Normal 45115 2 35 2011-02-18T16:07:00Z 2011-02-18T16:07:00Z 75 40368 230102 TBMM 1917 539 269931 12.00 Clean Clean false 0 0 nk 0 nk 0 0 false false false TR X-NONE X-NONE 0 nk 0 nk MicrosoftInternetExplorer4

 

DÖNEM: 23                            CİLT: 89                    YASAMA YILI: 5

 

 

 

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

 

49’uncu Birleşim

11 Ocak 2011 Salı

 

(Bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

   

I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II. - GELEN KÂĞITLAR

III.  - GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI

1.- İstanbul Milletvekili Ahmet Tan’ın, Çalışan Gazeteciler Günü’ne ilişkin gündem dışı konuşması

2.- Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, FİSKOBİRLİK çalışanlarının sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması

3.- Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi’nin, üniversite özerkliğine ilişkin gündem dışı konuşması

IV.   - AÇIKLAMALAR

1.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, Çalışan Gazeteciler Günü’ne ilişkin açıklaması

V. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Tezkereler

1.- Malatya Milletvekili Mehmet Şahin hakkında tanzim edilen soruşturma dosyasının Adalet Bakanlığının ilgi yazısı ile iadesinin talep edildiğine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/1374)

B) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Kütahya Milletvekili Alim Işık ve 26 milletvekilinin, yaş sebze ve meyve üreticilerinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/981)

2.- Kütahya Milletvekili Alim Işık ve 26 milletvekilinin, kamu kurumlarında taşeron şirketler aracılığıyla istihdam edilen işçilerin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/982)

3.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel ve 23 milletvekilinin, yapılması planlanan nehir tipi hidroelektrik santrallerinin çevreye olası etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/983)

4.- İstanbul Milletvekili Bayram Ali Meral ve 23 milletvekilinin, Kardemir A.Ş.’de işçilerin sendika değiştirmesi sebebiyle işten çıkarıldığı ve yönetimle ilgili usulsüzlük iddialarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/984)

C) Önergeler

1.- Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş’in, (2/589) esas numaralı Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/246)

VI. - ÖNERİLER

A) Danışma Kurulu Önerileri

1.- Gündemdeki sıralama ile Genel Kurulun çalışma gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine; 393 ve 375 sıra sayılı kanun tasarılarının İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak ve bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi

VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96)

2.- Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S. Sayısı: 321)

3.- Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa Komisyonları Raporları (1/883) (S. Sayısı: 568)

4.- Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/574) (S. Sayısı: 393)

5.- Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/674) (S. Sayısı: 375)

6.- Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/487) (S. Sayısı: 131)

7.- Tebligat Kanunu ile Adlî Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak’ın; Tebligat Kanunu ile Karayolları Trafik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Adalet Komisyonu Raporu (1/742, 2/546) (S. Sayısı: 474)

8.- Bazı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Bir Kısım Borç ve Alacaklarının Düzenlenmesine Dair Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/877) (S. Sayısı: 535)

VIII.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, son üç yılda sezaryenle yapılan doğum sayısına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı (7/16759)

2.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat’ta 2008-2009 yıllarında yatarak tedavi gören hasta sayısına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı (7/16760)

3.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, ülkemizdeki organ ve doku nakli ile bağışı konusuna ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı (7/16761)

4.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, kamu yatırımlarına ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün’ün cevabı (7/17110)

5.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, hizmet alımı yoluyla çalıştırılan personele ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Egemen Bağış’ın cevabı (7/17119)

6.- İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız’ın, bir gazetede yayımlanan habere ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/17130)

7.- Bursa Milletvekili H. Hamit Homriş’in, THY’ye ait uçaklarda dağıtılan gazetelere ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı (7/17168)

8.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, TOKİ tarafından yapılan okullara ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in cevabı (7/17216)

9.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, KOSGEB kredisinin dağıtımına ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün’ün cevabı (7/17252)

10.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, KOSGEB kredisinin dağıtımı ile ilgili iddialara ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün’ün cevabı (7/17253)

11.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde görev yapan 4/B’li personelin özlük haklarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/17258)

12.- Isparta Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, Isparta’da özürlülerin istihdamına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’in cevabı (7/17274)

13.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, çiftçilere kredi açılırken istenen teminatlara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın cevabı (7/17298)

14.- Kayseri Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlu’nun, hacca gitmede özel kontenjan uygulandığı iddiasına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/17299)

15.- Samsun Milletvekili Osman Çakır’ın, bir imam-hatibin görev yerinin değiştirilmesine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/17301)

16.- Adana Milletvekili Tacidar Seyhan’ın, gümrüklerde el konulan mallara ve soruşturmalara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’nın cevabı (7/17380)

17.- Kars Milletvekili Gürcan Dağdaş’ın, Kars eski Vali Konağı’nın restore edilmesine ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/17383)

18.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, BOREN’deki uzman kadrolarına ve bazı iddialara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/17406)

19.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, akaryakıt fiyatlarındaki artışa ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/17410)

20.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, RTÜK üyeleri ile ilgili bir iddiaya ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/17451)

21.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait hayrat ve ibadet yeri niteliğindeki taşınmazların kiraya verildiği iddiasına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/17452)

22.- Balıkesir Milletvekili Hüseyin Pazarcı’nın, bor madeninin kullanımıyla ilgili bazı iddialara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/17491)

23.- Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, Akkuyu’da yapılması planlanan nükleer santralin maliyetine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/17492)

24.- Gaziantep Milletvekili Akif Ekici’nin, yeni ihdas edilen hukuk müşaviri kadrolarına yapılan atamalara ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat Pakdil’in cevabı (7/17660)

25.- Aydın Milletvekili Ertuğrul Kumcuoğlu’nun, TBMM ana binası ile halkla ilişkiler binası arasındaki cam tünel yenileme işine ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat Pakdil’in cevabı (7/17733)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 

TBMM Genel Kurulu saat 13.03’te açılarak yedi oturum yaptı.

 

Ankara Milletvekili Zeynep Dağı, Demokrat Partinin kuruluş yıl dönümüne,

Osmaniye Milletvekili Hakan Coşkun, Osmaniye’nin düşman işgalinden kurtuluş yıl dönümüne,

İlişkin gündem dışı birer konuşma yaptılar.

 

Antalya Milletvekili Tayfur Süner’in, Türkiye’de kurulmuş ve kurulması düşünülen hidroelektrik santrallerine ilişkin gündem dışı konuşmasına Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız cevap verdi.

 

Antalya Milletvekili Tayfur Süner, Meclis Başkanlığına verdiği HES’lerle ilgili araştırma önergesine ve kanun teklifine ilişkin bir açıklamada bulundu.

 

BDP Grubu adına Grup Başkan Vekili Batman Milletvekili Bengi Yıldız’ın, Kocaeli’deki depremzedelerin sorunlarının (10/977),

Siirt Milletvekili Osman Özçelik ve 19 milletvekilinin, akaryakıt fiyatlarının (10/978),

İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu ve 19 milletvekilinin, TBMM TV’nin etkinliğinin (10/979),

Kütahya Milletvekili Alim Işık ve 25 milletvekilinin, taşımalı eğitim sisteminin sorunlarının (10/980),

Araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.

 

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının:

1’inci sırasında bulunan ve İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kabul edilen, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu’nun (1/324) (S. Sayısı: 96),

2’nci sırasında bulunan ve İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kabul edilen, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu’nun (1/499) (S. Sayısı: 321),

Görüşmeleri komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından ertelendi.

3’üncü sırasında bulunan ve görüşmelerine devam olunan, İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kabul edilen, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa Komisyonları Raporları (1/883) (S. Sayısı: 568) ikinci bölümünün 44’üncü maddesine kadar kabul edildi.

 

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İzmir Milletvekili Şenol Bal’ın konuşmasına,

Kırıkkale Milletvekili Osman Durmuş, bitkisel ilaçlarla ilgili yapılan reklamların halk sağlığı üzerinde olumsuz etki yaratabileceğine,

İlişkin birer açıklamada bulundular.

 

İzmir Milletvekili Şenol Bal, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, şahsına sataşması nedeniyle bir konuşma yaptı.

 

11 Ocak 2011 Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere birleşime 19.59’da son verildi.

 

                                                                Nevzat PAKDİL

                                                                  Başkan Vekili

 

               Yusuf COŞKUN                        Murat ÖZKAN                      Bayram ÖZÇELİK

                       Bingöl                                     Giresun                                     Burdur

                    Kâtip Üye                                Kâtip Üye                                 Kâtip Üye

 

                                                               Harun TÜFEKCİ

                                                                        Konya

                                                                     Kâtip Üye

 


No.: 59

II.- GELEN KÂĞITLAR

7 Ocak 2011 Cuma

Tasarı

1.-  Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu Tasarısı (1/991) (Plan ve Bütçe; Avrupa Birliği Uyum; İçişleri; Adalet ile Anayasa Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.1.2011)

Teklif

1.- Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat’ın; Elbistan Adıyla Bir İl Kurulmasına Dair Kanun Teklifi (2/838) (İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.12.2010)

 

 

No.: 60

II.- GELEN KÂĞITLAR

10 Ocak 2011 Pazartesi

Rapor

1.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sağlık Alanında İşbirliğine İlişkin Anlaşmaya Ek Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/984) (S. Sayısı: 588) (Dağıtma tarihi: 10.01.2011) (GÜNDEME)

Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri

1.- Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş’in, YSK’nın referandum için yapmaya başladığı hazırlıklara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16174)

2.- İzmir Milletvekili Canan Arıtman’ın, Füze Kalkanı Projesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17204)

3.- Trabzon Milletvekili M. Akif Hamzaçebi’nin, DHMİ tarafından yapılan bir ihaleye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17208)

4.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, yurt dışında açılan Mimar Sinan Sergisine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17210)

5.- Balıkesir Milletvekili Hüseyin Pazarcı’nın, KPSS ortaöğretim ve ön lisans sınavındaki bazı uygulamalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17211)

6.- İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan’ın, Türkiye İş Kurumuna 65 yaş ve üstü vatandaşlarca yapılan iş başvurularına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17212)

7.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansının çalışmalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17213)

8.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, Sayıştay’ın KOSGEB’in hesap ve işlemlerini denetlemediği iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17214)

9.- Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, Haydarpaşa Garında çıkan yangına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17215)

10.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, yenilenen KPSS Eğitim Bilimleri sınavına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17217)

11.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, şeker pancarı üretimi ve şeker fabrikalarının kömür kullanımına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17218)

12.- Kırklareli Milletvekili Tansel Barış’ın, Lüleburgaz’da fakülte kurulup kurulmayacağına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17220)

13.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, özürlülerin istihdamına ilişkin Devlet Bakanından (Selma Aliye Kavaf) yazılı soru önergesi (7/17226)

14.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, özürlülerin istihdamına ilişkin Devlet Bakanından (Selma Aliye Kavaf) yazılı soru önergesi (7/17227)

15.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı illerde karla mücadelede yaşanan araç ve personel sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/17231)

16.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı illerin ilçe ve köylerinin yol, su ve elektrik sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/17232)

17.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman’ın, Belediyelere Yapılacak Yardımlar Ödeneğinden yararlanan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/17233)

18.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, 2002-2010 yılları arasında meslekten çıkarma veya disiplin cezası alan emniyet mensuplarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/17234)

19.- İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’in, Haydarpaşa Garında çıkan yangına ve Galataport Projesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/17236)

20.- İstanbul Milletvekili Çetin Soysal’ın, Haydarpaşa Garının çatısında yapılan bakım ve onarıma ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/17238)

21.- İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’in, zorunlu din dersine ve Malatya’da yaşanan bir olaya ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/17239)

22.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Şırnak’ta KPSS’de yaşanan elektrik kesintisine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/17240)

23.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, okullarda çalışan hizmetli personelin sorunlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/17241)

24.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Anıttepe Lisesi öğretmen ve idarecileri hakkındaki bazı iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/17242)

25.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, şeker pancarı üreticilerinin sorunlarına ve şeker fabrikalarının denetimine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/17251)

26.- Edirne Milletvekili Bilgin Paçarız’ın, KKDF oranında yapılan değişiklikten sonra Bankalar Birliğine bildirilen görüşe ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/17254)

27.- Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı’nın, DHMİ’nin hizmetinde bulunan uçak ve helikopterlerin kullanımına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/17257)


No.: 61

II.- GELEN KÂĞITLAR

11 Ocak 2011 Salı

Tasarılar

1.- Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı (1/992) (Avrupa Birliği Uyum; Adalet; Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.12.2010)

2.- Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usülleri Hakkında Kanun Tasarısı (1/993) (Plan ve Bütçe ile Anayasa Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.1.2011)

Teklifler

1.- Hatay Milletvekili Abdulaziz Yazar’ın; Denizciler, Gözcüler, Karaağaç ve Payas Adlarıyla Dört İlçe; İskenderun Adı ile Bir İl Kurulması Hakkında Kanun Teklifi (2/839) (İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.12.2010)                

2.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun; Malatya İlinde Nemrut ve Hasançelebi Adı Altında İki İlçe Kurulması Hakkında Kanun Teklifi (2/840) (İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.12.2010)       

3.- Konya Milletvekili Atilla Kart ve Ankara Milletvekili Eşref Erdem’in; Yeniceoba Adıyla Yeni İlçe Kurulması Hakkında Kanun Teklifi (2/841) (İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.12.2010)    

4.- Mersin Milletvekili Akif Akkuş ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 23 Milletvekilinin; Tarsus Adıyla Bir İl Kurulması Hakkında Kanun Teklifi (2/842) (İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.12.2010)

5.- Ordu Milletvekili   Rıdvan Yalçın ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile İzmir Milletvekili Oktay Vural ve 22 Milletvekilinin; Milletvekilliği Genel Seçimlerinin 12 Haziran 2011 Tarihinde Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi (2/843) (Anayasa Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.1.2011)

6.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Adana Milletvekili Vahit Kirişci’nin; Çiftçi Mallarının Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/844) (İçişleri ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.1.2011)      

7.- Manisa Milletvekili Şahin Mengü’nün; 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/845) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.1.2011)

8.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve 4 Milletvekilinin; 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/846) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 6.1.2011)

Tezkereler

1.- Türkiye Büyük Millet Meclisinin Denetimine Tabi Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü, Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. ve Başkent Doğalgaz Dağıtım A.Ş. ile ilgili Özel İnceleme Raporlarının Sunulduğuna İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1369) (Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.1.2011)

2.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/1370) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 6.1.2011)

3.- Diyarbakır Milletvekili Gültan Kışanak’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/1371) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 6.1.2011)              

4.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/1372) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 6.1.2011)

5.- Sayıştayda Açık Bulunan 6 Sayıştay Üyeliği İçin Yapılacak Seçime Dair Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1373) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.1.2011)

Sözlü Soru Önergeleri

1.-    Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, Tunceli-Çemişgezek Belediyesinin sahte belge düzenlediği iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/2312) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)

2.-    Aksaray Milletvekili Osman Ertuğrul’un, Aksaray’a aktarılan KÖYDES, BELDES ve İl Özel İdaresi ödeneğine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/2313) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)

3.-    Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, Ankara Büyükşehir Belediyesi bünyesinde çalışan Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerinin yakınlarına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/2314) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)

4.-    Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, Ankara Büyükşehir Belediyesi bünyesinde çalışan yargı mensuplarının yakınlarına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/2315) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)

Yazılı Soru Önergeleri

1.-    Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, yapılan bir ihaleye ve ihaleyi alan şirkete ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/17659) Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2010)

2.-    Gaziantep Milletvekili Akif Ekici’nin, yeni ihdas edilen hukuk müşaviri kadrolarına yapılan atamalara ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/17660) Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2010)

3.-    Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Filyos Vadisine termik santral kurulacağı iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17661) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)

4.-    Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Zonguldak’daki esnaf ve sanatkârlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17662) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)

5.-    Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Zonguldak ve diğer illerdeki KÖYDES ve BELDES Projelerine ayrılan ödenek miktarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17663) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)

6.-    Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, ahşap sandık imalatçılarının mağduriyetlerinin giderilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17664) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)

7.-    Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan vakıf ve derneklere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17665) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)

8.-    Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi’nin, cezaevlerindeki kütüphanelerde bulundurulan kitaplara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17666) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)

9.-    Trabzon Milletvekili Süleyman Latif Yunusoğlu’nun, Rize’deki HES Projelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17667) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)

10.-  İzmir Milletvekili Kemal Anadol’un, Bülent Arınç’a suikast iddiasıyla açılan soruşturmaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17668) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)

11.-  Manisa Milletvekili Şahin Mengü’nün, kamu yararına çalışan derneklere yapılan yardıma ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17669) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)

12.-  İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın, 6. Türkiye Ticaret ve Sanayi Şûrasında İzmir’le ilgili gündeme getirilen konulara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17670) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)

13.-  İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın, Wikileaks’in yayınladığı belgelerdeki Türkiye’de nükleer silah bulunduğu iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17671) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)

14.-  Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, okullarda ücretsiz dağıtılan kitaplar için yapılan ödemeye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17672) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)

15.-  İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan’ın, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı işbirliğiyle şehit aileleri ve gaziler için toplanan yardımların dağıtımına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17673) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)

16.-  Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, ataması yapılan ve kurumdan ayrılan personele ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17674) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)

17.-  Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, üniversitelerden atılan ve kaydı silinen kişilerin af kapsamına alınmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/17675) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)

18.-  İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın, bilirkişilik kurumuna ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/17676) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)

19.-  Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Bursa Adliye Binasının yetersizliğine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/17677) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)

20.-  Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, adalet saraylarında güvenlik için alınan önlemlere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/17678) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)

21.-  Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Zonguldak’daki işsizlik rakamlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/17679) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)

22.-  İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın, büyükşehir belediyeleri, il özel idareleri ve illerin SGK prim borçlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/17680) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)

23.-  İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın, Bağ-Kur kapsamındaki doğum yapmış kadınların hizmet borçlanması uygulamasından yararlandırılmasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/17681) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)

24.-  Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, ataması yapılan ve kurumdan ayrılan personele ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/17682) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)

25.-  Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Filyos Nehri Büyük Kanal Islah Projesine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/17683) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)

26.-  Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, bir derenin ıslahına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/17684) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)

27.-  Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, Kahramanmaraş’taki hava kirliliğine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/17685) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)

28.-  İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın, çocuklara yönelik şiddet ve istismara ilişkin Devlet Bakanından (Selma Aliye Kavaf) yazılı soru önergesi (7/17686) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)

29.-  Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, ataması yapılan ve kurumdan ayrılan personele ilişkin Devlet Bakanından (Selma Aliye Kavaf) yazılı soru önergesi (7/17687) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)

30.-  Gaziantep Milletvekili Akif Ekici’nin, TPAO’daki fazla mesai ücreti ödemelerine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/17688) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)

31.-  Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, TEDAŞ’daki görevde yükselme sınavlarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/17689) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)

32.-  Eskişehir Milletvekili Beytullah Asil’in, elektrikte ulusal tarife uygulamasına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/17690) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)

33.-  Eskişehir Milletvekili Beytullah Asil’in, Eskişehir’de sokak ve caddelerin aydınlatma sorununa ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/17691) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)

34.-  Giresun Milletvekili Eşref Karaibrahim’in, elektrik dağıtımının özelleştirilmesine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/17692) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)

35.-  Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, akaryakıt fiyatlarının yükselmesine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/17693) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)

36.-  İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın, kaçırılan çocuklara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/17694) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)

37.-  Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, Tunceli-Çemişgezek Belediye Başkanı ile ilgili bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/17695) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)

38.-  Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, yerleşim birimlerinin isimlerinin değiştirilmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/17696) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)

39.-  İstanbul Milletvekili Atila Kaya’nın, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde bazı illerde belediye hizmetlerinde Kürtçe kullanılacağı iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/17697) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)

40.-  Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya Jandarma Er Eğitim Tabur Komutanlığının taşınmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/17698) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)

41.-  Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Emniyet Teşkilatında görev yapan GİH sınıfındaki personelin sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/17699) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)

42.-  Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, garnizon koşusuna ve seğmen alayı yürüyüşüne izin verilmemesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/17700) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)

43.-  Bursa Milletvekili Hamza Hamit Homriş’in, garnizon koşusuna izin verilmemesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/17701) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)

44.-  Muş Milletvekili M. Nuri Yaman’ın, Koruma Hizmetleri Yönetmeliğinin uygulamasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/17702) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)

45.-  Muş Milletvekili M. Nuri Yaman’ın, korucu sayısının artırılacağı iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/17703) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)

46.-  Muş Milletvekili M. Nuri Yaman’ın, Muş-Malazgirt Tarım Makineleri İstihdam Sanayindeki bazı eksikliklere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/17704) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)

47.-  İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’in, İstanbul Üniversitesinde güvenliği sağlamak amacıyla düzenlendiği iddia edilen “Önleme Araması Kararı”na ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/17705) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)

48.-  Kırklareli Milletvekili Tansel Barış’ın, garnizon koşusunun yapılmasına izin verilmemesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/17706) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)

49.-  İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın, mülteci, sığınmacı ve göçmenlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/17707) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)

50.-  Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, ataması yapılan ve kurumdan ayrılan personele ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/17708) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)

51.-  Trabzon Milletvekili M. Akif Hamzaçebi’nin, Mehmet Akif Ersoy’un evinin müzeye dönüştürülmesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/17709) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)

52.-  Muş Milletvekili M. Nuri Yaman’ın, Muş-Malazgirt Kalesi ile Kültür Merkezinin bakım ve onarımına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/17710) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)

53.-  Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, Kahramanmaraş Havaalanı bağlantılı THY uçak seferlerinin artırılmasına ve pervaneli uçak kullanılacağı iddiasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/17711) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)

54.-  Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, Taşınır Mal Yönetmeliği Genel Tebliğine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/17712) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)

55.-  Batman Milletvekili Bengi Yıldız’ın, öğretmen atamalarında hizmet puanı üstünlüğü uygulamasının ihlal edildiği iddiasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/17713) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)

56.-  Batman Milletvekili Bengi Yıldız’ın, Dicle Üniversitesindeki bir öğretim üyesi ile ilgili bir iddiaya ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/17714) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)

57.-  İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın, eğitim sistemine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/17715) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)

58.-  Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, öğretmenlik sertifikası alanların atanmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/17716) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)

59.-  Eskişehir Milletvekili Beytullah Asil’in, okul öncesi eğitim materyallerinin ücretsiz dağıtılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/17717) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)

60.-  Eskişehir Milletvekili Beytullah Asil’in, kız meslek lisesi mezunlarının istihdam edilmelerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/17718) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)

61.-  Muş Milletvekili M. Nuri Yaman’ın, Muş Alparslan Üniversitesindeki araştırma görevlisi alımı sınavıyla ilgili bazı iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/17719) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)

62.-  Muş Milletvekili M. Nuri Yaman’ın, Muş İl Milli Eğitim Müdürüyle ilgili bazı iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/17720) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)

63.-  Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, Burdur-Gölhisar’a Anadolu öğretmen lisesi yapılıp yapılmayacağına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/17721) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)

64.-  Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Bayburt ve ilçelerindeki hastanelerin depreme dayanıklı olup olmadıklarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/17722) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)

65.-  Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, bir beldenin doktor ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/17723) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)

66.-  İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın, damızlık sığır işletme yatırımlarına hibe desteği uygulamasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/17724) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)

67.-  Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, ataması yapılan ve kurumdan ayrılan personele ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/17725) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)

68.-  Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Filyos Vadisi Projesi kapsamındaki Filyos Limanına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/17726) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)

69.-  Manisa Milletvekili Şahin Mengü’nün, Manisa-Salihli Garına asılan yeni tabelaya ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/17727) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/12/2010)

70.-  Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Türk Telekom A.Ş.’ye ait gayrimenkullere ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/17728) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)

71.-  Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Filyos Serbest Bölgesine ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Zafer Çağlayan) yazılı soru önergesi (7/17729) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)

72.-  Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, stadyumların bakımına ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Nafız Özak) yazılı soru önergesi (7/17730) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/12/2010)

73.-  İstanbul Milletvekili Çetin Soysal’ın, Halkalı Ziraat Mektebinin İlim Yayma Vakfına kiralanmasına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/17731) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)

74.-  Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, ataması yapılan ve kurumdan ayrılan personele ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/17732) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/01/2011)

75.-  Aydın Milletvekili Ertuğrul Kumcuoğlu’nun, TBMM ana binası ile halkla ilişkiler binası arasındaki cam tünel yenileme işine ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/17733) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/12/2010)

Meclis Araştırması Önergeleri

1.-    Kütahya Milletvekili Alim Işık ve 26 Milletvekilinin, yaş sebze ve meyve üreticilerinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/981) (Başkanlığa geliş tarihi: 04.11.2010)

2.-    Kütahya Milletvekili Alim Işık ve 26 Milletvekilinin, kamu kurumlarında taşeron şirketler aracılığıyla istihdam edilen işçilerin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/982) (Başkanlığa geliş tarihi: 04.11.2010)

3.-    Adana Milletvekili Hulusi Güvel ve 23 Milletvekilinin, yapılması planlanan nehir tipi hidroelektrik santrallerinin çevreye olası etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/983) (Başkanlığa geliş tarihi: 04.11.2010)

4.-    İstanbul Milletvekili Bayram Ali Meral ve 23 Milletvekilinin, Kardemir A.Ş.’de işçilerin sendika değiştirmesi sebebiyle işten çıkarıldığı ve yönetimle ilgili usulsüzlük iddialarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/984) (Başkanlığa geliş tarihi: 05.11.2010)

11 Ocak 2011 Salı

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.00

BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Harun TÜFEKCİ (Konya)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 49’uncu Birleşimini açıyorum.

Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.

Gündem dışı ilk söz, Çalışan Gazeteciler Günü münasebetiyle söz isteyen İstanbul Milletvekili Ahmet Tan’a aittir.

Buyurunuz Sayın Tan.

III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- İstanbul Milletvekili Ahmet Tan’ın, Çalışan Gazeteciler Günü’ne ilişkin gündem dışı konuşması

AHMET TAN (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, size de isteğimi kırmayıp bugünün önemiyle ilgili konuşma hakkı verdiğiniz için özellikle teşekkür ediyorum.

Efendim, üç yüz saniyeliğine huzurunuzdayım. Üç yüz saniyenin şu anda altmış saniyesi geçmiş durumda. Saniyelerin, biliyorsunuz, gündem dışı konuşmalarda çok önemi var. O yüzden, değerli arkadaşlarımızın buradan söylenecekleri duymaları için sessiz olmaları konusunu özellikle rica ediyorum. Zaten seksen saniyem geçmiş durumda.

Efendim, dikkatinizi çekmek istedim böylece, küçük bir gazetecilik -ne diyelim- hilesi kullanmaya çalıştım ama bu hile sökmüyor bu Meclise. Ama Meclis başka tür hileleri ne yazık ki basına, medyaya karşı uyguluyor. Geçen hafta RTÜK Kanunu’nu çıkardık. RTÜK’e, tıpkı Sıkıyönetim Kanunu’nda, sıkıyönetim dönemlerinde olduğu gibi olağanüstü yetkiler verdik. Sayın Başbakan artık televizyonları bir emirle kapatacak imkâna kavuştu. Yine, ancak darbe dönemlerinde -benzetmek gibi olmasın- rastlanacak bir biçimde, televizyonların, radyoların haber birimlerinde 212 sayılı Kanun’a göre çalışacak muhabir sayısını belirleme yetkisini aldı. Bu, herhâlde, futbol kulüplerinden ilham alınarak yapılmış bir şey. Futbol kulüplerinde de belli sayının üstünde yabancı futbolcu çalıştırılamıyor biliyorsunuz, oynatılamıyor. Yani bu tür meselelerin gazetecilerin Çalışan Gazeteciler Günü’nde gündeme getirilmiş olması biraz üzücü.

Şimdi, “çalışan gazeteciler” sözcüğü biraz garip geliyor ama İktidarınızda hiç garipsenecek tarafı kalmadı çünkü “çalışmayan gazeteciler günü” de var, günleri de var, “çalıştırılmayan gazeteciler” de var. Çalıştırılmayan gazeteciler için Meclis bir sığınak yeri olacak, tıpkı yolsuzluk yapıp dokunulmazlık kazanmak üzere Meclise gelen bazı sayın milletvekilleri gibi. Şimdi de aynı şekilde bir sığınma yerine dönüşme durumunda çünkü Sayın Başbakanın vereceği talimatla, geçen hafta çıkardığımız RTÜK Kanunu dolayısıyla, bu tür kapatmalar olacak  ve iktidarı desteklemeyen medyaya söz hakkı tanınmayacak.

Burada otosansür öylesine yoğunlaşmış durumda ki Çalışan Gazeteciler Günü’nde bir kara günden bahsetmek zorunda kalıyoruz. Elli yıl önce 212 sayılı Kanun bu Mecliste kabul edilmişti rahmetli Ecevit’in Çalışma Bakanlığı döneminde. Ne yazık ki o kanun budana budana, bugün bu Çalışan Gazeteciler Günü bir kara gün hâline getirildi, birçok meslektaşımız çalışamaz durumda, çalıştırılamaz durumda. Öyle ki Sayın Başbakanın beğenmediği yazar “Savaşırım.” biçiminde tehdidine maruz kalıyor. Oysaki demokrasilerde, medyada, özgür medyada başbakanların savaşı söz konusu olmaz, başbakanların medyanın önünü açmak üzere, özgürlüğünü genişletmek üzere bir savaşı olur. Bunu da ne yazık ki göremiyoruz.

Değerli arkadaşlar, Türkiye’de hep fikir özgürlüğünden bahsediyoruz, demokrasinin gelişmesinden bahsediyoruz. Eğer medya olmasa, medya özgürlüğü olmasa fikir özgürlüğü lafügüzaftan ibaret kalır çünkü fikirleri sansürsüz olarak ifade etmek ancak özgür medya sayesinde olabilir. Bunu söylemek belki gereksiz ama bunu söylemek zorunda kaldığımız bir dönem yaşıyoruz.

Sevgili arkadaşlar, son elli beş saniyemi kullanacağım. Kulak verirseniz, söylemek istediğim şey şudur: Başbakan televizyon kapatma iradesini kanunla ele geçirdi, bu çıkarttığımız Kanun’la. Bu, Türkiye için, demokrasiden çok bahsettiğimiz bugünlerde son derece üzücü bir durum. Bunu da -dinleyen arkadaşlarımız arttı ama saniyeler bitti- dikkatlerine sunuyorum.

