DÖNEM: 23 YASAMA
YILI: 5
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
CİLT : 80
11’inci Birleşim
26 Ekim 2010 Salı
(Bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile
konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş
alıntı sözler aslına uygun olarak
yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L E R
I. - GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
II. - GELEN KAĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI
1.- Ordu
Milletvekili Rahmi Güner’in, Ordu ilinin ekonomik ve
sosyal sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu
yardımlarının dağıtımında yaşanan sorunlara ilişkin gündem dışı konuşması ve
Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’nın cevabı
3.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersin’in, İzmir Seferihisar ilçesi Sığacık Körfez’inde
kurulmak istenen orkinos yetiştirme tesisinin yaratacağı çevre sorunlarına ve
milletvekillerine gönderilen mektupların ilgili idare amiri tarafından
kendilerine iletilmediğine ilişkin gündem dışı konuşması ve Çevre ve Orman
Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Muş
Milletvekili M. Nuri Yaman’ın, sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının
işleyişine ilişkin açıklaması
2.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, esnafın vergi, BAĞ-KUR ve
SSK borçlarının çözümüne ilişkin açıklaması
3.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu’nun
yaptığı yardımlara ilişkin açıklaması
4.- Adana
Milletvekili Mustafa Vural’ın, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu
tarafından yapılan yardımların dağıtım zamanına ilişkin açıklaması
5.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in, konuşmasında geçen birçok konuya Devlet Bakanı
Hayati Yazıcı’nın değinmediğine ilişkin açıklaması
6.- Bursa
Milletvekili Necati Özensoy’un, sosyal yardımlaşma ve
dayanışma vakıflarının dağıttığı kömürleri TKİ’nin dışarıdan satın aldığına
ilişkin açıklaması
7.- Yalova
Milletvekili Muharrem İnce’nin, milletvekillerine gelen mektupların idare amiri
tarafından engellendiğine ve bu konunun incelenerek Başkanlık Divanınca
açıklama yapılmasına ilişkin açıklaması
8.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Ufuk Uras’ın, kendisine ve milletvekillerine gelen birçok
yazılı metnin kendilerine ulaşmadığına ilişkin açıklaması
9.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, orkinos yetiştirme
tesisi kurulmasına, Gaziantep Yamaçoba mevkisindeki
taş ocaklarına, İkizdere Vadisi’ne kurulması düşünülen HES’e
ilişkin açıklaması
10.- Tunceli
Milletvekili Kamer Genç’in, 8 Martta Elâzığ’da meydana gelen depremden sonra
vatandaşların yaşadıkları sorunlara ilişkin açıklaması
VI.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Devlet Bakanı
Hayati Yazıcı’nın, Muş Milletvekili M. Nuri Yaman,
Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir ve Bursa Milletvekili Necati Özensoy’un, şahsına sataşmaları nedeniyle konuşması
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Kenya
Parlamentosu Yerel Yönetimler ve Fon Hesapları Komisyonu Başkanı Pollynis Anyango ve beraberinde
bir parlamento heyetinin ülkemizi ziyaretine ilişkin Başkanlık tezkeresi
(3/1320)
2.- CHP Grup Başkanlığınca, NATO Parlamenter Asamblesi Türk
Grubunda boş bulunan asıl üyeliğe aday gösterilen Balıkesir Milletvekili
Hüseyin Pazarcı ve Parlamentolararası Birlik Türk
Grubunda boş bulunan üyeliğe Ankara Milletvekili Emrehan
Halıcı’nın, Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonunda
boş bulunan üyeliğe de BDP Grup Başkanlığınca aday gösterilen Mardin
Milletvekili Emine Ayna’nın üyeliklerine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1321)
3.- (10/348, 551,
666, 667, 668) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Başkanlığının, süre
uzatımına ilişkin tezkeresi (3/1322)
4.- Türkiye
Cumhuriyeti ile Finlandiya Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan
Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması ve Eki Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın yeniden incelenmek
üzere geri verilmesine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/1323)
5.- Bazı
milletvekillerine, Başkanlık tezkeresinde belirtilen sebep ve sürelerle izin
verilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1324)
6.- Şırnak
Milletvekili Sevahir Bayındır’a ödenek ve yolluğunun
verilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1325)
B) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Burdur
Milletvekili Ramazan Kerim Özkan ve 23 milletvekilinin, hayvancılık sektörünün
sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/889)
2.- Adana
Milletvekili Nevingaye Erbatur
ve 25 milletvekilinin, millî eğitim sınav sistemindeki değişikliklerin
etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/890)
3.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir ve 20 milletvekilinin, terör örgütünün malî
kaynaklarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/891)
4.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru ve 19 milletvekilinin, mahkûmların uyuşturucu
kullanımı ve bunun yarattığı sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/892)
C) Önergeler
1.- Ankara Miletvekili Yılmaz Ateş’in, (2/451) esas numaralı Kanun
Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/236)
VIII.- ÖNERİLER
A) Danışma Kurulu Önerileri
1.- Gündemdeki
sıralama ile Genel Kurulun çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine ilişkin
Danışma Kurulu önerisi
IX.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in, Gaziantep’te tarımın geliştirilmesine yönelik
projelere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü
soru önergesi (6/1094) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
2.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in, bazı sivil toplum kuruluşlarına yönelik
yaptırımlara ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1095) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın
cevabı
3.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in, suçluluğun önlenmesine yönelik sosyal projelere ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1108) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
4.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun,
Bakırköy ve Bahçelievler’deki asayiş olaylarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1141) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
5.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, Zile-Artova yolunun asfaltlanmasına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1159) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
6.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, köy korucularının özlük haklarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1160) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
7.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, Niksar’daki bir yolun bakımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1165) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
8.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, Turhal ve Niksar’da arıtma tesisi kurulmasına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1166) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
9.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun,
Şanlıurfa Valisinin bir parti etkinliğine katıldığı iddiasına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1169) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
10.- Antalya
Milletvekili Tayfur Süner’in, Antalya’da bir parktaki
ağaç kesimine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1209) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın
cevabı
11.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, Gaziantep Büyükşehir Belediyesinin
bir ihalesine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1231) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın
cevabı
12.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse’nin, Adıyaman’daki bir yolun durumuna ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1235) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
13.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse’nin, kamu idarelerinin bütçelerinden Adıyaman’daki
sivil toplum kuruluşlarına yapılan yardımlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1237) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
14.- Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlu’nun, bir köyün içme
suyu sorununa ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1312) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın
cevabı
15.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, bir kasabanın yolunun asfaltlanmasına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1339) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
16.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, bir köyün su
sıkıntısına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1365) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın
cevabı
17.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, Zile-Artova yolunun iyileştirilmesine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1553) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
18.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, farklı şartlarda çalışan Emniyet Teşkilatı
çalışanlarının özlük haklarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1647) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
19.- Mersin
Milletvekili Akif Akkuş’un, akaryakıt ödeneği bulunmayan belediyelere ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1669) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
20.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in, muhtarların özlük haklarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1671) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
21.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, işyerlerine Türkçe isim verilmesinin
özendirilmesine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1690) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın
cevabı
22.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalış’ın, il genel meclisi
üyelerinin özlük haklarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1744) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
23.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Erzurum’un trafik
altyapısına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1773) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın
cevabı
24.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bir derenin ıslahına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1786) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
25.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, sulama birliklerinin borçlarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1794) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
26.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, EGO’nun öğrenci bandrol
ücretine ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1840) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
27.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun,
polis meslek yüksek okullarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1848) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
28.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, muhtarların özlük haklarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1856) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
29.-Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Beyoğlu Belediyesi
tiyatro salonunun mühürlenmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1872) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
30.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, bir köyün yol sorununa ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1902) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
31.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, bir beldenin yolunun yapımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1920) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
32.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bir köyün yol sorununa ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1923) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
33.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bir köyün içme suyu
şebekesine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1928) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın
cevabı
34.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı köy yollarının
durumuna ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1942) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
35.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, muhtarların özlük haklarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1966) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
36.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, araçlara kesilen para cezalarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1996) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
37.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat’taki belediyelerin İller Bankasına olan
borçlarına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1999) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın
cevabı
38.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Posof’taki bazı
köylerdeki yol ve su çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2014) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
39.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bir köyün altyapı
hizmetlerine ayrılan ödeneğe ilişkin sözlü soru önergesi (6/2024) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
40.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, bir köy yolunun yapılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2091) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
41.- İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, İzmir’de altyapı çalışmaları nedeniyle
esnafın uğradığı mağduriyete ilişkin sözlü soru önergesi (6/2132) ve İçişleri
Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
42.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Göle ilçesindeki konteyner ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2134) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
43.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, bir köy yolunun asfaltlanmasına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2147) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Türk Ticaret
Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96)
2.- Türk Borçlar
Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S. Sayısı: 321)
3.- Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, Samsun Milletvekili Suat Kılıç, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili
Nurettin Canikli, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı ve 3 Milletvekilinin; Sayıştay Kanunu Teklifi ve Avrupa Birliği
Uyum ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (2/594) (S. Sayısı: 510)
XI.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Adana
Milletvekili Nevingaye Erbatur’un,
obeziteye yönelik önlemlere ilişkin sorusu ve Sağlık
Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı (7/15188)
2.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, Adana’daki sağlık
kuruluşlarına ve sağlık görevlilerine ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı (7/15293)
3.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, sanayicilerin
desteklenmesine ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün’ün
cevabı (7/15499)
4.- İstanbul
Milletvekili Bayram Ali Meral’in, KARDEMİR yönetimine ilişkin sorusu ve Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’in cevabı
(7/15620)
5.- Yalova
Milletvekili Muharrem İnce’nin, Finlandiya’ya düzenlenen bir geziye ilişkin
sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun
cevabı (7/15652)
6.- Artvin
Milletvekili Metin Arifağaoğlu’nun, Artvin’deki HES
inşaatlarındaki sorunlara ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/15720)
7.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, Beylikdüzü
kaymakamıyla ilgili bazı iddialara ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Beşir
Atalay’ın cevabı (7/15737)
8.- Yalova
Milletvekili Muharrem İnce’nin, öğretmenlerin özür durumuna bağlı yer
değiştirmelerine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı (7/15747)
9.- Edirne
Milletvekili Rasim Çakır’ın, Uzunköprü ilçesindeki taşımalı eğitime ilişkin
sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun
cevabı (7/15748)
10.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, öğretmenlere ve özür
grubuna bağlı yer değiştirme kılavuzuna ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı
Nimet Çubukçu’nun cevabı (7/15752)
11.- İstanbul
Milletvekili Atila Kaya’nın, Millî Eğitim kurumları
yöneticilerinin atama ve yer değiştirme yönetmeliğine ilişkin sorusu ve Millî
Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı (7/15755)
12.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateş’in, Türkiye Bilişim Vadisi projesine ilişkin
Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı (7/15833)
13.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, Devlet Şeref
Madalyası verilmesine ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçek’in cevabı (7/15893)
14.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, bir
atama ve görevlendirme işlemine ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Ömer Dinçer’in cevabı (7/15912)
15.- Trabzon
Milletvekili Süleyman Latif Yunusoğlu’nun, emeklilere
yönelik intibak düzenlemesine ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Ömer Dinçer’in cevabı (7/15913)
16.- İstanbul
Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın, Tuzla’da çevre
kirliliğini önlemeye yönelik çalışmalara ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman
Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/15921)
17.- Trabzon
Milletvekili M. Akif Hamzaçebi’nin, Araklı’daki bir alan üzerindeki işlemlere ilişkin sorusu ve
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
(7/15927)
18.- İstanbul
Milletvekili Ahmet Tan’ın, atık yağların toplanmasına ilişkin sorusu ve Çevre
ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/15928)
19.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankut’un, parti haberlerinin
yayınlanmasına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/15939)
20.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersin’in, RTÜK’ün bir kanala verdiği para cezasına ilişkin
sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın
cevabı (7/15942)
21.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Aktaş
Sınır Kapısı inşaatının tamamlanmasına ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı Ahmet
Davutoğlu’nun cevabı (7/15971)
22.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, yurt dışı
temsilciliklerin personel sayısına ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun cevabı (7/15972)
23.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, müze ve ören
yerlerinin özelleştirilmesine ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı
Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/16043)
24.- İstanbul
Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın, arkeologların
istihdamına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/16044)
25.- Balıkesir
Milletvekili Hüseyin Pazarcı’nın, Edremit-Güre’deki
arkeolojik kalıntılarla ilgili çalışmalara ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm
Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/16046)
26.- İstanbul
Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın, yurtdışına
kaçırılan bir tarihî esere ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/16047)
27.- Manisa
Milletvekili Şahin Mengü’nün, bir dizideki gizli
reklam iddiası üzerine işlem başlatılmasına ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret
Bakanı Nihat Ergün’ün cevabı (7/16096)
28.- İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhan’ın, ithal ürünlerin uygunluk denetimine ilişkin
sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün’ün cevabı (7/16097)
29.- Samsun
Milletvekili Osman Çakır’ın, boşaltılan bir binaya ve kiralanan katlara ilişkin
sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün’ün cevabı (7/16098)
30.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, organize sanayi
bölgelerine ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün’ün cevabı
(7/16099)
31.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars Küçük Sanayi
Sitesindeki işyerlerinin kura ile dağıtılmasına ilişkin sorusu ve Sanayi ve
Ticaret Bakanı Nihat Ergün’ün cevabı (7/16100)
32.- Denizli
Milletvekili Hasan Erçelebi’nin, bir yabancı
gazetedeki iddiaya ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçek’in cevabı (7/16200)
33.- Giresun
Milletvekili Murat Özkan’ın, referandum sürecinde siyasi partilerin sanal
reklam uygulamasına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınç’ın cevabı (7/16229)
34.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, RTÜK’ün bir
televizyon kanalına uyguladığı cezaların silindiği iddialarına ilişkin sorusu
ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın
cevabı (7/16230)
35.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’deki
yatırımlara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı (7/16245)
36.- Kırklareli
Milletvekili Turgut Dibek’in, TÜİK’in enflasyon
oranını hesaplamasına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
(7/16247)
37.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, elektrik ve doğalgaz
fiyatlarına zam yapılmayacağı açıklamasının zamanlamasına ilişkin sorusu ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/16255)
38.- İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhan’ın, bir konuşmasına ilişkin Başbakandan sorusu ve
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in cevabı (7/16336)
39.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, bir konuşmasına ilişkin
Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in
cevabı (7/16339)
I.-
GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 14.03’te açılarak dört oturum yaptı.
Konya
Milletvekili Orhan Erdem’in, sosyal yardımlara,
Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse’nin, 2010 Avrupa Yoksulluk ve Sosyal Dışlanmışlıkla
Mücadele Yılı’na,
İlişkin gündem
dışı konuşmalarına, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı cevap verdi.
Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan, partisine mensup milletvekillerine yapılan
saldırılara ilişkin gündem dışı bir konuşma yaptı.
Muş Milletvekili
M. Nuri Yaman, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’nın
yapılan sosyal yardımlar hususundaki konuşmasına,
Tokat
Milletvekili Reşat Doğru, ülkenin ve Tokat ilinin en önemli sorununun işsizlik
ve yoksulluk olduğuna,
Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan, Silopi’de Şırnak
Milletvekili Sevahir Bayındır’a yapılan saldırıdan
sonra, İçişleri Bakanlığının ve Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunun bu
konuda herhangi bir işlem yapmadığına,
İlişkin birer
açıklamada bulundular.
Muş Milletvekili
M. Nuri Yaman ve 19 milletvekilinin, Akkuyu Nükleer
Santrali’nin olası etkilerinin (10/885),
Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür ve 24 milletvekilinin,
şiddet ve intihar olaylarının nedenlerinin (10/886),
Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya ve 20
milletvekilinin, sınava dayalı eğitim sisteminin yol açtığı sorunların
(10/887),
Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve 23 milletvekilinin,
usta öğreticilerin sorunlarının (10/888),
Araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla birer Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin
gündemdeki yerlerini alacağı ve ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı
açıklandı.
Gündemin “Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler”
kısmında yer alan (10/215) esas numaralı, gıda güvenliğini tehdit eden
hormonlar, katkı maddeleri, genetiği değiştirilmiş ve insan sağlığına etkileri
ile (10/167) esas numaralı gıda fiyatlarında meydana gelen hızlı artışın
nedenlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergelerinin ön görüşmelerinin Genel
Kurulun 21/10/2010 Perşembe günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin MHP Grubu önerisi yapılan görüşmelerden sonra kabul
edilmedi.
Gündemin “Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler”
kısmında yer alan (10/806) esas numaralı, hayvancılık sektöründeki sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergenin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 21/10/2010 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
CHP Grubu önerisi üzerinde bir süre görüşüldü, istem üzerine elektronik cihazla
yapılan yoklamalarda toplantı yeter sayısı bulunamadığından,
26 Ekim 2010 Salı
günü, saat 15.00’te toplanmak üzere birleşime 17.16’da son verildi.
|
|
Sadık
YAKUT |
|
|
|
Başkan Vekili |
|
|
|
|
|
|
Bayram
ÖZÇELİK |
|
Murat
ÖZKAN |
|
Burdur |
|
Giresun |
|
Kâtip Üye |
|
Kâtip Üye |
|
|
|
|
|
|
Fatih
METİN |
|
|
|
Bolu |
|
|
|
Kâtip Üye |
|
|
|
|
|
No.: 15
II.- GELEN KÂĞITLAR
22 Ekim 2010 Cuma
Teklifler
1.- İstanbul Milletvekili
Sebahat Tuncel’in; 4721 Türk Medeni Kanun Teklifi
(2/759) (Kadın Erkek Fırsat Eşitliği ile Adalet Komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi: 6.10.2010)
2.- Bursa Milletvekili Kemal
Demirel’in; Vergi ve Benzeri Alacakların Yeniden Yapılandırılarak Tahsilinin
Sağlanması ile 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/760) (Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
7.10.2010)
3.- Ordu Milletvekili Rıdvan
Yalçın’ın; Nafaka Alacaklılarının Korunmasına Dair Kanun Teklifi (2/761)
(Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler; Adalet ile Plan ve Bütçe
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 8.10.2010)
4.- Muş Milletvekili M. Nuri
Yaman’ın; 3/11/1980 Tarihli ve 2330 Sayılı Nakdi
Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin
Kanun Teklifi (2/762) (Milli Savunma ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2010)
Tezkereler
1.- Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/1313) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18.10.2010)
2.- Balıkesir Milletvekili
Mehmet Cemal Öztaylan’ın Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/1314) (Anayasa ve Adalet
Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi:
18.10.2010)
3.- Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan ve Siirt Milletvekili Osman Özçelik’in Yasama
Dokunulmazlıklarının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/1315)
(Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18.10.2010)
4.- Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/1316) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18.10.2010)
5.- Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/1317) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden
Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.10.2010)
6.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması
Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/1318) (Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.10.2010)
7.- Adana Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat’ın Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/1319) (Anayasa ve Adalet
Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi:
18.10.2010)
No.: 16
25 Ekim 2010 Pazartesi
Raporlar
1.- Muğla Milletvekili Gürol
Ergin’in; 6237 Sayılı Limanlar İnşaatı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ve İçtüzüğün 37’nci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınma
Önergesi (2/481) (S. Sayısı: 560) (Dağıtma tarihi: 25.10.2010)
2.- Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Eğitim Alanında
İşbirliğinin Güçlendirilmesine Dair Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/854) (S.
Sayısı: 561) (Dağıtma tarihi: 25.10.2010)
3.- Uluslararası Kalkınma
Hukuku Örgütünün Kuruluşu Hakkında Anlaşmaya Katılmamızın Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/644) (S. Sayısı: 562)
(Dağıtma tarihi: 25.10.2010)
4.- Türkiye Cumhuriyeti ve
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hukukuna Göre Kurulmuş Olan Üniversitelerin
Karşılıklı Tanınmasına Dair Milletlerarası Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/725) (S.
Sayısı: 563) (Dağıtma tarihi: 25.10.2010)
5.-Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Yükseköğretim Alanında
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/849) (S. Sayısı: 564) (Dağıtma tarihi: 25.10.2010)
Sözlü Soru Önergeleri
1.- Aksaray Milletvekili
Osman Ertuğrul’un, Sarıyahşi-Kırşehir arasında köprü inşa edilmesine ilişkin
Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/2198) (Başkanlığa geliş tarihi: 04/10/2010)
2.- Tunceli Milletvekili
Kamer Genç’in, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısının bir açıklamasına ilişkin
Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/2199) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
3.- Gaziantep Milletvekili
Hasan Özdemir’in, Gaziantep’te kapanan işletmelere ilişkin Sanayi ve Ticaret
Bakanından sözlü soru önergesi (6/2200) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/10/2010)
4.- Gaziantep Milletvekili
Hasan Özdemir’in, Gaziantep’te uyuşturucuyla mücadeleye ilişkin İçişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/2201) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/10/2010)
5.- Gaziantep Milletvekili
Hasan Özdemir’in, madencilik sektörünün sorunlarına ve desteklenmesine ilişkin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/2202) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/10/2010)
6.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğru’nun, Tokat ilinin buğday üretimine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/2203) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/10/2010)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, bazı istatistiki verilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/16396) (Başkanlığa geliş tarihi: 04/10/2010)
2.- Denizli Milletvekili
Hasan Erçelebi’nin, banka kredilerinin yol açtığı mağduriyetlere
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16397) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
3.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, bir köyün su sorununa ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16398) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
4.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Devletin yaptığı yardımlara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16399) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
5.- Kars Milletvekili Gürcan Dağdaş’ın, Kars iline Gazi ünvanı
verilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16400) (Başkanlığa
geliş tarihi: 05/10/2010)
6.- İzmir Milletvekili Kemal Anadol’un, İstanbul Valisinin stant kurmak isteyen bir
partiye izin vermediği iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/16401) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
7.- İzmir Milletvekili Bülent
Baratalı’nın, bir üniversite açılışında yaptığı
konuşmaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16402) (Başkanlığa geliş
tarihi: 05/10/2010)
8.- Muğla Milletvekili Fevzi
Topuz’un, Milas’ta SİT alanı ilan edilen yerde kömür çıkartma çalışmalarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16403) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
9.- Mersin Milletvekili Ali
Rıza Öztürk’ün, tutuklamaya ve tutukluluk süresinin
uzunluğuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16404) (Başkanlığa geliş
tarihi: 05/10/2010)
10.- Manisa Milletvekili
Şahin Mengü’nün, bir köşe yazarının işine son
verilmesi karşılığında bir medya grubuna imtiyazlar sağlandığı iddiasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16405) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
11.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, memurlara yapılan giyecek yardımından gelir vergisi
kesilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16406) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/10/2010)
12.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, KPSS’de branşlara göre soru
sorulup sorulmayacağına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16407)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/10/2010)
13.- Şanlıurfa Milletvekili
İbrahim Binici’nin, telefonlarının dinlendiği
iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16408) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/10/2010)
14.- Mersin Milletvekili Ali
Rıza Öztürk’ün, 12 Eylül dönemi mağdurlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16409) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/10/2010)
15.- Zonguldak Milletvekili
Ali İhsan Köktürk’ün, üniversitelerde sivil polis görevlendirilmesi
uygulamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16410) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/10/2010)
16.- Zonguldak Milletvekili
Ali İhsan Köktürk’ün, erişimi engellenen internet sitelerine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16411) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/10/2010)
17.- Zonguldak Milletvekili
Ali İhsan Köktürk’ün, taşeronlaşma sorununa ve İşsizlik Sigortası Fonuna
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16412) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/10/2010)
18.- İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız’ın, Başbakana verilen fahri doktora
unvanlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16413) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/10/2010)
19.- Bursa Milletvekili Abdullah
Özer’in, TRT 5 Anadolu kanalının açılış törenine ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/16414) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/10/2010)
20.- Yalova Milletvekili
Muharrem İnce’nin, Türkiye’nin iç ve dış borç toplamına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/16415) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/10/2010)
21.- Mersin Milletvekili Ali
Rıza Öztürk’ün, Diyanet İşleri Başkanının bir
açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16416) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/10/2010)
22.- Ankara Milletvekili
Yılmaz Ateş’in, Porsuk ve Ankara Çaylarındaki kirlenmeye ve termik santral
kurulacağı iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16417)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/10/2010)
23.- Şanlıurfa Milletvekili
İbrahim Binici’nin, çocuk yetiştirme yurdundan kaçan
17 yaşındaki bir kız çocuğuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/16418) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/10/2010)
24.- Muş Milletvekili M. Nuri
Yaman’ın, RTÜK’ün görev ve yetkilerine ve bazı dizilere ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/16419) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/10/2010)
25.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Deniz Feneri davasına ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/16420) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
26.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, cezaevlerindeki işkence ve kötü muamele
iddialarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/16421)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/10/2010)
27.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, DSİ 12. Şube Müdürlüğüne ilişkin
Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/16422) (Başkanlığa geliş
tarihi: 05/10/2010)
28.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, Orhaneli’de
çıkan orman yangınına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/16423) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
29.- Balıkesir Milletvekili
Ergün Aydoğan’ın, Simav Çayının kirliliğine ilişkin
Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/16424) (Başkanlığa geliş
tarihi: 05/10/2010)
30.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, Ulusal Ajansa yapılan açıktan
atamalara ilişkin Devlet Bakanından (Cevdet Yılmaz) yazılı soru önergesi
(7/16425) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/10/2010)
31.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, Ulusal Ajansın yaptığı mali
yardımlara ilişkin Devlet Bakanından (Cevdet Yılmaz) yazılı soru önergesi
(7/16426) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/10/2010)
32.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçay’ın, dış ticaret açığına ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Zafer
Çağlayan) yazılı soru önergesi (7/16427) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
33.- Kırklareli Milletvekili
Turgut Dibek’in, DTM’nin 2008 yılı uzman yardımcılığı sınavıyla ilgili bazı
iddialara ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Zafer Çağlayan) yazılı soru
önergesi (7/16428) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/10/2010)
34.- Trabzon Milletvekili
Süleyman Latif Yunusoğlu’nun, Yunanistan’daki
camilerin durumuna ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/16429)
(Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
35.- Bursa Milletvekili Onur Öymen’in, BM İnsan Hakları Komisyonunun İsrail’in Mavi
Marmara ve diğer yardım gemilerine yönelik saldırısı hakkındaki raporuna
ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/16430) (Başkanlığa geliş
tarihi: 05/10/2010)
36.- Konya Milletvekili
Atilla Kart’ın, MTA Orta Anadolu 2. Bölge Müdürlüğü ile ilgili bazı iddialara
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/16431)
(Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
37.- Kırklareli Milletvekili
Turgut Dibek’in, EÜAŞ’ın, Çayırhan
Kömür Sahası İhalesinin iptaline ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/16432) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
38.- Bursa Milletvekili Kemal
Demirel’in, bir köyün elektrik sorununa ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/16433) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
39.- İzmir Milletvekili Kamil
Erdal Sipahi’nin, bir köyün su sorununun çözümüne ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/16434) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
40.- Bursa Milletvekili Kemal
Demirel’in, bir derenin ıslah edilmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/16435) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
41.- Bursa Milletvekili Kemal
Demirel’in, bir köyün bazı sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/16436) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
42.- Bursa Milletvekili Kemal
Demirel’in, bir köyün bazı sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/16437) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
43.- Bursa Milletvekili Kemal
Demirel’in, bir köyün bazı sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/16438) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
44.- Bursa Milletvekili Kemal
Demirel’in, bir köyün bazı sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/16439) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
45.- Bursa Milletvekili Kemal
Demirel’in, bir köyün bazı sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/16440) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
46.- Bursa Milletvekili Kemal
Demirel’in, bir köyün bazı sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/16441) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
47.- Bursa Milletvekili Kemal
Demirel’in, bir köye sulama göleti yapılmasına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/16442) (Başkanlığa geliş
tarihi: 05/10/2010)
48.- Mersin Milletvekili Ali
Rıza Öztürk’ün, bir Kazak işadamının Türk
vatandaşlığına kabul edilmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/16443) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
49.- Gaziantep Milletvekili
Hasan Özdemir’in, Karkamış Emniyet Amirliğinin Lojman ihtiyacına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/16444) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/10/2010)
50.- Hakkari Milletvekili
Hamit Geylani’nin, bazı imam ve öğretmenlerin zorla korucu
yapıldığı iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/16445) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/10/2010)
51.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, 3 Haziran 2010’da düzenlenen bir yürüyüşle
ilgili soruşturmaya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/16446)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/10/2010)
52.- İstanbul Milletvekili
Sebahat Tuncel’in, Bodrum’da öldürülen bir kadına ve
medyanın cinsiyetçi diline ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/16447) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/10/2010)
53.- Yalova Milletvekili
Muharrem İnce’nin, bir köy yolunun yapılmasına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/16448) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/10/2010)
54.- Ordu Milletvekili Rıdvan
Yalçın’ın, referandumda oy kullanılmayan veya sadece sandık görevlilerinin oy
kullandığı sandık adedine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/16449) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/10/2010)
55.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, bir caminin onarılarak ibadete
açılmasına ve Ayasofya’ya ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru
önergesi (7/16450) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
56.- Muğla Milletvekili Ali Arslan’ın, Telmessos’un restorasyonuna ilişkin Kültür ve
Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/16451) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
57.- Muğla Milletvekili Ali Arslan’ın, Babadağ’a teleferik yapılmasına ilişkin Kültür
ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/16452) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
58.- Muğla Milletvekili Ali Arslan’ın, Fethiye’ye kruvaziyer
limanı yapılmasına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/16453)
(Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
59.- Muğla Milletvekili Ali Arslan’ın, bir ören yerinin sorunlarına ilişkin Kültür ve
Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/16454) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
60.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, Ani Harabelerinde cuma namazı
kılanlardan giriş ücreti alındığı iddialarına ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/16455) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/10/2010)
61.- İzmir Milletvekili Kamil
Erdal Sipahi’nin, İzmir’in EXPO 2020 adaylığına ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/16456) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/10/2010)
62.- Ordu Milletvekili Rıdvan
Yalçın’ın, yurt içi ve yurt dışında restore edilen eserlere ilişkin Kültür ve
Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/16457) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/10/2010)
63.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçay’ın, Bakanlık personeline ödenen ek ödemeye ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/16458) (Başkanlığa geliş tarihi: 04/10/2010)
64.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, orta vadeli programın geç hazırlanmasına ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/16459) (Başkanlığa geliş tarihi: 04/10/2010)
65.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçay’ın, bazı vergi oranlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/16460) (Başkanlığa geliş tarihi: 04/10/2010)
66.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, bir okula yapılan saldırıya ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/16461) (Başkanlığa geliş
tarihi: 05/10/2010)
67.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, Bursa’daki okullara yapılan atamalara
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/16462) (Başkanlığa
geliş tarihi: 05/10/2010)
68.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, Bursa’daki öğretmen açığına ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/16463) (Başkanlığa geliş
tarihi: 05/10/2010)
69.- Gaziantep Milletvekili
Yaşar Ağyüz’ün, sahte diplomalara YÖK tarafından
denklik onayı verildiği iddiasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/16464) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
70.- Muş Milletvekili M. Nuri
Yaman’ın, bir lise pansiyonunun sorunlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/16465) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
71.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, teknik öğretmenlerin sorunlarına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/16466) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/10/2010)
72.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, Anadolu liselerindeki boş
kontenjanlara yapılan yerleştirmelere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/16467) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/10/2010)
73.- Yalova Milletvekili
Muharrem İnce’nin, 2007-2010 yılları arasında üniversitelerden ilişiği kesilen
öğrenci sayısı ve gerekçelerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/16468) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/10/2010)
74.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, astsubayların özlük haklarına ilişkin
Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/16469) (Başkanlığa geliş
tarihi: 05/10/2010)
75.- İzmir Milletvekili Kamil
Erdal Sipahi’nin, tek tip askerlik uygulamasına ilişkin Milli Savunma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/16470) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
76.- Adana Milletvekili
Kürşat Atılgan’ın, denizaltı alımı için açılan ihaleye ilişkin Milli Savunma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/16471) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
77.- İzmir Milletvekili Kamil
Erdal Sipahi’nin, Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesine ilişkin Milli
Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/16472) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/10/2010)
78.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, TMMOB’un aldığı bir
karara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/16473)
(Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
79.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, Nizip ve Besni
kooperatiflerindeki bazı uygulamalara dair iddialara ilişkin Sanayi ve Ticaret
Bakanından yazılı soru önergesi (7/16474) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
80.- Balıkesir Milletvekili
Ergün Aydoğan’ın, Türk Patent Enstitüsüne eleman alımı
ile ilgili iddialara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi
(7/16475) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
81.- İzmir Milletvekili Ahmet
Kenan Tanrıkulu’nun, Ödemiş Organize Sanayi
Bölgesinin faaliyete geçirilmesine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı
soru önergesi (7/16476) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/10/2010)
82.- Adana Milletvekili
Hulusi Güvel’in, Adana’daki işletmelere KOSGEB
tarafından sağlanan desteklere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru
önergesi (7/16477) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/10/2010)
83.- Adana Milletvekili
Hulusi Güvel’in, KOBİ’lere sağlanan desteklere
ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/16478) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/10/2010)
84.- İzmir Milletvekili Ahmet
Kenan Tanrıkulu’nun, “sıfır faizli hayvancılık
kredisi” uygulamalarına ve süt üreticilerinin sorunlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/16479)
(Başkanlığa geliş tarihi: 04/10/2010)
85.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, artan et fiyatlarına ve et ithaline
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/16480) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
86.- İzmir Milletvekili Kamil
Erdal Sipahi’nin, hayvancılığın geliştirilmesi ve ithal et konusuna ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/16481) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
87.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, TMO’dan ayrılmış
eski idarecilerin çalıştıkları firmalardan ürün alındığı iddialarına ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/16482) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
88.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, TMO
çalışanlarının Yenimahalle TOKİ konutlarında bulunan lojmanlarına ilişkin Tarım
ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/16483) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
89.- Gaziantep Milletvekili
Hasan Özdemir’in, Kırsal Alanda Sosyal Destek Projesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/16484)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/10/2010)
90.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, ithal etlerin denetimine ve hayvancılığın
geliştirilmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/16485) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/10/2010)
91.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğru’nun, Tokat’ta afetlerden etkilenen çiftçilere yapılan yardım miktarına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/16486) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/10/2010)
92.- Balıkesir Milletvekili
Ergün Aydoğan’ın, artan et fiyatlarının düşürülmesi
için alınacak önlemlere ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/16487) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/10/2010)
93.- Adana Milletvekili
Hulusi Güvel’in, TİGEM’e
yapılan atamalara ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/16488) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/10/2010)
94.- Muğla Milletvekili Metin
Ergun’un, domates güvesi olarak bilinen “tuta absoluta” zararlısına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/16489) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/10/2010)
95.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Suudi Arabistan’da ölen vatandaşların ülkeye
getirilmesine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/16490)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/10/2010)
96.- Adana Milletvekili
Hulusi Güvel’in, Türk Telekom’un ödediği Hazine
payına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/16491) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/10/2010)
97.- Konya Milletvekili
Atilla Kart’ın, bir projenin desteklenmesine ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/16492) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/10/2010)
98.- Ordu Milletvekili Rahmi Güner’in, bazı yollara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/16493) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/10/2010)
99.- Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı’nın, Konya’nın havalimanı ihtiyacına
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/16494) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/10/2010)
100.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçay’ın, borç stokunun ve ödenen faizlerin GSYH’ye
oranına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı
soru önergesi (7/16495) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
101.- Adana Milletvekili
Nevin Gaye Erbatur’un, doğum borçlanması uygulamasına
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/16496)
(Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
102.- Aydın Milletvekili
Mehmet Fatih Atay’ın, bir gençlik ve spor il müdürünün açıklamasına ilişkin
Devlet Bakanından (Faruk Nafız Özak)
yazılı soru önergesi (7/16497) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/10/2010)
103.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, Edremit Devlet Hastanesinin doktor ve tıbbi cihaz
ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/16498) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/10/2010)
Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- Adana Milletvekili Nevin
Gaye Erbatur’un, engellilere yönelik kamu
harcamalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14885)
2.- Mersin Milletvekili Ali
Rıza Öztürk’ün, avukatlara yönelik soruşturma ve
kovuşturmalara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/14986)
3.- Denizli Milletvekili Ali
Rıza Ertemur’un, İşsizlik Sigortası Fonuna ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/15504)
4.- Zonguldak Milletvekili
Ali İhsan Köktürk’ün, ADD Genel Başkanının dinlendiği iddiasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/15508)
5.- İstanbul Milletvekili
Çetin Soysal’ın, Eyüp’te kamulaştırmaya konu bir bölgeye ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/15520)
6.- Adana Milletvekili Yılmaz
Tankut’un, Kozan-Marsurlu-Yahyalı
yoluna ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/15523)
7.- Bursa Milletvekili Kemal
Demirel’in, Ovit Tüneli projesine ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/15524)
8.- Adana Milletvekili Tacidar Seyhan’ın, İmralı Cezaevine ziyaret yapıldığı
iddialarına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/15547)
9.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, Van’da yapılan kamu ihalelerine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/15550)
10.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, Van’da bir firmanın aldığı ihalelere ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/15551)
11.- Batman Milletvekili Ayla
Akat Ata’nın, askerlik ödeviyle ilgili soruşturmalara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/15552)
12.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, İsrail ile ilişkilere ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/15553)
13.- Balıkesir Milletvekili
Ergün Aydoğan’ın, Genelkurmay Başkanının bir
açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/15568)
14.- Niğde Milletvekili Mümin
İnan’ın, İran ve İsrail’le ilişkilere ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/15581)
15.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, terörist cesetlerine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/15583)
16.- Ordu Milletvekili Rıdvan
Yalçın’ın, kamu yararına çalışan derneklere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/15585)
17.- Muğla Milletvekili Ali Arslan’ın, açık ve yarı açık alanlarda yapılan müziğe saat
sınırlamasına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/15587)
18.- Kırklareli Milletvekili
Turgut Dibek’in, Milli Eğitim Vakfı yönetimine ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/15588)
19.- Yalova Milletvekili
Muharrem İnce’nin, bazı okulların satışına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/15592)
20.- Kocaeli Milletvekili
Hikmet Erenkaya’nın, Gölcük-Karamürsel yolunun
yapımına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/15604)
No.: 17
26 Ekim 2010 Salı
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Burdur Milletvekili
Ramazan Kerim Özkan ve 23 Milletvekilinin, hayvancılık sektörünün sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/889) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.07.2010)
2.- Adana Milletvekili Nevin
Gaye Erbatur ve 25 Milletvekilinin, milli eğitim
sınav sistemindeki değişikliklerin etkilerinin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/890) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.07.2010)
3.- Gaziantep Milletvekili
Hasan Özdemir ve 20 Milletvekilinin, terör örgütünün mali kaynaklarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/891) (Başkanlığa geliş tarihi:
02.07.2010)
4.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğru ve 19 Milletvekilinin, mahkumların uyuşturucu
kullanımı ve bunun yarattığı sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/892) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.07.2010)
26 Ekim 2010 Salı
Açılma Saati: 15.00
BİRİNCİ OTURUM
BAŞKAN : Başkan Vekili Şükran Güldal
MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Fatih METİN (Bolu), Yusuf COŞKUN (Bingöl)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 11’inci Birleşimini açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN - Elektronik cihazla
yoklama yapacağız.
Üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklamaya
başlandı)
ÜNAL KACIR (İstanbul) – Sayın
Başkan, erken başlatmışsınız efendim. Saat 14.57 ama 15.00’te açılacak Meclis,
erken açtınız. Olmaz efendim.
Yenilemeniz lazım efendim, olmaz. Hakikaten zor yetiştik. Yenilenmesi lazım
efendim, olmaz.
(Elektronik cihazla yoklamaya
devam edildi)
BAŞKAN – Toplantı yeter
sayısı yoktur, birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.04
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.18
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER : Fatih METİN (Bolu), Yusuf
COŞKUN (Bingöl)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 11’inci Birleşiminin İkinci
Oturumunu açıyorum.
III.- Y O K L A M A
BAŞKAN – Açılışta yapılan
yoklamada toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi yoklama işlemini
tekrarlıyorum.
Üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Toplantı yeter
sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç
sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, Ordu
ilinin ekonomik ve sosyal sorunları hakkında söz isteyen Ordu Milletvekili
Rahmi Güner’e aittir.
Buyurunuz Sayın Güner. (CHP sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Ordu Milletvekili Rahmi Güner’in, Ordu
ilinin ekonomik ve sosyal sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
RAHMİ GÜNER (Ordu) – Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; Ordu ilinin sorunlarını dile getirmek için söz
almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, üç ay
bizzat kendi ilimde, Ordu’da ilçeleri, beldeleri hep dolaştım, halkın
sorunlarıyla ilgilendim ve öyle bir durumla karşılaştım ki, değerli
arkadaşlarım, tarihin en yoksul dönemini yaşayan bir il gördüm.
Değerli arkadaşlarım, sekiz
yıllık iktidarda yatırım yok, iş yapacak bir tesis yok, projeleri yok değerli
arkadaşlarım, ama ancak geçmiş hükûmetlerin sunmuş
olduğu projelerin tamamlanması aşamasında… Ve onu da kendi projeleriymiş gibi
kamuoyuna açıklamaktalar. Bu Hükûmetin yapmış olduğu
bir tane proje yok değerli arkadaşlarım. İlimiz, ihracatta Türkiye'nin
dördüncü, beşinci ili ama limanı yok, iskelesi var.
Değerli arkadaşlarım, hâlen
her ilin bir çevre yolu olmasına rağmen, transit yolu çevre yolundan geçmesine
rağmen, maalesef, benim ilimde transit yol şehrin içinden geçmektedir. Her sene
on beş-yirmi tane kaza neticesinde ölen hemşehrilerim
var ama çevre yolu bu Hükûmetin yatırımında yok.
Değerli arkadaşlarım, ısrarla
söylüyoruz, Ordu ilinin dünyaya açılması için, turizme açılması için, diğer
kültürel etkinliklere açılması için bir OR-Gİ havaalanı yapılması gerektiğini
söylüyoruz ama birkaç milletvekilinin her sene söyleminden başka bir durum yok.
Onun da takipçisiyiz.
Değerli arkadaşlarım, bu
kürsüden devamlı olarak Tarım Bakanının konuşmalarını izliyorum, tarihin en
büyük yatırımını tarıma yaptıklarını söylüyorlar.
Değerli arkadaşlarım, benim
ilim dâhil Karadeniz’in büyük kesimi, batıda Düzce dâhil bütün illerin tek geçim
kaynağı olan fındık ürününden de bahsetmeden geçmeyeceğim değerli arkadaşlarım.
İşte, geçmişte 650-700 bin ton olan fındık,
iki senedir 300-350 bin, 400 bin ton civarında olmaktadır. Değerli
arkadaşlarım, fındık 650 bin ton civarında olduğu zaman, 2005-2006 yılında
6,5-7 milyondan satıldı ama şimdi rekolte az, arz az,
o zaman 6,5-7 TL’ye satılan fındık 3-3,5 TL’ye satılmaktadır ve çok değerli
arkadaşlarım, çıkıyorlar “Halk memnun, halk bu fiyattan çok memnun.” diyorlar.
Değerli arkadaşlarım, halkın arasına girin, Türkiye, tarihinin en yoksul
dönemini yaşamaktadır. Altı sene önce 6,5-7 milyon liraya satılan bir ürün
şimdi 3-3,5 milyon liraya satılıyorsa halk nasıl memnun oluyor, bunu anlamış
değilim değerli arkadaşlarım. İşte, sorunumuz büyük.
Yine, Sayın Bakan buradan
açıklıyor “Biz hayvancılığı geliştirdik, yatırım yapıyoruz.” diyor değerli
arkadaşlarım. Benim ilimin, Gölköy, Gürgentepe, Aybastı, Akkuş, Korgan, Kumru
ilçeleri hayvancılıkla geçinen ilçeler; bugün kesim hayvanını dahi dışarıdan
almaktadırlar. Hangi yatırımdan bahsediyorsunuz Sayın Bakan? Biz yiyeceğimizi
dahi Ordu ilinde -teşvik değil, yatırım değil- dışarıdan satın almaktayız, bunu
da görüyorum değerli arkadaşlar. Hangi yatırımdan bahsediyorsunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi
tamamlayınız.
Buyurunuz.
RAHMİ GÜNER (Devamla) –
Halkın temel geçim kaynaklarına itibar etmiyorsunuz, halkın temel geçim
kaynaklarına yatırım, teşvik yok; bir de bahsediyorlar “Ordu’da büyük yatırım
yaptık” diye. Halk bunu görüyor değerli arkadaşlarım. Ne yatırımı, yatırım
falan yok. Hepsi belli söylemden ileri geliyor.
Bakanlar geliyor değerli
arkadaşlarım, Başbakan geldi ilime ve yatırım konusunda tek bir lafı yok.
Halkın ürününün değerlendirilmesi için, fındık ürününün değerlendirilmesi için,
tekel olmaktan kurtulması için, yabancı alıcılarla iş birlikçilerin kurmuş olduğu
bir komploya kurban giden üreticinin, hiçbir zaman onun yanında olduğunu
söylemeyen bir İktidar, bir Başbakan, bir bakanlar değerli arkadaşlarım. İşte
ben, bugün bunu dile getirmek istiyorum, bu halkın sorunlarını dile getirmek
istiyorum. O on iki ay nasırlı elleriyle fındık dibinde çalışan o üreticinin
hakkını Meclis kürsüsüne getirmek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi
tamamlayınız, selamlayınız.
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Rahmi Bey, Ordu’yu savundun diye Ergenekoncu diyebilirler sana!
RAHMİ GÜNER (Devamla) –
Değerli arkadaşlarım, işte ben bunu dile getirmek için burada söz aldım. Bu
halkın ızdırabına, bu halkın çektiği çileye son
verilmesi için buraya geldim. Allah nasip eder iktidara gelirsek ve söz veriyorum
bu halka, bunu biz çözeceğiz, başkaları değil. Konuşmayacağız icraat yapacağız,
bu sorunların uhdesinden geleceğiz.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Güner.
Gündem dışı ikinci söz,
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı yardımlarında yaşanan sorunlar hakkında
söz isteyen Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’e aittir.
Buyurunuz Sayın Özdemir. (MHP
sıralarından alkışlar)
2.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışmayı Teşvik Fonu yardımlarının dağıtımında yaşanan sorunlara ilişkin
gündem dışı konuşması ve Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’nın
cevabı
HASAN ÖZDEMİR (Gaziantep) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sosyal yardımlaşma ve dayanışma
vakıflarının yardımlarının dağılmalarında yaşanan sorunlarla ilgili olarak
gündem dışı söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sosyal yardımlaşma ve
dayanışma vakıfları, Anayasa’mızın “Cumhuriyetin nitelikleri” başlıklı 2’nci
maddesinde yer alan sosyal devlet ilkesi gereği olarak 14 Haziran 1986
tarihinde kurulmuştur. 9 Aralık 2004 tarihine kadar Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışmayı Teşvik Fonu’nun idari işleyişi Başbakanlığa bağlı Fon Genel
Sekreterliği vasıtasıyla yürütülmüştür. Yardım faaliyetleri ise her yıl, il ve
ilçelerde kurulan mütevelli heyet başkanlıklarında vali ve kaymakamların yer
aldığı vakıflar marifetiyle gerçekleştirilmiştir. Vakıf biçiminde örgütlenme,
bu yapıya esneklik, sürat ve özellikle şeffaflık kazandırmıştır. Bu yapı
sayesinde, vakıflar, kurulduğu tarihten 2004 tarihine kadar –çok sayıda iktidar
değişmesine rağmen- hiçbir zaman siyasi bir argüman
olarak kullanılmamıştır.
Değerli milletvekilleri, 1
Aralık 2004 tarihinde kabul edilen, 9 Aralık 2004 tarihinde ise Resmî Gazete’de
yayımlanarak yürürlüğe giren 5263 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel
Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’la, Fon Genel Sekreterliği,
Başbakanlığa bağlı bir Genel Müdürlük olarak teşkilatlandırılmıştır ve bu
bilerek yapılmıştır. Bu değişiklik, uygulamada, il ve ilçe sosyal yardımlaşma
ve dayanışma vakıflarının merkezden daha çok kontrol edilmelerine ve
yönlendirilmelerine yol açmıştır. Genel Müdürlüğün, aslında, Medeni Kanun
hükümlerine göre ve özel hukuk tüzel kişiliği olarak kurulan vakıfları, süreç
içerisinde, il ve ilçe müdürlükleri biçiminde tamamen kendilerine bağlı birer
taşra uzantısına dönüştürme niyetleri oldukları anlaşılmıştır.
Yine, aynı kanunla, vakıf
mütevelli heyeti, kaymakam ve valiler tarafından seçilen halktan üyelerin,
zaman içerisinde, il genel meclislerince seçilmesi uygulamasına geçilmiştir. Bu
değişiklik il genel meclisindeki siyasi yapının vakıf mütevelli heyetlerine
geçmesine yol açmış, bir başka deyişle, hayır işlerine, her işte olduğu gibi,
AKP siyaseti bulaşmıştır. Özellikle küçük ve orta büyüklükte illerimizdeki
çoğunluk gücünü kullanan AKP, kendilerine yakın kimseleri vakıf mütevelli
heyetlerine seçtirmiş ve yerleştirmiş, bu da AKP’nin buradaki faaliyetleri
siyaseten kullanmalarının başlangıcını teşkil etmiştir.
Değerli milletvekilleri, daha
açık bir ifadeyle vakıflar 2004 yılından itibaren siyasi bir görünüm kazanmaya
başlamış, vakıf yardımlarının dağıtıldığı dönemler ve kişiler bu izlenimi
güçlendirmiştir. Ağustosun en sıcak günlerinde dağıtılan kömürler, suyu olmayan
köye gönderilen çamaşır makineleri, kışın ortasında karlı bir havada Tunceli’de
hamallarla taşınan buzdolapları bu izlenimin somut yansımalarıdır. Ne hikmetse,
bu yardımlar genel ve yerel seçimlerle, referandum öncesinde de hızlanmıştır.
Değerli milletvekilleri,
bütün bu uygulamalar neticesinde kamuoyunda devlet parasıyla oy satın alan
vakıf izlenimi, maalesef, doğmuştur. Öte yandan, iktidar destekçisi medya
gücüyle, vakıf yardımları, Hükûmetin yardımlarıymış
gibi lanse edilmektedir. Bu yayınlar sayesinde 1986’dan beri faaliyet gösteren
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu, âdeta mevcut iktidar ile kurulmuş
izlenimi yaratılmıştır. 2004 yılından beri son derece planlı ve zamanlaması iyi
ayarlanmış bir yardım oyunu oynanmaktadır. Bugün Hükûmete
düşen öncelikli görev, devletin vali ve kaymakamlarını da siyasi baskılardan
uzaklaştıracak şekilde, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıf yardımlarını
yeniden siyasi imgeden uzak bir şekilde düzenlemesidir.
MHP iktidarlarında bu türlü
partizanlığa ve kayırmalara son vereceğimizi bildirir, yüce heyetinizi bir kez
daha saygıyla selamlarım.
Teşekkür ederim efendim. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Özdemir.
Hükûmet adına
Sayın Yazıcı cevaplayacaktır.
Buyurunuz efendim.
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Sayın
Özdemir, sandım ki sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının Antep’te şayet
varsa birtakım yanlış uygulamaları, hatalı uygulamalar, bunları dile getirecek,
emsal örnek uygulamalar varsa onlardan dolayı da teşekkür edecek ama gördüm ki
konuşmasından, başından sonuna kadar konudan uzak, hukuksal yapıyla bağlantısı
olmayan ve tamamen gerçek dışı yani nesnellikten uzak, öznel bir bakışla bir perspektif
ortaya koydu; katılmak mümkün değil.
Değerli arkadaşlar…
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) –
Hangi söylediğine?
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) – Dinlerseniz izah edeceğim.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) –
Yuvarlak konuşmayın öyle.
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) – Değerli arkadaşlar, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu evet 1986
yılında oluşturulmuş. Halkımız o zaman “Fak Fuk Fon”
olarak bu Fon’u niteleye gelmiş ve bu Fon, gene, ifade edildiği gibi,
Başbakanlığa bağlı bir sekreterlikçe yürütülüyordu. Sekreterlikçe
yürütülmesiyle kurumsal bir yapıya dönüştürülmesi arasındaki farkı olumsuz
olarak nitelemeyi anlamak mümkün değil. Fon sekreterini de elbette ki yürütme
organı atıyor ama bu Fon’un kullanılmasıyla alakalı, bu Fon kaynaklarının
verimli, etkin, hak edene erişimini sağlamak amacıyla 2004 yılında genel
müdürlük düzeyinde kurumsal bir yapıya kavuşturulması bu konuya verdiğimiz
önemin bir göstergesi.
Değerli arkadaşlar, gerçekten
İktidarımız döneminde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu, Anayasa’nın 2’nci
maddesinde ifade edilen sosyal devlet olgusunun en somut projelerini üretmiş ve
bunu da etkin bir biçimde toplum hayatına yansıtmıştır. Aylık
periyodik ödemeler, gıda yardımları, yakacak yardımları, kitap bedelleri,
özürlü taşımaları, özürlülerin eğitim aldıkları okullarda öğle yemeğinin
verilmesi gibi pek çok sayıda fonksiyon icra etmekte, proje
gerçekleştirmektedir ve bütün bunların yanında da proje destekleri vermek
suretiyle gerçekten gücü yerinde olan ama iş kurma imkânı bulunmayan vatandaşlarımıza
iş kurmaları için maddi destek sağlamak suretiyle onların geleceğine yönelik
hayatlarını idame ettirebilmelerinin de altyapısını oluşturmaktadır.
İl ve ilçe sosyal yardımlaşma
vakıflarımızı bana göre Türkiye'nin en sivil yapıda kurumları olarak nitelemek
gerekir. Bakın değerli arkadaşlar, 5263 sayılı Kanun’un 19’uncu maddesinde bu
vakıflar kimlerden oluşuyor: Türkiye genelinde 973 vakıf bulunmaktadır. İl sosyal yardımlaşma vakıfları; başında vali var (mülki amir),
belediye başkanı -hangi partiden olursa olsun- defterdar, il millî eğitim
müdürü, il sağlık müdürü, il tarım müdürü, il sosyal hizmetler ve çocuk
esirgeme kurumu müdürü, il müftüsü; il dâhilindeki köy ve mahalle muhtarlarının
valinin çağrısı üzerine yapacağı toplantıya katılanların salt çoğunluğuyla
aralarından seçecekleri 2 muhtar; ilde kurulan ve bu Kanun’da belirtilen
amaçlara yönelik faaliyette bulunan sivil toplum kuruluşlarının yöneticilerinin
kendi aralarından seçecekleri 2 temsilci ve hayırsever vatandaşlar arasından il
genel meclislerinin seçeceği 2 kişiden oluşur. Keza, ilçelerde kaymakam
başkanlığında, belediye başkanı -hangi partiden olursa olsun- mal müdürü, ilçe
millî eğitim müdürü, Sağlık Bakanlığının ilçedeki üst düzey görevlisi, varsa,
ilçe tarım müdürü, il müftüsü ve gene muhtarların kendi aralarından seçecekleri
2 kişi ve ilçede faaliyet gösteren hayırsever amaçlı vakıfların temsilcilerinin
kendi aralarından seçecekleri 1 ve hayırsever vatandaşlar arasından il genel
meclisinin seçeceği 2 kişiden oluşur. Bütün yardımların tespitini, hane
düzeyinde tespitini, dağıtılmasını, tahsisini bu mütevelli heyetleri sağlar.
Dolayısıyla, bu vakıf çalışmalarını, yasada öngörülen kriterleri
gözetmek suretiyle hassas şekilde yürüttükleri çalışmaları burada siyasi
faaliyet olarak nitelemeyi anlamakta zorlanıyorum, bunu özellikle ifade etmek
isterim.
Değerli arkadaşlar, öte
yandan, seçim döneminde -bir iki gazetede yer almıştı, bir iki parti temsilcisi
de buna değindi- yaz aylarında kömür dağıtımı. Bu örnek de Antep’ten verildi.
HASAN
ÖZDEMİR (Gaziantep) – Referandum öncesi.
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) – Yazın… İşte, referandum öncesi, “Seçim”den kastım o.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) –
Seçim tarihine göre değişiyor Sayın Bakan dağıtımlar.
HASAN ÖZDEMİR (Gaziantep) –
Seçim tarihine göre geliyor yardımlar!
DEVLET
BAKANI HAYATİ YAZICI (Devamla) – Yani referandumdan önce.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) –
Bazen yaz, bazen kış. Kış da oluyor.
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) – Bakın, değerli arkadaşlar, biz bu faaliyetleri, sosyal yardımları
yıl boyu, süreklice yapıyoruz. Sosyal yardımlar, hafta sonudur diye, bayramdır
diye, seçimdir diye tatil edilmez çünkü vatandaşın ihtiyacı hafta sonlarında,
bayramlarda, seçimlerde izale olmaz, ortadan kalkmaz. İhtiyaç devam ettiği için
sürekli olarak yaparız.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) –
Listeler var bizde.
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) – Dolayısıyla, biz kömür dağıtımını ihtiyaçlı vatandaşlarımızı
belirlemek suretiyle…
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) –
Sayın Bakan, doğalgazlı evlere dağıtılıyor.
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) – Siz bakan olduğunuzda onları yaparsınız!
OKTAY VURAL (İzmir) – Siz
Türkiye'nin Bakanı değil misiniz?
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) – …bir yıl önce planlamasını yaparız.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Cumhuriyet Hükûmetinin Bakanı değil misiniz?
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) –
Milletvekiliyiz biz.
OKTAY VURAL (İzmir) – Millete
cevap verin. “Siz” dediğiniz milletvekili…
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) – Hangi ile, hangi ilçeye ne kadar kömür
dağıtacağımızı planlarız ve bu planladığımız ihtiyacı TKİ’ye bildiririz.
OKTAY VURAL (İzmir) – Hitap
ettiğiniz millet Sayın Bakan. “Siz” dediğiniz kim?
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) – TKİ’nin 2 milyon ton dolayında üreteceği kömürü birden, bir zaman
diliminde üretmesi mümkün değil.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) –
Zaten üretmiyor, satın alıyor, belli firmalardan satın alıyor.
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) - Böyle bir yetenekte olan birisi de yok. Bunu üretiyor ve bunun
dağıtımını, planlamasını yapıyor, yıl boyu bir plan dâhilinde bu dağıtımı gerçekleştiriyor.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Biz
hep biliyoruz onları. Biz KİT Komisyonundan biliyoruz onları.
BEYTULLAH ASİL (Eskişehir) -
Evi olanlara dağıtılıyor Sayın Bakan.
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) - Dolayısıyla Antep örneğinde…
BEYTULLAH ASİL (Eskişehir) –
Apartmanı olanlara kömür dağıtılıyor. Bunlara cevap ver!
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) - …54.100 aileye 36.050 ton kömür dağıtımı planlanmıştır ve şu gün
itibarıyla da 16 bin ton kömürün dağıtımı gerçekleşmiştir.
BEYTULLAH ASİL (Eskişehir) –
3 katlı evi olana kömür dağıtılıyor. Niye? Bunlara cevap ver.
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) - Değerli arkadaşlar, öte yandan, gene bizim yaptığımız faaliyetler
çerçevesinde…
BEYTULLAH ASİL (Eskişehir) –
İmam bildiğini okuyor!
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) - …kışın buzdolabı dağıtıldığından söz edildi. Bunu daha önce de bir
sayın genel lider kullanmıştı, ona cevap vermiştim, herhâlde duymadınız. Şimdi
size cevap veriyorum Sayın Özdemir.
Merak ediyorum sizin
evinizde, hanımefendi, kışın buzdolabının fişini çekiyor mu? Kışın siz
yemeklerinizi tezgâh üzerinde mi bulunduruyorsunuz? Evinizin içi biraz sıcak
olunca balkona mı çıkartırsınız? Bizim vatandaşımız yaz-kış buzdolabını
kullanır. Kışın rölantiyi azaltır…
OKTAY VURAL (İzmir) – Elektriği
yok ya!
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla)- …yazın yükseltir. Dolayısıyla söylediğinizin tutarlı olması gerekir.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Elektrik parasını ödeyemiyor.
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) - Bunu özellikle ifade ediyorum.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) –
Elektriği kesilmemişse…
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) - “Elektriğin olmadığı” dediğiniz de tamamen hayal. Gidip, gezip,
görürseniz elektriğinin olduğunu da göreceksiniz.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Biz
sizden fazla geziyoruz.
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) - Zaten…
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Siz
uçakta geziyorsunuz, biz karada geziyoruz!
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) - :..”Bu yardımlar sadece seçim zamanı
dağıtılıyor.” iddiası, seçim zamanlarında halkın arasına girmiş olmanızdan
kaynaklanıyor!
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Hiç
alakası yok, hiç alakası yok.
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) - Siz her zaman giderseniz, her zaman bu faaliyetlerimizin devam
ettiğini…
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) –
TKİ’yi denetlerken görüyoruz.
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) - …devam etmekte olduğunu göreceksiniz.
Değerli arkadaşlar…
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) –
TKİ’den bir listeleri alın, hangi aylar dağıtılmış?
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) - Değerli arkadaşlar, gerçekten Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel
Müdürlüğü bu Fon kaynaklarını çok objektif, yasanın öngördüğü çerçevede titiz
inceleme yapmak suretiyle tahsis etmekte ve takibini de yapmaktadır.
ERTUĞRUL KUMCUOĞLU (Aydın) –
Niye aldınız valiyi o zaman?
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) - Şu eleştiri son derece haksız: Merkezden bu vakıfları, bunların
faaliyetlerini kontrol ve denetim altına almak; elbette alacağız. Ben her şeyi
mümkün ölçüde izlemeye çalışıyorum. Birisi bir yerde yanlış yapmışsa o benim
gündemimde. Nereden gelirse gelsin, benim telefonum gece gündüz açık. Bana
Patnos’un köyünden de Şırnak’tan da her yerden vatandaş ulaşır.
OKTAY VURAL (İzmir) – Telefon
numaranız kaç efendim?
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) – O vatandaşlarımız kabiliyetli, herhâlde sizden daha bilgili
değiller… Bulmuşsa siz de bulursunuz. Zaten sizde açık, sizde var.
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Sayın Bakanım, vatandaşa verdiğin numarayı bize de ver. Bizden niye
saklıyorsun?
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) – Sizde var. O zaman bakmıyorsunuz.
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Bizde yok. Biz ulaşamıyoruz. Vatandaş nasıl ulaşıyor anlamıyorum!
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) – Daha geçende sizinle telefonla konuştuk.
OKTAY VURAL (İzmir) – Hani
şeffaftı Sayın Bakan?
MUHARREM İNCE (Yalova) – Ama
cepten aramadınız ki, makamdan aradınız.
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) – Sizinle telefonda konuştum, konuştum ya…
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Doğru, makamdan aradınız.
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) – Hiç olmazsa siz katılmayın. Konuştum sizinle.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Telefonunuzu bile vermiyorsunuz.
BAŞKAN – Lütfen karşılıklı
konuşmayalım.
Buyurunuz.
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) – Siz de azıcık çaba harcarsanız, boş işlerle uğraşmayı bırakıp bunda
çaba harcarsanız bulursunuz, doğruyu da bulursunuz.
Değerli arkadaşlar, gerçekten
Sosyal Yardımlaşma Dayanışma Genel Müdürlüğü Fon kaynaklarını en etkin bir
biçimde muhtaç vatandaşlarımıza eriştirmektedir ve biz de bu konu üzerinde
hassasiyetle duruyoruz arkadaşlarımla birlikte ve bu vakıflarda görev yapan
kaymakamlarımız, valilerimiz de gerçekten büyük bir hassasiyet içerisindeler.
En küçük bir şikâyeti… Geçen hafta burada konuşmamda örnek verdim.
Kâğıthane’yle alakalı bir şikâyet dile getirilmişti. Biz onu çok önce görmüş,
vaziyet etmiş ve müfettişe havale etmişiz. Soruşturma devam ediyor. Biz yetimin
bir kuruşunun heba edilmesinin ne denli sorumluluk taşıdığını bilen bir iktidar
mensubuyuz. Bizden böyle bir şey sadır olmaz. Gözümüzden kaçmışsa, duyanın da
bunu bize bildirmesi onun görevidir.
Değerli arkadaşlar,
dolayısıyla, Sosyal Yardımlaşma Dayanışma Genel Müdürlüğüyle alakalı inşallah
bir yasa tasarımız da var. Bütün bu alandaki çalışmaları müşterek bir taban
oluşturmak suretiyle kim, ne derece muhtaç, hangi kurumlar, STK’lar
vesaireler yardım yapıyor, bu müşterek veri tabanını kullanmak suretiyle
Türkiye’nin en özgün projesini de inşallah 2011 yılı sonunda bitireceğiz.
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) –
Deniz Feneri de dâhil mi?
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) – Bütünleşik sosyal hizmet projesi… İnşallah bunu bitireceğiz.
Dolayısıyla bu vesileyle de
olsa Sosyal Yardımlaşma Dayanışma Genel Müdürlüğünün bu ölçekte, kısa da olsa,
yaptığı çalışmaları burada izah etmeme fırsat verdiğiniz için size ve
heyetinize teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Yazıcı.
Sayın Yaman, sisteme
girmişsiniz…
M. NURİ YAMAN (Muş) – Konuyla
ilgili bir açıklama… 60’ıncı maddeye göre…
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman’ın, sosyal yardımlaşma ve dayanışma
vakıflarının işleyişine ilişkin açıklaması
M. NURİ YAMAN (Muş) –
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Evet, Sayın Bakanı buradan
dinlerken, gerçekten, bu Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının işleyişini,
böyle tıkır tıkır
çalıştığını gördüğümde meslektaşlarımdan bir sürü, vali ve kaymakamlardan aldığım
şikâyetleri, yaptığım görüşmelerdeki şikâyetleri de duyurmak istiyorum.
Maalesef, öyle bir duruma
getirdiniz ki bu Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının yardımlarını, bir
sadaka kültürüyle artık vali ve kaymakamlar ne yapacağını şaşırır duruma
geldiler.
Bakın, Sayın Bakanım, bu
yasanın vakıf senedinin 1’inci maddesi fakru zaruret
içinde bulunan kişilere bu yardımı yapmaktır ama siz, şimdi, kendisi fakru zaruret içinde bulunmayan, ne yazık ki sizin
partinizin il ve ilçe başkanlarının verdiği listelere göre bunu verdiğiniz
için, artık vali ve kaymakamlar illallah dediler. Artık bu sadaka kültürünü
lütfen bırakın. Vatandaşı üretken hâle getirin. Küçük bir desteğinizle eğer
üretime geçecekse, o vatandaşa bu sosyal riski azaltma projesi kapsamında
yardımları yapın. Eskiden böyleydi, 2004’ten sonra siz bu projeleri kaldırdınız
ortadan. Bunlara yönelin, arıcılığa yönelin, hayvancılığa yönelin ve vatandaşı
üretken duruma getirin.
Sadaka kültüründen lütfen bu
vatandaşları kurtarın ve mülki idare amirlerini de bu konuda rahatlatın diyor,
hepinize saygılar sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Yaman.
Sayın Öğüt, siz…
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) – İç
Tüzük 60’ıncı maddeye göre kısa bir açıklama yapmak istiyorum Başkanım.
BAŞKAN – Buyurun.
2.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
esnafın vergi, BAĞ-KUR ve SSK borçlarının çözümüne ilişkin açıklaması
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) –
Teşekkür ederim.
Sayın Başkanım, şu anda,
-geçen televizyonda da izledim- “Esnafın vergi borcu, BAĞ-KUR, SSK borçları bir
çözüm anlamında ertelenecek veya faizleri silinecek.” diyor. Ancak Türkiye’de
nüfusun üçte 1’ini oluşturan çiftçilerimizin hâlen icralık olduğunu,
çiftçilerin hayvanlarının haciz yoluyla satıldığını, ahırların haciz yoluyla
satıldığını biliyorum ve bana çok sayıda müracaat edenler var. bugün de çiftçilerden gelip… Tamam
da yani esnafın sorunlarını, vergi borçlarını, SSK, BAĞ-KUR borçlarını hatta
trafik borçlarını, faizleri silinirken çiftçilerin faiz borçları niçin
silinmiyor? Hükûmet olarak çiftçilerin faiz
borçlarını silerek ana paranın taksite bağlanması
mümkün müdür diye ben sayın bakanlarıma arz ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Öğüt.
Sayın Doğru, siz…
REŞAT DOĞRU (Tokat) – 60’ıncı
maddeye göre bir dakika söz istiyorum.
BAŞKAN – Buyurunuz, çok kısa…
3.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışmayı Teşvik Fonu’nun yaptığı yardımlara ilişkin açıklaması
REŞAT DOĞRU (Tokat) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan, sosyal yardımlaşma fonlarının yaptığı yardımlar
bütçeden ayrılan ve devletin yapmış olduğu yardımlardır. Ancak, sanki bir
partinin yardımları gibi gösterilmektedir. Yaz aylarında kömür dağıtılıyor,
referandum öncesi postanelerden para dağıtılıyor. Kömür dağıtılan aile sayısı
arttı diye gururla söyleniyor. Bu, fakir sayısı arttı manasına gelmez mi?
Bunun yanında, Tokat ilinin
Sosyal Yardımlaşma Fonu’ndan iş kurmak için müracaatta bulunan ve Genel
Müdürlüğünüze gönderilen dosyalara hâlâ cevap verilmiyor. Cevap verilmesi için
illa AKP’den bir referans mı gösterilmesi gerekmektedir?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Doğru.
Mustafa Bey, siz de 60’a göre
mi söz istiyorsunuz bu konuda?
MUSTAFA VURAL (Adana) – Evet.
BAŞKAN – Buyurun.
4.- Adana Milletvekili Mustafa Vural’ın, Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışmayı Teşvik Fonu tarafından yapılan yardımların dağıtım zamanına ilişkin
açıklaması
MUSTAFA VURAL (Adana) – Sayın
Başkanım, çok teşekkür ediyorum.
Yardımların dağıtılması
konusunda bir ayrıntıyı sizlerle paylaşmak istiyorum: 1997 ve 2002 yılları
arasında yaklaşık beş-beş buçuk yıl Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Fonu’nu
Demokratik Sol Parti olarak biz yönettik, bizim bakanımız vardı. Biz de
yardımlar dağıttık yoksullara, düşkünlere. Ne zaman dağıttık biliyor musunuz? Hava karardığı zaman. Niye biliyor musunuz? Komşularından o
aileler utanmasın diye, çocuklar diğer ailelerin çocuklarından utanmasınlar
diye biz o yardımları hava karardıktan sonra dağıttık.
Onun için, şöyle bağlamak
istiyorum sözlerimi: Biz, bu yardımlaşmaya hiçbir zaman siyasi açıdan
yaklaşmadık, bakışımız hep insani olmuştur.
Çok teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Vural.
Sayın Özdemir, siz konuşmuştunuz.
Kısa bir açıklama mı yapacaksınız?
HASAN ÖZDEMİR (Gaziantep) –
Evet Sayın Başkan.
BAŞKAN – Buyurunuz.
5.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, konuşmasında geçen birçok
konuya Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’nın değinmediğine
ilişkin açıklaması
HASAN ÖZDEMİR (Gaziantep) –
Efendim, Sayın Bakan benim bu konuşmamda birçok konulara değinmedi, biri şu:
Bir kere bu yardımlar, hem yerel seçimler hem genel seçimler hem de referandum
öncesi çoğalmakta ve vatandaş bunu “AKP para dağıtıyor.” şekline getirmektedir.
Ben on yedi yıl il emniyet müdürlüğü yaptım. Bu vakıfların ben de üyesiydim.
Hiçbir siyasi iktidar zamanında vakıflar bu kadar siyasete bulaşmamıştır. Bu,
son derece önemlidir. Hatta, emniyet müdürünü şu anda
çıkarmışlar, genel meclis üyelerini de bunlara koymuşlar ve biraz önce diğer
arkadaşlar da belirtti. Bir kere bu listeler il ve ilçelerde AKP il başkanları
ve ilçe başkanları tarafından veriliyor ve kaymakamlar, valiler çok zor durumda
bulunuyorlar. Bunlardan, derhâl bu vakıflardan bu siyasi baskıları kaldırmak
gerekir.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Özdemir.
Sayın Özensoy,
siz de aynı konu üstünde kısa bir açıklama...
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Aynı
konuda efendim.
BAŞKAN - En son size söz
veriyorum.
Buyurunuz.
6.- Bursa Milletvekili Necati Özensoy’un,
sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının dağıttığı kömürleri TKİ’nin
dışarıdan satın aldığına ilişkin açıklaması
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
TKİ’yle ilgili, Sayın Bakan
biraz önce kömür ürettiğinden bahsetti bu sosyal yardımlaşma vakıflarının ama
TKİ bu vakıflara dışarıdan satın alarak kömürleri gönderiyor, ürettikleri
kömürleri değil. Bir de, özellikle bu satın aldıkları firmalar da ne hikmetse
belli başlı firmalar ve piyasa değerlerinde bu rakamlarla satın alınıyor.
Yine, devletteyken aynı kömür
yataklarında kalori değerleri üçte 1’deyken, yani özel sektöre geçince bir
bakıyorsunuz 3 katına çıkmış. Yine kükürt oranları da özel sektöre geçince bir
bakıyorsunuz dörtte 1’e, beşte 1’e düşmüş. Yani böyle illüzyonlar
da mevcut.
Lütfen, Sayın Bakan TKİ’nin
denetleme raporlarına, KİT Komisyonundaki görüşmelere bir göz atarsa bu
olaylarda nasıl suistimal olduğunu, nasıl suistimaller olabileceğini de bizzat görecektir.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz
Sayın Özensoy.
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(İstanbul) – Cevap verebilir miyim? Böyle bir imkân var mı?
BAŞKAN – Soru-cevapta
değiliz. Onun için siz kaydettiniz olarak düşünüyoruz biz bu şeyleri. Sataşma
olarak da bir şey görmüyorum ama siz…
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(İstanbul) – Sataşma var. “Suistimal var.” diyor.
BAŞKAN – O zaman üç dakika,
sataşma konusunda, buyurunuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
VI.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’nın, Muş
Milletvekili M. Nuri Yaman, Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir ve Bursa
Milletvekili Necati Özensoy’un, şahsına sataşmaları nedeniyle
konuşması
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(İstanbul) – Değerli arkadaşlar, bir defa söz alan milletvekili arkadaşlarımdan
“Parti yetkilileri liste veriyor.” şeklinde ifade kullanan oldu. Böyle bir
liste varsa bunu cidden görmek isterim. Hemen üzerine gideceğim, varsa. Kim
kime, nereye liste vermiş, bunu görmek isterim çünkü bu önemli bir iddia.
Öte yandan…
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – İlçe
başkanlarınız dağıtıyor.
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) – Siz Meclise yeni gelmediniz. Epey zamandır buradasınız. Konuşan
dinlenir burada.
Değerli arkadaşlar, lütfen…
Bir arkadaşım da “Biz
yardımları gece yaparız.” dedi. Bakın, değerli arkadaşlar, biz proje
geliştiriyoruz. Sosyal market ya da gıda bankası diye uygulamalarımız var.
Manyetik araç veriyoruz muhtaç vatandaşlarımıza. Ne kadar yardım alacaksa o
manyetik aygıta yükleniyor, markete giriyor -ürünlerin üzerinde fiyatlar var-
neyi istiyorsa -bakın, ne kadar medeni bir şey- neye ihtiyacı varsa onları
alıyor, manyetik kartından da o çekiliyor, çıkıp gidiyor.
“Siyasallaştı” deniyor.
Değerli arkadaşlar, bakın, biraz sonra bir yasa önerisi var bir arkadaşımın. O
öneride diyor ki arkadaşımız: “Her siyasi parti bir temsilci versin.” Böyle
bakanlar da var. Yani “siyasallaştı” derken bu yardımlar çok etkin bir biçimde AK
PARTİ iktidarları döneminde uygulanıyor, vatandaş öyle algılıyorsa o, o
yönetimin sorunu değil; o, algılayanların takdiridir. Onu ben değiştiremem ki,
müdahale de edemem ben ona. Öyle takdir ediyorsa vatandaş ona da saygı
göstermek gerekir diye düşünüyorum.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz
Sayın Yazıcı.
Gündem dışı üçüncü söz, İzmir
Seferihisar ilçesi Sığacık Körfezi’nde kurulmak istenen orkinos tesisinin
yaratacağı çevre sorunları hakkında söz isteyen İzmir Milletvekili Ahmet
Ersin’e aittir.
Buyurunuz Sayın Ersin.
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları (Devam)
3.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in, İzmir Seferihisar ilçesi Sığacık
Körfez’inde kurulmak istenen orkinos yetiştirme tesisinin yaratacağı çevre
sorunlarına ve milletvekillerine gönderilen mektupların ilgili idare amiri
tarafından kendilerine iletilmediğine ilişkin gündem dışı konuşması ve Çevre ve
Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
AHMET ERSİN (İzmir) – Sayın
Başkanım, gündem dışı söz talebimle ilgili konuya geçmeden önce sizi ve Genel
Kurulu bir konuda uyarmak istiyorum, bilgilerinize sunmak istiyorum.
Sayın Başkanım, devrimci
karargâh örgütü üyesi olduğu ya da devrimci karargâh örgütüne yardım ettiği
iddiasıyla hâlen Silivri Cezaevi’nde tutuklu olan Eskişehir eski Emniyet Müdürü
Hanefi Avcı’nın milletvekillerine gönderdiği
mektuplar ilgili İdare Amiri tarafından iade edilmiştir. Bugün kendisiyle
görüşmek için birkaç kez aramama rağmen kendisine ulaşamadım.
Değerli arkadaşlar, Sevgili
Başkan; ortada bir anayasal suç var, haberleşme özgürlüğüne aykırı bir davranış
var. Milletvekillerine gönderilen mektuplar kim tarafından gönderilmiş olursa
olsun hiç kimsenin bu mektupları iade etme hakkı yoktur. O mektupları incelemek
ve uygun görmediklerini iade etme hakkı yoktur. Dolayısıyla, Sayın Başkanım,
diğer arkadaşlarımı bilemiyorum ama ben bana gönderilen mektubu istiyorum.
