DÖNEM:
24 CİLT:
14 YASAMA
YILI: 2
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
68’inci Birleşim
21 Şubat 2012 Salı
(TBMM Tutanak Hizmetleri
Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip
üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak
yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L E R
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III. - YOKLAMA
IV. - GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALARI
1.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, Kocaeli Dilovası Organize Sanayi Bölgesi’nin yaratmış olduğu
çevre kirliliği ve kanser hastalıklarındaki artışa ilişkin gündem dışı
konuşması ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı
2.- Ardahan Milletvekili
Orhan Atalay’ın, Ardahan ilinin düşman işgalinden kurtuluşunun 91’inci ve
Ardahan Mebusu, Millî Mücadele Şark Komutanı Halit Paşa’nın vefatının 87’nci
yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
3.- İstanbul Milletvekili
Ali Özgündüz’ün, Hocalı katliamına ilişkin gündem dışı konuşması
V.-
AÇIKLAMALAR
1.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutan’ın, Bayburt ilinin düşman işgalinden
kurtuluşunun 94’üncü yıl dönümüne ilişkin açıklaması
2.- Afyonkarahisar
Milletvekili Ahmet Toptaş’ın, Kurtuluş Savaşı kahramanı Ali Çetinkaya’nın
ölümünün 63’üncü yıl dönümüne ilişkin açıklaması
3.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğru’nun, Hocalı katliamına ilişkin açıklaması
4.- Kocaeli Milletvekili
Mehmet Hilal Kaplan’ın, Kocaeli Dilovası’nda yeni organize sanayi bölgeleri
kurulması ve bölgedeki kömür depolarının insan yaşamı açısından tehlike arz ettiğine
ilişkin açıklaması
5.- Mersin Milletvekili
Aytuğ Atıcı’nın, birçok yerde çevre katliamı yapıldığına ve Sağlık Bakanlığının
koruyucu hekimlikten uzaklaştığına ilişkin açıklaması
6.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Mersin’in Gülnar ve Çamlıyayla ilçelerinde yaşanan uzman hekim eksikliği
sıkıntısına ve Emekli Sandığı mensupları için intibak çalışmasının yapılıp
yapılmadığına ilişkin açıklaması
7.- Ankara Milletvekili
Bülent Kuşoğlu’nun, Libyalı muhalif direnişçilerle ilgili soru önergesine cevap
alamadığına, haklarında çıkan haberler konusunda Hükûmet adına bir açıklama
yapılmasını istediğine ilişkin açıklaması
8.- Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, bir Bakanın ana muhalefet partisiyle ilgili beyanı
ile Ardahan Milletvekili Orhan Atalay’ın gündem dışı konuşmasındaki bir
ifadesine ilişkin açıklaması
9.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak
Doğu Türkistanlı soydaşlarımızın haklarına sahip çıkılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
10.- Adıyaman Milletvekili
Mehmet Metiner’in, Hocalı katliamına ilişkin açıklaması
11.- İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın Meclis araştırması
önergeleri üzerinde Hükûmet adına yaptığı konuşmayla ilgili açıklaması
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün (6/1067) ve (6/1069) esas numaralı sözlü soru önergelerini geri
aldığına ilişkin önergesi (4/25)
2.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün (2/30) esas numaralı, Emekliler ile Bunların Dul ve Yetimlerinin
Sendikalaşması Hakkında Kanun Teklifi’nin doğrudan
gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/26)
B) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ve 21 milletvekilinin, özel hastanelerin problemleri ve bu
problemlere neden olan etkenlerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/152)
2.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ve 20 milletvekilinin, son yıllarda çocuk suçluluğundaki
artışların çok yönlü değerlendirilmesi, suç profilleri
oranlarının tespiti ve alınacak sosyal ve hukuki tedbirlerin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/153)
3.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ve 22 milletvekilinin, şeker pancarı tarımının içinde bulunduğu
olumsuz durumun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/154)
4.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık ve 21 milletvekilinin, ülkemizde çocuklarımız ve gençlerimiz
tarafından kontrolsüz ve yoğun şekilde oynanan online
(çevrimiçi) oyunların neden olduğu kayıt dışı sanal ticaretin ve çocuklarımız
ve gençlerimiz üzerinde yarattığı etkilerin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/155)
5.- Ankara Milletvekili
Cevdet Erdöl ve 20 milletvekilinin, çocuk ve
gençlerimizin İnternet ve diğer bilgi iletişim teknolojilerini kullanırken
karşı karşıya oldukları riskleri en aza indirmek ve güvenli bir şekilde bilgiye
ulaşmalarını sağlamak için yapılması gerekenlerin, uygunsuz ve/veya kanunsuz
içerikleri barındıran İnternet sitelerine uygulanması gerekli müeyyidelerin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/156)
6.- Adana Milletvekili
Necdet Ünüvar ve 20 milletvekilinin, ülkemizde İnternet kullanımının sosyal
kesimler arasındaki durumu, kontrolsüz kullanımın meydana getirdiği sorunlar ve
güvenlik tehditlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/157)
7.- İzmir Milletvekili
Erdal Aksünger ve 28 milletvekilinin, bilişim
sektöründe yaşanan sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/158)
8.- Gaziantep Milletvekili
Mehmet Erdoğan ve 27 milletvekilinin, bilgi iletişim teknolojilerindeki
gelişmelerin beraberinde getirdiği imkân ve risklerin araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/159)
9.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel ve 20 milletvekilinin, başta sosyal paylaşım siteleri olmak
üzere İnternet kullanımının aile yapısı üzerindeki olumsuz etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/160)
VII.-
ÖNERİLER
A) Danışma Kurulu Önerileri
1.- (10/108), (10/155),
(10/156), (10/157), (10/158), (10/159) ve (10/160) esas numaralı Meclis
araştırması önergelerinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 21/2/2012
Salı günkü birleşiminde birleştirilerek yapılmasına ve görüşmelerinin
tamamlanmasına kadar çalışmalarını sürdürmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi
VIII.-
SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, belediye iktisadi teşekküllerinde sözleşmeli olarak çalışanlara
kadro verilmesine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/12) ve
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
2.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, sahte fatura düzenleyenlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/33)
ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
3.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, emekliler arasındaki maaş farklılıklarının giderilmesine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/40) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
4.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, mücevher sektöründeki ÖTV uygulamasına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/90) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
5.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, işçi ve memurlardan kesilen vergi oranlarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/98) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
6.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğru’nun, akaryakıt ürünlerinden alınan vergi oranlarının düşürülüp
düşürülmeyeceğine ilişkin sözlü soru önergesi (6/109) ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşek’in cevabı
7.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, akaryakıt fiyatlarına ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/210) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
8.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana’da köylüler tarafından kullanılan Hazine
arazilerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/235) ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşek’in cevabı
9.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, akaryakıt ürünlerindeki vergi oranlarına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/248) ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşek’in cevabı
10.- İstanbul Milletvekili
Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, taksici esnafına yeni
taksi alımında ÖTV ve KDV istisnası getirilmesine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/264) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
11.- İstanbul Milletvekili
Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, vakıf üniversitelerine
kamu kurum ve kuruluşlarından yapılan arazi ve bina tahsislerine ilişkin sözlü
soru önergesi (6/275) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
12.- İstanbul Milletvekili
Süleyman Çelebi’nin, taksi esnafının sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/281) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
13.- İstanbul Milletvekili
Süleyman Çelebi’nin, vakıf üniversitelerine kamu kurum ve kuruluşlarından yapılan
arazi ve bina tahsislerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/290) ve Maliye Bakanı
Mehmet Şimşek’in cevabı
14.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, kamu sektöründe çalışan iki yıllık meslek
yüksekokulu mezunlarının özlük haklarının iyileştirilmesi çalışmalarına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/312) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
15.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, esnaf ve sanatkârların vergi borçlarının
yeniden yapılandırılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/316) ve Maliye Bakanı
Mehmet Şimşek’in cevabı
16.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, TOKİ ihalelerini alan firmalara ve ödedikleri
vergilere ilişkin sözlü soru önergesi (6/341) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in
cevabı
17.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, kamuda bazı unvanlarla çalışan personelin
özlük haklarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/344) ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşek’in cevabı
18.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, serbest meslek mensuplarının tahsil
etmedikleri alacaklar için vergi ödemek zorunda oldukları iddiasına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/346) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
19.- Balıkesir Milletvekili
Namık Havutça’nın, çiftçinin kullandığı mazotta
ÖTV’nin kaldırılmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/362) ve
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
20.- İstanbul Milletvekili
Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, vadeli ithalatta alınan
kaynak kullanma fon oranının artırılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/381)
ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
21.- Tunceli Milletvekili
Kamer Genç’in, bir ABD firmasının Türkiye’de rüşvet dağıttığı iddialarına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/398) ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşek’in cevabı
22.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, akaryakıt ürünlerinden alınan vergilere
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/421) ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşek’in cevabı
23.- Adana Milletvekili Ali
Demirçalı’nın, 17 Ağustos 1999 depreminin ardından
getirilen vergilerin gelirlerinin kullanım alanlarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/432) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
24.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, ÖTV zammının otomotiv sektörüne etkilerine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/439) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
25.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, şeker fabrikalarının özelleştirilmesine
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/441) ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşek’in cevabı
26.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, otoyolların ve köprülerin özelleştirilmesi
çalışmalarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/492) ve Maliye Bakanı
Mehmet Şimşek’in cevabı
27.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, işçilerin ve memurların brüt ücretlerine uygulanan vergi
oranlarının eşitlenmesine ve emekli maaşlarına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/504) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
28.- Adana Milletvekili Ali
Halaman’ın, iktisadi ve idari ilimler fakültesi
mezunlarının sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/610) ve Maliye Bakanı
Mehmet Şimşek’in cevabı
29.- Ankara Milletvekili
Zühal Topcu’nun, Bakanlıkta ve Bakanlığa bağlı kurum
ve kuruluşlarda özürlü personel istihdamına ilişkin sözlü soru önergesi (6/646)
ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
30.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlıkta görev yapan bazı çalışanların
mağduriyetinin giderilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/693) ve Maliye
Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
IX.-
MECLİS ARAŞTIRMASI
A) Ön Görüşmeler
1.- BDP Grubu adına Grup
Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın,
telif hakları konusunda yaşanan sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/108)
2.- Kütahya Milletvekili Alim Işık ve 21 Milletvekilinin, internet üzerinden oynanan
oyunların neden olduğu kayıt dışı sanal ticaretin ve çocuklar ve gençler
üzerindeki etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/155)
3.- Ankara Milletvekili
Cevdet Erdöl ve 20 Milletvekilinin, çocuk ve
gençlerin internet ve diğer bilgi-iletişim teknolojilerini kullanırken karşı
karşıya kaldıkları risklerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/156)
4.- Adana Milletvekili
Necdet Ünüvar ve 20 Milletvekilinin, kontrolsüz internet kullanımının yol
açabileceği sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/157)
5.- İzmir Milletvekili
Erdal Aksünger ve 27 Milletvekilinin, bilişim
sektörünün sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/158)
6.- Gaziantep Milletvekili
Mehmet Erdoğan ve 27 Milletvekilinin, bilgi iletişim teknolojilerindeki
gelişmelerin beraberinde getirdiği imkan ve risklerin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/159)
7.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel ve 20 Milletvekilinin, sosyal paylaşım siteleri başta olmak
üzere, internet kullanımının aile yapısı üzerindeki olumsuz etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/160)
X.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçay’ın, Akhisar Sigara Fabrikasına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı
Mehmet Şimşek’in cevabı (7/1519) (Ek cevap)
2.- Erzincan Milletvekili
Muharrem Işık’ın, üniversitelerin tıp fakültelerinde 2547 sayılı Kanun’un
38’inci maddesiyle görevlendirilen kişilere ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı
Recep Akdağ’ın cevabı (7/2603)
3.- Ankara Milletvekili
İzzet Çetin’in, AOÇ arazisi üzerine Başbakanlık kampüsü inşa edileceği
iddialarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Eker’in cevabı (7/2736)
4.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlardaki boş kadrolara,
Bağlı kurum ve kuruluşlarda
hizmetlerde taşeronlaşmaya ve taşeron firma çalışanlarının bazı sorunlarına,
İlişkin soruları ve
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın cevabı (7/2763), (7/2764)
5.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğru’nun, Tokat’taki esnafın durumuna ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanından sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın cevabı (7/2790)
6.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçay’ın, özürlülerin sosyal ve kültürel her türlü yapılara erişimine
ilişkin sorusu ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in cevabı
(7/2807)
7.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, merkez ve taşra teşkilatlarındaki boş
kadrolara ilişkin sorusu ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in cevabı
(7/2808)
8.- Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova’nın, eczanelerin ve vatandaşların kamu kurum iskontosu uygulamasından kaynaklanan mağduriyetlerine
ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı
(7/2811)
9.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, Bakanlığın merkez ve taşra
teşkilatlarına ait binalarının depreme karşı güçlendirilmesi çalışmalarına
ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı
(7/2815)
10.- Balıkesir Milletvekili
Haluk Ahmet Gümüş’ün, kamu görevlilerinin toplu görüşme ve toplu iş
sözleşmesine ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in
cevabı (7/2816)
11.- Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu’nun, Trabzon Belediyesi İmar Komisyonu Başkanı
hakkındaki bazı iddialara ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in
cevabı (7/2866)
12.- Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova’nın, Balıkesir’deki bazı köylerin kanalizasyon sorununa
ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in cevabı (7/2870)
13.- Adana Milletvekili Ali
Halaman’ın, Adana ve ilçelerinde yürütülen proje ve
yatırımlara ilişkin sorusu ve Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın cevabı
(7/2921)
14.- Adana Milletvekili Ali
Halaman’ın, Adana ve ilçelerindeki ormanların bakımı
ve yanan ormanlık alanların yeniden ağaçlandırılmasına ilişkin sorusu ve Orman
ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/2934)
15.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, özelleştirme uygulamaları sonucu işsiz kalan ve geçici
personel olarak kamu kurumlarında istihdam edilen işçilerin sözleşmelerine
ilişkin Başbakandan sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in
cevabı (7/2958)
16.- İstanbul Milletvekili
Süleyman Çelebi’nin, sendikalar ve toplu sözleşmeyi düzenleyen mevzuatın
uluslararası normlara uygun hale getirilmesine ilişkin sorusu ve Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/2969)
17.- Malatya Milletvekili
Veli Ağbaba’nın, asgari ücretin saptanmasına ve
yapılan zam oranlarına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Faruk Çelik’in cevabı (7/2972)
18.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, TOKİ’nin Trabzon Zağnos
Vadisi Projeleri için yaptığı harcamalara ilişkin Başbakandan sorusu ve Çevre
ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/3048)
19.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, Yenimahalle TOKİ 2. Etapta yaşanan ısınma sorununa
ilişkin Başbakandan sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın
cevabı (7/3134)
20.- Ankara Milletvekili
İzzet Çetin’in, tarım sektöründe çalışan kadınların sosyal güvenlik haklarına
ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı
(7/3192)
21.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Merkez Müdürlüğü bilgisayar sistemi
alt yapısının kurulumuna ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Faruk Çelik’in cevabı (7/3194)
22.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, emeklilerin bazı ilaç bedellerinin SGK tarafından
ödenmemesiyle yaşanan mağduriyete ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/3198)
23.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık merkez ve taşra teşkilatı binalarının
bakım ve onarımına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
(7/3254)
24.- Afyonkarahisar
Milletvekili Ahmet Toptaş’ın, veremle savaşta yapılan çalışmalara ilişkin
sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı (7/3277)
25.- Adana Milletvekili Ali
Halaman’ın; Çukurova, Aladağ, Kozan, Seyhan, Feke,
Tufanbeyli, İmamoğlu, Karataş, Sarıçam, Yumurtalık, Pozantı, Saimbeyli,
Karaisalı ve Yüreğir’de yürütülen proje ve yatırımlara ilişkin soruları ve
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/3328), (7/3329),
(7/3330), (7/3331), (7/3332), (7/3333), (7/3334), (7/3335), (7/3336), (7/3337),
(7/3338), (7/3339), (7/3340), (7/3341)
26.- Adana Milletvekili Ali
Halaman’ın; Karaisalı, Saimbeyli, Pozantı,
Yumurtalık, Sarıçam, Karataş, Tufanbeyli, Aladağ, İmamoğlu, Ceyhan, Kozan,
Seyhan, Feke, Çukurova ve Yüreğir’de yürütülen proje ve yatırımlara ilişkin
soruları ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/3363), (7/3364),
(7/3365), (7/3366), (7/3367), (7/3368), (7/3369), (7/3370), (7/3371), (7/3372),
(7/3373), (7/3374), (7/3375), (7/3376), (7/3377)
27.- Gaziantep Milletvekili
Ali Serindağ’ın, Suriye ile ilişkilerin ekonomiye
etkisine ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı
(7/3378)
28.- Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık teşkilatında ve bağlı kurum ve kuruluşlarda görev
yapan üst düzey kadın bürokrat sayısına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/3554)
29.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, idari para cezaları ve vergilerdeki artışa
ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı (7/3594)
30.- Manisa Milletvekili
Özgür Özel’in, verem savaş dispanserleri tarafından yürütülen hizmetlere
ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı (7/3621)
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat
13.00’te açılarak sekiz oturum yaptı.
Birinci, İkinci, Üçüncü, Dördüncü ve Beşinci Oturumlar
Tunceli Milletvekili Kamer
Genç, 15/2/2012 tarihli 66’ncı Birleşimdeki bir
beyanını düzeltmeye ve kendisine atılan lafların tutanaklara yansımadığına
ilişkin bir açıklamada bulundu.
Oturum Başkanı TBMM Başkan
Vekili Şükran Güldal Mumcu, tutanakların titizlikle tutulduğuna ve hiçbir
baskının söz konusu olmadığına ilişkin bir konuşma yaptı.
Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaş, Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in
partisine sataşması nedeniyle bir konuşma yaptı.
Manisa Milletvekili Sakine
Öz, Manisa ilinde faaliyet gösteren toprak sanayicilerinin sorunlarına,
İzmir Milletvekili Rıfat
Sait, Kosova Cumhuriyeti Bağımsızlık Günü ve Türkiye-Balkan ülkeleri
ilişkilerine,
Mersin Milletvekili Ali
Rıza Öztürk, Türk hukukunda özel yetkili mahkemelerin yeri ve uygulamalarına,
İlişkin gündem dışı birer
konuşma yaptılar.
Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 20 milletvekilinin, emeklilerin içinde bulundukları sıkıntıların,
bazı uygulamaların yarattığı mağduriyetlerin ve bu sorunların çözüm yollarının
(10/148),
Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 21 milletvekilinin, uzman erbaş uygulaması sonucunda ortaya çıkan
sorunların (10/149),
Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 21 milletvekilinin, 29 Ocak olayları ve Batı Trakya Türk azınlığının
durumu ile sorunlarının (10/150),
Araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini
alacağı ve ön görüşmelerinin sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.
Trabzon Milletvekili Mehmet
Volkan Canalioğlu, kamu kurum ve kuruluşlarında ne kadar engelli personel
çalıştığına ve engelli personel açığı var ise ne zaman alım yapılacağına,
Muş Milletvekili Sırrı Sakık, kötü hava koşulları nedeniyle Muş ve çevre illerde
köy yollarının kapalı olduğuna ve devletin bu konuda daha duyarlı olmasını
beklediklerine,
İzmir Milletvekili Mehmet
Ali Susam, esnaf ve sanatkârlarla tarım kesiminin destek kredilerine ilişkin
kararnamenin henüz Bakanlar Kurulunca imzalanmaması nedeniyle kredilerin kullandırılamadığına,
Tokat Milletvekili Orhan
Düzgün, AK PARTİ’li bir milletvekilinin bir
televizyon kanalında Cumhuriyet Halk Partili milletvekillerini tehdit ettiğine
ve özür dilemesi gerektiğine,
Eskişehir Milletvekili
Kazım Kurt, Porsuk su havzasının Kütahya’nın atıklarıyla kirlendiğine ve
Kütahya’ya bir an önce arıtma tesisleri yapılması gerektiğine,
İlişkin birer açıklamada
bulundular.
CHP Grubunun, 27/12/2011 tarihinde İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve arkadaşları tarafından, görevi yaptırmamak için direnme
suçlarındaki artışın nedenleri ile işkence ve kötü muamele iddiaları arasındaki
ilişkinin araştırılarak işkence ve eziyet suçlarının önlenmesi ve cezasız
kalmaması için alınacak tedbirlerin belirlenmesi hakkında Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin (185 sıra
no.lu) Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne
alınarak 16/2/2012 Perşembe günlü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına,
AK PARTİ Grubunun, Genel Kurulun çalışma gün ve saatlerinin
düzenlenmesi ile 164 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin kırksekiz saat geçmeden gündemin “Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının 2’nci sırasına; 85,
76, 161 ve 119 sıra sayılı kanun tasarılarının ise bu kısmın 3, 4, 5 ve 6’ncı
sıralarına alınmasına ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül
ettirilmesine,
İlişkin önerileri, yapılan
görüşmelerden sonra kabul edildi.
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 23 arkadaşının,
görevi yaptırmamak için direnme suçlarındaki artışın nedenleri ile işkence ve
kötü muamele iddiaları arasındaki ilişkinin araştırılarak işkence ve eziyet
suçlarının önlenmesi ve cezasız kalmaması için alınacak tedbirlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/151), yapılan ön
görüşmelerden sonra kabul edilmedi.
Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, Artvin’in Cerattepe mevkisi ve Genya Dağı’ndaki
madencilik faaliyetinin mahkeme kararıyla durdurulmasına rağmen yasal mevzuata
aykırı olarak yeniden ihaleye çıkarıldığına ve bu ihalenin bir an önce
durdurulması gerektiğine,
Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Malatya’nın Darende ilçesine bağlı Çukurkaya köyünde meydana gelen depremde can kaybı
olmadığına ancak Malatya’nın olası bir depreme hazırlıklı olmadığına, devlet
kurumlarının şimdiden tedbir alması gerektiğine,
İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlu, Genel Kurul salonundaki gürültü ve hareketten
dolayı Meclis çalışmalarından yeterince verim alınamadığına,
Adana Milletvekili Ali Halaman, Adana’nın Kozan ilçesinde Kredi ve Yurtlar
Kurumuna bağlı bir yurdun ihalesinin ne zaman yapılacağına,
İzmir Milletvekili Hülya
Güven, İzmir’de karakolda elleri bağlı olarak dayak yediği ve işkenceye maruz
kalan Fevziye Cengiz’in mahkemesinde görevsizlik kararı verildiğine,
Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair
tasarının acilen Meclise gelmesi gerektiğine, ne zaman geleceğini öğrenmek
istediğine,
İlişkin birer açıklamada
bulundular.
Gündemin “Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının;
1’inci sırasında yer alan ve görüşmeleri yarım kalan, Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer
Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu’nun (2/242, 2/80) (S.
Sayısı: 156) görüşmeleri, Komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır
bulunmadığından ertelendi.
2’nci sırasına alınan,
Isparta Milletvekili Recep Özel’in; Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli
İstihbarat Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Adalet Komisyonu Raporu’nun (2/343) (S. Sayısı: 164), görüşmelerine başlandı.
İzmir Milletvekili Oktay
Vural,
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan,
İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu,
Başbakan Yardımcısı Bekir
Bozdağ’ın partilerine;
Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın, Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın partisine,
Yalova Milletvekili
Muharrem İnce, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın partisine 2 defa,
Yalova Milletvekili
Muharrem İnce, İstanbul Milletvekili Bülent Turan’ın grubuna,
Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın, Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin partisine,
Sataşmaları nedeniyle birer
konuşma yaptılar.
İzmir Milletvekili Oktay
Vural’ın, 164 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 1’inci
maddesi üzerinde Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk ve arkadaşlarının vermiş
olduğu önergenin görüşmelerinin İçtüzük’ün 70’inci
maddesine göre kapalı oturumda yapılmasına ilişkin önergesi üzerine kapalı
oturuma geçildi.
Birleşime saat 23.10’da ara
verildi.
Altıncı Oturum
(Kapalıdır)
Şükran
Güldal MUMCU
Başkan
Vekili
Muhammet Bilal MACİT Fatih
ŞAHİN
İstanbul Ankara
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Yedinci ve Sekizinci Oturumlar
Yedinci Oturum saat
23.50’de açıldı.
Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler” kısmının 2’nci sırasına alınan ve görüşmeleri yarım kalan, Isparta
Milletvekili Recep Özel’in; Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu
Raporu’nun (2/343) (S. Sayısı: 164), görüşmeleri tamamlanarak yapılan açık
oylama sonucu kabul edildi.
Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın, Eskişehir Milletvekili Bedii Süheyl Batum’un şahsına,
Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın şahsına ve
partisine,
Isparta Milletvekili Recep
Özel, Isparta Milletvekili S. Nevzat Korkmaz’ın şahsına,
Isparta Milletvekili S.
Nevzat Korkmaz, Isparta Milletvekili Recep Özel’in şahsına,
Isparta Milletvekili Recep
Özel, Isparta Milletvekili S. Nevzat Korkmaz’ın şahsına,
Sataşmaları nedeniyle birer
konuşma yaptılar.
Isparta Milletvekili
Süreyya Sadi Bilgiç, Isparta Milletvekili S. Nevzat Korkmaz’ın Isparta Şarkikaraağaç Belediye
Başkanıyla ilgili ifadelerine,
Isparta Milletvekili S.
Nevzat Korkmaz, Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç’in Isparta Belediye
Başkanlığıyla ilgili ifadelerine,
İlişkin birer açıklamada
bulundular.
İzmir Milletvekili Oktay
Vural, Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın partisine
sataşması nedeniyle bir konuşma yaptı.
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın ifadelerine,
Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak, Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan ve Muş Milletvekili Sırrı Sakık’ın
ifadelerine,
Muş Milletvekili Sırrı Sakık, 1999 yılında görüşmeler yapıldığına,
İlişkin birer açıklamada
bulundular.
Genel Kurulun 17/2/2012 Cuma günü toplanmamasına ilişkin Danışma Kurulu
önerisi kabul edildi.
Alınan karar gereğince, 21
Şubat 2012 Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere, birleşime 05.47’de son
verildi.
Mehmet
SAĞLAM
Başkan
Vekili
Muhammet Bilal MACİT Fatih
ŞAHİN
İstanbul Ankara
Kâtip Üye Kâtip
Üye
II. - GELEN KÂĞITLAR
No:
89
20 Şubat 2012 Pazartesi
Tasarı
1.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Kosova Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Cezai Konularda
Karşılıklı Adli Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/571) (Adalet ile Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 02/02/2012)
Teklifler
1.- İstanbul Milletvekili Ayşe Eser Danışoğlu’nun; 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/353) (Adalet ile Milli Eğitim,
Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/01/2012)
2.- İstanbul Milletvekili Erdoğan
Toprak’ın; Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/354) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler;
Kadın Erkek Fırsat Eşitliği ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 24/01/2012)
3.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın;
Uyuşturucu ve Psikotrop Madde, Bağımlılığı ve
Kaçakçılığıyla Mücadele Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Teklifi (2/355) (Plan ve Bütçe; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile
İçişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/01/2012)
4.- İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya
Önder’in; 02.05.1972 Tarih ve 1586 Sayılı “Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin
İnan’ın Ölüm Cezalarının Yerine Getirilmesine Dair Kanun”un
Yürürlükten Kaldırılmasına İlişkin Kanun Teklifi (2/356) (Adalet Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27/01/2012)
5.- İstanbul Milletvekili Sebahat
Tuncel’in; 492 Sayılı Harçlar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi (2/357) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
6.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaş,
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal’ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/358) (Plan ve Bütçe ile Milli
Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
20/02/2012)
Sözlü Soru
Önergeleri
1.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in,
bir açıklamasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1126) (Başkanlığa
geliş tarihi: 03/02/2012)
2.- İstanbul Milletvekili Erdoğan
Toprak’ın, İstanbul’da üretilen, taşınan ve depolanan kimyasallara ilişkin Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/1127) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03/02/2012)
3.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
sosyal güvenlik reformuna ve sendikalı çalışanlara ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/1128) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
4.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
OSB’lerin yaygınlaştırılmasına ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1129) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
5.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
Ardahan Kura nehrine HES projesi yapılmasına ilişkin Orman ve Su İşleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1130) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
6.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in,
ABD Büyükelçiliğinde brifing verildiği iddialarına ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi (6/1131) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)
7.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in,
Bakanlık Müsteşarlığına atanan kişiye ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü
soru önergesi (6/1132) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)
8.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, ev veya araç satan kişilerin resen geriye dönük 5 yıllık ticari
mükellef yapıldığı iddialarına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1133) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
9.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, fizik tedavi rehabilitasyon
hastanelerine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1134)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
10.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, işçi sağlığı konusunda ülkemizdeki meslek hastalıkları
hastanelerinin sayısına ve illere göre dağılımına ilişkin Sağlık Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1135) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
11.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, verem savaş dispanserlerine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1136) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
12.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, turizm potansiyelinde Anadolu’nun payının artırılmasına ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/1137) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/02/2012)
13.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, mağara turizminin geliştirilmesine ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1138) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
14.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, aşırı yağışlardan zarar gören çiftçilerin mağduriyetine ve sebze
fiyatlarına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1139) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
15.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana’da don olayları nedeniyle zarar gören
üreticilerin mağduriyetlerine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1140) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
16.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde görev yapan teknisyen
yardımcılarının özlük haklarına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1141) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
17.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, İtalya ile yapılan ithalat ve ihracata ilişkin Ekonomi Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1142) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
18.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana ili ve ilçelerinde yürütülen proje ve
yatırımlara ilişkin Kalkınma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1143) (Başkanlığa
geliş tarihi: 08/02/2012)
19.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, 2011 yılında Fransa ile gerçekleşen ithalat ve ihracat oranına ve
Fransa’nın soykırım yasasından sonraki dış ticaretimize ilişkin Ekonomi
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1144) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
20.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, kamuda tek maaş düzenlemesi paralelinde engelli Kıbrıs
gazilerinin maaşlarının kesilmesine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1145) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
21.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, asgari ücretlinin brüt maaşı üzerinden kesilen vergi ve sosyal
güvenlik primlerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1146) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
22.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, kamuda çalışan avukatların maaşlarına ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi (6/1147) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
23.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, öğretmen atamalarına ve öğretmen açığına ilişkin
Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1148) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
24.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, engelli vatandaşların ihtiyaçlarının Devlet tarafından
karşılanması için yapılan çalışmalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/1149) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
25.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, mübaşirlerin genel idare hizmetleri sınıfına geçirilip
geçirilmeyeceğine ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1150)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
26.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, ihracat ve ithalat oranlarındaki artışlara ilişkin Ekonomi
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1151) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
27.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, akaryakıtta vergi indirimine ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1152) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
28.- Osmaniye Milletvekili Hasan
Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’deki bir köye yeni bir okul yapılmasına ilişkin
Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1153) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
29.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, şehit olan asker ve polis ailelerine ödenen
tazminatlara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1154)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
30.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Ardahan’da sık yaşanan internet arızasına ve arızanın giderilmesine
yönelik çalışmalara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1155) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
31.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Ardahan çevre ve köy yollarının etrafının ağaçlandırılmasına ilişkin
Orman ve Su İşleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1156) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/02/2012)
32.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
sanatçılara verilen teşvik paralarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü
soru önergesi (6/1157) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
33.- Tekirdağ Milletvekili Emre
Köprülü’nün, Çokal Barajının yapımı aşamasında zarar gören çiftçilerin mağduriyetlerinin
giderilmesine ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1158) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
34.- Niğde Milletvekili Doğan Şafak’ın,
Niğde-Tepeköy Çiftlik İl Yolu Projesine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1159) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
Yazılı
Soru Önergeleri
1.- Kocaeli Milletvekili Lütfü
Türkkan’ın, Türkiye’nin Suriye’ye karşı Katar’dan para aldığı iddialarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3882) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
2.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran
Bulut’un, PKK’nın Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da ihalelere katılan iş
adamlarından haraç aldığı yönündeki iddialara ve alınan önlemlere ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3883) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
3.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran
Bulut’un, öğretmen açığına ve atanamayan öğretmenlerin mağduriyetine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3884) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
4.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, 19 Mayıs kutlamalarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/3885) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
5.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Doğu Karadeniz Bölgesinde yoksulluğun
artmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3886) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03/02/2012)
6.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Çaykur’un
çalıştırdığı mevsimlik işçilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/3887) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
7.- Adıyaman Milletvekili Salih
Fırat’ın, Devlet yurtlarıyla ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/3888) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
8.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, mezhep tartışmalarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/3889) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
9.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Başbakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru
önergelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3890) (Başkanlığa
geliş tarihi: 03/02/2012)
10.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in, Bingöl-Adaklı’daki
ekonomik, altyapı, eğitim ve sağlık sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/3891) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
11.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Merkez İnköy 2. Etap
Alt Gelir Grubu Konut Projesi kapsamında yaptırılan iş merkezine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3892) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
12.- İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal’ın, 30 Mart 2007’de New York’ta imzalanan engellilerin haklarına ilişkin
sözleşmenin onaylanmasının uygun bulunduğuna dair kanun kapsamındaki
çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3893) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03/02/2012)
13.- İstanbul Milletvekili Sabahat Akkiray’ın, Malatya’da Ermeni mezarlığındaki gasilhanenin belediye tarafından yıkılmasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/3894) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
14.- İstanbul Milletvekili Haluk Eyidoğan’ın, TOKİ tarafından yapılan konutlara ve ihalelere
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3895) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
15.- Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak’ın, Güney Akım Gaz Boru Hattı ve NABUCCO Projesine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3896) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
16.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi
Baydar’ın, elektronik belge yönetim sistemine geçiş ile ilgili çalışmalara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3897) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
17.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın,
bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/3898) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
18.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın,
Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetiminin bağımsızlığını ilan edeceği iddialarına ve
Hükümetin bu konudaki politikasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/3899) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
19.- Tunceli Milletvekili Hüseyin
Aygün’ün, 1938 Dersim olayları sonrasında evlatlık verilen kız çocuklarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3900) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)
20.- İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi’nin, Ergenekon Soruşturması özel yetkili savcılarıyla özel görüşme
yapıldığı iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3901)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)
21.- Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, Ankara’da engelli vatandaşların yaşamını
kolaylaştırmak için yapılan çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/3902) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)
22.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in,
sokakta yaşamak zorunda olan kişilerin sorunlarına ve yapılan çalışmalara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3903) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)
23.- Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcı’nın, Mersin’deki Sülfürik Asit Üretim Tesisinin çevreye ve insan
sağlığına etkisine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3904)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)
24.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürütülen
çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/3905) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
25.- Diyarbakır Milletvekili Altan
Tan’ın, Vanlı üniversite öğrencilerinin mağduriyetlerinin giderilmesine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3906) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)
26.- Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş’ın,
ABD Başkanının bir açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/3907) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)
27.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, bir milletvekilinin sağlıkta katkı payına ilişkin açıklamasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3908) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
28.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, Kanal İstanbul Projesi çalışmalarına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/3909) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
29.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, yabancılara toprak satışındaki kısıtlama oranının
yükseltileceği iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3910)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
30.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, 2002 yılından bu güne kadar açılan kilise
sayısına ve kiliselere yapılan yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/3911) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
31.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Başbakanın eski Genelkurmay Başkanı ile
Dolmabahçe çalışma ofisinde yaptığı görüşmeye ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/3912) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
32.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, tutuklu gazetecilere ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/3913) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
33.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in,
Gençliğe Hitabeyle ilgili milli eğitim politikasına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/3914) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
34.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın,
Bolu Belediyesindeki sözleşmeli işçilere ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/3915) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
35.- Erzincan Milletvekili Muharrem
Işık’ın, Ankara’da valiler toplantısında yapmış olduğu açıklamasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3916) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
36.- Eskişehir Milletvekili Kazım
Kurt’un, Van depremi için toplanan yardım miktarına ve bu yardımların
dağıtımına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3917) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/02/2012)
37.- İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi’nin, Sultanahmet’te bir tarihi kalıntının yıkıldığı iddiasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3918) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
38.- İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi’nin, Taksim meydanı ile ilgili yapılan plan değişikliğine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3919) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
39.- Diyarbakır Milletvekili Altan
Tan’ın, bir açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3920)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
40.- Şanlıurfa Milletvekili İbrahim
Binici’nin, faili meçhul cinayetlere ve toplu mezarlara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/3921) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
41.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın,
bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/3922) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06/02/2012)
42.- Tokat Milletvekili Orhan
Düzgün’ün, bir televizyon kanalında yaptığı açıklamasına ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/3923) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/02/2012)
43.- Ağrı Milletvekili Halil Aksoy’un,
Kürtçe ile ilgili bir açıklamasına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent
Arınç) yazılı soru önergesi (7/3924) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)
44.- Kırklareli Milletvekili Mehmet
Siyam Kesimoğlu’nun, bir yazar hakkındaki sözlerine ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/3925) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/02/2012)
45.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın,
bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/3926) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06/02/2012)
46.- Van Milletvekili Nazmi Gür’ün,
Van’da yaşanan çadır yangınlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir
Atalay) yazılı soru önergesi (7/3927) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)
47.- Muğla Milletvekili Nurettin
Demir’in, Van deprem bölgesinde yapılan prefabrik konutlara ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/3928) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/02/2012)
48.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın,
bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/3929) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06/02/2012)
49.- Antalya Milletvekili Tunca
Toskay’ın, tüketici kredileri ve kredili mevduat hesabı borçlarına ilişkin
Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/3930) (Başkanlığa
geliş tarihi: 08/02/2012)
50.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim
Özkan’ın, yabancı sermayeli bankalarca kullandırılan tarımsal kredilerin
takibine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi
(7/3931) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
51.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim
Özkan’ın, sıfır faizli hayvancılık kredisi kullanımında Ziraat Bankasından
kaynaklanan mağduriyete ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı
soru önergesi (7/3932) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
52.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın,
bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/3933) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06/02/2012)
53.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, 2002 yılından bu güne kadar Diyanet İşleri
Başkanlığınca yapılan cami sayısına ve verilen tamirat ödeneğine ilişkin
Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/3934)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
54.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, Antalya’daki icra takiplerine ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3935) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
55.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3936) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03/02/2012)
56.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, sıkı yönetim mahkemeleri tarafından mahkum
edilen ve şartlı salıverilen bir kişiye ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3937) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
57.- İstanbul Milletvekili Sebahat
Tuncel’in, Terörle Mücadele Kanunu’nun uygulanması ile ilgili sorunlar ile
tutuklu ve hükümlü öğrencilerin mağduriyetlerinin giderilmesine ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3938) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
58.- Tekirdağ Milletvekili Bülent
Belen’in, Demokratik Toplum Kongresine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3939) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
59.- İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal’ın, engellilerin adalete ve bilgiye erişimi hususundaki düzenlemelerin
yeterliliğine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3940)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
60.- İstanbul Milletvekili Ali
Özgündüz’ün, AİHM’de Türkiye aleyhine açılmış davalara, bu davalardan
kaynaklanan tazminatlara ve AİHM kararlarının uygulanmasına ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3941) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
61.- Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz’ın, Başbakan Yardımcısına suikast iddiasıyla
açılan soruşturmanın akıbetine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3942) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
62.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in,
tutuklu bulunan lise ve üniversite öğrencilerine ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3943) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
63.- Mersin Milletvekili Ali Rıza
Öztürk’ün, özel yetkili ağır ceza mahkemelerin anayasal dayanağına ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3944) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
64.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, cezaevleri ile cezaevlerindeki tutuklu ve
hükümlülerden alınan bedellere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3945) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
65.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın,
Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3946) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
66.- İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu’nun, hasta bir mahkumun cezaevindeki sorunlarına ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3947) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)
67.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlıkta hizmet alımı yoluyla istihdam
edilen personele ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3948)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
68.- Osmaniye Milletvekili Hasan
Hüseyin Türkoğlu’nun, Ceza İnfaz Kurumu personelinin sorunlarına ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3949) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
69.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla
yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3950) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
70.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, cezaevlerinde yaşanan sorunlara ve
cezaevlerinin denetimine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3951) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
71.- Aydın Milletvekili Metin Lütfü
Baydar’ın, cezaevinde yaşamını yitiren bir hükümlüyle ilgili bazı iddialara ve
cezaevindeki sağlık koşullarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3952) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
72.- Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer’in, 2004 yılında Sakarya Pamukova’da meydana gelen tren kazasına ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3953) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
73.- İstanbul Milletvekili Ali
Özgündüz’ün, Mülga 765 Sayılı ve 5237 Sayılı Ceza Kanunları uyarınca açılan çek
davası, sanık ve mağdur sayısına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3954) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
74.- İstanbul Milletvekili Sebahat
Tuncel’in, cezaevlerinde yaşanan sorunlara ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/3955) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
75.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar
Demirel’in, engellilerin kamu hizmetlerine erişimi konusundaki düzenlemelere ve
özürlü istihdamına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3956) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
76.- Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer’in, Tekirdağ’da Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının dağıtımını
yaptığı kömürlerle ilgili iddialara ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3957) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
77.- İstanbul Milletvekili Abdullah
Levent Tüzel’in, bir kamu kurumunda mobbinge maruz
kalan bir kadın çalışanın mağduriyetine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3958) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
78.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi
Baydar’ın, oyuncak silah satışlarının ve şiddet içeren programların
engellenmesine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3959) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
79.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru
önergelerine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3960) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
80.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın,
Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3961) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06/02/2012)
81.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla
yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Aile
ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3962) (Başkanlığa
geliş tarihi: 08/02/2012)
82.- İstanbul Milletvekili Melda
Onur’un, kadına yönelik şiddetin önlenmesine yönelik yasal düzenlemelere
ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3963)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
83.- Muş Milletvekili Demir Çelik’in,
sokak çocuklarının sorunlarının çözümüne ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3964) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
84.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru
önergelerine ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/3965)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
85.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın,
Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Avrupa
Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/3966) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
86.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla
yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin
Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/3967) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/02/2012)
87.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru
önergelerine ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3968) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
88.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın,
Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Bilim,
Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/3969) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06/02/2012)
89.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla
yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/3970) (Başkanlığa
geliş tarihi: 08/02/2012)
90.- Kocaeli Milletvekili Lütfü
Türkkan’ın, Sungurlu Barajı Projesi’ne ve köylerin sular altında kalması
nedeniyle yaşanacak mağduriyete ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı
soru önergesi (7/3971) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
91.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar
Demirel’in, Bakanlıkta ve Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarla özürlü personel
istihdamına ve özürlülerin kamusal alanlara erişiminin kolaylaştırılmasına
ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3972) (Başkanlığa
geliş tarihi: 03/02/2012)
92.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru
önergelerine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3973) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
93.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın,
Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Çevre ve
Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3974) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
94.- Diyarbakır Milletvekili Altan
Tan’ın, Diyarbakır Bismil imar planına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3975) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)
95.- Van Milletvekili Nazmi Gür’ün, Van
Deprem Çalıştayı kapsamında yapılması planlanan
çalışmalara ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3976) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)
96.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla
yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Çevre
ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3977) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/02/2012)
97.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Kuzey Ankara Projesi konut teslimlerine ilişkin
Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3978) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/02/2012)
98.- Adıyaman Milletvekili Salih
Fırat’ın, Adıyaman’da hava şartları nedeniyle kapanan yollardan dolayı yaşanan
mağduriyete ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3979) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
99.- Giresun Milletvekili Selahattin
Karaahmetoğlu’nun, Lisanslı Harita Kadastro Mühendisleri ve Büroları sınavının
mahkeme kararıyla iptaline ve ortaya çıkacak mağduriyete ilişkin Çevre ve
Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3980) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
100.- İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak’ın, çocuk işçiliğinin önlenmesine ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3981) (Başkanlığa
geliş tarihi: 03/02/2012)
101.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, 2011 yılında yaşanan iş kazalarına ve işçilerin
mağduriyetine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3982) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
102.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru
önergelerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3983) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
103.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, diyabet hastalarının şeker ölçüm çubuğu ve
şeker ölçüm cihazlarına ödediği farka ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3984) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
104.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın,
Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3985) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06/02/2012)
105.- Samsun Milletvekili Ahmet İhsan
Kalkavan’ın, belediyelere bağlı kuruluşların ve mahalli idare birliklerinde
geçici işçi olarak çalışanların mağduriyetlerine ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3986) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)
106.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, SGK’da vekaleten atanan
müdür ve daire başkanlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3987) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)
107.- İstanbul Milletvekili Abdullah
Levent Tüzel’in, taşeron firma ve işçilere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3988) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
108.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, İŞKUR’un meslek kurslarına ve işsizlik
