DÖNEM: 23 YASAMA
YILI: 5
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
CİLT : 96
76’ncı Birleşim
10 Mart 2011 Perşembe
(Bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve
tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L E R
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Van
Milletvekili Kayhan Türkmenoğlu’nun, Devlet Planlama Teşkilatının kalkınma
politikaları ve çalışmalarına ilişkin gündem dışı konuşması ve Devlet Bakanı
Cevdet Yılmaz’ın cevabı
2.- Kırklareli
Milletvekili Tansel Barış’ın, Ergene Nehri’nin kirliliğine ve yarattığı çevre
sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Erzurum
Milletvekili Muhyettin Aksak’ın, Erzurum ilinin
düşman işgalinden kurtuluşunun 93’üncü yıl dönümüne ilişkin gündem dışı
konuşması
IV.-
AÇIKLAMALAR
1.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya ili Simav ilçesi
Kaymakamlığının küfürlü konuşmanın engellenmesi amacıyla başlattığı projenin
ulusal basın ve medyada farklı bir şekilde kamuoyu gündemine getirilmesine
ilişkin açıklaması
2.- Edirne
Milletvekili Cemaleddin Uslu’nun,
Ergene Nehri’nin kirliliğine ilişkin açıklaması
3.- Muş
Milletvekili M. Nuri Yaman’nın, Erzurum ilinin düşman
işgalinden kurtuluşunun 93’üncü yıl dönümüne ilişkin açıklaması
4.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Erzurum ilinin düşman
işgalinden kurtuluşunun 93’üncü yıl dönümüne ilişkin açıklaması
V.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- İstanbul
Milletvekili Mithat Melen ve 19 milletvekilinin, sağlık sistemindeki sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1066)
2.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru ve 20 milletvekilinin, yardımcı doçentlerin
sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1067)
3.- Ankara Milletvekili
Tekin Bingöl ve 37 milletvekilinin, Ankara OSTİM Organize Sanayi Bölgesinde
meydana gelen patlamaların nedenlerinin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/1068)
4.- Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve 23 milletvekilinin,
nişasta bazlı şekerin insan sağlığına etkisinin ve
şeker sektöründeki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1069)
VI.-
ANT İÇME
1.- Anayasa’nın
114’üncü maddesine göre atanmış bulunan Adalet Bakanı Ahmet Kahraman’ın ant
içmesi
VII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Sözleşmeli
Erbaş ve Er Kanunu Tasarısı ile Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu Raporu
(1/997, 1/1003) (S. Sayısı: 633)
2.- Taşınır
Donanım Üzerindeki Uluslararası Teminatlar Hakkında Sözleşme ve Bu Sözleşmeye İlişkin
Hava Aracı Donanımına Özgü Konulara Dair Protokolün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/904) (S.
Sayısı: 622)
3.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmeti ve Kuveyt Devleti Hükûmeti Arasında Sürdürülebilir Kalkınma İçin Doğal
Kaynakların ve Çevrenin Korunması Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Çevre ve Dışişleri
Komisyonları Raporları (1/927) (S. Sayısı: 652)
4.- Uluslararası
Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru Hükûmetlerarası
Anlaşmasına Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/683) (S. Sayısı: 667)
5.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Tarım Alanında Ekonomik, Bilimsel ve Teknik
İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/856) (S. Sayısı: 624)
6.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Müteahhitlik ve Teknik Müşavirlik
Hizmetleri Alanlarında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/870)
(S. Sayısı: 625)
7.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Sınır Kapılarının Ortak Kullanımına
İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/863) (S. Sayısı: 626)
8.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmeti İçişleri Bakanlığı ile Suriye
Arap Cumhuriyeti Hükûmeti İçişleri Bakanlığı Arasında
Güvenlik İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/823) (S. Sayısı: 627)
9.- Samsun Limanı
(Türkiye Cumhuriyeti) ve Kavkaz Limanı (Rusya
Federasyonu) Üzerinden Demiryolu Feribotu ile Uluslararası Karma Taşımacılığın
Organize Edilmesi Hakkında Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti
ve Rusya Federasyonu Hükûmeti Arasında Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/941) (S. Sayısı: 651)
10.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmeti ile Rusya Federasyonu Hükûmeti Arasında Bitki Karantinası Alanında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/910) (S. Sayısı: 660)
11.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmeti ile Rusya Federasyonu Hükûmeti Arasında Petrol Alanında İşbirliği Protokolünün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/793) (S. Sayısı: 668)
12.- Türkiye
Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ile Rusya Federasyonu İçişleri Bakanlığı
Arasında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/943) (S. Sayısı: 669)
13.- Türkiye
Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ile Rusya Federasyonu Uyuşturucu Trafiği
Kontrolü Federal Servisi Arasında Uyuşturucu, Psikotrop
ve Ara Kimyasal Maddelerin Kaçakçılığı ile Mücadelede İşbirliği Hususunda
Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/945) (S. Sayısı: 670)
14.- Türkiye
Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Stratejik Ortaklık ve
Karşılıklı Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/979) (S. Sayısı: 645)
15.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmeti ile Yeni Zelanda Hükûmeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte
Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması ve Eki
Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/921) (S. Sayısı: 650)
16.- Türkiye
Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak
Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Bitki Koruma ve Karantina Alanında
İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/950) (S. Sayısı: 656)
17.- Türkiye
Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak
Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Tarım Alanında Ekonomik, Bilimsel ve
Teknik İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/894) (S. Sayısı: 657)
18.- Türkiye
Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak
Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Hayvan Sağlığı Alanında İşbirliği
Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/885) (S. Sayısı: 658)
19.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmeti ve Sırbistan Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Teknik ve Mali İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/908) (S. Sayısı: 662)
20.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmeti ile Karadağ Hükûmeti
Arasında TİKA Program Koordinasyon Ofisinin Faaliyetlerine İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/969) (S. Sayısı: 665)
21.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmetini Temsilen Tarım ve Köyişleri Bakanı ile Avusturya Cumhuriyeti Hükûmetini Temsilen Federal Tarım, Orman, Çevre ve Su
Yönetimi Bakanı Arasında Tarım Alanında İşbirliği Konulu Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/764) (S. Sayısı: 666)
22.- Biyotıp
Araştırmalarına İlişkin İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesine Ek Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Sağlık, Aile, Çalışma
ve Sosyal İşler ile Dışişleri Komisyonları Raporları (1/394) (S. Sayısı: 604)
23.-
Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu Tasarısı ve Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in;
Cumhurbaşkanlığı Seçimine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Kanun Teklifi ile
Anayasa Komisyonu Raporu (1/787, 2/62) (S. Sayısı: 527)
24.- Kamu
Denetçiliği Kurumu Kanunu Tasarısı ile Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa
Komisyonları Raporları (1/991) (S. Sayısı: 609)
VIII.-
OYLAMALAR
1.- Sözleşmeli
Erbaş ve Er Kanunu Tasarısı ile Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması
2.- Taşınır
Donanım Üzerindeki Uluslararası Teminatlar Hakkında Sözleşme ve Bu Sözleşmeye
İlişkin Hava Aracı Donanımına Özgü Konulara Dair Protokolün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması
3.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmeti ve Kuveyt Devleti Hükûmeti Arasında Sürdürülebilir Kalkınma İçin Doğal
Kaynakların ve Çevrenin Korunması Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması
4.- Uluslararası
Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru Hükûmetlerarası
Anlaşmasına Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması
5.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Tarım Alanında Ekonomik, Bilimsel ve
Teknik İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı’nın oylaması
6.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Müteahhitlik ve Teknik Müşavirlik
Hizmetleri Alanlarında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması
7.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Sınır Kapılarının Ortak Kullanımına
İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı’nın oylaması
8.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmeti İçişleri Bakanlığı ile Suriye
Arap Cumhuriyeti Hükûmeti İçişleri Bakanlığı Arasında
Güvenlik İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı’nın oylaması
9.- Samsun Limanı
(Türkiye Cumhuriyeti) ve Kavkaz Limanı (Rusya
Federasyonu) Üzerinden Demiryolu Feribotu ile Uluslararası Karma Taşımacılığın
Organize Edilmesi Hakkında Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti
ve Rusya Federasyonu Hükûmeti Arasında Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması
10.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmeti ile Rusya Federasyonu Hükûmeti Arasında Bitki Karantinası Alanında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması
11.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmeti ile Rusya Federasyonu Hükûmeti Arasında Petrol Alanında İşbirliği Protokolünün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması
12.- Türkiye
Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ile Rusya Federasyonu İçişleri Bakanlığı
Arasında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı’nın oylaması
13.- Türkiye
Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ile Rusya Federasyonu Uyuşturucu Trafiği
Kontrolü Federal Servisi Arasında Uyuşturucu, Psikotrop
ve Ara Kimyasal Maddelerin Kaçakçılığı ile Mücadelede İşbirliği Hususunda
Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın
oylaması
14.- Türkiye
Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Stratejik Ortaklık ve
Karşılıklı Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı’nın oylaması
15.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmeti ile Yeni Zelanda Hükûmeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte
Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması ve Eki
Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması
16.- Türkiye
Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak
Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Bitki Koruma ve Karantina Alanında
İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı’nın oylaması
17.- Türkiye
Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak
Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Tarım Alanında Ekonomik, Bilimsel ve
Teknik İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı’nın oylaması
18.- Türkiye
Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak
Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Hayvan Sağlığı Alanında İşbirliği
Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın
oylaması
19.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmeti ve Sırbistan Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Teknik ve Mali İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması
20.- Türkiye Cumhuriyeti
Hükûmeti ile Karadağ Hükûmeti
Arasında TİKA Program Koordinasyon Ofisinin Faaliyetlerine İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması
21.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmetini Temsilen Tarım ve Köyişleri Bakanı ile Avusturya Cumhuriyeti Hükûmetini Temsilen Federal Tarım, Orman, Çevre ve Su
Yönetimi Bakanı Arasında Tarım Alanında İşbirliği Konulu Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması
22.- Biyotıp
Araştırmalarına İlişkin İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesine Ek Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması
IX.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankut’un, yeni doğan bebeği ölen
bir aileden hastane masraflarının istendiği iddiasına ilişkin Başbakandan
sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı
(7/17532)
2.- İstanbul
Milletvekili Sacid Yıldız’ın, çocuk kardiyoloji
uzmanı ihtiyacına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın
cevabı (7/17780)
3.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, 4924 sayılı Kanun
kapsamında çalışan sağlık personeli istihdamına ve tayin sorununa ilişkin
sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı
(7/18001)
4.- Samsun
Milletvekili Suat Binici’nin, Samsun’da bir bebeğin
ölümüne ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’nın
cevabı (7/18019)
5.- Erzurum
Milletvekili Zeki Ertugay’ın, sel ve dondan zarar
gören çiftçilerin desteklenmesine, borç ertelemelerine ve meydana gelen
zararlara,
Et teşvik primi
uygulamasına ve diğer hayvancılık desteklerine,
İlişkin soruları
ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı (7/18065, 7/18066)
6.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğündeki atama ve
görevden almalara ilişkin Başbakandan sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı
Mustafa Demir’in cevabı (7/18085)
7.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in, Gaziantep’te depreme karşı alınacak önlemlere
ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Mustafa Demir’in cevabı (7/18166)
8.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, konut ihtiyacı ile
yapı kooperatiflerine ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Mustafa
Demir’in cevabı (7/18167)
9.- İstanbul
Milletvekili Sacid Yıldız’ın, Kocaeli-Dilovası beldesindeki çevre kirliliği ile ilgili kurulan
Meclis Araştırması Komisyonu’nun önerileri hakkında yapılan çalışmalara ilişkin
sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı (7/18178)
10.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in, gıda üreten iş yerlerinin sorumlu yönetici
istihdamına,
-Edirne Milletvekili
Rasim Çakır’ın, nişasta bazlı şeker kota oranının
düşürülmesine,
İlişkin soruları
ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı (7/18206, 7/18207)
11.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Başbakanın
açılışını yaptığı tesis ve yatırımlara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/18249)
12.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Başbakanın
açılışını yaptığı tesis ve yatırımlara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mehmet
Aydın’ın cevabı (7/18254)
13.- Adana
Milletvekili Tacidar Seyhan’ın, İstanbul-Gedikpaşa İlköğretim Okulunun satışına ilişkin sorusu ve
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın
cevabı (7/18311)
14.- Giresun
Milletvekili Murat Özkan’ın, Giresun-Çamoluk’a Ziraat Bankası şubesi açılmasına
ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın cevabı
(7/18317)
15.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, hizmet alımı
yoluyla çalıştırılan personele ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı (7/18335)
16.- Kars
Milletvekili Gürcan Dağdaş’ın, Kars-Kağızman Yankıpınar köyü meralarıyla ilgili bazı iddialara ilişkin
sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Mustafa Demir’in cevabı (7/18364)
17.- Çankırı
Milletvekili Ahmet Bukan’ın, Çankırı’ya yapılacak
yatırımlara ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Mustafa Demir’in
cevabı (7/18365)
18.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, RTÜK’ün yürüttüğü
Kurumsal Kaynak Planlaması Projesi’ne ve konuyla ilgili yürütülen idari
soruşturmaya ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/18374)
19.- Çankırı
Milletvekili Ahmet Bukan’ın, Çankırı’ya yapılacak
yatırımlara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/18375)
20.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, Adana’daki yerleşik ve
gezici kütüphanelere ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/18389)
21.- Balıkesir
Milletvekili Hüseyin Pazarcı’nın, bazı bölgelerde
kaçak kazı yapıldığı ve çıkarılan eserlerin yurt dışına çıkarıldığı iddialarına
ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın
cevabı (7/18391)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 14.01’de açılarak üç oturum yaptı.
Kars Milletvekili
Zeki Karabayır, Kars iline yapılan hizmetlere,
Artvin Milletvekili
Metin Arifağaoğlu, Artvin ilinin kurtuluşunun 90’ıncı
yıl dönümüne,
Kahramanmaraş
Milletvekili Mehmet Akif Paksoy, İstiklal Marşı’nın
Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilişinin 90’ıncı yıl dönümüne,
İlişkin gündem
dışı birer konuşma yaptılar.
Artvin
Milletvekili Ertekin Çolak, Artvin ilinin
kurtuluşunun 90’ıncı yıl dönümüne,
Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan, Avrupa Parlamentosunda
Türkiye ilerleme raporuyla ilgili oylama yapılacağına ve bu raporun son
yılların en sert eleştirilerini içerdiğine,
Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır, Artvin ilinin kurtuluşunun 90’ıncı yılını MHP Grubu
olarak kutladıklarına,
İzmir
Milletvekili K. Kemal Anadol, yağan kar nedeniyle
Ankara’da belediye hizmetlerinin iflas ettiğine,
İlişkin birer
açıklamada bulundular.
Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür ve 23 milletvekilinin,
kamudaki taşeron şirket uygulamasının ve bu şirketlerde çalışan işçilerin
sorunlarının (10/1062),
Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse ve 32 milletvekilinin, konut işçilerinin sorunlarının
(10/1063),
Afyonkarahisar Milletvekili Abdülkadir Akcan ve 22 milletvekilinin, Et ve Balık
Kurumunun işleyişindeki ve et ithalindeki sorunların (10/1064),
Edirne
Milletvekili Cemaleddin Uslu ve 19 milletvekilinin,
iş kazalarının nedenlerinin (10/1065),
Araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki
yerlerini alacağı ve ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.
Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 23’üncü seçim dönemi bitmeden seçimlerin yenilenmesine dair kararı
çerçevesinde; Adalet Bakanlığına Ahmet Kahraman, İçişleri Bakanlığına Osman
Güneş ve Ulaştırma Bakanlığına Mehmet Habib Soluk’un, Anayasa’nın 114’üncü
maddesi gereğince, Başbakan tarafından atanmış olduklarına ilişkin
Cumhurbaşkanlığı tezkeresi Genel Kurulun bilgisine sunuldu.
Anayasa’nın
114’üncü maddesine göre atanmış bulunan İçişleri Bakanı Osman Güneş ve
Ulaştırma Bakanı Mehmet Habib Soluk ant içtiler.
Gündemin “Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının:
1’inci sırasında bulunan ve İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kabul edilen,
Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu Tasarısı ile Türk Silahlı Kuvvetleri Personel
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu
Raporu’nun (1/997, 1/1003) (S. Sayısı: 633) görüşmeleri ikinci bölümüne kadar
kabul edildi, verilen aradan sonra;
2’nci sırasında
bulunan, Taşınır Donanım Üzerindeki Uluslararası Teminatlar Hakkında Sözleşme
ve Bu Sözleşmeye İlişkin Hava Aracı Donanımına Özgü Konulara Dair Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/904) (S. Sayısı: 622),
3’üncü sırasında
bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ve Kuveyt
Devleti Hükûmeti Arasında Sürdürülebilir Kalkınma
İçin Doğal Kaynakların ve Çevrenin Korunması Alanında İşbirliği Mutabakat
Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Çevre ve
Dışişleri Komisyonları Raporları (1/927) (S. Sayısı: 652),
4’üncü sırasında
bulunan, Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru Hükûmetlerarası
Anlaşmasına Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/683) (S. Sayısı: 667),
5’inci sırasında
bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Tarım Alanında
Ekonomik, Bilimsel ve Teknik İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/856)
(S. Sayısı: 624),
6’ncı sırasında
bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Müteahhitlik ve Teknik
Müşavirlik Hizmetleri Alanlarında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/870) (S. Sayısı: 625),
7’nci sırasında
bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Sınır Kapılarının Ortak
Kullanımına İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/863) (S. Sayısı: 626),
8’inci sırasında
bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti İçişleri
Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükûmeti
İçişleri Bakanlığı Arasında Güvenlik İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/823)
(S. Sayısı: 627),
25’inci sırasında
bulunan, Samsun Limanı (Türkiye Cumhuriyeti) ve Kavkaz
Limanı (Rusya Federasyonu) Üzerinden Demiryolu Feribotu ile Uluslararası Karma
Taşımacılığın Organize Edilmesi Hakkında Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ve Rusya Federasyonu Hükûmeti
Arasında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/941) (S. Sayısı: 651),
26’ncı sırasında
bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Rusya
Federasyonu Hükûmeti Arasında Bitki Karantinası
Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/910) (S. Sayısı: 660),
27’nci sırasında
bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Rusya
Federasyonu Hükûmeti Arasında Petrol Alanında
İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/793) (S. Sayısı: 668),
28’inci sırasında
bulunan, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ile Rusya Federasyonu İçişleri
Bakanlığı Arasında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/943) (S. Sayısı: 669),
29’uncu sırasında
bulunan, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ile Rusya Federasyonu
Uyuşturucu Trafiği Kontrolü Federal Servisi Arasında Uyuşturucu, Psikotrop ve Ara Kimyasal Maddelerin Kaçakçılığı ile
Mücadelede İşbirliği Hususunda Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/945) (S.
Sayısı: 670),
30’uncu sırasında
bulunan, Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Stratejik
Ortaklık ve Karşılıklı Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/979) (S. Sayısı: 645),
31’inci sırasında
bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Yeni
Zelanda Hükûmeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan
Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma
Anlaşması ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/921) (S. Sayısı: 650),
32’nci sırasında
bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri
Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Bitki Koruma ve
Karantina Alanında İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/950) (S.
Sayısı: 656),
33’üncü sırasında
bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri
Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Tarım Alanında
Ekonomik, Bilimsel ve Teknik İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/894)
(S. Sayısı: 657),
34’üncü sırasında
bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri
Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Hayvan Sağlığı Alanında
İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/885) (S. Sayısı: 658),
37’nci sırasında
bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ve Sırbistan
Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Teknik ve Mali
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/908) (S. Sayısı: 662),
38’inci sırasında
bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Karadağ Hükûmeti Arasında TİKA Program Koordinasyon Ofisinin
Faaliyetlerine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/969) (S. Sayısı: 665),
Komisyon
yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından ertelendi.
9’uncu sırasında
bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Çevre Koruma Alanında
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile
Çevre ve Dışişleri Komisyonları Raporları (1/855) (S. Sayısı: 628),
10’uncu sırasında
bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Hayvan Sağlığı Alanında
İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/858) (S. Sayısı: 629),
11’inci sırasında
bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Bitki Koruma ve
Karantina Alanında İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/859) (S.
Sayısı: 630),
12’nci sırasında
bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti İçişleri
Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükûmeti
İçişleri Bakanlığı Arasında Polis Teşkilatlarınca Yürütülen Güvenlik
Hizmetlerinde Etkinliğin Yükseltilmesine Yönelik Projeli Çalışmalarda İşbirliği
Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/930) (S. Sayısı: 632),
13’üncü sırasında
bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Turizm Alanında
İşbirliği Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/817) (S. Sayısı: 634),
14’üncü sırasında
bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı ve Suriye Arap Cumhuriyeti
Ulaştırma Bakanlığı Arasında Denizcilik İşbirliği Alanında Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/857) (S. Sayısı: 635),
15’inci sırasında
bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Su Kaynaklarının
Verimli Kullanımı ve Kuraklıkla Mücadele Alanında Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Çevre ile Dışişleri
Komisyonları Raporları (1/860 ) (S. Sayısı: 636),
16’ncı sırasında
bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Su Kalitesinin
İyileştirilmesi Alanında Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Çevre ile Dışişleri Komisyonları Raporları (1/861) (S.
Sayısı: 637),
17’nci sırasında
bulunan, Türkiye Cumhuriyeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Arasında Bilgi ve
İletişim Teknolojileri Alanında Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/864) (S.
Sayısı: 638),
18’inci sırasında
bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Gençlik ve Spor
Alanlarında İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/867) (S. Sayısı: 639),
19’uncu sırasında
bulunan, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuriyeti
Yerel Yönetim Bakanlığı Arasında Yerel Yönetim Alanında İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/914) (S. Sayısı: 640),
20’nci sırasında
bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı ve Suriye Arap Cumhuriyeti
Ulaştırma Bakanlığı Arasında Demiryolu Alanında Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/922) (S. Sayısı: 641),
21’inci sırasında
bulunan, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuriyeti
İçişleri Bakanlığı Arasında Nüfus İşlemleri Alanında İşbirliği Protokolünün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/932) (S. Sayısı: 642),
22’nci sırasında
bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Asi Nehri Üzerinde
"Dostluk Barajı" Adı Altında Ortak Baraj İnşa Edilmesi İçin Mutabakat
Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Çevre ile
Dışişleri Komisyonları Raporları (1/946) (S. Sayısı: 643),
23’üncü sırasında
bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Dicle Nehrinden Su
Çekilmesi İçin Suriye Topraklarında Pompa İstasyonu Kurulması Konusundaki
Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Çevre ile Dışişleri Komisyonları Raporları (1/956) (S. Sayısı: 644),
24’üncü sırasında
bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Rusya
Federasyonu Hükûmeti Arasında Geri Kabul Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/1007) (S. Sayısı: 649),
35’inci sırasında
bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ve Suriye Arap
Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Meteoroloji Alanında
Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/862) (S. Sayısı: 659),
36’ncı sırasında
bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuriyeti
Enformasyon Bakanlığı Arasında Basın Yayın Alanlarında İşbirliği Protokolünün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/954) (S. Sayısı: 661),
Görüşmeleri
tamamlanarak yapılan açık oylamalardan sonra kabul edildi ve kanunlaştı.
10 Mart 2011
Perşembe günü, alınan karar gereğince saat 14.00’te toplanmak üzere birleşime
17.14’te son verildi.
Nevzat PAKDİL |
Başkan
Vekili |
|
Harun TÜFEKCİ Bayram
ÖZÇELİK |
Konya Burdur |
Kâtip Üye Kâtip
Üye |
|
Yaşar
TÜZÜN |
Bilecik |
Kâtip
Üye |
No.: 101
II.- GELEN KÂĞITLAR
10 Mart 2011 Perşembe
Teklifler
1.- İstanbul
Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın; 5188 Sayılı Özel
Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
(2/880) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.2.2011)
2.- İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel’in; Türk Ceza Kanunu ve
Ailenin Korunmasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
(2/881) (Kadın Erkek Fırsat Eşitliği; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile
Adalet Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.3.2011)
Raporlar
1.-
Türkiye-Azerbaycan Uzun Vadeli Ekonomik ve Ticari İşbirliği Programı ve İcra
Planının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/534) (S. Sayısı: 683) (Dağıtma tarihi: 10.3.2011) (GÜNDEME)
2.- Nükleer
Terörizmin Önlenmesine İlişkin Uluslararası Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/564) (S.
Sayısı: 684) (Dağıtma tarihi: 10.3.2011) (GÜNDEME)
3.- Türkiye
Cumhuriyeti ile Çek Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve
Korunması Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/746) (S. Sayısı: 685) (Dağıtma tarihi: 10.3.2011)
(GÜNDEME)
4.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ve Hırvatistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Türkiye
Cumhuriyeti ve Hırvatistan Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki
ve Korunmasına Yönelik Anlaşmaya İlişkin Değişikliklere Dair Ek Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/749) (S. Sayısı: 686) (Dağıtma tarihi: 10.3.2011) (GÜNDEME)
5.- Türkiye
Cumhuriyeti ve Slovakya Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve
Korunmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/794) (S. Sayısı: 687) (Dağıtma
tarihi: 10.3.2011) (GÜNDEME)
6.- Türkiye
Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Arasında
Polis Eğitimi Alanında İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/828) (S. Sayısı: 688)
(Dağıtma tarihi: 10.3.2011) (GÜNDEME)
7.- Türkiye
Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Ulusal Güvenlikten Sorumlu
Devlet Bakanlığı Arasında Personel Eğitimi Alanında İşbirliği Protokolünün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/830) (S. Sayısı: 689) (Dağıtma tarihi: 10.3.2011) (GÜNDEME)
8.- Türkiye
Cumhuriyeti ile Irak Cumhuriyeti Arasında Terörle Mücadele Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/831) (S. Sayısı: 690) (Dağıtma tarihi: 10.3.2011) (GÜNDEME)
9.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Irak Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Güvenlik İşbirliği
Antlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/834) (S. Sayısı: 691) (Dağıtma tarihi: 10.3.2011) (GÜNDEME)
10.- Birleşmiş
Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine Yönelik Kyoto Protokolüne
İlişkin Taraflar Konferansında Alınan Kararın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ile Çevre ve Dışişleri Komisyonları Raporları (1/911) (S.
Sayısı: 692) (Dağıtma tarihi: 10.3.2011) (GÜNDEME)
11.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Brezilya Federatif Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Gümrük Konularında Karşılıklı İdari Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/947) (S.
Sayısı: 693) (Dağıtma tarihi: 10.3.2011) (GÜNDEME)
12.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile İran İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Esendere ve Sero Kara Hudut
Kapılarının Ortak Kullanımına Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/967) (S. Sayısı: 694)
(Dağıtma tarihi: 10.3.2011) (GÜNDEME)
13.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Gürcistan Hükümeti Arasında Kara Gümrük Geçiş
Noktalarının Ortak Kullanımına İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/970) (S.
