Normal 44162 2 5 2011-04-08T11:24:00Z 2011-04-08T11:24:00Z 68 39342 224256 TBMM 1868 526 263072 12.00 Clean Clean false 0 0 nk 0 nk 0 0 false false false TR X-NONE X-NONE 0 nk 0 nk MicrosoftInternetExplorer4

DÖNEM: 23                                                                YASAMA YILI: 5

 

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

CİLT : 96

76’ncı Birleşim

10 Mart 2011 Perşembe

 

(Bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)

İ Ç İ N D E K İ L E R

 

  I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 II.- GELEN KÂĞITLAR

III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Van Milletvekili Kayhan Türkmenoğlu’nun, Devlet Planlama Teşkilatının kalkınma politikaları ve çalışmalarına ilişkin gündem dışı konuşması ve Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı

2.- Kırklareli Milletvekili Tansel Barış’ın, Ergene Nehri’nin kirliliğine ve yarattığı çevre sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması

3.- Erzurum Milletvekili Muhyettin Aksak’ın, Erzurum ilinin düşman işgalinden kurtuluşunun 93’üncü yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması

IV.- AÇIKLAMALAR

1.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya ili Simav ilçesi Kaymakamlığının küfürlü konuşmanın engellenmesi amacıyla başlattığı projenin ulusal basın ve medyada farklı bir şekilde kamuoyu gündemine getirilmesine ilişkin açıklaması

2.- Edirne Milletvekili Cemaleddin Uslu’nun, Ergene Nehri’nin kirliliğine ilişkin açıklaması

3.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman’nın, Erzurum ilinin düşman işgalinden kurtuluşunun 93’üncü yıl dönümüne ilişkin açıklaması

4.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Erzurum ilinin düşman işgalinden kurtuluşunun 93’üncü yıl dönümüne ilişkin açıklaması

V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- İstanbul Milletvekili Mithat Melen ve 19 milletvekilinin, sağlık sistemindeki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1066)

2.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve 20 milletvekilinin, yardımcı doçentlerin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1067)

3.- Ankara Milletvekili Tekin Bingöl ve 37 milletvekilinin, Ankara OSTİM Organize Sanayi Bölgesinde meydana gelen patlamaların nedenlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1068)

4.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve 23 milletvekilinin, nişasta bazlı şekerin insan sağlığına etkisinin ve şeker sektöründeki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1069)

VI.- ANT İÇME

1.- Anayasa’nın 114’üncü maddesine göre atanmış bulunan Adalet Bakanı Ahmet Kahraman’ın ant içmesi

VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu Tasarısı ile Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu Raporu (1/997, 1/1003) (S. Sayısı: 633)

2.- Taşınır Donanım Üzerindeki Uluslararası Teminatlar Hakkında Sözleşme ve Bu Sözleşmeye İlişkin Hava Aracı Donanımına Özgü Konulara Dair Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/904) (S. Sayısı: 622)

3.- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ve Kuveyt Devleti Hükûmeti Arasında Sürdürülebilir Kalkınma İçin Doğal Kaynakların ve Çevrenin Korunması Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Çevre ve Dışişleri Komisyonları Raporları (1/927) (S. Sayısı: 652)

4.- Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru Hükûmetlerarası Anlaşmasına Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/683) (S. Sayısı: 667)

5.- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Tarım Alanında Ekonomik, Bilimsel ve Teknik İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/856) (S. Sayısı: 624)

6.- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Müteahhitlik ve Teknik Müşavirlik Hizmetleri Alanlarında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/870) (S. Sayısı: 625)

7.- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Sınır Kapılarının Ortak Kullanımına İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/863) (S. Sayısı: 626)

8.- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti İçişleri Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükûmeti İçişleri Bakanlığı Arasında Güvenlik İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/823) (S. Sayısı: 627)

9.- Samsun Limanı (Türkiye Cumhuriyeti) ve Kavkaz Limanı (Rusya Federasyonu) Üzerinden Demiryolu Feribotu ile Uluslararası Karma Taşımacılığın Organize Edilmesi Hakkında Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ve Rusya Federasyonu Hükûmeti Arasında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/941) (S. Sayısı: 651)

10.- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Rusya Federasyonu Hükûmeti Arasında Bitki Karantinası Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/910) (S. Sayısı: 660)

11.- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Rusya Federasyonu Hükûmeti Arasında Petrol Alanında İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/793) (S. Sayısı: 668)

12.- Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ile Rusya Federasyonu İçişleri Bakanlığı Arasında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/943) (S. Sayısı: 669)

13.- Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ile Rusya Federasyonu Uyuşturucu Trafiği Kontrolü Federal Servisi Arasında Uyuşturucu, Psikotrop ve Ara Kimyasal Maddelerin Kaçakçılığı ile Mücadelede İşbirliği Hususunda Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/945) (S. Sayısı: 670)

14.- Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Stratejik Ortaklık ve Karşılıklı Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/979) (S. Sayısı: 645)

15.- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Yeni Zelanda Hükûmeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/921) (S. Sayısı: 650)

16.- Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Bitki Koruma ve Karantina Alanında İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/950) (S. Sayısı: 656)

17.- Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Tarım Alanında Ekonomik, Bilimsel ve Teknik İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/894) (S. Sayısı: 657)

18.- Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Hayvan Sağlığı Alanında İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/885) (S. Sayısı: 658)

19.- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ve Sırbistan Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Teknik ve Mali İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/908) (S. Sayısı: 662)

20.- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Karadağ Hükûmeti Arasında TİKA Program Koordinasyon Ofisinin Faaliyetlerine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/969) (S. Sayısı: 665)

21.- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini Temsilen Tarım ve Köyişleri Bakanı ile Avusturya Cumhuriyeti Hükûmetini Temsilen Federal Tarım, Orman, Çevre ve Su Yönetimi Bakanı Arasında Tarım Alanında İşbirliği Konulu Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/764) (S. Sayısı: 666)

22.- Biyotıp Araştırmalarına İlişkin İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesine Ek Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Dışişleri Komisyonları Raporları (1/394) (S. Sayısı: 604)

23.- Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu Tasarısı ve Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Cumhurbaşkanlığı Seçimine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Kanun Teklifi ile Anayasa Komisyonu Raporu (1/787, 2/62) (S. Sayısı: 527)

24.- Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu Tasarısı ile Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa Komisyonları Raporları (1/991) (S. Sayısı: 609)

VIII.- OYLAMALAR

1.- Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu Tasarısı ile Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

2.- Taşınır Donanım Üzerindeki Uluslararası Teminatlar Hakkında Sözleşme ve Bu Sözleşmeye İlişkin Hava Aracı Donanımına Özgü Konulara Dair Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

3.- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ve Kuveyt Devleti Hükûmeti Arasında Sürdürülebilir Kalkınma İçin Doğal Kaynakların ve Çevrenin Korunması Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

4.- Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru Hükûmetlerarası Anlaşmasına Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

5.- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Tarım Alanında Ekonomik, Bilimsel ve Teknik İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

6.- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Müteahhitlik ve Teknik Müşavirlik Hizmetleri Alanlarında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

7.- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Sınır Kapılarının Ortak Kullanımına İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

8.- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti İçişleri Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükûmeti İçişleri Bakanlığı Arasında Güvenlik İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

9.- Samsun Limanı (Türkiye Cumhuriyeti) ve Kavkaz Limanı (Rusya Federasyonu) Üzerinden Demiryolu Feribotu ile Uluslararası Karma Taşımacılığın Organize Edilmesi Hakkında Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ve Rusya Federasyonu Hükûmeti Arasında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

10.- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Rusya Federasyonu Hükûmeti Arasında Bitki Karantinası Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

11.- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Rusya Federasyonu Hükûmeti Arasında Petrol Alanında İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

12.- Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ile Rusya Federasyonu İçişleri Bakanlığı Arasında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

13.- Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ile Rusya Federasyonu Uyuşturucu Trafiği Kontrolü Federal Servisi Arasında Uyuşturucu, Psikotrop ve Ara Kimyasal Maddelerin Kaçakçılığı ile Mücadelede İşbirliği Hususunda Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

14.- Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Stratejik Ortaklık ve Karşılıklı Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

15.- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Yeni Zelanda Hükûmeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

16.- Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Bitki Koruma ve Karantina Alanında İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

17.- Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Tarım Alanında Ekonomik, Bilimsel ve Teknik İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

18.- Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Hayvan Sağlığı Alanında İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

19.- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ve Sırbistan Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Teknik ve Mali İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

20.- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Karadağ Hükûmeti Arasında TİKA Program Koordinasyon Ofisinin Faaliyetlerine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

21.- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini Temsilen Tarım ve Köyişleri Bakanı ile Avusturya Cumhuriyeti Hükûmetini Temsilen Federal Tarım, Orman, Çevre ve Su Yönetimi Bakanı Arasında Tarım Alanında İşbirliği Konulu Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

22.- Biyotıp Araştırmalarına İlişkin İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesine Ek Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

IX.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, yeni doğan bebeği ölen bir aileden hastane masraflarının istendiği iddiasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı (7/17532)

2.- İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız’ın, çocuk kardiyoloji uzmanı ihtiyacına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı (7/17780)

3.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, 4924 sayılı Kanun kapsamında çalışan sağlık personeli istihdamına ve tayin sorununa ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı (7/18001)

4.- Samsun Milletvekili Suat Binici’nin, Samsun’da bir bebeğin ölümüne ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’nın cevabı (7/18019)

5.- Erzurum Milletvekili Zeki Ertugay’ın, sel ve dondan zarar gören çiftçilerin desteklenmesine, borç ertelemelerine ve meydana gelen zararlara,

Et teşvik primi uygulamasına ve diğer hayvancılık desteklerine,

İlişkin soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı (7/18065, 7/18066)

6.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğündeki atama ve görevden almalara ilişkin Başbakandan sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Mustafa Demir’in cevabı (7/18085)

7.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, Gaziantep’te depreme karşı alınacak önlemlere ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Mustafa Demir’in cevabı (7/18166)

8.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, konut ihtiyacı ile yapı kooperatiflerine ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Mustafa Demir’in cevabı (7/18167)

9.- İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız’ın, Kocaeli-Dilovası beldesindeki çevre kirliliği ile ilgili kurulan Meclis Araştırması Komisyonu’nun önerileri hakkında yapılan çalışmalara ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/18178)

10.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, gıda üreten iş yerlerinin sorumlu yönetici istihdamına,

-Edirne Milletvekili Rasim Çakır’ın, nişasta bazlı şeker kota oranının düşürülmesine,

İlişkin soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı (7/18206, 7/18207)

11.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Başbakanın açılışını yaptığı tesis ve yatırımlara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/18249)

12.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Başbakanın açılışını yaptığı tesis ve yatırımlara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mehmet Aydın’ın cevabı (7/18254)

13.- Adana Milletvekili Tacidar Seyhan’ın, İstanbul-Gedikpaşa İlköğretim Okulunun satışına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/18311)

14.- Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, Giresun-Çamoluk’a Ziraat Bankası şubesi açılmasına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın cevabı (7/18317)

15.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, hizmet alımı yoluyla çalıştırılan personele ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı (7/18335)

16.- Kars Milletvekili Gürcan Dağdaş’ın, Kars-Kağızman Yankıpınar köyü meralarıyla ilgili bazı iddialara ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Mustafa Demir’in cevabı (7/18364)

17.- Çankırı Milletvekili Ahmet Bukan’ın, Çankırı’ya yapılacak yatırımlara ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Mustafa Demir’in cevabı (7/18365)

18.- Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, RTÜK’ün yürüttüğü Kurumsal Kaynak Planlaması Projesi’ne ve konuyla ilgili yürütülen idari soruşturmaya ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/18374)

19.- Çankırı Milletvekili Ahmet Bukan’ın, Çankırı’ya yapılacak yatırımlara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/18375)

20.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Adana’daki yerleşik ve gezici kütüphanelere ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/18389)

21.- Balıkesir Milletvekili Hüseyin Pazarcı’nın, bazı bölgelerde kaçak kazı yapıldığı ve çıkarılan eserlerin yurt dışına çıkarıldığı iddialarına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/18391)


I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 14.01’de açılarak üç oturum yaptı.

Kars Milletvekili Zeki Karabayır, Kars iline yapılan hizmetlere,

Artvin Milletvekili Metin Arifağaoğlu, Artvin ilinin kurtuluşunun 90’ıncı yıl dönümüne,

Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy, İstiklal Marşı’nın Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilişinin 90’ıncı yıl dönümüne,

İlişkin gündem dışı birer konuşma yaptılar.

Artvin Milletvekili Ertekin Çolak, Artvin ilinin kurtuluşunun 90’ıncı yıl dönümüne,

Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Avrupa Parlamentosunda Türkiye ilerleme raporuyla ilgili oylama yapılacağına ve bu raporun son yılların en sert eleştirilerini içerdiğine,

Mersin Milletvekili Mehmet Şandır, Artvin ilinin kurtuluşunun 90’ıncı yılını MHP Grubu olarak kutladıklarına,

İzmir Milletvekili K. Kemal Anadol, yağan kar nedeniyle Ankara’da belediye hizmetlerinin iflas ettiğine,

İlişkin birer açıklamada bulundular.

Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür ve 23 milletvekilinin, kamudaki taşeron şirket uygulamasının ve bu şirketlerde çalışan işçilerin sorunlarının (10/1062),

Adıyaman Milletvekili Şevket Köse ve 32 milletvekilinin, konut işçilerinin sorunlarının (10/1063),

Afyonkarahisar Milletvekili Abdülkadir Akcan ve 22 milletvekilinin, Et ve Balık Kurumunun işleyişindeki ve et ithalindeki sorunların (10/1064),

Edirne Milletvekili Cemaleddin Uslu ve 19 milletvekilinin, iş kazalarının nedenlerinin (10/1065),

Araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin 23’üncü seçim dönemi bitmeden seçimlerin yenilenmesine dair kararı çerçevesinde; Adalet Bakanlığına Ahmet Kahraman, İçişleri Bakanlığına Osman Güneş ve Ulaştırma Bakanlığına Mehmet Habib Soluk’un, Anayasa’nın 114’üncü maddesi gereğince, Başbakan tarafından atanmış olduklarına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi Genel Kurulun bilgisine sunuldu.

Anayasa’nın 114’üncü maddesine göre atanmış bulunan İçişleri Bakanı Osman Güneş ve Ulaştırma Bakanı Mehmet Habib Soluk ant içtiler.

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının:

1’inci sırasında bulunan ve İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kabul edilen, Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu Tasarısı ile Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu Raporu’nun (1/997, 1/1003) (S. Sayısı: 633) görüşmeleri ikinci bölümüne kadar kabul edildi, verilen aradan sonra;

2’nci sırasında bulunan, Taşınır Donanım Üzerindeki Uluslararası Teminatlar Hakkında Sözleşme ve Bu Sözleşmeye İlişkin Hava Aracı Donanımına Özgü Konulara Dair Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/904) (S. Sayısı: 622),

3’üncü sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ve Kuveyt Devleti Hükûmeti Arasında Sürdürülebilir Kalkınma İçin Doğal Kaynakların ve Çevrenin Korunması Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Çevre ve Dışişleri Komisyonları Raporları (1/927) (S. Sayısı: 652),

4’üncü sırasında bulunan, Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru Hükûmetlerarası Anlaşmasına Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/683) (S. Sayısı: 667),

5’inci sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Tarım Alanında Ekonomik, Bilimsel ve Teknik İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/856) (S. Sayısı: 624),

6’ncı sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Müteahhitlik ve Teknik Müşavirlik Hizmetleri Alanlarında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/870) (S. Sayısı: 625),

7’nci sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Sınır Kapılarının Ortak Kullanımına İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/863) (S. Sayısı: 626),

8’inci sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti İçişleri Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükûmeti İçişleri Bakanlığı Arasında Güvenlik İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/823) (S. Sayısı: 627),

25’inci sırasında bulunan, Samsun Limanı (Türkiye Cumhuriyeti) ve Kavkaz Limanı (Rusya Federasyonu) Üzerinden Demiryolu Feribotu ile Uluslararası Karma Taşımacılığın Organize Edilmesi Hakkında Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ve Rusya Federasyonu Hükûmeti Arasında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/941) (S. Sayısı: 651),

26’ncı sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Rusya Federasyonu Hükûmeti Arasında Bitki Karantinası Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/910) (S. Sayısı: 660),

27’nci sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Rusya Federasyonu Hükûmeti Arasında Petrol Alanında İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/793) (S. Sayısı: 668),

28’inci sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ile Rusya Federasyonu İçişleri Bakanlığı Arasında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/943) (S. Sayısı: 669),

29’uncu sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ile Rusya Federasyonu Uyuşturucu Trafiği Kontrolü Federal Servisi Arasında Uyuşturucu, Psikotrop ve Ara Kimyasal Maddelerin Kaçakçılığı ile Mücadelede İşbirliği Hususunda Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/945) (S. Sayısı: 670),

30’uncu sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Stratejik Ortaklık ve Karşılıklı Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/979) (S. Sayısı: 645),

31’inci sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Yeni Zelanda Hükûmeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/921) (S. Sayısı: 650),

32’nci sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Bitki Koruma ve Karantina Alanında İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/950) (S. Sayısı: 656),

33’üncü sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Tarım Alanında Ekonomik, Bilimsel ve Teknik İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/894) (S. Sayısı: 657),

34’üncü sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Hayvan Sağlığı Alanında İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/885) (S. Sayısı: 658),

37’nci sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ve Sırbistan Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Teknik ve Mali İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/908) (S. Sayısı: 662),

38’inci sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Karadağ Hükûmeti Arasında TİKA Program Koordinasyon Ofisinin Faaliyetlerine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/969) (S. Sayısı: 665),

Komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından ertelendi.

9’uncu sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Çevre Koruma Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Çevre ve Dışişleri Komisyonları Raporları (1/855) (S. Sayısı: 628),

10’uncu sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Hayvan Sağlığı Alanında İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/858) (S. Sayısı: 629),

11’inci sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Bitki Koruma ve Karantina Alanında İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/859) (S. Sayısı: 630),

12’nci sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti İçişleri Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükûmeti İçişleri Bakanlığı Arasında Polis Teşkilatlarınca Yürütülen Güvenlik Hizmetlerinde Etkinliğin Yükseltilmesine Yönelik Projeli Çalışmalarda İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/930) (S. Sayısı: 632),

13’üncü sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Turizm Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/817) (S. Sayısı: 634),

14’üncü sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı ve Suriye Arap Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı Arasında Denizcilik İşbirliği Alanında Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/857) (S. Sayısı: 635),

15’inci sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Su Kaynaklarının Verimli Kullanımı ve Kuraklıkla Mücadele Alanında Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Çevre ile Dışişleri Komisyonları Raporları (1/860 ) (S. Sayısı: 636),

16’ncı sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Su Kalitesinin İyileştirilmesi Alanında Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Çevre ile Dışişleri Komisyonları Raporları (1/861) (S. Sayısı: 637),

17’nci sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Arasında Bilgi ve İletişim Teknolojileri Alanında Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/864) (S. Sayısı: 638),

18’inci sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Gençlik ve Spor Alanlarında İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/867) (S. Sayısı: 639),

19’uncu sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuriyeti Yerel Yönetim Bakanlığı Arasında Yerel Yönetim Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/914) (S. Sayısı: 640),

20’nci sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı ve Suriye Arap Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı Arasında Demiryolu Alanında Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/922) (S. Sayısı: 641),

21’inci sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Arasında Nüfus İşlemleri Alanında İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/932) (S. Sayısı: 642),

22’nci sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Asi Nehri Üzerinde "Dostluk Barajı" Adı Altında Ortak Baraj İnşa Edilmesi İçin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Çevre ile Dışişleri Komisyonları Raporları (1/946) (S. Sayısı: 643),

23’üncü sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Dicle Nehrinden Su Çekilmesi İçin Suriye Topraklarında Pompa İstasyonu Kurulması Konusundaki Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Çevre ile Dışişleri Komisyonları Raporları (1/956) (S. Sayısı: 644),

24’üncü sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Rusya Federasyonu Hükûmeti Arasında Geri Kabul Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/1007) (S. Sayısı: 649),

35’inci sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ve Suriye Arap Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Meteoroloji Alanında Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/862) (S. Sayısı: 659),

36’ncı sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuriyeti Enformasyon Bakanlığı Arasında Basın Yayın Alanlarında İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/954) (S. Sayısı: 661),

Görüşmeleri tamamlanarak yapılan açık oylamalardan sonra kabul edildi ve kanunlaştı.

10 Mart 2011 Perşembe günü, alınan karar gereğince saat 14.00’te toplanmak üzere birleşime 17.14’te son verildi.

                                                                   Nevzat PAKDİL

                                                                     Başkan Vekili

 

                       Harun TÜFEKCİ                                                            Bayram ÖZÇELİK

                               Konya                                                                              Burdur

                             Kâtip Üye                                                                         Kâtip Üye         

 

                                                                    Yaşar TÜZÜN

                                                                           Bilecik

                                                                        Kâtip Üye

No.: 101

II.- GELEN KÂĞITLAR

10 Mart 2011 Perşembe

Teklifler

1.- İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın; 5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/880) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.2.2011)

2.- İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’in; Türk Ceza Kanunu ve Ailenin Korunmasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/881) (Kadın Erkek Fırsat Eşitliği; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal  İşler ile Adalet Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.3.2011)

Raporlar

1.- Türkiye-Azerbaycan Uzun Vadeli Ekonomik ve Ticari İşbirliği Programı ve İcra Planının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/534) (S. Sayısı: 683) (Dağıtma tarihi: 10.3.2011) (GÜNDEME)

2.- Nükleer Terörizmin Önlenmesine İlişkin Uluslararası Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/564) (S. Sayısı: 684) (Dağıtma tarihi: 10.3.2011) (GÜNDEME)

3.- Türkiye Cumhuriyeti ile Çek Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/746) (S. Sayısı: 685) (Dağıtma tarihi: 10.3.2011) (GÜNDEME)

4.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Hırvatistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyeti ve Hırvatistan Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına Yönelik Anlaşmaya İlişkin Değişikliklere Dair Ek Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/749) (S. Sayısı: 686) (Dağıtma tarihi: 10.3.2011) (GÜNDEME)

5.- Türkiye Cumhuriyeti ve Slovakya Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/794) (S. Sayısı: 687) (Dağıtma tarihi: 10.3.2011) (GÜNDEME)

6.- Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Arasında Polis Eğitimi Alanında İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/828) (S. Sayısı: 688) (Dağıtma tarihi: 10.3.2011) (GÜNDEME)

7.- Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Ulusal Güvenlikten Sorumlu Devlet Bakanlığı Arasında Personel Eğitimi Alanında İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/830) (S. Sayısı: 689) (Dağıtma tarihi: 10.3.2011) (GÜNDEME)

8.- Türkiye Cumhuriyeti ile Irak Cumhuriyeti Arasında Terörle Mücadele Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/831) (S. Sayısı: 690) (Dağıtma tarihi: 10.3.2011) (GÜNDEME)

9.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Irak Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Güvenlik İşbirliği Antlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/834) (S. Sayısı: 691) (Dağıtma tarihi: 10.3.2011) (GÜNDEME)

10.- Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine Yönelik Kyoto Protokolüne İlişkin Taraflar Konferansında Alınan Kararın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Çevre ve Dışişleri Komisyonları Raporları (1/911) (S. Sayısı: 692) (Dağıtma tarihi: 10.3.2011) (GÜNDEME)

11.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Brezilya Federatif Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gümrük Konularında Karşılıklı İdari Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/947) (S. Sayısı: 693) (Dağıtma tarihi: 10.3.2011) (GÜNDEME)

12.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İran İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Esendere ve Sero Kara Hudut Kapılarının Ortak Kullanımına Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/967) (S. Sayısı: 694) (Dağıtma tarihi: 10.3.2011) (GÜNDEME)

13.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Gürcistan Hükümeti Arasında Kara Gümrük Geçiş Noktalarının Ortak Kullanımına İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/970) (S. Sayısı: 695) (Dağıtma tarihi: 10.3.2011) (GÜNDEME)

14.- Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usülleri Hakkında Kanun Tasarısı ile Anayasa Komisyonu Raporu (1/993) (S. Sayısı: 696) (Dağıtma tarihi: 10.3.2011) (GÜNDEME)

15.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, Samsun Milletvekili Suat Kılıç, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,  Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Kemal Anadol, Trabzon Milletvekili M. Akif  Hamzaçebi, Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural, Mersin Milletvekili Mehmet Şandır, Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Batman Milletvekili Bengi Yıldız ve 306 Milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 59 uncu Maddesinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Anayasa Komisyonu Raporu (2/879) (S. Sayısı: 697) (Dağıtma tarihi: 10.3.2011) (GÜNDEME)

Meclis Araştırması Önergeleri

1.- İstanbul Milletvekili Mithat Melen ve 19 Milletvekilinin, sağlık sistemindeki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1066) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.02.2011)

2.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve 20 Milletvekilinin, yardımcı doçentlerin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1067) (Başkanlığa geliş tarihi: 08.02.2011)

3.- Ankara Milletvekili Tekin Bingöl ve 37 Milletvekilinin,  Ankara OSTİM Organize Sanayi Bölgesinde meydana gelen patlamaların nedenlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1068) (Başkanlığa geliş tarihi: 09.02.2011)

4.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve 23 Milletvekilinin,  nişasta bazlı şekerin insan sağlığına etkisinin ve şeker sektöründeki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1069) (Başkanlığa geliş tarihi: 09.02.2011)

Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri

1.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in, bir gazete santralinin yasa dışı dinlendiği iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17475)

2.- İstanbul Milletvekili Ahmet Tan’ın, Amerika seyahatine ve bazı hâkim ve savcıların Amerika’da eyalet sistemini incelediği iddiasına  ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/17482)

3.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, Van F Tipi Cezaevindeki sorunlara ve cezaevlerinde yapılan denetimlere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/17483)

4.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü teşkilat yapısına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/17599)

5.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, ceza infaz kurumları personelinin statüsüne ve fazla çalışma ücretinden yararlandırılmasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/17600)

6.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, Adli Tıp Kurumunun işleyişine ve raporlarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/17602)

7.- Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, şiddet mağduru kadınlar hakkında verilen koruma kararlarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/17603)

8.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın, bilirkişilik kurumuna ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/17676)

9.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Bursa Adliye Binasının yetersizliğine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/17677)

10.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, adalet saraylarında güvenlik için alınan önlemlere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/17678)

11.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, şehir plancılarının istihdamına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/17792)

12.- İzmir Milletvekili Canan Arıtman’ın, bir valinin kurtuluş günü törenlerinin kaldırılması yönünde teklif yaptığı iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18018)  

13.- Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş’in, Lübnan’da yaşanan hükümet krizine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18020)  

14.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın, yabancı bir haber sitesinde yayınlanan bir iddiaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18021)  

15.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın, İstanbul Gümrük Muhafaza Başmüdürüyle ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18022)  

16.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, alınan hediyelerin envanterine ve bir belediye şirketinin hesaplarındaki hediye alındığı iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18023)  

17.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman’ın, Muş’ta hava kirliliği oranındaki artışa ve sonuçlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18024)  

18.- Batman Milletvekili Bengi Yıldız’ın, Başbakanlık özel uçağı ile yapılan seyahatlere, uçuş masraflarına ve personel giderlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18025)  

19.- Manisa Milletvekili Şahin Mengü’nün, Üsküdar Belediyesi tarafından bir parkın girişine yaptırılan anıta ve üzerindeki yazıya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18027)  

20.- Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, kamu kurumlarınca dışarıdan hizmet satın alımına yönelik uygulamalara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/18036)  

21.- Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki işsizlerin istihdamına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/18037)  

22.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman’ın, Muş’da çocuk işçiliğinin önlenmesiyle ilgili çalışmalara ve sigortalı çocuk sayısına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/18039)  

23.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif  Paksoy’un, tarımsal amaçlı kredilere ve çiftçi borçlarına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/18042)  

24.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, engelli sayısına, engellilerin istihdamına ve engellilere yönelik faaliyetlere ilişkin Devlet Bakanından (Selma Aliye Kavaf) yazılı soru önergesi (7/18044)  

25.- Tekirdağ Milletvekili Kemalettin Nalcı’nın, Tekirdağ İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğüyle ilgili bazı iddialara ilişkin Devlet Bakanından (Selma Aliye Kavaf) yazılı soru önergesi (7/18045)  

26.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, bir yurt dışı seyahatiyle ilgili bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18051)  

27.- Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, Türkiye dışında bulunan PKK terör örgütü mensuplarının iadelerine ve Emniyet Genel Müdürlüğünce yayınlanan suç istatistiklerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18052)  

28.- İzmir Milletvekili Kemal Anadol’un, İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsünde yapılan bir aramaya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18054)  

29.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, valiler toplantısına ve Türk Telekom Arena Stadı’nın açılışında yaşanan protestolara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18055)  

30.- Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici’nin, yüksek öğrenimde okuyan Kürt kökenli öğrencilere ve ailelerine Emniyet güçleri tarafından baskı yapıldığı iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18056)  

31.- İstanbul Milletvekili Çetin Soysal’ın, köy ve mahalle muhtarlarının özlük hakları ile görev ve yetkilerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18057)  

32.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, bir davada yer alan delillerle ilgili iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18058)  

33.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, belediyelerce tahsil edilen harcamalara katılım payına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18059)  

34.- Mersin Milletvekili Behiç Çelik’in, bir valinin kurtuluş günü törenlerinin kaldırılması yönünde teklif yaptığı iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18060)  

35.- İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, valilik ve kaymakamlıklarca düzenlenen SBS hazırlık kurslarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18061)  

36.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Mersin’de bir lisede yapıldığı iddia edilen uygulamaya ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/18062)  

37.- İstanbul Milletvekili Mehmet Ufuk Uras’ın, bir köyde okula ulaşımı sağlayan köprünün tamamlanmasına ve öğrencilerin yaşadığı mağduriyete ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/18063)  

38.- Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis’in, bir öğretmene verilen cezaya ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/18064)  

39.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, Milli Güvenlik Akademisinde sivil üst düzey personel görevlendirilmesine ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/18067)

40.- Trabzon Milletvekili M. Akif Hamzaçebi’nin, 2002-2010 yıllarında yerel yönetimler tarafından kurulan ve ortak olunan şirketlere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/18071)  

41.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, mahkemelerde Kürtçe savunma yapılabilmesine ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18072)  

42.- İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız’ın, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18075)  

43.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, Hac başvurularında ayrımcılık yapıldığı iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18078)  

44.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, Muş Alparslan Tarım İşletmesinin özelleştirilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18079)  

45.- Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük’ün, bazı illerde toplu açılışı yapılan tesislere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18081)  

