TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝ
YASAMA DÖNEMİ CİLT YASAMA YILI
24 5 2
TUTANAK DERGİSİ
24’üncü BİRLEŞİM
25 Kasım 2011 Cuma
DÖNEM:
24 CİLT: 5 YASAMA YILI: 2
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
24’üncü
Birleşim
25 Kasım 2011 Cuma
(TBMM Tutanak Müdürlüğü
tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler
tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade
edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak
yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L E R
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.-
YOKLAMA
IV.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına Grup Başkan Vekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ve Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın; Van ilinde meydana
gelen depremlerde arama ve kurtarma çalışmaları, yardımların ulaş-tırılması, hasar tespiti ve süreçteki diğer hizmetlerin
yerine getirilmesinde etkin koordinasyon sağlayamadığı iddiasıyla Başbakan
Yardımcısı Beşir Atalay hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergelerini (11/5)
geri aldıklarına dair önergeleri (4/10)
V.-
GENSORU
A) Ön Görüşmeler
1.- Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
Grup Başkan Vekilleri Yalova Milletvekili Muharrem İnce, İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebi ve Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan’ın; CHP’li
belediyelerin Alman vakıflarından kredi alarak terör örgütüne yardım ettikleri
iddiasında bulunduğu hâlde bunu ispatlamadığı ve böylelikle üstlendiği görevi
yerine getirmediği iddiasıyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında gensoru
açılmasına ilişkin önergesi (11/4)
VI.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız’ın, Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
2.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin,
partisine sataşması nedeniyle konuşması
3.- Yalova Milletvekili Muharrem
İnce’nin, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin, şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
4.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi’nin, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin, partisine sataşması
nedeniyle konuşması
5.- Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli’nin, İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
6.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın, partisine sataşması nedeniyle konuşması
7.- Aydın Milletvekili Bülent
Tezcan’ın, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın, şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
8.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan’ın, grubuna sataşması nedeniyle konuşması
9.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi’nin, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın,
grubuna sataşması nedeniyle konuşması
10.- Başbakan Yardımcısı Bekir
Bozdağ’ın, Aydın Milletvekili Bülent Tezcan’ın, partisine sataşması nedeniyle
konuşması
11.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin,
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
VII.-
AÇIKLAMALAR
1.- Ardahan Milletvekili Orhan Atalay
24/11/2011 tarihli 23’üncü Birleşim Tutanak Dergisi’nde yer alan “Kadınlara
Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin
Uluslararası Anlaşma”nın oylamasında sehven
“çekimser” oy kullandığına ve oyunu “kabul” olarak tashih ettiğine ilişkin açıklaması
VIII.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer’in, kadın doğum uzmanı eksikliğine ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep
Akdağ’ın cevabı (7/663)
2.- Antalya Milletvekili Arif Bulut’un,
Antalya Talasemi ve Kan Merkezi hakkında basında
çıkan bazı haberlere ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı
(7/754)
3.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran
Bulut’un, Susurluk Şeker Fabrikasının üretime ara vermesine ve sonuçlarına
ilişkin Başbakandan sorusu ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün’ün
cevabı (7/770)
I.- GEÇEN
TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat 14.00’te
açılarak beş oturum yaptı.
TBMM Başkan Vekili Oturum Başkanı Sadık
Yakut, 24 Kasım Öğretmenler Günü münasebetiyle bir konuşma yaptı.
Elâzığ Milletvekili Şuay
Alpay’ın,
Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun,
Bursa Milletvekili Turhan Tayan’ın,
24 Kasım Öğretmenler Günü’ne ilişkin
gündem dışı konuşmalarına Millî Eğitim Bakanı Ömer Dinçer cevap verdi.
İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve 21 milletvekilinin Doğu Anadolu Fay
Hattı ile ilgili çalışmaların incelenmesi ve olası depremlere karşı (10/65),
Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş ve
23 milletvekilinin, su kaynaklarının potansiyelinin tespit edilerek korunması
ve bilinçli kullanımı için (10/66),
Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş ve
20 milletvekilinin, arıcılık sektörünün sorunlarının araştırılarak (10/67),
Alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel
Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve ön
görüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının
16/11/2011 tarih ve 2011/11105-5 sayılı yazısı ile Diyarbakır 5. Ağır Ceza
Mahkemesinin 2010/516 esas sayılı derdest dosyası kapsamında Mardin
Milletvekili Gülser Yıldırım’ın, 2011/46 esas sayılı
derdest dosyası kapsamında ise Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Ayhan’ın, tutuklu
olarak yargılanmalarına devam edildiğinin Anayasa’nın 83’üncü maddesinin ikinci
fıkrası gereği Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirildiği hususu Genel Kurulun
bilgisine sunuldu.
22 Kasım 2011 tarihinde Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan ve arkadaşları tarafından (195 sıra no.lu) kadına
yönelik şiddetin tespiti amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan
Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen
diğer önergelerin önüne alınarak, 24/11/2011 Perşembe günkü birleşimde
sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerin aynı tarihli birleşimde yapılmasına
ilişkin BDP Grubu önerisi yapılan görüşmelerden sonra kabul edilmedi.
23 Kasım 2011 tarih ve 901 sayı ile
Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde görev yapan öğretmenlerin sorunlarının
araştırılarak çözüm yollarının belirlenmesi amacıyla verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin 24/11/2011 Perşembe günü (bugün) Genel Kurulda okunarak
görüşmelerinin aynı tarihli birleşimde yapılmasına ilişkin MHP Grubu önerisi
yapılan görüşmelerden sonra kabul edilmedi.
Başkanın tutumu hakkında İç Tüzük’ü uygulamadığı, keyfi davrandığı gerekçesiyle usul
görüşmesi açıldı. Yapılan görüşmelerden sonra Başkanlık tutumunda bir
değişiklik olmadığını açıkladı.
İstanbul Milletvekili Umut Oran ve
arkadaşları tarafından 18 Kasım 2011 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına AB ile tam üyelik sürecinde yaşanılan sorunların tespiti hakkında
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin (138 sıra no.lu), Genel Kurulun
bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, 24/11/2011
Perşembe günkü birleşimde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli
birleşimde yapılmasına ilişkin CHP Grubu önerisi yapılan görüşmelerden sonra
kabul edilmedi.
Bastırılarak dağıtılan 81 sıra sayılı
Kanun Tasarısı’nın, 48 saat geçmeden gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının üçüncü sırasına alınmasına ve
görüşmelerinin 24/11/2011 günkü (bugün) birleşimde yapılmasına ve 81 sıra
sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerinin 24/11/2011 günkü (bugün) birleşimde
tamamlanmasına kadar çalışmalara devam edilmesine ilişkin Danışma Kurulu
önerisi kabul edildi.
Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri
ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının 1’inci sırasında yer alan ve
görüşmelerine devam olunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Yeni Zelanda
Hükümeti Arasında Hava Hizmetlerine Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun (1/423) (S.
Sayısı: 21) görüşmeleri komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır
bulunmadığından ertelendi.
Konuşma yapmak üzere Genel Kurulu
teşrif eden Avrupa Parlamentosu Başkanı Jerzy Buzek’e Başkanlıkça “Hoş geldiniz” denildi.
Avrupa Parlamentosu Başkanı Jerzy Buzek, Genel Kurula hitaben
bir konuşma yaptı.
Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri
ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının:
2’nci sırasında yer alan ve
görüşmelerine devam olunan Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Ankara
Milletvekili Emine Ülker Tarhan, Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın
Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ve Adalet Komisyonu Raporu (2/138) (S. Sayısı: 80)
görüşmeleri tamamlanarak kabul edildi ve kanunlaştı.
3’üncü sırasına alınan, Kadınlara
Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin
Avrupa Konseyi Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu ile Dışişleri Komisyonu Raporları’nın (1/510) (S. Sayısı: 81) görüşmeleri
tamamlanarak yapılan açık oylamadan sonra kabul edildi ve kanunlaştı.
Alınan karar gereğince Recep Tayyip
Erdoğan ve Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay hakkındaki gensoru önergelerinin
gündeme alınıp alınmayacağına ilişkin görüşmeleri yapmak için 25 Kasım 2011
Cuma günü saat 14.00’te toplanmak üzere birleşime 23.16’da son verildi.
Sadık YAKUT |
Başkan
Vekili |
|
|
Mine LÖK BEYAZ Bayram
ÖZÇELİK |
Diyarbakır Burdur |
Kâtip
Üye Kâtip
Üye |
|
Muhammet Rıza YALÇINKAYA Tanju
ÖZCAN |
Bartın Bolu |
Kâtip
Üye Kâtip
Üye |
II.-
GELEN KÂĞITLAR
No:
36
25
Kasım 2011 Cuma
Sözlü
Soru Önergeleri
1.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun,
azınlıklara devredilen vakıflara ait gayrimenkullere ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Bülent Arınç) sözlü soru önergesi (6/462) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/11/2011)
2.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun,
özürlü sağlık raporlarına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından sözlü
soru önergesi (6/463) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
3.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun,
ülkemizdeki özürlü sayısı ve özürlülük oranlarına ilişkin Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanından sözlü soru önergesi (6/464) (Başkanlığa geliş tarihi:
16/11/2011)
4.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun,
güvenli internet kullanımına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından
sözlü soru önergesi (6/465) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
5.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
Türkiye’nin AB’ye tam üyelik müzakerelerine ilişkin Avrupa Birliği Bakanından
sözlü soru önergesi (6/466) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
6.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
Başbakanlık örtülü ödenek bütçesinin miktarı ve kullanımına ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/467) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
7.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
cari açık sorununa ilişkin Ekonomi Bakanından sözlü soru önergesi (6/468)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
8.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
Kuzey Afrika ve Arap ülkelerinde meydana gelen halk ayaklanmalarında ekonomik
kayba uğrayan Türk şirketlerine ve vatandaşlarına ilişkin Ekonomi Bakanından
sözlü soru önergesi (6/469) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
9.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
Kuzey Afrika ve Arap ülkelerinde meydana gelen halk ayaklanmaları neticesinde
mağdur olan Türk vatandaşlarına ilişkin Dışişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/470) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
10.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
bakıma muhtaç özürlülerin mağduriyetlerinin giderilmesine ilişkin Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/471) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/11/2011)
11.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
Medeniyetler İttifakı Projesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/472)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
12.- İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi’nin, olası bir nükleer saldırının etkilerine ilişkin Milli Savunma
Bakanından sözlü soru önergesi (6/473) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
13.- Samsun Milletvekili Ahmet İhsan
Kalkavan’ın, Samsun’da şiddet ve depresyonla ilgili yapılan sosyolojik ve
psikolojik çalışmalara ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/474)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
14.- Samsun Milletvekili Ahmet İhsan
Kalkavan’ın, 2007-2011 yılları arasında meydana gelen intihar teşebbüslerine ve
gerçekleşen intiharlara ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/475)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
15.- Samsun Milletvekili Ahmet İhsan
Kalkavan’ın, Samsun’daki çocuk psikiyatrisi sayısına ve Ruh Sağlığı
Hastanesinin kapasitesine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/476)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
16.- Balıkesir Milletvekili Namık Havutça’nın, kredi kartı kullanıcılarının haklarının
korunmasına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) sözlü soru önergesi
(6/477) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
17.- İstanbul Milletvekili Erdoğan
Toprak’ın, Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki illerde mahkemelere yapılan
başvurulara ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/478) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17/11/2011)
18.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali
Susam’ın, yabancı ilaç şirketleri tarafından Türk vatandaşlarının kobay olarak
kullanıldığı iddialarına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/479)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
19.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in, 1923’ten bu yana yıllar itibarıyla inşa edilen
cami sayısına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/480) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/11/2011)
20.- Aydın Milletvekili Bülent
Tezcan’ın, Van’daki depremde yardım için gelen ekiplerin konaklama alanlarının
tespitine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/481) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17/11/2011)
Yazılı
Soru Önergeleri
1.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, Van’da meydana gelen deprem sonrasında arama ve kurtarma
taleplerinin kabul edilmemesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/1189) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
2.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın,
Van’daki depremden etkilenen kamu personelinin sorunlarının giderilmesine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1190) (Başkanlığa geliş tarihi:
16/11/2011)
3.- Yalova Milletvekili Muharrem
İnce’nin, Ege’deki Türk hava ve kara sahalarında fiili bir daralma olduğu
iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1191) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/11/2011)
4.- Yalova Milletvekili Muharrem
İnce’nin, 5-7 Mart 2003 tarihinde İstanbul Harp Akademileri Komutanlığında
yapılan bir seminere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1192)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
5.- Antalya Milletvekili Yıldıray
Sapan’ın, bir milletvekilinin yazdığı kitapta yer alan iddialara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1193) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
6.- İstanbul Milletvekili Ercan
Cengiz’in, İstanbul’un tarihi ve doğal siluetini bozan binalara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1194) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
7.- Hakkâri Milletvekili Adil Kurt’un,
5233 sayılı Kanun gereği tazmin edilmesi gereken zararlara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/1195) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
8.- Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü’nün, kapatılan sendikalara ve 2821 sayılı Sendikalar
Kanununun değiştirilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1196)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
9.- İzmir Milletvekili Alaattin
Yüksel’in, Van’daki deprem sonrası yapılan açıklamalara ve çalışmalara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1197) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
10.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, kuru ve yaş üzüm üreticilerinin desteklenmesine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/1198) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
11.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, kamuda özürlülerin istihdam oranına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/1199) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
12.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, Türkiye ve AB üyesi ülkelerdeki tasarruf tutarı ile kayıt dışı
ekonominin GSYH’ye oranlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1200)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
13.-Ordu Milletvekili İdris Yıldız’ın,
Ordu’da TOKİ tarafından yapılan toplu konutların yerine ve çevreye verdiği
zarara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1201) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/11/2011)
14.- Batman Milletvekili Ayla Akat
Ata’nın, Seyit Rıza ile oğlu ve arkadaşlarının mezar yerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/1202) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
15.- Mersin Milletvekili Ali Rıza
Öztürk’ün, tutukluluk sürelerinin kısaltılması çalışmalarına ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1203) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
16.- Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer’in, 2 Temmuz 1993’te Sivas’ta meydana gelen olayların sanıklarına
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/1204) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/11/2011)
17.- Ankara Milletvekili Levent Gök’ün,
2 Temmuz 1993’te Sivas’ta meydana gelen olayların sanıklarından birinin yurt
dışında yakalandığı ve serbest bırakıldığı iddiasına ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/1205) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
18.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, HSYK’nın üye yapısının
değişmesinden sonra görev yeri değişen hâkim ve savcılara ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1206) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
19.-İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın,
MİT görevlisi olan bir tutuklunun ölümüne ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/1207) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
20.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, İmralı F Tipi Kapalı Cezaevindeki şartlara
ve Ada’da yapıldığı iddia edilen görüşmelere ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/1208) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
21.- Çanakkale Milletvekili Ali
Sarıbaş’ın, Almanya’da zorla evlendirilen kızlar hakkında yayımlanan bir rapora
ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/1209)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
22.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, kamuda özürlülerin istihdam oranına ilişkin Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/1210) (Başkanlığa geliş tarihi:
17/11/2011)
23.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, TRT’de yayınlanan Büyük Takip adlı programa
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/1211)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
24.- Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan’ın,
TRT’de yayınlanan bir programla ilgili mahkeme kararının etkilerine ilişkin
Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/1212)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
25.- Ankara Milletvekili Emine Ülker
Tarhan’ın, 2007-2011 yılları arasında TRT Genel Müdürlüğüne yapılan atamalara
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/1213)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
26.- Ankara Milletvekili Emine Ülker
Tarhan’ın, 11 Ekim 2011 tarihli CHP Grup Toplantısının kesintili olarak
yayınlanmasına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru
önergesi (7/1214) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
27.- Ankara Milletvekili Zühal
Topçu’nun, uzman yardımcılığı mülakat sınavlarına ve bu sınavlara yapılan
itirazlara ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/1215)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
28.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, yabancılara satılan taşınmaz mallara ilişkin Çevre ve Şehircilik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1216) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
29.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, kentsel planlama ve kadastro çalışmalarına ilişkin Çevre ve
Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/1217) (Başkanlığa geliş tarihi:
17/11/2011)
30.- Batman Milletvekili Ayla Akat
Ata’nın, Batman’da olası bir deprem için alınan önlemlere ilişkin Çevre ve
Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/1218) (Başkanlığa geliş tarihi:
17/11/2011)
31.- Ankara Milletvekili Zühal
Topçu’nun, uzman yardımcılığı mülakat sınavlarına ve bu sınavlara yapılan
itirazlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/1219) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
32.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, özel sektörde özürlü istihdamına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1220) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
33.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, kayıtlı işsizlere ve İşsizlik Sigortası Fonuna ilişkin Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/1221) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/11/2011)
34.- Mersin Milletvekili Ali Rıza
Öztürk’ün, Almanya’daki Türklere yapılan saldırılara ilişkin Dışişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1222) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
35.- Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer’in, 2 Temmuz 1993’te Sivas’ta meydana gelen olayların sanıklarının
iadesine ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1223) (Başkanlığa
geliş tarihi: 16/11/2011)
36.- Ankara Milletvekili Zühal
Topçu’nun, uzman yardımcılığı mülakat sınavlarına ve bu sınavlara yapılan
itirazlara ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/1224) (Başkanlığa
geliş tarihi: 16/11/2011)
37.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın,
dış ticaret açığına ve alınması gereken önlemlere ilişkin Ekonomi Bakanından
yazılı soru önergesi (7/1225) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
38.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, cari açığa ve cari açığın GSYH’ye oranına ilişkin Ekonomi Bakanından
yazılı soru önergesi (7/1226) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
39.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, dış ticaret politikasına ve cari işlemler açığına karşı alınacak
tedbirlere ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/1227) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17/11/2011)
40.- İstanbul Milletvekili İhsan
Barutçu’nun, Anadolu Tarım Meslek Lisesi ve Tarım Meslek Lisesi mezunlarına iş
imkânı sağlanmasına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/1228) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
41.- Ankara Milletvekili Zühal
Topçu’nun, uzman yardımcılığı mülakat sınavlarına ve bu sınavlara yapılan
itirazlara ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/1229) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
42.- Bursa Milletvekili Turhan
Tayan’ın, mısır üreticilerinin sorunlarına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1230) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
43.- Denizli Milletvekili Adnan
Keskin’in, bir yem fabrikasında usulsüz işlem yapıldığı iddiasına ilişkin Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1231) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/11/2011)
44.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, Kırsal Kalkınma Yatırımlarını Destekleme Programı kapsamındaki
projelere ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/1232) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
45.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, canlı hayvan ve et ithalatına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1233) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
46.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, tarımsal ürünlerdeki fiyat artış oranlarına ve tarımsal desteklerin
enflasyon oranlarının gerisinde kaldığı iddialarına ilişkin Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1234) (Başkanlığa geliş tarihi:
17/11/2011)
47.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, Manisa’da lisanslı depoculuk kurulup kurulmayacağına ilişkin Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1235) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/11/2011)
48.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, yağlı tohumlarda dışa bağımlılık oranına ve uygulanan destekleme
primlerine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/1236) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
49.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, çiftçilere verilen ve verilmesi planlanan tarımsal destek miktarına
ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1237)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
50.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, destekleme prim oranlarına ve mazot desteğine ilişkin Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1238) (Başkanlığa geliş tarihi:
17/11/2011)
51.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, tarımsal desteklere ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/1239) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
52.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, tarım ürünlerine ve kırsal kalkınmaya yönelik desteklemelerin
artırılmasına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/1240) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
53.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, tarıma dayalı sanayi sektörünün geliştirilmesine ilişkin Gıda, Tarım
ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1241) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/11/2011)
54.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, tarıma yönelik destekleme projesinin uygulanmasına ilişkin Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1242) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/11/2011)
55.- Ordu Milletvekili İdris Yıldız’ın,
balıkçılık ve su ürünleri politikasına ve su ürünleri mühendislerinin istihdamına
ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1243)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
56.- Ankara Milletvekili Zühal
Topçu’nun, uzman yardımcılığı mülakat sınavlarına ve bu sınavlara yapılan
itirazlara ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/1244)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
57.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
sigara kaçakçılığına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi
(7/1245) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
58.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
kara, deniz ve hava sınır kapılarındaki gümrüksüz alışveriş yapılan mağazalara
ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/1246) (Başkanlığa
geliş tarihi: 16/11/2011)
59.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın,
ÖTV artışlarının sınır kaçakçılığına etkisine ilişkin Gümrük ve Ticaret
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1247) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
60.- Ankara Milletvekili Zühal
Topçu’nun, uzman yardımcılığı mülakat sınavlarına ve bu sınavlara yapılan
itirazlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1248)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
61.- Kocaeli Milletvekili Lütfü
Türkkan’ın, Van Valisinin depremle ilgili bazı açıklamalarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1249) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
62.- Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer’in, 2 Temmuz 1993’te Sivas’ta meydana gelen olayların sanıklarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1250) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/11/2011)
63.- Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü’nün, Mersin-Aslanköy’de
yaşanan bir olaya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1251)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
64.- Ağrı Milletvekili Halil Aksoy’un,
Ağrı’daki tuğla ve kireç fabrikalarının kiraya verilmesine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1252) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
65.- Ağrı Milletvekili Halil Aksoy’un,
Patnos ilçesinde çadır talebinde bulunan bazı öğretmenlerin yaşadıkları
sorunlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1253) (Başkanlığa
geliş tarihi: 16/11/2011)
66.- Ağrı Milletvekili Halil Aksoy’un,
Ağrı’nın bir köyünde kaybolan bir kişiye ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/1254) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
67.- Balıkesir Milletvekili Namık Havutça’nın, Balıkesir’in yerel bir gazetesinde çıkan bir
habere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1255) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17/11/2011)
68.- İzmir Milletvekili Alaattin
Yüksel’in, büyükşehir belediyeleri, bunlara bağlı kuruluş ve şirketlerin
denetimlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1256)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
69.- Tekirdağ Milletvekili Emre
Köprülü’nün, Tekirdağ’da olası bir depreme karşı alınan önlemlere ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1257) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
70.- Çanakkale Milletvekili Ali
Sarıbaş’ın, suç işleyen çocuklara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/1258) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
71.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, Emniyet Teşkilatı mensuplarının özlük haklarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1259) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
72.- Batman Milletvekili Ayla Akat
Ata’nın, Şeyh Said’in mezar yerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/1260) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
73.- Ankara Milletvekili Zühal
Topçu’nun, uzman yardımcılığı mülakat sınavlarına ve bu sınavlara yapılan
itirazlara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/1261)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
74.- Yalova Milletvekili Muharrem
İnce’nin, Ankara-Çayyolu’nda yapılan bir kazı çalışmasına ilişkin Kültür ve
Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/1262) (Başkanlığa geliş tarihi:
16/11/2011)
75.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, yurt dışına çıkış harçlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/1263) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
76.- Ankara Milletvekili Zühal
Topçu’nun, uzman yardımcılığı mülakat sınavlarına ve bu sınavlara yapılan
itirazlara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/1264) (Başkanlığa
geliş tarihi: 16/11/2011)
77.- İzmir Milletvekili Alaattin
Yüksel’in, büyükşehir belediyeleri ile bunlara bağlı kuruluş ve şirketlerin
denetimlerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/1265)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
78.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın,
Türkiye’de ve AB ülkelerindeki vergi oranlarına ve akaryakıttan alınan
vergilere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/1266) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17/11/2011)
79.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, vergi gelirlerinin kamu net borçlarına oranına ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1267) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
80.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
üstün yetenekli çocukların eğitimine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/1268) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
81.- Edirne Milletvekili Recep
Gürkan’ın, Edirne İl Milli Eğitim Müdürünün yaptığı iddia edilen bir
açıklamasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/1269)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
82.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, Çeşme’deki bir ilköğretim okulunda birden fazla
sınıfa bir derslikte eğitim verildiği iddiasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/1270) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
83.- Ağrı Milletvekili Halil Aksoy’un,
kent merkezleri içinde bulunan askerî birliklere ve bu birliklere ait alanlara
ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1271) (Başkanlığa
geliş tarihi: 16/11/2011)
84.- Yalova Milletvekili Muharrem
İnce’nin, şehit yakınlarının istihdamına yönelik bir açıklamasına ilişkin Milli
Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1272) (Başkanlığa geliş tarihi:
17/11/2011)
85.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, 2011 yılında düzenlenen hava harekâtları
ve bunların maliyetlerine ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/1273) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
86.- Ankara Milletvekili Zühal
Topçu’nun, uzman yardımcılığı mülakat sınavlarına ve bu sınavlara yapılan
itirazlara ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1274)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
87.- Adana Milletvekili Seyfettin
Yılmaz’ın, 11/11/2011 tarihinde toplu açılışı yapılan 111 tesise ilişkin Orman
ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1275) (Başkanlığa geliş tarihi:
16/11/2011)
88.- Ankara Milletvekili Zühal
Topçu’nun, uzman yardımcılığı mülakat sınavlarına ve bu sınavlara yapılan
itirazlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1276) (Başkanlığa
geliş tarihi: 16/11/2011)
89.- Samsun Milletvekili Ahmet İhsan
Kalkavan’ın, ruh sağlığı hizmetlerine ve intihar olaylarının önlenmesi
çalışmalarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1277)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
90.- Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat’ın, tıbbi görüntüleme cihazları kullanılan yerlerde
çalışanların çalışma saatlerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/1278) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
91.- Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer’in, Van depremi sonrası çadır kentlerde yaşayan vatandaşların
sorunlarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1279) (Başkanlığa
geliş tarihi: 16/11/2011)
92.- Ankara Milletvekili Zühal
Topçu’nun, uzman yardımcılığı mülakat sınavlarına ve bu sınavlara yapılan
itirazlara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru
önergesi (7/1280) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
93.- Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan’ın, Iğdır’da yapılan havaalanı inşaatına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik
ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/1281) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/11/2011)
94.- Ankara Milletvekili Zühal
Topçu’nun, uzman yardımcılığı mülakat sınavlarına ve bu sınavlara yapılan
itirazlara ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1282)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
95.- Ankara Milletvekili Zühal
Topçu’nun, uzman yardımcılığı mülakat sınavlarına ve bu sınavlara yapılan
itirazlara ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/1283)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
96.- Ankara Milletvekili Zühal
Topçu’nun, uzman yardımcılığı mülakat sınavlarına ve bu sınavlara yapılan
itirazlara ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi
(7/1284) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
97.- Ankara Milletvekili Zühal
Topçu’nun, uzman yardımcılığı mülakat sınavlarına ve bu sınavlara yapılan
itirazlara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/1285) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/11/2011)
98.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, Türkiye ve AB üyesi ülkelerdeki borç ve ödenmiş faiz tutarlarının
GSYH’ye oranlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru
önergesi (7/1286) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/11/2011)
Süresi
İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, bankalarla yapılan promosyon anlaşmalarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/564)
2.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, Milli Eğitim Bakanlığının tüm çalışanlarının ikramiye ve teşvik
ikramiyesinden yararlandırılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/567)
3.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, İDO’nun iptal ettiği seferlerden
dolayı vatandaşların yaşadığı mağduriyete ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/568)
4.- Tekirdağ Milletvekili Emre
Köprülü’nün, Tekirdağ-Çorlu Havaalanı kargo terminali işletmesinin bir İsrail