sigortasından faydalanmak için başvuranlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3989) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
109.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla
yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3990) (Başkanlığa
geliş tarihi: 08/02/2012)
110.- Ankara Milletvekili Ayşe Gülsün
Bilgehan’ın, kadın istihdamını artırmak için verilen teşviklere ve kadın
istihdam oranlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3991) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
111.- Ankara Milletvekili Ayşe Gülsün
Bilgehan’ın, Kadın İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin Sağlanması
konulu genelge kapsamında yürütülen çalışmalara ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3992) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
112.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, Bulgaristan’da çalışıp emekli olan ve emekli
maaşlarını Türkiye’den alanların sağlık hizmetlerinden yararlanamamasına
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3993) (Başkanlığa
geliş tarihi: 09/02/2012)
113.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru
önergelerine ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3994)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
114.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın,
Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Dışişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3995) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
115.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, Katar yönetimiyle ilişkilerle ilgili bazı iddialara ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3996) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
116.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla
yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3997) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
117.- Giresun Milletvekili Selahattin
Karaahmetoğlu’nun, BOP veya GODKA girişimi adını taşıyan projeyle ilgili bazı
açıklamalarına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3998)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
118.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, Bulgaristan’da yaşayan Türklerin ve
Türkiye’deki çifte vatandaşların sorunlarına ilişkin Dışişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3999) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
119.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru
önergelerine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4000) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
120.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın,
Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4001) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06/02/2012)
121.- Kocaeli Milletvekili Haydar
Akar’ın, Kocaeli’deki doğal gaz dağıtım şirketlerine
ve elektrik faturalarındaki kayıp kaçak oranına ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4002) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)
122.- Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü’nün,
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının dağıttığı kömürlerin kalitesine
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4003)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)
123.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla
yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4004) (Başkanlığa
geliş tarihi: 08/02/2012)
124.- Yalova Milletvekili Muharrem
İnce’nin, Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal’a Tedavi Yardımı Yapılmasına
Dair Yönetmelik hükümlerinin uygulanmasına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanından yazılı soru önergesi (7/4005) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/02/2012)
125.- Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı’nın, Konya’da şehir içi doğal gaz dağıtımını yapan firmanın
yükümlülüklerini yerine getirmemesinden kaynaklanan sorunlara ilişkin Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4006) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/02/2012)
126.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, elektrik üretim tesislerine ilişkin Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4007) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/02/2012)
127.- Adıyaman Milletvekili Salih
Fırat’ın, Adıyaman-Gerger’de elektrik kesintisi nedeniyle yaşanan mağduriyete
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4008)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
128.- İzmir Milletvekili Ahmet Kenan
Tanrıkulu’nun, Libya’da iş yapan Türk firmalarının mağduriyetine ilişkin
Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/4009) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
129.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru
önergelerine ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/4010) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06/02/2012)
130.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın,
Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Ekonomi
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4011) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
131.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla
yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin
Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/4012) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
132.- Diyarbakır Milletvekili Altan
Tan’ın, Sivas’tan göçün önlenmesine yönelik çalışmalara ilişkin Ekonomi
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4013) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
133.- Diyarbakır Milletvekili Altan
Tan’ın, Kastamonu’dan göçün önlenmesine yönelik çalışmalara ilişkin Ekonomi
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4014) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
134.- Osmaniye Milletvekili Hasan
Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’deki üniversite ve yüksekokul öğrencilerinin
barınma sorunlarına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4015) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
135.- Çanakkale Milletvekili Ali
Sarıbaş’ın, Kayseri’de bir spor karşılaşmasında İsrail aleyhine slogan atan
gençler hakkında dava açıldığı iddialarına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4016) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
136.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru
önergelerine ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/4017)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
137.- Tekirdağ Milletvekili Bülent
Belen’in, Mezopotamya Kulüpler Birliği’nin statüsüne ilişkin Gençlik ve Spor
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4018) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
138.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar
Demirel’in, Bakanlıkta ve Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda özürlü personel
istihdamına ve özürlülerin sportif ve sosyal faaliyet alanlarına erişiminin
kolaylaştırılmasına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4019) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
139.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın,
Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Gençlik ve
Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/4020) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
140.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla
yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin
Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/4021) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/02/2012)
141.- Denizli Milletvekili İlhan Cihaner’in, Denizli İl Özel İdaresinde Gençliğe Hitabe ve
İstiklal Marşı levha-tablolarının çıkarıldığı iddialarına ilişkin Gençlik ve
Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/4022) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
142.- Mersin Milletvekili Ali Öz’ün,
tarımsal maliyetin azaltılması suretiyle çiftçinin desteklenmesine ilişkin
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4023) (Başkanlığa
geliş tarihi: 03/02/2012)
143.- Balıkesir Milletvekili Ahmet
Duran Bulut’un, TAR-GEL Projesi kapsamında çalışan personelin mağduriyetinin
giderilmesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4024) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
144.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi
Baydar’ın, aşırı yağışlar nedeniyle tarım ürünlerinde oluşabilecek zararların
TARSİM kapsamına alınmamasına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4025) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
145.- Edirne Milletvekili Recep
Gürkan’ın, Edirne İl Kontrol Laboratuvarı Müdürlüğünün hizmet kapasitesinin
geliştirilmesi ve eksikliklerinin giderilmesine ilişkin Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4026) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
146.- İstanbul Milletvekili Erdoğan
Toprak’ın, balıkçılık sektörünün sorunlarına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4027) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
147.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru
önergelerine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4028) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
148.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın,
Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4029) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06/02/2012)
149.- Hatay Milletvekili Mehmet Ali
Ediboğlu’nun, sağanak yağış nedeniyle Asi Nehrinin taşması neticesi yaşanan
mağduriyete ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4030) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)
150.- Mersin Milletvekili Ali Rıza
Öztürk’ün, Mersin’de yaşanan fırtına ve hortum felaketi neticesinde çiftçilerin
yaşadıkları mağduriyete ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4031) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)
151.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla
yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4032) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/02/2012)
152.- Afyonkarahisar Milletvekili
Kemalettin Yılmaz’ın, Ukrayna yumurtasının Türk menşeine dönüştürülerek Irak’a
gönderildiği iddiasına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4033) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
153.- Antalya Milletvekili Tunca
Toskay’ın, AB tarafından kırsal kalkınma alanında 2011 yılı için Türkiye’ye
yönelik hibe programına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4034) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
154.- Osmaniye Milletvekili Hasan
Hüseyin Türkoğlu’nun, ihraç edilen yemeklik zeytinyağının uluslararası
standarda getirilmesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4035) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
155.- Afyonkarahisar Milletvekili
Kemalettin Yılmaz’ın, Afyon Alkaloitleri Fabrikasının modernizasyonuna ve
personelinin sorunlarına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4036) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
156.- İzmir Milletvekili Musa Çam’ın,
hayvancılık teşvik ve desteklerinden yararlanan bölgelere ilişkin Gıda, Tarım
ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4037) (Başkanlığa geliş
tarihi: 09/02/2012)
157.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru
önergelerine ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4038)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
158.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın,
Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Gümrük ve
Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4039) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
159.- Van Milletvekili Nazmi Gür’ün,
sınır ticaret merkezlerindeki mağazalar, ürün çeşitleri ve kotalara ilişkin
Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4040) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/02/2012)
160.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla
yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin
Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4041) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/02/2012)
161.- Osmaniye Milletvekili Hasan
Hüseyin Türkoğlu’nun, teşkilat yapısındaki yenileme sonrasında Gümrük Muayene
Memurlarının mağduriyetlerine ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4042) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
162.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, 2011 yılında yaşanan kaçakçılık olaylarına ilişkin Gümrük ve
Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4043) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
163.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, Zeytinbağı Beldesinin adının Tirilye olarak değiştirilmesine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4044) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
164.- Antalya Milletvekili Arif
Bulut’un, Manavgat-Ilıca Beldesi Belediye Başkanı hakkındaki bazı iddialara
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4045) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03/02/2012)
165.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Köylere Hizmet Götürme Birliklerinin
yaptığı ihalelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4046)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
166.- Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer’in, Tekirdağ’da Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından
dağıtılan kömür yardımıyla ilgili bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4047) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
167.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru
önergelerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4048)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
168.- İstanbul Milletvekili Sebahat
Tuncel’in, çeşitli sebeplerle meydana gelen çocuk ölümlerinin önlenmesine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4049) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03/02/2012)
169.- Tekirdağ Milletvekili Bülent
Belen’in, Demokratik Toplum Kongresine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4050) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
170.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, eski vali konağının bulunduğu taşınmazın
şartlı bağışla verildiği iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4051) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
171.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan
Köktürk’ün, Emniyet Genel Müdürlüğünde yapılan bir atamaya ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4052) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
172.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, soruşturma izni istenen ve soruşturma
açılan belediye başkanlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4053) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
173.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın,
Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4054) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
174.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi
Baydar’ın, ABD Büyükelçiliğinde brifing verildiği iddialarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4055) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
175.- Diyarbakır Milletvekili Altan
Tan’ın, isimleri değiştirilen yerleşim birimlerine eski isimlerinin verilip
verilmeyeceğine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4056) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/02/2012)
176.- Diyarbakır Milletvekili Altan
Tan’ın, Diyarbakır’da bir camii imamının öldürülmesi ile ilgili bilgi ve
belgelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4057) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/02/2012)
177.- Diyarbakır Milletvekili Altan
Tan’ın, Diyarbakır’da bir öğretmenin öldürülmesi ile ilgili bilgi ve belgelere
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4058) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/02/2012)
178.- Diyarbakır Milletvekili Altan
Tan’ın, isimleri değiştirilen yerleşim yerlerine eski isimlerinin verilmesi ile
ilgili yapılan çalışmalara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4059) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)
179.- Ağrı Milletvekili Halil Aksoy’un,
Emniyet Genel Müdürlüğünün bir kişiye eskort hizmeti
vermesi ile ilgili bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4060) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)
180.- Van Milletvekili Nazmi Gür’ün,
Van’daki mültecilere ve sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4061) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)
181.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Emniyet Genel Müdürlüğünün bir kişiye eskort hizmeti vermesi ile ilgili bazı iddialara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4062) (Başkanlığa geliş tarihi:
07/02/2012)
182.- Kırklareli Milletvekili Mehmet
Siyam Kesimoğlu’nun, Emniyet Genel Müdürlüğünün bir kişiye eskort
hizmeti vermesi ile ilgili bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4063) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)
183.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla
yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4064) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
184.- Antalya Milletvekili Tunca
Toskay’ın, yabancıların Türkiye’de ikamet ve seyahatleri hakkında kanunun bazı
maddelerinde yapılan değişikliğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4065) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
185.- Osmaniye Milletvekili Hasan
Hüseyin Türkoğlu’nun, 2010 yılında alınan üniversite mezunu polis memuru
sayısına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4066) (Başkanlığa
geliş tarihi: 08/02/2012)
186.- Adana Milletvekili Muharrem
Varlı’nın, belediyeler ve il özel idarelerinde görev yapan sözleşmeli
personelin uygun kadroya atanmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4067) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
187.- Osmaniye Milletvekili Hasan
Hüseyin Türkoğlu’nun, belediye ve il özel idarelerinin toplam borçlarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4068) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/02/2012)
188.- İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak’ın, İstanbul’un su sorununa ve bu konudaki
çalışmalara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4069)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
189.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, başka illere misafir olarak yerleştirilen Van’lı depremzedelerin sorunlarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4070) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
190.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi
Baydar’ın, Emniyet Genel Müdürlüğünün bir kişiye eskort
hizmeti vermesi ile ilgili bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4071) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
191.- Denizli Milletvekili İlhan Cihaner’in, Denizli’de faaliyet gösteren bazı dernek ve
lokallerin açma ve işletme izin belgelerinin iptaline ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4072) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
192.- Kırklareli Milletvekili Mehmet
Siyam Kesimoğlu’nun, Uludere’de meydana gelen olaylardan sonra bir komutanın
görevden alınmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4073)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
193.- İzmir Milletvekili Musa Çam’ın,
Bingöl’deki bazı köy yollarının yapımına ve bakımına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4074) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
194.- İzmir Milletvekili Oğuz Oyan’ın, İSPARK AŞ’nin özelleştirilmesine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4075) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
195.- Hatay Milletvekili Mehmet Ali
Ediboğlu’nun, köy ve mahalle muhtarlarının özlük haklarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4076) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
196.- İstanbul Milletvekili Ali
Özgündüz’ün, Suriye’deki muhaliflere eğitim verildiği iddialarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4077) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
197.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi
Baydar’ın, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından verildiği iddia edilen brifinge
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4078) (Başkanlığa geliş
tarihi: 09/02/2012)
198.- Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin, toplu gösteri ve yürüyüşlere yapılan
müdahalelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4079)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
199.- Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu’nun, Güroymak’ta bir parkın isminin
değiştirilmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4080) (Başkanlığa
geliş tarihi: 09/02/2012)
200.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru
önergelerine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/4081)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
201.- İstanbul Milletvekili Abdullah
Levent Tüzel’in, bir kamu kurumunda cinsel tacize ve mobbinge
maruz kalan bir kadın çalışanın mağduriyetine ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4082) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
202.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın,
Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Kültür ve
Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/4083) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
203.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla
yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/4084) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/02/2012)
204.- İstanbul Milletvekili Ali
Özgündüz’ün, AKM’nin bakım, onarım ve akıbetine ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4085) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
205.- Antalya Milletvekili Tunca
Toskay’ın, Antalya’da kiraya verilen ve tescil kaydı kaldırılan taşınmaz kültür
ve tabiat varlıklarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4086) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
206.- İstanbul Milletvekili Sebahat
Tuncel’in, Haydarpaşa Port Projesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4087) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
207.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru
önergelerine ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4088)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
208.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın,
Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Kalkınma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4089) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
209.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla
yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin
Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4090) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
210.- Diyarbakır Milletvekili Altan
Tan’ın, Sivas’tan göçün önlenmesine yönelik çalışmalara ilişkin Kalkınma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4091) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
211.- Diyarbakır Milletvekili Altan
Tan’ın, Kastamonu’dan göçün önlenmesine yönelik çalışmalara ilişkin Kalkınma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4092) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
212.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar
Demirel’in, kamu görevlilerinin kullandığı makam araçlarına ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4093) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
213.- Adıyaman Milletvekili Salih
Fırat’ın, sivil toplum örgütleri tarafından Vanlı depremzedelere destek
amacıyla yaptırılacak binalar için kullanılacak malzemelerden KDV alınmamasına
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4094) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03/02/2012)
214.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, sıkı yönetim mahkemeleri tarafından mahkum
edilen ve şartlı salıverilen bir kişiden talep edilen iaşe bedeline ilişkin
Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4095) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
215.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru
önergelerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4096)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
216.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, başta öğretmenler olmak üzere Van’da görev
yapan kamu personeline deprem tazminatı ödenmemesine ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4097) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
217.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın,
Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4098) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
218.- Antalya Milletvekili Tunca
Toskay’ın, 666 Sayılı KHK’de yer alan eşit işe eşit ücret ilkesinin uygulanmasına
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4099) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/02/2012)
219.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla
yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin
Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4100) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
220.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, kurum ve kuruluşların yönetim, denetim ve
tasfiye kurulu gibi organlarında görev alan memur ve diğer kamu görevlilerine
ödenen ücretlere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4101)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
221.- İzmir Milletvekili Oğuz Oyan’ın, İzmir Büyükşehir Belediyesine tahakkuk ettirilen
kurumlar vergisine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4102)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
222.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, 19 Mayıs kutlamalarına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4103) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
223.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi
Baydar’ın, FATİH Projesi kapsamındaki tablet bilgisayar ihalesine ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4104) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
224.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, 2000-2011 yılları arasında görev alan ücretli
öğretmen sayısına, kadrolu öğretmen açığına ve hizmete giren eğitim
fakültelerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4105)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
225.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru
önergelerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4106)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
226.- Samsun Milletvekili Ahmet Haluk
Koç’un, Samsun ili ve ilçelerinin öğretmen ihtiyacına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4107) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
227.- İstanbul Milletvekili Erdoğan
Toprak’ın, okullarda uyuşturucu kullanımı ve satışlarının engellenmesine
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4108) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03/02/2012)
228.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın,
Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4109) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
229.- İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi’nin, Dumlupınar Üniversitesi yerleşkesindeki bir heykele ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4110) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)
230.- Antalya Milletvekili Tunca
Toskay’ın, öğrencilerin okula devamsızlık sorununa ve okulu bırakan öğrencilere
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4111) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/02/2012)
231.- Kocaeli Milletvekili Lütfü
Türkkan’ın, okullarında milli güvenlik dersi bulunan ülkelere ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4112) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
232.- Osmaniye Milletvekili Hasan
Hüseyin Türkoğlu’nun, FATİH Projesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4113) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
233.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, Şubat döneminde gerçekleşen öğretmen atamalarında boş kalan
kadrolara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4114)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
234.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, Bursa’da öğretmen ve derslik eksikliklerinin giderilmesine
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4115) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/02/2012)
235.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, ilköğretim ve ortaöğretimde FATİH Projesi teknolojisinin
kullanılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4116)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
236.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar
Demirel’in, Bakanlıkta ve bağlı kurum ve kuruluşlarda istihdam edilen engelli
personel ile engellilerin okullara ve Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlara
erişimini kolaylaştırmaya yönelik çalışmalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4117) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
237.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla
yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4118) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
238.- İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal’ın, Şanlıurfa’daki öğretmen açığına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4119) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
239.- Sakarya Milletvekili Engin Özkoç’un, özel eğitim ve rehabilitasyon
kursları ve öğretmenlerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4120) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
240.- İzmir Milletvekili Musa Çam’ın,
Bingöl-Adaklı’daki bir köye taşımalı eğitim aracı
tahsisine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4121)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
241.- Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu’nun, bir denizcilik meslek lisesinde gemi
simülatörü eğitimi olmamasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4122) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
242.- Diyarbakır Milletvekili Altan
Tan’ın, andımızın kaldırılıp kaldırılmayacağına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4123) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
243.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in, Bingöl şehir merkezinde bulunan askeri birliğin
vatandaşların mağduriyetine sebep olduğu iddialarına ilişkin Milli Savunma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4124) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
244.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın,
Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Milli
Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4125) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
245.- Osmaniye Milletvekili Hasan
Hüseyin Türkoğlu’nun, son on yıl içerisinde askeri okullardan ayrılan
öğrencilerin sayısına ve okullardaki yönetimle ilgili bazı iddialara ilişkin
Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4126) (Başkanlığa geliş tarihi:
08/02/2012)
246.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, TSK’da görev yapan astsubayların özlük haklarına ilişkin Milli
Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4127) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
247.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla
yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Milli
Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4128) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
248.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, Boğazköy Barajı ve Kocasu Çayındaki
yüksek tuzluluk oranının yol açtığı sorunlara ilişkin Orman ve Su İşleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4129) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
249.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru
önergelerine ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4130) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
250.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın,
Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Orman ve
Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4131) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
251.- Tekirdağ Milletvekili Emre
Köprülü’nün, Çokal Barajı’ndan Tekirdağ’a daha fazla sulama hizmeti verilmesine
ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4132) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/02/2012)
252.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla
yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Orman
ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4133) (Başkanlığa geliş tarihi:
08/02/2012)
253.- Manisa Milletvekili Hasan
Ören’in, Kula-İbrahimağa köyünün sulama göleti ihtiyacına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4134) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
254.- Tekirdağ Milletvekili Emre
Köprülü’nün, Tekirdağ Orman İşletme Müdürlüğünce bir taşınmazın bir vakfa
kiralanmasına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4135) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
255.- İzmir Milletvekili Musa Çam’ın,
Bingöl’de bir ormanlık alanın tahrip edildiği iddialarına ilişkin Orman ve Su
İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4136) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
256.- Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, AOÇ’nin toplam arazi miktarına ve Gazi
yerleşkesinin bazı kurumlara tahsisi iddialarına ilişkin Orman ve Su İşleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4137) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
257.- Çanakkale Milletvekili Mustafa
Serdar Soydan’ın, Gelibolu-Ağadere mevkiine Panorama
Müzesi yapılacağına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4138) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
258.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru
önergelerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4139)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
259.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, 2000-2011 yılları arasındaki zehirlenme
vakalarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4140) (Başkanlığa
geliş tarihi: 03/02/2012)
260.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda hizmet
alım yoluyla çalışan personele ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4141) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
261.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar
Demirel’in, Şanlıurfa’da bir hastanede bir doktor ile idareciler arasında tartışma
yaşandığı iddiasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4142)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
262.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığın Genel İdare Hizmetleri Sınıfında
görev yapan memurların özlük haklarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4143) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
263.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin Ödemiş-Bozdağ’daki sağlık hizmetlerindeki
yeterliliğe ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4144) (Başkanlığa
geliş tarihi: 03/02/2012)
264.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, 663 Sayılı Sağlık Bakanlığı Teşkilat ve
Görevleri Hakkındaki KHK ile yapılan atamalara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4145) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
265.- Manisa Milletvekili Özgür
Özel’in, Meslek Hastalıkları Hastanesi tarafından yapılan çalışmalara ve sağlık
çalışanlarının sorunlarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4146) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
266.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın,
Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4147) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)
267.- Diyarbakır Milletvekili Altan
Tan’ın, Mardin-Midyat’daki 150 yataklı Devlet
Hastanesinin hizmete girmesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4148) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)
268.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, Güzelbahçe’de sağlık hizmetlerinin
yeterliliğine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4149)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)
269.- Muğla Milletvekili Nurettin
Demir’in, Van depremzedelerinin sağlık sorunlarına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4150) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
270.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, yurt dışından getirileceği iddia edilen
sağlık personeli ile ilgili bazı iddialara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4151) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
271.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla
yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4152) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
272.- Isparta Milletvekili Süleyman
Nevzat Korkmaz’ın, Isparta Devlet Hastanesi Patoloji Laboratuvarının ekipman ve personel ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4153) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
273.- Isparta Milletvekili Süleyman
Nevzat Korkmaz’ın, 663 Sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile getirilen düzenlemelere
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4154) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/02/2012)
274.- Adana Milletvekili Seyfettin
Yılmaz’ın, başta Sağlık Bakanlığında görev yapanlar olmak üzere, GİH
sınıfındaki memurların mağduriyetine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4155) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
275.- Kütahya Milletvekili Ali Işık’ın,
Kütahya İl Merkezindeki Devlet Hastanesine yeni hizmet binası yapılmasına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4156) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/02/2012)
276.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın,
Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4157) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06/02/2012)
277.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Karadeniz sahil yolundan kaynaklanan
sorunlara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4158) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
278.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru
önergelerine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4159) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)
279.- Hatay Milletvekili Mehmet Ali
Ediboğlu’nun, sağanak yağış neticesinde Hatay Havaalanının uçuş trafiğine
kapatılmasının sorumlularına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4160) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)
280.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla
yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4161)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
281.- Osmaniye Milletvekili Hasan
Hüseyin Türkoğlu’nun, Adana-Gaziantep arası demiryolu hattına ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4162)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
282.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, öğrenci indirim kartlarının tüm illerde geçerli olması için
çalışma yapılıp yapılmadığına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4163) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
283.- Manisa Milletvekili Sümer
Oral’ın, Ankara-İzmir Hızlı Tren Projesi kapsamında güzergâhta değişiklikler
yapılacağı iddiasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4164) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
284.- Muğla Milletvekili Nurettin
Demir’in, hava şartları nedeniyle uçuşların iptal edilmesi sonucu yolcuların
yaşadığı mağduriyete ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4165) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
285.- Denizli Milletvekili İlhan Cihaner’in, Çardak havalimanı için DHM’nin
imzaladığı taksi hizmetleri sözleşmesine ve Çardak taksicilerinin mağduriyetine
ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4166) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)
286.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi
Baydar’ın, 2004 yılında Sakarya-Pamukova’da meydana gelen tren kazası ile
ilgili verilen idari cezalara ve kazazedelere yapılan yardımlara ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4167)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
287.- Mersin Milletvekili Ali Rıza
Öztürk’ün, LPG’li araçların sızdırmazlık testi ve periyodik kontrol
zorunluluğunun kaldırılmasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4168) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
288.- Tekirdağ Milletvekili Emre
Köprülü’nün, 2004 yılında Sakarya-Pamukova’da meydana gelen tren kazasına
ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4169) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
289.- Diyarbakır Milletvekili Altan
Tan’ın, Alanya-Silifke karayolunun yenilenmesine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik
ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4170) (Başkanlığa geliş
tarihi: 09/02/2012)
290.- Diyarbakır Milletvekili Altan
Tan’ın, Niğde-Ankara otobanı inşaatına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4171) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
291.- Diyarbakır Milletvekili Altan
Tan’ın, Kastamonu-Sinop yolunun yenilenmesine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4172) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)
II. - GELEN KÂĞITLAR
No:
90
21 Şubat 2012 Salı
Meclis Araştırması
Önergeleri
1.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ve 21 Milletvekilinin, özel hastanelerin sorunlarının ve bu
sorunlara yol açan etkenlerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/152) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2011)
2.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ve 20 Milletvekilinin, çocuk suçluluğu sorununun araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/153) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2011)
3.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ve 22 Milletvekilinin, şeker pancarı tarımının sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/154) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2011)
4.- Kütahya Milletvekili Alim Işık ve 21 Milletvekilinin, internet üzerinden oynanan
oyunların neden olduğu kayıt dışı sanal ticaretin ve çocuklar ve gençler
üzerindeki etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/155)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/11/2011)
5.- Ankara Milletvekili
Cevdet Erdöl ve 20 Milletvekilinin, çocuk ve
gençlerin internet ve diğer bilgi-iletişim teknolojilerini kullanırken karşı
karşıya kaldıkları risklerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/156) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/11/2011)
6.- Adana Milletvekili
Necdet Ünüvar ve 20 Milletvekilinin, kontrolsüz internet kullanımının yol
açabileceği sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/157)
(Başkanlığa geliş tarihi: 05/12/2011)
7.- İzmir Milletvekili
Erdal Aksünger ve 28 Milletvekilinin, bilişim
sektörünün sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/158)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/12/2011)
8.- Gaziantep Milletvekili
Mehmet Erdoğan ve 27 Milletvekilinin, bilgi iletişim teknolojilerindeki
gelişmelerin beraberinde getirdiği imkan ve risklerin araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/159) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/12/2011)
9.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel ve 20 Milletvekilinin, sosyal paylaşım siteleri başta olmak
üzere, internet kullanımının aile yapısı üzerindeki olumsuz etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/160) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/2/2012)
Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- Diyarbakır Milletvekili
Nursel Aydoğan’ın, Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevindeki koğuşların
kapasitesine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/1920)
2.- Tekirdağ Milletvekili
Emre Köprülü’nün, cinsel istismara uğrayanların sol koluna damga vurulmasına
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/1924)
3.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki tadilattan
kaynaklanan sorunlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1970)
4.- Tokat Milletvekili
Orhan Düzgün’ün, Başbakanın sağlık durumuna ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/1972)
5.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, Hizbullah davası sanıklarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1981)
6.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, karşılıksız çek suçundan ceza alanlardan
taahhütlerini yerine getirmeyenlerin mağduriyetine ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2009)
7.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, karşılıksız çek suçu nedeniyle açılan davalara
ve verilen cezalara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2010)
8.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığın başta İstanbul’da olmak üzere ülke
genelinde olası bir deprem için aldığı önlemlere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/2082)
9.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, obezite ile mücadelede ayran
tüketiminin özendirilmesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2084)
10.- Bilecik Milletvekili
Bahattin Şeker’in, Bilecik’teki sağlık hizmetlerinin yeterliliğine ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2085)
11.- Ankara Milletvekili
Bülent Kuşoğlu’nun, tedavi amaçlı Türkiye’ye gelen Libyalılara ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2086)
12.- Bursa Milletvekili
Sena Kaleli’nin, Bursa ve çevresindeki hastanelerin depreme dayanıklı hâle
getirilmesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2087)
21 Şubat 2012 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.02
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Mustafa HAMARAT (Ordu)
BAŞKAN – Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 68’inci Birleşimini açıyorum.
III.- YO K L A M A
BAŞKAN - Elektronik cihazla
yoklama yapacağız.
Yoklama için üç dakika süre
vereceğim.
Sayın milletvekillerinin oy
düğmelerine basarak salonda bulunduklarını bildirmelerini, bu süre içerisinde
elektronik sisteme giremeyen milletvekillerinin, salonda hazır bulunan teknik
personelden yardım istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise
yoklama pusulalarını görevli personel aracılığıyla üç dakikalık süre içerisinde
Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.
Yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN – Toplantı yeter
sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç
sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Sayın milletvekilleri,
gündem dışı söz vereceğim sayın milletvekillerinin hitaplarını hepimizin daha
iyi takip edebilmesi için Genel Kuruldaki uğultuyu azaltabilirsek, mümkünse
kesebilirsek çok mutlu olacağım.
Sayın milletvekillerinin
dikkatine sunuyorum.
Gündem dışı ilk söz,
Kocaeli Dilovası Organize Sanayi Bölgesi’nin yaratmış olduğu çevre kirliliği ve
kanser hastalıklarındaki artış hakkında söz isteyen Kocaeli Milletvekili Sayın
Lütfü Türkkan’a aittir.
Buyurun Sayın Türkkan. (MHP
sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin
Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Kocaeli Dilovası
Organize Sanayi Bölgesi’nin yaratmış olduğu çevre kirliliği ve kanser
hastalıklarındaki artışa ilişkin gündem dışı konuşması ve Sağlık Bakanı Recep
Akdağ’ın cevabı
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) –
Sayın Başkanım, Meclis Genel Kurulundaki bu kahvehane görüntüsünün bir an önce
düzelmesi için bir anons daha rica edeceğim, arka sıralardaki arkadaşların
sesleri buraya kadar gelebiliyor.
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri…
Sayın Türkkan, buyurun.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Dilovası’nda sanayileşmenin yaratmış
olduğu çevre kirliliği hakkında gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Dünyada geçerli olan ve
bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçek var: Sanayileşmenin insanların sağlıklı
bir çevrede yaşama hakkını hiçe sayarak yaygınlaştığı yerleşim bölgelerine
gerek ülkemizde gerekse dünyanın pek çok farklı bölgesinde sıkça rastlanmaktadır.
Bunlardan biri de Kocaeli’nin Dilovası ilçesidir.
Dilovası, çevre açısından
olağan dışı durum bölgesine dönüşen seçim bölgemde bir yerleşim yeridir.
1960’lı yıllardan itibaren sanayileşmenin başladığı Kocaeli’de
yaklaşık 45 bin nüfuslu olan Dilovası sanayi havzasında kanserden ölümlerin
oranı Türkiye ve dünya ortalamasının üstündedir. Türkiye genelindeki en büyük
beş yüz fabrikanın yaklaşık yüzde 10’unun Dilovası’nda olması da gösteriyor ki
bölgedeki sanayi yoğunluğu gelecekte daha da artacaktır. Dilovası’nda bu aşırı
yoğun ve denetimsiz, üstelik demir çelik, boya ve kimya gibi ağırlıklı olarak
çevreyi kirleten sektörlerden oluşan sanayileşme, bölgenin topoğrafik
özellikleri ve trafik yoğunluğuyla da birleştiğinde tam bir çevre felaketine
yol açmaktadır ki üstüne üstlük bir de Kömürcüler OSB kurulmuştur bu bölgede.
Vatandaşlara âdeta “Kanser ol, erken öl.” fermanı yazılmaktadır. Yaşayan halk
“Dilovası” değil, “kanser ovası” ismini vermiştir. Hâl böyleyken devlet ne
yapmıştır? Tüm gelişmelerin toplum sağlığı aleyhine gerçekleştiği bir süreçte
sağlık hakkının temel koruyucusu olması gereken devletin sağlık ve çevre
etkilerini ayrıntılı ve sürekli olarak izleyen, denetleyen ve gerektiğinde
müdahale eden bir sistem kurmamış olması bizi üzüntüye sevk etmiştir. Dilovası
ve benzeri bölgelerin sorunlarının ne kadar önemsendiği de buradan ortaya
çıkmaktadır.
Dilovası’nın toprağının,
havasının, suyunun sanayi kuruluşları nedeniyle kirlendiğini gösteren
kanıtların sayısı her geçen gün artmaktadır. Dilovası’nda Kocaeli Üniversitesi
profesörleri ve bilim insanlarının, ölüm kayıtlarına ilişkin çalışması ve
ardından Sağlık Bakanlığının gerçekleştirdiği değerlendirmeler, kanser
nedeniyle ölümlerin dikkat çekici bir şekilde ilk sırada yükseldiğini
göstermektedir.
Türk Tabipler Birliği
Dilovası 2011 Raporu’nda genişçe yer verildiği gibi birçok bilim insanı bu
bölgedeki çevre kirliliğinin doğa ve insan üzerindeki tehlikeli etkilerini
çalışmalarında göstermektedir. 2011 yılında Dilovası bölgesinde yapılan son
araştırma sayesinde Dilovası, deyim yerindeyse, yeniden hatırlanmıştır.
Yine, Kocaeli Üniversitesi
Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Bölümü, 1995-2004 yılları arasında Sağlık Bakanlığı
verileri ve ölüm kayıtlarını tarayarak Dilovası’nda her 3 ölümden 1’inin yani
ölümlerin yüzde 32’sinin kanserden olduğunu tespit etmiştir. Kocaeli
Üniversitesinin 2006 yılında yayınladığı ön raporun ardından, Dilovası için,
Türkiye Büyük Millet Meclisinde, bu çatı altında kurulan araştırma komisyonu
tespitten ve tavsiyeden öteye gidemedi yani geçen sürede, hava kirliliğinin
önlenmesi konusunda bir ilerleme yaşanmamıştır.
Sanayileşmenin insan
sağlığı üzerindeki etkisini değerlendiren çalışmalara duyulan gereksinim, 2011
yılının Ekim ayında Trabzon’da gerçekleşen 14’üncü Ulusal Halk Sağlığı Kongresi’nde
de vurgulanmış ve kongrenin sonuç bildirgesinde bu araştırmaların önündeki
engellerin kaldırılması gerektiği ifade edilerek Dilovası’nın içinde bulunduğu
yürek burkan manzaraya dikkat çekilmiştir.
Gecikmiş olunmasına rağmen
neler yapılmalıdır? Öncelikle toplumun sağlığının her türlü sanayileşme
faaliyetinden, ulusal ve küresel sermayenin kazançlarından daha önemli olduğu
ilkesinin tüm insanlarca benimsenmesi ve kabul edilmesinden sonra;
1) Dilovası’nın çevre
kirliliği kaynaklı sağlık riskleri açısından Sağlık Bakanlığı tarafından pilot
bölge ilan edilmesi şarttır.
2) Dilovası’na ön teşhis ve
tedavi merkeziyle sağlık tarama merkezi ivedilikle kurulmalıdır.
3) Dilovası Organize Sanayi
Bölgesi’nde çalışan ve Dilovası’nda ikamet eden kişilerde kurşun, civa, kadmiyum, arsenik ve krom indikatör
olarak kullanılarak biyolojik izlem gerçekleştirilmelidir.
4) Çalışma sonuçlarına göre
bölgenin tıbbi yönden afet bölgesi ilan edilmesinin değerlendirilmesi
ivedilikle gerçekleştirilmelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) –
Sayın Başkan, bir sayfam var, müsaade ederseniz...
BAŞKAN – Yok, çok teşekkür
ederim, sağ olun.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) –
Teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Türkkan, sağ olun.
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ
(Erzurum) – Sayın Başkan, kısa bir açıklama yapmak istiyorum.
BAŞKAN - Hükûmet adına
Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ, buyurunuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ
(Erzurum) – Değerli Başkanım, yüce Meclisimizin saygıdeğer üyeleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Sayın Türkkan’ın gündem
dışı konuşmasıyla ilgili olarak bir açıklama yapmak üzere, “Hükûmetimiz bu
konuda neler yapıyor, neler düşünüyor?” bunlar konusunda kısaca bilgi vermek
üzere huzurlarınızdayım.
Ayrıca Sayın Türkkan’a,
Dilovası’nda yaşayan vatandaşlarımız adına, bu önemli meseleyi Meclis
kürsüsünden dile getirdiği için de teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekilleri,
Dilovası, daha doğrusu Kocaeli, Gebze, bütün bu bölgeler Türkiye’de sanayinin
en ziyade yoğunlaştığı yerler. Bunu hepimiz biliyoruz. Gerçekten sanayi bir
bölgede yoğunlaştıkça orada halk sağlığını tehdit edebilecek birtakım yan
unsurlar ortaya çıkmaya başlayabiliyor. Dolayısıyla bütün sanayi kuruluşlarının
Çevre Bakanlığımız tarafından dikkatle izlenmesi ve insan sağlığına zarar
verebilecek unsurlar açısından gerekli tedbirlerin alınması da elzem hâle
geliyor.
Şunu açıkça ifade etmek
isterim ki Çevre Bakanlığımızla Sağlık Bakanlığımız öteden beri bu hususta çok
ciddi bir çalışma içerisindedir. Bölgede hem Sağlık Bakanlığı olarak belirli
çalışmalar yaptık hem de bunların sonuçlarını Çevre Bakanlığının çalışmalarıyla
birleştirdik ve Çevre Bakanlığımız çok ciddi tedbirler aldı. Bölgedeki sanayi
merkezlerinin izlenmesi, özellikle baca gazlarının yakından takip edilmesi,
suların kirletilmesinin önlenmesi konusunda, özellikle kimyasal ürünler üreten
ya da benzeri ürünler üreten fabrikaların atıklarının bir şekilde kontrol
edilmesi hususunda ciddi tedbirler alındı, bundan sonra da ciddi tedbirler
almaya devam edeceğiz. Ancak meselenin şu tarafına da dikkatlerinizi çekmek
isterim: Küçük çalışmalarla, bir kısmı da bilimsel dayanaklardan yoksun
çalışmalarla sağlam bir neticeye ulaşamayacağımızı da biliyoruz. Bu sebeplerle
Sağlık Bakanlığı olarak Dilovası başta olmak üzere bölgede çok ciddi bir
çalışmayı halk sağlığı uzmanlarıyla birlikte başlatmış durumdayız. Özellikle
coğrafi bilgi sistemleri esas alınarak, belli bir merkez ve bunun etrafında
belli hastalıklarda yoğunlaşma var mı, bir ciddi çalışmayı sürdürüyoruz. Bu yıl
içerisinde bu çalışmayı sonuçlandıracağız ve bu çalışmayla birlikte, alınması
gereken ek tedbirler varsa bölge için bunların da alınması hususunda
gerekenleri mutlaka yapacağız.
Şunu biliyoruz: Bölgede
daha önce, özellikle üniversitemizde, Kocaeli Üniversitemizde bazı bilim
adamlarımızın, özellikle bir bilim adamının yaptığı çalışmalarla ya da iddia
ettiği sonuçlarla ilgili olarak biz ilgili kişinin kendisinden ve
üniversitesinden bilgi istedik ve maalesef bize bu bilgiler kamuoyuna yansıdığı
biçimde ulaştırılamadı. Dolayısıyla güvenli bir çalışma yapmak ve bu güvenli
çalışmanın sonuçlarını şeffaf biçimde kamuoyuyla paylaşmak, aynı zamanda da
Çevre Bakanlığımızla birlikte bölgede alınması gereken yeni tedbirleri gözden
geçirmek üzere, ifade ettiğim gibi bir çalışma yürütüyoruz. Bu sene içerisinde
bu detaylı çalışmanın, bu etraflıca yapılan çalışmanın sonuçlarını alacağız ve
inşallah gerekenleri yerine getirmeye devam edeceğiz.
Değerli Milletvekilimize
tekrar teşekkür ediyor, yüce Meclisinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve
MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Akdağ.
Gündem dışı ikinci söz,
Ardahan’ın düşman işgalinden kurtuluşu ve Ardahan Mebusu, Millî Mücadele Şark
Komutanı Halit Paşa’nın vefatının 87’nci yıl dönümü münasebetiyle söz isteyen
Ardahan Milletvekili Sayın Orhan Atalay’a aittir.
Buyurun Sayın Atalay.
2.- Ardahan Milletvekili Orhan Atalay’ın, Ardahan ilinin düşman
işgalinden kurtuluşunun 91’inci ve Ardahan Mebusu, Millî Mücadele Şark Komutanı
Halit Paşa’nın vefatının 87’nci yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
ORHAN ATALAY (Ardahan) –
Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bugün 1829’dan 1920’li yıllara kadar yetmiş küsur yıl boyunca
savaşın ve işgalin her türlüsünü yaşamış ama topraklarından ve istiklalinden
asla vazgeçmemiş, küçük fakat güzel şehrimiz Ardahan’ın kurtuluşunun 91’inci
yıl dönümü münasebetiyle söz almış bulunuyorum. Değerli hemşehrilerimi
ve heyetinizi saygı ile selamlıyorum.
Son olarak “93 Harbi” diye
bildiğimiz Osmanlı-Rus Savaşı’nda Kars ve Batum ile birlikte Ruslara tazminat olarak
bırakılmış olan Ardahan, kırk üç yıl aradan sonra 23 Şubat 1921 yılında
bağımsızlığına kavuşmuştu. Bu vesile ile başta bu kurtuluşun komutanı ve aynı
zamanda 2’nci Dönem Ardahan Mebusu olarak geldiği bu Mecliste esasında bugüne
kadar meçhul kalmış bir cinayete kurban gitmiş, dindarlığı nedeniyle “veli”,
cesaretinden dolayı da “deli” lakaplı Halit Paşa olmak üzere, tüm şehitlerimizi
rahmet ve minnetle anıyorum. Bu arada, Ahıskalı kardeşlerimizi de topraklarına
bir an önce yeniden kavuşma temennisiyle hatırlayıp selamlamak istiyorum.
Değerli arkadaşlar, bugün
önemli bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum. Bildiğiniz üzere, 1699’dan
itibaren toprak kaybı yaşayan Osmanlı İmparatorluğu 1918’lerin sonuna
geldiğinde cephelerde yüz binlerce askerini kaybettikten sonra, geri kalan
ordusu da Mondros Mütarekesi ile terhis edilmiş ve akabindeki o meşum Sevr ile
de eldeki yurdumuz da galip devletlerce pay edilmişti. “Artık yolun sonu”
denilen şartlarda Anadolu’nun Müslüman milleti tüm hesapları altüst eden bir ruh
ile kurşundan perçinleşmiş yekpare bir güç hâlinde kıyam etmiş ve tarihte
emsaline nadiren rastlanan destanlar yazmıştı.
O ruhtu ki “Ermeni çeteler
Erzurum’da katliama başladılar.” haberini alır almaz Dersim’den, Bingöl’den,
Elâzığ’dan, Palu’dan binlerce milis, hem de şubatın son günlerinde kara tipiye
aldırmadan atlarına binmiş, günlerce yol tepip Erzurum’a ulaşmışlardı. O ruhtu ki “Yunan ordusu Garbı, Anadolu’yu yakıp yıkıyor.” haberini
alan, Ardahan’dan Edirne’ye kadar, kimi bıyıkları henüz terlemiş çocuk yaşta,
kimi henüz bir iki aylık evli, kiminin ilk bebeği daha altı aylık on binlerce
yiğit bir daha geri dönmemek üzere yollara düşmüş, o yüce ruhlar düşmanlarının
bir kısmını toprağa gömmüş, diğerlerini ise geldikleri yere gönderip, tarihe,
emperyalizme ders niteliğinde notlar düşmüşlerdi. Ancak ne var ki,
kurtuluştan sonra bu ruhun gittikçe zayıfladığını görmek gerekir. Birinci
Meclisin feshinden sonraki süreçte hayata geçirilen totaliter uygulamalar
sonucu yaşanan kırgınlıklar, kurulan darağaçları, ulus devlet hatırına ihanete
uğradıklarını düşünen Kürtler, jakoben laiklik uğruna
gadre uğrayan Sünniler, tek tip toplum hatırına ölüm fermanları yazılan
Aleviler ve nihayet 27 Mayıs, 12 Eylül ve 28 Şubat süreçlerinde hepimizi içeren
geniş daireyi çoğumuzu dışlayan küçücük bir kareye zorla dönüştürme
çabalarının, kardeşlik çınarımızın köklerine ne denli ağır darbeler indirdiğini
de görmek zorundayız.
Öyle ise Meclise düşen en
asli ödev, bu fasit kavgalardan ve şuride siyasetten
bir an önce kurtulup adalet ve merhametle tüm yaraları sardıktan sonra tarih ve
coğrafyanın sırtına yüklediği sorumluluğu taşıyacak büyük Türkiye’yi inşa
edecek o ruhu yeniden kazanmak zorundayız.
Bunun için yapmamız
gereken, belki de, basit bir empatidir. Haydi diyelim
ki Kutlu Peygamber’in “Hiç biriniz kendisi için istediğini kardeşi için de
istemedikçe gerçekten mümin olamaz.” öğretisini toplumsal hayata dönüştürme
başarısını elde edemedik. Peki, kendisine çocuğunu öldüren bir Müslüman’dan
intikam izni almak için gelen Hindu köylüye Gandhi’nin
verdiği şu cevaptan da mı hicap duymayacağız? “Hayır, sizlere talimatım şudur:
Bundan böyle çocuğu bir Müslüman tarafından öldürülmüş her Hindu, babası bir
Hindu tarafından öldürülmüş Müslüman bir yetimi; çocuğu bir Hindu tarafından
öldürülmüş her Müslüman ise babası bir Müslüman tarafından öldürülmüş Hindu bir
yetimi kendi himayesine alacaktır. Bu kavgayı ancak böyle bitirebiliriz.”
demişti.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Gandhi’nin müştereklikleri bizden
daha az olan iki halk için başardığını bizler neden ve niçin başaramıyoruz? İşe
koyulmak için yoksa İsrafil’in surunu mu bekliyoruz?
Kesin olarak bildiğim bir
şey vardır ki o da birbirimizi tanımadığımızdır. Yıllarca aynı çatı altında
bulunan vekillerin bile birbirlerini tanıdıklarını sanmıyorum. Oysa farklılık
tanışmak içindir. Bunu gerçekleştirdiğimiz gün bilinçaltı dünyamızda
birbirimize ilişkin kemikleşmiş ön yargılardan da temizlenmiş olacağız.
Tanımak, anlamayı, o da arınmayı getirir. Arınırken zaman zaman suya ve sabuna
dokunmak mecburiyeti de hasıl olur ise, o zaman da
aleyhimize de olsa adaletli olmak, adil olmak temel ahlaki ödevimizi hatırlamak
yeterlidir. Ancak bilelim ki böylesi bir seçim, her özgür insanın taşlanarak
yürüyeceği zorlu, fakat o oranda soylu bir yokuşu tırmanmayı gerektirir.
Dün düşmana karşı savaşa ve
ölüme hep birlikte sefere çıkan bir milletin çocukları olarak biz, barışa ve
kardeşliğe uzanan sefere de hazır olduğumuzu belirtir, hepinizi saygıyla
selamlarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Atalay.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) – Hangi milletten bahsediyorsunuz, onu da söyleyin.
ORHAN ATALAY (Ardahan) –
Ben Müslüman milletinden bahsediyorum, niye gocunuyorsun?
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) – “Türk milleti”, onun adı “Türk milleti”!
ORHAN ATALAY (Ardahan) –
Müslüman milletinden bahsediyorum.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) – Anayasa’yı aç, o yeminini bir daha oku!
BAŞKAN – Gündem dışı üçüncü
söz, Hocalı katliamı hakkında söz isteyen İstanbul Milletvekili Sayın Ali Özgündüz’e
aittir.
Buyurun Sayın Özgündüz.
(CHP sıralarından alkışlar)
3.- İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’ün, Hocalı katliamına
ilişkin gündem dışı konuşması
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri,
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, Hocalı katliamı ya da
Hocalı soykırımı üzerine söz almış bulunmaktayım. Neresidir Hocalı? Azerbaycan’ın Yukarı Karabağ bölgesinde bir kasaba. 92
yılında, yaklaşık 7 bin nüfuslu bu kasabada 3 bine yakın Azerbaycan Türk’ü
yaşamaktadır. 25 Şubatı 26’sına bağlayan gece Hocalı’nın
tüm giriş çıkışları tutulmuş, bugünkü Ermenistan Cumhurbaşkanı ve Savunma
Bakanının komuta ettiği birlikler 366’ncı Motorize Piyade Alayının desteğiyle Hocalı’ya girerek katliamlara başlamıştı. Hocalı katliamı
sırasında 160’ı kadın, 63’ü çocuk, toplam 613 kişi vahşice katledildi. O gece
200’e yakın kişi evlerinden kaçarak katliamdan kurtulmak isterken,
saklandıkları ormanlık ve meşelik alanda soğuktan ayakları donduğu için kangren
oldu, 160 kişi kayboldu. 154 çocuk o gece öksüz kaldı, 1.275 kişi Ermeni
çeteciler tarafından esir edilerek işkencelere maruz kaldı.
