DÖNEM: 23 CİLT: 70 YASAMA YILI: 4
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
109’uncu
Birleşim
1 Haziran 2010 Salı
(Bu Tutanak
Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge
ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L E R
I. - GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III. - GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Hükûmetin Gündem Dışı
Açıklamaları
1.- Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, İskenderun Deniz Üs Komutanlığına bağlı askerî
birliğe yapılan terör saldırısı ve Gazze’ye insani
yardım malzemeleri götüren gemilere İsrail’in yaptığı saldırıya ilişkin gündem
dışı açıklaması ve Bursa Milletvekili Onur Öymen,
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır, Batman Milletvekili Ayla Akat
Ata ve Adana Milletvekili Ömer Çelik’in grupları adına; Balıkesir Milletvekili
Hüseyin Pazarcı’nın, şahsı adına konuşmaları
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- İzmir
Milletvekili K. Kemal Anadol’un, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin, Gazze’ye insani yardım malzemeleri
götüren gemilere İsrail’in yaptığı saldırıyı kınayan bir karar alması
gerektiğine ilişkin açıklaması
2.- Ankara
Milletvekili Haluk Özdalga’nın, Gazze’ye
insani yardım malzemeleri götüren gemilere İsrail’in yaptığı saldırıya ilişkin
açıklaması
3.- İstanbul
Milletvekili Hasan Macit’in, İskenderun Deniz Üs Komutanlığına bağlı askerî
birliğe yapılan terör saldırısı ve Gazze’ye insani
yardım malzemeleri götüren gemilere İsrail’in yaptığı saldırıya ilişkin açıklaması
4.- Mersin
Milletvekili Akif Akkuş’un, İskenderun Deniz Üs Komutanlığına bağlı askerî
birliğe yapılan terör saldırısı ve Gazze’ye insani
yardım malzemeleri götüren gemilere İsrail’in yaptığı saldırıya ilişkin
açıklaması
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Diyarbakır
Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19
milletvekilinin, snav merkezli eğitim sisteminin yol
açtığı sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/729)
2.- Diyarbakır
Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19
milletvekilinin, yolsuzlukla mücadelede alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/730)
3.- Diyarbakır
Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19
milletvekilinin, insan hakları savunucularının karşılaştıkları engellerin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/731)
4.- Diyarbakır
Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19
milletvekilinin, yatılı ilköğretim bölge okullarındaki sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/732)
B) Tezkereler
1.- TBMM Millî
Savunma Komisyonu üyelerinden oluşan bir Parlamento heyetinin, Kore Cumhuriyeti
Ulusal Meclisinin Kore Cumhuriyeti’ne davetine icabet etmesine ilişkin
Başkanlık tezkeresi (3/1197)
2.- Avrupa
Parlamentosu, İspanya Parlamentosu ve Senatosu Başkanlarının, Brüksel’de
düzenlenecek olan Ortak Parlamento Toplantısına davetine Türkiye Büyük Millet
Meclisinden bir Parlamento heyetininin icabet
etmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1198)
3.- Cenevre’de
yapılacak olan Uluslararası Çalışma Örgütü’nün Genel Konferansına katılacak
olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’e,
siyasi parti gruplarını temsilen bir Parlamento heyetinin refakat etmesine
ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1199)
C) Önergeler
1.- Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünületepe’nin,
(2/302) esas numaralı Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin
önergesi (4/217)
VI.- SEÇİMLER
A) Komisyonlarda Açık Bulunan
Üyeliklere Seçim
1.- Dışişleri
Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim
VII.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalış’ın, ulaşımda akaryakıt
desteği sağlanmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1041)
ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
2.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ağrı-Doğubeyazıt’taki
yeşillendirme ve ağaçlandırma çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1777) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı
3.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Doğubeyazıt’taki
hava kirliliğine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1785) ve Çevre ve Orman Bakanı
Veysel Eroğlu’nun cevabı
4.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalış’ın, bir barajın doğurduğu
yol sorununa ilişkin sözlü soru önergesi (6/1790) ve Çevre ve Orman Bakanı
Veysel Eroğlu’nun cevabı
5.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, orman muhafaza
memurlarının özlük haklarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1804) ve Çevre ve
Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
6.- Adana
Milletvekili Kürşat Atılgan’ın, yangın söndürme araçlarının kira bedeline
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1846) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
7.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars’ta sulama kanalları
ve su havuzları yapımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1866) ve Çevre ve Orman
Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
8.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Dalyan Gölü’nden
kum alınmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1891) ve Çevre ve Orman Bakanı
Veysel Eroğlu’nun cevabı
9.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Abant’taki turizm
tesislerinin atık deşarjına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1901) ve Çevre ve
Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
10.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Kura Nehri sularının Çoruh Nehri’ne
aktarılması projesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1903) ve Çevre ve Orman
Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
11.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalış’ın, su kotası uygulamasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1904) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
12.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Mustafakemalpaşa
ve Karacabey’deki derelerin ıslahına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1907) ve
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
13.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın,
Mustafakemalpaşa’da yapılacak bazı barajlara ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1908) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı
14.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, Batman’daki hava
kirliliğine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1911) ve Çevre ve Orman Bakanı
Veysel Eroğlu’nun cevabı
15.- Şırnak
Milletvekili Sevahir Bayındır’ın, Şırnak’taki hava
kirliliğine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1913) ve Çevre ve Orman Bakanı
Veysel Eroğlu’nun cevabı
16.- Şırnak Milletvekili
Sevahir Bayındır’ın, Şırnak’taki orman yangınlarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1914) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
17.- Bitlis
Milletvekili Mehmet Nezir Karabaş’ın, bazı illerdeki hava kirliliğine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1917) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
18.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı illerde sel
taşkınları nedeniyle yapılacak çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1924)
ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
19.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı faaliyetlere ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1925) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
20.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı faaliyetlere ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1926) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
21.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, bir
kısmı kurutulan bir gölün kuş cenneti olarak turizme açılmasına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1935) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı
22.- Malatya Milletvekili
Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun,
bazı barajların sulama kanalları ihalelerine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1946) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı
23.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun,
Arguvan Yoncalı Barajı inşaatına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1947) ve Çevre
ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
24.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kura Nehri Projesi’ne
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1973) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
25.- Adana
Milletvekili Kürşat Atılgan’ın, yangın söndürme hava araçları kiralama
ihalesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1980) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
26.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, Avlan Gölü’nün yatırıma
açılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2011) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel
Eroğlu’nun cevabı
27.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, orman yangınlarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2062) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
28.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enöz’ün, Gediz Nehri Islah
Projesi’ne ilişkin sözlü soru önergesi (6/2067) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel
Eroğlu’nun cevabı
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Türk Ticaret
Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96)
2.- Türk Borçlar
Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S. Sayısı: 321)
3.-
Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak
İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para Fonu Ana
Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Belgelerin Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/761) (S.
Sayısı: 458)
4.- Kooperatifler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, Kooperatifler Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ile Tarım, Orman ve Köyişleri ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonları Raporları (1/811, 2/633)
(S. Sayısı: 496)
IX.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse’nin, bazı kamu görevlilerine baskı yapıldığı
iddialarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah
Ergin’in cevabı (7/11739) (Ek cevap)
2.- Samsun
Milletvekili Osman Çakır’ın, Samsun’da kapatılan sağlık kuruluşlarına ilişkin
sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı
(7/13293)
3.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, Ardahan Göle’de savcılığa
yapılan bir suç duyurusuna ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah
Ergin’in cevabı (7/13325)
4.- Şırnak
Milletvekili Sevahir Bayındır’ın, Uludere’de yaşanan
bir olaya ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah
Ergin’in cevabı (7/13327)
5.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği
iddialarına ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah
Ergin’in cevabı (7/13404)
6.- Batman
Milletvekili Bengi Yıldız’ın, bir cezaevinde yapıldığı iddia edilen
uygulamalara ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah
Ergin’in cevabı (7/13635)
7.- Kırklareli
Milletvekili Tansel Barış’ın, HSYK’nın yapısıyla
ilgili basında çıkan açıklamaya ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in cevabı (7/13636)
8.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Deniz Feneri Derneğine
bankalar üzerinden bağış yapılmasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Adalet
Bakanı Sadullah Ergin’in cevabı (7/13703)
9.- Şırnak
Milletvekili Sevahir Bayındır’ın, tutuklu bazı
kişilere ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in
cevabı (7/13707)
10.- Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan’ın, Erzurum Kapalı Cezaevindeki doluluğa ilişkin
sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in cevabı
(7/13779)
11.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, kadına yönelik bir
şiddet olayına ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah
Ergin’in cevabı (7/13780)
12.- Diyarbakır
Milletvekili Akın Birdal’ın, bir hükümlünün bebeğinin
muayenesine ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah
Ergin’in cevabı (7/13782)
13.- Diyarbakır
Milletvekili Akın Birdal’ın, bir tutuklunun durumuna
ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in
cevabı (7/13783)
14.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, 2002-2009 yılları arasındaki akaryakıt
fiyatlarına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın
cevabı (7/13798)
15.- İstanbul
Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın, enerji alanındaki
özelleştirmelere ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız’ın cevabı (7/13799)
16.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Simav Gölü arazisinin
kullanımına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı (7/13891)
17.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, maden ocağı kazalarına ve madencilik
ruhsatlarına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın
cevabı (7/13892)
18.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Simav ilçesindeki araziler
için verilen jeotermal kaynak ve maden ruhsatlarına ilişkin sorusu ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/13893)
19.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Seyitömer
ve Tunçbilek termik santrallerindeki çalışanlara
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı
(7/13894)
20.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, bir köye gölet yapımına ilişkin sorusu ve Çevre
ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/13957)
21.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, mevsimlik tarım
işçilerinin sorunlarına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Ömer Dinçer’in cevabı (7/14093)
22.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, bir köye gölet yapımına ve dere ıslahına ilişkin
sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı (7/14095)
23.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalı’nın, DSİ’nin
İzmir’deki bazı projelerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/14097)
24.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, Kaz Dağı’ndaki
madencilik çalışmalarına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/14102)
25.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Karacabey’in bir köyündeki su taşkınına ilişkin
sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı (7/14295)
26.- Bursa
Milletvekili Abdullah Özer’in, SGK’nın bir hastaneyle
yaptığı sözleşmeye ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’in cevabı (7/14443)
27.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, kamu görevlileri
hakkındaki ihbar ve şikayetlere ilişkin sorusu ve
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
(7/14451)
28.- Tekirdağ
Milletvekili Faik Öztrak’ın, cep telefonu görüşme
ücretlerinin TÜFE’ye etkisine ilişkin sorusu ve
Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı (7/14478)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 13.00’te açılarak altı oturum yaptı.
Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır, Mersin çiftçisinin sorunlarına ve 27 Mayıs 1960 ile
27 Mayıs 1980’in Türk demokrasi tararihindeki önemli
kırılma noktaları olduğuna,
Tunceli
Milletvekili Kamer Genç, Tunceli ilinin sorunlarına,
Muş Milletvekili
M. Nuri Yaman, Ağrı ili ve çevresinde 12 Mayıs 2010 tarihinde yaşanan sel
felaketine,
İlişkin gündem
dışı birer konuşma yaptılar.
Ağrı Milletvekili
Yaşar Eryılmaz,
Muş Milletvekili
Sırrı Sakık,
Ağrı ili ve
çevresinde yaşanan sel felaketine;
Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır, Mersin ili Tarsus ve Gülnar ilçelerinin köylerinde
yaşanan dolu felaketine,
İlişkin birer
açıklamada bulundular.
Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığının, (1/884) esas numaralı,
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı’nın İç Tüzük’ün 34’üncü maddesinin üçüncü fıkrası gereğince kendisine
havale edilmesine ilişkin istemi Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor
Komisyonunca da uygun bulunduğundan, bu istemin İç Tüzük’ün 34’üncü maddesinin
dördüncü fıkrası uyarınca Başkanlıkça yerine getirildiği,
Kanser hastalığı
konusunun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
kurulan (10/348, 551, 666, 667, 668) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu
Geçici Başkanlığının, Komisyonun başkan, başkan vekili, sözcü ve kâtip seçimini
yaptığına ilişkin tezkeresi,
Genel Kurulun
bilgisine sunuldu.
Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun (6/2054) esas numaralı sözlü sorusunu geri
aldığına ilişkin önergesi okundu; sözlü sorunun geri verildiği bildirildi.
Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu
ve 22 milletvekilinin, tabii afet yönetimi konusunun araştırılarak (10/725),
Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür ve 24 milletvekilinin,
işsizlik sorununun araştırılarak (10/726),
Adana
Milletvekili Hulusi Güvel ve 23 milletvekilinin,
İsken Sugözü Termik Santrali ile yeni yapılacak bazı
santrallerin çevreye etkilerinin araştırılarak (10/727),
Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse ve 25 milletvekilinin, orman kaynakları konusunun
araştırılarak korunması ve geliştirilmesi için (10/728),
Alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla birer Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini
alacağı ve ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.
Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler” kısmında yer alan 488, 114, 469, 460, 494, 22, 482, 476, 501, 499,
502, 474, 395 ve 493 sıra sayılı kanun teklifi ve tasarılarının bu kısmın 6, 8,
9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 18, 19, 20 ve 21’inci sıralarına alınmasına ve
diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesine; Genel Kurulun, 1, 8,
15, 22 ve 29 Haziran 2010 Salı günkü birleşimlerinde 1 saat sözlü sorulardan
sonra diğer denetim konularının görüşülmeyerek gündemin “Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmında yer alan işlerin
görüşülmesine; 2, 9, 16, 23 ve 30 Haziran 2010 Çarşamba günkü birleşimlerde ise
sözlü soruların görüşülmemesine; Genel Kurulun, 1, 8, 15, 22 ve 29 Haziran 2010
Salı günkü birleşimlerinde 15.00-20.00 saatleri arasında, 2, 9, 16, 23 ve 30
Haziran 2010 Çarşamba günkü birleşimlerinde 13.00-20.00 saatleri arasında, 3,
10, 17 ve 24 Haziran 2010 Perşembe günkü birleşimlerde ise 13.00-20.00 saatleri
arasında çalışmalara devam edilmesine; Genel Kurulun, 4, 11, 18 ve 25 Haziran
2010 Cuma günleri de toplanarak bu birleşimlerinde gündemin “Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmında yer alan işlerin
görüşülmesine ve 14.00-20.00 saatleri arasında çalışmalara devam edilmesine;
501, 499, 502, 474 ve 493 sıra sayılı kanun teklifi ve tasarılarının İç
Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülmesine ilişkin AK
PARTİ Grubu önerisi yapılan görüşmelerden sonra kabul edildi.
Genel Kurulu
ziyaret eden Endonezya Temsilciler Meclisi Başkanı Doktor Marzuki
Alie başkanlığındaki heyete Başkanlıkça “Hoş
geldiniz” denildi.
Gündemin “Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının:
1’inci sırasında
bulunan ve İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun
olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kabul edilen, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı
ve Adalet Komisyonu Raporu’nun (1/324) (S. Sayısı: 96),
2’nci sırasında
bulunan ve İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun
olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kabul edilen, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı
ve Adalet Komisyonu Raporu’nun (1/499) (S. Sayısı: 321),
3’üncü sırasında
bulunan, Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına
Katılmak İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para
Fonu Ana Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Belgelerin Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun (1/761)
(S. Sayısı: 458),
Görüşmeleri
komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından ertelendi.
4’üncü sırasında bulunan ve görüşmelerine devam olunan,
Kooperatifler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın,
Kooperatifler Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Tarım,
Orman ve Köyişleri ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma
ve Turizm Komisyonları Raporlarının (1/811, 2/633) (S. Sayısı: 496) 6’ncı
maddesine kadar kabul edildi; 6’ncı maddesi üzerinde bir süre görüşüldü.
1 Haziran 2010
Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere birleşime 19.58’de son verildi.
|
|
Meral AKŞENER |
|
|
|
Başkan Vekili |
|
|
Gülşen ORHAN |
|
Fatih METİN |
|
Van |
|
Bolu |
|
Kâtip Üye |
|
Kâtip Üye |
|
Bayram ÖZÇELİK |
|
Yusuf COŞKUN |
|
Burdur |
|
Bingöl |
|
Kâtip Üye |
|
Kâtip Üye |
No.: 147
II.- GELEN KÂĞITLAR
28 Mayıs 2010 Cuma
Teklif
1.- Kırşehir
Milletvekili Abdullah Çalışkan ve 2 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/703) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler;
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji; İçişleri ile Plan
ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.5.2010)
Rapor
1.- Maden
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Siirt Milletvekili
Afif Demirkıran ve Trabzon Milletvekili Mustafa Cumur’un; Maden Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ile Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün;
Maden Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Tarım, Orman ve Köyişleri ile Çevre ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonları Raporları (1/821, 2/670, 2/572) (S.
Sayısı: 503) (Dağıtma tarihi: 28.5.2010) (GÜNDEME)
No.: 148
31 Mayıs 2010 Pazartesi
Sözlü Soru Önergeleri
1.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı köylerde cep telefonu görüşmelerinde
yaşanan soruna ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/2085)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)
2.- Adana Milletvekili Hulusi
Güvel’in, bir YÖK üyesi hakkındaki intihal iddiasına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/2086) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/05/2010)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, 90. Yıl Milli Egemenlik Kompozisyon Yarışması
ödül törenine ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru
önergesi (7/14607) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/04/2010)
2.- İstanbul Milletvekili
Sebahat Tuncel’in, üniversitelerde yaşanan bazı
olaylara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14608) (Başkanlığa geliş
tarihi: 14/05/2010)
3.- İstanbul Milletvekili
Hüseyin Mert’in, Küçükçekmece Nükleer Araştırma Merkezinin deprem riskine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14609) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
4.- Adana Milletvekili Yılmaz
Tankut’un, bir kanun tasarısındaki bazı düzenlemelere
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14610) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
5.- Adana Milletvekili Yılmaz
Tankut’un, öğrenciler arasında kötü alışkanlıkların
artışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14611) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/05/2010)
6.- Denizli Milletvekili Ali
Rıza Ertemür’ün, yurt dışında yargılanan Türk
vatandaşlarının durumlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14612)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
7.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, İstanbul Boğazında yapılacak üçüncü köprünün
güzergahına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14613) (Başkanlığa
geliş tarihi: 18/05/2010)
8.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, özelleştirme gelirlerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/14614) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
9.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya Şeker Fabrikası lojmanlarının mülkiyet
durumuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14615) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/05/2010)
10.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, askeri kurumlarda görev yapan sivil memurların
özlük haklarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14616) (Başkanlığa
geliş tarihi: 18/05/2010)
11.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bazı şeker fabrikalarının özelleştirilmesine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14617) (Başkanlığa geliş tarihi:
18/05/2010)
12.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, Van F Tipi Cezaevindeki şartlara ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/14618) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/05/2010)
13.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, ikametleri dışındaki illerde bulunan tutuklu
ve hükümlülere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/14619)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/05/2010)
14.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya’da yeni açılacak cezaevi ve
mahkemelere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/14620)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
15.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bir köydeki hasar tespitine ilişkin
Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/14621) (Başkanlığa
geliş tarihi: 14/05/2010)
16.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya Şeker Fabrikası lojmanlarının mülkiyet
durumuna ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/14622)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
17.- Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır’ın, sendika üyeliği nedeniyle işten
çıkarılanlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14623) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)
18.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, Balıkesir-Dursunbey’deki maden ocağının tekrar
faaliyete geçirilmesine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14624) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)
19.- İstanbul Milletvekili
Sebahat Tuncel’in, bir fabrikadaki işten çıkarmalara
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/14625)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
20.- Muğla Milletvekili Fevzi
Topuz’un, iş kazalarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14626) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
21.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, işçilere yönelik vergi düzenlemelerine ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/14627)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
22.- Aydın Milletvekili Recep
Taner’in, bazı ormanlık alanlardaki böcekle mücadeleye ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14628) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
23.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Boğaziçine yapılacak
üçüncü köprünün orman alanlarına etkisine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14629) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
24.- Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır’ın, çocuk yuvalarına ve sevgi evlerine
ilişkin Devlet Bakanından (Selma Aliye Kavaf) yazılı soru önergesi (7/14630)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)
25.- Denizli Milletvekili Ali
Rıza Ertemür’ün, kadın istihdamına yönelik projelere
ilişkin Devlet Bakanından (Selma Aliye Kavaf) yazılı soru önergesi (7/14631)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)
26.- Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı’nın, yapı ve alanların özürlülerin
erişebilirliğine uygun hale getirilmesine ilişkin Devlet Bakanından (Selma
Aliye Kavaf) yazılı soru önergesi (7/14632) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
27.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, ismi değiştirilen köylere eski isimlerinin
verilmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14633)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)
28.- Denizli Milletvekili Ali
Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı ilçelerindeki
yatırımlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14634)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)
29.- Denizli Milletvekili Ali
Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı ilçelerindeki
yatırımlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14635)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)
30.- Denizli Milletvekili Ali
Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı ilçelerindeki
yatırımlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14636)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)
31.- Denizli Milletvekili Ali
Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı ilçelerindeki
yatırımlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14637)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)
32.- Denizli Milletvekili Ali
Rıza Ertemür’ün, Denizli-Merkezdeki yatırımlara
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14638) (Başkanlığa geliş
tarihi: 14/05/2010)
33.- Bitlis Milletvekili
Mehmet Nezir Karabaş’ın, Hayata Dönüş Operasyonuna ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14639) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)
34.- Bitlis Milletvekili
Mehmet Nezir Karabaş’ın, Muğla’da yaşanan olaylara ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14640) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)
35.- Batman Milletvekili Ayla
Akat Ata’nın, bir internet sitesine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14641) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/05/2010)
36.- Batman Milletvekili Ayla
Akat Ata’nın, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da görev
yapan polislere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14642)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/05/2010)
37.- Hakkari Milletvekili
Hamit Geylani’nin, Hakkari’de polisin yaptığı çeşitli
müdahalelere yönelik iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14643) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
38.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, Bursa-Merkez’deki oto galerilerine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14644) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/05/2010)
39.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, Doğanbey
TOKİ konutlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14645)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
40.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, Bursa Büyükşehir Belediyesinin Hazineye
olan borcuna ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14646)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
41.- Adana Milletvekili
Yılmaz Tankut’un, Adana’daki trafik kazalarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14647) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/05/2010)
42.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya Jandarma Er Eğitim Tabur
Komutanlığının taşınmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14648) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
43.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Nusaybin Belediye Meclisinin aldığı iddia
edilen bir karara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14649)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
44.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Ankara’daki kent içi ulaşım projelerine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14650) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/05/2010)
45.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, uyuşturucu kaçakçılığı ile mücadeleye ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14651) (Başkanlığa geliş tarihi:
18/05/2010)
46.- Batman Milletvekili Ayla
Akat Ata’nın, Hatay-Samandağ’daki fişleme iddialarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14652) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/05/2010)
47.- İstanbul Milletvekili
Sebahat Tuncel’in, Hatay-Samandağ’daki fişleme
iddialarının araştırılmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14653) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/05/2010)
48.- Muğla Milletvekili Fevzi
Topuz’un, ödül verilen öğretmenlerin sendika üyeliklerine ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14654) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)
49.- Bursa Milletvekili Kemal
Demirel’in, bazı ilçelerdeki taşımalı eğitime ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14655) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)
50.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, Çaldıran ilçesinde eğitim ve öğretimdeki
duruma ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14656)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)
51.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, Muradiye ilçesinde eğitim ve öğretimdeki
duruma ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14657)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/05/2010)
52.- Batman Milletvekili
Bengi Yıldız’ın, Yalova’daki bir mahallenin okul ihtiyacına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14658) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
53.- Batman Milletvekili Ayla
Akat Ata’nın, Diyarbakır’a ayrılan eğitim bütçesine
ve bazı eğitim sorunlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14659) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
54.- Edirne Milletvekili Cemaleddin Uslu’nun, okullardaki
Roman çocukların tespit edileceği iddiasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14660) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
55.- Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı’nın, bir beldedeki lise ihtiyacına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14661) (Başkanlığa
geliş tarihi: 18/05/2010)
56.- Aydın Milletvekili Recep
Taner’in, Şırnak Anadolu Lisesi yönetimiyle ilgili bazı iddialara ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14662) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
57.- Osmaniye Milletvekili
Hakan Coşkun’un, Osmaniye İl Milli Eğitim Müdürlüğünün okullardan para
toplamasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14663)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
58.- Mersin Milletvekili Akif
Akkuş’un, yatılı ilköğretim bölge okullarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14664) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
59.- Mersin Milletvekili Akif
Akkuş’un, bir yatılı ilköğretim bölge okulundaki iddiaların soruşturulmasına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14665) (Başkanlığa
geliş tarihi: 18/05/2010)
60.- Mersin Milletvekili Akif
Akkuş’un, Siirt’teki taciz iddialarının soruşturulmasına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14666) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
61.- Mersin Milletvekili Akif
Akkuş’un, yatılı ilköğretim bölge okullarının kadrolarına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14667) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
62.- Mersin Milletvekili Akif
Akkuş’un, öğretmen alımına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14668) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
63.- Adana Milletvekili
Yılmaz Tankut’un, İstanbul İl Milli Eğitim
Müdürlüğünün bir yazısına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14669) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
64.- Adana Milletvekili
Yılmaz Tankut’un, Parasız Yatılılık ve Bursluluk
Sınavını kazanan öğrencilerin durumuna ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14670) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
65.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencileri arasında
yaşanan olaylara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14671)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
66.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Teknik Eğitim Fakülteleri ile Teknoloji
Fakülteleri mezunlarının sorunlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14672) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
67.- Muğla Milletvekili Fevzi
Topuz’un, kanser hastalarının ilaç erişimlerine ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14673) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)
68.- Bursa Milletvekili Kemal
Demirel’in, Tunceli’deki hastanelerin depreme karşı dayanıklılığına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14674) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)
69.- Bitlis Milletvekili
Mehmet Nezir Karabaş’ın, endokrinoloji uzmanı ihtiyacına ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14675) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)
70.- Bursa Milletvekili Kemal
Demirel’in, Şırnak’taki hastanelerin depreme karşı dayanıklılığına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14676) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
71.- Bursa Milletvekili Kemal
Demirel’in, Batman’daki hastanelerin depreme karşı dayanıklılığına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14677) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
72.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, domuz gribine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14678) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
73.- Amasya Milletvekili
Hüseyin Ünsal’ın, Amasya’daki buğday üreticilerinin desteklenmesine ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14679) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)
74.- Denizli Milletvekili Ali
Rıza Ertemür’ün, Denizli’deki suni tohumlama
destekleme primi ödemelerine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14680) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)
75.- Muş Milletvekili M. Nuri
Yaman’ın, Muş-Ağrı yoluna ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14681) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)
76.- Kırklareli Milletvekili
Turgut Dibek’in, Devlet Denetleme Kurulunun TİB hakkında hazırladığı rapora
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14682) (Başkanlığa geliş
tarihi: 14/05/2010)
77.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, karayolu taşımacılığında aranan
belgelere ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14683)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
78.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, tır sürücülerine tehlikeli madde
taşıma eğitimi verilmesine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14684) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
79.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, Bursa güney çevre yoluna ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14685) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
80.- Mersin Milletvekili Akif
Akkuş’un, Mersin’deki bir yol yapımına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14686) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
81.- Adana Milletvekili
Yılmaz Tankut’un, yolcu treni seferlerine ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14687) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
82.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, İstanbul Boğazında yapılacak üçüncü köprünün
güzergahına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14688)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
83.- Aydın Milletvekili Recep
Taner’in, yabancı sermayeye ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
(Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/14689) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
84.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma
Bölge Kurulu Müdürlüğünün ihtiyaçlarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14690) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
85.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrenci yurtlarında
yaşanan olaylara ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Nafız
Özak) yazılı soru önergesi (7/14691) (Başkanlığa
geliş tarihi: 18/05/2010)
86.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya Şeker Fabrikası lojmanlarının mülkiyet
durumuna ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/14692)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)
Süresi İçinde
Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- İstanbul Milletvekili Atila Kaya’nın, Kerkük politikasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/13854)
2.- Tunceli Milletvekili
Şerafettin Halis’in, askerlik görevi sırasında ölen bazı kişilere ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13855)
3.- Adana Milletvekili Yılmaz
Tankut’un, Adana’da yeni bir üniversite kurulmasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13857)
4.- Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı’nın, pancar kotasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13858)
5.- Gaziantep Milletvekili
Yaşar Ağyüz’ün, esnaf destek eylem planına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13860)
6.- Zonguldak Milletvekili
Ali İhsan Köktürk’ün, ekonomideki duruma ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/13861)
7.- Zonguldak Milletvekili
Ali İhsan Köktürk’ün, esnaf ve sanatkarlara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13862)
8.- Adana Milletvekili Yılmaz
Tankut’un, hakkında soruşturma açılan bir belediye
başkanının görevden alınmamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/13867)
9.- Adana Milletvekili Nevin
Gaye Erbatur’un, iş yerlerindeki psikolojik şiddet
vakalarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13875)
10.- Antalya Milletvekili
Hüseyin Yıldız’ın, Alanya ilçesindeki sulama ve taşkın koruma tesislerine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13876)
11.- Antalya Milletvekili
Hüseyin Yıldız’ın, Finike ilçesindeki sulama ve taşkın koruma tesislerine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13877)
12.- Antalya Milletvekili
Hüseyin Yıldız’ın, Muratpaşa ilçesindeki sulama ve
taşkın koruma tesislerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru
önergesi (7/13878)
13.- Antalya Milletvekili
Hüseyin Yıldız’ın, Manavgat ilçesindeki sulama ve taşkın koruma tesislerine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13879)
14.- Antalya Milletvekili
Hüseyin Yıldız’ın, Kumluca ilçesindeki sulama ve taşkın koruma tesislerine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13880)
15.- Antalya Milletvekili
Hüseyin Yıldız’ın, Kaş ilçesindeki sulama ve taşkın koruma tesislerine ilişkin
Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13881)
16.- Antalya Milletvekili
Hüseyin Yıldız’ın, İbradı ilçesindeki sulama ve taşkın koruma tesislerine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13882)
17.- Antalya Milletvekili
Hüseyin Yıldız’ın, Gündoğmuş ilçesindeki sulama ve taşkın koruma tesislerine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13883)
18.- Antalya Milletvekili
Hüseyin Yıldız’ın, Elmalı ilçesindeki sulama ve taşkın koruma tesislerine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13884)
19.- Antalya Milletvekili
Hüseyin Yıldız’ın, Demre ilçesindeki sulama ve taşkın koruma tesislerine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13885)
20.- Antalya Milletvekili
Hüseyin Yıldız’ın, Korkuteli ilçesindeki sulama ve taşkın koruma tesislerine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13886)
21.- Antalya Milletvekili
Hüseyin Yıldız’ın, Gazipaşa ilçesindeki sulama ve taşkın koruma tesislerine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13887)
22.- Antalya Milletvekili
Hüseyin Yıldız’ın, Akseki ilçesindeki sulama ve taşkın koruma tesislerine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13888)
23.- Antalya Milletvekili
Hüseyin Yıldız’ın, Serik ilçesindeki sulama ve taşkın koruma tesislerine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13889)
24.- Antalya Milletvekili
Hüseyin Yıldız’ın, Kemer ilçesindeki sulama ve taşkın koruma tesislerine ilişkin
Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13890)
25.- İstanbul Milletvekili
Ümit Şafak’ın, belediye başkanlarının görevden alınmasına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13895)
26.- Giresun Milletvekili
Murat Özkan’ın, bir aile içi şiddet olayına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/13896)
27.- Kırşehir Milletvekili
Metin Çobanoğlu’nun, belediyelerde yapılan ön incelemelere ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13897)
28.- Çanakkale Milletvekili
Mustafa Kemal Cengiz’in, Elazığ Belediyesinin bazı ihalelerine ve borç durumuna
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13898)
29.- Adana Milletvekili Nevin
Gaye Erbatur’un, Kumkapı
Yabancılar Misafirhanesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13899)
30.- Adana Milletvekili
Hulusi Güvel’in, Seyhan Belediyesinin araç alım ve
kiralama ihalelerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13900)
31.- Adana Milletvekili
Hulusi Güvel’in, Yüreğir Belediyesinin araç alım ve
kiralama ihalelerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13901)
32.- İstanbul Milletvekili
Sebahat Tuncel’in, askerlik görevini yerine getiren
bir kişinin ölümüne ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13902)
33.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, bir lise pansiyonunda çıkan olaylara ilişkin
Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/13903)
34.- Siirt Milletvekili Osman
Özçelik’in, Pervari-Beğendik Belediyesinin işçi
alımıyla ilgili iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13904)
35.- Tunceli Milletvekili
Şerafettin Halis’in, Tunceli’deki tarihi kiliselerin durumuna ilişkin Kültür ve
Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/13905)
36.- İzmir Milletvekili Oktay
Vural’ın, vergide uzlaşma uygulamasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/13909)
37.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, bir öğretmen atamasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13910)
38.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, YGS sınav yerlerine ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13911)
39.- Diyarbakır Milletvekili
Akın Birdal’ın, Mardin- Kızıltepe’den YGS’ye girecek adaylara ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13912)
40.- Giresun Milletvekili Murat
Özkan’ın, öğretmen sayısının artırılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13913)
41.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, öğretmen açığına ve ücretli
öğretmenlere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13914)
42.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, taşra teşkilatındaki yöneticilerin
ücretlerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13915)
43.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, Seviye Belirleme Sınavına başvurulara
ve bazı uygulamalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13916)
44.- Adana Milletvekili Nevin
Gaye Erbatur’un, Yozgat’ta yapılan bir okul tanıtım
gezisine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13917)
45.- Adana Milletvekili Nevin
Gaye Erbatur’un, okul öncesi eğitime ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13918)
46.- Adana Milletvekili Nevin
Gaye Erbatur’un, öğretmen açığına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13919)
47.- Adana Milletvekili Nevin
Gaye Erbatur’un, öğretmen açığına ve polislerin
ücretli öğretmenlik yapmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/13920)
48.- Adana Milletvekili Nevin
Gaye Erbatur’un, 2009 Yılı Faaliyet Raporunda
belirtilen bazı konulara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13921)
49.- Gaziantep Milletvekili
Akif Ekici’nin, üniversiteye giriş sınavında sınav
yeri belirlenmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13922)
50.- Giresun Milletvekili
Murat Özkan’ın, şehit yakınları ve gazilerin maaşlarına ilişkin Milli Savunma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13923)
51.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, askerlik görevi sırasında ölen bir kişiye
ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/13924)
52.- İstanbul Milletvekili
Ümit Şafak’ın, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti projelerine ilişkin Devlet
Bakanından (Hayati Yazıcı) yazılı soru önergesi (7/13934)
53.- Adana Milletvekili Nevin
Gaye Erbatur’un, havaalanlarında alınan bir ücrete
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/13936)
54.- Balıkesir Milletvekili
Ergün Aydoğan’ın, KOSGEB’in destek uygulamalarına
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru
önergesi (7/13937)
55.- İzmir Milletvekili Canan
Arıtman’ın, Ermeni iddialarına yönelik girişimlere
ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13938)
56.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, Gönen ilçesinde yapılan bir karşılama törenine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13940)
57.- İstanbul Milletvekili
Süleyman Yağız’ın, kamu taşıtlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/13943)
58.- Denizli Milletvekili
Hasan Erçelebi’nin, Ankara’daki Atatürk Kültür
Merkezi binasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13944)
59.- Manisa Milletvekili
Şahin Mengü’nün, Fransa ziyaretiyle ilgili bazı
iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13945)
60.- Muğla Milletvekili Fevzi
Topuz’un, bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/13947)
61.- Trabzon Milletvekili M.
