Gökhan KOÇMAN Normal Gökhan KOÇMAN 3 7 2011-11-14T13:05:00Z 2011-11-14T13:07:00Z 12 15431 87961 733 206 103186 14.00 Clean false 0 0 nk 0 nk 0 0 false false false TR X-NONE X-NONE 0 nk 0 nk

 

 

 

 

 

TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝ

 

YASAMA DÖNEMİ                 CİLT                YASAMA YILI

              24                                 2                             2

 

 

TUTANAK DERGİSİ

9’uncu BİRLEŞİM

 

19 Ekim 2011 Çarşamba

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

DÖNEM: 24                               CİLT: 2                       YASAMA YILI: 2

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

 

 

 

 

9’uncu Birleşim

19 Ekim 2011 Çarşamba

 

 

 

 

(TBMM Tutanak Müdürlüğü tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

         I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

  II.- GELEN KÂĞITLAR

III.- YOKLAMA

IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- TBMM Başkan Vekili Şükran Güldal Mumcu’nun, Hakkâri’de meydana gelen elim saldırıda yitirdiğimiz bütün vatandaşlarımıza başsağlığı ve yakınlarına sabırlar dilediğine ilişkin konuşması

 

V.- AÇIKLAMALAR

1.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, Hakkâri’de meydana gelen elim saldırıda yaşamını yitiren bütün insanlarımıza Allah’tan rahmet, başsağlığı ve sabır, yaralılara acil şifalar dilediğine ilişkin açıklaması

2.- İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, Hakkâri ilinin Çukurca ilçesinde meydana gelen terör saldırısında şehit edilen 24 askerimize Allah’tan rahmet, yaralanan 18 askerimize acil şifalar ve milletimize başsağlığı dilediğine ilişkin açıklaması

3.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, Hakkâri ilinin Çukurca ilçesinde meydana gelen terör saldırısında şehit edilen 24 askerimize Allah’tan rahmet, yaralanan 18 askerimize acil şifalar ve milletimize başsağlığı dilediğine ilişkin açıklaması

4.- Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal’ın, Hakkâri ilinin Çukurca ilçesinde meydana gelen terör saldırısında şehit edilen 24 askerimize Allah’tan rahmet, yaralanan 18 askerimize acil şifalar ve milletimize başsağlığı dilediğine ilişkin açıklaması

5.- Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın, Hakkâri ilinin Çukurca ilçesinde meydana gelen terör saldırısında şehit edilen 24 askerimize Allah’tan rahmet, yaralanan 18 askerimize acil şifalar ve milletimize başsağlığı dilediğine ilişkin açıklaması

6.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, Oturum Başkanının, Grup başkan vekillerine yerlerinden söz vereceğine, bakanın kürsüden açıklama yapacağına dair birleşimin başında açıklama yaptığına, bakanın kürsüden konuşmasına grupların itiraz etmesinin yersiz olduğuna ilişkin açıklaması

7.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, İç Tüzük’ün genel görüşmeyle ilgili 101’inci maddesine ilişkin açıklaması

 

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve 23 milletvekilinin, üniversite öğrencilerinin barınma sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/23)

2.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve 24 milletvekilinin, su kaynakları potansiyelinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/24)

3.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve 25 milletvekilinin, Tekel’in özelleştirilmesinden kaynaklanan sosyal ve ekonomik sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/25)

 

VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile İran İslam Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Kapıköy ve Razi Kara Hudut Kapılarının Ortak Kullanımına İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/287) (S. Sayısı: 2)

2.- Güneydoğu Avrupa Kanun Uygulama Merkezi Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/442) (S. Sayısı: 9)

3.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Ekvator Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/466) (S. Sayısı: 30)

4.- Türkiye Cumhuriyeti ile İsviçre Konfederasyonu Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/426) (S. Sayısı: 23)

5.- Türkiye Cumhuriyeti ile Çek Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/355) (S. Sayısı: 18)

6.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Brezilya Federatif Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gümrük Konularında Karşılıklı İdari Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/417) (S. Sayısı: 6)

7.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuveyt Devleti Hükümeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/444) (S. Sayısı: 25)

 

VIII.- GEÇEN TUTANAK HAKKINDA KONUŞMALAR

1.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, 18/10/2011 tarihli 8’inci Birleşimin 38’inci sayfasında yer alan sözlerini düzelttiğine ilişkin açıklaması

 

IX.- OYLAMALAR

1.- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile İran İslam Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Kapıköy ve Razi Kara Hudut Kapılarının Ortak Kullanımına İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

2.- Güneydoğu Avrupa Kanun Uygulama Merkezi Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

3.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Ekvator Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

4.- Türkiye Cumhuriyeti ile İsviçre Konfederasyonu Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

5.- Türkiye Cumhuriyeti ile Çek Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

 

X.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz’ın, milletvekili adayı olmak isteyen kamu görevlilerinin sağlık yardımına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/187)

2.- İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak’ın, İstanbul’daki kaçak yapılaşma, yapı denetimi ve deprem hazırlıklarına ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı  (7/201)

I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 15.00’te açılarak iki oturum yaptı.

Oturum Başkanı, TBMM Başkan Vekili Şükran Güldal Mumcu, Anayasa yapma sorumluluğu altına giren Türkiye Büyük Millet Meclisinin her şeyden önce Türkiye Cumhuriyeti’nin Atatürk’ün belirlediği kurucu felsefesini yansıtan temel ilkelerini korumak zorunda olduğuna; özgürlükçü demokrat bir anayasa yapmak için başta Türk Ceza Yasası olmak üzere yasalarımızdaki antidemokratik düzenlemeleri temizlemek gerektiğine; kanun hükmünde kararnamelerle yasama yetkisinin yürütme tarafından gasbedildiğine; başta Meclisimizi kuran Mustafa Kemal Atatürk ve tüm Kurtuluş Savaşı kahramanlarımızı şükran ve saygıyla andığına; PKK terörü sonucunda öldürülen üniformalı-üniformasız tüm yurttaşlarımıza rahmet ve Genel Kurula kolaylıklar ve başarılar dilediğine ilişkin bir konuşma yaptı.

Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan’ın, yargı bağımsızlığı ve yeni Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun yapılanmasına ilişkin gündem dışı konuşmasına Adalet Bakanı Sadullah Ergin cevap verdi.

Adıyaman Milletvekili Muhammed Murtaza Yetiş, Dünya Yoksullukla Mücadele Günü’ne,

Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz, Adana ve Ceyhan Enerji İhtisas Bölgesi’nin sorunlarına,

İlişkin gündem dışı birer konuşma yaptılar.

Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in partisine,

İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin şahsına,

Sataşması nedeniyle birer konuşma yaptılar.

İzmir Milletvekili Oktay Vural, adalet duygusunu rencide edecek gelişmeler karşısında Türkiye Büyük Millet Meclisinin adaletin doğru tecelli etmesi için çalışması gerektiğine, Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu hususun peşinde olacaklarına,

Bursa Milletvekili İlhan Demiröz, Dünya Gıda Günü’ne,

İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt, TRT’nin sansür uygulamalarına,

İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel, TBMM’de yapılmakta olan binanın inşaatında çalışan Mustafa Bulut isimli bir işçinin geçirmiş olduğu iş kazasına ve ülkemizin iş kazaları ve iş güvenliği hususunda Avrupa’da birinci, dünyada üçüncü sırada olduğuna,

İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, AK PARTİ İktidarında yoksulluğun azalmadığına, halkın yoksulluk ve sefalet içinde olduğuna;

Adana Milletvekili Necdet Ünüvar,

Iğdır Milletvekili Sinan Oğan,

Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt,

İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz,

Azerbaycan Cumhuriyeti’nin 20’nci bağımsızlık yıl dönümünü kutladıklarına;

Kütahya Milletvekili Alim Işık, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanının seçim öncesinde 2.500 dolayında ziraat mühendisi ve veteriner hekimin 2011 yılı içerisinde istihdam edileceği sözünü verdiğine, bu konuda açıklama yapması gerektiğine,

Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, Adalet Bakanının konuşma üslubuna, TBMM’de çok daha itidalli ve dikkatli olunması gerektiğine,

Bingöl Milletvekili İdris Baluken, Mardin, Nusaybin, Kızıltepe, Urfa, Muğla ve Aydın’da 78’in üzerinde parti üyesinin, belediye başkan vekillerinin ve belediye meclis üyelerinin gözaltına alındığına,

Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, F tipi cezaevlerinde tutuklu bulunan 503 üniversite ve lise öğrencisine,

Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, son günlerde Hükûmetçe yapılan zamlara,

Bursa Milletvekili Aykan Erdemir, ataması yapılmayan öğretmenlerin sorunlarına,

Edirne Milletvekili Kemal Değirmendereli, Edirne ilinde ürününü satış imkânı bulamayan çeltik çiftçilerinin mağduriyetlerinin Toprak Mahsulleri Ofisi’nce giderilmesine,

Adana Milletvekili Mehmet Necati Çetinkaya, Adana iline yapılan hizmetlere,

İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi, Adalet Bakanı’nın Avrupa Birliği İlerleme Raporu’ndan bazı bölümleri okumadığına, aynı raporda “ifade özgürlüğünün ihlal edildiği gerekçesiyle karşılaşılan olayların çokluğu endişe sebebidir” denildiğine,

Adana Milletvekili Fatoş Gürkan, Adana iline yapılan yatırımlar için Başbakan ve bakanlara teşekkür ettiğine,

Kahramanmaraş Milletvekili Yıldırım Mehmet Ramazanoğlu, KCK davasından dolayı tutuklananlar hakkında kamuoyunda çok ciddi bilgi kirliliği olduğuna, tutuklananların gerçek sayısının 601 olduğuna,

Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin, Hatay ilinin Dörtyol ilçesinde meydana gelen dolu afetine,

Adana Milletvekili Ali Halaman, AK PARTİ milletvekillerinin “Adana’da bir şey yok, her şeyi yaptık.” dediklerine; Adana’da yaptıklarını kürsüden anlatmalarına,

İlişkin birer açıklamada bulundular.

Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan ve 25 milletvekilinin, Kaz Dağlarındaki çevre sorunlarının (10/20),

Mersin Milletvekili Vahap Seçer ve 28 milletvekilinin, Mersin-Akkuyu’da kurulması planlanan nükleer santralin başta insan ve hayvan sağlığı ile gıda üzerindeki etkileri olmak üzere tüm etkilerinin (10/21),

İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve 23 milletvekilinin, tahıl ürünlerinin üretim ve tüketiminin planlanmasında karşılaşılan sorunların (10/22),

Araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.

Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekilleri Iğdır Milletvekili Pervin Buldan ve Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, bazı soruşturma ve operasyonlarda kolluk güçlerine hukuka aykırı uygulamalar yaptırdığı; açıklamalarında kullandığı bazı ifadelerle devlet adamı ciddiyetinden uzaklaştığı; görev ve sorumluluklarını kötüye kullandığı iddiasıyla İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin hakkında Anayasa’nın 99’uncu, İç Tüzük’ün 106’ncı maddeleri uyarınca bir gensoru açılmasına ilişkin önergesi (11/1) Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergenin gündeme alınıp alınmayacağı konusundaki görüşme gününün daha sonra belirlenip Genel Kurulun onayına sunulacağı açıklandı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde:

Türkiye - Amerika Birleşik Devletleri,

Türkiye - Azerbaycan,

Dostluk grupları kurulmasına ilişkin Başkanlık tezkereleri kabul edildi.

14 Ekim 2011 tarihinde, Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ve arkadaşları tarafından (84 sıra nolu), TSK bünyesinde adı intihar ve kaza kurşunu olan şüpheli asker ölümlerinin tüm boyutları ile araştırılarak, alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, 18/10/2011 Salı günkü birleşimde sunuşlarda okunması ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşimde yapılmasına ilişkin BDP Grubu önerisi, yapılan görüşmelerden sonra kabul edilmedi.

İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Muş Milletvekili Sırrı Sakık’ın Grubuna,

Muş Milletvekili Sırrı Sakık, İstanbul Milletvekili Halide İncekara’nın şahsına,

Sataşması nedeniyle birer konuşma yaptılar.

İzmir Milletvekili Oktay Vural,

İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı,

Yalova Milletvekili Muharrem İnce,

Karaman Milletvekili Mevlüt Akgün,

Bitlis ilinin Güroymak ilçesinde şehit edilen 5 polis memuru ile yaşamını yitiren 2 sivil vatandaşa Allah’tan rahmet dilediklerine ve terörü kınadıklarına;

İstanbul Milletvekili İhsan Özkes, AK PARTİ Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin’in “Başbakana dokunmak ibadettir” şeklindeki sözüne;

Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan,

Muş Milletvekili Sırrı Sakık,

Bitlis ilinin Güroymak ilçesinde yaşanan olaylardan üzüntü duyduklarına ve sorunlara Mecliste çözüm üretilmesi gerektiğine;

Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat, Diyarbakır’da 77 bin oyun gasbedilmesine, bile bile aday olan Hatip Dicle’nin ve Barış ve Demokrasi Partisinin neden olduğuna,

Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kendi inancı dışındaki inançları yok saydığına,

Bingöl Milletvekili İdris Baluken, Bitlis ilinin Güroymak ilçesinde şehit edilen 5 polis memuru ile yaşamını yitiren 2 sivil vatandaşa Allah’tan rahmet dilediğine ve epilepsili bir hastaya askerlik yaptırılmasının incelenmesi gereken bir konu olduğuna,

İlişkin birer açıklamada bulundular.