firmasına verildiği iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/570)
5.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi
Baydar’ın, mahalli idarelerde sözleşmeli olarak çalışan personele ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/572)
6.- Manisa Milletvekili Hasan Ören’in,
siber suçlar ve bu suçlara karşı alınan önlemlere ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/574)
7.- Adana Milletvekili Osman Faruk
Loğoğlu’nun, Aden Körfezinde kaçırılan gemiler ve rehin alınan Türk
mürettebatına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/575)
8.- Adana Milletvekili Seyfettin
Yılmaz’ın, mahalli idarelerde sözleşmeli olarak çalışan personel sayısına
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/578)
9.- Mersin Milletvekili Ali Rıza
Öztürk’ün, insansız hava araçları satın alma talebine ilişkin Dışişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/584)
10.- Muş Milletvekili Demir Çelik’in,
yurt dışında tutuklanan bir hükümlünün Türkiye’ye iadesine ilişkin Dışişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/585)
11.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, Bitlis-Güroymak’taki gölet inşaatına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/598)
12.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, Köylere Hizmet Götürme Birlikleri tarafından
yapılan köprülere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/599)
13.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, Mudanya’da kaldırılan park alanına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/600)
14.- Adana Milletvekili Seyfettin
Yılmaz’ın, mahalli idarelerde sözleşmeli olarak çalışan personel sayısı ve
personel ihtiyacına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/601)
15.- Hakkâri Milletvekili Adil Kurt’un,
iki teröristin cesedine kötü muamele yapıldığı iddiasına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/602)
16.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğru’nun, Dikmen Vadisi Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında yaşanan
mağduriyetin giderilmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/603)
17.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, ilköğretim okullarına asılan alfabe afişlerine ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/604)
18.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, ders dışı eğitim çalışmalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/605)
19.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, internet salonlarının denetlenmesi ve bu konuda alınması
gereken önlemlere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/606)
20.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, merkezi sistem sınavlarındaki görevlendirmelere ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/607)
21.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, eğitim çalışanlarının çocuklarının kayıtlarını görev yaptıkları
okullara yaptırabilmelerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/608)
22.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, Devlet Memurlarına Ödenecek Zam ve Tazminatlara İlişkin Kararda
öğretmenlerin de yer almasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/609)
23.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın,
uzman öğretmenlik sınavını kazananlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/610)
24.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, mesleki ve teknik eğitim okullarına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/612)
25.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, MEB ve ÖSYM’nin yaptığı sınavların istatistiklerinin elektronik
ortamda yayınlanmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/613)
26.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, norm kadro fazlası öğretmenlerin yer değiştirmelerine ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/614)
27.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, liseyi yurt dışında okuyanların Türkiye’de üniversiteye
sınavsız girebilmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/615)
28.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, meslek öğretmenlerinin lisans tamamlama programlarında yaşadığı
mağduriyete ve bu konuda alınacak önlemlere ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/616)
29.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, okul ve kurum müdürlerinin atanmasında sözlü sınav uygulamasına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/617)
30.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın,
zorunlu görev yeri değişikliklerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/618)
31.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, okul içi beden eğitimi, spor ve izcilik daire başkanlığının
kaldırılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/619)
32.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, modül kitapçıklarının çoğaltılıp dağıtılmasına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/620)
33.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, Devlet parasız yatılılık ve bursluluk sınavına ve öğretmen
çocuklarına ayrılan kontenjanlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/621)
34.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, öğretmenlerin ek ders ücretlerine ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/622)
35.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, öğretmenlerin sınav görevine ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/623)
36.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, okullarda yapılan bakım-onarım çalışmalarına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/624)
37.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, öğretmenlerin özür gruplarına bağlı yer değiştirmelerine
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/625)
38.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın,
2012 Şubat döneminde yapılacak öğretmen atamalarına ve atanan öğretmenlerin
sayısına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/626)
39.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, öğretmenlerin bazı sorunlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/627)
40.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, ilköğretim ve ortaöğretimdeki parasız yatılılık ve bursluluk
kontenjan dağılımına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/628)
41.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, MEB’de sayman unvanıyla görev yapan personelin özlük haklarına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/629)
42.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, geçici görevlendirmelere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/630)
43.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, okul kütüphane otomasyon sisteminin güncellen-mesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/631)
44.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, soruşturmaya konu olan sendika yöneticileri ve verilen cezalara
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/632)
45.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, okullardaki öğle yemeğinin süresine ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/633)
46.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, 652 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında KHK’ye ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/634)
47.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, atölye ve laboratuvar öğretmenlerine ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/635)
48.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, eğitim yılına hazırlık ödeneğinin bakanlık personelinin
tamamına ödenmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/636)
49.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, ikramiye ve teşvik ikramiyesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/637)
50.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, öğretmenevlerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/638)
51.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, teknoloji fakültesine dönüştürülen teknik eğitim fakülteleri
mezunlarının unvan sorununa ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/639)
52.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, yönetici ve öğretmenlerin yıllık izinlerinde ve mazeret
izinlerinde ek ders ücretlerinin ödenmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/640)
53.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki öğretmen açığına ve bu açığın
kapatılması için alınacak önlemlere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/641)
54.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, ek ders ücreti ve ek ödeme uygulamasına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/642)
55.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, yöneticilerin 6 saat derse girme zorunluluğuna ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/643)
56.- Bursa Milletvekili İlhan
Demiröz’ün, Bursa, Mustafakemalpaşa’da bulunan Hamzabey
İlköğretim Okulunun boşaltılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/644)
57.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, aile içi ve kadına yönelik şiddetin
önlenmesine yönelik çalışmalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/645)
58.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, okullarda bağış toplanmasına ve bu konuda
alınacak önlemlere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/646)
59.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, özür grubu öğretmen atamalarına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/647)
60.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran
Bulut’un, ücretli öğretmenlerin sorunlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/648)
61.- Ankara Milletvekili İzzet
Çetin’in, Gediz-Kayaköy beldesindeki ilköğretim
okulunun Simav depreminde zarar görmesi nedeniyle yeniden yapılmasına ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/649)
62.- Denizli Milletvekili Adnan
Keskin’in, Bakanlık tarafından hazırlanıp ilköğretim öğretmenlerine gönderilen
kitapçıktaki değişikliğe ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/650)
63.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi
Baydar’ın, bilişim teknolojileri öğretmenlerinin norm kadrolarına yönelik
çalışmalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/651)
64.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, gerçekleştirilen projelerde kullanılan kredi kaynakları ve
hibelere ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/654)
65.- Antalya Milletvekili Yıldıray
Sapan’ın, Antalya-Çıralı’da antreman
sahası olarak tahsis edilen orman arazisine ilişkin Orman ve Su İşleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/657)
66.- Hatay Milletvekili Mehmet Ali
Ediboğlu’nun, yük taşımacılığında kullanılan kamyon ve kamyonet sayısına
sınırlama getirilip getirilmeyeceğine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/666)
67.- Çanakkale Milletvekili Ali
Sarıbaş’ın, 2007’den itibaren PTT Genel Müdürlüğünde yapılan inceleme ve
soruşturmalarda görev alan müfettişlere ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/667)
68.- Muğla Milletvekili Nurettin
Demir’in, CHP’nin resmi internet sitesine yapılan saldırı iddialarına ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/668)
69.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Keçiören metrosuna ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/669)
70.- İstanbul Milletvekili Melda
Onur’un, Libya’da ayaklanan güçlere yardım yapıldığı iddiasına ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/671)
71.- Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, Düzce Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünce
bankayla yapılan promosyon anlaşması doğrultusunda hak sahiplerine ödenen bakım
ücretlerine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/672)
72.- Ankara Milletvekili Sinan
Aygün’ün, döviz kurları ve yabancı sermayeye ilişkin Başbakan Yardımcısından
(Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/673)
73.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Artvin İl Özel İdaresi tarafından çıkarılan
bir ödeneğe ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/676)
74.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, NATO Füze Kalkanı Projesi kapsamında erken
uyarı radarlarının Malatya-Kürecik bölgesinde kurulacağı ve halkın sağlığını
olumsuz etkileyeceği iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/677)
75.- Edirne Milletvekili Kemal Değirmendereli’nin, Edirne’deki bir yayla köyünde DLH’nin
projesinden kaynaklanan sorunlara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/681)
76.- İstanbul Milletvekili Faik
Tunay’ın, KHK ile düzenlenen öğretmen atamalarına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/683)
77.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, terörle mücadeleye dair bir yasa tasarısına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/684)
78.- Mersin Milletvekili Ali Rıza
Öztürk’ün, Dünya’daki ve ülkemizdeki insan hakkı ihlallerine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/685)
79.- Bursa Milletvekili Sena
Kaleli’nin, tutuklu bulunan bir kişinin eşinin tayinine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/687)
80.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, İsrail ile olan ilişkilere ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/689)
81.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, eğitim çalışanlarının iller arası zorunlu yer
değiştirmeye tabi tutulacağı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/690)
82.- Giresun Milletvekili Selahattin Karahmetoğlu’nun, belediyelerde ve il özel idarelerindeki ihtiyaç
fazlası işçilerin başka kurumlara atanmalarının doğuracağı mağduriyete ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/691)
83.- Giresun Milletvekili Selahattin
Karaahmetoğlu’nun, Giresun’un afet ve acil durum tehlike risklerine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/692)
84.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, Antalya-Serik’de
yapılması planlanan Küçük Aksu Hidroelektrik Santraline ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/694)
85.- Sinop Milletvekili Engin Altay’ın,
Sinop, Gerze’nin bir köyünde kurulması planlanan termik santrale köy halkının
tepkisi ve karşılığında şiddet gördükleri iddialarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/695)
86.- İstanbul Milletvekili İhsan
Barutçu’nun, demokratik açılım projesine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/696)
87.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, AWACS uçaklarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/697)
88.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
Uzakdoğu ülkelerinden ithal edilmiş düşük kaliteli malzemelere ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/704)
89.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
hac kontenjanlarının yetersiz kaldığı iddialarına ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/705)
90.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
özel şirketler aracılığıyla hac ve umreye giden vatandaşların mağdur edildiği
iddialarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi
(7/706)
91.- Muğla Milletvekili Nurettin
Demir’in, kadına uygulanan şiddete ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/711)
92.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar
Demirel’in, kadınların maruz kaldığı cinsel şiddete ilişkin Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/712)
93.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
akaryakıt kaçakçılığı ve gümrük operasyonlarına ilişkin Gümrük ve Ticaret
Bakanından yazılı soru önergesi (7/729)
94.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
gümrüklerde rüşvet iddialarına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru
önergesi (7/730)
95.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Ardahan-Posof-Türkgözü sınır kapısından
yapılan motorin ticaretinin kaldırılmasına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/731)
96.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Doğu Anadolu’daki sınır kapılarının çeşitli sorunlarına ilişkin Gümrük
ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/732)
97.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, sınır ve ticaret merkezleri kurulmasına ilişkin Gümrük ve Ticaret
Bakanından yazılı soru önergesi (7/733)
98.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, 6111 sayılı yasanın ihtiyaç fazlası
işçilerle ilgili hükümlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/734)
99.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in,
Manisa Kule Belediyesindeki ihalelerle ilgili bazı iddialara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/735)
100.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Posof’un bazı köylerinin yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/736)
101.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Hanak’ın bazı köylerinde yaşanan yol ve aydınlatma sorunlarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/737)
102.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Göle’nin bazı köylerinin yol, su ve aydınlatma sorunlarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/738)
103.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, polis memurlarının görevde yükselmelerine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/739)
104.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar
Demirel’in, Eskişehir Karahöyük köyünün Odunpazarı ilçesine bağlanması için yapılan referandum
sonucuna ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/740)
105.- Kocaeli Milletvekili Lütfü
Türkkan’ın, bir kaymakamın kaçırılmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/741)
106.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, bazı illerin yatırım paylarının artırılmasına ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/742)
107.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, kamu yararına çalışan dernek ve vakıflara ödenen paralara ilişkin
Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/743)
108.- Bursa Milletvekili Sena
Kaleli’nin, 55 bin öğretmen ataması yapılacağı açıklamasına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/744)
109.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, üniversitelerde yapılan rektörlük seçimleri ve atamalara ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/745)
110.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Ardahan’daki ilköğretim okullarının araç-gereç ve personel ihtiyacına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/746)
111.- Sinop Milletvekili Engin
Altay’ın, 01-02 Ekim 2011’de gerçekleştirilen Eğitim Kurumu Müdürlüğü, Müdür
Başyardımcılığı ve Müdür Yardımcılığı sınavına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/747)
112.- Sakarya Milletvekili Engin Özkoç’un, 2005 yılında yapılan uzman öğretmenlik sınavına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/748)
113.- Balıkesir Milletvekili Ahmet
Duran Bulut’un, özür grubu tayinlerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/749)
114.- Isparta Milletvekili Süleyman
Nevzat Korkmaz’ın, Küresel Terörizmle Ortak Mücadele Platformu’na ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/758)
115.- İstanbul Milletvekili Faik
Tunay’ın, Tekirdağ-Çorlu bölgesinde kanser vakalarının artmasının sebeplerine
ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/759)
116.- Bursa Milletvekili Necati
Özensoy’un, PTT Genel Müdürlüğü tarafından bir şirketten operasyonel
araç kiralanmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/760)
117.- İstanbul Milletvekili Aydın Ağan
Ayaydın’ın, bazı vatandaşların tapu tahsis belgelerinin iptal edilmesine
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/761)
Geri
Alınan Gensoru Önergesi
1.- Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ve Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın; Van ilinde meydana
gelen depremlerde, arama ve kurtarma çalışmaları, yardımların ulaştırılması,
hasar tespiti ve süreçteki diğer hizmetlerin yerine getirilmesinde etkin
koordinasyon sağlayamadığı iddiasıyla Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay hakkında
bir gensoru açılmasına ilişkin önergesi. (11/5) (Başkanlığa geliş tarihi:
21/11/2011) (Geri alma tarihi: 25/11/2011)
25 Kasım 2011 Cuma
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.03
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ
(Diyarbakır), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
BAŞKAN
– Türkiye Büyük Millet Meclisinin 24’üncü Birleşimini açıyorum.
III.- Y O K L A M A
BAŞKAN
– Elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama
için beş dakika süre vereceğim.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
– Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
Gündeme
geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Gensoru
önergesinin geri alınmasına dair önerge vardır, okutuyorum:
IV.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına Grup Başkan Vekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ve Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın; Van ilinde meydana
gelen depremlerde arama ve kurtarma çalışmaları, yardımların ulaştırılması,
hasar tespiti ve süreçteki diğer hizmetlerin yerine getirilmesinde etkin
koordinasyon sağlayamadığı iddiasıyla Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay hakkında
gensoru açılmasına ilişkin önergelerini (11/5) geri aldıklarına dair önergeleri
(4/10)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Van
ilimizde meydana gelen yıkıcı depremler sonrasında kamunun imkân ve
kabiliyetlerinin, milletimizin yardımlarının vatandaşlara ulaştırılmasında
yeterli etkinliğin ve koordinasyonun sağlanamamasında, depremle ilgili kamu
yöneticilerinin sevk ve idaresinde, deprem ve sonuçları ile konusunda kamu
görevlilerin çelişen yorum ve ifadeleriyle karmaşıklığın oluşmasında, deprem
yöresinde vatandaşlarımızın güveninin azalmasında, özellikle ikinci depremde
yıkılarak can kaybına yol açan binalarla ilgili hasar tespitinin sağlıklı
yapılmamasında ve yanlış yönlendirme sonucunda oluşan kayıplarda idari ve yasal
süreç dışında siyasi sorumluğu bakımından Van depreminde koordinasyondan
sorumlu ve Afet ve Acil Yönetim Başkanlığı'nın bağlı olduğu Başbakan Yardımcısı
Sayın Beşir Atalay hakkında Anayasa'nın 99’uncu ve İçtüzüğün 106’ncı maddeleri
uyarınca gensoru açılmasına ilişkin Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına
verdiğimiz önerge 22 Kasım 2011 tarihinde dağıtılmış ve 23 Kasım 2011 tarihinde
AKP Grup Önerisiyle gensoru görüşmelerinin 25 Kasım 2011 tarihinde yapılması
kararlaştırılmıştır.
Anayasamızın
TBMM'ne verdiği denetim yetkisinin en önemli araçlarından biri olan gensoru
görüşmelerinin çoğunluk partisi tarafından tek başına bir iradeyle, bir diğer
gensorunun görüşüleceği ve TBMM çalışmalarının TRT yayınının olmayacağı bir
tarihte yapılması Van Depremi gibi sebep ve sonuç ilişkilerinin
vatandaşlarımızı yakından ilgilendiren bir konu hakkında toplumun doğrudan
bilgi almasını imkânsız kılacağı açıktır. Gensoru gibi önemli bir denetim
yetkisini kullanırken aynı günde iki gensoruyu gündeme almak, kamuoyunun
gensorular hakkında yeterince değerlendirilmesini de temin etmeyecektir.
Bu
hususlar dikkate alındığında gensoru konusunda vatandaşlarımızın ve kamuoyunun
yeterince bilgi edinmesi ve gensoru gibi önemli bir denetimde etkinliğin temin
edilmesini sağlayacak bir görüşmeye zemin hazırlaması için gensoru önergemizi
geri çekiyoruz.
Saygılarımızla
arz ederiz. 25 Kasım 2011
Oktay
Vural Mehmet
Şandır |
İzmir Mersin |
MHP Grup
Başkanvekili MHP Grup
Başkanvekili |
BAŞKAN
– Gensoru önergesi geri verilmiş ve gündemden çıkarılmıştır.
Gündemin
“Özel Gündemde Yer Alacak İşler” kısmına geçiyoruz.
Bu
kısmın 1’inci sırasında yer alan, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu Adına Grup
Başkanvekilleri Yalova Milletvekili Muharrem İnce, İstanbul Milletvekili Mehmet
Akif Hamzaçebi ve Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan’ın; CHP’li
belediyelerin Alman vakıflarından kredi alarak terör örgütüne yardım ettikleri
iddiasında bulunduğu hâlde, bunu ispatlamadığı ve böylelikle üstlendiği görevi
yerine getirmediği iddiasıyla, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında
Anayasa’nın 99’uncu ve İç Tüzük’ün 106’ncı maddeleri
uyarınca bir gensoru açılmasına ilişkin 11/4 esas numaralı gensoru önergesinin
gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmelere başlıyoruz.
V.- GENSORU
A) Ön
Görüşmeler
1.- Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
Grup Başkan Vekilleri Yalova Milletvekili Muharrem İnce, İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebi ve Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan’ın; CHP’li
belediyelerin Alman vakıflarından kredi alarak terör örgütüne yardım ettikleri
iddiasında bulunduğu hâlde bunu ispatlamadığı ve böylelikle üstlendiği görevi
yerine getirmediği iddiasıyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında gensoru
açılmasına ilişkin önergesi (11/4)
BAŞKAN
– Hükûmet? Yerinde.
Önerge
daha önce bastırılıp dağıtıldığı ve Genel Kurulun 17/11/2011 tarihli 20’nci
Birleşiminde okunduğu için tekrar okutmuyorum.
Sayın
milletvekilleri, Anayasa’nın 99’uncu maddesine göre bu görüşmede önerge
sahiplerinden bir üyeye, siyasi parti grupları adına birer milletvekiline ve
Bakanlar Kurulu adına Başbakan veya bir bakana söz verilecektir. Konuşma
süreleri önerge sahibi için on dakika, gruplar ve Hükûmet için yirmişer
dakikadır.
Şimdi,
söz alan sayın üyelerin isimlerini okuyorum: Önerge sahipleri adına Bülent
Tezcan, Aydın Milletvekili; gruplar adına Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
Muharrem İnce, Yalova; Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına İdris Balüken, Bingöl; Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Sadir Durmaz, Yozgat Milletvekili.
İlk
söz, önerge sahibi olarak Aydın Milletvekili Sayın Bülent Tezcan’a aittir.
Buyurun
Sayın Tezcan. (CHP sıralarından alkışlar)
BÜLENT
TEZCAN (Aydın) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Başbakan, eylül
ayının sonunda Makedonya ziyareti dönüşünde Cumhuriyet Halk Partili
belediyelerin belediye başkanlarının Alman vakıflarından aldıkları parayla
terör örgütünü finanse ettiğine dair bir açıklamada bulunmuştur. Bu açıklamayla
yetinmemiş, daha sonra, yine Güney Afrika ziyaretine giderken ekim ayının
başında, bunu biraz daha açmış ve demiş
ki: “Daraltıyorum hedefi. Küçük belediye değil bu, buna göre bakın.” diye biraz
daha işaret etmiş ve hedefi daralttığını söylemiştir. Ancak her ne hikmetse, o
günden bu yana Sayın Başbakan böylesine ciddi bir iddiayı ispatlamamıştır. Bu
belediyenin hangi belediye olduğunu söylememiştir, hangi Alman vakfıyla ya da
hangi finans şirketiyle, bir vakıfla mı yoksa finans şirketiyle mi ilişkisi
olduğunu söylememiştir.
Değerli
arkadaşlar, bundan üç gün önce İzmir Belediyesinde, İzmir Büyükşehir
Belediyesinde operasyon başladı. Başbakan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin
Başbakanıdır, elinde bütün devlet yetkileri vardır ve herkes çok iyi
bilmektedir ki iktidar sahibi belediyelere, bütün ayan beyan yolsuzluk
iddialarına ve delillerine rağmen iktidar sahibi belediyelerin üzerine
gidilmezken, muhalefet belediye başkanlarına belediye binalarında, Hükûmetin,
İçişleri Bakanlığının mülkiye müfettişleri sanki kadrolu personel gibi
çalışmaktadır. İzmir Büyükşehir Belediyesinde 80 tane müfettiş görev
yapmaktadır değerli arkadaşlar. Seçim öncesinde İzmir Büyükşehir Belediyesinde
bir operasyon başladı, Kayseri Belediyesiyle ilgili iddialar sümen altı…
YAŞAR
KARAYEL (Kayseri) – Öyle bir şey yok.
BÜLENT
TEZCAN (Devamla) - …Ankara Belediyesiyle ilgili iddialar sümen
altı, İstanbul Belediyesiyle ilgili iddialar sümen
altı ama muhalefet belediyeleriyle ilgili iddialar söz konusu olduğunda
devletin bütün imkânları ayan beyan sabaha karşı belediyenin kapısında.
Değerli
arkadaşlar, hani bir deyim vardır “Öküzün altında buzağı aramak.” diye. Artık,
öyle bir noktaya geldik ki AKP İktidarı muhalefet belediyeleri söz konusu
olduğunda öküzün altında buzağı aramayı bıraktı, öküzün altına buzağı koymaya
başladı, öküzün altına buzağı koymaya başladı! (CHP sıralarından “Bravo”
sesleri, alkışlar)
Değerli
arkadaşlar, Başbakan açıklamak zorundadır, bir iftirada bulunmuştur, Cumhuriyet
Halk Partisi belediyeleriyle ilgili bir iftirada bulunmuştur. İftira Türk Ceza
Kanunu’nda suçtur. Bunu açıklamakla yükümlüdür, Başbakan olduğu için
yükümlüdür, görevi ve sorumluluğu gereği yükümlüdür. İki sözün birinde çıkıp
diyor ki: “Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanına bunları söylemeye utanmıyor
musunuz! Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanına böyle hitap edilir mi!” Doğru
söylüyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanına hitap ederken dikkat etmek lazım
ama Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı da vatandaşına hitap ederken aynı özeni
ve dikkati göstermek zorundadır. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli
arkadaşlar, bakın, vakıflarla ilgili “Hangi vakıf?” denildiğinde, Başbakan çark
etti, arkasından “Bunun arkasında yabancı finans kuruluşları…” vesaire dedi.
Şimdi, kendisi açıklamıyor ama ben soruyorum: Mesela, KCK davasından tutuklu
bir Batman Belediye Başkanı var. Batman Belediye Başkanının, Resmî Gazete’de yayımlanan bir kredi ilişkisi var Alman finans
kuruluşuyla, bu finans kuruluşu KfW; Alman finans
kuruluşuyla 1 milyon 117 bin euro kredi anlaşması var.
Bu anlaşmanın bir tarafında Alman finans kuruluşu, bir tarafında Batman
Belediyesi ama bir tarafında da Başbakana bağlı, Bakan Ali Babacan’a bağlı
Hazine var. Hazine de bunun tarafı, bu sözleşmeye Hazine de taraf olmuş. Şimdi
Sayın Başbakana soruyorum: Acaba “Terör örgütüne aktarıldı.” dediği paraların
bir tarafında kendisi mi var? Dönsün, bunu açıklasın. (CHP sıralarından
alkışlar)
Değerli
arkadaşlar, tabii, Sayın Başbakanın ve AKP Grubunun Almanya ilgisini anlamak
zor değil, Almanya ilişkilerini anlamak zor değil. Daha kapanmamış dosyalar
var. Bakın, bir Deniz Feneri yolsuzluğu var, Almanya’da Deniz Feneri e.V. Türkiye’de Deniz Feneri Derneği, Almanya’da Kanal 7 Int. Türkiye’de Kanal 7, paralelliğe bakın.
Değerli
arkadaşlar, Deniz Feneriyle ilgili yolsuzluk rakamı toplam 30 milyon dolar.
Bununla kalmıyoruz, bununla bitmiyor iş, bir yakın zamanda İslami holdingler
problemi vardı, çeşitli İslami holdingler. Bunlarda tespit edilen yolsuzluk
rakamı 10 milyar dolar.
Değerli
arkadaşlar, tabii ki Sayın Başbakanın ve AKP’nin, Almanya ayağıyla bu kadar
yakından ilgilenmesini bunları dinleyince anlamak zor değil.
AHMET
YENİ (Samsun) – Sizin vekiliniz avukatlığını yapıyor.
BAŞKAN
– Sayın milletvekilleri, lütfen…
BÜLENT
TEZCAN (Devamla) - Bakın, Deniz Feneri e.V.
davasında, Alman savcı, iddianamesinde çok net bir şey söylüyor, Mehmet
Gürhan’ın ifadesi. Mehmet Gürhan, Firdevsi Ermiş’ten
parayı Türkiye Başbakanına göndermek için aldığını söylüyor, iddianamede
yazıyor, ben söylemiyorum ve parantez içinde de belirtmişler iddianamede, “2003
yılından bu yana Başbakan Recep Tayyip Erdoğan.” diye Alman savcı beyan etmiş,
iddianamede yazmış. Bitmedi, Alman polis raporu, iddianameye esas teşkil eden
-bizim dilimizde “fezleke” deriz biz buna “polis fezlekesi”- fezlekede ne diyor
bakın: “1 numaralı zanlı Tayyip Erdoğan.” Alman polis fezlekesinde Deniz Feneri
davasıyla ilgili 1 numaralı zanlı Tayyip Erdoğan. Daha bitmedi, mali şube
raporu, Deniz Feneri e.V.’nin topladığı bağış
paralarıyla iktidar partisi AKP’nin finanse edildiğini Alman savcılar söylüyor.
Almanya’da bu dava bitti, iddianame olmaktan çıktı artık, hüküm verildi, ben
iddianame aşamasını söylüyorum.
MAHMUT
MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya) – Hüküm ne oldu?
BAŞKAN
– Sayın milletvekilleri, lütfen, hem grup adına hem Bakanlar Kurulu adına
konuşma yapılacak.
BÜLENT
TEZCAN (Devamla) – Değerli arkadaşlar, daha birçok şey var. Bakın, ilginç başka
bir şey daha var, sadece Başbakanı bu konuda hedef almak haksızlık olur,
Başbakanı yalnız bırakmak da yanlış olur, haksızlık olur, yalnız değil ki bu
konuda. Şimdi, bakınız, para transferinde kullanılan bağlantılı şirketlerden
birisi Beyaz Holdingmiş. Beyaz Holdingin ortakları, bakın, İçişleri eski
Bakanı, şimdiki devlet bakanlarından Sayın Beşir Atalay, Beyaz Holdingin eski
ortaklarından. Bu bitmedi, bitmedi daha, dikkat edin, dikkat edin.
Değerli
arkadaşlar, bu konu sadece, maalesef sadece Deniz Feneri soruşturmasıyla
sınırlı değil, İslami holdinglerde de aynı şey söz konusu. Şimdi, YİMPAŞ’la ilgili, bakın, YİMPAŞ… O milyarlarca dolarlık,
vatandaşın iyi niyetini, samimiyetini suistimal eden
İslami şirketlerle ilgili. Bununla ilgili de Almanya’da soruşturmalar oldu,
YİMPAŞ-AKP bağlantısı. Beşir Atalay, Sayın Beşir Atalay, bakan, hâlâ bakan bu
Hükûmette, eski YİMPAŞ Holdingin yöneticisi. Veli Korkmaz, AKP Kırıkkale
Belediye Başkanı. Veli Korkmaz, YİMPAŞ Ankara Temsilcisi. İlişki bitmiyor,
yine, Nehir Medya Anonim Şirketi, Beşir Atalay, Veli Korkmaz, Zekeriya Karaman,
Zahid Akman ve YİMPAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Dursun
Uyar, üçü şirket ortağı.
Değerli
arkadaşlar, Veli Korkmaz’ın kim olduğunu yakın günlerde daha hepimiz gördük.
Hani bir köstebek meselesi vardı ya, hani o savcıların başını yiyen bir olay
vardı ya, hani savcıları alelacele Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu görevden
aldı ya, hani 12 milyon euroyu yakalayacaklardı Deniz
Feneri yolsuzluğunda, o savcıları aldılar ya, işte, Beşir Atalay’ın, İçişleri
Bakanlığında köstebeklik yapıp haber verdiği Kırıkkale Belediye Başkanı, Veli
Korkmaz. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli
arkadaşlar, ilişki bu. Şimdi, böyle bir ilişki içerisinde, Cumhuriyet Halk
Partili belediye başkanlarına laf söyleyeceksiniz, arkasında da
duramayacaksınız.
Bakın,
daha bugün yeni çıktı: “Türkiye Deniz Feneri Derneğine, Deniz Feneri e.V.’den 1 milyon 144 bin euro
aktarıldığı tespit edildi, soruşturmada ortaya çıktı.”
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BÜLENT
TEZCAN (Devamla) – Tamamlıyorum, son cümlem Sayın Başkan, son cümlem.
BAŞKAN
– Sayın Tezcan, hayır, istismar ediliyor biliyorsunuz.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Gensoruda bir dakika verin Sayın Başkan.
BAŞKAN
- Vermiyorum, uygulamıyorum.
BÜLENT
TEZCAN (Devamla) – Son cümlem efendim.
BAŞKAN
– Lütfen Sayın Tezcan… Teşekkür ediyorum.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Sayın Başkan, bir dakika
verin, gensoru bu.
BAŞKAN
– Örnek gösteriyorsunuz sonunda.
Teşekkür
ediyorum.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Sayın Başkan, bir dakika…
BAŞKAN
– Yok. Uygulamayı biliyorsunuz. Zaten şimdi Sayın İnce konuşacak, devam eder
yani.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Sen söyle, devam et.
BÜLENT
TEZCAN (Devamla) – Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin adını ağzınıza almak
için abdest almanız lazım, kırk kere abdest almanız lazım.
Teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
AHMET
YENİ (Samsun) – Sen abdestlisin değil mi?
BAŞKAN
– Teşekkür ediyorum Sayın Tezcan, lütfen…
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına Muharrem İnce, Yalova Milletvekili.
Buyurun
Sayın İnce. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP
GRUBU ADINA MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle,
bugün Hükûmet adına cevap verecek olan Sayın Bozdağ’la saflığın ve temizliğin
öne çıktığı özel mekânlarda beraber olduk. O mekânlarda duygular hiçbir siyasi
kaygı taşımaksızın söyleniyordu. Sayın Bozdağ’ın da bugün, o birlikte olduğumuz
mekânlardaki gibi, inanarak, saf ve temiz duygularla ve belgelere cevap
vermesini istiyorum.
İkincisi,
bu milletten bu görüşmeyi gizlemek için özel olarak cuma gününü seçtiniz.
Başkanlığa yazı yazdım. Dedi ki: “Meclisin İnternet sitesinden izlenebilir.” Şu
anda binlerce vatandaşımız giriş yapmak istediği için şu anda Meclisin İnternet
sitesinden de bu yayın yapılamıyor. Yani şu anda Türkiye’de bizi hiç kimse
izleyemiyor.
MURAT
GÖKTÜRK (Nevşehir) – Millet adına biz izliyoruz.
MUHARREM
İNCE (Devamla) – Bu, faşizmin; bu, parti devletinin; bu, Türkiye'nin ne hâle
geldiğinin en önemli göstergesidir. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın
Başbakan elli altı gün önce uçakta gazetecilere bir şey söyledi. “Bazı Alman
vakıfları CHP’li belediyelerle kredi sözleşmesi yapıyor, müteahhitleri onlar
belirliyor ve bu yolla PKK’ya para aktarılıyor.” denildi. Elli altı gündür bu
nedenle görevden uzaklaştırılan bir belediye başkanı yok, elli altı gündür bu
nedenle faaliyetine son verilen bir Alman vakfı ya da bir kuruluşu da yok ve bu
gerekçeyle açılmış bir soruşturma da yok. Terörizmin finansmanına aracılık eden
müteahhitler hakkında Hükûmetin bir girişimi de yok. Başbakan bir çamur attı ve
kenara çekildi.
Sayın
milletvekilleri, Başbakan suç işlemektedir. Madem teröre finans sağlanıyor,
Başbakan görevini neden yapmıyor?
BAŞKAN
– Sayın bakanlar, lütfen sayın milletvekilleriyle görüşmeleri kulislerde
yapınız. Lütfen sayın bakanlar, lütfen…
MUHARREM
İNCE (Devamla) – İş takibini sonra yapsın milletvekilleri, sayın bakanları
rahat bıraksınlar.
BAŞKAN
– Uyardım efendim.
Buyurun,
siz Genel Kurula hitap edin.
MUHARREM
İNCE (Devamla) – Terörün finans kaynaklarını kurutmak Sayın Başbakanın en
önemli görevidir.
