Normal 25794 2 1 2010-06-30T13:26:00Z 2010-06-30T13:26:00Z 1 40424 230420 TBMM 1920 540 270304 11.9999 Clean Clean 0 0 nk 0 nk 0 0 false false false 0 nk 0 nk MicrosoftInternetExplorer4

DÖNEM: 23                            CİLT: 70                    YASAMA YILI: 4

 

 

 

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

 

109’uncu Birleşim

1 Haziran 2010 Salı

 

(Bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)

İ Ç İ N D E K İ L E R

 

  I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 II. - GELEN KÂĞITLAR

III. - GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Hükûmetin Gündem Dışı Açıklamaları

1.- Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, İskenderun Deniz Üs Komutanlığına bağlı askerî birliğe yapılan terör saldırısı ve Gazze’ye insani yardım malzemeleri götüren gemilere İsrail’in yaptığı saldırıya ilişkin gündem dışı açıklaması ve Bursa Milletvekili Onur Öymen, Mersin Milletvekili Mehmet Şandır, Batman Milletvekili Ayla Akat Ata ve Adana Milletvekili Ömer Çelik’in grupları adına; Balıkesir Milletvekili Hüseyin Pazarcı’nın, şahsı adına konuşmaları

 

IV.- AÇIKLAMALAR

1.- İzmir Milletvekili K. Kemal Anadol’un, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, Gazze’ye insani yardım malzemeleri götüren gemilere İsrail’in yaptığı saldırıyı kınayan bir karar alması gerektiğine ilişkin açıklaması

2.- Ankara Milletvekili Haluk Özdalga’nın, Gazze’ye insani yardım malzemeleri götüren gemilere İsrail’in yaptığı saldırıya ilişkin açıklaması

3.- İstanbul Milletvekili Hasan Macit’in, İskenderun Deniz Üs Komutanlığına bağlı askerî birliğe yapılan terör saldırısı ve Gazze’ye insani yardım malzemeleri götüren gemilere İsrail’in yaptığı saldırıya ilişkin açıklaması

4.- Mersin Milletvekili Akif Akkuş’un, İskenderun Deniz Üs Komutanlığına bağlı askerî birliğe yapılan terör saldırısı ve Gazze’ye insani yardım malzemeleri götüren gemilere İsrail’in yaptığı saldırıya ilişkin açıklaması

 

V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin, snav merkezli eğitim sisteminin yol açtığı sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/729)

2.- Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin, yolsuzlukla mücadelede alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/730)

3.- Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin, insan hakları savunucularının karşılaştıkları engellerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/731)

4.- Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin, yatılı ilköğretim bölge okullarındaki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/732)

 

B) Tezkereler

1.- TBMM Millî Savunma Komisyonu üyelerinden oluşan bir Parlamento heyetinin, Kore Cumhuriyeti Ulusal Meclisinin Kore Cumhuriyeti’ne davetine icabet etmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1197)

2.- Avrupa Parlamentosu, İspanya Parlamentosu ve Senatosu Başkanlarının, Brüksel’de düzenlenecek olan Ortak Parlamento Toplantısına davetine Türkiye Büyük Millet Meclisinden bir Parlamento heyetininin icabet etmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1198)

3.- Cenevre’de yapılacak olan Uluslararası Çalışma Örgütü’nün Genel Konferansına katılacak olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’e, siyasi parti gruplarını temsilen bir Parlamento heyetinin refakat etmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1199)

C) Önergeler

1.- Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünületepe’nin, (2/302) esas numaralı Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/217)

 

VI.- SEÇİMLER

A) Komisyonlarda Açık Bulunan Üyeliklere Seçim

1.- Dışişleri Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim

 

VII.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, ulaşımda akaryakıt desteği sağlanmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1041) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

2.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ağrı-Doğubeyazıt’taki yeşillendirme ve ağaçlandırma çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1777) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

3.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Doğubeyazıt’taki hava kirliliğine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1785) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

4.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, bir barajın doğurduğu yol sorununa ilişkin sözlü soru önergesi (6/1790) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

5.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, orman muhafaza memurlarının özlük haklarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1804) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

6.- Adana Milletvekili Kürşat Atılgan’ın, yangın söndürme araçlarının kira bedeline ilişkin sözlü soru önergesi (6/1846) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

7.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars’ta sulama kanalları ve su havuzları yapımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1866) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

8.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Dalyan Gölü’nden kum alınmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1891) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

9.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Abant’taki turizm tesislerinin atık deşarjına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1901) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

10.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kura Nehri sularının Çoruh Nehri’ne aktarılması projesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1903) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

11.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, su kotası uygulamasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1904) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

12.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Mustafakemalpaşa ve Karacabey’deki derelerin ıslahına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1907) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

13.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Mustafakemalpaşa’da yapılacak bazı barajlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1908) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

14.- Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, Batman’daki hava kirliliğine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1911) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

15.- Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır’ın, Şırnak’taki hava kirliliğine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1913) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

16.- Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır’ın, Şırnak’taki orman yangınlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1914) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

17.- Bitlis Milletvekili Mehmet Nezir Karabaş’ın, bazı illerdeki hava kirliliğine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1917) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

18.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı illerde sel taşkınları nedeniyle yapılacak çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1924) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

19.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı faaliyetlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/1925) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

20.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı faaliyetlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/1926) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

21.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, bir kısmı kurutulan bir gölün kuş cenneti olarak turizme açılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1935) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

22.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, bazı barajların sulama kanalları ihalelerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1946) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

23.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, Arguvan Yoncalı Barajı inşaatına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1947) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

24.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kura Nehri Projesi’ne ilişkin sözlü soru önergesi (6/1973) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

25.- Adana Milletvekili Kürşat Atılgan’ın, yangın söndürme hava araçları kiralama ihalesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1980) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

26.- Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, Avlan Gölü’nün yatırıma açılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2011) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

27.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, orman yangınlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2062) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

28.- Manisa Milletvekili Mustafa Enöz’ün, Gediz Nehri Islah Projesi’ne ilişkin sözlü soru önergesi (6/2067) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

 

VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96)

2.- Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S. Sayısı: 321)

3.- Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para Fonu Ana Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/761) (S. Sayısı: 458)

4.- Kooperatifler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, Kooperatifler Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Tarım, Orman ve Köyişleri ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonları Raporları (1/811, 2/633) (S. Sayısı: 496)

 

IX.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, bazı kamu görevlilerine baskı yapıldığı iddialarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in cevabı (7/11739) (Ek cevap)

2.- Samsun Milletvekili Osman Çakır’ın, Samsun’da kapatılan sağlık kuruluşlarına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı (7/13293)

3.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, Ardahan Göle’de savcılığa yapılan bir suç duyurusuna ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in cevabı (7/13325)

4.- Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır’ın, Uludere’de yaşanan bir olaya ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in cevabı (7/13327)

5.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in cevabı (7/13404)

6.- Batman Milletvekili Bengi Yıldız’ın, bir cezaevinde yapıldığı iddia edilen uygulamalara ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in cevabı (7/13635)

7.- Kırklareli Milletvekili Tansel Barış’ın, HSYK’nın yapısıyla ilgili basında çıkan açıklamaya ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in cevabı (7/13636)

8.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Deniz Feneri Derneğine bankalar üzerinden bağış yapılmasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in cevabı (7/13703)

9.- Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır’ın, tutuklu bazı kişilere ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in cevabı (7/13707)

10.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, Erzurum Kapalı Cezaevindeki doluluğa ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in cevabı (7/13779)

11.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, kadına yönelik bir şiddet olayına ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in cevabı (7/13780)

12.- Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal’ın, bir hükümlünün bebeğinin muayenesine ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in cevabı (7/13782)

13.- Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal’ın, bir tutuklunun durumuna ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in cevabı (7/13783)

14.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, 2002-2009 yılları arasındaki akaryakıt fiyatlarına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/13798)

15.- İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın, enerji alanındaki özelleştirmelere ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/13799)

16.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Simav Gölü arazisinin kullanımına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/13891)

17.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, maden ocağı kazalarına ve madencilik ruhsatlarına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/13892)

18.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Simav ilçesindeki araziler için verilen jeotermal kaynak ve maden ruhsatlarına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/13893)

19.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Seyitömer ve Tunçbilek termik santrallerindeki çalışanlara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/13894)

20.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, bir köye gölet yapımına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/13957)

21.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’in cevabı (7/14093)

22.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, bir köye gölet yapımına ve dere ıslahına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/14095)

23.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın, DSİ’nin İzmir’deki bazı projelerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/14097)

24.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, Kaz Dağı’ndaki madencilik çalışmalarına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/14102)

25.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Karacabey’in bir köyündeki su taşkınına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/14295)

26.- Bursa Milletvekili Abdullah Özer’in, SGK’nın bir hastaneyle yaptığı sözleşmeye ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’in cevabı (7/14443)

27.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, kamu görevlileri hakkındaki ihbar ve şikayetlere ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/14451)

28.- Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak’ın, cep telefonu görüşme ücretlerinin TÜFE’ye etkisine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı (7/14478)


I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 13.00’te açılarak altı oturum yaptı.

Mersin Milletvekili Mehmet Şandır, Mersin çiftçisinin sorunlarına ve 27 Mayıs 1960 ile 27 Mayıs 1980’in Türk demokrasi tararihindeki önemli kırılma noktaları olduğuna,

Tunceli Milletvekili Kamer Genç, Tunceli ilinin sorunlarına,

Muş Milletvekili M. Nuri Yaman, Ağrı ili ve çevresinde 12 Mayıs 2010 tarihinde yaşanan sel felaketine,

İlişkin gündem dışı birer konuşma yaptılar.

Ağrı Milletvekili Yaşar Eryılmaz,

Muş Milletvekili Sırrı Sakık,

Ağrı ili ve çevresinde yaşanan sel felaketine;

Mersin Milletvekili Mehmet Şandır, Mersin ili Tarsus ve Gülnar ilçelerinin köylerinde yaşanan dolu felaketine,

İlişkin birer açıklamada bulundular.

Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığının, (1/884) esas numaralı, Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın İç Tüzük’ün 34’üncü maddesinin üçüncü fıkrası gereğince kendisine havale edilmesine ilişkin istemi Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunca da uygun bulunduğundan, bu istemin İç Tüzük’ün 34’üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca Başkanlıkça yerine getirildiği,

Kanser hastalığı konusunun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan (10/348, 551, 666, 667, 668) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Geçici Başkanlığının, Komisyonun başkan, başkan vekili, sözcü ve kâtip seçimini yaptığına ilişkin tezkeresi,

Genel Kurulun bilgisine sunuldu.

Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun (6/2054) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi okundu; sözlü sorunun geri verildiği bildirildi.

Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve 22 milletvekilinin, tabii afet yönetimi konusunun araştırılarak (10/725),

Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür ve 24 milletvekilinin, işsizlik sorununun araştırılarak (10/726),

Adana Milletvekili Hulusi Güvel ve 23 milletvekilinin, İsken Sugözü Termik Santrali ile yeni yapılacak bazı santrallerin çevreye etkilerinin araştırılarak (10/727),

Adıyaman Milletvekili Şevket Köse ve 25 milletvekilinin, orman kaynakları konusunun araştırılarak korunması ve geliştirilmesi için (10/728),

Alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla birer Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmında yer alan 488, 114, 469, 460, 494, 22, 482, 476, 501, 499, 502, 474, 395 ve 493 sıra sayılı kanun teklifi ve tasarılarının bu kısmın 6, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 18, 19, 20 ve 21’inci sıralarına alınmasına ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesine; Genel Kurulun, 1, 8, 15, 22 ve 29 Haziran 2010 Salı günkü birleşimlerinde 1 saat sözlü sorulardan sonra diğer denetim konularının görüşülmeyerek gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmında yer alan işlerin görüşülmesine; 2, 9, 16, 23 ve 30 Haziran 2010 Çarşamba günkü birleşimlerde ise sözlü soruların görüşülmemesine; Genel Kurulun, 1, 8, 15, 22 ve 29 Haziran 2010 Salı günkü birleşimlerinde 15.00-20.00 saatleri arasında, 2, 9, 16, 23 ve 30 Haziran 2010 Çarşamba günkü birleşimlerinde 13.00-20.00 saatleri arasında, 3, 10, 17 ve 24 Haziran 2010 Perşembe günkü birleşimlerde ise 13.00-20.00 saatleri arasında çalışmalara devam edilmesine; Genel Kurulun, 4, 11, 18 ve 25 Haziran 2010 Cuma günleri de toplanarak bu birleşimlerinde gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmında yer alan işlerin görüşülmesine ve 14.00-20.00 saatleri arasında çalışmalara devam edilmesine; 501, 499, 502, 474 ve 493 sıra sayılı kanun teklifi ve tasarılarının İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülmesine ilişkin AK PARTİ Grubu önerisi yapılan görüşmelerden sonra kabul edildi.

Genel Kurulu ziyaret eden Endonezya Temsilciler Meclisi Başkanı Doktor Marzuki Alie başkanlığındaki heyete Başkanlıkça “Hoş geldiniz” denildi.

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının:

1’inci sırasında bulunan ve İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kabul edilen, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu’nun (1/324) (S. Sayısı: 96),

2’nci sırasında bulunan ve İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kabul edilen, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu’nun (1/499) (S. Sayısı: 321),

3’üncü sırasında bulunan, Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para Fonu Ana Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun (1/761) (S. Sayısı: 458),

Görüşmeleri komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından ertelendi.

4’üncü sırasında bulunan ve görüşmelerine devam olunan, Kooperatifler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, Kooperatifler Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Tarım, Orman ve Köyişleri ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonları Raporlarının (1/811, 2/633) (S. Sayısı: 496) 6’ncı maddesine kadar kabul edildi; 6’ncı maddesi üzerinde bir süre görüşüldü.