İnsan Hakları İzleme
Örgütüne göre bu katliamı Ermenistan güçleri, askerî birlikleri gerçekleştirdi.
Yine az önce dediğim gibi Karabağ savaşı boyunca Ermeni birliklerine komuta
eden kişi şu anda Ermenistan’ın Cumhurbaşkanlığını yapmaktadır. Dolayısıyla, bu
kişiyle el sıkışırken Hükûmet yetkilileri o günleri hatırlasınlar; nasıl
Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanına “Senin komutanların, Başbakanın Gazze’ye
girerken, eli kanlı kişiler Müslümanları öldürürken zevk almaktadır.” diyorsa
Sayın Başbakanımız, Ermenistan Cumhurbaşkanına ve yetkililerine de bu sözleri
söylesin çünkü Karabağ bizim için en az Gazze kadar önem taşımaktadır diye
düşünüyorum.
Değerli arkadaşlar, o gece
Hocalı, Ermenilerin sözleriyle, mengeneye alınmıştı, Ağdam’la
ilişkisi kesilmişti, Şuşa zaten yardıma gelecek
durumda değildi. 2 Ermeni askeri, hamile bir Azerbaycan Türk’ünün, kadınının
başında bahse giriyorlardı, yazı tura atıyorlardı bebek kız mı, oğlan mı diye.
Birisinin tüfeğinin ucuna taktığı kasaturayla annenin karnına yaptığı hamle
sonucu bebek yere düştü “Sen kazandın, erkekmiş.” dedi. Öbürü “Ama bunun
beslenmeye ihtiyacı var, emzirilmeye ihtiyacı var.” diyerek, bebeğin karnına
süngüyü batırarak annesinin göğsüne doğru ittirdi ve anneyle birlikte orada
bebek de katledildi.
Bu vahşeti yapan
Ermenistan’la ilişkilerimizi ona göre kurmalıyız. Sınır kapısı açmak isterken
bunları düşünmeliyiz. Bugün her ne kadar karadan sınır kapısı açık değilse de
aslında havadan sınır kapısı açık zaten. Sayın Başbakanın dediğine göre, 60 bin
kaçak Ermeni yurttaşı ülkemizde çalışmaktadır. Yani hava
yoluyla açık zaten. 1 tane Türk, 1 tane Azeri, Azerbaycan Türk’ü bugün
Erivan’da, Karabağ’da yaşayabilir mi, çalışabilir mi? Biz millet olarak, bu
vahşeti yapan Ermenilere karşı bile hoşgörüyle, hümanistçe, iyi komşuluk
ilişkileriyle yaklaşırken ne yazık ki Ermeniler “Karabağ’ı biz aldık, Ağrı da
sizindir yeni nesil.” diyerek -Ermeni Cumhurbaşkanı- hedef göstermektedir.
Dolayısıyla Hükûmetimiz Kafkasya’da stratejik zorunlu ortağı olan Azerbaycan’ı
kırmak, küstürmek adına Ermenilerle herhangi bir ilişkiye girmemeli diyorum.
Bu vesileyle Hocalı’da hayatını kaybeden şehitlerimize rahmet diliyor,
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Özgündüz.
60’ıncı maddeye göre 10
kişiye söz vereceğim. 10 kişi tamamlandı, başka arkadaşlar söz veriyorum diye
devam etmesinler, 10’uncu kişiden sonrasına vermeyeceğim.
Şimdi başlıyorum:
Sayın Bayraktutan…
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın,
Bayburt ilinin düşman işgalinden kurtuluşunun 94’üncü yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ülkemizin şirin diyarı
Bayburt ilimizin düşman işgalinden kurtuluşunun 94’üncü yıl dönümü nedeniyle
tüm Bayburtlu hemşehrilerimizin kurtuluş coşkusunu
yürekten kutluyorum.
Kurtuluş mücadelesinde hayatını
kaybeden aziz şehitlerimizi minnet ve şükranla anıyorum. Bu vesileyle tüm
şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
Sayın Toptaş…
2.- Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş’ın, Kurtuluş Savaşı
kahramanı Ali Çetinkaya’nın ölümünün 63’üncü yıl dönümüne ilişkin açıklaması
AHMET TOPTAŞ
(Afyonkarahisar) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Afyonkarahisar’ın gururu,
ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın başlangıcında emperyalistlere ilk kurşunu atan
ulusal kahraman Ali Çetinkaya’nın ölümünün 63’üncü yılını idrak ediyoruz. Bu
vesileyle ulusal kahramanımız Ali Çetinkaya’nın ölümünü anarken kendisini
rahmet ve minnetle anıyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Sayın Doğru…
3.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Hocalı katliamına ilişkin
açıklaması
REŞAT DOĞRU (Tokat) –
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sözde insani değerlerin çok
olduğu 21’inci yüzyılda Azerbaycan’ın Karabağ ve yedi şehrinde bütün dünyanın
gözü önünde insanlık dramı yaşanıyor. Ermenistan Azerbaycan’ın öz topraklarını
işgal etmiş, binlerce insanı da öldürmüştür. 1 milyon insan öz vatanlarından
zorla göç ettirilmiş ve çok zor şartlar altında çeşitli yerlerde
yaşamaktadırlar. Bu insanların dramını neden sözde modern dünya duymuyor?
Nerede her şeye karışan Birleşmiş Milletler başta olmak üzere sivil toplum
kuruluşları?
Hocalı’da 26 Şubat 1992’de yüzlerce
Azerbaycan Türk’ü hunharca öldürülmüştür. Hocalı katliamı unutulmamalıdır.
Ermenistan işgal ettiği yerlerden bedelini ödeyerek çıkmalıdır. 26 Şubat tarihi
de Meclisimizce soykırım günü olarak kabul edilmeli ve ilan edilmelidir.
Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Sayın Kaplan…
4.- Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan’ın, Kocaeli
Dilovası’nda yeni organize sanayi bölgeleri kurulması ve bölgedeki kömür
depolarının insan yaşamı açısından tehlike arz ettiğine ilişkin açıklaması
MEHMET HİLAL KAPLAN
(Kocaeli) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Dilovası’ndaki sanayi atıklarının çevre ve insan sağlığı
üzerindeki olumsuz etkilerinin araştırılması ve alınması gereken önlemler
açısından 2006 yılında kurulan Meclis Araştırması Komisyonunun aldığı karar
gereği “Çevre ve insan sağlığı ile ilgili birinci ilke olarak koruyucu
önlemlerin alınması konusu bu bölgede göz ardı edildi.” diye bir rapor beyan
edilmiş olmasına rağmen, bu bölgede yeniden bir sanayi bölgesine izin
verilmemesine rağmen, bu iktidar döneminde Dilovası’nda 4 tane yeni organize
sanayi bölgesinin kurulması ve son dönemde de Sayın Türkkan’ın gündeme
getirdiği Dilovası’nın kentsel yapılaşmasının üzerindeki kömür depolarının,
tekrar, kuzeyinde, kuzey rüzgârlarına açık bir alana getirilmiş olması bölgede
insan yaşamı açısından bir tehlike arz etmektedir, Sayın Bakana duyurulur.
BAŞKAN – Sayın Atıcı…
5.- Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın, birçok yerde çevre
katliamı yapıldığına ve Sağlık Bakanlığının koruyucu hekimlikten uzaklaştığına
ilişkin açıklaması
AYTUĞ ATICI (Mersin) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, AKP
Hükûmeti maddi çıkarlar uğruna sadece Dilovası’nda değil Türkiye’nin birçok
yerinde çevre katliamı yapmaktadır. Dilovası faciası için haykıran bilim insanı
Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu’nun bertaraf edilmesi için ciddi çabalar denenmektedir.
Benzer bir çevre katliamı
Mersin’in Kazanlı bölgesinde yaşanıyor. Buraya sülfürik asit fabrikası yapılmak
üzere Ekonomi Bakanı temel attı. ÇED raporu yok, belediye ruhsatı yok ve bir
sülfürik asit fabrikası kuruluyor.
Sağlık Bakanlığı koruyucu
hekimlikten uzaklaşmıştır; vatandaş hasta olsun, kanser olsun, astım olsun da
tedavi edelim ve para kazanalım diye âdeta dua eder hâle gelmiştir. Bu durum
asla kabul edilemez, ölümlere ortak olmak demektir.
Bilgilerinize sunarım.
BAŞKAN – Sayın Öz…
6.- Mersin Milletvekili Ali Öz’ün, Mersin’in Gülnar ve Çamlıyayla
ilçelerinde yaşanan uzman hekim eksikliği sıkıntısına ve Emekli Sandığı
mensupları için intibak çalışmasının yapılıp yapılmadığına ilişkin açıklaması
ALİ ÖZ (Mersin) – Teşekkür
ederim.
Mersin’in Gülnar ve
Çamlıyayla ilçeleri merkeze en uzak olan ve uzman hekim eksikliği sıkıntısı
çeken ilçelerimizdir. Gülnar’da hem çocuk hem de kadın doğum uzmanı ve
Çamlıyayla’da da hiç uzman hekim yoktur. Atama yapmayı düşünüyor musunuz?
Bir diğer sorum da, SSK ve
BAĞ-KUR intibak yasaları gündemde ancak Emekli Sandığı mensupları hekimler ve
sağlık çalışanlarının diğer Emekli Sandığı hâkim, kaymakam, savcı, üst düzey
bürokratlarla intibakı için çalışmanız var mıdır?
Üçüncü bir sorum da Van
depremi için…
BAŞKAN – Sayın Öz, soru
sormak için söz almadınız ki bir bilgi beyanında bulunmak için söz aldınız.
Cevap veremez Sayın Bakan size.
Buyurun, devam edin.
ALİ ÖZ (Mersin) –
Bilgilendirme olsun.
BAŞKAN – Peki.
Sayın Kuşoğlu…
7.- Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu’nun, Libyalı muhalif
direnişçilerle ilgili soru önergesine cevap alamadığına, haklarında çıkan
haberler konusunda Hükûmet adına bir açıklama yapılmasını istediğine ilişkin
açıklaması
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, daha önce, 14
Aralık tarihinde Libyalı muhalif direnişçilerin başta İstanbul, Ankara, Samsun,
Adana olmak üzere çeşitli illerimizde hastanelerde tedavi gördüğüyle ilgili bir
haber üzerine bir soru önergesi vermiştim Bakanlığınıza. Bununla ilgili cevap
alamadım ama geçen hafta içerisinde Libyalı direnişçilerin Antalya’da bir
otelde kaldıklarını, bunların masraflarının da devlet tarafından üstlenildiğini
ve bir düğünü basarak olay çıkardıklarını öğrendik, gazetelere yansıdı. Bu konu
nedir? Bununla ilgili Bakanlar Kurulu adına, Hükûmet adına bir açıklama
yapabilir misiniz lütfen?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Sayın Kuşoğlu,
60’ıncı maddeye göre söz almış arkadaşların yapması gereken şey, acil bir
bilgiyi Meclisle paylaşmaktır. Dolayısıyla Sayın Bakan sorduğunuz sorulara
cevap veremez, talep etse de ben ona o cevap verme hakkını tanımam, İç Tüzük’e göre doğru değildir. Yani onun için soruya cevap
veremeyecek.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) –
Kendisine sormuştum.
BAŞKAN – Anladım da yani
buraya cevap veremez.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) –
Kimseye cevap vermiyor zaten.
BAŞKAN – Sayın Türkoğlu…
8.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, bir Bakanın
ana muhalefet partisiyle ilgili beyanı ile Ardahan Milletvekili Orhan Atalay’ın
gündem dışı konuşmasındaki bir ifadesine ilişkin açıklaması
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) – Sayın Başkanım, öncelikle geçtiğimiz birkaç gün içerisinde bir
kabine üyesi sayın bakanın ifadelerinden bahsetmek istiyorum.
Sayın bakanlardan bir
tanesi bir konuşmasında “Türkiye Cumhuriyeti devletinin ilk faşist partisi
filan partidir.” diye ana muhalefet partisinin ismini zikrettiler. Ben Sayın
Bakandan öğrenmek istiyorum. Diğer faşist partiler ve sonuncu faşist parti
hangisidir? Bu bir.
İkincisi, Türk milleti
önünde Anayasa’da yazılı yemini eden milletvekillerinin maalesef Türk milleti
mensubu olduğunu ifade edemediklerini üzülerek görmekteyiz. Bugün de “Müslüman
milleti” diye bir kavram ortaya attı bir konuşmacı arkadaşımız. Ben onun anlayacağı
dilden konuşayım: Hucurat Suresi’nde Cenabı Allah
“Biz sizleri bir kadın ve bir erkekten yarattık. Birbirinizi daha iyi
tanıyasınız diye milletlere ve kabilelere böldük. Akıl sahipleri için bunda bir
hikmet vardır.” diye buyuruyor. O sayın vekile akıl sahibi olmasını tavsiye
ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Şandır…
9.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın,
Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak Doğu Türkistanlı soydaşlarımızın haklarına
sahip çıkılması gerektiğine ilişkin açıklaması
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Çok teşekkür ederim.
Sayın Başkanım, değerli
milletvekilleri; bugünlerde ülkemizi Çin Halk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Birinci
Yardımcısı Sayın Jinping ziyaret etmektedir. Bu
vesileyle Sayın Cumhurbaşkanımıza, bu misafirle görüşmelerde bulunacak Sayın
Başbakanımıza ve diğer devlet yetkililerimize bir hususu hatırlatmak için söz
aldım.
Biliyorsunuz, 2009 yılı
Temmuz ayında Doğu Türkistan’da gerçekten çok büyük bir katliam yaşanmıştır,
çok sayıda Doğu Türkistanlı soydaşımız hayatını kaybetmiştir. Yaşanan bu insan
hakları ihlallerinin devletimizin yöneticileri tarafından Sayın Cumhurbaşkanı
Yardımcısına hatırlatılmasını ve bu Türkistanlı, Doğu Türkistanlı
soydaşlarımızın hakkına, hukukuna Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak sahip
çıkılmasını Türkiye Büyük Millet Meclisi sayın üyelerinin dikkatine de sunarak,
özellikle devletimizi yönetenlerin, Sayın Cumhurbaşkanının dikkatine sunmak
istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Sayın Metiner…
10.- Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner’in, Hocalı katliamına
ilişkin açıklaması
MEHMET METİNER (Adıyaman) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN – 10’uncu kişi
tamamlanmıştır.
Buyurun Sayın Metiner.
MEHMET METİNER (Adıyaman) –
Bundan on yıl önce Hocalı kasabasında bir katliam gerçekleşti. Rus askerlerinin
desteğiyle Ermeni çeteler binlerce Azeri kardeşimizi, çoluk çocuk, kadın, yaşlı
demeden katletmişlerdir; korkunç bir terör eylemidir. Tıpkı Hama gibi, Humus
gibi, Gazze gibi Karabağ da bizim bir parçamızdır. Hocalı katliamı içimizde
kanayan bir yaradır elbette. Bu katliamda yaşamını yitiren Azerbaycanlı
kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Azerbaycanlı kardeşlerimize
başsağlığı diliyorum, Allah’tan rahmet diliyorum.
Biz şehirlerimiz arasında
elbette ki ayrım yapamayız, bizim için Gazze neyse Karabağ da odur. Yeryüzünün
neresinde olursa olsun, sadece din kardeşlerimize değil, insan kardeşlerimize
yapılan her türlü mezalime karşı çıkmak zorundayız. Aziz milletimize yakışan
duruş da budur. Bunun üzerinden siyaset üretmenin aziz milletimizin büyüklüğüne
yakışmayacağını söylemek istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
Sayın milletvekilleri, Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek, gündemin
“Sözlü Sorular” kısmının 1, 13, 17, 42, 45, 51, 126, 142, 152, 163, 169, 173,
179, 195, 198, 221, 223, 225, 238, 254, 268, 283, 291, 296, 298, 334, 343, 416,
448, 483, 516, 518, 519, 527, 529, 530, 560, 564 ve 572’nci sıralarında yer
alan önergeleri birlikte cevaplandırmak istemişlerdir; Sayın Bakanın bu
istemini sırası geldiğinde yerine getireceğim.
Sözlü soru önergelerinin
geri alınmasına dair bir tezkere vardır, okutuyorum:
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün (6/1067) ve (6/1069) esas
numaralı sözlü soru önergelerini geri aldığına ilişkin önergesi (4/25)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
(6/1067) ve (6/1069) sayılı
soru önergelerimi geri çekiyorum. Gereğini saygılarımla arz ederim.
Ensar
Öğüt
Ardahan
BAŞKAN – Sözlü soru
önergeleri geri verilmiştir.
Meclis araştırması
açılmasına ilişkin üç önerge vardır, ayrı ayrı okutuyorum:
B) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 21 milletvekilinin, özel
hastanelerin problemleri ve bu problemlere neden olan etkenlerin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/152)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Özel hastanelerin
problemleri ve bu problemlere neden olan etkenlerin araştırılarak, alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasa’nın 98. ve TBMM İç Tüzüğünün
104 ve 105. maddesi uyarınca Meclis Araştırması açılmasını saygılarımızla arz
ve talep ederiz.
1) Mehmet Şandır (Mersin)
2) Ali Uzunırmak (Aydın)
3) Mehmet Erdoğan (Muğla)
4) Enver Erdem (Elazığ)
5) Alim Işık (Kütahya)
6) Ali Öz (Mersin)
7) Seyfettin Yılmaz (Adana)
8) Yusuf Halaçoğlu (Kayseri)
9) Bülent Belen (Tekirdağ)
10) Sümer Oral (Manisa)
11) Zühal Topcu (Ankara)
12) Kemalettin Yılmaz (Afyonkarahisar)
13) Ahmet Duran Bulut (Balıkesir)
14) Necati Özensoy (Bursa)
15) D. Ali Torlak (İstanbul)
16) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
17) Oktay Öztürk (Erzurum)
18) Erkan Akçay (Manisa)
19) Atila Kaya (İstanbul)
20) Celal Adan (İstanbul)
21) Mesut Dedeoğlu (Kahramanmaraş)
22) Emin Çınar (Kastamonu)
Gerekçe:
Sağlık hizmetleri, insan
sağlığını doğrudan ilgilendiren devamlı, sürekli ve ertelenemez hizmetler
arasında birinci sırada yer almaktadır. Bütün dünya ülkeleri bu gerçekten
hareketle insanlarının sağlığını koruma yolunda büyük çaba harcamaktadır.
Devletin en önemli ve asli
görevleri arasında bulunan sağlık hizmetleri, toplumumuzun tüm kesimlerini
yakından ilgilendirmektedir. Tedavi hizmetlerine zamanında ulaşma, doğru ve
kaliteli tedavi veya cerrahinin zamanında yapılması veya ilacın eczaneden
temini, insan sağlığını doğrudan ilgilendirmektedir.
Bu nedenle, sağlık hizmeti
ve sağlık malzemesi ile ilacı; kamu, tedarikçi özel sektör ile paylaşmaktadır.
Şüphesiz sağlık sektörünün kamu ve özel aktörleri toplumun ve insanın
menfaatleri doğrultusunda verimli ve etkin bir işbölümü yapmalıdır.
Ülkemizde özel
hastanelerle, hükümet arasında hizmet sunumu konusunda önemli sıkıntılar
yaşanmaktadır. Özel hastaneleri, Tıp Merkezleri ve Dal Merkezleri başlangıçta
teşvik eden Hükûmet şimdi onların çalışma verimini bozmaktadır. Maalesef sağlık
sektörünün aktörleri arasında görev ve işbölümü, sorumluluk ve haklar
dağılımında yapısal sorunlar devam etmektedir. Bu sorunlar sürdürülebilir bir
sağlık politikasının oluşmasını engellemektedir. Hükûmetin tercih ve kararları
bu konuda istikrarı engelleyici niteliktedir.
Bugün gelinen noktada özel
hastanelerimizin büyük sıkıntıları vardır. Hizmetin sürekliliği ve devamlılığı
açısından bu sıkıntıların aşılması gerekmektedir. Son gelişmelerle iyice su
yüzüne çıkan problemler, toplumun tüm kesimlerini yakından etkiler hale gelmiştir.
15 Şubat 2008 tarihinde yayınlanan Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Ayaktan
Teşhis ve Tedavi Merkezleri Yönetmeliği, özel hastaneleri finansal ve sağlık
hizmetleri bakımından olumsuz yönde etkilemiştir. Yönetmelikte, sektör
temsilcilerine belli bir geçiş süresi dahi tanımayan düzenlemelere gidilmiştir.
Yeni bölüm ve klinik açılmasına izin verilmemekte, hekimi ayrılan bölüm bir
daha açılamamaktadır.
Bu düzenlemelerle; ayrılan
sağlık personelinin yerine yenisi alınamamakta, bu nedenle SGK ile yapılan sözleşmeler
feshedilmektedir. Yatırımın başlangıcında kredi ya da diğer yollarla temin
edilen ya da sipariş verilen tıbbi cihazlar yayınlanan bu yönetmeliklerle
kullanılamaz hale gelmiştir. Yüksek maliyetlerle alman cihazlar çürümeye terk
edilmiştir.
Yeni açılacak sağlık
kurumlarına kura usulü ile izin verilmesi, yönetmeliklerin dayanağını oluşturan
3359 sayılı Kanunda yer alan hükümlere aykırı olarak sadece özel hukuk tüzel
kişilerine uygulanmakta, kamu sağlık kurum ve kuruluşlarının yatırım kararı
yine Sağlık Bakanlığının tek taraflı kararına bırakılmıştır.
Bu gelişmelerin Sağlık
Kurumlarını nereye götüreceği, sonuçlarının ne olacağı kestirilememekte ve
toplumumuz tarafından gelişmeler kaygı ile izlenmektedir. Bir varsayıma göre,
yayınlanan yönetmelikler ve Bakanlar Kurulu kararı özel hastaneleri
geriletecek, büyük bir kısmının kapanmasına neden olacaktır. Bir diğer
varsayıma göre ise özel sağlık kurumları hizmetin kalitesini düşüreceklerdir.
Kimilerine göre de hedef sağlığı tam bir piyasa malı hâline dönüştürmek ve kar maksimizasyonu esas kılmak; böylece hastaneler zinciri
şeklinde bir mülkiyet dönüşümü sağlayarak uluslararası sermayenin alanı hâline
dönüştürmektir.
Şüphesiz bütün bunların
maliyetini vatandaşlarımız ödeyecektir. Hükümet, Sağlıkta dönüşüm Projesi
kapsamında özel sağlık sektörüne, “Kamu hastalarına özel sektörün kapısını
açacağız. Yatırım yapın” şeklinde verdiği mesajları unutmuştur. Özel
hastanelerimizde kalitenin düşmesi vatandaşlarımızın sağlığını tehlikeye
atacak, yıllardır ülkemize önemli bir katkı sağlayan sağlık turizmini de
olumsuz yönde etkileyebilecektir.
Bugün kamuda alınan kararlar sağlık sektörünün
verimli ve etkin işlemesini risklere maruz bırakmakta ve sektörün iflasına ve
huzursuzluğuna yol açmaktadır. Bu olumsuz gelişmeler halk sağlığını tehdit
edebilecektir.
Bu sebeplerle özel
hastanelerin yaşadığı problemlerin sebeplerinin belirlenmesi, çözüme
kavuşturulması, sağlık sektöründe yer alan kamu ve özel aktörlerin vatandaşın
lehine çalışmasını sağlamak için alınması gereken önlemler konusunda Yüce
Meclisimize büyük görev düşmektedir.
2.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 20 milletvekilinin, son
yıllarda çocuk suçluluğundaki artışların çok yönlü değerlendirilmesi, suç profilleri oranlarının tespiti ve alınacak sosyal ve hukuki
tedbirlerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/153)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Gerekçesini ekte arz
ettiğimiz Son Yıllarda Çocuk Suçluluğundaki Artışların çok Yönlü
Değerlendirilmesi, Suç ‘Profilleri Oranlarının Tespiti ve Atılacak Sosyal ve
Hukuki Tedbirler’” konusunda Anayasanın 98. ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 104 ve 105. maddeleri uyarınca bir Meclis
Araştırması Komisyonunun kurulmasını arz ve teklif ederiz
1) Mehmet Şandır (Mersin)
2) Ali Uzunırmak (Aydın)
3) Mehmet Erdoğan (Muğla)
4) Alim Işık (Kütahya)
5) Ali Öz (Mersin)
6) Seyfettin Yılmaz (Adana)
7) Zühal Topçu (Ankara)
8) Yusuf Halaçoğlu (Kayseri)
9) Emin Çınar (Kastamonu)
10) Sümer Oral (Manisa)
11) Necati Özensoy (Bursa)
12) Bülent Belen (Tekirdağ)
13) Oktay Öztürk (Erzurum)
14) Ahmet Duran Bulut (Balıkesir)
15) Kemalettin Yılmaz (Afyonkarahisar)
16) D. Ali Torlak (İstanbul)
17) Atila Kaya (İstanbul)
18) Celal Adan (İstanbul)
19) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
20) Mesut Dedeoğlu (Kahramanmaraş)
21) Erkan Akçay (Manisa)
Gerekçe:
Suç olgusu tüm toplumların muzdarip olduğu yaygın bir problemdir. Suçun yetişkin,
kadın ve çocuk suçluluğu gibi değerlendirildiği günümüzde çocuk suçluluğu özel
bir öneme sahiptir ve üzerinde mutlaka durulması gerekir.
Toplumsal kuralların,
ahlaki ilişkiler ve değerler sisteminin, kamu düzeni fikrinin ve hayat
disiplininin tam olarak algılanamadığı yaşlarda olan çocukların, suça yönelmiş
olmalarından onları sorumlu tutmadan önce, toplumun ve yöneticilerin kendini
sorgulaması ve nelerin ihmal edildiğini, hangi gerekçelerin bu çocukları suça
yönelttiğini tespit etmesi gerekir.
Çocuk suçluluğu sosyal bir
uyumsuzluğun belirtisidir. Çocuktaki anti-sosyal eğilimlerin, yasanın
müdahalesini gerekli kılacak hale gelmesiyle çocuk suçluluğu ortaya çıkar.
Türk hukuk sistemine göre
suçlu çocuk, yürürlükteki ceza kanunlarına göre 18 yaşını doldurmamış ve suç
sayılan bir davranışı işleyen kişidir.
31 Ocak 2010 tarihi
itibariyle ceza infaz kurumlarında; 2.721 çocuk bulunmaktadır. Bunlardan 1.113
çocuğun çocuklara özgü ceza infaz kurumlarında, 1.606 çocuğun ise yetişkinlerin
İnfaz kurumlarının çocuklar için ayrılmış bölümlerinde kaldığı bilinmektedir.
Hem çocuk mahkemelerinde
hem de Ağır cezada açılan davalar göz önüne alındığında yıllara göre Önemli
artışın sebepleri irdelenmelidir.
Adalet Bakanlığının
hazırladığı rapora göre; mahkemeler tarafından 2006 yılında 3.773, 2007 yılında
7.453, 2008 yılında 8.080, 2009 yılının 1. ayında ise 9.022 çocuk hakkında
denetimli serbestlik kararı verildiği bilinmektedir.
Bu rakamlara bakıldığında;
çocukların suç işleme potansiyelinin artışı dikkat çekicidir.
Yapılan araştırma
sonuçlarına bakıldığında genellikle suça itilen çocukların sosyo
ekonomik durumları düşük ailelere mensup olduğu görülmektedir.
Kötü ve zor yaşama
şartları, fakirlik kalabalık ve eğitimsiz aile ve beraberinde gelen göçün çocuk
suçluluğundaki rolü yadsınamaz. Ama meseleyi sadece bu şekilde açıklamak da
mümkün değildir.
Küçük yaşlarda suç işlemiş
olan çocukların, gerekli rehabilitasyon
verilemediğinden, ilerleyen yaşlarda da suç işleme potansiyelinin yüksek olduğu
göz önünde bulundurulmalıdır.
Bu yüzden son yıllardaki
artış dikkate alınıp ileride daha büyük problemler yaşanmasının önüne
geçebilmek için Türkiye Büyük Millet Meclisinde kurulacak bir Araştırma
Komisyonu tarafından konu çok yönlü ele alınmalıdır. Emniyet ve jandarma
bölgelerinde çocukların işlediği, adının karıştığı suçların nitelikleri, çeşitleri,
sebepleri aile yapılarının değerlendirilmesi ile suçlu çocuk profillerinin
ortaya konulması ve konunun çözümünde sosyal ekonomik ve hukuki tedbirlerin
yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir.
3.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 22 milletvekilinin, şeker
pancarı tarımının içinde bulunduğu olumsuz durumun araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/154)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Ülkemizde bitkisel üretimin
önemli bir parçası olan şeker pancarı tarımı, insanımızın temel besin
maddelerinden olan şekerin temini yanında hayvancılık ve sanayimiz için de
önemlidir. Şeker pancarı tarımının içinde bulunduğu olumsuz durumun incelenmesi
ve alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98, İç tüzüğün
104 ve 105. maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırması açılmasını için gereğini
arz ve talep ederiz.
1) Mehmet Şandır (Mersin)
2) Ali Uzunırmak (Aydın)
3) Mehmet Erdoğan (Muğla)
4) Ali Öz (Mersin)
5) Alim Işık (Kütahya)
6) Enver Erdem (Elazığ)
7) Seyfettin Yılmaz (Adana)
8) Zühal Topcu (Ankara)
9) Yusuf Halaçoğlu (Kayseri)
10) Mehmet Günal (Antalya)
11) Sümer Oral (Manisa)
12) Kemalettin Yılmaz (Afyonkarahisar)
13) Bülent Belen (Tekirdağ)
14) Necati Özensoy (Bursa)
15) Ahmet Duran Bulut (Balıkesir)
16) Oktay Öztürk (Erzurum)
17) Mesut Dedeoğlu (Kahramanmaraş)
18) D. Ali Torlak (İstanbul)
19) Emin Çınar (Kastamonu)
20) Erkan Akçay (Manisa)
21) Atila Kaya (İstanbul)
22) Celal Adan (İstanbul)
23) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
Gerekçe:
Şekerpancarı tarımı ve
pancar şekeri sektörü en fazla istihdam yaratan, yan sektörlere büyük katkı
sağlayan, en fazla çiftçi geliri sağlayan sektörlerin başında gelmektedir.
Şeker pancarı, üretiminden fabrikalara taşınmasına, elde edilen ürünlerin
insanlarımız, sanayimiz ve hayvancılığın hizmetine sunulmasına kadar geçen
süreçlerde yaklaşık 10 milyon insanımıza istihdam sağlamaktadır. İstihdama olan
bu katkısı yanında yaklaşık 3 milyar dolar katma değer yaratmaktadır.
Şekerpancarı tarımı,
tarımda ana itici gücü ve Örnek üretim kolunu oluşturur. Münavebeli tarıma
imkân vermekte, ülkenin tarım tekniğini geliştirmekte, yetiştirildiği alanlarda
toprağın verimini arttırmaktadır. Şeker pancarı tarımı, bol miktarda ve ucuz
hayvan yemi sağlamakta, böylece hayvan besiciliğini de teşvik etmektedir.
Şeker pancarı; geleceğin
yakıtı olarak bilinen biyoetanol üretiminde
kullanılabilecek temel hammaddelerden birisi olması yanında, yüksek oranda
endüstriyel girdiler (gübre, ilaç, mekanizasyon v.b.)
kullanımı gerektiren bir bitkidir. Bu nedenle yan sektörlerin gelişmesi
açısından da en fazla destek sağlayan, önemli tarımsal üründür. Şeker sanayii
taşıma sektörüne de yılda yaklaşık 25-30 milyon ton iş hacmi yaratmaktadır,
Ülkemizde son yıllarda
kırsal kesimden kentlere yaşanan göç olaylarının temel nedenlerinden bir tanesi
de şeker pancarı tarımında yaşanan olumsuzluklardır. Bu olumsuzluklar
çiftçilerimizin şeker pancarı tarımından vazgeçmesine neden olmaktadır.
Üretiminden tüketimine
kadar en fazla istihdam sağlayan şeker sektörü ülkemizde son yıllarda yeterince
desteklenmemektedir. Üretimde kullanılan girdi fiyatlarında enflasyonun kat kat
üzerinde artış olurken, şeker pancarı alım fiyatının bir önceki yıldan daha
düşük seviyelerde kalması sektörde yaşanan önemli olumsuzluklardır.
Kırsal alanları terk ederek
şehirlere gelen vatandaşlarımız yaşamını güç şartlarda sürdürmektedir.
Ülkemizde alt yapısı hazır olmadan ve istihdam alanları yaratılmadan ortaya
çıkan göç dalgası kentlerimizi köyleştirme yanında, işsizliğin giderilememesi nedeniyle
asayiş olaylarının artışını da tetiklemiştir.
Ülkemizde son yıllarda
artan nişasta bazlı şeker üretimi ve kotalarının
artırılması yanında şeker fabrikalarının özelleştirme kapsamına alınması da
şeker pancarı tarımını olumsuz yönde etkilemektedir. Türk şekere ait kamu
hisseleri özelleştirme programına alınmıştır. Özelleştirmeler nedeniyle
ülkemizde yaşanan daha önceki olumsuzluklar da olduğu gibi şeker fabrikalarının
da özelleştirme sonrası kapanarak arsaların değerlendirileceği muhakkaktır. Bu
durum; şeker pancarı tarımının bitmesine, ülkemizin dev şeker şirketleri için
pazar olması yanında, şeker pancarı tarımına girdi sağlayan yan sanayimizi ve
hayvancılığımızın da olumsuz etkilenmesine sebep olacaktır.
Kırsal alanda yaşayan
insanımızın en önemli gelir kaynağını ve insanımızın temel besinini oluşturan
üç beyazdan birinin üretimini oluşturan şeker pancarı tarımının sorunlarının
Türkiye Büyük Millet Meclisince araştırılarak gerekli önlemlerin alınması
yerinde olacaktır.
BAŞKAN – Bilgilerinize
sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki
yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.
Şimdi de biraz sonra okutup
işleme alacağım Danışma Kurulu önerisinde yer alan bilişim sektöründeki
gelişmeler ve yaşanan sorunlar hakkındaki Meclis araştırması açılmasına ilişkin
altı önergeyi ayrı ayrı okutuyorum.
4.- Kütahya Milletvekili Alim Işık ve 21 milletvekilinin,
ülkemizde çocuklarımız ve gençlerimiz tarafından kontrolsüz ve yoğun şekilde
oynanan online (çevrimiçi) oyunların neden olduğu
kayıt dışı sanal ticaretin ve çocuklarımız ve gençlerimiz üzerinde yarattığı
etkilerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/155)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Ülkemizde çocuklarımız ve
gençlerimiz tarafından kontrolsüz ve yoğun şekilde oynanan “online
(çevrimiçi) oyunların neden olduğu kayıt dışı sanal ticaretin tespiti,
çocuklarımız ve gençlerimiz üzerinde yarattığı etkilerin araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi” amacıyla Anayasamızın 98’inci, Türkiye Büyük
Millet Meclisi İç Tüzüğünün 104 üncü ve 105 inci maddeleri gereğince Meclis
Araştırması açılması için gereğini saygılarımızla arz ederiz. 17.11.2011
Gerekçe:
Günümüzde, internet
üzerinden oynanan online (çevrimiçi) oyun sektörü,
bütün dünyada önlenemez bir şekilde büyümeye devam etmektedir. Oyunların
çoğunluğu ücretsiz üyelik sistemi ile ücretsiz olarak oynanabilmekte, fakat bu
oyunların aşırı şiddet içeren bazılarında ise kahramanların daha başarılı
olması ya da seviye atlayarak silah veya eşya sahibi olması için para
ödenebilmektedir. Bu işlemler sonucu oluşan kayıt dışı sanal ticaretin
ülkemizde yılda 1 milyar $’ın üstünde bir meblağa
sahip olduğu tahmin edilmektedir.
İnternet üzerinde çocuklar
ve gençler arasında büyük rağbet gören bu oyunları oynayanların, kahramanlarını
satışa çıkartması, sanal alemde kayıt dışı olarak
büyük bir sanal ticaretin yaşanmasına neden olmaktadır. Online olarak oynanan
internet oyunlarının sadece ülkemizde 2 milyonun üzerinde kullanıcısı olduğu ve
bu oyunların dünya genelindeki yıllık cirosunun 55 milyar dolara ulaştığının
tahmin edildiği göz önüne alındığında, bu sektörün büyüklüğü daha da iyi
anlaşılabilmektedir.
Anılan oyunlarda seviye atlanması,
yani bir üst aşamaya geçilebilmesi için oyuncunun ya internet üzerinden belli
bir ücret ödemesi ya da internet başında saatlerce bekleyerek vaktini harcaması
gerekmektedir. Dolayısıyla bu tür oyunları oynayanlar, 6 ay veya 1 yıl sonra
süper bir kahraman sahibi olabilmekte, ancak daha kısa sürede buna sahip olmak
isteyenler ise süper kahraman satın almak zorunda kalmaktadırlar. Ayrıca,
oyunda kullanmak üzere eşya ve silah alınması amacıyla para talep edilmekte, bu
paralar değişik kanallarla tahsil edilebildiği gibi cep telefonundan kontur
transferi ile çok basit ve kayıtsız bir şekilde de tahsil edilebilmektedir.
Bu konulardan haberdar olan
pek çok internet korsanı (hacker), süper kahraman
sahibi olan oyuncuların şifrelerini kırarak süper kahramanı çalarak yine
internet üzerinden belirli bir ücret karşılığında arzu edenlere satmaktadırlar.
İnternet korsanları, süper kahramana sahip olmak için her türlü yolu denemekte
ve şiddeti gösterebilmektedirler. Bu kayıt dışı sanal ticaretin
vergilendirilememesi ve paraların yurt dışına gitmesinin yanında çocuklarımız
ve gençlerimiz üzerinde yarattığı olumsuz etkilerin mutlaka önlenmesi
gerekmektedir.
Bu tür online
oyunlar sadece çocuklar ve gençler arasında değil, yetişkinler arasında da çok
yaygın olarak oynanmaktadır. Genellikle evlerde veya internet kafelerde oynanan
bu tür oyunların özellikle ilköğretim çağındaki çocukların psikolojilerini ve
sosyal yaşamlarını olumsuz yönde etkilediği belirtilmektedir. Online oyunlar
nedeniyle saatlerce bilgisayar başında kalan çocuklarımızın; kendilerini
yeterince derslerine veremedikleri için eğitimleri aksamakta, sağlıksız ve
sosyal iletişimden yoksun büyümeleri sonucunda aileleri ve arkadaşlarıyla sık
sık sorunlar yaşamaktadırlar.
Evlerinde bilgisayarı veya
internet bağlantısı olmayan çocuklar ve gençler, çocuklara yasak olmasına
rağmen, yeterli denetim yapılmadığından dolayı, bu oyunları oynamak için
internet kafelere gitmek zorunda kalmaktadırlar. Bu da güvenlik başta olmak
üzere birçok sorunu da beraberinde getirmektedir.
Bilgisayar oyunlarına aşırı
düşkünlük, evlilikleri de sarsmaktadır. Ekran karşısından kalkamayan
erkeklerin, eşleriyle ilgilenmek yerine bilgisayar oyunlarını tercih etmeleri,
eşler arasında sorunların büyümesine ve boşanmaya kadar giden sonuçlara yol açabilmektedir.
Yukarıda özetlenen
nedenlerle “ülkemizde oynanan online (çevrimiçi)
oyunların neden olduğu kayıt dışı sanal ticaretin tespiti, çocuklarımız ve
gençlerimiz üzerinde yarattığı etkilerin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi” amacıyla bir Meclis Araştırması açılması gerekli
görülmektedir.
1) Alim Işık (Kütahya)
2) Mehmet Şandır (Mersin)
3) Ali Halaman (Adana)
4) S. Nevzat Korkmaz (Isparta)
5) Lütfü Türkkan (Kocaeli)
6) Emin Çınar (Kastamonu)
7) Ali Uzunırmak (Aydın)
8) Hasan Hüseyin Türkoğlu (Osmaniye)
9) Seyfettin Yılmaz (Adana)
10) Enver Erdem (Elazığ)
11) Celal Adan (İstanbul)
12) Kemalettin Yılmaz (Afyonkarahisar)
13) Bülent Belen (Tekirdağ)
14) Ali Öz (Mersin)
15) Yusuf Halaçoğlu (Kayseri)
16) Mehmet Erdoğan (Muğla)
17) Necati Özensoy (Bursa)
18) Mesut Dedeoğlu (Kahramanmaraş)
19) Sinan Oğan (Iğdır)
20) Adnan Şefik Çirkin (Hatay)
21) Oktay Öztürk (Erzurum)
22) Özcan Yeniçeri (Ankara)
5.- Ankara Milletvekili
Cevdet Erdöl ve 20 milletvekilinin, çocuk ve
gençlerimizin İnternet ve diğer bilgi iletişim teknolojilerini kullanırken
karşı karşıya oldukları riskleri en aza indirmek ve güvenli bir şekilde bilgiye
ulaşmalarını sağlamak için yapılması gerekenlerin, uygunsuz ve/veya kanunsuz
içerikleri barındıran İnternet sitelerine uygulanması gerekli müeyyidelerin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/156)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Çağımızın en önemli
buluşlarından olan internet ve diğer bilgi iletişim teknolojilerinin hayatımıza
kattığı kolaylıklar şüphesiz önemlidir. Ancak çocuk ve gençlerimizin bu bilgi
iletişim teknolojilerini ve interneti kullanırken bazı risklerle karşı karşıya
oldukları da bir gerçektir. Bu risklerin en önemlileri;
çocukların cinsel istismarı, çocukların yaşlarıyla uyumsuz görüntü ve
içeriklere muhatap bırakılması, aşırı şiddet içeren oyunlar nedeniyle
çocukların şiddete karşı duyarsızlaşması, sanal kumar siteleri aracılığıyla
çocukların kumara özendirilmesi, uyuşturucu maddelerin özendirilmesi ve temin
edilmesinin kolaylaştırılması, sosyal paylaşım sitelerinde kurulan yanlış
arkadaşlıklar, uzun süre bilgisayar başında kalmaktan dolayı çocuk ve gençlerin
asosyalleşmesi, bedensel ve ruhsal hastalıklara maruz kalmasıdır.
Çocuk ve gençlerimizin internet ve diğer bilgi iletişim
teknolojilerini kullanırken karşı karşıya oldukları riskleri en aza indirmek ve
onların güvenli bir şekilde bilgiye ulaşmalarını sağlamak için alınması gereken
önlemleri tespit etmek, uygunsuz ve/veya kanunsuz içerikleri barındıran
internet sitelerine gerekli müeyyidelerin uygulanması ve bu müeyyidelerin
sınırlarının araştırılması amacıyla Anayasanın 98 inci, TBMM İçtüzüğünün 104 ve
105 inci maddeleri uyarınca Meclis Araştırması açılmasını arz ve talep ederiz.
23/11/2011
1) Cevdet Erdöl (Ankara)
2) Tülay Selamoğlu (Ankara)
3) Azize Sibel Gönül (Kocaeli)
4) İdris Şahin (Çankırı)
5) Öznur Çalık (Malatya)
6) Recep Özel (Isparta)
7) Ramazan Can (Kırıkkale)
8) Tülay Kaynarca (İstanbul)
9) Enver Yılmaz (İstanbul)
10) Sıtkı Güvenç (Kahramanmaraş)
11) Hilmi Bilgin (Sivas)
12) Yusuf Başer (Yozgat)
13) Pelin Gündeş Bakır (Kayseri)
14) Kemalettin Aydın (Gümüşhane)
15) Tülay Babuşcu (Balıkesir)
16) Muzaffer Yurttaş (Manisa)
17) Mehmet Doğan Kubat (İstanbul)
18) Zeyid Aslan (Tokat)
19) Hakkı Köylü (Kastamonu)
20) Mustafa Kemal Şerbetçioğlu (Bursa)
21) Nevzat Pakdil (Kahramanmaraş)
6.- Adana Milletvekili Necdet Ünüvar ve 20 milletvekilinin,
ülkemizde İnternet kullanımının sosyal kesimler arasındaki durumu, kontrolsüz
kullanımın meydana getirdiği sorunlar ve güvenlik tehditlerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/157)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Ülkemizde İnternet kullanım
oranı (penetrasyonu) gün geçtikçe dramatik olarak
artmaktadır. Toplumumuzun önemli bir bölümü sosyal çılgınlık şeklinde bu
teknolojiyi kullanmaktadır. TÜİK Hanehalkı Bilişim
Teknolojileri Kullanım İstatistiklerine göre ülkemizde internet kullanım oranı
2004 yılında % 13,3 iken 2010 yılında % 37,6’ya yükselmiştir.
Dünya genelinde, fevkalade
faydaları olan ve geçen yüzyılın en önemli icadı kabul edilen internet
teknolojisinin, kontrolsüz kullanımı halinde özellikle çocuklar ve aileler
üzerinde olumsuz etkileri de görülmeye ve tartışılmaya başlamıştır. Yine suç
için kullanıldığında sınır aşan, kural tanımayan, durdurulması çok güç olan bu
teknoloji, bağımlılık yapmakta, çocukların ruh ve bedensel gelişimini olumsuz
etkileyecek bir araç hâline gelebilmektedir. Özellikle “İnternet cafe”lerde çocukların ve gençlerin suça yönelimini teşvik
edecek birçok unsur ve güvenlik tehdidi bulunmaktadır. İnternet dünyasının
hızla geliştiği ve ilerlediği düşünüldüğünde “cafe”lerde
her geçen gün yeni yeni güvenlik problemlerinin ortaya çıkması, dolayısıyla da
bunlar için tedbirler alınması ihtiyacını doğurmuştur. Ayrıca “İnternet cafe”lerde ve oyun salonlarında çocuklarımızın bilgisayar
başında çok fazla zaman kaybetmesi ve geçen bu zaman içerisinde aynı zamanda
yağlı ve tuzlu yiyecek ve içeceklerin tüketilmesi neticesinde başta obezite olmak üzere birçok sağlık sorununa yol açmaktadır.
Ülkemizde İnternet
kullanımının, sosyal kesimler arasındaki durumu, kontrolsüz kullanımın meydana
getirdiği sorunlar, güvenlik tehditleri ve bunlarla ilgili alınması gerekli
önlemler ve geliştirilmesi gereken projelerin araştırılması için, Anayasanın
98. maddesi ve TBMM İçtüzüğün 104 ve 105. maddeleri uyarınca Meclis Araştırması
açılmasını arz ederiz.