Hatta,
Başbakan, elinde bilgiler olduğunu ve bu bilgileri Cumhuriyet Halk Partisi
Genel Başkanına verebileceğini söyledi. Hatta, belediye tarifi yaptı, küçük bir
belediye olmadığını söyledi. Ortada yasa dışı bir iş varsa Başbakanın bizimle
görüşmesine gerek yoktur; savcılar orada, gider, belgelerini verir. Biz al
bayrağa sarılı şehitlerimiz toprağa verilirken kimsenin gözünün yaşına
bakmayız. “Hangi partili olursa olsun, böyle bir belediye varsa, git, yakasına
yapış.” diyoruz Başbakana, “Ama dedikodu yapma, çamur atma, gereğini yap.”
diyoruz.
Sayın
Başbakanın terörle mücadele etmek gibi bir derdi yok çünkü o terörle müzakere
etme derdinde. Onların isteğiyle vali değiştiren, onlara Anayasa sözü veren,
Habur’da devleti hazır ola geçiren Başbakan iftiradan medet umar hâle
gelmiştir. (CHP sıralarından alkışlar)
Biz
AKP’li bir belediyeyle ilgili böyle bir iddiada bulunsaydık Başbakan
“İspatlamayan namerttir, alçaktır!” derdi. Biz böyle demiyoruz, o seviyeye
inmiyoruz; gensoru veriyoruz, Başbakana, anayasal hakkımızı kullanıyoruz,
“İddialarını ispat et.” diyoruz.
Yine,
Sayın Başbakan 13 Şubat 2007 grup toplantısında “18 milyar dolarlık akaryakıt
kaçakçılığının hesabını soracağız.” dedi, aradan beş yıl geçti, ne hesap soran
var ne de bu konudan bahseden. Belediyelerin yaptığı bu tür kredi
anlaşmalarında Hükûmetin onayı vardır. Madem belediyeler bu tür krediler aldı,
Hazine neredeydi, hükûmet neredeydi? Yoksa Başbakanı susturan, o Alman
vakıflarından kredi alan AKP’li belediyeler midir?
Sayın
milletvekilleri, gensoru güvensizlik için verilir.
1
- Başbakan iftira atmıştır, öyleyse iftira atan bir Başbakana güvenemeyiz.
2
- Eğer iftira değilse Başbakan terörün finansman kaynaklarını bile bile
kurutmamıştır, elli altı gündür gereğini yapmamıştır, güvensizliğimiz o
yüzdendir, gensoruyu o nedenle verdik.
Doğruları
söylemeyen, iftira atan, terörün finansmanını kurutmayan, kurutamayan Başbakanı
bakalım parmaklarınızla koruyacak mısınız? Yoksa Başbakanı o parmaklarla
koruyacak mısınız ya da milletin özgür iradeli temsilcileri mi olacaksınız?
Hep birlikte bunları göreceğiz.
Şimdi
gelelim işin özüne…
BAŞKAN
– Sayın milletvekilleri, lütfen, Sayın
Bakanlarla kulislerde görüşün.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) – Başka yerde siyaset yapın, gensoru var burada!
BAŞKAN
– Lütfen ama sayın milletvekilleri…
MUHARREM
İNCE (Devamla) – Süremi sürekli
çalıyorsunuz Sayın Başkan, ilave süre isteyeceğim.
Sayın
Başbakan Alman vakıfları iddiasıyla CHP’ye çamur atıyor hem de Alman
makamlarıyla Deniz Feneri pazarlığı yapıyor. Almanya’da yüz yılın davası olarak
nitelendirilen ve yargı kararında “Esas failler Türkiye’de” denilen Deniz
Feneri sanıklarını korumak için CHP’li belediyelere çamur atma yolunu
seçmiştir. Çünkü Deniz Feneri’nin Türkiye’deki bağlantılarının ve gerçeklerinin
ortaya çıkmasından korkmaktadır.
Korkunun
ecele faydası yoktur. İftira atarak gündemi saptırarak bu korkudan
sıyrılamazsınız. Savcıları değiştirebilir, sanıkları serbest bıraktırabilir,
kendi kurduğunuz medyanızda Deniz Feneri’ni aklayabilir ama CHP’yi asılsız
iddialarınızla susturamazsınız. Eğer sizde birazcık yürek varsa cesaretin
kırıntısı kalmışsa Deniz Feneri’yle ilgili MASAK Raporu’nu açıklarsınız.
Açıklayın ki din, iman ticareti yapanların, dinden geçinenlerin gerçek
yüzlerini dindarlarımız da görsün, milletimiz de görsün.
Cumhuriyet
Halk Partili belediyeler sadece bu iddiayla hedefte değildir. Müfettişler
belediyelerimizden çıkmıyor, başkanlarımızın odasına dinleme cihazları
yerleştiriliyor, şafak vakti operasyonları düzenleniyor, belediye
başkanlarımıza niye senfoni kurdukları soruluyor. AKP’li belediyelerin borçları
silinirken CHP’li belediyelerden kendi kaynaklarıyla yapmaya çalıştıkları
projeler engelleniyor. Şu anda İzmir’de 52 vergi denetmeni, 5 Sayıştay
denetmeni, 2 mülkiye müfettişi ve onlarca bilirkişi vardır.
Şimdi,
bakalım AKP’li belediyelerde neler oluyor?
1)
Kocaeli Kartepe Belediyesi. Kartepe
AŞ Genel Müdürü, müfettişe diyor ki -bunların hepsi belgelidir, şu andan
itibaren bütün konuşmalarımın belgesini sizlere veririm- “Dosyayı savcılığa
vermeyin, valiliğe verin, biz orada kapattırırız.”
Soru
1) AKP’nin valileri böyle kaç dosya kapatmışlardır?
Soru
2) Şimdi Komisyon Başkanı ve Milletvekiliniz, zamanın İstanbul Valisi, Akfırat
Belediyesiyle ilgili herhangi bir işlem yapmış mıdır? Tabii dosyanın
kapatılması sadece valiliklerde olmuyor, İçişleri Bakanlığı soruşturma izni
vermeyerek en büyük kapatmayı onlar yapıyor.
Şimdi
size İstanbul’dan bir örnek vereceğim, Zeytinburnu’ndan. Elimde bir müfettiş
raporu var. Bu raporu biz yazmadık, AKP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesinin
müfettişi yazmış. Aynen şöyle diyor… Kaçak yapıya 1 milyon euro
karşılığında göz yummak iddiasını araştırmış. Raporunu 11/11/2009 tarihinde
yazmış ve diyor ki raporda: “Belediye Başkanlık binasının hemen yanında bu tür
kaçak yapılaşmanın vuku bulması 1 milyon euro rüşvet
iddialarının doğruluğu hakkında kanaatimiz güç kazanmaktadır.” Bunu AKP’li
Belediyenin müfettişi diyor. Rapor İçişleri Bakanlığına geliyor, dönemin
İçişleri Bakanı malum Atalay, bu rapora rağmen soruşturma izni vermiyor “Rüşvet
iddiası yargılanmasın.” diyor, rüşvet iddiasını İçişleri Bakanı kendisi
kapatıyor.
Bir
başka konu: İstanbul Büyükşehir Belediyesinin dört yıldır süren bir ihalesi
var. İETT arazisini El Maktum’a sattınız. 2886 sayılı
Devlet İhale Kanunu’nun 57’nci maddesine göre geçici teminatı gelir
kaydetmeyerek devleti 8 trilyon zarara uğrattınız. Danıştay iki defa “Kadir
Topbaş yargılansın.” dedi. Danıştay kararı da elimde. “Yargılansın.” diyen
hâkimlerin arasında bugünkü Danıştay Başkanı da var. O da biliyorsunuz, Sayın Arınç’ın “Kurban olduğum Allah, verdikçe veriyor.”
dediklerinden.
Yeni
bir İstanbul rant hikâyesi. Şu anda Mecliste bir milletvekili var. Daha önce
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis üyesiydi. Meclis üyesiyken belediyenin
ihalelerine girdi hem de belediyeden ilansız ihale aldı, ilan edilmedi,
başkalarına duyurulmadı. Toplam aldığı ihale bedeli 234 trilyondur. BELTUR 2010
yılı temizlik ihalesi 740 bin TL, İDO 2009 hizmet alımı 540 bin TL, İSTAÇ 2010
güvenlik hizmetleri 675 bin TL.
Devam
ediyorum. Şimdi, bir belediye meclis üyesi, İstanbul Belediye Meclis üyesi
İstanbul Belediyesinden 234 trilyonluk ihale almışsa bu etik midir, ahlaki
midir, doğru mudur, vicdani midir? Size soruyorum bunu ben. (CHP sıralarından
alkışlar) Bunun böyle olacağını biliyorduk.
Bakın,
1/7/2011 tarihinde Beşir Atalay’a bir soru önergesi verdim “İstanbul AKP’li
Belediye Meclis üyesi böyle ihale aldı mı?” diye, 1/7/2011. Hâlâ cevap
vermediler bana ama tabii siyasette biraz da uyanık olmak lazım. Bir CHP’li
Belediye Meclis üyesine dedim ki: “Arkadaş, ben Büyük Millet Meclisinde bu
önergeyi verdim. Bunların yüreği yok, bu soru önergesine cevap veremez. Sen de
İstanbul Belediyesine ver bunu.” dedim. Belediye Meclis üyesine cevap verildi,
Büyük Millet Meclisi üyesine cevap verilmedi. Dolayısıyla biz gensoruyu
dejenere etmiyoruz, soru önergesini bile dejenere eden sizsiniz. Değerli
milletvekilleri, diyorum ki İstanbul’da kendi Belediye Meclis üyenize böyle
ihale verdiğiniz ortadayken ne diye konuşuyorsunuz, nasıl konuşuyorsunuz, doğrusu
merak ediyorum.
Şimdi,
bir örnek de Kayseri’den vereyim size. 11 Yalova büyüklüğünde maden ruhsat
sahasını kapatan Kayseri AKP İl Başkanı vardı. Lastikçiydi, sizin iktidarınızda
madeni buldu. Bu büyük madenci il başkanlığından istifa ettirildi. Ruhsatı alan
istifa etti, ruhsatı verenler nerede? Enerji Bakanı nerede? Enerji Bakanı
Yalovalı mı, Kayserili mi? Cumhurbaşkanı bu İl Başkanına kefil olacak mı? Ben
diyorum ki Tevfik Fikret aklıma geliyor. Eğer bir Kayseri İl Başkanınız 11
Yalova büyüklüğünde maden ruhsatı almışsa Tevfik Fikret ne diyordu? “Yiyin
efendiler yiyin, aksırıncaya, tıksırınca kadar yiyin!” diyordu, aklıma da bu
geliyor benim. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi,
Kayseri’den Malatya’ya geçiyorum. Malatya İsmet Paşa’nın memleketi. Hani
Topkapı’daki Kutsal Emanetleri korumak için Niğde’ye taşıyan, camide koruma
altına alan, çalınmasınlar, zarar görmesinler diye de etrafına jandarma dikip
caminin içine girilmesini engelleyen İsmet Paşa’nın memleketi. O İsmet Paşa
camilerimizi harp için kullandı, siz camilerimizi rant için kullandınız. (CHP
sıralarından alkışlar)
İşte,
AKP döneminde rant için yıkılan bir cami. Hollandalı firmanın dozerleri Türkiye
Cumhuriyeti’nde nasıl cami yıkıyor, nasıl rant için cami yıkıyor, bunu bütün
millet görsün. (CHP sıralarında alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Bunu bütün millet görsün.
NUREDDİN
NEBATİ (İstanbul) – Sanki için yanıyor değil mi mabet yıkıldığı için!
BAŞKAN
– Sayın milletvekilleri, lütfen… Grup adına, Hükûmet adına cevap verilecek.
MUHARREM
İNCE (Devamla) – Bunlar, Malatya Belediyesi hal arazisini 52 trilyona
Hollandalı şirkete sattı. Hollandalı şirket o camiyi işte böyle yıktı. O
araziyi satan Belediye Başkanını da ödüllendirip milletvekili yaptınız.
Erbakan
Hoca sizi görseydi -Allah rahmet eylesin- Rahmetli Erbakan sizi görseydi “Sizi
gidi rantiyeciler sizi!” derdi. (CHP sıralarından alkışlar)
Sizi
gidi rantiyeciler sizi! Sizi gibi rantiyeciler sizi, camiyi yıktırdınız
Hollandalı firmaya. (AKP sıralarından gürültüler)
Bakın,
Oğuzhan Asiltürk de bir açıklama yaptı. Oğuzhan Asiltürk dedi ki, eski
ağabeyiniz dedi ki: “Cumhuriyet Halk Partisi cami yıkmadı ama AKP cami yıktı.”
dedi Oğuzhan Asiltürk. (CHP sıralarından alkışlar)
1999
depremi sonrasında çadır kentlerin kurulacağı 480 alan belirlenmiştir. Bu
alanlar şimdi rezidans oldu, alışveriş merkezi oldu. İstanbul’da silüet tartışmaları var ama İstanbul’daki toplantı sayısına
hep birlikte bir bakalım: İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisine havale edilen
dosya sayısı 7.900. 7.900 dosya. 7 bini İmar Komisyonu, 183’ü Ulaşım ve Trafik
Komisyonu, 8’i Deprem Komisyonu. 7 bin İmar Komisyonunda dosya var, 8 Deprem
Komisyonunda.
MEHMET
CEMAL ÖZTAYLAN (Balıkesir) – Her belediyede var.
MUHARREM
İNCE (Devamla) – İşte, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin belirlediği mezarlık
fiyatı 12 milyar lira. Villa mı satıyorsun, mezarlık mı satıyorsun?
Vakıflar
İstanbul Birinci Bölge Müdürlüğü Bahçelievler’deki arazilerinin yarısını yeşil
alan yapan İstanbul Büyükşehir Belediyesini Allah’a havale etti ve vakıf
bedduası gönderdi, bedduası. Hani bir eski milletvekiliniz şöyle demişti,
hatırlarsanız, Amasya Milletvekiliniz: “Dualarla geldik, beddualarla
gideceğiz.” demişti. Vakıflar Bölge Müdürlüğü de size vakıf bedduası gönderdi,
sanırım onları okudunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
Yine
bir başka konu: Başbakanlık Kamu Görevlileri Etik Kurulu Karaman Belediyesini
şifreli olarak kınadı. Etik Kurul üyesi eski bir AKP’li vekil, Kurulun hata
yaptığını söyleyen de AKP’li Belediye Başkanı.
Şimdi
gelelim yurdun bir başka köşesine, Devrek’e gelelim, Devrek’e.
Hepsi
belgeli burada. Hangi gazeteci, hangi yandaş ve yalaka olmayan gazeteci bu
belgeleri benden isterse, “Ben bunları yazarım.” derse, “AKP’den korkmuyorum.”
derse, bütün bunların hepsinin belgelerini veririm.
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) – Savcıya ver savcıya! Belgen varsa savcıya ver!
MUHARREM
İNCE (Devamla) – Bakın, Devrek’te neler olmuş?
Devrek’te
milletvekili yaptığınız Belediye Başkanınız, kamu arazisinin metrekaresini 7
liraya almak istiyor kardeşinin şirketine. Yazışmalar var, burada, elimde.
Kaymakamın kararlı tutumu karşısında 40 liraya alıyor ama Kaymakam sürülüyor.
Bilirkişilik yapıyor Belediye Başkanı, diyor ki: “7 lira yapar burası.”
Kaymakam diyor ki: “Hayır, daha fazla yapar, kamu arazisi burası.” 40 liraya
satılıyor. Vay, sen misin devletin malını koruyan Kaymakam, Kaymakamı
sürüyorlar…
FİKRİ
IŞIK (Kocaeli) – Nereye?
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) – Pensilvanya’ya!
BAŞKAN
– Sayın milletvekilleri, lütfen…
MUHARREM
İNCE (Devamla) – …o belediye başkanı da milletvekili oluyor.
Şimdi,
bakın, benim size son olarak söyleyeceğim şudur. O fotoğraflardan bir iki
tanesini de birazdan tekrar göstereceğim. Son olarak sizlere söyleyeceğim
şudur: Sayın milletvekilleri, değerli AKP milletvekilleri; yolsuzluğun batağına
düştünüz, yetimin hakkına üşüştünüz, haram lokma bölüştünüz, rüzgâr ektiniz
fırtına biçeceksiniz. Kaçış yok, kurtuluş yok, hesabı ödeyeceksiniz! (CHP
sıralarından alkışlar)
Bakınız,
bize sürekli yetmiş yıl, seksen yıl öncesine dönmenize gerek yok.
HÜSEYİN
ÜZÜLMEZ (Konya) – Ahır yaptığınız camileri de göster!
BAŞKAN
– Sayın Üzülmez, lütfen…
MUHARREM
İNCE (Devamla) – Ona gerek yok.
Bakınız,
hep birlikte görelim. AKP’nin yıktığı cami!
FİKRİ
IŞIK (Kocaeli) – Neresi?
MUHARREM
İNCE (Devamla) – İmam Recep Gök. Diyor ki: “Yirmi gün sabaha kadar uyuyamadım.”
Açıklamaları var.
NUREDDİN
NEBATİ (İstanbul) – Sen de keyfetmişsindir, “Oh be, bir cami azaldı.” diye.
MUHARREM
İNCE (Devamla) – Gidin o imamı dinleyin bakın. Bakın, tekrar edeyim. Bakın…
İLYAS
ŞEKER (Kocaeli) – Samimi değilsin şu anda! Samimi değilsin!
MUHARREM
İNCE (Devamla) – Neyi samimi değilim? Bakın, bunları yıkan kim? Bırakın öyle
savaş döneminde yapılmış işleri. Siz bu ülkede buraları yıkıp Hollandalı
firmalara sattınız mı satmadınız mı? Kim?..
CUMA
İÇTEN (Diyarbakır) – Camiler prim yeri değil.
MUHARREM
İNCE (Devamla) – Babanın camisi mi! Camiler senin mi!
CUMA
İÇTEN (Diyarbakır) – Sana ne!
MUHARREM
İNCE (Devamla) - Camiler senin mi? Senin mi? Babanın camisi mi! (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler) Senin camin mi?
Babanın camisi mi? Kendinin tapulu malı mı zannediyorsun camiyi sen? Bunu kim
yıktı? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
– Sayın milletvekilleri, lütfen…
MUHARREM
İNCE (Devamla) – Bunu kim yıktı? Hollandalıların dozerleri yıkmadı mı bunları?
Bunu kim yıktı?
İLYAS
ŞEKER (Kocaeli) – Caminin adını ağzına almak için abdest alman gerekir.
MUHARREM
İNCE (Devamla) - Sizi gidi rantiyeciler sizi!
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN
– Teşekkür ediyorum Sayın İnce.
Barış
ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz isteyen İdris Baluken,
Bingöl Milletvekili.
ALİ
TURAN (Sivas) – Sayın Başkanım, şahsıma sataşma vardır, söz istiyorum.
BAŞKAN
– Konuşma bitsin ondan sonra efendim, konuşmalardan sonra değerlendireceğim.
Buyurun
Sayın Baluken. (BDP sıralarından alkışlar)
BDP
GRUBU ADINA İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Değerli Başkan, sayın milletvekilleri;
Cumhuriyet Halk Partisinin Alman vakıflarıyla ilgili açıklamaları nedeniyle
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında vermiş olduğu gensoru hakkında söz almış
bulunmaktayım. Heyetinizi saygıyla selamlayarak konuşmama başlamak istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, bildiğimiz gibi, Başbakan Erdoğan 29 Eylül 2011 tarihinde,
Makedonya dönüşünde, uçakta gazetecilere şöyle bir cümle kullanmıştı:
“Özellikle Alman vakıflarının bölgedeki faaliyetleri çok dikkat çekici. Bu tür
vakıflar özellikle CHP’li ve BDP’li belediyelerle
kredi sözleşmeleri yapıyor. Bu kredi sözleşmelerini yapmakla kalmıyorlar, hangi
müteahhitlere iş vermeleri, iş yapmaları gerektiği konusunda işaret veriyorlar.
Bu yolla resmen PKK’ye para gönderiyor bu vakıflar.” Yani, BDP’li
belediyelerin Alman vakıfları yoluyla kredi sağladıkları ve bu kredileri de
PKK’ye aktardıkları yönünde çok ciddi ithamlar var.
Yine
aynı röportajda Başbakan tarafından Hakkâri Belediyesine devlet tarafından 17
trilyon gibi bir paranın aktarıldığını, bu paranın belediyecilik hizmetleri
dışında farklı amaçlar için kullanıldığını belirtiyor.
SIRRI
SAKIK (Muş) – Sayın Başkan…
BAŞKAN
– Sayın milletvekilleri, lütfen sessiz olalım. Salonda büyük bir uğultu var.
Hatibi dinleyelim lütfen, Sayın Hatibi.
İDRİS
BALUKEN (Devamla) - Aynı şekilde, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve diğer
belediyelerde örgüt elemanlarının belediye kadrolarında yer aldığına dair
istihbaratlarının olduğunu kesin bir dille vurguluyor.
Değerli
milletvekilleri, her şeyden önce şunu belirtmek istiyorum ki bu iddiaların
tamamı asılsız, gerçek dışı ve mesnetsiz iftiralardır.
Şimdi,
bu iftiralarla ilgili konuşmama geçmeden önce, Türkiye-Almanya ticari
ilişkileri hakkında birkaç bilgi vermek istiyorum: 2003 yılından bu yana
Türkiye’nin Almanya’ya ihracatı toplam ihracat içerisinde yüzde 16’lık bir payı
oluşturuyor.
Yine,
Türkiye’nin Almanya’dan ithalatının ise toplam ithalat içerisindeki payı yüzde
13’ü buluyor.
Yine,
Almanya-Türkiye ekonomik iş birliği çerçevesinde son yıllarda Türkiye’de Almanların
hibe ve kredi destekleriyle 400 proje uygulanmıştır. Bunun toplam parasal hacmi
4,5 milyar avro olarak gerçekleşmiştir. Bunun 4,3 milyar avrosu koşullu kredi
olarak verilmiştir.
Değerli
milletvekilleri, yine Türkiye Hükûmetine 1 Ocak 2011 tarihinde, Alman
Uluslararası İşbirliği Kuruluşu ile teknik iş birliği kapsamında 277 milyon
avro tutarında geri ödemesiz hibe yapılmıştır. Bu anlaşmada belediyelerde
ulaştırma, çevre, altyapının desteklenmesi, özel sektör ve KOBİ’lerin
desteklenmesi ve kapasite teşvik programları bu ikili iş birliğinin öncelikli
alanları olarak belirlenmiştir.
Şimdi,
bu düzeyde önemli ticari ilişkilerin olduğu Almanya’ya ait vakıfların Türkiye
aleyhine PKK’ya para aktardıkları iddiasının mantığını anlamak mümkün değildir.
Eğer böyle bir mantık doğru ise Almanya ile her yıl artan düzeyde ticari
ilişkileri biz nasıl açıklayacağız? Kaldı ki burada belediyelere hibe ve kredi
sağladığı iddia edilen bir gizem verilerek bahsedilen kurumlar Alman Kalkınma
Bankası ve Alman Kalkınma Ajansıdır. Yani Alman Hükûmetinin yetkilendirmiş
olduğu kurumlardır. Bu kurumların dışında, Türkiye’de, özellikle sivil toplum
örgütleri, insan hakları kurumları, araştırma enstitüleri ve meslek odalarıyla
ortak çalışmalar yürüten Heinrich Böll
Vakfı gibi bazı vakıfların da siyasi parti ayrımı yapmadan AB tarafından
finanse edilmiş bazı projeleri yerel yönetimlerle beraber yürüttükleri bilinen
bir gerçekliktir. Nitekim, bu vakıflardan Heinrich Böll Vakfı Başkanı Ralf Fücks ve Dufner, Türkiye
temsilcisi Dufner, yaptıkları açıklamalarda,
Türkiye’de bu çalışmaları yürüttüklerini ve bu kapsamda AKP’li yerel
yönetimlerle de çalıştıklarını net bir şekilde ifade etmişlerdir. Yine,
Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Eberhard Pohl, Alman Kalkınma Bankası ile Uluslararası İşbirliği
Kurumun Alman Federal Hükümeti adına yaptığı bütün yardımların AKP Hükûmetinin
bilgisi dâhilinde olduğunu açıklamıştır. Pohl,
kredilerin sadece BDP’li belediyelere değil, AKP’li
belediyelere ve yerel yönetimlere verildiğini de net bir şekilde ifade etmiştir.
Bakın,
Pohl’ün kullanmış olduğu cümleleri sizlerle
paylaşalım: “Alman Kalkınma Bankası ve Uluslararası İşbirliği Kurumu, Alman
Hükûmeti adına, yüz yirmiden fazla ülkede mali ve teknik iş birliği projeleri
gerçekleştiren önemli kuruluşlar arasındadır. Alman Kalkınma Ajansı, Türk
devlet kurumlarının başvuruda bulundukları projeleri de yürütmektedir.
Projeler, Türk bakanlıklarının ve kurumlarının iş birliğiyle yürütülmektedir.
Proje başvuruları ve projelerin uygulama aşamaları Hazine Müsteşarlığı, Devlet
Planlama Teşkilatı, Çevre ve Dışişleri bakanlıklarının bilgisi dâhilinde
gerçekleşmektedir. Sadece Diyarbakır’da değil, Kayseri’de de atık su projesi
gerçekleştiriliyor.” Bu, Alman Büyükelçisinin kendi cümleleriyle buradan size
ifade ettiğim bir değerlendirmedir.
Değerli
milletvekilleri, Türkiye’de bulunan üç bin beş yüz belediyenin birçoğu bu
kredilerden ya yararlanmış ya da hâlen yararlanmak için bir çaba içerisindedir.
Bu Alman kurumları, özellikle altyapı projeleri, kapasite artırım projeleri ve
kadınlara destek gibi toplumsal projelere hibe ve kredi vermektedir.
Şimdi,
BDP’li belediyeler aracılığıyla PKK’ye para aktarma
iddiasında bulunan Başbakanın partisine mensup birçok belediyenin bu kredi ve
hibelerden faydalandığını biz biliyoruz, örneğin Bursa tramvay projesi, örneğin
Galata Köprüsü projesinde AKP’li belediyeler bu fonlardan yararlanmışlardır.
Aynı şekilde, Kayseri Belediyesi, Ankara Büyükşehir Belediyesi, Malatya ve
Denizli belediyelerinin de aynı şekilde projeleri birlikte yürüttükleri ve bu
portföyün büyüklüğünün 700 milyon euro civarında
olduğu bilinmektedir.
Değerli
milletvekilleri, Alman Kalkınma Bankasının yakın zamanda devam eden projeleri
ise hâlâ Samsun, Van, Batman, Siirt, Trabzon, Antalya, Diyarbakır ve İzmir
belediyeleriyle kredi anlaşmaları şeklinde devam etmektedir.
Bakın,
bu verilen kredilerle ilgili birkaç somut bilgiyi ben burada sizlerle paylaşmak
istiyorum. AKP’li Urfa Belediyesi, 2006-2008 yılları arasında atık su
fizibilite çalışmasını Alman Kalkınma Bankasıyla ortak bir çalışmayla yürüttü.
SIRRI
SAKIK (Muş) – Sayın Başkan, saygıya, adaba davet edin!
BAŞKAN
– Bir saniye Sayın Milletvekili, bir saniye…
SIRRI
SAKIK (Muş) – Bu kadar saygısızlık olur mu ya, bir hatibi dinleyin ya.
BAŞKAN
– Sayın bakanlar, lütfen 3’üncü defa oldu. Sayın milletvekilleri, lütfen oturur
musunuz. Lütfen, Sayın Başkan…
Buyurun
Sayın Milletvekili.
İDRİS
BALUKEN (Devamla) – AKP’li Muş Belediyesi, altyapı çalışmaları için 70 milyon
liraya denk gelen bir kredi ve hibe sözleşmesini imzaladı. Siirt’in AKP’li
Belediye Başkanı Mervan Gül, 2007 yılında Alman Kalkınma Bankası ile Siirt’in
altyapısı için 32 milyon euro’luk kredi ve hibe
sözleşmesini imzaladı. Bu verilen kredilerin nereye gittiğini merak
ediyorsanız, Siirt halkıyla bir diyalog sağlayın. Yine Kayseri Belediyesi, atık
su arıtma tesisi için 25 milyon euro kredi kullandı.
Adana Büyükşehir Belediyesi, 99 ve 2004 yılları arasında Alman Kalkınma
Bankasından 55 milyon dolar kredi ve hibe kullandı. Van Belediyesinin AKP’li
Başkanı Burhan Yenitürk döneminde Alman Kalkınma
Bankasından 11,5 milyon euro’luk kredi ve hibe
kullanıldı. Nevşehir, Avanos, Ürgüp ve Göreme’yi içine alan, on bir ilçeyi
kapsayan içme suyu projesi 22 milyon euro kredi
karşılında Alman Kalkınma Bankasından sağlandı.
Şimdi
ben size bu listeyi saatlerce uzatabilirim. Burada elimde resmî rakamlar da
var. Bunun için Avrupa Birliği Bakanlığının sitesine girmeniz yeterlidir. Ama
bütün bu veriler ortadayken, bu konuyla ilgili dünyayı sanki yeniden
keşfediyormuş gibi medya ve Başbakanın bu konuyu gündemleştirmeleri
ve buranın üzerinden partimize yönelik suçlamalarını kabul etmek mümkün
değildir.
Değerli
milletvekilleri, bu tablo şöyle bir gerçekliği de açığa çıkarıyor: Hükûmetin ve
İller Bankasının sorumlulukları ve yükümlülükleri yerine getirmesi ve
belediyelere kredi olanakları açması durumunda Türkiye’de hiçbir belediyenin
yurt dışında kredi veya hibe peşinde koşmasına gerek kalmayacağı gibi bir
gerçeklik var önümüzde.
Değerli
arkadaşlarım, tüm bu projelerin onaylanma merkezi Hazine Müsteşarlığıdır. Aynı
şekilde paranın çıktığı yer yine Hazine Müsteşarlığıdır. Alman Kalkınma Bankası
ve Avrupa Yatırım Bankası, Türkiye'nin üç büyük bankası olan İş Bankası,
Garanti Bankası ve Şekerbank’la iş birliği yapmaktadır. Bütün bu projelere
başlayabilmek için ilk koşul hükûmetler arasında sözleşme imzalanmasıdır. Bu
mantıkla, velev ki iddiaların doğru olduğunu kabul edelim, yani Alman kurumları
aracılığıyla PKK’ya para aktarıldığını kabul etsek bile burada sorumluluğun
yine AKP’de olduğu gibi bir gerçeklik önümüze çıkıyor. Çünkü söz konusu Alman
kurumlarından hibe ve kredi almanın ilk yolu, tekrar altını çizmek istiyoruz ki
hükûmetler arasındaki uluslararası sözleşmeden geçiyor.
