönemlerinde kamu yerine özel sektörün işletmeyi yapması nedeniyle işletme maliyetlerinde ciddi tasarruflar sağlanmıştır.

Yine, bu tip tesislerin işletilmesi ve işletme sonunda kamuya devredilmesi nedeniyle tesisin güncel ve teknolojiye uygun bir şekilde yenilenmesi de özel sektör sorumluluğunda olup bu sorumluluk yerine getirilmektedir ve yine projeler gerek yatırım döneminde gerek işletme döneminde kamu kurumları tarafından denetlenmekte ve uluslararası standartların bütünüyle bu projelerde uygulanması sağlanmaktadır.

Ülke refahının ve ekonomik kalkınmanın vazgeçilmez araçları olan yatırımların en etkin finansman yöntemi olan yap-işlet-devret veya yap-kirala-devret modeli bugün için en önemli darboğazları teşkil eden özel sektör finansmanının özellikle sözleşmelerde yer olan fesih dönemindeki akıbetinin kamu ve özel sektör arasındaki risk paylaşımı çerçevesinde yeniden düzenlenmesi, modelin ve ülkenin geleceği açısından büyük önem arz etmektedir. Unutulmamalıdır ki ülkelerin güçlü kamu-özel iş birliği projeleri güçlü bir yasal mevzuata dayanmaktadır. Bizim de yapmak istediğimiz budur.

Birkaç şeyi vurgulamakta fayda görüyorum. Bugüne kadar özellikle havaalanı, yat limanı, otoyollar, köprüler ve tüneller, üst üste koyduğunuzda, yaklaşık 9 milyar dolarlık yap-işlet-devret projesini özel sektör marifetiyle yaptırmaktayız ve yine, daha önce yap-işlet-devret modeliyle işletilip daha sonra kamuya devredilen bu tip işletmelerin kiralamalarıyla da ülkemiz yaklaşık 7 milyar dolar gelir elde etmiştir.

Özellikle garantilerin hazineye yük getirilmesi konuşuldu. Ben az önce örnek verdim. Garantilerle hazineye herhangi bir şekilde yük gelmesi söz konusu değil ancak projenizin kredibilitesini ve yapılabilirliğini artırmaktasınız. Hangi projeyi? Proje yapılırken sizin malınız, işletme süresi bittiğinde sizin malınız olarak kiraladığınız projeler.

Ve yine, özellikle 3’üncü maddesinde, kredilerin üstlenilmesinin hazineye ciddi bir maliyet getirdiği ve “Bunun faiz yükü demek, kredi derecelendirme kuruluşları tarafından Türkiye’nin notunun düşürülmesi demek.” dendi. Şunu özellikle vurgulayalım: Bugüne kadar yapılan hiçbir yap-işlet-devret projesi yarım kalıp, devredilip kredisi üstlenilmemiş ancak siz, sözleşmelerinde olmak şartıyla işin yürümediği zaman kamu tarafından, malın sahibi tarafından devralınacağını ve o güne kadar olan kredinin üstlenileceğini garanti etmekle projenin kredibilitesini yükseltiyorsunuz, projenin işletme süresini kısaltıyorsunuz ve işletme süresi kısalan projenin bir an önce kamuya devredilip kamunun kiralayarak buradan gelir elde etmesini sağlıyorsunuz. Bu, faiz yükü demek değil, tam tersine, yap-işlet-devret projelerinizin çok daha iyi bir şekilde yapılabilmesi demek.

Yine bir ifade kullanıldı “Hazine garanti veriyor.” diye. Bu projelerin hiçbirinde hazine garantisi yoktur ancak projenin yarım kalması durumunda sizin adınıza yapılan malın devralınması, devralınırken o güne kadar kullanılan kredinin üstlenilmesi ve o günden sonraki kredinin de eğer kredinin şartları uygun ise sizin tarafınızdan üstlenilmesi anlamına geliyor. Bunu özellikle vurgulamak istiyorum. Bir şeyi daha ifade edeyim. Zaten bugünkü mevzuatta da bu var. Genel bütçeli kuruluşlarda bu tip bir sıkıntının olması durumunda proje üstleniliyor ve hazine krediyi üstleniyor. Ancak gerek Karayolları gerek Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün özel bütçeli kuruluşlar hâline gelmesi nedeniyle, kredi kuruluşları, bu kurumların gelirlerinin olmaması gerekçesiyle hazinenin bunları üstlenmesini talep ediyor ve bu, kredibilitenin artması anlamına geliyor. Dolayısıyla, olan bir mevzuatın yeni düzenlemeler paralelinde düzeltilmesidir bu, “Bugüne kadar yoktu.” demek doğru bir ifade değil.