Benim adıma gönderilen bir mektubu, kim tarafından gönderilmiş olursa olsun,
ilgili idare amirinin bana sormadan, danışmadan iade etme hakkı yoktur. Dediğim
gibi, bu bir anayasal suçtur. O nedenle ısrarla üzerinde duruyorum ve
uyarıyorum Sayın Başkanım, bana gönderilen mektubu mutlaka istiyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) – Acaba
mektuplarımız okunuyor mu idare amirleri tarafından? Öyle anlaşılıyor.
AHMET ERSİN (Devamla) –
İncelenip de uygun görülmediğine göre okunuyor demektir.
MUHARREM İNCE (Yalova) –
“Vekil mektubu görülmüştür:” diye damga bassınlar!
AHMET ERSİN (Devamla) – Yani,
cezaevi yönetimi tarafından uygun görülen bir mektup Meclisin idare amiri
tarafından iade ediliyor, uygun görülmüyor. Böyle bir şey olabilir mi?
OKTAY VURAL (İzmir) – En
iyisi İçişleri Bakanı okusun!
AHMET ERSİN (Devamla) – Bu
saçmalığa bir son verilsin ve benim mektubum iade edilsin Sayın Başkanım,
mektubumu istiyorum.
Değerli arkadaşlarım,
İzmir’in Seferihisar ilçesi şirin bir ilçedir, İzmirli vekiller çok iyi bilirler
ya da İzmir’e turizm için seyahat eden arkadaşlarımız bilirler. Bu Seferihisar
ilçemiz şirin olmasının yanında bir de, yerel değerleri öne çıkaran ve yaşamın
doğal ve kolay olduğu kentlerin uluslararası ağı olan Sakin Kentler Birliğine
üye tek kentimizdir, yani böylesine bir özelliği var. Onun yanında, antik kent
nedeniyle birinci derecede arkeolojik ve yine birinci derecede doğal sit olan
bir ilçemiz. Değerli arkadaşlarım, yat limanı nedeniyle de turizm açısından çok
önemli olan, yani arkeolojik sit ve doğal sit olmasının yanında, kıyısındaki
yat limanıyla da turizm açısından çok önemli olan bu Sığacık Körfezi’ne şimdi
Türk-Japon ortaklığı olan bir orkinos besi çiftliği kurulmak isteniyor.
Değerli arkadaşlarım, orkinos
besi çiftlikleri bir defa balık çiftliği olarak kabul edilemez çünkü buralarda
üretim yok. Orkinos tesislerinde doğadan yakalanan yavru orkinoslar ölü
balıklarla beslenerek 400-500 kiloya ulaştıktan sonra denize karbondioksit
verilerek balıkların yüzeye çıkmaları sağlanıyor ve tüfekle vurularak, sonra da
kesilerek iç organları, kanları denize bırakılıyor. Dolayısıyla bu orkinos
tesislerinin faaliyette olduğu hiçbir yerde yaşam yoktur. Denizi ölü deniz
hâline getirirler. Nitekim, şimdi bu Sığacık
Körfezi’nde kurulmak istenen, oraya konuşlandırılmak istenen orkinos tesisi beş
yıl Antalya Gazipaşa’da faaliyet göstermiş ve artık orada balıkları yaşatamaz
hâle gelmesi ve denizi aşırı kirletmesi nedeniyle şimdi dünya güzeli, İzmir’in
incisi Seferihisar’ın Sığacık Körfezi’ne konuşlandırılıyor ve bu girişim Çevre
Bakanının bilgisi dâhilinde, onun onayı dâhilinde yapılıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi
tamamlayınız.
Buyurunuz.
AHMET ERSİN (Devamla) –
Değerli arkadaşlarım, bu orkinos besi çiftliği kısa sürede bu Sığacık
Körfezi’ni de ölü deniz hâline getirecek.
Şimdi, Sayın Bakana ben
sormak istiyorum: Çanakkale’de ve Antalya’da barınamayan, oraları kirletmesi
nedeniyle artık üretim yapamayan, besi yapamayan orkinos tesisleri neden şimdi
İzmir’e getiriliyor? Neden İzmir’in Seferihisar, Çeşme, Karaburun, Urla koyları
ve körfezleri orkinos tesisi sahipleri için kurtarılmış bölge hâline
getiriliyor?
Sayın Bakan, geçtiğimiz
günlerde, kurulmak istenen bu HES’lere karşı mücadele
veren dernekleri ve kişileri birilerinden para almakla itham etti.
Şimdi ben kendisine sormak
istiyorum: İzmir’in koylarına, körfezlerine…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi
bağlayınız.
AHMET ERSİN (Devamla) –
Bağlıyorum efendim.
…bu orkinos tesislerini
getirmek için, orayı orkinos tesisleri için kurtarılmış bölge yapmak için para
mı aldınız, yoksa İzmir’e ve İzmirlilere karşı bir tavrınız mı var? İzmirlileri
cezalandırmak mı istiyorsunuz?
Sayın Bakan, siz Çevre
Bakanısınız, çevre konusunda duyarlı olmanız lazım ama maalesef çevre sizin
döneminizde tarumar edildi. Sizin döneminizde çevre maalesef çeşitli kurumlara,
kuruluşlara kurban edildi, sunuldu, ikram edildi.
Değerli arkadaşlarım,
Seferihisar’ın Sığacık Körfezi’ne kurulması istenen bu orkinos tesisi, inanın
ki, birkaç yıl sonra, çok uzun vadede değil, o Körfezi kullanılmaz hâle
getirecek, ölü deniz hâline getirecek ve Seferihisar’ın arkeolojik önemi de,
doğal SİT olarak önemi de, turizm bakımından önemi de yok olup gidecek. Bu
nedenle bu yanlıştan bir an önce dönülmesi lazım.
Geçtiğimiz…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz
Sayın Ersin.
AHMET ERSİN (Devamla) –
Teşekkür edeyim.
BAŞKAN – Lütfen
teşekkürlerinizi sununuz.
Buyurunuz.
AHMET ERSİN (Devamla) – Bir
süre önce Sayın Meclis Başkanımızla da bu konuyu görüştük Seferihisar’dan gelen
çevre dernekleri başkanları ve yöneticileriyle. Sayın Meclis Başkanı da bu
Sığacık Körfezi’ne yazık edilmesin diye, böyle bir tepkide bulundu ama Sayın
Çevre Bakanımızın duyarsızlığı yüzünden maalesef çevre kirletiliyor, çevre
bitiriliyor.
O nedenle, değerli
arkadaşlarım, bu konuyu dikkatinize sunuyorum, Sayın Bakanı dikkatli olmaya,
Sayın Bakanı özenli davranmaya davet ediyorum.
Hepinizi saygılarımla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz
Sayın Ersin.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Bir dakika efendim,
bir dakika Sayın Bakan, Sayın İnce sisteme girmişler.
Buyurunuz.
MUHARREM İNCE (Yalova) – Kısa
bir açıklamam olacak Sayın Başkan.
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
7.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, milletvekillerine gelen
mektupların idare amiri tarafından engellendiğine ve bu konunun incelenerek
Başkanlık Divanınca açıklama yapılmasına ilişkin açıklaması
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Ersin’in sözünü ettiği
konuyu bilmiyordum, az önce öğrendik. Bize gelen mektupların -idare amirinin
haddine mi düşmüş, kimden gelir ya da gelmez- içini okumuş da, içeriğini
beğenmemiş de mi geri göndermiş? Bu birleşim içerisinde Başkanlık Divanından bu
konuda bir açıklama bekliyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Bakacağız efendim.
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Telefonları dinlediklerini biliyorduk da mektuplarımızı da mı okumaya
başlamışlar? Bu çok ağır bir olay, bu çok büyük bir suç. İdare
Amiri kendini nöbetçi jandarma başçavuşu mu zannediyor? Biz de orman köylüleri
miyiz? Bu kimin haddine düşmüş? Lütfen bu birleşim içerisinde Başkanlık Divanı
bir açıklama yapsın.
Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın İnce.
Sayın Uras…
MEHMET UFUK URAS (İstanbul) –
Yine aynı konuda bir…
BAŞKAN – Buyurunuz.
8.- İstanbul Milletvekili Mehmet Ufuk Uras’ın, kendisine ve
milletvekillerine gelen birçok yazılı metnin kendilerine ulaşmadığına ilişkin
açıklaması
MEHMET UFUK URAS (İstanbul) –
Efendim, Ahmet Ersin Bey’in ifade ettiği konu benim de başıma geldi. Hava-İş
Sendikasını ziyaret ettiğimde Genel Başkanın “Dergimizi nasıl buldunuz?” sorusu
üzerine fark ettim ki Hava-İş dergisi gelmemiş. Bunun üzerine bir soru önergesi
verdim. Vekillere ulaşmayan mektup, evrak, bildiri, dergi ve bilumum liste bana
sunuldu. İnanılmaz bir liste. Bir dizi dergi, insan hakları kuruluşları
bildirgeleri, Sayın Numan Kurtulmuş’un yazdığı
mektuplar, Necla Arat’ın bir metnini hatırlıyorum;
sayısız metnin vekillere ulaşmadığını fark ettim. Bununla ilgili yönetmelik ve prosedürden bahsettiler ama kriterin ne olduğunu sordum ve
Sayın Meclis Başkanıyla da konuyu paylaştım. Çok uzun bir listedir efendim o,
vekillere bugüne kadar ulaştırılamayan metinler ve bunun bir prosedürü
olmasına rağmen tamamıyla belirttiğiniz gibi bir keyfîlik içinde yapıldığı
ortada. Bu hepimizin ortak sorunudur. Öncelikle üzerine gidilmesi
gerekmektedir.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Uras.
Bu konuda gerekli çalışmaları
yapacağız.
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu cevap verecektir.
Buyurunuz Sayın Eroğlu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları (Devam)
3.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in, İzmir Seferihisar ilçesi Sığacık
Körfez’inde kurulmak istenen orkinos yetiştirme tesisinin yaratacağı çevre
sorunlarına ve milletvekillerine gönderilen mektupların ilgili idare amiri
tarafından kendilerine iletilmediğine ilişkin gündem dışı konuşması ve Çevre ve
Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (Devam)
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizi öncelikle saygıyla selamlıyorum.
Özellikle İzmir Milletvekili
Sayın Ahmet Ersin’in gündem dışı konuşmasına cevap vermek üzere söz almış
bulunuyorum.
Efendim, evvela ben Sayın
Ahmet Ersin’in hakikaten bu yakışıksız tutumundan dolayı fevkalade üzüldüğümü
belirterek sözlerime başlamak istiyorum. Bir defa, çevreye karşı duyarsız
olduğumu ifade etti. Bu son derece yanlıştır. Bakın, Türkiye’de çevrecilik
bizimle beraber
gelişmiştir. Bunu özellikle ifade edeyim.
AHMET ERSİN (İzmir) – Ama
seninle değil!
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) – Bakın, nereden nereye geldik, onu bir lütfen şey yapın.
Yakında zaten ben çiftliklerle ilgili size söz vereceğim ama şunu ifade edeyim:
Bakın, çevrecilik açısından Türkiye’de bütün atık sular, lağım suları
sokaklardan derelere, denizlere akıyordu. İlk defa, atık su arıtma tesislerinin
havza bazında planlamasını yapan biziz. Geçmişte, bakın, 2002 yılında
Türkiye’deki katı atık suların…
AHMET ERSİN (İzmir) – Sayın
Bakan, orkinosa gel!
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) - Çevrecilikten
bahsettiniz, ondan sonra vereceğim, müsaade edin.
Değerli milletvekilleri, 2002
yılında Türkiye’de toplam atık suların sadece yüzde 30’u arıtılıyordu, yüzde
70’i ise alıcı ortama doğrudan veriliyordu. Bu bir felaket. Bunun
da yüzde 20’sini İstanbul’da biz yapmıştık. Benim İSKİ Genel Müdürlüğüm
zamanında, Sayın Başbakanımız İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı iken durum
ortada idi, Haliç’in kokusundan kilometrelerce ötede hiç kimse duramıyordu,
burunlarımızı tıkıyorduk.
MUHARREM İNCE (Yalova) – Simonlar duruyordu!
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) - Dolayısıyla bakın,
ilk defa İstanbul’da atık su arıtma tesisleri deniz deşarjlarını, ileri
biyolojik arıtma tesislerini, dünyanın en ileri içme suyu arıtma tesislerini
biz kurduk, katı atık bertaraf tesislerini biz inşa ettik.
AHMET ERSİN (İzmir) –
Orkinosa gel!
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) – Geleceğim orkinosa ama bu sözünüzü lütfen geri almanızı
istiyorum.
Bunun dışında, sadece
İstanbul değil, bakın hava kirliliği açısından… Ben İstanbul’da İstanbul Teknik
Üniversitesinde öğretim üyesiyken bakın, Ankara’da, İstanbul’da geçmiş dönemde
gazeteler promosyon olarak gaz maskesi dağıtıyorlardı.
Hatta, Hekimbaşı’ndaki vahşi çöp alanının ne hâle
geldiğini ve 37 vatandaşımızın geçmişte hayatını kaybettiğini biliyorsunuz.
ERGÜN AYDOĞAN (Balıkesir) –
Sayın Bakan, 2010’a gel!
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) - Şimdi, ne yapıyoruz:
Bakın, hava kirliliğini tamamen kaldırdık, bütün şehirlerimizin havası temiz.
Şu anda içme suyu problemini her yerde çözdük. Bütün şehirlerimizde sular
akıyor. Ayrıca katı atık bertaraf tesisleriyle ilgili planlar yapıyoruz, hatta
projelerini yapıyoruz, belediyelere gerekli desteği veriyoruz. Nereden nereye
geldik. Bakın, atık suda yüzde 70’e ulaştık. Bunun dışında…
ERGÜN AYDOĞAN (Balıkesir) –
Sayın Bakan, bugüne gel, bugüne bakalım.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) – Geleceğim, müsaade et, bir soru sordu.
AHMET ERSİN (İzmir) – Sayın
Bakan, masal anlatmayı bırak, orkinosa gel.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) – Dolayısıyla bakın, şunu iddia ediyorum göğsümü gere gere: Şu ana kadar gelmiş geçmiş hükûmetler
içinde en çevreci hükûmet bizim Hükûmetimizdir,
bununla ilgili bilgileri de sizlere çok detaylı olarak vereceğim.
İkinci husus da Sayın Ahmet
Ersin dedi ki: “İzmir’i cezalandırıyor musunuz?”
AHMET ERSİN (İzmir) – Evet.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) – İzmir’i cezalandırmıyoruz, İzmir’i mükâfatlandırıyoruz, bunu
çok açık söylüyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AHMET ERSİN (İzmir) – Orkinos
tesislerini mi mükâfatlandırıyorsunuz, orkinosları mı mükâfatlandırıyorsunuz?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) – Bakın, İzmir’in su meselesi yoktu. Sayın Başbakanımız
talimat verdi, dedi ki: “İzmir’in su meselesini hallet.” Ben, 2012 yılında
bitecek olan Gördes Barajı’nı bizzat giderek 2009 yılında tamamladım ve oradan
şu anda yılda tam 59,5 milyon metreküp içme suyunu vermek için… Hatta İzmir
Büyükşehir Belediye Başkanımız isale hattını kendi yapacaktı, o da gecikince
Başbakanımız dedi ki “Bu isale hatlarını da siz yapın.” Neticede 39,5 kilometre
uzunluğunda, 2 metre çapındaki dev isale hattını açtık. Hatta hatırlarsanız,
İzmir’in kurtuluş gününde saat 09.59’da yetiştireceğime söz verdim ve zamanında
yetiştirdik ancak o esnada referandum yasakları olduğu için, Sayın Başbakanımız
10/10/2010 tarihinde Çine’den canlı video yayınla bu
isale hattının açılışını da yaptı.
AHMET ERSİN (İzmir) – Sığacık
beldesine gel, orkinosa gel.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) – Beydağ Barajı’nı kim bitirdi? Ödemiş’teki sulamanın temelini
kim attı? Şu anda, Bakırçay Kınık ovasını kim
suluyor? Kavakdere Barajı’nın sulamasını kim bitirdi?
Ataköy göleti, çok sayıda göleti,
dere ıslahlarını, Gediz’le ilgili….
AHMET ERSİN (İzmir) – Sayın
Bakan, biz sana orkinos tesislerini soruyoruz, oraya gel, masal anlatma.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) – Bir dakika müsaade edin.
Yani netice olarak şunu
söyleyeyim: İzmir’e ağaçlandırmada sadece Çevre ve Orman Bakanlığı olarak
değil, ben de Ege Bölgesi’nin bir elemanı olarak, İzmir’in bir hemşehrisi olarak elbette gerekli desteği veriyorum.
AHMET ERSİN (İzmir) – Nereden
hemşehrimiz oluyorsun?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) – Ama Çevre ve Orman Bakanlığı sadece barajlar, göletler,
sulama tesisleri, ağaçlandırma, erozyon kontrolü, dere ıslahları yapmakla
yetinmiyor. Ulaştırma Bakanlığı dev yatırımlar yaptı. Sağlık
Bakanlığının yaptıkları ortada. Bunları sayın
İzmir milletvekillerimizin tamamına ben liste hâlinde göndereceğim. Yoksa, burada sabaha kadar anlatmak… Sadece Ulaştırma
Bakanlığının yaptıklarını anlatsam saatler sürer.
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) –
Orkinosu sordular, orkinosu.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) – İkinci husus da şudur: Efendim, orkinos çiftlikleriyle
alakalı gelelim şeye…
OKTAY VURAL (İzmir) –
Sinirlenmeyin Sayın Bakan.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) – Yok, sinirlenmiyorum.
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Tarkan’a bağırır gibi bize bağırıyorsun, karıştırma, burası Meclis, biz Tarkan
değiliz.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) – Sinirlenme değil, heyecandan dolayı. Kusura bakmayın.
Bakın, sayın vekillerim,
İzmir’in Çeşme ilçesinde Gerence ve Ildırı Körfezi’nde toplam 4 adet,
Antalya’da ise 3 adet orkinos çiftliği bulunmaktadır; bunlardan 5 adet orkinos
çiftliği faaliyetine devam etmektedir.
Ancak müsaade ederseniz ben
konuya girmeden önce… Hatırlarsanız, daha önce de burada çok değerli
milletvekillerimiz balık çiftlikleriyle alakalı şikâyetlerini ifade etmişlerdi.
Ben de sizlere söz verdim, o sözümü yerine getirip getirmediğimi kısaca izah edeyim.
Efendim, Bakanlık dönemimde
balık çiftlikleriyle yapılan çalışmaları kısaca hatırlatmak istiyorum: 2872
sayılı Çevre Kanunu’na istinaden, denizlerde balık çiftliklerinin
kurulamayacağı hassas alan niteliğindeki kapalı koy ve körfez alanlarının
belirlenmesine ilişkin tebliğ hazırlandı ve 24 Ocak 2007 tarihinde Resmî
Gazete’de yayımlandı.
AHMET ERSİN (İzmir) – Onu siz
yapmadınız ama, size kalsaydı olmazdı o işler.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) – Balık çiftlikleriyle alakalı son durumu özellikle belirtmek
istiyorum:
Şimdi, Muğla’da 99 tane balık
çiftliği vardı, bunun 99’u da taşındı. İzmir’de 34 tane vardı, bunun 1
tanesinin taşınma süreci devam ediyor, dolayısıyla sadece 1 tane kaldı.
Antalya’da 2 tanesi taşındı, 1 tanesinin taşınma süreci devam ediyor, 1 tanesi
de faaliyetine devam etmiyor. Keza, Balıkesir, İstanbul’da… Bütün bunları
topladığım zaman, 130 adet balık çiftliği şu anda -size söz verdikten sonra-
taşınmış, 3 tanesinin taşınma süreci devam ediyor, 4 tanesi şu anda hiçbir
başvuruda bulunmayıp faaliyetine devam ediyor fakat mahkeme süreci var. Böylece
şunu ifade edeyim: Balık çiftliklerinin yüzde 96’sı tamamen uygun alanlara
taşınmıştır.
Sayın vekillerim, daha önce
bu balık çiftlikleri, tamamen koylarda, sahillerdeydi; şimdi, yönetmeliğe yani
mevzuata uygun alanlara taşıdık.
AHMET ERSİN (İzmir) –
Orkinosları niye İzmir’e taşıyorsunuz?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) – Lütfederseniz, bir hususu izah etmek istiyorum.
Biz, tabii kanuna ve mevzuata
uygun olarak hareket etmek durumundayız. Siz Çevre Kanunu’nu çıkardınız,
yönetmelikler çıkarılmıştır. Bu yönetmeliklerde neresi uygunsa oraya taşıyoruz.
Şu ana kadar taşınmamıştı, bunları tamamen biz taşıdık. Bu balık çiftlikleri
yıllardan beri vardı ama bunların yüzde 96’sını taşıdık.
AHMET ERSİN (İzmir) – Orkinos
tesislerini niye İzmir’e taşıyorsunuz?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) – Ayrıca balık çiftliklerimizin durumları, koordinatları,
kapasitelerine ilişkin dağınık hâlde olan envanter
bilgilerini güncelledik, bilgisayar ortamına attık. Koy ve körfezlerde yer alan
balık çiftliklerinden, Denizlerde Balık Çiftliklerinin Kurulamayacağı Hassas
Alan Niteliğindeki Kapalı Koy ve Körfez Alanlarının Belirlenmesine İlişkin
Tebliğ kapsamında durum tespit raporu istendi. Tebliğ kriterlerini
sağlamayan ve kapatma kararı verilen balık çiftliklerinin taşınabilecekleri ve
mevzuat açısından mahzurlu olmayan, tebliğ gereklerini sağlayan yerlerin
belirlenmesi çalışması yapıldı. Çalışmalara sadece Çevre ve Orman Bakanlığı
değil, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm
Bakanlığı, Denizcilik Müsteşarlığı olmak üzere ilgili bütün kurum ve kuruluşlar
katılmıştır. Böylece, tebliğin yürürlüğe girmesinden önce koy ve körfezlerde
sığ ve kıyıya yakın yerlerde küçük balık çiftlikleri hâlinde, ilkel yöntemlerle
üretim yapan iki yüz elli civarındaki balık çiftliğinin uygun alanlara
taşınması için yer gösterilmiştir. Bu tesisler, açık deniz teknolojisine uygun
şartlarda faaliyet gösterebilecek kapasitelere ulaşacak şekilde birleştirilerek
taşınmışlardır. Taşınma kararları verilirken bilimsel kurum ve kuruluşlarca
hazırlanan durum tespit raporları, kıyıya uzaklık, derinlik, akıntı durumu ve ötrofikasyon riski gibi hususlar dikkate alınmıştır.
Muğla’da, Bodrum bölgesinde
otuz üç alan,
Milas bölgesinde elli alan için balık çiftliği toplu ÇED uygulaması
gerçekleştirilmiştir. Yani balıkçılar dediler ki: “Bizi topluca bir yere
taşıyın.” Onları uzak yerlere taşıdık. İzmir ve diğer bölgelerden gelen balık
çiftlikleri, ÇED raporları ayrı ayrı değerlendirilmek
suretiyle taşınmıştır.
Koy ve körfez içinde yer alan
ve dışında olan balık çiftliklerinin izlenmesi için Denizlerde Kurulan Balık
Yetiştiriciliği Tesislerinin İzlenmesine İlişkin Tebliğ 13/6/2009
tarih ve 27257 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir, yani bu
Tebliğ’i de yayımladık. Nitekim, bakın, bu balık
çiftliklerinin mevzuat kapsamında etkin denetimi ve yaptırım uygulaması için
Çevre Kanunu’nun 12’nci maddesi kapsamında Sahil Güvenlik Komutanlığına yetki
devri yapılmıştır. Sahil Güvenlik Komutanlığı üçer aylık periyotlarla
denetleme neticelerini Bakanlığımıza rapor etmektedir. Balık çiftliklerinin
denetlenmesi neticesinde, bakın, sadece 2009 yılı içerisinde elli dört çiftliğe
1 milyon 321 bin 378 TL para cezası kesilmiş olup 2010 yılı içerisinde idari
para cezası uygulanmamıştır çünkü geçen sene ciddi takipten sonra bu balık
çiftlikleri uygun bir şekilde hareket etmektedir.
AHMET ERSİN (İzmir) – Sayın
Bakanım, bir şey soracağım, Sığacık Körfezi’nin akıntı yönünü tespit ettiniz
mi?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) – Bakanlıkça balık çiftlikleri denetim programı kapsamında
yıllık rutin denetimler yapılmaktadır.
Şimdi gelelim İzmir ili
Gerence ve…
AHMET ERSİN (İzmir) – Sığacık
Körfezi’nde inceleme yaptınız mı, akıntı yönünü tespit ettiniz mi?
BAŞKAN – Sayın Ersin, lütfen
dinleyiniz.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) – Tespit ettik, onu söyleyeceğim, müsaade et, şimdi oraya
geliyorum.
İzmir ili Çeşme ilçesi
Gerence ve Ildırı Körfezi’nde toplam dört adet, Antalya’da ise üç adet orkinos
çiftliğinin bulunduğunu ifade etmiştim, bunlardan sadece beşi faaliyetine devam
ediyor.
Şimdi, orkinos balıklarının
500 kilogram gibi iri cüsseli olması sebebiyle denizi daha fazla kirleteceği
şeklinde bir algılama vardır. Hâlbuki balık çiftliklerinin kirleticilik vasfı
birim deniz alanı başına düşen balık ağırlığıyla
orantılıdır ve levrek, çipura gibi balık türlerinin yetiştirildiği tesislerde
bu balıkların çok daha küçük boyutlu olmalarına rağmen, birim deniz alanı
başına düşen balık ağırlığı aynıdır ve kirleticilik vasıfları bakımından
orkinosla diğerleri arasında bir fark yoktur. Orkinos çiftlikleri Denizlerde
Balık Çiftliklerinin Kurulamayacağı Hassas Alan Niteliğindeki Kapalı Koy ve
Körfez Alanlarının Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’le belirlenen kriterlere uygun alanlarda, yaklaşık 1,5-2,5 kilometre
açıklıkta ve 50 ile 80 metre derinlikte faaliyet göstermektedirler. İzmir ili
Urla ilçesi Sığacık Körfezi’nde 700 ton/yıl kapasiteyle kurulması planlanan
orkinos çiftliği, ilgili kurumların ortak mutabakatı neticesinde mevzuat
açısından sakıncalı olmadığı belirlenen potansiyel yetiştiricilik alanı
içerisinde kalmaktadır.
AHMET ERSİN (İzmir) –
Vatandaş istemiyor, vatandaşın söz hakkı yok mu?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) – Söz konusu tesisle ilgili olarak 6/11/2009
tarihinde, Çevre ve Orman Bakanlığına ÇED başvurusunda bulunulmuştur.
AHMET ERSİN (İzmir) – Peki, Sığacık’ın akıntı yönünü tespit ettiniz mi ÇED verirken?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) – Tesis, gerek mevzuat açısından gerekse çevresel etkiler
açısından, ilgili bütün kurumların katılımıyla irdelenmiş olup 18 Ağustos 2010
tarih ve 8192/49670 sayılı yazımız ile ÇED olumlu belgesi verilmiştir. ÇED
raporu inceleme…
AHMET ERSİN (İzmir) – Sığacık
Körfezi’nin akıntı yönünü tespit ettiniz mi, onu söyle?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) – Onu da belirteceğim, müsaade edin, bitiyor.
ÇED Raporu İnceleme ve
Değerlendirme Komisyonu üyesi olan Tarım ve Köyişleri
Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Denizcilik Müsteşarlığı, Çevre Yönetimi
Genel Müdürlüğü, Doğa Koruma ve Millî Parklar Genel Müdürlüğü, Planlama ve
Stratejik ÇED Dairesi Başkanlığı, İzmir Valiliği ve bütün bu kurum ve
kuruluşların proje hakkında olumlu görüşleri alınmıştır. Sığacık Körfezi’nde
Çevre ve Orman Bakanlığı koordinatörlüğünde Tarım ve Köyişleri
Bakanlığı ve ilgili diğer kamu kurum ve kuruluşlarının ortak çalışmaları
neticesinde belirlenen alana, Gazipaşa ilçesinde kurulu bulunan orkinos
yetiştirme tesisinin taşınması uygun görülmüştür. 35 bin metrekarelik deniz
alanında 50 metre çapında ve 25 metre derinliğinde 6 adet kafes yer alacaktır.
Bakın, kurulması planlanan
tesisin en yakın karaya olan uzaklığı 3 kilometredir. En yakın yerleşim alanı
olan Demircili köyüne olan mesafesi 5 kilometre, Sığacık Mahallesi’ne 6,5
kilometre, Seferihisar ilçe merkezine kuş uçuşu 12 kilometre olup buradaki
derinlik 58 ila 62 metre arasında değişmektedir. Akıntı hızı da 0,135
metre/saniyedir.
AHMET ERSİN (İzmir) – Akıntı
yönünü tespit ettiniz mi?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) – Tesisin kurulması planlanan alanda, deniz suyu analizleri,
Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği bölümü tarafından
gerçekleştirilmiştir.
AHMET ERSİN (İzmir) – Akıntı
ne tarafa, onu söyle?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) – Söz konusu üniversite tarafından 13 Mart 2010 tarihinde
hazırlanan rapora göre, yukarıda adı geçen tebliğ hükümleri gereği, dip, orta
ve yüzey olmak üzere üç ayrı seviyede “TRIX indeksi” adıyla bilinen indeks
hesaplamaları yapılmıştır. Neticede, dipte 2,8, ortada eksi 2,7, yüzeyde eksi
2,76 olarak bulunmuş ve ortalama TRIX indeksi değeri 2,76 olarak
hesaplanmıştır.
Bildiğiniz gibi, balık
çiftlikleri için asgari çevre kriterleri şudur,
hatırlatıyorum: Kıyıdan mesafe 0,6 deniz milinden az olamayacak, derinlik 30
metreden daha az olamayacak, akıntı hızı da 0,1 metre/saniyeden büyük olacak.
AHMET ERSİN (İzmir) – Sığacık’ta bunun araştırmalarını yaptınız mı, onu söyle?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) – TRIX indeksi ise şöyledir: 4’ten küçük olursa uygun, 4 ile 6
arasında olursa ötrofikasyon riski var, 6’dan büyük
olursa ötrofik olacaktır.
Burada, görüldüğü gibi, bu
indeks 4’ten küçüktür; 2,76 olarak bulunmuştur. Derinlik 30 metreden çok
fazladır, ortalama derinliğini az önce ifade ettim, 58-62 metredir.
AHMET ERSİN (İzmir) – Akıntı
ne yöne, onu söyle?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) – Kıyıya olan mesafe 0,6 deniz mili iken bakın, en yakın
mesafeye 3 kilometreden fazladır. Demircili köyüne olan mesafesi 5 kilometre ve
Seferihisar ilçe merkezine kuş uçuşu 12 kilometredir.
AHMET ERSİN (İzmir) – Sen
bunları git Seferihisar’da söyle de göreyim seni!
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) - Yani netice olarak şunu ifade edeyim: Değerli
milletvekillerim, Sayın Başkanım; biz, tabii, Çevre ve Orman Bakanlığı olarak
balık çiftliklerinden sorumlu bir bakanlık değiliz. Balık çiftliklerinden
sorumlu kurum Tarım ve Köyişleri Bakanlığıdır. Ancak
çevre açısından, gerek kıyıda gerek denizde herhangi bir problem olmaması
açısından, ilk defa Bakanlığımız döneminde dünyadaki en önemli birtakım
kurumların kriterlerini dikkate alarak biz bunları
yönetmeliğe aktardık, yönetmeliği çıkardık, tebliği çıkardık ve şu anda çok
sıkı bir şekilde denetimi yapılmaktadır, bunu özellikle vurgulamak istiyorum.
Şu ana kadar, geçmiş yıllarda bir türlü taşınamayan balık çiftliklerinin de
yüzde 96’sı tamamen uygun alanlara -kıyıdan, uygun alanlara- taşınmıştır.
Gerçekten, bu konuda çevre adına çok önemli işler başarılmıştır, bunu özellikle
vurgulamak istiyorum.
Ben tekrar hepinizi saygıyla
selamlıyorum, teşekkürlerimi arz ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz
Sayın Eroğlu.
AHMET ERSİN (İzmir) –
Söyledikleriniz hiç doğru değil.
MUHARREM İNCE (Yalova) –
Bence akrabadan müşavir yaparsanız yanlış bilgi verirler, müşavirleri
değiştirin.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) – Ben kendim uzmanım, bu
işleri bilen, denizlerle ilgili araştırma yapan benim.
BAŞKAN – Sayın Ağyüz, sisteme girmişsiniz, ne için acaba?
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) –
60’a göre söz istiyorum.
BAŞKAN – 60’a göre söz
istiyorsunuz.
Buyurunuz Sayın Ağyüz.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
9.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün,
orkinos yetiştirme tesisi kurulmasına, Gaziantep Yamaçoba
mevkisindeki taş ocaklarına, İkizdere Vadisi’ne kurulması düşünülen HES’e ilişkin açıklaması
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) –
Sayın Bakanım, orkinosun hangi koşullarda verildiği size sorulmadı, orkinosun
çevre kirliliği yarattığı ve o bölge halkının ayakta olduğu, sivil toplum
örgütlerinin tepki gösterdiği… Bu bilimsel rakamlarla ikna edemeyeceğiniz artık
belli olduğuna göre, siz neden bu orkinosu savunuyorsunuz? Sonra, yaşanabilir,
sakin kent, sessiz kent ilan edilen Seferihisar’a bu kötülüğü neden
yapıyorsunuz?
Çok övdünüz siz
yaptıklarınızı. 3 kez söz vermenize rağmen, Gaziantep Yamaçoba
mevkisindeki taş ocakları neden çalışıyor? Bu kadar çevreciyseniz, o çocukları
neden ölüme mahkûm ediyorsunuz? Çevreyi yok etmeye neden devam ediyorsunuz bu
kadar çevreciyseniz? İkizdere Vadisi sit alanı ilan edildi, neden yargıya
taşıyorsunuz bu kadar çevre duyarlılığınız varsa Sayın Bakan? Bari, yargı kararına, yargıya gideceğinize, o Yüksek Kurulun
kararına saygı duyun da yirmi beş tane HES için o bölgeyi talan ettirmeyin.
Yağmalattırıyorsunuz! “Rant ekonomisi”dir bunun adı.
Çevreyi ranta kurban ediyorsunuz ve bunu da açıkça
söyleyemiyorsunuz.
Çok sinirlisiniz, neden
kızıyorsunuz Parlamentoya? Yaptıklarınızın haksızlığı altında mı eziliyorsunuz
acaba?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz
Sayın Ağyüz.
Sayın milletvekilleri, on
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.29
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma saati: 16.47
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER : Fatih METİN (Bolu), Yusuf
COŞKUN (Bingöl)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 11’inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Gündeme geçiyoruz.
Sayın
milletvekilleri, İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay gündemin “Sözlü Sorular”
kısmında yer alan sorulardan 1, 2, 4, 11, 13, 14, 16, 17, 19, 24, 27, 28, 29,
54, 63, 68, 137, 191, 199, 200, 211, 242, 254, 259, 263, 288, 289, 297, 308,
326, 334, 336, 338, 347, 362, 378, 380, 389, 396, 450, 480, 482 ve 491’inci
sıralardaki soruları birlikte cevaplandırmak istemişlerdir. Sayın
Bakanın bu istemini sırası geldiğinde yerine getireceğim.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının
iki tezkeresi vardır, ayrı ayrı okutup bilgilerinize
sunacağım:
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Kenya Parlamentosu Yerel Yönetimler ve Fon Hesapları Komisyonu
Başkanı Pollynis Anyango ve
beraberinde bir parlamento heyetinin ülkemizi ziyaretine ilişkin Başkanlık
tezkeresi (3/1320)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kuruluna
Kenya Parlamentosu Yerel
Yönetimler ve Fon Hesapları Komisyonu Başkanı Sayın Pollynis
Anyango ve beraberinde bir parlamento heyetinin
ülkemizi ziyareti, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı'nın 19 Ekim
2010 tarih ve 80 sayılı kararı ile uygun bulunmuştur.
Buna göre, Türkiye Büyük
Millet Meclisi'nin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanun'un
7. Maddesi gereğince Genel Kurul'un bilgisine sunulur.
Sadık
Yakut
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
V.
2.- CHP Grup Başkanlığınca, NATO Parlamenter
Asamblesi Türk Grubunda boş bulunan asıl üyeliğe aday gösterilen Balıkesir
Milletvekili Hüseyin Pazarcı ve Parlamentolararası
Birlik Türk Grubunda boş bulunan üyeliğe Ankara Milletvekili Emrehan Halıcı’nın, Türkiye-AB
Karma Parlamento Komisyonunda boş bulunan üyeliğe de BDP Grup Başkanlığınca
aday gösterilen Mardin Milletvekili Emine Ayna’nın üyeliklerine ilişkin
Başkanlık tezkeresi (3/1321)
25.10.2010
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kuruluna
CHP Grup
Başkanlığınca, NATO Parlamenter Asamblesi Türk Grubu'nda boş bulunan asıl
üyeliğe aday gösterilen Balıkesir Milletvekili Hüseyin Pazarcı ve Parlamentolararası Birlik Türk Grubu'nda boş bulunan
üyeliğe Ankara Milletvekili Emrehan Halıcı'nın üyelikleri TBMM Başkanlık Divanı'nın 19 Ekim
2010 tarih ve 80 sayılı Kararı’nı müteakiben, ayrıca Türkiye-AB Karma
Parlamento Komisyonu’nda boş bulunan üyelik için BDP Grup Başkanlığınca aday
gösterilen Mardin Milletvekili Emine Ayna'nın üyeliği, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanunun 2.
maddesi uyarınca Genel Kurul'un bilgilerine sunulur.
Sadık
Yakut
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
V.
BAŞKAN – Bilgilerinize
sunulmuştur.
Meclis araştırması açılmasına
ilişkin dört önerge vardır, ayrı ayrı okutuyorum:
B) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan ve 23 milletvekilinin,
hayvancılık sektörünün sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/889)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Ülkemizdeki Sığırcılık
sektörünün mevcut yapısı, geliştirilmesi, sorunlarının ve çözüm yollarının
belirlenmesi, eksikliklerinin giderilmesi, geliştirilmesi, destekleme
yollarının araştırılması, idari ve kurumsal yasal düzenlemelerin yapılması,
amacıyla İçtüzüğün 104. ve 105. maddeleri gereğince ekte yer alan gerekçeye
istinaden bir Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
1) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
2) Mevlüt
Coşkuner (Isparta)
3) Durdu Özbolat
(Kahramanmaraş)
4) Ahmet Küçük (Çanakkale)
5) Engin Altay (Sinop)
6) Kemal Demirel (Bursa)
7) Mehmet Şevki Kulkuloğlu (Kayseri)
8) Halil Ünlütepe
(Afyonkarahisar)
9) Hüsnü Çöllü (Antalya)
10) Şevket Köse (Adıyaman)
11) Atila
Emek (Antalya)
12) Fehmi Murat Sönmez (Eskişehir)
13) Ali İhsan Köktürk (Zonguldak)
14) Abdullah Özer (Bursa)
15) Ali Koçal
(Zonguldak)
16) Rahmi Güner
(Ordu)
17) Abdulaziz
Yazar (Hatay)
18) Ferit Mevlüt
Aslanoğlu (Malatya)
19) Sacid
Yıldız (İstanbul)
20) Akif Ekici (Gaziantep)
21) Hüseyin Ünsal (Amasya)
22) Mehmet Ali Özpolat (İstanbul)
23) Ali Rıza Ertemür (Denizli)
24) Faik Öztrak
(Tekirdağ)
Gerekçe:
Ülkemizde hayvansal protein
üretimine katkıda bulunan en önemli ürünler et ve süttür.