46.- İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak’ın, İstanbul’daki Kentsel Dönüşüm ve Gelişim projelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18082)  

47.- İstanbul Milletvekili Meral Akşener’in, İstanbul’da bazı köylerin nazım imar planlarından kaynaklanan mağduriyetleri ile tarım ve hayvancılıkla uğraşan köylülerin sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18083)  

48.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Ankara’da devlet görevlilerinin konaklama giderlerine ve bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18084)  

49.- Adana Milletvekili Kürşat Atılgan’ın, 5620 sayılı Kanuna bağlı çalışan geçici işçilere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/18091)  

50.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, mahkeme kararıyla görevine dönen personele ve sendika seçimi konusunda personele baskı yapıldığı iddiasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/18093)  

51.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Anamur Ormancık Köyü kamulaştırma çalışmalarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/18094)  

52.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, kuş türlerinin azalışına ve rafting sporuna ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/18096)  

53.- Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, bazı TRT personelinin il dışına atanmasına ve açılan davalara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/18098)  

54.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Adana İncirlik Hava Üssü’nün ABD gizli servisi tarafından kullanıldığı iddialarına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18101)  

55.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Tacikistan’da gözaltına alınıp Çin’e iade edildiği iddia edilen üç vatandaşımıza ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18102)  

56.- Hakkâri Milletvekili Hamit Geylani’nin, Erzurum-Tekman Belediyesince yapılan ihalelere ve yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18105)  

57.- Hakkâri Milletvekili Hamit Geylani’nin, Erzurum-Tekman Kaymakamlığınca yapılan yardımlara, ihalelere ve yeşil kart iptalleri ile ilgili iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18106)  

58.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in, bir sanıkla ilgili sahte delil üretildiği iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18107)  

59.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Ankara Büyükşehir Belediyesince bazı tüzel kişilere yapılan yardımlara ve denetimine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18108)  

60.- Adana Milletvekili Kürşat Atılgan’ın, köy korucularının özlük haklarına ve sosyal güvencelerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18111)  

61.- Hakkâri Milletvekili Hamit Geylani’nin, Hakkâri-Van karayolu üzerinde yapılan kimlik kontrollerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18112)  

62.- Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, Yalova Valisinin bir ifadesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18113)  

63.- Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, bir sanıkla ilgili sahte delil üretildiği iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18114)  

64.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunmasına Katkı Payı hesabının kullanılmasına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/18115)  

65.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Antalya’da turizme elverişli alanlarının geliştirilmesine yönelik teşvike ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/18118)  

66.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, mahkeme kararıyla görevine dönen personele ve sendika seçimi konusunda personele baskı yapıldığı iddiasına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/18119)  

67.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, şeker pancarı üretimine, şeker ithalatına ve pancar üreticilerinin sorunlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/18120)  

68.- İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak’ın, vergi incelemesi yapmaya yetkili denetim elemanlarının il bazında görevlendirilmesine ve yapılan denetimlere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/18121)  

69.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, mahkeme kararıyla görevine dönen personele ve sendika seçimi konusunda personele baskı yapıldığı iddiasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/18122)  

70.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Bursa ve ilçelerinde taşımalı eğitime ve bu sebeple kapatılan okullara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/18123)  

71.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, mahkeme kararıyla görevine dönen personele ve sendika seçimi konusunda personele baskı yapıldığı iddiasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/18124)  

72.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Manisa-Demirci ilçesinin orta öğretim yurt ihtiyacına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/18126)  

73.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Adana’da 2009-2011 yılları arasında öğretmenlerin atama taleplerine ve sonuçlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/18127)  

74.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, kamu görevlileri hakkındaki ihbar ve şikâyetlere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/18133)  

75.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin yeniden düzenlenmesine yönelik tasarı çalışmalarına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/18134)  

76.- İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak’ın, bazı şirketlerin merkezlerini Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki bazı illere naklettikleri iddialarına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/18135)  

77.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, mahkeme kararıyla görevine dönen personele ve sendika seçimi konusunda personele baskı yapıldığı iddiasına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/18136)  

78.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, GDO’lu ürünlerin ithalatı ve denetimine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18137)  

79.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, mahkeme kararıyla görevine dönen personele ve sendika seçimi konusunda personele baskı yapıldığı iddiasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18138)  

80.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, tarım kredi borçları ertelenen çiftçilerin ürün desteklerinin ödenmediği iddiasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18139)  

81.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, süt teşvik priminin yükseltilmesine ve süt işleyen firmaların desteklenmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18140)  

82.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı şehirlerdeki hayvan pazarlarının yenilenmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18141)  

83.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, sütteki üretim fazlasına ve süt tüketiminin arttırılmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18142)  

84.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, Mersin’in bazı ilçelerinde meydana gelen dolu yağışından dolayı üreticilerin yaşadığı mağduriyete ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18143)  

85.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, 2009-2010 yıllarında meydana gelen tren kazaları ve sonuçlarına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/18144)  

86.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, mahkeme kararıyla görevine dönen personele ve sendika seçimi konusunda personele baskı yapıldığı iddiasına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/18145)  

87.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Manisa Organize Sanayi Bölgesindeki Mecidiye-Kayalıoğlu arasındaki kara yolunun yapılmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/18146)  

88.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, İzmir-İstanbul Yolu üzerinde yer alan Kapaklı-Mecidiye arasındaki kara yolunun yapılmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/18147)  

89.- Kırşehir Milletvekili Metin Çobanoğlu’nun, Kırşehir’e demir yolu yapımı için bir proje olup olmadığına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/18148)  

90.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Bursa Hızlı Tren Projesine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/18149)  

91.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu yurtlarından ilişiği kesilen öğrencilere ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Nafız Özak) yazılı soru önergesi (7/18150)  

92.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Bursa-Nilüfer Spor Kompleksinin tamamlanmasına ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Nafız Özak) yazılı soru önergesi (7/18151)

10 Mart 2011 Perşembe

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 14.00

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 76’ncı Birleşimini açıyorum.

Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.

Gündem dışı ilk söz, Devlet Planlama Teşkilatının kalkınma politikaları ve çalışmaları hakkında söz isteyen Van Milletvekili Kayhan Türkmenoğlu’na aittir.

Buyurun Sayın Türkmenoğlu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Van Milletvekili Kayhan Türkmenoğlu’nun, Devlet Planlama Teşkilatının kalkınma politikaları ve çalışmalarına ilişkin gündem dışı konuşması ve Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı

KAYHAN TÜRKMENOĞLU (Van) – Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; bugün, ülkemizin müstesna kuruluşlarından Devlet Planlama Teşkilatı ile ilgili birkaç görüşlerimi ifade etmek için huzurlarınızdayım. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.

Devlet Planlama Teşkilatı, bildiğiniz gibi, 1960 yılında 91 sayılı Kanun’la kurulmuş ve devletimizin özellikle sosyoekonomik yapısını, planını, programını yapmak için yol almış, hedef almış kuruluşlarımızdan birisidir ancak Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı 1963 yılında yapıldıktan sonraki 2002 yılına kadar, Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planına kadar geçen süre içerisinde, bu kuruluşumuzun, diğer kuruluşlarımız gibi, herhangi bir işlevi olmadan, âdeta sorgulanır bir kuruluş hâline geldiğini hep beraber müşahede ettik.

Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı ne diyorsa Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı da aynı şeyleri ifade etmektedir. Aynı zamanda Devlet Planlama Teşkilatımız, kalkınmada öncelikli yöreler statüsünde de 17 kez değişikliğe uğramasına rağmen bugüne kadar kalkındırmış olduğu bir il de yoktu, ancak 2002 yılından sonra, bu Teşkilatımız âdeta yeniden ayağa kalkmış, yeni bir dev uyanmıştır. Gözle görülür, elle tutulur, somut projelere bu Teşkilatımız imza atmıştır.

Bu imza atılan konulara şöyle bir göz atacak olursak, bugün, Devlet Planlama Teşkilatımızın plan, programları çerçevesi içerisinde, ülkemizin en kılcal damarlarına kadar kan pompalanan KÖYDES projesini bu Teşkilatımız yürütmüştür. Bu KÖYDES projesi kapsamında, gururla ifade ediyorum ki kaynağın yüzde 22’si Doğu Anadolu Bölgemize gitmiştir. Doğu Anadolu Bölgemizde, bu parayla, 12 bin kilometre asfalt yol, 20 bin kilometre stabilize yol, 266 tane köprü, 7.258 üniteye içme suyu, 16 tane de dev sulama projesi inşa edilmiştir.

Bu Teşkilatımız, aynı zamanda, 26 bölgede, hep hayal ettiğimiz ve bugüne kadar gerçekleşmesini arzu ettiğimiz kalkınma ajanslarını kurmuştur. Bu ajanslar sayesinde, 2009 yılında 171 milyon, 2010 yılında 443 milyon, 2011 yılında da 450 milyon bir kaynak aktarılmış olup ve yine büyük bir gururla ifade etmek istiyorum ki, özellikle Doğu Anadolu Bölgemizde, 2009 yılında 27 milyon, 2010 yılında da 73 milyon bir kaynakla birçok projelerimize, birçok iş adamlarımıza, girişimcilerimize, müteşebbislerimize hibe kaynak aktarılmıştır.

Bununla da kalmamış, Devlet Planlama Teşkilatımız 2008 yılında ilk kez cazibe merkezi uygulamalarını gerçekleştirmiştir. İlk etapta Diyarbakır ilimizde uygulanan bu cazibe merkezi uygulamaları, 2010 yılı itibarıyla Erzurum, Van ve Urfa ilini de programa almış ve bu üç ilimiz için de 77,5 milyon lira bir kaynak aktarılmıştır.

Değerli milletvekillerimiz, bu ülkemizin birçok projelerinde, birçok yapı taşlarında bu teşkilatımızın izleri vardır. Ben şuna benzetiyorum: Bu teşkilatımız işin mutfağındadır, harıl harıl çalışır, bu ülkenin temel kılcal damarlarına kan pompalar ve bu Teşkilatımız BELDES projesi kapsamında aşağı yukarı 2.507 tane belediyemize 300 milyon Türk lirası kaynak aktarmıştır. 2002 yılından sonra, 2010 yılına kadar Devlet Planlama Teşkilatı âdeta ülkemizin bütün kaynaklarını seferber etmiş ve yatırımların merkezi hâline gelmiştir.

Onun dışında, bu kaynaklardan 2010 yılında, kendi seçim bölgem olan Van ili de nasibini almıştır. Bu seçim bölgeme de sadece 2010 yılında KÖYDES kapsamında 41 trilyon lira para, aynı zamanda…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Türkmenoğlu.

KAYHAN TÜRKMENOĞLU (Devamla) – Evet, çok çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Özellikle Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığına ve heyetine, başta da Sayın Bakanımız olmak üzere -Cevdet Yılmaz’a- sonsuz şükranlarımı sunuyor, hepinize teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Gündem dışı konuşmaya Hükûmet adına Devlet Bakanı Sayın Cevdet Yılmaz cevap vereceklerdir.

Buyurun Sayın Yılmaz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben, kısaca Değerli Milletvekilimize teşekkür etmek için buraya, huzurunuza çıktım. Devlet Planlama Teşkilatı gibi kurumlar, gerçekten, çok görünür kurumlar değil. Bu bakımdan, orada fedakârca çalışanların bu vesilelerle takdir edilmesi bizleri de son derece mutlu ediyor. Sayın Vekilimize bu vesileyle teşekkür ediyorum.

Planlama, her ülkenin ihtiyaç duyduğu bir fonksiyon. Tabii ki eski planlama anlayışı değil, tabii ki merkeziyetçi, ağır, devlet merkezli bir planlama değil, bütün toplumu kucaklayan -yerel yönetimi, sivil toplumu kucaklayan- katılımcı bir planlamaya her zamankinden fazla ihtiyacımız var. Dünyada belirsizliklerin attığı, risklerin arttığı bir ortamda, bireyler gibi, hane halkları gibi, firmalar gibi, ülkelerin de makro planları olmalı, stratejileri olmalı. Nitekim, Başbakanımız da her vesileyle vurguluyor. “Biz artık kısa vadeli, iki yıllık, üç yıllık bakmayacağız, 2023 vizyonuyla yaklaşacağız.” diyoruz. Bu noktada da Planlama Teşkilatımızın önemli katkıları, önemli çalışmaları var ve bu çalışmalara devam edeceğiz.

Bu makro planlar dışında, son dönemlerde bölgesel gelişme konusunda çok önemli çalışmalar yürütüyoruz. Bir taraftan GAP Eylem Planı, DAP (Doğu Anadolu Programı), KOP (Konya Ovası Programı) gibi programlar yürütürken, diğer taraftan 26 bölgemizde 81 ili kapsar şekilde kalkınma ajansları oluşturduk. KÖYDES gibi projelerin İçişleri Bakanlığıyla birlikte uygulamasını gerçekleştiriyoruz, standartlarını koyuyoruz, izliyoruz. Buna benzer çok sayıda sektörel stratejiler, yine önemle üzerinde durduğumuz konular. Bütçe sürecinde kamu yatırımlarının genel koordinasyonu anlamında faaliyetler yürütüyor Planlama Teşkilatımız.

İnşallah, önümüzdeki dönemde de yine çok yönlü bir şekilde bu çalışmalarına devam edecek. Dünyamızın bugün geldiği ortamda, yeni planlama anlayışlarını da yakından takip ederek, yerel dinamikleri işin içine daha fazla katarak, sivil toplumu, özel sektörü daha fazla bu sürece dâhil ederek ülkemizin geleceği adına fedakârca çalışmasına Planlama Teşkilatımız devam edecek inşallah.

Bu vesileyle tekrar Değerli Milletvekilimize ve tüm Meclisimize şükranlarımı sunuyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Gündem dışı ikinci söz, Ergene Nehri ve çevre kirliliği hakkında söz isteyen Kırklareli Milletvekili Tansel Barış’a aittir.

Buyurun Sayın Barış. (CHP sıralarından alkışlar)

2.- Kırklareli Milletvekili Tansel Barış’ın, Ergene Nehri’nin kirliliğine ve yarattığı çevre sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması

TANSEL BARIŞ (Kırklareli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ergene Nehri kirliliği konusunda gündem dışı söz aldım. Bu nedenle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

 Ancak bir sitemimi belirtmek istiyorum: Ergene gibi çok önemli bir konu ama Sayın Çevre Bakanımızı burada göremiyorum, o nedenle üzüntülerimi de buradan iletmek istiyorum.

Sayın milletvekilleri, birçok kolu olan Ergene, Karadeniz kıyılarındaki Yıldız Dağlarından doğup 283 kilometre yol katettikten sonra Meriç Nehri’yle birleşerek Saros Körfezi’ne dökülüyor ve bu nehrimiz Türkiye'nin en kirli nehri arkadaşlar ve dokuz yıldır iktidarda olan AKP, maalesef henüz daha Ergene’yle ilgili bir çaba göstermiyor.

Trakya’daki insanlar kanserden ölmeye başladı ve bu durum henüz Çevre Bakanlığının dikkatini bile çekmiyor arkadaşlar. Dokuz yıl oldu, Ergene zehir akıtıyor ve bugün de zehir akıtmaya devam ediyor.  Bu yüzden Avrupa Birliğiyle bile sorun yaşadığımız hâlde Ergene’ye bir neşter vurmayan Adalet ve Kalkınma Partisine acaba ne demeli? Yunanistan bizi Avrupa Birliğine şikâyet ediyor bu konuda. “Bizim denizlerimizi kirletiyorsunuz, bizim balıklarımızı yok ediyorsunuz.” diye Avrupa Birliğinde bile sorun oluyor ama bizim Bakanlığımız bunu bir sorun olarak kabul etmiyor.

350 bin kişiyi aşkın 1.400 fabrikada çalışan işçimiz var. Elbette, bunlar, ekmek yiyorlar bu fabrikalardan. Bu fabrikalar çalışsın ama Ergene’miz de yok olmasın diyoruz biz. Bunun için devlet nerede, Hükûmet nerede? Yüzde 70’ini fabrikalar kirletiyor Ergene’nin, geriye kalan kısmı… Maalesef belediyelerimiz de bu konuda duyarsız.

Yirmi beş yıldan beri Ergene’de canlı yaşamıyor. Ergene’de doğal hayat bitmiştir. Nehir suyu kurşun, cıva, bakır gibi ağır arseniklerle dolu. Bu su hiçbir amaçla kullanılmayan dördüncü derecede su kalitesindedir. Bu suyu içen hayvanlar ölüyor. Burada yaşayan insanlar çeşitli hastalıklara maruz kalıyor ve en önemlisi de kanser riski burada yüksek bir seviyede devam etmektedir. Buradaki toprakları sulayan Ergene… Buradaki ürünler maalesef verimsiz ve de ürünleri kalitesiz oluyor. Ergene Nehri’nde canlı yok. Yirmi beş yıl öncesinin Ergenesi nerede, bugünün Ergenesi nerede?

Bakanlık hâlâ ne bekliyor, onu merak ediyorum. Sivil toplum örgütleri ve Trakya halkı “Artık yeter!” diyorlar. Biz, bir an önce Ergene kirliliğine bir çözüm istiyoruz, buraya bir neşter vurulsun diyoruz. Dokuz yıldır bekliyoruz ancak daha fazla beklemeye Trakya halkının da tahammülü kalmamıştır. Sivil toplum örgütlerinin ve de Trakya halkının artık Hükûmet üzerindeki baskıları gittikçe artacaktır. Bunu Sayın Bakanım ve Çevre Bakanlığı yetkilileri de bürokratları da görüyorlar, görüyorlar ama henüz kılını kıpırdatmıyorlar.

Uzunköprü Belediye Başkanımız suç duyurusunda bulunuyor ve diyor ki: “Artık Ergene kirliliğine yeter! İnsanlarımız burada hasta olmasın, insanlarımız kanser olmasın.” Tekirdağ, Edirne, Kırklareli’deki sivil toplum örgütleri Hükûmet üzerindeki baskılarını artırarak devam edeceklerdir ve bu çözüm projelerinin bir an önce hayata geçirilmesini sağlayacaklardır.

Ben ve diğer Trakya milletvekilleri bu konudaki duyarlılığımızı bu dönemin başından beri gösteriyoruz ancak maalesef Çevre Bakanlığının kulakları bu duyurulara sağır. Belki de bu, Ergene ile ilgili bu dönemin son konuşması. Arkadaşlar, ne olur Trakya’ya sahip çıkalım, Ergene’ye sahip çıkalım. Ergene’ye sahip çıktığımız oranda Trakya’ya sahip çıkmış olacağız. Ankara’daki bürokratlar şunu bilsin ki, bizler sonuna kadar bunun peşinde olacağız ve iki elimiz de sayın bürokratların ve Sayın Bakanımızın yakasında olacaktır. Trakya toprakları muhakkak kurtulacaktır, eninde sonunda kurtulacaktır ama Sayın Çevre Bakanının da bu konuda duyarsız kalmasını kabul edemiyoruz. Bizler Trakya milletvekilleri olarak bu konuda duyarlıyız ve sonuna kadar da bunun peşini bırakmayacağız.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Barış.

Gündem dışı üçüncü söz, Erzurum  ilinin düşman işgalinden kurtuluşunun 93’üncü yıl dönümü münasebetiyle söz isteyen Erzurum Milletvekili Muhyettin Aksak’a aittir.

Buyurun Sayın Aksak. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

3.- Erzurum Milletvekili Muhyettin Aksak’ın, Erzurum ilinin düşman işgalinden kurtuluşunun 93’üncü yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması

MUHYETTİN AKSAK (Erzurum) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşunun 93’üncü yıl dönümü münasebetiyle gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Yüce milleti, siz değerli temsilcilerini ve televizyonları başında bizleri izleyen sevgili hemşehrilerimi saygıyla selamlıyorum.

Birinci Dünya Savaşı sırasında, yani 16 Şubat 1916’da Rus işgaline düşen Erzurum, iki yılı aşkın esaret günlerinden sonra Kâzım Karabekir’in kumandasındaki Birinci Kafkas Kolordusunun ve kahraman Erzurum halkının mücadelesiyle kurtarılmıştır. Bugün bu ezanlar, doksan üç yıl önce atalarımızın fedakârlığı ve göğüslerini siper ederek vatanımızı savunmaları neticesinde okunmaktadır.

Değerli milletvekilleri, 12 Mart 1918, bundan tam doksan üç yıl önce, Türk’ün kalbi olan Erzurum’un esaretten hürriyete, ölümden hayata kavuştuğu gündür. İşte, bugün kurtuluşa giden yol Erzurum’dan geçti. Bu şehir, tarih boyunca topraklarında gözü olan düşmanlara Anadolu’nun giriş kapılarını kapatan, bu kapılarda nöbet tutan dadaşlar diyarı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı, istiklal mücadelesinin başlatıldığı şehirdir. Kısaca, Türk kadınının kahramanlıklarının Nene Hatun’un şahsında bayraklaştığı, tarih boyunca Türk’ün yüzünü ağartan dadaşlar diyarı Erzurum’dur.

Değerli milletvekilleri, hayatımızın hiçbir noktası tesadüf değildir. İstiklal Marşı’mızın kabulüyle Erzurum’un kurtuluşunun üç yıl sonra da olsa aynı güne denk gelmesi ilahî adaletin bir sonucudur.

İstiklal şairimiz Mehmet Âkif Ersoy,

“Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım,

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım.

Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım,

Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.”

Diyerek verilen mücadelenin kutsallığını anlatmıştır. Kendisine Allah’tan rahmet diliyor ve Allah ondan razı olsun diyorum.

Yıllardır “Doğu’nun Paris’i” yakıştırması yapılan Erzurum, kurtuluşundan AK PARTİ İktidarı dönemine kadar hep ihmal edilmiştir, her geçen gün geri kalmış iller arasına itilmiştir. Halkımız, AK PARTİ’ye gösterdiği teveccühle ikinci bir kurtuluş mücadelesini başlatmıştır. Ekonomik, sosyal, eğitim, sağlık, turizm gibi birçok alanda kalkınma hamlesi başlatan Erzurum, bugün geldiği noktanın gururunu yaşamaktadır.

Tarihinde eğitim şehri olarak ün salan ilimiz, bugün aynı ününe kavuşmaya adım adım ilerliyor. Aramızda birçok milletvekili arkadaşımızın Erzurum Atatürk Üniversitesinden mezun olduğunu, birçok bürokratımızın burada, ülkemizde görev yaptığını biliyoruz. Tabii, bunlar, bu üniversiteden mezun olduklarından dolayı Erzurum’un birer gönüllü elçileri olmuşlardır.

Erzurum ilim yuvasıdır, Erzurum dadaşlar otağıdır. Bir ilim adamına “Malatya’da kayısı, Amasya’da elma, Ordu’da fındık yetişir. Erzurum’da ne yetişir?” diye sorarlar. O da “Erzurum’da dadaş yetişir.” diye cevabını vermiştir. Evet, Erzurum’da ikinci teknik üniversitemizle birlikte artık Erzurum eğitim şehri olma yolunda da gerekli adımları atmıştır.

2011 Üniversite Oyunları’nın Erzurum’da yapılışı, artık Erzurum’u bir bölge şehri olmaktan çıkarmış, dünya şehri konumuna getirmiştir çünkü birçok tesisle, artık bundan sonra birçok organizeler Erzurum’da yapılacaktır.

Tabii, kurtuluş mücadelesini kutlama konusunda Erzurum derneklerimiz Türkiye'nin birçok ilinde gerçek manada organizeler yapıyorlar. Ben bu derneklerimizde bu organizelere emeği geçen bütün hemşehrilerimize teşekkür ediyorum. Kurtuluşumuz hepimize kutlu olsun. Bu toprakları vatan yapan aziz şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi şükranla anıyor, tüm hemşehrilerimizin kurtuluş coşkusunu ve kıvancını yürekten paylaşıyor, hepinize saygıları sunuyor, teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Aksak.

Sayın Işık, Sayın Uslu, Sayın Yaman ve Sayın Şandır’ın İç Tüzük’ün 60’ıncı maddesine göre kısa söz talepleri var, birer dakika süre veriyorum.

Sayın Işık, buyurun.

IV.- AÇIKLAMALAR

1.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya ili Simav ilçesi Kaymakamlığının küfürlü konuşmanın engellenmesi amacıyla başlattığı projenin ulusal basın ve medyada farklı bir şekilde kamuoyu gündemine getirilmesine ilişkin açıklaması

ALİM IŞIK (Kütahya) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Birkaç gündür ulusal basın ve medyada farklı bir şekilde kamuoyu gündemine getirilmiş bir konu için söz aldım. Teşekkür ediyorum.

Bilindiği gibi, Kütahya ili Simav ilçesi Kaymakamlığının iyi niyetle, küfürlü konuşmanın engellenmesi amacıyla bir proje başlattığı yönündeki haber kamuoyuna yanlış aksettirilmiş. Bu haber karşısında Kütahyalı hemşehrilerimiz, sanki ilin her tarafında ve ilçede küfürlü konuşma yapılıyormuş gibi algılanmış olmasından üzüntü içinde olduklarını belirtmişlerdir ve özellikle insanlarımızın bugün ilde aç, işsiz ve sosyal bunalım içinde bulunduğu bir ortamda kısmen küfürle konuşmuş olması bu genele şamil bir olay olmamaktadır. Dolayısıyla, tüm milletvekillerimizin ve Hükûmetin, insanlarımızın normal konuşmasını sağlayacak bir altyapıyı hazırlamaya yönelik görevi vardır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Uslu...

2.- Edirne Milletvekili Cemaleddin Uslu’nun, Ergene Nehri’nin kirliliğine ilişkin açıklaması

CEMALEDDİN USLU (Edirne) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Ben de Ergene Nehri’yle ilgili birkaç söz söylemek istiyorum. Sayın Tansel Barış’a teşekkür ediyorum konuyu gündeme getirdiği için. Yaklaşık 1 milyona yakın insanımızı ilgilendiren bir havzadır Ergene Nehri havzası ve 300 bin dekarlık da bir araziyi kapsamaktadır. Bu nehrin kirli olmasından dolayı, özellikle burada yapılan tarım etkilenmekte, çeltik tarımı ciddi şekilde etkilenmektedir. Bu havzanın ve nehrin kirliliğinin giderilmesi gerekmektedir. Hükûmetin bence önceliğinin bu olması lazımdır. Bu konuya dikkat çekmek istiyorum.

Ayrıca, Edirne Uzunköprü Eskiköy’de Meriç’in taşması sonucunda bin dönüm arazi su altında kaldı ve kum doldu. Bugün, bu üreticiler, burada tarım yapamamaktadır. Buranın temizlenmesi gerekir. Buna da dikkatlerini çekiyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Yaman...

3.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman’nın, Erzurum ilinin düşman işgalinden kurtuluşunun 93’üncü yıl dönümüne ilişkin açıklaması

M. NURİ YAMAN (Muş) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Bilindiği gibi, mart ayı Erzurum ve ilçelerinin kurtuluş günü. Ben de yıllar önce Oltu’da dört yıl kaymakamlık görevini yaptım. Değerli Oltu halkının önümüzdeki 25 Martta kutlayacakları bu kurtuluş günlerini ve gelecekle ilgili umutlarının daha da ilerlemesini ve Oltu’nun layık olduğu düzene, layık olduğu sürece ve layık olduğu seviyeye gelmesi konusunda, o çalışkan Oltu halkını buradan selamlıyorum ve Oltuluların gelecekte kutlanacak olan bu kurtuluş günlerini tüm Oltuluların şahsında kutluyor, hepinize saygılar sunuyorum.

Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Şandır...

4.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Erzurum ilinin düşman işgalinden kurtuluşunun 93’üncü yıl dönümüne ilişkin açıklaması

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Biz de Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak ve Erzurum Milletvekilimiz Profesör Doktor Zeki Ertugay adına Erzurum’un zafer gününü yürekten kutluyoruz.

Erzurum kahramanların diyarı. Erzurum’un işgal altında kurtuluş gününü kutlamak doğru değil. Erzurum’un zafer gününü kutluyoruz, Erzurumlulara zafer yakışır, kahramanlık yakışır, düşman işgali yakışmaz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz Erzurum halkına zaferi yakıştırıyoruz ve bu savaşta hayatını kaybeden tüm Erzurumlu dadaşlara, kadınıyla erkeğiyle, başta Nene Hatun olmak üzere hepsine yüce Allah’tan rahmetler diliyoruz ve tüm Erzurumlulara Milliyetçi Hareket Partisi Grubu, camiası adına saygılar, sevgiler sunuyoruz efendim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Gündeme geçiyoruz.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

Meclis araştırması açılmasına ilişkin dört önerge vardır, ayrı ayrı okutuyorum:

V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- İstanbul Milletvekili Mithat Melen ve 19 milletvekilinin, sağlık sistemindeki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1066)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Sağlıklı bir hayat sürdürmek, insanların en temel ihtiyacı ve hakkıdır. İnsan sağlığı ve yaşam kalitesini yükseltmek devletin görevi olup, Anayasamızın 56. maddesinde, herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı olduğu belirtilmiştir.

Sağlık sistemindeki sorunlara karşı alınacak önlemler, çözüm önerileri ve gerekli politikaların oluşturulması amacıyla Anayasa'nın 98. ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104. ve 105. Maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz ederiz.

  1) Mithat Melen                             (İstanbul)

  2) Mehmet Şandır                          (Mersin)

  3) Ertuğrul Kumcuoğlu                 (Aydın)

  4) Kemalettin Nalcı                        (Tekirdağ)

  5) Cemaleddin Uslu                       (Edirne)

  6) Mümin İnan                              (Niğde)

  7) Ali Uzunırmak                          (Aydın)

  8) Yılmaz Tankut                           (Adana)

  9) Hasan Özdemir                         (Gaziantep)

10) Beytullah Asil                           (Eskişehir)

11) Hüseyin Yıldız                          (Antalya)

12) Akif Akkuş                               (Mersin)

13) Rıdvan Yalçın                           (Ordu)

14) Abdülkadir Akcan                     (Afyonkarahisar)

15) Mustafa Enöz                            (Manisa)

16) Emin Haluk Ayhan                   (Denizli)

17) Mehmet Günal                          (Antalya)

18) Erkan Akçay                             (Manisa)

19) Durmuşali Torlak                      (İstanbul)

20) Necati Özensoy                         (Bursa)

Gerekçe:

Sağlıklı bir hayat sürdürmek, insanların en temel ihtiyacı ve hakkıdır. İnsanların sağlıkla ilgili arayışları, insanlık tarihi kadar eski bir olgudur. İnsanlar doğuştan ölüme kadar, sağlıklı bir hayat sürdürebilmek için sürekli ve nitelikli sağlık hizmetine ihtiyaç duyarlar. Günümüzde bu ihtiyacın belli standartlarda sağlanması, çağdaş devletin en başta gelen görevlerindendir. Ayrıca Anayasamız bu konuda çok açık hükümler içermektedir.