Gerekçe:
İnternet deyince aklımıza
gelen ilk sorulardan bir tanesi güvenliktir. Güvenlik kavramı her kesim için
ayrı önem taşıyan ama olmazsa olmaz unsurlardan biridir. Anne ve babalar için
çocukların hangi sitelerde gezindiği tereddüdü, İnternetten alışveriş yapan
biri için kredi kartı bilgilerinin gizliliği, şifrelerimizin kopyalanıp
çalınması, İnternet bankacılığına hâlâ alışamamış ve kullanmayan insanların
haklı sebepleri ya da kişisel verilerin farklı amaçlarla kullanılması
tereddütleri İnternetin olduğu bir dünyada sürekli karşımıza çıkan güvenlik
problemleridir.
2010 yılında TÜİK’in yapmış olduğu bir
araştırmaya göre ülkemizde İnternet kullananların 72,8’i e-posta alıp
gönderiyor, %22,6’sı seyahat, konaklama ve bilet satın alma gibi işlemler
yapıyor, %10,2’si iş başvurusu yapma amacıyla bilgilerini İnternet ortamında
paylaşıyor, %16,8’i İnternet bankacılığını kullanıyor, %4,1’i mal veya hizmet
satın alma işlemi yapıyor. Görüldüğü gibi bu
işlemlerin hepsinde kişisel verilerimizin kaybolması, çalınması ya da kötü
amaçla kullanılmasını doğrudan etkileyen birçok neden bulunmaktadır. Özellikle
de bu tür güvenlik problemlerinin ana merkezini İnternet cafe’ler
oluşturmaktadır. Evde ebeveynlerine yakalanma korkusu yaşayan çocuklar, IP
adresinin bilinmesini istemeyen hacker’lar yasadışı
ve işlemler için İnternet cafeleri tercih
etmektedirler. Ayrıca, oyun salonlarında bolca vakit geçiren çocuklar ve
gençlerimizin bu bağımlılığa kendilerini kaptırmaları dolayısıyla sağlık
problemleriyle karşılaşmaktadırlar.
Gelişen teknoloji sayesinde
bir yanda bir buluş hayatımızı kolaylaştırırken, diğer yanda onu tehdit eden
unsurlar kendisini göstermektedir. İnternetin hayatımıza getirmiş olduğu
kolaylıklar ve güzelliklerin yanı sıra böyle tehditlerin de var olduğunun
bilinmesi ve önlemlerinin alınması gerekmektedir. Bu sebeple böyle bir
Araştırma Komisyonunun kurulmasına ihtiyaç duyulmuştur.
1) Necdet Ünüvar (Adana)
2) Nevzat Pakdil (Kahramanmaraş)
3) Ruhi Açıkgöz (Aksaray)
4) Erol Kaya (İstanbul)
5) Nesrin Ulema (İzmir)
6) İhsan Şener (Ordu)
7) Alev Dedegil (İstanbul)
8) Muhammet Bilal Macit (İstanbul)
9) Fatih Şahin (Ankara)
10) İsmail Tamer (Kayseri)
11) Öznur Çalık (Malatya)
12) Ünal Kacır (İstanbul)
13) Gökçen Özdoğan Enç (Antalya)
14) İlknur Denizli (İzmir)
15) Yüksel Özden (Muğla)
16) İlhan Yerlikaya (Konya)
17) Mehmet Şükrü Erdinç (Adana)
18) Abdulkerim Gök (Şanlıurfa)
19) Ertuğrul Soysal (Yozgat)
20) Ahmet Öksüzkaya (Kayseri)
21) Mehmet Müezzinoğlu (Edirne)
7.- İzmir Milletvekili Erdal Aksünger ve
28 milletvekilinin, bilişim sektöründe yaşanan sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/158)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Dünyada bilişim sektörü çok
büyük bir hızla gelişiyor ve inanılmaz büyüklükte pazarlar oluşturuyor.
Günümüzde ülkelerin gelişmişlik düzeylerini, o ülkenin bilişim sektörünün
dünyadaki yeri belirlemektedir. Ülkemiz için çok hayati önem taşıyan bilişim
sektöründe özellikle son yıllarda yeterli gelişme gösterilememiştir.
Connectivity Scorecard değerlendirmesine göre Türkiye’nin gelişmekte
olan 25 ülke arasında 2009 yılında 2. sırada iken 2010 yılı değerlendirmesinde
Malezya, G. Afrika, Şili, Arjantin, Rusya ve Brezilya’nın ardından 7. sıraya
gerilemiştir. Bizden öndeki ülkeler bu alanda bizden daha hızlı gelişme
göstermişlerdir. Bir yıl içinde 6 ülkenin bizim önümüze geçmesi bu alanda
yarışın ne boyutta olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Dünya Ekonomi Forumu (WEF)
tarafından hazırlanan ve 2009-2010 dönemini kapsayan son çalışmaya göre Bilgi
Toplumuna Hazır Olma (Networked Readiness) indeksinde
Türkiye’nin 133 ülke içinde 69. sırada yer alması; 2007-2008 indeksinde 127 ülke
içinde 55., 2008-2009 indeksinde 61. sırada olan
Türkiye’nin yerinin göreceli olarak son üç dönemdir sürekli gerilemesi yine bir
önceki çalışmada olduğu gibi ülkemizin “Bilgi Toplumu” olma yarışında geriye
düşmekte olduğunun bir diğer göstergesidir.
Ayrıca, bununla beraber,
Birleşmiş Milletler Elektronik Devlet Gelişim İndeksi (EGDI) değerlendirmesinde
gerek alınan 0.4780 puan ve gerekse 183 ülke arasında
69. sırada yer almış olması Türkiye’nin vizyonu, iddiası ve diğer alanlardaki
hedefleri ile karşılaştırıldığında, ülkemiz açısından gelecekte ciddi
sorunların yaşanmasına sebep olacaktır.
Her üç çalışma da
Türkiye’nin “Bilgi Toplumu” olma yarışında son bir kaç yılda diğer ülkelerin
gerisine düşmeye başladığını ve bunun tersine çevrilebilmesi için Bilişim
alanında mevcut devlet politika ve uygulamalarının mutlaka gözden geçirilmesi
ve iyileştirilmesi gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır.
Bilgi toplumu olma yolunda
ülke olarak hak ettiğimiz seviyede ve hedeflediğimiz yerde olabilmemiz, bilişim
sektörünün gelişmesi ve sektörde yaşanan sorunların çözümü ile ilgili olarak
Anayasanın 98 ve Türkiye Büyük Millet Meclisi içtüzüğünün 104 ve 105. Maddeleri
gereğince Meclis araştırması açılmasını saygılarımızla arz ederiz. 29.11.2011
1) Erdal Aksünger (İzmir)
2) Veli Ağbaba (Malatya)
3) Mahmut Tanal (İstanbul)
4) Mustafa Sezgin Tanrıkulu (İstanbul)
5) Namık Havutça (Balıkesir)
6) Faik Tunay (İstanbul)
7) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
8) Dilek Akagün Yılmaz (Uşak)
9) Gürkut Acar (Antalya)
10) Ahmet Toptaş (Afyonkarahisar)
11) Turgut Dibek (Kırklareli)
12) Hurşit Güneş (Kocaeli)
13) Ali İhsan Köktürk (Zonguldak)
14) Doğan Şafak (Niğde)
15) Sedef Küçük (İstanbul)
16) Binnaz Toprak (İstanbul)
17) Recep Gürkan (Edirne)
18) Mehmet S. Kesimoğlu (Kırklareli)
19) Ayşe Nedret Akova (Balıkesir)
20) Sakine Öz (Manisa)
21) Haydar Akar (Kocaeli)
22) Mehmet Hilal Kaplan (Kocaeli)
23) Muharrem Işık (Erzincan)
24) İlhan Demiröz (Bursa)
25) Ahmet İhsan Kalkavan (Samsun)
26) Aylin Nazlıaka (Ankara)
27) Bülent Tezcan (Aydın)
28) Osman Aydın (Aydın)
29) Aykan Erdemir (Bursa)
8.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Erdoğan ve 27 milletvekilinin,
bilgi iletişim teknolojilerindeki gelişmelerin beraberinde getirdiği imkân ve
risklerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/159)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Türkiye’de başta internet
olmak üzere Bilgi İletişim Teknolojilerinin (BİT) kullanımı çocuklar ve gençler
arasında giderek artmaktadır. Ülkemizde yapılan araştırmalar, bilgi iletişim
teknolojilerinin haberlerin izlenmesi, sosyal medya kullanımı ve eğlence
amacıyla kullanıldığını göstermektedir. Ayrıca e-devlet uygulamaları
çerçevesinde, nüfusun her kesiminin giderek yaygınlaşan ve yoğunlaşan oranda
internet ara yüzünü ve çeşitli mobil uygulamaları kullanması bir gereksinim
hâline gelmiştir. Bilgi İletişim Teknolojilerinin gündelik yaşamın vazgeçilmez
bir öğesi olduğu günümüzde tartışılmaz bir hâl almıştır. Bilgi İletişim
Teknolojilerinin getirdiği imkânlar beraberinde bir takım da riskleri
barındırmaktadır. Bilgi İletişim Teknolojilerinin getirdiği imkânlar ve
risklerin tespiti ve bu tespit sonucunda imkânların ve risklerin araştırılması,
risklerin belirlenerek sorunların giderilmesi ve çözüm yollarının araştırılması
amacıyla anayasamızın 98’inci maddesi, iç tüzüğün 104 ve 105’inci maddeleri
gereğince ekte sunulan gerekçe çerçevesinde Meclis Araştırması açılmasını arz
ve teklif ederiz.
Genel Gerekçe:
Türkiye’de başta internet
olmak üzere Bilgi İletişim Teknolojilerinin (BİT) kullanımı çocuklar ve gençler
arasında giderek artmaktadır. Ülkemizde yapılan araştırmalar, bilgi iletişim
teknolojilerinin haberlerin izlenmesi, sosyal medya kullanımı ve eğlence amacıyla
kullanıldığını göstermektedir.
Ayrıca e-devlet
uygulamaları çerçevesinde, nüfusun her kesiminin giderek yaygınlaşan ve
yoğunlaşan oranda internet ve çeşitli mobil uygulamaları kullanması bir
gereksinim hâline gelmiştir. Bilgi İletişim Teknolojilerinin gündelik yaşamın
vazgeçilmez bir öğesi olduğu, günümüzde tartışılmaz bir hâl almıştır. Bilgi
çağında teknolojideki süratli değişimin bilgiye ulaşmayı kolaylaştırdığı da
aşikârdır.
Bilgi İletişim
Teknolojilerinin getirdiği imkânlar yanında bir takım da riskleri
bulunmaktadır. Asıl önemli olan hangi bilgiye ulaşılacağı, ulaştığımız bu
bilgiyi nasıl kullanacağımızda. Muhakkak ki her bilginin iyiye ve kötüye
kullanımı, istismarı söz konusudur. Bu istismarlardan kaynaklanan bir kısım
pazar ve çok büyük parasal imkânların da olduğu rantlar
oluşmaktadır.
Yararları yanında bir takım
riskleri de beraberinde getiren Bilgi İletişim Teknolojileri uzun süreli
kullanımlarda bağımlılık ve dikkat dağınıklığı gibi psikolojik, göz bozukluğu
gibi fiziksel rahatsızlıklara da neden olmakta zaman kaybını da beraberinde
getirmektedir. Bir diğer olumsuz tarafı da internet oyunlarından sanal para
alabilmek maksadı güdülerek maddi kayıplara neden olmaktadır. Bu
olumsuzlukların asgariye indirilmesi konusunda uluslararası işbirliğine ihtiyaç
duyulmaktadır.
İnternet kullanımı, bilgiye
ulaşım, bunun istismarı, kötüye kullanımı gibi konuların ceza hukukuyla ilgili
boyutu bulunmakta ve bu konu üzerinde ciddiyetle durulması gerekmektedir.
Bilgi İletişim
Teknolojileri öncelikle eğitim kurumlarımızda çocuklarımızın ve gençlerimizin
doğru kullanımı konusunda yönlendirme ve bilgilendirmenin düzgün yapılması, web
sitelerinin yaş sınırına uygun olarak gerekli kurumlar tarafından denetlenmesi
ve gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasının yanı sıra gerekli yaptırımların da
uygulanması gerekmektedir.
Türkiye çapında kentsel ve
kırsal bölgelerde, seçkisiz tabaka yöntemiyle seçilen
9-16 yaş arası yapılan araştırmaya katılan tüm çocuklar İnternet’i kullanmakta
olup, % 40’ı kendi bilgisayar veya dizüstü bilgisayarına sahip ve diğer % 39’u
bilgisayarını diğer aile fertleri ile paylaşıyor olmasına rağmen, ebeveynlerin
sadece % 29’u İnternet’i kullanmaktadır. Erkek ve kadın ebeveynlerin İnternet
kullanım oranları arasında oldukça büyük bir fark vardır; % 29’luk dilim
içerisinde erkek ebeveynlerin %49’u ve kadın ebeveynlerin sadece % 24’ü
İnternet’i kullanmaktadır. Avrupa ülkelerinde erkek ebeveynlerin % 87’si ve
kadın ebeveynlerin ise % 82’si İnternet kullanıcısıdır.
İnternet’i kullanmaya
yetecek kadar bilgiye sahip olan çok az sayıdaki ebeveyn, ne çocuklarının
teknoloji kullanımı sırasında elde edeceği imkânları ve karışılabileceği
riskleri anlamakta ne de İnternet’te onları rahatsız edecek durumlarla başa
çıkmalarını sağlayacak yardımı sağlayabilmektedirler.
Sorun Bilgi Teknolojilerinin
kendisi değil bunların nasıl kullanıldığıdır.
Bütün bu konuların araştırılmasıyla ilgili olarak işin ceza hukuku
boyutu, müeyyideler boyutu, eğitim boyutu, psikolojik boyutu, teknolojik boyutu
incelenmeli ve bunların getireceği sıkıntıların, alınacak tedbirlerin bir
devlet politikası hâline dönüşebilmesi bakımından gündelik yaşamın vazgeçilmez
bir öğesi olan Bilgi Teknolojilerinin daha geniş kapsamda imkânlarının ve
risklerinin araştırılması, bu teknolojilerinin daha faydalı bir biçimde
kullandırılmasının sağlanması ve konu ile ilgili gerekli bilgilendirmenin
yapılarak doğru bilgiye kısa zamanda ulaşmanın altyapısının oluşturulması
gerekmektedir.
1) Mehmet Erdoğan (Gaziantep)
2) Orhan Karasayar (Hatay)
3) Murat Yıldırım (Çorum)
4) Ayşe Türkmenoğlu (Konya)
5) Mehmet Erdem (Aydın)
6) Mehmet Sarı (Gaziantep)
7) Mehmet Ersoy (Sinop)
8) Enver Yılmaz (İstanbul)
9) Halil Mazıcıoğlu (Gaziantep)
10) Fikri Işık (Kocaeli)
11) Ali Aşlık (İzmir)
12) Metin Külünk (İstanbul)
13) Safiye Seymenoğlu (Trabzon)
14) Mehmet Kasım Gülpınar (Şanlıurfa)
15) Canan Candemir Çelik (Bursa)
16) Derya Bakbak (Gaziantep)
17) Ali Şahin (Gaziantep)
18) Mehmet Akyürek (Şanlıurfa)
19) Osman Boyraz (İstanbul)
20) Muhammed Murtaza Yetiş (Adıyaman)
21) Erol Kaya (İstanbul)
22) Ahmet Yeni (Samsun)
23) Türkan Dağoğlu (İstanbul)
24) Nureddin Nebati (İstanbul)
25) Sevim Savaşer (İstanbul)
26) Nihat Zeybekci (Denizli)
27) Mehmet Yüksel (Denizli)
28) Nevzat Pakdil (Kahramanmaraş)
9.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel ve 20 milletvekilinin,
başta sosyal paylaşım siteleri olmak üzere İnternet kullanımının aile yapısı
üzerindeki olumsuz etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/160)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
“İnternet Kullanımının
(Sosyal Paylaşım Sitelerinin) Aile Yapısı Üzerindeki Olumsuz Etkileri”nin araştırılması ve gerekli önlemlerin alınması
amacıyla Anayasamızın 98., Türkiye Büyük Millet
Meclisi İç Tüzüğü’nün 104. ve 105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması
açılması için gereğini saygılarımızla arz ederiz.
Gerekçe:
Teknolojinin önemli
parçalarından biri olan bilgisayar, modern yaşamın ve eğitimin vazgeçilmez bir
bileşeni haline gelmiştir. 1995’li yıllardan sonra internet hızla yayılmaya
başlamış ve 2000’li yıllardan sonra bilgisayarda yazışarak sohbet, bilgisayarın
evlere girmesine ivme kazandırmıştır. Yanlış internet kullanımı, Türk aile
yapısı üzerinde olumsuz etkiler bırakmaktadır. Sanal dünyada duygusal
arkadaşlıklar, yaşanmaya başlanmıştır. Kadınlar ve erkekler internet
aracılığıyla hakkında doğru bilgi vermeyen kişilerle tanışıp, onlar tarafından
yasal ve sağlıklı olmayan ortamlara çekilebilmekte ve kandırılıp
kullanılabilmektedir. Ayrıca bazı kadınlar bir takım duygu avcılarının eline
düşmekte, yuvalarının yıkılmasına kadar geçen bir sürece maruz kalmakta ve hatta
bazen şiddetle karşılaşabilmektedirler.
DPT tarafından 16-74 yaş
grubu üzerinde hanelerde BİT erişimini ve vatandaşların söz konusu
teknolojilere ilişkin eğilimlerini saptamak amacıyla yapılan “Bilgi Toplumu
İstatistikleri 2011” başlıklı araştırma sonuçları çarpıcıdır:
2010 yılında, herhangi bir
zamanda internet kullananların oranı %41,6’dır.
Bilgisayar kullanıcılarının
%69,7’si bilgisayar kullanımı konusunda hiçbir kursa katılmamıştır.
İşgücüne dâhil olmayan 15
yaş ve üstü ev işleriyle meşgul olan kişilerde internet kullanım oranı
%11,9’dur.
İnternet kullanım amacı
olarak birinci sırada e-posta gönderme (%72,8), ikinci sırada ise sohbet
odalarına, haber gruplarına veya çevrimiçi tartışma forumlarına mesaj gönderme,
anlık ileti gönderme yer almaktadır (%64,2).
Bilgisayarı herhangi bir
konuda eğitim almak amacıyla kullananlar %6,3’tür.
Yine istatistiklere göre,
Türkiye, kullanıcı sayısı bakımından dünya üzerinde 500 milyondan fazla
kullanıcısı olan Facebook’ta tahmini 28 milyon kullanıcı hesabıyla ABD,
Endonezya ve Birleşik Krallık’tan sonra 4. ülke
konumundadır. Başka bir araştırmaya göre, Türkiye’deki ortalama bir
kullanıcının Facebook üzerinde harcadığı süre, yaklaşık olarak haftada 29,7
saattir. 2011 itibarıyla, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu ve tamamına
yakını ‘gelişmekte’ olan 14 ülkede en çok ziyaret edilen internet sitesi
Facebook’tur.
Bu verilerden yola çıkarak,
sosyal medyanın etkilerinin toplumsal hayatta her geçen gün daha fazla
hissedildiği, bilgisayar kullanıcılarının çoğunun bilgisayar kullanımı
konusunda eğitimsiz olduğu, ev işleriyle meşgul olan kişilerde internet
kullanım oranının arttığı, çoğunluğun sosyal paylaşım sitelerinde vakit
geçirdiği söylenebilir. Ancak elimizde internet kullanımı nedeniyle bozulan
yuvalara ve bunun doğurduğu şiddete dair istatistikler bulunmamaktadır.
Yanlış internet kullanımı
hem kadınlar, hem de erkekler arasında mevcuttur. Ancak evliliklerde yanlış
internet kullanımına bağlı yaşanan sorunlardan en çok kadınlar zararlı
çıkmaktadır. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden en çok kadınlar etkilenmekte ve
namus kavramında kadına biçilen rol erkeğinkinden ağır olmaktadır. Bu nedenle
öncelikle kadınlar üzerindeki etkilerini araştırmak hedeflenmiştir. Erkeklerin,
sosyal paylaşım sitelerinde biriyle tanıştığında yaşadıkları aile içi
problemler örtbas edilirken, kadınlar ağır bedeller ödeyebilmektedir. Hatta, namus adına işlenen cinayetler bu sebeple
gerçekleşebilmektedir. Toplumda kadına yönelik şiddete önlem alabilmek için bu
araştırmaya ihtiyaç vardır. Kadınların, yanlış internet kullanımı nedeniyle
yaşadığı zararlar tespit edilmeli ve çıkan sonuçlara göre önlemler
geliştirilmelidir. Bu çalışma toplumda kadına ve kadın üzerinden namusa bakış
açısına değişiklik getirilmesinde öncü olacak niteliktedir.
Araştırmanın genel amacı;
yanlış internet kullanımının aile birliği üzerindeki olumsuz etkilerini
araştırmaktır. Araştırmanın alt amaçları:
1. İnternet nedeniyle
bozulan aile sayısını, bozulmanın eşlerden hangisinden kaynaklandığını tespit
etmek.
2. İnternette manevi,
maddi, cinsel zarar gören kadınların sayısını belirlemek.
3. İnternet nedeniyle kaç
kadının şiddete maruz kaldığını belirlemek.
4. İnternet nedeniyle zarar
gören kadınların sosyo-demografik özelliklerini
belirlemek.
5. İnternette biriyle tanışarak
kaç kadının ailesini terk ettiğini belirlemek.
6. Biriyle tanışıp ailesini
terk eden kadınların illere ve bölgelere göre dağılımını belirlemek.
1) Ruhsar Demirel (Eskişehir)
2) Lütfü Türkkan (Kocaeli)
3) Enver Erdem (Elâzığ)
4) Mehmet Şandır (Mersin)
5) Mustafa Erdem (Ankara)
6) Mehmet Günal (Antalya)
7) Alim Işık (Kütahya)
8) Ali Öz (Mersin)
9) Reşat Doğru (Tokat)
10) Emin Çınar (Kastamonu)
11) Mesut Dedeoğlu (Kahramanmaraş)
12) S. Nevzat Korkmaz (Isparta)
13) Mustafa Kalaycı (Konya)
14) Yusuf Halaçoğlu (Kayseri)
15) Ahmet Kenan Tanrıkulu (İzmir)
16) Sinan Oğan (Iğdır)
17) Yıldırım Tuğrul Türkeş (Ankara)
18) D. Ali Torlak (İstanbul)
19) Bahattin Şeker (Bilecik)
20) Sümer Oral (Manisa)
21) Cemalettin Şimşek (Samsun)
BAŞKAN – Bilgilerinize
sunulmuştur.
Danışma Kurulunun bir
önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
VII.- ÖNERİLER
A) Danışma Kurulu Önerileri
1.- (10/108), (10/155), (10/156), (10/157), (10/158), (10/159) ve
(10/160) esas numaralı Meclis araştırması önergelerinin ön görüşmelerinin,
Genel Kurulun 21/2/2012 Salı günkü birleşiminde
birleştirilerek yapılmasına ve görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışmalarını
sürdürmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi
No: Tarih:
21/2/2012
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulunun 21/2/2012 Salı günü yaptığı toplantıda, aşağıdaki önerinin
Genel Kurulun onayına sunulması uygun görülmüştür.
Cemil
Çiçek
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Adalet ve Kalkınma Partisi
Cumhuriyet
Halk Partisi
Grubu Başkan Vekili Grubu
Başkan Vekili
Ahmet Aydın M.
Akif Hamzaçebi
Milliyetçi Hareket
Partisi Barış
ve Demokrasi Partisi
Grubu Başkan Vekili Grubu
Başkan Vekili
Mehmet Şandır Pervin
Buldan
Öneri:
Genel Kurulun,
10/108 esas nolu Meclis Araştırması Önergesi ile aynı konuda biraz önce
okunan 10/155, 10/156, 10/157, 10/158, 10/159 ve 10/160 esas nolu Meclis araştırması Önergelerinin görüşmelerinin
birleştirilerek 21/02/2012 Salı günkü (bugünkü)
Birleşiminde yapılması,
21/02/2012 Salı günkü Birleşiminde
Meclis Araştırması Önergelerinin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar
çalışmalarını sürdürmesi
önerilmiştir.
BAŞKAN – Danışma Kurulu
önerisi hakkında söz talebi? Yok.
Oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
İç Tüzük’ün
37’nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınma önergesi vardır,
okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
A) Önergeler (Devam)
2.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün (2/30) esas numaralı,
Emekliler ile Bunların Dul ve Yetimlerinin Sendikalaşması Hakkında Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi
(4/26)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
2/30 Esas Numaralı Kanun
Teklifim 45 gün içinde Komisyonda görüşülmediğinden İç Tüzüğün 37. Maddesi
gereğince doğrudan gündeme alınması konusunda gereğinin yapılmasını
saygılarımla arz ederim. 24.11.2011
Ensar
Öğüt
Ardahan
BAŞKAN – Teklif sahibi
olarak Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt…
Kendisi yok mu?
Bir milletvekili, Bolu
Milletvekili Sayın Tanju Özcan, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
TANJU ÖZCAN (Bolu) – Sayın
Başkan, çok değerli milletvekilleri; ben sözlerime başlarken, öncelikle kanun
teklifi sahibi Sayın Ensar Öğüt’e bu konuya duyarlılık gösterdiği için özel
olarak teşekkür etmek istiyorum. Gerçekten de son derece önemli bir konu ancak
tabii sözlerime başlarken bir üzüntümü de sizlerle paylaşmak istiyorum.
Şimdi, biz, yaklaşık 9
milyon emekliyi ilgilendiren bir konuda burada konuşma yapıyoruz. Sayın Ensar
Öğüt kanun teklifi vermiş. Ben yönetmen arkadaştan rica ediyorum, şu AKP
sıralarını bir göstersinler. 9 milyon emeklinin 6 milyonunun yaklaşık oyunu
alarak iktidara gelen ve 326 milletvekiline sahip olan AKP’nin şu anda içeride
40 tane milletvekili var yaklaşık.
AHMET AYDIN (Adıyaman) –
Öneri sahibi yok ya!
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) – Ensar
Öğüt’ün kendisi yok.
TANJU ÖZCAN (Devamla) –
Bunların da değerli arkadaşlar, sadece bir iki tanesi bu konuşmayı dinliyor,
diğerleri bu konuşmayla ilgilenmiyor bile. Roman okuyanlar var, telefonla
konuşanlar var, kendi arasında yaylada sohbet edenler var, her şey var ancak
Çalışma Bakanı dâhil şu konuyla ilgili herhangi bir ilgi duymadığını
gösteriyor.
Geçen hafta burada kişiye
özel bir MİT düzenlemesi yapıldı, tek bir kişiyi yargıdan kurtarmak için.
Hepinizin gözleri fal taşı gibi açıktı, kulaklarınız açıktı, cankulağıyla dinliyordunuz bir kişi için.
AHMET AYDIN (Adıyaman) –
Emeklilere gel.
TANJU ÖZCAN (Devamla) – Ama
8,5 milyon emekliyi ilgilendiren bir konuda maalesef hiçbiriniz şu anda hatibi
bile dinlemiyorsunuz.
AHMET AYDIN (Adıyaman) –
Tamam, gel oraya.
TANJU ÖZCAN (Devamla) –
Değerli milletvekilleri, Türkiye’de yaklaşık 9 milyon emekli var, az önce
söyledim. Bunun yaklaşık 5,7 milyonu SSK emeklisi, 1.783 bini BAĞ-KUR emeklisi,
yine yaklaşık 1 milyon 900 bini de Emekli Sandığı emeklisi.
“Türkiye’de 9 milyon emekli
var.” dedim. Bunlar maalesef Türkiye’de yaşamaya çalışıyorlar, hayat mücadelesi
veriyorlar. Halk tabiriyle söylüyorum: Türkiye’deki 9 milyon emeklinin,
neredeyse açlıktan ağzı kokuyor. Bu noktadayız. Değerli milletvekilleri,
Türkiye’de en son TÜİK’in açıkladığı rakamlara göre
açlık sınırı 958 TL olmuş, yoksulluk sınırı da 3.100 TL civarına gelmiş ancak
Türkiye’deki ortalama emekli maaşına baktığınızda 900 liranın altında olduğunu
görüyorsunuz. Yani Türkiye’de ortalama bir emekli, ailesiyle birlikte açlık
sınırının altında yaşıyor. Şimdi, bu şartlarda emeklinin herhâlde niçin zor
durumda olduğunu daha detaylı olarak izah etmeye gerek yok. Tarım
BAĞ-KUR emeklisi olanlar Türkiye’de -bilmem biliyor musunuz- aylık ortalama 450
lira gelir elde ediyor, BAĞ-KUR emeklileri ortalama 550-600 lira gelir elde
ediyor, SSK emeklileri ortalama 720 lira ile 730 lira arası emekli aylığı
alıyor, Emekli Sandığı emeklileri de ortalama 900 lira-bin lira civarında gelir
elde ediyor.
Şimdi ben buradan sayın
milletvekillerine sormak istiyorum: Türkiye’deki 8,5-9 milyon emeklinin
yaklaşık 7,5-8 milyonu açlık sınırının altında yaşarken, yüzde 99’u yoksulluk
sınırı altında yaşarken buradaki milletvekillerinin bu durumdan memnun
olabilmesi veya bu konuşmaya ilgi duymaması düşünülebilir mi? Ben bunu
soruyorum.
Bakın değerli
milletvekilleri, on yıldır bu ülkeyi AKP yönetiyor. Az önce
söyledim, Türkiye’deki emeklilerin 8 milyonu açlık sınırının altında, yüzde
99’u da yoksulluk sınırı altında yaşıyorsa, Türkiye’deki emekliler akşamları
pazar yerinden çürük meyve sebze toplayarak hayatını idame ettirmeye
çalışıyorsa, öğle yemeğini sadece bir simit ile geçiştirmeye çalışıyorsa, çıktığı
kahvede içeceği bir bardak çayın hesabını yapıyorsa, kırmızı etin tadını
unuttuysa, “Bayramda torun eve geldiğinde 3 kuruş cep harçlığını nasıl
veririm?” diye düşünüyorsa, ömrünün son döneminde “Yarın kapıma icra memuru
gelirse ben ne yaparım?” diye düşünüyorsa, kusura bakmayın ama Türkiye’yi on
yıldır yöneten AKP İktidarının bu tablodan utanması gerekir diye düşünüyorum.
Değerli milletvekilleri,
emeklinin çok ciddi sıkıntısı var. Emeklinin gelirini
artırmak lazım. Bakın, hep buralarda rakamlarla arkadaşlarımız izah
ediyorlar. Türkiye’de, bir yılda, AKP Hükûmetinin yandaşlarına sağladığı haksız
kazancın yarısı emekliye verilse inanın emekli rahat bir nefes alacak.
O yüzden, ben -birazdan,
teklif sahibi Sayın Ensar Öğüt teklifin özünü anlatacak- bu teklife destek
vermenizi sizden istiyorum ve şu emeklinin uzun süredir özlemle beklediği
intibak yasasının çıkartılması için de, tam, net, anlaşılabilir bir intibak
yasasının çıkartılabilmesi için de lütfen elinizi taşın altına koymaktan
çekinmeyin diyorum.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Özcan.
Ardahan Milletvekili Sayın
Ensar Öğüt… (CHP sıralarından alkışlar)
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) –
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; emeklilerin sendikalaşma hakları için vermiş
olduğum kanun teklifi üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygılarımla
selamlarım.
Değerli arkadaşlar,
ülkemizde yaklaşık 8,5-9 milyon civarında emekli var. Bu emekli insanların aile
sayısı ise ortalama 25 milyon insan, yani Türkiye’nin üçte 1’i. Bu insanların
yüzde 50’si ise açlık ve yoksulluk sınırında yaşıyor, yani emeklilerin. Şu anda
hakikaten çok perişan bir durumdalar. Emeklilerin sendikalaşması, kendi
haklarını savunarak insanca yaşamaları için Büyük Millet Meclisinde bu kanun
teklifinin kabul edilmesi lazım.
Şimdi, 1994’ten 2004’e
kadar -bunu lütfen AK PARTİ’li arkadaşlar iyi not
alsın- on yıl emekliler sendikası vardı. Sonra ne oldu? O dönemin İçişleri
Bakanlığı, Adalet ve Kalkınma Partisinin İçişleri Bakanlığı dava açtı ve
sendikayı kapattı; bakın, on yıl sonra. Yani referandumda Sayın Başbakan da,
hepimiz de, herkes de, sizler de özgürlüklerden, örgütlenmeden, sendikal
haklardan bahsettik ama ne oldu sonradan? Tamamen tersine dava açıldı ve
2004’te kapatıldı değerli arkadaşlar. Yani insanın özgürlük hakkını, yani
örgütlenme hakkını biz nasıl elinden alıyoruz? Hani referandumda herkese
özgürlükler verecektik?
Şimdi, burada, değerli
arkadaşlar, bakın, örneklerini söyleyeceğim. Almanya’da, Fransa’da,
İngiltere’de ve daha birçok ülkede emeklilerle ilgili sendikalar var ve bu
sendikalarda insanlar haklarını arıyorlar. İşçilerin nasıl sendikası varsa,
memurların varsa onlar da haklarını arıyorlar ve savunuyorlar, o haklarıyla da
daha iyi geçinecek şekilde bir ücret alıyorlar. Bunu Türkiye niye yapmıyor?
Bakın, İçişleri
Bakanlığının açmış olduğu dava iptal edildi. O davayı emekliler sendikası İnsan
Hakları Mahkemesine götürdü. Şu anda İnsan Hakları Mahkemesinde ve bütün Avrupa
Birliği ülkelerinde uyum yasalarına göre İnsan Hakları Mahkemesinde bu emeklilerin
hakları verilirken biz bunu burada iptal ediyorsak, yarın, öbür gün İnsan
Hakları Mahkemesi Türkiye hakkında bir tazminat davası kararı verirse de lütfen
buna şaşırmayalım.
Değerli arkadaşlar, Türkiye
olarak imzalamış olduğumuz uluslararası sözleşmenin 22’nci ve 3’üncü maddesi,
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 11’inci maddesi herkesin sendika kurma
hakkını güvence altına almıştır ancak şimdi “Anayasa’ya aykırı.” diyorlar, Anayasa’ya
aykırı değil. Anayasa’mızın 90’ıncı maddesi milletlerarası anlaşmasına uygundur
ve orada da “Anayasa Mahkemesine götürülemez.” diyor.
Değerli arkadaşlar,
Türkiye’de gelen emekliye vuruyor, giden emekliye vuruyor, herkes de emekliden
oy bekliyor. Biz de “8,5-9 milyon emekli var. Siz kendiniz bir parti kurar, oy
verirseniz iktidar olursunuz.” dedik ama onlar dağıtıyorlar. Emekliye hak verildi…
Elektriğe, suya, doğal gaza yüzde 100 zam geldi; emekliye 1,83; 4,5 gibi komik
zamlar yapılarak âdeta emekliyle alay ettik.
Şimdi, Büyük Millet
Meclisinde umut bekleyen insanlarımız yani bizden medet bekleyen 9 milyon
emekli -25 milyon ailesiyle beraber- bu kanun teklifinin kabul edilerek yeniden
yasalaşmasını bekliyor. Bu konuda hem AK PARTİ’den
hem Cumhuriyet Halk Partisinden hem de MHP ve BDP’den
istirham ediyorum bunu kabul edin -zaten İnsan Hakları Mahkemesi yarın öbür gün
bu kanunu gönderecek bize- ve Türkiye rahatlasın, emeklilerimiz haklarını daha
rahat kazansın diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Öğüt.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Gündemin “Sözlü Sorular”
kısmına geçiyoruz.
Sayın milletvekilleri,
sunuşlar bölümünde belirttiğim Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek’in birlikte
cevaplandırmak istediği sözlü soru önergelerini okutuyorum:
VIII.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, belediye iktisadi
teşekküllerinde sözleşmeli olarak çalışanlara kadro verilmesine ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/12) ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşek’in cevabı
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
İçişleri Bakanı Sayın İdris Naim Şahin tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.
13.07.2011
Ensar
Öğüt
Ardahan
4.06.2011 tarih ve 7954
mükerrer sayılı Resmi Gazete’de 632 sayılı Kanun
Hükmünde Kararname yayımlanarak yürürlüğü kondu ve anılan Kanun Hükmünde
Kararname ile yapılan bu düzenlemeye göre kamuda 657 sayılı Devlet Memurları
Kanunu’nun 4/b maddesi kapsamında ve 4924 sayılı Kanun uyarınca sözleşmeli
personellerin kadroya alınacağı belirtilmiştir.
1- 5393 ve 5302 sayılı
kanunlar ile aynı koşullarda ve şekilde işe alınmış olan 4924’lere kadro hakkı
tanınırken BİT’lerin kapsam dışında bırakılması
Anayasa’nın “eşitlik” ilkesine aykırılık teşkil etmektedir. Bu Kanun’da yer
alanların kadroya alınması sağlanacak mı?
2.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, sahte fatura
düzenleyenlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/33) ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşek’in cevabı
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılması
konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.19.7.2011
Ensar
Öğüt
Ardahan
Kamuoyunda bilinen adıyla
Torba Yasa ile Maliye Bakanlığı etkin bir vergi denetimi başlatacak. Özellikle
naylon fatura düzenleyenler ve alanlara kaçırdıkları verginin 3 katı para
cezası kesileceği gibi ayrıca hapis cezası da uygulanacak.
1- 2002 yılından 2010 yılı
yılları arasında ne kadar naylon fatura yakalandı? Türk Lirası olarak tutarları
ne kadardır? Kaç kişi naylon faturadan dolayı mahkûm oldu ve ne kadar ceza
kesildi?
3.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, emekliler arasındaki maaş
farklılıklarının giderilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/40) ve Maliye
Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılması
konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 19.7.2011
Ensar
Öğüt
Ardahan
Eski yeni emekliler
arasındaki maaş adaletsizliğinin giderilmesi gerekmektedir. Şimdiye kadar
kaynak yok denildi ancak istenildiği zaman kaynak bulunabiliyor. Son yapılan
sadaka zamlar asla emeklinin mağduriyetini gideremez.
1- Aynı şartlarda emekli
olan insanların bir kısmının düşük maaşa talim etmesi bir kısmının ise
diğerlerinin iki katı maaş alması vicdanları sızlatıyor. Bu durum daha ne kadar
sürecek? Emekliler arasındaki maaş farkı ne zaman düzelecek?
4.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, mücevher sektöründeki ÖTV
uygulamasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/90) ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşek’in cevabı
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımı Maliye
Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda
gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 22.7.2011
Ensar
Öğüt
Ardahan
Mücevher üretiminin ham
maddesi sayılan pırlanta ithalatındaki % 20 Özel Tüketim Vergisi kaldırılmalı,
dünyanın hiçbir yerinde ham hâldeki pırlantaya vergi uygulanmıyor. Türkiye’de
bir inat uğruna pırlantaya %20 ÖTV uygulanıyor. Bu durum da sektörün gelişmesini
engellemektedir. Bugün dünyada 250 milyar dolar büyüklüğe ulaşmış çok büyük ve
önemli bir sanayi dalı olan mücevher üretimi Türkiye’de ne yazık ki ışıltılı
vitrinler ve zenginlerin ilgi alanı olarak görülüyor.
1- Mücevher sektörü 2023
yılında bütün dünyada 650 milyar dolar büyüklüğe ulaşacak, sektörün önü
açılmazsa Türkiye bu sektörden milyarlarca lira zarar edecek. Sektörün önünün
açılması için çalışmanız var mıdır?
2- Mücevher sektöründe ÖTV
uygulamasına son verilmesi durumunda 700 bin kişiye iş sahası açılacak. Bunun
için ÖTV kaldırılacak mı?
3- Hiçbir dünya ülkesinde
ham maddeden vergi alınmamaktadır. Mücevher satışından vergi alınması için bir
çalışma var mıdır?
5.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, işçi ve memurlardan
kesilen vergi oranlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/98) ve Maliye Bakanı
Mehmet Şimşek’in cevabı
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılması
konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 21.7.2011
Ensar
Öğüt
Ardahan
İşçi ve memur ikisi de
ücretli olmasına rağmen işçi her ay memurdan daha fazla vergi ödüyor. Müsteşar,
Genel Müdür Denetim elemanları ve üst düzey her türlü yöneticilerin brüt
ücretlerinin % 3 veya 4 ile 5-6 sı kadar gelir
vergisi ödüyorlar. Oysa aynı yöneticilere hizmet eden Odacı, Bekçi, Şoför gibi
daha düşük gelirli işçiler ise % 10-11 civarında vergi ödüyorlar.
1- İşçi ve memur arasında
kesilen vergi oranları yanlış olduğu bilinmektedir. Bu yanlışın devam etmemesi
ve daha hakkaniyet ölçülerinde vergi kesilmesi için yeni bir çalışma yapacak
mısınız?
6.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, akaryakıt ürünlerinden
alınan vergi oranlarının düşürülüp düşürülmeyeceğine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/109) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Maliye
Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Reşat
Doğru
Tokat
Soru: Akaryakıt
ürünlerinden alınan KDV ve ÖTV oranlarını düşürmeyi düşünüyor musunuz?
7.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
akaryakıt fiyatlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/210) ve Maliye
Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
07.10.2011
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıda belirtilen
sorularımın, Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim.
Prof.
Dr. Alim Işık
Kütahya
Ülkemiz, Hükümetinizce
uygulanan yanlış ekonomi politikaları nedeniyle dünyanın en pahalı benzin ve
motorinini tüketen bir ülke haline gelmiştir. Her yıl yükselen akaryakıt
fiyatlarıyla ilgili olarak;
1. Halen hangi akaryakıt
türlerinden ne türde ve ne oranlarda vergi alınmaktadır? Bu vergiler 2002 yılı
ile karşılaştırıldığında nasıl değişmiştir?
2. Alınan vergilerin
azaltılarak akaryakıt fiyatlarının normal düzeylere indirilmesine yönelik bir
çalışmanız var mıdır? Varsa çalışma ne aşamadadır?
3. Ham petrol ortalama
fiyatları ile ülkemizdeki akaryakıt fiyatları arasında bir ilişki var mıdır?
4. “Vatandaşlardan alınan
dolaylı vergilerle cari açığın kapatılmasına” yönelik politikanızın akaryakıt
fiyatlarının yükselmesindeki etkisi nedir?
5. Bu politikanın değiştirilmesi
düşünülmekte midir?
8.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın,
Adana’da köylüler tarafından kullanılan Hazine arazilerine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/235) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki soruların maliye
Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
saygılarımla arz ederim. 10.10.2011
Ali
Halaman
Adana
1. Adana ilimizde çok
sayıda köylülerimiz işledikleri arazilerin Hazineye ait olması dolaysıyla
Devlet desteklerinden yararlanamamaktadır. Köylülerimizin bu desteklerden
yararlanabilmesi için ne gibi çalışmalarınız vardır?
2. Adana ilimizde
köylülerin ecrimisil ödeyerek işledikleri arazileri
İşleyene vermeyi düşünüyor musunuz?
9.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın,
akaryakıt ürünlerindeki vergi oranlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/248) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanması için
gereğini arz ederim.
Gürkut Acar
Antalya
Akaryakıt ürünleri
üzerindeki vergi yükü nedeniyle vatandaşlar, bir litre yakıt için yakıt
maliyetinden daha fazla vergi ödemektedir.
1- Hükümetiniz, akaryakıt
ürünlerini vergi kaynağı olarak mı görmektedir?
2- Son 5 yılda ve yıllara
göre, akaryakıt ürünleri üzerinden ne kadar ÖTV ve KDV toplanmıştır? Aynı
akaryakıt üzerinden toplanan bu vergilerin, toplam vergi gelirleri içindeki
payı nasıl gerçekleşmiştir?
3- Akaryakıt üzerindeki
vergi yükünü azaltarak, vatandaşlara rahat bir nefes aldıracak mısınız? Gelir
dağılımında büyük adaletsizliğinin yaşandığı ülkemizde, gelir üzerinden vergi
almak yerine, dolaylı vergilerle, alt gelir grubundaki vatandaşları mağdur etmeye
devam mı edeceksiniz?
10.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu’nun, taksici esnafına yeni taksi alımında ÖTV ve KDV istisnası
getirilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/264) ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşek’in cevabı
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
arz ederim.
Saygılarımla.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
İstanbul
İstanbul’da 18 bin ticari
taksi olmasına karşın, korsan taksi sayısı 30 binleri geçmiştir. Ayrıca, mevcut
taksi plakalarının çok önemli kısmı taksi şoför ve esnafının değildir.
Bu nedenle;
Geçimini taksicilikten
sağlayan ve ruhsatı taksi esnafı adına olan taksilerin yerine yeni bir modele
geçmeleri halinde bir defalık satın alımlarda ÖTV ve KDV istisnası getirmeyi
düşünüyor musunuz?
11.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu’nun, vakıf üniversitelerine kamu kurum ve kuruluşlarından yapılan
arazi ve bina tahsislerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/275) ve Maliye Bakanı
Mehmet Şimşek’in cevabı
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
arz ederim.
Saygılarımla.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
İstanbul
Son yıllarda sayıları hızla
artan Vakıf Üniversitelerinin bir kısmı kendi imkan ve
olanakları ile kurdukları kampüslerde eğitim vermektedirler. Bazı Vakıf
üniversiteleri ise kamu kurum ve kuruluşlarından kiraladıkları binalarda ve
kiralanan arazilerde yapılan dersliklerde eğitim vermektedirler.
Bu nedenle;
1. Hangi Vakıf
üniversitelerine Milli Emlak ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarından arazi ve
bina tahsis edilmiştir?
2. Hangi Vakıf
Üniversitelerine bina ve arazi satışı yapılmıştır?
3. Kamu kurum ve
kuruluşlarından arazi ve bina tahsis veya satışı istemesine rağmen hangi Vakıf
Üniversitelerine tahsis ve satış yapılmamıştır. Talep edilmiş ise bu talepleri
neden yerine getirilmemiştir?
12.- İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi’nin, taksi esnafının
sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/281) ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşek’in cevabı
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
arz ederim.
Saygılarımla.
Süleyman
Çelebi
İstanbul
İstanbul’da 18 bin ticari
taksi olmasına karşın, korsan taksi sayısı 30 binleri geçmiştir. Ayrıca, mevcut
taksi plakalarının çok önemli kısmı taksi şoför ve esnafının değildir.
Bu nedenle;
Geçimini taksicilikten
sağlayan ve ruhsatı taksi esnafı adına olan taksilerin yerine yeni bir modele
geçmeleri halinde bir defalık satın alımlarda ÖTV ve KDV istisnası getirmeyi
düşünüyor musunuz?
13.- İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi’nin, vakıf üniversitelerine
kamu kurum ve kuruluşlarından yapılan arazi ve bina tahsislerine ilişkin sözlü
soru önergesi (6/290) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
arz ederim.
