Normal 45115 2 5 2011-03-22T08:59:00Z 2011-03-22T08:59:00Z 138 75273 429057 TBMM 3575 1006 503324 12.00 Clean false 0 0 nk 0 nk 0 0 false false false TR X-NONE X-NONE 0 nk 0 nk MicrosoftInternetExplorer4

 

DÖNEM: 23                            CİLT: 92                    YASAMA YILI: 5

 

 

 

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

 

64’üncü Birleşim

11 Şubat 2011 Cuma

 

(Bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

 

I.  - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II. - GELEN KÂĞITLAR

III.  - YOKLAMALAR

IV.   - GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI

1.- Erzincan Milletvekili Sebahattin Karakelle’nin, Erzincan ilinin düşman işgalinden kurtuluşunun 93’üncü yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması

2.- Isparta Milletvekili S. Nevzat Kormaz’ın, Isparta ilinde yerel basının sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması

3.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, Van ilinin ekonomik ve ticari sorunları ile Van-İran sınırında 2006-2010 yıllarında öldürülen vatandaşlara ilişkin gündem dışı konuşması

V.  - AÇIKLAMALAR

1.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, MHP Grubu olarak Erzincan ilinin düşman işgalinden kurtuluşunun 93’üncü yıl dönümünü gönülden kutladıklarına ilişkin açıklaması

2.- Van Milletvekili İkram Dinçer’in, Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın gündem dışı konuşmasında geçen Van-İran sınırındaki ölümlerin hemen hemen tamamının İran tarafında olduğuna ilişkin açıklaması

3.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, Erzincan ilinin düşman işgalinden kurtuluşunun 93’üncü yıl dönümüne ilişkin açıklaması

4.- Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın gündem dışı konuşmasında bahsettiği Van-İran sınırında yaşanan ölümlerin üçte 2’sinin Türkiye toprakları içerisinde gerçekleştiğine ilişkin açıklaması

5.- Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in konuşmasında adı geçen Cumhurbaşkanlığı Basın Danışmanı Ahmet Sever’in, geçmişte TRT’ye program yaptığına, program başına kendisine ödeme yapıldığına, bunun toplamının 15 bin lira olabileceğine, Ahmet Sever’in TRT’nin kadrolu elemanı olmadığına ilişkin açıklaması

6.- Giresun Milletvekili H. Hasan Sönmez’in, Ordu Milletvekili Rahmi Güner’in, konuşmasında Hükûmetin Ordu ve Giresun illerinde yatırım yapmadığı sözlerine ilişkin açıklaması

7.- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın, Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, kömür işletmeciliği ve kömür yardımı üzerinde yaratılan sömürüye, bunun kamu yönetimini ne şekilde etkilediğine dair sözlerine ilişkin açıklaması

8.- Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın, Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı resen soruşturma açabilirdi ancak hukuk dışı müdahalelere prim vererek dosyayı sümen altı etti” sözlerine ilişkin açıklaması

9.- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın, Konya Milletvekili Atilla Kart’ın konuşmasında adı geçen Kütahya Milletvekili Hüsnü Ordu’yla ilgili iddiaların doğru olmadığına, bu durumun Tavşanlı Cumhuriyet Başsavcılığının yazısından anlaşılabileceğine, yerli kömür dağıtılarak fakir fukaranın ihtiyacının giderildiğine ilişkin açıklaması

 

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa Komisyonları Raporları (1/883) (S. Sayısı: 568)

2.- Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün; Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncü’nün; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk ve 17 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili Zeynep Dağı’nın; Kırklareli Milletvekili Tansel Barış’ın; Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin; İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan’ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Kemal Anadol’un; Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz ve 29 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam ve 25 Milletvekilinin; Niğde Milletvekili Mümin İnan ve 6 Milletvekilinin; Niğde Milletvekili Mümin İnan ve 6 Milletvekilinin; Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün’ün; Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin ve 4 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan’ın; Giresun Milletvekili Eşref Karaibrahim’in; Adana Milletvekili Yılmaz Tankut ve 10 Milletvekilinin; Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın; Zonguldak Milletvekili Ali Koçal’ın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın; Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin; Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve 2 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Fatma Nur Serter’in; Giresun Milletvekili Eşref Karaibrahim’in; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdoroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Gurup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin; Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız’ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya’nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Gurup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Gurup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Kars Milletvekili Gürcan Dağdaş ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam’ın; Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin; Bursa Milletvekili Abdullah Özer’in; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve Antalya Milletvekili Osman Kaptan’ın; Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun; İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın; Kocaeli Milletvekili Eyüp Ayar ve 2 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak’ın; Bitlis Milletvekili Mehmet Nezir Karabaş’ın; Muğla Milletvekili Fevzi Topuz’un; Koya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Gurup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Bolu Milletvekili Fatih Metin ve 2 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili M. Akif Hamzaçebi’nin; Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak ve 2 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar , Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235,  2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606)

3.- Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu Tasarısı ile Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa Komisyonları Raporları (1/991) (S. Sayısı: 609)

4.- Bazı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Bir Kısım Borç ve Alacaklarının Düzenlenmesine Dair Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/877) (S. Sayısı: 535)

5.- Avrupa Konseyi Terörizmin Önlenmesi Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/339) (S. Sayısı: 62)

6.- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Arasında Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasının Türkiye Cumhuriyetindeki İşbirliği ve Faaliyetleri Hakkında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/907) (S. Sayısı: 569)

VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Samsun Milletvekili Suat Kılıç’ın, İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek’in, iki ayrı önerge üzerinde yaptığı konuşmada partilerine sataşması nedeniyle konuşması

2.- İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek’in, Samsun Milletvekili Suat Kılıç’ın, şahsına sataşması nedeniyle konuşması

3.- Trabzon Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın, grubuna sataşması nedeniyle konuşması

4.- Trabzon Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, Kütahya Milletvekili Hüsnü Ordu’nun, CHP Genel Başkanına sataşması nedeniyle konuşması

5.- Kütahya Milletvekili Hüsnü Ordu’nun, Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, şahsına sataşması nedeniyle konuşması

6.- Trabzon Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, şahsına sataşması nedeniyle konuşması

VIII.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, Akkuyu Nükleer Santralinin yatırım maliyetine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/17976)

2.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, akaryakıt fiyatlarındaki artışa ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/18046)


I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 

TBMM Genel Kurulu saat 13.04’te açılarak dokuz oturum yaptı.

 

Kahramanmaraş Milletvekili Fatih Arıkan, Kahramanmaraş ilinin düşman işgalinden kurtuluşunun 91’inci yıl dönümüne,

Adıyaman Milletvekili Şevket Köse, Adıyaman ilinin sorunlarına,

Manisa Milletvekili Erkan Akçay, Manisa ilinin sorunlarına, tamamlanamayan yatırımlara ve alınması gereken tedbirlere,

İlişkin gündem dışı birer konuşma yaptılar.

 

Mersin Milletvekili Mehmet Şandır, Kahramanmaraş’ın “zafer günü”ne;

Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak,

Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu,

Kahramanmaraş’ın düşman işgalinden kurtuluşu nedeniyle “zafer günü”ne ve Afşin-Elbistan’da Çöllolar kömür sahasında meydana gelen göçüğün altında kalan işçilere;

İlişkin birer açıklamada bulundular.

 

Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, üniversitelerde yaşanan olaylar ile öğrencilere yönelik idari yaptırımların (10/1027),

Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir ve 21 milletvekilinin, akaryakıt fiyatlarındaki artışın nedenlerinin (10/1028),

Adıyaman Milletvekili Şevket Köse ve 25 milletvekilinin, özürlülerin sorunlarının (10/1029),

Araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına;

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, Sayıştayın “Sağlık Bakanlığına Bağlı Hastanelerde İlaç, Tıbbi Sarf Malzemesi ve Tıbbi Cihaz Yönetimi” adlı performans denetim raporu hakkında (8/26), bir genel görüşme açılmasına;

İlişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.

 

Gündemin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler” kısmında yer alan:

(10/150) esas numaralı, Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’un uygulamasından kaynaklanan sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına dair önergenin görüşmelerinin Genel Kurulun 10/02/2011 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin BDP,

(10/510) esas numaralı, uzman erbaş uygulamasındaki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına dair önergenin görüşmelerinin Genel Kurulun 10/02/2011 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin MHP,

Grubu önerileri ile;

Ankara Milletvekili Tekin Bingöl ve arkadaşları tarafından 09/02/2011 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına “Ankara OSTİM ve İvedik’te meydana gelen patlamalar hakkında” verilmiş olan Meclis araştırma önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer araştırma önergelerinin önüne alınarak, 10/02/2011 Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda okunması ve görüşmelerinin aynı birleşimde yapılmasına ilişkin CHP Grubu önerisi,

Yapılan görüşmelerden sonra kabul edilmedi.

 

Görüşmeleri izlemek üzere Genel Kurulu teşrif eden ve ülkemizde konuk olarak bulunan Irak Meclis Başkanı Osama Abdul-Aziz Mohammed Al-Nujaifi’ye Başkanlıkça “Hoş geldiniz” denildi.

 

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının:

1’inci sırasında bulunan ve İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kabul edilen, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa Komisyonları Raporlarının (1/883) (S. Sayısı: 568),

3’üncü sırasında bulunan, Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu Tasarısı ile Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa Komisyonları Raporlarının (1/991) (S. Sayısı: 609),

4’üncü sırasında bulunan, Bazı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Bir Kısım Borç ve Alacaklarının Düzenlenmesine Dair Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu’nun (1/877) (S. Sayısı: 535),

5’inci sırasında bulunan, Avrupa Konseyi Terörizmin Önlenmesi Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun (1/339) (S. Sayısı: 62),

Görüşmeleri komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından ertelendi.

 

2’nci sırasında bulunan ve görüşmelerine devam olunan İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kabul edilen, Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün; Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncü’nün; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk ve 17 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili Zeynep Dağı’nın; Kırklareli Milletvekili Tansel Barış’ın; Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin; İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan’ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Kemal Anadol’un; Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz ve 29 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam ve 25 Milletvekilinin; Niğde Milletvekili Mümin İnan ve 6 Milletvekilinin; Niğde Milletvekili Mümin İnan ve 6 Milletvekilinin; Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün’ün; Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin ve 4 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan’ın; Giresun Milletvekili Eşref Karaibrahim’in; Adana Milletvekili Yılmaz Tankut ve 10 Milletvekilinin; Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın; Zonguldak Milletvekili Ali Koçal’ın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın; Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin; Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve 2 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Fatma Nur Serter’in; Giresun Milletvekili Eşref Karaibrahim’in; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin; Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız’ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya’nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Kars Milletvekili Gürcan Dağdaş ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam’ın; Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin; Bursa Milletvekili Abdullah Özer’in; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve Antalya Milletvekili Osman Kaptan’ın; Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun; İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın; Kocaeli Milletvekili Eyüp Ayar ve 2 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak’ın; Bitlis Milletvekili Mehmet Nezir Karabaş’ın; Muğla Milletvekili Fevzi Topuz’un; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Bolu Milletvekili Fatih Metin ve 2 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili M. Akif Hamzaçebi’nin; Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak ve 2 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606), görüşmeleri sekizinci bölüme kadar kabul edildi; verilen aradan sonra komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından ertelendi.

 

Başkanın, kürsüde konuşan hatibin sözünü kesmesinin İç Tüzük’e uygun olup olmadığı hakkında usul görüşmesi yapıldı.

Usul tartışması sırasında yaşanan gerginlik nedeniyle, grubu bulunan siyasi parti grup başkan vekillerinden; Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Trabzon Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Batman Milletvekili Ayla Akat Ata, 

Birer açıklama yaptılar.

 

İzmir Milletvekili Tuğrul Yemişci, Antalya Milletvekili Mehmet Günal’ın, ismini de zikrederek İzmir’de bulunan “Vadeli İşlemler Borsası”yla ilgili sözlerine,

Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak’ın, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde gösteri yapanları ‘besleme’ olarak nitelemek iktidar sarhoşluğu içerisinde ortaya çıkan alt şuurdur” ifadelerine,

İlişkin birer açıklamada bulundular.

 

11 Şubat 2011 Cuma günü, alınan karar gereğince saat 14.00’te toplanmak üzere birleşime 03.28’de son verildi.

 

                                                             Sadık Yakut

                                                             Başkan Vekili

 

         Bayram Özçelik                     Murat Özkan                         Fatih Metin                                      Burdur     Giresun   Bolu                                               Kâtip Üye                                Kâtip Üye                                Kâtip Üye

 

          Harun Tüfekci                                                                     Yusuf Coşkun                                    Konya                     Bingöl                                            Kâtip Üye                                                                                Kâtip Üye

 


No.: 81

II.- GELEN KÂĞITLAR

11 Şubat 2011 Cuma

Teklif

1.- İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş ve 5 Milletvekilinin; 2012 Yılının Bireysel Silahsızlanma Yılı Olarak İlan Edilmesine İlişkin Kanun Teklifi (2/862) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.2.2011)

Tezkere

1.- 5523 Sayılı Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Kurulması Hakkında Kanunun 9 uncu Maddesinin 4 üncü Fıkrası Uyarınca, T.C. Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı (TYDTA) 2007 Yılı Sayıştay Denetim Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1408) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.2.2011)

Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri

1.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın, bölücü terör örgütü lideriyle görüşme yapıldığı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16851)

2.- İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’in, Hayata Dönüş Operasyonu ile ilgili iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16865)

3.- Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, bazı devlet görevlilerinin terör örgütü başı ile görüştüğü iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16867)

4.- Bursa Milletvekili Onur Öymen’in, terör örgütüyle görüşme yapıldığına dair basında çıkan haberlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16878)

5.- Ordu Milletvekili Rıdvan Yalçın’ın, 6008 sayılı Kanundan faydalanan çocuklara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/16888)

6.- Kırşehir Milletvekili Metin Çobanoğlu’nun, görevi kötüye kullanmak suçundan yargılanan kamu görevlileri ve belediye başkanlarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/16889)

7.- Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, idari dava sayısına ve türlerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/16890)

8.- Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, son on yılda Başbakanların gazetecilere açtığı tazminat davası sayısına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/16891)

9.- Gaziantep Milletvekili Akif Ekici’nin, HSYK’nın toplantılarına ve üye seçimine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/16892)

10.- Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, Osmaniye T Tipi Kapalı Cezaevinde tutuklu ve hükümlülerin yaşadığı sorunlara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/16893)

11.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, Tekirdağ F Tipi Cezaevinde yaşandığı iddia edilen hak ihlallerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/16894)

12.- İstanbul Milletvekili Mehmet Ufuk Uras’ın, AİHM’nin Hrant Dink davası kararı doğrultusunda sorumlular hakkında işlem yapılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17534)

13.- Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, Bülent Arınç’a suikast iddiasına ve Deniz Feneri davasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17540)

14.- Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, kadına şiddete yönelik çalışmalara ve bir cinayet olayına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17594)


11 Şubat 2011 Cuma

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 14.04

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Murat ÖZKAN (Giresun), Harun TÜFEKCİ (Konya)

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 64’üncü Birleşimini açıyorum.

Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.

Gündem dışı ilk söz, 13 Şubat Erzincan ilinin düşman işgalinden kurtarılışının 93’üncü yıl dönümü münasebetiyle söz isteyen Erzincan Milletvekili Sebahattin Karakelle’ye aittir.

Buyurun Sayın Karakelle. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Erzincan Milletvekili Sebahattin Karakelle’nin, Erzincan ilinin düşman işgalinden kurtuluşunun 93’üncü yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması

SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; canlar diyarı güzel Erzincan’ımızın düşman işgalinden kurtuluşunun 93’üncü şeref yılında gündem dışı söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

13 Şubat Türkiye Cumhuriyeti devletinin temellerine yiğit Erzincanlının kanını harç, canını kurban ettiği gündür.

“Elesem toprağın candır Erzincan,

Mekânın yiğitlere handır Erzincan.” diyor şairimiz Mehmet Yıldırım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kaynağını istiklal ve hürriyetten alan, mazisi kahramanlık destanlarıyla dolu asil bir milletin torunlarıyız. Doksan üç yıl evvel bugün mayası çileyle kurulmuş, hamuru gözyaşıyla yoğrulmuş yiğit Erzincanlı, kanlarıyla suladıkları bu topraklardan büyük katliamlar yapan işgalci düşmanları kovmuş, ay yıldızlı bayrağımızı sonsuza kadar dalgalanmak üzere vatan semalarına dikmiştir. Tüten son ocağın sönmeden bu bayrağın indirilemeyeceğini, minarelerden ezan seslerinin susmayacağını tüm dünyaya eşi benzeri görülmemiş bir kahramanlıkla göstermiş bir milletiz. Şanlı atalarımız mezhebi, meşrebi, dili ne olursa olsun tek yürek hâlinde bu destanları yazdı; Çanakkale’de yazdı, Galiçya’da yazdı, Yemen’de yazdı, Sakarya’da yazdı, Dumlupınar’da yazdı.

Tarihin seyri içerisinde bu milletin huzur, güven ve istikrarını, birlik ve beraberliğini içine sindiremeyen dış güçler içimizdeki bölücü PKK  terör örgütü gibi bir kısım hainleri de taşeron olarak kullanarak birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi bozmaya çalışıyorlar. Bugün bizlere düşen bu şanlı bayrağın altında hiçbir ayrım olmaksızın “Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder…” diyerek korkusuz ve kedersiz birlikte yaşamayı inşa etmektir. Doksan üç yıl evvel bu güzel ilimizin düşman işgalinden kurtulduğu bu günde cennet vatanın müdafaasında dün gösterilen birlikteliği yeniden ortaya koymak bu necip milletin ve onun biz vekillerinin üzerine borçtur. Bugün de tek bayrak, tek vatan, tek millet, tek devlet sevdasını içine sindiremeyenleri hayretle görüyor ve izliyoruz.

Unutulmamalıdır ki milletimizin sağduyusu bu tür oyunların her zaman üstesinden gelmiş ve gelecektir. Büyük gurur ve sevinçle kutladığımız kurtuluş günümüzde acımız bir, tasamız bir, adımız bir, şanımız bir, tarihimiz, kültürümüz bir.

“Gelin canlar bir olalım,

İşi kolay kılalım,

Sevelim sevilelim,

Dünya kimseye kalmaz.” diyen Yunus Emre, bu coğrafyanın, ortak kültürümüzün, dünya ufkunda dalgalanan sevgi, barış, hoşgörü sancağı değil midir? Biz bu sancağa, tarihe ve kültürel mirasımıza arkamızı dönemeyiz. Bizi biz yapan değerleri inkâr edemeyiz. Yanlışlarda ısrar edemeyiz. Yeniden, dün olduğu gibi birlikte yaşama şuurunu, bu beraberliği bozmaya çalışanlara inat yerleştirmek, dünya medeniyetleri arenasında güçlü bir Türkiye'yi evlatlarımıza en nadide bir miras olarak bırakmak mecburiyetindeyiz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ecdadımızın canları pahasına bizlere bahşettiği bu güzel şehrimizin yılların ihmali olan ekonomik ve sosyal kalkınması, Başbakanımızın liderliğinde AK PARTİ iktidarlarının ak kadroları sayesinde, seksen bir ilde olduğu gibi ilimizde de hızlı bir gelişme göstermiştir. Erzincan’ımız büyük bir değişim ve dönüşüm sürecine girmiş, hayaller, rüyalar gerçekleşmiştir. Ulaştırmadan eğitime, sağlıktan tarıma yarım asra sığmayan projeler gerçekleşmiş, ezberler bozulmuş, böylece artık hiçbir şey eskisi gibi olmadığı, “Doğu’nun makûs talihi” kavramı da tarih olmuştur.

Takdir edersiniz ki eserler sahipleriyle anılır. Bu eserlerin sahibi, millete efendiliğe değil, milletin hizmetkârı olmaya talip olan, büyük Türkiye sevdalısı, “Söz de, karar da milletindir.” diyen Başbakanımız ve onun ak kadrolarıdır. İlimiz adına bir hakkın sahibi de hizmet ve gönül adamı Ulaştırma Bakanımız Sayın Binali Yıldırım’dır.

Ben, hemşehrilerim adına minnet ve şükranlarımı arz ediyorum. Erzincan’ımızın düşman işgalinden kurtuluşunun 93’üncü yıl dönümünde tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anıyor, tüm gazilerimize hayırlı, uzun ömürler diliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Karakelle.

Gündem dışı ikinci söz, Isparta ilinde yerel basının sorunları hakkında söz isteyen Isparta Milletvekili Süleyman Korkmaz’a aittir.

Buyurun Sayın Korkmaz. (MHP sıralarından alkışlar)

2.- Isparta Milletvekili S. Nevzat Kormaz’ın, Isparta ilinde yerel basının sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başbakan ve ekibi kendilerini ileri demokrasinin sözcüsü ilan etmiş ancak yapılan uygulamalarla ileri otokrasinin temellerini atmışlardır. Hükûmet, her kesime ve her sektöre kendi düşüncelerini dayatmak ve çoğulculuğu ortadan kaldırmak için baskıcı tavır ve davranışlar sergilemekten geri durmamaktadır. Bu baskılardan en büyük payı medya almaktadır.

Böyle bir ortamda, yerel medya büyük yaralar almaktadır. Tüm güçlüklere rağmen, yerel basının gelişmekte olması, yerel iletişimi ve vatandaşın yönetime katılımını hızlandırarak yerel demokrasinin gelişmesine katkı sağlamaktadır.

2002’den beri, AKP, sayılarının fazla olması dolayısıyla kolayca kontrol edemediği yerel medyayı döneminde yaptığı düzenlemelerle zayıflatmış, getirdiği yeni uygulamalar ile “Benden yana olan yaşar, diğerleri kapansın, gitsin.” kararını ortaya koymuştur.

Bugün ekonomik sıkıntı içerisinde olan gazete sahiplerinin şikâyetlerinin başında resmî ilan pastasından yeterince pay alamamak, ticari ilan ve reklam yetersizliği, gazetenin hammaddesi olan kâğıdı teminde güçlük, ayrıca düşük tiraj sorunu ve devletin yerel gazeteleri yeteri kadar desteklememesi vardır.

Belirtmek isterim ki yerel demokrasinin vazgeçilmezleri olan yerel medyanın girdiği çıkmaz ve sıkıntılarda AKP Hükûmetinin aldığı yanlış kararlar ve yaptığı yanlış uygulamalar vardır. Nedir bunlar değerli milletvekilleri?

Gazetelerin yayın maliyetlerindeki artışlara rağmen, son iki yılda resmî ilan ücretlerine zam yapılmamıştır. Kaldı ki bu ücretler de çok geç ödenmektedir. Kamu İhale Kanunu’nda yapılan değişiklikle 100 bin liranın altında yapılan alımlar ihaleye çıkarılmadan, doğrudan temin ve teklif usulüyle yapılmaktadır. Yerel medyanın gelirleri yüzde 30 kırpılmıştır. Bu yıl eşik değerin 112 bin liraya çıkarılmış olması bu mağduriyeti daha da artırmaktadır.

Bir diğer sıkıntı, vergi yükünün ağırlığıdır. Resmî ilan ücretlerinin yüzde 25’i gelir vergisi, yüzde 18’i KDV olmak üzere toplam yüzde 43’ü kesilmekte, geride kalan miktarıyla da ayakta durmaları beklenmektedir. Basın İlan Kurumunun şubesi olmayan yerlerde yetki tamamen valilere verildiği için bazı valilerin keyfî uygulamaları da söz konusu olabilmektedir. Resmî ilanlar gazetelere eşit bir biçimde dağıtılmamaktadır. Gazetesi bir iki sayfa olan, sadece iki üç kişi çalıştıran gazeteler ilan sıkıntısı çekmez iken tirajı 5-10 bini bulan ve onlarca kişi istihdam eden gazeteler kamu ilanı alamaz duruma gelmişlerdir. Devlet, ihale şartlarını sık sık değiştirmekte, hukuk üzerinde oyunlar oynayarak ya da boşlukları kullanarak yerel basının desteklenmesi işlevini yerine getirmemektedir. İl özel idareleri ve Köylere Hizmet Götürme Birliğinin yaptığı alımlar Kamu İhale Kanunu’na tabi olmadığı için resmî ilan verilmemekte, kurum yetkilileri, istediklerinden tercih usulüyle alım yapmaktadırlar. Bu noktada hem gazetelerin ilan geliri düşmekte hem de yapılan alımlar tartışmalı olmaktadır. İcra dairelerinin satış ilanları mahallî gazetelerde değil, astronomik ücretlerle ulusal gazetelerde yapılmaktadır. Satış Isparta’da yapılmasına rağmen, ilan İstanbul’da, Ankara’da bir gazetede çıkabilmektedir.

Bir önemli sıkıntı da yerel basın çalışanlarının sigortası alanında yaşanan çıkmazdır. Bir yerel gazetenin en az üç iletişim fakültesi mezununu sigortalı çalıştırması mecburiyeti vardır. Bu vasıfta bir personele ücret ödenmesi de takdir ederseniz ki yerel imkânlarla son derece güçtür. İşte, tam bu noktada da yerel basın devletin desteğini beklemektedir.

Öte yandan, örgütlenme adına gazetelerin, gazetecilerin hiçbir esnaf kuruluşunda ya da ticaret odalarında grup kuramaması da ciddi bir sıkıntı yaratmaktadır.

Yine vasıflı eleman sıkıntısı ve teknoloji eksikliklerinin giderilmesi konusunda da AKP Hükûmetinin bugüne kadar üretebildiği bir çözüm olmamıştır. AKP Hükûmeti, yandaş yerel medyaya “Durmak yok, yola devam.” derken, muhalif basına da “Taraf olmayan bertaraf olur.” diyerek tehditler savurmaktadır.

Demokrasi herkes içindir değerli milletvekilleri ve çoğulculuğun yerleşmesi bakımından resmî ilanların dağıtımı, süreli yayınların satın alınması, yerel medyayı besleyen mali kılcal damarların açılması gibi hususlarda günlük siyasetten uzak, objektif ölçülerde adımlar atılmalıdır.

Yerel basının yaşatılması açısından ortaya koyduğumuz bu tedbirleri bu kadar kısa bir zaman içerisinde sizlere sunmakta gerçekten büyük güçlük çektik. Bu sektörün sorunlarının kapsamlı, etraflıca ve onların da kararlarını alarak ortaya konmasında büyük bir zaruret hasıl olduğunu düşünüyorum ve bu düzenlemelerin, inşallah, Hükûmet tarafından bir an önce yapılması ümidini taşıyorum.

Bu düşüncelerle de yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Korkmaz.

Gündem dışı üçüncü söz Van ilinin ekonomik ve ticari sorunları hakkında söz isteyen Van Milletvekili Fatma Kurtulan’a aittir.

Buyurun Sayın Kurtulan. (BDP sıralarından alkışlar)

3.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, Van ilinin ekonomik ve ticari sorunları ile Van-İran sınırında 2006-2010 yıllarında öldürülen vatandaşlara ilişkin gündem dışı konuşması

FATMA KURTULAN (Van) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Söz isterken “Van-İran sınırındaki sorunlar” başlığını attırmak istemedim çünkü AKP’nin, bu konu üzerinde, özel bir hassasiyetle gizleme durumu olduğu için “Van ilinin ekonomik ve ticari sorunları” diyerek söz istemiştim, gündem dışı konuşmayı.

Kürtlerin yaşadıkları işkenceleri, ölümleri, Kürt sorununun tanımını ve çözümlerini burada dile getirmekten kimi arkadaşların rahatsız olduğunu biliyoruz. Bu rahatsızlık son zamanlarda öyle bir düzeye varmış ki, artık, grup başkan vekilleri bile, kimisinin sabrı taşıyor, kimisi gelip bu kürsüde küfür edecek kadar sınırı da aşıyor. Ancak, bizler bu sorunu dile getirmek zorundayız, bu kararlılık içerisinde olduğumuzu belirtmek istiyoruz çünkü Kürtler, ölerek, işkence görerek, var olduğunu ispatlamaya çalışan bir mücadelenin sahibi, ne yazık ki dayatılan bu.

Şimdi, Van ve İran sınırında uzunca bir zamandır yaşanan bir sıkıntıyı sizlerle paylaşmak istiyorum. Bir vahşet yaşanıyor arkadaşlar; haberiniz var mı yok mu bilmiyorum, çok ilgilenmediğinizi biliyorum. Van-İran sınırında 2006-2010 yılları arasında örneğin, yaklaşık 100 kişinin, bir bidon benzin için öldürüldüğünü biliyoruz. Kaç yıldır, sürekli, bu vakalar gündemimizde. Şu ana kadar, yaklaşık yirmi tane soru önergesi verdim. Bir basın toplantısı düzenledik Meclis bünyesinde. Aynı zamanda, Meclis İnsan Hakları Komisyonuna da diğer vekil arkadaşımla birlikte bir başvurumuz oldu. O İnsan Hakları Komisyonunun biraz da Başkanına “Acaba geçmiş gelenekten hâlâ izler var mı, demokratik yönünden izler var mı?” diye düşünerek bir başvurumuz oldu. Bu başvurunun sonucunda da Meclis İnsan Hakları Komisyonu Başkanı sadece 2 görevli memur göndererek –Abdurrahman Bey siz de buradasınız, size de başvurumuz olmuştu- oradaki Valiliğe bağlı İnsan Hakları Kurulundan görüş alıyor ve bize yanıtı: “Böyle bir vaka yaşanmamıştır.” diye bir beyanda bulunuyor.

İçişleri Bakanının son zamanlardaki basın şeylerimize, soru önergemize verdiği yanıt da çok dramatik arkadaşlar, diyor ki: “İran yapıyor bunu.” Ben İçişleri Bakanına sormak isterim: Acaba hiç aklınıza gelmiyor mu “İran’a neden benim vatandaşımı öldürüyorsun, neden benim vatandaşımı bu kadar rahat katlediyorsun?” diye bu soruyu sormak? Yirmi gün önce Van Valisinin sınırda kimi işte kapının açılmasına dönük İran yetkilileriyle görüşmeler yaptığını biliyoruz. Acaba bu yetkililerin, Van Valisinin aklına “Neden benim vatandaşımı öldürüyorsun?” diye sormak gelmiyor mu? Şu ana kadar ortalama ayda 2-3 kişinin katli yaşanırken arkadaşlar, 3’ü çocuk olmak üzere 8 kişi yaşamını yitirdi son bir ay içerisinde.

Ben ilginizin, dikkatinizin buraya yöneleceğini umut ediyorum. AKP’li milletvekillerine de, Van milletvekillerine de özellikle seslenmek isterim. Cumhurbaşkanı Tahran’a gidecekmiş de gündeme getirecekmiş. Onlarcası öldürüldü. Sizler ne yaptınız? Ne gibi çalışmanız, çabanız oldu? Kanal kanal gezip türkü söyleyeceğinize biraz, oturun, Van’daki insanların sorunlarıyla lütfen ilgilenin. En başarısız milletvekilleri arasında yer alıyor AKP’liler, en azından bu dönemin sonu yaklaşırken ellerini vicdanlarına koyup biraz soruna eğilmelerini umut ediyorum.

Muhalefete de seslenmek istiyorum, ana muhalefet partisine özellikle: Arkadaşlar, sabrınız biraz bunun için de taşsa çok iyi olur. “Ben yerimde duramıyorum.” diyorsunuz, bunun için de biraz durmayın. Bir vekilinizi Van’a gönderip, kapalı bir salonda Kürt sorununa dair bir iki açıklama yaparak durumu kurtaramazsınız. Orada her gün bir bidon benzin için patır patır sizin vatandaşlarınız -tabii tırnak içinde de şunu belirtiyorum: Eğer onları vatandaşlarınız olarak kabul ediyorsanız- patır patır her gün birileri ölüyor ve İçişleri Bakanı çıkıp “İran yaptı, benim askerim yapmadı.” diyor. Son zamanlarda…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Kurtulan.

FATMA KURTULAN (Devamla) – Bir teşekkür edeyim.

BAŞKAN – Süre vermiyoruz Sayın Kurtulan, herkes biliyor.

Teşekkür ediyorum.

FATMA KURTULAN (Devamla) – Sağ olun. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Şandır, buyurun.

V.- AÇIKLAMALAR

1.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, MHP Grubu olarak Erzincan ilinin düşman işgalinden kurtuluşunun 93’üncü yıl dönümünü gönülden kutladıklarına ilişkin açıklaması

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak biz de Erzincan’ın bu zafer gününü yürekten kutluyoruz. Dün de ifade ettim; düşman işgalinden kurtuluşu Türkiye'nin hiçbir iline yakıştırmam, Erzincan’a hiç yakıştırmam. Dolayısıyla, ülkemizi işgal etmek cüretini gösteren müstevlileri yiğit Erzincanlıların kazma sapıyla yurtlarından kovmanın yıl dönümünü kutluyoruz. Bu bir zafer günüdür. Erzincanlılara yakışmıştır. Bunu başaran Erzincanlılara Milliyetçi Hareket Partisi olarak şükranlarımızı sunuyoruz. Bu mücadelede hayatını kaybeden tüm yiğit Erzincanlılara rahmetler diliyorum, buna emek veren gazilerimize ve tüm Erzincanlılara Milliyetçi Hareket Partisi olarak şükranlar ve saygılar sunuyorum.

Ayrıca, Erzincan’a hizmet etmiş herkesi, bunların arasında 21’inci Dönem Erzincan Milletvekilimiz rahmetli Mihrali Aksu’yu, rahmete kavuşan diğer milletvekillerimizi ve Erzincan’ın büyüklerini de saygıyla ve rahmetle anıyorum.

Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Dinçer.

2.- Van Milletvekili İkram Dinçer’in, Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın gündem dışı konuşmasında geçen Van-İran sınırındaki ölümlerin hemen hemen tamamının İran tarafında olduğuna ilişkin açıklaması

İKRAM DİNÇER (Van) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, demin, kürsüdeki Sayın Milletvekilimiz Sayın Kurtulan bu, Van sınırındaki ölümlerle ilgili bir açıklama yaptılar. Şimdi tabii, bu ölümlerin hemen hemen tamamı maalesef İran tarafında oluyor. Bizim yurttaşlarımız izinsiz bir şekilde öbür tarafa geçtiklerinde İran askerinin “Dur!” ihtarına uymayan arkadaşlarımıza, maalesef, İran askeri acımasızca ateş ediyor.

FATMA KURTULAN (Van) – Öyle değil işte, yalan söylüyorsunuz!

İKRAM DİNÇER (Van) – Tabii, bu ölümlerin başladığı 2008’den bugüne kadar bütün ölümlerle alakadar olduk, yakinen ilgilendik, ilgililerle görüştük. Son ölümlerle alakalı olarak da biz AK PARTİ’li 3 milletvekili sınır köylerimizdeki o sıkıntıların yaşandığı yerlere gittik, ilgili ilçelerin kaymakamlarıyla görüştük. Onun öncesinde burada Sayın Başbakanımızla ve Sayın Cumhurbaşkanımızla görüştük, konuyla yakinen alakadarız. Konu Türk sınırında değil yani Türk tarafında değil İran tarafında, maalesef, meydana gelmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İKRAM DİNÇER (Van) - Tabii ki yasal olmayan bu girişimin karşılığı da ölüm olmamalıdır elbette.

BAŞKAN -  Teşekkür ediyorum Sayın Dinçer.

Sayın Aslanoğlu, buyurun.

3.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, Erzincan ilinin düşman işgalinden kurtuluşunun 93’üncü yıl dönümüne ilişkin açıklaması

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Efendim, ben Erzincan’ın komşusuyum; Eğin, Arapgir bitişiktir. Erzincan kültürünü bilirim. Erzincan bir kültürdür. Bu ülkenin çok önemli bir ilidir. Bu nedenle tüm Erzincanlılara şükran duygularımızı iletiyoruz parti olarak ve başarı dileklerimizi iletiyoruz tüm Erzincan’a.

Ayrıca da Hanımefendi, biz, nerede ne yapacağımızı sizden talimat alarak yapmayız. Bizim partimiz nerede ne yapacağını kendisi iyi bilir.

FATMA KURTULAN (Van) – Talimat değil…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Lütfen… Sizden talimat alacak hâlimiz yoktur Hanımefendi. Bize talimat değil…

FATMA KURTULAN (Van) – Ana muhalefet partisisiniz.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Biz kendimiz yapacağımızı biliriz.

FATMA KURTULAN (Van) – Niye yapmıyorsunuz? Patır patır Kürtler öldürülüyor, niye sahip çıkmıyorsunuz?

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Biz ana muhalefetle ilgili sorumluluklarımızı bilen kişileriz.

FATMA KURTULAN (Van) – Öldürülen Kürt olunca umurunuzda değil!

FERİT MEVLÜT ASLANOĞUL (Malatya) – Teşekkür  ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Aslanoğlu.

Sayın Ata…

4.- Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın gündem dışı konuşmasında bahsettiği Van-İran sınırında yaşanan ölümlerin üçte 2’sinin Türkiye toprakları içerisinde gerçekleştiğine ilişkin açıklaması

AYLA AKAT ATA (Batman) – Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Öncelikle şunu belirtmek istiyorum: Sayın partimiz Van Milletvekilimiz bir açıklamada bulundular. Burada milletvekili olmuş olmanın sorumluluğuyla hareket ediyoruz. Bir gerçeğe, bir katliama parmak basmaya, işaret etmeye çalışıyoruz. Ne yazık ki gerçeklerin üstünü gerçek olmayan beyanlarla örtemeyiz. Van-İran sınırında, yine Şırnak’ta yaşanan ölümler ne yazık ki sınırlarımızın dışında yaşanmıyor. Olayın canlı tanıklarının bizzat anlatımları var, bu ölümlerin neredeyse üçte 2’si Türkiye toprakları içerisinde, sınırları içerisinde yaşanan ölümlerdir. Bu konuya dikkat çekmenin sorumluluğunu göstermiştir Sayın Milletvekilimiz. Bu konudaki tahammülsüzlüğü anlayabilmiş değiliz. Bu Parlamento çatısı altında, sınırlarda gerçekleşen ve bir kaçakçılık suçunun cezasının ölüm olmadığını bilerek, bu ölümlere dikkat çekmenin ifadesinin ne yazık ki bir tahammülsüzlük olmaması gerektiğinin altını çizmek istiyoruz. Hem ana muhalefet partisinin hem Parlamentodaki bizim, MHP Grubunun hem de başta iktidar partisinin bu konuda sorumluluğunu hatırlatmak istiyoruz.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Gündeme geçiyoruz.

Alınan karar gereğince, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.

1’inci sırada yer alan, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa komisyonları raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1. Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa Komisyonları Raporları (1/883) (S. Sayısı: 568)

BAŞKAN - Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

Sayın milletvekilleri, birleşime beş dakika ara veriyorum.

               

Kapanma Saati: 14.26
 

 

 

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 14.30

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Murat ÖZKAN (Giresun), Fatih METİN (Bolu)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 64’üncü Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

2’nci sırada yer alan, Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile benzer mahiyetteki 59 kanun teklifi ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe komisyonları raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

2.- Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün; Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncü’nün; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk ve 17 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili Zeynep Dağı’nın; Kırklareli Milletvekili Tansel Barış’ın; Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin; İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan’ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Kemal Anadol’un; Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz ve 29 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam ve 25 Milletvekilinin; Niğde Milletvekili Mümin İnan ve 6 Milletvekilinin; Niğde Milletvekili Mümin İnan ve 6 Milletvekilinin; Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün’ün; Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin ve 4 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan’ın; Giresun Milletvekili Eşref Karaibrahim’in; Adana Milletvekili Yılmaz Tankut ve 10 Milletvekilinin; Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın; Zonguldak Milletvekili Ali Koçal’ın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın; Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin; Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve 2 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Fatma Nur Serter’in; Giresun Milletvekili Eşref Karaibrahim’in; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdoroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Gurup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin; Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız’ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya’nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Gurup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Gurup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Kars Milletvekili Gürcan Dağdaş ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam’ın; Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin; Bursa Milletvekili Abdullah Özer’in; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve Antalya Milletvekili Osman Kaptan’ın; Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun; İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın; Kocaeli Milletvekili Eyüp Ayar ve 2 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak’ın; Bitlis Milletvekili Mehmet Nezir Karabaş’ın; Muğla Milletvekili Fevzi Topuz’un; Koya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Gurup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Bolu Milletvekili Fatih Metin ve 2 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili M. Akif Hamzaçebi’nin; Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak ve 2 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar , Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235,  2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606) (x)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Dünkü birleşimde İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen kanun tasarısının yedinci bölümünde yer alan maddelerinin oylamaları tamamlanmıştı. Şimdi sekizinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz. Sekizinci bölüm 180 ila 207’nci maddeleri kapsamaktadır.

Sekizinci bölüm üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Gürol Ergin, Muğla Milletvekili.

Buyurun Sayın Ergin. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA GÜROL ERGİN (Muğla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 606 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın sekizinci bölümü üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Sözlerime başlarken Sayın Başkan, sizi, değerli milletvekillerini ve yüce Türk ulusunu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz yasa tasarısına ilişkin söylemin, geçtiğimiz yılın temmuz ayında Sayın Başbakan tarafından dile getirilişinin üzerinden altı ayı aşkın süre geçmiş ancak görüşmeler hâlâ tamamlanamamıştır. Tamamlanamamıştır çünkü İktidar bugün artık kanıksadığımız fırsatçı anlayışının yeni bir örneği olarak tasarıyı, zavallı durumuna düşürdüğü halkın duygularını istismar vesilesi yaparak büyük sermayenin lehine ve emekçi halkın aleyhine yüzlerce maddeyle şişirmiştir. Görüştüğümüz tasarı, bu hâliyle, artık bir obez tasarıdır, Sayın Başbakanın veciz deyimiyle ucube tasarıdır. Sizler bu tasarıyı içinde her türlü sebzeyi içeren borç çorbasına da benzetebilirsiniz.

                            

(x) 606 S. Sayılı Basmayazı 26/1/2011 tarihli 53’üncü Birleşim Tutanağı’na eklidir.

Değerli milletvekilleri, biz, tasarının yeniden yapılandırmayla ilgili bölümlerini destekliyoruz çünkü AKP İktidarında uygulanan yanlı ve yanlış ekonomi politikalarının bu dönemde esnafı, çiftçiyi ve tüccarı nasıl perişan ettiğini, “teğet” sözünün anlamını yitirdiği bu dönemde halkımızın vergilerini ve sosyal güvenlik borçlarını istese de ödeyemediğini biliyoruz. Bu nedenle, biz, bu gecikmiş ve mükellefe pek çok sıkıntı yaratan tasarının bir an önce yasalaşarak çalışanı ve çalıştıranıyla iş dünyasının rahatlatılmasını istiyoruz.

Tasarının hızla yasalaştırılması istemimize yanaşmayan İktidar, düzenli olarak zamanında vergi borcunu ödemiş olanlara yüzde 10 indirim yapalım şeklindeki önerimize de yanaşmamıştır.

Halkın rahatlatılması için yaptığımız önerilere kulaklarını tıkayan İktidar, sıkıntı içinde kıvranan çek mağdurlarını da dikkate almadı. Bu tasarının getiriliş gerekçesi ekonomik kriz olduğuna göre, ekonomik kriz nedeniyle çeklerini ödeyemeyen ve bu yüzden ticaret yaşamından çekilmek zorunda kalıp adli para cezasını ödeyemeyen yurttaşlarımıza kolaylık yapılması gerekmez miydi? Uyguladığınız ekonomik politikalar sonucunda sefalete itip zavallı durumuna düşürdüğünüz, önemli bir bölümü şimdi hapishanelerde olan bu yurttaşlarımızın ve ailelerinin acılarını dindirmek doğru bir davranış olmaz mıydı?

Değerli milletvekilleri, bu tasarının hazırlanış aşamasında ilgili hiçbir kesimin görüşü alınmamıştır. İktidar olarak, referandumda “Ekonomik ve Sosyal Konseyi Anayasa’ya alacağız.” sözü verdiniz ve kabul edilen değişiklikle de bu husus gerçekleşti. Temeli ekonomik olan, iş yaşamını altüst eden sosyal düzenlemeler, daha doğrusu düzensizlikler getiren bu tasarıyı hazırlarken Ekonomik ve Sosyal Konseyi topladınız mı? Ekonomiyi ve sosyal yaşamı temsil eden kesimlerin görüşünü aldınız mı? Elbette almadınız. Öyleyse bu Ekonomik ve Sosyal Konsey niye var ve niye Anayasa’ya aldınız?

Değerli milletvekilleri, rant ekonomisine bel bağlayan AKP İktidarı toplum yapımızı çok ağır tahribata uğratmış, sosyal devleti çökertmiş, yalnız işçileri değil, esnafı ve çiftçileri de işsizliğe, açlığa ve borç batağında boğulmaya mahkûm etmiştir. Şimdi biz bu insanlara bir ölçüde rahat nefes aldıracak bir yasayı çıkaracağız derken asıl yapılmak istenenin bir kısım borçlu belediyeleri kurtarmak, bir kısım açgözlü sermaye kesimine yeni rant alanları yaratmak, emeği sermayenin tam esareti altına almak olduğunu görüyoruz. Eğer öyle olmasaydı, bu tasarıda çek mağdurları, kredi kartı mağdurları, Ziraat Bankası ve tarım satış kooperatiflerine borcu olan ve ödeyemeyen çiftçiler ile Destekleme Fiyat İstikrar Fonu’ndan aldığı borcunu ödeyemeyen tarım satış kooperatifleri de olurdu ama iş yaşamını emek aleyhine bozan maddeler yer almazdı.

Bu tasarıyla, genç işçi ve çırak sömürüsü yaygınlaştırılıyor, ilk kez işe girenlerin deneme süresi dört aya çıkarılıyor, kuralsız çalışma biçimleri yaygınlaştırılıyor, kayıt dışı ekonomi ve kayıt dışı istihdam teşvik ediliyor, kısmi süreli iş sözleşmesiyle çalışanlara prim ödeme yükümlülüğü getiriliyor, kamuda sürgün politikalarının önü açılıyor, kamu çalışanlarına grev yasağı sürdürülüyor, yerel yönetimlerde sürekli işçi kadrolarındaki ihtiyaç fazlası görülen işçiler başka kurumlara aktarılarak hak kaybına uğratılıyor.

Değerli milletvekilleri, bu genel açıklamalardan sonra sekizinci bölümün maddeleri üzerindeki görüşlerimi de aktarmak istiyorum.

181’inci madde ile 4734 sayılı Kanun’un 3’üncü maddesine eklenen (r) bendi Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğünün kendisine veya bağlı ortaklık ya da iştiraklerine ait olan kömür sahalarından yapacağı mal ve hizmet alımlarını Kamu İhale Kanunu kapsamı dışına çıkarıyor. Değişikliğe göre TKİ kendisine ait kömür sahalarından kömür çıkaran özel sektör işletmelerinden Kamu İhale Kanunu’na tabi olmadan kömür alabilecek.

Değerli iktidar milletvekilleri, bütün kamu kurumları yapacağı mal ve hizmet alımlarını bu Kanun’a göre yapıyor iken TKİ ne için kömür alımını İhale Kanunu dışında yapacak? Yapılan düzenlemenin nedeni acaba TKİ ile ilgili yolsuzluk dosyasından kurtulma arzusundan mı kaynaklanıyor? Hukuksuzluğa yol açacak bu madde tasarı metninden çıkarılmalıdır.

182’nci maddeyle 4734 sayılı Kanun’un 63’üncü maddesi değiştiriliyor. Getirilen değişiklik, yaklaşık maliyeti eşik değerin üzerindeki mal alımlarında eğer yerli malı teslim edilmişse yerli isteklilerin yanı sıra yabancılara da fiyat avantajından yararlanma hakkı veriyor. Bu değişiklik, yerli malı teslim eden firmalarla daha büyük ölçekteki yabancı firmaları rekabet etmeye zorlamakta olduğundan yerli firmalar aleyhine bir düzenlemedir.

188 ve 189’uncu maddeler ile kabulünün üzerinden henüz iki yıl bile geçmemiş olmasına karşın, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’da değişiklik yapılarak il özel idarelerinin, il afet ve acil durum müdürlüklerinin harcamaları için bütçelerine kendi bütçelerinin yüzde 1’inden az ödenek konulmayacağı hükmü getiriliyor. Bu hükmün işlemeyeceğini zamanla göreceksiniz çünkü Tarım Kanunu’nda tarımsal destekler için gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 1’i oranında merkezî yönetim bütçesinden ödenek ayrılacağı hükmüne yıllardır uymamaktasınız.

193’üncü maddenin düzenleniş amaçlarından biri, Tam Gün Yasası’yla ilgili olarak Anayasa Mahkemesinin verdiği iptal gerekçelerine uymaktır. İptal gerekçesinde özetle “Yasa koyucu, ödeme yapılacak kişilere yapılacak ödemelerin tavan oranlarını ayrıntılı olarak düzenlemiş, ancak herhangi bir taban oranı belirlememiştir. Yürütmeye bırakılan yetkinin üst sınırı ve çerçevesi belirlenirken alt sınırının belirlenmemiş olması nedeniyle dava konusu kural, hukuk devletinin gereği olan hukuki güvenlik ilkesine aykırılık oluşturmaktadır.” denilmiştir.

Bu maddede yapılan düzenlemeye göre, getirilen alt sınırın 1’inci derecenin 4’üncü kademesindeki hekimler yönünden parasal karşılığı 384 liradır. Asgari ücretin bile altında olan bu miktarın mahkeme kararında belirtilen asgari garantiyi karşıladığı söylenemez. Kanunda üst sınır personelin almakta olduğu aylığa oranla belirlendiğine göre alt sınır da aylığa göre belirlenebilir.

209 sayılı Kanun’un 5’inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan ve “Ancak” ile başlayan hüküm ise Anayasa’nın eşit işe eşit ücret kuralına aykırıdır. Tam Gün Yasası’nın belirlediği sürede çalıştıktan sonra biri evine, diğeri ek iş yapmaya giden 2 sağlık çalışanının kamuya verdiği mesai aynı olduğundan ücretlerinin de farklılaştırılmaması gerekir. Bu nedenle “Ancak”la başlayan cümlenin söz konusu fıkradan çıkarılması uygun olur.

195’inci maddeyle 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu’nun ek 37’nci maddesinde yapılan değişikliklere itirazımız olmamakla birlikte, değişikliklerin 23 Temmuz 2010 tarihli kanunla yeni değiştirilen hükümler olması İktidarın yasama organını çalıştırmada ne kadar yetersiz olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır.

199’uncu maddeyle Turizmi Teşvik Kanunu’na bir madde eklenmekte, mevzuata aykırı yapılaşmalar için öngörülen cezalar hafifletilerek hukuka aykırı yapılaşmalarda cezaların caydırıcılığı ortadan kaldırılmaktadır. Maddede sayılan fiiller için öngörülen cezaların hafifletilmesi hukuk dışılığı teşvik edeceğinden bu madde tasarı metninden çıkarılmalıdır.

Değerli milletvekilleri, yasayı daha yararlı kılmak amacıyla maddeler üzerinde vereceğimiz değişiklik önergelerimizin dikkate alınmasını diliyor, Sayın Başkan, sizi, değerli milletvekillerini ve yüce Türk ulusunu tekrar saygıyla selamlıyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Ergin.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Behiç Çelik, Mersin Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)

Buyurun Sayın Çelik.

MHP GRUBU ADINA BEHİÇ ÇELİK (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın sekizinci bölümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum.

Saygıdeğer milletvekilleri, seçmene selam ağırlıklı bu tasarı, orta ve uzun vadede seçmene zulüm tasarısı olarak kendini gösterecektir; teknik ve hukuki yanlışlarla doludur. Bugün ÜFE hesaplaması yapılırken kanun TEFE’den bahsetmektedir.

2008 yılı ortalarında halkımızı kasıp kavuran ve 2009 yılını bütünüyle cehenneme çeviren krizin sakat bıraktığı vatandaşlarımıza bu tasarı aspirin tedavisidir. 2011 yılı verilerini hatırlayarak bu tasarıyı eleştirmemizde yarar var. Biz 2011 şartlarına geldiğimiz zaman şunu görüyoruz: İşsizlikte dünya rekoru kırıyoruz. Tüketici güven endeksi yüzde 90’a düşmüş, 2007’de 119 olan sanayi üretim endeksi 104’e düşmüş, dış ticaret açığı 72 milyar dolara çıkmış, kapasite kullanım oranı yüzde 74,6’da kalmış; vatandaşların bankalara olan borcu 510 milyar TL’ye ulaşmış, fert başına banka borcu 7 bin TL’ye çıkmış, bu arada daha da borçlanacağımızı söyleyen bir Maliye Bakanımız başımızda.

Vatandaşların kredi kartı yoluyla çektiği kredi tutarı ayda 5 milyar TL’ye ulaşmış, 2006 yılında 124 olan istihdam endeksi 96’ya düşmüş.

Vatandaşlarımız dünyanın en pahalı akaryakıtını kullanmaya başlamış, benzinin litresi 2,6 TL’si vergi olmak üzere 4 TL, mazot 1,8 TL’si vergi olmak üzere 3,44 TL’ye çıkmış.

Amerika Birleşik Devletleri’nde dolaylı vergilerin oranı yüzde 18, diğer ülkelerde, Batı ülkelerinde yüzde 30’larda iken Türkiye’de yüzde 70’leri aşmış. Tam bir vergi zulmü.

Ücretlerde, kalem oyunuyla “vergi iadesi” yerine “asgari geçim indirimi” getirilmiş, aldatmacayla ücretlerde yüzde 37’lik vergi yüküyle dünyada ilk 10’a girilmiş.

ARGE harcamalarında OECD ülkelerinin ortalamasının yaklaşık üçte 1’ini dahi aşamamışız. Bütçe açığımız 40 milyar Türk lirasına ulaşmasına rağmen bununla övünülebilmektedir. 2008 yılında vergi gelirlerinde tahsilatın tahakkuka oranı yüzde 89 iken bu oran yüzde 85’e düşmüş yani mükellefler vergi borcunu dahi ödeyemez duruma gelmiş. Bütçe açıkları İşsizlik Fonu boşaltılarak kapatılmaya çalışılmaktadır. İstihdam artışı olmadan göz boyamayla işsizlik rakamları düşürülmektedir. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma yardımları ile övünülmeye başlanılmıştır. Utanılacak olan bu durumun ortadan kaldırılması yerine vakfa transfer edilen para ile övünülebilmektedir. Kamu borç stoku 482 milyar Türk lirasına ulaşmış, fert başına toplam borç 6.600 Türk lirasına tırmanmış, yoksulluk oranı yüzde 18 olarak açıklanmasına rağmen kırsalda bu oran yüzde 38’leri aşmış. Türkiye, tarımda kendi kendine yeten bir ülke olmaktan çıkarılarak özellikle son üç yıldır dış ticaret açığı veren ülke konumuna sokulmuş. Tarımda 2009, 2010 yılları ürün ve girdi fiyatlarındaki değişim itibarıyla ana ürünlerde ortalama fiyat artışı yüzde 16 iken üretimin temel girdilerindeki fiyat artışı yüzde 25 olarak gerçekleşmiş. Dolayısıyla çiftçi üretemez duruma sokulmuş ve çiftçi iflas etmiş. 2002 yılında çiftinin toplam 530 milyar Türk lirası kredi borcu varken 2010 yılında bu rakam daha fazla, bu rakamın üzerine çıkmış. Üretici ve tüketici arasında fiyat farkına ürün grupları itibarıyla baktığımızda yine yaş sebze ve meyvede yüzde 242, bakliyatta yüzde 210, hayvansal ürünlerde yüzde 106 oranında gerçekleşmiş.

Değerli milletvekilleri, tarımda kullanılan elektriğe yapılan destek 2003 yılında kaldırıldığı için fiyatlar yüzde 34 oranında artmış. Sulamada kullanılan elektriğin fiyatı son üç yılda da yüzde 50 oranında artış gösteriyor.

Demek ki, burada Hükûmetin son sekiz buçuk yılda izlediği genel ekonomi politikalarının verimleri, bu Hükûmetin de iflas ettiğini gösteriyor. 12 Haziran seçimlerine gidilen bu süreçte, büyük Türk milletinin bu rakamları, bu gerçekleri görerek bu İktidarın sonlandırılması kaçınılmaz olarak karşımıza çıkmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; torba tasarıya baktığımız zaman, özellikle sekizinci bölümde ben birkaç hususa değinmek istiyorum. Yine, Kömür İşletmeleri Kurumunun daha rahat kömür teminini içeren maddesine geçerek, orman alanlarında hayvan otlatılması ve odun dışı orman emvalinin dağıtım usulüne ilişkin hükme değinmek isterim.

Burada bir Mersin Milletvekili olarak, Toroslarda özellikle halkımızın en önemli hayvansal geçim kaynaklarından olan keçi yetiştiriciliğinin önemini dikkatinize sunmak istiyorum. Keçiler yüzyıllardır Toroslarda, orman alanı içerisinde otlatılırdı ancak bu yasağın kaldırılması fevkalade önem arz ediyor. Bu hususta biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak soru önergeleri vermiştik, 6831’le ilgili düzenleme yapılsın diye.

Şimdi, burada, vatandaşlarımızı rahatlatma adına, hem keçi otlatılması hem de keçinin orman alanlarında uygun görülen yerlerde, orman idaresince uygun görülen yerlerde barındırılmasına ilişkin, sadece keçilerin değil, koyunların ve diğer büyükbaşların da olabilir ama keçi popülasyonunu koruyarak, aşırı otlatmanın da önüne geçilerek, burada optimal bir dengeyi kurma lüzumu vardır. Buna dikkatinizi çekmek istiyorum.

Onun dışında, Devlet Planlama Teşkilatındaki kadro düzenlemesinin ne amaçla yapıldığını burada izaha muhtaç olarak görüyorum.

Afet ve Acil Durum İl Müdürlüğü kuruldu. Burada eleştirilerimizi yineliyoruz: Böyle bir İl Müdürlüğü kurulurken, özellikle dikkat edilmesi gereken husus sivil savunmanın önemi. Sivil Savunma farklı fonksiyonlar ifa eden bir kurumdu. Bu ortadan kaldırılmıştır. Ancak, yine, özellikle Bayındırlık Bakanlığına bağlı olan Afet İşleri Genel Müdürlüğünün de farklı fonksiyonu vardı özellikle yangın, deprem ve sel, su baskınlarına karşı aktif olan bir genel müdürlüktü -toprak kayması, heyelan da dâhil olmak üzere- ama bunların hepsinin birleştirilerek ne idiği belirsiz farklı bir yapılanmaya gidildi. Afet acil durum yönetimi hiç olmazsa İçişleri Bakanlığı bünyesinde düşünülmeliydi, bu da düşünülmemiştir. Burada karışıklıklar olmaktadır. İşte, torba yasanın içerisine maddeler getirerek bunu telafi cihetine gitmeye çalışıyorsunuz. Daha çok gelecektir bu ama biz 12 Hazirandan sonra buna, bu hususlara yeni bir düzenleme getirmeyi elbette düşünüyoruz.

Sağlık Bakanlığı döner sermaye kuruluşlarının merkeze aktardığı payı niçin yüzde 4’ten 6’ya çıkarıyorsunuz, niçin taşradaki döner sermaye payını azaltarak merkeze doğru çekiyorsunuz? Oradaki çalışanlara bunu verseniz, hatta yüzde 2’ye düşürseniz daha uygun olmaz mı?

Değerli arkadaşlarım, biz her zaman “temiz toplum ve temiz siyaset” anlayışını Türkiye’de hâkim kılmak için uğraşıyoruz, yoksulluğun ve yolsuzluğun kökünü kazımak için uğraş veriyoruz, kayıt dışı ekonominin yok edilmesini amaçlıyoruz, gelir dağılımında adaleti amaçlıyoruz, istihdam dostu sürdürülebilir bir büyüme ortamı tesis etmek için uğraşıyoruz ama ne yazık ki İktidarın bu hazırlamış olduğu torba tasarıda bunlar amaçlanmıyor, daha farklı amaçlar taşıyor ama buna rağmen Milliyetçi Hareket Partisinin bölüm üzerindeki görüşlerini bu şekilde özetliyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Çelik.

Sekizinci bölüm üzerinde Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz isteyen Nuri Yaman, Muş Milletvekili.

Buyurun Sayın Yaman.

BDP GRUBU ADINA M. NURİ YAMAN (Muş) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 606 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın sekizinci bölümü üzerinde Barış ve Demokrasi Partisi adına söz aldım. Yüce Meclisi bu nedenle saygıyla selamlıyorum.

Bu sekizinci bölümde yaklaşık olarak yirmi kanunda çeşitli değişiklikler öngörülmektedir. Tabii, bu değişikliklerin içinde en önemli bulduklarımızı sırasıyla sizlerle paylaşmak istiyorum. Bunlar, Sağlık Bakanlığının ilgili birimlerindeki çalışanlara ilişkin verilecek olan döner sermaye ve bunun yanında Bakanlığın diğer birimlerinde, örneğin, aile hekimliğinde çalışanlara yapılan haksızlıklar ve bu önemli kurumun içinde bulunduğu duruma değineceğim.

Yine, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nda KİT’lerde hep karşılaştığımız bir sürü kayırma ve yolsuzlukların devamını sağlamaya yönelik konulara değineceğim ve eğer zamanım yeterse de bu ülke için bu birimde, özel güvenlik kurumlarında çalışan özel güvenlik birimlerinin neden bu beklentilerini bu torba yasada dile getirmediğinizi ve içinde bulundukları kısaca, sorunlarına değineceğim.

Değerli milletvekilleri, bu torba yasasının bu bölümüyle ilgili yapılan önemli değişikliklerden biri de Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kurumları ile rehabilitasyon verilecek döner sermaye hakkındaki kanunda değişiklik yapılmış ancak bu değişiklikle yeni bu yılın sonu itibarıyla seksen bir ilde faaliyet gösteren aile hekimliğiyle ilgili önemli olumsuzlukları ve bu aile hekimliğinin içinde bulunduğu önemli sorunları da sizlerle paylaşacağım.

Bilindiği gibi, aile hekimliği uygulaması ilk kez 2005 yılında pilot uygulama olarak Düzce ilimizde başlamış ve 2000 yıl sonu itibarıyla da şu anda Türkiye’de seksen bir ilimizde aile hekimliği uygulanıyor. Bu aile hekimliğinden beklenen amaç ve karşılaşılan sıkıntılara göz attığımızda, amacı hastanelerdeki yığılmayı önlemek, herkese daha hızlı sağlıklı hizmet vermek olan aile hekimliği, ne yazık ki bu düzenlemeyle bugün bir hekime 3.500 kişi düşürecek şekilde geniş bir alanda sorumluluk toplum sağlığı merkezlerini yine işlevsiz hâle getirmiş ve haftalık çalışma saatlerini de kırk saatin üzerine sağlayacak şekilde o çalışan hekimleri bunalıma sokacak duruma sokmuştur. Şu anda aile hekimliği pozisyonunda olan ülkemizde 20.183 hekim, aile sağlığı merkezi olarak 6.380 aile sağlık merkezi ve toplum sağlık merkezi de 986 olarak görülmektedir.