Yine, “Ulaştırma ve sağlık hizmeti tamamen kamu eliyle yapılır.” dendi. Doğrudur, her ikisinde de amaç ulaştırma ve sağlıkla ilgili gerekleri yapmak, vatandaşın hizmetine sunmaktır ancak bunu genel bütçeyle yapabildiğiniz gibi bu tip modellerle de yapabilirsiniz ve bu, dünyada çok yaygın olarak kullanılmakta olan modeller, yeni yaratılmış bir uygulama değil; bunu da vurgulamak istiyorum.

Yine, özellikle 2’nci maddede garantilerin üstlenilmesiyle ilgili bir ifade vardı. Burada, yüce Meclisin çatısı altında daha önce Yap-İşlet-Devret Kanunu’nda bir düzenleme yapıldı ve “katkı payı” diye bir düzenleme getirildi. “Garanti” ile “katkı payı” karıştırılıyor; katkı payında benzer sınırlamalar vardı ancak garantide yoktu. Şu anki kanunda da yok genel bütçeli kuruluşlar için. Yine, Karayolları ve DSİ’nin yeni pozisyonları nedeniyle katma bütçeli kuruluşlar da buna dâhil ediliyor, bunu da vurgulamakta fayda var.

Özellikle, 1’inci maddede katma değer vergisi istisnası getirmek neyi getiriyor? Arkadaşlar, bunu da birkaç cümleyle arz etmek istiyorum. Bu tip projeleri yaptığınızda sizin projenizin maliyeti belli. Bir hastane yapıyorsunuz, bir köprü yapıyorsunuz, bir tünel yapıyorsunuz, bir yat limanı yapıyorsunuz; projenin maliyeti 1 birim. Siz bu 1 birimlik projeyi yükleniciye yaptırıyorsunuz, yapım döneminden sonra yüklenici işleterek gelirini elde ediyor ve daha sonra bu tesis size kalıyor. Siz katma değer vergisi yükünü buna yüklediğinizde projeniz aynı ancak yüklenicilere yeni bir finansman zorunluluğu getiriyorsunuz ve bu finansmanın maliyetini de yüklenici ister istemez süresine ilave ediyor.

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) – Belediyelerinkini de kaldırın o zaman.

AHMET ARSLAN (Devamla) – On beş yıl olan bir işletmenizin süresi yirmi yıla çıkıyor ve bir şeyi özellikle vurgulamakta fayda var: Süre uzadıkça, kredi kuruluşları dünyadaki gidişatı göremedikleri için risk kat sayısını yükseltmekte ve kredinin, risk kat sayısından dolayı kredibilitesi, finans bulması daha yüksek bir maliyete geliyor. Siz yüklenici olarak işi yaptınız ve o öngörülen risk gerçekleşti. Öngörülen risk gerçekleşir ise -zaten teklifinizi de vermiştiniz- devletten bu parayı alıyorsunuz, eğer risk gerçekleşmez ise bu para yüklenicinin cebinde kalıyor. Arkadaşlar, bu düzenleme, yüklenicilerin daha kolay finansman bulmasını sağladığı gibi, kamunun gerçekleşmeyen bir riskin bedelini de ödemesini engellemekte. Bunu da özellikle vurgulamak istiyorum.

