Nuri İPEK Normal Nuri İPEK 2 1 2012-04-20T12:18:00Z 2012-04-20T12:18:00Z 86 52931 301712 2514 707 353936 14.00 Clean Clean false 0 0 nk 0 nk 0 0 false false false TR X-NONE X-NONE 0 nk 0 nk

 

 

 

DÖNEM: 24                          CİLT: 14                        YASAMA YILI: 2

 

 

 

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

 

68’inci Birleşim

21 Şubat 2012 Salı

 

(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

 

I.  - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II. - GELEN KÂĞITLAR

III.  - YOKLAMA

IV.   - GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI

1.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Kocaeli Dilovası Organize Sanayi Bölgesi’nin yaratmış olduğu çevre kirliliği ve kanser hastalıklarındaki artışa ilişkin gündem dışı konuşması ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı

2.- Ardahan Milletvekili Orhan Atalay’ın, Ardahan ilinin düşman işgalinden kurtuluşunun 91’inci ve Ardahan Mebusu, Millî Mücadele Şark Komutanı Halit Paşa’nın vefatının 87’nci yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması

3.- İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’ün, Hocalı katliamına ilişkin gündem dışı konuşması

 

V.- AÇIKLAMALAR

1.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Bayburt ilinin düşman işgalinden kurtuluşunun 94’üncü yıl dönümüne ilişkin açıklaması

2.- Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş’ın, Kurtuluş Savaşı kahramanı Ali Çetinkaya’nın ölümünün 63’üncü yıl dönümüne ilişkin açıklaması

3.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Hocalı katliamına ilişkin açıklaması

4.- Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan’ın, Kocaeli Dilovası’nda yeni organize sanayi bölgeleri kurulması ve bölgedeki kömür depolarının insan yaşamı açısından tehlike arz ettiğine ilişkin açıklaması

5.- Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın, birçok yerde çevre katliamı yapıldığına ve Sağlık Bakanlığının koruyucu hekimlikten uzaklaştığına ilişkin açıklaması

6.- Mersin Milletvekili Ali Öz’ün, Mersin’in Gülnar ve Çamlıyayla ilçelerinde yaşanan uzman hekim eksikliği sıkıntısına ve Emekli Sandığı mensupları için intibak çalışmasının yapılıp yapılmadığına ilişkin açıklaması

7.- Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu’nun, Libyalı muhalif direnişçilerle ilgili soru önergesine cevap alamadığına, haklarında çıkan haberler konusunda Hükûmet adına bir açıklama yapılmasını istediğine ilişkin açıklaması

8.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, bir Bakanın ana muhalefet partisiyle ilgili beyanı ile Ardahan Milletvekili Orhan Atalay’ın gündem dışı konuşmasındaki bir ifadesine ilişkin açıklaması

9.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak Doğu Türkistanlı soydaşlarımızın haklarına sahip çıkılması gerektiğine ilişkin açıklaması

10.- Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner’in, Hocalı katliamına ilişkin açıklaması

11.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın Meclis araştırması önergeleri üzerinde Hükûmet adına yaptığı konuşmayla ilgili açıklaması

 

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Önergeler

1.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün (6/1067) ve (6/1069) esas numaralı sözlü soru önergelerini geri aldığına ilişkin önergesi (4/25)

2.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün (2/30) esas numaralı, Emekliler ile Bunların Dul ve Yetimlerinin Sendikalaşması Hakkında Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/26)

 

B) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 21 milletvekilinin, özel hastanelerin problemleri ve bu problemlere neden olan etkenlerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/152)

2.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 20 milletvekilinin, son yıllarda çocuk suçluluğundaki artışların çok yönlü değerlendirilmesi, suç profilleri oranlarının tespiti ve alınacak sosyal ve hukuki tedbirlerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/153)

3.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 22 milletvekilinin, şeker pancarı tarımının içinde bulunduğu olumsuz durumun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/154)

4.- Kütahya Milletvekili Alim Işık ve 21 milletvekilinin, ülkemizde çocuklarımız ve gençlerimiz tarafından kontrolsüz ve yoğun şekilde oynanan online (çevrimiçi) oyunların neden olduğu kayıt dışı sanal ticaretin ve çocuklarımız ve gençlerimiz üzerinde yarattığı etkilerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/155)

5.- Ankara Milletvekili Cevdet Erdöl ve 20 milletvekilinin, çocuk ve gençlerimizin İnternet ve diğer bilgi iletişim teknolojilerini kullanırken karşı karşıya oldukları riskleri en aza indirmek ve güvenli bir şekilde bilgiye ulaşmalarını sağlamak için yapılması gerekenlerin, uygunsuz ve/veya kanunsuz içerikleri barındıran İnternet sitelerine uygulanması gerekli müeyyidelerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/156)

6.- Adana Milletvekili Necdet Ünüvar ve 20 milletvekilinin, ülkemizde İnternet kullanımının sosyal kesimler arasındaki durumu, kontrolsüz kullanımın meydana getirdiği sorunlar ve güvenlik tehditlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/157)

7.- İzmir Milletvekili Erdal Aksünger ve 28 milletvekilinin, bilişim sektöründe yaşanan sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/158)

8.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Erdoğan ve 27 milletvekilinin, bilgi iletişim teknolojilerindeki gelişmelerin beraberinde getirdiği imkân ve risklerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/159)

9.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel ve 20 milletvekilinin, başta sosyal paylaşım siteleri olmak üzere İnternet kullanımının aile yapısı üzerindeki olumsuz etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/160)

 

VII.- ÖNERİLER

A) Danışma Kurulu Önerileri

1.- (10/108), (10/155), (10/156), (10/157), (10/158), (10/159) ve (10/160) esas numaralı Meclis araştırması önergelerinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 21/2/2012 Salı günkü birleşiminde birleştirilerek yapılmasına ve görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışmalarını sürdürmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi

 

VIII.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, belediye iktisadi teşekküllerinde sözleşmeli olarak çalışanlara kadro verilmesine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/12) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

2.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, sahte fatura düzenleyenlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/33) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

3.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, emekliler arasındaki maaş farklılıklarının giderilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/40) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

4.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, mücevher sektöründeki ÖTV uygulamasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/90) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

5.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, işçi ve memurlardan kesilen vergi oranlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/98) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

6.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, akaryakıt ürünlerinden alınan vergi oranlarının düşürülüp düşürülmeyeceğine ilişkin sözlü soru önergesi (6/109) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

 

7.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, akaryakıt fiyatlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/210) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

 

8.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana’da köylüler tarafından kullanılan Hazine arazilerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/235) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

9.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, akaryakıt ürünlerindeki vergi oranlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/248) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

10.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, taksici esnafına yeni taksi alımında ÖTV ve KDV istisnası getirilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/264) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

11.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, vakıf üniversitelerine kamu kurum ve kuruluşlarından yapılan arazi ve bina tahsislerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/275) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

12.- İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi’nin, taksi esnafının sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/281) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

13.- İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi’nin, vakıf üniversitelerine kamu kurum ve kuruluşlarından yapılan arazi ve bina tahsislerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/290) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

14.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, kamu sektöründe çalışan iki yıllık meslek yüksekokulu mezunlarının özlük haklarının iyileştirilmesi çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/312) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

15.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, esnaf ve sanatkârların vergi borçlarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/316) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

16.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, TOKİ ihalelerini alan firmalara ve ödedikleri vergilere ilişkin sözlü soru önergesi (6/341) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

17.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, kamuda bazı unvanlarla çalışan personelin özlük haklarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/344) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

18.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, serbest meslek mensuplarının tahsil etmedikleri alacaklar için vergi ödemek zorunda oldukları iddiasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/346) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

19.- Balıkesir Milletvekili Namık Havutça’nın, çiftçinin kullandığı mazotta ÖTV’nin kaldırılmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/362) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

20.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, vadeli ithalatta alınan kaynak kullanma fon oranının artırılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/381) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

21.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, bir ABD firmasının Türkiye’de rüşvet dağıttığı iddialarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/398) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

22.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, akaryakıt ürünlerinden alınan vergilere ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/421) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

23.- Adana Milletvekili Ali Demirçalı’nın, 17 Ağustos 1999 depreminin ardından getirilen vergilerin gelirlerinin kullanım alanlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/432) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

24.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, ÖTV zammının otomotiv sektörüne etkilerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/439) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

25.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, şeker fabrikalarının özelleştirilmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/441) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

26.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, otoyolların ve köprülerin özelleştirilmesi çalışmalarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/492) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

27.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, işçilerin ve memurların brüt ücretlerine uygulanan vergi oranlarının eşitlenmesine ve emekli maaşlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/504) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

28.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, iktisadi ve idari ilimler fakültesi mezunlarının sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/610) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

29.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlıkta ve Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda özürlü personel istihdamına ilişkin sözlü soru önergesi (6/646) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

30.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlıkta görev yapan bazı çalışanların mağduriyetinin giderilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/693) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

 

IX.- MECLİS ARAŞTIRMASI

A) Ön Görüşmeler

1.- BDP Grubu adına Grup Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, telif hakları konusunda yaşanan sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/108)

2.- Kütahya Milletvekili Alim Işık ve 21 Milletvekilinin, internet üzerinden oynanan oyunların neden olduğu kayıt dışı sanal ticaretin ve çocuklar ve gençler üzerindeki etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/155)

3.- Ankara Milletvekili Cevdet Erdöl ve 20 Milletvekilinin, çocuk ve gençlerin internet ve diğer bilgi-iletişim teknolojilerini kullanırken karşı karşıya kaldıkları risklerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/156)

4.- Adana Milletvekili Necdet Ünüvar ve 20 Milletvekilinin, kontrolsüz internet kullanımının yol açabileceği sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/157)

5.- İzmir Milletvekili Erdal Aksünger ve 27 Milletvekilinin, bilişim sektörünün sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/158)

6.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Erdoğan ve 27 Milletvekilinin, bilgi iletişim teknolojilerindeki gelişmelerin beraberinde getirdiği imkan ve risklerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/159)

7.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel ve 20 Milletvekilinin, sosyal paylaşım siteleri başta olmak üzere, internet kullanımının aile yapısı üzerindeki olumsuz etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/160)

 

X.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Akhisar Sigara Fabrikasına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı (7/1519) (Ek cevap)

2.- Erzincan Milletvekili Muharrem Işık’ın, üniversitelerin tıp fakültelerinde 2547 sayılı Kanun’un 38’inci maddesiyle görevlendirilen kişilere ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı (7/2603)

3.- Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in, AOÇ arazisi üzerine Başbakanlık kampüsü inşa edileceği iddialarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı (7/2736)

4.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlardaki boş kadrolara,

Bağlı kurum ve kuruluşlarda hizmetlerde taşeronlaşmaya ve taşeron firma çalışanlarının bazı sorunlarına,

İlişkin soruları ve Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın cevabı (7/2763), (7/2764)

5.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat’taki esnafın durumuna ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın cevabı (7/2790)

6.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, özürlülerin sosyal ve kültürel her türlü yapılara erişimine ilişkin sorusu ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in cevabı (7/2807)

7.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, merkez ve taşra teşkilatlarındaki boş kadrolara ilişkin sorusu ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in cevabı (7/2808)

8.- Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, eczanelerin ve vatandaşların kamu kurum iskontosu uygulamasından kaynaklanan mağduriyetlerine ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/2811)

9.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatlarına ait binalarının depreme karşı güçlendirilmesi çalışmalarına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/2815)

10.- Balıkesir Milletvekili Haluk Ahmet Gümüş’ün, kamu görevlilerinin toplu görüşme ve toplu iş sözleşmesine ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/2816)

11.- Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu’nun, Trabzon Belediyesi İmar Komisyonu Başkanı hakkındaki bazı iddialara ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in cevabı (7/2866)

12.- Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, Balıkesir’deki bazı köylerin kanalizasyon sorununa ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in cevabı (7/2870)

13.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana ve ilçelerinde yürütülen proje ve yatırımlara ilişkin sorusu ve Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın cevabı (7/2921)

14.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana ve ilçelerindeki ormanların bakımı ve yanan ormanlık alanların yeniden ağaçlandırılmasına ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/2934)

15.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, özelleştirme uygulamaları sonucu işsiz kalan ve geçici personel olarak kamu kurumlarında istihdam edilen işçilerin sözleşmelerine ilişkin Başbakandan sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/2958)

16.- İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi’nin, sendikalar ve toplu sözleşmeyi düzenleyen mevzuatın uluslararası normlara uygun hale getirilmesine ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/2969)

17.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, asgari ücretin saptanmasına ve yapılan zam oranlarına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/2972)

18.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, TOKİ’nin Trabzon Zağnos Vadisi Projeleri için yaptığı harcamalara ilişkin Başbakandan sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/3048)

19.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Yenimahalle TOKİ 2. Etapta yaşanan ısınma sorununa ilişkin Başbakandan sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/3134)

20.- Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in, tarım sektöründe çalışan kadınların sosyal güvenlik haklarına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/3192)

21.- Ankara Milletvekili Levent Gök’ün, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Merkez Müdürlüğü bilgisayar sistemi alt yapısının kurulumuna ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/3194)

22.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, emeklilerin bazı ilaç bedellerinin SGK tarafından ödenmemesiyle yaşanan mağduriyete ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/3198)

23.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık merkez ve taşra teşkilatı binalarının bakım ve onarımına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı (7/3254)

24.- Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş’ın, veremle savaşta yapılan çalışmalara ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı (7/3277)

25.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın; Çukurova, Aladağ, Kozan, Seyhan, Feke, Tufanbeyli, İmamoğlu, Karataş, Sarıçam, Yumurtalık, Pozantı, Saimbeyli, Karaisalı ve Yüreğir’de yürütülen proje ve yatırımlara ilişkin soruları ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/3328), (7/3329), (7/3330), (7/3331), (7/3332), (7/3333), (7/3334), (7/3335), (7/3336), (7/3337), (7/3338), (7/3339), (7/3340), (7/3341)

26.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın; Karaisalı, Saimbeyli, Pozantı, Yumurtalık, Sarıçam, Karataş, Tufanbeyli, Aladağ, İmamoğlu, Ceyhan, Kozan, Seyhan, Feke, Çukurova ve Yüreğir’de yürütülen proje ve yatırımlara ilişkin soruları ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/3363), (7/3364), (7/3365), (7/3366), (7/3367), (7/3368), (7/3369), (7/3370), (7/3371), (7/3372), (7/3373), (7/3374), (7/3375), (7/3376), (7/3377)

27.- Gaziantep Milletvekili Ali Serindağ’ın, Suriye ile ilişkilerin ekonomiye etkisine ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/3378)

28.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık teşkilatında ve bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapan üst düzey kadın bürokrat sayısına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/3554)

29.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, idari para cezaları ve vergilerdeki artışa ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı (7/3594)

30.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, verem savaş dispanserleri tarafından yürütülen hizmetlere ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı (7/3621)

I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 13.00’te açılarak sekiz oturum yaptı.

Birinci, İkinci, Üçüncü, Dördüncü ve Beşinci Oturumlar

Tunceli Milletvekili Kamer Genç, 15/2/2012 tarihli 66’ncı Birleşimdeki bir beyanını düzeltmeye ve kendisine atılan lafların tutanaklara yansımadığına ilişkin bir açıklamada bulundu.

Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Şükran Güldal Mumcu, tutanakların titizlikle tutulduğuna ve hiçbir baskının söz konusu olmadığına ilişkin bir konuşma yaptı.

Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in partisine sataşması nedeniyle bir konuşma yaptı.

Manisa Milletvekili Sakine Öz, Manisa ilinde faaliyet gösteren toprak sanayicilerinin sorunlarına,

İzmir Milletvekili Rıfat Sait, Kosova Cumhuriyeti Bağımsızlık Günü ve Türkiye-Balkan ülkeleri ilişkilerine,

Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, Türk hukukunda özel yetkili mahkemelerin yeri ve uygulamalarına,

İlişkin gündem dışı birer konuşma yaptılar.

Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 20 milletvekilinin, emeklilerin içinde bulundukları sıkıntıların, bazı uygulamaların yarattığı mağduriyetlerin ve bu sorunların çözüm yollarının (10/148),

Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 21 milletvekilinin, uzman erbaş uygulaması sonucunda ortaya çıkan sorunların (10/149),

Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 21 milletvekilinin, 29 Ocak olayları ve Batı Trakya Türk azınlığının durumu ile sorunlarının (10/150),

Araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve ön görüşmelerinin sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.

Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu, kamu kurum ve kuruluşlarında ne kadar engelli personel çalıştığına ve engelli personel açığı var ise ne zaman alım yapılacağına,

Muş Milletvekili Sırrı Sakık, kötü hava koşulları nedeniyle Muş ve çevre illerde köy yollarının kapalı olduğuna ve devletin bu konuda daha duyarlı olmasını beklediklerine,

İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam, esnaf ve sanatkârlarla tarım kesiminin destek kredilerine ilişkin kararnamenin henüz Bakanlar Kurulunca imzalanmaması nedeniyle kredilerin kullandırılamadığına,

Tokat Milletvekili Orhan Düzgün, AK PARTİ’li bir milletvekilinin bir televizyon kanalında Cumhuriyet Halk Partili milletvekillerini tehdit ettiğine ve özür dilemesi gerektiğine,

Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt, Porsuk su havzasının Kütahya’nın atıklarıyla kirlendiğine ve Kütahya’ya bir an önce arıtma tesisleri yapılması gerektiğine,

İlişkin birer açıklamada bulundular.

CHP Grubunun, 27/12/2011 tarihinde İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve arkadaşları tarafından, görevi yaptırmamak için direnme suçlarındaki artışın nedenleri ile işkence ve kötü muamele iddiaları arasındaki ilişkinin araştırılarak işkence ve eziyet suçlarının önlenmesi ve cezasız kalmaması için alınacak tedbirlerin belirlenmesi hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin (185 sıra no.lu) Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak 16/2/2012 Perşembe günlü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına,

AK PARTİ Grubunun, Genel Kurulun çalışma gün ve saatlerinin düzenlenmesi ile 164 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin kırksekiz saat geçmeden gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının 2’nci sırasına; 85, 76, 161 ve 119 sıra sayılı kanun tasarılarının ise bu kısmın 3, 4, 5 ve 6’ncı sıralarına alınmasına ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesine,

İlişkin önerileri, yapılan görüşmelerden sonra kabul edildi.

İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 23 arkadaşının, görevi yaptırmamak için direnme suçlarındaki artışın nedenleri ile işkence ve kötü muamele iddiaları arasındaki ilişkinin araştırılarak işkence ve eziyet suçlarının önlenmesi ve cezasız kalmaması için alınacak tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/151), yapılan ön görüşmelerden sonra kabul edilmedi.

Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, Artvin’in Cerattepe mevkisi ve Genya Dağı’ndaki madencilik faaliyetinin mahkeme kararıyla durdurulmasına rağmen yasal mevzuata aykırı olarak yeniden ihaleye çıkarıldığına ve bu ihalenin bir an önce durdurulması gerektiğine,

Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Malatya’nın Darende ilçesine bağlı Çukurkaya köyünde meydana gelen depremde can kaybı olmadığına ancak Malatya’nın olası bir depreme hazırlıklı olmadığına, devlet kurumlarının şimdiden tedbir alması gerektiğine,

İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlu, Genel Kurul salonundaki gürültü ve hareketten dolayı Meclis çalışmalarından yeterince verim alınamadığına,

Adana Milletvekili Ali Halaman, Adana’nın Kozan ilçesinde Kredi ve Yurtlar Kurumuna bağlı bir yurdun ihalesinin ne zaman yapılacağına,

İzmir Milletvekili Hülya Güven, İzmir’de karakolda elleri bağlı olarak dayak yediği ve işkenceye maruz kalan Fevziye Cengiz’in mahkemesinde görevsizlik kararı verildiğine,

Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair tasarının acilen Meclise gelmesi gerektiğine, ne zaman geleceğini öğrenmek istediğine,

İlişkin birer açıklamada bulundular.

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının;

1’inci sırasında yer alan ve görüşmeleri yarım kalan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu’nun (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156) görüşmeleri, Komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından ertelendi.

2’nci sırasına alınan, Isparta Milletvekili Recep Özel’in; Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu Raporu’nun (2/343) (S. Sayısı: 164), görüşmelerine başlandı.

İzmir Milletvekili Oktay Vural,

Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan,

İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu,

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın partilerine;

Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın, Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın partisine,

Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın partisine 2 defa,

Yalova Milletvekili Muharrem İnce, İstanbul Milletvekili Bülent Turan’ın grubuna,

Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın, Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin partisine,

Sataşmaları nedeniyle birer konuşma yaptılar.

İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, 164 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 1’inci maddesi üzerinde Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk ve arkadaşlarının vermiş olduğu önergenin görüşmelerinin İçtüzük’ün 70’inci maddesine göre kapalı oturumda yapılmasına ilişkin önergesi üzerine kapalı oturuma geçildi.

Birleşime saat 23.10’da ara verildi.

Altıncı Oturum

(Kapalıdır)

                                                    Şükran Güldal MUMCU

                                                             Başkan Vekili

    Muhammet Bilal MACİT                                                                             Fatih ŞAHİN

                 İstanbul                                                                                               Ankara

                Kâtip Üye                                                                                           Kâtip Üye

Yedinci ve Sekizinci Oturumlar

Yedinci Oturum saat 23.50’de açıldı.

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının 2’nci sırasına alınan ve görüşmeleri yarım kalan, Isparta Milletvekili Recep Özel’in; Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu Raporu’nun (2/343) (S. Sayısı: 164), görüşmeleri tamamlanarak yapılan açık oylama sonucu kabul edildi.

Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın, Eskişehir Milletvekili Bedii Süheyl Batum’un şahsına,

Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın şahsına ve partisine,

Isparta Milletvekili Recep Özel, Isparta Milletvekili S. Nevzat Korkmaz’ın şahsına,

Isparta Milletvekili S. Nevzat Korkmaz, Isparta Milletvekili Recep Özel’in şahsına,

Isparta Milletvekili Recep Özel, Isparta Milletvekili S. Nevzat Korkmaz’ın şahsına,

Sataşmaları nedeniyle birer konuşma yaptılar.

Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç, Isparta Milletvekili S. Nevzat Korkmaz’ın Isparta Şarkikaraağaç  Belediye Başkanıyla ilgili ifadelerine,

Isparta Milletvekili S. Nevzat Korkmaz, Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç’in Isparta Belediye Başkanlığıyla ilgili ifadelerine,

İlişkin birer açıklamada bulundular.

İzmir Milletvekili Oktay Vural, Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın partisine sataşması nedeniyle bir konuşma yaptı.

Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın  ifadelerine,

Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak, Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ve Muş Milletvekili Sırrı Sakık’ın ifadelerine,

Muş Milletvekili Sırrı Sakık, 1999 yılında görüşmeler yapıldığına,

İlişkin birer açıklamada bulundular.

Genel Kurulun 17/2/2012 Cuma günü toplanmamasına ilişkin Danışma Kurulu önerisi kabul edildi.

Alınan karar gereğince, 21 Şubat 2012 Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere, birleşime 05.47’de son verildi.

                                                         Mehmet SAĞLAM

                                                             Başkan Vekili

    Muhammet Bilal MACİT                                                                             Fatih ŞAHİN

                 İstanbul                                                                                               Ankara

                Kâtip Üye                                                                                           Kâtip Üye

II. - GELEN KÂĞITLAR

                                                                                                                                                No: 89

20 Şubat 2012 Pazartesi

Tasarı

1.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kosova Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Cezai Konularda Karşılıklı Adli Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/571) (Adalet ile Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/02/2012)

 

Teklifler

1.- İstanbul Milletvekili Ayşe Eser Danışoğlu’nun; 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/353) (Adalet ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/01/2012)

2.- İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak’ın; Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/354) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler; Kadın Erkek Fırsat Eşitliği ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 24/01/2012)

3.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Uyuşturucu ve Psikotrop Madde, Bağımlılığı ve Kaçakçılığıyla Mücadele Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Teklifi (2/355) (Plan ve Bütçe; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile İçişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/01/2012)      

4.- İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in; 02.05.1972 Tarih ve 1586 Sayılı “Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın Ölüm Cezalarının Yerine Getirilmesine Dair Kanun”un Yürürlükten Kaldırılmasına İlişkin Kanun Teklifi (2/356) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/01/2012)

5.- İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’in; 492 Sayılı Harçlar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/357) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)             

6.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,  İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı,  Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve  Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal’ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/358) (Plan ve Bütçe ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/02/2012)  

Sözlü Soru Önergeleri

1.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, bir açıklamasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1126) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

2.- İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak’ın, İstanbul’da üretilen, taşınan ve depolanan kimyasallara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/1127) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

3.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, sosyal güvenlik reformuna ve sendikalı çalışanlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/1128) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

4.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, OSB’lerin yaygınlaştırılmasına ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından sözlü soru önergesi (6/1129) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

5.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan Kura nehrine HES projesi yapılmasına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1130) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

6.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, ABD Büyükelçiliğinde brifing verildiği iddialarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1131) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)

7.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, Bakanlık Müsteşarlığına atanan kişiye ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1132) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)

8.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, ev veya araç satan kişilerin resen geriye dönük 5 yıllık ticari mükellef yapıldığı iddialarına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1133) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

9.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, fizik tedavi rehabilitasyon hastanelerine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1134) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

10.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, işçi sağlığı konusunda ülkemizdeki meslek hastalıkları hastanelerinin sayısına ve illere göre dağılımına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1135) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

11.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, verem savaş dispanserlerine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1136) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

12.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, turizm potansiyelinde Anadolu’nun payının artırılmasına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/1137) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

13.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, mağara turizminin geliştirilmesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/1138) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

14.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, aşırı yağışlardan zarar gören çiftçilerin mağduriyetine ve sebze fiyatlarına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1139) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

15.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana’da don olayları nedeniyle zarar gören üreticilerin mağduriyetlerine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1140) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

16.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde görev yapan teknisyen yardımcılarının özlük haklarına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1141) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

17.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, İtalya ile yapılan ithalat ve ihracata ilişkin Ekonomi Bakanından sözlü soru önergesi (6/1142) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

18.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana ili ve ilçelerinde yürütülen proje ve yatırımlara ilişkin Kalkınma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1143) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

19.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, 2011 yılında Fransa ile gerçekleşen ithalat ve ihracat oranına ve Fransa’nın soykırım yasasından sonraki dış ticaretimize ilişkin Ekonomi Bakanından sözlü soru önergesi (6/1144) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

20.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, kamuda tek maaş düzenlemesi paralelinde engelli Kıbrıs gazilerinin maaşlarının kesilmesine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/1145) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

21.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, asgari ücretlinin brüt maaşı üzerinden kesilen vergi ve sosyal güvenlik primlerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/1146) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

22.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, kamuda çalışan avukatların maaşlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1147) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

23.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, öğretmen atamalarına ve öğretmen açığına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1148) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

24.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, engelli vatandaşların ihtiyaçlarının Devlet tarafından karşılanması için yapılan çalışmalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1149) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

25.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, mübaşirlerin genel idare hizmetleri sınıfına geçirilip geçirilmeyeceğine ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1150) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

26.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, ihracat ve ithalat oranlarındaki artışlara ilişkin Ekonomi Bakanından sözlü soru önergesi (6/1151) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

27.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, akaryakıtta vergi indirimine ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1152) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

28.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’deki bir köye yeni bir okul yapılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1153) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

29.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, şehit olan asker ve polis ailelerine ödenen tazminatlara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1154) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

30.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’da sık yaşanan internet arızasına ve arızanın giderilmesine yönelik çalışmalara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1155) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

31.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan çevre ve köy yollarının etrafının ağaçlandırılmasına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1156) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

32.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, sanatçılara verilen teşvik paralarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/1157) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

33.- Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü’nün, Çokal Barajının yapımı aşamasında zarar gören çiftçilerin mağduriyetlerinin giderilmesine ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1158) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

34.- Niğde Milletvekili Doğan Şafak’ın, Niğde-Tepeköy Çiftlik İl Yolu Projesine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/1159) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

Yazılı Soru Önergeleri

1.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Türkiye’nin Suriye’ye karşı Katar’dan para aldığı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3882) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

2.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, PKK’nın Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da ihalelere katılan iş adamlarından haraç aldığı yönündeki iddialara ve alınan önlemlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3883) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

3.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, öğretmen açığına ve atanamayan öğretmenlerin mağduriyetine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3884) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

4.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, 19 Mayıs kutlamalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3885) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

5.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Doğu Karadeniz Bölgesinde yoksulluğun artmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3886) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

6.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Çaykur’un çalıştırdığı mevsimlik işçilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3887) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

7.- Adıyaman Milletvekili Salih Fırat’ın, Devlet yurtlarıyla ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3888) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

8.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, mezhep tartışmalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3889) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

9.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Başbakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3890) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

10.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in, Bingöl-Adaklı’daki ekonomik, altyapı, eğitim ve sağlık sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3891) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

11.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Merkez İnköy 2. Etap Alt Gelir Grubu Konut Projesi kapsamında yaptırılan iş merkezine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3892) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

12.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, 30 Mart 2007’de New York’ta imzalanan engellilerin haklarına ilişkin sözleşmenin onaylanmasının uygun bulunduğuna dair kanun kapsamındaki çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3893) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

13.- İstanbul Milletvekili Sabahat Akkiray’ın, Malatya’da Ermeni mezarlığındaki gasilhanenin belediye tarafından yıkılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3894) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

14.- İstanbul Milletvekili Haluk Eyidoğan’ın, TOKİ tarafından yapılan konutlara ve ihalelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3895) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

15.- Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak’ın, Güney Akım Gaz Boru Hattı ve NABUCCO Projesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3896) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

16.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, elektronik belge yönetim sistemine geçiş ile ilgili çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3897) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

17.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3898) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

18.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetiminin bağımsızlığını ilan edeceği iddialarına ve Hükümetin bu konudaki politikasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3899) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

19.- Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün, 1938 Dersim olayları sonrasında evlatlık verilen kız çocuklarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3900) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)

20.- İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi’nin, Ergenekon Soruşturması özel yetkili savcılarıyla özel görüşme yapıldığı iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3901) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)

21.- Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, Ankara’da engelli vatandaşların yaşamını kolaylaştırmak için yapılan çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3902) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)

22.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, sokakta yaşamak zorunda olan kişilerin sorunlarına ve yapılan çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3903) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)

23.- Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın, Mersin’deki Sülfürik Asit Üretim Tesisinin çevreye ve insan sağlığına etkisine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3904) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)

24.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürütülen çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3905) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

25.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Vanlı üniversite öğrencilerinin mağduriyetlerinin giderilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3906) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)

26.- Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş’ın, ABD Başkanının bir açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3907) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)

27.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, bir milletvekilinin sağlıkta katkı payına ilişkin açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3908) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

28.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Kanal İstanbul Projesi çalışmalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3909) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

29.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, yabancılara toprak satışındaki kısıtlama oranının yükseltileceği iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3910) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

30.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, 2002 yılından bu güne kadar açılan kilise sayısına ve kiliselere yapılan yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3911) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

31.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Başbakanın eski Genelkurmay Başkanı ile Dolmabahçe çalışma ofisinde yaptığı görüşmeye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3912) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

32.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, tutuklu gazetecilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3913) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

33.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, Gençliğe Hitabeyle ilgili milli eğitim politikasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3914) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

34.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bolu Belediyesindeki sözleşmeli işçilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3915) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

35.- Erzincan Milletvekili Muharrem Işık’ın, Ankara’da valiler toplantısında yapmış olduğu açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3916) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

36.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, Van depremi için toplanan yardım miktarına ve bu yardımların dağıtımına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3917) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

37.- İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi’nin, Sultanahmet’te bir tarihi kalıntının yıkıldığı iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3918) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

38.- İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi’nin, Taksim meydanı ile ilgili yapılan plan değişikliğine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3919) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

39.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, bir açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3920) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

40.- Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici’nin, faili meçhul cinayetlere ve toplu mezarlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3921) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

41.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/3922) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

42.- Tokat Milletvekili Orhan Düzgün’ün, bir televizyon kanalında yaptığı açıklamasına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/3923) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)

43.- Ağrı Milletvekili Halil Aksoy’un, Kürtçe ile ilgili bir açıklamasına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/3924) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)

44.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, bir yazar hakkındaki sözlerine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/3925) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

45.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/3926) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

46.- Van Milletvekili Nazmi Gür’ün, Van’da yaşanan çadır yangınlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/3927) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)

47.- Muğla Milletvekili Nurettin Demir’in, Van deprem bölgesinde yapılan prefabrik konutlara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/3928) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

48.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/3929) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

49.- Antalya Milletvekili Tunca Toskay’ın, tüketici kredileri ve kredili mevduat hesabı borçlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/3930) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

50.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, yabancı sermayeli bankalarca kullandırılan tarımsal kredilerin takibine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/3931) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

51.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, sıfır faizli hayvancılık kredisi kullanımında Ziraat Bankasından kaynaklanan mağduriyete ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/3932) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

52.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/3933) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

53.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, 2002 yılından bu güne kadar Diyanet İşleri Başkanlığınca yapılan cami sayısına ve verilen tamirat ödeneğine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/3934) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

54.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, Antalya’daki icra takiplerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3935) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

55.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3936) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

56.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, sıkı yönetim mahkemeleri tarafından mahkum edilen ve şartlı salıverilen bir kişiye ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3937) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

57.- İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’in, Terörle Mücadele Kanunu’nun uygulanması ile ilgili sorunlar ile tutuklu ve hükümlü öğrencilerin mağduriyetlerinin giderilmesine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3938) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

58.- Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen’in, Demokratik Toplum Kongresine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3939) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

59.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, engellilerin adalete ve bilgiye erişimi hususundaki düzenlemelerin yeterliliğine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3940) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

60.- İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’ün, AİHM’de Türkiye aleyhine açılmış davalara, bu davalardan kaynaklanan tazminatlara ve AİHM kararlarının uygulanmasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3941) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

61.- Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz’ın, Başbakan Yardımcısına suikast iddiasıyla açılan soruşturmanın akıbetine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3942) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

62.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, tutuklu bulunan lise ve üniversite öğrencilerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3943) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

63.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, özel yetkili ağır ceza mahkemelerin anayasal dayanağına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3944) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

64.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, cezaevleri ile cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerden alınan bedellere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3945) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

65.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3946) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

66.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, hasta bir mahkumun cezaevindeki sorunlarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3947) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)

67.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlıkta hizmet alımı yoluyla istihdam edilen personele ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3948) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

68.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Ceza İnfaz Kurumu personelinin sorunlarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3949) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

69.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3950) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

70.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, cezaevlerinde yaşanan sorunlara ve cezaevlerinin denetimine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3951) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

71.- Aydın Milletvekili Metin Lütfü Baydar’ın, cezaevinde yaşamını yitiren bir hükümlüyle ilgili bazı iddialara ve cezaevindeki sağlık koşullarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3952) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

72.- Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer’in, 2004 yılında Sakarya Pamukova’da meydana gelen tren kazasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3953) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

73.- İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’ün, Mülga 765 Sayılı ve 5237 Sayılı Ceza Kanunları uyarınca açılan çek davası, sanık ve mağdur sayısına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3954) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

74.- İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’in, cezaevlerinde yaşanan sorunlara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3955) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

75.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel’in, engellilerin kamu hizmetlerine erişimi konusundaki düzenlemelere ve özürlü istihdamına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3956) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

76.- Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer’in, Tekirdağ’da Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının dağıtımını yaptığı kömürlerle ilgili iddialara ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3957) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

77.- İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’in, bir kamu kurumunda mobbinge maruz kalan bir kadın çalışanın mağduriyetine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3958) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

78.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, oyuncak silah satışlarının ve şiddet içeren programların engellenmesine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3959) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

79.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3960) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

80.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3961) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

81.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3962) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

82.- İstanbul Milletvekili Melda Onur’un, kadına yönelik şiddetin önlenmesine yönelik yasal düzenlemelere ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3963) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

83.- Muş Milletvekili Demir Çelik’in, sokak çocuklarının sorunlarının çözümüne ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3964) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

84.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/3965) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

85.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/3966) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

86.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/3967) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

87.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/3968) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

88.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/3969) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

89.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/3970) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

90.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Sungurlu Barajı Projesi’ne ve köylerin sular altında kalması nedeniyle yaşanacak mağduriyete ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3971) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

91.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel’in, Bakanlıkta ve Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarla özürlü personel istihdamına ve özürlülerin kamusal alanlara erişiminin kolaylaştırılmasına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3972) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

92.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3973) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

93.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3974) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

94.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Diyarbakır Bismil imar planına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3975) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)

95.- Van Milletvekili Nazmi Gür’ün, Van Deprem Çalıştayı kapsamında yapılması planlanan çalışmalara ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3976) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)

96.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3977) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

97.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Kuzey Ankara Projesi konut teslimlerine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3978) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

98.- Adıyaman Milletvekili Salih Fırat’ın, Adıyaman’da hava şartları nedeniyle kapanan yollardan dolayı yaşanan mağduriyete ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3979) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

99.- Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, Lisanslı Harita Kadastro Mühendisleri ve Büroları sınavının mahkeme kararıyla iptaline ve ortaya çıkacak mağduriyete ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3980) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

100.- İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak’ın, çocuk işçiliğinin önlenmesine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3981) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

101.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, 2011 yılında yaşanan iş kazalarına ve işçilerin mağduriyetine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3982) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

102.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3983) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

103.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, diyabet hastalarının şeker ölçüm çubuğu ve şeker ölçüm cihazlarına ödediği farka ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3984) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

104.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3985) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

105.- Samsun Milletvekili Ahmet İhsan Kalkavan’ın, belediyelere bağlı kuruluşların ve mahalli idare birliklerinde geçici işçi olarak çalışanların mağduriyetlerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3986) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)

106.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, SGK’da vekaleten atanan müdür ve daire başkanlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3987) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)

107.- İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’in, taşeron firma ve işçilere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3988) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

108.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, İŞKUR’un meslek kurslarına ve işsizlik sigortasından faydalanmak için başvuranlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3989) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

109.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3990) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

110.- Ankara Milletvekili Ayşe Gülsün Bilgehan’ın, kadın istihdamını artırmak için verilen teşviklere ve kadın istihdam oranlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3991) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

111.- Ankara Milletvekili Ayşe Gülsün Bilgehan’ın, Kadın İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin Sağlanması konulu genelge kapsamında yürütülen çalışmalara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3992) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

112.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, Bulgaristan’da çalışıp emekli olan ve emekli maaşlarını Türkiye’den alanların sağlık hizmetlerinden yararlanamamasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3993) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

113.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3994) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

114.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3995) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

115.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Katar yönetimiyle ilişkilerle ilgili bazı iddialara ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3996) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

116.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3997) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

117.- Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, BOP veya GODKA girişimi adını taşıyan projeyle ilgili bazı açıklamalarına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3998) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

118.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, Bulgaristan’da yaşayan Türklerin ve Türkiye’deki çifte vatandaşların sorunlarına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3999) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

119.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4000) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

120.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4001) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

121.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akar’ın, Kocaeli’deki doğal gaz dağıtım şirketlerine ve elektrik faturalarındaki kayıp kaçak oranına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4002) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)

122.- Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü’nün, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının dağıttığı kömürlerin kalitesine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4003) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)

123.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4004) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

124.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal’a Tedavi Yardımı Yapılmasına Dair Yönetmelik hükümlerinin uygulanmasına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/4005) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/02/2012)

125.- Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı’nın, Konya’da şehir içi doğal gaz dağıtımını yapan firmanın yükümlülüklerini yerine getirmemesinden kaynaklanan sorunlara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4006) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

126.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, elektrik üretim tesislerine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4007) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

127.- Adıyaman Milletvekili Salih Fırat’ın, Adıyaman-Gerger’de elektrik kesintisi nedeniyle yaşanan mağduriyete ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4008) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

128.- İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun, Libya’da iş yapan Türk firmalarının mağduriyetine ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/4009) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

129.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/4010) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

130.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/4011) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

131.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/4012) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

132.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Sivas’tan göçün önlenmesine yönelik çalışmalara ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/4013) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

133.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Kastamonu’dan göçün önlenmesine yönelik çalışmalara ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/4014) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

134.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’deki üniversite ve yüksekokul öğrencilerinin barınma sorunlarına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/4015) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

135.- Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş’ın, Kayseri’de bir spor karşılaşmasında İsrail aleyhine slogan atan gençler hakkında dava açıldığı iddialarına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/4016) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

136.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/4017) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

137.- Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen’in, Mezopotamya Kulüpler Birliği’nin statüsüne ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/4018) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

138.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel’in, Bakanlıkta ve Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda özürlü personel istihdamına ve özürlülerin sportif ve sosyal faaliyet alanlarına erişiminin kolaylaştırılmasına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/4019) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

139.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/4020) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

140.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/4021) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

141.- Denizli Milletvekili İlhan Cihaner’in, Denizli İl Özel İdaresinde Gençliğe Hitabe ve İstiklal Marşı levha-tablolarının çıkarıldığı iddialarına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/4022) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

142.- Mersin Milletvekili Ali Öz’ün, tarımsal maliyetin azaltılması suretiyle çiftçinin desteklenmesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4023) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

143.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, TAR-GEL Projesi kapsamında çalışan personelin mağduriyetinin giderilmesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4024) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

144.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, aşırı yağışlar nedeniyle tarım ürünlerinde oluşabilecek zararların TARSİM kapsamına alınmamasına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4025) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

145.- Edirne Milletvekili Recep Gürkan’ın, Edirne İl Kontrol Laboratuvarı Müdürlüğünün hizmet kapasitesinin geliştirilmesi ve eksikliklerinin giderilmesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4026) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

146.- İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak’ın, balıkçılık sektörünün sorunlarına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4027) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

147.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4028) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

148.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4029) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

149.- Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu’nun, sağanak yağış nedeniyle Asi Nehrinin taşması neticesi yaşanan mağduriyete ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4030) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)

150.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, Mersin’de yaşanan fırtına ve hortum felaketi neticesinde çiftçilerin yaşadıkları mağduriyete ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4031) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)

151.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4032) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

152.- Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz’ın, Ukrayna yumurtasının Türk menşeine dönüştürülerek Irak’a gönderildiği iddiasına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4033) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

153.- Antalya Milletvekili Tunca Toskay’ın, AB tarafından kırsal kalkınma alanında 2011 yılı için Türkiye’ye yönelik hibe programına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4034) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

154.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, ihraç edilen yemeklik zeytinyağının uluslararası standarda getirilmesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4035) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

155.- Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz’ın, Afyon Alkaloitleri Fabrikasının modernizasyonuna ve personelinin sorunlarına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4036) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

156.- İzmir Milletvekili Musa Çam’ın, hayvancılık teşvik ve desteklerinden yararlanan bölgelere ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4037) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

157.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4038) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

158.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4039) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

159.- Van Milletvekili Nazmi Gür’ün, sınır ticaret merkezlerindeki mağazalar, ürün çeşitleri ve kotalara ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4040) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)

160.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4041) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

161.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, teşkilat yapısındaki yenileme sonrasında Gümrük Muayene Memurlarının mağduriyetlerine ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4042) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

162.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, 2011 yılında yaşanan kaçakçılık olaylarına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4043) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

163.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Zeytinbağı Beldesinin adının Tirilye olarak değiştirilmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4044) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

164.- Antalya Milletvekili Arif Bulut’un, Manavgat-Ilıca Beldesi Belediye Başkanı hakkındaki bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4045) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

165.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Köylere Hizmet Götürme Birliklerinin yaptığı ihalelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4046) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

166.- Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer’in, Tekirdağ’da Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından dağıtılan kömür yardımıyla ilgili bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4047) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

167.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4048) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

168.- İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’in, çeşitli sebeplerle meydana gelen çocuk ölümlerinin önlenmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4049) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

169.- Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen’in, Demokratik Toplum Kongresine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4050) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

170.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, eski vali konağının bulunduğu taşınmazın şartlı bağışla verildiği iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4051) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

