DÖNEM: 23 CİLT: 89 YASAMA YILI: 5
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
49’uncu Birleşim
11 Ocak 2011 Salı
(Bu Tutanak Dergisi’nde yer
alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar
tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına
uygun olarak yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L E R
I. -
GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III. - GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM
DIŞI KONUŞMALARI
1.- İstanbul Milletvekili
Ahmet Tan’ın, Çalışan Gazeteciler Günü’ne ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Giresun Milletvekili
Murat Özkan’ın, FİSKOBİRLİK çalışanlarının sorunlarına ilişkin gündem dışı
konuşması
3.- Denizli Milletvekili
Hasan Erçelebi’nin, üniversite özerkliğine ilişkin
gündem dışı konuşması
IV. - AÇIKLAMALAR
1.- Adıyaman Milletvekili
Şevket Köse’nin, Çalışan Gazeteciler Günü’ne ilişkin açıklaması
V. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Malatya Milletvekili
Mehmet Şahin hakkında tanzim edilen soruşturma dosyasının Adalet Bakanlığının
ilgi yazısı ile iadesinin talep edildiğine ilişkin Başbakanlık tezkeresi
(3/1374)
B) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Kütahya Milletvekili Alim Işık ve 26 milletvekilinin, yaş sebze ve meyve
üreticilerinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/981)
2.- Kütahya Milletvekili Alim Işık ve 26 milletvekilinin, kamu kurumlarında taşeron
şirketler aracılığıyla istihdam edilen işçilerin sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/982)
3.- Adana Milletvekili Hulusi
Güvel ve 23 milletvekilinin, yapılması planlanan
nehir tipi hidroelektrik santrallerinin çevreye olası etkilerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/983)
4.- İstanbul Milletvekili
Bayram Ali Meral ve 23 milletvekilinin, Kardemir A.Ş.’de işçilerin sendika
değiştirmesi sebebiyle işten çıkarıldığı ve yönetimle ilgili usulsüzlük
iddialarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/984)
C) Önergeler
1.- Ankara Milletvekili
Yılmaz Ateş’in, (2/589) esas numaralı Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme
alınmasına ilişkin önergesi (4/246)
VI. - ÖNERİLER
A) Danışma Kurulu Önerileri
1.- Gündemdeki sıralama ile
Genel Kurulun çalışma gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine; 393 ve 375
sıra sayılı kanun tasarılarının İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun
olarak ve bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Türk Ticaret Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96)
2.- Türk Borçlar Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S. Sayısı: 321)
3.- Radyo ve Televizyonların
Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm; Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa Komisyonları Raporları
(1/883) (S. Sayısı: 568)
4.- Hukuk Muhakemeleri Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/574) (S. Sayısı: 393)
5.- Türk Borçlar Kanununun
Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu
(1/674) (S. Sayısı: 375)
6.- Türk Ticaret Kanununun
Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu
(1/487) (S. Sayısı: 131)
7.- Tebligat Kanunu ile Adlî
Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Kahramanmaraş
Milletvekili Veysi Kaynak’ın; Tebligat Kanunu ile
Karayolları Trafik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve
Adalet Komisyonu Raporu (1/742, 2/546) (S. Sayısı: 474)
8.- Bazı Kamu Kurum ve
Kuruluşlarının Bir Kısım Borç ve Alacaklarının Düzenlenmesine Dair Kanun
Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/877) (S. Sayısı: 535)
VIII.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğru’nun, son üç yılda sezaryenle yapılan doğum sayısına ilişkin sorusu ve
Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı (7/16759)
2.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğru’nun, Tokat’ta 2008-2009 yıllarında yatarak
tedavi gören hasta sayısına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı (7/16760)
3.- Antalya Milletvekili
Hüseyin Yıldız’ın, ülkemizdeki organ ve doku nakli ile bağışı konusuna ilişkin
sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı
(7/16761)
4.- Denizli Milletvekili Ali
Rıza Ertemür’ün, kamu yatırımlarına ilişkin sorusu ve
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün’ün cevabı (7/17110)
5.- Denizli Milletvekili Ali
Rıza Ertemür’ün, hizmet alımı yoluyla çalıştırılan
personele ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Egemen Bağış’ın cevabı (7/17119)
6.- İstanbul Milletvekili
Süleyman Yağız’ın, bir gazetede yayımlanan habere ilişkin Başbakandan sorusu ve
Devlet Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/17130)
7.- Bursa Milletvekili H.
Hamit Homriş’in, THY’ye ait uçaklarda dağıtılan
gazetelere ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı (7/17168)
8.- Yalova Milletvekili
Muharrem İnce’nin, TOKİ tarafından yapılan okullara ilişkin Başbakandan sorusu
ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in cevabı (7/17216)
9.- Adıyaman Milletvekili
Şevket Köse’nin, KOSGEB kredisinin dağıtımına ilişkin sorusu ve Sanayi ve
Ticaret Bakanı Nihat Ergün’ün cevabı (7/17252)
10.- Adıyaman Milletvekili
Şevket Köse’nin, KOSGEB kredisinin dağıtımı ile ilgili iddialara ilişkin sorusu
ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün’ün cevabı (7/17253)
11.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, Diyanet İşleri
Başkanlığı bünyesinde görev yapan 4/B’li personelin
özlük haklarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/17258)
12.- Isparta Milletvekili
Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, Isparta’da özürlülerin
istihdamına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’in cevabı (7/17274)
13.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, çiftçilere kredi açılırken istenen
teminatlara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali
Babacan’ın cevabı (7/17298)
14.- Kayseri Milletvekili
Mehmet Şevki Kulkuloğlu’nun, hacca gitmede özel
kontenjan uygulandığı iddiasına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Faruk Çelik’in
cevabı (7/17299)
15.- Samsun Milletvekili
Osman Çakır’ın, bir imam-hatibin görev yerinin değiştirilmesine ilişkin sorusu
ve Devlet Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/17301)
16.- Adana Milletvekili Tacidar Seyhan’ın, gümrüklerde el konulan mallara ve
soruşturmalara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’nın
cevabı (7/17380)
17.- Kars Milletvekili Gürcan
Dağdaş’ın, Kars eski Vali Konağı’nın restore
edilmesine ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/17383)
18.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, BOREN’deki uzman kadrolarına ve
bazı iddialara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız’ın cevabı (7/17406)
19.- Kırklareli Milletvekili
Turgut Dibek’in, akaryakıt fiyatlarındaki artışa ilişkin sorusu ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/17410)
20.- Gaziantep Milletvekili
Hasan Özdemir’in, RTÜK üyeleri ile ilgili bir iddiaya ilişkin sorusu ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı
(7/17451)
21.- Gaziantep Milletvekili
Hasan Özdemir’in, Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait hayrat ve ibadet yeri
niteliğindeki taşınmazların kiraya verildiği iddiasına ilişkin sorusu ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı
(7/17452)
22.- Balıkesir Milletvekili
Hüseyin Pazarcı’nın, bor madeninin kullanımıyla
ilgili bazı iddialara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız’ın cevabı (7/17491)
23.- Antalya Milletvekili
Hüsnü Çöllü’nün, Akkuyu’da
yapılması planlanan nükleer santralin maliyetine ilişkin sorusu ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/17492)
24.- Gaziantep Milletvekili
Akif Ekici’nin, yeni ihdas edilen hukuk müşaviri
kadrolarına yapılan atamalara ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkan Vekili Nevzat Pakdil’in cevabı (7/17660)
25.- Aydın Milletvekili
Ertuğrul Kumcuoğlu’nun, TBMM ana binası ile halkla
ilişkiler binası arasındaki cam tünel yenileme işine ilişkin sorusu ve Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat Pakdil’in
cevabı (7/17733)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 13.03’te açılarak yedi oturum yaptı.
Ankara
Milletvekili Zeynep Dağı, Demokrat Partinin kuruluş yıl dönümüne,
Osmaniye
Milletvekili Hakan Coşkun, Osmaniye’nin düşman işgalinden kurtuluş yıl
dönümüne,
İlişkin gündem
dışı birer konuşma yaptılar.
Antalya
Milletvekili Tayfur Süner’in, Türkiye’de kurulmuş ve
kurulması düşünülen hidroelektrik santrallerine ilişkin gündem dışı konuşmasına
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız cevap verdi.
Antalya
Milletvekili Tayfur Süner, Meclis Başkanlığına
verdiği HES’lerle ilgili araştırma önergesine ve
kanun teklifine ilişkin bir açıklamada bulundu.
BDP Grubu adına
Grup Başkan Vekili Batman Milletvekili Bengi Yıldız’ın, Kocaeli’deki
depremzedelerin sorunlarının (10/977),
Siirt
Milletvekili Osman Özçelik ve 19 milletvekilinin,
akaryakıt fiyatlarının (10/978),
İzmir
Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu ve 19
milletvekilinin, TBMM TV’nin etkinliğinin (10/979),
Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve 25 milletvekilinin, taşımalı
eğitim sisteminin sorunlarının (10/980),
Araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin
gündemdeki yerlerini alacağı ve ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı
açıklandı.
Gündemin “Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının:
1’inci sırasında
bulunan ve İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun
olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kabul edilen, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı
ve Adalet Komisyonu Raporu’nun (1/324) (S. Sayısı: 96),
2’nci sırasında
bulunan ve İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun
olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kabul edilen, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı
ve Adalet Komisyonu Raporu’nun (1/499) (S. Sayısı: 321),
Görüşmeleri
komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından ertelendi.
3’üncü sırasında bulunan ve görüşmelerine devam olunan, İç
Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler
hâlinde görüşülmesi kabul edilen, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın
Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm;
Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa Komisyonları Raporları (1/883) (S. Sayısı: 568)
ikinci bölümünün 44’üncü maddesine kadar kabul edildi.
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İzmir Milletvekili
Şenol Bal’ın konuşmasına,
Kırıkkale
Milletvekili Osman Durmuş, bitkisel ilaçlarla ilgili yapılan reklamların halk
sağlığı üzerinde olumsuz etki yaratabileceğine,
İlişkin birer
açıklamada bulundular.
İzmir
Milletvekili Şenol Bal, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, şahsına sataşması nedeniyle bir konuşma yaptı.
11 Ocak 2011 Salı
günü saat 15.00’te toplanmak üzere birleşime 19.59’da son verildi.
Nevzat PAKDİL
Başkan
Vekili
Yusuf COŞKUN Murat
ÖZKAN Bayram ÖZÇELİK
Bingöl Giresun Burdur
Kâtip Üye Kâtip Üye Kâtip Üye
Harun TÜFEKCİ
Konya
Kâtip
Üye
No.:
59
II.- GELEN KÂĞITLAR
7 Ocak 2011 Cuma
Tasarı
1.- Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu Tasarısı
(1/991) (Plan ve Bütçe; Avrupa Birliği Uyum; İçişleri; Adalet ile Anayasa
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.1.2011)
Teklif
1.- Kahramanmaraş
Milletvekili Durdu Özbolat’ın; Elbistan Adıyla Bir İl
Kurulmasına Dair Kanun Teklifi (2/838) (İçişleri ile Plan ve Bütçe
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.12.2010)
No.: 60
II.- GELEN KÂĞITLAR
10 Ocak 2011 Pazartesi
Rapor
1.- Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sağlık Alanında
İşbirliğine İlişkin Anlaşmaya Ek Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/984) (S. Sayısı: 588) (Dağıtma
tarihi: 10.01.2011) (GÜNDEME)
Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- Ankara Milletvekili
Yılmaz Ateş’in, YSK’nın referandum için yapmaya
başladığı hazırlıklara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16174)
2.- İzmir Milletvekili Canan Arıtman’ın, Füze Kalkanı Projesine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/17204)
3.- Trabzon Milletvekili M.
Akif Hamzaçebi’nin, DHMİ tarafından yapılan bir
ihaleye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17208)
4.- Gaziantep Milletvekili
Yaşar Ağyüz’ün, yurt dışında açılan Mimar Sinan
Sergisine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17210)
5.- Balıkesir Milletvekili
Hüseyin Pazarcı’nın, KPSS ortaöğretim ve ön lisans
sınavındaki bazı uygulamalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/17211)
6.- İzmir Milletvekili Selçuk
Ayhan’ın, Türkiye İş Kurumuna 65 yaş ve üstü vatandaşlarca yapılan iş
başvurularına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17212)
7.- Adana Milletvekili Hulusi
Güvel’in, Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansının
çalışmalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17213)
8.- Konya Milletvekili Atilla
Kart’ın, Sayıştay’ın KOSGEB’in hesap ve işlemlerini denetlemediği iddiasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17214)
9.- Adana Milletvekili Nevin
Gaye Erbatur’un, Haydarpaşa Garında çıkan yangına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17215)
10.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, yenilenen KPSS
Eğitim Bilimleri sınavına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17217)
11.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, şeker pancarı üretimi ve şeker fabrikalarının kömür
kullanımına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17218)
12.- Kırklareli Milletvekili
Tansel Barış’ın, Lüleburgaz’da fakülte kurulup kurulmayacağına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17220)
13.- Adıyaman Milletvekili
Şevket Köse’nin, özürlülerin istihdamına ilişkin Devlet Bakanından (Selma Aliye
Kavaf) yazılı soru önergesi (7/17226)
14.- Kırklareli Milletvekili
Turgut Dibek’in, özürlülerin istihdamına ilişkin Devlet Bakanından (Selma Aliye
Kavaf) yazılı soru önergesi (7/17227)
15.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı illerde karla mücadelede yaşanan araç
ve personel sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/17231)
16.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı illerin ilçe ve köylerinin yol, su ve
elektrik sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/17232)
17.- Muş Milletvekili M. Nuri
Yaman’ın, Belediyelere Yapılacak Yardımlar Ödeneğinden yararlanan belediyelere
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/17233)
18.- Adana Milletvekili
Hulusi Güvel’in, 2002-2010
yılları arasında meslekten çıkarma veya disiplin cezası alan emniyet
mensuplarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/17234)
19.- İstanbul Milletvekili
Sebahat Tuncel’in, Haydarpaşa Garında çıkan yangına
ve Galataport Projesine ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/17236)
20.- İstanbul Milletvekili
Çetin Soysal’ın, Haydarpaşa Garının çatısında yapılan bakım ve onarıma ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/17238)
21.- İstanbul Milletvekili
Sebahat Tuncel’in, zorunlu din dersine ve Malatya’da
yaşanan bir olaya ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/17239)
22.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Şırnak’ta KPSS’de
yaşanan elektrik kesintisine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/17240)
23.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, okullarda çalışan hizmetli personelin sorunlarına ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/17241)
24.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, Anıttepe Lisesi öğretmen ve
idarecileri hakkındaki bazı iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/17242)
25.- Konya Milletvekili
Atilla Kart’ın, şeker pancarı üreticilerinin sorunlarına ve şeker fabrikalarının
denetimine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/17251)
26.- Edirne Milletvekili
Bilgin Paçarız’ın, KKDF oranında yapılan değişiklikten sonra Bankalar Birliğine
bildirilen görüşe ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/17254)
27.- Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı’nın, DHMİ’nin
hizmetinde bulunan uçak ve helikopterlerin kullanımına ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/17257)
No.: 61
II.- GELEN KÂĞITLAR
11 Ocak 2011 Salı
Tasarılar
1.- Elektronik Ticaretin
Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı (1/992) (Avrupa Birliği Uyum; Adalet;
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
27.12.2010)
2.- Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usülleri Hakkında Kanun
Tasarısı (1/993) (Plan ve Bütçe ile Anayasa Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11.1.2011)
Teklifler
1.- Hatay Milletvekili Abdulaziz Yazar’ın; Denizciler, Gözcüler, Karaağaç ve Payas Adlarıyla Dört İlçe; İskenderun Adı ile Bir İl
Kurulması Hakkında Kanun Teklifi (2/839) (İçişleri ile Plan ve Bütçe
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.12.2010)
2.- Malatya Milletvekili
Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun;
Malatya İlinde Nemrut ve Hasançelebi Adı Altında İki
İlçe Kurulması Hakkında Kanun Teklifi (2/840) (İçişleri ile Plan ve Bütçe
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.12.2010)
3.- Konya Milletvekili Atilla
Kart ve Ankara Milletvekili Eşref Erdem’in; Yeniceoba
Adıyla Yeni İlçe Kurulması Hakkında Kanun Teklifi (2/841) (İçişleri ile Plan ve
Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.12.2010)
4.- Mersin Milletvekili Akif
Akkuş ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile 23 Milletvekilinin; Tarsus Adıyla Bir İl Kurulması Hakkında
Kanun Teklifi (2/842) (İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi: 29.12.2010)
5.- Ordu Milletvekili Rıdvan Yalçın ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile İzmir
Milletvekili Oktay Vural ve 22 Milletvekilinin; Milletvekilliği Genel
Seçimlerinin 12 Haziran 2011 Tarihinde Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi
(2/843) (Anayasa Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.1.2011)
6.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş
ve Adana Milletvekili Vahit Kirişci’nin; Çiftçi
Mallarının Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
(2/844) (İçişleri ile Tarım, Orman ve Köyişleri
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.1.2011)
7.- Manisa Milletvekili Şahin
Mengü’nün; 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/845) (Adalet Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 5.1.2011)
8.- Mersin Milletvekili Ali
Rıza Öztürk ve 4 Milletvekilinin; 5271 Sayılı Ceza
Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/846) (Adalet
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 6.1.2011)
Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet
Meclisinin Denetimine Tabi Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü, Türkiye Elektrik
Dağıtım A.Ş. ve Başkent Doğalgaz Dağıtım A.Ş. ile ilgili Özel İnceleme
Raporlarının Sunulduğuna İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1369) (Kamu
İktisadi Teşebbüsleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.1.2011)
2.- Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/1370) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 6.1.2011)
3.- Diyarbakır Milletvekili Gültan Kışanak’ın Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/1371) (Anayasa
ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 6.1.2011)
4.- Konya Milletvekili Atilla
Kart’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/1372) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 6.1.2011)
5.- Sayıştayda
Açık Bulunan 6 Sayıştay Üyeliği İçin Yapılacak Seçime Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/1373) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi:
10.1.2011)
Sözlü Soru Önergeleri
1.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, Tunceli-Çemişgezek
Belediyesinin sahte belge düzenlediği iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/2312) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)
2.- Aksaray Milletvekili Osman Ertuğrul’un, Aksaray’a aktarılan
KÖYDES, BELDES ve İl Özel İdaresi ödeneğine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü
soru önergesi (6/2313) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)
3.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, Ankara Büyükşehir Belediyesi
bünyesinde çalışan Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerinin yakınlarına
ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/2314) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03/01/2011)
4.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, Ankara Büyükşehir Belediyesi
bünyesinde çalışan yargı mensuplarının yakınlarına ilişkin İçişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/2315) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, yapılan bir ihaleye ve
ihaleyi alan şirkete ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı
soru önergesi (7/17659) Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2010)
2.- Gaziantep Milletvekili Akif Ekici’nin,
yeni ihdas edilen hukuk müşaviri kadrolarına yapılan atamalara ilişkin Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/17660) Başkanlığa
geliş tarihi: 20.12.2010)
3.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Filyos
Vadisine termik santral kurulacağı iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/17661) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)
4.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Zonguldak’daki
esnaf ve sanatkârlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17662)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)
5.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Zonguldak ve diğer
illerdeki KÖYDES ve BELDES Projelerine ayrılan ödenek miktarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17663) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)
6.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, ahşap sandık imalatçılarının
mağduriyetlerinin giderilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/17664) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)
7.- Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün,
gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan vakıf ve derneklere ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/17665) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)
8.- Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi’nin,
cezaevlerindeki kütüphanelerde bulundurulan kitaplara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/17666) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)
9.- Trabzon Milletvekili Süleyman Latif Yunusoğlu’nun,
Rize’deki HES Projelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17667)
(Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)
10.- İzmir Milletvekili Kemal Anadol’un,
Bülent Arınç’a suikast iddiasıyla açılan soruşturmaya
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17668) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)
11.- Manisa Milletvekili Şahin Mengü’nün, kamu
yararına çalışan derneklere yapılan yardıma ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/17669) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)
12.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın,
6. Türkiye Ticaret ve Sanayi Şûrasında İzmir’le ilgili gündeme getirilen
konulara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17670) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03/01/2011)
13.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın, Wikileaks’in yayınladığı belgelerdeki Türkiye’de nükleer
silah bulunduğu iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17671)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)
14.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, okullarda ücretsiz
dağıtılan kitaplar için yapılan ödemeye ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/17672) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)
15.- İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan’ın, Diyanet İşleri Başkanlığı ve
Türkiye Diyanet Vakfı işbirliğiyle şehit aileleri ve gaziler için toplanan
yardımların dağıtımına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17673)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)
16.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün,
ataması yapılan ve kurumdan ayrılan personele ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/17674) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)
17.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, üniversitelerden
atılan ve kaydı silinen kişilerin af kapsamına alınmasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/17675) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)
18.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın,
bilirkişilik kurumuna ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/17676)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)
19.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Bursa Adliye Binasının
yetersizliğine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/17677)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)
20.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın,
adalet saraylarında güvenlik için alınan önlemlere ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/17678) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)
21.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Zonguldak’daki
işsizlik rakamlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/17679) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)
22.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın,
büyükşehir belediyeleri, il özel idareleri ve illerin SGK prim borçlarına
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/17680)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)
23.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın,
Bağ-Kur kapsamındaki doğum yapmış kadınların hizmet borçlanması uygulamasından
yararlandırılmasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/17681) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)
24.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün,
ataması yapılan ve kurumdan ayrılan personele ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/17682) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)
25.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Filyos
Nehri Büyük Kanal Islah Projesine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru
önergesi (7/17683) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)
26.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, bir derenin ıslahına
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/17684) (Başkanlığa
geliş tarihi: 30/12/2010)
27.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un,
Kahramanmaraş’taki hava kirliliğine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı
soru önergesi (7/17685) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)
28.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın,
çocuklara yönelik şiddet ve istismara ilişkin Devlet Bakanından (Selma Aliye
Kavaf) yazılı soru önergesi (7/17686) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)
29.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün,
ataması yapılan ve kurumdan ayrılan personele ilişkin Devlet Bakanından (Selma
Aliye Kavaf) yazılı soru önergesi (7/17687) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)
30.- Gaziantep Milletvekili Akif Ekici’nin,
TPAO’daki fazla mesai ücreti ödemelerine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/17688) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)
31.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, TEDAŞ’daki görevde yükselme sınavlarına ilişkin Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/17689) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/12/2010)
32.- Eskişehir Milletvekili Beytullah Asil’in,
elektrikte ulusal tarife uygulamasına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/17690) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)
33.- Eskişehir Milletvekili Beytullah Asil’in,
Eskişehir’de sokak ve caddelerin aydınlatma sorununa ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/17691) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)
34.- Giresun Milletvekili Eşref Karaibrahim’in,
elektrik dağıtımının özelleştirilmesine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/17692) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)
35.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün,
akaryakıt fiyatlarının yükselmesine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/17693) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)
36.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın,
kaçırılan çocuklara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/17694)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)
37.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, Tunceli-Çemişgezek Belediye
Başkanı ile ilgili bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/17695) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)
38.- Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün,
yerleşim birimlerinin isimlerinin değiştirilmesine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/17696) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)
39.- İstanbul Milletvekili Atila Kaya’nın,
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde bazı illerde belediye hizmetlerinde
Kürtçe kullanılacağı iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/17697) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)
40.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya
Jandarma Er Eğitim Tabur Komutanlığının taşınmasına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/17698) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)
41.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Emniyet
Teşkilatında görev yapan GİH sınıfındaki personelin sorunlarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/17699) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/12/2010)
42.- Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, garnizon koşusuna ve seğmen
alayı yürüyüşüne izin verilmemesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/17700) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)
43.- Bursa Milletvekili Hamza Hamit Homriş’in,
garnizon koşusuna izin verilmemesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/17701) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)
44.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman’ın, Koruma Hizmetleri Yönetmeliğinin
uygulamasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/17702)
(Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)
45.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman’ın, korucu sayısının artırılacağı
iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/17703)
(Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)
46.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman’ın, Muş-Malazgirt Tarım Makineleri
İstihdam Sanayindeki bazı eksikliklere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/17704) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)
47.- İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’in,
İstanbul Üniversitesinde güvenliği sağlamak amacıyla düzenlendiği iddia edilen
“Önleme Araması Kararı”na ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/17705) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)
48.- Kırklareli Milletvekili Tansel Barış’ın, garnizon koşusunun
yapılmasına izin verilmemesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/17706) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)
49.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın,
mülteci, sığınmacı ve göçmenlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/17707) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)
50.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün,
ataması yapılan ve kurumdan ayrılan personele ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/17708) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)
51.- Trabzon Milletvekili M. Akif Hamzaçebi’nin,
Mehmet Akif Ersoy’un evinin müzeye dönüştürülmesine ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/17709) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)
52.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman’ın, Muş-Malazgirt Kalesi ile Kültür
Merkezinin bakım ve onarımına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru
önergesi (7/17710) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)
53.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un,
Kahramanmaraş Havaalanı bağlantılı THY uçak seferlerinin artırılmasına ve pervaneli
uçak kullanılacağı iddiasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/17711) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)
54.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, Taşınır Mal Yönetmeliği
Genel Tebliğine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/17712)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)
55.- Batman Milletvekili Bengi Yıldız’ın, öğretmen atamalarında hizmet
puanı üstünlüğü uygulamasının ihlal edildiği iddiasına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/17713) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)
56.- Batman Milletvekili Bengi Yıldız’ın, Dicle Üniversitesindeki bir
öğretim üyesi ile ilgili bir iddiaya ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/17714) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)
57.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın,
eğitim sistemine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/17715)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)
58.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
öğretmenlik sertifikası alanların atanmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/17716) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)
59.- Eskişehir Milletvekili Beytullah Asil’in,
okul öncesi eğitim materyallerinin ücretsiz dağıtılmasına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/17717) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)
60.- Eskişehir Milletvekili Beytullah Asil’in,
kız meslek lisesi mezunlarının istihdam edilmelerine ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/17718) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)
61.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman’ın, Muş Alparslan Üniversitesindeki
araştırma görevlisi alımı sınavıyla ilgili bazı iddialara ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/17719) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)
62.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman’ın, Muş İl Milli Eğitim Müdürüyle
ilgili bazı iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/17720) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)
63.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, Burdur-Gölhisar’a
Anadolu öğretmen lisesi yapılıp yapılmayacağına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/17721) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)
64.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Bayburt ve ilçelerindeki
hastanelerin depreme dayanıklı olup olmadıklarına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/17722) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)
65.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, bir beldenin doktor
ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/17723) (Başkanlığa
geliş tarihi: 30/12/2010)
66.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın,
damızlık sığır işletme yatırımlarına hibe desteği uygulamasına ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/17724)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)
67.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün,
ataması yapılan ve kurumdan ayrılan personele ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/17725)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)
68.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Filyos
Vadisi Projesi kapsamındaki Filyos Limanına ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/17726) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)
69.- Manisa Milletvekili Şahin Mengü’nün,
Manisa-Salihli Garına asılan yeni tabelaya ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/17727) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)
70.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün,
Türk Telekom A.Ş.’ye ait gayrimenkullere ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/17728) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)
71.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Filyos
Serbest Bölgesine ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Zafer Çağlayan) yazılı soru
önergesi (7/17729) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)
72.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, stadyumların bakımına ilişkin
Devlet Bakanından (Faruk Nafız Özak)
yazılı soru önergesi (7/17730) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)
73.- İstanbul Milletvekili Çetin Soysal’ın, Halkalı Ziraat Mektebinin
İlim Yayma Vakfına kiralanmasına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi
(7/17731) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)
74.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün,
ataması yapılan ve kurumdan ayrılan personele ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/17732) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03/01/2011)
75.- Aydın Milletvekili Ertuğrul Kumcuoğlu’nun,
TBMM ana binası ile halkla ilişkiler binası arasındaki cam tünel yenileme işine
ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/17733)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22/12/2010)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Kütahya Milletvekili Alim Işık ve 26
Milletvekilinin, yaş sebze ve meyve üreticilerinin sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/981) (Başkanlığa geliş tarihi: 04.11.2010)
2.- Kütahya Milletvekili Alim Işık ve 26
Milletvekilinin, kamu kurumlarında taşeron şirketler aracılığıyla istihdam
edilen işçilerin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/982) (Başkanlığa geliş tarihi: 04.11.2010)
3.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel ve 23
Milletvekilinin, yapılması planlanan nehir tipi hidroelektrik santrallerinin
çevreye olası etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/983) (Başkanlığa geliş tarihi: 04.11.2010)
4.- İstanbul Milletvekili Bayram Ali Meral ve 23 Milletvekilinin,
Kardemir A.Ş.’de işçilerin sendika değiştirmesi sebebiyle işten çıkarıldığı ve
yönetimle ilgili usulsüzlük iddialarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/984) (Başkanlığa geliş tarihi: 05.11.2010)
11 Ocak 2011 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 49’uncu Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç
sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, Çalışan
Gazeteciler Günü münasebetiyle söz isteyen İstanbul Milletvekili Ahmet Tan’a
aittir.
Buyurunuz Sayın Tan.
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- İstanbul Milletvekili Ahmet Tan’ın, Çalışan Gazeteciler Günü’ne
ilişkin gündem dışı konuşması
AHMET TAN (İstanbul) – Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, size de
isteğimi kırmayıp bugünün önemiyle ilgili konuşma hakkı verdiğiniz için
özellikle teşekkür ediyorum.
Efendim, üç yüz saniyeliğine
huzurunuzdayım. Üç yüz saniyenin şu anda altmış saniyesi geçmiş durumda.
Saniyelerin, biliyorsunuz, gündem dışı konuşmalarda çok önemi var. O yüzden,
değerli arkadaşlarımızın buradan söylenecekleri duymaları için sessiz olmaları
konusunu özellikle rica ediyorum. Zaten seksen saniyem geçmiş durumda.
Efendim, dikkatinizi çekmek
istedim böylece, küçük bir gazetecilik -ne diyelim- hilesi kullanmaya çalıştım
ama bu hile sökmüyor bu Meclise. Ama Meclis başka tür hileleri ne yazık ki
basına, medyaya karşı uyguluyor. Geçen hafta RTÜK Kanunu’nu çıkardık. RTÜK’e,
tıpkı Sıkıyönetim Kanunu’nda, sıkıyönetim dönemlerinde olduğu gibi olağanüstü
yetkiler verdik. Sayın Başbakan artık televizyonları bir emirle kapatacak
imkâna kavuştu. Yine, ancak darbe dönemlerinde -benzetmek gibi olmasın-
rastlanacak bir biçimde, televizyonların, radyoların haber birimlerinde 212
sayılı Kanun’a göre çalışacak muhabir sayısını belirleme yetkisini aldı. Bu,
herhâlde, futbol kulüplerinden ilham alınarak yapılmış bir şey. Futbol
kulüplerinde de belli sayının üstünde yabancı futbolcu çalıştırılamıyor
biliyorsunuz, oynatılamıyor. Yani bu tür meselelerin gazetecilerin Çalışan
Gazeteciler Günü’nde gündeme getirilmiş olması biraz üzücü.
Şimdi, “çalışan gazeteciler”
sözcüğü biraz garip geliyor ama İktidarınızda hiç garipsenecek tarafı kalmadı
çünkü “çalışmayan gazeteciler günü” de var, günleri de var, “çalıştırılmayan
gazeteciler” de var. Çalıştırılmayan gazeteciler için Meclis bir sığınak yeri
olacak, tıpkı yolsuzluk yapıp dokunulmazlık kazanmak üzere Meclise gelen bazı
sayın milletvekilleri gibi. Şimdi de aynı şekilde bir sığınma yerine dönüşme
durumunda çünkü Sayın Başbakanın vereceği talimatla, geçen hafta çıkardığımız
RTÜK Kanunu dolayısıyla, bu tür kapatmalar olacak ve iktidarı desteklemeyen medyaya söz
hakkı tanınmayacak.