Dünyada da Türkiye'de olduğu gibi sağlık sistemlerinde ciddi sorunlar vardır. Yaşam süresinin uzaması, artan kronik hastalıklar ve ilgili maliyetler ve tedavi imkânlarına eşit uzaklıkta olmamak v.b. sağlık hizmeti alanların çeşitliliği ve tedavideki sıkıntılar etkinliği azaltmakta ve maliyetleri artırmaktadır. Yenilikçi sağlık sistemleri ve çözümlerini geliştirmek ise zoruzun, pahalı ve karmaşık bir iştir. Hastalıktan koruma, hastalığın tespiti, tedavisi ve hastalıkla yaşama ve yenilikçi çözümlerin hayat kalitesi üzerindeki etkisi önemlidir. Ama bunun için de ek yatırımlara ihtiyaç vardır. Sağlık için yapılan harcamaları masraftan çok bir yatırım olarak görmek, bilgiye dayalı bir ekonomik gelişme demektir.

Tüm Dünyada ve Avrupa Birliğinde Türkiye'de olduğu gibi karar vericiler ve politika üreticiler, vatandaşların sağlık sistemlerinden yararlanmasının daha sürdürülebilir olmasına çalışmaktadırlar. Vaka bazındaki gerçeklere dayalı yoğun bakım ve ilginin, yenilikçi zinciri oluşturabilmesi için ciddi koordinasyona gereksinim vardır. Bunun da hastaya gösterilen ilginin, yaşam kalitesi üzerindeki etkisi olduğu gibi, sağlık sisteminin etkinliğini ve verimliliğini arttıracağı kesindir. Yaşlanan nüfus kronik hastalarda artış ve tedaviye eşit uzaklıkta olmak kesinlikle yaşam zenginliğine ve yaşam kalitesine etki edecektir. Bu yüzden, başta yöneticiler olmak üzere, TBMM'nin ortak sorumlulukları bulunmaktadır. Her şeyden önce Türkiye'de sağlık konusu ile ilgilenen bütün tarafların, meseleye ortak ve bütünleşik bakmaları ve işbirliği yapmaları lazımdır. Ülkenin vatandaşlarını sağlık sisteminin ortasına koyduğunuz zaman önce yapacağınız işin sağlık okuryazarlığını arttırmak olacağı kesindir. Bu bir yerde hem halkı bilgilendirmek hem de toplumun duyarlılığını ve farkındalığını arttırmak demektir. Geliştirilmesi gereken politikaların yenilikçi çözümler ve araştırmayı arttırıcı nitelikte olması düşünülmelidir. Bu koruma, izleme, teşhis ve tedavi için yol gösterici olacaktır. Ayrıca yaratılan yeni sağlık politikaları, önleme ve etken teşhis için gelişecek ve böylece maliyeti daha düşük ve sürdürülebilir bir sağlık sistemine kavuşulacaktır. Sağlık sisteminde yenilikçi yatırımların teşviki ve patentlerin korunması da önemli bir aşamadır. Etkinliğin geliştirilmesi ve verimliliğin artırılması geri ödeme sistemini hızlandıracak ve yönetsel gözden geçirmeleri çabuklaştıracaktır.

İnsan refahının arttırılması, yaşam koşullarının ve niteliklerinin geliştirilmesi konularında bugüne kadar Cumhuriyet Hükümetlerinin yaptıkları ve aldığımız yol azımsanacak gibi değildir. Ancak değişen dünya koşulları teknoloji ve iletişimde de ilerlemeler Türkiye'nin çağdaş Dünya ile birlikte sağlık sorununa daha insancıl olarak bakmasını ve insanı ön plana çıkarmasını sağlayacaktır.

Bu amaçlara varmak için ise gerekli sağlık sistemlerini kurmak ve geliştirmek zorunludur. Bu durum ise, tüm tarafların katılımı ile bir yol haritası çizmeyi ve araştırmayı gerektirmektedir. Böyle bir araştırmanın TBMM'nin içinde başlatılması topluma da yol göstermesi açısından önemli olacaktır.

Anayasamızın 56. maddesinde, herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı olduğu belirtilmiş, devletin insan sağlığı ve yaşam kalitesinin yükseltmek, zorunda olduğu görevlerini de düşünecek olursak, sorunlara karşı alınacak önlemler, çözüm önerileri ve gerekli politikaların oluşturulması amacıyla Meclis Araştırması açılması gerekmektedir.

2.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve 20 milletvekilinin, yardımcı doçentlerin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1067)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Üniversitelerde Yardımcı Doçent olarak görev yapan öğretim üyelerinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken tedbirler hususunda Anayasanın 98. İçtüzüğün 104 ve 105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması yapılmasını arz ederiz.

1) Reşat Doğru                                (Tokat)

2) Kamil Erdal Sipahi                      (İzmir)

3) Beytullah Asil                             (Eskişehir)

4) Cemaleddin Uslu                         (Edirne)

5) Yılmaz Tankut                             (Adana)

6) Emin Haluk Ayhan                     (Denizli)

7) Osman Durmuş                           (Kırıkkale)

8) Hasan Özdemir                           (Gaziantep)

9) Mümin İnan                                (Niğde)

10) Yıldırım Tuğrul Türkeş             (Ankara)

11) Mustafa Kalaycı                        (Konya)

12) Akif Akkuş                               (Mersin)

13) Necati Özensoy                         (Bursa)

14) Rıdvan Yalçın                           (Ordu)

15) Hakan Coşkun                          (Osmaniye)

16) Cumali Durmuş                         (Kocaeli)

17) Mehmet Serdaroğlu                   (Kastamonu)

18) Metin Çobanoğlu                      (Kırşehir)

19) Hasan Çalış                               (Karaman)

20) Zeki Ertugay                              (Erzurum)

21) Mehmet Şandır                          (Mersin)

Gerekçe:

Üniversitelerimizde Yardımcı Doçent olarak görev yapan öğretim üyelerinin sürelerinin 22.06.2000 tarihinde kabul edilen 4584 sayılı kanunla Yardımcı Doçentlik için öngörülen 12 yıl süre ile sınırlandırılması kaldırılmış olmasına rağmen, üniversitelerde görev yapan Yardımcı Doçentlerin ek göstergeleri özlük hakları ve emeklilikleri için bir düzenleme yapılmamıştır. Kaldırılan süreye rağmen kadro dereceleri, 3/8'inde tıkanarak 3600 ek göstergeden maaş aldıkları gibi, öğretim görevlileri, okutman gibi şartlarda emekli olmakta ve aylıklarını almaktadırlar.

Nitekim 4.11.1981 tarih ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununda öğretim elemanlarının sınıflandırılması ile ilgili madde 3'de öğretim üyeleri sınıfı; profesörler, doçentler ve yardımcı doçentlerden, öğretim görevlileri ve okutmanlar sınıfı ise öğretim görevlileri ile okutmanlardan oluşur, denilmektedir.

Bu açıklamaya göre; üniversitelerde öğretim görevlisi olarak çalışan görevliler ve okutmanlar 3600 ek gösterge ile çalışırken Yardımcı Doçent unvanı alarak öğretim üyesi kadrosuna atananların ek göstergelerinde bir değişiklik olmamaktadır. Halbuki, Yüksek Öğretim Personel Kanunundaki ek gösterge cetvelinde Profesör için 5300, Doçent 4800, Yard. Doçent, öğretim görevlisi ve okutmanlar için 3600 ek gösterge uygulanmaktadır. Bu durumda Yardımcı doçentler öğretim üyesi sınıfında kabul edilmesine rağmen, ek gösterge olarak öğretim görevlisi ve okutmanlarla aynı kategoride değerlendirilmektedir.

12 yıllık sürenin kaldırılması Danıştay 8. Dairesinin 28.02.2002 tarihli 2001/3007 esas no ile 2002/1239 karar sayılı karar içeriğinde süre sınırlandırılmasının kaldırıldığı yönündedir. Bu durumda Yardımcı Doçentleri 5/3 derece aralığı, 3600 ek gösterge ile sınırlandırılmış olan 24.11.1194-4048/3 numaralı KHK ile düzenlenmiş olan ek gösterge cetvelinin d bendi eğitim durumları gözetilerek yeniden düzenlenmelidir. Bu yasal değişiklikten sonra bugüne kadar durumları gözetilerek yeniden düzenlenmelidir. Bu yasal değişiklikten sonra bugüne kadar yapılan düzenlemelerde öğretim üyesi sınıfında olan profesör ve doçentlere iyileştirmeler yapıldığı halde yardımcı doçentlere yapılmamıştır. İyileştirme yapılmadığı gibi yardımcı doçentler için sınırlandırılmış 12 yıllık sürenin kaldırılmış olmasına rağmen halen yardımcı doçentler maaşlarını 3/8'inden almaktadırlar. Ek göstergeleri ise öğretim görevlileri ile okutmanların almış oldukları 3600 ek göstergeden almaktadırlar. 30 yıllık hizmeti olan Yardımcı Doçentler dahi, 3/8'inci derecede takılıp kalmaktadır. Ancak emeklilik kesenekleri ise 1/4 dereceden kesilmektedir. Emekli olduklarında da öğretim görevlisi ve okutman gibi 3600 ek göstergeden emekli olmaktadırlar. Dolayısıyla, yapmış oldukları akademik kariyer (Yüksek Lisans, Doktora ve Araştırmalar) gibi çalışmaların hiçbir katkısı olmamaktadır.

Sonuç olarak yukarıda belirtilen mağduriyetlerin giderilmesi için öğretim üyesi sınıfında yer alan Yardımcı Doçentlerle ilgili yeni bir düzenlemeye ihtiyaç vardır. Konunun Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından da araştırılması mevcut kanunlarımıza göre haksız bir uygulama sonucunda oluşan mağduriyetin önlenmesine katkı sağlayacaktır.

Araştırma Önergemiz bu amaçla hazırlanmıştır.

3.- Ankara Milletvekili Tekin Bingöl ve 37 milletvekilinin, Ankara OSTİM Organize Sanayi Bölgesinde meydana gelen patlamaların nedenlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1068)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na

Ankara OSTİM ve İvedik'te 2011 Şubat ayının ilk haftasında yaşanan ve 20 yurttaşımızın hayatını kaybetmesine sebebiyet veren patlamalardaki olası ihmallerin araştırılarak sorumluların tespiti ve bir daha böyle acı olayların yaşanmaması için alınabilecek önlemlerin tespiti için, OSTİM çalışanlarının da görüşlerine başvurulabilmesine imkân tanıyarak bir TBMM içtüzüğünün 104 ve 105. maddeleri ve Anayasanın 98. maddesi gereğince bir Meclis araştırması açılmasını arz ederiz.

1) Tekin Bingöl                                  (Ankara)

2) Şevket Köse                                  (Adıyaman)

3) Yaşar Ağyüz                                 (Gaziantep)

4) Ali Rıza Ertemür                            (Denizli)

5) Durdu Özbolat                               (Kahramanmaraş)

6) Ferit Mevlüt Aslanoğlu                 (Malatya)

7) Yılmaz Ateş                                   (Ankara)

8) Gürol Ergin                                   (Muğla)

9) Birgen Keleş                                  (İstanbul)

10) Bayram Ali Meral                        (İstanbul)

11) Sacid Yıldız                                 (İstanbul)

12) Kemal Demirel                            (Bursa)

13) Tacidar Seyhan                            (Adana)

14) Mehmet Şevki Kulkuloğlu          (Kayseri)

15) Muhammet Rıza Yalçınkaya        (Bartın)

16) Ali Oksal                                     (Mersin)

17) Bülent Baratalı                             (İzmir)

18) Ahmet Ersin                                (İzmir)

19) Atilla Kart                                    (Konya)

20) Hüsnü Çöllü                                (Antalya)

21) Orhan Ziya Diren                        (Tokat)

22) Rahmi Güner                               (Ordu)

23) Ali Koçal                                     (Zonguldak)

24) Enis Tütüncü                               (Tekirdağ)

25) Ali Arslan                                    (Muğla)

26) Necla Arat                                   (İstanbul)

27) Şahin Mengü                               (Manisa)

28) Hakkı Suha Okay                        (Ankara)

29) Hüseyin Ünsal                             (Amasya)

30) Hikmet Erenkaya                         (Kocaeli)

31) Atila Emek                                   (Antalya)

32) Tayfur Süner                               (Antalya)

33) Hulusi Güvel                               (Adana)

34) Vahap Seçer                                (Mersin)

35) Zekeriya Akıncı                           (Ankara)

36) Ramazan Kerim Özkan                (Burdur)

37) Mevlüt Coşkuner                         (Isparta)

38) Mehmet Ali Özpolat                    (İstanbul)

Gerekçe:

2011 Şubat ayının ilk haftasında başkent Ankara, OSTİM olarak bilinen Ortadoğu Sanayi Ticaret İş Merkezi'nde art arda yaşanan patlamalar ve bu patlamalarda hayatını kaybeden 20 yurttaşımızın acısıyla sarsılmıştır.

Patlamaların ardından ortaya çıkan bilgiler, patlamalarda ilgili bakanlıkların ve kamu kurumlarının büyük ihmallerinin olduğunu ortaya koymuştur.

21. yüzyılda, insan emeğinin en yüce değer olması gerekirken ülkemizde halen insan emeğine gereken önemin verilmemekte ve iş güvenliği ile işçi sağlığı üretim maksimizasyonunun gerisinde, ikinci plana atılmaktadır. Taşeronlaşma, kayıt dışı istihdam gibi uygulamalar gerekli denetimler yapılmadığı için artış göstermektedir.

OSTİM ve İvedik'te yaşanan patlamaların da böyle bir ihmaller zincirinin sonucu olduğu düşünülmektedir. Örneğin patlamaların gerçekleştiği işyerlerinden birisinde, yaşamını yitiren bir çalışanın OSTİM ve İvedik içerisinde faaliyet gösteren kimi iş yerlerini kaçak mazot ürettiği ve sattığı ve kaçak işçi çalıştırdığı gerekçesiyle şikâyet ettiği ancak buna rağmen ilgili iş yerinin kısa bir süre kapalı kalmasının ardından çalışmaya devam ettiği ortaya çıkmıştır.

Hayatını kaybeden bazı işçilerin de sosyal güvenlik kurumunda herhangi bir kayıtlarının olmadığı ortaya çıkmıştır. Bu durumda, hayatını kaybeden ve tek amacı ekmek parasını kazanmak olan yurttaşlarımızın geride bıraktıkları yakınlarının sosyal güvenlik kurumu ile olan akıbetleri de belirsizdir.

Patlamalar sonucunda Bakanlarca yapılan sorumluluğu üzerinden atma niyetli açıklamalar da toplumsal acıları daha da artırmıştır.

Artık sorumluluktan kurtulmaya çalışmaktan çok OSTİM ve İvedik'de yaşanan faciaların ülkenin dört bir yanındaki sanayi merkezlerinde yaşanabileceğini düşünerek hareket edilmeli ve bu tür olası faciaların nasıl önüne geçebileceğimizi konuşmalıyız. Çünkü sağlıklı bir çalışma ortamına sahip olamayan her bir yurttaşımızın can güvenliği biz siyasilerin sorumluluğu altındadır. Her çalışanın olası bir vefat durumunda geride bırakacağı yakınları bizim sorumluluğumuz altındadır.

Bu düşüncelerle OSTİM ve İvedik'te yaşanan patlamanın sebeplerinin araştırılması çok önemlidir. Bu araştırma sonucunda ne gibi ihmallerin bu patlamalara yol açtığının tespiti ve işyerlerinin iş sağlığı ve iş güvenliği hükümlerini ne tür yollarla ihmal ettiklerinin ortaya çıkarılması mümkün olabilecektir.

Yine araştırmanın sonucunda hem çalışanların, hem işverenlerin sorunları masaya yatırılabilecektir.

Ayrıca araştırma ile birlikte Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı başta olmak üzere, bakanlıkların görev alanlarına giren konulardaki yükümlülüklerinden olan teftiş yükümlülüğünü gereğince yerine getirip getirmediği ve OSTİM'deki patlamada olduğu gibi bu denetim yükümlülüğünü yerine getirmemesinin sebepleri de ortaya çıkarılabilecektir. Açıktır ki OSTİM'deki patlamalar öncesinde işyerleri kaçak işçi ve kaçak mazot konusundaki şikâyetler neticesinde gereği gibi denetlense idi bugün yaşamını kaybeden kimisi engelli kardeşine bakmak için evlenmemeyi seçmiş, kimisi üniversitedeki oğlunu okutabilmek için emekli olduğu hâlde çalışmaya devam eden 20 yurttaşımız hâlen hayatta alabilecekti.

Yukarıda özetlenen sebeplerle, OSTİM'de yaşanan patlamalara ilişkin sebeplerin araştırılabileceği, ihmali bulunanların tespit edilebileceği ve bu tür başka faciaların olmasının nasıl engellenebileceğinin tespit edilebileceği, uzmanların görüşlerine, çalışanların ve işverenlerin sesine kulak verebilecek bir araştırmanın açılmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

4.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve 23 milletvekilinin, nişasta bazlı şekerin insan sağlığına etkisinin ve şeker sektöründeki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1069)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Ülkemizde "Nişasta Bazlı Şeker" (NBŞ) üretimi ve kullanımının kısa ve uzun vadede insan sağlığına etkilerinin araştırılması, NBŞ kotasının pancar üreticilerine ve şeker sektörüne yarattığı olumsuzlukların tespit edilmesi, üretici ve tüketicilerin bilgilendirilmesi amacıyla Anayasamızın 98 ve İçtüzüğün 104 ve 105. maddeleri gereğince bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını arz ve teklif ederiz.

1) Mehmet Serdaroğlu                   (Kastamonu)

2) Oktay Vural                               (İzmir)

3) Faruk Bal                                   (Konya)

4) Reşat Doğru                              (Tokat)

5) Rıdvan Yalçın                            (Ordu)

6) Durmuşali Torlak                      (İstanbul)

7) Abdülkadir Akcan                     (Afyonkarahisar)

8) Mustafa Enöz                            (Manisa)

9) Recep Taner                               (Aydın)

10) Süleyman Latif Yunusoğlu      (Trabzon)

11) Behiç Çelik                              (Mersin)

12) Cemaleddin Uslu                     (Edirne)

13) Hasan Çalış                             (Karaman)

14) Hasan Özdemir                        (Gaziantep)

15) Alim Işık                                 (Kütahya)

16) Şenol Bal                                 (İzmir)

17) Hamza Hamit Homriş              (Bursa)

18) Akif Akkuş                             (Mersin)

19) Ertuğrul Kumcuoğlu                (Aydın)

20) Metin Çobanoğlu                     (Kırşehir)

21) Ahmet Deniz Bölükbaşı          (Ankara)

22) Yılmaz Tankut                         (Adana)

23) Muharrem Varlı                       (Adana)

24) Erkan Akçay                            (Manisa)

Gerekçe:

Ülkemizde son yıllarda, mısır şurubundan üretilen nişasta bazlı şeker (NBŞ), şeker piyasamızdan, pancar üreticilerine, üretim kotalarından, insan sağlığına olan olumsuz etkilerine kadar birçok konuda tartışma konusu olmaktadır.

Nişasta bazlı şeker, çikolata, gazoz, hamur tatlıları, kekler, bisküviler ve benzer yiyeceklerde, hatta bal üretiminde bile kullanılmaktadır. NBŞ'nin, şişmanlık, diyabet ve özellikle pankreas kanserine yol açtığı yönünde bilimsel araştırmalar yapılmaktadır. Bazı Avrupa Birliği ülkelerinde, hastalıklara neden olduğu gerekçesiyle tehlikeli bulunan ve tamamen yasaklanan NBŞ üretimi ve kullanımının, ülkemizde yeniden değerlendirilmesi bir zorunluluk halini almıştır.

NBŞ üretim kotasının artırılması, tartışmaları büyütürken, sektörde pancar şekeri aleyhine dengelerin bozulduğu, pancar şekerinin pazar payının daraltıp, üretime darbe vurduğu ve NBŞ'nin insan sağlığına da olumsuz etkilerinin bilimsel raporlarla kanıtlandığı yönündeki şikâyetler, sektör temsilcileri tarafından sıklıkla dile getirilmektedir.

Ülkemizde 2007-2008 pazarlama yılı sonunda şeker stoku 119 bin ton iken, NBŞ kotası yüzde 35 oranında artırıldı. 2008-2009 pazarlama yılı sonunda şeker stoku 230 bin iken, NBŞ kotası yüzde 25 artırıldı. 2009-2010 pazarlama yılında ise pancar şekerinin 1 milyon tonundan fazlası henüz depolarda dururken ve pazarlama yılı sonunda 600-700 bin ton stokla kapatacağı tahmin edilirken NBŞ kotası yüzde 50 oranında artırıldı.

AB ülkelerinde NBŞ kotası ortalaması yüzde 2-3'tür. Fransa ve İngiltere'de NBŞ kotası yüzde sıfır, Almanya'da yüzde 1.92'dir. Türkiye'de ise, son Bakanlar Kurulu Kararı ile yasal oran yüzde 50 artırılarak yüzde 10'dan yüzde 15'e çıkarıldı. Yaklaşık 300 milyon nüfuslu AB ülkelerinde NBŞ kotası yüzde 2-3 oranında ve toplam NBŞ üretimi 300 bin ton civarında iken, 73 milyon nüfuslu ülkemizde bu rakam 2009-2010 yıllarında 540 bin ton civarında gerçekleşmiştir. Türkiye'de kişi başına 6-7 kilogram civarında NBŞ düşerken, AB ülkelerinde kişi başına düşen NBŞ miktarı 1.5 kilogram civarındadır. Yani ülkemizde ihtiyacın 5 katı üretim yapılmaktadır.

Ülkemizde NBŞ üretim kotasının artırılması, şeker pancarı üreticilerini olumsuz etkilemektedir. Son kararla, nişasta bazlı şekerlerde üretim kotasının yüzde 15'e çıkarılması, şeker pancarı üretiminde daralmaya neden olmaktadır. Pancar şekerine alternatif bir ürünün kotasının artırılması, tarım sektörünü ve pancar sanayinin desteklediği yan sektörleri de olumsuz etkilemektedir. İstihdama yansıyan olumsuzlukların yanı sıra, pancar şekeri üretiminin daralması, besi hammaddesi olan küspenin ve melasın kullanılamamasına da neden olmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, ülkemizde "Nişasta Bazlı Şeker" (NBŞ) üretimi ve kullanımının kısa ve uzun vadede insan sağlığına etkilerinin araştırılması, NBŞ kotasının pancar üreticilerine ve şeker sektörüne yarattığı olumsuzlukların tespit edilmesi, üretici ve tüketicilerin bilgilendirilmesi amacıyla bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulması  gerekmektedir.

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Önergeler gündemde yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler sırası geldiğinde yapılacaktır.

Sayın milletvekilleri, Anayasa’nın 114’üncü maddesine göre atanmış olan ve milletvekili olmayan bakanların Anayasa’nın 112’nci maddesine göre ant içmesi gerekmektedir.

VI.- ANT İÇME

1.- Anayasa’nın 114’üncü maddesine göre atanmış bulunan Adalet Bakanı Ahmet Kahraman’ın ant içmesi

BAŞKAN-  Şimdi, Adalet Bakanı Sayın Ahmet Kahraman’ı ant içmek üzere kürsüye davet ediyorum.

Buyurun Sayın Kahraman. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

(Adalet Bakanı Ahmet Kahraman ant içti) (Alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Bakana biz de görevlerinde başarılar diliyoruz.

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.

1’inci sırada yer alan, Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu Tasarısı ile Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Milli Savunma Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu Tasarısı ile Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu Raporu (1/997, 1/1003) (S. Sayısı: 633) (x)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Dünkü birleşimde İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen tasarının birinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştı.

Şimdi, ikinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz.

İkinci bölüm, 10’uncu maddeye bağlı 1’inci ve 2’nci fıkralar, 3’üncü fıkranın (a) ve (b) bentleri, 4, 5 ve 6’ncı fıkralar, 7’nci fıkranın (a), (b), (c) ve (ç) bentleri ile 8, 9, 10, 11, 12 ve 13’üncü fıkralar dâhil, 10 ila 12’nci maddeleri kapsamaktadır.

İkinci bölüm üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz isteyen Kürşat Atılgan, Adana Milletvekili.

Buyurun Sayın Atılgan. (MHP sıralarından alkışlar)

MHP GRUBU ADINA KÜRŞAT ATILGAN (Adana) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu Tasarısı ile Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı’nın ikinci bölümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu Tasarısı’na geçmeden önce, bu konunun Meclise geliş aşamasına kadar geçirdiği evrelere şöyle bir göz atmak istiyorum.

Hepinizin de bildiği gibi, bu kanun gelmeden önce Türkiye’de kamuoyunu meşgul eden -askerlik sistemi üzerinde- son derece geniş tartışmalar olmuştur. Bu tartışmaların birincisi, bildiğiniz gibi, bedelli askerlik çıkacak mı, çıkmayacak mı konusuydu. Bedelli askerlik konusu gündeme geldiğinde AKP yöneticilerinden ve Hükûmet yetkililerinden çok değişik miktarda açıklamalar geldi. Bir kısmı bedelli askerlik konusunun lehinde konuşurken bir kısım Hükûmet yetkilileri ve parti yöneticileri bedelli askerlik konusunun aleyhinde bir kısmı ise zamana bırakıldığı konusunda açıklamalar yaptı. Bu, aslında, bir AKP klasiğiydi. Herhangi bir konunun toplumda tepki alma durumunda AKP’nin değişik yöneticileri o konuda çok değişik açıklamalarda bulunmaktadırlar. Bu, hapsedilen basın mensuplarından, hapsedilen bilim adamlarına kadar geçen ve bu tutuklamaların artık bir cezalandırma noktasına geldiğinde Başbakan Yardımcısından Cumhurbaşkanına kadar birtakım kaygıları dile getiren açıklamalarla toplumda oluşan kaygıları giderme veyahut da zamana bırakma yöntemi yani bir AKP klasiği ama zamanla da kendi gizli gündemlerinde olan konuları da hayata geçirme modeli olarak Türk siyasi tarihine geçmiştir.

Değerli arkadaşlarım, bedelli askerlik konusu, toplumda bir karşılığı varsa, mutlaka bunun yetkilileriyle konuşup, bir Hükûmet projesi olarak topluma sunulması veya topluma tamamen bu konunun gündemden kalktığının açıklanması gerekirdi. Ancak bu konular konuşulurken, Millî Savunma Bakanı “Bedelli askerlik konusunun gündemlerinde olmadığını, tek tip askerlik konusu üzerinde çalıştıklarını” dile getirmiştir.

                                           

(x) 633 S. Sayılı Basmayazı 08/03/2011 tarihli 74’üncü Birleşim Tutanağı’na eklidir.

Bunun daha öncesinde diğer bir konu vardı: Aslında Türkiye’de askerlik sistemiyle ilgili kanunla ve Anayasa’yla yetki verilmiş olan Genelkurmay Başkanlığı devir teslim töreninde yani ağustosun ortasından sonra -26 Ağustosta sanıyorum- devir teslim töreninde görevi devreden eski Genelkurmay Başkanı, bir önceki Genelkurmay Başkanı Sayın Başbuğ, Türkiye’de eğitimli insan kaynağından daha fazla yararlanmak için tek tip askerlik modelini gündeme getirmişti. Yani kanunla ve Anayasa’yla görev kendisine tevcih edilen kurum diyor ki: “Bana verdiğiniz görevi yerine getirmek için ben Türkiye’deki askerlik modelimi tek tip askerlik modeline çevirmek istiyorum.” Bu konu gündeme geldiğinde Hükûmet yetkilileri bu konu hakkında yine çok değişik açıklamalarda bulundular; bir kısmı, işte incelediklerini söylediler, bir kısmı Genelkurmayın bu yapmış olduğu açıklama konusunda “Haberimiz yok.” dediler veyahut da “Daha önce bizimle koordine kurulmadı.” dediler. İşte, bunların tamamı Türkiye’deki askerlik sistemine ve askerliğe ve bu işten sorumlu olanlarla siyasetin veyahut da Hükûmetin arasındaki ilişkilerdeki kopukluğun en bariz örnekleridir. Tabii, tam bunlar yoğun olarak kamuoyunda tartışılırken Sayın Millî Savunma Bakanının açıklaması gelmişti: Sözleşmeli askerlik konusu.

Evet, değerli milletvekilleri, Türkiye’de çok değişik askerlik modelleri var. Yani bildiğiniz gibi dört yıllık üniversiteyi bitirenler altı aylık erbaş veyahut da asteğmen olarak görev yapıyorlar, ortaöğretim ve lise mezunu olanlar da on beş aylık askerlik hizmetini yerine getiriyorlar. Bunların tamamen fayda ve mahzurları tartışılmak zorundadır. Aslında, üzerinde tartışmamız gereken hususlardan bir tanesi: Türkiye’de çıkarılan bu yasayla adım adım belki de profesyonel askerliğe geçiş noktasındaki tartışmaların faydalı mı, mahzurlu mu olduğu noktasında konunun tartışılması gerekir. Yani Türkiye, zorunlu askerlik sistemini terk edip profesyonel askerliğe geçmeli mi, geçmemeli mi, belki de Meclisin üzerinde tartışması gereken en önemli konuların başında bu gelmektedir.

Avrupa’daki birçok ülke zorunlu askerliği terk etmiş bulunuyor. Amerika Birleşik Devletleri, biliyorsunuz, çok uzun sürelerden beri profesyonel askerliği uygulamakta. Vietnam harbi zamanında şartlar gerektirdiği için tekrar zorunlu askerlik sistemini uyguladı ama daha sonra tekrar profesyonel askerliği uygulamakta. Ama bugün baktığımız zaman Türkiye Cumhuriyeti’nin mevcut Savunma Bakanlığı bütçesiyle profesyonel askerlik sistemine geçmesi mümkün değildir. Yani bu ordu büyüklüğüyle ve bu savunma bütçesiyle profesyonel askerliğe geçemeyiz. Bu mevcut bütçenin en az iki buçuk misli bir bütçeyle Türkiye profesyonel askerliğe geçebilir. Dolayısıyla, Türkiye'nin ekonomik yapısı ve gayrisafi millî hasılası bugün için buna müsait değildir.