Bu
konuyla ilgili bu iddialardan sonra bugüne kadar ortaya konan tek bir somut
delil yoktur. Belediyelerimiz hakkında somut tek bir belge, tek bir yargılama
sürecinin olmaması bile bu iddiaların iftiradan öteye geçmediğini gözler önüne
sermektedir.
Değerli
milletvekilleri, bir başka iddia Hakkâri Belediyesiyle ilgilidir. Başbakanın
iddiasına göre “Hakkâri Belediyesine 17 trilyon para aktarılmış. Bu para farklı
yerlere gönderilerek belediyecilik alanında kullanılmamış.” diye bir iddia var.
Bakın, bu iddianın özü şudur: Başbakan, seçim mitingi öncesinde gittiği Hakkâri’de
gazetecilerin bulunduğu bir ortamda Hakkâri Belediyesine 13,5 trilyon bir
yardımın tahsis edildiğini belirtiyor. Ancak bu tahsis edilen 13,5 trilyonun
2,8 trilyonu yine İller Bankası tarafından kesiliyor, kalan 10,7 trilyon ise
hiçbir şekilde Hakkâri Belediyesine gönderilmiyor. Tahsis edilmiş ve aylık
ödeme planları şeklinde gönderiliyor.
Bakın,
geçen ay Hakkâri Belediyesine gönderilen miktar 600 milyar TL’dir. Sadece
Hakkâri Belediyesinin aylık personel giderleri 700 milyar TL’dir. Yani,
gönderilen bu parayla bırakın birtakım hizmetler ortaya koymayı ya da
belediyecilik alanında bazı projeleri yerine getirmeyi ya da farklı bir yerlere
para aktarmayı, personel giderlerini karşılamak bile mümkün olmamaktadır.
Bakın,
bu konuyla ilgili ilk iddia ortaya atıldığı zaman biz bir basın açıklaması
yaptık ve Başbakanı, 17 trilyonu hangi banka kanalı aracılığıyla, hangi kamu
kurumu aracılığıyla Hakkâri Belediyesine göndermişse, ispata davet ettik. Eğer
ispat etmezse kendisini müfteri olarak ilan edeceğimizi belirtmemize rağmen,
bugüne kadar Başbakan hiçbir belgeyi kamuoyuna açıklayamamıştır.
Değerli
milletvekilleri, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesiyle ilgili iddialara gelmek
istiyorum. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinde ve diğer belediyelerde örgüt
elemanlarının çalıştığını iddia etmek, sadece bu belediyelere yönelik siyasi
soykırım operasyonlarına meşru bir zemin hazırlamanın kılıfıdır. Zaman
içerisinde bunu daha net biçimde ortada gördük.
Şimdi,
biz Diyarbakır Büyükşehir Belediyesiyle ilgili yaranın nereden geldiğini
biliyoruz. 2009 yerel seçimi öncesinde Başbakan, Diyarbakır Büyükşehir
Belediyesini, alınmasını en fazla istediği belediye olarak tüm Türkiye
kamuoyuna deklare etmişti. Buna hepimiz şahitlik yaptık. Bizler de o dönem, bu
deklarasyona karşılık “Diyarbakır, özgürlüğün ve demokrasinin kalesidir.”
diyerek açıkça bir demokratik mücadele çağrısında bulunmuştuk.
Bizim
bu manifesto çıkışımıza karşı, atom karıncasını da yanına alarak Diyarbakır’a
giden Başbakanın seçimde yaşadığı hezimeti hepimiz biliyoruz. O hezimeti kolay
kolay unatamayacağını tahmin edebiliyorduk.
Başbakan,
o gün atom karınca ile yapamadığını, bugün Belediyeye istihbarat böcekleri
sokarak yapmaya çalışıyor. Olayın özeti budur. (BDP sıralarından alkışlar)
Ama
şunu belirtelim ki Atom karınca nasıl ki Diyarbakır surlarından geri döndüyse,
aynı şekilde bu istihbarat böceklerinin yürüttüğü politika da o şekilde
Diyarbakır surlarından geri dönecektir.
Değerli
arkadaşlarım, bu kadar önemli iddialara Başbakanın bir delil sunmasını bizler
beklerken, Güney Afrika gezisi öncesi Atatürk Havalimanı’nda bir cevap verdi.
Bu cevapta da aslında Başbakanın elinde hiçbir belge olmadığı, daha önce
medyada yayınlanmış birtakım haberlere dayanarak bu iddiaları ortaya koyduğu,
hem CHP’ye hem BDP’ye “Siz kendiniz belediyelerinizle
ilgili bir çalışma yürütün, bir zemin oluşturun, gerekirse bana dönersiniz, ben
de size yardım ederim.” gibi anlaşılmaz bir tavır içerisinde kamuoyunu
yanıltmaya çalıştı.
Biz
bu tutumu, iddiaların asılsızlığını kamuoyundan gizleme, tartışmaları zamana
yayarak gündemden düşürmeye yönelik acemi bir politik hamle olarak
değerlendirdik.
Değerli
milletvekilleri, buradan Başbakana tekrar çağrıda bulunmak istiyoruz: Bu ciddi
iddialarınızı kanıtlamak zorundasınız. Aksi takdirde, tüm bu iddialarınız
altını dolduramadığınız çelişkili açıklamalar olarak tarihteki yerini
alacaktır.
Siyasi
tarihimizde Başbakanın çelişkili açıklamalarına alışkınız. Bakın, bu çelişkili
açıklamalardan dış politikayla ilgili olan birkaç tanesini sizlerle paylaşmak
istiyorum. Daha önce Kaddafi’den İnsan Hakları Onur Ödülü alan Başbakan, 1 Mart
2011 tarihinde gazetecilerin soruları üzerine Libya’ya müdahale konusunda
şunları söylüyor: “Libya halkının cezalandırılması anlamına gelecek her türlü
yaptırım ve müdahale büyük ve kabul edilemez sıkıntılara sebep olabilir. Şimdi,
bize basın mensupları soruyor, çok enteresan: ‘NATO Libya’ya müdahale etmeli
midir?’ Böyle bir saçmalık olur mu yahu! NATO’nun ne işi var Libya’da? NATO,
mensubu olan ülkelerden birine herhangi bir müdahale yapılması hâlinde böyle
bir şey gündeme getirebilir. Bunun dışında Libya’ya nasıl müdahale edilebilir?
Bakın, Türkiye olarak biz bunun karşısındayız. Böyle bir şey konuşulamaz, böyle
bir şey düşünülemez.”
Tabii,
NATO’nun müdahalesinden sonraki süreci de hepimiz biliyoruz. Çantalarla
Libya’ya giden milyonlarca dolarlarla Dışişleri yetkililerinin kameralara
vermiş olduğu pozlar sadık Amerikan tarihine altın harflerle yazılmıştır.
Değerli
arkadaşlarım, bu çelişkili açıklamalara bir pencere de Suriye’yle ilgili
politikalarla açmak istiyorum. 2 Temmuz 2010 Halep Üniversitesinin Başbakana
fahri doktora unvanı verdiği törende Erdoğan konuşuyor: “Ben, şahsım ve ülkem
adına iki ülkenin bu yakınlığından gurur duyuyorum. İnanıyorum ki başta Değerli
Kardeşim Sayın Esat olmak üzere tüm Suriye halkı da şahsımın bu duygularını
paylaşıyor, bizlerle aynı gururu duyuyorlar. İşte, onun için diyorum ki:
İstanbul, Antep, Urfa, Mardin gibi Şam, Halep, Lazkiye aynı kültürün, aynı
kardeşlik ikliminin şehirleridir. Sevgili Kardeşim Esat ile bu kardeşlik
iklimini geliştirmek için büyük gayret sarf ettik.” 21 Kasım 2011’de ise aynı
Başbakan şunu söylüyor: “Suriye’de haklarını isteyen, daha insanca bir yaşam
talep edenlere karşı tankların, topların, silahların ateşlenmesini asla ve asla
insani görmüyoruz. Eğer sen bir lider olarak kendine inanıyorsan, kendine
güveniyorsan sandıkları açarsın, herkes sandıklara yürür. O sandıklar seni
iktidara getiriyorsa iktidar olursun ama tanklarla, toplarla iktidar bir yere
kadar. Gün gelecek sen de gideceksin çünkü o koltuklar baki değil, o koltuklar
geçicidir.”
Şimdi,
buradaki “Suriye” kelimesini kaldırıyoruz, başına Türkiye getiriyoruz, bu
belediye başkanlarımıza yönelik tutuklamaları da hatırlatarak bu paragrafı
sizlerden tekrar değerlendirmenizi rica ediyoruz.
SIRRI
SAKIK (Muş) – Bin kere ayıp. İdris Bey, dön arkaya konuş, dön, dön. O
saygısızca davrananlara söyle. Böyle bir şey olur mu?
İDRİS
BALUKEN (Devamla) – Biz kendi söyleyeceklerimizi buradan söyleyelim. Onlar
zaten asılsız iddialar ortaya atıp altını doldurmamakta da maharetli
sayılırlar. O yüzden, biz konuşmamıza devam edelim, dinleyip dinlememe veya
cevap verme onların bileceği iş.
Değerli
arkadaşlarım, zaman yeterli olmadığı için sadece şunu söylemek istiyorum:
Başbakanın bütün bu iddialarından sonra, 29 Eylül 2011’den sonra partimize
yönelik siyasi soykırım operasyonları artarak devam etmiştir. Akademisyen,
yazar, aydın, sanatçı dinlemeden demokrasi ve özgürlük güçleri sindirilmek
istenmiştir. En son yapılan tutuklama furyasında 47 avukat arkadaşımızın da
bulunduğu yüzlerce kişi yine gözaltına alınmıştır. Hâlen 6 milletvekilimiz, 25
belediye başkanımız, 81 belediye meclis üyemiz, 17 il genel meclis üyemizin
aralarında bulunduğu 4.500 BDP’li siyasetçi
tutukludur. Bunların detaylarına girmeden Başbakanın belediyelerimize karşı kin
ve nefret dolu yaklaşımına sadece bir Van örneği vermek istiyorum.
Van’ın
geçirdiği doğal afeti hepimiz biliyoruz. Altyapısı tamamen harap olmuş bir
kentte hâlen Van Belediyesine aktarılan ödeneklerden yüzde 40 kesintiler yapılıyor.
Bugüne kadar Van’a aktarılan paralardan Van belediyesine bir tek kuruş bile
aktarılmamıştır. Van’a aktarılan paranın büyük çoğunluğu Emniyet Müdürlüğüne,
Millî Eğitime ve diğer kamu kurumlarına aktarılırken Van Belediyesiyle ilgili
hiçbir iyileştirme projesi ortaklaştırılmamıştır.
Bakın,
biz buradan Sayın Başbakana seslenmek istiyoruz: Van Belediyesiyle
uğraşacağınıza “Evlerinize güvenle dönebilirsiniz, şu anda deprem açısından en
güvenli il Van’dır.” diyen, keşke Erdoğan Bayraktar’la uğraşmış olsaydı ya da…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
– Teşekkür ediyorum Sayın Baluken.
İDRİS
BALUKEN (Devamla) – Peki, ben zaman yeterli olmadığı için bazı bilgileri
geçiyorum.
Ancak
CHP’nin Başbakan hakkında vermiş olduğu gensoruyu desteklediğimizi ve lehinize
oy kullanacağımızı belirtmek istiyorum.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
– Teşekkür ediyorum Sayın Baluken.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan…
BAŞKAN
– Buyurun.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, deminden beri sabırla… Hatip konuşuyordu
burada, Genel Kurulda İktidar Partisi iş takibi yapıyor Hükûmet sıralarında ve
gayri ciddi bir şekilde bir gensoru görüşülmesi…
BAŞKAN
– Sayın Kaplan, üç defa…
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, inisiyatif kullanın, sabrımızı zorlamayın. Bu
duruma seyirci kalmak istemiyoruz, çok açık söylüyorum.
BAŞKAN
– Teşekkür ederim Sayın Kaplan. Ben gereğini yaptım.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Bu konuda da biraz ciddiyete davet ediyorum Hükûmet
sıralarını.
BAŞKAN
– Lütfen Sayın Kaplan… Teşekkür ederim.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – İlkokul talebesi değilsiniz. Oturduğunuz yerin ciddiyetine
uygun davranın. İş takibinizi de kuliste yapın arkadaşlar yahu!
BAŞKAN
– Sayın Kaplan, lütfen… Teşekkür ederim. Ben uyarıları yaptım. Teşekkür
ediyorum.
Sayın
Yıldız, söz talebiniz var. Neyle ilgili?
Buyurun.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Muharrem İnce Bey’in
konuşmasıyla ilgili…
BAŞKAN
– Ne diye konuştu? Ne konuştu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Şahsımla ilgili atıfta
bulundu.
BAŞKAN
– Ne atfında bulundu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Kayserili bir Enerji
Bakanından bahsetti. Ben kendimi zannediyorum.
BAŞKAN
– Buyurun sataşmaya mahal vermeden. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İki
dakika süre veriyorum İç Tüzük’ün 69’uncu maddesi
gereğince.
VI.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız’ın, Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Sayın Başkanım, değerli
arkadaşlar; iki dakika sürem olduğu için çok tafsilatlı bilgi veremeyeceğim ama
Sayın Muharrem İnce bir cümleden bahsetti; dedi ki: “Bir Kayserili İl
Başkanına, Kayserili Enerji Bakanı ruhsat vermiştir.”
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Öyle demedim.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Öyle demedin! Aç
tutanakları, bak şimdi.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – “11 Yalova büyüklüğünde ruhsat aldı.” dedim. “Ruhsat alan istifa
etti, verenler nerede? Enerji Bakanı nereli?” dedim.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Bu Enerji Bakanı Yalovalı
mı, yoksa Kayserili mi? Böyle bir şey anladınız değil mi arkadaşlar?
BAŞKAN
– Lütfen, karşılıklı konuşmayalım.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – “Yalovalı mı, Kayserili mi?” dedim. İl Başkanınız o kadar
ruhsat aldı mı?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Muharrem Bey, bak, eğer…
MUHARREM
İNCE (Yalova) – O ruhsatı aldı mı, almadı mı?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Şimdi, bak, bir dakika… Bir
dakika…
Kayserili
Enerji Bakanı buna ruhsat verdi, değil mi?
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Cümle öyle değil. Cümle şöyle: “İl Başkanı…”
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Bir dakika… Bir dakika…
Bıraktığın intiba bu. Bunu sen bilen birisin.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Sayın Bakan, İl Başkanınız 11 Yalova büyüklüğünde…
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Eğer, “Lafımı geri aldım.”
diyorsan, burada kalk özür dile.
Ben
şimdi sana çok net bir şey ifade ediyorum.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – “Sana” deme bana. “Sana” dersen, ben de “sana” derim.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Muharrem Bey, ben size çok
net bir şey ifade ediyorum Genel Kurulun ve Türkiye’nin huzurunda.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Türkiye izlemiyor yalnız.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Kimse izlemiyor ki.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) –Eğer 5’inci ayın 3’ünden 2009
yılı, ben göreve başladıktan sonra Kayserili Enerji Bakanından Kayseri İl
Başkanı bir adet ruhsat almamışsa siz Genel Kurulun huzurunda “Ben yalancı bir
insanım.” diyecek misiniz, demeyecek misiniz? (AK PARTİ sıralarından alkışlar,
CHP sıralarından gürültüler)
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Diyeceğim! Diyeceğim!
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Eyvallah! Bu kadarı geçsin
Sayın Başkanım, çok fazla konu var.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul)- Sen kömür yolsuzluğuna imza atıp atmadığını söyle!
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Şimdi siz diyeceksiniz ki,
ben tutanaklara geçmesini istiyorum, ama demedikçe, “Ben yalancı bir insanım.”
demedikçe ben bu sözümden vazgeçmeyeceğim.
Saygılarımla
arz ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
– Teşekkür ediyorum Sayın Yıldız.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Sayın Başkan, Sayın Bakan bana açıkça “yalancı” demiştir. Söz
istiyorum.
BAŞKAN
– Hayır, yalancı demedi.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Hayır efendim, hayır…
BAŞKAN
- Lütfen Sayın İnce…
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Sayın Başkan, bana “Yalancı” diyemez. Bunu açıklamam lazım. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
– Sayın İnce…
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Ben, cümlemi, izin verirseniz…
BAŞKAN
– Bir saniye Sayın İnce…
Sayın
milletvekilleri, bir saniye… Lütfen…
Konuşmayı
hep birlikte dinledik.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Sayın Başkan…
BAŞKAN
– Bir saniye Sayın İnce…
Sizin
tutanaklarınızı da getirtirim. Sizin cümlenizi isterseniz tekrar edeyim burada.
Sayın Bakan ona cevap verdi, eğer öyle söylediyseniz “yalancı” kelimesini
kullandı ve “O şekilde demeniz gerekir.” dedi yani kendi Bakanlığından sonra…
MUHARREM
İNCE (Yalova) – O zaman şöyle söyleyeyim…
BAŞKAN
– Buyurun.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – “Kayseri AKP İl Başkanı 11 Yalova büyüklüğünde maden ruhsatı
aldı. Ruhsatı alan istifa etti, verenler nerede?” dedim, “Enerji Bakanı
Kayserili mi? Yalovalı mı?” dedim.
BAŞKAN
– Tamam, ona, o cümleye cevap verdi zaten.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Eğer Kayseri AKP İl Başkanı 11 Yalova büyüklüğünde ruhsat
almışsa yalancı Taner Yıldız’dır, almamışsa Muharrem İnce’dir. (CHP
sıralarından alkışlar)
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Hayır!
BAŞKAN
– Hayır, hayır.
Konu
anlaşılmıştır tamam.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Hayır, sizin bana
sataştığınız nokta orası değil, yanıltmayın Genel Kurulu.
BAŞKAN
– Tamam Sayın Bakan, konu anlaşılmıştır, lütfen oturun.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Sataştığınız nokta bana,
orası değil.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Aldı mı o ruhsatı almadı mı? Var mı?
BAŞKAN
– Sayın İnce, lütfen…
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) –Benim zamanımda olmadı.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Ya kim, kimse fark etmez, aldı mı almadı mı? Ruhsat var mı yok
mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Hayır, hayır, yalan
söylüyorsun!
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Yalancı sensin.
BAŞKAN
– Lütfen…
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Yalancı sensin.
BAŞKAN
– Sayın Yıldız, konu anlaşıldı.
Lütfen…
MUHARREM
İNCE (Yalova) – İşin esasına gelmiyorsun. Kim verdiyse verdi, ruhsatı var mı
yok mu onu söyle.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Senin bıraktığın intiba o
değil, sen bunu çok iyi biliyorsun.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Yani kabul ettiniz siz!
BAŞKAN
– Sayın İnce, lütfen oturun.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Böyle bir ruhsat var mı yok mu Sayın Bakan?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Bu yaptığınız son derece
ayıp!
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Sayın Bakan, böyle bir ruhsat var mı yok mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Böyle bir ruhsat var, ama
benim zamanımda yok.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Güzel… (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın
Başkan, o zaman…
BAŞKAN
– E, Genel Kurulda sizin karşılıklı konuşmanızı dinleyecek değiliz Sayın İnce,
lütfen, konu anlaşıldı.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Böyle ruhsat varmış…
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Evet.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Peki, o ruhsatı Taner Yıldız vermemiş. Bu hırsızlığa kim alet
olduysa Allah onun belasını versin! (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
– Sayın Turan…
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Kabul etti…
BAŞKAN
– Sayın İnce, lütfen… Sizin söylediğiniz konuya cevap verildi. Lütfen…
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Benim dönemimde olmadı.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Ben, “Siz verdiniz” demedim ki zaten. “Siz de Kayserilisiniz.”
dedim, niye engel olmuyorsunuz…
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – İste tutanakları.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Hayır, ben öyle demedim, alacağım tutanakları.
BAŞKAN
– Sayın Turan, sizin söz talebiniz vardı, ne için söz istediniz?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) – Tamam Sayın Başkanım, Sayın Valim…
V.- GENSORU (Devam)
A) Ön
Görüşmeler (Devam)
1.- Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
Grup Başkan Vekilleri Yalova Milletvekili Muharrem İnce, İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebi ve Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan’ın; CHP’li
belediyelerin Alman vakıflarından kredi alarak terör örgütüne yardım ettikleri
iddiasında bulunduğu hâlde bunu ispatlamadığı ve böylelikle üstlendiği görevi
yerine getirmediği iddiasıyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında gensoru
açılmasına ilişkin önergesi (11/4) (Devam)
BAŞKAN
– Önerge üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz isteyen Sadir Durmaz, Yozgat Milletvekili. (MHP sıralarından
alkışlar)
MHP
GRUBU ADINA SADİR DURMAZ (Yozgat) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunca Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan hakkında
verilmiş olan gensoru üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış
bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.
Sayın
Başkan, sözlerime başlamadan önce, öncelikle televizyon yayınlarının böylesi
önemli bir konu hakkında milletimizin aydınlanmasına, bilgi sahibi olmasına
fırsat vermeyecek şekilde kesilmesine, televizyon yayınının olmadığı bir güne
hem de iki gensorunun birden sıkıştırılmak istenmesine son derece karşı
olduğumuzu ve bu tutumu kınadığımızı ifade etmek istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, demin de ifade edildi, Sayın Başbakanın Makedonya dönüşü
uçakta gazetecilere yapmış olduğu açıklama ile gündeme gelen ve özetle,
ülkemizde faaliyet gösteren Alman vakıflarının CHP’li bazı belediyelerle kredi
sözleşmeleri yapıp, kanalizasyon ihaleleri gibi işlerde işin kime verileceğini
de işaret etmek suretiyle kanlı terör örgütü PKK’ya kaynak aktardıkları
şeklindeki iddiası, elbette çok önemli ve üzerinde hassasiyetle durulması
gereken bir iddiadır. Hele ki bu iddiayı dile getiren kişi Sayın Başbakan
olunca konunun önemi bir kat daha artmakta ve eğer doğruysa vahim bir durumla
karşı karşıya olduğumuz ortaya çıkmaktadır.
Bir
gazetecinin Sayın Başbakana hitaben “Türkiye bu konudaki rahatsızlığını Alman
Hükûmetine bildirdi mi?” şeklindeki sorusuna da Sayın Başbakan “Biz kendilerini
bu konuda uyardık ama nedense vurdumduymaz davranıyorlar.” demek suretiyle,
itham ve kuşku dolu bir sürece kapı aralamıştır.
Sayın
Başbakana buradan “Eğer bu iddialarınız doğru ise -tabii, bu arada Sayın
Başbakanın bu gensoruyu ciddiye alıp kendisi hakkında müfteri mi müddei mi
olduğunun ortaya çıkacağı böyle bir gensoruda burada olup bu konulara cevap
vermesini de elbette tercih ederdik- açıkça suç işledikleri anlaşılan bu
belediyeler ve vakıflarla ilgili bir işlem yaptınız mı? Ne gibi tedbirler
aldınız? Konuyu kamuoyuyla paylaşmaktaki maksadınız nedir?” diye sormak lazım.
Hem
sonra bu vakıflar, değerli milletvekilleri, ülkemizde otuz yıldır faaliyet
göstermekteler. Diyanet İşleri Başkanlığından Gazeteciler Cemiyetine, Türkiye
Belediyeler Birliğine kadar uzanan bir yelpazede kamu kurumları, sivil toplum
kuruluşları, vakıf ve dernekleri içerisine alan bir iş birliğiyle pek çok
projeye finansman desteği sağlamaktadırlar.
Sayın
Başbakan bir yandan “vakıf” diyor, bir yandan büyük çaplı kanalizasyon
projelerinden bahsediyor. Sayın Başbakanın iddia ettiği vakıfların böylesine
büyük çaplı projelere finansman desteği sağlaması mümkün değil. Bu olsa olsa
Türkiye’de kırk yıldan fazla bir süredir büyük çaplı projelere finansman
sağlayan Alman Yatırım Bankası, kısa adı “KFW” ve kısa adı GTZ olan Alman
Yatırım Ajansı olabilir ve bunların zaten işi budur ve bunlar daha çok AKP’li
belediyelerle büyük çaplı projeler gerçekleştirmişlerdir.
Değerli
milletvekilleri, Türkiye’de faaliyet gösteren Alman vakıflarının belli başlıcaları, Konrad Adenauer
Vakfının Hristiyan Demokratlara, Heinrich Böll Vakfının Alman Yeşiller Partisine, Friedrich
Ebert Vakfının Alman Sosyal Demokratlara ve Friedrich
Naumann Vakfının ise liberallere yakın olduğu
herkesin malumlarıdır. Alman siyasal sistemine dâhil tüm partilerin sivil
görünümlü uzantıları olan Alman vakıfları Almanya’nın dünya çapındaki hâkimiyet
mücadelesinin vazgeçilmez araçları olarak çok önemli bir işleve sahiptir.
Hülasa, bu vakıfların tamamı siyasal amaçlarla ülkemizde faaliyet göstermekte
ve bu faaliyetler için gerekli finansman da Alman Hükûmetince sağlanmaktadır.
Değerli
milletvekilleri, belediyelerimizin, iktidarın ilkesiz ve tutarsız politikalarının
sonucunda kaynak ihtiyacı önemli ölçüde artmış ve artan kaynak ihtiyacından
dolayı belediyelerin borçlanması zorunlu hâle gelmiştir. Ülkemizde hâlen
merkezî idare desteğine fazlasıyla muhtaç bir yerel yönetim yapısı söz konusu
olup borçlanma gereksinimi yüksek olan mahallî idarelerin gelir bakımından
merkezî idareye bağımlılık oranı yaklaşık yüzde 40’lar seviyesindedir. Mahallî
idarelere aktarılan kaynağın yetersizliği, etkin denetim eksikliği nedeniyle
mevcut kaynakların verimli kullanılamaması, hızlı kentleşmenin getirdiği
yatırım ihtiyacı, eskiyen kent altyapılarının yenilenmesi gibi temel ihtiyaçlar
belediyeleri borçlanmaya mecbur bırakmaktadır.
Bilindiği
üzere, belediyeler, ihtiyaç duydukları kaynağı dış borçlanma ve iç borçlanma
suretiyle temin etmektedirler. Dış borçlanma 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve
Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun uyarınca yapılmaktadır. Bu Kanun’a
göre dış kaynaklardan finansman temini, gerek hazine garantisine dayansın gerek
dayanmasın veya hibe olarak temin edilsin, her hâlükârda Hazine Müsteşarlığının
izni ve bilgisi dâhilinde gerçekleştirilmekte, bu borçların kayıt ve kontrolü
Hazine Müsteşarlığının uhdesinde bulunmaktadır. Ayrıca, hepinizin bildiği
üzere, Türk mahallî idarelerinin yabancı kredi kuruluşlarından kullandığı
kaynaklar Türkiye ile kredi sağlayan ülkenin karşılıklı mutabakatına
dayanmaktadır.
Değerli
milletvekilleri, bu durumdan, Sayın Başbakanın açıklamalarından sorumluluğu
altındaki kurumların görevlerini gereği gibi yapmadıkları ve Sayın Başbakanın
da muhalefet lideri gibi bunu halka şikâyet ettiği sonucu çıkmaktadır. Üstelik
“Alman makamlarına söyledik ama vurdumduymaz davranıyorlar.” şeklindeki
açıklamasına gerek Alman Büyükelçisinin gerekse adı geçen vakıfların
yetkililerinin yapmış olduğu ve Sayın Başbakanı yalanlayan açıklamalarına
Hükûmetçe henüz bir karşılık verilmemiş olması da maalesef devlet ciddiyetine
indirilmiş ağır bir darbe olarak hatırlanacaktır.
Buradan,
Sayın Başbakanın çok sevdiği bir ifadeyle, kendisine hatırlatmak isterim ki:
Sayın Başbakan, müddei, iddiasını ispatla mükelleftir, aksi takdirde ne
olacağını siz daha iyi bilirsiniz.
Değerli
milletvekilleri, merkezî idarenin belediyeler üzerindeki denetiminin
zayıflatılması için AKP döneminde Anayasa’mıza aykırı olarak yapılan düzenlemelerin,
Sayın Başbakanın şikâyet ettiği vakıfların ve onların hamilerinin de ülkemizden
en çok talep ettiği hususlar olmasını sadece bir tesadüften ibaret saymak,
ancak bir aymazlık olabilir. Sayın Başbakanın yaptığı açıklamalardan
belediyeler üzerinde etkin bir denetim yapılmadığı sonucu çıkmaktadır. Oysa,
dokuz yıllık iktidarınız döneminde “idareyi yeniden yapılandırıyoruz” diyerek
yürürlüğe koyduğunuz 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi Kontrol Kanunu, 5393 sayılı
Belediye Kanunu, 5302 sayılı İl Özel İdaresi, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi
Kanunlarında yapmış olduğunuz düzenlemelerle mahallî idareler üzerindeki
denetimi bilinçli bir şekilde etkisizleştiren de maalesef sizlersiniz ve bu
durum Anayasa Mahkemesi tarafından da tescil edilmiştir.
Anayasa
Mahkemesi 2008/27, 28, 29 ve 30 esas sayılı Kararlarıyla 5393 sayılı Belediye
Kanunu’nun 23’üncü maddesinin beşinci fıkrası ile 5216 sayılı Büyükşehir
Belediyesi Kanunu’nun 14’üncü maddesinin beşinci fıkrasını da “idari vesayeti
zayıflattığı ve denetimi etkisizleştirdiği” gerekçesiyle Anayasa’ya aykırı
bularak, iptal etmiştir. Anayasa Mahkemesi hem Büyükşehir Belediyesi Kanunu hem
Belediye Kanunu’nun belediye meclis kararlarının kesinleşmesine ilişkin
hükümlerini iptal ettikten sonra, iptal edilen hükümler nedeniyle doğan yasal
boşluğu “kamu düzenini tehdit ve kamu yararını ihlal edici nitelikte”
gördüğünden, iptal kararının Resmî Gazete’de
yayımlanmasından bir yıl sonra yürürlüğe girmesini uygun görmüştür. Anayasa
Mahkemesinin bu iptal kararı, 22 Haziran 2010 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanmış olmasına rağmen, Hükûmetçe, iktidar
partisi tarafından bu kararlar doğrultusunda yapılması gereken düzenlemeler
henüz yapılmayarak bu konudaki boşluk devam ettirilmektedir. İlgili
kanunlardaki hükümler iptal etmiş ve yerine de yenileri getirilmemiş olduğu
için şu anda belediye meclis kararları üzerinde hiçbir denetim kalmamış ve
belediye meclis kararları üzerinde idari vesayetin uygulanması sıfırlanmıştır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; AKP iktidarları döneminde bilinçli bir şekilde
zaafa uğratılan merkezî idarenin vesayet denetiminin, ileride telafisi imkânsız
zararlara ve yıkımlara yol açmaması için çok dikkatli olunması gerektiği
kanaatindeyiz.