2 binin üzerinde şu anda gazetecilerle ilgili dava var. 4 binin üzerinde de soruşturma var gazeteciler hakkında. Bu tablo, gerçekten demokrasiye yakışmıyor.

Şimdi özgürlüklerden hep bahis açılıyor. Özgürlüklerden bahis açarken medya özgürlüğü genişletilmedikten sonra Türkiye’de ne demokrasi kurulabilir ne de özgürlükler yeşerebilir. Bu hissiyatla özellikle de “Gazetecilere Özgürlük Platformu” diye yeni bir platform var. Bu platform gazeteciler hakkında açılan davaları izlemekle görevlendirildi. Sanıyorum gazeteciler hakkında dava açma konusunda…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

Buyurunuz.

AHMET TAN (Devamla) – ...yakın tarihin, belki de bütün cumhuriyet tarihinin rekorunu Sayın Başbakan elinde tutuyor. Bu rekor, herhâlde günün birinde Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sayın Orhan Erinç tarafından değerlendirilecek ve Sayın Başbakanı, dün aldığı, Arabistan’dan bazı devlet adamlarından aldığı ödüllere benzer bir ödülle mükâfatlandıracaktır.

Hepinizi saygıyla  selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Tan.

Gündem dışı ikinci söz, FİSKOBİRLİK çalışanlarının sorunları hakkında söz isteyen Giresun Milletvekili Murat Özkan’a aittir.

Buyurunuz Sayın Özkan. (MHP sıralarından alkışlar)

2.- Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, FİSKOBİRLİK çalışanlarının sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması

MURAT ÖZKAN (Giresun) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlamadan önce, dün bir eğitim uçuşu esnasında düşen Kara Kuvvetlerimize ait bir helikopterde şehit olan 5 askerimize Yüce Yaradan’dan rahmet, milletimize ve geride kalan ailelerine de başsağlığı dileklerimi ileterek başlamak istiyorum.

Değerli milletvekilleri, fındık ve FİSKOBİRLİK’in sorunları konusunda gündem dışı söz aldım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, malumunuz olduğu üzere FİSKOBİRLİK 1938 yılında, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Fındık Kongresini topladığı 1936 yılının sonunda alınan kararlar neticesinde kurulmuş bir kooperatif olarak hayatiyetine bugüne kadar devam edegelmiştir ama artık FİSKOBİRLİK ayakta durabilecek hâlde değildir. Tam da hükûmet politikalarının, iktisadi politikaların ve tarıma bakış açısının bir sonucu olarak, tarım sektöründe çalışan ve üretim yapan insanların bir çatı altında toplanmasını engelleyecek ve bunları çok az sayıda alıcının karşısında güçsüz duruma düşürecek globalleşmenin, küreselleşmenin bir neticesinin ürününü Türkiye’de FİSKOBİRLİK’te görmek mümkündür. Âdeta bir örnek olay olarak incelenmesi gerektiği kanaatindeyim.

Değerli milletvekilleri, 1964 yılına kadar kendi ayakları üzerinde duran FİSKOBİRLİK, 1964 yılından sonra dönemin hükûmetleri adına fındıkta destekleme alımları yaptı. 1994 yılına kadar bu alımlar devam etti. 1994 yılından sonra DFİF kredileri kullanmak suretiyle, 2000 yılına kadar, FİSKOBİRLİK, düzenleyici bir alım yapmak, piyasayı düzenlemek amacıyla devlet adına hareket etti. 2000 yılı Haziran ayında çıkartılan ve FİSKOBİRLİK’lerin özerkleştirilmesiyle gerçek amacına dönük hareket etmesine matuf bir yasayla özerkleştirildi ve yasada yer alan “ve/veya” diye bir durumdan dolayı da 53 trilyonluk bir alacığından maalesef mahrum edildi. O günden itibaren FİSKOBİRLİK’in bugüne kadar sıkıntıları da devam edegeldi.

FİSKOBİRLİK piyasadan çekilmek suretiyle, fındık ürecisi, maalesef fındık alıcılarının karşısında güçsüz duruma düştü. Tabii bu arada FİSKOBİRLİK’in bu dönem içerisinde iyi şekilde yönetilemediği, maalesef FİSKOBİRLİK’i yöneten kişilerin ahbap çavuş ilişkileri şeklinde bu işi götürdüğü, kurnaz üretici, kurnaz siyasetçi ve kurnaz fındık toplayıcısı üçgeni arasında FİSKOBİRLİK gibi çok önemli bir üretici örgütü maalesef ortadan kaldırılacak hâle gelmiş durumdadır. İyi niyetli birkaç yöneticinin, birkaç profesyonel idarecinin FİSKOBİRLİK’i ayakta tutma çabaları ise maalesef yetersiz kalmaktadır. Bu konuda Hükûmetimizin ve siyaset makamının, siyaset kurumunun desteğine ihtiyaç vardır. Bugün FİSKOBİRLİK üyesi olabilmek için 50 kilogram fındık vermek yeterli hâle getirilmiştir. Maalesef bu 5 kilogramdı, 50 kilograma kadar arkadaşlarımız çıkardılar ama bu, kooperatifçilik mantığıyla bağdaşan bir husus değildir. Ortalama fındık üretiminin aile başına 1.000-1.500 kilogram olduğu bir yerde 50 kilogramlık bir fındık teslimatı ile kooperatif üyesi olmak ve bu kooperatifte 300-500 kişilik yönetim kurulunda üyeliği elinde tutmak nasıl bir yönetim anlayışını, nasıl bir özerklik anlayışını temsil eder, onu da sizlerin takdirine bırakıyorum.

Değerli milletvekilleri, özellikle -fındıkla ilgili olarak yapılması gereken- şu anda bir tasarı şeklinde ilgili komisyonlarda bekleyen Tarım Satış Kooperatiflerinin Finansmanı Hakkında Kanun Tasarısı’nın bir an önce tüm gruplar tarafından siyasi mülahazaların üzerinde desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum çünkü tarım sektörü hâlâ Türkiye’de toplam nüfusumuzun yüzde 25’inin hayatını devam ettirmek için uğraş alanını oluşturmaktadır. Bu kadar önemli bir sektörde üreticilerimizi alıcılar karşısında güçsüz hâlde bırakmamak gerekiyor. Ayrıca FİSKOBİRLİK işçileri, çalışanları son derece mağdur hâldedir. Onların da korunması, onların da teşkilatlandırılması gerekiyor.

Bu vesileyle hepinizi tekrar en derin saygı ve sevgilerimle selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Özkan.

Gündem dışı üçüncü söz, üniversite özerkliği hakkında söz isteyen Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi’ye aittir.

Buyurunuz Sayın Erçelebi.

3.- Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi’nin, üniversite özerkliğine ilişkin gündem dışı konuşması

HASAN ERÇELEBİ (Denizli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi Demokratik Sol Parti ve şahsım adına saygıyla selamlıyorum. Bugün helikopter kazasında şehit düşen 5 askerimize ve gönül telimizi titreten Kıvırcık Ali’ye Allah’tan rahmet diliyorum ve basın camiamızın buruk basın bayramını kutluyorum. Sizlere üniversite özerkliği üzerine konuşacağım.

Üniversite özerkliğinin üç ayağı vardır: Bilimsel özerklik, mali özerklik ve yönetsel özerklik. Son günlerde üniversite öğrencilerine uygulanan orantısız güçle, YÖK’ün “her üniversiteye polis” genelgesiyle üniversite özerkliği yeniden gündeme geldi. İstanbul Üniversitesi için çıkarılan kararda İstanbul Üniversitesi çevresinde bir yıl boyunca polis, öğrencileri ve öğretim elemanlarını istediği gibi arayacaktır. Bu, üniversitenin bilimsel ve yönetsel özerkliğine indirilen bir darbedir. Polis sadece öğrencileri aramayacak, muhtemel ki sivil polisler de öğretim elemanlarının derslerini dinleyecektir. Bilim özgür ortamda yeşerir. Eğitimde esas olan, silahlı değil silahsız eğitimdir. Sopalarla, döner bıçaklarıyla birbirlerine saldıran futbol holiganlarına gösterilen hoşgörü, elinde kitap, defter, kalem olan üniversite öğrencilerine gösterilmedi. Önce orantısız polis gücü kullanıldı, daha sonra on beşer ay hapis cezasına çarptırıldı bu öğrenciler. Bu gençler yarın ülkemizi yönetecek gençlerdir. Bugün orantısız şiddete maruz kalan gençlerle yarın gelişen demokrasiyi nasıl kuracağız? Yoksa bu gençlerin dışında başka ülkelerden yönetici mi getireceğiz? Buradan Hükûmete sesleniyorum: Elinde copla, polis üniformasıyla orantısız güç kullanan yirmili yaşlarda bir genç, karşısında yine yirmili yaşlarda üniversite öğrencisi. Bu ülkenin gençlerini birbirine kırdırmayın. Bu ayıptır, bu günahtır, bu insanlık suçudur, yanlış yapıyorsunuz. Bunun yerine, bu gençlerin sorunlarını gelin hep beraber çözelim; yurt sorunlarını çözelim, beslenme sorunlarını çözelim, harç sorunların çözelim, ulaşım sorunlarını çözelim. Pasoların ülkenin her yerinde geçerli olmasını isteyen kanun teklifimiz hâlâ Genel Kurulda görüşülmeyi bekliyor. Burs sorunlarını çözelim. Öğrencilerin bu talepleri haksız mı? Üniversite mezunlarının işsizlik sorununu çözelim. Üniversitede görev yapan öğretim üyelerinin maaşları yoksulluk sınırındadır, bunları düzeltelim. Döner sermayeleri güçlendirelim. Vakıf üniversitelerinde çalışan akademik personelin özlük haklarını yeniden düzenleyelim. Vakıf üniversitelerinin rektörleri, öğretim üyeleri yeşil pasaport alamıyorlar eğer daha önce devlette çalışmamışlarsa. Bu hocalarımız bizim bilim elçilerimizdir. Yurt dışında gri pasaportla dolaşmaları ülkemizin, hepimizin ayıbıdır. Bunları hemen düzeltelim.

Bütün bunları torba kanuna koyalım. Torba zaten çuval oldu, bunu yapmak çok mu zor? Bu yaptıklarınız sizin ileri demokrasi makyajınızı bozar, sözde özgürlük maskenizi indirir. Bilim, özgür ortamda gelişir. Sayın Başbakan soruyor: “Dünyada en başarılı 500 üniversite arasında kaç tane Türk üniversitesi var?” diye. Ben de Sayın Başbakana soruyorum: Dünyadaki başarılı üniversitelerin kaç tanesinde resmî ve sivil polis vesayeti var, gittiğiniz yabancı ülkelerin hangisinin üniversitelerinin kapılarında polis araması var, söyler misiniz? Siz, 2010 yılında ilk 500’e giren tek üniversitemiz olan İstanbul Üniversitesinde sıkıyönetim ilan ettiniz. Eskiden, böyle durumlarda üniversite senatoları bildiri yayınlardı, “Üniversite özerkliği ayaklar altına alınıyor.” diye.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

Buyurunuz.

HASAN ERÇELEBİ (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Eskiden üniversite senatoları özerkliğe bir halel geldi mi bildiri yayınlardı ama şimdi hiçbirinin sesi çıkmıyor. Başbakanın deyimiyle “Nereden nereye?” Siz 12 Eylül rejiminden böyle mi hesap soracaksınız? Yoksa kurduğunuz özel yetkili mahkemeler gibi üniversitelerde olağanüstü hâl ilan edip 1402 sayılı meşhur 12 Eylül Yasası’nı geri getirmek için zemin mi hazırlıyorsunuz? Yanlış yoldasınız, yanlış yapıyorsunuz. Cumhurbaşkanının davetine katılan 14 öğrenciden 1’inin Jaguar arabasının arkasına saklanarak yoksul öğrencilerin sorunlarını görmezden gelemezsiniz. Almayın masumun ahını, çıkar aheste aheste. Unutmayın ki gün gelir keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner. Sözlerime Yunus’la son vereceğim.

“Gelin tanış olalım,

Gelin işi kolay kılalım,

Sevelim sevilelim,

Bu dünya kimseye kalmaz.”

Saygılarımla. (DSP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Erçelebi.

Sayın Köse, sisteme girmişsiniz.

ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) – Efendim, 10 Ocak Gazeteciler Günü nedeniyle katkı yapmak istiyorum.

BAŞKAN – Buyurunuz, bir dakika süre.

IV.- AÇIKLAMALAR

1.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, Çalışan Gazeteciler Günü’ne ilişkin açıklaması

ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

10 Ocak Dünya Çalışan Gazeteciler Günü her geçen yıl daha da büyük önem taşımaktadır.

Yalnız önce, helikopter kazasında hayatını kaybeden 5 askerimize ve müzik dünyasının çok değerli bir ismi -rahmetli- Sayın Ali Kıvırcık’a Allah’tan rahmet diliyorum.

Sayın Başkan, gazeteci halktır, gazeteci siyasetçi, ekonomist, sağlıkçı, eğitimcidir. Gazeteci sadece halkın gözü kulağı değil aynı zamanda emekçidir. Canı pahasına doğru bildiğinin üzerine gider. Tıpkı Uğur Mumcu, Hrant Dink, Abdi İpekçi ve diğer cesur kalemler gibi. Sadece ulusal olarak çalışan gazeteciler değil yerel gazeteciler de özel olarak ele alınmalıdır.  Hem maddi hem teknolojik hem de koşullar açısından zor durumda görevini yapmaya çalışan bu arkadaşlarımızın yaptığı işler demokrasi adına kutsal işlerdir.

Bu duygu ve düşüncelerle tüm gazeteci arkadaşlarımın gününü kutlar, rahmetli olmuş değerli basın mensuplarımızı da rahmetle anar, saygılar sunarım.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Köse.

Gündeme geçiyoruz.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

Başbakanlığın bir tezkeresi vardır, okutuyorum:

V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Tezkereler

1.- Malatya Milletvekili Mehmet Şahin hakkında tanzim edilen soruşturma dosyasının Adalet Bakanlığının ilgi yazısı ile iadesinin talep edildiğine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/1374)

6 Ocak 2011

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi: a) 15/12/2008 tarihli ve B.03.0.CİG.0.00.00.03-128-6470-2008/13512/61786 sayılı yazı.

b) 24/12/2008 tarihli ve B.02.0.PPG.0.12.310-15090 sayılı yazı.

c) 03/01/2011 tarihli ve B.03.0.CİG.0.00.00.03-128-6470-2008/16586/75744 sayılı yazı.

Malatya Milletvekili Mehmet Şahin hakkında tanzim edilen ve ilgi (b) yazı ile Başkanlığınıza gönderilen soruşturma dosyasının iadesi hususunda Adalet Bakanlığından alınan ilgi (c) yazı sureti ve ekleri ilişikte gönderilmiştir.

Gereğini arz ederim.

                                                                                                                     Cemil Çiçek

                                                                                                                  Devlet Bakanı ve

                                                                                                              Başbakan Yardımcısı

BAŞKAN – Anayasa ve Adalet komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyonda bulunan dosya Hükûmete geri verilmiştir.

Meclis araştırması açılmasına ilişkin dört önerge vardır, ayrı ayrı okutuyorum:

B) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Kütahya Milletvekili Alim Işık ve 26 milletvekilinin, yaş sebze ve meyve üreticilerinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/981)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

"Ülkemizdeki Yaş Meyve ve Sebze Üreticilerinin Sorunlarının Araştırılarak Alınacak Önlemlerin Belirlenmesi" amacıyla Anayasamızın 98'inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğünün 104’üncü ve 105'inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini saygılarımızla arz ederiz. 03.11.2010

1) Alim Işık                                     (Kütahya)

2. Hüseyin Yıldız                            (Antalya)

3) Cemaleddin Uslu                         (Edirne)

4) Hasan Özdemir                           (Gaziantep)

5) Durmuş Ali Torlak                      (İstanbul)

6) Yılmaz Tankut                             (Adana)

7) Atila Kaya                                   (İstanbul)

8) Oktay Vural                                                (İzmir)

9) Süleyman Nevzat Korkmaz         (Isparta)

10) Mithat Melen                             (İstanbul)

11) Necati Özensoy                         (Bursa)

12) Ertuğrul Kumcuoğlu                 (Aydın)

13) Hasan Çalış                               (Karaman)

14) Akif Akkuş                               (Mersin)

15) Mustafa Kemal Cengiz              (Çanakkale)

16) Behiç Çelik                                (Mersin)

17) Kamil Erdal Sipahi                    (İzmir)

18) Muharrem Varlı                        (Adana)

19) Mehmet Serdaroğlu                   (Kastamonu)

20) Süleyman Turan Çirkin             (Hatay)

21) Abdülkadir Akcan                     (Afyonkarahisar)

22) Şenol Bal                                   (İzmir)

23) Rıdvan Yalçın                           (Ordu)

24) Mehmet Zekai Özcan                (Ankara)

25) Süleyman Latif Yunusoğlu       (Trabzon)

26) Mustafa Enöz                            (Manisa)

27) Beytullah Asil                           (Eskişehir)

Gerekçe:

Ülkemizde sebze-meyve ticareti ve toptancı hallerini düzenleyen 27 Haziran 1995 tarih ve 552 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve daha sonra yapılan kanuni düzenlemelerin, sektördeki ilk ve son halka olan üretici ve tüketicileri göz ardı etmesi ve ihtiyaca cevap verememesi nedeniyle 23.05.2010 tarih ve 26530 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5652 sayılı Kanun ile bazı yeni düzenlemelere gidilmiştir. Ancak bu düzenlemelerle de üreticilerin mevcut sorunlarına köklü bir çözüm getirilememiştir. Günümüzde, tüketicinin domatese 8-10 TL/kg fiyatla ulaşmasına karşın, üreticinin domatesi 1-2 TL/kg fiyatla satmış olması bunun en somut göstergelerinden birisidir. Son düzenlemenin özünün üretici ile tüketici fiyatları arasındaki uçurumun kapatılmasını amaçlaması gerekirken, maalesef bu düzenlemeyle de uçurum kapatılamamıştır.

Meyve-sebze üreticilerinin temel sorunlarının başında; Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca diğer ürünlere verilen desteklerin meyve-sebzeye verilmemesi, ürünün değeriyle satılamaması, ihracatın düşüklüğü, ürün kârının düşüklüğü vb. gibi sorunlar gelmektedir. Dört mevsimin yaşandığı ve verimli arazilere sahip ülkemizin, Avrupa ülkeleriyle karşılaştırıldığında, sebze-meyve üretimindeki üstünlüğü tartışmasızdır. Ancak dünya sebze-meyve üretiminin yaklaşık yüzde 3'ünü üretmesine rağmen bu üretimin sadece yüzde 5'inin ihraç edildiği, aynı oranın İsrail'de yüzde 30'lar, İspanya'da yüzde 45'ler dolayında olduğu dikkate alındığında, sektörde önemli bir ihracat sorununun bulunduğu açıktır. Başka bir deyişle, yüzde 95'i ülke içinde kalan yaş meyve ve sebzenin yaklaşık dörtte 1'inin tüketim merkezlerine ulaşmadan çürüdüğü dikkate alındığında, sektörde fonksiyonel ve yapısal anlamda birçok değişiklikler içeren ve günlük ihtiyaçlara cevap verebilecek düzenlemelere ihtiyaç vardır.

Tüm yasal düzenlemelere rağmen yaş meyve ve sebze üreticilerinin yaşadığı önemli sorunlardan birisi de finansman sorunudur. Kurumsallaşamamış küçük ölçekli üreticiler bankalardan gerekli finansman desteğini bulamamakta ve aracılardan alınan yüksek faizli krediler nedeniyle maliyetleri artmaktadır.

Aynı zamanda sektörde örgütlenme ve örgütler aracılığıyla pazarlama yönünden de sıkıntılar bulunmaktadır. Tarımsal örgütlerin vesayetindeki çok başlılık ve mevzuat kirliliği yanında devletten yeterli desteği görememesi üreticiyi bu örgütlerden uzaklaştırmaktadır. Yönetim giderlerini karşılayamaz durumda olan mevcut tarımsal örgütler bu alanda faaliyet gösteren çok uluslu şirketlerle rekabet edemez hâle gelmiştir. Bu sektörde farklı hukuki statüye sahip ve farklı kanunlara tabi örgütler birbirine rakip hâle getirilmek suretiyle sektörde boşluk yaratılmıştır.

Yaş meyve ve sebze sektöründe üreticiden-tüketiciye zincirin sağlıklı işlememesi, yeterince kayıtlı işlemin yapılamaması ve adil bir vergilendirmenin sağlanamaması; girdi maliyetleri yüksek olan üreticinin kârını düşürmekte, tüketicinin ise değerinden daha pahalı ürün tüketmesine neden olmaktadır. Ülkemizdeki tohum, fidan, gübre ve ilaç gibi girdi maliyetleri ile işgücü maliyetlerinin yüksek olması, düşük kâr marjıyla çalışan üreticilerin zarar etmesine neden olmaktadır.

Yaş meyve-sebze üreticilerinin girdi maliyetlerinin düşürülmesi amacıyla; tarımsal desteklerin verilmesi, tarımsal örgütlere üyeliğin teşvik edilmesi ve örgütlerin revize edilmesi, depolama, paketleme ve pazarlama konusunda üreticiye destek olacak her türlü tesis, alet ve ekipman desteğinin sağlanması, kamu bankalarının hazine sübvanseli, uzun vadeli ve düşük faizli krediler tahsis edilmesi, çiftçi örgütlerine vergi muafiyeti ve istisnaların getirilmesi, üreticilerin rekabet gücünün artmasına yol açacaktır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle, yaş meyve-sebze üreticilerinin sorunlarının araştırılarak gerekli önlemlerin alınması amacıyla "Meclis Araştırması açılması" gerekli görülmektedir.

2.- Kütahya Milletvekili Alim Işık ve 26 milletvekilinin, kamu kurumlarında taşeron şirketler aracılığıyla istihdam edilen işçilerin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/982)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na,

"Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Taşeron Şirketler Aracılığıyla İstihdam Edilen işçilerin Sorunlarının Araştırılarak Alınacak Önlemlerin Belirlenmesi" amacıyla Anayasamızın 98'inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğünün 104 üncü ve 105'inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini saygılarımızla arz ederiz.

 1) Alim Işık                                    (Kütahya)

2) Cemaleddin Uslu                         (Edirne)

3) Oktay Vural                                (İzmir)

4) Hüseyin Yıldız                            (Antalya)

5) D. Ali Torlak                               (İstanbul)

6) Yılmaz Tankut                             (Adana)

7) Hasan Özdemir                           (Gaziantep)

8) Atila Kaya                                   (İstanbul)

9) Süleyman Nevzat Korkmaz         (Isparta)

10) Mithat Melen                             (İstanbul)

11) Akif Akkuş                               (Mersin)

12) Ertuğrul Kumcuoğlu                 (Aydın)

13) Necati Özensoy                         (Bursa)

14) Hasan Çalış                               (Karaman)

15) Mustafa Kemal Cengiz              (Çanakkale)

16) Behiç Çelik                                (Mersin)

17) Kamil Erdal Sipahi                    (İzmir)

18) Abdülkadir Akçan                     (Afyonkarahisar)

19) Muharrem Varlı                        (Adana)

20) Mehmet Serdaroğlu                   (Kastamonu)

21) Süleyman Turan Çirkin             (Hatay)

22) Şenol Bal                                   (İzmir)

23) Mehmet Zekai Özcan                (Ankara)

24) Süleyman Latif Yunusoğlu       (Trabzon)

25) Rıdvan Yalçın                           (Ordu)

26) Mustafa Enöz                            (Manisa)

27) Beytullah Asil                           (Eskişehir)

Gerekçe:

AKP'nin tek başına iktidarda bulunduğu son sekiz yıllık dönemde, uygulanan yanlış ekonomi ve istihdam politikaları neticesinde işsizlik giderek artmış ve bu işsizlik neticesinde üniversite mezunlarının bile razı edilmeye çalışıldığı taşeron işçilik sistemi, vatandaşlarımızın muhatap olduğu mevcut ekonomik sorunları daha da kronikleştirmiştir. "Kula kul olma" anlayışının hâkim kılındığı ve bu statüde çalışan bir çok insanın onur ve haysiyetini kıran taşeron işçilik sistemi, uygulamada bir çok sorunlara neden olmaktadır.

Kamuda personel istihdamının tek tip sınava ve kariyer sistemine bağlandığı ve tavassut sisteminin önüne geçildiği bir istihdam politikası, özellikle AKP hükümetleri döneminde uygulamaya sokulan değişik istihdam modelleri ile yıpratılmış ve kamuda personel istihdamı âdeta "yamalı bohça" ya çevrilmiştir. İktidar tarafından seçim dönemlerinde oy avcılığı için "vaat" ve "tehdit" unsuru olarak kullanılan taşeron işçilik sistemi, iktidarın bu amaçlarına ve yandaş şirketlerin kamuda istihdam edilen personel vasıtasıyla zenginleşmesine hizmet etmektedir.

4857 sayılı İş Kanununun 2. Maddesine göre uygulanan "Alt İşveren" veya kamuoyundaki yaygın kullanımıyla "taşeron şirket uygulaması"; asıl işverenler, yani kamu kurumları yönünden, ilave bir yatırım yapmadan kapasite artışının sağlanması, maliyetlerin düşürülmesi, iş mevzuatında sayıya bağlı olarak getirilen (iş güvencesi, özürlü, eski hükümlü veya terör mağduru çalıştırma, toplu işçi çıkarma, kantin açılması, emzirme odası ve kreş kurulması, işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı bulundurma, spor tesisi kurma ve antrenör bulundurma vb.) yükümlülüklerin dışında yer alma gibi faydaları düşünülerek uygulanan, ancak uygulamada, Devletten gelir elde etmek için rant kapısı hâline gelen bir sistem olmuştur.

Yasa koyucu, alt işverenin işçilerini yeterli derecede güvencede görmemesi nedeniyle, alt işverenin işçilerinin yasal haklarından dolayı asıl işvereni de hukuki olarak sorumlu tutmuştur. Ancak, uygulamada alt işverenlik objektif kriterlere bağlanmadığı için gerekli önlemler alınmamaktadır. İş güvenliği ve işten çıkarılma riskleri açısından istihdam edilen kadrolu işçilere sağlanan haklar taşeron firmalar aracılığıyla çalışan işçilere de sağlanmış olmasına rağmen, uygulamada sözleşmeden kaynaklanan hükümler ve sistemin doğasından kaynaklanan nedenlerle, bu haklar işçilerin elinden alınmaktadır.

Bir taşeron şirketi tarafından işçinin istihdamı, müşterisi (asıl işveren) ile yapılan anlaşmaya bağlı olduğundan bu anlaşmanın sona ermesi işçinin işten çıkarılması için "haklı sebep" olmakta ve işçi çıkarmayı kolaylaştırmaktadır. Ülkemizdeki yüksek işsizlik oranı nedeniyle, Üniversite mezunları taşeron şirketler vasıtasıyla istihdam edilmekte ve asgari ücret ile çalıştırılmaktadır. Kamunun istihdam maliyetlerini azaltmak için getirilen ve zamanla işçilerin sendikasızlaştırılması, düşük ücretli çalıştırılması ve iş güvenliğinin yok edilmesi için bir araç hâlini alan taşeron işçilik sisteminin sınırlandırılması ve planlanması gerekmektedir. Taşeron (Alt İşveren) aracılığıyla sağlanacak hizmet alanlarını belirleyecek ve izin verecek bir komisyonun kurulması ve getirilecek idari para cezalarıyla, bu sektörde çalışan işçilerin haklarının yasal güvenceye kavuşturulması sağlanabilecektir.

Diğer yandan birçok kamu kurumu veya kuruluşunda hizmet alımı yapılan taşeron şirketlerin, iktidar partisine yakınlığıyla bilinen kişilere ait olması ve şirketlere alınacak işçileri AKP yöneticilerinin belirlemesi; uygulamada kurum çalışanlarını zora soktuğu gibi, kurum yöneticileri ile şirket yöneticileri ya da çalışanları arasında değişik sorunların yaşanmasına da neden olmaktadır. Örneğin, siyasi nüfuzla işe alınmış birçok şirket çalışanı, âdeta kurum yöneticilerinin bile amiri gibi davranabilmektedirler.

Yukarıda açıklanan nedenlerle, "Taşeron İşçilik Sisteminin" uygulamadaki sorunlarının araştırılarak gerekli önlemlerin alınması amacıyla "Meclis araştırması açılması" gerekli görülmektedir.

3.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel ve 23 milletvekilinin, yapılması planlanan nehir tipi hidroelektrik santrallerinin çevreye olası etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/983)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na

Ülkemizin elektrik enerjisi ihtiyacının karşılanmasında kullanılması planlanan nehir tipi hidroelektrik santrallerinin proje ve inşa süreçlerinde yöre halkının görüşleri ve taleplerinin dikkate alınmadığı, flora, fauna ve ekili alanların suya olan ihtiyaçlarının göz ardı edildiği, Hükûmet tarafından bu sorunlara dikkat çeken sivil toplum örgütleri ve halkın engel olarak algılandığı, âdeta düşman ilan edildiği ve baskıya maruz bırakıldığı gözlenmektedir.

Yapılacak olan nehir tipi hidroelektrik santrallerinin doğal çevreye, o bölgede yaşayan insanlara ve tarihî dokuya en az zarar verecek biçimde planlanması, inşa edilmesi ve işletilmesi gerekliliği göz ardı edilmekte, enerji getirisi doğal çevre üzerindeki yarattığı ve yaratacağı tahribata yeğlenmektedir.