Ayrıca, zorunlu askerliğin birtakım fonksiyonları da vardır. Bütün erkek nüfusunun mesleki durumu, geliri, statüsü, makamı ne olursa olsun, askerlik ocağından geçmek üzere, yaşadığımız toprakların vatan olduğunu hissetmesini de sağlayan bir okul gibidir. Yani askerlik hizmetinin toplumumuzdaki millî kimliği pekiştirici bir özelliği vardır. Bunu da gözden uzak tutmamak gerekir. Çünkü ülkelerin askerlik modelini ülkelerin şartları belirler. Örnek olarak vermek istersem, mesela İsrail’de on sekiz yaşını bitirmiş her erkek ve kız askerlik sistemine alınır. Kızlar yirmi dört ay, erkekler otuz altı ay askerlik yaparlar. Dolayısıyla, yükseköğretim öncesi, kanının en deli olduğu, en isyankâr olduğu bu İsrail gençliği askerlik ocağında İsrail’in şartları, İsrail’in tehdit algılaması ve İsrail vatanının ilelebet o bölgede yaşayabilmesi için bir şuura eriştirilir ve ondan sonra yükseköğretime devam ederler. Bu, ülkelerin şartlarından doğan askerlik modelidir. Dolayısıyla, Türkiye’deki askerlik modeli bu kadar katı olmasa da, bana göre, zorunlu askerliğin, mecburi askerliğin Türk insanına vermiş olduğu çok büyük katkılar vardır. Kısa, uzun, asteğmen veya asker olarak hepimiz, hepiniz, bu Meclisteki insanlar askerlikle ilgili vatan hizmetini yerine getirmişlerdir ve hayatı boyunca bu ocakta geçirmiş oldukları anılar anlatılır. Genelde de kötü anılar şuur altına itilir ve hep hayatı boyunca anlattığı anılar askerlik hizmetiyle, güzel anılardır.

Dolayısıyla, benim burada tereddüt ettiğim konulardan biri, az önce söylediğim Türk Genelkurmayının ağustos ayında Türkiye'nin savunmasına dönük daha eğitimli kişilerin, daha uzun süreli silah altına alınmasıyla ilgili teklifini bir kenara iterek, bu sözleşmeli er, erbaş kanununun getirilmiş olması. Acaba, getirilen bu kanunda Türk Genelkurmayı neresindedir? Gerçekten onlar bu kanunu kendi anayasal görevleri için lüzumlu mu hissediyorlar yoksa sessiz bir karşı mı duruşları var, o konuda merakım var. Eğer Sayın Millî Savunma Bakanı bu konuda, Genelkurmay Başkanlığının bu kanuna bakışı, bu kanunun doğurabileceği birtakım hususların nasıl giderileceği konusunda bu Meclisi aydınlatırsa memnun olurum çünkü bu konunun doğuracağı büyük problemleri giderme görevi yine Genelkurmay Başkanlığının olacaktır. Dolayısıyla, onların zorluklarını ve bu kanunun getireceği birtakım müşkülatları göz ardı etmemiz mümkün değildir. Dolayısıyla bu konunun mutlaka açıklığa kavuşturulması gerekir.

Diğer bir konu ise kanundaki hedeflenen kaynağın çok limitli olarak tutulmasıdır. Yani askerlik hizmeti genelde yirmi iki yaşında biter. Yirmi iki ile yirmi altı yaş arasındaki dört yıllık –“Yirmi-  yirmi altı” diyor ama bunun pratik olarak yirmi iki yaşına kadar olan bölümü geçerli değildir- bir hizmetle sınırlı kalması kaynağı…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KÜRŞAT ATILGAN (Devamla) – Evet, hayırlı olması dileğiyle, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Atılgan.

Bölüm üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Rasim Çakır, Edirne Milletvekili.

Buyurun Sayın Çakır. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA RASİM ÇAKIR (Edirne) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; aralıklarla da olsa üç gündür bir kanun teklifini daha kapsamını genişletmeye yönelik ve mağduriyetleri daha fazla gidermeye yönelik aramızda yaptığımız görüşmeler neticesinde yoğun ve verimli bir çalışma içerisinde olduk. İnşallah neticelendiğinde daha çok insanı memnun eden, mutlu eden ve mağduriyetleri daha aza indiren bir sonuca hep beraber ulaşmaya gayret edeceğiz. Bu anlamda Türkiye Büyük Millet Meclisinin çok değerli üyeleri, değerli milletvekili arkadaşlarımın bu konuya yapmış oldukları katkılara, ben, mağdur olan insanlar adına şükran borçlu olduğumu da ifade etmek durumundayım. Hepinize katkınızdan dolayı teşekkür ediyorum. Şimdi, şu dakikada eksik gördüğüm, düzeltilmesini istediğim veya tutanaklara geçmesinde yarar gördüğüm birtakım şeyleri dikkatinize sunmak istiyorum önümüzde hazır biraz daha zaman varken.

Değerli arkadaşlarım, öncelikle bu kanun teklifi görüşülürken yıllardan beri Parlamentonun kapılarını aşındıran astsubaylar, emekli astsubaylar, uzman jandarma çavuşların özlük haklarına yönelik bizim de müteaddit defalar vermiş olduğumuz kanun tekliflerinde ifade etmeye çalıştığımız olayların bu kanun teklifi içerisinde gösterilip onların da mağduriyetlerinin giderilmesi yönünde bir netice alabilmiş olsaydık Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak gerçekten çok mutlu olacaktık ama bu teklif içerisinde böyle bir değerlendirmeyi maalesef göremedik.

Bunun yanında, geçici 32’nci madde ile uzun zamandan beri tartıştığımız, darbe dönemlerinde idari kararlarla görevlerinden resen emekli edilen subay-astsubaylar için gerek Yüksek Askerî Şûra kararlarıyla gerekse 12 Mart ve 12 Eylül döneminde ikili, üçlü kararnamelerle bir yargıya gitme hakkı olmadan yapılan atılmaların, resen emekliliklerin mağduriyetlerinin telafisi için hep birlikte gayret ettik.

Yalnız, geldiğimiz son noktada, 12 Mart 1971 tarihinden bugüne kadar, yani kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar “yargı denetimine kapalı idari işlemler” diyerek bir çerçeve çizdik. Burada şöyle bir tereddüdümüz var; iyi niyetle, samimi bir biçimde, hem kayıtlara girsin hem Genel Kurulun bilgisi olsun diye söylüyorum: Örneğin, 1971 12 Martta Silahlı Kuvvetlerden resen emekli edilen personel daha sonra, sıkıyönetim kalktıktan sonra, 1973’ten sonra yargıya gitme hakkı bulabildi. Yani o zaman bu Kanun’u yorumlarken, “Siz üç yıl sonra da olsa yargıya gitmişsiniz, siz bundan yararlanamazsınız.” gibi bir sonuç çıkarmak mümkün olabilir mi acaba diye bir tereddüdümüz var. Mesela aynı şekilde, 12 Eylül 1980’den sonra yine üçlü kararnamelerle Silahlı Kuvvetlerden resen emekli edilen personelin bir kısmı yargıdan geriye döndü Anayasa’nın geçici 15’inci maddesinden dolayı ama bazı arkadaşlarımız da bir açık nokta bularak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar gidebildi; olumsuz neticeler aldılar ama sonuçta gittiler.

Dolayısıyla, burada, bu yazılan ibarenin başına “eylemin oluştuğu tarihte” diye bir ilave yaparsak, yani resen emeklilik işleminin yapıldığı tarihte yargıya gitme hakkı bulamamış personel, bundan anlaşılır ki daha… Yarın tereddütlere yer vermeyecek bir netice olur diye düşünüyorum. Ayrıca, yargı denetimine kapalı idari işlemlerin yanına parantez içerisinde “ikili ve üçlü kararnameler ile” diye bir ibare konulursa durum daha net tanımlanır, daha net tarif edilir bir hâle gelecektir diye düşünüyoruz. Ek geçici 32’nci madde gündeme geldiğinde bunu dikkatlerinize yeniden sunmaya gayret edeceğim.

Şimdi, bunun yanında, tabii değerli arkadaşlarım, aslında gönül isterdi ki bu ibare şöyle olsun: “Yargıya gitme hakkı olmayan…” değil de “Bir yargı kararı olmaksızın idari bir kararla görevinden atılan...” Şimdi, tabii ki biz de takdir ediyoruz, herkes de takdir eder; bir kurum, Silahlı Kuvvetler olsun, bir özel fabrika olsun, ne olursa olsun, eğer personeli kendi işini görebilecek niteliklerden uzaklaşmışsa tabii ki o personelle olan bağını ve ilişkisini sona erdirme hakkına sahip olabilmelidir. Bir subay subaylık vasfını kaybettiyse tabii ki o kurum o subayın subaylık dönemini sona erdirebilir ama bunun idari bir karar değil bir yargısal denetim sonucunda yapılması gerekir diye düşünüyoruz. Eğer öyle olmazsa, bir yargı kararıyla suç işlediği tespit edilmeden veya bir yargı kararıyla, bir mahkeme kararı ile ceza almadan idari olarak “Ben görevine son verdim.” olursa o zaman bu keyfiyetlere sebep olabilir, subjektif ön yargılara sebep olabilir. Dolayısıyla bu karşılıklı, idareyle personel arasındaki ilişkiyi daha hukuki, sağlam bir alt zemine oturtmak mecburiyetindeyiz diye düşünüyoruz.

Bir de değerli arkadaşlarım, bu noktada yine bir eksiklik olarak ifade etmeden geçemeyeceğim: Askerî öğrenciyken yine aynı mağduriyetlere uğramış olan arkadaşlarımız var. Bu arkadaşlarımızın bu teklifin içerisinde isimlerinin zikredilmesi ve onların da mağduriyetlerinin belirli bir ölçüde giderilmesi noktasında bizler elimizden gelen gayretleri gösterdik ama bu teklifin içerisine onları koyabilmek mümkün olmadı ama olmalıydı çünkü harp okulunda okulunu tamamlamış, sınıflarını geçmiş, derslerini başarıyla bitirmiş, teğmen rütbesi takmaya beş gün kalmış, idari bir kararla görevine son verilmiş. Neden? Siyasi görüşlerinden dolayı. Şimdi, bu arkadaşlarımız yargıya gitme hakları varmış, yargıya gitmişler ama tabii ki gittikleri Askerî Yüksek İdare Mahkemesinden de olumsuz bir netice elde etmişler. Ama mağduriyet yine aynı mağduriyet.

Dolayısıyla, bu teklifteki gelişmeyi çok olumlu bir biçimde karşılamakla beraber bir kanadının eksik olduğunu, bir tarafının eksik olduğunu ve belki bugün olmasa bile gelecekte muhakkak telafi edilmesi gerektiğini ben düşünüyorum çünkü sonuç aynı sonuçtur, hak kaybı aynı hak kaybıdır, mağduriyet aynı mağduriyettir.

Burada, şimdi “Subay veya astsubayken görevlerinden atılanların öğrenim giderleri borcu varsa tahsil edilmez.” diye bir madde koyuyoruz. Çok güzel, çok doğru ama öbür tarafta kendi irademizle harp okulundan attığımız arkadaşa “Sen gel bakalım, şu kadar da devlete tazminat ver, borçlusun.” diyoruz. Bu tazminatları o çocuğun annesi ve babasının mülkiyetine varıncaya kadar icralarla tahsil ediyoruz ve bu kişilerin, aynı statüye tabi olmamıza rağmen okul döneminde Emekli Sandığına yapılan intibaklarını sanki yokmuş gibi kabul ediyoruz, hiç Emekli Sandığıyla ilişkilendirilmemiş gibi kabul ediyoruz ve dolayısıyla onların talep ettiği, mağduriyetlerin giderilmesi noktasında talep ettiği aslında küçücük bir işlemi gerçekleştirememiş oluyoruz.

Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Çakır.

Bölüm üzerinde Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz isteyen Sırrı Sakık, Muş Milletvekili.

Buyurun Sayın Sakık. (BDP sıralarından alkışlar)

BDP GRUBU ADINA SIRRI SAKIK (Muş) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Görüşülmekte olan bu yasa, aslında, yeniden şiddete davetiye çıkararak sorunlarımızı çözmek istediğimizin bir göstergesidir. Bizim dışımızda üç siyasi parti bu konuda bir uzlaşı sağladı. Oysaki cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar bir konsensüs var, Kürt sorununu şiddete ve silaha hep havale ettiniz ama sorun, bu yöntemlerle çözülmedi. Bakın, cumhuriyet kurulurken ve bugüne kadar, sürekli, Kürt coğrafyası olağanüstü hâl uygulaması, şark istiklal mahkemelerinden ta olağanüstü ve sıkıyönetimlerle idare edildi ama sorun çözülmedi. Aslında, bugün, burada konuşulması gereken, yeniden silaha ve şiddete davetiye çıkarmak değil. Bugün, burada, yasalar ve Anayasa düzeyinde bu halkın diline, kimliğine, kültürüne vurulan gemlerin kaldırılması gerekirdi ve yasalar ve Anayasa düzeyinde güvence altına alınması gerekirdi ama yapılmadı. Yeniden paralı askerlerle bölgede çatışmaya davetiye çıkarılıyor. Geçmişte bu uygulanmadı mı? En katı bir şekilde uygulandı. Yani özel timler gidiyordu o dönemde köylere, panzerlere bayraklar asılıyordu, silahlarla gidiyorlardı, şiddetin en daniskası uygulandı ve bu sorun çözülmedi. Şimdi, buradan hiç ders çıkarmadık mı?

Dünyada değişime, dönüşüme tabi olmayan iki kesim vardır, ölüler ve delilerdir. Ölüler değişmez, deliler değişmez ama ne yazık ki bu ülkemizi idare eden siyasi irade de ölüler ve deliler sınıfındandır. Sürekli aynı argümanlarla, aynı yöntemlerle bu sorunu çözmeye çalışıyor. Bu sorun bu şekilde çözülmez, bu sorun silaha davetiye çıkarılarak çözülmez.

Bakın, iktidarınızın yaptırdığı bir araştırmaya göre, 500 milyar dolar bu sorun için harcandı yani TL’yle 700 katrilyon. Her katledilen 1 PKK militanı için 20 trilyon para harcanmıştır. Sorun bitmiş midir? Hayır, sorun yerli yerinde duruyor. Peki, bir taraftan Güvenlik Kamu Müsteşarlığı, bir taraftan paralı askerlik, bir taraftan da demokratik açılımdan bahsediyor iktidar, bunları nasıl yan yana koyacaksınız? Buradan demokratik açılım çıkmaz. Buradan yeniden “ret ve inkâr” politikaları çıkar. Ret ve inkâr politikaları bu sorunları çözmedi ve bu sorunları yaşayan ülkeler geçmişiyle yüzleşerek geleceğini birlikte inşa ettiler. Ama bizim ülkemizin yöneticileri geçmişleriyle yüzleşmek değil, asla, geçmişin üzerine sünger çekmeye çalışıyorlar.

Bakın, 50 bin insan yaşamını yitirdi. Hepimiz buradayız, 50 bine kadar sayın bakalım, ne kadar zamanınızı alır? Bu kadar mağduriyetin olduğu bir coğrafyada yaşıyoruz ama hâlen, geçmişin argümanlarıyla bu sorunu çözmeye çalışıyoruz.

Sevgili arkadaşlar, 1925’te şark istiklal mahkemeleri kurulurken, Savcı Süreyya Bey anılarında aynen şöyle anlatır: “Beni görevlendirdiler, ben gittim. Diyarbakır’da mahkemedeydik. İçerideydik, bir Kürt delikanlısını getirdiler. Kara yağız, uzun boylu biriydi. İçeri getirdiler, yanında askerler vardı. Mahkeme Başkanı sordu, dedi ki: ‘Adın ne?’ Bu, Türkçe bilmediği için cevap veremedi. Mahkeme Başkanı ‘Alın götürün, bunu asın çünkü Türkçe bilmiyor.’ dedi ve götürüp bunu astılar. Ben gece gittim, Diyar Otelinde kaldım -Savcı Süreyya anılarında anlatıyor- başımı yastığa koydum, gözlerim kapanmıştı, o Kürt delikanlısı geldi yakama yapıştı, dedi ki: ‘Benim günahım neydi? Adalet dağıtmak üzere buradaydınız ve beni idam ettiniz. Neydi günahım?’ Uyandım, tekrar cebelleştim yorganım ve yastığımla, uyuyamadım. Sonra gözüm kapandı, 2’nci kez aynı delikanlı geldi yakama yapıştı, dedi ki: ‘Benim günahım değil, sizin günahınızdır. Bu dili bana Allah verdi, siz yok edemezsiniz.’ ve sabah, uyuyamadım, kalktım, dönemin Başbakanı İsmet Paşa’ya -bu Cumhuriyet Halk Partisinin çok övündüğü İsmet Paşa’ya- telgraf çektim, dedim ki: ‘Eğer bu ülkede, bu bölgede Kürtçe bilmeyenleri assak tek insan bulamayız.’ Cevap aynen şu: ‘Memleketin selameti için yanı başındaki arkadaşlarına uy.’ Talimat geldi ve uymak zorunda kaldım.”

Şimdi, Kürtler o günden bugüne kadar bu politikalarla yüzleştiler ve bu politikaların acımasız kurbanı oldular. Şimdi, dil, kimlik, kültür üzerindeki baskıların kaldırılması için paralı askerlere ihtiyaç yok, demokrasiye ihtiyaç vardır, yasalara ihtiyaç vardır, Anayasa’ya ihtiyaç vardır. Yani bütün yasalar üzerinde en önemli yasa vicdan yasasıdır, o vicdan yasasına hepinizin sahip çıkması lazım. Yeniden, Anadolu çocuklarını ölümün üzerine göndererek sorunu çözemezsiniz. Geçmişte uzman çavuşları aynı şekilde gönderdiniz ama uzman çavuşlar bu üst düzey subaylarla eş değerde değildi ve bugün de yoksul Anadolu çocukları gidecek -hiçbirinizin çocuğu gitmeyecek, buradakilerin de çocukları gitmeyecek- para uğruna ölecek. Kimi öldürecek? Yoksul Kürt çocuğunu. İşte bu, sorunu çözmüyor. Bunları ölümün üzerine sürerken vicdanlarımızda sanık sandalyesine oturmalıyız. Bu yasaların çözmediğini bildiğiniz hâlde bu yasaları niye zorluyorsunuz? Niye, niye geçmişle yüzleşmiyorsunuz?

Bakın, bugün çok önemli bir şey oldu, Van’ın Özalp ilçesinde, geçmişte eli kanlı ve kirli olan Mustafa Muğlalı’nın kışlaya adı yazılmıştı; bugün, o tabelalar indirildi. Bakın ne kadar önemli bir şey. İşte, bunları yapın. Buna uygun adımlar atarsanız Kürt sorununu çözebilirsiniz, yaralarımızı sarabilirsiniz ama bir realiteyi kabul etmek başka ve bu realitenin karşısında silah ve şiddetle durmak farklı bir şey.

Buradan CHP’ye de sesleniyorum: Bakın, bugün, eğer Van’ın Özalp ilçesinde bu oluyorsa -Muğla’da sizin Belediye Başkanlığınız var- Muğla’da Muğlalı Caddesi var; bir jest yapın, onu da siz değiştirin; orada Muğlalı İş Hanı var, onu da siz değiştirirseniz, bir miktar hiç olmazsa karşılıklı jestlerle bu ülkede iç barışa ve kardeşliğe katkılarımız olur ama ne yazık ki bunların hiçbiri olmuyor.

Biz bütçe görüşmelerinde burada seslenirken “Bu bütçe bir savaş bütçesidir.” dediğimizde kıyametler kopuyordu. Oysaki dönün bakın bu savaş bütçesi, nasıl 10 milyar dolar yeniden savaş uçakları için harcanıyor? Bu 10 milyar doları gelin bu ülkenin geleceği için harcayalım çünkü bu ülkede farklı talepler yok, birlikte yaşama ruhu var, onun gereğini yapalım ama siz savaşa bütçe ayırırsanız sorunlarımızı çözemezsiniz.

Adil ve adaletli olun. Bakın, Hollanda’da bir genelkurmay başkanının oğlu gidiyor, Pakistan’da askerlik görevini yaparken yaşamını yitiriyor. Hep de buradan söylüyoruz: Hiçbir üst düzey askerin, sivil ve siyaset dünyasının çocukları oraya gitmedi. Bugün hazırlanan bu yasada da yoksul Anadolu çocukları gidecek. Onun için, bu çocukların ölümü değil, tam tersine bunların hayatta daha bir arada yaşayabilecek bir hayat köprüsünü hep birlikte oluşturmalıyız. Eğer bunu oluşturabilirsek sorunlarımızın çözümüne katkı sunabiliriz.

Yani acıyı sonlandırmanın, acıyı yok etmenin yolu iktidardan da… Eğer iktidar için bunu yapıyorsanız, gerçekten, bakın, iktidarlar gelip geçicidir; iktidarlar, mevkiler, bakanlar hepsini söylüyoruz. Bunun yolu yöntemi acıyı sonlandırmaktır, acı için yeni bir reçete sunmaktır. Bu yeni reçete de 2011 yılında gerçekten halkın iradesiyle oluşacak Parlamentoda herkesin onay verdiği bir anayasayla olur yoksa bu askerî yöntemlerle yoksa bu geçmişin argümanlarıyla bu sorunun çözülmediğini, hayat hepinize gösterdi, hepimize de gösterdi ama sizler, üç parti, savaş konusunda birlik oluşturuyorsunuz. Kime karşı? Mazlum Kürt halkına karşı ama Kürt halkı da size karşı bir demokrasi cephesi oluşturacak, bunun cevabını 2011 12 Haziranında size bu dersi verecektir.

Hepinize bu duygularla saygılar sunuyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Bölüm üzerinde şahsı adına söz isteyen Ahmet Aydın… (AK PARTİ sıralarından “Yok.” sesleri)

Faruk Koca, Ankara milletvekili… (AK PARTİ sıralarından “Yok.” sesleri)

Şimdi, on beş dakika süreyle soru-cevap işlemi yapılacaktır.

Sayın Işık, buyurun.

ALİM IŞIK (Kütahya) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakan, iki sorum olacak; birisi uzman jandarmaların emeklilik sorunuyla ilgili, bir diğeri de emekli astsubaylarla ilgili.

Uzman jandarmalığa giriş şartı lise olmasına rağmen, meslekte fakülte veya yüksekokul bitirmeleri hâlinde ortaokul mezunu düzeyinde emekli muamelesi görmelerine neden bir çare bulunamıyor? Bu yasaya Genelkurmay Başkanlığı uygun görüş verdiği hâlde Bakanlıkça ya da Hükûmetçe bunun yasadan çıkarılmış olması yerinde midir? Bu konuda bir açıklama yapabilir misiniz?

İkincisi de: Dört yıllık üniversite mezunu olduğu hâlde 1’inci derecenin 4’üncü kademesinden emekli olamayan tek grubun astsubaylar grubu olduğu iddiaları doğru mudur? Doğru ise bunun çözümü için bir çalışmanız var mıdır?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Atılgan…

KÜRŞAT ATILGAN (Adana) – Evet, konuşmam esnasında söylemiştim, ben tekrar Sayın Bakana soruyorum, her ne kadar Sayın Bakan savunma konularına uzak olsa da, herhâlde oraya oturduğuna göre mutlaka bir fikri vardır: Bu getirdiğiniz kanunun askerlik mesleğiyle ilgili her türlü sorunu çözmek ve uygulamakla sorumlu olan Türk Genelkurmayı neresindedir? Kanunun hazırlanmasından teklifin gelmesine kadar askerlikle ilgili her türlü teklif Genelkurmay Başkanlığından ve kuvvet komutanlığından başlayarak Millî Savunma Bakanlığına gelir. Acaba aynı prosedür mü uygulanmıştır yoksa Millî Savunma Bakanlığından aşağı doğru mu uygulanmıştır? Bunu öğrenmek istiyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Şandır…

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Bakan, bu kanunun 10’uncu maddesi, geçici maddesi, (ç) fıkrası… Zaten kanun yapılması tekniğine aykırı bir kanun tanzim edilmiş, düzeltmek için verilen önerge bu aykırılığı daha da artırmış ancak ben yine de soruyorum: Geçici madde 32’yle tanzim edilen düzenlemenin muhatabı asker kişiler kaç kişidir ve bu düzenlemeyle getirilen mali yükümlülük ne kadar öngörülmüştür?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Kaplan…

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakan, bu sözleşmeli er modeli, paralı askerlik veya lejyoner sistem ihtiyacı Genelkurmay tespiti mi; Genelkurmay mı böyle bir şey istedi yoksa Hükûmet mi istedi? Evet, bu konuda…

Bir de bu paralı askerlerin üniforması hâkî mi olacak, bordo mu olacak, mavi mi olacak, ne renk olacak? Şapkalar nasıl olacak? Yani kılık kıyafet olacak mı?

Peki, 10’uncu maddede, atılan öğrenciler neden yok? Harp okullarından atılan öğrenciler neden yok? Mağdur değil mi onlar?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Sakık

SIRRI SAKIK (Muş) – Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Bugün, biraz önce de söyledim: Muğlalı Kışlasının adı değiştiriliyor ama “Kenan Evren”, ona benzer birçok bu noktada sabıkası olanların da ismi ne zaman değiştirilecek? Bu, bir.

İkincisi de: Hep merak ettiğimiz bu uzman çavuşlarla ilgili ne noktadayız? Bunlarla diğer subaylar arasındaki o uçurum nasıl kapanacak? Bu konuda bilgi sahibi olursak sevinirim.

Teşekkürler.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Bakan, buyurun.

DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Işık’ın sorusu tabii bu kanunun direkt konusu değil belki ama uzman jandarmaların emeklilik sorunu. Buna ilişkin bir tasarımız var Başbakanlıkta, inşallah en kısa sürede Meclise sevk edilir. Tabii, Meclisimizin…

ALİM IŞIK (Kütahya) – Buna ilave edilmiş, sonradan çıkarılmış. O doğru mu, değil mi? Onu öğrenmek istiyorum.

BAŞKAN – Sayın Bakan, siz sorulara cevap verin lütfen.

DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Şu anki durumu aktarıyorum ben. Şu anki durum bu şekildedir. Başbakanlıkta bir tasarımız var, inşallah en kısa sürede Meclisimize sevk edilir.

İkincisi: Bu astsubaylarımızın emekliliği. Bu konuda da teknik düzeyde, kurumsal düzeyde çalışmalar devam ediyor, henüz nihai bir taslak yok.

Sayın Atılgan’ın “Genelkurmay Başkanlığımız bu işin neresinde?” diye sorusu vardı. Tabii ki Genelkurmay Başkanlığımız bu konularda uzman kurum olarak tasarının hazırlanmasında birincil rol oynamıştır ve bu tasarıyı esas itibarıyla Genelkurmay Başkanlığımız yapmıştır ama tüm tasarılarda olduğu gibi, elbette ki Hükûmet tasarıya son şeklini vermiş ve nihai olarak da Meclisimizin iradesiyle kanunlaşacaktır ama…

KÜRŞAT ATILGAN (Adana) – Aşağıdan yukarıya doğru mu yoksa aşağıya doğru mu Sayın Bakan.

DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Yani aşağıdan yukarıya doğru elbette, başka türlü düşünülemez.

KÜRŞAT ATILGAN (Adana) – Bu sözünüzü unutmayın.

DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Sayın Şandır’ın bir sorusu vardı. 1.543 kişi, arkadaşlarımızın hesabına göre, Yüksek Askerî Şûra mağduru. Bunların 1.193 kişisi 12 Mart ve 12 Eylül dönemindeki mağdurlar. Bunlar içinde 1.193’ü o şekilde.

KÜRŞAT ATILGAN (Adana) – İlave mi bu 1.190? İlave…

DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – İlave, pardon… İlave, doğru. Teşekkür ediyorum. Bu ikisini toplamamız gerekiyor dolayısıyla.

Mali yükümlülük ise tabii bu yargılama sonucunda, yeniden değerlendirme sonucunda hak kazananlarca şekillenecektir. Yani şimdiden kesin bir rakam söylemek mümkün değil. Bunlardan kaç tanesi uygun görülecek, nihai karar nasıl olacak şimdiden tabii, onu söylememiz mümkün değil.

Sayın Kaplan’ın sorusu: Sözleşmeli Erbaş ve Er Tasarısı Genelkurmay Başkanlığınca hazırlandı.

Üniforma, mensup olunacak kuvvete göre şekillenecek.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Özel bir şey olmayacak mı?

DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Ayrıca, Anayasa’nın 125’inci maddesine uyum sağlamak amacıyla YAŞ kararları yargı denetimine açıldığı için bu tasarı hazırlandı. Tabii, bir taraftan da uzun zamandır profesyonel orduya geçiş gündeminde ülkemizin, bunun için de önemli bir ilk adım olarak değerlendirmek mümkün.

Uzman çavuşların özlük haklarını sordu Sayın Sakık. O konuda cevap verildi zaten.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Başka soru yok.

Soru-cevap işlemi tamamlanmıştır.

İkinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Şimdi ikinci bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.

Madde 10’a bağlı (1)’inci fıkrayı oylarınıza sunuyorum:  Kabul edenler…  Kabul etmeyenler…  Kabul edilmiştir.

Madde 10’a bağlı (2)’nci fıkrayı oylarınıza sunuyorum:  Kabul edenler…  Kabul etmeyenler…  Kabul edilmiştir.

Madde 10’a bağlı (3)’üncü fıkranın (a) bendini oylarınıza sunuyorum:

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Karar yeter sayısı, Sayın Başkan.

BAŞKAN -  Kabul edenler…  Kabul etmeyenler…  Kabul edilmiştir.

Şimdi arayacağım çünkü oylamaya başladıktan sonra aradınız.

Madde 10’a bağlı (3)’üncü fıkranın (b) bendini oylarınıza sunuyorum, karar yeter sayısı arayacağım:  Kabul edenler… Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı yoktur.

Birleşime on dakika ara veriyorum.

 

Kapanma saati: 15.27


İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.39

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 76’ncı Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

633 sıra sayılı Tasarı’nın 10’uncu maddesine bağlı (3)’üncü fıkranın (b) bendinin oylanmasında karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi bu bendi yeniden oylayacağım ve karar yeter sayısı arayacağım:

Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı vardır ve kabul edilmiştir.

Tasarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Madde 10’a bağlı (4)’üncü fıkrayı oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Madde 10’a bağlı (5)’inci fıkrayı oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Madde 10’a bağlı (6)’ncı fıkrayı oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Madde 10’a bağlı (7)’nci fıkranın (a) bendini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Madde 10’a bağlı (7)’nci fıkranın (b) bendini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Madde 10’a bağlı (7)’nci fıkranın (c) bendini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Madde 10’a bağlı (7)’nci  fıkranın (ç) bendi üzerinde iki adet önerge vardır.