Saygılarımla.
Süleyman
Çelebi
İstanbul
Son yıllarda sayıları hızla
artan vakıf üniversitelerinin bir kısmı kendi imkân ve olanakları ile
kurdukları kampüslerde eğitim vermektedirler. Bazı vakıf üniversiteleri ise
kamu kurum ve kuruluşlarından kiraladıkları binalarda ve kiralanan arazilerde
yapılan dersliklerde eğitim vermektedirler.
Bu nedenle;
1. Hangi vakıf
üniversitelerine Millî Emlak ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarından arazi ve
bina tahsisi yapılmıştır?
2. Hangi vakıf
üniversitelerine bina ve arazi satışı yapılmıştır?
3. Kamu kurum ve
kuruluşlarından arazi ve bina tahsis veya satışı istemesine rağmen hangi vakıf
üniversitelerine tahsis ve satış yapılmamıştır? Talep edilmiş ise bu talepler
neden yerine getirilmemiştir?
14.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
kamu sektöründe çalışan iki yıllık meslek yüksekokulu mezunlarının özlük
haklarının iyileştirilmesi çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/312) ve
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
14.10.2011
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına,
Aşağıda belirtilen
sorularımın, Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim.
Prof.
Dr. Alim Işık
Kütahya
Bilindiği gibi ülkemizde,
iki yıllık Meslek Yüksek Okulları (MYO) mezunlarının kamu kurum ve
kuruluşlarında çalışmaları hâlinde karşılaştıkları kadro, yetki ve unvan
kargaşası yıllardır çözülememiştir. Lise mezunlarıyla hemen hemen aynı statüde
çalıştırılan MYO mezunlarının özlük ve sosyal haklarının iyileştirilmesine
yönelik çalışmalarla ilgili olarak;
1. İki yıllık MYO ön lisans
programlarını bitiren gençlerimizin kadro, yetki ve unvan belirsizliklerinin
giderilmesi konusunda Bakanlığınızca yürütülen bir çalışma var mıdır?
2. Varsa çalışmanın içeriği
ve uygulama takvimi nasıldır?
3. Yoksa Bakanlığınızın bu
konudaki görüşü nasıldır? Böyle bir çalışma başlatılabilir mi?
15.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
esnaf ve sanatkârların vergi borçlarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/316) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
14.10.2011
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına,
Aşağıda belirtilen
sorularımın, Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim.
Prof.
Dr. Alim Işık
Kütahya
Ülkemizde 2008 yılında
başlayan ve etkileri hâlâ devam eden ekonomik krizin de etkisiyle her kesimden
vatandaşımızın önemli sıkıntılarla karşı karşıya kaldığı bilinmektedir.
Özellikle küçük esnaf ve sanatkârlarımızın son iki yıldır ödeyemez hâle
geldikleri vergi borçlarıyla ilgili olarak;
1. Vergi borçlarını
zamanında ödeyemeyen esnaf ve sanatkârlarımızın karşılaştıkları sorunların
çözümüne yönelik olarak Bakanlığınızca yürütülen bir çalışmanız var mıdır?
2. Varsa çalışmanın içeriği
ve uygulama takvimi nasıldır?
3. Esnaf ve
sanatkârlarımızın vergi borçlarının faizlerinin silinerek yeniden
yapılandırılmaları sağlanabilecek midir?
4. Bu konuda Bakanlığınızın
2012 yılı programı nasıldır?
16.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
TOKİ ihalelerini alan firmalara ve ödedikleri vergilere ilişkin sözlü soru
önergesi (6/341) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
24.10.2011
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıda belirtilen
sorularımın, Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim.
Prof.
Dr. Alim Işık
Kütahya
Ülkemizin değişik il ve
ilçelerinde yapılan TOKİ ihalelerinin genellikle AKP’ye yakınlığıyla bilinen
belirli firmalara verildiği ve bu firmaların sembolik sayılabilecek vergi
ödemelerinde bulunduğu iddialarıyla ilgili olarak;
1- 2003-2011 yıllarında
TOKİ tarafından yapılan inşaat ihalelerinin toplam tutarı ve ihale bedellerinin
yıllara göre değişimleri nasıldır?
2- Aynı dönemde TOKİ
ihalelerini alan firmaların devlete ödedikleri toplam vergi miktarları nasıl
değişmiştir?
3- Yapılan TOKİ
ihalelerinden en büyük ihale bedelli ilk 100 ihaleyi alan firmalar
hangileridir? Bu ihalelerin toplam bedeli ne kadardır?
4- Bu firmaların
bazılarının devlete olan vergi borçlarını ödemedikleri ya da sembolik
sayılabilecek küçük miktarlarda ödemeler yaptıkları iddiaları doğru mudur?
17.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
kamuda bazı unvanlarla çalışan personelin özlük haklarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/344) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
24.10.2011
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıda belirtilen
sorularımın, Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim.
Prof.
Dr. Alim Işık
Kütahya
Sosyolog, Müze
Araştırmacısı, Kitap Patologu, Arşivci ve Kütüphaneci
unvanlarıyla kamuda çalışanların, teknik hizmetler sınıfında ve en az dört
yıllık fakülte mezunu olmalarına rağmen unvanlarının karşılığı olan özlük
haklarından yararlanamadıkları iddialarıyla ilgili olarak;
1- Halen yukarıda
belirtilen unvanlarla kamuda çalışanların sayısı ne kadardır?
2- 644 sayılı KHK ile
teknik hizmetler sınıfına geçen ve özlük haklarında nispeten iyileşme sağlanan
anılan personelin özlük haklarının, Bakanlığınız bürokratlarınca YHS
çalışanları düzeyine indirilmesine yönelik çalışma yapıldığı iddiaları doğru
mudur? Doğru ise böyle bir çalışmanın gerekçeleri nelerdir?
3- Anılan unvanlarla
çalışan personelin özlük haklarının, YÖK tarafından söz konusu unvanlara emsal
ve eş değer gösterilen arkeolog ve istatistikçi unvanlarıyla çalışanların
düzeyine getirilmesi sağlanabilecek midir?
18.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
serbest meslek mensuplarının tahsil etmedikleri alacaklar için vergi ödemek
zorunda oldukları iddiasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/346) ve Maliye
Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
24.10.2011
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıda belirtilen
sorularımın, Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim.
Prof.
Dr. Alim Işık
Kütahya
Mali müşavirler, avukatlar
ve diğer serbest meslek mensuplarının Gelir Vergisi Kanunu (GVK)’nun 67/1. maddesi ile Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 10/a
maddesinin çelişmesi nedeniyle tahsil etmedikleri ya da hiç tahsil
edemeyecekleri alacakları için KDV ve Gelir Vergisi ödemek zorunda kaldıkları
iddialarıyla ilgili olarak;
1. Serbest meslek
mensuplarının GVK ve KDV Kanunlarının anılan maddeleri nedeniyle tahsil
etmedikleri ya da edemeyecekleri alacaklarının vergisini ödemek zorunda
kaldıkları iddiaları doğru mudur?
2. Doğru ise
Bakanlığınızın, GVK ile KDV Kanunundaki çelişkinin giderilerek serbest meslek
mensuplarının mağduriyetlerinin giderilmesine yönelik bir çalışması var mıdır?
3. Varsa çalışma ne
aşamadadır? Yoksa bu mağduriyetin giderilmesi sağlanabilir mi?
19.- Balıkesir Milletvekili Namık Havutça’nın,
çiftçinin kullandığı mazotta ÖTV’nin kaldırılmasına ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi (6/362) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanması
hususunda gereğini arz ederim.
Av.
Namık Havutça
Balıkesir
Ülkemizde tarım yapmak
çiftçiler için neredeyse imkânsızlaşmaktadır. Tarımda uygulanan destek yetersiz
kalırken üretim girdileri olan mazot, tohum, gübre, ilaç, kredi faizleri, su ve
elektriğin fiyatı sürekli artmaktadır. Ürün fiyatları ise yerinde saymaktadır.
Tarımsal üretimde kullanılan yıllık ortalama mazot miktarı ise 3,3 milyar
litredir. Çiftçinin bir litre mazot için ödediği ÖTV bugünün fiyatıyla 1.125
liradır. Verilen destek ile mazota ödenen bedelin ise ancak yüzde 5’i
karşılanmaktadır. Halen ülkemizde mazot fiyatının yüzde 30’unu ÖTV, yüzde
18’ini de KDV oluşturmaktadır. Buna göre;
1- Siyaset üstü bir çalışma
yaparak çiftçinin kullandığı mazotta ÖTV’yi kaldıracak mısınız?
2- ÖTV’nin sıfırlanmasıyla
toplumsal faydanın doğacağını düşünmüyor musunuz?
20.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu’nun, vadeli ithalatta alınan kaynak kullanma fon oranının
artırılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/381) ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşek’in cevabı
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
arz ederim.
Saygılarımla.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
İstanbul
Vadeli ithalatta alınan
kaynak kullanma fonu yüzde 3’ten yüzde 6’ya çıkartılmıştır. Peşin ithalatta ise
bu fon alınmamaktadır. Özellikle KOBİ’ler ve orta ölçekli firmalarımızın
yeterince nakit kredi olanağı olmadığından ithalatlarını vadeli yapmak zorunda
yapmaktadırlar.
Bu nedenle;
1. Vadeli ithalattaki
kaynak kullanım fonu yüzde 3’ten yüzde 6’ya neden çıkarılmıştır?
2. Özellikle KOBİ’ler ve
yetersiz kaynağa sahip firmalarımızın rekabet koşulları ve maliyetleri
nedeniyle güç durumda kaldıklarını dikkate alarak bu fonun kaldırılmasını
düşünüyor musunuz?
21.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, bir ABD firmasının
Türkiye’de rüşvet dağıttığı iddialarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/398) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
aracılığınızla Başbakan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
21.10.2011
Kamer
Genç
Tunceli
Amerikan 3M Şirketi Türkiye
temsilcisinin bazı kamu kurum ve kuruluşlarına hizmet ve ürün satmak için
rüşvet verdiği Amerikan basınında yer almaktadır;
1- Amerikan 3M Şirketinden
hangi kamu kurumu hizmet ve ürün satın almıştır?
2- Amerika’da yapılan
soruşturmada Türkiye’deki kişilere ne miktarda rüşvet verildiği tespit
edilmiştir?
3- Bu rüşvet alan kurumlar
belli midir? Belli ise hakkında ne gibi işlem yapmayı düşünüyorsunuz?
22.- Antalya Milletvekili Gürkut
Acar’ın, akaryakıt ürünlerinden alınan vergilere ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/421) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanması için
gereğini arz ederim.
Av.
Gürkut Acar
Antalya
Akaryakıtın pahalı olması
nedeniyle 10 numara yağ yakan taşımacıların sayısı giderek artmaktadır. Bu
durum hem çevreye zarar vermekte, hem de büyük risk oluşturmaktadır.
Bu kapsamda;
1- Vergi politikaları
nedeniyle kullanımı artan ve kamuoyunda 10 numara yağ olarak adlandırılan
ürünlerin, kullanımının azaltılabilmesi için ne çözüm üreteceksiniz? Bu
ürünlerin de vergisinin arttırılması çözüm olmuş mudur? Hangi sonuçlara
ulaşılmıştır?
2- Akaryakıt ürünlerindeki
vergi yükü azaltılarak, taşımacı esnafına bir destek sağlanacak mıdır? Esnafa
bir nefes aldıracak mısınız?
23.- Adana Milletvekili Ali Demirçalı’nın,
17 Ağustos 1999 depreminin ardından getirilen vergilerin gelirlerinin kullanım
alanlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/432) ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşek’in cevabı
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıda belirtilen sorularımın, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek
tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz
ederim. 27.10.2011
Ali
Demirçalı
Adana
17 Ağustos 1999 depreminin
ardından, depremle ilgili olarak emlak vergisi, ek motorlu taşıtlar vergisi,
özel iletişim vergisi ve özel işlem vergisi getirilmiş, bu kapsamda toplanan
paraların akıbeti sorulduğunda sağlık, eğitim, duble
yollar gibi 74 milyonun ihtiyacını karşılamak için kullanıldığını beyan
ettiniz.
1- Deprem için toplanmış
vergilerin, seçimlerde reklamlarını yaptığınız duble
yollar ve diğer bütçe kalemleriyle ilgili kullanılması sizce etik midir?
2- Uluslararası vergi
uygulamalarında tek bir kalem için vergi toplamanın doğru olmadığını
düşünüyorsanız neden telefon görüşmelerinden özel iletişim vergisi
topluyorsunuz.
3- Basına yapmış olduğunuz
açıklamada deprem için toplanan paraların tam olarak miktarını bilmediğinizi
belirttiniz. Maliye Bakanı olarak öğrenip, kamuoyuna açıklamayı düşünüyor
musunuz?
24.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, ÖTV zammının
otomotiv sektörüne etkilerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/439) ve Maliye
Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz
ederim.
Saygılarımla.
Mesut
Dedeoğlu
Kahramanmaraş
Otomotiv Distribütörleri
Derneği (ODD) yaptığı açıklamada, Özel Tüketim Vergisinde yapılan yeni
düzenlemenin ardından müşterilerin siparişleri iptal ettiğini ve sektörün büyük
darbe yediğini belirtmektedir.
Bu bilgiler ışığında;
1. Zamlı Özel Tüketim
Vergisi düzenlemesinin otomotiv sektörüne vurduğu darbeyi nasıl atlatmayı
düşünüyorsunuz? Otomotiv piyasasını nasıl canlandıracaksınız?
2. Döviz kurunda yaşanan
hareketlilik ve ÖTV düzenlemesinin, 2000 cc nin
üzerindeki araç satışlarını durma noktasına geldiği ve 1600-2000 cc araç
satışlarını da yavaşlattığı doğru mudur? Doğru ise bu konuda nasıl hareket
etmeyi düşünüyorsunuz?
3. Bu durum karşısında, ÖTV
zammını geri almayı düşünüyor musunuz? Bu alanda çalışma yapacak mısınız?
25.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, şeker
fabrikalarının özelleştirilmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/441) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz
ederim.
Saygılarımla.
Mesut
Dedeoğlu
Kahramanmaraş
Hükümetiniz döneminde
özelleştirme çalışmaları koşar adım devam etmektedir. Bugüne kadar yapmış
olduğunuz özelleştirmeler, arkasında binlerce çalışanı ve ailelerini mağdur
etmiştir. Şeker fabrikası özelleştirmeleri yeni mağdurlar oluşturacaktır.
Bu bilgiler ışığında;
1. Son dokuz yıl için de
toplam kaç şeker fabrikası özelleştirilmiştir? Bu şeker fabrikaları
hangileridir?
2. Önümüzdeki aylarda hangi
şeker fabrikalarını özelleştirmeyi planlıyorsunuz? Özelleştirilecek olan bu
fabrikalarda toplam kaç personel çalışmaktadır.
3. Yeni mağduriyetler
olacak mı? Hak kayıplarını nasıl önlemeyi planlıyor musunuz?
4. Bu nedenle, şeker
fabrikası özelleştirmelerinden vazgeçmeyi düşünüyor musunuz?
26.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, otoyolların ve
köprülerin özelleştirilmesi çalışmalarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/492) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz
ederim.
Saygılarımla.
Mesut
Dedeoğlu
Kahramanmaraş
Özelleştirme kapsamına
almış olduğunuz paralı otoyollar ve İstanbul Boğaziçi ile Fatih Sultan Mehmet
Köprüsü’nün geliri, Ekim ayında 65 milyon TL’ye dayanmıştır.
Bu bilgiler ışığında;
1. İstanbul Boğaziçi ve
Fatih Sultan Mehmet Köprülerinden toplam 19 milyon 255 bin 446 TL, paralı
otoyollardan da 45 milyon 703 bin 361 TL gelir sağlanmıştır. Bu gelire rağmen,
niçin buraları özelleştirmek istiyorsunuz?
2. Otoyol ve köprü
özelleştirmesinden sonra sırada hangi kurumlar vardır? Hangi kurumları
özelleştirmeyi planlıyorsunuz?
3. Özelleştirme kriterleriniz nelerdir? Kurumdaki karlılık mı, yoksa zarar mı ? Yoksa rastgele mi özelleştiriyorsunuz?
27.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, işçilerin ve memurların
brüt ücretlerine uygulanan vergi oranlarının eşitlenmesine ve emekli maaşlarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/504) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından
sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz
ederim. 1.11.2011
Ensar
Öğüt
Ardahan
İşçi ve memur ikisi de
ücretli olmasına rağmen işçi her ay memurdan daha fazla vergi ödüyor. Müsteşar,
Genel Müdür Denetim elamanları ve üst düzey her türlü yöneticilerin brüt
ücretlerinin % 3 veya 4 ile 5-6’sı kadar gelir vergisi ödüyorlar. Oysa aynı yöneticilere
hizmet eden odacı, bekçi, şoför gibi daha düşük gelirli işçiler ise% 10-11
civarında vergi ödüyorlar.
1- İşçi ve memur arasında
kesilen vergi oranları yanlış olduğu bilinmektedir. Bu yanlışın devam etmemesi
ve daha hakkaniyet ölçülerinde vergi kesilmesi için yeni bir çalışma yapılacak
mı?
2- Hükümet programında yer
verilen “maaş farklılıklarını giderme” vaadi ne zaman yerine getirilecek,
emekli maaşlarına da refah payı yansıtılacak mı?
28.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın,
iktisadi ve idari ilimler fakültesi mezunlarının sorunlarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/610) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki soruların Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından
sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 02.12.2011
Ali
Halaman
Adana
1. İktisadi ve İdari
Bilimler Fakültesinden mezun olanların sayısı 300.000 kişidir. KPSS
alımlarından 8234 memur kadrosundan iktisat fakültesi mezunu 404 kişi
alınacaktır. Bu adaletsizce bir yaklaşım değil midir?
2. Hükümet olarak iktisat
fakülteleri mezunlarına yapılan haksızlıkları gidermek için ne gibi
çalışmalarınız olacaktır?
29.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun,
Bakanlıkta ve Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda özürlü personel istihdamına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/646) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıda belirtilen
sorularımın Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygıyla arz ederim.
02/12/2011
Prof.
Dr. Zühal Topcu
Ankara
Kamu kurum ve
kuruluşlarının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre çalıştırdıkları
personele ait kadrolarda, ilgili kurum veya kuruluşun toplam dolu kadrosunun %
3’ü oranında özürlü çalıştırma zorunluluğu bulunmaktadır.
Bu çerçevede;
1- Bakanlığınız ve
Bakanlığınıza bağlı-ilgili-ilişkili kurum ve kuruluşların 2010 ve 2011
yıllarında; 657 sayılı Kanun’a göre çalıştırmış olduğu personel sayısı ve
çalıştırması gereken özürlü personel sayısı ile çalışan özürlü personel sayısı
kaçtır?
2- 657 sayılı Kanun
uyarınca özürlü personel çalıştırma yükümlüğü çerçevesinde Bakanlığınız ve
Bakanlığınıza bağlı-ilgili-ilişkili kurum ve kuruluşların özürlü açığı
bulunmakta mıdır? Varsa eğer eksiklik ne kadardır ve bu eksikliğin
giderilmesine yönelik talepler Devlet Personel Başkanlığına iletilmiş midir?
30.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlıkta
görev yapan bazı çalışanların mağduriyetinin giderilmesine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/693) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Mesut
Dedeoğlu
Kahramanmaraş
Maliye Bakanlığı merkez ve
taşra teşkilatı birimlerinde görev yapan gelir uzmanları, muhasebe
denetmenleri, muhasebe uzmanları ve milli emlak uzmanları eşit işe eşit ücret
konusunda mağdur edildiklerini belirtmektedir.
Bu bilgiler ışığında;
1. Bu doğru mudur?
Kurumunuz bünyesinde görev yapan uzman ve denetmenler, başka kurum personeli
karşısında mağdur mu edilmiştir?
2. Mağdur edilmiş ise, bu
konuda çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, okuma süresinde yirmi beş dakikalık bir süremiz gitti. Şimdi,
30’uncu soruda ben soru okutmayı bıraktırıyorum çünkü Sayın Bakana cevap verme
imkânını sağlayabilmek için. Eğer süre kalırsa diğer soruları da okutup cevaplandırtacağım.
Maliye Bakanı Sayın Mehmet
Şimşek, buyurunuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK
(Batman) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gündemde yer alan ve
Başkanlık Divanınca okunan sözlü soru önergelerini cevaplamak üzere söz almış
bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Cevaplarıma Sayın Ensar
Öğüt’ün sorularıyla başlamak istiyorum. İçişleri Bakanlığımıza yönelttiği
(6/12) sayılı önerge: Yerel yönetimlerdeki sözleşmeli personelin kadroya
geçirilmesi konusunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızın bir çalışması
şu anda söz konusu. Bir çalışma yapılmaktadır, bu çalışma bittiğinde sonuçlarını
sizlerle paylaşacağız.
(6/33) sayılı önerge:
2002-2010 döneminde sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge
düzenleyen ve kullanan mükellefler nezdinde toplam 48.655 adet rapor tanzim
edilmiştir. Bu mükellefler hakkında 25 bin adet vergi suçu raporu
düzenlenmiştir. Belirtilen dönemlerde 35.035 mükellef hakkında mahkûmiyete
hükmedilmiş, 14.011 mükellef beraat etmiş, 6.626 mükellef hakkında ise
kovuşturmaya yer olmadığı kararı çıkmıştır.
Tam otomasyona geçtiğimiz
2005 yılından 2010 yılının sonuna kadar tespit edilen, düzenlenen sahte fatura
tutarları 34,9 milyar lira, kesilen toplam ceza 846 milyon liradır.
2002-2004 arasında ise, bu
dönemde otomasyon yok, sahte fatura düzenleyen ve kullanan mükellef sayıları
sistemden tespit edilmekle beraber tutar bilgisi mevcut olmadığından
paylaşamıyorum.
(6/40) sayılı önerge ve
(6/504) sayılı önergedeki ikinci soru: Emekliler arasındaki maaş
farklılıklarının giderilmesine ilişkin kanun tasarısı şu anda Meclisimizde
görüşülmektedir.
(6/90) sayılı önerge:
Ülkemizde kıymetli taşların teslimleri KDV’den istisnadır ancak bu malların
ithali veya imalatçılar tarafından teslimi aşamasında yüzde 20 oranında ÖTV
alınmaktadır.
Sayın Öğüt’ün de ifade
ettiği gibi, aslında dünya uygulamaları genel olarak kıymetli taş ve mücevherat
teslimleri KDV’ye tabi olup ÖTV’ye tabi değildir ancak ülkemizde böyle bir
sistem oturtulmuş. Bunun nedenini de soruşturdum, Gelir Politikaları Genel
Müdürlüğümüzün en azından bana söylediği kadarıyla, zamanında sektör böyle bir
talepte bulunmuş ve bu çerçevede bir düzenleme yapılmış. Dolayısıyla, şu anki
düzenlemelerimiz bu yönde.
Kıymetli taşlarla
donatılmış veyahut donatılmamış şahsi kullanıma mahsus ziynet eşyasıyla
bunların aksam ve parçaları ÖTV’nin kapsamına girmemektedir. İhraç edilecek
ziynet eşyalarının imalinde kullanılmak üzere dâhilde işleme belgesi almak
şartıyla ithal edilecek inci veya diğer kıymetli taşlar ise ÖTV’ye tabi
değildir. Kıymetli taşların ÖTV’siz ithali kanun değişikliği gerektirmektedir.
Bu konuda şu anda Bakanlığımızca yürütülen bir çalışma bulunmamaktadır.
(6/98) sayılı önerge ile
(6/504) sayılı önergedeki 1’inci sorunun cevabı: Ücretliler işçi-memur ayrımı
olmaksızın, artan oranlı vergi tarifesi uygulanmak suretiyle
vergilendirilmektedirler. Kamu personeline ödenen tazminatlar ve ek ödeme gibi
bazı ödemelerin ilgili kanunlarındaki hükümler gereği gelir vergisinden istisna
edilmiş olması nedeniyle ücretlerin vergilendirilmesinde farklılıklar ortaya
çıkabilmektedir. Ancak kamuda memur ya da işçi ücretleri belirlenirken ödenen
net ücretler esas alınmaktadır, vergi farklılığı bu anlamda telafi
edilmektedir. Ücret gelirlerinin vergilendirilmesindeki farklılıklar Gelir
Vergisi Kanunu’nun yeniden yazımı çalışmalarında değerlendirilebilir.
Sayın Reşat Doğru’nun
(6/109), Sayın Başbakanımıza yöneltilen Sayın Alim
Işık’ın (6/210), Sayın Gürkut Acar’ın (6/248),
(6/421) ve Sayın Namık Havutça’nın (6/362) sayılı
akaryakıt ürünlerinden alınan vergilere ilişkin önergeleri: Dünyada birçok
ülkede ve özellikle Avrupa ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de akaryakıt
ürünlerinden özel tüketim vergisi veya katma değer vergisi alınmaktadır. Petrol
ve doğal gaz ürünlerinden alınan özel tüketim vergisinde 2002’den 2005’in
başına kadar otomatik olarak enflasyon oranında aylık artış yapılırken 2005
yılı başından itibaren maktu vergi sistemine geçilmiştir. Ocak 2005’ten Kasım
2007’ye kadar akaryakıt ürünlerinde herhangi bir vergi artışı yapılmamıştır. En
son ÖTV artışı ise 31 Aralık 2009 yılında olup o tarihten bu yana akaryakıt
ürünlerinde tek kuruşluk dahi bir vergi artışı yapılmamıştır.
Bu çerçevede, 100 liralık
benzin fiyatının içerisinde KDV ve ÖTV dâhil toplam vergi yükü 2002 yılının
sonunda 70,2 lira iken, 2012 Ocak ayı itibarıyla 58,5 liraya kadar düşmüştür.
Yine, 100 liralık motorinde ise 2002’de vergi yükü 59,2 lira iken, 2012 Ocak
ayı itibarıyla 48,3 liraya düşmüştür.
Görüldüğü gibi, AK PARTİ
hükûmetleri döneminde diğer vergilerde olduğu gibi akaryakıt ürünlerinde de
vergi yükü aşağı çekilmiştir.
2002-2011 döneminde brent tipi ham petrol varil fiyatı Türk lirası bazında
yaklaşık yüzde 349 oranında artarken, ülkemizde akaryakıt pompa satış fiyatları
ortalama yüzde 139 ile yüzde 208 oranında artmıştır. Dolayısıyla, pompa satış
fiyatlarının tabii ki ham petrol varil fiyatıyla karşılaştırıldığı zaman çok
aşağıda kaldığı da görülecektir. Bu, esas itibarıyla vergileri bizim
enflasyonla güncellemememizden kaynaklanmaktadır. Hâlen 1 litre benzinde 189
kuruş, mazotta ise 130 kuruş ÖTV alınmakta olup, akaryakıt teslimlerinde KDV
yüzde 18’dir.
Son altı yılda akaryakıt
ürünlerinden alınan özel tüketim vergisi ve katma değer vergisinin toplamı
219,5 milyar lira olup, vergi gelirlerinin yaklaşık yüzde 20’sine tekabül
etmektedir.
Tarımda mazot desteği,
mazot maliyetinin ortalama olarak yüzde 17’sini karşılamaktadır, yani mazottaki
verginin yaklaşık yüzde 34’ü bu çerçevede iade edilmektedir. 2003 yılından
bugüne kadar çiftçimize 3,5 milyar lira mazot desteği verilmiştir.
10 numara yağ adıyla
bilinen ürünün doğrudan akaryakıt olarak kullanılmasını önlemek amacıyla geçen
sene ÖTV’de bir artışa gittik, bunları imalatlarında ham madde olarak
kullananlara ek bir vergi yükü gelmemesi için de bir sistem oluşturduk.
Sayın Ali Halaman’ın (6/235) sayılı önergesi: Tarımsal desteklerden
çiftçi kayıt sistemine kayıtlı olan çiftçiler faydalanmaktadır. Eğer kullanılan
arazi hazineye ait ise kiralandığına dair kira sözleşmesinin verilmesi şarttır.
Bu durumda, ecrimisil kabul edilmemektedir. Buradan
amaç kayıt dışılığı azaltmak ve gayrihukuki işgali önlemektir.
Orman Köylülerinin
Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkartılan
Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışına Dair
Kanun Tasarısı Meclisimizde görüşülmektedir.
Sayın Mevlüt
Aslanoğlu’nun (6/264), Sayın Süleyman Çelebi’nin (6/281) sayılı önergeleri:
Daha önce de gündeme gelmiş olan, taksicilerin yeni bir modele geçmeleri
hâlinde bir defalık satın alımlarda ÖTV ve KDV istisnası uygulamasına, vergide
adalet ve eşitlik ilkesine aykırılığı nedeniyle olumlu bakılmamaktadır. Diğer
meslek gruplarının da benzer taleplerine yol açacak ve mali disiplini
zedeleyebilecektir. Kaldı ki, KDV istisnası, üreticinin yüklendiği vergiyi
maliyete yansıtmak zorunda kalması sebebiyle satış fiyatının düşürülmesinde de
etkisiz kalabilecektir.
Yine, sayın vekillerimizin (6/275), (6/290) sayılı sorularının
cevabı: Bakanlığımızca bugüne kadar üniversiteler için hazine taşınmazı
üzerinde irtifak hakkı tesis edilmesi uygun görülen vakıf üniversiteleri
şunlardır: Kadir Has Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi, Başkent Üniversitesi,
Fatih Üniversitesi, Atılım Üniversitesi, Doğuş Üniversitesi, Çankaya
Üniversitesi, Maltepe Üniversitesi, Okan Üniversitesi, Ufuk Üniversitesi,
Acıbadem Üniversitesi, İstanbul Şehir Üniversitesi, Gazikent
Üniversitesi, Zirve Üniversitesi, İstanbul Medipol
Üniversitesi, Mevlânâ Üniversitesi, Turgut Özal Üniversitesi, İstanbul 29 Mayıs
Üniversitesi, Uluslararası Antalya Üniversitesi, Avrasya ve Türk Hava Kurumu
Üniversiteleri. Başkent, Çankaya, Karatay,
Yeditepe ve Gazikent üniversitelerine satış da
yapılmıştır.
TOBB Ekonomi ve Teknoloji
Üniversitesinin Kayseri’de bulunan taşınmaza ilişkin irtifak hakkı tesisi uygun
görülmüş, ancak üniversite ihaleye katılmamıştır.
Projesine uygun yapılaşma
olmaması nedeniyle de Avrasya Üniversitesine bu aşamada satış uygun
görülmemiştir.
Ayrıca, TOBB Ekonomi ve
Teknoloji Üniversitesinin Diyarbakır’da bulunan taşınmaza ilişkin irtifak hakkı
tesisi talebi Bakanlığımızca uygun görülmüş ve valiliğe ilgili yazı
gönderilmiştir.
Hâlen Alanya Hamdullah Emin
Paşa, Ankara Bilge, Altın Koza, Beykent, İstanbul Sabahattin Zaim, Gedik,
İstanbul Bilgi, Turgut Özal, TED üniversiteleri ile İstanbul Kavram Meslek
Yüksekokulunun irtifak hakkı tesisi ve Yeditepe, Maltepe ve Çankaya
üniversitelerinin satın alma talepleri değerlendirilmektedir.
Vakıf üniversitelerine
diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca tahsis edilen taşınmazlara ilişkin
Bakanlığımızda bilgi bulunmamaktadır.
Şimdi, Sayın Alim Işık’ın beş soru önergesini cevaplandırıyorum:
Önce, (6/312) ve (6/344)
sayılı önergeler; 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında kamuda 225
sosyolog, 177 müze araştırmacısı, 5 kitap patoloğu, 1 arşivci, 674 kütüphaneci
bulunmaktadır.
Mühendis ve mimarlar
dışında kalan teknik personelin eğitim seviyelerine göre unvan, yetki ve
sorumlulukları 1992 tarih ve 3795 sayılı Bazı Lise Okul ve Fakülte Mezunlarına
Unvan Verilmesi Hakkında Kanun ile düzenlenmiştir.
657 sayılı Kanun’da ise zam
ve tazminatların hangi işi yapanlara, hangi görevlerde bulunanlara ödeneceği,
miktarları, ödeme usul ve esaslarının kurumların yazılı isteği ve Devlet
Personel Başkanlığının görüşü üzerine Bakanlığımız tarafından hazırlanarak,
Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulacağı hüküm altına alınmıştır. Bu
kapsamda gelen veya gelecek talepler kararname çalışmalarında
değerlendirilmektedir, değerlendirilecektir.
Kamu personelinin mali ve
sosyal hakları genel olarak personel kanunlarında, başta hizmet sınıfı, kadro ve
görev unvanı ve derecesi, eğitim durumu, görevin önemi, sorumluluğu, riski ve
benzeri hususlar dikkate alınarak belirlenmektedir. Bu nedenle de, toplam
maaşları farklılık arz etmektedir. Konuyla ilgili, şu anda, bir çalışmamız
bulunmamaktadır.
(6/316) sayılı önerge: 2011
yılında 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hakkında Kanun’la
cumhuriyet tarihimizin en kapsamlı mali yapılandırmasını uygulamaya koyduk.
Mükelleflerimizin büyük çoğunluğu ödemelerine riayet etmektedir. Kendilerine, huzurlarınızda
teşekkür ediyorum. Uygulaması başarıyla devam eden bir yapılandırma mevcut olup
yeni bir düzenlemeye bu aşamada ihtiyaç duyulmamaktadır.
(6/341) sayılı önerge:
Önergedeki 1’inci ve 3’üncü sorular Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızı
ilgilendirmekte olup zaten (6/350) sayılı önergeyle de sorulmuştur.
Ben, müsaade ederseniz,
2’nci ve 4’üncü soruları cevaplamak istiyorum: Maliye Bakanlığı Vergi Denetim
Kurulu Başkanlığı Risk Analiz Birimi ve Gelir İdaresi Başkanlığı Denetim ve
Uyum Yönetimi Dairesi Başkanlığınca, tüm mükellefler, vergi kanunlarına uyum ve
vergi kayıp ve kaçağı konularında sürekli ve detaylı olarak analize tabi
tutulmaktadır. Kamuya veya özel sektöre iş yapan firma ayrımı yapılmaksızın,
uyumsuz veya yüksek riskli bulunanlar, vergi güvenlik önlemleri veya inceleme
yollarıyla değerlendirilmekte ve kanunlarla Bakanlığımıza verilen yetkiler
kullanılarak gerekli önlemler alınmaktadır. Tüm mükelleflerin vergi borçları
elektronik ortamda yakından takip edilmekte ve tahsilatı geciken vergi borçları
için, gerektiğinde elektronik haciz uygulaması yoluyla mükelleflerin banka
hesaplarına anında müdahale edilebilmektedir. Belli bir miktarın üzerinde vergi
borcu olan veya kesinleşen vergi ve cezası olan mükellefler de Maliye
Bakanlığınca ilan edilmektedir. 2011 yılı için, 200 bin lirayı geçenler vergi
dairelerinde, 1 milyon lirayı geçenler de Gelir İdaresi İnternet sitesinde ilan
edilmiştir. Vergi Usul Kanunu’nun “Vergi mahremiyeti” başlıklı 5’inci maddesi
hükmü nedeniyle TOKİ ihalelerini alan firmaların soruda bahsedilen kapsamdaki
bilgilerinin açıklanması mümkün bulunmamaktadır.
(6/346) sayılı önerge:
Serbest meslek faaliyetinde vergiyi doğuran olay gelir vergisinde tahsil
esasına, katma değer vergisinde ise malın teslimi ya da hizmetin ifası şartına
bağlanmıştır. Gelir vergisi ile katma değer vergisinde vergiyi doğuran
olaylardaki farklılıklar nedeniyle, sadece serbest meslek mensupları için katma
değer vergisinde de tahsil esasının getirilmesi vergi tekniği açısından uygun
olmayacaktır.
Sayın Mevlüt
Aslanoğlu’nun (6/381) sayılı önergesini cevaplıyorum: İthalatın azaltılmasına
katkıda bulunmak amacıyla vadeli ithalatta alınan Kaynak Kullanımı Destekleme
Fonu kesintisi, 2011 yılında yüzde 3’ten yüzde 6’ya çıkartılmıştır. Bu fon
kesintisinin kaldırılması yönünde şu anda bir çalışmamız bulunmamaktadır, ancak
ileride dış ticaret açığında görülecek iyileşmelere paralel olarak tabii ki
indirimler gündeme gelebilecektir.
Sayın Ali Demirçalı’nın (6/432) sayılı önergesi: Bu kürsüde çeşitli
vesilelerle açıkladığım üzere, kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla yaptığım bir
basın toplantısında bir soruya verdiğim cevapta, ben, vergilerin hepsinin bir
havuzda toplandığını ve 74 milyon vatandaşımızın hizmeti için harcandığını ve
bunu söylerken de tabii ki eğitim, sağlık, altyapı, tarım gibi birçok konuyu
zikrettim, ancak basına “Deprem vergileri duble
yollara gitti.” şeklinde bir ifadem tabii ki çarpıtılarak yansıtıldı. Ben
tekrarlıyorum, bütün vergiler bir havuzda toplanıyor ve bu vergiler de tabii ki
kamu hizmetinde kullanılıyor ve vatandaşlarımızın kamu hizmetini kaliteli bir
şekilde alması için harcanıyor.
Sayın Mesut Dedeoğlu’nun
(6/439) esas numaralı önergesi: Ülkemizde 2003 yılında 359 bin adet binek ve
hafif ticari araç satılmış iken 2011 yılında bu rakam yaklaşık 865 bin adede
ulaşmıştır. Avrupa ülkeleri arasında 2003 yılında motorlu araçlar satışında
9’uncu sıradayken Türkiye, 2011 yılında 6’ncı sıraya yükselmiştir. Dış ticaret
açığının azaltılmasına katkıda bulunmak amacıyla, tamamına yakını ithal
kaynaklı olan ve Türkiye’deki otomobil satışlarının yıllar itibarıyla ortalama
yüzde 10’unu oluşturan 1.600 cc üzeri araçlarda ÖTV artışları yapılmış, yüzde
90’ını oluşturan 1.600 cc ve altı araçlarda ise ÖTV artışı yapılmamıştır.
Dolayısıyla yapılan artışların sektörde bir darbeye veya durgunluğa sebep
olacağı düşünülmemektedir. Ancak, tabii ki esas itibarıyla ithal olan bazı
taşıtlara olan talep azalabilecektir.
Sayın Kamer Genç’in Sayın
Başbakanımıza yönelttiği (6/398) esas numaralı önergesine cevabım: Konuyla
ilgili olarak 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında
Kanun kapsamında inceleme başlatılmış olup, bu inceleme devam etmektedir.
Sayın Mesut Dedeoğlu’nun
Sayın Başbakanımıza yönelttiği (6/441) ve (6/492) esas numaralı önergelerine
cevabım: TÜRKŞEKER Anonim Şirketi Aralık 2000 yılında özelleştirme kapsamına
alınmıştır. Türkiye Şeker Fabrikaları Amasya, Kütahya, Adapazarı
fabrikalarındaki kamu hisseleri 2004 ve 2005 yıllarında özelleştirilmiştir.
TÜRKŞEKER Anonim Şirketinin coğrafi bazlı 6
portföyündeki şeker fabrikalarından10’unun satış ihaleleri 29 Kasım 2011
tarihinde tamamlanmıştır. Bunlar, Portföy B: Elâzığ, Malatya, Erzincan,
Elbistan. Portföy C: Kastamonu, Kırşehir, Turhal, Yozgat, Çorum ve Çarşamba.
Diğer 15 fabrikanın özelleştirilme işlemleri devam etmektedir. Bunlar da
Portföy A: Kars, Erciş, Ağrı, Muş ve Erzurum. Portföy D: Bor, Ereğli, Ilgın.
Portföy E: Uşak, Alpullu, Burdur, Afyon, Susurluk.
Portföy F: Eskişehir, Ankara.
TÜRKŞEKER Anonim Şirketinde
toplam 15.723 kişi çalışmaktadır. Bunların 2.138’i memur, 13.585’i ise işçi
statüsündedir. Özelleştirme işlemleri tamamlanan fabrikalardaki memurlar 4046
sayılı Kanun’un 22’nci maddesi çerçevesinde diğer kamu kurum ve kuruluşlarına
nakledilecektir. İşçiler ise 4/C kapsamında kamu kurum ve kuruluşlarında
değerlendirilebilecektir. Özelleştirme Yüksek Kurulu TÜRKŞEKER Anonim
Şirketinin özelleştirme işlemlerinin 2014 yılı sonuna kadar tamamlanmasını
kararlaştırmış olup, çalışmalarımız bu doğrultuda devam etmektedir.
Şeker fabrikaları
özelleştirilirken şeker üretimi ile ilgisi olmayan fabrikaların üretimde
ihtiyaç duymayacağı arsa ve araziler ayrılmakta olup, ayrıca
değerlendirilmektedir. Ayrıca üretim ve istihdamın devamını sağlamak amacıyla
yatırımcılara kotaları çerçevesinde beş yıl süreyle üretim yapma zorunluluğu
getirilmekte ve bunun için de ilave teminatlar alınmaktadır.
Özelleştirilecek
kuruluşlar, genel ekonomik konjonktür, sektörün
durumu, piyasa şartları, potansiyel yatırımcıların eğilimleri gibi birçok husus
dikkate alınarak belirlenmektedir. Özelleştirmenin temel amacı, devletin sanayi
ve ticari alandaki faaliyetlerinin minimize edilmesi, rekabete dayalı piyasa
ekonomisinin oluşturulması ve sermaye piyasasının geliştirilmesi suretiyle
verimlilik artışının sağlanmasıdır.
Devri gerçekleşmeyen
elektrik dağıtım bölgeleri ile elektrik üretim tesislerinin ve şeker
fabrikalarının özelleştirilmesine devam edilecektir. Köprü ve otoyollar ile
Başkent Doğalgazın, İzmir Limanı ile İstanbul Salıpazarı ve Derince
limanlarının özelleştirilmesi de gündemimizdedir.
Sayın Ali Halaman’ın (6/610) esas numaralı önergesi: Yürürlükteki
mevzuata göre kamu kurum ve kuruluşları hizmet ihtiyaçları çerçevesinde her
öğrenim düzeyinden personel istihdam edebilmektedir.
İktisadi ve idari bilimler
fakültesi mezunlarından kamuda özel yarışma sınavıyla getirilen uzmanlık,
denetim elemanlığı gibi KPSS A Grubu kariyer meslek kapsamında da alımlar
yapılmaktadır. Bu kapsamda, 2006-2011 döneminde sadece Maliye Bakanlığının
aldığı 8.800 personelin yüzde 80’inden fazlası iktisadi ve idari bilimler
mezunudur.
Sayın Zühal Topcu’nun (6/646) esas numaralı soru önergesi: 2010
tarihinden itibaren özürlü memur atamaları Bütçe Kanunu’ndaki sınırlamalara
tabi olmadan yapılmaktadır. Dolayısıyla, özürlü istihdamının önünü açmış
bulunmaktayız. Özel sektörde yük ve zorunluluk gibi görülen özürlü istihdamını
biz 2008’den itibaren bir teşvike dönüştürdük; yani eskiden çalışanların yüzde
3’ü kadar bir istihdam zorunluluğu vardı, biz bunun sosyal güvenlik primlerinin
hazine tarafından ödenmesinin önünü açtık ve böylece bir teşvike dönüştürdük,
bu zorunluluk da devam ediyor.
Bakanlığımız ve bağlı
ilgili ve ilişkili kuruluşlarımızda, Kamu İhale Kurumu ve Kamu Gözetimi
Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu hariç, toplam 2010 yılında çalışan
personel sayısı 66.511, çalışan özürlü sayısı 1.412, özürlü açığı 584 olup 2011
yılı itibarıyla bu sayılar 68.133, 1.405 ve 641’dir. Özürlü personel atanması
için Devlet Personel Başkanlığı nezdinde gerekli girişimlerde bulunmaktayız.
Maliye Bakanlığında bu açığın bir an önce kapatılması için de çalışmaya devam
edeceğiz.
Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/693) esas numaralı önergesine cevabım:
Kanun hükmünde kararnamelerle kamu hizmetlerinin düzenli, süratli, etkin ve
verimli ve ekonomik bir şekilde yürütülmesini sağlamak üzere kamu hizmetlerinde
iş bölümü ve koordinasyonun sağlanması, benzer hizmetlerin tek kuruluş veya
birim tarafından yürütülmesi ve kaynak kullanımında israfın önlenmesine yönelik
olarak unvan standardizasyonunun sağlanması amaçlanmıştır. Bu amaca yönelik olarak kamu hizmetlerinin özelliğine ve
gereklerine göre, kariyer ve liyakat ilkeleri doğrultusunda, yetişmiş,
nitelikli personelin en etkin bir şekilde istihdamının sağlanması
hedeflenmiştir.
Farklı kurumların aynı veya
benzer teşkilatlarında, aynı hizmet sınıfında, aynı veya benzer kadrolarda
bulunan personel arasındaki kurumlar arası ücret dengesizliği, “Eşit işe eşit
ücret” çalışması çerçevesinde ortadan kaldırılmıştır. Hiç kimsenin aylığında
bir azalış olmamış, tam aksine, artış yapılmıştır. Yani herkesi en üst ücret
düzeyinde eşitledik. Dolayısıyla, bu anlamda bir mağduriyet söz konusu
değildir.
Anladığım kadarıyla buraya
kadar okunmuştu.
BAŞKAN – Şimdi başka
sorular var. Ben sizi yerinize alayım, tekrar geleceksiniz oraya, cevap
vereceksiniz Sayın Bakan.
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) – Peki.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Sayın Doğru…
REŞAT DOĞRU (Tokat) –
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakana teşekkür
ediyoruz sorularımıza verdiği cevaplardan dolayı.
Benim sorum mazot ve benzin
fiyatlarıyla ilgiliydi. Dünyanın en pahalı mazot ve benzinini bizim ülkemiz
kullanıyor.
BAŞKAN – Şimdi tekrar
soruyorlar size soru sahipleri.
REŞAT DOĞRU (Tokat) –
Özellikle çiftçilerimiz ve şoför esnafları bu konuda çok ciddi bir manada
sıkıntı içerisindedirler.
Sayın Bakan 2002’yle
karşılaştırarak özellikle diyor ki: “2002’de, işte bizim zamanımızda 59,2
liraydı 100 liralık mazotun vergisi, şimdiki, şu Hükûmet zamanında 48,3 lira.”
Peki, Sayın Bakanım, 2002
senesinde mazotun 1 litresi 1 liraydı. Şimdi kaç para? 4 lira.
