DÖNEM: 23 CİLT: 96 YASAMA YILI: 5
TÜRKİYE BÜYÜK
MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
79’uncu Birleşim
17 Mart 2011 Perşembe
(Bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş
bulunan her tür belge ile
konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş
alıntı sözler aslına uygun olarak
yazılmıştır.)
İ Ç İ N D
E K İ L E R
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III. -
YOKLAMA
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALARI
1.-
Kayseri Milletvekili Yaşar Karayel’in, ülkemizde olası bir depreme karşı
yapılması gerekenler konusundaki gündem dışı konuşması ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in cevabı
2.-
Isparta Milletvekili S. Nevzat Korkmaz’ın, çiftçi ve köylülerin güncel
sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
3.-
İstanbul Milletvekili Ahmet Tan’ın, yaklaşan seçimler nedeniyle siyaset-medya
ilişkilerine ilişkin gündem dışı konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, Yunan kuvvetlerine karşı savaşmış mücahit
Makbule Efe’yi ve 18 Mart Çanakkale şehitlerini andığına ilişkin açıklaması
2.- Çorum
Milletvekili Agâh Kafkas’ın, TBMM-Japonya Parlamentolararası Dostluk Grubu
Başkanı olarak Japonya’da yaşanan afet nedeniyle Japon halkına başsağlığı
dilediğine ilişkin açıklaması
3.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Ufuk Uras’ın, nevruzu kutladığına ilişkin
açıklaması
4.-
Gümüşhane Milletvekili Yahya Doğan’ın, Japonya’da yaşanan afet nedeniyle Japon
milletine başsağlığı ve Çanakkale şehitlerimize rahmet dilediğine ilişkin
açıklaması
5.-
Eskişehir Milletvekili H. Tayfun İçli’nin, Japonya’da yaşanan afet nedeniyle
Japon halkına taziyelerini sunduğuna ilişkin açıklaması
6.-
Çanakkale Milletvekili Mehmet Daniş’in, Çanakkale şehitlerini andığına ilişkin
açıklaması
7.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, ülkemizin bir deprem bölgesi olduğuna ve
Başbakanın Mersin Akkuyu’da nükleer santral yapımında ısrar etmesine ilişkin
açıklaması
8.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, çiftçilerin sıkıntılarına ve Hükûmet tarafından
piyasa koşullarının insafına terk edilmesine ilişkin açıklaması
9.-
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Mersin Akkuyu ve Sinop’ta yapılacak olan
nükleer santraller konusunda Hükûmeti, inatlaşmadan bir daha düşünmeye,
değerlendirmeye davet ettiğine ilişkin açıklaması
10.-
Kütahya Milletvekili Soner Aksoy’un, nükleer enerjinin çok önemli bir teknoloji
olduğuna, bunun inatla bir ilgisi olmadığına ilişkin açıklaması
11.-
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, MHP Grubu olarak Çanakkale şehitlerine
rahmet dilediğine ilişkin açıklaması
12.-
Eskişehir Milletvekili H. Tayfun İçli’nin, İstanbul Milletvekili Ahmet Tan’ın
gazetecilerle ilgili dile getirdiği kanun tasarısına ilişkin açıklaması
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.-
Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat ve 21 milletvekilinin,
Kahramanmaraş’taki göçük olayının nedenlerinin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/1078)
2.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel ve 22 milletvekilinin, nişasta bazlı şeker
üretimindeki sorunların ve tüketiminin insan sağlığına etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1079)
3.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Köse ve 21 milletvekilinin, terör ve terörle
mücadeleden doğan zararların tazmin edilmesinde yaşanan sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1080)
4.-
Antalya Milletvekili Tayfur Süner ve 25 milletvekilinin, kayıt dışı istihdam
edilenlerin kayıt altına alınması için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1081)
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı
ve Teklifleri
1.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Samsun Milletvekili Suat Kılıç,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı,
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ'ın;
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Osmaniye
Milletvekili Durdu Mehmet Kastal'ın Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/875, 2/876) (S. Sayısı: 698)
2.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Yozgat Milletvekili Bekir
Bozdağ, Samsun Milletvekili Suat Kılıç, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli,
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Kemal
Anadol, Trabzon Milletvekili M. Akif Hamzaçebi, Yalova Milletvekili Muharrem
İnce, Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay
Vural, Mersin Milletvekili Mehmet Şandır, Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Batman Milletvekili Bengi Yıldız ve 306 Milletvekilinin; Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının 59 uncu Maddesinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi ile Anayasa Komisyonu Raporu (2/879) (S. Sayısı: 697 ve 697’ye 1’inci
Ek)
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in,
grubuna sataşması nedeniyle konuşması
2.-
Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın,
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
3.-
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in,
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
4.-
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın,
şahsına ve grubuna sataşması nedeniyle konuşması
IX.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Muğla
Milletvekili Ali Arslan’ın, diyabet hastalarının tedavisine ve SGK’nın bir
genelgesine ilişkin Sağlık Bakanından sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Ömer Dinçer’in cevabı (7/18131)
2.-
Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat’ın, çocuk işçiliğinin önlenmesine
ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’in cevabı
(7/18173)
3.-
Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, Gaziantep’te il ve ilçe millî eğitim
müdürlüklerine yapılan atamalara ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet
Çubukçu’nun cevabı (7/18197)
4.-
Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, Gaziantep’te okulların güvenliğinin
sağlanmasına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
(7/18198)
5.- İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, Suriye sınırındaki mayın temizleme
ihalesine ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı M. Vecdi Gönül’ün cevabı
(7/18212)
6.-
Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, Batman’da BDP il eş başkanları ile
yöneticileri hakkında bilgi istendiği iddialarına ilişkin Başbakandan sorusu ve
Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı (7/18229)
7.-
Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, 2000-2010 yılları arasında SGK’dan maaş
alan emeklilere ve yapılan ödemelere ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’in cevabı (7/18231)
8.-
Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Başbakanın açılışını yaptığı tesis ve
yatırımlara ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
(7/18274)
9.-
Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya Simav Muradınlar Mahallesi Toplu
Konut Projesi’ne ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçek’in cevabı (7/18297)
10.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, esnafların sosyal güvenlik primine ve
emekliliklerine ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer
Dinçer’in cevabı (7/18301)
11.-
Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, Bakanlık müfettişleri ile ilgili bir
iddiaya ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
(7/18333)
12.-
Muğla Milletvekili Ali Arslan’ın, özel hastanelere yapılan ödemelere ilişkin
sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’in cevabı (7/18367)
13.-
İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam’ın, Millî Piyango bayilerinin sorunlarına
ve şans oyunlarına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
(7/18418)
14.-
Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, Yozgat SGK İl Müdürlüğü çalışanlarına
gönderilen bir elektronik postaya ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Ömer Dinçer’in cevabı (7/18454)
15.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, Kahramanmaraş Afşin’e bağlı
bazı köylerin afet bölgesi ilan edilmesine ve afet dolayısıyla meydana gelen
mağduriyetlerin giderilmesine ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in cevabı (7/18530)
16.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, Adıyaman’da depreme karşı güçlendirme
çalışmalarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil
Çiçek’in cevabı (7/18570)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM
Genel Kurulu saat 14.04’te açılarak altı oturum yaptı.
Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, orman alanlarına toprak dökümü sorununa ilişkin
gündem dışı konuşmasına, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu,
Denizli
Milletvekili Hasan Erçelebi’nin, yerel basının sorunlarına ilişkin gündem dışı
konuşmasına, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç,
Cevap
verdiler.
Eskişehir
Milletvekili Fehmi Murat Sönmez, depreme karşı bina güvenliği ve yapı
denetimine ilişkin gündem dışı bir konuşma yaptı.
Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır, Orman alanlarındaki maden işletmelerinin bıraktığı
çukurların doldurulmasının ormancılık hassasiyetiyle değerlendirilmesi
gerektiğine,
İstanbul
Milletvekili Mehmet Ufuk Uras,
Muş
Milletvekili Sırrı Sakık,
Yirmi üç
yıl önce Halepçe’de yaşanan katliama;
Uşak
Milletvekili Nuri Uslu, Orman Kanunu’nda yapılacak değişikliğe,
Tunceli
Milletvekili Kamer Genç, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun orman
alanlarına toprak dökümüyle ilgili yanlış bilgi verdiğine,
Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu, Malatya Doğanşehir’in Yuvalı ve Kadılı
köylerinin kadastrosunun yapılmadığına;
İlişkin
birer açıklamada bulundular.
Bitlis
Milletvekili Mehmet Nezir Karabaş ve 19 milletvekilinin:
Farklı
dillere yönelik baskı iddialarının araştırılarak dillerin korunması için
(10/1076),
Sosyal
yardım uygulamalarının araştırılarak (10/1077);
İzmir
Milletvekili Canan Arıtman ve 22 milletvekilinin, cinsiyet ayrımcılığı ve kadın
cinayetlerinin araştırılarak (10/1074),
Kahramanmaraş
Milletvekili Mehmet Akif Paksoy ve 22 milletvekilinin, Kahramanmaraş’taki göçük
olayının nedenlerinin araştırılarak iş kazalarının önlenmesine yönelik
(10/1075),
Alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki
yerlerini alacağı ve ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.
TBMM
Başkanı Mehmet Ali Şahin'in, Brüksel'de düzenlenecek olan Avrupa Birliği
Parlamento Başkanları Konferansı'na katılmak üzere Belçika'ya gitmesine;
OECD
tarafından İsviçre Parlamentosu'nun ev sahipliğinde 27-29 Nisan 2011 tarihleri
arasında İsveç'in Stockholm şehrinde düzenlenecek olan "3’üncü OECD
Parlamento Bütçe Yetkilileri Toplantısı"na TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu
üyelerinden oluşan bir Parlamento heyetinin davete icabet etmesine,
İlişkin
Başkanlık tezkereleri kabul edildi.
“Ülkemizdeki
Orman alanlarında madencilik faaliyetleri sonucu bozulan sahaların rehabilite
edilerek eski durumuna getirilmesi faaliyetlerinde keyfî uygulamalar nedeniyle
kamunun zarara uğratılmasının sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi” amacıyla verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin
Genel Kurulun 16 Mart 2011 Çarşamba günlü 78’inci Birleşiminde okunmasına ve
görüşmelerinin de aynı birleşimde yapılmasına ilişkin MHP,
Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz ve arkadaşları tarafından 11 Mart 2011 tarihinde TBMM
Başkanlığına “İhlaszedelerin sorunlarının araştırılması” amacıyla verilmiş
bulunan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere
bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, 16/3/2011 Çarşamba günkü birleşimde
sunuşlarda okunması ve görüşmelerinin aynı birleşimde yapılmasına ilişkin CHP,
Grubu önerileri
yapılan görüşmelerden sonra kabul edilmedi.
Gündemin “Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının:
1’inci sırasında
bulunan ve görüşmelerine devam olunan, İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kabul edilen,
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Samsun Milletvekili Suat Kılıç,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Yozgat Milletvekili Bekir
Bozdağ’ın; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Osmaniye Milletvekili Durdu Mehmet Kastal’ın Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu’nun (2/875,
2/876) (S. Sayısı: 698) birinci bölümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı,
verilen aradan sonra;
3’üncü sırasında
bulunan, Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun Tasarısı ile
Adalet Komisyonu Raporu’nun (1/990) (S. Sayısı: 646),
Görüşmeleri
komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından ertelendi.
2’nci sırasında
bulunan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Yozgat Milletvekili
Bekir Bozdağ, Samsun Milletvekili Suat Kılıç, Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaş, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili
Kemal Anadol, Trabzon Milletvekili M. Akif Hamzaçebi, Yalova Milletvekili
Muharrem İnce, Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir
Milletvekili Oktay Vural, Mersin Milletvekili Mehmet Şandır, Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Batman Milletvekili Bengi Yıldız ve 306
Milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 59 uncu Maddesinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Anayasa Komisyonu Raporu’nun (2/879) (S.
Sayısı: 697) ikinci görüşmesine birinci görüşmesinin bitiminden itibaren kırk
sekiz saat geçmediğinden başlanamayacağı açıklandı.
4’üncü sırasında
bulunan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaş ve Adana Milletvekili Vahit Kirişci’nin; Çiftçi Mallarının
Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Tarım,
Orman ve Köyişleri Komisyonu Raporu (2/844) (S. Sayısı: 623) görüşmeleri
tamamlanarak kabul edildi ve kanunlaştı.
17 Mart 2011
Perşembe günü, alınan karar gereğince saat 14.00’te toplanmak üzere birleşime
21.13’te son verildi.
Şükran
Güldal MUMCU
Başkan
Vekili
Gülşen ORHAN Yusuf
COŞKUN
Van Bingöl
Kâtip Üye Kâtip
Üye
No.: 105
II.- GELEN KÂĞITLAR
17 Mart 2011 Perşembe
Teklifler
1.- İstanbul
Milletvekili Nusret Bayraktar ve 8 Milletvekilinin; Yapı Denetimi Hakkında
Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/883) (Adalet; Plan ve
Bütçe ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi: 15.3.2011)
2.- İstanbul
Milletvekili Nusret Bayraktar ve 13 Milletvekilinin; İmar Kanunu ile Yıpranan
Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak
Kullanılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/884)
(Adalet; İçişleri; Tarım, Orman ve Köyişleri; Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve
Spor ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi: 15.3.2011)
3.- İstanbul
Milletvekili Hasan Macit’in; Tarım Reformu Genel Müdürlüğünün Kuruluş ve
Görevleri Hakkında Kanununun
Değiştirilerek Toprak Edindirme Bankası Kurulmasına Dair Kanun Teklifi
(2/885) (Plan ve Bütçe; Adalet ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25.2.2011)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Mersin Milletvekili
Ali Rıza Öztürk’ün, Akdeniz Sahil Yolu Projesi ile ilgili bazı iddialara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18653) (Başkanlığa geliş tarihi:
01/03/2011)
2.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, karşılıksız çeklere ve protesto edilen senetlere
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18654) (Başkanlığa geliş tarihi:
01/03/2011)
3.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuz’un, Marmaris Turgut köyünde bulunan bir otelle ilgili
bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18655) (Başkanlığa
geliş tarihi: 01/03/2011)
4.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, kadın cinayetlerine ve yapılan çalışmalara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18656) (Başkanlığa geliş tarihi:
01/03/2011)
5.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, Türkiye Cumhuriyeti Trablus
Büyükelçiliğince yapılan bir duyuruya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/18657) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/03/2011)
6.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Mudanya Ketendere mevkisine yapılması planlanan
iskeleye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18658) (Başkanlığa geliş
tarihi: 01/03/2011)
7.- Konya
Milletvekili Atilla Kart’ın, Konya-Taşkent-Bolay Beldesinde meydana gelen
heyelanın zararlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18659)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2011)
8.- Konya
Milletvekili Atilla Kart’ın, Mavi Marmara Gemisinde hayatını kaybeden bir
kişinin haklarının korunmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/18660) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2011)
9.- Bursa
Milletvekili Necati Özensoy’un, yunus gösteri merkezlerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/18661) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/03/2011)
10.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, akaryakıt kaçakçılığına ve Ulusal Marker
Projesinin gecikmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18662)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/03/2011)
11.- İstanbul
Milletvekili Durmuşali Torlak’ın, bir beldede TOKİ tarafından tapulara şerh
konulduğu ve kamulaştırma yapılacağı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/18663) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/03/2011)
12.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’da bir köy merasının kamulaştırma
bedellerinin ödemesine ve yeni mera tahsisi yapılıp yapılmayacağına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18664) (Başkanlığa geliş tarihi:
04/03/2011)
13.- Kırklareli
Milletvekili Turgut Dibek’in, 2002-2010 yıllarındaki adli istatistiklere
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/18665) (Başkanlığa geliş
tarihi: 01/03/2011)
14.- İzmir
Milletvekili Kemal Anadol’un, Ergenekon davası tutuklularının başka cezaevine
nakledilmelerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/18666)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2011)
15.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, ilama bağlı alacakların tahsiline ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18667) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/03/2011)
16.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Van’da İş-Kur’a başvuru yapan özürlülerin
istihdam sorununa ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18668) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2011)
17.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, ağır hasta olduğu hâlde çalışmaya devam
edenlerin emekli olmasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18669) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/03/2011)
18.- İstanbul
Milletvekili Sacid Yıldız’ın, şeker ölçüm çubuklarında oluşan fiyat farkına
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/18670)
(Başkanlığa geliş tarihi: 04/03/2011)
19.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Özyürek’in, Iğdır’daki hava kirliliğinin önlenmesine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/18671) (Başkanlığa
geliş tarihi: 01/03/2011)
20.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuz’un, rüzgâr enerjisi tahmin sistemi ile ilgili
çalışmalara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/18672)
(Başkanlığa geliş tarihi: 01/03/2011)
21.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Bursa-Büyükorhan Ericek Göletine ilişkin Çevre
ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/18673) (Başkanlığa geliş tarihi:
01/03/2011)
22.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Bursa-Büyükorhan Aktaş Göletine ilişkin Çevre ve
Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/18674) (Başkanlığa geliş tarihi:
01/03/2011)
23.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Bursa-Büyükorhan Durhasan Köyü Göletine ilişkin
Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/18675) (Başkanlığa geliş
tarihi: 01/03/2011)
24.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Bursa-Büyükorhan Gedikler Köyü Göletine ilişkin
Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/18676) (Başkanlığa geliş
tarihi: 01/03/2011)
25.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Bursa-Büyükorhan’daki Kınık Göletinin sulama
kanallarının yapılmasına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18677) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/03/2011)
26.- Kırklareli
Milletvekili Tansel Barış’ın, Çevresel Etki Değerlendirmesi uygulamasından muaf
tutulan projelere ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18678) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2011)
27.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya-Simav’daki bazı köylerin orman emvali işine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/18679) (Başkanlığa
geliş tarihi: 03/03/2011)
28.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, su kaynaklarının yönetimine ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18680) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/03/2011)
29.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, Türkiye Kalkınma Bankası tarafından yapılan
basın açıklaması ve düzenlenen kokteyle ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/18681) (Başkanlığa geliş
tarihi: 01/03/2011)
30.- Samsun
Milletvekili Osman Çakır’ın, borç stokuna, kişilerin borçlarına ve ekonomik
sorunların çözümü için alınan tedbirlere ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/18682) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03/03/2011)
31.- Trabzon
Milletvekili M. Akif Hamzaçebi’nin, Hazine tarafından haksız mahsup edildiği
iddia edilen tutarın Fiskobirliğe iadesine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/18683) (Başkanlığa geliş
tarihi: 04/03/2011)
32.- Edirne
Milletvekili Rasim Çakır’ın, Edirne’ye yurt dışından gelen araçlarla ilgili
sınırlayıcı düzenlemeye ve bunun esnafa etkilerine ilişkin Devlet Bakanından
(Hayati Yazıcı) yazılı soru önergesi (7/18684) (Başkanlığa geliş tarihi:
02/03/2011)
33.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, Gaziantep-Karkamış Sınır Kapısının yenilenmesine
ilişkin Devlet Bakanından (Hayati Yazıcı) yazılı soru önergesi (7/18685)
(Başkanlığa geliş tarihi: 04/03/2011)
34.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, kadın intiharlarına ilişkin Devlet Bakanından
(Selma Aliye Kavaf) yazılı soru önergesi (7/18686) (Başkanlığa geliş tarihi:
28/02/2011)
35.- Konya
Milletvekili Atilla Kart’ın, Dr. İsmail Işık Huzurevinde kalan yaşlılara kötü
muamele edildiği iddialarına ilişkin Devlet Bakanından (Selma Aliye Kavaf)
yazılı soru önergesi (7/18687) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/03/2011)
36.- Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı’nın, Konya’daki bir huzurevi ve rehabilitasyon
merkeziyle ilgili bazı iddialara ilişkin Devlet Bakanından (Selma Aliye Kavaf)
yazılı soru önergesi (7/18688) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/03/2011)
37.- Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı’nın, Samsun Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünde
çalıştırılan bir psikologla ilgili bazı iddialara ilişkin Devlet Bakanından
(Selma Aliye Kavaf) yazılı soru önergesi (7/18689) (Başkanlığa geliş tarihi:
03/03/2011)
38.- İzmir
Milletvekili Oktay Vural’ın, TİKA’nın yurt dışı ofislerine ve bu ofislerin
harcamaları ile Afganistan’daki faaliyetlere ilişkin Devlet Bakanından (Faruk
Çelik) yazılı soru önergesi (7/18690) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/03/2011)
39.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, hac ve umre organizasyonu yapan şirketlere ve
denetimlerine ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Çelik) yazılı soru önergesi
(7/18691) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/03/2011)
40.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, Akkuyu Nükleer Güç Santrali ile ilgili bir
soru önergesine verilen cevaba ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18692) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2011)
41.- Mersin Milletvekili
Ali Rıza Öztürk’ün, Akkuyu Nükleer Güç Santrali çevresinde alınması gereken
önlemlere ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18693) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2011)
42.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, Akkuyu Nükleer Güç Santralinde görev alacak
personele ve nükleer bilim insanı sayısına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18694) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2011)
43.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, Akkuyu Nükleer Güç Santralinde üretilen
nükleer malzeme ve maddenin ihracına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18695) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2011)
44.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, Akkuyu Nükleer Güç Santralinde üretilecek
elektriğin satışına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18696) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2011)
45.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, Akkuyu Nükleer Güç Santrali tesisinde
uranyumun işlenmesi yöntemine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18697) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2011)
46.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, Mavi Akım Doğalgaz Boru Hattının İsrail’e
uzatılacağı iddiasına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18698) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/03/2011)
47.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, YDK ve Bakanlık Teftiş Kurulu tarafından TKİ
yönetimi hakkında bulunulan suç duyurusuna ve Bakanlıkça yapılan işlemlere
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/18699)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/03/2011)
48.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, TPAO Kuzey Marmara ve Değirmenköy sahaları yeraltı
doğal gaz depolama tesislerine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18700) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/03/2011)
49.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçay’ın, TPAO’nun Batı Karadeniz’deki sondaj çalışmalarına ilişkin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/18701) (Başkanlığa
geliş tarihi: 03/03/2011)
50.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, EPDK’nın verdiği lisanslara ve lisans devrine
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/18702)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/03/2011)
51.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, EPDK’nın bazı sözleşmelerde hata yaptığı iddiasına
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/18703)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/03/2011)
52.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, doğal gaz alım sözleşmelerinin devrine ilişkin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/18704) (Başkanlığa
geliş tarihi: 03/03/2011)
53.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, Mavi Akımdaki doğal gaz fiyat düzenlemelerine
yönelik anlaşmalara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18705) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/03/2011)
54.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçay’ın, Azerbaycan-Türkiye doğal gaz boru hattına ve bazı iddialara
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/18706)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/03/2011)
55.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, Mavi Akımdaki doğal gaz fiyat değişikliği
sözleşmelerine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18707) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/03/2011)
56.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Bursa-İnegöl’ün il yapılmasına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18708) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/03/2011)
57.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse’nin, Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların
Karşılanması Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18709) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/03/2011)
58.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, bazı belediyelerdeki yolsuzluk iddialarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18710) (Başkanlığa geliş tarihi:
01/03/2011)
59.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in,
Bursa-Büyükorhan’a bağlı bazı köy yollarının yapımına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18711) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2011)
60.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Bursa-Büyükorhan Danacılar Köyü kanalizasyon şebekesinin
yapılmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18712)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2011)
61.- Samsun
Milletvekili Osman Çakır’ın, Yeşilırmak Nehrinden kum ve çakıl alındığı
iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18713)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/03/2011)
62.- Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlu’nun, Kastamonu-Taşköprü’de bir köyün
kanalizasyon sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18714) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/03/2011)
63.- Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlu’nun, Kastamonu-Taşköprü’de bazı köy yollarının
yapımına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18715) (Başkanlığa
geliş tarihi: 03/03/2011)
64.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, Muş’ta bir beldeye ve köye dönüşmek isteyen
belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18716)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/03/2011)
65.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, bir anket çalışmasına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18717) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/02/2011)
66.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, vakıf üniversitelerine ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18718) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/03/2011)
67.- İstanbul
Milletvekili Fatma Nur Serter’in, KPSS’deki kopya olayında soruşturma dışı
bırakılan bir kişiye ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18719) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2011)
68.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Bursa-Büyükorhan Durhasan köy okulunun
kapatılmasıyla yaşanan mağduriyete ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18720) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2011)
69.- İstanbul
Milletvekili Sacid Yıldız’ın, alımı planlanan bilgisayar ve akıllı tahta
ihaleleri ile ilgili iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18721) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2011)
70.- Samsun
Milletvekili Osman Çakır’ın, üniversitelerde öğretim elemanı açığına ve
yardımcı doçent unvanına sahip öğretim üyelerinin emekliliklerindeki hak
kaybına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/18722)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/03/2011)
71.- Samsun
Milletvekili Osman Çakır’ın, öğretmenlik sertifikası alan öğretmen adaylarına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/18723) (Başkanlığa
geliş tarihi: 03/03/2011)
72.- Giresun
Milletvekili Murat Özkan’ın, 2011 KPSS’ye ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18724) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/03/2011)
73.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars’ta aileleri arasında husumet olan çocukların
aynı servis aracını kullanmalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18725) (Başkanlığa geliş tarihi: 04/03/2011)
74.- Kırklareli
Milletvekili Tansel Barış’ın, Kırklareli-Babaeski’nin hastane ihtiyacına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/18726) (Başkanlığa geliş
tarihi: 01/03/2011)
75.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan Devlet Hastanesinin ek bina ihtiyacına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/18727) (Başkanlığa geliş
tarihi: 04/03/2011)
76.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan-Posof Devlet Hastanesinin uzman doktor
ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/18728) (Başkanlığa
geliş tarihi: 04/03/2011)
77.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan-Çıldır-Kurtkale sağlık ocağının personel
sorununa ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/18729) (Başkanlığa
geliş tarihi: 04/03/2011)
78.- Afyonkarahisar
Milletvekili Halil Ünlütepe’nin, Afyonkarahisar’daki hastanelerde çocuk
nöroloji servisi bulunmamasına ve doktor açığına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18730) (Başkanlığa geliş tarihi: 04/03/2011)
79.- İzmir
Milletvekili Kemal Anadol’un, ihraç edilen tarım ürünlerindeki göztaşı kurşun
kalıntısının kontrol ve denetimine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18731) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/03/2011)
80.- Isparta
Milletvekili Mevlüt Coşkuner’in, ithal edilen hayvanlarda çıkan hastalıklara
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18732)
(Başkanlığa geliş tarihi: 01/03/2011)
81.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuz’un, incir üreticilerinin sorunlarına ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18733) (Başkanlığa geliş tarihi:
01/03/2011)
82.- Burdur
Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, Kasaplık ve Besilik Sığır Cinsi
Hayvanların İthalatında Kontrol Belgesi Alınabilmesi İçin Aranacak Şartlar
Hakkında Tebliğe ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18734) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2011)
83.- Samsun
Milletvekili Osman Çakır’ın, Yeşilırmak Nehrinden kum ve çakıl alındığı
iddialarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18735) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/03/2011)
84.- İzmir
Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun, çekirdeksiz kuru üzümdeki göztaşı
kurşun kalıntısı sorunu ile üzüm üretiminin ve ihracatının gelişmesine ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18736) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03/03/2011)
85.- Giresun
Milletvekili Murat Özkan’ın, fındık üretim alanlarındaki değişikliğe ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18737) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03/03/2011)
86.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan-Posof’ta hayvancılıkla uğraşanların
mağduriyetine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18738) (Başkanlığa geliş tarihi: 04/03/2011)
87.- İzmir
Milletvekili Oğuz Oyan’ın, çekirdeksiz kuru üzüm ihracatında kurşun kalıntısı
sorununa, göztaşı kurşun içeriğine ve denetimlerine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18739) (Başkanlığa geliş tarihi: 04/03/2011)
88.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Ufuk Uras’ın, Ottowa Sözleşmesi kapsamında mayınların imha
edilmesine ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/18740)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/02/2011)
89.- İstanbul
Milletvekili Çetin Soysal’ın, Başbakanın bir açılış töreninde yaptığı konuşmaya
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/18741) (Başkanlığa
geliş tarihi: 01/03/2011)
90.- Konya
Milletvekili Atilla Kart’ın, THY ve diğer özel havayolu şirketlerinde çalışan
personelin oy kullanmalarının sağlanmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18742) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2011)
91.- Mersin
Milletvekili İsa Gök’ün, TRT Radyo-3 yayınlarına ilişkin Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/18743)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2011)
92.- Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı’nın, Konya’da raylı sistem yapılıp yapılmayacağına
ilişkin Devlet Bakanından (Cevdet Yılmaz) yazılı soru önergesi (7/18744)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/03/2011)
93.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, Manisa-Akhisar’da bir köyün elektrik direklerinin
yenilenmesine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/18745)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/03/2011)
94.- Samsun
Milletvekili Osman Çakır’ın, Burma’daki Türk Şehitliğine ve yurt dışındaki Türk
Şehitlikleri ile ilgili Bakanlıkta bir birim olup olmadığına ilişkin Dışişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18746) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/03/2011)
95.- Giresun
Milletvekili Murat Özkan’ın, yurt dışı seyahatlere ve dostluk gruplarına
ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/18747)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/01/2011)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Kahramanmaraş
Milletvekili Durdu Özbolat ve 21 Milletvekilinin, Kahramanmaraş’taki göçük
olayının nedenlerinin araştırılması amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1078) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/02/2011)
2.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel ve 22 Milletvekilinin, nişasta bazlı şeker
üretimindeki sorunların ve tüketiminin insan sağlığına etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1079) (Başkanlığa geliş tarihi:
22/02/2011)
3.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse ve 21 Milletvekilinin, terör ve terörle mücadeleden
doğan zararların tazmin edilmesinde yaşanan sorunların araştırılması amacıyla
bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1080) (Başkanlığa geliş
tarihi: 02/03/2011)
4.- Antalya
Milletvekili Tayfur Süner ve 25 Milletvekilinin, kayıt dışı istihdam
edilenlerin kayıt altına alınması için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1081)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02/03/2011)
17 Mart 2011 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.03
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran
Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Yusuf COŞKUN
(Bingöl), Gülşen ORHAN (Van)
BAŞKAN
– Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 79’uncu Birleşimini
açıyorum.
III.- Y O K L A M A
BAŞKAN
- Elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Üç
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
– Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme
geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, ülkemizde deprem konusunda söz isteyen Kayseri Milletvekili Yaşar
Karayel’e aittir.
Buyurunuz
Sayın Karayel. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Kayseri Milletvekili
Yaşar Karayel’in, ülkemizde olası bir depreme karşı yapılması gerekenler
konusundaki gündem dışı konuşması ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil
Çiçek’in cevabı
YAŞAR
KARAYEL (Kayseri) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; son günlerde
Japonya’da meydana gelen 9 büyüklüğündeki deprem dünya gündemini değiştirmiş,
meydana gelen tsunami felaketinin büyüklüğü karşısında yaşanan çaresizliği ve
nükleer enerjinin ve santrallerinin güvenilirliğini de gündeme taşımıştır.
Fiziksel,
ekonomik ve sosyal kayıp artıran, yaratan, normal hayatı tamamen durduran,
insanların kendi imkânlarıyla hakkından gelemedikleri olaylara “afet” diyoruz.
Bu
kadar büyük bir depreme rağmen Japonya’nın yapıları yıkılmamış, mal ve can
kaybının büyük çoğunluğu tsunamiye bağlı olarak meydana gelmiştir. Bu büyük
olay bir deprem ülkesi olan ülkemizde de tabii afetlerin, deprem konusundaki
tedbirlerin yeniden ele alınmasını zorunlu kılmıştır.
Doğal
afetlerin ve özellikle de depremlerin tehdidi altında olan ülkemizde şehirleşme
ve yapılaşma süreçleri için güvenilirlik unsuru artık kaçınılmaz hâle
gelmiştir.
Geçmişteki
hatalarımız ve eksikliklerimiz bizim birey ve toplum olarak daha bilinçli
olmamızı gerekli kılmaktadır. Topraklarımızın yüzde 93’ü, nüfusumuzun ise yüzde
98’i çeşitli derecelerde deprem riski altında olup deprem felaketini bizatihi
yaşayan ülkelerin başında gelmektedir.
Bu
depremler hem toplumumuzda hem de ekonomimizde çok büyük kayıplara sebeplere
olmakta, çok ciddi tedbirlerin alınmaması hâlinde ülkemizi büyük felaketler
beklemektedir çünkü 1900 ile 2010 yılları arasında 1900’e yakın deprem meydana
gelmiş, bu depremlerin büyük çoğunluğu da yıkıcı olmuştur. Bu depremlerde 100
bin vatandaşımız ile telafisi mümkün olmayan can ve mal kayıplarımızı yaşamış
durumdayız.
Bayındırlık
ve İskân Bakanlığı “Kurumsal bilinç sorumluluğu” adı altında geniş kapsamlı bir
platform oluşturarak çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarının, üniversitelerin,
meslek odalarının, sivil toplum kuruluşlarının ve özel sektör temsilcilerinin
iştirakiyle, deprem konusunda nelerin yapılması gerektiğini müzakere edip
tartışmak ve uygulamaya koymak üzere İstanbul’da 2004 yılında büyük katılımla
Deprem Şûrası da düzenlemiştir.
Diğer
yandan, depremler nedeniyle ülkemizin kazandığı tecrübe, bilgi birikimi
önemsenmesi gereken bir kazanımdır. Son yıllarda çeşitli kurum ve
kuruluşlarımızın, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı başta olmak üzere
Başbakanlık, bakanlıklar, üniversiteler, Sayıştay, meslek odaları, sivil toplum
kuruluşları ve bazı özel firmaların hazırladıkları raporlar ve dokümanlar
Türkiye'nin önemli kazanımlarıdır.
Ülke
nüfusumuzun yüzde 75’inin kentlerde oluştuğunu görmekteyiz. Kırsal kesimde ise
yüzde 25 civarında vatandaşımız yaşamaktadır. Buralardaki önlemlerin de ivedilikle
alınması toplumumuzun geleceği açısından çok önemlidir.
Ülkemizin
ağırlık vermek zorunda olduğu konu, zarar azaltma işlevleridir. Bu nedenle
yerleşme ve yapılaşma sürecinin yeniden düzenlenmesi, imar ve yapı sisteminin
risk yönetimini içerecek biçimde yeniden ele alınması gerekmektedir. Zarar
azaltma kapsamında gerekli kurumsal yapılanma, mevzuat düzenlemeleri, toplumun
afet tehlikesi ve riski konusunda bilinçlendirilmesi, kamu kurum ve
kuruluşlarıyla çeşitli meslek gruplarının belirlenen hedef doğrultusunda kendi
personelini eğitmesi esastır.
Modern
afet yönetimi sistemi kapsamında ulusal ve metropoliten ölçekten yapı ölçeğine
kadar planlama, afetlerle mücadele ve müdahale organizasyonları mutlaka
oluşturulmalıdır.
Afet
yönetimi ilkeleri çerçevesinde zarar azaltma, hazırlıklı olma, olaya müdahale
ve iyileştirme aşamaları, yönetimler arası iş birliği kesinlikle sağlanmalıdır.
Merkezî
düzeyde afet yönetimi oluşturulmalı, afet yönetimi stratejik planı
hazırlanmalı, devlet kurumları arasındaki afet bilgi paylaşımı ve iş birliği
yeniden yapılandırılmalıdır.
Deprem
mevzuatı “tehlike” ve “risk” kavramlarını mutlaka içermelidir. İmar Kanunu’nda
mikro bölgeleme, kentsel risk sektörleri ele alınmalı, mahallî idarelerle
ilgili kanunlarımızda “risk yönetimi” kavramı da mutlaka gündeme
getirilmelidir.
İmar
Kanunu’nun şehircilik konularını kapsar şekilde yeniden düzenlenmesi, yapılaşma
konusunda ayrı bir yapı kanununun hazırlanması, bu kanunda yapının teknik
konuları, yapı malzemesi, yapı denetimi, şartnameler, mesleki konular, yapıyı
ilgilendiren diğer hususların bütüncül bir yaklaşımla ele alınması da
Türkiye'nin gerçekleri arasındadır.
Afet
Kanunu, afet bilgi sistemi, tehlike haritaları, kentsel riskler, deprem
sigortası gibi hususlar da göz önünde tutularak yeniden değerlendirilmelidir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
– Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
YAŞAR
KARAYEL (Devamla) – Deprem zararlarının azaltılmasıyla ilgili sistemin doğru
bir şekilde kurulabilmesi için önce ülke depremselliğinin tüm jeolojik ve
jeoteknik parametrelerle donatılması ve bunların merkezî bir sisteme bağlanması
kaçınılmazdır. Ülke çapında depremlerin izlenmesi, kaydedilmesi,
değerlendirilmesi, arşivlendirilmesi, duyurulması işleri gelişmiş bir ulusun
sismik ağ sisteminde mutlaka yer almalıdır.
Yapılacak
kademeli değerlendirme sonrası binaların tehlike sınırlarının mutlaka belirlenmesi,
bunlarla iyileştirmelerin sağlanması kesinlikle şarttır. İstanbul’da özellikle
Dünya Bankasından temin edilen 500 milyonluk krediyle İstanbul’daki büyük
yapıların, devlet yapılarının, okulların, hastanelerin, köprülerin,
viyadüklerin güçlendirilmeleri devam etmektedir. Bu, ülkemiz için de çok güzel
bir gelişmedir. Mesleki yeterliliği esas alan Yapı Denetimi Kanunu
desteklenmeli ve Türkiye çapındaki uygulamaları mutlaka sağlanmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
– Lütfen sözlerinizi bağlayınız Sayın Karayel.
YAŞAR
KARAYEL (Devamla) – Doğal afetlerin meydana getirdiği hasarların bağlanması
bakımından mutlaka depremle ilgili konuların Türkiye’de yeniden gündeme
getirilmesi kesinlikle şarttır. Bu konuların gündeme gelmesine sebep olan
Japonya’daki bu büyük deprem felaketi ve tsunami neticesinde büyük zararlar
gören Japon milletine de geçmiş olsun diyor, ölenlere de baş sağlığı diliyor,
saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
– Teşekkür ederiz Sayın Karayel.
Buyurunuz
Sayın Sipahi.
KAMİL
ERDAL SİPAHİ (İzmir) – Müsaade ederseniz kürsüden ifade etmek istiyorum.
BAŞKAN
– Yerinizden lütfen.
V.-
AÇIKLAMALAR
1.- İzmir Milletvekili Kamil
Erdal Sipahi’nin, Yunan kuvvetlerine karşı savaşmış mücahit Makbule Efe’yi ve
18 Mart Çanakkale şehitlerini andığına ilişkin açıklaması
KAMİL
ERDAL SİPAHİ (İzmir) – Sayın Başkan, söz verdiğiniz için çok teşekkür ediyorum,
size ve yüce Meclise saygılar sunuyorum.
Şanlı
Türk tarihinde çok büyük kahramanlıklar var. Bunlardan bir tanesi de Kurtuluş
Savaşı sırasında “Demirci Akıncıları” adıyla Kuvayimilliye kuvvetlerinin
işgalci Yunan kuvvetlerine karşı çarpışmasıdır. O çarpışmalarda yer alan
mücahitlerden bir tanesi de Gördes Kızı Makbule veya Mücahit Makbule Efe diye
bilinen bir bayan efemizdir. Kendisi 17 Mart 1922’de Akhisar ilçesi ile
Sındırgı ilçesi arasındaki Kocayayla’da şehit olmuştur. Kendisiyle beraber gene
bir bayan efe Fehime Efe ve 3 şehidimiz daha vardır. Ben bu vesileyle -yarın da
18 Mart- hem 18 Mart şehitlerimizi hem bu yüce Türk kadınını yüce Meclisimizde
anmayı bir vicdani borç bildim. Benim için olayın diğer bir duygusal tarafı da
kendisinin kayıp olan mezarını yetmiş sekiz yıl sonra bulup yaptırmaktı.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
– Teşekkür ederiz Sayın Sipahi.
Sayın
Kafkas…
2.- Çorum Milletvekili Agâh
Kafkas’ın, TBMM-Japonya Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı olarak
Japonya’da yaşanan afet nedeniyle Japon halkına başsağlığı dilediğine ilişkin
açıklaması
AGÂH
KAFKAS (Çorum) – Sayın Başkanım, ben de Türkiye Büyük Millet Meclisi
Parlamentolararası Japon Dostluk Grubu Başkanı olarak bu vesileyle Japon
halkına başsağlığı dileklerimi iletmek üzere söz almış bulunuyorum.