Bu aile hekimi uzman açığı nedeniyle, alelacele bu uygulamayı hayata geçirmek için pratisyen hekimlere, dikkatinizi çekerim, bir haftalık bir eğitimle bir anda aile hekimi müessesi oluşturulmuştur. Yine, aynı süratle hizmet puanına ve görev ve aile hekimi uzmanlarına öncelik tanınarak il içinde bütün hekimlerin yerleri değiştirilmiş ve bununla hekimleri, deyim yerindeyse, bulundukları yerlerde alabora durumuna getirmişlerdir.

Yine, bu aile hekimliği sistemi içinde memuriyetten ayrılıp sözleşme yaparak bu durumu zorunlu olarak kabul etme dayatmasıyla bu hekimlerimiz karşı karşıya kalmışlardır. Bunlara yardımcılık hizmeti yapan aile sağlığı elemanları yani hemşireler, doktorlarla anlaşma yaparak sisteme dâhil olmuş ve bu da iş gücü sahibi hemşirelerin kendini bir hekime beğendirmek için bir sürü çaba sarf etmesi gibi gereksiz bir yola sürüklemiştir. Hekimler aile hekimi olduktan sonra bütün giderler üzerlerine devredilmiş ve bulundukları yerlerdeki birimlerin elektrik, su, telefon, İnternet, doğal gaz, bina kirası, tıbbi atık gideri, hizmetli program bedelleri, bunun içindeki eşyaların kirası, kırtasiye masrafları, gazlı bez, enjektör gibi tıbbi malzeme masrafları da bunların üzerine alınarak, kendilerine verilen 1.350 TL’lik bu fazla -sözüm ona- maaş bir bakıma bunlarla, bu işlemlerle geri alınmıştır. Bu merkezlere, bu giderlerin hekimlere verilmesi adil bir uygulama olarak değerlendirilmemektedir.

Yine, Ankara’daki bir, 300 civarındaki aile sağlığı merkezinin ancak 200 civarı -o da çoğunlukla (D) sınıfı olabilmiş- hastaların kayıtlı olmadıkları aile hekimlerine gitmelerinde, bunların hizmetleri verilmeyerek geri gönderilmelerine neden olmuştur.

Sağlık çalışanlarının izin veya hastalık raporu kullanması hâlinde, verilen bu 1.350 liralık maaşlarının kesilmesi de sosyal devlet ilkesiyle bağdaşmamaktadır.

Aşı, gebe ve çocuk takiplerinin tek bir doktor ve tek bir hemşireyle yürütülmüş olması da aile hekimliği bakımından uygulamanın ayrıca bir fiyaskosu olarak değerlendiriliyor.

Değerli milletvekilleri, tabii, bu aile hekimliği sorunları dışında, yine bu yasal düzenleme içinde, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nda yapılan bir değişiklikle, bilhassa bu değişikliklerin ne kadar yersiz olduğunu bütün değerli milletvekilleri, Avrupa Birliği ilerleme raporlarının incelenmesinde sürekli eleştiri konusu olduğunu göreceklerdir. Bu son değişiklikle, özellikle kamu bankaları, Ziraat Bankası ve bunların bütün ortakları Kamu İhalesi Kurumu dışına çıkarılmıştır.

Yine, fakir ailelere dağıtılacak kömür ihalelerinin Türkiye Kömür İşletmelerince temin edilmesi de bu Kamu İhale Kanunu’nun dışına çıkarılan önemli bir konudur. KİT Komisyonunda çalışan arkadaşlarımız bilirler, dört yıla yakındır incelediğimiz TKİ’nin ve Türkiye Taşkömürü Kurumu ihalelerinin nasıl istismar edilerek, nasıl o ihale limitlerinin dışına çıkarılarak işlemlerin yürütüldüğü apaçık müfettiş raporlarına bağlanmasına rağmen, hâlen masumane bir gerekçeye dayanarak, fakir ailelere sanki bu yardımın yapılmasında daha iyi bir yöntem olarak düşünülen Kamu İhale Kanunu dışında bilhassa redevansla çalışan özel teşebbüse bana göre burada çok büyük bir ayrıcalık ve hukuksuzluk tanınmaktadır ve bunlarla ilgili hukuksuzlukların da, değindiğim gibi, KİT Komisyonunda soruşturma raporlarında bulunduğu herkesçe bilinen bir gerçektir.

Yine aylardır sürekli bizi arayan ve bugün Türkiye’de iç güvenlik birimlerine yardımcı olan özel güvenlik görevlilerinin sorunlarının da bugüne kadar hâlen İçişleri Komisyonunda bulunan bir çalışmada sonuçlanmamasından dolayı üzüntülerimi belirtmek istiyorum. Bizi arayan özel güvenlik birimleri sürekli olarak “Bu torba yasasında acaba bizimle ilgili bir yasal düzenleme var mıdır?” diye soruyorlar. Ben de büyük bir umutla bu özel güvenlik görevlilerinin bilhassa kıdem aylığı ve maaş sorunlarıyla ilgili çok acil durumlarının torba yasası kapsamı içinde bir madde ile yapılacak olan Özel Güvenlik Kanunu’ndaki değişiklikle bir iyileştirmeye gidileceği umudunu taşıdım ama ne yazık ki özel güvenlik birimlerine, o 160-170 bin kişiye buradan sesleniyorum: Sizin beklentileriniz iktidarın bu konuyu getirmemesinden dolayı maalesef bir dahaki bahara kaldı.

Bakın, bu arkadaşların çok önemli sorunları var. Bunların SSK primlerini -üç yüz altmış beş gün- ilgili sözleşmeli firmalar ödemiyor.

Yine, bu kişiler sekiz saatten fazla çalışıyorlar ve yıllık izinleri de on dört gündür.

Bu nedenle bununla ilgili bir önerge vereceğiz, bu önergenin iktidar tarafından kabul edilmesini diliyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Yaman.

Bölüm üzerinde şahsı adına söz isteyen Muzaffer Baştopçu, Kocaeli Milletvekili… Yok.

Ferit Mevlüt Aslanoğlu, Malatya Milletvekili.

Buyurun Sayın Aslanoğlu. (CHP sıralarından alkışlar)

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; hepinize saygılar sunuyorum.

Değerli arkadaşlarım, bu bölümde bozuk orman alanları, araştırma alanları gibi bir madde var. Doğrudur… Peki, size şöyle bir soru sorabilir miyim: Siz gidip bir ev, bahçe beğenip alıyorsanız, parasını ödüyorsanız, arkasından yirmi beş yıl sonra “Haydi, sen buradan git kardeşim!” Tapuya Orman Bakanlığı emriyle, orman idaresince “Burası ormandır” diye bir şerh konulursa, böyle bir hukuk devleti olur mu arkadaşlar? Maalesef, maalesef, maalesef! Gidiyor, mal alıyor, bahçe alıyor, mülk alıyor, yirmi beş senedir kullanıyor, ne orman ne ağaç ne başka bir şey, arkasından orman idaresinden tapuya bir şerh: “Burası ormandır, malını aldım.” Kimin malını alıyorsun ya? Babanın malı mı burası? Babanın malı mı burası? Ondan sonra da arkadaşlar, oradaki mallar rezil oluyor. Adam diyelim ki 100 liraya aldıysa “Bura nasılsa orman idaresi, ormanla nizalı.” diyorlar, 100 liraya alınan mal düşüyor 10 liraya. Yani bunu yapmaya, bu ülkede bu insanlarımıza bunu yapmaya kimin hakkı var arkadaşlar?

ASIM AYKAN (Trabzon) – Necdet Sezer’e söyle Kardeş.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Anlamam ben, Necdet Sezer Mecdet Sezer anlamam Kardeşim, ben hukuk devleti anlarım.

ASIM AYKAN (Trabzon) – Biz de sizinle beraberiz.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Hukuk devletinde insanlar tapuya güvenmeli. Eğer hukuk devletinin tapusu, tapu idaresi ben gidince tertemiz bana bir tapu veriyorsa, ben tapumu alıyorsam ben tapuma güvenmeliyim. Kime güveneceğim? Kime güveneceğim arkadaşlar?

ALAATTİN BÜYÜKKAYA (İstanbul) – Kesinlikle doğru söylüyorsun.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Ve bugün bu konuda birçok yerde, birçok bölgede sorun var arkadaşlar. Bir ülkede devlet, vatandaşını mahkeme kapısına sürükler mi arkadaş? Hangi ülkede “Git, hakkını mahkemede ara.” denir? Benim hakkımı devlet olarak sen vereceksin. Devlet olarak benim hakkımı elimden alıyorsun, “Git mahkemede hakkını ara.” diyorsun. Mahkeme kim? Devlet kim? Kimin hakkı?

Sayın Bakan, ormanlar bizim her şeyimiz ama yirmi beş sene bir insan bu malı kullanmış, ormanın “o”suyla ilgisi yok. Vallahi, “Ben bunu yazayım da benden çıksın da ne olursa olsun.” diye bir bürokrasi anlayışını ben hazmedemiyorum. Devlet, vatandaşının sorununu çözmek zorundadır. Gönderirsin bilirkişi, işi… Mahkemeye siz başvurursunuz. İnsanların tapusuna el koymadan önce, burası orman değildir, burada orman yoktur, böyle bir kayıt görünüyor ama bunu, vatandaşın hakkını teslim etmek sizin göreviniz olmasına rağmen, vatandaşı mahkeme kapısına git gel, git gel, git gel… Ondan sonra birileri de çıkıyor, “Nasılsa ben bu sorunu çözerim.” diyor, birilerinin malını alıyor ucuz fiyata kaçıyor. Durum bu arkadaşlar.

Bu ülke bir hukuk devleti. Hukuk devletinde vatandaşın hakkını ve hukukunu korumak devletin görevidir ama ne yazık ki hukuk devletinde vatandaşın hakkına devlet tecavüz ediyor; bunun adı, vatandaşın mal güvenliğine tecavüzdür.

ALAATTİN BÜYÜKKAYA (İstanbul) – Doğru söylüyorsun.

ASIM AYKAN (Trabzon) – Söyle kardeşim.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Vallahi, gördüğümü söylemek benim görevim, bunu düzeltmek de sizin göreviniz.

ŞEVKET GÜRSOY (Adıyaman) – Doğru; doğru söylüyorsun.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Nasıl, bak, dün akşam, aylardır, hep beraber tütün için mücadele ettik, küçük de olsa sorun çözüldü, demek ki mücadele edersen sorun çözülüyor Şevket Bey.

ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) – Allah sizden razı olsun.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Onun için, Sayın Bakan, vatandaşı mahkeme kapılarına göndermeyin. Vatandaşı “Acaba benim oturacak bir göz evim, bir bahçem elimden mi gidiyor?” korkusuna kaptırtmak, hele, belli bir yaştan sonra da “Malım yok oluyor.” dedirtmek bir vicdansızlık.

Hepinize saygılar sunarım. (CHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Aslanoğlu.

Şimdi bölüm üzerinde on beş dakika süreyle soru-cevap işlemi yapılacaktır.

Sayın Coşkunoğlu, Sayın Tankut, Sayın Özdemir, Sayın Çalış ve Sayın Işık.

Sayın Coşkunoğlu… Yok.

Sayın Tankut…

YILMAZ TANKUT (Adana) – Teşekkür ediyorum.

Sayın Bakan, vergi ve sigorta primlerini ödeyemeyen mükellefler, bu tasarıyla, borçlarını ödeyebilmek için yeniden yapılandırma ve kolaylıklar almaktadır. Yani vergi ve sigorta borçlarını ödeyemeyen vatandaşlarımız, bu tasarıyla, bu borçlarını yeniden yapılandırmak suretiyle, faiz ve cezaların da büyük bir kısmından vazgeçilmesi suretiyle ödeyebilecekler.

Sormak istediğim: Zamanında vergi ve prim borçlarını ödeyen ve bazen de çok büyük zorluklarla karşı karşıya kalıp evinin nafakasından, rızkından kesip ödeyen vatandaşlarımıza bu durumda haksızlık yapılmış olmuyor mu? Bu vatandaşlarımızın devlete olan borçlarını zamanında ödediklerinden dolayı pişmanlık duymamaları ve tabiri caizse kendilerini enayi yerine koymamaları için, Hükûmet olarak bu vatandaşlarımıza yönelik ne gibi özendirici tedbirler almayı düşünüyorsunuz?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Özdemir…

HASAN ÖZDEMİR (Gaziantep) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakana soruyorum: Bu torba yasaya birçok maddeler konulmasına rağmen, özel güvenlik teşkilatlarıyla ilgili, sorunlarıyla ilgili herhangi bir madde konulmamıştır. Şu anda Türkiye’de 200 binin üzerinde özel güvenlik teşkilatı mensubu vardır ve bunlar asgari ücretle çalışmaktadırlar ve birçoklarının da sigortası yoktur.

Bir Meclis araştırması önergemiz vardı bugün, maalesef gündeme getiremedik. Bunların başkanları da buradaydı. Bu konuda, dediğim gibi, Mecliste bulunan yasanın acilen çıkarılmasında yarar vardır. Bu konuda bir yardımınız olur mu?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Çalış…

HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Sayın Başkan, teşekkürler.

Sayın Bakan, 4/C çalışanları bizleri arıyor: “Torba yasanın torbasından herkesin derdine bir derman çıkar gibi 4/C’lilere bir şeyler çıkacak mı?”

Sayın Bakanım, bir diğer sorum da, tarım kredi kooperatiflerine borçları olan çiftçilerimiz “Diğer borçlu olan kurumlara borçlarla ilgili çözüm varken niye bizim derdimize derman olunmuyor?” diye soruyorlar. Torba yasa içerisinde tarım kredi kooperatiflerine borcu olan çiftçilerle ilgili bir düzenleme yapılacak mı?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Işık…

ALİM IŞIK (Kütahya) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakan, bu torba yasada kredi kartı borçlarıyla ilgili bir düzenlemeyi düşünüyor musunuz? Şu ana kadar geçen maddelerde böyle bir yapılandırma söz konusu değil. En azından, kalan bölümde kredi kartı borcu nedeniyle birçok insanımız mağduriyetten kurtarılabilir mi?

İkincisi, dün Sayın Bakana da sordum ancak cevap alamadığım için tekrarlamak istiyorum: Şehit ailelerinden ikinci bir kişiye daha KPSS zorunluluğu olmadan kamuda bir iş imkânını sağlayacak düzenleme konusunda Hükûmetinizin bir çalışması var mıdır, varsa bu ne aşamadadır?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Nalcı…

KEMALETTİN NALCI (Tekirdağ) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Bakanım, daha önceden de dile getirdim. Bu 2008’deki varlık barışı ile 2009’daki varlık barışı arasında KDV’den doğan bir farklılık var. Yani bir inceleme esnasında, 2008’de para yatırmışsa KDV’sini istiyor ve mahkemeye veriyor, 2009’da yatırmışsa bundan muaf oluyor. Bunu acaba bu kanunda düzeltmeyi düşünüyor musunuz? En azından, kanuni işlemler yani parasal olan kısmı değil ama ceza kısmını düzeltmeyi düşünüyor musunuz?

Teşekkür ederiz.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Nalcı.

Sayın Bakan, buyurun.

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Sayın Başkanım, çok değerli milletvekilleri; hepinizi ben de saygıyla selamlıyorum.

Tabii Sayın Tankut’un sorusu gerçekten güzel: Hakikaten “Zamanında vergisini, borcunu ödeyen vatandaşlara haksızlık yapılıyor mu?” diye sordu. Tabii vatandaşlarımızın büyük kısmı zaten zamanında vergilerini ödüyor. Bu, bir şekilde vergilerini ödeyemeyen veya güçlük içinde olan… Yani hiç kimse kalkıp da keyif için vergi ödemezlik yapmıyor. Dolayısıyla onların en azından geçmişten gelen sıkıntıları bir şekilde taksitle ödemelerine imkân sağlamak için yapılmıştır. Tabii zamanında vergisini ve diğer borçlarını ödeyen vatandaşlarımıza da teşekkür ediyoruz, onlara şükranlarımızı sunuyoruz. 

YILMAZ TANKUT (Adana) – Sayın Bakan, bu gibi zamanında ödeyenlere de bir iskonto yapılması lazım.

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) –Maliye Bakanlığımız belki bir şekilde onlara bir takdirname, teşvik, destek vesaire verirse biz de memnun oluruz tabii ki.

Sayın Özdemir özellikle özel güvenlik teşkilatı mensuplarından bahsetti, esasen haklı. Yani hakikaten benim Bakanlığımda da çok sayıda özel güvenlik elemanı var, bunlar ciddi çalışıyor, görevlerini yapıyorlar, ben de çok memnunum. Bunlarla ilgili belki bu torba yasada değil de başka şekilde, personelle ilgili bir çalışma yapılacak, o kapsamda ele alınması daha uygun olur ancak Sayın Özdemir “Sigortasız çalışanlar var.” dediniz ama bizim bütün kurumlar sigorta şartı getiriyor. Yani sigortasız çalışan olmaması gerekir diye düşünüyorum. Bunu da…

M. NURİ YAMAN (Muş) – Ama yüzde 62’si ödemiyor, ödememek için çalıştırmıyor.

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Tamam, ona bakalım, bir usulsüzlük varsa gerekirse tahkikat yapılır diye düşünüyorum.

Sayın Hasan Çalış, tabii, çiftçilerimiz için biliyorsunuz zaten büyük destekler veriyoruz. Bunlara doğrudan gelir desteği, diğer destekler, mazot desteği, hakikaten, kredi faizlerinin düşürülmesi, hatta hayvancılık desteğiyle biliyorsunuz bir noktada faizsiz kredi imkânları tanındı. Yani biz de çiftçilerin her zaman yanındayız.

Tabii, tarım ve kredi kooperatifleriyle alakalı hakikaten bana da pek çok kooperatiften geldi. Bunu tabii, bir değerlendirmek lazım, bunda olur mu olamaz mı onu gruplarla görüşüp ona göre karar vermek lazım. Yüce Meclisin takdiri tabii ki.

Sayın Alim Işık “Kredi kartı borcu nedeniyle mağdur olanlarla ilgili herhangi bir şey yapılabilir mi?” dedi. Bu torba kanunda bu konuda herhangi bir şey yok ama tabii ki ileride belki bu düşünülebilir.

Şehit ailelerine biliyorsunuz, şehit ailesinden 1 kişiye KPSS’ye girmeden devlet kurumlarına girme imkânı tanınıyor. Bu konuda Sayın Başbakanımızın talimatı var, yeni bir çalışma yapılıyor “Acaba onlara yeni imkânlar sağlanabilir mi?” diye. Onu ben de gündeme getireceğim. Yani biliyorsunuz hakikaten o şehitler bizim şehitlerimiz. Bu vatan için, bu millet için, bu bayrak için canlarını feda ettiler, onlar için ne yapılsa azdır. Hatta biz onların hatıralarını yaşatmak için bütün Türkiye’de şehitlerimiz adına şehitler ormanı kuruyoruz. Bunu da bilgilerinize sunuyorum.

Sayın Nalcı, tabii, KDV’den doğan, 2008-2009 yılında… Doğrusunu isterseniz bu konuda ben de grubumuza konuyu getireceğim. Acaba, telafi edilebilir mi, en azından ceza olan kısmı affedilebilir mi onunla ilgili bir çalışmayı arkadaşlarımız yapsın. Yani ben de konuyu gündeme getireyim.

Ben çok teşekkür ediyorum hepinize. Değerli görüşlerinizden, bilgilerinizden dolayı hepinize şükranlarımı sunarım.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Başka soru yok.

Sekizinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Şimdi, sekizinci bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.

180’inci madde üzerinde üç adet önerge vardır, önergeleri geliş sırasına göre okutup aykırılıklarına göre işleme alacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 180 inci maddesinin (e) fıkrasında yer alan "yarısından" ibaresinin "yüzde 25 inden", ikinci fıkrasında yer alan "yarısından" ibaresinin " yüzde 25 inden" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                Mehmet Şandır                         Mustafa Kalaycı                            Behiç Çelik

                       Mersin                                       Konya                                       Mersin

                  Erkan Akçay                            Mehmet Günal                         Kemalettin Nalcı

                       Manisa                                      Antalya                                    Tekirdağ

                                 Emin Haluk Ayhan                            Hasan Özdemir

                                          Denizli                                          Gaziantep

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge aynı mahiyettedir. Şimdi, bu önergeleri okutup birlikte işleme alacağım, önerge sahiplerinin istemi hâlinde de kendilerine ayrı ayrı söz vereceğim.

Buyurun:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun Tasarısının 180'inci maddesinin çerçevesinden “ikinci fıkrası” ibaresinin ve ikinci fıkranın madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                 Nuri Yaman                            Sebahat Tuncel                           Şerafettin Halis

                       Muş                                        İstanbul                                       Tunceli

                  Sırrı Sakık                             Fatma Kurtulan                         M. Nezir Karabaş

                       Muş                                           Van                                            Bitlis

                                                                  Hasip Kaplan

                                                                        Şırnak

Diğer önergenin imza sahipleri:

     Mustafa Özyürek                         Harun Öztürk                           Hüseyin Pazarcı

             İstanbul                                        İzmir                                        Balıkesir

Ramazan Kerim Özkan                       Atilla Kart                                Selçuk Ayhan

             Burdur                                       Konya                                          İzmir

                                                   Ferit Mevlüt Aslanoğlu

                                                               Malatya

BAŞKAN – Komisyon aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Önerge üzerinde söz isteyen Nuri Yaman, Muş Milletvekili.

Buyurun Sayın Yaman.

M. NURİ YAMAN (Muş) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 606 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 180’inci maddesi üzerine vermiş olduğumuz değişiklik önergesi nedeniyle huzurlarınızdayım. Hepinizi saygıyla selamlarım.

Evet, gerçekten, deyim yerindeyse, biraz önceki konuşmamda da belirttiğim gibi, Kamu İhale Kanunu, 4734 sayılı Yasa, Avrupa Birliğinin de her yıl döneme ilişkin açıklamalarında belirtildiği gibi, eleğe dönmüş, delik deşik edilmiştir ve bu eleğe dönme sistemi de Adalet ve Kalkınma Partisinin, ne yazık ki, kendi kafasına göre oluşturduğu senaryolara göre her gün yeni bir değişiklikle bir ucube hâline gelmiştir. Bu sözcük, biliyorsunuz, Sayın Başbakanın sözcüğü. Artık Türkiye’de ucubeler sultanlığı ve onun temsilciliğini Sayın Başbakanla AKP yönetimi herhâlde tescil etmiş durumda.

Değerli milletvekilleri, bir yasa yapıldıktan sonra, eğer şimdi burada sizin yaptığınız gibi alelacele, çalakalem, böyle, mutfağında iyi hazırlanmadan, bürokratların ve uygulamadan gelen insanların görüşleri alınmadan, komisyonlarda enine boyuna tartışılmadan gelirseniz, böyle, ikide bir bu kanunları eleğe döndürürsünüz. Şu anda Kamu İhale Kurumunun başında bulunan ve benim de yakından tanıdığım, Teftiş Kurulundan görevlendirilen arkadaşlarımızın bu konuları takip etmekten başları dönecek noktaya gelmiş. Gelin, bu ülkenin kurulu, düzenli birtakım müesseselerini bu kadar yıpratmayalım.

Şimdi, bu son değişiklikler yirmiyi bulmuştu, bunlarla herhâlde yirmi beşi bulacak. Öyle sanıyorum ki yarın, bir daha kafanıza estiği zaman, bir alandaki bir amacınızı gerçekleştirmek için bir daha bundan da vazgeçebilirsiniz.

Şimdi, bununla biz neyi amaçlıyoruz? Evvela, bu yolla bankaların -ki biliyorsunuz, özelleştirme kapsamı içinde bulunan Ziraat Bankasının, Türkiye Halk Bankasının ve Ziraat Bankasına devredilen Türkiye Emlak Bankasının bir sürü ortaklıkları var- serbest piyasa kanununa tabi gayrimenkul yatırım ortaklıkları ile bu saydığım bankaların ortaklıklarının bilhassa enerji, su, ulaştırma ve telekomünikasyon sektörlerinde faaliyet gösteren, çalışmalar yürüten bu teşebbüs, işletme ve şirketlerini bu kapsam dışına çıkararak artık Türkiye’de özelleştirme konusunda istediği gibi at koşturmalarına bu yolla katkı sunacaksınız.

Bu, şimdiye kadar özelleştirmelerle ilgili sizlerle mücadele eden sivil toplum inisiyatiflerinin, bana göre, önünü almanın başka bir yolu. Bugün İkizdere’nin ve Rize’nin, Giresun’un o yaylalarını benim gibi eğer siz de gezdiyseniz, gördüyseniz, oradaki doğal dengeyi, oralardaki o dünya harikası doğayı eğer bu amaçla -enerji amacıyla- bozmayı, yine, kullanma sularını kirleterek bu insanların kullanma sularından mahrum edilmesini kafanıza koyduysanız bu yasa da buradan çıkacak ama ben diliyorum ve umuyorum ki bu dolambaçlı yollarla size karşı oluşan bu kamuoyunu gidermeye yönelik bu çalışmalarınız, birlik içinde bulunan o inisiyatifler tarafından geri tepecek.

Gelin, yapmayın. Özelleştirme alanlarını Kamu İhale Kanunu kapsamı dışında tutmanın size sağlayacağı bir yarar yok. Bu yolla keyfinizin istediği birtakım yerlerde -belki ulaştırmayla ilgili de- o yasal birtakım sıkıntıları aşmanın, yine, Türkiye’de bu gayrimenkul yatırım ortaklıklarıyla bu bankaların…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

M. NURİ YAMAN (Devamla) – …ortaklıklarının sağlanmasıyla yapacağınız işlemlerde size bir fayda gelmeyeceğini belirtiyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Yaman.

Önerge üzerinde başka söz talebi? Yok.

Gerekçeyi okutuyorum.

Gerekçe:

Bilindiği gibi Kamu İhale Kanunu kapsamına giren idareler, bu Kanuna göre yapılacak ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumlu tutulmuşlardır.

AKP iktidarı göreve geldikten sonra Kamu ihale Kanununun istisnaları düzenleyen maddesinde;

30/7/2003   tarihli ve    4964 sayılı,

27/4/2004   tarihli ve    5148 sayılı,

14/7/2004   tarihli ve    5226 sayılı,

3/3/2005     tarihli ve    5312 sayılı,

22/2/2007   tarihli ve    5583 sayılı,

27/12/2007                   tarihli ve    5726 sayılı,

20/2/2008   tarihli ve    5737 sayılı,

9/7/2008     tarihli ve    5784 sayılı,

20/11/2008 tarihli ve    5812 sayılı,

25/6/2009   tarihli ve    5917 sayılı

kanunlarla 10 kez değiştirilmiştir. Bu değişiklikler yukarıda özetlenen kamu ihalelerinde gözetilmesi gereken ilkelere uygun olmayan düzenlemelerdir.

AKP iktidarı bugüne kadar 1/6/2007 tarihli ve 5680 sayılı, 30/7/2003 tarihli ve 4964 sayılı kanunlara dayanarak, Kamu İhale Kanununun kapsamında da daraltma yönünde düzenlemeler yapmıştır.

Torba Tasarı ile 4603 sayılı Kanun kapsamındaki kamu bankalarının yanı sıra doğrudan veya dolaylı iştiraklerinin yapım işleri de Kamu İhale Kanunu kapsamına alınmaktadır. Bu düzenlemeyi uygun görmekteyiz. Ancak, kapsam maddesinin ikinci fıkrasında yapılan bir başka değişiklikle kamu bankalarında olduğu gibi bu bankaların iştiraklerinin yapım işleri dışındaki bütün işleri Kamu İhale Kanunu kapsamı dışına çıkarılmaktadır ki hem bu değişiklik hem de 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa tabi gayrimenkul yatırım ortaklıklarının kapsam dışına çıkarılması olumlu değerlendirilmemektedir.

BAŞKAN – Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum…

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Karar yeter sayısı...

BAŞKAN – Karar yeter sayısı arayacağım Sayın Hamzaçebi.

Kabul edenler… Kabul etmeyenler…

Kâtip üyeler arasında anlaşmazlık olduğu için elektronik cihazla oylama yapacağım.

Bir dakikalık süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylamaya başlandı)

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Ya, var demek… Yani insanın bir vicdanı olması lazım. Yapma Allah aşkına… Şimdi var, o zaman var mıydı?

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Dalga geçiyorlar…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Bunun adı dalga geçmek Sayın Başkan…

NURETTİN AKMAN (Çankırı) – Ne bağırıyorsun?

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Yani mertçe yapalım bunu, mertçe yapalım.

Kâtip üyeyim diye oturuyorsun orada...

NURETTİN AKMAN (Çankırı) – Niye bağırıyorsun?

(Elektronik cihazla oylamaya devam edildi)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı yoktur.

Birleşime beş dakika ara veriyorum.

               

Kapanma Saati: 15.30
 

 

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 15.41

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Murat ÖZKAN (Giresun), Fatih METİN (Bolu)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 64’üncü Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

606 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 180’inci maddesi üzerinde verilen aynı mahiyetteki iki önergenin oylanmasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.

Şimdi önergeleri yeniden oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısını arayacağım.

Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Karar yeter sayısı vardır, kabul edilmemiştir.

Tasarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 180 inci maddesinin (e) fıkrasında yer alan "yarısından" ibaresinin "yüzde 25 inden", ikinci fıkrasında yer alan "yarısından" ibaresinin "yüzde 25 inden" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

        Mehmet Şandır (Mersin) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Hükûmet?

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Kemalettin Nalcı efendim.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Kemalettin Nalcı, Tekirdağ Milletvekili.

Buyurun Sayın Nalcı. (MHP sıralarından alkışlar)

KEMALETTİN NALCI (Tekirdağ) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 606 sıra  sayılı Kanun Tasarısı’nın sekizinci bölümü ve 180’inci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önerge üzerinde söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi  saygıyla selamlıyorum.

Saygıdeğer milletvekilleri, bu yapılmak istenen, Devlet İhale Kanunu’nda, bu maddede, kamu bankalarının daha önceden mal alımlarının ihale kapsamı dışında bulunması, kamu bankalarının yapım işlerinin 4734 sayılı Devlet İhale Kanunu’na tabi olmasıdır. Şimdi burada yapılmak istenen konu şu: Belki doğru bir işlem ama suistimale yön verecek şekilde bir uygulama bu. Şimdi, aynı kanunun, aynı bankaların iştirakleriyle, yani yüzde 50’den fazla hissesi bulunan kamu bankalarının iştiraklerinin de bu kanun kapsamından çıkartılması isteniyor.

Değerli milletvekilleri, biliyoruz ki kanun kapsamı dışına çıkan her şeyde Türkiye’de suistimal söz konusu. Şimdi, 4734 sayılı Devlet İhale Kanunu bu Meclise üç kere geldi. Her geldiğinde de doğru geldi yanlış çıktı yani komisyonlardan buraya gelişi doğru ama buradaki müdahalelerden dolayı yanlış çıktı. Ben bunlarla ilgili size birkaç tane örnek vermek istiyorum. Tabii içinizde bu işleri bilen arkadaşlar olmadığı için, bilmeyen arkadaşların müdahaleleri sonucunda bu noktaya geldik.

ÖMER FARUK ÖZ (Malatya) – Biliriz bu işleri.

KEMALETTİN NALCI (Devamla) - Sayın Milletvekili, bu konuları siz bilmezsiniz. Bilmediğiniz için de laf atmayın lütfen Sayın Milletvekili.

Bakın, şimdi iş durum belgesi vardır. İş durum belgesi nedir? Devam eden bir işte yüzde 80’i geçmişken o işi yapan müteahhide “Sen bu işi yapıyorsun.” diye bir belge verirler. Bu, Komisyondan bu şekilde geldi ama buradaki müdahaleler sonucunda öyle bir çıktı ki, hani, bir laf var ya “Yumurta mı tavuktan tavuk mu yumurtadan…” Diyor ki: “Bir işin yüzde 80’inin tamamlanması kaydıyla, ama ilk keşif bedeli bitmek kaydıyla.” Bugün çıkartılmış olan İhale Kanunu’ndan dolayı iş durum belgesi kullanılamıyor. Çünkü burada İhale Kanunu’nun ne olduğunu bilen arkadaşlarımız yok. Müdahale ederken, dışarıdan birilerinin telkinleri sonucunda bunlar oluyor. Yüzde 100’ü demek, o işin bitmesi anlamındadır. Bugünkü İhale Kanunu’nda, bilindiği gibi, bir anahtar teslimi var, bir de teklif birim fiyatı var. Anahtar tesliminde sadece yapılan işin miktarını yüzde 10 artırabiliyorsunuz, teklif birim fiyatta da yüzde 20 artırabiliyorsunuz. O zaman bunun nasıl siz yüzde 100’ünü bitirtmeyi ve yüzde 80’ine iş durum belgesi vermeyi düşünüyorsunuz? Hiç olmayacak bir işlemi kanunda çıkarttık, onu burada becerdik biz.

İkinci bir konu daha var değerli milletvekilleri: Aynı Kamu İhale Kanunu’nda şirket hissesinin yüzde 51… Mühendis ve mimar olanlar kendi diplomalarını ve şahsi iş bitirmelerini kullanabiliyorlar ve altında da şöyle bir ibare geçtik… O da burada yanlış çıktı, Komisyondan doğru geldi. Her iki ortağın da mühendis olması durumunda yüzde 50-50 kabul ettik ama mimarları unuttuk çünkü alelacele buradan bir önerge verildi ve bugün mimarlar bu haktan faydalanamıyor. Şimdi, biz bir kanun yapıyoruz ama kanunun hepsi, bu torba kanunda olduğu gibi, hep arkadan bir şeyler geliyor, veriliyor.

Demin ben Sayın Bakana da sordum, yine aynısını, sağ olsun, kendisi hassasiyet gösterdi... 2008’de bir varlık barışı çıkarttık. Yatırılan paranın matrahı kadar daha sonraki incelemelerden muaftı ama KDV’si muaf değildi, kanuni cezaları da muaf değildi. 2009’da aynı kanunun devamını çıkarttık, hepsi muaf. Yani gene bu kanundaki gibi, ilk önce görevini yerine getiren herkes cezalandırılıyor. Bu kanunda da aynısını yaptık. Kaç kere, bu üçüncü, dördüncü seferdir, biz cezaları affediyoruz.

İnşallah, öteki maddede, bu kanunla ilgili daha farklı görüşlerimi beyan edeceğim.

Hepinize saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Nalcı.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

181’inci madde üzerinde üç adet önerge vardır, geliş sıralarına göre okutup aykırılıklarına göre işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 181 inci maddesinin "r" fıkrasında yer alan "yapacağı" ibaresinden sonra gelmek üzere "50 bin TL'yi geçmeyen" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

        Mehmet Şandır                          Mustafa Kalaycı                            Behiç Çelik

              Mersin                                        Konya                                       Mersin

          Erkan Akçay                             Mehmet Günal                       Emin Haluk Ayhan

              Manisa                                       Antalya                                      Denizli

                                                        Abdülkadir Akcan

                                                           Afyonkarahisar

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge aynı mahiyettedir. Şimdi bu önergeleri okutup birlikte işleme alacağım, önerge sahiplerinin istemi hâlinde de ayrı ayrı söz vereceğim.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın 181 inci maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

      Mustafa Özyürek                          Harun Öztürk                           Hüseyin Pazarcı

              İstanbul                                         İzmir                                       Balıkesir

  Ferit Mevlüt Aslanoğlu                     Selçuk Ayhan                          R. Kerim Özkan

              Malatya                                         İzmir                                        Burdur

                                                               Atilla Kart

                                                                  Konya

Diğer önergenin imza sahipleri:

          Nuri Yaman                             Sebahat Tuncel                          Şerafettin Halis

                Muş                                         İstanbul                                      Tunceli

      M. Nezir Karabaş                        Fatma Kurtulan                           Hasip Kaplan

                Bitlis                                           Van                                          Şırnak

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Atilla Kart konuşacak.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Atilla Kart, Konya Milletvekili… (CHP sıralarından alkışlar)

ATİLLA KART (Konya) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 181’inci maddeyle ilgili olarak tarafımızdan verilen önerge hakkında söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, 181’inci maddede Kamu İhale Yasası’na yine bir istisna düzenlemesi getiriliyor. Şöyle deniyor: “Fakir ailelere kömür yardımı yapılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararnameleri kapsamında; işleticisi kim olursa olsun, Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğünün kendisine veya bağlı ortaklık veya iştiraklerine ait olan kömür sahalarından yapacağı mal ve hizmet alımları,”

Değerli milletvekilleri, bakıyoruz, Kamu İhale Kanunu’nda, 2002 yılında yasalaşan Kamu İhale Kanunu’nda Adalet ve Kalkınma Partisi İktidarı zamanında 58 maddede değişiklik yapılmış. Daha evvelki konuşmacı arkadaşlarım 20’li bir ifade kullandılar, o ifadelerin hatalı olduğunu hemen ifade ediyorum. 58 maddede 157 değişiklik yapılmış değerli milletvekilleri.

Kamu İhale Kanunu, kamu yönetiminin en temel kanunlarından birisi. Peki, bir siyasi iktidar Kamu İhale Kanunu’yla bu kadar oynama ihtiyacını neden duyar? Bunu açıklamak gerekiyor. Aslında, bu ihtiyacın açıklanması, bu siyasi iktidarın yönetim karakteristiğini göstermesi bakımından da önemlidir diye düşünüyoruz. Bu çerçevede ben, bunun gerekçesini, bu istisnaların gerekçesini sizlere anlatmak istiyorum.

Bakın, değerli arkadaşlarım, elimde Hazine Müsteşarlığı Hazine Kontrolörleri Kurulu Başkanlığının bir raporu var. O rapordan belli paragrafları bu maddede ve devam eden maddelerde sizlerle paylaşmak istiyorum, bu konuda sizleri bilgilendirmek istiyorum, bu konulardaki gelişmeleri sizlerin sorumluluğunuza, duyarlılığınıza tevdi etmek istiyorum.

Ne deniyor bu raporlarda? Aynen okuyorum değerli arkadaşlarım: “Kamu zararının firmalardan tahsiline ilişkin olarak...” Aslında bunları okumanın çok da bir anlamının olmadığını elbette çok iyi biliyoruz çünkü maalesef siyasi iktidar, yine bildiğini yapmaya devam edecek ancak bu gerçeklerin, bu raporların Meclis kayıtlarına, Meclis tutanaklarına geçmesi gerekiyor. Bu düşünceyle, bu gerekçeyle okuduğumuzu bir kez daha, yeri gelmişken ifade ediyorum. Şöyle diyor raporlarda: “Türkiye Kömür İşletmelerine böylesine yükseltilmiş fiyatlarla kömür satışları sırasında aşırı kâr eden bu firmaların gerçekleştirilen işlemlerden haberdar olmadıkları ve bu işlemler dolayısıyla masum olduklarını düşünmenin mümkün olmadığı, gerçekleştirilen bu işlemler sonucunda kaybedenin kamu, kazananın ise özel firmalar olduğu...” Devam ediyor: “İlgili firmalara ihtarlar yapılmasına rağmen aynı durumun devam etmesi kapsamında sözleşmenin feshedilmesi ve ödenen tutarların geri alınmasının Türkiye Kömür İşletmeleri yetkililerinin usulüne uygun ve etkin muayene ve kabul komisyonu kurmayarak denetim yapmamaları sebebiyle çok zor hâle geldiği…” Yani açıklaması şu: “Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu suç delillerini yok ediyor.” diyor rapor. Hazine raporu bunu tespit ediyor. Devam ediyor: “Yukarıda bahsedilen işlemlerden aşırı kâr eden firmaların bu kazançlarından doğan vergilerini tam ve zamanında ödediklerinden emin olunmasının bir diğer kamu sorumluluğu olduğu, bu sebeple raporumuzda tespit edilen ihale işlemleri dolayısıyla kendilerine ödeme yapılan firmalar hakkında vergi incelemesi yapılması amacıyla raporumuzun bir örneğinin Maliye Bakanlığına gönderilmesi, yapılan vergi incelemesi dolayısıyla düzenlenen raporun bir örneğinin de bilgi amacıyla Hazine Müsteşarlığına gönderilmesi...” Yani kayıt dışı yapılanma ve vergi kaçağından söz ediliyor ve vergi incelemesi yapılması yönünde ilgili birimlere suç duyurusu yapılıyor. Buradan Hükûmete yöneltiyoruz sorumuzu, ilgili bakana yöneltiyoruz: Bu incelemeler yapıldı mı? Yapılmadıysa hangi gerekçeyle yapılmadı? Bu konularda Türkiye Büyük Millet Meclisinin ve kamuoyunun bilgilendirilmesi gereğini ifade ediyorum.

Genel Kurulu bu değerlendirmelerle saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Kart.

Aynı mahiyetteki önerge üzerinde söz isteyen Hasip Kaplan, Şırnak Milletvekili.

Buyurun Sayın Kaplan.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu, kömür maddesidir. Tabii, seçimler yaklaştı. Yine kömürü seçimde propaganda aracı olarak Sosyal Yardımlaşmayla valilerimiz, kaymakamlarımız taşımaya başlayacak. Fakir ailelere kömür dağıtımını ihalesiz yapmak gibi masum bir gerekçenin altında milyar dolarlık yolsuzluklar, suistimal, ihale yolsuzlukları yaşandığı gibi -çok açık söylüyorum- 2007-2009 seçimlerinde en fazla kullanılan suistimal ve etik olmayan yollardan biri kömür olmuştur. Şırnak’ta şimdi, Türkiye Kömür İşletmeleri yok ama orada müteahhitler alıyor, rödovans sistemiyle il özel idarelerine -biliyoruz- bunları TKİ’ye ihale ediyor. Şimdi, bu sistemle il özel idarelerine belli bir miktarda ödeme yapılıyordu. Bu da baypas edilecek çünkü örneğin Şırnak İl Meclisinin yüzde 90’ı BDP’li üyelerden oluşuyor ve oranın da gelir kaynaklarını bir bakıma azaltmayı hedefliyor. Bu, sadece bu kadar değil. Keşke bu kadar masum olsaydı, keşke kömürü seçim propagandasında yalnızca kullansaydınız.

Bakın, kömür kaynaklarına bakıyoruz. Meskenlerde kullanılan, kayıt şartlı, ısınma amaçlı kömür ithalatı bir de sanayide kullanılan sanayi kömür ithalatı. Bunun rakamları dehşet verici boyutlardadır. Gümrük başmüfettişliklerinin eli altında yargıya sevk edilen suç fezlekeleri, sahte kargo manifestoları, Türkiye’deki tüm kömür ithalat limanlarında -ithalat limanlarında diyorum- yapılan yolsuzlukların milyar dolarları, özellikle kaliteli kömür analiz raporlarının gümrük idarelerinde dayatma yapılarak ithal edilen Rusya ve Ukrayna menşeli Türkiye devleti ısınma amaçlı kömür standartları konusu, bütün bunları aldığımız zaman, burada hiç de masum olmayan bir yaklaşımı bu torbanın içine koyarak, âdeta yolsuzlukların torbası durumuna getiriliyor.

Şimdi, kömürlerin yurda ithal edilmesinin hangi menfaat karşılığında sağlandığı araştırılmadığı gibi, son dokuz yılda sadece özel sektöre satılarak yurda sokulan ortalama 100 milyon tonu aşkın standart dışı kömür var arkadaşlar. Standart dışı, hem sanayi hem yakıt olarak kullanılan.

Şimdi, bu sahte kömür analiz raporları var, sahte kömür kalite sertifikası var, sahte CIF, yine, kömür maliyet faturası gibi işlemlerle, ayrıca devletin milyarlarca lira zarara sokulması var.

Şimdi, arkadaşlar, elimizi vicdanımıza koyalım. Bu kadar yolsuzluk, bu kadar usulsüzlük, bu kadar adaletsiz seçim sisteminde, bu kömürün kullanılması ve bu kömür kullanılırken bir taraftan da maden ocaklarında işçilerimizin göçükler altında can vermesi, Zonguldak’ta yaşananlar, Kahramanmaraş’ta yaşananlar, işçilerimizin asgari ücretle ölüme gidişlerini kıyasladığımız zaman vicdan ve insaf sınırlarının zorlandığı bir Türkiye fotoğrafının ortaya çıktığını görüyoruz.

Şimdi soruyorum: Fakir ailelere kömür dağıtmak için, bu ihaleyi kaldırmak için illaki 2011 seçimlerinden dört ay öncesi mi gerekiyordu arkadaşlar? Zaten yapıyordunuz. Zaten şu an, gidin, bu fakirlere dağıtılan 5 tane kömür numunesini alın. Bir tane Doğu’da alın, bir tane Karadeniz’de alın, Akdeniz’de alın, Ege’de alın, bir de İç Anadolu’da alın. Eğer bu alacağınız 5 numunenin de hepsi kalitesiz, hepsi de bilimsel olarak tüketilmesi zararlı olan kömür değilse, göreceksiniz… Hakkâri ili niye hava kirliliği yaşıyor diye sormak lazım.

M. NURİ YAMAN (Muş) – Ağrı’da, Ağrı’da!

HASİP KAPLAN (Devamla) – Yine, Ağrı’da niye hava kirliliği yaşanıyor, sormak lazım. Ağrı’nın 5 tane AK PARTİ’li milletvekili var. İşte bu kalitesiz kömüre bol…

Bu da değil, bir de Şırnak’ta 6 tane termik santral çalışması var. Buna kaynak yaratılıyor.

Bunun maddeden çıkması vicdan gereğidir diyor, saygılar sunuyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Kaplan.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Karar yeter sayısı…

BAŞKAN - Aynı mahiyetteki iki önergeyi oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.

Kabul edenler… Kabul etmeyenler…

Elektronik cihazla oylama yapacağım çünkü sayın kâtip üyeler arasında tenakuz var.

Oylama için bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır ve önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 181 inci maddesinin "r" fıkrasında yer alan "yapacağı" ibaresinden sonra gelmek üzere "50 bin TL'yi geçmeyen" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

                                                          Behiç Çelik (Mersin) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Abdülkadir Akcan, Afyonkarahisar Milletvekili.

Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, görüşülmekte olan kanun tasarısının 181’inci maddesiyle ilgili olarak vermiş olduğumuz önerge hakkında söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, 2002 seçimlerine gelirken, yoğun bir şekilde Adalet ve Kalkınma Partisi, ilk defa seçime girerken yolsuzlukla mücadele edeceği vaadiyle oy istedi ve vatandaş da bu oyu verdi. Gelir gelmez pek çok 58’inci Hükûmetten önce kurulmuş hükûmetlerin bakanları hakkında Meclis soruşturması açılması talebiyle önergeler verildi. Bu önergelerin mesnetlerinde, gerekçelerinde, yüzde 80’inde, keşif artışları yoluyla görevi kötüye kullanmış olma gerekçesiyle verdi. Gerekçenin gerekçesini ifade ederken de “Efendim, keşif artışı, ihalesiz iş vermek demektir.” denildi.

Şimdi, burada o dönemde, 57’nci Hükûmet döneminde yoğun çalışmalarımız sonunda çıkardığımız 4734 sayılı Kanun’un “İstisnai Hükümler” maddesinde değişiklik yapmayı ve o maddeye bazı ilaveler yapmayı öngörüyoruz. Sayın Atilla Kart biraz önce ifade etti. Doğru; on beş sefer direkt bu kanunu değiştirmeye yönelik kanun tasarıları geldi ama değişik kanun tasarıları içerisinde bu kanunu değiştirecek 158 teklifte bulunuldu ve değişiklik gerçekleşti. Şimdi bu, 159’uncu.

Değerli milletvekilleri, bizim önergemiz, bunu 50 bin lirayla sınırlandırın. Bizim amacımız bu. “İhalesiz iş vermek görevi kötüye kullanmaktır.” mantığıyla hareket eden bir Meclis grubunun güvenoyu verdiği Hükûmetin tasarısı bu. İhalesiz iş vermek mademki görevi kötüye kullanmaksa, niçin görevi kötüye kullanmayı legal hâle getiriyorsunuz?

Bizim itirazımız, asla ve kesinlikle, fakir ailelere kömür yardımı yapmanın önüne engeller koymak değil, bu amaçla değil. Devletin alım işlerinin düzgün, planlı, programlı, herkes tarafından bilinir hâlde gerçekleşmesi, mal ve hizmet alımlarında. Bizim amacımız bu. 2002 yılında çıkardığımız 4734 sayılı Kanun “2003 yılında, bir sene sonra yürürlüğe girsin.” hükmünü ortaya koyarken amacımız, hazırlık yapılsın, insanlar, kamu görevlileri, yapacakları ihalelerde, yapım işleri de dâhil, ciddi bir hazırlık döneminden sonra ihale noktasına gelinsin diye bir yıl gecikerek Kanun’u uygulamaya sokmayı öngörmüştük yani önceden planlı davranmak işi kolaylaştırır. Önceden planlı davranmayıp “El terazi, göz mizan.” mantığıyla bu devleti yönetmeye kalkanlara kolaylık olsun diye bu madde değişikliğine gidiyoruz. Bunun anlamı, mantığı budur.

Bu neyi getirir biliyor musunuz değerli arkadaşlar? Üzerinde çalıştığımız torba tasarı, Sayın Başbakanın Haziran 2010 ayında verdiği sözün gereğini yerine getirmek için. Bu sözü yerine getirme de… Tasarı ilk Meclise sevk edildiğinde yirmi küsur maddeliydi, burada da devletin alacaklarını tahsilde kolaylık getirmeyi öngörüyordu. Yani, eğer devlete borcu olanlar varsa, bunlar sıkıntıdaydı, devlete vergi borcu olan kişiler ihaleye giremiyordu. Şimdi, bu önergeyle biz, doğrudan temin yoluna gittiğimiz zaman, kişide, kömürü havzalarından, TKİ’ye, Kömür İşletmelerine ait olan havzalardan kömürü çıkaracak olan şirketlerden doğrudan temin yoluna gitmek istiyoruz ya bu maddeyle, doğrudan temin yoluna giderken o kömürü çıkaran iş adamları, şirketler çalıştırdığı adamın sigortasını ödedi mi ödemedi mi, buna bakmadan, devlete vergi borcu olup olmadığına bakmadan doğrudan alım yapacağız. Oysa, ihaleyle olduğu zaman ihaleye gireceklerin devlete vergi borcu, prim borcu olmaması ön plandaydı. İşte, bunların hepsini baypas yapıyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ABDÜLKADİR AKCAN (Devamla) - Bu nedenle, önergemizle bunun sınırlandırılmasını talep ediyoruz.

Önergemize destek bekliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

182’nci madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 182 inci maddesinde yer alan "yüzde 15" ibaresinin "yüzde 25" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

         Mehmet Şandır                         Mustafa Kalaycı                             Behiç Çelik

               Mersin                                       Konya                                        Mersin

          Erkan Akçay                            Mehmet Günal                       Emin Haluk Ayhan

               Manisa                                      Antalya                                       Denizli

                                                          Kemalettin Nalcı

                                                                Tekirdağ

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge aynı mahiyettedir. Şimdi bu önergeleri okutup birlikte işleme alacağım, önerge sahiplerinin istemi hâlinde de kendilerine ayrı ayrı söz vereceğim.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın 182 nci maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

       Mustafa Özyürek                         Harun Öztürk                           Hüseyin Pazarcı

              İstanbul                                        İzmir                                       Balıkesir

  Ferit Mevlüt Aslanoğlu                       Atila Emek                               Selçuk Ayhan

              Malatya                                      Antalya                                        İzmir

                                                              Atilla Kart

                                                                 Konya

Diğer önergenin imza sahipleri:

           Nuri Yaman                            Sebahat Tuncel                           Şerafettin Halis  

                 Muş                                        İstanbul                                          Tunceli

       M. Nezir Karabaş                       Fatma Kurtulan                            Hasip Kaplan

                 Bitlis                                          Van                                          Şırnak

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) – Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Sayın Başkanım, katılamıyoruz.

BAŞKAN – Aynı mahiyetteki önerge üzerinde söz isteyen Atila Emek, Antalya Milletvekili.

Buyurun Sayın Emek. (CHP sıralarından alkışlar)

ATİLA EMEK (Antalya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 182’nci maddesine ilişkin önergemiz üzerine söz almış bulunuyorum. Konuşmama başlarken yüce Meclisi saygılarımla selamlarım.

Değerli arkadaşlar, tasarının 182’nci maddesiyle 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 63’üncü maddesi değiştirilmektedir. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana, Kamu İhale Kanunu, doğrudan en çok değiştirilen, yer yer de şimdi olduğu gibi torba yasalar içinde değişikliğe tabi tutulan bir kanundur. Toplumda yolsuzluğun, vurgun ve talanın yapıldığı alan ihalelerde kendini göstermektedir. AKP İktidarının bu avantajlı alanı daha avantajlı kılmak için bu değişiklikleri yaptığı açıktır. AKP yönetiminde olan belediyelerden tutun, bakanlıklar bünyesinde yapılan ihalelerde yolsuzluklar günlük olaylar hâline gelmiştir. Ne acıdır ki, bu konuda, iktidarın gücü karşısında yolsuzluk yapanlar hakkında sağlıklı sonuç elde etmeye yönelik bir soruşturma yürütülememiştir. Açık ifadesiyle, AKP İktidarında yapanın yaptığı yanına kâr kalmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak halkımız aleyhine işleyen bu uygulama ve anlayışların karşısında olduğumuzu, yolsuzluk yapanların bağımsız yargıda hesap verecekleri günlerin yakın olduğunu ifade etmek isterim.

Sayın milletvekilleri, tasarıya gece yarısı verilen önergeyle eklenen bu hükümle 4734 sayılı Kanun’un 63’üncü maddesi değiştirilmiştir. Bu değişikliğin bu şekilde torba yasa içinde yapılmış olması düzenlemenin iyi niyetten uzak olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Değerli arkadaşlarım, düzenleme, yaklaşık maliyeti eşik değerlerin altında kalan ihalelerde sadece yerli isteklilerin katılması konusunda bir değişiklik içermemektedir; yaklaşık maliyeti eşik değerin üzerindeki ihalelerden hizmet alımı ve yapımı işlerinde de bütün yerli isteklilerin lehine fiyat avantajı sağlamada herhangi bir değişiklik öngörmemektedir. Getirilen değişiklik, yaklaşık maliyeti eşik  değerin üzerindeki mal alımlarında eğer yerli malı teslim edilmişse yerli isteklilerin yanı sıra yabancılara da fiyat avantajlarından yararlanma hakkı vermektedir.

Sayın milletvekilleri, bütünüyle bakıldığı zaman, bu değişiklik, yerli malı teslim eden firmalarla daha büyük ölçekteki yabancı firmaları rekabet etmeye zorlamaktadır. Böylece yerli firmaların aleyhine yapılmış bir düzenlemedir.

Değerli arkadaşlarım, bu düzenlemenin AB Uyum Komisyonunda da değerlendirilmesi gerekirdi. Plan ve Bütçe Komisyonunda tasarıya gece yarısı eklendiği için tartışma ve değerlendirme olanağı olmamıştır. Ayrıca, değişikliğin, Türkiye'nin AB müktesebatına uyumu açısından ne ölçüde uyuştuğu da bilinmemektedir.

Sayın milletvekilleri, görüşülmekte olan torba yasa tasarısı ve 4734 sayılı Kanun’un 63’üncü maddesini değiştiren 182’nci madde AKP anlayışını ortaya koymaktadır. AKP, toplumun temel sorunlarını, işsizliği, yoksulluğu, yolsuzluğu ortadan kaldırmak yerine bu konuda kimi yakın ve yandaş çevrelere olanak tanımak üzere bu düzenlemeleri yapmaktadır. Toplumun büyük kesimi sıkıntı içinde kıvranırken, milyonlarca insan gece yatağa aç girerken AKP bu tür düzenlemelerle belli kesimlere avantajlar sağlamakta, vurguna ve talana yol vermektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; seçim yatırımı olarak yapılan bu değişiklikler büyük halk kesimlerine bir katkı vermemekte, sıkıntı içinde kıvranan esnafı, çiftçiyi, işsizi, yoksulu rahatlatma olanağından yoksundur. Bu nedenle, toplumun büyük bir kesimini teşkil eden bu çevreler, yapılacak ilk seçimde AKP’ye “Dur” diyecek ve AKP iktidarına son verecektir.

Bu duygu ve düşüncelerle, 182’nci maddenin tasarı metninden çıkarılmasını takdirlerinize sunar, yüce Meclise saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Emek.

Aynı mahiyetteki önerge üzerinde söz isteyen Nezir Karabaş, Bitlis Milletvekili.

Buyurun Sayın Karabaş. (BDP sıralarından alkışlar)

MEHMET NEZİR KARABAŞ (Bitlis) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz tasarının 182’nci maddesi üzerine verdiğimiz önergeyle ilgili söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, burada tek sözcüklü bir değişiklik var. Daha önce geçerli olan bir madde, bir sözcük değiştiriliyor. Aslında çok dikkatli okunmadığı zaman göze de batmayan bir değişiklik. Şimdi mevcut daha önceki yasada; “Sanayi ve Ticaret Bakanlığıyla ilgili diğer kurum ve kuruluşların görüşleri alınmak şartıyla, ihalelerde, alımlarda yerli malı veren yerli firmalara yüzde 15 oranında avantaj sağlanır” diyor. Şimdi burada yapılan bir düzenlemeyle, yerli malı teslim etme koşuluyla yabancı şirketler de yararlanacak. Şimdi bu hangi ihtiyaçtan kaynaklanmıştır? Eğer, Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde yapılması gereken bir düzenlemeyse, bu tür bir düzenleme Avrupa Birliği Uyum Komisyonunda tartışılır, değerlendirilir, ondan sonra da Genel Kurula iner; fakat apar topar bu torba yasanın içine konulmasında acaba hangi yabancı firmalar bu süre içinde bazı ihalelerde yerli malı verip yüzde 15 avantaj sağlama konusunda bir talep içindedirler? Hangi firmaların bu tür bir baskısı vardır seçim üzerinde? Bu herkesin aklına gelir.

Değerli milletvekilleri, torba yasayı tartışıyoruz. Bu yasada vergi, sigorta, diğer idari borçlarla ilgili, alacaklarla ilgili bir sürü aflar, krizden kaynaklı belli kesimlere sağlanan avantajlar var. Yine bu yasada toplumunun değişik kesimlerinin beklenti içinde olduğu yasalar var. İktidarıyla, muhalefetiyle tartışılıyor. Bazen, bazı maddelerde AKP’nin dayatması olsa bile tüm muhalefet diğer konularda düşüncesini dile getiriyor.

Ancak mevcut yasa tasarısıyla ilgili dünkü bölümde bir yasa maddesi vardı, 177’nci madde ve buradaki 58’inci geçici madde, bu madde AKP, CHP ve MHP’nin ortak oylarıyla geçti. Değişiklik önergeleri her ne kadar basit verilse bile geçti. Çok kapsamlı bir af yasası getiriliyor. İşte, 80’den bu yana okulla ilişkisi kesilen hangi suçu işlemiş olursa olsun tüm kesimlere, hangi mahkûmiyeti yaşamış olursa olsun tüm kesimlere bir af getiriliyor ve Komisyonda verilen önergelerle bunun sınırı da kaldırıldı. 70’te de, 60’ta da belli okulla ilişiği kesilenlere bu af getirildi ancak bir istisna konuldu buna, terör suçlarından mahkûm olanlar.

Şimdi, ben, siyasi partilere bir şey demiyorum. Trabzon’un, Rize’nin, İstanbul’un milletvekillerine de fazla bir şey demiyorum, aslında herkesi ilgilendirir de bu sorun, ben şunu merak ediyorum: Yarın öbür gün hem iktidar hem muhalefet milletvekilleri Diyarbakır’da, Hakkâri’de, Bitlis’te, Dersim’de, Ağrı’da, Kars’ta çalışma yürütürken, seçim çalışmaları, Kürt gençlerine, onların anne, babalarına dönüp ne diyecekler? Biz bir torba yasa çıkardık, tüm kesimleri ilgilendiren maddeler vardı ve bir af çıkardık. 1960’tan bu yana katillere de, tecavüzcülere de, hırsızlara da, adam öldürenlere de, herkese af çıkardık ancak sizleri dışında tuttuk mu diyecekler? Yarın öbür gün, insanlar, gençler, siz bölgeye gittiğiniz zaman, değerli milletvekilleri, yüzlerinize dönüp “Ben bir mitinge katıldığım için, bir Nevroz’a katıldığım için okuldan atıldım, ceza yedim…” 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası’ndan ceza yemeyen Kürt neredeyse yoktur. Çocuklarımız, on üç yaşındaki çocuklarımız ceza aldı. Ne diyeceksiniz, neyi savunacaksınız? İktidar ve muhalefet milletvekilleri, Diyarbakır’da ne diyeceksiniz, Muş’ta ne diyeceksiniz, çok merak ediyorum.

Saygılar sunuyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 182 inci maddesinde yer alan "yüzde 15" ibaresinin "yüzde 25" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

        Behiç Çelik (Mersin) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET MUSTAFA AÇIKALIN (Sivas) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Kemalettin Nalcı, Tekirdağ Milletvekili.

Buyurun Sayın Nalcı. (MHP sıralarından alkışlar)

KEMALETTİN NALCI (Tekirdağ) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın sekizinci bölümünün 182’nci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önerge hakkında söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bu maddeyle burada yapılmak istenen, eşik değerin altındaki ihalelerde de yabancı isteklilerin girmesini sağlamaktır. Bir önceki kanunda sadece eşik değerin üzerindeki ihalelere yabancı isteklilerin katılımı sağlanmakta ve burada yerli istekliler lehine yüzde 15 fiyat avantajı uygulanmaktaydı. Şimdi, bu getirilen değişiklikle aynı eşik değerin altında da bu ihalelere girecek yabancı isteklilerin katılımının sağlanması ve bunlarda da yerli istekliler lehine yüzde 15 mertebesinde bir avantaj sağlanması öngörülmüştür. Fakat tabii, burada önemli bir husus atlanıyor, bir önceki kanunda da, 181’de de atlandı. 181’de biz, kömür alımlarında ihale kapsamı dışına çıkarttık ama, bunu, sadece Türkiye Kömür İşletmelerini çıkarttınız. Bu kömür alımlarını yapan özel idareler. Bu açmazı nasıl çıkacaksınız? Yani burada kanun çıkarırken bunlara dikkat edilmiyor. Yani bir şey çıkıyor, işte şimdi de Komisyon toplandı, yeni ek bir kanun daha çıkacak. Bu kömür alımlarını yapacak olan Türkiye Kömür İşletmeleri mi yoksa il özel idareleri mi? Yine bu kanunun, sizin çıkarmış olduğunuz 181’in uygulamasını göremeyeceksiniz.

Değerli milletvekilleri, Devlet İhale Kanunu nedir? Kamu tarafından satın alınacak hizmetlerin rekabet koşulları dâhilinde açık ihale şeklinde yapılmasıdır ama ne yazık ki bugün gelmiş olduğumuz noktada Devlet İhale Kanunu’nun içindeki boşluklardan kaynaklanan bir ton suistimal oluyor.