Akif Hamzaçebi’nin, biyometrik
pasaporta geçiş için yapılan ihaleye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/13948)
62.- Muğla Milletvekili Fevzi
Topuz’un, istihdamın artırılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/13949)
63.- Adıyaman Milletvekili
Şevket Köse’nin, Adıyaman’daki çocuk işçiliğine ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/13955)
64.- Hakkari
Milletvekili Hamit Geylani’nin, polisin bazı olaylara
müdahalesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13960)
65.- İstanbul Milletvekili
Sebahat Tuncel’in, bir göz altı
olayına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13961)
66.- Diyarbakır Milletvekili
Akın Birdal’ın, bazı deprem konutlarından kira
alınmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13962)
67.- İstanbul Milletvekili
Mehmet Sevigen’in, İSKİ’nin
suya yaptığı zamlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13963)
68.- Bursa Milletvekili Kemal
Demirel’in, bir köyün kanalizasyon ve köy konağı ihtiyacına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13964)
69.- Bursa Milletvekili Kemal
Demirel’in, Orhaneli-Buyükorhan arasındaki yola
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13965)
70.- Bursa Milletvekili Kemal
Demirel’in, bir köyün kanalizasyon sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/13966)
71.- Bursa Milletvekili Kemal
Demirel’in, bir köy konağı inşaatına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/13967)
72.- Adıyaman Milletvekili
Şevket Köse’nin, Adıyaman’daki otoparklara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/13968)
73.- Adana Milletvekili
Hulusi Güvel’in, Seyhan Belediyesince kurulan
şirketlerin ve iştiraklerinin yönetimine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/13969)
74.- Bursa Milletvekili Kemal
Demirel’in, Karacabey’deki bazı köy yollarının yapımına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13970)
75.- Muğla Milletvekili Fevzi
Topuz’un, Marmaris Belediye Başkanına yapılan saldırıya ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13971)
76.- Antalya Milletvekili
Tayfur Süner’in, Akseki ilçesinin su sorununa ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13972)
77.- Bursa Milletvekili Kemal
Demirel’in, bir köy yolunun yapımına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/13973)
78.- Adıyaman Milletvekili
Şevket Köse’nin, Kahta Turizm Kenti Projesine ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/13975)
79.- Adıyaman Milletvekili
Şevket Köse’nin, Adıyaman’da tahsis edilen Hazine ve orman arazilerine ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/13976)
80.- Muğla Milletvekili Gürol
Ergin’in, havaalanlarında alınan bir ücrete ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13979)
81.- İzmir Milletvekili
Selçuk Ayhan’ın, bazı madencilik faaliyetlerinin kültür ve turizm alanlarına
etkisine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/13980)
82.- Bilecik Milletvekili
Yaşar Tüzün’ün, vergi borcu nedeniyle bağlanan
kamyonlara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/13982)
83.- Kırklareli Milletvekili
Turgut Dibek’in, varlık barışı uygulamasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/13983)
84.- Adana Milletvekili Hulusi
Güvel’in, Adana’da tarımsal sulamada kullanılan
elektrik borçlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/13984)
85.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, İzmir’de bir öğrenci yurdundaki olaya ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13985)
86.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, taşımalı eğitimdeki trafik kazalarına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13986)
87.- Mardin Milletvekili
Emine Ayna’nın, bir ilköğretim okulunun yemekhane ihtiyacına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13987)
88.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, taşımalı eğitim uygulamasına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13988)
89.- İzmir Milletvekili
Selçuk Ayhan’ın, eğitim sistemindeki bazı sorunlara ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13989)
90.- Bartın Milletvekili
Muhammet Rıza Yalçınkaya’nın, okul aile birliklerinin
hesap ve işlemlerinin denetimine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/13990)
91.- Bursa Milletvekili Kemal
Demirel’in, Van’daki okulların depreme karşı dayanıklılığına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13991)
92.- Bursa Milletvekili Kemal
Demirel’in, Bursa’da deprem testi yapılmayan okullara ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13992)
93.- Bursa Milletvekili Kemal
Demirel’in, Kastamonu’daki okulların depreme karşı dayanıklılığına ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13993)
94.- Bursa Milletvekili Kemal
Demirel’in, Tunceli’deki okulların depreme karşı dayanıklılığına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13994)
95.- Mardin Milletvekili
Emine Ayna’nın, öğretmen kadrosu dışındaki personele ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13995)
96.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, alınan bilgisayar donanım ve yazılımlarına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13996)
97.- Bursa Milletvekili Kemal
Demirel’in, Çankırı’daki okulların depreme karşı dayanıklılığına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13997)
98.- Bursa Milletvekili Kemal
Demirel’in, Bitlis’teki okulların depreme karşı dayanıklılığına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13998)
99.- Bursa Milletvekili Kemal
Demirel’in, Yozgat’taki okulların depreme karşı dayanıklılığına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13999)
100.- Bursa Milletvekili
Kemal Demirel’in, Osmaniye’deki okulların depreme karşı dayanıklılığına ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14000)
101.- Bursa Milletvekili
Kemal Demirel’in, Kilis’teki okulların depreme karşı dayanaklılığına ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14001)
102.- İzmir Milletvekili
Ahmet Ersin’in, bir sendika şube başkanına verilen disiplin cezasına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14002)
103.- İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız’ın, acil telefon numaralarının tek numaraya
indirilmesine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14008)
104.- Antalya Milletvekili
Tayfur Süner’in, Antalya-Kemer-Tekirova yolundaki
tünellerin trafiğe açılmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14009)
105.- Mardin Milletvekili
Emine Ayna’nın, PTT’nin yeniden yapılandırılmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14010)
106.- Batman Milletvekili
Bengi Yıldız’ın, Batman Garının sel atıklarından temizlenmesine ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14011)
107.- Sivas Milletvekili
Malik Ecder Özdemir’in, Akdağmadeni-Gemerek yoluna
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14012)
108.- Konya Milletvekili
Atilla Kart’ın, biyometrik pasaport işi ihalesine
ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14013)
No.: 149
1 Haziran 2010 Salı
Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Diyarbakır Milletvekili
Selahattin Demirtaş ve 19 Milletvekilinin, sınav
merkezli eğitim sisteminin yol açtığı sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/729) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.03.2010)
2.- Diyarbakır
Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19
Milletvekilinin, yolsuzlukla mücadelede alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/730) (Başkanlığa geliş tarihi: 01.04.2010)
3.- Diyarbakır
Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19
Milletvekilinin, insan hakları savunucularının karşılaştıkları engellerin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/731) (Başkanlığa geliş tarihi:
01.04.2010)
4.- Diyarbakır
Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19
Milletvekilinin, yatılı ilköğretim bölge okullarındaki sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/732) (Başkanlığa geliş tarihi: 01.04.2010)
1 Haziran 2010 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.04
BAŞKAN : Başkan Vekili Şükran Güldal
MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK
(Burdur), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
109’uncu Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Sayın milletvekilleri, Hükûmet adına
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arnıç’ın
yaşanan son olaylarla ilgili olarak İç Tüzük’ün 59’uncu maddesine göre gündem
dışı söz talebi vardır. Gündeme geçmeden önce bu talebi yerine getireceğim.
Sayın Bakanın açıklamasından sonra istemleri hâlinde siyasi parti
gruplarına ve grubu bulunmayan milletvekillerinden birine söz vereceğim.
Grubu bulunmayan milletvekilleri için söz talebi kaydı başlamış
bulunmaktadır. Grup üyesi olmayan sayın milletvekillerinin, söz taleplerini
Başkanlığımıza iletmelerini rica ediyorum.
Konuşma süreleri: Hükûmet için yirmi
dakika, siyasi parti grupları için on, grubu bulunmayan milletvekilleri için de
beş dakikadır.
Buyurunuz Sayın Bakan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
Hükûmetin Gündem Dışı Açıklamaları
1.- Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, İskenderun
Deniz Üs Komutanlığına bağlı askerî birliğe yapılan terör saldırısı ve Gazze’ye insani yardım malzemeleri götüren gemilere
İsrail’in yaptığı saldırıya ilişkin gündem dışı açıklaması ve Bursa
Milletvekili Onur Öymen, Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır, Batman Milletvekili Ayla Akat Ata ve Adana
Milletvekili Ömer Çelik’in grupları adına; Balıkesir Milletvekili Hüseyin Pazarcı’nın, şahsı adına konuşmaları
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Dün ve bugün, hepimizi ilgilendiren, tüm kamuoyunu meşgul eden iki
büyük üzüntü verici hadise yaşadık. Bunlarla ilgili olarak dün kamuoyuna hem
Dışişleri Bakanlığımızın açıklamaları hem de Hükûmet
adına yaptığımız açıklamalar halkımızı bilgilendirme noktasında yararlı oldu.
Bugün de, salı günü, Meclisimiz, Genel Kurul çalışmalarına başlayınca İç
Tüzük’ün 59’uncu maddesi uyarınca Hükûmet adına
açıklama yapmak ve sayın milletvekillerimize bilgi arz etmek istedim. Sayın
Başkana, söz verdikleri için çok teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekilleri, üzücü olaylardan birisi, geçtiğimiz gece
yarısı saat on iki-yarım arasında İskenderun Deniz Üs Komutanlığına bağlı
askerî birliğimize bir terör saldırısı yapılmasıdır. Bu üzücü olayda maalesef 6
askerimiz şehit olmuş, 7 askerimiz ise yaralanmıştır. Nöbet değişimi sırasında
roketatar ve makineli tüfeklerle gerçekleşen hain saldırıda 1 erimiz olay
mahallinde, 5 askerimiz ise sevk edildikleri hastanede şehit düşmüşlerdir. 7
askerimizin tedavileri sürmektedir. Bunların ağır yaralı olan 3’ü Gülhane
Askerî Tıp Akademisi Hastanesine anında sevk edilmiş, diğer 4 yaralı
askerimizin tedavisi İskenderun Askerî Hastanesi ve İskenderun Devlet
Hastanesinde devam etmektedir.
Bu insanlık dışı saldırıyı gerçekleştiren terör örgütünü
lanetliyoruz. Teröristlerin yakalanması için operasyonlar da sürmektedir.
Bu konuyla ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığı da bir açıklama
yapmıştır, o da bilgileriniz dâhilindedir. Nöbetçi personeli taşıyan askerî araca,
kışlanın doğusunda, Adana-Hatay otobanına yakın kışla tel örgüleri dışında çok
yakın mesafeden roketatar ve uzun namlulu silahlarla bir grup bölücü terör
örgütü mensubu tarafından kısa süreli silahlı saldırıda bulunulmuştur. Bu
saldırı sonucunda da -biraz önce verdiğim bilgilere göre- 6 askerimiz şehit
olmuştur. Olaya, ölümlü hadise olması sebebiyle İskenderun Cumhuriyet Savcılığı
tarafından el konulmuştur ve inceleme devam etmektedir.
Ayrıca, o bölgede böylesine cüretkâr bir saldırı, kışla tel örgülerinin
çok yakınında ve 6 askerimizin şehit olmasına yol açacak biçimde yoğun bir
şekilde yapılması Genelkurmay tarafından da kendi içerisinde değerlendirilmekte
ve soruşturulmaktadır. Bir güvenlik zafiyeti veya komuta zafiyeti bulunması
hâlinde de gerekenler şüphesiz yapılacaktır.
Şehit olan askerlerimizin isimleri: Kenan Oğuz Erbay,
İsmail Kartal, Erol Tavukçu, Serhat Aslan, Ümit Akbulut, Erhan Terletme, Nedim
Çağrı Türe’dir. Değerli milletvekilleri, şehit olan askerlerimizin ilk gün 2’si
defnedilmiştir, bugün de 4’ü defnedilmiştir veya defnedilmek üzeredir.
Olayla ilgili kroki, otobana çok yakın bir yerde, dağlık bölgeden
gelerek, birliğe hâkim bir vaziyette konuşlanan ve saldırıdan hemen sonra yine
ormana karışarak kaçan saldırganların durumunu tespit eden bir harita bize
verilmiştir.
Değerli milletvekilleri, ikinci üzücü olay: Önceki gün
sabaha doğru, İsrail ordusuna ait silahlı unsurlar, Gazze
halkına insani yardım götüren, otuz iki ülkeden 600’e yakın insanın içinde
bulunduğu Gazze’ye özgürlük filosuna, “Rotamız
Filistin, Yükümüz İnsani Yardım” sloganıyla yola çıkan bu gemilere,
uluslararası sularda, tamamen haksız ve hukuksuz bir şekilde saldırıda
bulunulmuş ve masum insanların kanı dökülmüştür, ölü ve yaralıların olduğu bu
kanlı saldırıda insani yardım gemilerine de el konulmuştur. Kadınların, çocukların, din adamlarının ve tamamen sivillerin
bulunduğu gemilere yapılan bu insanlık dışı saldırıyı bir kez daha şiddetle
lanetliyoruz.
Amaçları yalnızca abluka altındaki Gazze’ye
insani yardım götürmek olan gemilere ve bu gemilerde bulunan sivil insanlara
yapılan bu saldırı, aslında tüm insanlığa ve dünyanın huzuruna yönelik bir
saldırıdır. Saldırı, uluslararası sularda -yine haritalarla tespit edildiği
gibi- en yakın İsrail kıyısına
Hadise üzerine, sabah altı buçukta, Başbakanlıkta, sivil, askerî
yetkililerle birlikte toplantılar yaptık ve her iki olayı da derinlemesine
takip ettik. Bunlardan, öncelikle, saldırıda vefat eden şehitlerimiz ve
saldırıyı yapan terör örgütüyle ilgili takip konusunda, hem MİT Müsteşarımızın
hem de Genelkurmayın, askerî yetkililerin verdiği bilgiler çerçevesinde ilk
tedbirler alındı.
Gemiyle ilgili olayda ise yine askerî yetkililerin verdiği
bilgilerle ve sivil unsurların da değerlendirmesiyle, acilen yapılabilecek olan
şeyler konusunda dikkat çekici bazı çalışmalar yaptık. Öncelikle, İsrail Savunma
Bakanı Ehud Barak’
Yine, dün aldığımız kararlar içerisinde: Türkiye'nin Tel Aviv
Büyükelçisi geri çağrıldı. İsrail’le gündemimizde üç tane müşterek askerî
tatbikat vardı, bu askerî tatbikatların iptal edildiği duyuruldu. Dışişleri
Bakanımız, bulunduğu yerden acilen New York’a gitti, Birleşmiş Milletler
Güvenlik Konseyi acil toplantıya çağrıldı ve bu toplantıda, dün akşam
saatlerinde, hepinizin izlediği gibi bir konuşma yaptı ve konuyu Türkiye açısından
ve insanlık hukuku açısından irdeledi; Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi de
bu toplantı sonunda İsrail’i kınayan bir açıklama yaptı. Açıklamalarda,
soruşturma açılması, sivillerin ve yaralıların derhâl serbest bırakılması
istendi. İki günlüğüne özel maçlar yapmak üzere İsrail’de bulunan U-18 Futbol
Genç Millî Takımımızın derhâl Türkiye’ye döneceği ve maçların iptal edileceği
açıklandı ve Futbol Genç Millî Takımımız dün akşam saatlerinde İstanbul’a
döndü. NATO Konseyi olağanüstü toplantıya çağrıldı. Ayrıca, İslam Konferansı
Örgütü, Arap Birliği, Avrupa Birliğinin organları ve ilgili tüm kuruluşlarla
gereken temaslar kuruldu, uluslararası kuruluşlar göreve davet edildi. İslam
Konferansı Örgütü pazartesi günü -yani önümüzdeki pazartesi- acilen bu konuda toplanmak
üzere karar aldı. Öncelikle, insani yardım konvoyunun ve konvoyda bulunan
vatandaşlarımızın güvenliklerinin sağlanması, yaralıların süratle tedavi
edilmelerinin temini için gerekli adımlar atıldı ve çalışmalarımız şüphesiz
devam etmektedir.
Bu konuda, başta ABD olmak üzere, pek çok ülkeden olayı irdeleyen,
kınayan, soruşturma açılmasını isteyen, lanetleyen pek çok bilgiler aldık,
bunlar da elimizde mevcuttur ancak ben, tekrar edilenlerin ötesinde, bugün için
elimizde bulunan veya sizlerin de mutlaka bilgi sahibi olmayı arzu ettiğiniz
konular üzerinde birkaç cümleyle durmak istiyorum.
Öncelikle, bu gemiler bir sivil inisiyatif
tarafından yardım malzemeleriyle doldurulmuş ve yine bir sivil inisiyatif
olarak sadece Türklerden değil, otuz iki ülkeden farklı insanlarla da birlikte
hareket etmişlerdir. Hükûmetimizin bu organizasyona
sadece Denizcilik Müsteşarlığı ve Dışişleri Bakanlığı düzeyinde kolaylık
sağlaması söz konusu edilebilir. Bu gemilerin tutulması, içerisine yardım
malzemelerinin doldurulması ve farklı ülkeden, farklı dinde ve etnik kökende
insanların tamamen insani amaçla bir araya gelerek “Rotamız Filistin, Yükümüz
İnsani Yardım” demesi, “İnsani Yardım Vakfı” olarak bilinen IHH’nın
organizasyonunda gerçekleşmiştir. Bu Vakıf, geçmişte de buna benzer pek çok
aktivitede bulunmuş bir vakıftır. Bunlardan yolcu taşıyan geminin ismi “Mavi
Marmara” gemisidir. Mavi Marmara gemisi 560 yolcu taşıyordu. Bu
560 yolcunun 353’ü Türkiye vatandaşı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, 7’si
Almanya uyruklu, 3’ü Amerika uyruklu, 3’ü Avustralya uyruklu, 4’ü Bahreyn
uyruklu, 5’i Belçika, 1’i Bosna, 32 Cezayir, 12 Endonezya, 5 Fas, 2 Filistin, 1
Fransa, 1 Hollanda, 1 Güney Afrika, 28 İngiliz, 3 İrlanda, 3 İspanya, 5 İsrail,
5 İsveç, 2 Kanada, 1 Kosova, 16 Kuveyt, 3 Lübnan, 3 Makedonya, 11 Malezya, 3
Mısır, 2 Moritanya, 3 Pakistan, 4 Suriye, 1 Umman, 31 Ürdün, 4 Yemen, 1 Yeni
Zelanda, 1 de Yunanistan uyruklu yolcuların gemide mevcut olduğunu biliyoruz. Yük
gemilerinden “Gazze” gemisi kargo gemisidir, 13 Türk
personeli vardır, 5 tane de Türk yolcusu vardır. “Defne” gemisi gene yük
gemisidir, kargo gemisidir, 13 personeli vardır, bunların 11’i Türk, 2’si
Azerbaycanlıdır, 7 tane de yolcu Türk vatandaşımız bulunmaktadır. Gemilerde
insani yardım vardır. Saldırı saati 04.32 ve karaya olan uzaklık da 72 deniz
mili mesafededir.
Bu organizasyonu tertip eden kuruluşun ilgili makamlara verdiği
isim listesi de elimizde bulunmaktadır. Bunların 353 tanesi Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşı, diğerleri de farklı ülkelerin vatandaşları olarak bilinmektedir.
Bunların hepsinin bir araya gelmesi, bu vakfın organizasyonunda, insani amaçla,
aylardır abluka altında bulunan Gazze’ye insani
yardım götürme gayretine dayanmaktadır.
Olay, ilk anında televizyonlara yansımıştır, ekranlara gelmiştir
fakat müteakiben büyük bir perdeleme ve karartmayla bütün dünya bu olaya karşı
sağır duruma getirilmiştir. Dolayısıyla, içeriden bilgi almak imkânı olmadığı
gibi, İsrail makamları da bu konuda bugüne kadar bilgi vermekten
kaçınmışlardır. Bu konuda İsrail Dışişleri Bakanlığıyla yapılan görüşmeler
sonucunda, Başbakanlar düzeyinde yapılan çalışmalar, Dışişleri Bakanlığımızın
gayretleriyle götürülen ve sürdürülen gayretler sonunda, yaralı
vatandaşlarımızın bir kısmının isimleri tespit edilmiştir. Bunlar zaten olaydan
sonra helikopterlerle Hayfa’ya ve Tel Aviv’e
nakledilmişlerdir. Ölü olanlar konusunda henüz bize ulaşmış bir bilgi yoktur.
Bu konudaki çabalarımız, kimlik tespiti yapıldığı, bazılarının üzerinde kimlik
bulunmadığı, bu şekilde olayın geciktiği konusunda bilgi verilmektedir. İsmi
öğrenilen yaralı vatandaşlarımızın 14 tanesinin isimleri, dün akşam Dışişleri
Bakanlığında kurulan kriz merkezinden yakınlarına bildirilmiştir. Bugün de 6
ismin geldiğini biliyoruz. Bunlar da aynı şekilde ailelerine bilgi verilmek üzere
kendileriyle iletişim kurulmuştur.
Şu an itibarıyla, Meclis Genel Kurulumuza verebileceğim
bilgilerden bir tanesi de şudur: Biz, yaralıların süratle Türkiye’ye
getirilmesini ve tedavilerinin burada yapılmasını bildirmiştik. Bu, kabul
edildi, uçaklara uçma izni verildi ve bugün sabah 00.50’de Genelkurmay
Başkanlığımıza ait iki adet ambulans uçak, Sağlık Bakanlığımıza ait bir adet
ambulans uçak hareket etti. 08.50 itibarıyla olunca, şu anda yaralılarla
birlikte Türkiye’ye gelmek üzere olduklarını düşünebiliriz.
Yaralılar ilk etapta Sağlık Bakanlığımıza bağlı Ankara Atatürk
Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edilecek olup sağlık durumlarına göre
bilahare Ankara’da çeşitli hastanelerde tedavi altına alınacaktır. Ayrıca
gemide bulunan yurttaşlarımızın ülkemize dönüşünün sağlanması amacıyla da üç
adet Türk Hava Yollarına ait büyük kapasiteli uçak hazır bekletilmektedir.
Bunlardan, bildiğiniz gibi, 12’si sabah saatlerinde tarifeli uçakla Türkiye’ye
gelmişlerdir. Kimlik tespiti ve ülkelerine dönme arzusunu bildirenler
ülkelerine bir şekilde gönderilmektedir. Kimlik tespiti yapılamayanlar veya
orada kalmayı isteyenler henüz ülkelerine gönderilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, bu gönüllülerin geri dönmesi konusunda
girişimler de devam etmektedir çünkü aktivistlerin bir
kısmının “Biz hedefimize ulaşacağız, bu yardımları yerine götüreceğiz, sonuna
kadar bu işin takipçisiyiz.” şeklinde beyanda bulundukları görülmektedir.
İsrail makamları bu konuda çok acımasız ve duyarsız davranmaktadır. Bu
kişilerin belli yerlerde gözaltına alındıkları veya tutuklandıkları da
tarafımıza bildirilmiştir.
Bu konuda atılan adımlar, dün sabah saatlerinden itibaren adım adım gerçekleştirilmektedir. Bizim bütün amacımız,
içerisinde yurttaşlarımızın da bulunduğu ve pek çoğunun… Hemen hemen tamamının din farkı gözetmeksizin, milliyet farkını
dikkate almaksızın, sadece insani amaçlarla bir araya geldikleri bilinmektedir
ve yüklerinin de içlerinde inşaat malzemesi de olmak üzere, çocukların maması
da, hastalara verilecek ilaçlar olmak üzere de bu yardım malzemelerinden
teşekkül ettiği de bilinmektedir.
Değerli milletvekilleri, olay hukuki açıdan da incelenmiştir.
Adalet Bakanlığımızda teşkil edilen bir hukukçu heyeti bu konuda neler
yapılabileceği konusunu da araştırmaktadır. Konu “Açık denizde seyreden
gemilere müdahale” olarak incelenmiştir. Uluslararası hukukun Bayrak Yasası
gereğince, açık denizlerde seyreden bir gemi üzerinde ilke olarak yalnızca söz
konusu geminin bayrak devletinin münhasır egemen yetkileri geçerli olmaktadır
ancak bazı durumlarda, Bayrak Yasası’na aykırı olarak devletlerin, uyrukluk
ayrımı gözetmeksizin, açık denizlerde seyreden bir gemiyi denetleme, kovuşturma
ve cezalandırma yetkileri de bulunmaktadır. Bu durumlar sadece dört ayrı
konuyla sınırlıdır: Birisi köle ticareti, birisi deniz haydutluğu, bir diğeri
uyuşturucu madde kaçakçılığı ve açık denizden yapılan izinsiz yayınlardır. Oysa
bizim olayımızda böyle bir durum kesinlikle söz konusu değildir.
Uluslararası hukuka göre suç teşkil eden bu eylemin silahlı
bir şekilde ve askerî güçlerle savunmasız insanlara karşı yapılması, onların
yaralanması ve ölümlerine yol açılması hem uluslararası hukuk bakımından hem de
Türk Ceza Kanunu ve bizim mevzuatımız bakımından da takip edilecektir çünkü
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’na göre, suç, açık denizde, Türk deniz araçlarında
veya bu araçlarda işlendiğinde Türkiye’de işlenmiş sayılır. Türk Ceza Kanunu’nun 8’inci maddesinde, yer bakımından uygulamada
böyle bir hükme açıklıkla rastlayabiliyoruz. Adalet Bakanlığımız, bu konuda,
gemilerin çıkış yeri itibarıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına çalışmalar
tamamlandığında gerekli talimatları verecektir.
Bu konuda farklı düşünceler olan bir hususu da kısaca arz etmek
istiyorum. Bu Gazze’ye yardım götüren gemilerin
bayrağının ne olduğu tartışma konusu olmuştur. Gazze
yük gemisi Türk Bayrağı taşımaktadır, Türk bandıralıdır. Mavi Marmara gemisinin
sahipleri Türk’tür, ama Komoros yani Komor Adalarının bandırasını kullanmaktadır. Defne yük
gemisi Kiribati ülkesinin bayrağını taşımaktadır. Bir
Yunan gemisi var, yük gemisi, Sfendoni diye, o Yunan
Bayrağı taşımaktadır. Yine bir Yunan gemisi, Elefteri
Mesogios, o da Yunan Bayrağı taşımaktadır. Challenger
isimli bir kargo gemisi de ABD Bayrağı taşımaktadır. Yani bizim, içinde 560
yolcusu olduğunu bildiğimiz Mavi Marmara gemisi olay anında Komoros
yani Komor Adalarının bandırasını taşımaktaydı. Bunun
hukuki açıdan tartışması ve yorumlanması mutlaka yapılacaktır.
Ben, bu konularda -sanıyorum- değerli gruplarımızın da
milletvekili arkadaşlarımızın da sözleri ve karşı görüşleri mutlaka olacaktır
ama millet olarak dün yapılan açıklamaların, bugün yapılan açıklamaların bu
konuda çok büyük bir hassasiyet gösterdiğini, hepimizin müşterek düşünce ve
inancını ortaya koyduğunu sevinçle gördüm. Bugünkü konuşmaları kısmen
dinleyebildim ama dün Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Sayın
Genel Başkanın ve Sayın Bahçeli’nin yazılı açıklamasını takip etmiştim. Olay
kınanmaktadır. Alınan kararlar kısmen olumlu bulunmaktadır. Yine yapılabilecek
olan işler de söylenmekte ve bazı konular da yetersiz bulunmaktadır.
Şüphesiz olaya salt çıplak gözle baktığımız zaman bir tecavüz söz
konusudur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Devamla) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
İnsanlık dışı bir suç işlenmiştir. Daha ağır kelimeler de
kullanılabilir, bunları hepimiz de kullandık bugünkü grup toplantılarında, bu,
müşterek hissiyatımızdır. Bu konuda Hükûmetimiz,
Parlamentomuz inanıyorum ki çok önemli kararlar alacak, konunun takipçisi
olacak ve mağdur olan yurttaşlarımızın ve diğer ülke insanlarının bu
mağduriyeti giderilecek ve bu suçu işleyen İsrail yetkililerine karşı, hükûmetine karşı da şüphesiz bir devlet olarak Türkiye
gerekli tavrı gösterecektir.
Bu olayda da vefat eden insanlara, Türk olsun, başka uyruktan
olsun, rahmet diliyorum -iyi niyetlerle ve amaçlarla yola çıkmışlardı-
yaralılara şifalar diliyorum ve böyle bir olayın bir daha tekrarlanmaması
düşüncesiyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Arınç.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Bursa Milletvekili Onur Öymen.
Buyurunuz Sayın Öymen. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ONUR ÖYMEN (Bursa) – Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; önceki gece
İskenderun’da bir askerî birliğimize yönelik saldırı ve İsrail’in Türk
gemilerine yönelik olarak yaptığı başka bir saldırıyla ilgili olarak Cumhuriyet
Halk Partisi Grubunun görüşlerini arz etmek üzere söz almış bulunuyorum. Yüce
heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, İskenderun’da bir deniz birliğimize yapılan
ve 6 askerimizin şehit olmasıyla sonuçlanan olayı şiddetle kınıyoruz, bu
saldırıyı şiddetle kınıyoruz, bir deniz birliğimize böyle bir saldırının
örneğini hatırlamakta güçlük çekiyoruz. Aynı şekilde İsrail kuvvetlerinin Gazze’deki Filistinlilere insani yardım götüren gemimize
yaptığı insanlık dışı saldırıyı da lanetliyoruz. Her iki saldırıda hayatını
kaybedenlere, şehit olanlara Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı,
yaralılara acil şifalar diliyoruz. Her iki saldırının da aynı saatlerde
yapılmış olmasını dikkat çekici buluyoruz.
Değerli arkadaşlarım, insani malzeme taşıyan ve silahsız
sivillerin bulunduğu bir gemiye uluslararası sularda İsrail’in yaptığı
saldırıyı ve çok sayıda insanın ölümüne ve yaralanmasına yol açan bu olayı
hiçbir ölçüye göre mazur bulmak, mazur görmek mümkün değildir. İsrail, yalnız
uluslararası hukuku değil, insani ve ahlaki ölçüleri de çok açık biçimde ihlal
etmiştir. O bakımdan, ne kadar kınasak azdır.
Biz, bu olay karşısında, Hükûmetin,
Güvenlik Konseyinden güçlü bir karar çıkartmasını, bir kınama kararı
çıkartmasını bekliyoruz. Güvenlik Konseyi Başkanı adına yapılan açıklama
önemlidir ama yeterli değildir. Bu gibi durumlarda Güvenlik Konseyinin resmen
bir karar çıkartması ve bu olayı kınaması önem taşımaktadır. Böyle bir karar
henüz çıkarılmamıştır.
“İlgili devletlerin yaptığı açıklamalardan, kınamalardan
memnunuz.” diyorlar. Amerikan Hükûmetinin de bu olayı
kınadığını söyledi Sayın Bakan biraz önce fakat bizdeki bilgiye göre Amerikan Hükûmeti sadece üzüntülerini bildirmiştir. Kınama çok ciddi
bir tabirdir uluslararası ilişkilerde. Biz şu ana kadar Amerika’nın bu olayı
kınadığına dair bir bilgiye sahip olmadık. Aynı şekilde, başka ülkeler de
-İngiltere gibi- üzüntülerini bildiriyorlar, “Şok olduk.” diyorlar, “Soruşturma
açılsın.” diyorlar ama Birleşmiş Milletlere şu ana kadar kınama konusunu da
içeren bir karar tasarısı sunulduğunu ve bunun görüşülüp kabul edildiğini
duymadık. Aynı şekilde, NATO’dan ve diğer uluslararası kuruluşlardan da böyle
kınama kararları bekliyoruz. Çok ciddi bir olaydır bu, hafife alınacak tarafı
yoktur. Onun için uluslararası toplumun harekete geçirilmesi, bu gibi kararlar
alınması Türk diplomasisinden beklediğimiz bir görevdir ve ancak bu takdirde
diplomasimizin başarılı olduğunu söylemek mümkün olacaktır.
Halkımızın bu olaya karşı gösterdiği tepkiyi paylaşıyoruz. Yalnız
bu tepkinin hiçbir şekilde şiddet eylemlerine dönüşmemesi önem taşımaktadır.
Haklı olduğumuz bir davada haksız duruma düşmememiz gerekmektedir. Musevi
asıllı yurttaşlarımıza yönelik olarak da en küçük bir şiddet eyleminin
gerçekleşmeyeceğini ümit ediyoruz. Onların güvenliği milletimize emanet edilmiştir.
Değerli arkadaşlarım, Gazze Şeridi’nde
yaşayan Filistinliler, maalesef 2007 yılının Haziran ayından beri karadan ve
denizden abluka altında yaşamaktadırlar. İsrail hem kara ablukası
uygulamaktadır hem de deniz ablukası uygulamaktadır. Mısır ise aynı bölgeye
yönelik olarak kara ablukası uygulamaktadır. O bakımdan bugün bu bölgede
yaşayan insanlar, Filistinliler, gerçekten çok büyük bir sıkıntı içinde
bulunmaktadırlar.
İsrail, uluslararası yardımların ancak küçük bir bölümünün Gazze’ye gönderilmesine izin vermektedir ve bizdeki bilgiye
göre izin verilen yardım miktarı toplam uluslararası yardımın yüzde 26’sı
civarındadır, gerisine izin verilmemektedir. Gönderilen yardımın bir bölümünün
de Gazze’deki bazı radikal gruplar tarafından ele
geçirildiği, hak sahiplerine dağıtılmadığı da başka bir dramdır. Birleşmiş
Milletlerin bu konuda sarf ettiği çabalar maalesef bugüne kadar yeterli sonuç
vermemiştir.
Değerli arkadaşlarım, bu ambargonun fiilî tedbirlerle, fiilî
eylemlerle delinmesi yolunda iki girişim olmuştur, her ikisi de sözü edilen
Türkiye’deki insan hakları kuruluşu tarafından yapılmıştır. Her ikisinde de
maalesef üzüntü verici olaylar yaşanmıştır. Sayın Bakan biraz önce bu kuruluşun
tamamen kendi başına hareket ettiğini, devletin hiçbir rolünün olmadığını,
hiçbir siyasi rolünün olmadığını söyledi ama pek öyle değil durum. Bu yılın
ocak ayında Mısır’ın Sina Yarımadası bölgesinden yapılan ambargoyu delme
girişimine iktidar partisine mensup bazı milletvekilleri de katılmıştır sivil
toplum örgütlerinin yanına, böylelikle bu delme girişimi siyasi bir boyut
kazanmış bulunmaktadır. Mısır bu delme girişimine insani
yardım açısından değil, siyasi açıdan bakmıştır, çok şiddetli tepki
göstermiştir, çatışmalar çıkmıştır ve bu çatışmalar sırasında 1 Mısır askeri
öldürülmüştür ve Filistinlilerden de yaralananlar olmuştur, yardım
malzemelerini taşıyan kamyonlar taşlanmıştır, gümrük kapıları yıkılmıştır,
dağıtılmıştır ve bir kere daha bu olayın yaşanmaması için Mısır o bölgeye yerin
altında çelik perdeler döşemektedir. Bu sadece İsrail’in koyduğu bir
ambargo değil, Mısır’ın da bu şekilde uyguladığı bir ambargo söz konusudur ve
bunun delinmesi eylemi maalesef orada başarılı olmamıştır, ciddi sıkıntılar
yaratmıştır.
Bu defa deniz yoluyla bu ambargonun delinmesine çalışılmıştır.
Sayın Bakanın biraz önce sözünü ettiği şekilde, dünyada sıkıntı çeken bir
bölgeye, açlık çeken, perişan durumda olan bir bölgeye normal bir insani yardım
götürülmesi olayının dışındadır. Burada da deniz yoluyla ambargonun, ablukanın
delinmesi amaçlanmaktadır, fiilî durum yaratılarak ambargo delinecektir, amaç
budur. Gemiler bu amaçla yola çıkmıştır ve herhâlde Sayın Bakanın sözünü ettiği
“Dışişleri Bakanlığıyla istişare edildi, Gümrük Müsteşarlığıyla istişare
edildi.” dediği temaslar sırasında meselenin bu boyutu da herhâlde ele
alınmıştır diye düşünüyoruz.
Şimdi, bu olay, ülkemiz açısından daha önce benzeri görülmemiş bir
durum yaratmıştır. Değerli arkadaşlarım, altmış yılı aşkın zamandan beri
Türkiye, bölgede çeşitli gruplar ve ülkeler arasındaki silahlı çatışmalara
karışmama yolunda çok büyük bir özen göstermiştir ve hiçbir Türk vatandaşı o
bölgedeki çatışmalarda öldürülmemiştir, yaralanmamıştır bu son olaya gelinceye
kadar; Türkiye buna fırsat vermemiştir. Maalesef dün yaşanan olaylar çok üzüntü
verici bir tablo yaratmıştır.
Şimdi, dikkat çekici nokta şu: 28 Mayıs tarihinden itibaren İsrail
ordusu, İsrail Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in diğer yetkilileri ve İsrail
basını, sürekli olarak bu gemilere karşı güç kullanılacağını ilan etmişlerdir.