Burada otosansür
öylesine yoğunlaşmış durumda ki Çalışan Gazeteciler Günü’nde bir kara günden
bahsetmek zorunda kalıyoruz. Elli yıl önce 212 sayılı Kanun bu Mecliste kabul
edilmişti rahmetli Ecevit’in Çalışma Bakanlığı döneminde. Ne yazık ki o kanun
budana budana, bugün bu Çalışan Gazeteciler Günü bir
kara gün hâline getirildi, birçok meslektaşımız çalışamaz durumda,
çalıştırılamaz durumda. Öyle ki Sayın Başbakanın beğenmediği yazar “Savaşırım.”
biçiminde tehdidine maruz kalıyor. Oysaki demokrasilerde, medyada, özgür
medyada başbakanların savaşı söz konusu olmaz, başbakanların medyanın önünü
açmak üzere, özgürlüğünü genişletmek üzere bir savaşı olur. Bunu da ne yazık ki
göremiyoruz.
Değerli arkadaşlar,
Türkiye’de hep fikir özgürlüğünden bahsediyoruz, demokrasinin gelişmesinden
bahsediyoruz. Eğer medya olmasa, medya özgürlüğü olmasa fikir özgürlüğü lafügüzaftan ibaret kalır çünkü fikirleri sansürsüz olarak
ifade etmek ancak özgür medya sayesinde olabilir. Bunu söylemek belki gereksiz
ama bunu söylemek zorunda kaldığımız bir dönem yaşıyoruz.
Sevgili arkadaşlar, son elli
beş saniyemi kullanacağım. Kulak verirseniz, söylemek istediğim şey şudur:
Başbakan televizyon kapatma iradesini kanunla ele geçirdi, bu çıkarttığımız
Kanun’la. Bu, Türkiye için, demokrasiden çok bahsettiğimiz bugünlerde son
derece üzücü bir durum. Bunu da -dinleyen arkadaşlarımız arttı ama saniyeler
bitti- dikkatlerine sunuyorum.
2 binin üzerinde şu anda
gazetecilerle ilgili dava var. 4 binin üzerinde de soruşturma var gazeteciler
hakkında. Bu tablo, gerçekten demokrasiye yakışmıyor.
Şimdi özgürlüklerden hep
bahis açılıyor. Özgürlüklerden bahis açarken medya özgürlüğü genişletilmedikten
sonra Türkiye’de ne demokrasi kurulabilir ne de özgürlükler yeşerebilir. Bu
hissiyatla özellikle de “Gazetecilere Özgürlük Platformu” diye yeni bir
platform var. Bu platform gazeteciler hakkında açılan davaları izlemekle
görevlendirildi. Sanıyorum gazeteciler hakkında dava açma konusunda…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi
tamamlayınız.
Buyurunuz.
AHMET TAN (Devamla) –
...yakın tarihin, belki de bütün cumhuriyet tarihinin rekorunu Sayın Başbakan
elinde tutuyor. Bu rekor, herhâlde günün birinde Gazeteciler Cemiyeti Başkanı
Sayın Orhan Erinç tarafından değerlendirilecek ve Sayın Başbakanı, dün aldığı,
Arabistan’dan bazı devlet adamlarından aldığı ödüllere benzer bir ödülle
mükâfatlandıracaktır.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz
Sayın Tan.
Gündem dışı ikinci söz,
FİSKOBİRLİK çalışanlarının sorunları hakkında söz isteyen Giresun Milletvekili
Murat Özkan’a aittir.
Buyurunuz Sayın Özkan. (MHP
sıralarından alkışlar)
2.- Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, FİSKOBİRLİK çalışanlarının
sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
MURAT ÖZKAN (Giresun) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlamadan önce, dün bir eğitim
uçuşu esnasında düşen Kara Kuvvetlerimize ait bir helikopterde şehit olan 5
askerimize Yüce Yaradan’dan rahmet, milletimize ve geride kalan ailelerine de
başsağlığı dileklerimi ileterek başlamak istiyorum.
Değerli milletvekilleri,
fındık ve FİSKOBİRLİK’in sorunları konusunda gündem dışı söz aldım. Bu
vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
malumunuz olduğu üzere FİSKOBİRLİK 1938 yılında, Büyük Önder Mustafa Kemal
Atatürk’ün Fındık Kongresini topladığı 1936 yılının sonunda alınan kararlar
neticesinde kurulmuş bir kooperatif olarak hayatiyetine bugüne kadar devam edegelmiştir ama artık FİSKOBİRLİK ayakta durabilecek hâlde
değildir. Tam da hükûmet politikalarının, iktisadi
politikaların ve tarıma bakış açısının bir sonucu olarak, tarım sektöründe
çalışan ve üretim yapan insanların bir çatı altında toplanmasını engelleyecek
ve bunları çok az sayıda alıcının karşısında güçsüz duruma düşürecek globalleşmenin, küreselleşmenin bir neticesinin ürününü
Türkiye’de FİSKOBİRLİK’te görmek mümkündür. Âdeta bir örnek olay olarak
incelenmesi gerektiği kanaatindeyim.
Değerli milletvekilleri, 1964
yılına kadar kendi ayakları üzerinde duran FİSKOBİRLİK, 1964 yılından sonra
dönemin hükûmetleri adına fındıkta destekleme
alımları yaptı. 1994 yılına kadar bu alımlar devam etti. 1994 yılından sonra
DFİF kredileri kullanmak suretiyle, 2000 yılına kadar, FİSKOBİRLİK, düzenleyici
bir alım yapmak, piyasayı düzenlemek amacıyla devlet adına hareket etti. 2000
yılı Haziran ayında çıkartılan ve FİSKOBİRLİK’lerin özerkleştirilmesiyle gerçek
amacına dönük hareket etmesine matuf bir yasayla özerkleştirildi ve yasada yer
alan “ve/veya” diye bir durumdan dolayı da 53 trilyonluk bir alacığından
maalesef mahrum edildi. O günden itibaren FİSKOBİRLİK’in bugüne kadar
sıkıntıları da devam edegeldi.
FİSKOBİRLİK piyasadan
çekilmek suretiyle, fındık ürecisi, maalesef fındık alıcılarının karşısında
güçsüz duruma düştü. Tabii bu arada FİSKOBİRLİK’in bu dönem içerisinde iyi
şekilde yönetilemediği, maalesef FİSKOBİRLİK’i yöneten kişilerin ahbap çavuş
ilişkileri şeklinde bu işi götürdüğü, kurnaz üretici, kurnaz siyasetçi ve
kurnaz fındık toplayıcısı üçgeni arasında FİSKOBİRLİK gibi çok önemli bir
üretici örgütü maalesef ortadan kaldırılacak hâle gelmiş durumdadır. İyi
niyetli birkaç yöneticinin, birkaç profesyonel idarecinin FİSKOBİRLİK’i ayakta
tutma çabaları ise maalesef yetersiz kalmaktadır. Bu konuda Hükûmetimizin
ve siyaset makamının, siyaset kurumunun desteğine ihtiyaç vardır. Bugün
FİSKOBİRLİK üyesi olabilmek için 50 kilogram fındık vermek yeterli hâle
getirilmiştir. Maalesef bu 5 kilogramdı, 50 kilograma kadar arkadaşlarımız
çıkardılar ama bu, kooperatifçilik mantığıyla bağdaşan bir husus değildir.
Ortalama fındık üretiminin aile başına 1.000-1.500
kilogram olduğu bir yerde 50 kilogramlık bir fındık teslimatı ile kooperatif
üyesi olmak ve bu kooperatifte 300-500 kişilik yönetim kurulunda üyeliği elinde
tutmak nasıl bir yönetim anlayışını, nasıl bir özerklik anlayışını temsil eder,
onu da sizlerin takdirine bırakıyorum.
Değerli
milletvekilleri, özellikle -fındıkla ilgili olarak yapılması gereken- şu anda
bir tasarı şeklinde ilgili komisyonlarda bekleyen Tarım Satış Kooperatiflerinin
Finansmanı Hakkında Kanun Tasarısı’nın bir an önce tüm gruplar tarafından
siyasi mülahazaların üzerinde desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum çünkü tarım
sektörü hâlâ Türkiye’de toplam nüfusumuzun yüzde 25’inin hayatını devam
ettirmek için uğraş alanını oluşturmaktadır. Bu kadar
önemli bir sektörde üreticilerimizi alıcılar karşısında güçsüz hâlde bırakmamak
gerekiyor. Ayrıca FİSKOBİRLİK işçileri, çalışanları son derece mağdur hâldedir.
Onların da korunması, onların da teşkilatlandırılması gerekiyor.
Bu vesileyle hepinizi tekrar
en derin saygı ve sevgilerimle selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz
Sayın Özkan.
Gündem dışı üçüncü söz,
üniversite özerkliği hakkında söz isteyen Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi’ye aittir.
Buyurunuz Sayın Erçelebi.
3.- Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi’nin,
üniversite özerkliğine ilişkin gündem dışı konuşması
HASAN ERÇELEBİ (Denizli) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi Demokratik Sol Parti ve
şahsım adına saygıyla selamlıyorum. Bugün helikopter kazasında şehit düşen 5
askerimize ve gönül telimizi titreten Kıvırcık Ali’ye Allah’tan rahmet diliyorum
ve basın camiamızın buruk basın bayramını kutluyorum. Sizlere üniversite
özerkliği üzerine konuşacağım.
Üniversite özerkliğinin üç ayağı vardır: Bilimsel özerklik, mali özerklik ve
yönetsel özerklik. Son günlerde üniversite öğrencilerine uygulanan orantısız
güçle, YÖK’ün “her üniversiteye polis” genelgesiyle üniversite özerkliği
yeniden gündeme geldi. İstanbul Üniversitesi için çıkarılan kararda İstanbul
Üniversitesi çevresinde bir yıl boyunca polis, öğrencileri ve öğretim
elemanlarını istediği gibi arayacaktır. Bu, üniversitenin bilimsel ve yönetsel
özerkliğine indirilen bir darbedir. Polis sadece öğrencileri aramayacak,
muhtemel ki sivil polisler de öğretim elemanlarının derslerini dinleyecektir.
Bilim özgür ortamda yeşerir. Eğitimde esas olan, silahlı değil silahsız
eğitimdir. Sopalarla, döner bıçaklarıyla birbirlerine saldıran futbol
holiganlarına gösterilen hoşgörü, elinde kitap, defter, kalem olan üniversite
öğrencilerine gösterilmedi. Önce orantısız polis gücü kullanıldı, daha sonra on
beşer ay hapis cezasına çarptırıldı bu öğrenciler. Bu gençler yarın ülkemizi
yönetecek gençlerdir. Bugün orantısız şiddete maruz kalan gençlerle yarın
gelişen demokrasiyi nasıl kuracağız? Yoksa bu gençlerin dışında başka
ülkelerden yönetici mi getireceğiz? Buradan Hükûmete
sesleniyorum: Elinde copla, polis üniformasıyla orantısız güç kullanan yirmili
yaşlarda bir genç, karşısında yine yirmili yaşlarda üniversite öğrencisi. Bu
ülkenin gençlerini birbirine kırdırmayın. Bu ayıptır, bu günahtır, bu insanlık
suçudur, yanlış yapıyorsunuz. Bunun yerine, bu gençlerin sorunlarını gelin hep
beraber çözelim; yurt sorunlarını çözelim, beslenme sorunlarını çözelim, harç
sorunların çözelim, ulaşım sorunlarını çözelim. Pasoların ülkenin her yerinde
geçerli olmasını isteyen kanun teklifimiz hâlâ Genel Kurulda görüşülmeyi
bekliyor. Burs sorunlarını çözelim. Öğrencilerin bu talepleri haksız mı?
Üniversite mezunlarının işsizlik sorununu çözelim. Üniversitede görev yapan
öğretim üyelerinin maaşları yoksulluk sınırındadır, bunları düzeltelim. Döner
sermayeleri güçlendirelim. Vakıf üniversitelerinde çalışan akademik personelin
özlük haklarını yeniden düzenleyelim. Vakıf üniversitelerinin rektörleri,
öğretim üyeleri yeşil pasaport alamıyorlar eğer daha önce devlette
çalışmamışlarsa. Bu hocalarımız bizim bilim elçilerimizdir. Yurt dışında gri
pasaportla dolaşmaları ülkemizin, hepimizin ayıbıdır. Bunları hemen düzeltelim.
Bütün bunları torba kanuna
koyalım. Torba zaten çuval oldu, bunu yapmak çok mu zor? Bu yaptıklarınız sizin
ileri demokrasi makyajınızı bozar, sözde özgürlük maskenizi indirir. Bilim,
özgür ortamda gelişir. Sayın Başbakan soruyor: “Dünyada en başarılı 500
üniversite arasında kaç tane Türk üniversitesi var?” diye. Ben de Sayın
Başbakana soruyorum: Dünyadaki başarılı üniversitelerin kaç tanesinde resmî ve
sivil polis vesayeti var, gittiğiniz yabancı ülkelerin hangisinin
üniversitelerinin kapılarında polis araması var, söyler misiniz? Siz, 2010
yılında ilk 500’e giren tek üniversitemiz olan İstanbul Üniversitesinde
sıkıyönetim ilan ettiniz. Eskiden, böyle durumlarda üniversite senatoları
bildiri yayınlardı, “Üniversite özerkliği ayaklar altına alınıyor.” diye.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi
tamamlayınız.
Buyurunuz.
HASAN ERÇELEBİ (Devamla) –
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Eskiden üniversite senatoları
özerkliğe bir halel geldi mi bildiri yayınlardı ama şimdi hiçbirinin sesi
çıkmıyor. Başbakanın deyimiyle “Nereden nereye?” Siz 12 Eylül rejiminden böyle
mi hesap soracaksınız? Yoksa kurduğunuz özel yetkili mahkemeler gibi
üniversitelerde olağanüstü hâl ilan edip 1402 sayılı meşhur 12 Eylül Yasası’nı
geri getirmek için zemin mi hazırlıyorsunuz? Yanlış yoldasınız, yanlış
yapıyorsunuz. Cumhurbaşkanının davetine katılan 14 öğrenciden 1’inin Jaguar
arabasının arkasına saklanarak yoksul öğrencilerin sorunlarını görmezden
gelemezsiniz. Almayın masumun ahını, çıkar aheste aheste. Unutmayın ki gün gelir keser döner, sap döner, gün
gelir hesap döner. Sözlerime Yunus’la son vereceğim.
“Gelin tanış olalım,
Gelin işi kolay kılalım,
Sevelim sevilelim,
Bu dünya kimseye kalmaz.”
Saygılarımla. (DSP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Erçelebi.
Sayın Köse, sisteme
girmişsiniz.
ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) –
Efendim, 10 Ocak Gazeteciler Günü nedeniyle katkı yapmak istiyorum.
BAŞKAN – Buyurunuz, bir
dakika süre.
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, Çalışan Gazeteciler Günü’ne
ilişkin açıklaması
ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
10 Ocak Dünya Çalışan
Gazeteciler Günü her geçen yıl daha da büyük önem taşımaktadır.
Yalnız önce, helikopter
kazasında hayatını kaybeden 5 askerimize ve müzik dünyasının çok değerli bir
ismi -rahmetli- Sayın Ali Kıvırcık’a Allah’tan rahmet
diliyorum.
Sayın Başkan, gazeteci
halktır, gazeteci siyasetçi, ekonomist, sağlıkçı, eğitimcidir. Gazeteci sadece
halkın gözü kulağı değil aynı zamanda emekçidir. Canı pahasına doğru bildiğinin
üzerine gider. Tıpkı Uğur Mumcu, Hrant Dink, Abdi İpekçi ve diğer cesur kalemler gibi. Sadece
ulusal olarak çalışan gazeteciler değil yerel gazeteciler de özel olarak ele
alınmalıdır. Hem maddi hem teknolojik
hem de koşullar açısından zor durumda görevini yapmaya çalışan bu arkadaşlarımızın
yaptığı işler demokrasi adına kutsal işlerdir.
Bu duygu ve düşüncelerle tüm
gazeteci arkadaşlarımın gününü kutlar, rahmetli olmuş değerli basın
mensuplarımızı da rahmetle anar, saygılar sunarım.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Köse.
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
Başbakanlığın bir tezkeresi
vardır, okutuyorum:
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Malatya Milletvekili Mehmet Şahin hakkında tanzim edilen soruşturma
dosyasının Adalet Bakanlığının ilgi yazısı ile iadesinin talep edildiğine
ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/1374)
6 Ocak
2011
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
İlgi: a) 15/12/2008 tarihli
ve B.03.0.CİG.0.00.00.03-128-6470-2008/13512/61786
sayılı yazı.
b) 24/12/2008 tarihli ve
B.02.0.PPG.0.12.310-15090 sayılı yazı.
c) 03/01/2011 tarihli ve
B.03.0.CİG.0.00.00.03-128-6470-2008/16586/75744 sayılı
yazı.
Malatya Milletvekili Mehmet
Şahin hakkında tanzim edilen ve ilgi (b) yazı ile Başkanlığınıza gönderilen
soruşturma dosyasının iadesi hususunda Adalet Bakanlığından alınan ilgi (c)
yazı sureti ve ekleri ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
Cemil
Çiçek
Devlet
Bakanı ve
Başbakan
Yardımcısı
BAŞKAN – Anayasa ve Adalet
komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyonda bulunan dosya Hükûmete geri verilmiştir.
Meclis araştırması açılmasına
ilişkin dört önerge vardır, ayrı ayrı okutuyorum:
B) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Kütahya Milletvekili Alim Işık ve 26
milletvekilinin, yaş sebze ve meyve üreticilerinin sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/981)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
"Ülkemizdeki Yaş Meyve
ve Sebze Üreticilerinin Sorunlarının Araştırılarak Alınacak Önlemlerin
Belirlenmesi" amacıyla Anayasamızın 98'inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi
İç Tüzüğünün 104’üncü ve 105'inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması
açılması için gereğini saygılarımızla arz ederiz. 03.11.2010
1) Alim
Işık (Kütahya)
2. Hüseyin Yıldız (Antalya)
3) Cemaleddin
Uslu (Edirne)
4) Hasan Özdemir (Gaziantep)
5) Durmuş Ali Torlak (İstanbul)
6) Yılmaz Tankut (Adana)
7) Atila
Kaya (İstanbul)
8) Oktay Vural (İzmir)
9) Süleyman Nevzat Korkmaz (Isparta)
10) Mithat Melen (İstanbul)
11) Necati Özensoy (Bursa)
12) Ertuğrul Kumcuoğlu (Aydın)
13) Hasan Çalış (Karaman)
14) Akif Akkuş (Mersin)
15) Mustafa Kemal Cengiz (Çanakkale)
16) Behiç Çelik (Mersin)
17) Kamil Erdal Sipahi (İzmir)
18) Muharrem Varlı (Adana)
19) Mehmet Serdaroğlu (Kastamonu)
20) Süleyman Turan Çirkin (Hatay)
21) Abdülkadir
Akcan (Afyonkarahisar)
22) Şenol Bal (İzmir)
23) Rıdvan Yalçın (Ordu)
24) Mehmet Zekai Özcan (Ankara)
25) Süleyman Latif Yunusoğlu (Trabzon)
26) Mustafa Enöz (Manisa)
27) Beytullah
Asil (Eskişehir)
Gerekçe:
Ülkemizde
sebze-meyve ticareti ve toptancı hallerini düzenleyen 27 Haziran 1995 tarih ve
552 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve daha sonra yapılan kanuni
düzenlemelerin, sektördeki ilk ve son halka olan üretici ve tüketicileri göz
ardı etmesi ve ihtiyaca cevap verememesi nedeniyle 23.05.2010 tarih ve 26530
sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5652 sayılı Kanun ile bazı
yeni düzenlemelere gidilmiştir. Ancak bu düzenlemelerle de
üreticilerin mevcut sorunlarına köklü bir çözüm getirilememiştir. Günümüzde,
tüketicinin domatese 8-10 TL/kg fiyatla ulaşmasına
karşın, üreticinin domatesi 1-2 TL/kg fiyatla satmış olması bunun en somut
göstergelerinden birisidir. Son düzenlemenin özünün üretici ile tüketici
fiyatları arasındaki uçurumun kapatılmasını amaçlaması gerekirken, maalesef bu
düzenlemeyle de uçurum kapatılamamıştır.
Meyve-sebze üreticilerinin
temel sorunlarının başında; Tarım ve Köyişleri
Bakanlığınca diğer ürünlere verilen desteklerin meyve-sebzeye verilmemesi,
ürünün değeriyle satılamaması, ihracatın düşüklüğü, ürün kârının düşüklüğü vb.
gibi sorunlar gelmektedir. Dört mevsimin yaşandığı ve verimli arazilere sahip
ülkemizin, Avrupa ülkeleriyle karşılaştırıldığında, sebze-meyve üretimindeki
üstünlüğü tartışmasızdır. Ancak dünya sebze-meyve üretiminin yaklaşık yüzde
3'ünü üretmesine rağmen bu üretimin sadece yüzde 5'inin ihraç edildiği, aynı
oranın İsrail'de yüzde 30'lar, İspanya'da yüzde 45'ler dolayında olduğu dikkate
alındığında, sektörde önemli bir ihracat sorununun bulunduğu açıktır. Başka bir
deyişle, yüzde 95'i ülke içinde kalan yaş meyve ve sebzenin yaklaşık dörtte
1'inin tüketim merkezlerine ulaşmadan çürüdüğü dikkate alındığında, sektörde
fonksiyonel ve yapısal anlamda birçok değişiklikler içeren ve günlük
ihtiyaçlara cevap verebilecek düzenlemelere ihtiyaç vardır.
Tüm yasal düzenlemelere
rağmen yaş meyve ve sebze üreticilerinin yaşadığı önemli sorunlardan birisi de
finansman sorunudur. Kurumsallaşamamış küçük ölçekli üreticiler bankalardan
gerekli finansman desteğini bulamamakta ve aracılardan alınan yüksek faizli
krediler nedeniyle maliyetleri artmaktadır.
Aynı zamanda sektörde
örgütlenme ve örgütler aracılığıyla pazarlama yönünden de sıkıntılar
bulunmaktadır. Tarımsal örgütlerin vesayetindeki çok başlılık ve mevzuat
kirliliği yanında devletten yeterli desteği görememesi üreticiyi bu örgütlerden
uzaklaştırmaktadır. Yönetim giderlerini karşılayamaz durumda olan mevcut
tarımsal örgütler bu alanda faaliyet gösteren çok uluslu şirketlerle rekabet
edemez hâle gelmiştir. Bu sektörde farklı hukuki statüye sahip ve farklı
kanunlara tabi örgütler birbirine rakip hâle getirilmek suretiyle sektörde
boşluk yaratılmıştır.
Yaş meyve ve sebze sektöründe
üreticiden-tüketiciye zincirin sağlıklı işlememesi, yeterince kayıtlı işlemin
yapılamaması ve adil bir vergilendirmenin sağlanamaması; girdi maliyetleri
yüksek olan üreticinin kârını düşürmekte, tüketicinin ise değerinden daha
pahalı ürün tüketmesine neden olmaktadır. Ülkemizdeki tohum, fidan, gübre ve
ilaç gibi girdi maliyetleri ile işgücü maliyetlerinin yüksek olması, düşük kâr marjıyla çalışan üreticilerin zarar etmesine neden
olmaktadır.
Yaş meyve-sebze
üreticilerinin girdi maliyetlerinin düşürülmesi amacıyla; tarımsal desteklerin
verilmesi, tarımsal örgütlere üyeliğin teşvik edilmesi ve örgütlerin revize
edilmesi, depolama, paketleme ve pazarlama konusunda üreticiye destek olacak
her türlü tesis, alet ve ekipman desteğinin
sağlanması, kamu bankalarının hazine sübvanseli, uzun vadeli ve düşük faizli
krediler tahsis edilmesi, çiftçi örgütlerine vergi muafiyeti ve istisnaların
getirilmesi, üreticilerin rekabet gücünün artmasına yol açacaktır.
Yukarıda açıklanan
nedenlerle, yaş meyve-sebze üreticilerinin sorunlarının araştırılarak gerekli
önlemlerin alınması amacıyla "Meclis Araştırması açılması" gerekli
görülmektedir.
2.- Kütahya Milletvekili Alim Işık ve 26
milletvekilinin, kamu kurumlarında taşeron şirketler aracılığıyla istihdam
edilen işçilerin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/982)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı’na,
"Kamu Kurum ve
Kuruluşlarında Taşeron Şirketler Aracılığıyla İstihdam Edilen işçilerin
Sorunlarının Araştırılarak Alınacak Önlemlerin Belirlenmesi" amacıyla
Anayasamızın 98'inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğünün 104 üncü ve
105'inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini
saygılarımızla arz ederiz.
1) Alim Işık (Kütahya)
2) Cemaleddin
Uslu (Edirne)
3) Oktay Vural (İzmir)
4) Hüseyin Yıldız (Antalya)
5) D. Ali Torlak (İstanbul)
6) Yılmaz Tankut
(Adana)
7) Hasan Özdemir (Gaziantep)
8) Atila
Kaya (İstanbul)
9) Süleyman Nevzat Korkmaz (Isparta)
10) Mithat Melen (İstanbul)
11) Akif Akkuş (Mersin)
12) Ertuğrul Kumcuoğlu (Aydın)
13) Necati Özensoy (Bursa)
14) Hasan Çalış (Karaman)
15) Mustafa Kemal Cengiz (Çanakkale)
16) Behiç Çelik (Mersin)
17) Kamil Erdal Sipahi (İzmir)
18) Abdülkadir
Akçan (Afyonkarahisar)
19) Muharrem Varlı (Adana)
20) Mehmet Serdaroğlu (Kastamonu)
21) Süleyman Turan Çirkin (Hatay)
22) Şenol Bal (İzmir)
23) Mehmet Zekai Özcan (Ankara)
24) Süleyman Latif Yunusoğlu (Trabzon)
25) Rıdvan Yalçın (Ordu)
26) Mustafa Enöz (Manisa)
27) Beytullah
Asil (Eskişehir)
Gerekçe:
AKP'nin tek başına iktidarda
bulunduğu son sekiz yıllık dönemde, uygulanan yanlış ekonomi ve istihdam
politikaları neticesinde işsizlik giderek artmış ve bu işsizlik neticesinde
üniversite mezunlarının bile razı edilmeye çalışıldığı taşeron işçilik sistemi,
vatandaşlarımızın muhatap olduğu mevcut ekonomik sorunları daha da
kronikleştirmiştir. "Kula kul olma" anlayışının hâkim kılındığı ve bu
statüde çalışan bir çok insanın onur ve haysiyetini
kıran taşeron işçilik sistemi, uygulamada bir çok sorunlara neden olmaktadır.
Kamuda personel istihdamının
tek tip sınava ve kariyer sistemine bağlandığı ve tavassut sisteminin önüne
geçildiği bir istihdam politikası, özellikle AKP hükümetleri döneminde
uygulamaya sokulan değişik istihdam modelleri ile yıpratılmış ve kamuda
personel istihdamı âdeta "yamalı bohça" ya çevrilmiştir. İktidar
tarafından seçim dönemlerinde oy avcılığı için "vaat" ve
"tehdit" unsuru olarak kullanılan taşeron işçilik sistemi, iktidarın
bu amaçlarına ve yandaş şirketlerin kamuda istihdam edilen personel vasıtasıyla
zenginleşmesine hizmet etmektedir.
4857 sayılı İş Kanununun 2.
Maddesine göre uygulanan "Alt İşveren" veya kamuoyundaki yaygın
kullanımıyla "taşeron şirket uygulaması"; asıl işverenler, yani kamu
kurumları yönünden, ilave bir yatırım yapmadan kapasite artışının sağlanması,
maliyetlerin düşürülmesi, iş mevzuatında sayıya bağlı olarak getirilen (iş
güvencesi, özürlü, eski hükümlü veya terör mağduru çalıştırma, toplu işçi
çıkarma, kantin açılması, emzirme odası ve kreş kurulması, işyeri hekimi ve iş
güvenliği uzmanı bulundurma, spor tesisi kurma ve antrenör
bulundurma vb.) yükümlülüklerin dışında yer alma gibi faydaları düşünülerek
uygulanan, ancak uygulamada, Devletten gelir elde etmek için rant kapısı hâline
gelen bir sistem olmuştur.
Yasa koyucu, alt işverenin
işçilerini yeterli derecede güvencede görmemesi nedeniyle, alt işverenin
işçilerinin yasal haklarından dolayı asıl işvereni de hukuki olarak sorumlu
tutmuştur. Ancak, uygulamada alt işverenlik objektif kriterlere
bağlanmadığı için gerekli önlemler alınmamaktadır. İş güvenliği ve işten
çıkarılma riskleri açısından istihdam edilen kadrolu işçilere sağlanan haklar
taşeron firmalar aracılığıyla çalışan işçilere de sağlanmış olmasına rağmen,
uygulamada sözleşmeden kaynaklanan hükümler ve sistemin doğasından kaynaklanan
nedenlerle, bu haklar işçilerin elinden alınmaktadır.
Bir taşeron şirketi
tarafından işçinin istihdamı, müşterisi (asıl işveren) ile yapılan anlaşmaya
bağlı olduğundan bu anlaşmanın sona ermesi işçinin işten çıkarılması için "haklı
sebep" olmakta ve işçi çıkarmayı kolaylaştırmaktadır. Ülkemizdeki yüksek
işsizlik oranı nedeniyle, Üniversite mezunları taşeron şirketler vasıtasıyla
istihdam edilmekte ve asgari ücret ile çalıştırılmaktadır. Kamunun istihdam
maliyetlerini azaltmak için getirilen ve zamanla işçilerin
sendikasızlaştırılması, düşük ücretli çalıştırılması ve iş güvenliğinin yok
edilmesi için bir araç hâlini alan taşeron işçilik sisteminin sınırlandırılması
ve planlanması gerekmektedir. Taşeron (Alt İşveren) aracılığıyla sağlanacak
hizmet alanlarını belirleyecek ve izin verecek bir komisyonun kurulması ve
getirilecek idari para cezalarıyla, bu sektörde çalışan işçilerin haklarının
yasal güvenceye kavuşturulması sağlanabilecektir.
Diğer yandan birçok kamu
kurumu veya kuruluşunda hizmet alımı yapılan taşeron şirketlerin, iktidar
partisine yakınlığıyla bilinen kişilere ait olması ve şirketlere alınacak
işçileri AKP yöneticilerinin belirlemesi; uygulamada kurum çalışanlarını zora
soktuğu gibi, kurum yöneticileri ile şirket yöneticileri ya da çalışanları
arasında değişik sorunların yaşanmasına da neden olmaktadır. Örneğin, siyasi
nüfuzla işe alınmış birçok şirket çalışanı, âdeta kurum yöneticilerinin bile
amiri gibi davranabilmektedirler.
Yukarıda açıklanan
nedenlerle, "Taşeron İşçilik Sisteminin" uygulamadaki sorunlarının
araştırılarak gerekli önlemlerin alınması amacıyla "Meclis araştırması
açılması" gerekli görülmektedir.