Bir kere, şunun altını çizmek istiyorum: İdareler bu konuda çok keyfiyet içindeler değerli milletvekilleri. Siz bir ihale açıyorsunuz, ihaleye istekliler dosya alıyor, hazırlanıyor, bir ton hazırlık yapıyor, ihaleyi giriyor, ihale sonucunda ihale sonuçlanmadan teklifler veriliyor fakat idare kalkıyor diyor ki: “Ben bu ihaleyi iptal ettim.” Neye göre iptal ettin, suistimal mi var? Yok. Neden? “Alan kişiyi ben beğenmedim.” Böyle çok örnekler var değerli milletvekilleri. Böyle keyfiyet olmaz.

İkinci konu şu: Şimdi biz “aşırı düşük sınırı” diye devlet ihalelerinde bir kıstas getirdik. “Aşırı düşüğün altında sorgulama yapacağız.” diyoruz, idareye keyfiyet veriyoruz. “Aşırı düşük.” diyoruz. Aşırı düşükse bunun altındaki savunması olmaz, bunun altına ihale verilmez. O zaman bunu kanun olarak getireceksiniz, eğer Türkiye’de devlet ihalelerini bir düzene sokmak, keyfiyetten çıkartmak istiyorsanız aşırı düşük sınırın altındaki kişileri eleyeceksiniz. Ama ne oluyor? İdarenin keyfiyetine veriliyor, aşırı düşüğün altındaki kişiler bir sorgulamayla isteniyor, doğru veya yanlış, ihale verilebiliyor, ta ki o ihaleye giren kişilerin itirazına kadar. Değerli milletvekilleri, tabii, burada Devlet İhale Kanunu’nun içindeki hususlara çok iyi bakmak lazım. Buradaki arkadaşların, demin de söylediğim gibi, bu konulardan bilgisi olmadığı için bazı detayları kaçırıyorlar.

Şimdi “mal alımlarında, doğrudan temin” diye bir kıstas var. Doğrudan temin hiç ihale kapsamı dâhilinde değil. Ve kendi bölgemde bulunan bir belediye de (Kapaklı Belediyesi) 2005-2009 yılları arasında tam 15 trilyon liralık böyle alım yapmış ve bir ton usulsüzlük var. Ama İhale Kanunu’nda değerlendirilmediği için hiçbir işlem yapılamıyor.  Değerli milletvekilleri, doğrudan alımları da Devlet İhale Kanunu kapsamına sokmamız lazım. Aynı çerçeve içinde ama kanun sayılmıyor.

Değerli milletvekilleri, bir de şunun altını çizmek istiyorum: Bugün toplu konutlarda KDV uygulamasını kaldırmamız lazım. Bu, Toplu Konut İdaresinin vatandaşlara yüzde 18, yüzde 20 daha ucuz konut vermesini sağlayacaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle hepinize saygılarımı sunuyorum.

Sağ olun. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Nalcı.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, yeni madde ihdasına dair bir önerge vardır. Malumları olduğu üzere, görüşülmekte olan tasarı ve teklife konu kanunun, komisyon metninde bulunmayan, ancak tasarı veya teklif ile çok yakın ilgisi bulunan bir maddesinin değiştirilmesini isteyen ve komisyonun salt çoğunlukla katıldığı önergeler üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açılacağı, İç Tüzük’ün 87’nci maddesinin dördüncü fıkrası hükmüdür.

İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre de yeni bir madde olarak görüşülmesine, komisyonun salt çoğunlukla katıldığı önergeler üzerinde görüşme açılır ve bu maddede, belirtilen sayıda önerge verilebilir.

Bu nedenle, önergeyi okutup Komisyona soracağım. Komisyon önergeye salt çoğunlukla, 21 üyesiyle katılırsa önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açacağım. Komisyonun salt çoğunlukla katılmaması hâlinde ise önergeyi işlemden kaldıracağım.

Şimdi, önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

606 Sıra Sayılı Kanun Tasarısına aşağıdaki yeni çerçeve maddenin 183 üncü madde olarak eklenmesini ve sonraki maddelerin buna göre sıralanmasını arz ve teklif ederiz.

                Mustafa Elitaş                                 Suat Kılıç                                 İhsan Koca

                     Kayseri                                       Samsun                                     Malatya

                                     Öznur Çalık                               Durdu Mehmet Kastal

                                        Malatya                                            Osmaniye

Madde 183- 4734 sayılı Kanunun 68 inci maddesinin (c) fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “toplu konut projelerinde” ibaresi “projelerde” olarak değiştirilmiştir.

BAŞKAN – Sayın Komisyon, önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET MUSTAFA AÇIKALIN (Sivas) – Sayın Başkan, salt çoğunlukla Komisyonumuz çalışmalara…

BAŞKAN – Lütfen ellerini kaldırırlarsa sayın üyeler…

HASAN ANGI (Konya) – 23 kişiyiz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılmış olduğundan önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açıyorum.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, söz istiyorum.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Emin Haluk Ayhan konuşacak.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Başkan, biz de söz istiyoruz.

BAŞKAN - Madde üzerinde Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz isteyen Hasip Kaplan, Şırnak Milletvekili.

Buyurun Sayın Kaplan.

BDP GRUBU ADINA HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu torba kanun, bir tuzak kanun, bir zorba kanun, bir adaletsiz kanun tasarısı, bir haksız, hukuksuz, eşitlikçi olmayan ve her gün yeni yeni maddelerin konulduğu, yeni yeni eklemelerin yapıldığı ve her gün şişirildiği bir torba kanuna döndü. Bugün Mecliste alt komisyonda bir ayı aşkın tartıştığımız bu tasarı, üst komisyonda bir ayı aşkın tartıştığımız bu tasarı, üstelik dokuz tane ihtisas komisyonundan geçmeyerek buraya gelirken şimdi de yeni bir madde ihdasıyla önerge veriyor iktidar partisi yani son günde, görüşmelerin son dakikasında madde ihdasında bulunuyor. Yine ihale kanunlarını baypas ediyor, yine önündeki bütün yolları açıyor ve yine kendi yandaşlarına istedikleri ihaleleri vermek için maddeler ihdas ediyor, şu an yapılan bu.

Efendim, eski kanunda sadece Toplu Konut İdareleri projeleri için İhale Kanunu’nun var olan hükmü yani TOKİ için var olun hükmü diyelim, TOKİ’nin sınır tanımaz, istediği alana yaptığı binaların, istediği yerlerde yükselttiği binaların otuz kat, yirmi kat, keyfince, istediği gibi belediye imar planlarını baypas ettiği, istediği gibi şehirciliği katlettiği, istediği gibi şehir kültürünü, şehir yaşamını, insan yaşamını beton blokların içine gömdüğü yetmiyormuş gibi şimdi de projeler olarak değiştiriyor; sınırsız, sorumsuz, ne olduğu belli olmayan projeler olarak, “bütün projeler…” Yani şu anlama da gelebilir: İstediğiniz projeyi bu hükme uygulayabilirsiniz. Bu nasıl bir anlayıştır? Bu niye ilgili komisyonunda, ilgili Bakanlığında, ilgili uzmanlık alanında görüşülmeden son dakika maddesi olarak buraya geliyor?

Bu kalitesiz yasa çıkarma anlayışı, bu milletin iradesiyle oynama anlayışı, bu yaklaşım Türkiye demokrasisinde onarılmaz tahribatlar yaratacaktır. Bu tahribatların izini silmek bile, inanın, zaten var olan, az olan, gelişmekte olan demokrasinin bütün hayat damarlarını tıkayacaktır.

Önümüzde bir seçim var. Üç dört ay sonra Meclis, şu veya bu şekilde milletin iradesi tecelli edecek fakat buna dahi güveni olmayan bir iktidarla karşı karşıyayız. Yani ne olur, ne olmaz; bu Mecliste, millettir, halktır, bize bir şaka yapar, bu fırsatı kaçırırız diye son dakika maddeleri getiriyor.

Arkadaşlar, demokrasi bu değil. İnsan hakları, hukuk, taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler bu değil. Demokrasi denilen olay üç temel unsurun üzerinde gelişir: Biri siyasal demokrasidir. O siyasal demokraside, milletin iradesine saygı duyanlar önce lider sultasını kaldırır, parti içi hukuku geliştirir, sonra milletin, halkın önüne koyduğu seçim barajlarını kaldırır ve milletin iradesine saygılıysa, seçmenin kendi milletvekilini özgürce seçmesinin yollarını açar.

Bakıyoruz ki, demokrasinin siyasi irade ayağını ayaklar altına almışsınız. Kenan Evren’in barajına, seçim sistemine, parti diktatoryasına, tek parti rejimine gayet güzel alışmışsınız.

Yine, ekonomik boyutuna baktığımız zaman, daha vahim bir tabloyla karşılaşıyoruz. Bu madde onlardan birisi işte. İhale olayını baypas etmek, denetimi baypas etmek ve istediği gibi, istediği işi engelsiz, pürüzsüz kaldırmak, “Nasılsa yargıyı da siyasallaştırdım, kendi doğrultumda geliştiriyorum.” diyerek, yargı engelinin de aşıldığı bir ortamı hazırlayarak yürümek…

Evet; ekonomi sacayağı da yok bu demokrasinin Türkiye’de sayenizde çünkü şeffaflaşma yok, çünkü ekonomiyi anlaşmazlıklar içine aldınız, uzmanlık alanından kurtarmadınız, günlük hayata ve demokrasi bilincine taşımadınız. Bunun sonucudur Türkiye’de yüzde 1 çok mutlu bir zengin yarattınız ve kendi zenginlerinizi yarattınız, TÜSİAD’ı bile orta sınıfa indirdiniz; maşallah üç senede, beş senede holdingleri olan, şirketleri olan, altında gıcır gıcır arabaları demeyeceğim uçakları olan, sonradan, beş yılda türeyen zenginler yarattınız. Bakıyoruz, bu sekiz yıllık iktidar süresi içinde Türkiye’nin fotoğrafında yüzde 99’larda ezilen, yoksulluk içinde olan, açlık sınırı altında olan bir fotoğraf; bir tarafta da zenginleşenler, ihalesiz iş kapanlar, aş kapanlar, uçaklara da binenler, gemiciği olanlar, yolsuzluk, ihale denince de her şeyi mübah gören bir anlayış.

Arkadaşlar, bu, sosyal devleti, sosyal toplumu dinamitliyor. Bu ekonomik ayağı olmadı mı demokrasinin, ihalesiz projelerinizi hayata geçirmeye başladığınız zaman bu ülkenin DNA’sıyla oynarsınız, sosyal toplumu dinamitlersiniz. Sosyal patlamalara zemin hazırlayacak girişimlere neden oluyorsunuz bu şekilde. İşte, sosyal adalet, 21’inci yüzyılın bu nedenle en önemli göstergelerinden birisidir.

Yine, demokrasi anlayışınızda da kültürel demokrasinin yeri yok çünkü demokrasinin üç önemli saç ayağından biri de çoğulculuktur, kültürel farklılıkların zenginlik olarak kabulüdür, onların yaşatılmasıdır, saygı gösterilmesidir. Sizin tekçi anlayışınızla, herkesi yok sayan anlayışınızla, herkesi tek dine, herkesi tek mezhebe, herkesi tek dile sokma gayretiniz torna siyasetinizle para etmeyecektir. Bu torna siyasetinizi Mussolini ve Hitler faşizmi döneminde yine çok oy alarak; Hitler’in çok oy alarak kazandığını ve dünyaya faşizmi bela ettiğini herkes bilmelidir yakın tarih açısından. Auschwitz Kampı’na giden Sayın Mevlüt Çavuşoğlu ve Egemen Bağış o kampta, yine o kampı yaratanların, yine oyla, salt çoğunlukla iktidara gelen Hitler’in Nazi Partisi olduğunun da, gerçeğin altını görmesi gerekir.

Şimdi, siz, bu kültürel demokrasiden de nasibinizi alamıyorsunuz böyle torba kanunları getirerek ve en vahimi “Lozan” demiyorsunuz, “azınlık hakları” demiyorsunuz, “evrensel beyanname” demiyorsunuz, “insan hakları” demiyorsunuz, “çerçeve sözleşme” demiyorsunuz, “çocuk sözleşmeleri” demiyorsunuz ve bütün bunlarda da eğer ki bir farklı kültür, bir dil varsa ona da çekince koyuyorsunuz. Sadece o da değil, bakıyoruz, Kıbrıs halkını aşağılıyorsunuz, “besleme” diyorsunuz; bir bakanınız, Başbakan yardımcınız gidiyor, birkaç sendika protesto etti diye “Aman, yavru vatan oldu gâvur vatan.” diyorsunuz. Size oy vermiyor, İzmir’e gidiyorsunuz “Gâvur vatan.” diyorsunuz. Geliyorsunuz, Amed’e, Şırnak’a... E, bizden de oy alamayınca da bize “Bölücü.” diyorsunuz. Sizin anlayışınız bu. Bu bölücü anlayış, aslında, gerçek anlayış bu bölücü anlayıştır, terörize eden anlayıştır, kendi çıkarları üzerinde böyle korsan maddeleri getirip Komisyonun 25 tane üyesini buraya koyup “Komisyonun çoğunluğunu sağladım.” diye. Bu Komisyonun, alanı olmayan dokuz tane komisyondan, dokuz ayrı komisyondan geçmeyen maddeleri bu torbanın içine koydunuz.

Allah kerimdir. Allah böyle iktidarları da torbaya koyar. Bunun vebalini de ödersiniz. Sizi, torbanızla torbaya gireceğiniz günlerle baş başa bırakıyoruz. Size, akıl, izan ihsan eylesin ya Rab diyorum. Ne diyeyim başka? (BDP sıralarından alkışlar)

VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) – Çok saygısızsın Hasip Bey, çok saygısız.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Madde üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz isteyen Emin Haluk Ayhan, Denizli Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)

MHP GRUBU ADINA EMİN HALUK AYHAN (Denizli) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi şu kanun tasarısı elimizde. Bunun içinde hakikaten Toplu Konuta ilişkin bir şey yok diye üzülüyordum. Sevincimden mi? Değil ama yani orada da bir şey bunun içine girdi.

Şimdi, biraz önce, dışarıda, iktidara mensup milletvekili arkadaşlar muhalefete mensup milletvekili arkadaşın bir tanesine soruyorlar: “Ya, bu, bugün ne zaman biter? Yarın olur mu? Öbür gün olur mu?” Kulak misafiri oldum ve hakikaten bunu ifade etmekten de hicap duyuyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi, hele iktidara mensup milletvekillerinin buradaki görüşme aşamasını, Başkanlık gündeme hâkim olmasına rağmen, bu derece düşünür olması, sıkıntı verici bir şey.

Şimdi, bunun hepsi dokuz yılda AKP Hükûmetinin biriktirdiği problemlerin hülasası diyemeyeceğim, bundan daha fazla da, getirebildikleri bu kadar. Aslında daha getirecekleri var. Sağ olsun Sayın Komisyon Başkanı buna set çekmek istedi. Her ne kadar biz Alt Komisyon Başkanını suçluyor isek de, o da gayret etti ama direnemedi. Bazı şeylerin yanlış olmasına rağmen, bu kanun tasarısına dercedilmesine gönülleri razı olmamasına rağmen, Anayasa’ya aykırı olduklarını bilmelerine rağmen, hukuka aykırı olduklarını bilmelerine rağmen, problemin acele çözülmesi gerektiği düşüncesinden kaynaklanan ve pratikte lazım olabilecek şeylerden dolayı bunun içine lüzumsuz lüzumlu ne varsa doldu.

Şimdi, vatandaş dışarıda bekliyor. Emekliye söz verdiniz 60 lira, kaç aydır bekliyor. Alacakların yeniden yapılandırılmasıyla ilgili vatandaşlara söz verdiniz, temmuzdan beri bekliyor. Bu işi bu kadar geciktirmenin anlamı vatandaşı suistimal etmektir. Bakın, tahsilat tahakkuk oranlarında Denizli -her zaman söylüyorum- sondan kötü 10’uncu il. Hiç bu hâle düşecek bir il değildi Denizli. Sayın Başbakanın 17 kere gelip gittiği, her seferinde defalarca söz verildiği bir il. Bu il bu duruma düşmüş.

Şimdi, baktığınız zaman bunun içinde neler var? Olur olmadık birçok şey. Geliyoruz bu hadiseye. Bugün, arkadaşlar, iktidara mensup grup başkan vekili ve başka milletvekili arkadaşlar ne diyorlar? “606 sıra sayılı Kanun Tasarısı’na aşağıdaki yeni çerçeve maddenin 183’üncü madde olarak eklenmesini ve sonraki maddelerin buna göre sıralanmasını arz ve teklif ediyoruz.” Bunu söylüyorlar. Peki, ihdas edilmek istenen madde ne diyor? 4734 sayılı Kanun’un 68’inci maddesinin (c) fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “toplu konut projelerinde” ibaresi “projelerde” olarak değiştiriliyor. Şimdi 4734’e uymadın mı ne oluyor? Hukukun dışına çıkıyor. Bu maddeyi değiştirdiniz mi yeni bir hukuk yaratıyorsunuz, hukukun dışına çıkmamış oluyorsunuz. Yani şu 4734’ü AKP geldiği gün tamamen kaldırsaydı hiçbir problem kalmazdı, bu Meclisin gündemi de bu kadar işgal edilmezdi, vatandaşlar da rahatsız olmazdı, müteahhitler de sıkıntıya girmezdi, bürokratlar girmezdi, hele hele iktidar, hele Hükûmet hiç girmezdi. Yani şimdi, iki güne bir 4734 şunda uygulanmaz, şu 4734’ün kapsamı dışındadır. Yani vatandaş da bıktı. Ya bu 4734’te ne var AKP’yi engelleyen?

Şimdi bakıyorsunuz… Ben Konut Müsteşarlığı yaptım. Sayın Zeki Ergezen Bakan oldu, bizi Bayındırlığa bağladılar. Biz 2010’a o günkü şeyde bir projeksiyon yapmıştık ve finansman modeli olarak da ortaya koyduk. Bakın, Türkiye'nin konut sektörü geçmişte de millî gelirin yüzde 5’idir, şimdi de yüzde 5’ler civarındadır. Yani AKP döneminde konut sektöründe millî gelire oran olarak baktığınız zaman, öyle önemli bir şey yok. Ha diyeceksiniz: “Yapılanı görmüyor musunuz?” Şimdi millî gelir hadisesini şunun için söylüyorum: Borçlar 220 milyar dolardan 550 milyar dolara çıktı. Bize diyorsunuz ki: “Buna millî gelire oran olarak bakılır.” O zaman da bunun çok ehemmiyeti yok. Buna da millî gelir olarak baktığın zaman inşaat yüzde 5’i eder, konut da yüzde 5’i eder. Kabaca baktığınız zaman bu, ne kadar büyütürseniz büyütün, millî geliri artırırsanız artırın.

Şimdi dört milyona yakın inşaat ruhsat izni alındı AKP döneminde. Bunun yarısı üç büyükşehirde. Yani ne yapıyorsunuz? Düzenli bir planlama yok. Bütün herkesi üç büyükşehre doğru sürüyorsunuz. Bu, artan milletvekili sayılarından belli. İnsanlar zaten bizar olmuşlar, gidiyorsunuz, altyapısı olmayan bir yere bu insanları sürüklüyorsunuz. Şimdi, bu yarısı dediğiniz hadise, üç büyükşehirdeki toplam konutun yarısı dediğiniz inşaat ruhsat izninin yarısı da İstanbul’da. İstanbul’da başlayanların bitişe oranı, yani yapı kullanım izninin inşaat ruhsatına oranı yüzde 15’ler civarındaydı, son olduysa yüzde 20’ler civarında, belki 25. Yani başlayanlar da bitmiyor. Bu sektör sıkıntıda. Dikkat etmiyorsunuz. İstanbul’da konut lazımken top sahası yaptınız, ondan da kimse memnun olmadı. Onu da gittiniz bir bürokratın üstüne yıktınız. Sahip çıkın ona. Siz niye yuhalanıyorsunuz, bir de onun gerekçesine bakın.

Şimdi, bazı illerde konut fazlası meydana geldi. Bu illerde bu dengeye bakmadınız. On binlerce konutun Ankara’da boş olması, on binlerce konutun İstanbul’da boş olması, İzmir’de boş olması bu ülke kaynaklarının rasyonel kullanıldığını, optimum kullanıldığını göstermez. Demek ki ya siz oraya gereksiz konut yaptınız ya da vatandaşların alım gücü yok. Bunu dengeleyemediniz, rasyonel kullanmadınız. Her işten kaçıyorsunuz.

Türkiye'nin özel sektörünün dünyada en iyi rekabet edebileceği sektör, inşaat sektörü, konut sektörü. Siz bu sektöre devleti soktunuz. Şimdi “Beş yüz bin konutu toplu konut idaresi yapıyor.” diyorsunuz. Daha oraya gelmedi de… Şimdi, bakın, sizden önce de o Toplu Konut İdaresi yapmadı, onlar da bir milyon konutu kredilendirdiler, özel sektör o işe girdi. Siz varını yoğunu ülkenin, seksen yılda toplananı ne yapıyorsunuz? Satıyorsunuz seksen yıldakini. Bakın, siz daha özel sektörün yaptığı kadar konutu orada yaptıramadınız, kendiniz uğraşıyorsunuz.

Şimdi, özel sektörün en iyi yapacağı işi, nemalı, onların elinden kapıyorsunuz. Bakın, bu planlama yapılabilirdi. Doğu’da, Güneydoğu’da belli bölgelerde yeni sanayi merkezleri oluşturabilirdiniz, bu kaynakları oraya yönlendirebilirdiniz. Sanayi planı yapıyor Sanayi Bakanlığı, sanayi stratejisi yapıyor, arkasında konut yok. Ne yapacaksınız bunu? Planı yok, programı yok, düşüncesi yok, fikri yok, zikri yok. Getiriyorsunuz burada bir madde “Şunu da iki yüz ellinin arasına sokuşturalım…” Hiçbir anlamı da yok, mantığı da yok.

Şimdi, bütün komisyon üyelerini oraya topluyorsunuz, hiçbiri belki önergeyi -bir iki tanesi dışında- okumadı. (Komisyon sıralarından gürültüler)

MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) – Sana göre öyle.

EMİN HALUK AYHAN (Devamla) - İnsanları da zan altında bırakıp orada bunu desteklettiriyorsunuz. Bunun neresi doğru?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) – Nereden biliyorsun?

EMİN HALUK AYHAN (Devamla) – Biliyorum, evet…

BAŞKAN – Sayın Ayhan, lütfen…

Teşekkür ederim Sayın Ayhan.

EMİN HALUK AYHAN (Devamla) – Şimdi, biraz önce dediğim gibi, yaptığınız işin arkasında duramazsınız, bilmezseniz.

SONER AKSOY (Kütahya) – Bitti, bitti!

EMİN HALUK AYHAN (Devamla) - Hepinize saygılar sunuyorum.

Teşekkür ederim Sayın Başkan. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Akif Hamzaçebi, Trabzon Milletvekili.

CHP GRUBU ADINA MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; iki yüz kırk yedi maddelik torba kanun tasarısında TOKİ’yi teşvik eden bir maddenin olmamasına ben şaşırmıştım, nihayet bu şaşkınlığım Hükûmet tarafından giderildi ve TOKİ’yi teşvik eden bir madde buraya konuldu.

Tabii, TOKİ’yi teşvik ediyor da ne yapıyor maddeye bakmak gerekir. Bizim Kamu İhale Kanunu’muz toplu konut projeleri için özel bir hüküm öngörmüştür ve ülkenin toplu konut ihtiyacını dikkate alarak bu konularda Toplu Konut İdaresini Kamu İhale Kanunu’nun belirli kurallarından muaf tutmuştur. Bu güzel bir şey, ülkenin konut ihtiyacı varken TOKİ’yi bürokrasiye, kurallara boğmak doğru değil.

Bu getirilen önergeyle ne yapılıyor? Burada toplu konut ihtiyacının, toplu konut inşaatının ötesine gidilerek TOKİ’nin devlete yapmış olduğu birtakım kamu binaları nedeniyle Kamu İhale Kanunu’nun kurallarından istisna edilmesi getiriliyor.

TOKİ bugün amacından önemli ölçüde uzaklaştırılmış, kamunun, devletin işlerini yapan bir inşaat birimine dönüştürülmüştür, âdeta Bayındırlık ve İskân Bakanlığıyla rekabet eden, Bayındırlık ve İskân Bakanlığının işlerini kendine alan ve bu konuda Sayın Başbakan veya Hükûmet tarafından özel bir şekilde teşvik edilen bir kuruma dönüşmüştür; karakol yapıyor, hastane yapıyor, yol yapıyor, köprü yapıyor, diğer kamu binalarını yapıyor… Bu inşaatların yapımı için yani söz konusu kamu binalarının yapımı için bizim sistemimizde olan birtakım kurallardan TOKİ muaf olacak. Nedir bu kurallardan bir tanesi? Güzel bir kuraldı, Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmeti döneminde geldi bu. Eskiden hükûmetler ödenek olmadan ihaleye çıkıyordu ve Türkiye bir proje mezarlığına dönmüştü, bitmeyen işler vardı. Kural geldi, dendi ki: “Artık, ödeneği olmadan herhangi bir işe girişilmeyecek.” Peki, bu önerge ne diyor? “Ödeneği olmadan artık işler yapılabilir.” diyor. Önemli değil, nasıl olsa TOKİ gibi bir kurum var elimizin altında. Başka? Kamulaştırma, mülkiyet, arsa tahsisi, imar işlemleri gibi konularda çeşitli kurallar TOKİ’nin söz konusu işleri yani kamu inşaat projeleri için uygulanmayacak. Yine, söz konusu kamu hizmet binalarının yapımında ÇED raporu aranmayacak.

Değerli milletvekilleri, Sayın Başkan; TOKİ bu Hükûmet döneminde, Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetleri döneminde olağanüstü ölçüde teşvik edilmiş ve kurallardan müstesna tutulmuş bir kurumdur. TOKİ’nin bugün ne yaptığını, kaynakları nasıl harcadığını hiç kimse bilmemektedir çünkü Sayıştay denetimi yoktur. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu kamunun harcama kurallarından müstesna bir şekilde ancak denetleyebiliyor. Denetleme sonuçlarını bir rapor olarak KİT Komisyonuna sunuyor, KİT Komisyonunda tabii ki bunlar herhangi bir şekilde bir işlem de görmüyor, daha doğrusu görüşülüyor belki ama sonuçta yaptırımlar uygulanmıyor. Bir kamu kurumunun harcaması gibi Sayıştay TOKİ’yi denetleyemiyor, “Burada fazla harcama yapmışsın, bu harcamayı geri al, yoksa sen sorumlusun.” diyemiyor Sayıştay veya Yüksek Denetleme Kurulu TOKİ’ye.

Öte taraftan, TOKİ yurt dışı çıkış harcını kullanıyor; öte taraftan, TOKİ hazine arazilerini bedelsiz olarak Millî Emlakten devralabiliyor; yine bedelsiz olarak Arsa Ofisinden çok büyük bir arazi stokunu devraldı. TOKİ’nin bunları ne yaptığını bilmiyoruz. Bir şeyler yapıyor, temeller atılıyor, Sayın Başbakan TOKİ’nin konut teslim törenlerini siyasi bir şova dönüştürüyor, TOKİ kaynaklarıyla orada Adalet ve Kalkınma Partisinin reklamları yapılıyor. Evet, böyle bir kuruma Hükûmetin partizanlık yapmak için ihtiyacı var, onun için Sayıştay denetimine tabi tutulmuyor. Onun için, Hükûmet fütursuz bir şekilde TOKİ’nin konut inşatlarını ve konut teslim törenlerini siyasi bir şova çevirebiliyor, bunlardan kaçınmıyor.

Bu işleri iyi yapıyor mu? Konut işini işi yapıyor mu? Evet. Sizin Hükûmetiniz, Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetleri döneminde, konut üretiminde sayısal olarak bir artış var, rakamlar bunu gösteriyor. Peki, üretilen konutlardan, bu konutu teslim ettiğiniz, sattığınız vatandaşlarımız mutlu mu? Hayır, mutlu değil. Sorun, etrafınızda TOKİ’nin kooperatiflerine girip TOKİ’den konut alan kamu çalışanlarına, özel sektör çalışanlarına sorun: “Aldığınız konutlardan memnun musunuz?” “Memnunum” diyen insan sayısının çok az olduğunu göreceksiniz. Bunu, TOKİ’nin kendisi de itiraf ediyor. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulunun raporlarına girmiş olan TOKİ’nin bir memnuniyet araştırması var, 2008 yılı raporu Yüksek Denetleme Kurulunun. TOKİ, vatandaşlara yani TOKİ’den konut alanlara sormuş, sorular şunlar:

“Kullanılan malzemenin kalitesi sizin beklentilerinizi karşılıyor mu?” Verilen cevapların yüzde 76,5’i “Hayır, karşılamıyor.” kalan yüzde 23,5 “Evet, karşılıyor.”

“Tuvalet, banyo ve mutfak kullanılabilir ve kalite açısından uygun mudur?” Konut alanlara sormuş TOKİ. Ne demiş alanlar? Yüzde 66,5’i “Hayır; tuvaletler, banyolar kalitesiz ve kullanıma uygun değil.”

Bir diğer soru: “Balkonlar yeterli ve kullanıma uygun mu?” Yüzde 61,2’si “Hayır, uygun değil.” diyor.

Bir konuda, TOKİ’den konut alanlar “evet”i fazla olarak söylüyor, o da şu: “Konuta yerleştikten sonra sıhhi ve elektrik tesisatıyla ilgili herhangi bir tamirat yapılması ihtiyacı var mıdır?” Burada TOKİ “evet” alıyor, yüzde 70 oranında “Bu konutun tamirata ihtiyacı vardır.” cevabını alıyor.

Ne beklenir şimdi TOKİ’den? Böyle bir memnuniyet araştırması sonucunda çıkan sonuçlar nedeniyle TOKİ, konut politikasını gözden geçirmelidir, değil mi? “Nerede eksiğim var, bunu düzelteyim. Tüketiciye, vatandaşa layık olayım. Onlardan aldığım paranın hakkını, karşılığını onlara vereyim.”

TOKİ ne yaptı? TOKİ bunun yerine, hemen birtakım başka kurumlar bularak, ısmarlama birtakım memnuniyet araştırmalarına girişerek bu tabloyu tersine çevirmeye çalışıyor. Bu tablo değişmez, tablo budur. TOKİ, kendisine verilen kaynakları hoyratça kullanan, âdeta bir imparatorun, bir kralın, bir padişahın… “Padişahın” demeyeceğim, padişahların tabi olduğu kurallar vardı yani keyfî olarak Osmanlı padişahları da harcama yapmazdı. Fatih Kanunnamesi’nden bu yana Osmanlının harcama kurallarını düzenleyen ve bizim, cumhuriyet kurulurken kurduğumuz kamu mali yönetimine esas olan kurallar vardı. Padişahlar bile böyle davranmıyordu, sorgusuz sualsiz harcama yapmıyordu.

TOKİ ne yapıyor? TOKİ, verilen arazileri emanet bir görevin kendisine verilmiş olması gibi bir anlayışla değerlendirmiyor. Kamuda görevler emanet görevlerdir, bu görevler milletindir. Millet bu emaneti seçimlerle ehline vermek istiyor. Esas olan, bunu milletin kararına uygun bir şekilde kullanmaktır ama TOKİ bu arazileri adrese teslim bir şekilde ihale konusu yapmaktan çekinmiyor. Bu adrese teslim ihale konularını bu kürsüden birkaç kez dile getirdim. Plan ve Bütçe Komisyonu çalışmalarında birkaç kez dile getirdim örneklerini vermek suretiyle. Hiçbir sayın bakan, hiçbir yetkili çıkıp da “Hayır, o dediğiniz ihaleler adrese teslim ihaleler değildir.” diyememiştir. O adrese teslim ihalelerde TOKİ suçüstü yakalanmıştır ve son aşamada bizim çıkışlarımız üzerine iptal etmek zorunda kalmıştır.

Şimdi, TOKİ kapalı kutusuna bir karanlık alan daha ekleniyor. TOKİ bu düzenlemeyle birçok kuraldan muaf tutuluyor, TOKİ’nin ne yapacağını bilemiyoruz, TOKİ sorgusuz sualsiz, keyfî bir şekilde harcama, ihale yapabilmektedir. Yapılması gereken, TOKİ’ye bu tür muafiyetleri vermek değil, diğer kamu kurumlarının tabi olduğu harcama denetimine Sayıştay tarafından tabi tutulmasının sağlanmasıdır, TOKİ’nin hesap verilebilir bir yapıya kavuşturulmasıdır. O nedenle, bu önerge hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun olumsuz oy kullanacağını buradan ifade ediyorum, sizleri saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Madde üzerinde şahsı adına söz isteyen Turgut Dibek, Kırklareli Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)

TURGUT DİBEK (Kırklareli) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlar, bu yeni madde ihdası üzerinde kişisel söz talebinde bulundum. Öncelikle Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, geçtiğimiz yaz aylarında gazetelerde bir yazı okumuştum, TOKİ Başkanı Sayın Erdoğan Bayraktar’ın bir açıklaması vardı. Finans sıkıntısı yaşanıyor kurumlarda ama TOKİ para buluyor, nereden buluyor, nasıl buluyor konuları tartışılırken Sayın Bayraktar “Bize Allah para gönderiyor.” demişti, belki sizler de hatırlarsınız yani böyle bir demeci vardı. Tabii, bunun altında da daha sonra bir açıklamasını görmüştük. Ben, bunu daha sonra bir önergeyle sunmuştum. Olay şuydu değerli arkadaşlar: Tabii, TOKİ bu paraları nasıl buluyor, nereden buluyor, finansmanı nasıl sağlıyor tartışmaları gündeme gelmişti. Bu, torba kanun içerisinde de var. O tarihlerde de Halk Bankası, Ziraat Bankası, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun İstanbul’a taşınması söz konusuydu, Ataşehir’de bunlara arsalar verilecekti. Halk Bankasına 57.500 metrekarelik bir yer alınacak İstanbul’dan, bunun karşılığında Halk Bankasından 223 trilyon lira gibi bir meblağ -yani yeni parayla 223 milyon diyelim- Ziraat Bankasına da yine 54 bin metrekarelik bir arsa, ona da 211 milyon  - yani 211 trilyon- bir para, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuruluna ise miktarı henüz orada belli değil ama ona da 168 milyon –yani 168 trilyon- liralık bir bedelle yaklaşık 600 milyon parayı TOKİ devletten aldı. Şimdi, TOKİ, Halk Bankası, Ziraat Bankası, Bankacılık Denetleme Kurulundan bu parayı alırken karşılığında bu arsaları nereden temin etmişti? Yani “Bu arsaların karşılığında bir para mı vermişti, bu arsalar TOKİ’nin eline nereden gelmişti?” diye baktığımızda, bunların da Emlak Konuttan, aslında hazineden, TOKİ’nin bir para ödemeden bu arsaları bu üç bankaya verdiğini görüyoruz.

İşin özü şu: Yani “TOKİ işleri nasıl çeviriyor?” diye düşündüğümüzde, aslında devletten alıyor. Bakın, devletten kendi finansman ihtiyacını karşılıyor. İşte, yüzlerce şantiyesi var Türkiye'nin değişik yerlerinde, bu şantiyelerdeki müteahhitlere de ödemelerini devletten aldığı parayla, yani Halk Bankasından, Ziraat Bankasından, Bankacılık Denetleme Kurulundan -yaklaşık 600 trilyon- arsa tahsis ederek, alıyor parayı ve ondan sonra da kendi şantiyelerindeki ödemelerini yapıyor ve bu şekilde “Allah para gönderiyor.” diye bir açıklaması olmuştu. Yani bunu burada tekrar, bu madde görüşülürken aklıma geldiği için sizlerle paylaşmak istemiştim.

Sayın Bakan, Sayın Arınç burada. Onunla ilgili tabii, TRT’yle ilgili olarak çok sayıda… Değerli arkadaşlar, yani her gün, gün geçmiyor ki, inanın gün geçmiyor ki biz, TRT’yle ilgilenmeyelim, TRT’yle ilgili herhangi bir haber konusu olmasın. Sayın Bakan da buradayken onu da dile getirmek istiyorum. Geçtiğimiz günlerde basına da yansıdı -onu da ben gündeme getirdim- Sayın Cumhurbaşkanımızın basın danışmanı var Ahmet Sever, biliyorsunuz. Şimdi, Sayın Ahmet Sever’in, TRT’den aylık 15 bin lira para aldığına dair iddialar var. Yani bu paraları ne karşılığında alıyor, işte program mı yapıyor, ne yapıyor bilmiyorum. Bunu ben sordum, Sayın Bakanımız burada, kendisinden öğreneceğiz, yazılı olarak da verilebilir, şu anda da bilgisi varsa yanıt verebilir, bilemiyorum. Ama şimdi, Sayın Ahmet Sever TRT’de bir iş yapmıyor benim bildiğim kadarıyla, yani TRT’ye herhangi bir program şu anda yapmıyor ama 15 bin lira, yani aylık 15 milyar lira paranın her ay kendisine ödendiğine dair iddialar var.

Bu soru önergesi basında çıktı. Çıktıktan sonra, Ahmet Sever’in yine basına yaptığı bir açıklama var: “Ben, geçen yıl sonuna kadar bir program yapıyordum, o program karşılığında cüzi miktarda TRT’den paralar aldım.” diyor.

“Geçen yıl” dediği de değerli arkadaşlar yani 2010’un sonu oluyor, Aralık, şu anda 2011’in biz Şubat ayındayız, bir ay, yani zannedersiniz ki sanki yıllar geçmiş “geçen yıl” deyince. “Aralık sonuna kadar ben bir para aldım ama cüzi bir meblağ aldım.” diyor. Tabii, 15 milyar kendisine göre cüzi meblağ olabilir bilemiyorum ama meblağın ne kadar olduğunu da söylemiyor.

Bu konunun da mutlaka değerli arkadaşlar, açığa çıkması lazım. Yani TRT, vergilerle, halkımızın çok değişik kalemlerden, dolaylı vergilerle finanse ediliyor. Bununla ilgili de aslında çok fazla şaibe var, bununla ilgili sorular da sorduk, bununla ilgili de açıklamalar olsun isterdik fakat TRT Genel Müdürü soru yanıtlarımızı gönderiyor, Sayın Bakan, zannediyorum onları okurken de imzalamıyor ve o yanıtlar, maalesef değerli arkadaşlar, gerçek yanıtlar olmadan bizlere gönderiliyor.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Dibek.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) – Sayın Dibek’in konuşmasına kısa bir açıklama yapabilirim takdirleriniz olursa.

BAŞKAN – Buyurun, yerinizden…

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

5.- Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in konuşmasında adı geçen Cumhurbaşkanlığı Basın Danışmanı Ahmet Sever’in, geçmişte TRT’ye program yaptığına, program başına kendisine ödeme yapıldığına, bunun toplamının 15 bin lira olabileceğine, Ahmet Sever’in TRT’nin kadrolu elemanı olmadığına ilişkin açıklaması

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) – Sayın Başkanım, teşekkür ederim.

Sayın Dibek’in, TRT ve oradan maaş aldığı iddia edilen kişiyle ilgili konuşmasına kısa bir açıklama yapmak istiyorum, kendisine çok teşekkür ederim.

Ben de gazetelerde okuyunca Genel Müdürlükten bilgi almıştım ama soru önergesi gelmedi, geldiğinde hiç geciktirmeden cevaplandıracağım. Ben, sadece soru önergelerinin cevaplarını değil, imza attığım her şeyi mutlaka okuyarak, anlayarak ve bilerek gönderiyorum ama Genel Müdürlüğün verdiği cevabı gönderiyorum size çünkü ben, TRT’yle, bana doğrudan bağlı bir kurum ilişkisi içinde değilim ama sorular ve cevaplarını okuyorum. Siz de zaten hemen hemen bütün sorularınızı TRT üzerine teksif ettiniz. Bu, TRT konusunda bir ihtisaslaşma demektir, sizi ayrıca kutluyorum.

Bu bahsettiğiniz kişiyle ilgili olarak… Geçen sene mi, evvelki sene mi, son iki yıl içerisinde, Avrupa Konseyiyle ilgili -sanıyorum, ismi Avrupa Gözüyle olabilir, şu anda yazılı cevap elimde değil- bir program yapılmış. Bu program beş hafta devam etmiş ve sanıyorum, bölüm başına 3 bin lira kendisine ödeme yapılmış. Yani sorunuzun cevabı şudur: Geçmişte bir program yapmış, program başına kendisine ödeme yapılmış ve bunun toplamı belki 15 bin lira olabilir. Ama TRT’de kadrolu bir eleman değil ve TRT’den aylık alan bir eleman değil.

Bilgilerinize sunuyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

2.- Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606) (Devam)

BAŞKAN – Madde üzerinde şahsı adına söz isteyen, Ferit Mevlüt Aslanoğlu Malatya Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; hepinize saygılar sunuyorum.

Madde ihdas edildi de, işte, arazi, proje, bunlar konuşuldu da, galiba, arkadaşlar, Özelleştirme İdaresinin herhâlde Türkiye’de daha özelleştirilecek bir şey yok ki, bulamıyor ki işi gücü yok, gidiyor, Malatya’nın Akçadağ ilçesinin İkinciler köyünde bir araziyi özelleştiriyor. Arkadaşlar, Valilik diyor ki: “Burası mera, köyün merası.” Ey Özelleştirme İdaresi, Türkiye’de her yer bitti, her şeyi sattın, hiçbir şeyi bırakmadın, Malatya’nın Akçadağ ilçesinin İkinciler köyünde 200 dönüm yer kaldı, bunu özelleştireceksin; maşallah, maşallah! Arkadaşlar, bu, işin gerçeği. Valilik diyor ki: “Kardeşim, burası köyün merası.” Tarım İl Komisyonu diyor ki: “Burası köyün merası.” Ama Özelleştirme kendisi yapıyor ya kendi yasasına göre, istediği gibi yapıyor, istediği gibi satıyor.

Değerli arkadaşlarım, eğer Türkiye’de hakikaten hiçbir yer kalmadıysa, Türkiye’de Özelleştirme İdaresinin yapacağı başka iş kalmadıysa biz de kaderimize razı oluruz.

Durum bu arkadaşlar, sadece bilgilerinize sunuyorum. Özelleştirme İdaresi artık bu işlerle uğraşıyor, artık köylerin merasını satma işine soyundu ve sattı, sattı arkadaşlar.  Ya kardeşim, burası mera!

M. MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya) – Hazine arazileri ne zaman satıldı? İkinciler köyünün kenarı… Ecevit döneminde hazine arazileri tek tek satılmadı mı?

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Mücahit Bey, gelirsin, konuşursun.

M. MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya) – Konuşurum.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Tabii. Yani ben Özelleştirme İdaresinin artık arazi satışıyla ilgilendiğini söylüyorum. Artık, başka hiçbir yer kalmamış, Türkiye'nin her yerini satmış -evet, satmış- Malatya’nın İkinciler köyünde…

M. MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya) – Hazine arazilerinin nasıl talan edildiğini sen biliyorsun.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Ben bilmem. Köyün merası burası, köyün merasını satıyor. Köyün merası burası arkadaşlar. Onun için, siz de gider, başka bir şekilde, başka bir köyün merasını sattırmazsınız. Bu, köyün merasıdır; köyün merası satılmaz. Özelleştirmenin her işi bitmiş, bir tek bu kalmış arkadaşlar.

Takdirlerinize sunuyorum.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Aslanoğlu.

Madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:

T.B.M.M. Başkanlığı’na

Görüşülmekte olan yasa tasarısına ilave edilen yeni 183. maddenin tasarı metninden çıkartılmasını arz ederiz.

Saygılarımızla.

              Mustafa Özyürek                           Ahmet Tan                       Ferit Mevlüt Aslanoğlu

                      İstanbul                                     İstanbul                                      Malatya

                 Harun Öztürk                         F. Murat Sönmez                         Abdullah Özer

                        İzmir                                      Eskişehir                                       Bursa

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET MUSTAFA AÇIKALIN (Sivas) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) – Katılmıyoruz Değerli Başkan.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Özyürek konuşacak.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Mustafa Özyürek, İstanbul Milletvekili.

Buyurun Sayın Özyürek. (CHP sıralarından alkışlar)

MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; ihdas edilmek istenen maddeyle ilgili değişiklik önergemiz hakkında söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, TOKİ ile ilgili Sayın Grup Başkan Vekilimiz ayrıntılı değerlendirmeler yaptı, ben bir iki noktanın daha altını çizmek istiyorum, onlardan biri şudur:

Değerli arkadaşlarım, AKP piyasa ekonomisine inandığını söyleyen bir partidir. Oysa TOKİ vasıtasıyla Türkiye’de konut inşaatını bütünüyle devletleştirmiştir. Artık, özel sektörden bina yapmak isteyen müteahhitler devletle rekabet eder hâle gelmektedirler. Bu, konut sektöründe çok önemli bir dengesizliğe neden olmaktadır. Bu konunun altını öncelikle çizmek istiyorum.

Tabii, özel sektördeki bir müteahhidin TOKİ’yle yarışması, rekabet etmesi olanaksız çünkü TOKİ kamu arazilerini alma yetkisine sahip. TOKİ, istediği gibi plan yapma yetkisine sahip ve TOKİ, kamu ihale mevzuatına tabi olmayan bir kuruluş. TOKİ, bütçe dışı olduğu için de ne Plan Bütçe Komisyonunda ne de Genel Kurulda TOKİ’yle ilgili bir görüşme yapmak mümkün. İşte şimdi önümüze TOKİ’yle ilgili bir madde geldi de, bu konudaki düşüncelerimizi anlatma fırsatı bulduk.

Şimdi, TOKİ bir ihtiyaç mı? Elbette ihtiyaç. Önemli işler yapıyor mu? Yapıyor. Ama değerli arkadaşlarım, kamu parasını harcayan bir kuruluşun kesinlikle şeffaf olması lazım. Niçin bütçe dışı bir kuruluş hâline getirilmiştir? İşte denilebilir ki “Sayıştay denetimine, son değişikliklerle tabi oldu.” ama Sayıştay denetiminde performans denetimini de kaldırdığımız için buradaki denetim bir uygunluk denetimi olacaktır, şeklî bir denetim olacaktır ve o nedenle de artık kamu parası harcayan böylesine devasa bir kuruluşun istediğini yapma yetkisi var ve bizim, milletvekilleri olarak, milletin temsilcileri olarak, burada ne yapılıyor, hangi harcamalar yapılıyor, bunlar nasıl denetleniyor konusunda bir değerlendirme yapma yetkimiz ne yazık ki yok.

Son olarak şimdi ihdas edilmek istenen maddeyle de artık kamu hizmeti şeklinde kamunun bazı inşaatlarını üstlendiğinde de her türlü kuralın dışına çıkarılmasını kabul etmiş oluyoruz. Bu, devlet hayatında kabul edilemez bir yaklaşımdır, anlayıştır ve ne yazık ki TOKİ’ye öylesine de bir görev yükleniyor ki muhalefet partileri bir miting yapabilmek için milyarlarca liralık para harcarken Sayın Başbakan “TOKİ’nin açılışlarını yapıyorum.” diye gidiyor, çeşitli illerimizde sürekli miting yapıyor. Yani TOKİ’nin bir diğer görevi de Başbakanın konuşacağı mitingleri hazırlamak şeklinde ortaya çıkıyor. Bu da devlet parasıyla miting yapılması sonucunu doğuruyor. Ayrıca AKP gidip kendi parasıyla bir miting yapsa oraya belki kamu personelini davet edemeyecek, taşıyamayacak, öğrencileri taşıyamayacak ama TOKİ’nin yaptığı bu miting resmî açılış şeklinde nitelendirilerek bütün kamu görevlilerinin, öğrencilerin de toplandığı bir miting hâline dönüştürülüyor.

Bu vesileyle bu görüşlerimizi ifade ettikten sonra bu ihdas edilen maddenin reddedilmesini istiyoruz.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum…

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Karar yeter sayısı…

BAŞKAN – Aynı zamanda karar yeter sayısı arayacağım.

Kabul edenler... Kabul etmeyenler...

Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı yoktur, birleşime on dakika ara veriyorum.                       

                               

Kapanma Saati: 17.18
 

 

DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 17.33

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Murat ÖZKAN (Giresun), Bayram Özçelik (Burdur)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 64’üncü Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

606 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın yeni 183’üncü maddesi üzerinde verilen İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek ve arkadaşlarının önergesinin oylanmasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.

Şimdi önergeyi yeniden oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısını arayacağım:  Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.

Tasarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Yeni 183’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

HARUN ÖZTÜRK (İzmir) – Sayın Başkan, soru-cevap yok mu?

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, soru-cevap işlemi geçti çünkü önerge işleminden önceydi, önerge işleminden önce de…

M. FATİH ATAY (Aydın) – Hayır Sayın Başkan, oturumdan önce istedik.

BAŞKAN – Hayır, önerge işleminden önce soru sorulmadı.

M. FATİH ATAY (Aydın) – Oturumdan önce istedik Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Atay, itiraz etmenizin hiçbir anlamı yok çünkü burada yoktu. Giriş saatinize ve buradaki önerge işleminin saatine bakarız, tutanakları isteriz, cevap veririm. Ben tutanakları istetiyorum. Sizin de giriş saatinize bakacağım.

HARUN ÖZTÜRK (İzmir) – Sayın Başkan, madde üzerindeki görüşmelerden sonra soru-cevap işlemi yapılmıyor mu?

BAŞKAN – Doğru, yapmamız gerekir ama soru girilmediği için ben önerge işlemini yaptırdım.

M. FATİH ATAY (Aydın) – Girdik, yanıyor efendim.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) - Sayın Başkan, soruları girdi arkadaşlarımız ama siz tutanakları alıp bakınız.

BAŞKAN - Sayın Hamzaçebi, önerge işlemini yaptırdıktan sonra girmişlerdir. Ben tutanakları isteteceğim, cevap vereceğim efendim.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) - Tutanakları alın, saatlere bakın efendim.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, böylece tasarıya yeni 183’üncü madde eklenmiştir.

Kanun yazılırken tasarının madde numaraları teselsül ettirilecektir.

Şimdi, tasarının mevcut madde numaraları üzerinden görüşmelerine devam edeceğiz.

183’üncü madde üzerinde üç adet önerge vardır, geliş sırası göre okutup aykırılıklarına göre işleme alacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Kanun Tasarısının çerçeve 183 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

              Nurettin Canikli                               Suat Kılıç                           Abdurrahman Kurt

                     Giresun                                      Samsun                                    Diyarbakır

                                               

                                       İhsan Koca                                          Ali Temür

                                          Malatya                                              Giresun

"Madde 183- 22/4/1983 tarihli ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun 74 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümleler ile aynı maddeye ikinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

"Ancak yapılacak kanuna uygunluk denetimi siyasi partilerin amaçlarına ulaşmak için yapılmasında fayda görülen faaliyetleri daraltacak veya bu faaliyetlerin yerindeliğini içerecek şekilde yapılamaz. Denetimde harcamaların gerçek mahiyeti esas alınır. Şekle ve usule ilişkin eksiklikler harcamaların kabul edilmemesini gerektirmez."

"Siyasi parti hakkında kapatma kararı verilmiş olması halinde kapatma kararının verildiği tarihe kadar olan döneme ilişkin hesaplar da Anayasa Mahkemesi tarafından denetlenerek karara bağlanır. Bu takdirde denetime esas kesin hesabın verilmesi ve denetime ilişkin diğer esas ve usuller Anayasa Mahkemesi tarafından belirlenir.

Siyasi partiler amaçlarına ulaşmak için gerekli gördükleri siyasi faaliyetleri kapsamında her türlü harcama yapabilirler.

Siyasi partiler mal ve hizmet alımı ile yapım işlerini, açık ihale, kapalı zarf usulü ve yazılı veya sözlü olmak üzere doğrudan veya pazarlık usullerinden herhangi biri ile yapabilir.

Siyasi partiler harcamalarını fatura, fatura yerine geçen belgeler ile bu belgelerin temin edilmesinin mümkün olmadığı hallerde harcamanın doğruluğunu gösterecek muhtevaya sahip olmak şartıyla diğer belgelerle tevsik ederler. Ancak kaybolma, yırtılma ve yanma gibi mücbir sebeplerle aslının temin edilemediği hallerde, fatura ve fatura yerine geçen belgeler yerine bu belgeleri düzenleyenlerden alınacak tasdikli örnekleri kullanılabilir.

Siyasi partiler ücret mukabili geçici veya sürekli olarak çalıştırdıkları kişilere ödedikleri ayni ve nakdi sağlık ve sosyal yardım giderleri ile amaçlarına ulaşmak için görevlendirdikleri kişiler tarafından yapılan yurt içi ve yurt dışı seyahatlere ilişkin konaklama, yol masrafları ve diğer zorunlu harcamaları gider olarak kayıt edebilirler.

Siyasi partiler, mal ve hizmet alım sözleşmelerinden kaynaklanan mahkeme kararları ile ödedikleri miktarı ve masraflarını gider olarak kaydedebilirler."

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan; 606 sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 183’üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Madde 183: 2820 sayılı Kanunun 74. maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Siyasi partiler mal ve hizmet alımı ile yapım işlerini yetkili kurulların belirlediği usul ve esaslara göre gerçekleştirirler.”

      Mustafa Özyürek                   Ferit Mevlüt Aslanoğlu                    Bilgin Paçarız

              İstanbul                                      Malatya                                      Edirne

         Turgut Dibek                              Rahmi Güner                               Atilla Kart

             Kırklareli                                       Ordu                                        Konya

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair Kanun Tasarısının 183. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Madde 183. 2820 sayılı Kanunun 74. maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Siyasi partiler amaçlarına ulaşmak için gerekli gördükleri siyasi faaliyetler için yetkili kurulların kararı ile harcama yapabilirler.”

          Nuri Yaman                             Sebahat Tuncel                          Ayla Akat Ata

                Muş                                         İstanbul                                     Batman

                                 Hasip Kaplan                                  Sırrı Sakık

                                       Şırnak                                             Muş

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET MUSTAFA AÇIKALIN (Sivas) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) – Katılmıyoruz Değerli Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Sebahat Tuncel, İstanbul Milletvekili.

Buyurun. (BDP sıralarından alkışlar)

SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; madde üzerine verdiğimiz değişikliğe ilişkin söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Gerçekten, Türkiye’de demokrasi sorunlarının başında da Siyasi Partiler Kanunu geliyor. Biz Barış ve Demokrasi Partisi olarak, daha önce kapatılan partimiz Demokratik Toplum Partisi döneminde de Siyasi Partiler Kanunu’nun demokratikleşmesi ve değiştirilmesi konusunda önergeler verdik ama ne yazık ki burada gündeme gelmedi.

Şimdi, torba yasada en azından bu konuya ilişkin değişiklik var ama bu Türkiye'nin ihtiyacını karşılıyor mu? Gerçekten siyasi partilerin demokratikleşmesi konusunda, demokratik siyaset yapması konusunda bir ön açıcılığı var mı? Hayır. Daha çok yine maddi anlamda bir düzenleme yapılmış durumda.

Tabii, bu vesileyle aslında, biz, Türkiye’de Siyasi Partiler Kanunu’nun değiştirilmesi gerektiğini bir kez daha sizlerle paylaşmak istedik. Hem siyasi Partiler Kanunu’nun eril karakterinden kurtulması, Türkiye’de gerçekten demokratik bir yönetime vâkıf olacak bir Siyasi Partiler Kanunu’nun geliştirilmesi gerekir ve bunlar geliştirilirken örneğin kotanın Siyasi Partiler Kanunu’nda yer alması... Çünkü biliyorsunuz Türkiye’de erkek egemen sisteme göre siyaset yapılıyor, siyaseti erkekler yapıyor, dolayısıyla erkeklerin alanı genişken, kadınların alanı daralıyor, hele seçimler öncesi bu çok daha daralıyor.

Muhtemelen siyasi partilerde seçim tartışması başlamıştır. Kadınlar mesele olunca nitelik tartışılıyor, nasıl olacak, yer ediniyor mu, aşireti var mı, parası var mı noktasında. O açıdan Siyasi Partiler Kanunu’nda kotanın yer alması önemlidir. Bu, siyasi partilerin keyfine göre olmaz. Örneğin bugün bizim partimizde yüzde 40 gibi büyük cinsiyet kotası var ama diğer partilerde yok. Bazılarında liderlerin iki dudağı arasındadır kadınların seçilmesi, ki çoğu zaman mesela lidere yakın kadın seçiliyor. Dolayısıyla siyaset yaparken de liderin beğeneceği ölçülerde siyaset yapıyor. Bu, kadın bakış açısına göre siyaset yapmayı da engelliyor.

Diğer bir konu, Siyasi Partiler Kanunu’nda... Örneğin bizde eş başkanlık sistemi var. Yani 1’i kadın 1’i erkek olmak üzere 2 tane genel başkanımız var ama mevcut Siyasi Partiler Kanunu bunu engelliyor ancak bir tane genel başkan seçiyorsunuz. En azından bunu engel olmaktan çıkartalım. İsteyen parti istediği kadar genel başkan seçsin. Biz 2 tane seçiyoruz toplumsal cinsiyet eşitliğini de esas alan, 1’i kadın olmak üzere. Diğerleri 3 seçsin ya da birisi 1 seçsin. En azından bu engel olmaktan çıksın. Bu ciddi bir problem.

Sayın milletvekilleri, diğeri ve Türkiye'nin en ayıplı meselesi yüzde 10 seçim barajı. Yüzde 10 seçim barajıyla bir kez daha 2011 seçimlerine gideceğiz. İktidar bunu hem ekonomik istikrar için hem siyasi istikrar için şart olarak görüyor çünkü AKP İktidarı bedava milletvekillikleri yani torbada bir de bedavadan gelen milletvekilleri olsun istiyor. O açıdan işte, siyasi partiler baraj altında kalsın ya da işte, bizim gibi bağımsız olarak girmeyi tercih etsin ve buraya gelip zar zor bir grup kursun yaklaşımı içerisindeler. Bu aslında Türkiye demokrasisisin temel göstergesidir, hiçbir şeye bakmaya gerek yok. Dünyanın neresinde yüzde 10 gibi yüksek bir seçim barajı var? Dünyanın neresinde yüzde 10 gibi yüksek seçim barajı olan yerde demokrasi var denilebilir? Demokrasi olabilmesi için temsilde adaleti sağlayabilmesi gerekir. Bu ülkede en küçük grupların bile buradan, gelip bu kürsüyü kullanması gerekiyor 1 tane oyu dahi varsa ama burada parmak demokrasisi geçerli. Zaten hani farklılıkların gelip burada temsil edilmesi diyelim ki işte, kadınların gelip burada daha güçlü temsil edilmesi meselesi yok. Yüzde 10 seçim barajı da mesela ilk başta biz kadınları vuruyor çünkü zaten yüzde 10 seçim barajıyla bazı kesimler Parlamento dışında kalıyor. Onlar da seçimde diyelim ki siyasi partilerde seçimlerde yer edinebilmek için daha çok, hani, seçilebilecek, çevresi olan, parası olan kesimleri tercih ediyorlar. Bu konuda bile çok ciddi sorunlar var.

Biz yüzde 10 barajının düşürülmesi konusunda önergeler verdik, ana muhalefet verdi. Türkiye'de çok geniş bir kesim 2011 seçimine bu ayıpla gitmemek gerektiğini söylüyor ama AKP İktidarı torbaya her şeyi koymuş, demokrasi konusunda en küçük bir adım olan yüzde 10 seçim barajının kaldırılması konusunda bir şey yok. Ee, torbaya bir de bunu koysaydınız, sığmadı mı? Sığmaz çünkü Başbakan torbanın ağzını bükmüş ki bu yüzde 10 seçim barajına ilişkin şey olmasın, direktifini baştan verdi. Böyle bir dönemde demokrasi olmaz. Demokrasiden bahsedebilir miyiz? Dolayısıyla torba yasanın kendisi zaten ayıplı bir yasa, bu ayrı bir şey ancak Siyasi  Partiler Kanunu’na ilişkin, sadece ekonomik şeylere ilişkin bir düzenleme yapmak da ayrı bir nokta. Yani bu kadar sorun varken Siyasi Partiler Kanunu’nda, antidemokratikken, şeffaf değilken, denetime açık değilken, yüzde 10 seçim barajı gibi bir baraj varken, bu baraj Türkiye'de demokrasiden yana, emekten yana, hem kadınlara hem Kürtlere, gençlere, Romenlere, yani Türkiye'de farklı olan kesimlere kurulmuşken, buna dair herhangi bir düzenleme yapılmamasını iktidar milletvekillerinin dahi kabul etmesi anlaşılır değildir diyorum.

Saygılar sunuyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza…

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Karar yeter sayısı Sayın Başkan…

BAŞKAN – Arayacağım.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkan, beklemeyin lütfen.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı yoktur.

Birleşime beş dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati: 17.46
 

 

 

BEŞİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 17.54

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 64’üncü Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.

606 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 183’üncü maddesi üzerinde verilen İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel ve arkadaşlarının önergesinin oylanmasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.

Şimdi, önergeyi yeniden oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısını arayacağım: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.

Tasarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan; 606 sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 183’üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Madde 183: 2820 sayılı Kanunun 74. maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Siyasi partiler mal ve hizmet alımı ile yapım işlerini yetkili kurulların belirlediği usul ve esaslara göre gerçekleştirirler.”

                                        Mustafa Özyürek (İstanbul) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Mustafa Özyürek, İstanbul Milletvekili.

Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri, önergemizle ilgili söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, bu madde, torba yasada yer alan bu madde siyasi partilerin Anayasa Mahkemesi tarafından nasıl denetleneceğine ilişkin usulleri, esasları belirleyen bir madde.

Şimdi, Anayasa Mahkemesi, bir süreden beri siyasi partilerin denetiminde gerçekten yasal hükümlerin dışına çıkarak raporlar yazmaktadır. Denetçilerin yazdığı bu raporlar da ne yazık ki Anayasa Mahkemesi heyeti tarafından aynen kabul edildiği zaman, sanki siyasi partilerde büyük yolsuzluk, usulsüzlük varmış gibi bir izlenim doğuyor. Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AKP sözcüleri de “Cumhuriyet Halk Partisine bu yolla acaba vurabilir miyiz?” diye işin aslını, esasını araştırmadan “İşte, siz, şu kadar parayı yok ettiniz.” filan diye konuşmalar yapıyorlar.