171.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Emniyet Genel Müdürlüğünde yapılan bir atamaya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4052) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

172.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, soruşturma izni istenen ve soruşturma açılan belediye başkanlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4053) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

173.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4054) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

174.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, ABD Büyükelçiliğinde brifing verildiği iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4055) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

175.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, isimleri değiştirilen yerleşim birimlerine eski isimlerinin verilip verilmeyeceğine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4056) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)

176.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Diyarbakır’da bir camii imamının öldürülmesi ile ilgili bilgi ve belgelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4057) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)

177.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Diyarbakır’da bir öğretmenin öldürülmesi ile ilgili bilgi ve belgelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4058) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)

178.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, isimleri değiştirilen yerleşim yerlerine eski isimlerinin verilmesi ile ilgili yapılan çalışmalara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4059) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)

179.- Ağrı Milletvekili Halil Aksoy’un, Emniyet Genel Müdürlüğünün bir kişiye eskort hizmeti vermesi ile ilgili bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4060) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)

180.- Van Milletvekili Nazmi Gür’ün, Van’daki mültecilere ve sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4061) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)

181.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Emniyet Genel Müdürlüğünün bir kişiye eskort hizmeti vermesi ile ilgili bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4062) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)

182.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, Emniyet Genel Müdürlüğünün bir kişiye eskort hizmeti vermesi ile ilgili bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4063) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)

183.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4064) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

184.- Antalya Milletvekili Tunca Toskay’ın, yabancıların Türkiye’de ikamet ve seyahatleri hakkında kanunun bazı maddelerinde yapılan değişikliğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4065) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

185.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, 2010 yılında alınan üniversite mezunu polis memuru sayısına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4066) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

186.- Adana Milletvekili Muharrem Varlı’nın, belediyeler ve il özel idarelerinde görev yapan sözleşmeli personelin uygun kadroya atanmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4067) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

187.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, belediye ve il özel idarelerinin toplam borçlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4068) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

188.- İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak’ın, İstanbul’un su sorununa ve bu konudaki çalışmalara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4069) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

189.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, başka illere misafir olarak yerleştirilen Van’lı depremzedelerin sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4070) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

190.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, Emniyet Genel Müdürlüğünün bir kişiye eskort hizmeti vermesi ile ilgili bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4071) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

191.- Denizli Milletvekili İlhan Cihaner’in, Denizli’de faaliyet gösteren bazı dernek ve lokallerin açma ve işletme izin belgelerinin iptaline ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4072) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

192.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, Uludere’de meydana gelen olaylardan sonra bir komutanın görevden alınmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4073) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

193.- İzmir Milletvekili Musa Çam’ın, Bingöl’deki bazı köy yollarının yapımına ve bakımına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4074) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

194.- İzmir Milletvekili Oğuz Oyan’ın, İSPARK AŞ’nin özelleştirilmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4075) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

195.- Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu’nun, köy ve mahalle muhtarlarının özlük haklarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4076) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

196.- İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’ün, Suriye’deki muhaliflere eğitim verildiği iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4077) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

197.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından verildiği iddia edilen brifinge ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4078) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

198.- Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin, toplu gösteri ve yürüyüşlere yapılan müdahalelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4079) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

199.- Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu’nun, Güroymak’ta bir parkın isminin değiştirilmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4080) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

200.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/4081) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

201.- İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’in, bir kamu kurumunda cinsel tacize ve mobbinge maruz kalan bir kadın çalışanın mağduriyetine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/4082) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

202.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/4083) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

203.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/4084) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

204.- İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’ün, AKM’nin bakım, onarım ve akıbetine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/4085) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

205.- Antalya Milletvekili Tunca Toskay’ın, Antalya’da kiraya verilen ve tescil kaydı kaldırılan taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/4086) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

206.- İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’in, Haydarpaşa Port Projesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/4087) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

207.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4088) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

208.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4089) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

209.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4090) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

210.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Sivas’tan göçün önlenmesine yönelik çalışmalara ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4091) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

211.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Kastamonu’dan göçün önlenmesine yönelik çalışmalara ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4092) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

212.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel’in, kamu görevlilerinin kullandığı makam araçlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4093) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

213.- Adıyaman Milletvekili Salih Fırat’ın, sivil toplum örgütleri tarafından Vanlı depremzedelere destek amacıyla yaptırılacak binalar için kullanılacak malzemelerden KDV alınmamasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4094) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

214.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, sıkı yönetim mahkemeleri tarafından mahkum edilen ve şartlı salıverilen bir kişiden talep edilen iaşe bedeline ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4095) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

215.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4096) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

216.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, başta öğretmenler olmak üzere Van’da görev yapan kamu personeline deprem tazminatı ödenmemesine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4097) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

217.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4098) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

218.- Antalya Milletvekili Tunca Toskay’ın, 666 Sayılı KHK’de yer alan eşit işe eşit ücret ilkesinin uygulanmasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4099) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

219.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4100) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

220.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, kurum ve kuruluşların yönetim, denetim ve tasfiye kurulu gibi organlarında görev alan memur ve diğer kamu görevlilerine ödenen ücretlere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4101) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

221.- İzmir Milletvekili Oğuz Oyan’ın, İzmir Büyükşehir Belediyesine tahakkuk ettirilen kurumlar vergisine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4102) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

222.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, 19 Mayıs kutlamalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4103) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

223.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, FATİH Projesi kapsamındaki tablet bilgisayar ihalesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4104) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

224.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, 2000-2011 yılları arasında görev alan ücretli öğretmen sayısına, kadrolu öğretmen açığına ve hizmete giren eğitim fakültelerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4105) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

225.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4106) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

226.- Samsun Milletvekili Ahmet Haluk Koç’un, Samsun ili ve ilçelerinin öğretmen ihtiyacına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4107) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

227.- İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak’ın, okullarda uyuşturucu kullanımı ve satışlarının engellenmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4108) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

228.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4109) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

229.- İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi’nin, Dumlupınar Üniversitesi yerleşkesindeki bir heykele ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4110) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)

230.- Antalya Milletvekili Tunca Toskay’ın, öğrencilerin okula devamsızlık sorununa ve okulu bırakan öğrencilere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4111) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

231.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, okullarında milli güvenlik dersi bulunan ülkelere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4112) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

232.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, FATİH Projesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4113) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

233.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Şubat döneminde gerçekleşen öğretmen atamalarında boş kalan kadrolara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4114) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

234.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bursa’da öğretmen ve derslik eksikliklerinin giderilmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4115) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

235.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, ilköğretim ve ortaöğretimde FATİH Projesi teknolojisinin kullanılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4116) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

236.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel’in, Bakanlıkta ve bağlı kurum ve kuruluşlarda istihdam edilen engelli personel ile engellilerin okullara ve Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlara erişimini kolaylaştırmaya yönelik çalışmalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4117) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

237.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4118) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

238.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, Şanlıurfa’daki öğretmen açığına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4119) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

239.- Sakarya Milletvekili Engin Özkoç’un, özel eğitim ve rehabilitasyon kursları ve öğretmenlerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4120) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

240.- İzmir Milletvekili Musa Çam’ın, Bingöl-Adaklı’daki bir köye taşımalı eğitim aracı tahsisine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4121) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

241.- Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu’nun, bir denizcilik meslek lisesinde gemi simülatörü eğitimi olmamasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4122) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

242.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, andımızın kaldırılıp kaldırılmayacağına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4123) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

243.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in, Bingöl şehir merkezinde bulunan askeri birliğin vatandaşların mağduriyetine sebep olduğu iddialarına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4124) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

244.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4125) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

245.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, son on yıl içerisinde askeri okullardan ayrılan öğrencilerin sayısına ve okullardaki yönetimle ilgili bazı iddialara ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4126) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

246.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, TSK’da görev yapan astsubayların özlük haklarına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4127) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

247.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4128) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

248.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Boğazköy Barajı ve Kocasu Çayındaki yüksek tuzluluk oranının yol açtığı sorunlara ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4129) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

249.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4130) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

250.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4131) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

251.- Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü’nün, Çokal Barajı’ndan Tekirdağ’a daha fazla sulama hizmeti verilmesine ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4132) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)

252.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4133) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

253.- Manisa Milletvekili Hasan Ören’in, Kula-İbrahimağa köyünün sulama göleti ihtiyacına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4134) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

254.- Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü’nün, Tekirdağ Orman İşletme Müdürlüğünce bir taşınmazın bir vakfa kiralanmasına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4135) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

255.- İzmir Milletvekili Musa Çam’ın, Bingöl’de bir ormanlık alanın tahrip edildiği iddialarına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4136) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

256.- Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, AOÇ’nin toplam arazi miktarına ve Gazi yerleşkesinin bazı kurumlara tahsisi iddialarına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4137) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

257.- Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan’ın, Gelibolu-Ağadere mevkiine Panorama Müzesi yapılacağına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4138) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

258.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4139) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

259.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, 2000-2011 yılları arasındaki zehirlenme vakalarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4140) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

260.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda hizmet alım yoluyla çalışan personele ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4141) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

261.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel’in, Şanlıurfa’da bir hastanede bir doktor ile idareciler arasında tartışma yaşandığı iddiasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4142) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

262.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığın Genel İdare Hizmetleri Sınıfında görev yapan memurların özlük haklarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4143) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

263.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin Ödemiş-Bozdağ’daki sağlık hizmetlerindeki yeterliliğe ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4144) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

264.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, 663 Sayılı Sağlık Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki KHK ile yapılan atamalara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4145) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

265.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, Meslek Hastalıkları Hastanesi tarafından yapılan çalışmalara ve sağlık çalışanlarının sorunlarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4146) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

266.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4147) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

267.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Mardin-Midyat’daki 150 yataklı Devlet Hastanesinin hizmete girmesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4148) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)

268.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, Güzelbahçe’de sağlık hizmetlerinin yeterliliğine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4149) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)

269.- Muğla Milletvekili Nurettin Demir’in, Van depremzedelerinin sağlık sorunlarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4150) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

270.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, yurt dışından getirileceği iddia edilen sağlık personeli ile ilgili bazı iddialara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4151) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

271.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4152) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

272.- Isparta Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, Isparta Devlet Hastanesi Patoloji Laboratuvarının ekipman ve personel ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4153) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

273.- Isparta Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, 663 Sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile getirilen düzenlemelere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4154) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

274.- Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz’ın, başta Sağlık Bakanlığında görev yapanlar olmak üzere, GİH sınıfındaki memurların mağduriyetine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4155) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

275.- Kütahya Milletvekili Ali Işık’ın, Kütahya İl Merkezindeki Devlet Hastanesine yeni hizmet binası yapılmasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4156) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

276.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların çıkardıkları dergilere ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4157) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/02/2012)

277.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Karadeniz sahil yolundan kaynaklanan sorunlara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4158) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

278.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Bakanlığa yöneltilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4159) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/02/2012)

279.- Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu’nun, sağanak yağış neticesinde Hatay Havaalanının uçuş trafiğine kapatılmasının sorumlularına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4160) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/02/2012)

280.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığın, Fransa menşeli kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü çalışmalara ve bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4161) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

281.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Adana-Gaziantep arası demiryolu hattına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4162) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

282.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, öğrenci indirim kartlarının tüm illerde geçerli olması için çalışma yapılıp yapılmadığına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4163) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

283.- Manisa Milletvekili Sümer Oral’ın, Ankara-İzmir Hızlı Tren Projesi kapsamında güzergâhta değişiklikler yapılacağı iddiasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4164) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

284.- Muğla Milletvekili Nurettin Demir’in, hava şartları nedeniyle uçuşların iptal edilmesi sonucu yolcuların yaşadığı mağduriyete ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4165) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

285.- Denizli Milletvekili İlhan Cihaner’in, Çardak havalimanı için DHM’nin imzaladığı taksi hizmetleri sözleşmesine ve Çardak taksicilerinin mağduriyetine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4166) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/02/2012)

286.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, 2004 yılında Sakarya-Pamukova’da meydana gelen tren kazası ile ilgili verilen idari cezalara ve kazazedelere yapılan yardımlara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4167) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

287.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, LPG’li araçların sızdırmazlık testi ve periyodik kontrol zorunluluğunun kaldırılmasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4168) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

288.- Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü’nün, 2004 yılında Sakarya-Pamukova’da meydana gelen tren kazasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4169) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

289.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Alanya-Silifke karayolunun yenilenmesine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4170) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

290.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Niğde-Ankara otobanı inşaatına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4171) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

291.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Kastamonu-Sinop yolunun yenilenmesine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/4172) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/02/2012)

II. - GELEN KÂĞITLAR

                                                                                                                                                No: 90

21 Şubat 2012 Salı

Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 21 Milletvekilinin, özel hastanelerin sorunlarının ve bu sorunlara yol açan etkenlerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/152) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2011)

2.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 20 Milletvekilinin, çocuk suçluluğu sorununun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/153) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2011)

3.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 22 Milletvekilinin, şeker pancarı tarımının sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/154) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2011)

4.- Kütahya Milletvekili Alim Işık ve 21 Milletvekilinin, internet üzerinden oynanan oyunların neden olduğu kayıt dışı sanal ticaretin ve çocuklar ve gençler üzerindeki etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/155) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/11/2011)

5.- Ankara Milletvekili Cevdet Erdöl ve 20 Milletvekilinin, çocuk ve gençlerin internet ve diğer bilgi-iletişim teknolojilerini kullanırken karşı karşıya kaldıkları risklerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/156) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/11/2011)

6.- Adana Milletvekili Necdet Ünüvar ve 20 Milletvekilinin, kontrolsüz internet kullanımının yol açabileceği sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/157) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/12/2011)

7.- İzmir Milletvekili Erdal Aksünger ve 28 Milletvekilinin, bilişim sektörünün sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/158) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/12/2011)

8.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Erdoğan ve 27 Milletvekilinin, bilgi iletişim teknolojilerindeki gelişmelerin beraberinde getirdiği imkan ve risklerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/159) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/12/2011)

9.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel ve 20 Milletvekilinin, sosyal paylaşım siteleri başta olmak üzere, internet kullanımının aile yapısı üzerindeki olumsuz etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/160) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/2/2012)

Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri

1.- Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan’ın, Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevindeki koğuşların kapasitesine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/1920)

2.- Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü’nün, cinsel istismara uğrayanların sol koluna damga vurulmasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/1924)

3.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel’in, Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki tadilattan kaynaklanan sorunlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1970)

4.- Tokat Milletvekili Orhan Düzgün’ün, Başbakanın sağlık durumuna ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1972)

5.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, Hizbullah davası sanıklarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1981)

6.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, karşılıksız çek suçundan ceza alanlardan taahhütlerini yerine getirmeyenlerin mağduriyetine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2009)

7.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, karşılıksız çek suçu nedeniyle açılan davalara ve verilen cezalara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2010)

8.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığın başta İstanbul’da olmak üzere ülke genelinde olası bir deprem için aldığı önlemlere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2082)

9.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel’in, obezite ile mücadelede ayran tüketiminin özendirilmesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2084)

10.- Bilecik Milletvekili Bahattin Şeker’in, Bilecik’teki sağlık hizmetlerinin yeterliliğine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2085)

11.- Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu’nun, tedavi amaçlı Türkiye’ye gelen Libyalılara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2086)

12.- Bursa Milletvekili Sena Kaleli’nin, Bursa ve çevresindeki hastanelerin depreme dayanıklı hâle getirilmesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2087)

21 Şubat 2012 Salı

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.02

BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Mustafa HAMARAT (Ordu)

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 68’inci Birleşimini açıyorum.

III.- YO K L A M A

BAŞKAN - Elektronik cihazla yoklama yapacağız.

Yoklama için üç dakika süre vereceğim.

Sayın milletvekillerinin oy düğmelerine basarak salonda bulunduklarını bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen milletvekillerinin, salonda hazır bulunan teknik personelden yardım istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise yoklama pusulalarını görevli personel aracılığıyla üç dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.

Sayın milletvekilleri, gündem dışı söz vereceğim sayın milletvekillerinin hitaplarını hepimizin daha iyi takip edebilmesi için Genel Kuruldaki uğultuyu azaltabilirsek, mümkünse kesebilirsek çok mutlu olacağım.

Sayın milletvekillerinin dikkatine sunuyorum.

Gündem dışı ilk söz, Kocaeli Dilovası Organize Sanayi Bölgesi’nin yaratmış olduğu çevre kirliliği ve kanser hastalıklarındaki artış hakkında söz isteyen Kocaeli Milletvekili Sayın Lütfü Türkkan’a aittir.

Buyurun Sayın Türkkan. (MHP sıralarından alkışlar)

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Kocaeli Dilovası Organize Sanayi Bölgesi’nin yaratmış olduğu çevre kirliliği ve kanser hastalıklarındaki artışa ilişkin gündem dışı konuşması ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Sayın Başkanım, Meclis Genel Kurulundaki bu kahvehane görüntüsünün bir an önce düzelmesi için bir anons daha rica edeceğim, arka sıralardaki arkadaşların sesleri buraya kadar gelebiliyor.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri…

Sayın Türkkan, buyurun.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Dilovası’nda sanayileşmenin yaratmış olduğu çevre kirliliği hakkında gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Dünyada geçerli olan ve bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçek var: Sanayileşmenin insanların sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını hiçe sayarak yaygınlaştığı yerleşim bölgelerine gerek ülkemizde gerekse dünyanın pek çok farklı bölgesinde sıkça rastlanmaktadır. Bunlardan biri de Kocaeli’nin Dilovası ilçesidir.

Dilovası, çevre açısından olağan dışı durum bölgesine dönüşen seçim bölgemde bir yerleşim yeridir. 1960’lı yıllardan itibaren sanayileşmenin başladığı Kocaeli’de yaklaşık 45 bin nüfuslu olan Dilovası sanayi havzasında kanserden ölümlerin oranı Türkiye ve dünya ortalamasının üstündedir. Türkiye genelindeki en büyük beş yüz fabrikanın yaklaşık yüzde 10’unun Dilovası’nda olması da gösteriyor ki bölgedeki sanayi yoğunluğu gelecekte daha da artacaktır. Dilovası’nda bu aşırı yoğun ve denetimsiz, üstelik demir çelik, boya ve kimya gibi ağırlıklı olarak çevreyi kirleten sektörlerden oluşan sanayileşme, bölgenin topoğrafik özellikleri ve trafik yoğunluğuyla da birleştiğinde tam bir çevre felaketine yol açmaktadır ki üstüne üstlük bir de Kömürcüler OSB kurulmuştur bu bölgede. Vatandaşlara âdeta “Kanser ol, erken öl.” fermanı yazılmaktadır. Yaşayan halk “Dilovası” değil, “kanser ovası” ismini vermiştir. Hâl böyleyken devlet ne yapmıştır? Tüm gelişmelerin toplum sağlığı aleyhine gerçekleştiği bir süreçte sağlık hakkının temel koruyucusu olması gereken devletin sağlık ve çevre etkilerini ayrıntılı ve sürekli olarak izleyen, denetleyen ve gerektiğinde müdahale eden bir sistem kurmamış olması bizi üzüntüye sevk etmiştir. Dilovası ve benzeri bölgelerin sorunlarının ne kadar önemsendiği de buradan ortaya çıkmaktadır.

Dilovası’nın toprağının, havasının, suyunun sanayi kuruluşları nedeniyle kirlendiğini gösteren kanıtların sayısı her geçen gün artmaktadır. Dilovası’nda Kocaeli Üniversitesi profesörleri ve bilim insanlarının, ölüm kayıtlarına ilişkin çalışması ve ardından Sağlık Bakanlığının gerçekleştirdiği değerlendirmeler, kanser nedeniyle ölümlerin dikkat çekici bir şekilde ilk sırada yükseldiğini göstermektedir.

Türk Tabipler Birliği Dilovası 2011 Raporu’nda genişçe yer verildiği gibi birçok bilim insanı bu bölgedeki çevre kirliliğinin doğa ve insan üzerindeki tehlikeli etkilerini çalışmalarında göstermektedir. 2011 yılında Dilovası bölgesinde yapılan son araştırma sayesinde Dilovası, deyim yerindeyse, yeniden hatırlanmıştır.

Yine, Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Bölümü, 1995-2004 yılları arasında Sağlık Bakanlığı verileri ve ölüm kayıtlarını tarayarak Dilovası’nda her 3 ölümden 1’inin yani ölümlerin yüzde 32’sinin kanserden olduğunu tespit etmiştir. Kocaeli Üniversitesinin 2006 yılında yayınladığı ön raporun ardından, Dilovası için, Türkiye Büyük Millet Meclisinde, bu çatı altında kurulan araştırma komisyonu tespitten ve tavsiyeden öteye gidemedi yani geçen sürede, hava kirliliğinin önlenmesi konusunda bir ilerleme yaşanmamıştır.

Sanayileşmenin insan sağlığı üzerindeki etkisini değerlendiren çalışmalara duyulan gereksinim, 2011 yılının Ekim ayında Trabzon’da gerçekleşen 14’üncü Ulusal Halk Sağlığı Kongresi’nde de vurgulanmış ve kongrenin sonuç bildirgesinde bu araştırmaların önündeki engellerin kaldırılması gerektiği ifade edilerek Dilovası’nın içinde bulunduğu yürek burkan manzaraya dikkat çekilmiştir.

Gecikmiş olunmasına rağmen neler yapılmalıdır? Öncelikle toplumun sağlığının her türlü sanayileşme faaliyetinden, ulusal ve küresel sermayenin kazançlarından daha önemli olduğu ilkesinin tüm insanlarca benimsenmesi ve kabul edilmesinden sonra;

1) Dilovası’nın çevre kirliliği kaynaklı sağlık riskleri açısından Sağlık Bakanlığı tarafından pilot bölge ilan edilmesi şarttır.

2) Dilovası’na ön teşhis ve tedavi merkeziyle sağlık tarama merkezi ivedilikle kurulmalıdır.

3) Dilovası Organize Sanayi Bölgesi’nde çalışan ve Dilovası’nda ikamet eden kişilerde kurşun, civa, kadmiyum, arsenik ve krom indikatör olarak kullanılarak biyolojik izlem gerçekleştirilmelidir.

4) Çalışma sonuçlarına göre bölgenin tıbbi yönden afet bölgesi ilan edilmesinin değerlendirilmesi ivedilikle gerçekleştirilmelidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) – Sayın Başkan, bir sayfam var, müsaade ederseniz...

BAŞKAN – Yok, çok teşekkür ederim, sağ olun.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) – Teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Türkkan, sağ olun.

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) – Sayın Başkan, kısa bir açıklama yapmak istiyorum.

BAŞKAN - Hükûmet adına Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ, buyurunuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) – Değerli Başkanım, yüce Meclisimizin saygıdeğer üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Türkkan’ın gündem dışı konuşmasıyla ilgili olarak bir açıklama yapmak üzere, “Hükûmetimiz bu konuda neler yapıyor, neler düşünüyor?” bunlar konusunda kısaca bilgi vermek üzere huzurlarınızdayım.

Ayrıca Sayın Türkkan’a, Dilovası’nda yaşayan vatandaşlarımız adına, bu önemli meseleyi Meclis kürsüsünden dile getirdiği için de teşekkür ediyorum.

Değerli milletvekilleri, Dilovası, daha doğrusu Kocaeli, Gebze, bütün bu bölgeler Türkiye’de sanayinin en ziyade yoğunlaştığı yerler. Bunu hepimiz biliyoruz. Gerçekten sanayi bir bölgede yoğunlaştıkça orada halk sağlığını tehdit edebilecek birtakım yan unsurlar ortaya çıkmaya başlayabiliyor. Dolayısıyla bütün sanayi kuruluşlarının Çevre Bakanlığımız tarafından dikkatle izlenmesi ve insan sağlığına zarar verebilecek unsurlar açısından gerekli tedbirlerin alınması da elzem hâle geliyor.

Şunu açıkça ifade etmek isterim ki Çevre Bakanlığımızla Sağlık Bakanlığımız öteden beri bu hususta çok ciddi bir çalışma içerisindedir. Bölgede hem Sağlık Bakanlığı olarak belirli çalışmalar yaptık hem de bunların sonuçlarını Çevre Bakanlığının çalışmalarıyla birleştirdik ve Çevre Bakanlığımız çok ciddi tedbirler aldı. Bölgedeki sanayi merkezlerinin izlenmesi, özellikle baca gazlarının yakından takip edilmesi, suların kirletilmesinin önlenmesi konusunda, özellikle kimyasal ürünler üreten ya da benzeri ürünler üreten fabrikaların atıklarının bir şekilde kontrol edilmesi hususunda ciddi tedbirler alındı, bundan sonra da ciddi tedbirler almaya devam edeceğiz. Ancak meselenin şu tarafına da dikkatlerinizi çekmek isterim: Küçük çalışmalarla, bir kısmı da bilimsel dayanaklardan yoksun çalışmalarla sağlam bir neticeye ulaşamayacağımızı da biliyoruz. Bu sebeplerle Sağlık Bakanlığı olarak Dilovası başta olmak üzere bölgede çok ciddi bir çalışmayı halk sağlığı uzmanlarıyla birlikte başlatmış durumdayız. Özellikle coğrafi bilgi sistemleri esas alınarak, belli bir merkez ve bunun etrafında belli hastalıklarda yoğunlaşma var mı, bir ciddi çalışmayı sürdürüyoruz. Bu yıl içerisinde bu çalışmayı sonuçlandıracağız ve bu çalışmayla birlikte, alınması gereken ek tedbirler varsa bölge için bunların da alınması hususunda gerekenleri mutlaka yapacağız.

Şunu biliyoruz: Bölgede daha önce, özellikle üniversitemizde, Kocaeli Üniversitemizde bazı bilim adamlarımızın, özellikle bir bilim adamının yaptığı çalışmalarla ya da iddia ettiği sonuçlarla ilgili olarak biz ilgili kişinin kendisinden ve üniversitesinden bilgi istedik ve maalesef bize bu bilgiler kamuoyuna yansıdığı biçimde ulaştırılamadı. Dolayısıyla güvenli bir çalışma yapmak ve bu güvenli çalışmanın sonuçlarını şeffaf biçimde kamuoyuyla paylaşmak, aynı zamanda da Çevre Bakanlığımızla birlikte bölgede alınması gereken yeni tedbirleri gözden geçirmek üzere, ifade ettiğim gibi bir çalışma yürütüyoruz. Bu sene içerisinde bu detaylı çalışmanın, bu etraflıca yapılan çalışmanın sonuçlarını alacağız ve inşallah gerekenleri yerine getirmeye devam edeceğiz.

Değerli Milletvekilimize tekrar teşekkür ediyor, yüce Meclisinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Akdağ.

Gündem dışı ikinci söz, Ardahan’ın düşman işgalinden kurtuluşu ve Ardahan Mebusu, Millî Mücadele Şark Komutanı Halit Paşa’nın vefatının 87’nci yıl dönümü münasebetiyle söz isteyen Ardahan Milletvekili Sayın Orhan Atalay’a aittir.

Buyurun Sayın Atalay.

2.- Ardahan Milletvekili Orhan Atalay’ın, Ardahan ilinin düşman işgalinden kurtuluşunun 91’inci ve Ardahan Mebusu, Millî Mücadele Şark Komutanı Halit Paşa’nın vefatının 87’nci yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması

ORHAN ATALAY (Ardahan) – Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün 1829’dan 1920’li yıllara kadar yetmiş küsur yıl boyunca savaşın ve işgalin her türlüsünü yaşamış ama topraklarından ve istiklalinden asla vazgeçmemiş, küçük fakat güzel şehrimiz Ardahan’ın kurtuluşunun 91’inci yıl dönümü münasebetiyle söz almış bulunuyorum. Değerli hemşehrilerimi ve heyetinizi saygı ile selamlıyorum.

Son olarak “93 Harbi” diye bildiğimiz Osmanlı-Rus Savaşı’nda Kars ve Batum ile birlikte Ruslara tazminat olarak bırakılmış olan Ardahan, kırk üç yıl aradan sonra 23 Şubat 1921 yılında bağımsızlığına kavuşmuştu. Bu vesile ile başta bu kurtuluşun komutanı ve aynı zamanda 2’nci Dönem Ardahan Mebusu olarak geldiği bu Mecliste esasında bugüne kadar meçhul kalmış bir cinayete kurban gitmiş, dindarlığı nedeniyle “veli”, cesaretinden dolayı da “deli” lakaplı Halit Paşa olmak üzere, tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Bu arada, Ahıskalı kardeşlerimizi de topraklarına bir an önce yeniden kavuşma temennisiyle hatırlayıp selamlamak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, bugün önemli bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum. Bildiğiniz üzere, 1699’dan itibaren toprak kaybı yaşayan Osmanlı İmparatorluğu 1918’lerin sonuna geldiğinde cephelerde yüz binlerce askerini kaybettikten sonra, geri kalan ordusu da Mondros Mütarekesi ile terhis edilmiş ve akabindeki o meşum Sevr ile de eldeki yurdumuz da galip devletlerce pay edilmişti. “Artık yolun sonu” denilen şartlarda Anadolu’nun Müslüman milleti tüm hesapları altüst eden bir ruh ile kurşundan perçinleşmiş yekpare bir güç hâlinde kıyam etmiş ve tarihte emsaline nadiren rastlanan destanlar yazmıştı.

O ruhtu ki “Ermeni çeteler Erzurum’da katliama başladılar.” haberini alır almaz Dersim’den, Bingöl’den, Elâzığ’dan, Palu’dan binlerce milis, hem de şubatın son günlerinde kara tipiye aldırmadan atlarına binmiş, günlerce yol tepip Erzurum’a ulaşmışlardı. O ruhtu ki “Yunan ordusu Garbı, Anadolu’yu yakıp yıkıyor.” haberini alan, Ardahan’dan Edirne’ye kadar, kimi bıyıkları henüz terlemiş çocuk yaşta, kimi henüz bir iki aylık evli, kiminin ilk bebeği daha altı aylık on binlerce yiğit bir daha geri dönmemek üzere yollara düşmüş, o yüce ruhlar düşmanlarının bir kısmını toprağa gömmüş, diğerlerini ise geldikleri yere gönderip, tarihe, emperyalizme ders niteliğinde notlar düşmüşlerdi. Ancak ne var ki, kurtuluştan sonra bu ruhun gittikçe zayıfladığını görmek gerekir. Birinci Meclisin feshinden sonraki süreçte hayata geçirilen totaliter uygulamalar sonucu yaşanan kırgınlıklar, kurulan darağaçları, ulus devlet hatırına ihanete uğradıklarını düşünen Kürtler, jakoben laiklik uğruna gadre uğrayan Sünniler, tek tip toplum hatırına ölüm fermanları yazılan Aleviler ve nihayet 27 Mayıs, 12 Eylül ve 28 Şubat süreçlerinde hepimizi içeren geniş daireyi çoğumuzu dışlayan küçücük bir kareye zorla dönüştürme çabalarının, kardeşlik çınarımızın köklerine ne denli ağır darbeler indirdiğini de görmek zorundayız.

Öyle ise Meclise düşen en asli ödev, bu fasit kavgalardan ve şuride siyasetten bir an önce kurtulup adalet ve merhametle tüm yaraları sardıktan sonra tarih ve coğrafyanın sırtına yüklediği sorumluluğu taşıyacak büyük Türkiye’yi inşa edecek o ruhu yeniden kazanmak zorundayız.

Bunun için yapmamız gereken, belki de, basit bir empatidir. Haydi diyelim ki Kutlu Peygamber’in “Hiç biriniz kendisi için istediğini kardeşi için de istemedikçe gerçekten mümin olamaz.” öğretisini toplumsal hayata dönüştürme başarısını elde edemedik. Peki, kendisine çocuğunu öldüren bir Müslüman’dan intikam izni almak için gelen Hindu köylüye Gandhi’nin verdiği şu cevaptan da mı hicap duymayacağız? “Hayır, sizlere talimatım şudur: Bundan böyle çocuğu bir Müslüman tarafından öldürülmüş her Hindu, babası bir Hindu tarafından öldürülmüş Müslüman bir yetimi; çocuğu bir Hindu tarafından öldürülmüş her Müslüman ise babası bir Müslüman tarafından öldürülmüş Hindu bir yetimi kendi himayesine alacaktır. Bu kavgayı ancak böyle bitirebiliriz.” demişti.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gandhi’nin müştereklikleri bizden daha az olan iki halk için başardığını bizler neden ve niçin başaramıyoruz? İşe koyulmak için yoksa İsrafil’in surunu mu bekliyoruz?

Kesin olarak bildiğim bir şey vardır ki o da birbirimizi tanımadığımızdır. Yıllarca aynı çatı altında bulunan vekillerin bile birbirlerini tanıdıklarını sanmıyorum. Oysa farklılık tanışmak içindir. Bunu gerçekleştirdiğimiz gün bilinçaltı dünyamızda birbirimize ilişkin kemikleşmiş ön yargılardan da temizlenmiş olacağız. Tanımak, anlamayı, o da arınmayı getirir. Arınırken zaman zaman suya ve sabuna dokunmak mecburiyeti de hasıl olur ise, o zaman da aleyhimize de olsa adaletli olmak, adil olmak temel ahlaki ödevimizi hatırlamak yeterlidir. Ancak bilelim ki böylesi bir seçim, her özgür insanın taşlanarak yürüyeceği zorlu, fakat o oranda soylu bir yokuşu tırmanmayı gerektirir.

Dün düşmana karşı savaşa ve ölüme hep birlikte sefere çıkan bir milletin çocukları olarak biz, barışa ve kardeşliğe uzanan sefere de hazır olduğumuzu belirtir, hepinizi saygıyla selamlarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Atalay.

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) – Hangi milletten bahsediyorsunuz, onu da söyleyin.

ORHAN ATALAY (Ardahan) – Ben Müslüman milletinden bahsediyorum, niye gocunuyorsun?

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) – “Türk milleti”, onun adı “Türk milleti”!

ORHAN ATALAY (Ardahan) – Müslüman milletinden bahsediyorum.

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) – Anayasa’yı aç, o yeminini bir daha oku!

BAŞKAN – Gündem dışı üçüncü söz, Hocalı katliamı hakkında söz isteyen İstanbul Milletvekili Sayın Ali Özgündüz’e aittir.

Buyurun Sayın Özgündüz. (CHP sıralarından alkışlar)

3.- İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’ün, Hocalı katliamına ilişkin gündem dışı konuşması

ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Evet, Hocalı katliamı ya da Hocalı soykırımı üzerine söz almış bulunmaktayım. Neresidir Hocalı? Azerbaycan’ın Yukarı Karabağ bölgesinde bir kasaba. 92 yılında, yaklaşık 7 bin nüfuslu bu kasabada 3 bine yakın Azerbaycan Türk’ü yaşamaktadır. 25 Şubatı 26’sına bağlayan gece Hocalı’nın tüm giriş çıkışları tutulmuş, bugünkü Ermenistan Cumhurbaşkanı ve Savunma Bakanının komuta ettiği birlikler 366’ncı Motorize Piyade Alayının desteğiyle Hocalı’ya girerek katliamlara başlamıştı. Hocalı katliamı sırasında 160’ı kadın, 63’ü çocuk, toplam 613 kişi vahşice katledildi. O gece 200’e yakın kişi evlerinden kaçarak katliamdan kurtulmak isterken, saklandıkları ormanlık ve meşelik alanda soğuktan ayakları donduğu için kangren oldu, 160 kişi kayboldu. 154 çocuk o gece öksüz kaldı, 1.275 kişi Ermeni çeteciler tarafından esir edilerek işkencelere maruz kaldı.

İnsan Hakları İzleme Örgütüne göre bu katliamı Ermenistan güçleri, askerî birlikleri gerçekleştirdi. Yine az önce dediğim gibi Karabağ savaşı boyunca Ermeni birliklerine komuta eden kişi şu anda Ermenistan’ın Cumhurbaşkanlığını yapmaktadır. Dolayısıyla, bu kişiyle el sıkışırken Hükûmet yetkilileri o günleri hatırlasınlar; nasıl Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanına “Senin komutanların, Başbakanın Gazze’ye girerken, eli kanlı kişiler Müslümanları öldürürken zevk almaktadır.” diyorsa Sayın Başbakanımız, Ermenistan Cumhurbaşkanına ve yetkililerine de bu sözleri söylesin çünkü Karabağ bizim için en az Gazze kadar önem taşımaktadır diye düşünüyorum.

Değerli arkadaşlar, o gece Hocalı, Ermenilerin sözleriyle, mengeneye alınmıştı, Ağdam’la ilişkisi kesilmişti, Şuşa zaten yardıma gelecek durumda değildi. 2 Ermeni askeri, hamile bir Azerbaycan Türk’ünün, kadınının başında bahse giriyorlardı, yazı tura atıyorlardı bebek kız mı, oğlan mı diye. Birisinin tüfeğinin ucuna taktığı kasaturayla annenin karnına yaptığı hamle sonucu bebek yere düştü “Sen kazandın, erkekmiş.” dedi. Öbürü “Ama bunun beslenmeye ihtiyacı var, emzirilmeye ihtiyacı var.” diyerek, bebeğin karnına süngüyü batırarak annesinin göğsüne doğru ittirdi ve anneyle birlikte orada bebek de katledildi.

Bu vahşeti yapan Ermenistan’la ilişkilerimizi ona göre kurmalıyız. Sınır kapısı açmak isterken bunları düşünmeliyiz. Bugün her ne kadar karadan sınır kapısı açık değilse de aslında havadan sınır kapısı açık zaten. Sayın Başbakanın dediğine göre, 60 bin kaçak Ermeni yurttaşı ülkemizde çalışmaktadır. Yani hava yoluyla açık zaten. 1 tane Türk, 1 tane Azeri, Azerbaycan Türk’ü bugün Erivan’da, Karabağ’da yaşayabilir mi, çalışabilir mi? Biz millet olarak, bu vahşeti yapan Ermenilere karşı bile hoşgörüyle, hümanistçe, iyi komşuluk ilişkileriyle yaklaşırken ne yazık ki Ermeniler “Karabağ’ı biz aldık, Ağrı da sizindir yeni nesil.” diyerek -Ermeni Cumhurbaşkanı- hedef göstermektedir. Dolayısıyla Hükûmetimiz Kafkasya’da stratejik zorunlu ortağı olan Azerbaycan’ı kırmak, küstürmek adına Ermenilerle herhangi bir ilişkiye girmemeli diyorum.

Bu vesileyle Hocalı’da hayatını kaybeden şehitlerimize rahmet diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Özgündüz.

60’ıncı maddeye göre 10 kişiye söz vereceğim. 10 kişi tamamlandı, başka arkadaşlar söz veriyorum diye devam etmesinler, 10’uncu kişiden sonrasına vermeyeceğim.

Şimdi başlıyorum:

Sayın Bayraktutan

V.- AÇIKLAMALAR

1.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Bayburt ilinin düşman işgalinden kurtuluşunun 94’üncü yıl dönümüne ilişkin açıklaması

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Ülkemizin şirin diyarı Bayburt ilimizin düşman işgalinden kurtuluşunun 94’üncü yıl dönümü nedeniyle tüm Bayburtlu hemşehrilerimizin kurtuluş coşkusunu yürekten kutluyorum.

Kurtuluş mücadelesinde hayatını kaybeden aziz şehitlerimizi minnet ve şükranla anıyorum. Bu vesileyle tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Sayın Toptaş…

2.- Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş’ın, Kurtuluş Savaşı kahramanı Ali Çetinkaya’nın ölümünün 63’üncü yıl dönümüne ilişkin açıklaması

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Afyonkarahisar’ın gururu, ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın başlangıcında emperyalistlere ilk kurşunu atan ulusal kahraman Ali Çetinkaya’nın ölümünün 63’üncü yılını idrak ediyoruz. Bu vesileyle ulusal kahramanımız Ali Çetinkaya’nın ölümünü anarken kendisini rahmet ve minnetle anıyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Doğru…

3.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Hocalı katliamına ilişkin açıklaması

REŞAT DOĞRU (Tokat) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sözde insani değerlerin çok olduğu 21’inci yüzyılda Azerbaycan’ın Karabağ ve yedi şehrinde bütün dünyanın gözü önünde insanlık dramı yaşanıyor. Ermenistan Azerbaycan’ın öz topraklarını işgal etmiş, binlerce insanı da öldürmüştür. 1 milyon insan öz vatanlarından zorla göç ettirilmiş ve çok zor şartlar altında çeşitli yerlerde yaşamaktadırlar. Bu insanların dramını neden sözde modern dünya duymuyor? Nerede her şeye karışan Birleşmiş Milletler başta olmak üzere sivil toplum kuruluşları?

Hocalı’da 26 Şubat 1992’de yüzlerce Azerbaycan Türk’ü hunharca öldürülmüştür. Hocalı katliamı unutulmamalıdır. Ermenistan işgal ettiği yerlerden bedelini ödeyerek çıkmalıdır. 26 Şubat tarihi de Meclisimizce soykırım günü olarak kabul edilmeli ve ilan edilmelidir.

Teşekkür ederim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Kaplan…

4.- Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan’ın, Kocaeli Dilovası’nda yeni organize sanayi bölgeleri kurulması ve bölgedeki kömür depolarının insan yaşamı açısından tehlike arz ettiğine ilişkin açıklaması

MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Dilovası’ndaki sanayi atıklarının çevre ve insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinin araştırılması ve alınması gereken önlemler açısından 2006 yılında kurulan Meclis Araştırması Komisyonunun aldığı karar gereği “Çevre ve insan sağlığı ile ilgili birinci ilke olarak koruyucu önlemlerin alınması konusu bu bölgede göz ardı edildi.” diye bir rapor beyan edilmiş olmasına rağmen, bu bölgede yeniden bir sanayi bölgesine izin verilmemesine rağmen, bu iktidar döneminde Dilovası’nda 4 tane yeni organize sanayi bölgesinin kurulması ve son dönemde de Sayın Türkkan’ın gündeme getirdiği Dilovası’nın kentsel yapılaşmasının üzerindeki kömür depolarının, tekrar, kuzeyinde, kuzey rüzgârlarına açık bir alana getirilmiş olması bölgede insan yaşamı açısından bir tehlike arz etmektedir, Sayın Bakana duyurulur.

BAŞKAN – Sayın Atıcı…

5.- Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın, birçok yerde çevre katliamı yapıldığına ve Sağlık Bakanlığının koruyucu hekimlikten uzaklaştığına ilişkin açıklaması

AYTUĞ ATICI (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlar, AKP Hükûmeti maddi çıkarlar uğruna sadece Dilovası’nda değil Türkiye’nin birçok yerinde çevre katliamı yapmaktadır. Dilovası faciası için haykıran bilim insanı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu’nun bertaraf edilmesi için ciddi çabalar denenmektedir.

Benzer bir çevre katliamı Mersin’in Kazanlı bölgesinde yaşanıyor. Buraya sülfürik asit fabrikası yapılmak üzere Ekonomi Bakanı temel attı. ÇED raporu yok, belediye ruhsatı yok ve bir sülfürik asit fabrikası kuruluyor.

Sağlık Bakanlığı koruyucu hekimlikten uzaklaşmıştır; vatandaş hasta olsun, kanser olsun, astım olsun da tedavi edelim ve para kazanalım diye âdeta dua eder hâle gelmiştir. Bu durum asla kabul edilemez, ölümlere ortak olmak demektir.

Bilgilerinize sunarım.

BAŞKAN – Sayın Öz…

6.- Mersin Milletvekili Ali Öz’ün, Mersin’in Gülnar ve Çamlıyayla ilçelerinde yaşanan uzman hekim eksikliği sıkıntısına ve Emekli Sandığı mensupları için intibak çalışmasının yapılıp yapılmadığına ilişkin açıklaması

ALİ ÖZ (Mersin) – Teşekkür ederim.

Mersin’in Gülnar ve Çamlıyayla ilçeleri merkeze en uzak olan ve uzman hekim eksikliği sıkıntısı çeken ilçelerimizdir. Gülnar’da hem çocuk hem de kadın doğum uzmanı ve Çamlıyayla’da da hiç uzman hekim yoktur. Atama yapmayı düşünüyor musunuz?