3.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel ve 23
milletvekilinin, yapılması planlanan nehir tipi hidroelektrik santrallerinin
çevreye olası etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/983)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı’na
Ülkemizin elektrik enerjisi
ihtiyacının karşılanmasında kullanılması planlanan nehir tipi hidroelektrik
santrallerinin proje ve inşa süreçlerinde yöre halkının görüşleri ve
taleplerinin dikkate alınmadığı, flora, fauna ve ekili
alanların suya olan ihtiyaçlarının göz ardı edildiği, Hükûmet
tarafından bu sorunlara dikkat çeken sivil toplum örgütleri ve halkın engel
olarak algılandığı, âdeta düşman ilan edildiği ve baskıya maruz bırakıldığı
gözlenmektedir.
Yapılacak olan nehir tipi
hidroelektrik santrallerinin doğal çevreye, o bölgede yaşayan insanlara ve
tarihî dokuya en az zarar verecek biçimde planlanması, inşa edilmesi ve
işletilmesi gerekliliği göz ardı edilmekte, enerji getirisi doğal çevre
üzerindeki yarattığı ve yaratacağı tahribata yeğlenmektedir.
Bu nedenlerle, hidroelektrik
santrallerin proje ve yapım süreçlerinde yaşanan sorunlarının tespiti, HES'lere karşı çıkan yöre halkı ve sivil toplum örgütleri
üzerinde siyasi baskı kurulmasına ilişkin sorunların ve alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci İç Tüzüğün 104 ve 105 inci
maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz ederiz. 28.10.2010
1) Hulusi Güvel
(Adana)
2) Hüsnü Çöllü (Antalya)
3) Halil Ünlütepe
(Afyonkarahisar)
4) Ali Oksal (Mersin)
5) Osman Kaptan (Antalya)
6) Birgen Keleş (İstanbul)
7) Atila
Emek (Antalya)
8) Sacid
Yıldız (İstanbul)
9) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
10) Ali İhsan Köktürk (Zonguldak)
11) Tayfur Süner (Antalya)
12) Tekin Bingöl (Ankara)
13) Erol Tınastepe
(Erzincan)
14) Çetin Soysal (İstanbul)
15) Durdu Özbolat
(Kahramanmaraş)
16) Ali Rıza Ertemür (Denizli)
17) Mehmet Ali Özpolat (İstanbul)
18) Enis Tütüncü (Tekirdağ)
19) Şevket Köse (Adıyaman)
20) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
21) Mevlüt
Coşkuner (Isparta)
22) Ahmet Küçük (Çanakkale)
23) Ensar
Öğüt (Ardahan)
24) Tacidar
Seyhan (Adana)
Gerekçe:
Ülkemizin elektrik enerjisi
ihtiyacının karşılanması, enerji üretiminde kaynakların çeşitlendirilmesi,
enerjide dışa bağımlılığın azaltılması, temiz, yenilenebilir ve yerli enerji
kaynaklarının kullanımının artırılmasının önemi ve gerekliliği ortadadır.
Fosil yakıtlara dayanmaksızın
elektrik enerjisi üretebilecek sistemlerden birisi de su gücünü kullanarak
enerji üreten hidroelektrik santralleridir.
Ancak, 2003 yılından
başlayarak santral kurulması amacıyla nehirlerin özel sektöre kiraya verilmesi
ile birlikte kamuoyumuzda planlanan hidroelektrik santrallerinin doğal çevreye
verecekleri zararın görmezden gelindiği, sahip oldukları dezavantajların
dikkate alınmadığı yönünde haklı kaygılar ortaya çıkmıştır.
Nehir tipi HES'lerin büyük çoğunluğunun bütünsel ve havza bazında
planlamaları yapılmadan, çevresel etkilerinin ve yaratacağı tahribatın hesaba
katılmadan projelendirildiği ve inşasına izin verildiği, hatta kimi çevre
koruma bölgesi ilan edilmiş alanların dahi HES projelerine konu edildiği
bilinmektedir.
Yapılması
planlanan 1.700'ü aşkın nehir tipi hidroelektrik santralinden bir kısmının
hassas doğal dengeye sahip bölgelerde olduğu ve endemik bitki ve canlı
çeşitliliğine zarar verebileceği konusunda bilimsel çevrelerden uyarılar gelmiş
olmasına rağmen, bunlar Hükümet tarafından dikkate alınmamış, faaliyete geçen
santrallerin neden olduğu çevresel etkiler kamuoyundaki kaygıların ve bu konuda
yapılan uyarıların haklılığını ortaya koymuştur.
Yöre halkı ve sivil toplum
örgütlerince HES'ler için alınması zorunlu olan ÇED
raporlarının yeterli bilgi birikimine ve çevre duyarlılığına sahip olmayan
şirketlerce hazırlandığı, aceleye getirildiği, çoğu kez yanlı olduğu yolunda
yapılan eleştirilerin yersiz olmadığı geçen süre zarfında ortaya çıkmıştır.
Hükümet tarafından bütün bu
eleştiri ve uyarıların haklılığı göz ardı edilerek, çevreye duyarlı sivil
toplum örgütleri suçlanmış, kalkınmanın önünde engel olarak sunulmuştur. HES'lerin yapımına direnen yöre halkı, HES'lerin
yapımını üstlenen şirketler ve idareciler tarafından baskıya maruz
bırakılmıştır.
Ekonomik ve çevresel
politikaların oluşturulmasında halkın katılım hakkı hiçe sayılarak, kamu yararı
gözetilmeden gerçekleştirilmek istenen bu tip projelerin yarardan çok zarar
getireceği açıktır. Ekolojik sistemin sürdürülebilirliliği sağlanmadan
yapılacak nehir tipi
hidroelektrik santrallerinin neden olacağı tahribatın getireceği
faydadan daha çok olacağı gözden kaçırılmadan, yalnızca ekonomik getirinin
değerlendirildiği bir sistemin sakıncaları dikkate alınarak hidroelektrik santrallerinin proje ve yapım
süreçlerinin çevreden ödün verilmeden planlanması gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen
gerekçelerle, hidroelektrik santrallerin proje ve yapım süreçlerinde yaşanan
sorunlar ile HES'lerin yapımına karşı çıkan yöre
halkı ve sivil toplum örgütleri üzerinde baskı kurulmasına ilişkin sorunların
ve bu konuda alınacak tedbirlerin Yüce Meclisimizce tespiti amacıyla bir Meclis
Araştırması açılmasının yerinde olacağı kanısını taşımaktayız.
4.- İstanbul Milletvekili Bayram Ali Meral ve 23 milletvekilinin,
Kardemir A.Ş.’de işçilerin sendika değiştirmesi sebebiyle işten çıkarıldığı ve
yönetimle ilgili usulsüzlük iddialarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/984)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı'na
1994 yılında 5 Nisan
Kararları ile kapatılmasına karar verilen Karabük Demir Çelik İşletmesi, 51.
Hükümet tarafından 1995 yılında işletmede çalışan işçiler ile yöre sanayicisi
ve halkına 1 TL gibi sembolik bir bedelle devredilmiştir.
Devirde Şirket Ana
Sözleşmesine göre 7 kişiden oluşan Yönetim Kurulu;
- A Grubu:
Kardemir A.Ş. çalışanlarını temsilen 4 kişi,
- B Grubu:
Yörenin sanayi ve ticaret odası ile esnaf odasını temsilen 2 kişi,
- D Grubu:
Yöre halkını temsilen 1 kişi,
Şeklinde oluşturulmuştur.
Sayın Bayram Meral (İstanbul
Milletvekili)’in 14.07.2010 tarihli yazılı soru önergesine, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Sayın Ömer Dinçer'in verdiği
20.10.2010 tarihli yazılı cevaptan;
- İMKB'de işlem gören Şirket
hisse senetlerinde 16.08.2002-04.02.2003 döneminde
meydana gelen usulsüz alım-satım işlemleri dolayısıyla Sermaye Piyasası
Kurulunun 18.04.2003 tarih ve 21/468 sayılı toplantısında, Şirketin yönetim
kurulu başkanı Mutullah Yolbulan'a
15.200,00 YTL para cezası verildiği; ayrıca Kurul tarafından şirket nezdinde
yapılan incelemeler sonucunda düzenlenen 01.09.1997 ve 09.09.2003 tarihli
raporların Kurulun 12.09.2003 tarihli toplantılarında görüşülmesi sonucunda
ise, Kardemir'in zararının giderilmesi için Yönetim Kuruluna 1 ay süre
verildiği ve nihayetinde Kurulun 31.10.2003 tarihli toplantısında Kardemir'in
sorumlu yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunulduğu;
-
Kardemir A.Ş.'nin 30.04.2010
tarihli Genel Kurul Hazirun cetveline göre yönetim
kurulu ve hisse oranlarının:
Adı Soyadı Görevi A Grubu B Grubu D Grubu
Mutullah Yolbulan Yönetim
Kurulu 50.001 Lot = 900.000
lot =
A Grubunu Temsilen Başkanı 50.000,00 TL 900.000,00 TL
Kamil Güleç
A Grubunu Temsilen Yönetim Kurulu 575.185 Lot = 2.387.203 Lot =
Başkan
Vekili 575.185,00 TL 2.387.203,00
TL
Hüseyin Çağrı Güleç Yönetim Kurulu 159.774 Lot = 8.150 Lot = 878.755
Lot =
A Grubunu Temsilen Üyesi 159.774,00 TL 8.150,00
TL 878.755,00 TL
Mehmet Zeki Yolbulan Yönetim
Kurulu 586.972 Lot = 1.143.379 Lot =
A Grubunu Temsilen Üyesi 586.972,00 TL 586.972,00
TL
Cavit Yücel Yönetim Kurulu 6.759.637 Lot =
B Grubunu Temsilen Üyesi 6.759.637,00 TL
Mustafa Yolbulan Yönetim Kurulu
B Grubunu Temsilen Üyesi
İhsan Ayrancıoğlu
Yönetim Kurulu
D Grubunu Temsilen Üyesi
Şekline dönüştüğü;
-
Şirketin 2008 yılı dağıtılabilir kârı ile özel fon toplamı
328.755.482,00 TL'nin 08.05.2009 tarihli genel kurul toplantısında sermayeye
eklenmesine ve işçilere kâr payı dağıtılmamasına karar verildiği;
- İş yerinde
çalışan işçilerden 1.909'unun 2010 Haziran'ında Çelik-İş Sendikasından istifa
ederek Türk Metal Sendikasına geçtikleri;
-
İşverenin 17.06.2010 tarihinde 29 işçinin iş akdini
feshettiği ve 87 işçiyi istemi dışında yıllık izne çıkardığı;
- İşveren ile
Çelik-İş Sendikası arasında 16.06.2010 tarihinde yapılan Protokole, söz konusu
istifalardan sonra ek protokol yapılarak Çelik-İş Sendikasına üye işçilere ayda
350,00 TL tutarında ek ödeme yapılması; ek ödemeden Türk Metal İş Sendikasına
üye işçilerin yararlandırılmaması kararı alındığı:
Anlaşılmıştır.
Öte yandan, CHP
Milletvekilleri Bayram Meral (İstanbul), Osman Kaptan (Antalya) ve Ali İhsan
Köktürk (Zonguldak) tarafından bölgede yapılan incelemelerde;
- 01.11.2010
tarihi itibariyle işten çıkarılanların 165 isçi olduğu ve bu sayıya 460 işçinin
daha ekleneceği;
-
Kendilerini işverene sattığı gerekçesiyle Çelik-İş
Sendikasından istifa ederek Türk Metal İş Sendikasına geçişler nedeniyle
yetkili sendika olma niteliğini kaybeden Çelik-İş Sendikası ile işverenin iş
birliği sonucu AKP Milletvekilleri ve teşkilatının referanslarıyla iş yerine
1.200 yeni işçi alındığı ve bunların Çelik-İş Sendikasına üye yapıldığı;
- Mehmet Zeki Yolbulan'ın, Yönetim Kurulu Başkanı Mutullah
Yolbulan'ın kardeşi ve İhsan Ayrancıoğlu’nun
eniştesi; Hüseyin Çağrı Güleç'in Yönetim Kurulu Başkan Vekili Kamil Güleç'in
oğlu, Cavit Yücel'in ise dünürü olduğu; Kardemir’n
aile şirketi hâline gelmesinde en büyük etkenin, yönetimin değişmesini sağlamak
için Çelik-İş Sendikası yöneticilerinin 2002 yılından sonraki genel kurullara
girmedikleri:
- Yaşanan tüm bu
süreç içinde Karabük ilinin patlamaya hazır bir bomba hâline geldiği; yaşanan
sorunların yol açacağı ekonomik ve sosyal sonuçlar yanında, yaşanan küçük
olayların kriminal çatışmalara dönüşme olasılığı
olduğunu;
Gözlemişlerdir.
Bu
bağlamda; Kardemir çalışanları ile yöre halkına 1 TL gibi sembolik bir bedelle
devredilen Kardemir A.Ş.'nin süreç içinde "Yolbulan" ve "Güleç" ailelerinin eline hangi
yol ve usulsüzlüklerle geçtiğinin; işveren, işçi sendikası ve iktidar partisi
etrafında oluşan ittifakın, iki sendikaya üye olmanın Anayasal özgürlüklerin
genişletildiği şeklinde dillendirildiği bir ortamda özgür iradeleriyle sendika
değiştirdikleri gerekçesiyle işten atılan işçilere uygulanan kıyımların ve
bunların yol açacağı ileride telafisi mümkün olmayan sonuçlar ile alınması
gerekecek önlemlerin araştırılması amacıyla Anayasamızın 98 nci,
İçtüzüğün 104 ve 105 nci maddeleri gereğince bir
Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını arz ve teklif ederiz.
1) Bayram Ali Meral (İstanbul)
2) Osman Kaptan (Antalya)
3) Ali İhsan Köktürk (Zonguldak)
4) Rahmi Güner
(Ordu)
5) Gürol Ergin (Muğla)
6) Şevket Köse (Adıyaman)
7) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
8) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
9) Mevlüt
Coşkuner (Isparta)
10) Durdu Özbolat
(Kahramanmaraş)
11) Ahmet Küçük (Çanakkale)
12) Muhammet Rıza Yalçınkaya (Bartın)
13) Mehmet Ali Özpolat (İstanbul)
14) Hulusi Güvel (Adana)
15) Ensar
Öğüt (Ardahan)
16) Atila
Emek (Antalya)
17) Selçuk Ayhan (İzmir)
18) Halil Ünlütepe
(Afyonkarahisar)
19) Akif Ekici (Gaziantep)
20) Abdulaziz
Yazar (Hatay)
21) Ahmet Ersin (İzmir)
22) Ergün Aydoğan
(Balıkesir)
23) Kemal Demirel (Bursa)
24) Mustafa Özyürek (İstanbul)
BAŞKAN – Bilgilerinize
sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki
yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.
Danışma Kurulunun bir önerisi
vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
VI.- ÖNERİLER
A) Danışma Kurulu Önerileri
1.- Gündemdeki sıralama ile Genel Kurulun çalışma gün ve saatlerinin
yeniden düzenlenmesine; 393 ve 375 sıra sayılı kanun tasarılarının İç Tüzük’ün
91’inci maddesine göre temel kanun olarak ve bölümler hâlinde görüşülmesine
ilişkin Danışma Kurulu önerisi
Danışma Kurulu Önerisi
No: 91 Tarihi: 11/1/2011
Danışma Kurulunun yaptığı
toplantıda, ekteki önerinin Genel Kurulun onayına sunulması uygun görülmüştür.
Mehmet
Ali Şahin
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Mustafa Elitaş M.
Akif Hamzaçebi
Adalet ve Kalkınma
Partisi Cumhuriyet
Halk Partisi
Grubu Başkanvekili Grubu
Başkanvekili
Oktay Vural Bengi
Yıldız
Milliyetçi Hareket
Partisi Barış ve
Demokrasi Partisi
Grubu Başkanvekili Grubu
Başkanvekili
Öneri:
Gündemin “Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmında yer alan 393, 375 ve
131 sıra sayılı Kanun Tasarılarının bu kısmın 4, 5 ve 6 ncı
sıralarına alınması, diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesi,
393 ve 375 sıra sayılı Kanun
Tasarılarının İçtüzüğün 91 inci maddesine göre Temel Kanun olarak görüşülmesi
ve bölümlerinin ekli cetvellerdeki şekliyle olması,
Genel Kurulun;
14 Ocak 2011 Cuma ile 17 Ocak
2011 Pazartesi günleri de çalışması ve bu Birleşimlerde Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşlerin görüşülmesi, 11 ve 18 Ocak
2011 Salı günkü Birleşimlerinde 15:00-23:00; 12, 13,
14, 17 ve 19 Ocak 2011 Pazartesi, Çarşamba, Perşembe ve Cuma günkü
Birleşimlerinde 13:00-23:00 saatleri arasında çalışması;
20 Ocak 2011 Perşembe günü
saat 13:00’te toplanarak 131 sıra sayılı kanun
tasarısının görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışmalara devam edilmesi;
görüşmelerin bu birleşimde tamamlanamaması hâlinde 21 Ocak 2011 Cuma günü saat
13:00’te toplanarak bu kanun tasarısının görüşmelerinin tamamlanmasına kadar
görüşmelere devam edilmesi;
11 ve 18 Ocak Salı günkü
Birleşimlerinde sözlü sorular ile diğer denetim konularının görüşülmemesi, 12
ve 19 Ocak Çarşamba günkü Birleşimlerinde sözlü soruların görüşülmemesi,
önerilmiştir.
393 Sıra Sayılı Hukuk
Muhakemeleri Kanunu
Tasarısı
BÖLÜMLER BÖLÜM
MADDELERİ BÖLÜMDEKİ
MADDE SAYISI
1. BÖLÜM 1
ila 30 uncu maddeler 30
2. BÖLÜM 31
ila 30 uncu maddeler 30
3. BÖLÜM 61
ila 90 ıncı maddeler 30
4. BÖLÜM 91
ila 120 nci maddeler 30
5. BÖLÜM 121
ila 150 nci maddeler 30
6. BÖLÜM 151
ila 180 inci maddeler 30
7. BÖLÜM 181
ila 210 uncu maddeler 30
8. BÖLÜM 211
ila 240 ıncı maddeler 30
9. BÖLÜM 241
ila 270 inci maddeler 30
10. BÖLÜM 271
ila 300 üncü maddeler 30
11. BÖLÜM 301
ila 330 uncu maddeler 30
12. BÖLÜM 331
ila 360 ıncı maddeler 30
13. BÖLÜM 361
ila 390 ıncı maddeler 30
14. BÖLÜM 391
ila 420 inci maddeler 30
15. BÖLÜM 421
ila 450 nci maddeler 30
16. BÖLÜM 451
ila 458 inci maddeler
(Geçici
1 ve 2. Maddeler dâhil) 10
TOPLAM MADDE SAYISI 460
375 Sıra Sayılı Türk Borçlar
Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli
Hakkında Kanun Tasarısı
(1/674)
BÖLÜMLER BÖLÜM
MADDELERİ BÖLÜMDEKİ
MADDE SAYISI
1. BÖLÜM 1-6 6
2. BÖLÜM 7-12
(Geçici
Madde 1) 7
Toplam
Madde Sayısı 13
BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Şimdi de İç Tüzük’ün 37’nci
maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınma önergesi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
C) Önergeler
1.- Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş’in, (2/589) esas numaralı Kanun
Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/246)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
(2/589) esas numaralı kanun
teklifimin İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre doğrudan Genel Kurul gündemine
alınması için gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
Yılmaz
Ateş
Ankara
BAŞKAN – Önerge sahibi olarak
Sayın Ateş, buyurunuz.
YILMAZ ATEŞ (Ankara) – Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, dün bir
elim helikopter kazası sonucu 5 pilotumuz şehit oldu ve bir halk çocuğu olan, Anadolu’da
yetişen, “Kıvırcık Ali” adıyla tanınan Ali Özütemiz
adlı sanatçımızı da bugün kaybettik. Bütün bu kaybettiklerimize Tanrı’dan
rahmet, yakınlarına da başsağlığı diliyorum.
Değerli arkadaşlar,
Ankara’mızın kuzeybatısında yer alan Beypazarı ilçemizde ticaret ve turizm
işletme fakültesi kurulması için verdiğimiz kanun teklifinin direkt gündeme
alınmasını sağlamak amacıyla huzurunuzdayım.
Değerli arkadaşlar, bu
ilçemiz Ankara’nın yirmi beş ilçesi, daha doğrusu büyükşehir sınırları dışında
kalan dokuz ilçemiz arasında tek başına kendini yücelten, kalkınan bir
ilçemizdir. Değerli arkadaşlar, bu ilçemize 1999 yılında 2.500 ziyaretçi, yerli
turist giderken, on yıl sonra 2008 yılında bu sayı 370 bine çıktı ve hızla
gelişen bir ilçemiz; gerçekten el sanatlarıyla, el ürünleriyle, yerli
imalatıyla övünen bir ilçemiz. Bu ilçemizde bu gelişen turizm potansiyeline
uygun olarak da bir ticaret ve turizm işletme fakültesinin kurulması için de
gayretli, özverili iş adamlarımız bir araya geldiler. Bu iş adamlarımız 500
dönüm araziyi fakülteye tahsis ettiler. Ve bununla da kalmadılar değerli
arkadaşlar, bu taahhütte bulunan iş adamlarımız ayrıca bir protokol
imzalayarak, her bağışçı tarafından üç ayrı eğitim binası ile iki adet öğrenci
yurdu yapılmasına dair de bir taahhütte bulundular.
Bu ilçemizin bu hâle
gelmesinde, değerli arkadaşlar, başarılı bir Belediye Başkanımızın payının
büyük olduğunu da söylemek gerekir, hakkını teslim etmek gerekir.
Değerli
arkadaşlar, bu başarılı iş adamlarımız belki Türkiye'nin diğer illerinde,
ilçelerinde de örnek olur diye, izninizle, ben bu iş adamlarımızı da
huzurunuzda sizlere arz etmek istiyorum: Şahin Karaoğuz,
Mustafa Zeki Eken, Yücel Karaoğuz, Doktor Sait Koca,
Öner Aktürk ve Hulki Tanrıkulu
adlı iş adamlarımız bir araya geldiler ve 500 dönüm araziyi bu fakültemize
tahsis ettiler, bunun protokolünü imzaladılar ve bununla da yetinmeyerek her
bir taahhüt sahibi ayrıca iki tane eğitim binası ve iki tane de öğrenci yurdu
yapma kararı aldılar.
Yani böylesine özverili bir
noktaya gelmişken yüce Meclisimizin de bu konuda katkı koyacağına inanıyorum.
Az önce Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekilimiz de, sağ olsun Sayın
Başkan da bu teklifimize olumlu oy, olumlu destek vereceklerini ifade ettiler.
İnanıyorum ki diğer siyasi partilerimiz, Milliyetçi Hareket Partisi de buna
katkı verecektir.
Burada bu kanun teklifimiz
kabul edildiği takdirde Ankara Üniversitemize de büyük bir özveri düşecek.
Üniversitemizin Rektörü de yönetimi de bu teklifimize çok sıcak bakmaktadır.
Şimdiden -desteklerinizle
değerli arkadaşlar- bu Beypazarı ilçemize bu fakültenin hayırlı olmasını
diliyorum, hepinize de katkılarınızdan ötürü çok teşekkür ediyorum. Yüce
Meclisi tekrar saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz
Sayın Ateş.
Ankara
Milletvekili Zekeriya Akıncı.
Buyurunuz Sayın Akıncı. (CHP
sıralarından alkışlar)
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de hepinizi sevgi ve saygıyla
selamlarken, bir kaza sonucu yitirdiğimiz 5 askerimizi saygıyla anıyorum,
ulusumuza ve Silahlı Kuvvetlerimize başsağlığı diliyorum.
Ayrıca, hiç kuşku yok burada
hepimizin sevdiği çok değerli bir sanatçıyı da bir trafik kazasında kaybettik,
Ali Özütemiz’i, “Kıvırcık Ali” diye bilinen bir halk
sanatçısını. Kendisini de saygıyla anıyorum, sevenlerine başsağlığı diliyorum.
Değerli arkadaşlarım, bir
değişiklik teklifi veriyoruz ve Sayın Ateş’in konuşmasında da bu teklife
çeşitli partilerimizin de destek verdiğini memnuniyetle öğrenmiş bulunuyorum.
Bu teklifimiz Beypazarı ilçemizde bir ticaret ve turizm işletme fakültesi
kurulmasına dönüktür, bunu öngörmektedir.
Doğal olarak bazı
arkadaşlarımız “Niçin Beypazarı?” diye sorabilirler. Beypazarı bizim hemen
kuzeybatımızda, sosyal, kültürel ve ekonomik alanda hâlâ önemli bir merkez olma
özelliğini koruyan bir kentimiz, merkez nüfusu 40 binleri aşmış bulunmakta.
Tarımı sebze ve tarla bitkilerinde olağanüstü ölçüde gelişmiş ve rezervleri
açısından da dünyanın ikinci büyük yataklarına sahip trona
madeninde ama bütün bunların ötesinde, Beypazarı’nın bu özelliklerinin
ötesinde, son on beş-yirmi yılda özellikle yaşadığımız önemli değişiklikler ve
gelişmeler var. Bunun temeli belli. Belki biliyorsunuz, Beypazarı el sanatları
ve mutfağıyla çok dikkat çeken bir yer ve o nedenle de, iki yüz yıl öncesinden
gelen konakların restorasyonuyla da tam bir açık hava
müzesine dönüşmüş bulunmakta.
Beypazarı’nın böylesine
gelişmesine, ilerlemesine, turizminin olağanüstü ölçüde büyümesine katkı veren
başta belediye başkanları olmak üzere, herkesi burada sevgiyle anmak isterim,
emeklerinden dolayı da teşekkür etmek isterim.
Yapılan bu çalışmalar ve sürdürülen
kampanyalar Beypazarı’mıza ilgiyi öylesine yükseltmiştir ki, 1999 yılında 2.500
dolayında öngörülen turist sayısı 2008 yılında 370 bine ulaşmış deniliyor. Bu
olağanüstü bir gelişmedir, olağanüstü bir büyümedir. Ankara gibi turizm
fukarası bir başkent için de önemlidir. Muhtemelen sizler de gitmiş olmalısınız
ama bir arkadaşınız olarak şunu söyleyeyim: Eğer gitmediyseniz bugüne kadar,
Beypazarı’mızı da lütfen gidin, gezin ve görün. Çok mutlu döneceksiniz oradan
ama Beypazarı’nın bu durumu da tabii yeni ihtiyaçlar doğurmaya başlıyor. Turizm
büyüyünce, gelişince kalite yükseliyor, restoran ve konaklama hizmetleri
yaygınlaşıyor. Bu büyüme ve gelişme, o zaman da, eğitim almış, deneyimli bir iş
gücüne ihtiyacı giderek artırıyor. İşte, bizim teklifimiz tam da bu ihtiyaç
duyulan iş gücünün de karşılanmasına dönüktür. Yükselen turizm sektörünü daha
da geliştirecek ve onun insan gücünü, kaliteli, yetişmiş, eğitim almış insan
gücünü karşılamaya dönük bir tekliftir. Bunun altyapısı da vardır
Beypazarı’nda. Şu anda iki ayrı üniversiteye bağlı üçer bölüm üzerinde yaklaşık
400’e yakın öğrenciyle eğitimini sürdüren bir ilçemiz Beypazarı. Orada meslek
yüksekokullarımız var.
Kurulacak olan fakülteyle
ilgili olarak zaten biraz önce Sayın Ateş ayrıntılı açıklama da yaptı. Arsa ve
arazi tahsisi de yapılmış bulunmaktadır. Bildiğim kadarıyla 500 dönüm civarında
bir arazinin zaten tahsisi yapılmıştır. Ankara Üniversitesinin de,
rektörlüğümüzün de bu çabaya, gayrete sahip çıkmasıyla, sizlerin bunu
yasalaştırmasıyla inanıyorum, umut ediyorum, Beypazarı’mız son derece güzel bir
eğitim kuruluşuna sahip olacaktır ve orada bütün bu gelişmeleri destekleyecek
bir dört yıllık fakülteye sahip olacağız. Beypazarı bunu hak etmiştir. Oradaki
gelişmeleri bir büyük kurumla, bir fakülteyle taçlandırmak gerekmektedir. Buna
desteklerinizi talep ediyoruz. Desteklerini şimdiden açıklamış olan
arkadaşlarımıza da teşekkür ediyoruz. El birliğiyle Beypazarı için güzel şeyler
yapıyor olacağımızdan hiç kuşku duymuyorum ve hepinizi bir kez daha sevgiyle,
saygıyla selamlıyorum. (CHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz
Sayın Akıncı.
Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, on
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.02
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.17
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Gülşen ORHAN (Van)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 49’uncu Birleşiminin İkinci
Oturumunu açıyorum.
Alınan karar gereğince, sözlü
soru önergeleri ile diğer denetim konularını görüşmüyor ve gündemin “Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.
1’inci sırada yer alan, Türk
Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S.
Sayısı: 96)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2’nci sırada yer alan, Türk
Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine devam
edeceğiz.
2.- Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S.
Sayısı: 321) (x)
BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.
İç Tüzük’ün 91’inci maddesine
göre temel kanun olarak görüşülen tasarının 11/11/2009
tarihli 16’ncı Birleşiminde üçüncü bölümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi, üçüncü bölümde yer
alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra
ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.
Üçüncü bölüm 61’inci madde
ile 90’ıncı madde arasındadır.
61’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
62’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
63’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
64’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
65’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
66’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
67’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
68’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
69’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
70’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
71’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
72’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
73’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
74’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
75’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
76’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
77’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
78’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
79’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
80’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
81’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
82’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
83’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
84’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
85’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
86’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
87’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
88’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
89’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
90’ıncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Şimdi, dördüncü bölümün
görüşmelerine başlıyoruz.
Dördüncü bölüm 91’inci madde
ila 120’nci maddeleri kapsamaktadır.
Dördüncü bölüm üzerinde, Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili Mehmet Şandır konuşacaktır.
Buyurunuz Sayın Şandır. (MHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakikadır.
MHP GRUBU ADINA MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu olarak, dün yaşadığımız elim helikopter kazasında kaybettiğimiz 5 şehide
yüreklerimiz yandı. Şehitlerimize rahmetler diliyoruz, aile yakınlarına ve
silah arkadaşlarına başsağlığı diliyoruz, sabır diliyoruz. Yüce Allah bir daha
böyle bir kazayı, böyle bir acıyı Türk milletine, Türk Silahlı Kuvvetlerine
yaşatmasın. Milletimizin ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin başı sağ olsun. Bu
sözleri söyleyerek, Borçlar Kanunu üzerinde Milliyetçi Hareket Partisinin
görüşlerini ifade etmeye başlayacağım.
Değerli milletvekilleri,
bugün 23’üncü Yasama Döneminin çok özel bir oturumunu yapmaktayız. İlk defa
Meclisimiz çok önemli bir kanun üzerinde, bir temel kanun üzerinde ittifak
yaparak, uzlaşarak bir program dâhilinde ama bu kanunların çıkartılması iradesi
üzerinde ittifak ederek bir görüşme yapmaktadır, bir müzakere yapmaktadır.
Aslında her defasında ifade ediyoruz ama ne yapalım ki böyle, burada bir
müzakere yapmamız lazım. Türk hukuk sisteminin çok temel bir kanunu,
birbirleriyle irtibatlı olan, yani Türk Medeni Kanunu, Türk Borçlar Kanunu,
Türk Ticaret Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu gibi gerçekten Türk yargı
sisteminin, hukuk sisteminin temel taşlarıyla ilgili temel değişiklikler yapan,
hatta yeniden yazan bir kanunu, bir kanun paketini müzakere ediyoruz. Ama
maalesef Meclisimiz, şu üç yıl dolmuş olmasına rağmen bir türlü müzakere moduna ulaşamadı. Bu üzüntümüz ama ben görüşlerimizi
Meclisimizin dikkatinden çok milletimizin ve ilgili kesimlerin dikkatine sunmak
istiyorum.