Değerli arkadaşlarım, Resmî Gazetede yayımlanmıştır. Cumhuriyet Halk Partisiyle ilgili inceleme oradadır. O raporlara baktığınızda göreceksiniz ki yapılan ödemelerin hepsi banka dekontuyla belgelendirilmiştir, kimsenin yediği içtiği bir şey yoktur, muhataplarına ödeme yapılmıştır. Ama, nedir? Mesela, faturanın aslı bulunamamış, onun yerine, noterden tasdikli sureti konulmuştur. Anayasa Mahkemesi diyor ki: “Mutlaka aslını bulacaksınız.” Bazı işçiler işten ayrıldıktan sonra onlara ihbar tazminatı ödemiştir Cumhuriyet Halk Partisi, sosyal demokrat bir parti olarak çalışanlarını düşünmüştür. “Hayır, siz ihbar tazminatı ödeyemezsiniz.” diyor. Şimdi, emekli olduktan sonra bazı personeli, tekrar, parti çalıştırmış, onlara ücretler ödemiş, bu ödemelerin hepsi banka vasıtasıyla yapılmıştır. Buna rağmen, “Hayır, siz bunu yapamazsınız.” diyerek çok büyük miktarda parayı hazineye irat kaydetmiştir ve Anayasa Mahkemesinin yapacağı iş, hazineye irat kaydetmekten ibarettir ve bu, tabii, bir parti için de mükerrer ödemedir, hem bir yere para ödemişsiniz hem de tekrar aynı miktarda parayı hazineye iade ediyorsunuz.

Şimdi, gülme komşuna gelir başına. AKP’nin 2004 yılı Raporu da burada. Burada da pek çok eleştiri var ve pek çok harcama kabul edilmemiş ve hazineye irat yazılmıştır. Nedir bunlar? Bir kısmı bilet paraları. Uçak biletini herhangi bir AKP’li yetkili gidip kendi adına aldığı zaman Anayasa Mahkemesi diyor ki: “Bunu ben kabul etmem.” Ya ne olacaktı? “Parti adına alacaktınız.” Ee şimdi, aceleyle, bir görev vermişsiniz bir partiliye -bu Cumhuriyet Halk Partisinde de böyledir, AKP’de de herhâlde öyledir- gitti havaalanından biletini aldı, uçağa bindi, geldi, bileti partiye verdi. “Hayır, bunu ben kabul etmem.” diyor.

Burada pek çok şey var, biraz sonraki konuşmamda da ifade edeceğim. Mesela “Zeyno Baran” diye bir gazetecinin otel parasını AKP ödemiş, Anayasa Mahkemesi kabul etmemiş. Parfümeri faturalarını AKP gider yazmış, bunu da şey kabul etmemiş.

MUHARREM SELAMOĞLU (Niğde) – Ayıp! Ayıp!

BAŞKAN – Sayın milletvekilim, lütfen…

MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) – Evet, parfümeri faturasını burada numarasıyla filan şey ederim. Sayın Başbakan, önünü arkasını düşünmeden Cumhuriyet Halk Partisine hücum etmeye gelince her şeyi söylüyor. Biz Sayın Başbakan gibi yapmıyoruz, biz buradaki yanlışları ortaya koyuyoruz. Bunların bir kısmı, bilet parasını ister şahsı adına alsın isterse parti adına alsın bunun kabul edilmemesi diye bir şey kabul edilemez.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) – Ama Cumhuriyet Halk Partisi bunu gider yazdığı zaman hemen hazineye irat kaydediyor ve Sayın Başbakan bunu eleştiriyor.

Açık mı Sayın Başkan?

BAŞKAN – Süre tamamlandı Sayın Özyürek.

MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) – Şimdi, onun için, ben bu çifte standarda dikkatinizi çekiyorum. Sayın Başbakan, Cumhuriyet Halk Partisine büyük bir haksızlık yapmıştır. Kendileriyle ilgili rapor ortaya çıktığı zaman o haksızlığı hepiniz bir kez daha görürsünüz diye bunları söylüyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Özyürek.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum…

III.- YOKLAMA

(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) - Yoklama istiyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Yoklama talebi var, yerine getireceğim.

Sayın Hamzaçebi, Sayın Aslanoğlu, Sayın Öztürk, Sayın Kaptan, Sayın Özyürek, Sayın Köse, Sayın Atay, Sayın Coşkunoğlu, Sayın Güner, Sayın Paçarız, Sayın Çakır, Sayın Özkan, Sayın Dibek, Sayın Pazarcı, Sayın Sönmez, Sayın Serter, Sayın Ünsal, Sayın Günday, Sayın Hacaloğlu, Sayın Arslan.

Yoklama için iki dakika süre veriyorum.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere devam ediyoruz.

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

2.- Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar , Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606) (Devam)

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Kanun Tasarısının çerçeve 183 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Nurettin Canikli (Giresun) ve arkadaşları

"Madde 183- 22/4/1983 tarihli ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun 74 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümleler ile aynı maddeye ikinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

"Ancak yapılacak kanuna uygunluk denetimi siyasi partilerin amaçlarına ulaşmak için yapılmasında fayda görülen faaliyetleri daraltacak veya bu faaliyetlerin yerindeliğini içerecek şekilde yapılamaz. Denetimde harcamaların gerçek mahiyeti esas alınır. Şekle ve usule ilişkin eksiklikler harcamaların kabul edilmemesini gerektirmez."

"Siyasi parti hakkında kapatma kararı verilmiş olması halinde kapatma kararının verildiği tarihe kadar olan döneme ilişkin hesaplar da Anayasa Mahkemesi tarafından denetlenerek karara bağlanır. Bu takdirde denetime esas kesin hesabın verilmesi ve denetime ilişkin diğer esas ve usuller Anayasa Mahkemesi tarafından belirlenir.

Siyasi partiler amaçlarına ulaşmak için gerekli gördükleri siyasi faaliyetleri kapsamında her türlü harcama yapabilirler.

Siyasi partiler mal ve hizmet alımı ile yapım işlerini, açık ihale, kapalı zarf usulü ve yazılı veya sözlü olmak üzere doğrudan veya pazarlık usullerinden herhangi biri ile yapabilir.

Siyasi partiler harcamalarını fatura, fatura yerine geçen belgeler ile bu belgelerin temin edilmesinin mümkün olmadığı hallerde harcamanın doğruluğunu gösterecek muhtevaya sahip olmak şartıyla diğer belgelerle tevsik ederler. Ancak kaybolma, yırtılma ve yanma gibi mücbir sebeplerle aslının temin edilemediği hallerde, fatura ve fatura yerine geçen belgeler yerine bu belgeleri düzenleyenlerden alınacak tasdikli örnekleri kullanılabilir.

Siyasi partiler ücret mukabili geçici veya sürekli olarak çalıştırdıkları kişilere ödedikleri ayni ve nakdi sağlık ve sosyal yardım giderleri ile amaçlarına ulaşmak için görevlendirdikleri kişiler tarafından yapılan yurt içi ve yurt dışı seyahatlere ilişkin konaklama, yol masrafları ve diğer zorunlu harcamaları gider olarak kayıt edebilirler.

Siyasi partiler, mal ve hizmet alım sözleşmelerinden kaynaklanan mahkeme kararları ile ödedikleri miktarı ve masraflarını gider olarak kaydedebilirler."

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) – Takdire bırakıyoruz.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) – Katılıyoruz Değerli Başkanım.

SUAT KILIÇ (Samsun) – Gerekçe okunsun.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Anayasanın 69'uncu maddesi ve 2820 sayılı Siyasal Partiler Kanununun 74'üncü maddesine göre Siyasal Partilerin mali denetimi Anayasa Mahkemesince yapılır. Verilen önerge ile, hakkında kapatma kararı verilen siyasi partilerin kapatma kararının verildiği tarihe kadar olan döneme ilişkin hesapların mali denetiminin Anayasa Mahkemesi tarafından yerine getirilmesi ve özellik arz etmesi nedeniyle bu denetimin yapılma esas ve usullerini belirleme hususunda Anayasa Mahkemesine yetki verilmesi amaçlanmaktadır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

184’üncü madde üzerinde bir adet önerge vardır; okutup işleme alıyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” nın 184 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

      Mustafa Özyürek                          Harun Öztürk                            Hüseyin Pazarcı

             İstanbul                                        İzmir                                        Balıkesir

Ferit Mevlüt Aslanoğlu                     Selçuk Ayhan                                Atilla Kart

             Malatya                                        İzmir                                          Konya

Madde 184 – 2820 sayılı Kanunun 66 ncı maddesinin ikinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Siyasi partilerin adına açılmış banka hesaplarına yapılan ve mevzuatın öngördüğü tutarı aşmayan bağışlar için ayrıca gelir makbuzu düzenlenmez.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Mustafa Özyürek, İstanbul Milletvekili.

Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) – Değerli arkadaşlarım, siyasi partilerin denetimiyle ilgili konudaki açıklamalarımı devam ettirmek istiyorum.

Bu maddeyle de yapılmak istenilen: Banka hesabına bir para yatırılmışsa ayrıca makbuz düzenlenmesine gerek olmadığına dair bir düzenleme var. Doğru bir düzenlemedir.

Değerli arkadaşlarım, gerçekten, burada Sayın Canikli de zaman zaman gündeme getirdi, Sayın Başbakan en son Denizli konuşmasında da gündeme getirdi, işte, “Cumhuriyet Halk Partisi bu kayıp paraların hesabını versin.” diye. Biraz önce de söylediğim gibi, ortada kayıp bir para filan yok. Bunların hepsi muhataplarına banka aracılığıyla yapılmış ödemelerdir. Bunu, raporda da yazar, baktığınızda da görürsünüz ama -bir Başbakan düzeyinde- konuyu yakından bilmeyenlere “Cumhuriyet Halk Partisi bu paraların hesabını versin.” diye meydana çıkarsanız, bu büyük bir aldatmacadır, bu büyük bir kandırmacadır. Biraz önce söylediğim gibi, etme bulma dünyası, biraz sonra olay döner dolaşır sizin önünüze gelir.

Şimdi, burada uzun uzun uçak biletlerinin kimlere ait olduğu yazılı AKP’den, otel faturalarının kimlere bağlı olduğu yazılı. Mesela İdris Naim Şahin’in bileti, bunu Anayasa Mahkemesi gider kabul etmemiş. Sayın Çalık’ın bileti, Anayasa Mahkemesi bunu kabul etmemiş.

Şimdi, biz diyoruz ki, bir kere, yöntem olarak, usul olarak ille parti adına fatura kesilmesi gerekmiyor ama Anayasa Mahkemesi ille parti adına kesilsin diyorsa Resmî Gazete’de bunun şahıs şahıs ilanı doğru bir iş midir? Eminim ki Öznur Çalık da, parti görev vermiştir, bir yere gitmiştir, biletini almıştır; İdris Naim Şahin de almıştır; Zeyno Baran da herhâlde partinin daveti üzerine yurt dışına gitmiş ve oradaki otel parasını parti vermiştir.

Tabii, kişisel bakım ürünü gibi, parfümeri gibi harcamaların belgesi olsa da bir siyasi partinin hesaplarında bulunması kesinlikle doğru değildir, kabul edilebilen bir şey değildir. Herhâlde bundan sonra Adalet ve Kalkınma Partisi de bu konularda daha dikkatli olacaktır.

Gene, bu çerçevede gelirler bölümüne baktığımızda, Adalet ve Kalkınma Partisinin bazı köy muhtarlarından bağış aldığını görüyoruz. Tabii, köy muhtarından bağış alınmaz değerli arkadaşlarım. Bunun belgesi var, yok tartışmasının ötesinde, kim bağış yapabilir, kim bağış yapamaz, bunu görmek lazım. Bir resmî daireden parti bağış alabilir mi? Elbette alamaz. Bir muhtardan bağış alabilir mi? Elbette alamaz. Sayın Başbakanın bütün dikkatine rağmen, demek ki böyle gözden kaçan noktalar oluyor. Onun için, bazı şeyleri istismar ederken, gündeme getirirken çok dikkat etmek gerekiyor değerli arkadaşlarım.

Biz, hepimiz, siyasi partilerin nasıl çalıştığını biliriz. Her partide ufak tefek yanlış olabilir ama Sayın Başbakanın takdim ettiği gibi, böyle büyük paraların hesabının verilmemesi söz konusu değildir. Bütün paralar, dediğim gibi, şeffaf bir şekilde harcanmıştır. Usul yönünden tartışma olmuştur. O usulle ilgili tartışmaları da, umarım, bu Meclisin kabul ettiği maddeden sonra ortadan kaldırmaya çalışırız.

Değerli arkadaşlarım, şunu da ifade etmek istiyorum: Bundan beş altı yıl öncesine kadar, mesela Cumhuriyet Halk Partisinde bütün hesaplar aynı yöntemle tutulmuş olmasına rağmen, bir kere bile eleştiri olmamıştır, aynı mahkeme denetlemiştir ama son zamanlarda her nedense Cumhuriyet Halk Partisinin hesaplarına da, Adalet ve Kalkınma Partisinin hesaplarına da, diğer partilerin hesaplarına da gereksiz bir şekilde takılmaktalar ve bunu Resmî Gazete’de ilan etmek suretiyle siyaset kurumunu yıpratmaktadırlar. Bunun önüne geçilmesini diliyor, hepinize saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Özyürek.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum…

III.- YOKLAMA

(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) - Yoklama istiyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunacağım ancak yoklama talebi vardır, onu yerine getireceğim.

Sayın Hamzaçebi, Sayın Aslanoğlu, Sayın Öztürk, Sayın Özyürek, Sayın Tan, Sayın Atay, Sayın Köse, Sayın Kaptan, Sayın Güner, Sayın Çakır, Sayın Kart, Sayın Pazarcı, Sayın Emek, Sayın Dibek, Sayın Sönmez, Sayın Serter, Sayın Hacaloğlu, Sayın Ünsal, Sayın Günday, Sayın Ayhan, Sayın Arslan.

Yoklama için iki dakika süre veriyorum.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere devam ediyoruz.

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

2.- Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606) (Devam)

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

SUAT KILIÇ (Samsun) – Sayın Başkanım, Sayın Özyürek iki ayrı önerge üzerinde yapmış olduğu konuşmalarda AK PARTİ hesaplarıyla ilgili hilafıhakikat birtakım beyanlarda bulundu. Bununla ilgili düzeltme adına 69’a göre kısa bir söz talep ediyorum.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Kılıç. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

İki dakika süre veriyorum.

M. FATİH ATAY (Aydın) – Sayın Başkan, nasıl bir söz hakkı doğdu yani?

VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Samsun Milletvekili Suat Kılıç’ın, İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek’in, iki ayrı önerge üzerinde yaptığı konuşmada partilerine sataşması nedeniyle konuşması

SUAT KILIÇ (Samsun) – Sayın Başkan, çok saygıdeğer milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sayın Özyürek, ilk önergesinde bahse konu etti ancak çalışmaların huzuru açısından cevap vermeye gerek görmedim, ikinci defa aynı konuya temas etti…

Sayın Özyürek, öncelikle şunu ifade etmez lazım: AK PARTİ hesaplarıyla ilgilendiğiniz kadar Cumhuriyet Halk Partisinin hesaplarıyla da ilgilenmiş olsaydınız CHP’nin hesapları Anayasa Mahkemesine intikal etmezdi. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bunu bir ifade edeyim.

MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) – Sizinki!

SUAT KILIÇ (Devamla) - Diğer taraftan, dilinize doladığınız bir şey var “parfümeri harcaması” diye. Parfümeri harcaması partilerde söz konusu olmaz ancak burada parti sözcümüz tarafından konunun gereği ifade edildi. AK PARTİ Genel Merkezinde -inşallah bir gün iadeiziyaret için Genel Merkezimizi ziyaret ederseniz orayı da size gezdiririz- küçük bir berber salonu var, Genel Merkez personelinin ya da Genel Merkezden yararlanan milletvekillerinin gerektiğinde kullanabilmeleri amacıyla. Buranın ihtiyaçları noktasında yapılmış bir harcama orada İnternet üzerinde de ilan edilmiş bir kalem olarak yerini aldı. Dolayısıyla üzerinde çok fazla durmanın gereği olan bir konu başlığı kesinlikle değil.

Diğer taraftan, Adalet ve Kalkınma Partisi, Türkiye'nin siyaset geleneğine partinin harcadığı her kuruşu İnternet ortamında açık bir şekilde ilan etme geleneğini kazandıran bir siyasal partidir. Yani bu yönüyle bakıldığında, pek çok konu başlığında olduğu gibi, harcama usulleri, harcama hukuku noktasında da gerek gelirler gerekse giderler hususunda son derece aleni, şeffaf bir yönetim anlayışını bizler benimsemiş durumdayız. Elbette ki bu diğer siyasal partiler tarafından da örnek alınacaktır, elbette ki herkes bunun gereğini yerine getirecektir.

Bağışlar hususunda ise siyasal partilerin kimlerden hangi miktarlarda ve hangi yöntemlerle bağış edinebileceği bellidir; bu, sizin partiniz açısından ne ise bizim partimiz açısından da aynı şekilde geçerlidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SUAT KILIÇ (Devamla) – Bu bilgiyi arz etme ihtiyacı doğdu.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) - Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Özyürek.

MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) – Sayın Hatip benim hilafıhakikat beyanda bulunduğumu söylemek suretiyle bir sataşmada bulunmuştur. Cevap vermek istiyorum.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Özyürek.

Sataşma nedeniyle size de iki dakika süre veriyorum.

2.- İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek’in, Samsun Milletvekili Suat Kılıç’ın, şahsına sataşması nedeniyle konuşması

MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) – Değerli arkadaşlar, Sayın Kılıç Türkçeye hâkim bir arkadaşımızdır. “Hilafıhakikat” demek, yani gerçek dışı bir şey… Benim buradaki açıklamalarımın hepsi Anayasa Mahkemesi kararına dayalı açıklamalardır. “Anayasa Mahkemesi yanlış yaptı.” diyebilirsiniz fakat “Mustafa Özyürek hilafıhakikat beyanda bulunmuş.” derseniz bu bir çarpıtma olur. Bunu açıkça ifade etmek zorundayım.

Burada -ama nerede harcanmış olursa olsun- ben de “AKP parfümeri ticareti yapıyor.” demedim ama “Bazı parfümeri faturalarını gider yazmıştır ve Anayasa Mahkemesi de bunu kabul etmeyip irat yazmıştır.” dedim. Siz diyorsunuz ki: “Bizim berber dükkânımız var. Berber dükkânında yapılan harcamaları biz kaydederiz.” (AK PARTİ sıralarından gülüşmeler)

SUAT KILIÇ (Samsun) – Tamam Sayın Özyürek, orada durdum! Daha bir şey demiyorum!

MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) – Anladım, bunu anladım. Yani bizim partide böyle bir şey yok. Demek ki sizin partide bir kuaför var, şey var. Oranın masrafları şey tarafından gider olarak yazılıyor.

MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Mecliste de var.

MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - Şimdi ben bunun doğru olmadığını, belgesi, faturası olsa bile bunun gider yazılmaması gerektiğini ifade ediyorum. Keza muhtardan bağış almanın da doğru olmadığını ifade ediyorum. Benim söylediğim her şey bu karardır.

Onun için, bu tip yanlışlar olabilir ayrıca. Ama Sayın Başbakanın meydan meydan dolaşıp buna benzer yanlışları Cumhuriyet Halk Partisine söyledikten sonra benim de bunları burada ifade etme hakkım doğdu.

Onun için hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

2.- Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606) (Devam)

BAŞKAN – 185’inci madde üzerinde üç adet önerge vardır, geliş sırasına göre okutup aykırılıklarına göre işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 185 inci maddesinde yer alan "otlatılmasına" ibaresinin "otlatılması ve barındırılmasına" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

        Mehmet Şandır                             Behiç Çelik                               Erkan Akçay

               Mersin                                       Mersin                                        Manisa

         Mehmet Günal                       Emin Haluk Ayhan                       Mustafa Kalaycı

              Antalya                                      Denizli                                        Konya

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın 185 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

       Mustafa Özyürek                         Harun Öztürk                           Hüseyin Pazarcı

              İstanbul                                        İzmir                                        Balıkesir

  Ferit Mevlüt Aslanoğlu                     Selçuk Ayhan                           R. Kerim Özkan

              Malatya                                        İzmir                                         Burdur

            Atilla Kart                         Fehmi Murat Sönmez

               Konya                                      Eskişehir

Madde 185 - 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 19 uncu maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Ancak, orman idaresi ile orman köylüleri arasındaki ilişkiyi koruma kullanma dengesi gözetilerek en üst düzeye çıkarmak için, orman idaresince belirlenen orman alanlarında; orman idaresince tespit edilen usul ve esaslar çerçevesinde hayvan otlatılmasına izin verilebilir."

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 185'inci maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

         Nuri Yaman                            Sebahat Tuncel                          Şerafettin Halis

               Muş                                        İstanbul                                      Tunceli

     M. Nezir Karabaş                        Fatma Kurtulan                           Hasip Kaplan

               Bitlis                                           Van                                          Şırnak

                                                          Ayla Akat Ata

                                                               Batman

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) – Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Ayla Akat Ata, Batman Milletvekili.

Buyurun. (BDP sıralarından alkışlar)

AYLA AKAT ATA (Batman) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; doğal kaynaklarımız arasında çok önemli bir yeri olan ormanlarımızın geçmişten günümüze kadar sürekli tahrip edilir şekilde kullanılmış olması bu alanların korunmasını da beraberinde getirmiştir. Kaldı ki bu koruma anayasal düzeyde hem 1961 Anayasası’nda hem de 1982 Anayasası’nda sağlanmıştır. Yine Orman Koruma Kanunu’yla da ilgili düzenlemeler yapılmıştır. Şimdi mevcut tasarının 185’inci maddesiyle 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 19’uncu maddesi değiştirilmek istenmektedir. Hâlen yürürlükteki maddede yer alan düzenlemeye göre ormanlık alanlarda hayvan otlatılmasına izin verilmesi kuraklık gibi olağanüstü durumlarda mümkündür. Şimdi bu yetki kime veriliyor? Kamu yararı gözetilerek ormanlık alanlarda orman idaresince tespit edilecek usul ve esaslarla… Şimdi bu durumda idareye gerçekten çok geniş bir yetki tanıyorsunuz. Hele karşınızdaki kavram kamu yararı kavramıysa yani kişiye göre değişebilen, siyasi gruplara göre değişebilen, kişinin sosyal eğilimlerine göre değişebilen bir kavramla hareket edilecekse idareye tanınan bu yetkinin sınırlanmış olması mutlaka gerekiyor.

Şimdi, bakıyoruz “kamu yararı” kavramı için “Toplumun ortak çıkarı için yapılan ve idarenin kamu hizmetlerini yerine getirmek için birtakım faaliyetlerde araması gereken olgudur.” deniliyor. Peki, idarenin son yapılan değişiklikle, Danıştay Kanunu itibarıyla yapılan değişiklikle Anayasa’mızda yargı yetkisi idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimiyle sınırlı olup hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz. Şimdi bu düzenlemeden sonra idare mahkemeleri artık bir yerindelik denetimi de yapamayacak, kamu yararı da aramayacak. Bunun sonucu ne olacak? Doğa katledilecek. Biz Barış ve Demokrasi Partisi olarak hiçbir ticari faaliyetin, hiçbir sosyal faaliyetin doğaya rağmen olmaması gerektiğini, öncelikli olanın doğanın korunması olması gerektiğini düşünüyoruz ama ne yazık ki bu Parlamentodan çıkan yasalarla doğa tahrip ediliyor.

Şimdi, bakıyoruz, ormanlık alanlarımızın, şu an kullanıma açık olmayan ormanlık alanlarımızın, ticari amaçlarla kullanılan ormanlık alanlarımızın bugün itibarıyla neredeyse yüzde 50’si kamu yararı gözetilerek yapılmış, orman olmaktan çıkmış, bu vasıftan çıkmış. Peki, nasıl oluyor? O zaman bu kamu yararı ancak yasalarla belirlenebildiğine ve yasa yapma organı da burası olduğuna göre, biz, bizzat bu ormanların yok edilmesi için onay vermiş oluyoruz. Bundan sonra yapılan son düzenlemeyle de -2010 yılının sonunda- Danıştay da yerindelik denetimi yapamayacak. Bu durumda HES’lerin ortaya çıkarmış olduğu zararlar, ticari faaliyetlerin ortaya çıkarmış olduğu zararlar ve bunun doğaya rağmen yapılmış olmasının ne yazık ki önüne geçemeyeceğiz. Bu nedenle, bu düzenlemenin mutlaka tasarı metninden çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz ama orman köylülerinin orman alanında yaşam koşullarının yeniden düzenlenmesi gerekebilir. Bu konuda, ilgili sivil toplum örgütleri yeniden dinlenebilirler, ihtiyaçlara uygun düzenlemeler yapılabilir ama aklımıza ilk gelen şudur: Evet, ormanlık alanların, orman alanlarının ticari faaliyetlerde kullanılabilmesinin önü açık değildir ancak bundan sonra ne yapılacak? Bu alanlarda hayvan otlatılacak, orman vasfı kaybedilecek, sonra ticari amaçla kullanımının önü açılmış olacak. Bu nedenle bu düzenlemeye karşıyız ama bir hususa daha değinmek istiyoruz.

Sonuç itibarıyla, ormanlar ülkemizin sadece bir bölgesinde değil, ülkemizin doğusunda, batısında, kuzeyinde, güneyinde de, siz gitmemiş olsanız da, biz belli yerlere gitmemiş olsak da, bu Parlamentoda bulunan milletvekilleri her ilimizi, her bölgemizi bilmiyor olsa da, sonuç itibarıyla bu ülkenin her tarafında ormanlar var ancak ormanlarımızın tahrip edilmesine, hatta güvenlik gerekçesiyle yakılabiliyor olmasına karşı bu Parlamentoda bir sessizlik var. Hatta en son bunu dile getirdiğimizde, Sayın Bakanımız “Ne olacak? Olan 60 bin hektar.” dedi. Bu kadar küçümseyen bir yaklaşımı biz kabul etmiyoruz. Bir tek ağaç, değil hektarı kapsayan, bir tek ağacın bile yakılıyor olması, yok ediliyor olması, bu ülkenin doğal kaynaklarının yok ediliyor olmasıdır.

Nerede olduğuna bakmayacağız, hangi gerekçeyle olduğuna bakmayacağız. Eğer ormanın yok edilmesi bizim inançlarımıza, bizim ortaya koymuş olduğumuz siyasete, orada yaşayan insanımıza, vatandaşımıza bir yarar sağlamıyorsa -ki, sağlamıyor- bunun karşısında durmamız gerekiyor. O ormanlar yakılırken kimse orada yaşayan insanlarımıza sormuyor: Siz bu ormandan nasıl sebepleniyorsunuz? Bu ormanın sizin yaşamınızda, doğal yaşamınızda nasıl bir etkisi var? Odunu mu oradan sağlıyorsunuz? Yaşamınıza nasıl bir etkisi var? Ekonomik bir kaynak mıdır sizin için aynı zamanda? Hayvanlarınızı otlatamıyorsunuz ama hangi ölçekte meralardan yararlanıyorsunuz? O insanlara sorulmuyor. Doğal kaynaklar orada yaşayan insanlara rağmen tahrip ediliyor. Bu yasa metniyle de son değişikliği de dikkate alırsak, yapılan son Danıştaydaki değişikliği de dikkate alırsak…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

AYLA AKAT ATA (Devamla) - …bizzat biz kamu yararı adı altında açmış olacağız.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın 185 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

        Harun Öztürk (İzmir) ve arkadaşları

Madde 185 - 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 19 uncu maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Ancak, orman idaresi ile orman köylüleri arasındaki ilişkiyi koruma kullanma dengesi gözetilerek en üst düzeye çıkarmak için, orman idaresince belirlenen orman alanlarında; orman idaresince tespit edilen usul ve esaslar çerçevesinde hayvan otlatılmasına izin verilebilir."

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ RECAİ BERBER (Manisa) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Murat Sönmez…

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Murat Sönmez, Eskişehir Milletvekili.

Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

FEHMİ MURAT SÖNMEZ (Eskişehir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 606 sıra sayılı Yasa Tasarısı’nın 185’inci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önerge üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Bu hafta Mecliste Danıştay ve Yargıtayla ilgili yasa tasarısı görüşüldü. Muhalefet kendisine söz hakkı verilmediğini, bu konudaki düşüncelerini anlatma haklarının AKP tarafından yok edildiğini defalarca söyledi. Muhalefet değişik platformlarda bu görüşlerini aktarabilir esasında. Fakat, burada özellikle düşüncelerimizi söylemek istememizin nedeni “Acaba yaptığınız yanlışları düzeltebilir miyiz? Bu kanun tasarısına bir katkı sunarak doğru bir iş yapmayı birlikte becerebilir miyiz?” çabasıdır. Yoksa biz görüşlerimizi her yerde söyleriz ama Meclis çatısı altında söylememizin esas nedeni sizi yanlışlarınızdan biraz daha döndürme çabasıdır. Ama bu çabalardan bir sonuç alınamayacağını da bizim muhalefet partilerimizin de bilmesi gerekmektedir çünkü AKP, düşüncelerinde samimi değildir.

Geriye baktığımız zaman AKP bir Kürt açılımı yapmıştır ama “Herkesin fikrini soracağız.” demiştir. Aydınlardan gazetecilere, sanatçılardan uzmanlara kadar herkesle toplantılar düzenlemiştir, onların fikirlerini almışlardır. Sonra onların düşüncelerini değerlendirmiş midir acaba? Hayır. Yoksa, herhâlde bu uzmanlar, aydınlar “Gidin, ‘Ben pişman değilim.’ diyen insanları Habur sınırında törenle karşılayın” dememiştir. Yani o toplantıların hepsi göstermelik olarak kalmıştır.

Sonra Alevi açılımı yapılmıştır. Yine bir dizi toplantılar yapılmıştır. Sonra gene AKP bildiğini okumuştur.

Yani netice olarak İktidar, tüm adımlarında bilenlere danışıyor gibi  yapıyor, herkesten aferin almayı bekliyor ama sonunda bunların hiçbirisine değer vermeyip kendi yanlışlarına devam ediyor.

Evet değerli milletvekilleri, AKP samimi değildir. Mecliste tüm muhalefet partileri grup önerileri getirmektedir, Türkiye için önemli konulardır, güncel konulardır ama AKP’liler buraya çıktığı zaman “Çok haklısınız, çok önemli konular bunlar.” demiştir ama vakit yoktur. Onun için, bunun arkasına sığınarak ertelemişlerdir. Ama Türkiye’nin yararına olmayan veyahut da Anayasa’ya aykırı bile bulunan maddelere ise bu çatı altında zaman bulunabilmiştir.

Evet, AKP samimi değildir. İktidara geldiğinde “Komşu ülkelerle sınırımız, sorunumuz olmayacaktır, kalmayacaktır, sıfır sorun.”  diye yola çıkmıştır. Bırakın komşu ülkelerle sıfır sorunu, bugün, Kuzey Kıbrıs’la bile problemli hâle gelmiş bulunmaktayız ve ülkede yarattığı ayrılık söylemleri devam ederken bir bakıyoruz ki artık yapılan konuşmalarla Kuzey Kıbrıs’ta bile insanlar birbirine artık düşman gibi bakar hâle gelmiştir hep yanlış politikalardan dolayı.

Evet, değerli milletvekilleri, AKP samimi değildir. “Biz herkese eşit davranıyoruz.” diyorsunuz. “Tüm belediyelere eşit davranıyoruz, tüm belediyelere eşit katkıda bulunuyoruz.” diyorsunuz ama muhalefetin belediyelerinden transfer yapabilmek için her türlü yolu deniyorsunuz aynı Beypazarı’nda olduğu gibi.

Halkımızın gözünde en kutsal olarak yaptığımız iş askerliktir. Askere gitmeme hakkına sahip olmayı, sanki kötü bir şeyden kurtulmuş gibi “askerlikten yırtmak” olarak söyleyen Başbakanı da burada kınıyorum ve Sayın Başbakan seçimler yaklaştıkça, yıllardır sesini duymadığı Cumartesi Annelerinin de sesini duyar olmuştur. Kendisinin de bir bank üzerinde bir gece odada soğukta kalarak işkence gördüğünü -doğrudur ya da yanlıştır- söylemiştir ama şunu da bilmelidir ki, ülkemizin sınırları içinde özgür olarak ama o şartlarda yaşayan birçok vatandaşımız bulunmaktadır ve kredi kartı mağdurlarını, çek mağdurlarını, Ziraat Bankasına borçlarından dolayı sıkıntıda olan çiftçilerimizin sıkıntılarını giderecek maddeleri bu torba yasasına koymadıkları için AKP’nin de vatandaşı düşünmediğini bu davranışları göstermektedir.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Sönmez.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Karar yeter sayısı istiyoruz.

BAŞKAN – Karar yeter sayısı arayacağım.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…

Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 185 inci maddesinde yer alan "otlatılmasına" ibaresinin "otlatılması ve barındırılmasına" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                        Behiç Çelik (Mersin) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ RECAİ BERBER (Manisa) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Mehmet Şandır, Mersin Milletvekili.

Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.

Gerçekten bu torba yasada yok, yok.

RECEP KORAL (İstanbul) – Akdeniz Oyunları bile var.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Akdeniz Oyunları bile var.  Deprem çadırı gibi.

NURİ USLU (Uşak) – İhtiyaç varsa ne yapalım?

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – İhtiyaç varsa, nerede yara varsa pansuman polikliniği gibi, sayemizde de geçiyor diyorsunuz.

Tabii böyle bir yasada ormancılığın olmaması kabul edilemezdi. Ormancılıkla ilgili de orman köylerini ilgilendiren iki madde var, 185 ve 186. Bu iki maddede, orman yüksek mühendisi olarak ben huzurlarınızda olacağım.

Değerli milletvekilleri, tabii, ormanların öneminden bahsetmek haksızlık olur, size karşı saygısızlık olur. Herkes, burada, ormanların gereğini, önemini, değerini hepimiz biliyoruz. Ormanlar bu toplumun malı, dünüyle, bugünüyle ve geleceğiyle. Dolayısıyla mutlaka gözümüz gibi korunmalıdır ve gelecek nesillere intikal ettirilmelidir. Bugün, ülkemizin -bendeki rakamlar yanlış değilse- yüzde 27,22’si orman alanı. Yaklaşık 21 milyon hektar ormanımız var. Bu hepimizin en değerli varlığıdır, bu mutlaka korunmalıdır. Ormanların içerisinde de yaklaşık 8-9 milyon insan yaşamaktadır. Sürekli değişiyor, göç verdiği için kesin rakamları bilmiyorum ama orman içi ve orman kenarında yaşayan ve toplumun en alt düzeyde gelir seviyesine sahip, dişiyle tırnağıyla, çoluk çocuğuyla, o topraklarda, doğduğu o topraklarda onuruyla yaşamaya çalışan vatan evlatları insanlarımız var. Dolayısıyla ormancılık konusu, ormanın ağaçlarıyla, yeriyle, toprağıyla ve içinde yaşayan insanları ve tüm canlılarıyla, ben inanıyorum ki bu Meclisin çok önemli gündem maddelerinden de biri olmalıdır. Bu torba yasada iki maddenin düşmüş olması, teşekkür ederiz ama bence yeterli değildir, çünkü ormancılık bugün sorun içerisindedir. Gerek ormanların korunması, geliştirilmesi, ıslah edilmesi, ağaçlandırma çalışmaları, orman içi köyleri, orada yaşayan insanlar, ormancıların bizatihi kendilerinin devasa sorunları bulunmaktadır. Böyle bir yok yok kanununda, böyle bin bir çeşit mağazası türündeki bu kanunda ormancılığın sorunlarıyla ilgili başka eklemeler de yapılabilirdi, yapılmalıydı.

Özellikle, ormanlarımızı bugünlere taşıyan orman mühendisi ve ormancılık çalışanlarının tamamına burada hepiniz adına, şahsım adına şükranlarımı sunuyorum. Onlar gerçekten çok fedakâr insanlardır. Hiçbir kuralın, hiçbir menfaatin hesabını yapmadan canlarını ortaya koyarak ormanlara ve orman içinde yaşayan insanlarımıza hizmet etmektedirler.

Değerli milletvekilleri, bizim ormancılığımızın gerek öğretisinde gerek hukukunda çok yanlış, çağımıza yakışmaz bir anlayış bulunmaktadır, orman mühendisi olarak söylüyorum. Bakın bugün burada, bu 185’inci maddede değiştirmek istediğimiz 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 19’uncu maddesinin başlangıcı şudur: “Ormanlara her türlü hayvan sokulması yasaktır.” Şimdi düşünün, bu ormanlarda 10 milyona yakın insan yaşıyor ve bu insanlar köyde yaşıyor. Ne kadar insan varsa muhtemel onun 5 katı da hayvan vardır. Bunu şöyle düzenlemek lazım: “Ormanlara insan girmesi yasaktır.” diye yazmak lazım. Yani orman içerisinde yaşayacaksınız, hayvanınız olmayacak ve bunu ormana sokmayacaksınız!

Sayın Bakanım, tabii, burada hukuk kuruyoruz. Kurduğumuz hukuk hem doğru olmalı, kalıcı olmalı ve bir sonuç getirmeli. Dolayısıyla bundan sonraki maddede esas söylemek istediklerimi söyleyeceğim ama esas üzerinde durmamız gereken, bu konuyu köklü, kalıcı şekilde tanzim etmektir.

2’nci maddede tekrar konuşacağım, teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Şandır.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

186’ncı madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 186 ncı maddenin sonuna “Yöre halkına bu bedel % 25 oranında düşük uygulanabilir.” İbaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

                  Behiç Çelik                               Erkan Akçay                            Mehmet Şandır

                     Mersin                                       Manisa                                       Mersin

 

               Mehmet Günal                          E. Haluk Ayhan                        Mustafa Kalaycı

                     Antalya                                      Denizli                                       Konya

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” nın 186 ncı maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Şevket Köse                  Mustafa Özyürek                 Harun Öztürk            Hüseyin Pazarcı

 Adıyaman                             İstanbul                                İzmir                        Balıkesir

           Ferit Mevlüt Aslanoğlu       Ramazan Kerim Özkan            Atilla Kart

                Malatya                                       Burdur                            Konya

Madde 186- 6831 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“Ek madde 12- Bozuk veya verimsiz orman alanları; ağaçlandırma, erozyon kontrolü ve rehabilitasyon çalışmalarına konu edilir. Bu alanlarda; mevcut türler korunur, aşılanır ve/veya rehabilite edilir. Ayrıca orman içi boşluk alanlar, bölgede doğal olarak yetişen türlerle ekim, dikim ve aşılama suretiyle imar-ihya ve/veya rehabilite edilerek doldurulur. Ağaçlandırılan, erozyon kontrolü yapılan, imar-ihya ve rehabilite edilen sahalardan elde edilen odun dışı orman ürünleri; öncelikle bu sahaların bakımını gerçekleştiren köy tüzel kişiliklerine, yöre halkına, tarımsal kalkınma kooperatiflerine, 5200 sayılı Kanunla kurulmuş üretici birlikleri ve birliklere tarife bedeli ile verilebilir.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ RECAİ BERBER (Manisa) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Adıyaman Milletvekili Şevket Köse, buyurun.

ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 606 sıra sayılı Yasa Tasarısı’nın 186’ncı maddesi üzerinde söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.

Değerli arkadaşlar, 186’ncı maddede bahsi olan düzenleme Orman Kanunu’nda düzenleme yapıyor. AKP’nin istediği de aslında orman kanunu uygulamaktır! Bu hevesleri de yeni değildir, daha önce defalarca çıkarılmaya çalışılan ancak kamuoyunun tepkisi karşısında geri adım atılarak ötelenen 2/B yasası bir gece yarısı operasyonuyla 23 Temmuz 2010 tarihinde çıkartılmaya çalışılmıştır. Önceki Cumhurbaşkanı tarafından veto edilen ve Anayasa Mahkemesince iptal edilen bu yasa, bir torba yasa olan Vergi Yasası’yla beraber çıkarılmıştır ama bir farkla, “Üzerinde yapılaşma olan hazine arazileri” tanımlamasıyla. Oysa, daha önce yasalarda orman vasfını kaybetmiş yerlerin tarım amaçlı olarak köylüye kazandırılması gündeme getiriliyordu, bu yasada ise böyle bir durum yoktur.

Değerli milletvekilleri, 2008 yılında çıkarılan 5731 sayılı Yasa’yla orman dışına çıkarılan araziler ölçülerek önce üzerindeki işgalciler belirlenmiştir. Bu alanların mülkiyeti hazine adına tescil edilmiş ve sonra da satışlara geçilmiştir. Amaçlanan ise hazine arazileri üzerine yapılan yapılar ile orman dışına çıkarılan sözde orman vasfını kaybetmiş 2/B alanlarındaki kaçak yapıların affedilmesidir.

Yine “Bu madde kapsamında hazine adına tescil edilen taşınmazlar büyükşehirlerde öncelikle büyükşehir belediyelerine, büyükşehir belediyelerinin talebi olmaması hâlinde ilgili belediyelere bedelsiz olarak devredilir. Bu taşınmazların yapı sahiplerine satışı ve genel hükümlere göre değerlendirilmesi bu Kanun’un 5’inci maddesine göre yapılır.” şeklinde düzenlenerek hazine arazileri üzerine inşa edilmiş olan her türlü kaçak yapının satışına onay verilmektedir.

Sayın milletvekilleri, halkımız tarafından “2/B” olarak bilinen 6831 sayılı Orman Yasası’nın 2’nci maddesinin (B) bendiyle orman dışına çıkarılan alanların da satışını içermektedir.

Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de Çevre ve Orman Bakanlığı yaptığı açıklamada, yeni bir yasa çıkarılacağını ve 2/B alanlarının yarısının satışının yapılacağını açıkladı. Hazırlandığı açıklanan yasa taslağına göre yaklaşık, Türkiye'de bulunan 473.419 hektarlık 2/B alanının yarısının birilerine rant sağlaması planlanıyor. Belediye mücavir alanı sınırları içinde yapılaşma bulunan yerler, bina ve bahçe gibi kullanım alanlarıyla birlikte metrekare sınırlaması olmaksızın hak sahiplerine doğrudan satılabilecek. Tarım arazileri dışında kalan, üzerinde yapılaşma bulunan ve Maliye Bakanlığınca uygun görülen taşınmazlar, TOKİ, büyükşehir ve ilçe belediyelerine kentsel dönüşüm projeleri gerçekleştirmek üzere devredilecektir. Anlaşılan, devletin mülküne, kamu malına, halkın malı üzerine kaçak yapı yapanların ödüllendirilmesi, bir anlamda yasa dışılığın olağan hâle getirilmesi, suçun yaygınlaştırılması dönemine geçilmiş olunacaktır.

Değerli arkadaşlar, ormanlarımızı sadece usulüne uygun olarak genişletmek değil, aynı zamanda ormanların çeşitli tehlikelere karşı korunması ve bu yönde gerekli tedbirlerin zamanında alınması… Bu tedbirlere rağmen ortaya çıkabilecek tehlikelerle mücadeleye hazır bulunulması gerekmektedir ama görünen o ki tüm bunların tam tersi yapılmaktadır.

Sayın milletvekilleri, yeni 2/B düzenlemesi, köylüyü düşünmekten öte, yabancılar ve villa kondular için çıkarılmaktadır. Asıl yapılması gereken, atalarından beri kullandıkları tarlaları köylülere ücretsiz vermektir, bir yandan da topraksız köylüye tarla verilerek çalışma alanı yaratılmasıdır. AKP Hükûmeti ormanlarımızı ve 2/B statüsündeki orman alanlarını bir avuç rantçıya satmaktan da artık vazgeçmelidir. Sosyal toplum ve kamu yararına dayanan projelere sırtını dönen AKP Hükûmeti, varlık nedeni olan yağma, talan ve peşkeş projeleriyle kendine yeni rant alanları yaratmaktadır.

Evet, ormanlık alanlarımızın yok olması durdurulmalıdır. Bu alanların korunması bir zorunluluktur ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak önlem alınmasını beklemekteyiz.

Değerli milletvekilleri, verdiğim önergenin kabul edilmesini diler, yüce heyetinizi tekrar saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 186 ncı maddesinin sonuna “Yöre halkına bu bedel % 25 oranında düşük uygulanabilir.” ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

Mehmet Şandır (Mersin) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ RECAİ BERBER (Manisa) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Mehmet Şandır, Mersin milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Çok teşekkür ediyorum ve tekrar saygılar sunuyorum.

Neden katılamıyorsunuz Sayın Bakan? Yani, bunları topluca, birlikte konuşmamız lazım ama bana göre, yanlış yapıyorsunuz. Bakın, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 19’uncu maddesi “Ormanlara hayvan sokulması yasaktır” diye başlıyor, “ancak” diye bir hükümle yeni bir şey getiriyorsunuz. Getirdiğiniz hususla başına yine bir sakınca getiriyorsunuz: “Kamu yararı gereklerine uygun olarak…” Şimdi, bu gerekleri karşılayıp karşılamadığının takdirini kime bırakıyorsunuz?

NURİ USLU (Uşak) – Orman teşkilatına.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Sayın Bakanım, yani siyasi irade olarak yapılması gerekene karar verme yetkisine, erkine sahipsiniz. “Ormanlara hayvanlar sokulamaz ancak…” Niye? Ormanlara hayvanlar sokulur ama belirlenen yerlere, belirlenen usullerle sokulur. Önce yasağı koyuyorsunuz, sonra bu yasağın uygulanmasından dolayı da yüz binlerce, milyonlarca orman köylüsü mahkeme kapısında sürünüyor. Sayın Bakanım, engeliniz ne, eksiğiniz ne?

Bir başka husus: Şimdi, getirdiğiniz şeyde orman içi ve kenarı köylülere bir ayrıcalık getirmiyorsunuz. Çok genel bir tanımla, “Orman idaresince tespit edilen usul ve esaslar çerçevesinde hayvan otlatılmasına izin verilebilir.” diyorsunuz. Hâlbuki eski metinde “Orman içinde yaşayan köylülerin ve mülki hudutları içerisinde devlet ormanı bulunan köyler halkına ait hayvanların” diye bir hüküm vardı. Böylelikle, orman içi köylüsünü bir anlamda koruyordunuz, şimdi böyle bir korumayı da kaldırıyorsunuz Sayın Bakanım.

Bir başka şey: Orman içi köylülerine, orman içi boşluklarındaki ağaçlardan elde edilen orman asli ürünleri dışındaki ürünlerin satışına imkân veriyorsunuz; zaten vardı bu. Biz diyoruz ki buradan bedel almayın, hatta hiç bedel almayın çünkü o insan orada yaşasın, emeğiyle o ormandan faydalansın, nimetlensin. Oradan aldığınız bedelle neyi kurtaracaksınız? Hiç bedel almadan, o insanlar, orada ektiği, sürdüğü, aşıladığı zeytinin geliriyle yaşasın. Onu tutup bir de ona satmanın bir anlamı var mı? Dolayısıyla, kafamızı kuma sokmayalım değerli milletvekilleri. Millet adına kullandığınız siyasi erkin gereğini, siyasi gücün gereğini bu millet için kullanmak mecburiyetindesiniz.

Yine, yasaklar koyarak, kamu gereklerine göre… Nasıl yapacağız bunu? Ben size bir şey söyleyeyim: Ben orman mühendisiyim. Orman işletme veya orman mühendisleri, orman bölge şefleri idare etmesin, orman muhafaza memurları idare etmesin, ormanların içerisinden arabayla bile geçemezsiniz. Mevcut kanun… İşte Sayın Müsteşar karşımda oturuyor. Ormana zarar vereceğiniz varsayımıyla orman muhafaza memuru sizi ormanın içinden geçen yoldan geri çevirebilir. Tekrar ediyorum: Bu mevcut ormancılık anlayışının merkezinde insan yok, orman var, ormanı koruma var, E bu yanlış bir anlayış, bunu düzeltmek noktasında engeliniz yok. Evet, orman mühendisleri cansiparane çalışıyor, fedakârca çalışıyor. “Orman idaresi” derler biliyor musunuz “orman işletmesi” demezler Orman Genel Müdürlüğünün taşradaki uzantılarına. Niye? Çünkü orman mühendisleri idare ettikleri için; idare etmeseler, orman içinde yaşayan bir tek insan olmaz, canlıyı bile yaşatmazlar; kanun bu. E bunu düzeltelim. “Ormanlara hayvan sokulması yasaktır.” dedikten sonra sizin arkaya dizdiğiniz hiçbir şeyin anlamı yok.

Dolayısıyla ben şundan endişeliyim: Bu torba yasa referandum öncesinde referandum rüşvetiydi. Uzattınız, uzattınız, seçimin öncesinde çıkartıyorsunuz. Bu bir seçim rüşveti olarak kullanılacak. Siz akıllısınız, millet aptal değil. Yarın Toros dağlarına giderek “Keçiye serbestlik verdik.” diye propaganda yaparsanız yalan söylemiş olursunuz.

Değerli milletvekilleri, özür dileyerek söylüyorum, eğer bu çıkarttığınız düzenlemeyle seçim öncesinde orman içi köylüsüne giderek “Keçiye serbestlik bıraktık, artık, keçileriniz ormana girer.” diye bir propaganda yaparsanız -çok doğrudan söylüyorum- doğruyu söylememişsinizdir.

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Efendim, Mersin’e giderek izah edeceğim ben. Siz merak etmeyin.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Buna sizi yakıştırmam, buna müsaade etmeyin.

Çok teşekkür ederim. Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Şandır.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

187’nci madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 187 nci maddesinde yer alan “yüzyetmiş” ibaresinin “ikiyüz” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

           Behiç Çelik                             Mehmet Şandır                            Erkan Akçay

              Mersin                                       Mersin                                       Manisa

       Mustafa Kalaycı                         E. Haluk Ayhan                          Mehmet Günal

               Konya                                       Denizli                                       Antalya

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın 187 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

      Mustafa Özyürek                         Harun Öztürk                           Hüseyin Pazarcı

              İstanbul                                        İzmir                                       Balıkesir

            Atilla Kart                        Ramazan Kerim Özkan              Ferit Mevlüt Aslanoğlu

               Konya                                       Burdur                                      Malatya

                                                           M. Fatih Atay

                                                                 Aydın

Madde 187 – 19/6/1994 tarihli ve 540 sayılı Devlet Planlama Teşkilatı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 2 nci maddesinin onikinci fıkrasının altıncı cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Rehberler hariç olmak üzere Merkezde her ne şekilde olursa olsun istihdam edilecek personel sayısı yüzyetmiş kişiden fazla olamaz.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ RECAİ BERBER (Manisa) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Fatih Atay, Aydın Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)

M. FATİH ATAY (Aydın) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın milletvekilleri, 606 sıra sayılı torba yasanın sekizinci bölümünde madde üzerindeki değişiklik önergesi üzerine söz aldım, yüce heyeti saygıyla selamlarım.

Sayın milletvekilleri, siyaset yapan hepimiz, milletvekilleri olarak bazı sorumluluklar içerisindeyiz. Hükûmet devleti yönetiyor, bazı sorumlulukları var, bununla ilgili de bazı icraatlar da bulunuyor. Hükûmet son zamanlarda, Dışişleri Bakanımızın göreve gelmesinden sonra, yeni bir söylem tutturdu; “Komşularımızla sıfır sorun.” anlayışı içerisinde bir dış politika yapmayı tercih ettiklerini söyledi ve bunda da çok başarılı olduklarını bu kürsüde, medyada, gazetelerde, dışarıdaki toplantılarda dile getirdiler.

Değerli arkadaşlarım, bizim ülkemiz gerçekten çok stratejik bir bölgede, güneyimizde Suriye, Irak, İran, Ermenistan gibi çok önemli ülkeler var, bunlarla ilgili sorunlarımızı sıfıra indirmeyi kim istemez? Bu ülkede yaşayan bütün insanlar, ülkemizin komşularıyla ilgili sorunlarının olmamasından dolayı elbette büyük bir mutluluk duyar ama arada sorunlar da olabilir ancak bizim dış politika konusunda hiç aklımıza gelmeyen, tek sorun bile çıkmasını rüyamızda bile görsek inanamayacağımız bir ülke vardı ki o da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ydi, maalesef onunla da sorun çıktı arkadaşlar. Böylesine başarılı olduğu iddiasında olan bir Dışişleri Bakanı, hiç rüyamızda bile görsek inanamayacağımız bir ülke ile sorun çıkması hâlinde kendisinin başarısız olduğu inancıyla istifa etmeyi düşünmüyor mu acaba?

Değerli arkadaşlarım, bir başka konuyu da, bir başka bakan arkadaşı da burada eleştirmek istiyorum. Kendisi burada yok ama inanın tarihimizde ilk kez –öyle hatırlıyorum bu yaşımda- Kurban Bayramı’nda -et ithal etmek için- ihtiyacımızı karşılamak için canlı hayvan ithal edilmesine neden olan bir Tarım Bakanımız oldu, hayvancılıkla ilgili olan olayı yerine getiremedi, başarısız oldu. Bununla ilgili olarak hepimizin vicdanının sızladığını biliyorum. Peki, bu arkadaşımız başarısız olduğu inancıyla istifa etmesi gerekmiyor mu, böyle bir şey düşünmüyor mu arkadaşlar ya? Hepimiz milletvekiliyiz, hepimiz sorumluluk anlayışı içerisindeyiz.

Değerli milletvekilleri, Sayın Çevre Bakanı dün Karadeniz’e gitti –buradaydı Sayın Bakan- ama oradaki öğrenciler protesto ettiler. O öğrenciler de düşüncelerini aktarabilmek için keşke o toplantıya alınsalardı, düşüncelerini söyleselerdi ancak polisin gerçekten çok fazla şiddet kullanması herkesin gözünü korkuttu. O polisin, yerde yatan çocuğun boğazına ayağıyla beraber basışı herkesin… Bugün kamuoyunda, fotoğraflardan izledik gerçekten çok acı verici bir fotoğraftı. Bunların bir daha yaşanmamasını diliyorum.

Bir de Sayın Başbakan Yardımcımıza bağlı olan RTÜK’le ilgili olarak müfettişler bir şey buldular arkadaşlar, yazılım ihalesinde yolsuzluk yapıldığı konusunda tespitte bulundular. Halkın parası bu, devletin parası, hepimizin parası. Yemin ettik, yasa yapacağız ve denetim görevimizi yerine getireceğiz. Ben, böyle bir usulsüzlüğün eski Başkan tarafından sümen altı edilmesini içime sindiremiyorum. Ben inanıyorum, hepinizin de içinize sindirdiğinizi düşünmüyorum. Tanıdığım kadarıyla Sayın Arınç’ın da böyle bir şeyi içine sindirdiğini düşünemiyorum.

Peki, bunu araştırmamız gerekmiyor mu, bunu soruşturmamız gerekmiyor mu arkadaşlar? Halkın parasını kötü harcayan, zamansız harcayan, usulsüz harcayan insanlara karşı bir tepki, bir tedbir alınması gerekmiyor mu arkadaşlar? Böyle bir sorumluluğumuz yok mu? Bu sorumluluğumuzu yerine getireceğimizi düşünüyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Karar yeter sayısı…

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Atay.

Karar yeter sayısını arayacağım.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…

Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı yoktur, birleşime bir saat ara veriyorum.

                               

Kapanma Saati . 19.04
 

 

ALTINCI OTURUM

Açılma Saati: 20.04

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Harun TÜFEKCİ (Konya)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 64’üncü Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.

606 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 187’nci maddesi üzerinde verilen Aydın Milletvekili Fatih Atay ve arkadaşlarının önergesinin oylanmasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.

Şimdi önergeyi yeniden oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısını arayacağım.

Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 187 nci maddesinde yer alan “yüzyetmiş” ibaresinin “ikiyüz” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

        Mehmet Şandır (Mersin) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen?

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Emin Haluk Ayhan konuşacak efendim.

BAŞKAN – Emin Haluk Ayhan, Denizli Milletvekili, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)       

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Önergemizle, görüşülmekte olan tasarının 187’nci maddesinde yer alan “yüzyetmiş” ibaresinin “ikiyüz” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ediyoruz. Gerekçemiz ise, Devlet Planlama Teşkilatı madem ihtiyaç duydu böyle bir şeye, bu düzenlemeyle bunun artırılması. 

Şimdi, Devlet Planlama Teşkilatında yirmi sene ben de çalıştım. Ücret olarak, burada çalışan arkadaşlarımız, kalifiye personel olmalarına rağmen, diğer kamu kuruluşlarına göre irtifa kaybetti. Personel niteliği açısından durum düşündürücü. Makroekonomide çok kıymetli uzmanlar olmasına rağmen, eskiden en önde değerlendirme yapabilen bir kuruluş bugün diğer kurumların gerisinde kaldı ve makroekonomik değerlendirmeleri sadece yazılı metinlerde. Gerek ilgili Sayın Bakan gerekse yöneticiler açısından değerlendirdiğinizde Devlet Planlama Teşkilatının makroekonomiye yaklaşımda ülke genelinde geride kaldığı ifade ediliyor, böyle düşünülüyor.

Şimdi, tabii ki  bu önemli. Ancak Devlet Planlama Teşkilatı, Bakanlar Kurulu kararı eki olarak 2011 yılı programını yayınladı. Ondan önce de Yüksek Planlama Kurulunda gözüken genel ekonomik ve hedef yatırımlar… Bunlar da 2011 yılında Yüksek Planlama Kurulunda görüşüldü. Daha sonra Plan Bütçede de konu değerlendirildi, bütçe geçti. Fakat şöyle bir  problem vardı: Hükûmet -şu gördüğünüz orta vadeli programın özeti ama- orta vadeli programı ne yapması lazımdı? Mayıs ayı sonunda açıklaması lazımdı. Hükûmet “Rakamlarım yanlış olur.” diye korktu. Hukuku çiğnedi, ileride yargılanma pahasına 10 Ekimde bunu teslim etti. 10 Ekimde bütçe de geldi, 10 Ekimde bütçe çağrısı da geldi, 10 Ekimde Planlamanın yatırım genelgesi de geldi. Her şey 10 Ekimde geldi. Yani ne yaptınız? Bütçenin çıkmasının dibine doğru her şeyi koydunuz. Sırf ne uğruna? Biz tahminlerde yanılmadık, uluslararası konjonktür böyle der… Farklı demenize rağmen yine de yanılmamak için tahmini sonuna kadar, hukuku da zorlayarak nereye götürdünüz? Ekimin 10’una kadar götürdünüz. Bütçeyi de 15 Ekimde verdiniz, zaten Anayasa gereği 17 idi. Hatta “Anayasa’nın gereğini iki gün önce yerine getirdik.” diye de millete bir şeyler söylenildi ama işin haddizatında beş ay piyasalar sizin ne yapacağınızı bilmeden, ne yaptı? Hareket etti, bilmeden hareket etti. Kesilmiş tavuk başı gibi fırladı kaçtı milletin elinden, millet sallandı gitti.

Şimdi, bakın, dış ticaret rakamları açıklandı: 113,9; 2010 için, 111,7  demişsiniz. İthalat ne oldu milyar dolar olarak? 177,5 demişsiniz. İhracatta 1 milyar dolar fark, ithalatta aşağı yukarı 9-10 milyar dolar fark.

Devam ediyoruz… Dış ticaret dengesi “65 milyar dolar” demişsiniz, 72 milyar dolar olmuş. Yani neredeyse gerçekleştiği zaman siz bu rakamları yazdınız. Cari işlemler dengesi ne dediniz? “39 milyar dolar olacak.” dediniz.  Tövbe, 50 olmadı da 49 oldu, 48,6 oldu.

Şimdi devam ediyoruz… Bunun dışında bütçe rakamlarını da benzer şekilde ilan etmeye çalıştınız ama netice orada da hasıl olmadı. Hatta orada şöyle bir şeyi de ifade ediyorsunuz: “Bütçe açığı bir önceki seneye göre  yüzde 25 azaldı.” Azaldı da 2008’de 17 milyar TL idi, şimdi 39-40 milyar TL’ye çıktı. Yani şu hazırlananları neredeyse dün hazırladınız, daha bir ay geçmeden bütün hepsi yok oldu.

Devlet Planlama Teşkilatının Müsteşar Yardımcısını, kendi getirdiğinizi alıyorsunuz, kamuoyuna öcü gibi takdim ediyorsunuz, Kıbrıs’a ne yapıyorsunuz? Öcü gibi takdim edip oraya koyuyorsunuz. O insana da yazık, Kıbrıs’a da yazık, Türkiye Cumhuriyeti’ne de yazık. Ben, fazla uzatmak istemiyorum.

Saygılar sunuyorum.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. (MHP sıralarından alkışlar) 

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Karar yeter sayısı, Sayın Başkan…

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum ancak karar yeter sayısı arayacağım.

Kabul edenler… Kabul etmeyenler…

Kâtip üyeler arasında anlaşmazlık olduğu için elektronik cihazla oylama yapacağım.

Bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır; önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

188’inci madde üzerinde üç adet önerge vardır; gelişlerine göre okutup, aykırılıklarına göre işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 188 inci maddesindeki "yüzde 1'inden" ibaresinin "yüzde 2'sinden" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

        Mehmet Şandır                             Behiç Çelik                              Erkan Akçay

              Mersin                                       Mersin                                       Manisa

       Mustafa Kalaycı                         Mehmet Günal                         E. Haluk Ayhan

               Konya                                       Antalya                                      Denizli

                                                         Kemalettin Nalcı

                                                               Tekirdağ

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na

606 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve 188'inci Maddesi ile 5092 sayılı kanunun 18'inci maddesinin değiştirilen 3'üncü fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

         Ayla Akat Ata                             Nuri Yaman                            Şerafettin Halis

              Batman                                        Muş                                         Tunceli

      M. Nezir Karabaş                        İbrahim Binici                                      

                Bitlis                                       Şanlıurfa                                          

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" nın 188 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

      Mustafa Özyürek                         Harun Öztürk                            Rahmi Güner

              İstanbul                                        İzmir                                          Ordu

  Ferit Mevlüt Aslanoğlu                   Hüseyin Pazarcı                   Ramazan Kerim Özkan

              Malatya                                     Balıkesir                                     Burdur

                                                              Atilla Kart

                                                                 Konya

Madde 188- 29/5/2009 tarihli ve 5902 sayılı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 18 inci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

"(3) İl Afet ve Acil Durum Müdürlüklerinin harcamaları, il özel idarelerinin bütçelerine bu amaçla konulacak ödenekten karşılanır. İl özel idareleri, bu harcamaları karşılayacak ödeneği ilgili yıl bütçesinden tefrik etmek zorundadır. Bu şekilde tefrik edilecek ödenek tutarı her hâlükârda il özel idaresinin ilgili yıl bütçesinin yüzde 1'inden az olamaz. Müdürlüklerin personel harcamaları ve personel ile ilgili diğer harcamaları Başkanlık bütçesinden karşılanır. İl özel idarelerinin afet ve acil durumlar ile sivil savunmaya ilişkin hizmetler kapsamındaki yatırım projelerinden Başkanlıkça uygun görülenlere Başkanlık bütçesinden belirlenen tutarda yardım yapılabilir. Harcamalarda, İl Özel İdaresi Kanununda il genel meclisi ve il encümenine verilen yetkiler vali tarafından kullanılır."

"(6) Müdürlüklerin il dışı geçici görevlendirmeleri Başkanlıkça yapılır.