Bir diğer sorum da, SSK ve BAĞ-KUR intibak yasaları gündemde ancak Emekli Sandığı mensupları hekimler ve sağlık çalışanlarının diğer Emekli Sandığı hâkim, kaymakam, savcı, üst düzey bürokratlarla intibakı için çalışmanız var mıdır?

Üçüncü bir sorum da Van depremi için…

BAŞKAN – Sayın Öz, soru sormak için söz almadınız ki bir bilgi beyanında bulunmak için söz aldınız. Cevap veremez Sayın Bakan size.

Buyurun, devam edin.

ALİ ÖZ (Mersin) – Bilgilendirme olsun.

BAŞKAN – Peki.

Sayın Kuşoğlu…

7.- Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu’nun, Libyalı muhalif direnişçilerle ilgili soru önergesine cevap alamadığına, haklarında çıkan haberler konusunda Hükûmet adına bir açıklama yapılmasını istediğine ilişkin açıklaması

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, daha önce, 14 Aralık tarihinde Libyalı muhalif direnişçilerin başta İstanbul, Ankara, Samsun, Adana olmak üzere çeşitli illerimizde hastanelerde tedavi gördüğüyle ilgili bir haber üzerine bir soru önergesi vermiştim Bakanlığınıza. Bununla ilgili cevap alamadım ama geçen hafta içerisinde Libyalı direnişçilerin Antalya’da bir otelde kaldıklarını, bunların masraflarının da devlet tarafından üstlenildiğini ve bir düğünü basarak olay çıkardıklarını öğrendik, gazetelere yansıdı. Bu konu nedir? Bununla ilgili Bakanlar Kurulu adına, Hükûmet adına bir açıklama yapabilir misiniz lütfen?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Kuşoğlu, 60’ıncı maddeye göre söz almış arkadaşların yapması gereken şey, acil bir bilgiyi Meclisle paylaşmaktır. Dolayısıyla Sayın Bakan sorduğunuz sorulara cevap veremez, talep etse de ben ona o cevap verme hakkını tanımam, İç Tüzük’e göre doğru değildir. Yani onun için soruya cevap veremeyecek.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) – Kendisine sormuştum.

BAŞKAN – Anladım da yani buraya cevap veremez.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) – Kimseye cevap vermiyor zaten.

BAŞKAN – Sayın Türkoğlu…

8.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, bir Bakanın ana muhalefet partisiyle ilgili beyanı ile Ardahan Milletvekili Orhan Atalay’ın gündem dışı konuşmasındaki bir ifadesine ilişkin açıklaması

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) – Sayın Başkanım, öncelikle geçtiğimiz birkaç gün içerisinde bir kabine üyesi sayın bakanın ifadelerinden bahsetmek istiyorum.

Sayın bakanlardan bir tanesi bir konuşmasında “Türkiye Cumhuriyeti devletinin ilk faşist partisi filan partidir.” diye ana muhalefet partisinin ismini zikrettiler. Ben Sayın Bakandan öğrenmek istiyorum. Diğer faşist partiler ve sonuncu faşist parti hangisidir? Bu bir.

İkincisi, Türk milleti önünde Anayasa’da yazılı yemini eden milletvekillerinin maalesef Türk milleti mensubu olduğunu ifade edemediklerini üzülerek görmekteyiz. Bugün de “Müslüman milleti” diye bir kavram ortaya attı bir konuşmacı arkadaşımız. Ben onun anlayacağı dilden konuşayım: Hucurat Suresi’nde Cenabı Allah “Biz sizleri bir kadın ve bir erkekten yarattık. Birbirinizi daha iyi tanıyasınız diye milletlere ve kabilelere böldük. Akıl sahipleri için bunda bir hikmet vardır.” diye buyuruyor. O sayın vekile akıl sahibi olmasını tavsiye ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Şandır…

9.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak Doğu Türkistanlı soydaşlarımızın haklarına sahip çıkılması gerektiğine ilişkin açıklaması

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Çok teşekkür ederim.

Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; bugünlerde ülkemizi Çin Halk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Sayın Jinping ziyaret etmektedir. Bu vesileyle Sayın Cumhurbaşkanımıza, bu misafirle görüşmelerde bulunacak Sayın Başbakanımıza ve diğer devlet yetkililerimize bir hususu hatırlatmak için söz aldım.

Biliyorsunuz, 2009 yılı Temmuz ayında Doğu Türkistan’da gerçekten çok büyük bir katliam yaşanmıştır, çok sayıda Doğu Türkistanlı soydaşımız hayatını kaybetmiştir. Yaşanan bu insan hakları ihlallerinin devletimizin yöneticileri tarafından Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısına hatırlatılmasını ve bu Türkistanlı, Doğu Türkistanlı soydaşlarımızın hakkına, hukukuna Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak sahip çıkılmasını Türkiye Büyük Millet Meclisi sayın üyelerinin dikkatine de sunarak, özellikle devletimizi yönetenlerin, Sayın Cumhurbaşkanının dikkatine sunmak istiyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Metiner…

10.- Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner’in, Hocalı katliamına ilişkin açıklaması

MEHMET METİNER (Adıyaman) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

BAŞKAN – 10’uncu kişi tamamlanmıştır.

Buyurun Sayın Metiner.

MEHMET METİNER (Adıyaman) – Bundan on yıl önce Hocalı kasabasında bir katliam gerçekleşti. Rus askerlerinin desteğiyle Ermeni çeteler binlerce Azeri kardeşimizi, çoluk çocuk, kadın, yaşlı demeden katletmişlerdir; korkunç bir terör eylemidir. Tıpkı Hama gibi, Humus gibi, Gazze gibi Karabağ da bizim bir parçamızdır. Hocalı katliamı içimizde kanayan bir yaradır elbette. Bu katliamda yaşamını yitiren Azerbaycanlı kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Azerbaycanlı kardeşlerimize başsağlığı diliyorum, Allah’tan rahmet diliyorum.

Biz şehirlerimiz arasında elbette ki ayrım yapamayız, bizim için Gazze neyse Karabağ da odur. Yeryüzünün neresinde olursa olsun, sadece din kardeşlerimize değil, insan kardeşlerimize yapılan her türlü mezalime karşı çıkmak zorundayız. Aziz milletimize yakışan duruş da budur. Bunun üzerinden siyaset üretmenin aziz milletimizin büyüklüğüne yakışmayacağını söylemek istiyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Gündeme geçiyoruz.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

Sayın milletvekilleri, Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek, gündemin “Sözlü Sorular” kısmının 1, 13, 17, 42, 45, 51, 126, 142, 152, 163, 169, 173, 179, 195, 198, 221, 223, 225, 238, 254, 268, 283, 291, 296, 298, 334, 343, 416, 448, 483, 516, 518, 519, 527, 529, 530, 560, 564 ve 572’nci sıralarında yer alan önergeleri birlikte cevaplandırmak istemişlerdir; Sayın Bakanın bu istemini sırası geldiğinde yerine getireceğim.

Sözlü soru önergelerinin geri alınmasına dair bir tezkere vardır, okutuyorum:

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Önergeler

1.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün (6/1067) ve (6/1069) esas numaralı sözlü soru önergelerini geri aldığına ilişkin önergesi (4/25)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

(6/1067) ve (6/1069) sayılı soru önergelerimi geri çekiyorum. Gereğini saygılarımla arz ederim.

                                                                                                                          Ensar Öğüt

                                                                                                                            Ardahan

BAŞKAN – Sözlü soru önergeleri geri verilmiştir.

Meclis araştırması açılmasına ilişkin üç önerge vardır, ayrı ayrı okutuyorum:

B) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 21 milletvekilinin, özel hastanelerin problemleri ve bu problemlere neden olan etkenlerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/152)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Özel hastanelerin problemleri ve bu problemlere neden olan etkenlerin araştırılarak, alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasa’nın 98. ve TBMM İç Tüzüğünün 104 ve 105. maddesi uyarınca Meclis Araştırması açılmasını saygılarımızla arz ve talep ederiz.

1) Mehmet Şandır                 (Mersin)

2) Ali Uzunırmak                 (Aydın)

3) Mehmet Erdoğan              (Muğla)

4) Enver Erdem                    (Elazığ)

5) Alim Işık                          (Kütahya)

6) Ali Öz                              (Mersin)

7) Seyfettin Yılmaz               (Adana)

8) Yusuf Halaçoğlu              (Kayseri)

9) Bülent Belen                     (Tekirdağ)

10) Sümer Oral                     (Manisa)

11) Zühal Topcu                   (Ankara)

12) Kemalettin Yılmaz          (Afyonkarahisar)

13) Ahmet Duran Bulut        (Balıkesir)

14) Necati Özensoy              (Bursa)

15) D. Ali Torlak                  (İstanbul)

16) Emin Haluk Ayhan        (Denizli)

17) Oktay Öztürk                 (Erzurum)

18) Erkan Akçay                  (Manisa)

19) Atila Kaya                      (İstanbul)

20) Celal Adan                     (İstanbul)

21) Mesut Dedeoğlu             (Kahramanmaraş)

22) Emin Çınar                     (Kastamonu)

Gerekçe:

Sağlık hizmetleri, insan sağlığını doğrudan ilgilendiren devamlı, sürekli ve ertelenemez hizmetler arasında birinci sırada yer almaktadır. Bütün dünya ülkeleri bu gerçekten hareketle insanlarının sağlığını koruma yolunda büyük çaba harcamaktadır.

Devletin en önemli ve asli görevleri arasında bulunan sağlık hizmetleri, toplumumuzun tüm kesimlerini yakından ilgilendirmektedir. Tedavi hizmetlerine zamanında ulaşma, doğru ve kaliteli tedavi veya cerrahinin zamanında yapılması veya ilacın eczaneden temini, insan sağlığını doğrudan ilgilendirmektedir.

Bu nedenle, sağlık hizmeti ve sağlık malzemesi ile ilacı; kamu, tedarikçi özel sektör ile paylaşmaktadır. Şüphesiz sağlık sektörünün kamu ve özel aktörleri toplumun ve insanın menfaatleri doğrultusunda verimli ve etkin bir işbölümü yapmalıdır.

Ülkemizde özel hastanelerle, hükümet arasında hizmet sunumu konusunda önemli sıkıntılar yaşanmaktadır. Özel hastaneleri, Tıp Merkezleri ve Dal Merkezleri başlangıçta teşvik eden Hükûmet şimdi onların çalışma verimini bozmaktadır. Maalesef sağlık sektörünün aktörleri arasında görev ve işbölümü, sorumluluk ve haklar dağılımında yapısal sorunlar devam etmektedir. Bu sorunlar sürdürülebilir bir sağlık politikasının oluşmasını engellemektedir. Hükûmetin tercih ve kararları bu konuda istikrarı engelleyici niteliktedir.

Bugün gelinen noktada özel hastanelerimizin büyük sıkıntıları vardır. Hizmetin sürekliliği ve devamlılığı açısından bu sıkıntıların aşılması gerekmektedir. Son gelişmelerle iyice su yüzüne çıkan problemler, toplumun tüm kesimlerini yakından etkiler hale gelmiştir. 15 Şubat 2008 tarihinde yayınlanan Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Ayaktan Teşhis ve Tedavi Merkezleri Yönetmeliği, özel hastaneleri finansal ve sağlık hizmetleri bakımından olumsuz yönde etkilemiştir. Yönetmelikte, sektör temsilcilerine belli bir geçiş süresi dahi tanımayan düzenlemelere gidilmiştir. Yeni bölüm ve klinik açılmasına izin verilmemekte, hekimi ayrılan bölüm bir daha açılamamaktadır.

Bu düzenlemelerle; ayrılan sağlık personelinin yerine yenisi alınamamakta, bu nedenle SGK ile yapılan sözleşmeler feshedilmektedir. Yatırımın başlangıcında kredi ya da diğer yollarla temin edilen ya da sipariş verilen tıbbi cihazlar yayınlanan bu yönetmeliklerle kullanılamaz hale gelmiştir. Yüksek maliyetlerle alman cihazlar çürümeye terk edilmiştir.

Yeni açılacak sağlık kurumlarına kura usulü ile izin verilmesi, yönetmeliklerin dayanağını oluşturan 3359 sayılı Kanunda yer alan hükümlere aykırı olarak sadece özel hukuk tüzel kişilerine uygulanmakta, kamu sağlık kurum ve kuruluşlarının yatırım kararı yine Sağlık Bakanlığının tek taraflı kararına bırakılmıştır.

Bu gelişmelerin Sağlık Kurumlarını nereye götüreceği, sonuçlarının ne olacağı kestirilememekte ve toplumumuz tarafından gelişmeler kaygı ile izlenmektedir. Bir varsayıma göre, yayınlanan yönetmelikler ve Bakanlar Kurulu kararı özel hastaneleri geriletecek, büyük bir kısmının kapanmasına neden olacaktır. Bir diğer varsayıma göre ise özel sağlık kurumları hizmetin kalitesini düşüreceklerdir. Kimilerine göre de hedef sağlığı tam bir piyasa malı hâline dönüştürmek ve kar maksimizasyonu esas kılmak; böylece hastaneler zinciri şeklinde bir mülkiyet dönüşümü sağlayarak uluslararası sermayenin alanı hâline dönüştürmektir.

Şüphesiz bütün bunların maliyetini vatandaşlarımız ödeyecektir. Hükümet, Sağlıkta dönüşüm Projesi kapsamında özel sağlık sektörüne, “Kamu hastalarına özel sektörün kapısını açacağız. Yatırım yapın” şeklinde verdiği mesajları unutmuştur. Özel hastanelerimizde kalitenin düşmesi vatandaşlarımızın sağlığını tehlikeye atacak, yıllardır ülkemize önemli bir katkı sağlayan sağlık turizmini de olumsuz yönde etkileyebilecektir.

 Bugün kamuda alınan kararlar sağlık sektörünün verimli ve etkin işlemesini risklere maruz bırakmakta ve sektörün iflasına ve huzursuzluğuna yol açmaktadır. Bu olumsuz gelişmeler halk sağlığını tehdit edebilecektir.

Bu sebeplerle özel hastanelerin yaşadığı problemlerin sebeplerinin belirlenmesi, çözüme kavuşturulması, sağlık sektöründe yer alan kamu ve özel aktörlerin vatandaşın lehine çalışmasını sağlamak için alınması gereken önlemler konusunda Yüce Meclisimize büyük görev düşmektedir.

2.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 20 milletvekilinin, son yıllarda çocuk suçluluğundaki artışların çok yönlü değerlendirilmesi, suç profilleri oranlarının tespiti ve alınacak sosyal ve hukuki tedbirlerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/153)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Gerekçesini ekte arz ettiğimiz Son Yıllarda Çocuk Suçluluğundaki Artışların çok Yönlü Değerlendirilmesi, Suç ‘Profilleri Oranlarının Tespiti ve Atılacak Sosyal ve Hukuki Tedbirler’” konusunda Anayasanın 98. ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 104 ve 105. maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırması Komisyonunun kurulmasını arz ve teklif ederiz

1) Mehmet Şandır               (Mersin)

2) Ali Uzunırmak                (Aydın)

3) Mehmet Erdoğan            (Muğla)

4) Alim Işık                         (Kütahya)

5) Ali Öz                             (Mersin)

6) Seyfettin Yılmaz             (Adana)

7) Zühal Topçu                    (Ankara)

8) Yusuf Halaçoğlu             (Kayseri)

9) Emin Çınar                      (Kastamonu)

10) Sümer Oral                   (Manisa)

11) Necati Özensoy             (Bursa)

12) Bülent Belen                 (Tekirdağ)

13) Oktay Öztürk                (Erzurum)

14) Ahmet Duran Bulut      (Balıkesir)

15) Kemalettin Yılmaz        (Afyonkarahisar)

16) D. Ali Torlak                (İstanbul)

17) Atila Kaya                     (İstanbul)

18) Celal Adan                    (İstanbul)

19) Emin Haluk Ayhan       (Denizli)

20) Mesut Dedeoğlu           (Kahramanmaraş)

21) Erkan Akçay                 (Manisa)

Gerekçe:

Suç olgusu tüm toplumların muzdarip olduğu yaygın bir problemdir. Suçun yetişkin, kadın ve çocuk suçluluğu gibi değerlendirildiği günümüzde çocuk suçluluğu özel bir öneme sahiptir ve üzerinde mutlaka durulması gerekir.

Toplumsal kuralların, ahlaki ilişkiler ve değerler sisteminin, kamu düzeni fikrinin ve hayat disiplininin tam olarak algılanamadığı yaşlarda olan çocukların, suça yönelmiş olmalarından onları sorumlu tutmadan önce, toplumun ve yöneticilerin kendini sorgulaması ve nelerin ihmal edildiğini, hangi gerekçelerin bu çocukları suça yönelttiğini tespit etmesi gerekir.

Çocuk suçluluğu sosyal bir uyumsuzluğun belirtisidir. Çocuktaki anti-sosyal eğilimlerin, yasanın müdahalesini gerekli kılacak hale gelmesiyle çocuk suçluluğu ortaya çıkar.

Türk hukuk sistemine göre suçlu çocuk, yürürlükteki ceza kanunlarına göre 18 yaşını doldurmamış ve suç sayılan bir davranışı işleyen kişidir.

31 Ocak 2010 tarihi itibariyle ceza infaz kurumlarında; 2.721 çocuk bulunmaktadır. Bunlardan 1.113 çocuğun çocuklara özgü ceza infaz kurumlarında, 1.606 çocuğun ise yetişkinlerin İnfaz kurumlarının çocuklar için ayrılmış bölümlerinde kaldığı bilinmektedir.

Hem çocuk mahkemelerinde hem de Ağır cezada açılan davalar göz önüne alındığında yıllara göre Önemli artışın sebepleri irdelenmelidir.

Adalet Bakanlığının hazırladığı rapora göre; mahkemeler tarafından 2006 yılında 3.773, 2007 yılında 7.453, 2008 yılında 8.080, 2009 yılının 1. ayında ise 9.022 çocuk hakkında denetimli serbestlik kararı verildiği bilinmektedir.

Bu rakamlara bakıldığında; çocukların suç işleme potansiyelinin artışı dikkat çekicidir.

Yapılan araştırma sonuçlarına bakıldığında genellikle suça itilen çocukların sosyo ekonomik durumları düşük ailelere mensup olduğu görülmektedir.

Kötü ve zor yaşama şartları, fakirlik kalabalık ve eğitimsiz aile ve beraberinde gelen göçün çocuk suçluluğundaki rolü yadsınamaz. Ama meseleyi sadece bu şekilde açıklamak da mümkün değildir.

Küçük yaşlarda suç işlemiş olan çocukların, gerekli rehabilitasyon verilemediğinden, ilerleyen yaşlarda da suç işleme potansiyelinin yüksek olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.

Bu yüzden son yıllardaki artış dikkate alınıp ileride daha büyük problemler yaşanmasının önüne geçebilmek için Türkiye Büyük Millet Meclisinde kurulacak bir Araştırma Komisyonu tarafından konu çok yönlü ele alınmalıdır. Emniyet ve jandarma bölgelerinde çocukların işlediği, adının karıştığı suçların nitelikleri, çeşitleri, sebepleri aile yapılarının değerlendirilmesi ile suçlu çocuk profillerinin ortaya konulması ve konunun çözümünde sosyal ekonomik ve hukuki tedbirlerin yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir.

3.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 22 milletvekilinin, şeker pancarı tarımının içinde bulunduğu olumsuz durumun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/154)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Ülkemizde bitkisel üretimin önemli bir parçası olan şeker pancarı tarımı, insanımızın temel besin maddelerinden olan şekerin temini yanında hayvancılık ve sanayimiz için de önemlidir. Şeker pancarı tarımının içinde bulunduğu olumsuz durumun incelenmesi ve alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98, İç tüzüğün 104 ve 105. maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırması açılmasını için gereğini arz ve talep ederiz.

1) Mehmet Şandır                            (Mersin)

2) Ali Uzunırmak                            (Aydın)

3) Mehmet Erdoğan                         (Muğla)

4) Ali Öz                                         (Mersin)

5) Alim Işık                                     (Kütahya)

6) Enver Erdem                               (Elazığ)

7) Seyfettin Yılmaz                          (Adana)

8) Zühal Topcu                                (Ankara)

9) Yusuf Halaçoğlu                         (Kayseri)

10) Mehmet Günal                          (Antalya)

11) Sümer Oral                                (Manisa)

12) Kemalettin Yılmaz                     (Afyonkarahisar)

13) Bülent Belen                              (Tekirdağ)

14) Necati Özensoy                         (Bursa)

15) Ahmet Duran Bulut                   (Balıkesir)

16) Oktay Öztürk                            (Erzurum)

17) Mesut Dedeoğlu                        (Kahramanmaraş)

18) D. Ali Torlak                             (İstanbul)

19) Emin Çınar                                (Kastamonu)

20) Erkan Akçay                             (Manisa)

21) Atila Kaya                                 (İstanbul)

22) Celal Adan                                (İstanbul)

23) Emin Haluk Ayhan                   (Denizli)

Gerekçe:

Şekerpancarı tarımı ve pancar şekeri sektörü en fazla istihdam yaratan, yan sektörlere büyük katkı sağlayan, en fazla çiftçi geliri sağlayan sektörlerin başında gelmektedir. Şeker pancarı, üretiminden fabrikalara taşınmasına, elde edilen ürünlerin insanlarımız, sanayimiz ve hayvancılığın hizmetine sunulmasına kadar geçen süreçlerde yaklaşık 10 milyon insanımıza istihdam sağlamaktadır. İstihdama olan bu katkısı yanında yaklaşık 3 milyar dolar katma değer yaratmaktadır.

Şekerpancarı tarımı, tarımda ana itici gücü ve Örnek üretim kolunu oluşturur. Münavebeli tarıma imkân vermekte, ülkenin tarım tekniğini geliştirmekte, yetiştirildiği alanlarda toprağın verimini arttırmaktadır. Şeker pancarı tarımı, bol miktarda ve ucuz hayvan yemi sağlamakta, böylece hayvan besiciliğini de teşvik etmektedir.

Şeker pancarı; geleceğin yakıtı olarak bilinen biyoetanol üretiminde kullanılabilecek temel hammaddelerden birisi olması yanında, yüksek oranda endüstriyel girdiler (gübre, ilaç, mekanizasyon v.b.) kullanımı gerektiren bir bitkidir. Bu nedenle yan sektörlerin gelişmesi açısından da en fazla destek sağlayan, önemli tarımsal üründür. Şeker sanayii taşıma sektörüne de yılda yaklaşık 25-30 milyon ton iş hacmi yaratmaktadır,

Ülkemizde son yıllarda kırsal kesimden kentlere yaşanan göç olaylarının temel nedenlerinden bir tanesi de şeker pancarı tarımında yaşanan olumsuzluklardır. Bu olumsuzluklar çiftçilerimizin şeker pancarı tarımından vazgeçmesine neden olmaktadır.

Üretiminden tüketimine kadar en fazla istihdam sağlayan şeker sektörü ülkemizde son yıllarda yeterince desteklenmemektedir. Üretimde kullanılan girdi fiyatlarında enflasyonun kat kat üzerinde artış olurken, şeker pancarı alım fiyatının bir önceki yıldan daha düşük seviyelerde kalması sektörde yaşanan önemli olumsuzluklardır.

Kırsal alanları terk ederek şehirlere gelen vatandaşlarımız yaşamını güç şartlarda sürdürmektedir. Ülkemizde alt yapısı hazır olmadan ve istihdam alanları yaratılmadan ortaya çıkan göç dalgası kentlerimizi köyleştirme yanında, işsizliğin giderilememesi nedeniyle asayiş olaylarının artışını da tetiklemiştir.

Ülkemizde son yıllarda artan nişasta bazlı şeker üretimi ve kotalarının artırılması yanında şeker fabrikalarının özelleştirme kapsamına alınması da şeker pancarı tarımını olumsuz yönde etkilemektedir. Türk şekere ait kamu hisseleri özelleştirme programına alınmıştır. Özelleştirmeler nedeniyle ülkemizde yaşanan daha önceki olumsuzluklar da olduğu gibi şeker fabrikalarının da özelleştirme sonrası kapanarak arsaların değerlendirileceği muhakkaktır. Bu durum; şeker pancarı tarımının bitmesine, ülkemizin dev şeker şirketleri için pazar olması yanında, şeker pancarı tarımına girdi sağlayan yan sanayimizi ve hayvancılığımızın da olumsuz etkilenmesine sebep olacaktır.

Kırsal alanda yaşayan insanımızın en önemli gelir kaynağını ve insanımızın temel besinini oluşturan üç beyazdan birinin üretimini oluşturan şeker pancarı tarımının sorunlarının Türkiye Büyük Millet Meclisince araştırılarak gerekli önlemlerin alınması yerinde olacaktır.

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.

Şimdi de biraz sonra okutup işleme alacağım Danışma Kurulu önerisinde yer alan bilişim sektöründeki gelişmeler ve yaşanan sorunlar hakkındaki Meclis araştırması açılmasına ilişkin altı önergeyi ayrı ayrı okutuyorum.

4.- Kütahya Milletvekili Alim Işık ve 21 milletvekilinin, ülkemizde çocuklarımız ve gençlerimiz tarafından kontrolsüz ve yoğun şekilde oynanan online (çevrimiçi) oyunların neden olduğu kayıt dışı sanal ticaretin ve çocuklarımız ve gençlerimiz üzerinde yarattığı etkilerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/155)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Ülkemizde çocuklarımız ve gençlerimiz tarafından kontrolsüz ve yoğun şekilde oynanan “online (çevrimiçi) oyunların neden olduğu kayıt dışı sanal ticaretin tespiti, çocuklarımız ve gençlerimiz üzerinde yarattığı etkilerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi” amacıyla Anayasamızın 98’inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğünün 104 üncü ve 105 inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini saygılarımızla arz ederiz. 17.11.2011

Gerekçe:

Günümüzde, internet üzerinden oynanan online (çevrimiçi) oyun sektörü, bütün dünyada önlenemez bir şekilde büyümeye devam etmektedir. Oyunların çoğunluğu ücretsiz üyelik sistemi ile ücretsiz olarak oynanabilmekte, fakat bu oyunların aşırı şiddet içeren bazılarında ise kahramanların daha başarılı olması ya da seviye atlayarak silah veya eşya sahibi olması için para ödenebilmektedir. Bu işlemler sonucu oluşan kayıt dışı sanal ticaretin ülkemizde yılda 1 milyar $’ın üstünde bir meblağa sahip olduğu tahmin edilmektedir.

İnternet üzerinde çocuklar ve gençler arasında büyük rağbet gören bu oyunları oynayanların, kahramanlarını satışa çıkartması, sanal alemde kayıt dışı olarak büyük bir sanal ticaretin yaşanmasına neden olmaktadır. Online olarak oynanan internet oyunlarının sadece ülkemizde 2 milyonun üzerinde kullanıcısı olduğu ve bu oyunların dünya genelindeki yıllık cirosunun 55 milyar dolara ulaştığının tahmin edildiği göz önüne alındığında, bu sektörün büyüklüğü daha da iyi anlaşılabilmektedir.

Anılan oyunlarda seviye atlanması, yani bir üst aşamaya geçilebilmesi için oyuncunun ya internet üzerinden belli bir ücret ödemesi ya da internet başında saatlerce bekleyerek vaktini harcaması gerekmektedir. Dolayısıyla bu tür oyunları oynayanlar, 6 ay veya 1 yıl sonra süper bir kahraman sahibi olabilmekte, ancak daha kısa sürede buna sahip olmak isteyenler ise süper kahraman satın almak zorunda kalmaktadırlar. Ayrıca, oyunda kullanmak üzere eşya ve silah alınması amacıyla para talep edilmekte, bu paralar değişik kanallarla tahsil edilebildiği gibi cep telefonundan kontur transferi ile çok basit ve kayıtsız bir şekilde de tahsil edilebilmektedir.

Bu konulardan haberdar olan pek çok internet korsanı (hacker), süper kahraman sahibi olan oyuncuların şifrelerini kırarak süper kahramanı çalarak yine internet üzerinden belirli bir ücret karşılığında arzu edenlere satmaktadırlar. İnternet korsanları, süper kahramana sahip olmak için her türlü yolu denemekte ve şiddeti gösterebilmektedirler. Bu kayıt dışı sanal ticaretin vergilendirilememesi ve paraların yurt dışına gitmesinin yanında çocuklarımız ve gençlerimiz üzerinde yarattığı olumsuz etkilerin mutlaka önlenmesi gerekmektedir.

Bu tür online oyunlar sadece çocuklar ve gençler arasında değil, yetişkinler arasında da çok yaygın olarak oynanmaktadır. Genellikle evlerde veya internet kafelerde oynanan bu tür oyunların özellikle ilköğretim çağındaki çocukların psikolojilerini ve sosyal yaşamlarını olumsuz yönde etkilediği belirtilmektedir. Online oyunlar nedeniyle saatlerce bilgisayar başında kalan çocuklarımızın; kendilerini yeterince derslerine veremedikleri için eğitimleri aksamakta, sağlıksız ve sosyal iletişimden yoksun büyümeleri sonucunda aileleri ve arkadaşlarıyla sık sık sorunlar yaşamaktadırlar.

Evlerinde bilgisayarı veya internet bağlantısı olmayan çocuklar ve gençler, çocuklara yasak olmasına rağmen, yeterli denetim yapılmadığından dolayı, bu oyunları oynamak için internet kafelere gitmek zorunda kalmaktadırlar. Bu da güvenlik başta olmak üzere birçok sorunu da beraberinde getirmektedir.

Bilgisayar oyunlarına aşırı düşkünlük, evlilikleri de sarsmaktadır. Ekran karşısından kalkamayan erkeklerin, eşleriyle ilgilenmek yerine bilgisayar oyunlarını tercih etmeleri, eşler arasında sorunların büyümesine ve boşanmaya kadar giden sonuçlara yol açabilmektedir.

Yukarıda özetlenen nedenlerle “ülkemizde oynanan online (çevrimiçi) oyunların neden olduğu kayıt dışı sanal ticaretin tespiti, çocuklarımız ve gençlerimiz üzerinde yarattığı etkilerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi” amacıyla bir Meclis Araştırması açılması gerekli görülmektedir.

1) Alim Işık                              (Kütahya)

2) Mehmet Şandır                    (Mersin)

3) Ali Halaman                         (Adana)

4) S. Nevzat Korkmaz              (Isparta)

5) Lütfü Türkkan                      (Kocaeli)

6) Emin Çınar                           (Kastamonu)

7) Ali Uzunırmak                     (Aydın)

8) Hasan Hüseyin Türkoğlu     (Osmaniye)

9) Seyfettin Yılmaz                  (Adana)

10) Enver Erdem                      (Elazığ)

11) Celal Adan                         (İstanbul)

12) Kemalettin Yılmaz             (Afyonkarahisar)

13) Bülent Belen                      (Tekirdağ)

14) Ali Öz                                (Mersin)

15) Yusuf Halaçoğlu                (Kayseri)

16) Mehmet Erdoğan               (Muğla)

17) Necati Özensoy                  (Bursa)

18) Mesut Dedeoğlu                (Kahramanmaraş)

19) Sinan Oğan                        (Iğdır)

20) Adnan Şefik Çirkin            (Hatay)

21) Oktay Öztürk                     (Erzurum)

22) Özcan Yeniçeri                  (Ankara)

5.- Ankara Milletvekili Cevdet Erdöl ve 20 milletvekilinin, çocuk ve gençlerimizin İnternet ve diğer bilgi iletişim teknolojilerini kullanırken karşı karşıya oldukları riskleri en aza indirmek ve güvenli bir şekilde bilgiye ulaşmalarını sağlamak için yapılması gerekenlerin, uygunsuz ve/veya kanunsuz içerikleri barındıran İnternet sitelerine uygulanması gerekli müeyyidelerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/156)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Çağımızın en önemli buluşlarından olan internet ve diğer bilgi iletişim teknolojilerinin hayatımıza kattığı kolaylıklar şüphesiz önemlidir. Ancak çocuk ve gençlerimizin bu bilgi iletişim teknolojilerini ve interneti kullanırken bazı risklerle karşı karşıya oldukları da bir gerçektir. Bu risklerin en önemlileri; çocukların cinsel istismarı, çocukların yaşlarıyla uyumsuz görüntü ve içeriklere muhatap bırakılması, aşırı şiddet içeren oyunlar nedeniyle çocukların şiddete karşı duyarsızlaşması, sanal kumar siteleri aracılığıyla çocukların kumara özendirilmesi, uyuşturucu maddelerin özendirilmesi ve temin edilmesinin kolaylaştırılması, sosyal paylaşım sitelerinde kurulan yanlış arkadaşlıklar, uzun süre bilgisayar başında kalmaktan dolayı çocuk ve gençlerin asosyalleşmesi, bedensel ve ruhsal hastalıklara maruz kalmasıdır.

Çocuk ve gençlerimizin internet ve diğer bilgi iletişim teknolojilerini kullanırken karşı karşıya oldukları riskleri en aza indirmek ve onların güvenli bir şekilde bilgiye ulaşmalarını sağlamak için alınması gereken önlemleri tespit etmek, uygunsuz ve/veya kanunsuz içerikleri barındıran internet sitelerine gerekli müeyyidelerin uygulanması ve bu müeyyidelerin sınırlarının araştırılması amacıyla Anayasanın 98 inci, TBMM İçtüzüğünün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca Meclis Araştırması açılmasını arz ve talep ederiz. 23/11/2011

1) Cevdet Erdöl                               (Ankara)

2) Tülay Selamoğlu                         (Ankara)

3) Azize Sibel Gönül                       (Kocaeli)

4) İdris Şahin                                  (Çankırı)

5) Öznur Çalık                                (Malatya)

6) Recep Özel                                                  (Isparta)

7) Ramazan Can                              (Kırıkkale)

8) Tülay Kaynarca                           (İstanbul)

9) Enver Yılmaz                              (İstanbul)

10) Sıtkı Güvenç                             (Kahramanmaraş)

11) Hilmi Bilgin                              (Sivas)

12) Yusuf Başer                              (Yozgat)

13) Pelin Gündeş Bakır                   (Kayseri)

14) Kemalettin Aydın                      (Gümüşhane)

15) Tülay Babuşcu                          (Balıkesir)

16) Muzaffer Yurttaş                      (Manisa)

17) Mehmet Doğan Kubat              (İstanbul)

18) Zeyid Aslan                              (Tokat)

19) Hakkı Köylü                             (Kastamonu)

20) Mustafa Kemal Şerbetçioğlu     (Bursa)

21) Nevzat Pakdil                            (Kahramanmaraş)

6.- Adana Milletvekili Necdet Ünüvar ve 20 milletvekilinin, ülkemizde İnternet kullanımının sosyal kesimler arasındaki durumu, kontrolsüz kullanımın meydana getirdiği sorunlar ve güvenlik tehditlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/157)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Ülkemizde İnternet kullanım oranı (penetrasyonu) gün geçtikçe dramatik olarak artmaktadır. Toplumumuzun önemli bir bölümü sosyal çılgınlık şeklinde bu teknolojiyi kullanmaktadır. TÜİK Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım İstatistiklerine göre ülkemizde internet kullanım oranı 2004 yılında % 13,3 iken 2010 yılında % 37,6’ya yükselmiştir.

Dünya genelinde, fevkalade faydaları olan ve geçen yüzyılın en önemli icadı kabul edilen internet teknolojisinin, kontrolsüz kullanımı halinde özellikle çocuklar ve aileler üzerinde olumsuz etkileri de görülmeye ve tartışılmaya başlamıştır. Yine suç için kullanıldığında sınır aşan, kural tanımayan, durdurulması çok güç olan bu teknoloji, bağımlılık yapmakta, çocukların ruh ve bedensel gelişimini olumsuz etkileyecek bir araç hâline gelebilmektedir. Özellikle “İnternet cafe”lerde çocukların ve gençlerin suça yönelimini teşvik edecek birçok unsur ve güvenlik tehdidi bulunmaktadır. İnternet dünyasının hızla geliştiği ve ilerlediği düşünüldüğünde “cafe”lerde her geçen gün yeni yeni güvenlik problemlerinin ortaya çıkması, dolayısıyla da bunlar için tedbirler alınması ihtiyacını doğurmuştur. Ayrıca “İnternet cafe”lerde ve oyun salonlarında çocuklarımızın bilgisayar başında çok fazla zaman kaybetmesi ve geçen bu zaman içerisinde aynı zamanda yağlı ve tuzlu yiyecek ve içeceklerin tüketilmesi neticesinde başta obezite olmak üzere birçok sağlık sorununa yol açmaktadır.

Ülkemizde İnternet kullanımının, sosyal kesimler arasındaki durumu, kontrolsüz kullanımın meydana getirdiği sorunlar, güvenlik tehditleri ve bunlarla ilgili alınması gerekli önlemler ve geliştirilmesi gereken projelerin araştırılması için, Anayasanın 98. maddesi ve TBMM İçtüzüğün 104 ve 105. maddeleri uyarınca Meclis Araştırması açılmasını arz ederiz.

Gerekçe:

İnternet deyince aklımıza gelen ilk sorulardan bir tanesi güvenliktir. Güvenlik kavramı her kesim için ayrı önem taşıyan ama olmazsa olmaz unsurlardan biridir. Anne ve babalar için çocukların hangi sitelerde gezindiği tereddüdü, İnternetten alışveriş yapan biri için kredi kartı bilgilerinin gizliliği, şifrelerimizin kopyalanıp çalınması, İnternet bankacılığına hâlâ alışamamış ve kullanmayan insanların haklı sebepleri ya da kişisel verilerin farklı amaçlarla kullanılması tereddütleri İnternetin olduğu bir dünyada sürekli karşımıza çıkan güvenlik problemleridir.

2010 yılında TÜİK’in yapmış olduğu bir araştırmaya göre ülkemizde İnternet kullananların 72,8’i e-posta alıp gönderiyor, %22,6’sı seyahat, konaklama ve bilet satın alma gibi işlemler yapıyor, %10,2’si iş başvurusu yapma amacıyla bilgilerini İnternet ortamında paylaşıyor, %16,8’i İnternet bankacılığını kullanıyor, %4,1’i mal veya hizmet satın alma işlemi yapıyor. Görüldüğü gibi bu işlemlerin hepsinde kişisel verilerimizin kaybolması, çalınması ya da kötü amaçla kullanılmasını doğrudan etkileyen birçok neden bulunmaktadır. Özellikle de bu tür güvenlik problemlerinin ana merkezini İnternet cafe’ler oluşturmaktadır. Evde ebeveynlerine yakalanma korkusu yaşayan çocuklar, IP adresinin bilinmesini istemeyen hacker’lar yasadışı ve işlemler için İnternet cafeleri tercih etmektedirler. Ayrıca, oyun salonlarında bolca vakit geçiren çocuklar ve gençlerimizin bu bağımlılığa kendilerini kaptırmaları dolayısıyla sağlık problemleriyle karşılaşmaktadırlar.

Gelişen teknoloji sayesinde bir yanda bir buluş hayatımızı kolaylaştırırken, diğer yanda onu tehdit eden unsurlar kendisini göstermektedir. İnternetin hayatımıza getirmiş olduğu kolaylıklar ve güzelliklerin yanı sıra böyle tehditlerin de var olduğunun bilinmesi ve önlemlerinin alınması gerekmektedir. Bu sebeple böyle bir Araştırma Komisyonunun kurulmasına ihtiyaç duyulmuştur.

1) Necdet Ünüvar                 (Adana)

2) Nevzat Pakdil                   (Kahramanmaraş)

3) Ruhi Açıkgöz                   (Aksaray)

4) Erol Kaya                         (İstanbul)

5) Nesrin Ulema                   (İzmir)

6) İhsan Şener                      (Ordu)

7) Alev Dedegil                    (İstanbul)

8) Muhammet Bilal Macit     (İstanbul)

9) Fatih Şahin                       (Ankara)

10) İsmail Tamer                  (Kayseri)

11) Öznur Çalık                    (Malatya)

12) Ünal Kacır                      (İstanbul)

13) Gökçen Özdoğan Enç    (Antalya)

14) İlknur Denizli                 (İzmir)

15) Yüksel Özden                (Muğla)

16) İlhan Yerlikaya               (Konya)

17) Mehmet Şükrü Erdinç    (Adana)

18) Abdulkerim Gök            (Şanlıurfa)

19) Ertuğrul Soysal              (Yozgat)

20) Ahmet Öksüzkaya          (Kayseri)

21) Mehmet Müezzinoğlu    (Edirne)

7.- İzmir Milletvekili Erdal Aksünger ve 28 milletvekilinin, bilişim sektöründe yaşanan sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/158)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Dünyada bilişim sektörü çok büyük bir hızla gelişiyor ve inanılmaz büyüklükte pazarlar oluşturuyor. Günümüzde ülkelerin gelişmişlik düzeylerini, o ülkenin bilişim sektörünün dünyadaki yeri belirlemektedir. Ülkemiz için çok hayati önem taşıyan bilişim sektöründe özellikle son yıllarda yeterli gelişme gösterilememiştir.

Connectivity Scorecard değerlendirmesine göre Türkiye’nin gelişmekte olan 25 ülke arasında 2009 yılında 2. sırada iken 2010 yılı değerlendirmesinde Malezya, G. Afrika, Şili, Arjantin, Rusya ve Brezilya’nın ardından 7. sıraya gerilemiştir. Bizden öndeki ülkeler bu alanda bizden daha hızlı gelişme göstermişlerdir. Bir yıl içinde 6 ülkenin bizim önümüze geçmesi bu alanda yarışın ne boyutta olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Dünya Ekonomi Forumu (WEF) tarafından hazırlanan ve 2009-2010 dönemini kapsayan son çalışmaya göre Bilgi Toplumuna Hazır Olma (Networked Readiness) indeksinde Türkiye’nin 133 ülke içinde 69. sırada yer alması; 2007-2008 indeksinde 127 ülke içinde 55., 2008-2009 indeksinde 61. sırada olan Türkiye’nin yerinin göreceli olarak son üç dönemdir sürekli gerilemesi yine bir önceki çalışmada olduğu gibi ülkemizin “Bilgi Toplumu” olma yarışında geriye düşmekte olduğunun bir diğer göstergesidir.

Ayrıca, bununla beraber, Birleşmiş Milletler Elektronik Devlet Gelişim İndeksi (EGDI) değerlendirmesinde gerek alınan 0.4780 puan ve gerekse 183 ülke arasında 69. sırada yer almış olması Türkiye’nin vizyonu, iddiası ve diğer alanlardaki hedefleri ile karşılaştırıldığında, ülkemiz açısından gelecekte ciddi sorunların yaşanmasına sebep olacaktır.

Her üç çalışma da Türkiye’nin “Bilgi Toplumu” olma yarışında son bir kaç yılda diğer ülkelerin gerisine düşmeye başladığını ve bunun tersine çevrilebilmesi için Bilişim alanında mevcut devlet politika ve uygulamalarının mutlaka gözden geçirilmesi ve iyileştirilmesi gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır.