Bu nedenlerle, hidroelektrik santrallerin proje ve yapım süreçlerinde yaşanan sorunlarının tespiti, HES'lere karşı çıkan yöre halkı ve sivil toplum örgütleri üzerinde siyasi baskı kurulmasına ilişkin sorunların ve alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci İç Tüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz ederiz. 28.10.2010

1) Hulusi Güvel                               (Adana)

2) Hüsnü Çöllü                                (Antalya)

3) Halil Ünlütepe                             (Afyonkarahisar)

4) Ali Oksal                                     (Mersin)

5) Osman Kaptan                            (Antalya)

6) Birgen Keleş                               (İstanbul)

7) Atila Emek                                  (Antalya)

8) Sacid Yıldız                                 (İstanbul)

9) Ali Rıza Öztürk                           (Mersin)

10) Ali İhsan Köktürk                     (Zonguldak)

11) Tayfur Süner                             (Antalya)

12) Tekin Bingöl                             (Ankara)

13) Erol Tınastepe                           (Erzincan)

14) Çetin Soysal                              (İstanbul)

15) Durdu Özbolat                          (Kahramanmaraş)

16) Ali Rıza Ertemür                       (Denizli)

17) Mehmet Ali Özpolat                  (İstanbul)

18) Enis Tütüncü                             (Tekirdağ)

19) Şevket Köse                              (Adıyaman)

20) Ramazan Kerim Özkan             (Burdur)

21) Mevlüt Coşkuner                      (Isparta)

22) Ahmet Küçük                            (Çanakkale)

23) Ensar Öğüt                                (Ardahan)

24) Tacidar Seyhan                          (Adana)

Gerekçe:

Ülkemizin elektrik enerjisi ihtiyacının karşılanması, enerji üretiminde kaynakların çeşitlendirilmesi, enerjide dışa bağımlılığın azaltılması, temiz, yenilenebilir ve yerli enerji kaynaklarının kullanımının artırılmasının önemi ve gerekliliği ortadadır.

Fosil yakıtlara dayanmaksızın elektrik enerjisi üretebilecek sistemlerden birisi de su gücünü kullanarak enerji üreten hidroelektrik santralleridir.

Ancak, 2003 yılından başlayarak santral kurulması amacıyla nehirlerin özel sektöre kiraya verilmesi ile birlikte kamuoyumuzda planlanan hidroelektrik santrallerinin doğal çevreye verecekleri zararın görmezden gelindiği, sahip oldukları dezavantajların dikkate alınmadığı yönünde haklı kaygılar ortaya çıkmıştır.

Nehir tipi HES'lerin büyük çoğunluğunun bütünsel ve havza bazında planlamaları yapılmadan, çevresel etkilerinin ve yaratacağı tahribatın hesaba katılmadan projelendirildiği ve inşasına izin verildiği, hatta kimi çevre koruma bölgesi ilan edilmiş alanların dahi HES projelerine konu edildiği bilinmektedir.

Yapılması planlanan 1.700'ü aşkın nehir tipi hidroelektrik santralinden bir kısmının hassas doğal dengeye sahip bölgelerde olduğu ve endemik bitki ve canlı çeşitliliğine zarar verebileceği konusunda bilimsel çevrelerden uyarılar gelmiş olmasına rağmen, bunlar Hükümet tarafından dikkate alınmamış, faaliyete geçen santrallerin neden olduğu çevresel etkiler kamuoyundaki kaygıların ve bu konuda yapılan uyarıların haklılığını ortaya koymuştur.

Yöre halkı ve sivil toplum örgütlerince HES'ler için alınması zorunlu olan ÇED raporlarının yeterli bilgi birikimine ve çevre duyarlılığına sahip olmayan şirketlerce hazırlandığı, aceleye getirildiği, çoğu kez yanlı olduğu yolunda yapılan eleştirilerin yersiz olmadığı geçen süre zarfında ortaya çıkmıştır.

Hükümet tarafından bütün bu eleştiri ve uyarıların haklılığı göz ardı edilerek, çevreye duyarlı sivil toplum örgütleri suçlanmış, kalkınmanın önünde engel olarak sunulmuştur. HES'lerin yapımına direnen yöre halkı, HES'lerin yapımını üstlenen şirketler ve idareciler tarafından baskıya maruz bırakılmıştır.

Ekonomik ve çevresel politikaların oluşturulmasında halkın katılım hakkı hiçe sayılarak, kamu yararı gözetilmeden gerçekleştirilmek istenen bu tip projelerin yarardan çok zarar getireceği açıktır. Ekolojik sistemin sürdürülebilirliliği sağlanmadan yapılacak nehir tipi  hidroelektrik santrallerinin neden olacağı tahribatın getireceği faydadan daha çok olacağı gözden kaçırılmadan, yalnızca ekonomik getirinin değerlendirildiği bir sistemin sakıncaları dikkate alınarak  hidroelektrik santrallerinin proje ve yapım süreçlerinin çevreden ödün verilmeden planlanması gerekmektedir.

Yukarıda belirtilen gerekçelerle, hidroelektrik santrallerin proje ve yapım süreçlerinde yaşanan sorunlar ile HES'lerin yapımına karşı çıkan yöre halkı ve sivil toplum örgütleri üzerinde baskı kurulmasına ilişkin sorunların ve bu konuda alınacak tedbirlerin Yüce Meclisimizce tespiti amacıyla bir Meclis Araştırması açılmasının yerinde olacağı kanısını taşımaktayız.

4.- İstanbul Milletvekili Bayram Ali Meral ve 23 milletvekilinin, Kardemir A.Ş.’de işçilerin sendika değiştirmesi sebebiyle işten çıkarıldığı ve yönetimle ilgili usulsüzlük iddialarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/984)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na

1994 yılında 5 Nisan Kararları ile kapatılmasına karar verilen Karabük Demir Çelik İşletmesi, 51. Hükümet tarafından 1995 yılında işletmede çalışan işçiler ile yöre sanayicisi ve halkına 1 TL gibi sembolik bir bedelle devredilmiştir.

Devirde Şirket Ana Sözleşmesine göre 7 kişiden oluşan Yönetim Kurulu;

- A Grubu: Kardemir A.Ş. çalışanlarını temsilen 4 kişi,

- B Grubu: Yörenin sanayi ve ticaret odası ile esnaf odasını temsilen 2 kişi,

- D Grubu: Yöre halkını temsilen 1 kişi,

Şeklinde oluşturulmuştur.

Sayın Bayram Meral (İstanbul Milletvekili)’in 14.07.2010 tarihli yazılı soru önergesine, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Ömer Dinçer'in verdiği 20.10.2010 tarihli yazılı cevaptan;

- İMKB'de işlem gören Şirket hisse senetlerinde 16.08.2002-04.02.2003 döneminde meydana gelen usulsüz alım-satım işlemleri dolayısıyla Sermaye Piyasası Kurulunun 18.04.2003 tarih ve 21/468 sayılı toplantısında, Şirketin yönetim kurulu başkanı Mutullah Yolbulan'a 15.200,00 YTL para cezası verildiği; ayrıca Kurul tarafından şirket nezdinde yapılan incelemeler sonucunda düzenlenen 01.09.1997 ve 09.09.2003 tarihli raporların Kurulun 12.09.2003 tarihli toplantılarında görüşülmesi sonucunda ise, Kardemir'in zararının giderilmesi için Yönetim Kuruluna 1 ay süre verildiği ve nihayetinde Kurulun 31.10.2003 tarihli toplantısında Kardemir'in sorumlu yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunulduğu;

- Kardemir A.Ş.'nin 30.04.2010 tarihli Genel Kurul Hazirun cetveline göre yönetim kurulu ve hisse oranlarının:

Adı Soyadı                              Görevi                     A Grubu                  B Grubu                  D Grubu

Mutullah Yolbulan                  Yönetim Kurulu      50.001 Lot =                                           900.000 lot =  

A Grubunu Temsilen              Başkanı                   50.000,00 TL                                          900.000,00 TL

Kamil Güleç

A Grubunu Temsilen              Yönetim Kurulu      575.185 Lot =                                         2.387.203 Lot =

                                                Başkan Vekili          575.185,00 TL                                        2.387.203,00 TL    

Hüseyin Çağrı Güleç               Yönetim Kurulu      159.774 Lot =         8.150 Lot =             878.755 Lot =

A Grubunu Temsilen              Üyesi                       159.774,00 TL        8.150,00 TL            878.755,00 TL

 

Mehmet Zeki Yolbulan           Yönetim Kurulu      586.972 Lot =         1.143.379 Lot =

A Grubunu Temsilen              Üyesi                       586.972,00 TL        586.972,00 TL       

Cavit Yücel                             Yönetim Kurulu      6.759.637 Lot =

B Grubunu Temsilen               Üyesi                       6.759.637,00 TL

Mustafa Yolbulan                   Yönetim Kurulu

B Grubunu Temsilen               Üyesi

İhsan Ayrancıoğlu                   Yönetim Kurulu

D Grubunu Temsilen              Üyesi

Şekline dönüştüğü;

- Şirketin 2008 yılı dağıtılabilir kârı ile özel fon toplamı 328.755.482,00 TL'nin 08.05.2009 tarihli genel kurul toplantısında sermayeye eklenmesine ve işçilere kâr payı dağıtılmamasına karar verildiği;

- İş yerinde çalışan işçilerden 1.909'unun 2010 Haziran'ında Çelik-İş Sendikasından istifa ederek Türk Metal Sendikasına geçtikleri;

- İşverenin 17.06.2010 tarihinde 29 işçinin iş akdini feshettiği ve 87 işçiyi istemi dışında yıllık izne çıkardığı;

- İşveren ile Çelik-İş Sendikası arasında 16.06.2010 tarihinde yapılan Protokole, söz konusu istifalardan sonra ek protokol yapılarak Çelik-İş Sendikasına üye işçilere ayda 350,00 TL tutarında ek ödeme yapılması; ek ödemeden Türk Metal İş Sendikasına üye işçilerin yararlandırılmaması kararı alındığı:

Anlaşılmıştır.

Öte yandan, CHP Milletvekilleri Bayram Meral (İstanbul), Osman Kaptan (Antalya) ve Ali İhsan Köktürk (Zonguldak) tarafından bölgede yapılan incelemelerde;

- 01.11.2010 tarihi itibariyle işten çıkarılanların 165 isçi olduğu ve bu sayıya 460 işçinin daha ekleneceği;

- Kendilerini işverene sattığı gerekçesiyle Çelik-İş Sendikasından istifa ederek Türk Metal İş Sendikasına geçişler nedeniyle yetkili sendika olma niteliğini kaybeden Çelik-İş Sendikası ile işverenin iş birliği sonucu AKP Milletvekilleri ve teşkilatının referanslarıyla iş yerine 1.200 yeni işçi alındığı ve bunların Çelik-İş Sendikasına üye yapıldığı;

- Mehmet Zeki Yolbulan'ın, Yönetim Kurulu Başkanı Mutullah Yolbulan'ın kardeşi ve İhsan Ayrancıoğlu’nun eniştesi; Hüseyin Çağrı Güleç'in Yönetim Kurulu Başkan Vekili Kamil Güleç'in oğlu, Cavit Yücel'in ise dünürü olduğu; Kardemir’n aile şirketi hâline gelmesinde en büyük etkenin, yönetimin değişmesini sağlamak için Çelik-İş Sendikası yöneticilerinin 2002 yılından sonraki genel kurullara girmedikleri:

- Yaşanan tüm bu süreç içinde Karabük ilinin patlamaya hazır bir bomba hâline geldiği; yaşanan sorunların yol açacağı ekonomik ve sosyal sonuçlar yanında, yaşanan küçük olayların kriminal çatışmalara dönüşme olasılığı olduğunu;

Gözlemişlerdir.

Bu bağlamda; Kardemir çalışanları ile yöre halkına 1 TL gibi sembolik bir bedelle devredilen Kardemir A.Ş.'nin süreç içinde "Yolbulan" ve "Güleç" ailelerinin eline hangi yol ve usulsüzlüklerle geçtiğinin; işveren, işçi sendikası ve iktidar partisi etrafında oluşan ittifakın, iki sendikaya üye olmanın Anayasal özgürlüklerin genişletildiği şeklinde dillendirildiği bir ortamda özgür iradeleriyle sendika değiştirdikleri gerekçesiyle işten atılan işçilere uygulanan kıyımların ve bunların yol açacağı ileride telafisi mümkün olmayan sonuçlar ile alınması gerekecek önlemlerin araştırılması amacıyla Anayasamızın 98 nci, İçtüzüğün 104 ve 105 nci maddeleri gereğince bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını arz ve teklif ederiz.

1) Bayram Ali Meral                       (İstanbul)

2) Osman Kaptan                            (Antalya)

3) Ali İhsan Köktürk                       (Zonguldak)

4) Rahmi Güner                               (Ordu)

5) Gürol Ergin                                 (Muğla)

6) Şevket Köse                                (Adıyaman)

7) Ali Rıza Öztürk                           (Mersin)

8) Ramazan Kerim Özkan               (Burdur)

9) Mevlüt Coşkuner                        (Isparta)

10) Durdu Özbolat                          (Kahramanmaraş)

11) Ahmet Küçük                            (Çanakkale)

12) Muhammet Rıza Yalçınkaya     (Bartın)

13) Mehmet Ali Özpolat                  (İstanbul)

14) Hulusi Güvel                             (Adana)

15) Ensar Öğüt                                (Ardahan)

16) Atila Emek                                (Antalya)

17) Selçuk Ayhan                            (İzmir)

18) Halil Ünlütepe                           (Afyonkarahisar)

19) Akif Ekici                                  (Gaziantep)

20) Abdulaziz Yazar                        (Hatay)

21) Ahmet Ersin                              (İzmir)

22) Ergün Aydoğan                         (Balıkesir)

23) Kemal Demirel                          (Bursa)

24) Mustafa Özyürek                      (İstanbul)

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.

Danışma Kurulunun bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

VI.- ÖNERİLER

A) Danışma Kurulu Önerileri

1.- Gündemdeki sıralama ile Genel Kurulun çalışma gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine; 393 ve 375 sıra sayılı kanun tasarılarının İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak ve bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi

Danışma Kurulu Önerisi

No: 91                             Tarihi: 11/1/2011

Danışma Kurulunun yaptığı toplantıda, ekteki önerinin Genel Kurulun onayına sunulması uygun görülmüştür.

                                                                                                                       Mehmet Ali Şahin

                                                                                                              Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                                                                                                               Başkanı

 

                                 Mustafa Elitaş                                         M. Akif Hamzaçebi

                        Adalet ve Kalkınma Partisi                           Cumhuriyet Halk Partisi

                             Grubu Başkanvekili                                    Grubu Başkanvekili

 

                                   Oktay Vural                                                Bengi Yıldız

                         Milliyetçi Hareket Partisi                           Barış ve Demokrasi Partisi

                             Grubu Başkanvekili                                    Grubu Başkanvekili

Öneri:

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmında yer alan 393, 375 ve 131 sıra sayılı Kanun Tasarılarının bu kısmın 4, 5 ve 6 ncı sıralarına alınması, diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesi,

393 ve 375 sıra sayılı Kanun Tasarılarının İçtüzüğün 91 inci maddesine göre Temel Kanun olarak görüşülmesi ve bölümlerinin ekli cetvellerdeki şekliyle olması,

Genel Kurulun;

14 Ocak 2011 Cuma ile 17 Ocak 2011 Pazartesi günleri de çalışması ve bu Birleşimlerde Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşlerin görüşülmesi, 11 ve 18 Ocak 2011 Salı günkü Birleşimlerinde 15:00-23:00; 12, 13, 14, 17 ve 19 Ocak 2011 Pazartesi, Çarşamba, Perşembe ve Cuma günkü Birleşimlerinde 13:00-23:00 saatleri arasında çalışması;

20 Ocak 2011 Perşembe günü saat 13:00’te toplanarak 131 sıra sayılı kanun tasarısının görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışmalara devam edilmesi; görüşmelerin bu birleşimde tamamlanamaması hâlinde 21 Ocak 2011 Cuma günü saat 13:00’te toplanarak bu kanun tasarısının görüşmelerinin tamamlanmasına kadar görüşmelere devam edilmesi;

11 ve 18 Ocak Salı günkü Birleşimlerinde sözlü sorular ile diğer denetim konularının görüşülmemesi, 12 ve 19 Ocak Çarşamba günkü Birleşimlerinde sözlü soruların görüşülmemesi,

önerilmiştir.

393 Sıra Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu

Tasarısı

BÖLÜMLER                          BÖLÜM MADDELERİ                         BÖLÜMDEKİ MADDE SAYISI

1. BÖLÜM                             1 ila 30 uncu maddeler                            30

2. BÖLÜM                             31 ila 30 uncu maddeler                          30

3. BÖLÜM                             61 ila 90 ıncı maddeler                            30

4. BÖLÜM                             91 ila 120 nci maddeler                           30

5. BÖLÜM                             121 ila 150 nci maddeler                         30

6. BÖLÜM                             151 ila 180 inci maddeler                        30

7. BÖLÜM                             181 ila 210 uncu maddeler                      30

8. BÖLÜM                             211 ila 240 ıncı maddeler                        30

9. BÖLÜM                             241 ila 270 inci maddeler                        30

10. BÖLÜM                           271 ila 300 üncü maddeler                      30

11. BÖLÜM                           301 ila 330 uncu maddeler                      30

12. BÖLÜM                           331 ila 360 ıncı maddeler                        30

13. BÖLÜM                           361 ila 390 ıncı maddeler                        30

14. BÖLÜM                           391 ila 420 inci maddeler                        30

15. BÖLÜM                           421 ila 450 nci maddeler                         30

16. BÖLÜM                           451 ila 458 inci maddeler

                                                (Geçici 1 ve 2. Maddeler dâhil)               10

TOPLAM MADDE SAYISI                 460

 

 

375 Sıra Sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli

Hakkında Kanun Tasarısı (1/674)

BÖLÜMLER                          BÖLÜM MADDELERİ                         BÖLÜMDEKİ MADDE SAYISI

1. BÖLÜM                             1-6                                                           6

2. BÖLÜM                             7-12

(Geçici Madde 1)                                    7

Toplam Madde Sayısı                             13

 

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Şimdi de İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınma önergesi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

C) Önergeler

1.- Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş’in, (2/589) esas numaralı Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/246)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

(2/589) esas numaralı kanun teklifimin İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre doğrudan Genel Kurul gündemine alınması için gereğini arz ederim.

Saygılarımla.   

                                                                                                                                Yılmaz Ateş

                                                                                                                                    Ankara

BAŞKAN – Önerge sahibi olarak Sayın Ateş, buyurunuz.

YILMAZ ATEŞ (Ankara) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, dün bir elim helikopter kazası sonucu 5 pilotumuz şehit oldu ve bir halk çocuğu olan, Anadolu’da yetişen, “Kıvırcık Ali” adıyla tanınan Ali Özütemiz adlı sanatçımızı da bugün kaybettik. Bütün bu kaybettiklerimize Tanrı’dan rahmet, yakınlarına da başsağlığı diliyorum.

Değerli arkadaşlar, Ankara’mızın kuzeybatısında yer alan Beypazarı ilçemizde ticaret ve turizm işletme fakültesi kurulması için verdiğimiz kanun teklifinin direkt gündeme alınmasını sağlamak amacıyla huzurunuzdayım.

Değerli arkadaşlar, bu ilçemiz Ankara’nın yirmi beş ilçesi, daha doğrusu büyükşehir sınırları dışında kalan dokuz ilçemiz arasında tek başına kendini yücelten, kalkınan bir ilçemizdir. Değerli arkadaşlar, bu ilçemize 1999 yılında 2.500 ziyaretçi, yerli turist giderken, on yıl sonra 2008 yılında bu sayı 370 bine çıktı ve hızla gelişen bir ilçemiz; gerçekten el sanatlarıyla, el ürünleriyle, yerli imalatıyla övünen bir ilçemiz. Bu ilçemizde bu gelişen turizm potansiyeline uygun olarak da bir ticaret ve turizm işletme fakültesinin kurulması için de gayretli, özverili iş adamlarımız bir araya geldiler. Bu iş adamlarımız 500 dönüm araziyi fakülteye tahsis ettiler. Ve bununla da kalmadılar değerli arkadaşlar, bu taahhütte bulunan iş adamlarımız ayrıca bir protokol imzalayarak, her bağışçı tarafından üç ayrı eğitim binası ile iki adet öğrenci yurdu yapılmasına dair de bir taahhütte bulundular.

Bu ilçemizin bu hâle gelmesinde, değerli arkadaşlar, başarılı bir Belediye Başkanımızın payının büyük olduğunu da söylemek gerekir, hakkını teslim etmek gerekir.

Değerli arkadaşlar, bu başarılı iş adamlarımız belki Türkiye'nin diğer illerinde, ilçelerinde de örnek olur diye, izninizle, ben bu iş adamlarımızı da huzurunuzda sizlere arz etmek istiyorum: Şahin Karaoğuz, Mustafa Zeki Eken, Yücel Karaoğuz, Doktor Sait Koca, Öner Aktürk ve Hulki Tanrıkulu adlı iş adamlarımız bir araya geldiler ve 500 dönüm araziyi bu fakültemize tahsis ettiler, bunun protokolünü imzaladılar ve bununla da yetinmeyerek her bir taahhüt sahibi ayrıca iki tane eğitim binası ve iki tane de öğrenci yurdu yapma kararı aldılar.

Yani böylesine özverili bir noktaya gelmişken yüce Meclisimizin de bu konuda katkı koyacağına inanıyorum. Az önce Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekilimiz de, sağ olsun Sayın Başkan da bu teklifimize olumlu oy, olumlu destek vereceklerini ifade ettiler. İnanıyorum ki diğer siyasi partilerimiz, Milliyetçi Hareket Partisi de buna katkı verecektir.

Burada bu kanun teklifimiz kabul edildiği takdirde Ankara Üniversitemize de büyük bir özveri düşecek. Üniversitemizin Rektörü de yönetimi de bu teklifimize çok sıcak bakmaktadır.

Şimdiden -desteklerinizle değerli arkadaşlar- bu Beypazarı ilçemize bu fakültenin hayırlı olmasını diliyorum, hepinize de katkılarınızdan ötürü çok teşekkür ediyorum. Yüce Meclisi tekrar saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Ateş.

Ankara Milletvekili Zekeriya Akıncı.

Buyurunuz Sayın Akıncı. (CHP sıralarından alkışlar)

ZEKERİYA AKINCI (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de hepinizi sevgi ve saygıyla selamlarken, bir kaza sonucu yitirdiğimiz 5 askerimizi saygıyla anıyorum, ulusumuza ve Silahlı Kuvvetlerimize başsağlığı diliyorum.

Ayrıca, hiç kuşku yok burada hepimizin sevdiği çok değerli bir sanatçıyı da bir trafik kazasında kaybettik, Ali Özütemiz’i, “Kıvırcık Ali” diye bilinen bir halk sanatçısını. Kendisini de saygıyla anıyorum, sevenlerine başsağlığı diliyorum.

Değerli arkadaşlarım, bir değişiklik teklifi veriyoruz ve Sayın Ateş’in konuşmasında da bu teklife çeşitli partilerimizin de destek verdiğini memnuniyetle öğrenmiş bulunuyorum. Bu teklifimiz Beypazarı ilçemizde bir ticaret ve turizm işletme fakültesi kurulmasına dönüktür, bunu öngörmektedir.

Doğal olarak bazı arkadaşlarımız “Niçin Beypazarı?” diye sorabilirler. Beypazarı bizim hemen kuzeybatımızda, sosyal, kültürel ve ekonomik alanda hâlâ önemli bir merkez olma özelliğini koruyan bir kentimiz, merkez nüfusu 40 binleri aşmış bulunmakta. Tarımı sebze ve tarla bitkilerinde olağanüstü ölçüde gelişmiş ve rezervleri açısından da dünyanın ikinci büyük yataklarına sahip trona madeninde ama bütün bunların ötesinde, Beypazarı’nın bu özelliklerinin ötesinde, son on beş-yirmi yılda özellikle yaşadığımız önemli değişiklikler ve gelişmeler var. Bunun temeli belli. Belki biliyorsunuz, Beypazarı el sanatları ve mutfağıyla çok dikkat çeken bir yer ve o nedenle de, iki yüz yıl öncesinden gelen konakların restorasyonuyla da tam bir açık hava müzesine dönüşmüş bulunmakta.

Beypazarı’nın böylesine gelişmesine, ilerlemesine, turizminin olağanüstü ölçüde büyümesine katkı veren başta belediye başkanları olmak üzere, herkesi burada sevgiyle anmak isterim, emeklerinden dolayı da teşekkür etmek isterim.

Yapılan bu çalışmalar ve sürdürülen kampanyalar Beypazarı’mıza ilgiyi öylesine yükseltmiştir ki, 1999 yılında 2.500 dolayında öngörülen turist sayısı 2008 yılında 370 bine ulaşmış deniliyor. Bu olağanüstü bir gelişmedir, olağanüstü bir büyümedir. Ankara gibi turizm fukarası bir başkent için de önemlidir. Muhtemelen sizler de gitmiş olmalısınız ama bir arkadaşınız olarak şunu söyleyeyim: Eğer gitmediyseniz bugüne kadar, Beypazarı’mızı da lütfen gidin, gezin ve görün. Çok mutlu döneceksiniz oradan ama Beypazarı’nın bu durumu da tabii yeni ihtiyaçlar doğurmaya başlıyor. Turizm büyüyünce, gelişince kalite yükseliyor, restoran ve konaklama hizmetleri yaygınlaşıyor. Bu büyüme ve gelişme, o zaman da, eğitim almış, deneyimli bir iş gücüne ihtiyacı giderek artırıyor. İşte, bizim teklifimiz tam da bu ihtiyaç duyulan iş gücünün de karşılanmasına dönüktür. Yükselen turizm sektörünü daha da geliştirecek ve onun insan gücünü, kaliteli, yetişmiş, eğitim almış insan gücünü karşılamaya dönük bir tekliftir. Bunun altyapısı da vardır Beypazarı’nda. Şu anda iki ayrı üniversiteye bağlı üçer bölüm üzerinde yaklaşık 400’e yakın öğrenciyle eğitimini sürdüren bir ilçemiz Beypazarı. Orada meslek yüksekokullarımız var.

Kurulacak olan fakülteyle ilgili olarak zaten biraz önce Sayın Ateş ayrıntılı açıklama da yaptı. Arsa ve arazi tahsisi de yapılmış bulunmaktadır. Bildiğim kadarıyla 500 dönüm civarında bir arazinin zaten tahsisi yapılmıştır. Ankara Üniversitesinin de, rektörlüğümüzün de bu çabaya, gayrete sahip çıkmasıyla, sizlerin bunu yasalaştırmasıyla inanıyorum, umut ediyorum, Beypazarı’mız son derece güzel bir eğitim kuruluşuna sahip olacaktır ve orada bütün bu gelişmeleri destekleyecek bir dört yıllık fakülteye sahip olacağız. Beypazarı bunu hak etmiştir. Oradaki gelişmeleri bir büyük kurumla, bir fakülteyle taçlandırmak gerekmektedir. Buna desteklerinizi talep ediyoruz. Desteklerini şimdiden açıklamış olan arkadaşlarımıza da teşekkür ediyoruz. El birliğiyle Beypazarı için güzel şeyler yapıyor olacağımızdan hiç kuşku duymuyorum ve hepinizi bir kez daha sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. (CHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Akıncı.

Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, on dakika ara veriyorum.

                               

Kapanma Saati: 16.02
 

 

 

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 16.17

BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Gülşen ORHAN (Van)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 49’uncu Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Alınan karar gereğince, sözlü soru önergeleri ile diğer denetim konularını görüşmüyor ve gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.

1’inci sırada yer alan, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

2’nci sırada yer alan, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine devam edeceğiz.

2.- Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S. Sayısı: 321) (x)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.

İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen tasarının 11/11/2009 tarihli 16’ncı Birleşiminde üçüncü bölümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Şimdi, üçüncü bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.

Üçüncü bölüm 61’inci madde ile 90’ıncı madde arasındadır.

61’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

62’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

63’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

64’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

65’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

66’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

67’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

68’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

69’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

70’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

71’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

72’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

73’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

74’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

75’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

76’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

77’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

78’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

79’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

80’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

81’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

82’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

83’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

84’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

85’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

86’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

87’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

88’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

89’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

90’ıncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Şimdi, dördüncü bölümün görüşmelerine başlıyoruz.

Dördüncü bölüm 91’inci madde ila 120’nci maddeleri kapsamaktadır.

Dördüncü bölüm üzerinde, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili Mehmet Şandır konuşacaktır.

Buyurunuz Sayın Şandır. (MHP sıralarından alkışlar)

Süreniz on dakikadır.

MHP GRUBU ADINA MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak, dün yaşadığımız elim helikopter kazasında kaybettiğimiz 5 şehide yüreklerimiz yandı. Şehitlerimize rahmetler diliyoruz, aile yakınlarına ve silah arkadaşlarına başsağlığı diliyoruz, sabır diliyoruz. Yüce Allah bir daha böyle bir kazayı, böyle bir acıyı Türk milletine, Türk Silahlı Kuvvetlerine yaşatmasın. Milletimizin ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin başı sağ olsun. Bu sözleri söyleyerek, Borçlar Kanunu üzerinde Milliyetçi Hareket Partisinin görüşlerini ifade etmeye başlayacağım.

Değerli milletvekilleri, bugün 23’üncü Yasama Döneminin çok özel bir oturumunu yapmaktayız. İlk defa Meclisimiz çok önemli bir kanun üzerinde, bir temel kanun üzerinde ittifak yaparak, uzlaşarak bir program dâhilinde ama bu kanunların çıkartılması iradesi üzerinde ittifak ederek bir görüşme yapmaktadır, bir müzakere yapmaktadır. Aslında her defasında ifade ediyoruz ama ne yapalım ki böyle, burada bir müzakere yapmamız lazım. Türk hukuk sisteminin çok temel bir kanunu, birbirleriyle irtibatlı olan, yani Türk Medeni Kanunu, Türk Borçlar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu gibi gerçekten Türk yargı sisteminin, hukuk sisteminin temel taşlarıyla ilgili temel değişiklikler yapan, hatta yeniden yazan bir kanunu, bir kanun paketini müzakere ediyoruz. Ama maalesef Meclisimiz, şu üç yıl dolmuş olmasına rağmen bir türlü müzakere moduna ulaşamadı. Bu üzüntümüz ama ben görüşlerimizi Meclisimizin dikkatinden çok milletimizin ve ilgili kesimlerin dikkatine sunmak istiyorum.