(7) Başkanlık faaliyete geçtikten sonra bu Kanun kapsamında valiliklerce tesis edilen iş ve işlemler dolayısıyla açılmış ve açılacak davalar valilikler husumetiyle yürütülür ve bunlar hakkında geçici 1 inci maddenin üçüncü fıkrası hükmü uygulanmaz."

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Rahmi Güner, Ordu Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)

Buyurun Sayın Güner.

RAHMİ GÜNER (Ordu) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 606 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 188’inci maddesine bazı fıkraların ilave edilmesi için önerge verdik, bu önerge doğrultusunda söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, bu 188’inci madde gerçekten Türkiye’de çok önemli sorunları arz eden, sorunların çözümünde katkıda bulunacak olan bir maddedir. Dikkat edilirse Türkiye'nin birçok yerinde, erozyon gibi, toprak kayması gibi felaketler olmaktadır. Bazı bölgelerimizde yine deprem felaketleri olmakta ve bu gibi felaketlere karşı bir tedbir almak durumundayız. Bu tedbir alma şeyinde özel idarelerin bütçelerinden yüzde 1 şeklinde bir ödenek ayrılması kabul edilmiş. Acaba bu yeterli mi, değil mi? Tartışılacak bir konu olarak bunu görüyorum.

Değerli arkadaşlarım, daha önce kendi bölgemizde, bilhassa Karadeniz’de erozyon gibi, toprak kayması gibi olaylar devamlı olmaktadır. Yine, bu bölgemizde hassas olan fındık konusunda 5 Nisan 2004 tarihinde bir don afeti olmuştu. Bu afete karşı da Hükûmet tarafından bir zarar tespit edilmişti. Bu zarar 297 milyon TL fakat öyle bir durum oldu ki, 2004 senesinden beri, 2011 senesindeyiz, bu para Hükûmet tarafından hâlen ödenmedi. 2009 tarihli bütçede de yine bunun ödenmemesine dair bir karar alındı, ödemeden çıkarıldı. Şu anda 169 milyon TL para ödenmemiş durumdadır.

Değerli arkadaşlarım, bu konuda gerçekten çok önemli bir sorun olduğunu belirttim fakat önemli bir sorun da şu: Bugün, Karadeniz Bölgesi’nde en önemli geçim kaynaklarından birisi olan fındık konusunda Hükûmetin hiçbir tedbir almaması ve bu üreticinin alın terinin, emeğinin karşılanmaması, değerlendirilmemesi, üretici kuruluşu FİSKOBİRLİK’in tamamen devreden çıkarılması gibi durumlarda büyük bir göç meydana gelmiştir. Bir milletvekili arkadaşım bu göçün daha önceden fazla kayıt yapılmasından ileri geldiğini söylüyor ama dikkat edilirse ekonomik krizden, ekonomik çıkmazdan bunun meydana geldiğini maalesef söylemek istememektedir.

Ben bu arkadaşıma bazı yatırım ve tesisleri hatırlatmak istiyorum. Giresun’da geçmişte çok önemli bir kâğıt fabrikası vardı. Bu kâğıt fabrikasında hem Giresunlu hem Ordulu işçiler çalışmaktaydı. Soruyorum, ne oldu bu fabrika? Ortadan kayboldu gitti ve binlerce işçi de işsiz kaldı.

Değerli arkadaşlarım, yine, fındık konusunda, dikkat ederseniz, Giresun’da 2 bin küsur işçi çalıştıran entegre tesisleri vardı. Bu tesiste sadece Giresunlular değil, Ordulular da çalışmaktaydı, maalesef, dikkat ederseniz, bu fabrika da tamamen ortadan kalktı. Şimdi bu fabrikanın olduğu yeri de üniversiteye devretme durumu ortaya çıktı.

İşte bu ekonomik krizlerden, bu ekonomik çıkmazlardan, dikkat ederseniz, Karadeniz Bölgesi’nde büyük göç başladı. İşte Karadeniz’in iki güzide ili olan Giresun ve Ordu, bugün, gerçekten, ekonomik çıkmazda olan il durumundadır ve bu illere işçi istihdam edecek olan yatırım konusunda da ne bir özel teşebbüsü teşvik var ne de devletin bir teşvik yatırımı var. O bakımdan bu göçlerin meydana geldiğini ben belirtmek istiyorum değerli arkadaşlarım. İşte, bu çıkmaza karşı hiçbir tedbir de alınmış değildir ve bu ekonomik sıkıntı iki tane ilde de devam etmektedir.

Herhâlde sürem bitiyor. Geri kalan kısmı bir dahaki önergede konuşacağım. Onun için hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

606 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve 188’inci Maddesi ile 5092 sayılı kanunun 18’inci maddesinin değiştirilen 3’üncü fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

        Ayla Akat Ata (Batman) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Nuri Yaman, Muş Milletvekili… (BDP sıralarından alkışlar)

M. NURİ YAMAN (Muş) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlar, vermiş olduğumuz önergenin ilgili değişikliği üzerine söz almış bulunuyorum. Bu nedenle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Gerçekten bu maddeyi incelediğim zaman ilgili arkadaşlardan da gerekçesinin ne olduğunu sordum ve şu saate kadar da gerekçesine ulaşmış değilim. Yani deyim yerinde ise, bundan beş yıl önce 5302 sayılı İl Özel İdaresi Yasası’nı çıkaran aynı Hükûmet, bu defa o Yasa’da yerinden yönetim ve demokrasinin yerelde gelişmesini sağlamaya yönelik il genel meclislerine, il encümenine ve ilin valisine verilen ayrı ayrı yetkiler arasında şimdi bir karmaşaya gidecek şekilde bir düzenleme getiriyor.

Değerli arkadaşlar, söz konusu İl Özel İdaresi Yasası’nın 3’üncü maddesinde organları sayılırken il genel meclisi, il encümeni ve vali olarak sayılmış ve hepsinin de yetki ve görevlerini ilgili maddelerinde net ve açık olarak göstermiştir. İl genel meclisinin görevlerini 10’uncu maddede tadat etmiş, yine il encümeninin yetkilerini 26’ncı maddesinde ve valinin de görev ve yetkilerini aynı Yasa’nın 30’uncu maddesinde sıralamıştır. Bildiğiniz gibi, beş yıldan bu yana illerimizde il genel meclisi başkanlıklarını artık valiler yürütmüyor ve il encümeninin de başkanlığını artık ya sayın valinin görevlendirdiği bir vali yardımcısı veya genel sekreter yürütüyor.

Şimdi, bu düzenlemeyle, yeni bir özel yasayla valiye il özel idaresinin yasasında verilmeyen bir yetkinin bu birimlerden encümenin ve il genel meclisinin yetkileri gasbedilerek sadece afet ve acil durum il müdürlükleri harcamaları için verilmesine ben bir anlam veremedim. Lütfen, bunu bilen biri varsa çıksın buradan izah etsin.

Şimdi, bu, tabii, günlük harcamaların dışında yıllık çalışma ve yatırım programları yapılacak. Bunun tek yetkilisi il genel meclisidir. Yine, il özel idaresine ait gayrimenkullerin her türlü satışı, tahsisi ve benzeri işlemler il genel meclisinin kararlarına bağlıdır. Aynı şekilde il encümeni de hem bu çalışma programlarını il genel meclisine önermede bulunacak ve bir de il özel idaresiyle ilgili kamulaştırma işlemlerini yapacaktır. Şimdi, bu durumda yasaların, ilgili kamulaştırma yasasının bir il özel idaresiyle ilgili il afet ve acil durum il müdürlüğü için bir kamulaştırma işlemi söz konusu olduğunda acaba sayın valiler hangi yasaya göre ne gibi karar vereceklerdir?

Yine, il genel meclislerince kabul edilen yatırım programlarında eğer bütçeye konulmuş olan o yüzde 1 paylarla il afet acil yardım işlemleri için bir harcama yapılacaksa, programda olmayan ve yatırıma alınmayan bir harcamayı sayın vali nasıl yapacak? Bu yasanın ilgili maddesinin gerekçesini arkadaşlarımız değerlendirdiler mi, değerlendirmediler mi, bilmiyorum. Ancak, gördüğüm kadarıyla, yıllarca bu işin içinden gelen bir kişi olarak şunu net ve açık olarak söylüyorum: Burada tamamıyla il genel meclislerinin ve il encümenlerinin yetkilerinin bir şekilde gaspı söz konusu. Hani, günlük harcamalarla ilgili olarak il afet ve acil işlerle ilgili herhangi bir harcama, günlük harcamalarla ilgili olarak da yine encümenin ve ilgili kurulun, eğer bir ihale yapılacaksa ihale kurulunun kararı olmadan sayın vali bu yapılacak yatırımları ve bu işlemleri nasıl yürütecek, gerçekten hayret ediyorum.

Bir de il özel idareleri bütçelerine bütçenin yüzde 1’inden az olmamak üzere ödenek konulması isteniyor. Tabii bu konuda acil işlerde kullanmak üzere ödenek ayrılması güzel. Ama hepimiz biliyoruz ki, il özel idarelerine genelde buna benzer yasal paylarla ilgili ve diğer birtakım katılım paylarıyla ilgili ayrılan ödenekler, yıllarca ve yıllarca ilgili birimlere gitmemiştir.

Diliyorum ve umuyorum ki bu yüzde 1 ayrılan afet ve acil işlerle ilgili ödeneklerin bu amaçlara uygun olarak kullanılması ancak hem il genel meclisinin ve hem de encümen yetkilerinin gasbedilmesinin de yasaya aykırı bir işlem olduğunu belirtir, hepinizi saygıyla selamlarım. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

III.- YOKLAMA

(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Yoklama istiyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunacağım ancak bir yoklama talebi var, yerine getireceğim.

Sayın Hamzaçebi, Sayın Aslanoğlu, Sayın Özyürek, Sayın Öztürk, Sayın Tan, Sayın Güner, Sayın Köse, Sayın Bingöl, Sayın Özkan, Sayın Özer, Sayın Kart, Sayın Pazarcı, Sayın Emek, Sayın Tüzün, Sayın Hacaloğlu, Sayın Serter, Sayın Ünsal, Sayın Okay, Sayın Arslan, Sayın Baratalı, Sayın Sönmez.

İki dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

2.- Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606) (Devam)

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 188 inci maddesindeki "yüzde 1'inden" ibaresinin "yüzde 2'sinden" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                      Mehmet Şandır (Mersin) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa)- Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Kemalettin Nalcı, Tekirdağ Milletvekili.

KEMALETTİN NALCI (Tekirdağ) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın sekizinci bölümünün 188’inci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz değişiklik önergesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, tasarının 188’inci maddesiyle 29/5/2009 tarihli ve 5902 sayılı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 18’inci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Henüz iki yılını doldurmamış bir kanun üzerinde bugün değişiklik yapılmasına ihtiyaç duyulması, kuruluş aşamasında kanunun yanlış kurgulandığına delalettir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, bir buçuk yıl önce çıkarılan bu kanunla oluşturulan teşkilat ve sistemle ilgili yaşanacak sorunlar konusunda uyarılarda bulunmuştuk ve muhalefet şerhinde de bu durumu ifade etmiştik. Nitekim, sistemde yaşanan sorunlar nedeniyle kanunun ilgili maddelerinde değişikliğe gidilmiştir.

Saygıdeğer milletvekilleri, il afet ve acil durum müdürlükleri bütçe ve ödeneklerini belirlemek de, il özel idare bütçeleri içerisinde il genel meclislerinin kararıyla oluşturulmaktadır. Temel yetki ve imkânları olmayan bütçe ve malî yönetim içerisinde sadece personelle ilgili harcamaların başkanlık bütçesinden karşılanacağı; tüketime yönelik mal ve malzeme alımları, yoksulluk hizmet alımları, gayrimenkul bakımı ve onarım giderleri, tedavi giderleri gibi birçok temel ödeneklerin nasıl ve hangi birim tarafından karşılanacağı belli olmadığı için malî açıdan zayıf bir yapı oluşturmuştur.

Bu tasarıyla yapılan değişikliklerde, müdürlüklerin personel harcamaları ve personelle ilgili diğer harcamalarının başkanlık bütçesinden karşılanması, il özel idarelerinin afet ve acil durumlar ile sivil savunmaya ilişkin hizmetler kapsamındaki yatırım projelerinden başkanlıkça uygun görülenlere başkanlık bütçesinde belirlenen tutarda yardım yapılabilmesi, müdürlüklerin il dışı geçici görevlendirmesinin valiliklerin yanı sıra, ihtiyaç duyulması hâlinde başkanlıkça resen de yapılabilmesi, sivil savunma müdürlüklerinin bulundukları ilin il afet ve acil durum müdürlüklerinin bünyesinde ve il afet ve acil durum müdürlüğü emrinde görev yapmaları hususları düzenlenmektedir. Ancak sonuç olarak, getirilmeye çalışılan söz konusu düzenlemeler ile ödenekler, harcırahlar, yetkiler Başkanlık ile valilikler arasında birbirine geçmiş, daha da karmaşık bir yapı almıştır değerli milletvekilleri.

Saygıdeğer milletvekilleri, bilindiği gibi Afet İşleri Bayındırlık Bakanlığından geçen sene alınarak Başbakanlığa bağlanmıştır. Ama o kadar hantal ve siyasi bir yapıya kavuşturulmuştur ki… Ben burada sizlere bir şeyden bahsetmek istiyorum. Geçen sene Tekirdağ’da Kumbağ bölgesinde, Saray bölgesinde sel felaketleri yaşandı; bu, diğer bölgelere de rücu etti. Ama şu ana kadar o bölgelerde yapılan çalışmaların hiçbirisiyle ilgili ödemeler belediyelere yapılmadı. O zaman şunu soruyorum: Bu Afet Başkanlığı ne işe yarar? Ki o zaman, tüm siyasiler burada, diğer Tekirdağ milletvekillerimiz de burada, buna eğer cevap verirlerse ben çok sevineceğim. İktidar milletvekillerimiz de gitti. Kumbağ altyapısı çökmüş durumda. Geliri çok ufak olan bir yer ve şu anda sağlıksız altyapıyla o bölge, hâlen, yaşamaya mahkûm edilmiş durumda. O zaman, o kadar devlet memurunu boşu boşuna göndermeye gerek yok eğer bir şey yapılmayacaksa. Yapılan ortada. Saray da aynı. Saray bölgesine de gidildi, 4 cana mal olan yer. Altyapılar çöktü. Yardımlar gelecek… Ve bir kuruş yardım yapılamadı. Ha o andaki sellerden dolayı vatandaşlara 3 kuruş para verildi ama yerleşim birimi yerel yönetimlere, afet yönetimine para verilmedi. Burada partizanlık yapılmaktadır. Bunun bir şekilde düzeltilmesi gerekmektedir.

Hepinize saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

189’uncu madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 189 uncu maddesinde yer alan "yaparlar" ibaresinin "alırlar" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

           Behiç Çelik                             Mehmet Şandır                         Mustafa Kalaycı

              Mersin                                       Mersin                                        Konya

         Erkan Akçay                                Alim Işık                            Emin Haluk Ayhan

              Manisa                                     Kütahya                                      Denizli

                                                          Mehmet Günal

                                                                Antalya

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın 189 uncu maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

      Mustafa Özyürek                          Harun Öztürk                           Hüseyin Pazarcı

             İstanbul                                        İzmir                                       Balıkesir

      R. Kerim Özkan                           Rahmi Güner                                Atilla Kart

              Burdur                                         Ordu                                         Konya

                                                    Ferit Mevlüt Aslanoğlu

                                                                Malatya

Madde 189- 5902 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"(3) Müdürlükler görev yaptıkları ilin il afet ve acil durum müdürlüğü emrinde görev yaparlar."

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Kabul etmiyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Rahmi Güner, Ordu Milletvekili.

Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

RAHMİ GÜNER (Ordu) – Değerli arkadaşlarım, bir önceki önergede Karadeniz Bölgesi’nin bu afet konusunda bayağı önde olduğunu, sıkıntılı olduğunu belirtmiştim.

Değerli arkadaşlarım, bu konuda ben alınan tedbirlerin yetersiz olduğunu görüyorum. Ayrıca, daha önce de belirttiğim gibi, don afetinden verilen paraların ödenmemesine dair de bir karar alındığını ve bu yönden de bu üreticilerin mağdur olduğunu belirttim.

Değerli arkadaşlarım, Karadeniz’de iki tane il var: Birisi Ordu, birisi Giresun. Bunların ikisinin de sorunları çok iç içedir. Bunu şu şekilde tarif etmek istiyorum: İki il tek halk durumundadır.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Güner,  Trabzon da var.

RAHMİ GÜNER (Devamla) -  Bütün üretimi de, ürünleriyle, sorunlarıyla gerçekten bu iki il sizin sekiz yıllık iktidarınızda hiçbir hizmet almamıştır. Şu anda bu iki ilin bir talebi var. Bu talepleri on beş sene önce mendirek temeli atılan ve yeri belirlenen, ta o zaman krokisi çizilen ORGİ Havaalanıdır. Siz sekiz sene beklediniz. Bu temeli atılan havaalanına hiçbir yatırım yapmadınız. Yalnız 2011 seçimleri geldiğinde, tuttunuz “Biz şimdi bunu yapacağız.” diyorsunuz. Bu halk size ne kadar güvenecek, ne kadar inanacak, onu zaman gösterecektir. Elbette ki böyle bir hizmetin yapılmasını biz Cumhuriyet Halk Partililer, her şeyden önce biz istiyoruz ve yapılmasını da arzuluyoruz değerli arkadaşlarım.

Bu iki ilin milletvekili sayısı 5’ten 4’e, 7’den 6’ya düştü. Acaba neden düştü? Bunun cevabını ben yüce Mecliste sormak istiyorum değerli arkadaşlarım. Bugün, sekiz senede, benim ilimde, Ordu’yu 200-300 bin kişi terk etti gitti. Ekonomisi iyi de madem neden gitti değerli arkadaşlar? İşte, daha önce de belirttik yine, 6,5-7 milyon lira olan fındık fiyatını 2,5 liraya düşürdünüz, 3 liraya düşürdünüz, tamamen FİSKOBİRLİK’i ortadan kaldırdınız, yerine Toprak Mahsulleri Ofisini getirdiniz. Toprak Mahsulleri Ofisinin fındıkla ne ilgisi vardı Allah aşkına ve o Toprak Mahsulleri Ofisinin uygulamasıyla devleti de milyonlarca lira zarara soktunuz, daha sonra da Sayın Başbakan dedi ki Trabzon’da: “Toprak Mahsulleri Ofisinin fındıkla ne alakası var?”

Değerli arkadaşlarım, kim getirdi Toprak Mahsulleri Ofisini? Neden FİSKOBİRLİK’i kapattınız? 230 küsur bin ortağı olan bir kuruluşu ortadan kaldırdınız, tesislerini yok ettiniz.

Değerli arkadaşlarım, bu FİSKOBİRLİK’in fabrikalarında sadece 2-3 bin kadın çalışmaktaydı, evine ekmek götürmekteydi. Bunlar yok oldu gitti. Entegre tesisi kapandı gitti. Fabrikalar kapandı gitti, büyük bir ekonomik darboğaza girildi değerli arkadaşlarım.

Yine bir konuyu daha belirtmek istiyorum. Karadeniz’in yetiştirdiği koyun ve sığırın, hayvanın eti hiçbir yerde kalite bakımından yoktur. En kaliteli koyun eti, sığır eti Karadeniz Bölgesi’nde yetiştirilir. Ne oldu? Ordu’nun yaylalarında binlerce koyun vardı; değerli arkadaşlarım, yüzlerle sayılacak duruma indi. Giresun yaylalarında böyle idi, Trabzon yaylalarında böyle idi. Ne oldu? Siz hayvancılığı da yok ettiniz. Geçen televizyonda gördüm, binlerce koyun Avustralya’dan ithal ediliyor değerli arkadaşlarım ve şunu belirtmek istiyorum. Çok değerli arkadaşım kürsüden dedi. Bütün bu uygulamalara karşı Sayın Tarım Bakanı hâlâ görevde. Türkiye’yi zarara sokan, Türkiye’yi yabancı ülkelere muhtaç eden, hayvan ithal eden, ettiren bir Tarım Bakanı hâlâ görevde değerli arkadaşlarım. İşte bizim bölgemizin en önemli sorunlarından birisi, bizim ilçelerimizde hayvanlar kesim için İstanbul, Ankara, İzmir’e giderdi, şimdi dışarıdan Karadeniz Bölgesi’ne kesim hayvanları gelmektedir değerli arkadaşlarım. Teşvik yok, bu konuda üreticiyi...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

RAHMİ GÜNER (Devamla) - ...hayvancılıkla geçimini sağlayanları destekleme yok. İnşallah, bu sorunları biz iktidara geldiğimiz zaman çözeceğiz. Siz de bir gün bizim bunları nasıl yaptığımızı uygulamalarımızla göreceksiniz. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Güner.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

H. HASAN SÖNMEZ (Giresun) – Sayın Başkan, 60’a göre kısa bir söz istiyorum, Sayın Vekilin açıklamalarıyla ilgili.

BAŞKAN – Buyurun, yerinizden bir dakikalık süre veriyorum.

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

6.- Giresun Milletvekili H. Hasan Sönmez’in, Ordu Milletvekili Rahmi Güner’in, konuşmasında Hükûmetin Ordu ve Giresun illerinde yatırım yapmadığı sözlerine ilişkin açıklaması

H. HASAN SÖNMEZ (Giresun) – Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Ordu Milletvekilinin açıklamalarını dinledim ve hayretler içinde kaldım. Çünkü Ordu ve Giresun illerine Hükûmetimiz tarafından herhangi bir yatırım yapılmadığı şeklinde bir açıklamada bulundu, özellikle havalimanıyla ilgili. Ordu ve Giresun’da yaşayan vatandaşlarımız, her iki ilimize Hükûmetimiz döneminde yapılan yatırımları yakinen takip etmekte, takdir etmekte ve her seçimde bunu takdirleriyle beraber sandığa yansıtmaktadır.

Son olarak, bilindiği gibi 2011 yılı yatırım programına havalimanıyla ilgili proje alınmış, ödeneği ayrılmış, yeterli ödenek şu anda DPT tarafından aktarılmış. Şu anda ihale aşaması sürmektedir. O nedenle, vatandaşlarımızın yanlış bilgilendirilmemesi açısından bu açıklamayı yapma ihtiyacı duydum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

2.- Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606) (Devam)

BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 189 uncu maddesinde yer alan " yaparlar" ibaresinin " alırlar" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                        Alim IŞIK (Kütahya) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Alim Işık, Kütahya Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)

ALİM IŞIK (Kütahya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 189’uncu maddesinde yer alan bir değişiklik için önerge verdik. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Önerge, söz konusu tasarının 189’uncu maddesinde geçen üçüncü fıkranın “(3) Müdürlükler bulundukları ilin il afet ve acil durum müdürlüğünün bünyesinde ve il afet ve acil durum müdürlüğü emrinde görev yaparlar.” ibaresindeki “yaparlar”ın “görev alırlar” şeklinde değiştirilmesinden ibarettir. Bu şekliyle cümlenin daha anlamlı olacağını düşünüyoruz. Tabii ki bu yapılanmaya da Milliyetçi Hareket Partisi olarak olumlu katkı yapacağımızı ifade etmek istiyorum.

Bu vesileyle, Sayın Başbakan Yardımcımız Bülent Arınç Bey’in burada, aramızda bulunmasını da fırsat bilerek iki konuyu tekrar sizlerle paylaşmak istiyorum.

Dün saat 03.00 sıralarında burada bir önerge oylandı, geçti. Tasarının 177’nci maddesinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak verdiğimiz önergede üniversitelerimizde görev yapan yardımcı doçentlerin içinde bulundukları sıkıntının çözümünü amaçlayan bir geçici madde yer almaktaydı. Fakat katılıyorum, çok yorgun bir dönemde bir çoğunuz bu önergedeki söz konusu geçici maddenin ne anlama geldiğini bilmeden ret oyu verdiniz ve bu üniversitelerimizde görev yapan 100 bin dolayındaki öğretim elemanı içerisindeki yaklaşık 40 bin civarındaki öğretim üyesinin yarısından fazlası olan yardımcı doçentlerin problemini maalesef yine öteledik. Bu önerge iki fıkrayı öngörüyordu.

Birinci fıkrada “Yardımcı doçentlerin görev süresinde sınırlama aranmaksızın atamaları yapılır. On iki yıldan fazla çalışamama şartı yüzünden emekli olan ya da görevlerinden ayrılmış olan yardımcı doçentlerin bir defaya mahsus olmak üzere görevlerinden ayrıldıkları üniversiteye başvurmaları hâlinde görevlerine dönüş hakkı verilir.” ibaresi vardı.

İkinci fıkrasında da “Yükseköğretim kurumlarının yardımcı doçent kadrolarında görev yapan yardımcı doçentlerin bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte başka bir işleme gerek kalmaksızın hak ettikleri derece ve kademelere intibakları yapılır. 78 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye ekli (1) sayılı cetvelde düzenlemeler yapılarak 1’inci derecenin 4’üncü kademesine kadar intibakları sağlanır.” şeklinde bir ibare yer almaktaydı.

Değerli milletvekilleri, dört yıldır her bütçe görüşmeleri sırasında bu konuyu bu kürsüden dile getirmiş bir arkadaşınız olarak en azından şu yasama yılının sonunda bu konuyu yeniden ele alarak bu üniversitelerimizde çok fedakârca görev yapan değerli arkadaşlarımızın sıkıntısını çözelim istiyorum. Çünkü yardımcı doçentlerin eğitim-öğretim verdiği ve mezun ettiği gençlerimizin emeklilik dönemi geldiğinde 1’inci dereceden emeklilikleri sağlanırken, maalesef bunlara hocalık yapmış birçok arkadaşımızın 3’üncü derecenin altına inemeyip 3’üncü dereceden emekli olmaları gerçekten bu ülkeye yakışmıyor, bunu düzeltmek amacıyla tekrar bu konuyu gündeme getirdim.

İkinci konu da, Sayın Başbakan Yardımcımızın dile getirdiği ifade edilen şehit ve gazilerimizin yakınlarına ikinci bir istihdam imkânının sağlanmasıyla ilgili konudur. Bu amaçla vermiş olduğum (7/15421) sayılı yazılı soru önergesine cevaben Millî Savunma Bakanı Sayın Vecdi Gönül aynen şöyle bir ifadede bulunmuştur: “İlgili Kanun gereğince ataması yapılan şehit/malul gazi yakınlarından 1 kişiye daha iş imkânı verilmesi yönünde bir düzenleme yapılmasının uygun olduğu yönündeki Bakanlık görüşümüz İçişleri Bakanlığına bildirilmiştir.” Buna istinaden İçişleri Bakanlığına da bir önerge sunduk. Bakanlar Kurulunda bu konu tartışılıp şimdiye kadar çözülmüş olması gerekirdi. En azından bu torba yasada her türlü yasa değişikliğinin yapıldığı bir süreçteyiz, geliniz, buna da bir önergeyle, bugün birçok insanımızın gerçekten yüreklerini parçalayan, bu şehit ve gazi ailelerimizin ikinci evlatlarına bir iş imkânı sağlayalım diyorum.

Bu konuda Sayın Bülent Arınç Bey gerçekten katkı yapar ve daha önce verdiği söylenen sözün gereğini burada gerçekleştirebilirse hepimiz buna müteşekkir oluruz diyor, önergemize destek vereceğinizi umarak saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

190’ıncı madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın 190 ıncı maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz

Ramazan Kerim Özkan                    Harun Öztürük                         Hüseyin Pazarcı

              Burdur                                         İzmir                                       Balıkesir

           Atilla Kart                                  Ahmet Tan                       Ferit Mevlüt Aslanoğlu

              Konya                                       İstanbul                                     Malatya

Madde 190- 18/3/1924 tarihli ve 442 sayılı Köy Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“Geçici Madde 1- 31/12/2009 tarihinden önce belediye haline dönüşmek veya başka bir belediyenin sınırlarına dahil olmak suretiyle tüzel kişiliğini kaybeden köylerde, kendilerine bu Kanunun ek 13 üncü maddesine göre taşınmaz satışı yapılan hak sahipleri hakkında satış bedelinin ödenmesi kaydıyla bu maddede öngörülen diğer şartlar uygulanmaz. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla henüz kesinleşmemiş davalar hakkında da bu madde hükümleri uygulanır.”

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 190 ıncı maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

          Behiç Çelik                               Erkan Akçay                            Mehmet Şandır

              Mersin                                       Manisa                                      Mersin

        Mehmet Günal                          E. Haluk Ayhan                        Mustafa Kalaycı

             Antalya                                       Denizli                                       Konya

Madde 190- 18/3/1924 tarihli ve 442 sayılı Köy Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

"Geçici Madde 1- 31/12/2009 tarihinden önce belediye haline dönüşmek veya başka bir belediyenin sınırlarına dahil olmak suretiyle tüzel kişiliğini kaybeden köylerde, kendilerine bu Kanuna göre taşınmaz satışı yapılan hak sahipleri hakkında satış bedelinin ödenmesi kaydıyla bu kanunda öngörülen şartlar uygulanmaz. Hak sahipleri, komşu taşınmazlar üzerinde en az 20 yıllık zilyed veya Köy İhtiyar meclisince kiralama suretiyle 2000 metrekareye kadar olan alanlarda 01.06.2011 tarihine kadar rayiç bedelini yatırmaları halinde öngörülen şartlar uygulanmaz. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla henüz kesinleşmemiş davalarda da bu madde hükümleri uygulanır."

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Emin Haluk Ayhan, Denizli Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Önergemizde, görüşülmekte olan tasarının 190’ıncı maddesinde değişiklik öneriyoruz. Gerekçemiz ise, gerekçede yapmak istediğimiz, taşınmazların satışı yapılan hak sahiplerinin hakkının korunması amaçlanmakta.

Zaman zaman sinirleniyoruz, ağır şeyler söylüyoruz. Şu yaşamakta olduğumuz durumu normal karşılamak mümkün mü? Bazı konularda görüş beyan ediyoruz, yoklama istiyoruz, hurra, hiç alakası olmayan, dinlemeyen milletvekilleri geliyorlar, alelacele basıyorlar tuşlara. Şimdi, bunun neresi ciddi bir şekilde, yasayı takip etmek, incelemek, yasa tasarısını yasalaştırmak? Böyle baktığımız zaman hadisenin gerçekten ciddiyetini kaybetmekte olduğunu görüyoruz.

Şimdi bunu niçin söylüyorum: Birincisi, burada tasarının içine olur olmaz, birbiriyle benzer benzemez birçok şeyi koyduk. Aslında dün dedik, bürokratların AKP’ye güvenmemesi, AKP’nin bürokratlara güvenmemesi… Herkes kendini garantiye almak için bu kanunun içine ne varsa koydu. Nitekim yap-işlet-devretle ilgi husus görüşülürken biz burada endişelerimizi belirttik. Yüksek Planlama Kurulunda üye bakanların bu hadiseye bakmasını, oradaki projelerin YPK’dan izin almasından nasıl canhıraş çıkıp da diğer tarafa göstermeden, sadece bakanlık bünyesinde bu projelerin geçirilmeye çalıştığına şahit olduk. Şimdi, Sayın Bakan burada. Sayın Bakan aynı zamanda yüksek Planlama Kurulu üyesi. Yap-işlet-devretle ilgili Ulaştırma Bakanlığının bir projesi nereye geliyor? Yüksek Planlama Kuruluna. Şimdi, “izin verebilir”, “izin verir”i kaldırıyorsunuz, kim belirler? İlgili bakanın onayıyla idare belirliyor. Yani Ulaştırma Bakanlığı bir projeyi Bakan Bey’in, Enerji Bakanımızın onayından kaçıracak! Gerekçe ne? Söylenen gerekçe şu: “İşler gecikiyor”, “Planlama menfi yazıyor”, “Hazine bekletiyor” vesaire. Onların bekletmesi falan mümkün değil. Hükûmet olarak kendinize güveniyorsanız, onların görüşünü de almadan, basarsınız imzayı, çıkarırsınız projeyi, hiçbir sıkıntı olmaz. Şimdi, buradaki problem şu: Bakın, bu 2011 yılı programı. Şimdi, yap-işlet-devretle ilgili hususlarda bu program kararnamesinin zorunluluğundan kaçırılıyor. Ne getiriliyor? Bakanlar Kurulu, Başbakan onayı. Ya zaten bu program kararnamesi, yatırım programı hadisesi, yılı programının uygulanması, koordinasyonu, izlenmesine dair karar da Bakanlar Kurulu kararı. Yani Bakanlar Kurulu kararını Bakanlar Kurulundan kaçırmaya çalışıyorsunuz. Oradaki hadise şu: Bu yıllık, o istediği zaman alabilir. Hâlbuki o hükmü bunun içine de koyarsanız aynı şeyi yapabilirsiniz, bu mümkün ama siz ona da bulaşmak istemiyorsunuz. Peki ya “Bunu -şurada seçime ne kadar süre kaldı- gelen hükûmet yapsın.” deseniz, onu da düşünmüyorsunuz. Neden? Çünkü ben burada konuşurken yap-işlet-devretle ilgili maddelerde “Acele var, bilmediğimiz bir şey mi var? Bunu bir söyleyin, bilelim.” dedim. Ha bugün çıktı hadise, Ulaştırma Bakanı bu ay içinde üçüncü köprüyle ilgili ihalenin olabileceğini ne yapmış, ifade etmiş. Şimdi, bizim öngörülerimiz, tahminlerimiz… Ne yapıyoruz? Biz bunları biliyoruz, oralardan geliyoruz. Hileişeriyesi nedir? Onu da biliyoruz. “Yok, değil” derseniz Sayın Bakanım, onu bilmem ama şunu bilin ki artık AKP’li bakanlar bile YPK onayından kaçtığına göre birbirinden endişe eder hâle gelmiştir, birbirinden şüphelenir hâle gelmiştir. O makamdan ayrılan bakanlar, yeni gelenler için korkudur, oturanlar için de gidenler korkudur; bu çok sıkıntılı bir iştir. Bunu ifade etmek istedim.

Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum Sayın Başkanım. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın 190 ıncı maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz

                                         Ramazan Kerim Özkan (Burdur) ve arkadaşları

Madde 190- 18/3/1924 tarihli ve 442 sayılı Köy Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“Geçici Madde 1- 31/12/2009 tarihinden önce belediye haline dönüşmek veya başka bir belediyenin sınırlarına dahil olmak suretiyle tüzel kişiliğini kaybeden köylerde, kendilerine bu Kanunun ek 13 üncü maddesine göre taşınmaz satışı yapılan hak sahipleri hakkında satış bedelinin ödenmesi kaydıyla bu maddede öngörülen diğer şartlar uygulanmaz. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla henüz kesinleşmemiş davalar hakkında da bu madde hükümleri uygulanır.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Köy Kanununa eklenen geçici maddede, 31/12/2009 tarihinden önce belediye haline dönüşmek veya başka bir belediyenin sınırlarına dahil olmak suretiyle tüzel kişiliğini kaybeden köylerde, kendilerine bu Kanunun ek 13 üncü maddesine göre taşınmaz satışı yapılan hak sahipleri hakkında, satış bedelinin ödenmesi kaydıyla bu maddede öngörülen diğer şartların uygulanmayacağı hükme bağlanmaktadır.

Uygulanmayacağı öngörülen koşullar arasında, kendilerine verilen taşınmaz üzerine 5 yıl içinde bina yapılması ve verilen taşınmazları on yıl süreyle satmamaları gibi koşullar da bulunmaktadır.

Öneri maddenin daha iyi anlaşılmasına yöneliktir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunacağım...

III.- YOKLAMA

(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Yoklama istiyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Yoklama talebi var yerine getireceğim.

Sayın Hamzaçebi, Sayın Özyürek, Sayın Öztürk, Sayın Aslanoğlu, Sayın Bingöl, Sayın Köse, Sayın Güner, Sayın Tan, Sayın Kart, Sayın Pazarcı, Sayın Özkan, Sayın Emek, Sayın Serter, Sayın Hacaloğlu, Sayın Sönmez, Sayın Ünsal, Sayın Arslan, Sayın Koçal, Sayın Akıncı, Sayın Ersin.

Bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

2.- Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606) (Devam)

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

191’nci madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın 191 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

      Mustafa Özyürek                         Harun Öztürk                      Ferit Mevlüt Aslanoğlu

             İstanbul                                        İzmir                                        Malatya

           Atilla Kart                             Hüseyin Pazarcı                        Algan Hacalooğlu

              Konya                                      Balıkesir                                      İstanbul

Madde 191- 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

"Geçici madde 5- (1) 31/12/2007 tarihinden önce, kaçak eşya naklinde kullanılması nedeniyle elkonulan veya alıkonulan taşıma araçları hakkında bu Kanunun 16 ncı maddesi hükümleri uygulanır."

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının 191 inci maddenin aşağıdaki şekilde değiştirilmesi arz ve teklif ederiz.

"21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

Geçici Madde 5- (1) 31/3/2007 tarihinden önce, bu Kanun hükümleri gereğince elkonulan veya alıkonulan taşıma araçları hakkında bu Kanunun 16 ncı maddesi hükümleri uygulanır.

       Hasan Özdemir                           Erkan Akçay                            Mehmet Şandır

            Gaziantep                                    Manisa                                       Mersin

        Mehmet Günal                         E. Haluk Ayhan                         Mustafa Kalaycı

              Antalya                                      Denizli                                        Konya

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Hasan Özdemir, Gaziantep Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)

HASAN ÖZDEMİR (Gaziantep) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 191’inci maddesi için vermiş olduğumuz önerge üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Tasarının 191’nci maddesi 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na 31 Mart 2007 öncesinde kaçak eşya nakillerinde kullanılması nedeniyle el konulan veya alıkonulan taşıma araçları hakkında kanunun 16’ncı maddesinin uygulanmasına hükmetmektedir. Önergemizde, söz konusu hükmün uygulanması esnasında ortaya çıkabilecek muhtemel belirsizlikleri, anlaşmazlıkları giderebilmek için bir düzenleme öngörmekteyiz. Böylece kanunun 16’ncı maddesinde, bu kanun hükümleri doğrultusunda el konulan veya alıkonulan bütün taşıma araçları için uygulanmasını sağlamak istiyoruz.

Değerli milletvekilleri, kanunda ifade edildiği gibi kaçakçılık, ülkemize ithali ya da ülkemizden ihracı yasak olan veya ithal veya ihracı gümrük muamelelerine tabi olan bir maddeyi gümrük işlemleri yaptırmadan ithal, ihraç etmek ve bu maddeleri yurt içinde satmak veya satın almaktır. Kaçakçılıkla mücadele, devletin asli görevlerinden birisidir. Kaçakçılıkla mücadele, hem ekonomik hem de güvenlik saikleriyle birlikte düşünüldüğünde devletin sosyal dokusunu da etkileyen bir süreçtir. Küresel, bölgesel ve ulusal değişimlerin doğrudan ya da dolaylı yansımalarının sonucu olarak ortaya çıktığı varsayılan kaçakçılık, ülke ekonomisini ve kamu düzenini olumsuz yönde etkilemektedir.

Değerli milletvekilleri, bu teori çerçevesinde düşünüldüğünde, bir ülke ekonomisinde kaçakçılığa konu olan mallar, o ülke ekonomisi içerisinde tüketimi fazla olan ve ürün fiyatı da fazla olan ürünler üzerinde yoğunlaşmaktadır. Ülkemiz için düşünüldüğünde, AKP ile geçen bu 9’uncu yılda, Türkiye âdeta kaçakçılık merkezi hâline gelmiştir. AKP’nin yanlış ekonomik politikaları neticesinde giderek yoksullaşan vatandaşımız, günlük tüketim maddelerini kaçak yollardan temin etme yoluna gitmektedir. Bunun son örneğini de akaryakıt ve kırmızı et üretiminde görülen kaçakçılık faaliyetlerinde yaşadık. 2010 yılında Türkiye ekonomisinde fiyatı en çok artan bu iki ürün, kaçakçılık faaliyetlerinin ana maddesi hâline geldi. Nitekim 2010 yılında, ilk on aylık dönemde, bir önceki yılın aynı dönemine göre ele geçirilen kaçak kırmızı et miktarında yüzde 1.156 artış olmuştur. Aynı dönemde kaçak akaryakıt oranında ise yüzde 411’lik bir artış olmuştur. Öte yandan, aynı dönem içerisinde ülkemizde 3.054 kaçakçılık olayında 420 milyon 295 bin 59 lira değerinde yakalama gerçekleşmiştir. Bu rakam içerisinde, kaçak gıda girişiminin yüzde 42 artışla 44 milyon lira yükselmesi dikkat çekicidir.

Netice itibarıyla, rakamların gerçek dili, ülke ekonomisinin gerçek tablosunu da ortaya koymaktadır. AKP hükûmetlerinin ekonomi politikalarının karnesini, kaçakçılık olaylarında artış ve çeşitlenmede görmek mümkündür. Bugün akaryakıt fiyatlarında artışların konuşulduğu bir durumda akaryakıt kaçakçılıklarında yüzde 411 artış söz konusu oluyorsa sorunu Hükûmetin ekonomi politikalarında aramak gerekmektedir.

Konuşmama burada son verirken yüce heyetinizi bir kez daha saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ederim efendim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın 191 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

        Mustafa Özyürek (İstanbul) ve arkadaşları

Madde 191- 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

"Geçici madde 5- (1) 31/12/2007 tarihinden önce, kaçak eşya naklinde kullanılması nedeniyle elkonulan veya alıkonulan taşıma araçları hakkında bu Kanunun 16 ncı maddesi hükümleri uygulanır."

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen, Algan Hacaloğlu, İstanbul Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)

ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; hepinize saygılar sunuyorum.

606 sıra sayılı Hükûmet Tasarısı’nın 191’inci maddesinde getirilen öneriyle, “5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na… 31/3/2007 tarihinden önce, kaçak eşya naklinde kullanılması nedeniyle elkonulan veya alıkonulan taşıma araçları hakkında bu Kanunun 16 ncı maddesi hükümleri uygulanır.” denmektedir.

Bilindiği gibi, hâlen ülkemize yasa dışı yollardan girdiği tespit edilen kaçak eşyalarla ilgili olarak 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu uyarınca, arama ve alıkoyma madde 9 ve 10’a göre, müsadere madde 13’e göre, mülkiyetin kamuya geçirilmesi madde 14’e göre, tasfiye ise madde 16’ya göre işleme tabi tutulmaktadır.

Şu anda sadece Şırnak’ta, değerli arkadaşlarım, iki yüz kamyon kaçakçılık nedeniyle alıkonulmuş, beklemektedir. Bunun dışında, keza, Emniyet Genel Müdürlüğünün kontrol alanları içinde olan, elde edilmiş, çok sayıda emtianın gümrük başmüdürlüklerine, gümrük idaresine devrinde sıkıntılar olduğu için ciddi sorunların yaşanmakta olduğu iletilmiş bulunmaktadır. Gümrüklü maddeler, kozmetik ürünler, ev tekstilleri geçen yıl 2 milyon 400 bin iken bu yıl 5 milyon 600 bine tırmanmıştır. Bunların örneklerini çoğaltmak istemiyorum ama kaçakçılıkta bir artış olduğu gözlenmektedir.

Bu arada miktar bakımından fazla veya saklanması özel tesis ve tertibatı gerektiren kaçak eşyayla ilgili olarak ilgili Bakanlık tarafından 31 Aralık 2007’de yayınlanan tebliğ hükümleri uygulanmaktadır. Şimdi sormak lazım: Tebliğ tarihi 31/12/2007, Hükûmetin getirmiş olduğu, yakalanmış olan kamyonların tasfiyesine esas olacak tarih ise 31/3/2007. Nedir burada bilemediğimiz husus? 31/3/2007 ile 31/12/2007 arasında özellikle dikkate alınması gereken bir alıkoyma işlemi mi gerçekleştirilmiştir? 2007 yılının ilk üç ayından önce başlatılmak istenen tasfiye kararı uygun mudur? Ne diye tasfiye işlemlerine, tebliğ tarihiyle örtüşecek şekilde, 31/12/2007 tarihinde başlanmamaktadır?

Bu nedenlerle, sunmuş olduğumuz değişiklik önergesiyle, Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekilleri olarak biz, yasa tasarısında yer alan, 31/3/2007 olarak belirtilen tarihi 31/12/2007 olarak öngörmekteyiz.

Değerli arkadaşlarım, bunlar konunun ağaçları. Biz, ormanı görmüyoruz, ağaçlara bakıyoruz. Ülkemizde etkin noktalarda kamu görevinde bulunmuş bir saygın kişi çok ciddi iddialarda bulunmaktadır. Bu iddiaya göre bir önemli siyasallaşmış dinî cemaatin 25 milyar dolar serveti vardır. Ülkemizde iç barışı kanatmakta olan terör örgütünün de türlü kaçakçılık ve baskı yöntemleriyle Avrupa’da 25 milyar dolarlık bir kaynak  birikimi yarattığı söylenmektedir. Benzeri şekilde, bir Türkiye siyasetçisinin toplam mal varlığının da bu düzeye çok yakın olduğu ifade edilmektedir. Bana doğrudan, birinci elden aktarılmış olan bu iddiaları bu kürsüden sayın kamuoyuna ve kayıtlara geçirmeyi bir görev biliyorum.

Değerli arkadaşlar, sosyal demokrat iktidarımızda hedefimiz, temiz siyaset, dürüst yönetim, açık toplum olacaktır. Milletvekili dokunulmazlığını kaldıracağız, siyasi etik ahlak yasasını çıkartacağız, tüccar siyaset anlayışına son vereceğiz, siyaset ile ticaretin göbek  bağlarını keseceğiz, Türkiye Büyük Millet Meclisi siyasi etik kurulunu kuracağız, siyasetin finansmanını şeffaflaştıracağız, yürütmenin tüm işlem ve eylemlerinin yargı denetimine tabi olmasını sağlayacağız.

Bu çerçeve içinde değerli arkadaşlar, getirmiş olduğumuz önerinin kabulü doğrultusunda oy vermenizi temenni eder, hepinize saygılarımı sunarım.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

192’nci madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutup, işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 192 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

“Madde 192- 25/6/2010 tarihli ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun geçici 1 inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “altı ay” ibaresi “dokuz ay” olarak değiştirilmiştir.

       Hasan Özdemir                            Erkan Akçay                            Mehmet Şandır

           Gaziantep                                     Manisa                                       Mersin

      Mustafa Kalaycı                         E. Haluk Ayhan                          Mehmet Günal

              Konya                                        Denizli                                       Antalya

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın 192 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz

      Mustafa Özyürek                          Harun Öztürk                     Ferit Mevlüt Aslanoğlu

             İstanbul                                         İzmir                                        Malatya

      R. Kerim Özkan                              Fatih Atay                             Hüseyin Pazarcı

              Burdur                                        Aydın                                      Balıkesir

                                                              Atilla Kart

                                                                 Konya

Madde 192- 25/6/2010 tarihli ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun geçici 1 inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan "altı ay" ibaresi "onsekiz" olarak değiştirilmiştir.

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Atilla Kart, Konya Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)

ATİLLA KART (Konya) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan tasarının 192’nci maddesiyle ilgili olarak vermiş olduğumuz önerge hakkında söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, daha evvelki madde görüşmelerinde kömür işletmeciliği ve kömür yardımı üzerinden yaratılan sömürüyü, bunun kamu yönetimini ne şekilde etkilediğini Hazine raporundan alıntılar yaparak açıklamıştım. İzninizle bu açıklamalarıma devam etmek istiyorum.

Bakın, değerli milletvekilleri, Hazine tarafından hazırlanan rapora göre, 2008 yılında Türkiye Kömür İşletmelerinde yapılan yolsuzluğun tutarı 433 trilyon civarında. 2003 ile 2008 yılları arasında ise bu rakam 1,5 katrilyon seviyesinde yani 1 milyar dolar seviyesinde değerli milletvekilleri. Bunlar, Hazinenin düzenlemiş olduğu raporlara dayanarak ortaya çıkan rakamlar.

Raporda şunlar tespit ediliyor ayrıca: Sorumlu oldukları tespit edilen ve TKİ yetkilileri olarak belirtilenlerin, ihale veya satın alma kararlarını hazırlayanlar, bu kararları onaylayanlar, ihale komisyonu üyeleri, ihale sonucu veya ihalesiz sözleşme imzalayanlar ve bütün bu işlemleri onaylayan yönetim kurulu üyeleri olduğu, yani organize bir çıkar yapılanmasının söz konusu olduğu raporda dile getiriliyor ve bu bulgular karşısında da, 3628 sayılı Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu uyarınca soruşturma yapılması için raporun bir örneğinin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına 10 Haziran 2009 tarihi itibarıyla gönderildiği ifade ediliyor. Bütün bu sürecin de, kamu görevlileri hakkında soruşturma izni verme mevkisinde olan Enerji Bakanının da bu konuda sorumluluğu söz konusu olduğu için, Başbakan tarafından soruşturma izni prosedürünün değerlendirilmesi gerektiği ifade ediliyor, hükme bağlanıyor, rapora bağlanıyor.

Peki, bu süreçten sonra Hazine tarafından, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanının milletvekili dokunulmazlığına sahip olması dolayısıyla Anayasa gereğince işlem yapılmak üzere bu raporun Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderilmesine karar verildiği hâlde, bu rapor hakkında ne gibi bir işlem yapıldığını burada, huzurunuzda öncelikle Meclis Başkanından soruyoruz, daha sonra da Sayın Bakandan soruyoruz ve devam ediyoruz. Bütün bu işlemleri gerçekleştiren TKİ yetkililerinin raporun işleme konulmasının ardından başlayacak hukuki süreçte karar vericilere tarafsız bilgi ve değerlendirmeler sunmalarının mümkün olamaması sebebiyle, yani bir başka ifadeyle soruşturmanın selameti sebebiyle açığa alınmaları gerekmiş olmasına rağmen, ortada 1 milyar dolar seviyesinde bir yolsuzluk söz konusu olmasına rağmen bugüne kadar bu kamu görevlileri hakkında neden işlem yapılmadı?

Değerli arkadaşlarım, değerli milletvekilleri; bakın, Türkiye Kömür İşletmelerinin genel olarak tablosunu anlattım. Böyle bir tablo içinde, böyle bir yolsuzluk mekanizması içinde Zonguldak facialarına şaşırmak gerekir mi? Kahramanmaraş’ta son üç dört günde yaşamakta olduğumuz o göçük facialarına şaşırmak gerekir mi? Böyle bir yapı içinde iş güvenliği mekanizmasının oluşması mümkün müdür?

Ne diyor Sayın Çalışma Bakanı, “Efendim, iş güvenliği kültürünü geliştirmeye ihtiyacımız var.” diyor. Zannedersiniz üç ay evvel iktidara gelen bir hükûmet söz konusu. Dokuz yıldır Türkiye’yi yönetiyorsunuz. Dokuz yıl boyunca iş güvenliği kültürünü geliştiremediniz mi? Bunu kim geliştirecek? Bunun tedbirlerini kim alacak? Bunun eğitimini kim yapacak? Bunun kadro yapılanmasını kim gerçekleştirecek? Siz Türkiye’yi yönetmiyor musunuz? Türkiye’yi dokuz yıldan bu yana yöneten bir iktidar ama bakıyorsunuz, dokuz yılın sonunda bile ya da sekiz buçuk yılın sonunda bile hâlen sisteme muhalefet eder görünen bir siyasi iktidar. Bu gerçekten büyük bir oyundur, büyük bir maharettir, büyük bir merkezî oyundur. Sistemi sömüreceksiniz, kamu kaynaklarını TKİ’de olduğu gibi talan edeceksiniz, ondan sonra da, “Efendim, iş güvenliği kültürünü geliştirmeye ihtiyacımız var.” diyeceksiniz! Bunun izahı gerçekten çok zor. Bunun siyaset bilimi anlamında izahı çok zor ama inanıyorum ki halkımız ve kamuoyu bu siyasi iktidarı, AKP’yi artık bütün boyutuyla, gerçek boyutuyla tanımaya başlıyor. Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu kimliği, bu karakteristiği anlatmaya devam edeceğiz.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Kart.

Sayın Bakanın bir açıklama talebi var.

Buyurun Sayın Bakan.

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

7.- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın, Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, kömür işletmeciliği ve kömür yardımı üzerinde yaratılan sömürüye, bunun kamu yönetimini ne şekilde etkilediğine dair sözlerine ilişkin açıklaması

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) -  Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; Sayın Kart’ı dinleyince bu işler gerçekten böyle midir diye düşünenler olabilir ama bu kadar açık, fahiş bir hatanın, bu kadar açık, fahiş bir yanlışın bu kadar cesaretle söylenebilmesini ben hayretle karşıladım. Sonucunu bildiği halde kendisi… (CHP sıralarından gürültüler)

Bakınız değerli arkadaşlar, bir gerçeğin mutlaka zikredilmesi lazım. 2003 ila 2008 yılları arasındaki -özellikle bir önceki oturumda da söylenmişti, akışı bozmamak açısından müdahale etmemiştik- Güneydoğu illerinde fakir ailelerin kömür ihtiyacını temin etmek üzere Şırnak İl Özel İdaresine işletilen TKİ sahasında yapılan kömür alımlarına ilişkin bir vatandaşın şikâyeti üzerine Şırnak Cumhuriyet Savcılığınca soruşturma başlatılmış. Dosya daha sonra Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına intikal ettirilmiş. Başsavcılığın Enerji Bakanlığından soruşturma izni istemesi üzerine, Bakanlıkça, 4483 sayılı Yasa’nın 3 ve 6’ncı maddeleri kapsamında yaptırılan ön incelemede, TKİ Genel Müdürlüğünce yapılan eylem ve işlemlerin usul ve mevzuatına uygun olduğu, kamu yararı düşünülerek yapıldığı ve herhangi bir zararın oluşmadığı gerekçesiyle isnat olunan suç hakkında soruşturma yapılmasına izin verilmemiş. Kararın tebliği üzerine, Başsavcılık, ön inceleme raporu ve eki belge ve ifade tutanaklarının incelenmesi sonucunda verilen kararın yeniden yerinde olduğuna kanaat getirdiğinden, itiraz yoluna gitmeyerek, evrakın işlemden kaldırılmasına karar vermiştir.

Değerli arkadaşlar, Başsavcılığa intikal eden ve hakkında hüküm verilen bir konuyla alakalı bu kadar açık ve net bir hatanın yapılmış olmasını ben kabul edemem gerek Hükûmetimiz adına gerekse gerçeklerin söylenmesi adına. Tabii ki fakir ailelere dağıtılan kömürün, -ki yaklaşık bu yıl 2,2 milyon ton civarında olacak- her yıl 2 milyon ton civarında dağıtılan bu kömürün gönüllerde taht kurduğunu ve bunu muhalefetin farklı yollarla alt etmeye çalışmış olmasını normal karşılayamayız. Bu, fakir fukaranın hakkıdır ve kamunun yine istihdam yoluyla, kamyonlarıyla, tırlarıyla, tren yoluyla, her türlü yolla, batıdaki üretilen kaynakların önemli ölçüde doğuda kullanılması işidir çünkü tekrar baktığımızda gerek Tunçbilek gerek Soma gerek Seyitömer, Muğla’da üretilen spektleri uygun kömürlerin Türkiye'nin dört bir yanındaki bu yere gönderilmesiyle alakalı size somut ve net bir rakam vereceğim değerli arkadaşlar. Yaklaşık 190 TL/tonla üretilen kömürün bedeli… Bakın, 190 TL/ ton, öyle yerler var ki nakliyesi 350 TL/ton tutuyor. Siz şimdi bunu batıdan oraya taşır mısınız yoksa bulunduğu yerden çıkartıp direkt doğrudan alım mı yaparsınız?

Değerli arkadaşlar, bununla alakalı bilgi notları önümüzdeki hafta içerisinde iktidarıyla muhalefetiyle bütün milletvekillerine dağıtılacaktır, bunu arz ediyorum Sayın Başkanım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

ATİLLA KART (Konya) – Diğer maddelerde gerekli açıklamayı vereceğiz. Genel Kurulu izlemeye devam edin, gerekli cevap verilecektir.

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

2.- Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606) (Devam)

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 192 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

“Madde 192- 25/6/2010 tarihli ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun geçici 1 inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “altı ay” ibaresi “dokuz ay” olarak değiştirilmiştir.

        Mehmet Şandır (Mersin) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Hasan Özdemir, Gaziantep Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)

HASAN ÖZDEMİR (Gaziantep) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 192’nci maddesi için vermiş olduğumuz önerge üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Tasarının 192’nci maddesi 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un geçici 1’inci maddesindeki bir değişikliği öngörmektedir. Buna göre Maliye Bakanlığı tarafından Karayolları Genel Müdürlüğüne devredilmesi gereken dava dosyalarına ilişkin devir sürelerinin Genel Müdürlük avukat sayısının yeterli düzeye ulaştırılamaması nedeniyle bir yıla çıkarılmasını hüküm altına almak istemektedir. Vermiş olduğumuz önergede ise bu sürenin dokuz ay ile sınırlandırılmasını öngörmekteyiz. Önümüzdeki dönemde Genel Müdürlüğün avukat sayısında görülecek bir artış ile işlemlerin daha hızlı çözüleceği dikkate alınırsa bu bir yıllık süre önümüzdeki günlerde yeni bir şikâyet ve değişiklik teklifi konusu olabilir. Bu sebeple önergemizde sürenin dokuz ay ile sınırlandırılarak işlemlerin de zamanında çözülmesini öngörmekteyiz.

Değerli milletvekilleri, bugün, özel güvenlik mensuplarının sorunlarına dair vermiş olduğumuz Meclis araştırma komisyonu kurulmasıyla ilgili önergem işlem yoğunluğundan gündeme alınmamıştır ancak ben bu vesileyle görüşlerimi kısaca aktarmakta yarar görüyorum.

5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun yürürlüğe girdiğinden beri 1 milyon 71 bin 808 kişi özel güvenlik sınavına girmiş, 227.334 kişi başarılı olmuştur. Şu anda polis ve jandarma bölgesinde fiilen çalışan yaklaşık 200 bin özel güvenlikçi bulunmaktadır. Bu kadar geniş bir toplumsal kesimin sorunlarına dair Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir an önce bir irade göstermesi gerekir ve bu torba yasasında bu arkadaşlarımızın sorunlarının da acilen çözülmesi gerekirdi diye değerlendiriyorum.

5188 sayılı Kanun yürürlüğe girdiği andan itibaren, aradan altı yıl geçmesine rağmen özel güvenlik çalışanlarının çok ciddi sorunları ortaya çıkmaya başlamıştır. Özel güvenlik görevlilerimizin özlük haklarına dair çok acil tedbirler yerine getirilmelidir. Bu insanlar çok zor şartlarda asgari ücretle çalışıyorlar. Asgari ücretli bir kişinin güvenliği sağlaması öngörülebilir mi? Nimet-külfet dengesinden bu noktada bahsedilebilir mi? Bu tür kişilerin yaptıkları iş ile aldıkları maaş arasında hiçbir denge yoktur. Bir de bu arkadaşlarımızın birçoğu sigortasız çalışmaktadırlar. Şirketler bazı kayırıcı ve özel durumlar uygulamaktadırlar.

Özlük hakları bağlamında bir diğer önemli nokta ise özel güvenlik görevlilerinin çalışma saatleriyle ilgilidir. Sekiz saat yerine on iki saat çalışmaktadırlar ve birçokları ayakta durmaktadırlar. On iki saat içerisinde fizik güçlerinde de ciddi aşınmalar olmaktadır. Yani görevlerini tam anlamıyla yerine getiremedikleri gibi, bir fiziki yapıyı da yerine getirememektedirler. Bununla birlikte fazla mesailerinin karşılığını da maalesef alamamaktadırlar.

Yine, kıdem tazminatı konusunda da özel güvenlik mensuplarının ciddi sorunları vardır.

Özel güvenlik mensuplarının en önemli sorunlarından birisi, de harç meselesidir. Sınav kazananlar mesleğe başlamak için harç parası, kimlik parası vesaire derken yaklaşık bin TL ücret ödeme zorunda kalmaktadırlar. Maalesef bu iş sahasına başvuran vatandaşlarımızın büyük bir kısmı işsiz ya da belirli miktarın altında geliri bulunan insanlardır. Bu insanlar mesleğe başlayabilmeleri için gerekli olan bu parayı bulamamaktadırlar. Özel güvenlik sınavına girenlerin ancak yarısı özel güvenlik kimliği alabilmektedirler. Aradaki bu uçuruma dikkat edilmesi gerekmektedir.

Yine, özel güvenlik elemanlarının eğitimleri çok önemlidir. Bunlar bulunduğu yerlerde polis görevi yapmaktadırlar ve silah kullanma eğitimleri de ciddi verilmelidir.

Netice itibarıyla özel güvenlik mensuplarının çok acil çözüm bekleyen sorunları vardır. Bu konuda Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir an önce harekete geçmesi gerekmektedir.

Konuşmama burada son verirken yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

193’üncü madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 193 üncü maddesinde yer alan "yüzde 6'ya kadar" ibaresinin "yüzde 3’e kadar" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz

           Behiç Çelik                              Erkan Akçay                             Mehmet Şandır

              Mersin                                      Manisa                                        Mersin

        Mehmet Günal                            Hasan Çalış                             E. Haluk Ayhan

              Antalya                                    Karaman                                      Denizli

                                                        Mustafa Kalaycı

                                                                Konya

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın 193 üncü maddesi ile değiştirilen 209 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “eczacılarda” ibaresinin “eczacılar ve kimyagerlerde” olarak ve son iki cümlesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

        Harun Öztürk                          Mustafa Özyürek                        Bülent Baratalı

               İzmir                                        İstanbul                                        İzmir

Ferit Mevlüt Aslanoğlu                    Kemal Demirel                              Atilla Kart

             Malatya                                        Bursa                                        Konya

“Bu fıkra uyarınca yapılacak ek ödeme alt sınırı, ilgili personelin bir ayda alacağı aylık (ek gösterge dahil), yan ödeme ve her türlü tazminat (makam, temsil ve görev tazminatı ile yabancı dil tazminatı hariç) toplamının; klinik şef ve şef yardımcıları ile uzman tabip kadrosuna atanan profesör ve doçentler için % 700'ünden, uzman tabip, tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar ile uzman diş tabipleri için % 600'ünden az olamaz. Pratisyen tabip ve dış tabipleri ile diğer personel için bu fıkra uyarınca yapılacak ek ödemenin üst sınırı aynı zamanda alt sınırdır.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Bu maddenin düzenleniş amaçlarından birinin, tam gün yasası ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi tarafından verilen bazı iptal gerekçelerine uymak olduğu anlaşılmaktadır.