Değerli milletvekilleri,
Borçlar Kanunu özel hayatın tüm alanlarını ilgilendiren bir temel kanun. Mevcut
818 sayılı Borçlar Kanunu mülga, yeni bir borçlar kanunu yazıyoruz. Sekiz
yıllık bir komisyon çalışmasından sonra, üç yıldır da Meclisimizde bekleyen bu
Borçlar Kanunu maalesef, Hükûmetin uzlaşmaz, iktidar
partisi grubunun uzlaşmaz tavrıyla bu dönem çıkmamak gibi bir tehlikeyle karşı
karşıyaydı. Hatta Sayın Başbakanın bu kanunların yani Borçlar Kanunu, Ticaret
Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2011 seçimlerinden sonra oluşacak
24’üncü Dönem Meclisinde görüşüleceğini beyan etmiş olması gerçekten bu konuda
iktidar partisinin sorumluluğunu ortaya koymaktadır. Taraflar
arasında, iktidar ve muhalefet arasında bir uzlaşma aramadan, aramakta ısrar
etmeden, bir sonuç itibarıyla bu kanunlar artık çıkmayacak diye ertelemenin
hiçbir şekilde bir mazereti olmaz ama daha da sıkıntılı bir husus, bu temel
kanunların çıkmayışının sorumlusu olarak da muhalefeti göstermeleri, özellikle
de Milliyetçi Hareket Partisini göstermeleri asla kabul edilemez.
Borçlar Kanunu bir temel
kanundur, Medeni Kanun’un devamı, cüzü mahiyetindedir. Medeni Kanun 21’inci
Yasama Döneminde bir uzlaşmayla çıkartılmıştır. Bunun devamı olarak Borçlar
Kanunu’nun çıkartılması gerekmektedir. Borçlar Kanunu çıkartılmalıdır ki Türk Ticaret
Kanunu da çıkartılabilsin. Dolayısıyla bunun ertelenmesinin hiçbir haklı
gerekçesi olmaz ama bir uzlaşmayla çıkartılması da bir zorunluluktur.
Değerli milletvekilleri,
değerli izleyenlerimiz; bu beş kanun yani Borçlar Kanunu, Ticaret Kanunu, Hukuk
Muhakemeleri Kanunu ve bunların yürütme kanunları, yürürlük ve uygulama
kanunlarının toplamı 2698 maddeden oluşmaktadır. Dolayısıyla bu 2698 maddelik
kanunu müzakere etmeden, burada karşılıklı, komisyonlarda karşılıklı
tartışmadan, önergelerle muhalefetin katkısını talep etmeden, iktidarın el
kaldırıp indirmesiyle çıkartmak iddiası aslında mümkün değildi, bunu herkes de
gördü ama uzlaşma temin etmek sorunu da siyasi iktidarın.
Değerli milletvekilleri, bu
noktada siyasi iktidarın, iktidar partisi grubunun sorumlu ve suçlu olarak
muhalefeti göstermesini, özellikle de Milliyetçi Hareket Partisini göstermesini
asla kabul edemeyiz. Bu sebeple biz grup olarak, Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu olarak bu kanunların, bu üç kanunun, bu üç temel kanunun ve iki uygulama
kanununun bu dönemde, 23’üncü Dönemde çıkartılması hususunu ısrarla kamuoyu
önünde talep ettik ve Meclis Başkanını bu noktada göreve davet ettik. Sonuçta,
Meclis Başkanının başkanlığında yürütülen çalışmalarla, kurulan üç komisyonun
yirmi günlük bir çalışması sonrasında bu kanun buraya getirildi ve bugün
müzakeresine başladık.
Buradan herkese ifade
ediyorum: Bu kanunların çıkmasıyla ilgili Milliyetçi Hareket Partisinin
mutabakatı var. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak diyoruz ki: Bu kanunlar
bu dönemde çıkmalı çünkü piyasa bekliyor, ekonomik hayat bekliyor, özel hayatın
her alanı bekliyor. Oluşturulan beklenti ertelenemez noktada dolayısıyla bu
kanunlar çıkmalı ama içeriği konusunda muhalefetin verdiği önergelerin
hiçbirinin kabul edilmemiş olması bu konudaki itirazımızı ortadan kaldırmaz.
Biz bu kanunun çıkmasıyla mutabıkız, içeriğiyle mutabık değiliz, içeriğinde
birçok kabul etmediğimiz, eksik bulduğumuz, yanlış bulduğumuz ve gelecekte
birçok soruna dönüşme ihtimali olan düzenleme var. Dolayısıyla bu kanunun
sorumluluğu, bu kanunun getirdiği uygulamaların sorumluluğu, o uygulamalarda
yaşanacak sorunların sorumluluğu iktidar partisine aittir ve ilgili taraflara
aittir.
Bu
uzlaşma arayışları içerisinde hem Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinden hem de
Ankara Ticaret Odasından bu konuyla ilgili görüşlerinin, bu konuyla ilgili
taleplerinin bize iletilmesini istedik ama anlaşılmaktadır ki, bu kanun
üzerinde ilgili kesimler ekonomi ve ticaret hayatının kurumsal yapısı da bir
mutabakat, bir müzakere, bir inceleme zahmetine katlanmamışlar ve sonuç
itibarıyla bu kanun eksiklikleriyle çıkıyor.
Değerli milletvekilleri,
bakınız, bu kanunun eksikliklerini ilk üç bölümde Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu sözcüleri, Sayın Faruk Bal, Genel Başkan Yardımcımız, ısrarla, burada,
her maddede önerge vererek, gerekçelerini ifade ederken ortaya koydu. Bu
kanunla bir hafızayı siliyorsunuz, getirdiğiniz dil, işte seksen beş yılda
oluşan ticaret hayatımızın, ekonomik hayatımızın tüm tanımlarını allak bullak
ediyor.
Her şeyden önce şu: Bakınız,
bu kanun 649 madde. Bu 649 maddenin hepsi yeni değil, eski Kanun’un büyük
kısmını taşıyorsunuz. O taşımanızda eski terimleri devam ettiriyorsunuz ama
yeni yaptığınız düzenlemelerde öyle terimler getirmişsiniz ki anlaşılması
mümkün değil. Nasıl anlaşılacak, nasıl kabul edilecek? İçinizde çok sayıda
hukukçu var -şimdi ben buradan şöyle bir bakarak çıkardım- mesela “giderim
yükümlülüğü” ne demek? Bunun neresi Türkçe? “Giderim borcu” nasıl anlaşılacak?
Öyle anlamlar var ki eski terimlerle yeni terimler birbirinin içine girmiş.
Dolayısıyla, değerli
milletvekilleri, uzun emekler sonrası deneme yanılma metoduyla kabul edilen,
oluşan, gelişen bir hafızayı burada sıfırlıyorsunuz; yenisini de ikame ederken
bir tutarlılık, bir bütünlük ortaya koymuyorsunuz. Ne olacak sonuç? Türk Ceza
Kanunu’ndaki sonuç olacak. Bakın, bugün ülkemizde hepimizin tenkit ettiği,
vicdanları yaralayan bir tahliye meselesiyle karşı karşıyayız. Niye bu
tahliyeler? Çünkü Yargıtayın yükü o
kadar çok artırıldı ki, Türk Ceza Kanunu’nda yapılan değişikliklerle geriye
dönük, yani getirdiğiniz değişikliklerin lehte olanlarının yeniden gözden
geçirilmesine dair taleplerin karşılanması konusunda Yargıtayın
yükünü o kadar çok artırdınız ki bugün gelinen noktada maalesef işte, herkesin
ve herkesten çok Hükûmetin tenkit ettiği bir sonuçla
karşı karşıyız. Ben buradan Sayın Adalet Bakanımıza daha önce de ifade
ettim yani bu tahliyeleri önceden öngörememiş olmayı hiçbir şekilde
anlatamazsınız. Adalet Bakanlığının tüm kayıtları önünüzde. Bu
kayıtlara göre bu tahliyelerin yaşanacağını bilmeniz gerekirdi ve gereken
tedbiri almanız gerekirdi. Bugün televizyonlara çıkarak Yargıtayı
suçlamaya bence hakkınız yok. Aynı süreci yarın Borçlar Kanunu’nda da
yaşayacağız.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi
tamamlayınız Sayın Şandır.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) –
Değerli milletvekilleri, Türk Ceza Kanunu’nda yaptığınız değişiklerle, şimdi
Borçlar Kanunu’nda, sonra Ticaret Kanunu’nda, sonra Hukuk Muhakemeleri
Kanunu’nda yapacağınız değişikliklerle gerçekten, oluşmuş bir teamülü, oluşmuş
bir hafızayı, oluşmuş bir kültürü ortadan kaldırıyor, yerine yeni ikame
ettiğinizin de yeterince tartışılmadığı gibi bir gerçek ortadadır. Ne olacak
sonuç? Sonuç ortada, yaşanan tahliyelere karşı bugün herkesten çok Hükûmet tarafının, Hükûmet
partisinin, iktidar grubunun, Sayın Başbakanın, sayın bakanların itiraz etmesi
ve Yargıtayı suçlaması gibi bir sonuçla yarın da
karşılaşacağız. Kısacası, özü şu: Değerli milletvekilleri, Türkiye’nin çivisini
çıkardınız, yargının çivisini çıkardınız. Türkiye’nin gerçekten kurallarını
değiştirirken yeni tutarlı kurallar koyamamanın sonucu, bugün maalesef işte
karşıya geçip birilerini suçlamak gibi bir acziyetin
içine düşmek gibi bir garabetle karşı karşıyasınız. Bunun sorumluluğu sizindir.
Bu kanunlar çıksın, ama bu kanunların içeriği birçok yanlışlıklarla doludur. Bu
yanlışlıkların düzeltilmesi sayın Hükûmetin
sorumluluğundadır.
Saygılar sunuyor, teşekkür
ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz
Sayın Şandır.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk.
Buyurun Sayın Öztürk. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Borçlar Kanunu
Tasarısı’nın dördüncü bölümü üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi adına söz aldım.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama başlamadan Venture’un çok güzel bir sözünü sizlere anımsatmak
istiyorum: “Kanunlar malzemelerini geçmişten alır, fakat geleceğe yöneltirler.”
Tabii, kanunların malzemelerini geçmişten alıp geleceğe yöneltmeleri soyut ve
genel kural içermeleriyle mümkündür ve kanunların yapılış sürecinde hukuka
uygunluklarıyla mümkündür. Şayet, siz kanunları somutlaştırırsanız o kanunlar
daima geçmişte yaşamaya mahkûm kalırlar. Bugün, bu süreçte 649 maddelik Borçlar
Kanunu’nu görüşüyoruz, ardından 458 maddelik Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve
1.535 madde asıl, 5 madde geçici olmak üzere toplam 1.540 maddelik Türk Ticaret
Kanunu’nu görüşeceğiz.
Değerli milletvekilleri, hem
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun hem Borçlar Kanunu’nun hem de Türk Ticaret
Kanunu’nun görüşülme sürecine baktığımızda, salt Parlamentonun çoğunluğuna
dayanarak, Parlamentodaki çoğunluk partisinin sayısal gücüne güvenerek, kanun
yapma tekniğine, usulüne, adabına uyulmadan kanun yapma ısrarının ne kadar
yanlış olduğu bu süreçte görülmüştür. Demek ki kanunlar yapılırken sadece
Parlamentodaki iktidar partisinin sayısal çoğunluğuna güvenerek yola çıkmak ve
Parlamentoya dayatmak, komisyonları devreden çıkartmak, iktidar partisinin
istediği düzenlemeleri yapma noktasında ısrarlı olmak çok doğru olmamıştır. İki
sene, bu kanunların çıkarılmayışı yüzünden kaybedilmiştir. Bunun sorumlusu
AKP’nin uzlaşmaz tutumudur. AKP’nin iki senedir, Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu
ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda, kanun yapma konusunda uzlaşmaz tavrı
olmamış olsaydı, bugün, bu kanunlar çoktan çıkacaktı. Hatta,
değerli milletvekilleri, oturup bu kanunlarda enine boyuna tartışma olanağımız
olacaktı, bu kanunların içerisindeki yanlış hükümleri ayıklama olanağımız
olacaktı ama bu kanunların içerisindeki bu yanlış hükümlerin ayıklanma olanağı
olmadı. Şimdi, piyasanın ve iş çevrelerinin, iş dünyasının talepleri de dikkate
alındığında, bu kanunların bir an önce çıkarılması gibi bir dayatmayla
Parlamento karşı karşıya kaldı.
Bizim,
Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bu üç kanun içerisinde beğenmediğimiz, itiraz
ettiğimiz çok ciddi maddeler vardır ancak biz, kamuoyunun da ekonomi ve iş
dünyasının da bu konudaki hassasiyetini dikkate alarak, Meclis İç Tüzüğü’nden
kaynaklanan birtakım haklarımızı kullanmıyoruz; bunu, sadece bu üç kanunun bir
an önce yasalaşması ve bu konudaki beklentilerin karşılanması adına yapıyoruz
yoksa bu, kanunun içeriğindeki tüm düzenlemelere katıldığımız, tüm
düzenlemeleri benimsediğimiz anlamına gelmemelidir. İçerisinde
gerçekten katıldığımız düzenlemeler vardır. Hakikaten, Adalet Komisyonunun
çalışmaları sırasında bizim de katkı koyduğumuz ve gerçekten devrim niteliği
taşıyan düzenlemeler de vardır ve olmaması gereken düzenlemeleri de
içermektedir. Ama gönül isterdi ki bu kanunları biz enine boyuna tartışalım,
ilgi kurum ve kuruluşların görüşlerini alalım, Türkiye’deki objektif durumu
objektif şekilde tahlil edelim ve hepsini değerlendirdikten sonra, ona göre,
daha güzel, daha uygun ve daha çağdaş bir kanun yapalım ama bugüne kadar, bu
uzlaşmaz tutum nedeniyle getirildi.
Biz bu kanundaki, bu
kanunlara yönelik tüm itirazlarımızı, muhalefet şerhinde belirttiğimiz
hususları sadece dondurarak ve demin de söylediğim gibi Meclis İç Tüzüğü’nden
kaynaklanan haklarımızı durdurarak, dondurarak, hatta bu haklarımızdan feragat
ederek -sırf kamuoyunun bu beklentisini karşılamak adına- bu kanunun
geçmemesini sağlamayacağız, geçmesine geçit veriyoruz değerli arkadaşlarım.
Demin de görüldüğü gibi,
üçüncü bölüm, belki Parlamento tarihinin görmediği bir hızlılıkta gerçekleşti,
bundan sonraki bölümler de bu hızla gerçekleşecek. 649 maddelik Borçlar Kanunu
belki birkaç saat içerisinde gerçekleşmiş olacak.
Böylesine bir kanun yapma
tekniği, adabı ne kadar doğrudur, ben bunu da yüce milletin takdirine sunmak
istiyorum. Böylesine bir kanun yapma tekniğinin ve bu süreçte, kanun yapma
sürecinde gösterilen özensizliğin sonuçları, bugün, Ceza Muhakemesi ve Ceza
Kanunu’nda yapılan değişikliklerle kendilerini göstermektedir. 2005 yılında yapılan Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu’ndaki
özensizlikler, ondan sonra tekrar tekrar aynı
kanunlarda değişiklik yapılması zorunluluğunu ortaya çıkarmış ve karara
bağlanan dosyalar her seferinde mahkemeler tarafından yeniden ele alınmak
durumunda kalınmış ve Yargıtayca o dosyaların yeni
çıkan yasalara göre yeniden incelenme ihtiyacı duyulmuş ve yerel mahkemelere
gönderilmiş. Böylelikle, ceza mahkemelerinde çok ciddi yığılmalar olmuş
ve yargıyı işleyemez hâle getirmiştir. Siyasi iktidar da bu süreç içerisinde
yargının, ceza yargısının hızlandırılması için hiçbir etkin, somut adım
atmadığı için, artık, bugün, ceza yargısı işleyemez hâle gelmiş ve yapılan
uygulamalar da kamuoyunda halkın tepki göstermesine neden olmuş ve kamuoyunda
büyük infialler meydana gelmiştir. Yarın da bu medeni kanunlarda, Borçlar
Kanunu ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve Ticaret Kanunu’nda yapılan bu
özensizlikler, yasa yapma sürecindeki özensizlikler, sonuçlarını ileriki günlerde
doğuracaklardır. Önümüzdeki günlerde bu yasalar uygulamaya konulduğunda, bu
yasaların da ne kadar özensiz, ne kadar dikkatsiz hazırlanmış olduğunu hep
beraber göreceğiz.
Bizim buradaki dikkatimiz,
buradaki uyarımız hep bu özensizliği gidermek yönünde olmuştur. Parlamento bir
kanun çıkardıktan sonra, bu kanun asırlara hükmetmelidir çünkü Borçlar Kanunu
temel bir kanundur, Ceza Kanunu temel bir kanundur, yine Hukuk Usulü
Muhakemeleri Kanunu hukuk mahkemelerindeki yargılamaların nasıl yapılacağı
konusunda temel kanundur, Türk Ticaret Kanunu da ticaret hayatımızı
ilgilendiren temel bir kanundur. Böylesine bir temel kanun yapılırken bu temel
kanunun yıllarca değil, belki asırlara hükmetmesi gerektiği dikkate alınarak
bence yapılmalıdır ama bu özen hiçbir şekilde gözükemiyor.
Değerli arkadaşlarım, bu
Borçlar Kanunu’nda benim en çok dikkat çekmek istediğim bir hususu burada
paylaşmak istiyorum: Kira sözleşmesinde bunu biz muhalefet şerhimize koyduk,
Borçlar Kanunu’nun muhalefet şerhinde Cumhuriyet Halk Partisi Adalet Komisyonu
üyelerinin muhalefet şerhi vardır, o da şudur: “Zayıfın korunması sosyal hukuk
devleti olmanın kaçınılmaz gereğidir. Burada önemli olan, sözleşmede hangi
tarafın zayıf olduğunun doğru belirlenmesidir. Ticari iş yerlerinde yahut
konutlarda esnaf ve benzeri güçteki kişi ve kuruluşların kiracı olmaları
hâlinde elbette ki zayıf olan taraf kiracıdır. Bu konumdaki kiracının yasa
yoluyla korunmaya değer çıkarları vardır. Tasarının buna yönelik hükümleri
doğrudur ancak iş yeri, konut ve diğer kiralarda kiracının devlet, tüzel kişi
şirket yahut ekonomik yönden çok güçlü büyük tacir veya topluluklar olması
hâlinde kira sözleşmesinde zayıf konumda olanın belirlenmesi farklılık
gösterir. Genel olarak bu grup kiracılar mal sahiplerine nazaran ekonomik olarak
zayıf değil, daha güçlüdürler. Ayrıca bu gruptakilerin çoğu işlemleri Türk
ticaret hukukuna bağlı olduğundan koruma hükümlerinden yararlanamazlar. Somut
olaya göre kiracının ve kiralayanın farklılık gösterdiği konumlarda eşitlik
kuralı uygulanmaz. Yoksul olan konut kiracısı ile ekonomik yönden güçlü tacir
eşit sayılamaz. Eşitlik, benzer konumda olanların aynı rejime tabi olmalarıdır.
Belirtilen nedenlerle tacir ve tüzel kişi kiracıların koruyucu hükümlerin
dışında bırakılmasını sağlayacak bir istisna hükmünün gerekli olduğuna
inanmaktayız.” Sanıyorum ve umuyorum ki AKP Grubu bizim bu uyarımızı dikkate
alır.
Ben, Borçlar Kanunu’muzun öncelikle Türkiye’ye, hukukçulara, yargıya ve
herkese hayırlı olmasını diliyorum. Yüce Meclise saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz
Sayın Öztürk.
Barış ve Demokrasi Partisi
Grubu adına Muş Milletvekili Sırrı Sakık.
Buyurunuz Sayın Sakık.
BDP GRUBU ADINA SIRRI SAKIK
(Muş) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Burada önemli bir yasa
görüşülüyor ama dün basın bültenini karıştırdığımda hemen karşımda 2002 yılında
Iğdır’da mükerrer oy kullanan bir annenin dramını gördüm. Mükerrer oy
kullandığı için yedi yıl ceza verilmiş ve “İkinci oyu niye kullandınız…” Oysaki
bu ülkede, yani yüzde 10’luk barajı aşmayanların nasıl oy hırsızlığı yapıp
diğer oylarla burada iktidar sürdürdüklerini görmüyorlar ama bir anne iki oy
kullandı diye iki buçuk yıl ceza alıyor, 7 çocuk annesi, 2 çocuğu da özürlü.
Türkiye’mizde yargı işte bu yani kişiden kişiye değişiyor. Yani, bu yüz karası
olan yüzde 10’luk barajı değiştirmezsiniz ama bir anne, okuma yazması yok, bu
anne iki oy kullanıyor, mükerrer oy kullandı diye, iki buçuk yıl ceza alıyor.
M. NURİ YAMAN (Muş) – Yedi
buçuk yıl ceza aldı.
SIRRI SAKIK (Devamla) – Benim
notlarımda iki buçuktu ama…
M. NURİ YAMAN (Muş) – Yanlış
o.
SIRRI SAKIK (Devamla) –
Şimdi, ne yazık ki ülkemiz böyle. Bir tarafta yani onlarca
cinayet işleyen katiller ellerini kollarını sallayarak dolaşıyorlar ama bizim
ülkemizde, bir tek Kürtçe yayın yapan Azadiya Welat gazetesi Yazı İşleri Müdürü Vedat Kurşun, yüz altmış
altı yıl ceza alıyor, şu an cezaevinde; yine, Yazı İşleri Müdürü Emine Demir,
elli altmış yıl ceza alıyor, şu an aranıyor; Orhan Kılıç, yirmi yedi yıl ceza
alıyor ve şu an cezaevinde ve bizim ülkemizde basın özgürlüğünden bahsedilir,
bizim ülkemizde demokrasiden ve adaletten bahsedilir. Oysaki son
günlerde, bu Hizbullah sanıklarının yani 102’nci maddeyle, CMUK’un 102’nci
maddesinden özgürlüklerine kavuşanların Türkiye’de nasıl her gece ekranlara
yansıdığını bir bütün olarak görüyoruz sanki bütün sorun o tahliyelerdeymiş
gibi. Oysaki biz hepimiz geçmişe doğru bir yolculuk yaparsak sadece o dönemde
bu şahıslar değil, bu şahısları bu suçlara iten, bizim o dönemde Türkiye'nin de
bildiği adı “Hizbulkontra” olan o kontranın bir an
önce ortaya çıkması gerekir sadece o işin failleri değil. Onlar, evet,
tetikçilik yapanlar var ama o işi örgütleyen kimlerdi, siyasal aktörleri
kimlerdi? O dönemin Cumhurbaşkanından, Genelkurmay Başkanından, olağanüstü hâl
valilerinden, bir bütün olarak… Batman Valisi bu konuda mahkûm oldu. İşte, hep
söylediğimiz bu. Siz bir hakikatleri araştırma komisyonu kurmazsanız, siz
sorunları çözemezsiniz yani bakın, Yargıtayda
davalar, bizim davalarımız iki yılda, bir yılda… Belediye başkanlarımız
düşüncelerinden dolayı mahkûm oluyorlar ve bunların hiçbiri tutuklu olmadığı
hâlde on ayda, on beş ayda dosyaları Yargıtaydan
tasdik olup gidiyor. Ama bu koca davalar, bu ağır davalar, onlarca cinayet işleyenler…
Yargıtayda neden dosyalar üste çıkmıyor? Çünkü sorun
Kürtler ve BDP olunca bir zeytinyağı gibi dosyalar Yargıtayda
suyun yüzeyine çıkıyor ve mahkûmiyet kararı veriliyor ama diğer sanıklar
olunca, ne hikmetse, bununla ilgili yargı aksak bir şekilde devam ediyor.
Eğer gerçekten, bu sorunları
çözeceksek, bu sorunların üzerine gideceksek Adalet Bakanlığının bütçesi 1,4
olmamalıdır. Millî Savunma Bakanlığının bütçesi 5,27’dir. Oysaki biz Millî
Savunma Bakanlığının nasıl örtülü ödeneklerden beslendiğini de biliyoruz. Siz,
gerçekten, hukukun, huzurun ülkesini mi yaratmak istiyorsunuz, yoksa asayiş
mantığıyla, yoksa polis ve asker mantığıyla mı bu sorunları çözmek
istiyorsunuz?
İşte, burada bunları dile
getirdiğimiz zaman Millî Savunma Bakanı çıkıp bizi ordu düşmanı ilan etti. Biz
ordunun düşmanı falan değiliz. Biz ordunun siyasal iradeye saygı göstermesini
istiyoruz, ordunun yasaların dışına çıkmamasını istiyoruz. Orduya bu kadar
paralar heba edilirken, biz hukuka, adalete, eğitime, sağlığa daha çok bütçenin
ayrılmasını istedik. Onun için de bugün diyoruz ki: “1,4 rakamlarıyla siz bu
ülkede adaleti sağlayamazsınız.” Zaten bugün Hizbullah davasında da, diğer
sanıkların tahliyesinde de sığındıkları şey: “Efendim, hâkimler yeterli değil.”
Ama bu parayla siz ne hâkim kadrosunu kurabilirsiniz -bu bütçeyle- ne de
içeride tuttuğunuz insanları insan gibi yaşatabilirsiniz.
Hâlen cezaevinde 100’e yakın
insan var ve bu insanların büyük bir bölümü ölümle pençeleşiyor ve bu insanların
büyük bir çoğunluğu kanser hastası. Biz Barış ve Demokrasi Partisi olarak her
gün bu arkadaşlarımızla ilgili görüşmeler yapıyoruz, dosyalar hazırlıyoruz,
Sayın Adalet Bakanlığına gönderiyoruz, Cumhurbaşkanlığına gönderiyoruz,
Parlamentoyu bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz ama ne yazık ki
muhaliflere karşı, Orta Doğu mantığıyla, “Kalın içeride, kalın ve ölün.”
diyorlar. Bir sosyal devlette, bir hukuk devletinde, içeride olan her insan
onların vicdanıdır ve namusudur.
Onun için, Sayın Bakanım, eğer
siz bu insanların sorununa bir an önce eğilirseniz, bu insanlar hiç olmazsa son
günlerini ailelerinin yanında geçirirse, insanlığa karşı hepimiz, bir borcumuz
var, onu yerine getirmiş oluruz. Bu noktada -geçen gün de burada söyledim-
önemli adımlar attınız, 2 arkadaşı özgürlüğüne kavuşturdunuz. Biri kısa süre
sonra yaşamını yitirdi. Ne kaybetti ülkemiz? Kayıp mı ettik? Kayıp mı ettiniz?
Tam tersi. İşte, bu 100 arkadaşımızın da bir an önce özgürlüklerine kavuşması
gerekir.
Ne yazık ki bu ülkede sorun
Kürtler, sorun Kürtlerin demokratik talepleri olunca, Kürtleri bir kum
torbasına dönüştürmüşsünüz, sürekli, boksta, gelen herkes kum torbasına yumruk
sallıyor. İşte, bugünkü süreçte de yine aynı şey yaşanıyor. Yani Sayın
Cumhurbaşkanından iktidar ve muhalefet partilerine, bir bütün olarak,
seçimlerde, yeniden Kürt sorununun çözümüyle ilgili bir proje üretmektense, tam
tersine, sorunu bir kum torbasına dönüştürüp “Buradan nasıl nemalanabiliriz,
nasıl buradan iktidar çıkarabiliriz…”
Yıllardır buradan iktidarlar
çıktı, yıllardır buradan başbakanlar, cumhurbaşkanları çıktı. Kimi
cumhurbaşkanları ve başbakanların geçmiş dönemde yaptıklarından dolayı elleri
kanlıdır ve kirlidir, halka karşı, vicdanlara karşı suçludurlar ama ne
olursunuz, gelin, bu kanlı ve kirli döneme siz de ortak olmayın; sorunun
çözümüyle ilgili, oturun ve konuşun, yeniden bir şeyler yaratın.
Sayın Cumhurbaşkanımız
Diyarbakır’a gidiyor, sorunla ilgili adımlar atıyor ve orada herkes onu bağrına
basıyor ortada hiçbir şey olmadığı hâlde. Ama Sayın Cumhurbaşkanımızın dışında
Başbakanımız bu kürsüyü acımasız bir silah gibi kullanıyor. Nasıl dün akşam
Kuveyt’te gördüysek İsrail’e orada bir çıkış yapıyor, geliyor burada da
Kürtlere aynı çıkışı yapıyor. İsrail’deki çıkış Orta Doğu’yu dengeliyor,
buradaki çıkış da milliyetçi oyları dengelemeye çalışıyor.
Onun için bu sorunları oy
alanı, oy avcılığından bir an önce çıkarmamız lazım. Onun için hukuk, onun için
huzur, onun için eğer farklılıklarımız zenginliğimiz diyorsanız farklılıkların
anayasallaşması gerekir. Eğer farklılıklar ve azınlıklar bizim gerçeğimizse
bunların kurumlaşması gerekir. Yani siz yasalar düzeyinde ve kurumlarda bunlara
hayat hakkı tanımalısınız. Eğer bu farklılıklarımıza anayasal bir güvence
sağlayabilirsek ve kurumlarda bunlara temsiliyet
hakkı verebilirsek biz sorunlarımızı gerçekten çözebiliriz. Onun için
sorunların çözümü konusunda hepimizin acıları var.
Bakın, Cumartesi Anneleri
-300’ün üzerinde oldu- Galatasaray Lisesinin önünde sürekli eylem yapıyorlar ve
kayıp olan çocuklarını arıyorlar, hukuk arıyorlar, bu ülkede çocuklarının
katillerini arıyorlar. Biz de onların duygularıyla, gelin hep birlikte onların
duygularına tercümanlık edelim, onların çocuklarını bulmak için komisyonlar
oluşturalım.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi
tamamlayınız.
SIRRI SAKIK (Devamla) –
Onların çocuklarının katillerini bulacak bir sözleşmeye hep birlikte imza
atalım.
Teşekkür ediyorum. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz
Sayın Sakık.
Adalet ve Kalkınma Partisi
Grubu adına Malatya Milletvekili İhsan Koca. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Buyurunuz Sayın Koca.
AK PARTİ GRUBU ADINA İHSAN
KOCA (Malatya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk Borçlar Kanunu Tasarısı’nın
dördüncü bölümü üzerinde AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce
heyeti saygıyla selamlıyorum.
Sayın konuşmacıların benden
önce ifade ettikleri gibi, Türk ekonomi, iş ve sosyal hayatının yoğun bir
beklenti içerisinde beklediği çok önemli bir kanun tasarısını partilerimizin,
gerek iktidar gerek muhalefet partilerinin mutabakatıyla, uzlaşmasıyla görüşmeye
başlamış bulunuyoruz. Elbette, bu uzlaşma, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına
diğer kanunlarımızda da, kanun tasarılarının görüşülmesinde de özlenen,
beklenen bir tabloyu oluşturdu. Bu tablonun oluşmasında emeği geçen tüm partili
arkadaşlara, partili milletvekillerimize ben huzurlarınızda teşekkür etmek
istiyorum.