1 Haziran 2010 Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere birleşime 19.58’de son verildi.

 

 

Meral AKŞENER

 

 

 

Başkan Vekili

 

 

Gülşen ORHAN

 

Fatih METİN

 

Van

 

Bolu

 

Kâtip Üye

 

Kâtip Üye

 

Bayram ÖZÇELİK

 

Yusuf COŞKUN

 

Burdur

 

Bingöl

 

Kâtip Üye

 

Kâtip Üye

No.: 147

II.- GELEN KÂĞITLAR

28 Mayıs 2010 Cuma

Teklif

1.- Kırşehir Milletvekili Abdullah Çalışkan ve 2 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/703) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler; Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji; İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.5.2010)

Rapor

1.- Maden Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Siirt Milletvekili Afif Demirkıran ve Trabzon Milletvekili Mustafa Cumur’un; Maden Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün; Maden Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Tarım, Orman ve Köyişleri ile Çevre ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonları Raporları (1/821, 2/670, 2/572) (S. Sayısı: 503) (Dağıtma tarihi: 28.5.2010) (GÜNDEME)

 

No.: 148

31 Mayıs 2010 Pazartesi

Sözlü Soru Önergeleri

1.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı köylerde cep telefonu görüşmelerinde yaşanan soruna ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/2085) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)

2.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, bir YÖK üyesi hakkındaki intihal iddiasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/2086) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

Yazılı Soru Önergeleri

1.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, 90. Yıl Milli Egemenlik Kompozisyon Yarışması ödül törenine ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/14607) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/04/2010)

2.- İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’in, üniversitelerde yaşanan bazı olaylara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14608) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)

3.- İstanbul Milletvekili Hüseyin Mert’in, Küçükçekmece Nükleer Araştırma Merkezinin deprem riskine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14609) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

4.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, bir kanun tasarısındaki bazı düzenlemelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14610) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

5.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, öğrenciler arasında kötü alışkanlıkların artışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14611) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

6.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, yurt dışında yargılanan Türk vatandaşlarının durumlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14612) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

7.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, İstanbul Boğazında yapılacak üçüncü köprünün güzergahına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14613) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

8.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, özelleştirme gelirlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14614) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

9.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya Şeker Fabrikası lojmanlarının mülkiyet durumuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14615) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

10.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, askeri kurumlarda görev yapan sivil memurların özlük haklarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14616) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

11.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bazı şeker fabrikalarının özelleştirilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14617) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

12.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, Van F Tipi Cezaevindeki şartlara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/14618) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/05/2010)

13.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, ikametleri dışındaki illerde bulunan tutuklu ve hükümlülere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/14619) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/05/2010)

14.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya’da yeni açılacak cezaevi ve mahkemelere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/14620) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

15.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bir köydeki hasar tespitine ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/14621) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)

16.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya Şeker Fabrikası lojmanlarının mülkiyet durumuna ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/14622) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

17.- Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır’ın, sendika üyeliği nedeniyle işten çıkarılanlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/14623) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)

18.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, Balıkesir-Dursunbey’deki maden ocağının tekrar faaliyete geçirilmesine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/14624) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)

19.- İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’in, bir fabrikadaki işten çıkarmalara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/14625) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

20.- Muğla Milletvekili Fevzi Topuz’un, iş kazalarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/14626) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

21.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, işçilere yönelik vergi düzenlemelerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/14627) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

22.- Aydın Milletvekili Recep Taner’in, bazı ormanlık alanlardaki böcekle mücadeleye ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/14628) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

23.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Boğaziçine yapılacak üçüncü köprünün orman alanlarına etkisine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/14629) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

24.- Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır’ın, çocuk yuvalarına ve sevgi evlerine ilişkin Devlet Bakanından (Selma Aliye Kavaf) yazılı soru önergesi (7/14630) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)

25.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, kadın istihdamına yönelik projelere ilişkin Devlet Bakanından (Selma Aliye Kavaf) yazılı soru önergesi (7/14631) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)

26.- Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı’nın, yapı ve alanların özürlülerin erişebilirliğine uygun hale getirilmesine ilişkin Devlet Bakanından (Selma Aliye Kavaf) yazılı soru önergesi (7/14632) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

27.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, ismi değiştirilen köylere eski isimlerinin verilmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14633) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)

28.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı ilçelerindeki yatırımlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14634) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)

29.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı ilçelerindeki yatırımlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14635) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)

30.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı ilçelerindeki yatırımlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14636) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)

31.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı ilçelerindeki yatırımlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14637) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)

32.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli-Merkezdeki yatırımlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14638) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)

33.- Bitlis Milletvekili Mehmet Nezir Karabaş’ın, Hayata Dönüş Operasyonuna ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14639) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)

34.- Bitlis Milletvekili Mehmet Nezir Karabaş’ın, Muğla’da yaşanan olaylara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14640) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)

35.- Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, bir internet sitesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14641) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/05/2010)

36.- Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da görev yapan polislere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14642) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/05/2010)

37.- Hakkari Milletvekili Hamit Geylani’nin, Hakkari’de polisin yaptığı çeşitli müdahalelere yönelik iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14643) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

38.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bursa-Merkez’deki oto galerilerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14644) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

39.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Doğanbey TOKİ konutlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14645) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

40.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bursa Büyükşehir Belediyesinin Hazineye olan borcuna ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14646) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

41.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Adana’daki trafik kazalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14647) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

42.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya Jandarma Er Eğitim Tabur Komutanlığının taşınmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14648) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

43.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Nusaybin Belediye Meclisinin aldığı iddia edilen bir karara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14649) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

44.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Ankara’daki kent içi ulaşım projelerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14650) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

45.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, uyuşturucu kaçakçılığı ile mücadeleye ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14651) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

46.- Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, Hatay-Samandağ’daki fişleme iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14652) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/05/2010)

47.- İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’in, Hatay-Samandağ’daki fişleme iddialarının araştırılmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14653) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/05/2010)

48.- Muğla Milletvekili Fevzi Topuz’un, ödül verilen öğretmenlerin sendika üyeliklerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14654) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)

49.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, bazı ilçelerdeki taşımalı eğitime ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14655) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)

50.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, Çaldıran ilçesinde eğitim ve öğretimdeki duruma ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14656) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)

51.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, Muradiye ilçesinde eğitim ve öğretimdeki duruma ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14657) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/05/2010)

52.- Batman Milletvekili Bengi Yıldız’ın, Yalova’daki bir mahallenin okul ihtiyacına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14658) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

53.- Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, Diyarbakır’a ayrılan eğitim bütçesine ve bazı eğitim sorunlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14659) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

54.- Edirne Milletvekili Cemaleddin Uslu’nun, okullardaki Roman çocukların tespit edileceği iddiasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14660) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

55.- Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı’nın, bir beldedeki lise ihtiyacına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14661) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

56.- Aydın Milletvekili Recep Taner’in, Şırnak Anadolu Lisesi yönetimiyle ilgili bazı iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14662) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

57.- Osmaniye Milletvekili Hakan Coşkun’un, Osmaniye İl Milli Eğitim Müdürlüğünün okullardan para toplamasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14663) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

58.- Mersin Milletvekili Akif Akkuş’un, yatılı ilköğretim bölge okullarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14664) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

59.- Mersin Milletvekili Akif Akkuş’un, bir yatılı ilköğretim bölge okulundaki iddiaların soruşturulmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14665) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

60.- Mersin Milletvekili Akif Akkuş’un, Siirt’teki taciz iddialarının soruşturulmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14666) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

61.- Mersin Milletvekili Akif Akkuş’un, yatılı ilköğretim bölge okullarının kadrolarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14667) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

62.- Mersin Milletvekili Akif Akkuş’un, öğretmen alımına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14668) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

63.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğünün bir yazısına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14669) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

64.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavını kazanan öğrencilerin durumuna ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14670) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

65.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencileri arasında yaşanan olaylara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14671) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

66.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Teknik Eğitim Fakülteleri ile Teknoloji Fakülteleri mezunlarının sorunlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14672) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

67.- Muğla Milletvekili Fevzi Topuz’un, kanser hastalarının ilaç erişimlerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14673) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)

68.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Tunceli’deki hastanelerin depreme karşı dayanıklılığına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14674) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)

69.- Bitlis Milletvekili Mehmet Nezir Karabaş’ın, endokrinoloji uzmanı ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14675) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)

70.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Şırnak’taki hastanelerin depreme karşı dayanıklılığına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14676) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

71.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Batman’daki hastanelerin depreme karşı dayanıklılığına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14677) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

72.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, domuz gribine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14678) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

73.- Amasya Milletvekili Hüseyin Ünsal’ın, Amasya’daki buğday üreticilerinin desteklenmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14679) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)

74.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’deki suni tohumlama destekleme primi ödemelerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14680) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)

75.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman’ın, Muş-Ağrı yoluna ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14681) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)

76.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, Devlet Denetleme Kurulunun TİB hakkında hazırladığı rapora ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14682) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2010)

77.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, karayolu taşımacılığında aranan belgelere ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14683) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

78.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, tır sürücülerine tehlikeli madde taşıma eğitimi verilmesine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14684) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

79.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bursa güney çevre yoluna ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14685) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

80.- Mersin Milletvekili Akif Akkuş’un, Mersin’deki bir yol yapımına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14686) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

81.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, yolcu treni seferlerine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14687) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

82.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, İstanbul Boğazında yapılacak üçüncü köprünün güzergahına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14688) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

83.- Aydın Milletvekili Recep Taner’in, yabancı sermayeye ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/14689) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

84.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünün ihtiyaçlarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/14690) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

85.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrenci yurtlarında yaşanan olaylara ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Nafız Özak) yazılı soru önergesi (7/14691) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

86.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya Şeker Fabrikası lojmanlarının mülkiyet durumuna ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/14692) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2010)

Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri

 

1.- İstanbul Milletvekili Atila Kaya’nın, Kerkük politikasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13854)

2.- Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis’in, askerlik görevi sırasında ölen bazı kişilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13855)

3.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Adana’da yeni bir üniversite kurulmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13857)

4.- Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı’nın, pancar kotasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13858)

5.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, esnaf destek eylem planına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13860)

6.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, ekonomideki duruma ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13861)

7.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, esnaf ve sanatkarlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13862)

8.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, hakkında soruşturma açılan bir belediye başkanının görevden alınmamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13867)

9.- Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, iş yerlerindeki psikolojik şiddet vakalarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/13875)

10.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Alanya ilçesindeki sulama ve taşkın koruma tesislerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13876)

11.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Finike ilçesindeki sulama ve taşkın koruma tesislerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13877)

12.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Muratpaşa ilçesindeki sulama ve taşkın koruma tesislerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13878)

13.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Manavgat ilçesindeki sulama ve taşkın koruma tesislerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13879)

14.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Kumluca ilçesindeki sulama ve taşkın koruma tesislerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13880)

15.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Kaş ilçesindeki sulama ve taşkın koruma tesislerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13881)

16.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, İbradı ilçesindeki sulama ve taşkın koruma tesislerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13882)

17.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Gündoğmuş ilçesindeki sulama ve taşkın koruma tesislerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13883)

18.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Elmalı ilçesindeki sulama ve taşkın koruma tesislerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13884)

19.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Demre ilçesindeki sulama ve taşkın koruma tesislerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13885)

20.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Korkuteli ilçesindeki sulama ve taşkın koruma tesislerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13886)

21.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Gazipaşa ilçesindeki sulama ve taşkın koruma tesislerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13887)

22.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Akseki ilçesindeki sulama ve taşkın koruma tesislerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13888)

23.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Serik ilçesindeki sulama ve taşkın koruma tesislerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13889)

24.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Kemer ilçesindeki sulama ve taşkın koruma tesislerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13890)

25.- İstanbul Milletvekili Ümit Şafak’ın, belediye başkanlarının görevden alınmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13895)

26.- Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, bir aile içi şiddet olayına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13896)

27.- Kırşehir Milletvekili Metin Çobanoğlu’nun, belediyelerde yapılan ön incelemelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13897)

28.- Çanakkale Milletvekili Mustafa Kemal Cengiz’in, Elazığ Belediyesinin bazı ihalelerine ve borç durumuna ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13898)

29.- Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, Kumkapı Yabancılar Misafirhanesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13899)

30.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Seyhan Belediyesinin araç alım ve kiralama ihalelerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13900)

31.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Yüreğir Belediyesinin araç alım ve kiralama ihalelerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13901)

32.- İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’in, askerlik görevini yerine getiren bir kişinin ölümüne ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13902)

33.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, bir lise pansiyonunda çıkan olaylara ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/13903)

34.- Siirt Milletvekili Osman Özçelik’in, Pervari-Beğendik Belediyesinin işçi alımıyla ilgili iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13904)

35.- Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis’in, Tunceli’deki tarihi kiliselerin durumuna ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/13905)

36.- İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, vergide uzlaşma uygulamasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/13909)

37.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, bir öğretmen atamasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13910)

38.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, YGS sınav yerlerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13911)

39.- Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal’ın, Mardin- Kızıltepe’den YGS’ye girecek adaylara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13912)

40.- Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, öğretmen sayısının artırılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13913)

41.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, öğretmen açığına ve ücretli öğretmenlere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13914)

42.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, taşra teşkilatındaki yöneticilerin ücretlerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13915)

43.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Seviye Belirleme Sınavına başvurulara ve bazı uygulamalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13916)

44.- Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, Yozgat’ta yapılan bir okul tanıtım gezisine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13917)

45.- Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, okul öncesi eğitime ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13918)

46.- Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, öğretmen açığına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13919)

47.- Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, öğretmen açığına ve polislerin ücretli öğretmenlik yapmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13920)

48.- Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, 2009 Yılı Faaliyet Raporunda belirtilen bazı konulara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13921)

49.- Gaziantep Milletvekili Akif Ekici’nin, üniversiteye giriş sınavında sınav yeri belirlenmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13922)

50.- Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, şehit yakınları ve gazilerin maaşlarına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/13923)

51.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, askerlik görevi sırasında ölen bir kişiye ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/13924)

52.- İstanbul Milletvekili Ümit Şafak’ın, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti projelerine ilişkin Devlet Bakanından (Hayati Yazıcı) yazılı soru önergesi (7/13934)

53.- Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, havaalanlarında alınan bir ücrete ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/13936)

54.- Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, KOSGEB’in destek uygulamalarına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/13937)

55.- İzmir Milletvekili Canan Arıtman’ın, Ermeni iddialarına yönelik girişimlere ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13938)

56.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Gönen ilçesinde yapılan bir karşılama törenine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13940)

57.- İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız’ın, kamu taşıtlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13943)

58.- Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi’nin, Ankara’daki Atatürk Kültür Merkezi binasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13944)

59.- Manisa Milletvekili Şahin Mengü’nün, Fransa ziyaretiyle ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13945)

60.- Muğla Milletvekili Fevzi Topuz’un, bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13947)

61.- Trabzon Milletvekili M. Akif Hamzaçebi’nin, biyometrik pasaporta geçiş için yapılan ihaleye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13948)

62.- Muğla Milletvekili Fevzi Topuz’un, istihdamın artırılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13949)

63.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, Adıyaman’daki çocuk işçiliğine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/13955)

64.- Hakkari Milletvekili Hamit Geylani’nin, polisin bazı olaylara müdahalesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13960)

65.- İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’in, bir göz altı olayına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13961)

66.- Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal’ın, bazı deprem konutlarından kira alınmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13962)

67.- İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen’in, İSKİ’nin suya yaptığı zamlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13963)

68.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, bir köyün kanalizasyon ve köy konağı ihtiyacına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13964)

69.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Orhaneli-Buyükorhan arasındaki yola ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13965)

70.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, bir köyün kanalizasyon sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13966)

71.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, bir köy konağı inşaatına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13967)

72.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, Adıyaman’daki otoparklara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13968)

