DÖNEM: 23 YASAMA
YILI: 4
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
CİLT : 73
122’nci Birleşim
23 Haziran 2010 Çarşamba
(Bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile
konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş
alıntı sözler aslına uygun olarak
yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L E R
I. - GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
II. - GELEN KAĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI
1.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Bursa Çekirge Çocuk Hastanesi ve Bursa ilindeki
sağlık kuruluşlarına ilişkin gündem dışı konuşması
2.- İstanbul
Milletvekili Ufuk Uras’ın, askerî üslerin kullandırılmasına ilişkin gündem dışı
konuşması
3.- Kahramanmaraş
Milletvekili Durdu Özbolat’ın, yenilenebilir enerji
konusuna ilişkin gündem dışı konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, enerji konusuna ilişkin
açıklaması
2.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars ilinin kara yolları
ulaşımının sorunlarına ilişkin açıklaması
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Çorum
Milletvekili Agâh Kafkas ve 119 milletvekilinin, yakın tarihimizde yaşanmış
bazı toplumsal olayların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/781)
2.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir ve 21 milletvekilinin, Barak Ovası Sulama
Projesi’nin tamamlanamamasından kaynaklanan sorunların araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/782)
3.- Niğde
Milletvekili Mümin İnan ve 24 milletvekilinin, kalsit üretiminde yaşanan
sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/783)
4.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru ve 22 milletvekilinin, suçun önlenmesinde eğitim ve
öğretimin yerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/784)
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Türk Ticaret
Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96)
2.- Türk Borçlar
Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S. Sayısı: 321)
3.-
Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak
İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para Fonu Ana
Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Belgelerin Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/761) (S.
Sayısı: 458)
4.- Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Bayram Meral ve 20 Milletvekilinin;
5539 Sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve
Turizm ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/788, 2/226) (S. Sayısı: 499)
VIII.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, milletvekillerince verilen kanun tekliflerine
ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat Pakdil’in cevabı
(7/15044)
2.- İstanbul
Milletvekili Sacid Yıldız’ın, Kalkınma Bankası
denetim raporuyla ilgili iddialara ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Ali Babacan’ın cevabı (7/14089)
(Ek cevap)
3.- Gaziantep
Milletvekili Akif Ekici’nin, Kalkınma Bankasının
denetim raporuna ve yapılan atamalara ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Ali Babacan’ın cevabı
(7/14090) (Ek cevap)
4.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Yüzüncü Yıl Üniversitesi
öğrencileri arasında yaşanan olaylara,
Teknik eğitim
fakülteleri ile teknoloji fakülteleri mezunlarının sorunlarına,
İlişkin soruları
ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı (7/14671) (7/14672)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 15.06’da açılarak yedi oturum yaptı.
Kırşehir
Milletvekili Mikail Arslan, İstanbul Halkalı’da askerî ve sivil personel taşıyan servis aracına
yapılan saldırıya ve Kırşehir ilinde yaşanan dolu afeti ve çiftçilerin
sorunlarına,
Tokat
Milletvekili Reşat Doğru, İstanbul Halkalı’da ve
Şemdinli’de meydana gelen saldırılara ve hidroelektrik santrallerinin çevreye
etkilerine,
Eskişehir
Milletvekili Fehmi Murat Sönmez, hain terör saldırılarını kınadığına ve dolunun
Eskişehir’de meydana getirdiği zarara ve ilin diğer sorunlarına,
İlişkin gündem
dışı birer konuşma yaptılar.
Adana
Milletvekili Hulusi Güvel, Gazeteci İlhan Selçuk’un
vefatına,
Niğde
Milletvekili Mümin İnan, terör saldırılarına, Niğde’deki dolu afetine,
köylerdeki içme suyu sorununa ve çiftçilerden haksız yere alınan trafo
parasına,
Eskişehir
Milletvekili H. Tayfun İçli, İstanbul’da meydana gelen terör olayına, Gazeteci
İlhan Selçuk’un vefatına ve Eskişehir ilinin sorunları ile yerel medyaya karşı
yürütülen iktidar baskısına,
Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır, Şemdinli ve İstanbul Halkalı’da
meydana gelen terör saldırısına,
İzmir
Milletvekili Oktay Vural, Amasya Tamimi’nin 91’inci yıl dönümüne,
İlişkin birer
açıklamada bulundular.
Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk ve 31 milletvekilinin, Abant Tabiat Parkındaki
çalışmaların çevreye etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla (10/777),
Kırklareli
Milletvekili Turgut Dibek ve 30 milletvekilinin, çiftçi borçları sorununun
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla (10/778),
Siirt
Milletvekili Osman Özçelik ve 19 milletvekilinin,
Siirt’teki cinsel istismar olayının araştırılması amacıyla (10/779),
Siirt
Milletvekili Osman Özçelik ve 19 milletvekilinin,
zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi dersi konusunda (10/780),
Birer Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu;
önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve ön görüşmelerinin, sırası
geldiğinde yapılacağı açıklandı.
İnsan Haklarını
İnceleme,
Dilekçe,
Komisyonlarının
Türkiye Büyük Millet Meclisinin tatilde bulunduğu dönemde de çalışabilmesi
talebine ilişkin tezkereleri kabul edildi.
Gündemin “Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler”
kısmında bulunan (Faili Meçhul Siyasi Cinayetler Konusunun Araştırılması
Amacıyla); (10/618) esas numaralı, Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergenin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 22/06/2010
Salı günkü birleşiminde yapılmasına dair CHP Grubu önerisi yapılan
görüşmelerden sonra kabul edilmedi.
Muş Milletvekili
Sırrı Sakık,
Diyarbakır
Milletvekili Akın Birdal,
Faili meçhul
cinayetlerle ilgili AK PARTİ’nin tutumuna ilişkin
birer açıklamada bulundular.
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler Kısmında yer alan
506, 73, 342, 519, 483 ve 374 sıra sayılı Kanun Tasarı ve Tekliflerinin bu
kısmın 8, 12, 13, 14, 15 ve 16’ncı sıralarına alınması ve diğer işlerin
sırasının buna göre teselsül ettirilmesine; (11/12) esas numaralı Gensoru
Önergesi’nin gündemin “Özel Gündemde Yer Alacak İşler” kısmında yer alması ve
Anayasa’nın 99’uncu maddesi gereğince gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki
görüşmelerinin 24/06/2010 tarihli birleşiminde
yapılmasına, TBMM İç Tüzüğü’nün 5’inci maddesi gereğince, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 01 Temmuz 2010 tarihinde tatile girmeyerek, yeni bir karar
alınıncaya kadar çalışmalara devam edilmesine; Genel Kurulun 06 ve 13 Temmuz
2010 Salı günkü birleşimlerinde 1 saat sözlü soruları müteakip diğer denetim
konularının görüşülmeyerek bu birleşimlerde gündemin “Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmında yer alan işlerin
görüşülmesine, 07 ve 14 Temmuz 2010 Çarşamba günkü birleşimlerde ise sözlü
soruların görüşülmemesine; Genel Kurulun 02, 09, 16 Temmuz 2010 Cuma günleri de
toplanarak, bu birleşimlerinde gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmında yer alan işlerin görüşülmesine;
Genel Kurulun 22, 29 Haziran, 06, 13 Temmuz 2010 Salı günkü birleşimlerinde
15.00-24.00 saatleri arasında, 23, 30 Haziran, 01, 07, 08, 14, 15 Temmuz 2010
Çarşamba ve Perşembe günkü birleşimlerde 13.00-24.00 saatleri arasında, 25
Haziran, 02, 09, 16 Temmuz 2010 Cuma günkü birleşimlerde 14.00-24.00 saatleri
arasında çalışmalara devam edilmesine, 24 Haziran 2010 Perşembe günkü
birleşimin saat 11.00’de başlamasına ve saat 24.00’e kadar çalışmalara devam
edilmesine ilişkin AK PARTİ Grubu önerisi yapılan görüşmelerden sonra kabul
edildi.
Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu’nun; 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin (2/554), İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre
doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi yapılan görüşmelerden sonra kabul
edilmedi.
Gündemin “Sözlü
Sorular” kısmının:
5’inci sırasında bulunan (6/1093),
28’inci ” ” (6/1179),
64’üncü ” ” (6/1292),
71’inci ” ” (6/1302),
111’inci ” ” (6/1401),
114’üncü ” ” (6/1411),
120’nci ” ” (6/1425),
131’inci ” ” (6/1446),
148’inci ” ” (6/1476),
204’üncü ” ” (6/1586),
211’inci ” ” (6/1594),
282’nci ” ” (6/1711),
302’nci ” ” (6/1745),
317’nci ” ” (6/1774),
336’ncı ” ” (6/1802),
355’inci ” ” (6/1828),
392’nci ” ” (6/1882),
428’inci ” ” (6/1943),
429’uncu ” ” (6/1944),
430’uncu ” ” (6/1945),
491’inci ” ” (6/2021),
530’uncu ” ” (6/2061),
532’nci ” ” (6/2064),
533’üncü ” ” (6/2065),
560’ıncı ” ” (6/2095),
Esas numaralı
sözlü sorulara Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay
cevap verdi; soru sahiplerinden Antalya Milletvekili Tayfur Süner,
Adıyaman Milletvekili Şevket Köse, Tokat Milletvekili Reşat Doğru, Bitlis
Milletvekili Nezir Karabaş, Kütahya Milletvekili Alim
Işık, Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu da cevaplara karşı görüşlerini açıkladılar.
Gündemin “Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının:
1’inci sırasında
bulunan ve İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun
olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kabul edilen, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı
ve Adalet Komisyonu Raporu’nun (1/324) (S. Sayısı: 96),
2’nci sırasında
bulunan ve İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun
olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kabul edilen, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı
ve Adalet Komisyonu Raporu’nun (1/499) (S. Sayısı: 321),
3’üncü sırasında
bulunan, Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına
Katılmak İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para
Fonu Ana Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Belgelerin Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun (1/761)
(S. Sayısı: 458),
Görüşmeleri
komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından ertelendi.
4’üncü sırasında bulunan ve İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kabul edilen,
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı
ile İstanbul Milletvekili Bayram Meral ve 20 Milletvekilinin, 5539 Sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile
Plan ve Bütçe Komisyonları Raporlarının (1/788, 2/226) (S. Sayısı: 499) tümü
üzerindeki görüşmeler tamamlanarak, birinci bölümün 7’nci maddesine kadar kabul
edildi.
Yozgat
Milletvekili Bekir Bozdağ, İzmir Milletvekili Şenol
Bal’ın, grubuna sataşması nedeniyle bir konuşma yaptı.
23 Haziran 2010
Çarşamba günü, alınan karar gereğince saat 13.00’te toplanmak üzere birleşime
23.59’da son verildi.
|
|
Şükran
Güldal MUMCU |
|
|
|
Başkan Vekili |
|
|
|
|
|
|
Harun
TÜFEKCİ |
|
Yusuf
COŞKUN |
|
Konya |
|
Bingöl |
|
Kâtip Üye |
|
Kâtip Üye |
|
|
|
|
|
|
Fatih
METİN |
|
|
|
Bolu |
|
|
|
Kâtip Üye |
|
|
|
|
|
No.: 165
II.- GELEN KÂĞITLAR
23 Haziran 2010 Çarşamba
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Çorum
Milletvekili Agah Kafkas ve 119 Milletvekilinin, yakın
tarihimizde yaşanmış bazı toplumsal olayların araştırılması amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/781) (Başkanlığa geliş tarihi:
27.04.2010)
2.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir ve 21 Milletvekilinin, Barak Ovası Sulama Projesinin
tamamlanamamasından kaynaklanan sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/782) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.04.2010)
3.- Niğde
Milletvekili Mümin İnan ve 24 Milletvekilinin, kalsit üretiminde yaşanan
sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/783) (Başkanlığa geliş tarihi:
27.04.2010)
4.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru ve 22 Milletvekilinin, suçun önlenmesinde eğitim ve
öğretimin yerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/784) (Başkanlığa geliş
tarihi: 27.04.2010)
23 Haziran 2010 Çarşamba
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 13.00
BAŞKAN : Başkan Vekili Şükran Güldal
MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Yusuf COŞKUN
(Bingöl), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
122’nci Birleşimini açıyorum.
III.- Y O K L A M A
BAŞKAN – Elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı yoktur.
On dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 13.06
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 13.16
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Yusuf COŞKUN
(Bingöl), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
122’nci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
III.- Y O K L A M A
BAŞKAN - Açılışta yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı
bulunamamıştı.
Şimdi yoklama işlemini tekrarlayacağım.
Üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz
vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, Bursa Çekirge Çocuk Hastanesi ve Bursa
ilindeki sağlık kuruluşları hakkında söz isteyen Bursa Milletvekili Kemal
Demirel’e aittir.
Buyurunuz Sayın Demirel.
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Bursa Milletvekili Kemal
Demirel’in, Bursa Çekirge Çocuk Hastanesi ve Bursa ilindeki sağlık
kuruluşlarına ilişkin gündem dışı konuşması
KEMAL DEMİREL (Bursa) – Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yurdumuzun dört
bir tarafında evlatları vatan koruması sırasında şehit düşmüş olan ailelere
sabır, şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, tüm vatandaşlarımızın başı sağ
olsun diyorum.
Değerli milletvekilleri, Bursa’daki çocuk nüfusu sayısı 741
bindir, bu da nüfusun yüzde 30’unu oluşturmaktadır. Bursa devlet
hastanelerindeki yatakların yalnızca yüzde 15’i çocuklara aittir. Bursa’da
çocuklar için ayrılması gereken yatak sayısı 1.063’tür. Bursa’da çocuk hastalar
için en az 290 yatağa daha ihtiyaç vardır. Bununla birlikte, çocuk yoğun bakım
uzmanı Bursa’da hiç yoktur. Bursa’daki çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı
sayısı 153’tür. Bunlardan 55’i devlet hastanelerinde çalışmaktadır.
Uluslararası kaynaklarda 2.040 çocuğa 1 çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanının
gerekli olduğu bildirilmektedir. Bursa’da ise bu rakam 4.596’dır, yani 2 katı
eksik.
Bursa Çekirge Çocuk Hastalıkları Hastanesinin kapatılmasının
gündeme gelmesi bir yandan kentin merkezinde çocuklar için başvurulacak
herhangi bir hastane kalmamasına yol açacaktır. Bilindiği gibi, Çekirge’deki
hastanede hâlen 120 yatak bulunmaktadır. Merkezde hizmet sunan Çekirge Çocuk
Hastanesi bir süre önce Dörtçelik Hastanesine
bağlanmıştır. Bu durum yönetim açısından da yanlış bir uygulamadır.
Çekirge’deki çocuk hastanesinin hizmet dışı bırakılması hâlinde, kent
merkezinde, Osmangazi’de yaşayan yurttaşlarımızın 200 binin üzerindeki
çocukları hastalandıkları zaman ya kentin batısındaki Dörtçelik
Çocuk Hastanesine ya da kentin doğusundaki Şevket Yılmaz Hastanesine başvurmak
zorunda kalacaklardır. Bu durum da sağlık hizmetlerinde ulaşım açısından önemli
riskleri getirmektedir.
Değerli milletvekilleri, halk sağlığı kâr edilecek ve rant sağlanacak bir alan değildir. Sağlıkta tasarruf olmaz.
Özellikle çocuklarımızın sağlığında bu hiç yapılmaz. Çocuk hastanesinin
kapatılacağı konusu Bursa’nın gündemini meşgul etmektedir. Bu konuda yerel
basında sık sık çocuk hastanesinin kapatılacağı, TOKİ’ye devredileceği ve o araziye TOKİ’ye
devredildikten sonra konut yapılacağıyla ilgili bilgiler yer almaktadır. Bunu
asla kabul etmiyoruz ve onaylamıyoruz. Bu hastanenin depreme karşı dayanıklı
olmadığı, güçlendirilmesi gerektiği bizzat Sağlık Bakanı tarafından tarafıma
iletildi ama ne yazık ki ne depreme karşı dayanıklılığı konusunda ne de
hastanenin eksikleri giderilerek daha iyi hizmet vermesi noktasında birtakım
çalışmaların yapıldığı da gözlemlenmiyor yani herhangi bir çalışma yapılmıyor.
Bu da gösteriyor ki Çekirge Çocuk Hastanesi gözden çıkarılmış, âdeta kendi
kaderine bırakılmış bir hâl alma durumunda. O yüzden diyoruz ki, bu hastaneyi
eğer depreme karşı dayanıklı hâle getirmiyorsanız bu hastaneyi yıkın ama o
hastaneyi yıktıktan sonra da oraya daha sağlıklı hizmet verebilecek, daha
donanımlı, personeliyle yeterli bir hastaneyi mutlaka yapın diye özellikle
vurgulamak istiyorum ve bu konuda Bursa’da imza kampanyası da başlattım. O
topladığım birkaç günlük imza kampanyasındaki imzaları da bugün Sağlık Bakanına
teslim etmek istiyorum ama görebildiğim kadarıyla maalesef şu anda Sağlık
Bakanı -inşallah konuşmam bitene kadar, bu arada gelir- olması gereken yerde
değil. Bu da Sağlık Bakanının, Bursa için sağlık tesislerine, sağlık alanlarına
ve sağlığa bakışının da herhâlde bir göstergesidir.
Değerli milletvekilleri, yine Bursa Nilüfer’de sağlık alanına
ayrılmış olan bir yer var. Nilüfer ilçesi 250 bini aşkın nüfusu barındıran bir
ilçe ve bu ilçede “Nilüfer sağlık alanı” olarak ayrılmış olan yerin TOKİ’ye devredilmesi gerçekleşiyor ve Sağlık Bakanlığıyla
Başbakanlığa bağlı TOKİ’nin yapmış olduğu
anlaşmalarda, sağlık alanları TOKİ’ye devredilir... TOKİ’ye devredildikten sonra da o sağlık alanlarında
tasarruf yetkisi TOKİ’ye geçmektedir ve TOKİ
istediğini yapma noktasında da orada serbesttir. Bu anlamda -özellikle
vurgulamak istiyorum- Nilüfer sağlık alanı, Valinin de dediği gibi, Bursalı
Sayın Bakanın dediği gibi, Bursa halkının ve Nüliferlinin
dediği gibi, mutlaka ve mutlaka ayrılan alanda yapılmalıdır. Nilüfer sağlık
alanı TOKİ’ye devredilemez, devredilirse mutlaka geri
alınmalı ve insanlara sağlık hizmetleri vermesi açısından hastane olarak
yapılmalıdır…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
KEMAL DEMİREL (Devamla) - …ve Çekirge Çocuk Hastanesi de şehrin
merkezinde olan, insanların rahatlıkla ulaşabileceği, çocuklarını hastalandığı
zaman götürebileceği bir hastanedir ve ulaşılması kolay bir hastanedir ve
hepimizin, Allah korusun, zamanında çocukları hastalanmıştır. Hepimizin çocukları hastalandığı zaman en yakın yerdeki hastaneye
gitmek isteriz, çocuğumuzun bir an evvel sağlık sorununun çözülmesini isteriz
ama siz kalkıp bunları ortadan kaldırırsanız, o hastaneyi kapatırsanız, o
hastane yerine 15-
Onun için diyorum ki çocuklar üzerinden, sağlık üzerinden, TOKİ’ler üzerinden sağlık sistemleri sekteye uğratılamaz ve
bunun için hem Nilüfer’deki sağlık alanı hastane olarak yapılmalıdır hem de
Çekirge Çocuk Hastanesi aynı yerde kalmalı, yapılmalı ve vatandaşlarımıza
hizmet vermeye devam etmelidir diye düşünüyorum.
Tekrar hepinizi en içten sevgi ve saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Demirel.
Sayın Güvel, sisteme girmişsiniz, ne
için acaba?
HULUSİ GÜVEL (Adana) – Efendim, konuşmalardan sonra, arkadaşlarıma
destek vermek için, enerji konusunda kısa açıklama yapmak istiyorum.
BAŞKAN – Daha sonra…
HULUSİ GÜVEL (Adana) – Evet.
BAŞKAN – Tamam.
Teşekkür ederiz Sayın Demirel.
KEMAL DEMİREL (Bursa) – Sayın Başkan, ben imzaları Sağlık Bakanına
getirmiştim ama Sağlık Bakanımız yok.
BAŞKAN – Ne yapalım, ona ulaştıracaksınız herhâlde gelince.
KEMAL DEMİREL (Bursa) – Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Gündem dışı ikinci söz, askerî üslerin
kullandırılması hakkında söz isteyen İstanbul Milletvekili Mehmet Ufuk Uras’a
ait.
Buyurunuz Sayın Uras.
2.- İstanbul Milletvekili Ufuk
Uras’ın, askerî üslerin kullandırılmasına ilişkin gündem dışı konuşması
MEHMET UFUK URAS (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli vekiller, bu hafta yitirdiğimiz Sayın İlhan Selçuk’un
ailesinin, yakınlarının, meslektaşlarının ve okurlarının üzüntülerini paylaşır,
başsağlığı dilerim ve yine şiddetin en tehlikelisinin kanıksanmış şiddet
olduğunu biliyoruz. Şiddet kurbanı bütün yurttaşlarımızı saygıyla anıyor,
ailelerine başsağlığı diliyorum, siyaset kurumunun bir an önce adım atmasını
temenni ediyorum.
Değerli vekiller, tırnak içinde size bazı görüşleri okumak
istiyorum: “Artık nükleer silahlar istemiyoruz. Kararlı adım atmamız gerek.
Olmayanların buna başlamaması ama olanların da yavaş yavaş
topraklarından çıkarması önemli. Türkiye ve Brezilya,
imzaladıkları bildirinin sonuna kadar arkasında. Dünya barışına hizmet
etmek istiyorsak ancak bu şekilde olabilir. İran’la ilgili meselede ikna
edicilik için ABD ve diğer nükleer güçlerin nükleer silahlarını ortadan
kaldırmaları gerekir. İsrail nükleer silah sahibiyken İran’ın nükleer
programının eleştirilmesi bire bir çifte standarttır.” Tırnağı kapatıyorum.
Kimindir bu ifadeler? Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın.
Üstelik bunlar yıllar önce söylenmiş sözler de değildir, yani mürekkebi bile
kurumamıştır. Arka arkaya okuyunca insanı şaşırtıyor. Peki
bu sözlerin arkasında duruyor mu Hükûmet? Nerede ve
ne zaman? Bunların sadece hamasi konuşmalar hanesinde kaydedildiğini görüyoruz.
“Hayır, değil.” diyorsanız, işte AK PARTİ’ye kendi
samimiyetini kanıtlamak için bir fırsat daha önümüzde. Bir vicdan testine
giriyoruz şimdi. İncirlik Askerî Üssü’nün kullanımına ilişkin gizli Bakanlar
Kurulu kararnamesinin yıllık yenilenme zamanı gelmiştir. 2003’ten beri her sene
bu gizli kararname yenileniyor.
“İncirlik’te ne var ki?” diye soracak olursanız, Amerikan savaş
uçakları Irak ve Afganistan işgallerinde İncirlik Üssü’nü istedikleri gibi
kullanıyorlar ama sadece bu da değil. 2005 yılında yayınlanan ve bugüne kadar
reddedilemeyen raporlara göre İncirlik Üssü’nde 1998 yılından bu yana doksan
adet B-1 tipi nükleer başlık bulunuyor. Her bir B-1 başlığı, Hiroşima ve Nagasaki’yi dokuz dakikada yok eden bombalardan 9 kat daha
güçlü bir tahrip gücü anlamına geliyor, yani İncirlik Üssü bir tür nükleer
saldırı merkezidir.
Sayın Başbakan, sözlerinizin arkasında duruyorsanız, İncirlik
Üssü’ndeki nükleer başlıkları ne yapacağınızı hemen açıklayınız. İncirlik Üssü
herhangi bir üs değildir. 1990 Körfez Savaşı’nda, 2001’den itibaren Afganistan
ve Irak işgallerinde yakıt ikmali ve operasyon lojistik destek gücünün ana üssü
olmuştur. 2004’ten itibaren bu üs Irak’tan Amerika’ya dönen ya da kısa süreli
geri hizmete, hava değişimine gönderilen askerlerin konaklama ve transfer
merkezi olarak kullanılmaktadır. Ağustos 2010 tarihinden itibaren de Irak’tan
Amerikan askerlerinin çekilmesi programı çerçevesinde bir bölümünün ülkelerine,
bir bölümünün ise Afganistan’a yönlendirilmesi için ara durak, transfer üssü
olarak kullanılması düşünülmektedir.
İncirlik Üssü’nden yürütülen tüm operasyonlar Birleşmiş Milletler
kararları çerçevesinde saldırı hukuku kapsamına girmekte, uygulayan ve
uygulanmasına zemin hazırlayan devlet ve devletler yasal dayanaktan yoksun
kalmakta ve uluslararası hukuka kesinlikle aykırı hareket edilmektedir. Bu
üssün CIA tarafından Afganistan ve Iraklı insanların, bir insanlık ayıbı olarak
Guantanamo Cezaevine götürülmeleri ve nakliye
uçaklarında işkence yapılması sürecinde de üs olarak kullanıldığı uluslararası
medyada yer almıştır. Bunlar yokmuş gibi davranıyor Hükûmet.
29 Mayıs 2009 tarihinde Sayın Başbakana yönelttiğim soru önergesinde
İncirlik’le ilgili sorularıma yanıt bile verilmedi, neden? Çünkü bu konular
gizlilik zırhı altına alınıyor, İncirlik’teki nükleer silahlarla ilgili halktan
bilgi saklanıyor. Bunu Başbakanlık yapıyor. Hani şeffaf yönetimden yanaydınız?
İşte şimdi zamanı yine geldi. Bu sene de haziran sonlarında kararnameyi
uzatacaksınız ama bu konular hiç konuşulmayacak. Meclis, kendi ülkesindeki bir
üstte konuşlandırılan nükleer başlıkları tartışamayacak, bilgi sahibi
olamayacak ama Sayın Başbakan bölgedeki nükleer silahlarla ilgili çok büyük
laflar edecek. Bu ne yaman bir çelişkidir? İncirlik Üssü’nde bulunan 90 nükleer
silahın bir an evvel topraklarımızdan sökülmesi, İncirlik Üssü’nün yabancı ülke
asker ve silahlarına kullanım izni veren gizli kararnamenin hemen iptal
edilmesi gerekmiyor mu? Tabii ki gerekiyor ama Hükûmet
bunun yerine gizli kararnameyi bir kere daha uzatacak. 23 Nisan 2003 tarihinde
imzalanan ve ABD’nin İncirlik Üssü’nü lojistik amaçlı ve transit geçişler için
kullanılmasının hukuki dayanağını oluşturan gizli Bakanlar Kurulu kararnamesi
uluslararası hukukun ihlal edildiğini kanıtlayan hukuk dışı bir belgedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
MEHMET UFUK URAS (Devamla) – Teşekkür ederim.
Bu kararname günümüze kadar birer yıllık süreler ile uzatılarak
işleyişine devam etmektedir. Bilgi Edinme Yasası’nın sağladığı hakla
Başbakanlığa 2005 yılında 2003 yılında imzalanan İncirlik Üssü’nün kullanımına
ilişkin gizli kararnamenin içeriği sorulmuş, 2005 yılında Anayasa’nın 92’nci
maddesinin ihlal edildiği gerekçesiyle gizli kararnamenin iptal edilmesi için
dava açılmıştır.
Buyurun şimdi vicdan testine! Açıklayın Sayın Başbakan, gizli
kararnameyi ve nükleer silahların konuşlandırılması yetkisini yeniden uzattınız
mı, uzatacak mısınız? Meclisi ve halkı bilgilendirecek misiniz, yoksa yine üç
maymunlar gibi “duymadım, görmedim, söylemedim” parodisi devam edecek mi? Hodri
meydan, işte Meclis. Meclisten bu kararı kaçırma hakkınız yoktur. AKP’yi bu
samimiyet testiyle baş başa bırakıyoruz.
Teşekkür ederim. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Uras.
Gündem dışı üçüncü söz, yenilenebilir enerji hakkında söz isteyen
Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat’a aittir.
Buyurunuz Sayın Özbolat. (CHP
sıralarından alkışlar)
3.- Kahramanmaraş Milletvekili
Durdu Özbolat’ın, yenilenebilir enerji konusuna
ilişkin gündem dışı konuşması
DURDU ÖZBOLAT (Kahramanmaraş) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yenilenebilir enerji konusunda görüşlerimi aktarmak için söz
almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Enerjiden yararlanmak çağdaş bir insan hakkıdır. Enerjinin tüm
tüketiciler için yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve sürdürülebilir
bir şekilde sunulması için enerji stratejisi çizilmelidir.
Enerji üretiminde ağırlık yerli, yeni ve yenilenebilir enerji
kaynaklarına verilmelidir. Enerji planlamaları ulusal ve kamusal çıkarların
korunması, toplumsal yararların artırılması, sürekli ve güvenilir enerjide
kolaylıkla erişilebilmesini hedeflemelidir.
Enerji Bakanlığı ülke, halk ve kamu, kısaca toplum çıkarları
doğrultusunda temel stratejiler, politikalar geliştirmek ve uygulamakla
yükümlüdür. Enerji Bakanlığı güçlendirilmeli, uzman ve liyakatli kadrolar
istihdam edilmelidir. Güçlü bir Enerji Bakanlığının ülke çıkarlarına uygun
politikalar geliştirmesi ve uygulaması sağlanmalıdır.
Kamunun elinde bulunan uzman, liyakatli, dürüst, ulusal ve
uluslararası enerji kaynaklarını yöneten ve yönlendiren nitelikli personel
düşük ve tatminkâr olmayan bedellerle çalıştırılmaya devam edilemez. Zaten bu
özelliklere sahip çalışanlar özel sektöre hızla geçmeye başladı, nitelikli
eleman kalmamış durumda. Bunun acilen, özlük hakların düzenlenmesi
gerekmektedir.
Enerji planlamalarında hata yapıldığında bunun bedelinin çok ağır
ve pahalı ödendiği görülmektedir. Enerji sektöründe yapılacak yeni yatırımların
lisanslanması, teknik açıdan denetlenmesi ve gerekli yatırım ihalelerinin
yapılması da dâhil olmak üzere Enerji Bakanlığının asli görevlerini ifa etmesi,
EPDK’nın ise oluşturulmakta olduğu öne sürülen enerji
piyasasındaki düzenleme ve denetimler ile müteakip yatırımları belirleyen
kuruluş rolüne dönmesi daha gerçekçi bir yapı olacaktır.
Enerji sektöründe süregelen sorunlara çözüm getirmediği ortaya
çıkan kamu kurumlarını küçültme, işlevsizleştirme, özelleştirme amaçlı politika
ve uygulamalar son bulmalıdır. Mevcut kamu kuruluşları etkinleştirilmeli ve
güçlendirilmelidir. Bu kapsamda doğal gaz ve petrol arama, üretim, iletim,
rafinaj, dağıtım ve satış faaliyetlerinin entegre bir
yapı içinde sürdürülebilmesi için BOTAŞ ve TPAO, Türkiye Petrol ve Doğalgaz
Kurumu bünyesinde; elektrik üretim, iletim, dağıtım faaliyetlerinin bütünlük
içinde olması için EÜAŞ, TEİAŞ, TEDAŞ, TETAŞ eskiden olduğu gibi Türkiye
Elektrik Kurumu bünyesinde birleştirilmelidir. Her kurum artık kendi
imparatorluğunu ilan etmiş durumda ve ne yazık ki kurumlar arasında bir türlü
iletişim sağlanamamakta.
Enerji Bakanlığı ayrı bir yapı, EPDK ayrı bir yapı, elektrik
işleri, etüt işleri ayrı bir yapı, TEİAŞ, TETAŞ, EİAŞ çok başka yapılar. Bütün
bu yapıların dağınıklığı yüzünden hem ülkemiz hem de yatırımcılar büyük
sıkıntılar yaşamakta. Birisinin ak dediğine öbürü kara diyor. Kurum görüşleri
sürekli değişiyor. Herhangi bir kurum bir görüş bildiriyor, diğeri o görüşe karşı
çıkıyor. Bu kaosun derhâl giderilmesi lazım.
EPDK, artık yüzlerce maddeden oluşan kurul gündemiyle, petrol,
doğal gaz, elektrik, LPG ve bunun diğer alt alanları maddeleriyle toplanıyor.
Her biri ayrı bir sektör hâline gelmiş ve sektörün istek ve talepleri,
düzenlemeleriyle ilgili konular bir dakika bile olmadan tıkır
tıkır kurul kararıyla imzalanıyor. Şu anda 250 milyar
dolarlık bir sektörde 9 kişi inisiyatif kullanarak
bütün bu düzenlemeleri yapmaya çalışıyor. Elektrik Piyasası Yönetmeliği
yayınlandığı tarihten bugüne kadar 150 ile 200 kez değiştirilmiştir. Bu demek
oluyor ki işler iyi gitmiyor, bunun derhâl düzenlenmesi lazım. Özellikle
yenilenebilir enerji kaynakları konusunda rüzgâr, küçük HES’ler
ve güneş ve jeotermal Türkiye için gerçekten sıfır noktasında kullanılır hâlde.
Derhâl bunların kullandırılması için mevcut yönetmeliklerin ve düzenlemelerin
yapılması gerekiyor.
Yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ilgili düzenleme geçen yıl
gelmiş olmasına rağmen, yapılmış olmasına, bizim de destek vermemize rağmen,
Genel Kurulda son dakikada geri çekildi. O günden bugüne de herhangi bir
gelişme yok. Bu durum insanın aklına şunu getiriyor: Acaba yenilenebilir enerji
kaynakları yasasının çıkmaması için hangi doğal gaz lobisi faaliyette ve bu
doğal gaz lobileri büyük yatırımlar, bir de buna nükleeri ekleyerek Türkiye’de
kendimize has, kendimizin öz kaynağı olan rüzgârı, güneşi ve küçük hidrolikleri
engelliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözünüzü tamamlayınız.
DURDU ÖZBOLAT (Devamla) – Yenilenebilir enerjinin Kyoto
Anlaşması’ndan sonra önemi artık dünyanın da dikkatini çekiyor. Bir de
özellikle hidrolik santrallerin yapılmaması insanın aklına başka şeyler
getiriyor. Bugüne kadar sekiz yıllık iktidar boyunca bir tane bile büyük baraj
yapılmamıştır. 1085 megavat gücünde anlaşma yapılmasına rağmen, o barajların
neyi beklediği, yenilenebilir enerji kaynaklarında otoprodüktör
sisteminin uymadığı ve özelleştirme kapsamındaki birtakım enerji üretim
tesislerindeki “dengeleme, uzlaşma” adı altındaki ucubenin derhâl düzeltilmesi
gerekiyor. Siz Deli Dumrul gibi bu işleri devam
ettiremezsiniz. Türkiye gerçeklerine uyan bir enerji politikası…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
DURDU ÖZBOLAT (Devamla) – Deli Dumrul
gibi, piyasanın yüzde 90’ını elinde tutan devlet tüketicileri istediği gibi
kendi fiyatlarıyla cendere altına alamaz. Hour/puant sistemiyle enerjiyi pahalı satarak, ucuza alarak bu
dengelemeyi sağlamanız mümkün değil. Öyle bir düzenleme var ki şimdi,
dakikalık, saatlik bantlarla fiyatlar belirleniyor. Bu bant 100 lira ile 250
lira aralığında değişiyor. Ucuza alıp pahalıya satıyor devlet. Bütün üreticiler
perişan durumda. Üreticilerin parasını da ödemiyor. Şu anda 5 milyar dolar
üreticiye devletin borcu var.
Bütün bunların düzelebilmesi için hepimiz el birliğiyle en kısa
zamanda yenilenebilir enerji kaynakları kanununu getirip, burada ülkenin
gerçeklerine uygun, reel hâle getirmemiz gerekiyor.
Ben, bu dilek ve temenniyle hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Güvel.
V.-
AÇIKLAMALAR
1.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, enerji konusuna ilişkin açıklaması
HULUSİ GÜVEL (Adana) – Teşekkür ediyorum Başkanım.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; enerjinin elde edilmesinin ve
kullanılmasının ekolojik maliyeti giderek artmaktadır.
Geleneksel enerji kaynakları ile geri kalmış teknoloji kullanımı doğal çevrede
geri dönülmez tahribatlara yol açmaktadır. Geçtiğimiz nisan ayında ABD’de
meydana gelen petrol kazası kirliliğin sınır tanımadan doğayı tahrip ettiğini
bir kez daha hepimize göstermiştir. Dünyadaki pek çok ülke enerji politikaları
gereği fosil yakıtlar ve nükleer enerji yerine yinelenebilir enerji
kaynaklarına özel önem vermektedir.
2020 yılında dünyada üretilen elektriğin yüzde 50’sinin
yenilenebilir kaynaklardan olması, 2010 yılında ise kullanılacak elektrik
enerjisinin yüzde 10’unun rüzgârdan sağlanması planlanmaktadır. Ülkemiz de
gelişmiş ülkeler gibi enerji-ekonomi-ekoloji dengesini
kurmak için yenilenebilir kaynaklarına daha çok yer vermelidir. Yenilenebilir
enerji kaynaklarının verimli olarak kullanılması ve çeşitliliğin artırılması,
ülkemizin enerjide kendine yeterliliğinin sağlanması açısından büyük önem
taşımaktadır diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Güvel
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.
Meclis araştırması açılmasına ilişkin dört önerge vardır, ayrı ayrı okutuyorum:
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Çorum Milletvekili Agâh Kafkas
ve 119 milletvekilinin, yakın tarihimizde yaşanmış bazı toplumsal olayların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/781)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Binlerce yıllık bir geçmişe sahip olan ve birçok medeniyete
beşiklik etmiş bu topraklar, milletimizin Anadolu'yu ebedi yurt edinmesiyle
birlikte sevginin, kardeşliğin ve hoşgörünün merkezi olmuştur.
Çeşitli ırklara, dillere ve inançlara mensup insanlar bu
topraklarda yüzyıllar boyunca barış ve huzur içerisinde yaşamışlardır.
Bu ortamın oluşmasında, Cumhuriyetimizin üzerinde yükseldiği
temellerden biri olan eşit vatandaşlık ilkesinin ve devletimizin ayrım
yapmaksızın dinlere, inançlara, mezheplere eşit mesafede durmasının payı
büyüktür.
Türkiye, tarih boyunca birlikte yaşama modelinin en güzel
örneklerinden birini ortaya koymuştur. Ülkemizin geçmişini birlikte kuran
unsurlar, geleceğini de birlikte inşa etme ideali etrafında kenetlenmişlerdir.
Ancak ülkemizin barış ve hoşgörü iklimi, milletimizin huzuru ve
kardeşçe yaşama arzusu, defalarca kanla, gözyaşıyla ve acılarla sınanmış,
toplumumuzu ayrıştırmak için akla hayale gelmeyen oyunlar oynanmıştır.
Zenginliğimiz olan farklılıklarımızın istismar edilmesi suretiyle
oynanan bu oyunlar ve kardeşlik bağlarımızı zayıflatmaya yönelik nifak
tohumları; tarihten gelen gönül birliğimiz ve toplumumuzun sağduyusu karşısında
amacına ulaşamamıştır.
Ancak yakın tarihimizde yaşadığımız acı tecrübeler, karanlık odakların,
bizi biz yapan değerlerimizi istismar etmek için her fırsatı kullandığını bize
göstermiştir.
Geçmiş yönetim anlayışlarının toplumun farklılıklarına ve emekçi
kesimine karşı dışlayıcı yaklaşımları, karanlık odakları daha da
cesaretlendirmiştir.
Bu odakların deşifre edilemeyişi, en az varlıkları kadar
tehlikelidir.
Nitekim Çorum'da, Kahramanmaraş'ta, Sivas'ta ve Erzincan'ın Başbağlar köyünde yaşananlar, aradan geçen yıllara rağmen,
milletimizin kafasındaki kuşkuları giderecek düzeyde aydınlatılamamıştır.
Aynı şekilde, 1977'nin 1 Mayısında emeğin bayramını matem gününe
dönüştüren ve ülkemizi askerî bir darbeye hazırlayan yolun yapıtaşlarından olan
kanlı 1 Mayıs'ın failleri hala ortaya çıkarılamamıştır.
Kuşkusuz binlerce yıllık bir devlet geleneği olan ve her türlü
acıyı yaşayarak tecrübe etmiş bir millete sahip Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve
millet iradesinin tecelligâhı Türkiye Büyük Millet
Meclisi; istismarcıları bertaraf etmeye ve şer odaklarının oyunlarını bozmaya
muktedirdir.
Bu sebeple, bilinenlerin veya öğretilenlerin aksine milletimiz;
yakın tarihimizde yaşanan ve toplumumuzda acı izler bırakan olayların yeniden
ele alınmasını, bu tarihî sorumluluğun gereğini yerine getirme konusunda
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin harekete geçmesini, bu acıların bir daha
yaşanmaması ve oynanan oyunların tekrarlanmaması için gerçeklerin ortaya
çıkarılmasını istemektedir.
Yıllardır yok sayılan Alevi-Bektaşi toplumumuzun sorunlarının ve
taleplerinin ele alındığı çalıştaylarda yakaladığımız
diyalog zemininin ve 30 yıl aradan sonra 1 Mayısın Emek ve Dayanışma Günü
olarak tatil ilan edilmesinin toplumumuzda yarattığı iyimserlik, geçmişte
yaşanan acı olayların aydınlatılacağı yönündeki beklentileri de artırmıştır.
Bu haklı beklentiyle birlikte, hiç kuşkusuz, yakın tarihimizde
yaşanan olayların ardındaki sır perdesinin aralanması; ülkemizin birlik,
beraberlik, barış ve hoşgörü iklimini daha da pekiştireceği gibi, bu
değerlerimize kastedenlerin umutlarını da söndürecektir.
TBMM'de 19. dönemde Sivas olayları ile ilgili her ne kadar
araştırma komisyonu kurulmuş ve rapor hazırlanmışsa da, bu çalışma sembolik
olmanın ötesine geçememiş, o dönemlerin demokrasi ve hukuk konjonktürü
acı olayların tam anlamıyla aydınlatılmasına ne yazık ki imkân sağlayamamıştır.
Demokrasimizin ve hukukumuzun son 8 yılda yakaladığı ivme ve
siyasetimizin karanlık odakları aydınlatmadaki kararlılığı, geçmişte faili
meçhul kalmış olayların üstüne gitme cesaretini artırmıştır.
Bu gerekçeler doğrultusunda; Mayıs-Temmuz 1980'de Çorum'da,
Aralık 1978'de Kahramanmaraş'ta, 2 Temmuz 1993'te Sivas'ta, 5 Temmuz 1993'te Başbağlar'da ve 1 Mayıs 1977'de Taksim'de meydana gelen
katliamların bütün yönleriyle aydınlatılması, konuyla ilgili yasal sürece zemin
oluşturacak çalışmaların yapılması amacıyla Anayasanın 98 ve İçtüzüğün 104 ve
105. maddeleri gereğince bir Meclis Araştırması açılması konusunda gereğini arz
ederiz.
1) Agâh Kafkas (Çorum)
2) İbrahim Yiğit (İstanbul)
3) Hüseyin Tanrıverdi (Manisa)
4) Reha Çamuroğlu (İstanbul)
5) Mahmut Esat Güven (Kars)
6) Dengir Mir Mehmet Fırat (Adana)
7) Sabahattin Cevheri (Şanlıurfa)
8) Avni Doğan (Kahramanmaraş)
9) M. İhsan Arslan (Diyarbakır)
10) Hamza Yerlikaya (Sivas)
11) Cafer Tatlıbal (Kahramanmaraş)
12) Yaşar Karayel (Kayseri)
13) Mustafa Çetin (Uşak)
14) Lutfi Elvan (Karaman)
15) İsmail Hakkı Biçer (Kütahya)
16) Abdurrahman Arıcı (Antalya)
17) Fikri Işık (Kocaeli)
18) Mustafa Öztürk (Hatay)
19) İbrahim Mete Doğruer (Osmaniye)
20) Cemal Yılmaz Demir (Samsun)
21) Ahmet Aydoğmuş (Çorum)
22) Emin Nedim Öztürk (Eskişehir)
23) Mehmet Nil Hıdır (Muğla)
24) Atilla Koç (Aydın)
25) Murat Mercan (Eskişehir)
26) Ünal Kacır (İstanbul)
27) Enver Yılmaz (Ordu)
28) Mustafa Cumur (Trabzon)
29) Abdullah Çalışkan (Kırşehir)
30) Vahit Kiler (Bitlis)
31) Ahmet Aydın (Adıyaman)
32) Necdet Ünüvar (Adana)
33) Fatma Şahin (Gaziantep)
34) Faruk Koca (Ankara)
35) Kutbettin Arzu (Diyarbakır)
36) Muhyettin Aksak (Erzurum)
37) Mehmet Çiçek (Yozgat)
38) Eyüp Fatsa (Ordu)
39) Abdurrahman Kurt (Diyarbakır)
40) Murat Yıldırım (Çorum)
41) Recep Yıldırım (Sakarya)
42) Kâzım Ataoğlu (Bingöl)
43) Feyzullah Kıyıklık (İstanbul)
44) Orhan Karasayar (Hatay)
45) Mehmet Domaç (İstanbul)
46) İbrahim Hasgür (İzmir)
47) Ali İhsan Merdanoğlu (Diyarbakır)
48) Erol Aslan Cebeci (Sakarya)
49) Şaban Dişli (Sakarya)
50) Mehmet Sarı (Gaziantep)
51) Mehmet Alp (Burdur)
52) Ali Koyuncu (Bursa)
53) Özlem Müftüoğlu (Gaziantep)
54) İlknur İnceöz (Aksaray)
55) Celal Erbay (Düzce)
56) Fevzi Şanverdi (Hatay)
57) Mehmet Erdoğan (Gaziantep)
58) Halil Mazıcıoğlu (Gaziantep)
59) Avni Erdemir (Amasya)
60) Hayrettin Çakmak (Bursa)
61) Mehmet Zafer Üskül (Mersin)
62) Recep Koral (İstanbul)
63) Kerem Altun (Van)
64) Mehmet Yılmaz Helvacıoğlu (Siirt)
65) Afif Demirkıran (Siirt)
66) Rüstem Zeydan (Hakkâri)
67) Lütfi Çırakoğlu (Rize)
68) Canan Candemir Çelik (Bursa)
69) Cahit Bağcı (Çorum)
70) Fatoş Gürkan (Adana)
71) Zeynep Dağı (Ankara)
72) Nükhet Hotar (İzmir)
73) Ayşe Türkmenoğlu (Konya)
74) Kemalettin Aydın (Gümüşhane)
75) Polat Türkmen (Zonguldak)
76) Özlem Piltanoğlu Türköne (İstanbul)
77) Halide İncekara (İstanbul)
78) Fatih Arıkan (Kahramanmaraş)
79) Birnur Şahinoğlu (Samsun)
80) Mehmet Emin Ekmen (Batman)
81) Mustafa Ataş (İstanbul)
82) Mehmet Altan Karapaşaoğlu (Bursa)
83) Reha Denemeç (Ankara)
84) Öznur Çalık (Malatya)
85) Burhan Kayatürk (Ankara)
86) İkram Dinçer (Van)
87) Haluk İpek (Ankara)
88) Ali Küçükaydın (Adana)
89) Medeni Yılmaz (Muş)
90) Saffet Kaya (Ardahan)
91) Asım Arıkan (Trabzon)
92) Osman Kılıç (Sivas)
93) Hüseyin Devecioğlu (Kilis)
94) Mustafa Özbayrak (Kırıkkale)
95) Cemal Kaya (Ağrı)
96) Hakkı Köylü (Kastamonu)
97) Mehmet Sekmen (İstanbul)
98) Yahya Akman (Şanlıurfa)
99) Ali Güner (Iğdır)
100) Şevket Gürsoy (Adıyaman)
101) Mehmet Mustafa Açıkalın (Sivas)
102) Selami Uzun (Sivas)
103) Abdullah Çetinkaya (Konya)
104) Hamza Yanılmaz (Elâzığ)
105) Mehmet Sağlam (Kahramanmaraş)
106) Necat Birinci (İstanbul)
107) Mehmet Müezzinoğlu (İstanbul)
108) Kemalettin Göktaş (Trabzon)
109) Kadir Tıngıroğlu (Sinop)
110) Mehmet Halit Demir (Mardin)
111) Erdal Kalkan (İzmir)
112) Yusuf Coşkun (Bingöl)
113) Haluk Özdalga (Ankara)
114) Ömer İnan (Mersin)
115) Mahmut Mücahit Fındıklı (Malatya)
116) Sebahattin Karakelle (Erzincan)
117) Mehmet Tunçak (Bursa)
118) Sedat Kızılcıklı (Bursa)
119) Cevdet Erdöl (Trabzon)
120) Mehmet Emin Tutan (Bursa)
2.- Gaziantep Milletvekili Hasan
Özdemir ve 21 milletvekilinin, Barak Ovası Sulama Projesi’nin
tamamlanamamasından kaynaklanan sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/782)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Gaziantep ili geniş tarım alanlarıyla ülkemizin en önemli tarımsal
faaliyet potansiyeli bölgelerinden birisidir. Özellikle Nizip ilçesi bölgesinde
tarımının gelişmesi için hayata geçirilen projelerin bir türlü tamamlanamaması
nedeniyle Bölge çiftçisi çok büyük sıkıntılar yaşamaktadır. Bir de
çiftçilerimize yüklenen elektrik faturaları ile çiftçimizin bu mağduriyeti daha
da artmaktadır. Bu bağlamda Barak Ovası sulama projesi temelinde Nizip ilçesi
çiftçilerimizin içerisinde bulunduğu zor durumların araştırılarak alınacak
önlemleri tespit etmek üzere Anayasanın 98 inci ve İçtüzüğün 104 üncü ve 105
inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
1) Hasan Özdemir (Gaziantep)
2) Abdülkadir Akcan (Afyonkarahisar)
3) Mehmet Şandır (Mersin)
4) Zeki Ertugay (Erzurum)
5) Sabahattin Çakmakoğlu (Kayseri)
6) Alim Işık (Kütahya)
7) Kamil Erdal Sipahi (İzmir)
8) Reşat Doğru (Tokat)
9) Beytullah Asil (Eskişehir)
10) Muharrem Varlı (Adana)
11) Oktay Vural (İzmir)
12) Yılmaz Tankut (Adana)
13) Recep Taner (Aydın)
14) Ertuğrul Kumcuoğlu (Aydın)
15) Hasan Çalış (Karaman)
16) Ahmet Orhan (Manisa)
17) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
18) Akif Akkuş (Mersin)
19) Erkan Akçay (Manisa)
20) Osman Çakır (Samsun)
21) Mustafa Kemal Cengiz (Çanakkale)
22) Rıdvan Yalçın (Ordu)
Gerekçe:
Gaziantep ili sınırları içerisinde bulunan Nizip İlçesi insanlık
tarihiyle özdeşleşmiş olan bir kenttir. Bu kent günümüzden 10-12 bin yıl önce
tarımsal faaliyetlerin ilk kez görülmeye başladığı Mezopotamya'nın Kuzeyi'nde
"Verimli Hilal” denen bölgenin merkezinde bulunmaktadır. Nizip bu özelliği
dolayısıyla tarihin her döneminde bölgenin adeta tarımsal ürün ambarı konumunda
olmuştur.
Ancak sulama alanında yaşanan sorunlar bölgenin bu tarihsel
özelliğini kaybetme noktasına getirmiştir. Çiftçilerimiz tarımsal sulama
alanında yaşadığı sorunlar nedeniyle topraklarını en verimli şekilde
kullanamamaktadırlar.
Bugün bölgede fıstık ve zeytin üretimi yapılmaktadır. Elbette ki
bu ürünlerin üretimi bölge ekonomisinde önemli bir unsurdur fakat bölgenin
tarımsal üretim potansiyeli karşısında bu unsur düşük kalmaktadır. Hububat
ekiminde gerçekleştirilecek zenginleşme ile bölgenin potansiyeli ortaya
çıkacaktır. Ancak tarımsal arazilerin bugünkü sulama oranı ile bu aşamaya
ulaşmak mümkün değildir. Buna göre, Barak Ovası'nın yanı başında Fırat Nehri
boşa akarken bölge çiftçisinin sulama sorunu yaşaması son derece düşündürücüdür.