Değerli milletvekilleri, Borçlar Kanunu özel hayatın tüm alanlarını ilgilendiren bir temel kanun. Mevcut 818 sayılı Borçlar Kanunu mülga, yeni bir borçlar kanunu yazıyoruz. Sekiz yıllık bir komisyon çalışmasından sonra, üç yıldır da Meclisimizde bekleyen bu Borçlar Kanunu maalesef, Hükûmetin uzlaşmaz, iktidar partisi grubunun uzlaşmaz tavrıyla bu dönem çıkmamak gibi bir tehlikeyle karşı karşıyaydı. Hatta Sayın Başbakanın bu kanunların yani Borçlar Kanunu, Ticaret Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2011 seçimlerinden sonra oluşacak 24’üncü Dönem Meclisinde görüşüleceğini beyan etmiş olması gerçekten bu konuda iktidar partisinin sorumluluğunu ortaya koymaktadır. Taraflar arasında, iktidar ve muhalefet arasında bir uzlaşma aramadan, aramakta ısrar etmeden, bir sonuç itibarıyla bu kanunlar artık çıkmayacak diye ertelemenin hiçbir şekilde bir mazereti olmaz ama daha da sıkıntılı bir husus, bu temel kanunların çıkmayışının sorumlusu olarak da muhalefeti göstermeleri, özellikle de Milliyetçi Hareket Partisini göstermeleri asla kabul edilemez.

Borçlar Kanunu bir temel kanundur, Medeni Kanun’un devamı, cüzü mahiyetindedir. Medeni Kanun 21’inci Yasama Döneminde bir uzlaşmayla çıkartılmıştır. Bunun devamı olarak Borçlar Kanunu’nun çıkartılması gerekmektedir. Borçlar Kanunu çıkartılmalıdır ki Türk Ticaret Kanunu da çıkartılabilsin. Dolayısıyla bunun ertelenmesinin hiçbir haklı gerekçesi olmaz ama bir uzlaşmayla çıkartılması da bir zorunluluktur.

Değerli milletvekilleri, değerli izleyenlerimiz; bu beş kanun yani Borçlar Kanunu, Ticaret Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve bunların yürütme kanunları, yürürlük ve uygulama kanunlarının toplamı 2698 maddeden oluşmaktadır. Dolayısıyla bu 2698 maddelik kanunu müzakere etmeden, burada karşılıklı, komisyonlarda karşılıklı tartışmadan, önergelerle muhalefetin katkısını talep etmeden, iktidarın el kaldırıp indirmesiyle çıkartmak iddiası aslında mümkün değildi, bunu herkes de gördü ama uzlaşma temin etmek sorunu da siyasi iktidarın.

Değerli milletvekilleri, bu noktada siyasi iktidarın, iktidar partisi grubunun sorumlu ve suçlu olarak muhalefeti göstermesini, özellikle de Milliyetçi Hareket Partisini göstermesini asla kabul edemeyiz. Bu sebeple biz grup olarak, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak bu kanunların, bu üç kanunun, bu üç temel kanunun ve iki uygulama kanununun bu dönemde, 23’üncü Dönemde çıkartılması hususunu ısrarla kamuoyu önünde talep ettik ve Meclis Başkanını bu noktada göreve davet ettik. Sonuçta, Meclis Başkanının başkanlığında yürütülen çalışmalarla, kurulan üç komisyonun yirmi günlük bir çalışması sonrasında bu kanun buraya getirildi ve bugün müzakeresine başladık.

Buradan herkese ifade ediyorum: Bu kanunların çıkmasıyla ilgili Milliyetçi Hareket Partisinin mutabakatı var. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak diyoruz ki: Bu kanunlar bu dönemde çıkmalı çünkü piyasa bekliyor, ekonomik hayat bekliyor, özel hayatın her alanı bekliyor. Oluşturulan beklenti ertelenemez noktada dolayısıyla bu kanunlar çıkmalı ama içeriği konusunda muhalefetin verdiği önergelerin hiçbirinin kabul edilmemiş olması bu konudaki itirazımızı ortadan kaldırmaz. Biz bu kanunun çıkmasıyla mutabıkız, içeriğiyle mutabık değiliz, içeriğinde birçok kabul etmediğimiz, eksik bulduğumuz, yanlış bulduğumuz ve gelecekte birçok soruna dönüşme ihtimali olan düzenleme var. Dolayısıyla bu kanunun sorumluluğu, bu kanunun getirdiği uygulamaların sorumluluğu, o uygulamalarda yaşanacak sorunların sorumluluğu iktidar partisine aittir ve ilgili taraflara aittir.

Bu uzlaşma arayışları içerisinde hem Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinden hem de Ankara Ticaret Odasından bu konuyla ilgili görüşlerinin, bu konuyla ilgili taleplerinin bize iletilmesini istedik ama anlaşılmaktadır ki, bu kanun üzerinde ilgili kesimler ekonomi ve ticaret hayatının kurumsal yapısı da bir mutabakat, bir müzakere, bir inceleme zahmetine katlanmamışlar ve sonuç itibarıyla bu kanun eksiklikleriyle çıkıyor.

Değerli milletvekilleri, bakınız, bu kanunun eksikliklerini ilk üç bölümde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu sözcüleri, Sayın Faruk Bal, Genel Başkan Yardımcımız, ısrarla, burada, her maddede önerge vererek, gerekçelerini ifade ederken ortaya koydu. Bu kanunla bir hafızayı siliyorsunuz, getirdiğiniz dil, işte seksen beş yılda oluşan ticaret hayatımızın, ekonomik hayatımızın tüm tanımlarını allak bullak ediyor.

Her şeyden önce şu: Bakınız, bu kanun 649 madde. Bu 649 maddenin hepsi yeni değil, eski Kanun’un büyük kısmını taşıyorsunuz. O taşımanızda eski terimleri devam ettiriyorsunuz ama yeni yaptığınız düzenlemelerde öyle terimler getirmişsiniz ki anlaşılması mümkün değil. Nasıl anlaşılacak, nasıl kabul edilecek? İçinizde çok sayıda hukukçu var -şimdi ben buradan şöyle bir bakarak çıkardım- mesela “giderim yükümlülüğü” ne demek? Bunun neresi Türkçe? “Giderim borcu” nasıl anlaşılacak? Öyle anlamlar var ki eski terimlerle yeni terimler birbirinin içine girmiş.

Dolayısıyla, değerli milletvekilleri, uzun emekler sonrası deneme yanılma metoduyla kabul edilen, oluşan, gelişen bir hafızayı burada sıfırlıyorsunuz; yenisini de ikame ederken bir tutarlılık, bir bütünlük ortaya koymuyorsunuz. Ne olacak sonuç? Türk Ceza Kanunu’ndaki sonuç olacak. Bakın, bugün ülkemizde hepimizin tenkit ettiği, vicdanları yaralayan bir tahliye meselesiyle karşı karşıyayız. Niye bu tahliyeler? Çünkü Yargıtayın yükü o kadar çok artırıldı ki, Türk Ceza Kanunu’nda yapılan değişikliklerle geriye dönük, yani getirdiğiniz değişikliklerin lehte olanlarının yeniden gözden geçirilmesine dair taleplerin karşılanması konusunda Yargıtayın yükünü o kadar çok artırdınız ki bugün gelinen noktada maalesef işte, herkesin ve herkesten çok Hükûmetin tenkit ettiği bir sonuçla karşı karşıyız. Ben buradan Sayın Adalet Bakanımıza daha önce de ifade ettim yani bu tahliyeleri önceden öngörememiş olmayı hiçbir şekilde anlatamazsınız. Adalet Bakanlığının tüm kayıtları önünüzde. Bu kayıtlara göre bu tahliyelerin yaşanacağını bilmeniz gerekirdi ve gereken tedbiri almanız gerekirdi. Bugün televizyonlara çıkarak Yargıtayı suçlamaya bence hakkınız yok. Aynı süreci yarın Borçlar Kanunu’nda da yaşayacağız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız Sayın Şandır.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Değerli milletvekilleri, Türk Ceza Kanunu’nda yaptığınız değişiklerle, şimdi Borçlar Kanunu’nda, sonra Ticaret Kanunu’nda, sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda yapacağınız değişikliklerle gerçekten, oluşmuş bir teamülü, oluşmuş bir hafızayı, oluşmuş bir kültürü ortadan kaldırıyor, yerine yeni ikame ettiğinizin de yeterince tartışılmadığı gibi bir gerçek ortadadır. Ne olacak sonuç? Sonuç ortada, yaşanan tahliyelere karşı bugün herkesten çok Hükûmet tarafının, Hükûmet partisinin, iktidar grubunun, Sayın Başbakanın, sayın bakanların itiraz etmesi ve Yargıtayı suçlaması gibi bir sonuçla yarın da karşılaşacağız. Kısacası, özü şu: Değerli milletvekilleri, Türkiye’nin çivisini çıkardınız, yargının çivisini çıkardınız. Türkiye’nin gerçekten kurallarını değiştirirken yeni tutarlı kurallar koyamamanın sonucu, bugün maalesef işte karşıya geçip birilerini suçlamak gibi bir acziyetin içine düşmek gibi bir garabetle karşı karşıyasınız. Bunun sorumluluğu sizindir. Bu kanunlar çıksın, ama bu kanunların içeriği birçok yanlışlıklarla doludur. Bu yanlışlıkların düzeltilmesi sayın Hükûmetin sorumluluğundadır.

Saygılar sunuyor, teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Şandır.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk.

Buyurun Sayın Öztürk. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Borçlar Kanunu Tasarısı’nın dördüncü bölümü üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Konuşmama başlamadan Venture’un çok güzel bir sözünü sizlere anımsatmak istiyorum: “Kanunlar malzemelerini geçmişten alır, fakat geleceğe yöneltirler.” Tabii, kanunların malzemelerini geçmişten alıp geleceğe yöneltmeleri soyut ve genel kural içermeleriyle mümkündür ve kanunların yapılış sürecinde hukuka uygunluklarıyla mümkündür. Şayet, siz kanunları somutlaştırırsanız o kanunlar daima geçmişte yaşamaya mahkûm kalırlar. Bugün, bu süreçte 649 maddelik Borçlar Kanunu’nu görüşüyoruz, ardından 458 maddelik Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve 1.535 madde asıl, 5 madde geçici olmak üzere toplam 1.540 maddelik Türk Ticaret Kanunu’nu görüşeceğiz.

Değerli milletvekilleri, hem Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun hem Borçlar Kanunu’nun hem de Türk Ticaret Kanunu’nun görüşülme sürecine baktığımızda, salt Parlamentonun çoğunluğuna dayanarak, Parlamentodaki çoğunluk partisinin sayısal gücüne güvenerek, kanun yapma tekniğine, usulüne, adabına uyulmadan kanun yapma ısrarının ne kadar yanlış olduğu bu süreçte görülmüştür. Demek ki kanunlar yapılırken sadece Parlamentodaki iktidar partisinin sayısal çoğunluğuna güvenerek yola çıkmak ve Parlamentoya dayatmak, komisyonları devreden çıkartmak, iktidar partisinin istediği düzenlemeleri yapma noktasında ısrarlı olmak çok doğru olmamıştır. İki sene, bu kanunların çıkarılmayışı yüzünden kaybedilmiştir. Bunun sorumlusu AKP’nin uzlaşmaz tutumudur. AKP’nin iki senedir, Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda, kanun yapma konusunda uzlaşmaz tavrı olmamış olsaydı, bugün, bu kanunlar çoktan çıkacaktı. Hatta, değerli milletvekilleri, oturup bu kanunlarda enine boyuna tartışma olanağımız olacaktı, bu kanunların içerisindeki yanlış hükümleri ayıklama olanağımız olacaktı ama bu kanunların içerisindeki bu yanlış hükümlerin ayıklanma olanağı olmadı. Şimdi, piyasanın ve iş çevrelerinin, iş dünyasının talepleri de dikkate alındığında, bu kanunların bir an önce çıkarılması gibi bir dayatmayla Parlamento karşı karşıya kaldı.

Bizim, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bu üç kanun içerisinde beğenmediğimiz, itiraz ettiğimiz çok ciddi maddeler vardır ancak biz, kamuoyunun da ekonomi ve iş dünyasının da bu konudaki hassasiyetini dikkate alarak, Meclis İç Tüzüğü’nden kaynaklanan birtakım haklarımızı kullanmıyoruz; bunu, sadece bu üç kanunun bir an önce yasalaşması ve bu konudaki beklentilerin karşılanması adına yapıyoruz yoksa bu, kanunun içeriğindeki tüm düzenlemelere katıldığımız, tüm düzenlemeleri benimsediğimiz anlamına gelmemelidir. İçerisinde gerçekten katıldığımız düzenlemeler vardır. Hakikaten, Adalet Komisyonunun çalışmaları sırasında bizim de katkı koyduğumuz ve gerçekten devrim niteliği taşıyan düzenlemeler de vardır ve olmaması gereken düzenlemeleri de içermektedir. Ama gönül isterdi ki bu kanunları biz enine boyuna tartışalım, ilgi kurum ve kuruluşların görüşlerini alalım, Türkiye’deki objektif durumu objektif şekilde tahlil edelim ve hepsini değerlendirdikten sonra, ona göre, daha güzel, daha uygun ve daha çağdaş bir kanun yapalım ama bugüne kadar, bu uzlaşmaz tutum nedeniyle getirildi.

Biz bu kanundaki, bu kanunlara yönelik tüm itirazlarımızı, muhalefet şerhinde belirttiğimiz hususları sadece dondurarak ve demin de söylediğim gibi Meclis İç Tüzüğü’nden kaynaklanan haklarımızı durdurarak, dondurarak, hatta bu haklarımızdan feragat ederek -sırf kamuoyunun bu beklentisini karşılamak adına- bu kanunun geçmemesini sağlamayacağız, geçmesine geçit veriyoruz değerli arkadaşlarım.

Demin de görüldüğü gibi, üçüncü bölüm, belki Parlamento tarihinin görmediği bir hızlılıkta gerçekleşti, bundan sonraki bölümler de bu hızla gerçekleşecek. 649 maddelik Borçlar Kanunu belki birkaç saat içerisinde gerçekleşmiş olacak.

Böylesine bir kanun yapma tekniği, adabı ne kadar doğrudur, ben bunu da yüce milletin takdirine sunmak istiyorum. Böylesine bir kanun yapma tekniğinin ve bu süreçte, kanun yapma sürecinde gösterilen özensizliğin sonuçları, bugün, Ceza Muhakemesi ve Ceza Kanunu’nda yapılan değişikliklerle kendilerini göstermektedir. 2005 yılında yapılan Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu’ndaki özensizlikler, ondan sonra tekrar tekrar aynı kanunlarda değişiklik yapılması zorunluluğunu ortaya çıkarmış ve karara bağlanan dosyalar her seferinde mahkemeler tarafından yeniden ele alınmak durumunda kalınmış ve Yargıtayca o dosyaların yeni çıkan yasalara göre yeniden incelenme ihtiyacı duyulmuş ve yerel mahkemelere gönderilmiş. Böylelikle, ceza mahkemelerinde çok ciddi yığılmalar olmuş ve yargıyı işleyemez hâle getirmiştir. Siyasi iktidar da bu süreç içerisinde yargının, ceza yargısının hızlandırılması için hiçbir etkin, somut adım atmadığı için, artık, bugün, ceza yargısı işleyemez hâle gelmiş ve yapılan uygulamalar da kamuoyunda halkın tepki göstermesine neden olmuş ve kamuoyunda büyük infialler meydana gelmiştir. Yarın da bu medeni kanunlarda, Borçlar Kanunu ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve Ticaret Kanunu’nda yapılan bu özensizlikler, yasa yapma sürecindeki özensizlikler, sonuçlarını ileriki günlerde doğuracaklardır. Önümüzdeki günlerde bu yasalar uygulamaya konulduğunda, bu yasaların da ne kadar özensiz, ne kadar dikkatsiz hazırlanmış olduğunu hep beraber göreceğiz.

Bizim buradaki dikkatimiz, buradaki uyarımız hep bu özensizliği gidermek yönünde olmuştur. Parlamento bir kanun çıkardıktan sonra, bu kanun asırlara hükmetmelidir çünkü Borçlar Kanunu temel bir kanundur, Ceza Kanunu temel bir kanundur, yine Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hukuk mahkemelerindeki yargılamaların nasıl yapılacağı konusunda temel kanundur, Türk Ticaret Kanunu da ticaret hayatımızı ilgilendiren temel bir kanundur. Böylesine bir temel kanun yapılırken bu temel kanunun yıllarca değil, belki asırlara hükmetmesi gerektiği dikkate alınarak bence yapılmalıdır ama bu özen hiçbir şekilde gözükemiyor.

Değerli arkadaşlarım, bu Borçlar Kanunu’nda benim en çok dikkat çekmek istediğim bir hususu burada paylaşmak istiyorum: Kira sözleşmesinde bunu biz muhalefet şerhimize koyduk, Borçlar Kanunu’nun muhalefet şerhinde Cumhuriyet Halk Partisi Adalet Komisyonu üyelerinin muhalefet şerhi vardır, o da şudur: “Zayıfın korunması sosyal hukuk devleti olmanın kaçınılmaz gereğidir. Burada önemli olan, sözleşmede hangi tarafın zayıf olduğunun doğru belirlenmesidir. Ticari iş yerlerinde yahut konutlarda esnaf ve benzeri güçteki kişi ve kuruluşların kiracı olmaları hâlinde elbette ki zayıf olan taraf kiracıdır. Bu konumdaki kiracının yasa yoluyla korunmaya değer çıkarları vardır. Tasarının buna yönelik hükümleri doğrudur ancak iş yeri, konut ve diğer kiralarda kiracının devlet, tüzel kişi şirket yahut ekonomik yönden çok güçlü büyük tacir veya topluluklar olması hâlinde kira sözleşmesinde zayıf konumda olanın belirlenmesi farklılık gösterir. Genel olarak bu grup kiracılar mal sahiplerine nazaran ekonomik olarak zayıf değil, daha güçlüdürler. Ayrıca bu gruptakilerin çoğu işlemleri Türk ticaret hukukuna bağlı olduğundan koruma hükümlerinden yararlanamazlar. Somut olaya göre kiracının ve kiralayanın farklılık gösterdiği konumlarda eşitlik kuralı uygulanmaz. Yoksul olan konut kiracısı ile ekonomik yönden güçlü tacir eşit sayılamaz. Eşitlik, benzer konumda olanların aynı rejime tabi olmalarıdır. Belirtilen nedenlerle tacir ve tüzel kişi kiracıların koruyucu hükümlerin dışında bırakılmasını sağlayacak bir istisna hükmünün gerekli olduğuna inanmaktayız.” Sanıyorum ve umuyorum ki AKP Grubu bizim bu uyarımızı dikkate alır.

Ben, Borçlar Kanunu’muzun öncelikle Türkiye’ye, hukukçulara, yargıya ve herkese hayırlı olmasını diliyorum. Yüce Meclise saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Öztürk.

Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına Muş Milletvekili Sırrı Sakık.

Buyurunuz Sayın Sakık.

BDP GRUBU ADINA SIRRI SAKIK (Muş) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Burada önemli bir yasa görüşülüyor ama dün basın bültenini karıştırdığımda hemen karşımda 2002 yılında Iğdır’da mükerrer oy kullanan bir annenin dramını gördüm. Mükerrer oy kullandığı için yedi yıl ceza verilmiş ve “İkinci oyu niye kullandınız…” Oysaki bu ülkede, yani yüzde 10’luk barajı aşmayanların nasıl oy hırsızlığı yapıp diğer oylarla burada iktidar sürdürdüklerini görmüyorlar ama bir anne iki oy kullandı diye iki buçuk yıl ceza alıyor, 7 çocuk annesi, 2 çocuğu da özürlü. Türkiye’mizde yargı işte bu yani kişiden kişiye değişiyor. Yani, bu yüz karası olan yüzde 10’luk barajı değiştirmezsiniz ama bir anne, okuma yazması yok, bu anne iki oy kullanıyor, mükerrer oy kullandı diye, iki buçuk yıl ceza alıyor.

M. NURİ YAMAN (Muş) – Yedi buçuk yıl ceza aldı.

SIRRI SAKIK (Devamla) – Benim notlarımda iki buçuktu ama…

M. NURİ YAMAN (Muş) – Yanlış o.

SIRRI SAKIK (Devamla) – Şimdi, ne yazık ki ülkemiz böyle. Bir tarafta yani onlarca cinayet işleyen katiller ellerini kollarını sallayarak dolaşıyorlar ama bizim ülkemizde, bir tek Kürtçe yayın yapan Azadiya Welat gazetesi Yazı İşleri Müdürü Vedat Kurşun, yüz altmış altı yıl ceza alıyor, şu an cezaevinde; yine, Yazı İşleri Müdürü Emine Demir, elli altmış yıl ceza alıyor, şu an aranıyor; Orhan Kılıç, yirmi yedi yıl ceza alıyor ve şu an cezaevinde ve bizim ülkemizde basın özgürlüğünden bahsedilir, bizim ülkemizde demokrasiden ve adaletten bahsedilir. Oysaki son günlerde, bu Hizbullah sanıklarının yani 102’nci maddeyle, CMUK’un 102’nci maddesinden özgürlüklerine kavuşanların Türkiye’de nasıl her gece ekranlara yansıdığını bir bütün olarak görüyoruz sanki bütün sorun o tahliyelerdeymiş gibi. Oysaki biz hepimiz geçmişe doğru bir yolculuk yaparsak sadece o dönemde bu şahıslar değil, bu şahısları bu suçlara iten, bizim o dönemde Türkiye'nin de bildiği adı “Hizbulkontra” olan o kontranın bir an önce ortaya çıkması gerekir sadece o işin failleri değil. Onlar, evet, tetikçilik yapanlar var ama o işi örgütleyen kimlerdi, siyasal aktörleri kimlerdi? O dönemin Cumhurbaşkanından, Genelkurmay Başkanından, olağanüstü hâl valilerinden, bir bütün olarak… Batman Valisi bu konuda mahkûm oldu. İşte, hep söylediğimiz bu. Siz bir hakikatleri araştırma komisyonu kurmazsanız, siz sorunları çözemezsiniz yani bakın, Yargıtayda davalar, bizim davalarımız iki yılda, bir yılda… Belediye başkanlarımız düşüncelerinden dolayı mahkûm oluyorlar ve bunların hiçbiri tutuklu olmadığı hâlde on ayda, on beş ayda dosyaları Yargıtaydan tasdik olup gidiyor. Ama bu koca davalar, bu ağır davalar, onlarca cinayet işleyenler… Yargıtayda neden dosyalar üste çıkmıyor? Çünkü sorun Kürtler ve BDP olunca bir zeytinyağı gibi dosyalar Yargıtayda suyun yüzeyine çıkıyor ve mahkûmiyet kararı veriliyor ama diğer sanıklar olunca, ne hikmetse, bununla ilgili yargı aksak bir şekilde devam ediyor.

Eğer gerçekten, bu sorunları çözeceksek, bu sorunların üzerine gideceksek Adalet Bakanlığının bütçesi 1,4 olmamalıdır. Millî Savunma Bakanlığının bütçesi 5,27’dir. Oysaki biz Millî Savunma Bakanlığının nasıl örtülü ödeneklerden beslendiğini de biliyoruz. Siz, gerçekten, hukukun, huzurun ülkesini mi yaratmak istiyorsunuz, yoksa asayiş mantığıyla, yoksa polis ve asker mantığıyla mı bu sorunları çözmek istiyorsunuz?

İşte, burada bunları dile getirdiğimiz zaman Millî Savunma Bakanı çıkıp bizi ordu düşmanı ilan etti. Biz ordunun düşmanı falan değiliz. Biz ordunun siyasal iradeye saygı göstermesini istiyoruz, ordunun yasaların dışına çıkmamasını istiyoruz. Orduya bu kadar paralar heba edilirken, biz hukuka, adalete, eğitime, sağlığa daha çok bütçenin ayrılmasını istedik. Onun için de bugün diyoruz ki: “1,4 rakamlarıyla siz bu ülkede adaleti sağlayamazsınız.” Zaten bugün Hizbullah davasında da, diğer sanıkların tahliyesinde de sığındıkları şey: “Efendim, hâkimler yeterli değil.” Ama bu parayla siz ne hâkim kadrosunu kurabilirsiniz -bu bütçeyle- ne de içeride tuttuğunuz insanları insan gibi yaşatabilirsiniz.

Hâlen cezaevinde 100’e yakın insan var ve bu insanların büyük bir bölümü ölümle pençeleşiyor ve bu insanların büyük bir çoğunluğu kanser hastası. Biz Barış ve Demokrasi Partisi olarak her gün bu arkadaşlarımızla ilgili görüşmeler yapıyoruz, dosyalar hazırlıyoruz, Sayın Adalet Bakanlığına gönderiyoruz, Cumhurbaşkanlığına gönderiyoruz, Parlamentoyu bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz ama ne yazık ki muhaliflere karşı, Orta Doğu mantığıyla, “Kalın içeride, kalın ve ölün.” diyorlar. Bir sosyal devlette, bir hukuk devletinde, içeride olan her insan onların vicdanıdır ve namusudur.

Onun için, Sayın Bakanım, eğer siz bu insanların sorununa bir an önce eğilirseniz, bu insanlar hiç olmazsa son günlerini ailelerinin yanında geçirirse, insanlığa karşı hepimiz, bir borcumuz var, onu yerine getirmiş oluruz. Bu noktada -geçen gün de burada söyledim- önemli adımlar attınız, 2 arkadaşı özgürlüğüne kavuşturdunuz. Biri kısa süre sonra yaşamını yitirdi. Ne kaybetti ülkemiz? Kayıp mı ettik? Kayıp mı ettiniz? Tam tersi. İşte, bu 100 arkadaşımızın da bir an önce özgürlüklerine kavuşması gerekir.

Ne yazık ki bu ülkede sorun Kürtler, sorun Kürtlerin demokratik talepleri olunca, Kürtleri bir kum torbasına dönüştürmüşsünüz, sürekli, boksta, gelen herkes kum torbasına yumruk sallıyor. İşte, bugünkü süreçte de yine aynı şey yaşanıyor. Yani Sayın Cumhurbaşkanından iktidar ve muhalefet partilerine, bir bütün olarak, seçimlerde, yeniden Kürt sorununun çözümüyle ilgili bir proje üretmektense, tam tersine, sorunu bir kum torbasına dönüştürüp “Buradan nasıl nemalanabiliriz, nasıl buradan iktidar çıkarabiliriz…”

Yıllardır buradan iktidarlar çıktı, yıllardır buradan başbakanlar, cumhurbaşkanları çıktı. Kimi cumhurbaşkanları ve başbakanların geçmiş dönemde yaptıklarından dolayı elleri kanlıdır ve kirlidir, halka karşı, vicdanlara karşı suçludurlar ama ne olursunuz, gelin, bu kanlı ve kirli döneme siz de ortak olmayın; sorunun çözümüyle ilgili, oturun ve konuşun, yeniden bir şeyler yaratın.

Sayın Cumhurbaşkanımız Diyarbakır’a gidiyor, sorunla ilgili adımlar atıyor ve orada herkes onu bağrına basıyor ortada hiçbir şey olmadığı hâlde. Ama Sayın Cumhurbaşkanımızın dışında Başbakanımız bu kürsüyü acımasız bir silah gibi kullanıyor. Nasıl dün akşam Kuveyt’te gördüysek İsrail’e orada bir çıkış yapıyor, geliyor burada da Kürtlere aynı çıkışı yapıyor. İsrail’deki çıkış Orta Doğu’yu dengeliyor, buradaki çıkış da milliyetçi oyları dengelemeye çalışıyor.

Onun için bu sorunları oy alanı, oy avcılığından bir an önce çıkarmamız lazım. Onun için hukuk, onun için huzur, onun için eğer farklılıklarımız zenginliğimiz diyorsanız farklılıkların anayasallaşması gerekir. Eğer farklılıklar ve azınlıklar bizim gerçeğimizse bunların kurumlaşması gerekir. Yani siz yasalar düzeyinde ve kurumlarda bunlara hayat hakkı tanımalısınız. Eğer bu farklılıklarımıza anayasal bir güvence sağlayabilirsek ve kurumlarda bunlara temsiliyet hakkı verebilirsek biz sorunlarımızı gerçekten çözebiliriz. Onun için sorunların çözümü konusunda hepimizin acıları var.

Bakın, Cumartesi Anneleri -300’ün üzerinde oldu- Galatasaray Lisesinin önünde sürekli eylem yapıyorlar ve kayıp olan çocuklarını arıyorlar, hukuk arıyorlar, bu ülkede çocuklarının katillerini arıyorlar. Biz de onların duygularıyla, gelin hep birlikte onların duygularına tercümanlık edelim, onların çocuklarını bulmak için komisyonlar oluşturalım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

SIRRI SAKIK (Devamla) – Onların çocuklarının katillerini bulacak bir sözleşmeye hep birlikte imza atalım.

Teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Sakık.

Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Malatya Milletvekili İhsan Koca. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Buyurunuz Sayın Koca.

AK PARTİ GRUBU ADINA İHSAN KOCA (Malatya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk Borçlar Kanunu  Tasarısı’nın dördüncü bölümü üzerinde AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.

Sayın konuşmacıların benden önce ifade ettikleri gibi, Türk ekonomi, iş ve sosyal hayatının yoğun bir beklenti içerisinde beklediği çok önemli bir kanun tasarısını partilerimizin, gerek iktidar gerek muhalefet partilerinin  mutabakatıyla, uzlaşmasıyla görüşmeye başlamış bulunuyoruz. Elbette, bu uzlaşma, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına diğer kanunlarımızda da, kanun tasarılarının görüşülmesinde de özlenen, beklenen bir tabloyu oluşturdu. Bu tablonun oluşmasında emeği geçen tüm partili arkadaşlara, partili milletvekillerimize ben huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum.