73.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Seyhan Belediyesince kurulan şirketlerin ve iştiraklerinin yönetimine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13969)

74.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Karacabey’deki bazı köy yollarının yapımına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13970)

75.- Muğla Milletvekili Fevzi Topuz’un, Marmaris Belediye Başkanına yapılan saldırıya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13971)

76.- Antalya Milletvekili Tayfur Süner’in, Akseki ilçesinin su sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13972)

77.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, bir köy yolunun yapımına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13973)

78.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, Kahta Turizm Kenti Projesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/13975)

79.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, Adıyaman’da tahsis edilen Hazine ve orman arazilerine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/13976)

80.- Muğla Milletvekili Gürol Ergin’in, havaalanlarında alınan bir ücrete ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/13979)

81.- İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan’ın, bazı madencilik faaliyetlerinin kültür ve turizm alanlarına etkisine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/13980)

82.- Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün’ün, vergi borcu nedeniyle bağlanan kamyonlara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/13982)

83.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, varlık barışı uygulamasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/13983)

84.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Adana’da tarımsal sulamada kullanılan elektrik borçlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/13984)

85.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, İzmir’de bir öğrenci yurdundaki olaya ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13985)

86.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, taşımalı eğitimdeki trafik kazalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13986)

87.- Mardin Milletvekili Emine Ayna’nın, bir ilköğretim okulunun yemekhane ihtiyacına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13987)

88.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, taşımalı eğitim uygulamasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13988)

89.- İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan’ın, eğitim sistemindeki bazı sorunlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13989)

90.- Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya’nın, okul aile birliklerinin hesap ve işlemlerinin denetimine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13990)

91.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Van’daki okulların depreme karşı dayanıklılığına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13991)

92.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Bursa’da deprem testi yapılmayan okullara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13992)

93.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Kastamonu’daki okulların depreme karşı dayanıklılığına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13993)

94.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Tunceli’deki okulların depreme karşı dayanıklılığına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13994)

95.- Mardin Milletvekili Emine Ayna’nın, öğretmen kadrosu dışındaki personele ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13995)

96.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, alınan bilgisayar donanım ve yazılımlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13996)

97.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Çankırı’daki okulların depreme karşı dayanıklılığına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13997)

98.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Bitlis’teki okulların depreme karşı dayanıklılığına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13998)

99.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Yozgat’taki okulların depreme karşı dayanıklılığına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13999)

100.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Osmaniye’deki okulların depreme karşı dayanıklılığına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14000)

101.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Kilis’teki okulların depreme karşı dayanaklılığına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14001)

102.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in, bir sendika şube başkanına verilen disiplin cezasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14002)

103.- İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız’ın, acil telefon numaralarının tek numaraya indirilmesine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14008)

104.- Antalya Milletvekili Tayfur Süner’in, Antalya-Kemer-Tekirova yolundaki tünellerin trafiğe açılmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14009)

105.- Mardin Milletvekili Emine Ayna’nın, PTT’nin yeniden yapılandırılmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14010)

106.- Batman Milletvekili Bengi Yıldız’ın, Batman Garının sel atıklarından temizlenmesine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14011)

107.- Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir’in, Akdağmadeni-Gemerek yoluna ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14012)

108.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, biyometrik pasaport işi ihalesine ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14013)

 

 

No.: 149

1 Haziran 2010 Salı

Meclis Araştırması Önergeleri

 

1.- Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 Milletvekilinin, sınav merkezli eğitim sisteminin yol açtığı sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/729) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.03.2010)

2.- Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 Milletvekilinin, yolsuzlukla mücadelede alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/730) (Başkanlığa geliş tarihi: 01.04.2010)

3.- Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 Milletvekilinin, insan hakları savunucularının karşılaştıkları engellerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/731) (Başkanlığa geliş tarihi: 01.04.2010)

4.- Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 Milletvekilinin, yatılı ilköğretim bölge okullarındaki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/732) (Başkanlığa geliş tarihi: 01.04.2010)


1 Haziran 2010 Salı

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.04

BAŞKAN : Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Harun TÜFEKCİ (Konya)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 109’uncu Birleşimini açıyorum.

Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.

Sayın milletvekilleri, Hükûmet adına Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arnıç’ın yaşanan son olaylarla ilgili olarak İç Tüzük’ün 59’uncu maddesine göre gündem dışı söz talebi vardır. Gündeme geçmeden önce bu talebi yerine getireceğim.

Sayın Bakanın açıklamasından sonra istemleri hâlinde siyasi parti gruplarına ve grubu bulunmayan milletvekillerinden birine söz vereceğim.

Grubu bulunmayan milletvekilleri için söz talebi kaydı başlamış bulunmaktadır. Grup üyesi olmayan sayın milletvekillerinin, söz taleplerini Başkanlığımıza iletmelerini rica ediyorum.

Konuşma süreleri: Hükûmet için yirmi dakika, siyasi parti grupları için on, grubu bulunmayan milletvekilleri için de beş dakikadır.

Buyurunuz Sayın Bakan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Hükûmetin Gündem Dışı Açıklamaları

1.- Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, İskenderun Deniz Üs Komutanlığına bağlı askerî birliğe yapılan terör saldırısı ve Gazze’ye insani yardım malzemeleri götüren gemilere İsrail’in yaptığı saldırıya ilişkin gündem dışı açıklaması ve Bursa Milletvekili Onur Öymen, Mersin Milletvekili Mehmet Şandır, Batman Milletvekili Ayla Akat Ata ve Adana Milletvekili Ömer Çelik’in grupları adına; Balıkesir Milletvekili Hüseyin Pazarcı’nın, şahsı adına konuşmaları

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Dün ve bugün, hepimizi ilgilendiren, tüm kamuoyunu meşgul eden iki büyük üzüntü verici hadise yaşadık. Bunlarla ilgili olarak dün kamuoyuna hem Dışişleri Bakanlığımızın açıklamaları hem de Hükûmet adına yaptığımız açıklamalar halkımızı bilgilendirme noktasında yararlı oldu. Bugün de, salı günü, Meclisimiz, Genel Kurul çalışmalarına başlayınca İç Tüzük’ün 59’uncu maddesi uyarınca Hükûmet adına açıklama yapmak ve sayın milletvekillerimize bilgi arz etmek istedim. Sayın Başkana, söz verdikleri için çok teşekkür ediyorum.

Değerli milletvekilleri, üzücü olaylardan birisi, geçtiğimiz gece yarısı saat on iki-yarım arasında İskenderun Deniz Üs Komutanlığına bağlı askerî birliğimize bir terör saldırısı yapılmasıdır. Bu üzücü olayda maalesef 6 askerimiz şehit olmuş, 7 askerimiz ise yaralanmıştır. Nöbet değişimi sırasında roketatar ve makineli tüfeklerle gerçekleşen hain saldırıda 1 erimiz olay mahallinde, 5 askerimiz ise sevk edildikleri hastanede şehit düşmüşlerdir. 7 askerimizin tedavileri sürmektedir. Bunların ağır yaralı olan 3’ü Gülhane Askerî Tıp Akademisi Hastanesine anında sevk edilmiş, diğer 4 yaralı askerimizin tedavisi İskenderun Askerî Hastanesi ve İskenderun Devlet Hastanesinde devam etmektedir.

Bu insanlık dışı saldırıyı gerçekleştiren terör örgütünü lanetliyoruz. Teröristlerin yakalanması için operasyonlar da sürmektedir.

Bu konuyla ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığı da bir açıklama yapmıştır, o da bilgileriniz dâhilindedir. Nöbetçi personeli taşıyan askerî araca, kışlanın doğusunda, Adana-Hatay otobanına yakın kışla tel örgüleri dışında çok yakın mesafeden roketatar ve uzun namlulu silahlarla bir grup bölücü terör örgütü mensubu tarafından kısa süreli silahlı saldırıda bulunulmuştur. Bu saldırı sonucunda da -biraz önce verdiğim bilgilere göre- 6 askerimiz şehit olmuştur. Olaya, ölümlü hadise olması sebebiyle İskenderun Cumhuriyet Savcılığı tarafından el konulmuştur ve inceleme devam etmektedir.

Ayrıca, o bölgede böylesine cüretkâr bir saldırı, kışla tel örgülerinin çok yakınında ve 6 askerimizin şehit olmasına yol açacak biçimde yoğun bir şekilde yapılması Genelkurmay tarafından da kendi içerisinde değerlendirilmekte ve soruşturulmaktadır. Bir güvenlik zafiyeti veya komuta zafiyeti bulunması hâlinde de gerekenler şüphesiz yapılacaktır.

Şehit olan askerlerimizin isimleri: Kenan Oğuz Erbay, İsmail Kartal, Erol Tavukçu, Serhat Aslan, Ümit Akbulut, Erhan Terletme, Nedim Çağrı Türe’dir. Değerli milletvekilleri, şehit olan askerlerimizin ilk gün 2’si defnedilmiştir, bugün de 4’ü defnedilmiştir veya defnedilmek üzeredir.

Olayla ilgili kroki, otobana çok yakın bir yerde, dağlık bölgeden gelerek, birliğe hâkim bir vaziyette konuşlanan ve saldırıdan hemen sonra yine ormana karışarak kaçan saldırganların durumunu tespit eden bir harita bize verilmiştir.

Değerli milletvekilleri, ikinci üzücü olay: Önceki gün sabaha doğru, İsrail ordusuna ait silahlı unsurlar, Gazze halkına insani yardım götüren, otuz iki ülkeden 600’e yakın insanın içinde bulunduğu Gazze’ye özgürlük filosuna, “Rotamız Filistin, Yükümüz İnsani Yardım” sloganıyla yola çıkan bu gemilere, uluslararası sularda, tamamen haksız ve hukuksuz bir şekilde saldırıda bulunulmuş ve masum insanların kanı dökülmüştür, ölü ve yaralıların olduğu bu kanlı saldırıda insani yardım gemilerine de el konulmuştur. Kadınların, çocukların, din adamlarının ve tamamen sivillerin bulunduğu gemilere yapılan bu insanlık dışı saldırıyı bir kez daha şiddetle lanetliyoruz.

Amaçları yalnızca abluka altındaki Gazze’ye insani yardım götürmek olan gemilere ve bu gemilerde bulunan sivil insanlara yapılan bu saldırı, aslında tüm insanlığa ve dünyanın huzuruna yönelik bir saldırıdır. Saldırı, uluslararası sularda -yine haritalarla tespit edildiği gibi- en yakın İsrail kıyısına 72 mil uzaklıkta bir yerde cereyan etmiştir; İsrail karasularıyla veya güvenlik sularıyla hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Uluslararası açık sularda yapılan bu saldırı, âdeta bir korsanlık şeklinde, İsrail Hava Kuvvetlerinin askerî güçlerinin iştirakiyle yapılmıştır. Gemilerde, İsrail makamlarının iddia ettiği gibi, silahlı ve militan güçler yer almamaktaydı; bu gemiler beyaz bayrak taşıyorlardı ve yüklerinin de ne olduğu beyan edilmişti.

Hadise üzerine, sabah altı buçukta, Başbakanlıkta, sivil, askerî yetkililerle birlikte toplantılar yaptık ve her iki olayı da derinlemesine takip ettik. Bunlardan, öncelikle, saldırıda vefat eden şehitlerimiz ve saldırıyı yapan terör örgütüyle ilgili takip konusunda, hem MİT Müsteşarımızın hem de Genelkurmayın, askerî yetkililerin verdiği bilgiler çerçevesinde ilk tedbirler alındı.

Gemiyle ilgili olayda ise yine askerî yetkililerin verdiği bilgilerle ve sivil unsurların da değerlendirmesiyle, acilen yapılabilecek olan şeyler konusunda dikkat çekici bazı çalışmalar yaptık. Öncelikle, İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak’la Millî Savunma ve Dışişleri Bakanlarımız telefon görüşmeleri yaparak hem tepkilerimiz iletildi ve hassasiyetlerimiz bildirildi hem de konuyla ilgili acilen bilgi istenildi. Bu konuyla ilgili Dışişleri Bakanlığımızın mesajı sabah erken saatlerde yayınlandı ve bu korsanlık lanetlendi ve tepkilerimiz iletildi.

Yine, dün aldığımız kararlar içerisinde: Türkiye'nin Tel Aviv Büyükelçisi geri çağrıldı. İsrail’le gündemimizde üç tane müşterek askerî tatbikat vardı, bu askerî tatbikatların iptal edildiği duyuruldu. Dışişleri Bakanımız, bulunduğu yerden acilen New York’a gitti, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi acil toplantıya çağrıldı ve bu toplantıda, dün akşam saatlerinde, hepinizin izlediği gibi bir konuşma yaptı ve konuyu Türkiye açısından ve insanlık hukuku açısından irdeledi; Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi de bu toplantı sonunda İsrail’i kınayan bir açıklama yaptı. Açıklamalarda, soruşturma açılması, sivillerin ve yaralıların derhâl serbest bırakılması istendi. İki günlüğüne özel maçlar yapmak üzere İsrail’de bulunan U-18 Futbol Genç Millî Takımımızın derhâl Türkiye’ye döneceği ve maçların iptal edileceği açıklandı ve Futbol Genç Millî Takımımız dün akşam saatlerinde İstanbul’a döndü. NATO Konseyi olağanüstü toplantıya çağrıldı. Ayrıca, İslam Konferansı Örgütü, Arap Birliği, Avrupa Birliğinin organları ve ilgili tüm kuruluşlarla gereken temaslar kuruldu, uluslararası kuruluşlar göreve davet edildi. İslam Konferansı Örgütü pazartesi günü -yani önümüzdeki pazartesi- acilen bu konuda toplanmak üzere karar aldı. Öncelikle, insani yardım konvoyunun ve konvoyda bulunan vatandaşlarımızın güvenliklerinin sağlanması, yaralıların süratle tedavi edilmelerinin temini için gerekli adımlar atıldı ve çalışmalarımız şüphesiz devam etmektedir.

Bu konuda, başta ABD olmak üzere, pek çok ülkeden olayı irdeleyen, kınayan, soruşturma açılmasını isteyen, lanetleyen pek çok bilgiler aldık, bunlar da elimizde mevcuttur ancak ben, tekrar edilenlerin ötesinde, bugün için elimizde bulunan veya sizlerin de mutlaka bilgi sahibi olmayı arzu ettiğiniz konular üzerinde birkaç cümleyle durmak istiyorum.