209 Sayılı Kanunun 5947 sayılı Kanunun 1 inci maddesi ile değiştirilen 5 inci maddesinin dördüncü fıkrası, Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasaya aykırı bulunmuş ve iptal edilmiştir. İptal gerekçesinde özetle; "Yasa koyucu, bu kuralda ödeme yapılacak çalışanların niteliği ve statülerine göre bu kişilere yapılacak ödemelerin tavan oranlarını ayrıntılı olarak düzenlemiş, ancak yürütmeye bırakılan yetkinin sınırlarının belirlenmesi açısından yapılacak ödemelerde herhangi bir taban oranı belirlememiştir. Yürütmeye bırakılan yetkinin üst sınırı ve çerçevesi belirlenirken alt sınırının belirlenmemiş olması, kuralda belirtilen personelin alacakları döner sermaye katkı paylarında asgari bir garanti içermemektedir. Bu nedenle dava konusu kural, devletin tüm işlem ve eylemlerine bireylerin güven duymasını zedeleyici nitelik taşıdığından hukuk devletinin gereği olan hukuki güvenlik ilkesine aykırılık oluşturmaktadır" denilmiştir.

Tasarı ile söz konusu alt sınır; "bu bent uyarınca personele her ay yapılacak ek ödeme tutarı, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 3 üncü maddesi uyarınca kadro ve görev unvanı veya pozisyon unvanı itibarıyla belirlenmiş olan ek ödeme tutarından az olamaz." şeklinde belirlenmiştir. Bu düzenlemeye göre getirilen alt sınırın 1/4 'ündeki hekimler yönünden parasal karşılığı 384,01 TL'dir. Asgari ücretin bile altında olan bu miktarın Mahkeme kararında belirtilen "asgari garantiyi" karşıladığı söylenemez. Mademki kanunda üst sınır personelin almakta oldukları aylıklara oranla belirlenmiştir, alt sınır da almakta oldukları aylıklara göre belirlenmelidir.

Bu doğrultuda 5 inci maddenin dördüncü fıkrasının son iki cümlesinin değiştirilmesi önerilmektedir.

209 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan ve "ancak" ile başlayan hüküm, ilgili kanunları uyarınca, mesai saatleri dışında özel sektörde çalışma hakkı bulunanlardan bu hakkı kullananlara bu Kanunun ek 3 üncü maddesine göre yapılan ödemeden başka ek ödeme yapılamayacağını, öngörmektedir. İki sağlık çalışanı düşünün, tam gün yasasının belirlediği, örneğin saat 17'ye kadar her ikisi çalışıyor ve aynı saatte işten çıkıyorlar. Biri evine, diğeri ek iş yapmaya gidiyor. Her ikisinin de kamuya verdiği mesai aynı olduğuna göre ücretlerinin birbirinden farklılaştırılmaması gerekir.

Bu düzenleme, Anayasanın "ücret emeğin karşılığıdır" ve "eşit işe eşit ücret" kurallarına aykırıdır. Bu nedenle "ancak" ile başlayan cümlenin söz konusu fıkradan çıkarılması uygun olur.

Öte yandan, halen mahalli idareler ile kurum tabipliklerinde çalışan ve döner sermaye ek ödemesi almayan tabipler, aynı unvan ve görevdeki meslektaşlarına oranla oldukça düşük ücret almaktadır. Oysa tabip ve uzman tabiplerin çalıştıkları, kadrolarının bulunduğu kurumlardan bağımsız olarak görev ve sorumlulukları aynı biçimde tanımlanmıştır. Sadece kadrolarının bulunduğu yerlerin farklı olduğu ölçütünden hareketle; kurum tabipleri ve mahalli idarelerde çalışan hekimlerin düşük ücretler almaları ivedilikle giderilmesi gereken bir eşitsizliktir. Bu konuda Tasarıda bir düzenlemenin yer almaması eksikliktir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığın

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 193 üncü maddesinde yer alan "yüzde 6'ya kadar" ibaresinin "yüzde 3’e kadar" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

        Erkan Akçay (Manisa) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet  katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Hasan Çalış, Karaman Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)

HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 606 sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ve Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunuyla ilgili teklifin 193’üncü maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak vermiş olduğumuz önerge üzerinde görüşlerimizi açıklamak üzere söz aldım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.

Kıymetli arkadaşlar, önergemizle, emeğin karşılığının hakkaniyet ölçülerine göre yansıtılması amaçlanmıştır.

Arkadaşlar, birkaç ay öncesinde, acil toplumsal ihtiyaçların karşılanması için, bazı alacakların yeniden yapılandırılması ve sosyal sigortalarla ilgili yirmi iki maddelik bir torba kanun tasarısı olduğunu televizyonlar aracılığıyla haberlerden öğrendik ancak bu torba önümüze gelene kadar gerçekten devasa bir torba hâlini aldı. O günden bugüne, her bakan elinde bekleyen hangi kanun teklifi varsa onu bu torbanın içine attı, gücü olan her AKP siyasetçisi elinde bekleyen hangi tasarı, hangi teklif varsa bunu içerisine koydu ya da AKP içerisinde güçlü dostları olanların talepleri bu torbaya yerleştirildi. Öyle bir hâl aldı ki otuz-otuz beş maddelik kanun teklifleri bir madde ve maddenin fıkraları şeklinde önümüze geldi ve acayip bir torba olarak şu anda görüşmeye devam ediyoruz. Hâlen önergelerle torbayı şişirmeye de devam ediyoruz.

Kıymetli arkadaşlar, nitekim görüşmekte olduğumuz bu önergenin girişi de Anayasa Mahkemesinin tam gün yasası üzerindeki bir itirazı değerlendirmesi ve iptaliyle ilgilidir. Tabii, bu tasarının yanında bu iptalle ilgili olarak değerli arkadaşlar, Anayasa Mahkemesinin Tam Gün Yasası’nın 5’inci maddesinin dördüncü fıkrasını iptal etme gerekçesi sağlık çalışanlarına ödenen döner sermaye gelirlerinin üst hududunun açık olarak ilgili personelin bir ayda alacağı aylık, ek gösterge dâhil, yan ödeme ve her türlü tazminat, makam, temsil, görev ve yabancı dil tazminatı dikkate alınarak, toplam baz alınarak belirlenmesine rağmen alt sınırın açık olarak belirlenmemesiydi. Tabii ki değerli arkadaşlar, bu tasarıyla alt sınır ödeme asgari tabanını kadro, görev unvanı ve pozisyon unvanı itibarıyla belirlemiştir. Bizim kanaatimizce bu belirleme, Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçesini karşılamaz arkadaşlar. Bunun karşılayabilmesi için üst hudut nasıl ki aylık eline geçen maaş baremine göre hesaplanmışsa alt hududun da aynı bareme göre hesaplanmış olması daha doğru olurdu diye düşünüyoruz.

Bir diğer husus ise kıymetli arkadaşlar, böyle bir torbanın içine bu tasarıyı, bu teklifi koymak yerine, Tam Gün Yasası’nın uygulamaya koyulduğu günden bugüne gerçekten ortaya çıkan önemli sıkıntılar var. Bu sıkıntıları ortadan kaldıracak şekilde yeni bir düzenlemeyle buraya gelinebilirdi. Mesela,  o gün kanunlaşırken Tam Gün Yasası, üzerinde önemle durduğumuz klinik şefi ve üniversite hastanelerindeki hocaların muayenehanelerini kapattırdığımız zaman hastanelerde vatandaşın bu hocalardan nasıl hizmet alacağının formülünün bulunması gerekir yönündeki itirazımız dikkate alınmamıştı. Bugün görüyoruz ki bu itirazımızda biz haklı çıktık. Gerçekten çok önemli sıkıntılar var ve bu sıkıntılar artarak kamuoyuna yansımaya, sizleri de, bizleri de rahatsız etmeye devam edecektir.

Bir diğer husus ise, mahallî idarelerde ve kamu kurumlarında çalışan hekimler değerli arkadaşlar. Aynı unvana sahip, aynı titre sahip hekimlerin çok farklı özlük haklarıyla çalışmasının hakkaniyetle bir ilgisi yoktur. Bu ve benzeri eksiklikler düzeltilebilir.

Önerimiz, daha düzgün bir şekilde getirilmesidir. Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Sayın Komisyonun bir düzeltme talebi var.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Sayın Başkanım, madde içerisinde son fıkrada “bu bent uyarınca” ifadesi geçiyor. Bunun “bu fıkra uyarınca” olarak düzeltilmesi gerekiyor.

BAŞKAN – Komisyonun bu düzeltme talebiyle birlikte maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

194’üncü madde üzerinde üç adet önerge vardır, geliş sırasına göre okutup aykırılıklarına göre işleme alacağım.

Okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na

Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı yasa tasarısının 194 üncü maddesi ikinci fıkrasındaki “iki yıl” ibaresinin “Dört yıl”, “Dört yıl” ibaresinin “Sekiz yıl” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

        Hasip Kaplan                            Ayla Akat Ata                         M. Nezir Karabaş

              Şırnak                                       Batman                                        Bitlis

                              Nuri Yaman                             Şerafettin Halis

                                    Muş                                          Tunceli

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 194 üncü maddesinde yer alan "TEFE" ibaresinin "ÜFE" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

           Behiç Çelik                              Erkan Akçay                            Mehmet Şandır

               Mersin                                       Manisa                                       Mersin

         Mehmet Günal                         E. Haluk Ayhan                        Mustafa Kalaycı

              Antalya                                      Denizli                                       Konya

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" nın 194 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

       Mustafa Özyürek                         Harun Öztürk                     Ferit Mevlüt Aslanoğlu

              İstanbul                                        İzmir                                        Malatya

       Algan Hacaloğlu                        Hüseyin Pazarcı                             Atilla Kart

              İstanbul                                     Balıkesir                                      Konya

Madde 194- 16/8/1961 tarihli ve 351 sayılı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Kanununun 16 ncı maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve beşinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.

"Öğrenci, borcunu öğrenim gördüğü öğretim kurumunun normal eğitim süresinin bitiminden itibaren iki yıl, öğrencinin lisansüstü eğitim yapması halinde dört yıl sonra başlamak üzere, kredi aldığı sürede ve aylık dönemler halinde kuruma ödemek zorundadır. Öğrencinin bir işe girmemesi halinde bu süre kurumca işe girene kadar uzatılabilir. Şu kadar ki bu süre üç yılı aşamaz. Ödeme askerlik dönemine rastlarsa TEFE uygulanmadan askerlik döneminin sonuna kadar ertelenir."

"Ancak bu süre kurumca bir yıl daha uzatılabilir."

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) – Katılmıyoruz Değerli Başkan.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Algan Hacaloğlu…

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Algan Hacaloğlu, İstanbul Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)

ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; Hükûmetimiz madde 194 ile 351 sayılı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Kanunu’nun 16’ncı maddesinin ikinci fıkrasını değiştirmektedir. Buna göre, “Öğrenci öğrenim gördüğü öğretim kurumunun normal eğitim süresinin bitiminden itibaren iki yıl (öğrencinin lisansüstü eğitim görmesi hâlinde dört yıl) sonra başlamak üzere, kredi aldığı sürede ve aylık ödemeler hâlinde kuruma ödemek zorundadır. Ancak bu süre kurumca bir yıl daha uzatılabilir. Ödeme askerlik dönemine rastlarsa TEFE uygulanmadan askerlik döneminin sonuna kadar ertelenir.” şeklinde değiştirilmesini öngörmektedir. Bizim bu konudaki önerimiz ise bu aşamada, şimdilik, geçici olarak “Öğrencinin işe girmemesi hâlinde bu süre işe girinceye kadar uzatılabilir. Şu kadar ki bu süre üç yılı aşamaz.” şeklindedir.

Zira ülkemizde, bildiğiniz gibi, değerli arkadaşlar, işsizlik fiilen yüzde 20’lerin üstüne çıkmış olup özellikle gençlerimiz ve hatta diplomalı gençlerimizi vurmaktadır. 2010 yılı sonu itibarıyla Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunun, 2 milyon 33 bin lisans öğrencisi, 139 bini yüksek lisans öğrencisi, 44 bini ise doktora öğrencisi olmak üzere toplam 3 milyon 10 bin öğrenciye burs ve kredi sağladığı bilinmektedir. Hükûmetin 2010 yılı bütçesi ile lisans öğrencilerine ayda 240 lira kredi verilmektedir. 240 lirayla öğrenci ne yapacaktır değerli arkadaşlar? Sadece otobüsle üniversiteye gidip gelecek, sonra üç simit ve üç çayla karnını doyurmaya çalışacak. Yani gerçekten açlıkla boğuşmakta olan gençlerimiz buna dahi razı olmaktadırlar. Zira 2011 yılında 1 milyon gencimiz bu kredi için başvurmuşlardır. Kredi Yurtlar Kurumundan eğitim kredisi alıp geri ödeme yapamayan öğrenci sayısı ise 745 bindir.

Bu sistemi tümüyle yeniden kurmak lazımdır değerli arkadaşlarım. Üniversite gençliği, Türkiye’nin geleceğe yönelik en önemli yatırımıdır. 2010 yılı gayri safi millî hasılasının yüzde 0,25 düzeyinde olan Kredi ve Yurtlar Kurumu desteğini asgari 2’ye çıkartarak yüzde 0,5’e artırmak gerekir. Yani bundan ne kaybederiz? Gerçekten bunu sormak istiyorum.

Değerli arkadaşlarım, eğitim hakkı temel insan hakları arasında yer almaktadır. Cumhuriyet Halk Partisinin sosyal demokrat iktidarında YÖK’ü kaldıracağız.

Üniversitelerimizin dış dünyayla rekabet edebilmeleri için gerekli yapılanmayı gerçekleştireceğiz.

Üniversiteler ve yüksekokullarda harçları kaldıracağız.

Yükseköğretimde tüm başarılı gençlerimizi yeterli düzeyde karşılıksız bursla destekleyeceğiz.

Tüm üniversite ve yüksekokul öğrencilerimize geri dönüşümlü, kamu destekli, bugün uygulanmakta olanın 2 katı düzeyinde yüksek eğitim yaşam destek kredisi sağlayacağız.

Üniversite ve yüksekokul öğrencilerimizin yurt ihtiyaçlarını en geç üç yıl içinde çözeceğiz. Tüm üniversite öğrencilerine bedelsiz, çağdaş yurt hizmeti sunacağız.

Üniversite ile öğrencilerimize yönelik bu vaatlerimiz iktidarımızda gerçekleştireceğimiz koruyucu sosyal devletin ve bilgi toplumuna geçişin en önemli yapı taşlarını oluşturacaktır.

Ben sık sık, konuşmalarımda, bazı vaat niteliğinde maddeler sayıyorum. Bunlar benim değil, bunlar bizim 2008 yılı sonunda Kurultayımızda kabul ettiğimiz parti programımızda yer alan vaatlerdir ve önümüzdeki genel seçimlerde partimizin seçim bildirgelerine de bu şekilde yansıyacaktır.

Bu çerçeve içinde, önerimizin kabul edilmesi dileğiyle hepinize en derin saygılarımı sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 194 üncü maddesinde yer alan "TEFE" ibaresinin "ÜFE" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                              Behiç Çelik (Mersin) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) – Katılmıyoruz efendim.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Gerekçe okunsun.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Söz konusu düzenleme ile TÜİK tarafından TEFE yerine ÜFE hesaplanması nedeniyle TEFE yerine ÜFE yazılarak yapılan hatanın düzeltilmesi amaçlanmıştır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na

Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı yasa tasarısının 194 üncü maddesi ikinci fıkrasındaki “iki yıl” ibaresinin “Dört yıl”, “Dört yıl” ibaresinin “Sekiz yıl” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Ayla Akat Ata (Batman) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan.

Buyurun efendim. (BDP sıralarından alkışlar)

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Mısır halkının mutluluğunu paylaşıyoruz. Mübarek gitti, inşallah diğer mübareklere de sıra gelir diye düşünüyoruz ve inanıyoruz ki zamanı gelmiş bir fikrin önünde hiçbir ordu duramaz, tarih böyle yazar.

Öğrenciler söz konusu olunca, öğrenciler konusundaki, gençler konusundaki hassasiyetimiz maalesef burada çukur siyaset kavramlarına boğdurularak gençlerimizin geleceklerini karartan kararlar rahatlıkla çıkarılabiliyor. Yani kredi zaten ne veriliyor? Öğrenciye, üniversite öğrencisine kredi az, gaz çok; kredi az ama çok olan gaz. Bugün de Karadeniz Teknik Üniversitesinde HES’leri protesto eden üniversite öğrencilerini yerlerde sürüklediniz. Yani Mübarek de farklı bir şey yapmıyordu aslında Mısır’da otuz yıllık dönemde.

Şimdi, yumurta atıyor öğrenci, bir tepki koyuyor. Bakan, koskoca Bakan karakola gidip zabıt tutturuyor. Bu kürsüden söyledim, “Sayın Bağış, soyadın ‘Bağış’tır, bu davadan vazgeç.” dedim. İllaki yargıçlar “Bu demokratik bir haktır.” diyecek, bizi Avrupa Birliğinde temsil eden Bakana böyle bir karar verecek. Avrupa Birliğinde temsil eden bakana. Şimdi, böyle olunca da…

MEHMET CEMAL ÖZTAYLAN (Balıkesir) – Yumurta atmak demokratik hak mı, hayret bir şey ya!

HASİP KAPLAN (Devamla) – Tabii ki bu kanun teklifleri hazırlanırken, siz, hiçbir zaman bu üniversite gençliğinden yoksul olanını, ne sıkıntılar yaşadığını… Üniversiteyi bitirene iki yıl sonra iş veriyor musunuz? Yani üniversiteyi bitiren iki yıl içinde iş bulabiliyor mu bu ülkede? En yüksek işsizlik oranının üniversite mezunlarında olduğunu biliyorsunuz.

Üniversiteyi bitirenler o iki yıl içinde iş arıyor, o iki yıl içinde evleniyor, o iki yıl içinde staj yapıyor, o iki yıl içinde master yapıyor, o iki yıl içinde taksitlerle boğuşuyor, siz diyorsunuz ki “Hemen iki yıl sonra ödeyin.” Biz diyoruz ki önergemizde: Biraz vicdanlı olun, bu iki yıl dört yıl olsun. Yani siz yoksul ve emekten yana olanları görmek istemezsiniz, hep holdinglere, şirketlere kıyak geçersiniz bu torbada. Bu torbada bu öğrencilere de biraz kıyak yapın, iki yılı dört yıl yapın, lisansüstü eğitim yapan öğrencilerinkini de dört yıl yerine sekiz yıl yapın. Lisansüstü eğitim yapan öğrencilerin dışarıda hangi koşullarda okuduğunu, hangi sıkıntılarla karşı karşıya olduğunu, ne kadar pahalı bir süreçten geçtiğini, o pahalı sürecin içinde kaygılarla okuduğunu biliyor musunuz? Bunu öneriyoruz.

Şimdi, biz bunu önerdiğimiz zaman bakıyoruz ki tık yok. Yani bu önergeyi de reddedeceksiniz, biliyorum ama biz bunu tarihe şerh düşüyoruz gençlerimiz için çünkü Türkiye’nin geleceği gençleri ve çocukları, gençleri ve çocukları. Gençlerini, dün 100 bin tane gencini sadece sadece bir slogan attı diye terörist saydınız, af kapsamına almadınız; sadece sadece bir nevruza katıldığı için, bir ana dilde eğitim istediği için üniversite kapılarını dün kapattınız 100 bin öğrenciye. O 100 bin öğrenci üzerindeki tartışmalarımızı da burada farklı şekilde boğdunuz. Bir özür bile, küfredenler, beyan etme gereğini duymadı. Yani tutanaklara bakınca benim yüzüm kızardı, beş dakikada 33 defa sataşma yapan kişiler var. Allah aşkına yani böyle uygarca bir yasama Meclisi ilişkisi olabilir mi? Şimdi, o tutanağa bakıyorum, onlarca küfür.

Ve yine tabii, oylarınıza sunacağız; çoğunluk sizsiniz, buyurun.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Kaplan.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir. 

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir. 

195’inci madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 195 inci maddesinde yer alan “yüzde 15’ini” ibaresinin “yüzde 14’ünü” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

           Behiç Çelik                               Erkan Akçay                            Mehmet Şandır

              Mersin                                       Manisa                                       Mersin

        Mehmet Günal                          E. Haluk Ayhan                        Mustafa Kalaycı

              Antalya                                      Denizli                                       Konya

                                                          Münir Kutluata

                                                                Sakarya

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın 195 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

      Mustafa Özyürek                         Harun Öztürk                           Hüseyin Pazarcı

              İstanbul                                        İzmir                                       Balıkesir

            Atilla Kart                        Ramazan Kerim Özkan              Ferit Mevlüt Aslanoğlu

               Konya                                       Burdur                                      Malatya

Madde 195- 4/2/1924 tarihli ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununun ek 37 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve ikinci fıkrasında yer alan "Hazine payının hesabında süresinde ödenmeyen bedeller için" ibaresinden sonra gelmek üzere "abonelerine" ibaresi eklenmiştir.

"b) Yetkilendirilen işletmecilerin şebekeleri üzerinden elektronik haberleşme hizmeti sunan diğer işletmeciler, bu yetkilendirme kapsamında doğan aylık brüt satışlarının yüzde 15'ini,"

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) – Katılmıyoruz efendim.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Gerekçe…

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Değiştirilen Ek Madde 37'nin (b) bendi, Kurum tarafından sayısı sınırlandırılarak, ulusal çapta, kamuya açık mobil elektronik haberleşme hizmeti sunmak üzere; yetkilendirilen işletmecilerin şebekeleri üzerinden elektronik haberleşme hizmeti sunan diğer işletmeciler brüt satışlarından, hizmet sunmak için şebeke kullanımı karşılığında söz konusu işletmecilere ödedikleri ya da borçlandıkları tutar düşüldükten sonra kalan tutarın yüzde 15'ini Hazine payı olarak ödeyeceklerini, hükme bağlamaktaydı.

Düzenleme, söz konusu işletmecilerin net hasılattan ödedikleri Hazine payının brüt hasılattan alınmasını öngörmektedir.

Değişiklik önerimiz yeni yorum farklılıklarına yol açılmamasını amaçlamaktadır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 195 inci maddesinde yer alan “yüzde 15’ini” ibaresinin “yüzde 14’ünü” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Münir Kutluata (Sakarya) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Münir Kutluata, Sakarya milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)

MÜNİR KUTLUATA (Sakarya) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Yasa Tasarısı’nın 195’inci maddesi hakkında verdiğimiz önerge vesilesiyle Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Sizleri saygıyla selamlıyorum.

Bu tasarı hakkında yapılmadık ikaz, söylenmedik söz kalmadı bildiğiniz gibi fakat yanlışlıkların hiçbirinden hemen hemen dönülmedi. Bu arada, vergi ve prim borçlarını ödeyememiş kriz mağdurlarının durumu unutulmuş, Hükûmetin bitmek tükenmek bilmeyen hesapları ön plana çıkmıştır. Çok önemli birçok konu, önemsizmiş gibi, ilgili komisyonlara götürülmeden bu tasarıya sıkıştırılmıştır. Bu yetmiyormuş gibi, yasanın görüşülmesine ara verilerek hayati mahiyetteki yasal düzenlemeler aralara sokulmuştur. Hükûmetin, istisnai hâllerde başvurması gereken torba yasa uygulamasını fazlasıyla istismar ettiğini biliyoruz. Bu uygulamayla, yasalarımızın iyileştirilmesinden ziyade, karşılaşılan bazı zorlukların aşılması yolunun seçildiği anlaşılıyor. Bu defa, torba yasa yapma usulünün de dışına çıkıldığı görüyoruz. Maksadın, farklı yasalarla ilgili bazı düzenleme ve düzeltme ihtiyacının bu torba yasa vasıtasıyla giderilmesinden ibaret olmadığı ortadadır.

Bu tasarının içinde birçok ayrı torbacıklar var. Mesela, İstanbul’un finans merkezi yapılması iddiasıyla gelen düzenlemeler gibi, YÖK’ü ilgilendiren düzenlemeler, ulaştırma ve haberleşmeyle ilgili düzenlemeler gibi. Eğer İstanbul’un finans merkezi yapılması gibi bir hedef varsa ve bununla ilgili yasal düzenlemeler gerekiyorsa bunlar bir torba yasa içinde âdeta gizlenerek mi gelmeliydi, yoksa enine boyuna tartışılan ayrı bir düzenleme mi olmalıydı? Kamu bankalarının genel merkezlerinin, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun, Sermaye Piyasası Kurulunun İstanbul’a taşınması çok sıradan işler midir ki aralara sıkıştırılarak ve dikkatlerden kaçırılarak geçirildi? Yükseköğrenimin bu kadar sorunu varken içinden bir kısmını alıp bu torbaya sıkıştırmanın ne anlamı vardı? Ayrı bir düzenleme daha ciddi olmaz mıydı? Öğrenci affına destek vereceğimizi söyledik, Millî Eğitim Komisyonu baypas edilerek diğer maddeler görüşülmesin istedik ama sonuç alamadık. Şimdi de ulaştırma ve haberleşmeyle ilgili peş peşe maddeler getirilmiş bulunuyor. Mademki çok sayıda maddeyi gerektirecek bir ihtiyaç vardı, bunlar neden ayrı getirilmedi, bunu sormak zorundayız.

Görüşmekte olduğumuz 195’inci maddeye bakalım. Bu madde neyi düzenliyor? 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu’nun 37’nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendini değiştiriyor. Bu madde ve bu bentte daha beş buçuk ay önce değişiklik yapılmış. 23/07/2010 tarihinde yapılan değişiklik şimdi tekrar değiştiriliyor. Bu tasarının Meclise geliş tarihini dikkate alırsak, 2010 yılının Temmuz ayında yapılan bir değişikliğin iki üç ay içinde yeniden değiştirilmesi ihtiyacı ortaya çıkmış. Söz konusu (b) bendinin yeni hâlinde, yetkilendirilen işletmecilerin şebekeleri üzerinden elektronik haberleşme hizmeti sunmak üzere yetkilendirilen diğer işletmecilere vurgu yapılıyor. 23 Temmuz 2010’da yapılan düzenlemede de aşağı yukarı aynı ifadeler var. Şimdi ne yapılıyor? İfade daha anlaşılır hâle getirilmiş yani daha önce çalakalem yasalaşan bir düzenleme yine yasa ile düzeltiliyor. Yasa çıkarmanın bu kadar hafife alınmasını ne Hükûmetimize yakıştırabiliriz ne de Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu şekilde meşgul edilmesini hoş karşılayabiliriz.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

196’ncı madde üzerinde aynı mahiyette iki önerge vardır. Şimdi bu önergeleri okutup birlikte işleme alacağım, önerge sahiplerinin istemi hâlinde de kendilerine ayrı ayrı söz vereceğim.

Önergeleri okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 196 ncı maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

          Behiç Çelik                                Erkan Akçay                            Mehmet Şandır

              Mersin                                        Manisa                                       Mersin

      Mustafa Kalaycı                       Emin Haluk Ayhan                        Mehmet Günal

              Konya                                        Denizli                                       Antalya

Madde 196 - 8/4/1965 tarihli ve 580 sayılı Milli Prodüktivite Merkezi Kuruluş Kanununun “Gelirleri” başlıklı 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi madde metninden çıkarılmıştır.

Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:

      Mustafa Özyürek                         Harun Öztürk                           Hüseyin Pazarcı

              İstanbul                                        İzmir                                       Balıkesir

            Atilla Kart                             R. Kerim Özkan                   Ferit Mevlüt Aslanoğlu

               Konya                                       Burdur                                       Malatya

BAŞKAN – Komisyon aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Atilla Kart, Konya Milletvekili.

Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

ATİLLA KART (Konya) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 196’ncı maddeyle ilgili önerge üzerinde söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, biraz evvel, Sayın Bakanın açıklamaları esnasında, Sayın Enerji Bakanına Genel Kurulu izlemesini önermiştim, vereceğim cevapların olduğunu söylemiştim ama Sayın Bakanın acil bir işi çıktığı anlaşılıyor, şu anda Genel Kurulda göremiyorum Sayın Bakanı ama herhâlde şu anda Hükûmet sıralarında bulunan Sayın Sağlık Bakanı bu anlatacaklarımı bir şekilde cevaplandırmak, kamuoyunu bilgilendirmek durumundadır Hükûmetin sorumluluğu adına.

Değerli milletvekilleri, bakın, Hazinenin hazırlamış olduğu yetmiş iki sayfalık bir rapordan söz ediyorum. Bu raporda “2003 ile 2008 yılları arasında, Türkiye Kömür İşletmelerinde 1 milyar dolar seviyesinde yolsuzluk yapılmıştır. Burada 3628 sayılı Yasa gereğince resen soruşturma yapılması gerekir. Bu olayda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bürokrat kadrosu doğrudan işin içinde olduğu için, o bürokrat kadroyu da denetlemek mevkisinde olan ilgili bakanın soruşturma izni vermesi bu sebeple usulen söz konusu olamayacağı için, bu soruşturma izninin Başbakanlıktan istenmesi gerekir.” diyor. Sayın Bakan bütün bu gerçekleri, bütün bu yasal gerçekleri, yasal zorunlulukları olağanüstü bir maharetle yine karartmaya devam ediyor. Burada aslında soruşturma izni prosedürünün işlemesi de gerekmez. Burada doğrudan 3628 sayılı Yasa kapsamında örgütlü bir çıkar yapılanması kamu gücü kötüye kullanılmak suretiyle, devlet nüfuzu kötüye kullanılmak suretiyle bir çıkar örgütlenmesi söz konusu olduğuna göre ne olması gerekir? Cumhuriyet savcılığının, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının resen soruşturma yapması gerekir ama geldiğimiz noktada neyi görüyoruz? İleri demokrasinin yeni tezahürlerini görüyoruz. Olayın bu kadar açık olmasına rağmen, kamu zararının olağanüstü boyutlara ulaşmasına rağmen, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının durumdan vazife çıkararak, öyle anlaşılıyor ki hukuk dışı müdahalelere açık bir şekilde prim vererek dosyayı kapattığını, dosyanın sümen altı edildiğini sayın bakanın açıklamalarından anlıyoruz. Aslında, sayın bakanın açıklamaları bir itiraftır, gerçekten olağanüstü bir itiraftır.

Sayın bakana soru sormaya devam ediyoruz: Bakın, genel bir tablodan söz etmiştik, bir de nereden söz edelim? Kütahya Tavşanlı’daki yolsuzluklardan da söz edelim. Hangi yolsuzluklar bunlar? Ağır ceza mahkemesi kararıyla ortaya çıkan yolsuzluklar. Ne diyor orada? Kütahya Tavşanlı mahkemesinin kararına göre, kurum müdür muavini, satın alma şube müdürü, pazarlama satış şube müdürü, pazarlama şefi, kooperatif başkanı, iş adamları ve şoförlerin de bulunduğu 9 sanık hakkında ihalelere fesat karıştırdıkları sabit olduğundan altı yıldan başlayan on yıla ulaşan hapis cezalarına hükmediliyor. Mahkeme neyi tespit ediyor? Organize ve mütemadi hâle gelen suç ve çıkar ilişkisini hüküm altına alıyor. Bu ilişkinin içinde ne vardır biliyor musunuz? Kömür ticareti yapan iş adamı ile kurumun üst düzey bürokratları vardır. Buradaki siyasetçi ise sadece Kütahya milletvekili değildir, buradaki siyasetçi siyasi iktidardır çünkü bu kirli ilişkiler siyasi iktidar tarafından himaye edilmektedir. Kamunun zarara uğratıldığı, iş birliği içinde ihaleye fesat karıştırıldığı sabit olmasına rağmen, yargı kararıyla sabit olmasına rağmen, siyasi iktidar, görevden uzaklaştırma ya da benzeri idari önlemleri almamaktadır. Milletvekili ne yapıyor? Yargı yerine geçiyor. KİT Komisyonundaki milletvekili, Alt Komisyon Başkanı, yolsuzluğu denetleme mevkisinde olan milletvekili, cumhuriyet savcılığına mektup yazıyor, dilekçe yazıyor, “O delillerden suç çıkmaz.” diyor, o delillerin takdirini yapıyor milletvekili. Bu da aslında nedir biliyor musunuz? Bu da ileri demokrasinin, AKP’nin yaratmak istediği ileri demokrasinin bir başka tezahürüdür, ibret verici bir tezahürüdür. Şunlara, birileri çıkıp Hükûmet adına şu söylediklerimize cevap vermeyecek mi değerli milletvekilleri?

Bakın, soyut iddialardan söz etmiyoruz, mahkeme kararlarından söz ediyoruz, hazine raporlarından söz ediyoruz. Nerede Enerji Bakanı? Biraz evvel buradaydı. Karartmasını yaptı…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ATİLLA KART (Devamla) – Nerede değerli arkadaşlarım, nerede?

HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) – Cevap verseydin sen. Niye cevap vermiyorsun?

ATİLLA KART (Devamla) – Cevabını izleyeceğiz. O cevaba da elbette karşılığını vereceğiz.

Teşekkür ediyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Buyurun Sayın Bakan.

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

8.- Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın, Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı resen soruşturma açabilirdi ancak hukuk dışı müdahalelere prim vererek dosyayı sümen altı etti” sözlerine ilişkin açıklaması

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Kart’ın konuşmasını dikkatle takip ettim. Enerji Bakanımız burada yok ama, mutlaka kendisi burada olsaydı teknik açıdan da çok daha doyurucu bir cevap verecekti.

Sayın Kart’ın konuşmasındaki bir hususa hakikaten ciddi biçimde hayret ettim. Şöyle bir iddiada bulundu Sayın Kart: “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı resen soruşturma açabilirdi ancak hukuk dışı müdahalelere prim vererek dosyayı sümen altı etti.”

Şimdi, bunun hemen peşine de bir başka mahkeme kararından bahsederek Kütahya’daki yolsuzluklara mahkemenin nasıl gerekli cezaları verdiğini söyledi.

Şimdi, bu anlayış çok enteresan bir anlayış. Bağımsız yargı Sayın Kart’ın istediği gibi ya da siyaseten kullanabileceğini düşündüğü gibi bir karar verince iyi oluyor, aynı bağımsız yargı bir başka karar verince yanlış yapmış oluyor, hem de sümen altı etmiş oluyor. Böyle bir demokrasi anlayışı, böyle bir bağımsız yargı anlayışı hakikaten çok tuhaf.

Sadece şunu söylüyorum: Sayın Kart bu çakma yolsuzluk iddialarından vazgeçmelidir, bunun hiçbir yararı yoktur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

ATİLLA KART (Konya) – Cevap mı verdiniz Sayın Bakan? İddialarımıza cevap mı verdiniz şimdi?

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) – Çok güzel bir cevap verdim, anlayana!

ATİLLA KART (Konya) – Cevabınızı alacaksınız bilahare.

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

2.- Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606) (Devam)

BAŞKAN – Önerge üzerinde Erkan Akçay, Manisa Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüştüğümüz 606 sıra sayılı Tasarı’nın 196’ncı maddesi üzerinde verdiğimiz önerge hakkında söz aldım. Muhterem heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, ülkemizdeki iş yerlerinin yaklaşık yüzde 99,5’u esnaf ve küçük işletmelerden oluşmaktadır. İstihdamın yüzde 77’si, ekonomide yaratılan katma değerin yüzde 36’sı esnaf ve sanatkârlarımız tarafından sağlanmaktadır. Bu nedenle, esnaf ve sanatkâr kesiminin sorunlarını ülkemizin genel sorunlarından ayrı düşünmek mümkün değildir.

Ülkemizin temel direği olan ve etki alanı itibarıyla her tarafa hitap eden milyonlarca esnafımız gerçekten çok zor durumdadır. Esnaf ve sanatkârımız finansmana erişimde zorluk yaşamaktadır. Yine, esnaf ve sanatkârımız ekonomik daralmaya bağlı talep yetersizliği ile de karşı karşıyadır ve sosyal güvenlik sorunları bulunmaktadır. Mesleki eğitim yetersizliği konusunda ciddi sorunları vardır.

Hipermarketler ve zincir mağazalar, esnaf ve sanatkârın karşısında ciddi bir haksız rekabet gücü oluşturmaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi tarafından 25 Mart 2008 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan Perakende Ticaret, Alışveriş Merkezleri ve Büyük Mağazalar ile Esnaf ve Sanatkârlık Hizmetlerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Teklifi hâlen İktidar tarafından bekletilmektedir ve işleme alınmamıştır.

250 bine yakın esnafımızın kredi borcu bulunmaktadır ve bundan dolayı da ciddi sıkıntılar içerisindedir. Bugün esnafımızın Halk Bankasından kullandığı krediler 3,5 milyara ulaşmıştır. Bu 606 sıra sayılı torba Kanun Tasarısı’nda da esnafın Halk Bankasına olan borçları yapılandırma içerisine alınmamıştır.

Yine, ticaret siciline kayıtta ustalık belgesi istenmezken esnaf ve sanatkârlar siciline kayıt yapılırken esnaf ve sanatkârlarımızdan ustalık belgesi istenmektedir. Bu eşitsizliğin giderilmesi gerekmektedir ve bu torba tasarı bunun için bir vesileyken, maalesef, torba tasarı çalışmalarında bu husus da değerlendirilmemiştir.

Anayasa’nın 173’üncü maddesi gereğince küçük esnaf ve sanatkârın devlet tarafından korunması ve desteklenmesi gerekmektedir ancak AKP Hükûmetinin, esnaf ve sanatkârımıza, sözde verdiği desteği ve bir sonuç ifade etmeyen bazı girişimleri haricinde, ilgisizliği ve duyarsızlığı vardır. Nitekim, 2010 Nisan ayında Hükûmet tarafından açıklanan Esnaf Değişim, Dönüşüm ve Destek Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nın da diğer paketler gibi içi boş çıkmıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi, esnaf ve sanatkârlarımızın başta finans ve kredi olmak üzere, vergi, mesleki eğitim ile hukuki ve idari problemlerini, esnaf ve sanatkârlar ana planıyla, bir program çerçevesinde çözüme kavuşturacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi iktidarında esnaf ve sanatkâr üzerindeki istihdam maliyetleri azaltılacaktır. Alışveriş merkezleri ve büyük mağazalar kanunu mutlaka çıkarılacaktır. Muhtaç durumdaki ailelere aylık temel ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri, “hilal kart” ismiyle harcama kartları verilecek, çeşitli adlar altında yapılması öngörülen bu destek ve ödeme tutarları bu kartlara yüklenecektir. Küçük esnafın desteklenmesi amacıyla, bu kartlar, sadece ikamet edilen mahaldeki, ilçe veya beldedeki esnaftan yapılacak alışverişte geçerli olacaktır. Şoför esnafının mevcut aracını yenilemek amacıyla alacağı yeni araçlardan katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi alınmayacaktır. Emekli olan ve işyeri açan esnaf ve sanatkârların emekli aylıklarından sosyal güvenlik destek primi kesilmeyecektir. Esnaf ve sanatkârların yanında çalışanların asgari ücret düzeyindeki gelirlerinden de vergi alınmayacaktır. Esnaf muaflığı belgesi alma yükümlülüğünü yeniden getireceğiz ve esnaf muaflığının meslekler bazında kapsamını artıracağız ve basit usulde vergilendirilen esnaf ve sanatkârlardan beyana dayalı gelir vergisi alınmayacaktır.

Bu düşüncelerle muhterem heyetinize saygılar sunuyorum.  (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Akçay.

Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

197’nci madde üzerinde dört adet önerge vardır, geliş sıralarına göre okutup, aykırılıklarına göre işleme alacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 197 nci maddesinde yer alan “iki” ibaresinin “beş” şeklinde değiştirilmesini  arz ve teklif ederiz.

           Behiç Çelik                               Erkan Akçay                            Mehmet Şandır

              Mersin                                       Manisa                                       Mersin

       Kemalettin Nalcı                      Emin Haluk Ayhan                       Mehmet Günal

             Tekirdağ                                      Denizli                                       Antalya

                                                         Mustafa Kalaycı

                                                                 Konya

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının çerçeve 197 nci maddesiyle 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 24 üncü maddesinin ikinci fıkrasından sonra gelmek üzere eklenmesi öngörülen fıkraya  aşağıdaki cümlenin eklenmesini  arz ve teklif ederiz.

       Nurettin Canikli                         A. Sibel Gönül                             Öznur Çalık

              Giresun                                      Kocaeli                                      Malatya

             Fikri Işık                                 Fatma Şahin                              Yılmaz Tunç

              Kocaeli                                    Gaziantep                                      Bartın

                                                      Yılmaz Helvacıoğlu

                                                                   Siirt

“Bu hüküm 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununda ilgili düzenleme yapılıncaya kadar meslek mensupları tarafından açılan bürolar hakkında da uygulanır.”

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan; Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 197’nci maddesi ile 634 sayılı Yasa'nın 24'üncü maddesine eklenen fıkranın aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

       Mustafa Özyürek                         Harun Öztürk                            Bülent Baratalı 

              İstanbul                                       İzmir                                          İzmir

            Atilla Kart                            R. Kerim Özkan                   Ferit Mevlüt Aslanoğlu

               Konya                                       Burdur                                       Malatya

"1136 sayılı Avukatlık Kanununda ve 3568 sayılı  Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununda düzenleme yapılıncaya kadar tapuda mesken olarak görünen taşınmazlarda bulunan avukatlık ve hukuk büroları ile muhasebe ve mali müşavirlik büroları faaliyetlerine devam ederler. Bu süre, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıldır.”

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 197'inci maddesi ile 634 sayılı Yasa'nın 24'üncü maddesine eklenen fıkranın aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

"1136 sayılı Avukatlık Kanununda ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununda düzenleme yapılıncaya kadar tapuda mesken olarak görünen taşınmazlarda bulunan avukatlık ve hukuk büroları ile muhasebe ve mali müşavirlik büroları faaliyetlerine devam ederler. Bu süre, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıldır.”

       M. Nuri Yaman                         Sebahat Tuncel                           Şerafettin Halis

                Muş                                        İstanbul                                       Tunceli

         Hasip Kaplan                           Fatma Kurtulan                        M. Nezir Karabaş

               Şırnak                                         Van                                           Bitlis

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) - Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Hasip Kaplan, Şırnak Milletvekili.

Buyurun. (BDP sıralarından alkışlar)

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; küresel krizin ekonomik alanda toplumun farklı kesimlerini etkilediğini biliyoruz. Zaten bu torba kanunda da gerekçelerden biri olarak gösteriliyor ve bunların içinde özellikle iki meslek grubu, avukatlar ile mali müşavirler, serbest çalışanlar, son yılların hem küresel kriz hem etkileri hem şirketlerin kapanması hem siyasal konjonktürel ortam nedeniyle en çok etkilenen, en çok işsiz kalan, en çok ekonomik sıkıntı yaşayan, en zorda olan iki meslek grubuna dönüşmüştür. İstanbul’da İstanbul Barosuna bağlı avukat sayısının 30 bini geçtiği düşünüldüğü zaman ve her gün burada, Mecliste patır patır üniversitelerin açıldığı, açılan üniversitelerde fakülte sayılarının kırkı elliyi aştığı ve her açılan fakülteden sonra da binlerce kişinin mezun olduğu, bu yetmediği gibi, Kıbrıs’taki üniversitelerden, Azerbaycan’daki üniversitelerden, yurt dışı üniversitelerden, denklik üniversitelerinden de çok mezun olduğu dikkate alındığı zaman, özellikle kutsal olan savunma hakkını icra eden avukatların son küresel kriz nedeniyle en çok etkilenen gruplardan birisi olduğu görülüyor. Salt bu değil, adalete güven kalmadı arkadaşlar, yargıya güven kalmadı, hukuka güven zedelendi. Vatandaş artık mahkemelere gitmek istemiyor çünkü gittiği zaman, iş yoğunluğundan sekiz ay sonraya duruşma günü verildiğinde, bu işin dört beş senede çözülemeyeceğini biliyor. O zaman avukata da gitmesine gerek kalmıyor. Avukat da bu nedenle işsiz kalıyor.

Mali müşavirlere gelince; vallahi sayenizde her gün bir erteleme, bir mali af, bir kara parayı aklama yasası… Öyle yasalar, sekiz tane, bu sekiz yıl içinde yasa çıkarmışsınız. Vallahi mükellef de “Ben niye mali müşavire gideyim? Nasılsa bir af çıkacak, oradan da yırtacağım.” diyor. Buradan da mali müşavirlerin durumu zor.

Bu da yetmiyor, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da bir karar vermiş, diyor ki; kendi meskenlerinde olanları atın. Yani, kendi meskenlerinde bunu icra edenleri atın diyor. Şimdi, bu kadar sıkıntı içinde bu meslek gruplarının, bir de kullandıkları meskenlerin, işte Kat Mülkiyeti Kanunu veya diğer hususlar dikkate alındığında çok ciddi ağır sonuçları söz konusu. Burada şunu ifade etmek istiyoruz, bir başka gerçeklik şu ki: Türkiye’de ofis ev modası çok yaygın artık, ofis evler yapılıyor. Hem ev hem ofis tarzı modern binalar, ucuz, daha donanımlı merkezî siteler de yapılıyor ve yine akıllı ev denen, özellikle bilişimin gelişmesiyle beraber bütün bilgisayarını, çalışmasını CD’lere sığdıran, bir masa etrafına sığdıran ofis tiplerine doğru gidiyor. Bu çağdaş gelişimin de getirdiği bir durum dikkate alındığı zaman, bu durumda olan avukatlar ve mali müşavirlere yönelik 197’nci maddede getirilen iki yıllık sürenin az olduğunu düşünüyoruz. Bunun beş yıla çıkarılmasını…

Yine burada sadece avukatlara ilişkin bir hüküm getirilmiş, biz mali müşavirleri de kapsamasını istiyoruz.

Şimdi, bakıyoruz, biz saat 15.00’te önerge vermişiz, AK PARTİ de saat 22.10’da, on beş dakika önce önergesini vermiş. Şimdi bu oylanacak, vallahi siz bilirsiniz, şaşırmayın ha, ikisi de aynı. Hele hele bu torbada bir önergede buluştuk. BDP’nin diye, ret diye hemen elinizi kaldırmayın, vallahi kendi önergenizi reddetmiş olursunuz. Benden uyarması. Çünkü uyku, yorgunluk, hepsi birleşince… Nasıl olsa BDP’nin önergesidir, refleks olmuş, böyle, iniyor çıkıyor eller, iniyor çıkıyor, uyarayım bir daha, şaşırmayın oy verin.

Saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

III.- YOKLAMA

(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunacağım ancak yoklama talebi var, onu yerine getireceğim.

Sayın Hamzaçebi, Sayın Öztürk, Sayın Özyürek, Sayın Tan, Sayın Susam, Sayın Sönmez, Sayın Köktürk, Sayın Ayhan, Sayın Kart, Sayın Serter, Sayın Pazarcı, Sayın Hacaloğlu, Sayın Köse, Sayın Akıncı, Sayın Ünsal, Sayın Koçal, Sayın Özkan, Sayın Özer, Sayın Ertemür, Sayın Bingöl.

Yoklama için bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.

 

 

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

2.- Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar , Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606) (Devam)

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan; Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 197’nci maddesi ile 634 sayılı Yasa’nın 24’üncü maddesine eklenen fıkranın aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

        Mustafa Özyürek (İstanbul) ve arkadaşları

"1136 sayılı Avukatlık Kanununda ve 3568 sayılı  Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununda düzenleme yapılıncaya kadar tapuda mesken olarak görünen taşınmazlarda bulunan avukatlık ve hukuk büroları ile muhasebe ve mali müşavirlik büroları faaliyetlerine devam ederler. Bu süre, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıldır.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SEDAT KIZILCIKLI (Bursa) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Atilla Kart, Konya Milletvekili.

ATİLLA KART (Konya) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 197’nci maddeyle ilgili önerge üzerinde söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Konuya kaldığımız yerden devam etmek gerekiyor. Tabii, Sayın Sağlık Bakanının bu konu hakkında doğrudan ya da dolaylı olarak bilgisi olmadığı için, daha çok demagojiye yönelik, karartmaya yönelik cevaplarını kayda değer görmüyorum. Konunun muhatapları şu anda Genel Kurul salonunda gerek Sayın Enerji Bakanı gerekse Kütahya Milletvekili arkadaşımız burada hazır olduklarına göre, umarım, bundan sonraki aşamada, tatminkâr, somut ve kamuoyunu ve sizleri tatmin edecek bir şekilde açıklama yaparlar.

Bakın, değerli arkadaşlarım, değerli milletvekilleri; Hazinenin hazırladığı bir rapordan söz ediyoruz. Hükûmetin sorumluluğu altında görev yapan bir devlet biriminden söz ediyoruz; 1 milyar dolar seviyesindeki bir yolsuzluk iddiasından söz ediyoruz. Böyle bir yolsuzluk iddiasının soruşturma iznine tabi olmadan idari ve adli bakımdan soruşturmasının yapılması gerektiğini Hükûmet mensupları bilmez mi? Bilmemesi söz konusu olabilir mi? O zaman böylesine ağır bir iddianın sümen altı edilmesine, işlemden kaldırılmasına hangi vicdani duyguyla, hangi yasal sorumluluk anlayışıyla bunu karartmaya tenezzül ederler, tevessül ederler? Buna bir cevap vermek gerekmiyor mu değerli milletvekilleri? Bu geçiştirilecek bir konu mudur? Burada tekrar ifade ediyorum: Bir Hazine raporundan söz ediyoruz, 1 milyar dolar seviyesindeki bir yolsuzluktan söz ediyoruz. Buna çıkıp birilerinin cevap vermesi gerekmiyor mu değerli milletvekilleri?

Devam eden bir adli soruşturmaya bir milletvekilinin antetli kâğıdını kullanarak o soruşturmadaki delilleri değerlendirmesinin hukuk devletinde yeri olabilir mi? Bunun devlet sorumluluğu ve ciddiyetiyle bağdaşır bir yönü olabilir mi değerli milletvekilleri? Bunlara bir açıklama getirmek gerekmiyor mu?

Şunu diyoruz: Hükûmete gayet açık bir şekilde soruyoruz: Bu raporun gereği neden yapılmadı, neden sümen altı edildi? Bu, sanki Şırnak’taki bir vatandaşın gelişigüzel, soyut olarak yaptığı bir şikâyetten, duyurudan ibaret değil, son derece ciddi bir suç duyurusu olduğu içindir ki devletin ilgili mekanizması çalışmış, uzun uzadıya araştırma yapmış, yetmiş iki sayfalık rapor hazırlamış. Hangi vicdani gerekçeyle, hangi sorumluluk duygusuyla bunu karartabiliriz, bunu sümen altı edebiliriz? Bunu mutlaka açıklamak zorundasınız. Bunun hesabı mutlaka sorulacaktır. Yasal zeminde, anayasal zeminde bunların hesabı mutlaka sorulacaktır.

Ama şu tablodan sonra, bakın, şunu görmemiz gerekiyor: Biraz evvel yine Türkiye Kömür İşletmeleriyle ilgili Tavşanlı Mahkemesinin kararından söz ettim yani ilgisiz bir mahkeme kararından söz etmiyorum, tam da konuyla doğrudan ilgili olan bir karardan söz ediyorum. Orada da kurumun tamamını kapsayacak şekilde bir mahkûmiyet kararı verildiğinden söz ediyoruz. O zaman peki, sorumlu bir idare, sorumlu bir hükûmet, dürüst olduğunu ifade eden bir hükûmetin yapması gereken nedir? İdari açıdan, görevden uzaklaştırma dâhil olmak üzere, gerekli yasal tedbirleri almak değil midir değerli arkadaşlarım? Bunu hepiniz en az benim kadar bilirsiniz. O zaman bunun yasal gereğinin yapılmamasının gerekçesi nedir, bunun bir açıklaması yapılmayacak mı? Bu açıklama yapılmadığı içindir ki bugüne kadar burada, huzurunuzda şu değerlendirmeyi yapıyoruz: Nedir o değerlendirme? Şu: Kömür ticareti ve yolsuzluğu üzerinden siyaset yapan bir zihniyetin ve yönetim anlayışının yarattığı bir kirlilik tablosuyla, bir karanlık tabloyla karşı karşıyayız. Bunun başka bir açıklaması olamaz. Bir taraftan, kömür üzerinden yolsuzluk yapılarak haksız çıkar sağlanmakta, diğer taraftan ise yolsuzluk yoluyla ticareti yapılan kömür üzerinden “sosyal yardım” adı altında hayır aşamasında bile bir yolsuzluk mekanizması işletilmektedir. Kapitalizmi kendince modernize eden, neoliberal bir kalıba dönüştüren ya da böyle sunan acımasız bir soygun ve sömürü anlayışından söz ediyorum. Kayıt dışı yapılanmayı hızlandıran, yolsuzluğu hızlandıran, yolsuzluğu kurumsal hâle getiren bir siyaset anlayışından söz ediyorum değerli milletvekilleri. Birileri çıksın, şunlara somut olarak cevap versin.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Kart.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkanım…

BAŞKAN – Sayın Elitaş, buyurun.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – 606 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nı görüşüyoruz. Görüştüğümüz madde 197’nci madde. 197’nci madde avukatların, serbest muhasebeci, mali müşavirlerin, bütün siyasi parti gruplarının benzer mahiyetteki…

ATİLLA KART (Konya) – Şimdiye kadar hatırlamadınız mı bunu Sayın Elitaş?

FATMA NUR SERTER (İstanbul) – Şimdiye kadar hatırlamadınız mı?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkanım, lütfen susturur musunuz?

BAŞKAN – Sayın Kart, lütfen…

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – 197 sayılı maddede…

ATİLLA KART (Konya) – Bu anlatılanlardan rahatsız mı oldunuz!

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, lütfen susturur musunuz?

197’nci madde avukatların, serbest meslek erbabının mesken olan yerlerdeki kullandığı iş yerlerinin iki yıl süreyle belediyeden izin almadan meskeninin devam etmesini ifade ediyor. Ama üçtür sayın konuşmacı burada hiç alakası olmayan meselelerden bahsediyor. Sayın Bakan gerekli cevabı verdi. İç Tüzük 66’ncı maddeye göre konunun dışına çıkılmaması gerekir. Eğer Sayın Milletvekilinin bu konuyla ilgili öğrenmek istediği bir şey varsa yine İç Tüzük bu konuda maddeler düzenlemiş. İç Tüzük’ümüzün 96’ncı maddesinden itibaren yazılı ve sözlü sorular verebilir ve Sayın Bakandan da bu konuyla ilgili cevap alabilir. Bu konuda Sayın Bakan herhâlde cevap verecektir.

Aynı zamanda Kütahya Milletvekili arkadaşımızdan bahsetti. Kütahya Milletvekili arkadaşımız da bu konuyla ilgili, izin verirseniz…

BAŞKAN – Sayın Elitaş, Kütahya Milletvekili kendisi ister eğer söz isteyecekse.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – İsteyecek efendim kendisi zaten.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Başkan…

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Bu konuyu açıklığa kavuşturmamız gerekir. Sayın Milletvekili bunları ya sözlü soru olarak versin ya da yazılı soru olarak versin, cevabını alsın. Ama burada Genel Kurulun gündemini farklı konularla işgal etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Elitaş.

ATİLLA KART (Konya) – Soru önergesine cevap almıyorsak ne yapacağız? Sorularımıza cevap verilmiyorsa ne yapacağız?

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Başkan…

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Bir saniye Sayın Bakan.

Buyurun Sayın Hamzaçebi.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Adalet ve Kalkınma Partisinin Sayın Grup Başkan Vekili Cumhuriyet Halk Partisi sözcülerinin nasıl konuşacağını programlayamaz.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – İç Tüzük 66 yazıyor. İç Tüzük 66’yı söylüyorum efendim.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Efendim, izin verir misiniz bir saniye Sayın Elitaş?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – İç Tüzük 66’yı söylüyorum.

BAŞKAN – Sayın Elitaş, lütfen… İzah ettiniz.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Yani biz nasıl konuşacağız, nasıl adım atacağız, hangi soruları soracağız…

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Neyi konuşacağınızı bilin, neyi konuşacağınız belli İç Tüzük 66’da.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Bunu hangi hakla Sayın Grup Başkan Vekili burada iddia konusu yapabiliyor? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Lütfen sayın milletvekilleri…

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Ayrıca, düzenlemeleri temel yasa olarak getirmek suretiyle Türkiye Büyük Millet Meclisinin Parlamentoda grubu olan siyasi partilerin milletvekillerinin söz hakkını kısıtlayan bir anlayışa sahip iktidar partisi.

Şimdi, hem söz hakkını kısıtlayacaksınız hem de burada İç Tüzük’ün imkân verdiği ölçüde önergelerde beşer dakika süreyle muhalefet milletvekilleri görüşlerini açıklayacak ve bundan rahatsız olacaksınız. Böyle bir demokrasi anlayışı ancak Adalet ve Kalkınma Partisine yakışır. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Tutanaklara geçti Sayın Hamzaçebi.

Teşekkür ediyorum.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, hiçbir şeyden rahatsız değiliz, Sayın Bakan açıkladı.

BAŞKAN – Sayın Bakan, İç Tüzük’ün 60’ıncı maddesine göre söz talebiniz var.

Buyurun.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Bakan açıkladı, üç haftadır bu konuyu konuşuyoruz, daha ne konuşacaklar!

BAŞKAN - Lütfen Sayın Elitaş…

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Elitaş, Sayın Bakanın vereceği cevap sizi neden ilgilendiriyor? Sayın Bakan açıklama yapsın.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Hayır, konuya geçin diyorum.

BAŞKAN – Sayın Elitaş, lütfen…

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – “Kütahya Milletvekili arkadaşımıza da söz verin.” gibi… Sayın Bakan, Sayın Milletvekili aciz mi söz istemekte? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Sayın Hamzaçebi…

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Biz istedik grubu adına…

BAŞKAN - Lütfen sayın milletvekilleri…

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Grup Başkan Vekili olarak ben bunu ifade ediyorum, siz ne hakla konuşuyorsunuz? Ben burada milletvekilinin hakkını koruyorum.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Milletvekili söz isteme hakkına kendisi sahiptir, siz değil.

BAŞKAN – Sayın Hamzaçebi…

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Milletvekiliniz, siz ne hakla konuşuyorsunuz, o konuşamıyor mu?

BAŞKAN – Sayın Elitaş…

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Ben grup adına konuşuyorum, grubu itham ediyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Ben de grup adına konuşuyorum. Ben İç Tüzüğe davet ediyorum Başkanlığı.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Başkan, bu şekilde bir tartışma olmaz. Ben tutumunuz hakkında söz istiyorum.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Allah Allah!

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Bir saniye Sayın Bakanım.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Tutumunuz aleyhinde söz istiyorum.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Başkanın tutumuyla ne alakası var? Başkan ne yaptı?

BAŞKAN – Sayın Hamzaçebi, Başkanlığın tutumu mu yoksa Sayın grup başkan vekillerinin kendi aralarında diyalog mu?

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sizin tutumunuz hakkında istiyorum.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Başkanın tutumuyla ne alakası var?

Sayın Başkan, böyle bir isteme hakkı bile yok.

BAŞKAN – Bir saniye Sayın Elitaş… Lütfen oturun… Lütfen…

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, onu istemeye bile hakkı yok, Sayın Grup Başkan Vekilinin.

BAŞKAN – Sayın Hamzaçebi, zaten her grup başkan vekillerinin yani sizlerin sözleri tutanaklara geçti.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Efendim, Sayın Grup Başkan Vekili benim konuşmama müdahale etti.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Ettim…

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – İç Tüzük’e göre uyarı…

BAŞKAN – Anladım. Ben de birkaç defa uyardım kendisini. Nasıl uyarayım?

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Disiplin hakkınız var Sayın Başkan, “Uyarı” kelimesi bile çıkmadı ağzınızdan.

BAŞKAN – Size de yaptım aynı uyarıyı Sayın Hamzaçebi.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Elitaş’a müdahale etmiyorsunuz.

BAŞKAN - Sözleriniz tutanaklara geçti; buyurun lütfen…

Sayın Bakanın söz talebi var.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Başkan, hayır, ben tutumunuz aleyhinde söz istiyorum.

BAŞKAN – Sayın Bakana vereyim, ondan sonra.

Buyurun Sayın Bakan.

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

9.- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın, Konya Milletvekili Atilla Kart’ın konuşmasında adı geçen Kütahya Milletvekili Hüsnü Ordu’yla ilgili iddiaların doğru olmadığına, bu durumun Tavşanlı Cumhuriyet Başsavcılığının yazısından anlaşılabileceğine, yerli kömür dağıtılarak fakir fukaranın ihtiyacının giderildiğine ilişkin açıklaması

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; Sayın Kart birçok evrakı ortaya koymakla alakalı, dürüst olma imajıyla alakalı burada bir konuşma yaptı. Ben ona yardımcı olmak açısından herhâlde unuttuğu bir evrakı da hatırlatmak istiyorum. Bir milletvekilimiz, Kütahya Milletvekilimizle alakalı -adını söylemedi diye herhâlde belli değil, olmayacak- Hüsnü Ordu’yla alakalı konuşma yaptı. Bakın, aslında bu evrak Sayın Kart’ın elinde var ama okumadı. Ben yardımcı olmak açısından herhâlde ona bir ek yapmak istiyorum.

Hüsnü Ordu için Osman Nuri Güler Tavşanlı Cumhuriyet Başsavcısı cevabi bir yazı yazıyor. Tekrara girmemek açısından söylüyorum. Eğer siz çok dürüst davranacaksanız bu evrakı okumalıydınız Sayın Kart; bunu, bal gibi bu evrakı biliyorsunuz siz:

“İlgili yazı ile yazı içeriğinde geçen GLİ’de jandarmanın savcılık izni ile devam eden soruşturmasıyla ilgili olarak Hüsnü Ordu’nun Kütahya Milletvekili olarak şahsının ve AK PARTİ örgütünün ilgisi olup olmadığı sorulmakta olup; Cumhuriyet Başsavcılığımızın 2006/411 soruşturma no’lu soruşturması ile yazı içeriğinde geçen soruşturmanın yürütüldüğü, 15/11/2006 tarihi itibarıyla incelenen soruşturma dosyasında Cumhuriyet Başsavcılığımıza soruşturma dışındaki kişi ve kuruluşlardan bir talep gelmediği gibi soruşturma dışındaki kişi ve kuruluşların soruşturulmasıyla ilintisinin bulunmadığı tespit olunmuştur. 4982 sayılı Yasa’nın 5 ve 12’nci maddeleri gereği bilgilerinize sunulur.”

ATİLLA KART (Konya) – Kim veriyor bu cevabı?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Tavşanlı Cumhuriyet Başsavcısı Osman Nuri Güler.

ATİLLA KART (Konya) – Osman Nuri Güler kim?

HÜSNÜ ORDU (Kütahya) – Cumhuriyet Başsavcısı.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen sabredin.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Değerli arkadaşlar, siz şimdi bir ilgisinin olduğunu söylüyorsunuz bu arkadaşın. Biraz öncekinde de evrakın bir kısmını okuyorsunuz, devamını okumuyorsunuz. Onun devamını söyleyeyim isterseniz size. Normalde Hazine başkontrolörlüğü tarafından görevlendirilen Aykut Bey’den sonra 3 kişi daha görevlendiriliyor. Onun hazırladığı da bir rapor var. Niye o rapordan hiçbir şey okumuyorsunuz? Burası yol geçen hanı mı?