Türk Borçlar Kanunu’na neden
ihtiyaç duyulduğu, yeni tasarıya neden ihtiyaç duyulduğu daha önceki
konuşmacılar tarafından belki ayrıntılı olarak açıklandı. Elbette mükemmeli
yakalamak mümkün olmayabilir. Bu tasarının da en iyisi yapılmasına çalışılmış
olmasına rağmen, 1998 yılından bu tarafa yaklaşık on yıllık bir çalışmanın
ürünü olmasına rağmen elbette eksikleri, belki noksanlıkları olacaktır,
uygulamada ortaya çıkan birtakım sıkıntılarla karşılaşılabilecektir. Bunların
giderilmesine yönelik olarak, yine partiler arasında varılan bir uzlaşmayla,
yürürlük tarihinin 1/7/2012 yılına bırakılması
konusunda görüş birliğine varılmış bulunuyor. Bu konuda ortak bir önerge
sunularak kanunun yürürlüğünün 1 Temmuz 2012 yılından başlaması sağlanarak
ortaya çıkabilecek sıkıntıların ve farklı düşüncelerin değerlendirilmesine ve
bu konuda yeni düzenlemeler yapılmasına da imkân sağlanmış olacak. Burada da
partiler arası uzlaşmanın çözüme ne kadar katkı sağlayabildiğini bir kez daha
yaşamış oluyoruz, müşahede etmiş oluyoruz. Yine burada da katkı sağlayan
milletvekillerimize, parti gruplarımıza bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.
Aslında, belki, bu konuda
yoğun emek ve mesai harcayan bilim kurulu üyelerine, başta sayın hocalarımız
olmak üzere, Adalet Bakanlığımızın değerli personeline ve Sayın Bakanımıza,
bakanlarımıza, kanunun hazırlanmasında gösterdikleri gayret ve çalışmalardan
dolayı da, katkılarından dolayı da bir milletvekili olarak teşekkür etmek
istiyorum.
İnşallah bu kanun,
kamuoyunun, Türk iş dünyasının, hukuk dünyasının, hukuk camiamızın
beklentilerine cevap verecek nitelikte olacaktır; eksiklerini, ihtiyaçlarını
karşılayacak nitelikte olacaktır; çok ciddi, köklü değişiklikler getirmektedir.
Mesela Kira Kanunu gibi ayrı bir kanunla düzenlenen çalışma, bu kanunda, bu
tasarıda tasarının içine alınarak bir ilk gerçekleştirilmiş oldu.
Yine, hocalarımızın, belki
dünyada çok az sayıda uygulanan haksız fiil tazminatlarında geçici ödeme
konusundaki düzenlemeler de inşallah herhangi bir aksilikle karşılaşmadan hukuk
sistemimizde uygulanmaya geçmiş olacak, hayat bulacak, bu da hukuk sistemimiz
açısından bir ilk olacak diye düşünüyorum.
Ben emeği geçen herkese
teşekkür ederek tasarının, başta hukuk camiamız olmak üzere, Türk milletine
hayırlı olmasını diliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve
CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Koca.
Başka söz talebi? Yok.
Soru-cevap yok.
Bölüm üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddeleri oylarınıza
sunacağım.
91’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
92’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
93’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
94’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
95’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
96’ncı maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
97’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
98’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
99’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
100’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
101’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
102’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
103’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
104’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
105’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
106’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
107’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
108’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
109’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
110’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
111’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
112’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
113’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
114’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
115’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
116’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
117’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
118’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
119’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
120’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Bölümdeki yer alan maddelerin
oylamaları tamamlanmıştır.
Beşinci bölüm, 121 ila
150’nci maddeleri kapsamaktadır.
Beşinci bölüm üzerinde söz
talebi yok.
Maddelerin oylamasına
geçeceğim.
121’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
122’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
123’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
124’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
125’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
126’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
127’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
128’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
129’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
130’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
131’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
132’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
133’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
134’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
135’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
136’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
137’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
138’inci madde üzerinde bir
önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 321 Sırasayılı Türk Borçlar Kanunu Tasarısının 138 inci
maddesine aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
“Bu madde hükmü yabancı para
borçlarında da uygulanır.”
Bekir Bozdağ Ali Rıza Öztürk Halil
Ünlütepe
Yozgat Mersin Afyonkarahisar
Mehmet Şandır Faruk Septioğlu Şevket Gürsoy
Mersin Elâzığ Adıyaman
BAŞKAN – Komisyon önergeye
katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Genel Kurulun takdirlerine bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükûmet?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN
(Hatay) – Katılıyoruz Sayın Başkan.
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) –
Gerekçe…
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarı ve komisyon raporu
gerekçeleri doğrultusunda hükmün ülke parası dışındaki borçlara da teşmilini
amaçlamaktadır.
BAŞKAN – Gerekçesini
okuttuğum önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge
doğrultusunda 138’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
139’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
140’ıncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
141’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
142’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
143’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
144’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
145’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
146’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
147’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
148’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
149’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
150’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Beşinci bölümde yer alan
maddelerin oylaması tamamlanmıştır.
Altıncı bölüm 151’inci madde
ile 180’inci maddeyi kapsamaktadır.
Bölüm üzerinde söz talebi
yoktur.
Maddelerin oylamasına
geçiyorum.
151’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
152’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
153’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
154’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
155’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
156’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
157’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
158’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
159’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
160’ıncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
161’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
162’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
163’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
164’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
165’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
166’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
167’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
168’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
169’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
170’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
171’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
172’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
173’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
174’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
175’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
176’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
177’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
178’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
179’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
180’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Böylece altıncı bölümde yer
alan maddelerin oylaması tamamlanmıştır.
Yedinci bölüm, 181 ila
210’uncu maddeleri kapsamaktadır.
Yedinci bölüm üzerinde söz
talebi yoktur.
Maddelerin oylamasına
geçiyorum.
181’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
182’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
183’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
184’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
185’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
186’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
187’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
188’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
189’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
190’ıncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
191’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
192’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
193’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
194’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
195’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
196’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
197’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
198’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
199’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
200’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
201’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
202’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
203’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
204’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
205’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
206’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
207’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
208’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
209’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
210’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Böylece yedinci bölüm içinde
yer alan maddeler kabul edilmiştir.
Sekizinci bölüm, 211 ile
240’ıncı maddeleri kapsamaktadır.
Söz talebi yoktur.
Maddeleri oyluyorum:
211’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
212’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
213’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
214’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
215’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
216’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
217’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
218’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
219’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
220’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
221’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
222’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
223’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
224’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
225’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
226’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
227’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
228’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
229’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
230’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
231’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
232’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
233’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
234’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
235’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
236’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
237’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
238’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
239’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
240’ıncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Böylece sekizinci bölümdeki
maddelerin oylaması tamamlanmıştır.
Dokuzuncu bölüm 241’inci
madde ile 270’inci maddeleri kapsamaktadır.
Bölüm üzerinde söz talebi
yoktur.
Maddelerin oylamasına
geçiyorum.
241’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
242’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
243’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
244’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
245’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
246’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
247’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
248’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
249’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
250’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
251’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
252’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
253’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
254’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
255’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
256’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
257’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
258’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
259’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
260’ıncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
261’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
262’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
263’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
264’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
265’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
266’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
267’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
268’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
269’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
270’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Böylece dokuzuncu bölümdeki
maddelerin oylaması tamamlanmıştır.
Onuncu bölüm, 271 ila
300’üncü maddeler arasını kapsamaktadır.
Bölüm üzerine söz yoktur.
Maddelerin oylamasına
geçiyorum.
271’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
272’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
273’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
274’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
275’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
276’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
277’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
278’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
279’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
280’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
281’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
282’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
283’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
284’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
285’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
286’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
287’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
288’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
289’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
290’ıncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
291’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
292’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
293’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
294’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
295’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
296’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
297’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
298’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
299’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
300’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Böylece onuncu bölümde yer
alan maddelerin oylaması tamamlanmıştır.
On birinci bölüm, 301’inci
madde ila 330’uncu maddeleri kapsamaktadır.
Bölüm üzerinde söz talebi
yoktur.
Maddelerin oylamasına
geçiyorum.
301’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
302’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
303’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
304’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
305’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
306’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
307’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
308’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
309’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
310’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
311’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
312’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
313’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
314’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
315’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
316’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
317’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
318’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
319’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
320’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
321’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
322’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
323’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
324’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
325’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
326’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
327’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
328’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
329’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
330’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Böylece on birinci bölümde yer
alan maddelerin oylaması tamamlanmıştır.
On ikinci bölüm, 331’inci
madde ile 360’ıncı maddeleri kapsamaktadır.
Söz talebi yoktur.
Maddelerin oylamasına
geçiyorum.
331’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
332’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
333’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
334’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
335’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
336’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
337’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
338’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
339’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
340’ıncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
341’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
342’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
343’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
344’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
345’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
346’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
347’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
348’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
349’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
350’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
351’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
352’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
353’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
354’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
355’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
356’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
357’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
358’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
359’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
360’ıncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Böylece on ikinci bölüm
içinde yer alan maddelerin oylaması tamamlanmıştır.
On üçüncü bölüm 361’inci
madde ila 390’ıncı maddeleri kapsamaktadır.
Bölüm üzerinde söz talebi
yoktur.
Maddelerin oylamasına
geçiyorum.
361’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
362’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
363’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
364’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
365’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
366’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
367’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
368’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
369’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
370’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
371’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
372’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
373’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
374’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
375’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
376’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
377’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
378’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
379’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
380’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
381’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
382’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
383’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
384’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
385’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
386’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
387’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
388’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
389’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
390’ıncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Böylece on üçüncü bölümde yer
alan maddelerin oylaması tamamlanmıştır.
On dördüncü bölüm 391’inci
madde ila 420’nci maddeleri kapsamaktadır.
Bölüm üzerinde söz talebi
yoktur.
Maddelerin oylamasına
geçiyorum.
391’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
392’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
393’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
394’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
395’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
396’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
397’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
398’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
399’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
400’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
401’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
402’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
403’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
404’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
405’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
406’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
407’nci madde üzerinde bir
önerge vardır; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 321 Sırasayılı Türk Borçlar Kanunu Tasarısının 407 nci maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Bekir Bozdağ M. Akif Hamzaçebi Mehmet
Şandır
Yozgat Trabzon Mersin
İbrahim
Binici Ferit Mevlüt Aslanoğlu
Şanlıurfa Malatya
"Çalıştırılan
işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan o ay
içinde ödenenlerin özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle
ödenmesi hususunda; tâbi olduğu vergi mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü,
çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri unsurları dikkate
alarak iş sahiplerini zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim,
ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakın, brüt ya da kanunî kesintiler
düşüldükten sonra kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine
Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı müştereken yetkilidir. Çalıştırdığı
işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel
olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tâbi tutulan iş
sahipleri, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit
istihkakını özel olarak açılan banka hesapları dışında ödeyemezler. Her ödeme
döneminde, işçiye hesap pusulası verilir. İşçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu
nitelikteki her çeşit istihkaklarının özel olarak açılan banka hesabına
yatırılmak suretiyle ödenmesine ilişkin diğer usûl ve
esaslar, anılan bakanlıklarca müştereken çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir."
BAŞKAN – Komisyon önergeye
katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yüksek Kurulun takdirlerine bırakıyorum efendim.
BAŞKAN – Hükûmet?
DEVLET BAKANI SELMA ALİYE
KAVAF (Denizli) – Katılıyoruz.
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Değiştirilmesini teklif
ettiğimiz Tasarının 407 nci maddesinin birinci
fıkrası, 818 sayılı Borçlar Kanununun 323 üncü maddesinin 17/4/2008
tarihli ve 5754 sayılı Kanunun 82 nci maddesiyle
değiştirilen birinci fıkrası metnidir. Tasarının söz konusu maddesinin birinci
fıkrasında ücretin, özel olarak açılan bir banka hesabına ödeneceği, emredici
bir kurala dönüştürüldüğü hâlde, değişiklik teklifimizde yürürlükteki Borçlar
Kanununun 323 üncü maddesinin birinci fıkrasındaki düzenlemenin daha esnek bir
hüküm içermesi nedeniyle, pratik ihtiyaçlara daha uygun bir çözüm öngördüğü göz
önünde tutulmuştur. Tasarının 407 nci maddesinin
birinci fıkrasının ikinci cümlesi, değişiklik teklifimizin üçüncü cümlesine
aktarılmıştır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen bu önerge
doğrultusunda 407’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
408’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
409’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
410’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
411’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
412’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
413’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
414’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
415’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
416’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
417’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
418’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
419’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
420’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Böylece on dördüncü bölüm
içindeki maddelerin oylaması tamamlanmıştır.
On beşinci bölüm üzerinde söz
talebi yok.
On beşinci bölüm 421 ila
450’nci maddeleri kapsamaktadır.
Maddeleri oylarınıza
sunacağım.
421’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
422’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
423’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
424’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
425’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
426’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
427’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
428’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
429’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
430’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
431’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
432’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
433’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
434’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
435’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
436’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
437’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
438’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
439’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
440’ıncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
441’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
442’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
443’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
444’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
445’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
446’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
447’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
448’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
449’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
450’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Böylece on beşinci bölüm
içinde yer alan maddelerin oylaması tamamlanmıştır.
On altıncı bölüm 451’inci
madde ila 480’inci maddeleri kapsamaktadır.
Bölüm üzerinde söz talebi
yoktur.
Maddeleri oylarınıza
sunacağım.
451’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
452’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
453’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
454’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
455’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
456’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
457’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
458’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
459’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
460’ıncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
461’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
462’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
463’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
464’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
465’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
466’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
467’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
468’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
469’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
470’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
471’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
472’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
473’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
474’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
475’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
476’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
477’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
478’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
479’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
480’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Böylece on altıncı bölüm
içinde yer alan maddelerin oylaması tamamlanmıştır.
On dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.49
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.04
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Gülşen ORHAN (Van)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 49’uncu Birleşiminin Üçüncü
Oturumunu açıyorum.
321 sıra sayılı Tasarı’nın
görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Şimdi on yedinci bölümün
görüşmelerine başlayacağız.
On yedinci bölüm üzerinde söz
isteyen? Yok.
On yedinci bölüm 481’inci
madde ila 510’uncu maddeleri kapsıyor.
Maddelerin oylamasına
geçiyorum.
481’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
482’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
483’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
484’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
485’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
486’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
487’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
488’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
489’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
490’ıncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
491’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
492’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
493’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
494’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
495’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
496’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
497’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
498’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
499’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
500’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
501’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
502’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
503’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
504’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
505’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
506’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
507’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
508’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
509’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
510’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Böylece on yedinci bölümdeki
maddelerin oylaması tamamlanmıştır.
On sekizinci bölüm 511’inci
madde ila 540’ıncı maddeleri kapsamaktadır.
Bölüm üzerinde söz talebi
yoktur.
Maddelerin oylamasına
geçiyorum.
511’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
512’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
513’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
514’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
515’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
516’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
517’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
518’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
519’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
520’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
521’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
522’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
523’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
524’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
525’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
526’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
527’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
528’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
529’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
530’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
531’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
532’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
533’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
534’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
535’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
536’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
537’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
538’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
539’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
540’ıncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Böylece, bölüm on sekizde yer
alan maddelerin oylaması tamamlanmıştır.
Bölüm on dokuz 541’inci madde
ila 570’inci maddeleri kapsamaktadır.
Bölüm üzerinde söz talebi
yoktur.
Maddelerin oylamasına
geçiyorum.
541’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
542’nci maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
543’üncü maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
544’üncü maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
545’inci maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
546’ncı maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
547’nci maddeyi kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
548’inci maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
549’uncu maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
550’nci maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
551’inci maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
552’nci maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
553’üncü maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
554’üncü maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
555’inci maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
556’ncı maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
557’nci maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
558’inci maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
559’uncu maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
560’ıncı maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
561’inci maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
562’nci maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
563’üncü maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
564’üncü maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
565’inci maddeyi kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
566’ncı maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
567’nci maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
568’inci maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
569’uncu maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
570’inci maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Böylece bölüm on dokuzdaki
maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Yirminci bölüm 571’inci madde
ila 600’üncü maddeleri kapsamaktadır.
Maddelerin oylamasına
geçiyorum.
571’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
572’nci maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
573’üncü maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
574’üncü maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
575’inci maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
576’ncı maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
577’nci maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
578’inci maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
579’uncu maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
580’inci maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
581’inci maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
582’nci maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
583’üncü maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
584’üncü maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
585’inci maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
586’ncı maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
587’nci maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
588’inci maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
589’uncu maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
590’ıncı maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
591’inci maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
592’nci maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
593’üncü maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
594’üncü maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
595’inci maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
596’ncı maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
597’nci maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
598’inci maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
599’uncu maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
600’üncü maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Böylece yirminci bölümdeki
maddelerin oylaması tamamlanmıştır.
Yirmi birinci bölüm 601’inci
madde ile 630’uncu maddeleri kapsamaktadır.
Bölüm üzerinde söz talebi
yoktur.
Maddelerin oylamasına
geçiyorum.
601’inci maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
602’nci maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
603’üncü maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
604’üncü maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
605’inci maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
606’ncı maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
607’nci maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
608’inci maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
609’uncu maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
610’uncu maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
611’inci maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
612’nci maddeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
613’üncü maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
614’üncü maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
615’inci maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
616’ncı maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
617’nci maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
618’inci maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
619’uncu maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
620’nci maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
621’inci maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
622’nci maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
623’üncü maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
624’üncü maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
625’inci maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
626’ncı maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
627’nci maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
628’inci maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
629’uncu maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
630’uncu maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Böylece yirmi birinci
bölümdeki maddelerin oylaması tamamlanmıştır.
Yirmi ikinci bölüm 631’inci
madde ila 649’uncu maddeyi kapsamaktadır.
Gruplar adına söz talebi
vardır.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Ordu Milletvekili Rahmi Güner konuşacaktır.
Buyurunuz Sayın Güner. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA RAHMİ GÜNER
(Ordu) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 321 sıra sayılı Türk Borçlar
Kanunu Tasarısı üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, sayın
milletvekilleri; gerçekten tarihî bir gün olarak bunu algılıyorum. Çünkü bu
Borçlar Kanunu 4 Ekim 1926 tarih, 818 sayılı olarak kanunlaşmış ve Türkiye
Cumhuriyeti’nde seksen dört senedir uygulanan bir borçlar kanunudur.
Değerli arkadaşlarım, bu
kanunun hazırlanmasında, yeni kanun tasarısının hazırlanmasında çok değerli
bilim adamları çalıştı ve bu bilim adamlarıyla birlikte biz de hem alt
komisyonda hem komisyonda beraber çalıştık. Bu kanunun sistematiği üzerinde
belki bazı eleştiriler olabilir ama dilinin sadeleştirilmesi, hukuk
terimlerinin yerleşmesi açısından çağdaş bir hukuk dilinin bu Borçlar
Kanunu’nda uygulanmasını gerçekten önemli bir olay olarak kabul ediyorum.
Yine Türkiye’de karşılığı
olmayan belki bazı çalışmaların, bazı hizmetlerin belirlenmediği bir kanun
tasarısı da, kanun maddeleri de bu tasarıda uygulanmış. Bunların içinde en
önemlisi ev hizmet kanunları şeklinde girmiştir. Bu sözleşmelerin gerçekten
Türkiye’de bir boşluğu doldurduğu kanaatindeyim.
Yine kira kanununda bazı
yenilikler getirilmiş ama biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bazı noksanların
olduğunu da bu kira kanununda tespit ettik. İnşallah zamanla bu da düzeltilir
düşüncesindeyiz. Çünkü kira kanunları daima mağdurun yanında uygulanacak olan
kanunlardır.
Yine 6570 sayılı konut ve
çatılı işyerleri hakkında uygulanan bir kanun vardı. Dikkat edilirse bu Kanun
da maddeler arasına sokuşturulmuş ve şunu da söylemek istiyorum: Bunu biraz
yadırgamış durumdayım. Çünkü 6570 sayılı Yasa ayrıca bu Borçlar Kanunu’nun
dışında yürürlüğe girmiş ama birçok içtihatlara, birçok uygulamalara konu
olmuş, uygulanmış olan maddelerdir. Bu Kanun’un bu şekilde bu kanun kapsamında
maddeler arasına serpiştirilmesini de uygun bulmadığımızı belirtmek istiyorum.
Yine değerli arkadaşlarım, bu
kanunda, gerçekten, hizmet akitleri gibi bazı akitler daha geniş kapsam
alabilirdi çünkü çağımızın en büyük sorunlarından biri de hizmet akitleridir.
Bu akitlerin uygulanmasındaki sorunlara ışık tutacak temel kanun Türk Borçlar
Kanunu’dur.
Yine, bu kanunun çok önemli
bir kısmının ben noksan olduğu görüşündeyim ve arkadaşlarımızla görüşümüz de
aynı doğrultudadır. Bugün hukuk mahkemelerinde çok önemli yer teşkil eden
konulardan biri de eser sözleşmeleridir. Dikkat ederseniz müteahhitlerle,
taşeronlarla ve bu iş, eser sahipleriyle en büyük sıkıntılardan biri taahhüt
edilen bu eserlerin yarıda bırakılması, tamamlanamaması gibi durumlardır.
Dikkat ederseniz bu konunun, başlı başına bir hukuk sorunu olan bu eser sözleşmelerinin
önemli bir şeyini teşkil eden İmar Yasası’dır. İmar Yasası’nın daha geniş
kapsam bulabilmesi için, onun çok daha tatbikî şekilde olması için bu eser
sözleşmelerinin Borçlar Kanunu’nda çok daha detaylı düzenlenmesi gerektiği
görüşündeyim.
Yine değerli arkadaşlarım,
elbette ki yeni çağa uyan sözleşmeler var, bu
sözleşmelerin bugün İnternet sahasında uygulanması var, bunların bağlayıcı
durumları, bağlayıcı olmayan durumları gibi birçok şey var ve bunlar bu Borçlar
Kanunu’muzda düzenlenmiştir. Gerçekten, bunun
uygulamalarda birçok ihtilafa, birçok soruna çözüm getireceği görüşündeyim.
Yine, bu Borçlar Kanunu’nda
tatbikatta en büyük sıkıntı çekilen bir husus da adi ortaklık şeklindeki
hükümlerdir. Değerli arkadaşlarım, adi ortaklık bugün iş sahasında, bilhassa
esnaf arasında çok gündemde olan, uygulanan bir ortaklık şeklidir. Bu
ortaklığın bir şekle bağlanmaması, bu ortaklıktaki bazı edimlerin,
yükümlülüklerin belirtilmemesi de yine çözümde büyük sıkıntılar doğurmaktadır.
Mahkemeler belki çok daha basit çözecek olduğu bu konuların uzun sürede
çözümlenmesinde sıkıntı çekme durumlarındadır. Bu şekilde bazı noksanlıklar
var.
Gerçekten bazı sıkıntılar
doğuracak durumlar olmasına rağmen bir borçlar kanununun bu şekilde seksen dört
senedir yürürlükte olan Borçlar Kanunu’nun yerine tatbike konulması ve bu
konuda bugün 11/1/2011 tarihinde yüce Meclis
tarafından bu kanunun kabul edilmesinin de iyi bir gelişme olduğu görüşündeyim.
Birçok sorunların çok daha rahat çözülmesine yardımcı olacaktır ama bazı
tatbikattaki sıkıntıların giderilmesinde de ayrıca madde madde
yine bu yüce Meclise gelip onların da giderileceği görüşündeyim. Biz Cumhuriyet
Halk Partisi olarak bu kanunun bu şekilde düzenlenmesine elbette ki taraftarız
ama birçok noksanlıkların olduğunu da burada söylemek durumundayız.
Değerli arkadaşlarım, bu
kanunların çıkması, bu kanunların tatbik edilmesinin birçok hizmet dallarındaki
sıkıntıların giderilmesi açısından çok yararlı olduğu görüşündeyiz. Şimdi,
Borçlar Kanunu bugün geçiyor, şimdi Tebligat Kanunu geçecek, yine ondan sonra
da Hukuk Muhakemeleri Kanunu gündeme gelecek, Ticaret Kanunu gündeme gelecek ve
bu kanunların da Meclisten geçeceği görüşündeyim. Yalnız, şunu belirtmek
istiyorum: Değerli arkadaşlarım, bugünkü hukuk mahkemelerinin yapılanmasında,
bugünkü hukuk mahkemelerinin karar verirken birçok maddelerden, birçok
uygulamalardan istifade edememesinin bazı gecikmelere neden olduğu
görüşündeyim. Sadece ceza mahkemelerinde değil, hukuk mahkemelerinde de beş
sene, on sene karar verilememe durumu vardır. O mahkemelerdeki sorunların
çözülememesinden de o tarafların, davacı ve davalıların büyük sıkıntı
çektikleri görüşündeyim. Ben bir hukukçu olarak mahkemelerde hep bu sıkıntıları
çektik ve bugün de bu sıkıntılar devam etmektedir. Mahkemelerin çok daha iyi
yürümesi için bugün hukuk mahkemelerinde de -inşallah usul hukukunda bu
görüşülecektir- çok daha yenileşmenin, çok daha çağdaş uygulamaların gündeme
geleceği görüşündeyim.
Değerli arkadaşlarım, bu
kanunların uygulanmasında hiçbir zaman başka bir eyalet sisteminin, başka bir
hukuk düzeni olan ülkelerin hukukundan yararlanılmamıştır. Bu kanun yapılırken
bilim adamları bilir, bugün İsviçre’nin mehaz kanunlarından, Alman Borçlar
Kanunundan, Fransız Borçlar Kanunundan ve Türkiye’deki bu kanunda görüşü olan doktriner görüşlerden istifade edilmiştir. Bir de yüce
mahkemenin, Yargıtayın içtihatlarından istifade
edilerek bu kanun yapılmıştır. Şunu söylüyorum: Bugünkü parlamenter sistemde,
bugünkü üniter sistemde çıkacak bu kanun, Türkiye’nin
en ücra köşelerinde yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarına ışık tutacak bir
kanundur. Gidip de Amerika’da tetkik edilen eyalet sistemi, federal sistemin
hukuk yapısı değil, tamamen Türk bilim adamlarının ortaya koymuş olduğu
sorunların çözülmesi için konulan, alınan kararlar ve görüşler doğrultusunda
yapıldığı görüşündeyim ve ben, bu kanunun noksanlıkları olmasına rağmen tüm
milletimize hayırlı olmasını diliyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz
Sayın Güner.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına İzmir Milletvekili Oktay Vural. (MHP
sıralarından alkışlar)
Buyurunuz Sayın Vural.
MHP GRUBU ADINA OKTAY VURAL
(İzmir) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Borçlar Kanunu’nun son bölümü
üzerinde Milliyetçi Hareket Partisinin görüş ve düşüncelerini paylaşmak üzere
söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinize saygılarımı arz ediyorum.
Tabii 649 madde. Uzun
yıllardan beri yapılmış bir çalışma. 22 Ocak 2008’de Başbakanlık tarafından
Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderilmiş, 12 Ocak 2009’da da Komisyon
bitirmiş. Dolayısıyla, iki yıldan bu yana Komisyonda, gündemde bekleyen Borçlar
Kanunu Tasarısı’nın, bugün, partiler arasındaki bir uzlaşmayla geçmesi
konusunda varılan bir mutabakat neticesi son bölümüne geldik. Aslında, Milliyetçi Hareket Partisi olarak elbette bu kanunun
ilgili maddeleri konusunda çeşitli önerilerimiz ve görüşlerimiz var idi ama bu
öneri ve görüşlerimizin, çoğunluk tarafından, bu kadar geniş bir süre
içerisinde sağlıklı değerlendirilebileceğini ya da müspet değerlendirilemeyeceğini
dikkate alarak, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, böyle bir kanun tasarısının
Meclisten çıkmasında, daha sonra da bizim öngördüğümüz ilgili maddeler
itibarıyla yapacağımız değişikliklerle bu kanunun daha iyileştirilmesi için bir
imkân oluşacağını düşünerek, bu kanuna, bu yönüyle bir destek verdiğimizi ifade
etmek istiyorum. Bu kanunun yapılmasında emeği geçen, Komisyonda bu
kanuna katkı sağlayan değerli milletvekillerine, başta Milliyetçi Hareket
Partisi Grubuna mensup değerli milletvekillerimize de çok teşekkür ediyorum.
Bununla ilgili bütün görüş ve
düşüncelerimizi ifade ettik ama yıllardan bu yana çalışılan ve iki yıldan bu
yana da Parlamento gündeminde bulunan bir kanun tasarısıyla ekonomik ve sosyal
kesimlerin bir belirsizliğe de itilmemesi gerekiyor. Ne olacak bu kanun?
İlişkiler ne olacak? Çünkü bu kanunla ilgili medya çeşitli yayınlar yaptı.
Takdir edersiniz ki borçlar hukukunun tarafları da bu kanuna dayalı olarak
gelişmeleri bekliyor. O bakımdan, bu kanunun geçmesi ve gecikmesinin getirebileceği
birtakım tereddütlerin izale edilmesi gerekiyor.
Tabii,
aslında, bizim burada kanunun teknik mahiyeti itibarıyla, içeriğiyle ilgili çok
fazla bir şey söylememiz mümkün değil ama biz, her şeyden önce, Türkiye Büyük
Millet Meclisi olarak eğer hukuku, hukukun üstünlüğünü temin etmek istiyorsak
oluşturacağımız normların öncelikle iktisadi faaliyetlerle ve ilişkilerle
uyumlu olması ve ayrıca sosyal faydayı kavradığı ölçüde ve yaklaştığı ölçüde de
ahlakla uyumlu olması gerekir ancak böyle bir kanun üstün sayılabilir. Eğer
egemenlik milletin ise, milletin egemenliğini ifade eden hukukunu üstün
kılacaksak milletin ihtiyaçlarına göre bir hukuk yapmak lazım; milletin
coğrafyasına, değerlerine uygun bir hukuk yapmak lazım; iktisadi gelişmeleri
kavrayan bir hukuk yapmak lazım. Bunun yanında da elbette, şüphesiz sosyal
fayda itibarıyla -biraz önce arz ettiğim gibi- ahlakla uyumlu bir hukuk yapmak
ancak hukukun üstünlüğünü temin eder çünkü sadece bir maddeyi yazmakla hukuku
üstün kılamazsınız. Bu bakımdan, genel mahiyeti itibarıyla da bozulan iktisadi
ve ahlaki ortamın bu kanunların yürütülmesine önemli sıkıntı oluşturduğunu da
bilmek lazım.