Değerli
milletvekilleri, bu çerçeveden hareketle, Sayın Başbakanın konuşmasından
anlaşıldığı kadarıyla, KCK tutuklamalarına dayandırdığı PKK’ya kaynak aktarma
iddiasının yanı sıra, sorulması lazım gelen başka sorular da vardır. Örneğin,
devletten alınan paylardan kanlı terör örgütüne mali destek sağlanmakta mıdır?
Terör örgütüne eleman desteği sağlayan yerel yönetimler var mıdır? Terör
örgütünden işçi statülü eleman alınmakta mıdır? Bu sorular çoğaltılabilir ama
en önemlisi değerli milletvekilleri, Hükûmet bu belediyeleri gereği gibi
denetleyebilmekte midir?
Değerli
milletvekilleri, Oslo’da PKK’yla yapılan müzakerelerden rahatsızlık duymayan
Sayın Başbakanın, aynı PKK’ya bazı vakıflar üzerinden kaynak aktarılmasından
rahatsızlık duyması yaman bir çelişki olarak hafızalara kazınacaktır. PKK’ya
yapılan yardımlar gibi millet varlığını yandaşlara peşkeş çeken ihale ve imar
yolsuzlukları ve bunun neticesinde yaşanan can kayıpları da aynı şekilde maşerî
vicdanı kanatmaktadır.
Değerli
milletvekilleri, son günlerde kamuoyunda sıkça tartıştırılan vicdani ret konusu
da AKP’nin, CHP’nin ve BDP’nin ortaklaştığı bir konu
olması münasebetiyle yine son derece manidardır. Söz konusu vakıfların
faaliyetlerinin mercek altına alınıp ayrıntılı olarak denetlenmesinin gerektiği
ve bu konuda öteden beri yapılmış olan değerlendirme ve tartışmalardan ve Sayın
Başbakanın talihsiz açıklamalarından sonra daha da önem kazanmıştır. Kaldı ki
bu tür vakıfların sahip oldukları -azınlık vakıflarının da aynı şekilde- mali
kapasiteleri ile ülkemizde sivil toplumun önemli bir kesimini rahatlıkla etki ve
nüfuz alanlarına aldıkları gün gibi aşikârken partimizin çok haklı ve yerinde
uyarılarını dikkate almayarak Vakıflar Yasası’nda değişiklik yapıp vakıfların
denetimini iç denetimle sınırlandıran da yine AKP İktidarıdır.
Değerli
milletvekilleri, Sayın İçişleri Bakanının Plan ve Bütçe Komisyonunda bir soruya
karşılık yapmış olduğu açıklamadan AKP’nin genel denetimi zaafa uğratan
düzenlemelerden esas muradının AKP’li belediyeleri denetim dışı bırakmak olduğu
anlaşılmaktadır. Sayın Bakan 29 Mart 2009 yerel seçimlerinden bu yana toplam
2.250 belediye hakkında araştırma, ön inceleme ve inceleme onayı verildiğini,
bunların 1.052 adedinin AKP’li belediyelere ait olduğunu ve bu oranın da yüzde
47 olduğunu ifade ederek “Bakın, ben en çok AKP’li belediyeler için araştırma
yaptırıyorum.” demek suretiyle rakamlarla oynamaya çok çabuk alıştığını
göstermiştir. Oysa bu rakamların anlamlı olabilmesi için kaç tane araştırmanın
ön inceleme veya inceleme safhasında kaldığını da açıklaması gerekirdi.
Örneğin, sadece İstanbul’daki iktidar belediyeleri için Valilikçe altı yüze
yakın şikâyet hakkında “İşlem yapmaya gerek yoktur.“ denilerek kaldırıldığında,
bu rakamların ne kadar anlamsız olduğu da ortaya çıkacaktır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi, Sayın Başbakanın ve Sayın Bakanın da
bildiği araştırma, inceleme ve soruşturma izinlerinin iktidar ve muhalefet
belediyeleri için vicdan ve ahlak sınırları zorlanarak nasıl verildiğini,
parti-devlet bütünleşmesinin nasıl partizan denetim mekanizmalarına dönüştüğünü
izah etmek istiyorum.
Farz
edelim ki İçişleri Bakanlığına iktidar partisine mensup bir belediye başkanı
hakkında bir ihbar veya şikâyet dilekçesi ulaşmış olsun. Önce valiliğine
yazılır, gerekirse valilik kaymakamlığa yazar, çoğunlukla ilgili belediyeye de
yazılır ve bir araştırmacı görevlendirilir ama bu araştırmacı bazen hakkında
şikâyet olan belediye başkanının maiyetindeki bir görevli de olabilir. Sonuç
olarak valiliklerden İçişleri Bakanlığına gelen cevaplarda iktidar partisine
mensup bir belediye başkanının suçlu olduğunun yazılması mümkün değildir, çok
istisnadır. Bu durumda, bakanlık, işleme koymama kararı verir. Bu aşamada ön
inceleme başlatılması için şikâyetçinin konuyu idari yargıya taşıması gerekir.
Bu da yetmez, müfettişin suçlu bulması hâlinde dahi soruşturma izni verilmeyebilir,
Elâzığ Belediyesi, Kayseri, Karaman vesaire daha saymakla bitiremeyeceğimiz
örneklerinde olduğu gibi. Şimdi de farz edelim ki muhalefete mensup bir
belediye hakkında şikâyet dilekçesi ulaşsın. Doğrudan ön inceleme
başlatılabilir, valiliklerinden görüş istenirse derhâl ve rahatlıkla ön
inceleme başlatılması önerilir, hele iktidar bu belediye başkanına zarar vermek
istiyorsa başta teknik takip gücü olan organize suçlar şubeleri olmak üzere
emniyet birimleri müfettişe ve adliyeye servis yapmaya başlar ki kamuoyu
vicdanında mahkûmiyet çabuk gerçekleşir ve belediye başkanının suçsuz olduğunun
ispatı yıllar alabilir.
Değerli
milletvekilleri, anlaşılmıştır ki iktidarlar hak, adalet, dürüstlük ve insan
sevgisi gibi Allah korkusu içeren mukaddes değerlerin uzağındaysa en güzide
kurumları ve en güzel kanunları dahi şahsi veya belli grup çıkarları için
kullanabilmekte, muhalefeti ise acımasızca cendereye sokabilmektedirler.
Değerli
milletvekilleri, yaratılan bu baskı ve korku atmosferi nedeniyle şu anda
muhalefet belediyelerinde birim amirleri evraklara imza atmamaktadır. Birim
amiri olarak, müdür olarak atanmak üzere gönüllü kamu görevlisi
bulunamamaktadır. Personel “Dinleyenler tarafından yanlış anlaşılır.” diye
aralarında telefon görüşmesi yapmamakta ve herkes ortam dinlemesi olduğuna
inanmaktadır ve emin olunuz ki bugün bazı muhalefet belediyelerinde personelin
yüzde 50’si antidepresan kullanmaktadır. Muhalefet
belediyeleri, Hükûmet ve taşra teşkilatları nezdinde üvey evlat muamelesi
görmekte, bazı kamu görevlileri bırakın muhalefet belediyelerinin projelerine
destek vermeyi, muhalefet belediye başkanlarıyla bir arada görünmekten
korkmaktadır, randevu vermemekte ve âdeta, birer iktidar partisi temsilcisi
tavrıyla karşılamaktadırlar, hatta, rutin işleri için bile o ilin bakanının
onayını dayatmaktadırlar.
Değerli
milletvekilleri, bir tarafta gözaltında intihar eden ve ilk duruşmada
haklarında tutuksuz yargılanma kararı verilen belediye görevlileri ile
gözaltında ifade bile veremeden hayatını kaybeden kamu görevlilerinin varlığı,
diğer tarafta üç ay sonra tutuksuz yargılanmalarına karar verilen Deniz Feneri
sanıklarının varlığı, yargıya olan güveni temelinden sarsmıştır. Almanya’da
bütün yönleriyle aydınlatılan Deniz Feneri, ülkemizde yargıya müdahale edilerek
karartılmıştır. Bir yandan savcılık tarafından 26 çuvalla bütün evraklarına el
konulduğu hâlde “delilleri karartma” gerekçesiyle gözaltına alınan belediye
görevlileri, öte yandan bütün delilleri karartılarak serbest bırakılan Deniz
Feneri yöneticileri, vicdanları sızlatmakta ve sabırları zorlamaktadır.
Değerli
milletvekilleri, buradan ilgilileri uyarıyorum: Milliyetçi Hareket Partili
belediyelerden elinizi çekin ve zulme alet olmayın. Yapılan zulümdür ve bu
zulümle abat olunmayacağını en iyi bilmesi lazım gelenler de dün kendilerine
zulmedildiğini söyleyerek iktidar olanlardır. Ama görünen o ki dün mazlum
olduğunu söyleyenler bugün zalimleşmiş, dün mağdur
edildiklerini ileri sürenler bugün başkalarını acımasızca mağdur etmekte bir
beis görmemektedirler. Hiç kimse unutmamalıdır ki bu hesaplar er ya da geç sorulacaktır
ama her şeyden önemlisi, kadiri mutlak olan Cenabıallah
bu zulme rıza göstermeyecektir.
Değerli
milletvekilleri, biraz önce sıraladığımız gerekçeler ve Sayın Başbakanın
iddialarını ispat edememesi nedeniyle bu gensoruya destek verdiğimizi belirtiyor,
bu düşüncelerle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
– Teşekkür ediyorum Sayın Durmaz.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan…
BAŞKAN
– Bir saniye…
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Sayın Hatip, Başbakanın söyleminde “Belediyelerden örgütlere
aktarma oldu mu? Bununla ilgili bir işlem yapıldı mı?” diye soruyor. 60’a göre,
gözaltına alınan, tutuklanan belediyelerimizle ilgili iki dakika açıklama
yapmak istiyorum.
BAŞKAN
– Ama böyle bir açıklama olmaz ki Sayın Kaplan.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Yani hiç alınmadığına dair, Hükûmet kanadı bunu belgeleyemiyor ama biz de…
BAŞKAN
– Sayın Kaplan, İç Tüzük gereğince burada eğer size bir sataşma varsa bundan
dolayı söz verebilirim. Bunun haricinde…
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkanım, hiçbirisi hakkında bu iddiayla soruşturma
açılmadığını, yakalama çıkmadığını, tutuklama çıkmadığını, sadece düşünceleri
nedeniyle tutuklanan belediye başkanlarının da aynı gün görevden alındığını…
Sayın İçişleri Bakanı burada. Şırnak Belediyesinin meclis üyeleri, il meclis
üyeleri, belediye başkanları; hiçbirisi bu tür yüz kızartıcı ihalelerle
gözaltına alınmadı, tutuklanmadı ve hatta gözaltıyla aynı günde görevden
alındı.
BAŞKAN
– Teşekkür ediyorum Sayın Kaplan.
Sözleriniz
tutanaklara geçti.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Sayın Bakanın kendi fezlekesinde o suçların hepsi var. Bu
Başbakanın iddialarıyla, bu suçlamaların hiçbirisinin belediye başkanlarımızda
olmadığını yüce Genel Kurulun bilgisine sunarım.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
– Yirmi dakika zaten konuşuldu Sayın Kaplan.
Teşekkür
ediyorum.
MUAMMER
GÜLER (Mardin) – Sayın Başkan…
BAŞKAN
– Evet, Sayın Güler…
MUAMMER
GÜLER (Mardin) – Efendim, Sayın Muharrem İnce’nin biraz önceki konuşmasında…
BAŞKAN
– Ne dedi Sayın Güler?
MUAMMER
GÜLER (Mardin) – Efendim, bir soruşturmayla ilgili işlem yapmadığımızı…
BAŞKAN
– Sayın Güler, ben tutanaklara…
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Verir, size söz verir zaten.
BAŞKAN
– Bir saniye Sayın İnce, her şeye müdahil olmayın, lütfen.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Yok, şimdi verir. Ona verirsiniz de bana vermezsiniz.
BAŞKAN
– Tutanaklardan cevap vereceğiz. Vereceğiz, bir saniye, sabırlı olun lütfen.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Ona verirsiniz canım, ne olacak!
BAŞKAN
– Ama karşılıklı konuşma yeri değil ki burası!
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Az önce Bakana verdiniz, bana vermediniz.
BAŞKAN
– Ama benim konuşacağımı bir dinleyin lütfen.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Ona da vereceğiniz garanti, onu söylemek istiyorum, garanti!
MUAMMER
GÜLER (Mardin) – Yani vermesin mi Sayın İnce?
BAŞKAN
– Sayın İnce, yanılıyorsunuz, ön yargılısınız.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Garanti! Ona yine verirsiniz, bana yine vermezsiniz.
BAŞKAN
– Ben tutanakları okuyacağım, lütfen bir sabır gösterin.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – O başka, bu başka!
MUAMMER
GÜLER (Mardin) – Sayın…
BAŞKAN
– Sayın Güler… Tutanakları okuyorum, Sayın Güler dinler misiniz?
ALİ
UZUNIRMAK (Aydın) – Akfırat’la ilgili, Akfırat.
BAŞKAN
– Sayın İnce’nin konuşması, tutanaklardan…
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Acele etmeyin Sayın Güler, söz verecek, merak etmeyin.
BAŞKAN
– Bir saniye… Bir saniye, efendim.
“AKP’nin
valileri böyle kaç dosya kapatmışlardır?
Şimdi
Komisyon Başkanı -yani sizinle ilgili- ve Milletvekiliniz, zamanın İstanbul
Valisi, Akfırat Belediyesiyle ilgili herhangi bir işlem yapmış mıdır?”
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Bu kadar, soru bu. Sataşma yok.
MUAMMER
GÜLER (Mardin) – Arz edeyim efendim müsaade ederseniz, hemen açıklayayım.
BAŞKAN
– Bir saniye… Hayır, bir şey söylemiyor ki.
MUAMMER
GÜLER (Mardin) – Sayın Başkan, oturduğum yerden…
BAŞKAN
- Lütfen yani… Bir saniye…
“Tabii dosyanın kapatılması sadece
valiliklerde olmuyor.”
MUAMMER
GÜLER (Mardin) – İddialarda bulundu. Mahkeme kararları vardır.
BAŞKAN
- Sayın Güler, dinler misin beni! Beni dinler misiniz lütfen! Bir şey
soruyorsunuz, dinleyeceksiniz!
MUAMMER
GÜLER (Mardin) – Peki efendim.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Valilik bitti.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, dinlediğiniz zaman canlı söylenen ile yazılı
metne geçiş, kayıtlara geçiş arasında fark var. Bunu söylemiş gibi…
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Valilik bitti. O öncedendi. Valilik yok artık, Başkan var.
BAŞKAN
- “Tabii dosyanın kapatılması sadece valiliklerde olmuyor. İçişleri Bakanlığı
soruşturma izni vermeyerek en büyük kapatmayı onlar yapıyor.”
Sizinle
ilgili herhangi bir şey yok ki. İşlem yapmış mıdır yapmamış mıdır, bunu
soruyor. Lütfen… Sataşma olarak değil yani.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Zan altında bırakıyor Vali Bey’i.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Bravo Başkan, bravo.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) – Siz şimdi burada hâlâ valilik mi yapıyorsunuz? Siz hâlâ vali
misiniz?
MUAMMER
GÜLER (Mardin) – O konuda mahkeme kararları var Sayın İnce.
BAŞKAN
– Lütfen… Lütfen… Hayır, yok öyle bir şey. Sataşma yok, neye vereceğim yani?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkanım, Vali töhmet altında kalıyor.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Sen vali yardımcısı mısın Sayın Elitaş?
BAŞKAN
– Sayın Elitaş, burada parti grupları diğer partilere
hiçbir şey sormasın mı, söylemesin mi? Burada gensoru önergesi var, konuşulacak
tabii ki. Her şeyde karşılıklı “Sataşma vardır.” diye söz istenmez. Ben sataşma
olarak değerlendirmiyorum.
Zaten,
hem grup adına hem Hükûmet adına kırk dakika cevap verilecek.
MUAMMER
GÜLER (Mardin) – Peki efendim, o zaman, Sayın İnce de burada, şu belgeleri vereyim.
Sayın
Çelebi, sizden istirham ediyorum.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Tabii efendim.
BAŞKAN
– Birleşime beş dakika ara veriyorum sayın milletvekilleri.
Kapanma Saati: 15.36
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.45
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ
(Diyarbakır), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
BAŞKAN
– Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 24’üncü Birleşiminin
İkinci Oturumu açıyorum.
Hükûmet
yerinde.
Şimdi
söz sırası AK PARTİ Grubu adına söz isteyen Nurettin Canikli, Giresun
Milletvekili.
Buyurun
Sayın Canikli. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK
PARTİ GRUBU ADINA NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Sayın Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlarım; Başbakanımız hakkında verilen gensorunun üzerinde AK
PARTİ Grubu adına görüşlerimi sizlerle paylaşmak üzere söz aldım. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Esas
gensoru konusuna geçmeden önce, biraz önce yapılan konuşmalarla ilgili bazı
iddialar ortaya atıldı, o iddialarla ilgili olarak tarafıma ulaşan bilgiler
var, onları öncelikle paylaşmak istiyorum. Bunlardan bir tanesi, esasında
şahsıyla ilgili olarak söz talebinde bulundu ama Başkanlık makamı öyle takdir
etti, bu iddiaları, kendisine yöneltilen iddiaları Sayın Muammer Güler ifade
edemedi, onunla ilgili.
İddia
şu idi: Sayın Muammer Güler’in Valiliği, İstanbul Valiliği döneminde, AK PARTİ’li Akfırat Belediyesiyle ilgili, Belediye Başkanıyla
ilgili birtakım yolsuzluk iddialarının üzerine gitmediği, dolaylı bir şekilde
onu kapattığı şeklinde bir iddia gündeme getirildi Sayın Muammer Güler’le
ilgili olarak. Tabii herhangi bir belge de sunulmadı kamuoyuna ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kuruluna.
Ben,
şimdi, size çok net, resmî bir belge sunuyorum bu iddiaya karşılık olarak. O da
şu: İçişleri Bakanlığına Sayın Muammer Güler, Vali imzasıyla bir yazı
gönderiyor, tarih 23/06/2008 ve 42657 numaralı yazı. Önce belediyeden bir
müfettiş talep ediyor, bu soruşturma yürürken ayrıca İçişleri Bakanlığından da
şu şekilde bir talepte bulunuyor Sayın Valimiz Muammer Güler o zaman.
Son
paragrafı şu: “Akfırat Belediye Başkanı Hilmi Yılmaz ile ilgili olarak Takvim
gazetesinde yer alan iddiaların kamuoyunun dikkatini çekmesi ve incelemesinin
müfettiş bilgi ve deneyimi gerektirmesi bakımından, Bakanlığımızca
görevlendirilecek müfettişler marifetiyle inceletilmesinin uygun olacağı
değerlendirilmektedir. Keza Akfırat Belediye Başkanı 23/06/2008 tarihli
yazılarında, gazetelerde çıkan iddiaların incelenmesi için müfettiş
görevlendirilmesi talebinde bulunmuştur.
Gereğini
takdirlerinize arz ederim.”
Bu
ne anlama geliyor? Bu, şu anlama geliyor: Sayın Muammer Güler Akfırat Belediye
Başkanıyla ilgili iddiaların, basında yer alan iddiaların üzerine gitmiş,
soruşturulması için İçişleri Bakanlığından müfettiş istemiş. Çok net,
tartışmasız, açık, yalın bir belge, devletin resmî belgesi. Sayın İnce, özür
dilemeniz gerekir. İmada bulundunuz, iddiada bulundunuz, biz de bu iddianın
gerçek olmadığını şu anda belgelerle ortaya koymuş durumdayız. Dolayısıyla,
size özür dilemek yakışır bunun için. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bir
özür daha dilemeniz gerekir Sayın İnce…
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - İçişleri
Bakanlığı ne yapmış?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - İzin verin… Belgeyi vereceğim biraz sonra, takdim edeceğim
size.
Bir
özür dilemeniz gerekir, bir özür…
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Orman arazisiyle ilgili Yargıtay kararını da söyle.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Ayrıca, bu kişi, Akfırat Belediye Başkanı daha sonra
partiden ihraç edildi bu arada, onu da belirtmiş olalım.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Orman arazisini de söyle.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Hepsine geleceğim. Yani daha doğrusu elbette o kadar çok
iddia gündeme geldi ki ama bana bilgileri gelenleri sizinle paylaşacağım,
gelenlerin tamamını paylaşacağım. Buradan yola çıkarak da bu iddiaların
geneliyle ilgili bir değerlendirme yapma imkânımız söz konusu olacak.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) – Soruşturma ne oldu?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Bakın, bir iddiada bulundunuz. Şu anda bizim
milletvekilimiz olan ve daha önce İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinde görev
alan arkadaşımızla ilgili şöyle bir iddiada bulundunuz: “200-300 tane ihale
aldı belediyeden.” dediniz. Evet, aynen öyle söyledi.
ALİ
UZUNIRMAK (Aydın) – Öyle demedi canım…
MUHARREM
İNCE (Yalova) – 234 trilyon!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – Trilyon… Neyse, evet, trilyon, tamam, trilyon.
Şimdi,
bakın, bu firmanın ismini ben açık olarak vereyim: Cam-Pak Temizlik diye bir
firma. Bilgileri aldım ve…
MUHARREM
İNCE (Yalova) – İhale listesini vereyim mi?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - … bu firma 1981 yılında kurulmuş olan bir firma ve o
tarihten beri İstanbul Büyükşehir Belediyesinde aynı işi yapıyor. Yani Sayın
Sözen döneminde yani Sayın Dalan döneminde aynı işi yaptı.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – O zaman Belediye Meclis üyesi miydi?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - İzin verin…
Bakın,
ayrıca şu anda bu firma şu anda CHP’li Antalya Belediyesi, Maltepe ve Çatalca
belediyelerine de aynı işi yapıyor. Peki, buna ne diyeceksiniz?
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) – Aynı usulle mi yapıyor? Davetiye usullüyle mi yapıyor?
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Aynı usulle mi yapıyor?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – Arkadaşlar, yapılan tüm ihaleler, kamu ihale mevzuatına
göre ve onlarca firmanın katılarak…
MUHARREM
İNCE (Yalova) – İlansız mı?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – İzin ver lütfen. Sayın İnce, bakın, ben sizi dinledim.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – İlansız mı? Bakın, liste elimde.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – Sayın İnce… Lütfen, ben sizi dinledim Sayın İnce. Bakın,
hiç sesimi çıkarmadan ve laf atmadan dinledim. Lütfen…
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Ya, Belediye Meclisi üyesi, İstanbul Belediye Meclisi üyesi…
BAŞKAN
– Sayın milletvekilleri, lütfen…
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – Yani, lütfen, onu bari dinleme şeyinde bulunun da ne kadar
yanlış yaptığınızı görün, siz de görün. Millet görecek, arkadaşlar görecek,
lütfen siz de görün Sayın İnce.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Millet göremeyecek. Millet göremeyecek ki, nerede görecek?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – Dolayısıyla, eğer bu firma yanlış yapıyorsa, bu firmanın
işlemlerinde birtakım usulsüzlük varsa o zaman Sayın Sözen’in bu firmaya iş
yaptırmasını -tırnak içerisinde söylüyorum- nasıl izah edeceksiniz?
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Yapabilir o zaman.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – Antalya Belediyesini nasıl izah edeceksiniz, CHP’li Antalya
Belediyesini?
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Yapabilir.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – Maltepe, Çatalca belediyelerini nasıl izah edeceksiniz?
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Kendi meclis üyesi olduğu belediyeden alıyor!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – Hepsi kamu ihale mevzuatına göre ve hepsine onlarca
firmanın katıldığı açık ihalelerle almış bu firma. Böyle bir şeyi suçlayabilir
misiniz değerli arkadaşlar?
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) – Hayır. Hayır, yanlış bilgi. Davetiye usulüyle ihale
edildi.
BAŞKAN
– Sayın Erdoğdu, lütfen…
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – Dolayısıyla iki tane özür borcunuz oldu Sayın İnce, iki
tane.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) – Yanlış bilgi.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – Üçüncüye geliyorum.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Geç onu, geç…
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – Biraz önce bir fotoğraf gösterdiniz.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Evet.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – Malatya’yla ilgili, onu yakalayabildim. Malatya’yla ilgili
olanı, Malatya’da bir caminin yıkılmasıyla ilgili…
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Bak, bu.
BAŞKAN
– Sayın İnce, lütfen… Lütfen, indirir misiniz o resmi Sayın İnce?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – Bakın, değerli arkadaşlar, bu cami Malatya’da hal kompleksi
içerisinde olan, oradaki esnaf tarafından yaptırılan küçük bir cami.
VELİ
AĞBABA (Malatya) – Küçük değil.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – Cami, tamam, küçük. O ölçüye göre değişir. Bir cami…
VELİ
AĞBABA (Malatya) – Yok, öyle küçük değil.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – Bakın, burası bir imar tadilatı çerçevesinde yeniden
yapılandırılıyor ve satılıyor.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) – Milletin camisini yıktınız. Kur'an-ı Kerim’ler yere düştü,
adamlar ağladı, polis dozer altında kaldı. Kime ne söylüyorsunuz?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – 100 metre yanına belediye çok daha büyük, çok daha modern
bir cami yapılması için karar alıyor. Önümüzdeki kışa…
VELİ
AĞBABA (Malatya) – Nereye yaptınız?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – 100 metre yanına hemen, 100 metre yanına. Evet, aynen öyle.
VELİ
AĞBABA (Malatya) – Yok öyle bir şey.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – İşte, bilmiyorsunuz, eksik bilgiyle konuştuğunuz için
problem bu.
Bakın,
arkadaşlar…(CHP sıralarından gürültüler) Lütfen dinleyin.
Bakın,
biz camileri daha iyisini yapmak için yıkarız. Daha iyisini yapmak için. Ya
CHP? (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
VELİ
AĞBABA (Malatya) – Camiyi de gece yıktılar, gece yarısı…
BAŞKAN
– Sayın Ağbaba, lütfen…
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) – Başbakanın Özel Kalem Müdürü cami arsasına rezidans yaptı.
Başbakanın Özel Kalem Müdürü…
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – Hiç hesap ettiniz mi Cumhuriyet Halk Partisinin tarihinde
kaç tane cami yıkılmış, kaç tane vakıf eseri yıkılmış, kaç tane cami ahıra
çevrilmiş? Hiç hesabını yaptınız mı? Hesap yapamayabilirsiniz, kafanız
karışabilir, o kadar çok ki. (CHP sıralarından gürültüler)
Özür
borcunuz üç oldu Sayın İnce, lütfen. Bunlar özür dilenmesi gereken hususlar.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Bak, bak, buna bak sen, buna! Hollandalı firma yıkıyor, bak,
buna bak!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – Şimdi esas konuya geliyorum, esas konuya. Buradan yola
çıkarak bana üç tanesinin bilgisi geldi henüz.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Sizi rantiyeciler, sizi!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – Tabii, bu kısa süre içerisinde takdir edersiniz ki bütün bu
iddialarla ilgili bilgileri toparlamak kolay değil ama şu anda üç tanesi geldi,
üçünün de gerçek olmadığı belgelerle ortaya konuldu.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Niye? Camiyi yıkmadınız mı? Bu gerçek değil mi, yalan mı?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – Buradan yola çıkarak genel bir önerme yapabiliriz. Gelen
üçünün de tamamının gerçek dışı olduğu… Gerçek ise, ortaya konulmuş ise,
diğerleri de aynı akıbete tabidir, aynı şekilde onların da tamamı gerçek
dışıdır diyebiliriz değerli arkadaşlar. Onun için tamamı için Sayın İnce, özür
dilemeniz gerekir.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Bak, belgeleri verebilirim, belgeler burada.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – Tabii esas konu şu, bizim gensoru konumuz… Bu arada zaman
da hızla ilerliyor.
Tabii,
Alman vakıfları Türkiye’de zaman zaman çok tartışmalara konu olmuş, zaman zaman
siyasetin ana gündem maddelerinden, tartışma gündem maddelerinden birisini
oluşturmuş, hatta Alman vakıflarının ve diğer finans kuruluşlarının
faaliyetleri, çalışmaları Türkiye’de çok iddialarla gündeme gelmiş.
VELİ
AĞBABA (Malatya) – Almanlar Malatya Belediyesine kredi verdi Sayın Başkan!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – Hatta Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından
haklarında dava bile açılmış. O kadar tartışmalı vakıflar. Tabii, çok
tartışılınca kamuoyunda, bu konuyla ilgili, Alman vakıflarıyla ilgili derli
toplu bilgileri ilk önce kamuoyuyla paylaşan, bu konuda çalışma yapan 2002’nin
12’nci ayında bir suikaste kurban giden rahmetli
Necip Hablemitoğlu tarafından kaleme alınmıştır. Bir
kitap yazılmış ve başlığı da “Alman Vakıfları Bergama Dosyası.”
ORHAN
DÜZGÜN (Tokat) – Necip Hablemitoğlu’nu kim öldürdü?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – Tabii, çok ilginç iddialar var bu kitapta. Alman Vakıfları
Bergama Dosyası… (CHP sıralarından “Belediyeyle ne alakası var bunun?” sesi)
Geleceğim
efendim. Biraz sonra bağlantının nasıl kurulduğunu göstermeye çalışacağım.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) – Altın kaçakçılığını anlat bakalım! Bergama dosyası onun
üzerinedir. Hazinede kapatılan raporu anlat! 79 ton altın kaçakçılığını anlat!
BAŞKAN
– Sayın Erdoğdu, lütfen! Lütfen Sayın Erdoğdu!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – Şimdi, oradan, o kitaptan Alman vakıflarının çalışmalarıyla
ilgili bazı pasajlar okumak istiyorum sizlere. Rahmetli Hablemitoğlu
diyor ki rahmetli, aynen kitabından alınmış ifadeleri sizlerle paylaşıyorum:
“Almanya’nın Türkiye’de faaliyette bulunan vakıfları yoluyla etnik ayrımcı
gruplara ve çalışmalara destek olduğu, hatta Yugoslavya örneğinde olduğu gibi,
Türkiye'nin de etnik bölünmesinin amaçlandığı -Sayın rahmetli Hablemitoğlu’nun ifadeleri, kitabından alınmış- Alman
vakıflarının Türkiye'nin ulusal bütünlüğünü ve ülke çıkarlarını hedef alan
girişim ve çalışmalarda bulunduğu, ortak paydası Türkiye düşmanlığı olan tüm
birey ve örgütleri bir araya getirerek ortak platformlar oluşturdukları,
Türkiye'yi etnik ve dinsel açıdan parçalı, federal bir yapıya dönüştürmeye
çalıştıkları ve bir bölümde de şöyle söylüyor. Devam ediyor bu iddialar bu
minvalde. “Dağa çıkan militanların bir bölümünün bu vakıflar tarafından maaşa
bağlandığı…
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) – İnanıyor musunuz?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – Sayın Hablemitoğlu’nun
iddiaları -aynen okuyorum kitabından-
ifadeleri ve bu hibelerin birtakım sivil kuruluşlar ve belediyeler vasıtasıyla
örgüte ulaştırıldığı iddia ediliyor.