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Türkiye Büyük Millet Meclisine yol geçen hanı mı diyorsunuz Sayın Bakan?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Normalde Bakanlık kanun ve mevzuat dâhilinde bunları yapıyor.

Asıl bunun temelinde yatan bir şey var değerli arkadaşlar. İftira kötü değil de, bu mu kötü oluyor? 2,2 milyon ton civarında, fakir ve fukaranın o kış günlerindeki ısınmasını sağlayan kömür dağıtılıyor, asıl sıkıntı budur değerli arkadaşlar. Muhalefet partisinin bir türlü gönlüne ve içine sığdıramadığı konu budur. Yoksa bunun üzerinden herhangi yapılacak bir yolsuzluk olmadığı gibi, bununla alakalı, sonuna kadar da tahkikatımız devam edecektir. Kimseyi kayıracak durumda değiliz.

Bakın, biraz önce bir hesap yapıldı, devleti zarara uğratmakla alakalı. 190 TL/ton…

ABDULLAH ÖZER (Bursa) – Çöküyor ama kömür aldığınız ocaklar, çöküyor.

BAŞKAN – Lütfen Sayın Milletvekili…

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Çıkartılan kömürün 375 TL/ton, nakliye ücreti tutmaktadır. 565 TL…

HASİP KAPLAN (Şırnak) – 60’a göre söz istemedi mi Sayın Bakan? On beş dakika konuştu.

BAŞKAN – Sayın Kaplan, soru soruldu. Cevap verilmezse “Cevap verilmedi.” deniyor. Konuşmaları dinledik.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) –Bakın, Şırnak’a maliyeti 565 TL. Biz şu anda onu 250 ila 255 TL civarında mal ediyoruz. Bu mudur zarara uğratmak?

Aynı zamanda bakın, burada dikkat etmemiz gereken bir şey var: Buradaki sağlanan istihdam. Yaklaşık 40 bin kişi bu istihdamdan faydalanıyor. Mademki işsizlik diyoruz, hem yerli kaynaklarımızın, yerli kömürümüzün değerlendirildiği…

BAŞKAN – Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – …hem de bununla alakalı, fakir fukaranın ihtiyacının giderildiği bir ortamdır.

Arz ediyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Buyurun Sayın Hamzaçebi.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Başkan, Sayın Bakan açıklamalarında Sayın Kart’ın konuşmasını kast ederek “Burası yol geçen hanı mı?” diyerek…(AK PARTİ sıralarından “Doğru söylüyor.” sesleri, gürültüler)

BAŞKAN – Lütfen sayın milletvekilleri… Bir sabredin lütfen.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) - Sataşmada bulunmuştur, sataşma nedeniyle söz istiyorum efendim.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Kime sataştı Sayın Başkan?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Hamzaçebi. (CHP sıralarından alkışlar)

VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)

3.- Trabzon Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın, grubuna sataşması nedeniyle konuşması

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Bakanın açıklamalarını dinledikçe üzülüyorum.

Ben size şunu sormak isterim Sayın Bakan. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Siz benim söyleyeceğimi dinleyin de, ondan sonra Sayın Bakana soracağınız bazı sorular olabilir belki.

Siz, fakir fukaraya dağıtılan kömürün arkasına sığınarak başka bir şey yapıyorsunuz: Fakir fukarayı burada suistimal ediyorsunuz.

MUHARREM SELAMOĞLU (Niğde) – Yapma ya!

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Siz bana şunun cevabını verebiliyor musunuz Sayın Bakan, bu sorulara cevap veremediniz: TKİ’nin kömür alımı bugüne kadar Kamu İhale Kanunu’na tabi idi. Bu tasarı ile Kamu İhale Kanunu’na tabi olmaktan çıkarılıyor. Soru budur. Yok, cumhuriyet savcısı takipsizlik kararı vermiş, mahkemeye gitmemiş, dosya kapanmış. Siz asıl sorunun cevabını verin. Bu sorunun cevabını vermiyorsunuz. Siz, geçen yıl sonunda yapılan enerji dağıtım ihalelerinden sonra elektriğin kilovatsaatine yaptığınız zamdan söz edin bakalım. İhaleye fesat karışmış mı, karışmamış mı? Herkesi ihaleye çağırıyorsunuz, ihale yapıyorsunuz. O ihaleleri alanları kayıracak şekilde elektrik fiyatında bir değişiklik yapılıyor mu, yapılmıyor mu? Dağıtıcı şirketlerin, üretici şirketlerin… Ve dağıtıcı şirketler arasındaki paylaşımda bir taraf kollanıyor mu, kollanmıyor mu? Siz buna cevap verin.

Biraz önce burada kabul edilen bir 195’inci madde oldu. Tabii ki temel yasa kabulü altında neler konuşuldu, neler görüşüldü, yeterince irdelenmiyor. Soruyorum size: 195’inci maddenin yürürlük tarihi neden yayımı tarihi değil de 1 Ağustos 2010? Çünkü geçmişe yönelik olarak bazı telefon operatörlerinden almanız gereken hazine payını siliyorsunuz. Bunu açıklayabiliyor musunuz? 195’inci madde orada geçerken neden sesiniz çıkmıyor? Neden açıklamıyorsunuz? Neden onun yürürlük tarihi 1 Ağustos 2010’dur? Kimi affediyorsunuz? Telekom altyapısı üzerinden servis sağlayan, sahibi Telekom olan bir şirketi mi kolluyorsunuz? Bunun cevabı yok.

Biraz sonra çıkıp bu konuyu biraz daha açıklayacağım. Siz dürüstlükten konuşuyorsanız gelin, bunlara cevap verin, topu taca atmayın. Topu taca atıyorsunuz her zaman yaptığınız gibi. Sözlerimi burada bitiriyorum.

Sayın Başkan, usul konusundaki talebimden de vazgeçtiğimi burada ifade ediyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

2.- Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606) (Devam)

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının çerçeve 197 nci maddesiyle 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 24 üncü maddesinin ikinci fıkrasından sonra gelmek üzere eklenmesi öngörülen fıkraya  aşağıdaki cümlenin eklenmesini  arz ve teklif ederiz.

        Hüsnü Ordu (Kütahya) ve arkadaşları

“Bu hüküm 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununda ilgili düzenleme yapılıncaya kadar meslek mensupları tarafından açılan bürolar hakkında da uygulanır.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye uyuyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SEDAT KIZILCIKLI (Bursa) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Kabul ediyoruz Sayın Başkan.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Hüsnü Ordu konuşacak.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Hüsnü Ordu, Kütahya Milletvekili.

Buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

HÜSNÜ ORDU (Kütahya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biraz evvel Sağlık Bakanımızın ifade ettiği gibi, hakikaten, tam anlamıyla çakma iddialarla buraya çıkıp burada bu gündemi saptırmaya çalışan, maalesef, arkadaşlarımız var.

Bakın, bu olayın özü şudur: 2005 yılında jandarmanın telefon takibatıyla yapılan bir takipte –bunların buradan tutanaklara da geçmesinde yarar var- birtakım insanları alıyorlar telefon dinlemelerinde...

ATİLLA KART (Konya) – Bugün olduğu gibi...

HÜSNÜ ORDU (Devamla) - ...ve jandarma soruşturmaya esas olmak üzere bunları ilk incelemede sorguluyor ve daha sonra oradaki bir kamu görevlisine o gün için -ben de o ifadeleri, o yazıları, bilgileri daha sonra, birkaç yıl sonra edindim- bir astsubay arkadaşımız –o kamu görevlisinden ben bunları duydum, çok enteresandır- diyor ki: “Siz eğer bu konuyla ilgili Kütahya milletvekilimiz bu konuda, işte, bize böyle yaptı, şöyle yaptı derseniz, sizinle ilgili bu incelemeden soruşturmadan vazgeçeceğim.” Çok net… Bakın, tutanaklara geçiyor. Tarihî bir şey bu. Ben bunu bana söyleyen kamu görevlisinden duydum. Bu bilgileri de elde ettim. O da diyor ki: “Kütahya Milletvekilimiz bize on yıl belediye başkanlığı yaptı, bu süreçte de milletvekilliği yapıyor.” Satın alma şube müdürü o tarihlerde. “Değil böyle bir konuyla ilgili bugüne kadar ihale konusunda, pazarlama konusunda bize en ufak bir lafı olmamıştır. Ben böyle bir şeyi söyleyemem.” diyor. Tutanakların altına imza atmıyor ve bu süreçten sonra aynı operasyonun aynı günü…

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Başkanım, önergeyle ne alakası var bu konuşmanın? İç Tüzük 66, biliyorsunuz değil mi Başkanım? Hep bize işletiyorsunuz. Bir tek bize işletebiliyorsunuz.

HÜSNÜ ORDU (Devamla) - …Hürriyet gazetesinde Yalçın Bayer’in bir yazısı çıktı…

BAŞKAN – Sayın Ordu, lütfen konudan ayrılmayalım.

HÜSNÜ ORDU (Devamla) – …ve bu konuyla ilgili hem bizimle ilgili hem AK PARTİ örgütüyle ilgili suçlamalar da yaptı gazete haberinde.

M. NURİ YAMAN (Muş) – İkaz edin...

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Nezaketen yapın onu bari. İç Tüzük 66’yı bize işletirsiniz.

HÜSNÜ ORDU (Devamla) – Şimdi, biz de bu yazı çıkınca, biraz evvel Sayın Bakanımın ifade ettiği gibi, direkt bu konuyla ilgili cumhuriyet savcılığına yazı yazdık; dedik ki: “Bu konudaki yapılan soruşturmada bizim, partimizin, örgütümüzün, herhangi birimizin –öyle bir yazı çıktı- bir ilintisi olup olmadığına dair –o tarihlerde Meclis Başkanımız da Sayın Bülent Arınç Bey, Sayın Bakanım- bilgi vermek üzere Meclis Başkanlığına bu konuyla ilgili Bilgi Edinme Yasası’na göre sizden bilgi istiyoruz.” diye yazdık buradan, komisyondan ve biraz evvel Sayın Bakanımız okudu. Bu dava da sonuçlandı. Bu dava konusuyla ilgili, bizimle ilgili en ufak bir ilinti olmadığına dair hem savcılık yazı yazdı o günkü tarihlerde hem de daha sora dava sonuçlandığı zaman bu ortaya çıktı.

Şimdi, bu milletvekili arkadaşımızın dışında bu konuyla ilgili, ben gene bir gün burada duruyordum, beni bilgilendirdiler. Habertürk’te, dışarıda, bugün Cumhuriyet Halk Partisinin Saygıdeğer Genel Başkanı bu konuyla ilgili buna benzer bir iddiada bulunuyor. Ben bu belgeleri aldım götürdüm. Canlı yayına “Bir dakika, ben de girebilir miyim?” dedim. Beni aldılar. Benzer şeyleri söylüyor. Belgeleri önünü koyduk; dedik ki: “Ayıp ya, bu ayıp. Bu bize yakışmaz. Milletvekillerine yakışmaz.” ve orada gereken cevabı Sayın Genel Başkanınız aldı, şimdi siz de alıyorsunuz. O işin özü budur.

Teşekkür ederim, hepinize saygılar sunarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)

FATMA NUR SERTER (İstanbul) – Neye cevap verdin?

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeyi...

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Buyurun Sayın Hamzaçebi.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Konuşmacı...

(AK PARTİ ve CHP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, bir saniye.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Konuşmacı bir tuhaf konuşuyor. Bir şey söylüyor, flu, net olmayan cümlelerle...

MEHMET CEMAL ÖZTAYLAN (Balıkesir) – Yanlış mı söylüyor? Hakkı yok mu söylemeye?

FATMA NUR SERTER (İstanbul) – Ne diyorsun be?

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – “Sayın Genel Başkan gereken cevabı aldı” diyerek Genel Başkanımıza bir sataşmada bulunmuştur. Söz istiyorum.

HÜSNÜ ORDU (Kütahya) – Aldı, Habertürk’te aldı. Canlı yayında, canlı. Canlı yayında aldı.

MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) – “Ben cevap verdim” diyebilirsin ama “Genel Başkan cevabı aldı” diyemezsin.

HÜSNÜ ORDU (Kütahya) – Ben söyleyeceğimi söyledim.

BAŞKAN – Yerinizden veriyorum.

Buyurunuz Sayın Hamzaçebi.

VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)

4.- Trabzon Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, Kütahya Milletvekili Hüsnü Ordu’nun, CHP Genel Başkanına sataşması nedeniyle konuşması

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Başkan, Sayın Konuşmacı, tabii ki burada, kürsüde meydana gelen konuşmalar, ortaya konan iddialar nedeniyle görüşlerini açıklayacaktır, kendisini savunacaktır.

SERACETTİN KARAYAĞIZ (Muş) – Belge açıkla, belge.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Varsa görüşleri, iddiaları muhalefet partilerine de bunu yöneltebilecektir. Bu bağlamda Cumhuriyet Halk Partisine de bunu yöneltebilir ama siz, kendi kendinize bir televizyon programında bir konuşma yapıp...

HÜSNÜ ORDU (Kütahya) – Beraber çıktık. Grup Başkan Vekiliydi o zaman.

BAŞKAN – Sayın Ordu, lütfen.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – ...“Gereken cevabı aldı” derseniz, bu konuşma değildir; siz bir cevap vermiş olursunuz, kendinize göre bir ders vermiş sayabilirsiniz kendinizi ama vatandaşa göre, karşı taraftaki insana, kişiye göre o bir cevap teşkil etmez. Siz, sizin cevabınızın ne olduğunu önce bir söyleyin. Cevabı söylemezseniz burada nasıl değerlendireceğiz? Onu söyleme cesaretiniz yok. Bakın, biraz önce kürsüden ciddi iddialar ortaya koydum. Çıkıp ona cevap vermenizi beklerdim ben sizin. Ona cevap vermek yerine başka yerlerde geziniyorsunuz.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan...

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

2.- Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606) (Devam)

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum... Kabul edenler...

MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) – Ama bu sefer gerçekten tutumunuz hakkında bir görüşme açmanız lazım.

BAŞKAN – Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum...

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Lütfen Sayın Elitaş.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, biraz önce konuyla ilgili bir cevap vermemi istedi.

BAŞKAN – Sayın Elitaş, lütfen oturun. Vermiyorum.

Buyurun.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 197 nci maddesinde yer alan “iki” ibaresinin “beş” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                        Behiç Çelik (Mersin) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SEDAT KIZILCIKLI (Bursa) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Kemalettin Nalcı konuşacak.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Kemalettin Nalcı, Tekirdağ Milletvekili, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

KEMALETTİN NALCI (Tekirdağ) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 197’nci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önerge üzerinde söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, bu arada Sayın Grup Başkan Vekiline de sormak istiyorum: Nasıl konuşayım? Yani, konuyla mı ilgili…

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – İç Tüzük’e uygun konuşacaksın.

KEMALETTİN NALCI (Devamla) – Yani biz muhalefet olduğumuz için mecburen o tarzda… Peki, sizi kırmayalım.

Şimdi, sayın milletvekilleri…

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Tutanakları incele, önergeyle ilgili, konuyla ilgili kim ne konuşmuş bak.

KEMALETTİN NALCI (Devamla) – Efendim, ben konuşmamı bitireyim, ondan sonra.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Bana sorma o zaman.

KEMALETTİN NALCI (Devamla) – Ama grup başkan vekilim öyle söyledi “Bir müsaade alın” diye. Ben de müsaade alıyorum sizden.

BAŞKAN – Sayın Nalcı, lütfen karşılıklı konuşmayalım, Genel Kurula hitap edin.

KEMALETTİN NALCI (Devamla) – Şimdi, burada yapılmak istenen, değerli milletvekilleri, belli meslek gruplarına ticari mekânlar dışında, meskenlerde faaliyetlerini devam ettirme hakkı veriliyor, ama bu yapılırken sadece avukatlara ve serbest mali müşavirlere... Mühendislere, mimarlara, diğer meslek gruplarına niye bu hakkı tanımıyoruz? Eğer birisine bir şekilde… Kanun yapıyoruz Sayın Grup Başkan Vekili, lütfen…

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Farkında değil.

KEMALETTİN NALCI (Devamla) – Yani, öteki meslek gruplarına neden bunu vermiyoruz? Eğer bunu…

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Bizim önergenin ne ilgisi var?

KEMALETTİN NALCI (Devamla) – Getiren sizsiniz efendim.

MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) – Var, serbest meslek grupları da var.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Oyladığımız önerge o, senin konuştuğun.

BAŞKAN – Sayın Elitaş, lütfen…

KEMALETTİN NALCI (Devamla) – Efendim, siz serbest mali müşavirlerden bahsediyorsunuz.

MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) – Hayır, hayır, ek olarak serbest meslek mensupları da var, tamamı var.

KEMALETTİN NALCI (Devamla) – Şimdi verdiklerinde?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Kabul ettik.

KEMALETTİN NALCI (Devamla) – Doğrudur efendim, zaten sizin aşağıdan çıkanla yukarıya gelenler arasında o kadar şey değişiyor ki, bakın…

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Yirmi dakika önce verdiler.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Kemalettin, karıştırdın.

KEMALETTİN NALCI (Devamla) – Şimdi, şunun özüne girmek gerekiyor: Bunlara gelinceye kadar, bakın, sayın milletvekilleri, şu Yapı Denetimi Hakkında Kanun’u bir elden geçirmek lazım. Yapı Denetimi Hakkında Kanun’da bugün baktığınız zaman…

M. YILMAZ HELVACIOĞLU (Siirt) – İnşaatçı kendisi!

KEMALETTİN NALCI (Devamla) – Tabii, inşaatçı olduğumuz için bu konular önemli efendim.

Şimdi, siz bir yapı denetim firmasıyla anlaşıyorsunuz, bir inşaat yaptırmaya kalkıyorsunuz, aynı zamanda bu yapı denetim firması bilindiği gibi 300 bin, 350 bin metrekareye kadar inşaat hakkı, denetleme hakkı alıyor ama 1.500 metrekarelik bir inşaatta o yapı denetimin bir hatası çıktığı zaman sizin inşaatınız da yapım müsaadesi dışına çıkıyor yani yapılan bir hatadan dolayı vatandaşın inşaatı mühürleniyor.

Şimdi ben buradan soruyorum… Şimdi kat mülkiyetine doğru gidiyoruz ama Türkiye’de şu andaki yapıların yüzde 80-85’i kat mülkiyetinde değildir, kat irtifak tapusundadır.

Biz burada bir kanun çıkarttık, neyi çıkarttık? Kat irtifaklarının kat mülkiyetine çevrilmesi diye… Fakat bunu getirirken biz tam bir uygulama içine sokamadık. Ben buradan soruyorum: Yirmi sene geçmiş olan bir yapının müteahhidini bulup, onun SSK’sını kim takip edecek? Böyle bir şansı yok ki.

Yapı denetimleri şu anda on sekiz ilden seksen bir ile çıkarttık. Bu seksen bir ildeki uygulamada… Ki eski uygulamadaki ilk müracaat sırasına göre kurayla tespit edilen firmalar görevlerine başladı. Peki, bu inşaat firmalarının denetlendikleri zaman hangi sisteme göre denetlendiğini burada biz takip edebiliyor muyuz? Hayır. Ne şekilde yapıldığını da… Onun içindir ki kat mülkiyetlerinin oluşabilmesi için Yapı Denetimi Hakkında Kanun’un yeniden bir… Ki bu konuyla ilgili Bayındırlık Bakanlığının çalışmaları olduğunu ve…

NUSRET BAYRAKTAR (İstanbul) – Önergeye gel.

KEMALETTİN NALCI (Devamla) – Evet.

Bununla ilgili de burada Sayın Milletvekilim bu konuyla şey yapıyor. Gerçekten, Meclis kapanmadan önce bunun bir ele alınması lazım ve burada bu kanunun çıkması lazım.

Ben bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

İnşallah konunun dışına çıkmamışımdır Sayın Gurup Başkan Vekilim!

Teşekkür ediyorum.

Sağ olun. (MHP sıralarından alkışlar)

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Okusaydın nereye girdiğimizi anlardın.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, birleşime on dakika ara veriyorum.

               

Kapanma Saati: 23.06
 


YEDİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 23.21

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 64’üncü Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.

606 sıra sayılı Tasarı’nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet yerinde.

198’inci madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 198 inci maddesinde yer alan “yüzde beş” ibaresinin “yüzde iki” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

          Behiç Çelik                               Erkan Akçay                            Mehmet Şandır

              Mersin                                       Manisa                                      Mersin

        Mehmet Günal                          E. Haluk Ayhan                        Mustafa Kalaycı

             Antalya                                      Denizli                                       Konya

                                                        Metin Çobanoğlu

                                                               Kırşehir

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın 198 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

      Mustafa Özyürek                         Harun Öztürk                          Hüseyin Pazarcı

             İstanbul                                        İzmir                                       Balıkesir

           Atilla Kart                             R. Kerim Özkan                   Ferit Mevlüt Aslanoğlu

              Konya                                       Burdur                                      Malatya

Madde 198- 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 27 nci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Ödenecek kredinin kaynağı; avukatların yetkili mercilere sunduğu vekaletnamelere avukatın yapıştıracağı pul bedelleri ile geri ödemeden gelen paralar ve bunların gelirleridir. Bu pullar, Türkiye Barolar Birliğince bastırılır. Yapıştırılacak pulun değeri; 2.7.1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununun Yargı Harçları bölümünde yer alan vekâletname örnekleri için kullanılan harç tarifesinin yüzde ellibeş fazlası kadarıdır. Avukat stajyerlerinin genel sağlık sigortası primleri de bu kaynaktan Türkiye Barolar Birliği tarafından ödenir. Bu şekilde toplanan tüm pul bedelleri mali yönden Sayıştay denetimine tâbidir.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) – Katılmıyoruz efendim.

Önerge üzerinde söz isteyen Atilla Kart, Konya milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)

ATİLLA KART (Konya) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri…

BAŞKAN – Sayın Kart, tartışmaya mahal vermeyelim, lütfen önerge üzerinde…

ATİLLA KART (Devamla) – Hayhay efendim, tabii.

198’inci maddeyle ilgili önerge üzerinde söz almış bulunmaktayım. Sayın Başkan, doğal olarak, eksik kalan, açıklanması gereken hususlara cevap vermek durumundayım. Bu çerçevede elbette bir sataşmaya yol açmadan, hakarete tevessül etmeden kamuoyunu doğru bilgilendirmek durumundayız.

Sayın Grup Başkan Vekili, aslında doğru bir şey söyledi. Bunları daha çok, bu konuları elbette zemininde konuşmamız gerekiyor, elbette basın toplantıları, soru önergeleriyle daha çok dile getirmemiz gerekiyor ama, Değerli Grup Başkan Vekilim, oradan cevap alamıyorsanız, ne yapıyorsunuz? İşte bu zeminleri kullanıyorsunuz. Neden cevap alamıyoruz, nasıl cevap alamıyoruz; onları da gene biraz sonra başka örnekleriyle bilgilerinize sunayım. Öyle anlaşılıyor ki, bu konuda uygulama hakkında fazla bilginizin olmadığı anlaşılıyor.

Tabii, şöyle bir tartışmanın üstüne, olayın doğrudan muhatapları olan Sayın Bakanın ve ilgili milletvekili arkadaşımızın bulunmamasını yadırgadığımı yine yeri gelmişken ifade edeyim. Bu konunun tartışılmaya devam edeceği belliydi. Burada, tabii şunu görüyorsunuz: İlgili bakanın, Sayın Enerji Bakanının geldiğimiz aşamada bile karartma yapmaya devam ettiğini, bilgi kirliliği yarattığını görüyorsunuz. Ben, Hazinenin 72 sayfalık raporundan söz ettim, bunun ciddi içeriğinin bulunduğunu, ciddi iddiaları kapsadığını ifade ettim. Sayın Bakan yarım ağızla, üç sayfalık, o raporu çürüten başka bir bilirkişi raporu ya da bir teknik rapordan söz etti ama böyle bir raporun kimler tarafından hazırlandığını, bunun içeriğinin neden ibaret olduğunu Sayın Bakan açıklamadı. Bir an için öyle bir raporun olduğunu varsayalım. Ortada, uzmanlar tarafından hazırlanan… Ki o ikinci raporu hangi yetkinlikteki uzmanların hazırladığını bilemiyoruz. Burada böylesine mutlak çelişkiler içeren bir raporlar manzumesi söz konusuysa, bunun mutlaka daha üst bir merci tarafından giderilmesi gerekirken, Sayın Enerji Bakanı burada karartmasını, bilgi kirliliğini sürdürmeye yine devam etmiştir ve şöyle bir tartışmanın üstüne de Genel Kuruldan kaçmakla, aslında, Türkiye Büyük Millet Meclisine olan o sorumluluk duygusunu -tırnak içinde söylüyorum- bunu bir kez daha göstermiştir.

Burada, Sayın Hüsnü Ordu’ya yönelik olarak da değerli arkadaşlarım, bu Milletvekili Arkadaşımızın, o ihaleye fesat karıştırmadan mahkûmiyete yol açan dosyadan dolayı suç ilişkileri içinde olduğunu söylemiyorum. İşte, tutanaklar ortada, daha evvel yaptığımız basın toplantısı ortada. Gayet açık olarak, KİT TKİ Alt Komisyon Başkanı Kütahya Milletvekili Hüsnü Ordu’nun Tavşanlı Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben yazdığı 26/9/2005 tarihli üç sayfalık dilekçeden söz ediyoruz. Bu arkadaşımız ne yapıyor? Devam eden yargılamaya üç sayfalık dilekçe yazıyor, orada diyor ki Değerli Arkadaşımız: “İşte, şu ilişkilere göre, şu delillere göre burada suç oluşmamıştır.” Devam eden bir yargılamaya yönelik olarak, soruşturmaya yönelik olarak delillerin değerlendirmesini yapıyor. Ha, Cumhuriyet Başsavcılığı ne cevap vermiş? Bunları biz tartışmıyoruz, konumuz o değil.

TAHİR ÖZTÜRK (Elâzığ) – Yargı süreci ne oldu?

BAŞKAN – Sayın Milletvekili, lütfen…

ATİLLA KART (Devamla) – Bir milletvekili devam eden yargılamayla, o soruşturma konusuyla ilgili delilleri nasıl tartışır? Bir milletvekilinin böyle bir yetkisi söz konusu olabilir mi? Bu, başlı başına, adil yargılamaya müdahale değil midir? Bunu sorguluyoruz. “Bunun demokrasilerde yeri olabilir mi?” diyoruz. “Bu, yoksa, Adalet ve Kalkınma Partisinin bugün yaratmak istediği yargı düzeninin ta dört beş yıl evvelden bir işareti midir?” diyoruz. Bunun anlamı budur, bunun açıklaması budur. Bunlara cevap vermek gerekiyor değerli arkadaşlarım.

Tabii, bakın, şunu artık görmemiz gerekiyor, bunu gizleyemezsiniz: Burada Sayın Grup Başkan Vekiline yine atıfta bulunacağım. Önergelerimize cevap alamıyoruz. Bakın, camilerde cami onarımlarında bile yolsuzluklar yapıldığını görüyoruz, cami onarımlarında… İşte, soruyoruz: “2009 ve 2010 yıllarında cami, mevlevihane ya da benzeri konularda yapılan işler hangileridir?” diyoruz, Sayın Bülent Arınç cevap veriyor. O yapılan onarımların ismini vermiyor, söylemiyor, onların bedellerini söylemiyor…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ATİLLA KART (Devamla) - …sadece soyut olarak…

BAŞKAN – Sayın Kart, teşekkür ediyorum.

ATİLLA KART (Devamla) - …“İşte, efendim, 74 trilyonluk harcama yapılmıştır.” diyor ve bunun adına da “cevap” diyoruz öyle mi? Bunun adına da “yasama denetimine cevap vermek” diyoruz.

BAŞKAN – Sayın Kart…

ATİLLA KART (Devamla) – Bunları anlatıyoruz değerli arkadaşlarım.

BAŞKAN – Sayın Kart, teşekkür ediyorum.

ATİLLA KART (Devamla) - İnanıyorum ki cami onarımlarındaki yolsuzluklardan sizler de rahatsız oluyorsunuz.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, Hatip kürsüden inene kadar işleme geçmeyecek misiniz?

ATİLLA KART (Devamla) – Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Yalnız, bu konuyla ilgili İç Tüzük’ün 66’ncı maddesine göre bundan sonra konudan hiç kimseyi ayırttırmayacağım.

HÜSNÜ ORDU (Kütahya) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Sayın Hüsnü Ordu, buyurun.

HÜSNÜ ORDU (Kütahya) – Direkt ismimi zikrederek “Kütahya Milletvekili Hüsnü Ordu” diye…

BAŞKAN – Buyurun.

HÜSNÜ ORDU (Kütahya) – Yargıya müdahale olarak…

BAŞKAN – Buyurun, sisteme girin Sayın Ordu.

HÜSNÜ ORDU (Kütahya) – Ben oradan…

BAŞKAN – Buyurun, buyurun…

HÜSNÜ ORDU (Kütahya) – Direkt sataşma oldu.

BAŞKAN – Buyurun, iki dakikalık süre veriyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) – Sayın Başkan, bu torba yasayı ne zaman bitirmek niyetindesiniz?

BAŞKAN – Lütfen Sayın Özyürek…

Şimdi, Sayın Milletvekili gelecek, önergeyle hiç ilgili olmadan konuşma yapacak ve buna cevap verilmeyecek.

Buyurun.

VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)

5.- Kütahya Milletvekili Hüsnü Ordu’nun, Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, şahsına sataşması nedeniyle konuşması

HÜSNÜ ORDU (Kütahya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; -Sayın Vekilim, beni dinlerseniz- bakın, o sizin söylediğiniz konuyla ilgili yazı Cumhuriyet Savcılığına nasıl gitmiştir? Orada bu sıkıntıya maruz kalan insanlar, GLİ’de kömürle ilgili bu konudaki sıkıntılarını komisyonumuza da iletmişlerdir.

ATİLLA KART (Konya) – Onların avukatları yok mu?

HÜSNÜ ORDU (Devamla) – Alt komisyon başkanı olarak bize bir şikâyet dilekçeleri geldi…

ATİLLA KART (Devamla) – Siz onların avukatı mısınız? Siz milletvekilisiniz.

HÜSNÜ ORDU (Devamla) – …“Böyle, böyle bir hadise var burada, bu konuyu bir inceler misiniz?” diye.

ATİLLA KART (Konya) – Sizin o dosyada ne işiniz var?

HÜSNÜ ORDU (Devamla) – Biz de bu konuyu inceletip, araştırma aşamasında belli bir noktaya geldik…

ATİLLA KART (Konya) – Hangi sıfatla müdahale ediyorsunuz?

HÜSNÜ ORDU (Devamla) - …bilgiler, belgeler topladık ve bu süreç içerisinde de bir duyum aldık, aynı şikâyet dilekçesinin Tavşanlı Cumhuriyet Savcılığına da gittiğini duyduk. Açtım telefonu, şu anda Tarsus’ta, Başsavcı Adem Bey…

AHMET YENİ (Samsun) – KİT Komisyonu olarak görev yaptığınızı söylüyorsunuz, değil mi?

HÜSNÜ ORDU (Devamla) – Evet, KİT Komisyonu olarak yapıyoruz, bize verilen resmî bir görev. (CHP sıralarından gürültüler)

ATİLLA KART (Konya) – Delilleri araştıramazsınız!

ABDULLAH ÖZER (Bursa) – Sen KİT Komisyonunda yap görevini, orada yapma.

ATİLLA KART (Konya) – Arkadaşımız konuşmaya devam etsin.

HÜSNÜ ORDU (Devamla) – Bir dakika… Müsaade edin… Müsaade edin… (CHP sıralarından gürültüler)

“Böyle bir araştırma var, bize gelen bir şikâyet konusu var, size de bu şikâyetin iletildiğini duyduk. Bu konuda elimizde olan bilgi ve belgeler var. Bu konu size intikal etmiş, ne yapalım bunları?” dedik.

HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) – Böyle bir saçmalık var mı ya!

ATİLLA KART (Konya) – Yargıya müdahale ettiğinizi itiraf ediyorsunuz!

HÜSNÜ ORDU (Devamla) – Adem Bey de, Başsavcı, bir yazı yazdı bize “Sizin elinizdeki bilgi ve belgeleri inceleme aşamasında bize de gönderin.” dedi.

HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) – Yok canım öyle şey!

ATİLLA KART (Konya) – Sizin sıfatınız nedir dosyada? Dosyada sıfatınız var mı sizin?

HÜSNÜ ORDU (Devamla) – O bilgiler de var elimizde Savcılıktan.

ATİLLA KART (Konya) – Dosyanın avukatı mısınız?

HÜSNÜ ORDU (Devamla) – Biz de Savcının talebi üzerine, bu bilgileri oradan gelen yazıya ilgi tutarak gönderdik. Söylediği şey budur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) – Savcı istemiş, o da göndermiş, bundan tabii ne olabilir?

BAŞKAN – Sayın Ordu, teşekkür ediyorum.

Konu yeteri kadar anlaşılmıştır.

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

2.- Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606) (Devam)

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 198 inci maddesinde yer alan “yüzde beş” ibaresinin “yüzde iki” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                            Behiç Çelik (Mersin) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Metin Çobanoğlu, Kırşehir Milletvekili, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

METİN ÇOBANOĞLU (Kırşehir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 606 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 198’inci maddesiyle ilgili verdiğimiz değişiklik önergesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bu 198’inci madde, stajyer avukatların genel sağlık sigortalarının, avukatların her yıl aldıkları vekâlet pullarıyla ilgili. Bu alınan pulların üzerinden yüzde 5’lik bir ilave yapılarak bu yüzde 5’lik kısımdan da stajyer avukatların genel sağlık sigortalarının karşılanması için yapılmış. Biz bu yüzde 5’lik kısmın yüzde 2’ye düşürülmesiyle ilgili bir değişiklik önergesi verdik.

Tabii, yargılamanın çok önemli bir ayağı da savunma. Savunmasız bir yargılanmanın olması düşünülemez. Türkiye’de mutlaka davalarda tarafların bir avukatla temsil edilmesi gerektiği ve bu şekilde de daha iyi bir yargılama, daha adil bir yargılama neticesine ulaşılacağı kanaatindeyiz. Bu anlamda, verilen herhangi bir dilekçenin bile mutlaka bir avukat vesilesiyle verilmesi ve tarafların mutlaka avukatlar tarafından temsil edilmesi, buna uygun bir fon oluşturulması gerektiğine de inanıyoruz.

Değerli milletvekilleri, son yıllarda gerçekten yargıyla ilgili, adaletle ilgili, kamuoyunda ciddi endişeler taşınmakta. Bu süreç özellikle Anayasa değişikliğinden sonra, Anayasa Mahkemesiyle, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluyla ilgili yapılan değişikliklerden sonra kamuoyunda bu endişeler giderek artmaktadır. Bakıyorsunuz, ülkemiz gündemini ilgilendiren çok önemli davalarla ilgili tahliye kararları vermiş hâkimler, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulundaki değişikliklerden sonra kendi istekleri dışında başka yerlere tayin ediliyor. Daha sonra da aynı mahkemelerde daha önce tahliye edilmiş tutuklular tekrar tutuklanıyor.

Değerli milletvekilleri, bu da kamuoyunda gerçekten yargıya olan güveni, adalet duygusuna olan güveni sarsmaktadır.

Yine, hepimizin yakından bildiği, bugün de yine haberlerde izlediğimiz, Türkiye'nin de yakından takip ettiği bir Haberal davası var. İki seneye yakın bir süredir tutuklanan, ülkemizin çok önemli bir bilim adamı olan Mehmet Haberal’ın, bugün, tedavi görmüş olduğu hastaneden, Kardiyoloji Enstitüsünden, bir başka devlet hastanesine nakli gündeme geldi. Bu davayla da yakından ilgileniyoruz, vatandaş olarak takip ediyoruz. Terör örgütü kurmak ve yönetmek suçundan iki yıla yakındır tutuklu olan Mehmet Haberal, tutuklu olduğu sürece birçok defa tahliye dilekçesi veriyor avukatları tarafından; bunların reddolduğunu da kamuoyunda takip ettik. Daha sonra da kendisinin tahliye taleplerini reddeden hâkimler, savcılarla ilgili Yargıtayda bir tazminat davası açıyor ve bu tazminat davalarının da hepsini de kazanıyor.

Değerli milletvekilleri, daha sonra, bu davaya devam ediliyor. Kim tarafından? Aleyhinde tazminat davası kazandığı hâkimler tarafından. Sonra ne oluyor? Yatmış olduğu Kardiyoloji Enstitüsünün Müdürü, yine aynı mahkeme tarafından tutuklanıyor. Bugün yine haberlerde izledik, yine Sayın Haberal’ın doktoru tekrar tutuklanmış.

Bunu şuradan sormak istiyorum: Gerçekten acaba, bundan sonra, tutuklu olup da hasta olan bir tutukluyla ilgili hiçbir doktor “Bunun hastanede yatması gerekir.” diye bir karar verebilecek midir değerli milletvekilleri? Türkiye nereye gidiyor?

Bakın, 12 Eylül’ü yaşadık. 12 Eylül’de bile bu uygulamalar yoktu ama maalesef, sizin iktidarınızda bu tür uygulamalara şahit oluyoruz. Gerçekten, hepimizin aklımızı başımıza almamız lazım. Bir gün hukuk, bir gün adalet, hepimize lazım olacaktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

NURETTİN AKMAN (Çankırı) – Kaç yıldır hastanede yatıyor, kaç yıldır?

METİN ÇOBANOĞLU (Devamla) – Onun için, değerli arkadaşlarım, ben bu konuda, bu konuya da vurgu yapmak istedim. Önergemizi desteklemenizi istiyor, hepinize saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Çobanoğlu.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

199’uncu madde üzerinde dört adet önerge vardır. Bu önergeler aynı mahiyette olduğundan şimdi bu önergeleri okutup birlikte işleme alacağım, önerge sahiplerinin istemleri hâlinde de kendilerine ayrı ayrı söz vereceğim.

Önergeleri okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın 199 uncu maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

      Algan Hacaloğlu                          Harun Öztürk                          Hüseyin Pazarcı

             İstanbul                                        İzmir                                       Balıkesir

Ferit Mevlüt Aslanoğlu                  Mustafa Özyürek                            Atilla Kart

             Malatya                                      İstanbul                                      Konya

Diğer önergenin imza sahipleri:

         Erkan Akçay                            Hüseyin Yıldız                          Mehmet Şandır

              Manisa                                      Antalya                                      Mersin

                            Emin Haluk Ayhan                      H. Hamit Homriş

                                      Denizli                                         Bursa

Diğer önergenin imza sahipleri:

     M. Nezir Karabaş                          Nuri Yaman                            Fatma Kurtulan

               Bitlis                                          Muş                                           Van

                                  Hasip Kaplan                           Şerafettin Halis

                                       Şırnak                                       Tunceli

Diğer önergenin imza sahipleri:

       Nurettin Canikli                       Abdulkadir Akgül                     Ahmet Öksüzkaya

             Giresun                                      Yozgat                                      Kayseri

        Mustafa Elitaş                             Ahmet Yeni                            A. Müfit Yetkin

             Kayseri                                      Samsun                                     Şanlıurfa

BAŞKAN – Aynı mahiyetteki önergelere Komisyon katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) – Katılıyoruz Değerli Başkanım.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Hüseyin Yıldız, Antalya Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)

HÜSEYİN YILDIZ (Antalya) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun tasarısının 199’uncu maddesinde verdiğimiz önerge üzerinde söz aldım. Öncelikle, yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, turizme tahsis alanlarında projelere aykırı yapılanmalara “Proje bedelinin yüzde 10’unu, amacı dışında kullanılması hâlinde yüzde 3’ünü öde, bunları da yapmaya devam edebilirsin.” demektesiniz. Böyle bir düzenlemenin yapılmasını nasıl düşünebilir, nasıl Meclise getirebilirsiniz, gerçekten pes doğrusu!

Bu kanunla, imar mevzuatını, turizm mevzuatını, Turizm Bakanlığı turizm alanları planlamasını, Bayındırlık Bakanlığı imar planlarını,  depremle ilgili yasaları, mimarlık ve mühendislik mevzuatını, turizmi teşvik için ayrılan hazine ve orman alanlarını, yapı denetim mevzuatını, mücavir alan mevzuatını, yerel yönetimler mevzuatını, Anayasa’nın eşitlik ilkesini, hukuku katletmektesiniz. Böyle bir kanunu, bırakınız yapmayı, nasıl düşünebiliyorsunuz, hayretler içerisindeyim! Bu yasayı kimler için çıkarıyorsunuz, hangi adrese teslim edecektiniz?

Ey AKP’liler, dokuz yıldır yasamayı katlediyorsunuz, bu katliama bir yenisini daha ekleyeceksiniz.

Meclis Başkanım, yetiş, yasamayı katlediyorlar!

AKP milletvekilleri, hukuku katlediyorlar!

Yüzünden tebessüm eksilmeyen Kültür ve Turizm Bakanı, yetiş, turizm alanlarını, turizmi katlediyorlar!

Bayındırlık ve İskân Bakanı, yetiş, imar mevzuatını katlediyorlar!

Çevre ve Orman Bakanı, yetiş, çevreyi ve ormanı katlediyorlar!

Adalet Bakanı, yetiş, adaleti katlediyorlar!

“Üstünlerin hukukunu değil, hukukun üstünlüğünü sağlayacağım.” diyen Sayın Başbakan, yetiş, yandaşların üstünlüğü hukukunu kanunla gerçekleştiriyorlar!

Avukatlar, hukuk fakültesi dekanları, hukuku katlediyorlar!

Rektörler, bilimi katlediyorlar!

Anlı şanlı köşe yazarları, gözleri görmez, kulakları duymaz yandaş basın, korkudan doğrudan yazılmasını, söylenmesini engelleyen medya patronları, hırsızlıklar karşısında, haksızlıklar karşısında sesini çıkarmayan sivil toplum örgütleri, mimarlar, mühendis odaları, barolar, iş adamları, turizmciler, ismini burada sayamadıklarım, doğruları ne zaman söyleyeceksiniz, haksızlıklara ne zaman karşı çıkacaksınız? Doğruları sadece mezarda mı söyleyeceksiniz?

Ey Türk milleti, verdiğiniz güç, doğruları yapmamıza, yanlışları engellememize, haksızlıklara karşı çıkmamıza, sizin hakkınızı savunmamıza, sorunlarınızı çözmemize, hukuksuzlukları engellememize, yolsuzlukları  ortaya çıkarmamıza, yoksulluğu, işsizliği önlememize yetmiyor.

Ey Türk milleti, sen de yetiş, sesimize ses ver, gücümüze güç ver!

Ey Sakarya, sen de yetiş, artık kıvrım kıvrım akma, ikinci kez ayağa kalk Sakarya!

Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. [MHP ve CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından alkışlar (!)]

Ayrıca, Değerli Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekiline de teşekkür ediyorum bu maddeyi metinden çıkaracağı için. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Yanlıştan döndüğünüz için teşekkür ediyoruz.

BAŞKAN – Önerge üzerinde başka söz talebi?

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Algan Hacaloğlu…

BAŞKAN – Algan Hacaloğlu, İstanbul Milletvekili, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 199’uncu maddesine yapılmış olan, yapılmak istenen, yapılıp da şimdi bu oturumda geri çekileceği ifade edilen madde üzerinde yine de bazı görüşlerimi ifade etmek istiyorum.

Maddenin geri çekilmiş olması AKP’yi aklamaz. Bu maddenin getirilmiş olması gerçekten AKP’nin kent politikalarının, vurguncu, yağmacı, rantçı kent  politikalarının bir simgesi olarak tarihte yerini alacaktır.

Bu maddeyle mevzuata aykırı yapılaşmalar için öngörülen cezalar hafifletilerek hukuka aykırı yapılaşmalarda cezaların caydırıcılığı ortadan kalkmaktadır. Bu kapsamda, tahsis edilen kamu arazisi üzerinde, inşaatın yapıldığı tarihte geçerli olan onaylı plan ve projesine aykırı olarak veya ilgili idarelerden izin alınmadan bedel tespitine esas teşkil edecek şekilde ilave yapı, tesis veya kapasite artışı ya da tür değişikliklerinin gerçekleştirilmesini, yani bunların tümünü bir cüzi cezayla gerçekleştirebilirseniz.

“(b) Tahsis edilen kamu arazisi üzerindeki yapı ve tesislerin, Kültür ve Turizm Bakanlığınca belgelendirilen turizm tesisi türleri dışında başka bir amaçla kullanılması veya amaç dışı yapı yapılması…” “Bunu da mı yaptınız? Sizi de kurtaracağız!”

“(c) Sözleşmelerinde belirtilen veya ilgili idarelerce verilen ek süre içerisinde, adlarına tahsis edilen taşınmazın üzerinde yatırıma başlanılmaması…” ve son olarak, “İrtifak hakkının üçüncü kişilere devredilmesi, tesislerin asli unsurunun üçüncü kişilere kiralanması ya da işletme hakkının devredilmesi, şirket hisselerinin yüzde elliden fazlasının mevcut ortaklar veya bu ortakların yüzde elli ve daha fazla hissesine sahip oldukları diğer şirketler dışında üçüncü kişilere devri, sözleşmeden doğan bedellerin herhangi birinin iki yıl üst üste hiç ödenmemesi…” “Ödemesinler!”

Bu fiiller için öngörülen cezaların hafifletilmesi, gerçekten AKP’nin ayıbı olarak geçmiştir tarihe. Geri alsanız bile bu ayıp oradadır. Mecbur kaldınız çünkü bu, özünde, temelinde bir af düzenlemesidir, bu bir hukuk dışılığı teşvik edecek bir düzenlemedir. Bu nedenle, biz de CHP Grubu olarak, bu maddenin tasarı metninden çıkartılmasını önerdik.

Değerli arkadaşlar, turizm belgeleri ve merkezleri belirlenerek turizm yatırım ve işletmelerinin teşvik edilmesi doğru bir stratejidir ancak uygulama kısa sürede parsel bazında imar değişikliklerine, firma bazında özel kayırmalara ve tercihlere dönüşünce sonuçtan bir talan çıktı.

12 Mart 1982 yılında, 12 Eylül sonrasının kuralsızlık döneminde çıkartılan Turizmi Teşvik Kanunu, 1991 yılının ortasına değin beş değişiklik geçirerek kıyıların, ormanlık arazilerin tam anlamıyla vurgununa dönüştü. Ülkemizde kuralsız zenginleşmenin önde gelen araçlarından birisi kent rantlarıdır değerli arkadaşlar. CHP’nin sosyal demokrat iktidarında kentsel rantların kamuya dönüşümünü sağlayacağız. Yani, ham arazi değeriyle planlı arsaların değeri arasındaki farkın şeffaf süreçlerle ve makul ölçülerde kamuya dönüşmesini sağlayacağız.

Devlet sırtından zenginleşmelerin tüm kapılarını kapatacağız. Rant yasaları değil kent yasalarını çıkarıp çağdaş kentlerin yapılanmasının önünü açacağız.

Yerel yönetimlerin ihale, imar değişikliği veya rant oluşumuna neden olacak işlem ve kararları sivil toplum örgütlerine açık süreçlerde alınacak, gerektiğinde referandum süreçlerine de başvurulabilecek.

Değerli arkadaşlar, gerçekten bu alanlara, yani turizm alanlarına yönelik vurgunlar 1980’li yıllarda müthiş noktalara ulaşmıştı, şimdi bu madde değişikliğiyle esasında o günlere geri dönmek istediniz ama bir şekilde aklınız başınıza geldi. Döndüğünüz için teşekkür ediyorum, hepinize saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önerge üzerinde söz isteyen Mustafa Elitaş, Kayseri Milletvekili... (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Biraz önce, 192’nci veya 193’üncü madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Akif Hamzaçebi, bir tartışma esnasında, 195’inci maddeyle ilgili bir konu gündeme getirdi. 195’inci maddeyle ilgili AK PARTİ milletvekili arkadaşlarımıza “Bu 195’inci maddede ne var, biliyor musunuz? Bu, ne kadar önemli şeyleri getiriyor, kimlere ne yapıyorsunuz?” diye ithamda bulunda ama ben Sayın Başkandan söz istedim, maalesef sözü vermedi.

ABDULLAH ÖZER (Bursa) – Önerge üzerinde konuşacaktı!

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Şimdi, bakınız değerli arkadaşlar, 195’inci maddeyle ilgili bir önerge okuyorum:

“Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı kanun tasarısının 195’inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

“Madde 195- 4/2/1924 tarihli ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununun ek 37 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve ikinci fıkrasında yer alan ‘Hazine payının hesabında süresinde ödenmeyen bedeller için’ ibaresinden sonra gelmek üzere ‘abonelerine’ ibaresi eklenmiştir.

b) Yetkilendirilen işletmecilerin şebekeleri üzerinden elektronik haberleşme hizmeti sunan diğer işletmeciler, bu yetkilendirme kapsamında doğan aylık brüt satışlarının yüzde 15'ini,"

Kanun metnini okuduğunuz takdirde hiçbir farkının olmadığını, sadece anlam düzeltmesinin var olduğunu görürsünüz.

Gerekçeyi okuyorum:

“Gerekçe:

Değiştirilen Ek Madde 37'nin (b) bendi, Kurum tarafından sayısı sınırlandırılarak, ulusal çapta, kamuya açık mobil elektronik haberleşme hizmeti sunmak üzere; yetkilendirilen işletmecilerin şebekeleri üzerinden elektronik haberleşme hizmeti sunan diğer işletmeciler brüt satışlarından, hizmet sunmak için şebeke kullanımı karşılığında söz konusu işletmecilere ödedikleri ya da borçlandıkları tutar düşüldükten sonra kalan tutarın yüzde 15'ini Hazine payı olarak ödeyeceklerini, hükme bağlamaktaydı.

Düzenleme, söz konusu işletmecilerin net hasılattan ödedikleri Hazine payının brüt hasılattan alınmasını öngörmektedir.

Değişiklik önerimiz yeni yorum farklılıklarına yol açılmamasını amaçlamaktadır.”

Önerge sahiplerini okuyorum: Mustafa Özyürek, İstanbul Milletvekili; Harun Öztürk, İzmir Milletvekili; Hüseyin Pazarcı, Balıkesir Milletvekili; Ferit Mevlüt Aslanoğlu, Malatya Milletvekili; Ramazan Kerim Özkan, Burdur Milletvekili; Atilla Kart, Konya Milletvekili.

Değerli milletvekilleri, biraz önce Sayın Hamzaçebi’nin ifade ettiği, “Neye imza attınız, neyi kabul ettiniz?” dediği önerge ile, bizim kanun maddesindeki 195’inci maddeyle şu önerge arasında zerre kadar fark yok, sadece anlam düzeltmesi adına yapılmış bir önergeydi.

Eğer biz o önergeyi kabul etmiş olsaydık herhâlde Sayın Akif Hamzaçebi, iddia ettiğine arkadaşlarının da ortak olduğunu ifade etmiş olacaktı.

Genel Kurulun takdirlerine sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Bir saniye Sayın Hamzaçebi.

Diğer önergenin gerekçesini okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 199'uncu maddesi ile 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununa ek madde getirilmek suretiyle tahsis edilen kamu arazisi üzerinde mevzuata aykırı yapılaşmalar için verilen cezalarda indirime gidilmektedir. Tasarıda getirilen düzenleme ile 4916 sayılı kanunun geçici 2 'nci maddesinde yer alan; "ilgili bakanlıkların iznine tabi işlemleri izinsiz olarak gerçekleştiren veya sözleşmelerine aykırı davranan yatırımcılar ve işletmeciler hakkında açılan davalardan; cari yıl proje maliyet bedelinin % 3'ü ile dava masraflarını defaten ödemeleri, sözleşmeden doğan mali yükümlülüklerini yerine getirmeleri ve ilgili bakanlıklar ile yeniden sözleşme yapmaları kaydıyla vazgeçilir, bu şartların yerine getirilmesi kaydıyla, dava açılması gerekenler için ise dava açılmaz ve tahsisleri devam eder." hükmü geçersiz kılınmıştır. Değişiklik önergesi ile tahsis edilen kamu arazisi üzerinde, izne tabi işlem ve sözleşme dışı fiiller için hukuk dışılığı ödüllendirme anlamına gelebilecek ceza indirime gidilmesinin önüne geçilmesi hedeflenmiştir.

BAŞKAN – Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Böylece 199’uncu madde tasarıdan çıkmıştır. Bundan sonraki maddeler, kanunun yazımında teselsül ettirilecektir.

Şimdi tasarının mevcut madde numaraları üzerinden devam edeceğiz.

Buyurun Sayın Hamzaçebi.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Başkan, Sayın Elitaş benim yapmış olduğum açıklamalara cevap olmak üzere bir açıklama yaptı.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Önergeyi okudum sadece.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Bizim vermiş olduğumuz önergeyi maddeyle paralel bir konuma koyarak, benim söylemediğim bir şeyi bana atfetti.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Ben önergeyi okudum sadece Sayın Başkan.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Benim söylediğim: Bu maddenin yürürlük tarihine bakın, yürürlük tarihiyle anlam kazanıyor. Oysa o, o konuda hiçbir açıklama yapmaksızın, benim söylediklerimi eksik yansıtmak suretiyle yanlış bilgi vermiştir, söz istiyorum efendim.

BAŞKAN – Tutanaklara geçti, zaten konu anlaşıldı.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Hayır Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun, oturduğunuz yerden söz vereyim.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Aynı şey…

Sistemi açacağım Sayın Hamzaçebi.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Başkan, bu işareti yapmanıza gerek yok.

BAŞKAN – Hayır anladım da…

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) - Ben sizin söylediğinizi anlayabilirim Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Hamzaçebi, lütfen yani, yorgunluktan dolayı insanlar niye birbirlerinin söylediklerini yanlış anlıyorlar ki. Ben el kol işareti yaparken herhangi bir kasıt falan… Kastederek veya bir anlam yükleyerek yapmadım ki bunu. İnsanın olağan konuşma şartları içerisindeki bir tarzdı bu yani.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Başkan, İç Tüzük’ün 69’uncu maddesi gayet açıktır. Benim söylediğimi bir başka anlama gelecek şekilde ifade etti Sayın Elitaş.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Ben sadece önergeyi okudum Sayın Başkan.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Bu benim en doğal hakkım.

BAŞKAN – Tamam, buyurun, ben yerinizden…

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Kürsüden istiyorum efendim.

BAŞKAN – Sayın Hamzaçebi, yerinizden söz vereceğim diye ağzımdan bir söz çıktı. Bunda niye ısrar ediyorsunuz ki, ne farkı var yani?

Buyurun.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Efendim, ağzınızdan söz çıkmış olabilir. Yanlış yapmışsanız düzeltirsiniz efendim.

BAŞKAN – Sayın Hamzaçebi, bu, defalarca yaptığımız bir uygulama. Bundan maksat nedir, onu anlamış değilim yani.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun, sisteme girin, söz vereceğim.

Buyurun.

VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)

6.- Trabzon Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, şahsına sataşması nedeniyle konuşması

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Elitaş benim iddiama cevap vermiş değildir. (AK PARTİ sıralarından “Yaa” sesleri)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen…

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Bizim önergeyi kullanmak suretiyle kendi yanlışlarını bize doğrulatmak istiyor. Sizin kendi görüşünüz yok mudur Sayın Elitaş? Kürsüden açık bir şekilde bir soru sordum: Bu maddenin yürürlük tarihi neden 1 Ağustos 2010 olarak belirlenmiştir? Ve bir örnek verdim: Herhâlde bir şirketin, Telekom’un altyapısını kullanan bir şirketin Hazineye olan yükümlülüğünü ortadan kaldırmak için. Bu soruyu sordum. Siz benim bu soruma cevap verecek bir açıklama yapmadınız. Bu konuda bilginiz mi yok Sayın Elitaş, yoksa polemiğe vurmak işinize mi geldi? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen…

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, biz bu maddeyi kabul ederek fikrimizin ne olduğunu ifade etmiş olduk ve Cumhuriyet Halk Partisinin de aynı fikirde olduğunu söyledik.

BAŞKAN – Sayın Elitaş, lütfen…

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Bakın, siz, benim açıklamama, benim soruma cevap verecek bir açıklamayı kürsüden yapamadınız. Açık, net soruyorum: Hangi şirketin Hazineye olan ne kadar yükümlülüğünü bu maddeyle affediyorsunuz?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Siz burada kimi affediyorsunuz?

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Bu maddeyle, bu maddenin yürürlük tarihini 1 Ağustos 2010 olarak belirlemek suretiyle.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Daha yürürlüğe gelmedik.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Siz soruma cevap verin.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

2.- Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606) (Devam)

BAŞKAN - Madde 200 üzerinde üç önerge vardır; geliş sırasına göre okutup, aykırılıklarına göre işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Genel Kurulda görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın Çerçeve 200 üncü maddesinin aşağıdaki biçimde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

         Bekir Bozdağ                            Mustafa Elitaş                             Hasan Kara

              Yozgat                                       Kayseri                                        Kilis

       Kürşad Tüzmen                       Abdulkadir Akgül                    Yılmaz Helvacıoğlu

              Mersin                                       Yozgat                                         Siirt

Madde 200- 4/6/1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununun 55 inci Maddesinin yedinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Üst rütbeye yükselmek için, kıdem şartlarını yerine getirmiş Emniyet Amirleri ile 4 üncü, 3 üncü ve 2 nci Sınıf Emniyet Müdürlerinin liyakat koşullarını belirlemek, üst rütbedeki boş kadro miktarına göre sıralayarak terfilerini ve ikinci meslek derecesindeki görev unvanlarına ataması yapılacak personeli değerlendirmek ve öneride bulunmak üzere Genel Müdürlük Yüksek Değerlendirme Kurulu oluşturulur. Bu Kurul, Emniyet Genel Müdürünün başkanlığında, Genel Müdür Yardımcıları, Teftiş Kurulu Başkanı, Polis Akademisi Başkanı, 1. Hukuk Müşaviri, Personel Dairesi Başkanı ile Polis Başmüfettişleri arasından seçilecek bir Polis Başmüfettişi ve İl Emniyet Müdürleri arasından seçilecek iki İl Emniyet Müdüründen teşekkül eder. Polis Başmüfettişi ile İl Emniyet Müdürlerinin seçimi yönetmelikle düzenlenir.”

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın 200 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

      Mustafa Özyürek                         Harun Öztürk                          Hüseyin Pazarcı

             İstanbul                                        İzmir                                       Balıkesir

Ferit Mevlüt Aslanoğlu                   R. Kerim Özkan                             Atilla Kart

             Malatya                                      Burdur                                       Konya

                                                      M. Akif Hamzaçebi                                 

                                                               Trabzon

Madde 200- 4/6/1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununun 55 inci maddesinin yedinci fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Bu Kurul, Emniyet Genel Müdürünün başkanlığında, Genel Müdür Yardımcıları, Teftiş Kurulu Başkanı, Polis Akademisi Başkanı, 1 inci Hukuk Müşaviri, Personel Dairesi Başkanı, Merkez Emniyet Müdürlerince seçilecek 1 inci Sınıf Emniyet Müdürü rütbesinde en az 5 yıl kıdemli bir Merkez Emniyet Müdürü ve İl Emniyet Müdürlerince seçilecek 1 inci Sınıf Emniyet Müdürü rütbesinde en az 5 yıl kıdemli iki İl Emniyet Müdüründen teşekkül eder."

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının 200 üncü maddenin aşağıdaki şekilde değiştirilmesi arz ve teklif ederiz.

Madde 200- 4/6/1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununun 55 inci maddesinin yedinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Üst rütbeye yükselmek için, kıdem şartlarını yerine getirmiş emniyet amirleri ile 4 üncü, 3 üncü ve 2 nci sınıf Emniyet Müdürlerinin liyakat koşulları belirlemek, üst rütbedeki boş kadro miktarına göre sıralayarak terfilerini ve ikinci meslek derecesindeki görev unvanlarına ataması yapılacak personeli değerlendirmek ve öneride bulunmak üzere Genel Müdürlük bünyesinde bir Yüksek Denetleme Kurulu oluşturulur. Bu Kurul, Emniyet Genel Müdürünün başkanlığında, .Genel Müdür Yardımcıları, Teftiş Kurulu Başkanı, Polis Akademisi Başkanı, 1 inci Hukuk Müşaviri, Personel Dairesi Başkanı Merkez Emniyet Müdürlerince seçilecek 1 inci Sınıf Emniyet Müdürü rütbesinde en az 5 yıl kıdemli üç Merkez Emniyet Müdürü ve İl Emniyet Müdürlerince seçilecek 1 inci Sınıf Emniyet Müdürü rütbesinde en az 5 yıl kıdemli üç İl Emniyet Müdüründen teşekkül eder."               

       Hasan Özdemir                            Erkân Akçay                            Mehmet Şandır

            Gaziantep                                     Manisa                                      Mersin

                                E. Haluk Ayhan                        H. Hamit Homriş

                                       Denizli                                        Bursa    

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Başka açıklamanız var mı?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Bir açıklamam olacak Sayın Başkan, müsaade ederseniz?

BAŞKAN – Buyurun.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; biraz önceki 195’inci maddeyle ilgili konu edilen bendin izahı aslında şudur: 23 Temmuz 2010 tarihinde 6009 sayılı Kanun’la 406 sayılı Kanun’un ek 37’nci maddesinde değişiklik yapılmıştır. Bu maddenin (b) bendine göre, yetkilendirilen işletmecilerin şebekeleri üzerinden -ki, bunlar büyük işletmeciler- hizmet sunmak isteyen yeni işletmecilerin Hazine payı ödemeleri hükmü getirilmiştir. Ancak, bu kanuna göre yeni yetkilendirilmiş bu işletmecilerin -ki, sayısı yaklaşık yirmi yedi tane, “Sanal işletmeci” dediğimiz işletmeler- Hazine payını yetkilendirme tarihinden itibaren her bir yıllık süre içerisinde üç defa süresinde ödememeleri hâlinde lisansları iptal olmaktadır. Yapılmayan üçüncü ödemenin vadesi bitiminde de Hazine Müsteşarlığının bildirimi üzerine yetkilendirme iptal oluyor. Şimdi bu mekanizma aslında çalışamaz hâldedir eğer biz bu düzenlemeyi yapmazsak. Çünkü bu duruma düşen işletmeciler, büyük işletmeler üzerinden hizmet sunmaya çalışan yirmi yedi tane işletme lisans aldıkları hâlde hizmete henüz giremedikleri için 6009 sayılı Kanun’a göre, yetkilendirme kapsamlarında olsun ya da olmasın, tüm gelirlerinden Hazine payı ödeme durumunda kalmaktadırlar. Normalde aboneleri tahakkuk etmese dahi, abone yapamasalar dahi, bu durumu düzeltmek ve yeni işletmecilerin sadece yetkilendirme kapsamında sundukları hizmetten doğan gelirler üzerinden hazine payı ödemeleri ve herhangi bir lisans iptali durumuna düşmemeleri için böyle bir düzenleme yapılma ihtiyacı hissedilmiştir ve yakın bir tarihte yani 23 Temmuz 2010 tarihinde çıkan bu Kanun’a yine yakın bir tarih olan 1 Ağustos 2010 tarihi önerilmiştir.