Önergeleri okuttuktan sonra aykırılık sırasına göre işleme alacağım. Ancak, ilk okutacağım önerge beş yüz kelimeden fazla olduğundan özet eklenmiştir. Bu nedenle, bu önergeyi birinci kez okuttuktan sonra ikinci kez sadece özetini okutup işleme alacağım.

Önergeleri okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na

Görüşülmekte olan 633 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın 10'uncu maddesinin 7'nci fıkrasının (ç) bendi ile 926 Sayılı Kanuna eklenen "Geçici Madde 32"nin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                          Bekir Bozdağ                    Nurettin Canikli                      İrfan Gündüz

                               Yozgat                               Giresun                                 İstanbul

                      Hayrettin Çakmak              A. Kerim Aydemir                    Cevdet Erdöl

                                Bursa                                   Ağrı                                    Trabzon

                                                                   Kürşad Tüzmen

                                                                          Mersin

“Geçici Madde 32- 12 Mart 1971 tarihinden bu kanunun yayımı tarihine kadar, yargı denetimine kapalı idari işlemler veya Yüksek Askeri Şûra Kararları ile Türk Silâhlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilenler veya vefatları halinde hak sahipleri, bu madde hükümlerinden yararlanabilmek için altmış gün içinde Milli  Savunma Bakanlığına başvururlar.

Milli Savunma Bakanı, başvurunun kabulüne veya reddine en geç altı ay içinde karar verir. Milli Savunma Bakanı, hazırlık amacıyla sadece gerekli yazışmaların yapılması hususunda yardımcı olmak üzere gerektiğinde komisyonlar kurabilir ve bu komisyonlara, ilgili bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarından temsilci çağırabilir. İlgililerin, Türk Silâhlı Kuvvetlerinden ilişiklerinin kesilmesine esas bilgi ve belgeler Genelkurmay Başkanlığınca en geç altmış gün içinde Milli Savunma Bakanlığına gönderilir.

Başvurunun kabulü halinde aşağıdaki hükümler uygulanır:

a) Bu kişilerin ilişiklerinin kesildiği tarihten bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar geçen süreleri Türk Silâhlı Kuvvetlerinde geçmiş kabul edilir. Bu süreler karşılığında 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun mülga 32 nci maddesi ile 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 40 ıncı maddesi uyarınca fiili hizmet süresi zammı ve 5434 sayılı Kanunun mülga 36 ncı ve mülga 37 nci maddeleri ile 5510 sayılı Kanunun 49 uncu maddesi hükümleri dikkate alınarak itibari hizmet süresi zammı verilir. Türk Silâhlı Kuvvetlerinden ilişiklerinin kesildiği tarih ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih arasındaki dönem içinde uzun vadeli sigorta kollarına tabi olarak sigorta primi ödenmemiş veya emekli keseneği yatırılmamış olan sürelerine ilişkin kesenek ve kurum karşılıkları ile fiili hizmet süresi zammı ve itibari hizmet süresine ait kurum karşılıkları, statülerine göre Türk Silâhlı Kuvvetlerinden ilişiklerinin kesildiği tarihten aynı neşetli emsali subay (general olanlar hariç) veya astsubayın (subay olanlar hariç) sınıf, rütbe ve kıdemi üzerinden Milli Savunma Bakanlığına müracaat ettikleri tarihteki katsayı esas alınmak suretiyle ilgili kuvvet komutanlıkları,  Jandarma  Genel  Komutanlığı  veya  Sahil  Güvenlik  Komutanlığınca hesaplanarak Sosyal Güvenlik Kurumuna def’aten ödenir. Bu fıkranın (c) bendinin (2) numaralı alt bendi ile (ç) bendine göre araştırmacı kadrolarına atananlar için bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih ile göreve başlama tarihleri arasındaki süreye ilişkin kesenek ve kurum karşılıkları ile fiili hizmet süresi zammı ve itibari hizmet süresine ait kurum karşılıkları, emeklilik keseneğine esas aylık derece ve kademeleri ile ek gösterge rakamları ilgili kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı veya Sahil Güvenlik Komutanlığınca tespit edilir ve göreve başladığı kamu kurum ve kuruluşları tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna def’aten ödenir.

b) Bu kişilerden statüsüne göre aynı neşetli emsali subay (general olanlar hariç) veya astsubayın (subay olanlar hariç) tamamı emekli olanların kendilerine, bunlardan vefat etmiş olanların hak sahiplerine, statüsüne göre aynı neşetli en son emekli olan emsali subay (general olanlar hariç) veya astsubayın (subay olanlar hariç) emekli olduğu tarihteki sınıf, rütbe ve kıdemi üzerinden, 5510 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılmış olan toptan ödeme tutarlarının toptan ödeme aldıkları tarihte bıraktıkları derece, kademe ve ek gösterge tutarları dikkate alınmak suretiyle Milli Savunma Bakanlığına başvuruda bulundukları tarihteki katsayı ve emekli keseneğine esas aylığın hesabına ait diğer unsurlar üzerinden ve faizsiz hesaplanarak bulunan tutar, kendileri veya hak sahiplerine ödenecek emekli ikramiyesinden mahsup edilir. Emekli ikramiyesinin ihya tutarını karşılamaması halinde eksik kalan tutar kırksekiz eşit taksit halinde aylıklarından tahsil edilmek ve mülga 24/5/1983 tarihli ve 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 8 inci maddesi hükmü uygulanmaksızın 5510 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre aylık bağlanması şartlarını haiz olanlara Milli Savunma Bakanı tarafından verilen karar tarihini takip eden aybaşından itibaren, aylık bağlanması şartlarını haiz olmayanlara ise bu şartları haiz oldukları tarihten itibaren emekli veya dul ve yetim aylığı bağlanır. Bunlara Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişiklerinin kesildiği tarih ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar geçen sürelerine karşılık emekli ikramiyesi ödenir. Ancak bunlardan, daha önceden herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan aylık veya gelir alanlara, yüksek olan aylık veya gelir bağlanır.

c) Statüsüne göre aynı neşetli emsali subay (general olanlar hariç) veya astsubayın (subay olanlar hariç) tamamı emekli olmayanlardan;

1) İsteyenlere veya vefat etmiş olanların hak sahiplerine, statüsüne göre aynı neşetli emsali subay veya astsubayın sınıf, rütbe ve kıdemi üzerinden, 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılmış olan toptan ödeme tutarlarının toptan ödeme aldıkları tarihte bıraktıkları derece, kademe ve ek gösterge tutarları dikkate alınmak suretiyle Milli Savunma Bakanlığına başvuruda bulundukları tarihteki katsayı ve emekli keseneğine esas aylığın hesabına ait diğer unsurlar üzerinden ve faizsiz hesaplanarak bulunan tutar, kendileri veya hak sahiplerine ödenecek emekli ikramiyesinden mahsup edilir. Emekli ikramiyesinin ihya tutarını karşılamaması halinde eksik kalan tutar kırksekiz eşit taksit halinde aylıklarından tahsil edilmek ve mülga 2829 sayılı Kanunun 8 inci maddesi hükmü uygulanmaksızın 5510 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre aylık bağlanması şartlarını haiz olanlara Milli Savunma Bakanı tarafından verilen karar tarihini takip eden aybaşından itibaren, aylık bağlanması şartlarını haiz olmayanlara ise bu şartları haiz oldukları tarihten itibaren emekli veya dul ve yetim aylığı bağlanır. Bunlara Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişiklerinin kesildiği tarih ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar geçen sürelerine karşılık emekli ikramiyesi ödenir. Ancak bunlardan, daha önceden herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan aylık veya gelir alanlara, yüksek olan aylık veya gelir bağlanır.

2) İsteyenler, 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesindeki genel şartları taşımaları kaydıyla, kamu kurum ve kuruluşlarının araştırmacı unvanlı kadrolarına atanmak üzere Milli Savunma Bakanlığı tarafından mali ve sosyal haklarına esas olacak derece, kademe ve rütbeleri belirtilmek suretiyle Devlet Personel Başkanlığına bildirilir. Anılan Başkanlık tarafından kırkbeş gün içinde kamu kurum ve kuruluşlarına bunların atamaları teklif edilir. Söz konusu teklife ilişkin yazının atamayı yapacak kamu kurum ve kuruluşuna intikalinden itibaren otuz gün içinde ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından atama işlemlerinin yapılması zorunludur. Atama emri ilgiliye atamayı yapan kamu kurum ve kuruluşu tarafından 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilir. İlgililerin işe başlama sürelerine ve işe başlamama halinde yapılacak işlemlere ilişkin olarak 657 sayılı Kanunun 62 nci ve 63 üncü maddelerinin hükümlerinin uygulanmasından atamayı yapan kamu kurum ve kuruluşu sorumludur. Kamu kurum ve kuruluşları atama ve göreve başlatma işlemlerinin sonucunu en geç onbeş gün içinde Devlet Personel Başkanlığına bildirir. Bunlara statüsüne göre bu Kanun hükümleri uyarınca karargâhta görevli emsali sınıf, rütbe ve kıdemdeki subay veya astsubaya ödenmekte olan aylık ve diğer mali haklar (tayın bedeli ve fiilen çalışma karşılığı yapılan ödemeler hariç) ödenir. Aylıklar, emsalleri esas alınarak her yıl kademe ilerlemesi, her üç yılda bir derece yükselmesi işlemine tabi tutulur. Bu şekilde yükseltilen aylıklarda, azami rütbe tavanı subaylarda kıdemli albay, astsubaylarda  iki kademeli kıdemli başçavuştur. Bunlar bu fıkranın (b) bendi veya (c) bendinin (1) numaralı alt bendi hükümleri çerçevesinde emekliye ayrılabilirler.

ç) Statüsüne göre emsalleri emeklilik hakkı kazanamamış olanlardan isteyenler hakkında da üçüncü fıkranın (c) bendinin (2) numaralı alt bendi hükümleri uygulanır. Üçüncü fıkranın (b) ve (c) bentleri kapsamında ihya talebinde bulunanlardan, bu bentlerin hükümlerine göre yapmış olduğu ihya ile birlikte emekli aylığı bağlanmasına yeterli hizmetlerinin olmaması durumunda, ihya tutarları tebliğ tarihinden itibaren kırksekiz eşit taksit halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ödenir.

d) Bu fıkranın (c) ve (ç) bentleri kapsamında olanlardan halen herhangi bir kamu kurum ve kuruluşunda çalışanlardan isteyenler, bu madde uyarınca ihdas edilen araştırmacı kadrosuna kurumlarınca atanırlar ve bunlara statüsüne göre bu Kanun hükümleri uyarınca karargâhta görevli emsali sınıf, rütbe ve kıdemdeki subay veya astsubaya ödenmekte olan aylık ve diğer mali haklar (tayın bedeli ve fiilen çalışma karşılığı yapılan ödemeler hariç) ödenir. Aylıklar, emsalleri esas alınarak her yıl kademe ilerlemesi, her üç yılda bir derece yükselmesi işlemine tabi tutulur. Bu şekilde yükseltilen aylıklarda, azami rütbe tavanı subaylarda kıdemli albay, astsubaylarda iki kademeli kıdemli başçavuştur. Bunlar bu fıkranın (b) bendi veya (c) bendinin (1) numaralı alt bendi hükümleri çerçevesinde emekliye ayrılabilirler. Kamu kurum ve kuruluşları bu durumdaki personele ilişkin bilgileri bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren onbeş gün içinde Devlet Personel Başkanlığına bildirirler.

e) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce, ilgili mevzuatına göre her ne suretle olursa olsun evvelce iş sonu tazminatı veya bu mahiyette olmakla birlikte başka bir adla tazminat ödenen süreler ile kıdem tazminatı ya da emekli ikramiyesi ödenmiş olan süreler, bu madde uyarınca yapılacak emekli ikramiyesi ödemesinde esas alınacak sürelerden mahsup edilir.

f) Bu madde gereği yapılacak her türlü ödemelerle ilgili zamanaşımı süresi, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren işlemeye başlar.

g) Bu kişilerin varsa öğrenim giderleri borcu tahsil edilmez.

ğ) Bu kişilere, ilişkilerinin kesildiği tarihteki rütbe ve kıdemleri üzerinden emekli kimlik kartı verilir ve bu kişiler emekli Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına tanınan sosyal haklardan genel hükümlere göre yararlanırlar. Ayrıca bu kişilere, emsali subay ve astsubaylar gibi silah, silah taşıma ruhsatı ve pasaport verilir.

h) Bu kişiler, emsallerinin ödemiş olduğu aidat ve aidatlara isabet eden kâr paylarını güncel tutarlar üzerinden ödemek şartıyla OYAK üyeliğinden doğan haklardan, intibaklarının yapıldığı rütbe ve kıdem üzerinden aynı şartlar altında yararlanır.

ı) Bu kişilerin sicil dosyalarında yer alan, Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiklerinin kesilmesine esas tüm bilgi ve belgeler, herhangi bir müracaat aranmaksızın hükümsüz sayılarak dosyalarından çıkarılır ve herhangi bir işleme esas alınmazlar.

Başvurunun reddi halinde, bu ret işlemine karşı ilgililer altmış gün içinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde dava açabilirler.

Bu madde uyarınca yapılacak atamalarda kullanılmak üzere, genel idare hizmetleri sınıfından 5 inci dereceli ikibin adet araştırmacı kadrosu ihdas edilmiştir. Bu kadroları derece değişikliği yapmak suretiyle kamu kurum ve kuruluşlarına tahsis etmeye, Devlet Personel Başkanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu yetkilidir. Tahsis edilen kadrolar, Bakanlar Kurulu kararında belirtilen kurumlara ait 31/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye ekli cetvellerin ilgili bölümüne eklenmiş sayılır. İhdas edilen bu kadrolardan kullanılmayanlar ile herhangi bir nedenle boşalanlar, başka bir işlem yapılmasına gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır. Buna ilişkin bilgiler ilgili kurumlarca Devlet Personel Başkanlığına bildirilir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

633 s. sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda değişiklik yapılmasına dair Kanun Tasarısının 10. Maddesine bağlı 7 nci fıkranın (ç) bendinde düzenlenen Geçici 32. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz

                          Hasip Kaplan                        Sırrı Sakık                          İbrahim Binici

                                Şırnak                                  Muş                                   Şanlıurfa

                           Bengi Yıldız                                                                 M. Nezir Karabaş

                               Batman                                                                               Bitlis

Geçici Madde 32: Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 12 Mart 1971 tarihinden itibaren 5434 sayılı kanunun 39. maddesinin (e) fıkrası uyarınca 12 Eylül 1980 darbesinden sonra üçlü kararname ile ve oluşturulduğu tarihte yargı denetimine kapalı idari işlemler neticesinde ve ayrıca Yüksek Askeri Şura kararı ile 50. maddenin 1. Fıkrasının (c ) bendi veya 94. maddenin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilenlerin veya vefatları halinde hak sahiplerinin, bu madde hükümlerinden yararlanabilmeleri için 60 gün içinde Milli Savunma Bakanlığına başvurmaları zorunludur.

Bu kişilerin varsa öğrenim giderleri borcu tahsil edilmez askeri öğrenciyken ilişiği kesilenlere, tahsil edilmiş öğrenim giderleri, muadili askeri öğrenci emsal alınarak güncel tutarlar üzerinden iade edilir; Okulda geçmiş, primi ödenmiş süre emekliliğine sayılır; Sigorta başlangıç tarihi öğrenciyken on sekiz yaşını doldurduğu tarihe çekilir.

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

MİLLÎ SAVUNMA KOMİSYONU BAŞKANI HASAN KEMAL YARDIMCI (İstanbul) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Hasip Kaplan, Şırnak Milletvekili.

Buyurun.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yasamanın kuralları vardır, Anayasa ve İç Tüzük gereği ona uygun düzenleme yapılır. Bu maddeyle bir daha anlaşıldı ki burada yasal düzenleme yapma niyeti yok, bir istikrar da yok, kararlılık da yok, ne yapılmak istendiği belli değil.

Demin önerge okundu. AK PARTİ dün öğleden sonra saat 15.00’te bir önerge vermiş, elimde, bugün çekmiş önergeyi, bir önerge daha vermiş. Şimdi soruyorum size, siz 10’uncu maddenin 7’nci fıkrasının (ç) bendini kaldırıyorsunuz, üstelik hukukçusunuz… Bakın, dikkat edin, yeniden düzenlerken maddeyi olduğu gibi YAŞ kararlarını, 12 Eylül referandumunu gündeme getiriyorsunuz, diyorsunuz ki: “Hak kayıplarını önledik.” İyi, güzel, 1971’den itibaren, 12 Marttan itibaren ilişiği kesilenleri alacaksınız. Niye harp okullarından her darbe dönemi atılan öğrencileri veya yönetmeliğe dayalı olarak astsubay okullarından, harp okullarından atılan, mağdur edilen öğrencileri almıyorsunuz veya mağduriyetlerini gidermiyorsunuz? Şimdi, burada insan şaşıyor, yani burada gerçekten eşitlik yok, adalet deseniz adalet de yok. Zaten mağdur olan öğrenciler, bari bunların sosyal güvenlik haklarının sağlanması lazım.

Şimdi bir önerge veriliyor üç sayfa. Demin okundu, özeti geçildi, tam beş sayfa bir kanun maddesi. Böyle bir kanun maddesi olmaz arkadaşlar. Bunu bu şekilde konuşmayalım, biraz daha doğru konuşalım. Paralı askerlik, sözleşmeli er, ayda 2 milyar lira maaş alacak bir paralı askerlik sistemi… Lejyoner sistemden esinlenmiş. “Genelkurmay mı bunu önerdi?” diyoruz. Yok, çünkü Genelkurmay önerse, çok açık, astsubay okulları var, harp okulları var, eğitim sistemi var, belli bir düzeni var ona göre getirirdi. Belli ki bunu getiren Hükûmet. Hükûmete sormak istiyoruz, yani şimdi, bakıyoruz paralı asker nerede var? Irak’ta, İngiltere 500 tane Nepalli almış, 500 tane de Fijili asker almış birliklerinde Irak’ta konuşlandırmış.

Bu sektör kârlı bir sektör. Ticaret sektörünü de siz çok iyi biliyorsunuz. O zaman buyurun, özel sektöre devredin bunu. Niye ordunun içinde, sistemin içinde bunu üniformalandırmaya çalışıyorsunuz? Çok açık söyleyin: “AK PARTİ Hükûmeti olarak biz, yeşil berelilerimizi oluşturmak istiyoruz.” çıkın söyleyin. Biz de diyelim: “Anladık, bunu, bunun için yaptınız.”

Bu 50 bin tane sözleşmeli er, paralı askerlik, lejyoner sistem direkt Hükûmete bağlı, Hükûmetin seçeceği, Hükûmetin kendi istediği kişileri koyabileceği, kendi düşüncesinde, kafasında olan 50 bin kişidir. Bir tek kepleri eksikti, onu da yeşil kep koyarsınız çünkü mavi, bordo, diğer keplerin hepsinin bir anlamı var, yeşil bereli yok. Bu sözleşmeli erlerin başına da yeşil bereyi koyarsınız, bu yasadan sonra 50 bin tane de sizin yeşil bereliniz olur ama bu, milletin ve halkın askeri olmaz, bunu kafanıza koyacaksınız. Bizim size ısrarla söylediğimiz bu. Ülkenin birliğini, bütünlüğünü bozuyorsunuz, bakın açık söylüyorum, eşitliği bozuyorsunuz, yurttaş haklarında sorumluluğunu bozuyorsunuz. İstediğiniz gibi, kafanız gibi, ideolojiniz gibi kadrolaşıyorsunuz, bunu askere kadar getirdiniz, çok açık, bunu askere kadar getiriyorsunuz.

Sordum bakana “Bu yeni sözleşmeli erler, paralı askerler, lejyonlar, fötr mü giyecek, bere mi giyecek?” cevabını alamadım. Dediler: “Asker gibi giyinecek.” Asker gibi giyinecekse kardeşim, özel harekât gibi mi giyinecek, uzman erbaş gibi mi giyinecek, başkası gibi mi? O da yok bu kanunda.

Arkadaşlar, “yeşil bere” ekleyin, bu işi bitirin, siz de kurtulun millet de anlasın ne dediğinizi. Bu yanlışı da yaptırtmayın bize. Bu Mecliste de sorumluluğumuz gereği bunu hatırlatıyoruz. Bu yanlışın düzeltilmesiyle ilgili önergenin kabulünü istiyoruz.

Saygılarımla.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Kaplan.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergenin özetini okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte Olan 633 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 10 uncu Maddesinin 7 nci Fıkrasının (ç) Bendi ile 926 Sayılı Kanuna Eklenen Geçici Madde 32 nin Değiştirilmesine Dair Değişiklik Önergemiz beşyüz kelimeyi geçtiği için Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzük'ünün 87'inci maddesinin 6'ncı fıkrası gereğince aşağıdaki özet eklenmiştir.

                                                                                                                 Bekir Bozdağ (Yozgat) ve arkadaşları

Madde Özeti:

Değişiklik önergesi ile;

- Maddenin kapsamı genişletilerek 12 Mart 1971'den sonra yargı yolu kapalı idari işlemler veya Yüksek Askeri Şura Kararları ile Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilenlerin hepsi kapsama alınması,

- Başvuruların kabulü veya reddine sadece Milli Savunma Bakanı'nın karar vereceği hususunu tereddüde mahal bırakmayacak biçimde netleştirilmesi,

- Yapılacak işlemlerle ilgili süreler konularak işlerin hızlandırılması,

- Milli Savunma Bakanı'nın kuracağı komisyonun zorunlu değil takdire bağlı bir komisyon olduğu ve bu komisyonun sadece hazırlık çalışmaları diğer bir ifadeyle yazışmaları yapacağı ve başvurunun kabulü veya reddi yönünde herhangi bir görüş beyan edemeyeceği,

- Bu kapsamda olan kişilerin fiili hizmet süresi zammı ve itibari hizmet süresi zammı verilmesi ile Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından madde hükümlerinin uygulanması sırasında ortaya çıkan sorunların giderilmesi için teknik düzenleme yapılmakta, ilgililerin kendilerine, vefat edenlerin dul ve yetimlerine 5434 Kanun hükümlerine göre aylık bağlanması, ikramiye veya kıdem tazminatı tutarlarının mükerrer ödenmemesi,

- İlişiği kesilen kişilere veya onların hak sahiplerine ilgili kanunlara göre yapılmış toptan ödeme tutarlarının toptan ödeme aldıkları tarihte bıraktıkları derece, kademe ve ek gösterge tutarları dikkate alınmak suretiyle kendilerine veya hak sahiplerine ödenecek emekli ikramiyesinden mahsup edilmesi, emekli ikramiyesinin ihya tutarını karşılamaması halinde eksik kalan tutarın 48 eşit taksit halinde aylıklarından karşılanması,

- "Kademeli kıdemli başçavuş" ibaresi, "iki kademeli kıdemli başçavuş" olarak değiştirilmesi,

- Emsali subay ve astsubaylara verildiği gibi bu kişilere de silah taşıma ruhsatı ve pasaport verilmesi,

- Binbeşyüz olan araştırmacı kadrosu sayısı ikibine çıkarılması,   

Önerilmektedir.

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

MİLLÎ SAVUNMA KOMİSYONU BAŞKANI HASAN KEMAL YARDIMCI (İstanbul) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Katılıyoruz Sayın Başkan.

BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Bekir Bozdağ, Yozgat Milletvekili.

Buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 926 sayılı Kanun’a eklenen geçici madde 32’nin değiştirilmesine dair önergemiz üzerinde söz aldım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün, esasında Türkiye Büyük Millet Meclisi tarihî oturumlarından bir tanesini yapıyor bana göre, çünkü bizim tarihimizde yer alan birtakım haksızlıkları, Türkiye Büyük Millet Meclisi, ortadan kaldırıcı bir kararın altına bugün bütün grupların ittifakıyla imzasını koyacaktır.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – İttifakımız yok, öğrenciler olmadığı için yok Bekir Bozdağ. İttifakımız yok, eğer öğrencileri kapsarsa var. Öyle, doğru konuşsunlar!

BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Şimdi, bugüne kadar Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilenler oldu. Gerek 12 Mart 1971 muhtırasından sonra gerekse 12 Eylül 1980 darbesinden sonra gerekse bunların arasında veya bunlardan sonra idari yargı yoluna kapalı idari işlemler, daha doğru bir ifadeyle yargı yoluna kapalı idari işlemlerle Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilenler kapsama dâhil edilirken, öte yandan tasarıda olan, Yüksek Askerî Şûra kararlarıyla ilişiği kesilenler de sınırlı bir kısmı ifade ediyordu, o sınır kaldırıldı. Yüksek Askerî Şûra kararlarıyla ilişiği kesilenlerin tamamı ile 12 Mart 1971’den sonra yargı yolu kapalı idari işlemlerle ilişiği kesilen bütün kişiler bu kanundan yararlanmak için kapsama dâhil edildi. Bu önemli bir adım, önemli bir iyileştirme, önemli bir gelişmedir.

Tabii, bu yapılırken kamuoyundan gelen eleştiriler dikkate alındı ve bu eleştirilerde Millî Savunma Bakanının kuracağı komisyona dönük birtakım eleştiriler yapıldı. Bu eleştiriler de burada karşılanıyor. Kurulacak komisyon, esasında bir inceleme yapmayacak, Bakana herhangi bir tavsiyede bulunmayacak, “Kabulüne” veya “Reddine” şeklinde bir tavsiyesi de olmayacak. Bakan komisyonu dilerse kuracak. Komisyonun kurulması da zaruri değil. Bakan isterse komisyon da kurmayacak. Peki, kurduğu zaman komisyon ne yapacak? Hazırlık işlemleri yapacak; bu kadar müracaat olacak, bunların ilgili kurumlarla yazışması olacak. Bu yazışmaların derlenmesi, toparlanması ve işlerin süresinde yapılması için bir görev ifa edecektir. Ama başvuruların kabulüne veya reddine kararı kim verecek? Millî Savunma Bakanı verecektir. Bu konuda da oluşan tereddütlerin tamamı ortadan kaldırılmıştır.

Ayrıca, sürelerle ilgili… Yasa tasarısında birtakım süreler vardı, bu süreleri her işlem için ayrı ayrı yazmak suretiyle ilgili işlemi yapacak kurumları işleri daha süratle yapması noktasında hızlandırıcı bir adım da burada atıldı.

Öte yandan, bu kapsama giren personelin hem fiilî hizmet süresi hem de itibari hizmet süresi zammı almaları söz konusu değildi, bu zammı almaları da bu tasarının kapsamına bu önergeyle ilave edildi.

Ayrıca, emekli olanların emekli olduktan sonra silah ruhsatı, silah ve pasaport almaları noktasında birtakım sıkıntıları olabileceği öngörülüyordu. Bu çerçevede, emsallerine nasıl bir muamele yapılıyorsa bu kişilere de aynı muamelenin yapılması hususunda bir ilave yapıldı.

Tabii, emekli olacak kişiler, silahlı kuvvetlerden ilişiği kesilirken birtakım ikramiyeler aldılar, ayrıldılar. Şimdi, yeniden intibakları yapılırken bunları iade etmeleri gerekiyor sigorta işlemleri açısından. İade ettiler, paraları yok. Bu, kendilerine emekli parası verilirken emekli ikramiyesinden mahsup edilecek, parası olmayanlarla ilgili. Ama emekli olamamış, daha kamuda çalışması, araştırmacı kadrosunda çalışması gerekiyor ama ikramiye de ihya için yetmiyor geçmişte. O zaman da bu kişilere bir kolaylık getirilmekte; kırk sekiz eşit taksit hâlinde maaşlarından mahsup edilerek, bunların bu ihya işlemini herhangi bir zorlamaya girmeksizin yapmaları temin edilmektedir. Önemli bir adım, önemli bir değişiklik, atılmıştır.

Türkiye, geçmişte silahlı kuvvetlerden ilişiği kesildi diye insanların selam vermekten korktuğu insanlarla bugün yüzleşiyor ve onlara hakkını iade ediyor. Hayırlı uğurlu olsun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bozdağ.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda madde 10’a bağlı 7’nci fıkranın (ç) bendini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Madde 10’a bağlı 8’inci fıkrayı oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Madde 10’a bağlı 9’uncu fıkrayı oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Madde 10’a bağlı 10’uncu fıkrayı oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Madde 10’a bağlı 11’inci fıkrayı oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Madde 10’a bağlı 12’nci fıkrayı oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Madde 10’a bağlı 13’üncü fıkrayı oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Çerçeve 10’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Madde 11’de bir adet önerge vardır; okutup, işleme alıyorum.

TBMM Başkanlığına

Görüşülmekte olan 633 sıra sayılı kanun tasarısının 11. maddesinin tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                       M. Nezir Karabaş                   Bengi Yıldız                        Şerafettin Halis

                                 Bitlis                                 Batman                                  Tunceli

                          Hasip Kaplan                                                                      Sırrı Sakık

                                Şırnak                                                                                Muş

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

MİLLÎ SAVUNMA KOMİSYONU BAŞKANI HASAN KEMAL YARDIMCI (İstanbul) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Bengi Yıldız, Batman Milletvekili.

Buyurun Sayın Yıldız. (BDP sıralarından alkışlar)

BENGİ YILDIZ (Batman) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de sizleri saygıyla selamlıyorum.

Ülkemiz, uzun yıllardan beri, en temel problemine, Kürt sorununa, bir güvenlik devleti, güvenlik konseptiyle yaklaşıyor ve çeşitli silahlı birimler oluşturuyor, özel timler, paralı askerlik, uzman erbaşlar gibi. Türkiye'nin temel problemi bu yöntemlerle çözülmez. Türkiye kendi sorunlarına bir sömürgeye baktığı gibi yaklaşmamalıdır. Bölgeye gittiğiniz zaman, karakolların -Hindistan’daki İngiliz sömürgeleri gibi- etrafının 5-10 metre kalınlıktaki duvarlarla, onun etrafının da tel örgülerle çevrilmiş bir yapıda olduğunu görüyorsunuz. Oraya özel tim gitmiş, paralı asker gitmiş veya sıradan vatandaşın asker çocukları gitmiş, fark etmez. Problemin kendisini görmek lazım.

Yine, bu bölgeye doksan yıldır gönderdiğiniz valiler, kaymakamlar, hâkimler, savcılar, emniyet müdürleri, memurlar, o bölgenin yüzde 99’unun konuştuğu dili anlamıyor; onlardan kendini soyutlamış, her birisi kendi kışlasını oluşturmuş. Sonra da her yıl, yeni yeni yasalarla bu sorunu bir güvenlik meselesi olarak ele alıp çözeceğinizi söylüyorsunuz. Çözemeyeceğiniz ortadadır. Demokratik hukuk devletinin ölçüleriyle, değerleriyle ancak bu sorunu çözebilirsiniz.