Öncelikle, bu gemiler bir sivil inisiyatif tarafından yardım malzemeleriyle doldurulmuş ve yine bir sivil inisiyatif olarak sadece Türklerden değil, otuz iki ülkeden farklı insanlarla da birlikte hareket etmişlerdir. Hükûmetimizin bu organizasyona sadece Denizcilik Müsteşarlığı ve Dışişleri Bakanlığı düzeyinde kolaylık sağlaması söz konusu edilebilir. Bu gemilerin tutulması, içerisine yardım malzemelerinin doldurulması ve farklı ülkeden, farklı dinde ve etnik kökende insanların tamamen insani amaçla bir araya gelerek “Rotamız Filistin, Yükümüz İnsani Yardım” demesi, “İnsani Yardım Vakfı” olarak bilinen IHH’nın organizasyonunda gerçekleşmiştir. Bu Vakıf, geçmişte de buna benzer pek çok aktivitede bulunmuş bir vakıftır. Bunlardan yolcu taşıyan geminin ismi “Mavi Marmara” gemisidir. Mavi Marmara gemisi 560 yolcu taşıyordu. Bu 560 yolcunun 353’ü Türkiye vatandaşı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, 7’si Almanya uyruklu, 3’ü Amerika uyruklu, 3’ü Avustralya uyruklu, 4’ü Bahreyn uyruklu, 5’i Belçika, 1’i Bosna, 32 Cezayir, 12 Endonezya, 5 Fas, 2 Filistin, 1 Fransa, 1 Hollanda, 1 Güney Afrika, 28 İngiliz, 3 İrlanda, 3 İspanya, 5 İsrail, 5 İsveç, 2 Kanada, 1 Kosova, 16 Kuveyt, 3 Lübnan, 3 Makedonya, 11 Malezya, 3 Mısır, 2 Moritanya, 3 Pakistan, 4 Suriye, 1 Umman, 31 Ürdün, 4 Yemen, 1 Yeni Zelanda, 1 de Yunanistan uyruklu yolcuların gemide mevcut olduğunu biliyoruz. Yük gemilerinden “Gazze” gemisi kargo gemisidir, 13 Türk personeli vardır, 5 tane de Türk yolcusu vardır. “Defne” gemisi gene yük gemisidir, kargo gemisidir, 13 personeli vardır, bunların 11’i Türk, 2’si Azerbaycanlıdır, 7 tane de yolcu Türk vatandaşımız bulunmaktadır. Gemilerde insani yardım vardır. Saldırı saati 04.32 ve karaya olan uzaklık da 72 deniz mili mesafededir.

Bu organizasyonu tertip eden kuruluşun ilgili makamlara verdiği isim listesi de elimizde bulunmaktadır. Bunların 353 tanesi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, diğerleri de farklı ülkelerin vatandaşları olarak bilinmektedir. Bunların hepsinin bir araya gelmesi, bu vakfın organizasyonunda, insani amaçla, aylardır abluka altında bulunan Gazze’ye insani yardım götürme gayretine dayanmaktadır.

Olay, ilk anında televizyonlara yansımıştır, ekranlara gelmiştir fakat müteakiben büyük bir perdeleme ve karartmayla bütün dünya bu olaya karşı sağır duruma getirilmiştir. Dolayısıyla, içeriden bilgi almak imkânı olmadığı gibi, İsrail makamları da bu konuda bugüne kadar bilgi vermekten kaçınmışlardır. Bu konuda İsrail Dışişleri Bakanlığıyla yapılan görüşmeler sonucunda, Başbakanlar düzeyinde yapılan çalışmalar, Dışişleri Bakanlığımızın gayretleriyle götürülen ve sürdürülen gayretler sonunda, yaralı vatandaşlarımızın bir kısmının isimleri tespit edilmiştir. Bunlar zaten olaydan sonra helikopterlerle Hayfa’ya ve Tel Aviv’e nakledilmişlerdir. Ölü olanlar konusunda henüz bize ulaşmış bir bilgi yoktur. Bu konudaki çabalarımız, kimlik tespiti yapıldığı, bazılarının üzerinde kimlik bulunmadığı, bu şekilde olayın geciktiği konusunda bilgi verilmektedir. İsmi öğrenilen yaralı vatandaşlarımızın 14 tanesinin isimleri, dün akşam Dışişleri Bakanlığında kurulan kriz merkezinden yakınlarına bildirilmiştir. Bugün de 6 ismin geldiğini biliyoruz. Bunlar da aynı şekilde ailelerine bilgi verilmek üzere kendileriyle iletişim kurulmuştur.

Şu an itibarıyla, Meclis Genel Kurulumuza verebileceğim bilgilerden bir tanesi de şudur: Biz, yaralıların süratle Türkiye’ye getirilmesini ve tedavilerinin burada yapılmasını bildirmiştik. Bu, kabul edildi, uçaklara uçma izni verildi ve bugün sabah 00.50’de Genelkurmay Başkanlığımıza ait iki adet ambulans uçak, Sağlık Bakanlığımıza ait bir adet ambulans uçak hareket etti. 08.50 itibarıyla olunca, şu anda yaralılarla birlikte Türkiye’ye gelmek üzere olduklarını düşünebiliriz.

Yaralılar ilk etapta Sağlık Bakanlığımıza bağlı Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edilecek olup sağlık durumlarına göre bilahare Ankara’da çeşitli hastanelerde tedavi altına alınacaktır. Ayrıca gemide bulunan yurttaşlarımızın ülkemize dönüşünün sağlanması amacıyla da üç adet Türk Hava Yollarına ait büyük kapasiteli uçak hazır bekletilmektedir. Bunlardan, bildiğiniz gibi, 12’si sabah saatlerinde tarifeli uçakla Türkiye’ye gelmişlerdir. Kimlik tespiti ve ülkelerine dönme arzusunu bildirenler ülkelerine bir şekilde gönderilmektedir. Kimlik tespiti yapılamayanlar veya orada kalmayı isteyenler henüz ülkelerine gönderilmemiştir.

Sayın milletvekilleri, bu gönüllülerin geri dönmesi konusunda girişimler de devam etmektedir çünkü aktivistlerin bir kısmının “Biz hedefimize ulaşacağız, bu yardımları yerine götüreceğiz, sonuna kadar bu işin takipçisiyiz.” şeklinde beyanda bulundukları görülmektedir. İsrail makamları bu konuda çok acımasız ve duyarsız davranmaktadır. Bu kişilerin belli yerlerde gözaltına alındıkları veya tutuklandıkları da tarafımıza bildirilmiştir.

Bu konuda atılan adımlar, dün sabah saatlerinden itibaren adım adım gerçekleştirilmektedir. Bizim bütün amacımız, içerisinde yurttaşlarımızın da bulunduğu ve pek çoğunun… Hemen hemen tamamının din farkı gözetmeksizin, milliyet farkını dikkate almaksızın, sadece insani amaçlarla bir araya geldikleri bilinmektedir ve yüklerinin de içlerinde inşaat malzemesi de olmak üzere, çocukların maması da, hastalara verilecek ilaçlar olmak üzere de bu yardım malzemelerinden teşekkül ettiği de bilinmektedir.

Değerli milletvekilleri, olay hukuki açıdan da incelenmiştir. Adalet Bakanlığımızda teşkil edilen bir hukukçu heyeti bu konuda neler yapılabileceği konusunu da araştırmaktadır. Konu “Açık denizde seyreden gemilere müdahale” olarak incelenmiştir. Uluslararası hukukun Bayrak Yasası gereğince, açık denizlerde seyreden bir gemi üzerinde ilke olarak yalnızca söz konusu geminin bayrak devletinin münhasır egemen yetkileri geçerli olmaktadır ancak bazı durumlarda, Bayrak Yasası’na aykırı olarak devletlerin, uyrukluk ayrımı gözetmeksizin, açık denizlerde seyreden bir gemiyi denetleme, kovuşturma ve cezalandırma yetkileri de bulunmaktadır. Bu durumlar sadece dört ayrı konuyla sınırlıdır: Birisi köle ticareti, birisi deniz haydutluğu, bir diğeri uyuşturucu madde kaçakçılığı ve açık denizden yapılan izinsiz yayınlardır. Oysa bizim olayımızda böyle bir durum kesinlikle söz konusu değildir.

Uluslararası hukuka göre suç teşkil eden bu eylemin silahlı bir şekilde ve askerî güçlerle savunmasız insanlara karşı yapılması, onların yaralanması ve ölümlerine yol açılması hem uluslararası hukuk bakımından hem de Türk Ceza Kanunu ve bizim mevzuatımız bakımından da takip edilecektir çünkü 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’na göre, suç, açık denizde, Türk deniz araçlarında veya bu araçlarda işlendiğinde Türkiye’de işlenmiş sayılır. Türk Ceza Kanunu’nun 8’inci maddesinde, yer bakımından uygulamada böyle bir hükme açıklıkla rastlayabiliyoruz. Adalet Bakanlığımız, bu konuda, gemilerin çıkış yeri itibarıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına çalışmalar tamamlandığında gerekli talimatları verecektir.

Bu konuda farklı düşünceler olan bir hususu da kısaca arz etmek istiyorum. Bu Gazze’ye yardım götüren gemilerin bayrağının ne olduğu tartışma konusu olmuştur. Gazze yük gemisi Türk Bayrağı taşımaktadır, Türk bandıralıdır. Mavi Marmara gemisinin sahipleri Türk’tür, ama Komoros yani Komor Adalarının bandırasını kullanmaktadır. Defne yük gemisi Kiribati ülkesinin bayrağını taşımaktadır. Bir Yunan gemisi var, yük gemisi, Sfendoni diye, o Yunan Bayrağı taşımaktadır. Yine bir Yunan gemisi, Elefteri Mesogios, o da Yunan Bayrağı taşımaktadır. Challenger isimli bir kargo gemisi de ABD Bayrağı taşımaktadır. Yani bizim, içinde 560 yolcusu olduğunu bildiğimiz Mavi Marmara gemisi olay anında Komoros yani Komor Adalarının bandırasını taşımaktaydı. Bunun hukuki açıdan tartışması ve yorumlanması mutlaka yapılacaktır.

Ben, bu konularda -sanıyorum- değerli gruplarımızın da milletvekili arkadaşlarımızın da sözleri ve karşı görüşleri mutlaka olacaktır ama millet olarak dün yapılan açıklamaların, bugün yapılan açıklamaların bu konuda çok büyük bir hassasiyet gösterdiğini, hepimizin müşterek düşünce ve inancını ortaya koyduğunu sevinçle gördüm. Bugünkü konuşmaları kısmen dinleyebildim ama dün Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Sayın Genel Başkanın ve Sayın Bahçeli’nin yazılı açıklamasını takip etmiştim. Olay kınanmaktadır. Alınan kararlar kısmen olumlu bulunmaktadır. Yine yapılabilecek olan işler de söylenmekte ve bazı konular da yetersiz bulunmaktadır.

Şüphesiz olaya salt çıplak gözle baktığımız zaman bir tecavüz söz konusudur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

Buyurunuz.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

İnsanlık dışı bir suç işlenmiştir. Daha ağır kelimeler de kullanılabilir, bunları hepimiz de kullandık bugünkü grup toplantılarında, bu, müşterek hissiyatımızdır. Bu konuda Hükûmetimiz, Parlamentomuz inanıyorum ki çok önemli kararlar alacak, konunun takipçisi olacak ve mağdur olan yurttaşlarımızın ve diğer ülke insanlarının bu mağduriyeti giderilecek ve bu suçu işleyen İsrail yetkililerine karşı, hükûmetine karşı da şüphesiz bir devlet olarak Türkiye gerekli tavrı gösterecektir.

Bu olayda da vefat eden insanlara, Türk olsun, başka uyruktan olsun, rahmet diliyorum -iyi niyetlerle ve amaçlarla yola çıkmışlardı- yaralılara şifalar diliyorum ve böyle bir olayın bir daha tekrarlanmaması düşüncesiyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Arınç.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Bursa Milletvekili Onur Öymen.

Buyurunuz Sayın Öymen. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA ONUR ÖYMEN (Bursa) – Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; önceki gece İskenderun’da bir askerî birliğimize yönelik saldırı ve İsrail’in Türk gemilerine yönelik olarak yaptığı başka bir saldırıyla ilgili olarak Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun görüşlerini arz etmek üzere söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, İskenderun’da bir deniz birliğimize yapılan ve 6 askerimizin şehit olmasıyla sonuçlanan olayı şiddetle kınıyoruz, bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz, bir deniz birliğimize böyle bir saldırının örneğini hatırlamakta güçlük çekiyoruz. Aynı şekilde İsrail kuvvetlerinin Gazze’deki Filistinlilere insani yardım götüren gemimize yaptığı insanlık dışı saldırıyı da lanetliyoruz. Her iki saldırıda hayatını kaybedenlere, şehit olanlara Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Her iki saldırının da aynı saatlerde yapılmış olmasını dikkat çekici buluyoruz.

Değerli arkadaşlarım, insani malzeme taşıyan ve silahsız sivillerin bulunduğu bir gemiye uluslararası sularda İsrail’in yaptığı saldırıyı ve çok sayıda insanın ölümüne ve yaralanmasına yol açan bu olayı hiçbir ölçüye göre mazur bulmak, mazur görmek mümkün değildir. İsrail, yalnız uluslararası hukuku değil, insani ve ahlaki ölçüleri de çok açık biçimde ihlal etmiştir. O bakımdan, ne kadar kınasak azdır.

Biz, bu olay karşısında, Hükûmetin, Güvenlik Konseyinden güçlü bir karar çıkartmasını, bir kınama kararı çıkartmasını bekliyoruz. Güvenlik Konseyi Başkanı adına yapılan açıklama önemlidir ama yeterli değildir. Bu gibi durumlarda Güvenlik Konseyinin resmen bir karar çıkartması ve bu olayı kınaması önem taşımaktadır. Böyle bir karar henüz çıkarılmamıştır.

“İlgili devletlerin yaptığı açıklamalardan, kınamalardan memnunuz.” diyorlar. Amerikan Hükûmetinin de bu olayı kınadığını söyledi Sayın Bakan biraz önce fakat bizdeki bilgiye göre Amerikan Hükûmeti sadece üzüntülerini bildirmiştir. Kınama çok ciddi bir tabirdir uluslararası ilişkilerde. Biz şu ana kadar Amerika’nın bu olayı kınadığına dair bir bilgiye sahip olmadık. Aynı şekilde, başka ülkeler de -İngiltere gibi- üzüntülerini bildiriyorlar, “Şok olduk.” diyorlar, “Soruşturma açılsın.” diyorlar ama Birleşmiş Milletlere şu ana kadar kınama konusunu da içeren bir karar tasarısı sunulduğunu ve bunun görüşülüp kabul edildiğini duymadık. Aynı şekilde, NATO’dan ve diğer uluslararası kuruluşlardan da böyle kınama kararları bekliyoruz. Çok ciddi bir olaydır bu, hafife alınacak tarafı yoktur. Onun için uluslararası toplumun harekete geçirilmesi, bu gibi kararlar alınması Türk diplomasisinden beklediğimiz bir görevdir ve ancak bu takdirde diplomasimizin başarılı olduğunu söylemek mümkün olacaktır.