SIRRI
SAKIK (Muş) – Dağdan para geçmiyor ki…
ORHAN
DÜZGÜN (Tokat) – Pensilvanya’yla bir bağlantınız var
mı?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – İlk baskı. Aynen böyle. Kitap da burada arkadaşlar. Ben şu
ana kadar herhangi bir yorum katmadım, rahatsız olmayın, yorumu biraz sonra
katacağım…
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan… Sayın Başkan…
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – …ve buna da Sayın Hablemitoğlu
birçok delil gösteriyor. Yani özeti bu.
Şimdi,
önce, şunu, bir defa çok net olarak ve bu arada, tabii, biraz önce bahsettiğim
bu vakıflara dava açılıyor, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından
-casusluk iddiaları, başka iddialar da var- ama delil yetersizliğinden sonuç
itibarıyla beraat ediyorlar, bunu da burada belirtelim. Yani bütün bu iddialar,
o geçmişte beraat ediliyor.
Şimdi,
biraz önce, konuşmacılardan bazıları Alman büyükelçisinin yaptığı açıklamayı
esas alarak, AK PARTİ’li belediyelerin de Alman
vakıfları ya da finans kuruluşlarından kredi ya da hibe kullandığı şeklinde
iddialarda bulundu.
Arkadaşlar,
hiçbirisi doğru değil, hiçbirisi gerçeği yansıtmıyor. Hayır, Elçinin öyle bir
açıklaması var, doğru, Büyükelçinin öyle bir açıklaması var, ama Büyükelçinin
açıklaması doğru değil.
Bakın,
örnek olarak, ismi geçenlerden, mesela Kırıkkale. Ha, bu belediyeler kullanmış
ama, AK PARTİ’den önce kullanmış. Yani Kayseri için
de geçerli, Kırıkkale için de geçerli.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Fark ediyor mu AK PARTİ’den
önce veya sonra!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – Bir tane Kırıkkale örneğini vereyim. Kırıkkale Belediyesi
anlaşmayı yapıyor, fakat daha sonra iptal ediliyor. Yani 2008’de anlaşma
yapıyor, Alman Kalkınma Bankasıyla kredi, altyapı yatırımları için anlaşmayı
yapıyor, 21 Temmuz 2008 tarihinde, 23,6 milyon euroluk,
fakat daha sonra iptal ediyor belediye meclisi. 6/11/2008’de iptal ediyor.
Gerekçesi ne biliyor musunuz?
Gerekçe
şu: Sözlü olarak bu kredinin yüzde 60’ının hibe olarak verileceği söyleniyor,
fakat daha sonra bu finans kuruluşu yetkilileri diyorlar ki Kayseri
Belediyesine: “Biz hibe veremeyiz. Biz sadece hibeyi doğu ve güneydoğudaki
belediyelere veriyoruz.” Böyle deyince de belediye bunu iptal ediyor ve
vazgeçiyor, kullanmıyor. Bu şekilde…
Tabii, zamanım çok fazla yok.
Bunların
hepsi için geçerli, bir tane yok yani AK PARTİ döneminde, AK PARTİ’li belediyelerin kullandığı bir tane yok. Hangisi
için olursa olsun bunu Denizli için de…
SADİR
DURMAZ (Yozgat) – Ankara Büyükşehir Belediyesi en çok kullanan Sayın Canikli.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Mesela Denizli ismi geçti. Denizli’de, bakın, çalışmalar
1996 yılında başlıyor, CHP’li belediye başkanı döneminde, fizibilite
çalışmaları…
SADİR
DURMAZ (Yozgat) – Bursa Tramvayı, Galata Köprüsü var, bu projeler de var.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - 1999 yılında DYP’li belediye başkanı sözleşmeyi imzalıyor
ve 2003 yılına kadar katı atık çalışmaları tamamlanmış oluyor, kredi
kullanılmış oluyor yani AK PARTİ’li belediye başkanı
göreve gelene kadar kredi kullanılmış oluyor. Dolayısıyla, o dönemde kullanılan
kredi yok. Malatya için de geçerli, hepsi için de geçerli, Muş için de geçerli.
İsmi geçti yine, Muş için… Bakın…
SADİR
DURMAZ (Yozgat) – KFW’nin kendi sitesinde yazıyor
bunlar Sayın Canikli.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Bakın, belediye olarak söylüyor da o bilgiyi veriyor ama
hangi dönem, hangi partili belediye başkanı tarafından kullanıldığı bilgisi
yok. O nedenle, aldatmaca. Bilgi doğru yani Kayseri kullanmış…
SADİR
DURMAZ (Yozgat) – Ankara Büyükşehir Belediyesi, Kayseri, Malatya, Denizli…
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Malatya kullanmış, Denizli kullanmış ama ne zaman? Ne
zaman? AK PARTİ’den önce. AK PARTİ’li
hiçbir belediye başkanın kullandığı bir kuruş finans kurumlarından, Alman
finans kurumlarından kredi yok.
SADİR
DURMAZ (Yozgat) – Ankara Büyükşehir Belediyesi bu dönemde.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Şimdi, bir yanlış bilginin de düzeltilmesi gerekiyor
değerli arkadaşlar. Eğer hibe kredi olursa Hazinenin onayı gerekiyor.
SADİR
DURMAZ (Yozgat) – Hibede de aynı şekilde.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Hayır, hibede şöyle bir ayrıntı var: Eğer uluslararası
kuruluşsa yani Dünya Kalkınma Bankası, Avrupa Kalkınma Bankası gibi
uluslararası finans kuruluşuysa doğru, hibe de olsa gerekiyor ama bir ülkeye
ait bir finans kuruluşuysa o zaman gerekmiyor. Çok net. Dolayısıyla, Alman
vakıflarından kullanılan hibeler için Hazinenin onayı gerekmiyor, kredi için
gerekiyor, Hazine garantisi olsa da gerekiyor olmasa da gerekiyor ama hibe için
gerekmiyor. Bu bilgiyi verelim çünkü zaten iddiaların da büyük bölümü bunların
hibe şeklinde verildiği şeklinde. O ayrıntı önemli. Bakın, uluslararası
kuruluşlar için gerekiyor ama ülke kuruluşları için gerekmiyor. Bu ayrıntı son
derece önemli.
Bakın
değerli arkadaşlar, benim esas -tabii zamanım da çok daraldı- vurgulamak
istediğim nokta şu: Tabii bu vakıflarla aynı zamanda siyaset dünyası da iç içe
olmuş zaman zaman veya tartışmalara konu olmuş.
Bunlardan
benim en ilginç gördüğüm 1991 yılında rahmetli Bülent Ecevit’in -O zaman
Demokratik Sol Parti Genel Başkanı- kamuoyuyla paylaştığı, kendi ifadesiyle,
çok net, bütün basına da yansıyan bir açıklamasıdır.
Rahmetli
Ecevit diyor ki, kendisi anlatıyor. 1991 yılında anlatıyor; yirmi yıl öncesini
anlatıyor ama. 1971 yılında kendi başından geçen bir olayı anlatıyor. 1971
yılında da rahmetli Ecevit Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanı. Aynen
şunları söylüyor. Aynen, kelime kelime rahmetli
Bülent Ecevit’in 1991’de yaptığı açıklama: “Bir
yabancı vakfın şube yöneticileri ellerinde bir çanta dolusu parayla bana
geldiler. O zaman yanımda başkaları da vardı. Bana ‘Uluslararası sosyal
demokrat hareketi adına yardım etmek istediklerini.’ söylediler. Sonra da
çantayı açıp, parayı ortaya koydular. Ben hemen cevabını verdim. ‘Böyle bir
yardımın kanuna aykırı olduğunu’ söyledim ve teklifi reddettim.” Kelime kelime rahmetli Bülent Ecevit’in ifadesi bu. Aynen öyle;
evet, aynen ifadesi bu.
Daha
sonra, rahmetli Ecevit’in sözünü ettiği vakfın Alman Sosyal Demokrat Partisine
yakın Friedrich Ebert Vakfı olduğu anlaşılıyor ve
ayrıntılar kamuoyuna yansıyor.
Vakfın
iki mensubu ellerindeki çantayla Ankara’ya geliyorlar. Bu çantada 300 bin mark
var. Alman kuryeler, CHP’nin o zaman, yani 1971 yılında CHP’nin Çevre
Sokak’taki Genel Merkezine gelip parayı teslim etmek istiyorlar. Ancak rahmetli
Ecevit bunu kabul etmiyor, reddediyor ve Alman yetkililere de diyor ki, en kısa
zamanda Türkiye’den ayrılmalarını söylüyor.
Bu
arada -Bu ilginç tabii- iki Almanın döviz kaçakçısı olarak yargılanmamaları
için de Esenboğa Havalimanı’ndan valizleri açılmadan ayrılmaları sağlanıyor.
Bunlar kesin bilgiler, biz inanıyoruz rahmetli Bülent Ecevit’e.
O
zaman tabii, 32 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu’nun yürürlükte
olduğu, yabancı menşeli sigara taşımanın, 1 dolar taşımanın çok büyük cezayla
cezalandırıldığı dönem; bunu da bir hatırlatmak için söylüyorum.
O
zaman Alman Büyükelçisi bu iddiaları reddediyor. “Böyle bir şey olmadı.” diyor.
Doğaldır yani Alman Büyükelçisi siyasi bir makam sonuç itibarıyla ama ben
şahsen rahmetli Bülent Ecevit’in öyle bir olay yaşadığına yüzde yüz inanıyorum.
Yüzde yüz…
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Şu konuya bir gelsen! Hangi belediye PKK’ya yardım etti?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – Bekleyin efendim, bekleyin. Geleceğim, geleceğim.
MUHARREM
İNCE (Yalova) - Şu belediyeyi bir söyler misin? Hangi belediye?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – Şimdi, devam edelim. Biraz sabrederseniz…
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Hangi belediye PKK’ya yardım etti? Şunu bir söyle.
BAŞKAN
– Sayın İnce, lütfen… Lütfen…
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – Daha sonra, siyasi…
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Hangi belediye vermiş? Hangi personelin maaş bordrosu var
açıkla! Açıkla!
BAŞKAN
– Sayın Kaplan… Sayın Kaplan…
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – Siyasi ilişkilerle ilgili iddialar, bir süre sonra, tekrar
Türkiye'nin gündemine geliyor; bildiğiniz konu, hepinizin bildiği konu.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Açıkla! Böyle adalet olmaz!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Bu da yine aynı vakıftan, Ebert Vakfından CHP’ye 85 bin euro aktarıldığı iddiası. Hemen peşinen söyleyeyim. Bu
iddiayı da büyükelçi reddediyor. “Böyle bir para aktarılmadı.” diyor. Önce,
peşinen bunu söyleyeyim. Bakın, 85 bin euro. Bu nasıl
gündeme geliyor? Şöyle gündeme geliyor.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Şu belediyenin adını
söyler misin?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - İçişleri Bakanlığı, Alman İçişleri Bakanlığı Ebert Vakfına
bir yazı yazıyor. Yazının fotokopisi burada. Yazıda diyor ki -Türkçesi şu-
altında da Dışişleri Bakanlığı, Doktor Alexander Kaminski’nin
imzası var: “İlişkileri genişletmek ve projelerini desteklemek için Türk sosyal
demokrasi partisi CHP’ye finansal yardım falan…” devam ediyor “Yani böyle bir
karar verdik, bunu size göndereceğiz.” diyor, “Siz de onlara gönderin ve bize
bilgi verin.” diyor, yazının özeti bu.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Süre bitti, şu belediyenin adını söyler misiniz?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – Daha sonra, bu para, o zaman CHP MYK üyesi olan Sayın Ali
Kılıç’a banka kanalıyla gönderiliyor. Banka kanalıyla gönderiliyor, belgesi de
burada.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Tutukla, git!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – İzin verin, bakın…
MUHARREM
İNCE (Yalova) - Varsa bir şey!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Geleceğim, geleceğim, bir saniye.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Git tutukla! Elini tutan mı var?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Şimdi, belgelerin fotokopileri burada, ikisi de burada
fakat Alman Büyükelçisi bu iddiayı yalanlıyor.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Ver talimatını, yap! Hükûmet değil misin?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Daha sonra, doğal olarak, biliyorsunuz mevzuatımıza göre
bir siyasi partinin yabancı kurumlardan, vakıflardan yardım alması yasak,
kapatma nedeni hatta. Bunun üzerine cumhuriyet başsavcılığı bir araştırma yapıyor
ve ilgili kurullar kanalıyla -bakın, bundan sonrası çok ilginç- Alman Adalet
Bakanlığı ve işte, ilgili savcılıktan, bu belgelerin, bu bilgilerin doğru olup
olmadığını soruyor, resmî yazıyla, dışişleri kanalıyla, doğru olup olmadığını
soruyor yani bu altında imzası olan kişinin o Dışişleri Bakanlığında çalışıp
çalışmadığını, böyle bir belge düzenlenip düzenlenmediğini, işte ve paranın
gönderilip gönderilmediğini. Fakat, Yargıtay Berlin Eyalet Adalet Bakanlığı bu
talebe yani cevap vermiyor, bilgi vermiyor ve şöyle diyor: “Yargıtay
Başsavcılığının talebi, siyasi parti yasaklama dolayısıyla ilgili incelemelerde
konu teşkil ediyor, böyle bir konuda adli yardım talebi yerine getirilemez,
çünkü şunlar şunlar...” ve yardım talebini reddediyor. Bunun anlamı nedir
değerli arkadaşlar biliyor musunuz? Şu andaki bu belgelerin hâlen aksi ispat
edilememiştir.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) – Doğruluğu da ispat edilememiştir.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Belge var ortada bakın, belge var ortada.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Canikli, niye işlem yapmıyorsunuz?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) – Bankadan işlem yapılmış, Ali Küçük adına gönderilmiş 85 bin
euro.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Sen bostan korkuluğu musun, iktidarsın ya, iktidarsın!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Bunlar, bakın belgeler burada ama teyit edecek olan Alman
makamı. O belgenin gerçek olup olmadığını teyit edecek olan Alman makamı, biz
değiliz.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) – Bunun belediyelerle ne alakası var?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Dolayısıyla onlar da bunu teyit etmiyorlar.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Fakat daha sonra, bu kişilere ve Cumhuriyet Halk
Partisinden giden herkese Deniz Feneri davasında bu bilgiyi esirgeyen Alman
yetkilileri, Deniz Feneri davasında her türlü bilgi, belgeyi herkese veriyor,
bütün CHP’lilere veriyor.
Son
olarak şunu söyleyeyim, bakın, değerli arkadaşlar, buradan şunu çıkarmak
mümkün: Bu vakıflarla Cumhuriyet Halk Partisi arasındaki ilişkilerin olduğu
genel olarak kabul ediliyor, yakın ilişkiler genel olarak kabul ediliyor, ben
de buna inanıyorum.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Sayın Başkan…
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan…
BAŞKAN
– Öncelikle Sayın Canikli bir otursun yerine.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, Sayın Hatip direkt partimizi, belediyesini
ifade ederek dağa çıkan militanların maaş bordrosu…
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) – Ben sadece kitaptan alıntı yaptım.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Dağa çıkanlarla ne alakası var, ha bire dağı savunup
duruyorlar Sayın Başkanım?
BAŞKAN
– İki dakika süre veriyorum.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Ama dağa çıkanla ne alakası var? Doğrudan ithama söz
vermiyorsunuz, dağa çıkanları savunmak için söz veriyorsunuz.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) – Efendim, dağa çıkanla ne alakası var? Doğru söylüyor.
BAŞKAN
– Şimdi, Sayın Grup Başkan Vekili, dağa çıkanla kendilerini ilişkilendiriyorsa
o zaman yapacağımız bir şey yok, tabii ki savunma vereceğiz yani, söyleyecek
yani.
Buyurun
Sayın Kaplan.
VI.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
(Devam)
2.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin,
partisine sataşması nedeniyle konuşması
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, burada konuşan iktidarın Grup Başkan Vekili,
burası muhalefet makamı değil iktidarın, icra makamısınız, sorumluluk
makamısınız. Eğer örgüte yardım varsa bu ciddi bir suçtur, Türk Ceza Kanunu’nda
yirmi beş seneye kadar cezası var. Bunu soruşturursunuz, belgelersiniz, yargı
kararına bağlarsınız, çıkar bu kürsüde konuşursunuz. Bir tek belgeniz yok ama
ben belgeleri size açıklayacağım.
Bakın,
bu, Hükûmetin imzası. Sayın Başbakanın bizzat imzaladığı hibe yardımlarının
tutarını veriyorum: 19 milyar 732 milyon 549… Sayın Başbakanın bizzat
imzaladığı bu hibeler nereye dağıtılmış? İkinci belge: Bakan Şimşek “Biz
belediyeler arasında ayırım yapmıyoruz, herkese dağıtıyoruz.” Afiyet olsun! En
çok da AKP’li belediyeler almış. Kim almış? Belge 3: Birinci sırada Kayseri
ili. Kutlarım! İkinci sırada Konya ili. Kutlarım! Dördüncü sırada Ankara ili.
Kutlarım! Bizim Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine gelene kadar ooo! (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Sayayım mı? Erzurum
Belediyeniz de almış. Sayayım mı? Bizden önceki Van Belediyeniz de almış.
Sayayım mı? Düzce Belediyeniz de almış. Sayayım mı? Isparta Belediyesi de
almış.
Şimdi
burada eğer koskoca bir başbakan çıkıp suçlamada bulunuyorsa, Alman makamları
nezdinde resmî girişim yapamıyorsa, burada maaş bordrosu ibraz edemiyorsa,
burada iftira atıyorsa, müfteri ise bunun hesabı sorulur. Adalet olan yerde
sorulur, hukuk olan yerde sorulur. Biz belgelerle konuşuyoruz. Sizi de
belgelerle davet ediyoruz buraya. Buyurun gelin arkadaşlar! İspatlayın,
gereğini yapın. Ama yapmıyorsanız müfterisiniz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HASİP
KAPLAN (Devamla) – Bunu söyleyeyim, müfteri.
BAŞKAN
– Teşekkür ediyorum Sayın Kaplan.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Sayın Başkan, herhâlde bana da söz vereceksiniz.
BAŞKAN
– Hayır Sayın İnce. Ne diye söz istiyorsunuz?
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Ben ilansız ihale verdiğini söyledim. Sayın Canikli de bütün
ihalelerin Kamu İhale Kanunu kapsamında olduğunu söyledi. Ben o ihalenin dosya
numarasını açıklayacağım. Bilgisi doğru değil.
BAŞKAN
– Hangi dosya numarasını açıklayacaksınız?
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Sayın Başkan, açıkça sataştı. Benim yanlış bilgi verdiğimi
söyledi.
BAŞKAN
– Buyurun Sayın İnce. İki dakika süre veriyorum.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, haksızlık yapıyorsunuz. Bakın, Sayın Güler’e
vermediniz. Doğrudan itham verdi, vermediniz cevabını.
BAŞKAN
– Doğrudur efendim, vermedim.
3.- Yalova Milletvekili Muharrem
İnce’nin, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin, şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Şimdi, Sayın Canikli, az önce kürsüye gözlüksüz çıktınız,
herhâlde onun için dosyayı düzgün okuyamadınız.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) – Merak etme, merak etme!
MUHARREM
İNCE (Devamla) – Şimdi, keşke gözlüğünüzle çıksaydınız. (CHP sıralarından
alkışlar) Şimdi, buradan ayrılırken bu dosyayı size vereceğim.
Ben
önce şunu söyledim: “İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis üyesi İstanbul
Büyükşehir Belediyesinden 234 trilyonluk ihale aldı. Bir kere etik değil ve
şimdi milletvekili o arkadaş.” Siz de dediniz ki: “Olabilir ama bütün ihaleler
Kamu İhale Kanunu’na uygundur.” Öyle mi dediniz?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) – Doğru.
MUHARREM
İNCE (Devamla) – Peki, ben size… Şimdi bakın, gözlüğünüz olmadığından
göremediniz herhâlde. Diyor ki: “İhalenin adı ‘2010 Yılı Malzemeli Temizlik
Hizmeti Alımı’ 740 bin lira. KİT kapsamının istisna dışında.”
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) – Biliyor musun ne demek? Ne demek? Onu biliyor musun? Ne
demek?
MUHARREM
İNCE (Devamla) - Bir tane daha vereyim, elimde burada on tane var.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) – Ne demek onu biliyor musun?
MUHARREM
İNCE (Devamla) – On tane var, 1 trilyon 981. Diyor ki: “İstisna kapsamı.”
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) – Ne olduğunu biliyor musun? Bir sor bakalım.
MUHARREM
İNCE (Devamla) – Otur yerine de, beni sınav yapma bak.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Cevap ver. Hocanı yanına almadan çıkmışsın.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) – O ne demek? Bilmediğin şeyi konuşuyorsun.
MUHARREM
İNCE (Devamla) – Burada ne diyor bak: “İstisna kapsamı.” diyor.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) – Ne olduğunu biliyor musun? Bir sor bakalım ne demek? Ne
demek?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Muharrem Bey “Okuduğun ne demek?” diyor, sana bir soru
soruyor Sayın Canikli.
MUHARREM
İNCE (Devamla) – Şimdi, Sayın Canikli, demek ki belediye meclis üyesine Kamu
İhale Kanunu dışında ihale verilmiş.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sana bir soru soruyor “Ne demek?” diyor.
MUHARREM
İNCE (Devamla) –İkincisi; tek bir firma söylüyorsunuz. Ben size tek bir firma
demedim, üç dört tane firma adı var orada.
Üçüncüsü;
hani CHP’li belediyeler PKK’ya yardım etmişti. Niye yüreğin… Yüreğin varsa gel
o belediyenin adını söyle buraya, adını! İftira atma! Gel adını söyle. (CHP
sıralarından alkışlar)
Gel
bu kürsüye özür dile! Özür dile! Gel, CHP’li bütün belediyelerden özür dile!
Söyle
bir tanesinin adını da versinler seni mahkemeye. Öyle iftira atmak yok, öyle
çamur atmak yok. Gel bu kürsüye, CHP’li bütün belediyelerden özür dile!
Hepinize
saygılar. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
– Teşekkür ediyorum Sayın İnce.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Sayın Başkan, Sayın Canikli konuşmasında Sayın
İnce’ye sataşmada bulundu. Sataşmadan dolayı Sayın İnce’ye söz verdiniz.
BAŞKAN
– Evet.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Fakat Sayın Canikli, ayrıca Cumhuriyet Halk Partisi
tüzel kişiliğine yönelik olarak bir ithamda bulundu efendim. Bir Alman vakfının
Cumhuriyet Halk Partisine 85 milyon euro yardım
yaptığını, buna ilişkin belgenin elinde olduğunu burada gösterdi, “Alman Adalet
Bakanlığına sorduk ama teyidini yapamadığımız için bir şey yapamıyoruz.”
anlamında bir açıklama yaptı.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) – Ben sormadım, cumhuriyet başsavcılığı sordu.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Cumhuriyet Halk Partisine, Grubumuza bir sataşma
vardır, söz istiyorum efendim.
BAŞKAN
– Hayır, Sayın İnce istedi grupla ilgili, sataşmayla ilgili cevap verdi.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan…
BAŞKAN
– Sayın Hamzaçebi, böyle bir usulümüz yok ki yani. Neye göre vermemiz lazım?
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan…
BAŞKAN
- Buyurun.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, lütfen, Sayın İnce’ye sataşma
nedeniyle söz verdiniz. Sayın İnce’nin şahsına sataştı o.
BAŞKAN
– Ama Sayın İnce sadece bir milletvekili değil, Partinizin Grup Başkan Vekili
yani…
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Ben milletvekili olarak konuştum. Nöbetçi Grup Başkan Vekili
Sayın Hamzaçebi’dir.
BAŞKAN
– Hayır, temsilcisi Partinizin. Lütfen, Sayın Hamzaçebi…
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, lütfen izin verin…
BAŞKAN
– Sayın Hamzaçebi, ama biz burada akşama kadar karşılıklı…
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Nöbetçi Grup Başkan Vekili Sayın Hamzaçebi.
BAŞKAN
- …yani sayın hatiplerin birbirlerine konuşmalarından dolayı düzeltmelerine
karşı cevap mı vereceğiz yani? Böyle bir usulümüz yok ki Sayın Hamzaçebi.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, izin verir misiniz konuşmama devam
etmek istiyorum.
BAŞKAN
– Buyurun. Zaten konuşmalarınız tutanaklara geçti, maksat da anlaşıldı ama
Sayın İnce söz istedi, sataşmadan dolayı verdim, cevap verdi.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, bakın söz vermezseniz…
BAŞKAN
– O zaman tüm sayın milletvekillerine söz vermemiz lazım.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – …çıkıp tutumunuz hakkında usul tartışması açmak
zorunda kalacağım. Açacağım ama sizin…
BAŞKAN
– Hayır, ne için açacaksınız Sayın Hamzaçebi?
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Efendim, İç Tüzük’ün
60’ıncı maddesini yanlış uyguluyorsunuz.
BAŞKAN
– Niye yanlış uyguluyorum Sayın Hamzaçebi?
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın İnce’ye Sayın Canikli sataşmada bulundu.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – 60’la ne alakası var Sayın Başkan?
BAŞKAN
– 60’la ilgili değil ki sataşmayla ilgili. 69’uncu maddeyle ilgili Sayın
Hamzaçebi.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Düzeltiyorum, 69’uncu maddeye… Dil sürçmesi,
69’uncu maddeye…
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) – Ben sataşmadım Sayın İnce’ye, siz sataştınız.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın İnce, Kamu İhale Kanunu’yla ilgili bir
açıklamada bulundu, Canikli cevap verdi. Bu dedi ki: “Şöyle şöyledir...” İhale Kanunu’yla
ilgili bir değerlendirme yaptı. Sayın İnce de söz istedi, cevap verdi. Şahsına
bir sataşma.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) – İnce’nin adı geçmedi orada.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Ben Grubumuza, Cumhuriyet Halk Partisi tüzel
kişiliğine bir sataşma nedeniyle söz istiyorum efendim, ikisi ayrı nedenler.
BAŞKAN
– Sayın Hamzaçebi, sadece gerginliğe mahal vermemek için vereceğim.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Peki, teşekkür ederim.
BAŞKAN
- Usulüne uygun değil bunlar.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – O zaman vermeyin Sayın Başkan.
BAŞKAN
- Talepleriniz de yerinde değil.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Vermeyin…
BAŞKAN
- İç Tüzük’ü de sizin, kimsenin istediği gibi de
uygulayacak da değiliz. Çok net ifade ediyorum.
Ama
yeni bir sataşmaya mahal vermeden lütfen…
Yani
maksat gerginlik yaratmak mı anlaşılır gibi…
4.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi’nin, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin, partisine sataşması
nedeniyle konuşması
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adalet ve
Kalkınma Partisi dokuz yıldır iktidarda. Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin,
Cumhuriyet Halk Partisinin yasalar karşısında herhangi bir suçu var ise,
yasalara karşı bir eylemi var ise bütün kurumlar, bütün yargı bugüne kadar
neden beklemiştir? Belediyelerle ilgili Sayın Başbakan bir ithamda bulundu ama
Adalet ve Kalkınma Partisi sözcüsü buraya çıkıp bir tane belediyenin adını
maalesef veremedi, bize çamur atmakla uğraştı.
Sayın
Canikli diyor ki: “Bir Alman vakfı Cumhuriyet Halk Patisinin bir parti meclisi
üyesine 65 milyon euro civarında -yanlış hatırlıyor
olabilirim- bir yardımda bulundu. Belgesi elimizde.” Değerli milletvekilleri,
bu, bir parti kapatma nedenidir. Bu, bir parti kapatma nedenidir. Buyurun,
cumhuriyet başsavcısına, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına duyuruda bulunun.
Almanya’ya yazdık, Alman Adalet Bakanlığı bunu doğrulamadığı için
kullanamıyoruz. Peki, o zaman niye burada konuşuyorsun madem doğrulamadıysa? Sayın
Canikli’nin sözünü ettiği parti meclis üyesiyle telefonla görüştüm. O iddia
tamamen bir iftiradır. Biz o iftira nedeniyle Alman İçişleri Bakanlığına
başvurduk. Alman İçişleri Bakanlığı: “Bu bilgi yanlıştır. Böyle bir belge
yoktur, böyle bir yardım yoktur.” dedi ve biz mahkemeden bunun tekzibi yoluna
gittik. Yargı kararıyla tekzip edilmiş bir şeydir.
Sayın
Canikli, size yakışıyor mu buradan iftira atmak. (CHP sıralarından alkışlar)
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) – Söyleyeceğim, söyleyeceğim.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) – Tavsiyem: Gidin yargıya suç duyurusunda bulunun,
gidin yargıya suç duyurusunda bulunun. Gidin WikiLeaks
belgelerindeki, o Amerika, İsviçre hesaplarıyla o zaman ilgilenin. Buraya
onlarla çıkın. (CHP sıralarından alkışlar) Bakın, biz onlarla çıkmadık, biz
belgelerle çıkıyoruz.
Saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
– Teşekkür ediyorum Sayın Hamzaçebi
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) – Sayın Başkan, hem Sayın İnce hem de Hamzaçebi ismimden
bahsederek sataşmalarda bulundular.
BAŞKAN
– Ne diye sataştı Sayın Canikli?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) – Sayın Başkan, Sayın Hamzaçebi iftira attığımı söyledi,
Sayın İnce de.
BAŞKAN
– Yani önergeyi görüşmeyelim isterseniz. Sabaha kadar burada karşılıklı
düzeltmelerle konuşalım.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) – İftira attığımı söyledi efendim.
BAŞKAN
– Buyurun Sayın Canikli, size de veriyorum.
5.- Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli’nin, İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
arkadaşlar, ben gerçekten Sayın Hamzaçebi’ye teşekkür ediyorum. Sorun o zaten,
yani sorun şu: CHP’den kim giderse gitsin Alman makamları, Alman yetkilileri
istedikleri yazıyı CHP’ye veriyorlar. (CHP sıralarından “Aaa...”
sesleri) Ya, onu veriyorsunuz da cumhuriyet başsavcılığı…
MEHMET
VOLKAN CANALİOĞLU (Trabzon) – Haydi beraber gidelim!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Aynen öyle. Bakın, örnekleri var, başka örnekleri de var.