Türk Borçlar Kanunu’na neden ihtiyaç duyulduğu, yeni tasarıya neden ihtiyaç duyulduğu daha önceki konuşmacılar tarafından belki ayrıntılı olarak açıklandı. Elbette mükemmeli yakalamak mümkün olmayabilir. Bu tasarının da en iyisi yapılmasına çalışılmış olmasına rağmen, 1998 yılından bu tarafa yaklaşık on yıllık bir çalışmanın ürünü olmasına rağmen elbette eksikleri, belki noksanlıkları olacaktır, uygulamada ortaya çıkan birtakım sıkıntılarla karşılaşılabilecektir. Bunların giderilmesine yönelik olarak, yine partiler arasında varılan bir uzlaşmayla, yürürlük tarihinin 1/7/2012 yılına bırakılması konusunda görüş birliğine varılmış bulunuyor. Bu konuda ortak bir önerge sunularak kanunun yürürlüğünün 1 Temmuz 2012 yılından başlaması sağlanarak ortaya çıkabilecek sıkıntıların ve farklı düşüncelerin değerlendirilmesine ve bu konuda yeni düzenlemeler yapılmasına da imkân sağlanmış olacak. Burada da partiler arası uzlaşmanın çözüme ne kadar katkı sağlayabildiğini bir kez daha yaşamış oluyoruz, müşahede etmiş oluyoruz. Yine burada da katkı sağlayan milletvekillerimize, parti gruplarımıza bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.

Aslında, belki, bu konuda yoğun emek ve mesai harcayan bilim kurulu üyelerine, başta sayın hocalarımız olmak üzere, Adalet Bakanlığımızın değerli personeline ve Sayın Bakanımıza, bakanlarımıza, kanunun hazırlanmasında gösterdikleri gayret ve çalışmalardan dolayı da, katkılarından dolayı da bir milletvekili olarak teşekkür etmek istiyorum.

İnşallah bu kanun, kamuoyunun, Türk iş dünyasının, hukuk dünyasının, hukuk camiamızın beklentilerine cevap verecek nitelikte olacaktır; eksiklerini, ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte olacaktır; çok ciddi, köklü değişiklikler getirmektedir. Mesela Kira Kanunu gibi ayrı bir kanunla düzenlenen çalışma, bu kanunda, bu tasarıda tasarının içine alınarak bir ilk gerçekleştirilmiş oldu.

Yine, hocalarımızın, belki dünyada çok az sayıda uygulanan haksız fiil tazminatlarında geçici ödeme konusundaki düzenlemeler de inşallah herhangi bir aksilikle karşılaşmadan hukuk sistemimizde uygulanmaya geçmiş olacak, hayat bulacak, bu da hukuk sistemimiz açısından bir ilk olacak diye düşünüyorum.

Ben emeği geçen herkese teşekkür ederek tasarının, başta hukuk camiamız olmak üzere, Türk milletine hayırlı olmasını diliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Koca.

Başka söz talebi? Yok.

Soru-cevap yok.

Bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddeleri oylarınıza sunacağım.

91’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

92’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

93’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

94’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

95’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

96’ncı  maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

97’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

98’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

99’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

100’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

101’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

102’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

103’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

104’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

105’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

106’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

107’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

108’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

109’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

110’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

111’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

112’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

113’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

114’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

115’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

116’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

117’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

118’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

119’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

120’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Bölümdeki yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.

Beşinci bölüm, 121 ila 150’nci maddeleri kapsamaktadır.

Beşinci bölüm üzerinde söz talebi yok.

Maddelerin oylamasına geçeceğim.

121’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

122’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

123’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

124’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

125’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

126’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

127’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

128’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

129’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

130’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

131’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

132’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

133’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

134’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

135’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

136’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

137’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

138’inci madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 321 Sırasayılı Türk Borçlar Kanunu Tasarısının 138 inci maddesine aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.

“Bu madde hükmü yabancı para borçlarında da uygulanır.”

                    Bekir Bozdağ                       Ali Rıza Öztürk                             Halil Ünlütepe

                         Yozgat                                   Mersin                                   Afyonkarahisar

                  Mehmet Şandır                     Faruk Septioğlu                            Şevket Gürsoy

                         Mersin                                    Elâzığ                                        Adıyaman

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) – Genel Kurulun takdirlerine bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Katılıyoruz Sayın Başkan.

BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Gerekçe…

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarı ve komisyon raporu gerekçeleri doğrultusunda hükmün ülke parası dışındaki borçlara da teşmilini amaçlamaktadır.

BAŞKAN – Gerekçesini okuttuğum önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda 138’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

139’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

140’ıncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

141’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

142’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

143’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

144’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

145’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

146’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

147’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

148’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

149’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

150’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Beşinci bölümde yer alan maddelerin oylaması tamamlanmıştır.

Altıncı bölüm 151’inci madde ile 180’inci maddeyi kapsamaktadır.

Bölüm üzerinde söz talebi yoktur.

Maddelerin oylamasına geçiyorum.

151’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

152’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

153’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

154’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

155’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

156’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

157’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

158’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

159’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

160’ıncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

161’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

162’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

163’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

164’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

165’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

166’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

167’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

168’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

169’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

170’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

171’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

172’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

173’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

174’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

175’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

176’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

177’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

178’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

179’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

180’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Böylece altıncı bölümde yer alan maddelerin oylaması tamamlanmıştır.

Yedinci bölüm, 181 ila 210’uncu maddeleri kapsamaktadır.

Yedinci bölüm üzerinde söz talebi yoktur.

Maddelerin oylamasına geçiyorum.

181’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

182’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

183’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

184’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

185’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

186’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

187’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

188’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

189’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

190’ıncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

191’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

192’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

193’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

194’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

195’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

196’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

197’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

198’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

199’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

200’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

201’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

202’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

203’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

204’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

205’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

206’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

207’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

208’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

209’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

210’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Böylece yedinci bölüm içinde yer alan maddeler kabul edilmiştir.

Sekizinci bölüm, 211 ile 240’ıncı maddeleri kapsamaktadır.

Söz talebi yoktur.

Maddeleri oyluyorum:

211’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

212’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

213’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

214’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

215’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

216’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

217’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

218’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

219’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

220’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

221’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

222’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

223’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

224’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

225’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

226’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

227’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

228’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

229’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

230’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

231’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

232’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

233’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

234’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

235’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

236’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

237’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

238’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

239’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

240’ıncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Böylece sekizinci bölümdeki maddelerin oylaması tamamlanmıştır.

Dokuzuncu bölüm 241’inci madde ile 270’inci maddeleri kapsamaktadır.

Bölüm üzerinde söz talebi yoktur.

Maddelerin oylamasına geçiyorum.

241’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

242’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

243’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

244’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

245’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

246’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

247’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

248’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

249’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

250’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

251’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

252’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

253’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

254’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

255’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

256’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

257’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

258’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

259’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

260’ıncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

261’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

262’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

263’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

264’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

265’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

266’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

267’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

268’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

269’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

270’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Böylece dokuzuncu bölümdeki maddelerin oylaması tamamlanmıştır.

Onuncu bölüm, 271 ila 300’üncü maddeler arasını kapsamaktadır.

Bölüm üzerine söz yoktur.

Maddelerin oylamasına geçiyorum.

271’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

272’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

273’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

274’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

275’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

276’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

277’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

278’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

279’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

280’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

281’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

282’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

283’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

284’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

285’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

286’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

287’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

288’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

289’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

290’ıncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

291’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

292’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

293’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

294’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

295’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

296’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

297’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

298’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

299’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

300’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Böylece onuncu bölümde yer alan maddelerin oylaması tamamlanmıştır.

On birinci bölüm, 301’inci madde ila 330’uncu maddeleri kapsamaktadır.

Bölüm üzerinde söz talebi yoktur.

Maddelerin oylamasına geçiyorum.

301’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

302’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

303’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

304’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

305’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

306’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

307’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

308’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

309’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

310’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

311’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

312’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

313’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

314’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

315’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

316’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

317’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

318’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

319’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

320’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

321’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

322’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

323’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

324’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

325’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

326’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

327’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

328’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

329’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

330’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Böylece on birinci bölümde yer alan maddelerin oylaması tamamlanmıştır.

On ikinci bölüm, 331’inci madde ile 360’ıncı maddeleri kapsamaktadır.

Söz talebi yoktur.

Maddelerin oylamasına geçiyorum.

331’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

332’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

333’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

334’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

335’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

336’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

337’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

338’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

339’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

340’ıncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

341’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

342’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

343’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

344’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

345’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

346’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

347’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

348’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

349’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

350’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

351’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

352’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

353’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

354’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

355’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

356’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

357’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

358’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

359’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

360’ıncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Böylece on ikinci bölüm içinde yer alan maddelerin oylaması tamamlanmıştır.

On üçüncü bölüm 361’inci madde ila 390’ıncı maddeleri kapsamaktadır.

Bölüm üzerinde söz talebi yoktur.

Maddelerin oylamasına geçiyorum.

361’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

362’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

363’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

364’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

365’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

366’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

367’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

368’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

369’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

370’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

371’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

372’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

373’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

374’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

375’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

376’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

377’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

378’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

379’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

380’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

381’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

382’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

383’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

384’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

385’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

386’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

387’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

388’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

389’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

390’ıncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Böylece on üçüncü bölümde yer alan maddelerin oylaması tamamlanmıştır.

On dördüncü bölüm 391’inci madde ila 420’nci maddeleri kapsamaktadır.

Bölüm üzerinde söz talebi yoktur.

Maddelerin oylamasına geçiyorum.

391’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

392’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

393’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

394’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

395’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

396’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

397’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

398’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

399’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

400’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

401’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

402’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

403’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

404’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

405’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

406’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

407’nci madde üzerinde bir önerge vardır; okutuyorum:

                Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 321 Sırasayılı Türk Borçlar Kanunu Tasarısının 407 nci maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                 Bekir Bozdağ                       M. Akif Hamzaçebi                      Mehmet Şandır

                      Yozgat                                      Trabzon                                      Mersin

                                     İbrahim Binici                             Ferit Mevlüt Aslanoğlu  

                                         Şanlıurfa                                             Malatya              

"Çalıştırılan işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan o ay içinde ödenenlerin özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda; tâbi olduğu vergi mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri unsurları dikkate alarak iş sahiplerini zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakın, brüt ya da kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı müştereken yetkilidir. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tâbi tutulan iş sahipleri, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları dışında ödeyemezler. Her ödeme döneminde, işçiye hesap pusulası verilir. İşçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarının özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesine ilişkin diğer usûl ve esaslar, anılan bakanlıklarca müştereken çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir."

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yüksek Kurulun takdirlerine bırakıyorum efendim.

BAŞKAN – Hükûmet?

DEVLET BAKANI SELMA ALİYE KAVAF (Denizli) – Katılıyoruz.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Değiştirilmesini teklif ettiğimiz Tasarının 407 nci maddesinin birinci fıkrası, 818 sayılı Borçlar Kanununun 323 üncü maddesinin 17/4/2008 tarihli ve 5754 sayılı Kanunun 82 nci maddesiyle değiştirilen birinci fıkrası metnidir. Tasarının söz konusu maddesinin birinci fıkrasında ücretin, özel olarak açılan bir banka hesabına ödeneceği, emredici bir kurala dönüştürüldüğü hâlde, değişiklik teklifimizde yürürlükteki Borçlar Kanununun 323 üncü maddesinin birinci fıkrasındaki düzenlemenin daha esnek bir hüküm içermesi nedeniyle, pratik ihtiyaçlara daha uygun bir çözüm öngördüğü göz önünde tutulmuştur. Tasarının 407 nci maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi, değişiklik teklifimizin üçüncü cümlesine aktarılmıştır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen bu önerge doğrultusunda 407’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

408’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

409’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

410’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

411’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

412’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

413’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

414’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

415’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

416’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

417’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

418’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

419’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

420’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Böylece on dördüncü bölüm içindeki maddelerin oylaması tamamlanmıştır.

On beşinci bölüm üzerinde söz talebi yok.

On beşinci bölüm 421 ila 450’nci maddeleri kapsamaktadır.

Maddeleri oylarınıza sunacağım.

421’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

422’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

423’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

424’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

425’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

426’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

427’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

428’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

429’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

430’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

431’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

432’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

433’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

434’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

435’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

436’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

437’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

438’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

439’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

440’ıncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

441’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

442’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

443’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

444’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

445’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

446’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

447’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

448’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

449’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

450’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Böylece on beşinci bölüm içinde yer alan maddelerin oylaması tamamlanmıştır.

On altıncı bölüm 451’inci madde ila 480’inci maddeleri kapsamaktadır.

Bölüm üzerinde söz talebi yoktur.

Maddeleri oylarınıza sunacağım.

451’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

452’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

453’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

454’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

455’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

456’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

457’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

458’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

459’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

460’ıncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

461’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

462’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

463’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

464’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

465’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

466’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

467’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

468’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

469’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

470’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

471’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

472’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

473’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

474’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

475’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

476’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

477’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

478’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

479’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

480’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Böylece on altıncı bölüm içinde yer alan maddelerin oylaması tamamlanmıştır.

On dakika ara veriyorum.

                               

Kapanma Saati: 17.49
 

 

 

 

 

 

 

 

 

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 18.04

BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Gülşen ORHAN (Van)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 49’uncu Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

321 sıra sayılı Tasarı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Şimdi on yedinci bölümün görüşmelerine başlayacağız.

On yedinci bölüm üzerinde söz isteyen? Yok.

On yedinci bölüm 481’inci madde ila 510’uncu maddeleri kapsıyor.

Maddelerin oylamasına geçiyorum.

481’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

482’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

483’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

484’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

485’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

486’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

487’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

488’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

489’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

490’ıncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

491’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

492’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

493’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

494’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

495’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

496’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

497’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

498’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

499’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

500’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

501’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

502’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

503’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

504’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

505’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

506’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

507’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

508’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

509’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

510’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Böylece on yedinci bölümdeki maddelerin oylaması tamamlanmıştır.

On sekizinci bölüm 511’inci madde ila 540’ıncı maddeleri kapsamaktadır.

Bölüm üzerinde söz talebi yoktur.

Maddelerin oylamasına geçiyorum.

511’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

512’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

513’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

514’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

515’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

516’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

517’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

518’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

519’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

520’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

521’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

522’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

523’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

524’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

525’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

526’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

527’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

528’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

529’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

530’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

531’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

532’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

533’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

534’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

535’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

536’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

537’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

538’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

539’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

540’ıncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Böylece, bölüm on sekizde yer alan maddelerin oylaması tamamlanmıştır.

Bölüm on dokuz 541’inci madde ila 570’inci maddeleri kapsamaktadır.

Bölüm üzerinde söz talebi yoktur.

Maddelerin oylamasına geçiyorum.

541’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

542’nci maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

543’üncü maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

544’üncü maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

545’inci maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

546’ncı maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

547’nci maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

548’inci maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

549’uncu maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

550’nci maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

551’inci maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

552’nci maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

553’üncü maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

554’üncü maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

555’inci maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

556’ncı maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

557’nci maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

558’inci maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

559’uncu maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

560’ıncı maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

561’inci maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

562’nci maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

563’üncü maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

564’üncü maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

565’inci maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

566’ncı maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

567’nci maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

568’inci maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

569’uncu maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

570’inci maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Böylece bölüm on dokuzdaki maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.

Yirminci bölüm 571’inci madde ila 600’üncü maddeleri kapsamaktadır.

Maddelerin oylamasına geçiyorum.

571’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

572’nci maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

573’üncü maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

574’üncü maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

575’inci maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

576’ncı maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

577’nci maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

578’inci maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

579’uncu maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

580’inci maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

581’inci maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

582’nci maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

583’üncü maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

584’üncü maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

585’inci maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

586’ncı maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

587’nci maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

588’inci maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

589’uncu maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

590’ıncı maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

591’inci maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

592’nci maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

593’üncü maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

594’üncü maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

595’inci maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

596’ncı maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

597’nci maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

598’inci maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

599’uncu maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

600’üncü maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Böylece yirminci bölümdeki maddelerin oylaması tamamlanmıştır.

Yirmi birinci bölüm 601’inci madde ile 630’uncu maddeleri kapsamaktadır.

Bölüm üzerinde söz talebi yoktur.

Maddelerin oylamasına geçiyorum.

601’inci maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

602’nci maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

603’üncü maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

604’üncü maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

605’inci maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

606’ncı maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

607’nci maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

608’inci maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

609’uncu maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

610’uncu maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

611’inci maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

612’nci maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

613’üncü maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

614’üncü maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

615’inci maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

616’ncı maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

617’nci maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

618’inci maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

619’uncu maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

620’nci maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

621’inci maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

622’nci maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

623’üncü maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

624’üncü maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

625’inci maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

626’ncı maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

627’nci maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

628’inci maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

629’uncu maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

630’uncu maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Böylece yirmi birinci bölümdeki maddelerin oylaması tamamlanmıştır.

Yirmi ikinci bölüm 631’inci madde ila 649’uncu maddeyi kapsamaktadır.

Gruplar adına söz talebi vardır.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Ordu Milletvekili Rahmi Güner konuşacaktır.

Buyurunuz Sayın Güner. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA RAHMİ GÜNER (Ordu) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 321 sıra sayılı Türk Borçlar Kanunu Tasarısı üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, sayın milletvekilleri; gerçekten tarihî bir gün olarak bunu algılıyorum. Çünkü bu Borçlar Kanunu 4 Ekim 1926 tarih, 818 sayılı olarak kanunlaşmış ve Türkiye Cumhuriyeti’nde seksen dört senedir uygulanan bir borçlar kanunudur.

Değerli arkadaşlarım, bu kanunun hazırlanmasında, yeni kanun tasarısının hazırlanmasında çok değerli bilim adamları çalıştı ve bu bilim adamlarıyla birlikte biz de hem alt komisyonda hem komisyonda beraber çalıştık. Bu kanunun sistematiği üzerinde belki bazı eleştiriler olabilir ama dilinin sadeleştirilmesi, hukuk terimlerinin yerleşmesi açısından çağdaş bir hukuk dilinin bu Borçlar Kanunu’nda uygulanmasını gerçekten önemli bir olay olarak kabul ediyorum.

Yine Türkiye’de karşılığı olmayan belki bazı çalışmaların, bazı hizmetlerin belirlenmediği bir kanun tasarısı da, kanun maddeleri de bu tasarıda uygulanmış. Bunların içinde en önemlisi ev hizmet kanunları şeklinde girmiştir. Bu sözleşmelerin gerçekten Türkiye’de bir boşluğu doldurduğu kanaatindeyim.

Yine kira kanununda bazı yenilikler getirilmiş ama biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bazı noksanların olduğunu da bu kira kanununda tespit ettik. İnşallah zamanla bu da düzeltilir düşüncesindeyiz. Çünkü kira kanunları daima mağdurun yanında uygulanacak olan kanunlardır.

Yine 6570 sayılı konut ve çatılı işyerleri hakkında uygulanan bir kanun vardı. Dikkat edilirse bu Kanun da maddeler arasına sokuşturulmuş ve şunu da söylemek istiyorum: Bunu biraz yadırgamış durumdayım. Çünkü 6570 sayılı Yasa ayrıca bu Borçlar Kanunu’nun dışında yürürlüğe girmiş ama birçok içtihatlara, birçok uygulamalara konu olmuş, uygulanmış olan maddelerdir. Bu Kanun’un bu şekilde bu kanun kapsamında maddeler arasına serpiştirilmesini de uygun bulmadığımızı belirtmek istiyorum.

Yine değerli arkadaşlarım, bu kanunda, gerçekten, hizmet akitleri gibi bazı akitler daha geniş kapsam alabilirdi çünkü çağımızın en büyük sorunlarından biri de hizmet akitleridir. Bu akitlerin uygulanmasındaki sorunlara ışık tutacak temel kanun Türk Borçlar Kanunu’dur.

Yine, bu kanunun çok önemli bir kısmının ben noksan olduğu görüşündeyim ve arkadaşlarımızla görüşümüz de aynı doğrultudadır. Bugün hukuk mahkemelerinde çok önemli yer teşkil eden konulardan biri de eser sözleşmeleridir. Dikkat ederseniz müteahhitlerle, taşeronlarla ve bu iş, eser sahipleriyle en büyük sıkıntılardan biri taahhüt edilen bu eserlerin yarıda bırakılması, tamamlanamaması gibi durumlardır. Dikkat ederseniz bu konunun, başlı başına bir hukuk sorunu olan bu eser sözleşmelerinin önemli bir şeyini teşkil eden İmar Yasası’dır. İmar Yasası’nın daha geniş kapsam bulabilmesi için, onun çok daha tatbikî şekilde olması için bu eser sözleşmelerinin Borçlar Kanunu’nda çok daha detaylı düzenlenmesi gerektiği görüşündeyim.

Yine değerli arkadaşlarım, elbette ki yeni çağa uyan sözleşmeler var, bu sözleşmelerin bugün İnternet sahasında uygulanması var, bunların bağlayıcı durumları, bağlayıcı olmayan durumları gibi birçok şey var ve bunlar bu Borçlar Kanunu’muzda düzenlenmiştir. Gerçekten, bunun uygulamalarda birçok ihtilafa, birçok soruna çözüm getireceği görüşündeyim.

Yine, bu Borçlar Kanunu’nda tatbikatta en büyük sıkıntı çekilen bir husus da adi ortaklık şeklindeki hükümlerdir. Değerli arkadaşlarım, adi ortaklık bugün iş sahasında, bilhassa esnaf arasında çok gündemde olan, uygulanan bir ortaklık şeklidir. Bu ortaklığın bir şekle bağlanmaması, bu ortaklıktaki bazı edimlerin, yükümlülüklerin belirtilmemesi de yine çözümde büyük sıkıntılar doğurmaktadır. Mahkemeler belki çok daha basit çözecek olduğu bu konuların uzun sürede çözümlenmesinde sıkıntı çekme durumlarındadır. Bu şekilde bazı noksanlıklar var.

Gerçekten bazı sıkıntılar doğuracak durumlar olmasına rağmen bir borçlar kanununun bu şekilde seksen dört senedir yürürlükte olan Borçlar Kanunu’nun yerine tatbike konulması ve bu konuda bugün 11/1/2011 tarihinde yüce Meclis tarafından bu kanunun kabul edilmesinin de iyi bir gelişme olduğu görüşündeyim. Birçok sorunların çok daha rahat çözülmesine yardımcı olacaktır ama bazı tatbikattaki sıkıntıların giderilmesinde de ayrıca madde madde yine bu yüce Meclise gelip onların da giderileceği görüşündeyim. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu kanunun bu şekilde düzenlenmesine elbette ki taraftarız ama birçok noksanlıkların olduğunu da burada söylemek durumundayız.

Değerli arkadaşlarım, bu kanunların çıkması, bu kanunların tatbik edilmesinin birçok hizmet dallarındaki sıkıntıların giderilmesi açısından çok yararlı olduğu görüşündeyiz. Şimdi, Borçlar Kanunu bugün geçiyor, şimdi Tebligat Kanunu geçecek, yine ondan sonra da Hukuk Muhakemeleri Kanunu gündeme gelecek, Ticaret Kanunu gündeme gelecek ve bu kanunların da Meclisten geçeceği görüşündeyim. Yalnız, şunu belirtmek istiyorum: Değerli arkadaşlarım, bugünkü hukuk mahkemelerinin yapılanmasında, bugünkü hukuk mahkemelerinin karar verirken birçok maddelerden, birçok uygulamalardan istifade edememesinin bazı gecikmelere neden olduğu görüşündeyim. Sadece ceza mahkemelerinde değil, hukuk mahkemelerinde de beş sene, on sene karar verilememe durumu vardır. O mahkemelerdeki sorunların çözülememesinden de o tarafların, davacı ve davalıların büyük sıkıntı çektikleri görüşündeyim. Ben bir hukukçu olarak mahkemelerde hep bu sıkıntıları çektik ve bugün de bu sıkıntılar devam etmektedir. Mahkemelerin çok daha iyi yürümesi için bugün hukuk mahkemelerinde de -inşallah usul hukukunda bu görüşülecektir- çok daha yenileşmenin, çok daha çağdaş uygulamaların gündeme geleceği görüşündeyim.

Değerli arkadaşlarım, bu kanunların uygulanmasında hiçbir zaman başka bir eyalet sisteminin, başka bir hukuk düzeni olan ülkelerin hukukundan yararlanılmamıştır. Bu kanun yapılırken bilim adamları bilir, bugün İsviçre’nin mehaz kanunlarından, Alman Borçlar Kanunundan, Fransız Borçlar Kanunundan ve Türkiye’deki bu kanunda görüşü olan doktriner görüşlerden istifade edilmiştir. Bir de yüce mahkemenin, Yargıtayın içtihatlarından istifade edilerek bu kanun yapılmıştır. Şunu söylüyorum: Bugünkü parlamenter sistemde, bugünkü üniter sistemde çıkacak bu kanun, Türkiye’nin en ücra köşelerinde yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarına ışık tutacak bir kanundur. Gidip de Amerika’da tetkik edilen eyalet sistemi, federal sistemin hukuk yapısı değil, tamamen Türk bilim adamlarının ortaya koymuş olduğu sorunların çözülmesi için konulan, alınan kararlar ve görüşler doğrultusunda yapıldığı görüşündeyim ve ben, bu kanunun noksanlıkları olmasına rağmen tüm milletimize hayırlı olmasını diliyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Güner.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına İzmir Milletvekili Oktay Vural. (MHP sıralarından alkışlar)

Buyurunuz Sayın Vural.

MHP GRUBU ADINA OKTAY VURAL (İzmir) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Borçlar Kanunu’nun son bölümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisinin görüş ve düşüncelerini paylaşmak üzere söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinize saygılarımı arz ediyorum.

Tabii 649 madde. Uzun yıllardan beri yapılmış bir çalışma. 22 Ocak 2008’de Başbakanlık tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderilmiş, 12 Ocak 2009’da da Komisyon bitirmiş. Dolayısıyla, iki yıldan bu yana Komisyonda, gündemde bekleyen Borçlar Kanunu Tasarısı’nın, bugün, partiler arasındaki bir uzlaşmayla geçmesi konusunda varılan bir mutabakat neticesi son bölümüne geldik. Aslında, Milliyetçi Hareket Partisi olarak elbette bu kanunun ilgili maddeleri konusunda çeşitli önerilerimiz ve görüşlerimiz var idi ama bu öneri ve görüşlerimizin, çoğunluk tarafından, bu kadar geniş bir süre içerisinde sağlıklı değerlendirilebileceğini ya da müspet değerlendirilemeyeceğini dikkate alarak, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, böyle bir kanun tasarısının Meclisten çıkmasında, daha sonra da bizim öngördüğümüz ilgili maddeler itibarıyla yapacağımız değişikliklerle bu kanunun daha iyileştirilmesi için bir imkân oluşacağını düşünerek, bu kanuna, bu yönüyle bir destek verdiğimizi ifade etmek istiyorum. Bu kanunun yapılmasında emeği geçen, Komisyonda bu kanuna katkı sağlayan değerli milletvekillerine, başta Milliyetçi Hareket Partisi Grubuna mensup değerli milletvekillerimize de çok teşekkür ediyorum.

Bununla ilgili bütün görüş ve düşüncelerimizi ifade ettik ama yıllardan bu yana çalışılan ve iki yıldan bu yana da Parlamento gündeminde bulunan bir kanun tasarısıyla ekonomik ve sosyal kesimlerin bir belirsizliğe de itilmemesi gerekiyor. Ne olacak bu kanun? İlişkiler ne olacak? Çünkü bu kanunla ilgili medya çeşitli yayınlar yaptı. Takdir edersiniz ki borçlar hukukunun tarafları da bu kanuna dayalı olarak gelişmeleri bekliyor. O bakımdan, bu kanunun geçmesi ve gecikmesinin getirebileceği birtakım tereddütlerin izale edilmesi gerekiyor.

Tabii, aslında, bizim burada kanunun teknik mahiyeti itibarıyla, içeriğiyle ilgili çok fazla bir şey söylememiz mümkün değil ama biz, her şeyden önce, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak eğer hukuku, hukukun üstünlüğünü temin etmek istiyorsak oluşturacağımız normların öncelikle iktisadi faaliyetlerle ve ilişkilerle uyumlu olması ve ayrıca sosyal faydayı kavradığı ölçüde ve yaklaştığı ölçüde de ahlakla uyumlu olması gerekir ancak böyle bir kanun üstün sayılabilir. Eğer egemenlik milletin ise, milletin egemenliğini ifade eden hukukunu üstün kılacaksak milletin ihtiyaçlarına göre bir hukuk yapmak lazım; milletin coğrafyasına, değerlerine uygun bir hukuk yapmak lazım; iktisadi gelişmeleri kavrayan bir hukuk yapmak lazım. Bunun yanında da elbette, şüphesiz sosyal fayda itibarıyla -biraz önce arz ettiğim gibi- ahlakla uyumlu bir hukuk yapmak ancak hukukun üstünlüğünü temin eder çünkü sadece bir maddeyi yazmakla hukuku üstün kılamazsınız. Bu bakımdan, genel mahiyeti itibarıyla da bozulan iktisadi ve ahlaki ortamın bu kanunların yürütülmesine önemli sıkıntı oluşturduğunu da bilmek lazım.