Sayısı: 695) (Dağıtma tarihi: 10.3.2011) (GÜNDEME)
14.- Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usülleri Hakkında
Kanun Tasarısı ile Anayasa Komisyonu Raporu (1/993) (S. Sayısı: 696) (Dağıtma
tarihi: 10.3.2011) (GÜNDEME)
15.- Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, Samsun Milletvekili Suat Kılıç, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri
İzmir Milletvekili Kemal Anadol, Trabzon Milletvekili
M. Akif Hamzaçebi, Yalova Milletvekili Muharrem İnce,
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural,
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır, Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili
Batman Milletvekili Bengi Yıldız ve 306 Milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 59 uncu Maddesinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile
Anayasa Komisyonu Raporu (2/879) (S. Sayısı: 697) (Dağıtma tarihi: 10.3.2011)
(GÜNDEME)
Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- İstanbul
Milletvekili Mithat Melen ve 19 Milletvekilinin, sağlık sistemindeki sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1066) (Başkanlığa geliş tarihi:
07.02.2011)
2.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru ve 20 Milletvekilinin, yardımcı doçentlerin
sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1067) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08.02.2011)
3.- Ankara
Milletvekili Tekin Bingöl ve 37 Milletvekilinin, Ankara OSTİM Organize Sanayi Bölgesinde
meydana gelen patlamaların nedenlerinin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/1068) (Başkanlığa geliş tarihi: 09.02.2011)
4.- Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve 23
Milletvekilinin, nişasta bazlı şekerin insan sağlığına etkisinin ve şeker
sektöründeki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1069)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09.02.2011)
Süresi
İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersin’in, bir gazete santralinin yasa dışı dinlendiği
iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17475)
2.- İstanbul
Milletvekili Ahmet Tan’ın, Amerika seyahatine ve bazı hâkim ve savcıların
Amerika’da eyalet sistemini incelediği iddiasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/17482)
3.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, Van F Tipi
Cezaevindeki sorunlara ve cezaevlerinde yapılan denetimlere ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/17483)
4.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in, Ceza ve Tevkifevleri
Genel Müdürlüğü teşkilat yapısına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/17599)
5.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in, ceza infaz kurumları personelinin statüsüne ve
fazla çalışma ücretinden yararlandırılmasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/17600)
6.- Van
Milletvekili Özdal Üçer’in, Adli Tıp Kurumunun
işleyişine ve raporlarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/17602)
7.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, şiddet mağduru
kadınlar hakkında verilen koruma kararlarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/17603)
8.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalı’nın, bilirkişilik
kurumuna ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/17676)
9.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Bursa Adliye Binasının yetersizliğine ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/17677)
10.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, adalet
saraylarında güvenlik için alınan önlemlere ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/17678)
11.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, şehir plancılarının
istihdamına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi
(7/17792)
12.- İzmir
Milletvekili Canan Arıtman’ın, bir valinin kurtuluş
günü törenlerinin kaldırılması yönünde teklif yaptığı iddiasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18018)
13.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateş’in, Lübnan’da yaşanan hükümet krizine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18020)
14.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalı’nın, yabancı bir haber
sitesinde yayınlanan bir iddiaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/18021)
15.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalı’nın, İstanbul Gümrük
Muhafaza Başmüdürüyle ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/18022)
16.- Yalova
Milletvekili Muharrem İnce’nin, alınan hediyelerin envanterine
ve bir belediye şirketinin hesaplarındaki hediye alındığı iddiasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18023)
17.- Muş
Milletvekili M. Nuri Yaman’ın, Muş’ta hava kirliliği oranındaki artışa ve
sonuçlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18024)
18.- Batman
Milletvekili Bengi Yıldız’ın, Başbakanlık özel uçağı ile yapılan seyahatlere,
uçuş masraflarına ve personel giderlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/18025)
19.- Manisa
Milletvekili Şahin Mengü’nün, Üsküdar Belediyesi
tarafından bir parkın girişine yaptırılan anıta ve üzerindeki yazıya ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18027)
20.- Balıkesir
Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, kamu kurumlarınca
dışarıdan hizmet satın alımına yönelik uygulamalara ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/18036)
21.- Balıkesir
Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, Doğu ve Güneydoğu
Anadolu bölgelerindeki işsizlerin istihdamına ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/18037)
22.- Muş
Milletvekili M. Nuri Yaman’ın, Muş’da çocuk
işçiliğinin önlenmesiyle ilgili çalışmalara ve sigortalı çocuk sayısına ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/18039)
23.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un,
tarımsal amaçlı kredilere ve çiftçi borçlarına ilişkin Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/18042)
24.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, engelli sayısına,
engellilerin istihdamına ve engellilere yönelik faaliyetlere ilişkin Devlet
Bakanından (Selma Aliye Kavaf) yazılı soru önergesi (7/18044)
25.- Tekirdağ
Milletvekili Kemalettin Nalcı’nın,
Tekirdağ İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğüyle ilgili bazı iddialara ilişkin Devlet
Bakanından (Selma Aliye Kavaf) yazılı soru önergesi (7/18045)
26.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, bir yurt dışı
seyahatiyle ilgili bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18051)
27.- Giresun
Milletvekili Murat Özkan’ın, Türkiye dışında bulunan PKK terör örgütü
mensuplarının iadelerine ve Emniyet Genel Müdürlüğünce yayınlanan suç
istatistiklerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18052)
28.- İzmir
Milletvekili Kemal Anadol’un, İstanbul Üniversitesi
Kardiyoloji Enstitüsünde yapılan bir aramaya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18054)
29.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, valiler toplantısına ve
Türk Telekom Arena Stadı’nın açılışında yaşanan protestolara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18055)
30.- Şanlıurfa
Milletvekili İbrahim Binici’nin, yüksek öğrenimde
okuyan Kürt kökenli öğrencilere ve ailelerine Emniyet güçleri tarafından baskı
yapıldığı iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18056)
31.- İstanbul
Milletvekili Çetin Soysal’ın, köy ve mahalle muhtarlarının özlük hakları ile
görev ve yetkilerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18057)
32.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, bir davada yer alan delillerle ilgili
iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18058)
33.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un,
belediyelerce tahsil edilen harcamalara katılım payına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18059)
34.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelik’in, bir valinin kurtuluş günü törenlerinin
kaldırılması yönünde teklif yaptığı iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18060)
35.- İzmir
Milletvekili Oktay Vural’ın, valilik ve kaymakamlıklarca düzenlenen SBS
hazırlık kurslarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18061)
36.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Mersin’de bir lisede
yapıldığı iddia edilen uygulamaya ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18062)
37.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Ufuk Uras’ın, bir köyde okula ulaşımı sağlayan köprünün
tamamlanmasına ve öğrencilerin yaşadığı mağduriyete ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18063)
38.- Tunceli
Milletvekili Şerafettin Halis’in, bir öğretmene verilen cezaya ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/18064)
39.- İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, Milli Güvenlik Akademisinde sivil üst
düzey personel görevlendirilmesine ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18067)
40.- Trabzon
Milletvekili M. Akif Hamzaçebi’nin, 2002-2010
yıllarında yerel yönetimler tarafından kurulan ve ortak olunan şirketlere
ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/18071)
41.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, mahkemelerde Kürtçe
savunma yapılabilmesine ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18072)
42.- İstanbul
Milletvekili Süleyman Yağız’ın, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18075)
43.- Konya
Milletvekili Atilla Kart’ın, Hac başvurularında ayrımcılık yapıldığı iddiasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18078)
44.- Konya
Milletvekili Atilla Kart’ın, Muş Alparslan Tarım İşletmesinin
özelleştirilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18079)
45.- Çanakkale
Milletvekili Ahmet Küçük’ün, bazı illerde toplu
açılışı yapılan tesislere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/18081)
46.- İstanbul
Milletvekili Durmuşali Torlak’ın, İstanbul’daki
Kentsel Dönüşüm ve Gelişim projelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/18082)
47.- İstanbul
Milletvekili Meral Akşener’in, İstanbul’da bazı
köylerin nazım imar planlarından kaynaklanan mağduriyetleri ile tarım ve
hayvancılıkla uğraşan köylülerin sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/18083)
48.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Ankara’da devlet görevlilerinin konaklama
giderlerine ve bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/18084)
49.- Adana
Milletvekili Kürşat Atılgan’ın, 5620 sayılı Kanuna bağlı çalışan geçici
işçilere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18091)
50.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, mahkeme kararıyla görevine dönen personele ve
sendika seçimi konusunda personele baskı yapıldığı iddiasına ilişkin Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/18093)
51.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Anamur Ormancık Köyü
kamulaştırma çalışmalarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18094)
52.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, kuş türlerinin azalışına
ve rafting sporuna ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18096)
53.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, bazı TRT personelinin
il dışına atanmasına ve açılan davalara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi
(7/18098)
54.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Adana İncirlik Hava
Üssü’nün ABD gizli servisi tarafından kullanıldığı iddialarına ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18101)
55.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Tacikistan’da
gözaltına alınıp Çin’e iade edildiği iddia edilen üç vatandaşımıza ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18102)
56.- Hakkâri
Milletvekili Hamit Geylani’nin, Erzurum-Tekman
Belediyesince yapılan ihalelere ve yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18105)
57.- Hakkâri
Milletvekili Hamit Geylani’nin, Erzurum-Tekman
Kaymakamlığınca yapılan yardımlara, ihalelere ve yeşil kart iptalleri ile
ilgili iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18106)
58.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersin’in, bir sanıkla ilgili sahte delil üretildiği
iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18107)
59.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, Ankara Büyükşehir
Belediyesince bazı tüzel kişilere yapılan yardımlara ve denetimine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18108)
60.- Adana
Milletvekili Kürşat Atılgan’ın, köy korucularının özlük haklarına ve sosyal
güvencelerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18111)
61.- Hakkâri
Milletvekili Hamit Geylani’nin, Hakkâri-Van karayolu
üzerinde yapılan kimlik kontrollerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18112)
62.- Balıkesir
Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, Yalova Valisinin bir
ifadesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18113)
63.- Balıkesir
Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, bir sanıkla ilgili
sahte delil üretildiği iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18114)
64.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, Taşınmaz Kültür
Varlıklarının Korunmasına Katkı Payı hesabının kullanılmasına ilişkin Kültür ve
Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/18115)
65.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Antalya’da turizme elverişli alanlarının
geliştirilmesine yönelik teşvike ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18118)
66.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, mahkeme kararıyla görevine dönen personele ve
sendika seçimi konusunda personele baskı yapıldığı iddiasına ilişkin Kültür ve
Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/18119)
67.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, şeker pancarı
üretimine, şeker ithalatına ve pancar üreticilerinin sorunlarına ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18120)
68.- İstanbul
Milletvekili Durmuşali Torlak’ın, vergi incelemesi
yapmaya yetkili denetim elemanlarının il bazında görevlendirilmesine ve yapılan
denetimlere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/18121)
69.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, mahkeme kararıyla görevine dönen personele ve
sendika seçimi konusunda personele baskı yapıldığı iddiasına ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18122)
70.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Bursa ve ilçelerinde taşımalı eğitime ve bu
sebeple kapatılan okullara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18123)
71.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, mahkeme kararıyla görevine dönen personele ve
sendika seçimi konusunda personele baskı yapıldığı iddiasına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/18124)
72.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, Manisa-Demirci ilçesinin orta öğretim yurt
ihtiyacına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/18126)
73.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, Adana’da 2009-2011
yılları arasında öğretmenlerin atama taleplerine ve sonuçlarına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/18127)
74.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, kamu görevlileri
hakkındaki ihbar ve şikâyetlere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18133)
75.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, tarım satış
kooperatifleri ve birliklerinin yeniden düzenlenmesine yönelik tasarı
çalışmalarına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18134)
76.- İstanbul
Milletvekili Durmuşali Torlak’ın, bazı şirketlerin
merkezlerini Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki bazı illere naklettikleri
iddialarına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18135)
77.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, mahkeme kararıyla görevine dönen personele ve
sendika seçimi konusunda personele baskı yapıldığı iddiasına ilişkin Sanayi ve
Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/18136)
78.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, GDO’lu
ürünlerin ithalatı ve denetimine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18137)
79.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, mahkeme kararıyla görevine dönen personele ve
sendika seçimi konusunda personele baskı yapıldığı iddiasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18138)
80.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, tarım kredi borçları
ertelenen çiftçilerin ürün desteklerinin ödenmediği iddiasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18139)
81.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, süt teşvik priminin yükseltilmesine ve süt
işleyen firmaların desteklenmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18140)
82.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı şehirlerdeki hayvan
pazarlarının yenilenmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18141)
83.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, sütteki üretim fazlasına
ve süt tüketiminin arttırılmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18142)
84.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, Mersin’in bazı
ilçelerinde meydana gelen dolu yağışından dolayı üreticilerin yaşadığı
mağduriyete ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18143)
85.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, 2009-2010 yıllarında meydana gelen tren kazaları
ve sonuçlarına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/18144)
86.- Antalya Milletvekili
Hüseyin Yıldız’ın, mahkeme kararıyla görevine dönen personele ve sendika seçimi
konusunda personele baskı yapıldığı iddiasına ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18145)
87.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, Manisa Organize Sanayi Bölgesindeki Mecidiye-Kayalıoğlu arasındaki kara yolunun yapılmasına ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/18146)
88.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, İzmir-İstanbul Yolu üzerinde yer alan
Kapaklı-Mecidiye arasındaki kara yolunun yapılmasına ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18147)
89.- Kırşehir
Milletvekili Metin Çobanoğlu’nun, Kırşehir’e demir yolu yapımı için bir proje
olup olmadığına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18148)
90.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Bursa Hızlı Tren Projesine ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18149)
91.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Yüksek Öğrenim Kredi
ve Yurtlar Kurumu yurtlarından ilişiği kesilen öğrencilere ilişkin Devlet
Bakanından (Faruk Nafız Özak)
yazılı soru önergesi (7/18150)
92.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Bursa-Nilüfer Spor Kompleksinin tamamlanmasına
ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Nafız Özak) yazılı soru önergesi (7/18151)
10 Mart 2011 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ
(Konya), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 76’ncı Birleşimini
açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz
vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, Devlet Planlama Teşkilatının kalkınma
politikaları ve çalışmaları hakkında söz isteyen Van Milletvekili Kayhan
Türkmenoğlu’na aittir.
Buyurun Sayın Türkmenoğlu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Van Milletvekili Kayhan
Türkmenoğlu’nun, Devlet Planlama Teşkilatının kalkınma politikaları ve
çalışmalarına ilişkin gündem dışı konuşması ve Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz’ın
cevabı
KAYHAN TÜRKMENOĞLU (Van) – Sayın Başkanım, değerli milletvekili
arkadaşlarım; bugün, ülkemizin müstesna kuruluşlarından Devlet Planlama
Teşkilatı ile ilgili birkaç görüşlerimi ifade etmek için huzurlarınızdayım.
Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Devlet Planlama Teşkilatı, bildiğiniz gibi, 1960 yılında 91
sayılı Kanun’la kurulmuş ve devletimizin özellikle sosyoekonomik yapısını,
planını, programını yapmak için yol almış, hedef almış kuruluşlarımızdan
birisidir ancak Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı 1963 yılında yapıldıktan
sonraki 2002 yılına kadar, Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planına kadar geçen süre
içerisinde, bu kuruluşumuzun, diğer kuruluşlarımız gibi, herhangi bir işlevi
olmadan, âdeta sorgulanır bir kuruluş hâline geldiğini hep beraber müşahede
ettik.
Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı ne diyorsa Yedinci Beş Yıllık
Kalkınma Planı da aynı şeyleri ifade etmektedir. Aynı zamanda Devlet Planlama
Teşkilatımız, kalkınmada öncelikli yöreler statüsünde de 17 kez değişikliğe
uğramasına rağmen bugüne kadar kalkındırmış olduğu bir il de yoktu, ancak 2002
yılından sonra, bu Teşkilatımız âdeta yeniden ayağa kalkmış, yeni bir dev
uyanmıştır. Gözle görülür, elle tutulur, somut projelere bu Teşkilatımız imza
atmıştır.
Bu imza atılan konulara şöyle bir göz atacak olursak, bugün,
Devlet Planlama Teşkilatımızın plan, programları çerçevesi içerisinde,
ülkemizin en kılcal damarlarına kadar kan pompalanan KÖYDES projesini bu
Teşkilatımız yürütmüştür. Bu KÖYDES projesi kapsamında, gururla ifade ediyorum
ki kaynağın yüzde 22’si Doğu Anadolu Bölgemize gitmiştir. Doğu Anadolu
Bölgemizde, bu parayla, 12 bin kilometre asfalt yol, 20 bin kilometre stabilize yol, 266 tane köprü, 7.258 üniteye içme suyu, 16
tane de dev sulama projesi inşa edilmiştir.
Bu Teşkilatımız, aynı zamanda, 26 bölgede, hep hayal ettiğimiz ve
bugüne kadar gerçekleşmesini arzu ettiğimiz kalkınma ajanslarını kurmuştur. Bu ajanslar sayesinde, 2009 yılında 171 milyon, 2010 yılında 443
milyon, 2011 yılında da 450 milyon bir kaynak aktarılmış olup ve yine büyük bir
gururla ifade etmek istiyorum ki, özellikle Doğu Anadolu Bölgemizde, 2009
yılında 27 milyon, 2010 yılında da 73 milyon bir kaynakla birçok projelerimize,
birçok iş adamlarımıza, girişimcilerimize, müteşebbislerimize hibe kaynak
aktarılmıştır.
Bununla da kalmamış, Devlet Planlama Teşkilatımız 2008 yılında ilk
kez cazibe merkezi uygulamalarını gerçekleştirmiştir. İlk etapta Diyarbakır
ilimizde uygulanan bu cazibe merkezi uygulamaları, 2010 yılı itibarıyla
Erzurum, Van ve Urfa ilini de programa almış ve bu üç ilimiz için de 77,5
milyon lira bir kaynak aktarılmıştır.
Değerli milletvekillerimiz, bu ülkemizin birçok projelerinde,
birçok yapı taşlarında bu teşkilatımızın izleri vardır. Ben şuna benzetiyorum:
Bu teşkilatımız işin mutfağındadır, harıl harıl
çalışır, bu ülkenin temel kılcal damarlarına kan pompalar ve bu Teşkilatımız
BELDES projesi kapsamında aşağı yukarı 2.507 tane belediyemize 300 milyon Türk
lirası kaynak aktarmıştır. 2002 yılından sonra, 2010 yılına kadar Devlet
Planlama Teşkilatı âdeta ülkemizin bütün kaynaklarını seferber etmiş ve
yatırımların merkezi hâline gelmiştir.
Onun dışında, bu kaynaklardan 2010 yılında, kendi seçim bölgem
olan Van ili de nasibini almıştır. Bu seçim bölgeme de sadece 2010 yılında
KÖYDES kapsamında 41 trilyon lira para, aynı zamanda…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Türkmenoğlu.
KAYHAN TÜRKMENOĞLU (Devamla) – Evet, çok çok
teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Özellikle Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığına ve heyetine,
başta da Sayın Bakanımız olmak üzere -Cevdet Yılmaz’a- sonsuz şükranlarımı
sunuyor, hepinize teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Gündem dışı konuşmaya Hükûmet
adına Devlet Bakanı Sayın Cevdet Yılmaz cevap vereceklerdir.
Buyurun Sayın Yılmaz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben, kısaca Değerli Milletvekilimize teşekkür etmek için buraya,
huzurunuza çıktım. Devlet Planlama Teşkilatı gibi kurumlar, gerçekten, çok
görünür kurumlar değil. Bu bakımdan, orada fedakârca çalışanların bu
vesilelerle takdir edilmesi bizleri de son derece mutlu ediyor. Sayın
Vekilimize bu vesileyle teşekkür ediyorum.
Planlama, her ülkenin ihtiyaç duyduğu bir fonksiyon. Tabii ki eski
planlama anlayışı değil, tabii ki merkeziyetçi, ağır, devlet merkezli bir
planlama değil, bütün toplumu kucaklayan -yerel yönetimi, sivil toplumu
kucaklayan- katılımcı bir planlamaya her zamankinden fazla ihtiyacımız var.
Dünyada belirsizliklerin attığı, risklerin arttığı bir ortamda, bireyler gibi,
hane halkları gibi, firmalar gibi, ülkelerin de makro planları olmalı,
stratejileri olmalı. Nitekim, Başbakanımız da her
vesileyle vurguluyor. “Biz artık kısa vadeli, iki yıllık, üç yıllık
bakmayacağız, 2023 vizyonuyla yaklaşacağız.” diyoruz.
Bu noktada da Planlama Teşkilatımızın önemli katkıları, önemli çalışmaları var
ve bu çalışmalara devam edeceğiz.
Bu makro planlar dışında, son dönemlerde bölgesel gelişme
konusunda çok önemli çalışmalar yürütüyoruz. Bir taraftan GAP Eylem Planı, DAP
(Doğu Anadolu Programı), KOP (Konya Ovası Programı) gibi programlar yürütürken,
diğer taraftan 26 bölgemizde 81 ili kapsar şekilde kalkınma ajansları oluşturduk.
KÖYDES gibi projelerin İçişleri Bakanlığıyla birlikte uygulamasını
gerçekleştiriyoruz, standartlarını koyuyoruz, izliyoruz. Buna benzer çok sayıda
sektörel stratejiler, yine önemle üzerinde durduğumuz
konular. Bütçe sürecinde kamu yatırımlarının genel koordinasyonu anlamında
faaliyetler yürütüyor Planlama Teşkilatımız.
İnşallah, önümüzdeki dönemde de yine çok yönlü bir şekilde bu
çalışmalarına devam edecek. Dünyamızın bugün geldiği ortamda, yeni planlama
anlayışlarını da yakından takip ederek, yerel dinamikleri işin içine daha fazla
katarak, sivil toplumu, özel sektörü daha fazla bu sürece dâhil ederek
ülkemizin geleceği adına fedakârca çalışmasına Planlama Teşkilatımız devam
edecek inşallah.
Bu vesileyle tekrar Değerli Milletvekilimize ve tüm Meclisimize
şükranlarımı sunuyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Gündem dışı ikinci söz, Ergene Nehri ve çevre kirliliği hakkında
söz isteyen Kırklareli Milletvekili Tansel Barış’a aittir.
Buyurun Sayın Barış. (CHP sıralarından alkışlar)
2.- Kırklareli Milletvekili Tansel
Barış’ın, Ergene Nehri’nin kirliliğine ve yarattığı çevre sorunlarına ilişkin
gündem dışı konuşması
TANSEL BARIŞ (Kırklareli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Ergene Nehri kirliliği konusunda gündem dışı söz aldım. Bu nedenle yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Ancak bir sitemimi
belirtmek istiyorum: Ergene gibi çok önemli bir konu ama Sayın Çevre Bakanımızı
burada göremiyorum, o nedenle üzüntülerimi de buradan iletmek istiyorum.
Sayın milletvekilleri, birçok kolu olan Ergene, Karadeniz
kıyılarındaki Yıldız Dağlarından doğup 283 kilometre yol katettikten
sonra Meriç Nehri’yle birleşerek Saros Körfezi’ne
dökülüyor ve bu nehrimiz Türkiye'nin en kirli nehri arkadaşlar ve dokuz yıldır
iktidarda olan AKP, maalesef henüz daha Ergene’yle ilgili bir çaba göstermiyor.
Trakya’daki insanlar kanserden ölmeye başladı ve bu durum henüz
Çevre Bakanlığının dikkatini bile çekmiyor arkadaşlar. Dokuz yıl oldu, Ergene
zehir akıtıyor ve bugün de zehir akıtmaya devam ediyor. Bu yüzden Avrupa Birliğiyle bile sorun
yaşadığımız hâlde Ergene’ye bir neşter vurmayan Adalet ve Kalkınma Partisine
acaba ne demeli? Yunanistan bizi Avrupa Birliğine şikâyet ediyor bu konuda.
“Bizim denizlerimizi kirletiyorsunuz, bizim balıklarımızı yok ediyorsunuz.”
diye Avrupa Birliğinde bile sorun oluyor ama bizim Bakanlığımız bunu bir sorun
olarak kabul etmiyor.
350 bin kişiyi aşkın 1.400 fabrikada çalışan işçimiz var. Elbette,
bunlar, ekmek yiyorlar bu fabrikalardan. Bu fabrikalar çalışsın ama Ergene’miz
de yok olmasın diyoruz biz. Bunun için devlet nerede, Hükûmet
nerede? Yüzde 70’ini fabrikalar kirletiyor Ergene’nin, geriye kalan kısmı…
Maalesef belediyelerimiz de bu konuda duyarsız.
Yirmi beş yıldan beri Ergene’de canlı yaşamıyor. Ergene’de doğal
hayat bitmiştir. Nehir suyu kurşun, cıva, bakır gibi ağır arseniklerle dolu. Bu
su hiçbir amaçla kullanılmayan dördüncü derecede su kalitesindedir. Bu suyu
içen hayvanlar ölüyor. Burada yaşayan insanlar çeşitli hastalıklara maruz
kalıyor ve en önemlisi de kanser riski burada yüksek bir seviyede devam
etmektedir. Buradaki toprakları sulayan Ergene… Buradaki ürünler maalesef
verimsiz ve de ürünleri kalitesiz oluyor. Ergene Nehri’nde canlı yok. Yirmi beş
yıl öncesinin Ergenesi nerede, bugünün Ergenesi nerede?
Bakanlık hâlâ ne bekliyor, onu merak ediyorum. Sivil toplum
örgütleri ve Trakya halkı “Artık yeter!” diyorlar. Biz, bir an önce Ergene
kirliliğine bir çözüm istiyoruz, buraya bir neşter vurulsun diyoruz. Dokuz
yıldır bekliyoruz ancak daha fazla beklemeye Trakya halkının da tahammülü
kalmamıştır. Sivil toplum örgütlerinin ve de Trakya halkının artık Hükûmet üzerindeki baskıları gittikçe artacaktır. Bunu
Sayın Bakanım ve Çevre Bakanlığı yetkilileri de bürokratları da görüyorlar,
görüyorlar ama henüz kılını kıpırdatmıyorlar.
Uzunköprü Belediye Başkanımız suç duyurusunda bulunuyor ve diyor
ki: “Artık Ergene kirliliğine yeter! İnsanlarımız burada hasta olmasın,
insanlarımız kanser olmasın.” Tekirdağ, Edirne, Kırklareli’deki
sivil toplum örgütleri Hükûmet üzerindeki baskılarını
artırarak devam edeceklerdir ve bu çözüm projelerinin bir an önce hayata
geçirilmesini sağlayacaklardır.
Ben ve diğer Trakya milletvekilleri bu konudaki duyarlılığımızı bu
dönemin başından beri gösteriyoruz ancak maalesef Çevre Bakanlığının kulakları
bu duyurulara sağır. Belki de bu, Ergene ile ilgili bu dönemin son konuşması.
Arkadaşlar, ne olur Trakya’ya sahip çıkalım, Ergene’ye sahip çıkalım. Ergene’ye
sahip çıktığımız oranda Trakya’ya sahip çıkmış olacağız. Ankara’daki
bürokratlar şunu bilsin ki, bizler sonuna kadar bunun peşinde olacağız ve iki
elimiz de sayın bürokratların ve Sayın Bakanımızın yakasında olacaktır. Trakya
toprakları muhakkak kurtulacaktır, eninde sonunda kurtulacaktır ama Sayın Çevre
Bakanının da bu konuda duyarsız kalmasını kabul edemiyoruz. Bizler Trakya
milletvekilleri olarak bu konuda duyarlıyız ve sonuna kadar da bunun peşini
bırakmayacağız.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Barış.
Gündem dışı üçüncü söz, Erzurum ilinin düşman işgalinden kurtuluşunun
93’üncü yıl dönümü münasebetiyle söz isteyen Erzurum Milletvekili Muhyettin Aksak’a aittir.
Buyurun Sayın Aksak. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
3.- Erzurum Milletvekili Muhyettin Aksak’ın, Erzurum ilinin düşman işgalinden
kurtuluşunun 93’üncü yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
MUHYETTİN AKSAK (Erzurum) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşunun 93’üncü yıl dönümü münasebetiyle gündem
dışı söz almış bulunmaktayım. Yüce milleti, siz değerli temsilcilerini ve
televizyonları başında bizleri izleyen sevgili hemşehrilerimi
saygıyla selamlıyorum.
Birinci Dünya Savaşı sırasında, yani 16 Şubat 1916’da Rus işgaline
düşen Erzurum, iki yılı aşkın esaret günlerinden sonra Kâzım Karabekir’in
kumandasındaki Birinci Kafkas Kolordusunun ve kahraman Erzurum halkının
mücadelesiyle kurtarılmıştır. Bugün bu ezanlar, doksan üç yıl önce atalarımızın
fedakârlığı ve göğüslerini siper ederek vatanımızı savunmaları neticesinde
okunmaktadır.
Değerli milletvekilleri, 12 Mart 1918, bundan tam doksan üç yıl
önce, Türk’ün kalbi olan Erzurum’un esaretten hürriyete, ölümden hayata
kavuştuğu gündür. İşte, bugün kurtuluşa giden yol Erzurum’dan geçti. Bu şehir,
tarih boyunca topraklarında gözü olan düşmanlara Anadolu’nun giriş kapılarını
kapatan, bu kapılarda nöbet tutan dadaşlar diyarı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin
temellerinin atıldığı, istiklal mücadelesinin başlatıldığı şehirdir. Kısaca,
Türk kadınının kahramanlıklarının Nene Hatun’un şahsında bayraklaştığı, tarih
boyunca Türk’ün yüzünü ağartan dadaşlar diyarı Erzurum’dur.
Değerli milletvekilleri, hayatımızın hiçbir noktası tesadüf
değildir. İstiklal Marşı’mızın kabulüyle Erzurum’un
kurtuluşunun üç yıl sonra da olsa aynı güne denk gelmesi ilahî adaletin bir
sonucudur.
İstiklal şairimiz Mehmet Âkif Ersoy,
“Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım,
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım.
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım,
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.”
Diyerek verilen mücadelenin kutsallığını anlatmıştır. Kendisine
Allah’tan rahmet diliyor ve Allah ondan razı olsun diyorum.
Yıllardır “Doğu’nun Paris’i” yakıştırması yapılan Erzurum,
kurtuluşundan AK PARTİ İktidarı dönemine kadar hep ihmal edilmiştir, her geçen
gün geri kalmış iller arasına itilmiştir. Halkımız, AK PARTİ’ye
gösterdiği teveccühle ikinci bir kurtuluş mücadelesini başlatmıştır. Ekonomik,
sosyal, eğitim, sağlık, turizm gibi birçok alanda kalkınma hamlesi başlatan
Erzurum, bugün geldiği noktanın gururunu yaşamaktadır.
Tarihinde eğitim şehri olarak ün salan ilimiz, bugün aynı ününe
kavuşmaya adım adım ilerliyor. Aramızda birçok
milletvekili arkadaşımızın Erzurum Atatürk Üniversitesinden mezun olduğunu,
birçok bürokratımızın burada, ülkemizde görev yaptığını biliyoruz. Tabii,
bunlar, bu üniversiteden mezun olduklarından dolayı Erzurum’un birer gönüllü
elçileri olmuşlardır.
Erzurum ilim yuvasıdır, Erzurum dadaşlar otağıdır. Bir ilim
adamına “Malatya’da kayısı, Amasya’da elma, Ordu’da fındık yetişir. Erzurum’da
ne yetişir?” diye sorarlar. O da “Erzurum’da dadaş yetişir.” diye cevabını
vermiştir. Evet, Erzurum’da ikinci teknik üniversitemizle birlikte artık
Erzurum eğitim şehri olma yolunda da gerekli adımları atmıştır.
2011 Üniversite Oyunları’nın Erzurum’da yapılışı, artık Erzurum’u
bir bölge şehri olmaktan çıkarmış, dünya şehri konumuna getirmiştir çünkü
birçok tesisle, artık bundan sonra birçok organizeler Erzurum’da yapılacaktır.
Tabii, kurtuluş mücadelesini kutlama konusunda Erzurum
derneklerimiz Türkiye'nin birçok ilinde gerçek manada organizeler yapıyorlar.
Ben bu derneklerimizde bu organizelere emeği geçen bütün hemşehrilerimize
teşekkür ediyorum. Kurtuluşumuz hepimize kutlu olsun. Bu toprakları vatan yapan
aziz şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi şükranla anıyor, tüm hemşehrilerimizin kurtuluş coşkusunu ve kıvancını yürekten
paylaşıyor, hepinize saygıları sunuyor, teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Aksak.
Sayın Işık, Sayın Uslu, Sayın Yaman ve Sayın Şandır’ın
İç Tüzük’ün 60’ıncı maddesine göre kısa söz talepleri var, birer dakika süre
veriyorum.
Sayın Işık, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya ili Simav ilçesi Kaymakamlığının
küfürlü konuşmanın engellenmesi amacıyla başlattığı projenin ulusal basın ve
medyada farklı bir şekilde kamuoyu gündemine getirilmesine ilişkin açıklaması
ALİM IŞIK (Kütahya) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Birkaç gündür ulusal basın ve medyada farklı bir şekilde kamuoyu
gündemine getirilmiş bir konu için söz aldım. Teşekkür ediyorum.
Bilindiği gibi, Kütahya ili Simav ilçesi Kaymakamlığının iyi
niyetle, küfürlü konuşmanın engellenmesi amacıyla bir proje başlattığı
yönündeki haber kamuoyuna yanlış aksettirilmiş. Bu haber karşısında Kütahyalı hemşehrilerimiz, sanki ilin her tarafında ve ilçede küfürlü
konuşma yapılıyormuş gibi algılanmış olmasından üzüntü içinde olduklarını
belirtmişlerdir ve özellikle insanlarımızın bugün ilde aç, işsiz ve sosyal
bunalım içinde bulunduğu bir ortamda kısmen küfürle konuşmuş olması bu genele
şamil bir olay olmamaktadır. Dolayısıyla, tüm milletvekillerimizin ve Hükûmetin, insanlarımızın normal konuşmasını sağlayacak bir
altyapıyı hazırlamaya yönelik görevi vardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Uslu...
2.- Edirne Milletvekili Cemaleddin Uslu’nun, Ergene
Nehri’nin kirliliğine ilişkin açıklaması
CEMALEDDİN USLU (Edirne) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ben de Ergene Nehri’yle ilgili birkaç söz söylemek istiyorum.
Sayın Tansel Barış’a teşekkür ediyorum konuyu gündeme getirdiği için. Yaklaşık
1 milyona yakın insanımızı ilgilendiren bir havzadır Ergene Nehri havzası ve
300 bin dekarlık da bir araziyi kapsamaktadır. Bu nehrin kirli olmasından dolayı,
özellikle burada yapılan tarım etkilenmekte, çeltik tarımı ciddi şekilde
etkilenmektedir. Bu havzanın ve nehrin kirliliğinin giderilmesi gerekmektedir. Hükûmetin bence önceliğinin bu olması lazımdır. Bu konuya
dikkat çekmek istiyorum.
Ayrıca, Edirne Uzunköprü Eskiköy’de
Meriç’in taşması sonucunda bin dönüm arazi su altında kaldı ve kum doldu.
Bugün, bu üreticiler, burada tarım yapamamaktadır. Buranın temizlenmesi
gerekir. Buna da dikkatlerini çekiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Yaman...
3.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman’nın, Erzurum ilinin düşman işgalinden kurtuluşunun
93’üncü yıl dönümüne ilişkin açıklaması
M. NURİ YAMAN (Muş) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Bilindiği gibi, mart ayı Erzurum ve ilçelerinin kurtuluş
günü. Ben de yıllar önce Oltu’da dört yıl
kaymakamlık görevini yaptım. Değerli Oltu halkının önümüzdeki
25 Martta kutlayacakları bu kurtuluş günlerini ve gelecekle ilgili umutlarının
daha da ilerlemesini ve Oltu’nun layık olduğu düzene, layık olduğu sürece ve
layık olduğu seviyeye gelmesi konusunda, o çalışkan Oltu halkını buradan
selamlıyorum ve Oltuluların gelecekte kutlanacak olan bu kurtuluş günlerini tüm
Oltuluların şahsında kutluyor, hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Şandır...
4.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Erzurum ilinin düşman işgalinden kurtuluşunun
93’üncü yıl dönümüne ilişkin açıklaması
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Biz de Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak ve Erzurum
Milletvekilimiz Profesör Doktor Zeki Ertugay adına
Erzurum’un zafer gününü yürekten kutluyoruz.
Erzurum kahramanların diyarı. Erzurum’un işgal altında kurtuluş gününü kutlamak doğru değil.