Dışişleri Bakanımız, bu dönem içinde İsrail makamlarıyla temas edildiğini
söylemiştir ama nasıl temas edilmiştir, ne denilmiştir İsraillilere, ne cevap
alınmıştır, bu bilgi elimizde mevcut değildir, Sayın Bakan da söylemedi.
Dilerdik ki bu konuda Meclise bugün bilgi verilsin. Bu, son derece önemlidir
çünkü İsrail İnternet sitelerinde, basınında Türkiye'nin bu dönemde ültimatom verdiği iddia edilmiştir, yani “Bu gemilere
dokunamazsınız, dokunursanız buna bir bedel ödersiniz.” tarzında. Öyle mi
olmuştur, başka türlü mü olmuştur bilmiyoruz ama Türk Hükûmeti
bu temaslarda ne izlenim almıştır? Yani bu gemilere dokunulmayacağı izlenimi mi
almıştır, yoksa bu gemilere askerî müdahale yapılacağı izlenimi mi almıştır?
Eğer askerî müdahale yapılacağı izlenimini almışsa ve bu seferin yapılması Hükûmetimizce son derece önemli bir girişim olarak
görülmüşse o zaman buna koruma vereceksiniz. Somali’deki tankerlere koruma
vereceğiz ama içinde 500’den fazla insanın bulunduğu, 300’den fazla
vatandaşımızın bulunduğu gemiler tehlikeli bir bölgeye giderken uluslararası
sularda koruma vermeyeceğiz. Bunun mantığı yoktur, bunu savunmak kabil
değildir.
Değerli arkadaşlarım, o bakımdan bu konunun aydınlığa
kavuşturulmasını istiyoruz. Bu konu son derece önemlidir ve mutlaka Hükûmet tarafından aydınlığa kavuşturulmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurun.
ONUR ÖYMEN (Devamla) – Tamamlıyorum.
Eğer Hükûmet her şeye rağmen, İsrail’in
bütün bu tehditlerine rağmen müdahale etmeyeceği varsayımından hareket etmişse
o zaman büyük bir değerlendirme hatası yapmıştır.
Gemilerin bayrağından bahsetti ama şunu söylemedi Sayın Başbakan
Yardımcısı: Bu Mavi Marmara gemisi acaba hangi tarihte Komor
Bayrağı’nı çekmiştir? Öteden beri Türk Bayrağı’yla sefer yaptığı bilinen bu
gemi ne zamandan beri Komor Bayrağı’nı taşıyor ve
kime aittir şu anda? Öyle anlaşılıyor ki burada henüz aydınlatılması gereken
çok şey var.
Değerli arkadaşlarım, ne yazık ki iyi niyetle başlatılmış bile
olsa bu girişim hedefine ulaşmamıştır ve Gazze’de
yaşayan Filistinli kardeşlerimize bir katkı sağlayamamıştır. Buna karşı
İsrail’in gösterdiği aşırı ve insanlık dışı tepki nedeniyle çok sayıda masum
insanın ölümüne ve yaralanmasına yol açmıştır. Türk-İsrail ilişkilerine de
kalıcı zararlar vermiştir. Daha önce İsrail Gazze’ye
saldırdığı zaman Hükûmet çok ciddi tepki göstermiş ve
tatbikatları iptal ettiğini söylemişti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız Sayın Öymen.
ONUR ÖYMEN (Devamla) – Bitiriyorum.
Bu defa anlıyoruz ki tatbikatlar yeniden başlamış, geçmişte
olaylar olmamış gibi bu yıl üç tatbikat öngörülüyormuş, üçü birden iptal
edilmiş. Tebrik ediyoruz! İnşallah bundan sonra alacağınız tedbirler neyse daha
kalıcı olur.
Son olarak şunu söylüyorum: Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; bu
tecrübelerin ışığında Türkiye İsrail’i ileride bu gibi menfur saldırılarda
bulunmaktan caydırıcı önlemleri mutlaka almalıdır. Aynı şekilde, Gazze’ye yönelik ambargonun kaldırılması ve Filistin
meselesinin çözümü yolundaki çabalarını da bundan böyle daha büyük bir dikkat
ve itinayla sürdürmelidir. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak her zaman olduğu
gibi ulusal çıkarlarımız ve sorumluluklarımız doğrultusunda üzerimize düşen her
türlü görevi yapmaya devam edeceğiz.
Bu vesileyle yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Öymen.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır. (MHP sıralarından alkışlar)
Buyurunuz Sayın Şandır.
MHP GRUBU ADINA MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Gerçekten ülkemiz ve milletimiz çok acı iki olayı yaşamıştır ve
muhtemel cumhuriyet tarihinde bu kadar ağır bir saldırıyı ilk defa
yaşamaktadır.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak, öncelikle bu iki
saldırıda hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza yüce Allah’tan rahmetler
diliyor, milletimize sabır diliyoruz, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.
Sayın Hükûmetin planlamasına bağlı
kalarak, gerçekten yaşadığımız bu iki olayla ilgili Milliyetçi Hareket
Partisinin görüşlerini ifade etmek üzere söz aldım. İskenderun’daki olaya sayın Hükûmet öncelik verdi, İç
Tüzük’ün 59’uncu maddesine göre Genel Kurula bilgi vermek kapsamında, sonra
İsrail saldırısını dile getirdi. Müsaade ederseniz, ben önce İsrail saldırısını
konuşmak istiyorum çünkü İsrail saldırısı Türk milletine yapılmıştır, Türkiye
Cumhuriyeti devletine yapılmıştır. Bu saldırıyı herhangi bir terör olayı
olarak, herhangi bir vukuat olarak görmek mümkün değildir. Doğrudan Türk
vatandaşlarının yoğun olarak bulunduğu, Türk Bayrağı’nı taşıyan gemiye karşı,
sivil, savunmasız insanların bulunduğu ve beyaz bayrak çektiği bir gemiye karşı
İsrail devleti ağır silahlarla ve öldürmek kastıyla saldırıda bulunmuştur,
gemiler ve vatandaşlarımız esir alınmıştır ve çok ağır bir süreç yaşanmaya
başlanmıştır. Yaşanan bu sürecin sonucunu öncelikle sorgulayalım.
Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak, bu sonucu hasıl eden İsrail devletini şiddetle ve nefretle kınıyoruz.
Bu saldırı, insanlık suçudur. Bu saldırı, uluslararası hukuka, insanlık
hukukuna, adaletine, tüm güzel duygulara yakışmaz, uymaz bir saldırıdır. Bu bir
devlet terörüdür. Bu bir terör saldırısıdır ve maalesef, bu terör bir devlet tarafından
planlanarak, karar verilerek ve acımasızca uygulanmıştır. Milliyetçi Hareket
Partisi olarak bu saldırıyı yapan İsrail devletini şiddetle kınıyoruz,
milletimiz adına kınıyoruz, devletimiz adına kınıyoruz.
Değerli milletvekilleri, sonucun sebeplerini sorgulamak gerçekten
bu Genel Kurulun görevidir. Biz dünden bu yana, Sayın Genel Başkanımızın
açıklamasıyla ve bizlerin konuşmasıyla, Hükûmetin bu
konuyla ilgili Meclise bilgi vermesi, topluma bilgi vermesi; bu konuyu artık
bir millî mesele hâlinde Meclise ve millete mal etmesi gerektiğini ısrarla
ifade ettik. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu konunun bir iç siyaset
malzemesi olmaktan çok öte bir millî mesele olarak ele alınmasını, sebepleriyle
sorgulanmasını, sonuçlarıyla ilgili de birlikte karar verilmesini çok
önemsiyoruz.
Hükûmetin, Sayın
Başbakanın, sayın bakanların açıklamalarından umuda kapılmıştık. Gerçekten,
Türkiye’ye ve Türkiye Cumhuriyeti devletine, Türk milletine yakışır bir tepki
ortaya konacak umuduna kapılmıştık. Ama şimdi Sayın Bakanın verdiği bilgiler,
meseleyi aydınlatmak noktasında, Türkiye'nin tavrını ifade etmek noktasında
bence bir talihsizlik olmuştur, yeterli olmamıştır. Nedir? Sayın Başbakan
Yardımcısının ifadesiyle “Sonuçlarına katlanmak.” ve Sayın Başbakanın ifadesiyle
“Yetti artık!” ifadeleriyle ne kastedilmiştir? Ne yapılacaktır? Bunun burada
konuşulması lazım. Bu mesele yalnız Hükûmetin
meselesi değil, Hükûmetin sorumluluğunda ama milletin
meselesidir. Milletin Meclisinde bu konunun içeriğini, gerçeğini, sebeplerini burada
ortaya koymamız ve alınması gereken tedbirleri de birlikte kararlaştırmamız bir
zorunluluktur.
Ben tabii, bir üzüntümü de ifade ediyorum, çok önemli bir konuyu
şu Mecliste takip ediyoruz; milletin vekillerini yeterince ilgilendirmediğini
üzüntüyle ifade ediyorum. Millet, burada milletin vekillerinden çok daha
duyarlı ve bizi izliyor ve millet adına soruyorum…
RIDVAN YALÇIN (Ordu) – Biz buradayız.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Muhalefet burada, teşekkür ediyorum.
Sorum iktidara:
Değerli arkadaşlar, gerçekten cumhuriyet döneminde bu kadar ağır
saldırıyla karşı karşıya kalmamıştık. Egemenliğimize bir
saldırı bu, milletimize bir saldırı. Hakaret olmanın, bir suç olmanın
ötesinde Türkiye Cumhuriyeti devletine bir saldırı yaşanmıştır. Buna Türk
milletinin, Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve onu temsil eden bu Meclisin,
özellikle de Sayın Hükûmetin bir cevabı olmalıdır.
Bu, Süleymaniye’de yaşanan askerin başına çuval geçirilmesi olayı şeklinde
geçiştirilemez, geçiştirilmemelidir. Bu olayla, Türkiye’nin başına çuval
geçirilmiştir sayın iktidar. Türk milleti adına Türkiye’yi yöneten sayın
iktidarın milletle birlikte, Parlamentoyla birlikte, iktidarıyla muhalefetiyle
birlikte buna bir cevabı olmalıdır. Eğer söylenemeyen hususlar varsa İç
Tüzük’ün verdiği imkânlar var; kapalı oturum yapılır, genel görüşme açılır ama
bu yaşanan ve kabul edilemez bu sonucun sebepleri birlikte sorgulanır, cevabı
birlikte verilir diye ümit ediyorum ve bunu talep ediyorum. Biz bu cevabı
yeterli bulmuyoruz, bu bilgiyi yeterli bulmuyoruz. Bugün acımız var. Bugün bu
acının üzerinden Hükûmete yüklenmeyi çok gerekli
görmüyoruz ama gerçekten cevabı verilmesi gereken sorular var. Bu cevapları
lütfen millete veriniz.
Dolayısıyla, biz siyasi iktidarı, Türk milletinin gücüne, Türkiye
Cumhuriyeti devletinin gücüne müdrik, ona inanan, ona güvenen bir şuurla,
Türkiye’ye böyle ulu orta saldırılmasına fırsat verilmemesini, caydırıcı bir
duruş ortaya konulmasını sayın iktidardan istiyoruz. Cesaret edememeliydi.
Böyle bir ihtimal varsa bunun tedbiri alınmalıydı. Bu olay, anlık, spontane gelişen bir olay değil, göz göre göre böyle bir olay yaşanıyor.
Değerli milletvekilleri, bu mesele böyle geçiştirilemez. Ne
Türkiye'nin ilişkileri açısından böyle geçiştirilebilinir ne de Türkiye'nin
yönetimi açısından böyle geçiştirilebilinir. Asla iç siyasetin bir malzemesi
olarak da kullanılmamalıdır. Gündem değiştirmek niyeti olarak bazı köşe
yazarlarının ifade ettiği tüyler ürpertici böyle bir ihtimali kabul etmek
mümkün değil. Eğer kabul edilmeyecekse, bunun ciddiyetine inanarak, burada Hükûmet olarak hem Parlamentoyu hem milleti bilgilendirmek
ve gereken doğru tedbiri almak noktasında dünkü söylediklerinizden geri
adımdasınız, geri noktadasınız sayın iktidar. Dün söylediğiniz noktadan, şu
anda Sayın Bülent Arınç’ın yaptığı açıklamalarla geri
noktadasınız. Hani “Yetti artık!” diyordunuz, yeten ne? Nedir? Kınamakla mı?
Eğer Türkiye gibi böyle küresel bir güç iddiasında bulunuyorsanız… Birleşmiş
Milletler Güvenlik Konseyine gerekli kararı aldıramadınız. Alınan kınama kararı
bir karar tasarısı değil. İlgili devletlerin üzüntü belirtmekten öte bir
tepkileri yok.
Çok önemli bir noktadayız. Türkiye Cumhuriyeti devleti belki de
cumhuriyet tarihinin en önemli kırılma noktasındadır. Eğer bu saldırıya Türkiye
Cumhuriyeti devleti olarak gereken, yeterli, olması gereken tepki ortaya
konulamazsa, bundan sonra bu ülkenin bağımsızlığını ve egemenliğini korumak
gibi bir imkânınız olmayacaktır.
Değerli milletvekilleri, İskenderun’da yaşanan hadiseyi de
şiddetle kınıyorum ve sizi kendi vicdanınızla baş başa bırakıyorum. “Güzel
şeyler olacak.” diye başladığınız bu yolculuk nereye ulaştı? Lütfen, bunu kendi
vicdanınızda sorgulayın. Bir siyaset malzemesi, bir muhalefet siyaseti olarak
söylemiyorum…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) – …bir yıl oldu, “Güzel şeyler olacak.”
diye başladığınız bu süreç, bugün dünden daha fazla kan akmasına sebep oluyor,
her geçen gün daha fazla kan akıyor; ne kan durdu, ne gözyaşı dindi. Nereye
varacağız? Şehir merkezlerine saldırır, roketle saldırır oldular.
AHMET ORHAN (Manisa) – Askerî üs, askerî üs…
MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Askerî üsse saldırır oldular. Durup düşünmek lazım. Bu gidiş iyiye gidiş değil. Terörle
müzakere ederek bir sonuç alınamayacağını daha ne kadar çok kan akıtarak
anlayacağız?
Değerli milletvekilleri, gerçekten ülkemiz ve milletimiz çok böyle
sıkıntılı bir süreçte. Yani, bu yaşananlara teslim olmak, “Artık yapacak bir
şey kalmadı.” teslimiyetine -bu bir uçurumdur- buraya sürüklenme tehlikesinin
başında… Bu çok önemli. Kendine özgüveni olmayan bir
milletin geleceği olmaz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi bağlayınız.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Bitiriyorum.
Bu sebeple, siyasi iktidarı, tüm siyasi hesapların ötesinde, bu
milletin birliğini, bu milletin bu topraklardaki egemenliğini, bu devletin
bağımsızlığını ve geleceğini savunmak adına, üzerine düşen görevi yapmaya davet
ediyorum. Bunu birlikte yapmalıyız. Yapılmış olsa bu sonuçlarla karşılaşmayız
aziz milletvekilleri, yapılmış olsa bu sonuçlarla karşılaşmayız. Ya tedbirde
kusur var ya duruşta eksiklik var ya politikalarda yanlışlık var ya ilişkilerde
yanlışlık var.
ŞENOL BAL (İzmir) – Zihniyette…
MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Sonuç olarak ulaşılan sonuç, Türkiye’ye
yakışmaz, kabul edilemez ve bu millete reva görülemez sonuçlardır; bunu asla
kabul etmiyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak bu yaşananları asla
kabul etmiyoruz. Milletimize ulaşan bu ellerin kırılması, bu niyetlerin daha
eyleme geçmeden durdurulması için gerekenin yapılmasını sizlerden talep
ediyoruz.
Tekrar, hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmetler diliyorum.
Milletimizin başı sağ olsun. Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Şandır.
Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına Batman Milletvekili Ayla Akat Ata. (BDP sıralarından alkışlar)
BDP GRUBU ADINA AYLA AKAT ATA (Batman) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Dün sabah saatlerinde televizyonu açtığımızda iki haberle sanırım
Türkiye kamuoyu sarsıldı. Bir haber dünya kamuoyunu da etkiler düzeydeydi.
İskenderun’dan aldığımız haber, son iki aydır Barış ve Demokrasi Partisi olarak
dikkat çekmiş olduğumuz konunun acı bir tablosunu önümüze koymaktaydı. Biz daha önce de ifade etmiştik, bu Parlamento çatısı altında grubu
bulunan siyasi partiler ve milletvekilleri, yaşanan kayıplardan sonra yaşamını
yitiren vatandaşlarımıza, evlatlarımıza Allah’tan rahmet ve yakınlarına
başsağlığı dilemek gibi bir görev sahibi değildir; yaşanan acıları alınabilecek
tedbirlerle engellemek, özellikle son dönemde Türkiye üzerinde oynanan
hesapları boşa çıkarmak, halkları birbirine kırdırtacak politikaları açığa
çıkarmak ve bunu engellemek gibi bir sorumluluk altındadır. Biz,
İskenderun’dan almış olduğumuz haber karşısında sarsıldık ama şu konuda oldukça
halkımız karşısında masum olduğumuzun, halkımız karşısında söyleyecek sözümüz
olduğunun da farkındayız. Son iki ayımızı gece demeden gündüz demeden yaşanabilecek
herhangi bir olumsuzluk, yaşanabilecek herhangi bir çatışma ortamını engellemek
üzere geçirdik ve bu zaman dilimi içerisinde de gördük ki esasında savaşı
destekleyenler, esasında, çatışma hâlinden umutları olanlar, rant
sahibi olanlar engellenmediler ama biz operasyon alanlarına yürüdüğümüzde
önümüze barikatlar kuruldu. Biz Lice’de de, biz Şırnak’ta da, Yüksekova’da o
barikatları geçemedik ama geçebilseydik gidip evlatlarımızla birlikte oralarda
nöbet tutacaktık, Yüksekova’da birlikte nöbet tutacaktık, canımızı siper
edecektik bir çatışma ortamının yaşanmaması için.
Bu Parlamentonun da bugünden sonra en acil görevi, bu
ülkenin herhangi bir bölgesinde, etnik kimliği ne olursa olsun herhangi bir
vatandaşının, herhangi bir evladının yaşamını yitirmemesi için Hükûmet olarak, ana muhalefet partisi ve muhalefet
partileri olarak ortak bir tartışma içerisine girmek ve Türkiye'nin acil çözüm
bekleyen sorunu olan Kürt sorununun demokratik barışçıl çözümü için bu
Parlamentonun üzerine düşen görevi yapmasıdır.
Yine, diğer haber boyutuyla esasında on yıllardır Filistin
halkına reva görülen zulüm dünya kamuoyunun gündemindedir, İslam ülkelerinin de
gündemindedir ama ne yazık ki soruna çözüm getiren bir bakış açısı ne İslam
ülkeleri nezdinde ne Arap ülkeleri nezdinde ne de dünyada bu konuya duyarlı
olduğunu söyleyen, insan haklarına duyarlı olduğunu söyleyen, insan hakları
noktasında ezilerek ama bugün dünyada söz sahibi olduğunu söyleyen ve bu
noktada da mücadele ettiğini söyleyen ülkelerin gündemine çözüm politikaları
boyutuyla girememiştir ve biz, belki üç yıl önce, Gazze’de
yaşayan Filistin halkı üzerinde kurulan ambargoyu kırabilme noktasında çok da
etkin bir politikanın bölgesel öncülüğünü de yerine getirebilmiş değiliz.
Değerli milletvekilleri, İkinci Dünya Savaşı ardından yaşanan
soğuk savaş yıllarını, Sovyetler Birliği’nin yıkılmasını ve küresel sermayenin
bölgesel çıkarlarının Orta Doğu üzerine çevrildiğini unutmamalıyız ve Orta Doğu
üzerine çevrilen bu politikalar, bu çıkarlar, eğer ulus devlet statükoculuğuyla birleşirse çok tehlikeli sonuçlar da
doğurabilirdi ki bugün Orta Doğu’da birçok ülkede bu sorunlar yaşanmakta,
ülkemiz de bu sorunlarla pençeleşmektedir ve kaldı ki böyle bir gerçeklik
karşısında nasıl bir birliktelik sergilendi, bugüne kadar ne kadar insancıl
amaçlarla hareket edildi, savaşı besleyen kaynaklar ne kadar teşhir edilebildi,
bu kaynaklar ne kadar kurutulmak üzere ortak uluslararası bir iş birliği
sağlandı, bu soruların hiçbirinin cevabı yok.
Evet, siyasi iktidar, sekiz yıldır, Filistin’de yaşanan dram ve
insanlık zulmü karşısında sessiz kalmayacağını, kalmadığını ifade etmektedir
ama sayın milletvekilleri, şunu ifade edelim: Her savaş bir bütçeye dayanır,
her savaş bir kadro gücüne dayanır. İsrail bu bütçeyi nasıl oluşturuyor? İsrail’in
en büyük gelir kaynağı silah sanayi ve İsrail silah sanayisini ayakta tutan
ülkelerden biri de ne yazık ki ülkemiz. Biz, daha Heronlar
Türkiye’ye alındığı süreçte “Bu Heronlar için ödenen
para İsrail tarafından Filistin halkı üzerine kurşun olarak yağmaktadır. Oraya
atılan kurşunun parası Türkiye tarafından verilmektedir” diye uyarmıştık tüm
Türkiye kamuoyunu. İsrail’le bu tür uluslararası iş birliğine girilmemesi
gerektiği noktasında uyarılarımız olmuştu ama ne yazık ki bunlar kulak arkası
edildi. Ama şu gün, sanırım siyasi iktidar da bu Parlamento çatısı altında olan
bütün siyasi parti grupları da Türkiye halklarına karşı sorumludurlar. Bir
insani yardım filosu, altı gemi eşliğinde, özellikle 600’e yakın vatandaşımızın
bulunduğu, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının ve yine dünya ülkelerinden, otuz
iki ülkeden vatandaşın bulunmuş olduğu bir gemiye İsrail askerî güçlerince
operasyon yapılmıştır. Geminin çıkma amacı insani yardımdır ve dünyanın bütün
ülkeleri tarafından desteklenmelidir. Belki bir insani yardım kuruluşu
tarafından bu yardım gerçekleştirildi, bu yolculuğa çıkıldı, Türkiye’de birçok
insan hakları savunucusu da bu yolculuğu destekledi. Belki oraya gidene kadar
orada bulunan altı geminin ve içinde yer alan vatandaşlarımızın ve dünya
vatandaşlarının sorunuydu ancak şunu unutmayalım ki, bir insani yardım
mücadelesi, bir insani yardım girişimi askerî bir operasyonla durdurulmuştur ve
bir katliama dönüşmüştür. Bu noktadan sonra tabii ki Türkiye Cumhuriyeti’nin
öncelikli konularından biri olmalıdır ki, kaldı ki böyle bir organizasyondan,
eğer bilgisi yoksa Hükûmetin mutlaka olması
gerekirdi, bir öz eleştiri konusudur… Eğer bilgisi varsa, yine de gerekli
önlemler alınmadı. Bir insani yardım filosunun -altı geminin- yanına koruma
önlemleri verilmediği için yine Türkiye halklarına karşı bir öz eleştiri
konusudur. Siyasi iktidar bu öz eleştiriyi verebilmelidir, halkı
aydınlatabilmelidir -muhtemeldir ki vereceksiniz, bekliyoruz- ama Sayın Arınç’ın yapmış olduğu açıklamada biz bu öz eleştiriyi
görmedik.
Bilginin olup olmadığı konusunda da bir bilgi aktarılmadı. Yani bu
insani yardım filosu harekete geçtiği sırada, yola çıktığı sırada Hükûmetin bu konuda ne kadar bilgisi olup olmadığı
konusunda da gerekli aydınlatıcı bilgi sunulmadı. Eğer varsa, Hükûmetin bu filonun güvenliğini sağlama noktasında ne tür
tedbirler aldığı noktasında da Parlamentomuz ve Türkiye kamuoyu
bilgilendirilmedi. Evet, Sayın Arınç burada
açıklamalar yaptı ama sanırım aynı açıklamalara, aynı bilgilere biz gazete
haberlerinden de ulaşabiliyorduk. Kaldı ki Sayın Arınç
açıklamasında şunu ifade etti: “İki tane siyasi, ana muhalefet partimiz ve
diğer muhalefet partimizin konu hakkında duymuş oldukları üzüntüler kamuoyuyla
paylaşıldı, bunu gözlemledik.” dedi. Sayın Arınç’ın
sanırım Barış ve Demokrasi Partisinin dün ve bugün yapmış olduğu açıklamalar
dikkatinden kaçtı. Bunu bir eksiklik olarak görüyoruz ya da bir unutkanlık
olarak değerlendiriyoruz. Biz, Filistin’de yaşanan dram ve insanlık zulmü
karşısındaki irademizi ve bugüne kadar ortaya koymuş olduğumuz mücadeleyi
tartışma konusu yapmayız. Ama bu süreç noktasında, dün yaşananlar konusundaki
sorumluluğun birinci derece sahibi olan sayın iktidarın temsilcisinin bunu
atlamış olması bizim açımızdan da üzüntü vericidir.
Ve bugün için Türkiye'nin sorunu hâline dönüşen bu konuda ne
yapılabilir? Gerekirse Meclis gizli oturum da yapabilir, birçok konu ayrıntılı
bir şekilde değerlendirilebilir, tartışma konusu hâline getirilebilir ama
önemli olan, sadece kınamayla geçiştirilmemesidir ne Türkiye Cumhuriyeti tarafından
ne diğer Arap ülkeleri tarafından ne Avrupa Birliği tarafından ne de ABD
tarafından. Bu konuda en son yapılacak şey bir kınamayla geçiştirilebilmesidir.
Çok daha ciddi tedbirlerin alınması gerekir. Öyle ki, on yıllardır devam eden
İsrail zulmüne de bir son verme noktasında ortak bir kararlılık açığa
çıkabilsin. Bölgedeki gücü ve stratejik konumu dolayısıyla evet Türkiye bunun
öncülüğünü yapabilir, evet Türkiye bu noktada misyonunu
oynayabilir, kaldı ki bu filolar Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinden
hareket etmiştir, her ne kadar Hükûmet bu konuda
açıklama yapmamışsa da güvenliği de en azından uluslararası sularda bizim
tarafımızdan sağlanabilmeliydi. İçinde çocukların, içinde kadınların yer almış
olduğu ve insani yardım amacıyla giden, evet sonuçları itibarıyla orada var
olan ablukanın delinmesi de söz konusu olabilir, fiili bir durum da gelişebilir
ama Napolyon’un söylediği gibi “Savaş generallere bırakılmayacak kadar önemli
bir iştir.” Eğer bu konuda sivil inisiyatifler görev
alıyorsa da bunun önünün açılması gerekir. Eğer fiili olarak orada abluka
delinecektiyse bunun koşullarının da doğru temelde ele alınıp değerlendirilmesi
gerekirdi. Sebepler ortaya konulduğu gibi, gidişin sebepleri, nedenleri ortaya
konulduğu gibi, bu gidiş karşısında engellemeler yaşanabileceği, bu
engellemelerin ne şekilde sonuçlanabileceği konusunda da Hükûmet
gereken tedbirleri alabilirdi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
AYLA AKAT ATA (Devamla) – Son olarak, Avrupa Birliği Güvenlik
Konseyinden istenen açıklama alınamamıştır. Başkanlık düzeyinde bir açıklama
gerçekleşmiştir ama yaşanan dram karşısında, zulüm karşısında ve
gerçekleştirilen operasyon karşısında tarihe geçecek uluslararası bir belgeye
ihtiyaç vardır. Bu, ülkelerin bire bir, teker teker
yapmış olduğu kınama değildir. Ortak bir belgeye ihtiyaç vardır. Türkiye bundan
sonra bu belgeyi açığa çıkartabilmek için tüm bürokratlarını, dış ilişkileri
bürokratlarını Hükûmet düzeyinde ayağa
kaldırabilmelidir.
Filistin halkı açısından da şunu biliyoruz ki, direnen halklar
asla yenilmezler, yenilgileri de geçicidir, mutlaka ayağa kalkarlar.
Uluslararası güçler Filistin üzerinde çok oyun oynadılar, geçici çözümler
ürettiler ama Filistin halkı bunları boşa çıkarmasını bildi, onurlu bir direniş
sergiledi.
Biz yaşamını yitiren tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet ve
yakınlarına baş sağlığı diliyoruz.
Saygılar sunuyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Ata.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Adana Milletvekili Ömer
Çelik.
Buyurunuz Sayın Çelik. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA ÖMER ÇELİK (Adana) – Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, yüce Meclisin değerli üyelerini saygıyla
selamlıyorum. Şu anda Meclisimizde konuk olarak bulunan AGİT Başkanı Sayın Soares’e hoş geldiniz diyorum.
Sayın Soares’ten de Meclisin bu anlamlı
toplantısında bulunması vesilesiyle AGİT’ten Türkiye'nin terörle mücadelesine
destek ve İsrail’in yaptığı saldırıyı kınama bakımından güçlü bir destek
istediğimizi kendisine buradan belirtiyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Terörle mücadele, Türkiye'nin, Türkiye’deki istisnasız her hükûmetin, Türkiye Büyük Millet Meclisindeki her
milletvekilinin namusudur, şerefidir, onurudur. Hiçbir milletvekilinin ve hiçbir
hükûmetin bunun dışında mütalaa edilmesi prensip
olarak düşünülemez. Hükûmetlerimiz de terörle
mücadele konusunda en etkili mücadele yöntemlerini, bilinen askerî yöntemler,
güvenlik yöntemleri kadar sosyal, siyasi ve diğer yöntemleri devreye
sokmaktadır ve bunlar, sürekli olarak kapasitesi yükseltilerek işletilmektedir.
Zaten güvenlik güçleri de çeşitli vesilelerle, terörle mücadele bağlamında, Hükûmetin, terörle mücadele konusunda destek veren, en
yoğun destek veren hükûmetlerden biri olduğunu
çeşitli bağlamlarda ifade etmektedir fakat terörle mücadele, bildiğiniz gibi,
belli bir yerde başlayıp belli bir yerde biten, sınırları ve sonuçları
kestirilebilen bir mücadele değildir. Türkiye bu mücadeleyi verebilecek
kudrettedir ve bu mücadeleyi AK PARTİ Hükûmeti sonuna
kadar vermeye, AK PARTİ Grubu da bu mücadelenin arkasında sonuna kadar destek
olmaya kararlıdır. Bu vesileyle, İskenderun’da şehit olan kardeşlerimize, bu
vatanın bağrına gömülen Mehmetçiklere bir kere daha Allah’tan rahmet diliyoruz,
ailelerine taziyelerimizi sunuyoruz.
Şunu bilsinler ki bizim inancımıza göre şehitler ölü değillerdir,
onlar diridirler ve yaşayan insanlardan çok daha diri olarak kendi
mertebelerine ulaşmışlardır. AK PARTİ bunun bilincinde olarak, bunu sürekli
hafızasında taze tutarak terörle mücadele konusundaki kararlılığını her geçen
gün artıracaktır.
Burada gruplar adına yapılan konuşmalarda şu husus sevindiricidir:
Bu konuların iç politika malzemesi yapılmaması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
bu konudaki iradesinin tek bir vücut hâlinde olması yönündeki konuşmalar son
derece sevindiricidir ve olumludur. Bu iradenin terörle mücadele konusunda
olduğu gibi aynı şekilde İsrail’in yaptığı gaddarca saldırı karşısında da
gösterilmesi Türkiye Büyük Millet Meclisi açısından son derece kayda değerdir.
İsrail’e söyleyeceğimiz çok açıktır. İsrail’e Tevrat’tan bir
cümleyle sesleniyoruz: “Lanet olsun öfkenize, şiddetlisiniz. Lanet olsun
gazabınıza çünkü zalimsiniz.” (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İsrail’in yaptığı saldırı tam bir âcizlik,
tam bir korkaklık ve tam bir alçaklık örneğidir. Ne yapmıştır İsrail? Elindeki
muazzam silahlı güçle, hiçbir silahı, hiçbir tertibatı olmayan sadece barış
için yola çıkmış gemiye saldırmış, sivil insanlar karşısında âcizane ve
korkakça, korsanca ve alçakça bir güç gösterisine girişmiştir. Yaptığı iş
insanlık tarihi adına utanç verici bir iştir ve İsrail bir kere daha elindeki
propaganda olanaklarını kullanarak yalan söylemektedir, gemiye İsrail askerleri
indiğinde kendisine bıçakla ya da sopalarla karşılık verildiğini söylemektedir.
Bunun yalan olduğunu bütün dünya bildiği gibi İsrail halkı da bilmektedir.
SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) – Askerî anlaşmaları iptal edecek
misiniz?
ÖMER ÇELİK (Devamla) – Ve İsrail’in yaptığı şey -adına her ne
denirse densin, hangi gerekçeyle meşrulaştırmaya kalkarlarsa kalksınlar-
İsrail’in yaptığı şey Hazreti İsa’nın mesajına, Hazreti Muhammed’in mesajına ve
kendilerinin takip ettiklerini iddia ettikleri Hazreti Musa’nın mesajına da
aykırıdır. Bugün İsrail, Akdeniz’de Hazreti Musa’yla savaşmaktadır, Hazreti
Musa’ya saldırmıştır, Firavun’un tarafında yer almıştır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Medya organlarımızda ya da bazı konuşmalarda o gemide
kaybettiklerimizle ilgili “ölenler” diye bir ifade kullanılıyor. Bu ifade
konusunda son derece hassas olmamız gerekir. O gemide milletimiz şehit
vermiştir, onlar milletin şehitleridir. O gemi Türkiye Büyük Millet Meclisinin
ta kendisidir. Yapılan saldırı Türkiye Büyük Millet Meclisine yapılmıştır. O şehadet mertebesine ulaşanlar Türkiye Büyük Millet
Meclisinin bağrına gömülmüştür. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bakınız, o gemide otuz iki milletten vatandaş vardı ve çok
enteresan bir konuğu vardı o barış gemisinin. Nazi soykırımından, holokosttan kurtulmuş bir Yahudi de o gemide bulunuyordu,
barış gemisinde ve İsrail, Nazi soykırımından kurtulmuş, zulümden kurtulmuş,
Yahudi olduğu için acı çekmiş, zulüm çekmiş o Yahudi’ye de saldırmıştır, onu da
tutuklamaya kalkmıştır. O yüzden bugün İsrail dün Yahudilere soykırım uygulayan
Nazilerin safındadır ve alması gereken ceza da Nazilere verilen cezanın aynısı
olmak zorundadır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) – Siz ne yapacaksınız? Hükûmet olarak askerî anlaşmalardan vazgeçecek misiniz?
Olanları hepimiz biliyoruz.
ÖMER ÇELİK (Devamla) – Şimdi, bakın, size bir şey söyleyeyim. Burada İsrail meselesini konuşurken bir konuda hassas olmak
gerekir, o da şudur: Milletimiz saldırıya uğramıştır ve bunun doğrultusunda Hükûmetin alacağı her türlü kararın, bugün Sayın Başbakanın
Mecliste koyduğu tavrın ve bu tavrın getireceği her türlü somut adımın
arkasındadır AK PARTİ Grubu ama yanlış olan şudur, bugün buradan çıkması
gereken irade şudur: Eleştirileri, eksik görülen yerleri ve diğer meselelerin
burada ortaya konulması yani milletin hakkını, hukukunu müdafaa etmek konusunda
bir eksiklik görülüyorsa muhalefetin bunu iddia etmesi son derece doğaldır ve
gereklidir ama bu mesele konuşulurken, yekvücut bir irade çıkarılması
gerekirken, İHH bağımsız mıydı, değil miydi; Hükûmetle
ilgisi var mıydı, yok muydu; etnik meselemizin durumu neydi, değildi gibisinden
bir tartışmaya girmek, bugün milletin uğradığı bu saldırı karşısındaki
hassasiyeti azaltmak sonucunu doğurur. Bugün konuşmamız gereken, İsrail
karşısında, terörle mücadelede kaybettiğimiz insanlar karşısındaki terör örgütü
karşısında yekvücut olarak, tek bir irade olarak bunu ortaya koymak demektir.