Bölgenin tarımsal potansiyelini gerçekleştirmek için ortaya
konulan Barak Ovası sulama projesi ise bugünkü tamamlanma oranları ile
beklentileri karşılamaktan uzaktır. 1996'da inşaatı başlayan ve 2001 yılında
Hancağız Barajının besleme kanalının yüzde 95'inin tamamlanmasına rağmen
2001'den 2010 yılına kadar sulama faaliyetlerine başlanılamamıştır. Barak Ovası
Sulama Projesi kapsamında yapılan yatırımlar ise atıl durumda bekletilmiştir.
Barak Ovası Sulama Projesinin tamamlanmamış olmasının bölgedeki
çiftçilerimize doğrudan bu etkilerinin yanı sıra dolaylı olarak da yansımaları
olmaktadır. Örneğin, bölgedeki çiftçilerimiz elektrik faturaları nedeniyle
mağduriyet yaşamaktadırlar. Sulama projesinin maliyetinin de elektrik
faturalarına yansıtılmasıyla çiftçilerimizin mağduriyeti daha da artacaktır.
Barak Ovası Sulama Projesi'nin tamamlanması, ülkemizde hububat
üretimine ciddi bir artış ivmesi kazandıracaktır. Böylece hububat ithali büyük
oranda azalma yaşanabilecektir. Böylece Barak Ovası'nın ikinci bir Harran Ovası
olmasının önü açılacaktır.
Netice itibariyle ülkemiz tarımsal üretiminin gelişmesi için en
önemli projelerden birisi olan Barak Ovası Sulama Projesinin bir an önce
tamamlanması gerekmektedir. Tarımsal üretimdeki zenginleşme bölgedeki
çiftçilerimizin ekonomik soranlarını gidererek bölge ve ülke ekonomisine de
ciddi katkılar sağlayacaktır. Ancak proje harcamalarının çiftçilerimize
yüklenmemesi gerekmektedir. Bütün bu gerekçelerle Barak Ovası Sulama Projesinin
tamamlanması ve bölgedeki çiftçilerimizin projeden kaynaklanan
mağduriyetlerinin araştırılarak alınacak önlemlerin belirlenmesi gerekmektedir.
3.- Niğde Milletvekili Mümin İnan
ve 24 milletvekilinin, kalsit üretiminde yaşanan sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/783)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Gerekçesini ekte sunduğumuz, ülkemizde madencilik sektöründeki
kalsit üretimi, hammadde ve rezerv bolluğuna rağmen istenilen düzeye
gelmemiştir. Sektörde faaliyet gösteren kalsit üreticileri, "Türk
kalsitinin standardını, uluslararası standartlara çekmek için doğru teknik
bilgilere ve üreticilerin desteğe ihtiyaç duyduğunu" ifade etmektedirler.
Ülkemizde üretimin arttırılması ve üretilen kalsitin, dünya pazarlarında hak
ettiği yeri bulması amacıyla, alınması gereken tedbirlerin ve bunlara ilişkin
yapılacak düzenlemelerin ele alınabilmesi için, Anayasa'nın 98'inci, TBMM
İçtüzüğünün 104 ve 105'inci maddeleri gereğince, Meclis Araştırması açılmasını
arz ve teklif ederiz.
1) Mümin İnan (Niğde)
2) Ertuğrul Kumcuoğlu (Aydın)
3) Tunca Toskay (Antalya)
4) Münir Kutluata (Sakarya)
5) Mithat Melen (İstanbul)
6) Yılmaz Tankut (Adana)
7) Ahmet Orhan (Manisa)
8) Beytullah Asil (Eskişehir)
9) İsmet Büyükataman (Bursa)
10) Mehmet Serdaroğlu (Kastamonu)
11) Ahmet Bukan (Çankırı)
12) Süleyman Lâtif Yunusoğlu (Trabzon)
13) Necati Özensoy (Bursa)
14) Süleyman Nevzat Korkmaz (Isparta)
15) Murat Özkan (Giresun)
16) Erkan Akçay (Manisa)
17) Kürşat Atılgan (Adana)
18) Hasan Çalış (Karaman)
19) Mustafa Kemal Cengiz (Çanakkale)
20) Mehmet Şandır (Mersin)
21) Faruk Bal (Konya)
22) Cemaleddin Uslu (Edirne)
23) Recep Taner (Aydın)
24) Hüseyin Yıldız (Antalya)
25) Alim Işık (Kütahya)
Gerekçe:
Kalsit kimyasal yapısı CaC03 olan ve mikronize
boyutlarda öğütüldükten sonra başta, boya, kâğıt, plastik v.b. gibi birçok
sektörde olmak üzere, beyazlık, ucuzluk ve kazandırdığı özellikler nedeniyle
mümkün olduğu kadar fazla kullanılan bir dolgu ve katkı maddesidir. Kalsit
çevreye en az zarar veren minerallerden olduğu için, birçok yabancı ülkede
toprağa zenginleştirmek için karıştırılmakta ve kirlenen göllerin asiditesini düşürmek için de kullanılmaktadır.
Devlet Planlama teşkilatının Sekizinci Beş Yıllık kalkınma Planı
çerçevesinde hazırlattığı Madencilik Sektörü Özel İhtisas Komisyonu Raporunda;
"Cevher olarak ocaktaki değeri ton başına 3-5 $ (ABD Doları)
olan kalsit, öğütülüp torbalandıktan sonra tonu 40 ila 200 $ (ABD Doları)
değerlere ulaşmaktadır. Ton başına katkı payı çimentodan daha yüksektir. Yüksek
tonajlarda üretilip, Avrupa ve yakın ülkelere ihracı teşvik edilmelidir. Bu
teşvikte tüm maden ihracatında yapılması gerektiği gibi, limanlarımızı yükleme
imkânlarıyla donatmak, maden yüklemelerinden diğer birim satış fiyatı yüksek
ihraç mallarından alınan yükleme masraflarından daha düşük bir bedel almak,
üreticimizin elektriği rakip ülkelerin fiyatlarıyla kullanmasını sağlamak
gerekmektedir.
Kalsit, temel birçok sanayiinin ana
girdisi olmakta, Titanyum dioksit gibi çok pahalı pigmentlerin daha az
kullanılmasını sağladığı için gerek ekonomik, gerekse çevre sağlığını artırıcı
(kâğıt sektöründe daha az selüloz kullanılmasına neden olarak) etkisi
bulunmaktadır. Sektörde yerli veya yabancı ayrımı yapılmadan;
•Tekelleşmenin engellenmesi,
• Yabancı kuruluşların yurt
içi fiyatları ile dünya fiyatlarının uyumluluğunun sağlanması,
• Üretim faaliyetinde
bulunmadıkları halde Maden Kanununun boşluklarından istifade edilerek ihtiyacın
çok üzerinde bir rezervin bloke edilmesinin engellenmesi (Bu yapılmadığı
takdirde yaygın olmasına rağmen kalsit rezervleri bir kaç kuruluşun tekelinde
kalabilir.) gerekmektedir.
Hâlihazırda mevcut kuruluşlar yarı kapasite ile çalışmaktadır.
Yani %50 kapasite fazlası vardır. Bu sorun ihracat yoluyla çözülebilir aksi
halde kuruluşların satışı, kapanması kaçınılmaz olacaktır." Şeklinde
görüşler beyan edilmesine rağmen, sektör temsilcileri bu konularda hiçbir
gelişme olmadığını ifade etmektedir.
Kalsit Üreticileri, düşük döviz değerleri, yüksek enerji,
lojistik maliyetleri, kalifiye personel yetersizliği gibi sorunların sektörel gelişmeyi yavaşlattığını, üretimin dünya
standartlarına uygunluk hususunda değişkenlik göstermesinin öncelikli olarak
ele alınması gerektiğini, üretim sahasında arzu edilen canlılık için, enerji
maliyetlerinin mümkün olan en alt seviyeye çekilmesi ve enerji konusunda
uluslararası standartlarda özel bir tarife uygulanması gerektiğini belirterek,
mevcut demiryollarının, deniz taşımacılığının maksimum faydalanacağı şekilde
yeniden rehabilite edilmesini talep etmektedirler.
Yukarıda açıklanan sorunların çözümü için alınacak tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla bir Meclis Araştırması açılması gerekmektedir.
4.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru
ve 22 milletvekilinin, suçun önlenmesinde eğitim ve öğretimin yerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/784)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Ülkemizde suç çeşidi ve oranının her geçen yıl sürekli artış
göstermesinin, eğitim ve öğretimle olan ilişkisinin araştırılarak, alınması
gereken tedbirler amacıyla Anayasanın 98. İçtüzüğün 104. ve 105. Maddeleri
gereğince Meclis araştırması yapılmasını arz ve teklif ederiz.
1) Reşat Doğru (Tokat)
2) Hasan Çalış (Karaman)
3) Mehmet Şandır (Mersin)
4) Ahmet Bukan (Çankırı)
5) Akif Akkuş (Mersin)
6) Beytullah Asil (Eskişehir)
7) Münir Kutluata (Sakarya)
8) Tunca Toskay (Antalya)
9) Mümin İnan (Niğde)
10) Ahmet Orhan (Manisa)
11) Kamil Erdal Sipahi (İzmir)
12) Mustafa Kemal Cengiz (Çanakkale)
13) Ali Uzunırmak (Aydın)
14) Kadir Ural (Mersin)
15) Süleyman Lâtif Yunusoğlu (Trabzon)
16) Metin Ergun (Muğla)
17) Muharrem Varlı (Adana)
18) Mustafa Enöz (Manisa)
19) Alim Işık (Kütahya)
20) Metin Çobanoğlu (Kırşehir)
21) Rıdvan Yalçın (Ordu)
22) Kürşat Atılgan (Adana)
23) Murat Özkan (Giresun)
Gerekçe:
Bir toplumdaki eğitimli bireylerle suç arasında ters yönlü bir
ilişki beklenmektedir. Diğer bir ifadeyle eğitim seviyesindeki artmaya paralel
olarak suç oranlarında azalmanın olduğu ve bu iki değişken arasında negatif bir
ilişkinin olduğu ifade edilmektedir.
Son beş yılda, AKP iktidarında suçlar artmış, cezaevleri yetersiz
kalmıştır. Cezaevlerinde insanlar yatmaya yer bulamamakta ve konusu değişik
suçlu sayısı gün geçtikçe katlanarak artmaktadır. Toplum korku içerisindedir.
Yazılı ve görsel medyada takip ettiğimiz olaylarda insanların, yaş farkı
olmaksızın suç eğiliminde olduğunu görmekteyiz.
Eğitim; bağımsız bir toplum ve ulusu oluşturacak, bireysel moral
düzeyi yüksek, sağlıklı bireylerin yetiştirilmesiyle hem bireysel hem de
evrensel bir kültüre sahip, zengin bir toplumu yetiştirmeyi amaçlar. Eğitimdeki
tüm yenileşme ve gelişme girişimleri, toplumun her kesiminin ilgi alanına
girmektedir. Eğitim, toplumda değişmelerden sorumlu olması nedeniyle değişime
diğer sistemlerden önce uyum sağlamak durumundadır. Bunun için, sosyo-ekonomik gelişmenin en önemli itici gücü ve en önemli
unsuru, toplumun eğitim düzeyidir.
Bugünkü, suç çeşidi ve oranının, aynı zamanda suçlu sayısının her
geçen gün artmasının bir Eğitim Noksanlığı ve Eğitimdeki İhmallerin günümüze
yansıması olduğu bir gerçektir. Suçun, psikolojik ve sosyolojik temelleri
olduğu gibi suça yönlenmede eğitimin de etkisi olduğu unutulmamalıdır.
İstatistiklere baktığımızda suçluların yaş oranının oldukça
küçülmesi, bu çocukların okul çağında olmaları, eğitimde aksaklığın en belirgin
örneğidir. Adli suçların yanında alkol, uyuşturucu kullanımı ve madde
bağımlılığındaki yaş oranı da endişe verici boyutlara gelmesidir.
Okullarda hangi çocukların suça eğilimli, hangilerinin sorunlu
olduğunu tespit ederek, onlarla özel olarak ilgilenilmeli, bu öğrencilerin
rehber öğretmenler eşliğinde rehabilite edilmesi,
aileleri ile birlikte çocukların sosyal hayata hazırlanması sağlanmalıdır.
Eğitim sistemindeki sürekli değişkenlikler, istikrarsız bir sınav
sistemi, çocukların, buluğ döneme geçişin olduğu 13-14 yaşında, en hareketli
dönemlerinde tekrarı olmayan ve çok zor bir sınava hazırlık aşamasında öğrenci
üzerindeki baskılar, çocuktaki yarattığı stres ya madde bağımlılığına ya da
şiddete yönlendirmektedir.
Eğitim legal ve illegal faaliyetlerden beklenen ödülleri
belirleyerek, akılcı suçluların suç faaliyetini etkilemektedir. Bu tür olumsuz
gelişmelerin karar alma sürecinde eğitim, suça yönelmeyi azaltabilir.
Konunun Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından da araştırılması
suç işlemeye yatkın grupların eğitim yolu ile engellenmesine ışık tutacağı
kanaatindeyiz.
Araştırma önergemiz bu amaçla hazırlanmıştır.
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp
açılmaması konusundaki görüşmeler sırası geldiğinde yapılacaktır.
Sayın Öğüt, sisteme girmişsiniz, ne için acaba?
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) – Efendim, İç Tüzük 60’a göre kısa bir
açıklama yapmak istiyorum.
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
2.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars ilinin kara yolları ulaşımının
sorunlarına ilişkin açıklaması
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) – Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Yaz başlamasıyla kara yolları da hareketlendi. Kars-Ardahan
arasındaki yol yaklaşık beş yıldır bitmiyor. Geçen hafta da ben Kars’taydım.
İnanın Ardahan’a bir saatlik yolu iki buçuk saatte gittik. Sayın Ulaştırma
Bakanımız da biraz önce buradaydı. Bizde sezon çok kısa olduğu için, yani
ekimin sonunda, biliyorsunuz, kar yağıyor, buz tutuyor, onun için bu sezon
Kars-Ardahan yolunun bitirilmesini istirham ediyoruz. Çok önem taşıyor.
Bir de, Ardahan-Ardanuç yolu var. Bu yol da on beş yıldır bitmedi.
Onun da bitirilmesini istirham ediyoruz. Göle-Erzurum arasındaki yol. O da
bitmedi. Yani bizim Doğu Anadolu’ya nedense devletin bakış açısı farklı, üvey
evlat yerine koyuyorlar. Başka yerlerde gösterişe dayalı asfaltlar, yollar
yapılıyor ama bizim oradaki ihtiyaç olan, toplumun o sınırda bekçiliğini çok
görüp, ona bir yol yapmayı bile çok gören Hükûmeti burada
eleştiriyorum ve diyorum ki, bu yolun derhâl, bir an evvel bitmesini istirham
ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Öğüt.
Sayın milletvekilleri, alınan karar gereğince sözlü soru
önergelerini görüşmüyor ve gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.
1’inci sırada yer alan, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri
1.- Türk Ticaret Kanunu Tasarısı
ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2’nci sırada yer alan, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Türk Borçlar Kanunu Tasarısı
ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S. Sayısı: 321)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3’üncü sırada yer alan, Milletlerarası Para Fonu ile
Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak İçin Hükümete Yetki
Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para Fonu Ana Sözleşmesinde
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
3.- Milletlerarası Para Fonu ile
Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak İçin Hükümete Yetki
Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para Fonu Ana Sözleşmesinde
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/761) (S. Sayısı: 458)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4’üncü sırada yer alan, Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Bayram
Meral ve 20 Milletvekilinin 5539 Sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve
Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
4.- Karayolları
Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Bayram Meral ve 20 Milletvekilinin; 5539 Sayılı Karayolları Genel
Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Plan ve Bütçe
Komisyonları Raporları (1/788, 2/226)
(S. Sayısı: 499) (x)
BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Geçen birleşimde birinci bölümde yer alan 6’ncı madde kabul
edilmişti.
Şimdi, bu bölümde yer alan diğer maddeleri ve varsa önerge
işlemlerini yaptıktan sonra oylarınıza sunacağım.
7’nci madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı kanun tasarısının 7. maddesinin
4. fıkrasına aşağıdaki (c) bendinin eklenmesini ve buna bağlı olarak ekli (I)
sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Merkez Teşkilatı Cetvelinde gerekli
düzenlemenin yapılmasını arz ve teklif ederim.
c) Bilgi Teknolojileri Dairesi Başkanlığı
|
Osman Coşkunoğlu |
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
Ergün Aydoğan |
|
Uşak |
Malatya |
Balıkesir |
|
Şevket Köse |
Eşref Karaibrahim |
|
|
Adıyaman |
Giresun |
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 7. maddesinin (5) numaralı
fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet Günal |
Oktay Vural |
Akif Akkuş |
|
Antalya |
İzmir |
Mersin |
|
Nevzat Korkmaz |
Alim Işık |
M. Akif Paksoy |
|
Isparta |
Kütahya |
Kahramanmaraş |
|
Mustafa Kalaycı |
Mümin İnan |
|
|
Konya |
Niğde |
|
BAŞKAN – Komisyon bu son okuttuğum önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
– Katılamıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Sayın Günal, buyurunuz. (MHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, bu tasarı Alt Komisyonda ve Komisyonda
görüşülürken, bu konuda arkadaşlarımıza tekliflerimiz, eleştirilerimiz olmuş
idi ve Alt Komisyonda da “yönetmelikle belirlenmesi” hususu eklendi. Ancak,
onun da yeterli olmadığını kendilerine ifade etmiştik.
(x) 499 S. Sayılı Basmayazı 18/6/2010 tarihli
120’nci Birleşim Tutanağı’na eklidir.
Sayın Bakanım “Katılmıyoruz.” diye çok kolay bir şekilde söyledi ama
ben şimdi size, küçük bir şekilde, bir iki açıklamada bulunacağım, hâlâ
“Gerekli değil.” derseniz ki daha önce Anayasa Mahkemesinin böyle gerekçelerle
bazı kanunları bozduğunu da bilginize sunmak istiyorum.
Değerli arkadaşlar, Anayasa’mızın 123’üncü maddesinde “İdare,
kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir.
İdarenin kuruluş ve görevleri, merkezden yönetim ve yerinden
yönetim esaslarına dayanır.
Kamu tüzelkişiliği, ancak kanunla veya kanunun açıkça verdiği
yetkiye dayanılarak kurulur.” deniyor.
Bu çerçevede, bu işleri düzenleyen 3046 sayılı Bakanlıkların
Kuruluş ve Görev Esasları Hakkında Kanun’un 16’ncı maddesinde de şöyle deniyor:
“Bakanlık merkez teşkilatı ile bakanlık bağlı kuruluşlarının düzenlenmesinde
uyulacak esas ve usuller:”
(A) bendine baktığımız zaman: “Genel müdürlük, müstakil daire
başkanlığı, danışma, denetim ve yardımcı birimlerin kurulması, kaldırılması,
görev, yetki ve sorumlulukları kanunla düzenlenir.”
Şimdi, buraya bakıyorsunuz: Daha önce arkadaşlarımızı uyardık,
bunun üzerine Teftiş Kurulu Başkanlığı ile Hukuk Müşavirliğinin görevleri ayrı
olarak yazıldı ama maddeye baktığınız zaman diğerlerinin sadece isimleri var:
“Ana hizmet birimleri aşağıdaki birimlerden oluşur.”, “Danışma ve denetim
birimleri aşağıdaki birimlerden oluşur.”, “Yardımcı hizmet birimleri aşağıdaki
birimlerden oluşur.”
Ama burada sadece birimlerin isimleri değil görev, yetki ve
sorumlulukları kanunla düzenlenir, deniliyor. Bu çerçevede sadece maddenin
sonunda yönetmelik çıkarılacağını söylemek bunun ayrıntılarını belirleme
açısından yeterli değildir.
Ayrıca, böyle bir çalışma içerisinde, gelen bütün kanun
tasarılarında maalesef AKP Hükûmeti… Değerli
arkadaşlarım sonraki maddelerde de yine ayrıntılarıyla tartışacağız, her gelen
tasarının içerisinde birim isimleri değiştiriliyor. Dolayısıyla burada ne
yapılıyor? Birim ismi değiştiği için bir geçici maddeyle şu anda unvanı
değişen, ismi değişen veya kaldırılan daire başkanlıkları, genel müdürlükler,
tamamıyla istifa etmiş sayılıyor, yeniden görevlendirilme yapılıyor. Yeniden
görevlendirme yapılamayanlara da süre konuluyor, doğrudan müşavir kadrosuna
falan tarihe kadar atanırlar, deniliyor.
Şimdi, burada bakıyorsunuz yani isimlere küçük bir “ve” ekleyerek
veya “daire” yerine “dairesi” koyarak belli daire başkanlıklarının ve
birimlerin adının değiştiğini görüyoruz. Bu söylediğimiz, onların temel
görevleriyle ilgili hususların kanunda yer almamasının yanında diğer bir etken
olarak karşımıza çıkıyor.
Bu çerçevede, bu maddenin bu hâliyle geçmesi durumunda, bunun hem
Anayasa’nın 123’üncü maddesine göre hem de 3046 sayılı Kanun’un 16’ncı
maddesinde düzenlenen teşkilatlanma esas ve usullerine göre hukuka aykırı
olduğu açık bir şekilde görülmektedir.
Biz bu nedenle, diğer bazı maddelerde de söylediğimiz gibi, hukuka
uygunluğun sağlanması açısından bu önergemizi verdik. Aksi takdirde, bu konuda
problemler olacağını, daha sonra uygulamada da problemler yaşanacağını şimdiden
sizlere ihtaren duyurmak istiyorum.
Eğer, her zaman olduğu gibi, iktidar alışkanlığı içerisinde parmak
kaldırır, kabul etmedik derseniz, yarın bu sorunlar tekrar karşınıza
çıkacaktır. Bilmiyorum, daha önce de söylediğimiz hususları Sayın Bakanımız
dikkate alacağını söylemişti ama yine orada Komisyonun yönlendirmesiyle hepsi
reddedildi. İnşallah, bu dikkate alınır ve önerimiz kabul edilir ve bu hukuk
dışı uygulamadan dönülür diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Günal.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Sayın Başkan, yoklama istiyorum.
BAŞKAN – Yoklama talebinde bulunan arkadaşların isimlerini tespit
edeceğim: Sayın Anadol, Sayın Öğüt, Sayın Mengü, Sayın Korkmaz, Sayın Ergin, Sayın Güvel, Sayın Köse, Sayın Seçer, Sayın Özkan, Sayın Süner, Sayın Çakır, Sayın Ayhan, Sayın Halıcı, Sayın Barış,
Sayın Aydoğan, Sayın Coşkunoğlu,
Sayın Sönmez, Sayın Köktürk, Sayın Pazarcı, Sayın Serter.
Yoklama için iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı yoktur.
On dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 14.16
ÜÇÜNCÜ
OTURUM
Açılma
Saati: 14.30
BAŞKAN:
Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP
ÜYELER: Yusuf COŞKUN (Bingöl), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
122’nci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
III.- Y O K L A M A
BAŞKAN – İstem üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı
bulunamamıştı.
Şimdi, yoklama işlemini tekrarlayacağım.
Yoklama için iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı vardır.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Karayolları
Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Bayram Meral ve 20 Milletvekilinin; 5539 Sayılı Karayolları Genel
Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Plan ve Bütçe
Komisyonları Raporları (1/788, 2/226) (S. Sayısı: 499) (Devam)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı kanun tasarısının 7. maddesinin
4. fıkrasına aşağıdaki (c) bendinin eklenmesini ve buna bağlı olarak ekli (I)
sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Merkez Teşkilatı Cetvelinde gerekli
düzenlemenin yapılmasını arz ve teklif ederim.
c) Bilgi Teknolojileri
Dairesi Başkanlığı
Osman
Coşkunoğlu (Uşak) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
– Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Sayın Coşkunoğlu, buyurunuz
efendim.
OSMAN COŞKUNOĞLU (Uşak) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başbakan bu kürsüden Meclis Başkanına hitap ederek,
milletvekillerini göstererek “Bunları siz mi susturacaksınız, ben mi
susturayım?” demişti Sayın Başkan. Burası yüce Türkiye Büyük Millet Meclisinden
çok bir kıraathaneyi andırıyor! Bu duruma sizin müdahale etmenizi rica ederim.
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, biraz sessiz olursanız kürsüdeki
milletvekili arkadaşımızı daha rahat dinleyebileceğiz.
Buyurunuz efendim.
OSMAN COŞKUNOĞLU (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun Tasarısı’nın 7’nci maddesi Karayolları Genel Müdürlüğünün teşkilatını
tanımlıyor. Bu tanım içerisinde, ana hizmet birimleri içerisinde Bilgi
Teknolojileri Dairesi Başkanlığının da olması gerekir.
Bu konuda bir önerge vermiştim, Sayın Bakan -teşekkür ederim-
kendisi de, özellikle bilgi teknolojileri konusunu uhdesinde toplayan Sayın
Bakan da bu konuya duyarlı davrandı fakat ana hizmet birimleri içerisinde değil
de yardımcı hizmet birimleri içerisinde olma koşuluyla. O da yeterli çünkü şu
anda görüşmekte olduğumuz kanun tasarısının içerisinde bilgi teknolojileri
bölümü, böyle bir sorumluluk, böyle bir birim ifade dahi edilmemiştir. Bu,
büyük bir ihmaldir. Neden bunu kabul etmeliyiz? Sadece, belki iktidar
milletvekillerince, Sayın Bakanın kabul etmiş olması yeterli ama tabii biraz
düşünmek isteyenler için bazı nedenleri söyleyeyim: Karayolları, ilginç bir
şekilde Türkiye’de ilk bilgisayara yani şimdi Taş Devri modeli diyeceğimiz IBM
650’nin, ilk bilgisayarın geldiği kuruluştur. O günden bu güne köprülerin
altından çok sular geçti, teknoloji çok ilerledi, iş yapış tarzımız kamuda,
özelde çok değişti. Neden Karayollarında bilgi teknolojileri birimi önemlidir,
hatta bence ana hizmet birimi olmalıdır? Çok neden sayılabilir, en önemli
birkaç nedeni ifade etmek istiyorum: Kurumun tüm merkez ve taşra teşkilatına
hizmet veren İnternet
ve intranet sisteminin yönetimi böyle bir birimin görevi
içerisindedir. Çok geniş teşkilatı olan Karayolları Genel Müdürlüğünde bu
İnternet ve intranet hizmetlerini ve iletişimini sağlamakla görevli olacaktır.
İkincisi, hem kurum içine hem de kara yolu bilgilerine ihtiyaç duyan kurumlara,
diğer kurumlara hatta bireylere hizmet veren ve coğrafi bilgi sistemleri -artık
sık sık kullanmaya başladığımız- teknolojilerinin
kullanıldığı Karayolu Bilgi Sistemi Projesi kapsamındaki uygulamalardan sorumlu
olacaktır bu birim. Bir üçüncüsünü sayayım: Kurumun büyük maceralarla nihayet
açılmış, yapılmış ve yurttaşa sunulmuş olan e-devlet kapısından sunduğu
hizmetlere yönelik bu uygulamalar, bireyleri, vatandaşları yakından
ilgilendiren uygulamalardır. Yol durumu, güzergâh analizi, özel yük taşıma izin
belgesi, otoyol kaçak geçiş sorgulaması gibi uygulamaların, görevlerin yerine
getirilmesinden bu birim sorumlu olacaktır.
Ayrıca, yine hatırlatmak isterim, her ne kadar bilgi
teknolojilerine çok önem verildiği iddia ediliyorsa da bu Hükûmet
tarafından, 19 Mart 1998 tarihinde bir Başbakanlık genelgesinde, bilgi işlem
birimlerini, içinde bulunduğu kurumun en üst düzey yöneticisine bağlı bağımsız
bir birim hâline getirmek gerektiği belirtilmişti 1998’de ve dünyadaki
gelişmeler de, gerek özel gerek kamu sektöründe, bu yöndedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
OSMAN COŞKUNOĞLU (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bilgi teknolojileri birimi, en üst düzeyde Genel Müdürlüğe bağlı
ve bağımsız çalışan bir birim olmak zorundadır.
Burada bir uzlaşma önergesiyle karşı karşıyayız. Bunun kabulünü
diler, yüce Meclise saygılar sunarım.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Coşkunoğlu.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
– Kabul, arkadaşlar…
OSMAN COŞKUNOĞLU (Uşak) – Uyandırmaya uğraştım ama maalesef…
BAŞKAN – Şimdi, herhâlde bir yanlış anlaşma oldu. Elektronik
cihazla tekrar oylama yapalım.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) – Eksik ne var Sayın Başkan? Oylama
yapıldı, oylama bitti efendim.
BAŞKAN – Sonucu ilan etmedim efendim. Sonucu ilan etmediğim için
önergeyi tekrar soruyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmiştir. (CHP sıralarından alkışlar)
7’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 7’nci madde kabul edilmiştir.
8’inci madde üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Kanun Tasarısının 8 inci
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde geçen “inceleme” ibaresinden sonra
gelmek üzere “,soruşturma” ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
|
Nuri Uslu |
Musa Sıvacıoğlu |
Bekir Bozdağ |
|
Uşak |
Kastamonu |
Yozgat |
|
Yaşar Karayel |
Hamza Yerlikaya |
|
|
Kayseri |
Sivas |
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 8. maddesinin (2) numaralı
fıkrasının başına “Teftiş Kurulu Başkanlığı bu kanunla kendisine verilen görevleri
başmüfettiş, müfettiş ve müfettiş yardımcıları eliyle yürütür.” ibaresinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet Günal |
Akif Akkuş |
Oktay Vural |
|
Antalya |
Mersin |
İzmir |
|
Nevzat Korkmaz |
Mustafa Kalaycı |
M. Akif Paksoy |
|
Isparta |
Konya |
Kahramanmaraş |
|
Alim Işık |
Mümin İnan |
Hüseyin Yıldız |
|
Kütahya |
Niğde |
Antalya |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının Teftiş Kurulu
Başkanlığı başlıklı 8. maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasına arz ve teklif
ederiz.
|
Şevket Köse |
Orhan Ziya Diren |
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
|
Adıyaman |
Tokat |
Malatya |
|
Ali İhsan Köktürk |
Hulusi Güvel |
Hüseyin Ünsal |
|
Zonguldak |
Adana |
Amasya |
|
Selçuk Ayhan |
Ergün Aydoğan |
|
|
İzmir |
Balıkesir |
|
BAŞKAN – Komisyon okuttuğum son önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
– Katılamıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Kim konuşacak efendim?
K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Ergün Aydoğan.
BAŞKAN – Sayın Aydoğan, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
ERGÜN AYDOĞAN (Balıkesir) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 499 sıra
sayılı Tasarı’nın 8’inci maddesinin tasarıdan çıkarılmasıyla ilgili verdiğimiz
önerge üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
Değerli arkadaşlar, değerli milletvekilleri; ulusal ölçekte kara
yolu ulaşımının diğer türlerine göre artan ağırlığıyla ulaşım ve taşımacılığın
önemli bir bölümü kara yolu taşımacılığıdır. Bunun ülke ekonomisi üzerinde
olumsuz etkisi olduğu da çok açık bir gerçektir. Ulaşım ve taşımanın önemli bir
kısmının kara yoluyla olması nedeniyle bu gerçeği hepimiz bilmekteyiz.
Ulusal ulaşım planının geciktirilmeden hazırlanması Bakanlığın ve Hükûmetin görevidir. Bir ana plana bağlı olmadan sürdürülen
yatırımların çoğunda sorunlar mevcuttur ve artarak devam etmektedir. Yapılan
projeler tamamen kısa süreli çözümlerdir. Hükûmette
olduğunuz sürede maalesef bir ulaşım master planınız
yoktur.
Hükûmet olduğunuzdan
bugüne duble yollarla övündünüz, sürekli duble yolları
öne çıkardınız. 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra tarafınızdan Acil Eylem
Planı’nda 15 bin kilometre duble yol yapılacağı
kamuoyuna ilan edildi. Bu yapımlara başladığınızda gidiş-geliş olan yolların
tamamını duble yollara çevireceğinizi, maddi ve önemli
kazaları en aza indireceğinizi açıkladınız. Sekiz yıl içinde 11 bin kilometre
yakaladığınızı, aştığınızı ifade ediyorsunuz. Şimdi soruyoruz buradan:
İktidarınız döneminde ne kadar duble yol yaptınız?
Yaptığınız duble yol güzergâhları nedir? Yolların
başlangıç ve bitiş tarihlerini gerçekten merak ediyoruz. Bu yollara ne kadar
kaynak harcandı? Harcadığınız bu kaynak dünya ölçümlerinde midir? Bakım onarıma
harcadığınız kaynak nedir?
Sayın milletvekilleri, değerli arkadaşlar; bu yolları yaparken
partili yakınlarınıza, müteahhitlerinize verip
vermediğinizi, hangi bakanların yakınlarına, akrabalarına verip vermediğinizi,
bu müteahhitlerden partinize kaynak aktarıp aktarmadığınızı sormuyorum. Bu
yapılan duble yolların kalitesini soruyorum. Dünya
standartlarında olup olmadığını soruyorum. Yol hatasından kazaların artıp
artmadığını, ölümlerin artıp artmadığını soruyorum.
Eskişehir’de yeni yapılan, hatta teslimi yapılmayan yollarda
mühendislik hatası olup olmadığını soruyorum. Geçtiğimiz pazar günü benim de
bizzat kaza yaptığım yolu soruyorum. Oradaki görevlilerin de ifade ettiği, bu
yolun hangi mühendislik bilimiyle yapıldığını buradan size soruyorum Sayın
Genel Müdürüm, Sayın Bakanım.
Eskişehir’de son dalçıktan çıktıktan
sonra önünüzü göremiyorsunuz. Çıktığınız anda yağıştan dolayı biriken su
birikintisinin içine giriyorsunuz ve kaza yaşıyorsunuz. Geçtiğimiz pazar günü
bu kazayı yaşadım hâlâ şu anda aracım Eskişehir’de.
Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; bunlarla birlikte yine çok
övündüğünüz, sürekli İktidarınızın “medarıiftiharı” dediğiniz duble yollarla ilgili ulaşımı en zor il olan Balıkesir
ilinin Susurluk-Bandırma, Susurluk-Balıkesir, Balıkesir-Manisa,
Balıkesir-Çanakkale, Balıkesir-Körfez yolunu soruyorum; neden bugüne kadar
yapılamadığını soruyorum. Elbette, yetkililer, belli bir yolların yapıldığını
söyleyeceklerdir ama bakın, Balıkesir-Manisa arasında yol hâlâ bitmemiş,
Balıkesir-Çanakkale arasında yol bitmemiş, Balıkesir-Körfez yolu bitmemiş ve duble yollardan en az pay alan il maalesef Balıkesir.
Değerli arkadaşlar, değerli milletvekilleri; yine, İktidarınızın
önemli bir söylemi olan “Babalar gibi satarım.” anlayışıyla limanları,
fabrikaları her tarafı sattınız. Sıra otoyollara, köprülere ve kara yollarına
geldi. Tabii, sırada okulların olduğunu da biliyoruz.
Değerli arkadaşlar, değerli milletvekilleri; yine, buradan Sayın
Bakanımıza ve Sayın Genel Müdüre soruyorum: Taşımacılığın önemli bir bölümü
kara yolu ulaşımıyla yapılırken kara yollarındaki taşıma sektöründe faaliyet
gösteren taşımacıların çektiği sıkıntıların giderilip giderilmemesiyle ilgili
geçmişte çıkardığınız çok yüksek maliyetlerle taşımacıların aldığı belgelerin
kullanılıp kullanılmadığını, geçerli olup olmadığını soruyorum.
Yine, burada yük taşımacılığında yol boylarındaki kantarlarda
yapılan ölçümlerde…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
ERGÜN AYDOĞAN (Devamla) – …yollardaki kara yolu taşımacılığında
yük istiabı tartılırken bu kantarların her tartımda farklı ölçümler verdiğini,
neden bunu verdiğini lütfen açıklayınız. Taşımacı, fabrikadan yükü yüklediğinde
yoldaki ölçüm noktasında aynı araçta, aynı yükte 3 defa kantara girdiğinde, 3
defa farklı sonuç, 100’den 300 kiloya kadar farklı rakamların çıktığını buradan
soruyorum.
Değerli arkadaşlar, değerli milletvekilleri; gerçekten olmazsa
olmaz ulaşımın bir an önce bu sorunlarının giderilmesi ve ulaşımın sorunlarının
çözülmesi dileğiyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Aydoğan.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 8. maddesinin (2) numaralı
fıkrasının başına “Teftiş Kurulu Başkanlığı bu kanunla kendisine verilen
görevleri başmüfettiş, müfettiş ve müfettiş yardımcıları eliyle yürütür.”
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Günal (Antalya) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
– Katılamıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Kim konuşacak?
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Sayın Yıldız efendim.
BAŞKAN – Sayın Yıldız, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN YILDIZ (Antalya) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun
tasarısı hakkında vermiş olduğumuz değişiklik önergesi üzerinde söz almış
bulunuyorum. Yüce heyeti saygılarımla selamlıyorum.
Sayın Bakan, 26/10/2009 tarihinde
Bakanlığınıza sorduğum yazılı soru önergeme 24/3/2010 tarihinde yani tam beş ay
sonra cevap veriyorsunuz. Elbette buna da şükretmemeliyiz, “Hiç cevap da
vermeyebilirdi.” dememeliyiz. Tasarı yasalaşınca yapacağınız atamalarda sizi,
milletvekillerini ve halkı yanıltan bürokratlarınızı değerlendirmelisiniz.
Mecliste, televizyon ekranlarında, mitinglerinizde, tesis açılışlarınızda
yaptığınız gibi, maalesef, milletvekillerine verdiğiniz yazılı cevaplarda da
doğruları yansıtmamaktasınız.
Karayolları Genel Müdürlüğünün sorumluluğunda, 2002 yılının sonu
itibarıyla
Değerli milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmetinin sekiz yıllık iktidarında
Vatandaşımız sizin yaptığınız yol standardını da, beğenmediğiniz
sizden önceki hükûmetlerin yol standardını da
kullanarak biliyor. Adalet ve Kalkınma Partisi yöneticileri hava yolunu
kullandığından bilmiyor olabilirler. Ankara-Kulu, Ankara-Aksaray yolunda
seyahat ederseniz, yaptığınız yolların standartlarının örneğini burada görmeniz
mümkündür. “Bitirdik.” dediğiniz yolların bitmediğini, hâlen yol altyapılarının
sürdüğünü göreceksiniz.
Sizden önceki hükûmetler, o
dönemlerin ekonomik ve teknolojik zor şartları altında, 40 tonluk kamyonlardan,
kırıcılardan, delicilerden yoksun,
kazmayla, kürekle, kompresörle, bugün beğenmediğiniz, yok saydığınız kara
yollarını yapıyor, hem de demir çelik tesislerini, PETKİM’i,
Türk Telekom'u, hidroelektrik santralleri, termik santralleri, sizleri
yetiştiren okulları, hastaneleri, üniversiteleri, Tekeli, SEKA’yı -burada
sayamayacağım- Adalet ve Kalkınma Partisinin özelleştirerek yandaşlarına ya da
küresel sermayeye peşkeş çektiği stratejik tesisleri de yapıyordu. Özelleştirerek sattığınız bir tek Türk Telekom’dan elde edilen
gelirle, övünerek bitiremediğiniz bölünmüş yolları yapmanız mümkündür.
Beğenmediğiniz hükûmetlerin yaptığı kara yollarını
elli yıldır kullanıyoruz, daha da kullanmaya devam edeceğiz. Bir kara yolları
işçisinin oğlu ve o yolların yapımında hizmeti olan bir işçinin oğlu olarak
bunları övünerek de söyleyebiliyorum. Adalet ve Kalkınma Partisinin yaptığını
söylediği yolların büyük bölümünün, ömrü bir yıl bile dolmadan yine AKP’nin
zikzaklı siyasetine benzediğini tüm Türkiye görmektedir.
Değerli milletvekilleri, yine Antalya ilinde 2003-2009 yılları
arasında
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HÜSEYİN YILDIZ (Devamla) – Sayın Başkan, daha sürem bitmedi,
göstergede sorun var, gösterge sabit kaldı.
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, sistemde arıza var.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 14.56
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 15.06
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Yusuf COŞKUN
(Bingöl), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
122’nci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
499 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
8’inci madde üzerinde Antalya Milletvekili Sayın Hüseyin Yıldız
değişiklik önergesinin gerekçesini açıklarken teknik bir aksamadan dolayı
sözlerini tamamlayamamıştı. Şimdi konuşmasını tamamlamak üzere Sayın Yıldız’ı
kürsüye davet ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
Son ek sürenizde kalmıştınız, verememiştik.
Buyurunuz Sayın Yıldız.
HÜSEYİN YILDIZ (Antalya) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Adalet ve Kalkınma Partisinin değerli milletvekilleri konuşmamda
belirttiğim rakamların doğru olmadığını ifade ettiler. Ulaştırma Bakanlığının
Ulaşan ve Erişen Türkiye-2008, Ulaşan ve Erişen Türkiye-2009 kitaplarını
incelediğiniz zaman -sayfasını da verebilirim- konuşma metnimi alınca, verdiğim
rakamların Karayolları Genel Müdürlüğünün rakamları olduğunu göreceksiniz.
Antalya ilinde 2003-2009 yılları arasında
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi bağlayınız.
Buyurunuz.
HÜSEYİN YILDIZ (Devamla) – Peki, çok teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Yazılı soru önergeme
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Yıldız.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Kanun Tasarısının 8 inci
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde geçen “inceleme” ibaresinden sonra
gelmek üzere “, soruşturma” ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nuri
Uslu (Uşak) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
– Olumlu görüşle takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılıyoruz.
BAŞKAN – Kim konuşacak efendim?
SUAT KILIÇ (Samsun) – Gerekçe okunsun.
Gerekçe:
8 inci maddenin (a) bendindeki düzenlemeye paralellik sağlanması
amacıyla söz konusu önerge verilmiştir.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Karar yeter sayısı istiyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Karar yeter sayısı arayacağım efendim.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Karar yeter sayısı yoktur.
On dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.09
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.19
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Yusuf COŞKUN
(Bingöl), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
122’nci Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
8’inci maddede, Uşak Milletvekili Sayın Nuri Uslu ve
arkadaşlarının önergesinin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı… Yok.
SUAT KILIÇ (Samsun) – Elektronik yapabiliriz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Elektronik cihazla yineliyorum oylamayı, bir dakika da
süre vereceğim.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Önerge kabul edilmiştir, karar yeter sayısı vardır.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 8’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 8’inci madde kabul edilmiştir.
9’uncu madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 9. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının (b) bendinin sonundaki “hukuki mütalaasını bildirmek” ibaresinin
“hukuki mütalaa vermek” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet Günal |
Oktay Vural |
M. Akif Paksoy |
|
Antalya |
İzmir |
Kahramanmaraş |
|
Alim Işık |
K. Erdal Sipahi |
Beytullah Asil |
|
Kütahya |
İzmir |
Eskişehir |
|
Mümin İnan |
Nevzat Korkmaz |
Akif Akkuş |
|
Niğde |
Isparta |
Mersin |
|
|
Mehmet Serdaroğlu |
|
|
|
Kastamonu |
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının Hukuk
Müşavirliği başlıklı 9. maddesin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
|
Şevket Köse |
Orhan Ziya Diren |
Çetin Soysal |
|
Adıyaman |
Tokat |
İstanbul |
|
Ali İhsan Köktürk |
Hulusi Güvel |
Enis Tütüncü |
|
Zonguldak |
Adana |
Tekirdağ |
|
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
Rasim Çakır |
|
|
Malatya |
Edirne |
|
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
– Katılamıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Soysal. (CHP sıralarından alkışlar)
ÇETİN SOYSAL (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum. Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı’nın 9’uncu maddesi üzerine söz almış
bulunmaktayım. Ancak burada ondan daha önem verdiğim başka bir şeyi ifade etmek
istiyorum, bir dramı, bir trajediyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Defalarca bu
kürsülerde bunları, aslında, paylaştık, önergelerimizle, Meclis
araştırmalarımızla paylaştık. Kot kumlama işçileri bugün yine Abdi İpekçi’de seslerini, feryatlarını duyurmaya çalışıyorlar.
Israrla da duymak istemeyenler, artık bunu duymaları gerektiğini düşünüyorum.
Bugün yine Türkiye Büyük Millet Meclisine geldiler, onlarla dün de, bugün de
birlikteydik.
Değerli arkadaşlarım, kot kumlama işçileri, şimdi, silikozis denen bir hastalığa yakalanıyorlar ve bunun
tedavisi yok, güç ve bunlar kayıt dışı çalıştırılmışlar. Şimdi burada ne
arıyor? Sosyal devleti arıyor. Sosyal devleti nerede arayacak? Türkiye Büyük
Millet Meclisinde arayacak. Peki bu konuda duyarsız
kalmak gerçekten doğru mu? Gazze gerçekten hepimizin
içini yakan bir olay, Irak’ta ölen insanlar içimizi yakıyor ve en son yaşanan
vahim bir olay, 9 vatandaşımızı, yurttaşımızı yitirdik. Şimdi, elbette bunlara
sahip çıkmak en temel görevlerimizden biri olabilir ama bir şeyi daha görelim
arkadaşlar, o da ülkemizde yaşananlar. Yani düşününüz ki dünyada sadece
Türkiye’de, tekstil sektöründe, kot kumlama sonucu ölen insanlar ülkemizde.
Şimdi, Bingöl’de iki tane kasaba... Kasabanın tüm gençleri silikozis
hastası. Şimdi, bunların tedavi olması yetmiyor, aynı zamanda ilacına ihtiyaç
var, bunların yaşamlarını idame ettirmeleri için devletin sosyal güvenliğine
ihtiyacı var, bunların devletin hoşgörüsüne ihtiyacı var. Şimdi, bu hoşgörüden
niye eksik ediyoruz? Daha dün 1 kişi daha yaşamını yitirdi Erzurum’da bu
hastalıktan ötürü. Buna karşı niye iş birliği içerisinde olmuyoruz? 16 Temmuza
kadar Meclisi uzattık. Bir sürü yasa tasarısı var, bunları görüşeceğiz ama bire
bir yurttaşlarımızın öldüğü bir hastalık... Kayıt dışı
çalıştırılarak ve onun sonucunda yaşam hakları elinden alınmış ve ölümle her an
yüz yüze gelecek bu insanlarımıza sahip çıkmak bizim en temel, en biricik
görevimiz değil mi? Buna karşı duyarlı olmak, bunun için iş birliği yapmak, bir
dayanışma içinde olmamız, sorun neyse
çözmemiz bizim en temel görevimiz değil mi? Bu Parlamento bunun için yok mu? Burada
biraz daha duyarlı olmamız gerektiğini düşünüyorum. Hatta,
bununla ilgili gerekiyorsa birlikte bir kanun teklifi verelim. 5 bine yakın insanı
ilgilendiriyor bu. Bunu, sadece benim veya sizin değil hepimizin sorunu olarak
görmeliyiz; insancıl bir sorun, insani bir sorun ve bu soruna sahip çıkmamız
gerektiğini düşünüyorum ve bununla ilgili de hep birlikte bir kanun teklifi
vererek onu da birlikte değerlendirelim ve bu işi çözümleyelim diye
düşünüyorum. Bu konuda duyarlı olacağınızı umut ediyorum. Arkadaşlarımın da bu
konuyu insani bir görev olarak kabul edeceklerini düşünüyorum.
Tabii, bunu söyledikten sonra şuna da değinmek istiyorum: Üçüncü
köprü... Aslında, o çok uzun uzadıya tartışmak istediğim bir konu ama zamanımı
da kullanarak...
Değerli arkadaşlarım, İstanbul’un kuzeyine üçüncü köprü yapıyoruz.
Biz daha önce ne yaptık? Birinci köprüyü yaptık. Köprüye karşı mıydık? Hayır,
değildik. O karşı olarak adlandıranlar doğru söylemiyor. Yalnız, baktığımız
zaman birinci köprünün adı neydi? Çevre yolu idi. Peki, birinci köprü şimdi
çevre yolu mu? İkinci köprüyü yaptık, adı neydi? Transit yol idi. Şimdi ikinci
köprü transit yol mu? Birinci köprü kentin en göbeği hâline döndü, ikinci köprü
yine sağına soluna yeni yapılaşmalarla kentin en yoğun olan bölgeleri hâline
dönüştü. Şimdi üçüncü köprü de bundan farklı olmayacak çünkü orada süreç
içerisinde plan tadilleriyle… Nasıl ki plansız bir kent
İstanbul. Ne yazık ki hâlâ 100.000’likleri planlanamamıştır ve burada,
İstanbul’da herkes bir anlamda yetkili, Bayındırlık Bakanlığı yetkili, TOKİ
yetkili… TOKİ’nin yol artıklarına yüksek binalar
dikme ve oraya yoğunluk kazandırma gibi çok yoğun bir, kente dönük bir ihanet
içerisinde olduğunu ne yazık ki görüyoruz.
Şimdi, üçüncü köprü de su havzalarının bulunduğu yer, kuzey ve en
önemlisi oradaki İstanbul trafiğini rahatlatma oranı yüzde 1 veya yüzde 1,5…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
ÇETİN SOYSAL (Devamla) – …hiçbir şekilde de trafiği
rahatlatmayacak ve 6 milyar dolar gibi bir yatırım öngörülüyor. Bunun altını
çizerek söylüyorum, çünkü bunun çok daha ileri rakamlara çıkacağını da
görüyoruz.
Şimdi, düşününüz ki, öncelikli üçüncü köprü mü ve kentin trafiğine
ne kadar katkı sunacağı da ortada, yüzde 1’in üzerinde olmayacak. Orada
yaşayan, gören biri olarak ve süreç içerisinde orada plan tadilleriyle bir
dayatmacı anlayışın nasıl ki birinci ve ikinci köprünün etrafında ve oradaki
bağlantı yollarında bir dayatma sonucu yapılaşma almış başını nasıl gittiyse,
aynı oranda da burası da böyle olacak. Oradaki tek yeşil alanlar, kentin en
önemli yeşil alanları, ormanlık bölgeler de yok olmaya mahkûm olacak. Gerçekten
İstanbul adına büyük bir talihsizlik olacak.
Aslında İstanbul da her tarafı denizlerle çevrili, taşımacılık
anlamında denizlerden yeterince, ulaştırma anlamında da yeterince
yararlanamıyoruz.
Aslında bunları paylaşmak istiyordum ama buna vaktim yetmiyor.
Sadece şunu ifade etmek istiyorum: Örneğin deniz yolunda Bandırma-Ambarlı
arasını bir gözden geçirmemiz gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi bağlayınız.
Buyurunuz.
ÇETİN SOYSAL (Devamla) – Peki, bu vesileyle hepinizi saygıyla,
sevgiyle selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Soysal.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 9. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının (b) bendinin sonundaki “hukuki mütalaasını bildirmek” ibaresinin
“hukuki mütalaa vermek” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Günal (Antalya) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
– Katılamıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Kim konuşacak?
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Serdaroğlu.
BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Serdaroğlu.
(MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET SERDAROĞLU (Kastamonu) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; sözlerime başlarken sizleri saygıyla selamlıyorum.
Çok konuşulan bölünmüş yollarla ilgili bazı gerçekleri sizlerle ve
milletimizle paylaşmak istiyorum. Bu çok övündüğünüz bölünmüş yollar, sizin
mucize buluşunuz falan değildir. Herkes bilmelidir ki bölünmüş yol çalışmaları,
2000 yılında Milliyetçi Hareket Partisi tarafından programlanmış ve
başlatılmıştır. [AK PARTİ sıralarından alkışlar (!)]Ancak sizden farklı olarak
biz sağlıklı, şikâyetsiz, kullanılabilir ve uzun ömürlü yol olması için
Her şeye rağmen, Milliyetçi Hareket Partisinin başlattığı bu
bölünmüş yol çalışmalarını devam ettirmenizden dolayı kişisel olarak
memnuniyetimi ifade etmek istiyorum. Ancak Milliyetçi Hareket Partisininkini
geçme iddiasıyla yaptığınız bu yollar standart dışı ve kalitesiz oldu. Yapılan
bu yolların altyapısı da üstyapısı da daha bir yıl geçmeden bozuluyor. Neden?