Bilgi toplumu olma yolunda ülke olarak hak ettiğimiz seviyede ve hedeflediğimiz yerde olabilmemiz, bilişim sektörünün gelişmesi ve sektörde yaşanan sorunların çözümü ile ilgili olarak Anayasanın 98 ve Türkiye Büyük Millet Meclisi içtüzüğünün 104 ve 105. Maddeleri gereğince Meclis araştırması açılmasını saygılarımızla arz ederiz. 29.11.2011

1) Erdal Aksünger                     (İzmir)

2) Veli Ağbaba                          (Malatya)

3) Mahmut Tanal                       (İstanbul)

4) Mustafa Sezgin Tanrıkulu     (İstanbul)

5) Namık Havutça                     (Balıkesir)

6) Faik Tunay                            (İstanbul)

7) Ramazan Kerim Özkan         (Burdur)

8) Dilek Akagün Yılmaz           (Uşak)

9) Gürkut Acar                          (Antalya)

10) Ahmet Toptaş                      (Afyonkarahisar)

11) Turgut Dibek                       (Kırklareli)

12) Hurşit Güneş                       (Kocaeli)

13) Ali İhsan Köktürk               (Zonguldak)

14) Doğan Şafak                       (Niğde)

15) Sedef Küçük                       (İstanbul)

16) Binnaz Toprak                     (İstanbul)

17) Recep Gürkan                     (Edirne)

18) Mehmet S. Kesimoğlu        (Kırklareli)

19) Ayşe Nedret Akova            (Balıkesir)

20) Sakine Öz                            (Manisa)

21) Haydar Akar                       (Kocaeli)

22) Mehmet Hilal Kaplan          (Kocaeli)

23) Muharrem Işık                    (Erzincan)

24) İlhan Demiröz                     (Bursa)

25) Ahmet İhsan Kalkavan        (Samsun)

26) Aylin Nazlıaka                    (Ankara)

27) Bülent Tezcan                      (Aydın)

28) Osman Aydın                      (Aydın)

29) Aykan Erdemir                    (Bursa)

8.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Erdoğan ve 27 milletvekilinin, bilgi iletişim teknolojilerindeki gelişmelerin beraberinde getirdiği imkân ve risklerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/159)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Türkiye’de başta internet olmak üzere Bilgi İletişim Teknolojilerinin (BİT) kullanımı çocuklar ve gençler arasında giderek artmaktadır. Ülkemizde yapılan araştırmalar, bilgi iletişim teknolojilerinin haberlerin izlenmesi, sosyal medya kullanımı ve eğlence amacıyla kullanıldığını göstermektedir. Ayrıca e-devlet uygulamaları çerçevesinde, nüfusun her kesiminin giderek yaygınlaşan ve yoğunlaşan oranda internet ara yüzünü ve çeşitli mobil uygulamaları kullanması bir gereksinim hâline gelmiştir. Bilgi İletişim Teknolojilerinin gündelik yaşamın vazgeçilmez bir öğesi olduğu günümüzde tartışılmaz bir hâl almıştır. Bilgi İletişim Teknolojilerinin getirdiği imkânlar beraberinde bir takım da riskleri barındırmaktadır. Bilgi İletişim Teknolojilerinin getirdiği imkânlar ve risklerin tespiti ve bu tespit sonucunda imkânların ve risklerin araştırılması, risklerin belirlenerek sorunların giderilmesi ve çözüm yollarının araştırılması amacıyla anayasamızın 98’inci maddesi, iç tüzüğün 104 ve 105’inci maddeleri gereğince ekte sunulan gerekçe çerçevesinde Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.

Genel Gerekçe:

Türkiye’de başta internet olmak üzere Bilgi İletişim Teknolojilerinin (BİT) kullanımı çocuklar ve gençler arasında giderek artmaktadır. Ülkemizde yapılan araştırmalar, bilgi iletişim teknolojilerinin haberlerin izlenmesi, sosyal medya kullanımı ve eğlence amacıyla kullanıldığını göstermektedir.

Ayrıca e-devlet uygulamaları çerçevesinde, nüfusun her kesiminin giderek yaygınlaşan ve yoğunlaşan oranda internet ve çeşitli mobil uygulamaları kullanması bir gereksinim hâline gelmiştir. Bilgi İletişim Teknolojilerinin gündelik yaşamın vazgeçilmez bir öğesi olduğu, günümüzde tartışılmaz bir hâl almıştır. Bilgi çağında teknolojideki süratli değişimin bilgiye ulaşmayı kolaylaştırdığı da aşikârdır.

Bilgi İletişim Teknolojilerinin getirdiği imkânlar yanında bir takım da riskleri bulunmaktadır. Asıl önemli olan hangi bilgiye ulaşılacağı, ulaştığımız bu bilgiyi nasıl kullanacağımızda. Muhakkak ki her bilginin iyiye ve kötüye kullanımı, istismarı söz konusudur. Bu istismarlardan kaynaklanan bir kısım pazar ve çok büyük parasal imkânların da olduğu rantlar oluşmaktadır.

Yararları yanında bir takım riskleri de beraberinde getiren Bilgi İletişim Teknolojileri uzun süreli kullanımlarda bağımlılık ve dikkat dağınıklığı gibi psikolojik, göz bozukluğu gibi fiziksel rahatsızlıklara da neden olmakta zaman kaybını da beraberinde getirmektedir. Bir diğer olumsuz tarafı da internet oyunlarından sanal para alabilmek maksadı güdülerek maddi kayıplara neden olmaktadır. Bu olumsuzlukların asgariye indirilmesi konusunda uluslararası işbirliğine ihtiyaç duyulmaktadır.

İnternet kullanımı, bilgiye ulaşım, bunun istismarı, kötüye kullanımı gibi konuların ceza hukukuyla ilgili boyutu bulunmakta ve bu konu üzerinde ciddiyetle durulması gerekmektedir.

Bilgi İletişim Teknolojileri öncelikle eğitim kurumlarımızda çocuklarımızın ve gençlerimizin doğru kullanımı konusunda yönlendirme ve bilgilendirmenin düzgün yapılması, web sitelerinin yaş sınırına uygun olarak gerekli kurumlar tarafından denetlenmesi ve gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasının yanı sıra gerekli yaptırımların da uygulanması gerekmektedir.

Türkiye çapında kentsel ve kırsal bölgelerde, seçkisiz tabaka yöntemiyle seçilen 9-16 yaş arası yapılan araştırmaya katılan tüm çocuklar İnternet’i kullanmakta olup, % 40’ı kendi bilgisayar veya dizüstü bilgisayarına sahip ve diğer % 39’u bilgisayarını diğer aile fertleri ile paylaşıyor olmasına rağmen, ebeveynlerin sadece % 29’u İnternet’i kullanmaktadır. Erkek ve kadın ebeveynlerin İnternet kullanım oranları arasında oldukça büyük bir fark vardır; % 29’luk dilim içerisinde erkek ebeveynlerin %49’u ve kadın ebeveynlerin sadece % 24’ü İnternet’i kullanmaktadır. Avrupa ülkelerinde erkek ebeveynlerin % 87’si ve kadın ebeveynlerin ise % 82’si İnternet kullanıcısıdır.

İnternet’i kullanmaya yetecek kadar bilgiye sahip olan çok az sayıdaki ebeveyn, ne çocuklarının teknoloji kullanımı sırasında elde edeceği imkânları ve karışılabileceği riskleri anlamakta ne de İnternet’te onları rahatsız edecek durumlarla başa çıkmalarını sağlayacak yardımı sağlayabilmektedirler.

Sorun Bilgi Teknolojilerinin kendisi değil bunların nasıl kullanıldığıdır.

Bütün bu konuların araştırılmasıyla ilgili olarak işin ceza hukuku boyutu, müeyyideler boyutu, eğitim boyutu, psikolojik boyutu, teknolojik boyutu incelenmeli ve bunların getireceği sıkıntıların, alınacak tedbirlerin bir devlet politikası hâline dönüşebilmesi bakımından gündelik yaşamın vazgeçilmez bir öğesi olan Bilgi Teknolojilerinin daha geniş kapsamda imkânlarının ve risklerinin araştırılması, bu teknolojilerinin daha faydalı bir biçimde kullandırılmasının sağlanması ve konu ile ilgili gerekli bilgilendirmenin yapılarak doğru bilgiye kısa zamanda ulaşmanın altyapısının oluşturulması gerekmektedir.

1) Mehmet Erdoğan                      (Gaziantep)

2) Orhan Karasayar                       (Hatay)

3) Murat Yıldırım                          (Çorum)

4) Ayşe Türkmenoğlu                   (Konya)

5) Mehmet Erdem                         (Aydın)

6) Mehmet Sarı                             (Gaziantep)

7) Mehmet Ersoy                          (Sinop)

8) Enver Yılmaz                            (İstanbul)

9) Halil Mazıcıoğlu                       (Gaziantep)

10) Fikri Işık                                 (Kocaeli)

11) Ali Aşlık                                 (İzmir)

12) Metin Külünk                         (İstanbul)

13) Safiye Seymenoğlu                 (Trabzon)

14) Mehmet Kasım Gülpınar        (Şanlıurfa)

15) Canan Candemir Çelik            (Bursa)

16) Derya Bakbak                         (Gaziantep)

17) Ali Şahin                                 (Gaziantep)

18) Mehmet Akyürek                    (Şanlıurfa)

19) Osman Boyraz                        (İstanbul)

20) Muhammed Murtaza Yetiş     (Adıyaman)

21) Erol Kaya                                (İstanbul)

22) Ahmet Yeni                            (Samsun)

23) Türkan Dağoğlu                      (İstanbul)

24) Nureddin Nebati                     (İstanbul)

25) Sevim Savaşer                        (İstanbul)

26) Nihat Zeybekci                        (Denizli)

27) Mehmet Yüksel                      (Denizli)

28) Nevzat Pakdil                          (Kahramanmaraş)

9.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel ve 20 milletvekilinin, başta sosyal paylaşım siteleri olmak üzere İnternet kullanımının aile yapısı üzerindeki olumsuz etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/160)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

“İnternet Kullanımının (Sosyal Paylaşım Sitelerinin) Aile Yapısı Üzerindeki Olumsuz Etkileri”nin araştırılması ve gerekli önlemlerin alınması amacıyla Anayasamızın 98., Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğü’nün 104. ve 105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini saygılarımızla arz ederiz.

Gerekçe:

Teknolojinin önemli parçalarından biri olan bilgisayar, modern yaşamın ve eğitimin vazgeçilmez bir bileşeni haline gelmiştir. 1995’li yıllardan sonra internet hızla yayılmaya başlamış ve 2000’li yıllardan sonra bilgisayarda yazışarak sohbet, bilgisayarın evlere girmesine ivme kazandırmıştır. Yanlış internet kullanımı, Türk aile yapısı üzerinde olumsuz etkiler bırakmaktadır. Sanal dünyada duygusal arkadaşlıklar, yaşanmaya başlanmıştır. Kadınlar ve erkekler internet aracılığıyla hakkında doğru bilgi vermeyen kişilerle tanışıp, onlar tarafından yasal ve sağlıklı olmayan ortamlara çekilebilmekte ve kandırılıp kullanılabilmektedir. Ayrıca bazı kadınlar bir takım duygu avcılarının eline düşmekte, yuvalarının yıkılmasına kadar geçen bir sürece maruz kalmakta ve hatta bazen şiddetle karşılaşabilmektedirler.

DPT tarafından 16-74 yaş grubu üzerinde hanelerde BİT erişimini ve vatandaşların söz konusu teknolojilere ilişkin eğilimlerini saptamak amacıyla yapılan “Bilgi Toplumu İstatistikleri 2011” başlıklı araştırma sonuçları çarpıcıdır:

2010 yılında, herhangi bir zamanda internet kullananların oranı %41,6’dır.

Bilgisayar kullanıcılarının %69,7’si bilgisayar kullanımı konusunda hiçbir kursa katılmamıştır.

İşgücüne dâhil olmayan 15 yaş ve üstü ev işleriyle meşgul olan kişilerde internet kullanım oranı %11,9’dur.

İnternet kullanım amacı olarak birinci sırada e-posta gönderme (%72,8), ikinci sırada ise sohbet odalarına, haber gruplarına veya çevrimiçi tartışma forumlarına mesaj gönderme, anlık ileti gönderme yer almaktadır (%64,2).

Bilgisayarı herhangi bir konuda eğitim almak amacıyla kullananlar %6,3’tür.

Yine istatistiklere göre, Türkiye, kullanıcı sayısı bakımından dünya üzerinde 500 milyondan fazla kullanıcısı olan Facebook’ta tahmini 28 milyon kullanıcı hesabıyla ABD, Endonezya ve Birleşik Krallık’tan sonra 4. ülke konumundadır. Başka bir araştırmaya göre, Türkiye’deki ortalama bir kullanıcının Facebook üzerinde harcadığı süre, yaklaşık olarak haftada 29,7 saattir. 2011 itibarıyla, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu ve tamamına yakını ‘gelişmekte’ olan 14 ülkede en çok ziyaret edilen internet sitesi Facebook’tur.

Bu verilerden yola çıkarak, sosyal medyanın etkilerinin toplumsal hayatta her geçen gün daha fazla hissedildiği, bilgisayar kullanıcılarının çoğunun bilgisayar kullanımı konusunda eğitimsiz olduğu, ev işleriyle meşgul olan kişilerde internet kullanım oranının arttığı, çoğunluğun sosyal paylaşım sitelerinde vakit geçirdiği söylenebilir. Ancak elimizde internet kullanımı nedeniyle bozulan yuvalara ve bunun doğurduğu şiddete dair istatistikler bulunmamaktadır.

Yanlış internet kullanımı hem kadınlar, hem de erkekler arasında mevcuttur. Ancak evliliklerde yanlış internet kullanımına bağlı yaşanan sorunlardan en çok kadınlar zararlı çıkmaktadır. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden en çok kadınlar etkilenmekte ve namus kavramında kadına biçilen rol erkeğinkinden ağır olmaktadır. Bu nedenle öncelikle kadınlar üzerindeki etkilerini araştırmak hedeflenmiştir. Erkeklerin, sosyal paylaşım sitelerinde biriyle tanıştığında yaşadıkları aile içi problemler örtbas edilirken, kadınlar ağır bedeller ödeyebilmektedir. Hatta, namus adına işlenen cinayetler bu sebeple gerçekleşebilmektedir. Toplumda kadına yönelik şiddete önlem alabilmek için bu araştırmaya ihtiyaç vardır. Kadınların, yanlış internet kullanımı nedeniyle yaşadığı zararlar tespit edilmeli ve çıkan sonuçlara göre önlemler geliştirilmelidir. Bu çalışma toplumda kadına ve kadın üzerinden namusa bakış açısına değişiklik getirilmesinde öncü olacak niteliktedir.

Araştırmanın genel amacı; yanlış internet kullanımının aile birliği üzerindeki olumsuz etkilerini araştırmaktır. Araştırmanın alt amaçları:

1. İnternet nedeniyle bozulan aile sayısını, bozulmanın eşlerden hangisinden kaynaklandığını tespit etmek.

2. İnternette manevi, maddi, cinsel zarar gören kadınların sayısını belirlemek.

3. İnternet nedeniyle kaç kadının şiddete maruz kaldığını belirlemek.

4. İnternet nedeniyle zarar gören kadınların sosyo-demografik özelliklerini belirlemek.

5. İnternette biriyle tanışarak kaç kadının ailesini terk ettiğini belirlemek.

6. Biriyle tanışıp ailesini terk eden kadınların illere ve bölgelere göre dağılımını belirlemek.

1) Ruhsar Demirel                 (Eskişehir)

2) Lütfü Türkkan                   (Kocaeli)

3) Enver Erdem                      (Elâzığ)

4) Mehmet Şandır                  (Mersin)

5) Mustafa Erdem                  (Ankara)

6) Mehmet Günal                   (Antalya)

7) Alim Işık                           (Kütahya)

8) Ali Öz                                (Mersin)

9) Reşat Doğru                      (Tokat)

10) Emin Çınar                      (Kastamonu)

11) Mesut Dedeoğlu              (Kahramanmaraş)

12) S. Nevzat Korkmaz         (Isparta)

13) Mustafa Kalaycı              (Konya)

14) Yusuf Halaçoğlu             (Kayseri)

15) Ahmet Kenan Tanrıkulu (İzmir)

16) Sinan Oğan                      (Iğdır)

17) Yıldırım Tuğrul Türkeş   (Ankara)

18) D. Ali Torlak                   (İstanbul)

19) Bahattin Şeker                 (Bilecik)

20) Sümer Oral                      (Manisa)

21) Cemalettin Şimşek           (Samsun)

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Danışma Kurulunun bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

VII.- ÖNERİLER

A) Danışma Kurulu Önerileri

1.- (10/108), (10/155), (10/156), (10/157), (10/158), (10/159) ve (10/160) esas numaralı Meclis araştırması önergelerinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 21/2/2012 Salı günkü birleşiminde birleştirilerek yapılmasına ve görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışmalarını sürdürmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi

No:                                                                                                                  Tarih: 21/2/2012

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulunun 21/2/2012 Salı günü yaptığı toplantıda, aşağıdaki önerinin Genel Kurulun onayına sunulması uygun görülmüştür.

                                                              Cemil Çiçek

                                                Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                                                 Başkanı

   Adalet ve Kalkınma Partisi                                                        Cumhuriyet Halk Partisi

       Grubu Başkan Vekili                                                              Grubu Başkan Vekili

             Ahmet Aydın                                                                     M. Akif Hamzaçebi

    Milliyetçi Hareket Partisi                                                       Barış ve Demokrasi Partisi

       Grubu Başkan Vekili                                                              Grubu Başkan Vekili

            Mehmet Şandır                                                                        Pervin Buldan

Öneri:

Genel Kurulun,

10/108 esas nolu Meclis Araştırması Önergesi ile aynı konuda biraz önce okunan 10/155, 10/156, 10/157, 10/158, 10/159 ve 10/160 esas nolu Meclis araştırması Önergelerinin görüşmelerinin birleştirilerek 21/02/2012 Salı günkü (bugünkü) Birleşiminde yapılması,

21/02/2012 Salı günkü Birleşiminde Meclis Araştırması Önergelerinin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışmalarını sürdürmesi

önerilmiştir.

BAŞKAN – Danışma Kurulu önerisi hakkında söz talebi? Yok.

Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınma önergesi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

A) Önergeler (Devam)

2.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün (2/30) esas numaralı, Emekliler ile Bunların Dul ve Yetimlerinin Sendikalaşması Hakkında Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/26)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

2/30 Esas Numaralı Kanun Teklifim 45 gün içinde Komisyonda görüşülmediğinden İç Tüzüğün 37. Maddesi gereğince doğrudan gündeme alınması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 24.11.2011

                                                                                                                          Ensar Öğüt

                                                                                                                            Ardahan

BAŞKAN – Teklif sahibi olarak Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt…

Kendisi yok mu?

Bir milletvekili, Bolu Milletvekili Sayın Tanju Özcan, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

TANJU ÖZCAN (Bolu) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; ben sözlerime başlarken, öncelikle kanun teklifi sahibi Sayın Ensar Öğüt’e bu konuya duyarlılık gösterdiği için özel olarak teşekkür etmek istiyorum. Gerçekten de son derece önemli bir konu ancak tabii sözlerime başlarken bir üzüntümü de sizlerle paylaşmak istiyorum.

Şimdi, biz, yaklaşık 9 milyon emekliyi ilgilendiren bir konuda burada konuşma yapıyoruz. Sayın Ensar Öğüt kanun teklifi vermiş. Ben yönetmen arkadaştan rica ediyorum, şu AKP sıralarını bir göstersinler. 9 milyon emeklinin 6 milyonunun yaklaşık oyunu alarak iktidara gelen ve 326 milletvekiline sahip olan AKP’nin şu anda içeride 40 tane milletvekili var yaklaşık.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Öneri sahibi yok ya!

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) – Ensar Öğüt’ün kendisi yok.

TANJU ÖZCAN (Devamla) – Bunların da değerli arkadaşlar, sadece bir iki tanesi bu konuşmayı dinliyor, diğerleri bu konuşmayla ilgilenmiyor bile. Roman okuyanlar var, telefonla konuşanlar var, kendi arasında yaylada sohbet edenler var, her şey var ancak Çalışma Bakanı dâhil şu konuyla ilgili herhangi bir ilgi duymadığını gösteriyor.

Geçen hafta burada kişiye özel bir MİT düzenlemesi yapıldı, tek bir kişiyi yargıdan kurtarmak için. Hepinizin gözleri fal taşı gibi açıktı, kulaklarınız açıktı, cankulağıyla dinliyordunuz bir kişi için.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Emeklilere gel.

TANJU ÖZCAN (Devamla) – Ama 8,5 milyon emekliyi ilgilendiren bir konuda maalesef hiçbiriniz şu anda hatibi bile dinlemiyorsunuz.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Tamam, gel oraya.

TANJU ÖZCAN (Devamla) – Değerli milletvekilleri, Türkiye’de yaklaşık 9 milyon emekli var, az önce söyledim. Bunun yaklaşık 5,7 milyonu SSK emeklisi, 1.783 bini BAĞ-KUR emeklisi, yine yaklaşık 1 milyon 900 bini de Emekli Sandığı emeklisi.

“Türkiye’de 9 milyon emekli var.” dedim. Bunlar maalesef Türkiye’de yaşamaya çalışıyorlar, hayat mücadelesi veriyorlar. Halk tabiriyle söylüyorum: Türkiye’deki 9 milyon emeklinin, neredeyse açlıktan ağzı kokuyor. Bu noktadayız. Değerli milletvekilleri, Türkiye’de en son TÜİK’in açıkladığı rakamlara göre açlık sınırı 958 TL olmuş, yoksulluk sınırı da 3.100 TL civarına gelmiş ancak Türkiye’deki ortalama emekli maaşına baktığınızda 900 liranın altında olduğunu görüyorsunuz. Yani Türkiye’de ortalama bir emekli, ailesiyle birlikte açlık sınırının altında yaşıyor. Şimdi, bu şartlarda emeklinin herhâlde niçin zor durumda olduğunu daha detaylı olarak izah etmeye gerek yok. Tarım BAĞ-KUR emeklisi olanlar Türkiye’de -bilmem biliyor musunuz- aylık ortalama 450 lira gelir elde ediyor, BAĞ-KUR emeklileri ortalama 550-600 lira gelir elde ediyor, SSK emeklileri ortalama 720 lira ile 730 lira arası emekli aylığı alıyor, Emekli Sandığı emeklileri de ortalama 900 lira-bin lira civarında gelir elde ediyor.

Şimdi ben buradan sayın milletvekillerine sormak istiyorum: Türkiye’deki 8,5-9 milyon emeklinin yaklaşık 7,5-8 milyonu açlık sınırının altında yaşarken, yüzde 99’u yoksulluk sınırı altında yaşarken buradaki milletvekillerinin bu durumdan memnun olabilmesi veya bu konuşmaya ilgi duymaması düşünülebilir mi? Ben bunu soruyorum.

Bakın değerli milletvekilleri, on yıldır bu ülkeyi AKP yönetiyor. Az önce söyledim, Türkiye’deki emeklilerin 8 milyonu açlık sınırının altında, yüzde 99’u da yoksulluk sınırı altında yaşıyorsa, Türkiye’deki emekliler akşamları pazar yerinden çürük meyve sebze toplayarak hayatını idame ettirmeye çalışıyorsa, öğle yemeğini sadece bir simit ile geçiştirmeye çalışıyorsa, çıktığı kahvede içeceği bir bardak çayın hesabını yapıyorsa, kırmızı etin tadını unuttuysa, “Bayramda torun eve geldiğinde 3 kuruş cep harçlığını nasıl veririm?” diye düşünüyorsa, ömrünün son döneminde “Yarın kapıma icra memuru gelirse ben ne yaparım?” diye düşünüyorsa, kusura bakmayın ama Türkiye’yi on yıldır yöneten AKP İktidarının bu tablodan utanması gerekir diye düşünüyorum.

Değerli milletvekilleri, emeklinin çok ciddi sıkıntısı var. Emeklinin gelirini artırmak lazım. Bakın, hep buralarda rakamlarla arkadaşlarımız izah ediyorlar. Türkiye’de, bir yılda, AKP Hükûmetinin yandaşlarına sağladığı haksız kazancın yarısı emekliye verilse inanın emekli rahat bir nefes alacak.

O yüzden, ben -birazdan, teklif sahibi Sayın Ensar Öğüt teklifin özünü anlatacak- bu teklife destek vermenizi sizden istiyorum ve şu emeklinin uzun süredir özlemle beklediği intibak yasasının çıkartılması için de, tam, net, anlaşılabilir bir intibak yasasının çıkartılabilmesi için de lütfen elinizi taşın altına koymaktan çekinmeyin diyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Özcan.

Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt… (CHP sıralarından alkışlar)

ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; emeklilerin sendikalaşma hakları için vermiş olduğum kanun teklifi üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygılarımla selamlarım.

Değerli arkadaşlar, ülkemizde yaklaşık 8,5-9 milyon civarında emekli var. Bu emekli insanların aile sayısı ise ortalama 25 milyon insan, yani Türkiye’nin üçte 1’i. Bu insanların yüzde 50’si ise açlık ve yoksulluk sınırında yaşıyor, yani emeklilerin. Şu anda hakikaten çok perişan bir durumdalar. Emeklilerin sendikalaşması, kendi haklarını savunarak insanca yaşamaları için Büyük Millet Meclisinde bu kanun teklifinin kabul edilmesi lazım.

Şimdi, 1994’ten 2004’e kadar -bunu lütfen AK PARTİ’li arkadaşlar iyi not alsın- on yıl emekliler sendikası vardı. Sonra ne oldu? O dönemin İçişleri Bakanlığı, Adalet ve Kalkınma Partisinin İçişleri Bakanlığı dava açtı ve sendikayı kapattı; bakın, on yıl sonra. Yani referandumda Sayın Başbakan da, hepimiz de, herkes de, sizler de özgürlüklerden, örgütlenmeden, sendikal haklardan bahsettik ama ne oldu sonradan? Tamamen tersine dava açıldı ve 2004’te kapatıldı değerli arkadaşlar. Yani insanın özgürlük hakkını, yani örgütlenme hakkını biz nasıl elinden alıyoruz? Hani referandumda herkese özgürlükler verecektik?

Şimdi, burada, değerli arkadaşlar, bakın, örneklerini söyleyeceğim. Almanya’da, Fransa’da, İngiltere’de ve daha birçok ülkede emeklilerle ilgili sendikalar var ve bu sendikalarda insanlar haklarını arıyorlar. İşçilerin nasıl sendikası varsa, memurların varsa onlar da haklarını arıyorlar ve savunuyorlar, o haklarıyla da daha iyi geçinecek şekilde bir ücret alıyorlar. Bunu Türkiye niye yapmıyor?

Bakın, İçişleri Bakanlığının açmış olduğu dava iptal edildi. O davayı emekliler sendikası İnsan Hakları Mahkemesine götürdü. Şu anda İnsan Hakları Mahkemesinde ve bütün Avrupa Birliği ülkelerinde uyum yasalarına göre İnsan Hakları Mahkemesinde bu emeklilerin hakları verilirken biz bunu burada iptal ediyorsak, yarın, öbür gün İnsan Hakları Mahkemesi Türkiye hakkında bir tazminat davası kararı verirse de lütfen buna şaşırmayalım.

Değerli arkadaşlar, Türkiye olarak imzalamış olduğumuz uluslararası sözleşmenin 22’nci ve 3’üncü maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 11’inci maddesi herkesin sendika kurma hakkını güvence altına almıştır ancak şimdi “Anayasa’ya aykırı.” diyorlar, Anayasa’ya aykırı değil. Anayasa’mızın 90’ıncı maddesi milletlerarası anlaşmasına uygundur ve orada da “Anayasa Mahkemesine götürülemez.” diyor.

Değerli arkadaşlar, Türkiye’de gelen emekliye vuruyor, giden emekliye vuruyor, herkes de emekliden oy bekliyor. Biz de “8,5-9 milyon emekli var. Siz kendiniz bir parti kurar, oy verirseniz iktidar olursunuz.” dedik ama onlar dağıtıyorlar. Emekliye hak verildi… Elektriğe, suya, doğal gaza yüzde 100 zam geldi; emekliye 1,83; 4,5 gibi komik zamlar yapılarak âdeta emekliyle alay ettik.

Şimdi, Büyük Millet Meclisinde umut bekleyen insanlarımız yani bizden medet bekleyen 9 milyon emekli -25 milyon ailesiyle beraber- bu kanun teklifinin kabul edilerek yeniden yasalaşmasını bekliyor. Bu konuda hem AK PARTİ’den hem Cumhuriyet Halk Partisinden hem de MHP ve BDP’den istirham ediyorum bunu kabul edin -zaten İnsan Hakları Mahkemesi yarın öbür gün bu kanunu gönderecek bize- ve Türkiye rahatlasın, emeklilerimiz haklarını daha rahat kazansın diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Öğüt.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Gündemin “Sözlü Sorular” kısmına geçiyoruz.

Sayın milletvekilleri, sunuşlar bölümünde belirttiğim Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek’in birlikte cevaplandırmak istediği sözlü soru önergelerini okutuyorum:

VIII.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, belediye iktisadi teşekküllerinde sözleşmeli olarak çalışanlara kadro verilmesine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/12) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın İdris Naim Şahin tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 13.07.2011

                                                                                                                          Ensar Öğüt

                                                                                                                            Ardahan

4.06.2011 tarih ve 7954 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de 632 sayılı Kanun Hükmünde Kararname yayımlanarak yürürlüğü kondu ve anılan Kanun Hükmünde Kararname ile yapılan bu düzenlemeye göre kamuda 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/b maddesi kapsamında ve 4924 sayılı Kanun uyarınca sözleşmeli personellerin kadroya alınacağı belirtilmiştir.

1- 5393 ve 5302 sayılı kanunlar ile aynı koşullarda ve şekilde işe alınmış olan 4924’lere kadro hakkı tanınırken BİT’lerin kapsam dışında bırakılması Anayasa’nın “eşitlik” ilkesine aykırılık teşkil etmektedir. Bu Kanun’da yer alanların kadroya alınması sağlanacak mı?

2.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, sahte fatura düzenleyenlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/33) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.19.7.2011

                                                                                                                          Ensar Öğüt

                                                                                                                            Ardahan

Kamuoyunda bilinen adıyla Torba Yasa ile Maliye Bakanlığı etkin bir vergi denetimi başlatacak. Özellikle naylon fatura düzenleyenler ve alanlara kaçırdıkları verginin 3 katı para cezası kesileceği gibi ayrıca hapis cezası da uygulanacak.

1- 2002 yılından 2010 yılı yılları arasında ne kadar naylon fatura yakalandı? Türk Lirası olarak tutarları ne kadardır? Kaç kişi naylon faturadan dolayı mahkûm oldu ve ne kadar ceza kesildi?

3.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, emekliler arasındaki maaş farklılıklarının giderilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/40) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 19.7.2011

                                                                                                                          Ensar Öğüt

                                                                                                                            Ardahan

Eski yeni emekliler arasındaki maaş adaletsizliğinin giderilmesi gerekmektedir. Şimdiye kadar kaynak yok denildi ancak istenildiği zaman kaynak bulunabiliyor. Son yapılan sadaka zamlar asla emeklinin mağduriyetini gideremez.

1- Aynı şartlarda emekli olan insanların bir kısmının düşük maaşa talim etmesi bir kısmının ise diğerlerinin iki katı maaş alması vicdanları sızlatıyor. Bu durum daha ne kadar sürecek? Emekliler arasındaki maaş farkı ne zaman düzelecek?

4.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, mücevher sektöründeki ÖTV uygulamasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/90) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımı Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 22.7.2011

                                                                                                                          Ensar Öğüt

                                                                                                                            Ardahan

Mücevher üretiminin ham maddesi sayılan pırlanta ithalatındaki % 20 Özel Tüketim Vergisi kaldırılmalı, dünyanın hiçbir yerinde ham hâldeki pırlantaya vergi uygulanmıyor. Türkiye’de bir inat uğruna pırlantaya %20 ÖTV uygulanıyor. Bu durum da sektörün gelişmesini engellemektedir. Bugün dünyada 250 milyar dolar büyüklüğe ulaşmış çok büyük ve önemli bir sanayi dalı olan mücevher üretimi Türkiye’de ne yazık ki ışıltılı vitrinler ve zenginlerin ilgi alanı olarak görülüyor.

1- Mücevher sektörü 2023 yılında bütün dünyada 650 milyar dolar büyüklüğe ulaşacak, sektörün önü açılmazsa Türkiye bu sektörden milyarlarca lira zarar edecek. Sektörün önünün açılması için çalışmanız var mıdır?

2- Mücevher sektöründe ÖTV uygulamasına son verilmesi durumunda 700 bin kişiye iş sahası açılacak. Bunun için ÖTV kaldırılacak mı?

3- Hiçbir dünya ülkesinde ham maddeden vergi alınmamaktadır. Mücevher satışından vergi alınması için bir çalışma var mıdır?

5.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, işçi ve memurlardan kesilen vergi oranlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/98) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 21.7.2011

                                                                                                                          Ensar Öğüt

                                                                                                                            Ardahan

İşçi ve memur ikisi de ücretli olmasına rağmen işçi her ay memurdan daha fazla vergi ödüyor. Müsteşar, Genel Müdür Denetim elemanları ve üst düzey her türlü yöneticilerin brüt ücretlerinin % 3 veya 4 ile 5-6 kadar gelir vergisi ödüyorlar. Oysa aynı yöneticilere hizmet eden Odacı, Bekçi, Şoför gibi daha düşük gelirli işçiler ise % 10-11 civarında vergi ödüyorlar.

1- İşçi ve memur arasında kesilen vergi oranları yanlış olduğu bilinmektedir. Bu yanlışın devam etmemesi ve daha hakkaniyet ölçülerinde vergi kesilmesi için yeni bir çalışma yapacak mısınız?

6.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, akaryakıt ürünlerinden alınan vergi oranlarının düşürülüp düşürülmeyeceğine ilişkin sözlü soru önergesi (6/109) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Maliye Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                         Reşat Doğru

                                                                                                                               Tokat

Soru: Akaryakıt ürünlerinden alınan KDV ve ÖTV oranlarını düşürmeyi düşünüyor musunuz?

7.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, akaryakıt fiyatlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/210) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

                                                                                                                          07.10.2011

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıda belirtilen sorularımın, Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim.

                                                                                                                    Prof. Dr. Alim Işık

                                                                                                                            Kütahya

Ülkemiz, Hükümetinizce uygulanan yanlış ekonomi politikaları nedeniyle dünyanın en pahalı benzin ve motorinini tüketen bir ülke haline gelmiştir. Her yıl yükselen akaryakıt fiyatlarıyla ilgili olarak;

1. Halen hangi akaryakıt türlerinden ne türde ve ne oranlarda vergi alınmaktadır? Bu vergiler 2002 yılı ile karşılaştırıldığında nasıl değişmiştir?

2. Alınan vergilerin azaltılarak akaryakıt fiyatlarının normal düzeylere indirilmesine yönelik bir çalışmanız var mıdır? Varsa çalışma ne aşamadadır?

3. Ham petrol ortalama fiyatları ile ülkemizdeki akaryakıt fiyatları arasında bir ilişki var mıdır?

4. “Vatandaşlardan alınan dolaylı vergilerle cari açığın kapatılmasına” yönelik politikanızın akaryakıt fiyatlarının yükselmesindeki etkisi nedir?

5. Bu politikanın değiştirilmesi düşünülmekte midir?

8.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana’da köylüler tarafından kullanılan Hazine arazilerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/235) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki soruların maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 10.10.2011

                                                                                                                         Ali Halaman

                                                                                                                              Adana

1. Adana ilimizde çok sayıda köylülerimiz işledikleri arazilerin Hazineye ait olması dolaysıyla Devlet desteklerinden yararlanamamaktadır. Köylülerimizin bu desteklerden yararlanabilmesi için ne gibi çalışmalarınız vardır?

2. Adana ilimizde köylülerin ecrimisil ödeyerek işledikleri arazileri İşleyene vermeyi düşünüyor musunuz?

9.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, akaryakıt ürünlerindeki vergi oranlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/248) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanması için gereğini arz ederim.

                                                                                                                         Gürkut Acar

                                                                                                                             Antalya

Akaryakıt ürünleri üzerindeki vergi yükü nedeniyle vatandaşlar, bir litre yakıt için yakıt maliyetinden daha fazla vergi ödemektedir.

1- Hükümetiniz, akaryakıt ürünlerini vergi kaynağı olarak mı görmektedir?

2- Son 5 yılda ve yıllara göre, akaryakıt ürünleri üzerinden ne kadar ÖTV ve KDV toplanmıştır? Aynı akaryakıt üzerinden toplanan bu vergilerin, toplam vergi gelirleri içindeki payı nasıl gerçekleşmiştir?

3- Akaryakıt üzerindeki vergi yükünü azaltarak, vatandaşlara rahat bir nefes aldıracak mısınız? Gelir dağılımında büyük adaletsizliğinin yaşandığı ülkemizde, gelir üzerinden vergi almak yerine, dolaylı vergilerle, alt gelir grubundaki vatandaşları mağdur etmeye devam mı edeceksiniz?

10.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, taksici esnafına yeni taksi alımında ÖTV ve KDV istisnası getirilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/264) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                                 Ferit Mevlüt Aslanoğlu

                                                                                                                             İstanbul

İstanbul’da 18 bin ticari taksi olmasına karşın, korsan taksi sayısı 30 binleri geçmiştir. Ayrıca, mevcut taksi plakalarının çok önemli kısmı taksi şoför ve esnafının değildir.

Bu nedenle;

Geçimini taksicilikten sağlayan ve ruhsatı taksi esnafı adına olan taksilerin yerine yeni bir modele geçmeleri halinde bir defalık satın alımlarda ÖTV ve KDV istisnası getirmeyi düşünüyor musunuz?

11.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, vakıf üniversitelerine kamu kurum ve kuruluşlarından yapılan arazi ve bina tahsislerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/275) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                                 Ferit Mevlüt Aslanoğlu

                                                                                                                             İstanbul

Son yıllarda sayıları hızla artan Vakıf Üniversitelerinin bir kısmı kendi imkan ve olanakları ile kurdukları kampüslerde eğitim vermektedirler. Bazı Vakıf üniversiteleri ise kamu kurum ve kuruluşlarından kiraladıkları binalarda ve kiralanan arazilerde yapılan dersliklerde eğitim vermektedirler.

Bu nedenle;

1. Hangi Vakıf üniversitelerine Milli Emlak ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarından arazi ve bina tahsis edilmiştir?

2. Hangi Vakıf Üniversitelerine bina ve arazi satışı yapılmıştır?

3. Kamu kurum ve kuruluşlarından arazi ve bina tahsis veya satışı istemesine rağmen hangi Vakıf Üniversitelerine tahsis ve satış yapılmamıştır. Talep edilmiş ise bu talepleri neden yerine getirilmemiştir?

12.- İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi’nin, taksi esnafının sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/281) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                                      Süleyman Çelebi

                                                                                                                             İstanbul

İstanbul’da 18 bin ticari taksi olmasına karşın, korsan taksi sayısı 30 binleri geçmiştir. Ayrıca, mevcut taksi plakalarının çok önemli kısmı taksi şoför ve esnafının değildir.

Bu nedenle;

Geçimini taksicilikten sağlayan ve ruhsatı taksi esnafı adına olan taksilerin yerine yeni bir modele geçmeleri halinde bir defalık satın alımlarda ÖTV ve KDV istisnası getirmeyi düşünüyor musunuz?

13.- İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi’nin, vakıf üniversitelerine kamu kurum ve kuruluşlarından yapılan arazi ve bina tahsislerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/290) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                                      Süleyman Çelebi

                                                                                                                             İstanbul

Son yıllarda sayıları hızla artan vakıf üniversitelerinin bir kısmı kendi imkân ve olanakları ile kurdukları kampüslerde eğitim vermektedirler. Bazı vakıf üniversiteleri ise kamu kurum ve kuruluşlarından kiraladıkları binalarda ve kiralanan arazilerde yapılan dersliklerde eğitim vermektedirler.

Bu nedenle;

1. Hangi vakıf üniversitelerine Millî Emlak ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarından arazi ve bina tahsisi yapılmıştır?

2. Hangi vakıf üniversitelerine bina ve arazi satışı yapılmıştır?

3. Kamu kurum ve kuruluşlarından arazi ve bina tahsis veya satışı istemesine rağmen hangi vakıf üniversitelerine tahsis ve satış yapılmamıştır? Talep edilmiş ise bu talepler neden yerine getirilmemiştir?

14.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, kamu sektöründe çalışan iki yıllık meslek yüksekokulu mezunlarının özlük haklarının iyileştirilmesi çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/312) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

                                                                                                                          14.10.2011

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına,

Aşağıda belirtilen sorularımın, Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim.

                                                                                                                    Prof. Dr. Alim Işık

                                                                                                                            Kütahya

Bilindiği gibi ülkemizde, iki yıllık Meslek Yüksek Okulları (MYO) mezunlarının kamu kurum ve kuruluşlarında çalışmaları hâlinde karşılaştıkları kadro, yetki ve unvan kargaşası yıllardır çözülememiştir. Lise mezunlarıyla hemen hemen aynı statüde çalıştırılan MYO mezunlarının özlük ve sosyal haklarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalarla ilgili olarak;

1. İki yıllık MYO ön lisans programlarını bitiren gençlerimizin kadro, yetki ve unvan belirsizliklerinin giderilmesi konusunda Bakanlığınızca yürütülen bir çalışma var mıdır?

2. Varsa çalışmanın içeriği ve uygulama takvimi nasıldır?

3. Yoksa Bakanlığınızın bu konudaki görüşü nasıldır? Böyle bir çalışma başlatılabilir mi?

15.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, esnaf ve sanatkârların vergi borçlarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/316) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

                                                                                                                          14.10.2011

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına,

Aşağıda belirtilen sorularımın, Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim.

                                                                                                                    Prof. Dr. Alim Işık

                                                                                                                            Kütahya

Ülkemizde 2008 yılında başlayan ve etkileri hâlâ devam eden ekonomik krizin de etkisiyle her kesimden vatandaşımızın önemli sıkıntılarla karşı karşıya kaldığı bilinmektedir. Özellikle küçük esnaf ve sanatkârlarımızın son iki yıldır ödeyemez hâle geldikleri vergi borçlarıyla ilgili olarak;

1. Vergi borçlarını zamanında ödeyemeyen esnaf ve sanatkârlarımızın karşılaştıkları sorunların çözümüne yönelik olarak Bakanlığınızca yürütülen bir çalışmanız var mıdır?

2. Varsa çalışmanın içeriği ve uygulama takvimi nasıldır?

3. Esnaf ve sanatkârlarımızın vergi borçlarının faizlerinin silinerek yeniden yapılandırılmaları sağlanabilecek midir?

4. Bu konuda Bakanlığınızın 2012 yılı programı nasıldır?

16.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, TOKİ ihalelerini alan firmalara ve ödedikleri vergilere ilişkin sözlü soru önergesi (6/341) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

                                                                                                                          24.10.2011

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıda belirtilen sorularımın, Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim.

                                                                                                                    Prof. Dr. Alim Işık

                                                                                                                            Kütahya

Ülkemizin değişik il ve ilçelerinde yapılan TOKİ ihalelerinin genellikle AKP’ye yakınlığıyla bilinen belirli firmalara verildiği ve bu firmaların sembolik sayılabilecek vergi ödemelerinde bulunduğu iddialarıyla ilgili olarak;

1- 2003-2011 yıllarında TOKİ tarafından yapılan inşaat ihalelerinin toplam tutarı ve ihale bedellerinin yıllara göre değişimleri nasıldır?

2- Aynı dönemde TOKİ ihalelerini alan firmaların devlete ödedikleri toplam vergi miktarları nasıl değişmiştir?

3- Yapılan TOKİ ihalelerinden en büyük ihale bedelli ilk 100 ihaleyi alan firmalar hangileridir? Bu ihalelerin toplam bedeli ne kadardır?

4- Bu firmaların bazılarının devlete olan vergi borçlarını ödemedikleri ya da sembolik sayılabilecek küçük miktarlarda ödemeler yaptıkları iddiaları doğru mudur?

17.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, kamuda bazı unvanlarla çalışan personelin özlük haklarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/344) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

                                                                                                                          24.10.2011

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıda belirtilen sorularımın, Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim.

                                                                                                                    Prof. Dr. Alim Işık

                                                                                                                            Kütahya

Sosyolog, Müze Araştırmacısı, Kitap Patologu, Arşivci ve Kütüphaneci unvanlarıyla kamuda çalışanların, teknik hizmetler sınıfında ve en az dört yıllık fakülte mezunu olmalarına rağmen unvanlarının karşılığı olan özlük haklarından yararlanamadıkları iddialarıyla ilgili olarak;

1- Halen yukarıda belirtilen unvanlarla kamuda çalışanların sayısı ne kadardır?