Peki, o zaman mazota
verilen dolar cinsinden değer 0,65 dolardı. Şimdi ne kadar? 2,7 dolar.
Benzinin fiyatı 2002’de
1,64 liraydı yani 0,98 dolardı, şu anda 2,5 dolar.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Işık…
ALİM IŞIK (Kütahya) – Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Ben de aynı konuya değinmek
istiyorum. 2002 yılında 3 kilogram buğdayla 1 litre mazot alabilen bir
vatandaş, bugün 7-8 kilogram buğdayla aynı mazotu alabilmekte. Vergi
oranlarının düşürülüyor olması, sorunu çözmüyor Sayın Bakan, üzerine gitmeniz
lazım.
İkincisi: Üç yıldır şehit
ve gazi ailelerine ikinci istihdam imkânı yönünde verilen sözler bir türlü
yerine getirilmedi. Şu günlerde, bu saatlerde, sizin Maliye Bakanı olarak bu
işe karşı çıktığınız söyleniyor. Doğru mu, değil mi? Onu da açıklarsanız hiç
olmazsa izleyenler o konuda doğru cevabı almış olurlar. Özellikle vergi
kanunlarına uymak zorunda olanlar ve TOKİ ihalesini alanlar niçin
açıklanamıyor? Bu adamların borcu varsa, diğer insanlar deşifre ediliyor da
TOKİ müteahhitleri niçin deşifre edilemiyor Sayın
Bakan? Bunu açıklarsanız memnun olurum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ALİM IŞIK (Kütahya) - Yani
normal vatandaş deşifre edilecek ama TOKİ müteahhitleri deşifre edilmeyecek.
Böyle bir şey olmaz.
BAŞKAN – Sayın Dedeoğlu…
MESUT DEDEOĞLU
(Kahramanmaraş) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. Sayın Bakanımıza sormuş
olduğum sorulara vermiş olduğu cevaplardan dolayı teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet döneminden beri
Kahramanmaraş’a ekonomik anlamda, ekonomik katkı anlamında tek yatırım şeker
fabrikasıydı. Elbistan Şeker Fabrikası birkaç ay önce özelleştirildi. Bu
bölgede çiftçilik yapan, gerek Kahramanmaraş’ta gerekse de Elbistan bölgesinde
pancar üretimi yapan çiftçilerimizin durumu ne olacak? Bununla beraber,
Elbistan Şeker Fabrikasında çalışan personelimizin ve işçilerimizin durumu
nasıl olacak? Şu anda onlara bir form dağıtılmış vaziyette “Başka hangi şeker
fabrikasına geçmek istersiniz?” diye. Bu konularla ilgili bir çalışmanız veya
bir tasarrufunuz var mı?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) – Sayın Bakan, vakıf üniversiteleri gençlerimizi emanet ettiğimiz
üniversiteler ama birileri öz çocuğumuz, öz üniversitemiz, birileri üvey
üniversitemiz olmamalı. Birileri hiçbir kaynak koymadan sadece devletten tahsis
yaparak eğitime başlıyor, birileri de bir sürü masraf ederek yerleşke kuruyor
ama daha iyi hizmet etmek için ilave bina istiyor, yer istiyor, arsa istiyor,
bu tahsis edilmiyor. Bu nedenle burada eşitlik ilkesi bozulmuştur. Talep ettiği
hâlde tahsis yapılmayan üniversiteleri siz söylediniz, ben de size
yapılmayanların bilgisini vereceğim.
İki: Taksici esnafı ilk
taksi alımında, bir defalık, yaşamında… Bir teşvik belgesi veriyorsunuz, teşvik
belgesinde bir fabrika makine, ekipman ithal ettiği
zaman ne KDV ne ÖTV ödüyor Sayın Bakanım. Taksici esnafının ekmeği… Bir esnaf,
bir defalık, yaşamında bir taksi aldığı zaman bunu teşvik etseniz, bu da
bunların en tabii hakkıdır. Ekmekleri Sayın Bakanım. Bu nedenle, taksici
esnafının…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Şimdi, Sayın
Çınar, Sayın Demir, Sayın Oğan, sizin soru önergeleriniz olmadığı için size söz
veremiyorum.
Sayın Bakan, buyurun. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Şimdi, ben size biraz da
ekleyeceğim çünkü sorulan soruların cevaplandırılması için üç dakikanız
kalmıştı, beş dakika hâline getiriyorum.
Buyurunuz.
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK
(Batman) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Tabii, aslında, o on
dakikada normalde benim diğer sorulara da cevap verme imkânım olacaktı ama ben
değerli arkadaşlarımızın sonradan gündeme getirdiği hususlara cevap vermeye
çalışacağım.
Şimdi, değerli arkadaşlar,
mazot veya benzinin fiyatını belirleyen birden fazla faktör vardır. Vergi
bunlardan bir tanesidir. Vergi yükü yüksektir. Bunu kabul ediyorum. Yalnız,
bakın, dünyanın en pahalı mazotu, vergisi bizde değil. Benim bildiğim kadarıyla
ocak sonu itibarıyla Avrupa’da 4’üncü sıraya düştük. Neden? Çünkü son yıllarda
maktu vergileri yani ÖTV’yi biz enflasyona paralel artırmadığımız için ÖTV, KDV
toplamının nihai fiyat içerisindeki yükü ciddi bir şekilde azalmıştır. Ben onu
anlatmaya çalıştım. Bu, birinci husus.
Tabii ki mazot fiyatı da,
benzin fiyatı da… Yani diyelim ki benzinin fiyatı 1 lira 63 kuruştan çıkmış
nereye? Diyelim ki 4 lira 43 kuruşa çıkmış. Ama niye? Petrol fiyatları 2002
yılında Türkiye’nin ortalama brent tipi ham petrol ithalatındaki
fiyat, yanlış hatırlamıyorsam, ortalama 23-24 dolardı. Bakın, bu hafta
itibarıyla petrol fiyatları 119-120 dolar civarı. Yani sadece ham petrol
fiyatlarına kalsa zaten ciddi bir şekilde bu artışlar… Ben zaten Türk lirası
cinsinden ham petrol fiyatlarının yüzde 349 oranında arttığını ifade ettim.
Dolayısıyla benzinin 1 litresinin 1.63 liradan veya mazotun 1 liradan 4 liranın
üstüne çıkması kadar doğal bir şey olamaz değerli arkadaşlar.
ALİM IŞIK (Kütahya) – Sayın
Bakan, denizcilere yaptığınızı çiftçilere yapamaz mısınız, nakliyecilere
yapamaz mısınız?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK
(Devamla) – Tabii ki mazot ve buğday karşılaştırması yapılabilir ama takdir
edersiniz ki emtia fiyatlarını, petrol, doğal gaz fiyatlarını Türkiye
belirlemiyor. Bu, bizim dışımızda belirlenen, uluslararası bir fiyattır. Bunu
da ciddi bir şekilde sübvanse edecek bir imkânımız yok.
ALİM IŞIK (Kütahya) – Sayın
Bakan, deniz otobüsçülerine yaptığınız uygulamayı çiftçiye ve normal otobüsçüye
yapamaz mısınız?
BAŞKAN – Sayın Işık, lütfen,
zaten iki dakika süre kaldı, yapmayın.
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK
(Devamla) – Değerli arkadaşlar, TOKİ’ye iş yapan müteahhitler…
Değerli arkadaşlar, burada
çok açık ve net söyledim, isterse kamuya isterse özel sektöre, kim kime ne iş
yaparsa yapsın, vergi borcu kesinleşmiş, cezası kesinleşmiş mükellefleri biz
İnternet sitemizde yayınlıyoruz. Bunu söyledim. Yani bunları hiçbir şekilde
efendim koruma, gizleme gibi bir çabamız yok ama tabii ki kesinleşmemiş olanı
ben nasıl size vereyim? Vergi mahremiyeti diye bir husus var değerli
arkadaşlar.
ALİM IŞIK (Kütahya) – “TOKİ’yle
ilgili bilgileri açıklayamayız.” diyorsunuz.
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK
(Devamla) – Kesinleşmemiş borçları ben nasıl açıklayayım size? Dolayısıyla
kanunun bize verdiği yetkiler çerçevesinde olabildiğimizce size karşı şeffaf,
sorumlu bir şekilde davranıyoruz. Bundan sonra da yapacağız ve hakikaten, bu
vergi borcu olanları yayınlamaya da devam edeceğiz. Onlara ilişkin incelemeler
de zaman zaman yapılıyor ama takdir edersiniz ki şu anda kim incelemede, kim
incelemede değil, bu konuda kanun bana size bir açıklama yapma imkânı
getirmiyor.
Değerli arkadaşlar,
Kahramanmaraş’taki şeker fabrikamıza ilişkin bir soru vardı değerli
arkadaşımızdan. Tabii ki biz çiftçilerimizin mağdur olmaması için dedik ki:
“Mevcut kotalar çerçevesinde en az beş yıl üretim garantisi verilecek.” Ve bu çerçevede de tabii ki istihdam da devam edecek ama şu var:
Olur ya, hani diyelim ki şeker fabrikasını işletecek yeni firma çalışanların
bir kısmını devam ettirmek istemezse, eğer memursa aynı statüde başka bir kamu
kuruluşuna aktaracak, yok işçi ise biz yine kanun gereği, Bakanlar Kurulu
gereği, ne gerekiyorsa kendilerine her türlü desteği vereceğiz. 4/C
kapsamındaki çalışanlarımızın da durumlarını son yıllarda iyileştirdik, bundan
sonra da tabii ki yine ne gerekiyorsa yapılacaktır değerli arkadaşlar.
Sayın Aslanoğlu vakıf
üniversiteleriyle ilgili soruyu sormuştu bana. Ben, bizdeki bütün
üniversitelere gerek kesin satış gerek tahsisler gerek mevcut talepleri çok
açık ve net bir şekilde sizlerle paylaştım. Bence vakıf
üniversitelerinin daha da desteklenmesi lazım. Vakıf üniversiteleri
kamunun yükünü alıyor ama şöyle durumlar da oluyor: Örneğin -şimdi isim
vermeyeyim- Ankara’da bir üniversitemiz bir yeri istiyor ama aynı zamanda
Dışişleri Bakanlığı da istiyor. Şimdi, Maliye Bakanı olarak benim önüme iki tane
talep geliyor; biri Dışişleri Bakanlığından, biri bir vakıf üniversitesinden.
Ne yapıyoruz? O zaman, mecbur, diyoruz ki: “Bu şimdilik dursun.” Dışişleri
Bakanlığıyla görüşülüyor, onlar sonuçlandırılamıyor. Benzer durumda olan eminim
başka üniversiteler de olabilir. Ama hiçbir şekilde, vakıf üniversitelerimiz
arasında, şu veya bu şekilde, ne geçmişte ne bugün böyle bir yaklaşım içerisine
girmemiz söz konusu değil. Olmaması lazım. Antalya’da da destekliyoruz,
Ankara’da da… (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Bakan.
Sayın milletvekilleri,
gündemin “Sözlü Sorular” kısmında okuttuğum ilk otuz soru cevaplandırılmıştır.
Birleşime on beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 17.33
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 17.54
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Mustafa HAMARAT (Ordu)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 68’inci Birleşiminin İkinci
Oturumunu açıyorum.
Gündemin “Genel Görüşme ve
Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler”
kısmına geçiyoruz.
Alınan karar gereğince, bu
kısmın 109’uncu sırasında yer alan Şırnak Milletvekili Sayın Hasip Kaplan’ın Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına
verdiği (10/108) ve bugün okunarak bilgiye sunulan, Kütahya Milletvekili Sayın Alim Işık ve 21 milletvekilinin (10/155), Ankara
Milletvekili Sayın Cevdel Erdöl
ve 20 milletvekilinin (10/156), Adana Milletvekili Sayın Necdet Ünüvar ve 20
milletvekilinin (10/157), İzmir Milletvekili Sayın Erdal Aksünger
ve 27 milletvekilinin (10/158), Gaziantep Milletvekili Sayın Mehmet Erdoğan ve
27 milletvekilinin (10/159), Eskişehir Milletvekili Sayın Ruhsar Demirel ve 20
milletvekilinin (10/160) esas numaralı, bilgi toplumu olma yolunda bilişim
sektöründeki gelişmeler ile İnternet kullanımının, başta çocuklar ve gençler
olmak üzere, beraberinde getirdiği sosyal etkilerin araştırılması amacıyla bir
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergelerinin birlikte yapılacak
görüşmelerine başlıyoruz.
IX.- MECLİS ARAŞTIRMASI
A) Ön Görüşmeler
1.- BDP Grubu adına Grup Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın, telif hakları konusunda yaşanan sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/108)
2.- Kütahya Milletvekili Alim Işık ve 21
Milletvekilinin, internet üzerinden oynanan oyunların neden olduğu kayıt dışı
sanal ticaretin ve çocuklar ve gençler üzerindeki etkilerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/155)
3.- Ankara Milletvekili Cevdet Erdöl ve
20 Milletvekilinin, çocuk ve gençlerin internet ve diğer bilgi-iletişim
teknolojilerini kullanırken karşı karşıya kaldıkları risklerin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/156)
4.- Adana Milletvekili Necdet Ünüvar ve 20 Milletvekilinin,
kontrolsüz internet kullanımının yol açabileceği sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/157)
5.- İzmir Milletvekili Erdal Aksünger ve
27 Milletvekilinin, bilişim sektörünün sorunlarının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/158)
6.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Erdoğan ve 27 Milletvekilinin,
bilgi iletişim teknolojilerindeki gelişmelerin beraberinde getirdiği imkan ve risklerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/159)
7.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel ve 20 Milletvekilinin,
sosyal paylaşım siteleri başta olmak üzere, internet kullanımının aile yapısı
üzerindeki olumsuz etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/160)
BAŞKAN – Hükûmet? Burada.
Meclis araştırması
önergeleri daha önce Genel Kurulda okunduğundan tekrar okutmuyorum.
İç Tüzük’ümüze
göre, Meclis araştırması açılıp açılmaması hususunda sırasıyla Hükûmete, siyasi
parti gruplarına ve önergelerdeki birinci imza sahibine veya onların
göstereceği bir diğer imza sahibine söz verilecektir.
Konuşmaları süreleri
Hükûmet ve gruplar için yirmişer dakika, önerge sahipleri için onar dakikadır.
Şimdi, söz alan sayın
üyelerin isimlerini okuyorum:
Hükûmet adına Sağlık Bakanı
Sayın Recep Akdağ; gruplar adına, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İzmir
Milletvekili Sayın Erdal Aksünger, Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına Tokat Milletvekili Sayın Reşat Doğru, Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubu adına Ankara Milletvekili Sayın Cevdet Erdöl;
önerge sahipleri, Kütahya Milletvekili Sayın Alim
Işık, Adana Milletvekili Sayın Necdet Ünüvar, Bursa Milletvekili Sayın Aykan
Erdemir, Gaziantep Milletvekili Sayın Mehmet Erdoğan, Eskişehir Milletvekili
Sayın Ruhsar Demirel.
İlk söz, Hükûmet adına
Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ’da.
Buyurun Sayın Akdağ. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz yirmi dakika.
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ
(Erzurum) – Saygıdeğer Başkanım, yüce Meclisimizin değerli üyeleri; İnternet
kullanımı hususunda, İnternet’in zararlarından toplumun, çocukların korunması
hususunda bütün gruplarımızdan değerli milletvekillerimizin verdikleri araştırma
önergelerini görüşmek için huzurunuzdayız. Ben de Hükûmet adına bu konuda…
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Sadece onunla sınırlı değil Sayın Bakan, bilgi toplumu yolunda
bilişim sektörünün sorunları da var.
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ
(Devamla) – Evet, bütün bu konularda Hükûmetimiz adına görüşlerimizi ifade
etmek üzere huzurlarınızdayım.
Değerli milletvekilleri,
İnternet, çağımızın en büyük buluşlarından biri, bütün dünyaya yayılmış,
insanların, milyonlarca insanın, yüz milyonlarca insanın birbirleriyle âdeta
konuşmalarını sağlayan bir teknoloji. Hepimizin kullandığı, kullanmak zorunda
olduğu, kullanmaktan çoğu zaman mutlu olduğu, hayatımızı birçok alanda da
kolaylaştıran bir teknoloji, böyle bir teknolojik iletişim ağı.
Bugün bütün dünya üzerinde yüz
milyonlarca İnternet sitesi, bunlara ait milyarlarca İnternet sayfası
bulunmaktadır. İletişim, iletişimle birlikte eğitim, araştırma, sağlık ve iş
dünyası gibi birçok alanda insan hayatına da önemli kolaylıklar getirmiştir.
İnternet’in, birçok faydasıyla
birlikte, aynı zamanda yanlış ya da kötü amaçlı kullanımlarıyla alakalı olarak
riskleri ve zararları da bulunmaktadır. Bir anlamda, İnternet, hayatın bir
kopyası gibi, içinde doğrularla birlikte yanlışları da barındırabilen bir
ortamdır. İnsan olmanın gereği olarak nasıl hayattaki iyilik ve güzelliklerden
yararlanıyorsak, kötülüklerden kaçınmaya çalışıyorsak İnternet ortamında da
aynı gerçekliği yaşıyoruz. Dolayısıyla bizlere düşen, Türkiye Büyük Millet
Meclisi olarak, yürütme olarak bu konudaki mevzuatı geliştirmek, bu konuda bir
taraftan toplumun İnternet’e erişimini kolaylaştırırken öte yandan da bu
zararlardan korunma hususunda vatandaşlarımızı emin kılmaktadır.
Birkaç konu var İnternet
kullanımıyla ilgili olarak, bunları belli başlıklar altında toplayabiliriz. Bunlardan biri İnternet’le ilgili güvenlik konusu. Kişisel
bilgilerin İnternet’te dolaşırken güvenliğinin zedelenebildiğini biliyoruz,
kötüye kullanılabildiğini de biliyoruz, bir ferde ait bilgilerin başkaları
tarafından kötüye kullanılabildiğini de biliyoruz. İnternet üzerinden alışveriş
yapılıyor, para transferi yapılıyor, mal ticareti yapılıyor, bankalarla
işlemler yapılıyor. Dolayısıyla bütün bu açılardan güvenli bir ortamda İnternet
işlemlerinin vatandaşlar tarafından yürütülebilmesi önem arz ediyor.
Önemli bir konu da İnternet
üzerinden istenmeyen mesajlara maruz kalma ya da “Siber zorbalık.” dediğimiz
bir sıkıntıyla vatandaşların karşılaşabilmesi. Buna karşı da mutlaka hem
mevzuatı geliştirmeliyiz hem de uygulamada gerekli tedbirleri almalıyız.
Sağlık açısından
İnternet’le ilgili çok önemli hususlar var, bunların önemlilerinden biri
İnternet bağımlılığı. Aslında “İnternet bağımlılığı” kavram olarak
kullandığımız ancak bilim dünyasında henüz yerine tam oturmamış bir tabir. Bu hususta psikiyatristler ya da psikologlar net bir tanıma ulaşmış
değiller ama herkesin bildiği bir şey var, o da özellikle çocuk ve ergenler
açısından ama zaman zaman erişkinler açısından da İnternet kullanımının bir
çeşit bağımlılığa dönüşebildiği ve bu bağımlılığın insan yaşamını, bir çocuğun
ya da ergenin hayatını olumsuz etkileyebileceği hususu.
Tabii ki bu anlamda, nötr anlamda bir İnternet bağımlılığının yanı sıra, bir
taraftan çocuk ve ergen sağlığı açısından uygunsuz içeriklere karşı da mutlaka
bu alanın çok iyi düzenlenmesi gerekiyor. Uygunsuz içerikler yalnızca
müstehcenlik gibi algılanmamalı; şiddet içeren bütün görüntüler ya da bilgiler
büyüyen çocukların, gelişmekte olan insan evladının, insanın mutlaka ruhunu ve
zihnini son derece olumsuz etkileyebiliyor, bunu tıbben de biliyoruz. Bir
taraftan bütün bunları konuştuğumuz zaman, özellikle çocuklarımızın ve
gençlerimizin -biraz önce söylediğim gibi- yerine göre bir müptela şeklinde
bağlanabileceği bilgisayar oyunlarının vasfı da çok önemli. Çok sayıda bilgisayar
oyunu piyasada dolaşıyor. Bunların gerek İnternet yoluyla gerek başka yollarla
çocuklarımıza ulaşması noktasında çocuklarımızı da bu hususta korumak
durumundayız.
2010 yılında, BTK
tarafından, altı-on yedi yaş aralığında İnternet kullanıcısı çocuğu olan 11
bine yakın ebeveyn ve on iki-on yedi yaş grubundaki 2.816 çocuk üzerinde bir
araştırma yaptık. Bu yapılan araştırmada, Türkiye’deki
ebeveynlerin yüzde 90’ının çocuklarının İnternet kullanırken müstehcen ya da
şiddet içerikli görüntülere maruz kalabileceğini, bu tür sitelere
girebileceğini, İnternet’e veya cep telefonuna bağımlı olabileceğini, kişisel
ve özel bilgilerin yabancıların eline geçebileceğini, İnternet üzerinden
istismara ve tacize maruz kalabileceğini ve kötü niyetli kişilerle tanışıp arkadaşlık
edebileceğini düşündükleri ortaya çıkıyor. Ebeveynlerin yüzde 90’ı bu
konulardan herhangi biriyle çocuklarının bir şekilde karşılaşabileceğini ve
bundan zarar görebileceğini düşünüyorlar. Zaten bugün burada değerli
milletvekillerimizin, bütün parti gruplarımıza ait değerli milletvekillerimizin
âdeta bir mutabakat hâlinde araştırma önergeleri vermiş olmasının bir anlamı da
budur. Dolayısıyla bunu biz Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak yeterince
araştırmalıyız, bu hususta gerçekten ciddi bir rapor ortaya koymalıyız diye
Hükûmet olarak biz de düşünüyoruz ve Hükûmet olarak bütün bu araştırma
önergelerinin doğru amaçlarla verildiğini ve bu konuda bir komisyonun
kurulmasına taraftar olduğumuzu ifade etmek isterim.
Bir taraftan da enteresan bir başka bilgi: Türkiye’de aslında
ebeveynlerin sadece yüzde 29’u, ailelerin yüzde 29’u İnternet kullanırken
Avrupa’nın gelişmekte olan diğer ülkelerinde bu oran yüzde 57’lerde. Bu, aslında biraz da ebeveynlerin İnternet kullanımı konusunda
çocuklarını kontrol etmek ya da çocuklarının ne yaptıklarını görmek hususunda
yetersiz kalabileceğini de gösteriyor. Sonuçta, çocuğa bir anlamda bağımlı bir
aile ortaya çıkıyor. Yani ailelerin neredeyse dörtte 1’i ya da üçte 1’ine yakın
bir kısmı İnternet’le bir şekilde tanışıyor, oysa bugün çocuklarımızın
neredeyse yüzde 100’e yakınının İnternet’le tanıştığını, İnternet’le arkadaş
olduğunu, İnternet yoluyla arkadaşlıklar kurduğunu, sosyal medyayla ilişkileri
olduğunu biliyoruz. Yani bu nesiller arası dönüşüm sırasında, aslında belli bir
yaşın üstünde olan insanların önemli bir bölümü çocuklarının ve gençlerin
gerisinde kalmış oluyor. Dolayısıyla meselenin bu tarafını da ele alarak
dikkatli bir biçimde değerlendirmemiz gerektiği açık. Aileler İnternet
kullanmayı iyi bilmedikleri için muhtemel riskler konusunda da yeterli bilgi
sahibi değil ve genellikle kendi evlerinde böyle bir problem yaşamayacaklarını
ve çocuklarına güvendiklerini söylemektedir aileler. Yapılan araştırma böyle
bir sonuç çıkardı ortaya. Enteresandır, ebeveynlerin yüzde 90’ı biraz önce
saydığım birçok problemden birinin ya da birkaçının toplum için problem
olacağını düşünüyorlar ancak genellikle kendi evlerinde de bunun olmayacağını
düşünüyorlar. Bu aslında bir çelişki. Herkes kendi
çocuğuna güveniyor ama toplumda böyle bir problemin olduğunu da kabul ediyor.
Dolayısıyla şunu anlamış oluyoruz: Çocukların günlük yaşamdaki tavır ve
davranışlarıyla sanal âlemde takındıkları tavırlar arasındaki farklılıkları
aileler yeterince fark edememektedirler. Oysa çocuklar bugün artık merak
duygularını ailelerine sorarak değil Google’a ya da başka bir arama motoruna
sorarak tatmin ediyorlar. Aradıkları herhangi bir bilgi varsa ya da ulaşmak
istedikleri herhangi bir arzu varsa bu yolla ulaşmaya çalışıyorlar. Böyle bir
arama neticesinde de karşılarına saniyeler içinde en uygunsuz formlarda
milyonlarca zararlı içeriğin çıkmasını da engelleyemeyeceğimizi biliyoruz.
Dolayısıyla, bu hususta toplumun farkındalığının artırılması gerektiği de açık.
Herhangi bir İnternet riskiyle karşılaşan çocukların yaklaşık yarısının bunu
kimseyle paylaşmadığını görüyoruz. Zararlı bir içerikle karşılaştığında
ailesini durumdan haberdar eden çocuklar toplamda değerlendirilen çocukların
üçte 1’ini teşkil ediyor, kalan yüzde 65’lik grupta yer alan çocuklar bu durumu
ailelerinden saklıyorlar.
Üç yıllık süre zarfında
Ulaştırma Bakanlığımızda kurulmuş olan İnternet Bilgi İhbar Merkezine gelen
vatandaş şikâyetlerinin 450 bini bulduğunu biliyoruz. Vatandaşlarımız -biraz
önce de ifade ettim- çocukların cinsel istismarı, müstehcenlik, fuhuş ve şiddet
gibi konularda hassas olup yapılan şikâyetlerin yüzde 90’a yakınını bunlar
oluşturmaktadır. Dolayısıyla, vatandaşlarımızın aslında kendi başlarına bu
sorunlarla mücadele edemedikleri ve kendilerini çaresiz hissettikleri de
görülmektedir.
Bir toplumun ve ülkenin
geleceği kuşkusuz ki çocuklarının ve gençlerinin yetişmesiyle yakından
ilişkilidir. Bir anne babanın çocuğunu koruma hakkı yaşama hakkı gibi kutsal
olup onlara bu imkânları sağlamak devletin anayasal görevleri arasında yer
almaktadır. İnternet ortamında, başta çocuklar ve gençler olmak üzere, tüm
vatandaşlarımızın yaşamını maddi ve manevi olumsuz etkileyebilecek nitelikte
yayınlara karşı tedbirlerin alınması “İnternet’in güvenli kullanımı” olarak
adlandırılmaktadır. Bu bağlamda, vatandaşlarımıza her türlü zarardan
arındırılmış bir İnternet ortamı sunmak için Ulaştırma Bakanlığımız bir daire
başkanlığı kurmuş durumdadır. Bu daire başkanlığı İnternet’in güvenli
kullanımıyla ilgili faaliyetlere ağırlık vermektedir.
2007 tarihinde 5651 sayılı
İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla
İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’la belli yasal bir çerçeve
oluşturmuştuk, hatırlayacaksınız. Bu Kanun’un gerekçesinde açıkça belirtildiği
üzere, Anayasa’mızın 41 ve 58’inci maddeleri gereğince aile ve gençliğin
İnternet ortamında da korunması gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri,
müsaadenizle, buradan toplumumuza da bazı sitelerle ilgili bilgi vermek
istiyorum. İnternet’in güvenli, bilinçli ve etkin kullanımı konularında
çocuklara yönelik olarak www.guvenlicocuk.org.tr; farkındalığı artırmak
amacıyla www.guvenliweb.org.tr; vatandaşların İnternet ortamında
karşılaştıkları yasa dışı içerikleri bildirmelerine imkân tanıyan
www.ihbarweb.org.tr şu anda hizmettedir. Ayrıca, bildiğiniz gibi, 22 Kasım
2011’de vatandaşlar için İnternet’in yasa dışı ve zararlı içeriklerinden
korunabilmeleri konusunda, yine kendi tercihlerine bırakılmış bir biçimde
güvenli İnternet hizmeti de başlatılmış durumdadır.
Değerli milletvekilleri,
biz de Sağlık Bakanlığı olarak hem Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığıyla hem
de Ulaştırma Bakanımızla birlikte bu konular üzerinde çalışıyoruz. Özellikle
İnternet bağımlılığı konusu Sağlık Bakanlığı açısından bizim ilgi alanımız. Çünkü, biraz önce de ifade ettim, bu belki bir hastalık
olarak net biçimde bugün psikiyatri kitaplarında ya da psikiyatriyle ilgili
kategorize edici tablolarda belirlenmiş değil ama yapılan araştırmalar artık
bir bağımlılık şeklinde ele alınmasının zamanının geldiğini de gösteriyor.
Dolayısıyla, bütün bu
bilgileri yakından değerlendirerek, biz de, Ulaştırma Bakanlığımız ve Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanlığımızla birlikte bu konularda çalışmalarımızı devam
ettiriyoruz.
Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü, Bilgi
Teknolojileri ve İletişim Kurumu, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığıyla iş
birliği içinde Türkiye’deki bilgisayar oyunlarının denetlenmesi -bir konu da
bu, biraz önce söylemiştim değerli milletvekilleri, bilgisayar oyunları konusu-
bunların sınıflandırılması, çocuklar ve aileler açısından güvenli hâle
getirilmesi konularının tartışıldığı istişare toplantıları yaptı yakın bir
zamanda ve bütün bunların sonucunda, 2008 tarihinde, “Dijital Oyunlar ve
Çocuklar Üzerindeki Etkileri” isimli bir rapor hazırlanarak İnternet Kurulunun
ikinci toplantısında bu rapor sunuldu. Söz konusu raporda, Türkiye’deki İnternet kullanım
alışkanlıklarına yönelik araştırmalardan eğlence yazılımı sektörünün durumuna
ve dijital oyunların çocuk ve gençler üzerindeki etkilerine kadar birçok
detaylı bilgi ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerine yer verilerek ortaya
güzel bir rapor da konmuş oldu. Raporda ayrıca, dünyadaki eğlence yazılımı
sektörünün denetlenmesi ve derecelendirilmesiyle ilgili de bilgiler sunuldu.
Dolayısıyla, bu araştırma
önergeleri, umut ediyorum Meclisimiz tarafından, sizler tarafından görüşülmek
üzere kabul edilecek ve bir komisyon kurulacaktır. Bu komisyonumuzun, oyunların
sınıflandırılmasına yönelik organizasyonlar konusunda, ticari amaçla İnternetin
toplu kullanımını sağlayan sağlayıcıların durumuyla ilgili yeni mevzuat
geliştirilmesinde, oyun salonlarıyla ilgili belki mevzuatımızın daha
geliştirilmesinde de çalışmalar yapacağını ümit ediyorum.
Çocukların gelişimi büyük
oranda küçük yaşta ve gerçek hayattaki deneyimlere bağlı olmalıdır. Günümüzde
bunların yerini özellikle bilgisayar oyunlarından oluşan sanal bir dünyanın
alması, gerçekten yavrularımız için, gençlerimiz için önemli bir risk teşkil
etmektedir. Bu durumun, toplumun geleceği ve bütün ebeveynler açısından kaygı
verici olduğunu da kabul etmek durumundayız.
Şimdi, bütün bunlarla
birlikte bir değerli grup başkan vekilimiz uyardığı için konuşmamın sonunda
işin bu tarafına da temas etmek istiyorum: Mutlaka bütün bu İnternet’in komplikasyonları diyebileceğimiz problemlerle bir taraftan
özgürlükleri kısıtlamadan akılcı bir biçimde mücadele ederken değerli
milletvekilleri, öte yandan da mutlaka bilgi teknolojilerinin ülkemizde
geliştirilmesini teşvik etmek ve bilgi teknolojilerinin toplumda çok daha
yaygın bir biçimde kullanılmasını da sağlamak durumundayız. Gerek kamu
kuruluşları tarafından gerek okullarımızda gerek hizmet sektörüyle ilgili
alanlarda daha yapabileceğimiz birçok iş var insanımızın hayatını
kolaylaştırmak açısından.
Yine -biliyorsunuz-
Hükûmetimiz, çocuklarımızla ilgili olarak okullarımızda FATİH Projesi olarak
isimlendirdiğimiz yeni bir projeyi başlattı. Aslında bu bilgi teknolojilerinin
yarının gençliğine ulaşmasını son derece kolaylaştıracak bir adım oldu. Önümüzdeki
yıllarda bir taraftan çocuklarımızı bilgisayarla, İnternet’le tanıştırırken,
öbür taraftan da onları mutlaka İnternet’in muhtemel zararlarından ve komplikasyonlarından korumak durumundayız.
Değerli milletvekilleri
-sözlerimin sonuna geliyorum- Hükûmet olarak böyle bir araştırma önergesinin
hem İnternet’le alakalı hem bilgi teknolojilerinin geliştirilmesiyle alakalı
bir araştırma komisyonunun kurulmasını ve yüce Meclisimizin yol
göstericiliğinde bu hususta daha ileri adımlar atabileceğimizi düşünüyorum ve
hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Akdağ.
Sayın Hamzaçebi, buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
11.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, Sağlık
Bakanı Recep Akdağ’ın Meclis araştırması önergeleri üzerinde Hükûmet adına
yaptığı konuşmayla ilgili açıklaması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakana açıklamaları
için teşekkür ediyorum.
Siz Sayın Başkan, gündemi
okurken önergeleri, siyasi partilerin önergelerinin özetini ifade edecek
şekilde okudunuz. Cumhuriyet Halk Partisinin bu konudaki önergesi, bilgi
toplumu olma yolunda bilişim sektörünün gelişmesi ve sektörde yaşanan
sorunların çözümü yönündedir. Sayın Bakan, daha çok İnternet’in çocuklar
üzerindeki zararlı etkileri kısmını öne çıkardı. Hâlbuki önergeler bunu da kapsıyor.
Dolayısıyla hepsinin birleştirilerek görüşülmesi, bu
konuların araştırılmak üzere bir komisyonun kurulması söz konusu.
Bunu düzeltmek amacıyla,
Genel Kurulun bilgisine sunmak amacıyla söz aldım.
Teşekkür ediyorum.
IX.- MECLİS ARAŞTIRMASI (Devam)
A) Ön Görüşmeler (Devam)
1.- BDP Grubu adına Grup Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın, telif hakları konusunda yaşanan sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/108) (Devam)
2.- Kütahya Milletvekili Alim Işık ve 21
Milletvekilinin, internet üzerinden oynanan oyunların neden olduğu kayıt dışı
sanal ticaretin ve çocuklar ve gençler üzerindeki etkilerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/155) (Devam)
3.- Ankara Milletvekili Cevdet Erdöl ve
20 Milletvekilinin, çocuk ve gençlerin internet ve diğer bilgi-iletişim
teknolojilerini kullanırken karşı karşıya kaldıkları risklerin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/156) (Devam)
4.- Adana Milletvekili Necdet Ünüvar ve 20 Milletvekilinin,
kontrolsüz internet kullanımının yol açabileceği sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/157) (Devam)
5.- İzmir Milletvekili Erdal Aksünger ve
27 Milletvekilinin, bilişim sektörünün sorunlarının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/158) (Devam)
6.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Erdoğan ve 27 Milletvekilinin,
bilgi iletişim teknolojilerindeki gelişmelerin beraberinde getirdiği imkan ve risklerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/159) (Devam)
7.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel ve 20 Milletvekilinin,
sosyal paylaşım siteleri başta olmak üzere, internet kullanımının aile yapısı
üzerindeki olumsuz etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/160) (Devam)
BAŞKAN – Şimdi, gruplar
adına ilk söz, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İzmir Milletvekili Sayın
Erdal Aksünger’e aittir.
Buyurun Sayın Aksünger. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ERDAL
AKSÜNGER (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; bilişim
sektörünün sorunlarıyla ilgili araştırma önergesi üzerinde grubum adına söz
aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanın değindiği
konulara da geleceğim ama önce, bizim aslında özellikle üstünde durmamız
gereken konunun, ben, Türkiye'nin bilişimi algılama konusundaki geriliği
konusunda kendi görüşlerimizi ileteceğim.
Aslında, biz, bir paradoks
yaşadığımızı bilmemiz lazım. Dünyada işletim sistemleri var, dünyada programlar
var, yazılım programları, virüs programları, güvenlik programları var. Bugün,
Türkiye, bütün bu kullandığı programların hepsi dünyanın başka bir yerlerinde
başkaları tarafından yazılmış programlarla kendini güvenliğe almaya çalışıyor,
kendisini korumaya çalışıyor ve bundan da medet umuyor. Böyle bir konunun olmayacağını
bundan bir ay önceki bir konuşmamda yine belirtmiştim.
Şimdi, Sayın Bakana
ekleyeyim arada, İnternet bağımlılığı konusunda bir şey söylemişti. Arada, ben,
geçmeden, aklımdayken onu da söyleyeyim, ailelerin çocuklarını bilinçlendirme
konusu. Şöyle düşünmek lazım: Ben, on sekiz-yirmi yıla yakındır bilişimci bir
insanım, çocuklarım sekiz yaşına gelene kadar eve bilgisayar bile götürmedim.
Türkiye’de bir sürü ürünün de Türkiye genel distribütörlüğünü
yaptım, hiçbir zaman evime çocuklarım sekiz yaşına gelene kadar bilgisayar
götürmedim. Neden götürmedim? Şimdi esas konumuza geleceğiz, ondan dolayı
söylüyorum. Bilgisayar programlarının hepsi komut verir arkadaşlar. Çocuklar
karşısında oturduğu zaman, üç yaşında, beş yaşında çocuklarını oturtanlar, onlarla
övünüyorlar “Biz çocuklarımızı üç yaşında, dört yaşında bilgisayarın karşısına
koyduk.” diye. Böyle bir şey olamaz, böyle bir şey mümkün değil. Oradaki
çocuğun en iyi arkadaşı kim oluyor? Karşısındaki bilgisayar. Çünkü bugün
ağırlıklı kullandıkları özellikle Amerikan programlarının çoğunda komut vardır,
başka bir şey yoktur. Çocuk bir tuşa basar orada karşısına şöyle bir şey çıkar:
Bu işi yapayım mı yapmayayım mı? Evet, hayır, iptal. Oradaki
en iyi arkadaşına her türlü komutu verip yaptırır. O sosyallikten koptuktan
sonra çocuk dışarıya çıktığında karşıdakine de komut vermeye başlar, bu çok
nettir yani. Bu çocuğun psikolojisi böyledir ama buradaki
esas konu İnternet’i yasaklayarak bir yere gidemeyeceğini bilmesi lazım ama
şöyle oluyor: Biz şimdi “İnternet’i yasaklamayalım.” dediğimizde şöyle çıkıyor
ortaya, şimdi iktidarın algısı da böyle olacak “Ya biz terörle ilgili
konularda, işte pornografi konularında ortaya bir yasak getirmeye çalışıyoruz
ama siz bunları engellemeye çalışıyorsunuz.” Hayır, böyle değil, konu bu
değil. Konu, esas kendini güvenliğe alma konusudur. Sen hiçbir şeyi
yasaklayamazsın çünkü konu senin elinde değil çünkü sen hâkim değilsin konuya,
devlet olarak da hâkim değilsin. Teknoloji bölgeleri kuruldu yıllarca; on
seneye yakındır ben bunların hepsini tek tek takip ediyorum hiçbirinde üretilen
bir şey yok. Böyle bir teşvik de yok arkadaşlar.
Değerli milletvekilleri, bu
konu çok ciddi bir konudur. Dünyada şu anda gelişen, büyüyen en büyük sektördür
bilişim sektörü. Ama şöyle bir durum var ortada: 2000’li yılların başında -daha
önce de belirtmiştim ben bu konuyu- Pardus
Programları devreye girmişti TÜBİTAK tarafından, çok da bizim hepimizin umutla
baktığı, sevinçle baktığı bir konuydu çünkü ulusal yazılımlarımızı yapacaktık
biz. Ama ne oldu? Bir sürü kurumlar kuruldu TÜBİTAK’ın yanı sıra, bunlarla
birlikte iştira edildi ama ortaya gerçekten bir hüsran çıktı. Niye hüsran
çıktı? Son sekiz buçuk yılda 2010’a gelene kadar 17 milyon dolar harcanmış, Pardus’a harcanmış ama geldiği noktada şu anda rafa
kaldırılmak üzere. Neden? Böyle bir hikâye olmaz. Böyle bir yapılaşma süreci
geçirilmez. Almanya 1998’de bu işe başladığında, açık kaynak kodlarla bu işe
başladığında 10 milyar euro bir para harcadı bu işe
ve kendini güvenliğe almak için ve şu anda geldiği noktada hiçbir yere bağımlı
değil. Siz ne düşünüyorsunuz? “İlk önce kişilerin güvenliğini sağlayacağız.”
Nasıl sağlayacaksınız kişilerin güvenliğini? Zaten güvenlikler gitmiş.
Dünyadaki 500 milyon insanın Facebook’ta bütün bilgileri var. Bugün çok övünüyorlar,
diyorlar ki: “Türkiye’de 25 milyon kullanıcı var Facebook’ta, bir vesileyle
orada kendisini ifade ediyor.” Çok kötü! Bu 25 milyon kişinin bütün ailesi de
dâhil olmak üzere, herhangi bir yerde, bir server’da kayıtlı, bilgileriniz gitti. Nasıl güvenlik
aldınız peki? Nasıl alacaksınız bundan sonra güvenliğinizi? Kişisel
bilgilerinizin hepsi orada. Nasıl yapacaksınız bu işi? Buradaki esas
sorun o değil. Esas sorun burada, acilen bir eylem planı yapılıp bir bilişim
bakanlığının kurulmasıdır, çok önemlidir bu. Dünyanın her yerinde, gelişmiş
ülkelerde bir bilişim bakanlığı tahsis edilmiş durumdadır. Bugün savunma
sanayinizden ticaretinize, sosyal paylaşımlarınızdan günlük yaşantınıza kadar
her yerde bilişimle uğraşacağınız kesin, öyle görünüyor. Önümüzdeki süreç daha
tehlikeli süreçleri getiriyor arkadaşlar. Bir bilişim bakanlığı bence
kaçınılmazdır.
Size bir iki tane anekdot anlatayım o zaman konuyla ilgili. Yıllar önce,
bundan altı sene önce Uzak Doğu’da bir araştırma merkezinde çocukların
oyunlarıyla ilgili bir konuya bizi davet etmişlerdi, çok önemli de bir yerdi,
gittik. Bir oyun yapıyorlardı, dünyada en az 10 milyon çocuğa bu platformda
oyun oynatacaklardı. Bir odaya bir insanı sokuyorlardı, orada insanın bütün
sinirlerine hâkim olabilecek bir yapıyı ellerine kollarına bağlıyorlardı.
Karşınızda da bir sanal gösteri başlıyordu ve o gün ne başlıyordu biliyor
musunuz sanalda? Karşınızda sanki başka bir dünyayla, gerçek bir dünyayla karşı
karşıya bir pozisyona düşüyordunuz. Herhangi biriyle oyun oynuyorsanız, o sizin
bütün sinirlerinize hitap edebiliyordu. Bu ne demektir biliyor musunuz? Hipotalamusa da oradaki adrenalin duygularına da hepsine
hitap eder bir hâle gelecektir bu. Bu, şu demektir: Yarın öbür gün İnternet
üzerinden insanları da bir vesileyle öldürebilir bir hâle getirecektir. Peki,
bunları siz engelleyebilir misiniz? Engelleyemezsiniz bunları. Nasıl
engelleyeceğiz bunları? Peki, çözümler neresinde bu konuların?
Biz bu Pardus
konusuna özellikle değinirken niye bunu önemsediğimizi daha önce de anlattım.
Bugünden itibaren, çok geç kalınmış olsa bile, çık hızlı bir şekilde bir eylem
planının yapılması lazım. Verdiğimiz araştırma önergesinin arkasından iktidarın
getirdiği “Beraber bir komisyon kuralım.” yaklaşımı olumludur tabii ama bunu
ciddiye alacak konu bence komisyon kurmadan geçmez, komisyonlar kurup orada bir
sene, iki sene tartışarak bir konuyu, Türkiye’yi bir ileri götüremeyeceğimiz
kesin, bunu söylüyorum. Ha, baştan ön yargılı değilim, mutlaka oturup konuşmak
gerekiyor ama şunu bilmek lazım, bir bakanlık tahsis edilmeden bu iş çözülmez.
Şimdi, burada Sayın Bakanım
FATİH Projesi’nden bahsetti, ben de bahsedeyim FATİH Projesi’nden, bunu bilen
bir adamım. Dünyada şu anda 2011 yılında 50 milyon tablet satıldı, 2012 yılında
tahminen 80 milyon tablet satılacak galiba, Goldman Sachs’ın verdiği bütün veriler böyle. Biz 17 milyon tablet alacağız,
17 milyon… Yani kendi yazılımlarımızı, kendi işletim sistemlerimizi, kendi
virüs programlarımızı, kendi güvenlik sistemlerimizi ortaya koymazken, tahminen
her birinin başına 10 dolarlık bir yazılım maliyeti koysanız 170 milyon dolar
yapar. Bu 170 milyon dolarla… Siz kendi zihniyetinizde Pardus’u
kalkındırmak için 14 milyon dolar harcadığınızda hiçbir şey ortaya çıkmadı, 170
milyon dolarla da bir şey çıkmaz ortaya ama şunu bilmek gerekiyor, siz o
çocuklara bunları verdiğiniz zaman Türkiye’yi çöplüğe çevirme ihtimaliniz var
çünkü siz “Teknolojiyi satın aldım” diye düşünürseniz büyük yanılgı içerisine
düşerseniz.
Teknoloji satın alınamaz
arkadaşlar, teknoloji kiralanır, eğer üretmiyorsanız. Eğer üretiyorsanız bir
süre, teknolojiyi biraz daha uzun bir süre kullanma hakkına sahip olursunuz. 17
milyon tabletin getireceği şey şu: Uluslararası bir şirketin yazılım programlarını
kullanacaksınız orada, bu çocuklar sekiz-dokuz yaşında başlayacaklar bunu
kullanmaya on sekiz-on dokuz yaşına geldiklerinde bu programın müptelası
olacaklar, başka bir program kullanmayacaklar. Çok basit bir şey söyleyeyim
size, bir cep telefonu alıyorsunuz, o cep telefonunun yazılımında bir kayıtlar
yapıyorsunuz, işte bir evrak kaydı yapıyorsunuz veya işte telefon rehberine
kaydediyorsunuz, bu bir alışkanlık getiriyor. Daha sonra ilk gittiğinizde o
telefonu almak istiyorsunuz. Neden? Çünkü bir alışkanlık getiriyor. Çocuklarda
da böyle, hele küçükten başladığında bu, on sekiz-on dokuz yaşına geldiğinde
bildiği bir şeyi takip etmek onun içgüdüsel bir şeyi olacak, burada tehlike
başlıyor. Önümüzdeki süreç çok tehlikeli. Yani bugün
sizin ülkenizin bütün güvenliği tehlikede diyorum. Bunu mutlaka değerli
bakanlar da biliyordur. Bu konuda uzman arkadaşlar vardır, onlar da biliyordur
bu konuyu yani. Bugün attığınız her mail’in bir tane
örneğini bir başka server’da
birileri tutuyor, bunu biliyorsunuz belki de. Yaptığınız bütün dinlemeler,
şunların, bunların hepsi bir yerlerde kayıtlı.