Japonya
dünya tarihinin en önemli afetlerinden birisiyle karşı karşıya gelmiştir.
Depremde, inanılmaz büyük teknolojik kazanımlar elde etmiş olmalarına ve tedbir
almış olmalarına rağmen, depremin büyüklüğü karşısında felaket ve acılar ve
kayıplar da inanılmaz boyutlara ulaşmıştır.
Bugün
Parlamento Dostluk Grubu olarak Japon Büyükelçiliğine bir ziyarette bulunduk.
Japon Büyükelçinin ifadesiyle “Kaç 10 bin olduğunu tam tespit edemediğimiz
büyük kaybımız var.” denilmektedir ki, kayıplar 10 binlerle ifade edilmektedir.
Japon
ve Türk halkları birbirine benzeyen, dünya üzerinde hiçbir problemi olmayan ve
karşılıklı sevgi ve saygıya dayanan ilişkilerini bir asırdan fazladır sürdüren
iki…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı.)
BAŞKAN
– Teşekkür ediyoruz Sayın Kafkas.
Sayın
Uras…
3.- İstanbul Milletvekili
Mehmet Ufuk Uras’ın, nevruzu kutladığına ilişkin açıklaması
MEHMET
UFUK URAS (İstanbul) – Efendim, ben de 21 Mart Pazar günü, “Nevroz”u, bütün
yurttaşlarımızın, kutlamak istiyorum. Türkiye’de barışın temini ve bir arada
yaşama kültürünün, iradesinin geliştirilmesi açısından bu bayramı kutlu olsun.
Tıpkı
18 Mart’ta Çanakkale’de yedi düvele karşı, Türk’ü, Kürt’ü, Ermeni’yle birlikte
mücadele ettiğimiz gibi, önümüzdeki süreçte de barışı ve demokratik Türkiye’yi
hep birlikte inşa etme dileklerimi ifade etmek istiyorum.
BAŞKAN
– Teşekkür ederiz Sayın Uras.
Sayın
Doğan, buyurunuz.
4.- Gümüşhane Milletvekili
Yahya Doğan’ın, Japonya’da yaşanan afet nedeniyle Japon milletine başsağlığı ve
Çanakkale şehitlerimize rahmet dilediğine ilişkin açıklaması
YAHYA
DOĞAN (Gümüşhane) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Japonya’da
meydana gelen deprem ve tsunami felaketi dolayısıyla hayatını kaybeden
insanlara ve Japon milletine başsağlığı diliyorum.
İkincisi,
bu, Çanakkale Zaferi’nin 96’ncı yıldönümü dolayısıyla şehitlerimize
Cenabıallah’tan rahmet diliyorum.
Saygılarımla…
BAŞKAN
– Teşekkür ederiz Sayın Doğan.
Buyurunuz
Sayın İçli.
5.- Eskişehir Milletvekili H.
Tayfun İçli’nin, Japonya’da yaşanan afet nedeniyle Japon halkına taziyelerini
sunduğuna ilişkin açıklaması
H.
TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Parlamentolararası
Japon Dostluk Grubu üyesi olarak ben de Japon halkına taziyelerimi sunuyorum,
yaşamını kaybedenlere Tanrı’dan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
– Teşekkür ederiz.
Sayın
Daniş…
6.- Çanakkale Milletvekili
Mehmet Daniş’in, Çanakkale şehitlerini andığına ilişkin açıklaması
MEHMET
DANİŞ (Çanakkale) – Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; yarın 18 Mart, 18 Mart
1915 Deniz Zaferi’nin 96’ncı yıl dönümü. Ben de bu münasebetle, 1915’te
Çanakkale’de yitirdiğimiz bütün insanlarımızı, şehitlerimizi, sadece
Misakımillî sınırlarının içinden değil dışarıdan da, o günkü Osmanlı
coğrafyasından gelip şehit olan herkesi, bütün unsurlarıyla Türk milletinin
orada verdiği evlatları anıyorum, hepsinin önünde saygıyla eğiliyorum.
18
Mart 1915 Türk milletinin çelikleşmiş ifadesinin bütün dünyaya bir kez daha
gösterildiği tarih olmuştur. Gelibolu şehitlikleri de bunun adresi olmuştur.
Gerektiğinde Türk milleti omuz omuza verip dünyaya bu mesajı en net şekilde
Çanakkale’den vermeyi bilmiştir ve bundan sonraki nesillerin de her zaman
dimağında canlı olarak tutulacaktır diyorum. Tekrar şehitlerimizi saygıyla
anıyorum.
BAŞKAN
– Teşekkür ediyoruz Sayın Daniş.
Gündem
dışı sözü Hükûmet adına Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek
cevaplandıracaktır.
Buyurunuz
Sayın Çiçek. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
(Devam)
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları (Devam)
1.- Kayseri Milletvekili
Yaşar Karayel’in, ülkemizde olası bir depreme karşı yapılması gerekenler
konusundaki gündem dışı konuşması ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil
Çiçek’in cevabı (Devam)
DEVLET
BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Ankara) – Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Değerli
milletvekilleri, sözlerime başlarken 18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma ve
Deniz Zaferi’nin 96’ncı yıl dönümünde, milletimizin tarihinde derin izler
bırakmış bir kahramanlık destanının yıl dönümünde, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bütün
şehitlerimizi ve gazilerimizi saygıyla, rahmetle ve şükranla anıyorum.
Değerli
milletvekilleri, Türk tarihinin her sayfasında, vatan topraklarının her
karışında bir kahramanlık hikâyesi yatmaktadır. Ateşin ve kanın düşmediği yer
ve bölgemiz yoktur ve belki de millî hafızaya kazınmış en unutulmaz
zaferlerimizden bir tanesi de Çanakkale destanıdır. Vatanın her köşesinden
gelerek düşmanın karşısına dikilen ve “Çanakkale geçilmez.” diyerek canları
pahasına bu toprakları savunan şehitlerimizin aziz hatırası bugün de millet
olma şuurumuzu canlı tutmaktadır. Çanakkale destanı, hiç şüphesiz en olumsuz
şartlarda ve ağır koşullarda Mehmetçik’in kahramanlığı ve mücadele azmidir.
Çanakkale Zaferi, Millî Mücadele’mizin öncüsü, âdeta müjdeleyicisidir. İstiklal
Savaşı’mızın zaferle sonuçlanması, Türkiye Cumhuriyetinin âdeta yoktan var
edilmesi, doğrudan Mehmetçik’in Çanakkale’de ortaya koyduğu kahramanlığın
sonucudur. Böylesine anlamlı ve önemli bir günde şehitlerimizi ve gazilerimizi bir
kez daha minnetle ve şükranla anıyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepimizin üzülerek yakinen takip ettiği gibi
Japonya’nın kuzeydoğusundan 130 kilometre açıkta 11 Mart 2011 tarihinde çok
şiddetli bir deprem meydana gelmiştir. Richter ölçeğinde 9 şiddetindeki bu
deprem ziyadesiyle güçlü ve aynı oranda da yıkıcı tsunamileri de tetiklemiştir.
Japonya’nın en büyük adası Honşu’nun bütün kuzeydoğu kıyısı afet bölgesi hâline
gelmiş, kıyı boyunca pek çok kasaba haritadan tamamen silinmiştir. Medya kaynaklarına
göre ölü sayısı 5 bin civarındadır. Hâlen kayıp olanların da yaşıyor olma
ihtimalinin giderek azaldığı dikkate alınacak olursa, hiç temenni etmemiş
olmamıza rağmen, ölü sayısının 10 binlere ulaşması söz konusu olacaktır; yaralı
sayısı ve maddi hasar da rakamlarla ifade edilemeyecek kadar büyüktür.
Depremden
haberdar olur olmaz, başta Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanımız, Sayın Başbakanımız ve Sayın Dışişleri Bakanımız, Japon
muhataplarına taziye mesajları göndermişler ve Türk Milletinin, bu zor günde
Japon ulusunun yanında bulunduğunun altını çizerek her türlü yardıma hazır
olduğumuz kendilerine bildirilmiştir.
Ben
de dost Japonya’nın acısını yüreğimizde hissettiğimizi, Japonya’nın olabilecek
en kısa sürede yaralarını saracağından emin olduğumuzu ve bu çabalarına elimizden
gelen her türlü katkıyı sağlamaya hazır olduğumuzu, ayrıca Japonya’nın ve Japon
halkının, 1999 depremi sonrasında ülkemize uzattığı yardım elini de
unutmadığımızı, o günkü yardımları bugün hafızalarımızda canlı tutarak şükranla
karşıladığımızı bu kürsüden teyit etmek istiyorum. Bu vesileyle, yakınlarını
kaybedenlere başsağlığı ve sabır, yaralılara acil şifalar diliyorum. Japon
halkının başı sağ olsun.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bu büyük felaketin meydana gelmesiyle birlikte
bütün makamlarımız kendi görev alanları itibarıyla Japonya’ya yardım sağlamak
ve depremden etkilenmiş olmalarından endişelenen vatandaşlarımızın akıbetini
belirlemek üzere harekete geçmiştir. Genelkurmay Başkanlığımız, Afet Acil Durum
Yönetim Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Türkiye Atom
Enerjisi Kurumu, Kızılay ve Türk Hava Yolları yoğun bir çabanın içerisinde
olmuşlar; bu vesileyle bir koordinasyon gerçekleşmiştir. Kızılay’dan ve gönüllü
yardım kuruluşlarından ekipler derhâl Japonya’ya hareket etmiştir. Başbakanlık
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, Genelkurmay Başkanlığımız ile
Kızılayımızın arama kurtarma ve yardım ekiplerini harekete geçirmiş ve hazır
duruma getirmişlerdir.
Dışişleri
Bakanlığımız, bölgedeki gelişmeleri izleyerek, makamlarımızı sürekli
bilgilendirmiş, ayrıca vatandaşlarımız için de bir çağrı merkezi hizmete
geçirilmiştir. Görev için süratle hazır hâle getirilmiş olan yardım ve arama
kurtarma ekiplerimiz, Japon makamlarının talepleri doğrultusunda ilk aşamada
bölgeye sevk edilmemiş, teyakkuz hâlinde tutulmuşlardır. Bu büyük doğal afet
sonrasında Japonya’da yaşayan vatandaşlarımız arasında ölen ve yaralanan
olmaması bizler için teselli kaynağı olmuştur. Bu durumun değişmeyeceğini ümit
ediyoruz.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bu denli büyük bir depremin ve bunu izleyen
tsunaminin yol açtığı korkunç düzeydeki yıkım ve ardından Japonya’nın nükleer
enerji üreten tesislerinde meydana gelen sıkıntılar tüm dünyanın yakinen takip
ettiği bir husustur. Soğutma sistemlerinin devre dışı kalması neticesinde
santralin üç ünitesinde patlamalar meydana gelmiş, reaktörden radyasyon
sızmasından dolayı santralin etrafında 30 kilometre çapında bir alan tahliyeye
tabi tutulmuştur.
Japon
makamları durumu kontrol altına almak için çaba sarf etmekte, birçok dünya
ülkesi de bu çabaya katkı sağlamaktadır. Felaketin bu boyutu da ilgili
makamlarımızca, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu başta olmak üzere, yakından
izlenmektedir. Gelişmeler her ortam ve zamanda en büyük önceliğimiz olan
vatandaşlarımızın sağlık ve esenliği açısından da değerlendirilmektedir.
Dışişleri Bakanlığımız ve Tokyo Büyükelçiliğimiz gelişmeler ışığında
vatandaşlarımıza gerekli yönlendirmelerde bulunmaktadır. Vatandaşlarımızın
Dışişleri Bakanlığımız ve Tokyo Büyükelçiliğimizin İnternet sitelerini sürekli
izlemeleri, bu konuda gerekli olabilecek tedbirleri zamanlıca almaları
bakımından önem taşımaktadır, bunu özellikle vurgulamak istiyorum. Ayrıca
durumun vahametinin giderek artması ve vatandaşlarımızın tahliyesinin gerekmesi
ihtimaline yönelik olarak da, başta Türk Hava Yollarına ek seferler koymak da
dâhil, her türlü hazırlık yapılmıştır, herkes bu konuda müsterih olabilir.
Felaket
haberini alır almaz yardım ve arama kurtarma ekiplerimizin hazır hâle
getirilmiş olduğunu ifade etmiştim. Japonya dün, enkaz ve tsunaminin getirdiği
kum ve çamur yığınının altında canlı depremzede bulup kurtarma ihtimalinin
artık maalesef düşmüş olduğuna atıfla, tarafımızdan enkaz kaldırma ve ceset
bulma ve toplama konusunda yardım talebinde bulunmuştur. Dost Japonya’nın bu
talebine elbette olumlu karşılık vermekteyiz. Benim Başkanlığımda, yukarıda
saydığım kurumlarımızın temsilcileriyle birlikte, Sayın Başbakanımızın da
talimatları doğrultusunda 33 kişiden oluşan bir grup yarın 18.00 uçağıyla
Japonya’ya hareket edecektir. Bu ekibin içerisinde Türkiye Atom Enerjisi
Kurumundan uzmanlar, Sağlık Bakanlığından uzmanlar, acil yardım konusunda daha
evvel eğitilmiş uzmanlar vardır. Bunlar
araç ve gereçleriyle beraber… Çünkü orada şu an en büyük sıkıntı
akaryakıt sıkıntısıdır, orada araç bulunamadığı gibi, araçların faaliyeti de
fevkalade zordur. Gerekli araç gereç, teçhizatla birlikte, gönderilecek
kişilerin, vatandaşlarımızın her türlü güvenliğini teknik olarak da sağlayacak
bir ekip, 33 kişilik ekip yarın akşam 18.00 itibarıyla harekete geçmiş olacak
-arkasından, ihtiyaç hasıl olduğunda ikinci, üçüncü veya daha başka ekipleri de
gönderebileceğimizi ilgili makamlara bildirdik.- ve orada kendilerine tahsis
edilen bölgede, verilen talimatlar çerçevesinde, kurtarma çalışmalarına, arama
çalışmalarına devam edecektir.
Dost
Japon halkının acılarını samimiyetle paylaştığımızın ve Japon dostlarımızla
dayanışma içinde olduğumuzun göstergesi olarak bugün bu konuşmayı müsaade
ederseniz sizler adına, Hükûmetimiz adına, milletimiz adına yapmış oluyoruz.
Yarın 18.00’den itibaren yurt içinde ve dış temsilciliklerimizde bayraklar 21
Mart Pazartesi günü sabahına kadar yarıya indirilecektir. Bu hafta
gerçekleşecek resmî futbol müsabakaları öncesinde Japonya’daki felakette
hayatlarını kaybedenler için saygı duruşunda bulunulacaktır. Diyanet İşleri
Başkanlığımız ayrı bir çalışma içerisindedir ve bildiğim kadarıyla bugün saat 15.30’da
Sayın Japon Büyükelçisiyle de bir görüşme yapılacaktır.
Japon
halkıyla dayanışma içerisinde olduğumuzun, 1999 depreminde bize gösterdikleri
yakın ilgi ve desteği hafızalarımızda canlı tuttuğumuzun bir ifadesi olarak
elimizden gelen çabayı, gayreti gösteriyoruz, bundan sonra da göstermeye devam
edeceğiz. Bizden ne talep edildiyse bunları anında karşılama gayreti içerisinde
olduk.
Ülkemiz,
milletimiz ve Hükûmetimiz Japonya’daki felaket karşısında derinden ve
samimiyetle üzülmüştür. Dost Japonya’daki gelişmeleri bundan böyle de yakından
izlemeyi sürdüreceğiz, vatandaşlarımızın sağlık ve emniyetinin gerektirdiği
tedbirleri değişen şartlar ışığında sürekli gözden geçireceğiz, Japon
dostlarımıza uzattığımız yardım elini de aynı şekilde gerek nitelik gerek nicelik
bakımından ve Japon makamlarının muhtemel talepleri doğrultusunda yeniden
şekillendireceğiz.
Bu
vesileyle Türk halkı ve Hükûmetimiz adına Japon ulusuna ve hayatını
kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı ve sabır dileklerimi tekrarlıyorum,
hepinize sevgiler, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
– Teşekkür ediyoruz Sayın Çiçek.
Sayın
Köse, buyurunuz.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
7.- Adıyaman Milletvekili
Şevket Köse’nin, ülkemizin bir deprem bölgesi olduğuna ve Başbakanın Mersin
Akkuyu’da nükleer santral yapımında ısrar etmesine ilişkin açıklaması
ŞEVKET
KÖSE (Adıyaman) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemiz bir deprem bölgesidir. Japonya bize
ders olması gerekirken maalesef bu felaketten ders çıkaramadığımızın kanıtı,
Başbakanın Akkuyu’da nükleer santralde ısrar etmesidir. Ruslara verilen Akkuyu
ihalesi AKP’nin Türkiye Cumhuriyeti’nin başına ördüğü en büyük çoraplardandır.
Mersin’de deprem olmayacağını ve başımıza Japonya’daki gibi bir felaketin
gelmeyeceğini kim garanti edebiliyor? Çocuklarımıza nükleer tehlike mi miras
bırakacağız? “Türkiye'de tsunami tehlikesi yok.” diyerek asıl tehlikenin imarda
olduğuna ve büyük bir depremde nasıl en az zararla kurtulacağımıza bakan kimse
yok. Erken uyarı sistemi hâlâ devreye girmemiştir.
Öte
yandan, Adıyaman da deprem riskiyle sürekli yaşayan bir ilimizdir. Adıyaman ve
diğer deprem kuşağında olan illerimize özel önem verilmelidir diyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
– Teşekkür ederiz Sayın Köse.
Gündem
dışı ikinci söz, çiftçi ve köylümüzün yaşadığı güncel sorunlar hakkında söz
isteyen Isparta Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz’a aittir.
Buyurunuz
Sayın Korkmaz. (MHP sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
(Devam)
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları (Devam)
2.- Isparta Milletvekili S.
Nevzat Korkmaz’ın, çiftçi ve köylülerin güncel sorunlarına ilişkin gündem dışı
konuşması
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biz de
Milliyetçi Hareket Partisi olarak dost Japon milletinin acılarını
paylaştığımızı ve yaralarını bir an önce sarması dileklerimizi bir kez daha
iletiyoruz.
Ben
tarım ve ziraatla ilgili güncel sorunlarımızı sizlerle paylaşmak üzere söz
almış bulunuyorum. Bu hususa geçmeden önce sektörün en önemli yöneticisiyle
ilgili de düşüncelerimi arz etmek istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, öyle bir Tarım Bakanımız var ki sanki başka bir ülkede
yaşıyor, çiftçimizin, köylümüzün problemleri boyunu aşmış, “Günü nasıl
kurtarırım?” telaşında ancak çiftçi, köylü sıkıntıda değilmiş ve onlar âdeta
asrısaadet dönemi yaşıyorlarmış gibi kaygısız, dertsiz, tasasız muhterem.
Maşallah her söze de bir cevabı var, dinlediğinizde her şey tozpembe.
Çiftçimizin nasıl kalkındığını, nasıl refah içinde, bir elinin yağda, bir
elinin balda olduğunu anlatıp duruyor. Vatandaşın sevgisi, takdiri önemli
değil, onu bakan yapan Başbakan takdir etsin yeter.
Sayın
Bakan, çiftçimizin sıkıntılarına hiçbir çözümünüz yok. Hastalığı tedavi etmek
için önce teşhis etmek gerekir. Ancak siz sorunların farkında değilsiniz. Asıl
vahim olan bu.
Sayın
Eker’den laf kalabalığına girmeden şu sorularıma kısa ve net cevaplar vermesini
istiyorum:
1)
AKP İktidarı döneminde kaç milyon çiftçi, hayvan sahibi, kendisinin ve
çocuklarının karnını doyuramadığı için çifti çubuğu bırakmak zorunda kalmıştır?
Bu kişilerin bugün düştüğü çaresizlik ve sıkıntılardan haberiniz var mıdır?
2)
Madem döneminizde tarım sektörü desteklendi, çiftçimizi daha güzel bir gelecek
bekliyor, neden Türkiye’deki ekili araziler azalmış ve hayvan mevcudu altıda 1
oranına düşmüştür? Öyle ya, işler yolunda gitseydi, insanımız ekmek teknesine
kem gözle bakar mıydı?
3)
Döneminizde canlı hayvan ve et ithalini serbest bıraktınız. Soruyorum: Etin
fiyatı çok ucuzladı da garip gureba et yer hâle mi geldi? “1-2 lira etin fiyatını
ucuzlatacağız” diye zaten zor durumda olan köylümüzün hayvanını kesmesine,
satmasına sebep oldunuz. Attığınız taş ürküttüğünüz kurbağaya değdi mi? Nasıl
bir tarımsal başarıdır ki, artık, zorunlu gıda maddelerimizi, ürünlerimizi bile
ithal eder hâle geldik, dışa bağımlı olduk!
4)
Tarımdaki üretim girdilerini yani mazotu, gübreyi, ilacı, tohumu, fideyi ucuz
tutmak, çiftçimizin bu maliyetlerine destek vermek için bugüne kadar ne
yaptınız? Siz mi istemediniz ya da istediniz de Başbakanı mı razı edemediniz?
Uzun
söze gerek yok, AKP Hükûmeti tarım ve hayvancılıkta maalesef sınıfta kalmıştır.
El emeği, alın teriyle karnını doyuramayan çiftçimizi, köylümüzü yardımlarla
ayakta tutmaya çalışıyorsunuz. İnsanların üreterek hayatını kazanmasına katkı
vermekle övünmek yerine bir Hükûmetin “şu kadar yardım yaptık, bu kadar yardım
torbası dağıttık” diye övünmesi, sadece ülkemize has olsa gerek.
Dokuz
yıllık AKP İktidarında köylümüz, çiftçimiz maalesef perperişan olmuştur ancak
herkes görmektedir ki yolun sonu görünmüştür.
AKP’nin
yarattığı tahribatı gidermek ve fakirleştirilen kesimleri ve aziz milletimizi
düze çıkarmak üzere Milliyetçi Hareket Partisi görev almaya hazırdır ve
köylümüze, çiftçimize şu hususlarda söz vermektedir:
1)
Gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde yarımı olan tarımsal destek ilk etapta 2
katına çıkarılacak ve yaklaşık 12,5 katrilyon lira, yeni parayla 12,5 milyar
lira destek yapılacaktır.
2)
Besi hayvancılığı desteği yüzde 50 artırılacak, 2 katrilyon liraya
çıkarılacaktır.
3)
Mazot, gübre, ilaç, tohum, fide gibi girdilerden ÖTV ve KDV alınmayacaktır.
Mazotun çiftçilerimiz için fiyatı, bu vergiler düştükten sonra 1 lira 32 kuruş
olacaktır.
4)
Büyük çiftçilerde de bu vergiler, üretimi desteklemek adına yüzde 50 oranında
azaltılacaktır.
5)
Buğday, mısır, soya, fındık, üzüm, kayısı, elma, gül gibi ürünlere özel
destekleme ve fiyat garantisi verilecektir.
6)
Sulamada kullanılan elektrik mutlaka ucuzlatılacaktır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
– Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Devamla) – 7) Sınır boylarında mayından temizlenen araziler
fakir ve yoksul köylünün kullanımına tahsis edilecektir.
8)
Tarımsal ihracat ve tarımsal sanayi desteklenecektir.
9)
Et ve sütte garanti fiyat uygulamasına geçilecektir. Et ve Balık Kurumu yeniden
yapılandırılacaktır.
10)
Hazine yerlerindeki kullanımların daha uzun vadeli ve daha ucuz olması için
gerekli tedbirler alınacak ve üretim desteklenecektir.
Bu
taahhütlerimizi yerine getirmek üzere hazırlıklarımız ve finans çözümlerimiz
hazırdır ve devlet sözü verilerek çiftçimizle, köylümüzle ahitleşilmiştir.
12
Haziranda aziz milletimizden yetki beklediğimizi, inançlı kadrolarımızla
çiftçimizi, köylümüzü ayağa kaldırmaya hazır olduğumuzu belirtiyor, yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
– Teşekkür ederiz Sayın Korkmaz.
Sayın
Güvel…
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
8.- Adana Milletvekili Hulusi
Güvel’in, çiftçilerin sıkıntılarına ve Hükûmet tarafından piyasa koşullarının
insafına terk edilmesine ilişkin açıklaması
HULUSİ
GÜVEL (Adana) – Teşekkür ediyorum Başkanım.
Değerli
arkadaşlar, her bölgede olduğu gibi Çukurova bölgesindeki çiftçilerimiz de mali
anlamda çok ciddi sorunlar yaşamaktadır. Şimdilerde tarlalara, bahçelere gübre
atma zamanıdır. Gübrenin fiyatı son üç yılda 2 katdan fazla artmıştır;
çiftçimizin kullandığı mazotun fiyatı artmıştır, tohumluk fiyatı artmıştır,
işçilik artmıştır. Bütün girdilerin fiyatı artarken üretilen ürünün fiyatı
yerinde saymaktadır. Üreticilerimiz emeklerinin karşılığını alamamaktadır.
Köylerde yaşayan yurttaşlarımızın üçte 1’i yoksulluk sınırının altında
yaşamaktadır. Çiftçilerimiz, Hükûmet tarafından piyasa koşullarının insafına
terk edilmiştir. Buna en yakın örnek, Adana’daki narenciye üreticileridir.
Narenciye üreticileri bu yılı da büyük zararla kapatmıştır ancak Hükûmetin
kulakları bütün üreticilerimize olduğu gibi narenciye üreticisine de tıkalıdır.
Teşekkür
ediyorum Başkanım.
BAŞKAN
– Teşekkür ederiz Sayın Güvel.
Sayın
Şandır…
9.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, Mersin Akkuyu ve Sinop’ta yapılacak olan nükleer santraller
konusunda Hükûmeti, inatlaşmadan bir daha düşünmeye, değerlendirmeye davet
ettiğine ilişkin açıklaması
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) – Çok teşekkür ederim.
Sayın
Başkanım, Sayın Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek Bey’in Genel Kurulda bulunması
dolayısıyla söz aldım. İnşallah, sesim kendilerine ulaşıyordur.
Bu
Mersin Akkuyu’da yapılacak nükleer santralle ilgili Sayın Hükûmeti ve Sayın
Başbakanı bir daha düşünmeye, tekrar değerlendirmeye davet ediyorum, Mersinliler
adına davet ediyorum çünkü Japonya örneğinde görüldüğü gibi bu türlü afetlere
tedbir geliştirmek mümkün değil. Afet olduktan sonra da tahribatı nesiller
boyu, yalnız Türkiye değil, bütün insanlığı etkileyeceği için bir zorunluluktan
başlatılan bu nükleer santral kurulması meselesi şimdi tartışılmakta; Akkuyu da
tartışılmalı, Sayın Başbakanın inada dayanan, inada ulaşan ısrarı yeniden
gözden geçirilmelidir.
Mersinliler
adına, Türkiye adına, tüm insanlık adına Sayın Hükûmeti -Akkuyu ve Sinop-
nükleer santrallerle ilgili bir daha düşünmeye, inatlaşmadan, sağduyuyla,
sorumlulukla bunu tekrar değerlendirmeye davet ediyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
– Teşekkür ederiz Sayın Şandır.
Gündem
dışı üçüncü söz siyaset ve medya hakkında söz isteyen İstanbul Milletvekili
Ahmet Tan’a aittir. (CHP sıralarından alkışlar)
Buyurunuz
Sayın Tan.
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
(Devam)
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları (Devam)
3.- İstanbul Milletvekili
Ahmet Tan’ın, yaklaşan seçimler nedeniyle siyaset-medya ilişkilerine ilişkin
gündem dışı konuşması
AHMET
TAN (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yaklaşan seçimler bir kez daha siyaset-medya
ilişkileri üzerinde görüşme yapmamızı yahut da düşünmemizi –görüşme imkânı
olmadığına göre- gerektiriyor. Bu konuda söz aldım. Sayın Başkana da, sizlere
de saygılarımla teşekkür ediyorum.
Efendim,
Sayın Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in de burada olmasından bilistifade bir
konuyu hatırlatmak istiyorum. Birlikte AGİT Parlamenter Asamblesinde görev
yaptık. Bu görevimiz sırasında, birçok bildirge oylandı, bunlara imzalar attık.
Ben Grup Başkanıydım o söz konusu Parlamentoda, aynı zamanda da Başkan Vekiliydim.
Bu toplantılardan bir tanesi 1997’de, imzacısı olduğumuz Varşova Zirvesi
Bildirgesi’dir. Burada, medyanın tek elde toplanmasının çoğulculuk, çoğulculuğu
ve demokrasiyi, insan haklarını, özellikle temel özgürlükleri ciddi biçimde
tehlikeye atabileceği konuları derpiş ediliyor; ayrıca da aynı bildirgenin
149’uncu maddesinde medyanın tek elde toplanmasını engellemek için antikartel
düzenlemeler gibi yasal düzenlemelerin yapılması hükûmetlere görev olarak
veriliyor Türkiye Büyük Millet Meclisi adına katıldığımız bu toplantılarda. O
zaman, tabii AKP İktidarı yok ve daha farklı bir ortamdaydık ama daha onların
olmadığı dönemde bile bu konulara dikkat çekilmiş bu uluslararası belgelerde,
tıpkı geçen hafta Avrupa Birliği raporunda Türkiye’de basın özgürlüğünün sakata
girdiği –vatandaşın tabiriyle- ifadelerinin yer alması gibi. Sayın Başbakanın
“dengesiz” dediği rapordan bahsediyorum.
Şimdi,
tabii ki medya-siyaset söz konusu olunca hep et-tırnak benzetmesi yapılır. Ne
yazık ki dokuz yılı bulan İktidarınız döneminde medyanın tırnakları büyük
ölçüde dibinden kesildi, şimdi de biraz tırnak sökmeye yöneldi gibi bir izlenim
var. Bu yüzden gazeteciler için açılan trilyonlarca liralık tazminat davasına
paralel olarak gazetecilere hapis cezaları… Şimdi, Türk Ceza Kanunu’nda
değişiklik öneren bir Hükûmet tasarısı gelmiş. O tasarıda da -biraz evvel
Gazeteciler Cemiyetinden aradılar- gazetecilere verilen para cezalarının hapse
dönüştürülmesiyle ilgili kaygılar var. Yani seçime giderken, “medya-siyaset
ilişkisi” derken, kapıların açılması beklenirken farklı düzenlemeler yapılıyor.
Bu, tıpkı geçen ay burada kabul ettiğimiz RTÜK Yasası’nda Sayın Başbakanın
televizyonlarda yayın durdurma yetkisinin perçinlendiği gibi...
Televizyonlar
yabancılara açılmış durumda. Zoraki, yandaş televizyon şirketlerini rahatlatmak
için, diye bir iddia var, inşallah bu değildir ama yabancıya yüzde 50’nin
açılması demek yüzde 100’ünün yabancılara açılması anlamına gelir çünkü şirket
hisseleri taşıyana yazılıdır. Sermayenin ana vatanı olan Amerika Birleşik
Devletleri’nde bile televizyonlar bizdeki kadar yabancılara teslim
edilmemiştir. Dünyanın en büyük medya kartellerinin patronu Rupert Murdoch
Amerikan vatandaşı olmak zorunda kalmıştır bizdeki gibi bir düzenleme olmadığı
için.
RTÜK
Yasası, demokrasimiz için, Türk halkı için –biraz evvel Sayın Başbakan
Yardımcısı Japonya’dan bahsetti- bir tsunamidir. Kültürünün, siyasal, toplumsal
tercihlerinin, kamuoyunun oluşumunun, Türk halkının yabancıların denetimine
geçmesi, zihinlerinin yabancıların denetimine geçmesi demektir. Sayın Başbakan,
TV’leri bu ölçüde seviyor, meydan okumayı da seviyor, biliyoruz ama nedense
kozunu Cumhuriyet Halk Partisi Lideriyle ekranda paylaşmaktan uzak duruyor. Bu
kadar televizyonlara meraklı bir Sayın Başbakanın biz isteriz ki Sayın CHP
lideriyle de seçimler yaklaşırken -tıpkı Amerika’da olduğu gibi, tıpkı Avrupa
ülkelerinde olduğu gibi- vatandaşın tercihini doğrudan kullanabilmesi,
kıyaslama yapabilmesi için kozlarını iki liderin ekranda paylaşmaları çok
yerinde olacaktır. İlerleyen demokrasi, ileri demokrasi iddiası da bunu
gerektirir. O zaman, aile sigortası, bedelsiz askerlik, üniversiteliye tatilde askerlik
gibi projelere eğer söyleyeceği varsa Sayın Kılıçdaroğlu’na söylemesini
bekleriz. “Hani delikanlılık, hani efelik?” diye soruyor vatandaş, ikisinin
birden ekrana çıkmasını bekliyor.
Sayın
Baykal’la biliyorsunuz dokuz yıl evvel çıkmışlardı, gayet de güzel olmuştu.
Üstelik dokuz yıldan beri Sayın Başbakan büyük bir deneyim kazandı. Bu
deneyimini Sayın Kılıçdaroğlu’na karşı konuşturabilir. Eğer isterse
Kasımpaşa’da, istediği bir sokakta, belki de kendi evinin sokağında canlı
yayında bir araya gelebilirler.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
– Lütfen, sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
AHMET
TAN (Devamla) – Teşekkür ederim.
Neden
televizyonlardan bu kadar korkuyor ama bu kadar da televizyonlara meraklı bir
Başbakan, bunu da kamuoyu çok merak ediyor. Tayyip Bey için söylenebilecek,
Türk seçmenini demokrasinin bu imkânından yani televizyon demokrasi,
tele-demokrasi deniyor bir siyasi teoride buna, neden mahrum bıraktığını
anlamakta çok güçlük çekiyoruz.
Tayyip
Bey, bilindiği gibi, kendisini Amerikan Başkanı gibi siyasete, öyle devam
ettirmek türünden bir değişiklik yapıldı Anayasa’da ve yola başkan olarak devam
etmek istiyor. Başkan olarak devam etmek istiyorsa da Amerika’daki gibi
televizyonda tartışma yolunun Türkiye’de de açılması ve Sayın Kılıçdaroğlu’yla
birlikte ekrana çıkması gerekir. Hodri ekran diyoruz Cumhuriyet Halk Partisi
adına.
Saygılar
sunuyorum.
Teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
– Teşekkür ederiz Sayın Tan.
Sayın
Aksoy…
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
10.- Kütahya Milletvekili
Soner Aksoy’un, nükleer enerjinin çok önemli bir teknoloji olduğuna, bunun
inatla bir ilgisi olmadığına ilişkin açıklaması
SONER
AKSOY (Kütahya) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben
de nükleer enerjiyle alakalı bir iki şey söylemek istiyorum. Nükleer enerji çok
önemli bir teknolojidir, herhangi bir hadise karşısında hemen teslim olmamak
gerekir, bu teknolojiye kavuşma noktasında istikrar göstermek gerekir. Bunun
inatla bir alakası yoktur, devlet yönetiminde inat söz konusu olamaz. İlim ve
teknolojide ilerlerken herhangi bir hadiseyle karşılaştığımız zaman hemen beyaz
bayrak çekmek olmaz. Böyle bir hadisenin Türkiye’de nükleer enerji santralleri
kurulmadan önce olmuş olması büyük bir avantajdır. Mutlaka, bilim ve teknoloji
bunu da aşacak derecede imkânlara sahiptir. Bu yönüyle bu bir avantaj olarak
değerlendirilebilir.
Ayrıca,
Japonya’da ölen insanlar için ben de çok üzgün olduğumu ifade etmek istiyorum.
Saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN
– Teşekkür ederiz Sayın Aksoy.
Sayın
Şandır…
11.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, MHP Grubu olarak Çanakkale şehitlerine rahmet dilediğine
ilişkin açıklaması
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) – Çok teşekkür ederim.
Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; yarın 18 Mart Şehitler Günü. Yarın Genel
Kurul çalışmayacağı için beklerdim ki bugün Hükûmet, Sayın Bakan 18 Martla
ilgili Genel Kurula bir bilgi versin, gruplar da kalksın onar dakika
konuşsunlar. 18 Martı anmadan geçmek bu Meclise yakışmaz. Bu Meclisin
kuruluşunda 18 Mart Çanakkale savaşları yatmaktadır. Çanakkale’yi geçilmez
kılan kahramanları bu Meclis yeterince anmazsa haksızlık olur; tarihe karşı,
milletimize karşı görevimizi yapmamış duruma düşeriz. 18 Mart, Türkiye
Cumhuriyeti devletinin kuruluşundaki kahramanlıktır, Türk milletinin insanlık
tarihine geçen, gerçekten, bir dönüm noktasıdır.
Bu
sebeple Hükûmetimizi, Sayın Bakanı 18 Martla ilgili bir bilgi sunumuna davet
ediyorum, gruplar 18 Martla ilgili gruplarının, partilerinin görüşlerini burada
ifade edebilme imkânı bulsunlar.
Bu
sebeple söz aldım. Hükûmeti bu duyarlılığa davet ediyorum ama eğer bilgi
vermezlerse, bu imkân olmazsa 18 Mart şehitlerine Milliyetçi Hareket Partisi
olarak rahmetler diliyor, saygılar ve şükranlar sunuyoruz.
BAŞKAN
– Teşekkür ederiz Sayın Şandır.
Sayın
İçli…
12.- Eskişehir Milletvekili
H. Tayfun İçli’nin, İstanbul Milletvekili Ahmet Tan’ın gazetecilerle ilgili
dile getirdiği kanun tasarısına ilişkin açıklaması
H.
TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Biraz
evvel Sayın Ahmet Tan’ın dile getirdiği, gazetecilerle ilgili bir kanun
tasarısı alelacele Bakanlar Kurulu tarafından 16 Mart 2011 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına gönderildi ve üyesi olduğum komisyon bugün
bir davet gönderdi. Çok vahim, Türk Ceza Kanunu’nda özellikle ifade özgürlüğü ve
haberleşme özgürlüğüyle ilgili, seçim öncesinde, hele seçim kararı alınmışken
böyle bir tasarının alelacele getirilmesi, gerçekten, gazetecilik anlamında,
haberleşme hürriyeti anlamında toplumda derin kaygılar yaratacaktır. Bunu ifade
etmek istedim Sayın Başkanım.
BAŞKAN
– Teşekkür ederiz Sayın İçli.
Sayın
milletvekilleri, gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin dört önerge vardır, ayrı ayrı okutuyorum:
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Kahramanmaraş
Milletvekili Durdu Özbolat ve 21 milletvekilinin, Kahramanmaraş’taki göçük
olayının nedenlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1078)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Ülkemizde
yaşanan iş kazaları çeşitli soruları da peşi sıra getirmektedir. Geçtiğimiz
yıllarda Tuzla'da yaşanan kazalar ve göz göre göre bunlara önlem alınmaması,
ülkemizin en önemli gündem maddelerini oluşturmaktaydı. Benzeri bir biçimde
Zonguldak'ta maden altında kalan işçilere aylarca ulaşılamamış olması, ülkemiz
adına kara bir leke olarak tarihteki yerini almıştır.
Son
olarak Kahramanmaraş ilimizde Afşin-Elbistan Termik Santrali'ne kömür üretimi
yapan bir şirketin faaliyet gösterdiği Çöllolar Kömür Havzası'nda 11 Şubat 2011
tarihinde saat 10:15'te ikinci bir göçük meydana gelmesi aynı konuyu tekrar
gündeme getirmiştir. İkinci göçükten beş gün önce, 06 Şubat 2011 tarihinde
meydana gelen ilk göçükte 1 kişi hayatını kaybetmiş ve 9 işçi de yaralanmıştı.
İlk
göçük olayının ardından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner Yıldız:
“yetkililerin olay yerine gelerek inceleme yaptığını, sahada çalışmaların
durdurulduğunu" beyan etmiştir. 11 Şubat 2011 tarihinde, 150 bin metrekare
alan içerisinde yaşanan göçük olayında 55 milyon metre küp toprak ve kömür, bir
anda 60 metre yüksekliğinde alanı doldurmuştur. Kahramanmaraş Valisi Sayın
Şükrü Kocatepe olayda 1 işçinin ölü olarak çıkarıldığını, 9 işçinin de halen
göçük altında olduğunu açıklamıştır.
Bölgede
yapılan araştırma ve incelemelerin sonucunda göçük altında kalan 9
yurttaşımızın nasıl ve hangi yöntemlerle kederli ailelerine teslim edileceğinin
tam olarak açıklanmaması, yurttaşlarımız arasında devlete olan güvenin
azalmasına ve bir kaygıya yol açmıştır. Bu kaygıların giderilmesi ve güvenin
tesis edilebilmesi tarihsel bir zorunluluktur. Hükümetin bu vebalin altında
kalmaması için konunun tüm boyutlarıyla araştırılması gerekmektedir.