Halkımızın bu olaya karşı gösterdiği tepkiyi paylaşıyoruz. Yalnız bu tepkinin hiçbir şekilde şiddet eylemlerine dönüşmemesi önem taşımaktadır. Haklı olduğumuz bir davada haksız duruma düşmememiz gerekmektedir. Musevi asıllı yurttaşlarımıza yönelik olarak da en küçük bir şiddet eyleminin gerçekleşmeyeceğini ümit ediyoruz. Onların güvenliği milletimize emanet edilmiştir.

Değerli arkadaşlarım, Gazze Şeridi’nde yaşayan Filistinliler, maalesef 2007 yılının Haziran ayından beri karadan ve denizden abluka altında yaşamaktadırlar. İsrail hem kara ablukası uygulamaktadır hem de deniz ablukası uygulamaktadır. Mısır ise aynı bölgeye yönelik olarak kara ablukası uygulamaktadır. O bakımdan bugün bu bölgede yaşayan insanlar, Filistinliler, gerçekten çok büyük bir sıkıntı içinde bulunmaktadırlar.

İsrail, uluslararası yardımların ancak küçük bir bölümünün Gazze’ye gönderilmesine izin vermektedir ve bizdeki bilgiye göre izin verilen yardım miktarı toplam uluslararası yardımın yüzde 26’sı civarındadır, gerisine izin verilmemektedir. Gönderilen yardımın bir bölümünün de Gazze’deki bazı radikal gruplar tarafından ele geçirildiği, hak sahiplerine dağıtılmadığı da başka bir dramdır. Birleşmiş Milletlerin bu konuda sarf ettiği çabalar maalesef bugüne kadar yeterli sonuç vermemiştir.

Değerli arkadaşlarım, bu ambargonun fiilî tedbirlerle, fiilî eylemlerle delinmesi yolunda iki girişim olmuştur, her ikisi de sözü edilen Türkiye’deki insan hakları kuruluşu tarafından yapılmıştır. Her ikisinde de maalesef üzüntü verici olaylar yaşanmıştır. Sayın Bakan biraz önce bu kuruluşun tamamen kendi başına hareket ettiğini, devletin hiçbir rolünün olmadığını, hiçbir siyasi rolünün olmadığını söyledi ama pek öyle değil durum. Bu yılın ocak ayında Mısır’ın Sina Yarımadası bölgesinden yapılan ambargoyu delme girişimine iktidar partisine mensup bazı milletvekilleri de katılmıştır sivil toplum örgütlerinin yanına, böylelikle bu delme girişimi siyasi bir boyut kazanmış bulunmaktadır. Mısır bu delme girişimine insani yardım açısından değil, siyasi açıdan bakmıştır, çok şiddetli tepki göstermiştir, çatışmalar çıkmıştır ve bu çatışmalar sırasında 1 Mısır askeri öldürülmüştür ve Filistinlilerden de yaralananlar olmuştur, yardım malzemelerini taşıyan kamyonlar taşlanmıştır, gümrük kapıları yıkılmıştır, dağıtılmıştır ve bir kere daha bu olayın yaşanmaması için Mısır o bölgeye yerin altında çelik perdeler döşemektedir. Bu sadece İsrail’in koyduğu bir ambargo değil, Mısır’ın da bu şekilde uyguladığı bir ambargo söz konusudur ve bunun delinmesi eylemi maalesef orada başarılı olmamıştır, ciddi sıkıntılar yaratmıştır.

Bu defa deniz yoluyla bu ambargonun delinmesine çalışılmıştır. Sayın Bakanın biraz önce sözünü ettiği şekilde, dünyada sıkıntı çeken bir bölgeye, açlık çeken, perişan durumda olan bir bölgeye normal bir insani yardım götürülmesi olayının dışındadır. Burada da deniz yoluyla ambargonun, ablukanın delinmesi amaçlanmaktadır, fiilî durum yaratılarak ambargo delinecektir, amaç budur. Gemiler bu amaçla yola çıkmıştır ve herhâlde Sayın Bakanın sözünü ettiği “Dışişleri Bakanlığıyla istişare edildi, Gümrük Müsteşarlığıyla istişare edildi.” dediği temaslar sırasında meselenin bu boyutu da herhâlde ele alınmıştır diye düşünüyoruz.

Şimdi, bu olay, ülkemiz açısından daha önce benzeri görülmemiş bir durum yaratmıştır. Değerli arkadaşlarım, altmış yılı aşkın zamandan beri Türkiye, bölgede çeşitli gruplar ve ülkeler arasındaki silahlı çatışmalara karışmama yolunda çok büyük bir özen göstermiştir ve hiçbir Türk vatandaşı o bölgedeki çatışmalarda öldürülmemiştir, yaralanmamıştır bu son olaya gelinceye kadar; Türkiye buna fırsat vermemiştir. Maalesef dün yaşanan olaylar çok üzüntü verici bir tablo yaratmıştır.

Şimdi, dikkat çekici nokta şu: 28 Mayıs tarihinden itibaren İsrail ordusu, İsrail Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in diğer yetkilileri ve İsrail basını, sürekli olarak bu gemilere karşı güç kullanılacağını ilan etmişlerdir. Dışişleri Bakanımız, bu dönem içinde İsrail makamlarıyla temas edildiğini söylemiştir ama nasıl temas edilmiştir, ne denilmiştir İsraillilere, ne cevap alınmıştır, bu bilgi elimizde mevcut değildir, Sayın Bakan da söylemedi. Dilerdik ki bu konuda Meclise bugün bilgi verilsin. Bu, son derece önemlidir çünkü İsrail İnternet sitelerinde, basınında Türkiye'nin bu dönemde ültimatom verdiği iddia edilmiştir, yani “Bu gemilere dokunamazsınız, dokunursanız buna bir bedel ödersiniz.” tarzında. Öyle mi olmuştur, başka türlü mü olmuştur bilmiyoruz ama Türk Hükûmeti bu temaslarda ne izlenim almıştır? Yani bu gemilere dokunulmayacağı izlenimi mi almıştır, yoksa bu gemilere askerî müdahale yapılacağı izlenimi mi almıştır? Eğer askerî müdahale yapılacağı izlenimini almışsa ve bu seferin yapılması Hükûmetimizce son derece önemli bir girişim olarak görülmüşse o zaman buna koruma vereceksiniz. Somali’deki tankerlere koruma vereceğiz ama içinde 500’den fazla insanın bulunduğu, 300’den fazla vatandaşımızın bulunduğu gemiler tehlikeli bir bölgeye giderken uluslararası sularda koruma vermeyeceğiz. Bunun mantığı yoktur, bunu savunmak kabil değildir.

Değerli arkadaşlarım, o bakımdan bu konunun aydınlığa kavuşturulmasını istiyoruz. Bu konu son derece önemlidir ve mutlaka Hükûmet tarafından aydınlığa kavuşturulmalıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

Buyurun.

ONUR ÖYMEN (Devamla) – Tamamlıyorum.

Eğer Hükûmet her şeye rağmen, İsrail’in bütün bu tehditlerine rağmen müdahale etmeyeceği varsayımından hareket etmişse o zaman büyük bir değerlendirme hatası yapmıştır.

Gemilerin bayrağından bahsetti ama şunu söylemedi Sayın Başbakan Yardımcısı: Bu Mavi Marmara gemisi acaba hangi tarihte Komor Bayrağı’nı çekmiştir? Öteden beri Türk Bayrağı’yla sefer yaptığı bilinen bu gemi ne zamandan beri Komor Bayrağı’nı taşıyor ve kime aittir şu anda? Öyle anlaşılıyor ki burada henüz aydınlatılması gereken çok şey var.

Değerli arkadaşlarım, ne yazık ki iyi niyetle başlatılmış bile olsa bu girişim hedefine ulaşmamıştır ve Gazze’de yaşayan Filistinli kardeşlerimize bir katkı sağlayamamıştır. Buna karşı İsrail’in gösterdiği aşırı ve insanlık dışı tepki nedeniyle çok sayıda masum insanın ölümüne ve yaralanmasına yol açmıştır. Türk-İsrail ilişkilerine de kalıcı zararlar vermiştir. Daha önce İsrail Gazze’ye saldırdığı zaman Hükûmet çok ciddi tepki göstermiş ve tatbikatları iptal ettiğini söylemişti.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız Sayın Öymen.

ONUR ÖYMEN (Devamla) – Bitiriyorum.

Bu defa anlıyoruz ki tatbikatlar yeniden başlamış, geçmişte olaylar olmamış gibi bu yıl üç tatbikat öngörülüyormuş, üçü birden iptal edilmiş. Tebrik ediyoruz! İnşallah bundan sonra alacağınız tedbirler neyse daha kalıcı olur.

Son olarak şunu söylüyorum: Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; bu tecrübelerin ışığında Türkiye İsrail’i ileride bu gibi menfur saldırılarda bulunmaktan caydırıcı önlemleri mutlaka almalıdır. Aynı şekilde, Gazze’ye yönelik ambargonun kaldırılması ve Filistin meselesinin çözümü yolundaki çabalarını da bundan böyle daha büyük bir dikkat ve itinayla sürdürmelidir. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak her zaman olduğu gibi ulusal çıkarlarımız ve sorumluluklarımız doğrultusunda üzerimize düşen her türlü görevi yapmaya devam edeceğiz.

Bu vesileyle yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Öymen.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili Mehmet Şandır. (MHP sıralarından alkışlar)

Buyurunuz Sayın Şandır.

MHP GRUBU ADINA MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Gerçekten ülkemiz ve milletimiz çok acı iki olayı yaşamıştır ve muhtemel cumhuriyet tarihinde bu kadar ağır bir saldırıyı ilk defa yaşamaktadır.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak, öncelikle bu iki saldırıda hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza yüce Allah’tan rahmetler diliyor, milletimize sabır diliyoruz, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.

Sayın Hükûmetin planlamasına bağlı kalarak, gerçekten yaşadığımız bu iki olayla ilgili Milliyetçi Hareket Partisinin görüşlerini ifade etmek üzere söz aldım. İskenderun’daki olaya sayın Hükûmet öncelik verdi, İç Tüzük’ün 59’uncu maddesine göre Genel Kurula bilgi vermek kapsamında, sonra İsrail saldırısını dile getirdi. Müsaade ederseniz, ben önce İsrail saldırısını konuşmak istiyorum çünkü İsrail saldırısı Türk milletine yapılmıştır, Türkiye Cumhuriyeti devletine yapılmıştır. Bu saldırıyı herhangi bir terör olayı olarak, herhangi bir vukuat olarak görmek mümkün değildir. Doğrudan Türk vatandaşlarının yoğun olarak bulunduğu, Türk Bayrağı’nı taşıyan gemiye karşı, sivil, savunmasız insanların bulunduğu ve beyaz bayrak çektiği bir gemiye karşı İsrail devleti ağır silahlarla ve öldürmek kastıyla saldırıda bulunmuştur, gemiler ve vatandaşlarımız esir alınmıştır ve çok ağır bir süreç yaşanmaya başlanmıştır. Yaşanan bu sürecin sonucunu öncelikle sorgulayalım.

Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak, bu sonucu hasıl eden İsrail devletini şiddetle ve nefretle kınıyoruz. Bu saldırı, insanlık suçudur. Bu saldırı, uluslararası hukuka, insanlık hukukuna, adaletine, tüm güzel duygulara yakışmaz, uymaz bir saldırıdır. Bu bir devlet terörüdür. Bu bir terör saldırısıdır ve maalesef, bu terör bir devlet tarafından planlanarak, karar verilerek ve acımasızca uygulanmıştır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu saldırıyı yapan İsrail devletini şiddetle kınıyoruz, milletimiz adına kınıyoruz, devletimiz adına kınıyoruz.

Değerli milletvekilleri, sonucun sebeplerini sorgulamak gerçekten bu Genel Kurulun görevidir. Biz dünden bu yana, Sayın Genel Başkanımızın açıklamasıyla ve bizlerin konuşmasıyla, Hükûmetin bu konuyla ilgili Meclise bilgi vermesi, topluma bilgi vermesi; bu konuyu artık bir millî mesele hâlinde Meclise ve millete mal etmesi gerektiğini ısrarla ifade ettik. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu konunun bir iç siyaset malzemesi olmaktan çok öte bir millî mesele olarak ele alınmasını, sebepleriyle sorgulanmasını, sonuçlarıyla ilgili de birlikte karar verilmesini çok önemsiyoruz.

Hükûmetin, Sayın Başbakanın, sayın bakanların açıklamalarından umuda kapılmıştık. Gerçekten, Türkiye’ye ve Türkiye Cumhuriyeti devletine, Türk milletine yakışır bir tepki ortaya konacak umuduna kapılmıştık. Ama şimdi Sayın Bakanın verdiği bilgiler, meseleyi aydınlatmak noktasında, Türkiye'nin tavrını ifade etmek noktasında bence bir talihsizlik olmuştur, yeterli olmamıştır. Nedir? Sayın Başbakan Yardımcısının ifadesiyle “Sonuçlarına katlanmak.” ve Sayın Başbakanın ifadesiyle “Yetti artık!” ifadeleriyle ne kastedilmiştir? Ne yapılacaktır? Bunun burada konuşulması lazım. Bu mesele yalnız Hükûmetin meselesi değil, Hükûmetin sorumluluğunda ama milletin meselesidir. Milletin Meclisinde bu konunun içeriğini, gerçeğini, sebeplerini burada ortaya koymamız ve alınması gereken tedbirleri de birlikte kararlaştırmamız bir zorunluluktur.

Ben tabii, bir üzüntümü de ifade ediyorum, çok önemli bir konuyu şu Mecliste takip ediyoruz; milletin vekillerini yeterince ilgilendirmediğini üzüntüyle ifade ediyorum. Millet, burada milletin vekillerinden çok daha duyarlı ve bizi izliyor ve millet adına soruyorum…

RIDVAN YALÇIN (Ordu) – Biz buradayız.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Muhalefet burada, teşekkür ediyorum. Sorum iktidara:

Değerli arkadaşlar, gerçekten cumhuriyet döneminde bu kadar ağır saldırıyla karşı karşıya kalmamıştık. Egemenliğimize bir saldırı bu, milletimize bir saldırı. Hakaret olmanın, bir suç olmanın ötesinde Türkiye Cumhuriyeti devletine bir saldırı yaşanmıştır. Buna Türk milletinin, Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve onu temsil eden bu Meclisin, özellikle de Sayın Hükûmetin bir cevabı olmalıdır. Bu, Süleymaniye’de yaşanan askerin başına çuval geçirilmesi olayı şeklinde geçiştirilemez, geçiştirilmemelidir. Bu olayla, Türkiye’nin başına çuval geçirilmiştir sayın iktidar. Türk milleti adına Türkiye’yi yöneten sayın iktidarın milletle birlikte, Parlamentoyla birlikte, iktidarıyla muhalefetiyle birlikte buna bir cevabı olmalıdır. Eğer söylenemeyen hususlar varsa İç Tüzük’ün verdiği imkânlar var; kapalı oturum yapılır, genel görüşme açılır ama bu yaşanan ve kabul edilemez bu sonucun sebepleri birlikte sorgulanır, cevabı birlikte verilir diye ümit ediyorum ve bunu talep ediyorum. Biz bu cevabı yeterli bulmuyoruz, bu bilgiyi yeterli bulmuyoruz. Bugün acımız var. Bugün bu acının üzerinden Hükûmete yüklenmeyi çok gerekli görmüyoruz ama gerçekten cevabı verilmesi gereken sorular var. Bu cevapları lütfen millete veriniz.