Türkiye sığır sayısı ve
sığırdan elde edilen üretim miktarları açısından dünya ülkeleri arasında ön
sıralarda yer almaktadır. Yaklaşık 11 milyon sığır varlığı ile dünya ülkeleri
arasında 25., AB ülkeleri arasında da 3.dür. İnek sütü
ve sığır eti üretimi bakımından dünya sıralamasındaki yeri sırasıyla 12. ve
26.'dır. AB ülkeleri arasında ise 5. ve 7. sırayı
almaktadır. Ancak inek başına süt verimi ve sığır başına karkas ağırlığı söz
konusu olduğunda durum bir hayli farklılaşmakta ve Türkiye dünya sıralamasında
oldukça gerilere, 60. ve 52. sıralara inmektedir.
Türkiye'de süt üretiminin en
önemli kaynağı sığırdır. Sığırın toplam süt üretimindeki payı %92'dir. Sığırdan
sağlanan tek besin maddesi süt değildir. Kırmızı et üretiminde sığırın payı
%75'tir. Türkiye'nin sığırcılık sektöründen beklentisi öncelikle süt ve et
üretimidir. Bugün gerçekleştirilen süt üretimi yaklaşık 12,2 milyon ton olup,
bunun 11,2 milyon tonu sığırdan sağlanmaktadır. Toplam üretimin %91,9'u
sığırdan elde edilmektedir.
Sığırcılık sektörü tarımsal
üretimden sağlanan gelirin ve hayvansal üretimden sağlanan proteinin önemli bir
kısmını üretmektedir. Sektör bilimsel gerçekler, sektör paydaşlarının talep ve
ortak çıkarları, ülkenin gerçekleri ve ihtiyaçları ile dünyadaki değişim
doğrultusu dikkate alınarak geleceğe hazırlanmalıdır. Bu noktada hedefler 2020
yılı için yaklaşık 20 milyon ton süt ve 1,1 milyon ton karkas olarak
hesaplanmıştır.
Sektörde en hızlı değişim
işletme sayısı ve işletme büyüklüğünde gerçekleşecektir. Bu durum da
Türkiye'nin sektörden ayrılacaklara yeni iş alanları yaratmasını zorunlu
kılacaktır.
Süt kalitesine ilişkin
kaygılar, özellikle soğutma kapasitesinin artırılması ve hayvan sağlığı alanında
sağlanacak gelişmelere bağlı olarak azalacaktır.
Üretici örgütlerinin
fonksiyonlarının artması birçok sorunun çözümünü kolaylaştıracak ve
hızlandıracaktır.
İşleme ayağındaki tekelleşme
eğilimi üreticileri, pazarlama ayağındaki tekelleşme de hem işleyicileri hem de
üreticileri gittikçe daha zor duruma sokacak görünmektedir. Önlem olarak bu
süreçlerdeki tekelleşmeyi önleyecek yasal tedbirler hayata geçirilmelidir.
Üretici ürün bazında ve gerçek anlamda desteklenmelidir.
Gelecek yıllarda hayvan ve
hayvansal ürünler ithalatının artırılması ve kolaylaştırılması için baskılar
daha da artacaktır. İthalatın üretim ve üreticiye zarar vermesine izin
verilmemelidir. Ayrıca ülkeyi ithalata zorunlu hale getirecek politikalar
yürütülmemelidir. Bu noktada kırmızı et ve gebe düve ihtiyacı ile dahilde işleme adı altında yürütülen süt tozu en kritik
ürünlerdir. Türkiye işletmelerin kurulmasını ve büyümesini sağlamalıdır.
Kırmızı et üretimini artırmak için sığır sayısını artırmanın gerekli olduğunu
ama yetmeyeceğini bilerek, koyun ve keçiden sağlanan et üretimini hiç olmazsa
bugünkünün iki katına çıkaracak tedbirler alınmalıdır.
Sığır eti üretimi için etçi
anaç ve/veya besi materyali ithalatının sürekliliği sağlanabilecek, gerçekçi ve
doğru bir yol olmadığı kabul edilmelidir.
Damızlık üretimi her zaman
önemli olacaktır. Bir yandan damızlık üretim altyapısı güçlendirilip
geliştirilirken diğer yandan da bu yolla elde edilen ürünlerin ülke içinde ve
dışında pazarlanması için çaba harcanmalıdır. Dişi hayvan kesimi ve erken kuzu kesimlerini
önleyici radikal tedbirler alınmalıdır. Bu amaçlı destekler verilmelidir.
Süt sığırı yatırımcısı uzun
dönemleri dikkate alarak yatırım yapmak, işin devamı için de her gün para
harcamak durumundadır. Bu nedenle istikrarlı bir piyasa yaratmak sektöre
yapılabilecek en önemli katkılardan biri olacaktır.
2.- Adana Milletvekili Nevingaye Erbatur ve 25 milletvekilinin, millî eğitim sınav
sistemindeki değişikliklerin etkilerinin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/890)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Milli eğitim sisteminde
gerçekleştirilen ard arda değişikliklerin ve sınav
sistemlerinin öğrencilere, ailelerine, eğitimcilere ve eğitim sistemine,
dolayısıyla da ülke geleceğine verdiği zararların araştırılması ve uzman
görüşleri eşliğinde çözüm önerilerinin ortaya konabilmesi için TBMM İçtüzüğünün
104 ve 105. maddeleri ve Anayasanın 98. maddesi gereğince bir Meclis
araştırması açılmasını arz ederiz.
1) Nevingaye Erbatur (Adana)
2) Engin
Altay (Sinop)
3)
Mustafa Özyürek (İstanbul)
4) Gürol
Ergin (Muğla)
5) Ferit Mevlüt Aslanoğlu (Malatya)
6) Atila Emek (Antalya)
7) Mehmet
Şevki Kulkuloğlu (Kayseri)
8) Kemal
Demirel (Bursa)
9) Akif
Ekici (Gaziantep)
10) Halil
Ünlütepe (Afyonkarahisar)
11) Harun
Öztürk (İzmir)
12) Hüsnü
Çöllü (Antalya)
13) Fehmi
Murat Sönmez (Eskişehir)
14) Ali
İhsan Köktürk (Zonguldak)
15)
Abdullah Özer (Bursa)
16) Ali Koçal (Zonguldak)
17) Rahmi
Güner (Ordu)
18) Abdulaziz Yazar (Hatay)
19) Sacid Yıldız (İstanbul)
20)
Hüseyin Ünsal (Amasya)
21) Durdu
Özbolat (Kahramanmaraş)
22) Ahmet
Küçük (Çanakkale)
23) Ali
Rıza Ertemür (Denizli)
24)
Mehmet Ali Özpolat (İstanbul)
25)
Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
26) Faik Öztrak (Tekirdağ)
Gerekçe:
Milli Eğitim Bakanlığı 2007
yılında, OKS yerine, çok tepki çekmesine rağmen, üç aşamalı SBS'yi
getirmekte ısrar etmiş ve eğitim sistemini uzman görüşü, öğrenci görüşü, veli
görüşü, eğitimci görüşü almadan alt üst etmiştir.
SBS hızlı hızlı
test çözmeye indirgenmiş eğitim sisteminde, okulu, okul başarısını ve gerçekten
öğrenerek mezun olmayı teşvik edecek bir sistem yaratma vaadiyle başlamıştı.
Ancak SBS'nin uygulamaya geçtiği zaman da eğitim
uzmanları bu sistemin çocukları öğrenme odaklı olmaktan uzaklaştırıp sınav
odaklı olmaya iteceğini belirtmiş ve sistemin yanlışlığını vurgulamıştır.
Yine SBS'nin
uygulamaya geçme gerekçesi sınavın üç yıla yayılacağı ve dolayısıyla öğrenciyi dersaneden okula yönelteceği olarak gösterilmekte idi.
Ancak yine uzmanlarca bu gerekçe de öğrencinin sınav stresini üç yıl boyunca
ardı ardına yaşayacağı ve öğrenme hevesinden giderek uzaklaşacağı için
eleştirilmiş idi.
Gelinen noktada SBS sebebiyle
öğrencilerin öğrenme hevesinde büyük azalma olmuş, öğrencilerde küçük yaştan
itibaren dershaneye gitme başlamış, dershaneye gidemeyen öğrenci gidebilen
arkadaşlarından geride kalmıştır.
2010 yılının ortalarında ise,
Milli Eğitim Bakanı Sayın Nimet Çubukçu tarafından SBS'nin
kaldırılacağı açıklanmış ancak milli eğitim sisteminin nasıl düzenleneceği
sorusu cevapsız bırakılmıştır.
Akıllarda yer eden tek soru
işareti SBS ile ilgili değildir. Üniversitelere giriş sınavı da neredeyse her
sene değiştirilmekte ve öğrenciler bir sonraki sene nasıl bir sınavla
karşılaşacaklarını bilmemenin tedirginliği ile geleceklerine hazırlanmaya
mecbur bırakılmaktadır.
Oysa bir ülkenin milli eğitim
sisteminin deneme tahtası gibi görülmesi o ülkeye yapılabilecek en büyük
kötülüktür. Bir ülkenin milli eğitim sistemi o ülkenin geleceğini nasıl
şekillendirdiği ile doğrudan ilintilidir. Çocuklarını ve gençlerini bir deneyin
parçası gibi gören bir anlayışın bu ülkeyi çağdaş eğitim sistemi ile
tanıştırması artık beklenmemektedir.
Ancak yaşanan süreç sonunda
neredeyse her sene ve bazen altı ayda bir değişen eğitim sistemlerinin çocuklar
üzerinde, aileleri üzerinde, eğitimciler üzerinde ve tüm toplum üzerinde büyük
olumsuz etkiler yarattığı, maddi ve manevi zararlara yol açtığı açıktır. Bu
zararları ve olumsuz etkileri araştırıp çözüm önerilerini tartışmak TBMM'nin
ödevidir.
Yukarıda özetlenen
sebeplerle, milli eğitim sisteminde yaşanan değişikliklerin öğrenciler,
aileleri ve eğitimciler üzerinde yarattığı olumsuz etkilerin incelenip çözüm
önerilerinin uzman görüşleri eşliğinde tartışılabilmesi amacıyla bu
araştırmanın açılmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
3.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir ve 20 milletvekilinin, terör
örgütünün malî kaynaklarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/891)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Ülkemiz son dönemlerde artan terör saldırıları
ile sarsılmaktadır. Terör saldırıları neticesinde ülkemizin dört bir yanında
şehit cenazeleri kalkarken saldırılar sivil hedeflere de yönelmektedir. Bu
tablo içerisinde terörle mücadele Hükûmetin öncelikli
görevi hâline gelirken terörle mücadelenin askeri, sosyolojik, kültürel ve
ekonomik yönlerinin olduğu bilinmektedir. Bu çerçevede terör örgütünün ekonomik
gücünün bitirilmesi amacıyla bölücü terör örgütünün mali kaynaklarının
araştırılarak alınacak önlemleri tespit etmek üzere Anayasanın 98 inci ve
İçtüzüğün 104 üncü ve 105 inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması
açılmasını arz ve teklif ederiz.
1) Hasan
Özdemir (Gaziantep)
2) Mehmet
Günal (Antalya)
3) Mehmet
Şandır (Mersin)
4)
Süleyman Nevzat Korkmaz (Isparta)
5) Abdülkadir Akcan (Afyonkarahisar)
6) Ali Uzunırmak (Aydın)
7) Mehmet
Serdaroğlu (Kastamonu)
8) Cemaleddin Uslu (Edirne)
9)
Ertuğrul Kumcuoğlu (Aydın)
10)
Mustafa Kalaycı (Konya)
11) Kadir
Ural (Mersin)
12)
Muharrem Varlı (Adana)
13)
Hüseyin Yıldız (Antalya)
14) Mümin
İnan (Niğde)
15) Ahmet
Duran Bulut (Balıkesir)
16) Emin
Haluk Ayhan (Denizli)
17)
Necati Özensoy (Bursa)
18) Recep
Taner (Aydın)
19)
Süleyman Lâtif Yunusoğlu (Trabzon)
20) Alim Işık (Kütahya)
21)
Mehmet Akif Paksoy (Kahramanmaraş)
Gerekçe:
Ülkemiz hain terör
saldırıları ile sarsılmaya devam etmektedir ve süreç, her geçen gün toplumsal
açıdan kötüye giden bir Türkiye resmine işaret etmektedir. Terör örgütü PKK bir
taraftan askeri hedeflere yönelirken diğer taraftan da giderek sivilleşen propaganda
ve eylemler gerçekleştirmektedir. Özelikle büyük şehirlerimizde etkin olmaya
çalışan terör örgütünün bu eylemleri toplumda bir "korku düzeni”
yaratmaktadır.
Gerçekten insanlarımız artık
"hangi köşede bomba patlayacak, karşıdan gelen hangi kişi intihar
bombacısıdır'' tedirginliğiyle evinden işine gidememektedir. 2002'de kontrol
altına alınan terör örgütü PKK, 2002 sonrasında kanlı eylemlerini arttırmıştır
ve geçen sürede 800'ün üzerinde vatan evladı şehit olmuştur. Öte yandan etnik
temelli açılım sürecinin başlamasından itibaren ise şehit sayısı 140'a
ulaşmıştır.
Bugün artık caddeler savaş
alanını anımsatıyor; dükkânlar taşlanıyor; arabalar kundaklanıyor. Halkın can
ve mal güvenliği tehlikeye düşmektedir. İnsanlar Büyükşehirlerimizde ve
özellikle Doğu ve Güneydoğu Bölgesi illerimizde korku atmosferi ile sindirilmiş
bulunmaktadır.
Terör saldırılarındaki
artışlar etnik temelli açılım süreci ile oluşturulan beklentiler ile artış
göstermiştir. Bu beklentiler terör örgütünün tarihindeki siyasi hedeflerin
açıkça ifadesini ortaya koyabilecek bir ortam yaratmıştır.
Öncelikle şunu belirtmek
gerekir ki terörle amansız mücadele meselenin çözümünde olmazsa olmazdır.
Dünyanın hiçbir yerinde terör örgütleri silah bırakmadan ya da minimize
edilmeden normalleşme yaşanmamıştır. Bu çerçevede terörle son derece etkin bir
mücadele şarttır. Bu konu geçmişte olduğu gibi sadece askerlere havale
edilmemelidir. Devletin diplomasi dâhil bütün imkânlarını seferber ederek
örgütün etkinliği kırılmalıdır. Özellikle Örgütün komuta kademesi başta Kuzey
Irak olmak üzere Dünyanın her yerinde diplomatik temaslarla takip altında
tutulmalıdır. Örgütün mali kaynakları yurt içi ve dışında çökertilmelidir.
Örgütün etkinliği kırıldığı anda roller değişecek bölgedeki psikolojik üstünlük
devlete ve devlet taraftarlarına geçecektir. Bu psikolojik üstünlük ile beraber
pek çok şey kendiliğinden çözülecektir. Ancak burada bazı belediyelerin
işlevini iyi görmeliyiz. Örgüt nasıl Körfez Savaşı ile büyük bir sıçrama
yakaladıysa, 2002 sonrasında belediyeler sayesinde yeniden tutunabilmiştir.
Dolayısıyla bu durumu tersine çevirecek tedbirler terörle mücadelede öne
çıkmaktadır.
Terörün varlığını devam
ettirmesinde insan gücü bağlamında destek önemliyken terör örgütlerinin
faaliyetlerini devam ettirmelerini sağlayan mali kaynakların kurutulması da
terörle mücadelenin önemli bir ayağıdır.
PKK terör örgütü
incelendiğinde resmi kaynaklara göre, örgütün parasal kaynaklarının
(kaçakçılık, haraç toplama, gasp ve hırsızlık, dolandırıcılık, uyuşturucu
ticareti gibi) milyarlarca dolarla ifade edilebilecek bir finansal altyapısının
bulunduğu görülmektedir. Bu kaynakların temininde ise iki kaynak vardır:
Birincisi, yasadışı faaliyetler yoluyla elde edilen gelirler; ikincisi ise,
yasal görünümlü faaliyetler yoluyla elde edilen gelirlerdir.
Yönelik tedbirlerde bir
taraftan terör örgütünün gelir kaynakları kurutulurken diğer taraftan Doğu ve
Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizde terör örgütünün malî faaliyetlerine ortam
hazırlayan ekonomik ortamın giderilmesi gerekmektedir. Bu çerçevede terör
örgütünün mali kaynaklarının tespit edilerek malî kaynakların azaltılması ve
kesilmesi için alınacak tedbirler belirlenmelidir.
4.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve 19 milletvekilinin, mahkûmların
uyuşturucu kullanımı ve bunun yarattığı sorunların araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/892)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Cezaevlerindeki mahkûmların
uyuşturucu kullanımı ve bunların yarattığı sorunlarının araştırılarak, alınması
gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla, Anayasanın 98. İçtüzüğün 104 ve 105.
maddeleri gereğince bir Meclis Araştırması yapılmasını arz ederiz.
1) Reşat
Doğru (Tokat)
2)
Süleyman Nevzat Korkmaz (Isparta)
3) Mehmet
Serdaroğlu (Kastamonu)
4) Ahmet
Duran Bulut (Balıkesir)
5) Recep
Taner (Aydın)
6)Hamza
Hamit Homriş (Bursa)
7) Emin
Haluk Ayhan (Denizli)
8) Mehmet
Şandır (Mersin)
9) Hasan
Özdemir (Gaziantep)
10) Kemalettin
Nalcı (Tekirdağ)
11) Kamil Erdal Sipahi (İzmir)
12)Behiç Çelik (Mersin)
13) Mithat Melen (İstanbul)
14) Kürşat Atılgan (Adana)
15) Yılmaz Tankut (Adana)
16) Rıdvan Yalçın (Ordu)
17) Mustafa Kalaycı (Konya)
18) Ahmet Bukan (Çankırı)
19) Metin Ergun (Muğla)
20) Osman Çakır (Samsun)
Gerekçe:
Ülkede uyuşturucu suçları her
geçen gün artarken, cezaevinde bulunan mahkûmların da yüzde 50'ye yakınını
'uyuşturucu suçluları' oluşturuyor. Uyuşturucu suçundan mahkûm olan
cezaevindeki mahkûmların yüzde 68'i çifte vatandaş ve TC uyruklular olurken,
KKTC vatandaşları hiç de küçümsenmeyecek orandadır.
Son yıllarda uyuşturucu ve
madde bağımlılığının ve suç oranının artmasındaki en büyük etkenlerden birisi,
İktidarda bulunan hükûmetin yapmış olduğu yanlış
ekonomik politikaları ve terör örgütünün etkin mücadelenin zayıflaması
nedeniyle terör örgütünün uyuşturucudan gelen kaynaklarının kesilememesidir.
Terör örgütünün çocuk
sayılacak yaştaki gençleri bu yolda kullanması, ekonomik gelirleri düşük
ailelerin çocuklarını tercih etmesi de cezaevlerindeki suçluların yaş
oranlarında düşüşe neden olmuştur.
Bağımlı kişilerin tedavi
edilmeden cezaevine gönderilmesi ise büyük bir risk oluşturmaktadır. Cezaevinde
uyuşturucu kullanımı da tüm yasaklara ve kontrollere rağmen engellenemiyor.
Uyuşturucudan dolayı içeride bulunan kişilerden birçoğunun sosyal yaşantısının
bir şekilde bitirmiş kişilerdir. Bağımlı olan suçluların da uyuşturucu
satıcılarının da cezaevine konulması, diğer adi suçlardan tutuklu olan
mahkûmlar içinde tehlike arz etmektedir. Bağımlı olan suçlunun cezaevine
gönderilmeden önce tedavi altına alınması gerekmektedir.
Cezaevlerinde ağalık
sisteminin oluşturulduğundan, ağalık sistemini yürüten kişilerin bir bölümünün
uyuşturucu suçu, bir bölümünün ise cinayet suçlarından mahkûm oldukları,
bunların kendi içinde bir sistem oluşturduğu da bilinmektedir. Bu kişilerin
cezaevlerinde uyuşturucu, rüşvet, haraç işlerini devam ettikleri ve bu
suçluların dışarıdaki kişilerle irtibatlarının sürekli devam etmesi
Cezaevlerindeki uyuşturucu ve madde bağımlılığının sürekli devam etmesini
sağlamaktadır.
Küçük adi suçlardan
Cezaevlerinde bulunan psikolojisi zayıf olan mahkûmlar içeride uyuşturucuya
bağımlı hâle getirilip, cezaları bittiğinde ise dışarıda kuryelik
yaptırılmaktadır. Cezaevlerindeki bir koğuşta 30 kişinin kaldığı, bu durumun
gardiyanların koğuşlara girmesini zorlaştırdığı ve kontrollerin güçleştiği de
bir gerçektir.
Hükûmet bu günkü
ve gelecekteki toplum sağlığı açısından bir an önce Cezaevlerinin fiziki
şartlarını düzeltmesi, uyuşturucu ve madde bağımlılığı suçundan ceza almış
hükümlüleri ayırması ve terör örgütünün uyuşturucudan sağladığı gelir
kaynaklarını bitirmesi ve bu yönde acil tedbirler alması gerekmektedir. Bu
çerçevede konuyla ilgili olarak diğer kurumlarda bu konuyla ilgili birimler
oluşturması da yapması gereken acil işlerdendir.
Burada sadece görev Adalet
Bakanlığına yüklenmemeli, Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlığı da bu konuyla ilgili
somut çalışmalar yapmalıdır.
Cezaevlerindeki mahkûmların
uyuşturucu kullanımı ve bunların yarattığı sorunlarının araştırılarak, alınması
gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla, araştırma önergemiz hazırlanmıştır.
BAŞKAN – Bilgilerinize
sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki
yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler
sırası geldiğinde yapılacaktır.
Kanser hastalığı konusunun
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan
(10/348, 551, 666, 667, 668) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu
Başkanlığının Komisyonun görev süresinin uzatılmasına dair bir tezkeresi
vardır, okutuyorum:
A) Tezkereler (Devam)
3.- (10/348, 551, 666, 667, 668) esas numaralı Meclis Araştırması
Komisyonu Başkanlığının, süre uzatımına ilişkin tezkeresi (3/1322)
20/10/2010
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Kanser Hastalığı Konusunun
Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Anayasanın 98,
İçtüzüğün 104 ve 105. maddeleri gereğince kurulan 10/348, 551, 666, 667, 668
Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu 26/05/2010
tarihinde göreve başlamıştır.
Anayasa ve İçtüzük gereği
kendisine verilen 3 aylık süre içerisinde çalışmalarını tamamlayamayan
Komisyonumuz 04/11/2010 tarihinden itibaren 1 aylık ek
süre istenmesine karar vermiştir.
Gereğini bilgilerinize arz
ederim.
Doç.
Dr. Kemalettin Aydın
Gümüşhane
Komisyon
Başkanı
BAŞKAN – İç Tüzük’ün 105’inci
maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Araştırmasını üç ay içinde bitiremeyen
komisyona bir aylık kesin süre verilir.” hükmü gereğince Komisyona bir aylık ek
süre verilmiştir.
Başbakanlığın kanun
tasarısının geri alınmasına dair bir tezkeresi vardır, okutuyorum:
4.- Türkiye Cumhuriyeti ile Finlandiya Cumhuriyeti Arasında Gelir
Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması ve Eki Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın yeniden incelenmek
üzere geri verilmesine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/1323)
25/10/2010
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
İlgi: 18/2/2010
tarihli ve B.02.0.KKG.0.10/101-2/689 sayılı yazı.
İlgide kayıtlı yazımız ekinde
Başkanlığınıza sunulan “Türkiye Cumhuriyeti ile Finlandiya Cumhuriyeti Arasında
Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması ve Eki
Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı”nın Türkiye
Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 75 inci maddesine göre geri gönderilmesini arz
ederim.
Recep
Tayyip Erdoğan
Başbakan
BAŞKAN – Dışişleri
Komisyonunda bulunan tasarı Hükûmete geri
verilmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının bazı sayın milletvekillerinin izinli sayılmalarına dair bir
tezkeresi vardır. Milletvekillerini ayrı ayrı okutup
oylarınıza sunacağım.
5.- Bazı milletvekillerine, Başkanlık tezkeresinde belirtilen sebep ve
sürelerle izin verilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1324)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kuruluna
Aşağıda adları yazılı sayın
milletvekillerinin hizalarında gösterilen süre ve nedenlerle izinli sayılmaları
Başkanlık Divanının 11/10/2010 tarihli toplantısında
uygun görülmüştür.
Genel Kurulun onayına
sunulur.
Mehmet
Ali Şahin
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
“Van Milletvekili Fatma
Kurtulan, hastalığı nedeniyle 07.04.2010 tarihinden itibaren 15 gün,”
BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
“Bursa Milletvekili Ali Kul,
hastalığı nedeniyle 24.05.2010 tarihinden itibaren 15 gün,”
BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
“İstanbul Milletvekili Bayram
Ali Meral, hastalığı nedeniyle 27.05.2010 tarihinden itibaren 31 gün,”
BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
“Tokat Milletvekili Şükrü Ayalan, hastalığı nedeniyle 03.06.2010 tarihinden itibaren
20 gün,”
BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
“Sinop Milletvekili Kadir Tıngıroğlu, hastalığı nedeniyle 02.06.2010 tarihinden
itibaren 11 gün,”
KAMER GENÇ (Tunceli) – Karar
yeter sayısı istiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN – Bakacağım efendim.
Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Karar yeter sayısı yoktur.
On dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.09
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma saati: 17.24
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER : Fatih METİN (Bolu), Yusuf
COŞKUN (Bingöl)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 11’inci Birleşiminin Dördüncü
Oturumunu açıyorum.
Sinop Milletvekili Kadir Tıngıroğlu’nun on bir gün izinli sayılmasına ilişkin
oylamada karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi oylamayı tekrarlayacağım ve
karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir, karar yeter sayısı vardır.
AHMET ERSİN (İzmir) – Sayın
Başkanım, izin verir misiniz?
Az önce söylediğim
şikâyetimle ilgili bir çalışma yapıldı mı acaba? O mektuplarla ilgili
söylediğim şey…
BAŞKAN – Yapılıyor efendim,
yapılıyor. Gerekli şeyi yapacağız efendim.
AHMET ERSİN (İzmir) – Sizden
ricam şudur Sayın Başkanım: Bu İdare Amirinin derhâl görevden istifa etmesi
lazım çünkü mutlaka bunun öncesi vardır, görevine devam ederse sonrası da
olacaktır.
BAŞKAN – Gerekli çalışmayı
yapıyoruz Sayın Ersin.
Diğerini okutuyorum:
“İzmir Milletvekili İsmail
Katmerci, hastalığı nedeniyle 05.06.2010 tarihinden itibaren 30 gün,”
BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
“İstanbul Milletvekili Alev Dedegil, hastalığı nedeniyle 14.06.2010 tarihinden itibaren
21 gün,”
BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
“Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır, hastalığı nedeniyle 03.06.2010 tarihinden
itibaren 106 gün,”
BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
“İzmir Milletvekili Canan
Arıtman, hastalığı nedeniyle 15.06.2010 tarihinden itibaren 15 gün,”
BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
“Kocaeli Milletvekili Mehmet
Cevdet Selvi, hastalığı nedeniyle 17.06.2010
tarihinden itibaren 17 gün,”
BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
“İstanbul Milletvekili Mehmet
Beyazıt Denizolgun, hastalığı nedeniyle 29.06.2010
tarihinden itibaren 22 gün ve 22.07.2010 tarihinden itibaren 20 gün olmak üzere
toplam 42 gün,”
BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının bir milletvekiline ödenek ve yolluğunun verilebilmesi için bir
tezkeresi vardır, okutup oylarınıza sunacağım:
6.- Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır’a
ödenek ve yolluğunun verilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1325)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kuruluna
Hastalığı nedeniyle bir
yasama yılında aralıksız 2 aydan fazla izin alan Sevahir Bayındır’a İçtüzüğün 154 üncü maddesi gereğince
ödenek ve yolluğunun verilebilmesi, Başkanlık Divanının 11/10/2010 tarihli
toplantısında uygun görülmüştür.
Genel Kurulun onayına
sunulur.
Mehmet
Ali Şahin
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Danışma Kurulunun bir önerisi
vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım:
VIII.- ÖNERİLER
A) Danışma Kurulu Önerileri
1.- Gündemdeki sıralama ile Genel Kurulun çalışma saatlerinin yeniden
düzenlenmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi
Danışma Kurulu Önerisi
Tarih:
26/10/2010
Danışma Kurulunun yaptığı
toplantıda, ekteki önerinin Genel Kurulun onayına sunulması uygun görülmüştür.
|
|
Mehmet Ali Şahin |
|
|
Türkiye Büyük Millet
Meclisi |
|
|
Başkanı |
|
Bekir Bozdağ |
M. Akif Hamzaçebi |
|
Adalet ve Kalkınma Partisi |
Cumhuriyet Halk Partisi |
|
Grubu Başkan Vekili |
Grubu Başkan Vekili |
|
Mehmet Şandır |
Ayla Akat
Ata |
|
Milliyetçi Hareket Partisi |
Barış ve Demokrasi Partisi |
|
Grubu Başkan Vekili |
Grubu Başkan Vekili |
Öneri:
Gündemin Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler Kısmında yer alan 395 sıra
sayılı Kanun Teklifinin bu kısmın 10 sırasına alınması, diğer işlerin sırasının
buna göre teselsül ettirilmesi
Genel Kurulun; 2, 9, 23 ve 30
Kasım 2010 Salı günkü birleşimlerinde 1 saat sözlü sorulardan sonra diğer
denetim konularının görüşülmeyerek gündemin kanun tasarı ve teklifleri ile
komisyonlardan gelen diğer işler kısmında yer alan işlerin görüşülmesi; 3, 10
ve 24 Kasım 2010 Çarşamba günkü birleşimlerde ise Sözlü Soruların
görüşülmemesi,
Genel Kurulun; 26 Ekim, 2, 9,
23 ve 30 Kasım 2010 Salı günlerinde 15:00-21:00
saatleri arasında, 3, 4, 10, 11, 24 ve 25 Kasım 2010 Çarşamba ve Perşembe
günlerinde ise 14:00-20:00 saatleri arasında çalışmalarını sürdürmesi
Önerilmiştir.
KAMER GENÇ (Tunceli) –
Danışma Kurulunun aleyhinde söz istiyorum.
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) –
Aleyhte söz istiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Genç.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; aslında, tabii, ben, Danışma Kurulunun
getirdiği konuların aleyhinde değilim. Burada çalışma saatlerinin uzatılmasının
da aleyhinde değilim. Ancak Türkiye çok ciddi bir sıkıntıya gidiyor. Rejim
bunalımına girilmiş. Türkiye'de İslam hukukuna göre yeni bir yapılanma var.
Yargı bağımsızlığı diye bir bağımsızlık kalmamış. Türkiye'yi yönetenler hiçbir
sorumluluk almakta… Mesela, Tayyip Bey geçen gün Marmara Üniversitesinde bir
konuşma yapıyor “Farklı inanç gruplarının gerekirse kendi yargılamalarını
yapmalarının mirasçısıyız. İnşallah gelecekte yine böyle öncü bir rol
üstleneceğiz.” diyor. Yani diyor ki: Her inanç grubuna göre bir hukuk sistemini
getireceğiz ve her inanç grubu kendi hukukuna göre yargılanacak. Bunun manası
nedir sayın milletvekilleri? Türkiye Cumhuriyeti devletinin Başbakanlık
koltuğunda oturan ve Anayasa’ya sadakat yemini etmiş, namusu ve şerefi üzerine
yemin etmiş bir kişinin yapacağı bir konuşma mıdır? Bu konuşmanın daha önce
benzerleri yapılmış. Erbakan yapmış bunu ve Refah Partisinin kapatılması için hem
Anayasa Mahkemesi bunu gerekçe göstermiş hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
çok hukuklu bir sistemin olmayacağına karar vermiş.
Şimdi AKP bir mağdurlar
peşinde koşuyor, acaba nasıl bir mağdurlar yapayım? Yani, bu tamamen bugünkü
Anayasa’ya aykırı ve gerçekten Başsavcı bu konuşmayı esas almak suretiyle bir
kapatma davası açsa ve Anayasa Mahkemesinin de -bilmiyoruz tabii, yani artık
son atamalarla ortaya çıktı- bunu kapatması lazım, ama maksat…
Türkiye’de işsizlik almış
yürümüş, yoksulluk almış yürümüş, insanlar aç, insanlar yoksul, emeklinin hâli
ortada, çiftçinin hâli ortada. Vatandaş her gün bize telefon açıyor, ilaç
alamıyor maalesef hastasına…
MURAT YILDIRIM (Çorum) –
Alıyor.
KAMER GENÇ (Devamla) -
…maalesef çocuğuna gönderecek parası yok. Her gün insanlar, efendim okuldaki
çocuklarımızı alacağız diyor. Bir yurtlar meselesi var, Kredi ve Yurtlar Genel
Müdürüne gidiyoruz… Ya arkadaşlar, neden bu Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğünde
kontenjanlar açık? Bir bakıyorsunuz AKP’li milletvekilleri gidiyorlar, her
birisi elli, altmış, yetmiş, seksen tane açıktan kendi…
ORHAN KARASAYAR (Hatay) –
Yemin et!
KAMER GENÇ (Devamla) –
Gidelim bir bakalım oraya, yemin de sen et. Ondan sonra… Hâlbuki,
eğer normal kurala göre bu öğrencilere yurt çıksa… Oradaki kıstaslar belli,
yani anasının, babasının geliri olmayan fakir aile çocuklarının öncelikle bu
yurtlara girmesi lazım, ama bir bakıyorsunuz onlar giremiyor, bilmem kaçıncı
yedeği gidiyor, ondan sonra da birileri gidiyor açıktan şey koyuyorlar.
Şimdi, değerli milletvekilleri,
yani dediğim gibi, öğrenciler çok zor durumda. Her gün bana “Efendim ya biz
yurda gireceğiz ya da okulu bırakacağız” diyorlar. Yani bu kadar zor durumda
bir durum, ama Tayyip Bey de çıkmış “ille de türban” diyor. Yahu, tamam. İşte, sayın MHP sözcüleri dediler ki: “Buyurun, 411 oyumuz var,
gel hadi çıkaralım.” AKP’nin sözcüsü diyor ki: “Efendim, biz çıkarırsak tekrar
CHP Anayasa Mahkemesine giderse…” Yahu, bir defa, Anayasa Mahkemesine gitmek
için 110 tane milletvekilinin imzası gerekli. CHP’nin zaten 101 mi, 102 tane
milletvekili var, zaten bu imzayı bulamayacak. Dolayısıyla hep bahane, hep
bahane! İşte buyurun, MHP diyor ki: “Arkadaş gel, bunu uzatmaya da gerek yok.
Nedir? Seçime giderken, gideceğiz halka diyeceğiz: “Yahu, işte görüyorsunuz,
biz bu problemi çözemiyoruz.” Ne yapalım? “Bir Anayasa değişikliğini… Yani 400
tane milletvekili bize verin ki, biz gelelim, her şeyi de, hukuku da
kaldıralım, Anayasa Mahkemesini de kaldıralım.” Zaten kaldırdınız.
Yani, Çankaya’yı siz aldınız.
Abdullah Gül geldiği günden beri, Çankaya Köşkü’ne geldiği günden beri, Allah
rızası için, bir tane tarafsız bir işlem yaptı mı arkadaşlar? İşte Hâkimler ve
Savcılar Kurulu üyeliğine atadığı kişiler, Kayserili… Hatta ben onun yerinde
olsaydım, anamı, babamı, kardeşlerimi atardım. Ne gerek var yahu, bana en sadık
insanlar onlar. Yani, işte, bir de, tabii, İslam hukukunu öne aldığına göre,
Kayseri müftüsünü atardım veya bir cami hocasını atardım. Ne olacak yani? Zaten
bu İktidar zamanında devlet kurumları oyuncak oldu arkadaşlar. Böyle bir şey
olur mu? Böyle bir devlet yönetimi olmaz.
Şimdi, çıkıp da Amerika’dan
talimat alarak Türkiye yönetilemez. Türkiye’de her atılan adım maalesef laik
Türkiye Cumhuriyeti devletinin yok edilmesi yönünde gelişmektedir.
FEVZİ ŞANVERDİ (Hatay) – Sen
işine bak, işine!
KAMER GENÇ (Devamla) – Bakın,
geçenlerde Kütahya’ya gittim. Kütahya’da Cumhuriyet Meydanı ve Atatürk Bulvarı
“Sevgi Yolu” diye değiştiriliyor. AKP’nin birçok yerlerinde
bu böyle. Bu ne demektir? Yani, bu, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş
felsefesinde öngörülen ilkeler tek tek yok
edilmektedir, tek tek ortadan kaldırılmaktadır.
Şimdi, bir Hâkimler ve
Savcılar Kurulu ataması var. Böyle bir şey olur mu sayın milletvekilleri? Yani,
yargının bağımsız bir kurum tarafından tayini, terfisi yapılmazsa, orada
hâkimler hangi güvenceyi alabilir?
Tayyip Erdoğan benim
aleyhimde üç tane tazminat davası açmış. Peki, ben şimdi düşünüyorum: Acaba
Tayyip Erdoğan’ın benim hakkımda açtığı bu tazminat davalarını reddedecek bir
hâkim var mı? Yok. Ettiği anda ne olacaktır? Kendisini Hakkâri’de bulacaktır.
Böyle bir adalet sistemi olur mu sayın milletvekilleri? Böyle bir şey olur mu?
Devlet, bu kadar, bir kişinin keyfine göre yönetilecek bir sisteme doğru gider
mi? Burada Anayasa’ya sadakatle yemin eden, namusu ve şerefi üzerine yemin eden
insanlar nereye gitti, bu namus üzerine, şeref üzerine yapılan yeminler? Ne
oldu bu namus ve şerefler? Onun için, Türkiye gerçekten çok büyük badirelerle
karşı karşıya. Türkiye gerçekten büyük sıkıntılar karşısında…
Efendim, çıkıyorlar, işleri…
Yani, bugün Tayyip Erdoğan’ın grupta yaptığı konuşma. Diyor ki: “Efendim,
türban zaten fiilen uygulanıyor.” Yani, uygulanıyorsa, hukuka saygılı bir kişi
böyle der mi? Anayasa’nın hükümleri var. Türkiye bir hukuk devletiyse, Anayasa Mahkemesinin…
Yani Anayasa’nın 138’inci ve 153’üncü maddeleri “Yargı kararları, Anayasa
Mahkemesi kararları yasama, yürütme ve yargıyı bağlar.” diyor. Buna rağmen, bu
hükümleri uygulama zorunda olan kişiler maalesef diyor ki: “Efendim, fiilî
durum, zaten uygulanmadan…” Yani “hukuk yok.” diyor. Yani, hukukun yok
olmasını, ortadan kaldırılmasını Türkiye Cumhuriyeti devletinin Başbakanlık
makamında oturan kişi zevkle seyrediyor. Düşünebiliyor
musunuz… Ondan sonra “Çok hukuklu sisteme geçeceğim.” diyor. Bunların,
yani gizli ajandalarındaki anlamı… Maalesef, işte, ifade ettiği konular ortada.