Türkiye Cumhuriyet Başsavcılığı Adalet Bakanlığı kanalıyla bir bilgi istiyor
sizden. Ne güzel işte… Verin o bilgiyi. Vermiyor, o bilgiyi vermiyor. Neden?
Çünkü o bilgi gerçek. O bilgi verildiği zaman zarar görecek ama siyasi
makamlara söyletiyor. Büyükelçi söylüyor ya da işte, İçişleri Bakanlığı
söylüyor. Devletler arasında diplomatik kurallara uygun olarak bir yazı
vermekten ısrarlı bir şekilde kaçınıyor.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Almanya Başbakanıyla kankasın, değil
misin?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Ben teşekkür ediyorum. Onu da teyit etti yani. Bunun gibi o
kadar çok örnek var ki.
Ben
şunu söyledim: Yani belgeler var ortada, fotokopi elbette. “Belgeler ortada,
ispat edilmemiştir.” dedim ben. Ha “Şahsım olarak da inanıyorum.” dedim çünkü
yaptığımız araştırma ve çalışmalardan bunu bu şekilde görmek mümkün.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – İspat edilmeyen şey belge olur mu Canikli?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Sayın İnce önce bir 230 milyonluk bir ihaleden bahsetti,
değil mi, ilk konuşmasında, dedi ki: “İşte, belediyeden firma şu kadar şey
yaptı.” En sonunda getirdiği belge olarak 740 bin liralık bir rakama kadar
indi, 740 bin liralık…
BÜLENT
TURAN (İstanbul) – Her zaman yaptığı…
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - O da ne biliyor musunuz arkadaşlar? Kamu ihale kapsamında o
Sayın İnce. Ama belli rakamın altında olduğu zaman KİK’e gitmiyor.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – O kanun yapılırken burada değildi o!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Bunu bilin. Yani bilmiyor olabilirsin, bir şey demiyorum
yani bilmiyor olabilirsiniz.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) - KİK kapsamında değil o, 3/g kapsamında.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Teknik bir konu, ayrıntı bir konu, bir şey demiyorum. Ama
onun ayrıntısı budur. Yani kamu ihale mevzuatına göre yine verilmiştir,
yapılmıştır, ihaleye göre verilmiştir.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Gel, sana listeyi vereyim, bak. Liste elimde, liste elimde.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Sadece rakam küçük olduğu için Kamu İhale Kurumuna
gitmemiştir. Hepsi bu kadar Sayın İnce, başka bir şey yok.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Yahu, Tayyip Erdoğan dünya lideri değil mi? Almanya dünya
liderini ciddiye almıyor mu?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Getirdiğiniz hiçbir belge gerçek değil. Getirdiğiniz hiçbir
belge hiçbir anlama gelmiyor.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Mahkemeye bak, mahkemeye… Belediye başkanı kaç para almış?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
– Teşekkür ediyorum.
MUHARREM
İNCE (Yalova) – Başbakan dünya lideriyse Almanya niye bir dünya liderini
ciddiye almıyor, kale almıyor?
BAŞKAN
– Bir saniye…
Sayın
Atalay’ın dünkü oylamasıyla ilgili bir söz talebi var.
Sayın
Atalay, buyurun…
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) – Sayın Başkanım… Sayın Başkanım…
BAŞKAN
- Lütfen Sayın Milletvekili… Bir oturur musunuz Sayın Milletvekili…
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) – Sayın Başkanım, yanlış bir bilgi var. Bütün Meclise yanlış
bir bilgi veriliyor.
BAŞKAN
- Sayın Milletvekiline söz verdim Sayın Milletvekili, bir oturun lütfen.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) – “Kamu İhale Kanunu kapsamında.” diyor. Böyle bir şey yok.
Bu, yanlış bilgidir, 3/g kapsamındadır.
BAŞKAN
- Öyle bir usulümüz yok Sayın Vekilim. Lütfen oturur musunuz…
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) – Yanlış bilgi Sayın Başkan, oturalım ama…
BAŞKAN
- Sayın Atalay’a söz verdim. Dünkü oylamasıyla ilgili söz talebi var. Lütfen,
oturun.
Sayın
Atalay, buyurun.
VII.- AÇIKLAMALAR
1.- Ardahan Milletvekili Orhan Atalay
24/11/2011 tarihli 23’üncü Birleşim Tutanak Dergisi’nde yer alan “Kadınlara
Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin
Uluslararası Anlaşma”nın oylamasında sehven
“çekimser” oy kullandığına ve oyunu “kabul” olarak tashih ettiğine ilişkin açıklaması
ORHAN
ATALAY (Ardahan) – Sayın Başkan, dünkü birleşimde açık oylama şeklinde yapılan
Kadına Karşı Şiddet Kullanılmasını Önlemeye İlişkin Uluslararası Anlaşma’nın
onaylanmasına dair yapılan oylamada elektronik cihazdan kaynaklandığını tahmin
ettiğim bir nedenden dolayı kullanmış olduğum oy sehven “çekimser” olarak
sanıyorum geçmiştir. Tashih ediyorum. Oyum “kabul”dür.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
– Teşekkür ediyorum Sayın Atalay.
V.- GENSORU (Devam)
A) Ön
Görüşmeler (Devam)
1.- Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
Grup Başkan Vekilleri Yalova Milletvekili Muharrem İnce, İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebi ve Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan’ın; CHP’li
belediyelerin Alman vakıflarından kredi alarak terör örgütüne yardım ettikleri
iddiasında bulunduğu hâlde bunu ispatlamadığı ve böylelikle üstlendiği görevi
yerine getirmediği iddiasıyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında gensoru
açılmasına ilişkin önergesi (11/4) (Devam)
BAŞKAN
– Hükûmet adına Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ söz istemişlerdir.
Buyurun
Sayın Bozdağ.(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Cumhuriyet Halk Partisi grup başkan vekillerinin Sayın Başbakanımız hakkında
vermiş olduğu gensoru önergesinde dile getirilmiş bulunan iddia ve isnatları
cevaplandırmak üzere huzurlarınızdayım. Bu vesileyle, Meclisimizin saygıdeğer
üyelerini sözlerimin başında saygıyla selamlıyorum.
Bu
saate kadar değerli grupların temsilcilerinin görüşlerini dinledik. Birtakım
görüşler ifade ettiler. Ben gensoruya dair görüşlerimi paylaşmadan önce
gensoruyla ilgili olmayan bir iki hususa değinmek isterim.
Camilerin
yıkılmasıyla ilgili konuda Grup Başkan Vekili Sayın Canikli Malatya’daki
camiyle ilgili değerlendirmede bulundu, bir açıklama yaptı ama Türkiye
Cumhuriyeti tarihine baktığınızda, bizim tarihimizde pek çok caminin
yıkıldığına biz şahidiz. Cumhuriyet Halk Partisi döneminde, İsmet İnönü
döneminde ve başka dönemlerde toplam 900 civarında caminin yıkıldığını
biliyoruz. (CHP sıralarından gürültüler)
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Yalan, yalan! Yalan söylüyorsun!
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) – İftira ediyorsun!
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Çorum’da Anadolu Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından yapılan Alaaddin
Cami yıkılmak istenmiş fakat vatandaşların karşı çıkması üzerine yıkılmaktan
kurtulmuş ama kapatılmaktan kurtulamamıştır.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Sizin dininiz imanınız yok. Yalan söylüyorsun.
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Bursa Heykel Meydanı’ndaki Sarı Cami
cemaati olmadığı gerekçesiyle 1939’da jandarma nezaretinde kazmayla
yıktırılmıştır. Mihrişah Sultan tarafından yaptırılan Anadolu Hisarı’ndaki
Göksu Mescidi 1941’de çıkan bir kanundan faydalanılarak CHP ocağına
dönüştürülmüş ve caminin giriş kısmına CHP’nin simgesi altı ok konmuştu.
Adana’daki Alidede Cami yaklaşık yedi yıl CHP’nin İl
Başkanlığı binası olarak kullanılmış. Bunu uzatabiliriz; uzuyor, uzuyor, devam
ediyor.
Burada
bir başka konu…
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) – Kuranı Kerimler yere düşmedi mi? Yazık!
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Ama bakın…
Bir
başka konu: Elimde cami ve mescitlerin tasnifine ve tasnif harici kalacak cami
ve mescit hademesine verilecek muhassasat hakkında bir kanun var.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Misilleme mi yapıyorsunuz şimdi yıkarak?
VELİ
AĞBABA (Malatya) – Tarihi kendinize göre yapıyorsunuz, kendinize göre! Yazık!
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Bakıyoruz: Kabul tarihi 22/11/1935, kanun no ise 2845.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Senin deden de vardı o Kanun çıkarken o Mecliste!
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) –
Madde 1: “Evkaf Umum Müdürlüğünce cami ve mescitler hakiki ihtiyaca göre
tadilen tasnif ve zaman ve mekân itibarıyla
birleştirilmesi kabil olan vazifeler birleştirilmek ve hizmetlerin icabına göre
lazım gelen nakiller yapılmak suretiyle hademe kadroları tespit olunur. Tasnif
harici kalacak cami ve mescitler usul ve mevzuata göre kendilerinden başkaca
istifade edilmek üzere kapatılır.”
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) – …Başbakanın Özel Kalem Müdürü yapmadı mı?
BAŞKAN
– Sayın Erdoğdu…
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Bakın, bu, kanun, kanun! Camilerin nasıl
kapatılacağının usulünü gösteren kanundan bahsediyorum.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) – Yatacak yerin yok senin!
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Üzerinde falanın dediği, filanın dediği
değil. Burada, Genel Kurulda kabul edilen, yasalaşan bir kanundan…1935…
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Senin deden de imzaladı onu, deden de!
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Ve bu kitaplara konu olmuş. Bakın, elimde
yakın tarihimizde “Cami Kıyımı” diye kitaplara konu olmuş. Bu, tarihin
hafızalarındadır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Dedene ayıp ediyorsun dedene!
BAŞKAN
– Sayın Akar, lütfen…
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Kimin camileri yaptığını, kimin yıktığını
milletimiz gayet iyi bilmektedir.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, gensoruyla ilgili konuşsun, konunun esasıyla
ilgili konuşsun!
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Bir başka konu, konuyla esası olmamakla
beraber: Deniz Feneriyle AK PARTİ arasında ilişki kuran ve AK PARTİ’ye para aktarıldığına ilişkin burada birtakım
görüşler ifade edildi ki fevkalade yanlıştır.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Ben söylüyorum, ben! Belediye Başkanı 8 bin TL aldı! Hepsi
belgeli, hepsi resmî belgeli!
BAŞKAN
– Sayın Akar, lütfen oturun.
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Bakın, Alman Mali Komiser Alexander Böhm…
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Her şeyi inkâr etmeyin be! Yazıklar olsun size!
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Bakın, Mali Komiser Alexander Böhm bu soruşturmalarda, yapılan incelemede Türkiye’de
herhangi bir parti, Başbakan ya da Başbakanlığa para gönderildiğine dair bir
belge ya da bulguya rastlanmadığı…
AHMET
TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Başbakana para mı gönderilir?
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Gemilere gitmiştir, gemilere!
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) – Belgeyi bulan savcılara…
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – … buna rağmen, Derneğin muhasebe
kayıtlarından sorumlu Ferdevsi Ermiş’in
bilgisayarında Mehmet Gürhan’ın Türkiye’de “Başbakanlığa teslim edilmek üzere”
ifadesi yer alan imzasız bir belge bulduklarını belirterek “Bu belge Türkçe
hazırlanmış ve üzerinde ‘Başbakanlığa verilmek üzere. Teslim alan: Mehmet
Gürhan. Teslim eden: Firdevsi Ermiş’ ibaresi var.
Ancak bu para ne Başbakanlığa ne de başka bir yere gitmiş. Herhangi resmî ya da
gayriresmî bir evrak yok. Tercümede ‘Başbakanlık’ yerine
‘Başbakan’ yazılmış. Tercüme hatasının da nereden kaynaklandığını bilmiyorum.”
diyor. (CHP sıralarından gürültüler)
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) – Ergenekon’da hepsi isim… Hangi araştırmayı yaptınız?
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Bunu söyleyen kim? Bu soruşturmayı yürüten
diyor. Tercümeyi yanlış yapıyorlar. Niye yanlış yapıldı, bilmiyorum. AK PARTİ’yle ilgisi yok, alakası yok.
Bakın
Frankfurt Başsavcısı Doris Möller
Scheu da diyor ki: “AK PARTİ ile Deniz Feneri
arasında hiçbir bağlantı yok…”
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Köstebeğe sor onu, köstebeğe!
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – “…Böyle bir bağlantı tespit edilemedi.
Davayı alan mahkeme de bu karara vardı. Ancak, bizim Deniz Feneri
soruşturmasında AK PARTİ’ye para aktığı yönünde hiçbir
delil yok.” (CHP sıralarından gürültüler) Açıklamalar bunlar, gazeteler bunlar.
Öte
yandan, bakın, yine Alman mahkemelerinin verdiği karar da burada. Şimdi bu
kararın içerisinde AK PARTİ’ye para aktarıldığına
dair en ufacık bir ibare yoktur.
VELİ
AĞBABA (Malatya) – Dünya biliyor, dünya!
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Ben burada, milletin huzurunda böylesi bir
iftirayı reddediyorum, bu iftirayı yapanların üzerinde bu hususun kalacağını
açıkça ifade etmek istiyorum.
Şimdi
gensoruyla ilgili konuya gelmek istiyorum. Tabii gensoru Meclisin denetim
yollarından bir tanesi, çok da önemli bir yol. Anayasa’nın 98 ve 99’uncu
maddesinde düzenlenmiş. Ayrıca da Anayasa’da gensoru ve Meclis soruşturması
ayrı ayrı maddelerde düzenlenmiş. Bu, bizim Anayasa’mızın gensoruya verdiği
önemi gösterir, ayrıcalıklı konumunu gösterir ve gensorunun sonucu hükûmetin,
başbakanın veya bakanın görevden düşürülmesine kadar varacak ağır müeyyidelere
bağlanmıştır. Niçin verilir gensoru? Hükûmetin bir icraatı vardır ve bu icraat
yanlıştır, bu icraat hukuka, vesaireye aykırıdır. Bunu siz milletin meclisine getirirsiniz,
orada ispat edersiniz, ondan sonra da milletin huzurunda hükûmete veya bakana
veya başbakana güvensizlik oyu talep ederek onu düşürmenin yolunu tercih
edersiniz. Ama bakın, bu gensoruda neyi görüyoruz? Bu gensoruya baktığınız
zaman, Sayın Başbakanımız ve Hükûmetimiz hakkında bir iddiayı müdellel ortaya
koymuyor, aksine Sayın Başbakanı iddiaları ispata çağırıyor. Burada siz bir
iddia koyuyorsunuz… (CHP sıralarından gürültüler)
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) – Ya, biz koymuyoruz, Başbakan koyuyor, Başbakan!
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – …Hükûmeti düşürecek, Başbakanı düşürecek
bir iddia. O zaman siz Başbakanın dediklerinde bir yanlışlık varsa o iddiayı
ispat edeceksiniz, “İspat ettik bak, düşürün bu Hükûmeti.” diyeceksiniz.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) – Ya, Başbakan iddia ediyor, biz etmiyoruz ki!
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Var mı böyle bir şey? Yok. Gensoruyla
ilgili birkaç arkadaşım söz söyledi, herkes bu vesileyle başka işler söyledi.
Bakın,
bir başka konu… Sayın Başbakanımız Almanya’ya gidiyor, göçün 50’nci yıl
etkinliklerine katılmak ve Alman Cumhurbaşkanı ve Başbakanıyla görüşmek üzere
gidiyor. Tam da havaalanına giderken gensoru önergesi veriliyor. Yani Başbakan
Almanya ziyaretini tamamlayıp dönse ondan sonra verseniz olmaz mı? (CHP
sıralarından gürültüler) Ben zamanlamaya bir anlam yüklemek istemiyorum ama
Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanının Almanya’ya giderken Alman vakıflarıyla
ilgili söylediği konular nedeniyle gensoruya muhatap kılmak Türkiye'nin
yararına mı, yoksa aleyhine mi? Ben bunu da milletimizin takdirine bırakıyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AHMET
TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Ağzından çıkanı bilsin!
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Bu zamanlamanın ne kadar önemli ve manidar
olduğunu da…
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) – Hangi belediye yaptı kardeşim, hangi belediye? Adını ver!
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – …yüce Genel Kurulla paylaşmak istiyorum.
(CHP sıralarından gürültüler)
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Ne yaptınız Almanya’da, ne yaptınız son on senedir!
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Şimdi, gensorunun içine giriyorum. Bakın,
gensorunun içerisinde iddialar var. Birinci iddia tırnak içinde veriliyor. Ben
tırnak içinde verilen kısımları atlıyorum. “CHP’li belediyelerin Almanya’daki
bir vakıfla kredi sözleşmesi yaptıkları ve bu yolla PKK’ya para aktardıkları
iddiası.” Doğru mu? Aynen gensorudan aldım.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) – Hangi belediye!
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Peki, gazetelere bakıyorum. Gazetelerde bu
ifadenin aynısı var mı diye baktım. Oralarda değişik ifadeler var. Sonra Sayın
Başbakanımızın uçakta söyledikleriyle ilgili “Acaba bu konuda nedir?” diye
baktım, ben huzurlarınızda da sizinle bunu paylaşmak istiyorum.
AHMET
TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Kaçıncı söylediğine baktın?
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Deşifresi elimde. Bakın, aynı durum burada
da…
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Değiştirmiştir, değiştirmiştir, sen merak etme; dün başka,
bugün başka!
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Öncesi var, orası konuyla ilgili değil,
okumuyorum: “Burada da maalesef tam tersine dönmüş ve tabii, mesela, ben…”
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Bedelli askerlik konusunda ne söyledi, onu söyle.
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – “…dünyada öyle vakıflar var ki şu anda
özellikle Almanlar bu noktada iyi bir durumda değil, onu da söyleyeyim size.
Almanya’da, vakfın ismini vermeyeceğim ama bu konuda rahatsızım. Mesela bunlar
burada, bu tür, özellikle CHP’li ve BDP’li
belediyelerle kredi sözleşmeleri yapıyorlar…”
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) – Hangisi? Hangisi?
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – “…ve bu kredi sözleşmelerini yapmakla
kalmıyorlar, hangi müteahhit firmaya verecekleri hususunda işaretleri,
sinyalleri veriyorlar. Ondan sonra da sıkıntılıdır.”
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) – Hangi belediye PKK’ya yardım etmiş, onu söyle.
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Gazeteci soruyor: “Vakıftan fon mu
efendim?” diyor, Başbakanımız cevap veriyor “Fon” diyor.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Çalık’a veriyoruz Çalık’a; enişteye veriyoruz, Çalık’a!
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Gazeteci “Alman fonu.” diyor, Sayın
Başbakanımız “Ama bu, tabii, vakıf altında fon.” diye cevap veriyor.
Gazeteci
“PKK’ya para gönderiyorlar.” diyor, Sayın Başbakanımız cevap veriyor “Ona
değil.” diyor, “Belediye ile kredi sözleşmesi yapıyor. Geliyor, orada, diyelim
ki kanalizasyon işi ‘Ama şu müteahhit firmaya verilecek.’ deniyor, sözleşme
öyle yapılıyor.”
AHMET
TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – İftira! Hangisi, hangi belediye?
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Şimdi, bakılırsa burada, gensoruda geçen
tırnak içindeki cümle ne demektir? Söyleyene ait cümle demektir. Bu tutanaklar
konuşmaya ait tutanaklar. Siz buradan anladığınız başka şeyler çıkarabilirsiniz
ama tırnak içerisine alıyorsanız bu söz sizin demektir. Bu tutanakların
neresinde bu sözü Başbakanımız söylemiş, var mı?
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) – İşte böyle müfterisiniz! Hangi belediye?
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Ama başka şeyler, siz anladıklarınızdan
aynı kapıya çıkan şeyler olabilir ama tırnak altına aldığınız şeyler, Başbakana
izafe ettiğiniz şeyler bu tutanaklarda yok. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) – Başbakan ispatlayamadığı için öyle söylüyor, belgesi olmadığı
için düzeltmek zorunda kalıyor.
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Ertesi gün, bakın, Sayın Başbakanımız Güney
Afrika’ya giderken de bu konuyla alakalı konuşmalar…
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) – Sen Başbakanı yalanlamış oluyorsun zaten.
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – …tartışmalar kendisine iletildiğinde de
basına aynen şöyle söylüyor: “Değerli arkadaşlar, tabii, benim ne konuştuğumu,
maalesef, medya tam manasıyla aynen söylediğim gibi yansıtmıyor. Şimdi, burada
da, maalesef, bu yansıtmada bazı cımbızlamaların olduğunu şimdi sizlere ifade
edeceğim” diyor.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) – Kıvırma! Hangi belediye? Hangi belediye?
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Ve burada, bakın bu tutanakların aynısını
okuyor. Şimdi, tırnak içinde olan söz, Başbakanımıza ait değil, bir, ama
Başbakanımızın söylediklerinden gazeteciler farklı şeyler çıkarabilir ve
vakıfların, Alman vakıflarının terör örgütüne para aktardıkları yolunda ciddi
bulgular, ciddi iddialar, ciddi deliller var ve bunlara ilişkin biraz sonra arz
edeceğim, ciddi soruşturmalar da devam ediyor, çalışmalar da var, onu da
sizlerle paylaşmak istiyorum ama Sayın Başbakanımızın orada ifade ettiği
hususların içerisinde sadece bunlar da yok, Başbakanımız da orada diyor ki:
“Yine burada belediyelerin kredi sözleşmelerine ilişkin…”, üçüncü bir başka iddiada da diyor ki: “Şu
anda ana muhalefet partisi kendi belediyelerini bir araştırsın, sizin hanginiz
Alman vakıflarından herhangi biriyle kredi görüşmesi içinde, bir sorsun. Bunlar
ufak belde belediyesi de değil, ilçe belediyesi de değil, bir araştırsa, ben
bunları bulur kenara koyarım diyor.” Şimdi, baktığınız zaman…
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) – Hangi belediye?
AHMET
TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Hangi belediye, adını ver!
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Söyle söyle! Sen bakan değil misin, ülkeyi yönetmiyor musun,
söyle!
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, Almanya ile
Türkiye arasında kredi sözleşmeleri yapılabilir, Alman devletindeki
bankalardan…
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) – Kıvırma, adını ver!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, buradan hakaret edemez, lütfen uyarın. Sayın
Başkan, lütfen uyarın.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) – Bize “PKK’ya yardım ediyorsunuz” diyor, biz susalım!
BAŞKAN
- Sayın Erdoğdu… Lütfen, Sayın Erdoğdu…
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Kalkınma Bankasından, başka yerlerden kredi
kullanılabilir. Sayın Başbakanımız Afrika’ya giderken yaptığı açıklamada kredi
sözleşmesi için müracaat eden bazı belediyeler olduğunu söylüyor ve bu
belediyelere ilişkin birtakım müracaatların bulunduğunu, ilgili bakanlıkta
bunların izne tabi olduğunu ve incelemelerin devam ettiğini söylüyor.
Baktığınızda da o belediyelerle alakalı orada incelemeler devam ediyor, ben
sordum, bu belediyelerle ilgili henüz bir karar çıkmış mı; karar çıkmamış ama
bu belediyeler Alman KfW’den finansman sağlanması
gündeme gelmiş, ancak sonuçlanmamış projeler nedeniyle bazı belediyelerin
müracaatları var, Sayın Başbakanımız ertesi gün bu belediyelerin
müracaatlarından bahsediyor.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Karar var mı, yargı kararı var mı, kesin kararı var mı?
Belgeli konuş, yargı kararıyla konuş! Hem savcılık yapıyorsun…
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – “Ben alanı daralttım” diyor, ilçe
belediyesi, belde belediyesi değil, Kalkınma Bankasından kredi sözleşmesi
talebinde bulunan belediyeleri ifade ettiğini açık açık ifade etmiştir ki,
böyle de dört tane belediye vardır ve bu belediyeler de doğrudur, kayıtlar da
oradadır. Burada da Sayın Başbakanımızın söylediği husus gayet açık, gayet
nettir…
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Bizimkini açıklayamıyorsunuz bari sizinkini açıklayın.
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - …herhangi bir yanlışlık yok ama bakın o
konuşmada Sayın Başbakanın söylediklerinin öncesinde de başka şeyler var. Diyor
ki “Bunlar benim sadece söylememle gündeme gelmedi.” Demin Nurettin Bey’in
söylediği, Alman vakıflarıyla birtakım ilişkilerin gündeme gelmesi yeni değil,
daha öncesinde de var. İşte Nurettin Bey söyledi, Ebert Vakfıyla alakalı
konular, CHP’yle ilgili iddialar. İşte Sayın Kılıçdaroğlu’nun
Ebert Vakfında…
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) – Belge getirin belge, gazete haberleriyle konuşmayın. Meclise
bilgi veriyorsunuz, gazete haberleriyle konuşuyorsunuz.
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - …2010 yılında yaptığı bir konuşma var ve
ona dair basında yer alan haberler, vesaire… (Gürültüler)
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Mahkeme kararı getir, belge getir! Belge getir belge!
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Bakıyoruz, bunlarla alakalı da pek çok
konular var, kitaplar var…
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Mahkeme kararı getir! Yeter ya!
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - …bunlarla ilgili çalışmalar var, Sayın
Ecevit’le ilgili söylenenler var.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Bu ne kadar ciddiyetsiz bir yaklaşım ya!
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Demek ki Alman vakıfları konusu sadece
bugün değil, yıllar yılı Türkiye'nin gündeminde.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Bir tane belge ismi ver!
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Peki, biz bunun üzerine gittik mi? Biz bunun
üzerine gittik.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Belge var mı belge!
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Bakın, bir ülkenin Başbakanı, eğer
ülkesinde terör varsa, terörün finansmanını önlemek terörle mücadelede önemli
bir konuysa, buna dair birtakım bilgileri, duyumları varsa ve bunlarla ilgili
birtakım çalışmalar yapıyorsa milletine, ülkesine, kamuoyuna dönüp “Burada
şöyle şöyle sıkıntılar var, sorunlar var.” diye
kamuoyunu uyarması vazifesidir.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Gereğini yapın. Suçtur suç!
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - İşte Sayın Başbakanın bu konuyu gündeme
getirmesi, vazifesini yaptığının bir ifadesidir. (Gürültüler)
MAHMUT
TANAL (İstanbul) – Terör örgütüyle niye görüştünüz o zaman?
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Öte yandan, bakın, bununla ilgili, Şırnak
Uludere’de…
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Bir tane söyle Allah aşkına! Bir tane söyle!
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - …Uzungeçit
Belediyesiyle ilgili, eski başkanlarından biriyle ilgili soruşturma yapıldığını
görüyoruz, Hakkâri Belediyesi çalışanlarıyla alakalı soruşturma yapıldığını
görüyoruz, Şanlıurfa Belediye Başkanlığı yetkilileriyle alakalı ve Ağrı Patnos
Belediye Başkanlığı yetkilileriyle alakalı çalışmalar yapıldığını görüyoruz.
Öte yandan, yine KCK soruşturmaları çerçevesinde gerekçelerden bir tanesinde…
KAMER
GENÇ (Tunceli) – Bir de şu fenere laf anlatsan da, şu fenere! (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
– Sayın Genç… Sayın Genç…
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – CHP’nin kahramanı geldi.
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - …bunun olduğunu görüyoruz. O nedenle, bu
konu Hükûmet tarafından da dikkatle takip ediliyor; soruşturma, araştırma
yapılması gereken konular yakından araştırılıyor.
Göçün
50’nci yılı münasebetiyle Sayın Başbakan bu konuları Almanya Başbakanının
yüzüne de söylemiştir; Sayın Egemen Bağış da vardı, ben de vardım ve bu konuyu
gündeme getirdi, rahatsızlığını ifade etti. Sayın Başbakan “Bu konuda birlikte
çalışalım, birlikte çalıştığımızda sonuçlar daha net ortaya çıkacak.” dedi ve
böylesi bir öneriyi Alman Hükûmetine de biz götürdük. Umarım, önümüzdeki
günlerde Alman Hükûmeti ile birlikte çalışmalar yapılarak da bu konu
aydınlatılacaktır. Bu konu daha Türkiye’de uzunca bir zaman da konuşulacaktır.
Eğer birtakım vakıflar ve birtakım yerler Türkiye’de devam eden terörü finanse
ediyorsa bunun üzerine gitmek bizim vazifemiz, bizim görevimiz.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) – Hangi belediye? Hangi belediye?
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Hangi vakıftan CHP belediyeleri, hangi vakıftan AKP
belediyeleri? Açıkla lütfen. Bir tane örnek verin.
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Biz onu yapıyoruz. Soruşturmalar,
incelemeler, tahkikatlar devam ediyor. Bunlar bittiği zaman ayrıca
görüşülecektir, ortaya çıkacaktır.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) – Belgeniz yok ya!
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Bir başka konu: “AK PARTİ başka belediyeler
olduğu zaman işte linç yapıyor, kendisine ait belediyeler olduğu zaman
soruşturmalar yapmıyor.”
Elimdeki
rakamlar hiç onu göstermiyor. Bakıyorsunuz ön inceleme verilen dosyalara. Bizim
iktidara geldiğimiz günden, 1 Ocak 2003’ten alıyorum, Ekim 2011’e kadar: AK PARTİ’yle alakalı 2.058 belediyeye, CHP’yle ilgili 1.289
belediyeye, MHP’yle ilgili 546, BDP’yle ilgili 197,
diğer 981 belediyeye ön inceleme izni verilmiş.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) – Bizim toplamda 197 belediyemiz yok. İnsan biraz ciddi
hazırlanır!
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Yine soruşturma izni verilen belediye
sayısına bakıyoruz: AK PARTİ’ye 722, CHP’ye 578,
MHP’ye 298, BDP’ye 126, diğerlerine 511.
SADİR
DURMAZ (Yozgat) – Kaç belediye için, oranlar mısınız? Oranlarıyla söyle Sayın
Bakan.
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (İstanbul) – Sizin belediyelerinki gizli, diğerlerini basın
mensuplarına…
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Soruşturma izni verilmeyenlere bakıyoruz:
AK PARTİ’den 1.104, CHP’den 508, MHP’den 175, BDP’den 49, diğerlerinden 349.
Peki,
rakamlara baktığınızda hem ön inceleme izni verilen hem soruşturma izni verilen
hem adli tahkikata gönderilen her partiden belediyeler var. Bunun içinde AK PARTİ’li de var, CHP’li de var, MHP’li de var, BDP’li de var, hepsi var. Bu da yargıda olanların dosyası,
hepsini burada anlatma imkânım yok. (CHP sıralarından gürültüler)
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Savcılık fezlekeleri yok Sayın Bozdağ.