Yaşanan
olay hakkında çeşitli iddiaların basına yansıması, konunun geçiştirilemeyecek
kadar derin boyutlarının olduğunun göstergesidir. İddiaların doğru olması ise
büyük ihmallerin zincirleme sonucu nelere neden olduğunu gösterecektir. İhmalin
yanı sıra Bakanlığın bu konudaki denetim işlemini ne derece yerine getirdiği ve
önceki kazalarda da görülen durumların tekrar ettiği anlaşılacaktır.
Kahramanmaraş'ta
ve ülkemizin dört bir yanında insanlar akıllarında olan soru işaretleri ile
olayın nasıl sonuçlanacağını takip etmektedir. Özellikle şu sorular
sorulmaktadır: Gerçekten Sayın Bakanın beyanatlarının aksine, ilk göçükten
sonra bölgede işçilerin zorla vardiyaya çağrıldıkları doğru mudur? Acaba
Bakanlık bu konuda herhangi bir araştırma yapmakta mıdır? İlk göçük sonrasında,
neden yeterli denetimler ve uyarılar yapılmamıştır? Bölgede çalışma yapan
şirketin denetimleri düzenli olarak yapılmış mıdır? Yapılan denetlemeler
sonucunda, bu şirketin çalışmalarını sürdürebilmesi için herhangi bir eksik
tespit edilmiş midir?
Yurttaşlarımızın
kafasında oluşan soru işaretleri bunlarla da sınırlı değildir. AKP Hükümetleri
döneminde; Tuzla'daki işçi ölümleri, Zonguldak'ta yaşanan facia ve en son
Kahramanmaraş'ta yaşadığımız üzücü olayların meydana gelmesinin bir tesadüf
olup olmadığı sorulmaktadır. Yazılı ve görsel medyada, bu konuda gerekli ve
yeterli denetimlerin yapılmadığı ve bu nedenle üzücü olayların yaşandığı
iddiaları için Hükümetin gerekli araştırmaları yapmadığı sıkça
tartışılmaktadır.
Kahramanmaraş'ta
yaşanan üzücü olayın tüm boyutlarıyla araştırılması amacıyla Anayasa'nın 98. ve
TBMM İçtüzüğü'nün 104 ve 105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını
saygılarımızla arz ederiz.
1)
Durdu Özbolat (Kahramanmaraş)
2)
Tacidar Seyhan (Adana)
3)
Ali İhsan Köktürk (Zonguldak)
4)
Fevzi Topuz (Muğla)
5)
Bayram Ali Meral (İstanbul)
6)
Şevket Köse (Adıyaman)
7)
Ali Koçal (Zonguldak)
8)
Tayfur Süner (Antalya)
9)
Hulusi Güvel (Adana)
10)
Gürol Ergin (Muğla)
11)
Atila Emek (Antalya)
12)
Gökhan Durgun (Hatay)
13)
Hüsnü Çöllü (Antalya)
14)
Ahmet Küçük (Çanakkale)
15)
Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
16)
Mevlüt Coşkuner (Isparta)
17)
Ali Rıza Ertemür (Denizli)
18)
Mehmet Ali Özpolat (İstanbul)
19)
Ensar Öğüt (Ardahan)
20)
Muhammet Rıza Yalçınkaya (Bartın)
21)
Kemal Demirel (Bursa)
22)
Abdulaziz Yazar (Hatay)
2.- Adana Milletvekili Hulusi
Güvel ve 22 milletvekilinin, nişasta bazlı şeker üretimindeki sorunların ve
tüketiminin insan sağlığına etkilerinin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/1079)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Nişasta
bazlı şeker halkımızın yoğun olarak tükettiği gazlı ve gazsız içeceklerde,
şerbetli tatlılarda, şekerleme ve çikolata ve bisküvi gibi gıda maddelerinde
hiçbir önlem alınmadan, uyarıcı işaret taşımadan kontrolsüz olarak
kullanılmaktadır.
İnsan
sağlığı üzerinde yarattığı tehlike nedeniyle birçok gelişmiş ülkede ciddi
sınırlamalara konu olan nişasta bazlı şeker üretimi ve tüketimi ülkemizde 2001
yılından bu yana hızlı bir artış göstermiş, üretim miktarı 515 bin tona
ulaşmıştır. Söz konusu rakama ithal edilen miktar dahil değildir. Nişasta bazlı
şekerin yarattığı olumsuzluklar siyasi iktidarca görmezden gelinerek âdeta
teşvik edilmektedir. Tüketici sağlığının korunması açısından nişasta bazlı
şeker tüketimine engel olunmalıdır.
Ülkemizde
nişasta bazlı şeker üretimi, üretimde uygulanan kotanın neden olduğu sorunlar
ve nişasta bazlı şeker kullanılan nihai ürünlerin insan sağlığı üzerinde
yarattığı olumsuz etkilerin tespiti ve alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Anayasanın 98 inci, İç Tüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri gereğince
Meclis Araştırması açılmasını arz ederiz. 15.02.2011
1)
Hulusi Güvel (Adana)
2)
İsa Gök (Mersin)
3)
Ali İhsan Köktürk (Zonguldak)
4)
Gürol Ergin (Muğla)
5)
Sacid Yıldız (İstanbul)
6)
Şevket Köse (Adıyaman)
7)
Tacidar Seyhan (Adana)
8)
Abdullah Özer (Bursa)
9)
Zekeriya Akıncı (Ankara)
10)
Nevingaye Erbatur (Adana)
11)
Tayfur Süner (Antalya)
12)
Fevzi Topuz (Muğla)
13)
Atila Emek (Antalya)
14)
Gökhan Durgun (Hatay)
15)
Hüsnü Çöllü (Antalya)
16)
Durdu Özbolat (Kahramanmaraş)
17)
Ahmet Küçük (Çanakkale)
18)
Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
19)
Mevlüt Coşkuner (Isparta)
20)
Mehmet Ali Özpolat (İstanbul)
21)
Ali Rıza Ertemür (Denizli)
22)
Muhammet Rıza Yalçınkaya (Bartın)
23)
Ensar Öğüt (Ardahan)
Gerekçe;
Reçel,
çiklet, bisküvi, şerbetli tatlılar, gazlı içecekler ve meyve suları gibi
halkımızın yoğun olarak tükettiği çoğu gıda maddesinde üreticiler şeker
pancarından elde edilen şeker yerine daha ucuz ve kolay taşınabilir olmasından
dolayı nişasta bazlı şekerleri kullanmaktadır.
Ancak
çoğunluğu genetiği değiştirilmiş mısırlardan elde edilen nişasta bazlı şekerin
içerdiği fruktoz insan metabolizması için uygun bir şeker türü olmaması
nedeniyle tüketilen fruktoz vücudun şeker metabolizmasını düzenleyen insülin salgısını
etkilememekte, "doyum hissi" oluşmadığından gereğinden çok tüketime
neden olmakta, obezite başta gelmek üzere, pankreas kanseri, karaciğerin aşırı
yağlanması gibi sağlık sorunlarına yol açmaktadır.
Nişasta
bazlı şeker, gıda sanayinde yalnızca tatlandırıcı olarak değil nemi çekme ve
gıdaların raf ömrünü uzatma özelliği dolayısıyla da yoğun biçimde
kullanılmaktadır. Özellikle çocuklar tarafından tüketilen çikolata, şekerleme,
tatlı, bisküvi ve unlu mamullerde yüksek oranda kullanılan nişasta bazlı şeker
neden olduğu zararlar yüzünden halk sağlığını tehdit eder boyutlara ulaşmıştır.
Ülkemizde
nişasta bazlı şeker üretimi yapan beş firmanın toplam üretim kapasitesi 900 bin
tona ulaşmaktadır. 4634 sayılı Şeker Kanunu'nun 04.04.2001 tarihinde yürürlüğe
girmesiyle birlikte nişasta bazlı şeker için yüzde 10'luk üretim kotası
konulmuş, ancak 2001 tarihinden bu yana sıklıkla bu kotalar Hükümet tarafından
yüzde 50 artırılarak uygulanmıştır. Yani üretilen toplam şekerlerin yüzde 15'i
hastalıklara neden olduğu belirlenen nişasta bazlı şekerden oluşmaktadır.
Sağlık
üzerinde neden olduğu olumsuz etkiler konusunda çok sayıda rapor bulunan
nişasta bazlı şeker üretimi Fransa, İngiltere, Hollanda gibi pek çok AB
ülkesinde yasaklanmış, ABD'de üretim yüzde 2 ile sınırlanmış iken Dünyanın en
büyük 4. şeker pancarı üreticisi olan ülkemizde yüzde 15 gibi yüksek bir
kotayla üretilmesi ve bunun kullanıldığı ürünlerin tüketilmesine göz yumulması
anlaşılır değildir. Gelişmiş ülkelerde kamu sağlığını korumak amacıyla nişasta
bazlı şeker üretimine sınırlamalar getirilirken ülkemizde Danıştay'ın
kesinleşmiş kararına rağmen Bakanlar Kurulu kotayı düşürmemekte ısrar
etmektedir.
Öte
yandan nişasta bazlı şeker üretimi için ithal edilen mısırların büyük çoğunluğu
genetiği değiştirilmiş mısırlar üreten ülkelerden yapılmaktadır. 2010 yılında
ithal edilen 500 bin ton mısırın ABD, Arjantin gibi genetiği değiştirilmiş
tohumlarla üretim yapan ülkelerden olması bu gerçeği gözler önüne sermektedir.
Yukarıda
sayılan gerekçelerle nişasta bazlı şeker üretimi ve nişasta bazlı şeker
kullanılan ürünlerin neden olduğu sorunların saptanması ve alınması gereken
önlemlerin Yüce Meclisimizce tespiti amacıyla bir Meclis Araştırması
açılmasının yerinde olacağı kanısını taşımaktayız.
3.- Adıyaman Milletvekili Şevket
Köse ve 21 milletvekilinin, terör ve terörle mücadeleden doğan zararların
tazmin edilmesinde yaşanan sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1080)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1984-1998
yılları arasında, terör ve terörle mücadele bölgelerinde, daha iyi yaşam
koşulları arayışları nedeniyle çok sayıda köy ve mezra boşalmıştır. Doğu ve
Güneydoğu Anadolu'daki 14 ilde bu bağlamda yer değiştiren toplam nüfus yaklaşık
360 bin civarındadır. Kimi sivil toplum örgütlerine göre ise bu rakam 3 milyon
civarındadır.
Türkiye
içinde yer değiştirmiş olan nüfusa yönelik olarak 1994 yılında geliştirilen
Köye Dönüş ve Rehabilitasyon Projesi; yaşadıkları yöreleri terk etmek zorunda
kalan ailelerden gönüllü olarak geri dönmek isteyenlerin kendi köylerine veya
bunların civarında veya arazisi müsait başka yerlerde iskân edilmeleri ve
gerekli sosyal ve ekonomik alt yapının tesisi ile bu yerleşmelerde sürdürülebilir
yaşam koşullarının sağlanması amacıyla hazırlanmıştır. Proje kapsamında 14 il
yer almaktadır. Bu iller: Bingöl, Hakkâri, Tunceli, Bitlis, Van, Muş, Elazığ,
Adıyaman, Ağrı, Diyarbakır, Batman, Siirt, Mardin ve Şırnak'tır.
Kısaca
Köye Dönüş olarak anılan projenin tek başına yeterli olmayacağı, bölgede
yaşayan yurttaşlarımızın zararlarının da tazmin edilmesi gerektiği konusunda
kamuoyunda geniş bir fikir birliği bulunmaktaydı. 27 Temmuz 2004 tarihinde
yürürlüğe giren 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların
Karşılanması Hakkında Kanun, köylerini terk etmek zorunda kalmış
vatandaşlarımızın zararlarının tazmin edilmesi ve sıkıntılarının giderilmesine
yönelik olarak hukuki zemini sağlamıştır. Ancak; kanunun uygulanması ve yaşanan
gelişmeler hiç de istenen sonuçların ortaya çıkmadığını göstermektedir.
Ekim
2008 sonu itibarıyla, Türkiye genelinde Zarar Tespit Komisyonlarına yaklaşık
360 bin başvuru yapıldığı resmi olarak tespit edilmiştir. Bunlardan 144 bini
sonuçlandırılmıştır. Başka bir ifadeyle toplam dosya sayısının yarısından daha
azı sonuçlandırılmıştır. Bu dosyaların hepsinin olumlu olarak
sonuçlandırılmadığı da unutulmamalıdır.
Terör
ve terörle mücadeleden doğan zararlar konusunda yaşanan en son olumsuz örnek,
Van İli Bahçesaray İlçesi'nde yaşanmıştır. Bölgede yaşayan yurttaşlarımız,
terör ve terörle mücadelede yaşadıkları mağduriyet nedeniyle doğan
tazminatlarını alamadıklarını ileri sürmektedir.
Yurttaşlarımızın
zararları karşılanmadığı gibi, hiçbir taleplerinin yetkililer tarafından
dikkate alınmadığı ve kendilerinin neredeyse "terörist" ilân edildiği
ileri sürülmektedir. Oldukça hassas olan konunun dikkatle ele alınması,
yurttaşlarımızın yargıda ve idarede hak aramalarının önüne geçilmemesi
demokrasinin gereğidir. Bahsi geçen konu bağlamında unutulmaması gereken, hiç
kimsenin hiç kimseyi terörist ilan edemeyeceğidir. Ne siyasi otorite ne de
mülki idare kimseyi terörist ilân edemez. Çünkü; yurttaş kavramında, herkesin
eşit hakları vardır. Hiç kimseye veya bir zümreye özel hak tanınamaz ya da hiç
kimsenin hakkı din, etnisite, cinsiyet gibi nedenlerle elinden alınamaz. Bütün
bunlarla birlikte, bölgede, bazı kişilerin yakınlarına yüklü miktarda tazminat
verildiği iddiaları ise konunun daha büyük özenle araştırılması gerektiğinin
göstergesidir.
İç
borç stoku 149 milyar liradan 352 milyar liraya çıkan; 80 yılda toplam 135
milyar lira faiz ödenirken, son 8 yılda 408 milyar lira faiz ödenen ülkemizde
Vanlı yurttaşlarımıza terör ve terörden doğan zararların tazmini yerine 2 tane
hapishane yapılma sözünün verilmesi, bölgede şaşkınlık yaratmaktadır.
Terör
ve terörle mücadeleden doğan zararların tazmin edilmesinde yaşanan sorunların
ve özellikle bu konuda Van İli Bahçesaray İlçesi'nde yaşanan olayların
araştırılması amacıyla Anayasa’nın 98. ve TBMM İçtüzüğü’nün 104 ve 105.
maddeleri uyarınca Meclis Araştırması açılmasını saygılarımızla arz ederiz.
1) Şevket Köse (Adıyaman)
2) Gürol Ergin (Muğla)
3) Sacid Yıldız (İstanbul)
4) Malik Ecder
Özdemir (Sivas)
5) Osman Kaptan (Antalya)
6) Atila Emek (Antalya)
7) Tayfur Süner (Antalya)
8) Rahmi Güner (Ordu)
9) Ahmet Küçük (Çanakkale)
10) Harun Öztürk (İzmir)
11) Hüseyin Pazarcı (Balıkesir)
12) Algan Hacaloğlu (İstanbul)
13) Ramazan Kerim
Özkan (Burdur)
14) Kamer Genç (Tunceli)
15) Yaşar Ağyüz (Gaziantep)
16) Abdurrezzak Erten
(İzmir)
17) Ali Topuz (İstanbul)
18) Durdu Özbolat (Kahramanmaraş)
19) Mevlüt Coşkuner (Isparta)
20) Ali Rıza Ertemür (Denizli)
21) Ensar Öğüt (Ardahan)
22) Mehmet Ali
Özpolat (İstanbul)
4.- Antalya Milletvekili
Tayfur Süner ve 25 milletvekilinin, kayıt dışı istihdam edilenlerin kayıt
altına alınması için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1081)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Ülkemizdeki
sigortasız kayıt dışı çalışan vatandaşlarımızın kayıt altına alınma
yöntemlerinin araştırılması amacıyla, Anayasanın 98'inci, TBMM İçtüzüğünün 104
ve 105'inci maddeleri uyarınca "Meclis araştırması" açılmasını
saygılarımızla arz ederiz.
1) Tayfur Süner (Antalya)
2) Sacid Yıldız (İstanbul)
3) Halil Ünlütepe (Afyonkarahisar)
4) Durdu Özbolat (Kahramanmaraş)
5) Ramazan Kerim
Özkan (Burdur)
6)
Yaşar Ağyüz (Gaziantep)
7)
Mevlüt Coşkuner (Isparta)
8)
Mehmet Ali Özpolat (İstanbul)
9)
Ali Rıza Ertemür (Denizli)
10)
Atila Emek (Antalya)
11)
Gürol Ergin (Muğla)
12)
Fevzi Topuz (Muğla)
13)
Malik Ecder Özdemir (Sivas)
14)
Ensar Öğüt (Ardahan)
15)
Derviş Günday (Çorum)
16)
Rahmi Güner (Ordu)
17)
Haluk Koç (Samsun)
18)
Rasim Çakır (Edirne)
19)
Ahmet Küçük (Çanakkale)
20)
Hüseyin Pazarcı (Balıkesir)
21)
Harun Öztürk (İzmir)
22)
Algan Hacaloğlu (İstanbul)
23)
Kamer Genç (Tunceli)
24)
Abdurrezzak Erten (İzmir)
25)
Ali Topuz (İstanbul)
26)
Şevket Köse (Adıyaman)
Gerekçe:
Günümüz
dünyasında başarılı ekonomik performans gösteren ülkelerin dayandıkları temel
felsefe, "girişimciliğin" desteklenmesidir. Çünkü girişimci; üretim,
yatırım, ihracat ve istihdamın kaynağı, rekabet gücünün baş aktörüdür. Hem ABD,
hem de AB ülkeleri bu amaçla; vergi ve sigorta primi gibi ücret dışı işgücü
maliyetlerinin düşürülmesini, vergi ve sosyal güvenlik rejimlerinin yeniden
yapılandırılmasını, bürokrasinin azaltılmasını ve çalışma mevzuatının
esnekleştirilmesini ilke edinmişlerdir. Türkiye'de ise girişimciler, çoğunlukla
devletin yarattığı ve yol açtığı engellerle karşı karşıyadırlar. Kayıtlı
işletmeler üzerindeki yüklerin sürekli artırılması ve yenilerinin getirilmesi,
ülkemizde kayıt dışı ekonomiyi ve kayıt dışı istihdamı beslemektedir.
TÜİK
verilerine göre Kasım 2010'da yüzde 42,8 olan kayıt dışı istihdam, 2011'in
başlarında yüzde 52,8'in üzerine çıkmıştır. Yine yapılan araştırmalara göre
Türkiye'de toplam çalışan kişi sayısı 22 milyon civarındadır. Bu çalışanların
içinde yer alan yaklaşık 11 milyon vatandaşımızın da sigortasız biçimde kayıt
dışı olarak çalışmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu'nun kayıt dışı istihdam
dolayısıyla 2010 yılı sonunda açığı yaklaşık 27 milyar lira olmuştur. Bu kayıt
dışılık, kayıt içine alınmış olabilseydi, yaklaşık 24 milyar lira gibi artı bir
prim geliri sağlanmış olacaktı. Kayıt dışılığı kayıt içine alabilmiş olsak,
Sosyal Güvenlik Kurumu şu anda açık veren kurum haline düşmeyecekti. Bu
açıkların karşılığı Hazine Müsteşarlığı tarafından ödenmektedir, Hazinenin
gelirlerinin de vatandaşlarımızın ödediği vergilerden karşılandığı bilindiğine
göre, kayıt dışılık nedeniyle kaybedilen bu gelirler aslında yine
vatandaşlarımızın sırtına binen bir yük halinde geri dönmektedir.
Ülke
çapında bakıldığında inşaat, hizmet ve tarım sektöründe kayıt dışılığın fazla
olduğu gözlemlenmektedir. Özellikle inşaat sektöründe çok ciddi kayıt dışılık
vardır. Bu sektörlerde çalışan vatandaşlarımız yılın çeşitli dönemlerinde
çalışıp, belli dönemlerde işsiz kalmaktadırlar. Bu sistem kayıt dışılığı körüklemektedir.
Bunu önlemek için, çalışanların SSK primlerinin kademeli olarak düşürülmesi
veya bu primlerin belli sıkıntılı dönemde alınmaması gibi çalışmaların mutlaka
yapılması yerinde olacaktır.
İşçi
üzerinden dolaylı teşvik sistemini mutlaka uygulamamız gerekir. Bu sistem
terörü, işsizliği, kapkaçı önleyecektir çünkü tarım ve inşaat sektörlerinde
çoğunlukla işçiler güneydoğu ve doğudan kamyonlarla Adana-Mersin gibi
illerimize Çavuşlar vasıtası ile getirilip, hiçbir sosyal güvence olmadan
çalıştırılmaktadırlar. Aldıkları ücretin yarısını da bu Çavuşlar almaktadır.
Bununla birlikte, özellikle tekstil sektörü, kur düşüklüğünden dolayı merdiven
altına düşmüştür. Çin'le rekabet edememektedir. Turizm, tarım, tekstil ve
inşaat sektöründe stopaj kaldırılıp, SSK primleri yüzde 2'ye indirilmelidir. Bu
gerçekleştirilirse gider üzerinden kontrol imkânı doğacak, kayıt dışı ekonomi
kayıt altına alınmış olacaktır.
Yukarıda
belirtilen gerekçelerle, ülkemizdeki sigortasız kayıt dışı çalışan
vatandaşlarımızın kayıt altına alınma yöntemlerinin araştırılması ve Yüce
Meclisimizce tespiti amacıyla bir Meclis Araştırması açılması yerinde
olacaktır.
BAŞKAN
– Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler
gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.
Sayın
milletvekilleri, on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.08
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.27
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran
Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Yusuf COŞKUN
(Bingöl), Gülşen ORHAN (Van)
BAŞKAN
– Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 79’uncu Birleşiminin
İkinci Oturumunu açıyorum.
Gündemin
“Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen İşler” kısmına geçiyoruz.
1’inci
sırada yer alan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Samsun
Milletvekili Suat Kılıç, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve
Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ’ın; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ile Osmaniye Milletvekili Durdu Mehmet Kastal’ın Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri Samsun Milletvekili Suat Kılıç, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı,
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ'ın;
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Osmaniye
Milletvekili Durdu Mehmet Kastal'ın Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/875, 2/876) (S. Sayısı: 698)
(x)
BAŞKAN
– Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Dünkü
birleşimde İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen
teklifin birinci bölümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştı.
Şimdi,
birinci bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini
yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.
1’inci
madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 698 sıra sayılı yasa teklifinin 1. maddesinin 2. paragrafındaki “hizmetin
başladığı gün mesai saati bitimine kadar” ifadesinin “hizmetin başladığı gün
içinde” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Mustafa Özyürek Eşref Karaibrahim
Malatya İstanbul Giresun
Akif Ekici Şevket Köse F. Murat Sönmez
Gaziantep Adıyaman Eskişehir
Harun
Öztürk Bayram
Meral
İzmir İstanbul
(x) 698 S. Sayılı Basmayazı 15/03/2011 tarihli
77’nci Birleşim Tutanağı’na eklidir.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
698
Sıra Sayılı Kanun teklifinin 1. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Oktay Vural Mehmet Şandır Mustafa Kalaycı
İzmir Mersin Konya
Emin Haluk Ayhan Y. Tuğrul Türkeş Hakan Coşkun
Denizli Ankara Osmaniye
Behiç Çelik Metin Çobanoğlu Erkan Akçay
Mersin Kırşehir Manisa
Recep
Taner
Aydın
Madde
1- 10/6/2004 tarihli ve 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun 5
inci maddesinin beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Bu
şirketler tarafından üçüncü kişi, kurum ve kuruluşlara sağlanacak koruma ve
güvenlik hizmetleri, hizmetin başladığı gün mesai saati bitimine kadar ilgili
valiliğe yazılı olarak bildirilir. Acil ve geçici nitelikteki koruma ve
güvenlik hizmetlerinde süre kaydı aranmaz. Acil ve geçici nitelikteki
korumaların neler olduğu İçişleri Bakanlığınca belirlenir.”
BAŞKAN
– Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ RECAİ BERBER (Manisa) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
– Hükûmet?
DEVLET
BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Trabzon) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN
– Sayın Vural, buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)
OKTAY
VURAL (İzmir) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Çok
değerli milletvekilleri, bu 1’inci maddedeki değişiklik önergemizin amacı,
maddenin daha anlaşılır yapılmasını temindir.
Bu
kanun teklifinin ilk üç maddesi, aslında daha önce verilmiş, 26 Şubat 2009
tarihinde rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu tarafından verilmiş bir kanun teklifinin
içeriğiyle ilgilidir.
Tabii,
rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun 26 Şubat 2009 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisine sunduğu kanun teklifi, maalesef daha İçişleri Komisyonunda
bekletilmektedir. Yani gerçekten, değerli milletvekilleri, bir Sayın
Milletvekili, bir partinin Genel Başkanının Hakk’ın rahmetine kavuşmadan önce
verdiği bir kanun teklifini komisyonlarda bekletip, görüşmeyerek, bunu bir
torbanın içerisine koyup, sonra bu torbanın içerisinde de “Bu düzenlemeler,
aynı zamanda merhum Sivas Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlu’nun aynı kanunla
ilgili hazırlamış olduğu teklifini de içerir mahiyettedir.” diyerek bunu
geçiştirmesini hiç doğru bulmadığımı ifade etmek istiyorum. Yani bu Meclis bu
kanun teklifini kanunlaştıramayacak kadar meşgul müydü? Ne olurdu da bu kanun
teklifi kanunlaşsaydı da bugün burada Adalet ve Kalkınma Partisi grup başkan
vekilleri Suat Kılıç, Ayşe Nur Bahçekapılı, Nurettin Canikli, Mustafa Elitaş ve
Bekir Bozdağ’ın imzasıyla gelmeseydi de Muhsin Yazıcıoğlu’nun verdiği kanun
teklifini bugün görüşmüş olsaydık daha iyi olmaz mıydı? Ondan sonra da kalkıp
“İşte, biz bunu realize ediyoruz.” diye buralarda bunun üzerinden bir yaklaşım
oluşturmayı doğru bulmuyorum.
Milletvekillerinin
verdiği kanun teklifleri eğer Türkiye Büyük Millet Meclisinde kanunlaşması
gerekiyorsa o milletvekilinin ismiyle geçmelidir. Daha önce de Bursa
milletvekillerimiz vermişti Bursa’da üniversite kurulmasına ilişkin. Bu üniversite
kurulmasına ilişkin Necati Özensoy, İsmet Büyükataman, Hamit Homriş’in kanun
teklifi komisyonda beklemişti. Daha sonra bir başka komisyonda yine Bursa’yla
ilgili aynı kanun teklifi kanunlaştırılmıştı. Böyle bir şey olabilir mi? Hiç
olmazsa burada emeği geçen milletvekillerinin isminin anılmasına fırsat
verilmeli. Bir tek yapılacak iş budur. Dolayısıyla bugün, bu rahmetli Muhsin
Yazıcıoğlu’nun bir yılı aşkın süredir Parlamentoda bekletilen teklifini, bir
yılı aşkın değil, iki yılı aşkın bir süredir Parlamentoda bekletip,
kanunlaştırmayıp onu bir torbaya koymak… Gerçekten, bugün, o Hakk’ın rahmetine
kavuşmuş Sayın Muhsin Yazıcıoğlu’nun iradesiyle bir kanun teklifini
kanunlaştırmamış olmamızı da doğru bulmadığımı ifade etmek istiyorum. Bu
bakımdan, bu gibi konularda, lütfen, komisyon başkanları, komisyonlar,
milletvekillerinin verdiği kanun tekliflerini, hangi partiden olursa olsun,
onların verdiği emeğe saygı göstererek onların isimlerinin anılmasını temin
etmeniz gerekmektedir. Milletin vekilinin bu konuda isminin saklanmış olmasını
çok yadırgadığımı ifade etmek istiyorum. Gönülden diyorum ki: Keşke, bu özel
güvenlik görevlileriyle ilgili bu kanun teklifini, Muhsin Yazıcıoğlu’nun, Sivas
Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlu’nun kanun teklifi olarak bugün burada görüşsek
daha anlamlı olurdu. Yoksa “Onun teklifini içeriyor.” diye komisyon raporuna
dercetmek suretiyle böyle bir görevi yerine getirmiş olduğumuzu zannetmediğimi
ifade etmek istiyorum. Söz almamın asıl sebebi budur.
O
bakımdan, hatıralara saygı göstermek lazım. Bu milletvekillerinin emeklerine,
iradelerine saygı göstermek lazım. Öyle yağma yok! Al oradan, koy onu, senin
isminle çıksın. Ondan sonra “Ben onun için yapıyorum…” Onun iradesi Mecliste
duruyor. Dolayısıyla Mecliste duran irade varken onu kadük hâle dönüştürmeyi
doğru bulmadığımı ifade etmek istiyorum.
Önergemizin
amacını daha önce açıklamıştım. Bu vesileyle tekrar -bu, özel güvenlik
görevlileriyle ilgili kanun teklifini verdikten, yaklaşık 26 Şubatta veriyor-
25 Martta Hakk’ın rahmetine kavuşan rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’na Cenabıhak’tan
rahmet diliyorum. Bu vesileyle, hiç olmazsa bu kanun teklifinin onun ismiyle
geçirilmiş olmasının daha doğru olabileceğini, bu Meclise yakışanın bu
olabileceğini ifade etmek amacıyla da söz almış bulundum.
Hepinize
saygılarımı arz ediyorum.
Teşekkür
ederim. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
– Teşekkür ederiz Sayın Vural.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, bir düzeltme yapmama izin verir misiniz?
Sayın
Grup Başkan Vekili, biraz önce söylerken, rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun Şubat
2009 tarihindeki verdiği kanun teklifiyle ilgili “Aslında o teklifin onun ismiyle anılması
gerekir.” dedi, katılıyorum. Fakat bu teklif, Plan ve Bütçe Komisyonunda
görüşüldüğünden dolayı, Plan ve Bütçe Komisyonundaki Komisyon Başkanlığına veya
Meclis Başkanlığına müracaatla birlikte İçişleri Komisyonundaki raporu
alsalardı, teklifi alsalardı birleşme imkânı olurdu.
HARUN
ÖZTÜRK (İzmir) – Veya Komisyon bekleseydi, tali komisyon. Tali komisyon
raporunu bekleseydik.
OKTAY
VURAL (İzmir) – Torbaya koymasaydınız.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) - Bu teklifi verdiğimizde Parlamento yoğun bir şekilde İç
Tüzük istismar edilerek grup önerileriyle farklı şekilde oyalandığından dolayı,
biz bunu açıkçası yürürlük ve yürütme maddelerindeki birer ikişer saatlik
zamanı kazanmak adına Sayın Muhsin Yazıcıoğlu’nun teklifini de buraya aldık.
OKTAY
VURAL (İzmir) – İki yıldır oyalandı, iki yıldır. Ondan sonra kalkıp burada
Muhsin Yazıcıoğlu’nun ismini anıyorsunuz. Veysi Kaynak da “Onun için getirdik.”
diyor.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Onu bilgilendirmek için söz aldım.
Teşekkür
ediyorum efendim.
BAŞKAN
– Teşekkür ederiz. Kayda geçmiştir Sayın Elitaş.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 698 sıra sayılı yasa teklifinin 1. maddesinin 2. paragrafındaki “hizmetin
başladığı gün mesai saati bitimine kadar” ifadesinin “hizmetin başladığı gün
içinde” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu (Malatya) ve arkadaşları
BAŞKAN
– Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ RECAİ BERBER (Manisa) – Katılamıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
– Hükûmet?
DEVLET
BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Trabzon) – Katılamıyoruz.
BAŞKAN
– Sayın Öztürk, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
HARUN
ÖZTÜRK (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 698
sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 1’inci maddesinin değiştirilmesi konusunda
Cumhuriyet Halk Partisi olarak vermiş olduğumuz önerge üzerinde söz aldım. Bu
vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, teklifin ilk üç maddesi Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair
Kanun’da değişiklik yapılmasına ilişkindir. Bu maddelerin yasalaşmasını CHP
olarak biz de destekliyoruz. 1’inci maddede küçük bir düzeltme için önerge
vermiş bulunuyoruz.
Değerli
milletvekilleri, bu vesileyle Hükûmetin kamuoyuna cilalayarak takdim ettiği
2011 yılı merkezî yönetim bütçesi ocak, şubat ayı sonuçlarının cilalarını
indirmek üzere bazı değerlendirmelerde bulunmak istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, 2011 yılı bütçesi harcamaları yüzde 2,5 artarken bütçe
gelirlerinde yüzde 21,5 artış olması sonucunda, bütçe dengesi, yılın ilk ayında
yaklaşık 2 milyar lira fazla vermiş görülüyor. Gayet güzel. Bütçe
giderlerindeki düşük artışta faiz giderlerindeki 0,7 milyar TL tutarındaki
azalış ile bazı kalemler için yapılacak harcamaların seçim öncesine
ertelenmesinin etkili olduğu görülmektedir. Bu bütçe fazlası vermede etkili
olan kalemlere baktığımızda, 2010 yılı ilk iki ayına göre hangi harcamalarda
düşük harcama yapmışız ki bütçe bu kadar fazla vermiş diye baktığımızda, ilk
iki ayda bir önceki yıla göre görev zararlarında 775 milyon TL azalma görünüyor,
sosyal güvenlik açık finansmanında 1 milyar 154 milyon azalma görünüyor,
ihracat desteklerinde 126 milyon azalma görünüyor, alan bazlı tarımsal
desteklerde 1 milyar 206 milyon TL azalma görünüyor. Yine KİT’lere verilen
borçlarda 299 milyon TL azalma var. Yani bu azalmaları topladığınızda 3.565
milyon TL ediyor, yani 3,5 milyar. Yani 2 milyar fazla veren bütçenin fazla
vermesine sebep olan harcamalardaki azalışlar bunlar. Peki, 2011 yılında bu
saydığım harcama kalemleri için Meclisimizin öngördüğü tavan kalemlerde bir
azalma var mı? Yani ola ki siz bunlarda bazı tedbirler almışsınızdır azalma
olmuştur ama görüyorsunuz ki onlarda da artış var.
Değerli
milletvekilleri, bütün bu harcamaların, unutulmasın diye seçime yakın bir
döneme ertelendiği açıktır. Hükûmet, bir taraftan seçim öncesi bütçesinin
görüntüsünü cilalarken diğer taraftan seçim öncesi çeşitli kalemleri, ertelenen
harcamalarla hoş tutmaya çalışmaktadır bazı kesimleri. Kabul etmeliyiz ki
karşımızda şeytana pabucunu ters giydirecek bir iktidar bulunmaktadır. Ancak bu
İktidarın gerçek yüzünü millete göstererek başarıya ulaşacağımızdan da kimsenin
şüphesi olmasın.
Değerli
milletvekilleri, gelir kalemlerine baktığımızda, ilk iki ayda, bir önceki yılın
aynı dönemine göre vergi gelirlerinde 7,4 milyar liralık artış var. Bu artışın
sadece 2,8 milyarı gelir üzerinden alınan vergilerden gelmiş. Geri kalan 4,6
milyar liralık artış ise dolaylı vergilerden gelmiştir. Bunun da 2,7 milyar
lirası dâhilde alınan dolaylı vergilerden, 1,2 milyar lirası ithalde alınan
dolaylı vergilerden, 0,8 milyarı da harçlardan gelmiştir. Yani AKP Hükûmeti dar
gelirli vatandaşları vergi yükü altında ezmeye devam etmektedir.
Önergemize
destek vereceğiniz ümidiyle yüce heyetinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
- Teşekkür ederiz Sayın Öztürk.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Karar yeter sayısı…
BAŞKAN
- Karar yeter sayısı arayacağım.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Karar yeter sayısı
yoktur.
On
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.41
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 15.57
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran
Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Yusuf COŞKUN
(Bingöl), Gülşen ORHAN (Van)
BAŞKAN
– Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 79’uncu Birleşiminin
Üçüncü Oturumunu açıyorum.
698
sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 1’inci maddesi üzerinde verilen İzmir
Milletvekili Harun Öztürk ve arkadaşlarının önergesinin oylamasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı. Şimdi önergeyi yeniden oylarınıza sunacağım ve karar
yeter sayısı arayacağım:
Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Teklifin
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
1’inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 1’inci madde
kabul edilmiştir.
2’nci
madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
TBMM
Başkanlığı’na
Görüşülmekte
olan 698 sıra sayılı yasa teklifinin 2. maddesindeki 2. paragrafın sonundaki “1
ay” ifadesinin “15 gün” olarak değiştirilmesini arz ederiz.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Mustafa Özyürek Şevket Köse
Malatya İstanbul Adıyaman
Eşref Karaibrahim Akif Ekici Harun Öztürk
Giresun Gaziantep İzmir
Bayram
Meral
İstanbul
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
698
Sıra sayılı Kanun teklifinin 2. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mehmet Şandır Mustafa Kalaycı Erkan Akçay
Mersin Konya Manisa
Metin Çobanoğlu Recep Taner Hakan Coşkun
Kırşehir Aydın Osmaniye
Behiç Çelik Emin Haluk Ayhan Y. Tuğrul Türkeş
Mersin Denizli Ankara
Madde
2- 5188 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş, üçüncü ve beşinci fıkraları madde metninden çıkarılmıştır.
"Özel
güvenlik görevlisi olarak istihdam edilecekler ile özel güvenlik şirketlerinde,
alarm izleme merkezlerinde ve özel güvenlik eğitimi verecek kurumlarda kurucu
ve/veya yönetici olarak çalışacaklar hakkında valilikçe güvenlik soruşturması
yapılır. Soruşturma sonucu olumlu olanlara, bu Kanunun 14 üncü maddesinde
belirtilen özel güvenlik temel eğitimini başarıyla bitirmiş olmak şartıyla,
valilikçe çalışma izni verilir. Ateşli silah taşımayacak özel güvenlik
görevlileri hakkında sadece arşiv araştırması yapılır. Güvenlik soruşturması ve
arşiv araştırması otuz gün içinde tamamlanır. Güvenlik soruşturması ve arşiv
araştırması her beş yılda bir yenilenir."
BAŞKAN
– Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ RECAİ BERBER (Manisa) – Katılamıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
– Hükûmet?
DEVLET
BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Trabzon) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN
– Sayın Çelik, buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)
BEHİÇ
ÇELİK (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; söz konusu yasa
teklifinin 2’nci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önerge için söz aldım.
Hepinizi bu vesileyle saygılarımla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, özel güvenlik mevzuatı, hepinizin bildiği gibi, 2004 yılına kadar
2495 sayılı Yasa’yla düzenlenmişti ve özel güvenlik teşkilatı bu yasaya tabi
iken, söz konusu tarihte çıkarılan 5188 sayılı Yasa’yla yeni bir yön ve şekil
vermeye çalışılırken istenen amacın hasıl olmadığı, gelişen yeni zorluklar ve
müşkülat karşısında kendisini ortaya çıkarmıştır.
Özel
güvenliğin, bir kamusal hizmet ve görev olmasına rağmen, 5188 sayılı Kanun’un
mantığı anlamında, bu alandan ayrılarak özel görev ve hizmet olmasına dönük
iradeye dönüşmesi ayrı bir tartışma konusudur. Yani özel güvenliğin
özelleştirilmesi istikametinde bir yöneliş, bir irade sergilenmiştir ancak şu
anda bizim tartışma konumuz bu değildir.
Ülkemizde
genel emniyet ve asayişten sorumlu kolluk güçleri olan jandarma ve polis
gücümüzün yanında, genel kolluğa yardımcı birtakım özel güvenlik olarak
addedilebilecek yardımcı kolluk güçleri de güvenlik görevlileri de
bulunmaktadır. Bunlar, belediye zabıta teşkilatı, orman muhafaza, gümrük muhafaza,
çarşı ve mahalle bekçileri, köy korucuları, geçici köy korucuları gibi
sayılabilir. Özel güvenlik görevlileri, gelişen sosyoekonomik şartlar ve
ihtiyaçlara binaen bu görevlilere ilave olarak eklenmiştir.
Bugün
itibarıyla sayısı 220 binlere varan bu grubun ciddi bir istihdam alanı ve o
ölçüde de statü, görev, yetki, özlük tanımlamasına ihtiyaç duyulduğu açıktır.