Şimdi, ikide bir CHP’yi
ağzına dolandırıyorlar. Gerçi, CHP’yi Tayyip Erdoğan’ın ağzına alacak ne
yetkisi vardır ne kültürü vardır ne dürüstlüğü vardır.
Şimdi, arkadaşlar, bakın,
Cumhuriyet Halk Partisi sosyal demokrat bir partidir.
M. MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya)
– Allah Allah! Ciddi mi!
KAMER GENÇ (Devamla) - Bu
partide her milletvekilinin kişiliği vardır. Yani sizin gibi efendim 327
milletvekili Tayyip Bey istedi diye parmak kaldırmıyor. Biz halkın
temsilcileriyiz. Elbette ki o parti içinde çeşitli düşüncede olan insanlar
vardır ve geçmişinde de CHP aynı düşüncedeydi. CHP’de milletvekillerinin her
konuda fikirlerini söyleme özgürlüğü de vardır. Dolayısıyla, CHP, bir askerî
kışla değildir, yat borusuyla yatan, kalk borusuyla kalkan bir siyasi parti
değildir. Dolayısıyla, biz de, zaman zaman çıkıp
fikirlerimizi söylüyoruz. Bu fikirleri söylemek, bence, partinin sağlıklı
işleyişinin bir sonucudur. Eğer bir partide milletvekilleri çıkıp da bir
konuşma yapmıyorsa asıl büyük tehlike orada. Hele iktidar partisi… Suiistimaller
almış yürümüş. Geçen gün bir bankayı KİT’te denetliyoruz. Düşünebiliyor
musunuz, Halk Bankası, Vakıflar Bankası, Merkez Bankası ve Ziraat Bankası
tutuyor TOKİ’ye 1 katrilyon lira -1 katrilyon lira
arkadaşlar- arsa bedeli olarak para veriyor. Nasıl veriyor? Efendim, o arsa
kime ait? O arsa devletin arsası. Düşünebiliyor musun, devletin arsası TOKİ’ye veriliyor…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözünüzü
tamamlayınız Sayın Genç.
KAMER GENÇ (Devamla) – TOKİ
bunun karşılığında bu bankalardan 1 küsur katrilyon lira para alıyor. TOKİ
denetime tabi mi? Yok. Arkadaşlar, bir ülkede denetim yoksa insanların hukuka
saygılı olup olmadıkları nasıl ortaya çıkar? KİT raporlarını inceliyoruz;
efendim, KİT’te Yüksek Denetleme Kurulu üyeleri Hükûmetin
oyuncağı hâline gelmiş. Denetlemiyor, doğru dürüst bir rapor getirmiyor
karşımıza. Hep “Efendim, hiçbir usulsüzlük görülmemiştir.” Yani, bunu orada da
söylüyoruz, daha ben yeni gittim oraya ama…
Bakın, bir kurumda 416
trilyon liralık ihalesiz iş yapılmış. Biz bunu dile getiriyoruz, AKP’li kişiler
“Ya o zaman kanunu değiştirelim, ona uyduralım.” diyorlar. Ya böyle bir
başıbozukluk, böyle bir hukuksuzluk, böyle bir keyfîliğin yapıldığı hangi bir
devlet var arkadaşlar?
Peki, bakın, Sayıştay Kanunu…
Sayıştayı işlemez hâle getirmişsiniz zaten. Şimdi, o
kadar büyük sorunlar var ki bunlara…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Genç.
KAMER GENÇ (Devamla) – Peki,
teşekkür ederim efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Eskişehir Milletvekili Tayfun İçli.
Buyurunuz Sayın İçli.
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Çok değerli milletvekili
arkadaşlarım, sizleri saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, Danışma
Kurulunun önerisi aleyhinde söz aldım. Esas olarak çalışma saatleriyle ilgili
konuya itirazım yok ancak Danışma Kurulu önerisinde, sözlü soruların dışında
kasım ayında denetleme faaliyetinin yapılamayacağı hükmedilmiş. Öncelikle buna
itirazım var. Bir de değerli arkadaşlarım, 395 sayılı kanunun 10’uncu sıraya
alınması Danışma Kurulunda önerilmiş. Aslında bu kanun yenilenebilir enerjiyle
ilgili bir kanun tasarısıydı. Bu kanun tasarısı AKP Grubunun önerisiyle 2009
tarihinde öne alındı ama her grup önerisinde bu kanun tasarısı her geçen hafta
geriye atıldı. Bu ne yaman bir çelişkidir. Bir de bunu vurgulamak istedim.
Değerli arkadaşlarım, şimdi
önümüzde bütçe çalışmaları başlayacak, arkasından Anayasa değişikliğiyle ilgili
uyum yasalarının devreye girmesi lazım. Bu Danışma Kurulunun önerisinden sonra
peki Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türkiye'nin gerçek gündemine ne zaman
girecek ve gerçek sorunları nasıl araştıracak, bu konuların üzerine nasıl
eğilecek?
Şimdi, bugün Eskişehir’den hemşehrilerim geldi, Ağapınar
köyünden köylü vatandaşlarımız geldi. Bugün Eskişehir köylülerinin,
çiftçilerinin sorunu… İnanıyorum ki, Türkiye'nin hemen hemen
her yerinde aynı sorunla çiftçilerimiz karşı karşıya.
Değerli arkadaşlarım, elimde
bir ödeme emri var tarım kredi kooperatifi borcuyla ilgili. Eski parayla 1,5
milyarlık borç yüzde 90 faizle 5 milyar lira olmuş. Şimdi herhâlde 10 milyar
olmuştur. Yine, bir icra müdürlüğü emri: Yüzde 98 faizle Ziraat Bankasına
borçlanmış çiftçimiz. Eski parayla borcu 31 milyar 289 bin. Bu da herhâlde 40
milyarı geçmiştir. Ve tabii ki kefilleri var. Bu kefillerin arasında değerli
eşleri de var.
Değerli arkadaşlarım, yine
bugün bana bir elektronik posta geldi. Çok değerli bir bilim
insanı Profesör Doktor Mustafa Kaymakçı’nın bir email’i. Ve aslında dünyada köylülerle ilgili, çiftçilerle
ilgili birçok ciddi sorunun olduğunu belirtiyor ve Birleşmiş Milletler İnsan
Hakları Konseyi Bağımsız Gıda Uzmanı Schutter’in
raporuna göre dünyada 500 milyon çiftçinin açlık çektiğini ifade ediyor ve
dünyada çiftçilerin işte banka kredilerinden dolayı, ipoteklerden dolayı artık
topraklarını büyük sermaye gruplarına devrettiğini ve artık üretimin küresel
güçler tarafından, büyük şirketler tarafından idare edildiğini söylüyor ve
çiftçinin aç olduğunu söylüyor. Bu,
tabii, dünyada… Ve eko sistemin dünyada küçük çiftçilerin bu şekilde
kentlere göçe zorlanmak suretiyle de ayrı bir psikolojik sıkıntı içine, bir travma içine girdiğini çok net olarak bu raporlarında ifade
ediyorlar.
Değerli arkadaşlarım, Değerli
Hocamızın raporuna göre, Türkiye’deki durum tespitine göre tarımda
çağdaşlaşmanın ve verimliliğin en iyi olduğu Ege Bölgesi’nde bile tarımsal
üretimin gerilediği, çiftçilerin giderek yoksullaştığı ve kentlerin varoşlarına
terke zorlandığı ifade ediliyor. Çiftçilerin büyük bir kesimini oluşturan küçük
ve orta ölçekli işletmelerin çoğunun icralık durumda olduğunu söylüyor, “Borçlarını da zamanında ödeyemeyen çiftçiler
sırasıyla cezaevine giriyor.” diyor. “Sadece çiftçiler değil, eşleri, yediemin
olan eşleri, kefil olan eşleri de cezaevine giriyor.” diyor. “Tarım toprakları
dolaylı yollarla yabancılaşıyor.” diyor.
Değerli arkadaşlarım, artık
bankacılığın ne şekle girdiğini, yabancı sermayenin Türkiye’de nasıl
faaliyetlerde bulunduğunu ve çiftçimizin kredi borçlarından dolayı ipotekli
arazilerine nasıl yabancı bankalar tarafından el konulduğunu, değerli
arkadaşlarım, artık herkes biliyor. Bu örnekleri çoğaltabiliriz.
Değerli arkadaşlarım, bu
enteresan tartışmaların dışında Türkiye yanıyor. Türkiye, yine Hocamızın
raporunda olduğu gibi -beni ziyarete gelen hemşehrilerimin
anlattığına göre de öyle- Türkiye’de ilkler yaşanıyor değerli arkadaşlarım.
“İlk”ler derken aklınıza ne geliyor? Türkiye ilk kez bu sene kurbanlık hayvan
ithali yapıyor; ilk kez kurbanlık hayvan ithali! Nereye yapıyoruz? Değerli
Tarım Bakanımız da burada. Trakya ve İstanbul’un Avrupa yakasına canlı
kurbanlık hayvan ithali yapıyoruz.
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI
MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) – Evet.
H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) -
Rakamlara göre 80 bin büyükbaş hayvan, 15 ila 20 bin civarında da küçükbaş
hayvan...
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI
MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) -
Rakamlar yanlış.
H. TAYFUN İÇLİ (Devamla)
- Rakamlar değişebilir.
Bu, değerli arkadaşlarım,
Türkiye'nin övüneceği değil, üzüntü duyacağı bir ilk. Evet, Türkiye bu sene
işte böylesi bir ilke imza atıyor.
Değerli arkadaşlarım, bugün
gazetelerde görmüşsünüzdür. Bazı vatandaşların bacaklarına sarılı etler… Kaçak
et sokuyorlar yurda. Eskiden gazetelerde, televizyonlarda bu görüntüler
uyuşturucu kaçakçılarıyla ilgili fotoğraflardı. Uyuşturucu kaçakçıları
bacaklarına veyahut vücutlarına uyuşturucu sarmak suretiyle ülkemize uyuşturucu
sokmaya çalışırlardı. Çok acıdır, artık ülkemizde, bırakın tonlarca kaçak canlı
hayvan sokulmasını veyahut işte, karkas kaçak et sokulmasını, artık vatandaşlar
bacaklarına et sarmak suretiyle et kaçakçılığı yapmaktadır. Sayın Tarım
Bakanımız, bu da Türkiye'nin ilklerindendir, ama öğüneceği değil, yerineceği
ilklerdendir.
Değerli arkadaşlarım, artık,
Türkiye, son dönemlerde sigara kaçakçılığı, akaryakıt kaçakçılığı, et
kaçakçılığı, kaçak et kaçakçılığı, kurbanlık hayvan kaçakçılığında, sanıyorum,
dünya tarihine geçebilecek ender ülkelerden biri olmuştur. Onun için, AKP
siyasi iktidarının öğünebileceği konuların arasına bunu da katmakla sanırım haksızlık
etmeyiz.
Değerli arkadaşlar, bu konuda
söyleyecek çok şey var. Bu konunun uzmanları televizyonlarda çıkıyorlar
konuşuyorlar, raporlar düzenliyorlar. Sadece canlı hayvan meselesinde
sıkıntımız yok: Süt, süt tozu… Bakın, Türkiye, bu konuda da uzun yıllardan
sonra… Zaman zaman sıkıntıya uğrayabilir çiftçimiz.
Ama süt konusunda da, süt veren hayvan konusunda da ciddi sıkıntımız var.
Bunları dile getirmek istedim.
Türkiye Büyük Millet
Meclisinin asıl konularının bunlar olması gerektiğini düşünüyorum. Daha önceden
de bu konuda eleştirilerimi bu kürsüden dile getirdim. Eğer Türkiye Büyük
Millet Meclisi Anayasa’da ve İç Tüzük’te belirtilen denetim, Meclis
araştırması, genel görüşme, Meclis soruşturması gibi konuları, bu konuları, can
alıcı konuları burada görüşmezse, Türkiye'nin daha da geriye gideceği konusunda
hiçbir şüphem yok. Biraz kulağımızı vatandaşa vermemiz lazım. Kulağımızı bugün
Türk çiftçisine verdik. İşçimizin durumu, emeklimizin durumu, sanayicimizin
durumu, tüccarımızın durumu… Başka örnekler de bundan daha iyi değil, çok daha
kötü durumdayız. Bizler bir tiyatro sahnesinin önündeki oyunculara benziyoruz.
Kuliste farklı, sahnede, edindiğimiz, bize verilen role göre davranmaya
çalışıyoruz. Değerli arkadaşlarım, gerçek durum bu değil, olduğumuz gibi
gözükmemiz lazım, Türkiye'nin gerçeklerini olduğu gibi bu kürsüde konuşmamız
lazım. Eğer gerçekleri bu kürsüde konuşmaz, grup toplantılarında şova dönük,
gerçeği yansıtmayan birtakım söylemlerle halkın karşısına çıkarsak ülkeye yazık
ederiz diyorum.
Beni dinlediğiniz için
hepinize teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz
Sayın İçli.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan, lehinde…
BAŞKAN – Sayın Vural,
buyurunuz efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben bu Danışma Kurulu kararı
bütün partilerimizin temsilcileri tarafından imzalanmış ve kasım ayında bir
çalışma programı tatbik edilmesini öngörmüştür. Malumlarınız bir bütçe maratonu
da başlamış ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündeminde yer alan bazı
konularda Meclis çalışmalarının bu yönüyle belli bir programa bağlanması uygun
görülmüştür. Yalnız, Milliyetçi Hareket Partisi olarak şurada ifade etmek
istiyorum ki denetim bu Türkiye Büyük Millet Meclisinin en önemli görevlerinden
biridir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak böyle bir karara imza atmış
olmamızla birlikte zaten salı günleri maalesef önceden öngörülmediği takdirde
denetim yapılmıyor yani maalesef Türkiye’de ancak mutabakata vardığımız zaman
araştırma önergeleri konuşuluyor. Dolayısıyla bundan sonraki süreç içerisinde
Milliyetçi Hareket Partisinin kasım sonuna kadar böyle bir çalışma programı
öngörmüş olmasına rağmen yine Türkiye’de çiftçilerimizin, öğrencilerimizin,
emeklilerimizin, işsizlerimizin, yoksullarımızın, hülasa vatandaşımızın bütün
sıkıntılarını Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine taşımaya kararlı
olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Bunu, gerekirse, Danışma Kurulu toplantıları
münasebetiyle, bazı araştırma önergelerinin görüşülmesi münasebetiyle böyle bir
imkânı kullanacağız. Evet, bu Meclis denetim yapmalıdır, bu
Meclis millet adına sorgulama yapmalıdır, milletin sorunlarını tartışmalıdır
ama Milliyetçi Hareket Partisi olarak böyle bir çalışma programı konusunda bir
Danışma Kurulu kararını mutabakatla imzalamış olmamıza rağmen uygun gördüğümüz
ve gerekli gördüğümüz hâllerde bu konuları Meclis gündemine getirmek için İç
Tüzük’ün verdiği bütün imkânları kullanacağımızı ifade etmek istiyorum.
Saygılarımı arz ediyorum,
teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Vural.
Öneriyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Öneri kabul edilmiştir.
Şimdi, İç Tüzük’ün 37’nci
maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınma önergesi vardır; okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım:
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
C) Önergeler
1.- Ankara Miletvekili Yılmaz Ateş’in,
(2/451) esas numaralı Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin
önergesi (4/236)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
2/451 Esas Numaralı kanun
teklifimin İç Tüzüğün 37. maddesine göre gündeme alınmasını saygılarımla arz
ederim.
Yılmaz
Ateş
Ankara
BAŞKAN – Teklif sahibi olarak
Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş, buyurunuz efendim.
YILMAZ ATEŞ (Ankara) – Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, gündem
dışı konuşmalarda da bu Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Teşvik Fonu konusunda
arkadaşlarımız sorunları dile getirdiler. Bu kanun teklifi 1986 yılında çıktı,
yürürlüğe girdi, tam yirmi dört yıldır, sürekli, Türkiye’nin en çok tartışılan
kanunlarından biri hâline geldi. Bu, çıktığı günden bugüne de böyleydi ama
özellikle son, Adalet ve Kalkınma Partisi İktidarı döneminde de maalesef,
kelimenin tam deyimiyle işin suyu çıktı.
Şimdi, yedi tane kuruluşumuz
bu sosyal yardımları yapmaktadır. Bu yedi kuruluş -2008 rakamları itibarıyla
söylüyorum- değerli arkadaşlar, 14,3 milyar TL yani 14,3 katrilyon bir ekonomik
güç kullanmışlardır. Bunun 600 milyon TL’si yani 600 trilyonu yerel yönetimler
tarafından kullanılmıştır. Şimdi, bu rakam, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara
geldiği yıl 2,9 milyar TL’ydi yani 2,9 katrilyondu. Şimdi, Adalet ve Kalkınma
Partisi yetkilileri hep şununla övünmektedirler: “Biz
geldik, kişi başına düşen millî geliri 3 bin dolardan 10 bin dolara çıkardık,
ekonomiyi şöyle sıçrattık, böyle sıçrattık.” Ama bu rakamlar da gösteriyor ki
Adalet ve Kalkınma Partisi İktidarı döneminde halktaki yoksulluk tam 5 kat
artmıştır.
Şimdi, Adalet ve Kalkınma
Partisi iktidara geldiği zaman Türkiye’deki işsizlik oranı yüzde 10,1’di ama en
son rakamlara göre, TÜİK’in rakamlarına göre de 11,1
yani yüzde 10,1’i baz aldığımız zaman sekiz yıllık
İktidarınız döneminde, değerli arkadaşlar, işsizlik oranı yüzde 10 artmış.
Peki, 220 milyar dolayında olan toplam borcumuz ne olmuş bu süre içerisinde?
500 milyar dolar olmuş. Peki, özelleştirmeden ne olmuş? Özelleştirmeden de 35-40
milyar dolarlık bir gelir gelmiş, o da uçmuş, Türkiye’nin borçları 2,5 kat
artmış, yoksulluk 5 kat artmış ama Türkiye’nin borçları da, işsizliği de,
yoksulluğu da artmış. Şimdi, bu işsizlik, yoksulluk artıyor da bir de değerli
arkadaşlar, bu yoksullara yardım ediyoruz adı altında maalesef eş dost da ihya
ediliyor.
Şimdi, gazetelere de yansıdı,
İzmir’de ağustos ayında +40 derecede kömür yardımı yapılıyor. Gaziantep’te, bir
milletvekilimiz, Sayın Ekici dile getirdi değerli arkadaşlar, +45 derecede
kömür yardımı yapılıyor. “Eğer oylarınızı, referandumda “Evet” demezseniz,
seneye, bir başka zaman, bunu bulamazsınız.” deniyor.
Yine Amasya’da, değerli
arkadaşlar, referandum sandığının başına isimler alındı “Eğer evet çıkmazsa
kömür gelmez size.” diye.
Bundan iki yıl önce, 2008 yılında Ardahan’a
gittik değerli arkadaşlar. Posof Kaymakamı 140 ton kömür istemiş ama şu
cömertliğe bakın ki oraya 500 ton kömür gelmiş. Ardahan’da, bildiğiniz gibi,
bir yılın sekiz ayı soba yanmaktadır ama o gönderilen kömürler iki yıl dere
yataklarında bekledi. Ben bunu dile getirdim. İlgili bakan “Biz hemen araştırma
yaptık -sekiz saatte- basın üzerinde, böyle bir olay yoktur.” dedi. Ben de
bizim ilçe başkanına, belediye başkanına rica ettim, o iki yıl dere yatağında
bekleyen o kömürlerin fotoğraflarını çekip gönderdiler. Niye bu cömertlik?
Çünkü eski bir milletvekillerinin, bir önceki dönem milletvekillerinin kömür
ocağından “yoksullara yardım” adı altında ihya ediliyorlar.
Şimdi, bildiğiniz gibi bu
vakıfların yönetimlerinde en büyük mülki amir var, altında da kamu görevlileri
var. Şimdi, bizim kanun teklifimizin amacı şu: Buraya Türkiye Büyük Millet
Meclisinde grubu olan siyasi partilerden de birer temsilci eğer yönetimlere,
mütevelli heyetlerine alınır ise o zaman bir içsel denetim sağlanır, bir
şeffaflık sağlanır, kamu kaynakları da değerli arkadaşlar, heba edilmez.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi
tamamlayınız.
Buyurunuz.
YILMAZ ATEŞ (Devamla) -
İktidar partisinin ilçe başkanlarının, il başkanlarının verdiği listeye göre
dağıtılmaz. Yardım dağıtılacağı zaman oraya iktidar partisinin görevlileri
gidip “Bakın, size şunu yapıyoruz.” demez. Bütün siyasi partiler kamunun bu olanaklarını
gerçekten muhtaç olan vatandaşlarımıza da değerli arkadaşlar, bunu dağıtmış
olurlar.
Ankara’da, değerli
arkadaşlar, bu İktidar döneminde, iktidara geldiğinizde 40 bin yoksul sayısını
400 bine çıkardınız ama 2007 yılında da değerli arkadaşlar, 2007 yılı
seçimlerinde de “Bakın, eğer CHP gelir ise yardımlarınızı keser.” dediler. On
günde o vatandaşın yardımını kestiniz. O nedenle bu kamu kaynaklarının objektif
olarak kullanılmasında büyük yarar var. Bir içsel denetimin sağlanması
açısından da siyasi parti temsilcilerinin de o heyette yer almasının yararına
inanıyoruz. Bu konudaki destekleriniz için şimdiden teşekkür ediyorum.
Yüce Meclisi tekrar saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz
Sayın Ateş.
Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz.
Buyurunuz Sayın Ağyüz.(CHP sıralarından alkışlar)
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 3294 sayılı Yasa’nın 7’nci maddesinde
değişiklik yapılmak üzere verilen bir teklif, Cumhuriyet Halk Partisi Ankara
Milletvekili Sayın Yılmaz Ateş’in teklifi üzerine söz aldım.
Toplumda yıllardır Fak Fuk Fonu olarak bilinen ama kâğıt üzerinde, yasal olarak
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu diye bilinen fon, maalesef son
yıllarda, büyüyen ve amacına hizmet etmekten öte siyasi rant
aracı olarak kullanılan bir hâle gelmiştir. Bu vakfın, Sosyal Dayanışma
Vakfının yönetiminde özellikle bulunması gereken yöneticiler bürokratlar,
doğrudur ama diğer bulunması gereken insanlar maalesef siyasi yandaşlardan
seçilmektedir ve siyasi yandaşlardan seçilen bu kişiler de maalesef siyaset
yapmaktadırlar ve fonu amacı dışında siyasi yandaşlarına kullandırmaktadırlar.
O nedenle bu fonun mütevelli heyetinde siyasi parti temsilcilerinin, Türkiye
Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan siyasi parti temsilcilerinin bulunmasında
büyük yarar, büyük fayda vardır.
Bunu son yıllarda çok somut
olarak gördük. Her AKP il merkezinde Fak Fuk Fonu
denilen fonla iletişimi sağlayan, vatandaşın müracaatını sağlayan birimler
vardır. Bu birimlerden giden kâğıtlarla kömür yardımı yapılmaktadır, gıda
yardımı yapılmaktadır. Ramazan Bayramı’nda, Kurban Bayramı’nda bu yardımlar
böyle yapılmaktadır. Somut bir realitedir bu ve bakın görün ki gerçek fakirler
temsil edilemediği için seçim bölgem Gaziantep’te birkaç mahallede üç katlı evi
olan, kapısında arabası olan kişilere -Sayın Bakan ne kadar övünerek bahsederse
etsin- kömür yardımı yapılmaktadır. Seçilmiş muhtarlar göz ardı edilmiştir,
dışlanmıştır. Seçilmiş muhtarlardan hiçbir şekilde mahallesi hakkında bilgi alınmamaktadır.
Sadece “Kömür geliyor, bunları hazır bulundur.” denmektedir. Bu yanlışlıkları
ortadan kaldırmak, disipline etmek zorundayız. Bu gerçeklerin ışığında biz bu
kanun teklifini verdik. Bu nedenle destek bekliyoruz.
Ayrıca, Türkiye
Cumhuriyeti’nin gelmiş geçmiş hiçbir hükûmeti, Sosyal
Dayanışma Vakfı Fonu’nun miktarını artırarak yoksullaştırmayı artırmakla
övünülür konuma hiçbir dönemde gelmemiştir. Bakın Hükûmetin
ikrarına, 2007-2009, elimde faaliyet raporundan çıkan rakam: 2007, kömür
dağıtılan aile sayısı 1.894.555; 2008, 2.347.728, artış 453 bin. Dağıttığınız
kömür miktarı 500 kilodan üste çıkmadığına göre 453 bin yoksul aile doğmuş
sizin İktidarınız döneminde, 2007 ile 2008 arasında.
Gıda yardımına bakıyoruz,
gene öyle; çok büyük rakamlar, çok büyük farklılıklar var. 2007 ile 2009
arasında yüzde 100 artış var gıda yardımlarına kaynak aktarmanızda. 2008 ile
2009 arasında yüzde 73 artış var. İşte siz, bununla övünen bir iktidarsınız.
Yoksulluğu yaratıyorsunuz. Üretim yok, istihdam yok, istihdama kaynak yok,
kapanan iş yerleri var. Hatta ve hatta fakirliğini, fakirleştiğini söylemeyen
esnafları, asgari ücretliyi, emekliyi içine kattığımız zaman da içinden
çıkılmaz bir rakamla -devasa- karşı karşıyasınız. Bunu bu şekilde çözemezsiniz.
Sadaka devleti yaratarak, yaratma mantığıyla yoksullukla mücadele edemezsiniz.
Sosyal devleti, yatırımcı devleti, üretimi artıran devleti, gelir
dengesizliğini ortadan kaldıran devleti ayağa kaldırmak zorundasınız.
Bakın, Fakir Fukara Fonu’ndan
verdiğiniz yardımlarda fakirlik kıstasınız da belli değil. Neye göre? AKP’den
giden karta göre fakirlik kıstası. Bakın, özürlü maaşı veriyorsunuz kiralık
evde oturan bir kişiye, bir aylık maaş 96 lira. Ama bu kişi Fon’a müracaat
ettiği zaman da “Senin maaşın var, veremeyiz…” Yaşlılık maaşı veriyorsunuz.
Aynı şekilde yaşlılık maaşı 96 lira, üç aylık özürlü maaşı
288 lira. Bunların bir tanesi müracaat ettiği zaman da diyorsunuz ki: “Sen maaş
alıyorsun.” Ne maaş alıyor? 96 lirayla kim geçinir, hangi özürlü geçinebilir?
Bunun kömüre ihtiyacı yok mu, bunun barınmaya ihtiyacı yok mu? Niye bunları
yeniden gözden geçirme gereğini duymuyorsunuz? Bu insanları verdiğiniz 96 bin
lira maaşla “Yaşam geçir.” diye çileye ve çileli bir yaşama terk ediyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi
bağlayınız.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) – 96 lira!
YAŞAR AĞYÜZ (Devamla) – 96
lira, evet.
O nedenle, bu gerçekleri
yeniden gözden geçirmek zorundasınız. Sadece rakamları büyüterek, “Biz şu kadar
kömür yardımı yaptık, biz şu kadar gıda yardımı yaptık.” diyerek övünemezsiniz.
Bu yoksulluğu siz yarattınız, bu yoksulluk sayısını siz artırdınız. Bugün esnaf
dükkânını kapatıyor. Siz bir buçuk aydır, esnafın prim borcunu yeniden yapılandırma
yasasını Meclise getiremediniz, hani sözleriniz? Emeklinin intibak yasasını
getiremediniz, hani sözleriniz? Bugün kömür 450-500 bin lira. Emekliye
verdiğiniz maaş ne kadar? 600 bin lira, 550 bin lira, 450 bin lira. 2 ton
kömürü nasıl alacak bu emekli, özürlü nasıl alacak 2 ton kömürü? Bunları
düşünüyor musunuz? “Yeniden yapılandırma” diyor Sayın Bakan. Bu yeniden
yapılandırmayı ben merak ediyorum, acaba Deniz Feneri de içine girecek mi,
acaba İHH de içine girecek mi, çok merak ediyorum yani.
Hepinize saygılar sunar,
desteğinizi bekleriz. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Ağyüz.
Hükûmet adına
Devlet Bakanı Hayati Yazıcı.
Buyurunuz Sayın Yazıcı. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyeti saygıyla
selamlıyorum.
Bugün sosyal yardımlaşma
bereketli, epey gündem konusu oldu ama ben bu kanun tasarısına ilişkin iki
açıdan değerlendirme yapacağım.
Bunlardan bir tanesi, hemen,
gündem dışı konuşmalarda bazı milletvekili arkadaşlarım -şöyle bir öneride
bulundular- “Efendim, bu vakıfların mütevelli heyetlerinde siyasi parti
temsilcileri var, siyasi partilerde görev yapan kişiler var, bu doğru
değildir.” diye bir eleştiri getirdiler.
Şimdi, bu kanun teklifini
irdelediğimizde -zaten Sayın Ateş de burada açıkladı- tam tersi bir öneri
getiriyor, deniyor ki: Bu vakıf mütevelli heyetlerinde siyasi partilerin,
Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulanan partilerin temsilcileri yer
alsın. İl mütevelli heyetleri, vakıflar da alsın, ilçe vakıf mütevelli
heyetleri ise yine partilerin önereceği kişileri de alsın. Biz bu bakımdan bunu
doğru bulmuyoruz.
Diğer bir farklılık… Gündem
dışı konuşmalara cevap verirken burada arz etmeye çalıştığım gibi, Türkiye
genelinde 973 olan bu vakıf mütevelli heyetleri, bana göre kamu kaynağının yasa
çerçevesinde en etkili, en düzgün, en doğru verilerle tahsisini yapan ama o
oranda da sivil yapılı, şeffaf, katılımcılık öngörülmüş bir konumda. Muhtarlar
var, eşraftan kişiler var, daire müdürleri var ve il genel meclisinin
belirleyeceği kişi de yer alıyor.
Yine bu teklif muhtarları
vakıf mütevelli heyetlerinin dışında bırakıyor, o yörede yardım yapmakla maruf
kişileri de devre dışı bırakıyor dolayısıyla bu yönü itibarıyla da mevcut yasal
düzenlemenin daha gerisinde bir teklif.
Diğer bir gerekçemiz şu:
Değerli milletvekilleri -bu alan önemli ve Hükûmetimizin
gündeminde- sosyal yardımlar kanun tasarısı çalışmalarımız devam ediyor. Belki
de Sosyal Güvenlik Kurumuna benzer sosyal yardım kurumu başkanlığını, çok
değişik kurumların yürüttüğü faaliyetleri bir araya getirmek, toplamak
suretiyle bir yasal çerçeve altına alma yönünde tasarı çalışmamız devam ediyor.
Belki bu dönem olmaz ama inşallah önümüzdeki dönemlerde sanırım bu yasal
düzenleme yüce heyetinize gelecek, burada değerlendirmeyi yapacaksınız.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) – Bunu, bu yasayı kabul etmiyor musunuz Sayın Bakanım yani
arkadaşların teklifini kabul etmiyor musunuz?
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) – Hayır, deminki gerekçeler itibarıyla doğru bulmadığımı, eksik
bulduğumu, daha geriye götürdüğünü ifade ediyorum, onu söylüyorum.
Öte yandan, yine bugünkü
gündem dışı konuşmalarda burada ifade edildi “Kömürler yurt dışından ithal
ediliyor...” Değerli arkadaşlar, lütfen, bu konular ülkemizle alakalı,
hepimizle alakalı. Elbette ki eleştiri hakkımız var ama eleştiri hakkını
kullanırken mutlaka doğru verilere dayanmamız gerektiğini de herhâlde kabul
edeceksiniz. Böyle bir durum söz konusu değil. Kaldı ki 2010 yılında temin
edilecek kömürle alakalı Bakanlar Kurulunda bu konunun altı çizilmiş. Özellikle
Türkiye Taşkömürü İşletmesinin sosyal yardım kapsamında dağıtımı yapılacak
kömürleri yerli kaynaklardan öncelikle temin etmesi konusunda vurgu yapılmış, talimatlandırılmış.
Ben şimdi yoksulluk
verilerine girmeyeceğim ama bu konudaki değerlendirmeler de son derece afaki.
Heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz
Sayın Yazıcı.
Sayın Genç, sisteme
girmişsiniz…
KAMER GENÇ (Tunceli) – Efendim,
müsaade ederseniz sosyal yardımlaşmayla ilgili yerimden iki cümle açıklama
yapmak istiyorum.
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
10.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, 8 Martta Elâzığ’da meydana
gelen depremden sonra vatandaşların yaşadıkları sorunlara ilişkin açıklaması
KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın
Başkanım, teşekkür ederim.
8 Martta Elâzığ’da meydana
gelen deprem sonucunda Tunceli’de de büyük bir hasar olduğunu daha önce
söylemiştim ama bugüne kadar o insanlar hâlâ çadırda yaşıyor. Maalesef,
defalarca bu konuyu Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine getirmeme rağmen o
insanlarımız hâlâ çadırda ve ciddi hiçbir yardım da yapılmamıştır.
Soruyorum bu Hükûmete: Nasıl hitap edelim ki bu insanlar buraya bu
yardımı etsin? Neyle uyanacaklar yani bunların üzerine su mu serpeyim, ne
yapayım? Onu öğrenmek istiyorum. Hangi eylemi koyalım? Ben bunu özellikle…
Sayın Başkanım, defalarca
burada soru sordum, kürsüde dile getirdim, bir cevap vermiyorlar. Yani, bu
vatandaşların sorunu ne olacak? Onu öğrenmek istiyorum.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Genç.
Öneriyi…
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) – Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN - Yoklama talebi vardır.
Sayın Aslanoğlu…
Sayın Ekici…
Sayın Köse…
Sayın Özdemir…
Sayın Süner…
Sayın Ergin…
Sayın Güner…
Sayın Oksal…
Sayın Öztürk…
Sayın Keleş…
Sayın Barış…
Sayın Özkan…
Sayın Ateş…
Sayın Öğüt…
Sayın Ünlütepe…
Sayın Tütüncü…
Sayın Genç…
Sayın Ağyüz…
Sayın Emek…
Sayın Tınaztepe…
Tamam arkadaşlar.
Yoklama için üç dakika süre
veriyorum.
Yoklamayı başlatıyorum:
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN – Toplantı yeter
sayısı vardır.
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
C) Önergeler (Devam)
1.- Ankara Miletvekili Yılmaz Ateş’in,
(2/451) esas numaralı Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin
önergesi (4/236) (Devam)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Şimdi de gündemin “Sözlü
Sorular” kısmına geçiyoruz.
Sayın milletvekilleri,
İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay, gündemin “Sözlü Sorular” kısmında yer alan
ve birleşimin başında sıra numaralarını belirtmiş olduğum soruları birlikte
cevaplamak istemişlerdi.
Şimdi bu soruları sırasıyla
okutuyorum:
IX.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, Gaziantep’te tarımın
geliştirilmesine yönelik projelere ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1094) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın
cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Tarım
ve Köyişleri Bakanı M. Mehdi Eker tarafından sözlü
olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Hasan
Özdemir
Gaziantep
Gaziantep'te kuraklık,
akarsuların kirlilik düzeyi, tarımsal üretimi ve ürün çeşitliliğini olumsuz
etkilemektedir.
Bu bilgiler ışığında;
1) Bakanlığınız bünyesinde
Gaziantep tarımının geliştirilmesi veya teşviki için ne gibi projeler
yürütülmektedir? Devam eden projelerin performans değerleri nedir? Yeni
projeler var mıdır?
2) Gaziantep'te
çiftçilerimizin ekonomik sıkıntılarını gidermeye yönelik tedbirler var mıdır?
Varsa nelerdir?
3) Kuraklık bölgesi ilan
edilen yerlerde çiftçilerimizin kuraklık yardımından ve Ziraat Bankasının
çiftçi borç ertelemesinden faydalanabilmesi için neler yapılıyor?
2.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, bazı sivil toplum
kuruluşlarına yönelik yaptırımlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1095) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
İçişleri Bakanı Beşir Atalay tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Hasan
Özdemir
Gaziantep
Ülkemiz, terörle mücadele
sürecinde terörün sivilleşmesi olgusuyla ifade edilen şekilde, PKK yanlısı
Sivil Toplum Kuruluşlarının faaliyetlerine de sahne olmaktadır. Bu kuruluşların
bazı şehirlerimizde giriştikleri provokatif
nitelikli, topluma ve devlete ekonomik zararlara da sebep olan sözde
"sivil itaatsizlik” eylemlerinde bulunduklarını görmekteyiz.
Buna göre;
1) Demokratik haklarını
kullanarak kurulan bu STK'lara yönelik cezai yaptırım
düşünülmekte midir?
2) Bu cezai yaptırımların
Türk hukuk mevzuatında yer alabilmesi için ilgili Kanunlarda yeni bir
düzenlemeye gidilmesi programınız dâhilinde var mıdır?
3.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, suçluluğun önlenmesine
yönelik sosyal projelere ilişkin sözlü soru önergesi (6/1108) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını
saygılarımla arz ederim.
Hasan
Özdemir
Gaziantep
Ülkemizde, giderek artan
yoksulluk, işsizlik vb. sonucu oluşan sosyal bunalım neticesinde suç işleme
eğilimi ve suç oranları her yıl doğru orantılı olarak artış göstermektedir. Bu
durum, toplumun huzurlu bir ortamda yaşama hakkını gasbetmektedir.
Buna göre;
1) Suç işleme oranının hızla
artış gösterdiği ülkemizde, önleyici hizmetler bakımından kolluk birimlerince
alınacak önlemlerin dışında ne gibi sosyal projeler geliştirilmektedir?
4.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, Bakırköy ve Bahçelievler’deki asayiş
olaylarına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1141) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın
cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
İçişleri Bakanı Sayın Prof. Dr. Beşir Atalay tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
Son aylarda özellikle,
İstanbul ve diğer şehirlerimizde ortaya çıkan sokak kabadayıları ellerindeki
ateşli silah ve bıçaklarla halkı sindirmekte, tehdit etmekte ve korku salarak
birçok vatandaşımızı yaralamışlardır. Özellikle Bahçelievler ve Bakırköy civarında
gece ve gündüz birçok apartmana girerek, tehditle ve değişik istemlerle halka
korku salmaktadırlar.
a) Özellikle Bakırköy ve
Bahçelievler başta olmak üzere İstanbul'da yaşanan bu olaylarla ilgili
Bakanlığınızca hangi tedbirler alınmıştır?
b) Bu kabadayıları şikâyet
eden vatandaşlarımızın kimlikleri karakollarca gizli tutulmakta mıdır?
c) Şikayetçi
vatandaşlarımızın kimliklerini sokak kabadayılarına açıklayan görevliler
hakkında hangi yasal yaptırımlar uyguladınız?
5.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Zile-Artova yolunun
asfaltlanmasına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1159) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın
cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun İçişleri
Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim.
Saygılarımla.
Dr.
Reşat Doğru
Tokat
Soru:
Tokat İli Zile ile Artova arasında ulaşımı sağlayan karayolunun Artova
sınırları içersinde kalan kısmı asfalt değildir. Zile-Artova arasında ulaşımı
sağlayan karayolunun asfaltlanması ne zaman yapılacaktır?