Dolayısıyla, biz siyasi iktidarı, Türk milletinin gücüne, Türkiye Cumhuriyeti devletinin gücüne müdrik, ona inanan, ona güvenen bir şuurla, Türkiye’ye böyle ulu orta saldırılmasına fırsat verilmemesini, caydırıcı bir duruş ortaya konulmasını sayın iktidardan istiyoruz. Cesaret edememeliydi. Böyle bir ihtimal varsa bunun tedbiri alınmalıydı. Bu olay, anlık, spontane gelişen bir olay değil, göz göre göre böyle bir olay yaşanıyor.

Değerli milletvekilleri, bu mesele böyle geçiştirilemez. Ne Türkiye'nin ilişkileri açısından böyle geçiştirilebilinir ne de Türkiye'nin yönetimi açısından böyle geçiştirilebilinir. Asla iç siyasetin bir malzemesi olarak da kullanılmamalıdır. Gündem değiştirmek niyeti olarak bazı köşe yazarlarının ifade ettiği tüyler ürpertici böyle bir ihtimali kabul etmek mümkün değil. Eğer kabul edilmeyecekse, bunun ciddiyetine inanarak, burada Hükûmet olarak hem Parlamentoyu hem milleti bilgilendirmek ve gereken doğru tedbiri almak noktasında dünkü söylediklerinizden geri adımdasınız, geri noktadasınız sayın iktidar. Dün söylediğiniz noktadan, şu anda Sayın Bülent Arınç’ın yaptığı açıklamalarla geri noktadasınız. Hani “Yetti artık!” diyordunuz, yeten ne? Nedir? Kınamakla mı? Eğer Türkiye gibi böyle küresel bir güç iddiasında bulunuyorsanız… Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine gerekli kararı aldıramadınız. Alınan kınama kararı bir karar tasarısı değil. İlgili devletlerin üzüntü belirtmekten öte bir tepkileri yok.

Çok önemli bir noktadayız. Türkiye Cumhuriyeti devleti belki de cumhuriyet tarihinin en önemli kırılma noktasındadır. Eğer bu saldırıya Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak gereken, yeterli, olması gereken tepki ortaya konulamazsa, bundan sonra bu ülkenin bağımsızlığını ve egemenliğini korumak gibi bir imkânınız olmayacaktır.

Değerli milletvekilleri, İskenderun’da yaşanan hadiseyi de şiddetle kınıyorum ve sizi kendi vicdanınızla baş başa bırakıyorum. “Güzel şeyler olacak.” diye başladığınız bu yolculuk nereye ulaştı? Lütfen, bunu kendi vicdanınızda sorgulayın. Bir siyaset malzemesi, bir muhalefet siyaseti olarak söylemiyorum…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

Buyurunuz.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – …bir yıl oldu, “Güzel şeyler olacak.” diye başladığınız bu süreç, bugün dünden daha fazla kan akmasına sebep oluyor, her geçen gün daha fazla kan akıyor; ne kan durdu, ne gözyaşı dindi. Nereye varacağız? Şehir merkezlerine saldırır, roketle saldırır oldular.

AHMET ORHAN (Manisa) – Askerî üs, askerî üs…

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Askerî üsse saldırır oldular. Durup düşünmek lazım. Bu gidiş iyiye gidiş değil. Terörle müzakere ederek bir sonuç alınamayacağını daha ne kadar çok kan akıtarak anlayacağız?

Değerli milletvekilleri, gerçekten ülkemiz ve milletimiz çok böyle sıkıntılı bir süreçte. Yani, bu yaşananlara teslim olmak, “Artık yapacak bir şey kalmadı.” teslimiyetine -bu bir uçurumdur- buraya sürüklenme tehlikesinin başında… Bu çok önemli. Kendine özgüveni olmayan bir milletin geleceği olmaz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi bağlayınız.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Bitiriyorum.

Bu sebeple, siyasi iktidarı, tüm siyasi hesapların ötesinde, bu milletin birliğini, bu milletin bu topraklardaki egemenliğini, bu devletin bağımsızlığını ve geleceğini savunmak adına, üzerine düşen görevi yapmaya davet ediyorum. Bunu birlikte yapmalıyız. Yapılmış olsa bu sonuçlarla karşılaşmayız aziz milletvekilleri, yapılmış olsa bu sonuçlarla karşılaşmayız. Ya tedbirde kusur var ya duruşta eksiklik var ya politikalarda yanlışlık var ya ilişkilerde yanlışlık var.

ŞENOL BAL (İzmir) – Zihniyette…

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Sonuç olarak ulaşılan sonuç, Türkiye’ye yakışmaz, kabul edilemez ve bu millete reva görülemez sonuçlardır; bunu asla kabul etmiyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak bu yaşananları asla kabul etmiyoruz. Milletimize ulaşan bu ellerin kırılması, bu niyetlerin daha eyleme geçmeden durdurulması için gerekenin yapılmasını sizlerden talep ediyoruz.

Tekrar, hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmetler diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun. Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Şandır.

Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına Batman Milletvekili Ayla Akat Ata. (BDP sıralarından alkışlar)

BDP GRUBU ADINA AYLA AKAT ATA (Batman) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Dün sabah saatlerinde televizyonu açtığımızda iki haberle sanırım Türkiye kamuoyu sarsıldı. Bir haber dünya kamuoyunu da etkiler düzeydeydi. İskenderun’dan aldığımız haber, son iki aydır Barış ve Demokrasi Partisi olarak dikkat çekmiş olduğumuz konunun acı bir tablosunu önümüze koymaktaydı. Biz daha önce de ifade etmiştik, bu Parlamento çatısı altında grubu bulunan siyasi partiler ve milletvekilleri, yaşanan kayıplardan sonra yaşamını yitiren vatandaşlarımıza, evlatlarımıza Allah’tan rahmet ve yakınlarına başsağlığı dilemek gibi bir görev sahibi değildir; yaşanan acıları alınabilecek tedbirlerle engellemek, özellikle son dönemde Türkiye üzerinde oynanan hesapları boşa çıkarmak, halkları birbirine kırdırtacak politikaları açığa çıkarmak ve bunu engellemek gibi bir sorumluluk altındadır. Biz, İskenderun’dan almış olduğumuz haber karşısında sarsıldık ama şu konuda oldukça halkımız karşısında masum olduğumuzun, halkımız karşısında söyleyecek sözümüz olduğunun da farkındayız. Son iki ayımızı gece demeden gündüz demeden yaşanabilecek herhangi bir olumsuzluk, yaşanabilecek herhangi bir çatışma ortamını engellemek üzere geçirdik ve bu zaman dilimi içerisinde de gördük ki esasında savaşı destekleyenler, esasında, çatışma hâlinden umutları olanlar, rant sahibi olanlar engellenmediler ama biz operasyon alanlarına yürüdüğümüzde önümüze barikatlar kuruldu. Biz Lice’de de, biz Şırnak’ta da, Yüksekova’da o barikatları geçemedik ama geçebilseydik gidip evlatlarımızla birlikte oralarda nöbet tutacaktık, Yüksekova’da birlikte nöbet tutacaktık, canımızı siper edecektik bir çatışma ortamının yaşanmaması için.

Bu Parlamentonun da bugünden sonra en acil görevi, bu ülkenin herhangi bir bölgesinde, etnik kimliği ne olursa olsun herhangi bir vatandaşının, herhangi bir evladının yaşamını yitirmemesi için Hükûmet olarak, ana muhalefet partisi ve muhalefet partileri olarak ortak bir tartışma içerisine girmek ve Türkiye'nin acil çözüm bekleyen sorunu olan Kürt sorununun demokratik barışçıl çözümü için bu Parlamentonun üzerine düşen görevi yapmasıdır.

Yine, diğer haber boyutuyla esasında on yıllardır Filistin halkına reva görülen zulüm dünya kamuoyunun gündemindedir, İslam ülkelerinin de gündemindedir ama ne yazık ki soruna çözüm getiren bir bakış açısı ne İslam ülkeleri nezdinde ne Arap ülkeleri nezdinde ne de dünyada bu konuya duyarlı olduğunu söyleyen, insan haklarına duyarlı olduğunu söyleyen, insan hakları noktasında ezilerek ama bugün dünyada söz sahibi olduğunu söyleyen ve bu noktada da mücadele ettiğini söyleyen ülkelerin gündemine çözüm politikaları boyutuyla girememiştir ve biz, belki üç yıl önce, Gazze’de yaşayan Filistin halkı üzerinde kurulan ambargoyu kırabilme noktasında çok da etkin bir politikanın bölgesel öncülüğünü de yerine getirebilmiş değiliz.

Değerli milletvekilleri, İkinci Dünya Savaşı ardından yaşanan soğuk savaş yıllarını, Sovyetler Birliği’nin yıkılmasını ve küresel sermayenin bölgesel çıkarlarının Orta Doğu üzerine çevrildiğini unutmamalıyız ve Orta Doğu üzerine çevrilen bu politikalar, bu çıkarlar, eğer ulus devlet statükoculuğuyla birleşirse çok tehlikeli sonuçlar da doğurabilirdi ki bugün Orta Doğu’da birçok ülkede bu sorunlar yaşanmakta, ülkemiz de bu sorunlarla pençeleşmektedir ve kaldı ki böyle bir gerçeklik karşısında nasıl bir birliktelik sergilendi, bugüne kadar ne kadar insancıl amaçlarla hareket edildi, savaşı besleyen kaynaklar ne kadar teşhir edilebildi, bu kaynaklar ne kadar kurutulmak üzere ortak uluslararası bir iş birliği sağlandı, bu soruların hiçbirinin cevabı yok.

Evet, siyasi iktidar, sekiz yıldır, Filistin’de yaşanan dram ve insanlık zulmü karşısında sessiz kalmayacağını, kalmadığını ifade etmektedir ama sayın milletvekilleri, şunu ifade edelim: Her savaş bir bütçeye dayanır, her savaş bir kadro gücüne dayanır. İsrail bu bütçeyi nasıl oluşturuyor? İsrail’in en büyük gelir kaynağı silah sanayi ve İsrail silah sanayisini ayakta tutan ülkelerden biri de ne yazık ki ülkemiz. Biz, daha Heronlar Türkiye’ye alındığı süreçte “Bu Heronlar için ödenen para İsrail tarafından Filistin halkı üzerine kurşun olarak yağmaktadır. Oraya atılan kurşunun parası Türkiye tarafından verilmektedir” diye uyarmıştık tüm Türkiye kamuoyunu. İsrail’le bu tür uluslararası iş birliğine girilmemesi gerektiği noktasında uyarılarımız olmuştu ama ne yazık ki bunlar kulak arkası edildi. Ama şu gün, sanırım siyasi iktidar da bu Parlamento çatısı altında olan bütün siyasi parti grupları da Türkiye halklarına karşı sorumludurlar. Bir insani yardım filosu, altı gemi eşliğinde, özellikle 600’e yakın vatandaşımızın bulunduğu, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının ve yine dünya ülkelerinden, otuz iki ülkeden vatandaşın bulunmuş olduğu bir gemiye İsrail askerî güçlerince operasyon yapılmıştır. Geminin çıkma amacı insani yardımdır ve dünyanın bütün ülkeleri tarafından desteklenmelidir. Belki bir insani yardım kuruluşu tarafından bu yardım gerçekleştirildi, bu yolculuğa çıkıldı, Türkiye’de birçok insan hakları savunucusu da bu yolculuğu destekledi. Belki oraya gidene kadar orada bulunan altı geminin ve içinde yer alan vatandaşlarımızın ve dünya vatandaşlarının sorunuydu ancak şunu unutmayalım ki, bir insani yardım mücadelesi, bir insani yardım girişimi askerî bir operasyonla durdurulmuştur ve bir katliama dönüşmüştür. Bu noktadan sonra tabii ki Türkiye Cumhuriyeti’nin öncelikli konularından biri olmalıdır ki, kaldı ki böyle bir organizasyondan, eğer bilgisi yoksa Hükûmetin mutlaka olması gerekirdi, bir öz eleştiri konusudur… Eğer bilgisi varsa, yine de gerekli önlemler alınmadı. Bir insani yardım filosunun -altı geminin- yanına koruma önlemleri verilmediği için yine Türkiye halklarına karşı bir öz eleştiri konusudur. Siyasi iktidar bu öz eleştiriyi verebilmelidir, halkı aydınlatabilmelidir -muhtemeldir ki vereceksiniz, bekliyoruz- ama Sayın Arınç’ın yapmış olduğu açıklamada biz bu öz eleştiriyi görmedik.

Bilginin olup olmadığı konusunda da bir bilgi aktarılmadı. Yani bu insani yardım filosu harekete geçtiği sırada, yola çıktığı sırada Hükûmetin bu konuda ne kadar bilgisi olup olmadığı konusunda da gerekli aydınlatıcı bilgi sunulmadı. Eğer varsa, Hükûmetin bu filonun güvenliğini sağlama noktasında ne tür tedbirler aldığı noktasında da Parlamentomuz ve Türkiye kamuoyu bilgilendirilmedi. Evet, Sayın Arınç burada açıklamalar yaptı ama sanırım aynı açıklamalara, aynı bilgilere biz gazete haberlerinden de ulaşabiliyorduk. Kaldı ki Sayın Arınç açıklamasında şunu ifade etti: “İki tane siyasi, ana muhalefet partimiz ve diğer muhalefet partimizin konu hakkında duymuş oldukları üzüntüler kamuoyuyla paylaşıldı, bunu gözlemledik.” dedi. Sayın Arınç’ın sanırım Barış ve Demokrasi Partisinin dün ve bugün yapmış olduğu açıklamalar dikkatinden kaçtı. Bunu bir eksiklik olarak görüyoruz ya da bir unutkanlık olarak değerlendiriyoruz. Biz, Filistin’de yaşanan dram ve insanlık zulmü karşısındaki irademizi ve bugüne kadar ortaya koymuş olduğumuz mücadeleyi tartışma konusu yapmayız. Ama bu süreç noktasında, dün yaşananlar konusundaki sorumluluğun birinci derece sahibi olan sayın iktidarın temsilcisinin bunu atlamış olması bizim açımızdan da üzüntü vericidir.