5188 sayılı Kanun’un 2495 sayılı Kanun’dan ileri bir aşamaya ulaştırıldığını,
söz konusu statüye ulaştırdığını söylemek mümkün değildir. Özel güvenlik
görevlilerinin bağlılık, istihdam, özlük ve hukuki, mali, sosyal yönden
yeknesaklığının sağlanması da bu meyanda gereklidir.
Bugün
özel güvenlik şirketine bağlı güvenlik görevlileri, belli bir kamusal kuruluşta
çalışan güvenlik görevlileri, 657 sayılı Yasa’ya bağlı güvenlik görevlileri
olarak, bunlar yine homojen olarak istihdam edilmiyor, farklı hukuki statülere
tabi oldukları açık bir şekilde görülüyor. Dolayısıyla hak, yetki ve
sorumluluklar açısından farklı uygulamaların olduğu bir alan oluşturuluyor.
Kanunda,
işçi özel güvenlik görevlileri sendikalara, siyasi partilere üye olma hakkına
sahipken, memur güvenlik görevlilerinin böyle bir hakkı söz konusu değildir.
Disiplin
hukuku açısından da farklılık vardır. Bunun İş Kanunu’na uydurulması
gerekmektedir.
Özel
güvenlik görevlilerinden şehit olanların ve yaralananların, Nakdi Tazminat
Yasası’na tabi olanlar olduğu gibi, 5188’in 15’inci maddesinde ifade edilen ama
işletilemeyen özel güvenlik mali sorumluluk sigortasının düzenlenmesi
gerekiyor.
Yargılama
sistemi çok karmaşık, bunun düzeltilmesi gerekiyor.
Hiyerarşisinin
düzeltilmesi gerekiyor ve bütün bunlar, 5188 sayılı Yasa’da ciddi ve köklü bir
değişikliğin, değişimin olmasını gerektiriyor. Torba yasalarla, yasalara
eklenen maddelerle böyle bir alanın düzenlenmesi asla kabul edilemez.
Ben,
sözümü burada noktalarken, verdiğimiz önergenin yüksek heyetinizce kabulünü
diler, hepinize saygılar sunarım.
Teşekkür
ederim. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
– Teşekkür ederiz Sayın Çelik.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
T.B.M.M
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 698 Sıra Sayılı yasa teklifinin 2. maddesindeki 2. paragrafın sonundaki “1
ay” ifadesinin “15 gün” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu (Malatya) ve arkadaşları
BAŞKAN
– Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ RECAİ BERBER (Manisa) – Katılamıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
– Hükûmet?
DEVLET
BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Trabzon) – Katılamıyoruz.
BAŞKAN
– Sayın Köse, buyurunuz.
ŞEVKET
KÖSE (Adıyaman) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüştüğümüz yasa
tasarısının 2’nci maddesi üzerine verdiğimiz önergeyle ilgili söz aldım.
Sözlerime başlamadan önce yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.
Değerli
arkadaşlar, 18 Mart 1915 yılında “Çanakkale geçilmez.” diyerek, ortak isimleri
Mehmet olan, Kürt’üyle Türk’ü, Alevi’siyle Sünni’si, Laz’ıyla, Çerkez’iyle
emperyalist güçlere karşı ülkemizi savunan bu şehitlerimizi rahmetle anıyor ve
mücadelelerinin önünde saygıyla eğiliyorum.
Sayın
milletvekilleri, ülkemizin en önemli sorunlarından biri özelleştirmelerin
biçimleri ve yöntemleridir. Kamu hizmetleri algısında yaşanan değişiklik bu
konuyu farklı bir boyuta getirmiştir. Zira, devletin yürütmekle yükümlü olduğu
işlerin pek çoğu hizmet alımı biçiminde kendini göstermektedir. Kimi durumlarda
olumlu etkisi olan bu yöntem çoğu zaman yeni sorunların doğmasına neden
olmuştur. Devletin düzenleme ve denetlemede yetersiz kalması, bunun sonucunda
kontrol edilemeyen yapıların ortaya çıkması halkımızın da mağdur olmasına neden
olmaktadır. Unutmamalıyız ki, ne şekilde olursa olsun güvenlikten esasen devlet
sorumludur. Bu sorumluluk aynı zamanda devletin bir yetkisidir. Bu yetki hiçbir
surette bir kimseye ya da bir gruba devredilemez. Ancak ya güvenlik güçlerinin
bulunmadığı ya güvenlik güçleriyle birlikte olduğu ya da daha özel yerleri
kapsayan durumlarda özel güvenlik güçlerine başvurulmaktadır.
Özel
güvenlikçi olan yurttaşlarımız eğitimlerinden görev yaptıkları sürece kadar her
yerde çeşitli sorunlarla karşılaşmaktadırlar. Çünkü AKP İktidarı her konuda
olduğu gibi bu konuda da ayrıntılı, layığınca ve tarafların görüşünü alarak bir
düzenleme yapmadı. Yani AKP İktidarı tarafların dertlerini dinlemedi. Bundan
dolayı da yaptığı yasa ne yazık ki hemen eskidi ve yeni düzenlemelere ihtiyaç
duyulacak hâle geldi.
Değerli
arkadaşlar, özel güvenlikle ilgili olarak yakın zamanda medyada açıklanan
rakamlar bu konunun önemini göstermektedir. Merkezi Brüksel’de bulunan Avrupa
Özel Güvenlik Şirketleri Birliğinin yayınladığı rapor ülkemizde büyük yankı
uyandırmıştır. Rapora göre Türkiye Avrupa’nın en büyük özel güvenlik sistemine
sahip ülkesidir. Avrupa ülkelerinin çoğunda özel güvenlik görevlisi sayısının
polis sayısını aştığı bu raporda belirtilmiştir. Raporda hâlen Avrupa genelinde
1 milyon 639 bin 524 özel güvenlik elemanının görev yaptığı belirtilmektedir.
Geçen yıla nazaran özel güvenlik görevlisi sayısında 176.888 artış olması
raporda dikkat çeken bir başka noktadır.
Değerli
arkadaşlar, hemen bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum. Türkiye’deki özel
güvenlik görevlisi sayısı 257.192 olarak geçmektedir. Fakat bu rakam sadece
çalışanların sayısıdır. Başka bir ifadeyle, iş bulanların rakamıdır. Oysa
2005’ten beri eğitim aldıktan sonra sınava girip başarılı olanların sayısı 727
bindir. Buradan da şunu anlamalıyız ki, konuştuğumuz konu doğrudan 3 milyon
yurttaşımızı ilgilendirmektedir.
Sayın
milletvekilleri, Avrupa’nın yedi ülkesinde özel güvenlik elemanlarının polis
sayısını aştığı bilinmektedir. Bu ülkelere baktığımızda çoğunun eski Doğu Bloku
ülkeleri olduğu da görülmektedir. Macaristan ise bu konuda başı çekmektedir. En
az özel güvenlik görevlisi İtalya, İspanya, Malta, Danimarka, Belçika ve
Litvanya’dadır. Görüldüğü gibi, özel güvenlik sektörü büyümeye devam
etmektedir.
Verdiğim
rakamlardan da anlaşılacağı gibi, ülkemizdeki özel güvenlik sayısı dünyadaki
çok sayıda ordudan büyük bir konuma gelmiştir.
Değerli
arkadaşlar, Türkiye’de 2004 yılından bu yılın aralık ayı sonuna kadar faaliyet
izni olan 1.270 özel güvenlik şirketi ile özel güvenlik elemanı yetiştiren 712
eğitim kurumu bulunmaktadır ve özel güvenlik elemanı çalıştırmak için şu ana
kadar izin alan 46.688 kurum, kuruluş ülkemizde mevcuttur. Türkiye’de toplam
232 bin polisin görev yaptığı düşünülürse, özel güvenlik elemanı sayısının
önemi ortaya çıkmaktadır.
Bahsettiğim
rakamlar incelenecek olursa, özel güvenlik konusu yalnızca emniyete ilişkin bir
durum değildir. Aynı zamanda konunun çok ciddi ekonomik boyutları da
bulunmaktadır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
– Lütfen sözünüzü tamamlayınız.
ŞEVKET
KÖSE (Devamla) – Özel güvenlikle ilgili görüşlerimi 3’üncü maddede tekrar
belirteceğim.
Verdiğim
önergenin kabul edilmesini diliyor, yüce Meclisi tekrar en derin saygılarımla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
– Teşekkür ederiz Sayın Köse.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
2’nci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 2’nci madde
kabul edilmiştir.
3’üncü
madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
T.B.M.M
Başkanlığı’na
Görüşülmekte
olan 698 Sıra Sayılı Yasa teklifinin 3. maddesinin 2. paragrafındaki “teorik ve
pratik eğitim” ifadesinin yerine “özellikle işin konusu gereği teorik ve pratik
eğitim” olarak değiştirilmesini arz ederiz.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Mustafa Özyürek Eşref Karaibrahim
Malatya İstanbul Giresun
Akif Ekici Şevket Köse Harun Öztürk
Gaziantep Adıyaman İzmir
Bayram
Meral
İstanbul
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
698
Sıra sayılı Kanun teklifinin 3. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mehmet Şandır Y. Tuğrul Türkeş Behiç Çelik
Mersin Ankara Mersin
Mustafa Kalaycı Metin Çobanoğlu Erkan Akçay
Konya Kırşehir Manisa
Emin Haluk Ayhan Hakan Coşkun Recep Taner
Denizli Osmaniye Aydın
Madde
3 - 5188 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Özel
güvenlik temel eğitimi teorik ve pratik eğitim ile silah eğitiminden oluşmak
üzere yüz yirmi ders saatinden; yenileme eğitimi altmış ders saatinden az
olmamak üzere düzenlenir. Yükseköğretim kurumlarının güvenlikle ilgili fakülte
ve meslek yüksek okullarından mezun olanlar ile fakülte veya meslek yüksek
okullarının güvenlikle ilgili bölümlerinden mezun olanlarda silah eğitimi
dışında özel güvenlik temel eğitimi şartı aranmaz. Genel kolluk kuvvetlerinden
ve Milli İstihbarat Teşkilatından emekli olanlar ile en az beş yıl bu
görevlerde çalıştıktan sonra kendi istekleriyle görevlerinden ayrılmış
olanlarda, özel güvenlik temel eğitimi şartı ve Kanunun 10 uncu maddesinin
birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen eğitim şartı aranmaz."
"Özel
güvenlik eğitimi, ücreti karşılığında İçişleri Bakanlığınca verilebileceği
gibi, Bakanlıktan faaliyet izni alan özel eğitim kurumlarınca da verilebilir.
Yeterli bina, araç, gereç ve personel bulunması şartıyla özel güvenlik yenileme
eğitimi, valiliğin izniyle güvenlik hizmetinin sağlandığı yerde de verilebilir.
Özel güvenlik eğitimi verecek kurumların kurucu ve yöneticilerinde 5 inci
maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen şartlar aranır."
BAŞKAN
– Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ RECAİ BERBER (Manisa) – Katılamıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
– Hükûmet?
DEVLET
BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Trabzon) – Katılamıyoruz.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) – Sayın Behiç Çelik konuşacak.
BAŞKAN
– Sayın Çelik, buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)
BEHİÇ
ÇELİK (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinize saygılar
sunuyorum.
Özel
güvenlik görevlileriyle ilgili biraz önce arz etmiş olduğum görüşlerime devam
etmek istiyorum. Ancak maddeyle bağlantılı olarak özel güvenlik görevlilerinin
eğitim meselesine değinip diğer sorunlarına da biraz değinmek istiyorum.
Şimdi,
özel güvenlik görevlileri ilk defa bir eğitime tabi tutuluyor, ondan sonra beş
yıllık süre geçtikten sonra tekrar eğitime alınıyor ve her beş yılda bir bu
tekrarlanıyor ve böylece “güvenlik çalışanları kimlik kartı” adı altında bir
kart valilikçe bunlara veriliyor. Bu arada güvenlik görevlilerine, her beş
yılda bir boşa düşen bu kişilere 1.500 lira civarında bir masraf çıkıyor. Bu da
zaten asgari ücret düzeyinde maaş alan bu sektörde çalışanların büyük bir geçim
sıkıntısına girmelerine ve bu parayı taksitlerle zar zor uzun bir zamana
yayarak ödeyebilmelerine yol açıyor. Onun için, biraz önce de konuşmamda arz
ettiğim gibi, 5188’de köklü bir çözüme gitme zorunluluğu bu anlamda da
kendisini gösteriyor.
Değerli
milletvekilleri, güvenlik sektörüne girip umduğunu bulamayanların oranı, bugün
Türkiye’de yapılan araştırmalarda, yüzde 70’ler düzeyine çıkmakta, ayrılma
düşüncesinde olanların oranı ise yüzde 30’lar düzeyindedir. Sektörün bu açmazı
5188 sayılı Kanun’un eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Özel güvenlik görevlileri
net ellerine geçen asgari ücret ve biraz üstünde olmak üzere 600 ila 750 Türk
lirası arasında ücret almaktadır. Bu ücretle Türkiye şartlarında verimli görev
yapmak, evlenmek, geçimini insan onuruna yaraşır şekilde sağlamak oldukça
güçtür. Mevcut net ücreti 1.200 Türk lirasının üzerine çıkarmak gerekir.
Nitekim Milliyetçi Hareket Partisi seçim beyannamesinde bu teminatı özel
güvenlik görevlilerine diğer polislerimize olduğu gibi ve geçici köy korucularına
olduğu gibi söz veriyor, bunu taahhüt ediyor.
Sonuç
olarak bu icraatın toplumsal dirlik ve düzene ve barışa katkı yapacağına
kesinlikle inanıyoruz. Bu bilgiler ışığında özel güvenlik görevlilerinin eğitim
faaliyetleri ve yenileme eğitimleri yeniden düzenlenmelidir. Sınavlar bir
seviye belirleme sınavı şeklinde düzenlenmelidir. Ücretler ise nihai işverence
karşılanmalıdır. Uygulanan yüzde 18 KDV yüzde 8’e çekilmelidir. İçişleri
Bakanlığı tarafından yenileme ücreti en alt sınırına çekilmelidir. Yeniden
sağlık raporu, güvenlik soruşturması yapılmamalı, ayrıca yenileme eğitimleri
sonucunda sınav sağlık raporu ve harç masrafı kaldırılmalıdır, arşiv
araştırmasıyla yetinilmelidir. İş Kanunu ile 5188 sayılı Yasa hükümlerinde
çelişen hükümler İş Kanunu’na uydurulmalıdır ve özel güvenlik görevlilerinin
silah kullanma yetkisi Türk Ceza Kanunu’nun 25’inci maddesinden çıkarılarak
yeni bir düzenlemeye tabi tutulmalıdır ve şehit olan ve yaralanan özel güvenlik
görevlilerine uygulanacak prosedür eşitlik ilkesine uygun hâle getirilmelidir.
Sektörde çalışanların kıyafet, logo gibi görünümlerinin tek tip hâle
getirilmesi sağlanmalıdır. Kıdem tazminatı sorunu çözülmelidir. Bunu daha önce
de ifade etmiştim. Özel güvenlik görevlilerinin yıllık ücretli izin hakkı
sorunu çözülmelidir. Özel güvenlik mali sorumluluk sigortasına işlerlik
kazandırılmalıdır. 2005 yılında Resmî Gazete’de yayınlanan genel şartlar
yeniden düzenlenmelidir ve geçim zorluğunda bulunan özel güvenlik görevlilerine
kolaylık mutlaka sağlanmalıdır.
Bu
düşüncelerimi yüce heyetinize arz ederken, ayrıca, vermiş olduğumuz önergemizin
kabulünü diler, saygılar sunarım. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
– Teşekkür ederiz Sayın Çelik.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
T.B.M.M
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 698 Sıra Sayılı Yasa teklifinin 3. maddesinin 2. paragrafındaki “teorik ve
pratik eğitim” ifadesinin yerine “özellikle işin konusu gereği teorik ve pratik
eğitim” olarak değiştirilmesini arz ederiz.
Şevket Köse (Adıyaman) ve arkadaşları
BAŞKAN
– Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ RECAİ BERBER (Manisa) – Katılamıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
– Hükûmet?
DEVLET
BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Trabzon) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN
– Buyurunuz Sayın Köse. (CHP sıralarından alkışlar)
ŞEVKET
KÖSE (Adıyaman) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüştüğümüz yasa
tasarısının 3’üncü maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Sözlerime
başlamadan önce yüce heyetinizi tekrar selamlıyorum.
İkinci
madde üzerinde konuşmama son vermeden önce, özel güvenlikçilerin konumunun çok
ciddi ekonomik boyutlarda bulunmakta olduğunu söylemiştim.
Değerli
arkadaşlar, özellikle istihdama yaptığı katkıyla ekonomik olarak ülkemizde çok
önemli noktaya gelen özel güvenlik sektörünün sorunlarına aynı dönemde aynı
önemi görememekteyiz.
Şimdi,
birinci olarak kıdem tazminatı ve özlük haklarının düzenlenmemesi; iki, yasadan
doğan yetki karmaşaları, eğitimleri konusunda netliğin henüz sağlanamamış
olması; yine, kıyafet ve logoların tek tipleştirilmesinde farklı görüşlerin
bulunması nedeniyle özel güvenlik sektörünün sorunları gittikçe büyümektedir.
Örneğin, özel güvenlik eğitim kurumlarında KDV oranının yüzde 8’e indirilmesi
büyük yarar sağlayabilir. Bu yolla hem eğitim ücreti ucuzlamış hem de kaçak ya
da kayıp önlenmiş olur.
Yine,
özel güvenlik görevlilerinin kıdem tazminatı hakkı görmezden gelinmektedir.
Aslında bu sorun Hükûmet tarafından işverenlere yüklenmiştir. Oysaki sorumluluk
asıl işverenlerle birlikte ortak olmalıdır. Yani hizmet satın alan, kamu
kurumlarının çalışma hayatını düzenleyen İş Yasası hükümlerine göre davranması
için düzenleme mutlaka yapılmalıdır. Silah bulundurma ve taşıma konusunda da
daha net düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadır. Ülkemizde yaşanan üzücü olayların
önlenmesi için taşıma ve bulundurma ruhsatı almak isteyenlerin silahı
tanımaları gerekiyor. Bunun için özel güvenlik eğitim kurumlarında kurs
görmelerini sağlayacak yasal değişiklikler de mutlaka yapılmalıdır. Özel
güvenlik sektörünün sorunlarının çözümlenmemesi hem ekonomik açıdan hem de
güvenlik açısından farklı sorunların doğmasına neden olmaktadır. Bundan dolayı,
özel güvenlik sektörünün sorunlarını araştıran, tarafları ve uzmanları bir
araya getiren bir araştırma komisyonunun kurulmasına da ihtiyaç vardır.
Değerli
arkadaşlar, hemen bu konuda bir örnek vermek gerekirse 5188 sayılı Yasa özel
güvenlik görevlilerinin eğitimini düzenlemiştir. Buna göre yani bu yasaya göre
İçişleri Bakanlığı veya özel girişim biçiminde açılan eğitim kurumlarınca
eğitimin yapılabilmesini öngörmüştür. Eğitim için müfredat çerçevesinde belli
bir süre öngörülmüştür. Bu temel eğitimi başarılı bitirenlere valilikçe beş yıl
süreli çalışma izni verilir. Yani özel güvenlik görevlilerinin çalışma süreleri
beş yıl ile sınırlandırılmıştır. Beş yılın sonunda ise aynı yasaya göre
yenilenme eğitimi alınması gerekmektedir. Başka bir ifadeyle, özel güvenlik
görevlileri her beş yılda bir yeniden eğitimden geçme ve çalışma ruhsatı almak
zorundadır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; tabii bu beş yılın sonunda eğitim yenilemesi
ücretsiz olarak yapılmamaktadır. Her yıl fiyatı yeniden belirlenen bir ruhsat
harcı ödemek gerekmektedir. Görüleceği gibi özel güvenlik görevlileri her beş
yılda bir çalışma ruhsatı almak için artan miktarlarda hem harç hem de kurs
ücreti ödemek zorundadırlar.
Sayın
milletvekilleri, özel güvenlik görevlileri konusu hassasiyetle, mutlaka, ele
alınmalıdır. Çünkü bu konu sadece 3 milyona yakın özel güvenlik görevlisiyle
ailelerini ilgilendirmemektedir, aynı zamanda milyonlarca kişinin de
güvenliğini, yaşamını ilgilendirmektedir tıpkı hepimizin de olduğu gibi.
Aslında konuştuğumuz konu hepimizi de ilgilendirmektedir. Evlerimizden
gittiğimiz bankalar çeşitli kurum ve kuruluşlara kadar her yerde özel güvenlik
görevlileriyle karşılaşmaktayız. Bu nedenle, sektörde yaşanan sorunların
mutlaka araştırılması ve bu sorunlara kalıcı çözümler bulunması şarttır.
Değerli
milletvekilleri, gördüğünüz gibi, milyonlarca kişiyi ilgilendiren bir konuyla
karşı karşıyayız. Bu nedenle, verdiğimiz önergenin mutlaka olumlu
değerlendirilmesi gerekir düşüncesindeyim.
Bu
duygu ve düşüncelerle yüce Meclisi tekrar selamlıyor, önergemizin desteğini
bekliyorum.
Teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
– Teşekkür ederiz Sayın Köse.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan, karar yeter sayısı istiyorum.
BAŞKAN
– Karar yeter sayısı arayacağım.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Karar yeter sayısı
yoktur.
On
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.23
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.34
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran
Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Yusuf COŞKUN
(Bingöl), Gülşen ORHAN (Van)
BAŞKAN
– Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 79’uncu Birleşiminin
Dördüncü Oturumunu açıyorum.
698
sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 3’üncü maddesi üzerinde verilen, Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse ve arkadaşlarının önergesinin oylamasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı. Şimdi önergeyi yeniden oylarınıza sunacağım ve karar
yeter sayısı arayacağım.
Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Teklifin
görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
3’üncü
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 3’üncü madde
kabul edilmiştir.
4’üncü
madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
TBMM
Başkanlığı’na
Görüşülmekte
olan 698 sıra sayılı yasa teklifinin 4. maddesinin Geçici 12. maddesinin 1.
fıkrasında yer alan “Bakanlık bütçesinden küçük sanayi yapı kooperatiflerine
kullandırılan kredilerden” ifadesinden sonra gelmek üzere 12.4.2000 tarihli ve
4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu hükümlerine göre faaliyette
bulunan organize sanayi bölgelerinin arsa temininden kaynaklanan işlemlerine
ilişkin olmak üzere her ne şekilde olursa olsun bu kanunun yayımlandığı
tarihten önceki dönemler de dâhil olmak üzere KDV tarhiyatı yapılmaz,
başlatılmış olan vergi incelemelerine devam edilmez. Küçük sanayi sitesi yapı
kooperatiflerinin 31.12.2010 tarihinden” ibaresinin eklenmesi. Ayrıca,
c)
bendinde yer alan
1.15 ibaresi 1.01
1.07 ibaresi 1.03
1.10 ibaresi 1.05
1.15 ibaresi 1.07
ç)
Bendinde yer alan
1.20 ibaresi 1.10
1.25 ibaresi 1.13
1.30 ibaresi 1.15
1.35 ibaresi 1.20
d)
1.10 ibaresi 1.05
1.15 ibaresi 1.07
1.20 ibaresi 1.10
1.25 ibaresi 1.13 şeklinde uygulanır.” şeklinde
değiştirilmesini arz ederiz.
Mustafa Özyürek Ferit Mevlüt Aslanoğlu Harun Öztürk
İstanbul Malatya İzmir
Fatih Atay Yaşar Ağyüz Hüseyin Ünsal
Aydın Gaziantep Amasya
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
698
Sıra sayılı Kanun teklifinin 4. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mehmet Şandır Y. Tuğrul Türkeş Emin Haluk Ayhan
Mersin Ankara Denizli
Metin Çobanoğlu Mustafa Kalaycı Erkan Akçay
Kırşehir Konya Manisa
Hakan Coşkun Recep Taner Nevzat Korkmaz
Osmaniye Aydın Isparta
Madde
4- 8/1/1985 tarihli ve 3143 sayılı Sanayi ve Ticaret Bakanlığının Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“Geçici
Madde 12- (1) Bu Kanunun 11 inci maddesinin (a) bendinde sayılan görevler
kapsamında Bakanlık bütçesinden küçük sanayi sitesi yapı kooperatiflerine
kullandırılan kredilerden; 31/12/2010 tarihinden önce ödeme süresi geldiği hâlde,
bu maddenin yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan kredi alacaklarının
asıllarının tamamı ile bu alacaklara ilişkin fer’iler yerine, bu maddenin
yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması
halinde bu alacak yerine TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın, bu maddenin yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın
sonuna kadar Sanayi ve Ticaret Bakanlığına ya da Bakanlığın uygun görmesi
hâlinde kredi ödemelerine aracılık edecek bankaya başvuruda bulunması ve
ödenmesi gereken tutarın, ilk taksiti bu maddenin yayımlandığı tarihi izleyen
üçüncü aydan başlamak üzere azami otuz altı ayda otuz altı eşit taksitte
ödenmek şartıyla fer’ilerin tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(2)
Bu maddenin yayımlandığı tarihten önce dava konusu edilmiş ve/veya icra takibi
başlatılmış alacaklar için, borçlunun, bu madde hükümlerinden yararlanmak üzere
başvuruda bulunması halinde, davalar sonlandırılır ve icra takipleri
durdurulur. Bu takdirde borçluların mahkeme ve icra masrafları ile vekalet
ücretini ilk taksit tutarı ile birlikte ödemeleri şarttır.
(3)
Bu madde kapsamına giren alacakların tamamının maddede öngörülen süre ve
şekilde ödenmemesi halinde alacak ilgili mevzuatın öngördüğü şekilde hesaplanır
ve ödenen tutarlar mahsup edilir.
(4)
Bu madde hükümlerine göre hesaplanan tutarın;
a)
İlk taksit ödeme süresi içerisinde defaten ödenmesi halinde, bu tutara bu
maddenin yayımlandığı tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için herhangi
bir faiz uygulanmaz.
b)
Taksitle ödenmek istenmesi halinde, borçlunun başvuru sırasında on iki, on
sekiz, yirmi dört veya otuz altı eşit taksitte ödeme seçeneklerinden birini
tercih etmesi şarttır. Tercih edilen taksit süresinden daha uzun bir sürede
ödeme yapılamaz.
c)
Taksitle yapılacak ödemelerde bu maddeye göre belirlenen tutar;
1)
On iki eşit taksit için (1,05),
2)
On sekiz eşit taksit için (1,07),
3)
Yirmi dört eşit taksit için (1,10),
4)
Otuz altı eşit taksit için (1,15),
katsayısı
ile çarpılır ve bulunan tutar taksit sayısına bölünmek suretiyle aylık dönemler
halinde ödenecek taksit tutarı hesaplanır.
5)
Bu maddeye göre ödenecek alacaklarla ilgili olarak daha önce alınmış olan
teminatlar yapılan ödemeler nispetinde iade edilir.
6)
Bu maddeye göre ödenmesi gereken taksitlerden; bir takvim yılında iki veya daha
az taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde, ödenmeyen veya
eksik ödenen taksit tutarlarının son taksiti izleyen ayın sonuna kadar,
gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre
belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte
ödenmesi şartıyla bu madde hükümlerinden yararlanılır. Süresinde ödenmeyen veya
eksik ödenen taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında
dörtten fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde bu
madde hükümlerine göre yapılandırılan borçlara ilişkin kalan taksitleri ödeme
hakkı kaybedilir.
(7)
Bu madde kapsamına giren alacaklara karşılık bu maddenin yayımlandığı tarihten
önce ödenen tutarlar bu madde hükümlerine dayanılarak ret ve iade edilmez.
(8)
Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı yetkilidir.”
BAŞKAN
– Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ RECAİ BERBER (Manisa) – Katılamıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
– Hükûmet?
DEVLET
BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Trabzon) – Katılamıyoruz.
BAŞKAN
– Sayın Korkmaz, buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ikinci torba
yasanın 4’üncü maddesi için vermiş olduğumuz değişiklik önergesi üzerine söz
almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, bu önergemizi bir önceki torba yasada da teklif etmiştik ama
kabul etmemiştiniz, önergemizi tekrarlıyoruz. Vatandaşa zaman kazandırmak için
6’ncı fıkradaki süre iki aydan dört aya çıkarılmaktadır. Bakalım, vatandaşın
yanında mı yer alacaksınız hep birlikte göreceğiz.
AKP’nin
aslı astarı olmayan birçok rakamın havada uçuştuğu, göz boyayan ekonomi
bültenleri vatandaşın derdine derman olmamaktadır. Vatandaşın hayat pahalılığı
hesabı farklı, iktidarınki farklıdır. Yani sayın AKP milletvekilleri,
hesaplarınız karın doyurmuyor.
Hafta
sonunda Isparta’daydım, Şarkikaraağaç’ı da ziyaret etme imkânı buldum. “İşte
vatandaşın hesabı!” dedirtecek bir hesabı vatandaş yapmış, önümüze koydu Sayın
Ramazan Işık. Hayat pahalılığından canı yanmış ama asıl canını acıtan,
Hükûmetin, gözlerinin içine baka baka yalan söylemesi, “Emeklinin, memurun
durumu bizim zamanımızda düzeldi, refah seviyeleri yükseldi.” denmesi. “Sayın
Vekilim, şu hesabı Mecliste bir dillendirin, durumumuzu cümle âlem öğrensin.”
diye notları elime tutuşturdu. Kıymetli arkadaşlar, tüm mütevazılığı ile ve her
şeyi asgariden tutarak hesaplamış bu Değerli Hemşehrimiz. Eğer halkın Hükûmeti
olarak onların dertleri ile dertleniyor iseniz şu hesabı bir tutturuverin Sayın
Başbakan, sayın milletvekilleri; 5 kişilik bir ailenin aylık zorunlu
harcamalarını sıralamış. Bu hesabı herkes bilmek zorunda diye okuyorum:
“Elektrik 100 lira” demiş, “su 65 lira, telefon, sabit ve cep telefonu 100
lira” koymuş, “yakıt, kömür-odun toplam 150 lira” koymuş, ”sosyal güvenlik
primi, işçi veya esnaf olabilir 250 lira…”
FEVZİ
ŞANVERDİ (Hatay) – Rakamlar abartılmış!
S.
NEVZAT KORKMAZ (Devamla) – Sen bu “abartılma” lafını gel o Şarkikaraağaç’ta bu
vatandaşın yüzüne söyle!
“Kira
350 lira” demiş, “çarşı pazar masrafı aylık 350 lira” demiş, “çocukların eğitim
masrafı toplam 250 lira, giyecek için 200 lira” koymuş, “tüp için 50 lira”
demiş, “temizlik malzemesi için 50 lira” koymuş, “arabasına -varsa eğer- yakıt
ve diğer masraflar için 200 lira” koymuş, “bir de kahveye çıkarsam
arkadaşlarla, onlar için de bir 100 lira” bütçe ayırmış. “Toplam 2.215 lira”,
altına da not düşmüş “özel ve sosyal yaşam hariç” diye.
Değerli
arkadaşlar, kafanızı kuma gömmeyin, hele hele “abartı” falan deyip de
geçiştirmeyin, bu hesapta herhangi bir fazlalık ve abartı yok. Bakın,
insanlarımız sıkıntıda. Vatandaş çocuklarını şöyle bir yemeğe, eğlenceye
götürmeyi bir tarafa bırakın mutfakta tencerenin kaynaması, ocağın tütmesi için
ince ince hesaplar yapıyor ama yetiştiremiyor. Pembe tablolar çizmekten
vazgeçin. Sürekli kıyasladığınız 2001 yılıyla ilgili vatandaş bugün sizin gibi
düşünmüyor. “O kriz ortamında bile hem kriz süresi kısa idi hem de bu kadar
tahribatı yaşamadık” diyorlar. Geçinme problemi ortadayken insanların önüne
koyduğunuz suni meselelere de inanmıyorlar. Bugüne kadar yalan ile, aldatma ile
alacağınız mesafeyi almışsınız, yolunuz buraya kadarmış. Vatandaş Ramazan
Işık’ın yaptığı en asgari rakamlarla hesaplanmış bu listeyi karşılamak üzere
kaç kişi 2 milyar yani 2.215 lira maaş alıyor? Ücretlilerin yüzde 1’i ya da
2’si, o kadar. Milyonlarca insan bu maaşı rüyasında bile göremiyor. Dökerek,
saçarak götürüyorsunuz, sonradan “Pardon, yanlış yapmışız.” mealinde
hazırladığınız torba, çuval yasalarıyla döktüklerinizi toplamaya
çalışıyorsunuz. Bunun çare olmadığı, bu tür yasaların yeni haksızlık ve
adaletsizliklere yol açtığını da gayet iyi biliyorsunuz. Yoruldunuz,
tükendiniz, kafalarınız karışık.
Kısaca,
sizi değiştirme, kızağa çekme zamanı geldi. Artık, işe dört elle sarılacak,
memlekete hizmet heyecanı ile planını, programını hazırlamış kadrolar gelmeli.
Dokuz
yıldır tüm hazırlıklarını yapmış, vatandaş Ramazan Işık’ın bu hesabını
tutturmak üzere projelerini hazırlamış Milliyetçi Hareket Partisi, 12 Haziranda
aziz milletinden yetki istiyor, salahiyet istiyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
– Lütfen, sözlerinizi tamamlayınız.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Devamla) – İnşallah, 12 Haziranda ülkemizi rahatlatacak bu
dönüşüm yaşanacak diyor ve yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
– Teşekkür ediyoruz Sayın Korkmaz.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
TBMM
Başkanlığı’na
Görüşülmekte
olan 698 sıra sayılı yasa teklifinin 4. maddesinin Geçici 12. maddesinin 1.
fıkrasında yer alan “Bakanlık bütçesinden küçük sanayi yapı kooperatiflerine
kullandırılan kredilerden” ifadesinden sonra gelmek üzere 12.4.2000 tarihli ve
4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu hükümlerine göre faaliyette
bulunan organize sanayi bölgelerinin arsa temininden kaynaklanan işlemlerine
ilişkin olmak üzere her ne şekilde olursa olsun bu kanunun yayımlandığı
tarihten önceki dönemler de dahil olmak üzere KDV tarhiyatı yapılmaz,
başlatılmış olan vergi incelemelerine devam edilmez. Küçük sanayi sitesi yapı
kooperatiflerinin 31.12.2010 tarihinden” ibaresinin eklenmesi. Ayrıca,
c)
bendinde yer alan
1.15 ibaresi 1.01
1.07 ibaresi 1.03
1.10 ibaresi 1.05
1.15 ibaresi 1.07
ç)
Bendinde yer alan
1.20 ibaresi 1.10
1.25 ibaresi 1.13
1.30 ibaresi 1.15
1.35 ibaresi 1.20
d)
1.10 ibaresi 1.05
1.15 ibaresi 1.07
1.20 ibaresi 1.10
1.25 ibaresi 1.13 şeklinde uygulanır.” şeklinde
değiştirilmesini arz ederiz.
Fatih
Atay (Aydın) ve arkadaşları
BAŞKAN
– Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ RECAİ BERBER (Manisa) – Katılamıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
– Hükûmet?
DEVLET
BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Trabzon) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN
- Sayın Aslanoğlu, buyurunuz.
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; şimdi,
Komisyon Başkanımın neden katılmadığını bilmiyorum. Burada bir sorun var.
İlgili yetkililer burada, Bakanlığın yetkilileri burada. Bu verdiğimiz önerge,
özellikle organize sanayi bölgelerinde denetim yapan arkadaşların farklı
yorumlarından dolayı, altını çiziyorum, organize sanayi bölgelerinde denetim
yapan arkadaşların yorum farklılıklarından dolayı bir organize sanayisinde bir
şey olmuyor, öbüründe rapor düzenleniyor ve KDV tarhiyatı yapılıyor. Birinde
yapılmıyor, birinde…
Burada
bir sorun var Sayın Komisyon Başkanım. “Katılmıyorum.” diyorsunuz da bir sorun
var, yorum sorunu var. Bu yorum sorununu giderelim diyorum, başka bir şey
demiyoruz. Diyorsunuz ki “Organize sanayi bölgelerinde KDV yok.” Kanun böyle
yazıyor, kanunda “yok” diyor ama bazı denetim elemanlarımızın denetlediği bazı
organize sanayi bölgelerinde fatura çıkarılmış. Mademki “Yasada KDV yok.”
diyorsunuz o zaman niye bunu, bu sorunu devam ettiriyoruz? Dediğimiz bu,
arkadaşlar.
Ben
o zaman şunu görüyorum: Sanayi Bakanlığı yetkilileri, bu sorun sizin sorununuz.
Bu sorun onların sorunu. Sayın Maliye Bakanı da “Yorum farklılıklarını
gidereceğim.” demiş, “Biz bunu çözeceğiz.” diyorlar. Ben bunu Sanayi Bakanlığı
yetkililerinin bir sözü ve teminatı olarak alıyorum. Önergemi geri çekmiyorum.
Burada
sorun var. Bu sorunu organize sanayi bölgelerinin patronu olan, onların hamisi
olan, onların her şeyi olan Sanayi Bakanlığının çözmesi lazım. Kendileri “Sorun
var.” diyorlar, “Yorum farklılığı var.” diyorlar, o zaman buna sahip çıkmak da
Bakanlığın görevi. Bu nedenle, Maliye Bakanlığını rahatsız etmek de sizin
göreviniz. Biz böyle bir şekilde…
Komisyon
Başkanım, sizin “Katılmıyorum” demenizden alındım. “Sorun var, çözeceğiz.”
deseydiniz…
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Komisyon Başkanı katılamaz.
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Katılır…
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Katılamaz…
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Katılır…
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Çoğunlukla katılır, sen orada destek verirsin…
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Bana da sorması lazım Sayın Elitaş.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Komisyonun görevi, İç Tüzük’e göre reddetmek!
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Bana da sorması lazım Sayın Elitaş.
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ RECAİ BERBER (Manisa) – Mevlüt Bey, şahsi
görüşümü sorarsan o başkadır. Burada Komisyon adına oturuyorum.
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Arkadaşlar, bu nedenle, burada sorun var. Ben
Sanayi Bakanlığı yetkililerine bir kez daha sesleniyorum: Bu sorunu temizlemek
sizin görevinizdir. Burada yorum farklılığı vardır, insanlar rahatsız
edilmesin. Sanayici bizim her şeyimizdir. Üreten sanayiciye hepimiz destek
olmalıyız. Organize sanayi bölgeleri bu ülkenin üretim noktalarıdır. Bu sorunu
çözmek sizin birinci derece görevinizdir. Sanayi Bakanlığı yetkilileri biraz
önce “çözeceğiz” dediler, bunu bir teminat olarak alıyorum ama Maliye Bakanıyla
çözmek de sizin görevinizdir.
Hepinize
saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
– Teşekkür ediyoruz Sayın Aslanoğlu.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
4’üncü
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…Kabul etmeyenler… 4’üncü madde
kabul edilmiştir.
5’inci
madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 698 sıra sayılı yasa teklifinin 5. maddesindeki “50 milyon” yerine “60
milyon” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek Ferit Mevlüt Aslanoğlu Şevket Köse
İstanbul Malatya Adıyaman
Akif Ekici Bayram Meral Harun Öztürk
Gaziantep İstanbul İzmir
Eşref
Karaibrahim
Giresun
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
698
Sıra sayılı Kanun teklifinin 5. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mehmet Şandır Y. Tuğrul Türkeş Erkan Akçay
Mersin Ankara Manisa
Recep Taner Hakan Coşkun Mustafa Kalaycı
Aydın Osmaniye Konya
Alim Işık Metin Çobanoğlu Emin Haluk Ayhan
Kütahya Kırşehir Denizli
Madde
5- 28/2/2008 tarihli ve 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin
Desteklenmesi Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan
“10.000.000 Yeni Türk Lirasını” ibaresi “70.000.000 Türk Lirasını” şeklinde
değiştirilmiştir.
BAŞKAN
– Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ RECAİ BERBER (Manisa) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
– Hükûmet?
DEVLET
BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Trabzon) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN
– Kim konuşacak?
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) – Alim Işık konuşacak.