2- 644 sayılı KHK ile teknik hizmetler sınıfına geçen ve özlük haklarında nispeten iyileşme sağlanan anılan personelin özlük haklarının, Bakanlığınız bürokratlarınca YHS çalışanları düzeyine indirilmesine yönelik çalışma yapıldığı iddiaları doğru mudur? Doğru ise böyle bir çalışmanın gerekçeleri nelerdir?

3- Anılan unvanlarla çalışan personelin özlük haklarının, YÖK tarafından söz konusu unvanlara emsal ve eş değer gösterilen arkeolog ve istatistikçi unvanlarıyla çalışanların düzeyine getirilmesi sağlanabilecek midir?

18.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, serbest meslek mensuplarının tahsil etmedikleri alacaklar için vergi ödemek zorunda oldukları iddiasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/346) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

                                                                                                                          24.10.2011

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıda belirtilen sorularımın, Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim.

                                                                                                                    Prof. Dr. Alim Işık

                                                                                                                            Kütahya

Mali müşavirler, avukatlar ve diğer serbest meslek mensuplarının Gelir Vergisi Kanunu (GVK)’nun 67/1. maddesi ile Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 10/a maddesinin çelişmesi nedeniyle tahsil etmedikleri ya da hiç tahsil edemeyecekleri alacakları için KDV ve Gelir Vergisi ödemek zorunda kaldıkları iddialarıyla ilgili olarak;

1. Serbest meslek mensuplarının GVK ve KDV Kanunlarının anılan maddeleri nedeniyle tahsil etmedikleri ya da edemeyecekleri alacaklarının vergisini ödemek zorunda kaldıkları iddiaları doğru mudur?

2. Doğru ise Bakanlığınızın, GVK ile KDV Kanunundaki çelişkinin giderilerek serbest meslek mensuplarının mağduriyetlerinin giderilmesine yönelik bir çalışması var mıdır?

3. Varsa çalışma ne aşamadadır? Yoksa bu mağduriyetin giderilmesi sağlanabilir mi?

19.- Balıkesir Milletvekili Namık Havutça’nın, çiftçinin kullandığı mazotta ÖTV’nin kaldırılmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/362) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanması hususunda gereğini arz ederim.

                                                                                                                   Av. Namık Havutça

                                                                                                                            Balıkesir

Ülkemizde tarım yapmak çiftçiler için neredeyse imkânsızlaşmaktadır. Tarımda uygulanan destek yetersiz kalırken üretim girdileri olan mazot, tohum, gübre, ilaç, kredi faizleri, su ve elektriğin fiyatı sürekli artmaktadır. Ürün fiyatları ise yerinde saymaktadır. Tarımsal üretimde kullanılan yıllık ortalama mazot miktarı ise 3,3 milyar litredir. Çiftçinin bir litre mazot için ödediği ÖTV bugünün fiyatıyla 1.125 liradır. Verilen destek ile mazota ödenen bedelin ise ancak yüzde 5’i karşılanmaktadır. Halen ülkemizde mazot fiyatının yüzde 30’unu ÖTV, yüzde 18’ini de KDV oluşturmaktadır. Buna göre;

1- Siyaset üstü bir çalışma yaparak çiftçinin kullandığı mazotta ÖTV’yi kaldıracak mısınız?

2- ÖTV’nin sıfırlanmasıyla toplumsal faydanın doğacağını düşünmüyor musunuz?

20.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, vadeli ithalatta alınan kaynak kullanma fon oranının artırılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/381) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.   

                                                                                                                 Ferit Mevlüt Aslanoğlu

                                                                                                                             İstanbul

Vadeli ithalatta alınan kaynak kullanma fonu yüzde 3’ten yüzde 6’ya çıkartılmıştır. Peşin ithalatta ise bu fon alınmamaktadır. Özellikle KOBİ’ler ve orta ölçekli firmalarımızın yeterince nakit kredi olanağı olmadığından ithalatlarını vadeli yapmak zorunda yapmaktadırlar.

Bu nedenle;

1. Vadeli ithalattaki kaynak kullanım fonu yüzde 3’ten yüzde 6’ya neden çıkarılmıştır?

2. Özellikle KOBİ’ler ve yetersiz kaynağa sahip firmalarımızın rekabet koşulları ve maliyetleri nedeniyle güç durumda kaldıklarını dikkate alarak bu fonun kaldırılmasını düşünüyor musunuz?

21.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, bir ABD firmasının Türkiye’de rüşvet dağıttığı iddialarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/398) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın aracılığınızla Başbakan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim. 21.10.2011

                                                                                                                         Kamer Genç

                                                                                                                             Tunceli

Amerikan 3M Şirketi Türkiye temsilcisinin bazı kamu kurum ve kuruluşlarına hizmet ve ürün satmak için rüşvet verdiği Amerikan basınında yer almaktadır;

1- Amerikan 3M Şirketinden hangi kamu kurumu hizmet ve ürün satın almıştır?

2- Amerika’da yapılan soruşturmada Türkiye’deki kişilere ne miktarda rüşvet verildiği tespit edilmiştir?

3- Bu rüşvet alan kurumlar belli midir? Belli ise hakkında ne gibi işlem yapmayı düşünüyorsunuz?

22.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, akaryakıt ürünlerinden alınan vergilere ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/421) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanması için gereğini arz ederim.

                                                                                                                      Av. Gürkut Acar

                                                                                                                             Antalya

Akaryakıtın pahalı olması nedeniyle 10 numara yağ yakan taşımacıların sayısı giderek artmaktadır. Bu durum hem çevreye zarar vermekte, hem de büyük risk oluşturmaktadır.

Bu kapsamda;

1- Vergi politikaları nedeniyle kullanımı artan ve kamuoyunda 10 numara yağ olarak adlandırılan ürünlerin, kullanımının azaltılabilmesi için ne çözüm üreteceksiniz? Bu ürünlerin de vergisinin arttırılması çözüm olmuş mudur? Hangi sonuçlara ulaşılmıştır?

2- Akaryakıt ürünlerindeki vergi yükü azaltılarak, taşımacı esnafına bir destek sağlanacak mıdır? Esnafa bir nefes aldıracak mısınız?

23.- Adana Milletvekili Ali Demirçalı’nın, 17 Ağustos 1999 depreminin ardından getirilen vergilerin gelirlerinin kullanım alanlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/432) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıda belirtilen sorularımın, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim.                                                                                                                                   27.10.2011

                                                                                                                        Ali Demirçalı

                                                                                                                              Adana

17 Ağustos 1999 depreminin ardından, depremle ilgili olarak emlak vergisi, ek motorlu taşıtlar vergisi, özel iletişim vergisi ve özel işlem vergisi getirilmiş, bu kapsamda toplanan paraların akıbeti sorulduğunda sağlık, eğitim, duble yollar gibi 74 milyonun ihtiyacını karşılamak için kullanıldığını beyan ettiniz.

1- Deprem için toplanmış vergilerin, seçimlerde reklamlarını yaptığınız duble yollar ve diğer bütçe kalemleriyle ilgili kullanılması sizce etik midir?

2- Uluslararası vergi uygulamalarında tek bir kalem için vergi toplamanın doğru olmadığını düşünüyorsanız neden telefon görüşmelerinden özel iletişim vergisi topluyorsunuz.

3- Basına yapmış olduğunuz açıklamada deprem için toplanan paraların tam olarak miktarını bilmediğinizi belirttiniz. Maliye Bakanı olarak öğrenip, kamuoyuna açıklamayı düşünüyor musunuz?

24.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, ÖTV zammının otomotiv sektörüne etkilerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/439) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                                      Mesut Dedeoğlu

                                                                                                                      Kahramanmaraş

Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) yaptığı açıklamada, Özel Tüketim Vergisinde yapılan yeni düzenlemenin ardından müşterilerin siparişleri iptal ettiğini ve sektörün büyük darbe yediğini belirtmektedir.

Bu bilgiler ışığında;

1. Zamlı Özel Tüketim Vergisi düzenlemesinin otomotiv sektörüne vurduğu darbeyi nasıl atlatmayı düşünüyorsunuz? Otomotiv piyasasını nasıl canlandıracaksınız?

2. Döviz kurunda yaşanan hareketlilik ve ÖTV düzenlemesinin, 2000 cc nin üzerindeki araç satışlarını durma noktasına geldiği ve 1600-2000 cc araç satışlarını da yavaşlattığı doğru mudur? Doğru ise bu konuda nasıl hareket etmeyi düşünüyorsunuz?

3. Bu durum karşısında, ÖTV zammını geri almayı düşünüyor musunuz? Bu alanda çalışma yapacak mısınız?

25.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, şeker fabrikalarının özelleştirilmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/441) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                                      Mesut Dedeoğlu

                                                                                                                      Kahramanmaraş

Hükümetiniz döneminde özelleştirme çalışmaları koşar adım devam etmektedir. Bugüne kadar yapmış olduğunuz özelleştirmeler, arkasında binlerce çalışanı ve ailelerini mağdur etmiştir. Şeker fabrikası özelleştirmeleri yeni mağdurlar oluşturacaktır.

Bu bilgiler ışığında;

1. Son dokuz yıl için de toplam kaç şeker fabrikası özelleştirilmiştir? Bu şeker fabrikaları hangileridir?

2. Önümüzdeki aylarda hangi şeker fabrikalarını özelleştirmeyi planlıyorsunuz? Özelleştirilecek olan bu fabrikalarda toplam kaç personel çalışmaktadır.

3. Yeni mağduriyetler olacak mı? Hak kayıplarını nasıl önlemeyi planlıyor musunuz?

4. Bu nedenle, şeker fabrikası özelleştirmelerinden vazgeçmeyi düşünüyor musunuz?

26.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, otoyolların ve köprülerin özelleştirilmesi çalışmalarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/492) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                                      Mesut Dedeoğlu

                                                                                                                      Kahramanmaraş

Özelleştirme kapsamına almış olduğunuz paralı otoyollar ve İstanbul Boğaziçi ile Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün geliri, Ekim ayında 65 milyon TL’ye dayanmıştır.

Bu bilgiler ışığında;

1. İstanbul Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprülerinden toplam 19 milyon 255 bin 446 TL, paralı otoyollardan da 45 milyon 703 bin 361 TL gelir sağlanmıştır. Bu gelire rağmen, niçin buraları özelleştirmek istiyorsunuz?

2. Otoyol ve köprü özelleştirmesinden sonra sırada hangi kurumlar vardır? Hangi kurumları özelleştirmeyi planlıyorsunuz?

3. Özelleştirme kriterleriniz nelerdir? Kurumdaki karlılık mı, yoksa zarar mı ? Yoksa rastgele mi özelleştiriyorsunuz?

27.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, işçilerin ve memurların brüt ücretlerine uygulanan vergi oranlarının eşitlenmesine ve emekli maaşlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/504) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.                                                                                                                       1.11.2011

                                                                                                                          Ensar Öğüt

                                                                                                                            Ardahan

İşçi ve memur ikisi de ücretli olmasına rağmen işçi her ay memurdan daha fazla vergi ödüyor. Müsteşar, Genel Müdür Denetim elamanları ve üst düzey her türlü yöneticilerin brüt ücretlerinin % 3 veya 4 ile 5-6’sı kadar gelir vergisi ödüyorlar. Oysa aynı yöneticilere hizmet eden odacı, bekçi, şoför gibi daha düşük gelirli işçiler ise% 10-11 civarında vergi ödüyorlar.

1- İşçi ve memur arasında kesilen vergi oranları yanlış olduğu bilinmektedir. Bu yanlışın devam etmemesi ve daha hakkaniyet ölçülerinde vergi kesilmesi için yeni bir çalışma yapılacak mı?

2- Hükümet programında yer verilen “maaş farklılıklarını giderme” vaadi ne zaman yerine getirilecek, emekli maaşlarına da refah payı yansıtılacak mı?

28.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, iktisadi ve idari ilimler fakültesi mezunlarının sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/610) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki soruların Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.  02.12.2011

                                                                                                                         Ali Halaman

                                                                                                                              Adana

1. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden mezun olanların sayısı 300.000 kişidir. KPSS alımlarından 8234 memur kadrosundan iktisat fakültesi mezunu 404 kişi alınacaktır. Bu adaletsizce bir yaklaşım değil midir?

2. Hükümet olarak iktisat fakülteleri mezunlarına yapılan haksızlıkları gidermek için ne gibi çalışmalarınız olacaktır?

29.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlıkta ve Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda özürlü personel istihdamına ilişkin sözlü soru önergesi (6/646) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıda belirtilen sorularımın Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygıyla arz ederim.

                                                                                                                          02/12/2011

                                                                                                                 Prof. Dr. Zühal Topcu

                                                                                                                             Ankara

Kamu kurum ve kuruluşlarının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre çalıştırdıkları personele ait kadrolarda, ilgili kurum veya kuruluşun toplam dolu kadrosunun % 3’ü oranında özürlü çalıştırma zorunluluğu bulunmaktadır.

Bu çerçevede;

1- Bakanlığınız ve Bakanlığınıza bağlı-ilgili-ilişkili kurum ve kuruluşların 2010 ve 2011 yıllarında; 657 sayılı Kanun’a göre çalıştırmış olduğu personel sayısı ve çalıştırması gereken özürlü personel sayısı ile çalışan özürlü personel sayısı kaçtır?

2- 657 sayılı Kanun uyarınca özürlü personel çalıştırma yükümlüğü çerçevesinde Bakanlığınız ve Bakanlığınıza bağlı-ilgili-ilişkili kurum ve kuruluşların özürlü açığı bulunmakta mıdır? Varsa eğer eksiklik ne kadardır ve bu eksikliğin giderilmesine yönelik talepler Devlet Personel Başkanlığına iletilmiş midir?

30.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlıkta görev yapan bazı çalışanların mağduriyetinin giderilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/693) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                                      Mesut Dedeoğlu

                                                                                                                      Kahramanmaraş

Maliye Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatı birimlerinde görev yapan gelir uzmanları, muhasebe denetmenleri, muhasebe uzmanları ve milli emlak uzmanları eşit işe eşit ücret konusunda mağdur edildiklerini belirtmektedir.

Bu bilgiler ışığında;

1. Bu doğru mudur? Kurumunuz bünyesinde görev yapan uzman ve denetmenler, başka kurum personeli karşısında mağdur mu edilmiştir?

2. Mağdur edilmiş ise, bu konuda çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, okuma süresinde yirmi beş dakikalık bir süremiz gitti. Şimdi, 30’uncu soruda ben soru okutmayı bıraktırıyorum çünkü Sayın Bakana cevap verme imkânını sağlayabilmek için. Eğer süre kalırsa diğer soruları da okutup cevaplandırtacağım.

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek, buyurunuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gündemde yer alan ve Başkanlık Divanınca okunan sözlü soru önergelerini cevaplamak üzere söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Cevaplarıma Sayın Ensar Öğüt’ün sorularıyla başlamak istiyorum. İçişleri Bakanlığımıza yönelttiği (6/12) sayılı önerge: Yerel yönetimlerdeki sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi konusunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızın bir çalışması şu anda söz konusu. Bir çalışma yapılmaktadır, bu çalışma bittiğinde sonuçlarını sizlerle paylaşacağız.

(6/33) sayılı önerge: 2002-2010 döneminde sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleyen ve kullanan mükellefler nezdinde toplam 48.655 adet rapor tanzim edilmiştir. Bu mükellefler hakkında 25 bin adet vergi suçu raporu düzenlenmiştir. Belirtilen dönemlerde 35.035 mükellef hakkında mahkûmiyete hükmedilmiş, 14.011 mükellef beraat etmiş, 6.626 mükellef hakkında ise kovuşturmaya yer olmadığı kararı çıkmıştır.

Tam otomasyona geçtiğimiz 2005 yılından 2010 yılının sonuna kadar tespit edilen, düzenlenen sahte fatura tutarları 34,9 milyar lira, kesilen toplam ceza 846 milyon liradır.

2002-2004 arasında ise, bu dönemde otomasyon yok, sahte fatura düzenleyen ve kullanan mükellef sayıları sistemden tespit edilmekle beraber tutar bilgisi mevcut olmadığından paylaşamıyorum.

(6/40) sayılı önerge ve (6/504) sayılı önergedeki ikinci soru: Emekliler arasındaki maaş farklılıklarının giderilmesine ilişkin kanun tasarısı şu anda Meclisimizde görüşülmektedir.

(6/90) sayılı önerge: Ülkemizde kıymetli taşların teslimleri KDV’den istisnadır ancak bu malların ithali veya imalatçılar tarafından teslimi aşamasında yüzde 20 oranında ÖTV alınmaktadır.

Sayın Öğüt’ün de ifade ettiği gibi, aslında dünya uygulamaları genel olarak kıymetli taş ve mücevherat teslimleri KDV’ye tabi olup ÖTV’ye tabi değildir ancak ülkemizde böyle bir sistem oturtulmuş. Bunun nedenini de soruşturdum, Gelir Politikaları Genel Müdürlüğümüzün en azından bana söylediği kadarıyla, zamanında sektör böyle bir talepte bulunmuş ve bu çerçevede bir düzenleme yapılmış. Dolayısıyla, şu anki düzenlemelerimiz bu yönde.

Kıymetli taşlarla donatılmış veyahut donatılmamış şahsi kullanıma mahsus ziynet eşyasıyla bunların aksam ve parçaları ÖTV’nin kapsamına girmemektedir. İhraç edilecek ziynet eşyalarının imalinde kullanılmak üzere dâhilde işleme belgesi almak şartıyla ithal edilecek inci veya diğer kıymetli taşlar ise ÖTV’ye tabi değildir. Kıymetli taşların ÖTV’siz ithali kanun değişikliği gerektirmektedir. Bu konuda şu anda Bakanlığımızca yürütülen bir çalışma bulunmamaktadır.

(6/98) sayılı önerge ile (6/504) sayılı önergedeki 1’inci sorunun cevabı: Ücretliler işçi-memur ayrımı olmaksızın, artan oranlı vergi tarifesi uygulanmak suretiyle vergilendirilmektedirler. Kamu personeline ödenen tazminatlar ve ek ödeme gibi bazı ödemelerin ilgili kanunlarındaki hükümler gereği gelir vergisinden istisna edilmiş olması nedeniyle ücretlerin vergilendirilmesinde farklılıklar ortaya çıkabilmektedir. Ancak kamuda memur ya da işçi ücretleri belirlenirken ödenen net ücretler esas alınmaktadır, vergi farklılığı bu anlamda telafi edilmektedir. Ücret gelirlerinin vergilendirilmesindeki farklılıklar Gelir Vergisi Kanunu’nun yeniden yazımı çalışmalarında değerlendirilebilir.

Sayın Reşat Doğru’nun (6/109), Sayın Başbakanımıza yöneltilen Sayın Alim Işık’ın (6/210), Sayın Gürkut Acar’ın (6/248), (6/421) ve Sayın Namık Havutça’nın (6/362) sayılı akaryakıt ürünlerinden alınan vergilere ilişkin önergeleri: Dünyada birçok ülkede ve özellikle Avrupa ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de akaryakıt ürünlerinden özel tüketim vergisi veya katma değer vergisi alınmaktadır. Petrol ve doğal gaz ürünlerinden alınan özel tüketim vergisinde 2002’den 2005’in başına kadar otomatik olarak enflasyon oranında aylık artış yapılırken 2005 yılı başından itibaren maktu vergi sistemine geçilmiştir. Ocak 2005’ten Kasım 2007’ye kadar akaryakıt ürünlerinde herhangi bir vergi artışı yapılmamıştır. En son ÖTV artışı ise 31 Aralık 2009 yılında olup o tarihten bu yana akaryakıt ürünlerinde tek kuruşluk dahi bir vergi artışı yapılmamıştır.

Bu çerçevede, 100 liralık benzin fiyatının içerisinde KDV ve ÖTV dâhil toplam vergi yükü 2002 yılının sonunda 70,2 lira iken, 2012 Ocak ayı itibarıyla 58,5 liraya kadar düşmüştür. Yine, 100 liralık motorinde ise 2002’de vergi yükü 59,2 lira iken, 2012 Ocak ayı itibarıyla 48,3 liraya düşmüştür.

Görüldüğü gibi, AK PARTİ hükûmetleri döneminde diğer vergilerde olduğu gibi akaryakıt ürünlerinde de vergi yükü aşağı çekilmiştir.

2002-2011 döneminde brent tipi ham petrol varil fiyatı Türk lirası bazında yaklaşık yüzde 349 oranında artarken, ülkemizde akaryakıt pompa satış fiyatları ortalama yüzde 139 ile yüzde 208 oranında artmıştır. Dolayısıyla, pompa satış fiyatlarının tabii ki ham petrol varil fiyatıyla karşılaştırıldığı zaman çok aşağıda kaldığı da görülecektir. Bu, esas itibarıyla vergileri bizim enflasyonla güncellemememizden kaynaklanmaktadır. Hâlen 1 litre benzinde 189 kuruş, mazotta ise 130 kuruş ÖTV alınmakta olup, akaryakıt teslimlerinde KDV yüzde 18’dir.

Son altı yılda akaryakıt ürünlerinden alınan özel tüketim vergisi ve katma değer vergisinin toplamı 219,5 milyar lira olup, vergi gelirlerinin yaklaşık yüzde 20’sine tekabül etmektedir.

Tarımda mazot desteği, mazot maliyetinin ortalama olarak yüzde 17’sini karşılamaktadır, yani mazottaki verginin yaklaşık yüzde 34’ü bu çerçevede iade edilmektedir. 2003 yılından bugüne kadar çiftçimize 3,5 milyar lira mazot desteği verilmiştir.

10 numara yağ adıyla bilinen ürünün doğrudan akaryakıt olarak kullanılmasını önlemek amacıyla geçen sene ÖTV’de bir artışa gittik, bunları imalatlarında ham madde olarak kullananlara ek bir vergi yükü gelmemesi için de bir sistem oluşturduk.

Sayın Ali Halaman’ın (6/235) sayılı önergesi: Tarımsal desteklerden çiftçi kayıt sistemine kayıtlı olan çiftçiler faydalanmaktadır. Eğer kullanılan arazi hazineye ait ise kiralandığına dair kira sözleşmesinin verilmesi şarttır. Bu durumda, ecrimisil kabul edilmemektedir. Buradan amaç kayıt dışılığı azaltmak ve gayrihukuki işgali önlemektir.

Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkartılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışına Dair Kanun Tasarısı Meclisimizde görüşülmektedir.

Sayın Mevlüt Aslanoğlu’nun (6/264), Sayın Süleyman Çelebi’nin (6/281) sayılı önergeleri: Daha önce de gündeme gelmiş olan, taksicilerin yeni bir modele geçmeleri hâlinde bir defalık satın alımlarda ÖTV ve KDV istisnası uygulamasına, vergide adalet ve eşitlik ilkesine aykırılığı nedeniyle olumlu bakılmamaktadır. Diğer meslek gruplarının da benzer taleplerine yol açacak ve mali disiplini zedeleyebilecektir. Kaldı ki, KDV istisnası, üreticinin yüklendiği vergiyi maliyete yansıtmak zorunda kalması sebebiyle satış fiyatının düşürülmesinde de etkisiz kalabilecektir.

Yine, sayın vekillerimizin (6/275), (6/290) sayılı sorularının cevabı: Bakanlığımızca bugüne kadar üniversiteler için hazine taşınmazı üzerinde irtifak hakkı tesis edilmesi uygun görülen vakıf üniversiteleri şunlardır: Kadir Has Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi, Başkent Üniversitesi, Fatih Üniversitesi, Atılım Üniversitesi, Doğuş Üniversitesi, Çankaya Üniversitesi, Maltepe Üniversitesi, Okan Üniversitesi, Ufuk Üniversitesi, Acıbadem Üniversitesi, İstanbul Şehir Üniversitesi, Gazikent Üniversitesi, Zirve Üniversitesi, İstanbul Medipol Üniversitesi, Mevlânâ Üniversitesi, Turgut Özal Üniversitesi, İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi, Uluslararası Antalya Üniversitesi, Avrasya ve Türk Hava Kurumu Üniversiteleri. Başkent, Çankaya, Karatay, Yeditepe ve Gazikent üniversitelerine satış da yapılmıştır.

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesinin Kayseri’de bulunan taşınmaza ilişkin irtifak hakkı tesisi uygun görülmüş, ancak üniversite ihaleye katılmamıştır.

Projesine uygun yapılaşma olmaması nedeniyle de Avrasya Üniversitesine bu aşamada satış uygun görülmemiştir.

Ayrıca, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesinin Diyarbakır’da bulunan taşınmaza ilişkin irtifak hakkı tesisi talebi Bakanlığımızca uygun görülmüş ve valiliğe ilgili yazı gönderilmiştir.

Hâlen Alanya Hamdullah Emin Paşa, Ankara Bilge, Altın Koza, Beykent, İstanbul Sabahattin Zaim, Gedik, İstanbul Bilgi, Turgut Özal, TED üniversiteleri ile İstanbul Kavram Meslek Yüksekokulunun irtifak hakkı tesisi ve Yeditepe, Maltepe ve Çankaya üniversitelerinin satın alma talepleri değerlendirilmektedir.

Vakıf üniversitelerine diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca tahsis edilen taşınmazlara ilişkin Bakanlığımızda bilgi bulunmamaktadır.

Şimdi, Sayın Alim Işık’ın beş soru önergesini cevaplandırıyorum:

Önce, (6/312) ve (6/344) sayılı önergeler; 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında kamuda 225 sosyolog, 177 müze araştırmacısı, 5 kitap patoloğu, 1 arşivci, 674 kütüphaneci bulunmaktadır.

Mühendis ve mimarlar dışında kalan teknik personelin eğitim seviyelerine göre unvan, yetki ve sorumlulukları 1992 tarih ve 3795 sayılı Bazı Lise Okul ve Fakülte Mezunlarına Unvan Verilmesi Hakkında Kanun ile düzenlenmiştir.

657 sayılı Kanun’da ise zam ve tazminatların hangi işi yapanlara, hangi görevlerde bulunanlara ödeneceği, miktarları, ödeme usul ve esaslarının kurumların yazılı isteği ve Devlet Personel Başkanlığının görüşü üzerine Bakanlığımız tarafından hazırlanarak, Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulacağı hüküm altına alınmıştır. Bu kapsamda gelen veya gelecek talepler kararname çalışmalarında değerlendirilmektedir, değerlendirilecektir.

Kamu personelinin mali ve sosyal hakları genel olarak personel kanunlarında, başta hizmet sınıfı, kadro ve görev unvanı ve derecesi, eğitim durumu, görevin önemi, sorumluluğu, riski ve benzeri hususlar dikkate alınarak belirlenmektedir. Bu nedenle de, toplam maaşları farklılık arz etmektedir. Konuyla ilgili, şu anda, bir çalışmamız bulunmamaktadır.

(6/316) sayılı önerge: 2011 yılında 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hakkında Kanun’la cumhuriyet tarihimizin en kapsamlı mali yapılandırmasını uygulamaya koyduk. Mükelleflerimizin büyük çoğunluğu ödemelerine riayet etmektedir. Kendilerine, huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Uygulaması başarıyla devam eden bir yapılandırma mevcut olup yeni bir düzenlemeye bu aşamada ihtiyaç duyulmamaktadır.

(6/341) sayılı önerge: Önergedeki 1’inci ve 3’üncü sorular Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızı ilgilendirmekte olup zaten (6/350) sayılı önergeyle de sorulmuştur.

Ben, müsaade ederseniz, 2’nci ve 4’üncü soruları cevaplamak istiyorum: Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı Risk Analiz Birimi ve Gelir İdaresi Başkanlığı Denetim ve Uyum Yönetimi Dairesi Başkanlığınca, tüm mükellefler, vergi kanunlarına uyum ve vergi kayıp ve kaçağı konularında sürekli ve detaylı olarak analize tabi tutulmaktadır. Kamuya veya özel sektöre iş yapan firma ayrımı yapılmaksızın, uyumsuz veya yüksek riskli bulunanlar, vergi güvenlik önlemleri veya inceleme yollarıyla değerlendirilmekte ve kanunlarla Bakanlığımıza verilen yetkiler kullanılarak gerekli önlemler alınmaktadır. Tüm mükelleflerin vergi borçları elektronik ortamda yakından takip edilmekte ve tahsilatı geciken vergi borçları için, gerektiğinde elektronik haciz uygulaması yoluyla mükelleflerin banka hesaplarına anında müdahale edilebilmektedir. Belli bir miktarın üzerinde vergi borcu olan veya kesinleşen vergi ve cezası olan mükellefler de Maliye Bakanlığınca ilan edilmektedir. 2011 yılı için, 200 bin lirayı geçenler vergi dairelerinde, 1 milyon lirayı geçenler de Gelir İdaresi İnternet sitesinde ilan edilmiştir. Vergi Usul Kanunu’nun “Vergi mahremiyeti” başlıklı 5’inci maddesi hükmü nedeniyle TOKİ ihalelerini alan firmaların soruda bahsedilen kapsamdaki bilgilerinin açıklanması mümkün bulunmamaktadır.

(6/346) sayılı önerge: Serbest meslek faaliyetinde vergiyi doğuran olay gelir vergisinde tahsil esasına, katma değer vergisinde ise malın teslimi ya da hizmetin ifası şartına bağlanmıştır. Gelir vergisi ile katma değer vergisinde vergiyi doğuran olaylardaki farklılıklar nedeniyle, sadece serbest meslek mensupları için katma değer vergisinde de tahsil esasının getirilmesi vergi tekniği açısından uygun olmayacaktır.

Sayın Mevlüt Aslanoğlu’nun (6/381) sayılı önergesini cevaplıyorum: İthalatın azaltılmasına katkıda bulunmak amacıyla vadeli ithalatta alınan Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu kesintisi, 2011 yılında yüzde 3’ten yüzde 6’ya çıkartılmıştır. Bu fon kesintisinin kaldırılması yönünde şu anda bir çalışmamız bulunmamaktadır, ancak ileride dış ticaret açığında görülecek iyileşmelere paralel olarak tabii ki indirimler gündeme gelebilecektir.

Sayın Ali Demirçalı’nın (6/432) sayılı önergesi: Bu kürsüde çeşitli vesilelerle açıkladığım üzere, kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla yaptığım bir basın toplantısında bir soruya verdiğim cevapta, ben, vergilerin hepsinin bir havuzda toplandığını ve 74 milyon vatandaşımızın hizmeti için harcandığını ve bunu söylerken de tabii ki eğitim, sağlık, altyapı, tarım gibi birçok konuyu zikrettim, ancak basına “Deprem vergileri duble yollara gitti.” şeklinde bir ifadem tabii ki çarpıtılarak yansıtıldı. Ben tekrarlıyorum, bütün vergiler bir havuzda toplanıyor ve bu vergiler de tabii ki kamu hizmetinde kullanılıyor ve vatandaşlarımızın kamu hizmetini kaliteli bir şekilde alması için harcanıyor.

Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/439) esas numaralı önergesi: Ülkemizde 2003 yılında 359 bin adet binek ve hafif ticari araç satılmış iken 2011 yılında bu rakam yaklaşık 865 bin adede ulaşmıştır. Avrupa ülkeleri arasında 2003 yılında motorlu araçlar satışında 9’uncu sıradayken Türkiye, 2011 yılında 6’ncı sıraya yükselmiştir. Dış ticaret açığının azaltılmasına katkıda bulunmak amacıyla, tamamına yakını ithal kaynaklı olan ve Türkiye’deki otomobil satışlarının yıllar itibarıyla ortalama yüzde 10’unu oluşturan 1.600 cc üzeri araçlarda ÖTV artışları yapılmış, yüzde 90’ını oluşturan 1.600 cc ve altı araçlarda ise ÖTV artışı yapılmamıştır. Dolayısıyla yapılan artışların sektörde bir darbeye veya durgunluğa sebep olacağı düşünülmemektedir. Ancak, tabii ki esas itibarıyla ithal olan bazı taşıtlara olan talep azalabilecektir.

Sayın Kamer Genç’in Sayın Başbakanımıza yönelttiği (6/398) esas numaralı önergesine cevabım: Konuyla ilgili olarak 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun kapsamında inceleme başlatılmış olup, bu inceleme devam etmektedir.

Sayın Mesut Dedeoğlu’nun Sayın Başbakanımıza yönelttiği (6/441) ve (6/492) esas numaralı önergelerine cevabım: TÜRKŞEKER Anonim Şirketi Aralık 2000 yılında özelleştirme kapsamına alınmıştır. Türkiye Şeker Fabrikaları Amasya, Kütahya, Adapazarı fabrikalarındaki kamu hisseleri 2004 ve 2005 yıllarında özelleştirilmiştir. TÜRKŞEKER Anonim Şirketinin coğrafi bazlı 6 portföyündeki şeker fabrikalarından10’unun satış ihaleleri 29 Kasım 2011 tarihinde tamamlanmıştır. Bunlar, Portföy B: Elâzığ, Malatya, Erzincan, Elbistan. Portföy C: Kastamonu, Kırşehir, Turhal, Yozgat, Çorum ve Çarşamba. Diğer 15 fabrikanın özelleştirilme işlemleri devam etmektedir. Bunlar da Portföy A: Kars, Erciş, Ağrı, Muş ve Erzurum. Portföy D: Bor, Ereğli, Ilgın. Portföy E: Uşak, Alpullu, Burdur, Afyon, Susurluk. Portföy F: Eskişehir, Ankara.

TÜRKŞEKER Anonim Şirketinde toplam 15.723 kişi çalışmaktadır. Bunların 2.138’i memur, 13.585’i ise işçi statüsündedir. Özelleştirme işlemleri tamamlanan fabrikalardaki memurlar 4046 sayılı Kanun’un 22’nci maddesi çerçevesinde diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilecektir. İşçiler ise 4/C kapsamında kamu kurum ve kuruluşlarında değerlendirilebilecektir. Özelleştirme Yüksek Kurulu TÜRKŞEKER Anonim Şirketinin özelleştirme işlemlerinin 2014 yılı sonuna kadar tamamlanmasını kararlaştırmış olup, çalışmalarımız bu doğrultuda devam etmektedir.

Şeker fabrikaları özelleştirilirken şeker üretimi ile ilgisi olmayan fabrikaların üretimde ihtiyaç duymayacağı arsa ve araziler ayrılmakta olup, ayrıca değerlendirilmektedir. Ayrıca üretim ve istihdamın devamını sağlamak amacıyla yatırımcılara kotaları çerçevesinde beş yıl süreyle üretim yapma zorunluluğu getirilmekte ve bunun için de ilave teminatlar alınmaktadır.

Özelleştirilecek kuruluşlar, genel ekonomik konjonktür, sektörün durumu, piyasa şartları, potansiyel yatırımcıların eğilimleri gibi birçok husus dikkate alınarak belirlenmektedir. Özelleştirmenin temel amacı, devletin sanayi ve ticari alandaki faaliyetlerinin minimize edilmesi, rekabete dayalı piyasa ekonomisinin oluşturulması ve sermaye piyasasının geliştirilmesi suretiyle verimlilik artışının sağlanmasıdır.

Devri gerçekleşmeyen elektrik dağıtım bölgeleri ile elektrik üretim tesislerinin ve şeker fabrikalarının özelleştirilmesine devam edilecektir. Köprü ve otoyollar ile Başkent Doğalgazın, İzmir Limanı ile İstanbul Salıpazarı ve Derince limanlarının özelleştirilmesi de gündemimizdedir.

Sayın Ali Halaman’ın (6/610) esas numaralı önergesi: Yürürlükteki mevzuata göre kamu kurum ve kuruluşları hizmet ihtiyaçları çerçevesinde her öğrenim düzeyinden personel istihdam edebilmektedir.

İktisadi ve idari bilimler fakültesi mezunlarından kamuda özel yarışma sınavıyla getirilen uzmanlık, denetim elemanlığı gibi KPSS A Grubu kariyer meslek kapsamında da alımlar yapılmaktadır. Bu kapsamda, 2006-2011 döneminde sadece Maliye Bakanlığının aldığı 8.800 personelin yüzde 80’inden fazlası iktisadi ve idari bilimler mezunudur.

Sayın Zühal Topcu’nun (6/646) esas numaralı soru önergesi: 2010 tarihinden itibaren özürlü memur atamaları Bütçe Kanunu’ndaki sınırlamalara tabi olmadan yapılmaktadır. Dolayısıyla, özürlü istihdamının önünü açmış bulunmaktayız. Özel sektörde yük ve zorunluluk gibi görülen özürlü istihdamını biz 2008’den itibaren bir teşvike dönüştürdük; yani eskiden çalışanların yüzde 3’ü kadar bir istihdam zorunluluğu vardı, biz bunun sosyal güvenlik primlerinin hazine tarafından ödenmesinin önünü açtık ve böylece bir teşvike dönüştürdük, bu zorunluluk da devam ediyor.

Bakanlığımız ve bağlı ilgili ve ilişkili kuruluşlarımızda, Kamu İhale Kurumu ve Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu hariç, toplam 2010 yılında çalışan personel sayısı 66.511, çalışan özürlü sayısı 1.412, özürlü açığı 584 olup 2011 yılı itibarıyla bu sayılar 68.133, 1.405 ve 641’dir. Özürlü personel atanması için Devlet Personel Başkanlığı nezdinde gerekli girişimlerde bulunmaktayız. Maliye Bakanlığında bu açığın bir an önce kapatılması için de çalışmaya devam edeceğiz.

Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/693) esas numaralı önergesine cevabım: Kanun hükmünde kararnamelerle kamu hizmetlerinin düzenli, süratli, etkin ve verimli ve ekonomik bir şekilde yürütülmesini sağlamak üzere kamu hizmetlerinde iş bölümü ve koordinasyonun sağlanması, benzer hizmetlerin tek kuruluş veya birim tarafından yürütülmesi ve kaynak kullanımında israfın önlenmesine yönelik olarak unvan standardizasyonunun sağlanması amaçlanmıştır. Bu amaca yönelik olarak kamu hizmetlerinin özelliğine ve gereklerine göre, kariyer ve liyakat ilkeleri doğrultusunda, yetişmiş, nitelikli personelin en etkin bir şekilde istihdamının sağlanması hedeflenmiştir.

Farklı kurumların aynı veya benzer teşkilatlarında, aynı hizmet sınıfında, aynı veya benzer kadrolarda bulunan personel arasındaki kurumlar arası ücret dengesizliği, “Eşit işe eşit ücret” çalışması çerçevesinde ortadan kaldırılmıştır. Hiç kimsenin aylığında bir azalış olmamış, tam aksine, artış yapılmıştır. Yani herkesi en üst ücret düzeyinde eşitledik. Dolayısıyla, bu anlamda bir mağduriyet söz konusu değildir.

Anladığım kadarıyla buraya kadar okunmuştu.

BAŞKAN – Şimdi başka sorular var. Ben sizi yerinize alayım, tekrar geleceksiniz oraya, cevap vereceksiniz Sayın Bakan.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) – Peki.

Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Sayın Doğru…

REŞAT DOĞRU (Tokat) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Bakana teşekkür ediyoruz sorularımıza verdiği cevaplardan dolayı.

Benim sorum mazot ve benzin fiyatlarıyla ilgiliydi. Dünyanın en pahalı mazot ve benzinini bizim ülkemiz kullanıyor.

BAŞKAN – Şimdi tekrar soruyorlar size soru sahipleri.

REŞAT DOĞRU (Tokat) – Özellikle çiftçilerimiz ve şoför esnafları bu konuda çok ciddi bir manada sıkıntı içerisindedirler.

Sayın Bakan 2002’yle karşılaştırarak özellikle diyor ki: “2002’de, işte bizim zamanımızda 59,2 liraydı 100 liralık mazotun vergisi, şimdiki, şu Hükûmet zamanında 48,3 lira.”

Peki, Sayın Bakanım, 2002 senesinde mazotun 1 litresi 1 liraydı. Şimdi kaç para? 4 lira.

Peki, o zaman mazota verilen dolar cinsinden değer 0,65 dolardı. Şimdi ne kadar? 2,7 dolar.

Benzinin fiyatı 2002’de 1,64 liraydı yani 0,98 dolardı, şu anda 2,5 dolar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Işık…

ALİM IŞIK (Kütahya) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Ben de aynı konuya değinmek istiyorum. 2002 yılında 3 kilogram buğdayla 1 litre mazot alabilen bir vatandaş, bugün 7-8 kilogram buğdayla aynı mazotu alabilmekte. Vergi oranlarının düşürülüyor olması, sorunu çözmüyor Sayın Bakan, üzerine gitmeniz lazım.

İkincisi: Üç yıldır şehit ve gazi ailelerine ikinci istihdam imkânı yönünde verilen sözler bir türlü yerine getirilmedi. Şu günlerde, bu saatlerde, sizin Maliye Bakanı olarak bu işe karşı çıktığınız söyleniyor. Doğru mu, değil mi? Onu da açıklarsanız hiç olmazsa izleyenler o konuda doğru cevabı almış olurlar. Özellikle vergi kanunlarına uymak zorunda olanlar ve TOKİ ihalesini alanlar niçin açıklanamıyor? Bu adamların borcu varsa, diğer insanlar deşifre ediliyor da TOKİ müteahhitleri niçin deşifre edilemiyor Sayın Bakan? Bunu açıklarsanız memnun olurum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİM IŞIK (Kütahya) - Yani normal vatandaş deşifre edilecek ama TOKİ müteahhitleri deşifre edilmeyecek. Böyle bir şey olmaz.

BAŞKAN – Sayın Dedeoğlu…

MESUT DEDEOĞLU (Kahramanmaraş) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. Sayın Bakanımıza sormuş olduğum sorulara vermiş olduğu cevaplardan dolayı teşekkür ediyorum.

Cumhuriyet döneminden beri Kahramanmaraş’a ekonomik anlamda, ekonomik katkı anlamında tek yatırım şeker fabrikasıydı. Elbistan Şeker Fabrikası birkaç ay önce özelleştirildi. Bu bölgede çiftçilik yapan, gerek Kahramanmaraş’ta gerekse de Elbistan bölgesinde pancar üretimi yapan çiftçilerimizin durumu ne olacak? Bununla beraber, Elbistan Şeker Fabrikasında çalışan personelimizin ve işçilerimizin durumu nasıl olacak? Şu anda onlara bir form dağıtılmış vaziyette “Başka hangi şeker fabrikasına geçmek istersiniz?” diye. Bu konularla ilgili bir çalışmanız veya bir tasarrufunuz var mı?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Sayın Bakan, vakıf üniversiteleri gençlerimizi emanet ettiğimiz üniversiteler ama birileri öz çocuğumuz, öz üniversitemiz, birileri üvey üniversitemiz olmamalı. Birileri hiçbir kaynak koymadan sadece devletten tahsis yaparak eğitime başlıyor, birileri de bir sürü masraf ederek yerleşke kuruyor ama daha iyi hizmet etmek için ilave bina istiyor, yer istiyor, arsa istiyor, bu tahsis edilmiyor. Bu nedenle burada eşitlik ilkesi bozulmuştur. Talep ettiği hâlde tahsis yapılmayan üniversiteleri siz söylediniz, ben de size yapılmayanların bilgisini vereceğim.

İki: Taksici esnafı ilk taksi alımında, bir defalık, yaşamında… Bir teşvik belgesi veriyorsunuz, teşvik belgesinde bir fabrika makine, ekipman ithal ettiği zaman ne KDV ne ÖTV ödüyor Sayın Bakanım. Taksici esnafının ekmeği… Bir esnaf, bir defalık, yaşamında bir taksi aldığı zaman bunu teşvik etseniz, bu da bunların en tabii hakkıdır. Ekmekleri Sayın Bakanım. Bu nedenle, taksici esnafının…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Şimdi, Sayın Çınar, Sayın Demir, Sayın Oğan, sizin soru önergeleriniz olmadığı için size söz veremiyorum.