Yine, mevcut projelerde, yüklenicinin istemesi durumunda KDV’ye tekabül eden işletme süresi veya kira bedelinin düşürülmesi öngörülüyor. Bu projelerin hepsinin sözleşmesinde şöyle bir ifade vardır: “Eğer kamu isterse, belli bir oranda iş artışı verir ve bu iş artışına karşılık da süre verir.” Nasıl ki iş artışıyla siz ilave süre verebiliyor iseniz, iş eksilişiyle de KDV’yi düşebilirsiniz veya kira eksilişiyle de bu tip bir düzenleme yapabilirsiniz. Kanunun kendisi de ve sözleşmeler de -şu anki sözleşmeler de- bunlara ziyadesiyle cevaz veriyor.

Yine, özellikle 4’üncü maddede, mevcut devam eden işlerin kredi yüklenimiyle ilgili olarak, hazine garantisinden yararlanması konusunun yüklenicilere menfaat getirildiği söylendi. Tekrar söylüyorum: Böyle bir şey söz konusu değil, zira biz ilana çıkarken, sözleşmemizde, şartnamemizde Türkiye Cumhuriyeti olarak bunu üstleneceğimizi zaten ifade etmişiz. Yaptığımız tek fark, idarenin kendisi değil -katma bütçeli idarenin kendisi değil- ilgili bakanın talebi, hazinenin sorumlu olduğu bakanın teklifiyle Bakanlar Kurulu tarafından hazineye bu sorumluluğun verilmesidir.

5’inci madde, Devlet Demiryollarının bağlı ortaklıklarının Devlet Demiryollarıyla yapacakları alışverişlerde, mal ve hizmet alımlarında KDV istisnası getirmesi maddesidir. Şu anki düzenlemede 6 milyon 629 bin liraya kadar olan kamu kurumlarının birbirlerinden mal ve hizmet alımlarında istisna maddesi var zaten. Ancak gerek Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarının son yıllardaki gelişmesine paralel olarak gerek bağlı ortaklıklarının son yıllarda yaptıkları mal ve hizmetlerle çok büyük miktarda bedellere mal olan hizmetler üretmekteler; zira lokomotifler yapmaktalar, zira tren setleri yapmaktalar. Bugün bir tren setinin maliyeti 10 milyon doları geçiyor. Siz bağlı ortaklığınızdan bir tren seti almak isteseniz tamamen alamıyorsunuz, parça parça almanız lazım. Parçayı aldığınızda da Kamu İhale Kanunu benzer alımların peş peşe alınmasını kabul etmiyor, parçalanarak alınmasını kabul etmiyor. Dolayısıyla kendi bağlı ortaklığınızdan  mal alamıyorsunuz, başka birine veriyorsunuz ihaleyi. O başka biri de üzerine kâr koyarak, gidip sizin bağlı ortaklıklarınıza iş yaptırıyor. Bizim getirdiğimiz istisna, Devlet Demiryollarının yüzde 99,94 ortağı olduğu veya sahibi olduğu bağlı ortaklıklarından direkt alım yapabilmesidir; bunu özellikle vurgulamak istiyorum.

6’ncı madde var. 6’ncı madde, özellikle danışmanlık hizmeti satın alınır iken belli istekliler arasında alım için şu anki rakamın değiştirilmesini öngörüyor. İki cümleyle ifade edeyim: Şu anki rakam 172.927 lira. 48’inci madde buna atıfta bulunuyor, bu rakamın altındaki danışmanlık hizmetinizi hizmet alımı yöntemiyle yapabilirsiniz. Bunun anlamı şu: İhalenize çıkarsınız, herkes gelir, teklif verir. Teklifi yeterli olan herkesin mali tekliflerinden en ucuz olana ihaleyi verirsiniz. 172 bin liranın üstünde olan danışmanlık hizmeti satın almalarında ise önce firmaların teklif dosyalarını alırsınız, onların içerisinde en yüksek puan alanları belirlersiniz, daha sonra onlardan mali ve projeye yönelik tekliflerini alırsınız, tekrar bir değerlendirme yaparsınız ve onların içerisinden uygun olana verirsiniz, en ucuz olana verirsiniz değil. Yaklaşık altı ay demek. Hâlbuki artık ülkemizde herhangi bir projeye karar verildiğinde projenin aylarca sürüncemede kalması istenmez, kamulaştırılması, ön etüdü, ön fizibilitesi birkaç ay içerisinde bitirilerek projeye başlanmak istenir. Neden? Nedeni şu: Kaynak sıkıntınız yok, vatandaş bekliyor. Eğer bir projeyi vatandaşın hizmetine sunmak üzere yapmaya karar vermiş iseniz bunu bir an önce hayata geçirmeniz lazım.