Çünkü uydurma yapılıyor. “Değil” diyen varsa, gelsin tartışalım veya şurada
oturan Karayolculara lütfen sorsun ve onlarla konuşsun.
Ankara-Çankırı-Kastamonu yolu belli ve yapılan yolların hâli ortada ve de hiç
saklayacak bir şey yok, mal da meydanda. “Aman canım, yapılsın da nasıl
yapılırsa yapılsın.” diyemezsiniz değerli milletvekilleri, çünkü harcanan her
kuruş bu ülkenin ve bu milletin parasıdır. Ayrıca, bu yolların tamir ve bakımı
da yeni yol yapılması kadar maliyetli olacaktır. Bu da iş bilmezliğinizin bir
doğal sonucudur. Milliyetçi Hareket Partisi olarak 2001 yılında başlattığımız
çok sayıdaki yolları tek tek saymaya gerek görmüyorum
ama bunlardan bir tanesini örnek vermek istiyorum ki o da trafik yoğunluğu çok
fazla olan Gölcük-Yalova yoludur. Başlattığımız bu yolu ne yazık ki sekiz
senedir hâlâ bitiremediniz. Yalova-Gölcük yolu, İktidarınızın bölünmüş yol
faaliyetlerindeki yetersizliğinin en açık bir örneğidir. Yapılan bölünmüş
yollarda zemine bağlı bozuk asfalt ve dalgalanmalar ciddi trafik kazalarına
neden olacaktır ve olmaktadır.
Değerli milletvekilleri, bu tasarı, aynı zamanda otoyolların ve
çevresindeki hazine arazilerinin satışını kamufle etmeye
çalışan bir tasarıdır. Devri İktidarınızda, başta sanayi tesislerimiz olmak
üzere, arsalarımız, arazilerimiz ve birçok önemli kuruluşumuz gerçek değerinin
çok altında, şaibeli bir şekilde satıldı. 2001 yılında, hep üzerinde durduğunuz
ve konuştuğunuz 2001 yılında hortumcuların elinden alıp Fon’a devrettiğimiz
bankaları bile değerinin yarısına sattınız ve bunun hesabını inşallah,
Milliyetçi Hareket Partisinin iktidarında sizden soracağız. Bu
özelleştirmelerden gelen yaklaşık 40 milyar dolarlık sıcak parayı da ortadan
yok ederek, maalesef buharlaştırdınız. Soruyorum size: Bu sattıklarınızdan
aldığınız parayla hangi yatırımı yaptınız? Kaç kişiye iş ve aş imkânı temin
edebildiniz? Şimdi de satacak bir şey kalmadı, gözünüzü yollara, köprülere,
rüzgâra ve akarsulara çevirdiniz. Sayın İktidar, özelleştirmedeki
yanlışlarınızı hem biz hem de milletimiz gördü. Şimdi biz size nasıl güvenelim
de otoyolların, köprülerin satışını emrinize verelim? Otoyolları ve köprüleri
satmak için önümüze getirdiğiniz şu tasarıya öyle maddeler koymuşsunuz ki
sınırı belli değil, kapsamı belli değil, nerede duracağı da belli değil.
Tasarıdaki “hizmet tesisleri” ibaresi dikkat çekicidir değerli milletvekilleri.
Açıkça söylüyorum…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
MEHMET SERDAROĞLU (Devamla) – Açıkça söylüyorum: Tasarı
yasalaşırsa otoyolların kenarında ne kadar arazi varsa “hizmet tesisi” diye rant kapısı hâline gelecektir. Dolayısıyla bu kanuna “Tesis rantı kanunu.” diyebiliriz.
Bu kanun ile otoyollar birer ticaret merkezi hâline gelmektedir.
İl ve ilçelerde o kadar çok ticaret merkezi varken bizim bunu kabul etmemiz
mümkün değil.
Değerli milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi özelleştirmeye
karşı değil, özelleştirme yoluyla peşkeş çekilmesine karşıdır ve Milliyetçi
Hareket Partisi özelleştirme yoluyla ticari rantlar yaratılmasına karşıdır ve
kusura bakmayın, Milliyetçi Hareket Partisi olarak sizin tıpkı Balıkesir SEKA’da
olduğu gibi, tıpkı Telekom’da olduğu gibi yakınlarınıza ve dostlarınıza yeni rant kapıları açmadan özelleştirme yapabileceğinize
inanmamaktayız diyor, hepinizi bir kez daha saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Serdaroğlu.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir.
9’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 9’uncu madde kabul edilmiştir.
10’uncu madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 10. maddesinin (4) numaralı
fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet Günal |
Oktay Vural |
M. Akif Paksoy |
|
Antalya |
İzmir |
Kahramanmaraş |
|
Nevzat Korkmaz |
K. Erdal Sipahi |
Alim Işık |
|
Isparta |
İzmir |
Kütahya |
|
Beytullah Asil |
Mümin İnan |
Akif Akkuş |
|
Eskişehir |
Niğde |
Mersin |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının Personel,
atama usulü ve kadrolar başlıklı 10. maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
|
Şevket Köse |
Orhan Ziya
Diren |
Hulusi Güvel |
|
Adıyaman |
Tokat |
Adana |
|
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
Ali İhsan
Köktürk |
Ali Rıza Ertemür |
|
Malatya |
Zonguldak |
Denizli |
|
|
Hüseyin Ünsal |
|
|
|
Amasya |
|
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
– Katılamıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Ertemür. (CHP
sıralarından alkışlar)
ALİ RIZA ERTEMÜR (Denizli) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz kanun
tasarısının 10’uncu maddesiyle ilgili söz almış bulunuyorum. Sözlerime
başlamadan önce, Hakkâri’de ve İstanbul’da şehit olan askerlerimize Allah’tan
rahmet, ailelerine ve ulusumuza başsağlığı diliyorum. Aynı zamanda, değerli
insan, sevgili İlhan Selçuk’un da ailesine başsağlığı diliyor, tüm ulusumuzu ve
yüce Meclisi sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, 23’üncü Yasama Döneminde bu yüce çatı
altında farklı konularda pek çok kanun tasarısını görüştük. Farklı alanlarda
hazırlanmış bu kanun tasarılarının ortak özelliklerinden biri de kadrolaşma
çabalarına yönelik personel düzenlemeleridir. Ne yazık ki Hükûmetin
kadrolaşma konusundaki ısrarı görüşmekte olduğumuz kanunda da yerini almıştır.
Elbette, kamunun kadro ve personel ihtiyacı karşılanmalıdır. Kadrolara yapılan
atamalarla mesleki deneyim, yeterlilik ve eğitim ön planda tutulmalıdır. AKP hükûmetleri döneminde yapılan atamalarda mesleki deneyimin
yerini siyasi görüş, liyakatin yerini de yandaşlık ve kayırmacılık almıştır.
Değerli milletvekilleri, AKP’nin fütursuzca yürüttüğü kadrolaşma
çabalarının önündeki en büyük engel ise yargının göreve iade yönünde vermiş
olduğu kararlardır. AKP İktidarı yargının verdiği bu kararları aşmak için
değişik yöntemler icat etmiş ve uygulamaya koymuştur. Hazırlanan tasarılarla
kurumların teşkilat yapıları değiştirilmekte, eski kadrolar iptal edilerek yeni
kadrolar ihdas edilmektedir. Görüşmekte olduğumuz 499 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’nın 10’uncu maddesinde de bazı kadro değişiklikleri göze çarpmaktadır.
Yapılan düzenlemede, üst düzey bürokratların atanmasında altı ay gibi kısa bir
süre öngörülmektedir. Sağlıklı olmayan bir biçimde yeni atamalara zemin
hazırlanmaktadır. AKP İktidarının kadrolaşma çabası nedeniyle kurumlarda
yaşanan erozyonun, mesleki deneyim ve birikimden yoksun kadroların devlet
yönetiminde kilit noktalara taşınmasının faturasını ise vatandaşlarımız
ödemektedir.
Değerli milletvekilleri, ulaşım, bir ülkenin can damarıdır.
Sanayiden tarıma, turizmden kültüre kadar bütün sektör ve alanları yakından
ilgilendiren ulaşım, ülkemizin de en önemli sorunlarından biridir. Hızlı
kentleşme, sanayileşme ve nüfus artışı, ulaşım sektörünün yaşanan sorunlarını
daha da artırmaktadır. Devletin temel görevlerinden biri de ekonomik ve
toplumsal gelişme nedeniyle ulaşımda oluşan yeni ihtiyaçları karşılamak, var
olan sistemi sağlıklı bir şekilde işletmektir, ulaşımla ilgili ileriye dönük
politikaları hazırlamaktır, ulaşımın sağlıklı yürütülmesi için gerekli
koordinasyonu sağlamaktır.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde ulaşım sistemi kara yolu
ağırlıklıdır. Demir yolu, hava yolu, deniz yolu ulaşımının ise bugünkü hâliyle
yeterli olduğunu söylemek mümkün değildir. Daha ucuz ve güvenli olan demir
yolu, ülkemizin denizlerle çevrili olması nedeniyle deniz ulaşımı ve zaman
kaybı açısından önemli avantaj sağlayan hava ulaşımının yaygınlaştırılması
gerekmektedir. Ulaşım seçeneklerinin artırılması her açıdan önem taşımaktadır.
Değerli milletvekilleri, tüm bunların hayata geçirilmesinin ön
koşulu ise ulusal ulaşım ana planının oluşturulmasına bağlıdır. Bugüne kadar,
AKP hükûmetlerinin ulaşım ana planıyla ilgili
herhangi bir çalışmasını göremedik. Sadece, Sayın Başbakanın siyaseten aldığı
anlık kararlarla duble yollar yapılmaktadır. Duble
yollarda bitmek bilmeyen onarım ve bakım çalışmaları, AKP İktidarının başarısız
icraatının somut bir örneği olarak ortada durmaktadır. Dünyada, gelişmiş
ülkelerde demir ve hava yolunun yaygınlığı bilinmektedir. Ülkemizde, demir yolu
ulaşımı âdeta kaderine terk edilmiş durumdadır. Hava yolunda ise yeterli
yaygınlık sağlanmadığı gibi hâlâ pahalı bir ulaşım biçimidir.
AKP Hükûmeti ülkenin kaynaklarını inşaat
kalitesi düşük duble yollarla talan etmektedir. Duble
yol yapımı âdeta AKP’li müteahhitlere iş yaratma
imkânı olarak kullanılmaktadır. AKP, duble yolla
yandaşlarına duble kâr payı kapıları açarak tatlı tatlı
kazanç sağlamaktadır.
Değerli milletvekilleri, AKP Hükûmeti
pek çok konuda olduğu gibi ulaşım konusunda da bildiğini okumaktadır. Atılan
yanlış adımların faturasını vatandaşımız ödemektedir. Altyapı yaparken, köprülü
kavşak yaparken kimseyi dinlemezseniz, bilim adamlarından, uzmanlardan
yararlanmazsanız, yapılan yanlışlarla da altyapı yetersizliği nedeniyle yaşanan
doğal afetlerden sonra ya geçmiş dönem iktidarlarını suçlarsınız ya da
ivedilikle düzeltme yapacağınızı söyleyip hiçbir şey yapmazsınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
ALİ RIZA ERTEMÜR (Devamla) – Değerli milletvekilleri, seçim bölgem
Denizli il sınırları içerisinde bugüne kadar yapılmamış özellikle Denizli-Çal
ayrımı Uşak yolu, Çivril-Dinar yolu, Denizli-Yeşilova-Burdur yolu,
Tavas-Karacasu yolu, Çameli-Fethiye yolu, Buldan-Güney ayrımı Sarıgöl yolu… Bu
yolların bir an önce yapılarak hizmete açılmasında çok önemli olaylar gündeme
gelecektir. Ben Sayın Bakanımızdan bu yılan hikâyesine dönmüş yollarımızın bir
önce yapılmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Ertemür.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 10. maddesinin (4) numaralı
fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Günal (Antalya) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
– Katılamıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Günal.
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, buradaki önergemizde (4) numaralı fıkranın
madde metninden çıkarılmasını teklif ediyoruz. Burada “Müşavir kadrolarına,
Genel Müdürlükte Daire Başkanı, dengi ve üstü kadrolarla Bölge Müdürü
kadrolarında en az altı ay süre ile görev yapanlar arasından atama yapılır.”
deniliyor. Bu genel olarak bütün diğer maddede de belirtmiş olduğum husus
burada geçerli çünkü ne yapıyoruz? Müşavir kadrosuna görevden aldığımız
kişileri atayalım diye müşavir kadrosu ihdas ediyoruz. Oraya da kimlerin
atanacağını önceden belirlemiş oluyoruz. Üst yöneticilerin bu kadrolara
atanmasının öngörüldüğü buradan anlaşılıyor. Bu durumda müşavirlik hizmetleri
görmek yerine kızak kadrolar olarak bu kişilerin oralarda atıl bir şekilde
bekletildiğini görüyoruz. Geçmiş dönemden görevden alınan arkadaşlarımız şu
anda müşavir kadrosunda bir süre durdular, sabah akşam yoklama çetelesine imza
atmak üzere sürekli olarak üstlerinde bir baskı oluşturulmuş durumda. Dolayısıyla
bu madde müşavir kadrolarına bu üst düzey görevlileri atamayı öngördüğü için bu
fıkranın madde metninden çıkarılmasını öneriyoruz.
Değerli arkadaşlar, şimdi bununla ilgili gelen Hükûmetin
teklifine ve sonrasında Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edilen tekliflere
baktığımız zaman söylediğim şeyi daha net bir şekilde anlamamız mümkün. İptal
edilen kadrolar listesi var. Hükûmetin teklif ettiği
metinde strateji geliştirme başkanıyla başlıyor, sonradan kabul ettiğimizde
genel müdür ve genel müdür yardımcısı da içinde. En sonuna koyacağımız geçici
hükümle de hepsini yeniden iptal ettiğinize göre görevi iptal edilmiş
sayılıyor. İstenildiği zaman o göreve atanma, istenilmediği zaman da yerine
yenisinin atanmasını kanun yoluyla sağlamış oluyoruz. Böylece de Danıştaydan dönmesini engellemiş oluyoruz.
Yine, aynı şekilde bununla ilgili ihdas edilecek kadrolar
arasında 10 tane müşavir kadrosu var genel idari hizmetler sınıfında 1’inci
derece olarak ama arkasında sonradan başka arkadaşlarımızı da bu müşavir
kadrosuna dâhil etmeyi düşünerek ek önerge verildiği için (4) sayılı listede
yeniden, sadece, bir tek müşavirlerle ilgili 10 tane müşavir kadrosu ihdas eden
başka bir ek listemiz daha var, zaten normalde ihdas edilen kadroların
içerisinde vardı. Ya onu 20
yapsaydınız… Burada ayrı bir kadroyla gelmesi de zaten onların başkaları için,
görevden alındığı zaman oraya atanabilmelerini sağlamaları için yeni bir 10
tane daha, böylece 20 tane müşavir kadrosu alınmış oluyor.
Bu nedenle bu önergemizin kabulünü sizlerden istirham ediyoruz
çünkü aksi takdirde, bütün diğer kanun tasarılarında olduğu gibi, gelen bütün
teşkilat kanunlarında standart maddeler var arkadaşlar. Bundan sonra
görüşeceğimizde de var, ondan sonrakinde de var. Böylece kanun emriyle Danıştayın önündeki engeli siz kaldırmış oluyorsunuz, Danıştaya gitme hakkını kaldırmış oluyorsunuz, o engeli de
bertaraf etmiş oluyorsunuz, kanun emriyle de burada o insanların haklarını gasbetmiş oluyoruz. Aksi takdirde, siz görevden aldığınız
zaman o kadroya atarsanız onlar dava açıyorlar ve dava yoluyla kazanıp geri
geliyorlar.
Bu çerçevede, önergemizin kabulünü istirham ediyoruz. Bunun
dışındaki hususlara diğer maddelerde değinmek üzere hepinize saygılar
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Günal.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum…
HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Karar yeter sayısı…
BAŞKAN – Kabul edenler...
HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Sayın Başkan, karar yeter sayısı…
BAŞKAN – Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
10’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum…
BEYTULLAH ASİL (Eskişehir) – Karar yeter sayısı…
BAŞKAN – Karar yeter sayısını 10’uncu madde için dikkate alacağım,
10’uncu madde üzerinde.
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Karar yeter sayısı yoktur.
On dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.49
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 16.03
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Yusuf COŞKUN
(Bingöl), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
122’nci Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
10’uncu maddenin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi maddeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım ve
elektronik cihazla oylama yapacağım.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Karar yeter sayısı vardır, 10’uncu madde kabul
edilmiştir.
11’inci madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 11. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının (i) bendinin sonundaki “ile diğer gelirler” ibaresinin madde
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet Günal |
Oktay Vural |
M. Akif Paksoy |
|
Antalya |
İzmir |
Kahramanmaraş |
|
Nevzat Korkmaz |
Beytullah Asil |
Alim Işık |
|
Isparta |
Eskişehir |
Kütahya |
|
K. Erdal Sipahi |
Mümin İnan |
|
|
İzmir |
Niğde |
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının Gelirler
başlıklı 11. maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Şevket Köse |
Orhan Ziya
Diren |
Hulusi Güvel |
|
Adıyaman |
Tokat |
Adana |
|
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
Rasim Çakır |
Tansel Barış |
|
Malatya |
Edirne |
Kırklareli |
|
|
Ali İhsan
Köktürk |
|
|
|
Zonguldak |
|
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
– Katılamıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN – Kim konuşacak acaba?
TANSEL BARIŞ (Kırklareli) – Ben konuşacağım Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Barış. (CHP sıralarından alkışlar)
TANSEL BARIŞ (Kırklareli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
499 sıra sayılı, Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun Tasarısı’nın 11’inci maddesiyle ilgili verdiğimiz değişiklik önergesi
üzerine söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Sayın Başbakanımız birkaç gün önce
verdiği bir beyanatta “Döktükleri kanda boğulacaklar. Kanları yerde
kalmayacak.” gibi sözler söylemişti. Artık bu sözler anaları, babaları ve
toplumu tatmin etmiyor. Elbette teröre karşı iş birliği, hep beraber bu konuda
çalışmamız gerekiyor ama sayın iktidar 2007 yılında halktan oy isterken “Biz
terörü bitireceğiz, biz işsizliği çözeceğiz, biz fakirliği yok edeceğiz.”
diyordu ama bugün geldiğimiz noktada terör devam ediyor, bugün işsizlik devam ediyor
ve yoksulluk almış başını gidiyor değerli arkadaşlar. Hâlbuki yüzde 47 oy ile
size bu halkımız bu yetkiyi de vermişti ama bugün terör can almaya devam ediyor
ve Türkiye şehitlerine ağlıyor değerli milletvekilleri. Daha ciddi tedbirlerin
alınması zamanı geldi ve geçmiş bile. Ben şehit Mehmetçiklerimize Allah’tan
rahmet diliyorum ve ulusumuzun başı sağ olsun diyorum.
Yine, aydınlanma devrimcisi, Cumhuriyet gazetesi başyazarı İlhan
Selçuk’u kaybettik. Kendisine de Allah’tan rahmet diliyorum. Cumhuriyet
ailesinin ve basınımızın başı sağ olsun.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2002-2010, sekiz yıldır
iktidar mensupları, her konuşmasında Karayollarıyla ilgili övünüyorlar, belki
haklı yönleri de vardır. Ben de yıllardır Karayollarının önemli bir kurum
olduğunu ve iyi işler yaptığını da görüyorum. Bu konuda Karayolları
çalışanlarına gerçekten teşekkür etmek lazım, yollar yapılıyor, otoyollar yapılıyor,
köprüler, barajlar.
Gerçekten Bakanımıza da teşekkür ediyoruz yollar için ama şunu
söylemek de gerekiyor: Yollarımız neden kalitesiz Sayın Bakanım? Yollarımız
niye çukur? Malzeme mi eksik, malzemeden mi çalınıyor, yoksa mühendislik sorunu
mu vardır? Hepimiz Avrupa’ya gidiyoruz, hepimiz oradaki yollardan geçiyoruz,
görüyoruz ve imreniyoruz gerçekten. Bizim ülkemizdeki yollar neden engebeli,
neden her taraf çukur içerisinde? Efendim, sorduğumuz zaman da yağmur yağıyor,
kar yağıyor böyle oluyor; tuzlanma yapılıyor, asfalt çürüyor, eriyor. Avrupa’da
da kar yağıyor, bizden daha çok kar yağıyor Sayın Bakanım. Oradaki yollar niye
çökmüyor, oradaki yollar niye bizimki gibi olmuyor, engebeli olmuyor? Bunu
gerçekten ben merak ediyorum ve bize de yakışmadığını burada dile getiriyorum
Sayın Bakanım.
Umarım bundan sonraki çalışmalarda asfaltlarımız çok daha kaliteli
olacak, yollarımızda çukur olmayacak ve bizler de Avrupa’daki ülkelerin yolları
gibi, araçlarımızla, fazla masraf etmeden, araçlarımızın sağı solu kırılmadan,
dökülmeden yollarımızda seyredebileceğiz.
Tabii ki burada asfalt yapısı, buradaki malzemeler… Neden bizdeki
malzemeler daha kalitesiz oluyor. Sayın Bakanım, umarım ki o
da bu konular üzerinde ciddiyetle durmaktadır ama geçenlerde Avrupa’dan gelen
misafirlerimden gerçekten ben utandım, ben geçenlerde Avrupa’daydım, ben
imrendim yani bu konu üzerinde gerçekten sıkıntı çekiyoruz ve ülkemizin bu
durumuna da üzülüyorum çünkü şöyle bir tekerleme var halk arasında: “En iyi yolu
İtalyanlar yapıyor ama en iyi yamalama işini de Türkler yapıyor.” diye. Bundan
gerçekten ben rahatsız oluyorum. Bunu herkesin bilmesi, herkesin de ülkemizin
bu konuda ciddi bir şekilde çalışması gerektiğine inandığını görüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
TANSEL BARIŞ (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Bundan sonra bizler de iyi yollarda seyredelim. Kazasız, belasız
ve Türkiye’ye yakışır kara yollarını görmek dileklerimle yüce heyeti saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Barış.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Başkanım, karar yeter sayısı istiyoruz.
BAŞKAN – Arayacağım.
Elektronik cihazla yapacağım kabul edip etmediğinizi karar yeter
sayısı istendiği için.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Karar yeter sayısı yoktur.
On dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 16.13
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.27
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Yusuf COŞKUN
(Bingöl), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
122’nci Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.
11’inci madde üzerinde Kırklareli Milletvekili Tansel Barış ve
arkadaşlarının önergesinin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi
önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Önerge reddedilmiştir, karar yeter sayısı vardır.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 11. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının (i) bendinin sonundaki “ile diğer gelirler” ibaresinin madde
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Günal (Antalya) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) –
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Gerekçe.
BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
“Diğer gelirler” ibaresi muğlak
olduğundan ve zaten bütün gelirler tanımlandığından madde metninden çıkarılması
önerilmektedir.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
11’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 11’inci madde kabul edilmiştir.
12’nci madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 12. maddesinin (2), (3) ve (4)
numaralı fıkralarının madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet Günal |
Oktay Vural |
M. Akif Paksoy |
|
Antalya |
İzmir |
Kahramanmaraş |
|
Nevzat Korkmaz |
Beytullah Asil |
Alim Işık |
|
Isparta |
Eskişehir |
Kütahya |
|
K. Erdal Sipahi |
Mümin İnan |
Akif Akkuş |
|
İzmir |
Niğde |
Mersin |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının Genel
Müdürlüğün para ve mallarının statüsü, istisna ve muafiyet başlıklı 12.
maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Şevket Köse |
Orhan Ziya Diren |
Hulusi Güvel |
|
Adıyaman |
Tokat |
Adana |
|
Ali İhsan Köktürk |
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
Hulusi Güvel |
|
Zonguldak |
Malatya |
Adana |
|
Harun Öztürk |
Rasim Çakır |
|
|
İzmir |
Edirne |
|
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) –
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde Sayın Öztürk,
buyurunuz.
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
tasarının 12’nci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önerge üzerine söz aldım. Bu
vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu tasarı yapmak, yaptırmak, işletmek,
işlettirmek tasarısı olarak adlandırılabilir. Bilindiği gibi Danıştay,
Özelleştirme İdaresi Yüksek Kurulunun otoyollar ve köprülerin özelleştirme
programına alınmasına ilişkin 2007 tarihli kararının yürütülmesini yasal
altyapısı bulunmadığı için 2008 yılında durdurmuştu. Tasarı, bu boşluğu
doldurmak ve otoyolların yapım, bakım, onarım ile işletilmesini özel sektöre
devredebilmek için hazırlanmıştır. Komisyon raporu incelenirse, Hazine
Müsteşarlığı ve DPT’nin de tasarının 5018 sayılı Kanun’a aykırı olduğu ve mali
disiplini bozucu etkileri olacağı yolunda görüşler dile getirdiği görülecektir.
5018 sayılı Kanun’un kabulü sırasında, kendine özgü öz
gelirlerinin yetersizliği nedeniyle katma bütçeli kuruluş statüsü genel bütçeli
idare statüsüne dönüştürülen Karayolları Genel Müdürlüğünün yeniden özel
bütçeli idareler arasına alınması uygun olmamıştır. Bu kararda bundan böyle
otoyollar ve köprülerin özelleştirilerek paralı hâle getirileceği ve bundan
Genel Müdürlüğün de pay alacağı fikri etkili olmuş ise bu doğru olmamıştır. Zira, 5018 sayılı Kanun’a göre genel bütçeli idarelerin
gelirleri “Hazine birliği ilkesi” doğrultusunda bütçe havuzunda toplanmakta ve
giderler de bu havuzdan yapılmaktadır. Hazine birliğine aykırı işlemler yapmak
üzere Genel Müdürlüğün genel bütçeli idareler kapsamından çıkarılarak özel
bütçeli idareler kapsamına alınması Hükûmetin mali
disiplini sağlamak için yasalaştırmaya çalıştığı mali kural tasarısıyla da
çelişmektedir.
Değerli milletvekilleri, günümüzde kamu hizmeti bir kamu
otoritesinin yanı sıra özel kişilerce de yerine getirilebilmektedir. Eğer kamu,
içine düştüğü kaynak sıkıntısı nedeniyle bir kamu hizmetinin yerine
getirilmesini özel sektöre devretmek zorunda kalmışsa, bu alanda üzerine düşen
sorumluluktan idare kurtulmuş sayılmaz. Devredilen kamu hizmetini yerine
getirme görevinin kamu yararına uygun bir biçimde yürütülüp yürütülmediğinin
idare tarafından sıkı bir biçimde denetlenmesi gerekir. Tasarı, bir kamu
hizmeti olduğunda kuşku olmayan kara yollarının yapım, bakım, onarım veya
işletilmesi işinin özel sektöre devredilmesi durumunda denetiminin nasıl
yapılacağını açık bir şekilde düzenlememiştir. Oysa,
vatandaşlarca kara yollarından yararlanmanın bedelli ya da bedelsiz olacağı
durumlarda kara yollarının yapım, onarım ve işletme hakkını devralanların, kara
yollarını vasfına uygun yapıp yapmadıklarının, gerekli onarımları zamanında ve
yine vasfına uygun gerçekleştirip gerçekleştirmediklerinin, istihdam ettikleri
personele insan onuruna yaraşır bir ücret ödeyip ödemediklerinin, sosyal
güvenliklerini sağlayıp sağlamadıklarının, iş güvencesiyle iş sağlığı ve
güvenliği hükümlerine uyup uymadıklarının sıkı bir şekilde denetlenmesi
zorunludur. Bütün bu soruların cevabını bu tasarıda görebilmek mümkün değildir.
Pek çoğu ihale şartnamesi içinde kaybolup gidecektir.
Değerli milletvekilleri, devredilen kamu hizmetinden vatandaşlar
bir ücret ödemeden yararlanacaklarsa bütçeden bu hizmeti sunan özel sektöre bir
ödeme yapılacağı şüphesizdir. Benzeri durumlar için 3996 sayılı Bazı Yatırım ve
Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun’da
“Katkı payı” adı altında ödeme yapılacağı öngörülmüştür. Burada da halkın
bedelsiz yararlanacağı kara yollarının işletilmesinin özel sektöre devri
durumunda kamu benzeri yükümlülük altına girecektir.
Değerli milletvekilleri, Hükûmet
tasarısı genel müdürlüğe katma değer vergisiyle özel tüketim vergisinde de
muafiyet tanımaktaydı. Komisyonda bu iki vergiyle ilgili muafiyetin
kaldırıldığını görüyoruz. Öte yandan tasarıda yer alan istisna ve muafiyetlerin
Gelir, Kurumlar, Emlak ve Damga Vergisi Kanunlarında ve Harçlar Kanunu’nda ve
diğer kanunlarda yer alması uygun olurdu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
HARUN ÖZTÜRK (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Çünkü yasama organı söz konusu kanunların kapsamına giren istisna
ve muafiyetlerin sadece ilgili kanunlara konulan hükümlerle getirilebileceğini
hükme bağlamışken, aynı yasama organının bu tasarıda yapıldığı gibi kendi
koyduğu kurala uymaması beklenemez. Ayrıca kamu tüzel kişiliğine sahip bu
kurumun iktisadi işletmelerine vergi muafiyeti tanınması da eşitlik ilkesiyle
bağdaşmamaktadır.
Söz konusu muafiyet ve istisnaların getirilmesinde bir taraftan
vergi alırken diğer taraftan hazine yardımı şeklinde geri verilmesinin önüne
geçme gibi bir anlayış hâkim olmuş ise bu anlayış doğru bir anlayış değildir
çünkü 5018 sayılı Kanun’un 13’üncü maddesinde tüm gelir ve giderlerin gayrisafi
olarak bütçelerde gösterileceği, bütçe ilkeleri arasında sayılmaktadır.
Bu nedenlerle, 12’nci maddenin tasarıdan çıkarılmasını öneriyor,
yüce heyetinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Öztürk.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler..:
Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 12. maddesinin (2), (3) ve (4)
numaralı fıkralarının madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Günal (Antalya) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) -
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Kim konuşacak?
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Erkan Akçay.
BAŞKAN – Sayın Akçay, buyurunuz efendim. (MHP sıralarından
alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşmekte olduğumuz tasarının 12’nci maddesi üzerine verdiğimiz önerge
hakkında söz aldım. Muhterem heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu kanun tasarısının hazırlanmasının asıl
amacı, hukuki boşluğun doldurularak otoyolların özelleştirilmesidir. Nitekim, tasarının genel gerekçesinde bu durum açıkça
yazılmaktadır. Alternatif finansman modelleri ve alternatif maliyetler ortaya
konulmadan otoyolların ve köprülerin kaynak yaratmak amacıyla
özelleştirilmesini doğru bir yaklaşım olarak görmüyoruz.
Tasarının 12’nci maddesinde “Vergi istisna ve muafiyetleri”
başlığı altında vergilerle ilgili bazı düzenlemeler getirilmektedir. Gerekçesi
ne olursa olsun vergi muafiyet ve istisnalarının vergi kanunlarında
düzenlenmesi gerekmektedir. Vergi kanunlarının çoğunda o vergiye ilişkin
indirim, istisna ve muafiyetlerin yalnızca o kanunda yer alabileceğine, diğer
kanunlarda yer alan indirim, istisna ve muafiyetlerin geçerli olamayacağına
ilişkin hükümlere yer verilmektedir. Örneğin Kurumlar Vergisi Kanunu’nun
mükerrer 45’inci maddesinde “Kurumlar vergisine ilişkin istisna, muafiyet ve
kurum kazancının tespitinde indirimleri düzenleyen hükümler ancak bu Kanun,
Gelir Vergisi Kanunu ve Vergi Usul Kanunu’na hüküm eklenmek veya kanunlarda
değişiklik yapılmak suretiyle düzenlenir.” hükmü yer almaktadır.
Bu madde hükmüne benzeri düzenlemeler Katma Değer Vergisi
Kanunu’nun 19’uncu maddesinde, Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun 10’uncu
maddesinde ve Emlak Vergisi Kanunu’nun 22’nci maddesinde de görülmektedir.
Vergi kanunlarında kendilerine hüküm eklenmek veya değişiklik yapmak suretiyle
bu istisna ve muafiyetlerden yararlanılacağı yazmasına rağmen, bir başka
kanunda muafiyet ve istisna getirilmesi çelişki ve karmaşa yaratacaktır. O
nedenle, bu maddedeki vergi istisna ve muafiyetiyle ilgili düzenlemeyi yerinde görmüyoruz.
Değerli milletvekilleri, 2009 yılında köprü ve tünel ücretlerinden
534 milyon lira gelir elde edilmiştir, 2010 yılında ise 871 milyon lira gelir
elde edilmesi bütçede öngörülmektedir. 2010 yılının Ocak-Mayıs döneminde ise
yol, köprü ve tünel gelirleri 274 milyon lira olarak gerçekleşmiştir. 2010 yılı
bütçe hedefinin tutturulabilmesi için, 2010 yılının son yedi ayında 597 milyon
Türk lirası gelir elde edilmesi gerekmektedir. Bu gelirin elde edilebilmesi
için 2010 yılının son yedi ayında otoyol, köprü ve tünel ücretlerine yüzde
100’den fazla zam yapılması gerekmektedir ki, bu zammı yapıp yapmayacağını Hükûmet yetkililerinin açıklamasında fayda vardır. 2010
yılının ilk günlerinde yol, köprü ve tünel ücretlerine yüzde 14 oranında zam
yapılmıştır. 2010 yıllında memura yüzde 5 zam yapan AKP Hükûmeti
bütçe rakamlarına göre yol, köprü ve tünel ücretlerine yüzde 100’den fazla zam
yapmayı düşündüğü açıkça ortaya çıkmaktadır.
Devlet Planlama Teşkilatı Kamu Yatırımları Programı’nı
incelediğimizde de ödeneklerin dağılımında maalesef adalet ve hakkaniyete
uyulmadığını görüyoruz. Örneğin Manisa’daki yol yapım çalışmaları ve aktarılan
kaynak miktarları içler acısı durumdadır ve kaynak yetersizliği yüzünden yol
çalışmalarının bitiş süreleri sürekli uzamaktadır. Manisa, nüfus bakımından
13’üncü, yüz ölçümü bakımından 18’inci sırada olan bir ilimizdir. Ancak Devlet
Planlama Teşkilatı 2009 Yılı Kamu Yatırımları Programı’na göre ulaştırma,
haberleşme alanında aldığı 6 milyon Türk liralık ödenek ile 81 il arasında
46’ncı sırada yer almaktadır. 6 milyon liralık bu kaynağın da ancak 2 milyon
980 bin lirası yol ve köprü yapımı için ayrılmıştır.
Değerli milletvekilleri, Manisa’daki yol çalışmalarıyla ilgili
olarak Ulaştırma Bakanı Sayın Yıldırım’a soru önergesi vererek “AKP hükûmetleri döneminde Kamu Yatırımları Programı kapsamında
ulaştırma alanında Manisa’daki yol çalışmalarından kaçı bitirilmiş?” diye
sorduk.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
ERKAN AKÇAY (Devamla) – Sayın Bakan, 8 Mart 2010 tarihinde
soru önergemize verdiği cevapta “2003-2009 yılları arasında Manisa-Akhisar 14.
Bölge hududu, Manisa-İzmir-Turgutlu ayrımı, İzmir-Manisa yolu,
Bornova-Turgutlu-Salihli yolu, Salihli-Kula yolu, Kula-Uşak yolu,
Bergama-Soma-Akhisar yolu, Selendi çevre yolu, Salihli-Marmara yolu
bitirilmiştir.” şeklinde cevap vermiştir. Ancak üzülerek ifade etmeliyim ki Sayın Bakanın verdiği bu cevap
doğru ve yeterli değildir. Sayın Bakanın saydığı bu yollardan sadece Selendi
çevre yolu, Kula-Uşak yolu ve Salihli-Kula yolu bitirilmiştir. Aradan yıllar
geçmesine rağmen bu yollar hâlâ bitirilememiştir. Siz iktidara geldikten sonra
Manisa’da hangi yol projesine başladınız? Manisa-Turgutlu arasındaki 25
kilometrelik yol dahi sekiz yıldır maalesef bitirilemedi. Devlet Planlama
Teşkilatı Kamu Yatırımları Programı...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
ERKAN AKÇAY (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Manisa’da 2010 yılında bitirilmesi düşünülen yol ve köprüler için
Manisa’ya ulaştırma, haberleşme alanında 15 milyon Türk liralık yatırım
yapılması gerekmektedir. Bu kaynağı gönderecek misiniz Sayın Bakan?
Değerli milletvekilleri, muhterem heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Akçay.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
12’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... 12’nci madde kabul edilmiştir.
13’üncü madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri hakkında Kanun Tasarısının 13’üncü maddesinin 1’inci
fıkrasında yer alan “oto yollar, Devlet yolları ve il yolları” ibaresi “erişme kontrollü yollar, 1. sınıf yollar, 2.
sınıf yollar” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet Günal |
Oktay Vural |
Beytullah Asil |
|
Antalya |
İzmir |
Eskişehir |
|
Prof. Dr. Abdülkadir Akcan |
Necati Özensoy |
Akif Akkuş |
|
Afyonkarahisar |
Bursa |
Mersin |
|
Münir Kutluata |
Cemaleddin Uslu |
|
|
Sakarya |
Edirne |
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının Görev ve
sorumluluk alanındaki yol ağları başlıklı 13. maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Şevket Köse |
Orhan Ziya Diren |
Hulusi Güvel |
|
Adıyaman |
Tokat |
Adana |
|
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
Ali İhsan Köktürk |
Durdu Özbolat |
|
Malatya |
Zonguldak |
Kahramanmaraş |
|
Enis Tütüncü |
Rasim Çakır |
|
|
Tekirdağ |
Edirne |
|
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) –
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz
efendim.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Sayın Özbolat
konuşacak Sayın Başkan.
BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Özbolat. (CHP
sıralarından alkışlar)
DURDU ÖZBOLAT (Kahramanmaraş) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 13’üncü
maddesiyle ilgili olarak şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün önemli bir kısmını değiştirmeyi amaçladığımız 5539 sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun 1950 yılında
yürürlüğe girmiştir. 1950 yılından itibaren dünyada da ülkemizde de çok önemli
gelişmeler olmuştur. 1950 yılında kabul edilen bu Kanun’un yeniden ele
alınması, ihtiyaca cevap vermeyen noktalarının değiştirilmesinden daha doğal
bir şey olamaz. Buna hiçbir itirazımız yok ancak bir kanun
tasarısı hazırlanırken “O işin tarafları kim, onlar bu süreçten nasıl
etkilenecekler, bu kanunla ilgili düşünceleri nedir?” diye sorulur, bu kanun
hangi kurumları ilgilendiriyor bu kurumların yetkililerinin görüş ve önerileri
alınır, sadece göreve getirdiğiniz bürokratların değil, konuyla ilgili yetişmiş
diğer elemanların, ilgili sendikaların ve meslek örgütlerinin de görüş ve
eleştirileri alınır. Tasarının kanunlaşması durumunda ortaya çıkması
muhtemel sorunların da analizi yapılır, özellikle de muhalefetin bu konudaki
düşünceleri ön yargısız bir biçimde dikkate alınır zira demokratik bir yaşamın
vazgeçilmez unsurlarından birisidir muhalefet.
Cumhuriyetimizin ulaşım politikasını, Büyük Atatürk “Gidemediğiniz
yer sizin değildir.” sözüyle özetlemiş. “Halka gidilecek, cumhuriyet değerleri,
kültürü, ülkenin en ücra köşelerine kadar götürülecek.” Bu anlayışın doğal bir
sonucu olarak da hem kara yolları hem demir yolları hem de deniz yollarındaki
çalışmalara büyük önem verilmiştir. Bir tarafta kara yolları yapımı ve onarımı
işleri başlatılırken, diğer taraftan 1926 yılında çıkartılan Kabotaj Kanunu ile
deniz ulaşımı millîleştirilmiş, yeni liman ve tersane yapımı için çalışmalara
başlanmıştır. Yeni demir yolu yapımı, var olanların millîleştirilmesi
çalışmaları da büyük bir hızla yapılmaya çalışılmıştır. Yani, değerli
milletvekilleri, cumhuriyetin mimarları ulaşımın planlamasını yaparken dengeli
bir gelişme politikası uygulamışlardır. Size bu konuyla ilgili çarpıcı bir
örnek vermek istiyorum: 1950 yılına kadar yolcu taşımacılığının yüzde 49’u, yük
taşımacılığının ise yüzde 17’si kara yolları ile yapılmaktaydı. Bugün ise yolcu
taşımacılığının yüzde 95’i, yük taşımacılığının ise yüzde 91’i kara yolları ile
yapılmaktadır. Bu oranları Avrupa Birliği ülkeleriyle karşılaştırın, çağdaş
dünyada nasıl bir denge var, bunu bir görün.
Sayın Başbakanın en çok övündüğü konulardan birisi duble yollar, her “Ulusa Sesleniş” konuşmasında, yaptığı
yolları ballandıra ballandıra anlatıyor. Peki, Sayın
Başbakan, ne kadar demir yolu yaptın? Deniz ulaşımına ne kadar yatırım yaptın,
oğluna aldığın gemicik dışında? Türkiye’de bir yılda trafik kazalarında ölen
insan sayısı ne kadar? Avrupa Birliği ülkelerinde bu sayı ne kadar? Bir düşünün
değerli milletvekilleri “Yolcu taşımacılığının daha büyük bir kısmı demir
yollarıyla yapılsaydı ölümlü kaza sayısı azalır mıydı?” sorusuna elinizi
vicdanınıza koyarak cevap verin. Bir de, yük taşımacılığının bu ülkede
harcadığı kaynağı gözünüzün önüne getirin “Bu iş demir yollarıyla yapılsaydı
ülkemizin kârı ne olurdu?” sorusuna cevap verin. Duble yol yapılıyor. Hiç kimse
“yapılmasın” demiyor değerli arkadaşlarım ama bu işin planlaması nasıl
yapılıyor, doğrusu merak ediyorum.
Size, kendi seçim bölgem olan Kahramanmaraş’tan örnekler vermek
istiyorum. Kahramanmaraş 1 milyon nüfusa sahip bir ilimiz, Türkiye'nin on
altıncı büyük ili, başta tekstil ve gıda olmak üzere, kendi sanayisini de
oluşturmuş bir kentimiz. Kayseri’den Kahramanmaraş’a doğru yolculuk yapanlar,
Kayseri’den çıkınca duble yolun da bittiğini görürler.
Hele Göksun ile Kahramanmaraş arasındaki yol Türkiye'nin en sıkıntılı, en zor
yollarından birisi. Duble yol yapıyorsanız yapın ama bir de iller ve ilçeler
arasındaki yollara bakın. Kahramanmaraş’tan çıkın, Çağlayancerit ilçesine doğru
bir yolculuk yapın ya da Kahramanmaraş’tan Andırın ilçesine doğru bir yolculuk
yapın. Andırın’dan Kadirli’ye,
Göksun’dan Geben’e doğru bir yolculuğa çıkın. Bir de
Andırın ilçemizin kurayla belirlediğiniz elli üç köyünden birkaçına doğru bir
yolculuk yapın. Sonra, sonra da Atatürk’ün “Gidemediğiniz yer sizin değildir.”
sözünü tekrar hatırlayın. Memleketimden yol manzaraları böyle değerli
milletvekilleri.
Yol yapıyorsanız, yaptığınız ve yaptırdığınız yolları biraz da
denetleyin. Yapılan yolların yapıldıktan kısa bir süre sonra kullanılamaz
duruma geldiği bir başka sorun. Yazıktır bu memleketin parasına. Bu kanunla,
yıllık bütçesi 5 milyar 108 milyon olan Karayolları Genel Müdürlüğü, Kamu Mali Yönetimi
ve Kontrol Kanunu hükümleri çerçevesinde genel bütçeli bir kuruluş iken, özel
bütçeli bir kurum hâline getiriliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
DURDU ÖZBOLAT (Devamla) – Teşekkürler Sayın Başkanım.
Öyle zannediyorum ki, yıllık bütçesi 6 milyar 615 milyon 592 TL
olan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü de özel bütçeli bir kuruluş hâline
getirilecek. Devletin yatırım bütçesinin büyük bir kısmını kullanan bu
kuruluşlarla ilgili bu düzenlemenin mantığı ne, doğrusu merak ediyoruz.
Bu tasarı kanunlaşırsa merkez teşkilatında 214, taşra teşkilatında
7.295 kadro iptal edilecek, merkez kadrolarında 1.760, taşra kadrolarında ise
5.630 kadro ihdas edilecektir.
Bu işlemler yapılırken çalışanların mağdur edilmemesi, hak kaybına
uğramamaları en büyük dileğimizdir. Zira, bu konularla
ilgili olarak gözümüzün üzerinizde olacağını bilmenizi isterim. Sizlere önerim,
bu konularla ilgili sendikaların görüşlerini almanızdır.
Gözümüzün üzerinizde olacağı bir başka nokta ise Genel Müdürlük
sorumluluğunda bulunan otoyol, köprü ve bunların üzerindeki hizmet tesislerinin
durumudur. Bunlar özel sektöre devredilecek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi bağlayınız.
DURDU ÖZBOLAT (Devamla) - Umarım kamu vicdanını rencide
etmezsiniz, umarım yıl sonunda bizleri bu konularla
ilgili yeni düzenlemeler yapmak zorunda bırakmazsınız.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Özbolat.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 13’üncü maddesinin 1’inci
fıkrasında yer alan “oto yollar, Devlet yolları ve il yolları” ibaresi “erişme
kontrollü yollar, 1. sınıf yollar, 2. sınıf yollar” olarak değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mehmet
Günal (Antalya) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) –
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Sayın Akkuş, buyurunuz efendim. (MHP sıralarından
alkışlar)
AKİF AKKUŞ (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 499
sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısı ile ilgili verdiğimiz önerge üzerinde söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, insan topluluklarının ortaya çıkmasıyla
birlikte gelişen merkezler arasında seyahatler yapılmaya başlamış ve bu
seyahate katılanlar zamanla artmış, bu da yol ve vasıtaların geliştirilmesini
âdeta bir zorunluluk hâline getirmiştir. Bugün köy, kasaba, şehir yolu,
uluslararası kara yollarının yapım, onarım ve kullanılması birtakım
standartları gerektirmektedir ancak ülkemiz yollarının birçoğunda istenen
standartların yakalandığını belirtmemiz mümkün değildir. Kara yolları hem yük
hem de insan taşınmasında yoğun olarak kullanılmaktadır. Mutlaka başka ulaşım
araçları, ulaşım yolları da var -hava, deniz, demir yolu gibi- ama kara
taşıtlarının bir özelliği var; her yere ulaşabilirler ama demir yolu ancak demir
yolunun olduğu, deniz yolları limanların bulunduğu, hava yolları da
havaalanlarının bulunduğu yere kadar gidebilir, kara yolları ise istediğimiz
her noktaya ulaşabilir. Bu bakımdan, son derece önemlidir ve önümüzdeki
dönemlerde de, yıllarda da bu önemini koruyacaktır diyorum.
Bugün trafikte on dört milyon civarında araç bulunmaktadır, bu
sayının günbegün arttığı da malumdur. Gün geçtikçe artan taşıt sayısı,
özellikle büyük şehirlere ulaşan ve onları birbirine bağlayan kara yollarında
trafik akışını zaman zaman durdurmakta ve modern
hayatın vazgeçilmez bir unsuru olan seyahat ihtiyacını âdeta sınırlamaktadır,
ancak araç sayısının bu hızla artışı ülke bütçesine de önemli bir girdi
sağlamaktadır.
Motorlu taşıtlar vergisi ve motorlu taşıtların kullandığı akaryakıtın
vergisi bütçe gelirlerinin en büyük kalemlerinden birisini oluşturmaktadır.
Motorlu taşıtlar vergisi 5.500 euroya kadar
çıkmaktadır. Akaryakıt satış fiyatlarının ortalama üçte 2’si vergi olarak
ödenmektedir. Bunun yanında, trafik cezalarından gelecek gelir 595 milyon TL
olarak belirtilmiştir. Böyle bir bütçe kalemini elbette ki kabul etmek mümkün
değildir yani biz vatandaşlarımızı suçlu görüyoruz. Mutlaka suç işleyecekler ve
bunun karşılığında da bir ceza ödeyecekler, bu ceza da 595 milyon TL’yi bulacak
diye düşünüyoruz.
Değerli milletvekilleri, bu önergeyle “otoyollar, devlet yolları
ve il yolları” ibaresinin “erişme kontrollü yollar, 1. sınıf yollar, 2. sınıf
yollar” olarak değiştirilmesini teklif etmekteyiz çünkü “otoyol” kavramı genel
bir kavramdır, bazı il yollarının ise günümüzde önemi artmıştır.
Bugün ülkemizde
AKP İktidarının bütün olumsuzluklarına rağmen övündüğü ve zaman zaman da takdir gördüğü işlerden biri olan bölünmüş yollar
da bu kazalara neden olmaktadır. Bu yolları kim, nasıl yapıyor, yapılan işleri
kim kontrol ediyor, bilinmiyor. Yapılalı üç dört yıl olmayan bu yollar birçok
yerde kasislerle âdeta tarla hâline gelmiş bulunmaktadır. Bunlardan bir
tanesini belirtmek istiyorum. Vakit az, inşallah öteki konuşmada tekrar
belirteceğim.
Şimdi, Ankara-Adana yolunda ilerliyorsunuz, Konya makasını
geçtiniz, Şereflikoçhisar’a doğru gidiyorsunuz. 90, 100, 110, yani nizami bir
hızla gidiyorsunuz ama birdenbire arabanızın bir yere çarparak şöyle
havalandığını görüyorsunuz. Yine, Aksaray-Ulukışla yolu üzerinde aynı durumla
karşılaşıyorsunuz. Hele benim gibi kara taşıtlarını seyahatlerde tercih eden
birisi iseniz bu yolların azizliğini sık sık
görmektesiniz. Dolayısıyla bu yollarda bu kasislere giren ağır vasıtalar yay
kırmakta ve dolayısıyla tekerleri parçalanarak yollara savrulmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
AKİF AKKUŞ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, Ankara yolundan
Mersin’in Çamlıyayla ilçesine bağlanan bir yol bulunmakta. Tabii bu yol
yıllardan beri, hatta belki o bölgenin, o yörenin en eski yollarından
birisidir. Yol üzerinde on tane köy bulunmakta ve eski Ankara yolunu Çamlıyayla’ya bağlamaktadır
ancak bugün yol demeye bin şahit ister. Hem kasislerle hem çukurlarla öyle bir
bozulmuş ki, asfalt da yenmiş neticede dapdaracık, âdeta bir patika hâline
gelmiştir. Tabii bu yol için defaatle müracaatlar
yapıldı, bir şeyler yapılmaya çalışılıyor. Ne kadar yapılıyor biliyor musunuz?
Bu aşağı yukarı
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi bağlayınız.
Buyurunuz.
AKİF AKKUŞ (Devamla) – Peki, gelecek sefer belirtmek üzere yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Akkuş.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir.
13’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 13’üncü madde kabul edilmiştir.