Şimdi “Neden yapamazsınız?”
diye söylüyorum. Ayrıca önüne geçmek, yasaklamak çok kolay bir iş değil. İşte
önümüzde bir Wikileaks konusu var. Nedir bu Wikileaks?
Ben bazen arkadaşlara söylüyorum, “Ne algılıyorsunuz bu Wikileaks’tan?”
diye. Bir İnternet sitesi zannediyor,
değil arkadaşlar. Veya oradaki bu Julian Assange’ı da bunun lideri zannediyor, hayır, değil. Neden
değil? 2006 yılında kurulmuş olan böyle bir ağ, bugün dünyayı kasıp kavurur
vaziyette duruyor ama hâlâ şurada arkadaşlarıma sorsam, şurada hepinize sorsam,
“Wikileaks nedir?” diye; evet, kriptoları
açıklayan bir İnternet sitesi olarak açıklarsınız. “Kim lideri?” deseniz, Julian Assange diye bir arkadaş.
Aldılar içeriye üç ay, beş ay aldılar ama devam etti bütün belgeler, kriptolar açıklanmaya. Nasıl oluyor bu iş? 1 milyon 200 bin
evraktan sadece ve sadece 15 bin evrak açıklandı. Sıra Türkiye'nin evraklarına
da gelecek ve bugüne kadar, şu ana kadar yaptıklarınız da dâhil açıklayacaklar
hepsini. Bunun nasıl olduğunu komisyonda da arkadaşlarla konuşuruz, ayrı bir
konu.
Ama bir an önce bizim
yapmamız gereken şu: Eğer biz sağlıklı bir Türkiye, çocuklarımıza sağlıklı bir
gelecek vermek istiyorsak bir an önce bu bakanlığı kurup ciddi bir bütçe
tahsisi yapıp bizim ulusal yazılımlarımızı, ulusal işletim sistemlerimizi, database’lerimizi, virüs programlarımızı, güvenlik
kodlamalarımızın hepsini yapmamız lazım. Şu anda hiçbir şeyimiz yok, şu anda
hiçbir şeyimiz yok arkadaşlar bizim. Burada havanda su dövüyorsunuz. Açıkça
söylüyorum: Bu bir paradoks. Bu tedbirler alınabilir ama bunların hepsi,
önümüzdeki süreçte bunların hiçbir şey etmediğini göreceksiniz yani.
Şimdi, bu önlemlerle ilgili
şeylere, çözüm önerilerimiz de var tabii, bunlara geleceğim ama belki hani
komisyonlarda da konuşulabilir, ben özetlemeye çalıştım bazı şeyleri, öneriler
ne olabilir yani bunlar ne olabilir?
Üniversitelerde eğitimler
görüyor arkadaşlarımız. Ben de bir üniversitede mütevelli heyet üyeliği yaptım,
bilgisayar mühendisi de vardı, ben de bilişimci olduğum için… Bakıyorum bütün
öğretilerin hepsine, yabancı şirketlerin programlarının hepsini çocuklarımıza
öğretiyoruz. Git bunları öğren, hayatının bundan sonraki sürecinde de bunları
devam ettir. Böyle bir şey olabilir mi? Hiçbir geleneğinizi, ananenizi
başkalarına gidip öğretiyor musunuz? Bu şu demektir: Şu anda bütün datalarımızın hepsi bir başka deftere yazılıyor, bunu herkes
kafasına yazsın. O 1 milyon 200 bin evrakın içerisinde 2010’un 9’uncu ayına kadar
-diliyorum- Türkiye Cumhuriyeti devletinin de bütün yazışmaları yakında, bir
iki sene içerisinde düşer arkadaşlar, o gün güvenliğin ne olduğunu hep beraber
görürüz.
Zaten bu çözümle ilgili
önerilerde bir bilişim bakanlığı konusunu söylemiştim.
Pardus örneği projelerin bir an
önce ayağa kaldırılmaya ihtiyacı var. Öyle “300 bin dolar, 500 bin dolar, 1
milyon dolar para ayırdım, onu yapacağım, bunu yapacağım”, böyle değil. Almanya gibi, Rusya gibi, İsrail gibi, Hindistan gibi, İrlanda gibi
-Amerika’yı saymıyorum çünkü Amerika çok daha farklı şeyler yapıyor, onu hiç
koymuyorum- bunun gibi, oralardaki örnekler gibi örnekler yapmamız lazım ama bu
devletin tek başına yapacağı bir iş değil, özel sektör, üniversiteler ve sivil
toplum kuruluşlarını ortak etmek lazım bu konuya, etmezsek bu işte olduğumuz
yerde kalırız.
Anayasa tartışmaları
olduğunda -aklıma bir şey geldiği için şimdi, hemen söyleyeceğim size- şimdi,
insanlar dinleniyor, bunlar iddia makamlarında delil olarak kullanılıyor.
Yakında, herhangi bir adamın konuşmasını, sizin, herhangi bir kişinin
konuşmasını bir başkasının konuşması olarak çıkartacak yazılımlar var. Bunlara
ne yapacaksınız? Bunları iddia makamları delil olarak kabul edecek mi? Buyurun,
soruyorum, varsa böyle bir şey… Anayasa tartışmaları yapıyoruz burada. Kişinin
özel hukuku diye bir şey kalmadı ortada zaten, ama önümüzdeki süreçte de, siz
konuştunuz, bir başkasının sesi olarak kaydedilecek, bütün frekanslarıyla,
bütün aralıklarıyla. Ne yapacaksınız burada? Bunu delil olarak kabul edecek
misiniz? Anayasa’da kişinin hukukunu nasıl koruyacaksınız? İşte, acilen bilişim
hukukunun tahsil edilmeye ihtiyacı var, İnternet hukukunun tahsil edilmeye
ihtiyacı var. Ve bu konuda nasıl çalışmalar var? Ben çok önemli çalışmalar
görmüyorum, çok ciddi çalışmalar görmüyorum bu konuda, ama sektörel
olarak şunu söyleyeyim: Neler yapılmalı? Üniversiteler dâhil edilmeli bu
konuya. Yeni bir bilişim teşvik planının acilen bu bilişim bakanlığı düzeyinde
yapılması gerekir. Yoksa bir bakanlığın altında bir yamalı bohça gibi durarak
yapamazsınız bu işi. Dünyanın hiçbir yerinde yok, bir bizde var, burada var.
Bilmiyorum, bilişimin Sanayi Ticaretin içerisinde olması lazım, anlıyor mu bilişimden
Sayın Bakanımız, onu da bilmiyorum. Anlıyorsa beraber konuşalım, tartışalım, ne
kadar anladığını tartışalım hep beraber. Ortada bir eylem planı yok çünkü, onlar başka şeylere takılmışlar çünkü “Dinleyelim
birilerini, bakalım oradan ne çıkıyor, buradan ne çıkıyor?”
Şimdi, bu teknoloji teşvik
planları, mesela KOBİ’lerle ilgili planlar yapılıyor, diyorlar ki: “KOBİ’lere
bilişim öğreteceğiz, işte, kalkınacak, edecek, şu olacak, bu olacak.”
Ben böyle bir şey görmedim.
Yani ben bir KOBİ görmedim ki birisi teşvik vermiş, KOSGEB’den teşvik almış,
büyümüş, gelmiş, bir tane Avea gibi, Turkcell gibi
operatör olmuş. Böyle bir şey olma imkânı sıfır, böyle bir şey yok ortada. Bu
kesinlikle bir kandırmacadır yani. Adamları götürüyorsunuz, bürokrasi
içerisinde öldürüyorsunuz adamı bir tarafından, “Ee,
getirdik sana iki tane bilgisayar koyduk, buyur, sen bilişimi öğrendin.” Böyle
bir şey olabilir mi?
Bugün İnternet’in güvenliği
açısından da onu söylüyorum çok ciddi bir şekilde, devletin acilen eylem
planını şurada yapması lazım. Nasıl psikolojiyle, pedagojiyle ilgili eğitimler
veriyorsa, dijital okuryazarlıkla ilgili de eğitim vermesi lazım. Nedir yani?
Ebeveynlerin kaç tanesi bu konuyla ne kadar alakalı?
Şimdi, anlatıyorlar ben
görüyorum, Devlet Planlama Teşkilatının verdiği rakamlara bakıyorum, bunların
topu yanlış, yüzde 47’si kullanıyormuş, şunu yapıyormuş, bunu yapıyormuş, öyle
bir şey yok. Account kullanıyormuş, mail
kullanıyormuş, yok öyle bir şey. Hepinizin mutlaka minimum ikişer tane mail
adresiniz vardır, mutlaka. Olamaz yani bir tane dışarıda vardır, bir tane de
buraya geldiğinizde almışsınızdır, belki iki üç tane vardır, kurumsal
kimliklerde de var mail, oradan ölçüyor. Bu datalarla
iş yürümez, bunlar doğru değil, bunlar yanlış. Nasıl ölçüyorlar o ayrı bir
konu, bakmak lazım burada.
Bu Pardus’la
gelişme potansiyeli varken devlet kurumlarında bir garip bürokrat zinciri var,
ilginç şeyler yapıyorlar onlar da. Şimdi, bunun ismine açık kaynak kodlu
deyince, adam diyor ki: Ya, bizim bir şeyimizi açmayalım. O kadar anlıyor bu
işten. Bir şeyi de açmayalım. Kullanmıyor adam Pardus’u.
Neyi kullanıyor? Yurt dışından ithal edilmiş yazılımları kullanıyor. Bilmiyor
ki, burası sonuna kadar açık ama orada başında “açık kaynak kodlu” diye bir şey
geçtiği için adam bundan ürküyor, korkuyor ve kullandırtmıyor bunu. Böyle
bürokratlar var. Baksınlar, niye gelişmediğine baksınlar. Bedava olmasına
rağmen, bu ülkenin ürettiği şey olmasına rağmen kullanmıyorlar. Kime hizmet
ediyorlar onu bilmiyorum. Kiminle ne anlaşma yapıyorlar onu bilmiyorum. İyi
baksınlar o zaman konuya.
Şimdi, beş on sene önce biz
bu kalkınma planlarını doğudan belki beraber eş zamanlı başlatabilirdik ama
bugün mümkünatı yok, bugün batıdan bir yerden
başlatıp doğuya akması lazım konunun. Neden? Bilişim konusunda yetişmiş olan
insan kitlesi batıda kaldı tamamen.
Arkadaşlar soruyorum:
Doğuda kaç tane ailenin evinde bilgisayar var? Kaç tanenin? Bir bilgisayar 500
dolarlardan başlıyor, minimum da o seviyelerde, bir de İnternet alması lazım
kendine; 1,5-2 milyar para. Bunu da taksite böldüğünü düşünürsen… Kaç tane ailenin
böyle bir imkânı var? Burada ciddi bir yanılgı var çünkü çok ciddi bir yanılgı
var. Buraya ciddi bakmak lazım.
Devlet kurumları da
teknoloji çöplüğüne dönmüş durumda şu anda. Neden? Kamu İhale Kurumunda alım
yaparlarken en ucuzu alalım diye uğraşıyorlar. Kardeşim “Teknoloji satılık
değil.” dedik, kiralık. Sana en uzun ömürlü olanı almakla mükellefsin sen ama
öyle değil. Bakın hepsine, öyledir. Yabancı yazılımları getirdiğinde mal olarak
kabul ediyorlar satın almada -Kamu İhale Kurumu veya bütün kamu kurumlarının
hepsi öyle- ama yerli üretim bir yazılım gelince hizmet kabul ediyorlar; adamı
üç ay sürüm sürüm kapıda süründürüyorlar. Böyle bir
mevzuat var arkadaşlar ve bunlar sorun ve bunlar kesinlikle… İnanıyorum ki
hiçbiriniz bilmiyor bu konunun böyle olduğunu.
HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) –
Anlamıyorlar ki!..
ERDAL AKSÜNGER (Devamla) –
Üniversitelerde bu özgür yazılımlar, açık kaynak kod… Yani bu ne demektir?
Dünyanın bir yerinde 1980’lerin süreçlerinden başlayan bir konudur. Açık kaynak
kodlar binlerce insanın o İnternet üzerinde geliştirmeye başladığı konu bugün
bedavaya dönmüş vaziyette. Siz alıp onları sadece database’lerle
yazacaksınız. Başka bir şey yok; bedava bu iş. Ha, yatırım yapması, milyarlarca
dolara ihtiyaç var. Ha, bundan beş sene önce 3 milyar dolara ihtiyaç varsa,
bugün 10 milyar dolara ihtiyaç var; bunu kabul etmek zorunda. O yüzden ben
bakanlığın kurulması gerektiğini söylüyorum.
Şu Wikileaks’teki
konuyu da ben bir de size… Onu örümcek zannediyorlar; değil, bir denizyıldızı.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ERDAL AKSÜNGER (Devamla) -
Örümceğin kafasını kestiğiniz zaman ölür, ama denizyıldızını ikiye böldüğünüz
zaman iki tane denizyıldızı olur.
Komisyondaki çalışmalarda
inşallah hayırlı şeyler çıkması dileğiyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Aksünger.
Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına Tokat Milletvekili Sayın Reşat Doğru.
Buyurun. (MHP sıralarından
alkışlar)
MHP GRUBU ADINA REŞAT DOĞRU
(Tokat) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; İnternet bağımlılığıyla ilgili
verilen araştırma önergeleri üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına
söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, İnternet bağımlılığı
ve bilişim sektörleri, bilişim sektörünün birçok sorunu vardır mutlaka;
çözülmesi de gereken çok önemli konuları beraberinde taşıyabilir. Ancak şu anda
ülkemizin en önemli konusunun başında ben bağımlılık olduğunu düşünüyorum.
Bağımlılık dediğimiz zaman,
bunun içerisine madde bağımlılığı, İnternet bağımlılığı gibi, cep telefonu
bağımlılığı gibi çeşitli şeyleri sayabiliriz. Ancak tabii, madde bağımlılığına
şöyle bakmış olduğumuz zaman, ülkemizde son zamanlarda çok ciddi oranda, hatta
ülkemizin dışında da, dünyanın her tarafında çok ciddi oranda bir madde
kullanımının almış başını gitmekte olduğunu görüyoruz. Bunun içerisinde sigara,
alkol, uyuşturucular sayılabilir. Ancak şurası da bir gerçektir ki bunların
yanında en önemli bağımlılık olarak da karşımıza çıkan İnternet bağımlılığıdır.
İnternet bağımlılığı, diğer bağımlılıklar gibi hastalıktır. Bu hastalık öyle
bir hastalıktır ki sadece kendisini ilgilendiren yani çocuğu veyahut aileyi
ilgilendiren bir hastalık değildir; ailelerin içerisindeki anne babayı
ilgilendirir, kardeşleri ilgilendirir, hatta akrabaları da ilgilendirir. Çocuk
şayet öğrenciyse okulda başarısız bir konuma gelmiştir, başarısıyla ilgili çok
ciddi sorunlar vardır. Çocuk okulundan evine geldiği zaman,
bir sürü sorunların yanında, yani hemen bir anda kalkıp İnternet’in başına
oturur ve saatlerce bunun içerisinde kalır ve -çocukların en fazla oynamış
oldukları çocuk oyunları vardır- çocuk oyunlarına takılır, derslerini bir
kenara bırakır, iletişimini bir kenara bırakır ve beraberinde de bir sürü
sorunla karşı karşıya kalır.
Meclisimizin böyle önemli
bir konuyu, İnternet bağımlılığıyla ilgili konuyu gündeme getirmiş olmasını çok
önemsiyorum. Tabii, aynı konuyu, madde bağımlılığı üzerinde de yapması
gerekirdi. 23’üncü Dönemde madde bağımlılığıyla ilgili olarak
çok önemli bir komisyon kuruldu ve komisyon ciddi manada, çok önemli çalışmalar
yaptı ve akabinde de, o çalışmasıyla beraber de, çok ciddi manada da, aşağı
yukarı iki bin sayfayı bulan, hatta daha da büyük sayfaları bulan çok önemli
raporlar hazırlandı ve raporlar bir kenara kondu. Bu raporlarla ilgili
olarak ben de o komisyonun bir üyesi olarak zaman zaman konuyu gündeme getirdim
ve raporların çıkan sonuçlarını en azından Türkiye Büyük Millet Meclisine
taşıyarak burada kanunların çıkmasını ve o komisyonun aylarca ve günlerce
çalışmalarının eserinin bir ortaya konulması noktasında mücadele verdim. Hem
23’üncü Dönemde hem de 24’üncü Dönemde zaman zaman kanun tekliflerini buraya da
getirdim, hatta 37’nci maddeyle ilgili olarak da konuşmalar yaptım ve kanun
tekliflerinin Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine gelmesi noktasında da
çalışmalarda bulunduk. Ancak, ne oldu? Türkiye Büyük Millet Meclisi, aylarca
uğraştırarak hazırlatmış olduğu araştırma komisyonu raporlarının hiçbirisini
gündeme almadı.
Değerli milletvekilleri,
tahmin ediyorum ki İnternet bağımlılığıyla ilgili de şimdi komisyon kuruyoruz.
Bu kurmuş olduğumuz komisyon da çok önemli çalışmalar yapacak ama o
çalışmaların akabinde yine çok önemli sonuçlar ortaya çıkarılacak ve o
sonuçlardan ortaya konan neticeleri de buraya getireceğiz ve burada Adalet ve
Kalkınma Partisinin oylarıyla reddedilecek. Çünkü,
madde bağımlılığıyla ilgili konular buraya getirilmiş ve çok önemli konular
olmasına rağmen, hatta zaman zaman da işte “Muhalefet öneri getirmiyor.” denmiş
olmasına rağmen, öneriler getirdik ve önerilerimizin hepsi, burada
savunulmasına rağmen, maalesef sizlerin de oylarıyla yani iktidarın oylarıyla
reddedilmiştir. Korkarım ki aynı konu İnternet bağımlılığıyla ilgili komisyonun
oluşmasıyla beraber oluşacak olan veya oluşmuş olan, ortaya çıkmış olan
neticelerle ilgili de olacaktır.
Sayın milletvekilleri,
İnternet bağımlılığı çok önemlidir, hele de önümüzdeki yüzyılda ben çok önemli
olacağını düşünüyorum. Çocukların başarısızlığı yanında, hatta ailelerin
boşanma sebeplerinin başında da İnternet bağımlılığı gelmektedir. Şöyle etrafımıza
bir bakmış olduğumuz zaman, İnternet bağımlılığıyla ilgili öğrencileri birçok
ailenin içerisinde görebiliriz. İnternet bağımlılığından dolayı ilişkilerin
koptuğunu, aile içerisinde ilişkilerin koptuğunu, hatta aile insanlarının
dışarıya bile açılmamış olduğunu görürsünüz. Yani soru ve konu çok önemli bir
şekilde almış başını gidiyor. İşte bu manada bu komisyonun ve bu konunun burada
güdeme gelmiş olmasının çok önemli olduğunu ifade etmek istiyorum. Gerçi geç de
kalınmış bir konudur. Bakınız, daha önceki zamanlarda İnternet bağımlılığıyla
ilgili olarak çeşitli defalar, müteaddit defalar birçok milletvekili
arkadaşımız bu konunun ciddiyetiyle ilgili konuşmalar yapmışlardır, ancak
konuşmaların hiçbirisinden çok fazla ses alınmış olduğunu bilemiyorum.
Bakınız, işte 2012 yılı
bütçesi görüşülürken, bizler de, aileyle ilgili, sorumlu olan bakanlığın
bütçesi görüşülürken -oraya gittik- arkadaşlarımızla beraber gittiğimiz zaman
orada da bunları gündeme getirmeye çalıştık, dedik ki: “Aile olarak, ailenin korunmasının
en önemli özelliklerinden bir tanesi çocukların korunmasıdır, ailenin
bütünlüğünün korunmasıdır. Gelin, bununla ilgili çalışmalar yapılsın, bununla
ilgili komisyonlar oluşturulsun.” şeklinde önerilerimizi yapmıştık ama şu ana
kadar önerilerimize cevap alamadık. Ama bugün gördüğüm kadarıyla, sevincim de o
yönlüdür ki, Türkiye’mizin ve dünyanın en önemli konusu olan İnternet
bağımlılığıyla ilgili konu buraya gelmiştir.
Tabii, burada üzerimize çok
önemli konular da düşüyor. Bakınız “güvenli İnternet” diyoruz, biraz önce Sayın
Bakan da bununla ilgili çalışmaların yapıldığını ifade etmeye çalıştılar. Ama, tabii, güvenli İnternet’in oluşması noktasında da önce
aileye çok önemli görevler düşüyor. Ailenin görevleri yanında okula çok önemli
görevler düşüyor. Bakınız, madde bağımlılığıyla ilgili olarak “ESPAD projesi”
diye bir proje vardır. Yani Avrupa Birliği ülkelerinde madde bağımlılığının
araştırılması ve madde bağımlılığının araştırılmasıyla beraber ortaya çıkacak
olan sonuçların belirli bir şekilde sıralanması, onların üzerinde çalışmaların
yapılmasıdır. Aylardan beri, hatta 23’üncü Dönemi de saymak istiyorum, 23’üncü
Dönemde de bunların hepsini söylüyorduk. 23’üncü Dönemde de ESPAD projesiyle
ilgili olarak Millî Eğitim Bakanlığına müteaddit defalar soru önergeleri
verdik. Yine müteaddit defalar burada gündem dışı sözler alarak bu konunun
önemli olduğunu ve Avrupa’nın birçok ülkesinde, dünyanın her tarafında
öğrencilerin araştırıldığını, yani madde kullanımının okullardaki durumunun ne
olduğunun ortaya çıkartıldığını ve bunlara göre de önlemler alındığını ifade
etmeye çalışmıştık ama enteresandır, onunla ilgili başarılı olamadık sayın
milletvekilleri. Yani ESPAD projesiyle ilgili, o projenin Türkiye’de
uygulanması yaklaşık olarak yedi sekiz seneden beri yapılmamaktadır. Bakın,
24’üncü Dönemdeyiz, buradan yine sesleniyorum Millî Eğitim Bakanlığı
yetkililerine ve Sayın Bakana: Gelin, ESPAD projesiyle ilgili o çalışmayı
ülkemizde uygulayalım, içerisine İnternet’i de koyalım. Acaba şu anda İnternet
kullanımının ülkemizdeki oranları nedir? Almanya’daki oranlar yüzde 1 civarında
İnternet bağımlısı gençlerin olduğunu göstermektedir. Önümüzdeki dönemde bu
bağımlılık artarak, artarak daha fazla olacaktır. Ondan dolayı da çok acil
olarak önlem alınması gerekir. Ondan dolayı da “ESPAD projesi” diyoruz, ESPAD
projesi artı İnternet kullanımı… Bunlarla ilgili araştırmalar yapılsın,
okullarımızda yapılsın. Acaba çocuklar kaç saat İnternet’in başında kalıyorlar?
Veyahut da evlerine geldikleri zaman derslerini bir kenara koyup sadece
oyunlarla ilgileniyorlar. Bununla ilgili araştırmalar yapıldıktan sonra ancak
işte güvenli İnternet bölümüne geçebiliriz.
“Güvenli İnternet” dendiği
zaman şu da bizim aklımıza geliyor: Bakınız, Milliyetçi Hareket Partisi olarak,
İnternet’ten partimizin ağır saldırılara maruz kaldığı dönemi de geçmiş
dönemlerde yaşadık. Milliyetçi Hareket Partisine karşı İnternet vasıtasıyla hainane ve zalimane saldırılar yapılmıştır. Bu saldırıları
şiddetle kınıyoruz. Ama o saldırıları, bakın ki hâlâ şu an olmasına rağmen,
yapanlar ortaya çıkartılamamıştır. Kimler bunları yapmıştır, hangi amaçla
yapmıştır? Bugünkü bu ortaya çıkartılmama durumu yarın başkalarının da başına
gelebilir sayın milletvekilleri. Dolayısıyla da bu konuyla ilgili olarak çok
ciddi çalışmalar yapılması gerekiyordu. Buradan savcılara sesleniyoruz: Kimler
bunları yapmıştır; kimler bu kişisel, özel hukuku çiğnemiştir? Bu kişisel
hukukun, özel hukukun çiğnenmemesi konusunda veyahut da bunların ortaya
çıkartılması konusunda Meclisimizin de üzerinde durmasını ve savcıların da
görev yapmasını bekliyoruz.
Ayrıca, tabii bununla
ilgili olarak şunu da söylemek isterim ki: Bilimsel ve teknolojik gelişmelerin
gittikçe hızlandığı ve teknolojinin aynı hızla günlük yaşamımıza girdiği
düşünüldüğünde cep
telefonları, bilgisayarlar ve İnternet teknolojileri yaşamımızda vazgeçilmez hâle
gelmiştir ancak günümüz gelişmiş teknolojilerinden olan bilgisayar ve
İnternet kullanımının yaşamımızda
istenilen bilgiye anında ulaşabilme, bilgi paylaşımını sağlayabilme gibi
getirdiği kolaylıklar yanında çok sık kullanımdan kaynaklanan birçok
problemleri de beraberinde gelmektedir. İnternet, bir bilgi ve iletişim kaynağı
olmasının ötesinde bazı kişiler için bağımlılığa dönüşmüş durumdadır. Birçok
kişi gerçek dünyada karşılığını bulamadığı tutkular ve tutsaklığı maalesef
sanal âlemde bulmaktadır.
Teknolojinin getirdiği çok
yeni bağımlılıklar içerisinde bazılarını da sayabiliriz, mesela telefonlarla konuşmak.
Bugün çocukların ellerinde, her elinde neredeyse yani iki elinde birer tane
telefonlarla karşı karşıya bulunuyoruz ve çocuklarımız saatlerce telefonla
konuşuyorlar. İnternet bağımlılığının bir özelliğini de orada görüyoruz. Tabii
bunun da ayrıca farklı bir yönü vardır ki çok fazla titreşimler yapmak veyahut
da telefonlar kullanmak veyahut İnternet kullanmanın ilerideki dönemlerde tıbbi
olarak da çok büyük sorunları da karşımıza getireceği unutulmamalıdır.
Bakınız, şu anda yine
bağımlılık içerisinde SMS göndermek, bilgisayarı devamlı olarak kullanmak, playstation kullanmak, ipod gibi
birtakım teknolojik özellikleri olan aletleri kullanmak, bunların hepsi
önümüzdeki zaman sürecinde birçok sorunları da beraberinde getirecektir.
Tabii, şöyle bir saymış
olduğumuz zaman bu yapılanların yani İnternet ve bilgisayar bağımlılığının çok
farklı tiplerine günlük hayatımızda rastlıyoruz. Bunları biz beş ana gruba
ayırabiliyoruz. Sanal cinsellikle ilgili meraklıların kullanmış olduğu, yapmış
oldukları İnternet çalışmaları; “Arkadaş arayanlar.” dediğimiz siber
ilişkilerin olmuş olduğu “chat” gibi birtakım
şeylerin ortaya konulduğu yerler fakat bir diğer konu da on-line
kumarbazlıktır. Şu anda sanal kumarhanelerin ve alışveriş sitelerinin müşterileri
de gün geçtikçe artmaktadır ve neredeyse sanal kumarla ilgili olarak da çok
ciddi manada problemlerle karşı karşıya olduğumuzu görebiliyoruz. Bunların
yanında “Bilgi bağımlılıkları” dediğimiz yeni bilgilere ulaşmak için saatlerce
sörf yaparak İnternet’in başında, bilgisayarın başında kalınıyor, dolayısıyla
bu da karşımıza bir problem olarak çıkmaktadır. Ayrıca “bilgisayar kurtları”
dediğimiz bu grupta ise bilgisayara ve bilgisayar teknolojisine kafa
takmış, -genelde oto yarışı gibi veya
çeşitli konularda- gençlerin, meraklı gençlerin ve yetişkin erkeklerin
karşımıza çıkmış olduğunu da görüyoruz.
Sayın milletvekilleri,
tabii, söylenebilecek çok söz var ama bir iki konuyu da bahsederek sözlerime
son vermek istiyorum. Bakınız, Bakırköy Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir
Hastalıkları Hastanesinden Doktor Ömer Şenormancı’nın
vermiş olduğu bilgiler içerisinde “Artık neredeyse, psikiyatri hastanelerinde
veya ruh hastanelerinde İnternet bağımlılığıyla ilgili poliklinikler kurulmaya
başlanmıştır. Bu polikliniklere gençler başvuruyorlar. Kliniğimize
başvuranların yüzde 20’sini gençler oluşturuyor, diğer kısımları da erişkin
insanlar oluşturuyor.” diyor. “Önemli kısmının, sadece İnternet yüzünden
okulunu bırakmış olduğunu görüyoruz.” diyorlar. “Gençler daha çok, binlerce
kişinin aynı anda oynadığı devasa, çok oyunculu, çevrim içi rol yapma
oyunlarına yöneliyor.” deniyor. Hatta bazıları gelmişler diyorlar ki: “Biz
bilgisayarın karşısında yetmiş iki saat durabiliyoruz.”
Sayın milletvekilleri,
“yetmiş iki saat” diyerek bir yerde rekor kırdıklarını iddia etmeye
çalışıyorlar. Uzak Doğu’da da bununla ilgili çok ciddi söylemler var yani
saatlerce İnternet’in başında kaldığını ifade eden gençlerle karşılaşıyoruz.
Tabii, yetmiş iki saat bir İnternet’in başında kalmak, aynı zamanda o
insanlarda çok çeşitli noktalarda da problemleri veyahut da bazı hastalık
risklerini de ortaya koyabilir. Bunların en başında, emboli
rahatsızlığıyla karşı karşıya kalabilirler. Yani bu gençlerimiz ve insanlarımız
saatlerce İnternet’in başında kaldığı zaman, -o yetmiş iki saattir veya yirmi
dört saattir- orada “emboli” dediğimiz damar
tıkanması durumuyla, beyin hasarıyla oluşabilecek olan çeşitli problemlere
kadar, çeşitli sıkıntılarla, hastalıklarla karşılaşabilirler.
Tabii, söylenecek çok söz
var diyorum ama şurası bir gerçektir ki çok önemli bir konuyu şu anda Türkiye
Büyük Millet Meclisinde görüşüyoruz. Tabii, bu konuda araştırma komisyonu da
beraberinde oluşturulacak. Araştırma komisyonu, tahmin ediyorum ki çok önemli
bilgilere beraberinde ulaşacak. İşte, o bilgilerin mutlaka, madde bağımlılığı
araştırma komisyonlarındaki sonuca ulaşılmasındaki ve de çok fazla bir şeye
yaramamasındaki gibi olmaması gerekmektedir.
Çeşitli kurum ve kuruluşları dinleyelim, Millî Eğitim Bakanlığını
dinleyelim, Sağlık Bakanlığının çok değerli yetkililerini dinleyelim, hep
beraber, önlemlerin alınması konusunda, güvenli İnternet kullanımı noktasında
çalışmalar yapalım, ancak ortaya çıkan o raporu da çok iyi bir şekilde değerlendirelim
ve bu raporu buraya getirdiğimiz zaman sadece bu rapor burada görüşülmesin,
onun “Öneriler” bölümünü de çok ciddi manada değerlendirelim ve o önerilerle
ilgili olarak kanunları da mutlaka çıkartalım sayın milletvekilleri ancak o
zaman, kurmuş olduğumuz bu komisyonun faydasını hep beraber görürüz diyorum ve
yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Doğru.
Adalet ve Kalkınma Partisi
Grubu adına Ankara Milletvekili Sayın Cevdet Erdöl.
Buyurun Sayın Erdöl. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA CEVDET
ERDÖL (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İnternet kullanımı ve
çocukların İnternet’in zararlarından korunmasına dair araştırma önergesi
üzerine AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Grubum adına, şahsım adına,
değerli Divanı ve değerli milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.
Konuyla ilgili, gerek Sağlık Komisyonumuz olarak gerek Çocuk
Hakları İzleme Komitemiz olarak birkaç zamandan beri üzerinde epeyce çalışmış,
kafa yormuş bir arkadaşınız olarak, en son 20 Kasım Çocuk Hakları Günü’nde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımız Sayın Cemil Çiçek’in de önerileriyle
böyle bir komisyonun kurulmasının, araştırma komisyonunun kurulmasının faydalı
olacağını düşündük. İnşallah bu komisyonumuz
kurulduğu takdirde, bizim için önemli yol haritası teşkil edecek şekilde
bilgiler oluşturacaktır. Ben, seçilecek olan değerli komisyon üyesi
arkadaşlarıma şimdiden başarılar diliyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; nüfusumuzun yaklaşık yarısı çocuklar ve gençlerden
oluşmaktadır. Dolayısıyla, gençlerimizin önündeki en büyük tehlikenin de eğer
bağımlılık olduğunu, çeşitli çeşitli bağımlılıklar olduğunu bilecek olursak
tehlikenin ne derece büyük olduğu hakkında da fikir elde ederiz.
Bu konu yeni bir bağımlılık
türü ama konu asla siyasi bir konu değil, bilimsel bir konu. Bu yönüyle de
değerli grupların anlaşarak bu konuyu gündeme getirmiş olmasından dolayı
gruplara, grup başkan vekillerine ve Hükûmetimize teşekkürlerimi arz ediyorum.
Medyada da bu bağımlılık
konusu son zamanlarda önemli oranda işlenmektedir. En son iki gün önce
Cumhuriyet gazetesinde “Çocukları zehirliyorlar” diye bir başlık atıldı ve on
sekiz yaşın altındakilerde madde bağımlılığında ciddi bir artış olduğuna vurgu
yapıldı. Buna gönülden katılıyorum. Nitekim Anayasa’mızın 58’inci maddesi
“Gençliğin korunması” başlığı altında şöyle yazıyor: “Devlet, gençleri alkol
düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü
alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.” Demek ki
bu, devletin yapması gereken, bizlere Anayasa’mızın yüklemiş olduğu önemli
görevlerden birisidir.
Somut olarak bağımlılık yapıcı ajanlara baktığımız zaman sigara,
alkol, uçucu maddeler, uyuşturucu maddeler, değişik maddeler ve kumar bunlardan
bazıları ama e-bağımlılık, siber bağımlılık, sanal bağımlılık, ekran
bağımlılığı gibi isimlendirilen sanal âleme baktığımız zaman televizyon,
televizyon oyunları, bilgisayar, bilgisayar oyunları, İnternet, İnternet
üzerinden oynanan ulusal ve uluslararası oyunlar, sanal kumar, sanal
müstehcenlik, pornografi, çocuk istismarı, sanal hırsızlık, sanal şiddet vesair, vesair… Çok önemli tehlikeler ve tehditlerle karşı karşıyayız. “Peki, bağımlılık yapıcı ajanlardan en tehlikelisi hangisidir?”
diye sorduğunuz zaman cevabı gayet basit: En kolay ve en ucuz ulaşılan
hangisiyse o. Bu belki bir tek sigara, özellikle yasaklamış olmamıza rağmen
okul çevrelerinde paket açılarak satılan bir tek sigara veya tek bir kutu bira
veya kırtasiyecilerden temin edilen kırtasiye amaçlı -okullarda yasak olmasına
rağmen- kullanılabilen bazı maddeler ve nihayet İnternet’e en kolay girilen cep
telefonları ve İnternet kafeler vesair.
Türkiye Büyük Millet
Meclisimiz bağımlılıkla mücadele konusunda görevini yaptı diyebilirim.
Sigarayla ilgili 2008 yılında, uçucu maddelerle ilgili 2009 yılında çıkarılan
kanunlar oldukça önemliydi. Ben, tekrar, milletvekillerimize, emeği geçen
herkese ve gruplarımıza teşekkür ediyorum. Bu konuda da, eminim İnternet
bağımlılığı konusunda da gruplarımız kendine düşen görevi de yapacaktır.
Yalnız, sigara, alkol,
uçucu maddeler gibi maddelere biraz, bir miktar kısıtlama koyabilirsiniz.
Uyuşturucu maddeler ve bazı haplar dediğimiz maddeleri tamamen
yasaklayabilirsiniz ama sanal âleme bir yasaklama getirmeniz söz konusu olamaz.
“Sanal âlem” dediğimiz zaman bir cep telefonu, bir bilgisayar ve bir de buna
İnternet bağlı olduğu zaman her yere ulaşabilirsiniz. Bunlar da olmazsa
olmazlardır, çağımızın gerekleridir. Bir cep telefonu, bilgisayar ve İnternet
bugün A’dan Z’ye tüm toplumda her alanda kullanılır olmuştur. Bunu mutlaka
kullanacağız ama en uygun şekliyle kullanmaya gayret edeceğiz. Bir tık
mesafesinde dünyadaki bütün kütüphanelere ulaşabilirsiniz. Sanal oyunlara,
sanal arkadaşlıklara, sanal spora, sanal gezintilere, sanal ticarete, bilgiye
ulaşabileceğiniz her yere anında ulaşabilirsiniz. E-devlet uygulamalarında
mutlaka şu anda herkes sağlıkta, sosyal güvenlikte, tapuda, maliyede,
bankacılıkta, sinema biletlerinin rezervasyonların yapılmasında vesair. Her yere şu anda elektronik ortamda ulaşmak
gerekliliği ortaya çıkmıştır.
Düşündüğümüzde Türkiye’de
cep telefonu, 3G’li telefonların 32 milyon, toplamda 60-65 milyon cep telefon
şebekesinin var olduğunu bilmemiz gerekiyor. İnternet abonesi yaklaşık 20
milyon. Yaklaşık 20 bin İnternet kafe var. Bu kadar yaygın bir şekilde
elektronik ortamla iç içe toplumumuz. Peki, burada, özellikle İnternet
kafelerde dersi kıran çocukları mı ararsınız, buralara çok takılıp dersinin
başarı seviyesini düşüren çocukları mı ararsınız veya cebindeki harçlığın büyük
kısmını buralarda harcayanları mı ararsınız. Buraların çok ciddi kontrol
edilmesi gerekiyor.
Nitekim, bütün bu elektronik sahaya
ilave olarak Hükûmetimizin başlatmış olduğu FATİH Projesi’yle her öğrenciye bir
bilgisayar verdiğimizde bu kadar yaygın bir şekilde teknolojiden
yararlanabileceğimizi, belki de zarar görebileceğimizi de hatırlamamız gerekiyor.
İnternet kullanımıyla
gelişmişliğin de ciddi bir paralelliğini görüyoruz. Özellikle İngiltere’de
yüzde 85, Güney Kore’de yüzde 83, Almanya’da yüzde 81, Japonya’da yüzde 80 vesair, Türkiye’de ise yüzde 40 civarında. Ama
gelişmişliğimiz arttıkça İnternet kullanımı artacak, İnternet kullanımı
arttıkça da gelişmişliğimiz artacak. Birbirini tetikleyen unsurlardır. Ama biz
burada İnternet’i kullanırken çocuklarımıza ve gençlerimize mutlaka bunu bir
yüzmeyi öğretir gibi… Çocuklara boğulmadan yüzmeyi öğretmemiz lazım, ateşe
elini sürmeden ateşin yaktığını hissettirmemiz lazım, keskin bir ekmek
bıçağıyla ekmeği keserken elini kesmemesini öğretmemiz lazım, denize açılan bir
kayıkta kayalıklara vurmadan karaya yaklaşmasını öğretmemiz lazım. Burada da
Millî Eğitime ve eğiticilere çok büyük önem ve görev düşmektedir.
İnternet başında uzun süre
kalma bakımından Türkiye dünyada 3’üncü sırada.
Bu neye yol açıyor?
Vücuttaki postür değişikliklerine yol açıyor, kalça
pozisyonlarımız kalçaların değişmesine, omurganın değişmesine yol açıyor, göz
hastalıklarının ortaya çıkmasına, elde, omuzda, boyunda çeşitli problemlerin
ortaya çıkmasına yol açıyor ve alelacele yemek kültürünün hızla geliştiğini bu
ortamlarda görüyoruz. Fast food
alışkanlığı ve obeziteye, kalp damar hastalıklarına
bir davetiye olmuş oluyor. Bunu da bilmemiz lazım. Bazı durumlarda da oyundan
kalkmamak için açlığı tercih edip… Ve bunda o kadar ileri giden vakalar oluyor
ki oyunun başında ölen insanlar olabiliyor. Bu kadar ciddi organik bozukluklar…
Bunun yanında çok ciddi
psikolojik ve ruhsal bozukluklar ortaya çıkıyor. Özellikle chat’leşme
ve e-mail neticesinde bozulan yuvalar, dağılan yuvalar, boşanmaların çok büyük
miktarlara ulaştığını bilmemiz lazım.
Ciddi sosyal problemlerle
karşı karşıyayız. İntiharlar, toplu intiharlar, cinayetler, sanal kumar, sanal
hırsızlık gibi bütün bunları üst üste bindirdiğimiz zaman sanal tehditlerin
toplumu ne derece etkilediğini görmemiz lazım. Aynı zamanda bunlarda sosyal
paylaşım sitelerinin de rolünü unutmamak lazım. Özellikle Türkiye’de mesela
Facebook kullanımının 32 milyon olduğunu bilmemiz lazım.
Sanal âlemde, bahsettiğim
gibi, bir kılavuz kaptanla yola çıkmış olmamız lazım sanal âlem gemisine; aksi
hâlde gemiyi karaya vurmak veya rüzgâra kapılıp çok beklenmedik yerlere gitmek,
ulaşmak mümkün.
Şimdi, çocuğun eline
bilgisayarını verip odasına kapattığımız zaman çocuğumuz acaba güvende mi?
Bunu, bizim kendi kendimize aileler olarak sormamız lazım. Çocuk sanal âlemde
ama sanal ortamda bilgi ortamında mı, sanal âlemde yoksa âlemde mi? Bunu, çok
ciddi bir şekilde ailelerin tartması ve değerlendirmesi gerekiyor. Anne babalar
şunu unutmamalıdır ki bilgisayarlar hiçbir zaman modern dadı değildir. Onun
için bilgisayarı ondan en azami faydasını alacak şekilde kullanmamız ama
zararlarından çocuklarımızı korumamız lazım. Çocuklarımızı sanal âlemdeki bu
tehlikelerden sevgiyle ve bilgiyle ancak kurtarabiliriz. Çocuklarımızı eve
alıştırmalıyız. Ondan sonra gerekirse birlikte sokağa çıkmalıyız. Aile içi
sevgi bağlarını artırmalıyız. Komşuluk ilişkilerini ve arkadaşlık ilişkilerini
sanal âlemden gerçek âleme tekrar çıkarmamız lazım.
Konu, tek bir ülkenin kendi
başına alacağı tedbirlerle çözülebilecek bir sorun değildir. Bunu bildiğimiz
için biz, Çocuk Hakları İzleme Komitemiz ve Sağlık Komisyonumuz olarak, geçtiğimiz
bir yıl içerisinde UNICEF’e ve Dünya Sağlık Örgütüne bir resmî başvuruda
bulunduk. Bu konunun mutlaka uluslararası bir sözleşme ile birlikte ele
alınması gerektiğini, aynen Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi’nde olduğu gibi
mutlaka uluslararası bir çalışma yapılması gerektiğini bildirdik. Bunu da
dikkate alacaklarını sözlü olarak bize ilettiler ve bunun sonucunu
beklemekteyiz.
Değerli milletvekilleri,
unutulmamalıdır ki, çocukları yasaklarla koruyamayız, yasaklarla çocuklarımızı
asla koruyamayız. Çocuklarımızı özgürce davranarak, bilgilendirerek, eğiterek
ve sevgi ortamını, özellikle aile içi sevgi bağlarını artırarak ancak koruyabiliriz;
bunun mutlaka bilinmesi lazım.
Ben bu konuda gruplarımızın
mutabakat içinde olduğunu görmekten büyük mutluluk duymaktayım. Ben
gruplarımıza tekrar teşekkür ediyorum. Bu komisyon, kurulacak olan komisyon
mutlaka bizlere bir yol haritası çizerek, çok önemli nirengi noktalarını, çok
önemli noktaları bizlere işaret edecektir diye ümit ediyorum.
Yol gösterici olacak olan
bu komisyona şimdiden başarılar diliyor, gruplarımıza teşekkür ediyor, Sayın
Başkan, sizlere ve değerli milletvekillerimize saygılar sunuyorum efendim.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Çok teşekkür
ederim Sayın Erdöl.
Önerge sahiplerinden
Kütahya Milletvekili Sayın Alim Işık.
Buyurun Sayın Işık. (MHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakika.
ALİM IŞIK (Kütahya) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün Meclisimiz mutabakat
içerisinde iktidar ve muhalefet partilerine mensup milletvekillerimiz
tarafından verilen farklı birkaç önergeyi de dikkate alarak Türkiye'nin bir
problemine çözüm bulmayı amaçlamıştır. Sevindirici bir gelişmedir. Özellikle
bilişim ve İnternet kullanımının gerek aile yapımız gerekse çocuklarımız
üzerindeki olumsuz etkilerini araştırarak alınması gereken tedbirlerin neler
olması gerektiğini ortaya koyacağımız bir çalışmanın başlangıç
görüşmelerindeyiz. İnanıyorum yüce Meclis bunu oy birliğiyle kabul edecek ve
Türkiye'nin bir problemine daha çözüm bulmayı sağlayacaktır.
Bilindiği gibi İnternet’in,
benden önceki değerli konuşmacıların da ifade ettiği gibi sayısız yararları
üzerinde durmanın bir anlamı yok. Ancak, İnternet’in ülkemizde pahalı bir
kullanım bedeline sahip olduğunu ve güvenli olmadığını ifade etmeden
geçemeyeceğim. Ancak, ciddi sakıncalarının olduğu hepimiz tarafından bilinmektedir.
Her şeyden önce, çocukların sağlığına zarar verecek zararlı oyunların rahat
kullanıldığı bir ortam hâline gelmiştir. Yine tacizler ve özellikle de siyasi
rekabette rakipleri linç etme aracı olarak kullanılan önemli bir veri iletim ağı
hâlindedir. En somut örneği, 12 Haziran 2011 genel seçimleri öncesinde
Milliyetçi Hareket Partisi milletvekili adaylarına ve divan üyelerine yapılan
haksız ve özel hayatın gizliliği ilkesine aykırı uygulamaları aziz milletimiz
yakından görmüş ve buna “dur” demiştir. Ama bu konuyla ilgili maalesef o günden
bugüne Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ve Türk yargısı kılını dahi
kıpırdatmamıştır. İşte İnternetin zararlarından birisi bu olmuştur.