Sayın Bakan, buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Şimdi, ben size biraz da ekleyeceğim çünkü sorulan soruların cevaplandırılması için üç dakikanız kalmıştı, beş dakika hâline getiriyorum.

Buyurunuz.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Tabii, aslında, o on dakikada normalde benim diğer sorulara da cevap verme imkânım olacaktı ama ben değerli arkadaşlarımızın sonradan gündeme getirdiği hususlara cevap vermeye çalışacağım.

Şimdi, değerli arkadaşlar, mazot veya benzinin fiyatını belirleyen birden fazla faktör vardır. Vergi bunlardan bir tanesidir. Vergi yükü yüksektir. Bunu kabul ediyorum. Yalnız, bakın, dünyanın en pahalı mazotu, vergisi bizde değil. Benim bildiğim kadarıyla ocak sonu itibarıyla Avrupa’da 4’üncü sıraya düştük. Neden? Çünkü son yıllarda maktu vergileri yani ÖTV’yi biz enflasyona paralel artırmadığımız için ÖTV, KDV toplamının nihai fiyat içerisindeki yükü ciddi bir şekilde azalmıştır. Ben onu anlatmaya çalıştım. Bu, birinci husus.

Tabii ki mazot fiyatı da, benzin fiyatı da… Yani diyelim ki benzinin fiyatı 1 lira 63 kuruştan çıkmış nereye? Diyelim ki 4 lira 43 kuruşa çıkmış. Ama niye? Petrol fiyatları 2002 yılında Türkiye’nin ortalama brent tipi ham petrol ithalatındaki fiyat, yanlış hatırlamıyorsam, ortalama 23-24 dolardı. Bakın, bu hafta itibarıyla petrol fiyatları 119-120 dolar civarı. Yani sadece ham petrol fiyatlarına kalsa zaten ciddi bir şekilde bu artışlar… Ben zaten Türk lirası cinsinden ham petrol fiyatlarının yüzde 349 oranında arttığını ifade ettim. Dolayısıyla benzinin 1 litresinin 1.63 liradan veya mazotun 1 liradan 4 liranın üstüne çıkması kadar doğal bir şey olamaz değerli arkadaşlar.

ALİM IŞIK (Kütahya) – Sayın Bakan, denizcilere yaptığınızı çiftçilere yapamaz mısınız, nakliyecilere yapamaz mısınız?

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) – Tabii ki mazot ve buğday karşılaştırması yapılabilir ama takdir edersiniz ki emtia fiyatlarını, petrol, doğal gaz fiyatlarını Türkiye belirlemiyor. Bu, bizim dışımızda belirlenen, uluslararası bir fiyattır. Bunu da ciddi bir şekilde sübvanse edecek bir imkânımız yok.

ALİM IŞIK (Kütahya) – Sayın Bakan, deniz otobüsçülerine yaptığınız uygulamayı çiftçiye ve normal otobüsçüye yapamaz mısınız?

BAŞKAN – Sayın Işık, lütfen, zaten iki dakika süre kaldı, yapmayın.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) – Değerli arkadaşlar, TOKİ’ye iş yapan müteahhitler

Değerli arkadaşlar, burada çok açık ve net söyledim, isterse kamuya isterse özel sektöre, kim kime ne iş yaparsa yapsın, vergi borcu kesinleşmiş, cezası kesinleşmiş mükellefleri biz İnternet sitemizde yayınlıyoruz. Bunu söyledim. Yani bunları hiçbir şekilde efendim koruma, gizleme gibi bir çabamız yok ama tabii ki kesinleşmemiş olanı ben nasıl size vereyim? Vergi mahremiyeti diye bir husus var değerli arkadaşlar.

ALİM IŞIK (Kütahya) – “TOKİ’yle ilgili bilgileri açıklayamayız.” diyorsunuz.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) – Kesinleşmemiş borçları ben nasıl açıklayayım size? Dolayısıyla kanunun bize verdiği yetkiler çerçevesinde olabildiğimizce size karşı şeffaf, sorumlu bir şekilde davranıyoruz. Bundan sonra da yapacağız ve hakikaten, bu vergi borcu olanları yayınlamaya da devam edeceğiz. Onlara ilişkin incelemeler de zaman zaman yapılıyor ama takdir edersiniz ki şu anda kim incelemede, kim incelemede değil, bu konuda kanun bana size bir açıklama yapma imkânı getirmiyor.

Değerli arkadaşlar, Kahramanmaraş’taki şeker fabrikamıza ilişkin bir soru vardı değerli arkadaşımızdan. Tabii ki biz çiftçilerimizin mağdur olmaması için dedik ki: “Mevcut kotalar çerçevesinde en az beş yıl üretim garantisi verilecek.” Ve bu çerçevede de tabii ki istihdam da devam edecek ama şu var: Olur ya, hani diyelim ki şeker fabrikasını işletecek yeni firma çalışanların bir kısmını devam ettirmek istemezse, eğer memursa aynı statüde başka bir kamu kuruluşuna aktaracak, yok işçi ise biz yine kanun gereği, Bakanlar Kurulu gereği, ne gerekiyorsa kendilerine her türlü desteği vereceğiz. 4/C kapsamındaki çalışanlarımızın da durumlarını son yıllarda iyileştirdik, bundan sonra da tabii ki yine ne gerekiyorsa yapılacaktır değerli arkadaşlar.

Sayın Aslanoğlu vakıf üniversiteleriyle ilgili soruyu sormuştu bana. Ben, bizdeki bütün üniversitelere gerek kesin satış gerek tahsisler gerek mevcut talepleri çok açık ve net bir şekilde sizlerle paylaştım. Bence vakıf üniversitelerinin daha da desteklenmesi lazım. Vakıf üniversiteleri kamunun yükünü alıyor ama şöyle durumlar da oluyor: Örneğin -şimdi isim vermeyeyim- Ankara’da bir üniversitemiz bir yeri istiyor ama aynı zamanda Dışişleri Bakanlığı da istiyor. Şimdi, Maliye Bakanı olarak benim önüme iki tane talep geliyor; biri Dışişleri Bakanlığından, biri bir vakıf üniversitesinden. Ne yapıyoruz? O zaman, mecbur, diyoruz ki: “Bu şimdilik dursun.” Dışişleri Bakanlığıyla görüşülüyor, onlar sonuçlandırılamıyor. Benzer durumda olan eminim başka üniversiteler de olabilir. Ama hiçbir şekilde, vakıf üniversitelerimiz arasında, şu veya bu şekilde, ne geçmişte ne bugün böyle bir yaklaşım içerisine girmemiz söz konusu değil. Olmaması lazım. Antalya’da da destekliyoruz, Ankara’da da… (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.

Sayın milletvekilleri, gündemin “Sözlü Sorular” kısmında okuttuğum ilk otuz soru cevaplandırılmıştır.

Birleşime on beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 17.33


İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 17.54

BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Mustafa HAMARAT (Ordu)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 68’inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Gündemin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler” kısmına geçiyoruz.

Alınan karar gereğince, bu kısmın 109’uncu sırasında yer alan Şırnak Milletvekili Sayın Hasip Kaplan’ın Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına verdiği (10/108) ve bugün okunarak bilgiye sunulan, Kütahya Milletvekili Sayın Alim Işık ve 21 milletvekilinin (10/155), Ankara Milletvekili Sayın Cevdel Erdöl ve 20 milletvekilinin (10/156), Adana Milletvekili Sayın Necdet Ünüvar ve 20 milletvekilinin (10/157), İzmir Milletvekili Sayın Erdal Aksünger ve 27 milletvekilinin (10/158), Gaziantep Milletvekili Sayın Mehmet Erdoğan ve 27 milletvekilinin (10/159), Eskişehir Milletvekili Sayın Ruhsar Demirel ve 20 milletvekilinin (10/160) esas numaralı, bilgi toplumu olma yolunda bilişim sektöründeki gelişmeler ile İnternet kullanımının, başta çocuklar ve gençler olmak üzere, beraberinde getirdiği sosyal etkilerin araştırılması amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergelerinin birlikte yapılacak görüşmelerine başlıyoruz.

IX.- MECLİS ARAŞTIRMASI

A) Ön Görüşmeler

1.- BDP Grubu adına Grup Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın, telif hakları konusunda yaşanan sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/108)

2.- Kütahya Milletvekili Alim Işık ve 21 Milletvekilinin, internet üzerinden oynanan oyunların neden olduğu kayıt dışı sanal ticaretin ve çocuklar ve gençler üzerindeki etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/155)

3.- Ankara Milletvekili Cevdet Erdöl ve 20 Milletvekilinin, çocuk ve gençlerin internet ve diğer bilgi-iletişim teknolojilerini kullanırken karşı karşıya kaldıkları risklerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/156)

4.- Adana Milletvekili Necdet Ünüvar ve 20 Milletvekilinin, kontrolsüz internet kullanımının yol açabileceği sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/157)

5.- İzmir Milletvekili Erdal Aksünger ve 27 Milletvekilinin, bilişim sektörünün sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/158)

6.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Erdoğan ve 27 Milletvekilinin, bilgi iletişim teknolojilerindeki gelişmelerin beraberinde getirdiği imkan ve risklerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/159)

7.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel ve 20 Milletvekilinin, sosyal paylaşım siteleri başta olmak üzere, internet kullanımının aile yapısı üzerindeki olumsuz etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/160)

BAŞKAN – Hükûmet? Burada.

Meclis araştırması önergeleri daha önce Genel Kurulda okunduğundan tekrar okutmuyorum.

İç Tüzük’ümüze göre, Meclis araştırması açılıp açılmaması hususunda sırasıyla Hükûmete, siyasi parti gruplarına ve önergelerdeki birinci imza sahibine veya onların göstereceği bir diğer imza sahibine söz verilecektir.

Konuşmaları süreleri Hükûmet ve gruplar için yirmişer dakika, önerge sahipleri için onar dakikadır.

Şimdi, söz alan sayın üyelerin isimlerini okuyorum:

Hükûmet adına Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ; gruplar adına, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İzmir Milletvekili Sayın Erdal Aksünger, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Tokat Milletvekili Sayın Reşat Doğru, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Ankara Milletvekili Sayın Cevdet Erdöl; önerge sahipleri, Kütahya Milletvekili Sayın Alim Işık, Adana Milletvekili Sayın Necdet Ünüvar, Bursa Milletvekili Sayın Aykan Erdemir, Gaziantep Milletvekili Sayın Mehmet Erdoğan, Eskişehir Milletvekili Sayın Ruhsar Demirel.

İlk söz, Hükûmet adına Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ’da.

Buyurun Sayın Akdağ. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Süreniz yirmi dakika.

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) – Saygıdeğer Başkanım, yüce Meclisimizin değerli üyeleri; İnternet kullanımı hususunda, İnternet’in zararlarından toplumun, çocukların korunması hususunda bütün gruplarımızdan değerli milletvekillerimizin verdikleri araştırma önergelerini görüşmek için huzurunuzdayız. Ben de Hükûmet adına bu konuda…

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sadece onunla sınırlı değil Sayın Bakan, bilgi toplumu yolunda bilişim sektörünün sorunları da var.

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Devamla) – Evet, bütün bu konularda Hükûmetimiz adına görüşlerimizi ifade etmek üzere huzurlarınızdayım.

Değerli milletvekilleri, İnternet, çağımızın en büyük buluşlarından biri, bütün dünyaya yayılmış, insanların, milyonlarca insanın, yüz milyonlarca insanın birbirleriyle âdeta konuşmalarını sağlayan bir teknoloji. Hepimizin kullandığı, kullanmak zorunda olduğu, kullanmaktan çoğu zaman mutlu olduğu, hayatımızı birçok alanda da kolaylaştıran bir teknoloji, böyle bir teknolojik iletişim ağı.

Bugün bütün dünya üzerinde yüz milyonlarca İnternet sitesi, bunlara ait milyarlarca İnternet sayfası bulunmaktadır. İletişim, iletişimle birlikte eğitim, araştırma, sağlık ve iş dünyası gibi birçok alanda insan hayatına da önemli kolaylıklar getirmiştir.

İnternet’in, birçok faydasıyla birlikte, aynı zamanda yanlış ya da kötü amaçlı kullanımlarıyla alakalı olarak riskleri ve zararları da bulunmaktadır. Bir anlamda, İnternet, hayatın bir kopyası gibi, içinde doğrularla birlikte yanlışları da barındırabilen bir ortamdır. İnsan olmanın gereği olarak nasıl hayattaki iyilik ve güzelliklerden yararlanıyorsak, kötülüklerden kaçınmaya çalışıyorsak İnternet ortamında da aynı gerçekliği yaşıyoruz. Dolayısıyla bizlere düşen, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak, yürütme olarak bu konudaki mevzuatı geliştirmek, bu konuda bir taraftan toplumun İnternet’e erişimini kolaylaştırırken öte yandan da bu zararlardan korunma hususunda vatandaşlarımızı emin kılmaktadır.

Birkaç konu var İnternet kullanımıyla ilgili olarak, bunları belli başlıklar altında toplayabiliriz. Bunlardan biri İnternet’le ilgili güvenlik konusu. Kişisel bilgilerin İnternet’te dolaşırken güvenliğinin zedelenebildiğini biliyoruz, kötüye kullanılabildiğini de biliyoruz, bir ferde ait bilgilerin başkaları tarafından kötüye kullanılabildiğini de biliyoruz. İnternet üzerinden alışveriş yapılıyor, para transferi yapılıyor, mal ticareti yapılıyor, bankalarla işlemler yapılıyor. Dolayısıyla bütün bu açılardan güvenli bir ortamda İnternet işlemlerinin vatandaşlar tarafından yürütülebilmesi önem arz ediyor.

Önemli bir konu da İnternet üzerinden istenmeyen mesajlara maruz kalma ya da “Siber zorbalık.” dediğimiz bir sıkıntıyla vatandaşların karşılaşabilmesi. Buna karşı da mutlaka hem mevzuatı geliştirmeliyiz hem de uygulamada gerekli tedbirleri almalıyız.

Sağlık açısından İnternet’le ilgili çok önemli hususlar var, bunların önemlilerinden biri İnternet bağımlılığı. Aslında “İnternet bağımlılığı” kavram olarak kullandığımız ancak bilim dünyasında henüz yerine tam oturmamış bir tabir. Bu hususta psikiyatristler ya da psikologlar net bir tanıma ulaşmış değiller ama herkesin bildiği bir şey var, o da özellikle çocuk ve ergenler açısından ama zaman zaman erişkinler açısından da İnternet kullanımının bir çeşit bağımlılığa dönüşebildiği ve bu bağımlılığın insan yaşamını, bir çocuğun ya da ergenin hayatını olumsuz etkileyebileceği hususu.

Tabii ki bu anlamda, nötr anlamda bir İnternet bağımlılığının yanı sıra, bir taraftan çocuk ve ergen sağlığı açısından uygunsuz içeriklere karşı da mutlaka bu alanın çok iyi düzenlenmesi gerekiyor. Uygunsuz içerikler yalnızca müstehcenlik gibi algılanmamalı; şiddet içeren bütün görüntüler ya da bilgiler büyüyen çocukların, gelişmekte olan insan evladının, insanın mutlaka ruhunu ve zihnini son derece olumsuz etkileyebiliyor, bunu tıbben de biliyoruz. Bir taraftan bütün bunları konuştuğumuz zaman, özellikle çocuklarımızın ve gençlerimizin -biraz önce söylediğim gibi- yerine göre bir müptela şeklinde bağlanabileceği bilgisayar oyunlarının vasfı da çok önemli. Çok sayıda bilgisayar oyunu piyasada dolaşıyor. Bunların gerek İnternet yoluyla gerek başka yollarla çocuklarımıza ulaşması noktasında çocuklarımızı da bu hususta korumak durumundayız.

2010 yılında, BTK tarafından, altı-on yedi yaş aralığında İnternet kullanıcısı çocuğu olan 11 bine yakın ebeveyn ve on iki-on yedi yaş grubundaki 2.816 çocuk üzerinde bir araştırma yaptık. Bu yapılan araştırmada, Türkiye’deki ebeveynlerin yüzde 90’ının çocuklarının İnternet kullanırken müstehcen ya da şiddet içerikli görüntülere maruz kalabileceğini, bu tür sitelere girebileceğini, İnternet’e veya cep telefonuna bağımlı olabileceğini, kişisel ve özel bilgilerin yabancıların eline geçebileceğini, İnternet üzerinden istismara ve tacize maruz kalabileceğini ve kötü niyetli kişilerle tanışıp arkadaşlık edebileceğini düşündükleri ortaya çıkıyor. Ebeveynlerin yüzde 90’ı bu konulardan herhangi biriyle çocuklarının bir şekilde karşılaşabileceğini ve bundan zarar görebileceğini düşünüyorlar. Zaten bugün burada değerli milletvekillerimizin, bütün parti gruplarımıza ait değerli milletvekillerimizin âdeta bir mutabakat hâlinde araştırma önergeleri vermiş olmasının bir anlamı da budur. Dolayısıyla bunu biz Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak yeterince araştırmalıyız, bu hususta gerçekten ciddi bir rapor ortaya koymalıyız diye Hükûmet olarak biz de düşünüyoruz ve Hükûmet olarak bütün bu araştırma önergelerinin doğru amaçlarla verildiğini ve bu konuda bir komisyonun kurulmasına taraftar olduğumuzu ifade etmek isterim.

Bir taraftan da enteresan bir başka bilgi: Türkiye’de aslında ebeveynlerin sadece yüzde 29’u, ailelerin yüzde 29’u İnternet kullanırken Avrupa’nın gelişmekte olan diğer ülkelerinde bu oran yüzde 57’lerde. Bu, aslında biraz da ebeveynlerin İnternet kullanımı konusunda çocuklarını kontrol etmek ya da çocuklarının ne yaptıklarını görmek hususunda yetersiz kalabileceğini de gösteriyor. Sonuçta, çocuğa bir anlamda bağımlı bir aile ortaya çıkıyor. Yani ailelerin neredeyse dörtte 1’i ya da üçte 1’ine yakın bir kısmı İnternet’le bir şekilde tanışıyor, oysa bugün çocuklarımızın neredeyse yüzde 100’e yakınının İnternet’le tanıştığını, İnternet’le arkadaş olduğunu, İnternet yoluyla arkadaşlıklar kurduğunu, sosyal medyayla ilişkileri olduğunu biliyoruz. Yani bu nesiller arası dönüşüm sırasında, aslında belli bir yaşın üstünde olan insanların önemli bir bölümü çocuklarının ve gençlerin gerisinde kalmış oluyor. Dolayısıyla meselenin bu tarafını da ele alarak dikkatli bir biçimde değerlendirmemiz gerektiği açık. Aileler İnternet kullanmayı iyi bilmedikleri için muhtemel riskler konusunda da yeterli bilgi sahibi değil ve genellikle kendi evlerinde böyle bir problem yaşamayacaklarını ve çocuklarına güvendiklerini söylemektedir aileler. Yapılan araştırma böyle bir sonuç çıkardı ortaya. Enteresandır, ebeveynlerin yüzde 90’ı biraz önce saydığım birçok problemden birinin ya da birkaçının toplum için problem olacağını düşünüyorlar ancak genellikle kendi evlerinde de bunun olmayacağını düşünüyorlar. Bu aslında bir çelişki. Herkes kendi çocuğuna güveniyor ama toplumda böyle bir problemin olduğunu da kabul ediyor. Dolayısıyla şunu anlamış oluyoruz: Çocukların günlük yaşamdaki tavır ve davranışlarıyla sanal âlemde takındıkları tavırlar arasındaki farklılıkları aileler yeterince fark edememektedirler. Oysa çocuklar bugün artık merak duygularını ailelerine sorarak değil Google’a ya da başka bir arama motoruna sorarak tatmin ediyorlar. Aradıkları herhangi bir bilgi varsa ya da ulaşmak istedikleri herhangi bir arzu varsa bu yolla ulaşmaya çalışıyorlar. Böyle bir arama neticesinde de karşılarına saniyeler içinde en uygunsuz formlarda milyonlarca zararlı içeriğin çıkmasını da engelleyemeyeceğimizi biliyoruz. Dolayısıyla, bu hususta toplumun farkındalığının artırılması gerektiği de açık. Herhangi bir İnternet riskiyle karşılaşan çocukların yaklaşık yarısının bunu kimseyle paylaşmadığını görüyoruz. Zararlı bir içerikle karşılaştığında ailesini durumdan haberdar eden çocuklar toplamda değerlendirilen çocukların üçte 1’ini teşkil ediyor, kalan yüzde 65’lik grupta yer alan çocuklar bu durumu ailelerinden saklıyorlar.

Üç yıllık süre zarfında Ulaştırma Bakanlığımızda kurulmuş olan İnternet Bilgi İhbar Merkezine gelen vatandaş şikâyetlerinin 450 bini bulduğunu biliyoruz. Vatandaşlarımız -biraz önce de ifade ettim- çocukların cinsel istismarı, müstehcenlik, fuhuş ve şiddet gibi konularda hassas olup yapılan şikâyetlerin yüzde 90’a yakınını bunlar oluşturmaktadır. Dolayısıyla, vatandaşlarımızın aslında kendi başlarına bu sorunlarla mücadele edemedikleri ve kendilerini çaresiz hissettikleri de görülmektedir.

Bir toplumun ve ülkenin geleceği kuşkusuz ki çocuklarının ve gençlerinin yetişmesiyle yakından ilişkilidir. Bir anne babanın çocuğunu koruma hakkı yaşama hakkı gibi kutsal olup onlara bu imkânları sağlamak devletin anayasal görevleri arasında yer almaktadır. İnternet ortamında, başta çocuklar ve gençler olmak üzere, tüm vatandaşlarımızın yaşamını maddi ve manevi olumsuz etkileyebilecek nitelikte yayınlara karşı tedbirlerin alınması “İnternet’in güvenli kullanımı” olarak adlandırılmaktadır. Bu bağlamda, vatandaşlarımıza her türlü zarardan arındırılmış bir İnternet ortamı sunmak için Ulaştırma Bakanlığımız bir daire başkanlığı kurmuş durumdadır. Bu daire başkanlığı İnternet’in güvenli kullanımıyla ilgili faaliyetlere ağırlık vermektedir.

2007 tarihinde 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’la belli yasal bir çerçeve oluşturmuştuk, hatırlayacaksınız. Bu Kanun’un gerekçesinde açıkça belirtildiği üzere, Anayasa’mızın 41 ve 58’inci maddeleri gereğince aile ve gençliğin İnternet ortamında da korunması gerekmektedir.

Değerli milletvekilleri, müsaadenizle, buradan toplumumuza da bazı sitelerle ilgili bilgi vermek istiyorum. İnternet’in güvenli, bilinçli ve etkin kullanımı konularında çocuklara yönelik olarak www.guvenlicocuk.org.tr; farkındalığı artırmak amacıyla www.guvenliweb.org.tr; vatandaşların İnternet ortamında karşılaştıkları yasa dışı içerikleri bildirmelerine imkân tanıyan www.ihbarweb.org.tr şu anda hizmettedir. Ayrıca, bildiğiniz gibi, 22 Kasım 2011’de vatandaşlar için İnternet’in yasa dışı ve zararlı içeriklerinden korunabilmeleri konusunda, yine kendi tercihlerine bırakılmış bir biçimde güvenli İnternet hizmeti de başlatılmış durumdadır.

Değerli milletvekilleri, biz de Sağlık Bakanlığı olarak hem Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığıyla hem de Ulaştırma Bakanımızla birlikte bu konular üzerinde çalışıyoruz. Özellikle İnternet bağımlılığı konusu Sağlık Bakanlığı açısından bizim ilgi alanımız. Çünkü, biraz önce de ifade ettim, bu belki bir hastalık olarak net biçimde bugün psikiyatri kitaplarında ya da psikiyatriyle ilgili kategorize edici tablolarda belirlenmiş değil ama yapılan araştırmalar artık bir bağımlılık şeklinde ele alınmasının zamanının geldiğini de gösteriyor.

Dolayısıyla, bütün bu bilgileri yakından değerlendirerek, biz de, Ulaştırma Bakanlığımız ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızla birlikte bu konularda çalışmalarımızı devam ettiriyoruz.

Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığıyla iş birliği içinde Türkiye’deki bilgisayar oyunlarının denetlenmesi -bir konu da bu, biraz önce söylemiştim değerli milletvekilleri, bilgisayar oyunları konusu- bunların sınıflandırılması, çocuklar ve aileler açısından güvenli hâle getirilmesi konularının tartışıldığı istişare toplantıları yaptı yakın bir zamanda ve bütün bunların sonucunda, 2008 tarihinde, “Dijital Oyunlar ve Çocuklar Üzerindeki Etkileri” isimli bir rapor hazırlanarak İnternet Kurulunun ikinci toplantısında bu rapor sunuldu. Söz konusu raporda, Türkiye’deki İnternet kullanım alışkanlıklarına yönelik araştırmalardan eğlence yazılımı sektörünün durumuna ve dijital oyunların çocuk ve gençler üzerindeki etkilerine kadar birçok detaylı bilgi ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerine yer verilerek ortaya güzel bir rapor da konmuş oldu. Raporda ayrıca, dünyadaki eğlence yazılımı sektörünün denetlenmesi ve derecelendirilmesiyle ilgili de bilgiler sunuldu.

Dolayısıyla, bu araştırma önergeleri, umut ediyorum Meclisimiz tarafından, sizler tarafından görüşülmek üzere kabul edilecek ve bir komisyon kurulacaktır. Bu komisyonumuzun, oyunların sınıflandırılmasına yönelik organizasyonlar konusunda, ticari amaçla İnternetin toplu kullanımını sağlayan sağlayıcıların durumuyla ilgili yeni mevzuat geliştirilmesinde, oyun salonlarıyla ilgili belki mevzuatımızın daha geliştirilmesinde de çalışmalar yapacağını ümit ediyorum.

Çocukların gelişimi büyük oranda küçük yaşta ve gerçek hayattaki deneyimlere bağlı olmalıdır. Günümüzde bunların yerini özellikle bilgisayar oyunlarından oluşan sanal bir dünyanın alması, gerçekten yavrularımız için, gençlerimiz için önemli bir risk teşkil etmektedir. Bu durumun, toplumun geleceği ve bütün ebeveynler açısından kaygı verici olduğunu da kabul etmek durumundayız.

Şimdi, bütün bunlarla birlikte bir değerli grup başkan vekilimiz uyardığı için konuşmamın sonunda işin bu tarafına da temas etmek istiyorum: Mutlaka bütün bu İnternet’in komplikasyonları diyebileceğimiz problemlerle bir taraftan özgürlükleri kısıtlamadan akılcı bir biçimde mücadele ederken değerli milletvekilleri, öte yandan da mutlaka bilgi teknolojilerinin ülkemizde geliştirilmesini teşvik etmek ve bilgi teknolojilerinin toplumda çok daha yaygın bir biçimde kullanılmasını da sağlamak durumundayız. Gerek kamu kuruluşları tarafından gerek okullarımızda gerek hizmet sektörüyle ilgili alanlarda daha yapabileceğimiz birçok iş var insanımızın hayatını kolaylaştırmak açısından.

Yine -biliyorsunuz- Hükûmetimiz, çocuklarımızla ilgili olarak okullarımızda FATİH Projesi olarak isimlendirdiğimiz yeni bir projeyi başlattı. Aslında bu bilgi teknolojilerinin yarının gençliğine ulaşmasını son derece kolaylaştıracak bir adım oldu. Önümüzdeki yıllarda bir taraftan çocuklarımızı bilgisayarla, İnternet’le tanıştırırken, öbür taraftan da onları mutlaka İnternet’in muhtemel zararlarından ve komplikasyonlarından korumak durumundayız.

Değerli milletvekilleri -sözlerimin sonuna geliyorum- Hükûmet olarak böyle bir araştırma önergesinin hem İnternet’le alakalı hem bilgi teknolojilerinin geliştirilmesiyle alakalı bir araştırma komisyonunun kurulmasını ve yüce Meclisimizin yol göstericiliğinde bu hususta daha ileri adımlar atabileceğimizi düşünüyorum ve hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Akdağ.

Sayın Hamzaçebi, buyurun.

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

11.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın Meclis araştırması önergeleri üzerinde Hükûmet adına yaptığı konuşmayla ilgili açıklaması

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakana açıklamaları için teşekkür ediyorum.

Siz Sayın Başkan, gündemi okurken önergeleri, siyasi partilerin önergelerinin özetini ifade edecek şekilde okudunuz. Cumhuriyet Halk Partisinin bu konudaki önergesi, bilgi toplumu olma yolunda bilişim sektörünün gelişmesi ve sektörde yaşanan sorunların çözümü yönündedir. Sayın Bakan, daha çok İnternet’in çocuklar üzerindeki zararlı etkileri kısmını öne çıkardı. Hâlbuki önergeler bunu da kapsıyor. Dolayısıyla hepsinin birleştirilerek görüşülmesi, bu konuların araştırılmak üzere bir komisyonun kurulması söz konusu.

Bunu düzeltmek amacıyla, Genel Kurulun bilgisine sunmak amacıyla söz aldım.

Teşekkür ediyorum.

IX.- MECLİS ARAŞTIRMASI (Devam)

A) Ön Görüşmeler (Devam)

1.- BDP Grubu adına Grup Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın, telif hakları konusunda yaşanan sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/108) (Devam)

2.- Kütahya Milletvekili Alim Işık ve 21 Milletvekilinin, internet üzerinden oynanan oyunların neden olduğu kayıt dışı sanal ticaretin ve çocuklar ve gençler üzerindeki etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/155) (Devam)

3.- Ankara Milletvekili Cevdet Erdöl ve 20 Milletvekilinin, çocuk ve gençlerin internet ve diğer bilgi-iletişim teknolojilerini kullanırken karşı karşıya kaldıkları risklerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/156) (Devam)

4.- Adana Milletvekili Necdet Ünüvar ve 20 Milletvekilinin, kontrolsüz internet kullanımının yol açabileceği sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/157) (Devam)

5.- İzmir Milletvekili Erdal Aksünger ve 27 Milletvekilinin, bilişim sektörünün sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/158) (Devam)

6.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Erdoğan ve 27 Milletvekilinin, bilgi iletişim teknolojilerindeki gelişmelerin beraberinde getirdiği imkan ve risklerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/159) (Devam)

7.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel ve 20 Milletvekilinin, sosyal paylaşım siteleri başta olmak üzere, internet kullanımının aile yapısı üzerindeki olumsuz etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/160) (Devam)

BAŞKAN – Şimdi, gruplar adına ilk söz, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İzmir Milletvekili Sayın Erdal Aksünger’e aittir.

Buyurun Sayın Aksünger. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA ERDAL AKSÜNGER (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; bilişim sektörünün sorunlarıyla ilgili araştırma önergesi üzerinde grubum adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanın değindiği konulara da geleceğim ama önce, bizim aslında özellikle üstünde durmamız gereken konunun, ben, Türkiye'nin bilişimi algılama konusundaki geriliği konusunda kendi görüşlerimizi ileteceğim.

Aslında, biz, bir paradoks yaşadığımızı bilmemiz lazım. Dünyada işletim sistemleri var, dünyada programlar var, yazılım programları, virüs programları, güvenlik programları var. Bugün, Türkiye, bütün bu kullandığı programların hepsi dünyanın başka bir yerlerinde başkaları tarafından yazılmış programlarla kendini güvenliğe almaya çalışıyor, kendisini korumaya çalışıyor ve bundan da medet umuyor. Böyle bir konunun olmayacağını bundan bir ay önceki bir konuşmamda yine belirtmiştim.

Şimdi, Sayın Bakana ekleyeyim arada, İnternet bağımlılığı konusunda bir şey söylemişti. Arada, ben, geçmeden, aklımdayken onu da söyleyeyim, ailelerin çocuklarını bilinçlendirme konusu. Şöyle düşünmek lazım: Ben, on sekiz-yirmi yıla yakındır bilişimci bir insanım, çocuklarım sekiz yaşına gelene kadar eve bilgisayar bile götürmedim. Türkiye’de bir sürü ürünün de Türkiye genel distribütörlüğünü yaptım, hiçbir zaman evime çocuklarım sekiz yaşına gelene kadar bilgisayar götürmedim. Neden götürmedim? Şimdi esas konumuza geleceğiz, ondan dolayı söylüyorum. Bilgisayar programlarının hepsi komut verir arkadaşlar. Çocuklar karşısında oturduğu zaman, üç yaşında, beş yaşında çocuklarını oturtanlar, onlarla övünüyorlar “Biz çocuklarımızı üç yaşında, dört yaşında bilgisayarın karşısına koyduk.” diye. Böyle bir şey olamaz, böyle bir şey mümkün değil. Oradaki çocuğun en iyi arkadaşı kim oluyor? Karşısındaki bilgisayar. Çünkü bugün ağırlıklı kullandıkları özellikle Amerikan programlarının çoğunda komut vardır, başka bir şey yoktur. Çocuk bir tuşa basar orada karşısına şöyle bir şey çıkar: Bu işi yapayım mı yapmayayım mı? Evet, hayır, iptal. Oradaki en iyi arkadaşına her türlü komutu verip yaptırır. O sosyallikten koptuktan sonra çocuk dışarıya çıktığında karşıdakine de komut vermeye başlar, bu çok nettir yani. Bu çocuğun psikolojisi böyledir ama buradaki esas konu İnternet’i yasaklayarak bir yere gidemeyeceğini bilmesi lazım ama şöyle oluyor: Biz şimdi “İnternet’i yasaklamayalım.” dediğimizde şöyle çıkıyor ortaya, şimdi iktidarın algısı da böyle olacak “Ya biz terörle ilgili konularda, işte pornografi konularında ortaya bir yasak getirmeye çalışıyoruz ama siz bunları engellemeye çalışıyorsunuz.” Hayır, böyle değil, konu bu değil. Konu, esas kendini güvenliğe alma konusudur. Sen hiçbir şeyi yasaklayamazsın çünkü konu senin elinde değil çünkü sen hâkim değilsin konuya, devlet olarak da hâkim değilsin. Teknoloji bölgeleri kuruldu yıllarca; on seneye yakındır ben bunların hepsini tek tek takip ediyorum hiçbirinde üretilen bir şey yok. Böyle bir teşvik de yok arkadaşlar.

Değerli milletvekilleri, bu konu çok ciddi bir konudur. Dünyada şu anda gelişen, büyüyen en büyük sektördür bilişim sektörü. Ama şöyle bir durum var ortada: 2000’li yılların başında -daha önce de belirtmiştim ben bu konuyu- Pardus Programları devreye girmişti TÜBİTAK tarafından, çok da bizim hepimizin umutla baktığı, sevinçle baktığı bir konuydu çünkü ulusal yazılımlarımızı yapacaktık biz. Ama ne oldu? Bir sürü kurumlar kuruldu TÜBİTAK’ın yanı sıra, bunlarla birlikte iştira edildi ama ortaya gerçekten bir hüsran çıktı. Niye hüsran çıktı? Son sekiz buçuk yılda 2010’a gelene kadar 17 milyon dolar harcanmış, Pardus’a harcanmış ama geldiği noktada şu anda rafa kaldırılmak üzere. Neden? Böyle bir hikâye olmaz. Böyle bir yapılaşma süreci geçirilmez. Almanya 1998’de bu işe başladığında, açık kaynak kodlarla bu işe başladığında 10 milyar euro bir para harcadı bu işe ve kendini güvenliğe almak için ve şu anda geldiği noktada hiçbir yere bağımlı değil. Siz ne düşünüyorsunuz? “İlk önce kişilerin güvenliğini sağlayacağız.” Nasıl sağlayacaksınız kişilerin güvenliğini? Zaten güvenlikler gitmiş. Dünyadaki 500 milyon insanın Facebook’ta bütün bilgileri var. Bugün çok övünüyorlar, diyorlar ki: “Türkiye’de 25 milyon kullanıcı var Facebook’ta, bir vesileyle orada kendisini ifade ediyor.” Çok kötü! Bu 25 milyon kişinin bütün ailesi de dâhil olmak üzere, herhangi bir yerde, bir server’da kayıtlı, bilgileriniz gitti. Nasıl güvenlik aldınız peki? Nasıl alacaksınız bundan sonra güvenliğinizi? Kişisel bilgilerinizin hepsi orada. Nasıl yapacaksınız bu işi? Buradaki esas sorun o değil. Esas sorun burada, acilen bir eylem planı yapılıp bir bilişim bakanlığının kurulmasıdır, çok önemlidir bu. Dünyanın her yerinde, gelişmiş ülkelerde bir bilişim bakanlığı tahsis edilmiş durumdadır. Bugün savunma sanayinizden ticaretinize, sosyal paylaşımlarınızdan günlük yaşantınıza kadar her yerde bilişimle uğraşacağınız kesin, öyle görünüyor. Önümüzdeki süreç daha tehlikeli süreçleri getiriyor arkadaşlar. Bir bilişim bakanlığı bence kaçınılmazdır.

Size bir iki tane anekdot anlatayım o zaman konuyla ilgili. Yıllar önce, bundan altı sene önce Uzak Doğu’da bir araştırma merkezinde çocukların oyunlarıyla ilgili bir konuya bizi davet etmişlerdi, çok önemli de bir yerdi, gittik. Bir oyun yapıyorlardı, dünyada en az 10 milyon çocuğa bu platformda oyun oynatacaklardı. Bir odaya bir insanı sokuyorlardı, orada insanın bütün sinirlerine hâkim olabilecek bir yapıyı ellerine kollarına bağlıyorlardı. Karşınızda da bir sanal gösteri başlıyordu ve o gün ne başlıyordu biliyor musunuz sanalda? Karşınızda sanki başka bir dünyayla, gerçek bir dünyayla karşı karşıya bir pozisyona düşüyordunuz. Herhangi biriyle oyun oynuyorsanız, o sizin bütün sinirlerinize hitap edebiliyordu. Bu ne demektir biliyor musunuz? Hipotalamusa da oradaki adrenalin duygularına da hepsine hitap eder bir hâle gelecektir bu. Bu, şu demektir: Yarın öbür gün İnternet üzerinden insanları da bir vesileyle öldürebilir bir hâle getirecektir. Peki, bunları siz engelleyebilir misiniz? Engelleyemezsiniz bunları. Nasıl engelleyeceğiz bunları? Peki, çözümler neresinde bu konuların?

Biz bu Pardus konusuna özellikle değinirken niye bunu önemsediğimizi daha önce de anlattım. Bugünden itibaren, çok geç kalınmış olsa bile, çık hızlı bir şekilde bir eylem planının yapılması lazım. Verdiğimiz araştırma önergesinin arkasından iktidarın getirdiği “Beraber bir komisyon kuralım.” yaklaşımı olumludur tabii ama bunu ciddiye alacak konu bence komisyon kurmadan geçmez, komisyonlar kurup orada bir sene, iki sene tartışarak bir konuyu, Türkiye’yi bir ileri götüremeyeceğimiz kesin, bunu söylüyorum. Ha, baştan ön yargılı değilim, mutlaka oturup konuşmak gerekiyor ama şunu bilmek lazım, bir bakanlık tahsis edilmeden bu iş çözülmez.

Şimdi, burada Sayın Bakanım FATİH Projesi’nden bahsetti, ben de bahsedeyim FATİH Projesi’nden, bunu bilen bir adamım. Dünyada şu anda 2011 yılında 50 milyon tablet satıldı, 2012 yılında tahminen 80 milyon tablet satılacak galiba, Goldman Sachs’ın verdiği bütün veriler böyle. Biz 17 milyon tablet alacağız, 17 milyon… Yani kendi yazılımlarımızı, kendi işletim sistemlerimizi, kendi virüs programlarımızı, kendi güvenlik sistemlerimizi ortaya koymazken, tahminen her birinin başına 10 dolarlık bir yazılım maliyeti koysanız 170 milyon dolar yapar. Bu 170 milyon dolarla… Siz kendi zihniyetinizde Pardus’u kalkındırmak için 14 milyon dolar harcadığınızda hiçbir şey ortaya çıkmadı, 170 milyon dolarla da bir şey çıkmaz ortaya ama şunu bilmek gerekiyor, siz o çocuklara bunları verdiğiniz zaman Türkiye’yi çöplüğe çevirme ihtimaliniz var çünkü siz “Teknolojiyi satın aldım” diye düşünürseniz büyük yanılgı içerisine düşerseniz.

Teknoloji satın alınamaz arkadaşlar, teknoloji kiralanır, eğer üretmiyorsanız. Eğer üretiyorsanız bir süre, teknolojiyi biraz daha uzun bir süre kullanma hakkına sahip olursunuz. 17 milyon tabletin getireceği şey şu: Uluslararası bir şirketin yazılım programlarını kullanacaksınız orada, bu çocuklar sekiz-dokuz yaşında başlayacaklar bunu kullanmaya on sekiz-on dokuz yaşına geldiklerinde bu programın müptelası olacaklar, başka bir program kullanmayacaklar. Çok basit bir şey söyleyeyim size, bir cep telefonu alıyorsunuz, o cep telefonunun yazılımında bir kayıtlar yapıyorsunuz, işte bir evrak kaydı yapıyorsunuz veya işte telefon rehberine kaydediyorsunuz, bu bir alışkanlık getiriyor. Daha sonra ilk gittiğinizde o telefonu almak istiyorsunuz. Neden? Çünkü bir alışkanlık getiriyor. Çocuklarda da böyle, hele küçükten başladığında bu, on sekiz-on dokuz yaşına geldiğinde bildiği bir şeyi takip etmek onun içgüdüsel bir şeyi olacak, burada tehlike başlıyor. Önümüzdeki süreç çok tehlikeli. Yani bugün sizin ülkenizin bütün güvenliği tehlikede diyorum. Bunu mutlaka değerli bakanlar da biliyordur. Bu konuda uzman arkadaşlar vardır, onlar da biliyordur bu konuyu yani. Bugün attığınız her mail’in bir tane örneğini bir başka server’da birileri tutuyor, bunu biliyorsunuz belki de. Yaptığınız bütün dinlemeler, şunların, bunların hepsi bir yerlerde kayıtlı.

Şimdi “Neden yapamazsınız?” diye söylüyorum. Ayrıca önüne geçmek, yasaklamak çok kolay bir iş değil. İşte önümüzde bir Wikileaks konusu var.  Nedir bu Wikileaks? Ben bazen arkadaşlara söylüyorum, “Ne algılıyorsunuz bu Wikileaks’tan?” diye.  Bir İnternet sitesi zannediyor, değil arkadaşlar. Veya oradaki bu Julian Assange’ı da bunun lideri zannediyor, hayır, değil. Neden değil? 2006 yılında kurulmuş olan böyle bir ağ, bugün dünyayı kasıp kavurur vaziyette duruyor ama hâlâ şurada arkadaşlarıma sorsam, şurada hepinize sorsam, “Wikileaks nedir?” diye; evet, kriptoları açıklayan bir İnternet sitesi olarak açıklarsınız. “Kim lideri?” deseniz, Julian Assange diye bir arkadaş. Aldılar içeriye üç ay, beş ay aldılar ama devam etti bütün belgeler, kriptolar açıklanmaya. Nasıl oluyor bu iş? 1 milyon 200 bin evraktan sadece ve sadece 15 bin evrak açıklandı. Sıra Türkiye'nin evraklarına da gelecek ve bugüne kadar, şu ana kadar yaptıklarınız da dâhil açıklayacaklar hepsini. Bunun nasıl olduğunu komisyonda da arkadaşlarla konuşuruz, ayrı bir konu.

Ama bir an önce bizim yapmamız gereken şu: Eğer biz sağlıklı bir Türkiye, çocuklarımıza sağlıklı bir gelecek vermek istiyorsak bir an önce bu bakanlığı kurup ciddi bir bütçe tahsisi yapıp bizim ulusal yazılımlarımızı, ulusal işletim sistemlerimizi, database’lerimizi, virüs programlarımızı, güvenlik kodlamalarımızın hepsini yapmamız lazım. Şu anda hiçbir şeyimiz yok, şu anda hiçbir şeyimiz yok arkadaşlar bizim. Burada havanda su dövüyorsunuz. Açıkça söylüyorum: Bu bir paradoks. Bu tedbirler alınabilir ama bunların hepsi, önümüzdeki süreçte bunların hiçbir şey etmediğini göreceksiniz yani.