14’üncü madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 14. maddesinin (1) numaralı
fıkrasında yer alan “Genel Müdürün teklifi üzerine Bakan” ibarelerinin “Bakanın
teklifi ile Bakanlar Kurulu” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet Günal |
Oktay Vural |
M. Akif Paksoy |
|
Antalya |
İzmir |
Kahramanmaraş |
|
Alim Işık |
Hasan Çalış |
Mümin İnan |
|
Kütahya |
Karaman |
Niğde |
|
Nevzat Korkmaz |
K. Erdal Sipahi |
|
|
Isparta |
İzmir |
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının Geçiş
ücretlerinin belirlenmesi başlıklı 14. maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Şevket Köse |
Orhan Ziya
Diren |
Hulusi Güvel |
|
Adıyaman |
Tokat |
Adana |
|
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
Enis Tütüncü |
Ali İhsan
Köktürk |
|
Malatya |
Tekirdağ |
Zonguldak |
|
Rahmi Güner |
Rasim Çakır |
|
|
Ordu |
Edirne |
|
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) -
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Rahmi Güner
konuşacaklar.
BAŞKAN – Sayın Güner, buyurunuz efendim.
(CHP sıralarından alkışlar)
RAHMİ GÜNER (Ordu) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 499
sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısı’nın 14’üncü maddesi hakkında vermiş olduğumuz önerge üzerine
Cumhuriyet Halk Partisi adına söz almış bulunuyorum ve bu maddenin bu tasarıdan
çıkarılmasını talep ediyoruz. Ayrıca bu talebimizin gerekçesi de önergemizde
mevcuttur.
Değerli arkadaşlarım, bu kanun maddesi üzerinden, daha çok kendi
ilimin bazı sorunları hakkında konuşmak istiyorum. Türkiye’de ihracat yapan
sayılı illerden birisiyiz. Ordu olarak, şu ana kadar yapılan ihracatlarda
4’üncü sırada bulunmaktayız. Her nedense biz bu ihracatımızı, Sayın Bakan,
iskeleden yapmaktayız, bizim limanımız yok. Yani ısrarla Ordu halkının,
Ordu’daki iş sahiplerinin bir liman yapılması için vermiş olduğu mücadele,
maalesef Hükûmet tarafından hiçbir zaman nazara
alınmamıştır.
Yine, değerli arkadaşlarım, hiçbir ilde transit yol şehrin içinden
geçmemektedir. Maalesef bizim Fatsa, Ünye ve merkezin transit yolu şehir
içinden geçmektedir; kazalara sebebiyet vermekte, halkın yaşamını gürültüyle,
diğer yapmış olduğu zararlı durumlarla etkilemektedir. Bu yönden, biz, bilhassa
Ordu merkez çevre yolunun ve Fatsa çevre yolunun bir an önce yapılmasını talep
ediyoruz. Bize zaman zaman bazı Ordu milletvekili
arkadaşlarımız bunun ihaleye çıkma aşamasında olduğunu söylüyorlar ama maalesef
bu konuda da hiçbir gelişme yoktur.
Yine, değerli arkadaşlarım, diğer iç kazalara bağlantı yollarının
-otuz kırk sene önce yapılan kara yollarının- da ıslah çalışmalarının,
düzenlemelerinin yapılması gereklidir ama maalesef bu konuda bir çalışma
yoktur.
Benim en çok üzerinde durmak istediğim bir konu var: Değerli
arkadaşlar, biz Giresun’la bazı ortak yatırımlarda iki il tek halk
durumundayız. Ancak bu iki ilin halkının ihtiyaçlarının karşılanması
gerekmektedir. Bu konuda ısrarla devamlı söylüyoruz, bunu basın da yazıyor. Bu
devamlı Sayın Bakana da iletildiği hâlde, maalesef Ordu, Giresun’un bu isteği
hiçbir zaman dikkate alınmamaktadır. Neden bahsetmek istediğimi Sayın Bakanımız
çok iyi bilmektedir: O da ORGİ havaalanı durumudur. Şimdi, efendim, deniyor ki
“Samsun’a 130-
Değerli arkadaşlarım, bir Samsun’a gidip gelmek dört saat,
Trabzon’a gidip gelmek yine dört saat. Ordu’dan havaalanına gitmek isteyen kişi
dört saatlik büyük bir sıkıntı çekmektedir. Bu, halka bir hizmet vermemektedir.
Ordu, Giresun halkının nüfusu, şu anda ikamet eden nüfusu 1,5 milyona
yaklaşmaktadır. Şunu da söylüyorum: Bu iki ilin dışarıda yerleşmiş olan ve
illerine gidip gelen -halkı da yine- 2 milyon nüfusu bulunmaktadır. Bu ORGİ
havaalanı 3,5 milyon kişiye hitap etmektedir. Ama maalesef, hâlihazır, bir
gündeme alınma ve bunun planlama aşamasından çıkıp ihale aşamasına da gelmiş
değildir.
Değerli arkadaşlarım, bu havaalanına neden gereksinim olduğundan
bahsetmek istiyorum. İddia ediyorum -belki gitmeyenler varsa gitmeye
çalışsınlar- Türkiye’nin tabiat olarak en güzel illerinden birisi Ordu ve
Giresun’dur. Yeşilliğiyle, deniziyle ve oranın yaylalarıyla bugün gerçekten
dışarıdan yerli turistlerle, yine yabancı turistlerle bu güzelliğin, insana
hitap eden bu tabiatın güzelliğinin paylaşılması açısından öncelikle ulaşımın
sağlanması gereklidir. Bugün turistlerin yüzde 70’i havaalanından uçaklarla
ancak bu turistik gezileri yapmaktadır. Maalesef biz bundan istifade etmiyoruz,
hiçbir zaman da istifade edememe durumundayız.
Değerli arkadaşlarım, bugün iki ilin üniversiteleri vardır. Bilim
hakkında üniversite hocalarının ders verip gitmeleri için yine de ulaşım
önemlidir ama maalesef bu ulaşım yoktur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
RAHMİ GÜNER (Devamla) – Sağlık açısından da bugün büyük şehirlerde
bulunan bilim adamları, tıp doktorları gelip hastanelerde operasyonlar
yapmakta, tedavi yapmaktadır. Bunların da gidip gelmesi gerçekten büyük bir
sorun durumundadır.
Biz iki iliz, Sayın Bakan, bizi dünyaya açınız. Bu yatırımı yapın.
ORGİ havaalanı yapılsın. Bakın, Türkiye'nin en büyük bir ticaret kuruluşunun
başı şunu söylüyor: “ORGİ havaalanını yapmayan partiye, siyasi iktidara oy
vermeyin.” diyor. Bu, Ordu’da yayınlanan Ordu Olay gazetesinin manşetinde her
gün yayınlanmaktadır değerli arkadaşlarım.
İşte, biz öncelikle bu yatırımın yapılmasını istiyoruz. Biz iki il
olarak insanca yaşamak istiyoruz. Varlıklarımızı, güzelliklerimizi bütün dünya ile, Türkiye’deki yerli turistlerle paylaşmak istiyoruz,
beraber onlarla yaşamak istiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
RAHMİ GÜNER (Devamla) – Ben, hepinize teşekkür eder, saygılarımı
sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Güner.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 14. maddesinin (1) numaralı
fıkrasında yer alan “Genel Müdürün teklifi üzerine Bakan” ibarelerinin “Bakanın
teklifi ile Bakanlar Kurulu” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Günal (Antalya) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) –
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Çalış konuşacak.
BAŞKAN – Sayın Çalış, buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)
HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
görüşmekte olduğumuz tasarının 14’üncü maddesi üzerine vermiş olduğumuz
önergeyi açıklamak üzere Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Bu
vesileyle Genel Kurula saygı ve selamlarımı arz ediyorum.
Kıymetli arkadaşlar, önergemiz ile otoyol ücretlendirmelerinin ve
köprü ücretlendirmelerinin yetkisinin Bakanlar Kuruluna devredilmesini
istiyoruz çünkü otoyol ücretleri ve köprü ücretleri toplumun çok geniş
kesimlerini ilgilendirmektedir ve bu nedenle zaman zaman
birkaç bakanlığı da ilgilendirebilmektedir. Sorumlunun Hükûmet
olması lazım ve yetkinin de Bakanlar Kurulunda olması lazım.
Kıymetli arkadaşlar, taşımacılık sektöründe kara yolunun payı
yüzde 80’leri geçmektedir. ABD ve AB ülkeleriyle karşılaştırdığımız zaman bu
oran çok yüksektir. Üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemizin denizlerimizden
taşımacılık anlamında yararlanması yeterli değildir. Demir yollarımızdan
yararlanma, yine biraz önce bahsettiğimiz ABD ve AB ülkeleriyle
karşılaştırdığımız zaman oran olarak çok düşüktür.
Yine, kara yollarındaki trafik hacminin azaltılması için boru
hatları son derece önemlidir. Demek ki kara yollarındaki trafik yoğunluğunu
azaltabilmek için ve kara yollarındaki trafik kazalarını, can kayıplarını
önleyebilmek için kara yolları üzerindeki trafik yükünün uygun yerlerde deniz
yollarına, hava yollarına ve demir yollarına kaydırılması gerekmektedir. Bu
anlamda daha çok pay ayrılması ve daha çok yatırım yapılması gerekmektedir.
Taşımacılık sektörünün gerçekten çok önemli problemleri vardır.
Sektörün pazar payı giderek daralmaktadır. Özellikle kriz nedeniyle pek çok
nakliyeci esnafı zararına taşıma yapmaktadır. Haksız rekabet, arz talep
dengesinin bozukluğu, sigorta sorunu, korsan taşımacılık, kara yollarının
yetersizliği, mesleki eğitim, örgütlenme ve mevzuat yetersizliği gibi
sorunların bir an önce giderilmesi gerekmektedir. Yine, AB standartlarını
yakalayabilmek için kara yollarımızdaki seyrüseferle ilgili yasal düzenlemeleri
de bir an önce yapmak gerekmektedir.
Esnafın üzerindeki vergi yükü gerçekten çok yüksektir ve bu vergi
yükü, taşımanın, nakliyenin üzerindeki yük toplumun her kesimine yansımaktadır.
Bu nedenle bu yük azaltılmalıdır. Bu sektörde çalışan esnaf eskiyen araçlarını
yenileyememektedir. Bunun için ÖTV ve KDV kolaylığı getirilmelidir, ucuz kredi
imkânları sağlanmalıdır. Yine yolların standardı yükseltilmelidir.
Bir diğer husus ise, belgelendirmeyle ilgilidir. Değerli
arkadaşlar, K1 belgesi, K2 belgesi, K3 belgesi, SRC belgeleriyle ilgili sizlere
de çok değişik şikâyetler gelmektedir. Bu belgelerle, belgelerin uygulanışıyla,
belgelerin kontrolleriyle ilgili gerçekten esnafın çok önemli sıkıntıları
vardır. Sürücü esnafının, taşımacılık sektöründe çalışan esnafın, şoförlerin
şikâyetleri göz önüne alınarak, yine trafik şubenin ve Karayollarının görüşleri
göz önüne alınarak ihtiyaca göre bu belgelerle ve belgelendirmelerle ilgili
problemleri giderecek düzenlemeler mutlaka yapılmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen, sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
HASAN ÇALIŞ (Devamla) – Konunun biraz daha iyi anlaşılması için
şöyle bir örnek vereyim: Elindeki belgeye göre beyaz eşya taşıyacak bir
kamyoncu esnafı beyaz eşyayı Ankara’dan yükledi, Mersin’e yükü indirdi,
dönerken de araç boş dönecek, fiyatı çok önemli değil hiç olmazsa yakıt paramı
çıkarayım diye Mersin’den aynı kamyona sebze yükledi. Yolda, bu esnaf kontrole
takıldığı zaman ciddi cezalarla karşılaşmaktadır.
Değerli arkadaşlar, uygulamalarımız ve uygulamalarımızdaki
aksaklıkların giderilmesi yönünde Sayın Karayollarının, Sayın Hükûmetin yetkililerini birazcık da kendilerini esnafın
yerine koymaya davet ediyorum.
Yüce heyetinize saygı ve selamlarımı arz ediyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Çalış.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir.
14’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 14’üncü madde kabul edilmiştir.
15’inci madde üzerinde iki önerge vardır; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 15. maddesinin (1) numaralı
fıkrasında yer alan “Genel Müdürlüğün teklifi üzerine Bakan onayı” ibaresinin
“Bakanın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararıyla” olarak değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
|
Mehmet Günal |
Oktay Vural |
M. Akif Paksoy |
|
Antalya |
İzmir |
Kahramanmaraş |
|
Alim Işık |
K. Erdal Sipahi |
Mümin İnan |
|
Kütahya |
İzmir |
Niğde |
|
Akif Akkuş |
Nevzat Korkmaz |
|
|
Mersin |
Isparta |
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının Karayollarında
erişme kontrolü uygulaması başlıklı 15. maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Şevket Köse |
Orhan Ziya Diren |
Ali İhsan Köktürk |
|
Adıyaman |
Tokat |
Zonguldak |
|
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
Hulusi Güvel |
Rasim Çakır |
|
Malatya |
Adana |
Edirne |
|
|
Fehmi Murat Sönmez |
|
|
|
Eskişehir |
|
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) –
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Sönmez. (CHP sıralarından alkışlar)
FEHMİ MURAT SÖNMEZ (Eskişehir) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel
Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı’nın 15’inci
maddesinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak vermiş olduğumuz önerge
hakkında söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Ben, Ulaştırma Bakanlığına bağlı genel müdürlüklerin planlama ve
uygulama konusunda çok yetersiz olduğunu düşünmekteyim. Bunu, bazı örneklerle
size göstermek istiyorum: Özellikle 2007 yılından beri, milletvekili olduğumdan
beri Eskişehir-Ankara arasını her hafta gidip geliyorum. Duble yollar,
hakikaten, seyahat etmek için iyi bir hizmet, düşünülebilir, fakat o kadar kötü
bir şekilde yapılmaktadır ki, daha ben, üç senedir, hiçbir zaman dilimi içinde,
o duble yol üzerinde çalışma yapılmadığı bir sürece
rast gelmedim. Her an, üç senedir bakım yapılmakta ve sürekli,
Bu arada, gene aynı duble yol üzerinde…
Tabii ki yeni yol yapılınca çeşitli üst geçitlere ihtiyaç olacak, o
çalışmaların yapılmasına taraftarız ama bir örnek vermek istiyorum: Eskişehir
kara yolunun üzerinde Hamidiye çatrağı
var. Bu yol, Konya’dan gelip Çifteler Mahmudiye’den gelir -ve
üst geçit yapıldı- Eskişehir yoluna girer, yani Ankara’dan çıkıp Eskişehir’e
giden şoför arkadaşlarımızla kesişir ama öyle bir şekilde üretilmiştir ki o üst
geçitten gelen vasıta hiç kesintiye uğramadan direkt Ankara’dan Eskişehir’e
giden araçların önüne neredeyse düşmektedir, yani bir benzin istasyonundan son
sürat çıkar gibi. Bunu hiçbir zaman, dün Eskişehir Milletvekilimiz Beytullah Asil Bey Bakana sordu ve verdiği cevap istimlakle ilgili problemlerimiz olduğu idi. Hiçbir zaman bu
bir mazeret kabul edilemez. Yarın orada 3-5 vatandaşımız hayatını kaybederse
bunun hesabını nasıl vereceksiniz. Ama tabii hesap vermek için sorumluluk
duygusuna sahip olmak lazım. çünkü biz biliyoruz ki bu
Ulaştırma Bakanlığının sorumluluk duygusu yok, hesap verme gibi bir alışkanlığı
da yok. Şöyle hatırlatabilirim: Demir yolları da aynı bakanlığa bağlı. 2004
yılında Adapazarı’nda hızlandırılmış tren uygulaması oldu, 40’a yakın
vatandaşımız hayatını kaybetti. Peki, kim hesabını verdi? Kime sordunuz? Eğer
sistemleri doğru koyuyorsanız, uygulama doğru olsa, diyelim ki orada makinistin
hatası vardı ise ondan sonra o uygulamaya niye devam etmediniz? Anlaşıldı ki
eski vagonlarla, eski raylarla hızlı götürürseniz trenleri, kaza yapıyor; ancak
40’a yakın vatandaşımız hayatını kaybedince “Ha, biz yanlış yaptık, uygulamayı
kaldırdık.” diyorsunuz. Böyle bir devlet anlayışı, böyle bir bakanlık anlayışı
olmaz diye düşünüyorum, olmaması gerekli. Onun için lütfen uygulamalarınıza,
planlamalarınıza biraz daha dikkat edin, insan hayatına biraz daha değer verin.
Tasarının 15’inci maddesiyle ilgili görüşlerime de gelince: Hem
belediye mücavir alan içindeki kara yollarını hem de Genel Müdürlüğün görev
alanına giren kara yollarını eriştirme kontrollü kara yollarına yani otoyola
dönüştürülebileceğine ya da otoyolun kaldırılabileceğini öngörüyor; Genel Müdür
teklif ediyor, Bakanlık onaylıyor. 15’inci maddede yer alan kara yollarının
belediye mücavir alanı içindekilerde dâhil olmak üzere Bakan onayı ile erişme
kontrollü kara yoluna dönüştürülmesiyle ilgili düzenleme günümüz şartlarında
geçerliliğini yitirmiştir. Erişme kontrollü kara yolları, artık mevcut kara
yolları güzergâhlarının, bu yapılaşmanın uzağında projelendirilen hız yolları
konumundadır. Mevcut kara yollarının etrafında artık çok sayıda ticari işletme
mevcuttur. Yasal olarak hizmet veren bu işletmeleri…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
FEHMİ MURAT SÖNMEZ (Devamla) - …başka bir işleme gerek olmaksızın
sadece Bakan onayı ile bir anda tüm haklarından mahrum etmekte ve mülkiyet
hakkı üzerinde ilgili Bakanlığın keyfîliğine bırakma izlenimi yaratmaktadır.
Hükûmet, bu tasarıyla
köprü ve otoyolların satılabilmesinin önünü açmayı planlamaktadır. Karayolları
Genel Müdürüne ve ilgili Bakana daha fazla yetki tanınmaktadır. Bu da Bakanın inisiyatifine bırakılacak kimi düzenlemelerin oluşabileceği
anlamına gelmektedir. Otoyollar ile kara yollarının geçişi ücretli olacak
kesimleri Genel Müdürlüğün teklifi üzerine Bakan tarafından
belirlenebilecektir.
Ülkemizin ekonomisi için çok önemli olan, gelir oluşturan bu türden
yatırımlarımız elden çıkarılmak istenmektedir. Köprü ve otoyol kullanım
ücretleri özelleştirme sonrası artabilecektir.
Ben, bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Sönmez.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 15. maddesinin (1) numaralı
fıkrasında yer alan “Genel Müdürlüğün teklifi üzerine Bakan onayı” ibaresinin
“Bakanın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararıyla” olarak değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Oktay Vural (İzmir) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) –
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Sayın Özkan, buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)
MURAT ÖZKAN (Giresun) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sözlerime başlamadan önce yüce heyetinizi en derin saygılarımla
selamlamak isterim.
Sayın milletvekilleri, görüşülmekte olan Karayolları Kanun
Tasarısı’nın 15’inci maddesiyle ilgili vermiş olduğumuz değişiklik önergesi
üzerine söz almış bulunuyorum. Önergenin eleştirisine ya da önergeyle ilgili
konuşmama geçmeden önce kara yollarıyla ilgili birkaç düşüncemi sizlerle
paylaşmak istiyorum.
Sayın milletvekilleri, özellikle Türkiye’de kara yolları ulaşım
sektöründe hep ön plana çıkartılmış -üç tarafı denizlerle çevrili olan bir
ülke- deniz yolları ihmal edilmiş, peşinden demir yollarına hiçbir zaman ciddi
bir ağırlık, cumhuriyetin ilk yılları hariç, maalesef verilememiştir.
Şimdi, İstanbul Türkiye'nin megapolü, en
büyük şehrimiz, hatta dünyanın sayılı şehirlerinden birisi. 60’lı yıllarda
İstanbul’da Boğaz köprüsü yapılmaya karar verildiğinde Devlet Planlama
Teşkilatı konuyla ilgili bir çalışma yapıyor. O çalışmayı sizlere hatırlatmak
istiyorum. Bu çalışmada Devlet Planlama Teşkilatı İstanbul’un öncelikle nâzım
imar planının yapılmasından bahsediyor. Nâzım imar planı yapılmadan, yani
nerede bir fabrika, nerede yerleşim alanı, bunlar belirlenmeden yapılacak bir
Boğaz köprüsünün İstanbul’un ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci Boğaz
köprülerine de ihtiyaç duyulacağını belirtiyor. Ne zaman yazılmış bu rapor
sayın milletvekilleri? 60’lı yıllarda yazılmış, 60’ların sonuna doğru yazılmış.
O dönemde dönemin başbakanı “Bize plan değil, pilav gerekli.” diyen bir
zihniyetle ülkeyi yönettiği için maalesef DPT’nin bu raporu hasıraltı edilmiş,
İstanbul’un nâzım imar planı gerçekleştirilmeden Boğaz köprüsü bir mega proje olarak, kendisinin de övündüğü bir proje olarak
gündeme getirilmiş ve daha sonra ne olmuş? İşte, ucuz arazilerin olduğu Anadolu
yakası uyuma yeri, İstanbul tarafı, yani Rumeli tarafı çalışma yeri hâline
gelmiş, gece bir tarafa giden, gündüz bir tarafa giden bir şehir. Peki, bugün
üçüncüsü yapılmaya kalkılıyor, yarın dördüncüsü, beşincisi; yine plansız,
programsız, Boğaz’dan yeterince faydalanmadan yapılan bir hadise. Tabii bunda da yol tespiti enteresan bir
şekilde yapıldı. Başbakanın helikopterle yol tespit etmesi tarihe geçmiştir,
bir ilktir, bir yanlış olarak gözlerimizin önündedir.
Değerli milletvekilleri, diğer taraftan bu kara yollarıyla ilgili
yapmış olduğumuz hatalar hep devam etti. Örneğin, nerede? Ankara’nın etrafına
bir çevre yolu yapıldı, 1987’li yıllarda açıldı. Bu da rahmetli Özal’ın mega projelerinden biriydi ama bu yol hâlâ polis zoruyla
kamyon ve otobüsler tarafından kullandırılan bir yol hâlindedir. Demek ki bizim
87’lerde bu yola ihtiyacımız yoktu. Belki on yıl sonra ihtiyaç olabilir ancak
biz o kaynağı o gün başka alanlara kullanmak gerekirken, okul, hastane yapmak gerekirken
yanlış bir tercihte bulunduk. Bizim görevimiz, Parlamentonun görevi kamu
kaynaklarını milletimizin ihtiyaç duyduğu alanlara tahsis etmektir, yani bütçe
yapmaktır, yani Hükûmete yol göstermektir. Yine aynı
yanlışları yapmayalım. Kara yolları yerine demir yollarına ve deniz yollarına
ağırlık vererek ülkemizin kaynaklarını daha verimli, daha gerekli, öncelikli
alanlarda kullanmamız gerekiyor.
Karadeniz sahil yolu yapıldı, 7 ilâ 10 milyar dolar arasında
çıktığı söyleniyor değerli arkadaşlar. Bu konuda kesin bir rakam dahi
verilemiyor maalesef. 8 ya da 10 milyar dolar Türkiye’nin eğitim ya da sağlık
sektörüne yatırılmış olsaydı bugün bunun karşılığını alır ve çok ciddi bir
şekilde ülkemizin bu problemini çözmüş olabilirdik, ancak biz maalesef yine
yanlış tercih yaptık, tabiatı yok ettik. Mesela ne yapılabilirdi? Yol biraz rehabilite edilir, geliştirilebilirdi ve bu yolu biz,
kamyon ve otobüs trafiğini Ro-Ro
gemileriyle denize çekebilirdik. Bunu en az on-on beş yıl ötelerdik.
Diğer bir husus, değerli arkadaşlarım, biraz önce Değerli Ordu
Milletvekilimiz bahsetti, biz yine kara yolları üzerinde dururken hava
yollarını ihmal ediyoruz. Özellikle Giresun, Ordu Karadeniz’in iki önemli ve
kadim şehridir. Bu iki şehir maalesef hava yolundan, hava ulaşımından
mağdurdur, hava ulaşımına bir türlü ulaşamamıştır. İki kentin birbirine çok
yakın olması, potansiyelinin çok yüksek olması bir hava alanını çok rahatlıkla…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözünüzü tamamlayınız.
Buyurunuz.
MURAT ÖZKAN (Devamla) - …kaldırabileceğini herkes ifade
etmektedir. İktidar milletvekillerimiz, iktidar partimizin yetkilileri de aynı
şeyleri müteaddit defalar söylemekte ve artı, seçim arenalarında da söz
vermektedirler.
Benim seçimlere girdiğim 2007 yılında bir televizyon programında,
hâlen iktidar partisinin grup başkan vekili olan bir arkadaşla yapmış olduğumuz
tartışma programında gündemin en önemli konusuydu. ORGİ’yi
yapacağına söz verdi, takip edeceğine söz verdi, hâlâ söz veriyor ama ORGİ’de yapılan, maalesef, hiçbir şey olmadı, hiçbir şey
yapılamadı. Burada, iki şehri kurtaracak, iki şehrin gelişiminde çok önemli bir
mihenk taşı olacak ORGİ’nin yapılmasını, verilen
sözlerin tutulmasını milletim adına sizlerden, yüce heyetinizden istirham
ediyorum.
Sözlerimi bitirirken hepinize tekrar en derin sevgi ve saygılarımı
sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Özkan.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum.
H. HAMİT HOMRİŞ (Bursa) – Karar yeter sayısı istiyorum.
BAŞKAN – Karar yeter sayısı arayacağım ve karar yeter sayısı
istendiği için de elektronik cihazla oylama yapacağım.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Karar yeter sayısı vardır, önerge reddolunmuştur.
15’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 15’inci madde kabul edilmiştir.
16’ncı madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 16. maddesinin (2) numaralı
fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet Günal |
Oktay Vural |
M. Akif Paksoy |
|
Antalya |
İzmir |
Kahramanmaraş |
|
Akif Akkuş |
Nevzat Korkmaz |
Mümin İnan |
|
Mersin |
Isparta |
Niğde |
|
|
Alim Işık |
|
|
|
Kütahya |
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının Ulaşımın
devamlılığı başlıklı 16. maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
|
Şevket Köse |
Orhan Ziya
Diren |
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
|
Adıyaman |
Tokat |
Malatya |
|
Hulusi Güvel |
Ali İhsan
Köktürk |
Rasim Çakır |
|
Adana |
Zonguldak |
Edirne |
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) –
Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu, buyurunuz.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkan, çok değerli
milletvekilleri; hepinize saygılar sunuyorum.
Değerli arkadaşlarım, burada iki gündür bu yasayı görüşüyoruz ama
hepimiz ve bu Meclis bir şekilde Karayolları çalışanlarını da unutmamalı. Kışın
karda, çamurda; yazın sıcakta büyük emek veren arkadaşlarımız bunlar ve
yılların teşkilatı ve her zaman hizmet şiarı olan bir teşkilattır. Hangi hükûmet gelirse gelsin orada çalışanlar öncelikle halka
hizmet etmeyi şiar edinen kişilerdir. Bu nedenle ben Karayolları teşkilatının
greydercisinden, silindircisinden tüm teşkilatındaki arkadaşlarıma, hakikaten,
şükran duygularımı sunuyorum. Çünkü bunlar Türkiye’de en zor koşullarda çalışan
kardeşlerim. Bölgelerde ve Genel Müdürlük teşkilatındaki arkadaşlarımla sürekli
diyaloğu da olan bir disiplin içerisinde, çalışma
disiplininde olan ve sabahın 5’inden gecenin kaçına kadar, bazen
Bu insanlar çok zor koşullarda çalışıyorlar, onlara ne versek
azdır. Karayolları çalışanları hepimizin, gerek emniyeti gerek trafik
emniyetini sağlayan ve hepimizin ulaşımını en iyi şekilde yapmaya çalışan
kardeşlerim. Onların iyi niyetinden, onların çabalarından hakikaten hepimiz
gurur duymalıyız. Karayolları çalışanları büyük emek vermektedir ve onlar çok
zor koşullarda, inanın, özellikle kar yağan bölgelerde karla mücadelede onların
ölümü göze alarak, yolda kalan araçları kurtarmak için kendi canlarını yok
pahasına sayarak verdiği mücadele hakikaten hepimiz için bir gurur kaynağıdır
arkadaşlar. Bu nedenle, ben bu konuşmamın bu bölümünü, tüm Karayolları
çalışanının, onlara bu şükran duygularımı iletmek için ayırmak istiyorum.
Değerli arkadaşlarım, bu insanlar çalışma disiplinini çok iyi alan
ve hizmeti yapmasını çok iyi bilen ve kendilerini çok iyi yetiştirmiş,
kullandığı araçlarını, kullandığı makinelerini kendi makinesinden daha üstün
tutan ama yirmi dört saat gerekirse hizmet veren kardeşlerimiz. Kar ile
mücadelede kendini, canını siper eden bu arkadaşlarımız günlerce evlerine
gidememektedir, günlerce dağda, taşta yatmaktadır ve bazen kardan, bazen
tipiden, bir hafta, on gün, on beş gün çoluğunu
çocuğunu göremeyen arkadaşlarımızdır. Bu nedenle, Karayolları Genel Müdürlüğü
bu konuda taşra teşkilatında çalışan arkadaşlar yönünden çok büyük şansa
sahiptir.
Değerli arkadaşlarım, tabii, yine yazın sıcakta, gerek
asfalt kaplama gerek asfalt dökme için bu arkadaşlarımız yazın kırk derece
sıcağında Türkiye’nin her yerinde büyük bir özveriyle işlerini yapmaktadır ve
kendileri, özellikle yaz trafiğinde, özellikle turistik bölgelerde, bazı
bölgelerde canlarını hakikaten tehlikeye atarcasına yolların en iyi şekilde
yapılması uğruna çok büyük mücadele vermektedir. Bu nedenle, Karayolları Genel Müdürlüğü ve Bakanlık bazı yolları
özelleştirirken ve bazı yolları müteahhitlere yaptırırken şuna baksın:
Karayolları çalışanlarının yaptığı yollarla, ihale ettiği, müteahhitlerin
yaptığı yolların kalitesi diğer her konuda aynı mıdır, dayanıklılığı aynı
mıdır? Onun için, öncelikle Karayolları Genel Müdürlüğü kendi çalışanlarının
mutlaka ama mutlaka emeğine saygı göstermesi lazım. Onların yaptığı iş dört
dörtlüktür, onların yaptığı iş yasak savma değildir, onların yaptığı iş
vatandaşın can ve mal emniyeti içindir ve Karayolları çalışanlarının yüreği her
zaman işin en iyisini yapmaktan yanadır.
Ben, bu nedenle, Türkiye’de yazın sıcakta, kışın karda kışta…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - ...büyük mücadele örneği veren
tüm arkadaşlarımın önünde saygıyla eğiliyorum. Teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Aslanoğlu.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 16. maddesinin (2) numaralı
fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mümin
İnan (Niğde) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) –
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz
efendim.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Gerekçe.
BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Erişme kontrolü uygulaması nedeniyle bu yollar üzerinde kurulu
tesis sahiplerinin mülkiyet hakkı üzerinde keyfi uygulamalara yol
açabilecektir. Bu çerçevede “Genel müdürlükten ulaşım düzenine ilişkin olarak
başka bir talepte bulunamaz.” ibaresi hak kaybına uğrayanların hukuki yollara
başvurmasını engellemektedir. Haksızlığın düzeltilmesi için bu fıkranın
kaldırılması önerilmektedir.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
16’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... 16’ncı madde kabul edilmiştir.
17’nci madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 17. maddesinin (3) numaralı
fıkrasında yer alan “şehir geçişlerinde karayolunun” ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet Günal |
Oktay Vural |
Akif Akkuş |
|
Antalya |
İzmir |
Mersin |
|
Mümin İnan |
Recep Taner |
Nevzat Korkmaz |
|
Niğde |
Aydın |
Isparta |
|
Mehmet Akif Paksoy |
Alim Işık |
|
|
Kahramanmaraş |
Kütahya |
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının Erişme
kontrolü uygulanan karayollarına bağlantı, şehir geçişleri ve yerleşim başlıklı
17. maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Şevket Köse |
Orhan Ziya
Diren |
Hulusi Güvel |
|
Adıyaman |
Tokat |
Adana |
|
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
Ali İhsan
Köktürk |
Rasim Çakır |
|
Malatya |
Zonguldak |
Edirne |
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) –
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu, buyurunuz.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkan, değerli üyeler;
hepinize saygılar sunuyorum.
Bir kara yolu ağı meselesi var biliyorsunuz. Şu yol kara yolu
ağında, bu yol değil, taa yıllardır bu uygulanıyor.
Bir Yüksek Fen Kurulu varmış Bayındırlık Bakanlığına bağlı. Bu Yüksek Fen
Kurulu karar verirse bu yol kara yolu ağında olacak, bu yol olmayacak. Ama
Türkiye’de çok şey değişti. Herhâlde bu yasa… 1980’li yıllarda alınmış bu
karar. 80’li yıllardan beri Türkiye’de çok yol değişti, çok yol gelişti ama ne
hikmetse, bu Yüksek Fen Kurulu bir türlü kara yolu ağına almıyor bazı yolları.
Değerli arkadaşlarım, kara yolu ağı… Türkiye'nin gelişen
koşullarında, Türkiye'nin gelişen turizm, gelişen ticaret, bu koşullarda yeni
ihtiyaçlar, yeni yollar yapılmıştır ama ne hikmetse bazı yollar kara yolu ağına
alınmıyor. Bu nedenle bu yasada getirilen önemli bir olgudur, yani artık,
Karayollarının bağlı olduğu bakan, hangi yolun kara yolu ağına alınması ve
alınmaması yönünde en azından… Taa heyet toplanacak,
aradan bir sene geçecek, hangi yolun kara yolu ağına alınıp alınmamasına karar
verecek, en azından bu konu aşılmıştır. Bu nedenle, Sayın Bakan, Türkiye’de o
yıllardan bu yana çok şey değişmiştir, bazı noktalar çok gelişmiştir, bazı yeni
merkezler oluşmuştur, o iki merkezi birbirine bağlayan ara yollar oluşmuştur
ama
Size iki tane örnek vereceğim: İstanbul’un köyü kaldı mı
arkadaşlar? Herhâlde elli altmış tane kalmıştır. Kocaeli’nde bir tane köy
kalmadı, hepsi büyükşehre bağlandı. İstanbul Belediyesinden, özel idare payı
olarak ne kadar verildiğinin hesabını ben size söylemeyeyim ama Sivas’ın,
Balıkesir’in bin küsur tane köyü var, hem köylere bakacak hem de bu özel idare
fonundan köy yollarının karlarını açacak arkadaşlar.
Bazı belediyeler altı ay kışla mücadele etmesine ve bütçelerinin
önemli bir kısmını karla mücadelede harcamasına rağmen, ne yazık ki kar olmayan
yerlerle buraların hiçbir farkı yoktur arkadaşlar. Bu nedenle, Karayolları
Genel Müdürlüğünün erişemediği, özellikle köy hizmetleri ağında olan, çok geniş
alanları olan bölgelere mutlaka kar mücadele farkı verilmelidir. Bu, gerek
belediyelere gerek özel idarelere arkadaşlar… Hiç kar yağmayan yerin özel
idaresi ile altı ay karla kapalı yolları temizleyen özel idarenin hiçbir farkı
yok arkadaşlar, hiçbir farkı yoktur. Bu nedenle, özellikle karla mücadele veren
belediyeler ve özel idarelere mutlaka bir fark verilmelidir. Hiç kar yağmayan,
hiç köyü olmayana da büyükşehirden para veriyorlar arkadaşlar. Bir
büyükşehirden 1’e 5 veriyorlar, dikkatinizi çekiyorum 1’e 5 veriyorlar.
600 bin nüfuslu Urfa’ya arkadaşlar yılda 80 milyon veriyorlar -o
kadar köyüyle- belediyesine ama 350 bin nüfuslu -isim vermeyeceğim- başka bir
büyükşehir belediyesine yılda 160 milyon veriyorlar. Bunun adı haksızlıktır,
bunun adı adaletsizliktir, bunun adı…
“Efendim, öyle yapmışlar…” 1985 yılında yapılmış bir yasaya, “öyle
yapmışlar” diyemezsiniz. Haksızlığı, adaletsizliği yok etmek Hükûmetin görevidir. Ama her nedense, tüm milletvekilleri
bunu biliyor, “haklısın” diyorlar, önerge geldiğinde “hayır” diyorlar.
Bir kere ilinizin hakkını koruyun, Urfa’da yaşayan 600 bin kişinin
ekmeğini koruyun, onların ekmeğine saygı gösterin, Van’da yaşayan insanlara
saygı gösterin. Van’ın nüfusu ne kadar biliyor musunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Bitiriyorum Başkanım.
…1 kuruş paraya haksızlık yapıyorsunuz.
FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – Köyler nereye gitti?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Nereye gitti köyler? Büyükşehre
bağlandı hepsi.
FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – Köyler duruyor orada, duruyor.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Hem büyükşehirden para
alıyorsunuz hem bir koyundan beş post çıkarıyorsunuz.
FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – Paralar özel idareden kesildi, büyükşehre
verildi.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Bir koyundan beş post, Kocaeli!
Beş post, beş post!
Benim hakkımı verin, Urfa’nın hakkını verin, Van’ın hakkını verin,
Maraş’ın hakkını verin, Denizli’nin hakkını verin, Balıkesir’in hakkını verin,
Manisa’nın hakkını verin! Hak yiyorsunuz, hak!
VAHAP SEÇER (Mersin) – Mersin’in de…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Mersin Büyükşehir.
Hepinize saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Aslanoğlu.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 17. maddesinin (3) numaralı
fıkrasında yer alan “şehir geçişlerinde karayolunun” ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Recep Taner (Aydın) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
– Katılamıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Taner konuşacak.
BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Taner. (MHP sıralarından alkışlar)
RECEP TANER (Aydın) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı’nın 17’nci maddesinin üçüncü fıkrasındaki
değişiklik üzerine söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, sözlerime başlarken, öncelikle, son
günlerde artan terör olaylarında bu hafta içinde kaybettiğimiz Aydınlı
şehitlerimiz Mehmet Ali Birlik ve Mehmet Ali Tosun başta olmak üzere tüm
şehitlerimize Allah’tan rahmet, acılı ailelerine ve Türk milletine başsağlığı
diliyorum, yine, yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar temenni ediyorum.
Değerli milletvekilleri, vermiş olduğumuz değişiklik önergelerini
kara yollarının ve ulaşım sektörünün sorunlarını, ilimizin, bölgemizin
sıkıntılarını Sayın Bakana aktarmak için bir fırsat olarak görmekteyiz.
Önergelerimizin ana amacı, vatandaşın talep ve isteklerini kamuoyuyla ve
Bakanla paylaşarak çözüm yolları aramaktır.
Değerli milletvekilleri, turizm bir ülke için en önemli gelir
kaynaklarından birisidir. Özellikle, ilim olan Aydın, ülkemizin tarihî ve doğal
zenginliklerinin en fazla olduğu bölgelerin başında gelmektedir. Ülkemizin
ikinci büyük limanı olan ve kruvaziyer turizminin
başkenti Kuşadası’na yüz binlerce turist gemilerle gelmekte ve Efes’e,
Meryemana’ya, Aphrodisias’a, Apollon’a, Nyssa’ya vesaire yerlere günübirlik turlar
düzenlenmektedir. Turistler, özellikle Hristiyan
âleminin ülkemizdeki en önemli ve tek hac yeri olan Kuşadası’na
Yine Kuşadası ve Didim’de konut sahibi olan yerli ve yabancı turistler,
Adnan Menderes Havaalanı’na indiklerinde kendilerini karşılamak üzere önceden
tanıdıkları taksicileri rezervli müşterileri olarak çağırmaktalar ve taksiciler
havaalanı dönüşü aynı benzer sıkıntıları yaşamaktalar.
Değerli milletvekilleri, tüm bu sıkıntıların sebebi ise Ulaştırma
Bakanlığı Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğünün 2605 sayılı genelgesidir. Bu
genelgenin 1’inci maddesinin 3’üncü fıkrasında “Şehir içi taksiler -yani A1
yetki belgesine sahip olan araçlar- yetkilendirildikleri belediye sınırlarının
dışındaki herhangi bir yere tek yönlü (gidişi dolu, dönüşü boş) olarak yolcu
taşıyabilirler.” denmektedir.
Bu düzenleme taksi işletmelerinin en önemli sıkıntılarının başında
gelmektedir. Kuşadası’nda taksicilik yapan esnafımız AB’ye uyum için çıkarılan
ama hiçbir Avrupa ülkesinde olmayan bu düzenlemeyi ülkemizi ziyaret eden
turistlere izah etmekte zorlanmaktalar. Gerek jandarma ve gerekse trafik
ekipleriyle yaşanan tartışmalar, ellerinin kelepçelenerek mahkemelere
çıkarılmaları ve yazılan 2.040 liralık, yani 2 milyar liralık para cezası da bu
işin bir başka boyutu.
Değerli milletvekilleri, Bakanlığın genelgesinin yarattığı
sıkıntı had safhadayken basına düşen bir haber tam bir AKP komedisi. Habere göre, Kara Ulaştırması Genel Müdürü telefonla İzmir’i
aramış ve bu sezon sonuna kadar, üç ay süreyle genelgenin ertelendiğini
açıklamış.
Sayın Bakana soruyorum: Ne zamandan beri yeni bir düzenleme
yapılmadan, telefon talimatıyla genelgeler ertelenebiliyor? Genelge ve içeriği
aynen ortada dururken yapılan taksici esnafımızı kandırmak değil midir?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
RECEP TANER (Devamla) – Teşekkür ederim.
Değerli milletvekilleri, yapılması gereken, Karayolu Taşıma
Yönetmeliği’nde yapılacak olan bir değişiklikle ilgili maddedeki “Getirirsin
ama geri götüremezsin.” düzenlemesinin özellikle turizm bölgelerinde ve havaalanları
ile limanlarda kalıcı olarak kaldırılması olmalıdır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu duygu ve düşüncelerle
önergemize desteklerinizi bekliyor, heyetinizi en içten duygularla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Taner.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN – Yerine getireceğim efendim.
Sayın Anadol, Sayın Çakır, Sayın
Tütüncü, Sayın Karaibrahim, Sayın Güner,
Sayın Seçer, Sayın Köktürk, Sayın Topuz, Sayın Süner,
Sayın Ağyüz, Sayın Halıcı, Sayın Barış, Sayın Ayhan,
Sayın Paçarız, Sayın Dibek, Sayın Hacaloğlu, Sayın
Emek, Sayın Küçük, Sayın Genç, Sayın Günday.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı yoktur.
On dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati :
17.58
SEKİZİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 18.11
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Yusuf COŞKUN
(Bingöl), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
122’nci Birleşiminin Sekizinci Oturumunu açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN – İstem üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı
bulunamamıştı. Şimdi yoklama işlemini tekrarlayacağım.
Yoklama için iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı vardır.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri
(Devam)
4.- Karayolları
Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Bayram Meral ve 20 Milletvekilinin; 5539 Sayılı Karayolları Genel
Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Plan ve Bütçe
Komisyonları Raporları (1/788, 2/226)
(S. Sayısı: 499) (Devam)
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
17’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 17’nci madde kabul edilmiştir.
18’inci madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 18. maddesinin (2) numaralı
fıkrasının son cümlesinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet Günal |
Oktay Vural |
M. Akif Paksoy |
|
Antalya |
İzmir |
Kahramanmaraş |
|
Nevzat Korkmaz |
Akif Akkuş |
Alim Işık |
|
Isparta |
Mersin |
Kütahya |
|
|
Mümin İnan |
|
|
|
Niğde |
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının Karayollarında
kurulacak tesisler ve yasaklanan faaliyetler başlıklı 18. maddesinin Tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Şevket Köse |
Orhan Ziya
Diren |
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
|
Adıyaman |
Tokat |
Malatya |
|
Hulusi Güvel |
Rasim Çakır |
Yaşar Ağyüz |
|
Adana |
Edirne |
Gaziantep |
BAŞKAN – Komisyon bu son okuttuğum önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
– Katılamıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Sayın Ağyüz, buyurun.
Sayın milletvekilleri, lütfen biraz sessiz olursak...
Buyurunuz efendim.
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun Tasarısı’nın 18’inci maddesi hakkında verdiğimiz önerge üzerine
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak söz aldım. Hepinize saygılar sunuyorum.
Değerli arkadaşlarım, karşımızda çok önemli bir yasa duruyor; hem
içerik olarak çok yoğun hem yüklediği sorumluluk, yetki ve özelleştirmeyle çok
yoğun.
M. FATİH ATAY (Aydın) – Sayın Başkan, nedir bu muhabbet,
arkadaşlara bir izah ederseniz…
YAŞAR AĞYÜZ (Devamla) – Değerli arkadaşlar, hem karar yeter sayısı
bulamıyorsunuz hem yoklamalarda yoksunuz. Bari yasayı okumuyorsunuz şurada
konuşanları dinleyin de bir şeyler öğrenin ya! Yani bir şeyler öğrenin, bir
şeyler… (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Önünüzde kaç tane yasa var? Bir
kaldırın bakayım, yasa var mı, Karayolları yasası? (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen yerlerinize oturun ve
sessiz olunuz.
Buyurunuz Sayın Ağyüz.
YAŞAR AĞYÜZ (Devamla) – Değerli arkadaşlar, ulaşım kalkınmışlık
düzeyinin bir göstergesidir, turizmin gelişmesinde önder faktördür,
kentleşmenin düzenli olmasında itici faktördür ama ulaşımın özellikle bir
sürdürülebilir planlama kapsamı içerisinde yapılması lazım. Bugüne kadar gerek
2009’da yapılan Kentleşme Şurası’nda gerek 2003’te yapılan çalışmada maalesef
böyle bir vizyonun kazanılmadığı açık ve seçik
görülmüştür.
Değerli arkadaşlarım, önce sürdürülebilir bir ulaştırma
politikasına kavuşmamız gerekirken Karayollarına bu tür yetkilerin verilmesinin
ne anlamı olacak? Karayollarına çok geniş yetkiler veriyorsunuz, imar planı
yapma yetkisini veriyorsunuz, kara yolları kenarında -18’inci maddeye göre-
yapı tesisi kurma yetkilerini veriyorsunuz, 3194’ü baypas ediyorsunuz, ortadan
kaldırıyorsunuz, belediye meclislerini ortadan kaldırıyorsunuz aynen Kentsel
Dönüşüm Yasası’nda yaptığınız gibi, aynen Kamulaştırma Yasası’nda yaptığınız
gibi.
Değerli arkadaşlarım, bu, yasa tekniğine uygun değildir. Birtakım
yasaları ortadan kaldırarak yetkilendirme Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı
altında hiçbir komisyonun yetkisinde değildir ama gel gör ki böyle bir yasayı
çıkarmakla karşı karşıyayız.
Tabii Türkiye’de en büyük sıkıntı kara yolu taşımacılığına mahkûm
olmaktır. Kara yolu taşımacılığı hem çevre kirliliği yaratma konusunda hem de
enerji tüketimi açısından tercih edilen bir sistem olmamasına rağmen Türkiye,
hâlen bunda direnmekte ve kara yolu taşımacılığında yüzde 99 oranına sahip bir
ülke konumundadır. Bunu düşürmenin çabası içerisinde olmayan bir politikayla da
karşı karşıyayız. Yani var olan demir yollarımız, var olan deniz yolu
nimetlerimiz maalesef kullanılmamaktadır.
Ayrıca da kara yollarımız güvenli ve emniyetli değildir; sağlıklı,
hızlı ulaşılabilir nitelikte değildir. Standart eksiği olan bir yol yapımıyla
karşı karşıyayız. Özellikle övünerek bahsettiğiniz bölünmüş yollarda, gidin,
bakın Aksaray’dan Konya Makas’a kadar yeni yeni
yapılmaya başlanmış, araçların gitmesi mümkün değil, kamyoncular her çukura
düşüşte Hükûmete rahmet okuyorlar, Karayollarına
minnet ve şükranlarını sunuyorlar.
Tabii bununla da kalmıyor kara yolunda gidenlerin sorunu. Ayrıca
ulaştırma sektöründe çalışanların sorunları var. Bir belge sorunu çıkardınız,
içinden çıkılmıyor. H1, H2; K1, K2; C; M1, M2; R türü; T türü falan filan…
Peki, Sayın Bakan, K1 yetki belgesiyle yurt dışına çıkılmamakta ne yazık ki C2
yetki belgesi olan araçlar yurt dışından yük almakta, yani bu yetki karmaşasını
önlemek için çaba göstermek hiç mi yetkililerinizin aklına gelmiyor? Herkes, her
bölgeye çalışıyor, denetim yok ama bu insanlar, bu belgelere dünyanın parasını
veriyorlar Sayın Bakan.
Ayrıca, Gaziantep özelinde bir çevre yolu sorunumuz var.
Ayrıca, Urfa’dan Habur’a
bağlanan yol sorunu var. Bunlar bütünsellik içerisinde değerlendirilmesi
gereken olaylar ama biz Karayollarını 2007’de Ulaştırma Bakanlığına bağladık,
bugün de yetki donanımıyla, kadrolaşmalarla alelacele bunu çıkarmaya
çalışıyoruz.
Meclis bir yetki aldı 16 Temmuza kadar yasaların sırası değişmezse
bazı öncelikli yasalar çıkacak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
YAŞAR AĞYÜZ (Devamla) – Bu yasalara baktığımız zaman da ne var?
Kentsel dönüşüm var, kamulaştırma var, kara yolu var, yarın öbür gün İller
Bankası gelecek, diğer kadrolaşmalar gelecek, mali kural sistemi gelecek,
borçlar yine seçime yakın olduğu için silinecek veya mahsuplaşacak. Bu tür
yasalarla uğraşıyoruz ama bakın, çiftçi ne diyor çiftçi, çiftçi diyor ki: “ 1
milyar TL’lik elektrik borcunun altında eziliyorum.” Bunu niye yeniden
taksitlendirmek, faizini silmek için bir çaba göstermiyorsunuz? Esnaf yeniden
yapılandırmalardan hiç faydalanamadı, borcunu borçlanarak ödüyor, çarkını
çeviremiyor ve sosyal güvenlik hizmetlerinden faydalanamıyor. Bunu niye
düşünmek istemiyorsunuz, niye gündeminize taşımak istemiyorsunuz da bu tür, Hükûmetin elini güçlendirecek, ileride acaba Hükûmetten olursam diye yerel yönetimlere yetki verdiğiniz
gibi, 2014’e kadar devam edecek belediye yönetimlerini şu anda güvence altına
aldığınız gibi, niye bu yetkilerle özelleştirme furyasıyla uğraşıyorsunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
YAŞAR AĞYÜZ (Devamla) – Bu özelleştirme furyaları size yarar
getirmez. Siz bununla uğraşırken Sayın Başbakan da “Kriz teğet geçti,
hamdolsun” türküsünün yazarını mahkemeye vermekle meşgul. Nasıl ki “Açılım
ortadan kalkarsa terör tırmanır.” gibi içi boş sözcüklerle uğraşıyorsanız…
Bakın, ne demiş:
“Halkı sardı fakirliğin korkusu,
Çığ gibi büyüdü işsizlik ordusu,
Mutfaktadır Fatma ananın sancısı,
Kriz teğet geçti bizi hamdolsun,
Kevgir oldu halk çuvaldız yemekten,
Ürküyoruz derdimizi demekten…”
FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – CHP dönemini mi tarif ediyorsun? Gözünü aç,
gözünü!
YAŞAR AĞYÜZ (Devamla) – Burada Tayyip sözcüğü geçiyor mu, Recep
sözcüğü geçiyor mu? İşte, sizin uğraştığınız meseleler bu; özelleştirme, rant, yolsuzluk ve toplumu mağdur etmek. Bundan başka
bildiğiniz bir şey yok ama bunun hesabını sandıkta vereceksiniz.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Ağyüz.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 18. maddesinin (2) numaralı
fıkrasının son cümlesinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mümin
İnan (Niğde) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
– Katılamıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Gerekçe, Sayın Başkan.
BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
2. fıkraya göre “Erişme
kontrolü uygulanan karayolu sınırları içinde Genel Müdürlüğün izniyle kurulacak
tesisler ve eklentileri mimari, statik, tesisat ve her türlü fennî mesuliyeti Genel Müdürlükte
olmak kaydıyla 3/5/1985 tarihli ve 3194
sayılı İmar Kanununda öngörülen yapı ruhsatiyesine tabi değildir. … Bu
tesislerin işletilmesi ile ilgili resmî makamlarca verilecek izin, ruhsat ve
lisanslar bakımından, ilgili tesislerin kesinleşmiş karayolu güzergâh
planlarına işlenmesi yeterli olup, ayrıca imar planına işlenme şartı aranmaz.”
Bu hüküm karayollarının kenarında (her ne kadar Genel Müdürlüğün izniyle
kurulsa da) plansız ve çirkin yapılaşmaya yol açabilir. Bu nedenle ilgili
hükmün madde metninden çıkarılması önerilmektedir.
BAŞKAN – Gerekçesini okuttuğum önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
18’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 18’inci madde kabul edilmiştir.
19’uncu madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 19. maddesinin (5) numaralı
fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini, (6) numaralı fıkrasının ise madde
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet Günal |
Hasan Çalış |
Oktay Vural |
|
Antalya |
Karaman |
İzmir |
|
Şenol Bal |
Behiç Çelik |
Beytullah Asil |
|
İzmir |
Mersin |
Eskişehir |
(5) İlgili kurum veya
kuruluşlar, kesinleşen karayolu güzergâh planlarına ilişkin olarak yapacakları
imar planı çalışmalarında, Genel Müdürlükçe karayolu güzergâhına ilişkin olarak
jeoloji mühendislerince hazırlanan jeolojik, jeoteknik
ve fotogrametrik raporları esas almak zorundadır. Bu
raporların hazırlanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının Karayolu
güzergâhının tespiti başlıklı 19. maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
|
Şevket Köse |
Orhan Ziya
Diren |
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
|
Adıyaman |
Tokat |
Malatya |
|
Hulusi Güvel |
Rasim Çakır |
Bülent Baratalı |
|
Adana |
Edirne |
İzmir |
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
– Katılamıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Kim konuşacak?
K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Sayın Baratalı.
BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Baratalı. (CHP sıralarından alkışlar)
BÜLENT BARATALI (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşmekte olduğumuz yasa tasarısının 20’nci maddesiyle ilgili verdiğimiz
önerge üzerinde grubum adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bu önerge, bu maddenin tasarı metninden çıkarılmasıyla ilgili bir
önergemizdir. Gerekçesi de şudur, çıkarılma gerekçemiz, iki temel itirazımız
var:
Bunlardan bir tanesi, Karayolları Genel Müdürlüğü plan yapan
otoritenin içine girmektedir.
İkincisi, 6’ncı fıkrası da “düzenleme ortaklık payı” dediğimiz,
bir kentin, bir yerel yönetimin gereksinmesi olan, umumun istifadesine ait olan
yollar, meydanlar, çocuk parkları, yeşil alanlar, terminal yerleri, oto parklar
gibi yerlerin içine… Biliyorsunuz, bu, yüzde 40 alınır düzenleme ortaklık
payında, otoyollar hariç…
BAŞKAN – Sayın Baratalı, 19’uncu maddenin çıkarılması olacak. Bir
yanlış anlaşmaya yol açmayalım.
BÜLENT BARATALI (Devamla) – Düzeltiyorum 19’uncu maddenin
çıkartılması olarak.
Düzenleme ortaklık payına otoyollar hariç kara yollarının da
eklenmesidir. Bu iki hususun, iki hususu düzenleyen bu maddenin, 19’uncu
maddenin tasarıdan çıkarılması gerekmektedir.
Birincisi, 3194 sayılı Kanun, değerli arkadaşlar, 1985 tarihlidir.
Burada hangi idarelerin hiyerarşik planları hangi yetkiyle yapacakları
bellidir. Şimdi, bunun üzerine, Özelleştirme İdaresinin yanına, TOKİ’nin yanına bir de Karayolları Genel Müdürlüğünü
koyuyoruz. Bunu son derece yanlış olarak buluyorum ve Bayındırlık Bakanlığının
böyle bir yetkisi vardır. Neden Bayındırlık Bakanlığı bu yetkiyi kullanmıyor da
Karayolları Genel Müdürlüğüne bu yetki delege ediliyor? Belki Karayolları Ulaştırma
Bakanlığına bağlandığı için düşünülebilir ama giderek alışılmış plan
otoritelerinin yanına yeni yeni plan otoriteleri
konuyor. Bunu yanlış buluyorum ve yerel yönetimlerden gelen bir İktidarın yerel
yönetim yetkilerinin de bir kısıtlaması olarak görüyorum çünkü belediyeler ve
il özel idareleri planlamanın temel idareleridir. Bunun yanında, hava
meydanları, büyük yollar, otoyollar, limanlar, gecekondu bölgeleri gibi konular
söz konusu olduğu zaman Bayındırlık Bakanlığı zaten devreye giriyor. Bunun bu tasarıda
neden yer aldığını anlamak mümkün değil; hangi kuruluşuyla, hangi yetişmiş
elemanlarıyla Karayolları Genel Müdürlüğü bu planı yapacak, bunu da anlamış
değilim.
İkincisi, son fıkrada düzenlenen “düzenleme ortaklık payı”
dediğimiz yani bir imar planı içinde bir imar adası içine rastlayan yol, yeşil
alan, çocuk bahçesi ve bunun gibi kamuya ait olan yerleri kolaylıkla alabilmek
için bir gayrimenkulün yüzde 40’ını bedelsiz almak demek olan düzenleme
ortaklık paylarının içine bir de otoyollar hariç kara yollarını koyuyorsunuz. Bu, son derece yanlıştır. Burada karşımda belediye başkanlığı
yapmış olan, aynı dönemde, arkadaşlarım var. Eğer bunu koyarsanız bundan sonra
kentlerde çocukların oynayacağı yeşil alanları, çocuk bahçelerini yapamazsınız;
meydanları, yolları, terminalleri, otoparkları alamazsınız. Bunun, bu nedenle
çıkarılması gerekir, son derece yanlış bir düzenlemedir.
Değerli arkadaşlar, AKP İktidarı, yerel yönetimlerden gelmiş
olmasına karşın 2003
yılından itibaren yerel yönetimlerin yetkilerini giderek kısıtlıyor,
kaynaklarını da azaltıyor. Ben, burada bunları anlatmaya çalışacağım, itirazı
olan varsa gelir cevap verir.
2003 bütçesiyle yerel yönetimlerin genel bütçe vergi gelirinden
aldıkları payı 1 puan indirdiniz değerli arkadaşlar. Kaynak artıracağınıza 1
puan indirdiniz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak Anayasa Mahkemesine gittik
iptal ettirdik ama 2004 bütçesine tekrar koydunuz. Bir defa kaynak
yaratamadınız. Yeni belediye gelirleri kanununu bu Meclise getiremediniz
değerli arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
BÜLENT BARATALI (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Büyükşehir belediyeleri arasındaki kaynak kullanımında Kocaeli
Belediyesi ile Urfa Belediyesi, Erzurum Belediyesi arasında büyük hatalar ve
birinin diğeri aleyhinde işlemler yaptınız değerli arkadaşlar.
Köy kanununu çıkaramadınız, köylerde hâlâ salma 20 lira olarak
devam ediyor.
Ülkenin bütün müfettişleri, değerli arkadaşlar, AKP’li
belediyelere uğramıyor ama CHP’li, MHP’li ve diğer partilere mensup bütün
belediye başkanlarının başında boza pişirtiyor!
FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – Sen hangi ülkede yaşıyorsun ya, hangi
ülkede yaşıyorsun!
BÜLENT BARATALI (Devamla) – Ben Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşamaktan
çok mutluyum Sayın Milletvekili.
FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – Nerede yaşıyorsun!
BÜLENT BARATALI (Devamla) - Burada yaşıyorum, burada yaşıyorum.
FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – Yaşadığın ülkenin farkında değilsin,
biliyor musun!
BÜLENT BARATALI (Devamla) – Siz hiçbir şeyin farkında değilsiniz.
Gelirsiniz burada bana cevap verirsiniz.
FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – Yaşadığın ülkenin farkında değilsin!
BÜLENT BARATALI (Devamla) - Planlama yetkilerini kısıtladınız, bin
tane belediyeyi kapattınız, tabutlarını çivilediniz! Siz nerede yaşıyorsunuz!
Hangi kırsal kesimin kaynaklarını artırdınız?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi bağlayınız.
BÜLENT BARATALI (Devamla) – Teşekkür ediyorum.
Bütün bu
düşüncelerle, yaşadığım ülkenin ve -yirmi iki yıl belediye
başkanlığı yaptım- yerel yönetimlerin her şeyinin çok farkındayım. Siz hiçbir
şeyin farkında değilsiniz. Kürsüden ne anlattığınızı da bugüne kadar göremedim
Sayın Milletvekili. Bin tane belediyeyi kapattınız. Bin tane belediyeyi, kırsal
alan belediyelerini Cumhuriyet Halk Partisi sayesinde tekrar bu halka iade
ettik.
FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – İyi yaptığınızı zannediyorsunuz!
BÜLENT BARATALI (Devamla) – Elbette gayet iyi yaptık. Çünkü siz
iktidara gelirken yerellikten bahsettiniz, “subsidiarite”den
bahsettiniz. İsterseniz ne olduğunu açıklayayım: “Subsidiarite”,
hemşehrinin en yakın idareden hizmet alma hakkıdır.
Siz, bin tane belediyeyi kapatarak vatandaşın bu hakkını elinden almaya
çalıştınız ama Türkiye’de kanunların olduğunu ve Anayasa Mahkemesinin olduğunu
böylelikle öğrenmiş oldunuz.
Bu duygularla önergemizin kabul edilmesini diler, yüce Meclisi
saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)
Teşekkür ederim.
BAŞKAN –Teşekkür ederiz Sayın Baratalı.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 19. maddesinin (5) numaralı
fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini, (6) numaralı fıkrasının ise
madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal
(Antalya) ve arkadaşları
(5) İlgili kurum veya kuruluşlar, kesinleşen karayolu güzergâh
planlarına ilişkin olarak yapacakları imar planı çalışmalarında, Genel
Müdürlükçe karayolu güzergâhına ilişkin olarak jeoloji mühendislerince
hazırlanan jeolojik, jeoteknik ve fotogrametrik
raporları esas almak zorundadır. Bu raporların hazırlanmasına ilişkin usul ve
esaslar yönetmelikle düzenlenir.
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
– Katılamıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Kim konuşacak? Sayın Asil.
Buyurunuz Sayın Asil. (MHP sıralarından alkışlar)
BEYTULLAH ASİL (Eskişehir) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 499 sıra
sayılı Kanun Tasarısı’nın 19’uncu maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu olarak vermiş olduğumuz değişiklik önergesi üzerinde görüşlerimizi
açıklamak üzere söz aldım. Bu vesileyle bu Kanun Tasarısı’nın Karayolu
teşkilatımıza ve bu teşkilat bünyesinde görev yapan çalışanlarımıza, aziz
milletime hayırlı olacak bir şekilde düzenlemeler yapılarak kabul edilmesini
diliyor, yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, son günlerde içinde yaşadığımız
coğrafyada ve güzel yurdumuzda yeni senaryolar hayata geçirilmeye
çalışılmaktadır. Birkaç aydır artan terör olayları nedeniyle güvenlik
görevlilerimiz, onların yakınları, vatandaşlarımız hayatını kaybetmiş ve
yaralanmıştır. Hayatını kaybeden şehitlerimize Allah’tan rahmet, acılı
ailelerine başsağlığı ve sabır, yaralılara da acil şifalar diliyorum.
Bu ve benzeri saldırılardan zarar gören, yalnızca hayatını
kaybeden ve yaralanan insanlarımız değil, bu topraklar üzerinde kardeşçe yaşama
umudumuz, birlik ve dirliğimiz, evlatlarımızın da geleceğidir.
İşlenen insanlık suçudur. Bu insanlık suçu karşısında susan, el
ovuşturan, verdiği destekle terör örgütünü cesaretlendiren ülkeleri
lanetliyorum. Tarih onları yazacak, evlatları da geçmişlerinden utanacaklar. Bu
ülkelere gerekli tepkiyi vermeyen irade sahiplerini de kınıyorum. İktidarı
göreve davet ediyorum, terörün karşısında dimdik, bitirme iradesi göstermesini
diliyorum.
Şiddet ve terörle bir yere varmak mümkün değildir. İnşallah, kan
dökenler, onların içteki ve dıştaki yardakçıları, gerekli tedbiri almayan
sorumluluk sahipleri dökülen bu kanda boğulacaklardır.
Değerli milletvekilleri, önergemizle… Karayolları Genel Müdürlüğü
tarafından yaptırılan bütün yollar için, hem yol boyu güzergâhlarının tespiti
esnasında hem de yol boyu güzergâhı boyunca yaptırılmakta olan sanat yapıları
için jeoloji mühendislerinin sorumluluğunda oldukça detaylı ve jeoteknik çalışmalar yaptırılmaktadır. Bu çalışmaların
yapılmasına rağmen özellikle yol boyu güzergâhlarında yapılan dinlenme,
konaklama tesisleri gibi tesislerin inşaatında ruhsat başvuruları esnasında,
ayrıca jeolojik, jeoteknik çalışmalar istenmekte ve
bu da yatırımların uzamasına neden olmaktadır, tekrarlanan bir iş olması
nedeniyle ülke ekonomisine de ayrıca bir yük getirmektedir.
Yine, önergemizle altıncı fıkranın 19’uncu maddeden çıkartılmasını
teklif ettik. Burada da otoyol, devlet ve il yolları ağına
giren kara yolu güzergâhlarına ve bunların değişikliklerine ilişkin planları
hazırlanarak belediye ve mücavir alan sınırları içinde kalan yerlerde imar
planlarına işlenmesini belediye veya ilgili kurum ve kuruluşlardan talep etmesi
üzerine, ilgili kurum ve kuruluşların kara yolu güzergâhlarına ilişkin söz
konusu planlara varsa itirazlarını en geç otuz gün içerisinde bildirmesine
ilişkin hüküm bu kuruluşları devre dışı bırakmakta ve inceleme süresini
kısaltarak hakları ellerinden alınmaktadır. Ayrıca, Karayolları Genel
Müdürlüğüne resen onay yetkisiyle âdeta imar plan tadilatı yapma yetkisi
verilmektedir. Bu çerçevede, bu maddenin altıncı fıkrasında yer alan düzenleme
ortaklık paylarına ilişkin hüküm de gereksizdir ve madde metninden
çıkarılmalıdır.
Değerli milletvekilleri, bu vesileyle Ulaştırma Bakanına, bütün
Eskişehirlilerin cevabını merakla bekledikleri bir soru yöneltmek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
BEYTULLAH ASİL (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Eskişehir’in içerisinden geçen demir yolunun şehir geçişinin bir
bölümüyle garın yer altına alınması planlanmış ve inşaatına da başlanmıştır.
Planlanan yolun bir bölümü ve garın yer altına alınmasından vazgeçildiği
söylenmeye başlanmıştır.
Değerli Bakanım, Eskişehirliler bunun doğru olmadığını söylemenizi
beklemektedirler ve başlanan işin planlandığı şekilde bitirilmesini
arzulamaktadırlar.
Bu vesileyle yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Asil.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir.
19’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 19’uncu madde kabul edilmiştir.
20’nci madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 20. maddesinin (1) numaralı
fıkrasında yer alan “Bakan” ibaresinin “Bakanlar Kurulu” olarak
değiştirilmesini, (2) numaralı fıkrasının ise madde metninden çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
|
Mehmet Günal |
Mümin İnan |
Akif Akkuş |
|
Antalya |
Niğde |
Mersin |
|
Oktay Vural |
Nevzat Korkmaz |
Mustafa Kalaycı |
|
İzmir |
Isparta |
Konya |
|
M. Akif Paksoy |
Alim Işık |
|
|
Kahramanmaraş |
Kütahya |
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının Çalışma
programının hazırlanması başlıklı 20. maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
|
Şevket Köse |
Orhan Ziya
Diren |
Hulusi Güvel |
|
Adıyaman |
Tokat |
Adana |
|
Ali İhsan
Köktürk |
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
Osman Kaptan |
|
Zonguldak |
Malatya |
Antalya |
|
|
Enis Tütüncü |
|
|
|
Tekirdağ |
|
BAŞKAN – Komisyon bu son okuttuğum önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
– Katılamıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Osman Kaptan…
BAŞKAN – Sayın Kaptan, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
OSMAN KAPTAN (Antalya) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım;
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısı’nın birleştirilerek aynı konudaki değişiklik teklifiyle ilgili 499
sıra sayılı Tasarı’nın 20’nci maddesinin tasarıdan çıkarılması üzerine
verdiğimiz önerge hakkında söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Sayın arkadaşlarım, ülkemizde yolcu taşımacılığının yüzde 96’sı, yük
taşımacılığının yüzde 92’si kara yollarıyla yapılmaktadır. Onun için kara
yollarımızın bakımı da, onarımı da önem kazanmaktadır. Tasarının
20’nci maddesinde kara yollarının bakım ve onarımı konusunda Genel Müdürlüğün
üç yıllık çalışma programları hazırlayacağı ve ilgili bakanın onayıyla bu
programı yürürlüğe koyabileceği, bakım ve onarım işleriyle ilgili olarak bir
yıllık ilk yıl bütçesinde yeterli ödenek olması hâlinde Maliye Bakanlığının
görüşü üzerine üç yıla kadar gelecek yıllara sâri yüklenmelere girişebilme
yetkisi verilmektedir. “Girişilebilir” deyiminin kanun yapma tekniğiyle
uyuşmadığı konusunu dikkatlerinize sunmak isterim.
Sayın arkadaşlarım, üç yıl sürebilecek bir kamu işi yatırım
niteliğinde ve büyüklüğünde olması gerekir. Bu durumda da “Yıllık yatırım
programları Bakanlar Kurulu kararıyla yapılır.” hükmüyle çelişkili bir durum
ortaya çıkarmaktadır yani Bakanlar Kurulu kararıyla yapılması gereken iş
usulsüz olarak tek bakanın onayıyla yapılır hâle gelecektir. Bu da, yetki
aşımını getirmektedir.
Yine aynı maddede “ilk yıl bütçesine yeterli ödeneğin bulunması
kaydıyla” ifadesi de yeterince açık değildir. “Yeterli ödenek” deyimiyle
anlatılmak istenenin işin tamamına mı yeterli olabileceği, yoksa sadece ilk
yılki kısmına mı isabet edebileceği konusunda bir açıklık yoktur. Bu konunun da
açıklığa kavuşturulması gerekir.
Değerli arkadaşlarım, kara yollarımızda bakım ve onarım hizmeti
sürekli yapılması gereken bir iştir. Herhangi bir trafik kazasından sonra bile
kaza mahallinde bir bakım onarım gerekebilir. Herhangi bir yolun bakımı başka
bir şeydir, onarımı başka bir şeydir. Bakım ihmal edilince onarım da kaçınılmaz
olur.
Hükûmet, getirdiği bu
maddenin yerine “Kara yollarımızda bakım ve onarım hizmetlerini bundan sonra
taşeronlar aracılığıyla yapacağım.” deseydi daha doğru dürüst bir tutum almış
olurdu çünkü getirilen tasarı fiilî olarak idareye bu imkânı vermektedir.
Tasarının bu maddesi Hükûmetin özensiz özelleştirme
ve taşeronlaştırma zihniyetinin bir devamıdır.
Sayın arkadaşlarım, tasarının bu hâliyle yasalaşması durumunda
bilmeliyiz ki kısa bir süre içinde yollarımız muhtelif uzunluklarda parsellere
ayrılarak bakım ve onarım hizmetleri üçer yıllık periyotlarla
eşe dosta, yandaşlara rahatlıkla verilebilecektir. Böylece, şu anda
Karayollarımızda çalışan 11.268 işçimiz atıl duruma düşecek, Başbakanın
“Yattıkları yerden ben bu insanları niye besleyeyim?” dediği Tekel işçileriyle
aynı akıbete uğrayacaklardır.
Değerli milletvekilleri, bugün kamu hizmetlerinde sayılarını
bilmediğimiz kadar taşeron işçisi çalışmaktadır. Şahsen ben birçok kez kamuda
kaç taşeron işçisi çalışmaktadır diye ilgili bakanlara sordum ama doğru dürüst
bir cevap alamadım. Kamuda taşeron işçisi olarak çalışan işçilerin durumu
nedir? Birçoğu asgari ücretle ve kayıt dışı çalıştırılan bu insanlarımızın
durumu bizzat kayıt dışılığı önlemekle görevli devletin kurumlarında çalışıyor
olmaları da düşündürücüdür. Bu durum, AKP’nin işçi örgütlülüğü ve sendikal
hareketlere bakışının tipik bir göstergesidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
OSMAN KAPTAN (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Yukarıda anlattığımız bu nedenlerle 20’nci maddenin tasarıdan
çıkarılmasını istiyoruz. Bu konuda verdiğimiz önergenin de desteklenmesini
istiyoruz.
Biz burada yolların yapımına, onarımına karşı değiliz ama yol
yapılırken yol yapımında, yol tamirinde, yol onarımında her yolun mübah olmasına karşıyız.
Bu konudaki düşüncelerimi takdirlerinize sunuyor, hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Kaptan.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 20. maddesinin (1) numaralı
fıkrasında yer alan “Bakan” ibaresinin “Bakanlar Kurulu” olarak
değiştirilmesini, (2) numaralı fıkrasının ise madde metninden çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
Mehmet
Günal (Antalya) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
– Katılamıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Sayın Günal, buyurunuz efendim.
(MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, bu önergemizde “Bakan” ibaresinin “Bakanlar
Kurulu” olarak değiştirilmesini önerdik. Buna göre, üç yıllık çalışma
programının hazırlanarak Bakan onayıyla uygulamaya konulması öngörülüyor. Ancak
yatırım programları, bildiğiniz gibi Bakanlar Kurulu kararıyla onaylanıyor.
Dolayısıyla, bu anlamda baktığımız zaman, bir yetki aşımı söz konusu oluyor ve
bu yetkinin Bakanlar Kuruluna bırakılması gerektiğini düşünüyoruz.
Artı, burada diğer (2)’nci fıkrada ise
“...görev alanına giren karayollarının bakımı ve onarımı ile ilgili olarak ilk
yılı bütçesinde yeterli ödeneği bulunmak kaydıyla, üç yıla kadar gelecek
yıllara sâri olacak şekilde yüklenmelere girişebilir.” deniliyor. Burada da
öncelikle hizmet alımı yerine, kendi personeli aracılığıyla gerçekleştirmesinin
esas olduğunu düşünüyoruz. Eğer zorunlu olursa da hizmet alımına bir sınır
getirilebilmesi gerekiyor. Bu nedenle de (2)’nci
fıkranın madde metninden çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz. Önergemizin
veriliş amacı budur. Eğer bu bakım ve onarımla ilgili şeyleri de zaten
çıkartırsak Karayollarının kendi personeli bu işleri yapıyor, dolayısıyla hem
mali yük açısından hem de yetkinin Bakanlar Kuruluna bırakılması açısından bu
değişikliği elzem görüyoruz.
Bakım ve onarım deyince, Sayın Bakana yukarıda da sormuştum ama
tam cevap alamadım, bu vesileyle belki bir açıklama gelir cevaplar kısmında.
Şimdi, arkadaşlarımızın birçoğu Sayın Bakanım, yolların
bozukluğuyla ilgili bir şeyler söyledi. Ben hâlâ merak ediyorum çünkü
gittiğimiz yerlerde bölünmüş yollarda iki şerit var, hem eskisi hem yenisi var.
Sayın Bakanım beni duyuyordur inşallah.
RIDVAN YALÇIN (Ordu) – Duymuyor, Sayın Bakan duymuyor.
MEHMET GÜNAL (Devamla) – Görmüyor ama duyuyordur diye düşünüyorum.
O can kulağıyla dinliyordur, eminim ben ondan.
Özellikle eski şeride geçmek için dua ediyoruz. Benim merak
ettiğim bir şey var, bu yollarla ilgili bir… Hakikaten Sayın Bakanım, eski yola
geçmek için dua ediyoruz bölünmüş yollarda. Geçen defa Komisyonda da
söylemiştim, Sayın Genel Müdür de söyledi ama,
bunların sıkıştırılmasıyla ilgili bir standart yok mudur? Kaç santimde bir
üzerinden tesviye geçirilmesi gerekir? Bunun kontrollüğünü nasıl yapıyoruz?
Yani 90’lı yılların sonuna doğru yapılan yollar, on beş yıla yakın zaman geçmiş
aradan, şu anda hâlen daha, o yola geçelim diye arabada dua ediyoruz bazen. Taş
atmasıyla ilgili de sıkıntılarımız var, daha önce arz etmiştim. 2 defa, 3 defa
camı değiştirmek zorunda kaldık. Acaba bunların ihalesinde bir standart yok
mudur? Yani bir tarafını yapan yer… Yine yeni yollar var. Bir yerde bakıyoruz o
da asfalt, orası güzel yapılmış, o da yeni dönemde yapılmış. Bir şehre
giriyoruz veya bir sınırdan öbür tarafa geçiyoruz… Yoksa,
bunların bir zaman böyle parça parça ihale edildiğini
söylemişti arkadaşlarımız, bundan dolayı bir standart dışılık mı var diye merak
ediyorum. Şu anda sizin yaptırdığınız yollarda da aynısı var. Bir yerde
bakıyorum düzgün, öbür tarafa geçiyoruz, yeni yapılan bir yol, o da bölünmüş
yol veya çift yönlü yol ama aynı kaliteyi tutturamıyoruz. Ben bu konularda
-bazen geçtiğim için, çok da fazla arabamla seyahat ettiğim için uçak yerine,
Anadolu içerisinde, her yerde o farklılığı görebiliyorum- bir standart olması
gerekir diye düşünüyorum veya o ihalenin kontrollüğünü yapan kimse, eğer
standartlara uygun değilse gerekli soruşturmaların yapılması gerekir diye
düşünüyorum. Dolayısıyla bu çerçevede de bu hususları dikkate alarak bizlere
açıklama yapılırsa… O yolların hepsi asfalt standardında yapıldığına göre
bunların bize açıklanması gerekir; aksi takdirde, o zaman “Orayı yapan eksik mi
yaptı, yoksa soruşturması tam olmadı mı?” diye kafamızda soru işaretleri
oluşuyor.
Allah bizi düzgün yollara düşürsün, kötülerine düşürmesin diyor,
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Günal.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir.
20’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 20’nci madde kabul edilmiştir.
21’inci madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 21. maddesinin (1) numaralı
fıkrasında yer alan “kamu kurum ve kuruluşlarının görev alanına ilişkin hizmet
talepleri ile” ibaresinin madde metninden çıkarılmasını ve maddeye aşağıdaki
fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
2) Genel Müdürlük; kamu kurum ve kuruluşlarının görev alanına
ilişkin hizmet taleplerini program ve imkânları ölçüsünde yerine getirmeye
yetkilidir.
|
Mehmet Günal |
Oktay Vural |
M. Akif Paksoy |
|
Antalya |
İzmir |
Kahramanmaraş |
|
Nevzat Korkmaz |
Akif Akkuş |
Mustafa Kalaycı |
|
Isparta |
Mersin |
Konya |
|
Alim Işık |
Mümin İnan |
Reşat Doğru |
|
Kütahya |
Niğde |
Tokat |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının Diğer kurum ve
kuruluşların taleplerinin karşılanması başlıklı 21. maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Şevket Köse Orhan Ziya Diren Ferit Mevlüt
Aslanoğlu
|
Adıyaman |
Tokat |
Malatya |
|
Hulusi Güvel |
Enis Tütüncü |
Ali İhsan
Köktürk |
|
Adana |
Tekirdağ |
Zonguldak |
|
|
Selçuk Ayhan |
|
|
|
İzmir |
|
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
– Katılamıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Sayın Ayhan, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
SELÇUK AYHAN (İzmir) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım;
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısı’nın 21’inci maddesiyle ilgili verdiğimiz değişiklik önergesi üzerine
söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, görüşülmekte olan tasarının geneline
baktığımızda, öncelikle, tasarının otoyolların satışıyla ilgili hukuki
engelleri kaldırmak amacını taşıdığını görüyoruz. Bu, aynı mirasyedi mantığıyla
açıklayabileceğimiz bir durum. Köylerde, kasabalarda şu anlatılır: “İşte, şu
geniş arazi bizimdi, dedem bırakmış ama babam har vurup harman savurmuş, bize
bir şey kalmadı.” Biz de memlekette satacak bir şey bırakmadık. Şimdi,
otoyollar ve az bir toprak parçası, vesaire, bir şeyler kaldı yani önümüzdeki
nesillere hiçbir şey bırakmamak temel felsefemiz. Yeni kaynakları farklı
yöntemlerle yaratmak konusunda hiçbir çaba harcamıyoruz.
Yine, bu tasarıyla ilgili bir başka önemli nokta: İmar planı
yetkilendirilmesinde zaten var olan kamu ve yerel yönetim arasındaki kaosu, Karayolları Genel Müdürlüğü kurumunun da bu kaosun
içine sokularak ve yerel yönetimlerin elindeki yetkilerin tamamen alınmasını
sağlayarak daha da büyütmek. Şimdi, bir örnek vermek gerekirse: İzmir’in
Balçova ilçesinde Bahçelerarası Derneği var, arsa
mağdurları var; bunlar, otuz yıl boyunca daha önce Balçova Belediyesinin
kendilerine sattığı, parasını ödedikleri arazileri alamadılar. Nedeni, Çeşme
otoyolunun oradan geçmesi ve o arazilerin Bayındırlık Bakanlığı tarafından o
dönem içinde gasbedilmesiydi. Bugün belli bir noktaya
geldi. Kültür Bakanlığıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Balçova Belediyesinin
ortak çalışmaları sonucunda bir plan hazırlandı, yakında uygulanmaya geçme
olasılığı var ancak yargı sürecini devam ettiren kurumlar var. Aradan otuz yıl
geçti. O gün elli yaşında bir insan orada mal sahibi olduysa, bugün torunu
onunla ilgili çalışmayı devam ettirir konumda.
Değerli arkadaşlarım, aslında, Türkiye’de ulaşım konusunda treni
Marshall Planı’yla kaçırdık. O dönemde, komünizm tehlikesine karşı ABD
Dışişleri Bakanı Marshall’ın Avrupa’daki ülkelere yardım etme anlayışı
çerçevesinde, bizimle birlikte Yunanistan ve birçok Avrupa ülkesi Marshall
Planı’yla yardımlar aldı. Avrupa ülkeleri bu yardımları çok iyi
değerlendirdiler, altyapılarını yaptılar, sanayilerini kurdular, ulaşım
problemlerini kitle taşımacılığı üzerine şekillendirdiler, yerin 4 kat altına
inen metrolar yaptılar, biz petrol fakiri ülkemizde
kara yollarına ağırlık verdik, Türkiye’ye otomotivi getirdik, kamyonlar aldık,
tırlar aldık, otomobiller aldık, sefahat hayatı başlattık, oto yan sanayisini
getirdik, dolayısıyla petrol ithalatını getirdik ve o günden bugüne, Türkiye
giderek cari açığında fuel oilin,
petrolün, petrol türevlerinin önemli bir yer tuttuğu bir ülke hâline geldi.
Tabii o zaman, Türkiye’de, her mahallede bir milyoner yaratma mantığı hâkimdi,
her mahallede bir milyoner yarattık ama insanları oldukça yoksullaştırdık.
Onuncu Yıl Marşı’nı anımsarsınız, birçok törende, toplantılarda
falan söylenir: “Demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan.” O günlerin deyimi…
Gururla, coşkuyla on yılda ürettiklerini söyleyen bu ülke, Onuncu Yıl Marşı’nın
yerine bugün anımsayabildiği bir marş bile koyamayan ülke konumuna getirildi ve
çok az sayıda zenginin ve oldukça yüksek yoksulun yaşadığı bir ülke hâline
geldi. Şimdi, bol bol duble
yollar yapıyoruz, güzel, gayet iyi ancak bunları da herhâlde, yeni türeme
yandaş zenginlerimizin dört çeker arabalarıyla rahat gitsinler diye yapıyoruz.
Türkiye'nin geliştiği doğru…
ALİ KOYUNCU (Bursa) – Böyle bir mantık yok!
SELÇUK AYHAN (Devamla) – Böyle bir mantık var sevgili dostum.
Bakın, geçen yıl 23 bin milyoner varmış banka mevduat
hesaplarında, bu sene 29 bine çıkmış, 6 bin artış var, bu önemli bir gelişme.
35 milyar lira da mevduatta para artışı var, bununla gurur duyuyoruz ama bunun
karşılığında, bir yıl içinde 105 bin cebine hiç para giremeyen insan türemiş
yani 105 bin işsizler ordusuna eklenen insan da var. Şimdi, BDDK verilerine
göre, bu 29 bin kişinin bu mevduattan aldığı pay yüzde 44…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
SELÇUK AYHAN (Devamla) - ...geriye kalan 70-75 milyon kişinin
aldığı pay da geri kalan yüzde 56. 70-75 milyonu da şundan söylüyorum:
Türkiye'nin nüfusunun ne olduğunu bilmiyoruz, BDDK verilerine göre olan bu
rakamın geri kalanının nasıl dağıldığını bilmiyoruz. TÜİK verilerine göre
Türkiye'nin nüfusu farklı, Yüksek Seçim Kuruluna göre farklı, nüfus idaresine
göre farklı. Bu ekonomik tezat nasıl oluyor arkadaşlar? Başarılı bir ekonomi
politikasının böyle bir tezadı yaratması söz konusu olabilir mi? G 20’lerin
içinde olduğu söylenen bu ülkenin ulusal gelirde dünyada 69’uncu sırada
olduğunu söylemek sizleri niye sıkıntıya ve üzüntüye sokuyor?
Değerli arkadaşlar, Türkiye tezatlar ülkesi, bir tarafta teğet
geçen bir azınlık, bir tarafta da delip geçen bir çoğunluk var.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Ayhan.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 21. maddesinin (1) numaralı
fıkrasında yer alan “kamu kurum ve kuruluşlarının görev alanına ilişkin hizmet
talepleri ile” ibaresinin madde metninden çıkarılmasını ve maddeye aşağıdaki
fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Günal (Antalya) ve arkadaşları
2) Genel Müdürlük; kamu kurum ve kuruluşlarının görev alanına
ilişkin hizmet taleplerini program ve imkanları
ölçüsünde yerine getirmeye yetkilidir.
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
– Katılamıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Sayın Doğru, buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)
REŞAT DOĞRU (Tokat) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 21’inci
maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına vermiş olduğumuz önerge
üzerinde söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
21’inci yüzyılda yeterli ve çağdaş ulaşım hizmeti almadan sosyal
ve ekonomik hayatın canlı ve dinamik tutulması mümkün değildir. Devletin temel
görevi, ekonomik ve sosyal gelişmeyi sağlayabilmek için gerekli altyapı
yatırımlarını yaparak insanların hizmetine sunmaktır. Konu da kara yolları
olunca tabii, problemler de beraberinde gelmektedir. Kara yollarımızın en
önemli problemlerinin başında da bence kazalar olduğunu söylemek istiyorum.
Sayın milletvekilleri, ülkemizde, her yıl, gerçekten ortalama 1
milyonun üzerinde trafik kazası olmaktadır. Bu kazalar esnasında, onlarca
insanımız ölmekte, yine yüzlerce insanımız sakat kalmakta, yaralanmakta, birçok
mal varlığı da kaybedilmektedir. Kazalara bakılmış olduğu zaman, sebeplerini
şöyle sıralayabiliyoruz: Hız limitine uymama, hatalı sollama,
öndeki aracı yakın takip, alkollü, yorgun ve uykusuz araç kullanma şeklinde
oluyor. Bunlar içerisinde bir önemli neden de kara yollarının standartlara göre
yapılmaması ve yollardaki bozukluklardır. Yollardaki bozuklukların başında da
kasisler, işaretlerin silinmesi, dar olması başta gelmektedir. Ayrıca,
Karayolları Genel Müdürlüğüne köy yolları ve kasaba yolları bağlı olmadığı
için, buralardaki yollarda da yeterli bakım yapılamamaktadır. Bu sebeple de
canlar yanmakta, insanlar ölmektedir. Bundan dolayı da büyük maddi kayıplar
olmaktadır. Ülke olarak toplu taşımaya mutlaka geçilmelidir.
Ancak, yollarımıza da tam olarak sahip çıkıp dünya standartlarına
göre yapmalıyız. Örneğin, Avrupa Birliği ülkelerinde, ana yollarda, trafiğin
çok yoğun olduğu yerlerde, yol kenarlarına, ses, gürültü gitmemesi ve egzoz
gazları için yüksek duvarlar yapılmıştır. Neden bizim ülkemizde bu şekilde
yollar yapılmamaktadır? Bakınız, şu anda, Konya yolu üzerinde veyahut da işte,
Eskişehir Yolu üzerindeki yüzlerce apartmanın olduğu yerlerde yoğun bir trafik
vardır. O trafik neticesinde, egzoz gazları, gürültü ile etrafındaki
apartmanlarda çok ciddi oranda rahatsızlıklar olduğu görülmektedir. Gerçi şu an
itibarıyla ülkemizde bunlar gündeme getirilmemektedir ama Avrupa ülkelerine
gitmiş olduğumuz zaman bunu açık bir şekilde görüyoruz. Ana yolların
kenarlarında yüksek duvarlar yapılmakta ve beraberinde de en azından korunmaya
çalışılmaktadır yani insan sağlığının her şeyin üzerinde olduğunun bir
göstergesidir. Ben de buradan sesleniyorum: Önümüzdeki dönemlerde, en azından
şehir merkezlerinde, büyük merkezlerde -Ankara’dır, İstanbul’dur, İzmir’dir,
Bursa’dır, bu tür yerlerdeki- yoğun trafiğin olduğu yerlerde o şekilde
bentlerin yapılmış olmasının en azından sağlığa önem verme noktasında önemli
olduğunu söylemek istiyorum.
Karayolları Genel
Müdürlüğüne ülkemizdeki bütün yollar bağlanmalıdır. Yolları, köy yolu, kasaba
yolu, il yolu diye ayırmamalıyız. Bakınız, şu anda -örnek vermek istiyorum-
Tokat ili Gökal beldesi gibi belki onlarca belde
-Tokat için vardır ama diğer yerlerde de aynı şekildedir- kasaba olmasına
rağmen, belediye olmasına rağmen hâlâ asfalt bir yolla karşılaşmamıştır. Asfalt
yapılması noktasında köylüsüyle kentlisiyle herkes beklemektedir ama il özel
idarelerine verildiği söylenmekte, il özel idarelerinin ellerindeki imkânların
kısıtlı olması dolayısıyla da buralara hizmet gelmemektedir. Ondan dolayı
özellikle bu konunun da artık, herhâlde düşünülmesi gerekir diye düşünüyorum.
Ülkemizdeki yolların hepsi Karayolları ağı içerisinde olmalıdır.
Gerçi, Karayolları Genel Müdürlüğünün yapısını değiştiriyoruz, çok önemli bir
kurumu ortadan kaldırıyoruz gibi -öyle görünüyor; yapısını değiştiriyoruz- ama
en azından bundan sonraki aşamalarda da bu yönlü çalışmaların yapılması gerekir
çünkü Karayolları Genel Müdürlüğü geçmiş dönemlerde çok önemli hizmetler
yapmıştır ve yapmaktadır. İnanıyorum ki önümüzdeki dönemlerde
de -gerçi, şu anda kanunu çıkarıyoruz ama AKP İktidarının bir özelliğidir,
kanunlar çok süratli bir şekilde çıkarılıyor, daha sonraki aşamalarda da
kanunları yapboz şeklinde, yeniden, değişikliklerle, torba kanunlarla buraya
gelip değiştiriyoruz- en azından bütün yolların, hepsinin Karayolları Genel Müdürlüğü
bünyesinde toplanmasının çok büyük bir faydası olacağını düşünüyorum.
Tokat ili olarak son sekiz yıldır yeni planlanan yollarla
karşılaşmıyoruz, eski projeler devam ettirilmeye çalışılıyor ancak bu projeler
bile zamanında bitirilemiyor. Örneğin, Tokat çevre yolu. Tokat
çevre yolu -dünkü konuşmalarımızda da dile getirmiştik- hâlâ bitirilememiştir
ve bitirileceğini de… Gerçi, bu sene, 2010 senesi içerisinde bitirileceğini
Sayın Bakan ifade ediyor ama ben bitirileceğini pek sanmıyorum, inşallah önümüzdeki
dönem içerisinde bitirilir diye düşünüyoruz.
Tokat-Turhal-Amasya yolu da aynı şekildedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
REŞAT DOĞRU (Devamla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Tokat-Turhal-Amasya yolu da yaklaşık olarak sekiz yıldan beri bir
türlü bitirilememiştir, bozuluyor, yeniden yapılıyor. Bu da herhâlde… Ne manaya
geliyor, bilemiyorum.
Ayrıca, sayın milletvekilleri, Niksar-Tokat yolu üzerinde de çok
ciddi çalışmalar yoktur. Bakınız, 2001-2002 senesi içerisinde iyileştirme
başlamış ama orası da çift yönlü yol olması noktasında beklenti içerisinde
olmasına rağmen hâlâ henüz hiçbir şey yapılmamıştır.
Sayın milletvekilleri, mevcut hâliyle kamu kurum ve kuruluşlarıyla
özel sektörün talebi aynı şartlarda değerlendirilmektedir. Biz önergemizle
bunu, kamu kurum ve kuruluşlarının talebi uygun bulunması durumunda ücret
alınmadan karşılanabilmelidir diyoruz. Dolayısıyla da madde metninde gerekli
düzenlemelerin yapılmasını arzu ediyoruz.
Önergeme desteğinizin olacağını umuyor, yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Doğru.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir.
21’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 21’inci madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, bir saat ara veriyorum.
Kapanma Saati :
19.08
DOKUZUNCU OTURUM
Açılma Saati: 20.16
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Yusuf COŞKUN
(Bingöl), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
122’nci Birleşiminin Dokuzuncu Oturumunu açıyorum.
499 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
22’nci maddede kalmıştık.
22’nci madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 22. maddesinin (3) numaralı
fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet Günal |
Oktay Vural |
M. Akif Paksoy |
|
Antalya |
İzmir |
Kahramanmaraş |
|
Nevzat Korkmaz |
Mümin İnan |
Kemalettin Nalcı |
|
Isparta |
Niğde |
Tekirdağ |
|
Alim Işık |
Akif Akkuş |
|
|
Kütahya |
Mersin |
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının Kamulaştırma
ve tahsis başlıklı 22. maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
|
Şevket Köse |
Orhan Ziya Diren |
Hulusi Güvel |
|
Adıyaman |
Tokat |
Adana |
|
Selçuk Ayhan |
Ali İhsan Köktürk |
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
|
İzmir |
Zonguldak |
Malatya |
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
– Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Sayın Köktürk, buyurunuz. ( CHP sıralarından alkışlar)
ALİ İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel
Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Yasa Tasarısı’nın 22’nci maddesine
yönelik önerge üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Önerimize yönelik düşüncelerimizi ifade etmeden önce son günlerde
yoğunlaşan kanlı ve bölücü terör saldırıları sonucunda yaşamını yitiren
şehitlerimize yönelik olarak ulusumuzun duyduğu büyük acıyı yürekten
paylaşıyorum, kanlı ve bölücü terör örgütü ve bu teröre katkı sağlayanları bir
kez daha şiddetle buradan kınamayı bir borç biliyorum.
Ayrıca cumhuriyetimizin ve saygın basınımızın çınarı değerli
gazeteci İlhan Selçuk’u buradan şükranla ve minnetle anıyorum.
Değerli milletvekilleri, tasarının Bütçe Plan Komisyonunda
değiştirilerek kabul edilen 22’nci maddesi “Kamulaştırma ve Tahsis”
başlıklıdır. Bu maddeyle gerekli taşınmazların kamulaştırma yetkisi Karayolları
Genel Müdürlüğüne verilirken, diğer taraftan tasarının ilgili maddesinin devam
eden fıkralarında kamulaştırma bedelinin tamamen ve kısmen ödenmesinin işletme
hakkını devralan şirketçe ödenmesinin sözleşmeyle kararlaştırılabileceği hükme
bağlanmıştır. Yine bu tasarıyla kara yolu güzergâh planlarına uygun olarak
yapılan kamulaştırmalarda ilgili güzergâh planı yürürlükte olduğu sürece 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Yasası’nın
23’üncü maddesinin uygulanmayacağı ifade edilmiştir.
Değerli milletvekilleri, Kamulaştırma Kanunu’nun 23’üncü maddesi
kamulaştırılan taşınmazın sahibinin geri alma hakkını düzenlemektedir. Bu düzenlemeye göre, bu maddenin içeriğine göre kamulaştırılan
malın sahibi şayet kamulaştırılan taşınmaz üzerine idarece beş yıl içerisinde
kamulaştırma amacına uygun herhangi bir işlem veya tesis yapılmadığı veya bir
başka kamu yararına tahsis edilmediği, yani taşınmazın aynı surette kaldığı
hâllerde taşınmaz malikinin bedelini faiziyle beraber ödemek suretiyle taşınmazını
geri alabileceğini düzenlemektedir. Dolayısıyla 22’nci maddenin ilgili
fıkralarında getirilen düzenleme, kara yolları güzergâh planlarına uygun olarak
yapılan kamulaştırmalarda bu maddenin uygulanmayacağı hükmünü getirmektedir.
Değerli milletvekilleri, bu düzenlemenin getirilme
gerekçesi, bu tür yolların gerek planların hazırlanması gerekse tamamlanmasının
süre alacağı mantığından kaynaklanabilir ancak bu mantıkla hareket edildiğinde
bu yolların planlarının yapılması ve tamamlanmasına uygun makul bir sürenin
yasaya konulması gerekirken, tam tersine, 23’üncü maddenin tamamen
uygulanmayacağı düzenlemesi getirilmesi hem makul değildir hem hukuki değildir
hem de Anayasa’mızın ve iç hukuk düzenimizin buna yönelik düzenlemeleriyle
açıkça çelişmektedir.
Yine, değerli milletvekilleri, kamulaştırma bedelinin sözleşme
hükümleri doğrultusunda işletici veya işletenler tarafından ödenebileceği
hükmü, Anayasa’mızın 46’ncı maddesinde yer alan kamulaştırma bedelinin
istisnalar dışında nakden ve peşinen ödeneceği ve yine, bütçede ödenek olmadığı
durumlarda kamulaştırma yapılamayacağına yönelik hükümleriyle açıkça çelişki
oluşturmaktadır. Bu kanunla getirilen istisna, Anayasa’nın 46’ncı maddesinde
belirtilen istisnalar arasında da sayılmamıştır.
Dolayısıyla değerli milletvekilleri, 22’nci maddeyle getirilen
düzenleme, mülkiyet hakkını düzenleyen, mülkiyet hakkını koruyan ve
sınırlamalarını gösteren gerek Anayasa’nın 35’inci maddesiyle gerekse
kamulaştırmanın temel ilkelerini belirleyen Anayasa’nın 46’ncı maddesiyle
gerekse bu kamulaştırma hükümlerini daha geniş bir şekilde içeren Kamulaştırma
Yasası’yla kesinlikle bağdaşmamaktadır. Kamulaştırma Yasası ve Anayasa’nın
ilgili düzenlemeleriyle bağdaşmayan bu madde hükmünün tasarı metninden
çıkartılması doğru, gerekli ve zorunludur.
Değerli milletvekilleri, 22’nci maddenin yanı sıra, görüşmekte
olduğumuz tasarının genel gerekçesine bakıldığında, amacının, özelleştirmeye
ilişkin mevcut hukuki boşluğu doldurmak…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
ALİ İHSAN KÖKTÜRK (Devamla) - …kurumun teşkilat yapısını
değiştirerek diğer alanlarda olduğu gibi bu alanda da AKP’nin siyasi
kadrolaşmasının önünü açmak, otoyollardan ücretsiz yararlanma hakkını tamamen
kaldırmak, kara yollarının işletmesinin devredilmesini imtiyaz sözleşmelerine
bağlamak suretiyle tıpkı Osmanlının son dönemlerinde olduğu gibi yeni bir
düyunu umumiye yaratmak olduğu açıkça görülmektedir.
Bu yönleri itibarıyla tasarı son derece tehlikeli, içinde kamu
yararı barındırmayan ve ulusal çıkarlarımıza açıkça aykırılık oluşturan bir
tasarıdır ve bu tasarıyla kısa vadede finansman sağlamak amacıyla gelecekteki
gelirlerden vazgeçmek suretiyle çocuklarımızın, ülkemizin geleceği ipotek
altına alınmakta, vicdanlarımız âdeta kanatılmaktadır.
Böyle bir tasarının yüce Meclisçe benimsenmeyeceği düşüncesiyle
hepinizi yürekten saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Köktürk.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 22. maddesinin (3) numaralı
fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Kemalettin Nalcı (Tekirdağ) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) –
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Sayın Nalcı, buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)
KEMALETTİN NALCI (Tekirdağ) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 499 sıra
sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısı’nın 22’nci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önerge üzerinde söz almış
bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bilindiği gibi kamulaştırma denildiği
zaman akla ilk önce gelen konu devlet ile milletin mahkemeleşmesidir. Bu konuyu
şöyle bir açmak istiyorum: Şimdi, yatırımcı bakanlıklarımızın -biz, bütçede de
bunu konuştuk- içinde bu problemin en fazla yaşandığı kurumlar DSİ ve
Karayollarıdır. DSİ de planlamalarını yaparken, Karayolları da planlamalarını
yaparken kamulaştırma konusu en sona bırakılan konulardır. Yollar başlıyor veya
baraj inşaatı başlıyor, su tutma başlıyor, vatandaşın arazisinden kamulaştırma
yapılmadan geçildiği zaman ya mahkemeleşme oluyor ya yürütmeyi durdurma kararları
çıkıyor. Bunları önlemek için ilk önce projelendirirken şuna dikkat etmemiz
lazım: Bir proje Karayollarında veya DSİ’de,
yatırımcı kuruluşlarda yapıldığı zaman ilk önce -“kamulaştırma planı” denir
buna- yol güzergâhının geçmiş olduğu güzergâhtaki kamulaştırma planına göre
insanlara tebligat çıkarılması lazım. Ama ben size çok örnek verebilirim ki,
bırakın, yolları başlanmış ama daha kamulaştırma işlemine başlanmamış çok
noktalar var. Bu da tabii ki vatandaşların mağduriyetini ve vatandaşların
devletle olan mahkemeleşmesini sağlıyor.
Değerli milletvekilleri, benden önce çıkan çok saygıdeğer
milletvekilleri burada yolların standartları üzerinde, yolların çökmeleri
üzerinde bahsettiler. Şimdi, bilindiği üzere, Karayolları yolları
projelendirirken hâlen eski DIN normlarına göre bunları projelendiriyorlar.
Burada bürokrat arkadaşlar var. Nedir? Ben size şöyle söyleyeyim: Kayalık bir
alanda yol yapmak ile normal toprak alanda bir yol yapmak aynı değildir ama
standarttır, bunun üstüne şey yapabiliriz. Yani nedir? Alt, “temel” dediğimiz
temel malzemesi serildikten sonra inanın ki şartname aynıdır. 20 santim temel,
üzerine 22 santim plentmiks, üstüne asfalt gelir ve
oturmalar… Dingil yüklerinde bugün Türkiye'nin gerçeklerine göre projelendirme
yapılmıyor. Karayollarında kanunlar çıkarıldı. Bir kamyonun yükü 25 ton olarak
hesaplanıyor veya 32 ton. Dingil yüküne göre, dingil yükü 6 ile 8 tondur ama
denetlemeyi sağlayamazsanız, bu şey 50 tonla, 60 tonla o yola girerse o yoldan
hiçbir şey beklemeyin. Çökmelerin nedeni budur. Onun için, bizim
standartlarımızı Türkiye şartlarına göre yeniden gözden geçirmemiz lazım.