Bugün Meclisten çıkması gereken irade bunun daha çok görüşülmesi talep
ediliyorsa biz bu iradenin arkasındayız. Daha çok bilgi verilmesi talep ediliyorsa
bu süreç dün başlamıştır, Hükûmet toplantılarına
devam etmektedir, gerekli kurullar sürekli toplanmaktadır, bir kriz yönetimi
şeklinde bu sürdürülmektedir. Üstelik, her iki mesele
de terörle mücadele bağlamında ele alınmaktadır, bu kurul tarafından
yürütülmektedir. Bundan sonraki adımların nasıl belirleneceği, bundan sonraki
adımların nasıl geleceği konusunda Hükûmetimize
destek vermek, Hükûmetimizin bu konudaki cesaretini
desteklemek durumundayız ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmetin
kararlaştıracağı bu karar süreci içerisinde gereken zamanı tanımak ve gereken
desteği vermekle mükelleftir.
Bakın, burada başka meseleler konuşulurken önümüze şunlar geliyor:
İşte, terörle mücadele bağlamındaki eksikliklerden bahsediliyor, başka
şeylerden bahsediliyor. Şimdi, bu konuyu Türkiye Büyük Millet
Meclisinde konuştuk, tekrar da konuşuruz fakat ortada şöyle bir tablo var:
Muhalefet sözcülerinin bazıları Türkiye Büyük Millet Meclisindeki yaptıkları
konuşmalarda, ortaya çıkan terör saldırılarını Hükûmetin
politikalarına bağlıyorlar ama unutulmaması gerekir ki aynı politikalar
neticesinde terör örgütü de bas bas bağırıyor ki
“Tasfiye ediliyoruz.” diye. Ortaya çıkan, askerlerimizin uğradığı
saldırılardan iç politika malzemesi yapmayalım diyerek, ondan sonra politika
eleştirisi getirmek, bizim terörle mücadele konusundaki irademizi zaafa uğratma
sonucu doğurur.
SEVAHİR BAYINDIR (Şırnak) – Netanyahu da
öyle söylüyor, terörle mücadele ettiğini söylüyor.
ÖMER ÇELİK (Devamla) – Eleştiriler, eksik görülen yerler, diğer
unsurlar… Ama burada etnik meselelerden başka meselelere kadar her meseleyi
tartışacağız. Bugün şehit vermişiz; Akdeniz’de, semavi dinlerin tam göbeğinde,
bütün dinlerin barış ve kardeşlik mesajı verdiği bir coğrafyada şehit vermişiz.
Bu şehitlerin arkasında olduğumuzu, bu şehadet
mertebesine ulaşan kardeşlerimizin, milletimizin bu evlatlarının arkasında
olduğumuzu tek bir irade olarak ortaya koymak zorundayız.
Bu konuda Hükûmetin atacağı her türlü
adım, Hükûmetin ortaya koyacağı her türlü müeyyide
arkasında Hükûmet şunu bilmelidir: Tek bir parti, iki
parti, üç parti değil, bütün Türkiye Büyük Millet Meclisi arkasındadır. Türkiye
Büyük Millet Meclisi bu konuda, terörle mücadele konusunda da eksiksiz,
istisnasız, şerhsiz desteğini vermelidir. İsrail’e olan karşıtlık konusunda,
İsrail’e uygulanacak müeyyideler konusunda da eksiksiz tavrını göstermek
zorundadır.
ŞENOL BAL (İzmir) – PKK açılımından vazgeçin. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Utanmıyorsun be!
ÖMER ÇELİK (Devamla) – Ciddiye alınacak bir şey yok arkadaşlar.
İsrail’in ortaya koyduğu bu tavır İsrail’i uluslararası sistem
nezdinde…
AKİF AKKUŞ (Mersin) – Vazgeçmeyin, beraber hareket edin.
ÖMER ÇELİK (Devamla) – …bir seri katil hâline getirmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
ÖMER ÇELİK (Devamla) – Bakınız, Hükûmete
“PKK açılımı yapıyor” diyenler de şunu unutmasınlar: Sizin asmadığınız Apo’nun askerleri saldırıyor bugün askerlerimize.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Yalan söylemeyin.
SÜLEYMAN LÂTİF YUNUSOĞLU (Trabzon) – Niye yalan söylüyorsunuz ya!
ÖMER ÇELİK (Devamla) – Unutmayın bunu. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Altında imzanızın olduğu kâğıt… Bunu hak ettiniz. Deminden beri
bununla ilgili, İsrail konusunda, terörle mücadele konusunda…
AYLA AKAT ATA (Batman) – AKP sorunu böyle mi çözecek? Siz sorunu
çözemezsiniz. Savaş çığırtkanlığı yaparak çözemezsiniz.
ŞENOL BAL (İzmir) – Bu ülkeyi ne hâle getirdiniz?
ÖMER ÇELİK (Devamla) – …burada tek bir irade ortaya çıksın diye
hassasiyet gösteriyoruz. Sürekli olarak konuyu aynı yere getiriyorsunuz, iç
politika yapmayacağız diyorsunuz, sürekli iç politika yapıyorsunuz.
ŞENOL BAL (İzmir) – Artık istismarlarınız sonuç vermiyor.
ÖMER ÇELİK (Devamla) – Bugün yapılan iş, terörle mücadele
konusunda da diğer konularda da Hükûmetin yaptığı iş
sizin zaaflarınızı gidermekten ibarettir.
ŞENOL BAL (İzmir) – Maskeniz düştü.
ÖMER ÇELİK (Devamla) – Yüce Meclise saygılar sunarım. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Çelik.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Sayın Başkan…
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – “Benim oğlan mektep okur, döner döner gene okur.” Senin okuman yazman yok mu? (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN – Sakin olun lütfen.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Okuduğunu anlayamıyor musun?
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen sakin olunuz.
Buyurun Sayın Anadol.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Efendim, 60’ıncı maddeye göre yerimden
çok kısa bir söz istiyorum.
BAŞKAN – Tamam, buyurunuz.
AKİF AKKUŞ (Mersin) – Ben de söz isterim Sayın Başkan 60’ıncı
maddeye göre.
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- İzmir Milletvekili K. Kemal Anadol’un, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, Gazze’ye insani yardım malzemeleri götüren gemilere
İsrail’in yaptığı saldırıyı kınayan bir karar alması gerektiğine ilişkin
açıklaması
K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Sayın Başkan, söz verdiğiniz için
teşekkür ederim.
Grubumuzun görüşlerini, Cumhuriyet Halk Partisinin görüşlerini
Sayın Onur Öymen biraz önce dile getirdi. Diğer
partilerin sözcülerini de dikkatle dinledik. Şimdi, kürsüden İsrail’in bu
haksız, ahlaksız, uluslararası hukuka aykırı saldırısını kınamakta Türkiye
Büyük Millet Meclisinde yer alan bütün parti grupları müttefik durumda, aynı
şeyleri söylüyoruz. O zaman, sadece, kürsüde hamasetten öteye gitmek lazım,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu saldırıyı kınayan bir karar alması lazım.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak bunu öneriyoruz.
Teşekkür ederim. (CHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Anadol.
Şahsı adına Balıkesir Milletvekili Hüseyin Pazarcı.
Buyurunuz Sayın Pazarcı.
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
(Devam)
A)
Hükûmetin Gündem Dışı Açıklamaları (Devam)
1.- Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, İskenderun
Deniz Üs Komutanlığına bağlı askerî birliğe yapılan terör saldırısı ve Gazze’ye insani yardım malzemeleri götüren gemilere
İsrail’in yaptığı saldırıya ilişkin gündem dışı açıklaması ve Bursa
Milletvekili Onur Öymen, Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır, Batman Milletvekili Ayla Akat Ata ve Adana
Milletvekili Ömer Çelik’in grupları adına; Balıkesir Milletvekili Hüseyin Pazarcı’nın, şahsı adına konuşmaları (Devam)
HÜSEYİN PAZARCI (Balıkesir) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; dün iki çok üzücü olay yaşadık. İskenderun’daki saldırıyı
kınıyoruz, şehitlerimize rahmet diliyoruz.
Bunun dışında, ben bugün, süremin de kısalığı nedeniyle, İsrail’in
insani yardım filosuna saldırması üzerinde söz aldım. En başta İsrail,
uluslararası hukuka karşı hiçbir şekilde savunulamayacak bir biçimde bir
saldırıda bulunmuştur vatandaşlarımıza karşı ve gemiyle ilgili -bayrağımızı
taşıyan gemi diyemiyorum- Komor’la ilgili bir
bağlantısından söz etti Sayın Başbakan Yardımcısı.
Şimdi “İsrail hukuken acaba böyle bir hakka sahip miydi,
uluslararası hukuk 74 veya
Daha sonra, Jeriko Anlaşması adıyla
geçen, 1994’te yer alan anlaşmayla bu çerçevede bir yetki devri düzenlemesi de
yapılırken, orada,
“Oslo 2 Anlaşması” dediğimiz 1995’te yapılan anlaşmayla da, yine,
denizden veya havadan gelebilecek yabancı tehdidine karşı bu şeritteki denizle
ilgili olarak yetki İsrail’e verilmiştir. Ama dikkatinizi çekmek isterim
değerli arkadaşlarım, buradaki yetki sadece ve sadece İsrail’in veya
Filistin’in uluslararası hukuk çerçevesinde sahip olacağı alan üzerindedir, bu
da kara suyudur. Peki, bunun dışında, dış tehdit algılamasına karşı
uluslararası hukuk bazı olanaklar vermekte midir devletlere? “Bitişik bölge”
diye bir kavram vardır, göç, malların ülkeye kaçakçılık şekliyle sokulması
vesaire, sağlık gibi alanlarda ama o da en fazla
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
HÜSEYİN PAZARCI (Devamla) – …uluslararası hukuka aykırı bir
şekilde davranmıştır; kınıyoruz ve kabul edilmez buluyoruz, Türkiye’nin de
bütün haklarını korumasını talep ediyoruz.
Eğer gemi bizim uyruğumuzu, bizim bayrağımızı taşımıyorsa onun
üzerindeki iddiaların sahibi biz olamayacağız demektir, bunu özellikle Hükûmete bildirmek istiyorum ama vatandaşlarımızın gördüğü
tüm zararların bize karşı hesabının verilmesi gerekmektedir.
Bu çerçevede Hükûmete de şu eleştiriyi
getirmek istiyorum: Zamanında İsrail nezdinde gerekli girişimleri daha etkin
bir biçimde yapsaydı ve yine, vatandaşlarımız üzerinde gerekli ikna edici yolları
kullansaydı, bugün geldiğimiz -olumlu, iyi amaçlı bir sonucu kötü yönettiği
için Hükûmet- düştüğümüz duruma düşmeyecektik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi bağlayınız.
HÜSEYİN PAZARCI (Devamla) – Ve sıfır sorun politikası izleyen Hükûmet, bu çerçevede bölgenin önemli, etkili
devletlerinden -severiz, sevmeyiz başka- bir devletle de ilişkilerimizi bu hâle
getirmeyecekti.
Tasvip edilmez bir davranış olduğunu, Hükûmet
tarafından da, bunu ifade etmek istiyorum. Ama her hâliyle bu eleştirimiz,
Türkiye’nin İsrail’e karşı alacağı önlemler bakımından bizi alıkoymamalı.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Pazarcı.
Sayın Özdalga’nın, İç Tüzük 60’a göre
biz söz talebi vardır.
Buyurunuz Sayın Özdalga.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
2.- Ankara Milletvekili Haluk Özdalga’nın, Gazze’ye insani
yardım malzemeleri götüren gemilere İsrail’in yaptığı saldırıya ilişkin
açıklaması
HALUK ÖZDALGA (Ankara) – Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
İsrail’in korkunç saldırısıyla ilgili önemli saydığım bir hususa
kısaca değinmek istiyorum.
İsrail güvenlik güçlerinin masum ve savunmasız insanları gözünü
kırpmadan katletmesi, pek çok kişinin de ifade ettiği gibi, bu ülkenin
saldırgan niteliğini ve kendini uluslararası hukukla bağlı saymadığını bir kez
daha gözler önüne serdi ama İsrail’in üzerinde nispeten daha az durulan bir
önemli özelliği daha var. Bu menfur olayda da bu özellik güçlü bir şekilde
ortaya çıktı. İsrail, aynı zamanda sistematik bir şekilde yalan söyleyen bir ülkedir.
Bu, açık toplumlarda sık görülen bir durum değildir. Mesela, dünkü olayla
ilgili olarak İsrail Başbakanı, Savunma Bakanı, Dışişleri Bakan Yardımcısı,
Genelkurmay Başkanı özetle şunları söylediler: “Konvoyu düzenleyenlerin niyeti
insani yardım değildir, amaçları Gazze’ye denetimsiz
silah sokmaktır, bu doğrultuda bir koridor açmaktır. El Kaide gibi uluslararası
terör örgütleriyle bağlantıları vardır. Şiddeti gemidekiler başlattı.
Malzemeleri kontrol ricamızı kabul etmediler. İsrail askerlerine ateş açtılar.
Bu olayın olmaması için biz mümkün olan tüm çabayı harcadık, askerlerimiz azami
dikkati gösterdi.”
Görüldüğü gibi, İsrail sadece saldırgan ve hukuk tanımıyor
değildir, aynı zamanda sistematik bir şekilde yalan söylemektedir. Tıpkı on
yıllardır Orta Doğu halklarının topraklarını kuvvet kullanarak çalarken,
kadınları ve çocukları öldürürken yaptığı gibi.
Bu kısa konuşmamda işaret etmek istediğim husus şudur: Nükleer
silahlardan arındırılmış bir Orta Doğu’ya giden yolda atılacak ilk adımlardan
biri olarak bu, saldırgan, fanatik ve sistematik bir şekilde yalan söyleyen
ülkenin, yani İsrail’in elindeki nükleer silahlara dönük tesisler uluslararası
denetime açılmalıdır.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Özdalga.
Sayın Macit’in bu çerçevede bir söz talebi vardır.
Buyurunuz.
3.- İstanbul Milletvekili Hasan
Macit’in, İskenderun Deniz Üs Komutanlığına bağlı askerî birliğe yapılan terör
saldırısı ve Gazze’ye insani yardım malzemeleri
götüren gemilere İsrail’in yaptığı saldırıya ilişkin açıklaması
HASAN MACİT (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Demokratik Sol Parti olarak İskenderun’da dün meydana gelen terör
saldırısını şiddetle kınıyoruz ve şehit olan askerlerimize Allah’tan rahmet
diliyoruz, yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Terör ile ilgili, Hükûmeti, konuşmayı bırakarak daha etkin mücadele etmeye
davet ediyoruz.
Aynı şekilde, Akdeniz’de meydana gelen ve İsrail’in yaptığı
hunharca saldırıyı da şiddetle kınıyoruz, burada hayatını kaybeden insanlara da
Allah’tan rahmet diliyoruz ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz.
İsrail saldırısının görüşüldüğü Birleşmiş Milletler Güvenlik
Konseyi toplantısından çıkan bildiri, boş bir bildiridir. İsrail Hükûmetinin uluslararası hukuku pervasızca çiğnemesi
karşısında uluslararası toplum yetersiz kalmıştır. Türkiye, uluslararası
toplumu daha etkili bir şekilde devreye sokacak girişimlerde bulunmalıdır.
İsrail Hükûmeti, en kısa sürede tüm yolcuları ve
mürettebatı serbest bırakmalı, yaralıları ülkelerine ulaştıracak önlemleri
almalıdır; insani yardımları yerine ulaştırmasını, Türkiye'den ve uluslararası
camiadan özür dilemesini, Gazze’ye uyguladığı
kuşatmayı kaldırmasını, politikalarını barışa yönelik inşa etmesini talep
ediyoruz. Birleşmiş Milletlerin bağımsız bir komisyon vasıtasıyla bu
uluslararası suçun faillerinin ortaya çıkarılması ve cezalandırılması için Hükûmeti daha etkin politika izlemeye de davet ediyoruz.
AKP’nin sekiz yıldır uyguladığı dışa yönelik politikasının bu
olayda Türkiye lehine sonuçlanacak şekilde bir tutum izlemesi gerekir, bu bir
sınav olacaktır AKP dış politikası konusunda diyor, hepinize saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Macit.
Son olarak, gene aynı çerçevede, Sayın Akkuş.
4.- Mersin Milletvekili Akif
Akkuş’un, İskenderun Deniz Üs Komutanlığına bağlı askerî birliğe yapılan terör
saldırısı ve Gazze’ye insani yardım malzemeleri
götüren gemilere İsrail’in yaptığı saldırıya ilişkin açıklaması
AKİF AKKUŞ (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
İskenderun’daki hain saldırıyı ve İsrail saldırısını şiddetle
kınıyor, şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum.
Gemilere saldıranlar belli. Türk askerine saldıranlar kim? Bu
saldırıyı yapanlar ne oldu, nereye gitti? 70 milyon vatandaşımızın dinlendiği
ülkemizde teröristler dinlenemiyor mu? İstihbarat teşkilatlarımız ve
mahkemelerimiz bunca gizli tanık kullanabilirken teröristleri takip edemiyor
mu? Diyelim ki bunlar önceden tespit edilemedi, olaydan sonra da mı takip
edilemiyor? Gelişen bunca teknolojiye ve yapılan bunca yatırıma rağmen olayı
yapanların yakalanamaması vatandaşın devletine güvenini sarsmaktadır. Buna
kimsenin hakkı yoktur. Devletimiz bunların üstesinden gelecek güçtedir ancak
olay yanlış yorumlanmamalı ve üzerine gerçekten gidilmelidir. Kimse sahte
kahramanlığa soyunmasın ve olay İsrail saldırısına imalı bir şekilde
bağlanmasın. Suçlular bir an önce bulunsun ve yakalansın. Bunun için daha
etkili bir istihbarat ağı kurulması gerekir diyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Akkuş.
Sayın milletvekilleri, gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.
Sunuşlara geçmeden önce, Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel
Eroğlu, gündemin “Sözlü Sorular” kısmında yer alan
sorulardan 1, 351, 357, 362, 375, 405, 423, 446, 455, 457, 458, 461, 462, 465,
466, 467, 470, 477, 478, 479, 487, 497, 498, 523, 530, 558, 603 ve 613’üncü
sıralardaki soruları birlikte cevaplandırmak istemişlerdir. Sayın Bakanın bu istemini sırası geldiğinde yerine getireceğim.
Şimdi, Meclis araştırması açılmasına ilişkin dört önerge vardır,
ayrı ayrı okutuyorum:
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Diyarbakır Milletvekili
Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin, snav merkezli eğitim sisteminin yol açtığı sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/729)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Millî Eğitim Bakanlığının sınav merkezli eğitim sisteminin açtığı
sorunların araştırılması amacıyla Anayasa’nın 98, İçtüzüğün 104 ve 105’inci maddeleri
gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz ederim.
1) Selahattin Demirtaş (Diyarbakır)
2) Gültan Kışanak (Diyarbakır)
3) Ayla Akat Ata (Batman)
4) Bengi Yıldız (Batman)
5) Akın Birdal (Diyarbakır)
6) Emine Ayna (Mardin)
7) Fatma Kurtulan (Van)
8) Hasip Kaplan (Şırnak)
9) Hamit Geylani (Hakkâri)
10) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
11) M. Nuri Yaman (Muş)
12) Mehmet Nezir Karabaş (Bitlis)
13) Mehmet Ufuk Uras (İstanbul)
14) Osman Özçelik (Siirt)
15) Özdal Üçer (Van)
16) Pervin Buldan (Iğdır)
17) Sebahat Tuncel (İstanbul)
18) Sevahir Bayındır (Şırnak)
19) Sırrı Sakık (Muş)
20) Şerafettin Halis (Tunceli)
Gerekçe:
Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yaz boz
tahtasına dönüştürülen eğitim sisteminde 2005 yılında köklü değişiklikler
yapıldı. İlköğretim müfredatı değiştirildi. Millî Eğitim Bakanlığı, katı
davranışçı programdan bilişsel ve yapılandırmacı bir yaklaşıma, öğretmen
merkezli geleneksel modelden öğrenci merkezli sisteme geçildiğini belirtti.
Fakat bugün herkesin bildiği bir gerçek varsa o da, ülkemizde eğitim sistemi,
ilköğretimden başlayarak üniversite sonrasına kadar, kelimenin tam anlamıyla
sınav merkezli hale getirilmiş olduğu gerçeğidir. Bir öğrenci ilköğretimden
yükseköğretim sonuna kadar 16 yıllık eğitim hayatı boyunca yaklaşık 750 zorunlu
sınava giriyor. Bu sayıya deneme sınavlarını, testleri, ara sınavları da
eklediğimizde sayı üç dört katına çıkmaktadır.
Öğrenciler ilköğretime adım attıkları günden itibaren sınav stresi
ile karşı karşıya kalmakta ve birbirleri ile kıyasıya yarıştırılmaktadırlar.
Özellikle dördüncü sınıftan itibaren, bu sınavlar öğrencilerin bilişsel,
duyuşsal ve bedensel gelişimini sekteye uğratacak kadar yoğunluk kazanmaktadır.
Oyun oynaması, kendi yeteneklerini keşfedip bunları geliştirecek sosyal,
kültürel ve sporsal aktivitelerde bulunması gereken çocuklar ve gençler
yaşamlarını sınav kabusu ile geçirmektedirler.
Başarıyı salt sınav başarısı olarak algılanması ve bütün sistemin sınavlara
göre kurgulanması çocukların ve gençlerin daha küçük yaşlarda yeteneklerinin
körelmesine, çok iyi müzisyen, ressam, sporcu, edebiyatçı olabilmelerinin önü
tıkanmaktadır. Öğrenciler okul dışı zamanlarının neredeyse tamamını,
dershaneler, çözmek zorunda olunan testler ve hazırlamak zorunda olunan proje
ve performans ödevleri ile harcamaktadırlar. İşbirliği, dayanışma, paylaşma
yerini tamamen eşitsizlikler üzerine kurulu bir rekabete bırakmıştır. Bütün
bunların sonucu olarak öğrencilerin psikolojileri altüst olmaktadır. Son
zamanlarda çocuk psikiyatrilerine başvuruda patlama yaşanmıştır. Öğrencilerde
psikosomatik rahatsızlıkların görülme sıklığı had safhaya ulaşmıştır. Sınav
stresi ve rekabet duygusu sadece öğrencileri değil velileri, aileleri de aynı
ölçüde etkilemektedir.
Sınav sistemi eğitimin özelleştirilmesinin ve piyasa açılmasının
kapılarını açmaktadır. Sınava hazırlanmak zorunda olan milyonlarca öğrencinin
dershanelere, özel kurslara, sınava hazırlık kitaplarına para akıtması
beklenmektedir. Dershane sayılarında patlama yaşanmıştır. Seviye Belirleme
Sınavı (SBS) öğrencileri okula bağlamak ve dershanelere olan ilgiyi azaltmak
iddiasıyla lanse edilmiş olmasına rağmen son iki yılda özel ders ve
dershanelere olan ilgi azalmak bir tarafa hiç olmadığı kadar yoğunlaştırmıştır.
Sınav sistemi bir yandan çocuk ve gençlerimizin kimyasını
bozarken, diğer yandan velilerimizin bütçesine büyük yükler getirmektedir
Sınavların en önemlisi ve belirleyicisi olan SBS ve ÖSS'ye hazırlanmanın
maliyeti bir hayli ağırdır. Yapılan araştırmalara göre bir velinin öğrencisini
bu sınavlara hazırlama maliyeti 4. sınıfta 1.300, 5. sınıfta 1.500, 6. sınıfta
2 bin 800, 7. sınıfta 3 bin 300, 8. sınıfta 3 bin 800 TL'yi bulmaktadır. Yani SBS'ye hazırlanmanın maliyeti toplam 12. bin 700 TL'yi
buluyor. ÖSS'ye hazırlanmanın bedeli ise 9. sınıfta 4 bin, 10. sınıfta 4 bin,
11. sınıfta 4 bin 500, 12 sınıfta 6 bin toplamda 18 bin 500 TL'dir.
Sınav sistemi okulu ve öğretmeni özne durumundan nesne durumuna
düşürmüştür. Sınavların varlığı, sayısının sürekli artması okul dışı kurumlara
yönelimi artırmaktadır Eğitimde eşitsizlik derinleşmekte, eğitimin herkes için
ulaşılabilir bir hak olması zorlaşmaktadır İlköğretimden başlayarak giderek
artan sınav işkencesine artık bir son verilmeli, çocuk ve gençlerimiz en kısa
sürede sınav cenderesinden kurtarılmalıdır.
Sınav merkezli eğitim sisteminin başta öğrenciler olmak üzere,
velilere ailelere ve ülkenin geleceğine verdiği zararların neler olduğu ve
piyasacı/sınav merkezli eğitim sisteminin nasıl tasfiye edileceğinin
araştırılıp ortaya konulması amacıyla meclis çatısı altında kurulacak bir komisyon
kurulması gerekmektedir.
2.- Diyarbakır Milletvekili
Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin,
yolsuzlukla mücadelede alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/730)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
"Yolsuzlukla Mücadele" konusunda gerekli çalışmaların
yapılması için Anayasanın 98'inci, İçtüzüğün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca
bir Meclis Araştırması açılmasını arz ve talep ederiz. 01.04.2010
1) Selahattin Demirtaş (Diyarbakır)
2) Gültan Kışanak (Diyarbakır)
3) Ayla Akat Ata (Batman)
4) Bengi Yıldız (Batman)
5) Akın Birdal (Diyarbakır)
6) Emine Ayna (Mardin)
7) Fatma Kurtulan (Van)
8) Hasip Kaplan (Şırnak)
9) Hamit Geylani (Hakkâri)
10) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
11) M. Nuri Yaman (Muş)
12) Mehmet Nezir Karabaş (Bitlis)
13) Mehmet Ufuk Uras (İstanbul)
14) Osman Özçelik (Siirt)
15) Özdal Üçer (Van)
16) Pervin Buldan (Iğdır)
17) Sebahat Tuncel (İstanbul)
18) Sevahir Bayındır (Şırnak)
19) Sırrı Sakık (Muş)
20) Şerafettin Halis (Tunceli)
Gerekçe:
Türkiye'de 81 il özel idaresi, 3 bin 226 belediye, 34 bin 600 köy,
binin üzerinde mahallî idare birliği, bünyesinde bilinmeyen sayıda işletme,
çoğunluğu belediyelere ait bine yakın şirket, 50'ye yakın vakıf, yine
bilinmeyen sayıda döner sermaye ve fon bulunuyor. Belediyelerde şirketler hariç
450 bin, özel idarelerde 10 bin personel istihdam ediliyor. Böyle bir kamu
örgütlenmesini merkeziyetçi anlayışla yürütmek mümkün değil. Mali yapı karmaşık
ve verimsiz, yerel vergi tabanı düşük, Hazine'nin belediyelerin dış
borçlanmasına sağladığı garantiler mali disiplini bozuyor, belediyelerde
sağlıklı bir borç yönetimi bulunmamaktadır.
Dünya Bankası desteğiyle Hazine'de yürütülmekte olan
"Türkiye'de kamuda etkin yönetimin sağlanması ve yolsuzluğun önlenmesine
yönelik reform ve politikalar" konulu çalışmada yolsuzlukla mücadeleye
dönük 16 değişik alan belirlendi. Bu konularda mevcut durum ve yapılması
gerekenler de detaylı bir şekilde ortaya kondu. Yapılan çalışma sonucu;
yolsuzlukla mücadele mevzuatının caydırıcı olmadığı, kamuda ücret adaletsizliği
yaşandığı, kara para takibinin zor olduğu, ihale, personel rejimi, denetim,
sağlık, gümrük, mahallî idare reformlarının yapılmasının zorunlu olduğu
belirtilmektedir.
AB 2009 İlerleme raporunda, yolsuzlukla mücadele konusunda sınırlı
ilerleme kaydedildiği, Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu (GRECO)
tavsiyelerinin dikkate alınmasına, kamu görevlileri etik kurulunun etkili
çalışmadığı, milletvekili dokunulmazlıklarının yolsuzluklara ilişkin davalarda
sınırlandırma getirdiğine dikkat çekilmektedir.
Türkiye'nin kamu muhasebe sistemi ihtiyaca cevap veremez hâle
gelmiştir. Bütçenin bir yansıması olarak aşırı derecede bölük pörçük bir
görüntü sergilenmekte, zamanında ve kapsamlı bilgi sunmada yetersiz kalınmaktadır.
Kamu Satın alma (İhale) Sistemi Reformu yeterli değildir. Bütçenin
kapsam ve şeffaflığının, uygun politikaların üretilmesine ve performans
değerlendirmesi yapmaya olanak verecek şekilde genişletilmesi: Mevcut bütçe
yapısı, kamu gelir ve harcamalarının önemli bir bölümünü dahi kapsamıyor.
Türkiye'de kamu hizmetlerinin yapısı ve işlevleri ekonominin
gelişme hızını yakalamamaktadır. Kamuda ücretler, rekabet esasına göre
belirlenmemekte ve eğitim fırsatları sınırlı kalmaktadır.
Kamu denetimi uluslararası standartlara göre yetersiz kalıyor.
İdari denetime ağırlık veriliyor, performansa ya çok az ya da hiç önem
verilmiyor. Uluslararası standartlara uygun bir denetim reform programı
geliştirilmedi. Bankacılığa ilişkin yasal, düzenleyici ve uygulamaya yönelik
sistem yetersizdir.
Türkiye'deki sağlık hizmetleri çok karmaşık bir yapıda ve ihtiyacı
etkin şekilde karşılamaktan uzaktır. Sağlık hizmetlerine erişimde eşitsizlikler
gözlenmekte, kaynaklar verimsiz kullanılmakta,
yönetimde etkinlik sağlanamamaktadır. Gümrük teşkilatının yeniden yapılanması,
işlemlerin kolaylaştırılması, gümrüklerde etkin denetimin sağlanması,
bilgisayar ağının güçlendirilmesi ve gümrük kapılarının modernize edilmesi
gerekli.
Cumhuriyet Başsavcılıkları ve mahkemelerin iş yükü fazlalığı ve
uzmanlaşmanın eksikliği, soruşturma ve davaların makul sürede
sonuçlandırılmasını engelliyor. Yargıtay'da iş yükü nedeniyle binlerce dava
zamanaşımına uğramıştır.
Mahkemeler, Cumhuriyet Başsavcılığı ve kolluk teşkilatı çağdaş
düzeyde yapılandırılmadığı, ekonomik ve mali suçlarda uzmanlaşmaya gidilmediği
için; ilgili birimler teknik donanım, personel bakımından yetersizdir.
Kara paranın aklanması ile etkin mücadele yapılamamaktadır.
Kurumların bünyelerinde merkezî veri tabanı bulunmayışı tam ve zamanında bilgi
edinmeyi engelliyor, mal varlıklarının takibini zorlaştırıyor. Kara para
konusunda Mali Suçlar Araştırma Kurumu yapılanmasından kaynaklanan sorunlar da
vardır.
Bu nedenlerle, yolsuzlukla mücadele için; Meclis Araştırma
komisyonu kurulmasında yarar bulunmaktadır.
3.- Diyarbakır Milletvekili
Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin, insan
hakları savunucularının karşılaştıkları engellerin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/731)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İnsan hakları savunucularının çalışmalarını sürdürürken,
karşılaştıkları engellerin kaldırılması, iş, görev ve sorumluluklarını daha
rahat ve kolaylıkla yerine getirebilmeleri için alınması gereken önlemler ile
kamu kurum ve kuruluşlarının bu konuda nasıl davranması gerektiğinin tespiti
için Anayasanın 98'inci, İçtüzük'ün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca bir
Meclis araştırması açılmasını saygıyla dilerim. 01.04.2010
1) Selahattin Demirtaş (Diyarbakır)
2) Gültan Kışanak (Diyarbakır)
3) Ayla Akat Ata (Batman)
4) Bengi Yıldız (Batman)
5) Akın Birdal (Diyarbakır)
6) Emine Ayna (Mardin)
7) Fatma Kurtulan (Van)
8) Hasip Kaplan (Şırnak)
9) Hamit Geylani (Hakkâri)
10) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
11) M. Nuri Yaman (Muş)
12) Mehmet Nezir Karabaş (Bitlis)
13) Mehmet Ufuk Uras (İstanbul)
14) Osman Özçelik (Siirt)
15) Özdal Üçer (Van)
16) Pervin Buldan (Iğdır)
17) Sebahat Tuncel (İstanbul)
18) Sevahir Bayındır (Şırnak)
19) Sırrı Sakık (Muş)
20) Şerafettin Halis (Tunceli)
Gerekçe:
Dünyada ve Ülkemizde sürmekte olan insan hakları ihlalleri, uzun
yıllardan beri gündemdedir. İhlallerin ortadan kalkması, ihlal edenlerin
cezalandırılması, devlet ve toplumların insan haklarına dayalı hukuk sistemi
oluşturmaları için insan hakları savunucuları çok zorlu bir mücadele
yürütmektedir.
Bu mücadele sırasında yaşamını yitirme, hapse atılma, baskı
görerek yurdunu terk etme gibi uygulamalar insan hakları savunucuları için
adeta sıradan hale gelmiştir.
"İnsan haklarının öznesi herkestir" ilkesiyle hareket
eden hak savunucuları, din, mezhep, dil, ırk, renk, ülke, milliyet, etnik
köken, cinsiyet, cinsel kimlik, siyasi ve felsefi düşünce ve benzeri ayrım yapmadan
bütün insan hakları ihlallerini önlemek ve ihlale uğrayan kişilere yardım için
çabalamaktadır. Bundan dolayı, insan hakları savunucuları bu sorumluluğu yerine
getirirken bütün iktidar ve güç odakları ile çatışma içine girebilmektedir.
Bu konuda harekete geçen Birleşmiş Milletler 1998 tarihinde İnsan
Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesini yayınlamıştır.
Bu bildirgenin girişinde yer alan: …Tüm insan hakları
ihlallerinin, halkların ve kişilerin temel özgürlüklerinin, Apartheid,
her çeşit ırk ayrımcılığı, sömürgecilik, yabancı hakimiyeti
veya işgali, ulusal egemenlik, ulusal birlik veya toprak bütünlüğüne yönelik
saldırı ve tehditten, aynı zamanda halkların kendi geleceğini belirleme hakkı
ile her halkın kendi zenginlikleri ve doğal kaynakları üzerinde tam ve eksiksiz
olarak egemenlik hakkının reddedilmesinden kaynaklanan haklar gibi yoğun, açık
veya sistematik ihlallerin fiili olarak ortadan kaldırılmasında uluslararası
işbirliğinin oynadığı önemli rolü ve bunlara katkıda bulunan birey, grup ve derneklerin
yerine getirdikleri son derece yararlı çalışmaları tanıyarak, …İnsan hakları ve
temel özgürlükleri koruma ve geliştirme temel sorumluluğu ve ödevinin devlete
düştüğünün altını çizerek, …ibareleri, Birleşmiş Milletlerin insan hakları
savunucularının varlığını ve çalışmalarını tanıdığının ve koruma altına
aldığının açık bir göstergesidir. Aynı bildirgenin 12. maddesi ise:
1- Herkesin, bireysel olarak ve başkalarıyla birlikte, insan
hakları ve temel özgürlüklerin ihlaline karşı mücadele etmek için barışçıl
etkinliklere katılmaya hakkı vardır.
2- Devlet, bu bildirgede amaçlanan hakların meşru kullanımı
çerçevesinde şiddet, tehdit, misilleme eylemi, fiili veya hukuksal ayrımcılık,
baskı veya diğer keyfi hareketlere karşı, bireysel olarak ve başkalarıyla birlikte
hareket eden tüm kişilerin yetkili otoritelerce korunması için gerekli tüm
önlemlerin alınmasını dikkatle izler.
Bu bakımdan, herkes, bireysel olarak ve başkalarıyla birlikte,
barışçı yollarla, insan haklarının ve temel özgürlüklerin ihlaline neden olan
ve devletin ihmali olan durumlar da dahil olmak üzere,
devlete isnat edilebilen etkinlik ve eylemlerle birlikte başka grup ve
bireylerce işlenmiş insan hakları ve temel özgürlüklerin kullanılmasıyla ilgili
şiddet eylemlerine karşı tepki gösterdiğinde, ulusal yasalarca etkin biçimde
korunmaya hakkı vardır.