Erzurum’un zafer gününü kutluyoruz, Erzurumlulara zafer yakışır, kahramanlık
yakışır, düşman işgali yakışmaz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz Erzurum
halkına zaferi yakıştırıyoruz ve bu savaşta hayatını kaybeden tüm Erzurumlu
dadaşlara, kadınıyla erkeğiyle, başta Nene Hatun olmak üzere hepsine yüce
Allah’tan rahmetler diliyoruz ve tüm Erzurumlulara Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu, camiası adına saygılar, sevgiler sunuyoruz efendim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.
Meclis araştırması açılmasına ilişkin dört önerge vardır, ayrı ayrı okutuyorum:
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- İstanbul Milletvekili Mithat
Melen ve 19 milletvekilinin, sağlık sistemindeki sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1066)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Sağlıklı bir hayat sürdürmek, insanların en temel ihtiyacı ve
hakkıdır. İnsan sağlığı ve yaşam kalitesini yükseltmek devletin görevi olup,
Anayasamızın 56. maddesinde, herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama
hakkı olduğu belirtilmiştir.
Sağlık sistemindeki sorunlara karşı alınacak önlemler, çözüm
önerileri ve gerekli politikaların oluşturulması amacıyla Anayasa'nın 98. ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104. ve 105. Maddeleri gereğince
Meclis Araştırması açılmasını arz ederiz.
1) Mithat Melen (İstanbul)
2) Mehmet Şandır (Mersin)
3) Ertuğrul Kumcuoğlu (Aydın)
4) Kemalettin
Nalcı (Tekirdağ)
5) Cemaleddin
Uslu (Edirne)
6) Mümin İnan (Niğde)
7) Ali Uzunırmak (Aydın)
8) Yılmaz Tankut (Adana)
9) Hasan Özdemir (Gaziantep)
10) Beytullah Asil (Eskişehir)
11) Hüseyin Yıldız (Antalya)
12) Akif Akkuş (Mersin)
13) Rıdvan Yalçın (Ordu)
14) Abdülkadir Akcan (Afyonkarahisar)
15) Mustafa Enöz (Manisa)
16) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
17) Mehmet Günal (Antalya)
18) Erkan Akçay (Manisa)
19) Durmuşali Torlak (İstanbul)
20) Necati Özensoy (Bursa)
Gerekçe:
Sağlıklı bir hayat sürdürmek, insanların en temel ihtiyacı ve
hakkıdır. İnsanların sağlıkla ilgili arayışları, insanlık tarihi kadar eski bir
olgudur. İnsanlar doğuştan ölüme kadar, sağlıklı bir hayat sürdürebilmek için
sürekli ve nitelikli sağlık hizmetine ihtiyaç duyarlar. Günümüzde bu ihtiyacın
belli standartlarda sağlanması, çağdaş devletin en başta gelen
görevlerindendir. Ayrıca Anayasamız bu konuda çok açık hükümler içermektedir.
Dünyada da Türkiye'de olduğu gibi sağlık sistemlerinde ciddi
sorunlar vardır. Yaşam süresinin uzaması, artan kronik hastalıklar ve ilgili
maliyetler ve tedavi imkânlarına eşit uzaklıkta olmamak v.b. sağlık hizmeti
alanların çeşitliliği ve tedavideki sıkıntılar etkinliği azaltmakta ve
maliyetleri artırmaktadır. Yenilikçi sağlık sistemleri ve çözümlerini
geliştirmek ise zoruzun, pahalı ve karmaşık bir
iştir. Hastalıktan koruma, hastalığın tespiti, tedavisi ve hastalıkla yaşama ve
yenilikçi çözümlerin hayat kalitesi üzerindeki etkisi önemlidir. Ama bunun için
de ek yatırımlara ihtiyaç vardır. Sağlık için yapılan harcamaları masraftan çok
bir yatırım olarak görmek, bilgiye dayalı bir ekonomik gelişme demektir.
Tüm Dünyada ve Avrupa Birliğinde Türkiye'de olduğu gibi karar
vericiler ve politika üreticiler, vatandaşların sağlık sistemlerinden
yararlanmasının daha sürdürülebilir olmasına çalışmaktadırlar. Vaka bazındaki
gerçeklere dayalı yoğun bakım ve ilginin, yenilikçi zinciri oluşturabilmesi
için ciddi koordinasyona gereksinim vardır. Bunun da hastaya gösterilen
ilginin, yaşam kalitesi üzerindeki etkisi olduğu gibi, sağlık sisteminin
etkinliğini ve verimliliğini arttıracağı kesindir. Yaşlanan nüfus kronik
hastalarda artış ve tedaviye eşit uzaklıkta olmak kesinlikle yaşam zenginliğine
ve yaşam kalitesine etki edecektir. Bu yüzden, başta yöneticiler olmak üzere,
TBMM'nin ortak sorumlulukları bulunmaktadır. Her şeyden önce Türkiye'de sağlık
konusu ile ilgilenen bütün tarafların, meseleye ortak ve bütünleşik bakmaları
ve işbirliği yapmaları lazımdır. Ülkenin vatandaşlarını sağlık sisteminin
ortasına koyduğunuz zaman önce yapacağınız işin sağlık okuryazarlığını
arttırmak olacağı kesindir. Bu bir yerde hem halkı bilgilendirmek hem de
toplumun duyarlılığını ve farkındalığını arttırmak
demektir. Geliştirilmesi gereken politikaların yenilikçi çözümler ve
araştırmayı arttırıcı nitelikte olması düşünülmelidir. Bu koruma, izleme,
teşhis ve tedavi için yol gösterici olacaktır. Ayrıca yaratılan yeni sağlık
politikaları, önleme ve etken teşhis için gelişecek ve böylece maliyeti daha
düşük ve sürdürülebilir bir sağlık sistemine kavuşulacaktır. Sağlık sisteminde
yenilikçi yatırımların teşviki ve patentlerin korunması da önemli bir aşamadır.
Etkinliğin geliştirilmesi ve verimliliğin artırılması geri ödeme sistemini
hızlandıracak ve yönetsel gözden geçirmeleri çabuklaştıracaktır.
İnsan refahının arttırılması, yaşam koşullarının ve niteliklerinin
geliştirilmesi konularında bugüne kadar Cumhuriyet Hükümetlerinin yaptıkları ve
aldığımız yol azımsanacak gibi değildir. Ancak değişen dünya koşulları
teknoloji ve iletişimde de ilerlemeler Türkiye'nin çağdaş Dünya ile birlikte
sağlık sorununa daha insancıl olarak bakmasını ve insanı ön plana çıkarmasını
sağlayacaktır.
Bu amaçlara varmak için ise gerekli sağlık sistemlerini kurmak ve
geliştirmek zorunludur. Bu durum ise, tüm tarafların katılımı ile bir yol
haritası çizmeyi ve araştırmayı gerektirmektedir. Böyle bir araştırmanın
TBMM'nin içinde başlatılması topluma da yol göstermesi açısından önemli
olacaktır.
Anayasamızın 56. maddesinde, herkesin sağlıklı ve dengeli bir
çevrede yaşama hakkı olduğu belirtilmiş, devletin insan sağlığı ve yaşam
kalitesinin yükseltmek, zorunda olduğu görevlerini de düşünecek olursak,
sorunlara karşı alınacak önlemler, çözüm önerileri ve gerekli politikaların
oluşturulması amacıyla Meclis Araştırması açılması gerekmektedir.
2.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru
ve 20 milletvekilinin, yardımcı doçentlerin sorunlarının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/1067)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Üniversitelerde Yardımcı Doçent olarak görev yapan öğretim
üyelerinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken tedbirler hususunda
Anayasanın 98. İçtüzüğün 104 ve 105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması
yapılmasını arz ederiz.
1) Reşat Doğru (Tokat)
2) Kamil Erdal Sipahi (İzmir)
3) Beytullah Asil (Eskişehir)
4) Cemaleddin Uslu (Edirne)
5) Yılmaz Tankut (Adana)
6) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
7) Osman Durmuş (Kırıkkale)
8) Hasan Özdemir (Gaziantep)
9) Mümin İnan (Niğde)
10) Yıldırım Tuğrul Türkeş (Ankara)
11) Mustafa Kalaycı (Konya)
12) Akif Akkuş (Mersin)
13) Necati Özensoy (Bursa)
14) Rıdvan Yalçın (Ordu)
15) Hakan Coşkun (Osmaniye)
16) Cumali Durmuş (Kocaeli)
17) Mehmet Serdaroğlu (Kastamonu)
18) Metin Çobanoğlu (Kırşehir)
19) Hasan Çalış (Karaman)
20) Zeki Ertugay (Erzurum)
21) Mehmet Şandır (Mersin)
Gerekçe:
Üniversitelerimizde Yardımcı Doçent olarak görev yapan öğretim
üyelerinin sürelerinin 22.06.2000 tarihinde kabul edilen 4584 sayılı kanunla
Yardımcı Doçentlik için öngörülen 12 yıl süre ile sınırlandırılması kaldırılmış
olmasına rağmen, üniversitelerde görev yapan Yardımcı Doçentlerin ek
göstergeleri özlük hakları ve emeklilikleri için bir düzenleme yapılmamıştır.
Kaldırılan süreye rağmen kadro dereceleri, 3/8'inde tıkanarak 3600 ek
göstergeden maaş aldıkları gibi, öğretim görevlileri, okutman gibi şartlarda
emekli olmakta ve aylıklarını almaktadırlar.
Nitekim 4.11.1981 tarih ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununda
öğretim elemanlarının sınıflandırılması ile ilgili madde 3'de öğretim üyeleri
sınıfı; profesörler, doçentler ve yardımcı doçentlerden, öğretim görevlileri ve
okutmanlar sınıfı ise öğretim görevlileri ile okutmanlardan oluşur,
denilmektedir.
Bu açıklamaya göre; üniversitelerde öğretim görevlisi olarak
çalışan görevliler ve okutmanlar 3600 ek gösterge ile çalışırken Yardımcı
Doçent unvanı alarak öğretim üyesi kadrosuna atananların ek göstergelerinde bir
değişiklik olmamaktadır. Halbuki, Yüksek Öğretim
Personel Kanunundaki ek gösterge cetvelinde Profesör için 5300, Doçent 4800, Yard. Doçent, öğretim görevlisi ve okutmanlar için 3600 ek
gösterge uygulanmaktadır. Bu durumda Yardımcı doçentler öğretim üyesi sınıfında
kabul edilmesine rağmen, ek gösterge olarak öğretim görevlisi ve okutmanlarla
aynı kategoride değerlendirilmektedir.
12 yıllık sürenin kaldırılması Danıştay 8. Dairesinin 28.02.2002
tarihli 2001/3007 esas no ile 2002/1239 karar sayılı karar içeriğinde süre
sınırlandırılmasının kaldırıldığı yönündedir. Bu durumda Yardımcı Doçentleri
5/3 derece aralığı, 3600 ek gösterge ile
sınırlandırılmış olan 24.11.1194-4048/3 numaralı KHK ile düzenlenmiş olan ek
gösterge cetvelinin d bendi eğitim durumları gözetilerek yeniden
düzenlenmelidir. Bu yasal değişiklikten sonra bugüne kadar durumları gözetilerek
yeniden düzenlenmelidir. Bu yasal değişiklikten sonra bugüne kadar yapılan
düzenlemelerde öğretim üyesi sınıfında olan profesör ve doçentlere
iyileştirmeler yapıldığı halde yardımcı doçentlere yapılmamıştır. İyileştirme
yapılmadığı gibi yardımcı doçentler için sınırlandırılmış 12 yıllık sürenin
kaldırılmış olmasına rağmen halen yardımcı doçentler maaşlarını 3/8'inden
almaktadırlar. Ek göstergeleri ise öğretim görevlileri ile okutmanların almış
oldukları 3600 ek göstergeden almaktadırlar. 30 yıllık hizmeti olan Yardımcı
Doçentler dahi, 3/8'inci derecede takılıp kalmaktadır. Ancak emeklilik
kesenekleri ise 1/4 dereceden kesilmektedir. Emekli olduklarında da öğretim
görevlisi ve okutman gibi 3600 ek göstergeden emekli olmaktadırlar.
Dolayısıyla, yapmış oldukları akademik kariyer (Yüksek Lisans, Doktora ve
Araştırmalar) gibi çalışmaların hiçbir katkısı olmamaktadır.
Sonuç olarak yukarıda belirtilen mağduriyetlerin giderilmesi için
öğretim üyesi sınıfında yer alan Yardımcı Doçentlerle ilgili yeni bir
düzenlemeye ihtiyaç vardır. Konunun Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından da
araştırılması mevcut kanunlarımıza göre haksız bir uygulama sonucunda oluşan
mağduriyetin önlenmesine katkı sağlayacaktır.
Araştırma Önergemiz bu amaçla hazırlanmıştır.
3.- Ankara Milletvekili Tekin
Bingöl ve 37 milletvekilinin, Ankara OSTİM Organize Sanayi Bölgesinde meydana
gelen patlamaların nedenlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1068)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na
Ankara OSTİM ve İvedik'te 2011
Şubat ayının ilk haftasında yaşanan ve 20 yurttaşımızın hayatını kaybetmesine
sebebiyet veren patlamalardaki olası ihmallerin araştırılarak sorumluların
tespiti ve bir daha böyle acı olayların yaşanmaması için alınabilecek
önlemlerin tespiti için, OSTİM çalışanlarının da görüşlerine başvurulabilmesine
imkân tanıyarak bir TBMM içtüzüğünün 104 ve 105. maddeleri ve Anayasanın 98.
maddesi gereğince bir Meclis araştırması açılmasını arz ederiz.
1) Tekin Bingöl (Ankara)
2) Şevket Köse (Adıyaman)
3) Yaşar Ağyüz (Gaziantep)
4) Ali Rıza Ertemür (Denizli)
5) Durdu Özbolat (Kahramanmaraş)
6) Ferit Mevlüt Aslanoğlu
(Malatya)
7) Yılmaz Ateş (Ankara)
8) Gürol Ergin (Muğla)
9) Birgen Keleş (İstanbul)
10) Bayram Ali Meral (İstanbul)
11) Sacid Yıldız (İstanbul)
12) Kemal Demirel (Bursa)
13) Tacidar Seyhan (Adana)
14) Mehmet Şevki Kulkuloğlu (Kayseri)
15) Muhammet Rıza Yalçınkaya (Bartın)
16) Ali Oksal (Mersin)
17) Bülent Baratalı (İzmir)
18) Ahmet Ersin (İzmir)
19) Atilla Kart (Konya)
20) Hüsnü Çöllü (Antalya)
21) Orhan Ziya Diren (Tokat)
22) Rahmi Güner (Ordu)
23) Ali Koçal (Zonguldak)
24) Enis Tütüncü (Tekirdağ)
25) Ali Arslan (Muğla)
26) Necla Arat (İstanbul)
27) Şahin Mengü (Manisa)
28) Hakkı Suha Okay
(Ankara)
29) Hüseyin Ünsal (Amasya)
30) Hikmet Erenkaya (Kocaeli)
31) Atila Emek (Antalya)
32) Tayfur Süner (Antalya)
33) Hulusi Güvel (Adana)
34) Vahap Seçer (Mersin)
35) Zekeriya Akıncı (Ankara)
36) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
37) Mevlüt Coşkuner
(Isparta)
38) Mehmet Ali Özpolat (İstanbul)
Gerekçe:
2011 Şubat ayının ilk haftasında başkent Ankara, OSTİM olarak
bilinen Ortadoğu Sanayi Ticaret İş Merkezi'nde art arda yaşanan patlamalar ve
bu patlamalarda hayatını kaybeden 20 yurttaşımızın acısıyla sarsılmıştır.
Patlamaların ardından ortaya çıkan bilgiler, patlamalarda ilgili
bakanlıkların ve kamu kurumlarının büyük ihmallerinin olduğunu ortaya
koymuştur.
21. yüzyılda, insan emeğinin en yüce değer olması gerekirken
ülkemizde halen insan emeğine gereken önemin verilmemekte ve iş güvenliği ile
işçi sağlığı üretim maksimizasyonunun gerisinde,
ikinci plana atılmaktadır. Taşeronlaşma, kayıt dışı istihdam gibi uygulamalar
gerekli denetimler yapılmadığı için artış göstermektedir.
OSTİM ve İvedik'te yaşanan patlamaların
da böyle bir ihmaller zincirinin sonucu olduğu düşünülmektedir. Örneğin
patlamaların gerçekleştiği işyerlerinden birisinde, yaşamını yitiren bir
çalışanın OSTİM ve İvedik içerisinde faaliyet
gösteren kimi iş yerlerini kaçak mazot ürettiği ve sattığı ve kaçak işçi
çalıştırdığı gerekçesiyle şikâyet ettiği ancak buna rağmen ilgili iş yerinin
kısa bir süre kapalı kalmasının ardından çalışmaya devam ettiği ortaya
çıkmıştır.
Hayatını kaybeden bazı işçilerin de sosyal güvenlik kurumunda
herhangi bir kayıtlarının olmadığı ortaya çıkmıştır. Bu durumda, hayatını
kaybeden ve tek amacı ekmek parasını kazanmak olan yurttaşlarımızın geride
bıraktıkları yakınlarının sosyal güvenlik kurumu ile olan akıbetleri de
belirsizdir.
Patlamalar sonucunda Bakanlarca yapılan sorumluluğu üzerinden atma
niyetli açıklamalar da toplumsal acıları daha da artırmıştır.
Artık sorumluluktan kurtulmaya çalışmaktan çok OSTİM ve İvedik'de yaşanan faciaların ülkenin dört bir yanındaki
sanayi merkezlerinde yaşanabileceğini düşünerek hareket edilmeli ve bu tür
olası faciaların nasıl önüne geçebileceğimizi konuşmalıyız. Çünkü sağlıklı bir
çalışma ortamına sahip olamayan her bir yurttaşımızın can güvenliği biz
siyasilerin sorumluluğu altındadır. Her çalışanın olası bir vefat durumunda
geride bırakacağı yakınları bizim sorumluluğumuz altındadır.
Bu düşüncelerle OSTİM ve İvedik'te
yaşanan patlamanın sebeplerinin araştırılması çok önemlidir. Bu araştırma
sonucunda ne gibi ihmallerin bu patlamalara yol açtığının tespiti ve işyerlerinin
iş sağlığı ve iş güvenliği hükümlerini ne tür yollarla ihmal ettiklerinin
ortaya çıkarılması mümkün olabilecektir.
Yine araştırmanın sonucunda hem çalışanların, hem işverenlerin
sorunları masaya yatırılabilecektir.
Ayrıca araştırma ile birlikte Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı başta olmak üzere, bakanlıkların görev
alanlarına giren konulardaki yükümlülüklerinden olan teftiş yükümlülüğünü
gereğince yerine getirip getirmediği ve OSTİM'deki
patlamada olduğu gibi bu denetim yükümlülüğünü yerine getirmemesinin sebepleri
de ortaya çıkarılabilecektir. Açıktır ki OSTİM'deki
patlamalar öncesinde işyerleri kaçak işçi ve kaçak mazot konusundaki şikâyetler
neticesinde gereği gibi denetlense idi bugün yaşamını kaybeden kimisi engelli
kardeşine bakmak için evlenmemeyi seçmiş, kimisi üniversitedeki oğlunu
okutabilmek için emekli olduğu hâlde çalışmaya devam eden 20 yurttaşımız hâlen
hayatta alabilecekti.
Yukarıda özetlenen sebeplerle, OSTİM'de
yaşanan patlamalara ilişkin sebeplerin araştırılabileceği, ihmali bulunanların
tespit edilebileceği ve bu tür başka faciaların olmasının nasıl
engellenebileceğinin tespit edilebileceği, uzmanların görüşlerine, çalışanların
ve işverenlerin sesine kulak verebilecek bir araştırmanın açılmasının uygun
olacağı düşünülmektedir.
4.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve 23 milletvekilinin, nişasta bazlı şekerin insan sağlığına etkisinin ve şeker
sektöründeki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1069)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Ülkemizde "Nişasta Bazlı Şeker" (NBŞ) üretimi ve
kullanımının kısa ve uzun vadede insan sağlığına etkilerinin araştırılması, NBŞ
kotasının pancar üreticilerine ve şeker sektörüne yarattığı olumsuzlukların
tespit edilmesi, üretici ve tüketicilerin bilgilendirilmesi amacıyla
Anayasamızın 98 ve İçtüzüğün 104 ve 105. maddeleri gereğince bir Meclis
Araştırma Komisyonu kurulmasını arz ve teklif ederiz.
1) Mehmet Serdaroğlu (Kastamonu)
2) Oktay Vural (İzmir)
3) Faruk Bal (Konya)
4) Reşat Doğru (Tokat)
5) Rıdvan Yalçın (Ordu)
6) Durmuşali Torlak (İstanbul)
7) Abdülkadir Akcan (Afyonkarahisar)
8) Mustafa Enöz (Manisa)
9) Recep Taner (Aydın)
10) Süleyman Latif Yunusoğlu (Trabzon)
11) Behiç Çelik (Mersin)
12) Cemaleddin Uslu (Edirne)
13) Hasan Çalış (Karaman)
14) Hasan Özdemir (Gaziantep)
15) Alim Işık (Kütahya)
16) Şenol Bal (İzmir)
17) Hamza Hamit Homriş (Bursa)
18) Akif Akkuş (Mersin)
19) Ertuğrul Kumcuoğlu (Aydın)
20) Metin Çobanoğlu (Kırşehir)
21) Ahmet Deniz Bölükbaşı (Ankara)
22) Yılmaz Tankut (Adana)
23) Muharrem Varlı (Adana)
24) Erkan Akçay (Manisa)
Gerekçe:
Ülkemizde son yıllarda, mısır şurubundan üretilen nişasta bazlı şeker (NBŞ), şeker piyasamızdan, pancar üreticilerine,
üretim kotalarından, insan sağlığına olan olumsuz etkilerine kadar birçok
konuda tartışma konusu olmaktadır.
Nişasta bazlı şeker, çikolata, gazoz,
hamur tatlıları, kekler, bisküviler ve benzer yiyeceklerde, hatta bal
üretiminde bile kullanılmaktadır. NBŞ'nin, şişmanlık,
diyabet ve özellikle pankreas kanserine yol açtığı yönünde bilimsel
araştırmalar yapılmaktadır. Bazı Avrupa Birliği ülkelerinde, hastalıklara neden
olduğu gerekçesiyle tehlikeli bulunan ve tamamen yasaklanan NBŞ üretimi ve
kullanımının, ülkemizde yeniden değerlendirilmesi bir zorunluluk halini
almıştır.
NBŞ üretim kotasının artırılması, tartışmaları büyütürken,
sektörde pancar şekeri aleyhine dengelerin bozulduğu, pancar şekerinin pazar
payının daraltıp, üretime darbe vurduğu ve NBŞ'nin
insan sağlığına da olumsuz etkilerinin bilimsel raporlarla kanıtlandığı
yönündeki şikâyetler, sektör temsilcileri tarafından sıklıkla dile
getirilmektedir.
Ülkemizde 2007-2008 pazarlama yılı sonunda şeker stoku 119 bin ton
iken, NBŞ kotası yüzde 35 oranında artırıldı. 2008-2009 pazarlama yılı sonunda
şeker stoku 230 bin iken, NBŞ kotası yüzde 25 artırıldı. 2009-2010 pazarlama
yılında ise pancar şekerinin 1 milyon tonundan fazlası henüz depolarda dururken
ve pazarlama yılı sonunda 600-700 bin ton stokla kapatacağı tahmin edilirken
NBŞ kotası yüzde 50 oranında artırıldı.
AB ülkelerinde NBŞ kotası ortalaması yüzde 2-3'tür. Fransa ve
İngiltere'de NBŞ kotası yüzde sıfır, Almanya'da yüzde 1.92'dir. Türkiye'de ise,
son Bakanlar Kurulu Kararı ile yasal oran yüzde 50 artırılarak yüzde 10'dan
yüzde 15'e çıkarıldı. Yaklaşık 300 milyon nüfuslu AB ülkelerinde NBŞ kotası
yüzde 2-3 oranında ve toplam NBŞ üretimi 300 bin ton civarında iken, 73 milyon
nüfuslu ülkemizde bu rakam 2009-2010 yıllarında 540 bin ton civarında
gerçekleşmiştir. Türkiye'de kişi başına 6-7 kilogram civarında NBŞ düşerken, AB
ülkelerinde kişi başına düşen NBŞ miktarı 1.5 kilogram
civarındadır. Yani ülkemizde ihtiyacın 5 katı üretim yapılmaktadır.
Ülkemizde NBŞ üretim kotasının artırılması, şeker pancarı
üreticilerini olumsuz etkilemektedir. Son kararla, nişasta bazlı
şekerlerde üretim kotasının yüzde 15'e çıkarılması, şeker pancarı üretiminde
daralmaya neden olmaktadır. Pancar şekerine alternatif bir ürünün kotasının
artırılması, tarım sektörünü ve pancar sanayinin desteklediği yan sektörleri de
olumsuz etkilemektedir. İstihdama yansıyan olumsuzlukların yanı sıra, pancar
şekeri üretiminin daralması, besi hammaddesi olan küspenin ve melasın
kullanılamamasına da neden olmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, ülkemizde "Nişasta Bazlı Şeker"
(NBŞ) üretimi ve kullanımının kısa ve uzun vadede insan sağlığına etkilerinin
araştırılması, NBŞ kotasının pancar üreticilerine ve şeker sektörüne yarattığı
olumsuzlukların tespit edilmesi, üretici ve tüketicilerin bilgilendirilmesi
amacıyla bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulması gerekmektedir.
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler gündemde yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp
açılmaması konusundaki görüşmeler sırası geldiğinde yapılacaktır.
Sayın milletvekilleri, Anayasa’nın 114’üncü maddesine göre atanmış
olan ve milletvekili olmayan bakanların Anayasa’nın 112’nci maddesine göre ant
içmesi gerekmektedir.
VI.- ANT İÇME
1.- Anayasa’nın 114’üncü maddesine
göre atanmış bulunan Adalet Bakanı Ahmet Kahraman’ın ant içmesi
BAŞKAN- Şimdi, Adalet
Bakanı Sayın Ahmet Kahraman’ı ant içmek üzere kürsüye davet ediyorum.
Buyurun Sayın Kahraman. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
(Adalet Bakanı Ahmet Kahraman ant içti) (Alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Bakana biz de görevlerinde başarılar diliyoruz.
Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.
1’inci sırada yer alan, Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu Tasarısı ile
Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve Milli Savunma Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri
1.- Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu
Tasarısı ile Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu Raporu (1/997, 1/1003) (S.
Sayısı: 633) (x)
BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Dünkü birleşimde İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun
olarak görüşülen tasarının birinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştı.
Şimdi, ikinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz.
İkinci bölüm, 10’uncu maddeye bağlı 1’inci ve 2’nci fıkralar,
3’üncü fıkranın (a) ve (b) bentleri, 4, 5 ve 6’ncı fıkralar, 7’nci fıkranın
(a), (b), (c) ve (ç) bentleri ile 8, 9, 10, 11, 12 ve 13’üncü fıkralar dâhil,
10 ila 12’nci maddeleri kapsamaktadır.
İkinci bölüm üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz
isteyen Kürşat Atılgan, Adana Milletvekili.
Buyurun Sayın Atılgan. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA KÜRŞAT ATILGAN (Adana) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu Tasarısı ile Türk Silahlı
Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı’nın
ikinci bölümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunuyorum.
Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu Tasarısı’na
geçmeden önce, bu konunun Meclise geliş aşamasına kadar geçirdiği evrelere
şöyle bir göz atmak istiyorum.
Hepinizin de bildiği gibi, bu kanun gelmeden önce Türkiye’de
kamuoyunu meşgul eden -askerlik sistemi üzerinde- son derece geniş tartışmalar
olmuştur. Bu tartışmaların birincisi, bildiğiniz gibi, bedelli askerlik çıkacak
mı, çıkmayacak mı konusuydu. Bedelli askerlik konusu gündeme geldiğinde AKP
yöneticilerinden ve Hükûmet yetkililerinden çok
değişik miktarda açıklamalar geldi. Bir kısmı bedelli askerlik konusunun
lehinde konuşurken bir kısım Hükûmet yetkilileri ve
parti yöneticileri bedelli askerlik konusunun aleyhinde bir kısmı ise zamana
bırakıldığı konusunda açıklamalar yaptı. Bu, aslında, bir AKP klasiğiydi.
Herhangi bir konunun toplumda tepki alma durumunda AKP’nin değişik yöneticileri
o konuda çok değişik açıklamalarda bulunmaktadırlar. Bu,
hapsedilen basın mensuplarından, hapsedilen bilim adamlarına kadar geçen ve bu
tutuklamaların artık bir cezalandırma noktasına geldiğinde Başbakan
Yardımcısından Cumhurbaşkanına kadar birtakım kaygıları dile getiren
açıklamalarla toplumda oluşan kaygıları giderme veyahut da zamana bırakma
yöntemi yani bir AKP klasiği ama zamanla da kendi gizli gündemlerinde olan
konuları da hayata geçirme modeli olarak Türk siyasi tarihine geçmiştir.
Değerli arkadaşlarım, bedelli askerlik konusu, toplumda bir
karşılığı varsa, mutlaka bunun yetkilileriyle konuşup, bir Hükûmet
projesi olarak topluma sunulması veya topluma tamamen bu konunun gündemden
kalktığının açıklanması gerekirdi. Ancak bu konular konuşulurken, Millî Savunma
Bakanı “Bedelli askerlik konusunun gündemlerinde olmadığını, tek tip askerlik
konusu üzerinde çalıştıklarını” dile getirmiştir.
(x) 633 S. Sayılı Basmayazı 08/03/2011 tarihli
74’üncü Birleşim Tutanağı’na eklidir.
Bunun daha öncesinde diğer bir konu vardı: Aslında
Türkiye’de askerlik sistemiyle ilgili kanunla ve Anayasa’yla yetki verilmiş
olan Genelkurmay Başkanlığı devir teslim töreninde yani ağustosun ortasından
sonra -26 Ağustosta sanıyorum- devir teslim töreninde görevi devreden eski
Genelkurmay Başkanı, bir önceki Genelkurmay Başkanı Sayın Başbuğ, Türkiye’de
eğitimli insan kaynağından daha fazla yararlanmak için tek tip askerlik
modelini gündeme getirmişti. Yani kanunla ve
Anayasa’yla görev kendisine tevcih edilen kurum diyor ki: “Bana verdiğiniz
görevi yerine getirmek için ben Türkiye’deki askerlik modelimi tek tip askerlik
modeline çevirmek istiyorum.” Bu konu gündeme geldiğinde Hükûmet
yetkilileri bu konu hakkında yine çok değişik açıklamalarda bulundular; bir
kısmı, işte incelediklerini söylediler, bir kısmı Genelkurmayın bu yapmış
olduğu açıklama konusunda “Haberimiz yok.” dediler veyahut da “Daha önce
bizimle koordine kurulmadı.” dediler. İşte, bunların tamamı Türkiye’deki
askerlik sistemine ve askerliğe ve bu işten sorumlu olanlarla siyasetin veyahut
da Hükûmetin arasındaki ilişkilerdeki kopukluğun en
bariz örnekleridir. Tabii, tam bunlar yoğun olarak kamuoyunda tartışılırken
Sayın Millî Savunma Bakanının açıklaması gelmişti: Sözleşmeli askerlik konusu.
Evet, değerli milletvekilleri, Türkiye’de çok değişik askerlik
modelleri var. Yani bildiğiniz gibi dört yıllık üniversiteyi bitirenler altı
aylık erbaş veyahut da asteğmen olarak görev yapıyorlar, ortaöğretim ve lise
mezunu olanlar da on beş aylık askerlik hizmetini yerine getiriyorlar. Bunların
tamamen fayda ve mahzurları tartışılmak zorundadır. Aslında, üzerinde
tartışmamız gereken hususlardan bir tanesi: Türkiye’de çıkarılan bu yasayla
adım adım belki de profesyonel askerliğe geçiş
noktasındaki tartışmaların faydalı mı, mahzurlu mu olduğu noktasında konunun
tartışılması gerekir. Yani Türkiye, zorunlu askerlik sistemini terk edip
profesyonel askerliğe geçmeli mi, geçmemeli mi, belki de Meclisin üzerinde
tartışması gereken en önemli konuların başında bu gelmektedir.