Yaptığımız tek şey var, danışmanlık hizmeti satın almada bedeli 4 misline yani 691 bin 708 liraya çıkararak çok daha hızlı bir şekilde karar alabilecek ve hizmeti satın alabilecek bir düzenleme getiriyoruz. Ayrıca proje çok önemli ise, özellikli ise, belli istekliler arasında yapılma ihtiyacı varsa bu yetki de zaten kurumlarda var, onu da vurgulamak istiyorum.

Dolayısıyla bu işlerin içinden gelen, bu işlerin detayında yorulmuş bir arkadaşınız olarak bütün düzenlemelerin ülkemiz için, memleketimiz için hayırlı olduğuna eminim.

Teklifin kanunlaşarak ülkemize, insanımıza hayırlı, uğurlu olmasını diliyor, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Arslan.

Şahıslar adına İzmir Milletvekili Sayın Ahmet Kenan Tanrıkulu.

Buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)

AHMET KENAN TANRIKULU (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 194 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin tümü üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Yap-işlet-devret mevzuatında gerek 2008 yılında gerekse 2011 yılında çok kapsamlı değişiklikler yapıldı. Bu değişikliklerle, projelerin hazırlık ve onay sürecinin kolaylaştırılması, nitelikli projelerin belgelenmesi, bunların hazırlanması ve imkân sağlanması cazip hâle getirilmişti; bu şekilde amaçlandığı söylendi ve iddialar bu yöndeydi. Ancak bu her iki değişikliğin de Genel Kurulda görüşülmesi sırasında, şahsen benim de dile getirdiğim birtakım sorunların ileride yaşanabileceğine dair öngörüler maalesef gerçekleşmiş oldu günümüzde de. Şimdi, bir kez daha, bu noktada Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun sözcülerinin haklılığını teyit etmiş bulunuyoruz.

Bugün görüşmekte olduğumuz teklif de benzer sorunlar barındırmakta ve ileriki yıllarda bazı sorunların yaşanacağını ve başta milletimiz ve devletimizin bütçesine ağır yükler, ağır ekonomik sorumluluklar getireceğini şimdiden öngörebiliriz. Devlet bütçesi adına böylesine riskler taşıyan bir düzenlemeyi iktidarın da taslak olarak değil, aslında Hükûmet tasarısı olarak getirmesi ve tekliften çıkartarak, son zamanlarda alışkanlık hâline getirdiği teklif uygulamalarının da bir kenara bırakılması gerekirdi. Tabii, hâl böyle olunca, teklif sahiplerinin ilgili kurum ve kuruluşlardan, kamu teşkilatlarından yeterince görüş alamadığını ve bunların da bu teklife yansımadığını görüyoruz.

Değerli milletvekilleri, eski adıyla Devlet Planlama Teşkilatının hazırladığı programlarda, bugünkü adıyla Kalkınma Bakanlığının 2012 Yılı Programı’na da baktığımız zaman, bu konuyla ilgili önemli ifadelerin de yer aldığını görüyoruz. Orada deniyor ki: “Kamu-özel iş birliği alanında nitelikli fizibilite etütlerinin hazırlanamaması, kamu-özel iş birliği alternatifinin karşılaştırmalı olarak analizlerinin tam yapılmaması gerek yatırımcı kuruluşlarda gerekse sistemdeki diğer kurumlarda kurumsal kapasite eksikliğine yol açıyor, projelerin düzenli takibinin yapılması engelleniyor ve raporlama yönünden de bazı izleme ve değerlendirme sistemlerinin bulunmaması temel sorunları hâlinde devam edegeliyor.”