6.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, köy
korucularının özlük haklarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1160) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Dr.
Reşat Doğru
Tokat
Soru:
Büyük fedakarlıklar göstererek iç güvenlik
hizmetlerinde görev yapan gönüllü köy korucularına sosyal güvenlik ve mali
haklar tanınması ile ilgili çalışmalarınız var mıdır?
7.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun,
Niksar’daki bir yolun bakımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1165) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Dr.
Reşat Doğru
Tokat
Soru:
Tokat İli Niksar sınırları içersinde bulunan, Niksar'ın bazı köyleri ile Erbaa
İlçesi istikametinden gelen araçların Niksar İlçesine ulaşımında mesafeyi
kısaltan ve bu yolla tasarruf yapılmasını da sağlayan, Mahmudiye-Şahinli yolu
çok bozulmuştur. Bu yolda ulaşımın rahatça yapılabilmesi için bakım çalışmaları
yapılacak mıdır?
8.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Turhal
ve Niksar’da arıtma tesisi kurulmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1166) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Dr.
Reşat Doğru
Tokat
Soru:
Tokat ilimizde, Yeşilırmak havzasında bulunan Turhal İlçemizde ve Kelkit
Havzasında bulunun Niksar İlçemizde Katı ve Sıvı atık arıtma tesisleri
olmadığından sular kirlenmekte ve çevreye olumsuz etkileri olmaktadır. Bu
olumsuzlukların giderilmesi için arıtma sistemleri kurulması düşünülmekte
midir?
9.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, Şanlıurfa
Valisinin bir parti etkinliğine katıldığı iddiasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1169) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Prof. Dr. Beşir Atalay tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
04.01.2009
tarihinde, Şanlıurfa'da yapılan, Adalet ve Kalkınma Partisi, Belediye
Başkanları ile ilgili yapılan eğilim yoklamasına Şanlıurfa Valisi'nin de
iştirak ettiği ilin yerel medyası tarafından haber yapılmıştır.
1)
Valiler, her siyasi toplantısına katılmak zorunda mıdır? Yoksa sadece, iktidar
partisinin toplantılarında mı bulunmaktadır?
2) Eğilim
yoklamasına Sayın Valinin katılma gerekçesi ne olabilir?
3) Eğilim
yoklamasına katılan bir adaya destek olmak için mi, yoksa bir başka adayın
başarısızlığını istemek amacıyla mı katılmıştır?
10.- Antalya Milletvekili Tayfur Süner’in, Antalya’da bir parktaki ağaç kesimine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1209) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim.
Tayfur
Süner
Antalya
Antalya'da
Antalya Kültür Merkezi'nin de içinde bulunduğu Atatürk Parkı, 18.01.2009
tarihinde eşi görülmemiş bir ağaç katliamına sahne olmuştur. Burada eline
motorlu testereyi alan kişiler, kentin akciğerlerini oluşturan parktaki
ormanlık alandan 30 yıllık 8 adet çam ağacını kesmişlerdir.
Soru 1:
30 yıllık bu ağaçların kesim nedeni nedir? Ağaç kesimi Büyükşehir Belediyesinin
bilgisi dâhilinde midir?
Soru 2:
Ağaçlara kıyanlar, vatandaşın tepkisi sonucunda ağaç kıyımını durdurmuşlardır.
Vatandaş tepki göstermeseydi, kaç ağacın daha kesilmesi planlanmıştı?
Soru 3:
Ağaçların kesim emrini, Antalya Kültür Sanat Vakfı kurulu üyeliğine getirilen
ve Vakfın yönetimi kendisine teslim edilen Erol İşbilen
mi vermiştir?
Soru 4:
Bu şahıs, vakıftaki görevine hangi kurumdan gelmiştir? Kim tarafından buradaki
görevine atanmıştır?
11.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, Gaziantep Büyükşehir Belediyesinin bir ihalesine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1231) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Prof. Dr. Beşir Atalay tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Ülkemizdeki
Belediyeler 5393 ve 5216 sayılı yasa temel olmak üzere ihale ve imar yasalarına
bağlı olarak yönetilmek zorundadır.
İlgili
yasalardaki hükümlere aykırı olarak yapılan iş ve işlemlerde kamu yararı söz
konusu olmadığından suç işlenmiş olacaktır.
5393
sayılı Belediye yasasının 67’nci maddesi, hangi ihalelerin yerel seçimleri
izleyen 6. ayın sonuna kadar yapılacağını belirlemiş iken,
1. Seçim
bölgem Gaziantep'te Büyükşehir Belediye Başkanlığının internet sitesinde ve
gazetelerde yayınlanan "İdare malı plent
kullanılarak sıcak karışım ile yolların asfaltlanması ve sathi kaplama
yapılması işi" ihalesinin, (İhale Kayıt No: 2009/3539) 1.000 takvim günü
süreli yapılması ilgili yasaya aykırı değil midir?
2. 03
Mart 2009 günü yapılacağı ilan edilen ve 1.000 gün süreli bu ihalenin iptal
edilmesi yasal zorunluluk değil midir?
3. 5393
sayılı yasanın 67’nci maddesini ihlal ederek, ihale ilanı yapan Gaziantep
Büyükşehir Belediye Başkanı ve yetkililer hakkında soru önergem suç duyurusu
kabul edilerek, soruşturma açmayı düşünüyor musunuz?
12.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin,
Adıyaman’daki bir yolun durumuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/1235) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı’na
Aşağıdaki
sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla
Dt. Şevket Köse
Adıyaman
Adıyaman
TPAO'dan başlayıp, Organize Sanayi Bölgesi'nin altından geçerek Yaylakonak istikametine giden ve “Kırkgöz
Yolu” olarak anılan yol, yıllardır çukur, virajlı
olması gibi nedenlerle kazalara neden olmaktadır. Mevsim şartlarının kötü
olduğu dönemlerde ise yolun çamurlu olması gibi olumsuzluklar halkın yaşamını
etkilemektedir. Bu bağlamda:
1. Kırkgöz Yolu'nun durumu hakkında herhangi bir araştırma
yapılmış mıdır?
2. Ne
kadar süredir ismi geçen yol bu durumdadır?
3. İsmi
geçen yolun düzeltilip, halkın rahatça kullanımına açılması için herhangi bir
çalışma yapılmakta mıdır?
13.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin,
kamu idarelerinin bütçelerinden Adıyaman’daki sivil toplum kuruluşlarına
yapılan yardımlara ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1237) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın
cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı’na
Aşağıdaki
sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Dt. Şevket Köse
Adıyaman
17/07/2006 tarih ve 26231 sayılı Resmî
Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Dernek, Vakıf, Birlik, Kurum, Kuruluş,
Sandık ve Benzeri Teşekküllere Genel Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerinin
Bütçelerinden Yardım Yapılması Hakkında Yönetmeliğin 6'ncı maddesinde
"Yardım talepleri, ilgili idarece değerlendirilir. Yardımın miktarının
belirlenmesi ve dağıtımı, bakanlıklarda bakanın, diğer idarelerde kurumun en üst
yöneticisinin onayı ile yapılır." denilmektedir. Bu bağlamda:
1.
Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten bu yana Adıyaman ilimizde bulunan
dernek, vakıf, birlik, kurum, kuruluş, sandık ve benzeri teşekküllere hangi
kamu idareleri ile mahallî idareler tarafından ne kadar yardım yapılmıştır?
2. Söz
konusu yıllar itibariyle Adıyaman ilimizde yardım yapılan dernek, vakıf,
birlik, kurum, kuruluş, sandık ve benzeri teşekküller hangileridir? Anılan
teşekküllerin hangisine, ne kadar yardımda bulunulmuştur? Yardımların konusu
olan faaliyetler nelerdir?
3. Yardım
konusu faaliyetin gerçekleştirilmediğinin veya yardımın amacına uygun olarak
harcanıp harcanmadığının denetimi yapılmış mıdır? Eğer denetim yapılmışsa amaca
uygun olmayan harcama tespit edilmiş midir? Bu durumun sonunda herhangi bir
yaptırım söz konusu olmuş mudur?
14.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu’nun, bir köyün içme suyu sorununa ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1312) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın aracılığınızla İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 06.03.2009
Mehmet
Serdaroğlu
Kastamonu
Kastamonu
İli Azdavay ilçesi Söğütpınar Köyü'nde içme suyu
bulunmamaktadır. Bugüne kadar su ihtiyacının giderilmesi ile ilgili bir çalışma
da yapılmamıştır. Köyün ismi ile dahi bağdaşmayan bu durumdan kurtarılması ve
yaşayanların en önemli ihtiyacı olan içme suyu sorununun giderilmesi büyük önem
taşımaktadır.
Soru:
1- Söğütpınar Köyü'nün içme suyu ihtiyacının giderilmesi
yönünde Kaymakamlığın yada ilgili kurumların bir
çalışması var mıdır?
2- Köyün
içme suyu ihtiyacı ne zaman karşılanacaktır?
15.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, bir
kasabanın yolunun asfaltlanmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1339) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun İçişleri Bakanı Sayın Prof. Dr. Beşir Atalay tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Dr.
Reşat Doğru
Tokat
Soru:
Erbaa-Gökal Kasabası yolu kasisler ve çukurlardan
dolayı çok kötü bir durumdadır. Gökal, Düden'e kadar
uzanan asfaltta tam olarak bozulmuştur. Bu yolla ilgili bir çalışma yapmayı
düşünüyor musunuz? Yola ne zaman asfalt yapılacaktır?
16.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, bir köyün su sıkıntısına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1365) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın İçişleri Bakanı Beşir Atalay tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
arz ederim.
İsmet
Büyükataman
Bursa
Bursa İli
Keles İlçesi Akçapınar Köyünde su sıkıntısı
yaşanmaktadır. Bursa Uludağ'ın eteklerinde, suyun kaynağında bulunan bir
köyümüzde su sıkıntısı yaşanması alt yapı yetersizliğinden meydana gelmektedir.
Buna
göre;
Bursa İli
Keles İlçesi Akçapınar Köyünün su sıkıntısını
gidermek için bakanlığınızca yapılan bir çalışma bulunmakta mıdır?
17.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun,
Zile-Artova yolunun iyileştirilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1553) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun İçişleri Bakanı Sn. Beşir Atalay tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasının teminini arz ederim.
Dr.
Reşat Doğru
Tokat
Soru:
Zile - Artova grup yolu daha önceleri programa alınmış olmasına rağmen bir
türlü yapılmamıştır. Toz, toprak ve kasisten dolayı araba ile geçmek mümkün
değildir. Gümüşyurt, Tamyeli,
Aktan, Yenice deki yaşayan insanlar mağdur olmaktadır. Bu yola ödenek ayrılmış
mıdır? Ne zaman yapılacaktır?
18.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun,
farklı şartlarda çalışan Emniyet Teşkilatı çalışanlarının özlük haklarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1647) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun, İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasının teminini arz ederim.
Dr.
Reşat Doğru
Tokat
Emniyet
Teşkilatında görev yapan personel arasında çalışma saatleri ve koşulları ile
ilgili değişik durumlar mevcuttur. Örneğin masa başında çalışan personel,
motorize ekiplerde görev yapan Polis memurları ile aynı riski, zorluğu
yaşamamalarına rağmen aynı maaşı almaktadırlar.
Soru: Bu
adaletsizliğin giderilmesi, bu ve bunun gibi risk grubunda çalışan personelin
ücretlerinin iyileştirilmesi yönünde bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?
19.- Mersin Milletvekili Akif Akkuş’un,
akaryakıt ödeneği bulunmayan belediyelere ilişkin sözlü soru önergesi (6/1669) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıda
yer alan soruma İçişleri Bakan'ı Sayın Beşir Atalay'ın sözlü olarak cevap
vermesini saygılarımla arz ederim.08.12.2009
Prof.
Dr. Akif Akkuş
Mersin
Belde
belediyelerin birçoğunda makine parkı bulunmakta ve araçlar sürekli çalışarak
gerekli işleri yapmaya çalışmakta ancak, akaryakıt ödeneği bulunmamaktadır.
Akaryakıt
ödeneğinin olmaması, belediye sınırları içindeki işlerin aksamasına ve
vatandaşın mağdur olmasına sebep olmaktadır. Belde belediyelerine akaryakıt
ödeneği ayrılması konusunda herhangi bir çalışmanız var mı? Bu konuda ne
düşünmektesiniz?
20.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in,
muhtarların özlük haklarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1671) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından sözlü olarak
yanıtlanmasını saygılarımla arz ederim.
Hasan
Özdemir
Gaziantep
Ülkemizde
muhtarlar özlük haklarından kaynaklanan ciddi sorunlarla karşı karşıyadırlar.
Bu sorunlardan öne çıkanlar muhtarlarımızın sosyal güvenlik haklarında ve
emeklilik dönemlerinde yaşadıkları problemlerdir.
Buna
göre;
1)
Muhtarlarımızın emekli olduktan sonra silah ruhsatından harç alınmaları
konusunda muhtarlarımızın mağduriyetlerini giderecek yeni bir düzenleme
düşünüyor musunuz?
2)
Mahalle muhtarlarımız görevlerini yerine getirirken tasdik için mühür ücreti
almaktadırlar. Ancak muhtarlarımızın 2108 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde
belirtildiği şekliyle sigortalı sayılma rejimine tabi tutulmaları
muhtarlarımızı mağdur etmektedir. Muhtarlarımızın almış oldukları tasdik
ücretinin kaldırılarak muhtarlarımızın sigorta primlerini ödemeyi ve
muhtarlarımızın maaşlarını asgari ücrete çıkarmayı düşünüyor musunuz?
21.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun,
işyerlerine Türkçe isim verilmesinin özendirilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1690) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasının teminini arz ederim.
Reşat
Doğru
Tokat
Soru:
1) Ülke
genelinde başta Büyükşehirlerde olmak üzere işyerlerine Türkçe isim verenlerden
belediyece Tabela Vergisinin indirimli veya hiç alınmaması gibi bir karar
düşünüyor musunuz?
2)
Yabancı isimle işyeri tabelalarının çok olduğu şehirlerimizde Türkçe isim
verilmesini cazip hale getirecek çalışmalar yapmayı düşünüyor musunuz?
22.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, il genel meclisi üyelerinin özlük haklarına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1744) ve İçişleri Bakanı Beşir
Atalay’ın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından
sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Hasan
Çalış
Karaman
Belediye
Başkanlarımızla birlikte seçilen İl Genel Meclisi Üyeleri, pek çok alanda
yatırım ve istihdama yönelik önemli görev üstlenmişlerdir. Türkiye genelinde
sayıları 3 bin 281'i bulan İl Genel Meclisi Üyeleri, sosyal güvencesiz ve ayda
beş huzur hakkı olan 522 TL aylıkla hizmet vermektedir.
Bu
bilgiler ışığında;
1) Halen
görevde bulunan İl Genel Meclisi Üyelerinin herhangi bir sosyal güvenlik kurumu
ile ilişkilendirilmelerine yönelik bir çalışmanız var mıdır? Bu konuda çalışma
yapmayı düşünüyor musunuz?
2)
Ulaşım, telefon, konaklama ve yemek gibi giderlerini ceplerinden karşılamak
zorunda kalan İl Genel Meclisi Üyelerinin ekonomik ve sosyal haklarına yönelik
yeni bir düzenlemeniz var mıdır? Bu konuda düzenleme yapmayı düşünüyor musunuz?
23.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Erzurum’un trafik altyapısına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1773) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından sözlü olarak cevaplandırılması
konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.18.01.2010
Ensar Öğüt
Ardahan
Erzurum'da
2009 yılında toplam 676 trafik kazası olmuştur. 2011 yılında Erzurum'da trafiğe
kayıtlı araç sayısı 85 bin olacaktır. Erzurum'da yapılacak olimpiyat
oyunlarında trafikte izlemeye gelenler ve görevli araçlarla beraber 100 bin
araç olacaktır. Yenileri yapılmazsa ana arterlerde büyük sorunlar yaşanacak,
otopark sıkıntısı had safhaya çıkacaktır.
1) 2011
yılında Erzurum'da yapılacak olan Dünya Üniversitelerarası Kış Olimpiyatlarında
mevcut bulunan anayollar, caddeler, sokaklar ve özellikle otoparkların bu yükü
kaldıramayacağı bellidir. Erzurum'a yeni arterler, yeni otoparklar yapmayı
düşünüyor musunuz?
24.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, bir derenin ıslahına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1786) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması hususunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.
21.01.2010
Ensar Öğüt
Ardahan
Ardahan
Damal ilçemiz Çaybaşı mahallesindeki dere her yıl yağan kar yağışları ve
yağmurlardan dolayı sel baskını ile karşı karşıya kalmakta mahallede oturan
vatandaşlarımızın her yıl maddi kayıplara uğramasına neden olmaktadır. Bu
derenin 700 metrelik bölümünün ıslah edilmesi gerekmektedir.
1-
Ardahan Damal İlçemiz Çaybaşı mahallesindeki dere yatağı yağan yoğun kar yağışı
ve yağmurlardan dolayı sel baskınından dolayı hemşerilerimizin maddi kayıpları
olmaktadır. Dere yatağının üzerinin açık olması nedeniyle yazın sivrisinekten
ve kokudan dolayı hemşerilerimiz burada oturmakta zorluk çekmektedirler. Dere
yatağının 700 metrelik yerinin acilen ıslah edilmesi gerekmektedir. Dere
yatağının her iki yanının taş duvarla örülüp üzerinin kapatılması için bir
çalışma yapmayı düşünüyor musunuz, düşünüyorsanız ne zaman yapacaksınız?
25.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun,
sulama birliklerinin borçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1794) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun, İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasının teminini arz ederim.
Dr.
Reşat Doğru
Tokat
Soru:
Ülke genelinde kaç tane sulama birliğinin, elektrik, vergi vs borcu vardır.
Bunların miktarı ne kadardır. Sulama birliklerinde kaç kişi çalışmaktadır.
Birliklerin personele borcu ne kadardır?
26.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, EGO’nun öğrenci bandrol ücretine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1840) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz
ederim.3.02.2010
Ensar Öğüt
Ardahan
Ankara'da
toplu taşım ücretlerine yapılan zamlar öğrencilerin tepkilerine neden olmuştur.
Öğrenci olmayanların da öğrenciler için olan indirimli EGO kartlarının
kullanılmaması için denetimler sıklaştırılmaktadır. Öğrencilerden bandrol almak için 20 TL istenmektedir.
1-
Ankara'da toplu taşım araçlarına yapılan zamlar öğrencileri zor durumda
bırakmış olmakla beraber bir de EGO’dan alınan bandrol
ücretinin 20 TL olması öğrencileri daha zor duruma bırakmıştır. EGO tarafından
satılan öğrenci bandrolünün fiyatını 5 TL’ye düşürmeyi
düşünüyor musunuz?
27.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, polis
meslek yüksek okullarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1848) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
Ülkemizdeki
Polis Meslek Yüksek Okullarımızın öğrenci kapasiteleri farklı sayılarda olup,
bazılarına ilave öğrenci kapasitesi oluşturmak açısından yeni ödenekler
verilmektedir.
Bu
nedenle,
1)
Ülkemizde, kaç Polis Meslek Yüksek Okulu vardır? Her birinin öğrenci
kapasiteleri kaç tanedir?
2) Hangi,
Polis Meslek Yüksek Okullarımıza ilave öğrenci kapasitesi yaratmak açısından
bütçeden kaynak tahsisi yapılmıştır?
3) Bazı
Polis Meslek Yüksek Okullarımızın öğrenci sayılarının 1.000-1.500 öğrenciye
yükseltilmesi çalışmasının olduğu belirtilmektedir. Bu okullar içerisinde
Malatya Polis Meslek Yüksek Okulu var mıdır?
4)
Malatya Polis Meslek Yüksek Okulunun öğrenci sayısının 2010 yılı sonunda 1.000
veya 1.200 öğrenciye ulaşmasına sağlamak açısından ilave kaynak tahsisi
yapılacak mı?
28.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
muhtarların özlük haklarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1856) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıda
belirtilen sorularımın, İçişleri Bakanı Sayın Prof. Dr. Beşir Atalay tarafından
sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim.
Prof.
Dr. Alim Işık
Kütahya
Ülkemizde
mahalle veya köy muhtarı olarak görev yapan muhtarlarımızın oldukça zor
şartlarda görev yaptıkları bilinmektedir. Muhtarlarımızın maaş, özlük ve sosyal
haklarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalarla ilgili olarak;
1.
Bakanlığınızca mahalle veya köy muhtarlarının durumlarının düzeltilmesine
yönelik olarak yürütülen bir çalışma var mıdır? Varsa çalışma ne aşamadadır?
2.
Muhtarların sorunlarının araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi ve durumlarının iyileştirilmesine yönelik olarak milletvekilleri
tarafından verilen araştırma önergeleri ve kanun tekliflerinin gündeme alınması
konusunda Bakanlığınızın bir girişimi olmuş mudur?
3. Bu
konuda Bakanlığınızın görüşü nasıldır?
29.-Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Beyoğlu Belediyesi tiyatro salonunun mühürlenmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1872) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.
11.02.2010
Ensar Öğüt
Ardahan
Nasıl bir
ülke istiyoruz? Her şeyden önce insanların can ve mal
güvenliğini sağlayan anayasal devlet yapısına sahip bir ülke. Farklı
inançtakilerin ve inançsızların birlikte devlet karşısında eşit muamele görerek
yaşadığı laik bir ülke. Yöneticilerini kendi seçen denetleyen ve değiştiren
demokratik bir ülke. Bütün bireylerin temel hak ve özgürlüklerini, özel
yaşamlarını güvence altına alan hukuk devletinin egemen olduğu bir ülke.
1-
Beyoğlu Belediyesi tiyatro salonunda Salonun yangın merdiveni yok diye mühürlenmesi
doğru mudur?
30.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, bir köyün yol sorununa ilişkin sözlü soru önergesi (6/1902) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.
23.02.2010
Ensar Öğüt
Ardahan
Kars-Tiflis
Demiryolu çalışmaları havaların ısınmasıyla hız kazanmıştır. Ancak, bölgeye
sevkiyat başlarken ağır tonajlı araçlar yollan bozmaya başlamıştır. Çıldır
Yukarı Canbaz köyü arası yolun alt yapısı
tamamlanarak 2 yıl önce atılan asfalt yeterli kalınlıkta ve düzeyde
olmadığından asfalt bozulmuştur.
1-
Ardahan Çıldır Yukarı Canbaz köyü yolları ağır
tonajlı araçların geçmesi nedeniyle köye giden yol çukurlar içindedir. Maddi
hasarlı kazalar meydana gelmekte ve köylülerimiz sıkıntı çekmektedir. Bu yolun bir
an evvel yeniden asfalt yapılması için bir çalışma yapacak mısınız,
yapacaksanız ne zaman yapacaksınız
31.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, bir
beldenin yolunun yapımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1920) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasının teminini arz ederim.
Dr.
Reşat Doğru
Tokat
Milletvekili
Soru:
Reşadiye ilçesi, Kuzbağ Beldesini anayola bağlayan 2
km. lik yol kullanılamaz durumda olup, araçlarda
maddi hasarlara, belde ve yöre halkımızda da sıkıntılara sebebiyet vermektedir.
Adı geçen
belde yolu ne zaman yapılacaktır?
32.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, bir köyün yol sorununa ilişkin sözlü soru önergesi (6/1923) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.
5.03.2010
Ensar Öğüt
Ardahan
Milletvekili
Kars-Tiflis
Demiryolu çalışmaları havaların ısınmasıyla hız kazanmıştır, ancak bölgeye
sevkiyat başlarken ağır tonajlı araçlar yolları bozmaya başlamıştır. Yukarı Canbaz köyü ile Çıldır ilçesindeki yolun alt yapısı
tamamlanarak 2 yıl önce atılan asfalt bozulmuştur. Bu durumda köye gidiş geliş
zorlaşmakta araçlarda maddi hasarlı kazalar olmaktadır.
1-
Ardahan Çıldır Yukarı Canbaz köyünün yolları Demir
yolu çalışmaları nedeniyle bölgede çalışan ağır tonajlık kamyonların
çalışmasından dolayı köy yolu çamur ve çukur içindedir. Bu yolun asfaltının
tekrar atılması için bir çalışma yapacak mısınız?
33.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, bir köyün içme suyu şebekesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1928) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.
5.03.2010
Ensar Öğüt
Ardahan
Milletvekili
Ardahan
Çıldır Eşmepınar köyü halkı musluklardan temiz su
içemiyor. Evlerinde çeşmelerden akan suların kirli ve temiz olması köylülerin
başka yerlerden içme suyu getirmesine sebebiyet vermektedir.
1-
Ardahan Çıldır Eşmepınar köyünde yaşayan
hemşerilerimiz kullandıkları suyun temiz olmadığından şikâyet etmektedirler
boruların çok eskiden döşenmiş olmasından dolayı yer yer
çatlakların ve kırıkların olmasından dolayı temiz su içememektedirler. Köyün
içme suyu getiren su şebekesinin su borularının değişmesi için bir çalışmanız
olacak mı?
34.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, bazı köy yollarının durumuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/1942) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.
5.03.2010
Ensar Öğüt
Ardahan
Milletvekili
Ardahan
ili Göle İlçemize bağlı Demirkapı, Gülistan, Yağmuroğlu,
Mollahasan ve Çobanköy
Köylerinin, asfalta uzaklığı 15 km olan yollarının bakımsızlığı göz önüne
alınarak 2009 yılı bütçesinde programa alınmış ve köylümüzün hizmetine
sunulmuştur.
Ancak
aradan geçen 3-4 ay gibi kısa bir süre içerisinde yollar bozularak kullanılamaz
bir hal almıştır. Vatandaşlarımızın mağduriyetinin giderilebilmesi için 8 ay
gibi uzun bir kış dönemi yaşanan köylerimizde yol probleminin kalıcı olarak
giderilmesi gerekmektedir.
1-
Demirkapı, Gülistan, Yağmuroğlu, Mollahasan
ve Çobanköy Köylerimizin yollarının düzgün ve
eksiksiz yapılıp yapılmadığını incelemeden teslim alan yetkililer hakkında
herhangi bir cezai işlem yapacak mısınız?
2-
Vatandaşlarımızın mağduriyetini bir an önce giderebilmek için köy yolumuzu
düzgün bir şekilde yeniden yaparak kalıcı bir çözüm getirecek misiniz?
35.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun,
muhtarların özlük haklarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1966) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasının teminini arz ederim.
Dr.
Reşat Doğru
Tokat
Soru:
Muhtarların çalışma saatleri ile görevleri çok ağır sorumluluk isteyen bir
durum arz etmektedir. Devletin verdiği ücret yeterli değildir. Muhtarlara
maaşının artması ve bazı özlük haklarının verilmesi gerekmektedir. Bu yönde bir
düzenleme yapmayı düşünüyorsunuz?
36.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun,
araçlara kesilen para cezalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1996) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasının teminini arz ederim.
Dr.
Reşat Doğru
Tokat
Soru:
Ülkemizde 2009 yılı içerisinde kaç araca, ne kadar para cezası kesilmiştir?
37.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun,
Tokat’taki belediyelerin İller Bankasına olan borçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1999) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasının teminini arz ederim.
Dr.
Reşat Doğru
Tokat
Soru:
Tokat ilindeki belediyelerin İller Bankasına ne kadar borcu vardır? Bu borçlar
içerisinde ödeme zamanı geçmiş ve ödenmemiş olan miktar ne kadardır?
38.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Posof’taki bazı köylerdeki yol ve su çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2014) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.
7.04.2010
Ensar Öğüt
Ardahan
Ardahan
ilimizin, merkez ve ilçe köylerinde yaşanan yol ve su problemleri ilimizin en
büyük sıkıntılarından birisidir. Ardahan ilimizde köy yollarının bakımsız, dar
ve bozuk olması nedeniyle, özellikle kış aylarında çok büyük problemler
yaşanmakta, başta öğrencilerimiz ve hastalarımız olmak üzere tüm
vatandaşlarımız mağdur olmaktadır.
Ayrıca
vatandaşlarımız içme sularının sağlıksız olması nedeniyle sık sık rahatsızlanmakta, kış aylarında da bu sorun içinden
çıkılmaz bir hal almaktadır.
1-
Ardahan ilimiz Posof İlçesi Binbaşıeminbey, Armutveren, Balgöze, Çambeli, Çayırçimeni, Derindere, Gönülaçan ve Kumlukuz köylerine şu ana kadar yol ve su konusunda hangi
çalışmalar yapılmıştır.? Yapılan çalışmalar ne
aşamadadır?
39.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, bir köyün altyapı hizmetlerine ayrılan ödeneğe ilişkin sözlü soru önergesi (6/2024) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.
12.04.2010
Ensar Öğüt
Ardahan
Ardahan
Posof İlçesi Beykent köyünün alt yapısının
yapılabilmesi için 1997 yılında projesi yapılmış olup 2010 yılı bütçesinden
90.000 TL. ödenek ayrılmıştır. Bölgedeki köylerde alt
yapı sorunlarının bir kısmı tamamlanmış olup nüfus artışının göz önünde bulundurularak
ihtiyaç haline gelen alt yapı sorunlarının giderilmesi gerekmektedir.
1-
Ardahan Posof ilçesi Beykent köyünün alt yapısının
yapılabilmesi için 1997 yılında projesi yapılmış olup 2010 yılı bütçesinden
90.000 TL. ödenek ayrılmış olmasına rağmen bu ayrılan
ödenekle projenin tamamlanması ödenek miktarını artırmayı düşünüyormusunuz?
40.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, bir
köy yolunun yapılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2091) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Dr.
Reşat Doğru
Tokat
Soru:
Tokat ili Reşadiye ilçesi Saraykışla köyü yolu çok
kötü durumdadır. Bu yol ne zaman, asfalt yapılacak, vatandaşlar rahatça
kullanılabilecektir?
41.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal
Sipahi’nin, İzmir’de altyapı çalışmaları nedeniyle esnafın uğradığı mağduriyete
ilişkin sözlü
soru önergesi (6/2132) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
soruların İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Kamil
Erdal Sipahi
İzmir
İZMİR'de metro
yapımı nedeniyle şehrin en işlek bölgesi olan HATAY İNÖNÜ Bulvarının bir bölümü
bir yıldan fazladır trafiğe kapatılmıştır. Bu kesimdeki esnaf büyük bir
mağduriyet içerisine düşmüştür.
20
Haziran 2010'dan itibaren yine metro projesi nedeniyle
İnönü Bulvarının hemen hemen tamamının asgari 6 ay
süre ile trafiğe kapatılacağı açıklanmıştır.
Şehrin en
işlek bölümünde bu cadde üzerinde bulunan tüm esnafın çok büyük mağduriyetlere
uğrayacağı kesindir.
Sorular
1- Bu
bölgedeki esnafın mağduriyetini giderecek, onlara yardımcı olacak bir çalışma
var mıdır?
2-
İzmir'de geçen yıllarda GAZİEMİR bölgesindeki ve ÇİĞLİ-ANADOLU Bulvarında
yapılan alt geçit çalışmalarında mağdur olan esnaf için bir girişimde
bulunulmuş mudur?
3- Ülke
genelinde uzun süreli yapım-inşaat faaliyetleri nedeniyle mağduriyet yaşayanlar
için daha geniş kapsamlı bir yasal ve idari düzenleme yapılması düşünülmekte
midir?
42.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Göle ilçesindeki konteyner ihtiyacına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2134) ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın İç İşleri Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.
Ensar Öğüt
Ardahan
Ardahan'ın
Göle ilçesinde havaların ısınmasıyla çöplerin cadde ve sokaklara gelişigüzel
atılmasının kısa süre içinde ilçede sağlık problemleri oluşturabileceği
görülmektedir. İlçede çöp konteynerleri
bulunmadığından dolayı çöplerin belediyenin belirlediği yerlere dökülmesi,havaların da ısınmasıyla sağlık problemi oluşturma
tehlikesi arz ediyor.
1-
Ardahan'ın Göle ilçesinde belediyenin gösterdiği yerlere çöp atan vatandaşlarda
havaların ısınmasıyla sağlık sorunları baş göstermeye başlamıştır. Ardahan'ın
Göle ilçesinde çöplerin toplanması için konteyner
alınacak mı?
43.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, bir
köy yolunun asfaltlanmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2147) ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Dr.
Reşat Doğru
Tokat
Soru:
Tokat ili Erbaa ilçesi Karaağaç köyünün yolu ne zaman asfalt yapılacaktır?
BAŞKAN –
Sayın Beşir Atalay soruları cevaplandıracaktır.
Buyurunuz
efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önce
hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Önce, ilk
soru Tarım Bakanımızla ilgili, onun cevabını okuyorum, sonra da Bakanlığımla
ilgili sorulara geçeceğim.
Tarım
Bakanlığının 1094 no.lu soruya cevabı: Bakanlığımızca tarım, stratejik ve
rekabete dayalı iktisadi bir sektör olarak ele alındı; tarımsal destekler,
kalite, sağlık, verimlilik ve kırsal kalkınma esas alınarak yeniden düzenlendi.
Ülkemizde tarımın geliştirilmesi amacıyla pek çok proje yürütülmektedir.
Gaziantep
ilinde 2009 yılında üretimi geliştirme, hastalık ve zararlılarla mücadele gibi
değişik konularda on dokuz adet projeye 5 milyon TL ödenek aktarılmıştır, 2010
yılında ise 725 bin TL ödenek ayrılmıştır.
Çiftçilerimizin
gelirlerini artırmaya yönelik olarak, kırsal kalkınma, kooperatif destekleri,
mazot, gübre desteği, prim desteği, hayvancılık destekleri ve bunun gibi
tarımsal destekler sağlanmaktadır. Bu kapsamda 2010 yılında Gaziantepli
çiftçilerimize ekim ayı itibarıyla 43 milyon TL destek verildi. 2003-2010
yılları arasındaysa toplam 481 milyon TL kuraklık desteği dâhil tarımsal destek
verilmiştir.
Kuraklıkla
ilgili olarak, 2008 yılında yaklaşık 500 bin çiftçimize 535 milyon TL destek
ödemesi yapılmıştır. Bu çerçevede Gaziantep ilimizde kuraklıktan zarar gören
yaklaşık 13 bin çiftçimize 11 milyon TL kuraklık ödemesi yapılmıştır.
Diğer
taraftan, 2008 yılı ilkbahar döneminde meydana gelen kuraklık nedeniyle
üreticilerin Ziraat Bankasına olan borçları 1/8/2008
tarihinden itibaren bir yıl süreyle ertelenmiştir.
Sayın
Özdemir’in 1095 sayılı soru önergesinin cevabı: Sivil toplum kuruluşlarının
yaptıkları faaliyet ve eylemler suç teşkil etmediği ve Anayasa ve kanunla
çizilen sınırlar içerisinde kaldığı müddetçe tabii ki serbesttir. Bu sınırların
aşılması durumunda ya da suç işlenmesi hâlinde söz konusu olabilecek ceza ve
diğer müeyyideler ile bunları uygulayacak ve takip edecek makamlar ilgili
kanunlarla belirlenmiştir.
Yine
Sayın Özdemir’in 1108… Ülkemizde ve uluslararası alanda suçla çok yönlü
mücadele etme prensibi esas alınmaktadır. Buna göre geliştirdiğimiz ve faydalı
olacağını düşündüğümüz Toplum Destekli Polislik Projesi, Güvenli Okul Güvenli
Eğitim Projesi, Risk Altındaki Çocuklar Ulusal Bilgi Sistemi Projesi ve Polisin
Asayiş Suçları ile Mücadele Projemiz mevcuttur. Bu projeler ve uygulamalardaki
temel amacımız suç işlemeye sebep olduğu değerlendirilen faktörlerin bireyler
üzerindeki olumsuz etkisini azaltmak ve sosyalleşmeyi temin etmektir.
Sayın Aslanoğlu’nun sorusunun cevabı: Bakırköy ilçesinde meydana
gelen olaylarla ilgili olarak ilçe emniyet müdürlüğü veya polis merkezi
amirliklerine yapılan şikâyetler ivedilikle değerlendirilmiştir. İstanbul ili
Bahçelievler ilçesinde meydana geldiği iddia edilen olayla ilgili olarak ise
Bahçelievler İlçe Emniyet Müdürlüğüne herhangi bir müracaat da olmamış, böyle
bir olay da intikal etmemiştir.
Sayın
Doğru’nun sorusunun cevabı: Zile-Artova arasında ulaşımı sağlayan karayolunun
asfalt çalışması il özel idaresi ve KÖYDES katkılarıyla 2010 yılı içerisinde
tamamlanmıştır.
Yine
Sayın Doğru’nun… Gönüllü köy korucularına sosyal güvenlik ve mali haklar
tanınmasıyla ilgili olarak çalışmalar yapılmaktadır.
1165
no.lu sorusunun cevabı: 2010 yılı içerisinde soru önergesinde bahse konu
yerlerde yol genişletilmesi yapılarak yolun tamamı asfaltlanmıştır. Bu,
Niksar’daki bir yolla ilgili.
Turhal ve
Niksar’da arıtma tesisi kurulmasıyla ilgili sorunun cevabı: Yeşilırmak
havzasında bulunan Turhal atık su arıtma tesisi inşaatıyla ilgili, ilçeye bağlı
Elalmış köyü sınırları içerisinde 80 bin metrekare
yer tahsisi yapılmış, ancak ödenek yetersizliği nedeniyle kamulaştırma
yapılamadığından işe başlanamamıştır. Kelkit havzasında bulunan Niksar Atık Su
Kanalizasyon Projesi’yle ilgili 2014 yılı itibarıyla işin tamamlanarak teslim
alınması planlanmaktadır.
Sayın
Doğru’nun, bir kasabanın yolunun asfaltlanmasıyla ilgili… Erbaa Kaymakamlığınca
KÖYDES 2009 yılı kapsamında bahsedilen yolun 5 kilometrelik kısmı ikinci asfalt
yapılmıştır, 2010 yılı içerisinde ise 20 kilometrelik kısmı asfalt yapılmış,
tamamlanmıştır.
Sayın Büyükataman’ın, Akçapınar köyünün
su sıkıntısı hakkında… Bursa ili Keleş ilçesi Akçapınar
köyünün içme suyu ihtiyacı 0,430 litre/saniyedir. Mevcut içme suyu deposundan
gelen su miktarı haziran ayında 1,5 litre/saniye olarak ölçülmüştür. Yaz
döneminde suyun debisinin en düşük olduğu aylarda ve köylünün bahçelerinde
yetiştirmekte oldukları sebzelerini sulama yoluna gitmeleri sebebiyle içme suyu
yeterli olamamaktadır. Köylünün içme suyunun sulama amaçlı kullanmamaları
durumunda içme suyu deposuna gelen su, ihtiyaçları fazlasıyla karşılayacak
durumdadır.
Sayın
Özdemir ve Sayın Doğru’nun sorularının cevapları: Polislerin ve il emniyet
müdürlerinin özlük haklarıyla ilgili… 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun
36’ncı maddesinde sayılan hizmet sınıfları arasında emniyet hizmetleri sınıfı
da yer almaktadır. Anayasal statüleri gereği genel kamu personeli sistemi
dışında tutulan bazı meslek grupları haricinde, emniyet hizmetleri sınıfı
personelinin genel sistem dışına çıkarılması yönünde bir düzenleme yapılması
öngörülmemektedir.