Ve bugün için Türkiye'nin sorunu hâline dönüşen bu konuda ne yapılabilir? Gerekirse Meclis gizli oturum da yapabilir, birçok konu ayrıntılı bir şekilde değerlendirilebilir, tartışma konusu hâline getirilebilir ama önemli olan, sadece kınamayla geçiştirilmemesidir ne Türkiye Cumhuriyeti tarafından ne diğer Arap ülkeleri tarafından ne Avrupa Birliği tarafından ne de ABD tarafından. Bu konuda en son yapılacak şey bir kınamayla geçiştirilebilmesidir. Çok daha ciddi tedbirlerin alınması gerekir. Öyle ki, on yıllardır devam eden İsrail zulmüne de bir son verme noktasında ortak bir kararlılık açığa çıkabilsin. Bölgedeki gücü ve stratejik konumu dolayısıyla evet Türkiye bunun öncülüğünü yapabilir, evet Türkiye bu noktada misyonunu oynayabilir, kaldı ki bu filolar Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinden hareket etmiştir, her ne kadar Hükûmet bu konuda açıklama yapmamışsa da güvenliği de en azından uluslararası sularda bizim tarafımızdan sağlanabilmeliydi. İçinde çocukların, içinde kadınların yer almış olduğu ve insani yardım amacıyla giden, evet sonuçları itibarıyla orada var olan ablukanın delinmesi de söz konusu olabilir, fiili bir durum da gelişebilir ama Napolyon’un söylediği gibi “Savaş generallere bırakılmayacak kadar önemli bir iştir.” Eğer bu konuda sivil inisiyatifler görev alıyorsa da bunun önünün açılması gerekir. Eğer fiili olarak orada abluka delinecektiyse bunun koşullarının da doğru temelde ele alınıp değerlendirilmesi gerekirdi. Sebepler ortaya konulduğu gibi, gidişin sebepleri, nedenleri ortaya konulduğu gibi, bu gidiş karşısında engellemeler yaşanabileceği, bu engellemelerin ne şekilde sonuçlanabileceği konusunda da Hükûmet gereken tedbirleri alabilirdi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

AYLA AKAT ATA (Devamla) – Son olarak, Avrupa Birliği Güvenlik Konseyinden istenen açıklama alınamamıştır. Başkanlık düzeyinde bir açıklama gerçekleşmiştir ama yaşanan dram karşısında, zulüm karşısında ve gerçekleştirilen operasyon karşısında tarihe geçecek uluslararası bir belgeye ihtiyaç vardır. Bu, ülkelerin bire bir, teker teker yapmış olduğu kınama değildir. Ortak bir belgeye ihtiyaç vardır. Türkiye bundan sonra bu belgeyi açığa çıkartabilmek için tüm bürokratlarını, dış ilişkileri bürokratlarını Hükûmet düzeyinde ayağa kaldırabilmelidir.

Filistin halkı açısından da şunu biliyoruz ki, direnen halklar asla yenilmezler, yenilgileri de geçicidir, mutlaka ayağa kalkarlar. Uluslararası güçler Filistin üzerinde çok oyun oynadılar, geçici çözümler ürettiler ama Filistin halkı bunları boşa çıkarmasını bildi, onurlu bir direniş sergiledi.

Biz yaşamını yitiren tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet ve yakınlarına baş sağlığı diliyoruz.

Saygılar sunuyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Ata.

Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Adana Milletvekili Ömer Çelik.

Buyurunuz Sayın Çelik. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA ÖMER ÇELİK (Adana) – Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, yüce Meclisin değerli üyelerini saygıyla selamlıyorum. Şu anda Meclisimizde konuk olarak bulunan AGİT Başkanı Sayın Soares’e hoş geldiniz diyorum.

Sayın Soares’ten de Meclisin bu anlamlı toplantısında bulunması vesilesiyle AGİT’ten Türkiye'nin terörle mücadelesine destek ve İsrail’in yaptığı saldırıyı kınama bakımından güçlü bir destek istediğimizi kendisine buradan belirtiyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Terörle mücadele, Türkiye'nin, Türkiye’deki istisnasız her hükûmetin, Türkiye Büyük Millet Meclisindeki her milletvekilinin namusudur, şerefidir, onurudur. Hiçbir milletvekilinin ve hiçbir hükûmetin bunun dışında mütalaa edilmesi prensip olarak düşünülemez. Hükûmetlerimiz de terörle mücadele konusunda en etkili mücadele yöntemlerini, bilinen askerî yöntemler, güvenlik yöntemleri kadar sosyal, siyasi ve diğer yöntemleri devreye sokmaktadır ve bunlar, sürekli olarak kapasitesi yükseltilerek işletilmektedir. Zaten güvenlik güçleri de çeşitli vesilelerle, terörle mücadele bağlamında, Hükûmetin, terörle mücadele konusunda destek veren, en yoğun destek veren hükûmetlerden biri olduğunu çeşitli bağlamlarda ifade etmektedir fakat terörle mücadele, bildiğiniz gibi, belli bir yerde başlayıp belli bir yerde biten, sınırları ve sonuçları kestirilebilen bir mücadele değildir. Türkiye bu mücadeleyi verebilecek kudrettedir ve bu mücadeleyi AK PARTİ Hükûmeti sonuna kadar vermeye, AK PARTİ Grubu da bu mücadelenin arkasında sonuna kadar destek olmaya kararlıdır. Bu vesileyle, İskenderun’da şehit olan kardeşlerimize, bu vatanın bağrına gömülen Mehmetçiklere bir kere daha Allah’tan rahmet diliyoruz, ailelerine taziyelerimizi sunuyoruz.

Şunu bilsinler ki bizim inancımıza göre şehitler ölü değillerdir, onlar diridirler ve yaşayan insanlardan çok daha diri olarak kendi mertebelerine ulaşmışlardır. AK PARTİ bunun bilincinde olarak, bunu sürekli hafızasında taze tutarak terörle mücadele konusundaki kararlılığını her geçen gün artıracaktır.

Burada gruplar adına yapılan konuşmalarda şu husus sevindiricidir: Bu konuların iç politika malzemesi yapılmaması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu konudaki iradesinin tek bir vücut hâlinde olması yönündeki konuşmalar son derece sevindiricidir ve olumludur. Bu iradenin terörle mücadele konusunda olduğu gibi aynı şekilde İsrail’in yaptığı gaddarca saldırı karşısında da gösterilmesi Türkiye Büyük Millet Meclisi açısından son derece kayda değerdir.

İsrail’e söyleyeceğimiz çok açıktır. İsrail’e Tevrat’tan bir cümleyle sesleniyoruz: “Lanet olsun öfkenize, şiddetlisiniz. Lanet olsun gazabınıza çünkü zalimsiniz.” (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

İsrail’in yaptığı saldırı tam bir âcizlik, tam bir korkaklık ve tam bir alçaklık örneğidir. Ne yapmıştır İsrail? Elindeki muazzam silahlı güçle, hiçbir silahı, hiçbir tertibatı olmayan sadece barış için yola çıkmış gemiye saldırmış, sivil insanlar karşısında âcizane ve korkakça, korsanca ve alçakça bir güç gösterisine girişmiştir. Yaptığı iş insanlık tarihi adına utanç verici bir iştir ve İsrail bir kere daha elindeki propaganda olanaklarını kullanarak yalan söylemektedir, gemiye İsrail askerleri indiğinde kendisine bıçakla ya da sopalarla karşılık verildiğini söylemektedir. Bunun yalan olduğunu bütün dünya bildiği gibi İsrail halkı da bilmektedir.

SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) – Askerî anlaşmaları iptal edecek misiniz?

ÖMER ÇELİK (Devamla) – Ve İsrail’in yaptığı şey -adına her ne denirse densin, hangi gerekçeyle meşrulaştırmaya kalkarlarsa kalksınlar- İsrail’in yaptığı şey Hazreti İsa’nın mesajına, Hazreti Muhammed’in mesajına ve kendilerinin takip ettiklerini iddia ettikleri Hazreti Musa’nın mesajına da aykırıdır. Bugün İsrail, Akdeniz’de Hazreti Musa’yla savaşmaktadır, Hazreti Musa’ya saldırmıştır, Firavun’un tarafında yer almıştır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Medya organlarımızda ya da bazı konuşmalarda o gemide kaybettiklerimizle ilgili “ölenler” diye bir ifade kullanılıyor. Bu ifade konusunda son derece hassas olmamız gerekir. O gemide milletimiz şehit vermiştir, onlar milletin şehitleridir. O gemi Türkiye Büyük Millet Meclisinin ta kendisidir. Yapılan saldırı Türkiye Büyük Millet Meclisine yapılmıştır. O şehadet mertebesine ulaşanlar Türkiye Büyük Millet Meclisinin bağrına gömülmüştür. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Bakınız, o gemide otuz iki milletten vatandaş vardı ve çok enteresan bir konuğu vardı o barış gemisinin. Nazi soykırımından, holokosttan kurtulmuş bir Yahudi de o gemide bulunuyordu, barış gemisinde ve İsrail, Nazi soykırımından kurtulmuş, zulümden kurtulmuş, Yahudi olduğu için acı çekmiş, zulüm çekmiş o Yahudi’ye de saldırmıştır, onu da tutuklamaya kalkmıştır. O yüzden bugün İsrail dün Yahudilere soykırım uygulayan Nazilerin safındadır ve alması gereken ceza da Nazilere verilen cezanın aynısı olmak zorundadır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) – Siz ne yapacaksınız? Hükûmet olarak askerî anlaşmalardan vazgeçecek misiniz? Olanları hepimiz biliyoruz.

ÖMER ÇELİK (Devamla) – Şimdi, bakın, size bir şey söyleyeyim. Burada İsrail meselesini konuşurken bir konuda hassas olmak gerekir, o da şudur: Milletimiz saldırıya uğramıştır ve bunun doğrultusunda Hükûmetin alacağı her türlü kararın, bugün Sayın Başbakanın Mecliste koyduğu tavrın ve bu tavrın getireceği her türlü somut adımın arkasındadır AK PARTİ Grubu ama yanlış olan şudur, bugün buradan çıkması gereken irade şudur: Eleştirileri, eksik görülen yerleri ve diğer meselelerin burada ortaya konulması yani milletin hakkını, hukukunu müdafaa etmek konusunda bir eksiklik görülüyorsa muhalefetin bunu iddia etmesi son derece doğaldır ve gereklidir ama bu mesele konuşulurken, yekvücut bir irade çıkarılması gerekirken, İHH bağımsız mıydı, değil miydi; Hükûmetle ilgisi var mıydı, yok muydu; etnik meselemizin durumu neydi, değildi gibisinden bir tartışmaya girmek, bugün milletin uğradığı bu saldırı karşısındaki hassasiyeti azaltmak sonucunu doğurur. Bugün konuşmamız gereken, İsrail karşısında, terörle mücadelede kaybettiğimiz insanlar karşısındaki terör örgütü karşısında yekvücut olarak, tek bir irade olarak bunu ortaya koymak demektir. Bugün Meclisten çıkması gereken irade bunun daha çok görüşülmesi talep ediliyorsa biz bu iradenin arkasındayız. Daha çok bilgi verilmesi talep ediliyorsa bu süreç dün başlamıştır, Hükûmet toplantılarına devam etmektedir, gerekli kurullar sürekli toplanmaktadır, bir kriz yönetimi şeklinde bu sürdürülmektedir. Üstelik, her iki mesele de terörle mücadele bağlamında ele alınmaktadır, bu kurul tarafından yürütülmektedir. Bundan sonraki adımların nasıl belirleneceği, bundan sonraki adımların nasıl geleceği konusunda Hükûmetimize destek vermek, Hükûmetimizin bu konudaki cesaretini desteklemek durumundayız ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmetin kararlaştıracağı bu karar süreci içerisinde gereken zamanı tanımak ve gereken desteği vermekle mükelleftir.

Bakın, burada başka meseleler konuşulurken önümüze şunlar geliyor: İşte, terörle mücadele bağlamındaki eksikliklerden bahsediliyor, başka şeylerden bahsediliyor. Şimdi, bu konuyu Türkiye Büyük Millet Meclisinde konuştuk, tekrar da konuşuruz fakat ortada şöyle bir tablo var: Muhalefet sözcülerinin bazıları Türkiye Büyük Millet Meclisindeki yaptıkları konuşmalarda, ortaya çıkan terör saldırılarını Hükûmetin politikalarına bağlıyorlar ama unutulmaması gerekir ki aynı politikalar neticesinde terör örgütü de bas bas bağırıyor ki “Tasfiye ediliyoruz.” diye. Ortaya çıkan, askerlerimizin uğradığı saldırılardan iç politika malzemesi yapmayalım diyerek, ondan sonra politika eleştirisi getirmek, bizim terörle mücadele konusundaki irademizi zaafa uğratma sonucu doğurur.

SEVAHİR BAYINDIR (Şırnak) – Netanyahu da öyle söylüyor, terörle mücadele ettiğini söylüyor.

ÖMER ÇELİK (Devamla) – Eleştiriler, eksik görülen yerler, diğer unsurlar… Ama burada etnik meselelerden başka meselelere kadar her meseleyi tartışacağız. Bugün şehit vermişiz; Akdeniz’de, semavi dinlerin tam göbeğinde, bütün dinlerin barış ve kardeşlik mesajı verdiği bir coğrafyada şehit vermişiz. Bu şehitlerin arkasında olduğumuzu, bu şehadet mertebesine ulaşan kardeşlerimizin, milletimizin bu evlatlarının arkasında olduğumuzu tek bir irade olarak ortaya koymak zorundayız.

Bu konuda Hükûmetin atacağı her türlü adım, Hükûmetin ortaya koyacağı her türlü müeyyide arkasında Hükûmet şunu bilmelidir: Tek bir parti, iki parti, üç parti değil, bütün Türkiye Büyük Millet Meclisi arkasındadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi bu konuda, terörle mücadele konusunda da eksiksiz, istisnasız, şerhsiz desteğini vermelidir. İsrail’e olan karşıtlık konusunda, İsrail’e uygulanacak müeyyideler konusunda da eksiksiz tavrını göstermek zorundadır.

ŞENOL BAL (İzmir) – PKK açılımından vazgeçin. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Utanmıyorsun be!

ÖMER ÇELİK (Devamla) – Ciddiye alınacak bir şey yok arkadaşlar.

İsrail’in ortaya koyduğu bu tavır İsrail’i uluslararası sistem nezdinde…

AKİF AKKUŞ (Mersin) – Vazgeçmeyin, beraber hareket edin.

ÖMER ÇELİK (Devamla) – …bir seri katil hâline getirmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

Buyurunuz.