Bakın, daha dün, girmeye çalıştığımız Avrupa Birliğinin en önemli kurumu Avrupa Parlamentosu sizin karnenizi verdi. Bazen olumlu verdiğinde çok seviniyorsunuz ve o kuruma sahip çıkıyorsunuz: “Çok iyi işler yaptık, dünya da arkamızda, Avrupa Birliği de arkamızda.” Ama söyleyelim, o kurum, daha dün Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en sert kararlarından birisini, Hükûmet aleyhindeki en sert kararlarından birisini pratiğe, uygulamaya koydu.

Birincisi: Biz, her zaman, bu kürsüye çıktığımızda bu ülkede Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetleri döneminde özellikle, yasama, yürütme, yargı erklerinin yerle bir edildiğini söylüyoruz. Yasamanın ve yürütmenin, daha doğrusu yasama ve yargının Hükûmetin emrine girdiğini söylüyoruz. İşte Avrupa Parlamentosunun değerlendirmesi de bu doğrultuda ve bu dengenin ciddi şekilde bozulduğunu belirtiyor. Yine Türk basını üzerindeki sansürleri endişe verici olarak buluyor ve sizin meşhur Türk Ceza Kanunu’nun 221, 301, 314 ve 318’inci maddelerinizin terörle mücadele maddeleri değil, aslında düşünceyi yargılayan maddeler olduğu noktasında bir tespitte bulunmuş. Bu, özellikle 220’nci madde bugün Türkiye’de siyaset yapanları, özellikle de Kürt sorununda düşünce belirten insanların düşüncesinin cezaya çarptırılması ve bugün bu yüzden birçok arkadaşımızın cezaevinde olduğunu biliyoruz. Çok esnek, kaypak maddeler. Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen, yine örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dâhil olmadan yardım, yataklık yapanlar örgüt üyesi olarak cezalandırılıyor. En önemli madde de bu problemle ilgili, vicdani ret meselesi. Yani Türkiye’de “Ben askere gitmek istemiyorum. Bu kurumun bir parçası olmak istemiyorum. Kamu kurumlarında hizmet karşılığı bunu yapmak istiyorum.” diyenleri 318’inci maddeden cezalandırıyorsunuz ama Avrupa Parlamentosunun belirlediği maddelerden birisi de budur. Bunun tez elden, özellikle vicdani ret hakkının tanınması gerektiğine vurgu yapıyor. Beş dakikada saymakla bitiremeyiz. Yüzde 10 barajını da saymış.

AKP Hükûmetinin karnesi birçok olumsuzlukla doludur ve bu olumsuzluklarla seçime gidiyorsunuz, halkınızdan oy istiyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BENGİ YILDIZ (Devamla) – Bu uygulamayla demokratik hukuk devleti olamayacağınız ortadadır.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Yıldız.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

12’nci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi  Başkanlığına

Görüşülmekte olan 633 sıra sayılı kanun tasarısının 12. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                       M. Nezir Karabaş                   Bengi Yıldız                        Şerafettin Halis

                                 Bitlis                                 Batman                                  Tunceli

                          Hasip Kaplan                                                                      Sırrı Sakık

                                Şırnak                                                                                Muş

Madde 12- Bu kanunu Genelkurmay Başkanlığı yürütür.

BAŞKAN -  Komisyon önergeye katılıyor mu?

MİLLÎ SAVUNMA KOMİSYONU BAŞKANI HASAN KEMAL YARDIMCI (İstanbul) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN -  Hükûmet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN -  Önerge üzerinde söz isteyen…

BENGİ YILDIZ (Batman) – Nezir Karabaş.

BAŞKAN -  Nezir Karabaş, Bitlis Milletvekili.

Buyurun.

MEHMET NEZİR KARABAŞ (Bitlis) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarının 12’nci maddesi üzerine verdiğimiz önergeyle ilgili söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, şimdi, sözleşmeli er alımıyla ilgili bir tasarı… Tabii, bugüne kadar hem özel yetiştirilmiş birlikler, askerî birlikler, özel timler, uzman çavuşlar bu savaşta, otuz yıldır sürdürülen çatışma ve savaşta görevlendirildi. Ancak artık, Türkiye toplumu da bugüne kadar sürdürülen propagandalara, “vatan, millet, Sakarya” laflarına güvenmiyor, kurdurulan şehit dernekleri, şehit aileleri de artık çocuklarının gidip Kürt coğrafyasında öldürülmesine karşı çıkıyor.

Bu tasarının mantığı şudur: Evli olmayan, genç, yirmi otuz yaşında, hatta eğer mümkünse anne babası da olmayanların arasından alınıp orada savaşırken -öldürürken, öldürülürken- Türkiye’de yaşayan insanlara, Türk insanına bu savaşı hissettirmemek. Bunun mantığı budur.

Siz, burada parayla, parasını verip, kimsenin sahip çıkmadığı, eşi olmayan, çocuğu olmayan, işte, bir asker, bir uzman çavuş, bir özel tim öldüğünde anne babasının feryadı, “İşte, çocuğu bu yaştaydı…” Onları görmek istemiyorsunuz. Çünkü bu toplum bir bütün artık bu sorunun çözümlenmesini istiyor, çocuğunun ölmesini istemiyor.

Bu ülkede açlığı, sefaleti dayattınız, yirmi otuz yaşlarında insanlar aç, diyeceksiniz ki, buyurun kardeşim bu kadar paraya razı olursan ve savaşmaya -ölmeye, öldürmeye- gidersen ben sana bu kadar para veririm ve bu da primler üzerinden oluyor. Yani ne kadar fazla başarı gösterirse bir sözleşmeli er, o kadar da ücreti artacak. Nedir savaşmaya gidenin, paralı askerin, lejyonerin başarı koşulu? Daha fazla adam öldürmek. Kelle başına adam öldürmeyi yaşadık. Bu coğrafya yaşadı, Kürtler yaşadı, anne babalarımız yaşadı ve Türkiye coğrafyasında herkes bunu yaşadı. Dünyaya yansıdı. Bunun üzerine kitaplar yazıldı. Şimdi yine aynı yöntemle fakat bu defa toplumda sahip çıkacağı kimsesi de olmayan çünkü artık uzman çavuş da olsa, artık asker de olsa, subay da olsa insanları oraya savaşa göndermiyorsunuz. İnsanlar, çocuklarının oradaki çatışmada, savaşta ölmesini istemiyor. Siz, zaten parasını aldı, kendi isteğiyle gitti diyebileceğiniz insanlar gönderiyorsunuz; 50 bin tane sözleşmeli er, mümkün olduğunca evli olmayan, eğer mümkünse yetiştirme yurtlarında büyütülmüş, anne babası da olmayan çocuklar. Bunlar üzerinden yeniden savaşı tırmandırma mantığıdır bu, yoksa profesyonel askerliğe geçme değil.

Dünyanın hiçbir yerinde, profesyonel askerliğe geçeceğim diye, bu yaş ile bu yaş arasında, sınır bölgesinde, çatışma bölgesinde görev alacak paralı asker alınmaz. Birçok ülkede, -Avrupa ülkelerinin hepsi- dünyanın birçok ülkesinde profesyonel askerlik vardır ama bu ülkelerin hiçbiri profesyonel askerliğe geçerken böyle bir tasarı, 50 bin tane paralı asker, bu paralı askerlerin taşıması gereken koşullar, yaşları ve görev alacakları yerler, maaş alma biçimlerini böyle belirlememiştir.

Bu, Kürtlere karşı yeniden savaş tasarısıdır. Bu, yeniden, Türkiye’de anne babalardan, ailelerden hiç tepki almadan, gidip orada ölecek ve öldürecek adam bulma, lejyoner bulma tasarısıdır. Bunu kabul etmek, Türkiye’de on yıl daha, yirmi yıl daha savaşa devam demeyi kabul etmektir.

Onun için, tüm Parlamentonun üç grubunun üzerinde anlaştığı tasarının, burada son madde görüşülürken, yeniden gözden geçirilmesini istiyoruz. Bu tasarıyı reddediyoruz Sayın Bakan.

Hepinize saygılar sunuyorum.(BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Karabaş.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

Böylece, ikinci bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.

Şimdi, İç Tüzük’ün 86’ncı maddesi gereğince oyunun rengini belirtmek üzere ve lehte olmak üzere söz isteyen Rasim Çakır, Edirne Milletvekili.

Buyurun Sayın Çakır. (CHP sıralarından alkışlar)

RASİM ÇAKIR (Edirne) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; uzunca bir süredir hep beraber konuşarak, tartışarak, birbirimizi de ikna etmeye çalışarak zannediyorum çok olumlu bir noktaya hep birlikte ulaştık. Ben, biliyorum ki, bu tartışmalar süreci içerisinde Sayın Başbakan bu süreci yakinen takip etti ve yönetti, bu bakımdan Sayın Başbakanın katkılarına da teşekkür ediyorum.

Bunun yanında, Sayın Millî Savunma Bakanımız da bu olumlu gayretlere hep olumlu katkılar yapmaya çalıştı, aynı teşekkür ve şükranları ona da sunuyorum.

Tabii ki Sayın Genelkurmay Başkanımızın ve Genelkurmay Başkanlığının bu tasarının geçmesindeki iyi niyetli ve hoşgörülü yaklaşımına da, sizlerin ve yüce milletin önünde teşekkür ediyorum.

Tabii en büyük teşekkürü hak eden şu Parlamentodaki milletvekilleri. Hepiniz, gerçekten, vicdanınızın sesini dinleyerek ve bütün siyasi parti grupları ve bütün milletvekilleri bu yasanın daha kapsamlı olması ve daha çok mağduriyetin giderilmesine katkı yapmak adına gerek bize gerek Bakanlık bölümüne gerekse grup başkan vekillerine olumlu görüşlerini ifade ettiler ve destek verdiler.

İnanıyorum ki gerçek anlamda millî iradenin tecellisi şeklinde bu tasarı gerçekleşti. Bu bakımdan, bütün milletvekili arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.

Çıkan tasarının milletimize ve mağdur olan arkadaşlarımıza hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Çakır.

Tasarının görüşmeleri tamamlanmıştır.

Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Oylama için iki dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu Tasarısı ile Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın açık oylama sonucu:

“Kullanılan Oy Sayısı              243

Kabul                                 :     233

Ret                                     :     8    

Çekimser                            :     2(x)

 

                     Kâtip Üye                                                                         Kâtip Üye

                  Harun Tüfekci                                                                   Yaşar Tüzün

                        Konya                                                                             Bilecik”

Böylece, tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır. Hayırlı uğurlu olsun.

Birleşime beş dakika ara veriyorum.

 

 

Kapanma Saati: 16.30

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

                                         

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 16.42

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 76’ncı Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

2’nci sırada yer alan, Taşınır Donanım Üzerindeki Uluslararası Teminatlar Hakkında Sözleşme ve Bu Sözleşmeye İlişkin Hava Aracı Donanımına Özgü Konulara Dair Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

2.- Taşınır Donanım Üzerindeki Uluslararası Teminatlar Hakkında Sözleşme ve Bu Sözleşmeye İlişkin Hava Aracı Donanımına Özgü Konulara Dair Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/904) (S. Sayısı: 622) (x)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon raporu 622 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TAŞINIR DONANIM ÜZERİNDEKİ ULUSLARARASI TEMİNATLAR HAKKINDA SÖZLEŞME VE BU SÖZLEŞMEYE İLİŞKİN HAVA ARACI DONANIMINA ÖZGÜ KONULARA DAİR PROTOKOLÜN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- (1) Türkiye Cumhuriyeti adına 16 Kasım 2001 tarihinde Cape Town’da imzalanan “Taşınır Donanım Üzerindeki Uluslararası Teminatlar Hakkında Sözleşme” ve “Taşınır Donanım Üzerindeki Uluslararası Teminatlar Hakkında Sözleşmeye İlişkin Hava Aracı Donanımına Özgü Konulara Dair Protokol”ün beyanlar ile onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen? Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

 MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

                                                

(x) 622 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Oylama için iki dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Taşınır Donanım Üzerindeki Uluslararası Teminatlar Hakkında Sözleşme ve Bu Sözleşmeye İlişkin Hava Aracı Donanımına Özgü Konulara Dair Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:

“Kullanılan oy sayısı     :                212

Kabul                            :                212 (x)

                     Kâtip Üye                                                                         Kâtip Üye

                  Harun Tüfekci                                                                   Yaşar Tüzün

                        Konya                                                                             Bilecik”

Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

Şimdi 3’üncü sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Kuveyt Devleti Hükümeti Arasında Sürdürülebilir Kalkınma İçin Doğal Kaynakların ve Çevrenin Korunması Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Çevre ve Dışişleri komisyonları raporlarının görüşmelerine başlayacağız.

3.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Kuveyt Devleti Hükümeti Arasında Sürdürülebilir Kalkınma İçin Doğal Kaynakların ve Çevrenin Korunması Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Çevre ve Dışişleri Komisyonları Raporları (1/927) (S. Sayısı: 652)(xx)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon raporu 652 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ VE KUVEYT DEVLETİ HÜKÜMETİ ARASINDA SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA İÇİN DOĞAL KAYNAKLARIN VE ÇEVRENİN KORUNMASI ALANINDA İŞBİRLİĞİ MUTABAKAT ZAPTININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- (1) 30 Mart 2008 tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Kuveyt Devleti Hükümeti Arasında Sürdürülebilir Kalkınma İçin Doğal Kaynakların ve Çevrenin Korunması Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı”nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN - Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

                                      

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(xx) 652 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN - Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Oylama için bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Kuveyt Devleti Hükümeti Arasında Sürdürülebilir Kalkınma İçin Doğal Kaynakların ve Çevrenin Korunması Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:

“Kullanılan Oy sayısı:           220

  Kabul:                                  220 (x)

                     Kâtip Üye                                                                         Kâtip Üye

                  Harun Tüfekci                                                                   Yaşar Tüzün

                        Konya                                                                             Bilecik”

Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

4’üncü sırada yer alan, Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru Hükümetlerarası Anlaşmasına Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlıyoruz.

4.- Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru Hükümetlerarası Anlaşmasına Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/683) (S. Sayısı: 667)(xx)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon raporu 667 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

ULUSLARARASI KUZEY-GÜNEY ULAŞTIRMA KORİDORU HÜKÜMETLERARASI ANLAŞMASINA KATILMAMIZIN UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- (1) “Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru Hükümetlerarası Anlaşması”na katılmamız uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

                                            

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(xx) 667 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru Hükümetlerarası Anlaşmasına Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:

“Kullanılan oy sayısı            : 228

Kabul                                   : 228(x)

                     Kâtip Üye                                                                         Kâtip Üye

                  Harun Tüfekci                                                                   Yaşar Tüzün

                        Konya                                                                             Bilecik”

Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

5’inci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Tarım Alanında Ekonomik, Bilimsel ve Teknik İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

5.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Tarım Alanında Ekonomik, Bilimsel ve Teknik İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/856) (S.Sayısı: 624) (xx)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon raporu 624 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz isteyen, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Mehmet Şandır, Mersin Milletvekili.

Buyurun Sayın Şandır. (MHP sıralarından alkışlar)

MHP GRUBU ADINA MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Söz konusu Suriye olunca, arkadaşlarımın sohbetlerine ara vererek, kısa, beni dinleme zahmetlerine katlanmalarını istirham ediyorum.

Ayrıca, ben burada Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekili olmanın ötesinde, sizlerin de üyesi bulunduğu Suriye Dostluk Grubunun Yönetim Kurulu Başkanı olarak da konuşuyorum.

Biliyorsunuz, 2001 yılında kurulan Türkiye-Suriye Parlamentolararası Dostluk Grubunun Kurucu Başkanı ve ilk Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapmıştım 21’inci Dönemde. Sonra Sayın Yüksel Çavuşoğlu, sonra yine sayın iktidar partisi grubunun da oylarıyla, Sayın Başbakanın da tensibiyle bu dönem de Türkiye-Suriye Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı olarak yaklaşık dört yıldır görev yapıyoruz.

                                        

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(xx) 624 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Parlamentomuzun 371 milletvekili bu Dostluk Grubunun üyesi bulunmaktadır. Siz, Suriye halkının dostları parlamenterler olarak bilesiniz ki Suriye Parlamentosunun, Suriye Halk Meclisinin sayısının yüzde 50 daha fazlasısınız. Suriye Parlamentosunda 240 milletvekili bulunmaktadır ama bizim Parlamentomuzda, bizim Meclisimizde 371 milletvekili Suriye Dostluk Grubunun üyesidir. Bu da şunu ifade etmektedir, şunu ortaya koymaktadır: Suriye, Suriye’yle dostluk, Suriye’yle iş birliği, birlik bu Parlamentonun ortak paydasıdır. Bunu önemsemek lazım, bunu çok değerli buluyorum, bunu hem ülkemiz açısından değerli buluyorum hem de bölgemizin barışı açısından çok değerli buluyorum. Onun için gerçekten Suriye söz konusu olunca, bu Parlamento -bir ortak payda olarak, zannediyorum- aynı hassasiyeti, aynı heyecanı, aynı duruşu ortaya koymaktadır. Suriye ile Türkiye Cumhuriyeti devletinin ilişkilerinde iktidarıyla muhalefetiyle… Yani bunun hükûmet politikası olmaktan öte bir devlet politikası hâline gelmesi gerekir ve bu anlamda da yönetildiğini biliyorum, özellikle 1998 Adana Mutabakatı’ndan sonra. Bir milat olarak kabul etmek lazım Adana Mutabakatı’nı. Türkiye ile Suriye arasında bu bölücü terör örgütünden ve onun elebaşının bulunmasından dolayı gerilen ilişkiler bu Adana Mutabakatı sonrasında bugünkü seviyesine hızla yükselmiştir. Bu sürece bu dönemde görev alan tüm Türkiye Cumhuriyeti devleti hükûmetleri ve bakanları katkı vermiştir. 21’inci Dönemde bizim de ortağı bulunduğumuz 57’nci Cumhuriyet Hükûmetinin sayın bakanları ve sayın bürokratları -ki aramızda bir arkadaşımız var, daha sonra bakanlık da yaptı bu konuda- gerçekten, devletlerimizin ortaya koyduğu iradenin gereği, ülkelerimizi yöneten cumhurbaşkanlarının ve başbakanların ortaya koyduğu iradenin doğrultusunda gerekeni bihakkın yerine getirdiler ve bugün Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkiler iki dost devlet arasındaki ilişkilerin çok ötesine geçmiş bulunmaktadır.

Değerli milletvekilleri, bu sebeple bu sürece katkı veren gerek Suriye Arap Cumhuriyeti’nin başta Beşar Esad olmak üzere tüm değerli yöneticilerine gerekse Türkiye’mizi yöneten tüm siyasetçilere huzurlarınızda bu dostluğun gerekli olduğuna inanan bir arkadaşınız olarak ve bu Dostluk Grubunun Başkanı olarak saygılarımı ve şükranlarımı sunuyorum. Bu, çok önemli.

Değerli milletvekilleri, bölgemiz yani bu Orta Doğu bölgesi, Avrasya coğrafyası tarihin her döneminde önemli olmuştur. Bu dönemde şu 21’inci yüzyılın başlangıcından veya 20’nci yüzyılın son çeyreğinden bu yana, gerçekten, bu coğrafya tarihin tüm dönemlerinden çok daha önemli ve değerli hâle gelmiştir. Küresel güçler her dönemde kendilerini rakiplerine büyük olarak kabul ettirebilmek için bu coğrafyayı kontrol etmeyi çok önemsemişlerdir ve tarihin her döneminde, inceleyiniz göreceksiniz, küresel güçler bu coğrafyada karşı karşıya gelmişlerdir; Kadeş Meydan Muharebesi buradadır, bir hukuk belgesi olarak, bir savaş hukuku belgesi olarak tarihte imzalanan ilk belge burada imzalanmıştır; Makedonyalı İskender buraya gelmiştir, Romalılar buraya gelmiştir, Bizanslılar bu coğrafyaya hükmetmeye çalışmıştır, Moğollar, Cengiz Han bu coğrafyaya gelmiştir ve ne güzel bir sonuçtur ki atalarımız Türkler bu coğrafyaya gelmişlerdir.

Bu coğrafyada kalıcı olabilen, bu coğrafyayı uzun yıllar yönetme başarısını gösterebilen bir tek halk vardır, millet vardır, o da Türk milletidir çünkü yönetim farkı, dostluğa dayalı, sevgiye dayalı, birliğe dayalı, kardeşliğe dayalı bir anlayışla bu coğrafyayı yöneten Türkler bu coğrafyada huzurun, adaletin ve zenginliğin kaynağı olmuşlardır. Ama ne yazık ki 20’nci yüzyılın başlangıcında bu coğrafyada yeniden hâkim olmak isteyen küresel güçler bu coğrafyanın kardeş halklarını birbirlerine kırdırmışlar ve şu geçen yüzyılın kan yüzyılı olarak, ateş yüzyılı olarak geçmesine, ıstırap yüzyılı olarak geçmesine sebep olmuşlardır ama yeni bir yüzyılın ilk çeyreğindeyiz. Yeni bir yüzyıl başlarken bu coğrafyanın sahipleri, milletleri geçen yüzyılda yaptıkları yanlışı yapmadan, şimdi, dostluğu kurmayı, dostluğu geliştirmeyi bir temel siyaset olarak toplumlarının önüne koymaktalar. Bunu çok değerli ve çok önemli bulmaktayım.

Değerli milletvekilleri, tek kutuplu dünyadan çok kutuplu bir dünyaya evrildiğimiz şu yıllar yeni küresel güç adayları, bu coğrafyanın etrafında mevzi tutmuşlar ve güç gösterisini bizim coğrafyamızın üzerinde kurmaya çalışıyorlar. Mevziler bizim coğrafyamızda kuruluyor. Bu coğrafya bizim coğrafyamızdır. Tüm farklılıklarıyla, tüm ırki, etnik, inanç farklılıklarıyla bu coğrafyada yaşayan insanlar, tarihin uzun yüz yıllarınca aynı devletin vatandaşları olarak yaşamışlardır ve o yüz yıllar huzurun, barışın, kardeşliğin, refahın ve zenginliğin yüz yıllarıydı ama işte, bu 1998 Adana Mutabakatı’ndan önce Suriye’de o yüz yıllar “düşman yüz yıllar” olarak tanıtılıyordu. Buradan bir teşekkürümü ve şükranlarımı bu sebeple Sayın Suriye Devlet Başkanına sunmak istiyorum. Artık, Suriye’de, Suriye’nin eğitiminde, Suriye’nin öğretiminde Osmanlı yüz yılları “düşman yüz yıllar” olarak tanıtılmamaktadır. Dostluğun getirdiği bir sonuç olarak önemini sizin dikkatlerinize sunuyorum. Artık, Sayın Beşar Esad’ın ifadesiyle söylüyorum, Osmanlı dönemi, dün düşman olarak gösterilen, Araplara zulmetti diye suçlanan Osmanlı dönemi bugün Beşar Esad’ın yönlendirmesiyle, kararıyla “dost yıllar”dır. Çünkü, Beşar Esad, Sayın Cumhurbaşkanı “bizim aynı devletin vatandaşları olduğumuz yüz yıllar” diye Osmanlıyı tanımlıyor.

Bu çok önemli bir gelişmedir. Bundan sonra artık, Suriye’de yaşayan halklarla Türkiye’de yaşayan Türk milletinin düşmanlığı söz konusu olmaz. Çünkü, bu coğrafyanın her anlamda birliği vardır. Tarihi birdir, coğrafya özellikleri birdir, kaderi bir, halkı bir yani Suriye’de inanınız ki, o kadar çok Osmanlıya mensubiyet duyan insan, o kadar çok Türk soylu veya Türklüğe mensubiyet duyan insan var ki, Halep sokaklarında, giderseniz Türkçe konuşarak herkesle anlaşabilirsiniz. Yani Şanlıurfa ile Halep’in arasında hiçbir fark yok, coğrafi olarak, bitki örtüsü olarak, iklim olarak, kültür olarak, mimari kültür olarak, şehir yapısı olarak, hiçbir fark yoktur. Şimdi, düşünün, Antakya sokaklarında Arapça konuşun, anlaşırsınız, yani Türküyle, Arap’ıyla tüm farklılıklarıyla bu coğrafyalarda Türkiye'de ve Suriye’de yaşayan insanlar geçmişi beraber yaşamışlar ve tüm yanlışlıklara, tüm ajitasyonlara, provokasyonlara rağmen, devletlerimizi yöneten değerli, ferasetli yöneticilerimiz sayesinde, şimdi, geleceği de birlikte yaşamak gibi bir karara varmışlardır; bu anlamda birçok adım atılmıştır. Başta da söyledim, bu adımları atan devlet yöneticilerine şükranlarımı sunuyorum.

Değerli milletvekilleri, gerçekten, bu coğrafyada düşmanlığın hiç kimseye faydası yok, dostluk ve barış bu coğrafyanın gıdasıdır, huzurudur, refahı, ekmeğidir. Barış adımları kararı verildiğinden bu yana, Suriye’yle olan ilişkilerimiz, her anlamda, ticari ilişkilerimiz, turizm ilişkilerimiz, dostluk ilişkilerimiz o kadar çok gelişti ki rakamları birbirleriyle mukayese etmek mümkün değil. Yani bundan on yıl önce Türkiye’yle Suriye arasındaki turizm potansiyeli toplam 200 bin kişiydi, 216 bin kişiydi, şimdi 2 milyon kişi. Bundan on yıl önce Türkiye ile Suriye arasındaki ticaret hacmi 250-300 milyon dolardı, şimdi 2,5 milyon dolar.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – 2,5 milyar.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – 2,5 milyar dolar. Bu yeter mi? Yetmez.

Ben, tabii, Dostluk Gurubu Başkanı olarak Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin iyileşmesini hiçbir zaman yeterli bulmam, çok daha iyi olması lazım, çok daha iyi olması lazım. Yani sayın iktidar partisi grubu yöneticilerine, Sayın Hükûmete, Sayın Başbakan Yardımcısına buradan da ifade ederek hatırlatmak istiyorum: Türkiye ile Suriye arasındaki iyi ilişkilerin bir zorunluluğu var, zamanı iyi kullanmak. Ben zamanın iyi kullanılabildiği kanaatinde değilim. Bu ilişkiler iyi başladı, hızlı gelişti ama şimdi bir durulma dönemi yaşıyor Sayın Tüzmen. Rakamlara bakarsanız o hız ivmesi durdu şimdi, düz gidiyor, şu anda bizim dış ticaret hacmimizin 5 milyar dolar olması lazım. Bu noktada Türkiye’nin eksiği var, yanlışı var anlamında söylemiyorum ama siyaset adamının, devlet adamının görevi, muhtemeli öngörmek. Zamanında ve yeterince tedbir almak mecburiyetindeyiz. Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Şam’da İş Konseyi Toplantısı’nda söylediği bir söz çok önemliydi, işte bu öngörünün örneği olarak ifade ediyorum. Suriyelilere dedi ki: “Hızlı hareket ediniz, zamanı iyi kullanınız. Biz bu geldiğimiz noktaya bedelini ödeyerek geldik. Siz bu bedeli ödemeden bizim tecrübelerimizden faydalanın ve bizim otuz yılda, kırk yılda katettiğimiz mesafeyi siz üç beş yılda katedin.” diye bir tavsiyede bulundu. Bunu temin etmek mecburiyetindeyiz çünkü bu bölge değerli bir bölge. Bu bölgeyi kontrol altında tutmak isteyen küresel güçler önce birliğimizi parçalamaya, ayrıştırmaya çalışıyor, sonra bizi üretimden uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Küresel sisteme entegre olmak adına, eğer Türkiye ve bölge, Suriye üretimden uzaklaşır, kendi kaynaklarıyla, kendi emeğiyle ayakları üstünde durup zenginleşmenin yolunu bulamazsa dışarıdan gelen yardımla bu coğrafyayı bize yâr etmeyeceklerini geçmiş tarihte, geçmişte yaşadığımız örnekleriyle bugün de hatırlamamız gerekiyor. Dolayısıyla, zamanı iyi kullanmak…

Benim bu konuda yapılanlara teşekkür etmekle beraber tenkit edeceğim, bir Dostluk Grubu Başkanı olarak tenkit edeceğim husus, Türkiye-Suriye arasındaki ilişkilerde zaman yeterince iyi kullanılamıyor çünkü şu alanda, şu aralıkta, bizim, Türkiye’yle Suriye arasındaki dostluk ilişkilerimizi, iyi iş birliğimizi hızla ortaklığa taşımamız gerekiyor değerli milletvekilleri. Dostluk Grubu olarak bunu birkaç resmî törende, resmî toplantıda da ifade ettim. Bizim iyi ilişkilerimiz, dostluğumuz eğer orada yaşayan insanların geçimine katkı vermiyorsa doğru yapmıyoruz demektir. Biz, bu hudut boylarında yaşayan insanlarımızın, gerek Suriye’de gerek Türkiye’de yaşayan insanlarımızın bu iyi ilişkilerden bir çıkarımını maksimize etmiyorsak… Bunu Sayın Nazım Ekren Hocayla da Bakanlığı döneminde uzun konuşmuştuk. Alınan birtakım tedbirler var, hudut boyunda bir takım serbest ticaret bölgelerinin oluşturulması kararı var ama bunun hayata geçirilmesi, bunun toplumsallaştırılması, topluma mal edilmesi bir zorunluluk. Bu noktada zamanın iyi kullanılabildiğini söylemek mümkün değil.

İkinci husus, Türkiye ve Suriye bürokrasisinin bu noktada gerçekten, gerekiyorsa bir özel hukuka bağlanarak… Mevcut cari hukukumuzun dehlizlerinde iyi niyetler ve verilen kararlar maalesef kayboluyor, hem Suriye bürokrasisi için söylüyorum hem Türkiye bürokrasisi için söylüyorum. Türkiye ile Suriye arasında ülkelerimizi yöneten siyasi iradenin verdiği kararı hayata geçirmek bürokrasinin görevi ama bu bürokrasi, her ne sebeple olursa olsun, görüyoruz ki işin hızlı gitmesine yeterince katkı vermiyor, yavaşlatılması yönünde bir olumsuzluk, bir sonuç var ortalıkta.