Şimdi, bu önlemlerle ilgili şeylere, çözüm önerilerimiz de var tabii, bunlara geleceğim ama belki hani komisyonlarda da konuşulabilir, ben özetlemeye çalıştım bazı şeyleri, öneriler ne olabilir yani bunlar ne olabilir?

Üniversitelerde eğitimler görüyor arkadaşlarımız. Ben de bir üniversitede mütevelli heyet üyeliği yaptım, bilgisayar mühendisi de vardı, ben de bilişimci olduğum için… Bakıyorum bütün öğretilerin hepsine, yabancı şirketlerin programlarının hepsini çocuklarımıza öğretiyoruz. Git bunları öğren, hayatının bundan sonraki sürecinde de bunları devam ettir. Böyle bir şey olabilir mi? Hiçbir geleneğinizi, ananenizi başkalarına gidip öğretiyor musunuz? Bu şu demektir: Şu anda bütün datalarımızın hepsi bir başka deftere yazılıyor, bunu herkes kafasına yazsın. O 1 milyon 200 bin evrakın içerisinde 2010’un 9’uncu ayına kadar -diliyorum- Türkiye Cumhuriyeti devletinin de bütün yazışmaları yakında, bir iki sene içerisinde düşer arkadaşlar, o gün güvenliğin ne olduğunu hep beraber görürüz.

Zaten bu çözümle ilgili önerilerde bir bilişim bakanlığı konusunu söylemiştim.

Pardus örneği projelerin bir an önce ayağa kaldırılmaya ihtiyacı var. Öyle “300 bin dolar, 500 bin dolar, 1 milyon dolar para ayırdım, onu yapacağım, bunu yapacağım”, böyle değil. Almanya gibi, Rusya gibi, İsrail gibi, Hindistan gibi, İrlanda gibi -Amerika’yı saymıyorum çünkü Amerika çok daha farklı şeyler yapıyor, onu hiç koymuyorum- bunun gibi, oralardaki örnekler gibi örnekler yapmamız lazım ama bu devletin tek başına yapacağı bir iş değil, özel sektör, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarını ortak etmek lazım bu konuya, etmezsek bu işte olduğumuz yerde kalırız.

Anayasa tartışmaları olduğunda -aklıma bir şey geldiği için şimdi, hemen söyleyeceğim size- şimdi, insanlar dinleniyor, bunlar iddia makamlarında delil olarak kullanılıyor. Yakında, herhangi bir adamın konuşmasını, sizin, herhangi bir kişinin konuşmasını bir başkasının konuşması olarak çıkartacak yazılımlar var. Bunlara ne yapacaksınız? Bunları iddia makamları delil olarak kabul edecek mi? Buyurun, soruyorum, varsa böyle bir şey… Anayasa tartışmaları yapıyoruz burada. Kişinin özel hukuku diye bir şey kalmadı ortada zaten, ama önümüzdeki süreçte de, siz konuştunuz, bir başkasının sesi olarak kaydedilecek, bütün frekanslarıyla, bütün aralıklarıyla. Ne yapacaksınız burada? Bunu delil olarak kabul edecek misiniz? Anayasa’da kişinin hukukunu nasıl koruyacaksınız? İşte, acilen bilişim hukukunun tahsil edilmeye ihtiyacı var, İnternet hukukunun tahsil edilmeye ihtiyacı var. Ve bu konuda nasıl çalışmalar var? Ben çok önemli çalışmalar görmüyorum, çok ciddi çalışmalar görmüyorum bu konuda, ama sektörel olarak şunu söyleyeyim: Neler yapılmalı? Üniversiteler dâhil edilmeli bu konuya. Yeni bir bilişim teşvik planının acilen bu bilişim bakanlığı düzeyinde yapılması gerekir. Yoksa bir bakanlığın altında bir yamalı bohça gibi durarak yapamazsınız bu işi. Dünyanın hiçbir yerinde yok, bir bizde var, burada var. Bilmiyorum, bilişimin Sanayi Ticaretin içerisinde olması lazım, anlıyor mu bilişimden Sayın Bakanımız, onu da bilmiyorum. Anlıyorsa beraber konuşalım, tartışalım, ne kadar anladığını tartışalım hep beraber. Ortada bir eylem planı yok çünkü, onlar başka şeylere takılmışlar çünkü “Dinleyelim birilerini, bakalım oradan ne çıkıyor, buradan ne çıkıyor?”

Şimdi, bu teknoloji teşvik planları, mesela KOBİ’lerle ilgili planlar yapılıyor, diyorlar ki: “KOBİ’lere bilişim öğreteceğiz, işte, kalkınacak, edecek, şu olacak, bu olacak.”

Ben böyle bir şey görmedim. Yani ben bir KOBİ görmedim ki birisi teşvik vermiş, KOSGEB’den teşvik almış, büyümüş, gelmiş, bir tane Avea gibi, Turkcell gibi operatör olmuş. Böyle bir şey olma imkânı sıfır, böyle bir şey yok ortada. Bu kesinlikle bir kandırmacadır yani. Adamları götürüyorsunuz, bürokrasi içerisinde öldürüyorsunuz adamı bir tarafından, “Ee, getirdik sana iki tane bilgisayar koyduk, buyur, sen bilişimi öğrendin.” Böyle bir şey olabilir mi?

Bugün İnternet’in güvenliği açısından da onu söylüyorum çok ciddi bir şekilde, devletin acilen eylem planını şurada yapması lazım. Nasıl psikolojiyle, pedagojiyle ilgili eğitimler veriyorsa, dijital okuryazarlıkla ilgili de eğitim vermesi lazım. Nedir yani? Ebeveynlerin kaç tanesi bu konuyla ne kadar alakalı?

Şimdi, anlatıyorlar ben görüyorum, Devlet Planlama Teşkilatının verdiği rakamlara bakıyorum, bunların topu yanlış, yüzde 47’si kullanıyormuş, şunu yapıyormuş, bunu yapıyormuş, öyle bir şey yok. Account kullanıyormuş, mail kullanıyormuş, yok öyle bir şey. Hepinizin mutlaka minimum ikişer tane mail adresiniz vardır, mutlaka. Olamaz yani bir tane dışarıda vardır, bir tane de buraya geldiğinizde almışsınızdır, belki iki üç tane vardır, kurumsal kimliklerde de var mail, oradan ölçüyor. Bu datalarla iş yürümez, bunlar doğru değil, bunlar yanlış. Nasıl ölçüyorlar o ayrı bir konu, bakmak lazım burada.

Bu Pardus’la gelişme potansiyeli varken devlet kurumlarında bir garip bürokrat zinciri var, ilginç şeyler yapıyorlar onlar da. Şimdi, bunun ismine açık kaynak kodlu deyince, adam diyor ki: Ya, bizim bir şeyimizi açmayalım. O kadar anlıyor bu işten. Bir şeyi de açmayalım. Kullanmıyor adam Pardus’u. Neyi kullanıyor? Yurt dışından ithal edilmiş yazılımları kullanıyor. Bilmiyor ki, burası sonuna kadar açık ama orada başında “açık kaynak kodlu” diye bir şey geçtiği için adam bundan ürküyor, korkuyor ve kullandırtmıyor bunu. Böyle bürokratlar var. Baksınlar, niye gelişmediğine baksınlar. Bedava olmasına rağmen, bu ülkenin ürettiği şey olmasına rağmen kullanmıyorlar. Kime hizmet ediyorlar onu bilmiyorum. Kiminle ne anlaşma yapıyorlar onu bilmiyorum. İyi baksınlar o zaman konuya.

Şimdi, beş on sene önce biz bu kalkınma planlarını doğudan belki beraber eş zamanlı başlatabilirdik ama bugün mümkünatı yok, bugün batıdan bir yerden başlatıp doğuya akması lazım konunun. Neden? Bilişim konusunda yetişmiş olan insan kitlesi batıda kaldı tamamen.

Arkadaşlar soruyorum: Doğuda kaç tane ailenin evinde bilgisayar var? Kaç tanenin? Bir bilgisayar 500 dolarlardan başlıyor, minimum da o seviyelerde, bir de İnternet alması lazım kendine; 1,5-2 milyar para. Bunu da taksite böldüğünü düşünürsen… Kaç tane ailenin böyle bir imkânı var? Burada ciddi bir yanılgı var çünkü çok ciddi bir yanılgı var. Buraya ciddi bakmak lazım.

Devlet kurumları da teknoloji çöplüğüne dönmüş durumda şu anda. Neden? Kamu İhale Kurumunda alım yaparlarken en ucuzu alalım diye uğraşıyorlar. Kardeşim “Teknoloji satılık değil.” dedik, kiralık. Sana en uzun ömürlü olanı almakla mükellefsin sen ama öyle değil. Bakın hepsine, öyledir. Yabancı yazılımları getirdiğinde mal olarak kabul ediyorlar satın almada -Kamu İhale Kurumu veya bütün kamu kurumlarının hepsi öyle- ama yerli üretim bir yazılım gelince hizmet kabul ediyorlar; adamı üç ay sürüm sürüm kapıda süründürüyorlar. Böyle bir mevzuat var arkadaşlar ve bunlar sorun ve bunlar kesinlikle… İnanıyorum ki hiçbiriniz bilmiyor bu konunun böyle olduğunu.

HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) – Anlamıyorlar ki!..

ERDAL AKSÜNGER (Devamla) – Üniversitelerde bu özgür yazılımlar, açık kaynak kod… Yani bu ne demektir? Dünyanın bir yerinde 1980’lerin süreçlerinden başlayan bir konudur. Açık kaynak kodlar binlerce insanın o İnternet üzerinde geliştirmeye başladığı konu bugün bedavaya dönmüş vaziyette. Siz alıp onları sadece database’lerle yazacaksınız. Başka bir şey yok; bedava bu iş. Ha, yatırım yapması, milyarlarca dolara ihtiyaç var. Ha, bundan beş sene önce 3 milyar dolara ihtiyaç varsa, bugün 10 milyar dolara ihtiyaç var; bunu kabul etmek zorunda. O yüzden ben bakanlığın kurulması gerektiğini söylüyorum.

Şu Wikileaks’teki konuyu da ben bir de size… Onu örümcek zannediyorlar; değil, bir denizyıldızı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERDAL AKSÜNGER (Devamla) - Örümceğin kafasını kestiğiniz zaman ölür, ama denizyıldızını ikiye böldüğünüz zaman iki tane denizyıldızı olur.

Komisyondaki çalışmalarda inşallah hayırlı şeyler çıkması dileğiyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Aksünger.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Tokat Milletvekili Sayın Reşat Doğru.

Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

MHP GRUBU ADINA REŞAT DOĞRU (Tokat) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; İnternet bağımlılığıyla ilgili verilen araştırma önergeleri üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, İnternet bağımlılığı ve bilişim sektörleri, bilişim sektörünün birçok sorunu vardır mutlaka; çözülmesi de gereken çok önemli konuları beraberinde taşıyabilir. Ancak şu anda ülkemizin en önemli konusunun başında ben bağımlılık olduğunu düşünüyorum.

Bağımlılık dediğimiz zaman, bunun içerisine madde bağımlılığı, İnternet bağımlılığı gibi, cep telefonu bağımlılığı gibi çeşitli şeyleri sayabiliriz. Ancak tabii, madde bağımlılığına şöyle bakmış olduğumuz zaman, ülkemizde son zamanlarda çok ciddi oranda, hatta ülkemizin dışında da, dünyanın her tarafında çok ciddi oranda bir madde kullanımının almış başını gitmekte olduğunu görüyoruz. Bunun içerisinde sigara, alkol, uyuşturucular sayılabilir. Ancak şurası da bir gerçektir ki bunların yanında en önemli bağımlılık olarak da karşımıza çıkan İnternet bağımlılığıdır. İnternet bağımlılığı, diğer bağımlılıklar gibi hastalıktır. Bu hastalık öyle bir hastalıktır ki sadece kendisini ilgilendiren yani çocuğu veyahut aileyi ilgilendiren bir hastalık değildir; ailelerin içerisindeki anne babayı ilgilendirir, kardeşleri ilgilendirir, hatta akrabaları da ilgilendirir. Çocuk şayet öğrenciyse okulda başarısız bir konuma gelmiştir, başarısıyla ilgili çok ciddi sorunlar vardır. Çocuk okulundan evine geldiği zaman, bir sürü sorunların yanında, yani hemen bir anda kalkıp İnternet’in başına oturur ve saatlerce bunun içerisinde kalır ve -çocukların en fazla oynamış oldukları çocuk oyunları vardır- çocuk oyunlarına takılır, derslerini bir kenara bırakır, iletişimini bir kenara bırakır ve beraberinde de bir sürü sorunla karşı karşıya kalır.

Meclisimizin böyle önemli bir konuyu, İnternet bağımlılığıyla ilgili konuyu gündeme getirmiş olmasını çok önemsiyorum. Tabii, aynı konuyu, madde bağımlılığı üzerinde de yapması gerekirdi. 23’üncü Dönemde madde bağımlılığıyla ilgili olarak çok önemli bir komisyon kuruldu ve komisyon ciddi manada, çok önemli çalışmalar yaptı ve akabinde de, o çalışmasıyla beraber de, çok ciddi manada da, aşağı yukarı iki bin sayfayı bulan, hatta daha da büyük sayfaları bulan çok önemli raporlar hazırlandı ve raporlar bir kenara kondu. Bu raporlarla ilgili olarak ben de o komisyonun bir üyesi olarak zaman zaman konuyu gündeme getirdim ve raporların çıkan sonuçlarını en azından Türkiye Büyük Millet Meclisine taşıyarak burada kanunların çıkmasını ve o komisyonun aylarca ve günlerce çalışmalarının eserinin bir ortaya konulması noktasında mücadele verdim. Hem 23’üncü Dönemde hem de 24’üncü Dönemde zaman zaman kanun tekliflerini buraya da getirdim, hatta 37’nci maddeyle ilgili olarak da konuşmalar yaptım ve kanun tekliflerinin Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine gelmesi noktasında da çalışmalarda bulunduk. Ancak, ne oldu? Türkiye Büyük Millet Meclisi, aylarca uğraştırarak hazırlatmış olduğu araştırma komisyonu raporlarının hiçbirisini gündeme almadı.

Değerli milletvekilleri, tahmin ediyorum ki İnternet bağımlılığıyla ilgili de şimdi komisyon kuruyoruz. Bu kurmuş olduğumuz komisyon da çok önemli çalışmalar yapacak ama o çalışmaların akabinde yine çok önemli sonuçlar ortaya çıkarılacak ve o sonuçlardan ortaya konan neticeleri de buraya getireceğiz ve burada Adalet ve Kalkınma Partisinin oylarıyla reddedilecek. Çünkü, madde bağımlılığıyla ilgili konular buraya getirilmiş ve çok önemli konular olmasına rağmen, hatta zaman zaman da işte “Muhalefet öneri getirmiyor.” denmiş olmasına rağmen, öneriler getirdik ve önerilerimizin hepsi, burada savunulmasına rağmen, maalesef sizlerin de oylarıyla yani iktidarın oylarıyla reddedilmiştir. Korkarım ki aynı konu İnternet bağımlılığıyla ilgili komisyonun oluşmasıyla beraber oluşacak olan veya oluşmuş olan, ortaya çıkmış olan neticelerle ilgili de olacaktır.

Sayın milletvekilleri, İnternet bağımlılığı çok önemlidir, hele de önümüzdeki yüzyılda ben çok önemli olacağını düşünüyorum. Çocukların başarısızlığı yanında, hatta ailelerin boşanma sebeplerinin başında da İnternet bağımlılığı gelmektedir. Şöyle etrafımıza bir bakmış olduğumuz zaman, İnternet bağımlılığıyla ilgili öğrencileri birçok ailenin içerisinde görebiliriz. İnternet bağımlılığından dolayı ilişkilerin koptuğunu, aile içerisinde ilişkilerin koptuğunu, hatta aile insanlarının dışarıya bile açılmamış olduğunu görürsünüz. Yani soru ve konu çok önemli bir şekilde almış başını gidiyor. İşte bu manada bu komisyonun ve bu konunun burada güdeme gelmiş olmasının çok önemli olduğunu ifade etmek istiyorum. Gerçi geç de kalınmış bir konudur. Bakınız, daha önceki zamanlarda İnternet bağımlılığıyla ilgili olarak çeşitli defalar, müteaddit defalar birçok milletvekili arkadaşımız bu konunun ciddiyetiyle ilgili konuşmalar yapmışlardır, ancak konuşmaların hiçbirisinden çok fazla ses alınmış olduğunu bilemiyorum.

Bakınız, işte 2012 yılı bütçesi görüşülürken, bizler de, aileyle ilgili, sorumlu olan bakanlığın bütçesi görüşülürken -oraya gittik- arkadaşlarımızla beraber gittiğimiz zaman orada da bunları gündeme getirmeye çalıştık, dedik ki: “Aile olarak, ailenin korunmasının en önemli özelliklerinden bir tanesi çocukların korunmasıdır, ailenin bütünlüğünün korunmasıdır. Gelin, bununla ilgili çalışmalar yapılsın, bununla ilgili komisyonlar oluşturulsun.” şeklinde önerilerimizi yapmıştık ama şu ana kadar önerilerimize cevap alamadık. Ama bugün gördüğüm kadarıyla, sevincim de o yönlüdür ki, Türkiye’mizin ve dünyanın en önemli konusu olan İnternet bağımlılığıyla ilgili konu buraya gelmiştir.

Tabii, burada üzerimize çok önemli konular da düşüyor. Bakınız “güvenli İnternet” diyoruz, biraz önce Sayın Bakan da bununla ilgili çalışmaların yapıldığını ifade etmeye çalıştılar. Ama, tabii, güvenli İnternet’in oluşması noktasında da önce aileye çok önemli görevler düşüyor. Ailenin görevleri yanında okula çok önemli görevler düşüyor. Bakınız, madde bağımlılığıyla ilgili olarak “ESPAD projesi” diye bir proje vardır. Yani Avrupa Birliği ülkelerinde madde bağımlılığının araştırılması ve madde bağımlılığının araştırılmasıyla beraber ortaya çıkacak olan sonuçların belirli bir şekilde sıralanması, onların üzerinde çalışmaların yapılmasıdır. Aylardan beri, hatta 23’üncü Dönemi de saymak istiyorum, 23’üncü Dönemde de bunların hepsini söylüyorduk. 23’üncü Dönemde de ESPAD projesiyle ilgili olarak Millî Eğitim Bakanlığına müteaddit defalar soru önergeleri verdik. Yine müteaddit defalar burada gündem dışı sözler alarak bu konunun önemli olduğunu ve Avrupa’nın birçok ülkesinde, dünyanın her tarafında öğrencilerin araştırıldığını, yani madde kullanımının okullardaki durumunun ne olduğunun ortaya çıkartıldığını ve bunlara göre de önlemler alındığını ifade etmeye çalışmıştık ama enteresandır, onunla ilgili başarılı olamadık sayın milletvekilleri. Yani ESPAD projesiyle ilgili, o projenin Türkiye’de uygulanması yaklaşık olarak yedi sekiz seneden beri yapılmamaktadır. Bakın, 24’üncü Dönemdeyiz, buradan yine sesleniyorum Millî Eğitim Bakanlığı yetkililerine ve Sayın Bakana: Gelin, ESPAD projesiyle ilgili o çalışmayı ülkemizde uygulayalım, içerisine İnternet’i de koyalım. Acaba şu anda İnternet kullanımının ülkemizdeki oranları nedir? Almanya’daki oranlar yüzde 1 civarında İnternet bağımlısı gençlerin olduğunu göstermektedir. Önümüzdeki dönemde bu bağımlılık artarak, artarak daha fazla olacaktır. Ondan dolayı da çok acil olarak önlem alınması gerekir. Ondan dolayı da “ESPAD projesi” diyoruz, ESPAD projesi artı İnternet kullanımı… Bunlarla ilgili araştırmalar yapılsın, okullarımızda yapılsın. Acaba çocuklar kaç saat İnternet’in başında kalıyorlar? Veyahut da evlerine geldikleri zaman derslerini bir kenara koyup sadece oyunlarla ilgileniyorlar. Bununla ilgili araştırmalar yapıldıktan sonra ancak işte güvenli İnternet bölümüne geçebiliriz.

“Güvenli İnternet” dendiği zaman şu da bizim aklımıza geliyor: Bakınız, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, İnternet’ten partimizin ağır saldırılara maruz kaldığı dönemi de geçmiş dönemlerde yaşadık. Milliyetçi Hareket Partisine karşı İnternet vasıtasıyla hainane ve zalimane saldırılar yapılmıştır. Bu saldırıları şiddetle kınıyoruz. Ama o saldırıları, bakın ki hâlâ şu an olmasına rağmen, yapanlar ortaya çıkartılamamıştır. Kimler bunları yapmıştır, hangi amaçla yapmıştır? Bugünkü bu ortaya çıkartılmama durumu yarın başkalarının da başına gelebilir sayın milletvekilleri. Dolayısıyla da bu konuyla ilgili olarak çok ciddi çalışmalar yapılması gerekiyordu. Buradan savcılara sesleniyoruz: Kimler bunları yapmıştır; kimler bu kişisel, özel hukuku çiğnemiştir? Bu kişisel hukukun, özel hukukun çiğnenmemesi konusunda veyahut da bunların ortaya çıkartılması konusunda Meclisimizin de üzerinde durmasını ve savcıların da görev yapmasını bekliyoruz.

Ayrıca, tabii bununla ilgili olarak şunu da söylemek isterim ki: Bilimsel ve teknolojik gelişmelerin gittikçe hızlandığı ve teknolojinin aynı hızla günlük yaşamımıza girdiği düşünüldüğünde cep  telefonları, bilgisayarlar ve İnternet  teknolojileri yaşamımızda vazgeçilmez hâle gelmiştir ancak günümüz gelişmiş teknolojilerinden olan bilgisayar ve İnternet  kullanımının yaşamımızda istenilen bilgiye anında ulaşabilme, bilgi paylaşımını sağlayabilme gibi getirdiği kolaylıklar yanında çok sık kullanımdan kaynaklanan birçok problemleri de beraberinde gelmektedir. İnternet, bir bilgi ve iletişim kaynağı olmasının ötesinde bazı kişiler için bağımlılığa dönüşmüş durumdadır. Birçok kişi gerçek dünyada karşılığını bulamadığı tutkular ve tutsaklığı maalesef sanal âlemde bulmaktadır.

Teknolojinin getirdiği çok yeni bağımlılıklar içerisinde bazılarını da sayabiliriz, mesela telefonlarla konuşmak. Bugün çocukların ellerinde, her elinde neredeyse yani iki elinde birer tane telefonlarla karşı karşıya bulunuyoruz ve çocuklarımız saatlerce telefonla konuşuyorlar. İnternet bağımlılığının bir özelliğini de orada görüyoruz. Tabii bunun da ayrıca farklı bir yönü vardır ki çok fazla titreşimler yapmak veyahut da telefonlar kullanmak veyahut İnternet kullanmanın ilerideki dönemlerde tıbbi olarak da çok büyük sorunları da karşımıza getireceği unutulmamalıdır.

Bakınız, şu anda yine bağımlılık içerisinde SMS göndermek, bilgisayarı devamlı olarak kullanmak, playstation kullanmak, ipod gibi birtakım teknolojik özellikleri olan aletleri kullanmak, bunların hepsi önümüzdeki zaman sürecinde birçok sorunları da beraberinde getirecektir.

Tabii, şöyle bir saymış olduğumuz zaman bu yapılanların yani İnternet ve bilgisayar bağımlılığının çok farklı tiplerine günlük hayatımızda rastlıyoruz. Bunları biz beş ana gruba ayırabiliyoruz. Sanal cinsellikle ilgili meraklıların kullanmış olduğu, yapmış oldukları İnternet çalışmaları; “Arkadaş arayanlar.” dediğimiz siber ilişkilerin olmuş olduğu “chat” gibi birtakım şeylerin ortaya konulduğu yerler fakat bir diğer konu da on-line kumarbazlıktır. Şu anda sanal kumarhanelerin ve alışveriş sitelerinin müşterileri de gün geçtikçe artmaktadır ve neredeyse sanal kumarla ilgili olarak da çok ciddi manada problemlerle karşı karşıya olduğumuzu görebiliyoruz. Bunların yanında “Bilgi bağımlılıkları” dediğimiz yeni bilgilere ulaşmak için saatlerce sörf yaparak İnternet’in başında, bilgisayarın başında kalınıyor, dolayısıyla bu da karşımıza bir problem olarak çıkmaktadır. Ayrıca “bilgisayar kurtları” dediğimiz bu grupta ise bilgisayara ve bilgisayar teknolojisine kafa takmış,  -genelde oto yarışı gibi veya çeşitli konularda- gençlerin, meraklı gençlerin ve yetişkin erkeklerin karşımıza çıkmış olduğunu da görüyoruz.

Sayın milletvekilleri, tabii, söylenebilecek çok söz var ama bir iki konuyu da bahsederek sözlerime son vermek istiyorum. Bakınız, Bakırköy Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesinden Doktor Ömer Şenormancı’nın vermiş olduğu bilgiler içerisinde “Artık neredeyse, psikiyatri hastanelerinde veya ruh hastanelerinde İnternet bağımlılığıyla ilgili poliklinikler kurulmaya başlanmıştır. Bu polikliniklere gençler başvuruyorlar. Kliniğimize başvuranların yüzde 20’sini gençler oluşturuyor, diğer kısımları da erişkin insanlar oluşturuyor.” diyor. “Önemli kısmının, sadece İnternet yüzünden okulunu bırakmış olduğunu görüyoruz.” diyorlar. “Gençler daha çok, binlerce kişinin aynı anda oynadığı devasa, çok oyunculu, çevrim içi rol yapma oyunlarına yöneliyor.” deniyor. Hatta bazıları gelmişler diyorlar ki: “Biz bilgisayarın karşısında yetmiş iki saat durabiliyoruz.”

Sayın milletvekilleri, “yetmiş iki saat” diyerek bir yerde rekor kırdıklarını iddia etmeye çalışıyorlar. Uzak Doğu’da da bununla ilgili çok ciddi söylemler var yani saatlerce İnternet’in başında kaldığını ifade eden gençlerle karşılaşıyoruz. Tabii, yetmiş iki saat bir İnternet’in başında kalmak, aynı zamanda o insanlarda çok çeşitli noktalarda da problemleri veyahut da bazı hastalık risklerini de ortaya koyabilir. Bunların en başında, emboli rahatsızlığıyla karşı karşıya kalabilirler. Yani bu gençlerimiz ve insanlarımız saatlerce İnternet’in başında kaldığı zaman, -o yetmiş iki saattir veya yirmi dört saattir- orada “emboli” dediğimiz damar tıkanması durumuyla, beyin hasarıyla oluşabilecek olan çeşitli problemlere kadar, çeşitli sıkıntılarla, hastalıklarla karşılaşabilirler.

Tabii, söylenecek çok söz var diyorum ama şurası bir gerçektir ki çok önemli bir konuyu şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşüyoruz. Tabii, bu konuda araştırma komisyonu da beraberinde oluşturulacak. Araştırma komisyonu, tahmin ediyorum ki çok önemli bilgilere beraberinde ulaşacak. İşte, o bilgilerin mutlaka, madde bağımlılığı araştırma komisyonlarındaki sonuca ulaşılmasındaki ve de çok fazla bir şeye yaramamasındaki gibi olmaması gerekmektedir.

Çeşitli kurum ve kuruluşları dinleyelim, Millî Eğitim Bakanlığını dinleyelim, Sağlık Bakanlığının çok değerli yetkililerini dinleyelim, hep beraber, önlemlerin alınması konusunda, güvenli İnternet kullanımı noktasında çalışmalar yapalım, ancak ortaya çıkan o raporu da çok iyi bir şekilde değerlendirelim ve bu raporu buraya getirdiğimiz zaman sadece bu rapor burada görüşülmesin, onun “Öneriler” bölümünü de çok ciddi manada değerlendirelim ve o önerilerle ilgili olarak kanunları da mutlaka çıkartalım sayın milletvekilleri ancak o zaman, kurmuş olduğumuz bu komisyonun faydasını hep beraber görürüz diyorum ve yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Doğru.

Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Ankara Milletvekili Sayın Cevdet Erdöl.

Buyurun Sayın Erdöl. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA CEVDET ERDÖL (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İnternet kullanımı ve çocukların İnternet’in zararlarından korunmasına dair araştırma önergesi üzerine AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Grubum adına, şahsım adına, değerli Divanı ve değerli milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.

Konuyla ilgili, gerek Sağlık Komisyonumuz olarak gerek Çocuk Hakları İzleme Komitemiz olarak birkaç zamandan beri üzerinde epeyce çalışmış, kafa yormuş bir arkadaşınız olarak, en son 20 Kasım Çocuk Hakları Günü’nde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımız Sayın Cemil Çiçek’in de önerileriyle böyle bir komisyonun kurulmasının, araştırma komisyonunun kurulmasının faydalı olacağını düşündük. İnşallah bu komisyonumuz kurulduğu takdirde, bizim için önemli yol haritası teşkil edecek şekilde bilgiler oluşturacaktır. Ben, seçilecek olan değerli komisyon üyesi arkadaşlarıma şimdiden başarılar diliyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; nüfusumuzun yaklaşık yarısı çocuklar ve gençlerden oluşmaktadır. Dolayısıyla, gençlerimizin önündeki en büyük tehlikenin de eğer bağımlılık olduğunu, çeşitli çeşitli bağımlılıklar olduğunu bilecek olursak tehlikenin ne derece büyük olduğu hakkında da fikir elde ederiz.

Bu konu yeni bir bağımlılık türü ama konu asla siyasi bir konu değil, bilimsel bir konu. Bu yönüyle de değerli grupların anlaşarak bu konuyu gündeme getirmiş olmasından dolayı gruplara, grup başkan vekillerine ve Hükûmetimize teşekkürlerimi arz ediyorum.

Medyada da bu bağımlılık konusu son zamanlarda önemli oranda işlenmektedir. En son iki gün önce Cumhuriyet gazetesinde “Çocukları zehirliyorlar” diye bir başlık atıldı ve on sekiz yaşın altındakilerde madde bağımlılığında ciddi bir artış olduğuna vurgu yapıldı. Buna gönülden katılıyorum. Nitekim Anayasa’mızın 58’inci maddesi “Gençliğin korunması” başlığı altında şöyle yazıyor: “Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.” Demek ki bu, devletin yapması gereken, bizlere Anayasa’mızın yüklemiş olduğu önemli görevlerden birisidir.

Somut olarak bağımlılık yapıcı ajanlara baktığımız zaman sigara, alkol, uçucu maddeler, uyuşturucu maddeler, değişik maddeler ve kumar bunlardan bazıları ama e-bağımlılık, siber bağımlılık, sanal bağımlılık, ekran bağımlılığı gibi isimlendirilen sanal âleme baktığımız zaman televizyon, televizyon oyunları, bilgisayar, bilgisayar oyunları, İnternet, İnternet üzerinden oynanan ulusal ve uluslararası oyunlar, sanal kumar, sanal müstehcenlik, pornografi, çocuk istismarı, sanal hırsızlık, sanal şiddet vesair, vesairÇok önemli tehlikeler ve tehditlerle karşı karşıyayız. “Peki, bağımlılık yapıcı ajanlardan en tehlikelisi hangisidir?” diye sorduğunuz zaman cevabı gayet basit: En kolay ve en ucuz ulaşılan hangisiyse o. Bu belki bir tek sigara, özellikle yasaklamış olmamıza rağmen okul çevrelerinde paket açılarak satılan bir tek sigara veya tek bir kutu bira veya kırtasiyecilerden temin edilen kırtasiye amaçlı -okullarda yasak olmasına rağmen- kullanılabilen bazı maddeler ve nihayet İnternet’e en kolay girilen cep telefonları ve İnternet kafeler vesair.

Türkiye Büyük Millet Meclisimiz bağımlılıkla mücadele konusunda görevini yaptı diyebilirim. Sigarayla ilgili 2008 yılında, uçucu maddelerle ilgili 2009 yılında çıkarılan kanunlar oldukça önemliydi. Ben, tekrar, milletvekillerimize, emeği geçen herkese ve gruplarımıza teşekkür ediyorum. Bu konuda da, eminim İnternet bağımlılığı konusunda da gruplarımız kendine düşen görevi de yapacaktır.

Yalnız, sigara, alkol, uçucu maddeler gibi maddelere biraz, bir miktar kısıtlama koyabilirsiniz. Uyuşturucu maddeler ve bazı haplar dediğimiz maddeleri tamamen yasaklayabilirsiniz ama sanal âleme bir yasaklama getirmeniz söz konusu olamaz. “Sanal âlem” dediğimiz zaman bir cep telefonu, bir bilgisayar ve bir de buna İnternet bağlı olduğu zaman her yere ulaşabilirsiniz. Bunlar da olmazsa olmazlardır, çağımızın gerekleridir. Bir cep telefonu, bilgisayar ve İnternet bugün A’dan Z’ye tüm toplumda her alanda kullanılır olmuştur. Bunu mutlaka kullanacağız ama en uygun şekliyle kullanmaya gayret edeceğiz. Bir tık mesafesinde dünyadaki bütün kütüphanelere ulaşabilirsiniz. Sanal oyunlara, sanal arkadaşlıklara, sanal spora, sanal gezintilere, sanal ticarete, bilgiye ulaşabileceğiniz her yere anında ulaşabilirsiniz. E-devlet uygulamalarında mutlaka şu anda herkes sağlıkta, sosyal güvenlikte, tapuda, maliyede, bankacılıkta, sinema biletlerinin rezervasyonların yapılmasında vesair. Her yere şu anda elektronik ortamda ulaşmak gerekliliği ortaya çıkmıştır.

Düşündüğümüzde Türkiye’de cep telefonu, 3G’li telefonların 32 milyon, toplamda 60-65 milyon cep telefon şebekesinin var olduğunu bilmemiz gerekiyor. İnternet abonesi yaklaşık 20 milyon. Yaklaşık 20 bin İnternet kafe var. Bu kadar yaygın bir şekilde elektronik ortamla iç içe toplumumuz. Peki, burada, özellikle İnternet kafelerde dersi kıran çocukları mı ararsınız, buralara çok takılıp dersinin başarı seviyesini düşüren çocukları mı ararsınız veya cebindeki harçlığın büyük kısmını buralarda harcayanları mı ararsınız. Buraların çok ciddi kontrol edilmesi gerekiyor.

Nitekim, bütün bu elektronik sahaya ilave olarak Hükûmetimizin başlatmış olduğu FATİH Projesi’yle her öğrenciye bir bilgisayar verdiğimizde bu kadar yaygın bir şekilde teknolojiden yararlanabileceğimizi, belki de zarar görebileceğimizi de hatırlamamız gerekiyor.

İnternet kullanımıyla gelişmişliğin de ciddi bir paralelliğini görüyoruz. Özellikle İngiltere’de yüzde 85, Güney Kore’de yüzde 83, Almanya’da yüzde 81, Japonya’da yüzde 80 vesair, Türkiye’de ise yüzde 40 civarında. Ama gelişmişliğimiz arttıkça İnternet kullanımı artacak, İnternet kullanımı arttıkça da gelişmişliğimiz artacak. Birbirini tetikleyen unsurlardır. Ama biz burada İnternet’i kullanırken çocuklarımıza ve gençlerimize mutlaka bunu bir yüzmeyi öğretir gibi… Çocuklara boğulmadan yüzmeyi öğretmemiz lazım, ateşe elini sürmeden ateşin yaktığını hissettirmemiz lazım, keskin bir ekmek bıçağıyla ekmeği keserken elini kesmemesini öğretmemiz lazım, denize açılan bir kayıkta kayalıklara vurmadan karaya yaklaşmasını öğretmemiz lazım. Burada da Millî Eğitime ve eğiticilere çok büyük önem ve görev düşmektedir.

İnternet başında uzun süre kalma bakımından Türkiye dünyada 3’üncü sırada.

Bu neye yol açıyor? Vücuttaki postür değişikliklerine yol açıyor, kalça pozisyonlarımız kalçaların değişmesine, omurganın değişmesine yol açıyor, göz hastalıklarının ortaya çıkmasına, elde, omuzda, boyunda çeşitli problemlerin ortaya çıkmasına yol açıyor ve alelacele yemek kültürünün hızla geliştiğini bu ortamlarda görüyoruz. Fast food alışkanlığı ve obeziteye, kalp damar hastalıklarına bir davetiye olmuş oluyor. Bunu da bilmemiz lazım. Bazı durumlarda da oyundan kalkmamak için açlığı tercih edip… Ve bunda o kadar ileri giden vakalar oluyor ki oyunun başında ölen insanlar olabiliyor. Bu kadar ciddi organik bozukluklar…

Bunun yanında çok ciddi psikolojik ve ruhsal bozukluklar ortaya çıkıyor. Özellikle chat’leşme ve e-mail neticesinde bozulan yuvalar, dağılan yuvalar, boşanmaların çok büyük miktarlara ulaştığını bilmemiz lazım.

Ciddi sosyal problemlerle karşı karşıyayız. İntiharlar, toplu intiharlar, cinayetler, sanal kumar, sanal hırsızlık gibi bütün bunları üst üste bindirdiğimiz zaman sanal tehditlerin toplumu ne derece etkilediğini görmemiz lazım. Aynı zamanda bunlarda sosyal paylaşım sitelerinin de rolünü unutmamak lazım. Özellikle Türkiye’de mesela Facebook kullanımının 32 milyon olduğunu bilmemiz lazım.

Sanal âlemde, bahsettiğim gibi, bir kılavuz kaptanla yola çıkmış olmamız lazım sanal âlem gemisine; aksi hâlde gemiyi karaya vurmak veya rüzgâra kapılıp çok beklenmedik yerlere gitmek, ulaşmak mümkün.

Şimdi, çocuğun eline bilgisayarını verip odasına kapattığımız zaman çocuğumuz acaba güvende mi? Bunu, bizim kendi kendimize aileler olarak sormamız lazım. Çocuk sanal âlemde ama sanal ortamda bilgi ortamında mı, sanal âlemde yoksa âlemde mi? Bunu, çok ciddi bir şekilde ailelerin tartması ve değerlendirmesi gerekiyor. Anne babalar şunu unutmamalıdır ki bilgisayarlar hiçbir zaman modern dadı değildir. Onun için bilgisayarı ondan en azami faydasını alacak şekilde kullanmamız ama zararlarından çocuklarımızı korumamız lazım. Çocuklarımızı sanal âlemdeki bu tehlikelerden sevgiyle ve bilgiyle ancak kurtarabiliriz. Çocuklarımızı eve alıştırmalıyız. Ondan sonra gerekirse birlikte sokağa çıkmalıyız. Aile içi sevgi bağlarını artırmalıyız. Komşuluk ilişkilerini ve arkadaşlık ilişkilerini sanal âlemden gerçek âleme tekrar çıkarmamız lazım.

Konu, tek bir ülkenin kendi başına alacağı tedbirlerle çözülebilecek bir sorun değildir. Bunu bildiğimiz için biz, Çocuk Hakları İzleme Komitemiz ve Sağlık Komisyonumuz olarak, geçtiğimiz bir yıl içerisinde UNICEF’e ve Dünya Sağlık Örgütüne bir resmî başvuruda bulunduk. Bu konunun mutlaka uluslararası bir sözleşme ile birlikte ele alınması gerektiğini, aynen Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi’nde olduğu gibi mutlaka uluslararası bir çalışma yapılması gerektiğini bildirdik. Bunu da dikkate alacaklarını sözlü olarak bize ilettiler ve bunun sonucunu beklemekteyiz.

Değerli milletvekilleri, unutulmamalıdır ki, çocukları yasaklarla koruyamayız, yasaklarla çocuklarımızı asla koruyamayız. Çocuklarımızı özgürce davranarak, bilgilendirerek, eğiterek ve sevgi ortamını, özellikle aile içi sevgi bağlarını artırarak ancak koruyabiliriz; bunun mutlaka bilinmesi lazım.

Ben bu konuda gruplarımızın mutabakat içinde olduğunu görmekten büyük mutluluk duymaktayım. Ben gruplarımıza tekrar teşekkür ediyorum. Bu komisyon, kurulacak olan komisyon mutlaka bizlere bir yol haritası çizerek, çok önemli nirengi noktalarını, çok önemli noktaları bizlere işaret edecektir diye ümit ediyorum.

Yol gösterici olacak olan bu komisyona şimdiden başarılar diliyor, gruplarımıza teşekkür ediyor, Sayın Başkan, sizlere ve değerli milletvekillerimize saygılar sunuyorum efendim.

Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Çok teşekkür ederim Sayın Erdöl.

Önerge sahiplerinden Kütahya Milletvekili Sayın Alim Işık.

Buyurun Sayın Işık. (MHP sıralarından alkışlar)

Süreniz on dakika.

ALİM IŞIK (Kütahya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün Meclisimiz mutabakat içerisinde iktidar ve muhalefet partilerine mensup milletvekillerimiz tarafından verilen farklı birkaç önergeyi de dikkate alarak Türkiye'nin bir problemine çözüm bulmayı amaçlamıştır. Sevindirici bir gelişmedir. Özellikle bilişim ve İnternet kullanımının gerek aile yapımız gerekse çocuklarımız üzerindeki olumsuz etkilerini araştırarak alınması gereken tedbirlerin neler olması gerektiğini ortaya koyacağımız bir çalışmanın başlangıç görüşmelerindeyiz. İnanıyorum yüce Meclis bunu oy birliğiyle kabul edecek ve Türkiye'nin bir problemine daha çözüm bulmayı sağlayacaktır.

Bilindiği gibi İnternet’in, benden önceki değerli konuşmacıların da ifade ettiği gibi sayısız yararları üzerinde durmanın bir anlamı yok. Ancak, İnternet’in ülkemizde pahalı bir kullanım bedeline sahip olduğunu ve güvenli olmadığını ifade etmeden geçemeyeceğim. Ancak, ciddi sakıncalarının olduğu hepimiz tarafından bilinmektedir. Her şeyden önce, çocukların sağlığına zarar verecek zararlı oyunların rahat kullanıldığı bir ortam hâline gelmiştir. Yine tacizler ve özellikle de siyasi rekabette rakipleri linç etme aracı olarak  kullanılan önemli bir veri iletim ağı hâlindedir. En somut örneği, 12 Haziran 2011 genel seçimleri öncesinde Milliyetçi Hareket Partisi milletvekili adaylarına ve divan üyelerine yapılan haksız ve özel hayatın gizliliği ilkesine aykırı uygulamaları aziz milletimiz yakından görmüş ve buna “dur” demiştir. Ama bu konuyla ilgili maalesef o günden bugüne Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ve Türk yargısı kılını dahi kıpırdatmamıştır. İşte İnternetin zararlarından birisi bu olmuştur.

Bir diğeri, özellikle çocukların… Benim de konuşma yapacağım önergede değindiğim konudur ki, çevrim içi oyunların neden olduğu kayıt dışı sanal ticaretin her geçen gün büyümesi ve Türk ekonomisine çok ciddi zararlar verecek boyutlara ulaşması konusudur. Bugün birçoğumuzun ailesinde, özellikle ilköğretim ve ortaöğretim çağındaki çocuklarımızın İnternet başında saatlerini harcaması ve özellikle de “kahraman” diye tanımlanan oyunlarda süper güç sahibi olan karakterlerin elde edilmesi için, cep harçlıklarını ve cep telefonları üzerinden kontör satın alarak nereye gittiği belli olmayan harcamaları kontrol altına alacak bir düzenlemeye acilen ihtiyaç vardır. Eğer doğruysa, bugün İnternet ortamında ulaşılan bilgilere baktığımızda, on-line olarak oynanan İnternet oyunlarının sadece ülkemizde 2 milyonun üzerinde kullanıcısı olduğu ve bu oyunların dünya genelinde yıllık cirosunun 50 milyar doların üzerinde olduğu söylenmektedir. Ha, Türkiye’ye bundan ne kadar düşmekte onu bilemiyorum. Dolayısıyla bu oyunlarla ilgili bir kontrolün mutlaka sağlanması gerekiyor ve ailelerin aile düzenini bozan, hatta evliliklerin yıkılmasına kadar varan bazı bu zararlı oyunların önüne geçilmesinin Türkiye için yararlı olacağını düşünüyorum.