6 Ekim 2011 tarih ve 242 sayılı ataması yapılmayan öğretmenlerin yaşadığı sorunların araştırılarak alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilen Meclis araştırması önergesinin 18.10.2011 Salı günü (bugün) Genel Kurulda okunarak görüşmelerinin bugünkü birleşiminde yapılmasına ilişkin Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisi, yapılan görüşmelerden sonra kabul edilmedi.

18/10/2011 tarihinde dağıtılan ve Genel Kurulun 18/10/2011 tarihli 8’inci birleşiminde okunan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin hakkındaki (11/1) esas numaralı gensoru önergesinin gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmında yer almasına, Anayasa’nın 99’uncu maddesi gereğince gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmelerin Genel Kurulun 25/10/2011 Salı günkü birleşiminde yapılmasına; gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmında yer alan 9, 30, 23, 18, 6, 25, 32 ve 27 sıra sayılı Kanun tasarılarının bu kısmın 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9’uncu sıralarına alınmasına ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesine; Genel Kurulun 25 Ekim 2011 Salı günkü birleşiminde sözlü sorular ve diğer denetim konularının görüşülmeyerek gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmında yer alan işlerin görüşülmesine; 19 ve 26 Ekim ile 2, 16, 23 ve 30 Kasım 2011 Çarşamba günkü birleşimlerde ise sözlü soruların görüşülmemesine; 19, 20, 26 ve 27 Ekim 2011 ile 2, 3, 10, 16, 17, 23, 24 ve 30 Kasım 2011 Çarşamba ve Perşembe günkü birleşimlerde saat 14.00-19.00 arası çalışmalarını sürdürmesine ilişkin AK PARTİ Grubu önerisi yapılan görüşmelerden sonra kabul edildi.

Adıyaman Milletvekili Salih Fırat, Adıyaman’da okula gitmek isteyip de gidemeyen binlerce çocuğun Ege’de, Akdeniz’de ve Güneydoğu’da pamuk tarlalarında çalıştığına,

Ağrı Milletvekili Ekrem Çelebi, muhalefet milletvekillerinin başka illerle ilgili değil, kendi illeriyle ilgili soru önergesi vermeleri gerektiğine,

Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil, bütün Milleti temsil ettiğine;

İstanbul Milletvekili Ünal Kacır,

Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın,

İç Tüzük’ün yerinden açıklamayla ilgili 60’ıncı maddesinin istismar edildiğine;

Kütahya Milletvekili İdris Bal, doğruyu söylemeye ilişkin Aristo’nun sözüne,

Muş Milletvekili Sırrı Sakık, Başbakanın Van Belediye Başkanını ziyaret etmediğine,

Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt, Ağrı iliyle ilgili vermiş olduğu soru önergesinin Ağrı iline katkı sunduğuna,

İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Ağrı Milletvekilinin “Herkes kendi bölgesiyle ilgili soru önergesi versin” şeklindeki açıklamasının Anayasa’ya aykırılığına, İstanbul Anadolu yakasının Mezarlıklar Müdürlüğüne yüksek ziraat mühendisinin atanmasının uygun olmadığına ve ataması yapılamayan öğretmenlere,

İlişkin birer açıklamada bulundular.

Alınan karar gereğince, 19 Ekim 2011 Çarşamba günü saat 14.00’te toplanmak üzere, birleşime 18.55’te son verildi.

                                                    Şükran Güldal MUMCU

                                                             Başkan Vekili

    Muhammet Bilal MACİT                                                                             Fatih ŞAHİN

                 İstanbul                                                                                               Ankara

                Kâtip Üye                                                                                          Kâtip Üye

 

 

 

II.- GELEN KÂĞITLAR

                                                                                                                                            No: 13

19 Ekim 2011 Çarşamba

 

Meclis Araştırması Önergeleri

1.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve 23 Milletvekilinin, üniversite öğrencilerinin barınma sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/23) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/10/2011)

2.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve 24 Milletvekilinin, su kaynakları potansiyelinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/24) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/10/2011)

3.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve 25 Milletvekilinin, Tekel’in özelleştirilmesinden kaynaklanan sosyal ve ekonomik sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/25) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/10/2011)

19 Ekim 2011 Çarşamba

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 14.00

BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU

KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT (İstanbul),  Fatih ŞAHİN (Ankara)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 9’uncu Birleşimini açıyorum.

III. YOKLAMA

BAŞKAN – Elektronik cihazla yoklama yapacağız.

Beş dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.

On dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati: 14.09

 

 

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 14.26

BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU

KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT (İstanbul),  Fatih ŞAHİN (Ankara)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 9’uncu Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- TBMM Başkan Vekili Şükran Güldal Mumcu’nun, Hakkâri’de meydana gelen elim saldırıda yitirdiğimiz bütün vatandaşlarımıza başsağlığı ve yakınlarına sabırlar dilediğine ilişkin konuşması

BAŞKAN - Bugün yaşadığımız Hakkâri’deki elim saldırı sonucu yitirdiğimiz bütün vatandaşlarımızın -başı sağ olsun diyorum- yakınlarına sabırlar diliyorum.

Şimdi, bu çerçevede gruplara yerlerinden söz vereceğim, sonra da Hükûmet olarak kürsüden Sayın Bakan açıklamada bulunacak.

Sayın Buldan, buyurunuz efendim.

V.- AÇIKLAMALAR

1.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, Hakkâri’de meydana gelen elim saldırıda yaşamını yitiren bütün insanlarımıza Allah’tan rahmet, başsağlığı ve sabır, yaralılara acil şifalar dilediğine ilişkin açıklaması

PERVİN BULDAN (Iğdır) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Öncelikle, yaşamını yitiren bütün insanlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır, yaralılara acil şifalar diliyorum.

Bugün yaşanan bu acılı tablo bir kez daha göstermektedir ki Türkiye'nin barıştan başka hiçbir seçeneği yoktur. Bu yaşanan acıları daha fazla artırmadan durdurmanın tek yolu, sorunları diyalogla, uzlaşıyla çözmenin zemini oluşturulmalıdır. Hükûmeti ve Meclisi el ele vererek sorunun bütünlüklü ve köklü olarak çözümü için birlikte çalışmaya davet ediyorum.

Evet, bu bir savaş ve bu savaşta her iki taraftan da insanlar yaşamını yitiriyor. (AK PARTİ ve CHP sıralarından “Ne savaşı?” sesleri, gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar)

SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) – Hiç utanmıyorsun değil mi?

PERVİN BULDAN (Iğdır) - Bu savaşta her iki taraftan da insanlar yaşamını yitiyor. (CHP sıralarından gürültüler) Lütfen, olaya tek taraflı bakmayınız arkadaşlar, olaya tek taraflı bakmayınız. Ateş düştüğü yeri yakıyor hem Kürt anneleri hem Türk anneleri ağlıyor, her iki tarafın annelerinin yüreği yanıyor. Ben bir anne yüreğiyle konuşuyorum ve bir anne yüreğiyle sesleniyorum ve artık yeter diyorum değerli arkadaşlar, artık yeter diyorum.

Bu iş tehditle, kınamakla çözülmez. Dün 5 polis yaşamını yitirmişti, burada, bu çatı altında her biriniz kalktınız, olayı kınadınız ve ölen polislere Allah’tan rahmet dilediniz. Evet, bugün ne oldu? Yine aynı şey tekrarlandı, yine ölüm, yine acı, yine gözyaşı. Dolayısıyla, kınamakla hiçbir şeyin değişmediğini ve bir an önce savaş için değil, barış için hepimizin savaşması gerektiğini ifade ediyorum.

Teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Buldan.

Sayın Vural...

2.- İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, Hakkâri ilinin Çukurca ilçesinde meydana gelen terör saldırısında şehit edilen 24 askerimize Allah’tan rahmet, yaralanan 18 askerimize acil şifalar ve milletimize başsağlığı dilediğine ilişkin açıklaması

OKTAY VURAL (İzmir) – Evet, yine büyük bir acı. Öncelikle, şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.

Artık, gerçekten, dün bu konuda görüşlerimizi ifade ettik ama maalesef bölücü terör örgütü durmadan kan döküyor. Allah bize, bu milletimize bu acıları yaşatanları helak etsin (AK PARTİ sıralarından “Amin” sesleri) bu acıları yaşatanlarla mücadele etmeyenleri de helak etsin. (AK PARTİ sıralarından “Amin” sesleri)

Ama, her şeyden önce, bu milletimizin bu acılar karşısında boyun eğmeyeceğini herkesin bilmesini istiyoruz.

İşte bugün terör maşaları rezil amaçlarına asla ulaşamayacaklar ve döndükleri kanda önünde sonunda boğulacaklardır. (AK PARTİ sıralarından “İnşallah” sesleri)

Ülkemiz “İyi şeyler, güzel şeyler olacak.” sözleriyle girdiği terör kıskacında can, kan ve derman kaybetmektedir. Milletimiz, arkası arkasına menfur suikastların kurbanı olmaktadır. Bölücü fitnenin azmasında PKK’ya açılım ısrar ve inadının, terör örgütüne verilen umut ve tavizlerin, İmralı canisiyle müzakere ve mütareke anlayışının, Irak’ın kuzeyindeki Peşmerge kalıntılarıyla kucaklaşmanın belirleyici olup olmadığını, milletin iradesinin tecelli ettiği bu noktada bütün milletvekillerinin idrakine ve vicdanına havale ediyorum. Bu hesabı yapması gerekenler, bugün bu millete ve milletvekillerine hesabı vermesi gerekenler olmalıdır. Bu işin sorumluları kimlerdir?

“Ezber bozuyorum, tabuları yıkıyorum, düşmanları kaldırıyorum, statükoyu kaldırıyoruz, dostluk çemberleri oluşturuyoruz.” adı altında oluşturulan yanlış politikalar, bu süreç içerisinde, sonuçta hezimet, hüsran ve terör olarak karşımıza çıkmıştır. Ekilen bölücülük tohumları, mayın, bomba, mermi ve gözyaşı olarak biçilmektedir. Türk milletinin ancak savaş şartlarında vereceği kayıp, özgürlük, demokrasi ve barış sözleriyle hayata geçmiştir. Bu felakete çanak tutan, destek veren, teşvik eden, meşrulaştırmaya çalışan, sindirmeye çabalayan ve kılavuzluk yapan gafillerin ise akan kandan doğrudan doğruya sorumlu oldukları açık ve meydandadır.

O bakımdan, bugün geldiğimiz bu noktada, köşe tutan bazı kalem sahiplerinin sözde aydınlarının, terör hamisi iş birlikçi zihniyetlerin, siyasetteki bölücülük odaklarının, PKK’yla koalisyon hâlinde milletimize zehir içirmeye devam ettirme gayreti içerisinde olduklarını hepimiz biliyoruz.

Bu kapsamda, cumhuriyet başsavcılıklarının, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ahlak, vicdan ve şereften yoksun güruhun yazıları, beyanları, raporları, faaliyetleri hakkında, bunlarla müzakere sürdürenler hakkında, protokol hazırlığı yapanlar hakkında gerekli tahkikatları başlatması artık zorunluluk hâline gelmiştir.

Bu çerçevede, biz bu konudaki görüş ve düşüncelerimizi ve bununla nasıl mücadele etmemiz gerektiğini defalarca açık bir şekilde Hükûmete ve kamuoyuna ifade etmiş olmamıza rağmen, sanki muhalefetin bu konuda görüş ve düşünceleri yokmuş gibi ifade edilmesini de kınıyorum.

Bu bakımdan, böyle bir ortamda siyasi fırsatçılık yaparak muhalefeti suçlama gayreti içerisine giren Sayın Başbakanı da uyarıyorum.

Bu bakımdan, Milliyetçi Hareket Partisi olarak tavsiyelerimizi ve önerilerimizi sıralamak istiyorum:

“Demokratik açılım” isimli İmralı’nın yıkım projesi mazeret ileri sürülmeksizin sonlandırılmalıdır.

Askerimizin ve polisimizin bu duruma düşmesinin müsebbibi olan yıkım koordinatörü Başbakan Yardımcısı istifa ettirilmelidir.

Türkiye Büyük Millet Meclisinde bütün milletvekilleriyle Hükûmete verdiğimiz yetki çerçevesinde sınır ötesi harekât başlatılarak Kandil’e egemenliğimizin, irademizin, gücümüzün, bölünmez bütünlüğümüzün simgesi olan bu ay yıldızlı bayrağı dikmenin vakti de gelmiştir.

Ülke içinde bölücülüğü himaye eden, destek veren, yardım ve yataklık yapan mihraklar hakkında mutlaka gereken işlemler yapılmalıdır.

Caydırıcı bir stratejik plan hazırlanmalı ve uygulanmalıdır.

Bu çerçevede, uluslararası kamuoyunun desteğini almak için girişimler yoğunlaştırılmalı…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OKTAY VURAL (İzmir) – …ve Hükûmet terörün mali, insani ve iletişim kaynaklarının kökünden kurutulması için somut tedbirlerle Türkiye Büyük Millet Meclisine gelmelidir. Lafla vakit kaybedecek hâlimiz yok.

İmralı’yla yaptığınız müzakerede ulaştığınız yüzde 90-95’i bu millete izah etmek durumundasınız. Dolayısıyla bugün artık gerçekten belki bıçağın kemiğe dayandığı bir nokta olarak bahsediliyor ama gerçekten bunlar bir sonuçtur, böyle bir sonuçtan mazeretler üretmek yerine bu sebepleri ortadan kaldıracak uyanıklıkta Hükûmetin gerekli tedbirleri almasını ve terör örgütünün kökünün kurutulmasını Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak talep ediyoruz.

Teşekkür ederim Sayın Başkan. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Vural.

Sayın İnce, buyurunuz.