Bugün geldiğimiz bu noktada eğer vatandaşlarımız borçlarını yerine getiremeyecek bir iktisadi durumla karşı karşıya kalmışsa bugün Borçlar Kanunu’nun uygulanmasının çok fazla bir anlamı kalmamaktadır. Bugün Parlamentoda borçların yeniden yapılandırılmasıyla ilgili kanunları görüşüyoruz. O bakımdan, Borçlar Kanunu’yla ilgili bu tür normların sağlıklı çalışabilmesi için iktisadi açıdan uyumlu bir zeminin oluşturulması gerekmektedir. Bu kanunla ilgili olmamakla beraber, mesela çekini ödeyemediğinden dolayı hapis cezasına kalmış olanlar acaba bu üretim ya da ekonomik zincirlerin kırılmasının, iktisadi hayatın bozulmasının bu kişilerin edimlerini yerine getirmeye etki yapmamış olduğunu ifade edebilir miyiz? Bundan ari bakabilir miyiz meseleye? O bakımdan, eğer bir borçlar kanununun sağlıklı olmasını, insanların borçlarını yerine getirmesini, haklarını elde edebilmesini temin etmesini istiyorsak her şeyden önce bunu çevreleyen iktisadi hayatın da buna yardımcı olması lazım. Kâfi gelmez. Ahlaki değerlerde eğer yozlaşmanın önünü aşamazsanız, bu durumda -borç gibi edimlerin yerine getirilmesi- herkesin hakkını vermesini temin etmesi gereken bir borçlar kanununda tarafların bu konuda ahlaki açıdan da bu edimlerini yerine getirmekte sıkıntılarla karşılaşılır. O bakımdan, günümüzde ahlaki yozlaşmanın getirdiği birtakım sıkıntıların da bu kanunun işlemesinde tarafları etkilediğini dikkate almamız lazım. Hep beraber, birlikte, Mecliste, egemenliğin millete ait olduğu bu Mecliste bizlerin yapması gereken husus, her şeyden önce, bu ikili hukuk ilişkileri içerisinde yer alan ve bu ilişkiler çerçevesinde iktisadi hayatın ve aynı zamanda toplumsal ahlakın yozlaşmasını, iktisadi hayatın da genel olarak bozulmasını engelleyecek tedbirleri almak gerekmektedir. Bu bakımdan, burada, bu Borçlar Kanunu’yla ilgili kişiler çeşitli vesilelerle bu iktisadi ilişkileri tam manasıyla kavrayamadığından dolayı hukuku üstün kılmak da mümkün olmamış, değiştirmek gerekmektedir. Bu bakımdan, bugün geldiğimiz bu noktada, yeni iktisadi ilişkilerin, toplumun ve bireylerin kendi aralarındaki iktisadi ilişkilerine göre yeniden değerlendirilmesi ve tanımlanması doğru olmuştur ve bunların giderek bu çağdaş gelişmeler doğrultusunda devam etmesinde ve değiştirilmesinde de fayda mülahaza edilmektedir. Tabiatıyla, bu tip temel kanunları topyekûn ortadan kaldırırken toplumun hafızasını ve bundan önceki ilişkileri, bugüne kadar hukuk adamlarında, mahkemelerde, içtihatlarda biriken o bilgi birikimlerini, tecrübeleri de ortadan kaldırmamak lazım çünkü geçmişteki bu ilişkiler elbette bizim bu kanunun gelecekteki yorumlarına da önemli katkı sağlayacaktır. Bu münasebetle de şüphesiz kanunu yapıyoruz, temel kanunlardır bunlar, hepimizin aradığı adalettir. İkili borçlarda edimini yerine getirmek ya da bu edim için mukavele imzalayanlar arasında bile hakkı hak sahibine verebilecek bir adalet sistemini gerçekleştirmemiz lazım ama bugün geldiğimiz bu noktada maalesef adalet çizgisi yerine, maalesef adaleti, hakkı ve hakikati aramak yerine, maalesef kurumlar arasında çatışmayla, kurumların siyasileştirilmesiyle, adalet dağıtacak müesseselere olan güvenin zedelendiği bir ortama Türkiye sürüklenmektedir. Bunun millete faydası yoktur. Dolayısıyla, bugün geldiğimiz bu noktada vatandaşlarımızın hakkı ve hakikati aramak yerine, yargıya etki edecek güçleri aramasına imkân verecek bir zemin “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” düsturunu kökünden yok eder. Bu bakımdan, bugün geldiğimiz en büyük tehlikelerden biri budur ve bugün Türkiye’de yargı üzerindeki tartışmalar, yargı üzerindeki hususlar, adaleti dağıtacak hâkimin her şeyden önce tarafsız ya da bağımsız olmasını sağlayabilecek bir iklimden de uzaklaştırmaktadır, her şeyden önce bir davanın tarafı olanın onlar hakkındaki kanaati maalesef giderek adaletten uzaklaştıklarına ilişkin olarak yönlenmektedir. İşte, hukukun üstünlüğünü ve adaleti temin edeceksek bütün bu ortamları sağlıklı yapmamız lazım. Hiç kimse burada hâkimleri suçlayarak ya da yüksek yargı kurumlarını suçlayarak bundan bir adalet veya hak ve hakikat neticesi elde ettiğini düşünmesin. Bunlar hakka, hakikate, adalete ve bundan sonra verilecek kararlara da önemli etkide bulunmaktadır. Bu bakımdan, Borçlar Kanunu gibi iktisadi hayatın en önemli konularından biri olan, makroekonomideki bozulan ve istikrarsızlık içerisinde yürütülen bir ilişkiler manzumesinde Borçlar Kanunu’nun taraflarının da edimlerini yerine getirmekte sıkıntıyla karşılaşacağını ve bu vesileyle de ahlaki yozlaşmanın oluşturduğu bir ortam içerisinde de her şeyden önce borcunu yerine getirmek isteyen insanın borcunu yerine getirmesi konusunda tereddüde ya da zafiyete düşmesinde de bizim hazırladığımız bu sosyoekonomik ve ahlaki yapının etkili olduğunu da dikkate almak lazım.

Bu vesileyle Milliyetçi Hareket Partisi milletvekilleri olarak biz bu kanunun, 649 maddelik kanunun çıkması için gerçekten önemli bir çaba sarf ettik, Sayın Genel Başkanımız da bu kanunların çıkması gerektiğini ifade etti. Bu kanunun her şeyden önce milletimize hayırlı olması dileğiyle hepinize saygılarımı arz ediyorum efendim. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Vural.

Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Buyurunuz Sayın Bozdağ.

AK PARTİ GRUBU ADINA BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün, çok önemli bir kanun tasarısını görüşüyoruz, Türk Borçlar Yasa Tasarısı’nı. Esasında, borçlar hukuku, toplumun bütün kesimlerini, 73 milyon insanımızın her birini doğrudan ilgilendiren bir kanun. Hayatımızın her alanında, alacak ilişkileri, borç ilişkileri, sözleşmeler ve akitler, her gün karşılaştığımız olaylar, sorunlar ve bunların çerçevesi ve bu noktada vatandaşın hakkının, hukukunun esasına baktığınızda, Borçlar Kanunu’nun bunun her tarafını detaylı bir biçimde düzenlediğini görüyoruz.

Bizim yürürlükteki Borçlar Kanunu’muz, 22 Nisan 1926’da kabul edilmiş ve 4 Ekim 1926’da da yürürlüğe girmiş. Esasında, kabul edilen Borçlar Kanunu, bir nevi aktarma bir borçlar kanunuydu. Yıl 1926, bugün 2011 yılındayız, aradan bu kadar zaman geçmiş, dünya, ekonomik anlamda, siyasi anlamda, pek çok alanda önemli değişimleri, dönüşümleri yaşamış. 1926’lı yıllara baktığınızda, Birinci Dünya Savaşı’nın arkasından yakılan, yıkılan dünyada yeni bir ekonomik anlayış, yeni bir alacak-borç ilişkisi anlayışı var ama daha sonra baktığınızda, sıcak, soğuk savaş dönemi, İkinci Cihan Harbi’nin dönemi ve yine baktığınızda, o dönemdeki yapılar, ekonomik anlayışlar, şunlar bunlar. Ama 1950’den sonra, Türkiye’de de önemli değişimler yaşanmış, dünyada önemli değişimler yaşanmış, iki kutuplu dünya yıkılmış, ekonomi ile ilgili her türlü anlayışlar değişmiş, hukuki anlayışlar da değişmiş, yaklaşımlar da değişmiş, insanların birbirine bakışları da değişmiş ama Türk Borçlar Kanunu hâlâ içinde yapılmış birtakım kısmi değişikliklerle beraber varlığını devam ettiriyor idi. 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu önemli bir adım oldu bu konuda ve onun ayrılmaz bir parçası olan Borçlar Kanunu’nun da esasında onun devamında yürürlüğe girmesi lazımdı ama çalışmaları neticelendirilemedi.

Bugüne geldiğimizde, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak, Türk hukukçularının, hem akademide hem Yargıtayda hem Adalet Bakanlığında hem de her alanda beceri, birikim sahibi olan Türk hukukçularının ortaya koyduğu bir ürünle, daha doğrusu millî bir yasayla karşı karşıyayız. Aktarma değil, tercüme değil; Yargıtayımızın, ilk derece mahkemelerimizin yıllardır süregelen tecrübelerinden süzülen bilgiler ve ürettiği çözümler, öte yandan, yaşanan sorunlar, üniversite hocalarımızın, üniversitelerde bu alanda çalışanların ürettiği bilgiler, birikimler, öte yandan, Türkiye’de gelişen ticaret hayatının, borç ilişkilerinin dünyaya entegrasyonu ve Türkiye’de aldığı vaziyet karşısında yaşanan değişimlerin tamamını gözlemleyen ve bu değişimleri ortak bir hukuk diliyle hem dünyadaki gelişmelere, değişmelere hem de Türkiye’deki gelişmelere uygun bir biçimde kanunlaştıran bir metin.

Ben, bu vesileyle, bugüne kadar Türk Borçlar Kanunu’na emek veren bizden önceki hükûmetlerdeki bütün sayın bakanlara -çünkü onların döneminde bunun startı verilmiş, hakkını teslim etmek lazım- bizim dönemimizde görev yapan adalet bakanlarına ve hâlihazırda görev yapan Adalet Bakanımız Sayın Sadullah Ergin Beyefendi’ye, Adalet Bakanlığımızın değerli bürokratlarına, Yargıtaydan katkı sunan değerli Yargıtay üyelerine, temsilcilerine, öte yandan, bu çalışmalarda hem bizim partimize hem de diğer siyasi partilere danışmanlık yapan akademisyenlere, görüşleriyle katkı sunan herkese, ayrıca, Adalet Komisyonunda bu yasanın görüşülmesi sırasında emek veren alt komisyon başkanı ve üyelerine ve daha sonra üst Komisyonun değerli Başkan ve üyelerine, her birine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Tabii, Türkiye'nin önemli bir konusu bugün burada yasalaştırılıyor. Burada bulunan, emek veren bütün milletvekili arkadaşlarıma da ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Bir hakkı da teslim etmekte yine fayda görüyorum: Böylesi kapsamlı bir temel yasanın kısa bir sürede çıkması, Parlamentoda grubu bulunan siyasi partilerimiz arasında varılmış bulunan bir anlayış birliğinin, bir uzlaşmanın sonucudur. Ben, bu vesileyle, bütün siyasi partilerimizin gruplarına da ayrı ayrı teşekkür ediyorum, bu yasanın hayırlı olmasını diliyorum.

Sözlerime son verirken bir hususun da altını çizmek istiyorum. Tabii, bu yasa kapsamlı bir yasa, pek çok kesim veya ilgili kişiler detaylı bir biçimde okuma, değerlendirme imkânı belki bulamamış olabilirler ama yasanın yürürlüğü 1 Temmuz 2012 olarak belirleniyor. Bunun amacı da bir geçiş olsun diye. Zira kamuoyu, bu yasa artık yürürlüğe girecek diye… Belki bugüne kadar incelemeyen kesimler varsa onlar da yakinen inceleme imkânı bulacaklar. Bu arada, eksikler, yanlışlar varsa, yürürlüğe girmeden de düzeltme imkânı bulacağız. Eğer böyle bir şey olursa, elbette ki Parlamento duruma vaziyet edip gerekli eksiklikleri ve düzeltmeleri de yapacaktır.

Ben bu yasanın 73 milyon insanımıza, hukuk hayatımıza, herkese hayırlı, uğurlu olmasını diliyor, katkı sunan herkese teşekkür ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Bozdağ.

Bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerin oylamasına geçiyorum.

631’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

632’nci madde… Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

633’üncü madde… Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

634’üncü madde… Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

635’inci madde… Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

636’ncı madde… Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

637’nci madde… Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

638’inci madde… Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

639’uncu madde… Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

640’ıncı madde… Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

641’inci madde… Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

642’nci madde… Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

643’üncü madde… Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

644’üncü madde… Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

645’inci madde… Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

646’ncı madde… Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

647’nci madde… Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

648’inci madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 321 Sıra sayılı Türk Borçlar Kanunu Tasarısının 648 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                  Bekir Bozdağ                        M. Akif Hamzaçebi                      Mehmet Şandır

                       Yozgat                                      Trabzon                                     Mersin

          Ferit Mevlüt Aslanoğlu                    İbrahim Binici                             İhsan Koca

                      Malatya                                     Şanlıurfa                                    Malatya

“Bu Kanun 1  Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girer.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yüksek Genel Kurulun takdirlerine bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Genel Kurulun takdirine bırakıyoruz Sayın Başkanım.

OKTAY VURAL (İzmir) – Hükûmet takdire bırakamaz, Komisyon ancak takdire bırakır. Hükûmet ya katılır ya katılmaz.

K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Tutanağa geçsin Bakanın ifadesi.

BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Gerekçe efendim…

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum.

Gerekçe:

Oluşması muhtemel aksaklıkların giderilmesi amacıyla yürürlük tarihinin ileriye alınması amacıyla bu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Kabul edilmiş önerge doğrultusunda 648’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

649’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Böylece, yirmi ikinci bölüm içindeki maddelerin oylaması tamamlanmıştır.

Tasarının görüşmeleri tamamlanmıştır.

Tasarının tümünü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır. (Alkışlar)

Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in kısa bir teşekkür konuşması vardır.

Buyurunuz Sayın Bakan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Şu anda görüşmelerini tamamlamış olduğumuz yeni Türk Borçlar Yasası’nın milletimize, ülkemize hayırlar getirmesini temenni ediyorum.

Tabii, 23’üncü Dönem Parlamento, çok önemli bir imza attı bugün, gerçekten Türk hukuk mevzuatının en temel kanunlarından bir tanesi olan Türk Borçlar Yasası’nı yeniden inşa etti. 1998 yılından bu yana bakanlıklarda başlayan çalışmalar, on iki yıllık bir süreçten sonra nihayet bugün, bu akşam şu saatte Genel Kurulumuzda nihayete erdi, sonuçlandı. Bu süreç içerisinde 2008 yılından itibaren de Türkiye Büyük Millet Meclisinde safahatlar geçirdi bu tasarı ve yüz yirmi ayrı kaynaktan görüşler alındı. Akademisyenlerimiz büyük çabalar sarf ettiler, sivil toplum kuruluşlarımız, meslek örgütlerimiz, üniversitelerimiz, değişik bakanlıklarımız ve kamu kurum ve kuruluşlarımız, bu tasarının olgunlaşması sürecinde önemli katkılar sundular.

649 maddelik bir temel yasa şu anda yasalaşmış durumda. Medeni Yasa’mızın beşinci kitabı olarak hukuk hayatımıza girmiş olacak. Bu tasarı hazırlanırken emek veren Bakanlık çalışanlarına, Komisyonda çalışan değerli milletvekili arkadaşlarıma, uzmanlara, akademisyenlerimize, 23’üncü Dönem Parlamentonun tüm siyasi parti gruplarına mensup milletvekillerimize ben teşekkürü bir borç biliyorum çünkü bu, 23’üncü Dönem Parlamentonun bir eseridir. Bu eserin ortaya çıkmasında gruplarımızın göstermiş olduğu anlayış için de, iş birliği için de ayrıca teşekkür ediyor, hayırlı olmasını diliyor, Genel Kurula saygılar sunuyorum. (AK PARTİ, CHP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Ergin.

Komisyon Başkanı Sayın İyimaya da kısa bir konuşma yapacaktır.

Buyurunuz Sayın İyimaya. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) – Değerli arkadaşlar, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu tarihî saatlerde tarihe bir not düşülmesi için birkaç cümleyi Meclisimle paylaşmak istiyorum. Aziz milletin daima arzuladığı uzlaşma özleminin büyük Mecliste gerçekleştiği mutlu zamanın içindeyiz. Hayatın ve adaletin muhtaç olduğu büyük eserin ortak mimarları olarak hukuk bilim adamlarına, hâkimlerimize, savunma mesleğinin değerli mensuplarına, katkısı olan herkese, en başta büyük Meclisimize, onun manevi şahsiyetinde bütün milletvekillerimize, grup başkan vekillerimize ve Adalet Komisyonuna şükran borçluyuz.

Milletin huzurunda hürmetle eğiliyor, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

OKTAY VURAL (İzmir) – Meclis Başkan Vekiline de teşekkür et.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın İyimaya.

Birleşime on dakika ara veriyorum.

                               

Kapanma Saati: 18.54
 

 

DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 19.11

BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Gülşen ORHAN (Van)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 49’uncu Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

3’üncü sırada yer alan, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa komisyonları raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

3.- Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa Komisyonları Raporları (1/883) (S. Sayısı: 568)

BAŞKAN - Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

4’üncü sırada yer alan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

4.- Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/574) (S. Sayısı: 393)

BAŞKAN - Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

5’inci sırada yer alan, Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

5.- Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/674) (S. Sayısı: 375)

BAŞKAN - Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

6’ncı sırada yer alan, Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

6.- Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/487) (S. Sayısı: 131)

BAŞKAN - Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

7’nci sırada yer alan, Tebligat Kanunu ile Adlî Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak’ın; Tebligat Kanunu ile Karayolları Trafik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Adalet Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

7.- Tebligat Kanunu ile Adlî Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak’ın; Tebligat Kanunu ile Karayolları Trafik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Adalet Komisyonu Raporu (1/742, 2/546) (S. Sayısı: 474) (x)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet? Yerinde.

Komisyon raporu 474 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Sayın milletvekilleri, alınan karar gereğince, bu tasarı İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında görüşülecektir. Bu nedenle, tasarı, tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanıp maddelerine geçilmesi kabul edildikten sonra bölümler hâlinde görüşülecek ve bölümlerde yer alan maddeler ayrı ayrı oylanacaktır.

Tasarının tümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Ordu Milletvekili Rıdvan Yalçın konuşacaktır.

Buyurunuz Sayın Yalçın. (MHP sıralarından alkışlar)

MHP GRUBU ADINA RIDVAN YALÇIN (Ordu) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Çok değerli milletvekilleri, 474 sıra sayılı, Tebligat Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Tasarı’nın geneli üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Meclis Grubu adına söz almış bulunuyorum. Konuşmamın başında yüce Meclisin değerli üyelerini saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, öncelikle, biraz önce yasalaşan Türk Borçlar Kanunu’nun hukuk hayatımıza, uygulayıcılara, kanundan etkilenecek kesimlere hayırlar getirmesini Cenabı Allah’tan niyaz ediyorum.

Değerli arkadaşlar, bugün Meclisimiz, aslında Parlamento tarihimiz bakımından önemli günlerinden birini yaşıyor. Seçim atmosferine girdiğimiz bugünlerde, altı yüz elliye yakın maddeyi kapsayan bir kanunun, bir temel kanunun bu Mecliste uzlaşı içerisinde suhuletle yasalaşmış olması, hem Meclisimizin büyüklüğü bakımından hem de Türk hukuk birikimi bakımından önemli bir örnek olmuştur diye düşünüyorum. Fakat bu önemli örnek, bu Mecliste oluşmuş bu güzel seviyeli uzlaşı, toplumumuz bakımından da Parlamento gelenekleri açısından bir emsal olmak özelliği taşımaktadır. Bu sebeple bundan sonraki, özellikle temel yasalarda da, toplumumuz benzer uzlaşıları arayacaktır. Bu konudaki temel sorumluluğun, esas sorumluluğun da iktidar partisi üzerinde olduğunu bu vesileyle hatırlatmak istiyorum.

Değerli milletvekilleri, gündemimizi uzun zamandır meşgul eden bu temel kanunlarla ilgili, siyasetin çok sıcak olduğu günlerde bile Sayın Genel Başkanımız bu temel yasaların çıkması gerektiği hususunu ifade etmişti, sanıyorum bu çağrı bu uzlaşıda önemli bir yer teşkil etmektedir. Yine, ayrıca ilgili sivil toplum kuruluşlarının da bu temel yasaların Meclisten geçirilmesi hususundaki siyasi partilerden taleplerinin de bu süreçte etkili olduğunu düşünüyorum. Aslında sivil toplum kuruluşlarının da yasama sürecine katılabilmesi adına önemli bir örnek olmuştur bu yasanın kanunlaşması.

Değerli milletvekilleri, ben bu yasanın geçmesinde emeği olan başta Bakanlık personeli, hocalarımız, çalışanlar ve gruplara teşekkürlerimi ifade ediyorum.

Sayın milletvekilleri, üzerinde konuştuğum tasarı, eksikleri de olsa Türk hukuk sisteminde yargılamanın uzamasına yol açan tebligat usulüne ilişkin düzenlemeler getirmektedir ve aslında önemli bir ihtiyacı gidermektedir ama özellikle bugün yaşadığımız ve on-on beş gündür toplumumuzu meşgul eden, toplum vicdanını, kamu vicdanını kanatan terör örgütü üyelerinin tahliyelerine ilişkin yaşadığımız süreç hesaplandığında hukukun hızlı işlemesinin ne denli önemli olduğunu görmekteyiz.

Yeri gelmişken özelikle Sayın Bakana, Sayın İktidara şu hususu da ifade etmek istiyorum: Bugün Sayın Genel Başkanımız grup konuşmasında da ifade etti, Sayın Bakanım, en azından bugün kamu vicdanını yaralayan tahliyelerin olacağını, bu konuda bir öngörünüzün olması gerektiğini biz biliyoruz. Neticede on yıl tutukluluk süresi gerçekten uzun bir süredir, insanlar ceza alacaksa onun infazı içerisinde olmalı, masumlarsa da bu kadar uzun süre tutuklu kalmamalıdır. Bu husus doğrudur fakat yaşadığımız süreci sadece yüksek yargıyla ilişkilendirerek ifade etmenin, bir yargı içerisinde suçlu arayışı şeklinde ifade etmenin kamu vicdanında açılan yarayı tamir etmediği kanaatindeyiz. O sebeple, zatıalinizden ve iktidar grubundan, özellikle bugün grup toplantısında Sayın Genel Başkanımızın çağrısına kulak vermesini istirham ediyorum. Sayın Genel Başkanımız, kamu vicdanını yaralayan, terör örgütü mensuplarına bir bayram coşkusu yaşatan bu haksız durumun giderilmesi hususunda Milliyetçi Hareket Partisi olarak gereken desteği vereceğimizi ifade etmişti. Oluşmuş bu uzlaşma atmosferinden istifade ederek, bu konuda bir yasal düzenleme ihtiyacının da önemine işaret etmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, tebligat ve taraf teşkili sağlanması hususu-uygulamadan gelen arkadaşların da teyit edeceği üzere- Türk hukukunun geç işlemesinde, gecikmesinde çok önemli bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Bu tasarıda kısmen bunun düzeltildiğini görüyoruz ama yaşadığımız bütün süreç -biraz önce de işaret ettiğim tahliyelerle ilgili süreç- aslında böyle pansuman tedbirler yerine, bir komple hukuk reformuna olan ihtiyacı bir kez daha gözler önüne sermektedir. Dilerim, ümit ederim bundan sonraki Parlamento çalışmalarında da toplu bir genel hukuk reformunu hep birlikte çıkarabiliriz.

Değerli milletvekilleri, yine, oluşan mutabakat üzere, adli sicille ilgili kısım kanundan çıkarılacak. Bu da önemli bir gelişmedir.

Yine, bu tasarıda oldukça önemsediğimiz bir hususu sizlerle kısaca paylaşmak istiyorum. Karayolları Trafik Kanunu’nda yapılan bir değişiklik ile uygulamadaki görev uyuşmazlığı sebebiyle bozulmuş ahengin tekrar yerine getirileceğini görüyoruz. Uyuşmazlık mahkemesinin farklı kararları vardı, adli yargının, idari yargının farklı kararları vardı. Bu yapılan düzenleme ile trafik kazalarında ve özellikle hemzemin geçitlerde oluşan kazalarla ilgili, sürücünün, işletenin kim olduğuna bakılmaksızın, daha doğrusu bir kamu görevlisi bile olsa, adli yargının görevli olacağı bu düzenlemeyle yapılıyor. Bu da önemli ve bize göre de yerinde bir düzenleme olmuştur.

Değerli milletvekilleri, yine, bu tasarı içerisinde bir ortak önergeyle getirilecek olan Kadastro Kanunu’nda düzenleme yapılan bir madde daha olacak. Bunu da çok önemli ve olumlu bulduğumu ifade etmek istiyorum. Aslında bu önergeyle hayata geçecek olan kanun maddesinin esin kaynağı, kendi köyümde, Karaoluk köyünde yaşadığım, tespit ettiğim bir mağduriyetten kaynaklanmaktadır.

Şimdi, benim köyüm merkezin en uzak ve küçük bir köyü olmasına rağmen her hanede bir kadastro mağduriyeti yaşanıyor. İnsanlarımızın yıllardır kullandığı arazilere bir gün geliyor Kadastro bu şahıslar adına tespiti yapıyor. Daha sonra Orman İdaresinin yaptığı itirazlar sonucu mahkemeye intikal eden dosyalarda mahkemenin tespiti iptaliyle bu vatandaşlarımız hem avukatlık ücreti hem yargılama gideri, keşif, bilirkişi ücreti ödemek durumunda kalıyor. Bu rakamlar da yaklaşık dosya başına 1,5-2 bin lira gibi rakamlara tekabül ediyor.

Şimdi, değerli milletvekilleri, bir kadastro tespit tutanağının tanziminde vatandaşımızın direkt bir dahli olamamaktadır, Kadastro Tespit Komisyonu bu işlemi yapmaktadır, devletin başka bir organı da, yargı organı da yapılan tespiti iptal etmektedir. Vatandaşımız hem elinde atasından, dedesinden gelen yerini kaybettiği gibi üzerine üstlük bir de bin lira, 2 bin lira gibi paralar ödemektedir. Bizim köyümüzde, bizim bölgemizde birçok ailenin 1,5-2 ton gibi fındığı olduğu düşünüldüğünde bu yargılamalardan doğan paraları ödemek neredeyse bir ailenin bütün yıllık gelirini elinden alması sonucunu ortaya koyuyordu. Bu değişiklikle, ortak oluşturulmuş bu değişiklik önergesiyle bu mağduriyetin de giderileceğini görmek benim için kendi adıma, kendi Parlamento tecrübem adına da geleceğe ümitle bakmamı sağlayan bir önerge olarak bulunuyor.

Ben emeği geçen bütün gruplara, bütün değerli arkadaşlarıma çok teşekkür ediyor, tasarının hayırlara vesile olmasını diliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Yalçın.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk.

Buyurunuz Sayın Köktürk. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA ALİ İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 474 sıra sayılı Tebligat Kanunu ve Adlî Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Karayolları Trafik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Öncelikle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum ve değerli milletvekilleri, az önce yasalaşan Türk Borçlar Kanunu Tasarısı’nın Türk hukuk sistemine katkılar getirmesini diliyorum.

Değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz Tebligat Yasası, Anayasa’da ve uluslararası hukuk belgelerinde en temel insan hakkı olarak kabul edilen adil yargılanma hakkını doğrudan ilgilendiren önemli bir yasadır, çünkü adil yargılanmadan söz edilebilmesi için öncelikle yargılanan kişinin veya yargılamaya taraf olan kişinin bu yargılamadan bilgi sahibi olması, haberdar olması temel koşuldur. Tebligatın yapılamamış olması, tebligattaki yanlışlıklar, eksiklikler, usulsüzlükler ve uzun süreli gecikmeler, adil yargılama hakkını sakatlayan, ortadan kaldıran büyük olumsuzluklar olarak karşımıza çıkmaktadır.

Yine bir hukuk devletinde yasaların çağın gerisinde kalmaması, teknolojik, ekonomik ve sosyolojik olguları takip etmesi temel bir zorunluluktur. Dolayısıyla, gerek aradan geçen zaman gerekse uygulamada karşılaşılan olumsuzluklar, yine çağın getirdiği gereksinimler, pek çok yasada olduğu gibi 1959 tarihli Tebligat Kanunu’nda da birtakım değişikliklerin yapılmasına ihtiyaç doğurmuştur.

Bu anlamda görüşmekte olduğumuz tasarının genel gerekçesine baktığımızda, tebligat çıkartmaya yetkili olanların konuyla ilgili mevzuattaki değişikliklere paralel olarak yeniden düzenlenmesine gereksinim duyulması, 2006 tarihli 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda kabul edilen adres kayıt sisteminin Tebligat Kanunu’na intibakının sağlanması, genel olarak ihtiyari, sermaye şirketlerinde ise zorunlu olarak elektronik yollarla tebligat imkânının getirilmesi, yurt dışındaki Türk vatandaşlarına yapılacak tebligattan Adalet Bakanlığının aracılığının devreden çıkarılarak daha basit ve kolay yöntemlerin uygulamaya sokulması, mahkeme, savcılık ve icra kalemlerinde yapılan doğrudan tebligatla ilgili kanuni düzenlemelerin gerçekleştirilmesi gibi temel hedeflerle düzenlendiğini görüyoruz.

Değerli milletvekilleri, Tebligat Yasa Tasarısı’yla getirilen düzenlemelerin bir kısmını Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak biz de olumlu, yararlı görüyoruz. Gerçekten, tasarıyla, celse arasında veya kalemde soruşturmaya, davaya ya da takibe ait evrakın taraflara, ilgili üçüncü kişilere, katılana veya vekillerine tutanağa geçirmek suretiyle veya imza karşılığında tebliğ edilmesinin tebligat hükmünde olacağı ve bu durumda ayrıca tebliğ mazbatası düzenlenmesine ve masraf alınmasına gerek olmadığına yönelik düzenleme uygulamada ihtiyacı karşılayan olumlu bir düzenlemedir.

Yine tasarıyla getirilen kazai merciler tarafından çıkartılacak tebligatlar Adalet Bakanlığının devreden çıkartılarak tebliğ evrakının doğrudan yurt dışındaki elçiliklere veya konsolosluklara yapılıyor hâle getirilmesi de gerçekten uygulamayı kolaylaştıran ve hızlandıran bir düzenleme olarak karşımıza çıkmaktadır.

Türk yargı organının yine Türk vatandaşı olan taraf için doğrudan Türk temsilciliğini kullanarak tebligat yapması bizce de olumludur.

Ayrıca, tasarının 8’inci maddesiyle ilanen tebligatın gazete yanında elektronik ortamda da yapılması, muhatabın haberdar olma olanaklarının artırılması açısından adil yargılanma ilkesine paralel bir düzenleme olarak görülmektedir.

Değerli milletvekilleri, ancak tasarının diğer bir kısım maddelerine baktığımızda ise çok ciddi sorunlar karşımıza çıkmaktadır.