Bugün geldiğimiz bu noktada
eğer vatandaşlarımız borçlarını yerine getiremeyecek bir iktisadi durumla karşı
karşıya kalmışsa bugün Borçlar Kanunu’nun uygulanmasının çok fazla bir anlamı
kalmamaktadır. Bugün Parlamentoda borçların yeniden yapılandırılmasıyla ilgili
kanunları görüşüyoruz. O bakımdan, Borçlar Kanunu’yla ilgili bu tür normların
sağlıklı çalışabilmesi için iktisadi açıdan uyumlu bir zeminin oluşturulması
gerekmektedir. Bu kanunla ilgili olmamakla beraber, mesela çekini
ödeyemediğinden dolayı hapis cezasına kalmış olanlar acaba bu üretim ya da
ekonomik zincirlerin kırılmasının, iktisadi hayatın bozulmasının bu kişilerin
edimlerini yerine getirmeye etki yapmamış olduğunu ifade edebilir miyiz? Bundan
ari bakabilir miyiz meseleye? O bakımdan, eğer bir
borçlar kanununun sağlıklı olmasını, insanların borçlarını yerine getirmesini,
haklarını elde edebilmesini temin etmesini istiyorsak her şeyden önce bunu
çevreleyen iktisadi hayatın da buna yardımcı olması lazım. Kâfi gelmez. Ahlaki
değerlerde eğer yozlaşmanın önünü aşamazsanız, bu durumda -borç gibi edimlerin
yerine getirilmesi- herkesin hakkını vermesini temin etmesi gereken bir borçlar
kanununda tarafların bu konuda ahlaki açıdan da bu edimlerini yerine getirmekte
sıkıntılarla karşılaşılır. O bakımdan, günümüzde ahlaki yozlaşmanın getirdiği
birtakım sıkıntıların da bu kanunun işlemesinde tarafları etkilediğini dikkate
almamız lazım. Hep beraber, birlikte, Mecliste, egemenliğin millete ait olduğu
bu Mecliste bizlerin yapması gereken husus, her şeyden önce, bu ikili hukuk
ilişkileri içerisinde yer alan ve bu ilişkiler çerçevesinde iktisadi hayatın ve
aynı zamanda toplumsal ahlakın yozlaşmasını, iktisadi hayatın da genel olarak
bozulmasını engelleyecek tedbirleri almak gerekmektedir. Bu bakımdan, burada,
bu Borçlar Kanunu’yla ilgili kişiler çeşitli vesilelerle bu iktisadi ilişkileri
tam manasıyla kavrayamadığından dolayı hukuku üstün kılmak da mümkün olmamış,
değiştirmek gerekmektedir. Bu bakımdan, bugün geldiğimiz bu noktada, yeni
iktisadi ilişkilerin, toplumun ve bireylerin kendi aralarındaki iktisadi
ilişkilerine göre yeniden değerlendirilmesi ve tanımlanması doğru olmuştur ve
bunların giderek bu çağdaş gelişmeler doğrultusunda devam etmesinde ve
değiştirilmesinde de fayda mülahaza edilmektedir. Tabiatıyla, bu tip temel
kanunları topyekûn ortadan kaldırırken toplumun hafızasını ve bundan önceki
ilişkileri, bugüne kadar hukuk adamlarında, mahkemelerde, içtihatlarda biriken
o bilgi birikimlerini, tecrübeleri de ortadan kaldırmamak lazım çünkü
geçmişteki bu ilişkiler elbette bizim bu kanunun gelecekteki yorumlarına da
önemli katkı sağlayacaktır. Bu münasebetle de şüphesiz kanunu yapıyoruz, temel
kanunlardır bunlar, hepimizin aradığı adalettir. İkili
borçlarda edimini yerine getirmek ya da bu edim için mukavele imzalayanlar
arasında bile hakkı hak sahibine verebilecek bir adalet sistemini
gerçekleştirmemiz lazım ama bugün geldiğimiz bu noktada maalesef adalet çizgisi
yerine, maalesef adaleti, hakkı ve hakikati aramak yerine, maalesef kurumlar
arasında çatışmayla, kurumların siyasileştirilmesiyle, adalet dağıtacak
müesseselere olan güvenin zedelendiği bir ortama Türkiye sürüklenmektedir. Bunun
millete faydası yoktur. Dolayısıyla, bugün geldiğimiz bu noktada
vatandaşlarımızın hakkı ve hakikati aramak yerine, yargıya etki edecek güçleri
aramasına imkân verecek bir zemin “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.”
düsturunu kökünden yok eder. Bu bakımdan, bugün geldiğimiz en
büyük tehlikelerden biri budur ve bugün Türkiye’de yargı üzerindeki
tartışmalar, yargı üzerindeki hususlar, adaleti dağıtacak hâkimin her şeyden
önce tarafsız ya da bağımsız olmasını sağlayabilecek bir iklimden de
uzaklaştırmaktadır, her şeyden önce bir davanın tarafı olanın onlar hakkındaki
kanaati maalesef giderek adaletten uzaklaştıklarına ilişkin olarak
yönlenmektedir. İşte, hukukun üstünlüğünü ve adaleti temin edeceksek
bütün bu ortamları sağlıklı yapmamız lazım. Hiç kimse burada hâkimleri
suçlayarak ya da yüksek yargı kurumlarını suçlayarak bundan bir adalet veya hak
ve hakikat neticesi elde ettiğini düşünmesin. Bunlar hakka, hakikate, adalete
ve bundan sonra verilecek kararlara da önemli etkide bulunmaktadır. Bu bakımdan, Borçlar Kanunu gibi iktisadi hayatın en önemli konularından
biri olan, makroekonomideki bozulan ve istikrarsızlık içerisinde yürütülen bir
ilişkiler manzumesinde Borçlar Kanunu’nun taraflarının da edimlerini yerine
getirmekte sıkıntıyla karşılaşacağını ve bu vesileyle de ahlaki yozlaşmanın
oluşturduğu bir ortam içerisinde de her şeyden önce borcunu yerine getirmek
isteyen insanın borcunu yerine getirmesi konusunda tereddüde ya da zafiyete
düşmesinde de bizim hazırladığımız bu sosyoekonomik ve ahlaki yapının etkili
olduğunu da dikkate almak lazım.
Bu vesileyle Milliyetçi
Hareket Partisi milletvekilleri olarak biz bu kanunun, 649 maddelik kanunun
çıkması için gerçekten önemli bir çaba sarf ettik, Sayın Genel Başkanımız da bu
kanunların çıkması gerektiğini ifade etti. Bu kanunun her şeyden önce
milletimize hayırlı olması dileğiyle hepinize saygılarımı arz ediyorum efendim.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Vural.
Adalet ve Kalkınma Partisi
Grubu adına Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Buyurunuz Sayın Bozdağ.
AK PARTİ GRUBU ADINA BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün, çok önemli bir
kanun tasarısını görüşüyoruz, Türk Borçlar Yasa Tasarısı’nı. Esasında, borçlar
hukuku, toplumun bütün kesimlerini, 73 milyon insanımızın her birini doğrudan
ilgilendiren bir kanun. Hayatımızın her alanında, alacak ilişkileri, borç
ilişkileri, sözleşmeler ve akitler, her gün karşılaştığımız olaylar, sorunlar
ve bunların çerçevesi ve bu noktada vatandaşın hakkının, hukukunun esasına
baktığınızda, Borçlar Kanunu’nun bunun her tarafını detaylı bir biçimde
düzenlediğini görüyoruz.
Bizim yürürlükteki Borçlar Kanunu’muz, 22 Nisan 1926’da kabul edilmiş ve 4 Ekim
1926’da da yürürlüğe girmiş. Esasında, kabul edilen Borçlar Kanunu, bir nevi
aktarma bir borçlar kanunuydu. Yıl 1926, bugün 2011 yılındayız, aradan bu kadar
zaman geçmiş, dünya, ekonomik anlamda, siyasi anlamda, pek çok alanda önemli
değişimleri, dönüşümleri yaşamış. 1926’lı yıllara baktığınızda, Birinci Dünya
Savaşı’nın arkasından yakılan, yıkılan dünyada yeni bir ekonomik anlayış, yeni
bir alacak-borç ilişkisi anlayışı var ama daha sonra baktığınızda, sıcak, soğuk
savaş dönemi, İkinci Cihan Harbi’nin dönemi ve yine baktığınızda, o dönemdeki
yapılar, ekonomik anlayışlar, şunlar bunlar. Ama 1950’den sonra,
Türkiye’de de önemli değişimler yaşanmış, dünyada önemli değişimler yaşanmış,
iki kutuplu dünya yıkılmış, ekonomi ile ilgili her türlü anlayışlar değişmiş,
hukuki anlayışlar da değişmiş, yaklaşımlar da değişmiş, insanların birbirine
bakışları da değişmiş ama Türk Borçlar Kanunu hâlâ içinde yapılmış birtakım
kısmi değişikliklerle beraber varlığını devam ettiriyor idi. 1 Ocak 2002
tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu önemli bir adım oldu bu konuda ve
onun ayrılmaz bir parçası olan Borçlar Kanunu’nun da esasında onun devamında
yürürlüğe girmesi lazımdı ama çalışmaları neticelendirilemedi.
Bugüne geldiğimizde, Türkiye
Büyük Millet Meclisi olarak, Türk hukukçularının, hem akademide hem Yargıtayda hem Adalet Bakanlığında hem de her alanda
beceri, birikim sahibi olan Türk hukukçularının ortaya koyduğu bir ürünle, daha
doğrusu millî bir yasayla karşı karşıyayız. Aktarma değil, tercüme değil; Yargıtayımızın, ilk derece mahkemelerimizin yıllardır
süregelen tecrübelerinden süzülen bilgiler ve ürettiği çözümler, öte yandan,
yaşanan sorunlar, üniversite hocalarımızın, üniversitelerde bu alanda çalışanların
ürettiği bilgiler, birikimler, öte yandan, Türkiye’de gelişen ticaret
hayatının, borç ilişkilerinin dünyaya entegrasyonu ve
Türkiye’de aldığı vaziyet karşısında yaşanan değişimlerin tamamını gözlemleyen
ve bu değişimleri ortak bir hukuk diliyle hem dünyadaki gelişmelere,
değişmelere hem de Türkiye’deki gelişmelere uygun bir biçimde kanunlaştıran bir
metin.
Ben, bu vesileyle, bugüne
kadar Türk Borçlar Kanunu’na emek veren bizden önceki hükûmetlerdeki
bütün sayın bakanlara -çünkü onların döneminde bunun startı
verilmiş, hakkını teslim etmek lazım- bizim dönemimizde görev yapan adalet
bakanlarına ve hâlihazırda görev yapan Adalet Bakanımız Sayın Sadullah Ergin Beyefendi’ye, Adalet Bakanlığımızın değerli
bürokratlarına, Yargıtaydan katkı sunan değerli Yargıtay
üyelerine, temsilcilerine, öte yandan, bu çalışmalarda hem bizim partimize hem
de diğer siyasi partilere danışmanlık yapan akademisyenlere, görüşleriyle katkı
sunan herkese, ayrıca, Adalet Komisyonunda bu yasanın görüşülmesi sırasında
emek veren alt komisyon başkanı ve üyelerine ve daha sonra üst Komisyonun
değerli Başkan ve üyelerine, her birine ayrı ayrı
teşekkür ediyorum. Tabii, Türkiye'nin önemli bir konusu bugün burada
yasalaştırılıyor. Burada bulunan, emek veren bütün milletvekili arkadaşlarıma da
ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Bir hakkı da teslim etmekte
yine fayda görüyorum: Böylesi kapsamlı bir temel yasanın kısa bir sürede
çıkması, Parlamentoda grubu bulunan siyasi partilerimiz arasında varılmış
bulunan bir anlayış birliğinin, bir uzlaşmanın sonucudur. Ben, bu vesileyle,
bütün siyasi partilerimizin gruplarına da ayrı ayrı
teşekkür ediyorum, bu yasanın hayırlı olmasını diliyorum.
Sözlerime son verirken bir
hususun da altını çizmek istiyorum. Tabii, bu yasa kapsamlı bir yasa, pek çok
kesim veya ilgili kişiler detaylı bir biçimde okuma, değerlendirme imkânı belki
bulamamış olabilirler ama yasanın yürürlüğü 1 Temmuz 2012 olarak belirleniyor.
Bunun amacı da bir geçiş olsun diye. Zira kamuoyu, bu yasa artık yürürlüğe
girecek diye… Belki bugüne kadar incelemeyen kesimler varsa onlar da yakinen
inceleme imkânı bulacaklar. Bu arada, eksikler, yanlışlar varsa, yürürlüğe
girmeden de düzeltme imkânı bulacağız. Eğer böyle bir şey olursa, elbette ki
Parlamento duruma vaziyet edip gerekli eksiklikleri ve düzeltmeleri de
yapacaktır.
Ben bu yasanın 73 milyon
insanımıza, hukuk hayatımıza, herkese hayırlı, uğurlu olmasını diliyor, katkı
sunan herkese teşekkür ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Bozdağ.
Bölüm üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddelerin oylamasına
geçiyorum.
631’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
632’nci madde… Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
633’üncü madde… Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
634’üncü madde… Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
635’inci madde… Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
636’ncı madde… Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
637’nci madde… Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
638’inci madde… Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
639’uncu madde… Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
640’ıncı madde… Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
641’inci madde… Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
642’nci madde… Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
643’üncü madde… Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
644’üncü madde… Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
645’inci madde… Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
646’ncı madde… Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
647’nci madde… Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
648’inci madde üzerinde bir
önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 321 Sıra
sayılı Türk Borçlar Kanunu Tasarısının 648 inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Bekir Bozdağ M. Akif Hamzaçebi Mehmet
Şandır
Yozgat Trabzon Mersin
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu İbrahim
Binici İhsan
Koca
Malatya Şanlıurfa Malatya
“Bu Kanun 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe
girer.”
BAŞKAN – Komisyon önergeye
katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yüksek Genel Kurulun takdirlerine bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükûmet?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN
(Hatay) – Genel Kurulun takdirine bırakıyoruz Sayın Başkanım.
OKTAY VURAL (İzmir) – Hükûmet takdire bırakamaz, Komisyon ancak takdire bırakır. Hükûmet ya katılır ya katılmaz.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) –
Tutanağa geçsin Bakanın ifadesi.
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) –
Gerekçe efendim…
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum.
Gerekçe:
Oluşması muhtemel
aksaklıkların giderilmesi amacıyla yürürlük tarihinin ileriye alınması amacıyla
bu önerge verilmiştir.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Kabul edilmiş önerge
doğrultusunda 648’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
649’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Böylece, yirmi ikinci bölüm
içindeki maddelerin oylaması tamamlanmıştır.
Tasarının görüşmeleri
tamamlanmıştır.
Tasarının tümünü oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır. (Alkışlar)
Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in kısa bir teşekkür konuşması vardır.
Buyurunuz Sayın Bakan. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN
(Hatay) – Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Şu anda görüşmelerini
tamamlamış olduğumuz yeni Türk Borçlar Yasası’nın milletimize, ülkemize
hayırlar getirmesini temenni ediyorum.
Tabii, 23’üncü Dönem
Parlamento, çok önemli bir imza attı bugün, gerçekten Türk hukuk mevzuatının en
temel kanunlarından bir tanesi olan Türk Borçlar Yasası’nı yeniden inşa etti.
1998 yılından bu yana bakanlıklarda başlayan çalışmalar, on iki yıllık bir
süreçten sonra nihayet bugün, bu akşam şu saatte Genel Kurulumuzda nihayete
erdi, sonuçlandı. Bu süreç içerisinde 2008 yılından itibaren de Türkiye Büyük
Millet Meclisinde safahatlar geçirdi bu tasarı ve yüz yirmi ayrı kaynaktan
görüşler alındı. Akademisyenlerimiz büyük çabalar sarf ettiler, sivil toplum
kuruluşlarımız, meslek örgütlerimiz, üniversitelerimiz, değişik bakanlıklarımız
ve kamu kurum ve kuruluşlarımız, bu tasarının olgunlaşması sürecinde önemli
katkılar sundular.
649 maddelik bir temel yasa
şu anda yasalaşmış durumda. Medeni Yasa’mızın beşinci kitabı olarak hukuk
hayatımıza girmiş olacak. Bu tasarı hazırlanırken emek veren Bakanlık
çalışanlarına, Komisyonda çalışan değerli milletvekili arkadaşlarıma, uzmanlara,
akademisyenlerimize, 23’üncü Dönem Parlamentonun tüm siyasi parti gruplarına
mensup milletvekillerimize ben teşekkürü bir borç biliyorum çünkü bu, 23’üncü
Dönem Parlamentonun bir eseridir. Bu eserin ortaya çıkmasında gruplarımızın
göstermiş olduğu anlayış için de, iş birliği için de ayrıca teşekkür ediyor,
hayırlı olmasını diliyor, Genel Kurula saygılar sunuyorum. (AK PARTİ, CHP ve
MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Ergin.
Komisyon Başkanı Sayın İyimaya da kısa bir konuşma yapacaktır.
Buyurunuz Sayın İyimaya. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Değerli arkadaşlar, yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bu tarihî saatlerde tarihe
bir not düşülmesi için birkaç cümleyi Meclisimle paylaşmak istiyorum. Aziz
milletin daima arzuladığı uzlaşma özleminin büyük Mecliste gerçekleştiği mutlu
zamanın içindeyiz. Hayatın ve adaletin muhtaç olduğu büyük eserin ortak
mimarları olarak hukuk bilim adamlarına, hâkimlerimize, savunma mesleğinin değerli
mensuplarına, katkısı olan herkese, en başta büyük Meclisimize, onun manevi
şahsiyetinde bütün milletvekillerimize, grup başkan vekillerimize ve Adalet
Komisyonuna şükran borçluyuz.
Milletin huzurunda hürmetle
eğiliyor, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir) – Meclis
Başkan Vekiline de teşekkür et.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın İyimaya.
Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 18.54
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.11
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Gülşen ORHAN (Van)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 49’uncu Birleşiminin Dördüncü
Oturumunu açıyorum.
3’üncü sırada yer alan, Radyo
ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa
komisyonları raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun
Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa
Komisyonları Raporları (1/883) (S. Sayısı: 568)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4’üncü sırada yer alan, Hukuk
Muhakemeleri Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine
başlayacağız.
4.- Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu
(1/574) (S. Sayısı: 393)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
5’inci sırada yer alan, Türk
Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.
5.- Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/674) (S. Sayısı: 375)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
6’ncı sırada yer alan, Türk
Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.
6.- Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/487) (S. Sayısı: 131)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
7’nci sırada yer alan,
Tebligat Kanunu ile Adlî Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak’ın;
Tebligat Kanunu ile Karayolları Trafik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi ve Adalet Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.
7.- Tebligat Kanunu ile Adlî Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ve Kahramanmaraş Milletvekili Veysi
Kaynak’ın; Tebligat Kanunu ile Karayolları Trafik Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Adalet Komisyonu Raporu (1/742, 2/546) (S.
Sayısı: 474) (x)
BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet? Yerinde.
Komisyon raporu 474 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Sayın milletvekilleri, alınan
karar gereğince, bu tasarı İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında
görüşülecektir. Bu nedenle, tasarı, tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanıp
maddelerine geçilmesi kabul edildikten sonra bölümler hâlinde görüşülecek ve
bölümlerde yer alan maddeler ayrı ayrı oylanacaktır.
Tasarının tümü üzerinde
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Ordu Milletvekili Rıdvan Yalçın
konuşacaktır.
Buyurunuz Sayın Yalçın. (MHP
sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA RIDVAN YALÇIN
(Ordu) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Çok değerli milletvekilleri,
474 sıra sayılı, Tebligat Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Tasarı’nın geneli üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Meclis Grubu adına söz
almış bulunuyorum. Konuşmamın başında yüce Meclisin değerli üyelerini saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
öncelikle, biraz önce yasalaşan Türk Borçlar Kanunu’nun hukuk hayatımıza,
uygulayıcılara, kanundan etkilenecek kesimlere hayırlar getirmesini Cenabı
Allah’tan niyaz ediyorum.
Değerli arkadaşlar, bugün
Meclisimiz, aslında Parlamento tarihimiz bakımından önemli günlerinden birini
yaşıyor. Seçim atmosferine girdiğimiz bugünlerde, altı yüz elliye yakın maddeyi
kapsayan bir kanunun, bir temel kanunun bu Mecliste uzlaşı içerisinde suhuletle
yasalaşmış olması, hem Meclisimizin büyüklüğü bakımından hem de Türk hukuk
birikimi bakımından önemli bir örnek olmuştur diye düşünüyorum. Fakat bu önemli
örnek, bu Mecliste oluşmuş bu güzel seviyeli uzlaşı, toplumumuz bakımından da
Parlamento gelenekleri açısından bir emsal olmak özelliği taşımaktadır. Bu
sebeple bundan sonraki, özellikle temel yasalarda da, toplumumuz benzer
uzlaşıları arayacaktır. Bu konudaki temel sorumluluğun, esas sorumluluğun da
iktidar partisi üzerinde olduğunu bu vesileyle hatırlatmak istiyorum.
Değerli milletvekilleri,
gündemimizi uzun zamandır meşgul eden bu temel kanunlarla ilgili, siyasetin çok
sıcak olduğu günlerde bile Sayın Genel Başkanımız bu temel yasaların çıkması
gerektiği hususunu ifade etmişti, sanıyorum bu çağrı bu uzlaşıda önemli bir yer
teşkil etmektedir. Yine, ayrıca ilgili sivil toplum kuruluşlarının da bu temel
yasaların Meclisten geçirilmesi hususundaki siyasi partilerden taleplerinin de
bu süreçte etkili olduğunu düşünüyorum. Aslında sivil toplum kuruluşlarının da
yasama sürecine katılabilmesi adına önemli bir örnek olmuştur bu yasanın
kanunlaşması.
Değerli milletvekilleri, ben
bu yasanın geçmesinde emeği olan başta Bakanlık personeli, hocalarımız,
çalışanlar ve gruplara teşekkürlerimi ifade ediyorum.
Sayın
milletvekilleri, üzerinde konuştuğum tasarı, eksikleri de olsa Türk hukuk
sisteminde yargılamanın uzamasına yol açan tebligat usulüne ilişkin
düzenlemeler getirmektedir ve aslında önemli bir ihtiyacı gidermektedir ama
özellikle bugün yaşadığımız ve on-on beş gündür toplumumuzu meşgul eden, toplum
vicdanını, kamu vicdanını kanatan terör örgütü üyelerinin tahliyelerine ilişkin
yaşadığımız süreç hesaplandığında hukukun hızlı işlemesinin ne denli önemli
olduğunu görmekteyiz.
Yeri gelmişken özelikle Sayın
Bakana, Sayın İktidara şu hususu da ifade etmek istiyorum: Bugün Sayın Genel
Başkanımız grup konuşmasında da ifade etti, Sayın Bakanım, en azından bugün
kamu vicdanını yaralayan tahliyelerin olacağını, bu konuda bir öngörünüzün
olması gerektiğini biz biliyoruz. Neticede on yıl tutukluluk süresi gerçekten
uzun bir süredir, insanlar ceza alacaksa onun infazı içerisinde olmalı,
masumlarsa da bu kadar uzun süre tutuklu kalmamalıdır. Bu husus doğrudur fakat
yaşadığımız süreci sadece yüksek yargıyla ilişkilendirerek ifade etmenin, bir
yargı içerisinde suçlu arayışı şeklinde ifade etmenin kamu vicdanında açılan
yarayı tamir etmediği kanaatindeyiz. O sebeple, zatıalinizden
ve iktidar grubundan, özellikle bugün grup toplantısında Sayın Genel Başkanımızın
çağrısına kulak vermesini istirham ediyorum. Sayın Genel Başkanımız, kamu
vicdanını yaralayan, terör örgütü mensuplarına bir bayram coşkusu yaşatan bu
haksız durumun giderilmesi hususunda Milliyetçi Hareket Partisi olarak gereken
desteği vereceğimizi ifade etmişti. Oluşmuş bu uzlaşma atmosferinden istifade
ederek, bu konuda bir yasal düzenleme ihtiyacının da önemine işaret etmek
istiyorum.
Değerli milletvekilleri,
tebligat ve taraf teşkili sağlanması hususu-uygulamadan gelen arkadaşların da
teyit edeceği üzere- Türk hukukunun geç işlemesinde, gecikmesinde çok önemli
bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Bu tasarıda kısmen bunun düzeltildiğini
görüyoruz ama yaşadığımız bütün süreç -biraz önce de işaret ettiğim
tahliyelerle ilgili süreç- aslında böyle pansuman tedbirler yerine, bir komple
hukuk reformuna olan ihtiyacı bir kez daha gözler önüne sermektedir. Dilerim,
ümit ederim bundan sonraki Parlamento çalışmalarında da toplu bir genel hukuk
reformunu hep birlikte çıkarabiliriz.
Değerli milletvekilleri, yine,
oluşan mutabakat üzere, adli sicille ilgili kısım kanundan çıkarılacak. Bu da
önemli bir gelişmedir.
Yine, bu tasarıda oldukça
önemsediğimiz bir hususu sizlerle kısaca paylaşmak istiyorum. Karayolları
Trafik Kanunu’nda yapılan bir değişiklik ile uygulamadaki görev uyuşmazlığı
sebebiyle bozulmuş ahengin tekrar yerine getirileceğini görüyoruz. Uyuşmazlık
mahkemesinin farklı kararları vardı, adli yargının, idari yargının farklı
kararları vardı. Bu yapılan düzenleme ile trafik kazalarında ve özellikle hemzemin
geçitlerde oluşan kazalarla ilgili, sürücünün, işletenin kim olduğuna
bakılmaksızın, daha doğrusu bir kamu görevlisi bile olsa, adli yargının görevli
olacağı bu düzenlemeyle yapılıyor. Bu da önemli ve bize göre de yerinde bir
düzenleme olmuştur.
Değerli milletvekilleri,
yine, bu tasarı içerisinde bir ortak önergeyle getirilecek olan Kadastro
Kanunu’nda düzenleme yapılan bir madde daha olacak. Bunu da çok önemli ve
olumlu bulduğumu ifade etmek istiyorum. Aslında bu önergeyle hayata geçecek
olan kanun maddesinin esin kaynağı, kendi köyümde, Karaoluk
köyünde yaşadığım, tespit ettiğim bir mağduriyetten kaynaklanmaktadır.
Şimdi, benim köyüm merkezin
en uzak ve küçük bir köyü olmasına rağmen her hanede bir kadastro mağduriyeti
yaşanıyor. İnsanlarımızın yıllardır kullandığı arazilere bir gün geliyor
Kadastro bu şahıslar adına tespiti yapıyor. Daha sonra Orman İdaresinin yaptığı
itirazlar sonucu mahkemeye intikal eden dosyalarda mahkemenin tespiti iptaliyle
bu vatandaşlarımız hem avukatlık ücreti hem yargılama gideri, keşif, bilirkişi
ücreti ödemek durumunda kalıyor. Bu rakamlar da yaklaşık dosya başına 1,5-2 bin lira gibi rakamlara tekabül ediyor.
Şimdi, değerli
milletvekilleri, bir kadastro tespit tutanağının tanziminde vatandaşımızın
direkt bir dahli olamamaktadır, Kadastro Tespit
Komisyonu bu işlemi yapmaktadır, devletin başka bir organı da, yargı organı da
yapılan tespiti iptal etmektedir. Vatandaşımız hem elinde atasından, dedesinden
gelen yerini kaybettiği gibi üzerine üstlük bir de bin lira, 2 bin lira gibi
paralar ödemektedir. Bizim köyümüzde, bizim bölgemizde birçok ailenin 1,5-2 ton gibi fındığı olduğu düşünüldüğünde bu
yargılamalardan doğan paraları ödemek neredeyse bir ailenin bütün yıllık
gelirini elinden alması sonucunu ortaya koyuyordu. Bu değişiklikle, ortak
oluşturulmuş bu değişiklik önergesiyle bu mağduriyetin de giderileceğini görmek
benim için kendi adıma, kendi Parlamento tecrübem adına da geleceğe ümitle
bakmamı sağlayan bir önerge olarak bulunuyor.
Ben emeği geçen bütün
gruplara, bütün değerli arkadaşlarıma çok teşekkür ediyor, tasarının hayırlara
vesile olmasını diliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Yalçın.
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk.
Buyurunuz Sayın Köktürk. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ALİ İHSAN
KÖKTÜRK (Zonguldak) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 474 sıra sayılı
Tebligat Kanunu ve Adlî Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Karayolları Trafik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi’nin üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum.
Öncelikle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum ve değerli milletvekilleri, az
önce yasalaşan Türk Borçlar Kanunu Tasarısı’nın Türk hukuk sistemine katkılar
getirmesini diliyorum.
Değerli milletvekilleri,
görüşmekte olduğumuz Tebligat Yasası, Anayasa’da ve uluslararası hukuk
belgelerinde en temel insan hakkı olarak kabul edilen adil yargılanma hakkını
doğrudan ilgilendiren önemli bir yasadır, çünkü adil yargılanmadan söz
edilebilmesi için öncelikle yargılanan kişinin veya yargılamaya taraf olan
kişinin bu yargılamadan bilgi sahibi olması, haberdar olması temel koşuldur.
Tebligatın yapılamamış olması, tebligattaki yanlışlıklar, eksiklikler,
usulsüzlükler ve uzun süreli gecikmeler, adil yargılama hakkını sakatlayan,
ortadan kaldıran büyük olumsuzluklar olarak karşımıza çıkmaktadır.
Yine bir hukuk devletinde
yasaların çağın gerisinde kalmaması, teknolojik, ekonomik ve sosyolojik
olguları takip etmesi temel bir zorunluluktur. Dolayısıyla, gerek aradan geçen
zaman gerekse uygulamada karşılaşılan olumsuzluklar, yine çağın getirdiği
gereksinimler, pek çok yasada olduğu gibi 1959 tarihli Tebligat Kanunu’nda da
birtakım değişikliklerin yapılmasına ihtiyaç doğurmuştur.
Bu
anlamda görüşmekte olduğumuz tasarının genel gerekçesine baktığımızda, tebligat
çıkartmaya yetkili olanların konuyla ilgili mevzuattaki değişikliklere paralel
olarak yeniden düzenlenmesine gereksinim duyulması, 2006 tarihli 5490 sayılı
Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda kabul edilen adres kayıt sisteminin Tebligat
Kanunu’na intibakının sağlanması, genel olarak ihtiyari, sermaye şirketlerinde
ise zorunlu olarak elektronik yollarla tebligat imkânının getirilmesi, yurt
dışındaki Türk vatandaşlarına yapılacak tebligattan Adalet Bakanlığının
aracılığının devreden çıkarılarak daha basit ve kolay yöntemlerin uygulamaya
sokulması, mahkeme, savcılık ve icra kalemlerinde yapılan doğrudan tebligatla
ilgili kanuni düzenlemelerin gerçekleştirilmesi gibi temel hedeflerle
düzenlendiğini görüyoruz.
Değerli milletvekilleri,
Tebligat Yasa Tasarısı’yla getirilen düzenlemelerin bir kısmını Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu olarak biz de olumlu, yararlı görüyoruz. Gerçekten,
tasarıyla, celse arasında veya kalemde soruşturmaya, davaya ya da takibe ait
evrakın taraflara, ilgili üçüncü kişilere, katılana veya vekillerine tutanağa
geçirmek suretiyle veya imza karşılığında tebliğ edilmesinin tebligat hükmünde
olacağı ve bu durumda ayrıca tebliğ mazbatası düzenlenmesine ve masraf
alınmasına gerek olmadığına yönelik düzenleme uygulamada ihtiyacı karşılayan
olumlu bir düzenlemedir.
Yine tasarıyla getirilen kazai merciler tarafından çıkartılacak tebligatlar Adalet
Bakanlığının devreden çıkartılarak tebliğ evrakının doğrudan yurt dışındaki
elçiliklere veya konsolosluklara yapılıyor hâle getirilmesi de gerçekten
uygulamayı kolaylaştıran ve hızlandıran bir düzenleme olarak karşımıza
çıkmaktadır.
Türk yargı organının yine
Türk vatandaşı olan taraf için doğrudan Türk temsilciliğini kullanarak tebligat
yapması bizce de olumludur.
Ayrıca, tasarının 8’inci
maddesiyle ilanen tebligatın gazete yanında elektronik ortamda da yapılması,
muhatabın haberdar olma olanaklarının artırılması açısından adil yargılanma
ilkesine paralel bir düzenleme olarak görülmektedir.
Değerli milletvekilleri,
ancak tasarının diğer bir kısım maddelerine baktığımızda ise çok ciddi sorunlar
karşımıza çıkmaktadır.