Avrupa’daki birçok ülke zorunlu askerliği terk etmiş bulunuyor.
Amerika Birleşik Devletleri, biliyorsunuz, çok uzun sürelerden beri profesyonel
askerliği uygulamakta. Vietnam harbi zamanında şartlar gerektirdiği için tekrar
zorunlu askerlik sistemini uyguladı ama daha sonra tekrar profesyonel askerliği
uygulamakta. Ama bugün baktığımız zaman Türkiye Cumhuriyeti’nin mevcut Savunma
Bakanlığı bütçesiyle profesyonel askerlik sistemine geçmesi mümkün değildir.
Yani bu ordu büyüklüğüyle ve bu savunma bütçesiyle profesyonel askerliğe
geçemeyiz. Bu mevcut bütçenin en az iki buçuk misli bir bütçeyle Türkiye
profesyonel askerliğe geçebilir. Dolayısıyla, Türkiye'nin ekonomik yapısı ve
gayrisafi millî hasılası bugün için buna müsait
değildir.
Ayrıca, zorunlu askerliğin birtakım fonksiyonları da vardır. Bütün
erkek nüfusunun mesleki durumu, geliri, statüsü, makamı ne olursa olsun,
askerlik ocağından geçmek üzere, yaşadığımız toprakların vatan olduğunu
hissetmesini de sağlayan bir okul gibidir. Yani askerlik hizmetinin toplumumuzdaki
millî kimliği pekiştirici bir özelliği vardır. Bunu da gözden uzak tutmamak
gerekir. Çünkü ülkelerin askerlik modelini ülkelerin şartları belirler. Örnek
olarak vermek istersem, mesela İsrail’de on sekiz yaşını bitirmiş her erkek ve
kız askerlik sistemine alınır. Kızlar yirmi dört ay, erkekler otuz altı ay
askerlik yaparlar. Dolayısıyla, yükseköğretim öncesi, kanının en deli olduğu,
en isyankâr olduğu bu İsrail gençliği askerlik ocağında İsrail’in şartları,
İsrail’in tehdit algılaması ve İsrail vatanının ilelebet o bölgede
yaşayabilmesi için bir şuura eriştirilir ve ondan sonra yükseköğretime devam
ederler. Bu, ülkelerin şartlarından doğan askerlik modelidir. Dolayısıyla,
Türkiye’deki askerlik modeli bu kadar katı olmasa da, bana göre, zorunlu
askerliğin, mecburi askerliğin Türk insanına vermiş olduğu çok büyük katkılar
vardır. Kısa, uzun, asteğmen veya asker olarak hepimiz, hepiniz, bu Meclisteki
insanlar askerlikle ilgili vatan hizmetini yerine getirmişlerdir ve hayatı
boyunca bu ocakta geçirmiş oldukları anılar anlatılır. Genelde de kötü anılar
şuur altına itilir ve hep hayatı boyunca anlattığı anılar askerlik hizmetiyle,
güzel anılardır.
Dolayısıyla, benim burada tereddüt ettiğim konulardan biri, az
önce söylediğim Türk Genelkurmayının ağustos ayında Türkiye'nin savunmasına
dönük daha eğitimli kişilerin, daha uzun süreli silah altına
alınmasıyla ilgili teklifini bir kenara iterek, bu sözleşmeli er, erbaş
kanununun getirilmiş olması. Acaba, getirilen bu kanunda Türk Genelkurmayı
neresindedir? Gerçekten onlar bu kanunu kendi anayasal görevleri için lüzumlu
mu hissediyorlar yoksa sessiz bir karşı mı duruşları var, o konuda merakım var.
Eğer Sayın Millî Savunma Bakanı bu konuda, Genelkurmay Başkanlığının bu kanuna
bakışı, bu kanunun doğurabileceği birtakım hususların nasıl giderileceği
konusunda bu Meclisi aydınlatırsa memnun olurum çünkü bu konunun doğuracağı
büyük problemleri giderme görevi yine Genelkurmay Başkanlığının olacaktır.
Dolayısıyla, onların zorluklarını ve bu kanunun getireceği birtakım müşkülatları
göz ardı etmemiz mümkün değildir. Dolayısıyla bu konunun mutlaka açıklığa
kavuşturulması gerekir.
Diğer bir konu ise kanundaki hedeflenen kaynağın çok limitli
olarak tutulmasıdır. Yani askerlik hizmeti genelde yirmi iki yaşında biter.
Yirmi iki ile yirmi altı yaş arasındaki dört yıllık –“Yirmi- yirmi altı” diyor ama bunun pratik olarak
yirmi iki yaşına kadar olan bölümü geçerli değildir- bir hizmetle sınırlı
kalması kaynağı…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KÜRŞAT ATILGAN (Devamla) – Evet, hayırlı olması dileğiyle, yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Atılgan.
Bölüm üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz
isteyen Rasim Çakır, Edirne Milletvekili.
Buyurun Sayın Çakır. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA RASİM ÇAKIR (Edirne) – Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; aralıklarla da
olsa üç gündür bir kanun teklifini daha kapsamını genişletmeye yönelik ve
mağduriyetleri daha fazla gidermeye yönelik aramızda yaptığımız görüşmeler
neticesinde yoğun ve verimli bir çalışma içerisinde olduk. İnşallah
neticelendiğinde daha çok insanı memnun eden, mutlu eden ve mağduriyetleri daha
aza indiren bir sonuca hep beraber ulaşmaya gayret edeceğiz. Bu anlamda Türkiye
Büyük Millet Meclisinin çok değerli üyeleri, değerli milletvekili
arkadaşlarımın bu konuya yapmış oldukları katkılara, ben, mağdur olan insanlar
adına şükran borçlu olduğumu da ifade etmek durumundayım. Hepinize katkınızdan
dolayı teşekkür ediyorum. Şimdi, şu dakikada eksik gördüğüm, düzeltilmesini
istediğim veya tutanaklara geçmesinde yarar gördüğüm birtakım şeyleri
dikkatinize sunmak istiyorum önümüzde hazır biraz daha zaman varken.
Değerli arkadaşlarım, öncelikle bu kanun teklifi
görüşülürken yıllardan beri Parlamentonun kapılarını aşındıran astsubaylar,
emekli astsubaylar, uzman jandarma çavuşların özlük haklarına yönelik bizim de
müteaddit defalar vermiş olduğumuz kanun tekliflerinde ifade etmeye
çalıştığımız olayların bu kanun teklifi içerisinde gösterilip onların da
mağduriyetlerinin giderilmesi yönünde bir netice alabilmiş olsaydık Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu olarak gerçekten çok mutlu olacaktık ama bu teklif
içerisinde böyle bir değerlendirmeyi maalesef göremedik.
Bunun yanında, geçici 32’nci madde ile uzun zamandan beri
tartıştığımız, darbe dönemlerinde idari kararlarla görevlerinden resen emekli
edilen subay-astsubaylar için gerek Yüksek Askerî Şûra kararlarıyla gerekse 12
Mart ve 12 Eylül döneminde ikili, üçlü kararnamelerle bir yargıya gitme hakkı
olmadan yapılan atılmaların, resen emekliliklerin mağduriyetlerinin telafisi
için hep birlikte gayret ettik.
Yalnız, geldiğimiz son noktada, 12 Mart 1971 tarihinden bugüne
kadar, yani kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar “yargı denetimine kapalı
idari işlemler” diyerek bir çerçeve çizdik. Burada şöyle bir tereddüdümüz var;
iyi niyetle, samimi bir biçimde, hem kayıtlara girsin hem Genel Kurulun bilgisi
olsun diye söylüyorum: Örneğin, 1971 12 Martta Silahlı Kuvvetlerden resen emekli
edilen personel daha sonra, sıkıyönetim kalktıktan sonra, 1973’ten sonra
yargıya gitme hakkı bulabildi. Yani o zaman bu Kanun’u yorumlarken, “Siz üç yıl
sonra da olsa yargıya gitmişsiniz, siz bundan yararlanamazsınız.” gibi bir
sonuç çıkarmak mümkün olabilir mi acaba diye bir tereddüdümüz var. Mesela aynı
şekilde, 12 Eylül 1980’den sonra yine üçlü kararnamelerle Silahlı Kuvvetlerden
resen emekli edilen personelin bir kısmı yargıdan geriye döndü Anayasa’nın
geçici 15’inci maddesinden dolayı ama bazı arkadaşlarımız da bir açık nokta
bularak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar gidebildi; olumsuz neticeler
aldılar ama sonuçta gittiler.
Dolayısıyla, burada, bu yazılan ibarenin başına “eylemin oluştuğu
tarihte” diye bir ilave yaparsak, yani resen emeklilik işleminin yapıldığı
tarihte yargıya gitme hakkı bulamamış personel, bundan anlaşılır ki daha… Yarın
tereddütlere yer vermeyecek bir netice olur diye düşünüyorum. Ayrıca, yargı
denetimine kapalı idari işlemlerin yanına parantez içerisinde “ikili ve üçlü
kararnameler ile” diye bir ibare konulursa durum daha net tanımlanır, daha net
tarif edilir bir hâle gelecektir diye düşünüyoruz. Ek geçici 32’nci madde
gündeme geldiğinde bunu dikkatlerinize yeniden sunmaya gayret edeceğim.
Şimdi, bunun yanında, tabii değerli arkadaşlarım, aslında gönül
isterdi ki bu ibare şöyle olsun: “Yargıya gitme hakkı olmayan…” değil de “Bir
yargı kararı olmaksızın idari bir kararla görevinden atılan...” Şimdi, tabii ki
biz de takdir ediyoruz, herkes de takdir eder; bir kurum, Silahlı Kuvvetler
olsun, bir özel fabrika olsun, ne olursa olsun, eğer personeli kendi işini
görebilecek niteliklerden uzaklaşmışsa tabii ki o personelle olan bağını ve
ilişkisini sona erdirme hakkına sahip olabilmelidir. Bir subay subaylık vasfını
kaybettiyse tabii ki o kurum o subayın subaylık dönemini sona erdirebilir ama
bunun idari bir karar değil bir yargısal denetim sonucunda yapılması gerekir
diye düşünüyoruz. Eğer öyle olmazsa, bir yargı kararıyla suç işlediği tespit
edilmeden veya bir yargı kararıyla, bir mahkeme kararı ile ceza almadan idari
olarak “Ben görevine son verdim.” olursa o zaman bu keyfiyetlere sebep
olabilir, subjektif ön yargılara sebep olabilir.
Dolayısıyla bu karşılıklı, idareyle personel arasındaki ilişkiyi daha hukuki,
sağlam bir alt zemine oturtmak mecburiyetindeyiz diye düşünüyoruz.
Bir de değerli arkadaşlarım, bu noktada yine bir eksiklik olarak
ifade etmeden geçemeyeceğim: Askerî öğrenciyken yine aynı mağduriyetlere
uğramış olan arkadaşlarımız var. Bu arkadaşlarımızın bu
teklifin içerisinde isimlerinin zikredilmesi ve onların da mağduriyetlerinin
belirli bir ölçüde giderilmesi noktasında bizler elimizden gelen gayretleri
gösterdik ama bu teklifin içerisine onları koyabilmek mümkün olmadı ama
olmalıydı çünkü harp okulunda okulunu tamamlamış, sınıflarını geçmiş,
derslerini başarıyla bitirmiş, teğmen rütbesi takmaya beş gün kalmış, idari bir
kararla görevine son verilmiş. Neden? Siyasi
görüşlerinden dolayı. Şimdi, bu arkadaşlarımız yargıya gitme hakları
varmış, yargıya gitmişler ama tabii ki gittikleri Askerî Yüksek İdare
Mahkemesinden de olumsuz bir netice elde etmişler. Ama
mağduriyet yine aynı mağduriyet.
Dolayısıyla, bu teklifteki gelişmeyi çok olumlu bir biçimde
karşılamakla beraber bir kanadının eksik olduğunu, bir tarafının eksik olduğunu
ve belki bugün olmasa bile gelecekte muhakkak telafi edilmesi gerektiğini ben
düşünüyorum çünkü sonuç aynı sonuçtur, hak kaybı aynı hak kaybıdır, mağduriyet
aynı mağduriyettir.
Burada, şimdi “Subay veya astsubayken görevlerinden atılanların
öğrenim giderleri borcu varsa tahsil edilmez.” diye bir madde koyuyoruz. Çok
güzel, çok doğru ama öbür tarafta kendi irademizle harp okulundan attığımız
arkadaşa “Sen gel bakalım, şu kadar da devlete tazminat ver, borçlusun.”
diyoruz. Bu tazminatları o çocuğun annesi ve babasının
mülkiyetine varıncaya kadar icralarla tahsil ediyoruz ve bu kişilerin, aynı
statüye tabi olmamıza rağmen okul döneminde Emekli Sandığına yapılan
intibaklarını sanki yokmuş gibi kabul ediyoruz, hiç Emekli Sandığıyla
ilişkilendirilmemiş gibi kabul ediyoruz ve dolayısıyla onların talep ettiği,
mağduriyetlerin giderilmesi noktasında talep ettiği aslında küçücük bir işlemi
gerçekleştirememiş oluyoruz.
Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Çakır.
Bölüm üzerinde Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz isteyen
Sırrı Sakık, Muş Milletvekili.
Buyurun Sayın Sakık. (BDP sıralarından
alkışlar)
BDP GRUBU ADINA SIRRI SAKIK (Muş) – Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Görüşülmekte olan bu yasa, aslında, yeniden şiddete davetiye
çıkararak sorunlarımızı çözmek istediğimizin bir göstergesidir. Bizim dışımızda
üç siyasi parti bu konuda bir uzlaşı sağladı. Oysaki cumhuriyetin kuruluşundan
bugüne kadar bir konsensüs var, Kürt sorununu şiddete
ve silaha hep havale ettiniz ama sorun, bu yöntemlerle çözülmedi. Bakın,
cumhuriyet kurulurken ve bugüne kadar, sürekli, Kürt coğrafyası olağanüstü hâl
uygulaması, şark istiklal mahkemelerinden ta olağanüstü ve sıkıyönetimlerle
idare edildi ama sorun çözülmedi. Aslında, bugün, burada konuşulması gereken,
yeniden silaha ve şiddete davetiye çıkarmak değil. Bugün, burada, yasalar ve
Anayasa düzeyinde bu halkın diline, kimliğine, kültürüne vurulan gemlerin kaldırılması
gerekirdi ve yasalar ve Anayasa düzeyinde güvence altına alınması gerekirdi ama
yapılmadı. Yeniden paralı askerlerle bölgede çatışmaya davetiye çıkarılıyor.
Geçmişte bu uygulanmadı mı? En katı bir şekilde uygulandı. Yani özel timler
gidiyordu o dönemde köylere, panzerlere bayraklar asılıyordu, silahlarla
gidiyorlardı, şiddetin en daniskası uygulandı ve bu sorun çözülmedi. Şimdi,
buradan hiç ders çıkarmadık mı?
Dünyada değişime, dönüşüme tabi olmayan iki kesim vardır, ölüler
ve delilerdir. Ölüler değişmez, deliler değişmez ama ne yazık ki bu ülkemizi
idare eden siyasi irade de ölüler ve deliler sınıfındandır. Sürekli aynı argümanlarla, aynı yöntemlerle bu sorunu çözmeye çalışıyor.
Bu sorun bu şekilde çözülmez, bu sorun silaha davetiye çıkarılarak çözülmez.
Bakın, iktidarınızın yaptırdığı bir araştırmaya göre, 500 milyar
dolar bu sorun için harcandı yani TL’yle 700 katrilyon. Her katledilen 1 PKK
militanı için 20 trilyon para harcanmıştır. Sorun bitmiş midir? Hayır, sorun
yerli yerinde duruyor. Peki, bir taraftan Güvenlik Kamu Müsteşarlığı, bir
taraftan paralı askerlik, bir taraftan da demokratik açılımdan bahsediyor
iktidar, bunları nasıl yan yana koyacaksınız? Buradan demokratik açılım çıkmaz.
Buradan yeniden “ret ve inkâr” politikaları çıkar. Ret ve inkâr politikaları bu
sorunları çözmedi ve bu sorunları yaşayan ülkeler geçmişiyle yüzleşerek
geleceğini birlikte inşa ettiler. Ama bizim ülkemizin yöneticileri
geçmişleriyle yüzleşmek değil, asla, geçmişin üzerine sünger çekmeye
çalışıyorlar.
Bakın, 50 bin insan yaşamını yitirdi. Hepimiz buradayız, 50 bine
kadar sayın bakalım, ne kadar zamanınızı alır? Bu kadar mağduriyetin olduğu bir
coğrafyada yaşıyoruz ama hâlen, geçmişin argümanlarıyla
bu sorunu çözmeye çalışıyoruz.
Sevgili arkadaşlar, 1925’te şark istiklal mahkemeleri kurulurken,
Savcı Süreyya Bey anılarında aynen şöyle anlatır: “Beni görevlendirdiler, ben
gittim. Diyarbakır’da mahkemedeydik. İçerideydik, bir Kürt delikanlısını
getirdiler. Kara yağız, uzun boylu biriydi. İçeri getirdiler, yanında askerler
vardı. Mahkeme Başkanı sordu, dedi ki: ‘Adın ne?’ Bu, Türkçe bilmediği için
cevap veremedi. Mahkeme Başkanı ‘Alın götürün, bunu asın çünkü Türkçe
bilmiyor.’ dedi ve götürüp bunu astılar. Ben gece gittim, Diyar Otelinde kaldım
-Savcı Süreyya anılarında anlatıyor- başımı yastığa koydum, gözlerim
kapanmıştı, o Kürt delikanlısı geldi yakama yapıştı, dedi ki: ‘Benim günahım
neydi? Adalet dağıtmak üzere buradaydınız ve beni idam ettiniz. Neydi günahım?’
Uyandım, tekrar cebelleştim yorganım ve yastığımla, uyuyamadım. Sonra gözüm
kapandı, 2’nci kez aynı delikanlı geldi yakama yapıştı, dedi ki: ‘Benim günahım
değil, sizin günahınızdır. Bu dili bana Allah verdi, siz yok edemezsiniz.’ ve
sabah, uyuyamadım, kalktım, dönemin Başbakanı İsmet Paşa’ya -bu Cumhuriyet Halk
Partisinin çok övündüğü İsmet Paşa’ya- telgraf çektim, dedim ki: ‘Eğer bu
ülkede, bu bölgede Kürtçe bilmeyenleri assak tek insan bulamayız.’ Cevap aynen
şu: ‘Memleketin selameti için yanı başındaki arkadaşlarına uy.’ Talimat geldi
ve uymak zorunda kaldım.”
Şimdi, Kürtler o günden bugüne kadar bu politikalarla yüzleştiler
ve bu politikaların acımasız kurbanı oldular. Şimdi, dil, kimlik, kültür
üzerindeki baskıların kaldırılması için paralı askerlere ihtiyaç yok,
demokrasiye ihtiyaç vardır, yasalara ihtiyaç vardır, Anayasa’ya ihtiyaç vardır.
Yani bütün yasalar üzerinde en önemli yasa vicdan yasasıdır, o vicdan yasasına
hepinizin sahip çıkması lazım. Yeniden, Anadolu çocuklarını ölümün üzerine
göndererek sorunu çözemezsiniz. Geçmişte uzman çavuşları aynı şekilde
gönderdiniz ama uzman çavuşlar bu üst düzey subaylarla eş değerde değildi ve
bugün de yoksul Anadolu çocukları gidecek -hiçbirinizin çocuğu gitmeyecek,
buradakilerin de çocukları gitmeyecek- para uğruna ölecek. Kimi öldürecek? Yoksul Kürt çocuğunu. İşte bu, sorunu çözmüyor. Bunları
ölümün üzerine sürerken vicdanlarımızda sanık sandalyesine oturmalıyız. Bu
yasaların çözmediğini bildiğiniz hâlde bu yasaları niye zorluyorsunuz? Niye,
niye geçmişle yüzleşmiyorsunuz?
Bakın, bugün çok önemli bir şey oldu, Van’ın Özalp ilçesinde,
geçmişte eli kanlı ve kirli olan Mustafa Muğlalı’nın
kışlaya adı yazılmıştı; bugün, o tabelalar indirildi. Bakın ne kadar önemli bir
şey. İşte, bunları yapın. Buna uygun adımlar atarsanız Kürt sorununu
çözebilirsiniz, yaralarımızı sarabilirsiniz ama bir realiteyi kabul etmek başka
ve bu realitenin karşısında silah ve şiddetle durmak farklı bir şey.
Buradan CHP’ye de sesleniyorum: Bakın, bugün, eğer Van’ın
Özalp ilçesinde bu oluyorsa -Muğla’da sizin Belediye Başkanlığınız var-
Muğla’da Muğlalı Caddesi var; bir jest yapın, onu da siz değiştirin; orada
Muğlalı İş Hanı var, onu da siz değiştirirseniz, bir miktar hiç olmazsa
karşılıklı jestlerle bu ülkede iç barışa ve kardeşliğe katkılarımız olur ama ne
yazık ki bunların hiçbiri olmuyor.
Biz bütçe görüşmelerinde burada seslenirken “Bu bütçe bir savaş
bütçesidir.” dediğimizde kıyametler kopuyordu. Oysaki dönün bakın bu savaş
bütçesi, nasıl 10 milyar dolar yeniden savaş uçakları için harcanıyor? Bu 10
milyar doları gelin bu ülkenin geleceği için harcayalım çünkü bu ülkede farklı
talepler yok, birlikte yaşama ruhu var, onun gereğini yapalım ama siz savaşa
bütçe ayırırsanız sorunlarımızı çözemezsiniz.
Adil ve adaletli olun. Bakın, Hollanda’da bir genelkurmay
başkanının oğlu gidiyor, Pakistan’da askerlik görevini yaparken yaşamını
yitiriyor. Hep de buradan söylüyoruz: Hiçbir üst düzey askerin, sivil ve
siyaset dünyasının çocukları oraya gitmedi. Bugün hazırlanan bu yasada da
yoksul Anadolu çocukları gidecek. Onun için, bu çocukların ölümü değil, tam
tersine bunların hayatta daha bir arada yaşayabilecek bir hayat köprüsünü hep
birlikte oluşturmalıyız. Eğer bunu oluşturabilirsek sorunlarımızın çözümüne
katkı sunabiliriz.
Yani acıyı sonlandırmanın, acıyı yok etmenin yolu iktidardan da…
Eğer iktidar için bunu yapıyorsanız, gerçekten, bakın, iktidarlar gelip
geçicidir; iktidarlar, mevkiler, bakanlar hepsini söylüyoruz. Bunun yolu
yöntemi acıyı sonlandırmaktır, acı için yeni bir reçete sunmaktır. Bu yeni
reçete de 2011 yılında gerçekten halkın iradesiyle oluşacak Parlamentoda
herkesin onay verdiği bir anayasayla olur yoksa bu askerî yöntemlerle yoksa bu
geçmişin argümanlarıyla bu sorunun çözülmediğini,
hayat hepinize gösterdi, hepimize de gösterdi ama sizler, üç parti, savaş
konusunda birlik oluşturuyorsunuz. Kime karşı? Mazlum Kürt halkına karşı ama
Kürt halkı da size karşı bir demokrasi cephesi oluşturacak, bunun cevabını 2011
12 Haziranında size bu dersi verecektir.
Hepinize bu duygularla saygılar sunuyorum. (BDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Bölüm üzerinde şahsı adına söz isteyen Ahmet Aydın… (AK PARTİ
sıralarından “Yok.” sesleri)
Faruk Koca, Ankara milletvekili… (AK PARTİ sıralarından “Yok.”
sesleri)
Şimdi, on beş dakika süreyle soru-cevap işlemi yapılacaktır.
Sayın Işık, buyurun.
ALİM IŞIK (Kütahya) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan, iki sorum olacak; birisi uzman jandarmaların
emeklilik sorunuyla ilgili, bir diğeri de emekli astsubaylarla ilgili.
Uzman jandarmalığa giriş şartı lise olmasına rağmen, meslekte
fakülte veya yüksekokul bitirmeleri hâlinde ortaokul mezunu düzeyinde emekli
muamelesi görmelerine neden bir çare bulunamıyor? Bu yasaya Genelkurmay
Başkanlığı uygun görüş verdiği hâlde Bakanlıkça ya da Hükûmetçe
bunun yasadan çıkarılmış olması yerinde midir? Bu konuda bir açıklama yapabilir
misiniz?
İkincisi de: Dört yıllık üniversite mezunu olduğu hâlde 1’inci
derecenin 4’üncü kademesinden emekli olamayan tek grubun astsubaylar grubu
olduğu iddiaları doğru mudur? Doğru ise bunun çözümü için bir çalışmanız var
mıdır?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Atılgan…
KÜRŞAT ATILGAN (Adana) – Evet, konuşmam esnasında söylemiştim, ben
tekrar Sayın Bakana soruyorum, her ne kadar Sayın Bakan savunma konularına uzak
olsa da, herhâlde oraya oturduğuna göre mutlaka bir fikri vardır: Bu
getirdiğiniz kanunun askerlik mesleğiyle ilgili her türlü sorunu çözmek ve
uygulamakla sorumlu olan Türk Genelkurmayı neresindedir? Kanunun
hazırlanmasından teklifin gelmesine kadar askerlikle ilgili her türlü teklif
Genelkurmay Başkanlığından ve kuvvet komutanlığından başlayarak Millî Savunma
Bakanlığına gelir. Acaba aynı prosedür mü
uygulanmıştır yoksa Millî Savunma Bakanlığından aşağı doğru mu uygulanmıştır?
Bunu öğrenmek istiyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Şandır…
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakan, bu kanunun 10’uncu maddesi, geçici maddesi, (ç)
fıkrası… Zaten kanun yapılması tekniğine aykırı bir kanun tanzim edilmiş,
düzeltmek için verilen önerge bu aykırılığı daha da artırmış ancak ben yine de
soruyorum: Geçici madde 32’yle tanzim edilen düzenlemenin muhatabı asker
kişiler kaç kişidir ve bu düzenlemeyle getirilen mali yükümlülük ne kadar
öngörülmüştür?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Kaplan…
HASİP KAPLAN (Şırnak) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan, bu sözleşmeli er modeli, paralı askerlik veya
lejyoner sistem ihtiyacı Genelkurmay tespiti mi; Genelkurmay mı böyle bir şey
istedi yoksa Hükûmet mi istedi? Evet, bu konuda…
Bir de bu paralı askerlerin üniforması hâkî mi olacak, bordo mu
olacak, mavi mi olacak, ne renk olacak? Şapkalar nasıl olacak? Yani kılık
kıyafet olacak mı?
Peki, 10’uncu maddede, atılan öğrenciler neden yok? Harp
okullarından atılan öğrenciler neden yok? Mağdur değil mi onlar?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Sakık…
SIRRI SAKIK (Muş) – Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Bugün, biraz önce de söyledim: Muğlalı Kışlasının adı
değiştiriliyor ama “Kenan Evren”, ona benzer birçok bu noktada sabıkası
olanların da ismi ne zaman değiştirilecek? Bu, bir.
İkincisi de: Hep merak ettiğimiz bu uzman çavuşlarla ilgili ne
noktadayız? Bunlarla diğer subaylar arasındaki o uçurum nasıl kapanacak? Bu
konuda bilgi sahibi olursak sevinirim.
Teşekkürler.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan, buyurun.
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Sayın Işık’ın sorusu tabii bu kanunun direkt konusu değil belki
ama uzman jandarmaların emeklilik sorunu. Buna ilişkin bir tasarımız var
Başbakanlıkta, inşallah en kısa sürede Meclise sevk edilir. Tabii,
Meclisimizin…
ALİM IŞIK (Kütahya) –
Buna ilave edilmiş, sonradan çıkarılmış. O doğru mu, değil mi? Onu öğrenmek
istiyorum.
BAŞKAN – Sayın Bakan, siz sorulara cevap verin lütfen.
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Şu anki durumu aktarıyorum
ben. Şu anki durum bu şekildedir. Başbakanlıkta bir tasarımız var, inşallah en
kısa sürede Meclisimize sevk edilir.
İkincisi: Bu astsubaylarımızın emekliliği. Bu konuda da teknik düzeyde, kurumsal düzeyde çalışmalar devam
ediyor, henüz nihai bir taslak yok.
Sayın Atılgan’ın “Genelkurmay Başkanlığımız bu işin neresinde?”
diye sorusu vardı. Tabii ki Genelkurmay Başkanlığımız bu konularda uzman kurum
olarak tasarının hazırlanmasında birincil rol oynamıştır ve bu tasarıyı esas
itibarıyla Genelkurmay Başkanlığımız yapmıştır ama tüm tasarılarda olduğu gibi,
elbette ki Hükûmet tasarıya son şeklini vermiş ve
nihai olarak da Meclisimizin iradesiyle kanunlaşacaktır ama…
KÜRŞAT ATILGAN (Adana) – Aşağıdan yukarıya doğru mu yoksa aşağıya
doğru mu Sayın Bakan.
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Yani aşağıdan yukarıya
doğru elbette, başka türlü düşünülemez.
KÜRŞAT ATILGAN (Adana) – Bu sözünüzü unutmayın.
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Sayın Şandır’ın
bir sorusu vardı. 1.543 kişi, arkadaşlarımızın hesabına göre, Yüksek Askerî
Şûra mağduru. Bunların 1.193 kişisi 12 Mart ve 12 Eylül dönemindeki mağdurlar.
Bunlar içinde 1.193’ü o şekilde.
KÜRŞAT ATILGAN (Adana) – İlave mi bu 1.190? İlave…
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – İlave, pardon… İlave,
doğru. Teşekkür ediyorum. Bu ikisini toplamamız gerekiyor dolayısıyla.
Mali yükümlülük ise tabii bu yargılama sonucunda, yeniden
değerlendirme sonucunda hak kazananlarca şekillenecektir. Yani şimdiden kesin
bir rakam söylemek mümkün değil. Bunlardan kaç tanesi uygun görülecek, nihai
karar nasıl olacak şimdiden tabii, onu söylememiz mümkün değil.
Sayın Kaplan’ın sorusu: Sözleşmeli Erbaş ve Er Tasarısı
Genelkurmay Başkanlığınca hazırlandı.
Üniforma, mensup olunacak kuvvete göre şekillenecek.
HASİP KAPLAN (Şırnak) – Özel bir şey olmayacak mı?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Ayrıca, Anayasa’nın
125’inci maddesine uyum sağlamak amacıyla YAŞ kararları yargı denetimine
açıldığı için bu tasarı hazırlandı. Tabii, bir taraftan da uzun zamandır
profesyonel orduya geçiş gündeminde ülkemizin, bunun için de önemli bir ilk
adım olarak değerlendirmek mümkün.
Uzman çavuşların özlük haklarını sordu Sayın Sakık.
O konuda cevap verildi zaten.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Başka soru yok.
Soru-cevap işlemi tamamlanmıştır.
İkinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi ikinci bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki
önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı
oylarınıza sunacağım.
Madde 10’a bağlı (1)’inci fıkrayı oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 10’a bağlı (2)’nci fıkrayı
oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 10’a bağlı (3)’üncü fıkranın (a) bendini oylarınıza
sunuyorum:
HASİP KAPLAN (Şırnak) – Karar yeter sayısı, Sayın Başkan.
BAŞKAN - Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Şimdi arayacağım çünkü oylamaya başladıktan sonra aradınız.