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Biz gerçekleri dile getiriyoruz ama
maalesef iftiraları dile getirenler de oldu. Hatırlarsanız Yozgat Belediye
Başkanıyla ilgili konu gündeme getirildi “Yozgat’ın çiçekleri” diye…
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (İstanbul) – Çamur atma.
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Sayın Kılıçdaroğlu
20 milyar TL tazminata mahkûm edildi. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Kayseri
Belediye Başkanıyla ilgili dosyalar gündeme getirildi ve Kayseri Belediye
Başkanı hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildi, iftiraların hepsi
havada kaldı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) – Üç tane dava var Kayseri’de.
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Özür dileyeceğini söyledi Sayın Kılıçdaroğlu. Burada bütün iddialar hem de 2 defa incelendi
ama sonuçta kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildi. Umarım, özür dilerler.
Bizim işimiz hizmet, iftira falan değil.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Bakan, belediyeyi söylerken bir tane isim ver, bir tane. Yirmi
dakikada bir isim veremedin.
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Biz işimize bakıyoruz, projelerle
milletimizin huzurundayız.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Bu gensoru konusunda da son kararı
milletimiz verecektir.
Yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BÜLENT
TEZCAN (Aydın) – Sayın Başkan…
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan…
BÜLENT
TEZCAN (Aydın) – Sayın Başkanım, müsaade eder misiniz?
BAŞKAN
– Teşekkür ediyorum Sayın Bozdağ.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan…
BAŞKAN
- Bir saniye, Sayın Bozdağ bir kürsüden insin.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Yardım etsinler.
Birçok
dosya getirdi, karar doluydu, boş boş, bir fezleke bile getirmedi. Boş
dosyaları niye taşıyorsun?
BAŞKAN
- Buyurun Sayın Kaplan.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Şırnak Uzungeçit Belediyesinin
ismini vererek…
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Sayın Bakan, hangi belediye, hangi belediye yardım etti?
BAŞKAN
- Sayın milletvekilleri, Sayın Kaplan konuşuyor.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başbakan Yardımcısı, Şırnak Uzungeçit
Belediyesinin ismini vererek..
BAŞKAN
- Ne dedi, ismini vermekle ne yaptı yani?
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – …bizzat isim vererek bu konuda örgüte para aktarıldığını
söyledi…
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Söylemedim “Soruşturma var.” dedim.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) - ...partimize sataşmada bulundu.
BAŞKAN
- Şimdi, Sayın Kaplan, ben biraz önce de söyledim ama…
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Çok açık, Şırnak Uzungeçit…
BAŞKAN
- Bir saniye…
…bu
örgütle bağlantı söylendiği zaman niye alınılıyor onu anlamadım ben, onu
anlamış değilim özellikle.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkanım, benim partimin belediyesiyle ilgili, benim
partimin Şırnak Uzungeçit Belediyesinin ismini
vererek, Şırnak Uzungeçit Belediyesinin…
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Efendim, ben o konuda “Tahkikat var.” dedim.
BAŞKAN
– Buyurun iki dakika süre veriyorum.
VI.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
(Devam)
6.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın, partisine sataşması nedeniyle konuşması
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Değerli milletvekilleri, “Uzungeçit
Belediyesi” denen yer “…”(*) Uludere’den sonra gidersiniz, 25 kilometre yolu
yoktur. Ulaştırma Bakanının bana üç sene sözü vardı. AKP’li belediyeydi,
kazandık orayı 2009’da, belediye binası yoktu, aracı yoktu, binası yoktu, aracı
yoktu ve AK PARTİ’den aldık o belediyeyi, biz oraya
bir araç hibe ettik, bir ev iki göz oda kiraladık. 7 tane personeli var,
borçları nedeniyle maaşlarına yetmiyor. Şimdi buradan… Hükûmet 2 milyon avro
almış kendi belediyelerine. Benim Uzungeçit Belediyem
buradan para aktaracak örgüt mensuplarına ve teröre yardım edecek! Uzungeçit Belediyesinin bütününü söyledim, binası yok,
aracı yok, parası yok, bunun neresini aktaracak? El vicdan, el insaf!
(*) Bu bölümde, Hatip tarafından Türkçe
olmayan bir dille, birtakım kelimeler ifade edildi.
Şimdi
size, şurası Hükûmet’in kararı, bizzat Başbakanın
imzası burada. Bir dosya çıkardı buraya Sayın Bozdağ, şu kadar kalın, ben de
dedim ki çıkaracak; mahkeme kararları, kesin yargı kararları, deliller
çıkaracak. Kolluk fezlekesini bile çıkaramadı. Çıkara çıkara Uzungeçit Belediyesini çıkardı. Alın size belediyeleri,
alın size belgeleri, Hükûmetin 2 milyon avrosu nerede? 2 milyon avronun parası
nereye gitmiş demin açıkladım; Kayseri’ye gitmiş, Konya’ya gitmiş, Ankara’ya
gitmiş Melih Gökçek’e ve ondan sonra kalkıyorsunuz diyorsunuz ki “Bu paralar
terör örgütlerine gitti.” Evet gitmiştir, El Kaide’ye gitmiştir, Taliban’a
gitmiştir, Hizbullah’a gitmiştir, cemaatlere gitmiştir. (CHP sıralarından
alkışlar) Bunlar çıkacak gün yüzüne. Uzungeçit
Belediyesi çarpsın sizi yalancılar, müfteriler, iftiracılar. Bu kadar
konuştunuz, bu kadar yalan söylediniz. Uzungeçit
Belediyesinin binası yok…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HASİP
KAPLAN (Devamla) – …Uzungeçit Belediyesinin aracı
yok, Uzungeçit Belediyesinin Belediye Başkanı
maaşları dağıtamıyor.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Dağa gitmekten, dağa para göndermekten bina yapacak para
kalmamış.
BAŞKAN
– Sayın Kaplan, teşekkür ediyorum. Teşekkür ediyorum Sayın Kaplan.
HASİP
KAPLAN (Devamla) – Neyi kime dağıtmış, bunu ispatlamayan müfteridir.
BAŞKAN
- Lütfen Sayın Kaplan…
HASİP
KAPLAN (Devamla) – Burada Sayın Bozdağ’ı da, Başbakanı da davet ediyorum;
ispatlasınlar istifa edeceğim.
BAŞKAN
– Sayın Kaplan…
HASİP
KAPLAN (Devamla) – Edemiyorlarsa özür dilesinler sadece.
BAŞKAN
– Sayın Kaplan, lütfen…
HASİP
KAPLAN (Devamla) – Ben bu kadar diyorum, ispatlamıyorsa özür dilesinler ama
ispatlasınlar ben istifa edeceğim. (BDP sıralarından alkışlar) O kadar saçma
sapan olur.
BAŞKAN
– Buyurun Sayın Tezcan.
BÜLENT
TEZCAN (Aydın) – Sayın Başkanım, biraz önce Hükûmet Sözcüsü Sayın Bozdağ
konuşma yaparken benim konuşmama izafeten konuşmamda söylediğim bir hususun
doğru olmadığını söyledi. Şu husus…
BAŞKAN
– Anlaşılmıyor Sayın Tezcan. Sizin konuşmanıza atıf yaparak…
BÜLENT
TEZCAN (Aydın) – Benim konuşmam sırasında Almanya’da Deniz Feneri e.V. soruşturması sırasında toplanan bağış paralarının
Türkiye’de Adalet ve Kalkınma Partisinin ve siyasetin finansmanında
kullanıldığına ilişkin beyanlarım vardı. Bu çerçeve Sayın Bozdağ bu beyanlara
atıfta bulunarak bunun doğru olmadığını…
AHMET
YENİ (Samsun) – Doğru değil, yalan!
BÜLENT
TEZCAN (Aydın) – Müsaade edin.
…Almanya’da
mahkemede, iddianamede böyle bir ifadenin yer almadığını söyledi. Ben şimdi
iddianameden okuyacağım. 69’a göre söz istiyorum, açıklama hakkı talep
ediyorum.
BAŞKAN
– Hayır, Sayın Tezcan, Sayın Bakanın ne söylemesini bekliyordunuz yani kabul mü
etmesi gerekirdi? (CHP sıralarından gülüşmeler, alkışlar!)
BÜLENT
TEZCAN (Aydın) – Efendim, kabul etmeyebilir ama benim ne söylememi
bekliyorsunuz? 69’a göre talepte bulunuyorum. 69’a göre açıklama…
BAŞKAN
– Buyurun Sayın Tezcan, iki dakika süre veriyorum.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan…
FİKRİ
IŞIK (Kocaeli) – Sayın Başkan, neye göre veriyorsunuz?
BAŞKAN
– Sayın Milletvekilim, size sormayacağım! Neye verip vermeyeceğimi size
sormayacağım, kusura kalmayın yani!
7.- Aydın Milletvekili Bülent
Tezcan’ın, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın, şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
BÜLENT
TEZCAN (Aydın) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
arkadaşlar, biraz önce Sayın Bozdağ burada Almanya’da Deniz Feneri e.V. soruşturması sırasında orada toplanan usulsüz bağış
paralarının Türkiye’de AKP’nin finansmanında kullanıldığı yolundaki iddiamın
yersiz olduğunu, bunun Almanya’da mahkeme kayıtlarına yansımadığını söyledi.
Aynen iddianameden okuyorum arkadaşlar, iddianameden. (AK PARTİ sıralarından
“Kararı oku, kararı!” sesleri, gürültüler) Bakarsınız, bakarsınız. Tabii,
rahatsız oldunuz.
“2
Şubat 2005 tarihli alındı belgesinde herhangi bir meblağ yazılı olmamasına
rağmen, Mehmet Gürhan… (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
– Lütfen… Lütfen, sayın milletvekilleri…
BÜLENT
TEZCAN (Devamla) – …Firdevs Ermiş’ten parayı Türkiye Başbakanına -parantez
içerisinde, 2003 yılından bu yana Recep Tayyip Erdoğan, kapattık parantezi-
Doğu Asya’daki tsunamiden zarar görmüş yardıma
muhtaçlara dağıtması için vermek üzere aldığını tasdik etmiş. Bu konu sanık
Ermiş’in yedinci kez ifadesi alınırken sorulmuş ve doğruluğu tasdik
edilmiştir.” diyor. (CHP sıralarından alkışlar)
AHMET
YENİ (Samsun) – İddiayı boş ver, iddiayı; kararı söyle.
BÜLENT
TEZCAN (Devamla) – Yine iddianameden “YİMPAŞ dünyanın her tarafında binlerce
yatırımcıdan para toplayarak zimmetine geçirmiş…
AHMET
YENİ (Samsun) – Karar ne, karar?
BÜLENT
TEZCAN (Devamla) – …Türkiye’de AKP gibi
parti ve İslami örgütlerin finansmanında kullanılmıştı.” diyor.
Buyurun
iddianame! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
AHMET
YENİ (Samsun) – Vay be!
BÜLENT
TEZCAN (Devamla) – Teşekkür ediyorum, sağ olun.
BAŞKAN
– Teşekkür ediyorum.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan… (AK PARTİ ve CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
- Bir saniye sayın milletvekilleri…
Buyurun
Sayın Elitaş.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Herhâlde söz verirsiniz diye tahmin ediyorum. Açıklamaya
gerek yok çünkü birileri bir şey söylüyor, söz veriyorsunuz. Ben de
arkadaşların istediği anlamda söz istiyorum.
BAŞKAN
– Ama gerekçesini söyleyeceksiniz Sayın Elitaş, madem
söz vereceğimi biliyorsunuz.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, Sayın Kaplan grubumuzu itham ederek
“yalancılar ve iftiracılar” diye hitap etti.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – İspatlamayan yalancıdır, iftiracıdır! Başka nedir adı Elitaş kurban, başka nedir adı? Biz de yalancı diyoruz,
müfteri diyoruz.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Az önceki konuşmacı, iddianamede olup mahkemede
sonuçlanmamış, tamamen farklı bir şekilde olan bir şeyi, iddianameyi sanki
mahkeme kararı gibi tarif etti. Söz almak istiyorum.
BAŞKAN
– Buyurun Sayın Elitaş. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
İki
dakika, 69’uncu maddeye göre, yeni bir sataşmaya mahal vermeden…
8.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan’ın, grubuna sataşması nedeniyle konuşması
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, değerli milletvekillerim; şimdi, Almanya’daki
cumhuriyet savcısının yaptığı iddianamenin doğru olduğu inancı içerisindeki
Cumhuriyet Halk Partililere diyorum ki: Ergenekon iddianamesinde geçen her
şeyin doğru olduğunu kabul etmek zorundasınız. (AK PARTİ sıralarından “Bravo”
sesleri, alkışlar)
İki:
Sayın Kılıçdaroğlu bir mesele gündeme getirdi, her
zamanki içi boş dosyalarından biri. 12/7/2011 tarihinde grupta bir konuşma
yaptı. Buradan da laf atan, demirbaş bir laf atıcı var, “Hasan Dağcı, Hasan Dağcı” dedi. Hasan
Dağcı’nın cami arsasıyla ilgili konuyu söylüyorum. Arsa 1.411 metrekare. 28
Şubat döneminde 2.500 metreden aşağı arsalarda cami yapılmasını engelleyebilmek
için, milletin manevi değerlerini ve ihtiyaçlarını giderecek yerlerini
engelleyebilmek için, Kur’an kursları ve okullardaki öğrencileri nasıl kapı
dışarı bırakıp ve sizin o zaman da altına imza attığınız, benimsediğiniz
dönemde 2.500 metrekareden aşağı arsada cami yapılmasını engelledikleri için
1.411 metrekare arsaydı. Bu arsa kimden alındı biliyor musunuz? Sayın Kılıçdaroğlu’nun Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu üyesi
olduğu dönemde İş Bankası Vakfından alındı. Sayın Kılıçdaroğlu’nun
bu arsanın satışında da imzası var, 1.411 metrekarelik arsada. Ne zaman? 28
Mart 2003 tarihinde Sayın Kılıçdaroğlu Türkiye İş
Bankası Yönetim Kurulu üyesi. Türkiye İş Bankası ne? Türkiye'nin en büyük kredi
kuruluşlarından birisi. Sayın Kılıçdaroğlu 3 Kasım
2002 tarihinde milletvekili seçilmiş ama en büyük kuruluşlarda yönetim kurulu
üyeliğine ve millete kredi verme konusunda….
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) – Ben hâlledeceğim, sen konuş!
BAŞKAN
– Sayın Erdoğdu, lütfen oturun.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) – Hayır…
BAŞKAN
– Lütfen Sayın Erdoğdu… Lütfen Sayın Erdoğdu…
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) - ….verirken ahlaki olarak değerlendirilmemiş. Bu bilgiyi
sizlerle paylaşmak istedim.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
– Teşekkür ediyorum.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, Sayın Elitaş…
BAŞKAN
– Bir saniye…
Duymuyorum
ki Sayın Hamzaçebi, duymuyorum ki…
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Elitaş konuşmasında
Sayın Kılıçdaroğlu’nun ismini vermek suretiyle Sayın Kılıçdaroğlu’nun gerçeğe aykırı bir iddiada bulunduğunu
ifade ederek grubumuza sataşmada bulundu.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Mahkeme kayıtları…
BAŞKAN
– Sayın Hamzaçebi, ne yapmamız lazım? Karşılıklı ne zaman bitireceğiz biz bu
şeyi?
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan…
BAŞKAN
- Yani her söylenilen sataşma mıdır? Niye sataştı yani olmayan bir şeyi mi
söyledi?
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, bir saniye…
BAŞKAN
– Hayır, olmayan bir şeyi mi söyledi,
soruyorum size.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, bir saniye dinler misiniz…
BAŞKAN
– Dinliyorum.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Ben “Sataşmada bulundu.” diyorum siz beni sorguya
çekiyorsunuz, hangi hakla?
BAŞKAN
– Sorguya çekmiyorum Beyefendi.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Hayır, hangi hakla sorguya çekiyorsunuz?
AHMET
YENİ (Samsun) – Bağıramazsın sen Başkana. Başkana niye bağırıyorsun?
BAŞKAN
– Sayın Hamzaçebi, ben sorguya çekmiyorum. Sizin grubunuzun gürültüsünden
dolayı duymuyorum. “Ne için sataştı?” diyorum size.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, kimsenin bağırma hakkı yoktur. Başkana bağırma
hakkı yoktur Sayın Başkan, lütfen uyarın.
BAŞKAN
– İç Tüzük gereğince “Ne diye sataştı?” diye soruyorum. Bunu sormak zorundayım.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan…
BAŞKAN
- Bu sorguysa sorguya çekiyorum…
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, bir saniye…
BAŞKAN
- Bu sorguysa sorguya çekiyorum sizi. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Lütfen…
Grup
başkan vekilleri burada her şeyi konuşacaklar Meclis başkan vekili
konuşmayacak, öyle mi? (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, bir saniye…
BAŞKAN
– İç Tüzük’ün hükümlerini uyguluyorum ben burada. Ben
sormak zorundayım, siz de cevap vermek durumundasınız.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, lütfen…
BAŞKAN
- Şimdi soruyorum tekrar, sorgu olarak anlıyorsanız sorguluyorum: Sayın Elitaş size ne söyledi ki sataştı, onu söyleyin bana. (CHP
sıralarından gürültüler)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, bir saniye…
BAŞKAN
- Grubunuz da lütfen sessiz olsun, anlayayım ben söylenenleri.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Tamam, bir saniye dinler misiniz…
BAŞKAN
– Dinliyorum.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Ben sizin yerinizde olsam biraz önceki tutumunuzun
arkasında dururum. Bir şey söylediniz, onun arkasında durun.
BAŞKAN
– Ben tutumumun arkasındayım zaten.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Bir saniye bitireyim cümlemi ama. Siz bana cevap
hakkı vermiyorsunuz.
BAŞKAN
– Veririm ben.
Buyurun.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Bana diyorsunuz ki: “Nereye kadar, ne zaman
bitecek?”
BAŞKAN
– Evet.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Tepki gösterdiğim konu budur. Bana şunu tabii ki
soracaksınız: Hangi nedenle sataşma oldu, neden söz istiyorsunuz? Bunu tabii ki
soracaksınız. Gerekçesiz bana söz veremezsiniz ama diyorsunuz ki: “Nereye
kadar, ne zaman bitecek?”
BAŞKAN
– Aynı şeyi diğer grup başkan vekillerine de söyledim, diğer söz isteyenlere de
söyledim ben.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Ama bir saniye, bitireyim… Bir saniye…
Bakın,
bundan ben şunu anlıyorum: Evet, haklısınız sataşma var ama ne zaman bitecek?
Bunu sormaya hakkınızın olmadığını söylüyorum.
BAŞKAN
– Sataşmamanız lazım, sizin de diğer grup başkan vekillerinin de. Onu anlatmak
istiyorum.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Elbette…
Sayın
Elitaş konuşmasında, Sayın Kılıçdaroğlu’nun
iftira attığını söylemiştir. Sataşma nedeniyle söz istiyorum efendim.
BAŞKAN
– Buyurun.
İki
dakika süre veriyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
9.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi’nin, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın,
grubuna sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ortamı
gerginleştirmeye gerek yok. Ben söz istiyorum. Bir siyasi parti grubu, doğal
olarak, kendi genel başkanı hakkında bir sataşma cümlesi olursa söz alma
hakkına sahiptir. Ben de Sayın Başkandan söz istedim. Sayın Başkan bana diyor
ki: “Nereye kadar sürecek?” Benim talebimin cevabı bu olamaz. Bana “Hangi
nedenle söz istiyorsunuz?” sorusunu soracaktır, doğaldır -şimdi yaptığı gibi-
diğeri fazlalıktır. Ben belki biraz sert tepki gösterdim ama haksızlığa
uğradığım için bu tepkiyi gösterdim.
Şimdi,
Sayın Elitaş, önce size bir öneride bulunmak
istiyorum: Her cuma namazı çıkışında şurada demeç veriyorsunuz, yalan yanlış.
Bakın, namaz camiden çıktıktan sonra başlar. Namaz İslam’ın şekil şartı
değildir. (AK PARTİ sıralarından “Bravo!” sesleri, gürültüler) Namaz camiden
çıktıktan sonra, oruç ramazandan sonra, hac hacdan döndükten sonra başlar.
Bunlar şekil şartı değildir.
Bu
tespitimi yaptıktan sonra ithamınızın cevabını vereyim. Sayın Kılıçdaroğlu İş Bankası Yönetim Kurulu üyesidir. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
– Sayın milletvekilleri, lütfen Hatibi dinleyelim.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Sizin iddia ettiğiniz gibi, o arsanın satışında
herhangi bir şekilde imzası yoktur. Orada ana problem, cami arsasının rezidans
alanına çevrilmesidir, problem budur.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Kadıköy Belediyesi onayıyla…
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Ben sizin yerinizde olsam buna ilişkin bir açıklama
yapardım. Bunu açıklayabilseydiniz keşke. Bunu açıklayamadınız.
Bunun
için söz aldım. Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, benim söylediğim sözü tahrip etmiştir.
BAŞKAN
– Şimdi, Sayın Elitaş, aynı şeyi size sormam gerekmez
mi yani bu ne zamana kadar devam edecek veya Sayın Bakana?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkanım, müsaade eder misiniz?
BAŞKAN
– Bir saniye, önce Sayın Bakan söz istiyor.
Buyurun
Sayın Bakanım.
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Biraz önce konuşan hatip…
BAŞKAN
– Kim, hangi hatip Sayın Bakan?
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – CHP’li Hatibin AK PARTİ ve Deniz Feneriyle
ilgili söylediği bilgiler yanlıştır, yanlış bilgi verilmiştir. Müsaadenizle
düzeltmek istiyorum.
BAŞKAN
– İddianameyi okudu Sayın Bakan, yani başka bir şey yapmadı ki Sayın Hatip.
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Müsaadenizle kürsüden anlatayım.
BAŞKAN
– Yani, iddianamedeki okudukları şeyler yanlış mı?
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Bakın, benim anlattığımla Sayın Vekilin
anlattığı başka şey. Müsaade ederseniz ben anlatayım, bir yanlışlık var.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) – Değerli Başkanım, Bakanın yanlış verdiği bilgileri düzeltmek
istiyorum.
BAŞKAN
– Sayın Tanal, lütfen oturun siz.
OKTAY
VURAL (İzmir) – Sayın Başkanım, şu iddianameyi getirin siz, bakalım. Varsa var,
yoksa yok.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) – Sayın Başkanım, yanlış bilgileri düzeltecek bir dosya
getirdim ben sizlere.
BAŞKAN
– Sayın Tanal, lütfen… Sizin söz hakkınız…
MAHMUT
TANAL (İstanbul) – Ama, lütfen, yanlış bilgilendirme yapılıyor.
BAŞKAN
– Hayır, sizinle ilgili konu yok zaten.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) – Ama bilgileri düzelteceğim ben. Dosya getirdim sizlere ben.
BAŞKAN
– Buyurun Sayın Bakanım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MAHMUT
TANAL (İstanbul) – Bakın, Değerli Başkanım, Bakana söz verdiniz, yanlış
bilgileri düzeltmek için istiyorum ben sözü.
10.- Başbakan Yardımcısı Bekir
Bozdağ’ın, Aydın Milletvekili Bülent Tezcan’ın, partisine sataşması nedeniyle
konuşması
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; ben
Deniz Feneri-AK PARTİ arasındaki ilişkiye ilişkin iftiralarla alakalı
konuşurken burada bir değerlendirme yaptım ve dedim ki: “Bu konuyla alakalı
mahkeme kararında herhangi bir şey yok.” dedim, mahkeme kararını gösterim ve
burayla alakalı Alman savcıların, soruşturmayı yapanların ifadelerini okudum.
“İddianameden bahsetmeden” dedim ve okudum şimdi. Ayrıca “Ne soruşturma ne
savcılık incelemesinde ne de dava dosyasında Deniz Feneriyle AK PARTİ arasında
bir bağ bulundu.” diyor. Bulunmadı. Devam ediyor, altında: “AK PARTİ ile Deniz
Feneri arasında hiçbir bağlantı yok. Böyle bir bağ tespit edilemedi.”
MAHMUT
TANAL (İstanbul) – Deniz Fenerinin üyesi olan biri, milletvekili, şu anda Bakan
mı, değil mi? Ona cevap verir misiniz?
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – “Davayı alan mahkeme de bu karara vardı. Şu
an kararı Ankara’ya gönderemeyiz çünkü gerekçeli karar henüz elimize ulaşmadı.”
MAHMUT
TANAL (İstanbul) – Kurucusu şu anda içinizde Bakan mı, değil mi?
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – “Hâkim Jochen Müller kararın bu ayın sonuna kadar, yani önümüzdeki hafta
gönderilebileceğini söyledi. Biz de elimize geçtiğinde Türkiye’ye
ulaştırıyoruz.” Kim diyor bunu? Bunu Alman Başsavcı Scheu
söylüyor.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) – Kurucusu şu anda içinizde Bakan mı, değil mi, onu söyler
misiniz?
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Şimdi, soruşturma yapılmış: “Mahkeme
kararında bir şey yok. Bir şeye rastlamadık, bulamadık.” diyor. İddianame de Abdurrahim Vural diye şikâyetçi olan kişinin
dilekçelerinden “miş,mış”lı alıntılarla oluşuyor ve
onunla ilgili -demin de okudum- iddianamede olan ifadenin doğrulanmadığını da
söylüyor ve “Hatta Başbakan ismi de yanlış yazılmış.” diyor. “Nasıl tercüme
hatası? Nasıl geçtiğini bilmiyoruz.” diyor. Ben bunu gizlemedim ki. Bununla bu
aynı şey değil.
Elmayla
armutu birbirine karıştırmayalım diyor, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
– Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkanım…
BAŞKAN
– Buyurun Sayın Elitaş.
OKTAY
VURAL (İzmir) – Sayın Başkan, şu tahterevalliye bir son verseniz vallahi yani.
BAŞKAN
– Ama sayın grup başkan vekilleri başka şekilde değerlendiriyor o zaman.
OKTAY
VURAL (İzmir) – Yeter ya! Beş dakika otursunlar.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) – Efendim, her kelimeden sataşma çıkabilir.
BAŞKAN
– Buyurun Sayın Elitaş.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Hamzaçebi biraz önce benim sataştığım iddiasıyla
sizden söz istedikten sonra benim ibadetimle ilgili bir sorgulama yaptı.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Hayır, hayır, sorgulamadım.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Hiç kimsenin benim ibadetimi sorgulama hakkı yok.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Hayır, hayır, öyle bir şey yok.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Her hafta cuma günü…
BAŞKAN
– Buyurun Sayın Elitaş, size de 69’uncu madde
gereğince... (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MAHMUT
TANAL (İstanbul) – Başkanım, siz adaletli bir şekilde söz vermiyorsunuz.
Adaletsizlik yapıyorsunuz siz!
BAŞKAN
– Sayın Tanal, lütfen oturur musunuz?
MAHMUT
TANAL (İstanbul) – Gerçekten adaletsizlik yapıyorsunuz!
BAŞKAN
– Sizden öğrenecek değilim ben adaleti Sayın Tanal. Sizinle konu hiç ilgili
değil, lütfen oturun.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) – Nasıl ilgili değil. Ben burada ne iş yaparım? Milletvekili
değil miyim ben?
BAŞKAN
– İlgili değil, lütfen oturun.
Buyurun
Sayın Elitaş.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) – Yanlış açıklama yapıyor. Yanlış açıklama için belgeleri
getirdim.
BAŞKAN
– Oturur musunuz lütfen.
11.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin,
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Şimdi,
Sayın Bakan açıkladı aslında gensorunun nasıl olduğunu içeriğinin ve
ciddiyetsiz bir şekilde açıklandığını ifade etti. Tırnak içindeki yapılan ifadeler
alıntıdır. Ama bu gördüğümüz kadarıyla, gensoru metnine baktığımız zaman, Sayın
Bakanım, soru önergesi olması gereken şeyi gensoru hâline getirmişler. Yani, İç
Tüzük’te diyor ki: “Bunlar soru önergesi olarak
sorulabilir; Bakanlıktan, Başbakanlıktan sorulabilir; onlar cevap isterler,
olmazsa yazılı cevap hâline gelir.”
Sayın
Hamzaçebi cuma günleri bizim burada cuma çıkışındaki yaptığımız demeçleri
eleştiriyor. Eğer camiye gittiğinizde görürseniz her hafta cuma günü orada
kameralar olur. Grup başkan vekili arkadaşlarımız camiden çıktıkları anda,
orada sorular sorarlar, biz de onlara cevap vermeye çalışırız. Her zaman da bu
şekilde olmaz.
Camiye
giden grup başkan vekilleri genellikle Sayın Oktay Vural, Sayın Şandır ve
bizleri orada gittikleri zaman bunu görürler, ama siz sürekli olarak zaten
basın bülteni, basın açıklamalarını vesairesini yapıyorsunuz.
Değerli
arkadaşlar, cami çıkışındaki benim yaptığım ibadetin, benim yaptığım ibadetten
sonraki yaptığım işlerin hangi noktada olacağıyla ilgili değerlendirme hakkı
sizde değildir. Bu hakkı hiç kimseye, Cenabıhak hiçbir kula vermemiştir;
kendisi bunu tayin edecektir, kendisi terazisine koyacaktır. Eğer siz bu
teraziyi kendinize doğru getirirseniz, biraz önce Sayın Bakanın açıkladığı gibi
Sayın Grup Başkan Vekilinin “Şu camiyi yıkıyorsunuz.” diye söylediği gibi…
Sayın Kılıçdaroğlu’nun evi de Çukurambar’da,
evinin yakınında bir cami yıkılacak yakında. Niye biliyor musunuz? Yanına daha
güzel, büyük bir cami yapıldığı için.
Bu
bilgiyi sizlerle paylaşmak istedim.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
– Teşekkür ediyorum.
V.- GENSORU (Devam)
A) Ön
Görüşmeler (Devam)
1.- Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
Grup Başkan Vekilleri Yalova Milletvekili Muharrem İnce, İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebi ve Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan’ın; CHP’li
belediyelerin Alman vakıflarından kredi alarak terör örgütüne yardım ettikleri
iddiasında bulunduğu hâlde bunu ispatlamadığı ve böylelikle üstlendiği görevi
yerine getirmediği iddiasıyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında gensoru
açılmasına ilişkin önergesi (11/4) (Devam)
BAŞKAN
– Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında (11/4) esas numaralı gensoru
önergesinin gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi
gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmayacağı hususunu oylarınıza sunacağım.
Gensoru
önergesinin gündeme alınmasını kabul edenler… Kabul etmeyenler… Gensoru
önergesi kabul edilmemiştir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sözlü
soru önergeleri ile alınan karar gereğince kanun tasarı ve teklifleri ile
komisyonlardan gelen işleri sırasıyla görüşmek için, 29 Kasım 2011 Salı günü
saat 15.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.