BAŞKAN
– Buyurunuz Sayın Işık. (MHP sıralarından alkışlar)
ALİM
IŞIK (Kütahya) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan
698 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 5’inci maddesi üzerine vermiş olduğumuz
önerge hakkında söz aldım. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin
başında, yirmi-yirmi beş gün önce bu yüce Mecliste dile getirilen, Türkiye’de yaklaşık
7-8 milyon civarında şeker hastasının şeker ölçme çubuğuyla ilgili problemin
maalesef -yine gelen telefonlar doğrultusunda- henüz çözülmemiş olduğunu, çıkan
uygulama tebliğine rağmen, eczanecilerin ek 17 TL ücret istemeye devam
ettiklerini ve maalesef, Hükûmetin bu uygulamada sınıfta kaldığı yönündeki
uyarıları bir kez daha Hükûmet adına Sayın Bakana hatırlatıyorum. Bu mağdur
durumda olan hastaların bu probleminin çözülmesi talebimi tekrarlıyorum. Bu
açıklamamın ardından, söz konusu önergeyle ilgili görüşlerimi sizlerle
paylaşmak istiyorum.
2008
yılı Şubat ayında çıkarttığımız 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme
Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun’un 3’üncü maddesinde yer alan
“10.000.000 TL” ibaresinin “70.000.000 TL” olarak değiştirilmesini talep
etmekteyiz bu önergede. Söz konusu Kanun’un 3’üncü maddesi ARGE indirimiyle
ilgili. İndirim, istisna, destek ve teşvik unsurlarını kapsıyor ve bunun
(5)’inci fıkrasında yer alan hükümde, teknogirişim sermayesi desteği olarak
verilecek ve her bir proje için 100 bin yeni Türk lirası kadar olacak hibe
tutarının toplamda bir yıl için 10 milyon TL’yi geçemez, şeklinde yer alan
hüküm şimdi bu kanunla 50 milyon TL’ye çıkartıldı. Biz de diyoruz ki: “Bu 50
milyon TL’lik kısım yetersiz, 70 milyon TL’ye çıkaralım.” O zaman
hatırlayacaktır değerli Komisyon üyeleri ve Sanayi Bakanlığının çok değerli
bürokratları, ben bizzat, bu 10 milyon TL’lik ödeneğin çok sınırlı bir ödenek
olduğunu, bunun her biri 100 bin TL’lik projeden 100 yeni gencimizin projesinin
desteklenmesi anlamına geleceğini, bunun da Türkiye’de yeni mezun olan birçok
gencimizin bulunduğu bir ortamda son derece kısıtlı bir ödenek olduğunu
söylemiştim. O zaman, yani 2008 yılı Şubat ayında, bunun en az 50 milyon TL
olması gerektiğini, Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun Komisyon üyeleri olarak
önergeyle teklif etmiştik, o gün reddedilmişti. Allah selamet versin, içimizde
mi bilmiyorum, zamanın Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan Bey de burada bu
Kanun görüşülürken Hükûmet adına oturmaktaydı. Konuyla ilgili görüşümü kendisi
tarafından desteklenmesi konusunda aktardıktan sonra bir konuya daha işaret
etmiştim “Sayın Bakanım, Eskişehir ve Kütahya, sanayicilerin daha çok küçük ve
orta büyüklükte olduğu iller. Gelin, bu 50 kişiden oluşan en az ARGE desteği
kapsamına 10 kişinin çalıştırılma şartını ekleyelim.” dediğimde, çok ilginç bir
ifade kullanmıştı: “Benim, leblebici ve çekirdekçilerle uğraşacak vaktim yok.”
demişti. O gün Maliye Bakanıydı, bugün aramızda çok değerli bir büyüğümüz olarak
siyasete devam ediyor. Üç yıl öncesinden bu ifadeyi kullanan Sayın Bakanın,
bugün, üç yıl önce ifade ettiğimiz böyle bir öneriyi yeni kanun içerisinde
değerlendirmiş olmasından, gerçekten üç yıl sonra da olsa memnuniyet duyduğumu
ifade etmek istiyorum.
Bu
yeterli değildir değerli milletvekilleri. Şu anda, Sanayi Bakanlığımıza, bu
amaçla, teknogirişim sermayesi desteği almak üzere, yaklaşık 800’ün üzerinde
başvuru vardır. Geliniz, bu gençlerimizi, her biri 100 bin TL olmak üzere, hiç
olmazsa 700 projeyi destekleyelim, bu ülkenin teknolojisine, bilimine katkıda
bulunacak gençlerimize bir istihdam imkânı sağlayalım. Yine bu 50 milyon TL’lik
ödenek, birçok gencimizin hayallerinin kırılmasına yol açacaktır. Önergedeki 70
milyon TL, düşünülmüş taşınılmış, ona göre konulmuş bir rakamdır.
Ben,
yüce Meclisin bu önergeye destek vereceği ümidiyle tekrar hepinize saygılar
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
– Teşekkür ediyoruz Sayın Işık.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 698 sıra sayılı yasa teklifinin 5. maddesindeki “50 milyon” yerine “60
milyon” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Harun
Öztürk (İzmir) ve arkadaşları
BAŞKAN
– Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli) – Katılamıyoruz.
BAŞKAN
– Hükûmet?
DEVLET
BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Trabzon) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN
– Sayın Öztürk, buyurunuz.
HARUN
ÖZTÜRK (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 698
sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 5’inci maddesinin değiştirilmesi konusunda
Cumhuriyet Halk Partisi olarak vermiş olduğumuz önerge üzerinde söz aldım. Bu
vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, 13 Şubat 2011 tarihli ve 6111 sayılı torba kanunun Komisyon
tarafından kabul edilen metninde yer alan ancak Genel Kurulda metinden
çıkarılan madde bu mini torbada yeniden düzenlenmektedir. İhtiyaç ise söz
konusu düzenleme Genel Kurulda niye metinden çıkarıldı? Acil bir düzenleme
değil ve ihtiyaç yoksa niye tekrar getirilmek isteniyor? Komisyonda bu
sorularımızın karşılığını alabilmiş değiliz. Tahminimiz o ki Genel Kurulda
temel kanun olarak görüşülen torba kanunun dokuzuncu bölümüne Hükûmetin son
dakikada eklemek istediği maddelere yer açmak üzere bu madde metinden
çıkarılmıştır çünkü bu bölümde yer alan maddelerin, İç Tüzük hükmüne göre,
otuzu geçmemesi gerekiyordu. Bu operasyona rağmen, söz konusu kanunun dokuzuncu
bölümü otuz iki maddeden oluşmuştur.
Metinden
çıkarılma konusunda ortaya konulan tercih, Hükûmetin ARGE faaliyetlerine
bakışını yansıtması açısından önemlidir. Hükûmetin ARGE teşvikleriyle ilgili
limitleri zamanında, doğru tespit edemediğini göstermesi açısından da bu
düzenleme önemlidir.
Komisyonda,
teklifte yer alan “30 milyon TL” rakamı “50 milyon TL” olarak değiştirilmiştir.
Bu değişikliğe biz de olumlu oy kullandık ancak bu rakamın daha da
iyileştirilmesi için, 60 milyon TL’ye çıkarılmasını öneriyoruz.
Değerli
milletvekilleri, Hükûmet tarafından “İşsizlik azalıyor.” şeklinde laf
kalabalığına getirilen Aralık 2010 işsizlik rakamları üzerinde de durmak
istiyorum çünkü burada da, biraz önce 2011 merkezî yönetim bütçe uygulama
sonuçlarında işaret ettiğim gibi, bir cilalama olduğunu göreceksiniz.
Değerli
milletvekilleri, aralık ayında aktif nüfusumuz 69 bin kişi artmıştır. Aktif
nüfusumuz bu kadar artarken, aynı dönemde, iş gücüne dâhil edilmeyenlerin
sayısında 141 bin kişilik azalma olmuştur. Bu ne demektir? Artan aktif nüfusu
aralık ayı iş gücü rakamlarına, dolayısıyla işsizlik rakamlarının hesabına
dâhil etmediğimiz gibi, mevcut iş gücünden 72 bin kişiyi daha “iş gücüne dâhil
olmayanlar” grubuna atmışız demektir. Yaptığımız bu işlem, sadece aralık ayında
kaydır kuydurla 141 bin kişiyi işsizlik hesabına dâhil etmediğimiz anlamına
geliyor.
Değerli
milletvekilleri, bu kaydır kuydura rağmen, aralık ayında toplam istihdam 189
bin kişi azalırken, işsiz sayımız 117 bin kişi artmıştır. Aralık ayında “iş
gücüne dâhil edilmeyenler grubuna alınan 141 bin kişiyi de eklediğimizde
gerçekte işsiz sayısının bir ayda 258 bin kişi arttığı görülecektir.
Değerli
milletvekilleri, Hükûmet seçime doğru açıklayacağı işsizlik oranları ile
işsizliği azalmış gibi göstermeye devam edecektir. Bu gerçeği yansıtmayan
beyanlara şu nedenle inanmamalısınız: Çünkü işsizlik oranları seçimin
yapılacağı yaz aylarına doğru Hükûmet bir şey yapmasa da konjonktürel olarak
zaten düşecektir. Yıllardır bu hep böyle olmaktadır diyor, yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
– Teşekkür ederiz Sayın Öztürk.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
5’inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 5’inci madde
kabul edilmiştir.
6’ncı
madde üzerinde dört önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 698 sıra sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi”nin çerçeve 6 ncı maddesiyle değiştirilen 18/12/1953 tarihli ve 6200
sayılı Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanunun
14 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Bekir Bozdağ Ahmet Yeni Hayrettin Çakmak
Yozgat Samsun Bursa
İbrahim Yiğit Canan Kalsın
İstanbul İstanbul
“Hukuk
müşavirlerinin temsil yetkisi, Genel Müdürlüğün görev alanı ile ilgili
işlemlerden dolayı Genel Müdürlük husumetiyle açılan bütün dava takiplerini,
avukatların temsil yetkisi atandıkları veya görevlendirildikleri merkez
teşkilatı veya bölge müdürlükleri ile merkez teşkilatı veya bu bölge
müdürlükleri ile ilişkilendirilen yerlerdeki dava takiplerini kapsar.”
BAŞKAN
– Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım üç önerge aynı mahiyettedir.
Şimdi
bu önergeleri okutup, birlikte işleme alacağım, önerge sahiplerinin istemi
hâlinde de kendilerine ayrı ayrı söz vereceğim.
Önergeleri
okutuyorum:
TBMM
Başkanlığı’na
Görüşülmekte
olan 698 sıra sayılı yasa tasarısının 6. maddesinin yasa metninden
çıkartılmasını arz ederiz.
Mustafa Özyürek Ferit Mevlüt Aslanoğlu Harun Öztürk
İstanbul Malatya İzmir
Vahap Seçer Fehmi Murat Sönmez Kamer Genç
Mersin Eskişehir Tunceli
Orhan Ziya Diren Bayram Meral
Tokat İstanbul
Diğer
önergenin imza sahipleri:
Mehmet Şandır Mustafa Kalaycı Emin Haluk Ayhan
Mersin Konya Denizli
Erkan Akçay Hakan Coşkun Recep Taner
Manisa Osmaniye Aydın
Y. Tuğrul
Türkeş Metin Çobanoğlu
Ankara Kırşehir
Diğer
önergenin imza sahipleri:
Bengi Yıldız M. Nezir Karabaş Sırrı Sakık
Batman Bitlis Muş
M. Ufuk
Uras Osman
Özçelik
İstanbul Siirt
BAŞKAN
– Komisyon bu önergelere katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli) – Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
– Hükûmet?
DEVLET
BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Trabzon) – Katılamıyoruz.
BAŞKAN
– Peki.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) – Gerekçe efendim…
BAŞKAN
– Siz gerekçenin okunmasını istiyorsunuz.
Buyurunuz
Sayın Genç.
KAMER
GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 698 sıra sayılı Yasa
Teklifi’nin 6’ncı maddesiyle ilgili verdiğimiz önerge üzerinde söz almış
bulunuyorum. Hepinize saygılar sunuyorum.
Sayın
milletvekilleri, tabii ki devlet bir bütündür. Bu bütünlük içinde yıllarca
uygulanan bir sistem var. Bizim de genel bütçeli idarelerin hukukla ilgili
davalarını takip etmek üzere -4353 sayılı Kanun- Baş Hukuk Müşavirliği ve
Muhakemat Genel Müdürlüğü diye bir teşkilat var, Maliye Bakanlığı bünyesinde
oluşturulan ve bütün kamu idarelerinin davalarına bu kişiler bakıyorlar ama her
nedense, AKP, yeni bir sistem getirerek Devlet Su İşlerinde özel bir avukatlık
sistemini getiriyor. Devlet Su İşlerindeki davalara, işte, ayrı bir avukatlık
bürosu, hukuk müşavirliğini şey ediyor. Bir de hizmet alımı yoluyla da bir
avukatlık sistemini getiriyor.
Şimdi,
tabii, Devlet Su İşlerinde çok büyük davalar var, trilyonluk, hatta yani çok,
katrilyonluk belki olmasa bile trilyonluk davalar var, özellikle istimlak
davaları ve birçok önemli davalar var. Bu davaların bence devletin disiplinli
avukatları tarafından takip edilmesi gerekirken, ama her nedense birtakım,
işte, AKP’nin öteden beri yaptıkları, bazı imtiyazlı kişilere yeni yeni iş
bulma gayretlerinin bir örneğini de burada gösteriyor. Shakespeare’in bir sözü
var: “Şeytan bir günah işlemeye başladığı zaman, işe o günahı kutsallık zırhına
sarmakla başlar.” diyor. Şimdi, AKP’nin de böyle bir huyu var. Böyle, birtakım
insanlara özel birtakım imtiyazlar getirmek için, devletin belli kaynaklarını
bunlara talan ettirmek için, evvela sanki çok önemli bir iş yapıyormuş gibi bir
görüntü yaratmaya çalışıyor ama o işin arkasında aslında devletin büyük
kaynaklarının heba edilmesi, çarçur edilmesi yatıyor.
Şimdi,
Devlet Su İşlerine neden böyle bir gerekçe görülüyor? Çünkü AKP’li, yandaş
birtakım avukatlara iş bulma, onlara yeni yeni, çok yüksek fiyatlardan ücret
ödeme ve ayrıca da bazı kişilere, bazı hukuk bürolarına özel hizmet alma
yoluyla, nasıl ki devlet dairelerindeki korumayı özel koruma şirketlerine,
işçiliği özel işçilik şirketlerine veriyorlarsa, burada da belirli işleri bazı
hukuk bürolarına özel hizmet satın alma yoluyla vermeye gayret ediyorlar ki bu,
bana göre, devlet için çok tehlikeli çünkü katrilyonluk davalar var.
Katrilyonluk -dediğim gibi- olmasa bile trilyonluk davalar var. Bu kişilerin
devletin hakkını en iyi şekilde savunacağını kim bilebilir, kim garanti edebilir?
Edemezsiniz. Ama zaten AKP’nin felsefesinde bu devleti korumak, devletin
kurumlarını korumak diye bir şey yok.
İşte,
dört senedir buradayız. Seçime gidiyoruz. Seçime giderken yapılacak bir…
Seçimdeki hileleri önlememiz gerekirken, sağlıklı bir seçim yapılması
gerekirken, onlarla ilgili tedbirler almamız gerekirken, acaba son anda
devletin kaynaklarını nasıl kendi yandaşlarımıza talan ettiririz de bunları
vergiden muaf tutarız diye hesaplar yapıyoruz. İşte, daha geçenlerde çıkan
büyük torba kanunda, kendi yandaşlarınızın hayalî ihracat yoluyla sağladıkları
kazançlara büyük kolaylıklar, aflar getirdiniz. Birçok milletvekilinizin
trilyonlarca, 50, 60, 100 trilyon derecesinde para cezalarını, çeşitli vergi
cezalarını affettirdiniz. Dünyanın hiçbir yerinde siyasetle uğraşan onurlu ve
soylu insanlar, kendi parmaklarıyla kendi cezalarını, kamuya olan borçlarını
affettirmezler. Bu, insan haysiyetiyle bağdaşmayan çok aşağılık bir davranış
biçimidir. Ama, maalesef, buralarda bunlar yapılıyor ve milletin karşısına da
utanılmadan çıkılıyor. Böyle bir şey olur mu? Yani devletin kaynaklarını siz
getireceksiniz, devlete verilmesi gereken vergileri, cezaları ödemeyeceksiniz
devlete, kendi parmaklarınızla affedeceksiniz. Bu, dünyanın hiçbir demokratik
ülkesinde görülmemiştir ve görülmesi de mümkün değildir.
İşte,
seçime giderken bizim istediğimiz, oy hırsızlığını önlemek.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
– Lütfen sözünüzü tamamlayınız.
KAMER
GENÇ (Devamla) – Biliyorsunuz, hacca gittiniz, içinizden birileri hacca gitti,
Mecliste oy hırsızlığı oldu. Yani hacca giderken oy hırsızlığını yapan bir
siyasi kadronun yarın sandıkta oy hırsızlığı yapmayacağını nasıl garanti
edebilirsiniz arkadaşlar? Bu siciliniz ortada. Bir yandan kutsal hac görevini
yapıyorlar, bir yandan da Mecliste oy hırsızlığı yapılıyor. Bunu nasıl izah
edebilirsiniz? Dolayısıyla yarın da sandıklarda da yine oy hırsızlığı
yapacaksınız. İşte, vatandaşların bazılarının bunları bilmesi lazım. Bunun
tedbiri alınmadıktan sonra, Türkiye’de maalesef ne sağlıklı bir seçim
yapılabilir ne de bu seçim sonucunda Türkiye’de doğru dürüst bir Meclis buraya
gelebilir ve sizin bütün hesabınız, devlette iktidarlarınız zamanında
yaptıklarınıza, işlediğiniz günahlara işte bu torba kanunlar kanalıyla bir af
getirmek ve hesap verme yollarından kaçınmaktır.
Önergemizin
kabulünü diliyorum.
Saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
– Teşekkür ediyoruz Sayın Genç.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, konuşan Hatip, milletvekili adabına yakışmayan
şekilde…
KAMER
GENÇ (Tunceli) – Sen adabı öğren bir defa!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) -…milletvekilliği adabına yakışmayacak şekilde, Parlamentoda
bulunan milletvekillerini töhmet altında bırakacak bir konuşma yapmıştır, “Oy
hırsızlığı yapmıştır.” diye ifade etmiştir. Aynı zamanda “Burada parmaklarınızı
kaldırdığınızda bazılarını affediyorsunuz, haysiyet dışı işler yapıyorsunuz.”
diye ifadeler kullanmıştır. İzin verirseniz konuşmak istiyorum.
BAŞKAN
– Buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaş’ın, Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Dört
seneye yakın bir zamandır, burada konuşan zat, her çıktığında hakaretten başka
bir şey yapmadı, iftiradan başka hiçbir şey yapmadı. Bir grup temsilcisi
olduktan sonra, grup başkan vekili arkadaşlarımızın yaptığı uyarılar
çerçevesinde biraz edepli, adaplı konuşmaya başladı…
KAMER
GENÇ (Tunceli) – Senden mi öğreneceğim nasıl konuşacağımı!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) – …ama şu anda sesinin tonunu yükseltmeden ağza alınmayacak
hakaretleri yaptı. Milletvekilliğine yakışacak bir iş değil.
Bugün
siyasi parti grupları burada anlaşmışlar, şu torba yasayla ilgili kısmın ikinci
bölümünün bütün görüşmelerini yapıp arkasından Anayasa oylamasına geçeceğiz.
Sessiz
sessiz söyleyerek tutanaklara geçirilen hakaretvari sözleri yapıp, biz siyasi
parti temsilcileriyle bir konuyu konuşurken, programımızı yapmaya çalışırken,
onlarla yaptığımız uzlaşmaya dinamit koyacak şekilde, hiç kimse dikkat etmeden
“Ya, bu kişi ne kadar sakin sakin konuşuyor.” diye…
KAMER
GENÇ (Tunceli) – Memleket yanıyor, memleketi yaktınız ya!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) – …o gruptan bir milletvekili arkadaşımız da bana söylüyor,
diyor ki: “Bak, ne kadar sakin sakin konuşuyor.” diyor.
Şimdi,
bu bir ameliyat geçirdi. Bu geçirdiği ameliyatla ilgili geçmiş olsun
dileklerimizi sunduk. Öyledir veya böyledir, burada yaptığı şeylere rağmen biz
insan olduğundan dolayı geçmiş olsun dileklerimizi sunduk ama burada hakaret
etmenin anlamı yok ve üzülüyorum, bunu da pürdikkat dinleyen arkadaşlarımız,
kim olursa olsun, milletvekili olan, bu milletin temsilcisi olan herkesin onun
söylediği hakaretler nedeniyle uyarması, sesini yükseltmesi gerekirdi.
Biz,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubundan bir arkadaşımızla yaptığımız konuşma
sırasında, çünkü bir program yapıyoruz, önergeyle ilgili bir uzlaşma olacak mı
olmayacak mı onu değerlendiriyoruz ama, o gruptan veya başka gruptan
arkadaşlarımızın bunu duyduğu anda derhâl uyarması gerekirdi çünkü biz 74
milyon insanı temsil ediyoruz, seçildiğimiz ili değil. 74 milyon Türk
milletinin her bir ferdini hepimiz birer birer temsil ediyoruz. Onun yaptığı
hakaretlere “dur” demek de 74 milyon insanın temsilcisi olarak bizim
vazifemizdir.
Sen
bize çamur atana kadar önce bedavaya aldığın, Almanlarla iştirak hâlinde
yaptığın saman fabrikasının ne olduğunu anlat. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Kalktın,
yalan söyledin! “Ben onun yönetim kurulunda değilim.” dedin, yönetim kurulunda
olduğunu söyledin. 22 Temmuz seçimlerinin akabinde yönetim kurulu başkan vekili
oldun. Önce sen, kendinle ilgili, yani çakıldağı temizle, ondan sonra gel, bu
ak insanlara hakaret etmeye başla.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum ve şu konuşmayı da üzülerek yaptığımı ifade etmek
istiyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
– Teşekkür ediyoruz Sayın Elitaş.
KAMER
GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, Almanlardan aldığım saman fabrikasını bedava
aldığımla ilgili sataşma yaptı. Müsaade ederseniz cevap vereyim.
BAŞKAN
– Buyurunuz, açıklamada bulununuz lütfen.
Lütfen
yeni sataşmalara mahal vermeden...
2.- Tunceli Milletvekili
Kamer Genç’in, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
KAMER
GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; milletvekili sıfatıyla
geldik buraya. Milletvekilliği görevine başlarken bir yemin ettik. Bu yeminin
özü nedir? Dürüstçe, namusluca millete hizmet etmek, hırsızların üzerine
gitmek.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) - Aynen öyle.
KAMER
GENÇ (Devamla) - Aynen öyle değil mi?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Eroincinin avukatı olmadık, silah kaçakçısının avukatı
olmadık.
KAMER
GENÇ (Devamla) - Peki Mustafa Bey, evet, burada, çok af kanunu getirdiniz, bu
kanunlarla...
Bakın,
geçen gün torba kanunda kaç milletvekilinizin, kaç lira para cezalarını, vergi
cezalarını affettiniz? Hangi naylon faturacının hangi vergi borcunu affettiniz?
Gelin, araştırma yapalım. Hangi gümrük kaçakçılığının gümrük kaçakçılığından
dolayı sağladıkları...
AHMET
YENİ (Samsun) – Biliyorsan söyle, iftira edip durma, söylesene.
KAMER
GENÇ (Devamla) - ...vergileri affettirdiniz? Gelin, bunları araştıralım.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sen hangi silah kaçakçısının avukatı oldun? Kimin işini
takip ettin?
KAMER
GENÇ (Devamla) - Niye görevi suistimal ve ihmal eden kişilerin Türk Ceza
Kanunu’nda belirlenen cezasını indirdiniz? Yani para cezasına çevrilmeyen,
görevi suistimal ve ihmal davalarında niye para cezasına çevrilebilecek bir
statüye indirdiniz? Dolayısıyla...
AHMET
YENİ (Samsun) – Samanı anlat, samanı!
ÖZNUR
ÇALIK (Malatya) – Samanı kaça aldın, samanı?
KAMER
GENÇ (Devamla) – Anlatacağım ki senin kafandaki anlaşılsın.
Şimdi,
mesele şu: Ben arkadaşlarla yüzde 5 hisseyle bir fabrikaya ortak oldum ama
devri iktidarınızda AKP’li olmadınız mı hayat hakkı yok. İflas etti, ben de
ayrıldım yani gayet normal değil mi? Getirdim, bir para koydum orada.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Paranın belgesi yok! Paranın belgesi yok!
KAMER
GENÇ (Devamla) – Ondan sonra da… Devri iktidarınızda, sizden oldu mu bakın,
sizden oldu mu -devletin bütün kaynakları sizin emrinizde- Tayyip Erdoğan’ın
damadına getireceksiniz, 750 milyon dolar kredi verirsiniz ama bizim arkadaş
gitti, 1 kuruş kredi vermediler.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sen parayı ödememişsin, nüfuz kullanıyorsun, nüfuz!
KAMER
GENÇ (Devamla) – Kredi vermeyince fabrikayı yapamadık. Ne yapalım? İflas ettik.
Bu günah… Yani, bunda utanılacak şey…
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Nüfuz ticareti yapıyorsun, parayı ödediğini belgelemiyorsun
sen!
KAMER
GENÇ (Devamla) – Utanılacak durumu kendinize… Yani kaldı ki sizin milletvekili…
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Para verdin mi, vermedin mi, onu söyle sen.
KAMER
GENÇ (Devamla) – Verdim tabii. Yani eğer…
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Belgesi yok onun, belgesi yok!
KAMER
GENÇ (Devamla) – Yahu, kayıtlara geçmiş paranın belgesi ne olur?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Bankadan göndermemişsin. Kanuna göre bankadan lazım.
KAMER
GENÇ (Devamla) – Hayır, onun parasını…
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – 8 bin liranın üzerindeki her paranın bankadan gitmesi lazım.
KAMER
GENÇ (Devamla) – Bak, Mustafa Bey, ben sen değilim. Evvela sen Kayseri
Belediyesinde yapılan suistimallerin hesabını ver, evvela senin belediyelerine
verdiğin suistimallerin hesabını ver, ondan sonra gel burada konuş.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Anlatayım sana onu.
AHMET
YENİ (Samsun) – Belgeyi getir, belgeyi!
KAMER
GENÇ (Devamla) – Bak, yani eğer yiğitliğiniz varsa, bakın, yiğitliğiniz varsa
çıkalım, burada AKP’nin yaptığı suistimallerin hesabını soralım. Tayyip
Erdoğan’ın oğlu mücevherat alım satımıyla uğraştı diye niye mücevherat alım
satımını vergiden muaf tuttunuz? Bu vicdan mıdır? Bu vicdan mıdır?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Bilmeden konuşuyorsun, yalan söylüyorsun!
KAMER
GENÇ (Devamla) – Hayır, hayır, bu vicdan mıdır? Ya, vicdan mıdır? Bu onurlu bir
davranış mıdır, bu namuslu bir davranış mıdır?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Mücevheratta vergi yok mu, var mı?
KAMER
GENÇ (Devamla) – Yani benim istediğim…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
– Teşekkür ederiz Sayın Genç, konu anlaşılmıştır.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkanım, ismimi vererek “Senin de Kayseri’de yaptığın
yolsuzluklarla…” diye bir ifade kullandı. Açıklık getirmek istiyorum.
BAŞKAN
– Sayın Elitaş, lütfen yeni sataşmalara yol açmayın.
Buyurun.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
3.- Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaş’ın, Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Kamer Genç, bugün önemli günlerinden birini yaşıyor, ciddiye
alındığını hissediyor ama şu düzeltmeyi yapmak istiyorum.
Bakınız,
temcit pilavı gibi söylenen bir hadise var. Diyorlar ki: “Siz mücevherattaki
katma değer vergisini sıfırladınız.” Doğru. Mücevheratta katma değer vergisi
yoktu, özel tüketim vergisi vardı.
KAMER
GENÇ (Tunceli) – Hayır, ÖTV var, ÖTV.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) – Mücevherattaki katma değer vergisi yüzde 18’di, özel tüketim
vergisi yüzde 3’tü. Şimdi biz ne yaptık? Mücevherattaki katma değer vergisini
kaldırdık, özel tüketim vergisini yüzde 20’ye getirdik.
KAMER
GENÇ (Tunceli) – Hayır, doğru konuşmuyorsun!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) – Yani bunu “Mücevherattaki katma değer vergisi sıfır,
ekmekteki katma değer vergisi 1.” diye, yaptıkları popülizm bu. Başka hiçbir
şey bulamadıklarından dolayı ancak bunu yapmaya çalışıyorlar.
KAMER
GENÇ (Tunceli) – Tayyip Erdoğan’ın oğlu için bunu yaptınız.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) – Gelelim Kayseri Büyükşehir Belediyesiyle ilgili olan konuya:
Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanıyla ilgili, bir kişi gelmiş, makbuz
düzenlemiş. Bunu her yerde anlatıyoruz. O makbuzla ilgili Büyükşehir Belediye
Başkanı şikâyette bulunmuş.
KAMER
GENÇ (Tunceli) – Ne zaman olmuş?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) – Diyor ki: “Benim Kayserili hemşehrilerime, taksi durağı gibi
başka şeylerle ilgili, belediyenin mührüyle, çalıntı mühürle birlikte
düzenlediği makbuzla şikâyet var, bununla ilgili soruşturma açın.”
Yapılan
soruşturma sonucunda şahıs yedi yıl mahkûm oluyor. Yedi yıl mahkûm olduktan
sonra, izin alıyor iki yıl sonra. Nereye gidiyor? İstanbul’a. O dönemde
-İnternet’te var- mason üstatlarından birisine öldürmek üzere veya yaralamak
üzere pusu kurarken vicdanı sızlıyor, diyor ki: “Şurada, şu adreste mason
üstatlarından birine suikast yapılacak.” diye kendisini tarif ediyor ve
yakalattırıyor. Sonradan bu sorgu esnasında “Nedir?” deyince, Ergenekon’un
önemli şahıslarından birinin azmettirmesi sonucunda ben bu işi yapıyordum, ama
korktum, vazgeçtim, kendimi ihbar ettim diyor ve ondan dolayı Silivri’de şu anda
yatıyor.
Siz
Silivri’de olan bir insanın ve millete iftira etmekle tescilli olan bir şahsın
arkasına saklanarak, kalkıp da onun bir düzmece defterle… Defter dediği…
KAMER
GENÇ (Tunceli) – Ne saklanması! Niye zamanında soruşturma açmadınız!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) – Ne zaman yazıldığı belli olmayan bir defterle, bir defter
sayfasıyla ve tersinden giden defter sayfasıyla İnternet sitesinde yayarak
“Böyle böyle var.” diye ifade etmek hiç de etik değil, ahlaklı değil ve bunu da
malzeme olarak kullanmak da ahlaklı değil.
KAMER
GENÇ (Tunceli) – Ama inkâr etmek de ahlaklı değil!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) – O arkadaşımız eğer milletvekili adayı olsaydı, kalkacaktınız
yeri göğü inletecektiniz, “Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı sırf
dokunulmazlık zırhına bürünebilmek için aday oldu.” diyecektiniz, ama aday
olmayınca elinizdeki o sakladığınız iftira belgeleri patladı. Patlayınca
pazartesi günü verdiniz. Ne verdiniz? Ahlaki olmayan şeyleri de oraya verdiniz.
Bazılarının alışkanlık hâline getirdiği şeyleri, kendi yanlışlarını, kendi
üstünde bulundukları durumu bizim de…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) - …üzerimize atabilmek için, çamur atabilmek için ahlak dışı
şeyleri İnternet sitesinde yayınladanız. Bu gerçekten çok üzülecek bir
durumdur.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
– Teşekkür ederiz Sayın Elitaş, konu anlaşılmıştır.
VII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri Samsun Milletvekili Suat Kılıç, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı,
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ'ın;
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Osmaniye
Milletvekili Durdu Mehmet Kastal'ın Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/875, 2/876) (S. Sayısı: 698)
(Devam)
BAŞKAN
– Sayın Mehmet Şandır ve arkadaşlarının önergesinin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Genel
hükümlere aykırı bir düzenleme yapıldığından bu maddenin teklif metninden
çıkarılması önerilmektedir.
BAŞKAN
– Sayın Bengi Yıldız ve arkadaşlarının önergesinin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Genel
bütçeli daireler düzenlemesine tabi olan DSİ, tasarı ile hiçbir kanuni altyapı
oluşturulmadan özel bütçeli daire statüsüne tabi kılınmak istenmektedir. Bu
değişiklik ile tasarının ortaya çıkaracağı adaletsizliğin giderilmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN
– Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önergeler
reddedilmiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 698 sıra sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik yapılmasına Dair Kanun
Teklifi”nin çerçeve 6 ncı maddesiyle değiştirilen 18/12/1953 tarihli ve 6200
sayılı Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanunun
14 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Bekir
Bozdağ (Yozgat) ve arkadaşları
“Hukuk
müşavirlerinin temsil yetkisi, Genel Müdürlüğün görev alanı ile ilgili
işlemlerden dolayı Genel Müdürlük husumetiyle açılan bütün dava takiplerini,
avukatların temsil yetkisi atandıkları veya görevlendirildikleri merkez teşkilatı
veya bölge müdürlükleri ile merkez teşkilatı veya bu bölge müdürlükleri ile
ilişkilendirilen yerlerdeki dava takiplerini kapsar.”
BAŞKAN
– Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli) – Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
– Hükûmet?
DEVLET
BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Trabzon) – Kabul ediyoruz.
BAŞKAN
– Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kanun
teklifinin 6 ncı maddesiyle değiştirilen 18/12/1953 tarihli ve 6200 sayılı
Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanunun 14 üncü
maddesinin üçüncü fıkrasında yapılan değişiklikle, DSİ Genel Müdürlüğünün
merkez teşkilatına atanan avukatların da temsil yetkisi belirlenmektedir.
BAŞKAN
- Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmiştir.
Kabul
edilen bu önerge doğrultusunda 6’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
7’nci
madde üzerinde üç önerge vardır. Bu üç önerge de aynı mahiyette olduğu için
önergeleri okutup, birlikte işleme alacağım. Önerge sahipleri isterse,
kendilerine ayrı ayrı söz vereceğim.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 698 sıra sayılı Kanun Teklifinin 7 inci maddesinin teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Bengi Yıldız M. Nezir Karabaş Sırrı Sakık
Batman Bitlis Muş
M. Nuri Yaman M. Ufuk Uras
Muş İstanbul
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
698
Sıra sayılı Kanun teklifinin 7. maddesinin Teklif metninden çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
Mehmet Şandır Mustafa Kalaycı Y. Tuğrul Türkeş
Mersin Konya Ankara
Recep Taner Hakan Coşkun Erkan Akçay
Aydın Osmaniye Manisa
Emin Haluk Ayhan Metin Çobanoğlu
Denizli Kırşehir
T.B.M.M.
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 698 sıra sayılı yasa tasarısının 7. maddesinin yasa metninden
çıkartılmasını arz ederiz.
Mustafa Özyürek Ferit Mevlüt Aslanoğlu Orhan Ziya Diren
İstanbul Malatya Tokat
Fehmi Murat Sönmez Nevingaye Erbatur Bayram Meral
Eskişehir Adana İstanbul
Kamer
Genç
Tunceli
BAŞKAN
– Komisyon bu önergelere katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli) – Katılamıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
– Hükûmet?
DEVLET
BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Trabzon) – Katılmıyoruz.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) – Gerekçemiz okunsun.
BAŞKAN
– Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bir
önceki maddedeki önergede Genel Hükümlere aykırı bir düzenleme yapıldığından bu
maddenin Teklif metninden çıkarılması istenmişti. Bu maddede de değişiklik
yapılması uygun görülmemektedir.
BAŞKAN
– Barış ve Demokrasi Partisi Batman Milletvekili Bengi Yıldız ve arkadaşlarının
önergesinin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Genel
bütçeli daireler düzenlemesine tabi olan DSİ, tasarı ile hiçbir kanuni alt yapı
oluşturulmadan özel bütçeli daire statüsüne tabi kılınmak istenmektedir. Bu
değişiklik ile tasarının ortaya çıkaracağı adaletsizliğin giderilmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN
– Sizde kim konuşacak?
KAMER
GENÇ (Tunceli) – Ben konuşacağım.
BAŞKAN
– Sayın Genç, buyurunuz.
KAMER
GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 698 sıra sayılı Yasa
Tasarısı’nın 7’nci maddesinin madde metninden çıkarılmasıyla ilgili olarak verdiğimiz
önerge üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinize saygılar sunuyorum.
Şimdi,
değerli milletvekilleri, burada… Devletin yine kurulmuş birtakım nizamı var. Bu
nizama göre işte, kamu alacaklarında sulh yoluyla ne kadar lirayla nasıl
vazgeçileceği genel prensipler içinde kurala bağlanmış. Ama her nedense bu
Devlet Su İşlerine özel bir imtiyaz getirilmiş, o rakamlar 3 misli artırılmış.
Şimdi, mesela, işte 1 milyon liraya kadar, eski parayla 1 trilyon liraya kadar
genel müdür vazgeçecek, 10 milyon liraya, 10 trilyon liraya kadar da bakan
vazgeçecek. Şimdi, biz görüyoruz, kişilerin iradesine bağlı… Bir şeyi bir
kişinin iradesine bağlı bıraktığınız zaman,
-pek devleti koruyan kişiler yok- maddi menfaatler söz konusu olunca
maalesef hep devletin aleyhine işleyen bir uygulama var şimdiye kadar çok
şeylerde.
Mesela,
Maliye Bakanlığında Merkezî Uzlaşma Komisyonu var. AKP zamanında, Citibank’ın
3,5 milyar dolarını, bakın arkadaşlar, 3,5 milyar dolarını Merkezî Uzlaşma
Komisyonunda bir kalemde sildiler. Peki, niye siliyorsunuz? Devletin inceleme
elemanları gitmiş, bankanın hesaplarını incelemiş ve 3,5 milyar dolar vergi
borcunu bulmuşlar ama tabii, Tayyip Bey, onun Hükûmeti, kanunlara bağlı
olmadığı için, kanunu dinlemiyor. Tek kalemde, Merkezî Uzlaşmada siliyor.
Şimdi,
biraz önce burada yaptığım konuşmada ben kimseye hakaret etmedim sayın
milletvekilleri. Ben diyorum ki: “Hiçbir kişi, hiçbir vicdan sahibi insan,
hiçbir demokratik parlamentoda parlamenterler, kendilerinin ve yandaşlarının
kamuya olan borçlarını parmak kaldırmak suretiyle silemezler. Silerlerse bu
onurlu olmaz.” Bunda hakaret var mı? Yok. Bence yok. Şimdi, siz getirdiniz
milletvekilinizin birisine 200 milyon dolarlık bir şeker fabrikasını 13 milyon
dolara verdiniz mi? Verdiniz. Onun 35-40 trilyon liralık idari para cezasını
bundan önceki torba kanunda affettiniz mi? Bir misal işte. Mustafa Bey, bir
kendi milletvekilinizin 35 trilyon liralık idari para cezasını affedince
dürüstlük mü oluyor?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Adını söyle, adını söyle kimse!
KAMER
GENÇ (Devamla) – Dürüstlük mü oluyor?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Adını söyle kimse, adını söyle!
KAMER
GENÇ (Devamla) – İşte söylüyorum ya.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Adını söyle!
KAMER
GENÇ (Devamla) – İşte Kütahya Şeker Fabrikasında idari para cezası.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Neyin idari para cezası?
KAMER
GENÇ (Devamla) – E, sen ne biliyorsun?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Hayır, onun idari para cezası yok, orada idari para cezası
yok.
KAMER
GENÇ (Devamla) – Git araştır, git araştır.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Amasya’da var, Kayseri’de var idari para cezası!
BAŞKAN
– Karşılıklı konuşmayınız lütfen.
KAMER
GENÇ (Devamla) – Ondan sonra 200 milyon dolarlık şeker fabrikasını getirip de
14 milyon dolara vermediniz mi? Yani bunlar suistimal değil mi? Yani
arkadaşlar, belediyelerinizin…
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Amasya’da, Kayseri’de var idari para cezası!
KAMER
GENÇ (Devamla) – İstanbul Belediyenizin seksen tane ihalesinde suistimal tespit
edildiği Danıştay kararıyla sabit. Mart 2010 tarihinden itibaren İstanbul
Belediye Başkanı hakkında soruşturma yapılması gerekirken niye bugüne kadar
soruşturma açmıyorsunuz? Danıştay kararı ortada ya. Hangi yüzle çıkıp bunu
ondan sonra savunuyorsun. Adana Belediye Başkanı hakkında bir şey var mıydı?