Madde 10’a bağlı (3)’üncü fıkranın (b) bendini oylarınıza
sunuyorum, karar yeter sayısı arayacağım:
Kabul edenler… Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma saati: 15.27
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.39
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ
(Konya), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
76’ncı Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
633 sıra sayılı Tasarı’nın 10’uncu maddesine bağlı (3)’üncü
fıkranın (b) bendinin oylanmasında karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi bu
bendi yeniden oylayacağım ve karar yeter sayısı arayacağım:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı vardır ve
kabul edilmiştir.
Tasarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Madde 10’a bağlı (4)’üncü fıkrayı oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 10’a bağlı (5)’inci fıkrayı oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 10’a bağlı (6)’ncı fıkrayı
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 10’a bağlı (7)’nci fıkranın (a)
bendini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul
edilmiştir.
Madde 10’a bağlı (7)’nci fıkranın (b)
bendini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul
edilmiştir.
Madde 10’a bağlı (7)’nci fıkranın (c)
bendini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul
edilmiştir.
Madde 10’a bağlı (7)’nci fıkranın (ç) bendi
üzerinde iki adet önerge vardır.
Önergeleri okuttuktan sonra aykırılık sırasına göre işleme
alacağım. Ancak, ilk okutacağım önerge beş yüz kelimeden fazla olduğundan özet
eklenmiştir. Bu nedenle, bu önergeyi birinci kez okuttuktan sonra ikinci kez
sadece özetini okutup işleme alacağım.
Önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na
Görüşülmekte olan 633 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın 10'uncu
maddesinin 7'nci fıkrasının (ç) bendi ile 926 Sayılı Kanuna eklenen
"Geçici Madde 32"nin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Bekir
Bozdağ Nurettin
Canikli İrfan
Gündüz |
Yozgat Giresun İstanbul |
Hayrettin
Çakmak A. Kerim Aydemir Cevdet Erdöl |
Bursa Ağrı Trabzon |
Kürşad
Tüzmen |
Mersin |
“Geçici Madde 32- 12 Mart 1971 tarihinden bu kanunun yayımı
tarihine kadar, yargı denetimine kapalı idari işlemler veya Yüksek Askeri Şûra
Kararları ile Türk Silâhlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilenler veya vefatları
halinde hak sahipleri, bu madde hükümlerinden yararlanabilmek için altmış gün
içinde Milli Savunma
Bakanlığına başvururlar.
Milli Savunma Bakanı, başvurunun kabulüne veya reddine en geç altı
ay içinde karar verir. Milli Savunma Bakanı, hazırlık amacıyla sadece gerekli
yazışmaların yapılması hususunda yardımcı olmak üzere gerektiğinde komisyonlar
kurabilir ve bu komisyonlara, ilgili bakanlıklar ile kamu kurum ve
kuruluşlarından temsilci çağırabilir. İlgililerin, Türk Silâhlı Kuvvetlerinden
ilişiklerinin kesilmesine esas bilgi ve belgeler Genelkurmay Başkanlığınca en
geç altmış gün içinde Milli Savunma Bakanlığına gönderilir.
Başvurunun kabulü halinde aşağıdaki hükümler uygulanır:
a) Bu kişilerin ilişiklerinin kesildiği tarihten bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihe kadar geçen süreleri Türk Silâhlı Kuvvetlerinde geçmiş
kabul edilir. Bu süreler karşılığında 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli
Sandığı Kanununun mülga 32 nci maddesi ile 31/5/2006
tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 40
ıncı maddesi uyarınca fiili hizmet süresi zammı ve
5434 sayılı Kanunun mülga 36 ncı ve mülga 37 nci maddeleri ile 5510 sayılı Kanunun 49 uncu maddesi
hükümleri dikkate alınarak itibari hizmet süresi zammı verilir. Türk Silâhlı
Kuvvetlerinden ilişiklerinin kesildiği tarih ile bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarih arasındaki dönem içinde uzun vadeli sigorta kollarına tabi olarak sigorta
primi ödenmemiş veya emekli keseneği yatırılmamış olan sürelerine ilişkin
kesenek ve kurum karşılıkları ile fiili hizmet süresi zammı ve itibari hizmet
süresine ait kurum karşılıkları, statülerine göre Türk Silâhlı Kuvvetlerinden
ilişiklerinin kesildiği tarihten aynı neşetli emsali subay (general olanlar
hariç) veya astsubayın (subay olanlar hariç) sınıf, rütbe ve kıdemi üzerinden
Milli Savunma Bakanlığına müracaat ettikleri tarihteki katsayı esas alınmak
suretiyle ilgili kuvvet komutanlıkları,
Jandarma Genel Komutanlığı
veya Sahil Güvenlik
Komutanlığınca hesaplanarak Sosyal Güvenlik Kurumuna def’aten
ödenir. Bu fıkranın (c) bendinin (2) numaralı alt bendi ile (ç) bendine göre
araştırmacı kadrolarına atananlar için bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih ile
göreve başlama tarihleri arasındaki süreye ilişkin kesenek ve kurum
karşılıkları ile fiili hizmet süresi zammı ve itibari hizmet süresine ait kurum
karşılıkları, emeklilik keseneğine esas aylık derece ve kademeleri ile ek
gösterge rakamları ilgili kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı
veya Sahil Güvenlik Komutanlığınca tespit edilir ve göreve başladığı kamu kurum
ve kuruluşları tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna def’aten
ödenir.
b) Bu kişilerden statüsüne göre aynı neşetli emsali subay (general
olanlar hariç) veya astsubayın (subay olanlar hariç) tamamı emekli olanların
kendilerine, bunlardan vefat etmiş olanların hak sahiplerine, statüsüne göre
aynı neşetli en son emekli olan emsali subay (general olanlar hariç) veya
astsubayın (subay olanlar hariç) emekli olduğu tarihteki sınıf, rütbe ve kıdemi
üzerinden, 5510 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri dahil 5434
sayılı Kanun hükümlerine göre yapılmış olan toptan ödeme tutarlarının toptan
ödeme aldıkları tarihte bıraktıkları derece, kademe ve ek gösterge tutarları
dikkate alınmak suretiyle Milli Savunma Bakanlığına başvuruda bulundukları
tarihteki katsayı ve emekli keseneğine esas aylığın hesabına ait diğer unsurlar
üzerinden ve faizsiz hesaplanarak bulunan tutar, kendileri veya hak sahiplerine
ödenecek emekli ikramiyesinden mahsup edilir. Emekli ikramiyesinin ihya
tutarını karşılamaması halinde eksik kalan tutar kırksekiz
eşit taksit halinde aylıklarından tahsil edilmek ve mülga 24/5/1983 tarihli ve
2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin
Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 8 inci maddesi hükmü uygulanmaksızın 5510
sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri dahil 5434 sayılı Kanun
hükümlerine göre aylık bağlanması şartlarını haiz olanlara Milli Savunma Bakanı
tarafından verilen karar tarihini takip eden aybaşından itibaren, aylık
bağlanması şartlarını haiz olmayanlara ise bu şartları haiz oldukları tarihten
itibaren emekli veya dul ve yetim aylığı bağlanır. Bunlara Türk Silahlı
Kuvvetleri ile ilişiklerinin kesildiği tarih ile bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihe kadar geçen sürelerine karşılık emekli ikramiyesi ödenir. Ancak
bunlardan, daha önceden herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan aylık veya
gelir alanlara, yüksek olan aylık veya gelir bağlanır.
c) Statüsüne göre aynı neşetli emsali subay (general olanlar
hariç) veya astsubayın (subay olanlar hariç) tamamı emekli olmayanlardan;
1) İsteyenlere veya vefat etmiş olanların hak sahiplerine,
statüsüne göre aynı neşetli emsali subay veya astsubayın sınıf, rütbe ve kıdemi
üzerinden, 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılmış olan toptan ödeme
tutarlarının toptan ödeme aldıkları tarihte bıraktıkları derece, kademe ve ek
gösterge tutarları dikkate alınmak suretiyle Milli Savunma Bakanlığına
başvuruda bulundukları tarihteki katsayı ve emekli keseneğine esas aylığın
hesabına ait diğer unsurlar üzerinden ve faizsiz hesaplanarak bulunan tutar,
kendileri veya hak sahiplerine ödenecek emekli ikramiyesinden mahsup edilir.
Emekli ikramiyesinin ihya tutarını karşılamaması halinde eksik kalan tutar kırksekiz eşit taksit halinde aylıklarından tahsil edilmek
ve mülga 2829 sayılı Kanunun 8 inci maddesi hükmü uygulanmaksızın 5510 sayılı
Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine
göre aylık bağlanması şartlarını haiz olanlara Milli Savunma Bakanı tarafından
verilen karar tarihini takip eden aybaşından itibaren, aylık bağlanması
şartlarını haiz olmayanlara ise bu şartları haiz oldukları tarihten itibaren
emekli veya dul ve yetim aylığı bağlanır. Bunlara Türk Silahlı Kuvvetleri ile
ilişiklerinin kesildiği tarih ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar
geçen sürelerine karşılık emekli ikramiyesi ödenir. Ancak bunlardan, daha
önceden herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan aylık veya gelir alanlara,
yüksek olan aylık veya gelir bağlanır.
2) İsteyenler, 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesindeki genel
şartları taşımaları kaydıyla, kamu kurum ve kuruluşlarının araştırmacı unvanlı
kadrolarına atanmak üzere Milli Savunma Bakanlığı tarafından mali ve sosyal
haklarına esas olacak derece, kademe ve rütbeleri belirtilmek suretiyle Devlet
Personel Başkanlığına bildirilir. Anılan Başkanlık tarafından kırkbeş gün içinde kamu kurum ve kuruluşlarına bunların
atamaları teklif edilir. Söz konusu teklife ilişkin yazının atamayı yapacak
kamu kurum ve kuruluşuna intikalinden itibaren otuz gün içinde ilgili kamu
kurum ve kuruluşu tarafından atama işlemlerinin yapılması zorunludur. Atama
emri ilgiliye atamayı yapan kamu kurum ve kuruluşu tarafından 11/2/1959 tarihli
ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilir. İlgililerin işe
başlama sürelerine ve işe başlamama halinde yapılacak işlemlere ilişkin olarak
657 sayılı Kanunun 62 nci ve 63 üncü maddelerinin
hükümlerinin uygulanmasından atamayı yapan kamu kurum ve kuruluşu sorumludur.
Kamu kurum ve kuruluşları atama ve göreve başlatma işlemlerinin sonucunu en geç
onbeş gün içinde Devlet Personel Başkanlığına
bildirir. Bunlara statüsüne göre bu Kanun hükümleri uyarınca karargâhta görevli
emsali sınıf, rütbe ve kıdemdeki subay veya astsubaya ödenmekte olan aylık ve
diğer mali haklar (tayın bedeli ve fiilen çalışma karşılığı yapılan ödemeler
hariç) ödenir. Aylıklar, emsalleri esas alınarak her yıl kademe ilerlemesi, her
üç yılda bir derece yükselmesi işlemine tabi tutulur. Bu şekilde yükseltilen
aylıklarda, azami rütbe tavanı subaylarda kıdemli albay, astsubaylarda iki kademeli kıdemli başçavuştur. Bunlar bu
fıkranın (b) bendi veya (c) bendinin (1) numaralı alt bendi hükümleri
çerçevesinde emekliye ayrılabilirler.
ç) Statüsüne göre emsalleri emeklilik hakkı kazanamamış olanlardan
isteyenler hakkında da üçüncü fıkranın (c) bendinin (2) numaralı alt bendi
hükümleri uygulanır. Üçüncü fıkranın (b) ve (c) bentleri kapsamında ihya
talebinde bulunanlardan, bu bentlerin hükümlerine göre yapmış olduğu ihya ile
birlikte emekli aylığı bağlanmasına yeterli hizmetlerinin olmaması durumunda,
ihya tutarları tebliğ tarihinden itibaren kırksekiz
eşit taksit halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ödenir.
d) Bu fıkranın (c) ve (ç) bentleri kapsamında olanlardan halen
herhangi bir kamu kurum ve kuruluşunda çalışanlardan isteyenler, bu madde
uyarınca ihdas edilen araştırmacı kadrosuna kurumlarınca atanırlar ve bunlara
statüsüne göre bu Kanun hükümleri uyarınca karargâhta görevli emsali sınıf,
rütbe ve kıdemdeki subay veya astsubaya ödenmekte olan aylık ve diğer mali
haklar (tayın bedeli ve fiilen çalışma karşılığı yapılan ödemeler hariç) ödenir.
Aylıklar, emsalleri esas alınarak her yıl kademe ilerlemesi, her üç yılda bir
derece yükselmesi işlemine tabi tutulur. Bu şekilde yükseltilen aylıklarda,
azami rütbe tavanı subaylarda kıdemli albay, astsubaylarda iki kademeli kıdemli
başçavuştur. Bunlar bu fıkranın (b) bendi veya (c) bendinin (1) numaralı alt
bendi hükümleri çerçevesinde emekliye ayrılabilirler. Kamu kurum ve kuruluşları
bu durumdaki personele ilişkin bilgileri bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten
itibaren onbeş gün içinde Devlet Personel
Başkanlığına bildirirler.
e) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce, ilgili mevzuatına
göre her ne suretle olursa olsun evvelce iş sonu tazminatı veya bu mahiyette
olmakla birlikte başka bir adla tazminat ödenen süreler ile kıdem tazminatı ya
da emekli ikramiyesi ödenmiş olan süreler, bu madde uyarınca yapılacak emekli
ikramiyesi ödemesinde esas alınacak sürelerden mahsup edilir.
f) Bu madde gereği yapılacak her türlü ödemelerle ilgili
zamanaşımı süresi, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren işlemeye
başlar.
g) Bu kişilerin varsa öğrenim
giderleri borcu tahsil edilmez.
ğ) Bu kişilere, ilişkilerinin kesildiği tarihteki rütbe ve
kıdemleri üzerinden emekli kimlik kartı verilir ve bu kişiler emekli Türk
Silahlı Kuvvetleri mensuplarına tanınan sosyal haklardan genel hükümlere göre
yararlanırlar. Ayrıca bu kişilere, emsali subay ve astsubaylar gibi silah,
silah taşıma ruhsatı ve pasaport verilir.
h) Bu kişiler, emsallerinin
ödemiş olduğu aidat ve aidatlara isabet eden kâr paylarını güncel tutarlar
üzerinden ödemek şartıyla OYAK üyeliğinden doğan haklardan, intibaklarının
yapıldığı rütbe ve kıdem üzerinden aynı şartlar altında yararlanır.
ı) Bu kişilerin sicil dosyalarında yer alan, Türk Silahlı
Kuvvetlerinden ilişiklerinin kesilmesine esas tüm bilgi ve belgeler, herhangi
bir müracaat aranmaksızın hükümsüz sayılarak dosyalarından çıkarılır ve
herhangi bir işleme esas alınmazlar.
Başvurunun reddi halinde, bu ret işlemine karşı ilgililer altmış
gün içinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde dava açabilirler.
Bu madde uyarınca yapılacak atamalarda kullanılmak üzere, genel
idare hizmetleri sınıfından 5 inci dereceli ikibin
adet araştırmacı kadrosu ihdas edilmiştir. Bu kadroları derece değişikliği
yapmak suretiyle kamu kurum ve kuruluşlarına tahsis etmeye, Devlet Personel
Başkanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu yetkilidir. Tahsis edilen
kadrolar, Bakanlar Kurulu kararında belirtilen kurumlara ait 31/12/1983 tarihli
ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye ekli
cetvellerin ilgili bölümüne eklenmiş sayılır. İhdas edilen bu kadrolardan
kullanılmayanlar ile herhangi bir nedenle boşalanlar, başka bir işlem
yapılmasına gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır. Buna ilişkin bilgiler
ilgili kurumlarca Devlet Personel Başkanlığına bildirilir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
633 s. sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda
değişiklik yapılmasına dair Kanun Tasarısının 10. Maddesine bağlı 7 nci fıkranın (ç) bendinde düzenlenen Geçici 32. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz
Hasip Kaplan Sırrı
Sakık İbrahim
Binici |
Şırnak Muş Şanlıurfa |
Bengi
Yıldız M.
Nezir Karabaş |
Batman Bitlis |
Geçici Madde 32: Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 12
Mart 1971 tarihinden itibaren 5434 sayılı kanunun 39. maddesinin (e) fıkrası
uyarınca 12 Eylül 1980 darbesinden sonra üçlü kararname ile ve oluşturulduğu
tarihte yargı denetimine kapalı idari işlemler neticesinde ve ayrıca Yüksek
Askeri Şura kararı ile 50. maddenin 1. Fıkrasının (c ) bendi veya 94. maddenin
1. fıkrasının (b) bendi uyarınca Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiği
kesilenlerin veya vefatları halinde hak sahiplerinin, bu madde hükümlerinden
yararlanabilmeleri için 60 gün içinde Milli Savunma Bakanlığına başvurmaları
zorunludur.
Bu kişilerin varsa öğrenim giderleri borcu tahsil edilmez askeri
öğrenciyken ilişiği kesilenlere, tahsil edilmiş öğrenim giderleri, muadili
askeri öğrenci emsal alınarak güncel tutarlar üzerinden iade edilir; Okulda
geçmiş, primi ödenmiş süre emekliliğine sayılır; Sigorta başlangıç tarihi
öğrenciyken on sekiz yaşını doldurduğu tarihe çekilir.
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ SAVUNMA KOMİSYONU BAŞKANI HASAN KEMAL YARDIMCI (İstanbul) –
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Hasip
Kaplan, Şırnak Milletvekili.
Buyurun.
HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
yasamanın kuralları vardır, Anayasa ve İç Tüzük gereği ona uygun düzenleme
yapılır. Bu maddeyle bir daha anlaşıldı ki burada yasal düzenleme yapma niyeti
yok, bir istikrar da yok, kararlılık da yok, ne yapılmak istendiği belli değil.
Demin önerge okundu. AK PARTİ dün öğleden sonra saat 15.00’te bir
önerge vermiş, elimde, bugün çekmiş önergeyi, bir önerge daha vermiş. Şimdi
soruyorum size, siz 10’uncu maddenin 7’nci fıkrasının (ç) bendini
kaldırıyorsunuz, üstelik hukukçusunuz… Bakın, dikkat edin, yeniden düzenlerken
maddeyi olduğu gibi YAŞ kararlarını, 12 Eylül referandumunu gündeme
getiriyorsunuz, diyorsunuz ki: “Hak kayıplarını önledik.” İyi, güzel, 1971’den
itibaren, 12 Marttan itibaren ilişiği kesilenleri alacaksınız. Niye harp
okullarından her darbe dönemi atılan öğrencileri veya yönetmeliğe dayalı olarak
astsubay okullarından, harp okullarından atılan, mağdur edilen öğrencileri
almıyorsunuz veya mağduriyetlerini gidermiyorsunuz? Şimdi, burada insan
şaşıyor, yani burada gerçekten eşitlik yok, adalet deseniz adalet de yok. Zaten
mağdur olan öğrenciler, bari bunların sosyal güvenlik haklarının sağlanması
lazım.
Şimdi bir önerge veriliyor üç sayfa. Demin okundu, özeti geçildi,
tam beş sayfa bir kanun maddesi. Böyle bir kanun maddesi olmaz arkadaşlar. Bunu
bu şekilde konuşmayalım, biraz daha doğru konuşalım. Paralı askerlik,
sözleşmeli er, ayda 2 milyar lira maaş alacak bir paralı askerlik sistemi…
Lejyoner sistemden esinlenmiş. “Genelkurmay mı bunu önerdi?” diyoruz. Yok,
çünkü Genelkurmay önerse, çok açık, astsubay okulları var, harp okulları var,
eğitim sistemi var, belli bir düzeni var ona göre getirirdi. Belli ki bunu
getiren Hükûmet. Hükûmete
sormak istiyoruz, yani şimdi, bakıyoruz paralı asker nerede var? Irak’ta,
İngiltere 500 tane Nepalli almış, 500 tane de Fijili
asker almış birliklerinde Irak’ta konuşlandırmış.
Bu sektör kârlı bir sektör. Ticaret sektörünü de siz çok iyi
biliyorsunuz. O zaman buyurun, özel sektöre devredin bunu. Niye ordunun içinde,
sistemin içinde bunu üniformalandırmaya
çalışıyorsunuz? Çok açık söyleyin: “AK PARTİ Hükûmeti
olarak biz, yeşil berelilerimizi oluşturmak istiyoruz.” çıkın söyleyin. Biz de
diyelim: “Anladık, bunu, bunun için yaptınız.”
Bu 50 bin tane sözleşmeli er, paralı askerlik, lejyoner sistem
direkt Hükûmete bağlı, Hükûmetin
seçeceği, Hükûmetin kendi istediği kişileri koyabileceği,
kendi düşüncesinde, kafasında olan 50 bin kişidir. Bir tek kepleri eksikti, onu
da yeşil kep koyarsınız çünkü mavi, bordo, diğer keplerin hepsinin bir anlamı
var, yeşil bereli yok. Bu sözleşmeli erlerin başına da yeşil bereyi koyarsınız,
bu yasadan sonra 50 bin tane de sizin yeşil bereliniz olur ama bu, milletin ve
halkın askeri olmaz, bunu kafanıza koyacaksınız. Bizim size ısrarla
söylediğimiz bu. Ülkenin birliğini, bütünlüğünü bozuyorsunuz, bakın açık
söylüyorum, eşitliği bozuyorsunuz, yurttaş haklarında sorumluluğunu
bozuyorsunuz. İstediğiniz gibi, kafanız gibi, ideolojiniz gibi
kadrolaşıyorsunuz, bunu askere kadar getirdiniz, çok açık, bunu askere kadar
getiriyorsunuz.
Sordum bakana “Bu yeni sözleşmeli erler, paralı askerler,
lejyonlar, fötr mü giyecek, bere mi giyecek?” cevabını alamadım. Dediler:
“Asker gibi giyinecek.” Asker gibi giyinecekse kardeşim, özel harekât gibi mi
giyinecek, uzman erbaş gibi mi giyinecek, başkası gibi mi? O da yok bu kanunda.
Arkadaşlar, “yeşil bere” ekleyin, bu işi bitirin, siz de kurtulun
millet de anlasın ne dediğinizi. Bu yanlışı da yaptırtmayın bize. Bu Mecliste
de sorumluluğumuz gereği bunu hatırlatıyoruz. Bu yanlışın düzeltilmesiyle
ilgili önergenin kabulünü istiyoruz.
Saygılarımla.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Kaplan.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergenin özetini okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte Olan 633 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 10 uncu
Maddesinin 7 nci Fıkrasının (ç) Bendi ile 926 Sayılı
Kanuna Eklenen Geçici Madde 32 nin Değiştirilmesine
Dair Değişiklik Önergemiz beşyüz kelimeyi geçtiği
için Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzük'ünün 87'inci maddesinin 6'ncı fıkrası
gereğince aşağıdaki özet eklenmiştir.
Bekir
Bozdağ (Yozgat) ve arkadaşları
Madde Özeti:
Değişiklik önergesi ile;
- Maddenin kapsamı genişletilerek 12 Mart 1971'den sonra yargı
yolu kapalı idari işlemler veya Yüksek Askeri Şura Kararları ile Türk Silahlı
Kuvvetlerinden ilişiği kesilenlerin hepsi kapsama alınması,
- Başvuruların kabulü veya reddine sadece Milli Savunma Bakanı'nın
karar vereceği hususunu tereddüde mahal bırakmayacak biçimde netleştirilmesi,
- Yapılacak işlemlerle ilgili süreler konularak işlerin
hızlandırılması,
- Milli Savunma Bakanı'nın
kuracağı komisyonun zorunlu değil takdire bağlı bir komisyon olduğu ve bu
komisyonun sadece hazırlık çalışmaları diğer bir ifadeyle yazışmaları yapacağı ve
başvurunun kabulü veya reddi yönünde herhangi bir görüş beyan edemeyeceği,
- Bu kapsamda olan kişilerin
fiili hizmet süresi zammı ve itibari hizmet süresi zammı verilmesi ile Sosyal
Güvenlik Kurumu tarafından madde hükümlerinin uygulanması sırasında ortaya
çıkan sorunların giderilmesi için teknik düzenleme yapılmakta, ilgililerin
kendilerine, vefat edenlerin dul ve yetimlerine 5434 Kanun hükümlerine göre
aylık bağlanması, ikramiye veya kıdem tazminatı tutarlarının mükerrer
ödenmemesi,
- İlişiği kesilen kişilere veya onların hak sahiplerine ilgili
kanunlara göre yapılmış toptan ödeme tutarlarının toptan ödeme aldıkları
tarihte bıraktıkları derece, kademe ve ek gösterge tutarları dikkate alınmak
suretiyle kendilerine veya hak sahiplerine ödenecek emekli ikramiyesinden
mahsup edilmesi, emekli ikramiyesinin ihya tutarını karşılamaması halinde eksik
kalan tutarın 48 eşit taksit halinde aylıklarından karşılanması,
- "Kademeli kıdemli başçavuş" ibaresi, "iki
kademeli kıdemli başçavuş" olarak değiştirilmesi,
- Emsali subay ve astsubaylara verildiği gibi bu kişilere de silah
taşıma ruhsatı ve pasaport verilmesi,
- Binbeşyüz olan araştırmacı kadrosu
sayısı ikibine çıkarılması,
Önerilmektedir.
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ SAVUNMA KOMİSYONU BAŞKANI HASAN KEMAL YARDIMCI (İstanbul) –
Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Katılıyoruz Sayın Başkan.
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Bekir Bozdağ,
Yozgat Milletvekili.
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 926
sayılı Kanun’a eklenen geçici madde 32’nin değiştirilmesine dair önergemiz
üzerinde söz aldım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün, esasında Türkiye Büyük Millet Meclisi tarihî oturumlarından
bir tanesini yapıyor bana göre, çünkü bizim tarihimizde yer alan birtakım
haksızlıkları, Türkiye Büyük Millet Meclisi, ortadan kaldırıcı bir kararın
altına bugün bütün grupların ittifakıyla imzasını koyacaktır.
HASİP KAPLAN (Şırnak) – İttifakımız yok, öğrenciler olmadığı için
yok Bekir Bozdağ. İttifakımız yok, eğer öğrencileri
kapsarsa var. Öyle, doğru konuşsunlar!
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) – Şimdi, bugüne kadar Türk Silahlı
Kuvvetlerinden ilişiği kesilenler oldu. Gerek 12 Mart 1971 muhtırasından sonra
gerekse 12 Eylül 1980 darbesinden sonra gerekse bunların arasında veya
bunlardan sonra idari yargı yoluna kapalı idari işlemler, daha doğru bir
ifadeyle yargı yoluna kapalı idari işlemlerle Türk Silahlı Kuvvetlerinden
ilişiği kesilenler kapsama dâhil edilirken, öte yandan tasarıda olan, Yüksek
Askerî Şûra kararlarıyla ilişiği kesilenler de sınırlı bir kısmı ifade
ediyordu, o sınır kaldırıldı. Yüksek Askerî Şûra kararlarıyla ilişiği
kesilenlerin tamamı ile 12 Mart 1971’den sonra yargı yolu kapalı idari
işlemlerle ilişiği kesilen bütün kişiler bu kanundan yararlanmak için kapsama
dâhil edildi. Bu önemli bir adım, önemli bir iyileştirme, önemli bir
gelişmedir.
Tabii, bu yapılırken kamuoyundan gelen eleştiriler dikkate alındı
ve bu eleştirilerde Millî Savunma Bakanının kuracağı komisyona dönük birtakım
eleştiriler yapıldı. Bu eleştiriler de burada karşılanıyor. Kurulacak komisyon,
esasında bir inceleme yapmayacak, Bakana herhangi bir tavsiyede bulunmayacak,
“Kabulüne” veya “Reddine” şeklinde bir tavsiyesi de olmayacak. Bakan komisyonu
dilerse kuracak. Komisyonun kurulması da zaruri değil. Bakan isterse komisyon
da kurmayacak. Peki, kurduğu zaman komisyon ne yapacak? Hazırlık işlemleri
yapacak; bu kadar müracaat olacak, bunların ilgili kurumlarla yazışması olacak.
Bu yazışmaların derlenmesi, toparlanması ve işlerin süresinde yapılması için
bir görev ifa edecektir. Ama başvuruların kabulüne veya reddine kararı kim
verecek? Millî Savunma Bakanı verecektir. Bu konuda da oluşan tereddütlerin
tamamı ortadan kaldırılmıştır.
Ayrıca, sürelerle ilgili… Yasa tasarısında birtakım süreler vardı,
bu süreleri her işlem için ayrı ayrı yazmak suretiyle
ilgili işlemi yapacak kurumları işleri daha süratle yapması noktasında
hızlandırıcı bir adım da burada atıldı.
Öte yandan, bu kapsama giren personelin hem fiilî hizmet süresi
hem de itibari hizmet süresi zammı almaları söz konusu değildi, bu zammı
almaları da bu tasarının kapsamına bu önergeyle ilave edildi.
Ayrıca, emekli olanların emekli olduktan sonra silah ruhsatı,
silah ve pasaport almaları noktasında birtakım sıkıntıları olabileceği
öngörülüyordu. Bu çerçevede, emsallerine nasıl bir muamele yapılıyorsa bu
kişilere de aynı muamelenin yapılması hususunda bir ilave yapıldı.
Tabii, emekli olacak kişiler, silahlı kuvvetlerden ilişiği
kesilirken birtakım ikramiyeler aldılar, ayrıldılar. Şimdi, yeniden intibakları
yapılırken bunları iade etmeleri gerekiyor sigorta işlemleri açısından. İade
ettiler, paraları yok. Bu, kendilerine emekli parası verilirken emekli
ikramiyesinden mahsup edilecek, parası olmayanlarla ilgili. Ama emekli
olamamış, daha kamuda çalışması, araştırmacı kadrosunda çalışması gerekiyor ama
ikramiye de ihya için yetmiyor geçmişte. O zaman da bu kişilere bir kolaylık
getirilmekte; kırk sekiz eşit taksit hâlinde maaşlarından mahsup edilerek,
bunların bu ihya işlemini herhangi bir zorlamaya girmeksizin yapmaları temin
edilmektedir. Önemli bir adım, önemli bir değişiklik, atılmıştır.
Türkiye, geçmişte silahlı kuvvetlerden ilişiği kesildi diye
insanların selam vermekten korktuğu insanlarla bugün yüzleşiyor ve onlara
hakkını iade ediyor. Hayırlı uğurlu olsun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bozdağ.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda madde 10’a bağlı 7’nci fıkranın
(ç) bendini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul
edilmiştir.
Madde 10’a bağlı 8’inci fıkrayı oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 10’a bağlı 9’uncu fıkrayı oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 10’a bağlı 10’uncu fıkrayı oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 10’a bağlı 11’inci fıkrayı oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 10’a bağlı 12’nci fıkrayı oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 10’a bağlı 13’üncü fıkrayı oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Çerçeve 10’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 11’de bir adet önerge vardır; okutup, işleme alıyorum.
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan 633 sıra sayılı kanun tasarısının 11. maddesinin
tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
M.
Nezir Karabaş Bengi
Yıldız Şerafettin
Halis |
Bitlis
Batman Tunceli |
Hasip Kaplan Sırrı
Sakık |
Şırnak
Muş |
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ SAVUNMA KOMİSYONU BAŞKANI HASAN KEMAL YARDIMCI (İstanbul) –
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Bengi Yıldız, Batman
Milletvekili.
Buyurun Sayın Yıldız. (BDP sıralarından alkışlar)
BENGİ YILDIZ (Batman) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben
de sizleri saygıyla selamlıyorum.