Ocak 2003
ve Mayıs 2009 dönemlerinde yapılan düzenlemelerle emniyet hizmetleri sınıfında
yer alan personelin maaşlarında ortalama yüzde 142 oranında artış sağlanmıştır.
Aynı dönemde emekli polis memurlarının maaşlarında da yaklaşık yüzde 123
oranında artış sağlanmıştır. İlave ödemeler nedeniyle var olan ücret
dengesizliği önemli ölçüde giderilmiş ancak polisimizin çalıştığı zor şartlar
göz önüne alındığında bunun yeterli olmadığını da biliyoruz. Bu nedenle,
önümüzdeki dönemlerde bütçe imkânları çerçevesinde iyileştirme yapılması daima
düşünülecektir.
Sayın
Doğru’nun bir kasabanın yolunun asfaltlanması hakkında… Erbaa Kaymakamlığınca
KÖYDES Projesi 2009 yılı kapsamında bahsedilen yolun 5 kilometrelik kısmının
ikinci kat asfaltı yapılmıştır, 2010 yılı içerisinde ise 20 kilometrelik
kısmının asfaltı tamamlanmıştır.
Reşadiye’de
bir beldenin yol sorunu hakkında… Kuzbağı beldesi
ulaşım yolu stabilize bir yol olup önümüzdeki dönemde
bu yolun asfaltlanması program içine alınmıştır.
Zile-Artova
yolunun iyileştirilmesi hakkında… Zile-Artova grup yolu 40 kilometre olup,
Artova ilçesi sınırları içinde kalan bölümü 22 kilometredir. Bu yolun asfalttan
önce altyapısının yapılması gerektiği için KÖYDES Projesi ve il özel idaresi
imkânlarıyla tahsis edilen ödenek ölçüsünde öncelikle genişletilmiş ve stabilizesi tamamlanmıştır. Ayrıca, sanat yapıları, büz ve
menfezler, bunun dışında 6 kilometre birinci kat asfaltı tamamlanmıştır.
KÖYDES
Projesi 2009 yılı faaliyetleri kapsamında Zile-Artova grup yolunda yıl içinde
Artova ilçesinden Yenice köyü istikametinde 2,5 kilometre birinci kat asfalt
yapılmıştır. 2010 yılı içerisinde de özel idare bütçesinden 14,5 kilometre
ikinci kat asfalt yapılıp bitirilmiştir. Ayrıca, bu yolun iki ilçeyi birbirine
bağlayan en kısa yol olması ve bunun dışındaki yolun Tokat ve Pazar
ilçelerinden dolaşarak 105 kilometre olması sebebiyle kara yolları ağına
alınması teklif edilmiştir.
Farklı
şartlarda çalışan emniyet teşkilatı çalışanlarının özlük haklarıyla ilgili 1647
sayılı soru… Emniyet mensuplarımızın maddi durumlarının iyileştirilmesine yönelik
çalışmalarımız bütçe imkânları da gözetilmek suretiyle devam etmektedir.
Sayın
Akkuş’un akaryakıt ödeneği bulunmayan belediyeler hakkında… 5393 sayılı
Belediye Kanunu’nun 61 ve devam eden maddeleri belediye bütçelerini
düzenlemektedir. Buna göre, 61’inci madde belediyenin stratejik planına ve
performans programına uygun olarak hazırlanan bütçe, belediyenin malî yıl ve
izleyen iki yıl içindeki gelir ve gider tahminlerini gösterir, gelirlerin toplanmasına
ve harcamaların yapılmasına izin verir.” hükmüne amirdir. 62’nci maddede ise
belediye meclisinin bütçe tasarısını aynen veya değiştirerek kabul etme
hususunda yetkili olduğu hüküm altına alınmıştır. Belediye Kanunu, belediyenin
kendi bütçelerini yapma yetkisini ve hangi fasla ne kadar ödenek koyacakları
hususunu, temel kısıtlar dışında, belediyelere bırakmıştır. 5779 sayılı İl Özel
İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi
Hakkında Kanun ile merkezî hükûmet tarafından
belediyelere genel bütçe vergi gelirleri tahsilatından
hangi usul ve yöntemle pay aktarılacağı da düzenlenmiştir.
Tabii,
belediyelerle ilgili, belki Sayın Milletvekilimizin sorusu içinde, orada yer
almıyor ama şöyle bir anlam çıkabilir: Nüfusu çok düşen, geliri azalan
belediyeler, personel sayısı fazla, norm kadronun üzerinde personel sayısı olan
ve personeli fazla olan belediyelerle ilgili sorun da var. O konuda da
çalışmamız sürüyor. Yüce Meclise o konuda tasarımız da gelecek. Bu konuda bir
çözüm bulmak durumundayız.
Sayın
Özdemir, Sayın Işık ve Sayın Doğru’nun muhtarların özlük hakları hakkındaki
sorusunun cevabı: Bilindiği gibi, ülkemizdeki köy ve mahalle muhtarlarına 3.000
gösterge rakamının memur aylık katsayısıyla çarpımı sonucu bulunacak miktarda
aylık ödenek verilmekteydi. 2005 yılında, Bakanlar Kurulu kararıyla, 2108
sayılı Yasa’da düzenlenen hükme istinaden 3.000 olan gösterge rakamı 6.000’e
çıkarılmış, dolayısıyla muhtar ödenekleri o günün şartlarıyla 2 kat
artırılmıştır. Ayrıca, şu anda, İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan ve
Bakanlar Kurulumuza sunulan Köy Kanunu tasarısı taslağı üzerinde çalışılıyor,
yakın zamanda Meclise intikal edecek. Burada, hem köy hem de mahalle
muhtarlarımızla ilgili daha farklı bir iyileştirme, sistemi tamamen değiştirme
yönünde bir teklifi de getireceğiz.
İş
yerlerine Türkçe isim verilmesinin özendirilmesi hakkında sorunun cevabı: 2464
sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nda ilan ve reklam vergisi düzenlenmiştir yani
belediyelere verilen bir yetki. Soru önergesinde ifade edilen teklif olumlu
bulunmakta olup Bakanlığımda yapılan mevzuat çalışmalarında bu husus da dikkate
alınacaktır.
Sayın Çalış’ın il genel meclis üyelerinin özlük haklarıyla ilgili
sorusunun cevabı: İl genel meclis üyelerinin huzur hakkıyla diğer sosyal
hakları 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu’nun 24’üncü maddesinde
düzenlenmiştir. Buna göre “Meclis ve komisyon toplantılarına katıldıkları her
gün için il genel meclisi başkanlarına 6.000 gösterge, diğer meclis üyelerine
2.200 gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan kat sayıyla çapımı sonucu
bulunacak miktarda huzur hakkı ödenir.” denilmektedir. Aynı Kanun’un 28’inci
maddesinde ise encümen üyelerine verilecek ödenek düzenlenmiştir. Buna göre
“Encümen başkanına 14.000, üyelerine 12.000 gösterge rakamının devlet memurları
için belirlenen aylık katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda aylık brüt
ödenek verilir. Encümenin memur üyelerine encümen üyeleri için belirlenen
gösterge rakamının yarısı ödenir.” denilmektedir. Ayrıca, il genel meclis üyelerinden
encümene seçilenler 5510 sayılı Kanun kapsamında Sosyal Güvenlik Kurumu ile
ilişkilendirilmektedir. Bu konuda da bizim mevcut İl Özel idaresi Kanunu
üzerinde de bir çalışmamız var, orada da bazı sorunlar var, onların da
uygulamadaki sonuçları da görülerek belli düzeltmeler yapılacaktır.
Erzurum’un
trafik altyapısına ilişkin Sayın Öğüt’ün sorusunun cevabı: Erzurum Büyükşehir
Belediyesi ve Karayolları Bölge Müdürlüğünce verilen bilgiyi aktarıyorum:
Şehrin muhtelif yerlerine altışar adet olmak üzere toplam on iki adet köprülü
kavşak yapılmıştır. Mevcut ana arterlere alternatif olacak şekilde yeni
caddeler açılmasıyla ilgili daha önceden başlatılan kamulaştırma işlemlerinin
büyük bir kısmı bitirilmiş, yeni alternatif caddeler oluşturulmuş, imar planları
ise yeni alternatif caddeler oluşturacak şekilde tekrar düzenlenmiştir. Araç
parklarıyla ilgili olarak bin araç kapasiteli kapalı otopark bitirilmiştir.
Şehrin muhtelif yerlerinde bulunan alışveriş merkezlerinin altında yaklaşık 2
bin araçlık kapalı otopark mevcuttur. Araç parklarıyla ilgili olarak şehir imar
planlarında farklılaşmaya ait yerler planlanmış ve uygulanmaya başlanmıştır.
Oyunların yapılacağı tesis ve mekânların çevresinde seyirci ve sporcuların
araçlarını park edebilecekleri açık otoparklar oluşturulmuştur. Emniyet Genel
Müdürlüğünün verilerine göre Erzurum ilinde 57 bin adet araç bulunmaktadır. Yani, şu anda şehirde bulunan araç sayısı.
Sayın
Öğüt’ün, bir derenin ıslahı hakkında sorusunun cevabı: Ardahan ili Damal ilçesi
Çaybaşı Mahallesi’nde bulunan dere yatağının belediye imkânlarıyla ıslahının
yapılması imkânsızdır. Konuyla ilgili olarak gerekli çalışmaların yapılması
için Damal ilçe Belediye Başkanlığı tarafından Kars DSİ Bölge Müdürlüğüne
yazılı ve sözlü olarak müracaatta bulunulmuştur. DSİ’yle
ilgili çalışmalar devam etmektedir.
Sulama
birliklerinin borçları hakkında, Sayın Doğru’nun… Ülkemizde 388 adet sulama
birliği kurulmuş olup, toplam 4.622 personel bu birliklerde görev yapmaktadır.
Birliklerin, Sosyal Güvenlik Kurumu, TEDAŞ, vergi daireleri, Maliye, DSİ gibi
kurumlara olan borçları ve personel giderleri olarak toplam 276 milyon TL borcu
bulunmaktadır.
EGO’nun
öğrenci bandrol ücreti hakkında Sayın Öğüt’ün…
Önergeye ilişkin olarak Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığınca öğrencilerden
alınan bandrol ücretinin 5 TL’ye düşürülmesi yolundaki
teklif, Bakanlığımca Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına bildirilmiştir.
Sayın Aslanoğlu’nun, polis meslek yüksek okulları hakkında
sorusunun cevabı: 2009-2010 yılı eğitim öğretim faaliyetleri, 27 polis meslek
yüksekokulunda, 694 bayan, 13.838 erkek öğrenci olarak tamamlanmıştır.
Malatya
Polis Meslek Yüksekokulu öğrenci sayısı kapasitesinin yükseltilmesi konusunda
Emniyet Genel Müdürlüğümüzce değerlendirmeler yapılmaktadır, artırmak
istenilmektedir.
Ayrıca
emniyet teşkilatımızın kapasite artırımına yönelik olarak yeni dönemde Rize,
Kırşehir ve Sivas polis meslek yüksekokulları eğitim öğretime açılmıştır. Şu
anda da bir okul üzerinde Millî Eğitim Bakanlığımızla sözlü mutabakat sağladık,
Hasanoğlan’daki Millî Eğitim Bakanlığının
tesislerinde de yeni bir polis meslek yüksekokulu, daha çok entegre
sınır yönetimi konusunda eğitim veren bir okul açmayı düşünüyoruz.
Sayın
Öğüt’ün, Beyoğlu belediye tiyatro salonunun mühürlenmesi hakkındaki sorusunun
cevabı: İş yeri açma izinleri, 3572 sayılı Kanun ve ilgili yönetmeliği
çerçevesinde yürütülmektedir. Beyoğlu ilçe sınırları içinde itfaiye raporu
eksik olan ve mevzuata aykırı şekilde faaliyet gösteren iş yeri belediyesince
mühürlenmiştir. Ardından, mevzuata uygun hâle gelen iş yerine 15 Şubat 2010 tarihinde
iş yeri açma ve çalışma ruhsatı düzenlendiği ve tekrar açıldığı anlaşılmıştır.
Sayın
Öğüt’ün, bir köyün yol sorunu hakkında: Ardahan ili Çıldır ilçesine bağlı Yukarıcanbaz köy grubundaki asfalt yolun ağır tonajlı
araçların geçişinden dolayı zarar gördüğü Ardahan İl Özel İdaresince yerinde
tespit edilmiş, zarar gören yerlerin yeniden yapımı için ihale edilmiş olup iş
devam etmektedir.
Sayın
Doğru’nun, bir beldenin yolunun yapımına ilişkin sorusu: Söz konusu önergedeki
Reşadiye ilçesi Kuzbağı beldesini ilçeye bağlayan
kara yolu 16 kilometre uzunluğunda olup 4 kilometrelik kısım Karayollarının
Reşadiye-Aybastı kara yolu ağında asfalt yoldur. Kara yolunun asfalt yoldan
ayrılan Akdoğmuş-Kuzbağı
yolunun 12 kilometrelik kısmıyla İl Özel İdaresi yol ağında stabilize
yol olarak hizmet vermektedir. Anılan yolun her yıl bakım ve onarımı
yapılmakta olup ulaşımda stabilize olması haricinde
bir sorun bulunmamaktadır.
Bir köyün
içme suyu hakkında Sayın Öğüt’ün… Ardahan ili Çıldır ilçesine bağlı Eşmepınar köyünde 2010 yılı içerisinde içme suyu hattındaki
kırık borular tamamen değiştirilmiştir.
Araçlara
kesilen para cezaları hakkında Sayın Doğru’nun… 2009 yılı içerisinde ülkemiz
genelinde 8 milyon 480 bin 156 adet trafik para cezası karar tutanağı
düzenlenmiştir.
Sayın
Doğru’nun, Tokat’taki belediyelerin İller Bankasına olan borçlarıyla ilgili…
Söz konusu önergeyle ilgili olarak Tokat ili belediyelerinin İller Bankasına
olan toplam borçları yaklaşık 27 milyon TL olup bu borçlar içerisinde ödeme
zamanı geçmiş ve ödenmemiş olan toplam miktar yaklaşık 2,5 milyon TL’dir.
Sayın
Öğüt’ün, Posof’taki bazı köylerdeki yol ve su çalışmaları hakkında… Soru
önergesinde bahsedilen köylerin su deposu onarım ve yapım işleri 2010 yılı
Performans Programı’nda bulunmaktadır. Mevsim şartları nedeniyle 2009 yılında
yapımına başlanmamış olan Alköy, Yeniköy ve Derindere grup köylerinin stabilize yol
yapım işi 2010 yılı itibarıyla devam etmektedir. Söz konusu köylerle ilgili
ödenek bulunulması durumunda yapılması gerekli görülen yol, sanat yapıları ve
içme sularıyla ilgili çalışmalar da yapılacaktır.
Bir köyün
altyapı hizmetlerine ayrılan ödenekle ilgili: Soru önergesindeki köylerin
kanalizasyon inşaatı 2010 Yılı Performans Programı’nda yer almaktadır. Bu,
Sayın Öğüt’ün bir sorusu. Bu inşaatlar için 80 bin TL ödenek tahsis edilmiştir
ancak tahsis edilen ödenek, işlerin tamamlanması için yetersizdir. Bu nedenle
ilk aşamada devam eden Kumlukoz köyünün ikmal
inşaatının bitirilmesi planlanmıştır. Baykent köyü ve
diğer köylerin altyapı çalışmaları için de ödenek temini yönündeki çalışmalara
devam edilmektedir.
Tokat’taki
Saraykışla köy yolunun yapımı: Söz konusu önergeyle
ilgili olarak, Tokat ili Reşadiye ilçesi Saraykışla
köy yolunun -2010 yılı KÖYDES Programı’nda- 10 kilometre stabilize
çalışması yapılarak iş tamamlanmıştır.
Göle
ilçesindeki konteyner ihtiyacı hakkında: Göle
Belediye Başkanlığı tarafından çöplerin daha düzenli ve sağlıklı bir şekilde
toplanmasını temin etmek ve çöplerden kaynaklanan salgın hastalıkların önüne
geçmek üzere çöp konteynerleri satın alınmıştır.
Tokat’taki
Karaağaç köy yolunun asfalt yapımıyla ilgili Sayın Doğru’nun sorusu: Erbaa
ilçesi köy yolları ve grup yollarında sathi kaplama çalışmaları devam
etmektedir. 2010 yılı KÖYDES Programı ile Kale-Gökal
grup yolu 20 kilometre, Erbaa-Canbolat grup yolu 13
kilometre, Akkoç-Tanoba
grup yolu 8 kilometre birinci kat sathi kaplama olarak ihale edilmiş, inşaat
çalışmaları devam etmektedir. İnşaat uygulama programları yapılırken grup köy
yollarına ağırlık verilmektedir. Karaağaç köy yolu stabilize
kaplama olup ulaşım iyi durumdadır. Ayrıca, her iş sezonunda yolların bakım ve
onarımı yapılmaktadır.
Sayın Aslanoğlu’nun, Şanlıurfa Valisinin bir parti faaliyetine
katılımıyla ilgili sorusu: Eski Şanlıurfa Valisi Yusuf Yavaşcan
ile ilgili olarak bazı basın yayın organlarında yer alan haberler ve Bakanlığımıza
intikal eden şikâyet dilekçeleri üzerine konuların araştırılması için
Bakanlığımca mülkiye müfettişi görevlendirilmiştir. Mülkiye müfettişlerince
düzenlenen raporda, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin
Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca herhangi bir işlem yapılmasına
gerek olmadığı belirtilmiştir. Bunun üzerine 20/3/2009
tarih ve 5269 sayılı olurumla söz konusu ihbar ve şikâyet işlemden
kaldırılmıştır.
Sayın Süner’in, Antalya’da parktaki ağaç kesimi hakkında… Antalya
Kültür Merkezi içinde bulunan Atatürk Fuar Alanı’ndaki 3 adet çam ağacı ile 2
adet okaliptüs ağacı Kültür Sanat Vakfı yetkilileri tarafından verilen bir
talimatla kesilmiştir.
Sayın Ağyüz’ün, 1231 sayılı sorusu Gaziantep Büyükşehir
Belediyesinin bir ihalesi hakkında. Gaziantep Büyükşehir Belediye
Başkanlığınca, yaklaşan yerel seçimler ve belediyenin menfaatleri göz önünde
bulundurularak bahse konu ihalenin iptal edildiği bildirilmiştir.
Adıyaman
Milletvekili Sayın Köse’nin, Adıyaman’daki bir yolun durumu hakkında sorusunun
cevabı: Adıyaman Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığından başlayıp organize
sanayinin alt kısmından geçerek Yaylakonak
istikametine giden çukur ve virajlı olarak yorumlanan Kırkgöz yolu ikinci dereceli ara bağlantı yolu
konumundadır. Yolun organize sanayi ile köprü arasındaki kısmında 2008 yılı
içerisinde dozerli onarım çalışmaları ile virajların
ıslahı çalışmaları yapılmış olup yoldaki çukur ve virajlar giderilmiştir. Ağır
geçen kış şartları ve organize sanayinin atıkları nedeniyle yol güzergâhında
zaman zaman meydana gelen bozulmalar bakım ve onarım
çalışmalarıyla giderilmektedir.
Sayın
Köse’nin, kamu idarelerinin bütçelerinden Adıyaman’daki sivil toplum
kuruluşlarına yapılan yardımlar hakkında sorusunun cevabı: Sözlü soru
önergesinde talep edilen bilgiler üzerine konunun araştırılması için
Bakanlığımızın ilgili biriminden gerekli incelemenin yapılması istenmiştir.
İlgili birim tarafından yapılan denetimlerde amaca aykırı harcamaların
saptanmadığı belirtilmiştir.
Sayın Serdaroğlu’nun, bir köyün içme suyu hakkında sorusunun
cevabı: Sögütpınar köyü şebekeli içme suyu
yaptırılmak üzere 2010 yılında KÖYDES Programı’na alınmış olup, ihalesi
yapılarak yapımına 1/10/2010 tarihinde başlanmıştır ve
tamamlanmıştır.
Sayın
Öğüt’ün, bazı köy yollarının durumu hakkında… Ardahan ili Göle ilçesine bağlı
Demirkapı, Gülistan, Yağmuroğlu, Mollahasan
ve Çobanköy köylerinin yollarına 2009 yılında sıvı
toprak stabilizatörlü iyileştirme yapılmış olup işin geçici kabulü
yapılmamıştır. Kontrol mühendisi tarafından yolun bozuk olduğuna dair 10/3/2010 tarihinde tutanak tutulmuştur ve yapılan işe ait
mülkiye başmüfettişleri tarafından inceleme devam ettiğinden geçici kabul
yapılamamıştır. İşin soruşturmasının tamamlanmasını müteakip belirtilen köy
yollarına 2010 yılı yatırım programı dâhilinde gerekli bakım ve onarım
yapılması planlanmaktadır.
Sayın
Sipahi’nin, İzmir’de altyapı çalışmaları nedeniyle esnafın uğradığı mağduriyet
hakkında sorusunun cevabı: Belediyece yapılan çalışmalar esnasında esnafa ve
semt sakinlerine gerekli bilgilendirme yapılmış olup ilgili belediyece
vatandaşların mağdur olmamaları için gerekli önlemler alınmaktadır. İzmir Belediyesinin verdiği cevabı.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bugün burada okunan soruların cevaplarını ben
kısaca arz etmiş oldum.
Bir de
genel bilgi olarak şunu da ifade edeyim: Bakanlığıma değerli milletvekillerimiz
tarafından bu 23’üncü Dönemde bugüne kadar 2.837 yazılı soru sorulmuştur.
Bunlardan yaklaşık 2.400’ü cevaplandırılmıştır. Diğerleri, tabii, Bakanlığımla
ilgili bazı soruların cevabı belki biraz geç geliyor ama biz de bunları
illerden, ilçelerden, icabında beldelerden bilgiler isteyerek tabii size
sunuyoruz. Burada da dikkat edildiyse sunduğum bilgilerin çoğu genellikle il ve
ilçelerimizle, köylerimizle ilgili. Şu ana kadar 328 de sözlü soru sorulmuştur.
Bunlardan 184’ü önceki oturumlarda cevaplandırılmıştır, bugün de belli bir
miktarını cevaplamış olduk, bir miktar daha cevaplamam gereken sorular var.
Teşekkür
ediyorum, hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
BAŞKAN –
Sayın Atalay, lütfen, bir beş dakikanızı daha rica edeceğim.
İÇİŞLERİ BAKANI BEŞİR ATALAY (Devamla) – Tabii.
BAŞKAN -
Sayın Aslanoğlu, Sayın Doğru ve Sayın Köse ek
açıklama istemişlerdir. Onlara birer dakika süre vereceğim ve o konuda da
onlara cevap verirseniz memnun kalacağız.
Buyurunuz
Sayın Aslanoğlu.
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Bakan, Malatya Polis Meslek Yüksekokulunda
biz iyi bir eğitim veriyoruz Malatyalılar olarak. Ama bizim fiziki
olanaklarımıza ilave kaynak aktarmanız gerekiyor. Çünkü bu arkadaşlarımızın
hepsi çok memnun, Malatya’nın misafirperverliğini çok seviyorlar. Daha fazla
öğrenci için, ilave fiziki alanlar yaratmak için bizim ilave kaynağa
ihtiyacımız var. Bunu eğer bir ek ödenekle uygulatabilirseniz teşekkür ederiz
efendim.
Sağ olun.
BAŞKAN –
Teşekkür ediyoruz Sayın Aslanoğlu.
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Devamla) – Tek tek cevap vereyim
mi Sayın Başkan?
BAŞKAN –
Evet, cevap veriniz lütfen.
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Devamla) – Sayın Aslanoğlu’na
teşekkür ederim.
Şunu
ifade edeyim Sayın Başkan, değerli milletvekilleri: Bizim daha fazla polis
yetiştirmek için daha fazla polis okuluna ve daha fazla kapasiteye ihtiyacımız
var doğrusu. Ama polis meslek yüksekokulları yatılı okullar, yani hem yurt
yatılı şartları hem eğitim şartları olarak istediğimiz kapasiteyi, tabii
istediğimiz imkânı bulmakta da zorlanıyoruz. Okul şartları yetiyor ama bazen
yatılı kısmı yetmiyor. Biz onu çalışıyoruz. Bugün tekrar buraya gelmeden önce
Emniyet Genel Müdürüyle konuştum bu Malatya’nın kontenjanının artırılmasıyla
ilgili. Ciddi şekilde üzerindeler. Onu bilgi olarak sunayım.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN –
Sayın Doğru…
REŞAT
DOĞRU (Tokat) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Yalnız
biraz fazla zaman istiyorum çünkü soruların büyük bir kısmı benim şahsıma
aittir.
Sayın
Bakana teşekkür ediyorum, ancak, sorularımıza çok geç cevap verdiği için
bazıları güncelliğini kaybediyor. Tokat ili yol konusunda çok büyük
sıkıntıların olduğu illerin başında gelmektedir. Özellikle Gökal
beldesi ve Kuzbağı beldesi -buraları belediyelik
yerlerdir- yıllardan beri bir asfalt beklemektedir, hâlâ asfalt yapılmamıştır.
Dolayısıyla önümüzdeki dönemde ne zaman yapılacağını merak ediyoruz. Çünkü İl
Özel İdaresi Tokat ilinde çok büyük oranda borçlanmıştır, yaklaşık olarak 12
trilyon civarında bir borç içerisindedir. Acaba ne zaman yapılacaktır
önümüzdeki dönem, onu merak ediyoruz.
İkinci
konu olarak, ülke genelinde olduğu gibi Tokat ilinde de birçok iş yerinde
yabancı isimler vardır, yabancı isim furyası devamlı olarak artmaktadır.
Dolayısıyla İçişleri Bakanlığı ve beraberinde tabii belediyeler olarak bununla
ilgili bir çalışma yapılması gerekmektedir. Buradaki bizim teklifimiz, en
azından, yabancı isim verenlerden daha fazla tabela vergisi alınması, Türk ismi
verenlerden de ona göre daha az alınması noktasında bir çalışma yapılamaz mı?
Bununla ilgili bir açıklama bekliyoruz.
Bir diğer
konu: Emniyet hizmetleri konusunda polis teşkilatından birçok noktalarda
istekler içerisinde bulunuyorlar, özlük hakları konusunda çok büyük sıkıntı
var. Bakınız, şu anda büro hizmetleri yapanlarla motosiklet kullananlar
arasında bir fark yok. Bakınız, hastanelerde acil serviste çalışanlarla normal
serviste çalışanlar arasında bir maaş farklılığı vardır. Bunun gibi, emniyet
hizmetlerinde çalışan insanlara da bir farklılık verilemez mi? Soru olarak
amacım esasında burasıdır.
Bir diğer
konu olarak: Tokat ilinde bazı ilçelerde sıvı atık arıtma tesisleri maalesef
yoktur. Özellikle Niksar ilçesinde, Turhal ilçesinde olmaması, çok büyük bir
nüfusa hitap etmelerinden dolayı da çok büyük sıkıntı yaratmaktadır. Bu yönlü
olarak da buralara nasıl bir destek olunabilir?
Bunları
sormak istedim. Teşekkür ederim.
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Doğru.
Buyurunuz
Sayın Bakan.
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Devamla) – Çok teşekkür ederim Sayın Başkan, Sayın
Doğru’ya da.
Tabii,
biraz önce tek tek, işte sorulan il, ilçe, köy
yollarıyla ilgili bilgiler sundum ama genel olarak şunu ifade edeyim: Sorularda
da görüldüğü gibi zaten ilçe yollarıyla, il yollarıyla ilgili bir sorun yok,
daha çok köy yollarıyla ilgili ve bu KÖYDES kapsamında tabii çok büyük mesafe alındı.
Şu anda ben, bunları izleyen Bakanlık olarak da bunu açıklıkla ifade ediyorum.
Bu yılın, biliyorsunuz, ikinci yarısında KÖYDES’e
yine yeni bir 525 milyon TL ödenek verildi, bu da illerimize, ilçelerimize
gönderildi, yani hızlı şekilde devam ediyor. Hatta birçok ilimizden ben şunu
biliyorum: Artık yol ve suyun dışında yani yol ve su ihtiyacı azaldığı için
yahut da tamamlandığı için kanalizasyona daha fazla ağırlık veren bir dönemi de
yaşıyoruz.
Sayın
Doğru’nun, tabii diğer konudaki düşüncesine ben de katıldığımı zaten ifade
ettim yani tabelalarla ilgili. Bu, geniş bir kampanya konusu.
Yani bunu birçok kurum belki birlikte yürütebilir ama belediyelerimize
belki biraz daha bu konuda fazla da görev düşüyor.
Polisle
ilgili sorunuzda da… Bir iki konuda polisin içinde ayrım var. Biliyorsunuz,
patlayıcı, vesaire gibi alanlarda çalışanlar farklı ödenekler alıyorlar ama
yani şunu ben tekrar bu vesileyle de ifade edeyim: Yani güvenlik birimlerimize,
polisimize verilen özlük haklarını, burada da arz ettiğim gibi, biz de yeterli
bulmuyoruz. Yani her alanda -onlara- daha fazla artırılması yönünde bizim de
düşüncemiz aynı yöndedir, imkânlar çerçevesinde.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN –
Evet, Sayın Köse…
ŞEVKET
KÖSE (Adıyaman) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Bakanım, ben size on dokuz ay önce soru sordum siz bugün cevap veriyorsunuz,
bunu anlamış değilim, bir.
İkincisi:
Adıyaman TPAO-Sanayi Sitesi-Kırkgöz ve Yaylakonak arasındaki yol, siz dediniz ki kış koşullarından
dolayı sık sık bozulmaktadır. Adıyaman bölgesi ağır
kış koşullarını taşıyan bir ilimiz değil, kaldı ki Akdeniz iklimi taşımaktadır.
Yani bu cevap bence çok yetersizdir ve gerçekten orada yılda en az birkaç kaza
oluyor ve üç beş kişi hayatını kaybetmektedir. Yani bu cevap beni pek tatmin
etmedi, ciddi bulmadım.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN –
Teşekkür ediyoruz Sayın Köse.
Buyurunuz.
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Devamla) – Peki, ben teşekkür ederim.
Tabii,
biz sorulara cevap vermeye daima hazırız. Ama sorular, biraz önce ifade ettim,
Bakanlığıma sorulan üç bin civarında yazılı, bu kadar sözlü… Her bakanlık için
herhâlde buna benzer…Yani vakit olursa biz daha fazla
soru cevaplamaya her zaman hazırız, şahsımız açısından bir sorun yok.
REŞAT
DOĞRU (Tokat) – Çok geç olduğu için, güncelliğini kaybediyor.
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Devamla) – Ben çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri, saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Biz de çok teşekkür ediyoruz Sayın Atalay.
Soru
önergeleri cevaplandırılmıştır.
Otuz
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.19
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 19.55
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER : Fatih
METİN (Bolu), Yusuf COŞKUN (Bingöl)
BAŞKAN –
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 11’inci Birleşiminin
Beşinci Oturumunu açıyorum.
Alınan karar
gereğince diğer denetim konularını görüşmüyor ve gündemin “Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.
Birinci
sırada yer alan, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu'nun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri
1.- Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96)
BAŞKAN -
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2'nci sırada
yer alan, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu'nun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporu (1/499) (S. Sayısı: 321)
BAŞKAN -
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Üçüncü sırada yer alan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri
Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, Samsun Milletvekili
Suat Kılıç, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı ve 3 Milletvekilinin; Sayıştay Kanunu Teklifi
ve Avrupa Birliği Uyum ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporlarının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ,
Samsun Milletvekili Suat Kılıç, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli,
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı ve 3 Milletvekilinin; Sayıştay
Kanunu Teklifi ve Avrupa Birliği Uyum ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları
(2/594) (S. Sayısı: 510) (x)
BAŞKAN – Komisyon burada.
Hükûmet burada.
Geçen
birleşimde İç Tüzük'ün 91'inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen
teklifin birinci bölümünde yer alan 4’üncü maddesi kabul edilmişti.
(x) 510 S. Sayılı Basmayazı
14/10/2010 tarihli 7’nci Birleşim Tutanağı’na eklidir.
Şimdi
5’inci madde üzerinde önerge işlemi yapılacaktır.
Madde
üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 510 sıra sayılı Sayıştay Kanun Teklifinin 5'inci maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendinde geçen “Genel yönetim kapsamındaki” ibaresinin “Denetime
tabi” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mustafa Kalaycı |
Erkan Akçay |
Emin Haluk Ayhan |
|
Konya |
Manisa |
Denizli |
|
M. Akif Paksoy |
Mustafa Enöz |
Mehmet Şandır |
|
Kahramanmaraş |
Manisa |
Mersin |
|
|
Nevzat Korkmaz |
|
|
|
Isparta |
|
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 510 sıra sayılı kanun teklifinin 5 inci md’nin 1
inci fıkrasının (a) bendinde “idarelerinin” ibaresinden sonra, “denetime tabi
diğer kuruluşların” ibaresinin eklenmesini (b) bendindeki “Genel Yönetim”
ibaresinin “denetime tabi kurumların” olarak değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
|
Hasip Kaplan |
Ufuk Uras |
Nuri Yaman |
|
Şırnak |
İstanbul |
Muş |
|
M. Nezir Karabaş |
Akın Birdal |
|
|
Bitlis |
Diyarbakır |
|
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Sayıştay Kanunu Teklifinin 5 inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
M. Akif Hamzaçebi |
Harun Öztürk |
Oğuz Oyan |
|
Trabzon |
İzmir |
İzmir |
“Madde 5-
Sayıştay;
a) Kamu
idarelerinin ve denetimine tabi diğer kuruluşların hesap ve işlemleriyle
faaliyetlerini denetler.
b) Genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri ile bunlara bağlı veya
ilgili olarak kurulan veya bunlardan kaynak aktarılan birlik, işletme, sandık
ve fonların ve başka isimler altında kurulan diğer her türlü idarelerin bütün
gelir, gider, mal ve kıymetlerinin kanunlara ve diğer hukuki düzenlemelere
uygun olarak tahakkuk ettirilmesi, alınması, harcanması, verilmesi, saklanması
veya idare edilmesinde görevli veya yetkili olan sorumluların hesap ve
işlemlerini kesin hükme bağlar.
c) Genel
uygunluk bildirimini Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar.
d)
Kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini yapar.”
BAŞKAN –
Komisyon son okuttuğum önergeye katılıyor mu?
PLAN VE
BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
ÇEVRE VE
ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) –
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN –
İzmir Milletvekili Sayın Harun Öztürk, buyurunuz
efendim.
HARUN
ÖZTÜRK (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 510
sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 5’inci maddesiyle ilgili olarak vermiş olduğumuz
önerge üzerine söz aldım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, önergemiz Sayıştay denetimi kapsamına giren kamu idarelerinin
belirlenmesiyle ilgili yapılan tanımlama belirsizliğinin giderilmesini
amaçlamaktadır. 5’inci maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde, “Sayıştay,
denetim sonuçları hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisine doğru, yeterli,
zamanlı bilgi ve raporlar sunar.” denilmektedir. Anılan bentteki “doğru”,
“yeterli”, “zamanlı” ibarelerinin aksi zaten düşünülemeyeceğinden metinden
çıkarılmasının uygun olacağını düşünüyoruz.
Değerli
milletvekilleri, bu vesileyle 7’nci maddede yer alan bir başka gereksiz ifadeye
de işaret etmek istiyorum. 7’nci maddenin 5’inci fıkrasında bakanların kamu
kaynaklarının ekonomik, verimli ve etkin kullanılması ile hukuki ve mali
konularda Başbakana ve Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı sorumlu olacakları
belirtilmektedir.
Değerli
milletvekilleri, Başbakan ve bakanların sorumluluğunun çerçevesi Anayasa’da,
“Görev ve siyasî sorumluluk” başlığı altında 112’nci maddede çizilmiştir. Anılan maddede, Başbakanın Bakanlar Kurulunun başkanı olarak
bakanlıklar arasında iş birliğini sağlama ve hükûmetin
genel siyasetinin yürütülmesini gözetme görevi olduğu, Bakanlar Kurulunun bu
siyasetin yürütülmesinden birlikte sorumlu olacakları, her bakanın Başbakana
karşı sorumlu olup ayrıca kendi yetkisi içindeki işlerden ve emri
altındakilerin eylem ve işlemlerinden de sorumlu olacakları, Başbakanın
bakanlarının görevlerinin Anayasa ve kanunlara uygun olarak yerine
getirilmesini gözetmek ve düzeltici önlemleri almakla yükümlü olacağı hükme
bağlanmaktadır.
Değerli
milletvekilleri, bütçe hakkının bir gereği olarak Sayıştayın,
Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Başbakan ve bakanların kamu kaynaklarını
ekonomik, verimli ve etkin kullanıp kullanmadıklarını denetlediğini biliyoruz.
Bu denetim sonucunda hukuki ve mali konularda bir sorumlulukları ortaya çıkarsa
bunun Türkiye Büyük Millet Meclisine ve ilgili makamlara rapor edilmesi de bir
gerekliliktir. Gerek Sayıştaydan gerekse
savcılıklardan gelen raporlar üzerine Başbakan ve bakanlar hakkında Meclis
soruşturması açılacağı da bilinmektedir. Başbakan ve bakanların Türkiye Büyük
Millet Meclisine karşı sorumluluğunun gereği bu suretle yerine getirilir.
Teklifte
yer alan ve bakanların Başbakana karşı sorumluluğunu içeren hükmün
Anayasa’mızda ve yasalarımızda yeri bulunmamaktadır. Bakanların hukuki ve mali
konularda Başbakana karşı sorumlu olacakları hükmüne göre Başbakan ne yapacaktır?
Kaynakları etkin kullanmayan, hukuki ve mali konularda açığa düşen bir bakanı
savcılığa ihbar mı edecektir, Türkiye Büyük Millet Meclisine Meclis
soruşturması açılması için havale mi edecektir? Uygulamada Başbakanın,
bakanları hakkında Meclis soruşturması açılmasını istediği pek görülmemiştir,
savcılığa ihbar ettikleri de olmamıştır. Böyle bir durumda Başbakan ilgili
bakanın ya istifasını ister ya da istifa etmez ise azleder. Hukuki ve mali
konularda açığa düştüğü tespit edilen bakanların bu durumu Sayıştay tarafından
savcılıklara ve Türkiye Büyük Millet Meclisine zaten bildirilecektir. Bu gerçek
ortadayken sırf şov amacıyla böyle bir hükmün teklifte yer almış olması
anlamsızdır.
Değerli
milletvekilleri, önergemizin kabul edileceği ümidiyle yüce heyetinizi tekrar
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Öztürk.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Başkan, karar yeter sayısı istiyorum.
BAŞKAN –
Karar yeter sayısı istiyorsunuz. Arayacağım.
Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime
on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 20.04
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 20.13
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER : Fatih
METİN (Bolu), Yusuf COŞKUN (Bingöl)
BAŞKAN –
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 11’inci Birleşiminin
Altıncı Oturumunu açıyorum.
Trabzon
Milletvekili Akif Hamzaçebi ve arkadaşlarının
önergesinin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi
önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ama bunu elektronik olarak yapacağım.