Arz ediyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakanım.

Önerge üzerinde söz isteyen Hasan Özdemir, Gaziantep Milletvekili, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

HASAN ÖZDEMİR (Gaziantep) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 200’üncü maddesi için vermiş olduğumuz değişiklik önergesi üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Tasarının 200’üncü maddesi için vermiş olduğumuz önergeyle, Yüksek Değerlendirme Kurulunun oluşumunun daha geniş bir altyapıya dayanması amaçlanmaktadır.

Değerli milletvekilleri, bu kürsüden defalarca polisimizin sorunlarını gündeme getirdim. Gerek hâlen görev başında olan polis memurundan Emniyet Genel Müdürüne kadar olan geniş kadronun gerekse emekli emniyet mensuplarının maaşlarına ve özlük haklarına dair problemleri buradan defalarca gündeme getirdim.

Geçtiğimiz günlerde de emniyet teşkilatı mensuplarının önemli bir sorunu olan askerlik hususunda yeni bir düzenleme Meclisimizce kabul edildi.

Polislerimizin askerlik sorununu ilk kez 11 Kasım 2009 tarihinde Plan Bütçe Komisyonunda Sayın İçişleri Bakanının da katıldığı 2010 yılı bütçe görüşmesinde gündeme getirdim. Daha sonra 17 Aralık 2009 tarihli Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul toplantısında yapmış olduğum bir konuşmada da polisin askerlik sorununu gündeme getirmiş olsam da o gün Hükûmet bu teklifimi gündeme bile almamıştır. Bugün ise Hükûmet büyük bir yanlıştan dönerek söz konusu tasarıyı gündeme getirmiştir ve tasarı hızla kabul edilmiş. Polisin askerlik sorununa dair gerekli özeni gösteren yüce heyetinize bu vesileyle teşekkür ediyorum.

Değerli milletvekilleri, Hükûmetin bu göstermelik düzenlemelerine rağmen emniyet teşkilatımızın tamamını kapsayan bir düzenleme henüz gündeme getirilmemiştir. Emniyet teşkilatı 220 binlere ulaşan personel sayısıyla hizmet verirken sadece 30 bin, 40 bin kişiyi ilgilendiren yasal düzenlemelerle emniyet teşkilatı mensuplarının sorununa çözüm sunulamamaktadır. Konuyla ilgili olarak hazırlamış olduğum kanun teklifi hâlen Plan Bütçe Komisyonu gündeminde beklemektedir. Teklifin bir an önce gündeme getirilerek emniyet teşkilatı mensuplarımızın maaşlarında ve özlük haklarında iyileşmeler gerçekleştirilmelidir. Öncelik ise maaş durumunda olmalıdır. Bakınız, en yüksek polis yöneticisi olan emniyet müdürlerinin maaşlarına, benzer görev yapan yöneticilere nazaran çok düşük seviyede kaldığı açıkça görülmektedir. Örneğin bir ilde il jandarma alay komutanı olan albay 4.858 TL, birinci sınıf vali yardımcısı ve kaymakam 4.442 TL maaş alırken birinci sınıf il emniyet müdürleri 3.609 lira maaş almaktadır. Aynı şekilde polis memurundan en üst rütbeye kadar emniyet teşkilatları mensuplarımız külfet-nimet dengesinde hak ettiği maaşları alamamaktadırlar.

Değerli milletvekilleri, polis memurlarını memur olarak veya emniyet teşkilatını memur gibi görmemek gerekir. Emniyet teşkilatı zor bir görevdir. 657 sayılı Devlet Memurlarındaki gibi bunları değerlendiremeyiz. Bu çerçevede 657 sayılı Kanun’un ek gösterge ve makam tazminatı ile emniyet hizmetleri tazminatı bölümünde değişiklik yapılarak birinci sınıf emniyet müdürleri ile benzer görev yapan yöneticilerin maaş farkı asgari düzeye indirilmeli, emniyet teşkilatı mensuplarının maaş durumunda topyekûn bir iyileştirme yapılmalıdır. Buna göre emniyet teşkilatı personelinin ek göstergelerinin ortalama 1.000-1.500 civarında artırılması gerekmektedir. Yine makam tazminatı cetvelinde de aynı miktarlarda artış yapılması gerekmektedir.

Netice itibarıyla, sekiz yıldır devam eden AKP Hükûmetleri emniyet teşkilatı mensuplarının beklentilerini karşılayamamıştır. Bugün hâlâ polisimizin geçim sıkıntısı içerisinde, özlük hakları bakımından daraltılmış bir alanda meslek yaşamlarını devam ettirmek zorunda bırakılmaktadırlar ve memurlar içerisinde baktığımız zaman, en fazla intihar olaylarının emniyet teşkilatında olduğunu görüyoruz.

Bütün bu sorunlar Milliyetçi Hareketin iktidarında tek tek çözülecek, polisimiz de hak ettiği yaşam standardına kavuşacaktır.

Konuşmama burada son verirken, yüce heyetinizi bir kez daha saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın 200 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                 M. Akif Hamzaçebi (Trabzon) ve arkadaşları

MADDE 200- 4/6/1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununun 55 inci maddesinin yedinci fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Bu Kurul, Emniyet Genel Müdürünün başkanlığında, Genel Müdür Yardımcıları, Teftiş Kurulu Başkanı, Polis Akademisi Başkanı, 1 inci Hukuk Müşaviri, Personel Dairesi Başkanı, Merkez Emniyet Müdürlerince seçilecek 1 inci Sınıf Emniyet Müdürü rütbesinde en az 5 yıl kıdemli bir Merkez Emniyet Müdürü ve İl Emniyet Müdürlerince seçilecek 1 inci Sınıf Emniyet Müdürü rütbesinde en az 5 yıl kıdemli iki İl Emniyet Müdüründen teşekkül eder."

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Akif Hamzaçebi, Trabzon Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; madde Emniyet Genel Müdürünün başkanlığında emniyet teşkilatında kurulmuş olan kurulu yeniden düzenliyor. Bu anlamda, önergemiz sadece bir ifade düzeltmesi sağlamaktadır.

Bu vesileyle, biraz önce Sayın Bakanın yapmış olduğu açıklamaya yönelik olarak ben de bazı bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum. Sayın Bakan Genel Kurulu doğru bilgilendirmemiştir, eksik bilgi vermiştir, var olan bazı bilgileri de birbirleriyle karıştırmıştır ve Sayın Elitaş’a da şunu hatırlatmak isterim: Lütfen, bizim bu maddeyle ilgili olarak vermiş olduğumuz, 195’inci maddenin yürürlük tarihiyle ilgili olarak Divana vermiş olduğumuz önergeye bir bakın. Ben, sizin yerinizde olsam onu değerlendirerek konuşurdum çünkü ben maddenin yürürlük tarihinin 1 Ağustos olarak belirlenmesi suretiyle bazı şirketlere, belki de bir şirkete bir avantaj sağlandığını söyledim. Konu budur. Bunu başka bir tarafa götürmeye, çarpıtmaya gerek yok.

Şimdi, 23 Temmuz 2010 tarihinde Telgraf Kanunu’nda bir değişiklik yapılıyor. Değişikliğin nedeni şu: Cep telefonu şirketlerinin bir sorunu var. Bu şirketler aynı zamanda sanal operatörlere kendi altyapılarını kullandırıyorlar. Sanal operatörler kullandıkları bu altyapı nedeniyle telefon şirketine bir bedel ödüyor. Dönüyor, hazine hem cep telefonu şirketinin hasılatı üzerinden yüzde 15 pay alıyor -ki bunun içinde ödenen kira da var- sonra gidip o sanal şirketin hasılatı üzerinden de yüzde 15 pay alıyor. Bir mükerrerlik var. Bunu önleyelim diye 23 Temmuz 2010 tarihinde doğru bir kanun çıkıyor, “Ödenen kira şeyden düşülür” diyor. Çünkü düşmezseniz 2 kere hazine payı almış olursunuz. Güzel bir kanun. O zaman tartışıldı. Sektör geldi, gitti Plan ve Bütçe Komisyonuna, başka yerlere. Derdini anlatıyor siyasi parti gruplarına. Gayet iyi hatırlıyorum. Bakın, sektör Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu, Plan ve Bütçe Komisyonu yoğunlaşmış bu konunun üzerine, bu sorunu çözmüş. Aradan kısa bir zaman geçiyor, bu tasarı geliyor şimdi. Birden sistem tersine dönüyor. Ne yapılıyor? O şirketlerin brüt hasılatı üzerinden yüzde 15 pay alınıyordu, o hasılatın içine her şey giriyordu. Burada diyor ki: “Sadece verilen yetki kapsamındaki hasılat üzerinden payı alalım.” Yani bir şirket eğer hem kablolu TV hizmeti veriyor hem cep telefonu hizmeti veriyorsa, kablolu TV’yi bunun dışında bırakalım. Peki, sonra ne yapıyorsunuz bu tasarıyla? “Bunun yürürlük tarihini de 1 Ağustos 2010 yapalım ki bazıları bu payı ödemekten kurtulsun.” Bunun cevabını Sayın Bakan vermedi. Şimdi “27 şirket.” diyor Sayın Bakan. Soruyorum size Sayın Bakan: 27 şirketin kaç tanesi bu hazine payını ödememiştir? Belki de 1 tanesi. Diğer 26’sı belki de daha henüz faaliyete geçmediği için, bir gelir elde etmediği için hazine payını ödeme yükümlülüğüyle karşı karşıya kalmamış. Şimdi, sorun, bir şirketin sorununu çözmek için kâğıt üzerinde bu 27 şirket... 27 bile olsa açıklaması yok. Onun sorununu çözmek için bu maddenin yürürlük tarihini “1 Ağustos 2010” olarak belirliyorsunuz. Bunu hangi hakla yapıyorsunuz? Millet size bu yetkiyi veriyor mu? Hazineye ödenmesi gereken paydan, milletin hazinesine girecek olan paydan siz millete haber vererek mi vazgeçiyorsunuz? Sayın Bakan, bu bilgiyi neden vermediniz Genel Kurula? Niye paylaşmıyorsunuz? Yani “27 şirket, vesaire...” kalabalık bir açıklama yaparak işin özüne neden dokunmuyorsunuz? Sorum açık. Çıkıp burada Sayın Bakan, bakalım, açıklama yapabilecek mi, o şirketin ismini verebilecek mi, o şirketin yanında başka şirketler var mı yok mu, bunları açıklayabilecek mi?

Yürürlük maddesinde önerge geldiğinde tekrar konuşacağız. Yürürlük maddesiyle ilgili önergemiz de burada.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Bizde yok Sayın Hamzaçebi.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) – Bölümler geldikçe… Bölümler geldikçe dağıtılıyor.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Ben müneccim değilim, oradakini bilemem.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) – Siz Kayserilisiniz, bunu atlamamanız lazımdı Sayın Elitaş.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Genel Kurulda görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın Çerçeve 200 üncü maddesinin aşağıdaki biçimde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Mustafa Elitaş (Kayseri) ve arkadaşları

Madde 200- 4/6/1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununun 55 inci Maddesinin yedinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Üst rütbeye yükselmek için, kıdem şartlarını yerine getirmiş Emniyet Amirleri ile 4 üncü, 3 üncü ve 2 nci Sınıf Emniyet Müdürlerinin liyakat koşullarını belirlemek, üst rütbedeki boş kadro miktarına göre sıralayarak terfilerini ve ikinci meslek derecesindeki görev unvanlarına ataması yapılacak personeli değerlendirmek ve öneride bulunmak üzere Genel Müdürlük Yüksek Değerlendirme Kurulu oluşturulur. Bu Kurul, Emniyet Genel Müdürünün başkanlığında, Genel Müdür Yardımcıları, Teftiş Kurulu Başkanı, Polis Akademisi Başkanı, 1. Hukuk Müşaviri, Personel Dairesi Başkanı ile Polis Başmüfettişleri arasından seçilecek bir Polis Başmüfettişi ve İl Emniyet Müdürleri arasından seçilecek iki İl Emniyet Müdüründen teşekkül eder. Polis Başmüfettişi ile İl Emniyet Müdürlerinin seçimi yönetmelikle düzenlenir.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) – Katılıyoruz Sayın Başkanım

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Gerekçe...

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum.

Gerekçe:

Emniyet Hizmetleri Sınıfı personelinin üst yönetim kademesini oluşturan 4. Sınıf Emniyet Müdürü, 3. Sınıf Emniyet Müdürü, 2. Sınıf Emniyet Müdürü ve 1. Sınıf Emniyet Müdürü rütbelerine terfi edecek personeli, kıdem ve liyakat esasları çerçevesinde değerlendirerek belirlemekle görevli olan Genel Müdürlük Yüksek Değerlendirme Kurulu üyelerinin Teşkilatımızın farklı kademelerinde görev yapmakta olan üst düzey yöneticilerden daha geniş katılımla oluşturulması hedeflenmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

201’inci madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 201’inci maddesinde yer alan “Bakanlıkça” ibaresinden sonra gelmek üzere “bir yönetmelikle” ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

         Erkan Akçay                            Mehmet Şandır                        H. Hamit Homriş

              Manisa                                       Mersin                                        Bursa

       Hasan Özdemir                       Emin Haluk Ayhan

            Gaziantep                                     Denizli

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” nın 201 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

      Mustafa Özyürek                         Harun Öztürk                     Ferit Mevlüt Aslanoğlu

             İstanbul                                        İzmir                                       Malatya

Ramazan Kerim Özkan                        Atilla Kart                             Hüseyin Pazarcı

              Burdur                                       Konya                                      Balıkesir

                                                      Osman Coşkunoğlu

                                                                  Uşak

Madde 201- 9/4/1987 tarihli ve 3348 sayılı Ulaştırma Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının mülga (g) bendi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.

“g) Bakanlık strateji ve politikalarını da dikkate almak sureti ile ekonomik haberleşme sektöründe araştırma ve geliştirmeye yönelik faaliyetleri eğitim de dâhil olmak üzere teşvik etmek, elektronik haberleşme sistemlerinin yazılım ve/veya donanım olarak yerli tasarım, geliştirme ve üretimini Bakanlıkça belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde desteklemek, bu amaçla kamu kurum ve kuruluşları dâhil olmak üzere üniversiteler ile işbirliği yapmak ve gerekli koordinasyon faaliyetlerini yürütmek, 5/11/2008 tarihli ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununun 6 ncı maddesinin (i) bendi uyarınca aktarılacak kaynağın kullanımını gerçekleştirmek.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen?

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Coşkunoğlu.

BAŞKAN – Osman Coşkunoğlu, Uşak Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)

OSMAN COŞKUNOĞLU (Uşak) – Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun tasarısının, “torba kanun” diye geçen kanun tasarısının 201’inci maddesi vermiş olduğumuz değişiklik önergesi üzerine konuşmak için huzurunuzdayım.

Bu 201’inci maddede bir ifade düzeltmesidir önergemiz. Fakat bu vesileyle 201’inci maddeye bakarsanız, söz konusu olan 3348 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesi birinci fıkrası mülga (g) bendini bir okuyalım buradan: Bakanlık strateji ve politikalarını da dikkate almak sureti ile elektronik haberleşme sektöründe araştırma ve geliştirmeye yönelik faaliyetleri teşvik etmekten söz ediyor, eğitim de dahil olmak üzere. Hangi bakanlık strateji ve politikaları? Bu konuda, Telekom gibi önemli bir konuda Bakanlığımızın herhangi bir vizyon veya stratejisi, politikası olmadığını hepimiz biliyoruz. Gönül arzu ederdi ki konuyla ilgili bakanımız burada olsun ve bu noktada yapacağımız önerileri dikkate alsın.

Şimdi, hepimizin çok iyi bilmesi gereken bazı sıkıntılar yaşanıyor Telekom sektöründe, araştırma ve geliştirme gerektiren konular var. Bunlardan bir tanesi, hepimizi ilgilendiren güvenli İnternet konusudur. Bakın, 8-9 Şubat günleri dünyada “Güvenli İnternet Günleri” olarak kutlandı, Türkiye’de herhangi bir faaliyet bu konuda yapılmadı. 8-9 Şubatta, Avrupa Birliğinin yaptığı bir açıklamaya göre, bütün dünyada altmış beş ülkede bu konunun önemi vurgulandı, Türkiye’de bu konuda hiçbir şey yapılmadı ve ARGE gerektiren konulardan en başta gelenlerden bir tanesi de budur, İnternet güvenirliliği. Hangi yönlerden? Ben bu önerilerimi burada yapayım:

Birincisi: Çocuklarımızı zararlı İnternet yayınlarından korumak istiyoruz, bunu hepiniz istiyorsunuz. Bunu nasıl başarırız? Sansür uygulayarak mı? Hayır. İnterneti şu anda dünyada en pahalı olan ülkelerden biriyiz. OECD ülkeleri içerisinde ikinci en pahalı ülkeyiz. İnterneti çok pahalı yaparak mı çocuklarımızı koruyacağız zararlı İnternet yayınlarından? Hayır. Bakın, bu konuda Avrupa Birliğinin aldığı çok güzel, ilginç, sivil toplum örgütlerine, devlet sansürüne değil sivil toplum örgütlerine ve toplumu bilinçlendirmeye yönelik çalışmaları vardır. Bunlarla ilgili ARGE’ye dehşetle ihtiyacımız var.

İkincisi kişisel verilerle ilgili. 70 milyonun kişisel verileri çalındı bu ülkede, hem de bu konunun uzmanı olmayan insanlar tarafından. İnanın, böyle bir olay demokrasinin düzgün işlediği bir ülkede hükûmetin istifasını gerektirirdi, 70 milyonun kişisel verilerinin çalınması. Üstüne üstlük de 12 Eylül 2010’da referanduma sunulmuş olan Anayasa değişikliğinin bir maddesi de kişisel verileri korumakla ilgili. Öte yandan 1998’den beri kişisel verileri korumakla ilgili kanun tasarısı bekliyor. Yani referanduma kondu, yok…

Kurumsal saldırılara karşı güvenliği sağlamak… 25-28 Ocak arasında kurumsal saldırı tatbikatı yapıldı. Sonuçları net olarak açıklanmadı ama ben biliyorum, haberli bir şekilde yapılmış olmasına karşın -bu saldırılar otuz beş kuruma yapıldı- büyük çoğunluğunun sistemi çökmüştür. İşte hâl böyle iken, bu konularda yerli güvenlik araçlarının ARGE’sinin yapılması ve geliştirilmesi gerekli iken böyle bir program henüz ele alınmamıştır ama burada bunun ifadesi yapılıyor.

Bu maddeyi tartışırken bu önerilerimi de sizlerle paylaşmış oldum. Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 201’inci maddesinde yer alan “Bakanlıkça” ibaresinden sonra gelmek üzere “bir yönetmelikle” ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

Mehmet Şandır (Mersin) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum.

Gerekçe:

Madde elektronik haberleşmede önemli düzenlemeleri içermektedir. Böylesine girift ve hassas düzenlemelerin usul ve esaslarının yönetmelikle belirlenmesinde fayda bulunmaktadır.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir. 

202’nci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın 202 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

      Mustafa Özyürek                         Harun Öztürk                          Hüseyin Pazarcı

             İstanbul                                        İzmir                                       Balıkesir

Ferit Mevlüt Aslanoğlu                   R. Kerim Özkan                             Atilla Kart

             Malatya                                      Burdur                                       Konya

                                                          Hüseyin Ünsal

                                                               Amasya

Madde 202- 3348 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

"Ek Madde 5- Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, her üç ayda bir giderlerinin karşılanmasından sonra kalan miktarın yüzde yirmibeşini, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu gereğince genel bütçeye yapılacak ödeme ile aynı zamanda, 5/11/2008 tarihli ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununun 6 ncı maddesinin (i) bendi uyarınca "Araştırma ve Geliştirme Gelirleri" olarak genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere Bakanlığın Merkez Muhasebe Birimi hesabına aktarır ve Bakanlığa bildirir. Aktarılan tutarları ilgili tertiplere ödenek kaydetmeye, bu ödeneklerden yılı içerisinde harcanmayan tutarları ertesi yıl bütçesine devren ödenek kaydetmeye Bakan yetkilidir. Ödeneklerin kullanımına ilişkin usul ve esaslar Bakanlık tarafından belirlenir. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, elektronik haberleşme sektöründe öncelikli olarak desteklenmesini öngördüğü alanlara ilişkin görüşünü, her yıl Haziran ayı sonuna kadar bir rapor halinde Bakanlığa bildirir. Bakanlık, araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin desteklenmesi kapsamında, gerekli gördüğü bilgileri her türlü kamu kurum ve kuruluşlarından istemeye yetkili olup, kendilerinden bilgi istenen kurumlar da bu bilgileri en kısa zamanda vermekle yükümlüdürler.

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Amasya Milletvekili Hüseyin Ünsal, buyurun.

HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Saygıdeğer milletvekilleri, 202’nci maddeyle ilgili vermiş olduğumuz bu önergeye sizlerin desteğini bekliyoruz.

Ben hazır Sayın Enerji Bakanımızı da burada bulmuşken, demin konuşmalardan esinlendikten sonra, Sayın Bakanım eğer dikkatle dinlerseniz bir konuda sizi aydınlatmak istiyorum o Hazine Müsteşarlığıyla alakalı söylemiş olduğunuz konudan dolayı.

Şimdi, değerli arkadaşlar, Sayın Başbakan o küçük çocukların ellerini açtığında soğukta üşümesinler diye valilere talimat verdi “Kamyonların şoför mahalline binin, kömürleri dağıtın, gerekirse sobalarını da verin.” dedi. Şimdi, bu ulvi bir davranıştır, buna sonuna kadar katılıyoruz. Tabii ki yoksul yurttaşlarımıza kömür yardımı yapılması kadar doğal bir şey yok ama bu yapılırken, o kömürleri dağıtan… Dağıtılan kömürler üzerinden birileri zengin edilip Ankara’nın göbeğinde gökdelenlere oteller yapıyorlarsa burada bir arıza var demektir. O arızaları anlatmaya çalışacağım.

Değerli Arkadaşımız Atilla Kart Hazine Müsteşarlığıyla ilgili bir rapordan bahisle 1 katrilyon 495 milyar liralık bir yolsuzluğu anlatmaya çalıştı. Sayın Bakan da “Hazinede böyle bir araştırma yapılmış. Bu, Hazinenin yaptığı araştırmanın üzerine üç tane daha, bir denetçi çalışma yapıyor.” dedi. O denetçilerin çalışma yapıp yapmadığı konusunda hâlen bizim hiçbir ikna olmuş noktamız yok ama Hazine Müsteşarlığının yapmış olduğu o çalışmada çok ciddi bir gerçek ortaya çıkarılmış, hem Sayın Bakanımızın hem de Başbakanımızın önüne konmuş. 1,5 katrilyon liralık kömürün, fakirlere dağıtılan kömürün, Türkiye Kömür İşletmeleri kanalıyla Sosyal Yardımlaşma Dayanışma Vakfına verilen kömürlerin nasıl verildiğini anlatmaya çalışacağım.

Bir tanesi Dodurga’da, Çorum’un Dodurga İşletmesi. Bu İşletme ihaleye çıktığında… O rapordan anlatmaya çalışıyorum. Bu İşletme ihaleye çıkıyor ve ihaleye çıkarken kurum diyor ki: “Bu kömürü yerin altından çıkaracaksınız.” Memleketinde kömür işletmeleri olan insanlar bilirler yani “Galeri sistemde kömür çıkaracaksınız.” diye ihaleye çıkıyor ve bu ihaleye giren firmalar hatta buna inanmıyorlar, birkaç kere de yazı yazıyorlar ve bu yazılar hem Enerji Bakanlığına hem de Kömür İşletmelerine ulaşıyor “Gerçekten bu galeri usulünde mi yapılacak?” diye. “Evet, yer altından çıkarılacaktır.” diyor ve ihaleye giriyorlar, fiyat veriyorlar. En uygun fiyatı veren, redevansı alan firma da işe başlıyor.

Değerli arkadaşlarım, işe başladıktan belli bir süre sonra artık bu kömür yer altından değil, açık işletme yoluyla alınmaya başlanıyor çünkü yer altından çıkan kömürle açık işletmeli çıkan kömürün arasındaki maliyette çok ciddi farklılıklar var. Her nedense bu kömür aniden 3.195 kalori iken birden 4.150 kalori oluyor, yine kamunun laboratuvarlarında ve işte, o ellerini açan fakirlere giden kömürlerden birileri zengin oluyor. Bunlardan bir tanesi de Çelikler İnşaat, raporda geçtiği için ismini veriyorum, o 1,5 katrilyon liralık yolsuzluğun içerisindeki firmalardan bir tanesi bu. Bu, kabul edilebilir bir gerçek mi? Hangimiz kabul edebiliriz? Böyle bir rapor ciddiye alınmaz mı? Bu rapor ciddiye alınmıyor, “Biz bunları inceleyeceğiz.” deniyor. Ne zaman incelenecek? Ondan sonra da üstüne bir kanun getiriyorsunuz, torba yasa diye, torba yasayla da onun üstünde istim geçiliyor.

Bir ihaleyi daha anlatacağım. Bu ihaleyi anlatırken de bunu çok kuru kuru anlatmadığımızı da ifade etmek istiyorum. Ben dâhil olmak üzere 5 arkadaşımız Ankara Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduk. Bakan gitmiş -eski Bakan şimdi- eski Bakan ve onun maiyetindeki memurlarla ilgili suç duyurusunda bulunduk. Sadece bir cevap geldi: İşte “Bakan, milletvekili olduğu için şu anda bir çalışma yapılamayacak.” diye. Bir tek bu cevap geldi. Hâlâ bu işin üzerine gidilmedi, Şırnak kömürleriyle ilgili.

Aynı yerde yine bir arıza daha oluyor, Şırnak kömürleriyle ilgili, kükürt oranı birden düşüyor, kalorisi yükseliyor ve Şırnak kömürlerini Türkiye Kömür İşletmesi alıyor ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı kanalıyla fakirlerimize kömür olarak dağıtılıyor. Hem kalitesiz kömür hem kalorisi düşük kömür hangi fiyata dağıtılıyor Sayın Bakanım? Soma linyitleri fiyatına dağıtılıyor Şırnak’ta çıkan, Dodurga’da çıkan kömürler. Şimdi, bunu nasıl kabul edebiliriz? Böyle bir yolsuzluğu nasıl kabul edebiliriz de içimize sindirebiliriz? Eğer, bu yolsuzlukları torba yasayla geçiştirmeye kalkıyorsak bunun vebali çok büyüktür diyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

203’üncü madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 203 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının sonuna "Bu kararlar Resmi Gazete'de yayımlanarak kamuoyuna duyurulur." ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

          Behiç Çelik                               Erkan Akçay                            Mehmet Şandır

              Mersin                                       Manisa                                      Mersin

        Mehmet Günal                          E. Haluk Ayhan                        Mustafa Kalaycı

             Antalya                                      Denizli                                       Konya

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın 203 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

      Mustafa Özyürek                         Harun Öztürk                          Hüseyin Pazarcı

             İstanbul                                        İzmir                                       Balıkesir

Ferit Mevlüt Aslanoğlu                   R. Kerim Özkan                             Atilla Kart

             Malatya                                      Burdur                                       Konya

Madde 203- 3348 sayılı Kanunun geçici 7 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Büyükşehir belediyelerinin bu Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla yapımı devam etmekte olan şehir içi raylı ulaşım sistemleri ve metro projeleri, Bakanlar Kurulu Kararına dayanılarak Bakanlıkça devralınır.

Devir alınmasına karar verilen her bir proje bakımından ayrı ayrı geçerli olmak üzere, yüklenicilerin Belediyelerle akdedilmiş bulunan sözleşmeleri ile aynı şartlarda işi yürütmeye yazılı olarak muvafakat etmeleri kaydı ile Bakanlık; söz konusu projelerin mevcut sözleşmeleri ile devralınmasına da karar verebilir."

Devir konusunda Belediyelerle yapılacak protokoller, Belediyelerin yüklenicilerle yapmış bulundukları sözleşmelerin Bakanlıkça devralınması amacına yönelik Bakanlık ile yükleniciler arasında yapılacak sözleşmeler ve bu devirlerle ilgili yapılacak diğer işlemler damga vergisi ve harçlardan müstesnadır.

Devir, alım ve yapımı tamamlanmış olanlarının devir işlemleri, bu Kanunun 9 uncu maddesinin (a) bendinde belirtilen koşullar dikkate alınmak suretiyle ve (e) bendinde belirtilen hükümler çerçevesinde düzenlenecek protokoller ile gerçekleştirilir."

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Önerge üzerinde…

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Gerekçe okunsun.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Devrin Bakanlar Kurulu Kararına dayanılarak yapılacağına açıklık getirilmesi ve maddedeki tekrarlanan "ile" bağlaçlarından kaçınılması için geçici maddenin tamamının değiştirilmesinin uygun olacağı düşüncesi ile işbu değişiklik önergesi verilmiştir.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 203 üncü maddesinin 1 nci fıkrasının sonuna "Bu kararlar Resmi Gazete'de yayımlanarak kamuoyuna duyurulur." ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

Mehmet Günal (Antalya) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) – Katılmıyoruz efendim.

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Gerekçe okunsun.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Söz konusu düzenleme ile kamunun şeffaflaştırılması amaçlanmıştır.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

204’üncü madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 204 üncü maddesinde yer alan " bir ay" ibaresinin " 30 gün" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

          Behiç Çelik                               Erkan Akçay                            Mehmet Şandır

              Mersin                                       Manisa                                      Mersin

      Mustafa Kalaycı                         E. Haluk Ayhan                         Mehmet Günal

              Konya                                       Denizli                                      Antalya

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın 204 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

      Mustafa Özyürek                         Harun Öztürk                          Hüseyin Pazarcı

             İstanbul                                        İzmir                                       Balıkesir

 

           Atilla Kart                             R. Kerim Özkan                   Ferit Mevlüt Aslanoğlu

              Konya                                       Burdur                                      Malatya

                                                      Osman Coşkunoğlu

                                                                  Uşak

Madde 204- 3348 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

"Geçici Madde 8 - Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununun 6 ncı maddesinin (i) bendi uyarınca aktarılması gereken ancak bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla henüz aktarılmamış tutarlar genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere Bakanlığın Merkez Muhasebe Birimi hesabına bir ay içinde aktarılır. Bu tutarları ek 5 inci madde kapsamında Bakanlık bütçesine ödenek kaydetmeye Bakan yetkilidir. Aktanım yapılması gereken tarihten itibaren bir ay içinde yapmayan en üst derecede yöneticiye yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar en yüksek devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) beş katı tutarında idari para cezası verilir."

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Öneri üzerinde söz isteyen Osman Coşkunoğlu, Uşak Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)

OSMAN COŞKUNOĞLU (Uşak) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, görüşülmekte olan torba yasanın 204’üncü maddesinde bir düzenleme, bir zorunluluk gereği düzenleme öneriyoruz önergemizde.

Bu maddede 1998’de çıkarılmış olan ve Telekom sektörünün anayasası diyebileceğimiz, bizim de desteğimizle, birçok eksiğine rağmen desteğimizle ve çabamızla -ana muhalefet olarak- çıkarılmış olan Elektronik Haberleşme Kanunu’nun birçok iyileşme ihtiyacı olan maddesinden bir tanesini ele alıyor, 6’ncı maddenin (i) bendini ele alıyor. Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 6’ncı maddesinin (i) bendi de 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendine referans veriyor. Nedir bu? Bunu okuyorum: “Elektronik haberleşme sistemlerinin yerli tasarım ve üretimini, bu amaçla sektöre ilişkin araştırma, geliştirme, eğitim faaliyetlerini teşvik etmek.”

Değerli arkadaşlar, bu konuda “Yerli cep telefonu üretelim.” gibi önü arkası düşünülmemiş, hesabı kitabı yapılmamış, teknolojisinin altyapısı geliştirilmemiş birtakım parlak laflar ediliyor ARGE’yle ilgili fakat biliyor musunuz, burada eğitimden de söz ediyor bu sektörde, bir önceki maddede de eğitimden söz ediyordu. Türkiye’de, bilişim sektöründe, yabancı bir ülkeden gelen –ülkenin ismini söylemek istemiyorum, tahmin edebilirsiniz- 10 bin civarında yabancı mühendis, bilişimci istihdam ediliyor. Neden? Dışarıdan geliyorlar, bunların bir kısmı da yasal değil -tahmin ediyorum, anladığım kadarıyla- bir kısmı bulunduğu ülkede maaşını alıyor, bir kısmı burada. Bir kere böyle bir ortam var. Üstelik TÜİK’in ilk kez geçen sene yapmış olduğu meslek kategorilerine göre işsizlik oranında bilgisayar konusunda eğitim görmüşlerin işsizlik oranı yüzde 20’lerde gezinirken böyle bir durum var ama buna bakanlık maalesef göz yumuyor, benim yazılı soru önergem bu konuda maalesef arzu edilen dikkati görmüyor.

Diğer bazı bilgileri ben sizinle paylaşmak istiyorum. Şimdi, ARGE’den bahsediyoruz. Biliyor musunuz, ARGE’ye birçok para yatırılıyor. Şimdi, burada da o parayla ARGE için, ARGE’yi teşvik için yapılacak harcamayla ilgili bir madde fakat amaç, ARGE’ye harcanacak parayı artırmak değil ki, o bir araç, onun sonucu olarak uluslararası rekabette -Türkiye şuradan şuraya gelmiş hiç önemli değil- nerede olduğumuzdur. Ben size bununla ilgili sadece birkaç rakam vereceğim. Bu kadar ARGE lafı ediliyor fakat rekabet gücümüz hâlâ   -bu, Davos’taki Dünya Ekonomik Formu rakamları- bakın, 2009’da 133 ülke içerisinde 61’inci sıradaydık, 2010’da 139 ülke içerisinde 61’inci sıradayız, oralarda geziniyoruz. Çok önemli olan, İnternet alanındaki geniş bantta 57 ülke arasında 44’üncü sıradayız. Çok gerilerdeyiz ve bu gerilerden ileri gelmek için yapılan bir strateji… Para harcanabilir, ARGE’ye ayrılan para artırılabilir fakat uluslararası rekabette bunun sonuçlarını göremiyoruz.

Bakın, önemli bir rakam daha vereyim size –rakam çok- bilimsel araştırma kurumlarının kalitesinde 31’inci sıradaydık evvelki sene, geçen sene 70’inci sıraya düştük. Bunun bu kadar düşüşünü ben de biraz yadırgadım, yani kırk basamak birden düşüşü yadırgadım ama bir düşüş… Elimdeki birçok rakam gösteriyor ki ARGE konusunda sadece para harcamak değil bu düzgün bir stratejiyle…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OSMAN COŞKUNOĞLU (Devamla) - …planlı bir stratejiyle ve bir hedefe yönelik yapılmazsa başarılı olamaz. Dolayısıyla, ARGE’ye sadece para harcıyoruz diye övünmekle olmuyor, itiraf oluyor. Para harcıyoruz ama sonuçta uluslararası rekabette geri kalıyoruz diye bir durum ortaya çıkıyor. Bunu bilmenizde yarar var.

Hepinize teşekkür eder, saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Coşkunoğlu.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum:  Kabul edenler…  Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 204 üncü maddesinde yer alan "bir ay" ibaresinin "30 gün" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Erkan Akçay (Manisa) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Söz konusu düzenleme ile 30 günlük süre verilmesi amaçlanmıştır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

205’inci madde üzerinde dört adet önerge vardır, geliş sırasına göre okutup aykırılıklarına göre işleme alacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının çerçeve 205 inci maddesiyle 3572 sayılı İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanunun 2 inci maddesine eklenmesi öngörülen bentten sonra gelmek üzere aşağıdaki bendin eklenmesini arz ve teklif ederiz

       Nurettin Canikli                          A. Sibel Gönül                               Fikri Işık

             Giresun                                      Kocaeli                                      Kocaeli

          Öznur Çalık                               Fatma Şahin                              Yılmaz Tunç

             Malatya                                    Gaziantep                                     Bartın

"g) 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu uyarınca meslek mensuplarınca açılan bürolar"

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan; Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 205'inci maddesi ile 3572 sayılı Kanun'un 2 nci maddesine aşağıdaki (g) bendinin eklenmesini arz ederiz.

      Mustafa Özyürek                  Ferit Mevlüt Aslanoğlu                  R. Kerim Özkan

             İstanbul                                      Malatya                                      Burdur

        Harun Öztürk                               Atilla Kart                              Bülent Baratalı

               İzmir                                         Konya                                         İzmir

“g) 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu uyarınca açılan muhasebecilik ve mali müşavirlik bürolarına”

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 205'nci maddesi ile 3572 sayılı Kanun'un 2 nci maddesine eklenen (f) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

"f) 1136 sayılı Avukatlık Kanunu uyarınca açılan avukatlık büroları ile 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu uyarınca açılan muhasebecilik ve mali müşavirlik bürolarına”

       M. Nuri Yaman                          Sebahat Tuncel                        M. Nezir Karabaş

                Muş                                        İstanbul                                        Bitlis

       Fatma Kurtulan                           Hasip Kaplan                           Şerafettin Halis

                Van                                          Şırnak                                       Tunceli

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 205 inci maddesinin sonuna aşağıdaki bentlerin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

       Mehmet Şandır                            Erkan Akçay                            Münir Kutluata

              Mersin                                       Manisa                                      Sakarya

          Behiç Çelik                             Hüseyin Yıldız                          Mehmet Günal

              Mersin                                       Antalya                                      Antalya

"g) 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu uyarınca açılan bürolara"

“h) 5661 Sayılı Yükseköğrenim Öğrenci Yurtları ve Aşevleri Hakkındaki Kanuna ek kanunun 1 inci maddesi ile 3797 Sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 42 nci maddesi kapsamına giren gerçek ve özel hukuk kişilerine ait özel öğrenci yurtlarına”

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) – Katılmıyoruz efendim.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Gerekçe…

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Söz konusu düzenleme Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu ve 5661 Sayılı Kanun kapsamındaki açılan iş yerlerinin de istisna kapsamına alınması amaçlanmıştır.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 205'nci maddesi ile 3572 sayılı Kanun'un 2 nci maddesine eklenen (f) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

"f) 1136 sayılı Avukatlık Kanunu uyarınca açılan avukatlık büroları ile 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu uyarınca açılan muhasebecilik ve mali müşavirlik bürolarına”

M. Nuri Yaman (Muş) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) – Katılamıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

3568 sayılı Yasa uyarınca açılan muhasebecilik ve mali müşavirlik büroları mesleki faaliyetin icra edildiği mekânlar olup, mezkûr Yasanın 45 inci maddesine göre bu bürolarda yürütülen çalışma ticari faaliyet sayılmamaktadır. Her iki meslek grubu mesleki faaliyet için mesleki Birliklerinden ruhsat almak ve odalarının çalışanlar listesine kayıtlı olmak zorundadırlar. 3572 sayılı Yasada ruhsatlandırma için öngörülen amaç aynı nitelikteki işyerlerinde belirli bir standart sağlanması olup, kanun ile belirlenmiş bu standardın (çevre kirliliğine yol açmamak, insan sağlığına zarar vermemek, yangın, patlama, iş güvenliği gibi hususlara riayet etmek vs.) muhasebe ve mali müşavirlik bürolarına uygulanması mümkün değildir. Avukatlık büroları ile muhasebe ve mali müşavirlik büroları arasında nitelik ve hukuki statü bakımından herhangi bir fark bulunmadığından, eşitlik ilkesinin bir gereği olarak tasarı ile avukatlık büroları için getirilen muafiyetin muhasebe ve mali müşavirlik bürolarını da kapsayacak şekilde genişletilmesi gerekmektedir.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge aynı mahiyettedir; önergeleri okutup birlikte işleme alacağım, önerge sahiplerine istemleri hâlinde de ayrı ayrı söz vereceğim.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan; Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 205'inci maddesi ile 3572 sayılı Kanun'un 2 nci maddesine aşağıdaki (g) bendinin eklenmesini arz ederiz.

Mustafa Özyürek (İstanbul) ve arkadaşları

“g) 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu uyarınca açılan muhasebecilik ve mali müşavirlik bürolarına”

Diğer önergenin imza sahipleri:

Nurettin Canikli (Giresun) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) – Katılıyoruz efendim.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Gerekçeyi okutun.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Gerekçe…

BAŞKAN – Her iki önergenin gerekçesini de okutuyorum:

Mustafa Özyürek (İstanbul) ve arkadaşlarının önergesinin gerekçesi:

Gerekçe:

3568 sayılı Yasa uyarınca açılan muhasebecilik ve mali müşavirlik büroları mesleki faaliyetin icra edildiği mekânlar olup, mezkûr Yasanın 45 inci maddesine göre bu bürolarda yürütülen çalışma ticari faaliyet sayılmamaktadır. Her iki meslek grubu mesleki faaliyet için mesleki Birliklerinden ruhsat almak ve odalarının çalışanlar listesine kayıtlı olmak zorundadırlar.

3572 sayılı Yasada ruhsatlandırma için öngörülen amaç aynı nitelikteki işyerlerinde belirli bir standart sağlanması olup, kanun ile belirlenmiş bu standardın (çevre kirliliğine yol açmamak, insan sağlığına zarar vermemek, yangın, patlama, iş güvenliği gibi hususlara riayet etmek vs.) muhasebe ve mali müşavirlik bürolarına uygulanması mümkün değildir.

Avukatlık büroları ile muhasebe ve mali müşavirlik büroları arasında nitelik ve hukuki statü bakımından herhangi bir fark bulunmadığından, eşitlik ilkesinin bir gereği olarak tasarı ile avukatlık büroları için getirilen muafiyetin muhasebe ve mali müşavirlik bürolarını da kapsayacak şekilde genişletilmesi gerekmektedir.

Nurettin Canikli (İstanbul) ve arkadaşlarının önergesinin gerekçesi:

Gerekçe:

Verilen önerge ile, sunmuş oldukları hizmetin özelliği dikkate alınarak 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu uyarınca meslek mensuplarınca açılmak istenen bürolar hakkında 3572 sayılı İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanun hükümlerinin uygulanmaması öngörülmektedir.

BAŞKAN – Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önergeler kabul edilmiştir.

Kabul edilen önergeler doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

206’ncı madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın 206 ncı maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini  arz ve teklif ederiz.

      Mustafa Özyürek                         Harun Öztürk                          Hüseyin Pazarcı

             İstanbul                                        İzmir                                       Balıkesir

           Atilla Kart                             R. Kerim Özkan                   Ferit Mevlüt Aslanoğlu

              Konya                                       Burdur                                      Malatya

Madde 206- 7/11/1996 tarihli ve 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin iki, beş ve on uncu fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“(2) 2 nci maddenin (a) bendi hariç birinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarında belirtilen yasakların uygulanması ve tedbirlerin alınması ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirmeyen işletme sorumluları, denetimi yapan yetkililer tarafından önce yazılı olarak uyarılır. Bu uyarı yazısı, ilgili işletme sorumlusuna tebliğ edilir. Bu uyarıya rağmen, verilen sürede yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere, mahalli mülki amir tarafından beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.”

“(5) 3 üncü maddenin yedinci fıkrasındaki yasağa aykırı hareket edenlere, mahalli mülki amir tarafından bin Türk Lirası idarî para cezası verilir.”

“(10) 3 üncü maddenin ondördüncü fıkrasındaki ürünleri üretenlere, mahalli mülki amir tarafından yirmibin Türk Lirasından yüzbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.”

“(16) Bu maddedeki cezaları gerektiren fiillerin tekerrürü halinde idari para cezası bir kat artırılarak verilir.”

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun Tasarısının 206. maddesinin  tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

         Erkan Akçay                         Emin Haluk Ayhan                       Mehmet Şandır

              Manisa                                       Denizli                                       Mersin

                                Mustafa Kalaycı                         Mehmet Günal

                                       Konya                                       Antalya

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Mehmet Şandır, Mersin Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Bir sorunu dikkatinize getirmek için söz aldım, bu önergeyi de buna vesile olsun diye verdik.

Öncelikle şunu ifade etmemiz lazım: 23’üncü  Dönem Türkiye Büyük Millet  Meclisinin bana göre en hayırlı işi, bu sigara içmekle ilgili çıkartılan yasa olmuştur; kapalı alanlarda sigara içilmesini yasaklayan kanun, bu Meclisin eseridir. İktidarıyla muhalefetiyle tüm milletvekillerimiz, ülkemiz ve insanımız için en hayırlı işi yapmıştır ama yine ifade etmeliyim ki bunun mimarı Sayın Profesör Doktor Cevdet Erdöl’dür ve komisyonudur. Sayın Bakanın da desteğiyle, tüm grupların da katılımıyla, gerçekten Türkiye’mize yakışır bir hukuk düzenlemesi yapılmıştır ve yine çok teşekkür etmemiz gereken bir diğer husus, halkımız da buna bihakkın uymuştur yani Türk milletinin bu noktadaki asaletine herkes şapka çıkartmalıdır. Gerçekten çok da etkin bir şekilde uygulanmıştır, insanımız da gönüllü olarak bu yasağa uymuştur.

Bunları teslim ettikten sonra, bu hayırlı işin uygulanmasından doğan bir arızayı da, bir sıkıntıyı, bir problemi de birlikte ifade etmekte fayda görüyorum.

Değerli milletvekilleri, yasak gerçekten günümüz dünyasında çok etkili bir tedbir değil, olmadığını hep beraber biliyoruz, görüyoruz. Yasaklarla bir kural tanzim etmek ve paylaşılabilinir, içselleştirilmiş bir yapıya dönüştürmek çok mümkün değil. Sigara zararlarına karşı çıkarttığımız yasa, daha çok sigara içmeyenleri korumak ve sigara içenleri caydırmayı amaçlayan bir yasaydı. Doğru bir amaçtı ama uygulama için koyduğumuz kurallar bazılarının canını yaktı. Ben, bu konudan çok muzdarip olan esnafımızın çığlığına kulaklarımızı kapatamayacağımız kanaatindeyim. İki yönü var hadisenin: Biri, konulan yasak Türkiye'nin her bölgesinde aynı şekilde uygulanamıyor, bir adaletsizlik oluşuyor. İki: Uygulamanın getirdiği bir tartışma ortamı yaşanıyor ve özellikle kahvehane, lokanta, kapalı işletme işleten esnaflarımız, bu noktada kanunun getirdiği cezaların karşılanmasında büyük mağduriyetler yaşıyorlar. Buna da bir çözüm üretmemiz lazım. Zannediyorum Batı’da, işte, sigara içenlerin gittiği lokantalar, gittiği kahveler olduğunu zannediyorum. Yoksa, yani yanlışı yapmak da bir özgürlük, bir hak olsa gerek. Birileri, sigara içmek özgürlüğünü savunabilir ama bundan dolayı esnafın bu kadar ağır cezalarla cezalandırılması ve bundan dolayı birtakım tartışmaların yaşanması bir sorundur, bir realitedir. Buna da çözüm üretmek yine bu Meclisin görevidir.

İkinci husus: Ortaya koyduğumuz hüküm, kanun, kural Türkiye’nin her bölgesinde aynı şekilde uygulanmamaktadır ve bu uygulamaya birçok şekilde yapılan müdahaleler, maalesef toplumda bir tartışmaya sebep olmaktadır. Esnafımızın bu noktadaki mağduriyetine çözüm üretmek de yine bu Meclisin görevidir.

Ben ümit ediyorum ki, bu soruna da çözüm üretmek için bu torba yasa bir fırsattır, inşallah bu torba yasa yarın akşam itibariyle bitmeden önce bu yönde bir düzenleme yapılır ve esnafın bu sorunu da bu şekilde çözülmüş olur temennisini sizlerin dikkatine sunmak için söz aldım, hepinize saygılar sunuyorum.

Teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Şandır.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın 206 ncı maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini  arz ve teklif ederiz.

Harun Öztürk (İzmir) ve arkadaşları

MADDE 206- 7/11/1996 tarihli ve 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin iki, beş ve on uncu fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“(2) 2 nci maddenin (a) bendi hariç birinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarında belirtilen yasakların uygulanması ve tedbirlerin alınması ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirmeyen işletme sorumluları, denetimi yapan yetkililer tarafından önce yazılı olarak uyarılır. Bu uyarı yazısı, ilgili işletme sorumlusuna tebliğ edilir. Bu uyarıya rağmen, verilen sürede yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere, mahalli mülki amir tarafından beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.”

“(5) 3 üncü maddenin yedinci fıkrasındaki yasağa aykırı hareket edenlere, mahalli mülki amir tarafından bin Türk Lirası idarî para cezası verilir.”

“(10) 3 üncü maddenin ondördüncü fıkrasındaki ürünleri üretenlere, mahalli mülki amir tarafından yirmibin Türk Lirasından yüzbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.”

“(16) Bu maddedeki cezaları gerektiren fiillerin tekerrürü halinde idari para cezası bir kat artırılarak verilir.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) - Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Mustafa Özyürek, İstanbul Milletvekili.

MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; verdiğimiz önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, sigara yasağının konulması doğru olmuştur, uygun olmuştur ancak burada bazı önemli sorunlar çıkmaktadır, özellikle iş yerleri açısından. Sayın Şandır’ın da ifade ettiği gibi özellikle kahvehanelerde, özellikle gecekondu bölgelerinde, köylerdeki, kasabalardaki küçük kahvehanelerde bu yasağın uygulanmasında çok ciddi sorun vardır. Bu yasak bugüne kadar belediyeler tarafından uygulanıyordu, yasa öyleydi. Şimdi getirilen bu değişiklikle, bu yasağı takip etme görevi mülki amirlere, bir anlamda, emniyet teşkilatına verilmektedir ve getirilen düzenlemeyle, cezalar tekerrür hâlinde katlanarak verilecektir. Diyelim, bir uyarıdan sonra bir iş yerine 5 bin liralık ceza veriyorsanız, tekerrürü hâlinde 10 bin… Böyle katlanarak giden bir ceza var.

Şimdi, burada, büyüklük ayrımı yapılmıyor, bölge ayrımı yapılmıyor. Doğuda fakir bir köydeki kahvehaneye de, İstanbul’da…

ZEKERİYA AKINCI (Ankara) – Sayın Başkan, salonda uğultu var…

MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) – Evet, arkadaşlar bu saatte herhâlde artık tahammüllerinin sonuna geldiler. Eskiden dışarı çıkıp sonra davet üzerine geliyorlardı, şimdi girip çıkmayalım diye burada oturunca da sohbet ediyorlar. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen…

MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, aslında, hepinizi ilgilendiren önemli bir konudan bahsediyorum; iktidar partisini, bu seçimler yaklaştığı dönemde, daha çok ilgilendiren bir konudan bahsediyorum. Bu ilk kez Plan ve Bütçe Komisyonuna geldiğinde, kapatma yetkisi de öngören bir düzenleme gelmişti. Orada bizim itirazımız üzerine AKP’li arkadaşlarımız da katılınca, kapatma yetkisi alındı. Şimdi, Sayın Sağlık Bakanı, bu yasağın yeteri kadar uygulanmadığı görüşündedir. Oysa, olabildiği kadar, böyle kapsamlı bir yasak iyi uygulanıyor. Bunu daha çok sıkarsanız büyük sıkıntı, sorun yaşanır.

Şimdi, burada, getirilen önergeye, getirilen düzenlemeye bir revizyon yapmazsak büyük sıkıntı yaşarız, hepiniz yaşarsınız. Bir: Öncelikle esnaf yaşar bu sıkıntıyı çünkü her seferinde katlanarak giden bir ceza çok ağır bir cezadır. İki: Bölge farklılığı gözetilmediği için İstanbul’daki bir işletme ile Kars’taki bir işletmeye aynı cezayı vermek yanlıştır, bir küçük kahve ile büyük bir lokantaya aynı cezayı vermek yanlıştır. Bu farklılıkları, bu ayrımları yaratmadan bu yasağı polise verdiğiniz zaman gerçekten büyük keyfî uygulamalara neden olur. Önce bir gün gidersiniz tesadüfen bir sigara içen birisini bulursanız bir uyarı yaparsınız, ertesi günü gidersiniz 5 bin lira ceza kesersiniz, ertesi günü gidersiniz 10 bin lira ceza kesersiniz. 10 bin lira ceza kestiğiniz bu küçük işletme sonunda hemen kapanır. Büyük işletme belki buna tahammül eder ama onun da makul olması lazım.

Cezalar sadece yasalara yazılarak uygulanamaz. Cezaların makul olması lazım, tahammül edilebilir olması lazım, özellikle lokanta, kahve, bar gibi işletme sahiplerinin de mutlaka düşünülmesi, onları gözetecek şekilde bu maddede değişiklikler yapılması gerektiğini düşünüyoruz.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

207’nci madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 sayılı Kanun Tasarısının 207. maddesinde yer alan “2015” ibaresinin “2016” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

         Erkan Akçay                         Emin Haluk Ayhan                       Mehmet Şandır

              Manisa                                       Denizli                                       Mersin

        Mehmet Günal                           Beytullah Asil                          Mustafa Kalaycı

             Antalya                                     Eskişehir                                     Antalya

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın 207 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

      Mustafa Özyürek                         Harun Öztürk                          Hüseyin Pazarcı

             İstanbul                                        İzmir                                       Balıkesir

Ferit Mevlüt Aslanoğlu                   R. Kerim Özkan                             Atilla Kart

             Malatya                                      Burdur                                       Konya

Madde 207- 16/8/1997 tarihli ve 4306 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu, Milli Eğitim Temel Kanunu, Çıraklık ve Meslek Eğitimi Kanunu, Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 24.3.1988 Tarihli ve 3418 Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılması ve Bazı Kağıt ve İşlemlerden Eğitime Katkı Payı Alınması Hakkında Kanunun Geçici 1 inci maddesinin (A) fıkrasının 2 nci bendinin (c) alt bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"c) 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 40 ıncı maddesine göre tahsil edilen şans oyunları vergisinin, % 25'i 31.12.2015 tarihine kadar sekiz yıllık kesintisiz ilköğretim hizmetlerinde kullanılmak üzere Milli Eğitim Bakanlığı payı olarak ayrılır. Bakanlar Kurulu bu süreyi her defasında iki yıl olmak üzere uzatabilir.

Bu hükme göre ayrılan paylar, tahsil edildiği ayı izleyen ayın son günü akşamına kadar Milli Eğitim Bakanlığına ödenir."

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) – Katılamıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Ferit Mevlüt Aslanoğlu, Malatya Milletvekili.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; bir önceki maddeyle ilgili konuşacağım.

Sayın Bakan, Sayın Erdöl, benim de sağlığını korumak zorundasın. Ben sigara içen bir insanım. Beni her gün bu soğukta dışarı çıkarıp, dışarıdan içeri getirerek benim de sağlığımı tehlikeye atmak zorunda değilsin. Benim de sağlığımı lütfen o zaman düşünün.

KEMALETTİN AYDIN (Gümüşhane) – Düşünüyoruz!

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Tamam, sigara içmek sağlığa zararlı olabilir, tıbben saygı duyuyorum ama ben sigara içen bir insan olarak beni her gün bu soğukta dışarı çıkarıp hasta etmeye hakkınız yoktur. Bir.

İki…

BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu, lütfen önergeyle ilgili konuşunuz.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Önergeyle ilgili konuşuyorum.

BAŞKAN – Buyurunuz.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – İki: Sayın Erdöl, ceza verecekseniz lütfen cezayı bana verin bana, esnafa vermeyin, o gariban esnafa vermeyin. Gelsin mülki amir beni yakalasın, cezayı artırın, cezayı bana versin. Bana versin cezayı. Eğer siz aynı anda hem esnafa 5 bin lira ceza, bana 62 lira ceza uygularsanız o esnaf beni ihbar etmez.

Üç: Siz Malatya’nın Pütürge’sinin küçük bir köyündeki günde 20 lira ciro yapmayan bir adama 5 bin lira ceza uygularsanız, İstanbul’un Etiler’indeki aynı adamı aynı kefeye koyarsanız ne adilsiniz… Haksızlık yapıyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Haksızlık yapıyorsunuz… Haksızlık yapıyorsunuz… Adamın cirosu günde 20 lira değilse, siz bu adama eğer 5 bin lira ceza verirseniz haksızlık yapıyorsunuz.

Dört: Bu subjektif bir olay. Arkadaşlar, bu subjektif bir olay, subjektif. Kimi mülki amir sigara içiyordur, çok böyle es geçiyordur, ceza verdirmiyordur, kimi mülki amir de inatla en büyük cezayı verdirir. Olaylara subjektif bakarlar. Burada bir objektif kriter yoktur.

Bu nedenle, Sayın Erdöl, benim sağlığımı da düşünmek zorundasın. Lütfen, dışarı çıkarken… Oraya artık kaloriferli bina mı yaptırıyorsun, ne yaptırıyorsun, bunu yaptırmazsan bu yasayı uygulamakta haksızlık yaparsın.

Yarına kadar düşünün, yarın bu maddeyle ilgili yeni öneriler getirin, o küçük esnafı…

Komisyonda Sedat Bey olmasaydı bu madde geçmiyordu. Bunun da müsebbibi Sedat Bey’dir.

Hepinize saygılar sunarım, teşekkür ederim. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Aslanoğlu.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 606 sayılı Kanun Tasarısının 207. maddesinde yer alan “2015” ibaresinin “2016” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Mehmet Şandır (Mersin) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) – Katılamıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Beytullah Asil, Eskişehir Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)

BEYTULLAH ASİL (Eskişehir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 207’nci maddesi üzerinde verdiğimiz değişiklik önergesi üzerinde söz aldım. Bu vesileyle sizleri ve şahsınızda milletimi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, kalkınmanın ve uygar toplum olmanın temeli nitelikli insan gücüne sahip olmakla başlar. Nitelikli insan gücü de ancak yapılacak iyi bir eğitim sonucunda kazanılacak özelliktir.

Eğitim alanındaki yapılacak plansızlık, dikkatsizlik, özensizlik yıllarca eğitim sistemi içerisinde bulunan öğrenci ve eğitim kadrosunu olumsuz etkileyerek telafisi mümkün olmayan yanlışlıklar içerisine sürükleyebilir. Bu nedenle, eğitim alanında yapılacak düzenlemeler dikkat ister, özen ister, samimiyet ister. Görüşmekte olduğumuz bu yasa tasarısı içerisinde de başta üniversitelerimizi ilgilendiren düzenlemeler olmak üzere birçok, eğitim alanında düzenlemelere gidildi.

Size, bu İktidarın samimiyetsizliğini görmeniz açısından bir örneklendirme yapmak istiyorum. Bu yasa içerisinde ele alınan üniversitelerde başarısızlık nedeniyle süreye bağlı atılmayı ortadan kaldıran düzenlemede Yükseköğretim Kurumu iki yıl önce bir çalışma başlattı ve geçen yıl 5 Şubatta çalışmayı tamamladılar. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nda bulunan toplam 6 maddede değişikliğe gidildiğini, toplamda da bu kanunun on beş maddesinin yeniden düzenlendiği ifade edildi YÖK Başkanı tarafından.

Bugün yine bir şubat ayı ancak 2011’in Şubatı. Üzerinden ne kadar zaman geçmiş? Bir yıldan fazla. Bu bir yılı aşkın sürede düzenleme Türkiye Büyük Millet Meclisine maalesef bir tasarıya dönüştürülüp getirilmedi. Ne zaman geldi? Torba yasası görüşülürken Plan Bütçe Komisyonuna gelerek altı maddede yapılan değişiklik, on beş maddenin yeniden düzenlenmesi dört maddeye sığdırılmış ve her maddede onlarca fıkra hâline getirilerek karşımıza çıkartılmış. Ama Hükûmet bu düzenlemeyi bugüne kadar tasarı hâline getirip maalesef Meclise sevk etme becerisini gösteremedi. Seçim yaklaşıyor ya, siyasetçi seçmenin hoşuna gidecek üniversiteye dönüşün yolunu açmanın peşinde; YÖK de “Ne kadarını geçirebilirsem kâr.” mantığıyla aynı maddede birden ayrı konularda pek çok düzenlemeyi geçirme telaşında. İşte, bu düzenlemeler bu mantıkla önümüze geldi.

Hâlbuki eğitimimizin gerçek anlamda reforma ihtiyacı var. 21’inci yüzyılın bu sürekli yenilenen ve çeşitlenen iş ortamında başarı için yalnızca okul eğitiminin yetmediği, herkesin her şeyi her yerde hayat boyu öğrendiği bir dünyada yaşıyoruz. Yoğun uluslararası ilişkiler ağı içerisindeki dünyada etkin ve üretken bir biçimde yer alabilmek, toplumun hayat kalitesini yükseltebilmek için insanımızı çok donanımlı bir şekilde yetiştirmek zorundayız. Bunun için de önce insanımızı küreselleşmenin geliştirdiği evrensel kültürün önlenemez yayılmacılığına karşı millet, devlet bilincine sahip, millî değerlerimizi özümseyen ve cumhuriyetin kazanımlarını koruyan insanlar olarak yetiştirmeliyiz.

Milliyetçi Hareketin iktidarında eğitim ve öğretimde imkân ve fırsat eşitliği sağlanacak, toplumun bütün fertlerinin ilgi, eğilim ve yetenekleri doğrultusunda eğitilmesi esas olacaktır.

Yüksek Öğretim Kurulu da düzenleme, yönlendirme, koordinasyon, planlama ve denetimden sorumlu bir yapıya dönüştürülerek yeniden yapılandırılacaktır diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

Sekizinci bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.

Birleşime beş dakika ara veriyorum sayın milletvekilleri.

 

Kapanma Saati: 01.15
 

 

 

SEKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 01.19

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Yusuf COŞKUN (Bingöl)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 64’üncü Birleşiminin Sekizinci Oturumunu açıyorum.

606 sıra sayılı Tasarı’nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

3’üncü sırada yer alan, Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu Tasarısı ile Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa komisyonları raporlarının görüşmelerine başlayacağız.

 

3.- Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu Tasarısı ile Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa Komisyonları Raporları (1/991)(S. Sayısı: 609)

 

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

4’üncü sırada yer alan, Bazı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Bir Kısım Borç ve Alacaklarının Düzenlenmesine Dair Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

 

4.- Bazı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Bir Kısım Borç ve Alacaklarının Düzenlenmesine Dair Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/877) (S. Sayısı: 535)

 

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

5’inci sırada yer alan, Avrupa Konseyi Terörizmin Önlenmesi Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

 

5.- Avrupa Konseyi Terörizmin Önlenmesi Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/339) (S. Sayısı: 62)

 

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

6’ncı sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Arasında Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasının Türkiye Cumhuriyetindeki İşbirliği ve Faaliyetleri Hakkında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

 

6.- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Arasında Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasının Türkiye Cumhuriyetindeki İşbirliği ve Faaliyetleri Hakkında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/907) (S. Sayısı: 569)

 

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

Alınan karar gereğince, kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için, 12 Şubat Cumartesi günü saat 13.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

 

Kapanma Saati: 01.20