Bakın, Sayın Bakanım da burada, Sayın Karayolları Genel Müdürümüz
de burada. Eskiden asfalt, betondan daha ucuz idi. Bugün
Tabii bunlara değinirken Karayolları, yatırımcı kuruluşlar… Biz
bütçe konuşmalarında da söyledik. Bakın Ulaştırma Bakanlığı, Bayındırlık
Bakanlığı, Sanayi Bakanlığı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 2010
bütçesi 3,6 milyardı. Başbakanlığın tek başına bütçesi 4 milyar TL idi. Sorduk:
Neden böyle?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
KEMALETTİN NALCI (Devamla) – Teşekkürler Sayın Başkan.
Eğer yatırımcı kuruluşlara gerekli ödenekleri sağlayamazsanız
kamulaştırma da başınıza bela olur, yolların standardı da bu şekilde olur.
Tabii bununla birlikte, kalan sürede ben ihale sistemini de burada
azıcık açmak istiyorum. Şimdi uygulanan ihale sisteminde Kamu
İhale Kurumu, bilindiği gibi, Maliye Bakanlığına bağlı. Maliye Bakanlığı
teknik bir daire değil ve onun için bir aşırı düşük sorgulama var. Yani bir
müteahhide şunu soruyorsunuz: Bu işi nasıl yapacaksınız? Ama sadece bunu
faturalar üzerinde ispat etmesini istiyorsunuz. Bugünkü aşırı düşük sorgulama
inanın ki cevap verilecek bir durumda değil ve keyfiyet arz ediyor. Yani bir
standardımız yok. Kanunlar keyfiyet arz edemez. Siz istediğinizi en düşüğe
vereceksiniz, yok beğenmedim, orta noktaya vereceğim ki bunun bir standardı
olmasın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi bağlayınız.
KEMALETTİN NALCI (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Kanunlarda keyfiyetleri kaldırmak için Sayın Bakanımdan özellikle
rica ediyorum şu Kamu İhale Kurumundaki aşırı düşük sorgulama, iş bitirmelerin
yüzde 100 istenmesi ve iş bitirme oranlarının yeniden gözden geçirilmesini
istiyorum.
Hepinize saygılarımı sunuyorum, sağ olun. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Nalcı.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir.
22’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 22’nci madde kabul edilmiştir.
23’üncü madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 23. maddesinin (3) numaralı
fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet Günal |
Oktay Vural |
M. Akif Paksoy |
|
Antalya |
İzmir |
Kahramanmaraş |
|
Nevzat Korkmaz |
Akif Akkuş |
Mustafa Kalaycı |
|
Isparta |
Mersin |
Konya |
|
Alim Işık |
Mümin İnan |
Abdülkadir Akcan |
|
Kütahya |
Niğde |
Afyonkarahisar |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının Trampa yetkisi
başlıklı 23. maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Şevket Köse |
Orhan Ziya Diren |
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
|
Adıyaman |
Tokat |
Malatya |
|
Hulusi Güvel |
Ali İhsan Köktürk |
Harun Öztürk |
|
Adana |
Zonguldak |
İzmir |
BAŞKAN – Komisyon en son okuttuğum önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
– Katılamıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Kim konuşacak acaba? Sayın Öztürk,
siz konuşacaksınız.
Buyurunuz Sayın Öztürk. (CHP
sıralarından alkışlar)
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan tasarının 23’üncü maddesiyle ilgili vermiş olduğumuz önerge
üzerinde söz aldım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Tasarının 23’üncü maddesiyle, Genel Müdürlük, mülkiyeti kendisine
ait veya bu amaçla hazinece kendisine devir ve temlik edilen taşınmazları
kamulaştırma bedellerine karşılık gelmek üzere trampa etmeye yetkili
kılınmaktadır. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun “Trampa yolu ile
kamulaştırma” başlığı altındaki 26’ncı maddesinde “Mal sahibinin kabul etmesi
halinde kamulaştırma bedeli yerine, idarenin kamu hizmetine tahsis edilmemiş
olan taşınmaz mallarından, bu bedeli kısmen veya tamamen karşılayacak miktarı
verilebilir.” ifadesi yer almaktadır. Kamulaştırma Kanunu’nun bu hükmünün
yeterli olduğunu düşünüyoruz.
Tasarı ise hazinenin mülkiyetindeki yerlerin trampa amacıyla Genel
Müdürlük mülkiyetine geçirilmesini düzenlemektedir. Bu doğru olmayıp saydam
olmayan bir yapının doğmasına yol açacaktır. Trampa, bütçenin gelir ve gider
hesaplarını olduğundan düşük göstermekte ve yapılan işlemlerin Türkiye Büyük
Millet Meclisince yeterince izlenmesini engellemektedir. Aynı zamanda, ihale süreci işletilmeden
yapılan bu uygulamalar “saydamlık” ilkesini de zedelemektedir. Hem Türkiye
Büyük Millet Meclisinin denetim yetkisini zayıflatan hem de saydamlık ilkesine
aykırı olan bu uygulamanın sınırlı bir şekilde uygulanması gerekirken kapsamın
genişletilmesi doğru bir uygulama değildir.
Ayrıca, trampa işlemi bütçenin gelir ve gider hesaplarını
olduğundan düşük göstereceği için, önümüzdeki günlerde Genel Kurul gündemine
gelecek olan Mali Kural Tasarısı’na da uymamaktadır. Hükûmetin,
mali kural ile ilgili tasarısını daha Türkiye Büyük Millet Meclisinden
geçirmeden ona aykırı uygulamaları gündeme getirmesi samimiyetsizliğini ortaya
koymaktadır. Demek ki Hükûmet mali kuralı, yasayla
koyduğu kurallara uymak için değil, dostlar alışverişte görsün diye
getirmektedir.
Değerli milletvekilleri, hükûmet
tasarısında bu madde 20’nci madde olarak yer almakta ve “Arazi düzenlemesi ve
trampa yetkisi” başlığını taşımaktaydı. Komisyonun kabul ettiği metinde 23’üncü
maddede yer alan düzenlemenin başlığının ise “Trampa yetkisi” olarak
değiştirildiğini görüyoruz ancak maddenin içeriğine baktığımızda, arazi
düzenlemesi yetkisinden vazgeçilmiş değildir. Kelime oyunlarıyla bazı şeylerin
gözlerden kaçırılmaya çalışıldığı açıktır.
Değerli milletvekilleri, Komisyonun benimsediği maddede arazi
düzenlemesinin, devralınan taşınmazların tevhit ve ifraz işlemlerini kapsadığı
ifade edilmektedir. Bilindiği üzere, tevhit birleştirme, ifraz da ayırma
anlamına gelmektedir. Tevhit, bir ya da birden fazla kişiye ait, yine birden
fazla bitişik taşınmazın bir numara altında birleştirilmesi işlemidir. Bu işlem
bulunduğu yere göre belediye encümeni veya il idare kurulunun olumlu kararı
üzerine kadastro müdürlüklerine yapılmaktadır. Tasarıda öngörülen hükümden,
Genel Müdürlüğün arazi düzenlemesi yaparken belediye encümeni ile il idare kurulunun
olumlu kararını alıp almayacağı da açık değildir.
Değerli milletvekilleri, hükûmet
tasarısı, arazi düzenlemesi sonucunda ortaya çıkan taşınmazların
kamulaştırılacak taşınmazlarla trampasında yüzde 20’ye kadar olan hazine lehine
değer farklarının kamulaştırılan taşınmaz sahiplerinden talep edilmeyeceğini
öngörüyordu. Böyle bir tasarının Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk edilme
cesaretini Hükûmetin kendinde görmesi gerçekten
endişe vericidir. Bu anlayış dış politikada başlatılan “komşularla sıfır sorun”
politikasında olduğu gibi, ver kurtulcu bir anlayışın
ürünüdür. Sözde, bu anlayışla iş bitiriliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
HARUN ÖZTÜRK (Devamla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, bizim, hazinenin kaynaklarının talancı
bir anlayışla yönetilmesini kabul etmemiz mümkün değildir. Ayrıca devletin
hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazların Karayolları Genel Müdürlüğüne devir
ve temlik edilmesi hukuken ve teknik olarak da mümkün değildir. Madde böyle bir
teknik yanlışlığı da kapsamaktadır. Komisyonda yapılan eleştiri ve uyarıların
dikkate alınmadığını görüyoruz.
Açıklanan nedenlerle 23’üncü maddenin tasarı metninden
çıkarılmasını öneriyor, yüce heyetinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Öztürk.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 23. maddesinin (3) numaralı
fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Abdülkadir Akcan (Afyonkarahisar)
ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
– Katılamıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Akcan…
BAŞKAN – Sayın Akcan, buyurunuz efendim. (MHP sıralarından
alkışlar)
ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 23’üncü maddeyle ilgili olarak vermiş
olduğumuz önerge üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, vermiş olduğumuz önergelerde gerçekten
yapıcı olmaya çalışıyoruz ama hep yoklama, hep karar yeter sayısı istiyoruz
diye de arkadaşlar bizi eleştiriyorlar. “Uzlaşalım, uyuşalım.” Diyoruz, kabul
etmiyorsunuz, önergelerimizi kabul etmiyorsunuz. Ne yapacağız? Mecburen
milletimize anlatmak durumundayız. Bakın, 2’nci madde, daha tasarıyı görüşmeye
başladığımızda 2’nci maddeyle ilgili verdiğimiz önerge üzerine konuştum. Mesela
bir tanesi diyor ki: ”2’nci maddenin (d) bendinde ‘ve diğer kurumlar’
ifadesinin madde metninden çıkartılması.” “ve diğer kurumlar”la
kastedilen kara yollarından sorumlu diğer kurumlar.
Değerli milletvekilleri, kara yollarından şehirler
arasında tamamen Karayolları Genel Müdürlüğü sorumludur, şehir
geçişlerinde de belediyeler sorumludur. Bunun dışında bir kurumu sorumlu
tutarsanız problemin çözümüyle ilgili olarak topu taca atmış olursunuz. Niye
yani? Bu madde metninden çıkartarak ciddi bir katkı vermeye çalışıyoruz, kabul
etmiyorsunuz. Demin Sayın Öztürk anlattı, “Madde
metninden, kanun tasarısından 23’üncü maddeyi çıkaralım...” Madem onu kabul
etmediniz bari 23’üncü maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen “tevhit ve ifraz”
ifadesini çıkartın. Bizim önergemiz bu. Eğer ortada bir Tapu Kadastro Genel
Müdürlüğü varsa ve devlette yönetimde bütüncül anlayışa halel getirmek
istemiyorsanız o zaman Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün mevcutta sorumluluğunda
olan bir işi niye Karayollarına devretmek istiyorsunuz?
Aynı anlayışla... Bakınız, TOKİ bir yerde konut yapıyor, imar
yetkisini TOKİ’ye veriyoruz, verdik. İmar iznini,
inşaat iznini, her şeyini TOKİ kendisi veriyor. İskân ruhsatı verildikten sonra
çekip gidiyor, o problemle belediyeler baş başa kalıyor, sorumluluk belediyenin
bundan sonra.
RECEP KORAL (İstanbul) – TOKİ’nin
yaptığı plan meclisten geçiyor.
ABDÜLKADİR AKCAN (Devamla) – Elbette...
RECEP KORAL (İstanbul) – Ee, tamam o
zaman, meclis karar veriyor.
ABDÜLKADİR AKCAN (Devamla) – Ama TOKİ’nin
yaptığı plan… Eğer plan yetkisini siz alır, çevre düzeni planını Çevre
Bakanlığına verir, onun dışında kalan kanunla Bayındırlık ve İskân Bakanlığına
verilmiş bir yetkiyi Çevre Bakanlığıyla, o bakanlıkla, bu bakanlıkla
paylaşırsanız, imarda bütüncül anlayışı kaybeder, kimin ne yaptığını tespit edemez
hâle gelirsiniz. Şimdi Türkiye’ye getirdiğiniz nokta da budur. Bununla bir yere
varıyorsunuz. Bununla vardığınız nokta...
Bakın, üçüncü köprüyle ilişkilendireyim ben size. Üçüncü köprü,
trafik sorununun halledilmesi gereken bir işlemdir İstanbul’da. İstanbul’da
trafik şurada yoğunlaşmış. Siz bu Boğaz’ın öbür tarafına köprü yapıyorsunuz.
Buradaki trafiği güya buradan alıp öbür tarafa aktaracaksınız ve böylece
trafiği rahatlattığınızı düşüneceksiniz.
Sayın Bakana soruluyor “Niye bu böyle?” diye. Sayın Bakan diyor
ki: “Efendim, transit trafiği halletmek istiyoruz.” Transit trafiği nasıl
halledeceksiniz? Bu yolla mı halledeceksiniz? Toplam trafik yoğunluğu
içerisinde transit trafiğin payı maksimum yüzde 3’tür. 450 bin, günde araç
geçiyor o köprülerden. 250 bin civarında olması gereken bir yük bu. İkiye
katlamış iki köprünün yükünü mevcut yük. Dolayısıyla orada çözmeniz gerekir.
Eğer kuzey aksta, ikinci çevre yolunun daha kuzeyinde siz İstanbul’u katletmek
istemiyorsanız, İstanbul’un su havzalarını, akciğerlerini perişan etmek
istemiyorsanız gözünüz gibi korumanız gereken bir havzadan bahsediyoruz.
Şimdi, Karayollarına bir yetki vererek tevhit, ifraz, trampa,
takas vesaireyle oradaki kimin eline nasıl el
değiştirerek geçtiği araştırmalarla çok rahat bir şekilde ortaya konabilecek
arazi rantına kanuni kılıf hazırlıyorsunuz değerli
milletvekilleri. Eğer siz bu tasarıya bu hâliyle evet derseniz, yarın bu
İstanbul’u mahvedenler diye başta sizin çocuklarınız ve torunlarınız size
beddua etmeye başlayacaklar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
ABDÜLKADİR AKCAN (Devamla) - Biz bu çalışmayı yaptık. Olduğu yerde
trafik sorununu çözmeniz lazım. Nerede? Olduğu yerde, bir başka tarafa trafiği
aktararak değil.
Bir Marmaray Projesi yapıyoruz. Hayırlı bir proje. Üçüncü köprü veya diğer mevcut iki köprüyle
Marmaray’ı birleştirerek bütünleştirmek suretiyle
birlikte trafik sorununu çözecek boyut kazandırmayan hiçbir proje İstanbul
trafiğine çözüm getiremez değerli milletvekilleri. Ancak ve sadece hafif raylı
sistemle, raylı sistemle ilişkilendirilen bir köprünün İstanbul’un trafiğine
çözüm bulabileceği gerçeğini göz ardı etmememiz gerekir.
Kuzey aksta, Marmaray’la hiç alakası
olmayan güney aksın arasında bir noktada olması gereken üçüncü köprüyü nerelere
yapıyoruz?
RECEP KORAL (İstanbul) – Doğru yere yapıyoruz.
ABDÜLKADİR AKCAN (Devamla) – Yanlış yer. Söyleyeceğiniz varsa
Sayın Milletvekilim, gelir burada söylersiniz. Allah aşkına! Söyleyeceğiniz bir
şey varsa...
RECEP KORAL (İstanbul) – Ama bizim hakkımızda konuşuyorsanız bizim
de söz hakkımız var.
ABDÜLKADİR AKCAN (Devamla) – O zaman gelin, söyleyin. Grubunuz
adına verin önergeyi, gelin burada konuşun.
Değerli milletvekilleri, bu önergemizi desteklemenizi istiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
ABDÜLKADİR AKCAN (Devamla) – Tevhit ve ifrazın arazi rantının gerçekleşmesine hizmet edeceği gerçeğini gözden
uzak tutmamanız lazım.
Üçüncü köprüyle ilgili olarak da bu ülkenin insanlarına söylenecek
ciddi anlamda çok söz var. Üçüncü köprü yanlış yerde, yanlış güzergâhtadır ve
İstanbul’u mahvedecek bir projedir diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Akcan.
CEMAL KAYA (Ağrı) – Nerede yapalım?
ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) – İki
köprünün arasına.
CEMAL KAYA (Ağrı) – Hadi ya!
ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) –
Gelin, anlatayım.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
23’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... 23’üncü madde kabul edilmiştir.
24’üncü madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 24. maddesinin (3) numaralı
fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “Genel Müdürlüğün talebi üzerine
ilgilisi tarafından” ibaresinin ve son cümlesinin madde metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet Günal |
Oktay Vural |
M. Akif Paksoy |
|
Antalya |
İzmir |
Kahramanmaraş |
|
Nevzat Korkmaz |
Alim Işık |
Akif Akkuş |
|
Isparta |
Kütahya |
Mersin |
|
Mustafa Kalaycı |
Mümin İnan |
|
|
Konya |
Niğde |
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının Karayollarında
tesisat kurulması ve yerlerinin değiştirilmesi başlıklı 24. maddesinin Tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Şevket Köse |
Orhan Ziya Diren |
Hulusi Güvel |
|
Adıyaman |
Tokat |
Adana |
|
Fevzi Topuz |
Ali İhsan Köktürk |
Muhammet Rıza Yalçınkaya |
|
Muğla |
Zonguldak |
Bartın |
|
|
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
|
|
|
Malatya |
|
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
– Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Sayın Yalçınkaya, buyurunuz.
(CHP sıralarından alkışlar)
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) – Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekili arkadaşlarım; 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı’nın 24’üncü maddesi üzerine
verilen değişiklik önergesiyle ilgili söz almış bulunuyorum. Hepinizi
saygılarımla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu kanun tasarısıyla, kuruma, TOKİ gibi, özel
yetkiler tanınmakta, trafik akışının emniyetle ve kolaylıkla sağlanması için,
gerekli her türlü araziyi, binalı ve binasız taşınmazları ilgili mevzuat
hükümleri içinde kamulaştırmak, satın almak, trampa yapmak, kiralamak ve
gerekli hâllerde geçici olarak işgal etmek gibi büyük yetkiler tanınmaktadır.
Bu tasarıyla, Karayollarının sorumluluğunda olan ve işletilen otoyolların
özelleştirilmesinin, yol yapımı için ormanların talan edilmesinin önü açılmış
olmaktadır. Daha önce kentlerin planlanmasında etkili olan kurumlar devre dışı,
etkisiz bırakılmaktadır. TOKİ’nin yarattığı çarpık
kentleşmeler gibi, Karayolları Genel Müdürlüğü de plansız yollar yapmaya teşvik
edilmektedir.
Daha geçen hafta, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 73’üncü
maddesinde yapılan değişiklikle, büyükşehir belediye meclislerine kentsel
dönüşüm uygulamaları için geniş yetkiler tanınmış ve böylelikle, kentlerin
talan edilmesinin ve kent rantlarıyla büyükşehir
belediye başkanlarının istediği gibi oynayabilmesinin önü açılmıştır.
Değerli arkadaşlarım, maalesef, AKP Hükûmeti,
ülkenin yer altı ve yer üstü zenginliklerini daha kolay nasıl iç ederiz anlayışı
içerisinde, alelacele gündeme getirdiği kanun tasarılarının içerisine
yerleştirdiği tuzak maddelerle, Anayasa’ya aykırılıklar içeren, insanların hak
ve hürriyetlerine müdahale eden uygulamalarını gelenek hâline getirmiştir. AKP Hükûmeti tarafından ülkenin en değerli varlıkları Türk
Telekom, TÜPRAŞ, ERDEMİR, PETKİM, Tekel başta olmak üzere 51 işletme, 1.517
taşınmaz, 3 gemi ve 4 maden sahası ile araç muayene hizmetleri özelleştirilerek
bunlar birilerine çok düşük fiyatlara peşkeş çekildi. Ülkemizin en değerli
varlıkları satıldığıyla kaldı ve Türkiye yine de maalesef borç batağından
kurtulamadı.
Değerli arkadaşlarım, AKP Hükûmeti bu
zihniyetle ülkeyi yönetmeye devam ettiği sürece maalesef gelecek nesillerimize
bırakacak hiçbir varlığımız kalmayacaktır. Hükûmet
emekliyi, çiftçiyi, işçiyi, memuru gözden çıkarmıştır. Artan pahalılık yüzünden
insanlarımız yiyecek ekmek bulamaz hâle gelmiştir. Esnafımız siftah yapamadan
dükkânını kapatır duruma gelmiştir. 2002 Kasım ve 2010 Nisan tarihleri
arasında, sekiz yılda yaklaşık 2 milyon 304 bin esnaf ve sanatkâr kepenk
kapatmıştır. Türkiye genelinde Nisan 2010 itibarıyla 1 milyon 403 bin 58 aktif
sigortalının borç tutarı 17 milyar TL olmuştur. Bunlardan 252.357 kişinin
sigortalılıkları askıya alınarak silinmiştir.
Değerli arkadaşlar, ülkemizde yaşanan durum maalesef AKP Hükûmetinin bahsettiği gibi güllük gülistanlık değildir.
Halkımız büyük sıkıntı içerisinde ve bu sıkıntılar her geçen gün artmakta ama
maalesef Hükûmet, bu sıkıntının farkında olmasına
rağmen, farkında değilmiş gibi vurdumduymaz bir tavır sergilemektedir.
İnanıyorum ki halkımız bu vurdumduymazlığın hesabını sandıkta soracaktır.
Değerli arkadaşlarım, konuşmamı bitirmeden, seçim bölgem Bartın’a
yönelik yol projelerinin tamamlanması ihtiyacını…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız, buyurunuz.
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Devamla) - …bu vesileyle dile getiriyor;
Bartın-Ulus-Pınarbaşı-Azdavay-Ağlı yolu, Bartın-Arıt-Aydınlar yolu ve
Bartın-Amasra-Kurucaşile-Cide-Karadeniz sahil yolunun bir an önce bitirilmesini
Bartın halkı adına temenni ediyor ve hepinizi saygılarımla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Yalçınkaya.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 24. maddesinin (3) numaralı
fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “Genel Müdürlüğün talebi üzerine
ilgilisi tarafından” ibaresinin ve son cümlesinin madde metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
Mümin
İnan (Niğde) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
– Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın İnan konuşacak efendim.
BAŞKAN – Buyurunuz Sayın İnan. (MHP sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekili arkadaşlarım, lütfen, biraz sessiz olursanız…
MÜMİN İNAN (Niğde) – Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, 499 sıra sayılı Kanun
Teklifi’nin 24’üncü maddesiyle ilgili vermiş olduğumuz önerge hakkında söz
almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygı ve sevgiyle selamlarım.
Yasa tasarısı ile ilgili konuya geçmeden önce, Sayın Bakana, Niğde
ilimizin ulaşım ve diğer problemleriyle ilgili bazı konuları hatırlatmak
istiyorum. Yıllardır bir türlü tamamlanamayan Niğde Havaalanı’nın akıbetinin ne
olacağı? 1990’lı yılarda Pozantı-Gölbaşı arasında on bölüm olarak ihaleleri
yapılan ve 57’nci Hükûmet tarafından inşaatları
başlatılan ve daha sonra sizin gayretlerinizle kısmen bitirilen, Kemerhisar-Niğde arası inşaatı devam eden, Niğde’den sonra
kalan altı bölümün inşaatının, otoban inşaatının ne zaman başlayıp, ne zaman
bitirileceği? Sadece Niğde’yi değil, tüm Türkiye’yi ilgilendiren E-90 kara yolu
sekiz yıldır yapboz tahtasına dönmüştür maalesef. Yapılan bazı yerler iyi
yapılmadığı için ertesi yıl yeniden yapılmaktadır ve bazı bölümler çok bozuk ve
ciddi kaza riskleri taşımaktadır. Sayın Bakanım, E-90 ne zaman tamamlanacaktır?
Pozantı-Çamardı kara yolu ne zaman genişletilecektir?
Sizin de yerinde gördüğünüz Niğde merkez ile Çiftlik ilçesi
arasında ulaşımı sağlayan Ketençimen kara yolunun yaz
kış ulaşıma açık tutulabilmesi için genişletilme ve iyileştirme çalışmaları ne
zaman başlayacaktır?
Ayrıca Niğde’de çok önemli sorun hâline gelen elektrik kesilmeleri
nedeniyle içme suyu bulamayan, susuzluğa mahkûm edilen köy ve kasabalar içme
sularına ne zaman kavuşacaktır?
Özelleştirilen sulama ve aydınlatma elektrikleriyle ilgili,
özelleştirme şirketi tarafından haksızca abone, kayıp-kaçak ve trafo
bakımlarının vatandaşlara yüklenmesi, eskiden mevsimsel olan sulama elektrik
faturalarının aylık olarak gelmesi, cebinde çay parası bulamayan vatandaşları
çok zor durumda bırakmaktadır. Aylık ödeme yapamadığı için kesilen elektrikler,
sonuçta vatandaşlarımızın üretimlerinin zayi olmasına neden olmaktadır.
Elektrik ödemelerinin tekrar mevsimsel hâle getirilmesi konusunda Hükûmet olarak bir adım atıp atmayacağınız ve özelleştirme
öncesi döneme ait eski borçların yapılandırılması konusunda bir kolaylık
sağlanıp sağlanmayacağı vatandaşlarımız tarafından hâlâ umutsuz bir biçimde
sizden beklenmektedir.
Bu tasarının genel gerekçesine bakıldığında da, diğer konularda
olduğu gibi, Hükûmetin asıl amacının kara yollarının
özelleştirilmesiyle ilgili hukuki boşlukları doldurmak üzere hazırlandığı
açıkça görülmektedir. Milliyetçi Hareket Partisinin Komisyon
üyeleri bunları tespit ederek muhalefet şerhlerini yazmışlardır: “Genel
gerekçenin üçüncü paragrafında şöyle denilmektedir: Büyük finansman gerektiren
kara yollarının yapım, bakım ve onarımı işleri ile günümüz ihtiyaç ve
şartlarına uygun kalitede yolların yapımında ve işletilmesinde özel sektörün
sermaye ve dinamik işletmecilik anlayışını devreye sokacak ya da daha etkin
kılacak yeni kanunî düzenlemelere ihtiyaç bulunmaktadır. Bu çerçevede
tasarıda öncelikle, Karayolları Genel Müdürlüğünün görev alanına dâhil bulunan
otoyolların işletme hakkının devrine imkân sağlayacak hukuki alt yapının
oluşturulması amacı ile düzenlemeler yapılmıştır.”
Son cümlede açıkça öncelikli amacın otoyolların işletme hakkının
devrine imkân sağlayacak hukuki altyapıyı oluşturmak olduğu belirtilmektedir.
Net bir biçimde ifade etmek gerekirse: Hükûmet
her şeyi sattığı gibi, bu yolları da satacaktır, yol alan vatandaşlar da her
zaman olduğu gibi Deli Dumrul gibi davranacaktır. AKP
hükûmetlerinden önce devletin kıt kanaat imkânlarıyla
yapmış olduğu ne kadar büyük işletme varsa hükûmetler
tarafından yeni kaynak yaratma bahanesiyle maalesef satılmıştır. Öyle kurumlar
vardır ki borcunu bir yılda kapatmış, geri kalan yılların tamamını, satın alan
firmaya kazandırmaya devam etmektedir.
Sayın Başbakanın ve AKP hükûmetleri
üyelerinin her fırsatta geçmiş cumhuriyet hükûmetlerini
karalama adına “Ülkeye bir çivi bile çakmadılar.” ifadesi yalan ve bu hükûmetlere hakarettir. Ülkenin millî kaynaklarını satarak
hayatiyetini devam ettirmeye çalışan AKP hükûmetlerinin
sekiz yıllık icraatlarına baktığımızda da elli yedi cumhuriyet hükûmetinin toplam borçlarının sekiz yılda ikiye katlanması,
işsizliği cumhuriyet tarihinin rekor seviyesine çıkarması, sanayi üretiminin
dibe vurması, çiftçinin durumunun harman yerindeki yangına dönmesi, esnafın
kepenklerinin siftah etmeden kapanması… Kapanan dükkân ve şirket sayısı 100
binlerle ifade edilmektedir. Kısacası, Türkiye, eli kolu bağlı, üretmekten
uzak, sanayide ve tarımda ithal cenneti hâline gelmiştir. Son rakamlar,
ithalattaki artışın ihracattaki artıştan 2 kat daha fazla olduğunu açıkça
göstermektedir.
Dış politikada da “sıfır sorun” saçmalığıyla ülkenin başının
belaya sokulması, bunun geçmişte Sayın Başbakanın en yakınında bulunan bazı
danışmanlarca bile itiraf edilmesi Hükûmetin bu
konudaki yüksek başarısını da göstermektedir!
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
MÜMİN İNAN (Devamla) – Açılım saçmalığı yüzünden PKK terör
örgütünün üyeleri, dağları taşları yol ederek, elini kolunu sallayarak bazen
davul zurnalarla karşılanmış, bazen de gece karanlığında hain pusularla
sivil-asker ayrımı yapmadan birçok vatandaşımızın canına kastetmiştir.
Son günlerde ülkemizde meydana gelen can yakıcı terör olaylarının
artması sonucunda Sayın Başbakan “bunların arkasındaki taşeronlar” ifadesini
kullanmaktadır. Bunu sokaktaki vatandaşımız da bilmektedir ve herkes
bilmektedir. Kanlı terör örgütü, evet, bir taşerondur ama Sayın Başbakanın
açıklaması gereken bu taşerona işi hangi küresel patronların verdiğidir. Sayın
Başbakan yuvarlak konuşmaktan vazgeçip taşeron terör örgütüne iş veren küresel
patronları net bir biçimde aziz Türk milletine ve Türkiye Büyük Millet Meclisine
açıklamalıdır.
Bu duygu ve düşüncelerle, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın İnan.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir.
24’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 24’üncü madde kabul edilmiştir.
25’inci madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 25. maddesinin “Genel Müdür
onayı” ibaresinin “Genel Müdürün teklifi ve Bakan onayı” şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet Günal |
Hasan Çalış |
Şenol Bal |
|
Antalya |
Karaman |
İzmir |
|
Behiç Çelik |
Oktay Vural |
|
|
Mersin |
İzmir |
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının Personele
açılan davalarda hukuki yardım başlıklı 25. maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Şevket Köse |
Orhan Ziya
Diren |
Hulusi Güvel |
|
Adıyaman |
Tokat |
Adana |
|
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
Enis Tütüncü |
Ali İhsan
Köktürk |
|
Malatya |
Tekirdağ |
Zonguldak |
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ (Balıkesir) –
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Sayın Köse, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüştüğümüz kanun tasarısı hakkında söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, Türkiye’de, yolcu taşımacılığının yüzde
90’ından fazlası, yük taşımacılığının da yüzde 80’den fazlası kara yoluyla
yapılmaktadır. Bu oran, Avrupa Birliği ülkelerinde yüzde 60’lar civarındadır.
Ancak, ülkemizde kara yoluyla yapılan yolcu ve yük taşımacılığının ulaşımda bu
denli büyük yer tutmasına rağmen bu sektörlerde bazı sorunlar yaşandığı da
ortadadır. Kara yoluyla taşımacılık yapan kamyon sahiplerinin yüzde 50’den
fazlası vergi ve harçlarını ödeyemez durumdadır. Ülkemizde şehirler
arası yolcu taşımacılığı yapan 10 binin üzerinde otobüs bulunmasına
rağmen kapasite kullanımı yüzde 50’yi bile bulmamaktadır. Bunun temel nedeni,
akaryakıt fiyatlarının aşırı yüksek oluşudur. Onun için, taşıma maliyetlerinin
ciddi biçimde azaltılması zorunludur. Eğer insanları ve ürünleri bir yerden bir
yere pahalı taşıyorsanız bunun topluma yansıması da kaçınılmaz olacaktır. Bu,
hem ürün ve ham maddelerin taşınmasında hem de yolcu taşımasında önemli bir
faktördür.
Sayın milletvekilleri, hava yolu ve deniz yoluyla yapılan
taşımacılıkta akaryakıta avantaj sağlanırken kara yolu ile yapılan yük ve insan
taşımacılığında herhangi bir kolaylık sağlanmamaktadır. Ayrıca, kara yoluyla
taşımacılık yapan firmalarımız dünyanın en pahalı akaryakıtını kullanmaya devam
etmektedirler. Artan maliyetler kalite ve iş gücüne yansımaktadır. Pek çok
şoför maliyetleri karşılayabilmek için uzun saatler çalışmak zorunda kalmakta,
bu da ülkemiz açısından büyük sorun olan kazalara ve can kayıplarına yol
açmaktadır. Hâlâ ülkemiz kara yollarında yaşanan kaza ve ölüm oranlarında
Avrupa’da birincidir.
Kara yoluyla ulaşım ve taşımacılığı bir bütün olarak değerlendirme
zorunluluğu da vardır. Yalnızca yol yaparak sorunun çözülebileceğini düşünmek
yeterli değildir. Kara yolu yapılırken çevre faktörü, insan faktörü, kalite ve
güvenlik faktörü göz ardı edilmemelidir. Kara yollarının fiziki güvenliği ile
trafik güvenliği konularında azami özenin gösterilmesi gerekmektedir.
Sayın milletvekilleri, bu tasarıyla kara yollarının
özelleştirilmesi hedefi ortaya konulmaktadır. Buna “kaynak yaratma ihtiyacı”
gerekçe olarak gösterilmektedir. Burada dikkatinizi çekmek istediğim husus,
işletme hakkının devri yoluyla otoyolların ve köprülerin özelleştirilmesinin
ülkemizin elindeki değerlerin elden çıkarılması anlamına geleceğidir. İşletme
hakkının devredilmesi yerine daha akılcı finansman yollarının tercih edilmesi
gerekir çünkü işletme hakkının devri, borçlanmadan çok farklı olmayan bir
finansman modelidir.
Değerli arkadaşlar, elbette kalkınma için, ham madde ve işlenmiş
ürünlerin alıcılara düşük maliyetle ulaştırılması açısından ulaşım altyapısının
tamamlanması gerekmektedir. Özellikle iktisaden geri kalmış bölgelerin dış
dünyaya açılmasının yolu, iyi planlanmış kara yolları ve demir yolları
oluşturmakla mümkündür. Ülkemizdeki bölgeler arası sosyoekonomik farklılıkların
ortadan kaldırılmasında ulaşım büyük önem arz etmektedir. Doğu ve Güneydoğu
Anadolu bölgelerinde ekonomik gelişmeyi artıracak şekilde ulaşım kapasitesinin
yaratılması ve koordine edilmesi gereği vardır. Ancak kara yolu uygulamalarında
bölgeler arası farklılığı artıracak yanlışlıklar yapıldığı da gözlenmektedir.
Ama ne yazık ki Doğu ve Güneydoğu illerine yapılan kara yolu yatırımları
yetersiz kalmaktadır.
Sayın milletvekilleri, şimdi Mersin-Adana, Adıyaman-Gölbaşı ve
Malatya istikametine giden bir tren hattımız var. Adıyaman halkımız yoğun bir
şekilde Mersin ve Adana istikametinde seyahatler yapmaktadır gerek çalışma veya
gerek seyahat yönünden. Gölbaşı-Adıyaman arasında 60 kilometrelik bir tren
hattının acilen çekilmesi gerekir, burada Sayın Bakana duyurmak istiyorum.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Şevket Bey, duymadı Sayın
Bakan.
ŞEVKET KÖSE (Devamla) – Yine, Atatürk Barajı’ndan dolayı
Adıyaman’ımızın Diyarbakır’la bağlantısı kesik durumdadır.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Bakan duymadı, Şevket
Bey.
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Duydum, duydum.
ŞEVKET KÖSE (Devamla) – Ne yazık ki AKP İktidarı sekiz yıldır
baştadır, hâlâ bu konuda bir adım atmış değildir, bu konuda da Sayın Bakandan
önemle ricada bulunuyorum.
Sayın milletvekilleri, yine Çelikhan-Yeşilyurt arasında yapılmakta
olan il yolunun 30 kilometresi hâlen tamamlanmayı beklemektedir. Adıyaman’da bulunan
toplam 783 kilometrelik yolun 46 kilometresi hâlâ stabilize yoldur. Bu stabilize yolun kısa vadede asfalt yola dönüştürülmesi
yönünde herhangi bir plan da mevcut değildir. İlimizde bulunan devlet ve il
yollarının yalnızca yüzde 11’i bölünmüş yoldur. Bu durumu büyük bir başarıymış
gibi sunmak halkı aldatmaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Bakan duymadı o
demiryolunu, bir daha söyle.
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Tekrarla… Tekrarla…
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
ŞEVKET KÖSE (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bu durum sadece Adıyaman için geçerli değildir. Doğu ve
Güneydoğu’daki pek çok ilin durumunun Adıyaman’dan farklı olmadığını bildiriyorum. Geçen iki ay önce Siirt
ilimize gittiğimizde Siirt ile Şırnak arasındaki Eruh yolu içler acısıdır,
Sayın Bakanım bunu da size bildirmek istiyorum.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Köse.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 25. maddesinin “Genel Müdür
onayı” ibaresinin “Genel Müdürün teklifi ve Bakan onayı” şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Behiç
Çelik (Mersin) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ (Balıkesir) –
Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Kabul ediyoruz.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Gerekçe…
BAŞKAN – Gerekçe…
Gerekçe:
Komisyon kararı üzerine Genel Müdür onayı ile karşılanması
durumunda Bakanın bu konudan bilgisi olmayacaktır. Avukatlık ücretlerinde aşırı
miktarlar olabileceğinden, Bakanın da onayının alınması önerilmektedir.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilmiş bu önerge doğrultusunda 25’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 25’inci madde kabul edilmiştir.
26’ncı madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 26. maddesinin “bir sözleşme
bulunup bulunmadığına bakılmaksızın,” ibaresinin madde metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet Günal |
Hasan Çalış |
Şenol Bal |
|
Antalya |
Karaman |
İzmir |
|
Behiç Çelik |
Beytullah Asil |
Oktay Vural |
|
Mersin |
Eskişehir |
İzmir |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının Sulh yoluyla
çözüm yetkisi başlıklı 26. maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
|
Şevket Köse |
Orhan Ziya
Diren |
Hulusi Güvel |
|
Adıyaman |
Tokat |
Adana |
|
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
Ali İhsan
Köktürk |
|
|
Malatya |
Zonguldak |
|
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ (Balıkesir) –
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Süner. (CHP sıralarından alkışlar)
TAYFUR SÜNER (Antalya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşmekte olduğumuz tasarının 26’ncı maddesinde vermiş olduğumuz önerge
üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu yasa, belediyelerin plan yapma yetkisini elinden alıyor. Ben,
kendi yöremizden örnek vereceğim. Antalya batı çevre yolu, Konyaaltı
Belediyesine bağlı bir yol, batı çevre yolu. Bu yasa çıktıktan sonra eğer Konyaaltı Belediyesi ve Büyükşehir Belediyesi Karayolları
Bölge Müdürlüğünün sunduğu planı kabul etmezse bir ay sonra Karayolları Bölge
Müdürü resen kendisi plan yaparak, 18 uygulamasını yaparak o yolu
gerçekleştirecek. Bu ne demektir? Mahallî belediyelerin, büyükşehir
belediyelerinin 18 uygulama ve plan yapma yetkisini ellerinden alıyor.
Bu yasa, aynı zamanda vatandaşların kaybettiği haklarını bir başka
şirkete peşkeş çekme yasasıdır. Nasıl oluyor bu diyeceksiniz. Şayet devlet kara yolu üzerinde bulunan benzin istasyonları ve
tesisler otoban ve çevre yolu geçtikten sonra tali yolda kalmış ise bu kanun
çıktıktan sonra birinci köprü ve ikinci köprüdeki çevre yolları üzerinde
bulunan benzin istasyonları ve tesislerin tali yollarda kalan kısmında eğer
isterlerse bu özelleştirmeden bu çevre yollarını alan firmalar, tali yollardaki
60 bin litre satan benzin istasyonları 1-2 bin litreye düşmüştür, yani 15
milyon dolar olan benzin istasyonlarını 1 milyon dolara almak mümkün. Bu
vaziyette 50-60 tane benzin istasyonu var. Şayet bu şirketler 50 tane benzin
istasyonunu bir çevre yolunda sağlı sollu aldığı zaman 750 milyon dolarlık
haksız bir gasp yoluna gitmiş olacak. Lütfen, Sayın Bakan, dikkat ediniz, şayet
özelleştirilen yollar üzerinde bu satın alan şirket normal yollarda otoban
yoldan giriş ve çıkış vermek suretiyle tali yollardaki benzin istasyonları
tesislerini satın alarak haksız bir kazanç elde etme yoluna gidecek olurlarsa
bunun takibini yapacağız. Lütfen siz de takip edin.
Üçüncü konu anlaşmazlıkların sulh yoluyla halledilmesi. Ne zaman? Bu yasa çıkıncaya kadar şayet kara yollarıyla ilgili bir
ihtilaf var ise ve mahkemeye müracaat etmemişse, maalesef, bu yasa çıktıktan
sonra 1 milyon liraya kadar olan kısmı genel müdürler çözüyor, 1 milyon liradan
10 milyon liraya kadar olan kısmını Bakan çözüyor, 10 milyon liradan sonrasını
da Bakanlar Kurulu çözüyor. Bu ne demektir? Şayet Kara yolları kısmında bir
anlaşmanız varsa, mülkiyet hakkınız varsa, arsanız varsa, o güne kadar, bu yasa
çıkıncaya kadar mahkemelere müracaat etmemişseniz, yandınız. 1 milyon liraya
kadar Genel Müdür çözecek, 10 milyon liraya kadar Bakan çözecek, daha sonrasını
da Bakanlar Kurulu çözecek ama bu rakamlar arasında, istediklerine istedikleri
kadar parayı verecekler, istemediklerine de vermeyecekler. Yani, birilerine rant sağlamak için birilerine yetki verilmez. Vatandaşın mülkiyet
hakkına saygı gösterilmesi gerekir.
Dördüncü konu: Şayet birinci köprü yolunda veya ikinci
köprü yolunda veya diğer açılacak yollarda vatandaşın bir mülkü varsa ve yolunu
da bu geçen otoban kesmişse, Karayollarının bir yetkisi var: “Şayet senin yolunu
kesmiş ve gasbetmişsem, ben bir toplama yolu yaparak
sana istediğim istikametten istersem
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
TAYFUR SÜNER (Devamla) – Teşekkür ederim Başkan.
Vatandaşın mülkiyet hakkını gasbedeceksin.
Tali yolda kalan vatandaşların ticari işletmelerini, sıfıra düşen işletmelerini
bir başka şirkete vererek, büyük rant sağlayarak
onların ticaret yapma yetkisini elinden alacaksın, bir başka şirkete büyük rant
sağlayacaksın. Her çıkardığınız yasanın maalesef ucunda, kıyısında, ortasında rant var. Seçime kadar çıkarabildiğiniz kadar yasa çıkarın
ama bunları kullanamayacaksınız. Muhakkak ki bunların hesabını vereceksiniz.
Hiçbir iktidar sonsuza kadar gidemez, siz de gidemeyeceksiniz. Maalesef,
çıkardığınız yasalar halka dönük, halkın menfaatlerini kullanacak, halka rant sağlayacak, halkın normal zenginleşmesini sağlayacak
yasalar değil.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi bağlayınız.
Buyurunuz.
TAYFUR SÜNER (Devamla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bu duygu ve düşüncelerle hepinize saygılar sunuyorum sayın
milletvekilleri. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Süner.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 26. maddesinin “bir sözleşme
bulunup bulunmadığına bakılmaksızın,” ibaresinin madde metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
Beytullah Asil (Eskişehir) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ (Balıkesir) –
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Sayın Asil, buyurunuz efendim. (MHP sıralarından
alkışlar)
BEYTULLAH ASİL (Eskişehir) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 499 sıra
sayılı Kanun Tasarısı’nın 26’ncı maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu olarak vermiş olduğumuz değişiklik önergesi üzerinde görüşlerimizi
açıklamak üzere söz aldım. Bu vesileyle kanun tasarısının Karayolları
teşkilatımıza ve bu teşkilat bünyesinde görev yapan çalışanlarımıza, aziz
milletimize hayırlı olacak şekilde düzeltmeler yapılarak kabul edilmesini
diliyor, yüce heyeti bu vesileyle saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu yasa tasarısının 26’ncı maddesinde,
sulh yoluyla çözülebilecek meselelerde “Bir sözleşme bulunup bulunmadığına
bakılmaksızın…” ibaresi kullanılmak suretiyle yapılan sözleşmelerin daha önce
bu işle ilgili yapılmış sözleşmeler olması durumunda tarafların hukuki
haklarının Genel Müdür, Bakan veya Bakanlar Kurulu marifetiyle, kararıyla ihlal
edilmesi veya kişilerin, sözleşme sahiplerinin haklarının ihlal edilmesinde
olduğu gibi, kamu haklarından vazgeçilmesi de söz konusu olabilecektir. Bu nedenle, “sözleşme bulunup bulunmadığına bakılmaksızın”
ibaresinin madde metninden çıkarılması yerinde olacaktır.
Değerli milletvekilleri, bu vesileyle, ülkenin, ülke insanının çok
önemli bir meselesinin üzerinde durmak istiyorum. Kara yolunun yaşadığı temel
meselelerin başında arz-talep dengesizliği gelmektedir. Türk kara yolu
ticaretinin iç ve dış taşımacılıkta kullandığı 700 binin üzerinde aracı vardır.
Bu alandaki ihtiyaç 350 bin civarındadır. 350 bin araç ile yapılabilecek
ticaret 700 bin araç ile yapılmaya çalışılınca karşımıza düşük fiyat ve istiap
haddinin üzerinde yük taşıma gayreti çıkmaktadır. Düşük fiyatlarla
taşımacılığın bedelini evine ekmek götürme kaygısında olan şoför esnafı
ödemektedir. Para kazanamamaktadır; para kazanmak kaygısıyla aracının deposuna
yağ doldurmakta, istiap haddinin çok üzerinde yük taşımaya çalışmaktadır. Bu
durum şoför esnafını yok etme noktasına getirmiştir. Bunun sonucu sadece şoför
esnafını yok etmekle kalmamaktadır. İstiap haddinin üzerinde taşınan yük kara
yollarının ömrünü kısaltmakta, yolları bozmakta, trafik güvenliğini tehlikeye
düşürmektedir.
Değerli milletvekilleri, Ulaştırma Bakanlığına bağlı Kara
Ulaştırması Genel Müdürlüğü var. Bu Genel Müdürlüğün
görevleri bu kurumun sitesinde “Kurum görevi” başlığı altında şöyle sayılmış:
“Belediye sınırları dışındaki kara yolları üzerinde yapılan kara yolu
taşımalarının ekonomik, teknik, sosyal ve ulusal güvenlik ihtiyaç ve amaçlarına
uygun olarak yapılmasını ve bu hizmetlerin diğer ulaştırma hizmetlerine uyumunu
sağlayıcı önlemleri almak; kara yolu taşımacılığında kamu ve özel sektör
tarafından yürütülen faaliyetlerin kamu yararı ve piyasa ihtiyaçlarına göre
gelişmesini sağlayıcı tedbirler almak, gerektiğinde tavan ve taban fiyatlarını
tespit etmek ve uygulamasını denetlemek.” Az önce ifade ettiğim bu
önemli mesele demek ki bu Genel Müdürlüğün görevleri içerisinde sayılmakta.
Bununla ilgili Kara Ulaştırma Genel Müdürlüğünün bir İnternet
sitesi var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
BEYTULLAH ASİL (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım,
bitiriyorum.
Bu sitede “Çalışmalar” başlığı altında açılan sayfaya girdiğimizde
iki alt başlık görüyoruz. Başlıklardan birisi “Mevcut Çalışmalar”, diğeri
“Gelecek Planları.” “Mevcut Çalışmalar” sayfasında sadece Türkiye kara yolları
ağını gösteren Avrupa Birliği çalışmalarından alınmış İngilizce bir harita
bulunuyor. Başka hiçbir belge, bilgi yok. “Gelecek Planları” sayfası ise daha
vahim. Değerli arkadaşlarım, sayfa bomboş. Demek ki Ulaştırma Bakanlığında
şoför esnafının yaşadığı, kara yollarının yaşadığı bu sıkıntılarla ilgili
yapılan hiçbir iş, hiçbir işlem, hiçbir gayret yok.
Bu vesileyle bunu hatırlatır, yüce heyeti saygıyla selamlarım.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Asil.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
26’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 26’ncı madde kabul edilmiştir.
27’nci madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri hakkında Kanun Tasarısının 27’inci maddesinin 1.
fıkrasında yer alan “ücreti” ifadesi çıkarılarak yerine “kendi masrafı” ifadesinin
eklenmesi arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet Günal |
Oktay Vural |
Münir Kutluata |
|
Antalya |
İzmir |
Sakarya |
|
Abdülkadir Akcan |
Necati Özensoy |
Beytullah Asil |
|
Afyonkarahisar |
Bursa |
Eskişehir |
|
Cemaleddin Uslu |
Mehmet Akif Paksoy |
|
|
Edirne |
Kahramanmaraş |
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının Eğitim
başlıklı 27. maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Şevket Köse |
Orhan Ziya Diren |
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
|
Adıyaman |
Tokat |
Malatya |
|
Hulusi Güvel |
Ali İhsan Köktürk |
Engin Altay |
|
Adana |
Zonguldak |
Sinop |
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ (Balıkesir) –
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Sayın Altay, buyurunuz.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisinin her yasama yılı
sonuna doğru gece geç saatlere kadar milletin huzuru, refahı, mutluluğunu
ilgilendirmeyen, birtakım güçlerin ve odakların çıkarlarına, rantına
hizmet edecek kanunları görüşmesinden dolayı duyduğum üzüntüyü belirtiyorum.
Yüce milletimiz televizyonlarda kanal kanal gezerken
Parlamentoyu bu saatte açık görünce zannediyor ki bugün Parlamentomdan benim
huzurum, refahım, mutluluğum için bir yasa çıkacak ama biraz izledikten sonra,
çok doğal olarak, zaplıyor.
Bu yasa da, Genel Kurul da bilmelidir, milletimiz de bilmelidir ki
bu 499 sıra sayılı Yasa Tasarısı da tam bir rant
yasasıdır, milletin dertleriyle meşgul olmayan, birtakım çevrelere yeni
olanaklar, yeni imkânlar, yeni çıkarlar sağlayan bir rant yasasıdır.
Üzüntüyle yine müşahede etmek mümkündür ki Türkiye’de 1950’den
sonra gelmiş geçmiş bütün tek parti iktidarları kendi zenginlerini
türetmişlerdir. Türkiye bunu hak etmemektedir ve Türkiye’de çok kısa bir sürede
artık rant iktidarlarının yerine halk iktidarlarını
kuracak bir millî iradeyi, toplumumuzda, Türkiye'nin seksen bir vilayetinin
bütün sokaklarında, yetmiş bin kırsal kesim yerleşkesinin tümünde bu iradeyi de
görmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum ama bu saatte böyle bir rant yasasını
görüşmekten dolayı da milletimden özür diliyorum.
Sayın milletvekilleri, her yasama yılının başında, 1 Ekim
tarihlerinde bu kürsüde oturan Meclis başkanlarımız, bu Meclisin gazi Meclis
olduğunu, kurucu Meclis olduğunu, çeşitli, böyle hamasi nutuklarla millî
iradenin tecelligâhı olduğunu söyleyip dururlar.
Ancak kişisel olarak şunu söylüyorum: Yetkisini ve iradesini bir kişiye teslim
eden Meclis, millî iradenin tecelligâhı olamaz.
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının çeşitli televizyon kanallarında “Meclis şu
tarihe kadar çalışsın, bu tarihe kadar çalışsın.” gibi bir emir-komuta anlayışı
içinde deklarasyonlarda bulunmasını bir milletvekili
olarak doğru bulmuyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin üyeleri milletin vekilleridir,
Başbakanın marabaları değildir. Lütfen, Sayın Başbakan haddini bilsin. Ona bu
Meclisin verdiği yetki bellidir. Yapacağı her iş bu Meclisin denetimi
içindedir. Bu Parlamentonun çalışma düzenini Başbakan belirleyemez. Bu
Parlamentonun çalışma düzenini hep beraber biz belirleriz.