Onun için, ben tekrar ifade ediyorum. Türkiye ile Suriye her anlamda, Allah’ın yarattığı bir birlik, bir kader birliği, mahkûmu demeyelim ama bir zenginliği içerisinde, bunu iyi değerlendirmemiz lazım. Bunu değerlendirebilmek için, Parlamentomuza çok önemli görevler düşüyor. Bakınız, söz konusu Suriye olunca hiç itiraz etmeden uluslararası anlaşmaları, imzalanan protokolleri, Hükûmetin bu noktada verdiği kararları bir muhalefet partisi olarak olumlu destekliyoruz, hatta teşvik ediyoruz çünkü Suriye gerçekten, bu Parlamentonun veya geleceğimizin bir ortak paydası olarak hepimizin önemli bir değeridir, Suriye’yle olan dostluk, bölgemizle ilgili dostluk. Bu anlamda, ben Türkiye-Suriye Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı bir Milletvekili olarak ve kendi partim adına da Grup Başkan Vekili olarak, bu dostluğun değerini bir daha vurguluyorum, bir daha önemsiyorum. Bu dostluğa katkı vermek için geçen sene parlamenterlerimizin, 25 milletvekilimizin katılımıyla Suriye’ye bir gezi düzenlemiştik ama ben, buradan hepinize bir davette bulunuyorum. Suriye yakın, Suriye’yle vize yok, kolay. Suriye’ye günübirlik… Yani akşam yemeğini Lazkiye’nin sahilinde yemenize hiçbir engel yok veya Halep’te bir Halep kebabı yemek hiç de zor değil. Aynı şey Suriyeliler için... Suriyeliler geliyorlar, hafta sonunu Mersin’de geçiriyorlar, hafta sonunu İskenderun’da geçiriyorlar. Sizi, Dostluk Grubu Başkanı olarak, her birinizi ayrı ayrı Suriye’ye davet ediyorum. Suriye görülmeye değer bir yerdir. Suriye’de kendinizden bir şeyler bulacaksınız, tarihinizden bir şeyler bulacaksınız, atalarınızdan eserler bulacaksınız, Osmanlı’nın mührünü orada göreceksiniz.

Suriye’de, ayrıca, inanç değerlerinizin çok önemli merkezleri de bulunmaktadır. Ziyaret edilmesi hac ziyareti kadar olmasa bile çok değerli mekânlar bulunmaktadır.

Tekrar ediyorum: Bu protokolün onaylanmasına -tüm diğerlerinde olduğu gibi- Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak destek vereceğimizi ifade ediyorum ve bu dostluğun değerini sizin vicdanlarınıza ve takdirlerinize sunuyor, hepinize saygılar sunuyorum.

Teşekkür ederim. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Şandır.

Başka söz talebi yok.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:  Kabul edenler…  Kabul etmeyenler…  Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE SURİYE ARAP CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA TARIM ALANINDA EKONOMİK, BİLİMSEL VE TEKNİK  İŞBİRLİĞİ  MUTABAKAT MUHTIRASININ ONAYLANMASININ UYGUN  BULUNDUĞUNA  DAİR  KANUN  TASARISI

MADDE 1- (1) 23 Aralık 2009 tarihinde Şam’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Tarım Alanında Ekonomik, Bilimsel ve Teknik İşbirliği Mutabakat Muhtırası”nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN –  Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…  Kabul etmeyenler…  Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…  Kabul etmeyenler…  Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…  Kabul etmeyenler…  Kabul edilmiştir.

Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…  Kabul etmeyenler…  Kabul edilmiştir.

Oylama için bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Tarım Alanında Ekonomik, Bilimsel ve Teknik İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın açık oylama sonucu:

“Kullanılan Oy Sayısı        : 241     

Kabul                                 : 240     

Ret                                     : 1 (x)

                     Kâtip Üye                                                                         Kâtip Üye

                  Harun Tüfekci                                                                 Bayram Özçelik

                        Konya                                                                             Burdur”

Böylece, tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

                                        

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

6’ncı sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Müteahhitlik ve Teknik Müşavirlik Hizmetleri Alanlarında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

6.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Müteahhitlik ve Teknik Müşavirlik Hizmetleri Alanlarında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/870) (S. Sayısı: 625) (x)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet? Yerinde.

Komisyon raporu 625 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE SURİYE ARAP CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA MÜTEAHHİTLİK VE TEKNİK MÜŞAVİRLİK HİZMETLERİ ALANLARINDA İŞBİRLİĞİNE İLİŞKİN MUTABAKAT ZAPTININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- (1) 23 Aralık 2009 tarihinde Şam’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Müteahhitlik ve Teknik Müşavirlik Hizmetleri Alanlarında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Müteahhitlik ve Teknik Müşavirlik Hizmetleri Alanlarında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:

“Kullanılan Oy Sayısı     : 213

  Kabul                            : 213 (xx)

                     Kâtip Üye                                                                         Kâtip Üye

                  Harun Tüfekci                                                                 Bayram Özçelik

                        Konya                                                                             Burdur”

Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

                                     

(x) 625 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

(xx) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

7’nci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sınır Kapılarının Ortak Kullanımına İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

7.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sınır Kapılarının Ortak Kullanımına İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/863) (S. Sayısı: 626)        (x)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon raporu 626 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz isteyen Akif Akkuş, Mersin Milletvekili.

AKİF AKKUŞ (Mersin) – Vazgeçtim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Vazgeçtiniz.

Sayın Akkuş, teşekkür ediyoruz.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE SURİYE ARAP CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA SINIR KAPILARININ ORTAK KULLANIMINA İLİŞKİN MUTABAKAT ZAPTININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- (1) 23 Aralık 2009 tarihinde Şam’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sınır Kapılarının Ortak Kullanımına İlişkin Mutabakat Zaptı”nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sınır Kapılarının Ortak Kullanımına İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:

“Kullanılan oy sayısı         : 231

Kabul                                : 231 (xx)

                     Kâtip Üye                                                                         Kâtip Üye

                  Harun Tüfekci                                                                Bayram  Özçelik

                        Konya                                                                             Burdur”

Tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

                                            

(x) 626 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

(xx) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

8’inci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti İçişleri Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti İçişleri Bakanlığı Arasında Güvenlik İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

8.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti İçişleri Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti İçişleri Bakanlığı Arasında Güvenlik İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/823) (S. Sayısı: 627)  (x)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon raporu 627 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz isteyen Kürşat Atılgan, Adana Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)

MHP GRUBU ADINA KÜRŞAT ATILGAN (Adana) – Sayın Başkan, değerli milletvekilli arkadaşlarım; Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti İçişleri Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti İçişleri Bakanlığı arasında imzalanmış olan polis teşkilatlarınca yürütülen güvenlik hizmetlerinde etkinliğin yükseltilmesine yönelik projeli çalışmalarda iş birliği ve protokolün onaylanmasının uygun bulunduğuna dair kanun tasarısı hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, Suriye coğrafyası, ülkemizin güvenliği açısından son derece önemli bir coğrafyadır. Türkiye ile Suriye arasında sınır bölgelerinde tabii engeller yoktur, kontrol edilmezse kolayca kaçakçılık ve terör faaliyetlerinde istismar edilebilecek bir sınırdır.

Bildiğiniz gibi, Suriye Arap Cumhuriyeti toprakları, 1516 ile 1918 arasında, bana göre, insanlık tarihinin en medeni imparatorluğu olan imparatorluğumuzun yani Osmanlı İmparatorluğu’nun bir parçası olarak yaşamış, müşterek kültürümüzün en etkin olduğu, oradaki insanların hayat tarzlarının bizden bir farkı olmayan bir ülkedir. Dolayısıyla bu ülkenin, Suriye Arap Cumhuriyeti’nin birçok konudaki özellikleri Türkiye Cumhuriyeti’ne benzemektedir, hayat modellerimiz hemen hemen aynıdır.

Bu ülke, imparatorluğumuzdan 1918 yılında koparıldı, imparatorluğun lağvıyla birlikte. 1918 ile 1920 arasında İngilizlerin işgalinde, 1920 ile 1946 arasında da Fransız mandasında yönetildi. Nihayet 17 Nisan 1946 tarihinde Fransa’dan bağımsızlığını kazanan yetmiş yıllık bir ülkedir. Fransa’dan bağımsızlığını kazandıktan sonra, Suriye, çok büyük bir çalkantılı dönem geçirmiştir 1971 yılına kadar. Bu dönem genelde darbelere karşı darbelerle geçen ülkenin çalkantılı bir dönemi olarak adlandırılır.

Yine bu dönem esnasında, özellikle bu söylediklerime dikkat etmeniz için söylüyorum, 1 Şubat 1958 tarihinde Suriye ve Mısır’ın birleşmesi ve Birleşik Arap Cumhuriyeti’nin ilanı vardır yani iki Baas rejiminin birleşmesi vardır. Ancak bu birleşme 1961 yılında yapılan bir darbeyle Suriye’nin birlikten ayrılmasıyla sonuçlanmıştır. Bugünkü Baas İktidarının başlangıcı ise 1963 yılında tekrar yapılan bir darbedir. Bu darbe sonucu 12 Nisan 1963 tarihinde de Kahire’de Mısır, Suriye ve Irak yani Arap dünyası içindeki bu üç Baas İktidarı yine bir birleşme kararı almışlar, bir anlaşma imzalamışlardır ancak bu birliktelik hayata geçmemiştir. 1966 yılında Baas Partisinde bir darbe daha gerçekleşmiş, nihayet 13 Kasım 1970 yılında bugünkü Suriye Devlet Başkanının babası olan Hafız Esad Savunma Bakanı olarak 1970 yılında bulunduğu Bakanlığı da kullanarak Suriye yönetimini ele geçirmiştir ve 1971 yılında tek aday olarak girdiği seçimlerden de çok büyük bir oy oranıyla Cumhurbaşkanı seçilmiş ve Cumhurbaşkanı seçildikten sonra 10 Haziran 2000 tarihine kadar yani vefatına kadar geçen sürede de Cumhurbaşkanlığı görevini sürdürmüştür.

                                  

(x) 627 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Suriye 1963 tarihindeki darbeden sonra iç ve dış politikada Arap birliği ve sosyalizm temellerine dayalı Baas ideolojisini esas almıştır. Ekonomi, eğitim ve sosyal alanlarda da Baas ilkesi benimsenmiş ve bu kapsamda pek çok özel sektör yatırımı kamulaştırılmıştır. Sosyalist eğilimli Baas ideolojisine sahip olması ve Arap-İsrail anlaşmazlığındaki Amerika Birleşik Devletleri’nin daha çok İsrail tarafında yer alması nedeniyle, Batı’nın da, birçok devletin de İsrail tarafında yer alması nedeniyle Suriye soğuk savaş parametrelerinde ve paradigmalarında Sovyetler Birliği tarafında yer alan bir ülke olarak soğuk savaş dönemini geçirmiştir.

ALİM IŞIK (Kütahya) – Bilmediklerimizi anlat, onları biliyoruz.

KÜRŞAT ATILGAN (Devamla) – 78’de İsrail Camp David Antlaşması’nı imzalanması üzerinde ret cephesi içinde yer almış ve bu ülkeyle diplomatik ilişkilerini kesmiştir. Bu dönemde Ürdün, Suudi Arabistan ve körfez ülkeleri, pilot bölgedeki diğer ABD ve Batı yanlısı Arap ülkeleriyle ilişkileri bozulmuştur.

80-88 arasındaki İran-Irak savaşında, Baas rejiminin aynısı olmasına rağmen Irak tarafını değil İran’ı tutmuştur ve Arap dünyası içinde yalnızlığa itilmiştir.

Yine, bölgedeki en önemli değişikliklerin bir savaşı olan 90-91’deki birinci Körfez krizinde, ABD önderliğinde, Irak karşıtı uluslararası koalisyon içinde yer almış, ilişkiler nispeten düzelmiştir. Bu çerçevede, Suriye, 1991 Ekim ayında, Orta Doğu sorununu ele almak maksadıyla toplanan Madrid Konferansı’na katılmıştır. 95-96 ve 2000 yıllarında ise ABD’nin girişimiyle doğrudan İsrail’le barış görüşmeleri yapılmış ancak Orta Doğu barış süreci, bildiğiniz gibi, daha sonra çıkmaza girmiştir ve bir sonuç elde edilememiştir.

2003 yılındaki ikinci Körfez krizi ve Irak Harbi’nde ise ABD’nin Irak’ı işgaline karşı çıkmış ve Irak’ın işgalinden sonra da Amerika Birleşik Devletleri tarafından Irak’taki terör faaliyetlerini desteklemekle suçlanmıştır.

2007 yılında Suriye’yi Amerika Birleşik Devletleri zorlayarak, ABD ile Suriye arasında -Suriye-Irak sınırının- terörist girişimlerin engellenmesine dönük bir anlaşma imzalanmıştır. Ancak bu anlaşmadan sonra Amerika Birleşik Devletleri’nin 2008 Ekim ayında sınırda Suriye tarafına yapmış olduğu taarruzdan sonra bu anlaşma da ve iş birliği de Suriye tarafından sona erdirilmiştir.

Diğer yandan, Suriye, 1975-1990 yılları arasında Lübnan iç savaşı nedeniyle Lübnan’a 15-16 bin civarında asker göndermiştir. Hariri suikastından sonra üzerine yapılan baskılar nedeniyle, 2005 Nisan ayında Lübnan’daki bu birliklerini geri çekmek zorunda kalmıştır.

Değerli arkadaşlarım, Suriye’nin içinden geçtiği bu uzun periyodu veyahut işte, otuz kırk yıllık periyodu neden bu kadar konuşmamın başında anlatmak lüzumunu hissettim? Bildiğiniz gibi, Hafız Esad sonrası Baas rejimindeki kendini yenileme isteği ve değişen dünya şartlarına kendini uydurma iradesi yeni Başkan tarafından hayata geçirildikten sonra Türkiye-Suriye arasındaki ilişkiler son derece iyi bir zemine oturmuştur.

Yani, bugünkü Başkandan önce Suriye’deki devleti idare edenler genelde iki ana fikir üzerinde toplanmaktaydı: Birincisi, Türkiye’ye baktığınız zaman güneyden, işte “Kuzeydeki deve ne kadar zarar verirsek o kadar iyi.” mantığıyla hareket eden hükûmet ve devlet yöneticileriydi, ki bu yöneticilerin büyük çoğunluğu Hafız Esad yönetimindeki Suriye idaresinde oldukça etkin yerlerdeydi ve o nedenle Türkiye ile Suriye ilişkileri çok kötü günler yaşamıştı ama Hafız Esad sonrası oluşan yeni rejimde ise daha çok, daha ılıman ve Türkiye’ye daha olumlu bakan insanlardan oluşturulan Suriye Hükûmeti, “Türkiye ile ilişkileri ne kadar iyileştirirsek bizim de refahımız, toplumumuzdaki insanların da refahı için iyi olur.” düşüncesindeki insanlar Suriye’yi idare etmeye başlayınca ilişkiler son derece iyi bir noktaya gelmiştir.

Buradaki temel düşünce Türkiye tarafından da Suriye ile hep iyi ilişkiler kurma noktasında olduğu için, bugün bu ilişkilerin gerçekten iyi bir noktada olduğunu söyleyebilirim ama şunu da ilave etmeden geçemeyeceğim: Bu ilişkiler karşıdakileri yormayacak bir noktada gelişmelidir. Benim en son Suriye gezisindeki gördüğüm, sanki ilişkilerdeki aşırı gelinen nokta karşı tarafı yormaya başlamış gibi. Dolayısıyla, benim buradan Hükûmet yetkililerine söyleyeceğim, biraz daha itinalı… İlişkilere devletten devlete olan menfaatler bazındaki ilişkilerden daha ileri bir anlam vermeye çalışmak, devletler arasındaki ilişkilerin temel prensibine aykırı olduğunu söylemek istiyorum. Yani, geçmişte, işte Suriye ile Mısır birleşiyor, Suriye-Irak birleşiyor ama iki sene sonra bakıyorsunuz birbirlerine düşman oluyorlar. Dolayısıyla devletler arasındaki ilişkilerin temel prensibi olan menfaatler üzerine dayalı ilişkiye çok daha değişik anlamlar vermek, sanıyorum ki çok anlamlı ve çok realist olmasa gerekir. Bugün, özellikle bizim tarafımızdaki Hükûmet yetkililerinin, içine düşmüş olduğu bu ilişkilere daha başka türlü bir anlam vermeye çalışmak biraz yanlış gibi geliyor.

Diğer bir konu ise, Baas rejimlerine de çok fazla özenmemek gerekir çünkü Baas rejimlerinin temel kriterleri, bizim anladığımız ve içinde yaşadığımız demokrasinin temel kriterlerinden farklıdır ve kendine göredir. Dolayısıyla, orada muhalefet yoktur, orada işçi örgütleri yoktur, orada öğrenci dernekleri yoktur, orada grevler yoktur, o Baas rejiminin paradigmaları ve kriterleri farklıdır.

Hâlbuki Türkiye, demokratik anlayışını ve demokrasisini daha ileri demokrasilere ulaştırmak zorundadır. Batı’daki bazı kitapları açtığınız zaman Türkiye'nin demokrasisiyle ilgili “kısıtlı demokrasi” der. Hep kızardık “Ne demek kısıtlı demokrasi?” falan diye, ama siyasetteki tecrübeden sonra da anlıyorum ki gerçekten Türkiye’de kısıtlı demokrasi var.

Demokrasinin temel vazgeçilmez niteliklerinin başında, serbest seçimler var. Az çok manipüle edilse de Türkiye’de, evet, bir serbest seçim yapılmaktadır.

Diğer biri, kuvvetler ayrılığıdır. Her ne kadar kuvvetler ayrılığı varmış gibi de görünse Türkiye’de, her geçen gün kuvvetler ayrılığı büyük bir darbe yemektedir.

Diğeri ise, özgür basındır. Yani bunlar demokrasinin olmazsa olmazlarıdır.

Diğeri ise, insan haklarıdır.

Bugün geldiğimiz noktada “Türkiye’de özgür basın var.” diyebilir misiniz? Bunu yürekten savunabilecek bu Mecliste kaç kişi çıkar acaba? Yani basın mensuplarının, bilmem değişik isimler altında içeri tıkıldığı sayı -dün akşam televizyonda dinledim- 60’ı geçmiş. Bunu izah etmeniz mümkün değil. Avrupa Parlamentosu da bu konuyla ilgili çok ciddi tenkitler yapıyor Türkiye’ye. Türkiye buna layık değil değerli arkadaşlarım.

Türkiye'nin demokratik kriterlerini, ileri demokrasilerdeki kriterlere yaklaştırmak zorundayız. Aksi takdirde tek adam yönetimi, Baas rejimlerine özenerek tek adam modeline doğru gitmeyi Türkiye’ye getirmek, gerçekten Türkiye’ye yazık oluyor, ayıp oluyor diye düşünüyorum.

Değerli arkadaşlarım, Türkiye-Suriye ilişkilerindeki en önemli dönüm noktası, 98 Ekim ayında Suriye’nin PKK’ya vermiş olduğu desteğin çekilmesidir, daha doğrusu 98 Ekim ayında Abdullah Öcalan’ın Suriye’den uzaklaştırılmasıdır. Bu, Türkiye-Suriye ilişkilerinin son elli yılının dönüm noktasıdır çünkü Suriye’nin de başına bela olan, terör örgütünün Suriye uzantısı olan Suriye’de aynı bir demokratik bir parti vardır, bunun da adı Kürdistan Demokratik Birlik Partisidir. Dolayısıyla Orta Doğu coğrafyasını küresel güçlerin oyuncağı hâline getirmek isteyen bu taşeron örgüt lideri, yani eşkıyanın başı aşağı yukarı yirmi sene Suriye’nin başkenti Şam’da kaldı. Türkiye-Suriye ilişkileri önündeki en büyük engel bu dönemde eşkıyanın başının, yani 40 bin insanımızın hayatına mal olan eşkıyanın başının Suriye’nin başşehri Şam’da bulunmasıydı. Konuşmamın başında izah ettim. Soğuk savaş paradigmalarına göre yapılanan bu coğrafyadaki Suriye’nin tercihi nedeniyle o dönemde terör örgütlerinin birçoğunun idarecilerinin Şam’da kaldıkları, korundukları bir gerçekti. Suriye de, 79 yılında Apo’nun Suriye’ye kaçışından sonra Muhaberatın kontrolüne girerek Türkiye’ye karşı çok ucuz bir örtülü savaş başlattı. Bunun asli sebepleri birkaç taneydi.

Birincisi, Türkiye-Suriye arasındaki temel problem olan Fırat sularıyla ilgili Suriye’nin kendi tezini Türkiye’ye böyle bir terör örgütünü kullanarak bir şantaj aracı olarak kullanma isteğiydi.

İkincisi, diğer sınır meseleleri ve birtakım emlak meselelerinde elini kuvvetlendirici, hiçbir masraf etmeden çok önemli bir argümandı PKK’yı kullanması.

Diğer bir konuysa, özellikle Suriye’de çok etkin bir örgüt olan Müslüman Kardeşler’in 1982’de bir Hama ayaklanması var, Hama ayaklanmasında 35-40 bin insanın öldürülüşü var. İşte, bu Hama ayaklanmasıyla ilgili o zamanki Suriye yönetiminin resmî olmasa bile gayriresmî olarak Suriye ve Ürdün istihbarat örgütlerini suçlaması nedeniyle Türkiye’ye karşı bir soğuk bakış vardı ama bugün bunların tamamı kaybolmuş vaziyette. Suriye kendi başına da bela olabilecek, az önce söylediğim taşeron örgütünün, Suriye tarafındaki Kürdistan Demokratik Partisinin faaliyetlerini de dikkate alınca, bu coğrafyada büyük güçlerin taşeron örgütü hâline gelip bu coğrafyayı allak bullak etmeye yönelik emperyalist amaçları engellemeye dönük Türkiye'nin gayretlerine, PKK’yla mücadelesine de destek vermektedir. Bu konu, dediğim gibi, 1998’deki Adana Mutabakatı sonrasında oluşan güvenlik alanındaki en önemli husustur.

Değerli arkadaşlarım, bütün dünyada terör örgütleriyle mücadelede, sınırdaki ülkelerle, sınırdaş ülkelerle iş birliği yapmak çok önemlidir. İspanya’daki Bask milliyetçilerinin, Fransa’nın kullanmasını engelleyecek İspanya - Fransa arasındaki anlaşmadan sonra gücünün zayıfladığı ve bugünkü bildiğimiz noktaya geldiği bir realitedir. Dolayısıyla, terör örgütlerinin dış destek almadan yaşaması mümkün değildir. Suriye’nin de terör örgütüne vermiş olduğu desteğinin çekilmesi çok önemliydi ve bu desteğin çekilmesi de gerçekten terörle mücadelede çok önemli bir etken olmuştur Türkiye açısından. Bugüne kadar  yakalanan 80 civarındaki PKK’lı terörist teslim edilmiştir, daha da ileri birtakım sempatizanları da teslim edilmiştir. Dolayısıyla, Suriye topraklarının PKK terör örgütü tarafından güvenli olmaktan çıktığı bir realitedir. Bunun komşularla olan ilişkileri daha da sıklaştırarak Orta Doğu coğrafyasındaki dörtlü bir planın Suriye bacağı en azından bugün için emniyette demek mümkündür, Irak ve İran bacağının da daha emniyetli hâle getirilmesi gerekir. Yani Orta Doğu coğrafyasında oluşturulmaya çalışılan kukla devlet ve bu kukla devlet sayesinde ve aracılığıyla Orta Doğu coğrafyasını terbiye etmek ve Orta Doğu coğrafyasında istedikleri operasyonu yapma noktasındaki küresel güçlerin oyununu bozabilmenin yegâne şartı vardır, bu şart da Türkiye, Suriye, İran ve Irak arasındaki güvenlik iş birliğini son derece ileri boyutlara getirmek gerekir. İşte, bunun Suriye bacağıyla ilgili yapılmış olan bu anlaşma, bu sözleşme bana göre son derece önemlidir. Dolayısıyla, bu anlaşmayı gerçekleştiren gerek İçişleri Bakanına gerekse Suriye tarafına teşekkürlerimi sunuyorum. Bu dostluğun, Türkiye-Suriye dostluğunun, beş yüz sene birlikte yaşamış olan bu insanların dostluğunun da önemsendiğine, çok daha iyi noktalara gideceğine inanıyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Atılgan.

Başka söz talebi, yok.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İÇİŞLERİ BAKANLIĞI İLE SURİYE ARAP CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İÇİŞLERİ BAKANLIĞI ARASINDA GÜVENLİK İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- (1) 23 Aralık 2009 tarihinde Şam’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti İçişleri Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti İçişleri Bakanlığı Arasında Güvenlik İşbirliği Anlaşması”nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti İçişleri Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti İçişleri Bakanlığı Arasında Güvenlik İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:

“Kullanılan oy sayısı        : 236

Kabul                                : 236 (x)

                     Kâtip Üye                                                                         Kâtip Üye

                  Harun Tüfekci                                                                 Bayram Özçelik

                        Konya                                                                             Burdur”

Böylece, tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

9’uncu sırada yer alan, Samsun Limanı (Türkiye Cumhuriyeti) ve Kavkaz Limanı (Rusya Federasyonu) Üzerinden Demiryolu Feribotu ile Uluslararası Karma Taşımacılığın Organize Edilmesi Hakkında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

9. - Samsun Limanı (Türkiye Cumhuriyeti) ve Kavkaz Limanı (Rusya Federasyonu) Üzerinden Demiryolu Feribotu ile Uluslararası Karma Taşımacılığın Organize Edilmesi Hakkında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/941)  (S. Sayısı: 651)  (xx)

                                          

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(xx)  651 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon raporu 651 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz isteyen, yok.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

SAMSUN LİMANI (TÜRKİYE CUMHURİYETİ) VE KAVKAZ LİMANI (RUSYA FEDERASYONU) ÜZERİNDEN DEMİRYOLU FERİBOTU İLE ULUSLARARASI KARMA TAŞIMACILIĞIN ORGANİZE EDİLMESİ HAKKINDA TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ VE RUSYA FEDERASYONU HÜKÜMETİ ARASINDA ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- (1) 12 Mayıs 2010 tarihinde Ankara’da imzalanan “Samsun Limanı (Türkiye Cumhuriyeti) ve Kavkaz Limanı (Rusya Federasyonu) Üzerinden Demiryolu Feribotu ile Uluslararası Karma Taşımacılığın Organize Edilmesi Hakkında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Anlaşma” nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Samsun Limanı (Türkiye Cumhuriyeti) ve Kavkaz Limanı (Rusya Federasyonu) Üzerinden Demiryolu Feribotu ile Uluslararası Karma Taşımacılığın Organize Edilmesi Hakkında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:

“Kullanılan oy sayısı          : 242

 Kabul                                : 242 (x)

                     Kâtip Üye                                                                         Kâtip Üye

                  Harun Tüfekci                                                                 Bayram Özçelik

                        Konya                                                                             Burdur”

Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

                                   

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

10’uncu sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Bitki Karantinası Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

10.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Bitki Karantinası Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/910) (S. Sayısı: 660) (x)

BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon raporu 660 sıra sayısı ile bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE RUSYA FEDERASYONU HÜKÜMETİ ARASINDA BİTKİ KARANTİNASI ALANINDA İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- (1) 13 Ocak 2010 tarihinde Moskova’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Bitki Karantinası Alanında İşbirliği Anlaşması”nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Bitki Karantinası Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:

“Kullanılan oy sayısı              : 243

 Kabul                                    : 243 (xx)

                     Kâtip Üye                                                                         Kâtip Üye

                  Harun Tüfekci                                                                 Bayram Özçelik

                        Konya                                                                             Burdur”

Böylece, tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

                                      

(x) 660 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

(xx) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

11’inci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Petrol Alanında İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

11.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Petrol Alanında İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/793) (S. Sayısı: 668) (x)

BAŞKAN -  Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon raporu 668 sıra sayısı ile bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz isteyen Emin Haluk Ayhan, Denizli Milletvekili.

Buyurun Sayın Ayhan. (MHP sıralarından alkışlar)

MHP GRUBU ADINA EMİN HALUK AYHAN (Denizli) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 668 sıra sayılı, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti İle Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Petrol Alanında İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu üzerinde Milliyetçi Hareket Partisinin görüşlerini ifade etmek üzere söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Tasarının gerekçesinde “Türkiye için her zaman güvenilir bir ortak olan Rusya Federasyonu ile aramızda yapıcı, karşılıklı güvene, işbirliğine ve çıkarlara dayalı bir anlayış mevcuttur.“ denilerek petrol alanında imzalanan protokolün, ikili enerji iş birliğini yeni somut projelerle derinleştirilmesi ve ülkemiz arasındaki bağları daha güçlendirmesinin beklendiği ifade edilmektedir.

Tasarının gerekçesinin ilk paragrafında bile konuya ciddiyetle yaklaşılmadığı ortaya çıkmaktadır. “Rusya Federasyonu ile aramızda” denmektedir. Bu nedenle, bu “aramızda” kelimesinin anlamının ne olduğu çok açık ve net bir şekilde ifade edilmelidir.

Petrol alanında iş birliğine ilişkin protokolde Rusya Federasyonu, Türkiye ve üçüncü ülkelerde hidrokarbon arama ve çıkarma konusunda Türk ve Rus petrol şirketleri arasında ortak projeler ve girişimler gerçekleştirilmesi, tarafların Samsun-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı Projesi’nde yer almaya hazır oldukları, bu amaçla bir çalışma grubu tesis edilmesi, Rus tarafının, Rus şirketlerinin gerekli petrol taahhüdünü ve taşıma kapasitesini sağlamaları için destek vermesi, Samsun-Ceyhan Projesi bağlamında bir petrol rafinerisi kurulması ve üçüncü ülkeleri de kapsayacak şekilde ürünlerin ortaklaşa pazarlanması gibi hususlara yer verildiği de belirtiliyor.

Samsun-Ceyhan Projesi’nde sağlanacak hızlanmanın, ülkemizin İsrail ve Hindistan ile geliştirmekte olduğu Ceyhan-Kızıldeniz Projesi’ni de olumlu yönde etkileyeceği, bu projenin temel ve gerçekçi veriler üzerinde değerlendirilmesine ve hayata geçirilmesine imkân tanıyacağı da yine gerekçede ifade ediliyor.

Petrol alanında imzalanan bu protokolle enerji stratejimiz bağlamında önem arz eden kuzey-güney eksenindeki transit rolümüzün güçlendirilmesi ve Ceyhan’ın bir enerji merkezine dönüştürülmesi konusunda önemli kazanımlar sağlanması amaçlandığı da gerekçede yer alıyor.

Bunlara ilaveten Dışişleri Komisyonu Raporu’nda ise tasarının, ülkemizin enerji alanında akdettiği uluslararası anlaşmalar bakımından izlediği stratejinin bir yandan ülkemizin enerji arz güvenliğini sağlamayı hedeflerken, diğer yandan da ülkemizin genel dış politikasına paralel bir seyir izlediği de belirtiliyor. Bu, gerçekten ülkenin mi yoksa firma veya bireylerin izlediği stratejiyle mi ilgilidir, tartışmaya değer.