3.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, Hakkâri ilinin Çukurca ilçesinde meydana gelen terör saldırısında şehit edilen 24 askerimize Allah’tan rahmet, yaralanan 18 askerimize acil şifalar ve milletimize başsağlığı dilediğine ilişkin açıklaması

MUHARREM İNCE (Yalova) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Dün 5 polisimizi şehit verdik, çocuklarımız öldü. Bugün yine 24 şehidimiz var, ayrıca 18 yaralımız. Bizler Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri olarak al bayrağa sararak uğurlayacağımız şehitlerimize, o köylü çocuklarına, o fakir fukara çocuklarına Allah’tan rahmet diliyoruz. Yaralılarımıza, gazilerimize acil şifalar diliyoruz. Şehitlerimizin anne ve babalarına, eşlerine, çocuklarına, ailelerine sabır diliyoruz. Milletimizin başı sağ olsun.

Bu ülkenin topraklarında sekiz ayrı yerde aynı anda saldırılar düzenleniyor, ağır silahlar kullanılıyorsa, Cumhurbaşkanının kimseye duyurmadan ziyaret ettiği yerlere bu saldırı yapılıyorsa ve bu saldırı Habur rezaletinin 2’nci yıl  dönümünde yaşanıyorsa durum vahim demektir. Zaman artık toplantı yapma, konuşma zamanı değildir. Zaten bu olay üzerine toplanıp ne yapacağınızı düşünüyorsanız durum çok kötü demektir. On yıllık bir Hükûmetin tüm planlarının hazır olması gerekir. Zaman iş yapma zamanıdır. Türk milleti bunu yapabilir.

Bu ülkenin istihbaratı nerede? Her saldırıdan sonra bulunan yeni çözümler nerede? Profesyonel ordu nerede? Özel harekât polisi nerede? Yüksek güvenlikli karakollar nerede? Sınır kaydırmaları nerede? Ortak istihbarat paylaşımı nerede? Koordinatör atanması nerede? Sonu gelmeyen güvenlik zirveleri nerede? “Kanları yerde kalmayacak, bıçak kemiğe dayandı.” sözleri nerede? Artık milletimiz bunları duymak istemiyor. Bıçak kemikte değil gırtlağa dayanmış durumdadır. Meclis, acilen özel gündemle toplanmalıdır. Sayın Meclis Başkanı Meclisi acilen özel gündemle toplamalıdır. Kapalı oturum yapılmalıdır. Biz, terörden nemalanmak derdinde değiliz, her konuda Hükûmete yardıma hazırız ama Hükûmet, bir hayal peşindedir. Bugün bile Sayın Başbakanın muhalefeti suçlamasına siyaset yapmak istemediğimiz için sadece teessüf ediyoruz, Allah’a havale ediyoruz kendisini. (CHP sıralarından alkışlar)

Bu ülkenin 660 subayı yargılanıyor, 276’sı tutukluysa, 360 generalin 66’sı tutukluysa, Diyarbakır 2. Taktik Hava Kuvvetleri Komutanı, Yardımcısı, Kurmay Başkanı tutukluysa bu ordu nasıl, kiminle, hangi şartlarda mücadele edecek? Suriye’yi, İran’ı, İsrail’i, Libya’yı, Mısır’ı dizayn etmeye çalışan Hükûmet, egemen güçlerle yaptığı iş birliğini yeniden sorgulamalıdır.

Sorun Türkiye'nin sorunudur, sorun Meclisimizin sorunudur ve bu Parlamentoda bulunan bütün milletvekillerine sesleniyorum: Zaman, kuru demeç verme zamanı değildir. Herkesin bir karar vermesi gerekiyor, ya terörden bağrı yanan milletimizin vekili olacaklar ya da teröristlerin vekili olacaklar diyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Tekrar, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum, milletimizin başı sağ olsun diyorum.

Teşekkür ederim Sayın Başkanım. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın İnce.

Sayın Ünal, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına, buyurunuz efendim.

4.- Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal’ın, Hakkâri ilinin Çukurca ilçesinde meydana gelen terör saldırısında şehit edilen 24 askerimize Allah’tan rahmet, yaralanan 18 askerimize acil şifalar ve milletimize başsağlığı dilediğine ilişkin açıklaması

MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün acı bir gün yaşıyoruz, 24 evladımızı kaybetmenin derin hüznü içindeyiz ve acının yüreklerde onulmaz yaralar açtığı günlerden geçiyoruz. Bu sebeple gün siyaset yapma, siyaset üzerinden konuşma ve milletin, devletin birliği ve bütünlüğüyle ilgili  konularda bunların tabii ki siyaset malzemesi yapılacağı günler değil. Gün, samimiyet, içtenlik, dürüstlük, kararlılık ve birlik ve bütünlük hâlinde bu konuda gerekli önlemlerin alınması günüdür ve devletimiz bu önlemleri almaktadır. Öncelikle ben bir vatandaş olarak vahşi, insana ait hiçbir değerle bağdaşmayan ve hiçbir inanca sığmayan bu saldırıyı lanetliyorum. Bir milletvekili olarak da vekili olduğum milletimin acısını, derdini ve sorumluluğunu bugün daha fazla omuzlarımda hissediyorum. Şurası bilinmelidir ki bu bir savaş değildir. Eğer bu bir savaşsa “Savaşın hangi tarafındasınız?” diye sorarlar. Dolayısıyla bu terör bir eylem olarak ahlakı, insafı, vicdanı ve hukuku olmayan bir şeydir ve teröre destek olanlar da aynı çirkinliğin içindedirler. Bizler devletimiz ve 74 milyon vatandaşımızla demokrasiye olan inancımızı yitirmeden ve asla teröre boyun eğmeden bu belanın üstesinden geleceğiz. Türkiye’nin tarihsel dönüşümü her ne şekilde olursa olsun hiçbir güç tarafından sabote edilemeyecektir. Türkiye’nin geleceği desiseler ve bazı komplolarla da engellenemeyecektir.

Bugün, hepimiz biliyoruz ki Anayasa Hazırlık Komisyonumuzun, Uzlaşma Komisyonumuzun ilk toplantı günüdür ve hepimiz şunu çok iyi biliyoruz ki: Bu çatı altında her birimiz bugün…

SİNAN OĞAN (Iğdır) – Bugün, aynı zamanda Habur’da davulla, zurnayla…

MAHİR ÜNAL (Devamla) - Sayın Sinan Bey…

BAŞKAN – Lütfen… Lütfen konuşmacıya müdahale etmeyelim.

MAHİR ÜNAL (Devamla) - Sayın Milletvekili, lütfen…

BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Ünal, devam edin.

MAHİR ÜNAL (Devamla) -  Acımızı hepimiz yüreklerimizde hissediyoruz, hepimizin acısı derin ve bugün bizi izleyenler, bizi bir vekâletle ve emanetle buraya gönderenler bugün bizlere bakıyorlar ve bizler bugün sağduyuyla, bizler bugün milletimizin önünde kararlılıkla ve bizler bugün milletimize güven vererek milletimize umut vererek, bizler bugün bu terör belasının üstesinden geleceğimizin heyecanını ve umudunu milletimizin kalbine aşılamak durumundayız. Bu, hükûmetiyle muhalefetiyle siyaset yapan, milletin emanetini ve vekâletini taşıyan her milletvekilinin sorumluluğudur. O yüzden, Sayın İnce’ye bugünkü konuşmasından dolayı da teşekkür ediyorum çünkü siyaset ve muhalefet bu sorumluluğu gerektirir.

Ve biz bugün Sayın Başbakanımızın yaptığı açıklamayla da demokratikleşmeden, hukuktan ve özgürlüklerden ve Türkiye devam ettiği yolundan asla ve asla dönmeyecektir. Ve biz milletimize verdiğimiz sözü hem planlama olarak hem strateji olarak hem taktik olarak yerine getiriyoruz, getirmeye devam edeceğiz fakat terör belasıyla uğraşan bütün devletlerin yaşadığı süreçlerden hepimiz geçiyoruz ve şu bilinmeli ki -bu çok iyi bilinmeli- Türkiye büyük bir millettir, büyük bir devlettir, bugüne kadar birçok badireyi atlatmıştır ve biz bu badireyi de atlatacağız.

Ve biz yarın terör gündemiyle genel görüşme yapacağız. Dolayısıyla Sayın Bakanım teknik olarak bu konuları açıklayacağı için ben daha fazla konuyu uzatmak istemiyorum.

Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Ünal.

Buyurunuz Sayın Bozdağ…

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkan, Sayın Bakanın oturduğu yerden konuşma imkânı var ama kürsüden konuşursa İç Tüzük 59’a göre bu Genel Kurula bilgi vermektir, gruplara onar dakika söz hakkı doğar. Eğer yarın kapalı oturum veya genel görüşme yapılacaksa Sayın Bakan yarın bilgi versin. Bugün gruplar konuşmuştur. 

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, Sayın Grup Başkan Vekili görüştüler. Şu anda, Sayın Bakan, olay sıcağı sıcağınayken bilgi vermek istiyor.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Yerinden bilgi verebilir ama İç Tüzük 59’a göre Sayın Bakan kürsüden bilgi verirse gruplara da onar dakika söz hakkı doğar. Bilgilerinize sunarım.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Burada amaç Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin bilgilendirilmesi. Sayın Grup Başkan Vekilinin itirazını anlamak mümkün değil.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – İç Tüzük’e göre yerinden bilgi verebilir, konuşabilir.

BAŞKAN – Sayın Bakan, o zaman yerinizden lütfen siz de bilgi veriniz.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Yani, şu bilgilendirmeyi sabote etmek bile enteresan bir durum.

OKTAY VURAL (İzmir) – Çıkın bilgilendirin o zaman. Hükûmet önceden bilgi verseydi, gruplar da konuşsaydı onar dakika. Neden kaçıyorsunuz o zaman?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Yarın genel görüşme yapılacağı ifade ediliyor. İçeride konuşuldu, anlaşıldı.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Yapılıyorsa yapılıyor.

OKTAY VURAL (İzmir) – Yapılıyorsa yarın da bilgi verin.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – İçerde konuşuldu, anlaşıldı, nasıl yapılacağı ifade edildi, burada gelip vazgeçiyorsunuz. İç Tüzük konuşma zamanı mı?

BAŞKAN – Lütfen tartışmayınız. Daha önce bu konuşulmuştu.

OKTAY VURAL (İzmir) – Bir grup başkan vekili burada konuşuyorsa Sayın Bakan da oradan konuşabilir.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Neyi konuşacaksınız! Ülkeyi on yıldır siz yönetiyorsunuz.

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) – İçeride anlaştık, burada bozmayın.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Nerede anlaştık?

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) – İçeride, yanınızdakine sorun.

BAŞKAN – Sayın grup başkan vekillerimiz, lütfen...

Lütfen, suhuletle dinleyelim Sayın Bakanı.

Buyurunuz Sayın Bozdağ.

5.- Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın, Hakkâri ilinin Çukurca ilçesinde meydana gelen terör saldırısında şehit edilen 24 askerimize Allah’tan rahmet, yaralanan 18 askerimize acil şifalar ve milletimize başsağlığı dilediğine ilişkin açıklaması

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerimin başında yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle Hakkâri’nin Çukurca ilçesinde terörle mücadele ederken vatanımız için, milletimiz için hayatını feda ederek şehadet mertebesine ermiş bulunan bütün şehitlerimizi rahmetle, minnetle yâd ediyorum. Milletimizin başı sağ olsun, ailelerinin başı sağ olsun.

Herkes şunu çok iyi bilmeli ki, Türkiye Cumhuriyeti devletinin terörle mücadelesi bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kararlılıkla devam edecektir. Hiçbir terör saldırısı, hiçbir terör eylemi bu mücadelenin sürdürülmesine engel olmayacaktır, olamayacaktır. Bunu herkesin iyi bilmesi lazım.

Son gerçekleşen saldırıda 24 askerimiz şehit olmuş, 18 askerimiz de yaralanmıştır. Ben yaralı askerlerimize acil şifalar diliyorum.

Şu an itibarıyla bölgede, hem uluslararası hukukun öngördüğü sıcak takip dâhil olmak üzere, her türlü operasyon, bütün güvenlik birimlerimizin her tür imkânlarının azami derece kullanılmasıyla sürdürülmektedir.

Bu acı hadisenin duyulduğu andan itibaren Türkiye Cumhuriyeti devletinin bütün kurumları bu konuyu yakından takip etmekte ve Sayın Başbakanımız bugün Türk Konseyinin toplantıları nedeniyle Kazakistan’a gidecekken ziyaretini ertelemiştir. Başbakanımızın başkanlığında toplantılar yapılmış ve…(CHP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen sakin dinleyiniz.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - … bu konuyla ilgili değerlendirmeler yapılarak gerekli adımlar atılmıştır.

Ayrıca, Genelkurmay Başkanımız ve kuvvet komutanlarımız bölgededirler, gerekli operasyonları bizzat yakından takip etmektedirler.

Ben, bu vesileyle…

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) – Kara harekâtını neden daha evvel yapmadınız?

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Kara harekâtı, hava harekâtı dâhil, ne yapılması gerekiyorsa hepsinin yapılmasında en ufak bir tereddüt yoktur, gerekenler yapılıyor, yapılmaya da devam edecektir.

SİNAN OĞAN (Iğdır) – Gereken yapılıyorsa nedir bu acı?