Öncelikle, elektronik yolla yapılan tebligat kulağa ve göze hoş gelen, çağa uygun bir düzenleme olarak görülmekle birlikte çok ciddi sorunları da beraberinde getirmektedir. Tasarıyla 7201 sayılı Kanun’a eklenmesi öngörülen “Elektronik tebligat” başlıklı 7/a maddesi, günümüzde bilişim teknolojilerinin ulaştığı en son nokta dikkate alındığında, hukuken ve teknik olarak hiçbir şekilde kabul edilmeyen, ağda bulunan herkes tarafından müdahale edilebilecek ve görülebilecek bir haberleşme yöntemi olan normal elektronik posta yoluyla iletişime, Türk hukuk sistemi bakımından hukuki sonuç bağlamaktadır. Konunun uzmanı olan akademisyenlerin ifade ettiği üzere, normal elektronik posta yoluyla iletişim, elektronik postayı gönderenin ve alanın kimliklerinin, elektronik postanın gönderilme ve alınma zamanlarının, yine, kesin, tartışmasız bir şekilde tespit edilebildiği bir iletişim yöntemi değildir. Normal elektronik postanın bu zafiyetlerini gidermek ve elektronik ortamda hukuken ve teknik olarak güvenilir bir iletişim şeklini ortaya koymak üzere “kayıtlı elektronik posta” adı verilen uygulama uzun zamandan beri, dünyada, farklı ülkeler tarafından kullanılmaktadır. Bu sistemle ilgili, Avrupa Telekomünikasyon Standartları Enstitüsü de 2008 yılının Kasım ayında standartları yayınlamıştır.

Değerli milletvekilleri, tasarıda, elektronik tebligat bakımından dayanılması ve hukuki sonuç bağlanması gereken yöntemin elektronik kayıtlı posta sistemi olması kaçınılmazdır. Aksinin kabulü yani teknik olarak güvenilmeyen bir sisteme, bir hukuk devletinde, yasayla hukuki sonuç bağlanması gerçekten mümkün değildir.

Bu madde kapsamında, sonuç olarak, Tebligat Kanunu Tasarısı’ndaki 7/a maddesinin hükmüyle elektronik ortamda tebligatın yapılması, hem teknik hem hukuki hem de iş modeli olarak uluslararası standartlara ve Türk hukukundaki kabullere aykırı olarak düzenlenmektedir. Bu durum, hem kayıtlı elektronik posta sisteminin hem de tebligat hukukunun yerleşmiş kurallarının elektronik tebligat uygulamasıyla dışlanması anlamına gelmektedir.

Değerli milletvekilleri, ayrıca, yıllardır üzerinde çalışılan ancak bir türlü Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul gündemine taşınamayan Kişisel Verilerin Korunması Tasarısı’nın yasalaşmadığı koşullarda elektronik tebligat uygulamasının ciddi mahremiyet sorunlarını da beraberinde getirmesi kaçınılmazdır.

Yine 1’inci maddede “… elektronik ortam da dâhil tüm tebligat, bu Kanun hükümlerine göre PTT Genel Müdürlüğü veya memur vasıtasıyla yapılır.” ifadesiyle elektronik tebligat PTT tekeline bırakılmaktadır.

Usulsüz telefon dinlemeleri gündeme geldiğinde “Herhangi bir suçunuz yoksa dinlenmekten niye muzdarip oluyorsunuz?” diyebilen Ulaştırma Bakanının bulunduğu ülkemizde, PTT Genel Müdürlüğünün bu Ulaştırma Bakanlığına ve siyasal iktidara bağlı olması karşısında, güvenilirliği ve bağımsızlığı sağlanmış bir kuruluş tarafından denetlenememesi nedeniyle, elektronik olarak yapılan tebligatının gizliliğinin ihlal edilebileceği ve böyle bir sürecin manipüle edilebileceği kuvvetle muhtemeldir. Bu durum, karşımıza ciddi bir sorun olarak çıkmaktadır. Keza, özelleştirme ve yabancılaştırmanın doludizgin devam ettiği böyle bir süreçte, PTT’nin özelleştirilmesinin de gündeme gelmesi hâlinde mahremiyetin korunmasında çok daha büyük sorunların karşımıza çıkması söz konusu olabilecektir. Bu bağlamda, elektronik imza uygulamasında olduğu gibi güvenilirliği ve bağımsızlığı sağlanmış bir kurum tarafından organize edilmediği sürece son derece olumsuz tabloların önümüze gelmesi yine kuvvetle muhtemeldir.

Değerli milletvekilleri, ayrıca tasarının 2’nci maddesiyle eklenen 7/a maddesinin içeriği de son derece yetersizdir. Kanun maddesinde yer alması gereken son derece önemli ve temel konuların daha sonra çıkarılacak yönetmeliklerle düzenleneceğinin belirtilmesi büyük bir eksikliktir ve bu düzenlemenin içerdiği boşlukların da çok açık kanıtıdır.

Değerli milletvekilleri, elektronik yolla yapılan tebligatta tebligatın ulaşma anının ve tarihinin belirlenmesinde de problem yaşanabileceği kaygısı, başta Türkiye Barolar Birliği temsilcisi ve Ankara Barosu olmak üzere pek çok kurum temsilcisi tarafından dile getirilmiştir. Diğer taraftan, tasarının ilgili maddesine bakıldığında “Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik posta adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.” ifadesinden anlaşılan, bu düzenlemeyle muhatabın öğrenme zamanının değil, posta adresine ulaşma zamanının esas alınmasıdır. Bu durum, Adalet Komisyonunda tartışılmıştır. Hatta Adalet Komisyonu Başkanımız Sayın Ahmet İyimaya, Komisyon tutanaklarına yansıyan konuşmasında -aynen okuyorum bu ifadeyi- “Elektronik postayı açmadıysa sayılmıyor. Erişim yetmiyor. Ben okudum. Zaten onu da içtihatla hallederiz, tebligat geçersiz olur.” diyor. Yani öğrenme anını esas alan ifadeleri bunlar Adalet Komisyonu Başkanımızın. Dolayısıyla, Profesör Muhammet Özekes’in ifadesine baktığımızda da madde metnini çok daha farklı yorumladığını görüyoruz. Yani, Adalet Komisyonu tutanaklarına bakıldığında, kanun metninin düzenlemesinin tersine, ulaşma anının mı, öğrenme anının mı esas alınacağının Komisyon Başkanımız ve tasarıyı hazırlayan Profesör ve Komisyon üyeleri tarafından farklı yorumlandığı gibi bir olgu karşımıza çıkıyor. Yani, bu da tasarının aslında olgunlaşmadan, bir hukuki mantık birlikteliği sağlanmadan Türkiye Büyük Millet Meclisine getirildiğine çok açık bir kanıt oluşturuyor.

Değerli arkadaşlar, bu tartışmalara kısaca değinmemin nedeni, elektronik postada sürenin başlaması için kanunun yazılı metninin aksine, sürenin başlamasında öğrenme anının mı, yoksa ulaşma anının mı esas alınacağı konusunda ciddi bir kafa karışıklığı bulunduğunu ortaya koymak içindir. Bu da maalesef, az önce de ifade ettiğim gibi, tekrarlıyorum, tasarının olgunlaşmadan Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine indirildiğini göstermektedir.

Değerli milletvekilleri, aslında elektronik tebligatla ilgili tartışılması ve gündeme getirilmesi gereken pek çok konuya zaman yetersizliği nedeniyle değinemiyorum, aslında değinilmesi gereken çok fazla konu var. Tasarıda ana başlıklar hâlinde başka olumsuzluklar da var. Bu nedenle, konulara ana başlıklar hâlinde kısaca değinmek istiyorum.

Konuşmamın başlangıç kısmında da ifade ettiğim gibi, Tebligat Kanunu’nun 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda kabul edilen adres kayıt sistemine intibakının sağlanması da kanunun amaçları arasında görülüyor. Nitekim, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin bilinen en son adres olarak kabul edileceği ve buraya tebligat yapılacağı tasarıda öngörülüyor.

Ancak, değerli milletvekilleri, bu tasarı Adalet Komisyonunda görüşülürken, bu tasarının hazırlanmasına katkı sağlayan ve tasarıyı savunan üniversite hocasından tutun Barolar Birliği temsilcisine ve pek çok milletvekilimize kadar çoğunluğun üzerinde hemfikir olduğu konu, ülkemizdeki adres kayıt sisteminin sağlıklı olmadığıdır, sağlıklı tutulmadığıdır. Bu durum Komisyondaki temsilcilerce kendi başlarından geçen örneklerle anlatılmış ve geride bıraktığımız seçim sürecinde de hepimizce tanık olunmuştur. Dolayısıyla, adil yargılanmanın önemli bir parçası olan tebligat hukukunun, güvenilirliği herkesçe şüpheli, tartışmalı bir adres kayıt sistemine dayandırılması bu şartlarda son derece sakıncalıdır.

Değerli milletvekilleri, yargılamanın hızlandırılması yolundaki engellerin kaldırılması ve bu yönde Tebligat Kanunu’nda düzenlemeler gerçekleştirilmesi tabii ki önemlidir. Ancak asıl önemli olan hızlandırılmış yargılanma değil makul sürede adil yargılanmadır. Yani yargılama hukukunun temel prensipleri atlanmadan, makul sürede güvenilir ve adil yargılanmayı gerçekleştirmek hepimizin temel görevidir.

Yine -görüşmekte olduğumuz- Adli Sicil Kanunu’nun bu kadar kısa bir sürede yeniden Genel Kurul gündemine getirilmesinin hangi acil ihtiyaçtan doğduğu Adalet Komisyonu toplantılarında açıklığa kavuşturulamayan diğer bir konu olmuştur.

1930’lu yıllardaki bir kanuna atıf yaparak hâkimleri fişlediğini ifade eden ancak dokuz yıla yaklaşan iktidarları döneminde bu kanunu değiştirmeyi ve Türkiye Büyük Millet Meclisine getirmeyi akıllarına dahi getirmeyen, makul olmayan tutuklanma süreleri ve vicdanları sarsan serbest bırakılmalara yönelik ciddi bir süreç yaşanırken topu sadece yüksek yargıya atmakla yetinen Adalet Bakanlığının, kişisel verilerin korunmasına ilişkin kanunu yasalaştırmadan, son derece hassas, kişisel verilere yönelik olan Adli Sicil Kanunu’nu Türkiye Büyük Millet Meclisine getirmesi gerçekten izaha muhtaç bir yaklaşım olarak karşımıza çıkmaktadır.

Ayrıca, Anayasa’mızın 20’nci maddesinde yer alan özel hayatın gizliliğine yönelik düzenlemelerin, bunu güvence altına alan ilgili düzenlemeler yasalaşmadan önce gündeme gelmesi, Türkiye Büyük Millet Meclisine gelmesi, kanaatimizce hukuk tekniği açısından, Parlamento hukuk tekniği açısından kabul edilebilir makul bir anlayış da değildir.

Değerli arkadaşlar, bu duygu ve düşüncelerle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Köktürk.

Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın.

Buyurunuz Sayın Aydın. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA AHMET AYDIN (Adıyaman) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 474 sıra sayılı Tebligat Kanunu ile Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı üzerinde AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, öncelikle, az önce Parlamentonun ittifakla geçirmiş olduğu Türk Borçlar Yasası’nın hukuk tarihimize, iktisadi hayatımıza hayırlar getirmesini diliyorum ve bunun başkaca temel kanunlarda da -şimdi üzerinde görüştüğümüz kanun da dâhil olmak üzere- sürmesi dileğiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, görüşülmekte olan tasarı âdeta reform niteliğinde bir tasarı. Bilindiği gibi, ülkemizde yılda yaklaşık 16 milyon, hatta bunun üzerinde adli sicil kaydı verilmektedir. Adalet Bakanlığımız bu hizmeti sunmak için birçok sayıda personel istihdam etmektedir. Adli sicil ve arşiv kayıtlarında sorgulamaların e-devlet hizmetleri kapsamında sunulmaya başlanmasıyla da bu personelin başka alanlara kaydırılması ve bu manada kamuda kaynak artışının sağlanacağı muhakkaktır.

Hâlen Adalet Bakanlığı her adli sicilde veya arşiv belgelerini verirken vatandaştan cüzi de olsa, cüzi de görünse bir miktar para almaktadır, zannediyorum 5 TL almaya devam etmektedir. Bakanlığın 2007 yılında vatandaşlardan bu manada almış olduğu ücret toplamı 45 milyon TL’dir. Bakanlık 45 milyon TL alıyor, ancak vatandaşlar için ulaşım masrafları, otopark ücreti, mesaiden feragat, sırada bekleme süreleri dikkate alındığında, görünmeyen diğer masraflarla birlikte aslında masrafın çok daha ciddi olduğu, çok daha fazla olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu hizmetten yararlanmanın vatandaşlarımıza yansıması, standart maliyet modeli yöntemiyle yapılan hesaplamalara göre yaklaşık 200 milyon TL’ye, yani 200 trilyon TL’ye çıkmaktadır ve yük oluşturmaktadır. Devlet 45 milyon TL toplama karşılığında aslında vatandaşlardan bu manada 200 milyon TL para almaktadır, vatandaşlara bunun yansıması 200 milyon TL’ye çıkmaktadır. Ayrıca, harcanan emek, gayret, kaybolan zaman da cabası.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adli Sicil Kanunu’nda yapılan değişiklikle biz ne getirmek istiyoruz, neler yapıyoruz, çok kısa bir şekilde izah edeceğim.

Değerli arkadaşlar, kamu kurum ve kuruluşları, görev ve yetkileri kapsamında kişilerin adli sicil kayıtlarını doğrudan elektronik ortamda sorgulayabilecekler. Yani vatandaş bir iş için müracaat ettiğinde “Git arkadaşım, adli sicil belgeni, sabıka kaydını al, gel.” demeyecek. Yani kişi yorulmayacak, zaman kaybı olmayacak, boşuna emek harcamayacak, israfta bulunmayacaktır.

Yine kanunla, değerli arkadaşlar, ayrıca gerçek kişiler kendi kayıtlarını elektronik imza kullanarak sorgulama imkânına kavuşacaktır. Evet, bir gerçek kişi kendi sicil kaydına elektronik imzayla bakabilecek, görebilecektir.

Yine bu elektronik sorgulamalarda az önce bahsettiğimiz maliyetlerin hiçbiri olmayacak, hiçbir ücret alınmayacaktır.

Yine, değerli arkadaşlar, getirilen bu kanun tasarısıyla, adli sicil kayıtlarını açıklayanlar ya da veriliş amacı dışında kullanan kamu görevlileri hakkında herhangi bir cezai tedbiri öngörüyor muyuz? Evet, adli sicil kaydı verilen amaç için kullanılır. Eğer bu amaç dışında kullanılırsa ya da kişinin rızası dışında eğer açıklanırsa bunu açıklayan kamu görevlileri de ayrıca cezalandırılacak, bunun tedbirleri de kanunda var.

Diğer taraftan Tebligat Kanunu’nda yapılan değişiklikle ne amaçlıyoruz, ona da baktığımızda değerli arkadaşlar, evet, az önce gruplar adına konuşan değerli arkadaşlarımız da bahsetti, ülkemizde özellikle resmî işlemlerde ve bilhassa yargı alanında tebligatla ilgili çok ciddi problemlerin olduğu konuşuluyor, malumunuzdur hepinizin. Tebligattaki en ufak bir yanlışlık, bir usulsüzlük ya da bir eksiklik adil yargılama hakkı ihlaline kadar varabilecek çok ciddi sıkıntılara sebebiyet verebilecektir. İşte bu açıdandır ki değerli arkadaşlar az önce “Davalar uzuyor.” dedi. Evet, bu davaların uzamaması, kapı komşu iki kurumun bir tebligatı aylarca birbirinden beklememesi adına bu kanun çok ciddi vazifeler görmektedir ve böylece bu sıkıntıların giderilmesi adına bu kanunla elektronik ortamda tebligat yapabilme imkânı getiriyoruz. Bu çok önemli bir husustur ve bundan dolayıdır ki tebligatın yapılamaması ya da geç kalması nedeniyle işler askıda kalmayacak, yargıda da gecikme olmayacak, davalar uzamayacak.

Yine az önce konuşulan sorunların, sıkıntıların bir çoğu e-tebligatın altyapısı PTT tarafından düzenlendiğinde zaten dikkate alınacak ve bu manada gerekli tedbirler de alınacaktır.

Yine, değerli arkadaşlar, görüşmekte olduğumuz söz konusu tasarıyla adres kayıt sistemindeki adres, kişilerin gerçek adresi, yani aynı zamanda resmî tebligat adresi olarak addedilecek, adli ilanlar da gazetelerin dışında elektronik ortamda da yapılabilecektir.

Tamamen e-devlet projesine uygun olarak hazırlanan, Adli Sicil ve Tebligat Kanunu’nda kolaylık, hızlılık, etkinlik ve bilabedel öngören bu tasarının kanunlaşması gerekmektedir ve bu konuda da zaten hiçbir aykırı fikir göremiyorum. Bu nedenle ben süreden de çok fazla çalmak istemiyorum, tekrar tasarının kanunlaşması dileğiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Aydın.

Sayın milletvekilleri, soru-cevap bölümüne geçiyorum.

Sayın Genç ve Sayın Uzunırmak

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, kişisel söz istiyorum.

BAŞKAN – Geçtim efendim.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Kişisel söz istiyorum, şahsım adına söz istiyorum.

BAŞKAN – Soru-cevap bölümüne geçtim, sisteme girmişsiniz…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Efendim, daha kişisel söze geçilmedi, yani gruplar konuştu, kişisel söz istiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Söz talebi yoktu ve soru-cevap işlemine girdim Sayın Genç.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Efendim, yok ama, biz istediğimiz zaman AKP de…

BAŞKAN – …sisteme girmişsiniz, onun için girmiştim.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, bakın, burada gruplar konuştu, kişisel söze geldi sıra. Yani rica ediyorum… Sayın Başkan, müsaade ederseniz ben şahsım adına konuşayım efendim.

BAŞKAN – Sayın Genç, buraya talep olarak yazılmamıştı…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Efendim, doğru, haklısınız da, siz mesela, başka söz isteyen…

BAŞKAN - …ve ben soru-cevap işlemine geçtim.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Bakın, Sayın Başkan, siz “Başka söz isteyen kimse yok.” demediniz, çünkü biz söz istediğimiz zaman, AKP’liler bütün kanunlar üzerindeki söz isteklerini dolduruyorlar, ondan sonra söz istediğimiz zaman onlar sıraya giriyorlar.

BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Sayın Başkan, bu konuda gruplar arasında anlaşma olduğu için…

BAŞKAN – Sayın Genç, söz isteme talebi yok idi burada.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Efendim, ben şimdi istiyorum, yani yazılı da olabilir, sözlü de istenebilir Sayın Başkan.

BAŞKAN – İşleme geçtim ama Sayın Genç, soru-cevapta soru sormak istediğinizi girdiğiniz için ben de soru bölümüne geçtim.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Efendim, daha geçmediniz… Sayın Başkan, bu kadar yönetim olmaz. Yani gruplar adına söz isteği bitti, ben şahsım adına söz istiyorum. İç Tüzük böyle ama siz vermiyorsanız ben bir şey demiyorum.

BAŞKAN – Buyurunuz, ilk soru sizin, sorunuz.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sormuyorum Sayın Başkan, soru da sormuyorum.

BAŞKAN – Sayın Uzunırmak, buyurunuz ilk soru sizin.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakan, gazetelerde epey uzun zamandan beridir…

Başka soru olmadığına göre biraz uzun kullanmak istiyorum vaktimi Sayın Başkan.

BAŞKAN – İki dakika süre veriyorum.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Teşekkür ediyorum.

Uzun süren takipler yapılıyor. Bir suç örgütünün uzun süren takibi esnasında, bu suç örgütünün yeni suç işlemelerinden mağdur olan taraflar olduğu gibi, âdeta, suç örgütleri yeni suçlar işlediği için suç oranları da artıyor ve aynı zamanda yeni suçlar da ortaya çıkıyor, dolayısıyla bu suçlardan… Mesela düşünün ki, bir rüşvet olayı takip ediliyor ve rüşvet olayı takip edilirken suç örgütü yeni rüşvetler alıyor, dolayısıyla yeni rüşvet veren mağdur vatandaşlar ortaya çıkıyor ve suça bulaşan vatandaşlar ortaya çıkıyor. Bunun gibi, bu takipler esnasında, takibin başladığı belli bir andan belli bir zamana kadar yeni suça iştirak eden veya yeni suçta mağdur olan kitleler meydana geliyor. Bunun gibi olayları takip edebiliyor musunuz? Böyle, ne kadar, takibin başlangıcından neticeleninceye kadar yeni suç işleyen insanlar ortaya çıktı veya bu yeni mağdurlar ortaya çıktı? Düşünün ki bir suç örgütü takip esnasındayken yeni bir kişiyi öldürüyor, canına kastediyor. Dolayısıyla burada devlete bir sorumluluk doğuyor: Niçin zamanında bu gözaltına alınmadı, derdest edilmedi ve yeni suç işlemesine müsaade edildi bu örgütün? Bu takiplerin çok dikkatli bir şekilde yapılması lazım. Yedi sekiz ay, bir sene süren takiplerin neticesinde bu yeni suçlardan mağdur birçok insanlar meydana geliyor. Burada devletin dikkatli tedbir alması gerektiği kanaatini taşıyorum. Bu gibi olayları takip ettiniz mi? Böyle olaylar var mıdır? Bunu bilmek istiyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Uzunırmak.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, ben soru sorayım efendim.

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, Adalet Bakanı 2 Aralıkta Amerika’ya yirmi dört saatte gitti ve döndü. Hangi iş için gitti? Bir kuryelik görevini mi yapıyordu? Devlet geleneklerinde bir bakanın gidip de böyle… Amerika, on bir saat gidiş, on bir saat de geliş; aşağı yukarı beş altı saat mi, yedi saat kaldı. Kendisi Amerika’ya gitti, kimlerle görüştü? Görüşme yaptığı zaman Türk Büyükelçiliğinden yanında kimse var mıydı yok muydu?

İkincisi: Bu Hizbullah davasında mahkûm olanların 1/1/2011’de tahliye edileceklerini pekâlâ Adalet Bakanlığı biliyordu. Yani, Adalet Bakanlığı bunun tahliye edilmesini istemiyorduysa bir iki satırlık bir kanun maddesiyle bu Kanun’un uygulamasının pekâlâ, yani o ceza… Onların Adalet Bakanlığından gelmiş dosyaları, duruşma günü belirlenmiş. Hiç olmazsa o duruşma sonuna kadar, buraya, bu Kanun’un yürürlüğe girmesini bir altı ay erteleyebilirdi. Neden ertelemedi? Acaba, burada, kasten, Bakanlığın özel bir politikası mıdır veyahut da bu partinin bir politikası mıdır bunların serbest bırakılması?

Bir de bu getirilen kanunda tabii çok önemli eksiklikler var. Şimdi diyor ki, “İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih tebliğ sayılır.” Mesela, şimdi, yazın birçok insan izne gidiyor, izne gittiği zaman, kapısına ihbarnameyi yapıştırdığınız zaman tebligat sayarsanız, o zaman çok hak düşürücü şeyler olabilir. Yani, bu getirilen Tebligat Kanunu değişikliğinde, mesela işte vatandaşların T.C. kimlik numaraları var, elektrik abone numaraları var, su abonelikleri var, yani bu araştırmalar yapılmadan, “Efendim, işte muhtara gidip araştırma yapacak, oraya bırakacak, ondan sonra da gidip kapıya bu ihbarnameyi bırakınca tebligat sayılır…” Hiç olmazsa muhtarın, bunun tebligatının yapılması için bir gayret sarf etmesi lazım. Çünkü “Tebligat yapılmış sayılır.” demek, hak düşürücü çok önemli bir olay. Yani dava açma süresini kaçırdı mı vatandaş çok mağdur oluyor. Bu düzenleme bence çok ihtiyacı karşılayan bir düzenleme değil. Daha böyle, hayatın gerçeklerine uygun bir düzenleme getirilirse ve özellikle vatandaşların da hak düşürme, daha doğrusu hak arama özgürlüklerini ortadan kaldırmayacak bir tebligat sistemi getirilirse daha iyi olur. Çünkü, bu getirilen, mesela 9’uncu madde de öyle, 5’inci madde de öyle. Dolayısıyla, burada getirilen bu tebligat sistemiyle birçok hak sahibinin mağdur olacağına inanıyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Genç.

Sayın Varlı…

MUHARREM VARLI (Adana) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakana sormak istiyorum: Adana-Ceyhan ilçesinde şu anda adliye sarayının temeli atıldı, bina yükseliyor, bunun için teşekkür ederiz. Öncelikle, hizmet yapan herkese biz minnet duygusuyla yaklaşırız. Yalnız, temel attıktan sonra AKP’nin İlçe Başkanı ile ilçe yönetimi orada boy boy resim çektirip gazetelerde bunları yayınlattılar. Acaba, AKP Genel Merkezinden mi buranın yapımı için para tahsis ettiniz, yoksa Bakanlığın bütçesinden mi tahsis ediyorsunuz? Bu, birinci sorum.

İkincisi: Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanıyla ilgili bazı iddialar oldu, Sayın Cumhurbaşkanı arkasında olduğunu söyledi ama Adana Büyükşehir Belediye Başkanı sekiz aydan beri açıkta. Bununla ilgili neden acaba hiçbir açıklama veya hiçbir mahkeme uygulanmamasına rağmen açıkta tutuluyor? Bunu cevaplar mısınız.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Varlı.

Buyurunuz Sayın Bakan.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Uzunırmak’ın sorusuyla başlıyorum: “Soruşturma sırasında, takibin yapıldığı dönemde yeni mağdurlar oluşabiliyor.” diye bir soru sordu Sayın Uzunırmak. Malumunuz, bu soruşturmalar savcılığın denetiminde, kontrolünde yapılıyor.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Sadece yeni mağdurlar değil ki yeni suç da işliyor.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Adli kolluk görevini polisten istiyor savcılık ve bu, soruşturma makamlarının tasarrufunda olan bir süreç. Bu süreçte yürütme organının, Adalet Bakanlığının herhangi bir kontrol ve denetleme imkânı söz konusu değil. Soruşturmalar savcılık makamı tarafından… Ancak burada, Sayın Uzunırmak, bu noktada mevzuattan kaynaklı bir eksiklik varsa, bu konuda bu talebinizi değerlendirip…

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Sayın Bakan, yeni mağdur çok önemli bir konu ama takip edilen adam yeni suç işliyor ve suç listesi kabarıyor. Bunun düzeltilmesi gerektiğine işaret ettim.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Sayın Uzunırmak, güzel de şimdi, soruşturmayı yürüten savcılık, soruşturmaya dair tüm delilleri elde etmeden konuyu ifşa etmesi hâlinde bütün soruşturmayı belki kaybetme riskiyle karşı karşıya. Bunun takdirini yapacak, değerlendirmesini yapacak olan savcılıktır ancak buna dönük olarak bir öneriniz olursa onu da ayrıca değerlendirebiliriz.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Bunu mevzuatla sınırlandırmak lazım. Nasıl suç zanlısı bir adamı bırakıp yeni bir suç işlemesine neden olursunuz?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Sayın Kamer Genç “Adalet Bakanı Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti, günübirlik ziyaret yaptı, geldi. Buraya ne amaçla gitti? Kimlerle görüştü? Yanında Büyükelçilik görevlisi var mıydı, Büyükelçimiz var mıydı?” diye sordular. Aslında bu soru daha önce Genel Kurulda tarafıma soruldu, bu soruya detaylı şekilde cevap verdiğimi hatırlıyorum ancak tekrar ediyorum: Amerika Birleşik Devletleri’ne gidişimiz, Amerikan Adalet Bakanlığıyla yapılan karşılıklı ziyaretler sebebiyledir. En son Amerikan Adalet Bakanı Türkiye’ye gelmiştir, Türk Adalet Bakanı olarak biz o ziyaretin karşılığı olarak gittik.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Özel elçilerle mi görüştünüz Wikileaks’le ilgili?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Türkiye-Amerika Birleşik Devletleri arasındaki adli yardım anlaşmaları, cezai sorumluluğu olanların, suç sanıklarının iadesi, hükümlülerin iadesi konusundaki anlaşmaların aksamasına dair, bu aksaklıkları gidermeye dönük bir ziyarettir. Bu anlamda yapılan görüşme Amerikan Adalet Bakanlığında yapılmıştır. Bu görüşmede Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Sayın Tan bulunmuştur, Büyükelçilik görevlileri hazır bulunmuştur, Türk Adalet Bakanlığından yetkililer olmuştur, Amerikan Adalet Bakanlığının bürokratları olmuştur ve…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Eski Amerikan Büyükelçisiyle de görüşmüşsünüzdür, Eric’le de…

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - …karşılıklı bakanlar bulunmuştur.

Onun dışında, son, kamuoyunda, tahliyelere ilişkin olarak bir soru yöneltti Sayın Genç. “31/12/2010 tarihinde Ceza Usul Yasası’nın 102’nci maddesi yürürlüğe girecekti. Bunu öngörmediniz mi? Niçin bu süreyi uzatmadınız?” diye sordular.

Şimdi, Ceza Usul Yasası’nda öngörülen süre, tutuklulukta, özellikle organize suçlar ve terör örgütleri açısından on yıllık bir üst limit getiriyor. Sayın Genç, acaba bu on yıllık sürenin daha da artırılmasını mı önerdiler ama…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır, hayır, değil.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – …Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerinin Parlamento Başkanlığına vermiş olduğu bir yasa teklifi var. Orada bu sürelerin üç artı bir, azami dört yıl olması öngörülüyor, dolayısıyla bu on yıllık sürenin de aslında çok fazla olduğu hepinizin ortak kabulü. Burada yapılması gereken şey, bugün yaptığımız, şu anda, Tebligat Yasası gibi yasaları bir an önce devreye alarak yargılama sürelerini sağlıklı, makul sürelere indirmek ve arkasından da bu azami tutukluluk sürelerini de normal seviyelere çekmek; hedefimiz budur. Ancak bu süreler kısaltılmadan tutukluluk süreleri daha da indirilirse bugün şikâyet edilen tahliyelerin sayısının çok daha fazla artması söz konusu olacaktır, dolayısıyla bu hassas dengeyi gözetmemiz gerekir diye düşünüyorum.