                                       

(x) 668 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Görüşülmekte olan protokolün esasen ülkemiz açısından stratejik önemi olan Samsun-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı’nın gerçekleştirilmesine yönelik olduğu ve bu Samsun-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı’nın başarıya ulaşması hâlinde Türk boğazlarının rahatlatılacağı ifade edilmektedir.

Gerekçede ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nda, protokolün 4’üncü maddesinden, çok önemli olmasına rağmen hiç bahsedilmemiştir. 4’üncü madde neden bahsetmektedir? Burada “Tarafların petrol ve petrol ürünleri pazarlamada kullanılmak üzere ortak ödeme sistemleri ve menkul kıymetler borsası teknolojileri oluşturulmak için iş birliği geliştirilecektir.” denilmesine rağmen, bunu kaleme alanların ustaca ve akıllıca bu işi yazmalarına rağmen, maalesef ne gerekçede ne de Komisyonda bu konunun ele alınmadığı açık ve net bir şekilde görülmektedir. Bu protokolün ülkemize, genel dış politikasına ne kadar uygun olup olmadığı da tartışmalıdır.

Daha önce enerjiyle ilgili hususlarda bu kürsüde dile getirdiğim hususları bir kere daha ifade etmek istiyorum:

Ülkelerin gelişmişlik durumunu yansıtan, enerji talebini belirleyen üç temel faktör olarak nüfus artışı, ekonomik kalkınma ve teknolojideki ilerleme sayılabilir.

Türkiye, dünyada en süratli büyüyen enerji pazarlarından biri hâline gelmiştir. Türkiye, enerji sektörünün her alanında hızla artan bir taleple karşı karşıyadır. Türkiye'nin artan talebi, enerji talebi karşısında kendi enerji kaynaklarının sınırlı olması, başta petrol ve doğal gaz olmak üzere, enerji kaynaklarının ithaline bağımlılığı da beraberinde getirmiştir.

Türkiye, enerji tüketiminde yüksek bir dışa bağımlılık yaşamaktadır. 2007 yılı enerji tüketiminin yalnızca yüzde 27’si yerli kaynaklarla karşılanabilmiştir.

Petrol ve doğal gaz fiyatlarındaki artışın sürmesi durumunda, toplam enerji tüketiminde Türkiye ekonomisinin ne hâle geleceğinin ayrıca hesaba katılması da gereklidir.

Yüksek ithalat bağımlısı olduğumuz ülkelere yönelik arz güvenliği kaygıları enerji sorunlarımızın başında yer almaktadır. Gerçekçi bir gözle değerlendirildiğinde bu ve benzeri göstergeler, Türkiye enerji politikaları ve genel ekonomi dengeleri açısından altüst edici değerlerdir ve birer kriz faktörü oluşturmaktadırlar.

AKP hükûmetleri döneminde kamu enerji sektörü yatırımlarının toplam kamu sektörü yatırımları içindeki payı giderek azalmıştır. Enerji sektöründe 2002 yılında yüzde 21 olarak gerçekleşen bu pay, 2008 yılı programında yüzde 9,1 olarak hedeflenmiştir. Sabit fiyatlarla 2004, 2006 ve 2007 yıllarında kamu enerji sektörü yatırımlarında önemli azalmalar meydana gelmiştir.

Şimdi, enerjinin 2009 yılına göre toplam kamu yatırımları içindeki payı 2010 ve 2011 yıllarında azalmaktadır. Sabit fiyatlarla 2010 yılında enerji yatırımları yüzde 27 azalmıştır. Toplam yatırımlar sabit fiyatlarla 2010’da yüzde 22 artarken, enerjide yüzde 27 azalma meydana gelmiştir. “Yüzde 30 enerji yatırımları artacak.” diyorsunuz, toplam yatırımların artışı yüzde 6 civarında. Kamu sabit sermaye yatırımları içinde enerjinin payı azalıyor. Sabit fiyatlarla kamu enerji yatırımları 2010 ve 2011’de azalıyor.

Şimdi, bütün bunlara baktığımızda, AKP Hükûmeti döneminde, Hükûmetin enerji politikalarının temelinde, ulusal çıkarların korunması, enerji arzı ve güvenliğinin ve devamlılığının sağlanması, serbest rekabete dayalı bir enerji piyasası oluşturulması konuları yer almaktadır.

60’ıncı AKP Hükûmeti Programı’nda enerji güvenliği ana unsur olarak yer almış ve konutlarda tüketilen elektriğe hiç zam yapılmadığı, sanayide tüketilen elektrik fiyatlarında yüzde 5 indirim yapıldığı hususlarına yer verilmiştir. Ancak, sadece 2008 yılında elektrik fiyatlarında yüzde 40’ları aşan zamlar meydana gelmiştir. Şu anda petrole dayanan ürünlerin fiyatları ne haldedir, nereye yükselmektedir, kamuoyunun gözleri önünde hadise cereyan etmektedir.

2002 yılında başlatılan elektrik sektörünün serbest piyasaya dönüşüm çalışmalarında AKP Hükûmeti maalesef önemli bir dönüşüm sağlayamamıştır.

2007 yılı seçimleri öncesi elektrik sektöründeki özelleştirmeler kamuoyunca anlaşılamayan nedenlerle ertelenmiştir. Erteleme kararından ilgili bakanın bile haberi olmadığı, onun da medyadan öğrendiği, medya mensuplarının soruları karşısında hayretler içinde kaldığı bütün kamuoyu önünde cereyan etmiştir.

Enerji sektöründeki yatırımların yapılamaması sonucunda AKP Hükûmetleri döneminde yedek kapasite erimiş ve enerji açığı problemi ülke gündemine belirgin bir şekilde oturmuştur. Enerji Piyasası Kurulu Başkanının ifadelerine göre Türkiye'nin gelecek yirmi yılda 360 milyar TL enerji sektörüne yatırım yapması gerektiği ifade edilmiştir. Bu, yaklaşık yılda 20 milyar dolara tekabül etmektedir. 2010 yılında Türkiye'nin enerji sektörü yatırımı 8,8 milyar TL’dir, yaklaşık 5,5 milyar dolardır. Şimdi, hadiseyi böyle yorumladığımız zaman Türkiye'nin sadece 2010 yılında 15 milyar dolarlık enerji yatırımının açık kaldığı görülmektedir.

Gerek özel gerekse kamu sektöründe enerji sektöründe sabit sermaye yatırımları azalmaktadır, hem de cari fiyatlarla. Durumunun vahametinin görülmesi açısından değil, vatandaşın bilmesini, bunların da kayıtlara geçmesini arzu ettiğim için söylüyorum, gerçekten ülkelerin gelişmişlik durumunu yansıtan, enerji talebini belirleyen üç temel faktörün “nüfus artışı”, “ekonomik kalkınma” ve “teknolojik ilerleme” olarak sayılabileceğini ifade etmiştim. Her ne kadar teknolojik gelişmeler enerji tasarrufuna yönelik pek çok icadı beraberinde getirse de ekonomik kalkınmaya bağlı olarak insan topluluklarının artan konfor ihtiyacını karşılamaya yönelik pek çok yeni teknoloji ürünü de her geçen gün artan nüfusun kullanımına sunulmaktadır. Dünyadaki nüfusun artışı ve teknolojik gelişmeler dünya enerji tüketiminin her yıl artacağını göstermektedir.

Türkiye ile Rusya arasında 2009 yılında açıklanan anlaşmaların en önemlilerini enerji alanlarında olanlar oluşturmuş ve iki ülke arasındaki atılması planlanan adımlar kamuoyunda yer almıştır. Petrol İşbirliği Anlaşması’yla, Türkiye'nin hedeflediği Karadeniz-Kızıldeniz Projesi açısından önem taşıyan Samsun-Ceyhan petrol boru hattına Rusya tarafından petrol sağlanması konusunda adım atıldığı düşünülüyor. Doğalgaz İşbirliği Protokolü’yle, Türkiye ile Rusya  Mavi Akım 2 doğal gaz boru hattını inşa etme konusunda görüş birliğine varıyor. Şirketlerin Rus şirketleriyle imzaladıkları anlaşmalarda Türkiye’yle Ceyhan’da petrol rafinerisi ve sıvalaştırılmış doğal gaz terminali de kurulması hedefleniyor.

Türkiye’nin Rusya’dan Ceyhan’a gelecek petrol ve doğal gazı diğer bir projeyle İsrail’e geçirmeye aracılık edeceği ifade ediliyor. Bu proje sayesinde İsrail Rusya’dan hem petrol hem doğal gaz almış olacak. Bu anlamda Samsun-Ceyhan hattı bu proje içinde önemli bir yer tutuyor.

Şimdi, esasen, yapılan anlaşma çok sayıda anlaşmalardan oluşuyor. Anlaşmayla özel sektör tarafından Ceyhan’a yapılacak rafineriye petrol verilmesi sağlanırken, diğer taraftan nükleer santral anlaşması da yapılmış oluyor. Bir paket hâlinde yapılan anlaşma nükleer anlaşmanın bağımsız olarak ele alınmasını engellemiş, Rusya’nın petrol sağlaması karşılığında nükleer ihale doğrudan Rusya’ya verilmiş, ülke çıkarları maalesef yeteri kadar gözetilmemiş veya gözetilememiştir.

Türkiye’de akaryakıt fiyatları çok pahalıdır. Tüketimi ortalama 30 milyon ton olan petrol tüketiminin yüzde 92’sini ithal eden, ancak yüzde 8’ini üreten bir ülkeyiz. 2009 yılında 2,2 milyon ton, günümüze kadar ise yaklaşık 132 milyon ton petrol üretimi yapılmıştır. 99 yılında 2,9 milyon ton olan üretimin 2,2 milyon ton civarına düşeceği görülmektedir.

Ülkemizde akaryakıt rafineri fiyatları ile pompa satış fiyatları arasında çok önemli farklılıklar vardır. En pahalı akaryakıt ülkemizdedir. Benzin pompasından yüzde 68 vergi ve kâr, yüzde 32 maalesef benzin akmaktadır. Bu zam halkımızın yaşamını olumsuz etkilemektedir. Fiyatların geldiği nokta tüketicinin seyahat özgürlüğünü kısıtlamaktadır. Dahası bu zaman iğneden ipliğe diğer zamları da beraberinde getirmektedir. Dünya piyasalarında petrol fiyatlarının yükselmesini gerekçe göstererek zam yapan anlayış, petrol fiyatları düştüğünde aynı sorumluluğu göstermemekte ve mevcut durumu görmezlikten gelmektedir. Akaryakıta yapılan zamlar kaçakçılığa ve stokçuluğa da yaramaktadır.

Enerji önemli olmasına rağmen, fiyat artışının etkileri de önemlidir. Üretimden tüketime kadar hayatın her alanında yer alan enerjinin giderek artan önemi… Enerji fiyatları ise ülke ekonomisini olduğu kadar vatandaşın ekonomisini de çok önemli ölçüde etkilemektedir.

İktidarın yanlış politikaları sonucunda büyük çoğunluğu geçim sıkıntısı çeken halkımızın en önemli giderleri arasında enerji faturaları yer almakta, özellikle geliri olmayan ve alt gelir grubunda yer alan aileler ve asgari ücretle geçinen kesimler bu faturaları ödemekte güçlük çekmektedirler.

Ülkemiz, gelişmişlik düzeyi ve fert başına gelir bakımından iyi durumda olmamasına rağmen dünyada enerji fiyatlarının en yüksek olduğu ülkelerin başında gelmektedir. Bu durum ülke tarımını, sanayisini ve ticaretini maalesef olumsuz etkilerken, halkın en temel insani ihtiyacı olan enerjiyi kullanması da zorlaşmaktadır.

2003-2009 yılları arasında tüketicinin kullandığı elektrik fiyatları yüzde 56 oranında, doğal gaz fiyatları ise yüzde 280 oranında artmıştır. 2009 yılından günümüze ise artış aynı hızla devam etmektedir.

Yine aynı yıllar arasında tüketicinin kullandığı 95 oktan kurşunsuz benzin fiyatı yüzde 130, motorin ise yüzde 134 oranında arttırılmıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; enerji konusu hassas bir konudur. Bu nedenle, enerji konusunda alınacak tedbirler önemlidir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, yapılacak 2011 yılı milletvekili genel seçimlerinde millete enerji konusundaki taahhütlerimiz önemlidir. Bunlar, kesintisiz ve yeterli, güvenli enerji arzının sağlanmasıdır. Enerji dış bağımlılığının azaltılması, kaynak çeşitliliği sağlanarak kesintisiz ve yeterli bir şekilde üretilmesi, güvenli ve çevreye duyarlı bir arz sistemi içinde karşılanması, yerli enerji kaynaklarının verimli kullanılması, nükleer başta olmak üzere yeni enerji teknolojilerini üretecek yetkinliğe ulaşılması sağlanacaktır. Kaliteli ve düşük maliyetli enerji arzı gerçekleştirilecektir. Kamu enerji yatırımlarının planlı ve istikrarlı bir şekilde gerçekleştirilmesi sağlanacak, yerli ve yabancı sermayenin bu alandaki yatırımları teşvik edilecektir. Petrol ve doğal gaz arama, çıkarma, taşıma, işletme ve pazarlama işlerinde faaliyet gösteren kamu işletmeleri bir üst yönetim altında toplanarak uluslararası piyasalarda rekabet gücü kazanılması sağlanacaktır. Enerji planlanmasında ve yapılacak uluslararası anlaşmalarda kaynak ve ülke çeşitliliğine gidilerek arz güvenliği oluşturulacaktır. Ülkemizin enerjide dışa bağımlılığını azaltmak ve aynı zamanda mevcut tarım potansiyelini verimli kullanmak için biyoyakıt üretimine önem verilecek ve bu çerçevede enerji tarımına yapılacak yatırımlar desteklenecektir. Sağlıklı işleyen bir enerji politikası oluşturulacaktır. Enerji sektöründe özel ve kamu kesimi faaliyetlerinin düzenlenip destekleneceği, tüketici haklarının korunacağı, rekabetin tesis edileceği sağlıklı ve etkin işleyen bir piyasa oluşturulması sağlanacaktır. Enerji kaynaklarının üretiminden tüketimine kadar her aşamada özel kesimin imkânlarından da yararlanılacaktır. Yeni ve yenilenebilir kaynaklardan enerji teminine ağırlık verilecektir. Enerji ihtiyacının karşılanması için yeni ve yenilenebilir enerji kaynakları ile su potansiyelinin değerlendirilmesi ve alternatif enerji kaynaklarından yararlanılmasını öngören yatırımlar ile bu alandaki araştırma ve geliştirme çalışmaları da ayrıca teşvik edilecektir. Nükleer enerji üretiminin teknolojisine sahip olmak öncelikli hedeflerimiz içinde olup enerji arz güvenliğinin sağlanması için nükleer santraller kurulacaktır. 

Diğer taraftan, ülkemizin bilim ve teknolojisinin her kademesinde kullanılabilecek ileri teknolojileri kapsayan hassas nükleer teknolojiye  sahip olması sağlanacaktır. Temiz enerji kaynaklarından biri olan diğer potansiyellerin en üst düzeyde kullanılarak hidroelektrik enerji üretimi artırılacaktır. Petrol, doğal gaz ve kıymetli madenlerin arama ve üretimine hız verilecektir. TPAO teknik ve ekonomik kapasitesi güçlendirilecek, uluslararası stratejik ortaklıklar tesis edilerek petrol ve doğal gaz arama ve üretim çalışmalarına hız kazandırılacaktır. Petrol ve doğal gaz, kıymetli madenler gibi doğal kaynaklarımızın ekonomik değere dönüştürülmesi için kamu-özel- yabancı sermaye iş birliğiyle tüm imkânlar harekete geçirilecek ve ayrıca Türkiye’nin millî menfaatleri gözetilerek uluslararası ortaklıklara gidilecektir. Petrol arama ve çıkarma faaliyetlerinde yeni teknolojilerin geliştirilmesine önem verilecektir. Türkiye, enerji piyasasının önemli ekonomik aktörlerinden biri olacaktır. Enerji üreten ve tüketen ülkeler arasında sadece enerjinin transit geçişine imkân sağlayan bir ülke olmanın ötesinde, Türkiye’nin katma değeri enerji ürünleri üretim altyapısına sahip olarak piyasanın önemli aktörlerinden biri olması sağlanacaktır. Jeotermal kaynaklarımızın turizm ve tarım sektörleri ile konut ve iş yerlerinde kullanımı ve enerji tasarrufu sağlanacaktır.

Bütün bunlara ilave olarak ifade etmek istediğim şey, enerji politikası dost ve ahbap politikası değil, devlet politikası olarak ele alınacaktır.

Saygılar sunuyorum.

Teşekkür ederim Sayın Başkanım. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Ayhan.

Başka söz talebi yok.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE RUSYA FEDERASYONU HÜKÜMETİ ARASINDA PETROL ALANINDA İŞBİRLİĞİ PROTOKOLÜNÜN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- (1) 6 Ağustos 2009 tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Petrol Alanında İşbirliği Protokolü”nün onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Oylama için bir dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Petrol Alanında İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:

“Kullanılan oy sayısı           : 226

Kabul                                  : 226 (x)

                     Kâtip Üye                                                                         Kâtip Üye

                  Harun Tüfekci                                                                 Bayram Özçelik

                        Konya                                                                             Burdur”

Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

Sayın milletvekilleri, birleşime on dakika ara veriyorum.

 

 

Kapanma Saati: 18.16

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

                                   

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.


DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 18.29

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 76’ncı Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

12’nci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ile Rusya Federasyonu İçişleri Bakanlığı Arasında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlıyoruz.

12.- Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ile Rusya Federasyonu İçişleri Bakanlığı Arasında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/943) (S. Sayısı: 669)(x)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon raporu 669 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ İÇİŞLERİ BAKANLIĞI İLE RUSYA FEDERASYONU İÇİŞLERİ BAKANLIĞI ARASINDA İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- (1) 12 Mayıs 2010 tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ile Rusya Federasyonu İçişleri Bakanlığı Arasında İşbirliği Anlaşması”nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

                                      

(x) 669 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ile Rusya Federasyonu İçişleri Bakanlığı Arasında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:

“Kullanılan oy sayısı          : 195

Kabul                                  : 195 (x)

                     Kâtip Üye                                                                         Kâtip Üye

                  Harun Tüfekci                                                                 Bayram Özçelik

                        Konya                                                                             Burdur”

Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

13’üncü sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ile Rusya Federasyonu Uyuşturucu Trafiği Kontrolü Federal Servisi Arasında Uyuşturucu, Psikotrop ve Ara Kimyasal Maddelerin Kaçakçılığı ile Mücadelede İşbirliği Hususunda Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlıyoruz.

13.- Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ile Rusya Federasyonu Uyuşturucu Trafiği Kontrolü Federal Servisi Arasında Uyuşturucu, Psikotrop ve Ara Kimyasal Maddelerin Kaçakçılığı ile Mücadelede İşbirliği Hususunda Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/945) (S. Sayısı: 670)(xx)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon raporu 670 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ İÇİŞLERİ BAKANLIĞI İLE RUSYA FEDERASYONU UYUŞTURUCU TRAFİĞİ KONTROLÜ FEDERAL SERVİSİ ARASINDA UYUŞTURUCU, PSİKOTROP VE ARA KİMYASAL MADDELERİN KAÇAKÇILIĞI İLE MÜCADELEDE İŞBİRLİĞİ HUSUSUNDA MUTABAKAT ZAPTININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- (1) 12 Mayıs 2010 tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ile Rusya Federasyonu Uyuşturucu Trafiği Kontrolü Federal Servisi Arasında Uyuşturucu, Psikotrop ve Ara Kimyasal Maddelerin Kaçakçılığı ile Mücadelede İşbirliği Hususunda Mutabakat Zaptı”nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

                                   

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(xx) 670 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Oylama için bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ile Rusya Federasyonu Uyuşturucu Trafiği Kontrolü Federal Servisi Arasında Uyuşturucu, Psikotrop ve Ara Kimyasal Maddelerin Kaçakçılığı ile Mücadelede İşbirliği Hususunda Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:

“Kullanılan oy sayısı               : 224

Kabul                                      : 224 (x)

                     Kâtip Üye                                                                         Kâtip Üye

                  Harun Tüfekci                                                                 Bayram Özçelik

                        Konya                                                                             Burdur”

Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

14’üncü sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Stratejik Ortaklık ve Karşılıklı Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

14.- Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Stratejik Ortaklık ve Karşılıklı Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/979) (S. Sayısı: 645) (xx)

BAŞKAN -  Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon raporu 645 sıra sayısı ile bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.

Tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE AZERBAYCAN CUMHURİYETİ ARASINDA STRATEJİK ORTAKLIK VE KARŞILIKLI YARDIM ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- (1) 16 Ağustos 2010 tarihinde Bakü’de imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Stratejik Ortaklık ve Karşılıklı Yardım Anlaşması”nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

                              

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(x) 645 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Stratejik Ortaklık ve Karşılıklı Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:

“Kullanılan oy sayısı        : 222

 Kabul                               : 222 (x)

                     Kâtip Üye                                                                         Kâtip Üye

                  Harun Tüfekci                                                                 Bayram Özçelik

                        Konya                                                                             Burdur”

Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

15’inci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Yeni Zelanda Hükümeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

15.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Yeni Zelanda Hükümeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/921) (S. Sayısı: 650) (xx)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet? Yerinde.

Komisyon raporu 650 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE YENİ ZELANDA HÜKÜMETİ ARASINDA GELİR ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLERDE ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME VE VERGİ KAÇAKÇILIĞINA ENGEL OLMA ANLAŞMASI VE EKİ PROTOKOLÜN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- (1) 22 Nisan 2010 tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Yeni Zelanda Hükümeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması” ve eki “Protokol”ün onaylanması uygun bulunmuştur.

                                  

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(xx) 650 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Oylama için bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Yeni Zelanda Hükümeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:

“Kullanılan oy sayısı             : 233

Kabul                                     : 233 (x)

                     Kâtip Üye                                                                        Kâtip Üye

                  Harun Tüfekci                                                                 Bayram Özçelik

                        Konya                                                                             Burdur”

Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

16’ncı sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Bitki Koruma ve Karantina Alanında İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

16.- Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Bitki Koruma ve Karantina Alanında İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/950) (S. Sayısı: 656) (xx)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon raporu 656 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

                              

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(xx) 656 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI İLE IRAK CUMHURİYETİ TARIM BAKANLIĞI ARASINDA BİTKİ KORUMA VE KARANTİNA ALANINDA İŞBİRLİĞİ MUTABAKAT MUHTIRASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- (1) 15 Ekim 2009 tarihinde Bağdat’ta imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Bitki Koruma ve Karantina Alanında İşbirliği Mutabakat Muhtırası”nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Tasarının tümü açık oylamaya tabidir. Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Bitki Koruma ve Karantina Alanında İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:

“Kullanılan oy sayısı            : 250

Kabul                                    : 250 (x)

                     Kâtip Üye                                                                         Kâtip Üye

                  Harun Tüfekci                                                                 Bayram Özçelik

                        Konya                                                                             Burdur”

BAŞKAN – Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

17’nci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Tarım Alanında Ekonomik, Bilimsel ve Teknik İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

17.- Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Tarım Alanında Ekonomik, Bilimsel ve Teknik İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/894) (S. Sayısı: 657)(xx)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon raporu 657 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.

                                   

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(xx) 657 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI İLE IRAK CUMHURİYETİ TARIM BAKANLIĞI ARASINDA TARIM ALANINDA EKONOMİK, BİLİMSEL VE TEKNİK İŞBİRLİĞİ MUTABAKAT MUHTIRASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- (1) 15 Ekim 2009 tarihinde Bağdat’ta imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Tarım Alanında Ekonomik, Bilimsel ve Teknik İşbirliği Mutabakat Muhtırası”nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…  Kabul etmeyenler…  Kabul edilmiştir.

Oylama için bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Tarım Alanında Ekonomik, Bilimsel ve Teknik İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:

“Kullanılan oy sayısı             : 240

 Kabul                                   : 240 (x)

                     Kâtip Üye                                                                         Kâtip Üye

                  Harun Tüfekci                                                                 Bayram Özçelik

                        Konya                                                                             Burdur”

Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

18’inci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Hayvan Sağlığı Alanında İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlıyoruz.

18.- Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Hayvan Sağlığı Alanında İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/885) (S. Sayısı: 658) (xx)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon raporu 658 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

                                      

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(xx) 658 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI İLE IRAK CUMHURİYETİ TARIM BAKANLIĞI ARASINDA HAYVAN SAĞLIĞI ALANINDA İŞBİRLİĞİ MUTABAKAT MUHTIRASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- (1) 15 Ekim 2009 tarihinde Bağdat’ta imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Hayvan Sağlığı Alanında İşbirliği Mutabakat Muhtırası”nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Oylama için bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Hayvan Sağlığı Alanında İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:

“Kullanılan oy sayısı            : 238

Kabul                                   : 238 (x)

                     Kâtip Üye                                                                         Kâtip Üye

                  Harun Tüfekci                                                                 Bayram Özçelik

                        Konya                                                                             Burdur”

Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

19’uncu sırada yer alan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Sırbistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Teknik ve Mali İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

19.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Sırbistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Teknik ve Mali İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/908) (S. Sayısı: 662) (xx)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon raporu 662 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.

                             

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(xx) 662 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ VE SIRBİSTAN CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA TEKNİK VE MALİ İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- (1) 26 Ekim 2009 tarihinde Belgrad’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Sırbistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Teknik ve Mali İşbirliği Anlaşması”nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…  Kabul etmeyenler…  Kabul edilmiştir.

Oylama için bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Sırbistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Teknik ve Mali İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın açık oylama sonucu:

“Kullanılan Oy Sayısı        : 232     

Kabul                                 : 232 (x)

                     Kâtip Üye                                                                         Kâtip Üye

                  Harun Tüfekci                                                                 Bayram Özçelik

                        Konya                                                                             Burdur”

Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

20’nci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Karadağ Hükümeti Arasında TİKA Program Koordinasyon Ofisinin Faaliyetlerine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

20.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Karadağ Hükümeti Arasında TİKA Program Koordinasyon Ofisinin Faaliyetlerine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/969) (S. Sayısı: 665)  (xx)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon raporu 665 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

                                       

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(xx) 665 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE KARADAĞ HÜKÜMETİ ARASINDA TİKA PROGRAM KOORDİNASYON OFİSİNİN FAALİYETLERİNE İLİŞKİN ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- (1) 11 Aralık 2009 tarihinde Podgorica’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Karadağ Hükümeti Arasında TİKA Program Koordinasyon Ofisinin Faaliyetlerine İlişkin Anlaşma”nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Oylama için bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Karadağ Hükümeti Arasında TİKA Program Koordinasyon Ofisinin Faaliyetlerine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı oylama sonucu:

“Kullanılan Oy Sayısı            : 238 

Kabul                                     : 238 (x)

                     Kâtip Üye                                                                         Kâtip Üye

                  Harun Tüfekci                                                                 Bayram Özçelik

                        Konya                                                                             Burdur”

Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

21’inci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Temsilen Tarım ve Köyişleri Bakanı ile Avusturya Cumhuriyeti Hükümetini Temsilen Federal Tarım, Orman, Çevre ve Su Yönetimi Bakanı Arasında Tarım Alanında İşbirliği Konulu Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

21.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Temsilen Tarım ve Köyişleri Bakanı ile Avusturya Cumhuriyeti Hükümetini Temsilen Federal Tarım, Orman, Çevre ve Su Yönetimi Bakanı Arasında Tarım Alanında İşbirliği Konulu Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/764) (S. Sayısı: 666) (xx)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon raporu 666 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

                                 

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(xx) 666 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİNİ TEMSİLEN TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI İLE AVUSTURYA CUMHURİYETİ HÜKÜMETİNİ TEMSİLEN FEDERAL TARIM, ORMAN, ÇEVRE VE SU YÖNETİMİ BAKANI ARASINDA TARIM ALANINDA İŞBİRLİĞİ KONULU MUTABAKAT ZAPTININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA  DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- (1) 15 Haziran 2009 tarihinde Viyana’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Temsilen Tarım ve Köyişleri Bakanı ile Avusturya Cumhuriyeti Hükümetini Temsilen Federal Tarım, Orman, Çevre ve Su Yönetimi Bakanı Arasında Tarım Alanında İşbirliği Konulu Mutabakat Zaptı”nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Oylama için bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Temsilen Tarım ve Köyişleri Bakanı ile Avusturya Cumhuriyeti Hükümetini Temsilen Federal Tarım, Orman, Çevre ve Su Yönetimi Bakanı Arasında Tarım Alanında İşbirliği Konulu Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:

“Kullanılan Oy Sayısı           : 231

Kabul                                    : 231(x)

                     Kâtip Üye                                                                         Kâtip Üye

                  Harun Tüfekci                                                                 Bayram Özçelik

                        Konya                                                                             Burdur”

Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

22’nci sırada yer alan, Biyotıp Araştırmalarına İlişkin İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesine Ek Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Dışişleri Komisyonları Raporlarının görüşmelerine başlayacağız.

22.- Biyotıp Araştırmalarına İlişkin İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesine Ek Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Dışişleri Komisyonları Raporları (1/394)  (S. Sayısı: 604) (xx)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon raporu 604 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

                                      

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(xx) 604 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

BİYOTIP ARAŞTIRMALARINA İLİŞKİN İNSAN HAKLARI VE BİYOTIP SÖZLEŞMESİNE EK PROTOKOLÜN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- “Biyotıp Araştırmalarına İlişkin İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesine Ek Protokol”ün onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Biyotıp Araştırmalarına İlişkin İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesine Ek Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:

“Kullanılan oy sayısı             : 227

 Kabul                                   : 227 (x)

                     Kâtip Üye                                                                         Kâtip Üye

                  Harun Tüfekci                                                                 Bayram Özçelik

                        Konya                                                                             Burdur”

Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

23’üncü sırada yer alan Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu Tasarısı ve Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Cumhurbaşkanlığı Seçimine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Kanun Teklifi ile Anayasa Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

23.- Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu Tasarısı ve Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Cumhurbaşkanlığı Seçimine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Kanun Teklifi ile Anayasa Komisyonu Raporu (1/787, 2/62) (S. Sayısı: 527)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

                                         

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

24’üncü sırada yer alan Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu Tasarısı ile Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa Komisyonları Raporlarının görüşmelerine başlayacağız.

24.- Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu Tasarısı ile Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa Komisyonları Raporları (1/991) (S. Sayısı: 609)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

Bundan sonra da komisyonların bulunmayacağı anlaşıldığından sözlü soru önergeleri ile diğer denetim konularını sırasıyla görüşmek için 15 Mart 2011 Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

 

 

Kapanma Saati: 19.06