Öncelikle, elektronik yolla
yapılan tebligat kulağa ve göze hoş gelen, çağa uygun bir düzenleme olarak
görülmekle birlikte çok ciddi sorunları da beraberinde getirmektedir. Tasarıyla 7201 sayılı Kanun’a eklenmesi öngörülen “Elektronik
tebligat” başlıklı 7/a maddesi, günümüzde bilişim teknolojilerinin ulaştığı en
son nokta dikkate alındığında, hukuken ve teknik olarak hiçbir şekilde kabul
edilmeyen, ağda bulunan herkes tarafından müdahale edilebilecek ve görülebilecek
bir haberleşme yöntemi olan normal elektronik posta yoluyla iletişime, Türk
hukuk sistemi bakımından hukuki sonuç bağlamaktadır. Konunun uzmanı olan
akademisyenlerin ifade ettiği üzere, normal elektronik posta yoluyla iletişim,
elektronik postayı gönderenin ve alanın kimliklerinin, elektronik postanın
gönderilme ve alınma zamanlarının, yine, kesin, tartışmasız bir şekilde tespit
edilebildiği bir iletişim yöntemi değildir. Normal elektronik postanın bu
zafiyetlerini gidermek ve elektronik ortamda hukuken ve teknik olarak güvenilir
bir iletişim şeklini ortaya koymak üzere “kayıtlı elektronik posta” adı verilen
uygulama uzun zamandan beri, dünyada, farklı ülkeler tarafından
kullanılmaktadır. Bu sistemle ilgili, Avrupa Telekomünikasyon Standartları
Enstitüsü de 2008 yılının Kasım ayında standartları yayınlamıştır.
Değerli milletvekilleri,
tasarıda, elektronik tebligat bakımından dayanılması ve hukuki sonuç bağlanması
gereken yöntemin elektronik kayıtlı posta sistemi olması kaçınılmazdır. Aksinin
kabulü yani teknik olarak güvenilmeyen bir sisteme, bir hukuk devletinde,
yasayla hukuki sonuç bağlanması gerçekten mümkün değildir.
Bu madde kapsamında, sonuç
olarak, Tebligat Kanunu Tasarısı’ndaki 7/a maddesinin hükmüyle elektronik
ortamda tebligatın yapılması, hem teknik hem hukuki hem de iş modeli olarak
uluslararası standartlara ve Türk hukukundaki kabullere aykırı olarak
düzenlenmektedir. Bu durum, hem kayıtlı elektronik posta sisteminin hem de
tebligat hukukunun yerleşmiş kurallarının elektronik tebligat uygulamasıyla
dışlanması anlamına gelmektedir.
Değerli milletvekilleri,
ayrıca, yıllardır üzerinde çalışılan ancak bir türlü Türkiye Büyük Millet
Meclisi Genel Kurul gündemine taşınamayan Kişisel Verilerin Korunması
Tasarısı’nın yasalaşmadığı koşullarda elektronik tebligat uygulamasının ciddi
mahremiyet sorunlarını da beraberinde getirmesi kaçınılmazdır.
Yine 1’inci maddede “… elektronik ortam da dâhil tüm tebligat, bu Kanun hükümlerine
göre PTT Genel Müdürlüğü veya memur vasıtasıyla yapılır.” ifadesiyle elektronik
tebligat PTT tekeline bırakılmaktadır.
Usulsüz
telefon dinlemeleri gündeme geldiğinde “Herhangi bir suçunuz yoksa dinlenmekten
niye muzdarip oluyorsunuz?” diyebilen Ulaştırma Bakanının bulunduğu ülkemizde,
PTT Genel Müdürlüğünün bu Ulaştırma Bakanlığına ve siyasal iktidara bağlı
olması karşısında, güvenilirliği ve bağımsızlığı sağlanmış bir kuruluş
tarafından denetlenememesi nedeniyle, elektronik olarak yapılan tebligatının
gizliliğinin ihlal edilebileceği ve böyle bir sürecin manipüle edilebileceği kuvvetle
muhtemeldir. Bu durum, karşımıza ciddi bir sorun olarak
çıkmaktadır. Keza, özelleştirme ve yabancılaştırmanın doludizgin devam ettiği
böyle bir süreçte, PTT’nin özelleştirilmesinin de gündeme gelmesi hâlinde
mahremiyetin korunmasında çok daha büyük sorunların karşımıza çıkması söz
konusu olabilecektir. Bu bağlamda, elektronik imza uygulamasında olduğu gibi
güvenilirliği ve bağımsızlığı sağlanmış bir kurum tarafından organize
edilmediği sürece son derece olumsuz tabloların önümüze gelmesi yine kuvvetle
muhtemeldir.
Değerli milletvekilleri,
ayrıca tasarının 2’nci maddesiyle eklenen 7/a maddesinin içeriği de son derece
yetersizdir. Kanun maddesinde yer alması gereken son derece önemli ve temel
konuların daha sonra çıkarılacak yönetmeliklerle düzenleneceğinin belirtilmesi
büyük bir eksikliktir ve bu düzenlemenin içerdiği boşlukların da çok açık
kanıtıdır.
Değerli milletvekilleri,
elektronik yolla yapılan tebligatta tebligatın ulaşma anının ve tarihinin
belirlenmesinde de problem yaşanabileceği kaygısı, başta Türkiye Barolar
Birliği temsilcisi ve Ankara Barosu olmak üzere pek çok kurum temsilcisi
tarafından dile getirilmiştir. Diğer taraftan, tasarının ilgili maddesine
bakıldığında “Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik posta adresine
ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.” ifadesinden
anlaşılan, bu düzenlemeyle muhatabın öğrenme zamanının değil, posta adresine
ulaşma zamanının esas alınmasıdır. Bu durum, Adalet Komisyonunda
tartışılmıştır. Hatta Adalet Komisyonu Başkanımız Sayın Ahmet İyimaya, Komisyon tutanaklarına yansıyan konuşmasında
-aynen okuyorum bu ifadeyi- “Elektronik postayı açmadıysa sayılmıyor. Erişim
yetmiyor. Ben okudum. Zaten onu da içtihatla hallederiz, tebligat geçersiz
olur.” diyor. Yani öğrenme anını esas alan ifadeleri bunlar Adalet Komisyonu
Başkanımızın. Dolayısıyla, Profesör Muhammet Özekes’in
ifadesine baktığımızda da madde metnini çok daha farklı yorumladığını
görüyoruz. Yani, Adalet Komisyonu tutanaklarına bakıldığında, kanun metninin
düzenlemesinin tersine, ulaşma anının mı, öğrenme anının mı esas alınacağının
Komisyon Başkanımız ve tasarıyı hazırlayan Profesör ve Komisyon üyeleri
tarafından farklı yorumlandığı gibi bir olgu karşımıza çıkıyor. Yani, bu da
tasarının aslında olgunlaşmadan, bir hukuki mantık birlikteliği sağlanmadan
Türkiye Büyük Millet Meclisine getirildiğine çok açık bir kanıt oluşturuyor.
Değerli arkadaşlar, bu
tartışmalara kısaca değinmemin nedeni, elektronik postada sürenin başlaması
için kanunun yazılı metninin aksine, sürenin başlamasında öğrenme anının mı,
yoksa ulaşma anının mı esas alınacağı konusunda ciddi bir kafa karışıklığı
bulunduğunu ortaya koymak içindir. Bu da maalesef, az önce de ifade ettiğim
gibi, tekrarlıyorum, tasarının olgunlaşmadan Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine
indirildiğini göstermektedir.
Değerli milletvekilleri,
aslında elektronik tebligatla ilgili tartışılması ve gündeme getirilmesi
gereken pek çok konuya zaman yetersizliği nedeniyle değinemiyorum, aslında
değinilmesi gereken çok fazla konu var. Tasarıda ana başlıklar hâlinde başka
olumsuzluklar da var. Bu nedenle, konulara ana başlıklar hâlinde kısaca
değinmek istiyorum.
Konuşmamın başlangıç kısmında
da ifade ettiğim gibi, Tebligat Kanunu’nun 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri
Kanunu’nda kabul edilen adres kayıt sistemine intibakının sağlanması da kanunun
amaçları arasında görülüyor. Nitekim, bilinen en son
adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması
hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin
bilinen en son adres olarak kabul edileceği ve buraya tebligat yapılacağı
tasarıda öngörülüyor.
Ancak, değerli
milletvekilleri, bu tasarı Adalet Komisyonunda görüşülürken, bu tasarının
hazırlanmasına katkı sağlayan ve tasarıyı savunan üniversite hocasından tutun
Barolar Birliği temsilcisine ve pek çok milletvekilimize kadar çoğunluğun
üzerinde hemfikir olduğu konu, ülkemizdeki adres kayıt sisteminin sağlıklı
olmadığıdır, sağlıklı tutulmadığıdır. Bu durum Komisyondaki temsilcilerce kendi
başlarından geçen örneklerle anlatılmış ve geride bıraktığımız seçim sürecinde
de hepimizce tanık olunmuştur. Dolayısıyla, adil yargılanmanın önemli bir
parçası olan tebligat hukukunun, güvenilirliği herkesçe şüpheli, tartışmalı bir
adres kayıt sistemine dayandırılması bu şartlarda son derece sakıncalıdır.
Değerli milletvekilleri,
yargılamanın hızlandırılması yolundaki engellerin kaldırılması ve bu yönde
Tebligat Kanunu’nda düzenlemeler gerçekleştirilmesi tabii ki önemlidir. Ancak
asıl önemli olan hızlandırılmış yargılanma değil makul sürede adil
yargılanmadır. Yani yargılama hukukunun temel prensipleri atlanmadan, makul
sürede güvenilir ve adil yargılanmayı gerçekleştirmek hepimizin temel
görevidir.
Yine -görüşmekte olduğumuz-
Adli Sicil Kanunu’nun bu kadar kısa bir sürede yeniden Genel Kurul gündemine
getirilmesinin hangi acil ihtiyaçtan doğduğu Adalet Komisyonu toplantılarında
açıklığa kavuşturulamayan diğer bir konu olmuştur.
1930’lu
yıllardaki bir kanuna atıf yaparak hâkimleri fişlediğini ifade eden ancak dokuz
yıla yaklaşan iktidarları döneminde bu kanunu değiştirmeyi ve Türkiye Büyük
Millet Meclisine getirmeyi akıllarına dahi getirmeyen, makul olmayan tutuklanma
süreleri ve vicdanları sarsan serbest bırakılmalara yönelik ciddi bir süreç
yaşanırken topu sadece yüksek yargıya atmakla yetinen Adalet Bakanlığının,
kişisel verilerin korunmasına ilişkin kanunu yasalaştırmadan, son derece
hassas, kişisel verilere yönelik olan Adli Sicil Kanunu’nu Türkiye Büyük Millet
Meclisine getirmesi gerçekten izaha muhtaç bir yaklaşım olarak karşımıza
çıkmaktadır.
Ayrıca, Anayasa’mızın 20’nci
maddesinde yer alan özel hayatın gizliliğine yönelik düzenlemelerin, bunu
güvence altına alan ilgili düzenlemeler yasalaşmadan önce gündeme gelmesi,
Türkiye Büyük Millet Meclisine gelmesi, kanaatimizce hukuk tekniği açısından,
Parlamento hukuk tekniği açısından kabul edilebilir makul bir anlayış da
değildir.
Değerli arkadaşlar, bu duygu
ve düşüncelerle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz
Sayın Köktürk.
Adalet ve Kalkınma Partisi
Grubu adına Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın.
Buyurunuz Sayın Aydın. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA AHMET
AYDIN (Adıyaman) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 474 sıra sayılı Tebligat Kanunu ile Adli Sicil Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı üzerinde AK PARTİ Grubu adına söz
almış bulunuyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
öncelikle, az önce Parlamentonun ittifakla geçirmiş olduğu Türk Borçlar
Yasası’nın hukuk tarihimize, iktisadi hayatımıza hayırlar getirmesini diliyorum
ve bunun başkaca temel kanunlarda da -şimdi üzerinde görüştüğümüz kanun da
dâhil olmak üzere- sürmesi dileğiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
görüşülmekte olan tasarı âdeta reform niteliğinde bir tasarı. Bilindiği gibi,
ülkemizde yılda yaklaşık 16 milyon, hatta bunun üzerinde adli sicil kaydı
verilmektedir. Adalet Bakanlığımız bu hizmeti sunmak için birçok sayıda
personel istihdam etmektedir. Adli sicil ve arşiv kayıtlarında sorgulamaların
e-devlet hizmetleri kapsamında sunulmaya başlanmasıyla da bu personelin başka
alanlara kaydırılması ve bu manada kamuda kaynak artışının sağlanacağı
muhakkaktır.
Hâlen Adalet Bakanlığı her
adli sicilde veya arşiv belgelerini verirken vatandaştan cüzi de olsa, cüzi de
görünse bir miktar para almaktadır, zannediyorum 5 TL almaya devam etmektedir.
Bakanlığın 2007 yılında vatandaşlardan bu manada almış olduğu ücret toplamı 45
milyon TL’dir. Bakanlık 45 milyon TL alıyor, ancak vatandaşlar için ulaşım
masrafları, otopark ücreti, mesaiden feragat, sırada bekleme süreleri dikkate
alındığında, görünmeyen diğer masraflarla birlikte aslında masrafın çok daha
ciddi olduğu, çok daha fazla olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu hizmetten
yararlanmanın vatandaşlarımıza yansıması, standart maliyet modeli yöntemiyle
yapılan hesaplamalara göre yaklaşık 200 milyon TL’ye, yani 200 trilyon TL’ye
çıkmaktadır ve yük oluşturmaktadır. Devlet 45 milyon TL toplama karşılığında
aslında vatandaşlardan bu manada 200 milyon TL para almaktadır, vatandaşlara
bunun yansıması 200 milyon TL’ye çıkmaktadır. Ayrıca, harcanan emek, gayret,
kaybolan zaman da cabası.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Adli Sicil Kanunu’nda yapılan değişiklikle biz ne getirmek
istiyoruz, neler yapıyoruz, çok kısa bir şekilde izah edeceğim.
Değerli arkadaşlar, kamu
kurum ve kuruluşları, görev ve yetkileri kapsamında kişilerin adli sicil
kayıtlarını doğrudan elektronik ortamda sorgulayabilecekler. Yani vatandaş bir
iş için müracaat ettiğinde “Git arkadaşım, adli sicil belgeni, sabıka kaydını
al, gel.” demeyecek. Yani kişi yorulmayacak, zaman kaybı olmayacak, boşuna emek
harcamayacak, israfta bulunmayacaktır.
Yine kanunla, değerli
arkadaşlar, ayrıca gerçek kişiler kendi kayıtlarını elektronik imza kullanarak
sorgulama imkânına kavuşacaktır. Evet, bir gerçek kişi kendi sicil kaydına
elektronik imzayla bakabilecek, görebilecektir.
Yine bu elektronik
sorgulamalarda az önce bahsettiğimiz maliyetlerin hiçbiri olmayacak, hiçbir
ücret alınmayacaktır.
Yine, değerli arkadaşlar,
getirilen bu kanun tasarısıyla, adli sicil kayıtlarını açıklayanlar ya da
veriliş amacı dışında kullanan kamu görevlileri hakkında herhangi bir cezai
tedbiri öngörüyor muyuz? Evet, adli sicil kaydı verilen amaç için kullanılır.
Eğer bu amaç dışında kullanılırsa ya da kişinin rızası dışında eğer açıklanırsa
bunu açıklayan kamu görevlileri de ayrıca cezalandırılacak, bunun tedbirleri de
kanunda var.
Diğer taraftan Tebligat
Kanunu’nda yapılan değişiklikle ne amaçlıyoruz, ona da baktığımızda değerli
arkadaşlar, evet, az önce gruplar adına konuşan değerli arkadaşlarımız da
bahsetti, ülkemizde özellikle resmî işlemlerde ve bilhassa yargı alanında
tebligatla ilgili çok ciddi problemlerin olduğu konuşuluyor, malumunuzdur
hepinizin. Tebligattaki en ufak bir yanlışlık, bir usulsüzlük ya da bir
eksiklik adil yargılama hakkı ihlaline kadar varabilecek çok ciddi sıkıntılara
sebebiyet verebilecektir. İşte bu açıdandır ki değerli arkadaşlar az önce
“Davalar uzuyor.” dedi. Evet, bu davaların uzamaması, kapı komşu iki kurumun
bir tebligatı aylarca birbirinden beklememesi adına bu kanun çok ciddi
vazifeler görmektedir ve böylece bu sıkıntıların giderilmesi adına bu kanunla
elektronik ortamda tebligat yapabilme imkânı getiriyoruz. Bu çok önemli bir
husustur ve bundan dolayıdır ki tebligatın yapılamaması ya da geç kalması
nedeniyle işler askıda kalmayacak, yargıda da gecikme olmayacak, davalar
uzamayacak.
Yine az önce konuşulan
sorunların, sıkıntıların bir çoğu e-tebligatın altyapısı
PTT tarafından düzenlendiğinde zaten dikkate alınacak ve bu manada gerekli
tedbirler de alınacaktır.
Yine, değerli arkadaşlar,
görüşmekte olduğumuz söz konusu tasarıyla adres kayıt sistemindeki adres,
kişilerin gerçek adresi, yani aynı zamanda resmî tebligat adresi olarak
addedilecek, adli ilanlar da gazetelerin dışında elektronik ortamda da
yapılabilecektir.
Tamamen e-devlet projesine
uygun olarak hazırlanan, Adli Sicil ve Tebligat Kanunu’nda kolaylık, hızlılık,
etkinlik ve bilabedel öngören bu tasarının
kanunlaşması gerekmektedir ve bu konuda da zaten hiçbir aykırı fikir
göremiyorum. Bu nedenle ben süreden de çok fazla çalmak istemiyorum, tekrar
tasarının kanunlaşması dileğiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz
Sayın Aydın.
Sayın milletvekilleri,
soru-cevap bölümüne geçiyorum.
Sayın Genç ve Sayın Uzunırmak…
KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın
Başkan, kişisel söz istiyorum.
BAŞKAN – Geçtim efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Kişisel söz istiyorum, şahsım adına söz istiyorum.
BAŞKAN – Soru-cevap bölümüne
geçtim, sisteme girmişsiniz…
KAMER GENÇ (Tunceli) – Efendim,
daha kişisel söze geçilmedi, yani gruplar konuştu, kişisel söz istiyorum Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Söz talebi yoktu ve
soru-cevap işlemine girdim Sayın Genç.
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Efendim, yok ama, biz istediğimiz zaman AKP de…
BAŞKAN – …sisteme girmişsiniz,
onun için girmiştim.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın
Başkan, bakın, burada gruplar konuştu, kişisel söze geldi sıra. Yani rica
ediyorum… Sayın Başkan, müsaade ederseniz ben şahsım adına konuşayım efendim.
BAŞKAN – Sayın Genç, buraya
talep olarak yazılmamıştı…
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Efendim, doğru, haklısınız da, siz mesela, başka söz isteyen…
BAŞKAN - …ve ben soru-cevap
işlemine geçtim.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Bakın,
Sayın Başkan, siz “Başka söz isteyen kimse yok.” demediniz, çünkü biz söz
istediğimiz zaman, AKP’liler bütün kanunlar üzerindeki söz isteklerini
dolduruyorlar, ondan sonra söz istediğimiz zaman onlar sıraya giriyorlar.
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Sayın
Başkan, bu konuda gruplar arasında anlaşma olduğu için…
BAŞKAN – Sayın Genç, söz
isteme talebi yok idi burada.
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Efendim, ben şimdi istiyorum, yani yazılı da olabilir, sözlü de istenebilir
Sayın Başkan.
BAŞKAN – İşleme geçtim ama
Sayın Genç, soru-cevapta soru sormak istediğinizi girdiğiniz için ben de soru
bölümüne geçtim.
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Efendim, daha geçmediniz… Sayın Başkan, bu kadar yönetim olmaz. Yani gruplar
adına söz isteği bitti, ben şahsım adına söz istiyorum. İç Tüzük böyle ama siz
vermiyorsanız ben bir şey demiyorum.
BAŞKAN – Buyurunuz, ilk soru
sizin, sorunuz.
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Sormuyorum Sayın Başkan, soru da sormuyorum.
BAŞKAN – Sayın Uzunırmak, buyurunuz ilk soru sizin.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan, gazetelerde epey
uzun zamandan beridir…
Başka soru olmadığına göre
biraz uzun kullanmak istiyorum vaktimi Sayın Başkan.
BAŞKAN – İki dakika süre
veriyorum.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) –
Teşekkür ediyorum.
Uzun süren takipler
yapılıyor. Bir suç örgütünün uzun süren takibi esnasında, bu suç örgütünün yeni
suç işlemelerinden mağdur olan taraflar olduğu gibi, âdeta, suç örgütleri yeni
suçlar işlediği için suç oranları da artıyor ve aynı zamanda yeni suçlar da
ortaya çıkıyor, dolayısıyla bu suçlardan… Mesela düşünün ki, bir rüşvet olayı
takip ediliyor ve rüşvet olayı takip edilirken suç örgütü yeni rüşvetler
alıyor, dolayısıyla yeni rüşvet veren mağdur vatandaşlar ortaya çıkıyor ve suça
bulaşan vatandaşlar ortaya çıkıyor. Bunun gibi, bu takipler esnasında, takibin
başladığı belli bir andan belli bir zamana kadar yeni suça iştirak eden veya
yeni suçta mağdur olan kitleler meydana geliyor. Bunun gibi olayları takip
edebiliyor musunuz? Böyle, ne kadar, takibin başlangıcından neticeleninceye
kadar yeni suç işleyen insanlar ortaya çıktı veya bu yeni mağdurlar ortaya
çıktı? Düşünün ki bir suç örgütü takip esnasındayken yeni bir kişiyi öldürüyor,
canına kastediyor. Dolayısıyla burada devlete bir sorumluluk doğuyor: Niçin
zamanında bu gözaltına alınmadı, derdest edilmedi ve yeni suç işlemesine
müsaade edildi bu örgütün? Bu takiplerin çok dikkatli bir
şekilde yapılması lazım. Yedi sekiz ay, bir sene süren takiplerin
neticesinde bu yeni suçlardan mağdur birçok insanlar meydana geliyor. Burada
devletin dikkatli tedbir alması gerektiği kanaatini taşıyorum. Bu gibi olayları
takip ettiniz mi? Böyle olaylar var mıdır? Bunu bilmek istiyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Uzunırmak.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın
Başkan, ben soru sorayım efendim.
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın
Başkan, Adalet Bakanı 2 Aralıkta Amerika’ya yirmi dört saatte gitti ve döndü.
Hangi iş için gitti? Bir kuryelik görevini mi yapıyordu? Devlet geleneklerinde
bir bakanın gidip de böyle… Amerika, on bir saat gidiş, on bir saat de geliş;
aşağı yukarı beş altı saat mi, yedi saat kaldı. Kendisi Amerika’ya gitti,
kimlerle görüştü? Görüşme yaptığı zaman Türk Büyükelçiliğinden yanında kimse
var mıydı yok muydu?
İkincisi: Bu Hizbullah
davasında mahkûm olanların 1/1/2011’de tahliye
edileceklerini pekâlâ Adalet Bakanlığı biliyordu. Yani, Adalet Bakanlığı bunun
tahliye edilmesini istemiyorduysa bir iki satırlık bir kanun maddesiyle bu
Kanun’un uygulamasının pekâlâ, yani o ceza… Onların Adalet Bakanlığından gelmiş
dosyaları, duruşma günü belirlenmiş. Hiç olmazsa o duruşma sonuna kadar, buraya,
bu Kanun’un yürürlüğe girmesini bir altı ay erteleyebilirdi. Neden ertelemedi?
Acaba, burada, kasten, Bakanlığın özel bir politikası mıdır veyahut da bu
partinin bir politikası mıdır bunların serbest bırakılması?
Bir de bu getirilen kanunda
tabii çok önemli eksiklikler var. Şimdi diyor ki, “İhbarnamenin kapıya
yapıştırıldığı tarih tebliğ sayılır.” Mesela, şimdi, yazın birçok insan izne
gidiyor, izne gittiği zaman, kapısına ihbarnameyi yapıştırdığınız zaman
tebligat sayarsanız, o zaman çok hak düşürücü şeyler olabilir. Yani, bu
getirilen Tebligat Kanunu değişikliğinde, mesela işte vatandaşların T.C. kimlik
numaraları var, elektrik abone numaraları var, su abonelikleri var, yani bu
araştırmalar yapılmadan, “Efendim, işte muhtara gidip araştırma yapacak, oraya bırakacak,
ondan sonra da gidip kapıya bu ihbarnameyi bırakınca tebligat sayılır…” Hiç
olmazsa muhtarın, bunun tebligatının yapılması için bir gayret sarf etmesi
lazım. Çünkü “Tebligat yapılmış sayılır.” demek, hak düşürücü çok önemli bir
olay. Yani dava açma süresini kaçırdı mı vatandaş çok mağdur oluyor. Bu
düzenleme bence çok ihtiyacı karşılayan bir düzenleme değil. Daha böyle,
hayatın gerçeklerine uygun bir düzenleme getirilirse ve özellikle vatandaşların
da hak düşürme, daha doğrusu hak arama özgürlüklerini ortadan kaldırmayacak bir
tebligat sistemi getirilirse daha iyi olur. Çünkü, bu
getirilen, mesela 9’uncu madde de öyle, 5’inci madde de öyle. Dolayısıyla,
burada getirilen bu tebligat sistemiyle birçok hak sahibinin mağdur olacağına
inanıyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz
Sayın Genç.
Sayın Varlı…
MUHARREM VARLI (Adana) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakana sormak
istiyorum: Adana-Ceyhan ilçesinde şu anda adliye sarayının temeli atıldı, bina
yükseliyor, bunun için teşekkür ederiz. Öncelikle, hizmet yapan herkese biz
minnet duygusuyla yaklaşırız. Yalnız, temel attıktan sonra AKP’nin İlçe Başkanı
ile ilçe yönetimi orada boy boy resim çektirip
gazetelerde bunları yayınlattılar. Acaba, AKP Genel Merkezinden mi buranın
yapımı için para tahsis ettiniz, yoksa Bakanlığın bütçesinden mi tahsis
ediyorsunuz? Bu, birinci sorum.
İkincisi: Kayseri Büyükşehir
Belediye Başkanıyla ilgili bazı iddialar oldu, Sayın Cumhurbaşkanı arkasında
olduğunu söyledi ama Adana Büyükşehir Belediye Başkanı sekiz aydan beri açıkta.
Bununla ilgili neden acaba hiçbir açıklama veya hiçbir mahkeme uygulanmamasına
rağmen açıkta tutuluyor? Bunu cevaplar mısınız.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Varlı.
Buyurunuz Sayın Bakan.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN
(Hatay) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Uzunırmak’ın
sorusuyla başlıyorum: “Soruşturma sırasında, takibin yapıldığı dönemde yeni
mağdurlar oluşabiliyor.” diye bir soru sordu Sayın Uzunırmak.
Malumunuz, bu soruşturmalar savcılığın denetiminde, kontrolünde yapılıyor.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) –
Sadece yeni mağdurlar değil ki yeni suç da işliyor.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN
(Hatay) – Adli kolluk görevini polisten istiyor savcılık ve bu, soruşturma
makamlarının tasarrufunda olan bir süreç. Bu süreçte yürütme organının, Adalet
Bakanlığının herhangi bir kontrol ve denetleme imkânı söz konusu değil.
Soruşturmalar savcılık makamı tarafından… Ancak burada, Sayın Uzunırmak, bu noktada mevzuattan kaynaklı bir eksiklik
varsa, bu konuda bu talebinizi değerlendirip…
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Sayın
Bakan, yeni mağdur çok önemli bir konu ama takip edilen adam yeni suç işliyor
ve suç listesi kabarıyor. Bunun düzeltilmesi gerektiğine işaret ettim.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN
(Hatay) – Sayın Uzunırmak, güzel de şimdi,
soruşturmayı yürüten savcılık, soruşturmaya dair tüm delilleri elde etmeden
konuyu ifşa etmesi hâlinde bütün soruşturmayı belki kaybetme riskiyle karşı
karşıya. Bunun takdirini yapacak, değerlendirmesini yapacak olan savcılıktır
ancak buna dönük olarak bir öneriniz olursa onu da ayrıca değerlendirebiliriz.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Bunu
mevzuatla sınırlandırmak lazım. Nasıl suç zanlısı bir adamı bırakıp yeni bir
suç işlemesine neden olursunuz?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN
(Hatay) – Sayın Kamer Genç “Adalet Bakanı Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti,
günübirlik ziyaret yaptı, geldi. Buraya ne amaçla gitti? Kimlerle görüştü?
Yanında Büyükelçilik görevlisi var mıydı, Büyükelçimiz var mıydı?” diye
sordular. Aslında bu soru daha önce Genel Kurulda tarafıma soruldu, bu soruya
detaylı şekilde cevap verdiğimi hatırlıyorum ancak tekrar ediyorum: Amerika
Birleşik Devletleri’ne gidişimiz, Amerikan Adalet Bakanlığıyla yapılan
karşılıklı ziyaretler sebebiyledir. En son Amerikan Adalet Bakanı Türkiye’ye
gelmiştir, Türk Adalet Bakanı olarak biz o ziyaretin karşılığı olarak gittik.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Özel
elçilerle mi görüştünüz Wikileaks’le ilgili?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN
(Hatay) – Türkiye-Amerika Birleşik Devletleri arasındaki adli yardım anlaşmaları,
cezai sorumluluğu olanların, suç sanıklarının iadesi, hükümlülerin iadesi
konusundaki anlaşmaların aksamasına dair, bu aksaklıkları gidermeye dönük bir
ziyarettir. Bu anlamda yapılan görüşme Amerikan Adalet Bakanlığında
yapılmıştır. Bu görüşmede Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Sayın Tan
bulunmuştur, Büyükelçilik görevlileri hazır bulunmuştur, Türk Adalet
Bakanlığından yetkililer olmuştur, Amerikan Adalet Bakanlığının bürokratları
olmuştur ve…
KAMER GENÇ (Tunceli) – Eski
Amerikan Büyükelçisiyle de görüşmüşsünüzdür, Eric’le
de…
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN
(Hatay) - …karşılıklı bakanlar bulunmuştur.
Onun dışında, son,
kamuoyunda, tahliyelere ilişkin olarak bir soru yöneltti Sayın Genç. “31/12/2010 tarihinde Ceza Usul Yasası’nın 102’nci maddesi yürürlüğe
girecekti. Bunu öngörmediniz mi? Niçin bu süreyi uzatmadınız?” diye sordular.
Şimdi, Ceza Usul Yasası’nda
öngörülen süre, tutuklulukta, özellikle organize suçlar ve terör örgütleri
açısından on yıllık bir üst limit getiriyor. Sayın Genç, acaba bu on yıllık
sürenin daha da artırılmasını mı önerdiler ama…
KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır,
hayır, değil.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN
(Hatay) – …Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerinin Parlamento Başkanlığına
vermiş olduğu bir yasa teklifi var. Orada bu sürelerin üç artı bir, azami dört
yıl olması öngörülüyor, dolayısıyla bu on yıllık sürenin de aslında çok fazla
olduğu hepinizin ortak kabulü. Burada yapılması gereken şey, bugün yaptığımız,
şu anda, Tebligat Yasası gibi yasaları bir an önce devreye alarak yargılama
sürelerini sağlıklı, makul sürelere indirmek ve arkasından da bu azami
tutukluluk sürelerini de normal seviyelere çekmek; hedefimiz budur. Ancak bu
süreler kısaltılmadan tutukluluk süreleri daha da indirilirse bugün şikâyet
edilen tahliyelerin sayısının çok daha fazla artması söz konusu olacaktır,
dolayısıyla bu hassas dengeyi gözetmemiz gerekir diye düşünüyorum.