MHP’liydi. Adana Belediye Başkanı kaç aydır açıkta, hakkında bir soruşturma da
yapmıyorsunuz, adamcağızı dışarıda tutuyorsunuz. Sizin belediye başkanlarınızın
büyük bir kesimiyle ihalede yolsuzluklar almış yürümüş. Ama bir İçişleri
Bakanınız var, diyor ki, o da öyle sıkılmadan laflar ediyor ki: “Amerika’da
olmayan basın özgürlüğü bizde var efendim.” Ne kadar büyük basın özgürlüğü var
değil mi! Ondan sonra tutuyor, müsaade vermiyor.
Benim
bir ilçemde belediye başkanı, sizin belediye başkanınız, 150 milyar liralık iş
bitirme belgesini veriyor bir müteahhide. Adam belediyede bir kuruşluk iş
yapmamış, 150 milyar liralık işi bitirme belgesini veriyor. İçişleri Bakanına
şikâyet ediyorlar: “Ya, bu, görevini suistimaldir.” diyorlar. “Yok ya” diyor,
soruşturma iznini açmıyorlar.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KAMER
GENÇ (Devamla) – Yani şimdi eğer yiğitlik varsa kuralım bir komisyon. Hiç
burada boş konuşmaya da gerek yok. Gidelim sizin belediyeleri de inceleyelim.
Sizin yaptığınız…
BAŞKAN
– Teşekkür ederiz Sayın Genç.
KAMER
GENÇ (Devamla) – Efendim, bir dakika…
BAŞKAN
– Genel Kurulu selamlayınız sadece lütfen.
KAMER
GENÇ (Devamla) – Gidelim, sizin… Yani bunların hepsini inceleyelim. Kamu İhale
Kanunu… Binlerce defa ihlal var, alımlarda binlerce defa ihlal var. Gümrüklerde
denetimi kaldırmışsınız kardeşim. Belediyelerde… Ankara Büyükşehir
Belediyesinin 4 katrilyon lira devlete borcu var. Niye bunu tahsil
etmiyorsunuz? Bir kar yağdı, insanlar sokakta kaldı. Yani bir hizmet de doğru
dürüst yürümüyor. Dolayısıyla, yani söylenen doğru şeylerden sizin ders alıp,
bu yapılan soygunların, talanların üzerine gitmeniz gerekirken maalesef
çıkıyorsunuz iftira atıyorsunuz.
Şimdi,
Tayyip Bey çıkıyor bizim Genel Başkana “Ergenekon mu arıyorsun?” diyor. Nerede
arayacaksın? “Çorum’da ara, Sivas’ta ara, Kahramanmaraş’ta ara.” diyor. Şimdi,
Çorum’da, Kahramanmaraş’ta ve Sivas’ta kim öldürüldü? Demokrat ve solcular
öldürüldü. Öldüren kim? Şeriatçılar. Ee, kimin zihniyetindeki insanlar? Tayyip
Bey’in zihniyetindeki insanlar o olayları yapıyor. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler) Demek ki Ergenekon o…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ
KOYUNCU (Bursa) – Şeriatçı kim? Şeriatçı kim?
BAŞKAN
– Teşekkür ediyoruz Sayın Genç.
KAMER
GENÇ (Devamla) – O bakımdan söylediğimiz sorunları bilerek söylüyoruz, bu
söylediğimiz şeylerin arkasındayız.
BAŞKAN
– Sayın Genç, lütfen yerinize geçiniz.
OSMAN
KILIÇ (Sivas) – Ayıp be, ayıp!
KAMER
GENÇ (Tunceli) – Sana ayıp!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sana çok yakışıyor!
KAMER
GENÇ (Tunceli) – Sana da çok yakışıyor!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Acayip yakışıyor!
KAMER
GENÇ (Tunceli) – Senin başına vura vura doğruları sana söyleteceğim.
BAŞKAN
– Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
7’nci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, 8’inci madde üzerinde dört önerge vardır.
8’inci
madde üzerinde verilen Giresun Milletvekili Nurettin Canikli ve arkadaşlarının
önergesi, Gümrük Müsteşarlığına 2 bin kişilik bir kadro ihdasını öngörmektedir.
Ancak, teklifte Gümrük Müsteşarlığıyla ilgili bir düzenleme bulunmamaktadır. İç
Tüzük’ün 87’nci maddesi hükümleri karşısında bu önergenin işleme konması imkânı
yoktur. Önergeyi işlemden kaldırıyorum.
Madde
üzerindeki diğer üç önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
698
Sıra sayılı Kanun teklifinin 8. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mehmet Şandır Mustafa Kalaycı Emin Haluk Ayhan
Mersin Konya Denizli
Erkan Akçay Y. Tuğrul Türkeş Hakan Coşkun
Manisa Ankara Osmaniye
Metin Çobanoğlu Recep Taner
Kırşehir Aydın
"Ek
Madde 3- Ekli (1) sayılı listede yer alan kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin Devlet Su İşleri Genel I
Müdürlüğüne ait bölümüne eklenmiştir."
(1)
SAYILI LİSTE
KURUMU
: DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TEŞKİLATI:
MERKEZ
İHDAS
EDİLEN KADROLARIN
Sınıfı Unvanı Derecesi Serbest Tutulan Toplam
Kadro Kadro Kadro
Adedi Adedi Adedi
AH Avukat 1 4 - 4
AH Avukat 2 3 - 3
AH Avukat 4 2 - 2
AH Avukat 6 6 - 6
Toplam 15 - 15
(1)
SAYILI LİSTE
KURUMU:
DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TEŞKİLATI:
TAŞRA
İHDAS
EDİLEN KADROLARIN
Sınıfı Unvanı Derecesi Serbest Tutulan Toplam
Kadro Kadro Kadro
Adedi Adedi Adedi
AH Avukat 1 26 - 26
AH Avukat 2 7 - 7
AH Avukat 3 6 - 6
AH Avukat 4 10 - 10
AH Avukat 5 20 - 20
AH Avukat 6 15 - 15
Toplam 84 - 84
BAŞKAN
- Sayın milletvekilleri, şimdi
okutacağım iki önerge aynı mahiyettedir.
Şimdi
bu önergeleri okutup birlikte işleme alacağım ama istemleri hâlinde önerge
sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim.
Önergeleri
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 698 sıra sayılı Kanun Teklifinin 8 inci maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Bengi Yıldız Şerafettin Halis M. Nezir Karabaş
Batman Tunceli Bitlis
Sırrı
Sakık M.
Ufuk Uras
Muş İstanbul
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan yasa tasarısının 8. maddesinin yasa metninden çıkartılmasını arz ederiz.
Saygılarımızla.
Mustafa Özyürek Ferit Mevlüt Aslanoğlu Bayram Meral
İstanbul Malatya İstanbul
Orhan Ziya Diren Fehmi Murat Sönmez Yaşar Ağyüz
Tokat Eskişehir Gaziantep
Nevingaye
Erbatur
Adana
BAŞKAN
- Komisyon önergelere katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli) –
Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
- Hükûmet?
DEVLET
BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Trabzon) – Katılamıyoruz.
BAŞKAN
– Bengi Yıldız ve arkadaşlarının önergesinin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Genel
bütçeli daireler düzenlemesine tabi olan DSİ, tasarı ile hiçbir kanuni alt yapı
oluşturulmadan özel bütçeli daire statüsüne tabi kılınmak istenmektedir. Bu
değişiklik ile tasarının ortaya çıkaracağı adaletsizliğin giderilmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN
– Buyurunuz Sayın Ağyüz. (CHP sıralarından alkışlar)
YAŞAR
AĞYÜZ (Gaziantep) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bundan bir süre önce
onaylanan 6111 sayılı, yürürlüğe giren torba yasayı değiştiren, bazı ilaveler
yapan, onu basamak kullanarak yeni bir torba yasayla karşı karşıyayız.
Şimdi,
Parlamentonun görevi sorun çözmek ise, sorunları çok ayrıntılı, detaylı olarak
getirmek iktidarın ve iktidarın beraber çalıştığı bürokratların görevidir.
Böyle bir torba yasa çıkarıp tekrar değiştirmeye muhtaçsa, demek ki Türkiye
Büyük Millet Meclisi ve komisyonlar yasa yapma acz içerisindedirler, bir kere
bunun giderilmesi lazım. Niye acz içerisindedirler? Komisyonlarda muhalefetin
görüşlerine önem vermiyorsunuz, burada verilen önergelere önem vermiyorsunuz.
Şimdi
bakın, Devlet Su İşleri: Devlet Su İşleri, içi boşaltılmış bir kuruluş, teknik
donanımdan yoksun kalmış bir kuruluş, kamulaştırma baskısı altında olan bir
kuruluş, bunu kolaylaştırmak için avukatlık kadrosu ihdas ediyorsunuz. Evet,
ihtiyaç olabilir, doğrudur, ama dördüncü yılınız bitiyor, geçmiş dönemi de
sayarsak dokuzuncu yılınız bitiyor. Devlet Su İşlerindeki kamulaştırmalar
nedeniyle mağdur olan vatandaşlar perişan oldular, şimdi siz bunları çözmek
için yeni bir kadrolaşma. Peki, bu kadar kadro ihdas ediyorsunuz, yeniden
hizmet alım sözleşmesiyle avukatlara iş verilir maddesini neden getiriyorsunuz?
Yani, bir yandan siz, devlet kurumu olarak Devlet Su İşleriyle bu işleri
kolaylaştırmaya çalışacaksınız, bir yandan da takdir ettiğiniz avukatlara,
yandaş medya, yandaş kadro, yandaş eleman gibi yandaş avukatlara iş yaratmak
için de bir madde getiriyorsunuz değerli arkadaşlarım.
Şimdi
bakınız, torba yasalar eğer sorun çözmek için getiriliyorsa, bundan önceki
yasada da olduğu gibi, emeklilerin çözüm bekleyen sorunlarına bu kanunda neden
yer yok? Emeklilerin haklarını alması için, hak ettikleri yasal ekonomik
hakları almak için niye bunları mahkeme kapısında süründürüyoruz?
Kredi
kartı mağdurları niye bu torba yasanın içerisinde yok? Madem sosyal bir yasa,
madem af yasası bütünlüğü içerisinde gelen yasalar, madem bu ölçüde
değerlendirdiğimiz yasada Ziraat Bankasına kredi borcu olan çiftçilerin
değerlendirilmesi niye yok?
Bunlar
hep sorun, karşımıza çıkanlar.
İhlaszedeler…
Geçen gün bahsettik. İhlaszedeleri Bankacılık Yasası’nda yapılacak bir
düzenlemeyle TMSF’nin denetimine… Para vermek yok -siz para vermek
anlıyorsunuz, hazineden para vermek anlıyorsunuz- bunların sorununu çözmek yok
ama ne var? Siz, dört yılınız içerisinde, getirdiğiniz somut çözüm önerilerinin
içinde aftan başka bir şey yok.
Bakın,
esnaf perişan. AVM yasası, büyük alışveriş merkezleri yasası -bakanlarınız değişti, 2 bakan değişti- hâlen
gelecek! Bakanlar Kurulunda imzalandı… Niye engelliyorsunuz bunu? Bitmesi
gereken ve yabancı iş birliği içerisinde, sermaye iş birliği içerisinde olan
AVM’lerin bitmesini mi bekliyorsunuz? Gaziantep’te bu iş için, alışveriş merkezi
için 16,5 trilyona mal sahibinden alındı, 87,5 trilyona satıldı. “71,5 trilyon
nerede” dediğimiz zaman da önce grup başkan vekilleriniz hopluyor ve cevabını
veremiyorsunuz.
Kayseri’ye
verdiğiniz cevaplar doyurucu değil.
Onun
için bu yolsuzluklarla mücadele etmek istiyorsanız açık, net, şeffaf olmak
zorundasınız.
Bakın,
Sayın Çevre Bakanı diyor ki, “Devlet Su İşleri görevini yapıyor.” diyor. Bakın,
Kılavuzlu Barajı ne durumda: 13 kilometre kanal yapılmış 260 kilometreden. Bu
başarı mıdır? GAP illeri kapsamı içerisinde olan yerler bunlar. Doğanpınar
Göleti idi, Doğanpınar Barajı oldu. Her seferinde soruyorum, “Proje
aşamasında...” İnsaf, insaf! Dört yıldır bir proje aşamasında olan baraj
düşünülebilir mi değerli arkadaşlarım? Kahramanmaraş, Türkoğlu, İslahiye,
bunlar bu barajın kanallarının bitmesini bekliyor.
Kilis’te
Elbeyli kasabasında dört tane köyün su kanalları yapılmadığı için
permeperişanlar, tali kanallar yapılır mı diye bekliyorlar. Bu tür şeylere
ağırlık verilmesi gerekirken GAP Eylem Planı içerisinde hak ettiği payı
alamayan Gaziantep, maalesef, çiftçileri perişan olmuştur, tarım perişan
olmuştur. Hâlâ hayvancılık kredisi verilen, verdirilen kooperatiflerde ayrımcılık
yapılmaktadır. Tarım Bakanlığı, bugün yaptığı ayrımcılık listesinde dört
kooperatife hayvancılık kredisi vermiş, bir kooperatifi ayırmıştır. Çatalsu
Kooperatifinin ne günahı var?
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
– Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
YAŞAR
AĞYÜZ (Devamla) – Bu kadar ayrımcılık, siyasi yandaşlık olur mu? Onun için, bu
tür uygulamalarda eşit ve tarafsız davranmak zorundasınız.
Tabii,
seçim yaklaşırken siyasi söylemler de değişmeye başladı. “Benim için ‘muhtar
bile seçilemez’ diyen basınla mücadele ettim.” diyen Sayın Başbakan o gün
siyasi yasaklı idi. Bunu niye unutuyor? Siyasi yasaklarının kaldırılmasını
Cumhuriyet Halk Partisine borçlu olduğunu niye unutuyor?
VEYSİ
KAYNAK (Kahramanmaraş) – Millete borçlu, millete!
YAŞAR
AĞYÜZ (Devamla) – Bugün bulunduğu makamı ve ileride hayal ettiği makamı
Cumhuriyet Halk Partisine borçlu olduğunu niye unutuyor?
Grup
başkan vekilleriniz, Cumhuriyet Halk Partisine, harf değişikliği yaparak “halt”
kelimesini getirmeye çalışıyorlar. “Halt” kelimesini Cumhuriyet Halk Partisine
layık görenler aynaya bakmalıdır, aynaya! Aynaya bakarsanız Deniz Fenerini
görürsünüz, aynaya bakarsanız Kamer Genç’in dediği Kütahya Şeker
Fabrikası’ndaki bir milletvekilinize peşkeş çektiğiniz arazileri görürsünüz.
İSMAİL
BİLEN (Manisa) – İSKİ’yi, ASKİ’yi görürsün!
YAŞAR
AĞYÜZ (Devamla) - Bunları söyleyin, bunları. Kayseri’yi görürsünüz, Elâzığ’ı
görürsünüz, Gaziantep’i görürsünüz, İstanbul Büyükşehiri görürsünüz. Yüreğiniz
varsa bunları getirin, bunlar hakkında soruşturma açtırın.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
– Teşekkür ederiz Sayın Ağyüz.
Önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
698
Sıra sayılı Kanun teklifinin 8. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Şandır (Mersin) ve arkadaşları
"Ek
Madde 3- Ekli (l) sayılı listede yer alan kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğüne ait bölümüne eklenmiştir."
(1)
SAYILI LİSTE
KURUMU
: DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TEŞKİLATI:
MERKEZ
İHDAS
EDİLEN KADROLARIN
Sınıfı Unvanı Derecesi Serbest Tutulan Toplam
Kadro Kadro Kadro
Adedi Adedi Adedi
AH Avukat 1 4 - 4
AH Avukat 2 3 - 3
AH Avukat 4 2 - 2
AH Avukat 6 6 - 6
Toplam 15 - 15
(1)
SAYILI LİSTE
KURUMU:
DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TEŞKİLATI:
TAŞRA
İHDAS
EDİLEN KADROLARIN
Sınıfı Unvanı Derecesi Serbest Tutulan Toplam
Kadro Kadro Kadro
Adedi Adedi Adedi
AH Avukat 1 26 - 26
AH Avukat 2 7 - 7
AH Avukat 3 6 - 6
AH Avukat 4 10 - 10
AH Avukat 5 20 - 20
AH Avukat 6 15 - 15
Toplam 84 - 84
BAŞKAN
– Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli) – Katılamıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
– Hükûmet?..
DEVLET
BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Trabzon) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN
– Sayın Ayhan, buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)
EMİN
HALUK AYHAN (Denizli) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; 698 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 8’inci
maddesinin değiştirilmesine ilişkin verdiğimiz önerge üzerine söz aldım. Bu
vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
1
sayılı listede ihdas edilen 4’üncü derecede avukat kadrosuna 4 adet avukat
kadrosu verilmesini, ilave edilmesi istiyoruz. Bu, belki iktidar tarafından
yadırganabilir. “Biz istiyoruz, ona ‘Evet’ demiyorsunuz ama siz kendiniz yeni
kadro ihdas edilmesi için önerge veriyorsunuz.” diyebilirsiniz. Ama ikisi
arasında çok anlamlı bir fark var. Siz, yukarıda anası görüşülen, Komisyonda
görüşülememiş, alt komisyonda kalmış 5 bin kadroyu, siyasi olarak seçim öncesi
kullanacağınız bir mevzuatı yetiştiremediğiniz için, onun danasını, 2.500’ünü,
2 binini buraya getirmeye, buradan geçirmeye çalışıyorsunuz; bunu seçim öncesi
kullanmak için. Nitekim, Başkanlık Divanı usule uygun olmadığı için -İç
Tüzük’ün sanıyorum 87’nci maddesiydi- işleme almadı ama bizim verdiğimiz
önergenin bir anlamı var, bir manası var. Devletin geleneklerine, hukukuna
uygun olmayan bir şekilde, her ne kadar Hazine avukatlığından,
Muhakemattan Devlet Su İşlerine işi
kaydırıyor iseniz de orada da işin doğru olması lazım, verdiğiniz kadrolara
bakmanız lazım.
Şimdi,
burada baktığımız zaman, önerdiğimizde, önemli miktarda kadronun 1’inci derecede olduğunu görüyoruz. 1’inci
derecedeki kadrolar genel olarak emekliliğe yakın kadrolardır. Yarın bunlar
emekli olacak. Emekli olunca ne olacak? Yeniden avukata ihtiyaç duyacaksınız,
yeniden kadro ihdası için birtakım hukuki muameleler yapmak zorunda
kalacaksınız. Bizim istediğimiz, 4’üncü derecede avukat kadrosunu biraz daha
artırarak ne yapmak; ileride idarenin bu konuda sıkışmasını önlemek için
idareye biraz daha geniş imkân vermeye yönelik bir düzenleme öneriyoruz. Bu
açıdan Hükûmetin, hükûmeti ve iktidarı değil, devleti düşünen, devletin
organlarını düşünen bir davranış biçimine yönelmesini istiyoruz, bunun için bu
önergeyi veriyoruz.
Önerge
kabul olur, olmaz ama biz mantığımızı doğru koyuyoruz ve bunun tutanaklara
geçmesini de arzu ediyoruz. Buna katılınması İktidar kanadınca, Hükûmet
kanadınca aslında çok mantıklı bir şey; biz mantıklı olanı öneriyoruz. Ben buna
karşı çıkılmasını da, gerçekten neden karşı çıkıldığını anlamakta sıkıntı
çektiğimi ifade etmek istiyorum. Gerçekten, buraya baktığımız zaman buradan
anladığımız şey, esasen AKP’nin personel politikasının sürgüne, baskıya,
yandaşlığa dayanan bir politika olduğunu söylüyoruz, anlıyoruz.
Bakın,
biz bunu iyi niyetle söylüyoruz, gerekçesinde de bunu söyledik, izah ediyoruz,
ifade ediyoruz. Biraz önce de ifade ettim, “AKP’nin verdiği önerge İç Tüzük’e
aykırı.” dedim, “87’nci maddeye aykırı.” dedim ve verdiği, seçime kadar
kullanacağı 2 bin kadroyu istiyor, burada hem de usule uygun olmayan bir
şekilde, İç Tüzük’e uygun olmayan bir şekilde. Ben bunu ifade etmek istiyorum.
Şimdi,
önergeye tekrar sizlerden sayın milletvekilleri, destek istiyorum. Gerçekten
devletin işini yapacaksak, devletin ileriye yönelik eksikliklerini gidereceksek
bu işin düzgün yapılması lazım.
Biz
muhalefet milletvekilleri olarak iktidarın yaptığı her şeye karşı çıkmıyoruz,
iktidarın yaptığı yanlışlara karşı çıkıyoruz. Dolayısıyla, bu önerdiğimiz
masum, devletin geleceğine yönelik, kurumun geleceğinin iyileştirilmesine
yönelik, kurumun geleceğinin düşünülmesine yönelik ne oluyor? Bir önerge
oluyor. Bizim sizden istirhamımız bu önergeyi kabul etmeniz.
Ben
teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
– Teşekkür ederiz Sayın Ayhan.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
8’inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul
edilmiştir.
9’uncu
madde üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
698
Sıra sayılı Kanun teklifinin 9. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mehmet Şandır Mustafa Kalaycı Emin Haluk Ayhan
Mersin Konya Denizli
Erkan Akçay Y. Tuğrul Türkeş Hakan Coşkun
Manisa Ankara Osmaniye
Metin
Çobanoğlu Recep
Taner
Kırşehir Aydın
Madde
9- 6200 sayılı Kanun'a aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"Geçici
Madde 8- Genel Müdürlüğün merkez veya taşra teşkilatı kadrolarında avukat
olarak görev yapmakta iken 13/12/1983 tarihli ve 178 sayılı Maliye Bakanlığının
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek 28 inci maddesine
dayanılarak Hazine avukatı olarak atananlardan bu maddenin yayımı tarihinde
görevde bulunanlar, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altmış gün
içinde başvurmaları halinde Genel Müdürlüğün teşkilat yapısı göz önünde
bulundurularak, görev yapmakta oldukları yere öncelik verilmek suretiyle işgal
ettikleri kadro derecelerine göre Genel Müdürlükçe merkez veya taşra
teşkilatında avukat unvanlı kadrolara atanabilirler. Atama taleplerine ilişkin
işlemler Genel Müdürlükçe otuz gün içinde sonuçlandırılır. Bu fıkra hükmüne
göre atananların, atandıkları kadroların aylık, ek gösterge, her türlü zam ve
tazminatlar ile fazla mesai ücreti ve avukatlık vekâlet ücreti hariç diğer malî
hakları toplamının net tutarının, önceki kadrolarına ilişkin olarak en son ayda
aldıkları aylık, ek gösterge, her türlü zam ve tazminatlar ile fazla mesai
ücreti ve avukatlık vekâlet ücreti hariç ciğer malî hakları toplamının net
tutarından az olması hâlinde, aradaki fark, atandıkları kadrolarda kaldıkları
sürece, farklılık giderilinceye kadar, herhangi bir vergi ve kesintiye tâbi
tutulmaksızın tazminat olarak ödenir.
Maliye
Bakanlığı uhdesinde Hazine avukatları tarafından takip edilmekte olan Genel
Müdürlük ile ilgili dava ve icra takiplerine ilişkin tüm dosyalar, Maliye
Bakanlığı ve Genel Müdürlükçe müştereken belirlenecek esaslara göre bu maddenin
yayımını izleyen bir yıl içerisinde Genel Müdürlüğe veya ilgili bölge
müdürlüğüne devredilir. Bu şekilde devredilen dava ve icra takipleriyle ilgili
olarak devir tarihine kadar yapılmış her türlü işlem Genel Müdürlük adına
yapılmış sayılır.
BAŞKAN
– Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge aynı mahiyettedir. Şimdi
bu önergeleri okutup birlikte işleme alacağım, istemleri hâlinde ayrı ayrı söz
vereceğim.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 698 sıra sayılı Kanun Teklifinin 9 uncu maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Bengi Yıldız Osman Özçelik M. Nezir Karabaş
Batman Siirt Bitlis
Sırrı Sakık Şerafettin Halis
Muş Tunceli
T.
B. M. M Başkanlığı’na
Görüşülmekte
olan yasa tasarısının 9. maddesinin yasa metninden çıkartılmasını arz ederiz.
Mustafa Özyürek Ferit Mevlüt Aslanoğlu Bayram Meral
İstanbul Malatya İstanbul
Orhan Ziya Diren Fehmi Murat Sönmez Nevingaye Erbatur
Tokat Eskişehir Adana
H.
Tayfun İçli
Eskişehir
BAŞKAN
– Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli) – Katılamıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
– Hükûmet?
DEVLET
BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Trabzon) – Katılamıyoruz.
BAŞKAN
– BDP’nin gerekçesini okuyunuz lütfen.
Gerekçe
Genel
bütçeli daireler düzenlemesine tabi olan DSİ, tasarı ile hiçbir kanuni alt yapı
oluşturulmadan özel bütçeli daire statüsüne tabi kılınmak istenmektedir. Bu
değişiklik ile tasarının ortaya çıkaracağı adaletsizliğin giderilmesi
amaçlanmıştır.
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Tayfun İçli konuşacak.
BAŞKAN
– Sayın İçli, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
H.
TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Çok
değerli milletvekili arkadaşlarım, sizleri saygıyla selamlıyorum.
Önergemizin
gerekçesinde belirtildiği üzere genel bütçeli bir idare olan Devlet Su
İşlerinin bu idarelerin dava ve icra takiplerinin Hazine avukatlarınca takibini
öngören mevzuattan ayrı tutulması bu alanda sağlanmak istenen disipline zarar
verecektir. Bu nedenle kabul edilmesi mümkün değildir. Öncelikle bunu ifade
etmek istedim.
Değerli
arkadaşlarım, şimdi, Türkiye Büyük Millet Meclisi bir seçim kararı aldı ve
Yüksek Seçim Kurulu devreye girmek suretiyle seçim takvimini ilan etti, 14
Martta seçim takvimi başladı.
Değerli
arkadaşlarım, seçim takvimi başladı ama Türkiye Büyük Millet Meclisi olağanüstü
bir çalışma usulüyle çalışmalarına devam ediyor, sürekli torba yasa geliyor.
Geçtiğimiz ay içerisinde 247 maddelik bir torba kanunu çıkarttık. Şimdi yine
bir torba kanun… Bu torba kanun da 30 maddeden ibaret ve bu torba kanunu da
temel kanun olarak görüşüyoruz.
Değerli
arkadaşlarım, artık Türkiye Büyük Millet Meclisinde uluslararası sözleşmeler
hariç -ki o da iki maddedir, madde, yürütme ve yürürlük üç maddelik- hepsi
temel kanun olarak görüşülüyor. Tekrar tekrar altını çizerek ifade etmek
istiyorum, böyle bir çalışma, Anayasa’ya, yasaya ve İç Tüzük’ümüze aykırı.
Sadece bu olsa hadi diyeceksiniz ki bir tarafa koyalım. Şimdi, bugün, Adalet
Komisyonu Başkanımızın bir yazısı elime geldi, 17 Mart 2011 tarihli ve Adalet
Komisyonunun 22 Martta toplanacağı, 23, 24, 25, 26 Martta bitinceye kadar
–cumartesi, bitinceye kadar- Hükûmet tarafından çok acele olarak gönderilen iki
kanun tasarısının görüşülmesini Adalet Komisyonu Başkanımız istiyor.
Şimdi,
bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü? Düşünün, siyasi partiler aday
yoklamalarının ne şekilde olacağını ayın 18’inde bildirecekler. AKP, şüphesiz,
aday yoklamasını merkez yoklama olarak yapacak ama diğer siyasi partiler
önseçim yapacak, bazı siyasi partiler. Şimdi, aday yoklamalarının yapıldığı,
önseçime girildiği bir seçim döneminde Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalışır
vaziyette tutulması bir kere Anayasa’ya aykırı çünkü buradaki adaylar burada mı
çalışacak, yoksa önseçim çalışmaları için seçim bölgelerine mi gidecek? Şimdi
böyle bir olayın AKP’nin dayatmasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine
getirilmesi kabul edilemez.
Değerli
arkadaşlarım, asıl vahim olanı, yangından mal kaçırır gibi iki kanun
tasarısının… Bakın, kanun tasarılarının tarihi 16 Mart yani bugün ayın 17’si,
bir gün önce. İki ayrı kanun tasarısı ve komisyonda bu birleştirilecek yine bir
torba kanun olarak getirilecek. Yine bu maddeler madde madde görüşülmeyecek,
bölümler hâlinde görüşülecek. Nedir biliyor musunuz değerli arkadaşlarım? Şöyle
üstünkörü göz attığımda, kamuoyunun son günlerde tartıştığı olaylarla ilgili
mıntıka temizliği yapılmaya çalışılıyor. Hatırlarsınız, bir hafta öncesi,
Beşiktaş Savcısı yazılı bir açıklama yaptı, adil yargılama ve etkilemeyle ilgili.
Değerli arkadaşlarım, bakıyorsunuz, kanun tasarısının içine bu sokulmuş, adil
yargılamaya teşebbüs suçu. Suç unsurları yeni tanımlanıyor. Başka? Yani aslında
yok edilmesi gereken bazı telefon dinleme kayıtlarının keyfî olarak
iddianamelere konulması, o iddianamelere konulan bilgilerin birileri tarafından
savcılık soruşturma aşamasında birilerine sızdırılması ve birilerinin bazı
kişilerin özel hayatıyla ilgili olaylarda intikam alırcasına onları yok
etmesiyle ilgili bazı davalara ilişkin düzenlemeleri burada görüyorsunuz.
Değerli arkadaşlarım, gerçekten çok çok vahim olaylar. Yani, gazetecilerle
ilgili orada adli para cezalarını kaldırıyorsunuz, sözde hapis cezalarını
artırıyorsunuz. Bunları anlamakta gerçekten zorluk çekiyorum. Yani değerli
arkadaşlarım nereye gidiyoruz? Bu yasa çıktıktan sonra seçim döneminde hiç
kimse hiçbir şeyi yapamayacak, konuşamayacak, muhalifleri bile susturabilme söz
konusu olabilecek. Görülmekte olan birçok davanın içine girmiyoruz zaten. Biz
bu Mecliste yaptığımız konuşmalarda usule ilişkin, adil yargılamaya ilişkin,
keyfî tutuklamalara ilişkin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden ve Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarından ve kendi Anayasa’mızdan bahsetmek
üzere görüşlerimizi ifade ediyoruz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
– Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
H.
TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Böyle bir düzenleme getirdiğiniz zaman hiçbir muhalefet
hiçbir şekilde görüş ifade edemeyecek ve bazı suçlara bakacaksınız, yeni suç
tanımlamasına göre teşebbüs suçunu getirmek suretiyle, milletvekilleri dâhil
olmak üzere hiç kimse seçim döneminde konuşamayacak. Bunun adı ileri demokrasi
değildir değerli arkadaşlarım, bu çok sakat bir uygulamadır. Bundan acil olarak
vazgeçilmesini talep ediyorum.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
– Teşekkür ediyoruz Sayın İçli.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeleri okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
698
Sıra sayılı Kanun teklifinin 9. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mehmet
Şandır (Mersin) ve arkadaşları
Madde
9- 6200 sayılı Kanun'a aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"Geçici
Madde 8- Genel Müdürlüğün merkez veya taşra teşkilatı kadrolarında avukat
olarak görev yapmakta iken 13/12/1983 tarihli ve 178 sayılı Maliye Bakanlığının
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek 28 inci maddesine
dayanılarak Hazine avukatı olarak atananlardan bu maddenin yayımı tarihinde
görevde bulunanlar, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altmış gün
içinde başvurmaları halinde Genel Müdürlüğün teşkilat yapısı göz önünde
bulundurularak, görev yapmakta oldukları yere öncelik verilmek suretiyle işgal
ettikleri kadro derecelerine göre Genel müdürlükçe merkez veya taşra
teşkilatında avukat unvanlı kadrolara atanabilirler. Atama taleplerine ilişkin
işlemler Genel Müdürlükçe otuz gün içinde sonuçlandırılır. Bu fıkra hükmüne
göre atananların, atandıkları kadroların aylık, ek gösterge, her türlü zam ve
tazminatlar ile fazla mesai ücreti ve avukatlık vekâlet ücreti hariç diğer malî
hakları toplamının net tutarının, önceki kadrolarına ilişkin olarak en son ayda
aldıkları aylık, ek gösterge, her türlü zam ve tazminatlar ile fazla mesai
ücreti ve avukatlık vekâlet ücreti hariç diğer malî hakları toplamının net
tutarından az olması hâlinde, aradaki fark, atandıkları kadrolarda kaldıkları
sürece, farklılık giderilinceye kadar, herhangi bir vergi ve kesintiye tâbi
tutulmaksızın tazminat olarak ödenir.
Maliye
Bakanlığı uhdesinde Hazine avukatları tarafından takip edilmekte olan Genel
Müdürlük ile ilgili dava ve icra takiplerine ilişkin tüm dosyalar, Maliye
Bakanlığı ve Genel Müdürlükçe müştereken belirlenecek esaslara göre bu maddenin
yayımını izleyen bir yıl içerisinde Genel Müdürlüğe veya ilgili bölge müdürlüğüne
devredilir. Bu şekilde devredilen dava ve icra takipleriyle ilgili olarak devir
tarihine kadar yapılmış her türlü işlem Genel Müdürlük adına yapılmış sayılır.
BAŞKAN
– Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli) – Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
– Hükûmet?
DEVLET
BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Trabzon) – Katılamıyoruz.
BAŞKAN
– Gerekçe…
Gerekçe:
Metindeki “otuz gün” ibaresinin “altmış gün” olarak değiştirilmesi
öngörülmektedir. Bundan amaç devlet memurlarına biraz daha düşünme imkanı
tanımaktır.
BAŞKAN
– Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Madde
9’u oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 9’uncu madde kabul
edilmiştir.
10’uncu
madde üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum:
T.B.M.M
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 698 sıra sayılı yasa tasarısının 10. maddesinin sonuna aşağıdaki fıkranın
eklenmesini arz ederiz.
Saygılarımızla.
Mustafa Özyürek Ferit Mevlüt Aslanoğlu Harun Öztürk
İstanbul Malatya İzmir
Yaşar Ağyüz Kamer Genç
Gaziantep Tunceli
“Kamu
kurum ve kuruluşlarına ait alacaklar hariç olmak üzere, spor kulüplerinin Spor
Toto Teşkilat Başkanlığı nezdindeki isim haklarından doğan alacakları
haczedilemez ve bu alacaklar devir ve temlik edilemez.”
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 698 sıra sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
teklifinin 10. maddesine aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Elitaş İsmail Bilen Ali Koyuncu
Kayseri Manisa Bursa
Öznur Çalık Fatma Şahin Safiye Seymenoğlu
Malatya Gaziantep Trabzon
“Kamu kurum ve kuruluşlarına ait alacaklar
hariç olmak üzere, spor kulüplerinin Spor Toto Teşkilat Başkanlığı nezdindeki
isim haklarından doğan alacakları haczedilemez ve bu alacaklar devir ve temlik
edilemez."
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
698
Sıra sayılı Kanun teklifinin 10. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mehmet Şandır Mustafa Kalaycı Emin Haluk Ayhan
Mersin Konya Denizli
Erkan Akçay Recep Taner Y. Tuğrul Türkeş
Manisa Aydın Ankara
Hakan Coşkun Metin Çobanoğlu
Osmaniye Kırşehir
Madde
10- 21/5/1986 tarihli ve 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun Ek 9 uncu maddesinin başlığı
"Bağımsız spor federasyonları" olarak, maddenin bir ila altıncı,
dokuz ila on birinci ve on altıncı fıkraları aşağıdaki şekilde yeniden
düzenlenmiş, on altıncı fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki üç fıkra eklenmiş
ve madde metninde geçen "özerk" ibareleri "bağımsız"
ibaresi olarak değiştirilmiştir.
"Spor
dalı ile ilgili faaliyetleri ulusal ve uluslararası kurallara göre yürütmek,
gelişmesini sağlamak, sporcu sağlığı ile ilgili konularda gerekli önlemleri
almak, teşkilatlandırmak, federasyonu uluslararası faaliyetlerde temsil etmek
ve Tahkim Kurulu kararlarını uygulamakla görevli ve yetkili, özel hukuk
hükümlerine tabi bağımsız spor federasyonları kurulur. Federasyonlar, Merkez
Danışma Kurulunun uygun görüşü, Bakanın teklifi ve Başbakanın kararı ile kurulur
ve kararın Resmi Gazete'de yayımlanması ile tüzel kişilik kazanırlar. Bu
Kanunda belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmeyen federasyonların tüzel
kişilikleri bu maddede belirtilen usulle iptal edilir ve mal varlıkları Genel
Müdürlüğe devredilir. Genel Müdürlük tarafından bağımsız spor federasyonlarına
yapılan yardımlar ile Genel Müdürlük bütçesinden bu federasyonlara tahsis
edilen kaynaklar kullanılarak edinilen her türlü taşınır ve taşınmazlar edinim
amacı dışında kullanılamazlar ve Genel Müdürün izni alınmadan üçüncü kişilere
satılamaz ve devredilemezler. Genel Müdürlük tarafından yapılan yardımlar ve
tahsis edilen kaynaklar kullanılarak alınan taşınmazların mülkiyeti Genel
Müdürlüğe ait olur. Bu taşınmazlar Genel Müdürlüğün mevzuatı çerçevesinde kullanılır.
Federasyon malları devlet malı hükmündedir, haczedilemez. Federasyon
faaliyetlerinde görevli bulunanların görevleriyle ilgili olarak işlemiş
oldukları suçlar bakımından kamu görevlisi sayılırlar."
“Spor
federasyonlarının merkezi Ankara'dadır. Federasyonların merkez teşkilatı; genel
kurul, yönetim, denetim, disiplin kurulları ile genel sekreterlikten teşekkül
eder. Federasyon yönetim kurulu, yedi üyeden az, on beş üyeden fazla, disiplin
kurulu ise üç üyeden az, beş üyeden fazla olamaz. Denetim kurulu iki üyesi
seçimle üç üyesi ise Genel Müdürlükçe görevlendirilen beş üyeden oluşur. Genel
sekreter, en az dört yıllık yüksek okul mezunu kişiler arasından
görevlendirilir. Bu fıkrada belirtilen kurulların oluşumu, görev, yetki ve
sorumlulukları ile çalışma usul ve esasları ana statüde, diğer kurulların
oluşumu, çalışma usul ve esasları ise talimatlarla belirlenir. Profesyonel şube
kurulması, federasyona spor dalı bağlanması, bağlı spor dallarının ayrılması
işlemleri federasyon yönetim kurulunun Genel Müdürlüğe müracaatı üzerine bu
Kanunun hükümlerine göre yürütülür. Federasyonların yurt içi bağlantısını
sağlamak üzere, illerde federasyon temsilcilikleri kurulabilir. Bağımsız spor
federasyonlarının il temsilcileri, federasyon başkanının teklifi ve Genel Müdürün
onayı ile görevlendirilir."
"Genel
kurul federasyonun en üst organıdır. Genel kurulun toplanması ile ilgili her
türlü işlemler yönetim kurulunca yürütülür. Genel Müdürlük, genel kurul
toplantılarında gözlemci bulundurur. Gözlemci, genel kurul çalışmalarının bu
Kanun ile ana statüye uygun olarak yapılıp yapılmadığını denetleyerek, raporunu
Bakana sunulmak üzere on beş gün içerisinde Genel Müdürlüğe verir. Genel
Müdürlük, raporun verildiği, ilgililer ise genel kurulun yapıldığı tarihten
itibaren otuz gün içerisinde Asliye Hukuk Mahkemesinde genel kurulun iptalini
isteyebilir. Genel kurulun toplanması, üyelerin belirlenmesi, divanın
oluşturulması, delege listesine yapılacak itirazlar ve oyların sayımı ile
ilgili diğer esas ve usuller ana statüde belirlenir. Genel kurul üye sayısı
olimpik ve paralimpik spor dallarında 150 den az 300 üyeden fazla, diğer
branşlarda ise; 100 den az 200 üyeden fazla olamaz. Genel kurul;
a)
Olağan genel kurul; olimpik ve paralimpik spor dallarında ilgili olimpiyat
oyunlarının, diğer spor dallarında yaz olimpiyat oyunlarının bitiminden, bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra kurulacak federasyonlarda ise; kararın
Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihten itibaren üç ay içerisinde yapılır.
b)
Olağanüstü genel kurul;
1)
Sportif Değerlendirme ve Geliştirme Kurulu raporlarında yeterli düzeyde
görülmeyen veya yapılan denetim sonucu görev başında kalmasında sakınca görülen
federasyon başkanı ve yönetim kurulu üyeleri hakkında karar almak üzere Bakan
tarafından,
2)
Federasyon yönetim kurulunun kararı,
3)
Son yapılan genel kurul toplantısında delege olanların en az % 40 ının noter
kanalı ile yazılı müracaatı,
4)
Federasyon başkanının istifası, başkan olma şartlarından herhangi birisini
kaybetmesi veya ölümü halinde
olağanüstü
toplanır.
c)
Mali genel kurul iki yılda bir ana statülerinde belirtilen tarihte yapılır.