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Öte yandan, bir hususun altını özellikle çizmekte fayda görüyorum: Bu bir savaş değil. Herkes şunu çok iyi bilmeli ki, bu bir terördür. Ortaya konan eylemler de terör eylemidir. Türkiye'nin mücadelesi de terörle mücadeledir. Türkiye, PKK terör örgütü gibi nice eli kanlı terör örgütleriyle, sadece cumhuriyet döneminde değil daha öncesinde de mücadeleler yapmış ve her defasında da bu mücadelelerde bu millet, bu devlet galip gelmiştir ve başarıyı elde etmiştir. Terör konusunda da aynı başarının elde edileceğinden ve PKK terörünün yok edileceğinden benim hiçbir şüphem yok, Hükûmetimizin, milletimizin hiçbir şüphesi yok ama bunun tabii belli bir zamanı aldığı da muhakkaktır.

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Yüzde 95 uzlaştınız zaten, geriye yüzde 5 kaldı.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Bir başka konu, o da şu: Terör bir hükûmetin meselesi değil…

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Siz bu hâle getirdiniz.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Eğer hükûmet meselesi olsaydı otuz yıla yakın bir zamandır devam eden terör bir başka hükûmetin gelmesiyle başka bir boyut alıp bitebilirdi.

OKTAY VURAL (İzmir) – Onu demiyorsun, 2002’de bitmişti.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Terör bir siyasi partinin meselesi de değil. Terör eğer bir partinin meselesi olsaydı o zaman başka partilerle iş başka bir yöne gidebilirdi.

OKTAY VURAL (İzmir) – “Analar ağlamasın.” diye milletin anasını ağlattınız.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Terör bütün milletin ortak meselesi ve terör bütün partilerin ortak meselesi, terör devletimizin, hepimizin ortak meselesidir. Bu nedenle de terörün karşısında, siyasi partilerimizin, sivil toplum örgütlerimizin ve bu ülkede yaşayan, söz söyleyen herkesin terörün karşısında ayrılık içinde değil, birlik içinde olması esastır. Terörle mücadelede mesafe alan ülkelere baktığımızda, biz bunu görüyoruz. Neyi görüyoruz? İktidarıyla muhalefetiyle partilerin terör karşısında nasıl yekvücut olduğunu görüyoruz.

OKTAY VURAL (İzmir) – Daha ne destek istiyorsun? Sınır ötesi operasyon yapmıyorsun 2007’den bu yana.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Ama bakın, ben şurada Hükûmet adına bu kadar önemli bir olayda gruplar konuştuğu hâlde benim konuşmama izin verilemedi.  Ben, gönül isterdi ki, Hükûmetin buradan konuşmasına da gruplar izin verseydi oradan konuşurduk, oradan derdimizi anlatırdık, sözlerimizi söylerdik.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Hepsi laf salatası, laf!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Değerli milletvekilleri, Türkiye, terörle mücadelesinde başarılı olacaktır ama bunun ilk adımının bu Parlamentonun çatısı altında olması lazım.

OKTAY VURAL (İzmir) – Gidip PKK ile müzakere etmeyin o zaman.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Bütün siyasi partilerin terör konusunu siyasi rekabet konusu olmaktan çıkarıp, siyaseten ittifak konusuna dönüştürdüğümüz zaman önemli bir mesafeyi almış olacağız.

OKTAY VURAL (İzmir) – PKK ile müzakere edip, seçim iş birliği yapıyorsunuz. Sonra burada konuşuyorsun.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Ama ben inanıyorum ki, bunu da başaracağız. Siyasi partilerimiz de bu konuda ortak hareket edecekler. Ben ona da yürekten inanıyorum.

OKTAY VURAL (İzmir) - Ne konuşuyorsun sen oradan?

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Bugün eksiklerimiz olsa dahi zaman içerisinde bunu da başaracağız.

Bakın, Türkiye, şunu çok iyi biliyor: Terör örgütü sadece görünen bir örgüt değil. Bu örgütün arkasında uluslararası güçlerin olduğunu, isimlerini de kimlerin ne yaptığını da Hükûmet de devlet de gayet iyi biliyor. (AK PARTİ sıralarından alkışlar; CHP, MHP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen, sakin dinleyiniz açıklamayı.

OKTAY VURAL (İzmir) – Oslo’da gördük, Oslo’da! Brüksel’de gördük.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Sadece bunu biz değil, sadece bunu biz değil, bunu herkes biliyor. Onun için terörle mücadeleyi sadece üç beş teröristle mücadele şeklinde değerlendirirsek hata ederiz.

OKTAY VURAL (İzmir) – Dokuz yıldır ne yapıyorsunuz?..

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Türkiye, hem teröristlerle hem onların arkasındaki güçlerle hem de onları içeriden dışarıdan destekleyenlerle çok kapsamlı mücadelesini devam ettirmektedir, canı pahasına mücadelesini devam ettirmektedir.

Bakın, bugün 24 güvenlik görevlimiz ne yaptı? Hayatını bu mücadelede bu vatan için feda etti, şehit oldu. Dün 5 güvenlik görevlimiz, daha önce başkaları ama…

OKTAY VURAL (İzmir) – Sen PKK’yla müzakere etmek için…

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Bizim güvenlik görevlilerimiz mücadele ederken, şehit olurken, bütün birimlerimiz ayaktayken, Cumhurbaşkanıyla, Başbakanıyla, Hükûmetiyle, herkes ama herkes, sadece bizim Hükûmetimiz değil, bizden önceki hükûmetler de mücadelenin azami gerekleri için ne lazımsa yaparken “Mücadele etmeyenler helak olsun!” diye beddua etmek, bu çatının altında bulunan hiç ama hiçbir kimseye yakışmaz.

OKTAY VURAL (İzmir) – Etmeyenler helak olsun!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Bizim dua etmemiz lazım güvenlik birimlerimiz için...

OKTAY VURAL (İzmir) – Mücadele etmeyenler orada helak olsun!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - …bunlarla mücadele edenler için ama maalesef bedduayı da bu çatının altında duyduk.

OKTAY VURAL (İzmir) – Dokundu mu?

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Ondan dolayı da üzüntümü ifade etmek isterim.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Mücadele etmeyenlere beddua etmiyor musunuz Bekir Bey?

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Bir başka husus: Teröre destek veren ülkeler veya örgütler veya güçler, hepsi şunu bilmeli: Biz, Çanakkale’de de bir sürü destekler vardı, başarılı olduk.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Bırak ya, bırak!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Başka yerlerde de başarılı olduk ama bir şeye de orada dikkat etmenizi istiyorum: Çanakkale’de Kürt’le Türk’ün yan yana, Çerkez’le Laz’ın yan yana, Abhaza’nın, Gürcü’nün yan yana mücadele ettiğini görüyoruz, Sarıkamış’ta aynısını görüyoruz, her yerde aynısını görüyoruz. Onun için, benim buradan milletime bir çağrım var, o da şu: PKK terörüyle mücadelede yine hep, omuz omuza olmak zorundayız. Kürt asıllı, bölgede yaşayan vatandaşlarımızla bütün vatandaşlarımızın omuz omuza olması lazım.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Parlamentoyu çağır, niye milleti çağırıyorsun? Parlamentoyu çağır!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Eğer biz birlikte olursak…

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Hâlâ milleti çağırıyor oradan ya!

OKTAY VURAL (İzmir) – PKK’yla iş birliğinden vazgeçin, vazgeçin!

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri…

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - …anne karnında, dünyaya gelmeyi bekleyen çocuğu öldürecek vahşilere karşı…

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Böyle mantıksızlık olur mu? Böyle bir safsata olur mu ya!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) -  …bir kutlama için bir araya gelmiş kadınlarımıza hayatı dar edenlere karşı, düğünde olanlara, “Gelinle damat da ölmeli.” diyenlere karşı Türk’üyle, Kürt'üyle omuz omuza verdiğimiz zaman, bu terör belasının…

OKTAY VURAL (İzmir) – İyi de arkadan dolanıp PKK’yla müzakere eden sensin!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) -  …daha kısa sürede üzerinden gelmeyi başaracağız.

OKTAY VURAL (İzmir) – Habur’da teröristleri yargılayan sensin!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) -  Ama sempati duyarak, ama destek vererek, ama “Efendim, siz şunları yapmazsanız bu kan daha çok akar.” diye tehditler savurarak değil, terörün karşısında, insanlıktan yana, adam gibi durarak biz bu işi yaparız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

OKTAY VURAL (İzmir) – Habur’da adam gibi davranacaktın!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Terörle aramıza mesafe koyarak biz bu işi yaparız. Terörden talimat alarak, onların sözcülüğünü yaparak bu işi yapamayız. Onun için diyoruz ki: Herkes ama herkes teröre karşı el birliğiyle, iş birliğiyle davranmak zorunda.

Ben, buradan aziz milletimize de seslenmek istiyorum. Çünkü terör örgütünün ana hedeflerinden bir tanesi de bu ülkede Türk-Kürt kavgası çıkarmak, kardeş çatışması çıkarmak, bu ülke insanını birbirine düşürmektir.

OKTAY VURAL (İzmir) – Ayrımı başlattınız, kavgayı çıkarmak da onlara düşüyor tabii!

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Başkanım, bir dakika…

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Yeter! Yeter!

OKTAY VURAL (İzmir) – Fitneyi soktun milletin içine!

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Parlamentoya saygısı yok buradan milleti çağırıyor, Parlamentoyu çağırmıyor.

BAŞKAN – Buyurun.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Milletimizin her bir ferdini birbirine düşürmektir. Bunun karşısında bizim millet olarak yapmamız gereken, bugüne kadar yaptığımız sağduyulu davranışları bundan sonra da devam ettirmek, milletimizin asil ve vakur duruşuyla terörün karşısında yekvücut şekilde durabilmek.

OKTAY VURAL (İzmir) – Millet duruyor da sen durmuyorsun, sen!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Bugüne kadar milletimiz bunu başardı, ben bundan sonra başaracağına da yürekten inanıyorum.

OKTAY VURAL (İzmir) – Millet duruyor, milletvekilleri de duruyor!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Yarın da Genel Kurulda Hükûmet bu konuyla ilgili bir genel görüşme talep edecek ve bu konuda bütün siyasi partilerimizin daha detaylı görüşme imkânı bulunacaktır.

Ben, tekrar şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Bozdağ.

Buyurunuz, Sayın İnce.

MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın Başkanım, dokuz yıldır bu Parlamentoda sert konuşmalar yapan, ateşli konuşmalar yapan milletvekillerinden birisiyim. Bugün asla böyle bir konuşma yapmak istemiyorum. Amacım, böyle acılı bir günde ortamı germek falan değildir, yalnız bir kısa düzeltme yapmak istiyorum. Sayın Bakan, kendisinin kürsüden konuşturulmadığını söyledi. Çok iyi biliyorum ki kendisi grup başkan vekilliği yapmıştır, bu Meclis İç Tüzüğü’nü en az benim kadar bilir. Eğer biz yerimizden konuşmuşsak Sayın Bakan da yerinden konuşmalıdır, eğer o kürsüye gelirse…

BAŞKAN – Konu kapandı Sayın İnce.

MUHARREM İNCE (Yalova) – Bir dakika efendim.

Vatandaşlarımız doğru bilsinler olayı. Sayın Bakan, kürsüye gelirse bize gruplar adına söz düşer. Sayın Bakan, “Bana bu hakkı niye vermiyorsunuz?” diyor. Sayın Bakan yürütmenin bir üyesidir, biz de yasamanın bir üyesiyiz. Bizler genel başkanlarımızın Parlamentodaki vekilleriyiz. Bize karşı bir üstünlüğü söz konusu değildir. Hükûmetten bir talebimiz daha var: Mademki Hükûmet yarın kapalı bir oturumda Meclise bilgi verecektir, bu bilgiyi bizzat Sayın Başbakan vermelidir. (AK PARTİ sıralarından “Sana ne kardeşim?” sesleri, gürültüler)

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın İnce.

6.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, Oturum Başkanının, Grup başkan vekillerine yerlerinden söz vereceğine, bakanın kürsüden açıklama yapacağına dair birleşimin başında açıklama yaptığına, bakanın kürsüden konuşmasına grupların itiraz etmesinin yersiz olduğuna ilişkin açıklaması

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, biraz önce, siz, bu konuşmalar yapılırken açıkladınız. Bu açıklamanızı herhâlde bir şeye dayanarak yaptınız.

BAŞKAN – Evet efendim.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – O dayanma da grup başkan vekillerinin kendi aralarında yaptıkları anlaşma neticesinde “Grup başkan vekilleri yerinden, Sayın Bakan kürsüden konuşacak.” dediniz. Yani, bugün, önemli bir günde böyle bir meseleyi gündeme getirmek hafiflik oluyor.

Teşekkür ediyorum.

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Bakana diyorsunuz herhâlde onu.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Elitaş. (Gürültüler)

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Sakin olun sayın milletvekilleri.

Buyurunuz Sayın Kaplan.

7.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, İç Tüzük’ün genel görüşmeyle ilgili 101’inci maddesine ilişkin açıklaması

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, bütün gruplar bu konuyu yarın birlikte bir genel görüşme marifetiyle konuşmak üzere anlaştı. Bu genel görüşmenin kapalı veya açık olmasına da şüphesiz Genel Kurul karar verecektir.

BAŞKAN – Evet.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Bu konuda Danışma Kurulunun bir an önce toplanmasını -çünkü İç Tüzük 101’e göre çok süreli ve kısıtlayıcı durumlar var- bir an önce grup başkan vekillerinin bir araya gelip bunu kararlaştırmalarını talep ediyorum.

Bir de bugün, acılı bir günde siyaset ortamında bunları suhuletle tartışma ortamının olmadığını düşünüyorum. Kapalı oturum, açık oturum ama yarın daha sakin tartışma imkânı olur ve Sayın Başbakan bizzat burada olur, tabii ki sunuşlarını yaparsa doğru olur diye düşünüyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Kaplan.