Şimdi, bunun en güzel örneğini geçtiğimiz günler içerisinde iki kez ihalesi iptal olan üçüncü Boğaz köprüsünde görüyoruz. Bu projede güzergâh başta olmak üzere Devlet Planlama Teşkilatının yine görüşleri ve hemen bunun ardından da Yüksek Planlama Kurulunda bazı itirazlar dikkate alınmamış ve en son ihalede de özel sektörün bu büyüklükte bir finansman bulamaması nedeniyle de iptal olmuştur. Şimdi, Hükûmet bu tip eleştirilerin hepsine kulaklarını tıkıyor ve bu konudaki ısrarını da devam ettiriyor. Bunun sonucunda da hem zaman yönünden hem de bürokrasideki israf nedeniyle bu proje üçünce kez ihaleye hazırlanmakta bugünümüzde.

Özel sektörün finansman ihtiyacı konusunda da ekonomi yetkilileri bazı gerçekleri göz ardı ediyor değerli milletvekilleri. Bir kere, bu yıla baktığımız zaman, hemen Merkez Bankası Başkanının kendisinin bizzat açıkladığı verilere göre özel sektörün geri ödeyeceği borç miktarı 63,2 milyar dolar. Öte yandan, 2012 yılıyla ilgili, çok değişik ekonomi kurumlarının, uluslararası kuruluşların öngörüleri de ısrarla diyor ki: “Kaynak bulmakta zorlanacaksınız.” Bu da önemli bir öngörü. Avrupa bankaları kendi borç krizleri nedeniyle ya kredilerini kısmak zorunda kalacaklar veyahut da başka alanlara yönlendirecekler veya kredi faizlerini yükseltecekler. Dolayısıyla, ülkemizde gerçekleşecek olan bazı yap-işlet-devret projeleri de olması gerekenden daha yüksek maliyetle karşımıza bedellenecek, çıkacak.

İşte bu yüzden, AKP hükûmetleri, baştan itibaren, geçtiğimiz süreç içerisinde, kamu-özel iş birliği kapsamında hem kapsayıcı hem de güvenilir bir politika maalesef üretememiştir. Bu projelerin, yani yap-işlet-devret projelerinin tabii ki bazı avantajları vardır, burada iktidar sözcüleri bunu dile getirdi ama önemli dezavantajları da bulunmaktadır. Bunlardan belki de en önemlisi ülkenin içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik istikrar meselesidir, istikrarla bu konu paralel gitmektedir. Eğer ekonomik bunalıma girme gibi bir risk taşıyorsa ülke ekonomisi, o zaman bu projeler de maliyet anlamında daha yüksek bedellenecektir.

Şimdi, bu sistemin denetlenmesi konusunda da problemler karşımıza çıkmaktadır. Gerek Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekse Sayıştay, görev olarak, bu alandaki performans gelişmelerini takip etmek zorunda ve gerekli tedbirlerin de alınmasını sağlamak zorunda.

Teklifle öngörülen bir başka düzenleme de yap-işlet-devret projeleri çerçevesinde hazine garantilerinin genişlemesi ve alınabilmesi meselesi. Şimdi, burada da önemli bir riskle karşı karşıyayız aslında. Ortaya çıkan risk gene vatandaşın sırtına sarılmakta. Örneğin, Büyükşehir Belediyesinin metro projelerinin Bakanlığa devredilmesi ekonomik yönden kârlı olmayan en önemli örneklerden de bir tanesi.

Değerli milletvekilleri, teklif mini bir torba kanun teklifine dönüşmüş. Hep diyoruz ya ve burada, bu kürsülerde de eleştiriyoruz Hükûmetin, iktidarın uygulamalarını. Bu teklif de gene bir torba kanun niteliğine bürünmüş. Oradan buradan değişik kanunları değiştirerek bir çerçeve kanun hazırlanmaya çalışılmış ve sonuçta da karşımıza getirilmiş. Örneğin, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nda bir değişiklik yapılıyor. Eğer bu Kanun’da bir değişiklik yapılacaksa, bazı istisnalar getirilecekse -KDV istisnasında olduğu gibi- bu Kanun’un, yani Kamu İhale Kanunu’nun kendisine gidilip bizzat orada bu değişikliklerin yapılması gerekirdi.