Tebligat Yasası’na ilişkin
Sayın Genç’in bir sorusu oldu, kapıya yapıştırılmasına ilişkin. 21’inci madde
önceki kanunda da benzer şekilde. Önceki kanundaki 21’inci madde benzer şekilde
uygulanıyordu, gene kapıya ilanen yapıştırılıp en yakın komşuya haber
veriliyordu. Bu yeni düzenlemede de benzer hususlara dikkat edilmiştir. Bu
anlamda, getirilen elektronik tebligat yöntemiyle de zaman kayıplarını minimize
edecek ve gerek ilk derece mahkemelerinde gerek yüksek yargıda tebligat
hukukundan kaynaklı sorunları en aza indirecek bir düzenleme olduğunu
düşünüyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Ergin.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Birinci bölümün görüşmelerine
başlayacağız.
Birinci bölüm 1 ila 10’uncu
maddeleri kapsamaktadır.
Birinci bölüm üzerinde söz
talebi? Yok.
Maddelerin oylamasına
geçiyorum:
1’inci maddeyi kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
2’nci maddeyi kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
3’üncü maddeyi kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
4’üncü maddeyi kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
5’inci maddeyi kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
6’ncı maddeyi kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
7’nci maddeyi kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
8’inci maddeyi kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
9’uncu maddeyi kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
10’uncu maddeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Birinci bölümdeki maddelerin
oylaması tamamlanmıştır.
İkinci bölüm üzerinde…
KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın
Başkan, ikinci bölüm üzerinde kişisel söz istiyorum.
BAŞKAN – İkinci bölüm 11 ila
19’uncu maddeleri kapsamaktadır.
İkinci bölüm üzerinde
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Metin Arifağaoğlu,
buyurunuz efendim.
CHP GRUBU ADINA METİN
ARİFAĞAOĞLU (Artvin) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan
474 sıra sayılı Tebligat Kanunu’nun ikinci bölümü hakkında Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi sevgiyle, saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
gerçekten Tebligat Kanunu’nda değişiklik yapılmasında geç kalınmıştır. Tebligat
Kanunu’nda gelişen teknolojinin imkânları kullanılarak tebligat yapılmak
istenmektedir ki, bu çok doğrudur, yerindedir. Geçmişte belli bir adrese tebligat
yapılıyor idi, eğer o adreste bir değişiklik varsa ilgili muhtarda ilan
tahtasına veya muhtarlıkta tahtaya asılırdı. Bu, ilgili kişiye tebligat yapıldı
anlamına geliyordu. Geçmişte ben bu durumdan mağdur olanlardan biriyim. Bize
adres değişikliğinden dolayı tebligat gelmiş, muhtara gitmiş, muhtarda asılmış,
aradan altı ay, sekiz ay geçmiş, bir de mahkemede mağdur durumuna düşmüşüz.
Neticede ulaştılar bize. “Başında ulaşamadınız, sonunda nasıl ulaştık?”
dediler. Sonunda ulaştılar çünkü biz mağdur durumuna düşmüşüz, bilirkişiler
tespit edilmiş, bilirkişiler raporlar yazmış. Neticede, bu Tebligat
Yasası’ndan, geçmişteki, şu andaki yürürlükte olan Tebligat Yasası’ndan benim
gibi binlerce, on binlerce kişi mağdur olmuştur. Bunda değişiklik yapılması çok
doğrudur, çok yerindedir, biz Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak destek
veriyoruz.
Yine, değişmesi gereken
önemli bir yasa tasarısı, dilerim seçime kadar tekrar gelir. O nedir?
Biliyorsunuz, belediyeler 18’inci maddeye göre imar tadilatı yapıyor, imar
planı değişiklikleri yapılıyor ve imar planı değişiklikleri için muhataplara
herhangi bir tebligat yapılmıyor. Belediyelerde ilan tahtasına asılıyor bu imar
tadilatları. Eğer orada rastlarsanız bir ay içinde, itiraz edebiliyorsunuz.
Eğer bir ay içinde rastlamazsanız haberiniz olmuyor ve itiraz edemiyorsunuz ve
böylece mağdur olan birçok kişiye rastladım ben. İmar tadilatı olmuş, bir;
aradan üç sene geçmiş, imar tadilatı olmuş, iki; ilgili kişinin haberi yok.
Örneğin yeri 5 bin metrekareyse 5 bin metrekarenin 3 bin metrekaresi başka bir
adaya, başka bir mahalle gitmiş oluyor, herhangi bir hak ve hukuk sahibi de
olamıyor. Ne yapmak lazım? İmar Kanunu’nun 18’inci maddesinde de değişiklik
yapmak lazım. İlgili kişilere mutlaka tebligat yapılmalıdır.
Şimdi, değerli milletvekilleri,
notere gidiyoruz, notere gidince eskiden biz adresi söylüyorduk; şimdi adres
söylemeye gerek yok, kimliğimizi veriyoruz, kimlik verilince noter, bizim
kimlikteki adresi bilgisayardan alıyor, oraya yazıyor. Demek ki işler
kolaylaştı, teknoloji gelişti, işler kolaylaştı. Bu yasa tasarısında da
elektronik ortamda tebligat vardır. Elektronik ortamda tebligat yapılabilmesi
için, yasa tasarısı diyor ki 1’inci madde için bir yıl, 2’nci maddede iki yıl
sonra yürürlüğe girecek ve 8’inci maddede de dokuz ay sonra. Bunlar çok
doğrudur, yerindedir. Mutlaka, karşı tarafa tebligat
yapılması lazım. Yapılabilir mi? Yapılır. Niçin? Herkesin kimlik belgesi
var, kimlik belgesinde adres var. O zaman, bu sisteme göre tebligat yapılmasını
çok doğru buluyor, zamanımın tamamını da kullanmıyorum. Bu doğru kanuna destek
olacağımızı belirtiyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Arifağaoğlu.
Şahsı adına Sayın Kamer Genç.
Buyurunuz Sayın Genç.
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; tabii ki Tebligat Kanunu’nda ciddi eksiklikler var. Tebligat
Kanunu’ndaki işleyişin çok sağlıklı olması, adalet sisteminin de sağlıklı
işlemesine en büyük katkı sağlayan bir durumdur. Bir de tebligatların da tabii
tebliğ edilecek kişilerin yani iradesi dışındaki bir nedenle eline geçmemesi
hâlinde, bu hak kaybına neden olmaması lazım. İşte, tatilde, vatandaş tatile
gidiyor, muhtara getirilip tebligat bırakılıyor veya bir başka sebeple, tatil
dışında da o zaman, maalesef insanların hak kaybı oluyor. Gerçi eskiden işte,
ilan sistemi getirilmişti. Muhtara belli bir külfet de getirmek lazım yani
muhtara bırakmak kâfi değil, muhtara diyecek ki: “Arkadaşım, madem o orada, bu
tebligatı ilgiliye her vesileyle araştırarak bu kişiye tebligatı da yapmak
gerekir.”
Yine, tabii, gayrimenkul
ihtilaflarında, bu, oradaki adrese tebligat… Ama bazen adresler değişiyor,
işte, birçok vatandaşlarımız yurt dışına gidiyor ve yurt dışındaki bu
vatandaşlarımıza, maalesef, tebligat olmuyor. Dolayısıyla, bu insanların
özellikle gayrimenkulden kaynaklanan birçok hakları elinden gidiyor, bazısı izaleişüyu dava hakkını kaybediyor. Yani buna benzer çok,
mülkiyetle ilgili ihtilafları aleyhine dönüşüyor. O bakımdan, bu kanunu, tabii,
bence uygulamayı yapan kurumlardan daha ziyade, araştırma yaparak en iyi
şekilde düzenlemek gereklidir. Yani bir düzenleme yaparken hataları en asgari
seviyeye düşürmek gerekir.
Şimdi, biraz önce, Bakanlık
makamında oturan kişiye soru sorduk. Ya, Amerika’ya… Arkadaşlar, bu, hiçbir
devlet geleneğinde yok. Yani sen burada çıkacaksın, Amerika’ya gideceksin,
orada bir saat Adalet Bakanıyla görüşeceksin ve hemen döneceksin. Ama yalnız
onunla görüşmüyorsun ki, “Atlantic Council” diye bir şirket var orada, bir şey var, onun
Yönetim Kurulu Üyesi Eric Edelman
ve Wilson gibi Ankara’da bulunan 2 elçiyle de görüşüyorsun. Bu 2 elçi,
Türkiye’deki WikiLeaks’te geçen bilgilerin, daha
doğrusu, Türkiye’de elçilik yapan bu kişiler, Türkiye’yle ilgili bilgileri de
aktaran kişiler. Ne görüştünüz? Ondan sonra da tabii, böyle bir Bakanlık
makamında oturan bir zatın hemen yirmi dört saatliğine bir yere gidip
gelebilmesi için özel kurye görevini yapması lazım. Yani çok önemli bir şey
olacak, ondan sonra, on bir saat gideceksin, on bir saat geleceksin. Soruyorum:
Bu Atlantic Council Yönetim
Kurulu Üyesi Eric… Eric
diye birisi işte, biliyorsunuz Ankara Büyükelçisi, bir de Wilson diye birisi
-neyse yani, onlar, biraz İngilizce de bilmediğim için- bunlarla da görüşmüş.
Niye inkâr ediyorsunuz? Yani WikiLeaks belgelerini,
efendim, işte, oraya gidip “Yahu, işte, bunları yayınlamayın.” demek için
gidilmiştir, öyle görünüyor. Yani yanında birtakım kişiler götürülmediğine
göre… E, biz de bir şey olarak bilmek zorundayız.
Dolayısıyla, maalesef, Sadullah Bey’in Adalet Bakanlığı makamına gelmesiyle adalet
müessesesi -maalesef- tevessuh etmiştir arkadaşlar,
hâkim teminatı kalmamıştır. Yani orada “Yargıtaya
üyeyi ben atayacağım.” demiştir, “Danıştaya üyeyi ben
atayacağım.” demiştir, “Benim istediğim adamları istediğim yere tayin edeceksiniz.”
Kararname getirmiştir, orada Hâkimler Savcılar Kuruluna kararname getirmiştir,
geri çekmesi mümkün değildir, kararnameyi geri çekiyor arkadaşlar. Böyle bir şey olur mu! Yani senin tasarrufunda değil ki.
Dolayısıyla, gittiniz, bir
referandum yaptınız, insanlara yanlış bilgi verdiniz. Artık Türkiye’de “yargı”
diye bir şey kalmamış, insanların yargıya güveni kalmamış. Artık yargı, siyasi
iktidarın, daha doğrusu Tayyip Erdoğan’ın emrine girmiş. Dolayısıyla, Tayyip
Erdoğan’ın her dediği söz hem yasamada kanun oluyor hem yargıda karar oluyor.
Böyle bir devlette yaşamak mümkün değil, insanların hak ve özgürlüklerinin
sağlanması, hak arama özgürlüklerinin sağlanması mümkün değil.
Yine, Hizbullah davasında da
-yani biz tutukluluk süresini uzatmayı istemiyoruz ama- bunların, 188 kişiyi en
adi işkence sistemiyle öldüren bu kişilerin o tarihte tahliye olacağını
bildiğiniz hâlde… Yargıtaya gelen… Yargıtay bunları
bilmez ki, hangi davada hangi kişi, ne suç işlemiş bilemez ki, dosyayı incelemesi
lazım. Siz, pekâlâ, idare olarak bunları biliyordunuz ama himaye ettiniz ve
dışarıya saldınız.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Genç, teşekkür
ederiz.
KAMER GENÇ (Devamla) – Yarın
bundan çıkacak sorumluluk da sizlere ait.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN – Şimdi, soru-cevap
bölümünde Sayın Uzunırmak sisteme girmişler.
Buyurunuz Sayın Uzunırmak.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan, ben tekrar
soruma döneceğim.
Şimdi, savcıların acaba hangi
delilin hangi safhada doğru değerlendirilip, bu operasyonun gerekli delil
toplandığı hâlde açılmayıp, daha sonra o suç örgütü başka suç işlediğinde yeni
mağduriyetler meydana getirdiği… Ve kendisinin de suç dosyası kabarıyor aynı
zamanda. Yani savcıların bu noktada denetlenmesi, bir mevzuata gerek var. Yani
bu savcılar acaba suçun teşekkül ettiği anda doğru zamanda bu operasyonu
yapabilmiş mi, yapamamış mı? Eğer yapamamışsa gerekli suç teşekkül ettiği hâlde
operasyon düzenlenmemiş, bu suç örgütü yeni bir insanın canına kastetmiş veya
yeni suçlar işlemişse, savcı bu suça müsaade etmiş insan pozisyonuna düşüyor
burada gerekli deliller elinde olduğu hâlde. Böyle bir denetim sisteminin eğer
mevzuatta yoksa kurulması lazım. Eğer bunu kurmazsak biz, o zaman bu savcılar
istediği zaman operasyonu yapacak, istediği zaman operasyonu düzenleyecek, yeni
suçlara müsaade edecek, yeni mağdurlar bunlardan dolayı meydana gelecek. O
zaman devlet düzeni diye, devlet yetkisi diye “zamanında kullanmama” gibi bir
şey ortaya çıkar ki bu, bir devlete yakışmaz, hukuka yakışmaz. Hukuk temin
edemez böyle bir şeyi.
Ben teşekkür ediyorum. Böyle
bir düzenlemenin ihtiyacını vurgulamak istiyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz
Sayın Uzunırmak.
Buyurunuz Sayın Bakan.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN
(Hatay) – Sayın Uzunırmak’ın sorusu üzerine şunu
ifade edebilirim: Ceza Usul Yasamızın 160, 161 ve devamı maddelerinde
cumhuriyet savcısının soruşturmayı hangi usul ve esaslara göre yapacağı hüküm
altına alınmış. Burada cumhuriyet savcılarına görev olarak yüklenen ve
sorumluluk yükleyen hükümler var. Şayet bir cumhuriyet savcısı bahsettiğiniz
hususlarda bir ihmal göstermiş ise, başka yeni mağdurlar yaratılmasına sebep
olmuş ise, bunların elbette ki teftiş yoluyla denetlenmesi söz konusu. Bunlara
ilişkin her türlü şikâyet hakları da söz konusudur. Bu anlamda…
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) –
Türkiye’de hiç böyle bir olay olmadı, demek ki hiç! “Savcıların hepsi tam zamanında
yaptı bu işi” mi diyorsunuz?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN
(Hatay) – Sayın Uzunırmak, Adalet Bakanlığına
bağlıydı, şimdi Kurula bağlandı Teftiş Kurulu. Bu konularla ilgili çok sayıda
şikâyetler gelir Bakanlığa. Bu şikâyetler önce muhakkikler eliyle incelenir,
eğer bir ciddiyet görülür ise müfettiş tayin edilir. Buna dönük soruşturmalar
vardır. Arzu ederseniz buna dair geçmiş, arşivden, yapılan soruşturmalara
ilişkin örneklerine bakar size bilgi sunarım.
Teşekkür ediyorum.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) –
Memnun olurum.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Ergin.
İkinci bölüm üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi, ikinci bölüm
üzerindeki maddelere geçiyorum.
11’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
12’nci madde… Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
13’üncü madde… Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
14’üncü madde… Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
15’inci madde üzerinde bir
önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 474 sıra
sayılı Tebligat Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının çerçeve 15 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Bekir Bozdağ
Rıdvan Yalçın Hayrettin Çakmak
Yozgat Ordu Bursa
Mehmet Şandır Safiye Seymenoğlu Halil Ünlütepe
Mersin Trabzon Afyonkarahisar
Abdurrahman Arıcı
Antalya
"Madde 15 - 2918 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
Geçici Madde 21 - Bu Kanunun
110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği
tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan
davalara uygulanmaz."
BAŞKAN – Komisyon önergeye
katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Katılıyoruz Sayın Başkanım, yeter sayı var.
BAŞKAN – Hükûmet?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN
(Hatay) – Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Gerekçeyi mi
okutuyorum?
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) –
Gerekçe…
BAŞKAN – Buyurun.
Gerekçe:
Karayolları Trafik Kanununun
110 uncu maddesi yalnızca görev kuralını değil, ayrıca bu sorumluluk tipinin
bağlı bulunduğu maddi hukuk rejimini de düzenlemektedir. Bu yasanın yürürlük
öncesinde idari yargıda açılan tam yargı davasının dava dışında kalan bölümünün
adli yargıda görülmesi zorunlu olduktan başka alacağın bu bölümünün zamanaşımı
ve diğer unsurlar bakımından Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine tabi olacağı
açıktır.
Öte yandan geçiş hukuku
sorunları gözetilerek "idari yargı ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi"
unsurlarıyla maddeye kapsam açıklığı getirilmiştir. Buna göre, Kanunun
yürürlüğünden önce idari yargı ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılıp halen
görülmekte ve tarafı kamu olan bu alandaki sorumluluk davalarında görevsizlik
kararı verilemeyecektir. Aynı şekilde, yürürlük öncesinde adli yargıda açılıp
görülmekte olan davalar yönünden 110 uncu maddedeki görev kuralı derhal etki
doğuracağı gibi, yürürlük sonrası davalar yönünden de mutlak görev adli
yargının olacaktır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge
doğrultusunda 15’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
16’ncı madde üzerinde bir
önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 474 Sırasayılı Tebligat Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısına 16 ncı maddesinin
Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Bekir Bozdağ Rıdvan Yalçın Mehmet Şandır
Yozgat Ordu Mersin
Halil Ünlütepe Hayrettin Çakmak Safiye Seymenoğlu
Afyonkarahisar Bursa Trabzon
Abdurrahman Arıcı
Antalya
BAŞKAN – Komisyon önergeye
katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN
(Hatay) – Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir ve 16’ncı madde metinden çıkmıştır.
Diğer maddeler ona göre
sıralanacaktır.
17’nci madde üzerinde bir
önerge vardır…
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) –
“16’ncı madde” olacak.
BAŞKAN – O, yazılırken
düzenlenecek efendim.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 474 Sırasayılı Tebligat Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısına 17 nci maddesinin
Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül
ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Bekir Bozdağ Rıdvan Yalçın Halil Ünlütepe
Yozgat Ordu Afyonkarahisar
Hayrettin Çakmak Safiye Seymenoğlu
Abdurrahman
Arıcı
Bursa Trabzon Antalya
BAŞKAN – Komisyon önergeye
katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN
(Hatay) – Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
Böylece 17’nci madde de
metinden çıkarılmıştır, sıralama ona göre yapılacaktır.
Bu arada, yeni madde ihdasına
dair bir önerge vardır.
Bildiğiniz üzere,
görüşülmekte olan tasarı veya teklife konu kanunun komisyon metninde bulunmayan
ancak tasarı veya teklif ile çok yakın ilgisi bulunan bir maddesinin
değiştirilmesini isteyen ve komisyonun salt çoğunlukla katıldığı önergeler
üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açılacağı İç Tüzük’ün 87’nci maddesinin
dördüncü fıkrası hükmüdür. Bu nedenle önergeyi okutup Komisyona soracağım.
Komisyon önergeye salt çoğunlukla 13 üyesiyle katılırsa önerge üzerinde yeni
bir madde olarak görüşme açacağım. Komisyon salt çoğunlukla katılmaz ise
önergeyi işlemden kaldıracağım.
Şimdi önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 474 Sırasayılı Tebligat Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısına 15 inci maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki
maddenin eklenmesini ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Bekir Bozdağ Rıdvan Yalçın Mehmet Şandır
Yozgat Ordu Mersin
Halil Ünlütepe Abdurrahman
Arıcı Safiye Seymenoğlu
Afyonkarahisar Antalya Trabzon
Hayrettin
Çakmak Ayhan Sefer
Üstün
Bursa Sakarya
“Madde 16- 21/6/1987
tarihli ve 3402 sayılı Kadastro Kanununa 36 ncı
maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
“Kamu tarafından açılan
davalarda yargılama giderleri
Madde 36/A- Kadastro işlemi
ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve
kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel
mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dâhil, yargılama
giderine hükmolunmaz.”
BAŞKAN – Komisyon önergeye
salt çoğunlukla katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Adalet Komisyonu teklife iştirak etmektedir efendim.
BAŞKAN – Sayıyoruz. Evet.
Sayı yeterlidir. Salt çoğunlukla katılıyor.
Hükûmet?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN
(Hatay) – Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Komisyon önergeye salt
çoğunlukla katılmış olduğundan önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme
açıyorum.
Grup adına söz isteyen,
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili Sayın Şandır. (MHP
sıralarından alkışlar)
Buyurunuz efendim.
MHP GRUBU ADINA MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Gerçekten, burada olması
gereken bir konuda, Meclisimiz, iktidarıyla muhalefetiyle uzlaşarak yeni bir
düzenleme yapıyor, madde ihdası yapıyor. Komisyon üyelerini hazır bulunduruyor,
birlikte bir madde düzenliyorlar ve toplumun ihtiyacı olan, adaletin temin
edilmesi gerekli bir konuda, özellikle de Anayasa’nın 125’inci maddesinin emri
doğrultusunda bir düzenleme yapıyoruz. Nedir o düzenleme? Bu önergenin içeriği
olarak söylüyorum, idarenin kusurlarından dolayı… “İdare, kendi eylem ve
işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.” Anayasa hükmünü Kadastro
Kanunu’nun 36’ncı maddesine ilave ediyoruz. Böylelikle, özellikle benim bölgem
olan, hatta Türkiye’nin her bölgesinde sıkça yaşanan, kadastro çalışmaları
sonrasında vatandaşların tapu iptal davasıyla karşı karşıya kalmaları sonucunda
mahkemedeki işlemlerin, uzun süren işlemlerin takibi de mümkün olmadığından,
doğan dava sonucunun gereği vatandaşa yüklenen bir yükümlülük var: Mahkeme
masrafları ve vekâlet ücreti. Düşünün, insanımız, devletin kendisine verdiği
tapuyu, yine devletin mahkemede açtığı dava sonucu kaybediyor. Hem tarlasını
kaybediyor hem kaybettiği davadan dolayı mahkeme masrafları ve vekâlet ücreti
gibi taşıyamayacağı, ödeyemeyeceği bir meblağla, bir cezayla karşı karşıya
kalıyor. Bu, Türkiye’de o kadar yaygın ki… Dün gazetelerde buna benzer bir olay
da gördük. Köy, kendini toptan satışa çıkartmış! Bu tapu iptal ve kadastro
çalışmalarından dolayı her köylüye tahakkuk eden cezayı ödeyememekten dolayı
köy topluca kendini satışa çıkarıyor! Toros
Dağlarında bu o kadar çok yaşanıyor ki, kadastro çalışmaları oluyor, kadastro
çalışmaları sonrasında köylünün ata öte, dedesinden babasından kalan arazisini
elinden alıyorsun, bir sebep geliştiriyorsun tapu iptal davası açıyorsun.
Netice? Vatandaş bunu takip edemiyor, zamanında itiraz edemiyor, avukat tutup
kendini savunamıyor ve sonuç itibarıyla tarlasını kaybediyor. Kaybettiği tarlayla
kalmıyor, bir de mahkeme masrafları, Yargıtay masrafları, vekâlet ücreti gibi
ağır bir yükle karşı karşıya kalıyor.
Bu konunun düzeltilmesi için
Kadastro Kanunu’nun müzakeresi sırasında ısrarla söyledik. Bu
adaletsizlik, bu Anayasa’ya da aykırı. Anayasa’nın 125’inci maddesinde
çok açık deniliyor ki: “İdare, eylem ve işlemlerinden dolayı ortaya çıkacak
cezayı, yükümlülüğü yüklenmek mecburiyetinde.” Dolayısıyla bugün bir başka
kanun, Tebligat Kanunu’nun görüşülmesinde gruplar arasında ulaşılan bir mutabakatla
böyle bir önergeyle böyle bir düzenleme yapılmış olması Meclisimize
yakışmıştır, siyaset kurumuna yakışmıştır, iktidarıyla muhalefetiyle hepimize
yakışmıştır.
Değerli milletvekilleri, bu
örnekte de görüldüğü gibi, dönemin sonunda geriye dönüp baktığımızda gerçekten
şu üç seneyi, şu dört seneye yakın süreyi bence yeterince değerlendiremediğimiz
gibi bir sonuca ulaşıyoruz. Burada uzlaşarak nelerin başarılabileceğini şu gün
öğleden sonrası itibarıyla bütün Türkiye seyretti, 650 maddelik kanun burada
çıktı. Bir kanunun bir maddesinin üç saat müzakere edildiği bu Genel Kurulda,
üç saatte 600 madde kabul edildi ve Borçlar Kanunu gibi seksen beş yaşında bir
kanun zamanın ve ülkenin ihtiyaçları doğrultusunda değiştirildi. Sekiz yıl emek
verilerek hazırlanan, üç yıldır da Meclisimizde görüşülmeyi bekleyen Borçlar
Kanunu, Genel Kurulun uzlaşmasıyla, siyasi parti gruplarının uzlaşmasıyla
burada, bugün öğleden sonra gerçekleşti. Bu, uzlaşmanın
eseri; bu, gerçekten ülkenin, insanımızın ihtiyaçları etrafında siyasetin
sorumluluğunun idrakinin eseri. Bu sebeple söylüyorum, geçen üç senenin
hesabını bu millet, önce iktidardan ve tüm siyasetten soracak.
Bakın, burada yaptığımız bu
düzenleme, bu önergeyle yaptığımız düzenleme bile, binlerce insanımızı
rahatlatacak. Tekrar söylüyorum, adamın hem tarlasını alıyorsun, dedesinin
tapusunu iptal ediyorsun, sonra da diyorsun ki “Şu kadar avukat ücreti
ödeyeceksin, bu kadar mahkeme masrafı ödeyeceksin.” Bunun adı zulüm. Özellikle
orman içi ve orman kenarı köylerinde bu o kadar çok yaşanıyor ki. Bir Orman
Yüksek Mühendisi olarak, orman teşkilatında çalışmış, orman köylüsüyle iç içe
yaşamış bir insan olarak, bunun ızdırabını bilen bir
insan olarak söylüyorum ama bunu bugüne kadar kaldırmamışız.
Yani bu Meclis, bu siyaset
kurumu, iktidarıyla muhalefetiyle -millet soruyor- neye yarar? Eğer uzlaşırsak
işe yarayacak çok şeyi gerçekleştirebileceğimizi işte bugün ortaya koyduk.
Bugünkü Borçlar Kanunu uzlaşmasında Sayın Devlet Bahçeli’nin, Milliyetçi
Hareket Partisi Genel Başkanının bize ulaşan, bize verilen talimatı önemli. O
uzlaşmayla, siyasi parti gruplarımızın da katılımıyla, iktidar partisi de bu
noktada ifade ettiği sözleri bir kenara koyarak, bu uzlaşmanın arkasında
durarak, bugün, dediğim gibi, seksen beş yaşındaki bir kanun, burada üç saatte
değiştirilerek...
Bir güzellik daha yapıldı,
onu da söylemem lazım. Biz bu kanunun içeriğinde mutabık değiliz, çok
eksiklikler var. Özellikle dili konusunda itirazımız devam ediyor. Bu kanunun
içerisinde Borçlar Kanunu’nun içerisindeki bütünlük sağlanamadığı için yarın
uygulamada birçok sorun çıkacağını biliyoruz. Türk Ceza Kanunu’nda çıkan
sorunlar gibi burada da çıkacak ama burada birlikte bir güzellik daha yaptık.
Yine bir önergeyle Borçlar Kanunu’nun uygulamasını bir buçuk yıl sonraya erteledik.
Oluyor, yani yanlış da yapılsa yanlışa tedbiri, eğer uzlaşırsak, ortak aklı
üretmek gibi bir iyi niyet ortaya koyarsak gerçekleştirebiliyoruz. Bu bir buçuk yıl
içerisinde yani 2012 yılının Temmuz ayına kadar bu kanunu uygulayacak olanlar
ve bu kanunun muhatabı olan özel kişiler, şirketler bütün eksikliklerini tekrar
tartışarak düzeltilmesi için muhtemelen siyasetin önüne tekrar gelecekler ve
biz bu Mecliste tekrar bu Borçlar Kanunu’nun ilgili maddelerini düzeltecek bir
kanunu daha kabul edeceğiz ama sonuç itibarıyla seksen beş yıldır
değiştirilemeyen Borçlar Kanunu yenilenmiş olacak.
Tekrar ediyorum değerli
arkadaşlar, uzlaşma önemli bir hadisedir. Uzlaşmanın sonuçları milletimizi,
ülkemizi çok yakından ilgilendirdiği için uzlaşma kültürünü bir ahlak, bir
sorumluluk ahlakı hâline getirmemiz gerekiyor. Bunun en canlı sonuçlarını bugün
yaşadık.
Kadastro Kanunu’nun 36’ncı
maddesine bu ilavenin yapılmasında emeği olan Sayın Rıdvan Yalçın, Milliyetçi
Hareket Partisi Ordu Milletvekili ve buna katılan Adalet Komisyonu Başkanı
Sayın Ahmet İyimaya’ya ve tüm gruplarımıza çok
teşekkür ediyorum. Gerçekten toplumun en fakir kesimini çok acı, çok haksız,
zulme dönüşen bir yükten kurtarmış oldunuz. Hepinize de buna katkı verdiğiniz
için çok teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Şandır.
Yeni madde ihdasına dair
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul
edilmiştir.
Bir yeni madde ihdası daha
vardır, önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 474 Sırasayılı Tebligat Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısına 16’ncı maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki
maddenin eklenmesini ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Bekir Bozdağ Rıdvan Yalçın Abdurrahman
Arıcı
Yozgat Ordu Antalya
Ayhan Sefer Üstün Mehmet Şandır Halil Ünlütepe
Sakarya Mersin Afyonkarahisar
“Madde 17- 3402 sayılı Kanuna
aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
Geçici Madde 11- Bu Kanunun
36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti
dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.”
BAŞKAN – Komisyon önergeye
salt çoğunluğuyla katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI
AHMET İYİMAYA (Ankara) - Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN
(Hatay) – Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Önergeyi yeni bir
madde olarak işleme alıyorum.
Söz isteyen var mı? Yok.
Bu yeni madde ihdasına
ilişkin önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul
edilmiştir.
18’inci madde üzerinde bir
önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 474 Sırasayılı Tebligat Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısına 18’inci maddesinin birinci fıkrasının (ç)
bendinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer bendin buna göre teselsül
ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Bekir Bozdağ Rıdvan
Yalçın
Yozgat Ordu
Ünal Kacır Hayrettin Çakmak Abdurrahman
Arıcı
İstanbul Bursa Antalya
Safiye
Seymenoğlu
Trabzon
BAŞKAN – Komisyon önergeye
katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN
(Hatay) – Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen bu önerge
doğrultusunda 18’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
19’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Böylece, ikinci bölümde yer
alan maddelerin oylaması tamamlanmıştır.
Tasarının görüşmeleri
tamamlanmıştır.
Tasarının tümünü oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
Hayırlı olsun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
8’inci sırada yer alan, Bazı
Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Bir Kısım Borç ve Alacaklarının düzenlenmesine
Dair Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine
başlayacağız.
8.- Bazı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Bir Kısım Borç ve Alacaklarının
Düzenlenmesine Dair Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/877)
(S. Sayısı: 535)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Komisyonun bulunamayacağı
anlaşıldığından ve siyasi parti grupları arasında uzlaşma olduğundan, alınan
karar gereğince, kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer
işleri sırasıyla görüşmek için 12 Ocak 2011 Çarşamba günü saat 13.00’te
toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.