Mali genel kurulda ibra edilmeyen veya üçüncü fıkranın (b) bendinde belirtilen
hallerde başkan ve yönetim kurulu üyelerinin yerine kalan süreyi tamamlamak
üzere en geç altmış gün içerisinde seçimli olağanüstü genel kurul toplanır.
Ancak, üçüncü fıkranın (b) bendinin iki ve üç numaralı alt bentlerinde
belirtilen hallerde, son toplantı tarihinden itibaren altı ay geçmeden veya
olimpik ve paralimpik branşlarda olimpiyat oyunlarının yapılmasına altı aydan
az süre kalmış ise olağanüstü genel kurul toplantısı yapılamaz."
"Genel
kurul; üye tam sayısının salt çoğunluğu ile toplanır ve salt çoğunluk ile karar
alınır. Seçimde en fazla oyu alan aday ve listesi seçilmiş sayılır. İlk
toplantıda çoğunluk sağlanamaması halinde, takip eden günde çoğunluk
aranmaksızın toplanır. Ancak, toplantıya katılanların sayısı seçimle belirlenen
kurulların asıl üye sayısının iki katından aşağı olamaz. Olağan ve olağanüstü
genel kurullarını bu maddede öngörülen süre ve esaslar dahilinde yapmayan
federasyonların genel kurulları Tahkim Kurulunca oluşturulacak üç kişilik
komisyon marifetiyle altmış gün içerisinde yapılır ve federasyon başkanı ve
yönetim kurulu üyeleri hakkında mevzuata uymamaktan dolayı idari ve adli işlem
başlatılır. Genel kurul çağrısı ve gündemi, toplantı tarihinden en az otuz gün
önce, faaliyet raporu, denetleme raporu ile bütçe tasarısı ise en az on beş gün
önce federasyonun ve Genel Müdürlüğün resmi internet sitesinde üyelere
duyurulur. Seçimler tek liste halinde gizli oy, açık tasnif şeklinde yapılır.
Genel
kurulun yapılacağı tarihten geriye doğru en az bir yıl önce faal sporculuğu,
hakemliği, antrenörlüğü bırakmamış kişiler ile federasyonda maaşlı veya ücretli
çalışanlar genel kurul üyesi olamazlar. Genel kurulda kulüplerin delege sayısı,
toplam delege sayısının % 60'ından az olamaz. Genel kurulun delege sayısının %
10'u Genel Müdürlük temsilcilerinden oluşur. Genel kurulun görevleri şunlardır;
(a)
Ana statüyü yapmak, değiştirmek,
(b)
Başkan, yönetim, denetim ve disiplin kurulu üyelerini seçmek,
(c)
Yönetim kurulu tarafından hazırlanan faaliyet programını, bütçeyi onaylamak ve
sektiğinde bütçe harcama kalemleri arasında değişiklik yapmak konusunda yönetim
kuruluna yetki vermek,
(ç)
Yönetim kuruluna, taşınmaz mal alımı-satımı ile uluslararası federasyonlara
karşı mali taahhütlerde bulunmak için yetki vermek,
(d)
Yönetim kurulu faaliyet ve mali raporlarının ibra edilip edilmemesini oylamak,
(e)
Kanun ile verilen diğer görevleri yapmak."
"Federasyon
başkanı adaylarında aşağıdaki şartlar aranır:
a)
TC vatandaşı olmak.
b)
En az lise mezunu olmak.
c)
Kesinleşmiş sigorta veya vergi borcu olmamak.
ç)
Tahkim Kurulu, Genel Müdürlük ceza kurulları veya spor federasyonlarının ceza
veya disiplin kurullarınca son beş yıl içerisinde bir defada üç ay veya toplam
altı ay hak mahrumiyeti cezası almamış olmak.
d)
Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar ile casusluk, zimmet,
irtikap, rüşvet, hırsızlık, yağma, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye
kullanma, hileli iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan
veya ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan
kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, kaçakçılık, vergi kaçakçılığı ve
haksız mal edinme suçlarından hükümlü bulunmamak."
"Federasyonların
sportif başarılarını, plan ve projelerini kontrol etmek, faaliyetlerini
değerlendirmek, geliştirmek ve izlemek üzere Sportif Değerlendirme ve
Geliştirme Kurulu kurulur. Kurul; Bakan tarafından spor alanında bilimsel
çalışmalar yapmış veya sporda idareci, teknik adam ve benzeri görevlerde veya
kamu kurum ve kuruşları ile özel sektörde üst düzey görevlerde bulunmuş kişiler
arasından iki yıl için görevlendirilecek, bir başkan, bir başkan yardımcısı,
bir raportör ile dört üyeden oluşur. Toplantıda karar alınabilmesi için en az
beş üyenin katılması şarttır. Kararlar salt çoğunlukla alınır. Mazeretsiz
olarak üst üste dört toplantıya katılmayan üyelerin üyeliği sona erer. Kurulun
sekretarya hizmetleri Genel Müdürlük tarafından yürütülür. Kurulun görevleri
şunlardır;
a)
Spor federasyonlarının Bakana verecekleri taahhütnamenin esaslarını belirlemek
ve yıl sonu itibarıyla taahhütlerine uyup uymadıklarını değerlendirerek Bakana
sunmak,
b)
Federasyonlar tarafından hazırlanan master planını, performans ölçütlerini,
amaç ve hedeflerini incelemek, uluslararası federasyonların statü ve
talimatlarını gözeterek hizmet kalite standartlarını belirlemek,
c) Bakana sunulan taahhütname ile master planı
ve performans ölçütlerine uyulup uyulmadığı konusunda altı ayda bir Bakana
rapor vermek."
"Tahkim
Kurulu, bu maddenin dördüncü fıkrası ile üçüncü fıkranın (b) bendinin (1)
numaralı alt bendinde belirtilen hallerde federasyonu genel kurula götürecek
komisyonu belirler. Federasyon başkanı ile yönetim, disiplin ve denetim kurulu
üyelerinin, spor ahlakına ve disiplinine aykırı davranışlarının tespiti halinde
Bakan tarafından Genel Müdürlük Merkez Ceza Kuruluna sevk edilmeleri sonucunda,
Merkez Ceza Kurulunca verilecek kararlara karşı, ilgililerin itirazı üzerine
karar verir."
"Tahkim
Kurulu, görevinde bağımsız ve tarafsızdır. Üyeler, istifa etmedikçe veya
çekilmiş sayılmadıkça, yerlerine yenisi görevlendirilemez. Federasyonların veya
spor kulüplerinin kurullarında görevli olanlar ile ihtar cezası dışında sportif
ceza alanlar ve maddenin beşinci fıkrasının (d) bendinde belirtilen suçlardan
ceza alanlar Tahkim Kurulu üyeliği yapamazlar."
"Tahkim
Kurulu ile Sportif Değerlendirme ve Geliştirme Kurulu üyelerine bir ayda dört
toplantıyı geçmemek üzere, görev yapılan her gün için uhdesinde kamu görevi
bulunanlar bakımından (5000), bulunmayanlar bakımından (6000) gösterge
rakamının Devlet memuruna uygulanan aylık katsayıyla çarpımı sonucunda
bulunulacak miktarı geçmemek üzere huzur ücreti ödenir. Tahkim Kurulu ile
Sportif Değerlendirme ve Geliştirme Kurulu tarafından görevlendirilen bilirkişi
ve uzmanların ücretleri Genel Müdürlükçe karşılanır."
"Federasyonların
her türlü faaliyetlerinin denetimi; genel kurul, denetim kurulu ve Bakan
tarafından görevlendirilecek denetim elemanlarınca yapılır. Federasyon
harcamalarının yerindelik denetimi yetkili kurullarınca, Genel Müdürlükçe
yapılan her türlü yardımların amaca uygunluğu ve denetimi ise Genel Müdürlükçe
yapılır. Genel Müdürlük tarafından yapılan ayni ve nakdi yardımların mevzuata
ve amacına uygun olarak harcanmaması halinde oluşacak zarar, kusurları bulunan
federasyon başkanı ve yönetim kurulu üyelerinden tahsil edilir ve bunlar
hakkında suç duyurusunda bulunulur. Teknik elamanlar ve sporculara ödenecek
ücretler hariç, federasyonda çalışan personel ve diğer görevlilere verilecek
ücret ve yolluklar kamu kaynakları ve Spor Toto Teşkilat Başkanlığından
sağlanan reklam gelirlerinden karşılanamaz."
"Federasyonlar;
sporcu, antrenör, hakem ve benzeri spor elemanları ile spor kulüplerine ve
sponsorluklara ait istatistiki bilgileri üç ayda bir Genel Müdürlüğe göndermek
zorundadırlar. Federasyonlar, Genel Müdürlük ile uluslararası federasyonların
belirlediği eğitim kriterlerine uygun olarak işbirliği içerisinde antrenör,
hakem ve benzeri diğer spor elemanlarını yetiştirirler."
"Federasyonlar,
faaliyette bulundukları spor dalları ile ilgili olarak bağlı oldukları
uluslararası federasyonun kurallarını göz önünde bulundurarak hangi eylem ve
davranışlara ne tür sportif ceza verileceğini, ceza talimatında düzenlerler.
Federasyonların programında veya izni ile yapılan faaliyetlerden dolayı sportif
ceza verme yetkisi federasyon disiplin/ceza kuruluna aittir. Federasyonların
ana statüsü Resmi Gazete'de, ana statüye dayanılarak hazırlanan yönetmelik
dışındaki talimat ile diğer alt düzenleyici işlemler ise Genel Müdürlüğün
internet sitesinde yayımlanır."
"Spor
federasyonları ile ilgili olarak bu Kanunda hüküm bulunmayan konularda
4/11/2004 tarihli ve 5253 sayılı Dernekler Kanunu ile 22/11/2001 tarihli ve
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümleri uygulanır."
BAŞKAN
– Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli) – Katılamıyoruz.
BAŞKAN
– Hükûmet?
DEVLET
BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Trabzon) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN
– Sayın Şandır, siz mi konuşacaksınız?
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) – Evet, müsaade ederseniz efendim.
BAŞKAN
– Buyurunuz Sayın Şandır.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Tahmin
ediyorum ki Sayın Divan Kâtibi Yusuf Coşkun bu önergeyi on dakikada falan okudu
değerli arkadaşlar. Önergenin neyi kapsadığını, neyi değiştirdiğini hiçbirimiz
anlamadık -yani dinlemiş olsaydınız da anlamazdınız- Komisyon da anlamadı,
Sayın Bakan da anlamadı. Divan Kâtibi canhıraş bir gayretle bu önergeyi, saat
tutmadım ama muhtemelen on dakikada okudu; biraz da hızlı okudu, itiraz
edebilirdik, “Yavaş oku.” deseydik on beş dakikada okuyacaktı.
Değerli
milletvekilleri, kayda geçmesi için söylüyorum. Bakınız, bu önergenin verildiği
bu kanun maddesi 698 sıra sayılı kanunun 10’uncu maddesi. 10’uncu maddeye
bakarsanız tam dört sayfa. Değerli arkadaşlar, hukuk kurduğumuz burada hukuk
bozuculuk yaptığımızın farkına varmanız ve kayda geçmesi için söz aldım. Dört
sayfa tutarında bir kanun maddesi olmaz. Adalet Komisyonu Başkanı burada,
aranızda çok değerli hukukçular var. Bunu mahkemeler uygulayacak. Böyle bir
torba olmaz. Bu, hukuk olmaz, bu, kanun yapmak olmaz değerli milletvekilleri.
Başlı başına bir kanun olması gereken bir konuda öyle bir kanun maddesi
düzenliyorsunuz ki, yönetmelik bile değil. Şimdi, bunun bir maddesinin bir
kelimesinin değiştirilmesi için bu maddeyi bütünüyle önergeye yazmanın hiçbir
engeli yok. Size ben söyleyeyim, arasanız bulamazsınız neyi değiştirdiğimizi:
Biz bu önergeyle bu kanun maddesinde bir tek kelimeyi değiştirdik, “düzenlenir”
kelimesini koyduk, “yapılır” kelimesi çıktı, “düzenlenir…” Bir şeye dikkatinizi
çekmek için yapıyoruz bunu. Torba kanun tekniği yanlış bir tekniktir. Bu, hukuk
kurmak değil, hukuk bozuculuğudur. Bunun en canlı örneği budur.
Değerli
arkadaşlar, sonunda yine söyleyeceğim, bu torba yasayla yaklaşık 13-14 kanunda
değişiklikler yapıyorsunuz, yaklaşık 10’dan fazla kurumun kanununu
değiştiriyorsunuz. Böyle bir anlayışla hukuk kurmak ve buna dayalı uygulama
yapmak mümkün değil, bunu yaparsınız bunun adı hukuk devleti olmaz, bunun adı
hukuk koyuculuk olmaz. Böyle yapacağınıza bildiğiniz gibi uygulayın. Ne gereği
var yani böyle, bu düzenlemelere? İşinize nasıl geliyorsa veya ihtiyacını nasıl
karşılayabiliyorsanız… Niye milleti meşgul ediyorsunuz?
Tekrar
ediyorum: Dört sayfa uzunluğunda, kaç kelime diye saysak, muhtemelen birkaç bin
kelimelik bir tek kanun maddesi düzenliyorsunuz. İçinde çok sayıda fıkranın,
alt bendin, onun alt bendi birçok madde var. Ele alırsanız, bir kurumun
teşkilat yasasında köklü değişiklikler yapıyorsunuz, Gençlik ve Spor Genel
Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’da. Yani başlı başına bir kanun
olması gereken bir hususu bir torbanın içerisine dolduruyorsunuz ve bir madde
olarak tanzim ediyorsunuz. Bu doğru değil değerli arkadaşlar, buna mecbur
değilsiniz. Ülkemiz ve Türkiye Büyük Millet Meclisi böyle bir yanlışa mahkûm
edilmemelidir. Kanunlar çıkartılabilir, çıkabilmesi için sabahlara kadar da
çalışabiliriz ama böyle, giderayak, geç kalmış olmanın aceleciliğinde, hukuku
çiğneyen, İç Tüzük’ü çiğneyen, işin nezaketini de çiğneyen, yok sayan bu tür
düzenlemeleri protesto etmek için bu önergeyi verdik, kayıtlara geçmesi için de
bu konuşmayı yaptım.
Üzülerek
ifade ediyor ve hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür
ederim. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
– Teşekkür ederiz Sayın Şandır.
Önergeyi
oylarınızı sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Buyurun
Sayın Atay.
M.
FATİH ATAY (Aydın) – Sayın Başkan, bu kanunun hazırlanışında biraz acele edildiği
belli. Dördüncü bölümde “Genel kurul, üye tam sayısının salt çoğunluğu ile
toplanır ve salt çoğunluk ile karar alınır.” cümlesi var; orada “katılanların
salt çoğunluğu ile” denmesi gerekir. Bütün kararların salt çoğunlukla alınması
gibi bir anlam çıkar, bu çok yanlıştır, bütün genel kurulların iptalini
gerektirir. Bizim önergemiz başka arkadaşımız tarafından verildiği için bunun
düzeltilmesi gerekiyor, bunu da bildirmek istedim.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
– Teşekkür ederiz Sayın Atay.
Aynı
mahiyette olan diğer iki önergeyi birlikte işleme alacağım, isterlerse önerge
sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim.
Okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 698 sıra sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
teklifinin 10. maddesine aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Elitaş (Kayseri) ve arkadaşları
“Kamu
kurum ve kuruluşlarına ait alacaklar hariç olmak üzere, spor kulüplerinin Spor
Toto Teşkilat Başkanlığı nezdindeki isim haklarından doğan alacakları
haczedilemez ve bu alacaklar devir ve temlik edilemez.”
İkinci
önergenin imza sahipleri:
Mustafa
Özyürek (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN
– Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli) – Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
– Hükûmet?
DEVLET
BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Trabzon) – Katılıyoruz.
BAŞKAN
– Sayın Aslanoğlu, buyurunuz.
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri;
yaklaşık dokuz yıldır söylüyorum. Sayın Bakanım, teşekkür ediyorum. Spor
kulüplerinin özgürlüğü bundan sonra yaşanacak. Hiç kimse, hiçbir yönetici -kamu
hariç, sigorta ve vergi borçları hariç- spor kulüplerinin Spor Toto’dan
alacaklarına haciz ve ipotek koyamayacak. Tabii, üçüncü kişiler alacağı varsa …
Bu nedenle, Spor Toto’dan, özellikle Üçüncü Lig ve İkinci Lig kulüplerinin
ekonomik özgürlüğü olacak arkadaşlar.
Vergi
ve sigorta borçları ödenmiyordu ve binlerce insan, on binlerce insan, kulüplere
iyilik yapmış insan, her şeyini vermiş insanlar vergi ve sigortadan dolayı
büyük kıskaç altındaydı. Artık, kulüplerde hiçbir yönetici… Spor Toto’dan doğan
alacaklar kulüplerin yaşamına, sadece vergi ve sigorta borçlarına giderse o
zaman herkes kulüplerde gururla yöneticilik yapar ve kulüplere artık yönetici
bulabileceğiz. Artık, kulüplere bir başkan gelip “Şu kadar para verdim, bunu
alacağım.” deyip gelip Spor Toto’daki kulübün isim hakkına haciz koyamayacak.
Kulüplerin özgürlüğüdür bu ve ilk defa Üçüncü, İkinci ve Süper Lig hariç diğer
kulüplerde çok önemli bir şey yapıyoruz. Ben burada destek veren tüm
arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
Dün…
HARUN
ÖZTÜRK (İzmir) – Daha belli değil.
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Destek verecekler. Hepinizin sorunu, hepimizin
sorunu, hepimizin kapısına geliyorlar, hepimizin başı ağrıdı bu konuda,
kulüpler yok oldu. Bu nedenle, yöneticiler artık dik yürüyecek, onurlu
yürüyecek; artık, hiçbir hatası olmayan, imzası olmayan yönetici “Acaba, benim
kapıma haciz geliyor mu?” demeyecek. Bu, kulüplerin özgürlüğüdür.
Bu
nedenle, bu önergeye destek veren hepinize teşekkür ediyorum, kulüpler adına
teşekkür ediyorum, kulüplerde yöneticilik yapacak onurlu insanlar adına
teşekkür ediyorum.
HASAN
FEHMİ KİNAY (Kütahya) – Ben vereceğim.
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Artık, kulüpler feda edilmeyecek, heba
edilmeyecek. Eğer bir yönetici gelip “Ben yöneticilik yapmak istiyorum.” derse,
bileğine güveniyorsa, yüreğine güveniyorsa buyursun, hoş geldi, sefa geldi,
yapsın yöneticilik ama gittiği zaman da harap edip gitmesin. Kulüplerin
geleceği artık kimsenin ipoteği altında olmayacaktır.
Ben
destek bekliyorum, hepinizden destek bekliyorum. Destek verecek her arkadaşıma
şükran duyacağım.
Hepinize
teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
– Teşekkür ederiz Sayın Aslanoğlu.
Buyurunuz
Sayın Elitaş.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Biraz
önce, Sayın Şandır 10’uncu maddeyle ilgili önergesi hakkında konuşurken
pürdikkat dinledim, Sayın Şandır da telefonunu bırakıp beni dinlerse memnun
olurum. Önergede ne değişiklik var diye de baktım. Şimdi, önergeyi hazırlayan
arkadaşlarımız, yaptıkları değişikliğin var olduğunu ifade edebilmek için,
açıklayıcı olması anlamında da kalın puntolarla yazmışlar.
EMİN
HALUK AYHAN (Denizli) – Onlar komisyonda ilave edilenler.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) – O zaman daha tehlikeli bir şey olmuş. Yani eğer dediğiniz
gibiyse bir grup başkan vekilinin imzası olan önergenin böyle olmaması gerekir
çünkü önerge ile madde metni arasında zerre kadar fark yok. (CHP ve MHP
sıralarından gürültüler) Önerge ile madde metni arasında zerre kadar fark yok.
Altını çizdiğiniz, puntolarla yazdığınız kısma “Acaba nedir?” diye baktım.
M.
FATİH ATAY (Aydın) – Bir grup başkan vekiline böyle laf söylenmez.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) – Mesela, önergenin
birinci sayfasında diyor ki: “Oluşumu” diye kalın puntolarla yazılmış bir ifade
var, kanun metninde de aynısı “oluşumu” diye geçiyor.
EMİN
HALUK AYHAN (Denizli) – “Oluşumu” Komisyonun yazdığı metin.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) – Şimdi, Sayın Ayhan, yine ikinci sayfanın başında bir
“oluşumu” diye geçiyor, kanun metninin aynısında, alt satırda yine “oluşumu”
diye geçiyor.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) – Meseleyi anlayamamışsınız.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) – Yine kanun metninde, (c)’de yazan şeyde “borcu” diye yazmış,
kalın puntolarla “olmamak” diye yazmış, yine “olmamak” diye kanun metninde
aynısı geçiyor.
EMİN
HALUK AYHAN (Denizli) – Onlar bize Komisyonun gönderdiği metin, onların yaptığı
metin. Yanlış konuşuyorsunuz.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) – Sayın Ayhan, bakın, Komisyonda görüşülmüş, kabul edilmiş.
Komisyonda görüşülüp kabul edilen ve bire bir aynı olan, maddeden zerre kadar
farkı olmayan bir önergenin…
EMİN
HALUK AYHAN (Denizli) – Var, var, olmaz mı?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) – …Başkanlık Divanı tarafından kabul edilmesi bir kere İç
Tüzük 87’nci maddeye aykırıdır.
HARUN
ÖZTÜRK (İzmir) – Nasıl karşılaştırırsınız? Karşılaştıramazsınız.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) – Başkanlık Divanının az önce bizim 8’inci maddeyle ilgili
verdiğimiz bir önergeye “İlgili kanun olmadığından dolayı reddediyorum.”
demesine bir itirazda bulunmadık.
İki:
İç Tüzük’ün 87’nci maddesinin 6’ncı fıkrasında, önergelerin gerekçeleriyle
birlikte beş yüz kelimeyi geçemeyeceği hükmü olmasına rağmen, yine Başkanlık
Divanı bunu dikkate almamış ve kontrol etmemiş. Bire bir aynı olan bir önergeyi
sadece zaman kazanmak adına ki Sayın Şandır da dakika tutmuş, “Arkadaşımız
hızlı okudu, biz de itiraz etmedik on dakikada bitirdi, eğer usulüne uygun
okusaydı on beş dakikada bitecekti.” dediği bir önerge açıkçası hakkın
suistimalidir.
Başkanlık
Divanını uyarıyorum: İktidar partisi grubu adına verilen bir önergeyi -ki haklı
olabilir- gerekçesinden dolayı almadıysa, muhalefet partisi grubu tarafından
verilen ve tamamen İç Tüzük’e aykırı ve bire bir aynı olan bir önergeyi işleme
almasının yanlış olduğunu ifade etmek istiyorum.
Değerli
arkadaşlar, biraz önce bizim önergemiz de okundu. Bu önergede, spor
kulüplerinin önceki yönetim kurulu başkanlarının kulüplere verdiği para
yardımlarıyla ilgili kısmın, kulüplerden sanki alacaklarını alırken doğrudan
doğruya, kulüplerin, Spor Toto ve Millî Piyango veya hangi teşkilat varsa, o
teşkilatlardan kendi hisselerine düşen paralarına, alacaklarına temlik
koymaları, spor kulüplerinin iki ayağını dolandırıyor yani kulüpler adım atamaz
hâle geliyor. Yıllarca kulübe emek vermiş, hizmet vermiş insanların, kulüp
yönetimine giremediğinden dolayı, delegeler kendilerini seçmediğinden dolayı,
içlerinden gelerek verdikleri paraları, belki intikam almak hırsına, kulüplerin
alacaklarını temlik etmelerinin, spor kulüplerine yapılan önemli bir problemi
beraberinde getirdiğini düşünüyorum.
Bu
önergeyi biz de zaten vermiştik, Sayın Aslanoğlu da bu önergeyi verdi. Gençlik
ve Spor Teşkilatının ve Spor Toto İdaresinin bu konuyla ilgili sıkıntılarını
bize ilettiler ve bunları da kabul ettik. Aslında bu önergenin yeri, 28’inci
maddeye koyacağımız bir ek maddeyle ilaveydi. Arkadaşımız bu konuda “Sayın
Bakanın da bu konuda bir takdiri olsun.” diye ifade ettiler ve bu önergeyi de
kabul ediyoruz. Ama, tekrar Başkanlık Divanını uyarıyorum: AK PARTİ’nin,
iktidar partisi grubunun verdiği önergelere gösterdiği ihtimamı, tamamen İç
Tüzük’e aykırı bir şekilde, İç Tüzük’te hakkın suistimali olarak kullanılan bu
şekildeki önergeleri de dikkatli şekilde incelemeleri gerektiğini ifade ediyor,
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
– Teşekkür ediyoruz Sayın Elitaş.
Bir
açıklama yapmak istiyorum.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkanım…
BAŞKAN
– Sayın Şandır, müsaade ederseniz, lütfen…
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) – Benim ismimi de anarak…
BAŞKAN
– Açıklamayı yapayım Başkanlık Divanına yönelik söylediği sözler nedeniyle,
özensizlik nedeniyle.
İç
Tüzük 87: “Değişiklik önergeleri ve gerekçeleri beşyüz kelimeden fazla ise,
önerge sahibi önergesine beşyüz kelimeyi geçmeyen bir özet eklemek zorundadır.”
Bu
özeti eklemiştir. Diğeri okunmaz diye bir hüküm yoktur. O özet de ikinci kere
okunduğunda okunacak olduğu için, özete onun için ihtiyaç duyulmuştur.
Bunu
açıklamak gereğini duydum. İç Tüzük 87’de efendim.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Özet nerede? Özeti göremedik, özet yok.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) – Var orada, var.
BAŞKAN
– Özeti de var efendim.
Şimdi,
bunun için…
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, özet bizde yok.
BAŞKAN
– Özet sizde yoksa onu bilemeyeceğim efendim, o dağıtılmıştır herkese. Özet,
gruplarda var.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Peki, motamot aynı olana ne diyeceksiniz?
BAŞKAN
– Bunun için, uygulamamızda bir terslik yoktur, İç Tüzük’ü aynen
uygulamaktayız.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan…
BAŞKAN
– Evet, Sayın Şandır, siz ne demek istiyorsunuz?
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) – Sayın Elitaş ismimi de anarak grubumu da ilzam edecek laflar
söyledi.
BAŞKAN
– Evet, buyurunuz.
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Önergeyi oylayalım, daha sonra Sayın Başkan…
Önergeden sonra… Oylayalım da ondan sonra…
BAŞKAN
– Önergeyi daha sonra…
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) – Efendim, işlem bitmeden…
BAŞKAN
– İşlem bitmeden, buyurunuz, tabii ki.
Buyurunuz.
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
4.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, şahsına ve grubuna
sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) – Çok teşekkür ederim.
Sayın
Elitaş, gerçekten, anlamakta zorlanmış olmanıza hak veriyorum. Anlayabilmeniz
zor, niye? Bakın…
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Siz ne yazdığınızın farkında değilsiniz!
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) – Bakın, size anlatayım. Şimdi, madde 10’da sizin yaptığınız
düzenlemede diyorsunuz ki: “…fıkraları…” yani “…1 ila 6’ncı, 9 ila 11’inci ve
16’ncı fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.” Biz bu önergeyle ne
yapıyoruz? Diyoruz ki: “…aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.”
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – “…yeniden düzenlenmiştir.” diyorsunuz, müthiş bir şey
yapmışsınız!
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) – Ha, bak, Sayın Elitaş, burada kanun yapıyoruz.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Çok önemli bir şey yapmışsınız!
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) – Çok önemli bir şey söylüyoruz. Sizin bu yaptığınız
değişiklik değil, düzenleme. Dört sayfalık kanun maddesi değişikliği olur mu?
Ya, yok mu aranızda hukukçular arkadaşlar? Sayın avukatlar, Adalet Komisyonu
Başkanı -milletin önünde konuşuyorsunuz- dört sayfalık bir değişiklik olur mu?
Sayın Yakut, hukukçusun.
HARUN
ÖZTÜRK (İzmir) – Millî Piyangoda yaptılar, Millî Piyangoda!
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) – Bu bir düzenleme.
EMİN
HALUK AYHAN (Denizli) – Çok teknik bir şey Sayın Başkanım o.
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) – Biz sizin yaptığınız yanlışı düzeltiyoruz. Bu bir düzenleme,
değişiklik değil. Ama dört sayfalık bir kanun maddesi olmaz, bunu ifade
ediyorum ve gerçekten, teşekkür ederim tekrar konuşma fırsatı verdin. Halkın,
milletimizin -kayıtlara geçsin- dikkatini çekmek için biz böyle bir önerge
verdik. Böyle, bir teşkilat yasasını bir torba yasasının içerisinde
değiştiremezsiniz; değiştirirseniz bunun adı hukuk olmaz, bu devletin adı hukuk
devleti olmaz Sayın Elitaş.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Şandır, hukukçu gibi konuşuyorsunuz.
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) – Ve yazık ediyorsunuz, Türkiye’ye yazık ediyorsunuz! Çok
acıyarak söylüyorum, tenkit anlamında değil, Türkiye'nin çivisini çıkardınız,
ne teamül kaldı ne kural kaldı.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Hukukçu gibi konuşuyorsunuz.
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) – Böyle mi kanun yapılır, Allah aşkına! Bu Meclis, seksen
yıldan bu yana böyle zulüm görmedi. Üzülerek söylüyorum, tenkit anlamında falan
değil. Böyle bir şey olmaz arkadaşlar.
Eğer
bunlara ihtiyaç varsa, bu değişikliğe ihtiyaç varsa, bu düzenlemeye ihtiyaç
varsa, gelin beraber yapalım, burada çok kanunlar çıkardık birlikte. Ama böyle
bir şey olmaz ya! Dört sayfalık kanun maddesi ve bunu da değişiklik olarak
sunamazsınız, düzenleme yaparsınız. Bizim verdiğimiz önergeyi aslında kabul
etmeniz lazımdı, sizin yanlışınızı düzeltmek gayretiyle yaptık.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sizin önergeyi kabul etseydik Mevlüt Bey’in önergesi
düşüyordu.
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) – Değerli milletvekilleri, Allah aşkına, bu teklife bakınız,
kaç kanunu değiştiriyorsunuz? Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz,
dokuz, on, on bir, on iki, on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz
kanunda değişiklik yapıyorsunuz. Kurumları da sayarsak, en az on tane kurumun
bazılarının teşkilat yasasını değiştiriyorsunuz, bazılarının işleyiş yasasını
değiştiriyorsunuz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
– Sayın Şandır, lütfen sözünüzü tamamlayınız.
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) – Sayın Başkanım, tamamlayacağım.
Devlet
Su İşleri gibi köklü bir kuruluşun yapısını değiştiriyorsunuz ve bunu torba
kanunla yapıyorsunuz. Böyle bir şey olmaz. Yaparsanız, bunun adına “hukuk”
denmez, bunun adına “hukuk kurmak” denmez. Burası hukuk kuran bir kurum, bu İç
Tüzük’e uymak mecburiyetindesiniz. İç Tüzük 87’ye göre, ne böyle önerge olur ne
de böyle kanun maddesi düzenlenir Sayın Elitaş.
Dolayısıyla,
biz çok özenli bir grup başkan vekilliği yapıyoruz ve çok tarihî de bir görev
yapıyoruz. Yanlışınızı kayda geçiriyoruz, belki ders alırsınız, bundan sonra
gelenler, işte, bu tür ayıp durumlara veya yanlış durumlara düşmemek için özen
gösterirler, gayret gösterirler umuduyla da gayret gösteriyoruz.
Teşekkür
ediyorum, saygılar sunuyorum efendim, sağ olun. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
– Teşekkür ediyoruz Sayın Şandır.
VII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri Samsun Milletvekili Suat Kılıç, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı,
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ'ın;
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Osmaniye
Milletvekili Durdu Mehmet Kastal'ın Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/875, 2/876) (S. Sayısı: 698)
(Devam)
BAŞKAN
– Birlikte işleme aldığım iki önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
Maddeyi
oylamadan önce Komisyonun bir düzeltme talebi vardır.
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli) – Sayın Başkanım, kanun
teklifinin çerçeve 10’uncu maddesiyle değiştirilen 3289 sayılı Kanun’un ek
9’uncu maddesinin dokuzuncu fıkrasında yer alan ”Tahkim Kurulu, bu maddenin
dördüncü fıkrası ile üçüncü fıkranın (b) bendinin (1) numaralı alt bendinde
belirtilen…” ibaresinin “Tahkim Kurulu, bu maddenin üçüncü fıkrasının (b)
bendinin (1) numaralı alt bendiyle dördüncü fıkrasında belirtilen…”
şeklinde değiştirilmesini ve yine “Genel
kurul; üye tam sayısının salt çoğunluğu ile toplanır” cümlesiyle başlayan ibarenin
sonuna “ve katılanların salt çoğunluğu ile karar alınır.” şeklinde değiştirilmesini takdirlerinize
sunarız.
BAŞKAN
– Kabul edilen önerge ve bu düzeltme talebi doğrultusunda 10’uncu maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
HARUN
ÖZTÜRK (İzmir) – Önergesiz olur mu böyle?
BAŞKAN
– Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
M.
FATİH ATAY (Aydın) – Önergesiz olmaz ki Sayın Başkan.
BAŞKAN
– Oylandı efendim.
11’inci
madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 698 sıra sayılı kanun teklifinin 11 inci maddesinin başlığının “Tahkim
Kurulunun çalışma usul ve esasları” ibaresinin “Tahkim Kurulunun çalışma esas
ve usulleri” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Şevket Köse Ferit Mevlüt Aslanoğlu Harun Öztürk
Adıyaman Malatya İzmir
Halil Ünlütepe Fatih Atay
Afyonkarahisar Aydın
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
698
Sıra sayılı Kanun teklifinin 11. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mehmet Şandır Erkan Akçay Hakan Coşkun
Mersin Manisa Osmaniye
Recep Taner Metin Çobanoğlu Emin Haluk Ayhan
Aydın Kırşehir Denizli
Mustafa Kalaycı Y. Tuğrul Türkeş
Konya Ankara
Madde
11- 3289 sayılı Kanunun Ek 9 uncu maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki ek
madde eklenmiştir.
"Tahkim
Kurulunun çalışma usul ve esasları
Ek
Madde 9/A- (1) Tahkim Kurulu, en az beş üyenin katılımıyla toplanır ve oy
çokluğuyla karar alır. Oyların eşitliği halinde başkanın kullandığı oyunun
tarafı çoğunluk sayılır.
(2)
Kurulun görev alanına giren konularda başvurular, ilgili kişiler ile kulüp
başkanları veya yetkili kılınan idarecileri tarafından, Tahkim Kurulu
Başkanlığına hitaben yazılmış dilekçeyle yapılır. Dilekçeler, doğrudan Kurula
verilebileceği gibi posta ile de iadeli taahhütlü gönderilebilir. Başvuruların
teslim veya postaya verilişi, başvuru tarihi olarak kabul edilir. Kurula
başvuru ücreti; sporcular için 2000 gösterge, diğer başvurularda ise 4000
gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu
bulunan tutardaki meblağ, Genel Müdürlük bütçesine gelir kaydedilir. İtirazın
kabulü halinde başvuru ücretleri iade edilir. Kurulun sekretarya hizmetleri
Genel Müdürlük tarafından yürütülür. Kurul ihtiyaçları için her yıl Genel
Müdürlük bütçesine gerekli ödenek konulur.
(3)
Kurula başvuru süresi, federasyon yönetim kurulu kararı ile disiplin veya ceza
kurulu kararının yazılı bildiriminden itibaren on gündür. Başvuru sahibi
dilekçesinde; tarafları, konuyu, hukuki sebepler ile dayanılan delilleri ve
taleplerini belirtmek zorundadır. Başvuru tarihinden itibaren en geç beş gün
içerisinde başvuru ücreti ile diğer giderlerin yatırıldığına ilişkin makbuzun
ibraz edilmemesi halinde itiraz yapılmamış sayılır.
(4)
Başvuru dilekçeleri, Kurul evrakına kayıt sırasına göre ve varsa ivedilik
durumları da dikkate alınarak incelenir. Başkanın uygun görmesi halinde bir üye
dosyayı; görev, merci atlanması, ehliyet, menfaat, süre aşımı konularında ve
esastan inceleyerek görüşünü en geç beş gün içinde bildirir. Başkan, Kurul
üyesi olmayan ancak konusunda uzman kişi veya kişileri ücretini de belirlemek
suretiyle bilirkişi olarak görevlendirebilir.
(5)
Kurul, merci atlanması halinde dilekçeyi gerekli işlem için ilgili yere
gönderir ve başvuru sahibine de bildirimde bulunur. İlk incelemede herhangi bir
aykırılık görülmemesi halinde veya biçimsel eksikliklerin giderilmesi üzerine,
dilekçe, karşı tarafa ve ihbarı gerekli görülen diğer kişilere tebliğ olunur.
Karşı taraf, tebliğ tarihinden itibaren en geç on gün içinde cevap dilekçesini
vermek zorundadır. Dilekçede, maddî ve hukukî açıklamalar ile deliller ve
talepler yer alır ve bunlara ilişkin belgeler eklenir.
(6)
Tamamlanan dosya, dosyayı inceleyen üyenin düşüncesi veya bilirkişi raporu ile
birlikte Kurula sevk edilir. Kurul; incelemesini evrak üzerinde yapabileceği
gibi tarafların sözlü açıklamalarına da başvurabilir.
(7)
Kurula başvuru icra ve infazı durdurmaz. Ancak; Kurul, ivedi durumlarda,
ilgilinin talepte bulunması koşuluyla, başvuru veya itiraz konusu kararda
hukuka açıkça aykırılık bulunması halinde ve yargılamanın seyrini dikkate
alarak, icra veya infazın durdurulmasına karar verebilir. Kurul, haklı ve
gerektirici nedenlerin bulunması halinde ihtilafla doğrudan ilgili konularda
ihtiyati tedbir kararı verebilir.
(8)
Kurul kararını; kanun, ulusal ve uluslararası federasyonların kuralları,
kanunların usule ilişkin hükümleri ile dosya münderecatı, tanık beyanları,
bilirkişi incelemesi ve her türlü delile göre adalet ve nasafet esasları
dairesinde tesis eder. Zorunlu haller dışında sportif faaliyetlere ilişkin iş
ve işlemlerde en geç on iş günü, diğer hususlarda ise en geç üç ay içerisinde
kararını verir. Kurul; itirazın reddine, kabulüne veya itiraz konusu kararın
değiştirilerek karara bağlanmasına hükmedebilir. Kararlar gerekçeli olur. Varsa
muhalefet şerhleri eklenir.
(9)
Kısa karar, ilgiliye ve federasyon başkanlığına faks ve internet üzerinden
derhal bildirilir ve federasyon ile ilgililer tarafından uygulanmaya başlanır.
Gerekçeli karar daha sonra tebliğ olunur. Kararlar, 9/6/1932 tarihli ve 2004
sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesi hükmü uyarınca ilam mahiyetinde
sayılır.
(10)
Taraflar, kararın tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde verilen karara karşı
karar düzeltme yoluna başvurabilirler. 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk
Usulü Muhakemeleri Kanununun kararların açıklanması, maddî hataların
düzeltilmesi veya yargılamanın yenilenmesi halleri dışında Kurul aynı konuda
tekrar karar veremez."
BAŞKAN
– Komisyon bu önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli) – Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
– Hükûmet?
DEVLET
BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Trabzon) – Kabul ediyoruz.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) – Gerekçe efendim.
BAŞKAN
– Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
"Oyların eşitliği halinde başkanın bulunduğu taraf çoğunluk sayılır."
İbaresinin yanlış anlaşılabileceği, ileride hukuken problemler ortaya çıkmaması
için ''Oyların eşitliği halinde başkanın kullandığı oyunun tarafı çoğunluk
sayılır." Şeklinde değiştirilmesinin daha iyi olabileceği düşüncesi ile bu
önerge verilmiştir.