Diyerek, korunma hakkının çerçevesini ve gerekliliğini
belirtmiştir.
Bu bildirgenin çizdiği çerçevede İçişleri Bakanlığı 2004-139
sayılı bir genelge yayınlamıştır. Bu genelgede Bakanlık "İnsan Hakları
Savunucuları Rehberi" hazırlandığından söz ederek "Hükümet ve
Bakanlığımız, insan hakları savunucuları konusunda Birleşmiş Milletler ve
Avrupa Birliği tarafından geliştirilen bu düşünce ve yaklaşımı paylaşmaktadır…
Bu çerçevede:
"Valilik ve kaymakamlıklar il ve ilçelerindeki kamu kurum ve
kuruluşların, İnsan Haklarının geliştirilmesini amaç edinen ve bu doğrultuda
çalışan birey ve sivil toplum kuruluşları… ile
ilişkilerinde Rehberin içeriğine ve ruhuna uygun hareket etmelerini
sağlayacaklar ve her türlü kolaylığı göstereceklerdir… Özellikle kolluk
uygulamaları esnasında kolluk görevlilerinin belirtilen kişi, grup ve/veya
kuruluşlara yönelik işlem ve eylemlerinde belgede yer alan ilkelere uygun
davranmaları sağlanacaktır." demektedir.
Ancak yasal ve idari bu düzenlemelere karşın insan hakları
savunucuları tutuklamadan, baskıdan ve engellenmekten kurtulamamaktadır.
Bu durumun giderek hızla arttığı görülmektedir. Örneğin, İnsan
Hakları Derneği Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Av. Muharrem
Erbey, İnsan Hakları Derneği Siirt Şube Başkanı Vetha Aydın, İHD Rize eski Şube yöneticisi Gazeteci Gencağa Karafazlı tutukludur. İHD Adana Şubesi eski Başkanı Ethem Açıkalın, İHD Bursa Şubesi Eski Başkanı Abdülkadir
Akyol, İHD MYK üyesi Av. Filiz Kalaycı (8 aya yakın
tutuklu kalmış) ve Av. Hasan Anlar, İHD Onur Kurulu üyesi Yüksel Mutlu (6 aya
yakın tutuklu kalmış) onlarca yıl hapis cezası istemi ve gerçek dışı iddialarla
yargılanmaktadırlar. Daha onlarca sayıda insan hakları savunucusu
hakkında yüzlerce soruşturma ve davalar devam etmektedir. Öyle ki, kimileri
Türkiye'yi terk etmek durumunda kalmıştır.
Oysa uluslararası sözleşmeler ve bildirgelerin yanı sıra İçişleri
Bakanlığı genelgesi gereğince insan hakları savunucuların görevlerini yerine
getirirken korunması ve kolaylık sağlanması gerekmektedir.
Bu çerçevede, insan hakları savunucularının çalışmalarını
sürdürürken, karşılaştıkları engellerin kaldırılması, iş, görev ve
sorumluluklarını daha rahat ve kolaylıkla yerine getirebilmeleri için alınması
gereken önlemler ile kamu kurum ve kuruluşlarının bu konuda nasıl davranması
gerektiğinin tespiti için Meclis Araştırma Komisyonu kurulması yerinde
olacaktır.
4.- Diyarbakır Milletvekili
Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin, yatılı
ilköğretim bölge okullarındaki sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/732)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Yatılı İlköğretim Bölge Okullarında yaşanan ve Yatılı İlköğretim
Bölge Okullarının yol açtığı sorunların araştırılması amacıyla Anayasa'nın 98,
İçtüzüğün 104 ve 105'inci Maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz
ederiz.
1) Selahattin Demirtaş (Diyarbakır)
2) Gültan Kışanak (Diyarbakır)
3) Ayla Akat Ata (Batman)
4) Bengi Yıldız (Batman)
5) Akın Birdal (Diyarbakır)
6) Emine Ayna (Mardin)
7) Fatma Kurtulan (Van)
8) Hasip Kaplan (Şırnak)
9) Hamit Geylani (Hakkâri)
10) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
11) M. Nuri Yaman (Muş)
12) Mehmet Nezir Karabaş (Bitlis)
13) Mehmet Ufuk Uras (İstanbul)
14) Osman Özçelik (Siirt)
15) Özdal Üçer (Van)
16) Pervin Buldan (Iğdır)
17) Sebahat Tuncel (İstanbul)
18) Sevahir Bayındır (Şırnak)
19) Sırrı Sakık (Muş)
20) Şerafettin Halis (Tunceli)
Gerekçe:
1739 sayılı "Milli Eğitim Temel Kanunu"nun
25’inci maddesi ve 222 sayılı "'İlköğretim ve Eğitim Kanunu”nun 9'uncu
maddesi hükümleri gereğince; nüfusu az ve dağınık olan yerleşim birimlerinde
bulunan ilköğretim çağındaki çocuklar ile maddi olanaklardan yoksun ailelerin
çocuklarına çağdaş ortamlarda eğitim vermek amacıyla yatılı bölge okulları
(YİBO) ve pansiyonlu ilköğretim okulları (PİO) açılmıştır. Fakat PİO'ların tamamı zamanla YİBO'ya dönüştürüldü. Şu an Türkiye'de bu amacı
gerçekleştirmek üzere kurulu bulunan 589 YİBO bulunmaktadır. Bu okulların
toplam kapasitesi 204.919 olup, 2008-2009 öğretim yılı itibarı ile 58.222'si
kız, 92.108'i erkek olmak üzere toplam 150.330 öğrenci eğitim-öğretim
görmektedir.
Hazırlanan raporlar, yapılan bilimsel araştırmalar, öğretmen,
öğrenci, veli gözlemleri ve deneyimleri, sendikaların açıklamaları ve medyaya
yansıyan haberlerden anlaşıldığı üzere YİBO'lar
yukarıda belirtilen "çağdaş ortamlarda eğitim verme" amacından çok
uzak bir durumda olup tamamen sorunlar yumağına dönüşmüş durumdadır.
Ailelerinden yedi yaşında koparılan, anne-baba sevgisinden, sıcak
bir aile ortamından yoksun bırakılan bu öğrencilerin yaşadıkları en büyük sorun
uyum problemidir. Uyum sağlayamayan öğrenciler okuldan kaçmak istemektedirler.
Bingöl'de yatılı okuldan kaçtığı için donarak can veren yedi küçük çocuğumuz
acısı hâlâ unutulmuş değildir. Son olarak Uşak'ın Eşme ilçesindeki YİBO'da okuyan 10 yaşındaki Umut Balık'ın kaybolma olayı,
yatılı okullar sorununu bir daha gündeme taşımıştır.
YİBO'larda okuyan
öğrencilerde çeşitli davranış bozuklukları görülmektedir. Bazı öğrencilerin çok
sinirli ve saldırgan olduğu, bazılarının utangaç, pasif, içine kapanık olduğu
görülmektedir. Okullarda disiplin uygulamasının katı olduğu, öğrencilere
yeterli rehberlik hizmeti verilmediği belirtilmektedir.
YİBO’larda yaşça büyük olan
öğrencilerin küçükler üzerinde zaman zaman cinsel
tacizleri olduğu, bunun yetkililerce nadiren fark edildiği görüşmelerde ifade
edilmektedir. Malatya'da yatılı okulda okuyan 13 yaşındaki kız çocuğunun hamile
kalması olayı bizlere YİBO'larda yaşanan olayın
sadece tacizle sınırlı kalmadığını göstermektedir. Diğer bir sorun da yaşanan
şiddet olaylarıdır. Aynı köyden ve bölgeden gelen öğrenciler gruplaşarak diğer
öğrenciler ile sürekli çatışma içinde oldukları da vurgulanmaktadır. Okulda
yaşanan bu sorunlar çocuklarda ciddi davranış bozukluklarına neden olmakta, bu
davranış bozuklukları çocuğun yaşamını ve başarısını ciddi bir şekilde
etkilemektedir. Yapılan birçok araştırma; yatılı okulda okuyan öğrencilerin
başarılarının, tutumlarının, vücut kompozisyon değerlerinin yatılı olmayan
öğrencilere göre çok düşük olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Ülkemizdeki Yatılı İlköğretim Bölge Okullarının bir
çoğunun alt yapıları yetersiz, sınıf mevcutları kalabalıktır. Okulların
fiziksel koşulları, bulundukları yörenin gelişmişlik düzeyine göre farklılık
gösterse de çok amaçlı salon, dinlenme ve oyun alanları ile spor salonları
yetersizdir. Yatakhanelerde hâlâ koğuş sisteminin var olması önemli bir
sorundur.
YİBO'larda öğrencilerin
beslenme olanaklarının yetersiz olduğu, okullarda sağlık görevlisi ya da
hemşirenin olmadığı, kışın ısınma sorunlarının yaşandığı görülmüştür. Yardımcı
hizmetleri yürüten şoför, hizmetli, bekçi, kaloriferci, kütüphane memuru, aşçı
vb. personelin yeterli olmadığı görülmektedir
YİBO'ların yarattığı bölgesel
ve sınıfsal eşitsizlikler de tartışılmaktadır. Daha çok bu okullarda yapılan
yardımlar nedeniyle yoksul ailelerin çocukları bu okullara yönelmektedir.
Eğitim seviyesi yüksek velilerin çocuklarını bu kurumlara yollamadığı
bilinmektedir.
YİBO'ların özellikle Doğu
ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yoğunlaşmış olmaları (%44,5) çoğunun yerleşim
birimlerinden uzak, çevreden kopuk, halkla bağlantısının neredeyse yok denecek
kadar az olması, birçok okulun askerî kurumlar ve askerler ile iç içe olması
büyük bir sorun teşkil etmektedir. Bu okullarda öğrencilerin tek tipleştiği ve
kendi kültürlerine, dillerine yabancılaşarak asimile oldukları birçok
araştırmacı tarafından belirtilmektedir. Kürtlerin, Lazların, Süryanilerin ve
diğer halkların çocuklarının ailelerinden koparılarak asimile edilmesi bir
insanlık suçudur.
Yukarıdaki tüm açıklamalardan, tam bir sorunlar yumağına dönüşmüş
olan YİBO'ların alternatifsiz olmadığı, aksine
yukarıda sayılan sorunların doğal nedeni olduğu anlaşılmaktadır. YİBO'larda yaşanan sorunların mecliste kurulacak bir
komisyon tarafından etraflıca araştırılıp incelenmesi gerekmektedir.
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp
açılmaması konusundaki görüşmeler sırası geldiğinde yapılacaktır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının üç tezkeresi vardır,
ayrı ayrı okutup oylarınıza sunacağım.
B)
Tezkereler
1.- TBMM Millî Savunma Komisyonu
üyelerinden oluşan bir Parlamento heyetinin, Kore Cumhuriyeti Ulusal Meclisinin
Kore Cumhuriyeti’ne davetine icabet etmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi
(3/1197)
28/05/2010
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
TBMM Millî Savunma Komisyonu Üyelerinden oluşan bir Parlamento
Heyeti, Kore Cumhuriyeti Ulusal Meclisi tarafından, Kore Cumhuriyeti’ne davet
edilmektedir.
Söz konusu davete icabet edilmesi hususu, Türkiye Büyük Millet
Meclisi’nin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanun’un 6.
Maddesi uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulur.
Mehmet
Ali Şahin
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN – Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Diğer tezkereyi okutuyorum:
2.- Avrupa Parlamentosu, İspanya
Parlamentosu ve Senatosu Başkanlarının, Brüksel’de düzenlenecek olan Ortak
Parlamento Toplantısına davetine Türkiye Büyük Millet Meclisinden bir
Parlamento heyetininin icabet etmesine ilişkin
Başkanlık tezkeresi (3/1198)
28/05/2010
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Avrupa Parlamentosu, İspanya Parlamentosu ve Senatosu Başkanları
7-8 Haziran 2010 tarihleri arasında Brüksel'de düzenlenecek olan "21.
Yüzyıl Avrupa Enerji Topluluğu'na Doğru" konulu Ortak Parlamento
Toplantısına Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden bir Parlamento Heyetini davet
etmektedir.
Söz konusu davete icabet edilmesi hususu, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin Dış ilişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 Sayılı Kanun'un 9.
Maddesi uyarınca Genel Kurul'un tasviplerine sunulur.
Mehmet
Ali Şahin
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN – Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Üçüncü tezkereyi okutuyorum:
3.- Cenevre’de yapılacak olan
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün Genel Konferansına katılacak olan Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’e, siyasi parti
gruplarını temsilen bir Parlamento heyetinin refakat etmesine ilişkin Başkanlık
tezkeresi (3/1199)
28/05/2010
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Ömer Dinçer,
13-18 Haziran 2010 tarihleri arasında Cenevre'de yapılacak olan Uluslararası
Çalışma Örgütü (ILO) 99. Genel Konferansı'na katılacaktır.
Anılan konferansta, Sayın Bakan'a Siyasi Parti Gruplarını temsilen
bir parlamento heyetinin refakat etmesi öngörülmektedir.
Milletvekillerimizin söz konusu konferansa katılması hususu,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış ilişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620
Sayılı Kanun'un 8. Maddesi uyarınca Genel Kurul'un tasviplerine sunulur.
Mehmet
Ali Şahin
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN – Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Şimdi de İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan
gündeme alınma önergesi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
C)
Önergeler
1.- Afyonkarahisar
Milletvekili Halil Ünületepe’nin, (2/302) esas
numaralı Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/217)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Plan ve Bütçe Komisyonunda bulunan (2/302) esas numaralı, 5449
Sayılı Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında
Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifim, üzerinden 45 günden fazla
zaman geçmesine rağmen görüşülmemiştir. Teklifimin İçtüzüğün 37'nci maddesine
göre doğrudan Genel Kurul gündemine alınması hususunda gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
Halil
Ünlütepe
Afyonkarahisar
BAŞKAN – Teklif sahibi olarak Afyonkarahisar
Milletvekili Halil Ünlütepe. (CHP sıralarından
alkışlar)
Buyurunuz Sayın Ünlütepe.
HALİL ÜNLÜTEPE (Afyonkarahisar) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Biraz önce Sayın Kâtip tarafından da belirtildiği gibi, süresi içinde
komisyonda görüşülmeyen bir kanun teklifinin doğrudan gündeme alınması amacıyla
söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve
Görevleri Hakkındaki Kanun’un Ek 1 İstatistiki Bölge
Birimleri Sınıflaması listesinde ilimiz Kütahya, Manisa ve Uşak grubunda
bulunurken bu gruptan çıkartılarak Antalya, Burdur, Isparta grubuna dâhil
edilmesi amaçlanmaktadır bu kanun teklifiyle.
Bölge birimlerinin tespiti ve sınıflandırılmasında illerin
ekonomik potansiyeli ve potansiyelin en doğru şekilde kullanılabileceği
bölgeler göz önüne alınmamıştır. Afyonkarahisar bu
düzey bölgelerinden Manisa, Uşak ve Kütahya ile TR33 düzey bölgesine
alınmıştır. İlimizin sosyoekonomik açıdan bağlantısının yeterli olmadığı
illerle birlikte sınıflandırılması olumlu görülmemektedir. Afyonkarahisar’ın
ekonomik ve kurumlar arası iş birliği anlamında bu illerle ilişkileri son
derece zayıftır. İlimizin ihtiyaçları, öncelikleri göz önüne alındığında
bölgesel olarak uygun proje üretme, uygulama kapasitesi değerlendirildiğinde
Antalya, Isparta ve Burdur illeriyle birlikte değerlendirildiğinde daha
sağlıklı olacağı kanaatindeyim.
Bu konuyla ilgili olarak geçen dönem Antalya BAGEV
bölgesinde, Dinar ilçemizde ticaret ve sanayi odası başkanlığının yaptığı
toplantıya, Antalya, Burdur, Isparta illerimizin valileri, ticaret ve sanayi
odası başkanları geniş bir boyutta katılmıştır ve burada, ilimizin valisinin
yaptığı konuşma aynen şudur: “Kalkınma Ajansları Kanunu kapsamında ilimiz Afyonkarahisar, Manisa, Uşak ve Kütahya illerinin yer
aldığı TR33 sınıfında bulunmaktadır. Sosyal, kültürel
ve ekonomik veriler ışığında ilimizin TR61 nolu
bölgede yer alarak, Antalya, Isparta ve Burdur illeriyle birlikte
değerlendirilmesinin daha yararlı olacağı, bu nedenle ilimiz milletvekillerinin
Kanun’da yapılması gereken değişiklik için gayret sarf edecekleri
inancındayız.”
Aynı konuda ticaret ve sanayi odası başkanlığımız, aynı konuda
Isparta, Burdur ve Antalya valilikleri düşüncelerini belirtmişlerdir.
İlimizin, sosyal açıdan baktığımızda, ekonomisi daha ziyade tarım
ve hayvancılığa dayanmaktadır. Et, yumurta, süt ürünleri, un ve unlu mamulleri,
şekerleme ürünleri, patates, kiraz, vişne gibi, elma gibi ürünler sayılabilir.
Bunların, turizm merkezi olan Antalya’yla değerlendirildiğinde, ilimizin
kalkınması için çok daha yararlı olacağı ortaya çıkmaktadır. Bu konu ticaret ve
sanayi odamızca da değerlendirilmiş ve ticaret ve sanayi odası başkanlığımız,
hem Devlet Planlama Teşkilatına hem bakanlıklara hem Devlet İstatistik
Enstitüsüne müracaat etmiştir.
Bu düzenlenen kanun teklifi, açıkçası ilimizdeki kamu
kuruluşlarının, ticaret ve sanayi odalarının ortak bir isteğidir. İlimizdeki,
tüm ilçelerdeki ticaret ve sanayi odası başkanları, bu konuda Parlamentoda bu
yönde yapılacak olan bir yasa değişikliğinin, hem ilimizin ekonomisine hem
sosyal açıdan kalkınmasına ciddi katkılar sağlayabileceğine inanmaktadır.
İlimizdeki termal sektörünün gelişmesi ve yatırımların ağırlıklı bir şekilde o
alanda olması da bu ilimizin Antalya, Burdur ve Isparta bölgesinde
değerlendirilmesinin daha sağlıklı olduğunu göstermektedir.
Bu nedenle, kanun teklifinin süresi içinde komisyonda
değerlendirilmemesi ve ilimizin ekonomik, kültürel ve sosyal açıdan diğer
illerle birlikte yer almasında fayda sağlayacağına inandığımdan dolayı bu kanun
teklifinin Genel Kurul gündemine doğrudan alınarak, ilimizin önemli sorununun
Genel Kurul kararıyla çözümlenmesini amaçlamak isteğiyle bu teklifi gündeme
getirmiş bulunuyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen, tamamlayınız.
Buyurunuz.
HALİL ÜNLÜTEPE (Devamla) – Bağlıyorum efendim.
Saygıdeğer parlamenterler, bu konu da ilimizin önemli bir
isteğidir, doğrudan gündeme alınması konusunda desteğinizin ilimizdeki hem kamu
kuruluşlarını hem de ticaret erbabını mutlu edeceğine inanıyorum.
Bu sorunun çözümünde katkılarınızı esirgemeyeceğiniz inancıyla
hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Ünlütepe.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir.
Gündemin “Seçim” kısmına geçiyoruz.
VI.- SEÇİMLER
A)
Komisyonlarda Açık Bulunan Üyeliklere Seçim
1.- Dışişleri Komisyonunda açık
bulunan üyeliğe seçim
BAŞKAN – Dışişleri Komisyonunda boş bulunan ve Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubuna düşen 1 üyelik için Mardin Milletvekili Gönül Bekin Şahkulubey aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.04
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 17.22
BAŞKAN : Başkan Vekili Şükran Güldal
MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK
(Burdur), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
109’uncu Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Gündemin “Sözlü Sorular” kısmına geçiyoruz.
Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu,
gündemin “Sözlü Sorular” kısmında yer alan sorulardan 1, 351, 357, 362, 375,
405, 423, 446, 455, 457, 458, 461, 462, 465, 466, 467, 470, 477, 478, 479, 487,
497, 498, 523, 530, 558, 608 ve 613’üncü sıralardaki soruları birlikte
cevaplandırmak istemişlerdir.
Şimdi bu soruları sırasıyla okutuyorum:
VII.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, ulaşımda akaryakıt desteği sağlanmasına ilişkin
Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1041) ve Çevre ve Orman Bakanı
Veysel Eroğlu’nun cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırım tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Hasan
Çalış
Karaman
Kısa adı (TESK) olan Türkiye Esnaf ve Sanatkarları
Konfederasyonu, hava ve deniz ulaşımında sağlanan akaryakıt avantajının
kamyoncu, otobüsçü, taksici ve dolmuşçu esnafına da sağlanması konusunda
çağrıda bulunmuştur.
Bu bilgiler ışığında;
1. Hava ve deniz ulaşımında nasıl bir akaryakıt avantajı
sağlanmaktadır? Bu avantajı, insan ve mal taşımacılığının ülke genelinde yüzde
95'ini gerçekleştiren kamyoncu, otobüsçü, taksici ve dolmuşçu esnafına da
sağlamayı düşünüyor musunuz? Bu konuda çalışmanız var mıdır?
2.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ağrı-Doğubeyazıt’taki
yeşillendirme ve ağaçlandırma çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1777) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda
gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 18.01.2010
Ensar Öğüt
Ardahan
Küresel ısınma, kuraklılık, hava kirliliği belirgin bir hâl
almıştır. Ağrı’da doğa bilinçli kullanılmadığı için hep beraber sıkıntı
yaşıyoruz. Ekolojik dengeler her geçen gün daha da bozulduğundan hepimizin
birlikte yaşadığı bu güzelim dünya günbegün yaşanmaz hâl almaktadır.
1- Ağrı-Doğubayazıt her yetkilinin bu tehlike ile şimdiden
mücadele etmesi gerekmektedir. Yeşillendirme ve ağaçlandırma çalışmalarına ne
zaman başlayacaksınız?
3.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Doğubeyazıt’taki
hava kirliliğine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1785) ve Çevre ve Orman Bakanı
Veysel Eroğlu’nun cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda
gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 18.01.2010
Ensar Öğüt
Ardahan
Küresel ısınma, kuraklılık, hava kirliliği belirgin bir hâl
almıştır. Ağrı’da doğa bilinçli kullanılmadığı için hep beraber sıkıntı
yaşıyoruz. Ekolojik dengeler her geçen gün daha da bozulduğundan hepimizin
birlikte yaşadığı bu güzelim dünya günbegün yaşanmaz hâl almaktadır.
1 - Ağrı -Doğubayazıt hava kirliliği çok belirgin bir hâl
almıştır. Kışın insanlarımız temiz oksijen alamamaktadırlar. Acilen her yetkilinin
bu tehlike ile şimdiden mücadele etmesi gerekmektedir. Temiz bir yaşam için
Yeşillendirme ve ağaçlandırma çalışmalarına ne zaman başlayacaksınız?
4.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, bir barajın doğurduğu yol sorununa ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1790) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Hasan
Çalış
Karaman
Su tutmaya başlayan Ermenek HES Barajı'nın seviyesi her geçen gün
yükselmektedir. Yeşil Köy ve Nadire Köylerimizin Ermenek ve çevreyle
bağlantısını sağlayan yol ve köprü kısa bir zaman sonra baraj sularının altında
kalacaktır. Ayrıca bu yol ve köprüyü kullanan kömür ocağında çalışan işçiler de
köylülerde mağduriyet endişesine düşmüştür. Şu ana kadar yapılması planlanan
köprü ve yola ilgili de herhangi bir çalışma yoktur.
Bu bilgiler ışığında;
1- Yeni yol ve köprüyü ne zaman başlayıp, ne zaman bitirmeyi
düşünüyorsunuz?
2- Su tutma işleminde köylülerimizi mağdur etmeyecek planlarınız
nelerdir?
5.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, orman muhafaza memurlarının özlük haklarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1804) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda
gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim 27.01.2010
Ensar Öğüt
Ardahan
Memleketimizin mevcut Orman varlığının korunmasından, yeni
alanların orman vasfına dönüştürülmesi ve korunmasından, Ağaçlandırma ve
Erozyon kontrolü ayrıca Av, Yaban hayatı eko sistem doğa koruma ve millî
parklar gibi çok geniş bir yelpazede görev yapan Orman Muhafaza Memurları ile
Av Koruma Memurları ile diğer kurumlarda kolluk görevi yapan memurlar arasında
maaş ve diğer hakları arasında ciddi hak kayıpları bulunmaktadır.
1- 2002 yılından itibaren de Emekli Orman Muhafaza Memurlarından
edindikleri zati silahlardan silah Ruhsatı Harcı alınması edinilmiş haklara
uygun düşmemektedir. Silah Ruhsatı harcı alınmaması konusunda çalışma yapacak
mısınız?
2- Orman Muhafaza memurları ve Av koruma memurları kolluk görevi
olarak çalışan tüm kamu çalışanlarının özlük hakları diğer kamu çalışanları ile
karşılaştırıldığında bu adı geçen memurların hakları verilecek mi?
3- Orman Muhafaza Memurları ve Av koruma memurları diğer kolluk
görevlilerinde olduğu gibi emekliliklerinde fiili hizmet kanunu kapsamı içine
alınacak mı?
4- Orman Muhafaza Memurları ve Av koruma memurlarının maaşları
diğer kolluk görevlisi olarak çalışan personel maaşları ile aralarındaki
farklılıklar giderilecek mi?
6.- Adana Milletvekili Kürşat
Atılgan’ın, yangın söndürme araçlarının kira bedeline ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1846) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Çevre ve Orman Bakanı Sn. Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim.
Kürşat
Atılgan
Adana
Soru: Bakanlığınız daha önce tarafıma gönderdiği yazılı önergemin
cevabında 2008 yılında 11 helikoptere ödenen kiralık saat ücretlerini KDV hariç
6879 ABD Doları, 1 helikopter için KDV hariç 7679 ABD Doları, 1 helikopter için
KDV hariç 7995 ABD Doları olarak belirtmiştiniz. Aynı şekilde Bakanlığınızın
yangın söndürme amacıyla 15 ve 19 Ocak 2009 tarihlerinde 2009-13 yılları için
13 helikopter ve 2009-2015 yılları için 4 amfibik
uçak kiralanması için yaptığınız ihalede bu araçlara ödenecek saatlik kira
bedelleri ne olmuştur ve ihaleyi hangi firma kazanmıştır? Yine 2010 yılı için 1
yıllığına yapmış olduğunuz ek ihalede bu yangın söndürme araçlarına ödenecek
saatlik kira bedelleri nedir ve ihaleyi hangi firma kazanmıştır?
7.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars’ta sulama kanalları ve su havuzları
yapımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1866) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorulanının Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda
gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 11.02.2010
Ensar Öğüt
Ardahan
Kars’ın ekonomisi Tarım ve Hayvancılığa dayalıdır. Tarımdan DSİ
yatırımlarının az oluşu başlı başına bir sıkıntıdır. Yağmur yağmadığında kuraklık
olduğundan köylülerimizin hayvanlarına bütün kış boyu yedireceği ot ve samanla
diğer girdileri başka illerden daha fahiş fiyatlarla almalarına neden
olmaktadır.
1- Kars'taki Tarım ve Hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımızın en
büyük sorunu olan sulama kanalları için DSİ olarak sulama kanalı ve su
havuzları yapmayı düşünüyor musunuz?
8.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Dalyan Gölü’nden kum alınmasına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1891) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim.
İsmet
Büyükataman
Bursa
Türkiye'nin tek tatlı su dalyanından 16 bin tonluk kumun usulsüz olarak
çıkarıldığı, Google Earth
sayesinde belgelenmiş, Dalyan’daki
Karacabey'de Marmara Denizi'yle Kocaçay
Deltası'nın birleştiği noktada bulunan Dalyan Gölü bölgesinin koruma altına
alınması gerekmektedir. Meksika Körfezi’nden gelen yılan balıkları üreme alanı
olarak burayı kullanmaktadır. Bu canlıların neslinin devamı için burası çok
önem arz etmektedir.
Buna göre;
1- Dünyadaki ekolojik denge ve bir
canlının hayatı için bu derece önem arz eden bir yerden kum alınmasına nasıl
izin verilmiştir?
2- Söz konusu kum alma işlemlerinin durdurularak bölgenin koruma
altına alınması düşünülmekte midir?
3- Buradaki kum işini Albayrak
Holding'in yaptığı ve İstanbul'daki TOKİ ve İstanbul Büyükşehir Belediyesine
ait İSKON firması arasında yıllık 2 milyon ton kum satış anlaşması olduğu
iddiaları doğru mudur?
9.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Abant’taki turizm tesislerinin atık
deşarjına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1901) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı tarafından sözlü
olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz
ederim.
Ensar Öğüt
Ardahan
Bolu Abant yolu üzerinde ve Abant’ta bulunan turizm tesisleri, Büyüksu deresine atık sularını deşarj etmeye devam ediyor. Büyüksuya bırakılan kanalizasyon atıkları vatandaşın içme
suyunu tehdit ederken turizm işletmeleri inatla bu yanlış işlemlerini
sürdürmektedirler.
1- Bolu Abant yolu üzerinde ve Abant’ta bulunan turizm tesisleri
atık sularını Büyüksu deresine bırakmaktadırlar bu
durumda kanalizasyon atıkları vatandaşımızın içtiği içme sularına katıldığından
dolayı çeşitli kalıcı hastalıklara maruz kalmaktadır. Turizm tesislerinin
atıklarının büyüksu deresine akıtmalarının önüne
geçilecek mi?
10.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kura Nehri sularının Çoruh Nehri’ne
aktarılması projesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1903) ve Çevre ve Orman
Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda
gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.
Ensar Öğüt
Ardahan
DSİ tarafından Ardahan Kura nehrinin sularının bir kısmının Çoruh
nehrine aktarılması ile Ardahan ovası tahrip edilecektir. Göle’de doğarak bütün
ovayı dolaşıp Ardahan’a oradan Çıldır’a uzanarak Aras nehri ile birleşip
Gürcistan-Azerbaycan’dan Hazar Denizine dökülmektedir. Ardahan ilimizde
binlerce dönüm arazimiz sulamayı beklerken doğal güzergâhından alınarak Karadenize aktarılması Ardahan’daki toprakların
kuraklaşmasına neden olacaktır. Zaten çok zor şartlarda tarım ve hayvancılıkla
geçimini sağlayan halkımızın geleceği yok edilecektir.
1- Ardahan ilimizde doğan Kura nehri doğal güzergâhından alınarak
Artvin’deki Çoruh nehrine aktarılmak istenmektedir. Beşikkaya
barajına tutulan sular bir tünel vasıtasıyla Karadeniz Çoruha
mı aktarılacak?
2- Kura nehrinin Karadenize aktarılması
tarım ve hayvancılığımıza çok büyük zararlar verecektir ve var olan göç daha da
artarak devam edeceğinden dolayı bu çalışmadan bir an evvel vazgeçilerek
işsizliğin ve göçün durması sağlanacaktır?
3- Kura nehrinin Çoruh’a aktarılmasından dolayı Ardahan’da
yapılacak olan Kotanlı ve Kayabeyi barajlarının
yapılmasına son mu verilecek?
11.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, su kotası uygulamasına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1904) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Hasan
Çalış
Karaman
“Su Kotası” ile ilgili açıklamalar, bölgemiz çiftçisinde rahatsızlığa
neden olmuştur. Çünkü DSİ’nin dekar başına vereceği
kota ile ürünlerini sulama imkânı olmadığını düşünüyorlar. Geçimini hububat,
fasulye ve pancar gibi ürünleri yetiştirerek sağlayan çiftçilerimizin en az
yedi kez sulama yapması gerekmektedir.
Bu bilgiler ışığında;
1- Dekara yıllık
2- Tarım Bakanlığı ile iş birliği yaparak çiftçilerimizin
ürettikleri tarım ürünlerine göre su ihtiyacı planlaması ile ilgili bir
çalışmanız var mıdır?
3- Tarım Bakanlığı iş birliği ile çiftçilerimizin gelir kaybına
uğramayacağı bölgesel alternatif ürün konusunda çalışma yapmayı düşünüyor
musunuz?
12.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Mustafakemalpaşa ve Karacabey’deki
derelerin ıslahına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1907) ve Çevre ve Orman
Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim.
İsmet
Büyükataman
Bursa
Mustafakemalpaşa ve Karacabey ilçelerinde aşırı yağışların sebep
olduğu sel, tarım arazilerini sular altında bırakmış, köylerde çiftçilerimizin
ev ve ahırlarını tahrip etmek suretiyle eşya ve hayvan kayıplarına sebep
olmuştur.
Bölgede dere yataklarının ıslah edilmemesi arazilerin su altında
kalmasının en büyük nedenidir.
Uluabat Karaoğlan
köyünde 11 bin metrelik seddede yıllardır bakım ve
onarım yapılmamakta, sedde arkasındaki kanallarda
temizlik ve bakım yapılmadığı için su tahliyeleri yapılamamaktadır.
Buna göre;
1- Bölgede derelerin ıslah çalışmasının yapılması düşünülmekte
midir?
2- Uluabat Karaoğlan köyünde bulunan seddede bakım ve onarım çalışması yapılması düşünülmekte
midir?
13.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Mustafakemalpaşa’da yapılacak bazı
barajlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1908) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim.
İsmet
Büyükataman
Bursa
Bursa ili Mustafakemalpaşa ilçesi son günlerdeki aşırı yağışlardan
olumsuz yönde etkilenmiştir. Yağan yağmur nedeniyle araziler su altında
kalmakta ve çiftçilerimiz zor duruma düşmektedir. Bölgede yapımı düşünülen
ancak hala bitmeyen iki barajın bu su baskınlarının önüne geçeceği düşünülmektedir.
Buna göre;
1. Bursa ili Mustafakemalpaşa ilçesi Kızkayası
ve Devecikonak barajları hangi aşamadadır?
2. Bursa ili Mustafakemalpaşa ilçesi Kızkayası
ve Devecikonak barajlarının ne zaman bitirilmesi
düşünülmektedir?
14.- Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, Batman’daki hava kirliliğine ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1911) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na
Aşağıdaki sorularımın, Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu tarafından Anayasanın ve İç tüzüğün 98 nci maddeleri gereğince sözlü olarak cevaplandırılmasını
saygılarımla arz ederim. 02.03.2010
Ayla
Akat Ata
Batman
TÜİK’in 2009 yılı ölçüm
sonuçlarına göre, hava kirliliğinin en yüksek olduğu, KVS Değeri ve ‘İlk Seviye
Uyarı Eşiği’nin aşıldığı gün sayısı 10 ve daha fazla olan iller arasında Batman
İli de yer almaktadır.
Soru:
1- Bakanlık olarak hava kirliliğinin önlenebilmesi için Batman
İlinde ne tür denetimler yapılmakta ve tedbirler alınmaktadır?
15.- Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır’ın, Şırnak’taki hava kirliliğine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1913) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na
Aşağıdaki sorularımın, Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu tarafından Anayasanın ve İç tüzüğün 98 nci maddeleri gereğince sözlü olarak cevaplandırılmasını
saygılarımla arz ederim. 03.03.2010
Sevahir Bayındır
Şırnak
TÜİK’in, 2009 yılı ölçüm
sonuçlarına göre, hava kirliliğinin en yüksek olduğu, KVS Değeri ve ‘İlk Seviye
Uyarı Eşiği’nin aşıldığı gün sayısı 10 ve daha fazla olan iller arasında Şırnak
İli de yer almaktadır.
Soru:
1- Bakanlık olarak hava kirliliğinin önlenebilmesi için Şırnak
İlinde ne tür denetimler yapılmakta ve tedbirler alınmaktadır?
16.- Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır’ın, Şırnak’taki orman yangınlarına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1914) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na
Aşağıdaki sorularımın, Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu tarafından Anayasanın ve İç tüzüğün 98 nci maddeleri gereğince sözlü olarak cevaplandırılmasını
saygılarımla arz ederim. 03.03.2010
Sevahir Bayındır
Şırnak
Sorular:
1. 2002 yılından bu yana Şırnak ilinde, hangi alanlarda orman
yangını çıkmıştır? Kaç hektarlık alan yanmıştır? Ormanlık alanlarda çıkan
yangınların nedenlerine ilişkin bilgiler nelerdir?