BAŞKAN – Sayın Tanrıkulu, bir saniyenizi rica edebilir miyim.

Ek süre vereceğim size.

Sayın Hatip’in konuşmasının bitimine kadar Genel Kurulun uzatılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Buyurun Sayın Tanrıkulu.

AHMET KENAN TANRIKULU (Devamla) – Efendim, Kamu İhale Kanunu’nun 66’ncı maddesi bir yasa gereği bunu getirmektedir.

Gene 2002 yılından bugüne kadar, Kamu İhale Kanunu’nda 66’ncı maddeye göre, yani uygunluğuna göre, 18 kez değişiklik yapılmış, bunun dışındaki farklı düzenlemelerle 22 kez düzenlemeye gidilmiş ve Kamu İhale Kanunu şimdi 23’üncü kez değiştirilmek istenmektedir. Dolayısıyla buradaki danışmanlık hizmeti limitleri arttırılıyor, kapsamdan çıkarılıyor ve bu kanun ilk çıkarılış amacından, hâliyle, çok değişik bir noktaya doğru getiriliyor.

Değerli milletvekilleri, 2011 Yılı Yatırım Programı’nda kısmen veya tamamen dış proje finansman kredisiyle yapılması öngörülen toplam proje tutarı 73 milyar liradır ve burada 75 adet projeden bahsedilmektedir. Öte yandan bu teklif getirildiğinde Hükûmet yetkilileri tarafından, bizzat Sayın Başbakan Yardımcısı tarafından -bu Komisyonda görüşülen- ilk etapta 45 milyar değerinde 76 projeden bahsedilmektedir. Yani bir proje kalabalıklığıyla rakamlar havada uçuşmaktadır, yazılı belgelerde, bizzat Hükûmetin hazırladığı belgelerde farklı tutar ve proje sayısından bahsedilmektedir ama Hükûmet yetkilileri tarafından da başka birtakım rakamlar birbirini getirmiştir; ortada bir rakam bolluğu ve birbirini tutmayan sayılar vardır. Dolayısıyla burada da, bu teklifte ne kadar projenin ve tutarının ne olduğu kamuoyuyla paylaşılmak zorundadır.

Şimdi, bizim özellikle dış borcun, 2011’in üçüncü çeyreğinde özel sektörün dış borcunun 204 milyar doları bulduğu bir noktada, muhtemel bir ekonomik sorunla karşı karşıya kalındığında bu borcun hazineye yükleneceği ve dolayısıyla bu yap-işlet-devret projelerinde de bu hazine yükünün artacağı noktasındaki kuşkumuz gerçekten giderilememiştir. Bu teklifte maalesef hem alt komisyonda hem de bizzat Komisyonun kendisinde görüşmeler sırasında da rakamların ortaya konmaması ve Komisyon üyelerinin ve burada da Meclis Genel Kurulunun tatmin edilmemesi meselesi hepimizin kafasında bazı kuşkular yaratmaktadır.

KDV istisnasını milletimizin yararına olarak niteleyenler KDV gelirlerinden meydana gelecek olan kayıpların da ne şekilde kapanacağını açıklamamışlardır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Şimdi ek süre vereceğim.

Buyurun.

AHMET KENAN TANRIKULU (Devamla) – Teşekkür ederim.

Son konuşmacı olmanın avantajı herhâlde Sayın Başkanım.

Bu teklifle yap-işlet-devret projelerinin kolaylaşacağını, hızlanacağını ifade edenlere bir de bir örnek vererek sözlerimi bitirmek istiyorum değerli milletvekilleri.

İzmir’in yıllardır bekleyen liman projelerinin hayata geçirilmesi noktasında da artık, bu teklifler eğer yasalaşırsa Hükûmet yetkililerinin mazeretlerinin kalmayacağını da bir kez daha sizlerin huzurunda tekrar ediyor, bu teklifin yasalaşırsa eğer ülkemize hayırlar getirmesini temenni ediyorum.

Saygılarımı sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Tanrıkulu.

Alınan karar gereğince, kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen işleri sırasıyla görüşmek için 21 Mart 2012 Çarşamba günü saat 14.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

 

Kapanma Saati: 20.03