Bu Parlamento ki…
NURETTİN AKMAN (Çankırı) – Öyle yapıyoruz.
ENGİN ALTAY (Devamla) – Tabii, tabii… (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
Bu Parlamento ki…
Sayın milletvekilleri… Sayın Milletvekili, gel buradan konuş.
Bu Parlamento ki, Polatlı’dan top sesleri gelirken Atatürk’ten
hesap sormuş bir Parlamentodur. Öyle bir Parlamentonun üyesi olmamız lazım,
öyle bir Parlamento oluşması için hep beraber gayret içinde olmamız lazım.
Elbette siyasetin kuralları var, ben bunu anlıyorum. Parti
disiplini var, parti hiyerarşisi var, ben bunu anlıyorum ama bakınız ne hâle
geldik, daha doğrusu siz ne hâle geliyorsunuz. Böyle giderse, seçim
bölgelerinize gidemeyeceksiniz. Herhâlde Meclisin çalışma sürelerini de biraz
bunun için uzatıyorsunuz. Ben de plan yaptım, 1 Temmuzda Sinop’a giderim ve
Sinop’un 9 ilçesinde, 470 köyünde vatandaşlarımla temas ederim diye ve Sinop’a
giderim, çok gecikmiş de olsa başlayan Dikmen-Kanlıçay,
Dikmen-Durağan yolunda ne var ne yok bir bakarım.
MEHMET TUNÇAK (Bursa) – İsabet olur.
ENGİN ALTAY (Devamla) – Türkeli-Ayancık, Ayancık-Erfelek
yolunda ne oluyor bir bakarım, Gerze-Sinop yolunda ne oluyor bir bakarım,
Boyabat-Taşköprü yolunda neler oluyor bir bakarım; Saraydüzü-Kargı,
Durağan-Saraydüzü yollarında ne oluyor, ne bitiyor bir bakarım diye heves
ediyordum ama anlaşılıyor ki, siz gidemediğiniz için, bizi de seçim bölgesine
göndermemekte kararlı görünüyorsunuz. Buna gerek yok.
Sayın milletvekilleri, konumuz… Şimdi, yollarla ilgili söylenecek
çok şey var, bunları da söyleyeyim, tabii süremiz çok azaldı. Öncelikle şunu
bilmenizi isterim: Türkiye’de Karayolları ve Devlet Su İşleri, kurum kültürü
çok yüksek, hatta en yüksek ve aidiyet ve tesanüt duygusu çok gelişmiş iki
önemli kurumumuzdu. Bugün Devlet Su İşleri ve Karayolları için bunu söylemek
imkânı var mıdır, yok mudur, elinizi vicdanınıza koyun, yukarıda Allah var,
söyleyin bakayım. Karayolları ne hâle geldi, Devlet Su İşleri ne hâle geldi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
ENGİN ALTAY (Devamla) – Bu önemli.
Bakın, milletin sizden bir ıztırabı var,
milletin bir ıztırabı var. Bazı yol çalışmaları için
teşekkür de ediyoruz Hükûmete ancak Sayın Bakan, bu
kamulaştırma meselesi nedir? Yani adamın, dönümü 16 bin lira edecek yolunu, 4
bin lira veriyorsunuz, sonra adamı mahkeme kapılarında süründürüyorsunuz. Bu,
Allah’tan reva mı Sayın Bakanım? Bir hak, hukuk, adalet, bir mizan, terazi yok
mu sizde?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – O tarafa bak!
ENGİN ALTAY (Devamla) – Bunu baştan hakkaniyet içinde verseniz de
benim Dikmen Çorak köyündeki hemşehrim de devletini
mahkemeye vermese olmaz mı sayın milletvekilleri? Böyle Hükûmet
olur mu? Yani olmaz. (AK PARTİ sıralarından “Olur, olur.” sesleri) Şimdi,
tabii, siz milletin dertlerini burada konuştuğumuz zaman, milletle meşgul
olmadığınız için hep böyle gülersiniz. İlk fırsatta da millet size gülecek.
Altını çiziyorum, rant iktidarı gidiyor, halk iktidarı
geliyor.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Altay.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir.
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Sayın Başkan…
ENGİN ALTAY (Sinop) – Gene ne var Bekir Ağabey?
BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Bozdağ.
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Sayın Başkanım, Sayın Hatip konuşurken,
Grup Başkanımızı, sıfatını ifade etmek suretiyle bir ithamda bulunmuştur. Onun
için 69’a göre söz istiyorum.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Bir sürü televizyonlar da bunları söyledi.
BAŞKAN – Ne dedi, anlayamadım?
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Grup Başkanımıza “Haddini bil.” diye bir
ifadede bulunup hadde davet etmiştir.
BAŞKAN – Eleştiri sınırları içinde görüyorum efendim.
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Sayın Başkanım, Grup Başkanımıza bir
sataşmadır, grubumuza bir sataşmadır.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Ne dedim Allah aşkına?
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – İç Tüzük 69 açık. Bu noktada, uygun
görürseniz bir açıklama yapmak istiyorum.
BAŞKAN – Eleştiri sınırları içinde gördüm efendim.
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Onu biz takdir edeceğiz Sayın Başkanım.
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Sen değil Başkan takdir ediyor, sen nasıl
takdir edeceksin?
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Burada, bakın, bir hatip Türkiye’nin
Başbakanına “Haddini bil.” diye ifade ediyor.
BAŞKAN – Sayın Bozdağ, eleştiri
sınırları içinde Sayın Milletvekili söylemiştir, hakaret yoktur. Onun için
diğer önergeye geçiyorum müsaade ederseniz.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Ya, Bekir Bey, siyaset yapıyoruz, ne
yapacağız yani?
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Ama, bu belli.
Bu, millî eğitimin sorunudur, eğitim sorunudur.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Herkes haddini bilmeli konuşurken.
BAŞKAN – Buyurunuz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri hakkında Kanun Tasarısının 27’inci maddesinin 1.
fıkrasında yer alan “ücreti” ifadesi çıkarılarak yerine “kendi masrafı”
ifadesinin eklenmesi arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Akif Paksoy (Kahramanmaraş) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ (Balıkesir) –
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN – Sayın Paksoy, buyurunuz. (MHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET AKİF PAKSOY (Kahramanmaraş) – Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 499 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’nın 27’nci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önerge üzerinde söz almış
bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Kıymetli arkadaşlar, bu tasarıdan önce 239 sıra sayılı Erişme
Kontrollü Karayolları Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı Meclis gündemine getirilmişti ancak ne yaptıysanız bu tasarıyı
Genel Kurula getirmediniz, şimdi konuştuğumuz 499 sayılı Karayolları Teşkilat
Kanunu Tasarısı ile bu tasarıyı birleştirdiniz. Aslında, bu tasarının da temel
amacı, tıpkı öncekinde olduğu gibi, köprü ve otoyollar ile bunlar üzerindeki
hizmet tesislerinin özelleştirilmesini sağlamaktır.
Türkiye, özelleştirme uygulamalarına ilk defa başlandığı 1986
yılından bu yana yaklaşık 40 milyar dolarlık özelleştirme yapmış, bu
özelleştirmelerin 30,7 milyar doları da, babalar gibi satmakla övündüğünüz
sizin İktidarınız döneminde gerçekleşmiştir. Buna karşılık, hazinenin 2010 yılı
ödemesi gereken faiz miktarı 50 milyar dolardır. Hükûmetiniz
döneminde iç ve dış borç katbekat arttı. Bir taraftan devlet, bir taraftan özel
sektör, hepsinden önemlisi vatandaş borca battı, daha doğrusu faiz cenderesine
girdi. Devri İktidarınızda özelleştirme gelirleri yatırıma aktarılmadı, başka
alanlarda da kullanılmadı, sadece faiz ödemelerine gitti; sayenizde işsizlik de
azalmadı, yoksulluk da azalmadı.
Kıymetli arkadaşlar, global ekonomik
krizle birlikte tüm dünyada özelleştirme uygulamaları yerini kamulaştırmaya
bıraktı. Batılı ülkeler milyarlarca dolarlık kurtarma yaptılar, yapmaya da
devam ediyorlar. Geçenlerde Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas
Sarkozy ilginç bir çıkış yaptı, Avrupa sanayisinin
Avrupa’nın elinde kalması için stratejik öneme sahip sanayi konularının kısmen
devletleştirilmesi çağrısında bulundu. Sarkozy, bu
şekilde Avrupa ülkelerinin önemli şirketlerini Avrupa dışından yatırımcılara
kaptırmamalarının önüne geçilebileceğini belirtti. Peki, siz ne yapıyorsunuz?
Bu süreçte siz babalar gibi satmaya devam etmek için her yolu deniyorsunuz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu Hükûmet
uzun süre duble yol yapmakla övündü. Bu sayede hem
yandaşlar ihya oldu hem de Hükûmete iyi bir
propaganda malzemesi sağlandı ancak Acil Eylem Planı’nda yapılması planlanan
hedeflere ulaşılamadı. Ondan da önemlisi, işinize gelen yerleri yaptınız,
gelmeyenleri bıraktınız. Ben buna “düzleri yaptınız, bayırları bıraktınız”
diyorum.
Bakın, 124 kilometrelik Kahramanmaraş-Kayseri yolunun sadece 34
kilometresini yaptınız. Yolun tamamını bir tarafa bıraktık,
Kahramanmaraş-Göksun yolu geçen yıllara rağmen bir türlü yapılamadı. Bir proje
yapıldı, sonra uygulanamayacağına kanaat getirildi ve vazgeçildi. Şimdi özel
idare imkânlarıyla yapılmaya çalışılıyor. Ben, Türkiye’de başka bir örneği var
mı, bilmiyorum, bu tür hizmetler her ilde merkezî bütçeden yapılıyor,
Kahramanmaraş’ta özel idare imkânlarıyla yapılmaya çalışılıyor.
Kahramanmaraş’ın, Türkoğlu ve Pazarcık dışındaki ilçeleriyle,
özellikle yol sorunundan dolayı irtibatı zayıf kalmaktadır. Mesela 145
kilometrelik Kahramanmaraş-Elbistan arasını 120 kilometreye düşürecek
alternatif yolun bir an önce bitirilmesi gerekmektedir. Üstelik bu yolun 30
kilometresi bölgede baraj inşaatları yapan özel şirketçe yapılmaktadır.
90 kilometrelik Kahramanmaraş-Gaziantep yolunun da,
Kahramanmaraş-Narlı-Gaziantep arasındaki 49 kilometrelik yolun 19 kilometresi
yapıldı, 30 kilometresi tamamlanmayı bekliyor.
Sayın Başbakan Kahramanmaraş’a her gelişinde birçoğu mükerrer çok
sayıda açılış yapıyor. Bir de bu Kahramanmaraş-Kayseri ve
Kahramanmaraş-Gaziantep yollarının durumunu ilgililere bir sorsa da belki bu
sayede çalışmalar hızlanır diyorum, Kahramanmaraş da bir hizmete kavuşur diye
düşünüyorum.
Bitmedi. Kahramanmaraş-Nurdağı arasındaki 40 kilometrelik bu yol
güzergâhı tamamen düzdür. 7 kilometresi hâlâ tamamlanamadı.
Türkiye’nin 17’nci büyük ili olan Kahramanmaraş’ın havaalanı
sorunu hâlâ çözümlenmedi.
Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan otoyolun durumu ne durumda,
belirsizdir.
Kıymetli arkadaşlar, bu tasarı, Karayolları Teşkilat Kanunu’nu
düzenlemesine rağmen büyük bir özveriyle çalışan personel lehine...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
MEHMET AKİF PAKSOY (Devamla) - ...herhangi bir iyileştirme
içermemektedir. Hatta arz ettiğim üzere bir kısım mevcut kadroların iptali
yoluyla personel mağdur edilecek, yeni açılan ihdaslar yoluyla da yandaşlar
mutlu edilecektir.
Son söz olarak, bari yapacağınız bu özelleştirmeleri, bu zamana
kadar yaptığınız gibi blok satış yöntemiyle değil, küçük yatırımcının da
tasarruflarını değerlendireceği hisse senedi satışı veya gelir ortaklığı senedi
ihracı şeklinde yapınız. Aksi takdirde, köprü ve otoyollar gibi, tıpkı
Telekom’da olduğu gibi blok satış yöntemiyle satılırsa, birkaç kişinin veya
kartellerin tekellerinin eline geçebilir diyor, yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Paksoy.
RECEP TANER (Aydın) – Karar yeter sayısı istiyoruz.
BAŞKAN – Karar yeter sayısı arayacağım.
Karar yeter sayısı istendiği için de iki dakika süre verip
elektronik cihazla oylamayı yapacağım.
İki dakika süre verdim.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Karar yeter sayısı vardır, önerge reddedilmiştir.
27’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 27’nci madde kabul edilmiştir.
28’inci madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 28. maddesinde yer alan “ile hammade üretim izin alanları ve tesis alanları” ibaresinin
madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet Günal |
Hasan Çalış |
Oktay Vural |
|
Antalya |
Karaman |
İzmir |
|
Behiç Çelik |
Şenol Bal |
|
|
Mersin |
İzmir |
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının Malzeme
ocaklarından ve kamuya ait diğer yerlerden faydalanma başlıklı 28. maddesinin Tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Şevket Köse |
Orhan Ziya Diren |
Hulusi Güvel |
|
Adıyaman |
Tokat |
Adana |
|
Enis Tütüncü |
Ahmet Küçük |
Ali İhsan Köktürk |
|
Tekirdağ |
Çanakkale |
Zonguldak |
|
|
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
|
|
|
Malatya |
|
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ (Balıkesir) –
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Sayın Küçük, buyurunuz.
AHMET KÜÇÜK (Çanakkale) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun Tasarısı’nın 28’inci maddesinde verdiğimiz önergeyle ilgili söz almış
bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, kara yolları, tabii, Türkiye ulaşım
sisteminin en önemli araçlarından biridir. Türkiye gibi büyük bir coğrafyanız
varsa elbette ki kara yolu vazgeçemeyeceğimiz bir araçtır. Her ne kadar biz
kara yollarını belki gereğinden fazla abartmış veyahut da başka, demir yolu
gibi bazı araçları yeteri kadar kullanmamışsak da kara yollarında güvenli bir
şekilde seyahati ve ulaşımı sağlamak hepimizin görevidir.
Değerli arkadaşlarım, Türkiye gibi ortalama yüksekliği fazla olan
bir coğrafyada elbette kara yolları ulaşımını sağlamak ve gerekli yatırımları
yapmak da pahalı bir yöntemdir ve dolayısıyla güzergâh temini çok önemli bir
araçtır. Olabildiğince coğrafyaya az zarar vermek ve çocuklarımızdan borç
aldığımız bu coğrafyayı özenle korumak zorundayız.
Tabii, kara yolları güzergâhlarını böyle tespit ederken,
aynı zamanda da kara yollarında meydana gelen arızalarla ilgili yapacağımız
tamir ve tadilatlarla ilgili olarak, bu maddede belirtildiği şekilde orman
sahaları içindeki, mera alanları içindeki ve millî parklar içindeki lazım olan
malzeme ocaklarını kullanmakla ilgili bu düzenlemenin, her türlü kanunsuzluğun
ve hukuksuzluğun önünü açabilecek birtakım önermelerde bulunması hepimizi
kaygılandırmaktadır. Özellikle
meralara ve millî parklara çok önemli zarar verilebileceği endişesiyle bu yasa
metninden bu maddenin çıkarılmasını önermiş bulunmaktayız.
Değerli arkadaşlarım, tabii, kara yollarını konuşuyorsak,
Türkiye’de kara yollarının yapım teknikleri ve kara yollarının yapım hızıyla
ilgili bazı değerlendirmelerde bulunmak istiyorum. Biliyorsunuz, bu Hükûmet, 2002 yılında işbaşına geldiğinde -bence en önemli
iddialarından biri- Türkiye’de trafik kazalarının çokluğu ve bunları gidermek
adına duble yol yaklaşımıyla ilgili olarak hızlı bir
duble yol programı başlatmıştı ve “15 bin kilometre duble yolu beş yılda
yapacağım.” iddiasıyla yola çıkmıştı ve 2009 sonu itibarıyla -kendi ifadelerine
göre- bu duble yolların yaklaşık yüzde 60-65’i gerçekleşmiş görünüyor, öyle
iddiaları var -tam bilmemekle beraber- Bakanlığın verdiği ifadeler. Ama ben
kendi ilimle ilgili, Çanakkale’yle ilgili örneklemede bulunacak olursam:
Çanakkale’de
Çanakkale, hepimizin bildiği gibi, herkesin kendini biraz bulduğu
bir coğrafya parçası, Türkiye'nin en önemli yerlerinden birisidir ve Çanakkale
deyince hep “geçilmez” akla gelir, ama maalesef, Çanakkale, yollarda olan
özensizlik ve bakımsızlık nedeniyle ulaşılmaz hâle gelmiştir ve Türkiye'nin en
zor ulaşılan kentlerinden birisidir. Özellikle hava yolu konusunda yaşadığımız
şanssızlık, düzenli bir hava yolu trafiğinin oluşmamış olması ve Muğla’dan
sonra en fazla deniz kenarına, kıyı uzunluğuna sahip olmamıza rağmen deniz
ulaşımı noktasında neredeyse sıfıra yakın yararlanma nedeniyle, maalesef,
Çanakkale ulaşılmaz hâldedir.
Gene, Çanakkale’nin en önemli iç yollarından birisi olan Çan-Çanakkale
yolu, maalesef, 1998 yılında ihalesi yapılmasına rağmen -aradan on iki yıl
geçmiş- hâlâ yüzde 70’ler seviyesindedir ve sekiz yıllık AKP İktidarının bu 67
kilometrelik yolu hâlâ bitirememiş olması, iyileştirememiş olması da bence
utanç verici bir durumdur arkadaşlar.
Gene, Çan-Bayramiç-Ezine yolunun bir türlü iyileştirilememesi ve
her yıl önemli kazaların meydana gelmesi de Çanakkale’de çok acınacak bir
durumu ortaya çıkarmaktadır.
Değerli arkadaşlarım, gene Biga-Karabiga
yolunun -önemli bir liman kenti- hâlâ …
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
AHMET KÜÇÜK (Devamla)- …projelendirme aşamasından öteye geçememiş
olması, bu yolların yapımı esnasında kamulaştırmayla ilgili vatandaşlarımızın
mağdur olması ve yol yapımlarının uzaması nedeniyle kış aylarının özellikle çok
sıkıntılı geçmesi en büyük acımızdır.
Arkadaşlar, geçen yıl, özellikle Lapseki-Çanakkale
arasında, yağmurlarda çok önemli sıkıntıları yaşadık ve gerçekten, büyük mal
zararları meydana geldi, önemli can kayıpları da yaşandığı gibi, önemli
sıkıntıya yol açan kazalar meydana geldi. Ben, bu nedenle, Bakanlığa,
Çanakkale’deki yolların derhâl Türkiye ortalamalarına çıkarılması ve 2010
yılında bu yolların bitirilmesi konusunda gerekli duyarlılığın gösterilmesi ve
ödenek aktarmalarının yapılması gerektiğini ısrarla belirtiyorum ve bu konuda,
Çanakkale’yi sevmenin Çanakkale’ye hizmetle olacağını ve bu hizmet aşkını
kendilerinde görmek istediğimizi belirtmek istiyorum.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Küçük.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 28. maddesinde yer alan “ile
hammadde üretim izin alanları ve tesis alanları” ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Günal (Antalya) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ (Balıkesir) –
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Kim konuşacak?
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Gerekçe okunsun.
BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Ham madde üretim izin alanları ve tesis alanları doğrudan kara
yollarıyla ilgili değildir. Eğer tesis yapılacaksa veya ham madde üretilecekse
bunlar için kullanılacak yerlerin bedelinin ödenmesi gerekir. Dolayısıyla, bu
ibarenin metinden çıkarılması önerilmektedir.
BAŞKAN – Gerekçesini okuttuğum önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
28’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 28’inci madde kabul edilmiştir.
29’uncu madde üzerinde iki önerge vardır, ikisi de aynı
mahiyettedir. Ayrı ayrı okutacağım fakat birlikte
işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının Otoyollar ve
tesislerde işletme haklarının verilmesi başlıklı 29. maddesinin Tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Şevket Köse |
Orhan Ziya
Diren |
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
|
Adıyaman |
Tokat |
Malatya |
|
Rasim Çakır |
Hulusi Güvel |
Faik Öztrak |
|
Edirne |
Adana |
Tekirdağ |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 29. maddesinin tasarı
metninden çıkarılmasını ve sonraki maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini
arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet Günal |
Oktay Vural |
M. Akif Paksoy |
|
Antalya |
İzmir |
Kahramanmaraş |
|
Nevzat Korkmaz |
Akif Akkuş |
Mustafa Kalaycı |
|
Isparta |
Mersin |
Konya |
|
Alim Işık |
Mümin İnan |
|
|
Kütahya |
Niğde |
|
BAŞKAN – Komisyon bu önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ (Balıkesir) –
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Konuşmak isteyen?
FAİK ÖZTRAK (Tekirdağ) – Ben konuşacağım Sayın Başkan.
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Ben de söz istiyorum.
BAŞKAN – Sayın Öztrak, buyurunuz. (CHP
sıralarından alkışlar)
FAİK ÖZTRAK (Tekirdağ) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 29’uncu maddesine ilişkin
vermiş olduğumuz önerge üzerinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, tasarının 29’uncu maddesi, otoyollarda
işletme hakkının verilmesini düzenleyen bir madde. Şimdi “işletme hakkının
verilmesi” dediğimiz zaman esas itibarıyla bunun bir finansman modeli olduğunu
görmekteyiz ve bu finansman modeli, aslında borçlanmadan da çok farklı olmayan
bir şey. Borçlanmada, biliyorsunuz, bugün aldığımız bir para karşılığında
ileride elde edeceğimiz gelirlerle bu parayı geri ödemeyi taahhüt ediyoruz.
İşletme hakkının devri söz konusu olduğunda ise bugün alacağımız bir para
karşılığında gelecekte elde edeceğimiz gelirlerden vazgeçiyoruz. Dolayısıyla,
bu bir finansman modelidir bir kere.
Şimdi, tabii, burada bakılması gereken nokta şu: İki finansman
modeli arasından kamuya en az yük getirecek olan hangisidir, bunun incelenmesi
gerekiyor. Bu kapsamda yapılması gereken şey de bugünkü şartlarla
borçlandığımız zaman bunun geri ödemesi ne kadar tutmaktadır, bunu bugünkü
değerine indirmek lazım. Yine aynı şekilde, belli bir fiyatla işletme hakkını
devrettiğimiz zaman, gelecekte elde edeceğimiz, vazgeçtiğimiz gelirlerin
bugünkü değeriyle bunu karşılaştırmamız lazım. Dolayısıyla, böyle bir
karşılaştırma yapmak… Aslında, bu madde yazılırken bu maddenin içine de, bu
işletme hakkının devrinden elde edilecek gelirin, borçlanma suretiyle elde
edilecek imkânın maliyetinden daha yüksek olmaması gerektiği gibi bir
düzenlemenin konulması gerekirdi.
Yine bu çerçevede, komisyon çalışmalarında, Özelleştirme
İdaresinden, defalarca, bu işletme hakkı devredilecek yolların geleceğe dönük
gelirlerinin ne olduğu, bunu bugünkü değere indirgediğimiz zaman bunun maliyetinin
ne olduğu, yine bunu, bugünkü küresel konjonktürde,
likiditenin oldukça bol olduğu küresel konjonktürde, borçlanma maliyetlerinde
gözüken, gözlenen düşük faizlerle birlikte yapılacak bir borçlanmayla
karşılaştırdığımızda nasıl bir manzara ortaya çıkacak, maliyeti bunun daha mı
yüksek olacak borçlanmadan, bunların incelenmesini, bunun önümüze konulmasını
istedik. Bunu defalarca istememize rağmen, maalesef, Özelleştirme İdaremiz, bu
hesabı bizim önümüze getirmedi ve bunun gerekçesinin de ihale bedelinin açıklanması
anlamına geldiği için bunu yapamayacaklarını ifade ettiler. Şimdi, teknik bir
komisyondan, aslında böylesine önemli olan bir bilgi saklanmış oldu.
Oysa biliyorsunuz biz burada, değerli milletvekilleri, halkımız
adına, yapılan işlemleri denetlemekle ve yine kamunun herhangi bir zararının
ortaya çıkmamasını -yapılan işlemler sonucunda- sağlamakla yükümlüyüz, bununla
görevliyiz. Ama, buna rağmen, bu görevimizi yapmamız
için gerekli olan bilgi, maalesef, teknik bir komisyon olan Plan ve Bütçe
Komisyonundan saklanmıştır. Dolayısıyla da bu madde çerçevesinde yapılacak olan
işletme hakkı devirlerinin saydamlığı önemli ölçüde zedelenmiştir.
Diğer taraftan, değerli milletvekilleri, tabii, işletme hakkını
devredeceğiz ama bugüne kadar, baktığımız zaman, tüm özelleştirme
uygulamalarında özellikle istihdam konusuna hiç de özen gösterilmediğini
görüyoruz. Bu çerçevede, yine bu maddede, mevcut çalışanlarla ilgili olarak,
mevcut çalışanların haklarının korunmasıyla ilgili olarak belli düzenlemelerin
yer alması gerekirdi. Bu düzenlemenin de burada yer almadığını ve burada
istihdam kayıplarının ortaya çıkma riskinin oldukça yüksek olduğunu yine Komisyonda
belirttik.
Değerli milletvekilleri, yine bu madde çerçevesinde, bu maddeyi
incelediğimiz zaman burada ortaya çıkan bir başka sıkıntı, bu işletme
haklarının devri sonucunda fiyat belirlemesi meselesi. Maddenin ikinci fıkrası
fiyatları belirliyor.
Şimdi, sanki fiyat bugünden belirliymiş gibi bir intiba
yaratılmakla birlikte, fiyat maddesini dikkatli olarak okuduğumuzda, yani
otoyol geçiş ücretlerinin nasıl belirleneceğine ilişkin maddeyi dikkatli olarak
okuduğumuzda ortaya çıkan manzara şudur: Burada ciddi bir keyfîlik söz
konusudur. Deniyor ki: “Bugünkü geçiş ücretleri esas alınacaktır, daha sonra
birtakım formüllerle işletme hakkının devrinin yapıldığı güne fiyatlar
getirilecektir.” Hangi formüllerle? Nasıl getirilecektir? Burada ortaya çıkan
fiyat işletme hakkının devredilmesiyle ilgili bedel üzerinde de etkili
olacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
FAİK ÖZTRAK (Devamla) – Tamamlıyorum Sayın Başkan.
Son olarak, Sayın Başkan, madem kara yollarını görüşüyoruz,
bölgemle ilgili olan iki tane turistik yol konusunda bazı hususları dile
getirmek istiyorum. Bunlardan bir tanesi, Kumbağ ile Gaziköy arasında olan 16 kilometrelik yol. Şu anda o
bölgede çok ciddi yamaç paraşütü aktivitesi yapıldığı gibi, diğer turistik
aktiviteler de burada giderek önem kazanmıştır. Dolayısıyla bu yolun mutlaka
Karayolları tarafından programa alınması gerekmektedir. Bu yol programa
alındığı takdirde, özellikle Tekirdağ’ın turizm potansiyeline çok ciddi katkıda
bulunacaktır.
Yine, Saray’da, millî park içinde 7 kilometrelik bir Kastro yolu vardır. Bu da Turizm Bakanlığı tarafından
yapılmaktadır ancak burada hiçbir gelişme kaydedilmemiştir. Bunun da kara
yolları ağına alınması büyük önem taşımaktadır, yine turizm potansiyeli
bakımından.
Sözlerime son verirken yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Öztrak.
Sayın Günal, buyurunuz. (MHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, burada ele aldığımız madde bu kanunun özüyle
ilgili. Şu anda, daha önce bu konuda gelen bir kanun tasarısı
Meclisin gündeminde duruyor idi. Erişme kontrollü kara yollarına ilişkin olarak
daha önce yapmış olduğumuz çalışmada, 3465 sayılı -diğer- Kanun’umuzla ilgili,
tamamen gündeme girmiş, Komisyondan geçmiş, bekleyen bir tasarımız var idi. Danıştayın daha önce otoyollarla ilgili, köprülerle ilgili
almış olduğu iptal kararından sonra, yürütmeyi durdurma kararından sonra da bu
hukuki boşluğu doldurmak üzere ilgili madde, oradaki, bütün kanun tasarısındaki
hükümler getirilip Karayolları Teşkilat Kanunu’na dercedildi.
Alt komisyonda ve Komisyonda birtakım iyileştirmeler yapma gayretimize
rağmen birkaç tane kanun bir arada geldiği için, birbirine dercedildiği
için maalesef bu sıkıntıyı şu anda yaşıyoruz.
2007 yılında bu özelleştirmeyle ilgili, Özelleştirme Yüksek Kurulu
kararının arkasında Karayolları Teşkilat Kanunu’nda bu olmadığı için, yani hukuki altyapısı
hazırlanmadan bu işlem Özelleştirme Yüksek Kurulundan onaylandığı için Danıştay
iptal etmiş. Şimdi buraya geldiğimiz zaman bakıyoruz bir işletme hakkı devriyle
karşı karşıyayız ama bunun etraflı bir şekilde izah edilmediğini görüyoruz. Az
önce Sayın Öztrak da yine -alt komisyon üyesi
arkadaşım- burada belirtti, bu bir çeşit finansman modeli.
Diyoruz ki, değerli arkadaşlar, bir alternatif maliyeti vardır
getirilen projenin. Bunu bu şartlarda işletme hakkı devretmenin bir sayısal
mantığını, aritmetiğini bize anlatın. Arkadaşlarımız diyorlar ki “Bu bir fiyat
tespiti olur.” Biz işin daha ucuza yapılıp yapılamayacağını, diğer yöntemlerle
bunun yapılmasının doğru olup olmadığını tartışıyoruz. Diğer finansman
modelleri var, onun dışında diğer özelleştirmeye ilişkin yöntemler var;
ortaklık şeklinde var, gidip hisse senedi çıkarıp oraya ortak olma şeklinde
var, değişik yöntemler var. Sadece işletme devrini burada esas almışız.
Dolayısıyla, öncelikle bu işin arkasındaki maliyetin ne olduğunu
maalesef şu anda bilemiyoruz. Belki şu andaki konjonktür
gereği borçlanma yapsak çok daha ucuza bu projeleri finanse etme şansımız
olacak çünkü alternatif maliyetini hesaplamadan bunu daha ucuza başka yerde,
başka şekilde yaptırma şansımız varsa bir projeyi yaptırmamız, o zaman devletin
gelirlerini uygun olmayan şekilde harcamak anlamına geliyor. Dolayısıyla
arkadaşlardan istediğimiz buydu, maalesef o konuda bir… Her kanun tasarısının
ekinde gelecek şeyin projesinin, bütçesinin çıkması, devlete ne getirip ne
götürdüğünü ve bizim bütçede bunun yükünün ne olduğunu görmemiz gerekiyor.
Dolayısıyla bu mantık biraz ters geliyor.
Ayrıca, biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak, zaten doğrudan
bunun işletme hakkının devredilmesinin de doğru olmadığını düşünüyoruz.
Finansman modellerinin ötesinde genel gerekçeye baktığımız zaman, madde
gerekçesine baktığımız zaman, teknisyen arkadaşlarımızın da söylediği şey
“Efendim, kaynak yaratacağız, buradan diğer yolların yapımını sağlayacağız.”
Peki, kaynak yaratmak için örneğin bir gelir ortaklığı senedi
modeli var. Vatandaşa bunu sattığınız zaman oraya da verebiliyorsunuz, oradan
aldığınız parayla da yeni yolları yaptırabiliyorsunuz. Ayrıca, şu anda
işletilen bir yap-işlet-devret modeli var. Arkadaşlarımız diyor ki “Efendim,
buna kimse para vermez, yapmaz.” Bunların hepsinin önünün
açık olması lazım. Kanun bir tek şeye indirgiyor, sadece işletme hakkının
devrine. “Eğer bunu buraya yazarsanız diğer yöntemlerle yarın işinize bu
gelmese bile Özelleştirme Yüksek Kurulunun elini kolunu bağlamış olursunuz,
uygulayıcıların da elini kolunu bağlamış olursunuz.” dedik arkadaşlarımıza. Tabii işin felsefesi yanlış ama buradaki uygulaması da yanlış. Kanuna
çok spesifik bir şekilde bunları yazmanın doğru
olmadığını düşünüyoruz ama özü itibarıyla da diğer yöntemlerle mukayese
edilmeden daha ucuza, daha etkin bir şekilde bu yolların işletilmesinin
yapılabileceğini ve Karayollarının zaten şu anda da diğer bazı yerlerde bu
yöntemleri uyguladığını biz biliyoruz. Onun için net bir şekilde bu önergeler
reddedilmeden, bu özelleştirmeyle ilgili tasarının son hâlinin maddeye, buraya
konulmasına karşıyız. Bunun buradan çıkarılması… Başka maddeler de var biraz
sonra, adı kara yollarıyla ilgili sadece özelleştirme yetkisi alabilmek için
koymuşuz ama…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayın.
MEHMET GÜNAL (Devamla) – Tamamlıyorum Sayın Başkanım. Teşekkür
ederim.
Bu maddenin burada düzenlenmemesi gerekiyor. Zaten daha önce
bununla ilgili bir kanun tasarısı gündemde vardı, o geri çekildi. Bunun ayrı
bir şekilde düzenlenmesi, diğer maddelerin de bu şekilde teselsül ettirilmesi
gerektiğine inanıyoruz.
Önergemizin kabulünü istirham ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeleri oylarınıza sunuyorum birlikte olarak: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
29’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
30’uncu madde üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 30. maddesinin (7) numaralı
fıkrasında yer alan "3 gün içinde" ibaresinin "7 gün
içinde" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet Günal |
Hasan Çalış |
Oktay Vural |
|
Antalya |
Karaman |
İzmir |
|
Akif Akkuş |
Behiç Çelik |
Şenol Bal |
|
Mersin |
Mersin |
İzmir |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 30 uncu maddesinin ikinci
fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesi arz ve teklif olunur.
Bekir Bozdağ |
Canan Candemir Çelik |
Abdurrahman Arıcı |
Yozgat |
Bursa |
Antalya |
Fikri Işık |
Mustafa Cumur |
|
Kocaeli |
Trabzon |
|
"(2) Erişme kontrolü uygulanan karayollarında kısıtlanan ve
yasaklanan işler veya hareketleri yapanlar ve yaptıranlar ile koruma alanı
içine giren hayvan sahiplerine Genel Müdürlükçe yetkilendirilen personel veya
trafik polisi, trafik polisinin görev alanı dışında kalan yerlerde jandarma
personeli tarafından beş yüz Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu Kanunun
18 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca Karayolları sınır çizgileri
dâhilinde yasaklanan fiilleri işleyenler hakkında 2872 sayılı Çevre Kanunu
hükümleri uygulanır. Şu kadar ki; Çevre Kanununun 20ci maddesinin s) bendinde belirtilen fiillerin şehirlerarası yolcu ve yük
taşımacılığı yapanlar tarafından Karayolları sınır çizgileri dâhilinde
işlenmesi hâlinde uygulanacak idarî para cezası beş yüz Türk Lirasından aşağı
olamaz. Karayolları sınır çizgileri dâhilinde yasaklanan fiillerin denetimi ile
Çevre Kanununda öngörülen yaptırımların uygulanmasında, Genel Müdürlük Çevre
Kanununun 12nci maddesi uyarınca yetkilendirilmiş kuruluşlardan sayılır"
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının Geçiş ücretini
ödememe ve güvenliğin ihlali başlıklı 30. maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Şevket Köse |
Orhan Ziya
Diren |
Rasim Çakır |
|
Adıyaman |
Tokat |
Edirne |
|
Fevzi Topuz |
Hulusi Güvel |
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
|
Muğla |
Adana |
Malatya |
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ (Balıkesir) –
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Sayın Topuz, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
FEVZİ TOPUZ (Muğla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı’nın
30’uncu maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önerge üzerinde söz aldım. Yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, AKP İktidarının son dönemde hazırladığı
kanun tasarılarını incelediğimizde karşımıza ilginç bir tablo çıkmaktadır.
Yapılan kanun tasarıları, hangi kuruluşa ait olduğuna bakılmaksızın, ilgili
kuruma en ufak bir iyileştirme, yenileşme ve günün koşullarına göre uyum
sağlama mantığında olmamıştır. Tek mantık vardır, o da ilgili kurumun kuruluş
yasasıyla, yani yapısıyla oynanmaktadır. Bu noktada şu soruların net olarak
yanıtlanması gerekmektedir.
Birincisi: Cumhuriyet döneminde kurulmuş olan kurum ve kuruluşlar
sizi nasıl rahatsız etmektedir?
İkinci sorumuz: Kamu mallarının yandaşlara peşkeş çekilmesini
sağlayacak bir yapılanmaya neden gidiyorsunuz?
Değerli milletvekilleri, Karayolları Genel Müdürlüğüne kendi
çalışma alanı dışında geniş yetkiler verilmektedir. İmar düzenlemesinden arsa
değişimine ve daha da ilerisi orman arazisine bile müdahale edilebilmektedir.
Tasarı ile Karayolları Genel Müdürlüğünün ihtiyaç duyacağı
taşınmazları, kamulaştırmaya karşılık gelmek üzere, hazinenin özel mülkiyetinde
veya devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan alanlarda yapılacağı ve
yaptıracağı arazi düzenlemesi sonucu elde edeceği taşınmazlarla, trampa, diğer
adıyla “mal değişimi” yapmak suretiyle de temin edilmesine imkân tanınmaktadır.
Hazine arazileri ve devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler,
devlete sosyal amaçlar için kullanmaya tahsis edilen alanlardır. Bu devredilmek
istenen sahalar, ormanlık ve kıyı bölgeleri olmak üzere değerli alanlardır. En
bariz şekilde İstanbul’da üçüncü köprü tartışmalarının yaşandığı bu dönemde,
köprünün yol güzergâhı ile yapılan bu düzenleme birleştirilirse büyük bir
yolsuzluk ve vurgun olarak karşımıza çıkacaktır.
Bu kanun tasarısını geriye çekin. Yoksa bu düzenleme ile ancak
“kişiye özel hizmet alanı” diye bir kavramı ortaya çıkarırsınız. Kamu malları
ve ormanlarımız gelecek kuşaklara aittir, talan edilmesinin önünü açmayın.
Olması gerekeni bir kez daha tekrarlayalım: Yol ve altyapı
düzenlemesi yapılırken, kamulaştırılacak alanlar kimseye hak geçirmeden, gerçek
değeri üzerinden kamulaştırma yapılsın. Yoksa, “Senin
arazinden yol geçiyor, gel sana şu ormanlık alandan yer verelim.” deme
noktasına gelirsiniz. Kiminle neyin pazarlığını yapacaksınız? Son noktada ise
göz göre göre ilgili kamu kurumunu yolsuzluğun
bataklığına gömersiniz.
Değerli milletvekilleri, genellikle ekonomik kriz söz konusu
olduğunda bir çıkış yolu olarak hazine arazilerinin satışı gündeme gelmektedir.
Satıştan elde edilecek mali kaynağı ilk ve son kez ve sadece bir kere
kullanabilirsiniz. Bu durumu yasal hâle getirebilirsiniz ama meşru değildir.
Gelecek kuşakların yaşam kaynaklarını satamazsınız. Biz bir kez daha
uyarıyoruz: Hazine taşınmazlarının tümüyle elden çıkarılması durumunda geleceğe
dönük yaşanabilir kentlerin planlaması, kamu hizmetlerinin aksamadan sorunsuz
yerine getirilebilmesinde geriye dönülmez sorunların başlangıcı olacaktır. Bu
düzenlemeden vazgeçin, bugünkü yargıdan kurtulursunuz ancak tarihsel yargıdan
kurtulamazsınız.
Değerli milletvekilleri, görüldüğü üzere, tarım alanı, ormanlık
alan, su havzası veya kaynağına bakılmaksızın tek yetkili Karayolları Genel
Müdürlüğü olmaktadır, aynı zamanda belediyelerin görev alanına müdahale
etmektedir. Kamu yönetimi açıkça altüst edilmektedir.
Kanun tasarısının diğer bir amacı da, erişme kontrollü kara
yolları, otoyollar, köprüler ve bu yollarda bulunan bakım ve işletme tesisleri,
hizmet tesisleri ve diğer mal ve hizmet üretim birimlerinin nasıl
özelleştirileceğine yönelik yol ve yöntemleri belirlemektir. Bu noktada
yapılanları irdelediğimizde görüyoruz ki “Artık, kurumu iyi bir şekilde nasıl
yapılandırırım ve yönetebilirim.” diye yasa yapmak yerine, “Nasıl satarım.”
diye kanun yapılmaktadır.
Değerli milletvekilleri, bu tasarı yürürlüğe girdiğinde… Ülkemizde
şu anda yaşanmakta olan bazı gerçekleri de ortaya koymak gerekir. Bugün,
yap-işlet-devret
modeliyle yapılan Muğla
il sınırlarımız içerisindeki -Dalaman ile Fethiye sınırları arasındaki- Göcek Tüneli’nin
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
FEVZİ TOPUZ (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bu tünelin yapımını üstlenen firma şu anda geçiş ücretlerini
kendisi belirlemektedir.
Yine, devletin kendi imkânlarıyla yaptığı Aydın-İzmir arasındaki
tünelin uzunluğu 3 bin metredir. Bu tünel ve 50 kilometrelik de otoyoldan
alınan geçiş ücreti binek araçlarda 2 TL iken, Göcek
Tüneli’nde 3 TL alınmaktadır. Bu, resmen o bölgede yaşayan vatandaşlarımızı
ekonomik yönden mağdur etmektedir.
Ayrıca, yine Milas-Bodrum kara yolunun daha önceki dönem içerisinde,
1969’da kamulaştırmalar yapılmıştır. Müteahhit tarafından imzayla
vatandaşlardan “O arsaları için daha sonra Karayollarından kamulaştırma bedeli
alınır.” denilmiş, ancak, kırk yıldan bu yana alamamıştır. Şimdi ikinci kez yol
genişletme çalışmaları yapılmakta, “Karayollarınca ileride para ödenir.” diye
yine vatandaştan imza alınmaktadır. Bu bir haksızlığa yol açmakta, vatandaşın
mağduriyeti doğmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi bağlayınız.
Buyurunuz.
FEVZİ TOPUZ (Devamla) – Teşekkürler Başkan.
Bu nedenle, Karayollarında yapılmak istenen bu değişikliğin daha
sağlıklı bir şekilde düzenlenmesini düşünüyoruz. Yeniden bu tasarının gözden
geçirilmesini Bakanlığımızdan ve teşkilatımızdan beklemekteyiz.
Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Topuz.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 30 uncu maddesinin fıkrasının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesi arz ve teklif olunur.
Bekir
Bozdağ (Yozgat) ve arkadaşları
"(2) Erişme kontrolü uygulanan karayollarında kısıtlanan ve
yasaklanan işler veya hareketleri yapanlar ve yaptıranlar ile koruma alanı
içine giren hayvan sahiplerine Genel Müdürlükçe yetkilendirilen personel veya
trafik polisi, trafik polisinin görev alanı dışında kalan yerlerde jandarma
personeli tarafından beş yüz Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu Kanunun
18 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca Karayolları sınır çizgileri
dâhilinde yasaklanan fiilleri işleyenler hakkında 2872 sayılı Çevre Kanunu
hükümleri uygulanır. Şu kadar ki; Çevre Kanununun 20 nci
maddesinin s) bendinde belirtilen fiillerin
şehirlerarası yolcu ve yük taşımacılığı yapanlar tarafından Karayolları sınır
çizgileri dâhilinde işlenmesi hâlinde uygulanacak idarî para cezası beş yüz
Türk Lirasından aşağı olamaz. Karayolları sınır çizgileri dâhilinde yasaklanan
fiillerin denetimi ile Çevre Kanununda öngörülen yaptırımların uygulanmasında,
Genel Müdürlük Çevre Kanununun 12nci maddesi uyarınca yetkilendirilmiş
kuruluşlardan sayılır"
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ (Balıkesir) –
Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Gerekçe
Gerekçe:
Tasarının 18 inci maddesinin altıncı fıkrasında Karayolları sınır
çizgileri dâhilinde çevre kirliliğine neden olan ve/veya trafik güvenliğini
tehlikeye sokan her türlü atık madde ile moloz, inşaat, evsel, kimyasal ve
benzeri atıkların bırakılması yasaklanmış olup, 30'uncu maddenin 2'inci
fıkrasında ise belirtilen yasaklara uymayanlar hakkındaki yaptırımlar
düzenlenmektedir. 2872 sayılı Çevre Kanunu’nda ise çevre
kirliliğinin önlenmesine yönelik genel hükümler düzenlenmiş olup, bu önerge ile
yapılan değişiklikle Çevre Kanununun söz konusu düzenlemelerine atıf yapılmak
sureti ile idari yaptırımların muhatapları açısından oluşabilecek mükerrer
uygulamanın önüne geçilmesi, bunun yanı sıra, Karayolları sınır çizgileri
dâhilinde Çevre Kanununda öngörülen yaptırımların uygulanmasında, Genel
Müdürlüğün de yetkilendirilmesi amaçlanmıştır."
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 30. maddesinin (7) numaralı
fıkrasında yer alan "3 gün içinde" ibaresinin "7 gün
içinde" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Günal (Antalya) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ (Balıkesir) –
Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Gerekçe
Gerekçe:
Üç günlük süre kısa olduğu için, sürenin 7 güne çıkarılması ve
böylece ödemenin yapılması için daha geniş zaman tanınması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen bu önergeler doğrultusunda 30’uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 30’uncu madde kabul edilmiştir.
Böylece birinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
On beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 22.17
ONUNCU OTURUM
Açılma Saati: 22.34
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Yusuf COŞKUN
(Bingöl), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
122’nci Birleşiminin Onuncu Oturumunu açıyorum.
499 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Şimdi, ikinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz.
İkinci bölüm, 33’üncü maddeye bağlı (a), (b), (c), (ç) ve (d)
bentleri, 39’uncu maddeye bağlı (a) ve (b) bentleri ile geçici madde 1 dâhil
olmak üzere, 31 ilâ 44’üncü maddeleri kapsamaktadır.
İkinci bölüm üzerinde, Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına
Hakkâri Milletvekili Hamit Geylani konuşacaktır.
Yok.
İkinci sırada, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına, Antalya
Milletvekili Mehmet Günal. (MHP sıralarından
alkışlar)
Buyurunuz Sayın Günal.
MHP GRUBU ADINA MEHMET GÜNAL (Antalya) – Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu bölüm, az önce de konuştuğumuz bazı
hususları da içeren önemli maddeleri ihtiva ediyor. Esas itibarıyla burada
yaşadığımız sorunların temelinde, Mecliste kanun yapma süreci yatıyor.
Aceleden, birtakım şeyleri bir araya getirerek doğrudan Komisyona yoğun bir
şekilde arkadaşlarımız getirince, bu bölümde yer alan ama bu kanunun lafzıyla
da, ruhuyla da alakası olmayan bazı maddeler burada yer alıyor. Alt Komisyonda
ve Plan ve Bütçe Komisyonunda yapmış olduğumuz belli iyileştirmelere rağmen,
içerik olarak hâlâ bazı sıkıntıları burada yaşıyoruz. Az önce önerge üzerinde
konuşurken sizlere bahsetmiştim, Meclis gündeminde görüşülmeyi bekleyen 239
sıra sayılı Erişme Kontrollü Karayolları Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile ilgili komisyonların raporu gündemimizde
duruyordu ve Danıştayın ilgili kararı üzerine de geri
çekildiği için buraya birleştirildiğini söylemiş idim.
Şimdi, sorun ne? Burada Karayolları Teşkilat Kanunu daha önceden
tasarı olarak gelmiş, diğer bir kanun görüşülmüş, Komisyondan geçmiş buraya
gelmiş, bunlar birleştirilmiş. Burada arkadaşlarımız, bütün kurumlardan
bürokratlar geliyor, kanun tasarısı Alt Komisyonda, Komisyonda görüşülürken. Az
önce bahsettiğimiz hususun dışında soruyoruz, diyoruz ki: “Arkadaşlar, bütün
kuruluşlardan görüş aldınız mı?” Bakanlık ve Genel Müdürlük yetkilileri “Evet,
aldık.” diyor. Bir süre sonra bakıyoruz Hazineden, DPT’den arkadaşlarımız diyor
ki: “O alınanlar bu söylediğimiz 239 sıra sayılı Erişme Kontrollü Karayolları
Kanunu’yla ilgiliydi.” Birleştikten sonra… Sayın Bakanım siz yoktunuz, Sayın
Genel Müdürüm biliyor; o zaman Alt Komisyonda sorduk, dediler ki Hazine
Müsteşarlığından arkadaşlarımız: “Biz bu kanunun bu şekliyle olmasına yani
Karayolları Genel Müdürlüğünün özel bütçeli kuruluş olarak iki sayılı cetvele
aktarılmasına 5018 sayılı Kanun kapsamında karşıyız.” dediler. “Bir dakika.”
Dedik. Onlar söyleyince zaten bizim aklımıza geldi. “Sizin görüşünüz yok mu bu
konuda?” dedik. Onun üzerine DPT temsilcisi dedi: “Efendim, bizden görüş
alınmıştı ama onlar önceki kanunla…” Yani bir iki madde bu kanun tasarısı
içerisinde onların söylediği görüşleri ilgilendiriyor. Onun dışında Orman
Kanunu’yla ilgili var, biraz sonra madde gelince yine -birazdan gelmeyebilir
ama sonra gelecek- kara yollarının dışında demir yollarıyla ilgili de var.
Şimdi, bunlar gerekli olabilir, arkadaşlarımıza onu söyledik, bir kanun yapma
tekniği var. Normal şartlarda biz bir kanun tasarısının ya da teklifinin
içerisine bir önerge getirdiğimiz zaman arkadaşlarımız diyor ki, Kanunlar
Kararlardaki arkadaşlarımız da bunu diyor: “Efendim, bunun başlığında sadece
‘Karayolları’ yazıyor siz Denizcilik İşletmeleriyle ilgili bir öneriyi buraya
koyamazsınız.” Güzel. Biz de “Peki, kanuna, nizama uyalım.” diyoruz. Ondan
sonra bakıyoruz bunun içerisine Demiryolları da geliyor. “Mademki bu lazımsa,
şu anda yukarıda personelle ilgili, devlet memurlarıyla ilgili torba kanunlar
var onların içine koyalım.” diyoruz. Dolayısıyla, burada bu işler uzayıp gidiyor.
İşin esasında en önemli hususlardan birisi az önce konuşmuş olduğumuz
özelleştirmeyle ilgili konuda da birtakım yanlışlıklar var çünkü genel gerekçe
esas itibarıyla bu kanunun amacının özelleştirmeden doğan yasal boşluğu
doldurmak olduğunu... Kanunun genel gerekçesinde var, şimdi vaktinizi
almayayım, gecenin bu saatinde okumayayım, çok kısa kısmını söyleyeyim, üçüncü
paragrafta şöyle diyor:
“Niteliği itibarıyla, büyük finansman gerektiren karayollarının
yapım, bakım ve onarımı işleri ile günümüz ihtiyaç ve şartlarına uygun kalitede
yolların yapımında ve işletilmesinde özel sektörün sermaye ve dinamik
işletmecilik anlayışını devreye sokacak...” Ki bu da sonra söylediğimiz
şeylerde arkadaşlarımız “Rekabetçi bir şekilde.” falan demişlerdi bu farklıdır
diye, sağ olsunlar, orayı çıkardılar ama gerekçesinde duruyor. “Bu çerçevede
Tasarıda öncelikle, Karayolları Genel Müdürlüğünün görev alanına dâhil bulunan
otoyolların işletme hakkının devrine imkân sağlayacak hukuki alt yapının
oluşturulması amacı ile düzenlemeler yapılmıştır.” Dolayısıyla,
kanunun esas amacının ne olduğunu bu gerekçe cümlesinden anlamış oluyoruz ama
az önce de tartıştık, tekraren, bir defa daha Sayın Bakanın dikkatlerine
buradan sunmak istiyorum: Burada otoyolların ve köprülerin özelleştirilmesi,
hele hele de kaynak yaratmak amacıyla, gerekçede
söylendiği gibi, özelleştirilmesi doğru bir yaklaşım değil; alternatif
finansman modelleriyle, borçlanma modelleriyle, alternatif özelleştirme
modelleriyle değerlendirilmeden ve bu imkânlar da bu tasarının içerisine dercedilmeden yapılması elimizi kolumuzu bağlayacak bir şey
olacaktır diye düşünüyorum. Diğer yöntemler, diğer finansman yöntemleri
değerlendirilmeli ve gerekli görüldüğü zaman zaten 3465 sayılı Kanun kapsamında
yap-işlet-devret yöntemiyle arkadaşlarımız bunu yapmışlar. Başka yerlerde de
uygulamaları var. Bu konuda yaptırma şansımız var, işletme hakkını devretmeden
de bunu yapabiliyoruz.