2. Yanan ormanlık alanlarda yeniden ağaçlandırma çalışmaları
yapılmış mıdır? Yapılmış ise hangi alanlarda ve ne kadar ağaç dikilmiştir?
17.- Bitlis Milletvekili Mehmet
Nezir Karabaş’ın, bazı illerdeki hava kirliliğine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1917) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na
Aşağıdaki sorularımın, Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını saygılarımla
arz ederim. 03.03. 2010
Mehmet
Nezir Karabaş
Bitlis
TÜİK, Çevre ve Orman Bakanlığı’nı kaynak göstererek, 2009 yılında
kükürt dioksit ve partiküller madde ortalamalarının en
yüksek olduğu il ve ilçe merkezlerini açıkladı.
1- Sanayisi olmayan, Hakkâri, Van, Bitlis, Şırnak, Siirt ve Edirne
gibi illerimizin, hava kirliliği sıralamasında üst sıralarda yer almasını neye
bağlıyorsunuz?
2- Valilikler kanalıyla dağıtılan düşük kaliteli kömürlerin, bu
illerimizde hava kirliliğine neden olduğunu düşünüyor musunuz? Düşünüyorsanız,
2872 Sayılı Çevre Kanunu ve “Isınmadan Kaynaklanan Hava Kirliliğinin Kontrolü
Yönetmeliği” hükümleri çerçevesinde, gerekli işlemleri yapacak mısınız?
3- Hava kirliliğinin yoğun olduğu kentlerdeki çevre ve sivil
toplum örgütlerinin, “devlet, dağıttığı kalitesiz kömürle vatandaşını
zehirliyor” kanaatine katılıyor musunuz? Katılıyorsanız, bu duruma dur deyip
önlem alacak mısınız?
18.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı illerde sel taşkınları nedeniyle
yapılacak çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1924) ve Çevre ve Orman
Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda
gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 5.03.2010
Ensar Öğüt
Ardahan
Bu yıl yoğun ve aralıksız olarak yağan yağmurlar nedeniyle meydana
gelebilecek sel taşkınları nedeniyle sel ve taşkın zararlarını asgariye indirebilmek
için acilen önlem alınmalı. DSİ birimleri Ardahan, Kars, Iğdır, Erzurum,
Gümüşhane, Bayburt illerinde başta dere yatakları olmak üzere kanalların
köprülerin bakım ve onarımının yapılması gerekmektedir.
1- Yukarıda isimleri yazılı illerimizde meydana gelebilecek sel
taşkınları nedeniyle vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamak için
dere yatakları başta olmak üzere köprülerin ve yolların bakım ve onarımları
yapılacak mı?
19.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı faaliyetlere ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1925) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda
gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 5.03.2010
Ensar Öğüt
Ardahan
Türkiye’de son beş yıl içerisinde Cumhuriyet tarihinin tamamından
çok daha fazla doğa tahribatı yapılmıştır. Türkiye doğası, tarihinin şu ana
kadar görmediği bir katliam içinden geçmektedir. Türkiye korkunç bir yanlışın
içinden geçiyor. Yanlış yüzünden topraklarımız kaybediliyor.
1- Türkiye’de Doğa hakkı komisyonu kurmayı planlıyor musunuz?
2- Türkiye’deki derelerden şu ana kadar ne kadar dere Hidro Elektrik Santralı kurulması için satılmıştır?
Bunlardan Hazineye ne kadar para kalmıştır?
3 - Dağlarımızda maden aramak için kaç kuruluşa hangi madenlerin
aranması için izin verildi?
20.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı faaliyetlere ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1926) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda
gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 5.03.2010
Ensar Öğüt
Ardahan
Ardahan ili için bugüne kadar önem arz eden herhangi bir proje
gerçekleştirilememiştir. Tamamı ilimiz topraklarında bulunan, Kura Nehri
Havzası'nı kapsayan , kura projesi ile Göle, Ardahan
ve Hanak ovalarında bulunan toplam
1- Ardahan Göle Hanak ovalarında bulunan toplam
2- Ardahan ili ve ilçeleri ile birlikte köylerde ihtiyaç bulunan
1.222 milyon kw enerji üretimi yapılabilmesi için bir
çalışmanız olacak mı?
3- Ardahan kura nehri üzerinde yapılması düşünülen karasu barajı, beşikkaya barajı, burmadere
barajı, Köroğlu barajı kayabeyi barajlarının
yapılmasına ne zaman başlanacak?
21.- Kahramanmaraş Milletvekili
Mehmet Akif Paksoy’un, bir kısmı kurutulan bir gölün
kuş cenneti olarak turizme açılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1935) ve
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim.
Kahramanmaraş-Türkoğlu-Beyoğlu sınırları içerisinde bulunan Gavur Gölü 1951 yılında Devlet tarafından kurutulup
topraksız vatandaşlara bir kısmı dağıtılmış bir kısmı ise TİGEM arazisi olarak
(21 bin dönümü) tahsis edilmiştir. Bir kısmı ise göl alanı
olarak bırakılmıştır.
Ülkemizde sulak alanlardan örnek bir yer olan Gavur
Gölü çeşitli kuşların konaklama yeridir. Bu gölün bir kısmını sulak alan olarak
ayırmayı ve kuş cenneti olarak turizme açmayı düşünüyor musunuz?
Mehmet
Akif Paksoy
Kahramanmaraş
22.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, bazı
barajların sulama kanalları ihalelerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1946) ve
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Prof. Dr. Veysel
Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
arz ederim.
Saygılarımla.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
1) Malatya-Kapıkaya ve Boztepe
barajlarının sulama kanalları ihaleleri ne zaman yapılacaktır?
23.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, Arguvan
Yoncalı Barajı inşaatına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1947) ve Çevre ve Orman
Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Prof. Dr. Veysel
Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
arz ederim.
Saygılarımla.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
1) Malatya-Arguvan Yoncalı Barajı 2010 yılında iz bedelden
çıkartılacak mı? Bu konudaki açık ve net görüşünüz nedir? Baraj inşaatına 2010
yılında başlanacak mı?
24.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kura Nehri Projesi’ne ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1973) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda
gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 5.03.2010
Ensar Öğüt
Ardahan
Ardahan ili için bugüne kadar önem arz eden herhangi bir proje
gerçekleştirilememiştir. Tamamı ilimiz topraklarında bulunan, Kura Nehri
Havzası'nı kapsayan, kura projesi ile Göle, Ardahan ve Hanak ovalarında bulunan
toplam
1- Ardahan Göle Hanak ovalarında bulunan toplam
2- Ardahan ili ve ilçeleri ile birlikte köylerde ihtiyaç bulunan
1.222 milyon kw enerji üretimi yapılabilmesi için bir
çalışmanız olacakmı?
3- Ardahan kura nehri üzerinde yapılması düşünülen karasu barajı, beşikkaya barajı, burmadere
barajı, Köroğlu barajı kayabeyi barajlarının
yapılmasına ne zaman başlanacak?
25.- Adana Milletvekili Kürşat
Atılgan’ın, yangın söndürme hava araçları kiralama ihalesine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1980) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Çevre Ve Orman Bakanı Sn. Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim.
Kürşat
Atılgan
Adana
Soru: 15 Ocak 2009 tarihinde yapılan 5 yıllığına yangın söndürme
hava araçlarının kiralanması ihalesinde saatlik kira bedeli 7.373,00 ABD Doları
($) olarak belirlenmiştir. Yine 12 Ocak 2010 tarihinde 1 yıllığına yangın
söndürme hava araçlarının kiralanması ihalesinde saatlik kira bedeli 5.988,00
ABD doları ($) olarak belirlenmiştir. Bir sene içinde yapılan bu iki ihale
arasındaki bu farkı nasıl izah ediyorsunuz? Bu konuda devletin zarara
uğratıldığını düşünüyor musunuz?
26.- Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, Avlan Gölü’nün yatırıma açılmasına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/2011) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı
TBMM Başkanlığı'na
Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak yanıtlanması için gereğini
arz ederim. 07.04.2010
Hüsnü
Çöllü
Antalya
Antalya Defterdarlığı, Avlan Gölü'nün bir bölümünü yatırıma uygun
alan olarak ilan ederek, talep toplamak için ilana çıkmıştır. Bu kapsamda;
1- Bakanlığınız, Avlan
Gölü'nün kurtarılması için hangi çalışmaları yürütmüş ve ne kadar kaynak
harcanmıştır?
2- Avlan Gölü'nün yatırıma ve yapılaşmaya açılması girişimi
Bakanlığınızca nasıl değerlendirilmektedir? Bakanlığınız bu karara itiraz
edecek midir?
3- Akarsu ve göl yataklarındaki bozulmalar nedeniyle sel ve
baskınlarda artış olduğu dikkate alındığında, Avlan Gölü'nün yatırıma açılması
yeni sıkıntılar yaratmayacak mıdır? Avlan Gölü'nün doğal yapısının korunması
için çaba gösterecek misiniz?
27.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, orman yangınlarına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/2062) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Saygılarımla. 26.04.2010
Hulusi
Güvel
Adana
1. 2002-2010 yılları arasında ve yıllar itibariyle ülkemizde kaç
orman yangını meydana gelmiş, bu orman yangınlarında kaç hektar ormanlık alan
yanmıştır? Söz konusu yanan ormanlık alanların ne kadarı tekrar
ağaçlandırılmıştır?
2. Anılan yıllar itibariyle Orman idaresi çıkan yangınları
söndürmek maksadıyla ne kadar bedelle kaç yangın söndürme uçağı ve yangın
söndürme helikopteri satın almıştır? Aynı yıllar itibariyle hangi ülkelerden,
kamu kurumlarından, firma ve şahıslardan ne kadar bedelle kaç yangın söndürme
uçağı ve yangın söndürme helikopteri kiralanmıştır?
3. Bakanlığınızca bu yıl ve önümüzdeki yıllarda ülkemizdeki orman
varlığının yangınlardan korunması için keşif ve söndürme amaçlı uçak ve
helikopter alınması planlanmakta mıdır?
28.- Manisa Milletvekili Mustafa Enöz’ün, Gediz Nehri Islah Projesi’ne ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2067) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Prof. Dr. Veysel
Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
arz ederim.
Mustafa
Enöz
Manisa
Gediz Nehri, geçmekte olduğu yerleşim birimlerinde bulunan
Organize Sanayi Bölgelerinin zehirli endüstriyel atıkları, ilçelerde bulunan
sanayi tesislerinin endüstriyel atıkları ve akarsu boyunda bulunan
belediyelerin kanalizasyon atıklarının arıtma tesisleri olmaksızın nehre
dökülmesi ile adeta yok edilmektedir. Kirlenme dolayısıyla Gediz Nehrinden
sulanan binlerce dekar arazi çoraklaşma tehlikesi ile karşı karşıyadırlar.
Buna göre;
Yerleşim bölgelerimizdeki evsel ve kimyasal atıkların
arıtılmaksızın, Gediz Nehrine boşaltılmasının önlenmesi ve Gediz ıslah
projesini ne zaman hayata geçirmeyi planlıyorsunuz?
BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Eroğlu. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
– Sayın Başkanım, çok değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum
efendim.
Özellikle Karaman Milletvekili Sayın Hasan Çalış’ın
(6/1041) sayılı sözlü soru önergesine cevap vermek istiyorum efendim. Bilindiği üzere üç tarafı denizlerle çevrili, âdeta bir yarımada
konumundaki ülkemizde demir yolu ulaşımına geçmiş dönemlerde gereken önem
verilmemesinden dolayı arzu edilen seviyede faydalandığımızı söylemek pek
mümkün görülmüyordu ancak dış ticaretimizin geliştirilmesi, ekonomimizin dışa
açılarak dünya ekonomisiyle bütünleşmesi ve diğer ekonomik hedeflerimizin
gerçekleştirilmesi açısından önemli bir fonksiyona sahip olan denizcilik
sektörümüzün geliştirilmesi, teşvik edilmesi ve özellikle ulaşım modları arasında yük taşımalarının kara yolundan demir yolu
yanı sıra deniz yoluna kaydırılması konusunda Hükûmet
olarak önemli pek çok kararlar aldık ve yeni uygulamaları başlattık. Bu
kapsamda ÖTV’siz yakıt uygulamasının başladığı 1 Ocak
2004 tarihinden 25 Mayıs 2010 tarihine kadar sektöre toplam 1 milyon 817 bin
743 ton ÖTV’siz akaryakıt teslimatı yapılmış, bu
yolla aynı dönemde yıllık ortalama 280 milyon TL’lik ÖTV tahsil edilmeyerek
destek sağlanmıştır.
Hava sektöründe ise havaalanı içerisinde sunulan jet yakıt
fiyatlarında farklı uygulamalar mevcuttur. Akaryakıt kuruluşlarının hava yolu
şirketleri ile yapmış oldukları sözleşme şartlarına ve toplamda aldıkları
yakıtın miktarına göre akaryakıt kuruluşlarında da söz konusu işletmelere özel
indirimler yapılmaktadır. Ayrıca uçuş okullarına, Millî İstihbarat Teşkilatı,
emniyet ve Çevre Orman Bakanlığı gibi kamu kuruluşlarına da indirim
yapılmaktadır. Kamyoncu, otobüsçü, taksi ve dolmuşçu esnafına akaryakıt
indirimi sağlanması hususunda da Bakanlığımızda herhangi bir çalışma
bulunmamaktadır.
Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün
(6/1777) esas sayılı sözlü soru önergesine cevap vermek istiyorum efendim. 2004
yılında İshakpaşa Sarayı mevkisinde, -Hanibaba-
Erozyon Kontrol Uygulama Projesi ile ilk çalışma başlatılmış olup
Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün
(6/1785) sayılı sözlü soru önergesine cevabımdır: Bakanlığımızca yürürlükte
bulunan mevzuat hükümleri uyarınca Ağrı ilinde hava kalitesinin korunmasına
ilişkin çalışmalar yürütülmekte olup Ağrı ili Çevre ve Orman Müdürlüğümüz
teknik personelince rutin denetimler yapılmaktadır. İlçe merkezinin sel
sularına maruz kalmasını önlemek maksadıyla Doğubeyazıt
havzasına uygulanacak İshakpaşa Erozyon ve Sel Kontrolü Uygulama Projesi
kapsamında az önce belirtilmiş çalışmalar yapılmaktadır efendim.
Karaman Milletvekili Sayın Hasan Çalış’ın
(6/1790) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabımdır: 15 Şubat 2010 tarihi
itibarıyla Yeşilköy ve Nadire köylerinin Ermenek ve çevresi bağlantısını
sağlayan yol ve köprü inşaatlarına başlanmış olup çalışmalar devam etmektedir.
Az önce de temmuz ayı sonuna kadar tamamlanması talimatını verdim. İnşallah
temmuz ayının sonundan önce bunu tamamlayacağız.
Ayrıca, belirtilen köprü ve yolların yapımının yanı sıra kömür
ocaklarına geçiş için yaya geçişini sağlayan ve şu an yıkılmış olan tahta köprü
yerine panel köprü kurulmuştur. Söz konusu panel köprü kömür ocaklarına giden
işçilerin ulaşımını sağlamaktadır. Bildiğiniz gibi, Ermenek Barajı Türkiye’nin
en yüksek barajıdır. Temelden
Ardahan Milletvkili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/1804) esas numaralı sözlü soru önergesine
cevabımdır: Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun
uygulamaları ve değişiklikleri hakkındaki mevzuat çalışmaları İçişleri
Bakanlığımızca yürütülmektedir.
Orman muhafaza memurları, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun
36’ncı maddesinde belirtildiği şekilde, öğretim durumlarına göre belli derece
ve kademeden göreve başlarlar. Kanun’da belirtilen kat sayı oranında maaşları
artırılır. Orman muhafaza memurları ve av koruma memurlarının, diğer kolluk
görevlilerinde olduğu gibi, emekliliklerinin de Fiilî Hizmet Kanunu kapsamına
alınabilmesi için, mülga 5434 sayılı Kanun’un 32’nci maddesinin -5510 sayılı
Kanun’un 49’uncu maddesi- değiştirilmesi ve bununla ilgili kanun teklifinin
yapılması gerekmektedir.
Ardahan Milletvekili Sayın Kürşat Atılgan’ın (6/1846) esas sayılı
yazılı soru önergesine cevabımdır…
BAŞKAN – Adana Milletvekili.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Adana Milletvekili,
özür dilerim.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Ensar’ı
ezberlemişsiniz Sayın Bakan, hep Ensar’dan
gidiyorsunuz, Ardahan’dan gidiyorsunuz.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – 15 Ocak
2009 tarihinde yapılan ihaleye 3 firma ve 1 ortak girişim olmak üzere toplam 4
istekli katılmış olup, 13 adet genel maksat helikopter için saat ücreti olarak,
KDV hariç, 7.373 Amerikan Doları olarak en düşük teklifi veren GATE Elektronik
Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, Global Teknik Elektronik Yazılım Mühendislik
Havacılık Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, Güneydoğu Havacılık İşletme Limitet
Şirketi, Barış Uçakla Zirai İlaçlama Orman Yangını Söndürme Uçak Bakım Onarım
Havacılık Turizm Akaryakıt Nakliye Pazarlama Ticaret Limitet Şirketinden oluşan
iş ortaklığı ihaleyi kazanmıştır. İhaleye katılan
diğer üç firmadan Kaan Havacılık 12 helikopter için saat ücreti olarak, KDV
hariç, 7.965 Amerikan Doları, BETAZ Havacılık 14 helikopter için saat ücreti
olarak, KDV hariç, 10.912 Amerikan Doları teklif vermiş, ER-AH Havacılık
teşekkür mektubu sunmuştur.
19 Ocak 2009 tarihinde yapılan ihaleye dört istekli firma katılmış
olup en düşük teklifi veren Türk Hava Kurumu Gökçen Havacılık İktisadi
İşletmesi ihaleyi kazanmıştır.
İhaleye katılan diğer üç firma, Pan
Havacılık ve Ticaret Anonim Şirketi, BETAZ Havacılık ve Ticaret Limitet
Şirketi, Sorem Havacılık Şirketi de teşekkür mektubu
vermiştir.
12 Ocak 2010 tarihinde yapılan ihaleye ise dört istekli
firma katılmış olup 7 adet genel maksat helikopteri için saat ücreti KDV hariç
5.988 Amerikan doları olarak en düşük teklifi veren Bordo Mimarlık İnşaat
Taahhüt Tekstil Mağazacılık ve Dış Ticaret Limitet Şirketi + Sportif Havacılık
ve Turizm Anonim Şirketi, Tar-Uç Tarım Uçakları İşletmesi Şaban Baş İş
Ortaklığı kazanmıştır.
İhaleye katılan diğer üç firma, Kaan Havacılık Sanayi ve Ticaret
Anonim Şirketi, Türk Hava Kurumu Gökçen Havacılık İktisadi İşletmesi, BETAZ
Havacılık ve Ticaret Limitet Şirketi + ER-AH Havacılık Ticaret Limitet Şirketi
İş Ortaklığı teşekkür mektubu vermişlerdir.
Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün
(6/1866) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabımdır: Efendim, bu konuda,
hakikaten Kars’ta çok önemli barajlar ve sulamalar yapılıyor. Bunları kısaca
özetlemek istiyorum:
Kars Barajı ve Sulaması: Baraj inşaatı ihale edilmiş olup ihale
süreci şu anda devam ediyor.
Bayburt Selim Barajı ve Sulamasıyla alakalı bilgi: Barajda
bilindiği üzere 10/10/2008 tarihinde su tutulmuştur.
Bayburt yani Selim Barajı Sulaması inşaatı 2010 yılında yani bu yıl ihale
edilecektir.
Dolaylı Barajı ve Sulaması, Varlı Barajı ve Sulaması: Söz konusu
projelerin planlama çalışmaları başlatılmıştır.
Karahan Barajı ve
Sulaması, Susuz Barajı ve Sulaması: Söz konusu projeler ön inceleme
safhasındadır.
Katranlı Barajı ve Sulaması: Projenin ön inceleme çalışmaları
başlatılmış ve master plan safhasına geçilmiştir.
Alabalık Barajı ve Sulaması: Projenin ön inceleme çalışmaları
tamamlanmıştır.
Bursa Milletvekili Sayın İsmet Büyükataman’ın
(6/1891) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabımdır: Bursa Valiliğince, İl
Çevre Orman Müdürlüğü söz konusu alanda kaçak kum alımı yapıldığı tespit
edilmiş olup, sorumlular hakkında tutanak düzenlenerek hukuki süreç
başlatılmıştır. Bölge, Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği hükümleri
kapsamında korunmaktadır. Kum ocakları ruhsat işlemlerinden Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığı sorumlu olduğundan, sorulan husus, Bakanlığımızın görev
alanında değildir.
Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün
(6/1901) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabımdır: Abant Tabiat Parkı
içerisindeki otellerden ve civardaki yerleşim yerlerinden kaynaklanan atık
suların toplanması ve havza dışına taşınması maksadıyla Bolu Belediyesi
Başkanlığı tarafından bölgede bir kolektör hattı tamamlanmış ve işletmeye
alınmıştır. Ancak bölgede bulunan tesislerin, yapımı tamamlanan kolektör ve
kanalizasyon sistemine bağlantı yapmalarıyla alakalı olarak taraflar arasında
bir anlaşmazlık vardır. Bir hukuki süreç başlatılmış olup bu hukuki süreç devam
etmektedir. Ancak ben geçen hafta Sayın yeni Bolu Valisi ve Belediye Başkanıyla
milletvekillerimizle beraber görüştük. Bu konunun bir an önce çözülmesi
konusunda kendilerine talimat verdim, onu da özellikle takip edeceğim.
Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün
(6/1903) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabımdır: Ardahan Ovası sulama
alanında verilenlerin dışında kalan 216,7 milyon metreküp su, Çoruh havzasına
aktarılmaktadır. Derivasyonla ile havzanın susuz kalması gibi bir durum söz
konusu değildir. Kura Nehri sularının Çoruh havzasına aktarılmasından dolayı
Köroğlu Barajı, Kotanlı Barajı ve Kayabeyi Barajının
iptal edilmesi söz konusu değildir.
Karaman Milletvekili Sayın Hasan Çalış’ın
(6/1904) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabımdır: Konya kapalı
havzasında toprak ve su kaynakları envanteri göz önüne
alındığında, sulanabilir arazilerin tamamının sulanması mümkün görünmemektedir.
Ancak havzada yer altı suyu rezervinin, sulanabilecek alana bölünmesiyle tarım
arazilerine adil bir şekilde paylaştırılması düşünüldüğünde, sabit bir değer
olmamakla birlikte, dekara yılda yaklaşık ortalama
Tarımsal Kuraklıkla Mücadele Stratejisi ve Eylem Planı
çalışmaları, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının
koordinatörlüğünde, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Çevre ve Orman
Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığıyla iş
birliği içerisinde yürütülmektedir. Bu eylem planı içerisinde, DSİ Genel
Müdürlüğümüzce yapılması gereken yatırım ve işletme faaliyetleri açıkça
belirtilmiş ve uygulamaya konulmuştur. Zaten, şu anda, Konya kapalı
havzasındaki su takviyesi gayesiyle, bilindiği üzere, Derebucak-Gembos derivasyonu tamamlanmıştır, Suğla
depolaması tamamlanmıştır, Bağbaşı Barajı’yla Mavi
Tünel inşaatı yıldırım hızıyla devam etmektedir ve bu inşaat da 31/12/2011 tarihinde saat 10.59’da tamamlanacaktır.
BAŞKAN – Bir dakika Sayın Bakan.
Sayın Çalış’ın bir sorusu var, bir tek
de soru zaten.
Buyurunuz.
HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Sayın Bakanım, teşekkür ediyorum
sorularıma gösterdiğiniz ilgi için.
Sayın Bakanım, bu nakliyeci esnafıyla ilgili sorum, gerçekten,
kamyon esnafı, taksici, otobüsçü ve minibüsçü esnafı sıkıntılı ve bunların
fiyatı direkt vatandaşa ve temel tüketim maddelerine yansıyor. Bu konuya
ilginizi istirham ediyorum vatandaşlarımız adına.
Bir diğer husus da temmuz ayı sonuna kadar bu köprünün
bitirileceği sözünü vatandaşımız da duydu, ben teşekkür ediyorum ancak şu anda
oradaki durum gerçekten sıkıntılı, bir vasıtayla vatandaşımız köprüye kadar
geliyor, köprüden sonra ikinci bir vasıtayla gidiyorlar.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Efendim, o köprüyü
tamamlayacağız.
HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Bir diğer husus da bizim bu Konya Karaman
Ovası’nda su kota uygulaması, şu anki uygulanan tarımla bizim çiftçimizin
ihtiyacını görmüyor. Efendim, ya bitki örtüsünü, uygulanan tarımın desenini
değiştirmemiz gerekiyor ya da sulama tipimizi değiştirmemiz gerekiyor; bu
konuya yoğunlaşılmasını istirham ediyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Çalış.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Şimdi, Sayın
Vekilim, tabii sürem sınırlı, ben hepsine çok geniş cevap vermek isterim, hatta
bu konuda çok detaylı bir çalışma yaptık, onu sunmak isterim ama vaktimiz çok
sınırlı.
Ben tabii bu akaryakıt fiyatlarıyla ilgili… Tabii bu soru önergesi
Sayın Ulaştırma Bakanına tevcih edilmiş -ben onun adına okudum- ancak konuyu,
sözlü sorunuzu ben Sayın Bakana ileteceğim.
Tabii bu köprüyle ilgili merak etmeyin. Ben, bugün ve bizzat
talimat verdim. Mümkün mertebe, belki temmuz ayının ortasında, hatta
çekilebilirse temmuz ayının başlarında çekmek istiyorum. Bunu da bizzat takip
ediyorum, bu konuda merak etmeyin.
HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Teşekkür ediyorum, sağ olun.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Bir de bu
tahsis edilen su -şu anda tahminî bir şey, tabii, yer altı- yağış fazla olursa
veya da Derebucak-Gembos derivasyonu, Suğla depolaması ve Bağbaşı, Mavi
Tünel uygulamaları geçince zaman içinde artacaktır ama burada şunu ifade
edeyim, tabii burada vatandaşlarımız dinliyor: Konya Ovası, su bakımından
zengin değil, yağışlar Türkiye’deki en düşük yağışlar; o bakımdan, burada
vatandaşlarımızın modern sulama sistemlerine geçmesi gerekir, biz de bu konuda
her türlü desteği vermeye hazırız.
HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Teşekkür ediyorum.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Bunun dışında,
Bursa Milletvekili Sayın İsmet Büyükataman’ın Uluabat’la ilgili sözlü soru önergesi vardı, ona cevap
veriyorum: Su boşaltma işlemi tamamlandıktan sonra, inşallah, Karaoğlan köyü seddeleri de dâhil olmak üzere bütün seddelerin
bakımları 2010 yılı içinde yapılmak üzere tamamlanacak.
Gene, Bursa Milletvekili Sayın İsmet Büyükataman’ın
(6/1908) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabım: Devecikonağı
Barajı… Özel sektör, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulundan 26/03/2009
tarihinde üretim lisansı almıştır. Ayrıca, projeye ait revize fizibilite raporu
hazırlanarak enerji tesisinin kurulu gücü 23,61 megavata, yılda üretebileceği
enerji ise 60,28 milyon kilovatsaate yükseltilmiş
olup, su kullanım hakkı ve esaslarına ilişkin anlaşma ve üretim lisansı yeni
kurulu güce göre tadil edilecektir.
Kızkayası Barajı… Özel
sektör tarafından, Kızkayası Hidroelektrik Enerji
Üretim Tesisinin Su Kullanım Hakkı ve Esaslarına İlişkin Anlaşma 13/02/2009 tarihinde imzalanmış olup, ayrıca Enerji Piyasası
Düzenleme Kurulundan 11/03/2009 tarihinde üretim lisansı alınmış olup süreç
devam etmektedir.
Batman Milletvekili Sayın Ayla Akat
Ata’nın (6/1911) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabımdır efendim:
Bakanlığımızca Batman il merkezinde kurulmuş olan ölçüm istasyonu verileri
dikkate alınarak TÜİK tarafından belirlenmiş olan yıllık ortalamalar
incelendiğinde, kükürtdioksit ortalama 2007 yılında
40 mikrogram/metreküp iken 2009 yılında 9 mikrogram/metreküpe düşmüştür.
Partikül madde değeri ise 2007 yılında 138 mikrogram/metreküp iken 2009 yılında
126 mikrogram/metreküp olarak gerçekleşmiştir. Söz konusu partikül
madde değerinin yüksek çıkması -ki standartların altında- ilin topoğrafik yapısının çanak şeklinde olması, inversiyon gün sayısının fazla olması, son yıllarda
halkımızın fuel oil tipi
yakma sistemlerinden daha ekonomik olması sebebiyle kömürlü yakma sistemlerine
geçmesi, ülkemizin güneyinden ve doğusundan gelen ve bütün Güneydoğu Anadolu
Bölgesi’ni kuşatan çöl tipi toz kütlesinin etkisinde kalması sayılabilir.
Partikül madde yıllık ortalaması Isınmadan Kaynaklanan Hava kirliliğinin Kontrolü
Yönetmeliği’nde 2009 yılı için belirlenmiş olan 132 mikrogram/metreküpün
altında olmakla birlikte, bu değerin daha da düşürülmesi hedeflerimiz
arasındadır. Tabii Batman Valiliği tarafından, yani bizim İl Çevre ve Orman
Müdürlüğü tarafından meri mevzuat hükümleri uyarınca denetimler yapılmaktadır.
AYLA AKTA ATA (Batman) – En son denetim ne zaman yapılmış Sayın
Bakan?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Şırnak
Milletvekili Sayın Sevahir Bayındır’ın (6/1913) esas
numaralı sözlü soru önergesine cevabımdır: Şırnak Valiliğince, yani İl Çevre ve
Orman Müdürlüğünce meri mevzuat hükümleri uyarınca denetimler yapılmaktadır.
Ayrıca fakir ailelere kömür yardımı yapılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı
uyarınca, hava kirliliğiyle mücadelede başarı ve uygulamada birlikteliğin
sağlanması maksadıyla il mahalli çevre kurullarında, başta il ve ilçelerin
kirlilik derecelerine göre kaliteleri belirlenmiş kömürlerin dağıtılması,
ayrıca Isınmadan Kaynaklanan Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği’nde belirtilen
hususlara uyulması sağlanmaktadır.
Şırnak Milletvekili Sayın Sevahir
Bayındır’ın (6/1914) esas numaralı söz soru önergesine cevabımdır: Şırnak
ilinde 2002-2009 yılları arasında çıkan on bir adet orman yangınında toplam
Yanan orman alanlarında asli ağaç türü meşe olup kök sürgünü verme
özelliğine sahiptir. Bahse konu alanda vejetatif
yöntemlerle tabii gençleştirme yapıldığından ağaçlandırma çalışmalarına ihtiyaç
kalmadan tekrar yeniden sürgün vermektedir.
Bitlis Milletvekili Sayın Nezir Karabaş’ın (6/1917) esas numaralı
sözlü soru önergesine cevabımdır: Van, Bitlis, Şırnak, Siirt ve Edirne
illerindeki hava kalitesi ölçüm sonuçları yönetmelikte belirtilen sınır
değerlerin altındadır. Hakkâri’de olduğu gibi bazı şehirlerde topoğrafik durumun da tesiri olmaktadır. Hakkâri’de yaşanan
hava kirliliğinin giderilmesi maksadıyla 30/4/2009 ve
27/8/2009 tarihli mahalli çevre kurul kararları ile 2009-2010 kış sezonunda
bütün kamu kurum ve kuruluşlarının ısınma maksatlı kullanacağı kömürlerin en az
ithal kömür kriterlerini taşıması gerektiği hükmü getirilmiştir.
Ayrıca, Hakkâri Valiliğince, 19/3/2009
tarihli ve 212/399 sayılı yazıları ile üç ilçe kaymakamlığı dâhil olmak üzere
bütün kamu kuruluşlarına hava kirliliğine ilişkin yazı gönderilmiş olup bu
konuda gerekli tedbirlerin alınması istenmiş ve takip edilmektedir.
ÖZDAL ÜÇER (Van) – Kömürün kalitesi neydi Sayın Bakanım?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Fakir ailelere
kömür yardımı yapılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı uyarınca hava
kirliliği ile mücadelede başarı ve uygulamada birlikteliğin sağlanması temin
edilmektedir.
Ardahan Milletvekili Sayın Ensar
Öğüt’ün (6/1924) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabımdır: Söz konusu
illerde -yani Ardahan, Kars, Iğdır, Erzurum, Gümüşhane, Bayburt- aşırı
yağışlardan dolayı meydana gelebilecek muhtemel sel taşkınlarına yönelik olarak
dere yataklarının sorunlu kesimlerinde acil tedbir mahiyetinde yapılan yatak
tanzimi çalışmaları ile akış şartları düzenlenmekte ve ilave olarak kalıcı
tedbirler için yapılacak çalışmaları belirlemek üzere konular etüt programları
içerisinde ele alınarak detaylı bir şekilde incelenmektedir. Söz konusu etüt çalışmaları neticesinde hazırlanan etüt
raporlarının DSİ Genel Müdürlüğümüzce uygun bulunması hâlinde, öngörülen
tedbirleri ihtiva eden çalışmalar bütçe imkânları dâhilinde ele alınarak
gerçekleştirilmesi sağlanmaktadır. Ayrıca, taşkından koruma tesislerinin bakım
ve onarım çalışmaları, her yıl belirlenen programlar dâhilinde düzenli olarak
sürdürülmektedir.
Bu maksatla, misal olarak: 2010 yılı içerisinde, Erzurum ilinde,
20 adet taşkından koruma tesisinin ve Ürünlü Göleti
sulaması kanallarının bakım-onarımı gerçekleştirilecek ve makine imkânları
ölçüsünde derelerde toplu makine çalışmaları yapılacaktır.
Gümüşhane ilinde, 2010 yılında, merkez ilçe Kırıklı,
Kayabaşı, Kale, Gökdere ve Yağmurdere
köyleri, Şiran ilçesi İnözü köyü, Kelkit ilçesi Dereyüzü, Gerdekhisar, Çambaşı ve Doğankavak köyleri,
Söğütlü beldesi ve Harşit I, II ve III’üncü kısımları taşkından koruma tesislerinin
bakım-onarımı gerçekleştirilecek ve toplu makine çalışmaları kapsamında
Bayburt ili için keza, 2010 yılında, Demirtaş
ve Mutlu köyleri taşkından koruma tesislerinin bakım-onarımları
gerçekleştirilecektir.
Bayburt ve Gümüşhane illerinde bulunan dere yataklarında periyodik
olarak makineli çalışmalar şu anda sürdürülmektedir.
Kars ilinde, 2010 yılında, Susuz ilçesi Alçılı köyü, merkez ilçe
Gelirli köyü, Sarıkamış ilçesi Süngütaşı ve Karaurgan köyleri taşkından koruma tesislerinin
bakım-onarım işleri gerçekleştirilecek. Toplu makine çalışmaları kapsamında ise
Kars Çayı’nda
Ardahan ilini de kısaca özetleyeyim: 2010 yılında Göle ilçesi Danaboğan Deresi taşkından koruma tesislerinin bakım ve
onarımı gerçekleştirilecek, toplu makine çalışmaları kapsamında ise Göle ilçesi
Yeniköy köyünde
Iğdır ilinde, keza, Aras Nehri, Alican köyü Malkara Köprüsü
güzergâhında 30 bin metreküp, Serdarabat Regülatörü
membasında
Taşkın koruma ve rüsubat kontrol
işlerinden, 2010 Yılı Yatırım Programı ve Uygulama Planı’nda yer alan Ardahan
ilinde 10, Kars ilinde 6, Iğdır ilinde 1, Erzurum ilinde 38, Gümüşhane ilinde 8
ve Bayburt ilinde 8 adet olmak üzere toplam 71 adet iş, bütçe imkânları ve
ayrılan ödenekler nispetinde gerçekleştirilmeye çalışılacaktır, bu yıl sonuna kadar.
Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün
(6/1925) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabımdır: Özellikle, doğa hakkı
komisyonu kurulmasına ilişkin Bakanlığımızca herhangi bir çalışma
yürütülmemektedir şu anda.