Bir diğeri, özellikle
çocukların… Benim de konuşma yapacağım önergede değindiğim konudur ki, çevrim
içi oyunların neden olduğu kayıt dışı sanal ticaretin her geçen gün büyümesi ve
Türk ekonomisine çok ciddi zararlar verecek boyutlara ulaşması konusudur. Bugün birçoğumuzun ailesinde, özellikle ilköğretim ve ortaöğretim
çağındaki çocuklarımızın İnternet başında saatlerini harcaması ve özellikle de
“kahraman” diye tanımlanan oyunlarda süper güç sahibi olan karakterlerin elde
edilmesi için, cep harçlıklarını ve cep telefonları üzerinden kontör satın
alarak nereye gittiği belli olmayan harcamaları kontrol altına alacak bir
düzenlemeye acilen ihtiyaç vardır. Eğer doğruysa, bugün İnternet
ortamında ulaşılan bilgilere baktığımızda, on-line
olarak oynanan İnternet oyunlarının sadece ülkemizde 2 milyonun üzerinde
kullanıcısı olduğu ve bu oyunların dünya genelinde yıllık cirosunun 50 milyar
doların üzerinde olduğu söylenmektedir. Ha, Türkiye’ye bundan ne kadar düşmekte
onu bilemiyorum. Dolayısıyla bu oyunlarla ilgili bir kontrolün mutlaka
sağlanması gerekiyor ve ailelerin aile düzenini bozan, hatta evliliklerin
yıkılmasına kadar varan bazı bu zararlı oyunların önüne geçilmesinin Türkiye
için yararlı olacağını düşünüyorum.
Değerli milletvekilleri, bu
vesileyle birkaç konuya da değinmeden geçemeyeceğim. Özellikle, Türkiye’de kamu
kurum ve kuruluşlarında kullanılan işletim sistemi ve yabancı kaynaklı
yazılımların hiçbir garantisi yoktur, güvenliği de yoktur. Bugün
Türkiye'nin gizli bilgilerine Amerika’dan veya herhangi bir başka ortamdan
anında ulaşılabilmesi tehlikesini mutlaka bu ülkenin çözmesi lazım.
Cumhuriyet Halk Partisi
Grubuna mensup değerli konuşmacının da ifade ettiği gibi, özellikle TÜBİTAK’ın
geliştirdiği Pardus yazılımının mutlaka desteklenmesi
ve yerli yazılımların bu alanda mutlaka teşvik edilmesi gerekiyor. Bu konuda
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu milletvekilleri olarak verilmiş bir kanun
teklifimiz vardır. Yerli yazılımların KDV oranının sıfırlanması ve bu uygulamanın
2023 yılına kadar devamını sağlayan kanun teklifimiz Meclis gündemindedir. Eğer
uygun görürseniz, bu konuya tedbir olma açısından bu kanunun mutlaka
yasalaşmasını sağlamamızda yarar olduğunu düşünüyorum.
Özellikle İnternet’in ve
İnternet kullanımının sahibinin belirsiz olduğunu da ifade etmek istiyorum.
Bugün konuyla ilgilenen iki bakanlığımız vardır: Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanlığı, bir de Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. Bu bakanlıklara
sorduğunuzda, “Sizin hanginiz bu bilişim sektörünün sahibi?” dediğinizde ikisi
de “Sahibiyiz.” diyor ama gerçek sahibi? Gerçek sahibi yok. Suçlar ve teknoloji
boyutu ayıklanabilir. Eğer yeni bir bakanlık ihdası mümkün görünmüyorsa… Ki
herkes koltuğuna oturdu, kolay kolay bunlar bırakılmayacağına göre, o zaman
yeni bir bakanlık kurulması bir başka bahara kaldı, en azından bu dönem için.
Hiç olmazsa internetteki bu paylaşımın bakanlıklar nezdinde yapılması
gerekiyor.
Bir teknoloji midir? Evet teknolojidir ama öbür taraftan da zararlı bir teknoloji
ve suç unsuru taşıyan bir teknolojiyse ve sektör bundan ciddi anlamda hem maddi
hem manevi zarar görüyorsa bunların ayıklanarak sahiplerinin mutlaka
belirlenmesi gerekiyor. Elimizde ne var bu konuyla ilgili? Elimizde bir tane
kanun var, 5651 sayılı Kanun, İnternet Ortamında Yapılan Yayınların
Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında
Kanun. Kanun’un 8’inci maddesinde erişime engellenmenin gerektiği suçlar
sayılmış. Bunlardan birisi 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda yer alan intihara
yönlendirme, çocukların cinsel istismarı, uyuşturucu veya uyarıcı madde
kullanılmasını kolaylaştırma, sağlık için tehlikeli madde temini, müstehcenlik,
fuhuş, kumar oynanması için yer ve imkân sağlama, bir de (b) fıkrasında Atatürk
Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun’da yer alan suçlar. Bunların dışındaki
suçların şu anda erişimine herhangi bir şekilde engel getirilemiyor. Peki ne var bu suçlarda? Biraz önce bahsettim, eğer siz
siyasi emelleriniz uğruna karşınızdaki rakibi linç etmek için bunu
kullanırsanız bunun sahibi belirsiz. Elimde bazı örnekler var, inanıyorum
sizler de mutlaka araştırmışsınızdır. Bakınız hastane müdürü Facebook’ta
Başbakan aleyhine bir video iletiyi paylaştığı için sürgün edildi, müdürlükten
oldu. Hiçbir işlem yapmamış, bir grubun paylaştığı video görüntüsünü yorum dahi
yapmadan bir başka yere göndermiş ve bununla ilgili cezayı almış. Başka? Sağlık
diliyorum, “Tayyip yiyor.” dedi ceza aldı. Örnek… “PTT memuru Facebook’ta paylaştı
maaş kesintisi ve kademe ilerlemesi cezası aldı.”
Değerli milletvekilleri,
bugün iktidarsınız. Eğer her iktidar sizin yaptığınız gibi bu aracı,
İnternet’i, İnternet kullanımını, bilişim imkânlarını bürokrasiyi ezme,
karşısındaki muhalefeti yok etme anlamında kullanırsa bu ülkede yeni yollar
açmış oluruz. Hiçbir bürokratın siyasiyi elbette ki eleştirme hakkı yok ama
paylaştığı siteden dolayı da -bir buçuk iki yıllık- müdürlüğü de elinden
alınacak, böyle bir hukuki dayanak da yok. Sayın Bakan keyfine göre, istediği
gibi cezayı verecek, onu oradan sürgün edecek, ailesini dağıtacak, bu da olmaz.
O nedenle…
MUZAFFER YURTTAŞ (Manisa) –
Seçilmişleri…
ALİM IŞIK (Devamla) -
Seçilmişleri bürokratlara yedirdiğinizi geçen hafta gördük. Bu lafları lütfen
atmayalım.
Ben burada bu konunun
Türkiye için önemli bir konu olduğunu söylüyorum ama kimin kimi yediği veya
kimin kime yedirildiği konusu vatandaşımızın gözü önünde cereyan ediyor, umarım
bu konuda güzel şeyler olur. Ama bu ülkede kendi kanunu, yetkisi yokken PKK’yla
müzakerede bulunan bir kişiyi kurtarmayı siz “Seçilmişleri bürokrata
yedirmeyeceğiz.” diye yorumluyorsanız o takdiri de size bırakıyorum.
Konunun yararlı bir konu
olduğunu düşünüyor, tüm katkısı olan herkese teşekkür ediyor, hayırlı olmasını
diliyorum.
Saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Işık.
Adana Milletvekili Sayın
Necdet Ünüvar.
Buyurun Sayın Ünüvar. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
NECDET ÜNÜVAR (Adana) –
Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Benden önce konuşan
arkadaşlar çok detaylı bir şekilde ifade ettiler, ben bugün sizlere İnternet’in
ne olduğundan bahsetmeyeceğim.
İnternet ve hatta teknoloji
artık hayatımızın bir parçası; atsan atılmaz, satsan satılmaz bir unsur. Şaka
bir yana, işimizin bir parçası, iletişimimizin ana kaynağı, eğlence kaynağımız.
Sinemayı, videoyu, hatta tiyatroyu İnternet’ten seyrediyoruz, yerinde
seyredeceksek de biletini artık İnternet’ten alıyoruz. Artık İnternet’le
haberleşiyoruz. Mektup yazmak yerine e-mail yazıyoruz yani artık mail’lerimiz e-mail üzerine. Bilgiye kolay erişiyoruz,
dünyanın bir ucundaki bilgiye bir başka ucundan anında ulaşılabiliyor, bir
tıkla istediğimiz kitaba erişebildiğimizi biliyoruz. 90’lı yıllarda gerek
uzmanlık gerek ihtisas ve gerekse doçentlik dönemimde on günde ulaşabildiğimiz
bilgiye, artık şu elimizdeki küçük bilgisayarla on saniyede ulaşabilir hâldeyiz.
Elektrik, telefon faturalarımızı İnternet üzerinden yapıyoruz, yemeğimizi bile
İnternet üzerinden âdeta ısmarlıyoruz. Tabii, İnternet’in sınırları da giderek
artıyor, sosyal medya İnternet’e bambaşka bir boyut kazandırmıştır. Yani, neticede İnternet artık bizden bir parça.
Dünyamıza bu kadar girmiş,
yer etmiş bir İnternet’in şüphesiz pek çok soruna da yol açması söz konusudur.
Beden ve ruh sağlığı üzerinde pek çok sorunlara yol açtığını biliyoruz.
Bilgisayar başında geçirilen uzun saatler sırt, bilek, baş ağrısına yol açabiliyor
-Cevdet Hocam çok detaylı bir şekilde ifade etti- beraberinde yağlı, tuzlu
gıdaların, gazlı içeceklerin tüketilmesi obez bir
neslin gelmesine yol açıyor. Obezite, yani şişmanlık
da kalp ve şeker başta olmak üzere pek çok hastalığın anası olarak kabul
edilmektedir.
Öte yandan, değerli
milletvekilleri, en ciddi risk bağımlılıktır. Bunu sadece çocuklara özgü bir
sorun gibi de görmemeliyiz, hepimizin elindeki küçücük cep telefonları artık
küçük birer bilgisayar. Şu elimizdeki aletlerle artık bütün dünyadaki bilgilere
erişebiliyoruz ama acaba -zaman zaman düşünüyorum- bu küçücük aletlerle
neredeyse bütün dünyaya açılabildiğimize mi sevinelim, yoksa kendi dünyamızı bu
minnacık aletlere hapsettiğimize mi üzülelim, zaman zaman da çelişki yaşamıyor
değilim. Ama, bunun bir dengesini de bulmamız lazım
değerli milletvekilleri, bir yandan olan bitenlerden haberdar olmalıyız ama öte
yandan da olan biten her şeyin hayatımızı kabusa çevirmesine de mâni olmalıyız.
Tabii, tek riski bağımlılık
değil, bunun yanında şiddet ve cinsellik, daha doğrusu pornografi, kontrolsüz
alışveriş, içki, sigara, uyuşturucuya özendirme, eğitime zararları, mahrem
bilgilerimizin zararlı unsurların eline geçmesi diğer sakıncaları oluşturuyor.
Tabii, biraz önce sosyal
medyanın yeni bir mecraya yönlendirdiğini ifade etmiştim. Facebook’la başlayıp,
Twitter’la devam eden süreç, gerçekten hayatımızı
birçok alanda yakından etkiliyor. Sosyal medyayı aktif kullanmaya çalışıyoruz,
birçok arkadaşımız da bunu yapıyor ama bunu da dozunda yapmak gerektiğini
hepimiz biliyoruz.
Ayrıca, çocuklarımızın her
birinin birer Facebook sayfası var ama yine bir başka acı gerçek şu ki:
Çocuklarımızı gelecekteki hedeflere Facebook’la hazırlayamayız ancak book’la, yani kitapla hazırlayabiliriz ama maalesef kitaba
erişimi kolaylaştıran İnternet’in kitabı okumayı da zorlaştırdığını hepimiz çok
iyi biliyoruz.
Bu vesileyle üzüldüğüm bir
başka tespiti de yapmak isterim İnternet’in ve teknolojinin olumsuz etkileri
anlamında. Gençliğimizde hepimiz Descartes’in “Düşünüyorum, o hâlde varım.”
ifadesini sıkça kullanırdık. Maalesef gençlerimizin artık “Düşünüyorum, o hâlde
varım.” ifadesini neredeyse “Görünüyorum ancak varım.” şeklinde kullandıklarını
da yine sosyal medya dediğimiz araçların revaçta olması vesilesiyle ifade etmek
isterim.
Tabii, bütün bunların sonucu bir bağımlılık yükü. Benden önce konuşan arkadaşlarımız da madde bağımlılığına vurgu
yaptılar. Madde bağımlılığıyla ilgili çok güzel çalışmalar da yaptık. Gerçekten
bu Parlamento, madde bağımlılığının değişik türleriyle ilgili son derece önemli
ve toplumsal faydası yüksek kanunlar çıkarttı. O yüzden çok teşekkür ediyorum.
Yani sadece ruhsal bir bağımlılık değil, aynı zamanda madde bağımlılığını da
beraberinde getiren, bir dizi bağımlılığı da birlikte özendiren bir yapısı var.
O yüzden değerli
milletvekilleri, bu konuyu önemseyip ciddi olarak tedbirler alınması
gerektiğini bütün arkadaşlarımız vurguladı, ben de o arkadaşlarımızın
kanaatlerine katılıyorum. Ancak bunun, konunun sadece devlet tarafından değil
aileler başta olmak üzere toplumun tüm kesimleri tarafından takip edilmesi
gerektiği de açıktır. Konunun tüm kesimlerce ele alınması ancak devletin bu
konuda strateji ve politikaları belirlemesi ve diğer unsurların da yani toplumun
diğer unsurlarının da buna ciddi ölçüde destek vermesi gerekir.
O yüzden bu araştırma komisyonunun bütün boyutlarıyla yani sağlık
açısından, sosyal açıdan, toplumsal açıdan, ekonomik açıdan ve geleceğimizin
teminatı olan çocuklarımızın, gençlerimizin geleceği açısından konuları detaylı
bir şekilde irdeleyip, bir rapor hâlinde sunup o raporun da devletimizin ilgili
kurumları tarafından, Hükûmetimizin ilgili birimleri tarafından hayata
geçirilmesinin son derece önemli olduğunu düşünüyor, komisyonun hayırlı olması
temennisiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Ünüvar.
Bursa Milletvekili Sayın
Aykan Erdemir.
Buyurun Sayın Erdemir. (CHP
sıralarından alkışlar)
AYKAN ERDEMİR (Bursa) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bilgi toplumu yolunda bilişim sektörünün
sorunlarına yönelik olarak verilen Meclis araştırma önergesi lehinde söz almış
bulunuyorum. Yüce Meclisi ve bilgisayar ekranları başında bizleri izleyen
yurttaşlarımızı sevgi ve saygıyla selamlarım.
Sözlerime başlamadan önce,
12 Haziran seçimlerinde halkın oylarıyla milletvekili seçilmelerine rağmen
bugün Türkiye Büyük Millet Meclisinde halkın iradesini temsil etme hakları
hukuk dışı yollarla gasbedilen 8 milletvekilimizi
anmak istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Tutsak milletvekillerimiz, tutsak
gazetecilerimiz, tutsak sendikacılarımız ve tutsak öğrencilerimiz bilsinler ki
bu ülkenin güzel insanları onları unutmadı. Halkın iradesi üzerinde vesayet
kurmak isteyenlerle mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz, seçilmişleri atanmışlara
kul etmeyeceğiz. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri,
Türkiye, Dünya Ekonomik Forumu’nun hazırladığı bilgi toplumuna hazır olma
endeksinde, son on yılda 41’inci sıradan 69’uncu sıraya gerilemiştir. Bu endişe
verici tablo, hepimize Türkiye'nin bilgi temelli küresel rekabette neden geri
kaldığını sorgulatmalıdır.
Bilgi toplumunun olmazsa
olmazı eğitimdir. Elbette eğitim derken özgürlükçü ve eşitlikçi değerleri
aşılayan bir eğitimden söz ediyorum. Yoksa Erzurum Dumlupınar İlköğretim Okulu
Müdürünüz Mustafa Aydın’ın dün basına yansıyan nefret söyleminde ifade bulan
yaklaşıma eğitim demek mümkün değildir.
Mustafa Aydın, Yakutiye
ilçesinde emniyet müdürlüğünce düzenlenen huzur toplantısında bakın nasıl
konuşmuş: “Arjantin ya da Brezilya’da emniyette suçlu çocuklara nasıl bir şiddet
uygulayalım diye tartışılıyor. Ben bunu bizzat okudum, kafadan atmıyorum.
Yıllar önce Brezilya’da sokak çocuklarını yok etmek
için bir örgüt kurulmuştu. Kusura bakmayın, belki biraz anormal gelebilir ama, ben şunu istiyorum: Tıp bu kadar gelişti, yüz nakli
yapılıyor, emniyette suçluların kanını alıp gen haritası çıkarsınlar. Çocuk
doğduktan sonra analizi yapılsın, vatana, millete, bu ülkeye zararlıysa
yürümeden yok edilsin.”
AKP İktidarının ulaştığı
ileri demokrasinin ruhunu bundan daha iyi özetleyen bir bürokrat bulunamazdı
sanırım. İlköğretim okulu müdürü olarak atadığınız bir kişinin Mussolini’nin faşizmini ve Hitler’in Nazizmi’ni
gölgede bırakabilecek görüşleri üzerine hep birlikte durup düşünmeliyiz. Ne
olmuştur da ileri demokrasi çocukları itlaf etmeyi sosyal politika seçeneği
sanan bir ucubeye dönüşmüştür? Ne olmuştur da siyasetiniz en temel insani ve
ahlaki değerlerin göz ardı edilebileceği bir Makyavelizm’e dönüşmüştür.
Eğer bir ülke, bir toplum,
bir rejim bu aşamaya geldiyse, orada hepimiz için tehlike çanları çalmaya
başlamış demektir. Unutmayın ki baskıcı rejimler ve şiddet kültürü önce kendi
çocuklarını yer.
Yine de memnuniyetle
belirtmeliyim ki Erzurum İl Millî Eğitim Müdürlüğünün bu utanç verici ifadenin
sahibi okul müdürü hakkında soruşturma başlattığını ve kendisini açığa aldığını
öğrenmiş bulunuyoruz. Umarım, Millî Eğitim Bakanı Sayın Ömer Dinçer, Mustafa
Aydın gibi nefretin ve şiddetin dilini konuşan kişileri ilköğretim okulu
müdürlüğüne yükselten anlayışa ilişkin gerekli özeleştiride bulunur ve
ivedilikle yapısal önlemler alır.
Bu vesileyle, sekiz yıldır
çıkaramadığınız İnsan Hakları Kurumu ve Eşitlik ve Ayrımcılıkla Mücadele Kurulu
yasalarının toplumun en büyük beklentileri arasında olduğunu hatırlatmak
isterim. Nefret suçları yasası talep eden yurttaşlarımıza kulaklarınızı
tıkamamanızı dilerim.
Değerli milletvekilleri,
eminim sizler de hatırlayacaksınız, Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan 20
Kasım 2008 tarihinde resmî bir ziyaret için Hindistan’a giderken gazetecilerin
sorularını Youtube’dan izlediği bazı videolara vurgu yaparak yanıt vermişti. Sizlerin
de bildiği gibi, o dönemde Türkiye dünyada Youtube’a erişimi yasaklayan birkaç
ülkeden biriydi. Bu nedenle, gazeteciler Sayın Başbakana “Youtube’a
girilmiyor.” şeklinde bir uyarıda bulunmuşlardı. Sayın Başbakan da “Ben
giriyorum, siz de girin.” yanıtıyla erişim yasaklı bir siteye yasaların dolanılarak girilmesini tavsiye etmişti.
Bugün Türkiye’de 1 milyonun
üzerinde İnternet sitesi sansürlenmiş, 15 bini aşkın İnternet sitesine erişim
ise çeşitli mahkeme kararlarıyla yasaklanmıştır ama yine bugün Türkiye’de
Başbakan, kendi getirdiği İnternet yasaklarına karşı vatandaşlarına hülle
yapmalarını, yasayı dolanmalarını önermektedir.
Biz Cumhuriyet Halk Partisi
olarak İnternet’te hülleyi savunanlara karşı İnternet’te temel hak ve
özgürlükleri, hukukun üstünlüğünü ve hepsinden önemlisi dürüstlüğü savunuyoruz.
Bir kantar siyasetin bir okka edebe muhtaç olduğunun bilinciyle “Ya olduğun
gibi görün ya da göründüğün gibi ol.” diyen Mevlânâ Celâleddin
Rûmî’yi anmadan edemiyoruz.
Sayın Başbakan endişe
etmesin, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında, her yurttaşımız gibi kendileri de
özgür İnternet’e kavuşacaklar ve diledikleri İnternet sitelerine hülle yapmak
zorunda kalmadan girebilecekler.
İktidar Partisinin değerli
milletvekilleri, lütfen sizler de endişe etmeyin. Sayın Başbakanı
özgürleştireceğimiz gibi sizleri de bu baskıcı rejimden kurtaracağız. (CHP
sıralarından alkışlar)
Hatırlarsanız, Ankara
Milletvekilimiz Sayın Aylin Nazlıaka, geçtiğimiz
eylül ayında, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının Telekomünikasyon
İletişim Başkanlığı yasaklı siteler listesinde bulunmayan bazı İnternet
sitelerine erimişi engellemiş olduğunu belirtmişti. Meclis Başkanlığımız, keyfî
ve gayrihukuki olarak erişim yasağı koyduğu bu sitelere girmek isteyen
milletvekillerine yazılı başvuru şartı getirmişti. Cumhuriyet Halk Partisinin
ısrarlı çabaları sonucunda AKP’li milletvekillerimiz de Türkiye Büyük Millet
Meclisinde özgür İnternet’e kavuşmuştu. Unutmayın ki, biz özgürlükleri yalnızca
kendimiz için değil, sizler dâhil tüm yurttaşlarımız için istiyoruz.
Değerli milletvekilleri,
özgür ve eleştirel düşüncenin olmadığı bir ülkede bilgi toplumundan söz
edilemez. Bilgi toplumunun temeli, düşünce ve ifade özgürlüğünün güvencesi
olması gereken üniversiteler AKP İktidarında susturulmuş, sindirilmiştir.
Bakınız daha geçtiğimiz
günlerde, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencisi Mikail Boz, Dekan
Yusuf Devran hakkında Ekşi Sözlük’e yazdığı ve
eleştiri içeren iki madde nedeniyle uzaklaştırma cezası almıştır.
Üniversitelere yönetici
olarak atadığınız kişilerin, Ekşi Sözlük ile mücadeleden vakit bulup bilimsel
çalışmalara da vakit ayırabilmelerini temenni ederim.
Yine bir başka üniversite
öğrencisi Yiğit Ergün’e, çantasında üç yumurta bulunduğu için, her bir yumurta
başına kırk dört ay olmak üzere, toplam on bir yıl hapis cezası istenmiştir.
Suçlamalar üzerine görüşü sorulan Yiğit Ergün, ileri demokrasi anlayışınızın
hak ettiği düzeyde bir yanıt vermiştir: “Çantamdan yumurta çıkmış. Sonuçta üç
tane yumurta yani; iki kişilik menemen bile etmez.”
Evet, üç yumurtadan iki
kişilik menemen çıkmayacağı gibi, iktidarınızın baskıcı uygulamalarından da
bilgi toplumu çıkmaz.
Değerli milletvekilleri,
Alternatif Bilişim Derneğinin eşgüdümünde, katılımcı bir süreçle hazırlanan
Kullanıcı Hakları Bildirgesi Taslağı’na dikkatinizi çekmek isterim. Kullanıcı
Hakları Bildirgesi’nde, İnternet’in temel bir hak olduğu ve devletin bu hakkı
güvence altına almakla yükümlü olduğu belirtilmektedir. Bilişim okuryazarlığı
için gerekli altyapı ve eğitimleri sağlamak kamudan beklenmekte, düzenleyici
yasaların hak ve özgürlükleri temel alması istenmektedir. Mahremiyet hakkı ve
kullanıcıların kişisel verilerinin gizliliğinin esas olduğunu vurgulayan bu on
dört maddelik bildirgeyi, milletvekillerimiz başta olmak üzere, tüm yurttaşlarımızın
okumasını diler, bu bildirgenin bilgi toplumuna giden yolda, Bilgi
Teknolojileri ve İletişim Kurumu başta olmak üzere, karar vericilerimize rehber
olmasını dilerim.
Değerli milletvekilleri,
bugün asıl sormamız gereken soru şudur: Cumhuriyet Halk Partisinin özlem
duyduğu gibi bir bilgi toplumu mu olacağız, yoksa Başbakanın hayal ettiği gibi
bir kin toplumu mu olacağız? Gençlerimiz özgürlüklere mi sahip çıkacak, yoksa gençlerimiz,
Başbakanın kinine mi sahip çıkacak? Hak ve hukuk için konuşan bir gençlik mi,
yoksa Başbakanın arzu ettiği dilsiz bir gençlik mi? Hayalini kurduğunuz kindar
rejiminize de, dilsiz gençliğinize de, tutsak İnternet’inize de geçit vermedik,
vermeyeceğiz. Bu toprakların yetmiş iki millete bir nazarla bakan kadim
geleneğini savunmaya devam edeceğiz. Bu geleneğe nefes veren halk ozanlarından
Yunus’un da dediği gibi “Biz kimseye kin tutmayız, kamu âlem birdir bize.”
Sosyal demokrasinin, özgür
insan, kardeşçe yaşam ilkeleri doğrultusunda yüce Meclisi en derin saygılarımla
selamlıyor, barış içinde yaşama kararlılığında olan dünya ve bölge halklarına,
dostluk, esenlik ve özgürlük dolu bir gelecek diliyorum.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Erdemir.
Gaziantep Milletvekili
Sayın Mehmet Erdoğan.
Buyurunuz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep)
– Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İnternet kullanımı ve çocukların
İnternet zararlarından korunmasına ilişkin araştırma önergesi hakkında AK PARTİ
Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Türkiye’de, başta İnternet
olmak üzere, bilgi iletişim teknolojilerinin kullanımı çocuklar ve gençler
arasında giderek artmaktadır. Ülkemizde yapılan araştırmalar, bilgi iletişim
teknolojilerin, haberlerin izlenmesi, sosyal medya kullanımı ve eğlence amacıyla
kullanıldığını göstermektedir. Ayrıca, e-devlet uygulamaları çerçevesinde,
nüfusun her kesiminin giderek yaygınlaşan ve yoğunlaşan oranda İnternet ara
yüzünü ve çeşitli mobil uygulamaları kullanması bir ihtiyaç hâline gelmiştir.
Bunun yanı sıra Türkiye’de İnternet ortamında elektronik ticaretle yılda
yaklaşık 23 milyar TL’lik harcama yapılmaktadır, bu da Türkiye’de yapılan
yıllık harcamaların yüzde 8’ine tekabül etmektedir. Bu bağlamda, istenmeyen
mesajlar ve alışveriş güvenliği ile ilgili tedbirler de söz konusu olmaktadır.
Günümüzde bilgiye ulaşmanın
en kolay yolu İnternet’tir, yediden yetmişe her yaş
grubundan insanın günlük hayatta doğrudan veya dolaylı olarak kullandığı bir
teknolojidir. İnternet’tin zararlı kullanımı özellikle çocuklar üzerinde birçok
sosyal ve psikolojik sorunlara yol açabilmektedir. Bu nedenle, İnternet’in yol
açabileceği zararların son derece dikkatli bir şekilde tespit edilmesi ve
gereken önlemlerin en etkili şekilde alınması bir zarurettir. Bilgi çağında
teknolojideki süratli değişimin bilgiye ulaşmayı kolaylaştırdığı da aşikârdır. Chat’leşme, mailler, mesajlaşmalar, Facebook’lar, twit’ler ve İnternet kafelerde, cep telefonlarında ciddi
bir iletişim ağına rastlıyoruz. Bu konuda büyük bir zaman ayırımı, özel
bilgilerin paylaşımı var. Bu konuda toplum, aile, birey ve devlet nerede, ne
gibi adımlar atmalıdır?
Sayın milletvekilleri, asıl
önemli olan hangi bilgiye ulaşılacağı, ulaştığımız bu bilgiyi nasıl
kullanacağımızdır. Muhakkak ki her bilginin iyiye ve kötüye kullanımı, istismarı
söz konusudur. Bu istismarlardan kaynaklanan bir kısım pazar ve çok büyük
parasal imkânların da olduğu rantlar oluşmaktadır.
Yararları yanında, birtakım riskleri de beraberinde getiren bilgi iletişim
teknolojileri uzun süreli kullanımlarda bağımlılık ve dikkat dağınıklığı gibi
psikolojik, göz bozukluğu, fiziksel rahatsızlıklara da neden olmakta, zaman
kaybını da beraberinde getirmektedir.
Bir diğer olumsuz taraf da
İnternet oyunlarından sanal para alabilmek maksadı güdülerek maddi kayıplara
neden olmasıdır. Bu olumsuzlukların asgariye indirilmesi konusunda uluslararası
iş birliğine dahi ihtiyaç duyulmaktadır.
İnternet kullanımı, bilgiye
ulaşım, bunun istismarı, kötüye kullanımı gibi konuların ceza hukukuyla ilgili
boyutu bulunmakta ve bu konu üzerinde de ciddiyetle durulması gerekmektedir.
Bilgi iletişim teknolojileri, özellikle eğitim kurumlarımızda çocuklarımızın ve
gençlerimizin doğru kullanımı konusunda yönlendirme ve bilgilendirmenin düzgün
yapılması, web sitelerinin yaş sınırına uygun olarak gerekli kurumlar
tarafından denetlenmesi ve gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasının yanı sıra,
gerekli yaptırımların da uygulanması gerekmektedir.
Türkiye çapında kentsel ve
kırsal bölgelerde, seçkisiz tabaka yöntemiyle seçilen
9-16 yaş arası yapılan araştırmaya katılan tüm çocuklar İnternet'i kullanmakta
olup yüzde 40'ı kendi bilgisayar veya dizüstü bilgisayarına sahip ve diğer
yüzde 39'u bilgisayarını diğer aile fertleri ile paylaşıyor olmasına rağmen,
ebeveynlerin sadece yüzde 29'u İnternet'i kullanmaktadır. Erkek ve kadın
ebeveynlerin İnternet kullanım oranları arasında oldukça büyük bir fark vardır.
Yüzde 29'luk dilim içerisinde erkek ebeveynlerin yüzde 49'u ve kadın
ebeveynlerin sadece yüzde 24'ü İnternet’i kullanmaktadır. Bazı Avrupa
ülkelerinde erkek ebeveynlerin ve kadın ebeveynlerin oranı yüzde 87’lere kadar
dayanmaktadır. İnternet'i kullanmaya yetecek kadar bilgiye sahip olan çok az
sayıdaki ebeveyn, ne çocuklarının teknoloji kullanımı sırasında elde edeceği
imkânları ve karşılaşabileceği riskleri anlamakta ne de İnternet'te onları
rahatsız edecek durumlarla başa çıkmalarını sağlayacak yardımı
sağlayabilmektedirler.
Değerli milletvekilleri,
sorun bilgi teknolojilerinin kendisi değil, bunların nasıl kullanıldığıdır.
Bütün bu konuların araştırılmasıyla ilgili olarak işin ceza hukuku boyutu,
müeyyideler boyutu, eğitim boyutu, psikolojik boyutu, teknolojik boyutu
incelenmelidir. Bunların getireceği sıkıntıların, alınacak tedbirlerin bir
devlet politikası hâline dönüşebilmesi bakımından gündelik yaşamın vazgeçilmez
bir ögesi olan bilgi teknolojilerinin daha geniş kapsamda imkânlarının ve
risklerinin araştırılması zaruridir. Bu teknolojilerin daha faydalı bir biçimde
kullanılmasının sağlanması ve konuyla ilgili gerekli bilgilendirmenin yapılarak
doğru bilgiye kısa zamanda ulaşmanın altyapısının oluşturulması gerekmektedir.
Çocuklarımızın Türkiye'nin
geleceği açısından umudumuz olduğu gerçeği hiçbir zaman unutulmamalıdır.
Çocuklarımızın geleceğini hazırlamak bizlerin görevidir. Önce bilgiyi başarıp
sonra ulaşacağız; yapılan ve yapılması planlanan tüm çalışmaların bu yönde olması
gerekmektedir. Çocukların ve gençlerin on-line
ortamlarda karşılaştıkları riskler arasında kişisel bilgilerin verilmesi,
müstehcen içeriklerle karşılaşılması, şiddet ve nefret içerikli metin ve
yorumlarla karşılaşılması, on-line tacize ve
istenmeyen yorumlara maruz kalması gibi olumsuz durumlar ön plana çıkmaktadır.
Çocukların İnternet kullanımının artmasıyla karşılaştıkları riskler de
artmaktadır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; güvenli İnternet kullanımı konusunda Hükûmet olarak daha önce
de birtakım düzenlemelerimiz olmuştu. Güvenli İnternet kullanımı konusunda 28
Temmuz 2010 tarihinde yayımlanan Tüketici Hakları Yönetmeliği’nde yer alan
maddeye göre, isteyen İnternet aboneleri güvenli İnternet hizmetini kendi
servis sağlayıcılarına başvurarak ücretsiz olarak edinebilmektedir. Uygulamaya
girdiği 22 Kasım 2010 tarihinden itibaren 42 bin kişi tarafından kullanılan
güvenli İnternet hizmeti, kullanıcılarına hizmet vermeye devam etmektedir.
Unutulmamalıdır ki İnternet, dünyaya açılan bir penceredir. Bilgiyi kullanırken
planlama yapmak oldukça önemlidir. İnternet’in güvenli olması hem bizler hem de
çocuklarımız için olmazsa olmazdır. Bilgi teknolojilerinin gelişmesi için her
şeyden istifade etmemiz gerekmektedir. Kendimize ve ülkemize güvenmeliyiz. Unutmamalıyız
ki daha bilinçli ve güvenli İnternet kullanıcıları yetiştirmek bizlerin
elindedir. Çocukların “kullanıcı”, “katılımcı” ve “aktör” gibi çeşitli kullanım
kalıplarına bağlı olarak karşılaştıkları içerik, iletişim ve davranışsal
risklerin boyutları ve çoğu ailenin çocuklarını olumsuz etkilerden koruyacak
bilgi ve araçlardan mahrum olması nedeniyle, Türkiye çapındaki düzenleyici
çerçevelerin güçlendirilmesi sağlanmalıdır.
Çocukların İnternet
güvenliğine ilişkin olarak, her ne kadar şeffaf ve bağımsız bir değerlendirmeye
imkân vermese de kişisel koruma önlemleri kesinlikle desteklenmelidir. Kanun
uygulayıcı birimler, çocuklara dönük web siteli tasarımları ve kullanışlı arayüzler, güvenli arama metotları, içerik ve servis
sağlayıcılar, çevrim içi güvenlik kaynakları gibi çeşitli şekillerde düzenlenen
çevrim içi ortamda çocuklar daha kolay bilinçlendirilecektir.
Bilinçlendirme çalışmaları,
daha küçük yaştaki çocuklara, riske maruz kalma sonrası mücadele
stratejilerine, erkek ve kızlara ayrı ayrı ve daha düşük seviyede gelire sahip
olan aileler, okullar ve bölgelere odaklanmalıdır. Yine, bilinçlendirme
çalışmaları, özellikle mobil platformlar ve kişiden kişiye gibi yeni ortaya çıkan
riskleri de kapsamalıdır.
Üretilen politikalar,
sadece çocuk kurbanlar ve yetişkin suçlular gibi bir ayrımın ötesinde,
çocukların da eğlence, merak ya da kazara risklere maruz kalmasını, riskleri
tecrübe eden çocukların daha başka risklerle de karşı karşıya olduğu ve çevrim
içi ortamda zayıf kalanların gerçek hayatta da sosyal destekten mahrum
olabileceklerini hesaba katmalıdır.
Tüm bunlara ilave olarak,
Türkiye’mizin küreselleşen dünyada hedeflerini gerçekleştirebilmesi ve bilgi
çağını yakından takip edebilmesi için devlet olarak, özellikle bilgi
teknolojilerine gereken önemi vermemiz gerekir.
Sonuç olarak, bilgi
iletişim teknolojilerinin gündelik yaşamın vazgeçilmez bir öğesi olduğu,
günümüzde tartışılmaz bir hâl almıştır. Bilgi iletişim teknolojilerinin
getirdiği imkânlar, beraberinde birtakım da riskleri barındırmaktadır. Bu
bağlamda, İnternet kullanımı ve çocukların İnternet’in zararlarından
korunmasına ilişkin bir araştırma komisyonu kurulmasını istiyor…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MEHMET ERDOĞAN (Devamla) –
... hepimizi yakından ilgilendiren bu konuyla ilgili
olarak destek vermenizi bekliyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Erdoğan.
Eskişehir Milletvekili Sayın
Ruhsar Demirel.
Buyurun Sayın Demirel. (MHP
sıralarından alkışlar)
RUHSAR DEMİREL (Eskişehir)
– Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Malum, gündemin konusu
İnternet, bilişim, geniş kapsamıyla da. Ama neden “İnternet” diyoruz? Çünkü bunun bir Türkçesi yok ve bugün “Dünya Anadil Günü” ama
teknolojiyi üretmeyen ülkeler başta olmak üzere, başka ülkelerin ürettiği
kelimeler üzerinden bu tanımlamaları yapıyoruz ve bundan da açıkçası çok
üzülüyoruz ama teknoloji ülkeye gelip kabul görmeden önce eğer bunlara Türkçe
bir karşılık bulunabilse sanıyorum hepimiz için daha kolay olacak çünkü ortak
dil kuramadığımız zaman kuşak çatışmaları, evlerdeki anlaşmazlıklar da oluyor. Ben,
sıklıkla duyduğum bir cümleyi sizlere örnek vermek istiyorum. Genellikle
teknoloji kullananlar şöyle bir şey söylüyor: “Mail’i forward’ladım.”
Şimdi, bu bizlere çok şey ifade ediyor ama bizden bir eski jenerasyona
hiçbir şey ifade etmiyor. Kuşak çatışmalarını engellemek adına da teknolojiyi
ana dilimizle kullanmaya özen göstermek sanıyorum daha önemli bir şey.
İnternet, birçok bilgisayar
sisteminin birbirine ilişkili olduğu, entegrasyona
tabii olduğu bir iletişim ağı. Ama “bilişim” daha geniş bir kavram, bilginin
teknoloji üzerinden kullanılması. Ancak hangi bilginin? İşte, burada tehlikeli
alan başlıyor yani “malumat”la “bilgi” arasındaki
ince ayrım. Tıpkı, az önce örnek verilen Wikileaksler
gibi ya da zaman zaman siyasete de alet edilen bazı görüntüler gibi.
Malumunuz, bu bilişim
teknolojisi sayesinde dünyanın çok uzak coğrafyalarında ülkeler yıkıldı.
Ülkelerin bugün sınırlarının tekrar çizilmesi konuşuluyor ama daha küçük kendi
dünyalarımıza baktığımız zaman, bu bilişim teknolojisiyle, korkarım ki
Türkiye’de birçok ev yıkılıyor, birçok hane yıkılıyor, birçok çocuk anasız
babasız büyümek durumunda kalıyor. Bu sebepledir ki konuya dikkat çekip bu
konuda bir komisyon kurulmasından son derece memnun olacağız parti olarak.
Teknolojide şöyle bir
tehlike de var, onun da herhâlde altını çizmek lazım. Birçok şeyin menzili var,
gözlerimizin, silahların ama klavyenin menzili yok. Klavyenin tuşuna bastığınız
zaman karşınızdakinin kim olduğunu bilmeden, cinsiyetini dahi bilmediğiniz
insanlarla ilişki kurabiliyorsunuz. İşte bu sebepledir ki gazetelerde sıklıkla
şöyle başlıklar görüyoruz: “İnternet’te tanıştığı kadını gasbetti.”,
“İnternet’te tanıştığı erkek tarafından tecavüze uğradı.” Ama daha acısı
“İnternet’te tanıştığı erkek tarafından tecavüze uğradı.” ama daha acısı
“İnternet’te tanıştığı kişiyi kadın zannederek gittiği evde gasbedildi.”
Yani yanlış bilgilerin, yanlış insanların çok kolay birbiriyle iletişime
geçebildikleri bir alandan söz ediyoruz ve bu alanı her yaştaki insanımız
kullanıyor, evimizdeki çocuklar, evlerimizdeki yaşlılar da buna dâhil çünkü
yaşlı bakımevlerindekilerin de İnternet kullanımları çok yüksek oranlarda.
Türkiye’den birkaç
istatistik söylemek istiyorum, dikkat çekici olacağını zannediyorum. 2010 yılı itibarıyla Türkiye’de İnternet kullanımı yüzde 42, ancak
bilgisayarla ilgili herhangi bir konuda eğitim almış insan yüzdesi yüzde 6,5.
Yüzde 6,5’u bilgi sahibi olan İnternet kullanıcılarının toplumun geneli için
yüzde 42 olması çok dikkat çekiyor ama daha dramatik bir şey var: İnternet’i,
sohbet odalarına girmek, chat yapmak, mesaj göndermek
için kullananların yüzdesi tahminlerinizden çok yüksek, yüzde 65 ve bunlar 2010
rakamları. Korkarım ki 2011’de bu sayı çok daha yükselmiş durumda. Ve
Türkiye Facebook’ta Avrupa’nın 1’incisi, dünyanın 6’ncısı. Bu rakamlar son
yayınlanan rakamlar. Ve bu tehlikeli oyuncak tıpkı yarısı dolu bir bardak gibi;
bir tarafından baktığınızda dolu, bir tarafından baktığınızda boş çünkü bilgiyi
teknolojiyle kullanmak hayatımızı kolaylaştırıyor. Birçoğumuz elimizde
tabletlerle geziyoruz, son dakika haberleri takip ediyoruz, istatistiklere
ulaşıyoruz ama bunu nasıl kullanacağını bilmeyen gençler, çocuklar ve eğitimsiz
insanlar için hakikaten bardağın boş tarafını tarif etmemiz ve buna bir tedbir
almamız gerek.
Ve Birleşmiş Milletlerin
geçtiğimiz 2011 yılı Haziran ayında aldığı bir karar var. Birleşmiş Milletler
İnternet’in insan hakları arasında yer aldığını ifade eden bir cümle kurdu
biliyorsunuz haziran ayında. Bu bir insan hakkı ama insan hakkının nasıl
kullanılacağı tabiatıyla bizim Anayasa’mızda da var bazı maddelerde.
Anayasa’nın 5, 41, 58 ve hatta 172’nci maddeleri çerçevesinde bu konunun
değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz ve yeni yapılan Anayasa’yla beraber
bilişim hukukunun, bilişim güvenliğinin ikincil hukukla birlikte bir bütünlük
içinde ele alınacağını umut ediyoruz ve neden kadın, aile konusuna bu kadar
önem veriyoruz bilişimle ilgili?
Türkiye’deki boşanmaların
detaylarına baktığınızda büyük bir kısmı geçim sıkıntısından ama bir kısmı da
anlaşmazlıktan, uyumsuzluktan ve bu sebeplerle yapılan boşanmalarda evdeki
İnternet kullanımının, İnternet üzerinden aile bütünlüğünü bozucu ilişki kurma
oranının yüksek olduğunu görüyorsunuz. Bunların bir kısmı tabii ki mahkeme
kayıtlarına düşmüyor. Bunu genellikle boşanma avukatlarıyla konuştuğunuzda,
hâkimlerle konuştuğunuzda daha detaylı olarak alabiliyorsunuz. Ben, geçtiğimiz
hafta Ankara Barosunun Kadın Eğitim Merkezindekilerle görüştüm “Nedir Ankara’da
durum?” diye. Ankara bir büyük şehir ama sayısı da çok büyük
bu konuda. Kötü İnternet kullanımı nedeniyle boşanma oranlarının yüksek
olduğu bir ildeyiz şu anda.
Evet, yanlış İnternet
kullanımı hayatımızda birçok yanlışı da beraberinde getiriyor. Dediğim gibi,
çocuklarımızla iletişimimizde dil kopuklukları oluyor, yaşlılarla
iletişimimizde gündemi takip etmekte sıkıntılarımız oluyor, aile
bütünlüklerimiz bozuluyor. “Neden burada kadını daha çok öne çıkarıyoruz?” diye
sorarsanız, namus cinayetlerinin bile bir kısmı İnternet’teki kötü kullanım
yüzünden oluyor. Bunu erkekler de kötü kullanabiliyorlar ama erkeklerinki üstü
örtülerek, çok da görmezden geliniyor. Hâlâ namusun kadın üzerinden
tanımlandığı bir ülkedeyiz ve namus adına yapıldığı söylenen cinayetlerin bir
kısmı İnternet’le ilintili, yapılan tanışıklıklar, yapılan evlilikler ve
görüşmeler üzerinden.
Kadınların yanlış İnternet
kullanımı neticesinde uğradıkları zararların, uğradıkları şiddetin her türünün,
uğradıkları kayıpların incelenmesi, araştırılması ve bilişim hukukunun nasıl
ülkemizde şekillendirilebileceği anlamında bu çalışmanın yapılmasını çok
önemsiyoruz ve Mecliste bir komisyon kurulacak olmasından da açıkçası son
derece mutluyuz. Sanıyorum, bu kurulacak komisyona, yeni Anayasa’ya da bakış
olması adına birtakım notlar düşülecektir ve yapılacak çalışmalarda kadın,
çocuk ve genç bakışının yansıtılması umuduyla ben komisyona şimdiden başarılar
diliyorum.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Demirel.
Meclis araştırması
önergeleri üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi Meclis araştırması
açılıp açılmaması hususunu oylarınıza sunacağım: Meclis araştırması açılmasını
kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Meclis araştırmasını
yapacak komisyonun 17 üyeden kurulmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Komisyonun çalışma
süresinin başkan, başkan vekili, sözcü ve kâtip üye seçimi tarihinden başlamak
üzere üç ay olmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
Komisyonun gerektiğinde
Ankara dışında da çalışabilmesi hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Alınan karar gereğince,
kanun tasarı ve teklifleriyle komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla
görüşmek için, 22 Şubat 2012 Çarşamba günü saat 13.00'te toplanmak üzere
birleşimi kapatıyorum.