Sayın milletvekilleri, bu konudaki görüşmelerimiz tamamlanmıştır.

On dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati: 15.00

 

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 15.16

BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU

KÂTİP ÜYELER: Muhammet  Bilal MACİT (İstanbul),  Fatih ŞAHİN (Ankara)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 9’uncu Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

Gündeme geçiyoruz.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkanım, deminki tartışmalarla ilgili yerimizden kısa kısa katkılar sunmak istiyoruz.

BAŞKAN – O konu kapandı efendim, tartıştık ve bitti, yeterince de Genel Kurul bilgilendi, tartışmalar da sona erdi diye düşünüyorum.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Söylenen birçok laflar var, sözler var.

BAŞKAN – Yani…

Meclis araştırması açılmasına ilişkin üç önerge vardır, ayrı ayrı okutuyorum:

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve 23 milletvekilinin, üniversite öğrencilerinin barınma sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/23)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Bulunduğu ilin dışında bir yükseköğretim kurumunu kazanan öğrencilerimizin yaşadığı temel sorunlardan biri de yurt sorunudur. Sağlıklı, güvenilir ve ucuz barınma, ailelerin bütçelerini olduğu kadar öğrencilerin eğitimdeki başarısını da yakından etkilemektedir.

Büyük Atatürk’ün ilkelerini özümsemiş ve kendine rehber edinmiş Cumhuriyetimizi bir modernleşme projesi olarak gören ve algılayan, Devriminin sürekliliğine inanan gençlerin yetişmesi için, üniversiteler kadar üniversite dışındaki yaşam alanları da etkilidir.

Devlet yurtlarının yetersizliği, ev kiralarının yüksekliği, pek çok öğrenciyi denetimden yoksun ve daha ucuz barınma imkânı sağlayan, bazı kesimlerin etkisindeki özel yurtlara yöneltilmektedir. Bu yurtların ve yurt adı altındaki evlerin, Cumhuriyet ve Laiklik karşıtı fikirleri gençlerimize aşıladığı aşikârdır.

Bu tehlikenin boyutları her geçen gün artmaktadır. Bunda mevcut iktidarın görmezden gelir tavrı işin boyutunu daha da vahim kılmaktadır.

İşte bu noktada; üniversite öğrencilerinin barınma sorunlarının ele alınması üniversite ve devlet yurtlarının kapasitesinin artırılması, özel yurtların daha etkin bir şekilde denetlenmesinin yolunun açılması amacıyla, Anayasa'nın 98. TBMM İçtüzüğü'nün 104 ve 105. maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmasını saygılarımla arz ederim.

1) Ferit Mevlüt Aslanoğlu              (İstanbul)

2) Candan Yüceer                           (Tekirdağ)

3) Atilla Kart                                  (Konya)

4) İhsan Özkes                               (İstanbul)

5) Kamer Genç                               (Tunceli)

6) Özgür Özel                                 (Manisa)

7) Erdal Aksünger                          (İzmir)

8) Celal Dinçer                               (İstanbul)

9) Mehmet Şeker                            (Gaziantep)

10) Mevlüt Dudu                            (Hatay)

11) Aykut Erdoğdu                        (İstanbul)

12) Metin Lütfi Baydar                   (Aydın)

13) Mehmet Ali Ediboğlu               (Hatay)

14) Kazım Kurt                              (Eskişehir)

15) Salih Fırat                                 (Adıyaman)

16) Nurettin Demir                         (Muğla)

17) Aytuğ Atıcı                              (Mersin)

18) Sinan Aydın Aygün                 (Ankara)

19) Ramazan Kerim Özkan            (Burdur)

20) Mustafa Sezgin Tanrıkulu        (İstanbul)

21) Rıza Türmen                             (İzmir)

22) Ali Rıza Öztürk                        (Mersin)

23) Sena Kaleli                               (Bursa)

24) Mehmet Şevki Kulkuloğlu       (Kayseri)

2.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve 24 milletvekilinin, su kaynakları potansiyelinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/24)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Sanayileşmiş ülkelerin atmosfere saldıkları gazların, dünya üzerinde sera etkisi yaratması sonucu, dünya yüzeyinin sıcaklığı artmaktadır. Bu da dünyayı olumsuz etkilemekte ve küresel ısınmaya neden olmaktadır. Bilim insanlarının 1860'dan günümüze kadar tuttukları kayıtların ortalamasına bakıldığında, sıcaklığın 0,5 ile 0,8 derece arttığını görmekteyiz. 2100 yılına kadar da sıcaklığın 1,8 ila 4 derece arasında yükseleceği iddia edilmektedir.

Dünyanın saygın bilim insanları, dünya yüzeyindeki sıcaklığın artmasına neden olan sera tabakasının 2025 yıllarından itibaren dünya nüfusunun % 50'si su kıtlığı ile karşı karşıya bırakılacağını, Asya kıtasında ise 2020 yıllarından itibaren su sıkıntısı çeken insan sayısının 1,2 milyar kişiye kadar yükseleceğini iddia etmektedirler.

Öte yandan dünyada söz sahibi ciddi devlet adamlarının, diğer taraftan saygın bilim insanlarının ısrarla "küresel ısınma", "kuraklıkla mücadele", "dünyada kıt olan su kaynaklarının tasarruflu kullanılması", "doğayı koruma ve çevreye duyarlı olunması" konularında uyarılarda kesin ve acil önlemlerin alınması gerektiğini söylemektedirler. Ancak tüm bu uyarılara karşın, hiçbir tedbir alınmadan, kıt olan su kaynaklarımızın savurganca kullanılması bir yandan kaynakların hızla azalmasına yol açarken, öte yandan; küresel ısınmaya, doğanın tahrip edilmesine ve çevre kirliliğinin oluşmasına da yol açmaktadır.

Dünyada bugün petrol denince ne anlaşılıyorsa, su da aynı anlamı ifade etmektedir. Ülkelerin kendi ulusal politikalarını belirlerken dikkate almaları gereken önemli unsurların başında artık su da yer almak mecburiyetindedir.

Dünyadaki su kaynaklarının sadece % 3'ünün içilebilir nitelikte olduğunu göz önüne alırsak ülkeler ve insanlar açısından konunun ne denli önemli olduğunu daha çok ortaya koyabiliriz. Ülkemizde su kaynaklarının potansiyeli kişi başına ortalama 3.690 m3/yıldır. Su potansiyeli bakımından zengin görünmemize karşın nüfus artışı, kentleşme, sanayileşmenin getirdiği kirlilik, küresel ısınma ve bilinçsiz kullanma su kaynaklarımızın hızla yok olmasına neden olmaktadır. Dünyada bugün kişi başına ortalama fiilî su tüketimi 7.600 m3/yıl, ülkemizde ise kişi başına ortalama fiilî su tüketimi 1.700 m3/yıldır. Bu iki rakamı karşılaştırdığımızda kişi başına kullanılan suyun ne kadar düşük olduğunu görmekteyiz. Bu durumda ülkemizin su zengini ülkeler arasında yer almadığı ortaya çıkmaktadır.

Bu durumda zaten kıt olan su kaynaklarımızın, bir de küresel ısınma, sanayi kirliliği, bilinçsiz kullanma sonucu çok yakın bir tarihte su kıtlığı ile karşı karşıya kalacağımızın işaretlerini verdiğini görmemek imkânsızdır.

Bu nedenlerle; İstanbul ve Trakya Bölgemizdeki nüfus artışı da göz önüne alınarak su kaynaklarımızın potansiyelinin tespit edilerek, önümüzdeki dönemde zaten kıt olan su kaynaklarımızın korunması, bilinçli kullanılması ve ileride karşılaşılacak su kıtlığına karşı alınması gereken önlemlerin belirlenmesi ve bir an önce uygulamaya konulması ile karşılaşılacak sorunların çözümlenmesi konusunda Anayasamızın 98, İçtüzüğümüzün 104 ve 105. maddeleri gereğince bir Araştırma Komisyonu kurularak konunun tüm boyutlarıyla araştırılmasını saygılarımla arz ederim.

1) Ferit Mevlüt Aslanoğlu              (İstanbul)

2) Candan Yüceer                           (Tekirdağ)

3) Erdal Aksünger                          (İzmir)

4) Kamer Genç                               (Tunceli)

5) Mehmet Ali Ediboğlu                 (Hatay)

6) İhsan Özkes                               (İstanbul)

7) Mehmet Şeker                            (Gaziantep)

8) Sinan Aydın Aygün                   (Ankara)

9) Veli Ağbaba                               (Malatya)

10) Atilla Kart                                (Konya)

11) Mevlüt Dudu                            (Hatay)

12) Metin Lütfi Baydar                   (Aydın)

13) Kazım Kurt                              (Eskişehir)

14) Salih Fırat                                 (Adıyaman)

15) Aytuğ Atıcı                              (Mersin)

16) Özgür Özel                               (Manisa)

17) Nurettin Demir                         (Muğla)

18) Ramazan Kerim Özkan            (Burdur)

19) Mustafa Sezgin Tanrıkulu        (İstanbul)

20) Ali Özgündüz                           (İstanbul)

21) Rıza Türmen                             (İzmir)

22) Kadir Gökmen Öğüt                (İstanbul)

23) Ali Rıza Öztürk                        (Mersin)

24) Celal Dinçer                             (İstanbul)

25) Mehmet Şevki Kulkuloğlu       (Kayseri)

3.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve 25 milletvekilinin, Tekel’in özelleştirilmesinden kaynaklanan sosyal ve ekonomik sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/25)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Tekel ve Sigara Sanayi İşletmeleri ve Ticaret AŞ ile Tütün, Tütün Mamulleri Tuz ve Alkol İşletmeleri AŞ'ye ait sigara üretim işi ile ilgili varlıkların satış ve mülkiyetin gayri ayni hak (intifa) tesisi yöntemi ile bütün halinde özelleştirilmesi ihalesi nihai pazarlık görüşmesi tamamlanarak; 22.02.2008 tarihinde British American Tobacco Tütün Mamulleri AŞ 1 milyar 720 milyon ABD Doları ile en yüksek teklif verilmiştir.

Tekelin 50 milyon dolarlık teknoloji yenilenmesinin yapılmaması, pazarda % 50 üzerinde paya sahip olan Tekelin değerinin altında özelleştirilmesine neden olmuştur.

Bu özelleştirme hukuki süreci tamamlandığında, Tekele ait fabrikaların arazileri, malvarlığı, hammadde ve tütün stoklarıyla birlikte satılmıştır.

Türkiye tarımının önemli bir ürünü olan tütün, ekonomik ve sosyal yapısını geniş ölçüde etkilemektedir.

Özelleştirme ekonomik alanda da piyasayı etkileyici sonuçlar doğurmuştur. Tekelin alıcı kimliğiyle piyasada fiyatları düzenleyici rolünü kaybetmesi rekabet koşullarını ve üreticiyi gözeten fiyat oluşumunu olumsuz etkilemiştir.

Tütün üretiminin sınırlanması, tütün üreticilerini ve geçimini sigara sanayinden sağlayan işçileri olumsuz etkilemişken; bu kez yapılan özelleştirme ile bu kesimlerin gelecekleri satılmıştır.

Doğu, Güneydoğudan ve Ege'ye kadar, yaklaşık 119 bin 165 tütün üreticisi, tütünden geçinenlerle beraber 600 bin insan geçim sıkıntısına düşmüştür.

İşçiler ve aileleriyle birlikte sektörde yaklaşık 1.5 milyon kişi geçim kaynağını kaybetmiştir. Bu, ciddi ölçekte sosyal sorunlar yaratmıştır.

Özelleştirmeye karşı kamunun haklarını savunan, ekmek kapılarının kapanmasını önlemeye çalışan işçilere hükümetin cevabı tazyikli su olmuştur.

Açıklanan nedenlerle Tekel özelleştirmesinin yarattığı sosyoekonomik olumsuzlukların, tütün üreticilerinin ekonomik ve sosyal haklarının, nasıl korunacağının araştırılması ve alınacak önlemlerin tespiti için Anayasanın 98., İçtüzüğün 104 ve devamı maddeleri gereğince Meclis araştırması açılmasını saygılarımla arz ederim.

1) Ferit Mevlüt Aslanoğlu               (İstanbul)

2) Candan Yüceer                            (Tekirdağ)

3) Erdal Aksünger                           (İzmir)

4) Atilla Kart                                   (Konya)

5) Veli Ağbaba                                (Malatya)

6) İhsan Özkes                                (İstanbul)

7) Kamer Genç                                (Tunceli)

8) Mehmet Şeker                             (Gaziantep)

9) Mevlüt Dudu                               (Hatay)

10) Haluk Ahmet Gümüş                (Balıkesir)

11) Özgür Özel                                (Manisa)

12) Salih Fırat                                  (Adıyaman)

13) Ali Rıza Öztürk                         (Mersin)

14) Bedii Süheyl Batum                  (Eskişehir)

15) Metin Lütfi Baydar                    (Aydın)

16) Mehmet Ali Ediboğlu                (Hatay)

17) Kazım Kurt                               (Eskişehir)

18) Aytuğ Atıcı                               (Mersin)

19) Nurettin Demir                          (Muğla)

20) Sinan Aydın Aygün                  (Ankara)

21) Ramazan Kerim Özkan             (Burdur)

22) Mustafa Sezgin Tanrıkulu         (İstanbul)

23) Sena Kaleli                                (Bursa)

24) Celal Dinçer                              (İstanbul)

25) Mehmet Şevki Kulkuloğlu        (Kayseri)

26) Malik Ecder Özdemir                (Sivas)

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler sırası geldiğinde yapılacaktır.