Derelerin satışı söz konusu değildir. Bu derelerden elektrik
üretim maksatlı olarak su kullanım izni verilmiştir. Mart 2010 itibarıyla 4628
sayılı Elektrik Piyasası Kanunu kapsamında özel sektör tarafından müracaat
edilen proje sayısı 1.576 adet olup bu projelerden 1.099 adedi incelenerek
uygun bulunmuş ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna lisans işlemleri için sevk
edilmiştir. 653 adet proje için -yani HES için- Su Kullanım Hakkı Anlaşması
imzalanmış ve 577 adedi için Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından lisans
verilmiştir. Ayrıca, çoklu müracaat edilmiş projelerde yapılan hidroelektrik
kaynak katkı payı toplantılarında verilen tekliflerle 467 proje için yıllık 976
milyon TL gelir elde edilecektir. Ayrıca, lisans süresi sonunda devlete bu
tesisler bilabedel olarak devredilecektir. Yani
burada asla derelerin satışı söz konusu değildir, yapılan işlem sadece
derelerdeki suyun düşümünden, gücünden istifade ederek elektrik üretilmesi ve
böylece yurt dışından enerji satın alımında en azından yılda tam 10 milyar
dolarlık bir tasarrufun yurt içinde kalmasından başka bir şey değildir.
Bakanlığımızca, orman sayılan alanlarda toplam 482 kişi ve
kuruluşa bentonit, boksit, çinko, demir, doğal taş,
dolomit, feldispat, granit, gümüş, kadmiyum, kalker, kaolen, kayrak taşı, kireç taşı, kil, kobalt, kömür, krom,
kurşun, kuvars, manganez, agat, altın, alüminyum,
andezit, bakır, bazalt, mermer, nikel, olivin, perlit, silis kumu, traverten,
1’inci grup maden, 2’nci grup maden, 4’üncü grup maden ve 5’inci grup maden
aranması için muvafakat verilmiştir.
Ardahan Milletvekili Sayın Ensar
Öğüt’ün (6/1926) ve (6/1973) esas numaralı iki adet sözlü soru önergesine
cevabımdır: Kura Projesi Master Plan Raporu
kapsamında DSİ Genel Müdürlüğümüzce etüt edilen toplam
Ardahan Ovası sulamasında 5.996 hektarlık Çataldere
Regülatörü Sulaması Planlama Raporu hazırlanması işi olarak 2010 Yılı Yatırım
Programı ve Uygulama Planı’na alınmış olup done temin
çalışmaları şu anda devam etmektedir.
Ardahan İli Kura Projesi kapsamında DSİ, Elektrik İşleri Etüt
İdaresi ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve bu Kanun’a istinaden
çıkartılan yönetmelik hükümleri doğrultusunda özel sektörce geliştirilen
projeler dâhil Ardahan ilinin toplam enerji potansiyeli 703,23 megavat kurulu
güç ile yılda 1 milyar 869 milyon kilovatsaat enerji
üretimi planlanmaktadır.
Karasu Barajı Ön İnceleme Master Plan
Raporu, Beşikkaya ve Burmadere
barajlarının planlama raporları onaylı olup söz konusu barajların, planlama ve
proje yapım çalışmalarının tamamlanmasını müteakiben, bütçe imkânları dahilinde inşaat yapım işleri ileriki yıllarda ele
alınabilecektir.
Köroğlu Barajı, Kotanlı Barajı ve Kayabeyi
barajlarının ise 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve bu Kanun’a istinaden
çıkarılan yönetmelik hükümleri kapsamında özel sektörce inşaatlarına
başlanılmıştır.
Ülkemiz ile Gürcistan Cumhuriyeti arasındaki sınırda, iki ülke
arasında müştereken Gürtürk Barajı ve HES ise master plan raporu onaylı olup planlama çalışmaları devam
etmektedir. Ayrıca planlaması onaylı olan Beşikkaya
Barajı’ndan Çoruh havzasına yıllık 217 milyon metreküp su aktarılması ve Çoruh
yan kollarından biri olan Köprüler Deresi sularının değerlendirilmesi
maksadıyla 1 adet depolama, yani Tosunlu Barajı, 3 edat regülatör
(Ekşinar regülatörü, Akyürek regülatörü ve Ardanuç
regülatörü) 4 adet hidroelektrik santral (Bunlar: Güleç HES, Harmanlı HES,
Ardanuç 1 ve Ardanuç 2 HES) planlanmış olup toplam 372 megavat kurulu güç ile
yıllık 888 milyon kilovatsaat hidroelektrik enerji
üretilmesi planlanmaktadır.
Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mehmet Akif Paksoy’un
(6/1935) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabımdır: Bakanlığımızca uzun
yıllardır yürütülen çalışmalar neticesinde, gölün en düşük kotlarında Balıkalan yerleşim yerinin batısındaki Büyük Göl olarak
adlandırılan bölge drenaj çalışmalarının dışında tutularak sulak alan olarak
ayrılmıştır. Önümüzdeki yıllar içerisinde sulak alan olarak ayrılan bu bölgenin
ekosisteminin canlanmasını müteakip öncelikle kuş cenneti olmak üzere turizm
potansiyeli ve projeleriyle değerlendirilmesi planlanmaktadır.
Malatya Milletvekili Sayın Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun (6/1946) esas numaralı sözlü soru önergesine
cevabımdır: Efendim, Boztepe Barajı, malum olduğu üzere, 2/9/1997
tarihinde ihale edilmiş ve 28/11/1997 tarihinde işe başlanmıştır.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – On üç yıl… On üç yıl Sayın
Bakanım, dikkatini çekerim.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Barajın sulama
sahasının klasik sistemden -iptidai sistemdi- borulu sisteme dönüştürülmesiyle
alakalı olarak yapılan planlama revizyon çalışmaları
sürdürülmekte olup onay safhasına gelinmiştir. Yaklaşık 11.697 hektarın kapalı
sistemle sulanması öngörülen projelerin yapımı 2010 yılı içerisinde ihale edilecektir,
sulama projesi. Proje yapımının tamamlanmasından sonra ise inşaat ihalesine
geçilecektir.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – On üç yıl sonra mı Bakanım?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Kapıkaya Projesi, 20/01/1998
tarihinde ihale edilmiş ve 25/06/1998 tarihinde işe başlanmıştır. Ancak Yüksek
Planlama Kurulu kararı gereğince 2003-2006 yılları arasında iz bedelle
durdurulmuştu. Bu proje, Malatya Kapıkaya Sulaması
Uygulama ve Kamulaştırma Planları Proje Yapımı işi ihale edilmiş ve 2010 yılı
sonunda tamamlanması planlanmıştır. İnşaat ihalesi, proje çalışmalarını
müteakip tamamlanacaktır. Biliyorsunuz, barajın inşaatına büyük hız verdik,
bitiyor Sayın Vekilim.
Malatya Milletvekili Sayın Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun (6/1947) esas numaralı sözlü soru önergesine
cevabımdır: Yoncalı Barajı, 1995 yılında ihale edilmiş ve 96’da işe
başlanmıştır ancak Yüksek Planlama Kurulu kararı gereğince 2002 yılı sonunda iz
bedelle durdurulmuştur. Projede planlama revizyonu
çalışması devam etmekte olup çalışma neticelerine göre gereği yapılacaktır.
Adana Milletvekili Sayın Kürşat Atılgan’ın (6/1980) esas
numaralı sözlü soru önergesine cevabımdır: Orman Genel Müdürlüğümüz, muhtemel
orman yangınlarıyla havadan mücadele maksadıyla 1995 yılından bu yana yaptığı
helikopter kiralama ihalelerinde, kiralama ücretlerinin her yıl artması ve
yeterli sayıda helikopter bulunmaması sebebiyle 20 adet genel maksat
helikopteri satın almaya karar vermiştir. İhale Savunma Sanayii Müsteşarlığınca
yapılmakta olup helikopterler en erken 2013 yılında teslim alınacaktır. Bu
sebeple, 2009-2013 yılları arasındaki beş yıllık sürede her yıl için ihtiyaç
duyulan 20 adet genel maksat helikopteri kiralama ihalesi hazırlıklarına 12/9/2008 tarihinde başlanmış ve 15/1/2009 tarihinde Kamu
İhale Kurumu esasları dâhilinde açık ihale usulü ile ihalesi
gerçekleştirilmiştir. 16 istekli firma doküman satın almış ancak 4 firma
ihaleye katılmıştır. Bunlardan biri fiyat teklifi yerine teşekkür mektubu
vermiş olup, diğer teklifler kiralama saat ücreti olarak 13 helikopter için
toplam 7.373 Amerikan doları, 12 helikopter için toplam 11.580 Amerikan doları,
14 helikopter için toplam 10.912 Amerikan doları şeklindedir. İhale 13
helikopter için toplam 7.373 Amerikan doları teklif veren firmaya verilmiştir çünkü
en düşük teklif veren oydu. Söz konusu saat ücreti 2009-2013 yılları arasında
beş yıllık süre için geçerli olup, değişmeyecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Sayın Başkan,
bitiriyorum.
BAŞKAN – Sayın Bakan, bitirene kadar size süre vereceğim, az kaldı
çünkü.
Buyurunuz.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Çok teşekkür
ederim Sayın Başkan, çok az kaldı.
Orman Genel Müdürlüğü 2009 yılında uzun süreli olarak kiralamış
olduğu 13 adet helikoptere ilave olarak 2010 yılında ihtiyaç duyacağı 9 adet
genel maksat helikopterinin bir yıllığına kiralanması ihalesi hazırlıklarına 12/11/2009 tarihinde başlamış ve ihaleyi, 26/1/2010
tarihinde Kamu İhale Kurumuna ait esaslar dâhilinde açık ihale suretiyle
gerçekleştirilmiş olup 13 istekli firma ihale dokümanını satın almış ve ihaleye
5 firma katılmıştır. Firmalardan biri teşekkür mektubu vermiştir. Diğer
teklifler, 9 helikopter için toplam 7.200 Amerikan doları, 7 helikopter için
toplam 6.689,23 Amerikan doları, 9 helikopter için toplam 6.525 Amerikan doları
ve 7 helikopter için toplam 5.988 Amerikan doları şeklindedir. Tabii, en ucuz
teklifi veren, 7 helikopter için toplam 5.988 Amerikan doları teklif veren
firmaya ihale verilmiştir.
Antalya Milletvekili Sayın Hüsnü Çöllü’nün
(6/2011) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabımdır: DSİ Antalya Bölge
Müdürlüğümüz tarafından 1970 yılında Elmalı, Karagöl-Avlan Taşkın Tesisleri
Planlama Raporu hazırlanmıştır. Projeye göre sadece hazine arazilerini kapsayan
ve özel mülkiyeti su altında bırakmayacak şekilde su seviyesi olarak
DSİ Genel Müdürlüğümüzce yapılan Avlan
Gölü’nün Yeniden Oluşturulması Projesi ile gerek yer altı suyu gerekse canlı
türlerinin üremesine destek olunmuştur. Avlan Projesi’nde yapılan çalışmalar
neticesinde tabii denge sağlanmış olup göl kurtarılmıştır. Yağışların normal
olması durumunda Avlan Gölü’nde hiçbir sorun
yaşanmayacaktır.
Adana Milletvekili Sayın Hulusi Güvel’in
(6/2062) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabımdır: Efendim, orman
yangınlarına ait bütün istatistiki verileri biz yıllar
itibarıyla Orman Genel Müdürlüğünün “www.ogm.gov.tr”
adresinde kamuoyunun bilgisine açık şekilde sunuyoruz. Yangından zarar gören
bütün alanlar aynı yıl içerisinde ağaçlandırılmaktadır, bir yıl içerisinde.
Uçak satın alınması planlanmamaktadır. Yangın söndürme için yirmi
adet helikopter alınması çalışmaları 2005 yılından beri Savunma Sanayii Müsteşarlığı bünyesinde devam etmekte olup ihalenin
Haziran 2010 tarihinde neticelendirilmesi konusu Savunma Sanayii
İcra Komitesinin gündemine alınmıştır.
Manisa Milletvekili Sayın Mustafa Enöz’ün
(6/2067) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabımdır: Efendim, Gediz
havzasında yaşanan çevre kirliliği sorununa karşı çözüm önerileri getirmek ve
etkin bir mücadele yürütmek üzere, Bakanlığımızın koordinasyonunda konuyla
alakalı bütün kamu kurum ve kuruluşları ile üniversiteler ve sivil toplum
kuruluşlarının katılımları ile Gediz Havzası Koruma Eylem Planı hazırlanmış ve
Mayıs 2008’de yürürlüğe girmiştir.
Söz konusu eylem planı kapsamında, altı ayda bir, havzada yer alan
kamu kurum ve kuruluşlarının, belediyelerin katılımıyla çalışmalar devam
ediyor. Gediz Havzası Koruma Eylem Planı izleme, değerlendirme ve koordinasyon
toplantıları da yapılıyor.
Ayrıca, havzada yer alan yerleşim birimleri ve sanayi tesislerinin
atık su arıtma tesisleriyle alakalı denetimler ve izlemeler de
gerçekleşmektedir. Gediz Havzası Koruma Eylem Planı kapsamında kurum ve kuruluşlar
nezdinde müteakip defalar yapılan toplantılarda Bakanlığımız tarafından
havzadaki yerleşim birimlerinin atık su arıtma tesisleri kurmaları maksadıyla
müşavirlik ve inşaat aşamalarında kısmi hibe desteği sağlanmaktadır.
Ayrıca, nüfusu 10 binden küçük yerleşim birimlerinde ise atık su
arıtma tesisleri için İller Bankası Genel Müdürlüğü tarafından kısmi destek
sağlanması yönünde çalışmalar yapılmaktadır.
Ben, bu bilgileri sayın milletvekillerimizin takdirlerine arz
ediyorum. Tekrar yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. Teşekkürlerimi arz
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Eroğlu, bir dakikanızı
rica edeceğim.
Milletvekili arkadaşlarım sisteme girmişler -süremiz de bitti ama
az kaldı- herkese, her milletvekiline birer dakika süre vereceğim, ek açıklama
için; bir beş dakika daha sizden rica ediyorum.
Buyurunuz Aslanoğlu.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Bakanım, 2010’a kadar,
maşallah, Yüksek Planlama Kuruluna götürdünüz, şimdi planlama, revizyon geldi.
Arguvan halkı onurludur, hakkı olmayan bir şeyi istemez, hakkını
da ister ama siz bizi oyalıyorsunuz, kandırıyorsunuz ve 2010 bütçesine ödenek
koymadığınız takdirde orada açlık grevine başlayacağım, bunu söylüyorum. Eğer
yapmayacaksınız “yapmıyoruz” deyin. On yedi yıldır oyalıyorsunuz, 2010’dan bu
yana…
OSMAN KILIÇ (Sivas) – “On yedi yıldır” diyor, şuna bakın!
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Arguvan halkının Yoncalı
Barajı’na hakkını istiyoruz. 2010 yılından bu yana oyalıyorsunuz. Bu nedenle…
OSMAN KILIÇ (Sivas) – On yedi yıldır iktidarda mıyız biz?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Ben bir milletvekili olarak
utanıyorum Arguvan halkından. Sizler benden daha çok üzüntü duymalısınız ama
sizlerde bu duyarlılığı göremiyorum.
İki: Malatya’da, iktidarınızda bir tane baraj açmadınız; on üç yıl
geçmiş, on dört yıl geçmiş, on yedi yıl geçmiş, hâlâ daha bir tane barajın
kurdelesini kesmediniz. Lütfen -iki tane gölet- bunu böyle bilin.
Yoncalı Barajı konusunda bir kez daha sizi Arguvan halkı adına
duyarlılığa davet ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Aslanoğlu.
Sayın Bakan, buyurunuz.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Efendim, şimdi
özellikle şunu belirteyim: Malatya’da pek çok barajın geçmiş dönemde ihalesi
yapılmış ama bunlardan…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Hiçbiri açılmadı Sayın Bakan!
Hiçbirini açmadınız! Bir tane kurdele kestiniz mi?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Bir dakika,
müsaade edin. Ben sizi dinledim.
Kapıkaya Barajı’nı biz
çok önemli olduğu için yıldırım hızıyla tamamlıyoruz.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sekiz sene geçti.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Bunların projeleri
de, sulama projeleri de bitmek üzere, ihale edeceğiz ancak Yoncalı Barajı’nda
çok büyük problem var, teknik olarak projede hatalar var, düzeltilmesine
ihtiyaç vardı.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Tamam.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Bunu çok açık
söyleyeyim.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Açık, net.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Yani bununla
ilgili çalışmalar devam ediyor. Bizzat kendim takip ediyorum. Onu özellikle
vurgulamak istiyorum. Kaldı ki Malatya’ya biz hakikaten çok büyük yatırımlar
yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Göletler, sulama tesisleri… Bakın, şu anda Çerkezyazı sulamaları, onların ana kanalları bitti, sulama
tesisleri bitiyor. Bunlar gerçekten çok önemli.
BAŞKAN – Sayın Ata…
AYLA AKAT ATA (Batman) – Sayın Başkan, teşekkürler.
Sayın Bakanım, 2002-2009 verilerini verdiniz ama biz zaten
sorumuzda en son denetim nasıl yapıldı, hava kirliliğine ilişkin Batman’daki
2002-2009’daki düşüşü verdiniz ama hâlâ bebek ölümlerindeki çok ciddi artış,
yine solunum yolları hastalıklarındaki ciddi artış Batman halkının bu konuda ne
tür denetimler yapıldığı, Bakanlığınızın bu konuda ne tür tedbirler aldığı
noktasındaki sorularını beraberinde getiriyor ama sizin verdiğiniz cevapta bu
noktada hiçbir şey yok. Sadece verileri
verdiniz Sayın Bakanım, ama Batman’da gerek toz kütlesi gerek Batman’ın fiziki
koşulları gerekse kullanılan kömür Batman’ın hava kirliliğine mahkûm edilmesine
gerekçe olamaz. Bu konuda Bakanlığınızın ne tür tedbirler aldığını ya da almayı
düşündüğünü biz de bilmek istiyoruz, Batman halkı da bilmek istiyor.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Ata.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Efendim, şunu
ifade edeyim: Şu anda Batman’da hava kirliliği standartlarının hepsi, gerek
kükürt dioksit, partikül madde konsantrasyonu
standartların altında…
AYLA AKAT ATA (Batman) – TÜİK’in
verilerine göre öyle değil.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – …ancak tabii,
iyinin daha iyisi var, şu anda standartların altında, sürekli ölçüyoruz; ancak,
özellikle, tabii, burada, biz şunu yapıyoruz: Kömür kalitesinin o bölgede,
Mahallî Çevre Kurul kararıyla iyi kaliteli kömür kullanılması… Sadece burada o
bölgede kirli birtakım yakıtlardan mesele kaynaklanmıyor, bir de bilhassa
çölden gelen toz bulutları var, partikül maddenin
yüksek olmasının sebebi bu.
AYLA AKAT ATA (Batman) – Petrolün çıkarılması, işlenmesi,
üretilmesi… Bu tesisler nasıl denetleniyor?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Biz, geçen
ay, özellikle Suriye, Ürdün, İran, Irak’ı buraya davet ederek, çölden gelen bu
tozların, atmosferik tozların kontrol edilmesi, o bölgelerde erozyon kontrolü
tedbirlerinin alınması konusunda da çalışmaları başlattık, hatta bu ülkelerle
protokoller de, ikili iş birliği protokolleri de imzalandı, bunu da sürekli
denetliyoruz…
AYLA AKAT ATA (Batman) – Petrolün çıkarılması, üretilmesi,
işlenmesi için tesisler var, çok ciddi hava kirliliği oluyor.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – …hatta Batman’ın
ve diğer illerin, bütün seksen bir ilin hava kalitesini bizim Çevre Orman
Bakanlığı web sayfasından takip etmek mümkündür.
Evet, teşekkür ediyorum.
AYLA AKAT ATA (Batman) – Sayın Bakan, doğru değil, TÜİK’in verileri ortada!
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, süremizi çok aştık. En son olarak
Sayın Bayındır’a söz vereceğim ve böylece bu soru işlemini kapatacağım.
SEVAHİR BAYINDIR (Şırnak) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakanım, 23’üncü Döneme ilişkin Ağustos 2008
tarihinde Antalya’nın Serik ilçesinde bir orman diktiniz ve o ormanda her vekil
adına bir fidan diktiniz, teşekkür ederiz bunun için, ama sorduğum soruda da
Şırnak’ta her ne kadar çıkan yangınlara bağlı olarak orman yeniden yeşeriyorsa,
bu yeşeren ormanın ömrü ne yazık ki bir yılı geçmiyor. Dolayısıyla, biz de bütün vekillerin adını yazmak isteriz o
fidanlara, ama bu fidanların korunması için ne tür tedbirleriniz var?
Bir de “Bu yangınların sebebi belirsiz.” diyorsunuz. Hayır,
belirsiz değil, bölgede yangınların temel nedeni güvenlik güçlerinin ormanı
ateşe vermesidir. Bu ateşi, hem insanların yüreğindeki hem de doğanın
yüreğindeki ateşi söndürmek için ne tür tedbirler almak istiyorsunuz?
İkinci bir sorum daha vardı Başkanım, eğer müsaade ederseniz.
Bu tozların temel nedenlerinden biri de acaba barajlardan
kaynaklı, yeterince suyun diğer ülkelere akıtılmamasının bir sebebi…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
NURETTİN AKMAN (Çankırı) – PKK yakıyor, PKK.
SEVAHİR BAYINDIR (Şırnak) – Haddini bil, muhatabım değilsin sen.
NURETTİN AKMAN (Çankırı) – Sahiplenme.
BAŞKAN – Sakin olun lütfen.
Buyurunuz Sayın Eroğlu.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Müsaade ederseniz
cevap vereyim.
Sayın Milletvekilim, özellikle şunu söyleyeyim: Orada, son altı
yılda, 2002 yılından 2009 yılına kadar o bölgede, söylediğiniz yerde yanan
miktar
SEVAHİR BAYINDIR (Şırnak) – Sayın Bakanım, az mı?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Efendim, orman
yangınları açısından -burada ormancı vekillerimiz var- kıymeti harbiyesi olmayan bir miktardır. Bakın, bunu çok açık
söylüyorum.
Bakın, Serik’te ne kadar yer yandı biliyor musunuz?
AYLA AKAT ATA (Batman) – Sayın Bakan, böyle diyemezsiniz “Kıymeti harbiyesi yoktur.” diyemezsiniz.
SEVAHİR BAYINDIR (Şırnak) – Kıyaslayamazsınız.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – 14 bin hektar, 14
bin. Dolayısıyla, orada, o iklim şartları açısından…
BAŞKAN – Sayın Milletvekili… Sayın Bayındır, lütfen dinleyiniz.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Bir dinlerseniz…
İklim şartları açısından orada orman yetiştirmek fevkalade
zor. Kurak bölge, kuraklığa dayanıklı
çalışmalar yapmak lazım.
AYLA AKAT ATA (Batman) – Meşe yetişiyor.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Meşe… Bunları
zaten yapıyoruz. Tekrar birtakım bakım çalışmaları yapılıyor. Mevcut, oradaki
köklerinden meşe tekrar yeniden sürgün veriyor. Bu çalışmalar yapılıyor.
Gerekirse oraya da gideriz, birlikte bütün milletvekillerimiz
adına ağaç dikeriz.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum efendim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Eroğlu.
MEHMET AKİF PAKSOY (Kahramanmaraş) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri…
MEHMET AKİF PAKSOY (Kahramanmaraş) – Sayın Başkan, kısa bir
sorumuz vardı bizim ama.
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, on beş dakika ek süre verdim bu
bir saatin üzerine, bu kadar oldu. Zaten süremizi aşmıştık, kusura bakmayınız
lütfen.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – İki soru kalmıştı Sayın Başkan.
BAŞKAN – Şimdi, alınan karar gereğince diğer denetim konularını
görüşmüyor ve gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.
Birinci sırada yer alan, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri
1.- Türk Ticaret Kanunu Tasarısı
ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
İkinci sırada yer alan, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Türk Borçlar Kanunu Tasarısı
ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S. Sayısı: 321)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Üçüncü sırada yer alan, Milletlerarası Para Fonu ile
Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak İçin Hükümete Yetki
Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para Fonu Ana Sözleşmesinde
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
3.- Milletlerarası Para Fonu ile
Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak İçin Hükümete Yetki
Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para Fonu Ana Sözleşmesinde
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/761) (S. Sayısı: 458)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Dördüncü sırada yer alan, Kooperatifler Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaş’ın; Kooperatifler Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Tarım, Orman ve Köyişleri
ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonları raporlarının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
4.- Kooperatifler
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ile Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, Kooperatifler
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Tarım, Orman ve Köyişleri ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm
Komisyonları Raporları (1/811, 2/633) (S. Sayısı: 496) (x)
BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Geçen birleşimdeki görüşmelerde tasarının 6’ncı maddesi üzerinde
en son Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına konuşma yapılmıştı.
Şimdi söz sırası, şahıslar adına Sakarya Milletvekili Recep
Yıldırım’ın.
Buyurunuz Sayın Yıldırım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
RECEP YILDIRIM (Sakarya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 496 sıra sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 6’ncı maddesi
üzerinde şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlarım.
Terör örgütünce İskenderun’da şehit edilen askerlerimize Allah’tan
rahmet, kederli ailelerine başsağlığı dilerim. Yaralı askerlerimize acil
şifalar diliyorum.
Yine ayrıca, uluslararası karasularında insani yardım götüren
gemilere korsanca saldıran İsrail’i lanetlerken, şehitlerimize Mevla’dan
rahmet, ailelerine sabırlar niyaz ederim, yaralılara acil şifalar diliyorum. Bu
gibi insanlık dışı muamelelerin olmamasını Cenabıhak’tan niyaz ediyorum.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, bu iki olayın da aynı
zamanlara denk gelmesi, birisinin iç tehditte, terör örgütünün ne kadar
acımasızca askerlerimize karşı savaştığını ve aynı zamanda, uluslararasında
İsrail de bütün anlaşmaları bir tarafa bırakarak korsanca bir devlet olduğunu
ortaya koymuş, bugün Değerli Genel Başkanımız, Başbakanımız grupta, belki
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa, İsrail’e ve onun yandaşlarına gerekli
cevabı vermiştir. Ben bu olayların
bundan sonra, yeterince inşallah, yeterince…
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Kanunla ne alakası var?
RECEP YILDIRIM (Devamla) – …Başbakanımızın vermiş olduğu ifadeler
çerçevesinde yerini bulacak, herkes hak ettiği cevabı alacaktır. Bundan hiç
kimsenin şüphesi olmasın.
HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) – Bir çuval daha geçmesin başımıza, bir
çuval daha!
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – “One minute”i unutma!
RECEP YILDIRIM (Devamla) – Evet, inşallah göreceğiz, görmeye devam
edeceğiz. Hiç alınmaya gerek yok, alınmaya gerek yok. İnşallah hep beraber
yaşayacağız ve göreceğiz.
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Konuyla ne alakası var?
HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) – Bir çuval daha geçirmeyelim başımıza!
(x) 496 S. Sayılı Basmayazı 15/04/2010 tarihli
87’nci Birleşim Tutanağı’na eklidir.
RECEP YILDIRIM (Devamla) – Evet, değerli milletvekilleri, kim ne
derse desin, hak yerini bulacak, haksız işler yapanların gereken cevabı
gerektiği şekilde verilecektir. Ondan hiç şüpheniz olmasın.
EŞREF KARAİBRAHİM (Giresun) – Bundan hiç şüphem yok!
RECEP YILDIRIM (Devamla) – Evet…
Daha dün “One minute”
dediği zaman Sayın Başbakanımız, evet, bir kısım milletvekili arkadaşların, “Bu
sözü neden söyledi? İsrail şunu yapar, bunu yapar.” ödleri kopmuştu ama bugün…
EŞREF KARAİBRAHİM (Giresun) – Ne oldu?
RECEP YILDIRIM (Devamla) – Ödleri kopmuştu…
Evet, bugün, hiç kimsenin duymadığı ve dünyada herkesin alacağı
cevabı aynı şekilde haykıran bir başbakana sahibiz, mutluyuz, bununla övünmemiz
lazım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Ne söyledi?
MUSTAFA ENÖZ (Manisa) – Boş konuşuyorsun!
RECEP YILDIRIM (Devamla) – Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak
övünmemiz lazım.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Ne söyledi Sayın Başbakan?
RECEP YILDIRIM (Devamla) – Evet “Övünmemiz lazımdır.” diyorum.
Değerli arkadaşlar, görüşülmekte olan bu Kooperatifler Kanunu’nun
6’ncı maddesinde şu şekilde görüşlerimi ifade etmek istiyorum: Türkiye’de
çeşitli alanlarda faaliyet gösteren 26 türde kooperatif bulunmaktadır. Bunların
sayısı ise yaklaşık 88 bin adettir. Toplam ortak sayısı 8,5 milyondur. 59.129
adet konut yapı kooperatifinin 2 milyon 150 bin üyesi vardır. Toplam kooperatif
sayısı içinde yapı kooperatiflerinin büyüklüğü yaklaşık yüzde 70 civarında bir paya
sahiptir.
Geçmişte yapı kooperatifçiliğinin iyi örnekleri olduğu gibi çok
olumsuz uygulamalara da sebebiyet vermiştir. Daha çok denetlemelerdeki
eksiklikler ön plana çıkmıştır.
Konut yapımı çok kolay bir iş değildir. Bugüne kadar Sanayi
Bakanlığımızın iş hacminin artması nedeniyle bu hususta tecrübe, deneyim ve
denetim konusunda başarılı olan Bayındırlık ve İskân Bakanlığına bağlanarak
daha iyi hizmet verileceği konusunda bu kanuna ihtiyaç duyulmuştur.
Ben, bu kanunun hayırlı olmasını diliyor, yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Yıldırım.
Sayın milletvekilleri, saat 19.00’a kadar ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.43
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.18
BAŞKAN : Başkan Vekili Şükran Güldal
MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK
(Burdur), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
109’uncu Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
496 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
6’ncı madde üzerinde şahıslar adına Kırşehir Milletvekili Mikail Arslan.
Buyurunuz Sayın Arslan. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MİKAİL ARSLAN (Kırşehir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
496 sıra sayılı Kooperatifler Kanunu teklifi üzerinde şahsım adına söz almış
bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama başlamadan önce, İskenderun Deniz Üssü’nde, uluslararası
sularda insani yardım yükü taşıyan gemilerimize yapılan saldırılar sonucu şehit
olan asker ve sivillerimize Allah’tan rahmet diler, kederli ailelerine ve tüm
ulusumuza başsağlığı diliyorum. Her iki menfur saldırıyı da şiddetle kınıyorum.
Gecenin şafağında beyaz bayraklarıyla insani yardım götüren
gemilerimizin bayrakları şehitlerimizin kanlarıyla boyanmıştır ve gecenin
şafağında kızıl renge boyanan beyaz bayrağın üstünde “Ay Yıldız”ımızın, ayın ve
yıldızın şavkı düşmüştür ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının haksız yere
kanının döküldüğü her alan, her nokta bizim için bir kara nokta olarak
düşünülmektedir ve bu şekilde de biz bugünü unutmayacağız.
İsrail de şunu unutmamalıdır ki: Bugün Türk halkının Gazze’ye uzatmış olduğu yardım elinin bir benzerini yıllar
önce atalarımız İspanya’da soykırımına tabi tutulan Yahudi halkına da
uzatmıştı. Zor günler geçiren Yahudi halkına yardım eden halkımız, bugün de Gazze halkına yardım etmektedir.
İsrail’in unutmaması gereken ikinci bir şey daha var: Peygamber
Efendimizin hadisi şeriflerinde buyurduğu “Türkler size dokunmadıkça siz de
Türklere dokunmayın.” hadisi şerifi gereğince, Peygamber Efendimiz, Arap
halkını, Arap ulusunu Türklere asla saldırılmaması ve dokunulmaması gerektiği
konusunda ikaz etmiştir ve bunun sonucu olarak da Türk milleti Müslüman
olmuştur. İki gün önce Kırşehir’in İnanç köyünde Şeyh Edebali’yi
anma törenleri ve Türklerin Müslüman oluşunun 1050’nci yılını kutladık. Bu
cihangir millet, tarihinde birçok zaferlere imza atmıştır ve tarihi şan ve
şerefle doludur; her gittiği yere adaleti ve hakkaniyeti götürmüştür. 557’nci
yılını kutladığımız İstanbul’un fethi de bunlardan bir tanesidir.
Dolayısıyla, İsrail halkının ve İsrail hükûmetinin,
Türk halkıyla ilgili yapılmış olan bütün siyasi hamlelerinde çok dikkat etmesi
gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz. Bunun, sadece Türkiye Cumhuriyeti
devletine, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına değil, bütün Türk dünyasına karşı
yapıldığını da kabul etmek lazım. Türk dünyasının da
karşısında bulunduğunu bilmesi lazım. İsrail bu tavrıyla, en ufak bir
tehdidi, en ufak bir hatayı en büyük cezayla cezalandırma yoluna başvurmaktadır
ki, bu, onların korkularının bir işaretidir ve bu yapılanlar da onların sadece
korkularını artıracaktır.
Hazreti Musa’nın, Yuşa’nın, Hazreti İbrahim’in, Hazreti Yunus’un,
Yusuf’un, Hazreti Yakup ve Yahya’nın, büyük peygamberlerin neslinden gelen bu
millet bu peygamberlerin yolunu esas almalı ve bunlara bakmalıdır; aklıselim
ile hareket etmeli ve kendi lehine olan hususlarda doğru hareket etmelidir.
İsra Suresi’nin
4’üncü ayeti İsrailoğullarıyla ilgilidir, bunu
müsaadenizle okumak istiyorum: “Biz, Kitap’ta İsrailoğullarına
‘Sizler yeryüzünde iki defa fesat çıkaracaksınız ve azgınlık derecesinde bir
kibre kapılacaksınız.’ diye bildirdik. Bunlardan ilkinin zamanı gelince
üzerinize güçlü, kuvvetli kullarımızı gönderdik. Bunlar evleriniz arasında sizi
dolaşarak aradılar. Bu yerine getirilmiş bir vaat idi. Sonra, onlara karşı size
tekrar galibiyet ve zafer verdik. Servet ve oğullarla gücünüzü artırdık,
sayınızı daha da çoğalttık. Eğer iyilik ederseniz kendinize etmiş, kötülük
ederseniz de yine kendinize etmiş olursunuz.”
Bunları söyledikten sonra, kooperatiflerle ilgili tasarısının
6’ncı maddesi Bayındırlık ve İskân Bakanlığının 180 sayılı Teşkilat Kanunu’yla
ilgili, yapı kooperatifleriyle ilgili madde ilavesidir ki asli görevleri
arasına alınmaktadır.
Kooperatifçilik, Osmanlı İmparatorluğu döneminde, İstanbul’da
İngiliz azınlığı tarafından 1887 yılında ilk defa kurularak başlamıştır.
Türkiye Cumhuriyeti döneminde ise yine, 1934 yılında Ankara’da, şu anda Bahçelievler
Semti’nin çekirdeğini oluşturan mahallede, yüz elli adet konut yapımıyla ilgili
bir kooperatif kurulmuş ve başlamıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
MİKAİL ARSLAN (Devamla) – Tabii, Kooperatif Kanunu’yla ilgili
tarihçenin anlatılarak bugünle ilgili sorunlarına aslında gelmek istiyordum,
fakat zaman azlığından dolayı bu konuya teferruatlı bir şekilde giremiyoruz.
Bu vesileyle tekrar hepinizi saygıyla selamlıyor, hürmet ve
saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Arslan.
Şimdi soru-cevap işlemine geçiyoruz.
Süremiz on dakika.
Bir tek Sayın Şandır’ın sorusu var.
Buyurunuz Sayın Şandır.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Çok teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakana, Hükûmetin üyesi olması
dolayısıyla bir soru sormak istiyorum:
Tarım kredi kooperatifleri yüzde 30’u ödenmek kaydıyla üyelerinin
borçlarını yeniden yapılandırma kararı verdi, bu yapılandırma talebinde bulunan
çiftçilerin üzerindeki icra takibini kaldıracağına dönük bir karar verdi; bunun
için teşekkür ediyorum, öncelikle Mersin çiftçisi adına teşekkür ediyorum.