Karar
yeter sayısı arayacağız.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN –
Karar yeter sayısı vardır, önerge reddolunmuştur.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 510 sıra sayılı kanun teklifinin 5 inci md. nin
1 nci fıkrasının (a) bendinde “idarelerinin”
ibaresinden sonra, “denetime tabi diğer kuruluşların” ibaresinin eklenmesini
(b) bendindeki “Genel Yönetim” ibaresinin “denetime tabi kurumların” olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ufuk
Uras (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN –
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE
BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Denetim
alanının kapsamının tereddüde yer verilmeyecek şekilde yazılması amaçlanmıştır.
BAŞKAN –
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 510 sıra sayılı Sayıştay Kanun Teklifinin 5’inci maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendinde geçen “Genel yönetim kapsamındaki” ibaresinin “Denetime
tabi” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
M.
Akif Paksoy (Kahramanmaraş) ve arkadaşları
BAŞKAN –
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE
BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılmıyoruz Başkanım.
OKTAY
VURAL (İzmir) – Nevzat Korkmaz konuşacak.
BAŞKAN –
Sayın Korkmaz, buyurunuz efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
S. NEVZAT
KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 510 sıra sayılı
Kanun Teklifi’nin 5’inci maddesiyle ilgili verdiğimiz önerge üzerinde söz almış
bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, sözlerime üzüntülerimi sizlerle paylaşarak başlamak istiyorum.
Geçen hafta içinde AKP tarafından verilen önergenin kabulü esnasında yapılan
oylamada maalesef Sayıştayın içi boşaltılmıştır. Ama
asıl üzücü olan, içinizde Sayıştaydan gelen ve kurumu
iyi tanıyan bakan ve milletvekillerinin de buna rıza göstermiş olmasıdır.
Burada
Sayıştay Başkanına da önemli bir görev düşmektedir. Kendisi valilikten geliyor,
devleti tanıyan birisi. Bu yapılanın yanlış olduğu hususunda Hükûmeti bilgilendirmeli ve tekriri müzakere için çaba
göstermelidir.
Değerli
milletvekilleri, hakikaten bu önerge yanlış olmuştur. Bunun anlamı, Meclisi ve
milletvekillerini denetimden kaçan birilerine hizmet ediyor görüntüsüne
sokmanızdır. Meclisin ve yüz elli yıllık Sayıştayın
itibarına halel getirilmiştir. Bu nedenle son derece üzgün olduğumuzu bir kez
daha sizlerle paylaşmak istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, sekiz yıllık devri iktidarı döneminde milyarlarca dolar harcama
yapmış ama bunun hesabını vermemek için köşe bucak saklanan ve her türlü imkânı
kullanan bir hükûmet ile karşı karşıyayız. Askerden,
sivilden, yargıdan, üniversitelerden “Hesap vermiyorlar.” diye bahseden Hükûmet, sıra kendisinin hesap vermesine gelince birden
millî iradenin üzerine çıkıveriyor. 2’nci madde oylamasında da bunu bariz
biçimde gördük. Öyle bir Başbakan ile karşı karşıyayız ki her şeyi biliyor, her
şeyi bilen kişiye de soru sorulmasını istemiyor, sinirleniyor, tersliyor. İş
dünyası ile yaptığı toplantıda “Ben aynı zamanda iyi bir ekonomistim.” diye bir
cümle sarf ediyor. İş dünyası sıkıntılarını dillendiriyordu, onlara “Siz bu işi
bilmiyorsunuz.” demek istiyor yani kıymetli arkadaşlarım.
Sayın
Başbakanın aile ekonomisini canlandırma konusunda, mahdumlarını, yakınlarını
kalkındırma konusunda son derece mahir olduğu, hakikaten iyi bir ekonomist
olduğu ortada, 1 koyuyor 500 kazanıyor, 1.000 kazanıyor. Yakın çevresinin
girdiği hiçbir alanda zarar etmediği, fahiş kârlarla şirketlerin sahip olduğu
görülüyor, tuttukları altın oluyor.
Kamu
kurumları öyle mi yahut bu kurumların gerçek sahibi halkın durumu öyle mi bir
bakalım: Ekonomist Başbakanımıza duyurulur, lütfen eline kâğıdı kalemi alsın
bir hesaplasın bakalım, burada milletin kârı nerede yahut devletin
kaynaklarının birilerine nasıl peşkeş çekildiği hususunda bakalım neler
diyecek.
Konya
Yolu üzerinde bir üst kurul binası var, Kamu İhale Kurumu, Beşevler’de
kendi binalarını terk ettiler yetersiz diye. Hâlbuki kurum kısa bir süre önce
bu binayı beğenip trilyonlarca liraya satın almıştı, sonra da kendi binasını
terk edip AKP mensubu bir müteahhidin yaptığı şimdiki binalarını kiraladılar.
Hem de nasıl bir kira, ayda 230 bin lira. Yanlış duymadınız, bu rakam yıllık
değil, aylık. Yıllık kira miktarı 230 bin çarpı 12; 2 trilyon 760 milyar lira.
Binanın toplam değeri olsa olsa 10-12 trilyon lira
yani dört beş yıllık kiralama bedeli karşılığı.
Bu para
kendi parası olsa ve binaya hakikaten ihtiyaç olsa Sayın Başbakan burayı bu
aylık ödemelerle satın alma yolunu mu tercih eder, yoksa kiralama yolunu mu?
Satın alsanız bu aylık kira ödemeleriyle dört beş yıl sonra sahip olacağınız
bir binanın böyle fahiş bir fiyatla kiralanması devleti bir başka zarara uğratma
şekli yahut devletin parasıyla kendisine yakın bir iş adamını zengin etme şekli
değil de nedir? Merak edenlere firmanın ismini de verebilirim. Sayın Başbakan,
lütfen, yapacağınız mantıklı bir hesabı milletimizle de ve yüce Meclisle de
paylaşın.
“Suimisal emsal olmaz.” derler ya, oluyor. Şimdi, bu binanın
hemen yanı başında yeni bir şaibeli kiralama belirdi: EPDK binası. Ne demişler?
“Üzüm üzüme baka baka kararır.” Bu bina için de 200
milyar liranın üzerinde bir kiradan bahsediyorlar. O da yaklaşık 2,5 trilyon
lirayı buluyor yani EPDK’nın yıllık kirası. Bu
binanın toplam değeri de dört beş bilemediniz altı yıllık kira bedeli
karşılığı. Bu hesabı da bir yapıverin Sayın Başbakan, hani iyi ekonomisttiniz
ya!
Tekrar
soruyorum sizlere kıymetli AKP’li milletvekili arkadaşlarım: Bu paralar sizin
yahut şirketinizin parası olsa, böyle bir kiralama yapar mıydınız? Şimdi daha
iyi anlaşılıyor değil mi Sayın Başbakanın “Yerindelik denetimi yapmasınlar.”
diye neden çırpındığını?
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN –
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Sayın milletvekilleri, lütfen biraz sessiz olur musunuz.
Buyurunuz.
S. NEVZAT
KORKMAZ (Devamla) – Bu kiralamalar sadece bana ulaşanlar, diğerlerini
bilmiyoruz. Gördünüz mü arkadaşlar bu millet nasıl soyuluyor? Bu alanda ciddi suistimaller olduğunu, etrafınıza baktığınızda birçok
örneği bulunduğunu göreceksiniz.
Bunları
sizlerle neden paylaştım?
1) Söz
konusu kamu parası milletin parası olduğunda Sayın Başbakan böyle bir
uygulamayla ekonomi sınavından geçer mi kalır mı?
2) Bu
hesaptan sonra içinizden bir ya da birkaçı belki bu olayların üstüne gidebilir.
3) Sayıştaya, kamu binalarının yapımında, tadilinde, satın
alınmasında ya da kiralanmasında görev verelim, bu alanlar ile ilgili olarak
rapor hazırlasın ve bu suistimalleri hep birlikte
öğrenelim istedim.
Belki bu
kiralama, kitabına, ekspertiz raporuna, her türlü
prosedürüne uydurulmuş olabilir ancak ne derseniz deyin insafa ve vicdana
uymuyor.
Yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Korkmaz.
III.- YOKLAMA
(CHP ve
MHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Başkan, yoklama istiyoruz efendim.
BAŞKAN –
Sayın Hamzaçebi, Sayın Aslanoğlu,
Sayın Özyürek, Sayın Ergin, Sayın Tan, Sayın Köse,
Sayın Demirel, Sayın Öztürk, Sayın Özkan, Sayın Genç,
Sayın Durgun, Sayın Tamaylıgil, Sayın Vural, Sayın
Korkmaz, Sayın Özensoy, Sayın Çelik, Sayın Kalaycı, Sayın Işık, Sayın
Tankut, Sayın Yunusoğlu.
Yoklama
için iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN –
Toplantı yeter sayısı vardır.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
3.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ,
Samsun Milletvekili Suat Kılıç, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli,
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı ve 3 Milletvekilinin; Sayıştay
Kanunu Teklifi ve Avrupa Birliği Uyum ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları
(2/594) (S. Sayısı: 510) (Devam)
BAŞKAN –
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
5’inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 5’inci madde
kabul edilmiştir.
6’ncı
madde üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Sayıştay Kanunu Teklifinin 6’ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan
“dilediği yere” ibaresinin “görev mahalline” şekilde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
|
M. Akif Hamzaçebi |
Mustafa Özyürek |
Yaşar Ağyüz |
|
Trabzon |
İstanbul |
Gaziantep |
|
Gürol Ergin |
Cevdet Selvi |
Gökhan Durgun |
|
Muğla |
Kocaeli |
Hatay |
|
|
Harun Öztürk |
|
|
|
İzmir |
|
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 510 sıra sayılı kanun tasarısının 6 ncı
maddesinin (1) fıkrasında “görmeye” ibaresinden sonra “yerinde incelemeye”
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
|
Hasip Kaplan |
Nuri Yaman |
Ufuk Uras |
|
Şırnak |
Muş |
İstanbul |
|
M. Nezir Karabaş |
Akın Birdal |
|
|
Bitlis |
Diyarbakır |
|
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 510 sıra sayılı Sayıştay Kanun Teklifinin 6’ncı maddesinin üçüncü
fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mustafa Kalaycı |
Erkan Akçay |
Emin Haluk Ayhan |
|
Konya |
Manisa |
Denizli |
|
M. Akif Paksoy |
Mustafa Enöz |
Mehmet Şandır |
|
Kahramanmaraş |
Manisa |
Mersin |
“(3)
Sayıştay denetimine giren kamu idarelerinin işlemleriyle ilgili kayıtları, eşya
ve malları, işleri, faaliyetleri ve hizmetleri görevlendireceği mensupları
tarafından yerinde ve işlem ve olayın her safhasında incelemeye yetkilidir.”
BAŞKAN –
Sayın milletvekilleri, lütfen, Genel Kurulda sessizliğe riayet edelim.
Komisyon
en son okuttuğum önergeye katılıyor mu?
PLAN VE
BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN –
Kim konuşacak acaba?
OKTAY
VURAL (İzmir) – Emin Haluk Ayhan.
S. NEVZAT
KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan, üçünü de okuttunuz mu efendim?
BAŞKAN –
Okundu efendim.
Buyurunuz
Sayın Ayhan.
EMİN
HALUK AYHAN (Denizli) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan 510 sıra sayılı Sayıştay Kanun
Teklifi’nin 6’ncı maddesine ilişkin değişiklik önergesi üzerine söz aldım. Bu
vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Daha baştan, önergemize destek
vereceğinizi umuyorum.
Bu madde
esasen Sayıştayın yetkileriyle ilgili hususları
kapsıyor. Sayıştay dışında uzman çalıştırılması ve bilirkişi görevlendirilmesi
imkânı getiriyor. Birincisi, bu kurum buna neden ihtiyaç duyacak? Sayıştay yüksek mahkeme. Kendi alanında neden bilirkişiye
ihtiyaç duyacak? Burası bir kamu idaresi. İlgili
düzenlemede, bilirkişiliğe yönelik olarak çalıştırılma ve görevlendirmeye
ilişkin hususların yönetmelikle belirleneceği hüküm altına alınmıştır. Oysa
bilirkişinin hukuki durumu, yetkisi ve sorumluluğuna ilişkin durumlarda genel
hükümlere başvurulacağına değinilerek yetinilmiştir.
Şüphesiz,
görevlendirmeye ilişkin bir alt düzenlemeye ihtiyaç olduğu bir gerçektir ancak
bilirkişilik kurumunda bilirkişinin hukuki durumu, yetkisi ve sorumluluğunun
ayrı bir alt düzenlemeyle düzenlenmesi yadsınamaz bir gerçektir çünkü genel
hükümler bu noktada kimi zaman yetersiz kalmaktadır. Dolayısıyla sadece genel
hükümlere tabi olduğunun ifade edilmiş olması yeterli olmayıp bu konuya ilişkin
ayrı ve detaylı bir alt düzenleme yapılmalıdır. Gerek Hukuk Usulü Muhakemeleri
Kanunu gerek Borçlar Kanunu gerek Medeni Kanun gerekse diğer ilgili mevzuat
hükümlerinde bilirkişilik kurumuna değinilmekte ancak detaylı bir düzenlemeye
gidilmemektedir. Gerek adli gerek idari yargıda gerekse diğer uygulamalarda
bilirkişilik kurumuna ilişkin bir yeknesaklık sağlanabilmesi için ayrı bir
düzenlemeye gidilmesi gereği de açıktır.
Son
olarak, bu sorumluluğa ilişkin hüküm muallak olup
detaylı bir düzenleme yapılmasına ilişkin bir düzenleme yapılması gerektiği de
açıktır. Ayrıca, Anayasa’ya aykırılığı da tartışmasız bir gerçektir.
Şimdi,
2010 yılı merkezî yönetim bütçesi açığında 50,2 milyar Türk liradan 44,2 milyar
TL’ye düştük diye sevineceksiniz, “Düşürdük” diyeceksiniz. Bu, yıllık. Diğer
taraftan, ocak-eylül döneminde yarı yarıya azalıp 21,3 milyar TL oldu diye
seviniyorsunuz. Dokuz ayda 21,3 milyar açık veriyorsunuz, on iki ayda 44,2
milyar TL, diğer bir ifadeyle 44,2 milyar TL’nin yüzde 48’ini ilk dokuz ayda
harcıyorsunuz, dokuz ayda veriyorsunuz, kalan yüzde 52’sini, 22,9 milyar TL’yi
ise son üç ayda ortaya çıkaracaksınız. Şimdi, bunu bürokratlara verseniz size
çok rahat izah eder, bir açıklama da getirir, bunun hukuki bir yanı da ortaya
çıkar, makul gerekçe de bulunur ama siz bunu neden yaptığınızı da
bilmiyorsunuz, ortaya birtakım gerekçeler bile koymaktan uzaksınız. Bunu
bilirkişiler nasıl bulacak? Bunu uygulayan bürokratlar mutlaka bilir ama
bilirkişiyle bunun nesini bulacaksınız, neyle izah edeceksiniz?
Bakın,
ocak-eylülde gelir vergisi artışı yüzde 4,8; özel tüketim vergisi artışı yüzde
30,3; dâhilde alınan KDV artışı aynı dönemde yüzde 28,4; ithalde alınan KDV
artışı yüzde 37,3. Peki, şimdi bu ne demek? Bunu bilirkişiye mi soracağız?
Bunun anlamı “Biz fakir fukaraya zulüm ediyoruz.” demektir. Gelir vergisi neden
az artıyor da diğer vergiler farklı, dolaylı vergiler daha fazla artıyor? Bunun
adı zulümdür. Ekonomi büyüyor da milletin geliri artmıyor, onu mu söylemek
istiyoruz? Şimdi, bunun izahı için illa bilirkişiye mi ihtiyaç var? Gerek
Maliye Bakanlığı personeli gerekse Sayıştaydaki
arkadaşlar bunları bilmekten çok mu uzak?
Şimdi,
burada izah etmek istediğim başka bir şey daha var. 2’nci madde görüşülürken
siz, bunun etkin kullanımını engellemeye kalktınız, bu maddede düzenleme
yaptınız. Peki, Sayıştayı biz niye kurduk, bu kanunu
niye getirdik? Performans ölçümünü niye farklılaştırıyoruz? Sadece performansı
ölçecek, bunu değerlendirmeyecek, bunun değerlendirmesi Hükûmete
kalacak! O zaman, bunu Sayıştaya yaptırmayıp, oraya
mahkeme statüsü de vermeyip ne yapmamız lazım? Gidip özel sektöre doğrudan bu
incelemeyi, performans denetimini yaptırabiliriz. Şimdi, hadise bu kadar
ciddiyken, bu kadar ciddiye alınması gerekirken maalesef görüşmeler esnasında
görüyoruz ki AKP, kendi arkasında en ufak bir iz, hesap sorulacak bir ne
bırakmak istemiyor? Delil bırakmak istemiyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN –
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
EMİN
HALUK AYHAN (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan, tamamlıyorum.
Delil
olsa bile bu delilin kullanılmasını engellemeye yönelik ne yapıyor? Hukuki
düzenlemeyi ortadan kaldırıyor. Şimdi, bunu farklı şekillerde
değerlendirebilirsiniz ama burada önergeyi veren arkadaşlar, grup başkan vekili
AKP’li arkadaş, kendilerinin buna karar vereceğini, performansın önlerine
getireceğini söyledi ama diğer bir başka arkadaş da “Peki, bir belediye on sene
üst üste aynı kaldırımı, aynı yeri, aynı caddede, aynı sokakta, aynı evin
önünde yaparsa bunun hesabını kim yapacak?” dedi. Şimdi, bu milletin
önünde, burada gelip birtakım şeyleri söylemek güzel ama doğruyu, oturmuş
devlet geleneğini, hesap, kitap yöntemini de kaldırıp bir tarafa atmanın bir
anlamı yok. Burada, gerçekten buradaki bürokratlar olsun, o gün burada Hükûmeti temsil eden sayın bakan olsun bu önergenin
verilmesinden, 2’nci maddenin değiştirilmesinden çok büyük sıkıntı duydular,
gerçekten iyi bir şey değil.
Ben, bu
maddedeki önergemize destek vereceğinizi umuyor, hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür
ederim Sayın Başkan. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Ayhan.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 510 sıra sayılı kanun tasarısının 6 ncı
maddesinin (1) fıkrasında “görmeye” ibaresinden sonra “yerinde incelemeye”
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Hasip Kaplan (Şırnak) ve arkadaşları
BAŞKAN –
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE
BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılmıyoruz Başkan.
HAMİT
GEYLANİ (Hakkâri) – Gerekçe...
BAŞKAN –
Gerekçe…
Gerekçe:
Daha etkili bir denetim amaçlanmıştır.
BAŞKAN –
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Sayıştay Kanunu Teklifinin 6’ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan
“dilediği yere” ibaresinin “görev mahalline” şekilde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
M.
Akif Hamzaçebi (Trabzon) ve arkadaşları
BAŞKAN –
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE
BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN –
Sayın Gökhan Durgun, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
GÖKHAN
DURGUN (Hatay) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan
Sayıştay Kanunu Teklifi’nin 6’ncı maddesinin birinci fıkrasının değiştirilmesi
üzerinde verdiğimiz değişiklik önergesi hakkında söz almış bulunuyorum. Yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu
değişiklik önergesini, teklifin 6’ncı maddesinin birinci fıkrasındaki ifade
bozukluğunun ve anlam bütünlüğünün sağlanması için verdik.
Sayıştay
ne iş yapar? Sayıştay, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına yani milletin adına,
milletin malını denetler. Çünkü, Türkiye
Cumhuriyeti’nin idare mekanizmasındaki kaynakların tümü bu milletin malıdır, bu
milletin kaynağıdır. Sayıştay, bu görevini Türkiye Büyük Millet Meclisi adına
yapar. Anayasa’ya göre Sayıştayın Parlamento adına
denetim yapması, yürütmenin iş ve işlemleri hakkında yayınladığı raporlarla
Türkiye Büyük Millet Meclisini ve kamuoyunu bilgilendirmesi yönüyle
demokrasinin işlerliği açısından da ayrı bir öneme sahiptir. Ne yazık ki bunun
da işlemediğini görüyoruz. Şu anda Sayıştay Başkanının önünde yedi tane dosya
bekliyor. Türkiye Büyük Millet Meclisine bilgi verilmesi için bu raporların
gelmesi gerekiyor, kamuoyunun bu konuda bilgilendirilmesi gerekiyor ama ne
hikmetse, hangi gerekçeyle yapılıyorsa şu anda bu yedi dosya hâlâ Sayıştay
Başkanının önünde ve milletin huzuruna gelmiş değil, Türkiye Büyük Millet
Meclisine gelmiş değil. Şimdi biz Sayıştay Kanunu’nu yeniden düzenliyoruz ama
bir baktığımız zaman da Sayıştayın görevi olan
konuların da ne yazık ki şu anda yerine getirilmediğini de çok açık, net bir
biçimde görüyoruz.
Sayıştayın denetim fonksiyonunu
denetlediği yürütme organlarından bağımsız olarak yerine getirmesi, etkinliğini
ve önemini artırmaktadır. Sayıştaylar, her türlü kamu kaynağının elde
edilmesinde ve kullanılmasında görevli ve yetkili olanların kaynakların etkili,
ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden, kullanılmasından,
muhasebeleştirilmesinden, raporlanmasından ve kötüye kullanılmaması için
gerekli önlemlerin alınmasından sorumludur ve yetkili kılınmış mercilere de
hesap vermek zorundadır.
Değerli
arkadaşlarım, denetimlerde sayıştaylar kamu
hesaplarını inceliyor, farklı açılardan bunları analiz ediyor, Maliye
Bakanlığına kıyasla da daha derin ve kurumdan birinin sahip olabileceği bir
bakış açısı ediniyorlar. Bu nedenle mali denetim sürecinde sayıştaylar
ve denetçileri anormallikleri ve standart prosedürden
sapmaları tespit edebiliyor ve yolsuzluk gibi usulsüzlükleri ortadan
kaldırabiliyorlar.
Türkiye’deki
yolsuzluk anlayışı da çok ilginçtir değerli arkadaşlarım. Vatandaşlarımız
birbirleriyle ilgili, kendileriyle ilgili konularda çok hassastır, onların
kendi aralarındaki problemlerde haram-helal ilişkisi çok ciddi derecede önem
kazanmaktadır ama iş devletin malına gelince -hani bir laf vardır ya, çok
yaygındır- “Devletin malı deniz, yemeyen domuz.” anlayışıyla bakılmakta, ne
yazık ki yolsuzlukların da bu konuda altyapısı hazırlanmaktadır.
Değerli
arkadaşlarım, tabii ki Sayıştay denetçileri yolsuzlukları önleme konusunda
birtakım tedbirler ve raporlar hazırlıyor ama ne yazık ki bunların Türkiye
Büyük Millet Meclisine gelmesi ve bu müfettişlerin de yaptıkları işlemlerin
önüne geçilebilmesi için Hükûmet tarafından ciddi
problemler ve uğraşılar ortaya konuyor.
Şimdi,
Sayıştay denetiminden kaçırılan bir iki örnek vermek istiyorum. Yani şu anda bu
kanunu çıkarıyoruz ya, Hükûmet ne yapıyor? Bu Hükûmet kurulduktan sonraki ilk bir ay içinde 219 tane yol
ihalesi yaptı. Bunların toplam değeri 52 trilyon lira. Sayıştay vizesinden
kaçırmak için ne yaptılar? Bunların her birini 750’şer milyar lirayı aşmayacak
şekilde ayarladılar ve böylece yolsuzluk ortaya çıkmasın diye Sayıştayı devre dışı bıraktılar.
Şimdi,
bakın, Avrupa Birliğinin yayınladığı rapor var, 2006 yılında. Bu raporda ne
diyorlar? “Yolsuzluk yaygın ve yolsuzlukla mücadelede makamlar ve politikalar
zayıf olmaya devam etmektedir.” diyor. Bunu ben söylemiyorum, o kapısında
beklediğiniz Avrupa Birliği söylüyor, o her gün gidip yalvardığınız Avrupa
Birliği bunları söylüyor.
Yine bir
AKP milletvekili arkadaşım bu yolsuzluklar konusunda şunu dile getiriyor, diyor
ki: “Dualarla geldik, şimdi beddualar başladı.”
Değerli
arkadaşlarım, Türkiye Büyük Millet Meclisinde 542 milletvekili var. Şu andaki
dokunulmazlık dosyası sayısı kaçtır biliyor musunuz? 703 tane oldu. Bunlar özel
evrakta sahtecilik, görevi kötüye kullanmak, ihaleye fesat karıştırmak. Kim bu
arkadaşlarımız? İçimizde. 703 tane suç dosyası.
Şimdi,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin içindeki milletvekillerinin durumu, çok acıdır,
ne yazık ki bu.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN –
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
GÖKHAN
DURGUN (Devamla) – Bitiriyorum Sayın Başkan.
Biz
burada Sayıştay Kanunu’nu daha iyi bir hâle getirmek için mi çaba sarf
ediyoruz, denetimin daha sağlıklı yapılabilmesi için mi bir çaba sarf ediyoruz
yoksa yapacağımız işlerin kılıfını hazırlamak, ona bir altyapı bulmak için mi
çaba sarf ediyoruz?
Bu
düşüncelerle, önergemize destek vereceğinize inanıyorum, güveniyorum.
Sizlere
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ediyoruz Sayın Durgun.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
6’ncı
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 6’ncı madde
kabul edilmiştir.
7’nci
madde üzerinde üç tane önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 510 sıra sayılı Sayıştay Kanun Teklifinin 7'nci maddesinin son fıkrasının
madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Mustafa Kalaycı |
M. Akif Paksoy |
Erkan Akçay |
|
Konya |
Kahramanmaraş |
Manisa |
|
Mustafa Enöz |
Nevzat Korkmaz |
Emin Haluk Ayhan |
|
Manisa |
Isparta |
Denizli |
|
Mehmet Şandır |
Akif Akkuş |
|
|
Mersin |
Mersin |
|
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Sayıştay Kanun Teklifinin 7 nci maddesinin (6) ncı fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
|
Hasip Kaplan |
Nuri Yaman |
Ufuk Uras |
|
Şırnak |
Muş |
İstanbul |
|
M. Nezir Karabaş |
Akın Birdal |
|
|
Bitlis |
Diyarbakır |
|
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Sayıştay Kanunu Teklifinin 7 nci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
M. Akif Hamzaçebi |
Gürol Ergin |
|
Trabzon |
Muğla |
“Madde 7
- Bu Kanunun sorumlular ve sorumluluk halleri uygulamasında; 5018 sayılı Kanun
ve Sayıştay denetimi ile ilgili diğer kanunlarda belirtilen sorumlular ve
sorumluluk halleri esas alınır.
Her türlü
kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında görevli ve yetkili olanların
hesap verme sorumluluğu, kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun
olarak elde edilmesini, kullanılmasını, muhasebeleştirilmesini, raporlanmasını
ve kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınmasını kapsar. Hesap verme
sorumluluğu süreci ve ilişkisinin doğruluğu ve güvenirliliği Sayıştayca Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan
raporlarda belirtilir.
Bakanlar,
kamu kaynaklarının ekonomik, verimli ve etkin kullanılması ile hukuki ve mali
konularda Başbakana ve Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı sorumludur.
Türkiye
Büyük Millet Meclisine sunulan Sayıştay raporlarındaki tespit, öneri ve
bulgulara ilişkin sorumlulukları karara bağlamaya Türkiye Büyük Millet Meclisi
yetkilidir.
Sorumlularca;
gelir, gider, mal ve kıymetlerden mevzuata uygun olarak tahakkuk ettirilmediği,
alınmadığı, harcanmadığı, verilmediği, saklanmadığı veya idare edilmediği
Sayıştay'ca kesin hükme bağlananlar kamu zararıdır.
Kamu
zararının belirlenmesinde kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden
olan;
a) İş,
mal veya hizmet karşılığı olarak belirlenen tutardan fazla ödeme yapılması,
b) Mal alınmadan, iş veya hizmet yaptırılmadan ödeme yapılması,
c)
Transfer niteliğindeki giderlerde, fazla veya yersiz ödemede bulunulması,
d) İş,
mal veya hizmetin rayiç bedelinden daha yüksek fiyatla alınması veya
yaptırılması,
e) İdare
gelirlerinin tarh, tahakkuk veya tahsil işlemlerinin mevzuata uygun bir şekilde
yapılmaması,
f) Kamu
mallarının alınması, saklanması, korunması ve idare edilmesinde mevzuata
uyulmaması,
g)
Mevzuatında öngörülmediği halde ödeme yapılması, hususları esas alınır.
Malın
ödettirilmesi, yok olma tarihindeki rayiç bedel üzerinden, bu tarih belli
değilse kaybolmanın tespit edildiği rayiç bedel üzerinden olur. Devlet mallarının
hasara uğratılması halinde uygulanacak genel hükümler saklıdır.
Hesap ve
işlemlerden, mevzuata uygun olmadığı Sayıştay tarafından kesin hükme
bağlananlardan doğan ve miktarı ile sorumluları kesin hükümde belirtilen kamu
zararlarını, sorumlular ortaklaşa ve zincirleme veya tek başlarına tazmin ile
yükümlüdürler."
BAŞKAN –
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE
BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN –
Kim konuşacak?
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Gürol Ergin konuşacaklar.
BAŞKAN –
Sayın Ergin, buyurunuz efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
GÜROL
ERGİN (Muğla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 510 sıra sayılı Sayıştay Kanunu Teklifi’nin
7’nci maddesinin değiştirilmesi amacıyla verdiğimiz değişiklik önergemiz
üzerine söz almış bulunuyorum. Sözlerime başlarken Sayın Başkan sizi, değerli
milletvekillerini ve yüce ulusumu saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, iktidar partisi milletvekillerinin bu teklifin 2’nci maddesine
verdikleri önergeyle, Sayıştayın performans
değerlendirmesi görevinin üstünden alınmasıyla Sayıştay, ruhu çıkarılmış, bir
kadavra hâline getirilmiştir. Bu bakımdan bu anıt kurumu bir
sanal kurum hâline getiren bu değişiklik yeniden, geriye dönüş yapılarak bir
tekriri müzakereyle ortadan kaldırılmadığı sürece burada yapacağımız
konuşmaların, değişiklik önergelerinin fazla bir önemi olmadığını da biliyorum
ama sizlerin yine de sağduyuya gelerek, bu değişiklik önergesiyle ortadan
kaldırdığınız Sayıştayın performans değerlendirmesini
geri getireceğinize inanarak konuşmamı yapıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, görüşmekte olduğumuz teklifin 7’nci maddesinde sorumlular ve
sorumluluk hâlleri düzenlenmektedir. Hem 5018 sayılı Yasa’da hem de bu teklifte
hesap verme sorumluluğu “sorumluluk”
olarak ifade edilip bir kavram kargaşasına yol açılmıştır. Hesap verme
sorumluluğu bir iyi yönetim ve raporlama sorumluluğu iken, sorumluluk mali
ödemeyle yükümlü tutulmadır. Bu bağlamda, sorumluluk hukuksal yaptırıma
bağlanmıştır. Kavramların yerinde kullanılması ve dolayısıyla “hesap verme
sorumluluğu” ile “sorumluluk” kavramlarının ayrıştırılması gerekir. Bu nedenle
düzeltme yapılmalıdır.
Teklifin
7’nci maddesinin beşinci fıkrasında “Bakanlar, kamu kaynaklarının etkili,
ekonomik ve verimli kullanılması ile hukuki ve mali konularda Başbakana ve
Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı sorumludur.” denilirken altıncı fıkrasında
ise “Sayıştay tarafından gerçekleştirilen performans denetimleri mali ve hukuki
sorumluluk doğurmaz.” hükmüne yer verilmiştir. Bu iki fıkra birbiriyle çelişik
hükümler ifade etmekte ve hesap verme sorumluluğu çevriminin anlaşılamadığını
ortaya koymaktadır.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi, yürütmenin beyan ettiği mali tablolar ve faaliyet raporlarıyla Sayıştayın bildirdiği tespit, öneri ve bulgular ışığında
bakanların ve üst yöneticilerin hesap verme sorumluluğunu yerine getirip
getirmediğini görüşerek karara bağlayacaktır. Bu kararlar elbette ki mali,
hukuki ve yönetsel sorumluluklar doğurabilecektir. Bu
itibarla, 7’nci maddenin son fıkrasında yer alan “Sayıştay tarafından
gerçekleştirilen performans denetimleri mali ve hukuki sorumluluk doğurmaz.”
ifadesi, bir yandan Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütçe hakkından kaynaklanan
denetim yetkisine Anayasa’ya aykırı bir sınırlama getirirken, diğer yandan
Sayıştay denetimini, hiçbir sonuç doğurmayan ve boşa kaynak ve emek harcanan
bir Anayasal denetim durumuna düşürmektedir. Dolayısıyla, maddenin son
fıkrasının madde metninden çıkarılması gerekir ki performans denetimi
raporlarına dayanılarak hesap verme sorumluluğunun sorgulanması Türkiye Büyük
Millet Meclisinin yetkisinde olsun. Değişiklik teklifimiz bu nedenlerle
verilmiştir.
Siz sayın
milletvekillerinden, değişiklik teklifimizin bu nedenle kabulü yönünde oy
kullanmanızı diliyor, Sayın Başkanı, değerli milletvekillerini ve yüce ulusumu
tekrar saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ediyoruz Sayın Ergin.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Sayın
milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge aynı mahiyettedir; birlikte işleme
alacağım, istemleri hâlinde ayrı ayrı önerge
sahiplerine söz vereceğim.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 510 sıra sayılı Sayıştay Kanun Teklifinin 7'nci maddesinin son fıkrasının
madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı (Konya) ve arkadaşları
Diğer
önerge imza sahipleri:
Hasip Kaplan (Şırnak) ve arkadaşları
BAŞKAN –
Komisyon önergelere katılıyor mu?
PLAN VE
BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN –
Kim konuşacak efendim?
OKTAY
VURAL (İzmir) – Sayın Korkmaz. Ayrı ayrı sorulacak
zaten.
BAŞKAN –
Sayın Korkmaz.
Ayrı ayrı konuşacaksınız. Bir oylayacağım, ayrı ayrı konuşulacak.
Buyurunuz
Sayın Korkmaz. (MHP sıralarından alkışlar)
S. NEVZAT
KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz
tasarının 7’nci maddesi için verdiğimiz değişiklik önergesi üzerinde söz aldım.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, dürüst yönetimlerin, en azından böyle olduğunu iddia eden
yetkililerin kendisinin kanunsuz bir çizgide olmaması, haram yememesi yetmez,
çevresine de hâkim olmak, çevresine de milletin malını, tüysüz yetimin hakkını
yedirmemek mecburiyeti vardır. Kendisi haram yiyor yahut sırtını dönmüş, birileri
malı götürüyor, bunun arasında hiçbir fark yoktur. Yolsuzluk ihbarlarını
aldıktan sonra en azından bunu araştırmak, incelemek ve neticelendirmek
mesuliyeti doğmaktadır.
Bakın
7’nci maddeyle ne yapılıyor: “Performans denetimleri mali ve hukuki sorumluluk
doğurmaz.” diyerek denetimin içi boşaltılıyor. Rapor bir sorumluluk
oluşturmayacak ise ne diye denetliyor, denetçileri, Sayıştayı
ne diye uğraştırıyorsunuz? Bu yapılan içinize siniyor mu? Akşam yatağınıza
yattığınızda huzur içinde uyuyacak mısınız? Duymazlıktan gelmek, inkâr etmek,
“Ne yapayım, parmak kaldırdığımda niye evet dediğimi bilmiyordum.” demek ne bu
dünyada ne de ruzi mahşerde kimseyi
kurtaramayacaktır.
Değerli
milletvekilleri, bu vesileyle bir başka usulsüzlüğe de, bir başka insafsızlığa da
dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Bağımsız üst kurullarımız üyeleri öyle bir
karar almışlar ki eminim hem sizin hem de ekranları başında bu konuşmaları
izleyen milletimizin dudağını uçuklatacak cinsten, âdeta Yağma Hasan’ın böreği!
Ee Başbakanları, bakanları hesap vermez, kendisi
kanunlara uyma yerine kanunları, yargıyı kendisine uydurmaya kalkarsa ve
yapanın yanına kâr kalırsa olacağı bu! Geçen haftaki görüşmelerde 2’nci madde
oylamasında en önemli dış denetim kurumu Sayıştayın
yaptığı performans denetiminin içinin nasıl boşaltıldığını gördük. Bugün bu
adım tamamlanıyor.
Değerli
milletvekilleri, gelelim konumuza: Aldıkları karar gereği, üst kurul üyelerinin
4 milyar liraya, şimdiki parayla 4 bin liraya kadar olan kira bedellerinin
tamamını kurum ödeyecek. Yani, bilemiyorum arkadaşlar, hangi biriniz Ankara’da
bu kadar yüksek kira bedelli evlerde oturuyorsunuz. Böyle olunca, bir kısım
üyeler, oturdukları kendi evlerini kiraya verip havuzlu villaları kiralama ve
bunun da ücretini kurumlarına ödetmeye başlamışlar bile. Ee,
ne de olsa para kendi parası değil, milletin parası!
İnsanlar
asgari ücretle başını sokacak ev bulamazken, 300-500 milyonluk kira ücretlerini
karşılayamazken böyle bir kararın alınması hangi insafa sığar ve nasıl bir kamu
hizmeti anlayışıdır, merak ediyorum. Bunu özellikle siz değerli
milletvekilleriyle paylaşmak istedim çünkü iktidar sizsiniz. Sizin devri
iktidarınızda sıkça kullanılan nitelemeler var ya “seçkinler”, “elitler”,
“beyaz Türkler” diye, kurumların başlarına kimleri getirdiniz, kimlere görev
verdiniz, bilesiniz istedim.
Üst kurulların hemen hemen tamamı bu yanlışın
içinde. Yanlış diyorum çünkü yaptıklarının yanlış olduğunu
biliyorlar, kendilerini ilgilendiren bu tür kararları da web sayfalarına
koymuyorlar. Bunu açığa çıkarmak, gereğini yapıp Meclisi bilgilendirmek,
millete hesabını vermek yükümlülüğü sizlerde.
Üst
kurulların harcamalarının, özellikle ücretleri dışında aldığı ek ödemeler,
yolluklar ve yurt dışı giderlerinin, hizmet binalarına harcadıkları astronomik
rakamların, harcamaların yakın takibe alınması ve bu harcamalara makul sınırlar
getirilmesi ülkeyi yönetenlerin, yani sizlerin, yani AKP’nin görevidir.
Sayın Hükûmet, üst kurullara liyakat ve ehliyet kriterlerini göz ardı ederek atamalar yapıyorsunuz,
biliyoruz ancak hiç olmazsa bu kurumların saltanatlıklar hâline gelmesine daha
fazla göz yummayın, mazlumun daha fazla ahını almayın
diyor, bu israfı, talanı bir an önce sonlandırmanız dileğiyle yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ediyoruz Sayın Korkmaz.
Diğer
önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Sayıştay
denetimlerinin daha etkili olması için sorumsuzluk hâli madde metninden
çıkarılmıştır.
BAŞKAN –
Önergeleri birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmemiştir.
7’nci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 7’nci madde
kabul edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, çalışma süremizin sonuna geldiğimiz için, alınan karar
gereğince “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler”i sırasıyla görüşmek için 27 Ekim 2010 Çarşamba günü
saat 14.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 20.58