Alınan karar gereğince, gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.

1’inci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İran İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kapıköy ve Razi Kara Hudut Kapılarının Ortak Kullanımına İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile İran İslam Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Kapıköy ve Razi Kara Hudut Kapılarının Ortak Kullanımına İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/287) (S. Sayısı: 2) (x)

BAŞKAN – Komisyon? Burada.

Hükûmet? Burada.

Geçen birleşimde tasarının tümü üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi ile Barış ve Demokrasi Partisi grupları ve komisyon adına yapılan konuşma tamamlanmıştı.

                                 

(x) 2 S. Sayılı Basmayazı 12/10/2011 tarihli 6’ncı Birleşim Tutanağı’na eklidir.

Şimdi, söz sırası, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’na aittir.

Buyurunuz Sayın Türkoğlu. (MHP sıralarından alkışlar)

MHP GRUBU ADINA HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, Türk milletinin saygıdeğer milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime, bu gün Hakkâri ilinde, dün Bitlis ili Güroymak ilçesinde meydana gelen terör saldırılarında hayatını kaybeden asker, polis ve vatandaşlarımıza Yüce Yaradan’dan rahmet dileyerek başlamak istiyorum. Geçen hafta içinde Siirt ili Baykan ilçesinde, teröre daha evvel kardeşini vermiş, geçen hafta da 2 oğlunu feda etmiş olan Baykan İlçesi Sarıdana köyü Muhtarı Ahmet Çarboğa’ya da başsağlığı dilemek istiyorum.

Bu vesileyle, Türk vatanının bölünmez bütünlüğü, Türk milletinin birliği konusunda kanını ve canını feda etmiş bütün gazi ve şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum.

Kendi akrabalarına çoluk çocuk demeden kıyan, mensup olduğu Türk milletine ihanet eden bölücü terör örgütü mensuplarını, onlara maddi, manevi destek veren her kesimi şiddetle kınıyor ve lanetliyorum.

Terör belası otuz yıldır başımızı ağrıtıyor, içimizi sızlatıyorken, yüz yirmi sekiz sayfalık 61’inci Hükûmet Programı’nda terörle mücadeleye bir satır, bir cümle, bir paragraf ayırmayan, bir program sahibi olmayan zihniyeti de kınıyorum. Onları Türk milletine şikâyet ediyorum ve Cenabı Allah’a havale ediyorum.

24’üncü Yasama Döneminin Türk milletine hayırlar ve güzellikler getirmesini de Yüce Yaradan’dan diliyorum.

Sayın Başkan, sayın milletvekili arkadaşlarım; 2 sıra sayılı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İran İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kapıköy ve Razi Kara Hudut Kapılarının Ortak Kullanımına İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı hakkında Milliyetçi Hareket Partisinin görüşlerini yüce Meclise arz etmek üzere huzurlarınızdayım.

Türkiye ve İran arasındaki ilişkiler, uzun tarihî geçmişi olan, yoğun kültürel bağlar içeren ve bu coğrafyada bin yıldır yaşayan Türk milleti ve Türk devleti için büyük önem arz etmektedir. Çünkü İran İslam Cumhuriyeti de, bu coğrafyada en az bizim kadar geçmişi, sürekliliği ve kültürel birikimi olan bir devlettir. İran İslam Cumhuriyeti’yle yaklaşık dört yüz yıldır ilişkilerimiz barış ve istikrar niteliği taşımaktadır. Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh.” prensibinden hareketle bölgesel barış adına tesis ettiği örgütlenmelerden Sadabat Paktı’nın üyelerinden biridir İran. Zikrettiğimiz dört yüz yıllık barışçıl ve istikrarlı ilişkinin içinde en önemli aşamalardan biri olan bu birliktelik, devletimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve İran Şahı Rıza’nın dostluk ilişkilerinin nişanesi olarak dünya siyasi tarihindeki yerini almıştır. Türkiye Cumhuriyeti ve İran İslam Cumhuriyeti arasında var olan barış ve istikrar dolu bu ilişki sürekli olarak birileri tarafından bozulmak istenmiştir. Özellikle 1979 İran Devrimi ve İran-Irak Savaşı sonrasında bu ilişkilerin bozulacağı beklentisi boşa çıkmış, her iki taraf da ciddi ve köklü devlet geleneği olduğunu ispat etmişlerdir. 1990’lı yıllarda ise ülkemizde işlenen bazı cinayetler, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Türk devletleri üzerindeki nüfuz rekabeti gibi hususlar da iki ülke arasındaki ilişkilerin bozulmasına sebep olamamıştır. Ne siyasi cinayetler ne de nüfuz rekabeti ilişkileri bozamamış, bilakis iki ülke arasında ekonomik iş birliği örgütleri kurulmak suretiyle yakın ilişkiler devam ettirilmiştir.

Bugün için dünya petrol rezervinin yüzde 8’inden fazlasına sahip olduğu bilinen ve bu oranla 5’inci sırada olan İran, doğal gaz rezervi miktarında da dünyada 2’nci sıradadır. Bu özelliklerinden dolayı İran ekonomik anlamda kendisi için önemli bir zenginlik kaynağına sahip iken, enerji kaynağı gibi bir konuda zengin olmaktan dolayı da büyük sıkıntılara muhatap bir ülkedir. Türkiye Cumhuriyeti devleti de coğrafi olarak İran’ın bu özelliklerinden dolayı ticari anlamda zengin bir ülkenin komşusu olma, bu ülkenin enerji kaynaklarının enerji ihtiyacı olan bölgelere nakli konusunda avantajlara sahiptir. Ancak bu avantaj aynı zamanda bu enerji kaynaklarını yönetmek ve yönlendirmek isteyen uluslararası güçlerin kaotik politikalarının da muhatabı olmamızın sebebi olmuştur.

Bu çerçevede yukarıda tarihsel gelişimini özetle arz etmeye çalıştığım süreçle beraber bu hususların çok iyi değerlendirilmesi, İran gibi dost ve kardeş bir devletle ilişkilerimizin bozulmasına sebep olabilecek telkin, tavsiye, politika ve olayların çok iyi sezilmesi, ön alınması gerektiğini düşünmekteyim.

Günümüz Türkiye’si ve İran arasında ticari, siyasi ve sosyal ilişkiler oldukça yoğundur. 2010 yılı itibarıyla yaklaşık 10 milyar 600 milyon Amerikan dolarlık hacme ulaşmış bir ticari ilişki, yine 2010 yılında sayıları 2 milyonu bulan İranlı turist misafirlerimiz söz konusu olmuştur.

Bu çerçevede, hâlen faal olan İran’la aramızda fiziki temas ve geçiş noktaları olan Esendere ve Sero hudut kapılarının yanı sıra Kapıköy ve Razi hudut kapılarının açılması oldukça önemli bir aşamadır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu teşebbüsü ziyadesiyle yerinde buluyor ve bu mutabakat metnini içeren kanun tasarısına olumlu yönde katkıda bulanacağımızı ifade etmek istiyorum.

İran ile sınır kapılarının önemi büyüktür. Zira, İran Türkiye’nin hem ticari ve ekonomik ortağıdır hem de İran Türk ihracatçıları ve nakliyecileri için özellikle de Orta Asya ülkelerine ihracatta önemli bir geçiş ülkesidir. Bu sebeple de İran ile gümrük kapıları ve İran’dan geçen araçlarımızın durumu önem kazanmaktadır. İran ile yeni bir sınır kapısının açılması önemlidir ancak yeterli değildir. Zira, Iğdır ili Dilucu mevkisindeki Boralan Sınır Kapısı büyük bir ihtiyaç olduğu hâlde hâlen açılamamıştır.

AKP İktidarı komşu ülkelerle gümrük kapılarını maalesef ihtiyaca göre değil, o illerin baskı gruplarına ve kendilerine yakınlığına göre açmaktadır. Zira, Boralan’a olan ihtiyaç öncelikli olduğu hâlde hâlen açılamamış, bunun yerine mevcut bugün görüştüğümüz kapıya öncelik verilmiştir.

Tabii, yeni kapıların açılması yetmemektedir, açılan kapıların nasıl işlediği de önemlidir. Bugün nakliyecilerimiz, ihracatçılarımız günlerce İran kapısında sıra beklemekte ve perişan olmaktadırlar. Kapılarda birkaç kilometreyi bulan kuyruklar oluşmaktadır. İran ile olan kapılarda tam bir kargaşa hâkimdir. Bu durum da hem gecikmelere sebep olmakta hem de kapılardan gayrihukuki geçişlere ve kaçakçılığa meydan vermektedir. İran ile olan gümrük kapıları sorunu nakliyecilerimizin İran içerisinde ayrıca gidiş dönüş olarak yaklaşık 1.600 dolar haksız yere İran makamlarına “Mazot farkı” adı altında ücret ödemelerine de sebep olmaktadır. Yıllardır nakliyecilerimiz, ihracatçılarımız bu sorunla uğraştığı hâlde bu insanlarımızın elinden tutulmamış, bu sorunlar çözülmemiştir.

Bugün mutabakat metnini kanun hâline getirmek istediğimiz Kapıköy ve Razi hudut kapılarının özel bazı durumları da vardır. İran tarafındaki Razi’de Tarım Kredi Kooperatifleri bünyesindeki GÜBRETAŞ firmasının yüzde 45 oranla dâhil olduğu bir konsorsiyuma ait gübre fabrikası vardır. Sınırın hemen ötesinde bulunan bu gübre fabrikasından henüz gübre ithalatı yapılamamıştır. 460 milyon Amerikan doları değerindeki bu fabrikadan, hudut kapısı açıldığında faydalanacağımızı umuyorum.

Ayrıca, bu kapı hâlihazırda sadece küçük araçlara hizmet verebilmektedir. Oysa, gerçek anlamda faydalı olabilmesi için otobüs, kamyon ve tırlara da hizmet verebilmelidir. İran tarafındaki karayolunun uygun hâle getirilmesi hususunun da Hükûmet tarafından takip edilmesi gerektiğini düşünmekteyim.

Mevcut hudut kapılarımızdaki sorunların temeli olan personel yetersizliğinin de Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından en kısa zamanda giderilmesi gerektiğini düşünmekteyim.

Bu hususlara ilave olarak, zaman zaman İran’la ilişkiler konusunda Türkiye’nin batılı devletler yanında yer aldığı, zaman zaman da Türkiye’nin İran yanında yer aldığı gibi farklı değerlendirmeler yapılmaktadır. Şüphesiz ki, Türkiye Cumhuriyeti devleti ve hükûmetleri sadece Türk devleti ve Türk milletinin menfaatinin olduğu yerde bulunmak zorundadırlar. Bizim İran’la ilişkilerimizin dört yüz yıldır olduğu gibi barış ve istikrar içinde devam etmesi, şu anda millî menfaatlerimizin bir gereğidir. İran’la hem doğal kaynaklarının dünya pazarlarına sunulması hem de İran devletinin Dünya Ticaret Örgütü üyeliği gibi uluslararası sisteme entegrasyonunda Türkiye Cumhuriyeti devleti önemli roller üstlenebilecek pozisyondadır. İran’ın da uluslararası sisteme entegrasyon konusunda çaba göstermesi gerektiği ve özellikle nükleer programını barışçıl amaçlarla hazırlama, uygulama ve uluslararası örgütlere denetlettirme konusunda daha dikkatli, gayretli ve şeffaf olmasını arzu etmekteyiz.

Öte yandan, Osmanlıyı ihya etmek gibi gizli emellerin olduğu, reel politikten uzak, hayalci ve bir o kadar da Türk devletinin başını belaya sokabilecek yaklaşımlardan uzak durulmalıdır. Bölgemizde “Büyük Ortadoğu Projesi” kapsamında kurulacağı iddia edilen ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin bütün vatandaşlarını rahatsız eden Kürt devleti projesinin ayaklarından birinin Irak, birinin Suriye, birinin İran ve en sonuncusunun da Türkiye toprakları olduğu iddialarından hareketle hem İran’la terörle mücadele konusunda son dönemde katettiği mesafeyi yakından takip etmeli hem de iş birliği artırılmalıdır. Kaldı ki İran’la ilişkilerimizin en önemli unsurlardan biri, bölgedeki ayrılıkçı, bölücü ve silahlı Kürt hareketleridir. Bu ortak konu zaman zaman iki ülke arasındaki ilişkilere şüphe düşürmüş olsa da özellikle İran Cumhurbaşkanı Hatemi döneminden bu yana ortak tavır alma ve birlikte hareket etme söz konusu olmuştur. Bu çerçevede, özellikle bugünlerde terör örgütünün İran’daki kolu PJAK’ın tasfiyesi konusunda İran önemli bir mesafe katetmiştir.