Ülkemiz, uzun yıllardan beri, en temel problemine, Kürt sorununa, bir
güvenlik devleti, güvenlik konseptiyle yaklaşıyor ve çeşitli silahlı birimler
oluşturuyor, özel timler, paralı askerlik, uzman erbaşlar gibi. Türkiye'nin
temel problemi bu yöntemlerle çözülmez. Türkiye kendi sorunlarına bir sömürgeye
baktığı gibi yaklaşmamalıdır. Bölgeye gittiğiniz zaman, karakolların
-Hindistan’daki İngiliz sömürgeleri gibi- etrafının 5-10 metre kalınlıktaki
duvarlarla, onun etrafının da tel örgülerle çevrilmiş bir yapıda olduğunu
görüyorsunuz. Oraya özel tim gitmiş, paralı asker gitmiş veya sıradan
vatandaşın asker çocukları gitmiş, fark etmez. Problemin kendisini görmek
lazım.
Yine, bu bölgeye doksan yıldır gönderdiğiniz valiler, kaymakamlar,
hâkimler, savcılar, emniyet müdürleri, memurlar, o bölgenin yüzde 99’unun
konuştuğu dili anlamıyor; onlardan kendini soyutlamış, her birisi kendi
kışlasını oluşturmuş. Sonra da her yıl, yeni yeni
yasalarla bu sorunu bir güvenlik meselesi olarak ele alıp çözeceğinizi
söylüyorsunuz. Çözemeyeceğiniz ortadadır. Demokratik hukuk devletinin
ölçüleriyle, değerleriyle ancak bu sorunu çözebilirsiniz.
Bakın, daha dün, girmeye çalıştığımız Avrupa Birliğinin en önemli
kurumu Avrupa Parlamentosu sizin karnenizi verdi. Bazen olumlu verdiğinde çok
seviniyorsunuz ve o kuruma sahip çıkıyorsunuz: “Çok iyi işler yaptık, dünya da
arkamızda, Avrupa Birliği de arkamızda.” Ama söyleyelim, o kurum, daha dün
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en sert kararlarından birisini, Hükûmet aleyhindeki en sert kararlarından birisini pratiğe,
uygulamaya koydu.
Birincisi: Biz, her zaman, bu kürsüye çıktığımızda bu ülkede
Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetleri döneminde
özellikle, yasama, yürütme, yargı erklerinin yerle bir edildiğini söylüyoruz.
Yasamanın ve yürütmenin, daha doğrusu yasama ve yargının Hükûmetin
emrine girdiğini söylüyoruz. İşte Avrupa Parlamentosunun değerlendirmesi de bu
doğrultuda ve bu dengenin ciddi şekilde bozulduğunu belirtiyor. Yine Türk
basını üzerindeki sansürleri endişe verici olarak buluyor ve sizin meşhur Türk
Ceza Kanunu’nun 221, 301, 314 ve 318’inci maddelerinizin terörle mücadele
maddeleri değil, aslında düşünceyi yargılayan maddeler olduğu noktasında bir
tespitte bulunmuş. Bu, özellikle 220’nci madde bugün Türkiye’de siyaset
yapanları, özellikle de Kürt sorununda düşünce belirten insanların düşüncesinin
cezaya çarptırılması ve bugün bu yüzden birçok arkadaşımızın cezaevinde
olduğunu biliyoruz. Çok esnek, kaypak maddeler. Örgüt üyesi olmamakla birlikte
örgüt adına suç işleyen, yine örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dâhil olmadan
yardım, yataklık yapanlar örgüt üyesi olarak cezalandırılıyor. En önemli madde
de bu problemle ilgili, vicdani ret meselesi. Yani Türkiye’de “Ben askere
gitmek istemiyorum. Bu kurumun bir parçası olmak istemiyorum. Kamu kurumlarında
hizmet karşılığı bunu yapmak istiyorum.” diyenleri 318’inci maddeden
cezalandırıyorsunuz ama Avrupa Parlamentosunun belirlediği maddelerden birisi
de budur. Bunun tez elden, özellikle vicdani ret hakkının tanınması gerektiğine
vurgu yapıyor. Beş dakikada saymakla bitiremeyiz. Yüzde 10 barajını da saymış.
AKP Hükûmetinin karnesi birçok
olumsuzlukla doludur ve bu olumsuzluklarla seçime gidiyorsunuz, halkınızdan oy
istiyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BENGİ YILDIZ (Devamla) – Bu uygulamayla demokratik hukuk devleti
olamayacağınız ortadadır.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Yıldız.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Madde kabul edilmiştir.
12’nci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutup işleme
alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 633 sıra sayılı kanun tasarısının 12. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
M.
Nezir Karabaş Bengi
Yıldız Şerafettin
Halis |
Bitlis Batman Tunceli |
Hasip Kaplan Sırrı
Sakık |
Şırnak Muş |
Madde 12- Bu kanunu Genelkurmay Başkanlığı yürütür.
BAŞKAN - Komisyon önergeye
katılıyor mu?
MİLLÎ SAVUNMA KOMİSYONU BAŞKANI HASAN KEMAL YARDIMCI (İstanbul) –
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Önerge üzerinde
söz isteyen…
BENGİ YILDIZ (Batman) – Nezir Karabaş.
BAŞKAN - Nezir Karabaş,
Bitlis Milletvekili.
Buyurun.
MEHMET NEZİR KARABAŞ (Bitlis) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; tasarının 12’nci maddesi üzerine verdiğimiz önergeyle ilgili
söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, şimdi, sözleşmeli er alımıyla ilgili bir
tasarı… Tabii, bugüne kadar hem özel yetiştirilmiş birlikler, askerî birlikler,
özel timler, uzman çavuşlar bu savaşta, otuz yıldır sürdürülen çatışma ve
savaşta görevlendirildi. Ancak artık, Türkiye toplumu da bugüne kadar
sürdürülen propagandalara, “vatan, millet, Sakarya” laflarına güvenmiyor,
kurdurulan şehit dernekleri, şehit aileleri de artık çocuklarının gidip Kürt
coğrafyasında öldürülmesine karşı çıkıyor.
Bu tasarının mantığı şudur: Evli olmayan, genç, yirmi otuz
yaşında, hatta eğer mümkünse anne babası da olmayanların arasından alınıp orada
savaşırken -öldürürken, öldürülürken- Türkiye’de yaşayan insanlara, Türk
insanına bu savaşı hissettirmemek. Bunun mantığı budur.
Siz, burada parayla, parasını verip, kimsenin sahip çıkmadığı, eşi
olmayan, çocuğu olmayan, işte, bir asker, bir uzman çavuş, bir özel tim
öldüğünde anne babasının feryadı, “İşte, çocuğu bu yaştaydı…” Onları görmek
istemiyorsunuz. Çünkü bu toplum bir bütün artık bu sorunun çözümlenmesini
istiyor, çocuğunun ölmesini istemiyor.
Bu ülkede açlığı, sefaleti dayattınız, yirmi otuz yaşlarında
insanlar aç, diyeceksiniz ki, buyurun kardeşim bu kadar paraya razı olursan ve
savaşmaya -ölmeye, öldürmeye- gidersen ben sana bu kadar para veririm ve bu da
primler üzerinden oluyor. Yani ne kadar fazla başarı gösterirse bir sözleşmeli
er, o kadar da ücreti artacak. Nedir savaşmaya gidenin, paralı askerin,
lejyonerin başarı koşulu? Daha fazla adam öldürmek. Kelle başına adam öldürmeyi
yaşadık. Bu coğrafya yaşadı, Kürtler yaşadı, anne babalarımız yaşadı ve Türkiye
coğrafyasında herkes bunu yaşadı. Dünyaya yansıdı. Bunun üzerine kitaplar
yazıldı. Şimdi yine aynı yöntemle fakat bu defa toplumda sahip çıkacağı kimsesi
de olmayan çünkü artık uzman çavuş da olsa, artık asker de olsa, subay da olsa
insanları oraya savaşa göndermiyorsunuz. İnsanlar, çocuklarının oradaki
çatışmada, savaşta ölmesini istemiyor. Siz, zaten parasını aldı, kendi
isteğiyle gitti diyebileceğiniz insanlar gönderiyorsunuz; 50 bin tane sözleşmeli
er, mümkün olduğunca evli olmayan, eğer mümkünse yetiştirme yurtlarında
büyütülmüş, anne babası da olmayan çocuklar. Bunlar üzerinden yeniden savaşı
tırmandırma mantığıdır bu, yoksa profesyonel askerliğe geçme değil.
Dünyanın hiçbir yerinde, profesyonel askerliğe geçeceğim diye, bu
yaş ile bu yaş arasında, sınır bölgesinde, çatışma bölgesinde görev alacak
paralı asker alınmaz. Birçok ülkede, -Avrupa ülkelerinin hepsi- dünyanın birçok
ülkesinde profesyonel askerlik vardır ama bu ülkelerin hiçbiri profesyonel
askerliğe geçerken böyle bir tasarı, 50 bin tane paralı asker, bu paralı
askerlerin taşıması gereken koşullar, yaşları ve görev alacakları yerler, maaş
alma biçimlerini böyle belirlememiştir.
Bu, Kürtlere karşı yeniden savaş tasarısıdır. Bu, yeniden,
Türkiye’de anne babalardan, ailelerden hiç tepki almadan, gidip orada ölecek ve
öldürecek adam bulma, lejyoner bulma tasarısıdır. Bunu kabul etmek, Türkiye’de
on yıl daha, yirmi yıl daha savaşa devam demeyi kabul etmektir.
Onun için, tüm Parlamentonun üç grubunun üzerinde anlaştığı
tasarının, burada son madde görüşülürken, yeniden gözden geçirilmesini
istiyoruz. Bu tasarıyı reddediyoruz Sayın Bakan.
Hepinize saygılar sunuyorum.(BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Karabaş.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Madde kabul edilmiştir.
Böylece, ikinci bölümde yer alan maddelerin oylamaları
tamamlanmıştır.
Şimdi, İç Tüzük’ün 86’ncı maddesi gereğince oyunun rengini
belirtmek üzere ve lehte olmak üzere söz isteyen Rasim Çakır, Edirne
Milletvekili.
Buyurun Sayın Çakır. (CHP sıralarından alkışlar)
RASİM ÇAKIR (Edirne) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; uzunca bir
süredir hep beraber konuşarak, tartışarak, birbirimizi de ikna etmeye çalışarak
zannediyorum çok olumlu bir noktaya hep birlikte ulaştık. Ben, biliyorum ki, bu
tartışmalar süreci içerisinde Sayın Başbakan bu süreci yakinen takip etti ve
yönetti, bu bakımdan Sayın Başbakanın katkılarına da teşekkür ediyorum.
Bunun yanında, Sayın Millî Savunma Bakanımız da bu olumlu
gayretlere hep olumlu katkılar yapmaya çalıştı, aynı teşekkür ve şükranları ona
da sunuyorum.
Tabii ki Sayın Genelkurmay Başkanımızın ve Genelkurmay
Başkanlığının bu tasarının geçmesindeki iyi niyetli ve hoşgörülü yaklaşımına
da, sizlerin ve yüce milletin önünde teşekkür ediyorum.
Tabii en büyük teşekkürü hak eden şu Parlamentodaki
milletvekilleri. Hepiniz, gerçekten, vicdanınızın sesini dinleyerek ve bütün
siyasi parti grupları ve bütün milletvekilleri bu yasanın daha kapsamlı olması
ve daha çok mağduriyetin giderilmesine katkı yapmak adına gerek bize gerek
Bakanlık bölümüne gerekse grup başkan vekillerine olumlu görüşlerini ifade
ettiler ve destek verdiler.
İnanıyorum ki gerçek anlamda millî iradenin tecellisi şeklinde bu
tasarı gerçekleşti. Bu bakımdan, bütün milletvekili arkadaşlarıma teşekkür
ediyorum.
Çıkan tasarının milletimize ve mağdur olan arkadaşlarımıza hayırlı
olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Çakır.
Tasarının görüşmeleri tamamlanmıştır.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Oylama için iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu
Tasarısı ile Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı’nın açık oylama sonucu:
“Kullanılan Oy Sayısı 243
Kabul : 233
Ret : 8
Çekimser : 2(x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Harun Tüfekci Yaşar
Tüzün
Konya Bilecik”
Böylece, tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır. Hayırlı uğurlu
olsun.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.30
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren
tablo tutanağa eklidir.
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.42
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ
(Konya), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
76’ncı Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
2’nci sırada yer alan, Taşınır Donanım Üzerindeki Uluslararası
Teminatlar Hakkında Sözleşme ve Bu Sözleşmeye İlişkin Hava Aracı Donanımına
Özgü Konulara Dair Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.
2.- Taşınır Donanım Üzerindeki
Uluslararası Teminatlar Hakkında Sözleşme ve Bu Sözleşmeye İlişkin Hava Aracı
Donanımına Özgü Konulara Dair Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/904) (S. Sayısı: 622) (x)
BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 622 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
1’inci maddeyi okutuyorum:
TAŞINIR
DONANIM ÜZERİNDEKİ ULUSLARARASI TEMİNATLAR HAKKINDA SÖZLEŞME VE BU SÖZLEŞMEYE
İLİŞKİN HAVA ARACI DONANIMINA ÖZGÜ KONULARA DAİR PROTOKOLÜN ONAYLANMASININ
UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) Türkiye Cumhuriyeti adına 16 Kasım 2001 tarihinde
Cape Town’da imzalanan “Taşınır Donanım Üzerindeki
Uluslararası Teminatlar Hakkında Sözleşme” ve “Taşınır Donanım Üzerindeki
Uluslararası Teminatlar Hakkında Sözleşmeye İlişkin Hava Aracı Donanımına Özgü
Konulara Dair Protokol”ün beyanlar ile onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen? Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
2’nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
3’üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
(x) 622 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Oylama için iki dakika süre veriyorum ve oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Taşınır Donanım Üzerindeki Uluslararası
Teminatlar Hakkında Sözleşme ve Bu Sözleşmeye İlişkin Hava Aracı Donanımına
Özgü Konulara Dair Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı açık oylama sonucu:
“Kullanılan oy sayısı : 212
Kabul : 212 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Harun Tüfekci Yaşar
Tüzün
Konya Bilecik”
Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Şimdi 3’üncü sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve
Kuveyt Devleti Hükümeti Arasında Sürdürülebilir Kalkınma İçin Doğal Kaynakların
ve Çevrenin Korunması Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Çevre ve Dışişleri komisyonları
raporlarının görüşmelerine başlayacağız.
3.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ve Kuveyt Devleti Hükümeti Arasında Sürdürülebilir Kalkınma İçin Doğal
Kaynakların ve Çevrenin Korunması Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Çevre ve Dışişleri
Komisyonları Raporları (1/927) (S. Sayısı: 652)(xx)
BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 652 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
1’inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ VE KUVEYT DEVLETİ HÜKÜMETİ ARASINDA SÜRDÜRÜLEBİLİR
KALKINMA İÇİN DOĞAL KAYNAKLARIN VE ÇEVRENİN KORUNMASI ALANINDA İŞBİRLİĞİ
MUTABAKAT ZAPTININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 30 Mart 2008 tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ve Kuveyt Devleti Hükümeti Arasında Sürdürülebilir
Kalkınma İçin Doğal Kaynakların ve Çevrenin Korunması Alanında İşbirliği
Mutabakat Zaptı”nın onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
2’nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını
gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 652
S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
3’üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Oylama için bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve
Kuveyt Devleti Hükümeti Arasında Sürdürülebilir Kalkınma İçin Doğal Kaynakların
ve Çevrenin Korunması Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
“Kullanılan Oy sayısı: 220
Kabul: 220 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Harun Tüfekci Yaşar
Tüzün
Konya
Bilecik”
Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
4’üncü sırada yer alan, Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma
Koridoru Hükümetlerarası Anlaşmasına Katılmamızın
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun
görüşmelerine başlıyoruz.
4.- Uluslararası Kuzey-Güney
Ulaştırma Koridoru Hükümetlerarası Anlaşmasına
Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/683) (S. Sayısı: 667)(xx)
BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 667 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
1’inci maddeyi okutuyorum:
ULUSLARARASI KUZEY-GÜNEY ULAŞTIRMA
KORİDORU HÜKÜMETLERARASI ANLAŞMASINA KATILMAMIZIN UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
TASARISI
MADDE 1- (1) “Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru Hükümetlerarası Anlaşması”na katılmamız uygun bulunmuştur.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2’nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını
gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 667
S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
3’üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma
Koridoru Hükümetlerarası Anlaşmasına Katılmamızın
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
“Kullanılan oy sayısı :
228
Kabul :
228(x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Harun Tüfekci Yaşar
Tüzün
Konya Bilecik”
Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
5’inci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye
Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Tarım Alanında Ekonomik, Bilimsel ve Teknik
İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.
5.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Tarım Alanında Ekonomik, Bilimsel
ve Teknik İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/856) (S.Sayısı: 624) (xx)
BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 624 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen, Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına Mehmet Şandır, Mersin Milletvekili.
Buyurun Sayın Şandır. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Söz konusu Suriye olunca, arkadaşlarımın sohbetlerine ara vererek,
kısa, beni dinleme zahmetlerine katlanmalarını istirham ediyorum.
Ayrıca, ben burada Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekili
olmanın ötesinde, sizlerin de üyesi bulunduğu Suriye Dostluk Grubunun Yönetim
Kurulu Başkanı olarak da konuşuyorum.
Biliyorsunuz, 2001 yılında kurulan Türkiye-Suriye Parlamentolararası Dostluk Grubunun Kurucu Başkanı ve ilk
Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapmıştım 21’inci Dönemde. Sonra Sayın
Yüksel Çavuşoğlu, sonra yine sayın iktidar partisi
grubunun da oylarıyla, Sayın Başbakanın da tensibiyle bu dönem de
Türkiye-Suriye Parlamentolararası Dostluk Grubu
Başkanı olarak yaklaşık dört yıldır görev yapıyoruz.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını
gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 624
S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Parlamentomuzun 371 milletvekili bu Dostluk Grubunun üyesi
bulunmaktadır. Siz, Suriye halkının dostları parlamenterler olarak bilesiniz ki
Suriye Parlamentosunun, Suriye Halk Meclisinin sayısının yüzde 50 daha
fazlasısınız. Suriye Parlamentosunda 240 milletvekili bulunmaktadır ama bizim
Parlamentomuzda, bizim Meclisimizde 371 milletvekili Suriye Dostluk Grubunun
üyesidir. Bu da şunu ifade etmektedir, şunu ortaya koymaktadır: Suriye,
Suriye’yle dostluk, Suriye’yle iş birliği, birlik bu Parlamentonun ortak
paydasıdır. Bunu önemsemek lazım, bunu çok değerli buluyorum, bunu hem ülkemiz
açısından değerli buluyorum hem de bölgemizin barışı açısından çok değerli
buluyorum. Onun için gerçekten Suriye söz konusu olunca, bu Parlamento -bir ortak
payda olarak, zannediyorum- aynı hassasiyeti, aynı heyecanı, aynı duruşu ortaya
koymaktadır. Suriye ile Türkiye Cumhuriyeti devletinin ilişkilerinde
iktidarıyla muhalefetiyle… Yani bunun hükûmet
politikası olmaktan öte bir devlet politikası hâline gelmesi gerekir ve bu
anlamda da yönetildiğini biliyorum, özellikle 1998 Adana Mutabakatı’ndan sonra.
Bir milat olarak kabul etmek lazım Adana Mutabakatı’nı. Türkiye ile Suriye
arasında bu bölücü terör örgütünden ve onun elebaşının bulunmasından dolayı
gerilen ilişkiler bu Adana Mutabakatı sonrasında bugünkü seviyesine hızla
yükselmiştir. Bu sürece bu dönemde görev alan tüm Türkiye Cumhuriyeti devleti hükûmetleri ve bakanları katkı vermiştir. 21’inci Dönemde
bizim de ortağı bulunduğumuz 57’nci Cumhuriyet Hükûmetinin
sayın bakanları ve sayın bürokratları -ki aramızda bir arkadaşımız var, daha
sonra bakanlık da yaptı bu konuda- gerçekten, devletlerimizin ortaya koyduğu
iradenin gereği, ülkelerimizi yöneten cumhurbaşkanlarının ve başbakanların
ortaya koyduğu iradenin doğrultusunda gerekeni bihakkın yerine getirdiler ve
bugün Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkiler iki dost devlet arasındaki
ilişkilerin çok ötesine geçmiş bulunmaktadır.
Değerli milletvekilleri, bu sebeple bu sürece katkı veren gerek
Suriye Arap Cumhuriyeti’nin başta Beşar Esad olmak üzere tüm değerli yöneticilerine gerekse
Türkiye’mizi yöneten tüm siyasetçilere huzurlarınızda bu dostluğun gerekli
olduğuna inanan bir arkadaşınız olarak ve bu Dostluk Grubunun Başkanı olarak
saygılarımı ve şükranlarımı sunuyorum. Bu, çok önemli.
Değerli milletvekilleri, bölgemiz yani bu Orta Doğu bölgesi,
Avrasya coğrafyası tarihin her döneminde önemli olmuştur. Bu dönemde şu 21’inci
yüzyılın başlangıcından veya 20’nci yüzyılın son çeyreğinden bu yana,
gerçekten, bu coğrafya tarihin tüm dönemlerinden çok daha önemli ve değerli
hâle gelmiştir. Küresel güçler her dönemde kendilerini rakiplerine büyük olarak
kabul ettirebilmek için bu coğrafyayı kontrol etmeyi çok önemsemişlerdir ve
tarihin her döneminde, inceleyiniz göreceksiniz, küresel güçler bu coğrafyada
karşı karşıya gelmişlerdir; Kadeş Meydan Muharebesi
buradadır, bir hukuk belgesi olarak, bir savaş hukuku belgesi olarak tarihte
imzalanan ilk belge burada imzalanmıştır; Makedonyalı İskender buraya
gelmiştir, Romalılar buraya gelmiştir, Bizanslılar bu coğrafyaya hükmetmeye
çalışmıştır, Moğollar, Cengiz Han bu coğrafyaya gelmiştir ve ne güzel bir
sonuçtur ki atalarımız Türkler bu coğrafyaya gelmişlerdir.
Bu coğrafyada kalıcı olabilen, bu coğrafyayı uzun yıllar yönetme
başarısını gösterebilen bir tek halk vardır, millet vardır, o da Türk
milletidir çünkü yönetim farkı, dostluğa dayalı, sevgiye dayalı, birliğe
dayalı, kardeşliğe dayalı bir anlayışla bu coğrafyayı yöneten Türkler bu
coğrafyada huzurun, adaletin ve zenginliğin kaynağı olmuşlardır. Ama ne yazık
ki 20’nci yüzyılın başlangıcında bu coğrafyada yeniden hâkim olmak isteyen
küresel güçler bu coğrafyanın kardeş halklarını birbirlerine kırdırmışlar ve şu
geçen yüzyılın kan yüzyılı olarak, ateş yüzyılı olarak geçmesine, ıstırap
yüzyılı olarak geçmesine sebep olmuşlardır ama yeni bir yüzyılın ilk
çeyreğindeyiz. Yeni bir yüzyıl başlarken bu coğrafyanın sahipleri, milletleri
geçen yüzyılda yaptıkları yanlışı yapmadan, şimdi, dostluğu kurmayı, dostluğu
geliştirmeyi bir temel siyaset olarak toplumlarının önüne koymaktalar. Bunu çok
değerli ve çok önemli bulmaktayım.
Değerli milletvekilleri, tek kutuplu dünyadan çok kutuplu bir
dünyaya evrildiğimiz şu yıllar yeni küresel güç
adayları, bu coğrafyanın etrafında mevzi tutmuşlar ve güç gösterisini bizim
coğrafyamızın üzerinde kurmaya çalışıyorlar. Mevziler bizim coğrafyamızda
kuruluyor. Bu coğrafya bizim coğrafyamızdır. Tüm farklılıklarıyla, tüm ırki,
etnik, inanç farklılıklarıyla bu coğrafyada yaşayan insanlar, tarihin uzun yüz
yıllarınca aynı devletin vatandaşları olarak yaşamışlardır ve o yüz yıllar
huzurun, barışın, kardeşliğin, refahın ve zenginliğin yüz yıllarıydı ama işte,
bu 1998 Adana Mutabakatı’ndan önce Suriye’de o yüz yıllar “düşman yüz yıllar”
olarak tanıtılıyordu. Buradan bir teşekkürümü ve şükranlarımı bu sebeple Sayın
Suriye Devlet Başkanına sunmak istiyorum. Artık, Suriye’de, Suriye’nin
eğitiminde, Suriye’nin öğretiminde Osmanlı yüz yılları “düşman yüz yıllar”
olarak tanıtılmamaktadır. Dostluğun getirdiği bir sonuç olarak önemini sizin
dikkatlerinize sunuyorum. Artık, Sayın Beşar Esad’ın ifadesiyle söylüyorum, Osmanlı dönemi, dün düşman
olarak gösterilen, Araplara zulmetti diye suçlanan Osmanlı dönemi bugün Beşar Esad’ın yönlendirmesiyle,
kararıyla “dost yıllar”dır. Çünkü, Beşar Esad, Sayın Cumhurbaşkanı
“bizim aynı devletin vatandaşları olduğumuz yüz yıllar” diye Osmanlıyı
tanımlıyor.
Bu çok önemli bir gelişmedir. Bundan sonra artık, Suriye’de
yaşayan halklarla Türkiye’de yaşayan Türk milletinin düşmanlığı söz konusu olmaz.
Çünkü, bu coğrafyanın her anlamda birliği vardır. Tarihi birdir, coğrafya
özellikleri birdir, kaderi bir, halkı bir yani Suriye’de inanınız ki, o kadar
çok Osmanlıya mensubiyet duyan insan, o kadar çok Türk soylu veya Türklüğe
mensubiyet duyan insan var ki, Halep sokaklarında, giderseniz Türkçe konuşarak
herkesle anlaşabilirsiniz. Yani Şanlıurfa ile Halep’in arasında hiçbir fark
yok, coğrafi olarak, bitki örtüsü olarak, iklim olarak, kültür olarak, mimari
kültür olarak, şehir yapısı olarak, hiçbir fark yoktur. Şimdi, düşünün, Antakya
sokaklarında Arapça konuşun, anlaşırsınız, yani Türküyle, Arap’ıyla tüm
farklılıklarıyla bu coğrafyalarda Türkiye'de ve Suriye’de yaşayan insanlar
geçmişi beraber yaşamışlar ve tüm yanlışlıklara, tüm ajitasyonlara, provokasyonlara
rağmen, devletlerimizi yöneten değerli, ferasetli yöneticilerimiz sayesinde,
şimdi, geleceği de birlikte yaşamak gibi bir karara varmışlardır; bu anlamda
birçok adım atılmıştır. Başta da söyledim, bu adımları atan devlet
yöneticilerine şükranlarımı sunuyorum.
Değerli milletvekilleri, gerçekten, bu coğrafyada düşmanlığın hiç
kimseye faydası yok, dostluk ve barış bu coğrafyanın gıdasıdır, huzurudur,
refahı, ekmeğidir. Barış adımları kararı verildiğinden bu yana, Suriye’yle olan
ilişkilerimiz, her anlamda, ticari ilişkilerimiz, turizm ilişkilerimiz, dostluk
ilişkilerimiz o kadar çok gelişti ki rakamları birbirleriyle mukayese etmek
mümkün değil. Yani bundan on yıl önce Türkiye’yle Suriye arasındaki turizm
potansiyeli toplam 200 bin kişiydi, 216 bin kişiydi, şimdi 2 milyon kişi.
Bundan on yıl önce Türkiye ile Suriye arasındaki ticaret hacmi 250-300 milyon
dolardı, şimdi 2,5 milyon dolar.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – 2,5 milyar.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) – 2,5 milyar dolar. Bu yeter mi? Yetmez.
Ben, tabii, Dostluk Gurubu Başkanı olarak Türkiye ile Suriye
arasındaki ilişkilerin iyileşmesini hiçbir zaman yeterli bulmam, çok daha iyi
olması lazım, çok daha iyi olması lazım. Yani sayın iktidar partisi grubu
yöneticilerine, Sayın Hükûmete, Sayın Başbakan
Yardımcısına buradan da ifade ederek hatırlatmak istiyorum: Türkiye ile Suriye
arasındaki iyi ilişkilerin bir zorunluluğu var, zamanı iyi kullanmak. Ben
zamanın iyi kullanılabildiği kanaatinde değilim. Bu ilişkiler iyi başladı,
hızlı gelişti ama şimdi bir durulma dönemi yaşıyor Sayın Tüzmen.
Rakamlara bakarsanız o hız ivmesi durdu şimdi, düz gidiyor, şu anda bizim dış
ticaret hacmimizin 5 milyar dolar olması lazım. Bu noktada Türkiye’nin eksiği
var, yanlışı var anlamında söylemiyorum ama siyaset adamının, devlet adamının
görevi, muhtemeli öngörmek. Zamanında ve yeterince tedbir almak
mecburiyetindeyiz. Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Şam’da İş Konseyi
Toplantısı’nda söylediği bir söz çok önemliydi, işte bu öngörünün örneği olarak
ifade ediyorum. Suriyelilere dedi ki: “Hızlı hareket ediniz, zamanı iyi
kullanınız. Biz bu geldiğimiz noktaya bedelini ödeyerek geldik. Siz bu bedeli
ödemeden bizim tecrübelerimizden faydalanın ve bizim otuz yılda, kırk yılda katettiğimiz mesafeyi siz üç beş yılda katedin.”
diye bir tavsiyede bulundu. Bunu temin etmek mecburiyetindeyiz çünkü bu bölge
değerli bir bölge. Bu bölgeyi kontrol altında tutmak isteyen küresel güçler
önce birliğimizi parçalamaya, ayrıştırmaya çalışıyor, sonra bizi üretimden
uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Küresel sisteme entegre olmak adına, eğer Türkiye
ve bölge, Suriye üretimden uzaklaşır, kendi kaynaklarıyla, kendi emeğiyle
ayakları üstünde durup zenginleşmenin yolunu bulamazsa dışarıdan gelen yardımla
bu coğrafyayı bize yâr etmeyeceklerini geçmiş tarihte, geçmişte yaşadığımız
örnekleriyle bugün de hatırlamamız gerekiyor. Dolayısıyla, zamanı iyi
kullanmak…
Benim bu konuda yapılanlara teşekkür etmekle beraber tenkit
edeceğim, bir Dostluk Grubu Başkanı olarak tenkit edeceğim husus,
Türkiye-Suriye arasındaki ilişkilerde zaman yeterince iyi kullanılamıyor çünkü
şu alanda, şu aralıkta, bizim, Türkiye’yle Suriye arasındaki dostluk
ilişkilerimizi, iyi iş birliğimizi hızla ortaklığa taşımamız gerekiyor değerli
milletvekilleri. Dostluk Grubu olarak bunu birkaç resmî törende, resmî
toplantıda da ifade ettim. Bizim iyi ilişkilerimiz, dostluğumuz eğer orada
yaşayan insanların geçimine katkı vermiyorsa doğru yapmıyoruz demektir. Biz, bu
hudut boylarında yaşayan insanlarımızın, gerek Suriye’de gerek Türkiye’de
yaşayan insanlarımızın bu iyi ilişkilerden bir çıkarımını maksimize etmiyorsak…
Bunu Sayın Nazım Ekren Hocayla da Bakanlığı döneminde
uzun konuşmuştuk. Alınan birtakım tedbirler var, hudut boyunda bir takım
serbest ticaret bölgelerinin oluşturulması kararı var ama bunun hayata
geçirilmesi, bunun toplumsallaştırılması, topluma mal edilmesi bir zorunluluk.
Bu noktada zamanın iyi kullanılabildiğini söylemek mümkün değil.
İkinci husus, Türkiye ve Suriye bürokrasisinin bu noktada
gerçekten, gerekiyorsa bir özel hukuka bağlanarak… Mevcut cari hukukumuzun
dehlizlerinde iyi niyetler ve verilen kararlar maalesef kayboluyor, hem Suriye
bürokrasisi için söylüyorum hem Türkiye bürokrasisi için söylüyorum. Türkiye
ile Suriye arasında ülkelerimizi yöneten siyasi iradenin verdiği kararı hayata
geçirmek bürokrasinin görevi ama bu bürokrasi, her ne sebeple olursa olsun,
görüyoruz ki işin hızlı gitmesine yeterince katkı vermiyor, yavaşlatılması
yönünde bir olumsuzluk, bir sonuç var ortalıkta.