Burada diğer bir husus: Özelleştirmeyle ilgili söylemişken, ikinci
bölümde değerli arkadaşlar, 36’ncı maddede ayrı bir özelleştirme yöntemi farklı
bir şekilde söylenmiş oluyor. Burada da iki farklı model olduğu için, Anayasa
Mahkemesinin daha önceki yorumlarına dayanarak bunun da hukuki olarak sıkıntı
doğuracağını düşünüyoruz çünkü 36’ncı maddenin (ç) bendinde deniliyor ki,
işletme haklarının devri şeklinde de olabilir diye: “4046 sayılı Kanun
kapsamına alınanlar hariç.” Bu şartlarda Karayolları Genel Müdürlüğü 4046’nın
dışında ayrı bir özelleştirme yetkisi de almış oluyor. Bu da hukuki açıdan
sakıncalar doğurabilir, daha sonra kanunun iptaline de yol açabilir diye
düşünüyoruz.
Özellikle son bir husus bu konularda, genel olarak ikinci bölümü
de ilgilendirdiği için söyleyeceğim. Sayın Bakanım, bu konular biraz personelin
de hassas olduğu konular. 40’ıncı ve geçici 1’inci maddede yapılan
düzenlemelerde, personel atamalarıyla ilgili, maalesef bu dönemde bütün
teşkilat kanunlarıyla ilgili yaptığımız eleştiri burada da geçerli çünkü TRT’de
de oldu, diğerlerinde de oldu. Tam bir AKP klasiği yani normalde yapamadığımız
atamaları kanuna bir geçici madde ekliyoruz, işte, bu tarih itibarıyla olanlar
görevinden alınmıştır, yenisi atanıncaya kadar kalır, aksi takdirde biz onları
müşavir yaparız. Yani bir kelime değişikliğiyle, unvan değişikliğiyle bu tip
şeyler… Sadece bunda değil arkadaşlar. Bütün kanunların ekinde geliyor, biz de
Plan ve Bütçe Komisyonunda bunları tartışıyoruz. “İdari mali işler dairesi başkanlığı”nın adı örneğin “destek hizmetleri dairesi
başkanlığı” oluyor ya da yanına “daire”, “dairesi” oluyor, ondan sonra o
arkadaşlarımız da görevden alınmış oluyorlar. Eğer Sayın Bakan takdir ederse
yeniden atanıyorlar, takdir edemezse, etmek istemezse o zaman Danıştaya başvursalar da, efendim kanunun falanca maddesi
gereği diye önlerine koyuyorlar. Onlar zaten kanun gereği görevinden alınmıştı,
yeni bir yasal yol kalmadı diyorlar.
Dolayısıyla, buralar önemli konulardır ve hukuki olarak aranması
gereken hakların önü kesilmesi bu maddelerle söz konusudur.
Ben bu hususların dikkate alınmasını ve bu konularda getireceğimiz
önergelerle veya sizlerin bu konuda getireceği önergelerle bu eksikliklerin
giderilmesini, Karayollarımızın da daha etkin bir şekilde çalışmasına imkân
sağlanması gerektiğini düşünüyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyor, bu
değişiklik önerilerimizin maddelerde yeri geldiği zaman dikkate alınmasını
istirham ediyor, saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Günal.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu.
Buyurunuz Sayın Aslanoğlu. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkan,
çok değerli milletvekilleri; hepinize saygılar sunuyorum.
Değerli arkadaşlarım, bu yasada bir 37’nci madde var. Sayın Bakan,
aş vermek, ekmek vermek güzel bir duygu da ”Devlet Demiryolları personeline iki
öğün yemek veriyorum günde.” diyorsunuz. Acaba Karayolları personeline bu iki
öğün yemek veriyor musunuz? Dağda, taşta gezen Karayolu... Devlet Demiryolları
da size bağlı, o da sizin evladınız, Karayolları da sizin evladınız.
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Evet.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Ama bu kanuna, Karayolları
Teşkilat Kanunu’na getirmişsiniz, 37’nci maddede bir “Devlet Demiryolları”
koymuşsunuz.
Hiç alakası, ilgisi olmayan bir kurum. Karayolları
Teşkilat Kanunu bu. Onlara iki öğün yemek veriyorsunuz. Tamam, yemek
vermek güzeldir, aş vermek, ekmek vermek çok güzel ama -ben, bir önerge
vereceğim 37’nci maddede- aynı yemeği, aynı aşı da Karayolları personeline
verirseniz çok mutlu oluruz. Bir.
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Üç öğün veriyoruz.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Yok, vermiyorsunuz. Kesiliyor,
biliyorum.
İki: Şimdi, Türkiye’de değişik kurumlarda avukatlarımız var. Acaba
Karayollarının avukatları kamunun diğer kurumlarındaki avukatlarla, onların
aldığı ücreti alıyor mu? Soruyorum.
Şimdi, Karayollarının avukatlarının, devletin hak ve hukukunu ne
kadar koruduğunu ben şahsen biliyorum ve siz de şahsen biliyorsunuz. Bu avukat
arkadaşlarımızın, hakikaten Karayollarına özel hukuki sorunlarda çok önemli
ölçüde davalar kazandıklarını, Karayollarını önemli tazminatlardan kurtardığını
ben şahsen biliyorum. Ama bir ek göstergesi olmayan… TRT’de çalışan bir avukat
acaba Karayolları avukatının kaç katı ek gösterge alıyor? Kamunun diğer
kurumlarında çalışan acaba… Karayolları avukatı çıplak bir maaş alıyor, ek
göstergesi yok. Onun için Sayın Bakan, size büyük emek veren Karayollarındaki
Hukuk Müşavirliğinizi diğer kamu kurumuna… Fazlasını vermeyin, fazlasını o
arkadaşlarımız almaz ama diğer kamu kurumlarındaki avukat arkadaşlarımın aldığı
hak ve hukukuyla, onların hak ve
hukukunu savunmak sizin göreviniz Sayın Bakanım. Ama bu konuda, ben,
Türkiye’de, kurumuna en çok yardımcı olan bir avukat grubunun mağdur olduğunu,
diğer kurumlara göre çok eksik ücret aldığını çok iyi biliyorum. Bu nedenle,
özellikle Hukuk Müşavirliğinizi güçlendirerek… Kamu adına, kamunun zararını en
aza indirmek sizin Hukuk Müşavirliğinizin görevi olmasına rağmen, bu avukat
arkadaşlarımızın yeterince ödenekleri, yeterince ücreti vekâletleri, yeterince
ek göstergeleri olmadığını biliyorum. Yine bu bölümün diğer maddelerini…
Onun için, Sayın Bakan, sizden şunu beklerim: Zannediyorum 42’nci
maddede, sizde çalışan avukat arkadaşlarımızın özellikle ekonomik ve sosyal
hakları konusunda çaba göstereceğinize inanıyorum. Bu konuda diliyorum ki
Karayolları Genel Müdürlüğü bir önerge verir, iktidarı muhalefeti, en azından
bu avukat arkadaşlarımızın kamunun diğer kurumlarına göre ücreti vekâletlerinde
ve ek göstergelerinde olumlu birtakım olanaklar sağlarız. Bunu da bir kere
dikkatlerinize sunuyorum.
Sayın Bakan, tabii, Karayolları Genel Müdürlüğü tüm…
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Mevlüt Bey,
Sayın Bakanı meşgul ediyorlar.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Sayın Elitaş,
meşgul ediyorsan, ben konuşmayı bırakıyorum.
BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu, Genel Kurula
hitap ediniz.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Bakan dinlemiyor Sayın
Başkanım.
BAŞKAN – Siz Genel Kurula hitap ediniz.
Buyurunuz.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, tabii,
burada yollar konuşuldu, yollar konuşuluyor ama bazı illerimiz yine kara
yolları pastasından belki birazcık fazla pasta aldılar, fazla hak aldılar ama
bu pastadan yararlanamayan iller de var. Yani devletin dağıttığı, Karayolları
Genel Müdürlüğünün dağıttığı pastada bazı illerimiz daha şanslı oldu, bazı
illerimiz daha az şanslı oldu.
Bugüne kadar, yaklaşık sekiz yıldır -daha gerisine gitmiyorum-
uygulanan bu politikada örneğin Malatya bu pastadan en az hak alan bir il
olmuştur. Malatya bu pastadan yararlanamayan, en az yararlanan bir il olmuştur,
bunu iddia ediyorum ve soruyorum: Bir Ankara-Van yolu -bu yol Kayseri-Malatya
yolu değildir, bu yol Ankara-Van yoludur.- Kayseri’yi geçiyor duruyor,
Elâzığ’dan itibaren yeniden başlıyor. Gürün’den, Sivas sınırından sonra
Malatya’ya 25 kilometreye kadar maalesef çok yoğun bir çalışma yok. Bu yol bir
Malatya yolu değildir, bu Ankara-Van yoludur. Bu yolda büyük eksiklik vardır,
çok yavaş gidiyor ve Gürün’den sonra çalışmalar çok yavaştır. Bir kere bunu arz
ediyorum.
Malatya-Sivas yoluyla ilgili -Karadeniz’i de bağlayan bir yoldur-
hiçbir çalışma yoktur. Malatya-Sivas yolu 250 kilometredir. Bugüne kadar
Sivas’tan Kangal’a kadar gelmiştir, Kangal’dan sonra kesinlikle bir tek greyder
çalışmamış, bir tek çivi çakılmamıştır. Burası Malatya’yı Samsun’a bağlayan bir
yoldur.
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Yanlış…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Asla yanlış değil Sayın Bakan.
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Yanlış yola
bakmışsın.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Yanlış yola bakmam ben Sayın
Bakan. Malatya-Hekimhan-Hasançelebi ve Kangal’a kadar
tek bir çivi çakılmamıştır, bunu iddia ediyorum. Ben hiçbir yanlış yola bakmam,
ben her gün o yoldan geçiyorum Sayın Bakan. Bu yolda tek bir çalışmanız yoktur.
Yine “Malatya-Gaziantep-Adana yolu” dediğimiz bu yol, Adıyaman
yolumuz bir
Siz söz verdiniz Arapgir-Divriği yoluna,
orada bir kaza olmuştu, “Bitiriyorum.” dediniz. Bu yol bitmemiştir Sayın Bakan,
bitmemektedir. Tümü 20 kilometredir, Divriği sınırına gelmiştir, orada
beklemektedir. Siz söz verdiniz Sayın Bakanım. Bana, orada kaza olduğu sabah,
evvelsi yıl, “Bu yolu yaptırıyorum.” dediniz ama belki bilginiz yok, belki sizi
yanılttılar, ama o yol
Yine, Arguvan-Arapgir yolu, kara yolları
ağında değildir. İki ilçeyi bağlayan bu yoldur. Bu yolun mutlaka kara yolları
ağına alınması… Ama size sunulan Yoncalı Barajı’ndan gelen yol değil. Size
geçen sene… Ben size söyleyeyim nereden geleceğini: 30 kilometrelik bir yoldu
Sayın Bakanım.
Yine, Arapgir-Kemaliye yolu… Sayın
Bakanım, biz sizin ilçenize hizmet etmek istiyoruz. Kemaliye sizin ilçeniz.
Başka yol yok oraya. Kemaliye’yi biz seviyoruz.
BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu, lütfen Genel
Kurula hitap ediniz.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Ama maalesef Arapgir-Kemaliye
arasında da sizin ilçenize gitmek için… Sevdiğimiz bir ilçeye gitmek istiyoruz,
ama maalesef, bizi oraya göndermekte bin bir güçlük çektiriyorsunuz. 50
kilometrelik yolu iki saatte gidiyoruz Sayın Bakan.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Erzincanlılara şikâyet et.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Yine, Hekimhan-Kuluncak
yolu: Maalesef, size yanlış bir bilgi
veriyorlar. Bu yolda hiçbir yenileme yok, virajlar
duruyor. Bu yol çok tehlikeli bir yoldur. Mutlaka bu yolun da onarılması lazım.
Yine, Kuluncak-Darende yolu: Sadece geçici bir satıh kaplama
yaptılar ama yine de yol çok dardır, kullanıma uygun değildir.
Yine, Sayın Bakan, 2001 yılından beri 15 kilometrelik
Malatya-Battalgazi yolu: 2001-2010, bu yol yapılmadı, Malatya-Battalgazi yolu
yapılmadı Sayın Bakan. Hâlâ daha -dokuz sene geçmiş- 15 kilometrelik
Malatya-Battalgazi… Artık, Malatya’nın içi, kara yolları ağında, ama her ne
hikmetse her sene bir şey çıktı, 15 kilometrelik yolu biz yapamadık Sayın
Bakanım.
Yine, şimdi, bu yasayla, artık, kara yolları ağına alınma yetkisi
Sayın Bakana geçiyor. Bakan imzalarsa o yol kara yolu ağına geçebilecek artık.
O meşhur bir Yüksek Fen Kurulu vardı ya, o kalkıyor.
Sekiz yıldır siz veriyorsunuz. Dün burada söz verdiniz. Artık
benim Turizm Bakanıyla hiçbir işim kalmadı. Sayın Turizm Bakanıyla bundan sonra
yol konusunda bir laf edersem namerdim.
MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) – Estağfurullah.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Hayır, namerdim çünkü dün,
Sayın Bakan burada otururken “Sorun benim sorunum –aynen böyle yaptı- ben
yapacağım.” dedi. Sayın Bakan, Malatya-Pütürge, Pütürge-Tepehan
yolu ve Kâhta yoluna artık siz söz verdiniz. Bu yıl, 15 kilometrelik yol özel
idare kapsamında. Burası bir turizm yolu yani Malatya’yı Kâhta’ya bağlayan yol.
Biz Kâhta’yı çok seviyoruz, bizim akrabalarımız var orada; gelin almışız, gelin
vermişiz. Şevket Bey, öyle değil mi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) – Evet.
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Onun için, Sayın Bakan, bundan
sonra üstünüze aldığınız görevi her zaman yapacağınıza ben inanıyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Haritayı kontrol ediyor, sen otur!
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Yine Doğanyol-Bismil yolu. Bizi
Güneydoğu’ya açın.
Sayın Elitaş, bizi Güneydoğu’ya açın.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – O kadar fazla da…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Doğanyol’dan Bismil’e,
Diyarbakır’a gitmek istiyoruz, Bismil’e gitmek istiyoruz. Gitmek istiyoruz,
açın bizi, 20 kilometre… Ama açmıyorsunuz.
Sayın Bakan, Malatya, Karayolları bütçesinden nasibini alamayan
bir ildir. Diliyorum ki…
ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) – Yeşilyurt-Çelikhan yolu…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Yine Adıyaman-Yeşilyurt yolu,
aynı şekilde. Malatya pastadan az pay almıştır ama bilemiyorum, herhâlde
Karayolları çalışanları, vicdanlarında “Biz Malatya’yı mağdur ettik, bundan
sonra mağdur etmeyiz.” derler.
Hepinize saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Aslanoğlu.
Şahsı adına Bursa Milletvekili Sedat Kızılcıklı.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Yok Sayın Başkan.
BAŞKAN – Yok.
Şahsı adına Muğla Milletvekili Gürol Ergin.
Buyurunuz Sayın Ergin. (CHP sıralarından alkışlar)
GÜROL ERGİN (Muğla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüştüğümüz tasarının
ikinci bölümü üzerinde söz almış bulunuyorum. Sözlerime başlarken Sayın Başkan
sizi, değerli milletvekillerini ve yüce Türk ulusunu saygıyla selamlıyorum.
Bu bölümün 33’üncü maddesinde, doğal yapısı bozulan orman
alanlarının rehabilitasyon amacıyla inşaat, yıkıntı ve
hafriyat artıklarıyla doldurulması için büyükşehir mücavir alanlarına,
büyükşehir belediyelerine, diğer yerlerde ise il ve ilçe belediyelerine bedeli
karşılığında izin verilmesi hükmü getirilmiştir. Bu yeni düzenleme, rehabilitasyon konusunda yetkili olan Orman Genel
Müdürlüğünün gelirlerini tırpanlamakta ve bir kısım avantacılara yeni bir gelir
kapısı açmaktadır. İşin aslı budur ve bu düzenlemenin, Karayolları Genel Müdürlüğünün
teşkilat ve görevleriyle hiçbir ilgisi yoktur.
Değerli milletvekilleri, madencilik faaliyetleri sonucu bozulan
alanların rehabilite edilerek eski durumuna
getirilmesi, genellikle toprak döküm yöntemiyle olmaktadır. İstanbul’da,
madencilik çalışmalarıyla tahrip edilen 100 bin dönüm alan bulunmakta. Bu
alanların doldurulma çalışmalarına 96 yılında başlanmış ve bu çalışmalar 2007
yılı sonuna kadar ara verilmeden sürdürülmüştür. Bu çalışmalardan, 2003-2008
yılları arasında kamuya 30 milyon dolardan fazla gelir sağlanmıştır. Ancak,
İstanbul’da son yıllarda büyük bir rant kapısı olan
hafriyat toprağının orman dışı alanlara dökümünden haksız kazanç sağlayanlar,
aynı kazancı orman alanlarındaki eski maden ocaklarının rehabilitasyonlarından
da sağlayabilmek için Orman Genel Müdürlüğünün çalışmaları aleyhine kampanya
başlatmış, bu kampanyayla, çalışmaların durdurulmasını ve Büyükşehir
Belediyesine devredilmesini sağlamaya çalışmışlardır.
İstanbul Büyükşehir Belediyesinin, hafriyat ihalesini kazanan
şirketlere değişik nedenlerle zorluklar çıkarmasına ve çalışmaların devamını
özel bir gayretle engellemesine karşın, bu konuda 2007 sonuna kadar asla ödün
vermeyen Orman Genel Müdürlüğü, bu tarihten sonra mücadelesinden vazgeçmiş ve
maden ocakları rehabilitasyon ihaleleri tamamen
durdurulmuş, Orman Genel Müdürünün yasal hiçbir gerekçe göstermeden toprak
döküm ihale taleplerini sümen altı ederek onay
vermemesi sonucu kamu bugüne kadar büyük ölçüde zarar görmüştür.
Devlet ormanlarındaki eski maden ocaklarının rehabilitasyonunu
yapmakla görevli tek yetkili kurumun Orman Genel Müdürlüğü olmasına karşın,
Bakan Sayın Veysel Eroğlu, Bakanlık olarak orman
alanlarındaki maden ocaklarıyla ilgili hafriyat, döküm ve doldurma işlemlerini
Büyükşehir Belediyesine vermeyi prensip olarak kabul ettiklerini kamuoyuna
deklare etmiştir. Böylece Orman Genel Müdürlüğü, İstanbul Bölge Müdürlüğünü
milyonlarca dolar zarara uğratmış, bununla da yetinmemiş, Orman Bölge
Müdürlüğünün kamu zararının oluşmasına ilişkin tutanağında imzası olan 3 şube
müdürü ile 2 işletme müdürünü pasif görevlere atamıştır.
Sayın Bakanın göreve gelmesiyle birlikte Bakanlıkta daha önce
hiçbir dönemde yaşanmayan bir kadrolaşma ve hukuksuz atamalar yaşanmıştır.
Özellikle Orman Genel Müdürlüğündeki haksız ve keyfî atamalar sabırları
taşıracak bir boyuta ulaşmıştır. Orman bölge müdürlüğü atamalarında bölge
müdürlüğüne layık olmanın tek ölçütü, yönetimin kendisinden saydığı bir
sendikanın temsilcisi ya da üyesi olunmasıdır. Örneğin, Isparta, Antalya,
Çanakkale, Kütahya, İstanbul, İzmir, Erzurum, Kahramanmaraş, Bolu, Giresun,
Konya, Eskişehir, Artvin, Sinop, Balıkesir ve Trabzon orman bölge
müdürlüklerine atanan kişilerin hepsinin belli bir sendikanın temsilcisi ya da
üyesi olması bir rastlantı olamaz.
Kurumda kişilere lojman tahsisinde, kişilerin yabancı dil, kurs,
seminer ve dış seyahatlere gönderilmesinde bir sendikadan referans istenmesi de
hakkaniyete uygun bir tavır olarak görülemez. Orman Genel Müdürlüğünde bugün,
her memur, iktidara yakınlığı açıkça bilinen bir sendikaya geçmeden, açılan
sınavları kazansa bile hak ettiği göreve getirilmeyeceği düşüncesine sahiptir.
2002 yılında 514 üyeye sahipken bugün 19 binin üstünde üyesi olan
TOÇ BİR-SEN bu üstün başarısını başta Orman Genel Müdürü olmak üzere bölge
müdürlerine ve işletme müdürlerine borçlu olduğunu unutmayacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
GÜROL ERGİN (Devamla) – Teşekkür ederim.
…elbette biz de unutmayacağız.
Sayın Başbakan geçtiğimiz günlerde Bursa’da yaptığı bir konuşmada
“Desteksiz atmayla bir şey elde edilse Erzurum’lu Teyo Pehlivan cihan şampiyonu olurdu.” diyordu. Erzurum’dan
arayan birçok vatandaş ise şöyle söylüyor: “Sayın Tayyip Erdoğan, Teyo Pehlivana haksızlık etmektedir çünkü Tayyip Erdoğan
bugün Teyo Pehlivanı çoktan sollayıp
geçmiştir.”
Sözlerime son verirken, açık bir haksızlığa ortak olmamak için bu
yasadaki getirmiş olduğunuz maden alanlarının düzenlenmesi, rehabilitasyonuyla
ilgili konuda büyükşehir belediyesine hak tanıyan bu hükmün yasadan
çıkarılmasını talep ediyor, değerli milletvekillerini, yüce Türk ulusunu ve
Sayın Başkan sizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Ergin.
Soru-cevap bölümüne geçiyoruz.
Süremiz on beş dakika.
Sayın Ağyüz, Sayın Coşkunoğlu,
Sayın Seçer, Sayın Köse, Sayın Tunç, Sayın Tütüncü, Sayın Aslanoğlu,
Sayın Şandır, Sayın Paksoy -en son- sisteme
girmişler.
Buyurunuz Sayın Ağyüz.
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Teşekkür ederim.
Sayın Bakanım, kent içi ulaşım yetersiz bir yasal çerçeve
içerisinde yürütülüyor. Ülkemizde kent içi ulaşım yasasına gerek yok mu? Ankara
metrosu duruyor. Gaziantep Büyükşehir Belediyesince
ulaşım planının dışına taşılarak değiştirilerek
yapılan hafif raylının bitişi hem uzadı hem maliyet arttı. Bunları disipline
etmeyi düşünüyor musunuz? Ülkemizde toplu taşıma sistemlerine geçmek gerekmiyor
mu? Bunun için yeterli disiplini sağlamak için Bakanlığınızca veya Karayolları
Genel Müdürlüğünce bir görev almayı düşünmüyor musunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Ağyüz.
Sayın Coşkunoğlu...
OSMAN COŞKUNOĞLU (Uşak) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakandan birinci sorum: Eşme’nin perişan ve son derece
yetersiz yollarına ilişkin. Eşme’yi gerek Uşak’a bağlayan gerekse Uşak-İzmir
yoluna bağlayan yollar son derece yetersizdir. 2007 seçimlerinden önce, o
dönemin Bakanı, Karayolları Genel Müdürünü o hatta yollamıştır. Karayolları
Genel Müdürü, yanında Vali Bey’le, o hatta, işte,
“Biz, çalışma yapıyoruz, yapacağız, edeceğiz” diye seçimden önce çeşitli sözler
vermiştir ve bunların hiçbiri yapılmamıştır. Çok tehlikelidir. Altın madeni de
çıkarıldığı için trafik son derece yoğun olan dar yollara dikkat çekmek
istiyorum. Bu konuda ciddi bir çalışma varsa onu bilmek istiyorum fakat üç sene
geçti, tabii 2007 seçiminden bu yana.
İkinci sorum: Uşak’ın çevre yoluyla ilgili. Kütahya’nın, Afyon’un çevre yolları vardır. Uşak içinden muazzam
bir trafik geçiyor, Ankara-İzmir asfaltı. Çevre yolu yoktur. Bunu dikkate
getiriyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Coşkunoğlu.
Sayın Seçer…
VAHAP SEÇER (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Adana-Tarsus arasında yapılması planlanan havaalanı projesi hangi
noktada? Bu proje ne zaman hayata geçecek?
Tarsus-Kazanlı Sahil Bandı Turizm Projesi’nin bir bağlantı yoluna
ihtiyacı var, D-100 kara yoluyla 14 kilometrelik bir mesafe. Bu çalışma hangi
aşamada?
Mersin-Anamur sahil yolunun genişletme çalışmaları devam ediyor,
bunu biliyorum, bu hangi noktada? Bu çalışmalar ne zaman sona erecek?
En önemli sorum da Mersin’de ikinci bir liman projesi var mı, onu
öğrenmek istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Seçer.
Sayın Köse…
ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım, Adıyamanlılar adına, Adıyaman halkı adına kısa
birkaç soru sormak istiyorum.
Birinci sorum şu: Adıyaman havaalanı yoğun yolcu kapasiteli bir
havaalanıdır. ILS sistemi yapmayı düşüyor musunuz, koymayı düşünüyor musunuz,
bir.
Havaalanı iniş pisti
Yine, turizm bölgesi olması nedeniyle Kâhta-Nemrut arasında gidiş
gelişli yol yapmayı düşünüyor musunuz?
Gölbaşı-Adıyaman arasında 60 kilometrelik bir mesafede tren hattı
çekmeyi düşünüyor musunuz?
Malatya-Çelikhan üzerinden Adıyaman yolu çok dar ve virajlıdır, sık sık kazalar
olmaktadır.
Son olarak, Gölbaşı-Adıyaman ve Kâhta arasında yol… Gerçekten çok
soruyorum bu soruyu, net ve bir şekilde cevap vermenizi önemle rica ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Köse.
Sayın Tunç…
YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Yıllardır ihmal edilen kara yollarında her 5 kilometrede bir
şantiye kurarak yolları bölerek hayatları birleştiren Ulaştırma Bakanlığımıza
ve Karayolları teşkilatına teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, Devrek-Çaycuma-Bartın duble
yolu, Bartın-Amasra duble yollarlı tamamlandı. Bartın-Safranbolu duble yolu, Bartın-Aydınlar yolu, Amasra-Çakraz-Kurucaşile
yolu, Ulus-Ağaköy-Pınarbaşı yolu, Kozcağız-Perşembe
yolunda da çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor.
Sayın Bakanım, geçen yıl Kozcağız-Kumluca-Abdipaşa
ve Kozcağız-Hasankadı-Yenice yolunda da kaza kara
nokta çalışmaları yapılmıştı. Bu yolların standardının yükseltilmesiyle ilgili
çalışmalar hangi aşamadadır?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Tunç.
Sayın Tütüncü…
ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Çerkezköy-Saray arasındaki yol ihalesi 2008 yılında yapıldı ancak
henüz yol yapımına başlanmadı, neden gecikmektedir?
İkinci sorum da: Hayrabolu-Tekirdağ arasındaki yol çok eski, virajlarla dolu bir yol, bunun bir an önce rehabilite edilmesi gerekiyor. 15-
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Tütüncü.
Sayın Aslanoğlu…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Bakan, kara yolları
ağında olmayan ama artık bugünün koşullarında önemli bir derece iletişim
sağlanması gereken Arapgir-Arguvan yolunu kara
yolları ağına alacak mısınız?
2) Pütürge-Tepehan-Kâhta-Adıyaman
yolunu… Artık size geçen yetkiyi kullanacak mısınız bir an önce?
3) Doğanyol-Bismil yolunu yine kara yolları ağına alacak mısınız?
Yani, Malatya’yı Diyarbakır’a bağlayan bir yol.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Aslanoğlu.
Sayın Şandır…
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, Erzurum’un Olur ilçesini tanırsınız ümit ederim,
ayrıca Artvin’in Ardanuç ilçesini. Bu iki ilçemiz arasındaki yolu kara yolu
ağına almayı düşünüyor musunuz? Aldığınız takdirde, ne zaman bu iki ilçemiz
arasındaki yolu yapacaksınız? Erzurumlular adına, Artvinliler adına, Sayın
Milletvekilimiz Zeki Ertugay’a emanet edilen bu
soruyu soruyorum.
Ayrıca, Mersin’de Silifke-Mut-Tarsus-Çamlıyayla yollarını ne zaman
bölünmüş yol hâline getireceksiniz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Şandır.
Sayın Paksoy…
MEHMET AKİF PAKSOY (Kahramanmaraş) – Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Sayın Bakan, Kahramanmaraş-Göksun kara yolu ne zaman bitirilecek?
2010 yılı ödeneği nedir? Bakanlıkça bu zamana kadar verilen ödenek miktarı
nedir?
Kahramanmaraş-Narlı-Gaziantep otoyol bağlantısı yine ne zaman
bitirilecek? 2010 yılı ödeneğimiz nedir?
Kahramanmaraş-Türkoğlu-Nurdağı yolu ne zaman bitirilecek? 2010
yılı ödeneğini soruyorum yine.
Kahramanmaraş-Ilıca-Elbistan yolu ne zaman yatırım programına
alınacak?
Beşinci sorum da: Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan otoyol projesi ne
durumdadır?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Paksoy.
Buyurunuz Sayın Bakan.
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; Sayın Ağyüz’ün
sorusunu cevaplandırıyorum: Kent içi toplu ulaşımla ilgili, Bakanlığımız, raylı
sistemlerde proje onayı yetkisine sahiptir. Dolayısıyla herhangi bir şehirde
raylı sistem yapılması icap edip etmediğine, yerel yönetimlerin bu yöndeki
müracaatları değerlendirilerek karar verilmektedir. Ancak, hepimizin bildiği
gibi, büyük şehirler, altyapı gibi, raylı sistem gibi büyük projelere
girişmekte ve bu işin üstesinden gelmekte zorlanmaktadır, bunu birçok büyük
şehrimizde yaşamaktayız. O yüzden, bu konuda bir yeni düzenlemeye gidiyoruz ve
böylece büyük altyapı işlerini yerel yönetimlerin yanı sıra, şüphesiz,
Bakanlığın yapmasına imkân sağlayan bir düzenlemeye gidiyoruz.
Diğer yandan, esas itibarıyla şehirleri transit geçen ana
koridorların yapımı da büyükşehir sınırları dışında Bakanlığımızın yetkisinde
olup yapılan son düzenlemeyle büyük şehirlerde belediyelere devredilmiştir.
Ayrıca, icap ettiği hâllerde çevre yolları gibi diğer yollar da Bakanlığın
ağına her zaman alınabilmesi mümkündür, ihtiyaca göre.
Sayın Coşkunoğlu’nun sorusu: Uşak-Eşme
yolu. Bu yol tabii önemli bir yol. Bunu yatırım programına alacağız, bunun
kararını verdik Sayın Coşkunoğlu. Şu anda DPT’ye
teklifi yapıldı. Yatırım kararı yıl içi kararnamesinde alındıktan sonra
yapacağız.
Kula-Eşme arası yapım çalışmalarına da bu sene içerisinde
başlıyoruz.
Ulubey-Eşme proje yapım çalışmasını bu sene yapacağız.
Uşak çevre yolunun projesi ihale edildi, proje çalışmaları devam
ediyor, 2010’da proje çalışmaları tamamlanmış olacak.
Sayın Köse’nin sorusu: Evet, Malatya-Gölbaşı toplam
Ayrıca, 1.800 metrelik Erkenek Tüneli’nin
-bu Malatya’yı da ilgilendiriyor, aynı zamanda Sayın Aslanoğlu’nun
sorusuna da cevap- ihalesini yaptık, şu anda değerlendirme çalışmaları devam
ediyor.
Adıyaman-Yeşilyurt-Malatya 111 kilometrelik bir yoldur; 77
kilometrelik kısmı tek yol olarak tamamlanmıştır, 34 kilometrelik kesimi ihale
edilmiş olup 2011 yılında tamamlanması hedeflenmektedir.
Adıyaman Havaalanı konumu gereği ILS yapılmasına müsait değildir.
Bu konuda gerekli tetkikler yapılmış, bugünkü teknolojiye göre ILS konulmasının
mümkün olmadığı tespit edilmiştir ama zaman içerisinde teknoloji gelişmekte
olup böyle bir imkân olduğunda ILS konulabilecektir. Bunun yerine VOR, NDB, DME
gibi yine seyrüsefer cihazları mevcuttur.
Adıyaman-Kâhta yolu
ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) – Üç aydır yağmur yağmıyor, çalışma yok
Sayın Bakan.
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Yok, epey yağış var.
ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) – Üç aydır yağış yok, çalışma da yok.
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) - Biz takip ediyoruz,
Ankara’da Meclisin içinde yok ama Anadolu’da bol yağış var, yağışlar da işimizi
aksatıyor.
ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) – Sekiz yıldır yağış mı var yani?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Yani şu kanunu bir
an önce çıkaralım, yollara gideceğiz yani sizden destek bekliyoruz. Yollarda
şantiyeler, oradaki çalışanlar garip kaldı, gidip onlarla hemhâl olmamız lazım.
Bir an önce şu kanunu… Çok teşekkür ediyorum verdiğiniz destekler için.
Evet, geldik Bartın’a. Bartın’da…
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Erzurum cevap bekliyor.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Bakan, Erzurum yoluna bir cevap
verin.
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Yavaş yavaş geliyoruz Erzurum’a da.
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Bartın biliyor zaten. O hep cevap alıyor
Sayın Bakanım. Bartın’ı boş verin, Bartın kalsın!
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Peki, Bartın’ı kısa
kesiyorum. Bartın-Aydınlar yolu
Kahramanmaraş-Andırın ayrım yolu, toplam uzunluk
Sayın Şandır’ın sorusu: Olur-Ardanuç
yolu
Mersin-Anamur yolu bölünmüş yol olarak ihalesi yapılmıştır,
Silifke-Mut yolu
Malatya-Darende yolu
Adıyaman-Nemrut, Malatya-Elâzığ-Tepehan,
bu yollar turizm yolları kapsamında olup, ancak Turizm Bakanlığının kaynakları
yetersiz olduğundan bu yolları biz yapacağız. Bunu Turizm Bakanlığıyla bir
protokol yaptık, bu çerçevede tamamlayacağız.
Soruların geri kalan kısmına da yazılı cevap vereceğim.
Ben, bu vesileyle bu yasanın tamamlanmasında tüm grupların
gösterdiği destek için teşekkür ediyorum.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Bakan.
ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) – Zaman var, Gölbaşı…
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) - Onu daha sonra
bildireceğim.
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, ikinci bölüm üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Şimdi ikinci bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki
önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.
31’inci madde üzerinde iki önerge vardır, önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 31. maddesinde yer alan
“mevzuat hükümlerine,” ibaresinden sonra gelmek üzere “ulaştırma ana planına”
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet Günal |
Hasan Çalış |
Behiç Çelik |
|
Antalya |
Karaman |
Mersin |
|
Oktay Vural |
Şenol Bal |
Ahmet Duran
Bulut |
|
İzmir |
İzmir |
Balıkesir |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının Yöneticilerin
sorumluluğu ve yetki devri başlıklı 31. maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Şevket Köse |
Orhan Ziya
Diren |
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
|
Adıyaman |
Tokat |
Malatya |
|
Rasim Çakır |
Hulusi Güvel |
Enis Tütüncü |
|
Edirne |
Adana |
Tekirdağ |
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
– Son önerge değil mi Başkanım?
BAŞKAN – Evet.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
– Katılamıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Gerekçe
Gerekçe:
Özensiz olarak hazırlanmış olan düzenlemenin, yasa yapma tekniğine
uygun olarak yeniden ele alınmasını sağlamak için Tasarı metninden çıkarılması
öngörülmüştür.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 31. maddesinde yer alan
“mevzuat hükümlerine,” ibaresinden sonra gelmek üzere “ulaştırma ana planına”
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Ahmet
Duran Bulut (Balıkesir) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
– Olumlu görüşle takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılıyoruz.
MEHMET ŞANDIR (İzmir) – Gerekçe okunsun.
BAŞKAN – Gerekçe…
Gerekçe:
Mevzuat hükümleri ve stratejik planın yanı sıra, ulaştırma ana
planına da uyulmasının sağlanması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilmiş bu önerge doğrultusunda 31’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
32’nci madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 32. maddesinin sonuna “Ancak,
bu düzenlemeler Bakan onayıyla yürürlüğe girer.” ibaresinin eklenmesini arz ve
teklif ederiz.
|
Mehmet Günal |
Şenol Bal |
Behiç Çelik |
|
Antalya |
İzmir |
Mersin |
|
Oktay Vural |
Nevzat Korkmaz |
Hasan Çalış |
|
İzmir |
Isparta |
Karaman |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının Düzenleme
yetkisi başlıklı 32. maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
|
Şevket Köse |
Orhan Ziya Diren |
Rasim Çakır |
|
Adıyaman |
Tokat |
Edirne |
|
Enis Tütüncü |
Vahap Seçer |
Hulusi Güvel |
|
Tekirdağ |
Mersin |
Adana |
|
|
Halil Ünlütepe |
|
|
|
Afyonkarahisar |
|
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
– Katılamıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Vahap Seçer…
BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Seçer. (CHP sıralarından alkışlar)
VAHAP SEÇER (Mersin) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 499
sıra sayılı Tasarı’nın 32’nci maddesinde verdiğimiz değişiklik önergesi
hakkında söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, görüştüğümüz Karayollarıyla ilgili bu
tasarı, tabii ki Türkiye için önemli; hem coğrafi yapısı anlamında Türkiye,
Avrupa ile Asya’yı birbirine bağlayan önemli bir hinterlant. Burada transit
taşımacılığın önemini hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla, 72 milyona sahip ülke
nüfusunu düşünürsek, ülkenin ekonomideki dinamizmini düşünürsek, bölgeler
arasındaki ulaşımı, yük taşımacılığını, yolcu taşımacılığını, hepsini bir araya
getirdiğimiz zaman Karayolları Genel Müdürlüğünün işlevinin ne kadar önemli
olduğunu daha iyi kavramış oluruz ancak tabii, Türkiye yanlış yolda ilerliyor,
bunu söylememiz lazım. Gelişmiş ülkelerde bu tip ulaştırma hizmetleri daha çok,
yolcu taşımacılığı toplu taşımacılığa yönelmiş ya da yük taşımacılığı daha çok,
daha iktisadi olan, daha tasarruflu olan demir yolu taşımacılığına
yönlendirilmiş. Bizim gibi üç tarafı denizlerle çevrili, yaklaşık olarak
sınırlarının üçte 2’si deniz sınırı olan bir ülkede deniz taşımacılığının geri
kalmış olması gerçekten düşündürücü.
Evet, kara yollarında mutlaka yatırımlara ihtiyaç vardır ama kara
yolları yatırımları oldukça yüksek meblağlar gerektiren yatırımlardır. Bunun
üzerine, tabii ki, Türkiye akaryakıtını yurt dışından temin ediyor, büyük bir
oranda yurt dışından temin ediyor; otomobilini ithal ediyor, kamyonunu ithal
ediyor, yedek parçasını, lastiğini… Hülasa bunu düşündüğünüz zaman, Türkiye’nin
hızla, ivedilikle demir yolu taşımacılığına ve deniz yolu taşımacılığına
yatırımlarını artırması gerektiğini düşünüyorum.
Yasanın gerekçesinde, daha çok bugüne kadar kamu hizmetlerinin,
kamu işletmeciliğinin veya yönetim anlayışının devletçilik anlayışıyla hüküm
sürdüğünü ama artık liberalleşmenin ya da özelleştirmenin ön plana çıktığından
bahsediliyor. Elbette ki, parti olarak da, ben kişisel görüş olarak da
özelleşmenin karşısında durmuyorum ama tabii, sizin İktidarlarınız süresi
boyunca yaptığınız özelleştirme anlayışına da buradan karşı olduğumu ifade
etmek istiyorum.
Hemen kendi bölgemden bir örnekle, ne kadar yanlış özelleştirmeler
yaptığınızı burada sizlere aktarmaya çalışacağım. Mersin önemli bir sahil kenti
biliyorsunuz, bir limanı var, oranın âdeta kalbi çünkü Mersin’de en önemli üç
sektör, taşımacılık sektörü, turizm sektörü ve tarım sektörüdür. Bu üç sektöre
de, eğer o bölgeye turisti getirecekseniz liman lazım, havaalanı lazım.
Taşımacılık için, transit ticaret için ya da ithalat için, ihracat için liman
lazım. Tarım ürünlerini yurt dışına pazarlamak için, ihraç etmek için ya da
ülkenizin değişik bölgelerine transfer etmek için limana ihtiyacınız var, demir
yolu ağına ihtiyacınız var. Bakınız, Mersin Limanı’nı 11 Mayıs 2007 tarihinde
otuz altı yıllığına özel bir sektöre işletme hakkı verdiniz. Şimdi, orada, daha
önce Mersin Limanı’nı Devlet Demiryolları çalıştırıyordu, burada üç yıllık
fiyatların yani hizmet tarifelerinin sabit kalacağına dair sözleşmeye bir madde
konuluyor ancak bu işletme hakkını alan özel sektör, firma henüz üzerinden bir
yıl geçmeden yani 11 Mayıs 2007’de yapılan sözleşmenin üzerinden bir yıl
geçmeden 15 Nisan 2008 tarihinde o süreç içerisinde, ABD doları ve TL paritesindeki oynamaları bahane ederek hizmetlere, liman
hizmetlerine yüzde 10 zam yapıyor, burada Ulaştırma Bakanlığının sesi çıkmıyor.
Geliyoruz 2010’un Mayıs ayına. O protokolde yer alan “üç yıl, siz,
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarının tarifesine dokunamazsınız, o
rakamları ya da o hizmet bedelini artıramazsınız.” ibaresi, süresi dolar dolmaz
yine bir yüzde 10 zam yapılıyor bu hizmetlere ve Ulaştırma Bakanlığı bunu
izliyor. Tabii, bu zamlar da yapılırken o sektörün yani o sektörden ithalat
yapan, ihracat yapan, ihracatçı, ithalatçı, Deniz Ticaret Odası, gümrük
müşavirleri, bu konudaki sektörün aktörlerinden herhangi bir bilgi alınmıyor ya
da bilgi alındı gibi görülüyor herhangi bir konsensüs
aranmadan bunlar yapılıyor. Bizim için, Mersin ili için Mersin Limanı çok
önemli.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
VAHAP SEÇER (Devamla) – Bitiriyorum efendim.
Konuşmamın başında söyledim, Mersin Limanı Mersin’in kalbidir. En
azından şunu değerlendirmesini isterdim Bakanlığın: Mersin için bu kadar önemli
bir tesisin kendi statüsündeki diğer limanlarla aynı tarifeden hizmet bedeli
ödeyen o firmalara, en azından aynı şartların sağlanması için bir müdahalede
bulunulması gerekirdi. En azından, aynı statüde bulunan diğer limanlarla eşit
rekabet koşullarında olmasının sağlanması gerekirdi. İşte, yani, sizin de
düşündüğünüz gibi özelleştirme öyle çok faziletleri olan, çok özellikleri olan
ya da her şeyi rahata erdiren bir işletme sistemi değil. Dolayısıyla bunların
da aksaklıklarını düşünmeniz lazım. Özelleştirme yaparken de on yıl sonrayı, on
beş yıl sonrayı, o sektörde hangi kurumu özelleştiriyorsanız o bölgeye
getireceği birtakım olumsuzlukları da dikkate almanız gerektiğini düşünüyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Seçer.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 32. maddesinin sonuna “Ancak,
bu düzenlemeler Bakan onayıyla yürürlüğe girer.” ibaresinin eklenmesini arz ve
teklif ederiz.
Nevzat Korkmaz (Isparta) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
– Katılamıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Korkmaz konuşacak efendim.
BAŞKAN – Sayın Korkmaz, buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; verdiğimiz değişiklik önergesi hakkında görüşlerimi açıklamak
üzere huzurlarınızdayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
32’nci maddede Genel Müdürlüğün yönetmelik ve diğer idari
düzenlemeleri yapmaya yetkili olduğu belirtilmektedir. 32’nci maddenin sonuna
bu düzenlemelerin Bakan onayıyla yürürlüğe girmesi hususunun eklenmesini teklif
etmekteyiz. Türk idare sisteminde, özellikle bakanlıklarla ilişkilendirilmiş ya
da bağlı kurumların siyasi sorumluluk taşıyan bakanların denetim çevresinden
uzaklaşmak gibi bir temayül içine girdiklerini gözlemlemekteyiz. Kaldı ki bu
yetki Genel Müdürlüğe bırakılır ise Meclisin yani millet iradesinin kurumun
bağlı olduğu Bakanı sorumlu tutması ve hesap sormasında “Haberim olmadı.” gibi
kaçamak cevapların verilmesine de yol açabileceğini düşünmekteyiz. İdari
yapımıza ve geleneklerimize uymayan bu maddeye teklifimiz doğrultusunda ilave
yapılmasının uygun olacağını düşünüyoruz.
Değerli milletvekilleri, değişiklik önergemiz üzerine almış olduğumuz
söz hakkını imkân bilerek Isparta’mızın güzel ilçesi Yalvaç ve Yalvaçlıları
ilgilendiren iki yol üzerinde, dikkatlerinizi bu yollara çevirmek için söz
aldım. Birincisi, Isparta’dan gelip Sultan Dağlarını aşarak Akşehir’e ulaşan,
İzmir’i başkente bağlayan en kısa yol olan Akşehir yolu; ikincisi de,
Afyon-Emirdağ ve Bolvadin üzerinden Karamık
belediyesi, Sağırköy, Körküler
belediyesi üzerinden Yalvaç’a ulaşan yol. Sağırköy ve
Körküler yolları her ne kadar köy yolu kapsamında ise
de bu hususun vatandaşı ilgilendirmesini beklememeliyiz. Vatandaş gittiği yolu
bilir. Bu konudaki koordinasyon da takdirleriniz üzerine Hükûmetin
sorumluluğundadır. Bu yollar Isparta’nın en büyük ilçesi olan Yalvaç’ın aynı
zamanda dışarıya açılmasını sağlayan yollarıdır ancak bu yollarda yıllardır
devam edegelen inşaatlar var, hâlâ daha kapalı
geçişler var.
Değerli milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisinin içinde
bulunduğu 57’nci Hükûmet döneminde Temmuz 2002
tarihinde ihale edilen ve çalışmalara başlanan, Ekim 2003’te de bitirilmesi
planlanan Yalvaç-Akşehir yolu ihale bitiş tarihi üzerinden sekiz yıl geçmiş
olmasına rağmen henüz tamamlanmamıştır. Şu kadar kilometre duble
yol yaptık, bu kadar kara yollarında çağ atladık diyen AKP Hükûmeti
maalesef Akşehir-Yalvaç yolunda, asfalt olup olmadığı bir türlü anlaşılmayan ve
seyir hâlindeyken altınızda mıcırın âdeta dans ettiği ve kazalara davetiye
çıkaran Sağırköy yolunda da sınıfta kalmıştır.
Dostlar alışverişte görsün misali seçim zamanlarında altyapısı
tamamlanmadan asfalt dökülen yollar yahut komik sayılabilecek ödenekler
insanlarımızı bıktırmış, bezdirmiş, devletinden ümidini kesme noktasına
getirmiştir. Bu tempoyla giderseniz Sayın Bakan, galiba bu yolların bittiğini
ne siz göreceksiniz ne de sizlere oy verenler. Belki de hemşehrilerimizin
yatıp kalkıp bir an önce seçimin gelmesi için dua etmeleri gerekiyor bu sorunun
çözümü için.
Sayın Bakan, Karayolları teşkilatı ülkemizin en köklü
teşkilatlarından biri olmasına rağmen hem tecrübeli teknik kadrosu hem de idari
kadrosunun diğer kamu kuruluşlarının personeliyle kıyaslandığında en az ücretle
çalışan personel olduğu görülecektir. Ne yazıktır ki bu ana kadar birçok kez
ücretlerinin iyileştirilmesi sözü vermenize rağmen bu konuda herhangi bir adım
atmadığınız gibi, bu tasarıda da böyle bir niyet ve bununla ilgili bir hüküm
bulunmamaktadır. Siyasetçi kimliğinizle size övünme fırsatı verenlerin de
üzerinizde hakkı hukuku olduğunu unutuyorsunuz. Yaz-kış araç üzerinde sürekli
ölümle burun buruna gelen, herkes sıcak sobanın etrafında keyif sürerken en
ücra geçitlerde, o kötü hava şartlarında, çoluğunun
çocuğunun nasıl olduğunu düşünürken, kar-buz mücadelesi veren bu insanların,
aileleriyle birlikte, namerde muhtaç olmadan insanca yaşama arzusunu
görmezlikten geliyorsunuz.
Karayolları teşkilatı fedakâr çalışanlarının sizlerden ve Hükûmetinizden haklı beklentileri vardır. Nedir bu
beklentiler? Teşkilatlarında döner sermaye işletmesi kurulmasını, diğer
kurumlara kaçışları engellemek üzere ücretlerinin iyileştirilmesini, yine
bölünmüş yol projelerinin teknik kadroya getirdiği ek yükümlülükler dikkate
alınarak ek ödeme verilmesini, yine Anadolu’nun doğusunda ve az gelişmiş
yörelerinde çalışanları teşvik etmek üzere ücret farkı öngörülmesini
beklemektedirler.
Değerli milletvekilleri, bu talepler bin atla bin deve değildir.
Madem -sizin tabirinizle- ülkemiz
zenginleşmiştir…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
…o zaman bu zenginliğin çalışanların ücretlerine yansıması
gerekmiyor mu? Bu iyileştirmeyi yapmaz iseniz o zaman şu soruyu sormak hakkımız
var diye düşünüyoruz: Ya söyledikleriniz yalan yahut da yaptıklarınız eziyet ve
zulüm.
Şayet bu suallerimizi ağır buluyor iseniz, yarın, çalışanların,
Karayolu çalışanlarının ücretlerinin iyileştirilmesi için vereceğimiz önergenin
sizler tarafından desteklenmesini bekliyoruz. Bu da sizlerin samimiyet sınavı
olacaktır diye düşünüyoruz.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Korkmaz.
Önergeyi oylarınıza sunuyoruz: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
32’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... 32’nci madde kabul edilmiştir.
Beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati. 23.37
ON BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 23.41
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Yusuf COŞKUN
(Bingöl), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
122’nci Birleşiminin On Birinci Oturumunu açıyorum.
499 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Diğer işlerde de komisyonun bulunamayacağı anlaşıldığından,
grupların da uzlaşmasıyla, alınan karar gereğince, Birleşmiş Milletler Geçici
Görev Gücü Bünyesinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin 5 Eylül 2010 tarihinden
itibaren bir yıl daha UNIFIL Harekâtına iştirak etmesi hususunda Anayasa’nın
92’nci maddesi uyarınca hükümete izin verilmesine ilişkin Başbakanlık tezkeresi
ile (11/12) esas numaralı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki gensoru
önergesinin gündeme alınıp alınmayacağına ilişkin görüşmeleri yapmak, kanun
tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek
için, 24 Haziran 2010 Perşembe günü saat 11.00’de toplanmak üzere birleşimi
kapatıyorum.
Kapanma Saati: 23.42