Tebligat Yasası’na ilişkin Sayın Genç’in bir sorusu oldu, kapıya yapıştırılmasına ilişkin. 21’inci madde önceki kanunda da benzer şekilde. Önceki kanundaki 21’inci madde benzer şekilde uygulanıyordu, gene kapıya ilanen yapıştırılıp en yakın komşuya haber veriliyordu. Bu yeni düzenlemede de benzer hususlara dikkat edilmiştir. Bu anlamda, getirilen elektronik tebligat yöntemiyle de zaman kayıplarını minimize edecek ve gerek ilk derece mahkemelerinde gerek yüksek yargıda tebligat hukukundan kaynaklı sorunları en aza indirecek bir düzenleme olduğunu düşünüyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Ergin.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Birinci bölümün görüşmelerine başlayacağız.

Birinci bölüm 1 ila 10’uncu maddeleri kapsamaktadır.

Birinci bölüm üzerinde söz talebi? Yok.

Maddelerin oylamasına geçiyorum:

1’inci maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

4’üncü maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

5’inci maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

6’ncı maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

7’nci maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

8’inci maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

9’uncu maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

10’uncu maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Birinci bölümdeki maddelerin oylaması tamamlanmıştır.

İkinci bölüm üzerinde…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, ikinci bölüm üzerinde kişisel söz istiyorum.

BAŞKAN – İkinci bölüm 11 ila 19’uncu maddeleri kapsamaktadır.

İkinci bölüm üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Metin Arifağaoğlu, buyurunuz efendim.

CHP GRUBU ADINA METİN ARİFAĞAOĞLU (Artvin) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan 474 sıra sayılı Tebligat Kanunu’nun ikinci bölümü hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, gerçekten Tebligat Kanunu’nda değişiklik yapılmasında geç kalınmıştır. Tebligat Kanunu’nda gelişen teknolojinin imkânları kullanılarak tebligat yapılmak istenmektedir ki, bu çok doğrudur, yerindedir. Geçmişte belli bir adrese tebligat yapılıyor idi, eğer o adreste bir değişiklik varsa ilgili muhtarda ilan tahtasına veya muhtarlıkta tahtaya asılırdı. Bu, ilgili kişiye tebligat yapıldı anlamına geliyordu. Geçmişte ben bu durumdan mağdur olanlardan biriyim. Bize adres değişikliğinden dolayı tebligat gelmiş, muhtara gitmiş, muhtarda asılmış, aradan altı ay, sekiz ay geçmiş, bir de mahkemede mağdur durumuna düşmüşüz. Neticede ulaştılar bize. “Başında ulaşamadınız, sonunda nasıl ulaştık?” dediler. Sonunda ulaştılar çünkü biz mağdur durumuna düşmüşüz, bilirkişiler tespit edilmiş, bilirkişiler raporlar yazmış. Neticede, bu Tebligat Yasası’ndan, geçmişteki, şu andaki yürürlükte olan Tebligat Yasası’ndan benim gibi binlerce, on binlerce kişi mağdur olmuştur. Bunda değişiklik yapılması çok doğrudur, çok yerindedir, biz Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak destek veriyoruz.

Yine, değişmesi gereken önemli bir yasa tasarısı, dilerim seçime kadar tekrar gelir. O nedir? Biliyorsunuz, belediyeler 18’inci maddeye göre imar tadilatı yapıyor, imar planı değişiklikleri yapılıyor ve imar planı değişiklikleri için muhataplara herhangi bir tebligat yapılmıyor. Belediyelerde ilan tahtasına asılıyor bu imar tadilatları. Eğer orada rastlarsanız bir ay içinde, itiraz edebiliyorsunuz. Eğer bir ay içinde rastlamazsanız haberiniz olmuyor ve itiraz edemiyorsunuz ve böylece mağdur olan birçok kişiye rastladım ben. İmar tadilatı olmuş, bir; aradan üç sene geçmiş, imar tadilatı olmuş, iki; ilgili kişinin haberi yok. Örneğin yeri 5 bin metrekareyse 5 bin metrekarenin 3 bin metrekaresi başka bir adaya, başka bir mahalle gitmiş oluyor, herhangi bir hak ve hukuk sahibi de olamıyor. Ne yapmak lazım? İmar Kanunu’nun 18’inci maddesinde de değişiklik yapmak lazım. İlgili kişilere mutlaka tebligat yapılmalıdır.

Şimdi, değerli milletvekilleri, notere gidiyoruz, notere gidince eskiden biz adresi söylüyorduk; şimdi adres söylemeye gerek yok, kimliğimizi veriyoruz, kimlik verilince noter, bizim kimlikteki adresi bilgisayardan alıyor, oraya yazıyor. Demek ki işler kolaylaştı, teknoloji gelişti, işler kolaylaştı. Bu yasa tasarısında da elektronik ortamda tebligat vardır. Elektronik ortamda tebligat yapılabilmesi için, yasa tasarısı diyor ki 1’inci madde için bir yıl, 2’nci maddede iki yıl sonra yürürlüğe girecek ve 8’inci maddede de dokuz ay sonra. Bunlar çok doğrudur, yerindedir. Mutlaka, karşı tarafa tebligat yapılması lazım. Yapılabilir mi? Yapılır. Niçin? Herkesin kimlik belgesi var, kimlik belgesinde adres var. O zaman, bu sisteme göre tebligat yapılmasını çok doğru buluyor, zamanımın tamamını da kullanmıyorum. Bu doğru kanuna destek olacağımızı belirtiyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Arifağaoğlu.

Şahsı adına Sayın Kamer Genç.

Buyurunuz Sayın Genç.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii ki Tebligat Kanunu’nda ciddi eksiklikler var. Tebligat Kanunu’ndaki işleyişin çok sağlıklı olması, adalet sisteminin de sağlıklı işlemesine en büyük katkı sağlayan bir durumdur. Bir de tebligatların da tabii tebliğ edilecek kişilerin yani iradesi dışındaki bir nedenle eline geçmemesi hâlinde, bu hak kaybına neden olmaması lazım. İşte, tatilde, vatandaş tatile gidiyor, muhtara getirilip tebligat bırakılıyor veya bir başka sebeple, tatil dışında da o zaman, maalesef insanların hak kaybı oluyor. Gerçi eskiden işte, ilan sistemi getirilmişti. Muhtara belli bir külfet de getirmek lazım yani muhtara bırakmak kâfi değil, muhtara diyecek ki: “Arkadaşım, madem o orada, bu tebligatı ilgiliye her vesileyle araştırarak bu kişiye tebligatı da yapmak gerekir.”

Yine, tabii, gayrimenkul ihtilaflarında, bu, oradaki adrese tebligat… Ama bazen adresler değişiyor, işte, birçok vatandaşlarımız yurt dışına gidiyor ve yurt dışındaki bu vatandaşlarımıza, maalesef, tebligat olmuyor. Dolayısıyla, bu insanların özellikle gayrimenkulden kaynaklanan birçok hakları elinden gidiyor, bazısı izaleişüyu dava hakkını kaybediyor. Yani buna benzer çok, mülkiyetle ilgili ihtilafları aleyhine dönüşüyor. O bakımdan, bu kanunu, tabii, bence uygulamayı yapan kurumlardan daha ziyade, araştırma yaparak en iyi şekilde düzenlemek gereklidir. Yani bir düzenleme yaparken hataları en asgari seviyeye düşürmek gerekir.

Şimdi, biraz önce, Bakanlık makamında oturan kişiye soru sorduk. Ya, Amerika’ya… Arkadaşlar, bu, hiçbir devlet geleneğinde yok. Yani sen burada çıkacaksın, Amerika’ya gideceksin, orada bir saat Adalet Bakanıyla görüşeceksin ve hemen döneceksin. Ama yalnız onunla görüşmüyorsun ki, “Atlantic Council” diye bir şirket var orada, bir şey var, onun Yönetim Kurulu Üyesi Eric Edelman ve Wilson gibi Ankara’da bulunan 2 elçiyle de görüşüyorsun. Bu 2 elçi, Türkiye’deki WikiLeaks’te geçen bilgilerin, daha doğrusu, Türkiye’de elçilik yapan bu kişiler, Türkiye’yle ilgili bilgileri de aktaran kişiler. Ne görüştünüz? Ondan sonra da tabii, böyle bir Bakanlık makamında oturan bir zatın hemen yirmi dört saatliğine bir yere gidip gelebilmesi için özel kurye görevini yapması lazım. Yani çok önemli bir şey olacak, ondan sonra, on bir saat gideceksin, on bir saat geleceksin. Soruyorum: Bu Atlantic Council Yönetim Kurulu Üyesi EricEric diye birisi işte, biliyorsunuz Ankara Büyükelçisi, bir de Wilson diye birisi -neyse yani, onlar, biraz İngilizce de bilmediğim için- bunlarla da görüşmüş. Niye inkâr ediyorsunuz? Yani WikiLeaks belgelerini, efendim, işte, oraya gidip “Yahu, işte, bunları yayınlamayın.” demek için gidilmiştir, öyle görünüyor. Yani yanında birtakım kişiler götürülmediğine göre… E, biz de bir şey olarak bilmek zorundayız.

Dolayısıyla, maalesef, Sadullah Bey’in Adalet Bakanlığı makamına gelmesiyle adalet müessesesi -maalesef- tevessuh etmiştir arkadaşlar, hâkim teminatı kalmamıştır. Yani orada “Yargıtaya üyeyi ben atayacağım.” demiştir, “Danıştaya üyeyi ben atayacağım.” demiştir, “Benim istediğim adamları  istediğim yere tayin edeceksiniz.” Kararname getirmiştir, orada Hâkimler Savcılar Kuruluna kararname getirmiştir, geri çekmesi mümkün değildir, kararnameyi geri çekiyor arkadaşlar. Böyle bir şey olur mu! Yani senin tasarrufunda değil ki.

Dolayısıyla, gittiniz, bir referandum yaptınız, insanlara yanlış bilgi verdiniz. Artık Türkiye’de “yargı” diye bir şey kalmamış, insanların yargıya güveni kalmamış. Artık yargı, siyasi iktidarın, daha doğrusu Tayyip Erdoğan’ın emrine girmiş. Dolayısıyla, Tayyip Erdoğan’ın her dediği söz hem yasamada kanun oluyor hem yargıda karar oluyor. Böyle bir devlette yaşamak mümkün değil, insanların hak ve özgürlüklerinin sağlanması, hak arama özgürlüklerinin sağlanması mümkün değil.

Yine, Hizbullah davasında da -yani biz tutukluluk süresini uzatmayı istemiyoruz ama- bunların, 188 kişiyi en adi işkence sistemiyle öldüren bu kişilerin o tarihte tahliye olacağını bildiğiniz hâlde… Yargıtaya gelen… Yargıtay bunları bilmez ki, hangi davada hangi kişi, ne suç işlemiş bilemez ki, dosyayı incelemesi lazım. Siz, pekâlâ, idare olarak bunları biliyordunuz ama himaye ettiniz ve dışarıya saldınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Genç, teşekkür ederiz.

KAMER GENÇ (Devamla) – Yarın bundan çıkacak sorumluluk da sizlere ait.

Saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Şimdi, soru-cevap bölümünde Sayın Uzunırmak sisteme girmişler.

Buyurunuz Sayın Uzunırmak.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakan, ben tekrar soruma döneceğim.

Şimdi, savcıların acaba hangi delilin hangi safhada doğru değerlendirilip, bu operasyonun gerekli delil toplandığı hâlde açılmayıp, daha sonra o suç örgütü başka suç işlediğinde yeni mağduriyetler meydana getirdiği… Ve kendisinin de suç dosyası kabarıyor aynı zamanda. Yani savcıların bu noktada denetlenmesi, bir mevzuata gerek var. Yani bu savcılar acaba suçun teşekkül ettiği anda doğru zamanda bu operasyonu yapabilmiş mi, yapamamış mı? Eğer yapamamışsa gerekli suç teşekkül ettiği hâlde operasyon düzenlenmemiş, bu suç örgütü yeni bir insanın canına kastetmiş veya yeni suçlar işlemişse, savcı bu suça müsaade etmiş insan pozisyonuna düşüyor burada gerekli deliller elinde olduğu hâlde. Böyle bir denetim sisteminin eğer mevzuatta yoksa kurulması lazım. Eğer bunu kurmazsak biz, o zaman bu savcılar istediği zaman operasyonu yapacak, istediği zaman operasyonu düzenleyecek, yeni suçlara müsaade edecek, yeni mağdurlar bunlardan dolayı meydana gelecek. O zaman devlet düzeni diye, devlet yetkisi diye “zamanında kullanmama” gibi bir şey ortaya çıkar ki bu, bir devlete yakışmaz, hukuka yakışmaz. Hukuk temin edemez böyle bir şeyi.

Ben teşekkür ediyorum. Böyle bir düzenlemenin ihtiyacını vurgulamak istiyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Uzunırmak.

Buyurunuz Sayın Bakan.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Sayın Uzunırmak’ın sorusu üzerine şunu ifade edebilirim: Ceza Usul Yasamızın 160, 161 ve devamı maddelerinde cumhuriyet savcısının soruşturmayı hangi usul ve esaslara göre yapacağı hüküm altına alınmış. Burada cumhuriyet savcılarına görev olarak yüklenen ve sorumluluk yükleyen hükümler var. Şayet bir cumhuriyet savcısı bahsettiğiniz hususlarda bir ihmal göstermiş ise, başka yeni mağdurlar yaratılmasına sebep olmuş ise, bunların elbette ki teftiş yoluyla denetlenmesi söz konusu. Bunlara ilişkin her türlü şikâyet hakları da söz konusudur. Bu anlamda…

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Türkiye’de hiç böyle bir olay olmadı, demek ki hiç! “Savcıların hepsi  tam zamanında yaptı bu işi” mi diyorsunuz?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Sayın Uzunırmak, Adalet Bakanlığına bağlıydı, şimdi Kurula bağlandı Teftiş Kurulu. Bu konularla ilgili çok sayıda şikâyetler gelir Bakanlığa. Bu şikâyetler önce muhakkikler eliyle incelenir, eğer bir ciddiyet görülür ise müfettiş  tayin edilir. Buna dönük soruşturmalar vardır. Arzu ederseniz buna dair geçmiş, arşivden, yapılan soruşturmalara ilişkin örneklerine bakar size bilgi sunarım.

Teşekkür ediyorum.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Memnun olurum.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Ergin.

İkinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Şimdi, ikinci bölüm üzerindeki maddelere geçiyorum.

11’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

12’nci madde… Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

13’üncü madde… Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

14’üncü madde… Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

15’inci madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 474 sıra sayılı Tebligat Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının çerçeve 15 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                 Bekir Bozdağ                            Rıdvan Yalçın                         Hayrettin Çakmak

                      Yozgat                                         Ordu                                         Bursa

               Mehmet Şandır                       Safiye Seymenoğlu                        Halil Ünlütepe

                      Mersin                                       Trabzon                               Afyonkarahisar

                                                               Abdurrahman Arıcı                                  

                                                                        Antalya

"Madde 15 - 2918 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

Geçici Madde 21 - Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz."

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) – Katılıyoruz Sayın Başkanım, yeter sayı var.

BAŞKAN – Hükûmet?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Katılıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Gerekçeyi mi okutuyorum?

BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Gerekçe…

BAŞKAN – Buyurun.

Gerekçe:

Karayolları Trafik Kanununun 110 uncu maddesi yalnızca görev kuralını değil, ayrıca bu sorumluluk tipinin bağlı bulunduğu maddi hukuk rejimini de düzenlemektedir. Bu yasanın yürürlük öncesinde idari yargıda açılan tam yargı davasının dava dışında kalan bölümünün adli yargıda görülmesi zorunlu olduktan başka alacağın bu bölümünün zamanaşımı ve diğer unsurlar bakımından Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine tabi olacağı açıktır.

Öte yandan geçiş hukuku sorunları gözetilerek "idari yargı ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi" unsurlarıyla maddeye kapsam açıklığı getirilmiştir. Buna göre, Kanunun yürürlüğünden önce idari yargı ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılıp halen görülmekte ve tarafı kamu olan bu alandaki sorumluluk davalarında görevsizlik kararı verilemeyecektir. Aynı şekilde, yürürlük öncesinde adli yargıda açılıp görülmekte olan davalar yönünden 110 uncu maddedeki görev kuralı derhal etki doğuracağı gibi, yürürlük sonrası davalar yönünden de mutlak görev adli yargının olacaktır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum:  Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda 15’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:  Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

16’ncı madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 474 Sırasayılı Tebligat Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısına 16 ncı maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

                 Bekir Bozdağ                             Rıdvan Yalçın                          Mehmet Şandır

                      Yozgat                                         Ordu                                        Mersin

                Halil Ünlütepe                         Hayrettin Çakmak                    Safiye Seymenoğlu

               Afyonkarahisar                                  Bursa                                       Trabzon

                                                               Abdurrahman Arıcı

                                                                         Antalya

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) – Katılıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Katılıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum:  Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir ve 16’ncı madde metinden çıkmıştır.

Diğer maddeler ona göre sıralanacaktır.

17’nci madde üzerinde bir önerge vardır…

BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – “16’ncı madde” olacak.

BAŞKAN – O, yazılırken düzenlenecek efendim.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 474 Sırasayılı Tebligat Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısına 17 nci maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

                 Bekir Bozdağ                            Rıdvan Yalçın                          Halil Ünlütepe

                      Yozgat                                         Ordu                                 Afyonkarahisar

              Hayrettin Çakmak                     Safiye Seymenoğlu                   Abdurrahman Arıcı

                       Bursa                                       Trabzon                                     Antalya

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) – Katılıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Katılıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum:  Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

Böylece 17’nci madde de metinden çıkarılmıştır, sıralama ona göre yapılacaktır.

Bu arada, yeni madde ihdasına dair bir önerge vardır.

Bildiğiniz üzere, görüşülmekte olan tasarı veya teklife konu kanunun komisyon metninde bulunmayan ancak tasarı veya teklif ile çok yakın ilgisi   bulunan bir maddesinin değiştirilmesini isteyen ve komisyonun salt çoğunlukla katıldığı önergeler üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açılacağı İç Tüzük’ün 87’nci maddesinin dördüncü fıkrası hükmüdür. Bu nedenle önergeyi okutup Komisyona soracağım. Komisyon önergeye salt çoğunlukla 13 üyesiyle katılırsa önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açacağım. Komisyon salt çoğunlukla katılmaz ise önergeyi işlemden kaldıracağım.

Şimdi önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 474 Sırasayılı Tebligat Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısına 15 inci maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki maddenin eklenmesini ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

                  Bekir Bozdağ                            Rıdvan Yalçın                          Mehmet Şandır

                       Yozgat                                         Ordu                                       Mersin

                 Halil Ünlütepe                       Abdurrahman Arıcı                  Safiye Seymenoğlu

                Afyonkarahisar                                Antalya                                     Trabzon

                                     Hayrettin Çakmak                        Ayhan Sefer Üstün

                                               Bursa                                          Sakarya

“Madde 16- 21/6/1987 tarihli ve 3402 sayılı Kadastro Kanununa 36 ncı maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.

“Kamu tarafından açılan davalarda yargılama giderleri

Madde 36/A- Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dâhil, yargılama giderine hükmolunmaz.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) – Adalet Komisyonu teklife iştirak etmektedir efendim.

BAŞKAN – Sayıyoruz. Evet. Sayı yeterlidir. Salt çoğunlukla katılıyor.

Hükûmet?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Katılıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Komisyon önergeye  salt çoğunlukla katılmış olduğundan önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açıyorum.

Grup adına söz isteyen, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili Sayın Şandır. (MHP sıralarından alkışlar)

Buyurunuz efendim.

MHP GRUBU ADINA MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Gerçekten, burada olması gereken bir konuda, Meclisimiz, iktidarıyla muhalefetiyle uzlaşarak yeni bir düzenleme yapıyor, madde ihdası yapıyor. Komisyon üyelerini hazır bulunduruyor, birlikte bir madde düzenliyorlar ve toplumun ihtiyacı olan, adaletin temin edilmesi gerekli bir konuda, özellikle de Anayasa’nın 125’inci maddesinin emri doğrultusunda bir düzenleme yapıyoruz. Nedir o düzenleme? Bu önergenin içeriği olarak söylüyorum, idarenin kusurlarından dolayı… “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.” Anayasa hükmünü Kadastro Kanunu’nun 36’ncı maddesine ilave ediyoruz. Böylelikle, özellikle benim bölgem olan, hatta Türkiye’nin her bölgesinde sıkça yaşanan, kadastro çalışmaları sonrasında vatandaşların tapu iptal davasıyla karşı karşıya kalmaları sonucunda mahkemedeki işlemlerin, uzun süren işlemlerin takibi de mümkün olmadığından, doğan dava sonucunun gereği vatandaşa yüklenen bir yükümlülük var: Mahkeme masrafları ve vekâlet ücreti. Düşünün, insanımız, devletin kendisine verdiği tapuyu, yine devletin mahkemede açtığı dava sonucu kaybediyor. Hem tarlasını kaybediyor hem kaybettiği davadan dolayı mahkeme masrafları ve vekâlet ücreti gibi taşıyamayacağı, ödeyemeyeceği bir meblağla, bir cezayla karşı karşıya kalıyor. Bu, Türkiye’de o kadar yaygın ki… Dün gazetelerde buna benzer bir olay da gördük. Köy, kendini toptan satışa çıkartmış! Bu tapu iptal ve kadastro çalışmalarından dolayı her köylüye tahakkuk eden cezayı ödeyememekten dolayı köy topluca kendini satışa çıkarıyor! Toros Dağlarında bu o kadar çok yaşanıyor ki, kadastro çalışmaları oluyor, kadastro çalışmaları sonrasında köylünün ata öte, dedesinden babasından kalan arazisini elinden alıyorsun, bir sebep geliştiriyorsun tapu iptal davası açıyorsun. Netice? Vatandaş bunu takip edemiyor, zamanında itiraz edemiyor, avukat tutup kendini savunamıyor ve sonuç itibarıyla tarlasını kaybediyor. Kaybettiği tarlayla kalmıyor, bir de mahkeme masrafları, Yargıtay masrafları, vekâlet ücreti gibi ağır bir yükle karşı karşıya kalıyor.

Bu konunun düzeltilmesi için Kadastro Kanunu’nun müzakeresi sırasında ısrarla söyledik. Bu adaletsizlik, bu Anayasa’ya da aykırı. Anayasa’nın 125’inci maddesinde çok açık deniliyor ki: “İdare, eylem ve işlemlerinden dolayı ortaya çıkacak cezayı, yükümlülüğü yüklenmek mecburiyetinde.” Dolayısıyla bugün bir başka kanun, Tebligat Kanunu’nun görüşülmesinde gruplar arasında ulaşılan bir mutabakatla böyle bir önergeyle böyle bir düzenleme yapılmış olması Meclisimize yakışmıştır, siyaset kurumuna yakışmıştır, iktidarıyla muhalefetiyle hepimize yakışmıştır.

Değerli milletvekilleri, bu örnekte de görüldüğü gibi, dönemin sonunda geriye dönüp baktığımızda gerçekten şu üç seneyi, şu dört seneye yakın süreyi bence yeterince değerlendiremediğimiz gibi bir sonuca ulaşıyoruz. Burada uzlaşarak nelerin başarılabileceğini şu gün öğleden sonrası itibarıyla bütün Türkiye seyretti, 650 maddelik kanun burada çıktı. Bir kanunun bir maddesinin üç saat müzakere edildiği bu Genel Kurulda, üç saatte 600 madde kabul edildi ve Borçlar Kanunu gibi seksen beş yaşında bir kanun zamanın ve ülkenin ihtiyaçları doğrultusunda değiştirildi. Sekiz yıl emek verilerek hazırlanan, üç yıldır da Meclisimizde görüşülmeyi bekleyen Borçlar Kanunu, Genel Kurulun uzlaşmasıyla, siyasi parti gruplarının uzlaşmasıyla burada, bugün öğleden sonra gerçekleşti. Bu, uzlaşmanın eseri; bu, gerçekten ülkenin, insanımızın ihtiyaçları etrafında siyasetin sorumluluğunun idrakinin eseri. Bu sebeple söylüyorum, geçen üç senenin hesabını bu millet, önce iktidardan ve tüm siyasetten soracak.

Bakın, burada yaptığımız bu düzenleme, bu önergeyle yaptığımız düzenleme bile, binlerce insanımızı rahatlatacak. Tekrar söylüyorum, adamın hem tarlasını alıyorsun, dedesinin tapusunu iptal ediyorsun, sonra da diyorsun ki “Şu kadar avukat ücreti ödeyeceksin, bu kadar mahkeme masrafı ödeyeceksin.” Bunun adı zulüm. Özellikle orman içi ve orman kenarı köylerinde bu o kadar çok yaşanıyor ki. Bir Orman Yüksek Mühendisi olarak, orman teşkilatında çalışmış, orman köylüsüyle iç içe yaşamış bir insan olarak, bunun ızdırabını bilen bir insan olarak söylüyorum ama bunu bugüne kadar kaldırmamışız.

Yani bu Meclis, bu siyaset kurumu, iktidarıyla muhalefetiyle -millet soruyor- neye yarar? Eğer uzlaşırsak işe yarayacak çok şeyi gerçekleştirebileceğimizi işte bugün ortaya koyduk. Bugünkü Borçlar Kanunu uzlaşmasında Sayın Devlet Bahçeli’nin, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanının bize ulaşan, bize verilen talimatı önemli. O uzlaşmayla, siyasi parti gruplarımızın da katılımıyla, iktidar partisi de bu noktada ifade ettiği sözleri bir kenara koyarak, bu uzlaşmanın arkasında durarak, bugün, dediğim gibi, seksen beş yaşındaki bir kanun, burada üç saatte değiştirilerek...

Bir güzellik daha yapıldı, onu da söylemem lazım. Biz bu kanunun içeriğinde mutabık değiliz, çok eksiklikler var. Özellikle dili konusunda itirazımız devam ediyor. Bu kanunun içerisinde Borçlar Kanunu’nun içerisindeki bütünlük sağlanamadığı için yarın uygulamada birçok sorun çıkacağını biliyoruz. Türk Ceza Kanunu’nda çıkan sorunlar gibi burada da çıkacak ama burada birlikte bir güzellik daha yaptık. Yine bir önergeyle Borçlar Kanunu’nun uygulamasını  bir buçuk yıl sonraya erteledik. Oluyor, yani yanlış da yapılsa yanlışa tedbiri, eğer uzlaşırsak, ortak aklı üretmek gibi bir iyi niyet ortaya koyarsak gerçekleştirebiliyoruz. Bu bir  buçuk yıl içerisinde yani 2012 yılının Temmuz ayına kadar bu kanunu uygulayacak olanlar ve bu kanunun muhatabı olan özel kişiler, şirketler bütün eksikliklerini tekrar tartışarak düzeltilmesi için muhtemelen siyasetin önüne tekrar gelecekler ve biz bu Mecliste tekrar bu Borçlar Kanunu’nun ilgili maddelerini düzeltecek bir kanunu daha kabul edeceğiz ama sonuç itibarıyla seksen beş yıldır değiştirilemeyen Borçlar Kanunu yenilenmiş olacak.

Tekrar ediyorum değerli arkadaşlar, uzlaşma önemli bir hadisedir. Uzlaşmanın sonuçları milletimizi, ülkemizi çok yakından ilgilendirdiği için uzlaşma kültürünü bir ahlak, bir sorumluluk ahlakı hâline getirmemiz gerekiyor. Bunun en canlı sonuçlarını bugün yaşadık.

Kadastro Kanunu’nun 36’ncı maddesine bu ilavenin yapılmasında emeği olan Sayın Rıdvan Yalçın, Milliyetçi Hareket Partisi Ordu Milletvekili ve buna katılan Adalet Komisyonu Başkanı Sayın Ahmet İyimaya’ya ve tüm gruplarımıza çok teşekkür ediyorum. Gerçekten toplumun en fakir kesimini çok acı, çok haksız, zulme dönüşen bir yükten kurtarmış oldunuz. Hepinize de buna katkı verdiğiniz için çok teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Şandır.

Yeni madde ihdasına dair önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Bir yeni madde ihdası daha vardır, önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 474 Sırasayılı Tebligat Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısına 16’ncı maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki maddenin eklenmesini ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

                 Bekir Bozdağ                             Rıdvan Yalçın                       Abdurrahman Arıcı

                      Yozgat                                         Ordu                                        Antalya

            Ayhan Sefer Üstün                        Mehmet Şandır                          Halil Ünlütepe

                     Sakarya                                       Mersin                                Afyonkarahisar

“Madde 17- 3402 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

Geçici Madde 11- Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunluğuyla katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) - Katılıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Katılıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Önergeyi yeni bir madde olarak işleme alıyorum.

Söz isteyen var mı? Yok.

Bu yeni madde ihdasına ilişkin önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

18’inci madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:

 

 

 

 

 

 

 

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 474 Sırasayılı Tebligat Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısına 18’inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer bendin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                      Bekir Bozdağ                                       Rıdvan Yalçın                      

                                           Yozgat                                                   Ordu             

                   Ünal Kacır                            Hayrettin Çakmak                    Abdurrahman Arıcı

                     İstanbul                                        Bursa                                       Antalya

                                                               Safiye Seymenoğlu

                                                                        Trabzon

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) – Katılıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen bu önerge doğrultusunda 18’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

19’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Böylece, ikinci bölümde yer alan maddelerin oylaması tamamlanmıştır.

Tasarının görüşmeleri tamamlanmıştır.

Tasarının tümünü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

Hayırlı olsun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

8’inci sırada yer alan, Bazı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Bir Kısım Borç ve Alacaklarının düzenlenmesine Dair Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

8.- Bazı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Bir Kısım Borç ve Alacaklarının Düzenlenmesine Dair Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/877) (S. Sayısı: 535)

BAŞKAN - Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.  

Komisyonun bulunamayacağı anlaşıldığından ve siyasi parti grupları arasında uzlaşma olduğundan, alınan karar gereğince, kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için 12 Ocak 2011 Çarşamba günü saat 13.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

                                                               

 

Kapanma Saati: 20.34