Onun için, ben tekrar ifade ediyorum. Türkiye ile Suriye her
anlamda, Allah’ın yarattığı bir birlik, bir kader birliği, mahkûmu demeyelim
ama bir zenginliği içerisinde, bunu iyi değerlendirmemiz lazım. Bunu
değerlendirebilmek için, Parlamentomuza çok önemli görevler düşüyor. Bakınız,
söz konusu Suriye olunca hiç itiraz etmeden uluslararası anlaşmaları, imzalanan
protokolleri, Hükûmetin bu noktada verdiği kararları
bir muhalefet partisi olarak olumlu destekliyoruz, hatta teşvik ediyoruz çünkü
Suriye gerçekten, bu Parlamentonun veya geleceğimizin bir ortak paydası olarak
hepimizin önemli bir değeridir, Suriye’yle olan dostluk, bölgemizle ilgili
dostluk. Bu anlamda, ben Türkiye-Suriye Parlamentolararası
Dostluk Grubu Başkanı bir Milletvekili olarak ve kendi partim adına da Grup
Başkan Vekili olarak, bu dostluğun değerini bir daha vurguluyorum, bir daha
önemsiyorum. Bu dostluğa katkı vermek için geçen sene parlamenterlerimizin, 25
milletvekilimizin katılımıyla Suriye’ye bir gezi düzenlemiştik ama ben, buradan
hepinize bir davette bulunuyorum. Suriye yakın, Suriye’yle vize yok, kolay.
Suriye’ye günübirlik… Yani akşam yemeğini Lazkiye’nin
sahilinde yemenize hiçbir engel yok veya Halep’te bir Halep kebabı yemek hiç de
zor değil. Aynı şey Suriyeliler için... Suriyeliler geliyorlar, hafta sonunu
Mersin’de geçiriyorlar, hafta sonunu İskenderun’da geçiriyorlar. Sizi, Dostluk
Grubu Başkanı olarak, her birinizi ayrı ayrı
Suriye’ye davet ediyorum. Suriye görülmeye değer bir yerdir. Suriye’de
kendinizden bir şeyler bulacaksınız, tarihinizden bir şeyler bulacaksınız,
atalarınızdan eserler bulacaksınız, Osmanlı’nın mührünü orada göreceksiniz.
Suriye’de, ayrıca, inanç değerlerinizin çok önemli merkezleri de
bulunmaktadır. Ziyaret edilmesi hac ziyareti kadar olmasa bile çok değerli
mekânlar bulunmaktadır.
Tekrar ediyorum: Bu protokolün onaylanmasına -tüm diğerlerinde
olduğu gibi- Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak destek vereceğimizi ifade
ediyorum ve bu dostluğun değerini sizin vicdanlarınıza ve takdirlerinize
sunuyor, hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür ederim. (Alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Şandır.
Başka söz talebi yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
1’inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE
SURİYE ARAP CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA TARIM ALANINDA EKONOMİK, BİLİMSEL VE
TEKNİK İŞBİRLİĞİ MUTABAKAT MUHTIRASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA
DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 23 Aralık 2009 tarihinde Şam’da imzalanan “Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Tarım
Alanında Ekonomik, Bilimsel ve Teknik İşbirliği Mutabakat Muhtırası”nın
onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN – Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
2’nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
3’üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Oylama için bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Tarım Alanında Ekonomik, Bilimsel ve
Teknik İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı’nın açık oylama sonucu:
“Kullanılan Oy Sayısı :
241
Kabul :
240
Ret :
1 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Harun Tüfekci Bayram
Özçelik
Konya Burdur”
Böylece, tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını
gösteren tablo tutanağa eklidir.
6’ncı sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye
Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Müteahhitlik ve Teknik Müşavirlik Hizmetleri
Alanlarında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu’nun
görüşmelerine başlayacağız.
6.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Müteahhitlik ve Teknik Müşavirlik
Hizmetleri Alanlarında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/870)
(S. Sayısı: 625) (x)
BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet? Yerinde.
Komisyon raporu 625 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
1’inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE SURİYE ARAP CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA MÜTEAHHİTLİK
VE TEKNİK MÜŞAVİRLİK HİZMETLERİ ALANLARINDA İŞBİRLİĞİNE İLİŞKİN MUTABAKAT
ZAPTININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 23 Aralık 2009 tarihinde Şam’da imzalanan “Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Müteahhitlik
ve Teknik Müşavirlik Hizmetleri Alanlarında İşbirliğine İlişkin Mutabakat
Zaptı”nın onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
2’nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
3’üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Müteahhitlik ve Teknik Müşavirlik
Hizmetleri Alanlarında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
“Kullanılan Oy Sayısı :
213
Kabul : 213 (xx)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Harun Tüfekci Bayram
Özçelik
Konya Burdur”
Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
(x) 625 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(xx)
Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
7’nci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye
Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sınır Kapılarının Ortak Kullanımına İlişkin
Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile
Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.
7.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sınır Kapılarının Ortak Kullanımına
İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/863) (S. Sayısı: 626) (x)
BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 626 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz
isteyen Akif Akkuş, Mersin Milletvekili.
AKİF AKKUŞ (Mersin) – Vazgeçtim Sayın Başkan.
BAŞKAN – Vazgeçtiniz.
Sayın Akkuş, teşekkür ediyoruz.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
1’inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE
SURİYE ARAP CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA SINIR KAPILARININ ORTAK KULLANIMINA
İLİŞKİN MUTABAKAT ZAPTININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 23 Aralık 2009 tarihinde Şam’da imzalanan “Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sınır
Kapılarının Ortak Kullanımına İlişkin Mutabakat Zaptı”nın onaylanması uygun
bulunmuştur.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2’nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3’üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sınır Kapılarının Ortak Kullanımına
İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
açık oylama sonucu:
“Kullanılan oy sayısı :
231
Kabul :
231 (xx)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Harun Tüfekci Bayram
Özçelik
Konya Burdur”
Tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
(x) 626 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(xx)
Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
8’inci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti İçişleri
Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti İçişleri Bakanlığı Arasında
Güvenlik İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.
8.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
İçişleri Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti İçişleri Bakanlığı
Arasında Güvenlik İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/823) (S. Sayısı: 627) (x)
BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 627 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz
isteyen Kürşat Atılgan, Adana Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA KÜRŞAT ATILGAN (Adana) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilli arkadaşlarım; Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti
İçişleri Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti İçişleri Bakanlığı
arasında imzalanmış olan polis teşkilatlarınca yürütülen güvenlik hizmetlerinde
etkinliğin yükseltilmesine yönelik projeli çalışmalarda iş birliği ve
protokolün onaylanmasının uygun bulunduğuna dair kanun tasarısı hakkında
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, Suriye coğrafyası, ülkemizin güvenliği
açısından son derece önemli bir coğrafyadır. Türkiye ile Suriye arasında sınır
bölgelerinde tabii engeller yoktur, kontrol edilmezse kolayca kaçakçılık ve
terör faaliyetlerinde istismar edilebilecek bir sınırdır.
Bildiğiniz gibi, Suriye Arap Cumhuriyeti toprakları, 1516 ile 1918
arasında, bana göre, insanlık tarihinin en medeni imparatorluğu olan
imparatorluğumuzun yani Osmanlı İmparatorluğu’nun bir parçası olarak yaşamış,
müşterek kültürümüzün en etkin olduğu, oradaki insanların hayat tarzlarının
bizden bir farkı olmayan bir ülkedir. Dolayısıyla bu ülkenin, Suriye Arap
Cumhuriyeti’nin birçok konudaki özellikleri Türkiye Cumhuriyeti’ne
benzemektedir, hayat modellerimiz hemen hemen
aynıdır.
Bu ülke, imparatorluğumuzdan 1918 yılında koparıldı,
imparatorluğun lağvıyla birlikte. 1918 ile 1920 arasında İngilizlerin
işgalinde, 1920 ile 1946 arasında da Fransız mandasında yönetildi. Nihayet 17
Nisan 1946 tarihinde Fransa’dan bağımsızlığını kazanan yetmiş yıllık bir
ülkedir. Fransa’dan bağımsızlığını kazandıktan sonra, Suriye, çok büyük bir
çalkantılı dönem geçirmiştir 1971 yılına kadar. Bu dönem genelde darbelere
karşı darbelerle geçen ülkenin çalkantılı bir dönemi olarak adlandırılır.
Yine bu dönem esnasında, özellikle bu söylediklerime dikkat
etmeniz için söylüyorum, 1 Şubat 1958 tarihinde Suriye ve Mısır’ın birleşmesi
ve Birleşik Arap Cumhuriyeti’nin ilanı vardır yani iki Baas
rejiminin birleşmesi vardır. Ancak bu birleşme 1961 yılında yapılan bir
darbeyle Suriye’nin birlikten ayrılmasıyla sonuçlanmıştır. Bugünkü Baas İktidarının başlangıcı ise 1963 yılında tekrar yapılan
bir darbedir. Bu darbe sonucu 12 Nisan 1963 tarihinde de Kahire’de Mısır,
Suriye ve Irak yani Arap dünyası içindeki bu üç Baas
İktidarı yine bir birleşme kararı almışlar, bir anlaşma imzalamışlardır ancak
bu birliktelik hayata geçmemiştir. 1966 yılında Baas
Partisinde bir darbe daha gerçekleşmiş, nihayet 13 Kasım 1970 yılında bugünkü
Suriye Devlet Başkanının babası olan Hafız Esad
Savunma Bakanı olarak 1970 yılında bulunduğu Bakanlığı da kullanarak Suriye
yönetimini ele geçirmiştir ve 1971 yılında tek aday olarak girdiği seçimlerden
de çok büyük bir oy oranıyla Cumhurbaşkanı seçilmiş ve Cumhurbaşkanı
seçildikten sonra 10 Haziran 2000 tarihine kadar yani vefatına kadar geçen
sürede de Cumhurbaşkanlığı görevini sürdürmüştür.
(x) 627 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Suriye 1963 tarihindeki darbeden sonra iç ve dış politikada Arap
birliği ve sosyalizm temellerine dayalı Baas
ideolojisini esas almıştır. Ekonomi, eğitim ve sosyal alanlarda da Baas ilkesi benimsenmiş ve bu kapsamda pek çok özel sektör
yatırımı kamulaştırılmıştır. Sosyalist eğilimli Baas
ideolojisine sahip olması ve Arap-İsrail anlaşmazlığındaki Amerika Birleşik
Devletleri’nin daha çok İsrail tarafında yer alması nedeniyle, Batı’nın da,
birçok devletin de İsrail tarafında yer alması nedeniyle Suriye soğuk savaş
parametrelerinde ve paradigmalarında Sovyetler Birliği tarafında yer alan bir
ülke olarak soğuk savaş dönemini geçirmiştir.
ALİM IŞIK (Kütahya) – Bilmediklerimizi anlat, onları biliyoruz.
KÜRŞAT ATILGAN (Devamla) – 78’de İsrail Camp
David Antlaşması’nı imzalanması üzerinde ret cephesi
içinde yer almış ve bu ülkeyle diplomatik ilişkilerini kesmiştir. Bu dönemde
Ürdün, Suudi Arabistan ve körfez ülkeleri, pilot bölgedeki diğer ABD ve Batı
yanlısı Arap ülkeleriyle ilişkileri bozulmuştur.
80-88 arasındaki İran-Irak savaşında, Baas
rejiminin aynısı olmasına rağmen Irak tarafını değil İran’ı tutmuştur ve Arap
dünyası içinde yalnızlığa itilmiştir.
Yine, bölgedeki en önemli değişikliklerin bir savaşı olan
90-91’deki birinci Körfez krizinde, ABD önderliğinde, Irak karşıtı uluslararası
koalisyon içinde yer almış, ilişkiler nispeten düzelmiştir. Bu çerçevede,
Suriye, 1991 Ekim ayında, Orta Doğu sorununu ele almak maksadıyla toplanan
Madrid Konferansı’na katılmıştır. 95-96 ve 2000 yıllarında ise ABD’nin
girişimiyle doğrudan İsrail’le barış görüşmeleri yapılmış ancak Orta Doğu barış
süreci, bildiğiniz gibi, daha sonra çıkmaza girmiştir ve bir sonuç elde
edilememiştir.
2003 yılındaki ikinci Körfez krizi ve Irak Harbi’nde ise ABD’nin
Irak’ı işgaline karşı çıkmış ve Irak’ın işgalinden sonra da Amerika Birleşik
Devletleri tarafından Irak’taki terör faaliyetlerini desteklemekle
suçlanmıştır.
2007 yılında Suriye’yi Amerika Birleşik Devletleri zorlayarak, ABD
ile Suriye arasında -Suriye-Irak sınırının- terörist girişimlerin
engellenmesine dönük bir anlaşma imzalanmıştır. Ancak bu anlaşmadan sonra
Amerika Birleşik Devletleri’nin 2008 Ekim ayında sınırda Suriye tarafına yapmış
olduğu taarruzdan sonra bu anlaşma da ve iş birliği de Suriye tarafından sona
erdirilmiştir.
Diğer yandan, Suriye, 1975-1990 yılları arasında Lübnan iç savaşı
nedeniyle Lübnan’a 15-16 bin civarında asker göndermiştir. Hariri suikastından
sonra üzerine yapılan baskılar nedeniyle, 2005 Nisan ayında Lübnan’daki bu
birliklerini geri çekmek zorunda kalmıştır.
Değerli arkadaşlarım, Suriye’nin içinden geçtiği bu uzun periyodu
veyahut işte, otuz kırk yıllık periyodu neden bu kadar konuşmamın başında
anlatmak lüzumunu hissettim? Bildiğiniz gibi, Hafız Esad
sonrası Baas rejimindeki kendini yenileme isteği ve
değişen dünya şartlarına kendini uydurma iradesi yeni Başkan tarafından hayata
geçirildikten sonra Türkiye-Suriye arasındaki ilişkiler son derece iyi bir
zemine oturmuştur.
Yani, bugünkü Başkandan önce Suriye’deki devleti idare edenler
genelde iki ana fikir üzerinde toplanmaktaydı: Birincisi, Türkiye’ye baktığınız
zaman güneyden, işte “Kuzeydeki deve ne kadar zarar verirsek o kadar iyi.”
mantığıyla hareket eden hükûmet ve devlet
yöneticileriydi, ki bu yöneticilerin büyük çoğunluğu Hafız Esad
yönetimindeki Suriye idaresinde oldukça etkin yerlerdeydi ve o nedenle Türkiye
ile Suriye ilişkileri çok kötü günler yaşamıştı ama Hafız Esad
sonrası oluşan yeni rejimde ise daha çok, daha ılıman ve Türkiye’ye daha olumlu
bakan insanlardan oluşturulan Suriye Hükûmeti,
“Türkiye ile ilişkileri ne kadar iyileştirirsek bizim de refahımız,
toplumumuzdaki insanların da refahı için iyi olur.” düşüncesindeki insanlar
Suriye’yi idare etmeye başlayınca ilişkiler son derece iyi bir noktaya
gelmiştir.
Buradaki temel düşünce Türkiye tarafından da Suriye ile hep iyi
ilişkiler kurma noktasında olduğu için, bugün bu ilişkilerin gerçekten iyi bir
noktada olduğunu söyleyebilirim ama şunu da ilave etmeden geçemeyeceğim: Bu
ilişkiler karşıdakileri yormayacak bir noktada gelişmelidir. Benim en son
Suriye gezisindeki gördüğüm, sanki ilişkilerdeki aşırı gelinen nokta karşı
tarafı yormaya başlamış gibi. Dolayısıyla, benim buradan Hükûmet
yetkililerine söyleyeceğim, biraz daha itinalı… İlişkilere devletten devlete
olan menfaatler bazındaki ilişkilerden daha ileri bir anlam vermeye çalışmak,
devletler arasındaki ilişkilerin temel prensibine aykırı olduğunu söylemek
istiyorum. Yani, geçmişte, işte Suriye ile Mısır birleşiyor, Suriye-Irak
birleşiyor ama iki sene sonra bakıyorsunuz birbirlerine düşman oluyorlar.
Dolayısıyla devletler arasındaki ilişkilerin temel prensibi olan menfaatler
üzerine dayalı ilişkiye çok daha değişik anlamlar vermek, sanıyorum ki çok
anlamlı ve çok realist olmasa gerekir. Bugün, özellikle bizim tarafımızdaki Hükûmet yetkililerinin, içine düşmüş olduğu bu ilişkilere
daha başka türlü bir anlam vermeye çalışmak biraz yanlış gibi geliyor.
Diğer bir konu ise, Baas rejimlerine de
çok fazla özenmemek gerekir çünkü Baas rejimlerinin
temel kriterleri, bizim anladığımız ve içinde yaşadığımız demokrasinin temel
kriterlerinden farklıdır ve kendine göredir. Dolayısıyla, orada muhalefet
yoktur, orada işçi örgütleri yoktur, orada öğrenci dernekleri yoktur, orada
grevler yoktur, o Baas rejiminin paradigmaları ve
kriterleri farklıdır.
Hâlbuki Türkiye, demokratik anlayışını ve demokrasisini daha ileri
demokrasilere ulaştırmak zorundadır. Batı’daki bazı kitapları açtığınız zaman
Türkiye'nin demokrasisiyle ilgili “kısıtlı demokrasi” der. Hep kızardık “Ne
demek kısıtlı demokrasi?” falan diye, ama siyasetteki tecrübeden sonra da
anlıyorum ki gerçekten Türkiye’de kısıtlı demokrasi var.
Demokrasinin temel vazgeçilmez niteliklerinin başında, serbest
seçimler var. Az çok manipüle edilse de Türkiye’de, evet, bir serbest seçim
yapılmaktadır.
Diğer biri, kuvvetler ayrılığıdır. Her ne kadar kuvvetler ayrılığı
varmış gibi de görünse Türkiye’de, her geçen gün kuvvetler ayrılığı büyük bir
darbe yemektedir.
Diğeri ise, özgür basındır. Yani bunlar demokrasinin olmazsa
olmazlarıdır.
Diğeri ise, insan haklarıdır.
Bugün geldiğimiz noktada “Türkiye’de özgür basın var.” diyebilir
misiniz? Bunu yürekten savunabilecek bu Mecliste kaç kişi çıkar acaba? Yani
basın mensuplarının, bilmem değişik isimler altında içeri tıkıldığı sayı -dün
akşam televizyonda dinledim- 60’ı geçmiş. Bunu izah etmeniz mümkün değil.
Avrupa Parlamentosu da bu konuyla ilgili çok ciddi tenkitler yapıyor
Türkiye’ye. Türkiye buna layık değil değerli arkadaşlarım.
Türkiye'nin demokratik kriterlerini, ileri demokrasilerdeki
kriterlere yaklaştırmak zorundayız. Aksi takdirde tek adam yönetimi, Baas rejimlerine özenerek tek adam modeline doğru gitmeyi Türkiye’ye
getirmek, gerçekten Türkiye’ye yazık oluyor, ayıp oluyor diye düşünüyorum.
Değerli arkadaşlarım, Türkiye-Suriye ilişkilerindeki en önemli
dönüm noktası, 98 Ekim ayında Suriye’nin PKK’ya vermiş olduğu desteğin
çekilmesidir, daha doğrusu 98 Ekim ayında Abdullah Öcalan’ın Suriye’den
uzaklaştırılmasıdır. Bu, Türkiye-Suriye ilişkilerinin son elli yılının dönüm
noktasıdır çünkü Suriye’nin de başına bela olan, terör örgütünün Suriye
uzantısı olan Suriye’de aynı bir demokratik bir parti vardır, bunun da adı
Kürdistan Demokratik Birlik Partisidir. Dolayısıyla Orta Doğu coğrafyasını
küresel güçlerin oyuncağı hâline getirmek isteyen bu taşeron örgüt lideri, yani
eşkıyanın başı aşağı yukarı yirmi sene Suriye’nin başkenti Şam’da kaldı.
Türkiye-Suriye ilişkileri önündeki en büyük engel bu dönemde eşkıyanın başının,
yani 40 bin insanımızın hayatına mal olan eşkıyanın başının Suriye’nin başşehri
Şam’da bulunmasıydı. Konuşmamın başında izah ettim. Soğuk savaş paradigmalarına
göre yapılanan bu coğrafyadaki Suriye’nin tercihi nedeniyle o dönemde terör
örgütlerinin birçoğunun idarecilerinin Şam’da kaldıkları, korundukları bir
gerçekti. Suriye de, 79 yılında Apo’nun Suriye’ye
kaçışından sonra Muhaberatın kontrolüne girerek Türkiye’ye karşı çok ucuz bir
örtülü savaş başlattı. Bunun asli sebepleri birkaç taneydi.
Birincisi, Türkiye-Suriye arasındaki temel problem olan Fırat
sularıyla ilgili Suriye’nin kendi tezini Türkiye’ye böyle bir terör örgütünü
kullanarak bir şantaj aracı olarak kullanma isteğiydi.
İkincisi, diğer sınır meseleleri ve birtakım emlak meselelerinde
elini kuvvetlendirici, hiçbir masraf etmeden çok önemli bir argümandı PKK’yı
kullanması.
Diğer bir konuysa, özellikle Suriye’de çok etkin bir örgüt olan
Müslüman Kardeşler’in 1982’de bir Hama ayaklanması
var, Hama ayaklanmasında 35-40 bin insanın öldürülüşü var. İşte, bu Hama
ayaklanmasıyla ilgili o zamanki Suriye yönetiminin resmî olmasa bile gayriresmî olarak Suriye ve Ürdün istihbarat örgütlerini
suçlaması nedeniyle Türkiye’ye karşı bir soğuk bakış vardı ama bugün bunların
tamamı kaybolmuş vaziyette. Suriye kendi başına da bela olabilecek, az önce
söylediğim taşeron örgütünün, Suriye tarafındaki Kürdistan Demokratik
Partisinin faaliyetlerini de dikkate alınca, bu coğrafyada büyük güçlerin
taşeron örgütü hâline gelip bu coğrafyayı allak bullak etmeye yönelik
emperyalist amaçları engellemeye dönük Türkiye'nin gayretlerine, PKK’yla
mücadelesine de destek vermektedir. Bu konu, dediğim gibi, 1998’deki Adana
Mutabakatı sonrasında oluşan güvenlik alanındaki en önemli husustur.
Değerli arkadaşlarım, bütün dünyada terör örgütleriyle mücadelede,
sınırdaki ülkelerle, sınırdaş ülkelerle iş birliği yapmak çok önemlidir.
İspanya’daki Bask milliyetçilerinin, Fransa’nın kullanmasını engelleyecek
İspanya - Fransa arasındaki anlaşmadan sonra gücünün zayıfladığı ve bugünkü
bildiğimiz noktaya geldiği bir realitedir. Dolayısıyla, terör örgütlerinin dış
destek almadan yaşaması mümkün değildir. Suriye’nin de terör örgütüne vermiş
olduğu desteğinin çekilmesi çok önemliydi ve bu desteğin çekilmesi de gerçekten
terörle mücadelede çok önemli bir etken olmuştur Türkiye açısından. Bugüne
kadar yakalanan 80 civarındaki PKK’lı
terörist teslim edilmiştir, daha da ileri birtakım sempatizanları da teslim edilmiştir.
Dolayısıyla, Suriye topraklarının PKK terör örgütü tarafından güvenli olmaktan
çıktığı bir realitedir. Bunun komşularla olan ilişkileri daha da sıklaştırarak
Orta Doğu coğrafyasındaki dörtlü bir planın Suriye bacağı en azından bugün için
emniyette demek mümkündür, Irak ve İran bacağının da daha emniyetli hâle
getirilmesi gerekir. Yani Orta Doğu coğrafyasında oluşturulmaya çalışılan kukla
devlet ve bu kukla devlet sayesinde ve aracılığıyla Orta Doğu coğrafyasını
terbiye etmek ve Orta Doğu coğrafyasında istedikleri operasyonu yapma noktasındaki
küresel güçlerin oyununu bozabilmenin yegâne şartı vardır, bu şart da Türkiye,
Suriye, İran ve Irak arasındaki güvenlik iş birliğini son derece ileri
boyutlara getirmek gerekir. İşte, bunun Suriye bacağıyla ilgili yapılmış olan
bu anlaşma, bu sözleşme bana göre son derece önemlidir. Dolayısıyla, bu
anlaşmayı gerçekleştiren gerek İçişleri Bakanına gerekse Suriye tarafına
teşekkürlerimi sunuyorum. Bu dostluğun, Türkiye-Suriye dostluğunun, beş yüz
sene birlikte yaşamış olan bu insanların dostluğunun da önemsendiğine, çok daha
iyi noktalara gideceğine inanıyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Atılgan.
Başka söz talebi, yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
1’inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI İLE SURİYE ARAP CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
ARASINDA GÜVENLİK İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR
KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 23 Aralık 2009 tarihinde Şam’da imzalanan “Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti İçişleri Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti
İçişleri Bakanlığı Arasında Güvenlik İşbirliği Anlaşması”nın onaylanması uygun
bulunmuştur.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
2’nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
3’üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
İçişleri Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti İçişleri Bakanlığı
Arasında Güvenlik İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
“Kullanılan oy sayısı :
236
Kabul :
236 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Harun Tüfekci Bayram
Özçelik
Konya Burdur”
Böylece, tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
9’uncu sırada yer alan, Samsun Limanı (Türkiye Cumhuriyeti) ve Kavkaz Limanı (Rusya Federasyonu) Üzerinden Demiryolu
Feribotu ile Uluslararası Karma Taşımacılığın Organize Edilmesi Hakkında
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu
Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.
9. - Samsun Limanı (Türkiye
Cumhuriyeti) ve Kavkaz Limanı (Rusya Federasyonu)
Üzerinden Demiryolu Feribotu ile Uluslararası Karma Taşımacılığın Organize
Edilmesi Hakkında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Rusya Federasyonu Hükümeti
Arasında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/941) (S.
Sayısı: 651) (xx)
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını
gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 651 S. Sayılı Basmayazı
tutanağa eklidir.
BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 651 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen, yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Etmeyenler… Kabul edilmiştir.
1’inci maddeyi okutuyorum:
SAMSUN LİMANI (TÜRKİYE
CUMHURİYETİ) VE KAVKAZ LİMANI (RUSYA FEDERASYONU) ÜZERİNDEN DEMİRYOLU FERİBOTU
İLE ULUSLARARASI KARMA TAŞIMACILIĞIN ORGANİZE EDİLMESİ HAKKINDA TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ VE RUSYA FEDERASYONU HÜKÜMETİ ARASINDA ANLAŞMANIN
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 12 Mayıs 2010 tarihinde Ankara’da imzalanan “Samsun
Limanı (Türkiye Cumhuriyeti) ve Kavkaz Limanı (Rusya
Federasyonu) Üzerinden Demiryolu Feribotu ile Uluslararası Karma Taşımacılığın
Organize Edilmesi Hakkında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Rusya Federasyonu
Hükümeti Arasında Anlaşma” nın onaylanması uygun
bulunmuştur.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
2’nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
3’üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Samsun Limanı (Türkiye
Cumhuriyeti) ve Kavkaz Limanı (Rusya Federasyonu)
Üzerinden Demiryolu Feribotu ile Uluslararası Karma Taşımacılığın Organize
Edilmesi Hakkında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Rusya Federasyonu Hükümeti
Arasında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık
oylama sonucu:
“Kullanılan oy sayısı :
242
Kabul : 242 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Harun Tüfekci Bayram
Özçelik
Konya Burdur”
Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını
gösteren tablo tutanağa eklidir.
10’uncu sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya
Federasyonu Hükümeti Arasında Bitki Karantinası Alanında İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.
10.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Bitki Karantinası Alanında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/910) (S. Sayısı: 660) (x)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 660 sıra sayısı ile bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
1’inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE
RUSYA FEDERASYONU HÜKÜMETİ ARASINDA BİTKİ KARANTİNASI ALANINDA İŞBİRLİĞİ
ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 13 Ocak 2010 tarihinde Moskova’da imzalanan “Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Bitki Karantinası
Alanında İşbirliği Anlaşması”nın onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2’nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
3’üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Bitki Karantinası Alanında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama
sonucu:
“Kullanılan oy sayısı :
243
Kabul : 243 (xx)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Harun Tüfekci Bayram
Özçelik
Konya Burdur”
Böylece, tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
(x) 660 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(xx)
Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
11’inci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya
Federasyonu Hükümeti Arasında Petrol Alanında İşbirliği Protokolünün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu
Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.
11.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Petrol Alanında İşbirliği Protokolünün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/793) (S. Sayısı: 668) (x)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 668 sıra sayısı ile bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz
isteyen Emin Haluk Ayhan, Denizli Milletvekili.
Buyurun Sayın Ayhan. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA EMİN HALUK AYHAN (Denizli) – Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 668 sıra sayılı, Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti İle Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Petrol Alanında
İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporu üzerinde Milliyetçi Hareket Partisinin görüşlerini
ifade etmek üzere söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Tasarının gerekçesinde “Türkiye için her zaman güvenilir bir ortak
olan Rusya Federasyonu ile aramızda yapıcı, karşılıklı güvene, işbirliğine ve
çıkarlara dayalı bir anlayış mevcuttur.“ denilerek petrol alanında imzalanan
protokolün, ikili enerji iş birliğini yeni somut projelerle derinleştirilmesi
ve ülkemiz arasındaki bağları daha güçlendirmesinin beklendiği ifade
edilmektedir.
Tasarının gerekçesinin ilk paragrafında bile konuya ciddiyetle
yaklaşılmadığı ortaya çıkmaktadır. “Rusya Federasyonu ile aramızda”
denmektedir. Bu nedenle, bu “aramızda” kelimesinin anlamının ne olduğu çok açık
ve net bir şekilde ifade edilmelidir.
Petrol alanında iş birliğine ilişkin protokolde Rusya Federasyonu,
Türkiye ve üçüncü ülkelerde hidrokarbon arama ve çıkarma konusunda Türk ve Rus
petrol şirketleri arasında ortak projeler ve girişimler gerçekleştirilmesi,
tarafların Samsun-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı Projesi’nde yer almaya hazır
oldukları, bu amaçla bir çalışma grubu tesis edilmesi, Rus tarafının, Rus
şirketlerinin gerekli petrol taahhüdünü ve taşıma kapasitesini sağlamaları için
destek vermesi, Samsun-Ceyhan Projesi bağlamında bir petrol rafinerisi
kurulması ve üçüncü ülkeleri de kapsayacak şekilde ürünlerin ortaklaşa
pazarlanması gibi hususlara yer verildiği de belirtiliyor.
Samsun-Ceyhan Projesi’nde sağlanacak hızlanmanın, ülkemizin İsrail
ve Hindistan ile geliştirmekte olduğu Ceyhan-Kızıldeniz Projesi’ni de olumlu
yönde etkileyeceği, bu projenin temel ve gerçekçi veriler üzerinde
değerlendirilmesine ve hayata geçirilmesine imkân tanıyacağı da yine gerekçede
ifade ediliyor.
Petrol alanında imzalanan bu protokolle enerji stratejimiz
bağlamında önem arz eden kuzey-güney eksenindeki transit rolümüzün
güçlendirilmesi ve Ceyhan’ın bir enerji merkezine dönüştürülmesi konusunda
önemli kazanımlar sağlanması amaçlandığı da gerekçede yer alıyor.
Bunlara ilaveten Dışişleri Komisyonu Raporu’nda ise tasarının,
ülkemizin enerji alanında akdettiği uluslararası anlaşmalar bakımından izlediği
stratejinin bir yandan ülkemizin enerji arz güvenliğini sağlamayı hedeflerken,
diğer yandan da ülkemizin genel dış politikasına paralel bir seyir izlediği de
belirtiliyor. Bu, gerçekten ülkenin mi yoksa firma veya bireylerin izlediği
stratejiyle mi ilgilidir, tartışmaya değer.