Değerli milletvekilleri, bu vesileyle birkaç konuya da değinmeden geçemeyeceğim. Özellikle, Türkiye’de kamu kurum ve kuruluşlarında kullanılan işletim sistemi ve yabancı kaynaklı yazılımların hiçbir garantisi yoktur, güvenliği de yoktur. Bugün Türkiye'nin gizli bilgilerine Amerika’dan veya herhangi bir başka ortamdan anında ulaşılabilmesi tehlikesini mutlaka bu ülkenin çözmesi lazım.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna mensup değerli konuşmacının da ifade ettiği gibi, özellikle TÜBİTAK’ın geliştirdiği Pardus yazılımının mutlaka desteklenmesi ve yerli yazılımların bu alanda mutlaka teşvik edilmesi gerekiyor. Bu konuda Milliyetçi Hareket Partisi Grubu milletvekilleri olarak verilmiş bir kanun teklifimiz vardır. Yerli yazılımların KDV oranının sıfırlanması ve bu uygulamanın 2023 yılına kadar devamını sağlayan kanun teklifimiz Meclis gündemindedir. Eğer uygun görürseniz, bu konuya tedbir olma açısından bu kanunun mutlaka yasalaşmasını sağlamamızda yarar olduğunu düşünüyorum.

Özellikle İnternet’in ve İnternet kullanımının sahibinin belirsiz olduğunu da ifade etmek istiyorum. Bugün konuyla ilgilenen iki bakanlığımız vardır: Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, bir de Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. Bu bakanlıklara sorduğunuzda, “Sizin hanginiz bu bilişim sektörünün sahibi?” dediğinizde ikisi de “Sahibiyiz.” diyor ama gerçek sahibi? Gerçek sahibi yok. Suçlar ve teknoloji boyutu ayıklanabilir. Eğer yeni bir bakanlık ihdası mümkün görünmüyorsa… Ki herkes koltuğuna oturdu, kolay kolay bunlar bırakılmayacağına göre, o zaman yeni bir bakanlık kurulması bir başka bahara kaldı, en azından bu dönem için. Hiç olmazsa internetteki bu paylaşımın bakanlıklar nezdinde yapılması gerekiyor.

Bir teknoloji midir? Evet teknolojidir ama öbür taraftan da zararlı bir teknoloji ve suç unsuru taşıyan bir teknolojiyse ve sektör bundan ciddi anlamda hem maddi hem manevi zarar görüyorsa bunların ayıklanarak sahiplerinin mutlaka belirlenmesi gerekiyor. Elimizde ne var bu konuyla ilgili? Elimizde bir tane kanun var, 5651 sayılı Kanun, İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun. Kanun’un 8’inci maddesinde erişime engellenmenin gerektiği suçlar sayılmış. Bunlardan birisi 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda yer alan intihara yönlendirme, çocukların cinsel istismarı, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, sağlık için tehlikeli madde temini, müstehcenlik, fuhuş, kumar oynanması için yer ve imkân sağlama, bir de (b) fıkrasında Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun’da yer alan suçlar. Bunların dışındaki suçların şu anda erişimine herhangi bir şekilde engel getirilemiyor. Peki ne var bu suçlarda? Biraz önce bahsettim, eğer siz siyasi emelleriniz uğruna karşınızdaki rakibi linç etmek için bunu kullanırsanız bunun sahibi belirsiz. Elimde bazı örnekler var, inanıyorum sizler de mutlaka araştırmışsınızdır. Bakınız hastane müdürü Facebook’ta Başbakan aleyhine bir video iletiyi paylaştığı için sürgün edildi, müdürlükten oldu. Hiçbir işlem yapmamış, bir grubun paylaştığı video görüntüsünü yorum dahi yapmadan bir başka yere göndermiş ve bununla ilgili cezayı almış. Başka? Sağlık diliyorum, “Tayyip yiyor.” dedi ceza aldı. Örnek… “PTT memuru Facebook’ta paylaştı maaş kesintisi ve kademe ilerlemesi cezası aldı.”

Değerli milletvekilleri, bugün iktidarsınız. Eğer her iktidar sizin yaptığınız gibi bu aracı, İnternet’i, İnternet kullanımını, bilişim imkânlarını bürokrasiyi ezme, karşısındaki muhalefeti yok etme anlamında kullanırsa bu ülkede yeni yollar açmış oluruz. Hiçbir bürokratın siyasiyi elbette ki eleştirme hakkı yok ama paylaştığı siteden dolayı da -bir buçuk iki yıllık- müdürlüğü de elinden alınacak, böyle bir hukuki dayanak da yok. Sayın Bakan keyfine göre, istediği gibi cezayı verecek, onu oradan sürgün edecek, ailesini dağıtacak, bu da olmaz. O nedenle…

MUZAFFER YURTTAŞ (Manisa) – Seçilmişleri…

ALİM IŞIK (Devamla) - Seçilmişleri bürokratlara yedirdiğinizi geçen hafta gördük. Bu lafları lütfen atmayalım.

Ben burada bu konunun Türkiye için önemli bir konu olduğunu söylüyorum ama kimin kimi yediği veya kimin kime yedirildiği konusu vatandaşımızın gözü önünde cereyan ediyor, umarım bu konuda güzel şeyler olur. Ama bu ülkede kendi kanunu, yetkisi yokken PKK’yla müzakerede bulunan bir kişiyi kurtarmayı siz “Seçilmişleri bürokrata yedirmeyeceğiz.” diye yorumluyorsanız o takdiri de size bırakıyorum.

Konunun yararlı bir konu olduğunu düşünüyor, tüm katkısı olan herkese teşekkür ediyor, hayırlı olmasını diliyorum.

Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Işık.

Adana Milletvekili Sayın Necdet Ünüvar.

Buyurun Sayın Ünüvar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

NECDET ÜNÜVAR (Adana) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Benden önce konuşan arkadaşlar çok detaylı bir şekilde ifade ettiler, ben bugün sizlere İnternet’in ne olduğundan bahsetmeyeceğim.

İnternet ve hatta teknoloji artık hayatımızın bir parçası; atsan atılmaz, satsan satılmaz bir unsur. Şaka bir yana, işimizin bir parçası, iletişimimizin ana kaynağı, eğlence kaynağımız. Sinemayı, videoyu, hatta tiyatroyu İnternet’ten seyrediyoruz, yerinde seyredeceksek de biletini artık İnternet’ten alıyoruz. Artık İnternet’le haberleşiyoruz. Mektup yazmak yerine e-mail yazıyoruz yani artık mail’lerimiz e-mail üzerine. Bilgiye kolay erişiyoruz, dünyanın bir ucundaki bilgiye bir başka ucundan anında ulaşılabiliyor, bir tıkla istediğimiz kitaba erişebildiğimizi biliyoruz. 90’lı yıllarda gerek uzmanlık gerek ihtisas ve gerekse doçentlik dönemimde on günde ulaşabildiğimiz bilgiye, artık şu elimizdeki küçük bilgisayarla on saniyede ulaşabilir hâldeyiz. Elektrik, telefon faturalarımızı İnternet üzerinden yapıyoruz, yemeğimizi bile İnternet üzerinden âdeta ısmarlıyoruz. Tabii, İnternet’in sınırları da giderek artıyor, sosyal medya İnternet’e bambaşka bir boyut kazandırmıştır. Yani, neticede İnternet artık bizden bir parça.

Dünyamıza bu kadar girmiş, yer etmiş bir İnternet’in şüphesiz pek çok soruna da yol açması söz konusudur. Beden ve ruh sağlığı üzerinde pek çok sorunlara yol açtığını biliyoruz. Bilgisayar başında geçirilen uzun saatler sırt, bilek, baş ağrısına yol açabiliyor -Cevdet Hocam çok detaylı bir şekilde ifade etti- beraberinde yağlı, tuzlu gıdaların, gazlı içeceklerin tüketilmesi obez bir neslin gelmesine yol açıyor. Obezite, yani şişmanlık da kalp ve şeker başta olmak üzere pek çok hastalığın anası olarak kabul edilmektedir.

Öte yandan, değerli milletvekilleri, en ciddi risk bağımlılıktır. Bunu sadece çocuklara özgü bir sorun gibi de görmemeliyiz, hepimizin elindeki küçücük cep telefonları artık küçük birer bilgisayar. Şu elimizdeki aletlerle artık bütün dünyadaki bilgilere erişebiliyoruz ama acaba -zaman zaman düşünüyorum- bu küçücük aletlerle neredeyse bütün dünyaya açılabildiğimize mi sevinelim, yoksa kendi dünyamızı bu minnacık aletlere hapsettiğimize mi üzülelim, zaman zaman da çelişki yaşamıyor değilim. Ama, bunun bir dengesini de bulmamız lazım değerli milletvekilleri, bir yandan olan bitenlerden haberdar olmalıyız ama öte yandan da olan biten her şeyin hayatımızı kabusa çevirmesine de mâni olmalıyız.

Tabii, tek riski bağımlılık değil, bunun yanında şiddet ve cinsellik, daha doğrusu pornografi, kontrolsüz alışveriş, içki, sigara, uyuşturucuya özendirme, eğitime zararları, mahrem bilgilerimizin zararlı unsurların eline geçmesi diğer sakıncaları oluşturuyor.

Tabii, biraz önce sosyal medyanın yeni bir mecraya yönlendirdiğini ifade etmiştim. Facebook’la başlayıp, Twitter’la devam eden süreç, gerçekten hayatımızı birçok alanda yakından etkiliyor. Sosyal medyayı aktif kullanmaya çalışıyoruz, birçok arkadaşımız da bunu yapıyor ama bunu da dozunda yapmak gerektiğini hepimiz biliyoruz.

Ayrıca, çocuklarımızın her birinin birer Facebook sayfası var ama yine bir başka acı gerçek şu ki: Çocuklarımızı gelecekteki hedeflere Facebook’la hazırlayamayız ancak book’la, yani kitapla hazırlayabiliriz ama maalesef kitaba erişimi kolaylaştıran İnternet’in kitabı okumayı da zorlaştırdığını hepimiz çok iyi biliyoruz.

Bu vesileyle üzüldüğüm bir başka tespiti de yapmak isterim İnternet’in ve teknolojinin olumsuz etkileri anlamında. Gençliğimizde hepimiz Descartes’in “Düşünüyorum, o hâlde varım.” ifadesini sıkça kullanırdık. Maalesef gençlerimizin artık “Düşünüyorum, o hâlde varım.” ifadesini neredeyse “Görünüyorum ancak varım.” şeklinde kullandıklarını da yine sosyal medya dediğimiz araçların revaçta olması vesilesiyle ifade etmek isterim.

Tabii, bütün bunların sonucu bir bağımlılık yükü. Benden önce konuşan arkadaşlarımız da madde bağımlılığına vurgu yaptılar. Madde bağımlılığıyla ilgili çok güzel çalışmalar da yaptık. Gerçekten bu Parlamento, madde bağımlılığının değişik türleriyle ilgili son derece önemli ve toplumsal faydası yüksek kanunlar çıkarttı. O yüzden çok teşekkür ediyorum. Yani sadece ruhsal bir bağımlılık değil, aynı zamanda madde bağımlılığını da beraberinde getiren, bir dizi bağımlılığı da birlikte özendiren bir yapısı var.

O yüzden değerli milletvekilleri, bu konuyu önemseyip ciddi olarak tedbirler alınması gerektiğini bütün arkadaşlarımız vurguladı, ben de o arkadaşlarımızın kanaatlerine katılıyorum. Ancak bunun, konunun sadece devlet tarafından değil aileler başta olmak üzere toplumun tüm kesimleri tarafından takip edilmesi gerektiği de açıktır. Konunun tüm kesimlerce ele alınması ancak devletin bu konuda strateji ve politikaları belirlemesi ve diğer unsurların da yani toplumun diğer unsurlarının da buna ciddi ölçüde destek vermesi gerekir.

O yüzden bu araştırma komisyonunun bütün boyutlarıyla yani sağlık açısından, sosyal açıdan, toplumsal açıdan, ekonomik açıdan ve geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın, gençlerimizin geleceği açısından konuları detaylı bir şekilde irdeleyip, bir rapor hâlinde sunup o raporun da devletimizin ilgili kurumları tarafından, Hükûmetimizin ilgili birimleri tarafından hayata geçirilmesinin son derece önemli olduğunu düşünüyor, komisyonun hayırlı olması temennisiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Ünüvar.

Bursa Milletvekili Sayın Aykan Erdemir.

Buyurun Sayın Erdemir. (CHP sıralarından alkışlar)

AYKAN ERDEMİR (Bursa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bilgi toplumu yolunda bilişim sektörünün sorunlarına yönelik olarak verilen Meclis araştırma önergesi lehinde söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi ve bilgisayar ekranları başında bizleri izleyen yurttaşlarımızı sevgi ve saygıyla selamlarım.

Sözlerime başlamadan önce, 12 Haziran seçimlerinde halkın oylarıyla milletvekili seçilmelerine rağmen bugün Türkiye Büyük Millet Meclisinde halkın iradesini temsil etme hakları hukuk dışı yollarla gasbedilen 8 milletvekilimizi anmak istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Tutsak milletvekillerimiz, tutsak gazetecilerimiz, tutsak sendikacılarımız ve tutsak öğrencilerimiz bilsinler ki bu ülkenin güzel insanları onları unutmadı. Halkın iradesi üzerinde vesayet kurmak isteyenlerle mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz, seçilmişleri atanmışlara kul etmeyeceğiz. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, Türkiye, Dünya Ekonomik Forumu’nun hazırladığı bilgi toplumuna hazır olma endeksinde, son on yılda 41’inci sıradan 69’uncu sıraya gerilemiştir. Bu endişe verici tablo, hepimize Türkiye'nin bilgi temelli küresel rekabette neden geri kaldığını sorgulatmalıdır.

Bilgi toplumunun olmazsa olmazı eğitimdir. Elbette eğitim derken özgürlükçü ve eşitlikçi değerleri aşılayan bir eğitimden söz ediyorum. Yoksa Erzurum Dumlupınar İlköğretim Okulu Müdürünüz Mustafa Aydın’ın dün basına yansıyan nefret söyleminde ifade bulan yaklaşıma eğitim demek mümkün değildir.

Mustafa Aydın, Yakutiye ilçesinde emniyet müdürlüğünce düzenlenen huzur toplantısında bakın nasıl konuşmuş: “Arjantin ya da Brezilya’da emniyette suçlu çocuklara nasıl bir şiddet uygulayalım diye tartışılıyor. Ben bunu bizzat okudum, kafadan atmıyorum. Yıllar önce Brezilya’da sokak çocuklarını yok etmek için bir örgüt kurulmuştu. Kusura bakmayın, belki biraz anormal gelebilir ama, ben şunu istiyorum: Tıp bu kadar gelişti, yüz nakli yapılıyor, emniyette suçluların kanını alıp gen haritası çıkarsınlar. Çocuk doğduktan sonra analizi yapılsın, vatana, millete, bu ülkeye zararlıysa yürümeden yok edilsin.”

AKP İktidarının ulaştığı ileri demokrasinin ruhunu bundan daha iyi özetleyen bir bürokrat bulunamazdı sanırım. İlköğretim okulu müdürü olarak atadığınız bir kişinin Mussolini’nin faşizmini ve Hitler’in Nazizmi’ni gölgede bırakabilecek görüşleri üzerine hep birlikte durup düşünmeliyiz. Ne olmuştur da ileri demokrasi çocukları itlaf etmeyi sosyal politika seçeneği sanan bir ucubeye dönüşmüştür? Ne olmuştur da siyasetiniz en temel insani ve ahlaki değerlerin göz ardı edilebileceği bir Makyavelizm’e dönüşmüştür.

Eğer bir ülke, bir toplum, bir rejim bu aşamaya geldiyse, orada hepimiz için tehlike çanları çalmaya başlamış demektir. Unutmayın ki baskıcı rejimler ve şiddet kültürü önce kendi çocuklarını yer.

Yine de memnuniyetle belirtmeliyim ki Erzurum İl Millî Eğitim Müdürlüğünün bu utanç verici ifadenin sahibi okul müdürü hakkında soruşturma başlattığını ve kendisini açığa aldığını öğrenmiş bulunuyoruz. Umarım, Millî Eğitim Bakanı Sayın Ömer Dinçer, Mustafa Aydın gibi nefretin ve şiddetin dilini konuşan kişileri ilköğretim okulu müdürlüğüne yükselten anlayışa ilişkin gerekli özeleştiride bulunur ve ivedilikle yapısal önlemler alır.

Bu vesileyle, sekiz yıldır çıkaramadığınız İnsan Hakları Kurumu ve Eşitlik ve Ayrımcılıkla Mücadele Kurulu yasalarının toplumun en büyük beklentileri arasında olduğunu hatırlatmak isterim. Nefret suçları yasası talep eden yurttaşlarımıza kulaklarınızı tıkamamanızı dilerim.

Değerli milletvekilleri, eminim sizler de hatırlayacaksınız, Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan 20 Kasım 2008 tarihinde resmî bir ziyaret için Hindistan’a giderken gazetecilerin sorularını Youtube’dan izlediği bazı videolara vurgu yaparak yanıt vermişti. Sizlerin de bildiği gibi, o dönemde Türkiye dünyada Youtube’a erişimi yasaklayan birkaç ülkeden biriydi. Bu nedenle, gazeteciler Sayın Başbakana “Youtube’a girilmiyor.” şeklinde bir uyarıda bulunmuşlardı. Sayın Başbakan da “Ben giriyorum, siz de girin.” yanıtıyla erişim yasaklı bir siteye yasaların dolanılarak girilmesini tavsiye etmişti.

Bugün Türkiye’de 1 milyonun üzerinde İnternet sitesi sansürlenmiş, 15 bini aşkın İnternet sitesine erişim ise çeşitli mahkeme kararlarıyla yasaklanmıştır ama yine bugün Türkiye’de Başbakan, kendi getirdiği İnternet yasaklarına karşı vatandaşlarına hülle yapmalarını, yasayı dolanmalarını önermektedir.

Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak İnternet’te hülleyi savunanlara karşı İnternet’te temel hak ve özgürlükleri, hukukun üstünlüğünü ve hepsinden önemlisi dürüstlüğü savunuyoruz. Bir kantar siyasetin bir okka edebe muhtaç olduğunun bilinciyle “Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol.” diyen Mevlânâ Celâleddin Rûmî’yi anmadan edemiyoruz.

Sayın Başbakan endişe etmesin, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında, her yurttaşımız gibi kendileri de özgür İnternet’e kavuşacaklar ve diledikleri İnternet sitelerine hülle yapmak zorunda kalmadan girebilecekler.

İktidar Partisinin değerli milletvekilleri, lütfen sizler de endişe etmeyin. Sayın Başbakanı özgürleştireceğimiz gibi sizleri de bu baskıcı rejimden kurtaracağız. (CHP sıralarından alkışlar)

Hatırlarsanız, Ankara Milletvekilimiz Sayın Aylin Nazlıaka, geçtiğimiz eylül ayında, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı yasaklı siteler listesinde bulunmayan bazı İnternet sitelerine erimişi engellemiş olduğunu belirtmişti. Meclis Başkanlığımız, keyfî ve gayrihukuki olarak erişim yasağı koyduğu bu sitelere girmek isteyen milletvekillerine yazılı başvuru şartı getirmişti. Cumhuriyet Halk Partisinin ısrarlı çabaları sonucunda AKP’li milletvekillerimiz de Türkiye Büyük Millet Meclisinde özgür İnternet’e kavuşmuştu. Unutmayın ki, biz özgürlükleri yalnızca kendimiz için değil, sizler dâhil tüm yurttaşlarımız için istiyoruz.

Değerli milletvekilleri, özgür ve eleştirel düşüncenin olmadığı bir ülkede bilgi toplumundan söz edilemez. Bilgi toplumunun temeli, düşünce ve ifade özgürlüğünün güvencesi olması gereken üniversiteler AKP İktidarında susturulmuş, sindirilmiştir.

Bakınız daha geçtiğimiz günlerde, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencisi Mikail Boz, Dekan Yusuf Devran hakkında Ekşi Sözlük’e yazdığı ve eleştiri içeren iki madde nedeniyle uzaklaştırma cezası almıştır.

Üniversitelere yönetici olarak atadığınız kişilerin, Ekşi Sözlük ile mücadeleden vakit bulup bilimsel çalışmalara da vakit ayırabilmelerini temenni ederim.

Yine bir başka üniversite öğrencisi Yiğit Ergün’e, çantasında üç yumurta bulunduğu için, her bir yumurta başına kırk dört ay olmak üzere, toplam on bir yıl hapis cezası istenmiştir. Suçlamalar üzerine görüşü sorulan Yiğit Ergün, ileri demokrasi anlayışınızın hak ettiği düzeyde bir yanıt vermiştir: “Çantamdan yumurta çıkmış. Sonuçta üç tane yumurta yani; iki kişilik menemen bile etmez.”

Evet, üç yumurtadan iki kişilik menemen çıkmayacağı gibi, iktidarınızın baskıcı uygulamalarından da bilgi toplumu çıkmaz.

Değerli milletvekilleri, Alternatif Bilişim Derneğinin eşgüdümünde, katılımcı bir süreçle hazırlanan Kullanıcı Hakları Bildirgesi Taslağı’na dikkatinizi çekmek isterim. Kullanıcı Hakları Bildirgesi’nde, İnternet’in temel bir hak olduğu ve devletin bu hakkı güvence altına almakla yükümlü olduğu belirtilmektedir. Bilişim okuryazarlığı için gerekli altyapı ve eğitimleri sağlamak kamudan beklenmekte, düzenleyici yasaların hak ve özgürlükleri temel alması istenmektedir. Mahremiyet hakkı ve kullanıcıların kişisel verilerinin gizliliğinin esas olduğunu vurgulayan bu on dört maddelik bildirgeyi, milletvekillerimiz başta olmak üzere, tüm yurttaşlarımızın okumasını diler, bu bildirgenin bilgi toplumuna giden yolda, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu başta olmak üzere, karar vericilerimize rehber olmasını dilerim.

Değerli milletvekilleri, bugün asıl sormamız gereken soru şudur: Cumhuriyet Halk Partisinin özlem duyduğu gibi bir bilgi toplumu mu olacağız, yoksa Başbakanın hayal ettiği gibi bir kin toplumu mu olacağız? Gençlerimiz özgürlüklere mi sahip çıkacak, yoksa gençlerimiz, Başbakanın kinine mi sahip çıkacak? Hak ve hukuk için konuşan bir gençlik mi, yoksa Başbakanın arzu ettiği dilsiz bir gençlik mi? Hayalini kurduğunuz kindar rejiminize de, dilsiz gençliğinize de, tutsak İnternet’inize de geçit vermedik, vermeyeceğiz. Bu toprakların yetmiş iki millete bir nazarla bakan kadim geleneğini savunmaya devam edeceğiz. Bu geleneğe nefes veren halk ozanlarından Yunus’un da dediği gibi “Biz kimseye kin tutmayız, kamu âlem birdir bize.”

Sosyal demokrasinin, özgür insan, kardeşçe yaşam ilkeleri doğrultusunda yüce Meclisi en derin saygılarımla selamlıyor, barış içinde yaşama kararlılığında olan dünya ve bölge halklarına, dostluk, esenlik ve özgürlük dolu bir gelecek diliyorum.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Erdemir.

Gaziantep Milletvekili Sayın Mehmet Erdoğan.

Buyurunuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İnternet kullanımı ve çocukların İnternet zararlarından korunmasına ilişkin araştırma önergesi hakkında AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.

Türkiye’de, başta İnternet olmak üzere, bilgi iletişim teknolojilerinin kullanımı çocuklar ve gençler arasında giderek artmaktadır. Ülkemizde yapılan araştırmalar, bilgi iletişim teknolojilerin, haberlerin izlenmesi, sosyal medya kullanımı ve eğlence amacıyla kullanıldığını göstermektedir. Ayrıca, e-devlet uygulamaları çerçevesinde, nüfusun her kesiminin giderek yaygınlaşan ve yoğunlaşan oranda İnternet ara yüzünü ve çeşitli mobil uygulamaları kullanması bir ihtiyaç hâline gelmiştir. Bunun yanı sıra Türkiye’de İnternet ortamında elektronik ticaretle yılda yaklaşık 23 milyar TL’lik harcama yapılmaktadır, bu da Türkiye’de yapılan yıllık harcamaların yüzde 8’ine tekabül etmektedir. Bu bağlamda, istenmeyen mesajlar ve alışveriş güvenliği ile ilgili tedbirler de söz konusu olmaktadır.

Günümüzde bilgiye ulaşmanın en kolay yolu İnternet’tir, yediden yetmişe her yaş grubundan insanın günlük hayatta doğrudan veya dolaylı olarak kullandığı bir teknolojidir. İnternet’tin zararlı kullanımı özellikle çocuklar üzerinde birçok sosyal ve psikolojik sorunlara yol açabilmektedir. Bu nedenle, İnternet’in yol açabileceği zararların son derece dikkatli bir şekilde tespit edilmesi ve gereken önlemlerin en etkili şekilde alınması bir zarurettir. Bilgi çağında teknolojideki süratli değişimin bilgiye ulaşmayı kolaylaştırdığı da aşikârdır. Chat’leşme, mailler, mesajlaşmalar, Facebook’lar, twit’ler ve İnternet kafelerde, cep telefonlarında ciddi bir iletişim ağına rastlıyoruz. Bu konuda büyük bir zaman ayırımı, özel bilgilerin paylaşımı var. Bu konuda toplum, aile, birey ve devlet nerede, ne gibi adımlar atmalıdır?

Sayın milletvekilleri, asıl önemli olan hangi bilgiye ulaşılacağı, ulaştığımız bu bilgiyi nasıl kullanacağımızdır. Muhakkak ki her bilginin iyiye ve kötüye kullanımı, istismarı söz konusudur. Bu istismarlardan kaynaklanan bir kısım pazar ve çok büyük parasal imkânların da olduğu rantlar oluşmaktadır. Yararları yanında, birtakım riskleri de beraberinde getiren bilgi iletişim teknolojileri uzun süreli kullanımlarda bağımlılık ve dikkat dağınıklığı gibi psikolojik, göz bozukluğu, fiziksel rahatsızlıklara da neden olmakta, zaman kaybını da beraberinde getirmektedir.

Bir diğer olumsuz taraf da İnternet oyunlarından sanal para alabilmek maksadı güdülerek maddi kayıplara neden olmasıdır. Bu olumsuzlukların asgariye indirilmesi konusunda uluslararası iş birliğine dahi ihtiyaç duyulmaktadır.

İnternet kullanımı, bilgiye ulaşım, bunun istismarı, kötüye kullanımı gibi konuların ceza hukukuyla ilgili boyutu bulunmakta ve bu konu üzerinde de ciddiyetle durulması gerekmektedir. Bilgi iletişim teknolojileri, özellikle eğitim kurumlarımızda çocuklarımızın ve gençlerimizin doğru kullanımı konusunda yönlendirme ve bilgilendirmenin düzgün yapılması, web sitelerinin yaş sınırına uygun olarak gerekli kurumlar tarafından denetlenmesi ve gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasının yanı sıra, gerekli yaptırımların da uygulanması gerekmektedir.

Türkiye çapında kentsel ve kırsal bölgelerde, seçkisiz tabaka yöntemiyle seçilen 9-16 yaş arası yapılan araştırmaya katılan tüm çocuklar İnternet'i kullanmakta olup yüzde 40'ı kendi bilgisayar veya dizüstü bilgisayarına sahip ve diğer yüzde 39'u bilgisayarını diğer aile fertleri ile paylaşıyor olmasına rağmen, ebeveynlerin sadece yüzde 29'u İnternet'i kullanmaktadır. Erkek ve kadın ebeveynlerin İnternet kullanım oranları arasında oldukça büyük bir fark vardır. Yüzde 29'luk dilim içerisinde erkek ebeveynlerin yüzde 49'u ve kadın ebeveynlerin sadece yüzde 24'ü İnternet’i kullanmaktadır. Bazı Avrupa ülkelerinde erkek ebeveynlerin ve kadın ebeveynlerin oranı yüzde 87’lere kadar dayanmaktadır. İnternet'i kullanmaya yetecek kadar bilgiye sahip olan çok az sayıdaki ebeveyn, ne çocuklarının teknoloji kullanımı sırasında elde edeceği imkânları ve karşılaşabileceği riskleri anlamakta ne de İnternet'te onları rahatsız edecek durumlarla başa çıkmalarını sağlayacak yardımı sağlayabilmektedirler.

Değerli milletvekilleri, sorun bilgi teknolojilerinin kendisi değil, bunların nasıl kullanıldığıdır. Bütün bu konuların araştırılmasıyla ilgili olarak işin ceza hukuku boyutu, müeyyideler boyutu, eğitim boyutu, psikolojik boyutu, teknolojik boyutu incelenmelidir. Bunların getireceği sıkıntıların, alınacak tedbirlerin bir devlet politikası hâline dönüşebilmesi bakımından gündelik yaşamın vazgeçilmez bir ögesi olan bilgi teknolojilerinin daha geniş kapsamda imkânlarının ve risklerinin araştırılması zaruridir. Bu teknolojilerin daha faydalı bir biçimde kullanılmasının sağlanması ve konuyla ilgili gerekli bilgilendirmenin yapılarak doğru bilgiye kısa zamanda ulaşmanın altyapısının oluşturulması gerekmektedir.

Çocuklarımızın Türkiye'nin geleceği açısından umudumuz olduğu gerçeği hiçbir zaman unutulmamalıdır. Çocuklarımızın geleceğini hazırlamak bizlerin görevidir. Önce bilgiyi başarıp sonra ulaşacağız; yapılan ve yapılması planlanan tüm çalışmaların bu yönde olması gerekmektedir. Çocukların ve gençlerin on-line ortamlarda karşılaştıkları riskler arasında kişisel bilgilerin verilmesi, müstehcen içeriklerle karşılaşılması, şiddet ve nefret içerikli metin ve yorumlarla karşılaşılması, on-line tacize ve istenmeyen yorumlara maruz kalması gibi olumsuz durumlar ön plana çıkmaktadır. Çocukların İnternet kullanımının artmasıyla karşılaştıkları riskler de artmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; güvenli İnternet kullanımı konusunda Hükûmet olarak daha önce de birtakım düzenlemelerimiz olmuştu. Güvenli İnternet kullanımı konusunda 28 Temmuz 2010 tarihinde yayımlanan Tüketici Hakları Yönetmeliği’nde yer alan maddeye göre, isteyen İnternet aboneleri güvenli İnternet hizmetini kendi servis sağlayıcılarına başvurarak ücretsiz olarak edinebilmektedir. Uygulamaya girdiği 22 Kasım 2010 tarihinden itibaren 42 bin kişi tarafından kullanılan güvenli İnternet hizmeti, kullanıcılarına hizmet vermeye devam etmektedir. Unutulmamalıdır ki İnternet, dünyaya açılan bir penceredir. Bilgiyi kullanırken planlama yapmak oldukça önemlidir. İnternet’in güvenli olması hem bizler hem de çocuklarımız için olmazsa olmazdır. Bilgi teknolojilerinin gelişmesi için her şeyden istifade etmemiz gerekmektedir. Kendimize ve ülkemize güvenmeliyiz. Unutmamalıyız ki daha bilinçli ve güvenli İnternet kullanıcıları yetiştirmek bizlerin elindedir. Çocukların “kullanıcı”, “katılımcı” ve “aktör” gibi çeşitli kullanım kalıplarına bağlı olarak karşılaştıkları içerik, iletişim ve davranışsal risklerin boyutları ve çoğu ailenin çocuklarını olumsuz etkilerden koruyacak bilgi ve araçlardan mahrum olması nedeniyle, Türkiye çapındaki düzenleyici çerçevelerin güçlendirilmesi sağlanmalıdır.

Çocukların İnternet güvenliğine ilişkin olarak, her ne kadar şeffaf ve bağımsız bir değerlendirmeye imkân vermese de kişisel koruma önlemleri kesinlikle desteklenmelidir. Kanun uygulayıcı birimler, çocuklara dönük web siteli tasarımları ve kullanışlı arayüzler, güvenli arama metotları, içerik ve servis sağlayıcılar, çevrim içi güvenlik kaynakları gibi çeşitli şekillerde düzenlenen çevrim içi ortamda çocuklar daha kolay bilinçlendirilecektir.

Bilinçlendirme çalışmaları, daha küçük yaştaki çocuklara, riske maruz kalma sonrası mücadele stratejilerine, erkek ve kızlara ayrı ayrı ve daha düşük seviyede gelire sahip olan aileler, okullar ve bölgelere odaklanmalıdır. Yine, bilinçlendirme çalışmaları, özellikle mobil platformlar ve kişiden kişiye gibi yeni ortaya çıkan riskleri de kapsamalıdır.

Üretilen politikalar, sadece çocuk kurbanlar ve yetişkin suçlular gibi bir ayrımın ötesinde, çocukların da eğlence, merak ya da kazara risklere maruz kalmasını, riskleri tecrübe eden çocukların daha başka risklerle de karşı karşıya olduğu ve çevrim içi ortamda zayıf kalanların gerçek hayatta da sosyal destekten mahrum olabileceklerini hesaba katmalıdır.

Tüm bunlara ilave olarak, Türkiye’mizin küreselleşen dünyada hedeflerini gerçekleştirebilmesi ve bilgi çağını yakından takip edebilmesi için devlet olarak, özellikle bilgi teknolojilerine gereken önemi vermemiz gerekir.

Sonuç olarak, bilgi iletişim teknolojilerinin gündelik yaşamın vazgeçilmez bir öğesi olduğu, günümüzde tartışılmaz bir hâl almıştır. Bilgi iletişim teknolojilerinin getirdiği imkânlar, beraberinde birtakım da riskleri barındırmaktadır. Bu bağlamda, İnternet kullanımı ve çocukların İnternet’in zararlarından korunmasına ilişkin bir araştırma komisyonu kurulmasını istiyor…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) – ... hepimizi yakından ilgilendiren bu konuyla ilgili olarak destek vermenizi bekliyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Erdoğan.

Eskişehir Milletvekili Sayın Ruhsar Demirel.

Buyurun Sayın Demirel. (MHP sıralarından alkışlar)

RUHSAR DEMİREL (Eskişehir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Malum, gündemin konusu İnternet, bilişim, geniş kapsamıyla da. Ama neden “İnternet” diyoruz? Çünkü bunun bir Türkçesi yok ve bugün “Dünya Anadil Günü” ama teknolojiyi üretmeyen ülkeler başta olmak üzere, başka ülkelerin ürettiği kelimeler üzerinden bu tanımlamaları yapıyoruz ve bundan da açıkçası çok üzülüyoruz ama teknoloji ülkeye gelip kabul görmeden önce eğer bunlara Türkçe bir karşılık bulunabilse sanıyorum hepimiz için daha kolay olacak çünkü ortak dil kuramadığımız zaman kuşak çatışmaları, evlerdeki anlaşmazlıklar da oluyor. Ben, sıklıkla duyduğum bir cümleyi sizlere örnek vermek istiyorum. Genellikle teknoloji kullananlar şöyle bir şey söylüyor: “Mail’i forward’ladım.” Şimdi, bu bizlere çok şey ifade ediyor ama bizden bir eski jenerasyona hiçbir şey ifade etmiyor. Kuşak çatışmalarını engellemek adına da teknolojiyi ana dilimizle kullanmaya özen göstermek sanıyorum daha önemli bir şey.

İnternet, birçok bilgisayar sisteminin birbirine ilişkili olduğu, entegrasyona tabii olduğu bir iletişim ağı. Ama “bilişim” daha geniş bir kavram, bilginin teknoloji üzerinden kullanılması. Ancak hangi bilginin? İşte, burada tehlikeli alan başlıyor yani “malumat”la “bilgi” arasındaki ince ayrım. Tıpkı, az önce örnek verilen Wikileaksler gibi ya da zaman zaman siyasete de alet edilen bazı görüntüler gibi.

Malumunuz, bu bilişim teknolojisi sayesinde dünyanın çok uzak coğrafyalarında ülkeler yıkıldı. Ülkelerin bugün sınırlarının tekrar çizilmesi konuşuluyor ama daha küçük kendi dünyalarımıza baktığımız zaman, bu bilişim teknolojisiyle, korkarım ki Türkiye’de birçok ev yıkılıyor, birçok hane yıkılıyor, birçok çocuk anasız babasız büyümek durumunda kalıyor. Bu sebepledir ki konuya dikkat çekip bu konuda bir komisyon kurulmasından son derece memnun olacağız parti olarak.

Teknolojide şöyle bir tehlike de var, onun da herhâlde altını çizmek lazım. Birçok şeyin menzili var, gözlerimizin, silahların ama klavyenin menzili yok. Klavyenin tuşuna bastığınız zaman karşınızdakinin kim olduğunu bilmeden, cinsiyetini dahi bilmediğiniz insanlarla ilişki kurabiliyorsunuz. İşte bu sebepledir ki gazetelerde sıklıkla şöyle başlıklar görüyoruz: “İnternet’te tanıştığı kadını gasbetti.”, “İnternet’te tanıştığı erkek tarafından tecavüze uğradı.” Ama daha acısı “İnternet’te tanıştığı erkek tarafından tecavüze uğradı.” ama daha acısı “İnternet’te tanıştığı kişiyi kadın zannederek gittiği evde gasbedildi.” Yani yanlış bilgilerin, yanlış insanların çok kolay birbiriyle iletişime geçebildikleri bir alandan söz ediyoruz ve bu alanı her yaştaki insanımız kullanıyor, evimizdeki çocuklar, evlerimizdeki yaşlılar da buna dâhil çünkü yaşlı bakımevlerindekilerin de İnternet kullanımları çok yüksek oranlarda.

Türkiye’den birkaç istatistik söylemek istiyorum, dikkat çekici olacağını zannediyorum. 2010 yılı itibarıyla Türkiye’de İnternet kullanımı yüzde 42, ancak bilgisayarla ilgili herhangi bir konuda eğitim almış insan yüzdesi yüzde 6,5. Yüzde 6,5’u bilgi sahibi olan İnternet kullanıcılarının toplumun geneli için yüzde 42 olması çok dikkat çekiyor ama daha dramatik bir şey var: İnternet’i, sohbet odalarına girmek, chat yapmak, mesaj göndermek için kullananların yüzdesi tahminlerinizden çok yüksek, yüzde 65 ve bunlar 2010 rakamları. Korkarım ki 2011’de bu sayı çok daha yükselmiş durumda. Ve Türkiye Facebook’ta Avrupa’nın 1’incisi, dünyanın 6’ncısı. Bu rakamlar son yayınlanan rakamlar. Ve bu tehlikeli oyuncak tıpkı yarısı dolu bir bardak gibi; bir tarafından baktığınızda dolu, bir tarafından baktığınızda boş çünkü bilgiyi teknolojiyle kullanmak hayatımızı kolaylaştırıyor. Birçoğumuz elimizde tabletlerle geziyoruz, son dakika haberleri takip ediyoruz, istatistiklere ulaşıyoruz ama bunu nasıl kullanacağını bilmeyen gençler, çocuklar ve eğitimsiz insanlar için hakikaten bardağın boş tarafını tarif etmemiz ve buna bir tedbir almamız gerek.

Ve Birleşmiş Milletlerin geçtiğimiz 2011 yılı Haziran ayında aldığı bir karar var. Birleşmiş Milletler İnternet’in insan hakları arasında yer aldığını ifade eden bir cümle kurdu biliyorsunuz haziran ayında. Bu bir insan hakkı ama insan hakkının nasıl kullanılacağı tabiatıyla bizim Anayasa’mızda da var bazı maddelerde. Anayasa’nın 5, 41, 58 ve hatta 172’nci maddeleri çerçevesinde bu konunun değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz ve yeni yapılan Anayasa’yla beraber bilişim hukukunun, bilişim güvenliğinin ikincil hukukla birlikte bir bütünlük içinde ele alınacağını umut ediyoruz ve neden kadın, aile konusuna bu kadar önem veriyoruz bilişimle ilgili?

Türkiye’deki boşanmaların detaylarına baktığınızda büyük bir kısmı geçim sıkıntısından ama bir kısmı da anlaşmazlıktan, uyumsuzluktan ve bu sebeplerle yapılan boşanmalarda evdeki İnternet kullanımının, İnternet üzerinden aile bütünlüğünü bozucu ilişki kurma oranının yüksek olduğunu görüyorsunuz. Bunların bir kısmı tabii ki mahkeme kayıtlarına düşmüyor. Bunu genellikle boşanma avukatlarıyla konuştuğunuzda, hâkimlerle konuştuğunuzda daha detaylı olarak alabiliyorsunuz. Ben, geçtiğimiz hafta Ankara Barosunun Kadın Eğitim Merkezindekilerle görüştüm “Nedir Ankara’da durum?” diye. Ankara bir büyük şehir ama sayısı da çok büyük bu konuda. Kötü İnternet kullanımı nedeniyle boşanma oranlarının yüksek olduğu bir ildeyiz şu anda.

Evet, yanlış İnternet kullanımı hayatımızda birçok yanlışı da beraberinde getiriyor. Dediğim gibi, çocuklarımızla iletişimimizde dil kopuklukları oluyor, yaşlılarla iletişimimizde gündemi takip etmekte sıkıntılarımız oluyor, aile bütünlüklerimiz bozuluyor. “Neden burada kadını daha çok öne çıkarıyoruz?” diye sorarsanız, namus cinayetlerinin bile bir kısmı İnternet’teki kötü kullanım yüzünden oluyor. Bunu erkekler de kötü kullanabiliyorlar ama erkeklerinki üstü örtülerek, çok da görmezden geliniyor. Hâlâ namusun kadın üzerinden tanımlandığı bir ülkedeyiz ve namus adına yapıldığı söylenen cinayetlerin bir kısmı İnternet’le ilintili, yapılan tanışıklıklar, yapılan evlilikler ve görüşmeler üzerinden.

Kadınların yanlış İnternet kullanımı neticesinde uğradıkları zararların, uğradıkları şiddetin her türünün, uğradıkları kayıpların incelenmesi, araştırılması ve bilişim hukukunun nasıl ülkemizde şekillendirilebileceği anlamında bu çalışmanın yapılmasını çok önemsiyoruz ve Mecliste bir komisyon kurulacak olmasından da açıkçası son derece mutluyuz. Sanıyorum, bu kurulacak komisyona, yeni Anayasa’ya da bakış olması adına birtakım notlar düşülecektir ve yapılacak çalışmalarda kadın, çocuk ve genç bakışının yansıtılması umuduyla ben komisyona şimdiden başarılar diliyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Demirel.

Meclis araştırması önergeleri üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Şimdi Meclis araştırması açılıp açılmaması hususunu oylarınıza sunacağım: Meclis araştırması açılmasını kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Meclis araştırmasını yapacak komisyonun 17 üyeden kurulmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Komisyonun çalışma süresinin başkan, başkan vekili, sözcü ve kâtip üye seçimi tarihinden başlamak üzere üç ay olmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Komisyonun gerektiğinde Ankara dışında da çalışabilmesi hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Alınan karar gereğince, kanun tasarı ve teklifleriyle komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için, 22 Şubat 2012 Çarşamba günü saat 13.00'te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 19.53