BAŞKAN
– Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum…
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkanım, madde tamamıyla değişti.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) – Madde değiştiği için işlemden kaldırmanız lazım.
BAŞKAN
– Evet, bir yanlışlık oldu.
Şimdi,
sayın milletvekilleri, diğer önergeyle maddenin tümü düzenlendiği için yeni
baştan, bu önergeyi işlemden kaldırıyoruz.
Böylece,
kabul edilmiş bu önerge doğrultusunda 11’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 11’inci madde kabul edilmiştir.
12’nci
madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 698 Sıra Sayılı Kanun Teklifinin 12. maddesinin 4. fıkrasındaki “üç ay”
ibaresinin “dört ay” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Şevket Köse Harun Öztürk Birgen Keleş
Adıyaman İzmir İstanbul
Fatih
Atay Sacid
Yıldız
Aydın İstanbul
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
698
Sıra sayılı Kanun teklifinin 12. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz e teklif ederiz.
Mehmet Şandır Mustafa Kalaycı Emin Haluk Ayhan
Mersin Konya Denizli
Hakan Coşkun Y. Tuğrul Türkeş Metin Çobanoğlu
Osmaniye Ankara Kırşehir
Recep Taner Erkan Akçay
Aydın Manisa
Madde
12- 3289 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"Geçici
Madde 11- (1) Bu Kanun ile çıkarılması öngörülen düzenlemeler yürürlüğe
girinceye kadar mevcut düzenlemelerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin
uygulanmasına devam olunur.
(2)
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte; 3289 sayılı Kanunun Ek 9 uncu maddesine
göre özerk olan spor federasyonları bu Kanuna göre kurulmuş bağımsız spor
federasyonu olarak kabul edilir. Diğer kanunlarda özerk spor federasyonlarına
yapılan atıflar, bağımsız spor federasyonlarına yapılmış sayılır.
(3)
Tahkim Kurulunun asıl ve yedek üyeleri, bu maddenin yayımı tarihinden itibaren
30 gün içerisinde görevlendirilir.
(4)
Bu Kanunla tüzel kişilik kazanan spor federasyonları, bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihten sonra yapılacak ilk ilgili olimpiyat oyunlarının bitim
tarihlerinden itibaren üç ay içerisinde genel kurullarını yaparak hukuki
yapılarını bu Kanuna uygun hale getirmek zorundadırlar."
BAŞKAN
– Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli) – Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
– Hükûmet?
ÇALIŞMA
VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) – Katılıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) – Gerekçe...
BAŞKAN
– Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
"(1)
Bu Kanun ile çıkarılması öngörülen düzenlemeler yürürlüğe girinceye kadar
mevcut düzenlemelerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam
olunur." İbaresinin "(1) Bu Kanun ile çıkarılması öngörülen
düzenlemeler yürürlüğe girinceye kadar mevcut düzenlemelerin bu Kanuna aykırı
olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunabilir." şeklinde
değiştirilmesinin idareye uygulamada kolaylık sağlayacağı düşünülerek bu önerge
düzenlenmiştir.
BAŞKAN
– Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…Önerge kabul
edilmiştir.
Diğer
önergeyi işlemden kaldırıyoruz çünkü madde tamamen yeniden düzenlenmiştir.
Kabul
edilen bu önerge doğrultusunda 12’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
13’üncü
madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
698
Sıra sayılı Kanun teklifinin 13. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Alim Işık Mehmet Şandır Mustafa Kalaycı
Kütahya Mersin Konya
Emin Haluk Ayhan Y. Tuğrul Türkeş Hakan Coşkun
Denizli Ankara Osmaniye
Recep Taner Erkan Akçay Mehmet Günal
Aydın Manisa Antalya
Metin
Çobanoğlu
Kırşehir
Madde
13- 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 28 inci maddesine
birinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"Ticaret
sicili kayıtlarının elektronik ortamda tutulmasına ilişkin usul ve esaslar
Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. Bu kayıtlar
ile tescil ve ilan edilmesi gerekli içeriklerin düzenli olarak elektronik
ortamda depolanan ve sunulabilen merkezi ortak veri tabanı, Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği nezdinde oluşturulur.
Ticaret
sicili kayıt işlemlerinin elektronik ortamda yapılması için toplanması ve
işlenmesi gerekli olan kişisel veriler, kişisel verilerin korunması ve bilgi
güvenliğinin sağlanmasına ilişkin tedbirler mevzuata uygun bir şekilde alınarak
korunur."
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 698 sıra sayılı Kanun Teklifinin 13 üncü maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Bengi Yıldız Sırrı Sakık M. Nezir Karabaş
Batman Muş Bitlis
M. Ufuk Uras Osman Özçelik
İstanbul Siirt
BAŞKAN
– Komisyon bu son okuttuğum önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli) – Katılamıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
– Hükûmet?
ÇALIŞMA
VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
– Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
13/01/2011
tarihli ve 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu'na paralel düzenlemeler içeren
söz konusu madde, 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mevcut Türk Ticaret Kanunu
ile uyumlu olmaması, bu düzenlemelerin tek başına yetersiz kalması ve olası
müktesep hak sorunları yaratması olasılığı nedeniyle maddelerin metinden
çıkarılması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN
– Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
698
Sıra sayılı Kanun teklifinin 13. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Alim
Işık (Kütahya) ve arkadaşları
Madde
13 - 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 28 inci maddesine
birinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"Ticaret
sicili kayıtlarının elektronik ortamda tutulmasına ilişkin usul ve esaslar
Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. Bu kayıtlar
ile tescil ve ilan edilmesi gerekli içeriklerin düzenli olarak elektronik
ortamda depolanan ve sunulabilen merkezi ortak veri tabanı, Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği nezdinde oluşturulur.
Ticaret
sicili kayıt işlemlerinin elektronik ortamda yapılması için toplanması ve
işlenmesi gerekli olan kişisel veriler, kişisel verilerin korunması ve bilgi
güvenliğinin sağlanmasına ilişkin tedbirler mevzuata uygun bir şekilde alınarak
korunur."
BAŞKAN
– Komisyon bu okuttuğum önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli) – Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
– Hükûmet?
ÇALIŞMA
VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) – Katılıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) – Gerekçe...
BAŞKAN
– Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
İfade
bozukluğunun düzeltilmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca tedbirlerin de mevzuata uygun
olması hükmü eklenmektedir.
BAŞKAN
– Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmiştir.
Kabul
edilen bu önerge doğrultusunda 13’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... 13’üncü madde kabul edilmiştir.
On
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.51
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 19.02
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran
Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Yusuf COŞKUN
(Bingöl), Gülşen ORHAN (Van)
BAŞKAN
– Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 79’uncu Birleşiminin
Beşinci Oturumunu açıyorum.
698
sıra sayılı Teklif’in görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
14’üncü
madde üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
698
Sıra sayılı Kanun teklifinin 14. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mehmet Şandır Mustafa Kalaycı Emin Haluk Ayhan
Mersin Konya Denizli
Y. Tuğrul Türkeş Hakan Coşkun Metin Çobanoğlu
Ankara Osmaniye Kırşehir
Recep
Taner Erkan
Akçay
Aydın Manisa
Madde
14- 6762 sayılı Kanunun 66 ncı maddesine birinci fıkrasından sonra gelmek üzere
aşağıdaki fıkra eklenmiş ve maddenin mevcut ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Bu
defterler elektronik ortamda veya dosyalama suretiyle tutulabilir. Bu
defterlerin açılış ve kapanış onaylarının şekli ve esasları ile bu defterlerin
nasıl tutulacağı Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığınca
çıkarılacak müşterek bir tebliğle belirlenir.”
“Tacir,
işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi,
karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını,
yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
BAŞKAN
– Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge aynı mahiyettedir. Şimdi
bu önergeleri okutup birlikte işleme alacağım, istemleri hâlinde önerge
sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim.
Önergeleri
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 698 sıra sayılı Kanun Teklifinin 14 üncü maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Bengi Yıldız İbrahim Binici M. Nezir Karabaş
Batman Şanlıurfa Bitlis
M. Ufuk Uras Sırrı Sakık
İstanbul Muş
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 698 sıra sayılı Kanun Teklifinin 14. maddesinin teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Fatih Atay Harun Öztürk Tekin Bingöl
Aydın İzmir Ankara
Şevket
Köse Metin
Arifağaoğlu
Adıyaman Artvin
BAŞKAN
– Komisyon bu okuttuğum iki önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli) – Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
– Hükûmet?
DEVLET
BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Trabzon) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN
– Gerekçeyi okur musunuz.
Gerekçe:
13/1/2011
tarihli ve 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’na paralel düzenlemeler içeren
söz konusu maddelerin, 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mevcut Türk Ticaret
Kanunu ile uyumlu olmaması, bu düzenlemelerin tek başına yetersiz kalması ve
olası müktesep hak sorunları yaratması olasılığı nedeniyle maddelerin metinden
çıkarılması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN
– Sayın Atay, buyurunuz.
M.
FATİH ATAY (Aydın) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
10’uncu,
11’inci ve 12’nci maddelerdeki değişiklik nedeniyle verdiğimiz önergelerde söz
alamadım. O nedenle ben, yine de 10’uncu maddede yapılmış olan değişiklikle
kabul edilmiş olan bu maddenin Anayasa’ya aykırı olduğunu sizlere açıklamaya
çalışacağım.
Değerli
milletvekilleri, Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği tahkimle ilgili yasa
nedeniyle yeniden bir düzenleme yapılması 19 Mart tarihine kadar bir yıllık
süre veren bir kararı içeriyordu. Bugün 19 Marta kadar yetiştirilmesi gereken
bu yasayla ilgili olarak alelacele bir çalışma yapılmış. Kanunun üç sayfa
olması, bazı yanlışlıkların olması ayrı bir şey ancak bağımsız olarak bir
federasyon kurulmasına yönelik bir yasa geliyor önümüze, “bağımsız” deniyor.
Değerli
arkadaşlarım, bağımsız olan bu federasyonların denetim kurulları 5 kişiden
oluşuyor. 2 kişi kulüpler tarafından genel kurulda seçiliyor, diğer 3 kişiyi
Bakan atıyor. Nasıl bağımsızlık bu arkadaşlar? Federasyonların böyle
bağımsızlığı söz konusu olabilir mi?
Gelelim
şimdi… Genel kurulun yüzde 60’ı kulüplerden oluşuyor, yüzde 10’u Gençlik Spor
Genel Müdürlüğünün elemanlarından oluşuyor, yüzde 70 yaptı. Peki, yüzde 30?
Mevcut federasyonların atayacakları kişilerden oluşuyor. Böyle bir şey olabilir
mi arkadaşlar ya? Dünyanın hiçbir yerinde böyle tarafsız, bağımsız bir
federasyondan bahsetmek mümkün olabilir mi? Ömrünün sonuna kadar federasyon
başkanlarını alaşağı edemezsiniz. Düşünebiliyor musunuz, 100 kişinin 30
kişisini federasyon atıyor, 10 kişisini Gençlik Spor Genel Müdürlüğü atıyor.
Geri kalan 60 kişi de belirli kulüplerin desteğini aldığı zaman hiçbir
federasyon başkanını değiştirme şansınız söz konusu değil.
Peki,
bu tarafsızlık giderilebilir mi? Evet, giderilebilir. Futbol Federasyonunda
Gençlik Spor Genel Müdürlüğünün hiçbir üyesi bulunmuyor. Neden? Çünkü Futbol
Federasyonunun, FIFA ve UEFA’nın katı kuralları çerçevesinde özel bir yasasını
yapmak zorunda kaldık ve o yasa nedeniyle de bugün Futbol Federasyonunun üyesi
tarafsız, bağımsız, özerk bir konumdadır. Peki, diğer federasyonların günahı
ne? Gençlik Spor Genel Müdürlüğünün bu federasyonlarda, yüzde 10 genel kurulda
temsil edilme yetkisi, hakkı nereden doğuyor? Olabilir mi böyle bir şey? Mümkün
değil. Onları da tarafsız bırakın, taraf olmayın. Zaten denetçinin 5 kişisinin
3’ünü atıyorsunuz.
Ayrıca,
Sportif Değerlendirme ve Geliştirme Kurulu var, 7 kişiden oluşuyor, 7’sini de
Bakan atıyor. Olabilir mi böyle bir şey arkadaşlar ya? Federasyon başkanı
olduğunuzu düşünün, Ankara iline il başkanı atayacaksınız, il temsilcisi
atayacaksınız; teklif ediyorsunuz, Gençlik Spor Genel Müdürü onay verirse
atayabiliyorsunuz. Böyle Federasyon Başkanlığının tarafsızlığından,
bağımsızlığından söz etmek mümkün olabilir mi?
Değerli
arkadaşlarım, biraz sonra Anayasa oylaması yapacağız. Yapacak olduğumuz Anayasa
oylamasında uzlaşmayla çıkan bu değişiklikle, bu yaptığımız, tahkim konusunda
yapmış olduğumuz işlem tamamen birbirine ters. Orada yapmış olduğumuz
değişiklikle, spor tahkim kurullarına sadece sportif faaliyetler ve disiplin
eylemleri nedeniyle zorunlu tahkim kuruluna başvurulabilir. O zorunlu tahkim
kurulunun dışında kalan sözleşmeye dayalı, sporcuların, kulüplerin birbirleri
arasındaki sorunlarla ilgili olarak genel mahkemelere gitme yetkileri vardır,
gidebilirler. Ayrıca federasyonların tahkim kurullarında ihtiyari olarak
gidebilirler ama burada yapılan değişiklik ile biraz sonra yapacağımız Anayasa
değişikliği arasında tam ters bir durum söz konusu oldu. Buradaki değişiklik
tahkim kurullarına gitmeyi zorunlu hâle getirdi ve onların kararlarını kesin
hâle getirdi. Bu bile Anayasa’ya aykırılık içeren bir durumdur. Ben o
maddelerde konuşamadığım için, bunların Anayasa’ya aykırı, çok çok aykırı olan
bu işlemlerini bir kez daha sizlere, milletvekillerine hatırlatmak istedim.
Bu
kanunları yapmak önemli bir şeydir arkadaşlar. Bir sportif faaliyetin yeniden
düzenlenmesine yönelik olarak Türkiye’deki herkesi ilgilendiren bu
faaliyetleri, düzgün, doğru, yapıcı olarak, dünyadaki bütün kurallara uygun
olarak yapmak zorundayız. Futbolda nasıl yaptıysak burada da aynı işlemleri
yapmak zorundayız.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
– Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
M.
FATİH ATAY (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, ben bir sonraki maddede de bu
kanunda yapılan yanlışlıklarla ilgili sözlerime devam edeceğim. Şimdi zamanım
yetmedi. Bu maddelerin, bu yasaların, bir daha, Sayın Bakan ve arkadaşlarımız
tarafından yeniden düşünülmesini, bu maddelerin geri çekilmesini öneriyorum.
Anayasa’ya açıkça aykırı olan bu işlemlerden vazgeçilmesini öneriyorum.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
– Teşekkür ederiz Sayın Atay.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
698
Sıra sayılı Kanun teklifinin 14. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Şandır (Mersin) ve arkadaşları
Madde 14- 6762 sayılı Kanunun 66 ncı maddesine
birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiş ve maddenin
mevcut ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Bu
defterler elektronik ortamda veya dosyalama suretiyle tutulabilir. Bu
defterlerin açılış ve kapanış onaylarının şekli ve esasları ile bu defterlerin
nasıl tutulacağı Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığınca
çıkarılacak müşterek bir tebliğle belirlenir.”
“Tacir,
işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi,
karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını,
yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
BAŞKAN
– Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli) – Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN
– Hükûmet?
DEVLET
BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Trabzon) – Katılıyoruz.
BAŞKAN
– Katılıyorsunuz.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) – Gerekçe.
BAŞKAN
– Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
"Bu
defterler elektronik ortamda veya dosyalama suretiyle tutulabilir. Elektronik
ortamda veya dosyalama suretiyle tutulan defterlerin açılış ve kapanış
onaylarının şekli ve esasları ile bu defterlerin nasıl tutulacağı Sanayi ve
Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığınca çıkarılacak müşterek bir tebliğle
belirlenir." ibaresinin "Bu defterler elektronik ortamda veya
dosyalama suretiyle tutulabilir. Bu defterlerin açılış ve kapanış onaylarının
şekli ve esasları ile bu defterlerin nasıl tutulacağı Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı ile Maliye Bakanlığınca çıkarılacak müşterek bir tebliğle
belirlenir." şeklinde değiştirilmesinin daha uygun olacağı düşünülerek bu
değişiklik önerilmektedir.
BAŞKAN
– Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
Kabul
edilen bu önerge doğrultusunda madde 14’ü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… 14’üncü madde kabul edilmiştir.
On
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.12
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 19.18
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran
Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Yusuf COŞKUN
(Bingöl), Gülşen ORHAN (Van)
BAŞKAN
– Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 79’uncu Birleşiminin
Altıncı Oturumunu açıyorum.
698
sıra sayılı Teklif’in görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
15’inci
madde üzerinde dört önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 698 sıra sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifinin 15 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Madde
15- 6762 sayılı Kanunun 401 inci maddesine birinci fıkradan sonra gelmek üzere
aşağıdaki ikinci ve üçüncü fıkralar eklenmiştir.
"Pay
sahipleri arasında Devlet, il özel idaresi, belediye ve diğer kamu tüzel
kişileri, sendikalar, dernekler, vakıflar, kooperatifler ve bunların üst
kuruluşları bulunan anonim şirketlerde ve iştiraklerinde; kamu tüzel kişileri
ile kamuya yararlı dernek ve vakıflar lehine tesis edilebilecek imtiyazlar
hariç olmak üzere, diğer pay sahiplerinden biri veya birkaçı lehine bu Kanunda
düzenlenen herhangi bir imtiyaz tesis edilemez.
İkinci
fıkraya aykırı esas mukaveleler, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten
itibaren altı ay içinde anılan fıkra hükmüne uygun hale getirilir. Gerekli esas
mukavele değişikliklerinin ve uyarlamalarının bu süre içinde
gerçekleştirilmemesi halinde, ilgili esas mukavele hükümleri bu sürenin dolduğu
tarihte kendiliğinden geçersiz hale gelir ve esas mukavelede öngörülen
imtiyazların tümü kanunen sona erer."
Mustafa Elitaş Mehmet Çiçek Yılmaz Helvacıoğlu
Kayseri Yozgat Siirt
Kayhan
Türkmenoğlu Turan
Kıratlı
Van Kırıkkale
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
698
Sıra sayılı Kanun teklifinin 15. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mehmet Şandır Mustafa Kalaycı Emin Haluk Ayhan
Mersin Konya Denizli
Y. Ertuğrul Türkeş Hakan Coşkun Metin Çobanoğlu
Ankara Osmaniye Kırşehir
Recep
Taner Erkan Akçay
Aydın Manisa
Madde
15 - 6762 sayılı Kanunun 401 inci maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek
üzere aşağıdaki ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkralar eklenmiştir.
"Tanınan
imtiyazlar, iyiniyet kurallarına ve şirket menfaatlerine aykırı olamaz.
Pay
sahipleri arasında Devlet, il özel idaresi, belediye ve diğer kamu tüzel
kişileri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, sendikalar, dernekler,
vakıflar, kooperatifler ve bunların üst kuruluşları bulunan anonim şirketlerde
ve iştiraklerinde; kamu tüzel kişileri lehine tesis edilebilecek imtiyazlar
hariç olmak üzere, diğer pay sahiplerinden biri veya birkaçı lehine bu Kanunda
düzenlenen herhangi bir imtiyaz tesis edilemez.
Üçüncü
fıkraya aykırı esas mukaveleler, bu maddenin ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkralarının
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren sekiz ay içinde anılan fıkra hükmüne uygun
hale getirilir Gerekli esas mukavele değişikliklerinin ve uyarlamalarının bu
süre içinde gerçekleştirilmemesi halinde, ilgili esas mukavele hükümleri bu
sürenin dolduğu tarihte kendiliğinden geçersiz hale gelir ve esas mukavelede
öngörülen imtiyazların tümü kanunen sona erer."
BAŞKAN
– Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge aynı mahiyettedir. Bu
önergeleri okutup birlikte işleme alacağım, istemleri hâlinde önerge
sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim.
Buyurunuz.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 698 sıra sayılı Kanun Teklifinin 15 inci maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Bengi Yıldız Sırrı Sakık M. Nezir Karabaş
Batman Muş Bitlis
M.
Ufuk Uras M. Nuri Yaman
İstanbul Muş
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 698 sıra sayılı Kanun Teklifinin 15. maddesinin teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Harun Öztürk Malik Ecder Özdemir
Malatya İzmir Sivas
Fatih
Atay Metin
Arifağaoğlu
Aydın Artvin
BAŞKAN
– Komisyon önergeye katılıyor mu, bu son iki önergeye?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli) – Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
– Hükûmet?
DEVLET
BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Trabzon) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN
– Katılmıyorsunuz.
Barış
ve Demokrasi Partisinin gerekçesini okur musunuz lütfen.
Gerekçe:
13/01/2011
tarihli ve 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’na paralel düzenlemeler içeren
söz konusu maddelerin, 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mevcut Türk Ticaret
Kanunu ile uyumlu olmaması, bu düzenlemelerin tek başına yetersiz kalması ve
olası müktesep hak sorunları yaratması olasılığı nedeniyle maddelerin metinden
çıkarılması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN
– Buyurunuz Sayın Atay.
M.
FATİH ATAY (Aydın) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bu
maddenin tartışılmasında Anayasa Komisyonu Başkanımızın burada olmasından büyük
mutluluk duyduğumu belirtmek isterim.
Türkiye
Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Hukuk devletinde çıkan yasaların hiçbir
tanesi geriye dönük olarak uygulanmaz. Bu, hukukun üstünlüğü ilkesinin temeli
olarak Sayın Başkanın da her zaman bu kürsüden çıkıp savunduğu ilkelerin bir
tanesidir. Bu maddenin Anayasa Komisyonundan geçmemiş olmasınının Plan ve Bütçe
Komisyonundan geçmiş olmasının hukuki eksiklikleri de beraber getirmesinden de
büyük üzüntü duyduğumu belirtmek istiyorum.
Türkiye’de
“altın hisse” diye bir hisse var. Bu altın hissenin, birileri için zor olan bu
altın hissenin, galiba yok edilmesine yönelik böyle bir madde getiriliyor.
Geçmişe yönelik olarak altı ay içerisinde altın hisselerin el değiştirmesi mi
amaçlanıyor? Özel bir durum mu söz konusu? Böyle bir şey olabilir mi? Kendi
şirketlerinin belirli hisselerini, belirli şirketlere katılmak için arsalarını
ya da fabrikalarını veren insanlar, gelecekleriyle ilgili olarak belirli bir
miktarda altın hisse tutarak çocuklarını ve geleceklerini, o şirketteki
haklarını ileriye dönük olarak koruma yönündeki iradelerini yasal olarak yapmışlar ama siz çoğunluk hakkınızı, oy
hakkınızı kullanarak yasal hakkını kullanmış olan insanların bu haklarını
ellerinden almak istiyorsunuz. Böyle bir şeye hakkınız yok arkadaşlar.
Anayasaya aykırı, hukuka aykırı bu.
Değerli
arkadaşlarım -biraz önce- Gençlik Spor Genel Müdürlüğünün Yasası’yla ilgili
olarak çok önemsediğim de bir konu var, onu belirtmeden geçemeyeceğim.
Değerli
arkadaşlarım, gelecek hafta, belki, sporda şiddetle ilgili yasa teklifi
gelecek, onunla ilgili de görüşülecek. Sportif faaliyetlerde hakemler ve
temsilcilerle ilgili olarak, onlara işlenen suçlarla ilgili olarak o kişilerin
kamu görevlisi olması ortak olarak benimsenmiş durumda. Ancak, biraz önce
geçmiş olan maddede çok vahim bir durum söz konusu. Şöyle bir durum var
arkadaşlar: Federasyonların faaliyetlerinde görevli bulunanların görevleriyle
ilgili olarak işlemiş oldukları suçlar bakımından kamu görevlisi sayılmaları.
Değerli arkadaşlar, bu federasyon üyesi, federasyonun görevlileri hakemler de
olabilir. O hakemlerin yapmış oldukları yanlış kararlardan dolayı bu madde
nedeniyle görevi ihmalden yargılanmaları söz konusu. Böyle bir şey olabilir mi?
Sportif faaliyetler nedeniyle onlara karşı yapılacak olan eylemlerde, suçlarda,
fiillî eylemlerde elbette ki o kişilerin kamu görevlisi olarak tanımlanmaları
doğrudur ama bu kişiler futbol hakeminin ya da basketbol hakeminin, voleybol
hakeminin yapmış olduğu yanlış bir eylem nedeniyle, kamu görevlisi olması
nedeniyle yapılan şikâyet sonucunda görevi ihmal nedeniyle yargılanması söz
konusu olacaktır. Bu çok vahim bir durumdur arkadaşlar. Bunun da tekrar diğer
maddelerde olduğu gibi yeniden gözden geçirilmesini istiyorum, öneriyorum. Yani
çoğunlukla birçok arkadaşımızın bu maddeleri okumadığını da düşünüyorum ama
burada bu yapılan yanlışlıkların ileride daha büyük yanlış davranışlara, yanlış
hukuksal olaylara bizleri götürmemesi için, daha doğru bir yasa yapmamız için
öneride bulunuyoruz.
Değerli
arkadaşlarım, elbette sporla ilgili bir konuya da değinmeden geçemeyeceğim.
Spor kulüplerinin sorunlarıyla ilgili olarak bir araştırma komisyonu kuruldu. O
komisyonda Türkiye’nin önemli bir üniversitesinin rektörü geldi, gerçekten
burnundan kıl aldırmayacak bir davranış şekliyle kendilerinin kurdukları bir
laboratuvarın dünya çapında olduğu iddiasıyla büyük havalar attı, konuşmalar
yaptı, büyük laflar söyledi. Böyle bilimsel bir konu hakkında tabii o konunun
uzmanlarından başkasının cevap verme hakkı yoktu. Ama günler geçti, bu
laboratuvarın yapmış oldukları işlemlerin yanlış olduğu ortaya çıktı. Bütün
dünya spor kamuoyuna rezil olduk Türkiye’de arkadaşlar, rezil olduk. Ve bu
arkadaşı bekledim, o konuşurken burnundan kıl aldırmayan rektörü bekledim,
acaba özür dileyip istifa edecek mi diye. Maalesef istifa etmedi. Bu çok acı
bir olaydır arkadaşlar.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı.)
BAŞKAN
– Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
M.
FATİH ATAY (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, bir konuya da değinip bitireceğim.
Sayın
Başbakanın iki danışmanı Amasya’ya gitmiş, Amasya İl Başkanı da milletvekili
aday adayı oldukları için gazetecilerle tanıştırmış. Gazetecilerin bir tanesine
de “Bu tür haberler yapma, gazeten kapanır.” demiş. Ben bu arkadaşların
demokrasi anlayışını uygun bulmuyorum, sizlerin de bulduğunu zannetmiyorum.
Sayın Başbakanın yanında çalıştığı süre içerisinde bu tür anlayışlarını
Başbakana anlattıklarını da düşünmüyorum ancak bu tür düşüncede olan bu
arkadaşların bundan sonra aday gösterilip milletvekili olmaları hâlinde, bu
düşünceye Başbakanın da katıldığını düşünmekten kendimi alamayacağım.
Yüce
heyeti saygıyla selamlıyorum. Sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
– Teşekkür ederiz Sayın Atay.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
698
Sıra sayılı Kanun teklifinin 15. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz e teklif ederiz.
Mehmet
Şandır (Mersin) ve arkadaşları
Madde
15 - 6762 sayılı Kanunun 401 inci maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek
üzere aşağıdaki ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkralar eklenmiştir.
"Tanınan
imtiyazlar, iyiniyet kurallarına ve şirket menfaatlerine aykırı olamaz.
Pay
sahipleri arasında Devlet, il özel idaresi, belediye ve diğer kamu tüzel
kişileri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, sendikalar, dernekler,
vakıflar, kooperatifler ve bunların üst kuruluşları bulunan anonim şirketlerde
ve iştiraklerinde; kamu tüzel kişileri lehine tesis edilebilecek imtiyazlar
hariç olmak üzere, diğer pay sahiplerinden biri veya birkaçı lehine bu Kanunda
düzenlenen herhangi bir imtiyaz tesis edilemez.
Üçüncü
fıkraya aykırı esas mukaveleler, bu maddenin ikinci, üçüncü ve dördüncü
fıkralarının yürürlüğe girdiği tarihten itibaren sekiz ay içinde anılan fıkra
hükmüne uygun hale getirilir Gerekli esas mukavele değişikliklerinin ve
uyarlamalarının bu süre içinde gerçekleştirilmemesi halinde, ilgili esas
mukavele hükümleri bu sürenin dolduğu tarihte kendiliğinden geçersiz hale gelir
ve esas mukavelede öngörülen imtiyazların tümü kanunen sona erer.”
BAŞKAN
– Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli) – Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
– Hükûmet?
DEVLET
BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Trabzon) – Katılmıyoruz.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) – Gerekçe…
BAŞKAN
– Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
"Üçüncü
fıkraya aykırı esas mukaveleler, bu maddenin ikinci, üçüncü ve dördüncü
fıkralarının yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde anılan fıkra
hükmüne uygun hale getirilir". İbaresinin "Üçüncü fıkraya aykırı esas
mukaveleler, bu maddenin ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkralarının yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren sekiz ay içinde anılan fıkra hükmüne uygun hale
getirilir" Şeklinde değiştirilmesinin daha uygun olacağı düşünülerek bu
değişiklik önerilmektedir.
BAŞKAN
– Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 698 sıra sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifinin 15 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mustafa
Elitaş (Kayseri) ve arkadaşları
Madde-
15- 6762 sayılı Kanunun 401 inci maddesine birinci fıkradan sonra gelmek üzere
aşağıdaki ikinci ve üçüncü fıkralar eklenmiştir.
"Pay
sahipleri arasında Devlet, il özel idaresi, belediye ve diğer kamu tüzel
kişileri, sendikalar, dernekler, vakıflar, kooperatifler ve bunların üst
kuruluşları bulunan anonim şirketlerde ve iştiraklerinde; kamu tüzel kişileri
ile kamuya yararlı dernek ve vakıflar lehine tesis edilebilecek imtiyazlar
hariç olmak üzere, diğer pay sahiplerinden biri veya birkaçı lehine bu Kanunda
düzenlenen herhangi bir imtiyaz tesis edilemez.
İkinci
fıkraya aykırı esas mukaveleler, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten
itibaren altı ay içinde anılan fıkra hükmüne uygun hale getirilir. Gerekli esas
mukavele değişikliklerinin ve uyarlamalarının bu süre içinde
gerçekleştirilmemesi halinde, ilgili esas mukavele hükümleri bu sürenin dolduğu
tarihte kendiliğinden geçersiz hale gelir ve esas mukavelede öngörülen
imtiyazların tümü kanunen sona erer."
BAŞKAN
– Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli) – Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
– Hükûmet?
DEVLET
BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Trabzon) – Katılıyoruz.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Gerekçe…
BAŞKAN
– Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Önerilen
değişiklikle kamu tüzel kişileri yanında kamuya yararlı dernek ve vakıfların da
ortağı olduğu şirketlerde, kamu yararı bakımından bunların lehlerine de imtiyaz
tanınmasına imkan sağlanmış ve söz konusu madde ile 6762 sayılı Kanunun 401
inci maddesine eklenen "Tanınan imtiyazlar, iyi niyet kurallarına ve
şirket menfaatlerine aykırı olamaz." şeklindeki ikinci fıkra, uygulamada
ihtilaflara yol açabileceğinden madde metninden çıkarılmıştır.
Ayrıca
Anayasa'da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları kamu tüzel kişileri
olarak ifade edildiğinden, bu konudaki tekerrürün giderilebilmesi bakımından
söz konusu ibare madde metninden çıkarılmıştır.
BAŞKAN
– Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmiştir.
Kabul
edilen bu önerge doğrultusunda 15’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… 15’inci madde kabul edilmiştir.
Böylece,
birinci bölümde yer alan maddelerin oylaması tamamlanmıştır.
Sayın
milletvekilleri, kırk beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.33
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 20.18
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran
Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Yusuf COŞKUN
(Bingöl), Gülşen ORHAN (Van)
BAŞKAN
– Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 79’uncu Birleşiminin
Yedinci Oturumunu açıyorum.
698
sıra sayılı Teklif’in görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon?
Yok.
Ertelenmiştir.
2’nci
sırada yer alan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Yozgat
Milletvekili Bekir Bozdağ, Samsun Milletvekili Suat Kılıç, Giresun Milletvekili
Nurettin Canikli, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir
Milletvekili Kemal Anadol, Trabzon Milletvekili M. Akif Hamzaçebi, Yalova
Milletvekili Muharrem İnce, Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri
İzmir Milletvekili Oktay Vural, Mersin Milletvekili Mehmet Şandır, Barış ve
Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Batman Milletvekili Bengi Yıldız ve 306
Milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 59 uncu Maddesinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu’nun ikinci
görüşmesine başlayacağız.
2.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, Samsun
Milletvekili Suat Kılıç, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Kemal Anadol,
Trabzon Milletvekili M. Akif Hamzaçebi, Yalova Milletvekili Muharrem İnce,
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural,
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır, Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili
Batman Milletvekili Bengi Yıldız ve 306 Milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 59 uncu Maddesinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile
Anayasa Komisyonu Raporu (2/879) (S. Sayısı: 697 ve 697’ye 1’inci Ek) (x) (xx)
BAŞKAN
– Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Sayın
milletvekilleri, teklifin birinci görüşmesi 15/3/2011 günü saat 18.58’de
tamamlanmıştı.
Bilindiği
gibi Anayasa değişiklik tekliflerinin ikinci görüşmesinde teklifin tümü ve
maddeleri üzerinde görüşme açılmamakta, yalnızca maddeler üzerinde verilmiş
değişiklik önergeleri görüşülmekte; birinci görüşmede üzerinde değişiklik
önergesi bulunmayan bir madde hakkında ikinci görüşmede önerge
verilememektedir. Teklifin birinci görüşmesinde 1’inci maddesi üzerinde
değişiklik önergesi verilmişti.
Şimdi
teklifin 1’inci maddesini okutuyorum:
(x) 697 S. Sayılı Basmayazı
15/3/2011 Tarihli 77’nci Birleşim Tutanağı’na eklidir.
(xx) 697’ye 1 inci ek S.
Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASASINDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI
HAKKINDA KANUN TEKLİFİ
MADDE
1- 7/11/1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 59’uncu
maddesinin kenar başlığı “B. Sporun geliştirilmesi ve tahkim” şeklinde
değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Spor
federasyonlarının spor faaliyetlerinin yönetimine ve disiplinine ilişkin kararlarına
karşı ancak zorunlu tahkim yoluna başvurulabilir. Tahkim kurulu kararları kesin
olup bu kararlara karşı hiçbir yargı merciine başvurulamaz.”
BAŞKAN
– Teklifin 1’inci maddesinin gizli oylamasına başlıyoruz.
Gizli
oylamanın ne şekilde yapılacağını arz ediyorum:
Komisyon
ve Hükûmet sıralarında yer alan kâtip üyelerden Komisyon sırasındaki Kâtip Üye
Adana'dan başlayarak Denizli’ye kadar (Denizli dâhil) ve Diyarbakır’dan
başlayarak İstanbul’a kadar (İstanbul dâhil), Hükûmet sırasındaki Kâtip Üye ise
İzmir'den başlayarak Mardin’e kadar (Mardin dâhil) ve Mersin’den başlayarak
Zonguldak’a kadar (Zonguldak dâhil) adı okunan milletvekiline biri beyaz, biri
yeşil, biri de kırmızı olmak üzere üç yuvarlak pul ile mühürlü zarf verecek ve
pul ve zarf verilen milletvekilini ad defterinde işaretleyecektir.
Milletvekilleri
Başkanlık kürsüsünün sağında ve solunda yer alan kabinlerden başka yerde
oylarını kullanamayacaklardır.
Vekâleten
oy kullanacak bakanlar da yerine oy kullanacakları bakanın ilinin bulunduğu
bölümde oylarını kullanacaklardır.
Bildiğiniz
üzere, bu pullardan beyaz olanı “kabul”, kırmızı olanı “ret”, yeşil olanı ise
“çekimser” oyu ifade etmektedir.
Oyunu
kullanacak sayın üye, Kâtip Üyeden üç yuvarlak pul ile mühürlü zarfı aldıktan
ve adını ad defterine işaretlettikten sonra kapalı oy verme yerine girecek, oy
olarak kullanacağı pulu burada zarfın içerisine koyacak, diğer iki pulu ise
ıskarta kutusuna atacaktır.
Bilahare
oy verme yerinden çıkacak olan üye oy pulunun bulunduğu zarfı Başkanlık Divanı
kürsüsünün önüne konulan oy kutusuna atacaktır.
Oylamada
adı okunmayan milletvekiline pul ve zarf verilmeyecektir.
Sayın
kâtip üyelerimizden bu hususlara riayet etmelerini ve milletvekillerinin de pul
ve zarf aldıktan sonra adlarının ad defterinde işaretlendiğine dikkat
etmelerini istirham ediyorum.
Şimdi
gizli oylamaya Adana ilinden başlıyoruz.
(Oyların
toplanmasına başlandı)
BAŞKAN
– Sayın milletvekilleri, Anayasa değişiklik teklifinin ikinci tur
görüşmelerinin 1’inci maddesinin oylamasında Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’nın
yerine Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Sanayi ve Ticaret
Bakanı Nihat Ergün’ün yerine Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Tarım ve
Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in yerine Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf,
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın yerine Bayındırlık ve İskân
Bakanı Mustafa Demir, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın yerine
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Devlet Bakanı Egemen Bağış’ın yerine Devlet Bakanı
Faruk Özak, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yerine Millî Savunma Bakanı Vecdi
Gönül, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’ın yerine Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz,
Devlet Bakanı Mehmet Aydın’ın yerine Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınç, Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun yerine Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın yerine
Devlet Bakanı Faruk Çelik oy kullanacaklardır.
Evet…
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN
- Oyunu kullanmayan sayın milletvekili arkadaşımız var mı? Yok.
Oy
kullanma işlemi tamamlanmıştır.
Kupalar
kaldırılsın.
(Oyların
ayrımı yapıldı)
BAŞKAN
– Sayın milletvekilleri, 7/11/1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin
1’inci maddesinin gizli oylama sonucunu açıklıyorum:
“Oy
Sayısı : 388
Kabul : 383
Ret : 2
Çekimser : 3
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Yusuf Coşkun Gülşen
Orhan
Bingöl Van
”
Madde
kabul edilmiştir.
Şimdi
2’nci maddeyi okutuyorum:
MADDE
2- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve halkoyuna sunulması halinde
oylanır.
BAŞKAN
– 2’nci maddenin gizli oylamasına Adana ilinden başlıyoruz.
(Oylar
toplandı)
BAŞKAN
- Oyunu kullanmayan sayın milletvekili arkadaşımız var mı? Yok.
Oy
kullanma işlemi tamamlanmıştır.
Kupaları
kaldırabilirsiniz.
(Oyların
ayrımı yapıldı)
BAŞKAN
– 7/11/1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin 2’nci maddesinin
gizli oylama sonucunu açıklıyorum:
“Oy
Sayısı : 382
Kabul : 376
Ret : 3
Çekimser : 2
Geçersiz : 1
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Yusuf Coşkun Gülşen
Orhan
Bingöl Van
”
Madde
kabul edilmiştir.
Şimdi
teklifin tümünün gizli oylamasına Adana ilinden başlıyoruz.
(Oylar
toplandı)
BAŞKAN
- Oyunu kullanmayan sayın milletvekili arkadaşımız var mı? Yok.
Oy
kullanma işlemi tamamlanmıştır.
Kupalar
kaldırılsın.
(Oyların
ayrımı yapıldı)
BAŞKAN
– Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bir Maddesinin
Değiştirilmesi Hakkında Teklif’in tümünün gizli oylama sonucunu açıklıyorum:
“Oy
Sayısı : 377
Kabul : 373
Ret : 2
Çekimser : 2
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Yusuf Coşkun Gülşen
Orhan
Bingöl Van
”
Teklif
kabul edilmiştir.
Sözlü
soru önergeleri ile diğer denetim konularını sırasıyla görüşmek için, 22 Mart
2011 Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 21.38