(x) 668 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Görüşülmekte olan protokolün esasen ülkemiz açısından stratejik
önemi olan Samsun-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı’nın gerçekleştirilmesine yönelik
olduğu ve bu Samsun-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı’nın başarıya ulaşması hâlinde
Türk boğazlarının rahatlatılacağı ifade edilmektedir.
Gerekçede ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nda, protokolün 4’üncü
maddesinden, çok önemli olmasına rağmen hiç bahsedilmemiştir. 4’üncü madde
neden bahsetmektedir? Burada “Tarafların petrol ve petrol ürünleri pazarlamada
kullanılmak üzere ortak ödeme sistemleri ve menkul kıymetler borsası
teknolojileri oluşturulmak için iş birliği geliştirilecektir.” denilmesine
rağmen, bunu kaleme alanların ustaca ve akıllıca bu işi yazmalarına rağmen,
maalesef ne gerekçede ne de Komisyonda bu konunun ele alınmadığı açık ve net bir
şekilde görülmektedir. Bu protokolün ülkemize, genel dış politikasına ne kadar
uygun olup olmadığı da tartışmalıdır.
Daha önce enerjiyle ilgili hususlarda bu kürsüde dile getirdiğim
hususları bir kere daha ifade etmek istiyorum:
Ülkelerin gelişmişlik durumunu yansıtan, enerji talebini
belirleyen üç temel faktör olarak nüfus artışı, ekonomik kalkınma ve
teknolojideki ilerleme sayılabilir.
Türkiye, dünyada en süratli büyüyen enerji pazarlarından biri
hâline gelmiştir. Türkiye, enerji sektörünün her alanında hızla artan bir
taleple karşı karşıyadır. Türkiye'nin artan talebi, enerji talebi karşısında
kendi enerji kaynaklarının sınırlı olması, başta petrol ve doğal gaz olmak
üzere, enerji kaynaklarının ithaline bağımlılığı da beraberinde getirmiştir.
Türkiye, enerji tüketiminde yüksek bir dışa bağımlılık
yaşamaktadır. 2007 yılı enerji tüketiminin yalnızca yüzde 27’si yerli
kaynaklarla karşılanabilmiştir.
Petrol ve doğal gaz fiyatlarındaki artışın sürmesi durumunda,
toplam enerji tüketiminde Türkiye ekonomisinin ne hâle geleceğinin ayrıca
hesaba katılması da gereklidir.
Yüksek ithalat bağımlısı olduğumuz ülkelere yönelik arz güvenliği
kaygıları enerji sorunlarımızın başında yer almaktadır. Gerçekçi bir gözle
değerlendirildiğinde bu ve benzeri göstergeler, Türkiye enerji politikaları ve
genel ekonomi dengeleri açısından altüst edici değerlerdir ve birer kriz
faktörü oluşturmaktadırlar.
AKP hükûmetleri döneminde kamu enerji
sektörü yatırımlarının toplam kamu sektörü yatırımları içindeki payı giderek
azalmıştır. Enerji sektöründe 2002 yılında yüzde 21 olarak gerçekleşen bu pay,
2008 yılı programında yüzde 9,1 olarak hedeflenmiştir. Sabit fiyatlarla 2004,
2006 ve 2007 yıllarında kamu enerji sektörü yatırımlarında önemli azalmalar
meydana gelmiştir.
Şimdi, enerjinin 2009 yılına göre toplam kamu yatırımları içindeki
payı 2010 ve 2011 yıllarında azalmaktadır. Sabit fiyatlarla 2010 yılında enerji
yatırımları yüzde 27 azalmıştır. Toplam yatırımlar sabit fiyatlarla 2010’da
yüzde 22 artarken, enerjide yüzde 27 azalma meydana gelmiştir. “Yüzde 30 enerji
yatırımları artacak.” diyorsunuz, toplam yatırımların artışı yüzde 6 civarında.
Kamu sabit sermaye yatırımları içinde enerjinin payı azalıyor. Sabit fiyatlarla
kamu enerji yatırımları 2010 ve 2011’de azalıyor.
Şimdi, bütün bunlara baktığımızda, AKP Hükûmeti
döneminde, Hükûmetin enerji politikalarının
temelinde, ulusal çıkarların korunması, enerji arzı ve güvenliğinin ve
devamlılığının sağlanması, serbest rekabete dayalı bir enerji piyasası
oluşturulması konuları yer almaktadır.
60’ıncı AKP Hükûmeti Programı’nda enerji
güvenliği ana unsur olarak yer almış ve konutlarda tüketilen elektriğe hiç zam
yapılmadığı, sanayide tüketilen elektrik fiyatlarında yüzde 5 indirim yapıldığı
hususlarına yer verilmiştir. Ancak, sadece 2008 yılında elektrik fiyatlarında
yüzde 40’ları aşan zamlar meydana gelmiştir. Şu anda petrole dayanan ürünlerin
fiyatları ne haldedir, nereye yükselmektedir, kamuoyunun gözleri önünde hadise
cereyan etmektedir.
2002 yılında başlatılan elektrik sektörünün serbest piyasaya
dönüşüm çalışmalarında AKP Hükûmeti maalesef önemli
bir dönüşüm sağlayamamıştır.
2007 yılı seçimleri öncesi elektrik sektöründeki özelleştirmeler
kamuoyunca anlaşılamayan nedenlerle ertelenmiştir. Erteleme kararından ilgili
bakanın bile haberi olmadığı, onun da medyadan öğrendiği, medya mensuplarının
soruları karşısında hayretler içinde kaldığı bütün kamuoyu önünde cereyan
etmiştir.
Enerji sektöründeki yatırımların yapılamaması sonucunda AKP Hükûmetleri döneminde yedek kapasite erimiş ve enerji açığı
problemi ülke gündemine belirgin bir şekilde oturmuştur. Enerji Piyasası Kurulu
Başkanının ifadelerine göre Türkiye'nin gelecek yirmi yılda 360 milyar TL
enerji sektörüne yatırım yapması gerektiği ifade edilmiştir. Bu, yaklaşık yılda
20 milyar dolara tekabül etmektedir. 2010 yılında Türkiye'nin enerji sektörü
yatırımı 8,8 milyar TL’dir, yaklaşık 5,5 milyar dolardır. Şimdi, hadiseyi böyle
yorumladığımız zaman Türkiye'nin sadece 2010 yılında 15 milyar dolarlık enerji
yatırımının açık kaldığı görülmektedir.
Gerek özel gerekse kamu sektöründe enerji sektöründe sabit sermaye
yatırımları azalmaktadır, hem de cari fiyatlarla. Durumunun vahametinin
görülmesi açısından değil, vatandaşın bilmesini, bunların da kayıtlara
geçmesini arzu ettiğim için söylüyorum, gerçekten ülkelerin gelişmişlik
durumunu yansıtan, enerji talebini belirleyen üç temel faktörün “nüfus artışı”,
“ekonomik kalkınma” ve “teknolojik ilerleme” olarak sayılabileceğini ifade
etmiştim. Her ne kadar teknolojik gelişmeler enerji tasarrufuna yönelik pek çok
icadı beraberinde getirse de ekonomik kalkınmaya bağlı olarak insan
topluluklarının artan konfor ihtiyacını karşılamaya yönelik pek çok yeni
teknoloji ürünü de her geçen gün artan nüfusun kullanımına sunulmaktadır.
Dünyadaki nüfusun artışı ve teknolojik gelişmeler dünya enerji tüketiminin her
yıl artacağını göstermektedir.
Türkiye ile Rusya arasında 2009 yılında açıklanan anlaşmaların en
önemlilerini enerji alanlarında olanlar oluşturmuş ve iki ülke arasındaki
atılması planlanan adımlar kamuoyunda yer almıştır. Petrol İşbirliği
Anlaşması’yla, Türkiye'nin hedeflediği Karadeniz-Kızıldeniz Projesi açısından
önem taşıyan Samsun-Ceyhan petrol boru hattına Rusya tarafından petrol
sağlanması konusunda adım atıldığı düşünülüyor. Doğalgaz İşbirliği Protokolü’yle,
Türkiye ile Rusya Mavi Akım 2 doğal gaz
boru hattını inşa etme konusunda görüş birliğine varıyor. Şirketlerin Rus
şirketleriyle imzaladıkları anlaşmalarda Türkiye’yle Ceyhan’da petrol
rafinerisi ve sıvalaştırılmış doğal gaz terminali de kurulması hedefleniyor.
Türkiye’nin Rusya’dan Ceyhan’a gelecek petrol ve doğal gazı diğer
bir projeyle İsrail’e geçirmeye aracılık edeceği ifade ediliyor. Bu proje
sayesinde İsrail Rusya’dan hem petrol hem doğal gaz almış olacak. Bu anlamda
Samsun-Ceyhan hattı bu proje içinde önemli bir yer tutuyor.
Şimdi, esasen, yapılan anlaşma çok sayıda anlaşmalardan oluşuyor.
Anlaşmayla özel sektör tarafından Ceyhan’a yapılacak rafineriye petrol
verilmesi sağlanırken, diğer taraftan nükleer santral anlaşması da yapılmış
oluyor. Bir paket hâlinde yapılan anlaşma nükleer anlaşmanın bağımsız olarak
ele alınmasını engellemiş, Rusya’nın petrol sağlaması karşılığında nükleer
ihale doğrudan Rusya’ya verilmiş, ülke çıkarları maalesef yeteri kadar
gözetilmemiş veya gözetilememiştir.
Türkiye’de akaryakıt fiyatları çok pahalıdır. Tüketimi ortalama 30
milyon ton olan petrol tüketiminin yüzde 92’sini ithal eden, ancak yüzde 8’ini
üreten bir ülkeyiz. 2009 yılında 2,2 milyon ton, günümüze kadar ise yaklaşık
132 milyon ton petrol üretimi yapılmıştır. 99 yılında 2,9 milyon ton olan
üretimin 2,2 milyon ton civarına düşeceği görülmektedir.
Ülkemizde akaryakıt rafineri fiyatları ile pompa satış fiyatları
arasında çok önemli farklılıklar vardır. En pahalı akaryakıt ülkemizdedir.
Benzin pompasından yüzde 68 vergi ve kâr, yüzde 32 maalesef benzin akmaktadır.
Bu zam halkımızın yaşamını olumsuz etkilemektedir. Fiyatların geldiği nokta
tüketicinin seyahat özgürlüğünü kısıtlamaktadır. Dahası bu zaman iğneden ipliğe
diğer zamları da beraberinde getirmektedir. Dünya piyasalarında petrol
fiyatlarının yükselmesini gerekçe göstererek zam yapan anlayış, petrol
fiyatları düştüğünde aynı sorumluluğu göstermemekte ve mevcut durumu
görmezlikten gelmektedir. Akaryakıta yapılan zamlar kaçakçılığa ve stokçuluğa
da yaramaktadır.
Enerji önemli olmasına rağmen, fiyat artışının etkileri de
önemlidir. Üretimden tüketime kadar hayatın her alanında yer alan enerjinin
giderek artan önemi… Enerji fiyatları ise ülke ekonomisini olduğu kadar
vatandaşın ekonomisini de çok önemli ölçüde etkilemektedir.
İktidarın yanlış politikaları sonucunda büyük çoğunluğu geçim
sıkıntısı çeken halkımızın en önemli giderleri arasında enerji faturaları yer
almakta, özellikle geliri olmayan ve alt gelir grubunda yer alan aileler ve
asgari ücretle geçinen kesimler bu faturaları ödemekte güçlük çekmektedirler.
Ülkemiz, gelişmişlik düzeyi ve fert başına gelir bakımından iyi
durumda olmamasına rağmen dünyada enerji fiyatlarının en yüksek olduğu
ülkelerin başında gelmektedir. Bu durum ülke tarımını, sanayisini ve ticaretini
maalesef olumsuz etkilerken, halkın en temel insani ihtiyacı olan enerjiyi
kullanması da zorlaşmaktadır.
2003-2009 yılları arasında tüketicinin kullandığı elektrik
fiyatları yüzde 56 oranında, doğal gaz fiyatları ise yüzde 280 oranında artmıştır.
2009 yılından günümüze ise artış aynı hızla devam etmektedir.
Yine aynı yıllar arasında tüketicinin kullandığı 95 oktan
kurşunsuz benzin fiyatı yüzde 130, motorin ise yüzde 134 oranında
arttırılmıştır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; enerji konusu hassas bir
konudur. Bu nedenle, enerji konusunda alınacak tedbirler önemlidir. Milliyetçi
Hareket Partisi olarak, yapılacak 2011 yılı milletvekili genel seçimlerinde
millete enerji konusundaki taahhütlerimiz önemlidir. Bunlar, kesintisiz ve yeterli,
güvenli enerji arzının sağlanmasıdır. Enerji dış bağımlılığının azaltılması,
kaynak çeşitliliği sağlanarak kesintisiz ve yeterli bir şekilde üretilmesi,
güvenli ve çevreye duyarlı bir arz sistemi içinde karşılanması, yerli enerji
kaynaklarının verimli kullanılması, nükleer başta olmak üzere yeni enerji
teknolojilerini üretecek yetkinliğe ulaşılması sağlanacaktır. Kaliteli ve düşük
maliyetli enerji arzı gerçekleştirilecektir. Kamu enerji yatırımlarının planlı
ve istikrarlı bir şekilde gerçekleştirilmesi sağlanacak, yerli ve yabancı
sermayenin bu alandaki yatırımları teşvik edilecektir. Petrol ve doğal gaz
arama, çıkarma, taşıma, işletme ve pazarlama işlerinde faaliyet gösteren kamu
işletmeleri bir üst yönetim altında toplanarak uluslararası piyasalarda rekabet
gücü kazanılması sağlanacaktır. Enerji planlanmasında ve yapılacak uluslararası
anlaşmalarda kaynak ve ülke çeşitliliğine gidilerek arz güvenliği
oluşturulacaktır. Ülkemizin enerjide dışa bağımlılığını azaltmak ve aynı
zamanda mevcut tarım potansiyelini verimli kullanmak için biyoyakıt
üretimine önem verilecek ve bu çerçevede enerji tarımına yapılacak yatırımlar
desteklenecektir. Sağlıklı işleyen bir enerji politikası oluşturulacaktır.
Enerji sektöründe özel ve kamu kesimi faaliyetlerinin düzenlenip destekleneceği,
tüketici haklarının korunacağı, rekabetin tesis edileceği sağlıklı ve etkin
işleyen bir piyasa oluşturulması sağlanacaktır. Enerji kaynaklarının
üretiminden tüketimine kadar her aşamada özel kesimin imkânlarından da
yararlanılacaktır. Yeni ve yenilenebilir kaynaklardan enerji teminine ağırlık
verilecektir. Enerji ihtiyacının karşılanması için yeni ve yenilenebilir enerji
kaynakları ile su potansiyelinin değerlendirilmesi ve alternatif enerji
kaynaklarından yararlanılmasını öngören yatırımlar ile bu alandaki araştırma ve
geliştirme çalışmaları da ayrıca teşvik edilecektir. Nükleer enerji üretiminin
teknolojisine sahip olmak öncelikli hedeflerimiz içinde olup enerji arz
güvenliğinin sağlanması için nükleer santraller kurulacaktır.
Diğer taraftan, ülkemizin bilim ve teknolojisinin her kademesinde
kullanılabilecek ileri teknolojileri kapsayan hassas nükleer teknolojiye sahip olması sağlanacaktır. Temiz enerji
kaynaklarından biri olan diğer potansiyellerin en üst düzeyde kullanılarak
hidroelektrik enerji üretimi artırılacaktır. Petrol, doğal gaz ve kıymetli
madenlerin arama ve üretimine hız verilecektir. TPAO teknik ve ekonomik
kapasitesi güçlendirilecek, uluslararası stratejik ortaklıklar tesis edilerek
petrol ve doğal gaz arama ve üretim çalışmalarına hız kazandırılacaktır. Petrol
ve doğal gaz, kıymetli madenler gibi doğal kaynaklarımızın ekonomik değere
dönüştürülmesi için kamu-özel- yabancı sermaye iş birliğiyle tüm imkânlar
harekete geçirilecek ve ayrıca Türkiye’nin millî menfaatleri gözetilerek
uluslararası ortaklıklara gidilecektir. Petrol arama ve çıkarma faaliyetlerinde
yeni teknolojilerin geliştirilmesine önem verilecektir. Türkiye, enerji
piyasasının önemli ekonomik aktörlerinden biri olacaktır. Enerji üreten ve
tüketen ülkeler arasında sadece enerjinin transit geçişine imkân sağlayan bir
ülke olmanın ötesinde, Türkiye’nin katma değeri enerji ürünleri üretim
altyapısına sahip olarak piyasanın önemli aktörlerinden biri olması
sağlanacaktır. Jeotermal kaynaklarımızın turizm ve tarım sektörleri ile konut
ve iş yerlerinde kullanımı ve enerji tasarrufu sağlanacaktır.
Bütün bunlara ilave olarak ifade etmek istediğim şey, enerji
politikası dost ve ahbap politikası değil, devlet politikası olarak ele
alınacaktır.
Saygılar sunuyorum.
Teşekkür ederim Sayın Başkanım. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Ayhan.
Başka söz talebi yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
1’inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE
RUSYA FEDERASYONU HÜKÜMETİ ARASINDA PETROL ALANINDA İŞBİRLİĞİ PROTOKOLÜNÜN
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 6 Ağustos 2009 tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Petrol Alanında
İşbirliği Protokolü”nün onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
2’nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
3’üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Oylama için bir dakika süre veriyorum ve oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Petrol Alanında İşbirliği Protokolünün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
“Kullanılan oy sayısı :
226
Kabul :
226 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Harun Tüfekci Bayram
Özçelik
Konya Burdur”
Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Sayın milletvekilleri, birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.16
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını
gösteren tablo tutanağa eklidir.
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.29
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ
(Konya), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
76’ncı Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
12’nci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ile
Rusya Federasyonu İçişleri Bakanlığı Arasında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun
görüşmelerine başlıyoruz.
12.- Türkiye Cumhuriyeti İçişleri
Bakanlığı ile Rusya Federasyonu İçişleri Bakanlığı Arasında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/943) (S. Sayısı: 669)(x)
BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 669 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
1’inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İÇİŞLERİ
BAKANLIĞI İLE RUSYA FEDERASYONU İÇİŞLERİ BAKANLIĞI ARASINDA İŞBİRLİĞİ
ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 12 Mayıs 2010 tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye
Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ile Rusya Federasyonu İçişleri Bakanlığı
Arasında İşbirliği Anlaşması”nın onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2’nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
3’üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
(x) 669 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri
Bakanlığı ile Rusya Federasyonu İçişleri Bakanlığı Arasında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama
sonucu:
“Kullanılan oy sayısı :
195
Kabul :
195 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Harun Tüfekci Bayram
Özçelik
Konya Burdur”
Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
13’üncü sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı
ile Rusya Federasyonu Uyuşturucu Trafiği Kontrolü Federal Servisi Arasında
Uyuşturucu, Psikotrop ve Ara Kimyasal Maddelerin
Kaçakçılığı ile Mücadelede İşbirliği Hususunda Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu’nun görüşmelerine başlıyoruz.
13.- Türkiye Cumhuriyeti İçişleri
Bakanlığı ile Rusya Federasyonu Uyuşturucu Trafiği Kontrolü Federal Servisi
Arasında Uyuşturucu, Psikotrop ve Ara Kimyasal
Maddelerin Kaçakçılığı ile Mücadelede İşbirliği Hususunda Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/945) (S. Sayısı: 670)(xx)
BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 670 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
1’inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İÇİŞLERİ
BAKANLIĞI İLE RUSYA FEDERASYONU UYUŞTURUCU TRAFİĞİ KONTROLÜ FEDERAL SERVİSİ
ARASINDA UYUŞTURUCU, PSİKOTROP VE ARA KİMYASAL MADDELERİN KAÇAKÇILIĞI İLE
MÜCADELEDE İŞBİRLİĞİ HUSUSUNDA MUTABAKAT ZAPTININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 12 Mayıs 2010 tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye
Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ile Rusya Federasyonu Uyuşturucu Trafiği
Kontrolü Federal Servisi Arasında Uyuşturucu, Psikotrop
ve Ara Kimyasal Maddelerin Kaçakçılığı ile Mücadelede İşbirliği Hususunda
Mutabakat Zaptı”nın onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2’nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
3’üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını
gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 670
S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Oylama için bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri
Bakanlığı ile Rusya Federasyonu Uyuşturucu Trafiği Kontrolü Federal Servisi
Arasında Uyuşturucu, Psikotrop ve Ara Kimyasal
Maddelerin Kaçakçılığı ile Mücadelede İşbirliği Hususunda Mutabakat Zaptının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
“Kullanılan oy sayısı :
224
Kabul :
224 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Harun Tüfekci Bayram
Özçelik
Konya Burdur”
Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
14’üncü sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan
Cumhuriyeti Arasında Stratejik Ortaklık ve Karşılıklı Yardım Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu
Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.
14.- Türkiye Cumhuriyeti ile
Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Stratejik Ortaklık ve Karşılıklı Yardım
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/979) (S. Sayısı: 645) (xx)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 645 sıra sayısı ile bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.
Tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
1’inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE AZERBAYCAN
CUMHURİYETİ ARASINDA STRATEJİK ORTAKLIK VE KARŞILIKLI YARDIM ANLAŞMASININ
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 16 Ağustos 2010 tarihinde Bakü’de imzalanan “Türkiye
Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Stratejik Ortaklık ve
Karşılıklı Yardım Anlaşması”nın onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
2’nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını
gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) 645 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
3’üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında
Stratejik Ortaklık ve Karşılıklı Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
“Kullanılan oy sayısı :
222
Kabul : 222 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Harun Tüfekci Bayram
Özçelik
Konya Burdur”
Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
15’inci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Yeni
Zelanda Hükümeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte
Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması ve Eki
Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu
Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.
15.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Yeni Zelanda Hükümeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte
Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması ve Eki
Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/921) (S. Sayısı: 650) (xx)
BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet? Yerinde.
Komisyon raporu 650 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
1’inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE
YENİ ZELANDA HÜKÜMETİ ARASINDA GELİR ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLERDE ÇİFTE
VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME VE VERGİ KAÇAKÇILIĞINA ENGEL OLMA ANLAŞMASI VE EKİ
PROTOKOLÜN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 22 Nisan 2010 tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Yeni Zelanda Hükümeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan
Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma
Anlaşması” ve eki “Protokol”ün onaylanması uygun bulunmuştur.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını
gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 650
S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
2’nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
3’üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Oylama için bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Yeni Zelanda Hükümeti
Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve
Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
“Kullanılan oy sayısı :
233
Kabul :
233 (x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Harun Tüfekci Bayram
Özçelik
Konya Burdur”
Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
16’ncı sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı
Arasında Bitki Koruma ve Karantina Alanında İşbirliği Mutabakat Muhtırasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu
Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.
16.- Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı
Arasında Bitki Koruma ve Karantina Alanında İşbirliği Mutabakat Muhtırasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/950) (S. Sayısı: 656) (xx)
BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 656 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını
gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 656
S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
1’inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI İLE IRAK CUMHURİYETİ TARIM BAKANLIĞI ARASINDA BİTKİ KORUMA
VE KARANTİNA ALANINDA İŞBİRLİĞİ MUTABAKAT MUHTIRASININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 15 Ekim 2009 tarihinde Bağdat’ta imzalanan “Türkiye
Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak
Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Bitki Koruma ve Karantina Alanında
İşbirliği Mutabakat Muhtırası”nın onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
2’nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
3’üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul
edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir. Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri
Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Bitki Koruma ve
Karantina Alanında İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
“Kullanılan oy sayısı :
250
Kabul :
250 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Harun Tüfekci Bayram
Özçelik
Konya Burdur”
BAŞKAN – Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
17’nci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı
Arasında Tarım Alanında Ekonomik, Bilimsel ve Teknik İşbirliği Mutabakat
Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri
Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.
17.- Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı
Arasında Tarım Alanında Ekonomik, Bilimsel ve Teknik İşbirliği Mutabakat
Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/894) (S. Sayısı: 657)(xx)
BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 657 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını
gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 657
S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
1’inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI İLE IRAK CUMHURİYETİ TARIM BAKANLIĞI ARASINDA TARIM
ALANINDA EKONOMİK, BİLİMSEL VE TEKNİK İŞBİRLİĞİ MUTABAKAT MUHTIRASININ
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 15 Ekim 2009 tarihinde Bağdat’ta imzalanan “Türkiye
Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak
Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Tarım Alanında Ekonomik, Bilimsel ve
Teknik İşbirliği Mutabakat Muhtırası”nın onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2’nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
3’üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Oylama için bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri
Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Tarım Alanında
Ekonomik, Bilimsel ve Teknik İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
“Kullanılan oy sayısı :
240
Kabul : 240 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Harun Tüfekci Bayram
Özçelik
Konya Burdur”
Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
18’inci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı
Arasında Hayvan Sağlığı Alanında İşbirliği Mutabakat Muhtırasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu
Raporu’nun görüşmelerine başlıyoruz.
18.- Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı
Arasında Hayvan Sağlığı Alanında İşbirliği Mutabakat Muhtırasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/885) (S. Sayısı: 658) (xx)
BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 658 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını
gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 658
S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
1’inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI İLE IRAK CUMHURİYETİ TARIM BAKANLIĞI ARASINDA HAYVAN
SAĞLIĞI ALANINDA İŞBİRLİĞİ MUTABAKAT MUHTIRASININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 15 Ekim 2009 tarihinde Bağdat’ta imzalanan “Türkiye
Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak
Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Hayvan Sağlığı Alanında İşbirliği
Mutabakat Muhtırası”nın onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2’nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
3’üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Oylama için bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri
Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Hayvan Sağlığı Alanında
İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı açık oylama sonucu:
“Kullanılan oy sayısı :
238
Kabul :
238 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Harun Tüfekci Bayram
Özçelik
Konya Burdur”
Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
19’uncu sırada yer alan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Sırbistan
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Teknik ve Mali İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu
Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.
19.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ve Sırbistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Teknik ve Mali İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/908) (S. Sayısı: 662) (xx)
BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 662 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını
gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 662
S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
1’inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ VE
SIRBİSTAN CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA TEKNİK VE MALİ İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 26 Ekim 2009 tarihinde Belgrad’da
imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Sırbistan Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Teknik ve Mali İşbirliği Anlaşması”nın onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2’nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
3’üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Oylama için bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Sırbistan Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Teknik ve Mali İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın açık oylama sonucu:
“Kullanılan Oy Sayısı :
232
Kabul :
232 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Harun Tüfekci Bayram
Özçelik
Konya Burdur”
Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
20’nci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Karadağ
Hükümeti Arasında TİKA Program Koordinasyon Ofisinin Faaliyetlerine İlişkin
Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri
Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.
20.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Karadağ Hükümeti Arasında TİKA Program Koordinasyon Ofisinin Faaliyetlerine
İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/969) (S. Sayısı: 665) (xx)
BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 665 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını
gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 665
S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
1’inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE
KARADAĞ HÜKÜMETİ ARASINDA TİKA PROGRAM KOORDİNASYON OFİSİNİN FAALİYETLERİNE
İLİŞKİN ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 11 Aralık 2009 tarihinde Podgorica’da
imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Karadağ Hükümeti Arasında TİKA
Program Koordinasyon Ofisinin Faaliyetlerine İlişkin Anlaşma”nın onaylanması
uygun bulunmuştur.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
2’nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
3’üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Oylama için bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Karadağ Hükümeti
Arasında TİKA Program Koordinasyon Ofisinin Faaliyetlerine İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı oylama sonucu:
“Kullanılan Oy Sayısı :
238
Kabul :
238 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Harun Tüfekci Bayram
Özçelik
Konya Burdur”
Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
21’inci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Temsilen
Tarım ve Köyişleri Bakanı ile Avusturya Cumhuriyeti
Hükümetini Temsilen Federal Tarım, Orman, Çevre ve Su Yönetimi Bakanı Arasında
Tarım Alanında İşbirliği Konulu Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu’nun
görüşmelerine başlayacağız.
21.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini
Temsilen Tarım ve Köyişleri Bakanı ile Avusturya
Cumhuriyeti Hükümetini Temsilen Federal Tarım, Orman, Çevre ve Su Yönetimi
Bakanı Arasında Tarım Alanında İşbirliği Konulu Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/764) (S. Sayısı: 666) (xx)
BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 666 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını
gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 666
S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
1’inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİNİ
TEMSİLEN TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI İLE AVUSTURYA CUMHURİYETİ HÜKÜMETİNİ
TEMSİLEN FEDERAL TARIM, ORMAN, ÇEVRE VE SU YÖNETİMİ BAKANI ARASINDA TARIM
ALANINDA İŞBİRLİĞİ KONULU MUTABAKAT ZAPTININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 15 Haziran 2009 tarihinde Viyana’da imzalanan
“Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Temsilen Tarım ve Köyişleri
Bakanı ile Avusturya Cumhuriyeti Hükümetini Temsilen Federal Tarım, Orman,
Çevre ve Su Yönetimi Bakanı Arasında Tarım Alanında İşbirliği Konulu Mutabakat
Zaptı”nın onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2’nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
3’üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Oylama için bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Temsilen Tarım ve Köyişleri Bakanı ile Avusturya Cumhuriyeti Hükümetini
Temsilen Federal Tarım, Orman, Çevre ve Su Yönetimi Bakanı Arasında Tarım
Alanında İşbirliği Konulu Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
“Kullanılan Oy Sayısı :
231
Kabul :
231(x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Harun Tüfekci Bayram
Özçelik
Konya Burdur”
Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
22’nci sırada yer alan, Biyotıp Araştırmalarına İlişkin İnsan
Hakları ve Biyotıp Sözleşmesine Ek Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ile Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Dışişleri
Komisyonları Raporlarının görüşmelerine başlayacağız.
22.- Biyotıp Araştırmalarına
İlişkin İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesine Ek Protokolün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler
ile Dışişleri Komisyonları Raporları (1/394)
(S. Sayısı: 604) (xx)
BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 604 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını
gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 604
S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
1’inci maddeyi okutuyorum:
BİYOTIP ARAŞTIRMALARINA İLİŞKİN
İNSAN HAKLARI VE BİYOTIP SÖZLEŞMESİNE EK PROTOKOLÜN ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- “Biyotıp Araştırmalarına İlişkin İnsan Hakları ve Biyotıp
Sözleşmesine Ek Protokol”ün onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2’nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
3’üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Biyotıp Araştırmalarına İlişkin İnsan Hakları ve Biyotıp
Sözleşmesine Ek Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
açık oylama sonucu:
“Kullanılan oy sayısı :
227
Kabul : 227 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Harun Tüfekci Bayram
Özçelik
Konya Burdur”
Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
23’üncü sırada yer alan Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu Tasarısı ve
Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Cumhurbaşkanlığı Seçimine İlişkin Usul ve
Esaslar Hakkında Kanun Teklifi ile Anayasa Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine
başlayacağız.
23.- Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu
Tasarısı ve Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Cumhurbaşkanlığı Seçimine
İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Kanun Teklifi ile Anayasa Komisyonu Raporu
(1/787, 2/62) (S. Sayısı: 527)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını
gösteren tablo tutanağa eklidir.
24’üncü sırada yer alan Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu Tasarısı
ile Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa Komisyonları Raporlarının görüşmelerine
başlayacağız.
24.- Kamu Denetçiliği Kurumu
Kanunu Tasarısı ile Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa Komisyonları Raporları
(1/991) (S. Sayısı: 609)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Bundan sonra da komisyonların bulunmayacağı anlaşıldığından sözlü
soru önergeleri ile diğer denetim konularını sırasıyla görüşmek için 15 Mart
2011 Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 19.06