Yine, bugünlerin önemli bir konusu da topraklarımızda faaliyet gösteren eli kanlı bölücü terör örgütünün elebaşlarından birinin İran tarafından yakalandığı ve serbest bırakıldığı iddialarıdır. Devletin haber ajansı tarafından haber olarak geçilen bu iddia konusunda Hükûmetin sayın bakanları çok enteresan derecede birbirinden farklı ve çelişen açıklamalarda bulunmuşlardır ancak yazılı ve görsel basına yansıdığı kadarıyla bu elebaşı yakalanmış ve serbest bırakılmıştır. Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç bu konuda “PKK’yla mücadelede Türkiye ile İran arasında ihtilaf yok.” ifadesinde bulunmuştur. Eğer bu hususlar doğruysa öğrenmek istiyoruz: Elebaşının, Türkiye'nin isteği dışında, İranlı yetkililerce füze kalkanı sistemine tepki olarak bırakıldığı iddiası doğru mudur? Elebaşı Türkiye'nin isteğiyle bırakılmış ise bu, eli kanlı bölücü terör örgütünün içini dizayn etme iddialarını doğrulamak da değil midir? Eğer elebaşı olan şahıs Türkiye'nin isteğiyle bırakılmışsa bu durum da PKK’yla Oslo’da yapılan müzakerelerde bir mutabakata varıldığı, bu mutabakatı bozan Kandil’deki unsurların sınır ötesi hava harekâtıyla cezalandırıldığı ancak İran tarafından yakalanan elebaşıyla da mutabakata varıldığı ve örgüt içi düzenlemelere Türk devleti müdahil edilerek Suriyeli grupların etkinliği yerine İran tarafından yakalanan elebaşının tercih edildiği iddiaları gerçeğe yakın gözükmektedir. Bu durumun da Türk devleti, Türk Hükûmeti ve Türk milleti için ziyadesiyle vahim, ziyadesiyle âcizlik anlamına geldiği aşikârdır. O zaman şu soruyu sormak gerekir: Madem, terör konusunda İran’la bir ihtilafımız yok idi o hâlde neden İran bizim düşmanımız olan bir numaralı PKK yöneticisini yakalayıp serbest bırakmıştır? Batı ülkelerinde bile beşinci sınıf bir terörist serbest bırakıldığında kıyameti koparan Hükûmet bu konuda neden sağır ve dilsizi oynamaktadır?

Hükûmet, programında da yer vermemesinden anlaşılacağı üzere ciddi bir terörle mücadele siyasetine sahip değildir. Hükûmet, terör örgütü ve küresel merkezlerin yarattığı kanlı fırtınalar içinde bir o yana, bir bu yana savrulup durmaktadır. Önce, terör örgütüyle müzakereleri reddetmekte, bunu söyleyenleri şerefsizlikle suçlamakta, gizli gizli girdiği ilişkinin sonucu İnternet’te yayınlanan nur topu gibi kasetler doğunca “Hükûmet değil, devlet görüşmektedir.” diyerek işin içinden sıyrılmaya çalışmaktadır. Sayın Başbakanın özel temsilcisinin yürüttüğü bir müzakere ne zamandan beri idari müzakere olmaktadır? Bu apaçık bir siyasi müzakeredir. Başbakanın özel temsilcisi devletin değil siyasetin ve siyasi iktidarın aracısıdır. Hükûmet sadece Kandil’den değil küresel başkentlerden de esen diplomatik dalgaların arasında pusulasını şaşırmış şekilde savrulup durmaktadır.

Bunlara ilave olarak “Komşularla sıfır sorun” derken Türkiye bütün komşularıyla kavgalı hâle gelmiştir. Âdeta, AKP, on yılda bütün çarşıyı karıştırmıştır. “İsrail’le Suriye arasında arabuluculuk yapacağım.” diye meydana çıkmış, daha sonra hem İsrail’le hem de Suriye ile düşman hâle gelmiştir. ”Tarihimle yüzleşeceğim.” deyip Ermenistan’la flörte başlamış hem dost ve kardeş Azerbaycan’ı kaybetmiş hem de Ermenistan’la eskisinden daha sorunlu hâle gelmiştir. Şimdi, kalkıp Sarkozy’i eleştirerek durumu kurtarmaya çalışmaktadır. İran’la da benzer bir kaos  durumuna doğru gitmekteyiz. Bir yandan terör konusunda iş birliği yapmaya çalışırken diğer yandan ABD’nin İran’a karşı İsrail’i korumak için oluşturduğu füze kalkanına müsaade edilmiştir. Dolayısıyla, bu Hükûmetin Türkiye'nin güvenliği ve komşularıyla bugüne kadar yürüttüğü dostane ilişkiler “Komşularla sıfır sorun” diyerek ciddi bir tahribata uğratılmıştır. Şükür Allah’a, sorunsuz yaşadığımız hiçbir komşumuz kalmamıştır.

Fransa Devlet Başkanı Sarkozy’nin en alt seviyedeki zekâ sahiplerinin de anlayabilmesi için “Biz kediye kedi deriz.” sözünden yola çıkarak ifade edebilirim ki NATO bünyesindeki füze kalkanı sistemi, üstü ne kadar örtülmeye çalışılırsa çalışılsın, kamuoyu ne kadar “Cambaza bak cambaza!” usulüyle yanıltılmaya çalışılırsa çalışılsın, füze kalkanı sistemi İran’a karşı kurulmaktadır, İsrail devletini korumayı amaçlamaktadır. Bu çerçevede, İran’a karşı husumeti olan devletlerin oyunlarına alet olmamak, komşularımızla sıfır sorun politikasını tekrar hatırlamak ve komşularla sırf sorun gerçeğinden uzaklaşmayı telkin ve tavsiye etmekteyiz.

Başka tavsiyelerimiz de var. Biz, Türk milliyetçileri olarak Türk milletinin birliğine, refahına hizmet eden, Türk vatanının bölünmez bütünlüğünü savunan, Türk devletinin bekasına katkıda bulunan herkese, siyasi yelpazedeki yeri ne olursa olsun hürmet ederiz ancak son dönemde AKP Hükûmetinin temsilcileri, küresel başkentlerin kibar ifadeyle “telkin ve tavsiyeleri” doğrultusunda çok sert manevralar yapmaktadırlar.

Elinden insan hakları ödülü ve 100 bin Amerikan doları alınan Libya lideri Kaddafi’ye önce sahip çıkılıyor, sonra Kaddafi rejimine yapılan askerî saldırılara İzmir’de merkez verilmekte, Kaddafi muhaliflerine ise Türk milletine ait 300 milyon Amerikan doları gönderilmektedir.

Suriye rejimi ve Beşar Esad’la sıcak ilişkiler kurulmuş, bu ilişkiler çerçevesinde iş adamlarımız Suriye’de yatırım yapmış ancak nereden geldiği açıklanmayan bir mesajla ilişkiler tersine dönmüş, Sayın Genel Başkanımızın ifadesiyle “Kardeş Esad” “Kalleş Esad’a” dönüşüvermiştir.

Biz, Sayın Başbakana, Arap baharından çok Türk milletinin baharıyla ilgilenmesini tavsiye ediyoruz.

Biz, Sayın Başbakana, Gazze’de İsrail terörü ve baskısı altında hayatını kaybedenlerin hesabını sormazdan evvel, Musul’da, Kerkük’te, Telafer’de, zibidi Peşmergelerle Amerikan askerleri tarafından katledilen kardeşlerimizin, Karabağ Hocalı’da Ermeniler tarafından katledilen kardeşlerimizin hesabını sormasını tavsiye ediyoruz.

Biz, Sayın Başbakana, Gazze’deki ablukayı kaldırma mücadelesinden evvel Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin üzerindeki izolasyonların kaldırılması ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bütün dünya milletleri tarafından tanınması mücadelesini vermesini tavsiye ediyoruz.

Biz, Sayın Başbakana, Doğu Türkistan’da zulüm altındaki soydaşlarımız ve Türk dünyasıyla yakından ilgilenmesini tavsiye ediyoruz.

Biz, Sayın Başbakana, coğrafyamızda kurulması hayal edilen Kürt devletinin ikinci ayağı olarak yıkmaya çalıştığı Suriye rejimine karşı efelenmesini değil, terör örgütüne yardım ve yataklık eden, Dışişleri Bakanının ağabeyi, Irak’ın kuzeyindeki Peşmerge reislerine efelenmesini tavsiye ediyoruz.

Biz, Sayın Başbakana, Türk devletinin güvenlik sorunlarını, ekonomik problemlerini, dış politika konularını yabancı başkentlerde başka liderlerle değil, Ankara’da bu Meclisteki liderlerle konuşmasını, paylaşmasını tavsiye ediyoruz.

Biz, Sayın Başbakanın dünyada önemli bir siyasi aktör olma çabasından rahatsız değiliz, bununla mutlu oluruz, gurur duyarız ancak kendisine tavsiye ederiz ki: Arap topluluklarına şeyh olmaktan ve Afrika kabilelerine reis olmaktansa önce Türk devletine lider, Türk milletine önder olmak efdaldir.

Sözlerime son verirken tasarının yüce Türk milleti ve Türk devleti için hayırlara vesile olmasını diler, Türk milletinin milletvekillerini saygıyla selamlarım. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Türkoğlu.

Şahıslar adına söz talebi yok.

Soru-cevap bölümüne geçiyoruz.

Süre yirmi dakikadır ama sisteme giren sayın milletvekillerine bir dakika süre verdiğimi hatırlatırım.

Sayın Acar, buyurun.

GÜRKUT ACAR (Antalya) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; İran’ın terör konusunda ortak mücadele talepleri neden karşılanmadı? Öncelikle bunu sormak istiyorum.

Bir de İran Kandil’e harekât yaparken neden eş zamanlı olarak biz de katılmadık?

AKP İktidarında terör dağdan şehre inmiştir.

Değerli milletvekilleri, bugün acının en büyük olduğu bir gün. Dün 8, bugün 26 can daha teröre kurban verildi, 28 oldu. İnsanlık dışı bu terörü kınıyorum. Çok üzgünüm ama aynı zamanda çok da kızgınım çünkü bugün birçok evde acı var, gözyaşı var, bu acıyı yaşatanlara lanet ediyorum. Acıyı yaşayanlara sabır ve başsağlığı diliyorum.

Değerli milletvekilleri, terör bugün neden can almaya devam ediyor? Neden daha şiddetli saldırılara yöneliyor, şehirlerde bombalar patlatıyor? Bunları iyi sorgulamak gerekir. Her şeyin konuşulduğu bir ortamda, anayasa görüşmelerinin başlayacağı bir dönemde neden terör tırmanıyor? Sanki silahla yeni bir anayasa dayatılıyor. Bunu kabul etmiyoruz.

Bildiğiniz gibi değerli arkadaşlar, Sayın Başbakanın açıkladığı ve gönderdiği temsilciler müzakereler yaptılar terör örgütüyle. Müzakerelerde neler konuşuldu…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Acar.

Sayın Baydar…

METİN LÜTFİ BAYDAR (Aydın) – Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; başımız sağ olsun demeyeceğim, başımız sağ olmasın. Bu kanı durduruncaya kadar  başımız sağ olmasın. Hükûmeti, muhalefeti, hiçbir partiyi hiçbir kişiyi eleştirmeyeceğim, kimse birbirini eleştirmesin. Türkiye Büyük Millet Meclisindeki 550 arkadaşımızla teröre karşı tek yürek, tek yumruk olmalıyız. Hiçbir parti bu konudan siyasi bir çıkar beklemeden terör için doğru olanı yapmalıdır. Siyasetin körelttiği vicdanımızda en ufak bir kırıntı taşıyor isek sabahları aynaya baktığımızda “Ben insanım.” diyebiliyor isek bu kanı durdurmak için bu Meclis doğruyu bulmak zorunda diyorum. Bu işin kabahati bizde, hiç suçlu aramayalım. Suçlu siyaset kurumu, suçlu biziz. Akan kanın karşısında 550 kişi tek yumruk, tek yürek olamıyor isek yazıklar olsun bize, yuh olsun bize diyorum. Derhâl tüm gündemleri bırakıp teröre karşı koyma, bitirme, sonlandırma konusunda… (CHP sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Baydar.

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkanım, Türkiye Cumhuriyeti’nde burada olan milletvekilleri olarak, biz Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak teröre karşı dimdik ayakta olmasını bildik ve haykırdık. Dolayısıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve milletvekillerinde suç aramanın âlemi yoktur. Kararlı bir şekilde bu konuda istenenleri Meclis, yetki sahibi olmak isteyenleri yetkilendirmiştir. Dolayısıyla, egemenliğin tesis edildiği Türkiye Büyük Millet Meclisine ve sayın milletvekillerine böyle bir ithamı yakıştıramadığımı ifade etmek istiyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Vural.

Tutanaklara geçmiştir.

Buyurun Sayın Işık.

ALİM IŞIK (Kütahya) – Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, aracılığınızla Sayın Bakana sormak istiyorum.

Sayın Bakan, İran’la yapılan bu iş birliği protokolünün Türkiye’ye ne tür faydası olacak?

İkincisi, Malatya’da ABD-Türkiye protokolüyle İsrail’in İran’a karşı korunması amacıyla konuşlandırılmasına karar verilen radar sisteminin NATO’yla bir bağlantısı var mıdır?

Açıklamada bulunursanız teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Işık.

Sayın Uzunırmak

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Dış politika, tabii ki çok uzun süreli ve çok hassas. Sayın Başbakan Mısır’a gittiğinde İslam’ın kurtarıcısı olarak karşılandı. Bunun yanında, Türkiye’de Alevi açılımı yaptı Hükûmet ve aynı zamanda bugün İran’da bir anlaşma imzalıyoruz. Dolayısıyla Başbakanın İslam’ın kurtarıcısı olarak karşılandığı ülkelerde şöyle bir imaj var: Bir yandan CHP Lideri Sayın Kılıçdaroğlu’nun Sayın Hüseyin Bey tarafından dile getirilen bir mezhep problemi oldu Suriye’yle olan ilişkide. Bir yandan Alevi açılımı yapıyoruz, İran’la anlaşma imzalıyoruz ama diğer yandan ana muhalefet partisinin Genel Başkanının mezhebini gündeme getiriyoruz uluslararası halkoyuna. Bunlar çok derin, yaman çelişkilerdir ve acaba politikada, dış politikada Sayın Başbakanın Sünni İslam’ın liderliğine doğru yönlendirilme gibi bir politik hedefler mi çizilmektedir ve bu hedefler İslam’ın kurtarıcılığı gibi bir misyonla Türkiye’yi zaafa uğratır mı?