Ancak bunun yeterli olmadığını düşünüyorum çünkü o yüzde 30’u da ödeyebilme
imkânı yok çiftçimizin. Buradan sormak istiyorum: Hükûmet
olarak çiftçimizin borçlarını iki yıl, teminat alarak, faizsiz ertelemenin ve
yeniden kredi vermenin imkânı var mıdır? Böyle bir programınız var mıdır?
Çiftçi, ancak önümüzdeki döneme, önümüzdeki üretim dönemine borçsuz, yeni
krediyle girebildiği takdirde ürün üretebilecek ve borçlarını kapatabilecektir.
Böyle bir programınız var mı? Çiftçilerin borçlarının teminat karşılığında iki
yıl ertelenmesini düşünür müsünüz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Şandır.
Buyurunuz Sayın Bakan.
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) – Çok teşekkür
ediyorum Sayın Şandır.
Bu konuyla alakalı şu anda net bir bilgim yok, bakanlık konusu
itibarıyla, ama hemen konuyu bir araştırıp yazılı olarak Sayın Şandır
tarafınıza cevabı ileteceğim.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Vatandaşa açıklayın…
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) – Tamam.
Sağ olun.
BAŞKAN – Başka soru yok.
Madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:
TBMM Başkanlığı’na
Görüşülmekte olan 496 sıra sayılı yasa tasarısının 6. maddesine
(r) bendindeki “gelişmesini sağlayacak tedbirleri almak” ifadesinden sonra
“teşvik etmek ve özendirmek” ifadesinin eklenmesini arz ederiz.
Saygılarımızla
|
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
|
Sacid Yıldız |
Şevket Köse |
|
Malatya |
|
İstanbul |
Adıyaman |
|
Ahmet Küçük |
|
|
Ergün Aydoğan |
|
Çanakkale |
|
|
Balıkesir |
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI NUSRET
BAYRAKTAR (İstanbul) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kooperatifçiliğin teşvik edilmesi amacıyla.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
6’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 6’ncı madde kabul edilmiştir.
7’nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 7- 180 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 12 nci maddesinin birinci fıkrasının mülga (b) ve (c) bentleri
aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“b) Yapı kooperatifleri ve üst birlikleri ile ilgili olarak
Kooperatifler Kanunu ve diğer kanunlar ile Bakanlığa verilen görevleri ve yapı
kooperatiflerinin ve üst birliklerinin kurulmasına, işleyişine, tasfiyesine ve
denetlenmesine ilişkin iş ve işlemleri yapmak, yapı kooperatiflerinin kuruluş
kayıtlarının ve sicillerinin tutulmasını sağlamak ve uygulamaları denetlemek,
c) Yapı kooperatifçiliğinin gelişmesi ve işleyişi ile ilgili
tedbirler almak, kooperatiflere mali destek sağlanmasına yardımcı olmak, teknik
destek sağlamak ve gerekli mevzuatı hazırlamak,”
BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Amasya
Milletvekili Hüseyin Ünsal. (CHP sıralarından
alkışlar)
Buyurunuz Sayın Ünsal.
CHP GRUBU ADINA HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) – Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; ben de sözlerime başlarken İskenderun’da şehit olan
askerlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sabır diliyorum. Milletimizin başı
sağ olsun diyorum.
Ayrıca, insani yardım malzemesi taşıyan gemilere yapılan saldırıyı
şiddetle kınıyor, ölenlere Allah’tan rahmet diliyorum.
Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; 496 sıra sayılı Yasa’nın
7’nci maddesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış
bulunuyorum.
Bu maddeyle 180 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname’nin 12’nci
maddesine iki tane bent ekleniyor. Bu maddeyle yapı kooperatifleri ve üst
birlikleri Bayındırlık ve İskân Bakanlığına bağlanmaktadır; kooperatiflerle
ilgili sicilleri tutma, yapı kooperatiflerini geliştirme, işleyişle ilgili
tedbirler alma görevi vermektedir.
Tasarının genel gerekçesine baktığımızda, tasarının genel
gerekçesi, kooperatiflerin ekonomiye ivme kazandırdığı, konut sektörünü
harekete geçirdiği iddiasındadır. Hâl böyle ise, eğer yapı kooperatiflerinin
gerçekte -yazdığı gibi- inşaat sektörüne ivme kazandırdığını, ülke ekonomisine
katkı sağladığını kabul ediyorsanız, 2003 yılından beri kooperatiflere neden
sırtınızı döndünüz? Kredi desteğini neden vermediniz? Türkiye'de kendi yağıyla
kavrulmak isteyen kooperatiflere ve kooperatifçiliğe neden köstek oldunuz?
Kooperatifçiliği gerekçede övüyorsunuz ama getirdiğiniz düzenlemeyle tamamen
yok etmek istiyorsunuz.
7’nci maddeyle, kooperatiflerin üst birliklerini Bayındırlık
Bakanlığına bağlıyorsunuz, kooperatiflerin düzenli çalışması ve denetiminin
sağlanmasını talep ediyorsunuz. Eğer gerçekten kooperatiflere destek vermek
istiyorsanız yapılacak işleri söyleyelim, bu önerilerimizi lütfen ciddiye alın.
Her şeyden önemlisi, 3’üncü maddeyle bir değişiklik yaptınız,
kooperatif yöneticilerini bir kontrolör vasıtasıyla hemen görevden alma ve bir
kayyum tayin etme yetkisini verdiniz. Bu, antidemokratik bir yapıdır, bundan
derhâl vazgeçin çünkü kooperatifler -ki bu kooperatifleri küçümsemeyin- 8,5
milyon tane ortağı olan kooperatifler yakında bir eylem başlatacaklar -Tekel
işçilerini unutmayın- ve bu eylemlerine bu yasa değişikliği nedeniyle devam
edeceklerdir. Dolayısıyla, kooperatifler için ve birlik yönetim kurulları için
getirilen önergeyle görevden alma yetkisinden lütfen vazgeçiniz, bu
anlayışınızdan vazgeçiniz. Neden vazgeçiniz diyorum? Çünkü bu anlayışla, Adalet
ve Kalkınma Partisinin, AKP’nin ele geçiremediği kooperatifleri almak
istiyorsunuz, bunların en önemlilerinden bir tanesi pancar ekicileri
kooperatifleri. Değerli arkadaşlarım, pancar ekicileri kooperatifleri
Amerika’da şeker fabrikalarının sahipleri. Amerika’da şeker fabrikaları pancar
ekicileri kooperatifleri tarafından işletiliyor ama Türkiye’de pancar ekicileri
kooperatifleri fabrikalardan birkaç tanesinin ancak işletme hakkına sahip.
Dolayısıyla bunları işleten kooperatifler, yakın zamanda yapılan ihalelere
girdiler ve bu fabrikaları satın almaya kalktılar ve vermek istediğiniz
firmalara bu konuyu tam olarak aktaramadığınız için ve Danıştay da yerinde
müdahale ettiği için bu fabrikaların satışı durdu. Aslında, yapılacak iş, bu
pancar ekicileri kooperatiflerini ve birliklerini destekleyip, fabrikaların
işletmelerini bu kooperatiflere ve bu birliklere destek vermektir. Ayrıca,
Fransa’da da yüzde 60’a varan payla kooperatifler şeker pancarı üretiminde söz
sahibidir.
Değerli arkadaşlarım, yakın zamanlarda hepiniz gezmişsinizdir,
bizler de çok toplantılarına katıldık, esnaf ve kefalet kooperatiflerini
maalesef ele geçiremediniz. Adalet ve Kalkınma Partisinin gözünü diktiği
kooperatiflerden bir tanesi de bu. Dolayısıyla, bu getirilen 3’üncü maddeyle,
bu antidemokratik yapıyla kooperatifleri ele geçirme kavgası vermektesiniz,
bundan derhâl vazgeçmek durumundasınız. Eften püften nedenlerle, aslı olmayan
nedenlerle kooperatiflere saldırıda bulunmak pek doğru bir iş değildir, bundan
lütfen vazgeçin.
Ülkemizde bulunan toplu konut kooperatifleri de aynı şekildedir.
Son zamanlarda, ki 2003 yılından itibaren destekler
gittiğinden beri toplu konut kooperatifleri ve onların birlikleri Adalet ve
Kalkınma Partisiyle maalesef aynı yönde hareket etmemekte, Hükûmetle
sürekli çatışır hâldedir. Bu çatışmanın nedenleri de şudur: Toplu konutta
destek değerli arkadaşlarım. 2002 yılında 92 projeye destek
verilmiş, kredi miktarı -milyon TL olarak söylüyorum- 108,8; 2003 yılında ise
71’e inmiş, kredi 44,9 milyon TL; 2004 yılında proje sayısı 7, kredi 42,7
milyon TL; 2005 yılında 2, kredi miktarı 11,3 milyon TL; 2006 yılında proje
sayısı 1 ve verilen kredi de 4,2 milyon TL.
Değerli arkadaşlarım, maalesef, toplu konutla ve toplu konut
kooperatifleriyle ilginizi kestiniz, onların yerine -TOKİ’nin
kaynaklarını- konut yapı kooperatiflerine hiçbir kaynak yaratmadan TOKİ
kanalıyla son sekiz yılda toplu konut kooperatifçiliğini bitirdiniz. Şimdi bu
kooperatifleri bitirdikten sonra, biten kooperatifleri de Bayındırlık ve İskân
Bakanlığına devretmek istiyorsunuz. Bu gerçeğin hepimiz farkındayız.
Üst birlikleri lütfen destekleyin. Sadece bunu Bakanlığa
devretmekle olmaz -ki Bakanlığa niye devredilmemesi gerektiğini de biraz sonra
anlatacağım- kooperatifleri üst birliklere girmeye mecbur edecek bir yasa
tasarısı getirelim. Sizin hazırlamış olduğunuz, özellikle Sayın Bakanın, Nihat
Bey’in söylediği bir konu var, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı bir Kooperatifçilik
Strateji Belgesi hazırladıktan sonra, Sayın Nihat Ergün girişinde şunu
söylüyor: “Uzun süreli, yoğun ve katılımcı bir süreç neticesinde belge hazırlık
çalışmaları tamamlanmış bulunmaktadır. Bu strateji bir hükûmet
politikası olarak uygulamaya yansıtılacaktır.” Fakat o strateji belgesindeki
hiçbir uygulamayı maalesef hayata geçirmiyorsunuz, bundan vazgeçmiş
durumdasınız.
Değerli arkadaşlarım, ülkemizde üst birlik örgütlenmesi yüzde 25
oranındadır. Dolayısıyla, üst birliğe giriş mecburiyetini getirmeli, yüzde 75
olan kooperatifleri de üst birliklere dâhil etmeliyiz. Böylece, denetim
imkânını daha fazla alacağız.
Bu kanunla birlikte, kooperatifleri Bayındırlık ve İskân
Bakanlığına bağlamak isteğiniz vardır, nedendir, sebebi anlaşılmamıştır.
Bakanlığın işi azalmıştır. Bayındırlık ve İskân Bakanlığının yatırım programına
bakınca -bu sene Sayın Bakan gönderdi- anladık ki Bayındırlık ve İskân
Bakanlığında iş kalmadı ve böylece, yeni bir konuyu ihdas etmek istiyorsunuz
ama ben size bir bilgi notu aktarmak istiyorum: Kooperatifler tek bakanlık
tarafından yönetilmelidir. Kredi ve benzeri işlemler açısından her bir
bakanlıkla işler ayrı ayrı yürütülmeli. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, bugün yapılan bu düzenlemelerle fiilen
“Ticaret Bakanlığı” durumuna getirilmiştir. Yapı kooperatiflerinin amacı
ortaklarına konut yapmaktır, üyelerine değil. Bunlar imar ve şehircilik
mevzuatının aktörü değillerdir. Bayındırlık Bakanlığı, belediye, özel idare ve
meslek odaları, taraf olduğu çerçevede, yapılan imar düzenlemesinin
kullanıcısıdır, herhangi bir inşaat yapan kişiden farkı yoktur. Neden bakanlığı
değiştiriyorsunuz? 1163 sayılı Kanun’da yapılan değişiklikleri incelerseniz,
1969 yılından 1988 yılına kadar, yirmi yıl süreyle bu, Bayındırlık
Bakanlığındaydı ve Bayındırlık Bakanlığında kooperatiflerin başarılı işler
yaptığını söylememiz pek mümkün değil. Yirmi yıl süreyle başarısız işler yapan
kooperatifleri tekrar bu Bakanlığa vermenin doğru olmadığını düşünüyoruz ama
anlaşılan o ki Toplu Konut İdaresi, Bayındırlık Bakanlığı rolünü üstlenmiştir
ve bu üstlenmeyle birlikte Toplu Konut, konut dışında hastane, okul, cami,
imamevi, yurt, pansiyon, huzurevi, yol, refüj
düzenlemesi, tarihî eser restorasyonu, jandarma karakolu ve benzeri işler
yapmaktadır. Sayın Başbakan da bu TOKİ’yi tamamen
kendisine bağlamak suretiyle de bizzat inşaat sektörünü ele geçirmiş ve kendi
kontrolü altına almıştır. Demek ki o bakanlığa iş lazımdır.
Yapı kooperatiflerini inşaat yönüyle bir incelememizde büyük fayda
var. Bir yapı kooperatifinin plan, proje ve yapılaşma sürecini hep beraber
inceleyelim. Yapı yapılacaksa arazisinin imar planı ilgili belediyesince
yapılıyor, yapı projesi ise yine belediyece incelenip yapı izin belgesi
veriliyor. Denetim, yapı denetim firmaları tarafından yapılıyor -ki yapı
denetim firmaları da, yapı denetim şirketleri de Bayındırlık Bakanlığı denetimindedir
zaten- yapı kullanma izni de belediyece veriliyor. Peki, bunun Bakanlıkla
alakası nedir merak ediyorum. Eğer “yapı denetim şirketleri” diyorsanız ki,
bunun kooperatif denetlemesiyle, dikkatle alakası yoktur.
Değerli arkadaşlarım, konut yapı kooperatifleri sayısı 12.363’tür
ve 3 milyon 980 tane konut yapı kooperatifi vardır. Bunlar 127 tane birlik,
7.066 tane ortak, 7 tane merkez birliği, 121 tane ortağı vardır. Konut
kooperatiflerinde birliğe üye olma sayısı neredeyse binde 10 seviyesindedir. Türkiye'nin
esas problemi buradadır. Eğer konut yapı kooperatifleri binde 10 oranında değil
de tamamıyla birliklere üye olursa…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
HÜSEYİN ÜNSAL (Devamla) – Teşekkür ederim efendim, tamamlayacağım.
…ve böylece tüm kooperatiflerin üye olmasını sağlarsak esas konut
yapı kooperatiflerinde denetimi ve eğitimi daha sıkı yapmış olacağız.
Bayındırlık Bakanlığının veya Sanayi Bakanlığının da görevi burada olmalıdır,
konut yapı kooperatiflerinin denetimlerini ve eğitimlerini sağlamakla ilgili
her türlü desteği sağlamalıdır. Konut yapı kooperatiflerinin önemi ortadadır,
Türkiye’deki toplam kooperatifler içerisindeki oranı yüzde 68’dir. Dolayısıyla,
konut yapı kooperatifleriyle ilgili, Bayındırlık Bakanlığına devrinden ziyade,
bunların üst birliklere katılması ve merkez birliklerinin hem ekonomik yönden
hem de manevi yönden desteklenmesi esastır.
Bu anlayış içerisinde, ya bu kanunun yapımından vazgeçin yahut da
bu önerilerimizle ilgili çalışmaları bir an evvel hayata geçirin diyor,
hepinize saygılar sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Ünsal.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı. (MHP sıralarından
alkışlar)
Buyurunuz Sayın Kalaycı.
MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI (Konya) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan 496 sıra sayılı Kooperatifler Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı’nın 7’nci maddesi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun
görüşlerini açıklamak üzere huzurlarınızda bulunmaktayım. Bu vesileyle,
hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Tasarının 7’nci maddesi ile 180 Sayılı Bayındırlık ve İskân
Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 12’nci
maddesinin birinci fıkrasının mülga (b) ve (c) bentleri yeniden düzenlenerek
yapı kooperatifleri ve üst birlikleriyle ilgili olarak Kooperatifler Kanunu ve
diğer kanunlar ile Bakanlığa verilen görevleri ve yapı kooperatiflerinin ve üst
birliklerinin kurulmasına, işleyişine, tasfiyesine ve denetlenmesine ilişkin iş
ve işlemleri yapmak, yapı kooperatiflerinin kuruluş kayıtlarının ve
sicillerinin tutulmasını sağlamak ve uygulamaları denetlemek, yapı
kooperatifçiliğinin gelişmesi ve işleyişiyle ilgili tedbirler almak,
kooperatiflere mali destek sağlanmasına yardımcı olmak, teknik destek sağlamak
ve gerekli mevzuatı hazırlamak görevleri, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Teknik
Araştırma ve Uygulama Genel Müdürlüğünün görevleri arasına alınmaktadır.
Türkiye’de, 2 milyon 150 bin 860 üyeli 59 bin 129 adet yapı
kooperatifi, yaklaşık 140 bin üyeli 1.100 adet küçük sanayi sitesi yapı
kooperatifi, 117 bin üyeli 1.928 adet toplu iş yeri yapı kooperatifi olduğu Hükûmet sözcüsü tarafından kamuoyuna açıklanmıştır. Buna
göre, yapı kooperatifi sayısı 61.157, üye sayısı ise 2 milyon 407 bin 860
olmaktadır.
Kooperatif türleri içinde en fazla sayıya sahip olan yapı
kooperatifleridir. Türkiye’de yapı kooperatifleri, toplam kooperatif sayısı
içinde yüzde 79’luk bir payı ifade etmektedir. Hâlen bu kooperatiflerin resmî
işlemlerinin ve denetimlerinin Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından
yapıldığı, bugün ele alınan tasarının yasalaşması hâlinde yapı
kooperatiflerinin kuruluşu, denetlenmesi ve diğer işlemlerinin Bayındırlık ve İskân
Bakanlığınca yapılacağı ifade edilmektedir.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığının İnternet sitesinde yer alan bir
ankette “Konut yapı kooperatifleri sizce başarılı mı?” diye soruluyor. Verilen
cevapların yüzde 24,61’inin “başarılı”, yüzde 75,39’unun “başarısız” olduğu
ortaya çıkmıştır.
Yapı kooperatifleri bugün birçok sorun ile karşı karşıya
bulunmaktadır. Kooperatiflerle ilgili yargıya intikal eden on binlerce dava
derdest durumdadır. Yeterli denetim yapılmamasından dolayı önemli ölçüde
mağduriyetler yaşanmaktadır.
Yapı kooperatiflerinin Sanayi ve Ticaret Bakanlığından
alınıp Bayındırlık Bakanlığına devri, yapı kooperatifleri ve ortaklarının
hiçbir sorununun çözümüne katkı sağlamayacağı gibi, yetişmiş personeli olmadığı
için, denetimlerin istenilen ölçüde ve hiç gerçekleşmemesi sonucunu doğuracak,
ana sözleşmenin incelenmesi ve onayı, genel kurul toplantısında temsilci
bulundurmak, kooperatiflerin ve üst kuruluşların işlem, hesap ve varlıklarını
müfettiş ile kooperatif kontrolörlerine denetlettirmekten de mahrum
kalınabilecektir.
Bayındırlık ve İskân Bakanlığının görevlerinin büyük bir kısmı
2002 yılından bu yana elinden alınmıştır. Görülmektedir ki tasarı ile
amaçlanan, Bakanlığa yeni görev alanları yaratmaktır. Ancak bu yapılmak
istenirken birçok konu da çözüme kavuşmuş olmayacaktır çünkü sağlıklı bir
kooperatifçilik yapısına kavuşmak için bugün ülkemizde kooperatifler
mevzuatının uygulamasında öncelikle çok başlılığın ortadan kaldırılması
gerekmektedir. Kanunun bazı hususlarda idari düzenlemelere izin verecek
esnekliğe kavuşturulması ve yargı süreciyle ilgili olarak ihtisas mahkemeleri
ve uyuşmazlık kurulları gibi önerilerin değerlendirme konusu yapılarak acil
çözümler üretilmesi gerekli iken tasarı bu konulara çözüm getirmemektedir.
Değerli milletvekilleri, planlama, kentsel dönüşüm projeleri,
konut yapma ve satma, arsa ve kredi sağlama konusunda yetkileri ve olanakları
ayrıcalıklı bir biçimde güçlendirilen TOKİ, dar gelirlilerin oluşturduğu konut
kooperatiflerine karşı arsa ve kredi sağlama görevlerini yerine
getirmemektedir. Buna karşılık kentsel rantların yüksek olduğu kamu arsaları hasılat paylaşımı projeleriyle büyük yap-satçı
ve fırsatçı firmalara tahsis edilmekte fakat bu arsaların değerlerinin
saptanmasında doğru ölçütler kullanılmadığından kamu zarara uğratılmaktadır.
Altyapılı arsa üretiminde ve kentsel dönüşüm konusunda yasal düzenlemelerle
yetkileri artırılan belediyeler de görevlerini yerine getirmemekte ve dar
gelirlilerden oluşan kooperatiflerle iş birliğine girmemekte, buna karşılık üst
gelir grubuna yönelik konut yapıp satmaktadır.
Hükûmet, anayasal
görevlerini yerine getirmeli, geçmişte olduğu gibi, kooperatiflere imarlı arsa
ile uygun koşullarda yeterli toplu konut kredisi sağlamalıdır. Kent
kooperatifleri, kentsel alanda yapılan planlama çalışmaları, kentsel dönüşüm
projeleri ve diğer tüm uygulamaların içinde olmalıdır. Küreselleşmenin olumsuz
etkileri karşısında kooperatiflerin ayakta kalabilmeleri için devlet desteğinin
sağlanması ve özel kesime sağlanan olanakların kooperatiflere de sağlanması,
ekonomik ve toplumsal kalkınma açısından istihdamı artırma işlevini yerine
getirmesi konularında kooperatiflere öncelik tanınmalıdır.
Kooperatifçiliğimizin piyasa koşullarına uyumunu sağlamak ve
kooperatiflerimizin kendi kendini yöneterek varlığını sürdürebilen,
ortaklarının menfaatlerini arzulandığı şekilde koruyan ve piyasada rekabet
edebilen bir konuma gelmeleri için hukuki altyapının yeniden ele alınması
gereği bulunmaktadır. Çoğu kooperatifin başarısızlığının temelinde
yöneticilerin bilgi ve tecrübe yetersizliği ile ortakların ilgisizliği de
yatmaktadır. Bu açıdan işletmecilik ilkeleri, üretim, tedarik ve pazarlama
teknikleri, finansman konularında yöneticilerin eğitimi konusu büyük önem arz
etmektedir. Hatta yöneticilerin bu eğitimleri almaları ya da bu konularda
bilgili ve tecrübeli personel istihdamının zorunlu tutulması gibi çözümlerin
getirilmesi gerekmektedir.
Kooperatiflerin iç ve üst örgütlenmelerinde görülen yetersizlikler
de başarıyı etkileyen temel nedenler arasındadır. Özellikle kooperatiflerin üst
örgütlenmede istenilen düzeye ulaşılmamış olması, kooperatiflere sunulması
gereken ve 1163 sayılı Kanun’da öngörülen teknik destek, eğitim, denetim gibi
hizmetlerin yetersiz kalmasına yol açmaktadır. Özellikle rekabetin ön plana
çıktığı günümüzde kooperatiflerin verimli ve en az maliyetle üretim yapan
kuruluşlar hâline dönüştürülmesi ve bu suretle kooperatiflerde kamu vicdanını
ciddi şekilde rahatsız eden yolsuzlukların önüne geçilmesi gerekmektedir.
Kooperatiflerin yönetim ve denetim kurullarınca genel kurul
toplantılarına sunulan raporlar herhangi bir şekle bağlı olmadığından çoğu kez
gerekli ve yeterli bilgileri içermemesi, ortakların kooperatif faaliyetleri
hakkında yeterli bilgiye sahip olmalarına engel teşkil etmektedir. Bu nedenle söz
konusu raporların biçim ve içerikleri konusunda düzenleme yapılarak ortakların
bilgi edinme ve karar verme haklarını daha etkin bir şekilde kullanmalarına
imkân sağlanmalıdır.
Kooperatiflerde gerek ortakların ve gerekse yönetici ve
denetçilerin kooperatifçilik bilinci ve eğitimi konusunda yeterli bilgi
birikimine sahip olmadıkları ve bu nedenle ihtilaf ve sorunların ortaya çıktığı
anlaşılmaktadır. Toplumdaki ortak çalışma kültürünün çok güçlü olmaması da
demokratik yönetim ilkesinin geçerli olduğu kooperatiflerin yönetimini ve öz
denetimini zorlaştırmaktadır. Bu durum karşısında, ortaklar ile yönetici ve
denetçilerin eğitimi, hak ve yükümlülükleri ile sorumluluklarının neler olduğu
hususlarında planlı eğitim çalışmaları yapılması önemli bir ihtiyaç olarak gündeme
gelmektedir. Kooperatiflerin başarısı ve yolsuzlukların azaltılması, büyük
ölçüde ortaklarının kooperatiflerine sahip çıkmalarına da bağlıdır. Yapı
kooperatiflerinde ortakların çok büyük bir bölümünün kooperatiflerine sahip
çıkmayarak kooperatifi karşılarında bir müteahhit
firma gibi görmeleri, kooperatif faaliyetleriyle yeterince ilgilenmemelerine
neden olmaktadır.
Ülkemiz kooperatifçiliğinde ve özellikle de yapı
kooperatifçiliğimizdeki suistimallerin mümkün
olduğunca azaltılması ve ortakların mağduriyetlerinin giderilmesi için yaygın
ve etkin bir denetim mekanizmasının oluşturulması ve özellikle yapı
kooperatiflerinde teknik konuların denetlenebilmesi için tedbir alınması
gerekmektedir. Yapı kooperatiflerinde sorunların büyük bir bölümü teknik konularda
ortaya çıkmakta, teknik konulardaki denetim yetersizliği sorunların çözümünü de
zorlaştırmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
MUSTAFA KALAYCI (Devamla) – Teşekkürler Sayın Başkanım.
Kooperatiflerin başarılı olmasının önündeki sorunlardan
belki de en büyüğü kaynak sorununun çözümü için konut yapı kooperatiflerine
toplu konut kredisi sağlanması, ucuz arsa temini, esnaf kredi kooperatifleri
aracılığıyla verilen kredilerin artırılması, kooperatiflerde sermaye miktarı
artırılarak öz sermayenin güçlendirilmesi, kooperatiflere finansman imkânı
sağlayacak bir kooperatifler bankasının kurulması, uluslararası kuruluşlardan
kredi temini, bazı tür kooperatiflerin KOSGEB kanalıyla desteklenmesi gibi
konularda çalışma yapılmalıdır.
Kooperatiflerin çeşitli konularda karşılaştıkları sorunlara
çözümler üretilmesi ve kooperatifçiliğin desteklenerek geliştirilmesi amacıyla
özellikle TOKİ, yerel yönetimler, kamu kurumları ve sivil toplum örgütleriyle
koordinasyon ve iş birliği içinde çalışmalara önem verilmelidir.
Gecekondu bölgelerinin ıslahı, altyapısı hazır ucuz arsa üretimi
ve kooperatiflere tahsisi, kooperatiflere uygun şartlarda kredi desteği
sağlanmalıdır.
BAŞKAN – Lütfen bağlayınız.
MUSTAFA KALAYCI (Devamla) – Tasarının hayırlı sonuçlara vesile
olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Kalaycı.
Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına Bitlis Milletvekili Nezir
Karabaş.
Buyurunuz Sayın Karabaş.
BDP GRUBU ADINA MEHMET NEZİR KARABAŞ (Bitlis) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Kooperatifler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı üzerinde söz almış
bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, daha önceki maddelerde değerlendirme yaptık, diğer
gruplarda da bu tür değerlendirmeler yapıldı. Şimdi, tümü
üzerinde yaptığımız konuşmalarda belirtmiştik, kooperatifler bugün gelişmiş
olan ülkelerin ve şu anda da hâlen gelişmekte olan ülkelerin gelir dağılımında,
bölgeler arasındaki dengesizliğin kaldırılmasında, demokratik kültürün
oluşmasında çok önemli işlevleri olan kurumlardır ve yine kooperatifler,
toplumun değişik kesimlerinin, özellikle dezavantajlı grupların hem bir arada
faaliyet yürütmeleri, güçlerini birleştirmeleri hem de kamu adına, devlet adına
destek verilerek tarımsal alanda, yapı alanında ve özellikle küçük sanayi ve
KOBİ anlamındaki sorunların çözümüne önemli etki yapan kurumlardır.
Bugün gelişmiş ülkelerin çoğunda kooperatifçilik hâlâ
önemsenmekte, kooperatifçiliğe hem maddi anlamda hem de teknik anlamda destek
sunulmakta, finans sorunlarını çözme konusunda ciddi katkılar sunulmaktadır.
Kaldı ki, Türkiye gibi ülkelerde… Bugün Türkiye’de kentsel sorunların
hâlâ ciddi şekilde devam ettiği, birçok yerde düzensiz yapılaşmanın olduğu,
önemli bir kısmının deprem kuşağında olduğu bir ülkede yapı kooperatifleri
önemlidir. Yine, tarımda ciddi sorunların olduğu, hayvancılıkta ciddi
sorunların olduğu, devletin ve her dönemde hükûmetlerin
“Mevcut sorunları çözmek için her türlü devlet desteğini ve teşviki
uygulayacağız.” dedikleri ülkelerde kooperatifçilik temel sorunları çözmede
temel kurumlardan biridir.
Onun için, geçmişte belli alanlarda yapılan kooperatifçilikte de
hâlâ sorunların nedeni olan hem yasal zeminin oluşmamış olması hem de
bakanlıklar arasında kooperatiflerin, çeşitli alanlardaki kooperatiflerin
bölüştürülmesi sorunların çözümüne vesile olmamıştır. Şu anda Tarım Bakanlığı
ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığı bünyesinde kooperatifler faaliyet gösteriyorken
ve bunda bile bazen sorunlar yaşanıyorken biz kooperatiflerle ilgili,
kooperatiflerle sorumlu olan bakanlıkların sayısını artırıyoruz, bu iki
bakanlığa Bayındırlık ve İskân Bakanlığını da ekliyoruz.
Bakanlığın yoğunluğuna göre ve diğer bakanlığın işlerinin az
olması, kendisine yüklenen sorumlulukların az olması dikkate alınarak yapılacak
düzenlemeler geçici düzenlemelerdir. Düne kadar Sanayi ve Ticaret Bakanlığına
bağlı kooperatifler, Sanayi ve Ticaret Bakanlığının yoğunluğu nedeniyle birçok
sorun ve sıkıntı yaşıyordu ve yine çeşitli kanunlar, çeşitli düzenlemeler ve
iki bakanlık arasında, farklı bakanlıklar arasındaki işleri koordine etmede,
bir eş güdüm sağlamada sıkıntı yaşanıyordu. Bunu dağıttığınız zaman, tasarının
gerekçelerinde iddia edildiği gibi, sorunların çözümünü beraberinde
getirmeyecek daha da karmaşık hâle getirecektir.
Birçok hatip dile getirdi, biz de daha önceki maddeler üzerindeki
ve tümü üzerindeki konuşmalarımızda dile getirdik, şimdi, kooperatiflerin, yapı
kooperatiflerinin inşaat, yapı ve denetim konularından kaynaklı ve bu konular
da direkt Bayındırlık Bakanlığını ilgilendirdiği için, bu gerekçelerle yapı
kooperatifleri Bayındırlık Bakanlığına bağlanıyor. Sadece kooperatiflerde değil,
yaşamın tüm alanlarında, özel sektörde, TOKİ’de şimdi
ve bugüne kadar da yapı kooperatiflerinde zaten hem belediyelere hem de
Bayındırlık Bakanlığına düşen görevler, denetim, belli faaliyetler zaten yerine
getiriliyordu. Bir denetim faaliyeti, bir faaliyetin yürütülmesinde bir
işlemin, bir bakanlığa bağlı olmasından kaynaklı kurumları, şu tasarıda olduğu
gibi kooperatifleri bir bakanlığa bağlamanın, Bayındırlık Bakanlığına
bağlamanın hiçbir mantığı yoktur.
Kooperatiflerle ilgili, Türkiye’de yasal anlamda tüm eksikliklerin
tek mevzuat altında toplanması gerekiyor.
İkincisi de ayrı bir bakanlık olmasa bile, bir bakanlığın
bünyesinde tüm işi, kooperatiflerin kurulmasını, denetlenmesini, sorunlarının
giderilmesini ve kooperatiflerin yasal anlamda, hukuki anlamda ve üyeleriyle
sorunlarını çözebilecek bir yapının tek bakanlık bünyesinde oluşturulması
gerekiyor. Ancak bu şekilde bir bakış ve kooperatifleri önemsemeyle sorunlar
çözümlenebilir. Yoksa, bugüne kadar Sanayi-Ticaret
Bakanlığına bağlı olan -daha önce belittik- birkaç il hariç tüm illerde tüm
faaliyetlerin birkaç personelin üzerinden yürütüldüğü bir mantık sorunları
çözmez. Bayındırlık Bakanlığının yeterli kadroları olmamasından kaynaklı bir
yıla kadar, mevcut sorunlar çözülünceye kadar Bayındırlık Bakanlığı mevcut
işleri, kendisine bağlanan yapı kooperatiflerini işletecek, denetleyecek ve
gerekli kadroyu oluşturabilecek tarihe kadar Sanayi-Ticaret Bakanlığından
aktarılacak geçici işçilerle çalışmaların yürütüleceği söyleniyor.
Peki, bunu eğer yapı kooperatiflerinin Bayındırlık Bakanlığı
bünyesinde olmasının sorunları çözeceği iddia ediliyorsa Bayındırlık
Bakanlığının zaten böyle bir altyapısının olması gerekiyor. Yani
bu iddiada bulunanların “Bayındırlık Bakanlığının zaten böyle bir yapısı var,
bir altyapısı var, mevcut personeli var, mevcut hazırlıkları var, bu işi daha
iyi yapabilecek ve bu işi üstlenebilecek bir kurumdur” demesi gerekiyor ama tam
tersine zaten tasarıda, tasarıyı getirenler ve Hükûmet
yetkilileri, Sayın Bakan, Bayındırlık Bakanlığının hem kadro anlamında hem
teknik anlamda birçok yönde kooperatifçilik konusunda sıkıntılarının olduğu,
bunun Sanayi-Ticaret Bakanlığından aktarılacak, geçici görevlendirilecek
personelle yerine getirileceği söyleniyor.
Şimdi, mevcut kooperatifleri denetleme, mevcut kooperatiflerin
sorunlarını çözme, mevcut kooperatiflerin sıkıntılarını giderme konusunda zaten
yetersiz olan, personel sıkıntısı olan, teknik, altyapı sıkıntısı olan Sanayi
ve Ticaret Bakanlığı, yapı kooperatifleri Bayındırlık Bakanlığına devredildiği
zaman, bir de personelinin bir kısmını geçici olarak orada görevlendirecek. O
zaman, zaten şimdi sıkıntı yaşayan Sanayi ve Ticaret Bakanlığına bağlı yapı
kooperatifleri…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Karabaş, çalışma süremizin de sonuna geldik,
süreniz de doldu, lütfen Genel Kurulu selamlarsanız…
Buyurunuz.
MEHMET NEZİR KARABAŞ (Devamla) – Evet, bu konuda gerçekten
kooperatifler önemli, ama böyle palyatif çözümlerle,
geçici çözümlerle, bir bakanlıktan diğerine -yoğunluğu var- yoğunluğu olmayan
bir bakanlığa kooperatiflerin bir kısmını aktararak sorunların çözümü mümkün
değil. Bu Meclisin bir an önce kooperatiflerin tüm sorunlarını, yasal, teknik,
altyapı, ekonomik sorunlarını çözecek bir programı karşısına koyması gerekir
diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Karabaş.
Sayın milletvekilleri, çalışma süremizin sonuna geldiğimiz için,
alınan karar gereğince kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 2
Haziran 2010 Çarşamba günü saat 13.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.