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Uzunırmak.

Sayın Önal…

SUAT ÖNAL (Osmaniye) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hain teröristlerin Hakkâri Çukurca’da bu gece yarısı başlayan ve sabaha kadar devam eden saldırılarında  24 Mehmetçiğimizin şehit ve 18’nin de yaralı olduğunu üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz. Yüce milletimizin başı sağ olsun. Türkiye Cumhuriyeti devletinin büyümesini engellemek isteyen bu hain teröristleri ve bunlara destek veren iç ve dış güçleri ve şer odaklarını şiddetle lanetliyorum. Her bir karışı aziz ecdadımız ve şehitlerimizin kanları ile sulanan bu kutsal vatanımız ve şanlı ay yıldızlı bayrağımıza sevdalı olan herkesin birlik içerisinde olmasını temenni ediyorum. Bu vesileyle şehitlerimize Allah’tan rahmet yaralı askerlerimize de acil şifalar diliyorum.

Saygılarımla.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Önal.

Buyurunuz Sayın Bakan.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile İran İslam Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Kapıköy ve Razi Kara Hudut Kapılarının Ortak Kullanımına İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı hakkında görüşme yapıyoruz.

Bu görüşmeyle ilgili olarak Sayın Vekil soruyor, diyor ki: Bu anlaşma Türkiye’ye ne getirecek, faydası nedir? Kanunun gerekçesinde ve Komisyon tutanaklarında çok açık şekilde belirtildiği üzere, bu çerçevede ortak gümrük kontrolleri ve kara hudut kapılarının ortak kullanımı, sınır geçişlerinin ve ticaretin kolaylaştırılmasıyla alt yapı ve işletme maliyetlerinin azaltılması açısından faydalı bir uygulama olarak görülmektedir. İki ülke hudut kapılarının ortak kullanımıyla gümrük işlemlerinde mükerrerliğin önlenmesi, işlemlerin ve veri girişinin bir kere yapılmasının sağlanması hedeflenmektedir. Bu, hem Türkiye için faydadır hem İran için faydadır. Uluslararası anlaşmaların amacı da iki taraflı iki ülkeye de fayda sağlamaktır. Zaten bir anlaşma iki tarafa fayda sağlıyorsa sürdürülebilir ve faydalıdır. Kaldı ki daha bu konuyla ilgili Komisyonda da çok geniş şekilde ifade edilmiştir, ilgilenenler Komisyon tutanağına bakabilir.

Yine, bir başka soru, Sayın Vekil “Malatya’da kurulan radar üssünün İsrail korunmasıyla alakası var mı?” dedi. İsrail bir NATO üyesi değildir, bir NATO ülkesi değildir. Bu bir NATO tesisidir, bir radar tesisidir, bir savunma tesisidir. İsrail’in korunmasıyla alakası yoktur, NATO’yla NATO üyesi ülkelere verilmiş bir koruma şemsiyesidir, bundan Türkiye de faydalanacaktır. NATO üyesiysek NATO üyesi olmanın yükümlülükleri karşısında gereğinin yapılması gereklidir. Aynı radarın bir benzeri İsrail’de de bulunmaktadır. Ama devletlerin sözüne güvenilmesi lazım, itibar edilmesi lazım. Ne diyor orada? “Bu bir NATO imkânıdır ve NATO üyeleri imkânları için kullanılır.” diyoruz. Eğer ki bu amaca aykırı olarak kullanıldığı zaman da bu anlaşmayı Türk Hükûmeti sona erdirme hak ve yetkisine de sahiptir. Bunu da sayın vekillere bildirmek istiyorum.

ALİM IŞIK (Kütahya) – İkili anlaşmaları ABD’yle yaptınız da NATO’yla yapmadınız.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) – NATO’nun komuta kontrol kademesinde bir Türk generali de bulunacaktır. Dolayısıyla bu kontrol NATO hizmetindedir. NATO üyesi ülkeler tüm imkânlarını, NATO istediği zaman ortak savunma çerçevesinde sunabilmesi gereklidir, ortaklığın gereği de budur diyorum.

Diğer sorulara da Sayın Başkan yazılı olarak cevap vereceğiz.

Ancak, aziz milletin… Ben de şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, yakınlarına  sabır diliyorum. Muhakkak ki diyeceğimiz şey, Allah sabredenlerle beraberdir. Ancak bundan siyasi bir rant elde edilmez, siyasi bir çıkar olmaz. Tüm sayın vekillerimizin söylediği gibi, bugün tartışma günü değil, bugün birlik günüdür, bugün tek ses olma günüdür, bugün ortak hareket etme günüdür. Sizlerden istirhamımız budur. Türkiye 74 milyonun, Türk’ün temsilcisi olarak, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının temsilcisi olarak bizler birlik olursak, bu çatının dışındaki olan milletimiz de birlik olur. Eğer burada hafif bir çatlak ses çıkarsa, bilin ki bu çatlak ses bu çatının altında çok daha şekil ayrılır ki bu, Türkiye Cumhuriyeti’ne verilebilecek en büyük zarar olur ki hiçbir milletvekilinin bunu istemeyeceğine ben gönülden inanıyorum.

Dolayısıyla, bu sözleşmenin ülkemize hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Bakan.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Sayın Başkan…

BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Uzunırmak.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Sayın Başkan, milletvekili olarak bir konuyu gündeme getirmek istiyorum.

Sayın Bakanı dinledim, çok teşekkür ediyorum. Ama bugün televizyonda Sayın Başkanın açıklamasını dinlediğimde çok üzüldüm. Sayın Başbakan konuşmasında diyor ki: “İktidarıyla, milletiyle…” Sayın Başbakana, Hükûmetin bir üyesi olarak Sayın Bakanın bunu hatırlatmasını diliyorum. “İktidarıyla, milletiyle…” diye bir şey olmaz. “İktidarıyla, muhalefetiyle…” bir önceki Sayın Bakanı burada, yine aynı şekilde dinledik. Önce Parlamentoda birliğin sağlanması lazım. Millette birliği sağlamak, bu Parlamentoda birliği sağlamaktan geçer.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Uzunırmak.

Tutanaklara geçmiştir düzeltmeniz.

Sağ olun.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE İRAN İSLAM CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA KAPIKÖY VE RAZİ KARA HUDUT KAPILARININ ORTAK KULLANIMINA İLİŞKİN MUTABAKAT ZAPTININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA

DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- (1) 14 Şubat 2011 tarihinde Tahran’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İran İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kapıköy ve Razi Kara Hudut Kapılarının Ortak Kullanımına İlişkin Mutabakat Zaptı”nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – Söz talebi yok.

Soru-cevap yok.

1’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2.- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Söz talebi yok.

Soru-cevap yok.

2’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3.- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Söz talebi yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın elektronik cihazla olmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Üç dakika süre vereceğim.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İran İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kapıköy ve Razi Kara Hudut Kapılarının Ortak Kullanımına İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:

“Kullanılan oy sayısı : 275

Kabul                        : 271

Ret                             : 2

Çekimser                   : 2 (x)

                                   Kâtip Üye                                               Kâtip Üye

                         Muhammet Bilal Macit                                    Fatih Şahin

                                    İstanbul                                                  Ankara”

Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır. 

Şimdi, 2’nci sırada yer alan, Güneydoğu Avrupa Kanun Uygulama Merkezi Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

2.- Güneydoğu Avrupa Kanun Uygulama Merkezi Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/442) (S. Sayısı: 9) (xx)

BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon Raporu 9 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz talebi yoktur.

Soru-cevap da yoktur.

Görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

GÜNEYDOĞU AVRUPA KANUN UYGULAMA MERKEZİ SÖZLEŞMESİNİN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- (1) 9 Aralık 2009 tarihinde Bükreş’te imzalanan “Güneydoğu Avrupa Kanun Uygulama Merkezi Sözleşmesi” nin onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi yoktur.

1’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2-  Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3-  Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın elektronik cihazla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

                                 

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(xx) 9 Sıra Sayılı basmayazı tutanağa eklidir.

Oylama için üç dakika süre veriyorum.

Oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Güneydoğu Avrupa Kanun Uygulama Merkezi Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:

“Kullanılan oy sayısı : 300

Kabul                        : 300 (x)

                                   Kâtip Üye                                               Kâtip Üye

                         Muhammet Bilal Macit                                    Fatih Şahin

                                    İstanbul                                                   Konya”

Böylece, tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

Şimdi de 3’üncü sırada yer alan Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ve Ekvator Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Ticaret İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

3.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Ekvator Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/466) (S. Sayısı: 30) (xx)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon Raporu 30 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yoktur.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ VE EKVATOR CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA TİCARET İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR  KANUN TASARISI

MADDE 1- (1) 1 Aralık 2010 tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Ekvator Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret İşbirliği Anlaşması”nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – Söz talebi yoktur.

1’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Söz talebi yoktur.

Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... 2’nci madde kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Söz talebi yoktur.

3’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

                                 

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(xx) 30 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Oylama için üç dakika süre veriyorum.

Oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Ekvator Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın açık  oylama sonucu:

“Kullanılan oy sayısı : 295

Kabul                        : 295 (x)

                                   Kâtip Üye                                               Kâtip Üye

                         Muhammet Bilal Macit                                    Fatih Şahin

                                    İstanbul                                                  Ankara”

Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

Şimdi, 4’üncü sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti ile İsviçre Konfederasyonu Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

4.- Türkiye Cumhuriyeti ile İsviçre Konfederasyonu Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/426) (S. Sayısı: 23) (xx)

BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon Raporu 23 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yoktur.

Görüşme tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE İSVİÇRE KONFEDERASYONU ARASINDA GELİR ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLERDE ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMASI VE EKİ PROTOKOLÜN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- (1) 18 Haziran 2010 tarihinde Bern’de imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti ile İsviçre Konfederasyonu Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması” ve eki “Protokol”ün onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN –Söz talebi yoktur. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

                                 

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(xx) 23 S. Sayılı Basmayazı Tutanağa eklidir.

BAŞKAN – Söz talebi yoktur.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Söz talebi yoktur.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Üç dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti ile İsviçre Konfederasyonu Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:

“Kullanılan oy sayısı  : 285

Kabul                         : 284

Ret                             : 1 (x)

                                   Kâtip Üye                                               Kâtip Üye

                         Muhammet Bilal Macit                                   ‑Fatih Şahin

                                    İstanbul                                                  Ankara”

Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

5’inci sırada yer alan Türkiye Cumhuriyeti ile Çek Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

5.- Türkiye Cumhuriyeti ile Çek Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/355) (S. Sayısı: 18) (xx)

BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon Raporu 18 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz talebi yoktur.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE ÇEK CUMHURİYETİ ARASINDA YATIRIMLARIN KARŞILIKLI TEŞVİKİ VE KORUNMASI ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- (1) 29 Nisan 2009 tarihinde Prag’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti  ile Çek Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması”nın onaylanması uygun bulunmuştur.

                                 

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(xx) 18 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

BAŞKAN – Söz talebi yoktur.

1’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Söz talebi yoktur.

Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Söz talebi yoktur.

Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Elektronik cihazla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Üç dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti ile Çek Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:

“Kullanılan oy sayısı  : 289

Kabul                         : 289 (x)

                                   Kâtip Üye                                               Kâtip Üye

                         Muhammet Bilal Macit                                    Fatih Şahin

                                    İstanbul                                                   Konya”

Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

Beş dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati: 16.31

                                 

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

 

 

DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 16.37

BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU

KÂTİP ÜYELER: Muhammet  Bilal MACİT (İstanbul),  Fatih ŞAHİN (Ankara)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 9’uncu Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın Başkanım, unuttuğum için şimdi, çok özür dilerim, İç Tüzük 58’e göre çok kısa bir söz verebilir misiniz?

BAŞKAN – 60’a…

MUHARREM İNCE (Yalova) – Geçen tutanak özetiyle ilgili.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Geçen tutanakta düzeltmeyle ilgili.

BAŞKAN – Düzeltme olarak.

MUHARREM İNCE (Yalova) – Evet.

BAŞKAN – Buyurun.

VIII.- GEÇEN TUTANAK HAKKINDA KONUŞMALAR

1.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, 18/10/2011 tarihli 8’inci Birleşimin 38’inci sayfasında yer alan sözlerini düzelttiğine ilişkin açıklaması

MUHARREM İNCE (Yalova) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Dünkü tartışmalarda tabii bir mahkeme kararı olmamasına rağmen Sayın Bakan “darbeciler” deyince ben de konuşmalarımda “düşünce suçlusu” ve “götürme suçlusu” olarak bir tanımlama yaptım. Bu “düşünce şüphelisi, tutuklusu; götürme şüphelisi, tutuklusu” şeklinde olmalıydı. Ortada bir mahkeme kararı yoksa böyle bir cümle kurmam gerekirdi. Yani Sayın Bakan düzgün kurmamış olabilir ama ben düzeltmek boynumun borcudur diyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın İnce.

VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

6.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Brezilya Federatif Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gümrük Konularında Karşılıklı İdari Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/417) (S. Sayısı: 6)

BAŞKAN – 6’ncı sırada yer alan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Brezilya Federatif Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gümrük Konularında Karşılıklı İdari Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlıyoruz.

Komisyon ve Hükûmet yoktur.

Ertelenmiştir.

7’nci sırada yer alan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuveyt Devleti Hükümeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

7.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuveyt Devleti Hükümeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/444) (S. Sayısı: 25)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

Komisyonların bundan sonra da bulunamayacağı anlaşıldığından kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için 20 Ekim 2011 Perşembe günü saat 14.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

 

Kapanma Saati: 16.39