ÖMER ÇELİK (Devamla) – Bakınız, Hükûmete “PKK açılımı yapıyor” diyenler de şunu unutmasınlar: Sizin asmadığınız Apo’nun askerleri saldırıyor bugün askerlerimize.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Yalan söylemeyin.

SÜLEYMAN LÂTİF YUNUSOĞLU (Trabzon) – Niye yalan söylüyorsunuz ya!

ÖMER ÇELİK (Devamla) – Unutmayın bunu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Altında imzanızın olduğu kâğıt… Bunu hak ettiniz. Deminden beri bununla ilgili, İsrail konusunda, terörle mücadele konusunda…

AYLA AKAT ATA (Batman) – AKP sorunu böyle mi çözecek? Siz sorunu çözemezsiniz. Savaş çığırtkanlığı yaparak çözemezsiniz.

ŞENOL BAL (İzmir) – Bu ülkeyi ne hâle getirdiniz?

ÖMER ÇELİK (Devamla) – …burada tek bir irade ortaya çıksın diye hassasiyet gösteriyoruz. Sürekli olarak konuyu aynı yere getiriyorsunuz, iç politika yapmayacağız diyorsunuz, sürekli iç politika yapıyorsunuz.

ŞENOL BAL (İzmir) – Artık istismarlarınız sonuç vermiyor.

ÖMER ÇELİK (Devamla) – Bugün yapılan iş, terörle mücadele konusunda da diğer konularda da Hükûmetin yaptığı iş sizin zaaflarınızı gidermekten ibarettir.

ŞENOL BAL (İzmir) – Maskeniz düştü.

ÖMER ÇELİK (Devamla) – Yüce Meclise saygılar sunarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Çelik.

K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Sayın Başkan…

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – “Benim oğlan mektep okur, döner döner gene okur.” Senin okuman yazman yok mu? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Sakin olun lütfen.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Okuduğunu anlayamıyor musun?

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen sakin olunuz.

Buyurun Sayın Anadol.

K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Efendim, 60’ıncı maddeye göre yerimden çok kısa bir söz istiyorum.

BAŞKAN – Tamam, buyurunuz.

AKİF AKKUŞ (Mersin) – Ben de söz isterim Sayın Başkan 60’ıncı maddeye göre.

IV.- AÇIKLAMALAR

1.- İzmir Milletvekili K. Kemal Anadol’un, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, Gazze’ye insani yardım malzemeleri götüren gemilere İsrail’in yaptığı saldırıyı kınayan bir karar alması gerektiğine ilişkin açıklaması

K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Sayın Başkan, söz verdiğiniz için teşekkür ederim.

Grubumuzun görüşlerini, Cumhuriyet Halk Partisinin görüşlerini Sayın Onur Öymen biraz önce dile getirdi. Diğer partilerin sözcülerini de dikkatle dinledik. Şimdi, kürsüden İsrail’in bu haksız, ahlaksız, uluslararası hukuka aykırı saldırısını kınamakta Türkiye Büyük Millet Meclisinde yer alan bütün parti grupları müttefik durumda, aynı şeyleri söylüyoruz. O zaman, sadece, kürsüde hamasetten öteye gitmek lazım, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu saldırıyı kınayan bir karar alması lazım. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bunu öneriyoruz.

Teşekkür ederim. (CHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Anadol.

Şahsı adına Balıkesir Milletvekili Hüseyin Pazarcı.

Buyurunuz Sayın Pazarcı.

III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)

A) Hükûmetin Gündem Dışı Açıklamaları (Devam)

1.- Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, İskenderun Deniz Üs Komutanlığına bağlı askerî birliğe yapılan terör saldırısı ve Gazze’ye insani yardım malzemeleri götüren gemilere İsrail’in yaptığı saldırıya ilişkin gündem dışı açıklaması ve Bursa Milletvekili Onur Öymen, Mersin Milletvekili Mehmet Şandır, Batman Milletvekili Ayla Akat Ata ve Adana Milletvekili Ömer Çelik’in grupları adına; Balıkesir Milletvekili Hüseyin Pazarcı’nın, şahsı adına konuşmaları (Devam)

HÜSEYİN PAZARCI (Balıkesir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dün iki çok üzücü olay yaşadık. İskenderun’daki saldırıyı kınıyoruz, şehitlerimize rahmet diliyoruz.

Bunun dışında, ben bugün, süremin de kısalığı nedeniyle, İsrail’in insani yardım filosuna saldırması üzerinde söz aldım. En başta İsrail, uluslararası hukuka karşı hiçbir şekilde savunulamayacak bir biçimde bir saldırıda bulunmuştur vatandaşlarımıza karşı ve gemiyle ilgili -bayrağımızı taşıyan gemi diyemiyorum- Komor’la ilgili bir bağlantısından söz etti Sayın Başbakan Yardımcısı.

Şimdi “İsrail hukuken acaba böyle bir hakka sahip miydi, uluslararası hukuk 74 veya 77 mil denilen uzaklıkta -kıyılarından- böyle bir saldırı yapma hakkına sahip miydi, bunun herhangi bir hukuki dayanağı var mı?” diye baktığımızda, durum soğukkanlılıkla eleştirildiğinde, bakıldığında, değerlendirildiğinde şudur: İsrail’in kendi yetki bölgesi olarak tanıdığımız, tanıyacağımız, tanımamız gereken 12 millik kara suyu vardır. Bunun dışında Gazze Şeridi’yle ilgili olarak ise normal olarak bu deniz ülkesi Filistin’e ait olan bir alandır ama Filistin’le yaptıkları Oslo anlaşmaları çerçevesinde, bu çerçevede birtakım yetkilerin sahibi olmuştur. “Oslo 1 Anlaşması” dediğimiz 1993 yılındaki anlaşma çerçevesinde, 8’inci maddesiyle bu yetki alanı iç güvenliği, kamu güvenliğini sağlama konusunda denizde de Filistin yönetimine bırakılırken, dış güvenlik itibarıyla yetkinin İsrail’de olduğu ifade edilmiştir.

Daha sonra, Jeriko Anlaşması adıyla geçen, 1994’te yer alan anlaşmayla bu çerçevede bir yetki devri düzenlemesi de yapılırken, orada, 20 mile kadar olan bir balıkçılık alanı Gazze Şeridi’nde ilan edilmiş -balıkçılık alanı ama- güvenlik bakımından bir iki şeridi İsrail kendi elinde tutmuştur. Onun dışındaki genel dış tehlikelere karşı yetkinin de İsrail’e devredildiğini görüyoruz.

“Oslo 2 Anlaşması” dediğimiz 1995’te yapılan anlaşmayla da, yine, denizden veya havadan gelebilecek yabancı tehdidine karşı bu şeritteki denizle ilgili olarak yetki İsrail’e verilmiştir. Ama dikkatinizi çekmek isterim değerli arkadaşlarım, buradaki yetki sadece ve sadece İsrail’in veya Filistin’in uluslararası hukuk çerçevesinde sahip olacağı alan üzerindedir, bu da kara suyudur. Peki, bunun dışında, dış tehdit algılamasına karşı uluslararası hukuk bazı olanaklar vermekte midir devletlere? “Bitişik bölge” diye bir kavram vardır, göç, malların ülkeye kaçakçılık şekliyle sokulması vesaire, sağlık gibi alanlarda ama o da en fazla 24 mile kadar gidebilmektedir kıyıdan itibaren ve üstelik de bunun ilan edilmiş olması gerekmektedir. İsrail’in ilan edilmiş bir bitişik bölgesi de yoktur. Dolayısıyla, İsrail’in uluslararası hukuk çerçevesinde “uluslararası sular” dediğimiz açık denizde hiçbir şekilde hakkı, hukuku, yetkisi yoktur herhangi bir gemiye saldırmaya, onun seyrini etkilemeye, bir iki -deniz haydutluğu, kölelik gibi olaylar- istisnası dışında, ki burada öyle bir şey yok, insani yardım taşıyan gemidir. Burada, dolayısıyla, İsrail kesin olarak…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

HÜSEYİN PAZARCI (Devamla) – …uluslararası hukuka aykırı bir şekilde davranmıştır; kınıyoruz ve kabul edilmez buluyoruz, Türkiye’nin de bütün haklarını korumasını talep ediyoruz.

Eğer gemi bizim uyruğumuzu, bizim bayrağımızı taşımıyorsa onun üzerindeki iddiaların sahibi biz olamayacağız demektir, bunu özellikle Hükûmete bildirmek istiyorum ama vatandaşlarımızın gördüğü tüm zararların bize karşı hesabının verilmesi gerekmektedir.

Bu çerçevede Hükûmete de şu eleştiriyi getirmek istiyorum: Zamanında İsrail nezdinde gerekli girişimleri daha etkin bir biçimde yapsaydı ve yine, vatandaşlarımız üzerinde gerekli ikna edici yolları kullansaydı, bugün geldiğimiz -olumlu, iyi amaçlı bir sonucu kötü yönettiği için Hükûmet- düştüğümüz duruma düşmeyecektik.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi bağlayınız.

HÜSEYİN PAZARCI (Devamla) – Ve sıfır sorun politikası izleyen Hükûmet, bu çerçevede bölgenin önemli, etkili devletlerinden -severiz, sevmeyiz başka- bir devletle de ilişkilerimizi bu hâle getirmeyecekti.

Tasvip edilmez bir davranış olduğunu, Hükûmet tarafından da, bunu ifade etmek istiyorum. Ama her hâliyle bu eleştirimiz, Türkiye’nin İsrail’e karşı alacağı önlemler bakımından bizi alıkoymamalı.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Pazarcı.

Sayın Özdalga’nın, İç Tüzük 60’a göre biz söz talebi vardır.

Buyurunuz Sayın Özdalga.

IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)

2.- Ankara Milletvekili Haluk Özdalga’nın, Gazze’ye insani yardım malzemeleri götüren gemilere İsrail’in yaptığı saldırıya ilişkin açıklaması

HALUK ÖZDALGA (Ankara) – Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

İsrail’in korkunç saldırısıyla ilgili önemli saydığım bir hususa kısaca değinmek istiyorum.

İsrail güvenlik güçlerinin masum ve savunmasız insanları gözünü kırpmadan katletmesi, pek çok kişinin de ifade ettiği gibi, bu ülkenin saldırgan niteliğini ve kendini uluslararası hukukla bağlı saymadığını bir kez daha gözler önüne serdi ama İsrail’in üzerinde nispeten daha az durulan bir önemli özelliği daha var. Bu menfur olayda da bu özellik güçlü bir şekilde ortaya çıktı. İsrail, aynı zamanda sistematik bir şekilde yalan söyleyen bir ülkedir. Bu, açık toplumlarda sık görülen bir durum değildir. Mesela, dünkü olayla ilgili olarak İsrail Başbakanı, Savunma Bakanı, Dışişleri Bakan Yardımcısı, Genelkurmay Başkanı özetle şunları söylediler: “Konvoyu düzenleyenlerin niyeti insani yardım değildir, amaçları Gazze’ye denetimsiz silah sokmaktır, bu doğrultuda bir koridor açmaktır. El Kaide gibi uluslararası terör örgütleriyle bağlantıları vardır. Şiddeti gemidekiler başlattı. Malzemeleri kontrol ricamızı kabul etmediler. İsrail askerlerine ateş açtılar. Bu olayın olmaması için biz mümkün olan tüm çabayı harcadık, askerlerimiz azami dikkati gösterdi.”

Görüldüğü gibi, İsrail sadece saldırgan ve hukuk tanımıyor değildir, aynı zamanda sistematik bir şekilde yalan söylemektedir. Tıpkı on yıllardır Orta Doğu halklarının topraklarını kuvvet kullanarak çalarken, kadınları ve çocukları öldürürken yaptığı gibi.

Bu kısa konuşmamda işaret etmek istediğim husus şudur: Nükleer silahlardan arındırılmış bir Orta Doğu’ya giden yolda atılacak ilk adımlardan biri olarak bu, saldırgan, fanatik ve sistematik bir şekilde yalan söyleyen ülkenin, yani İsrail’in elindeki nükleer silahlara dönük tesisler uluslararası denetime açılmalıdır.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Özdalga.

Sayın Macit’in bu çerçevede bir söz talebi vardır.

Buyurunuz.

3.- İstanbul Milletvekili Hasan Macit’in, İskenderun Deniz Üs Komutanlığına bağlı askerî birliğe yapılan terör saldırısı ve Gazze’ye insani yardım malzemeleri götüren gemilere İsrail’in yaptığı saldırıya ilişkin açıklaması

HASAN MACİT (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Demokratik Sol Parti olarak İskenderun’da dün meydana gelen terör saldırısını şiddetle kınıyoruz ve şehit olan askerlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz, yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Terör ile ilgili, Hükûmeti, konuşmayı bırakarak daha etkin mücadele etmeye davet ediyoruz.

Aynı şekilde, Akdeniz’de meydana gelen ve İsrail’in yaptığı hunharca saldırıyı da şiddetle kınıyoruz, burada hayatını kaybeden insanlara da Allah’tan rahmet diliyoruz ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz.

İsrail saldırısının görüşüldüğü Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplantısından çıkan bildiri, boş bir bildiridir. İsrail Hükûmetinin uluslararası hukuku pervasızca çiğnemesi karşısında uluslararası toplum yetersiz kalmıştır. Türkiye, uluslararası toplumu daha etkili bir şekilde devreye sokacak girişimlerde bulunmalıdır. İsrail Hükûmeti, en kısa sürede tüm yolcuları ve mürettebatı serbest bırakmalı, yaralıları ülkelerine ulaştıracak önlemleri almalıdır; insani yardımları yerine ulaştırmasını, Türkiye'den ve uluslararası camiadan özür dilemesini, Gazze’ye uyguladığı kuşatmayı kaldırmasını, politikalarını barışa yönelik inşa etmesini talep ediyoruz. Birleşmiş Milletlerin bağımsız bir komisyon vasıtasıyla bu uluslararası suçun faillerinin ortaya çıkarılması ve cezalandırılması için Hükûmeti daha etkin politika izlemeye de davet ediyoruz.

AKP’nin sekiz yıldır uyguladığı dışa yönelik politikasının bu olayda Türkiye lehine sonuçlanacak şekilde bir tutum izlemesi gerekir, bu bir sınav olacaktır AKP dış politikası konusunda diyor, hepinize saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Macit.

Son olarak, gene aynı çerçevede, Sayın Akkuş.

4.- Mersin Milletvekili Akif Akkuş’un, İskenderun Deniz Üs Komutanlığına bağlı askerî birliğe yapılan terör saldırısı ve Gazze’ye insani yardım malzemeleri götüren gemilere İsrail’in yaptığı saldırıya ilişkin açıklaması

AKİF AKKUŞ (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

İskenderun’daki hain saldırıyı ve İsrail saldırısını şiddetle kınıyor, şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum.

Gemilere saldıranlar belli. Türk askerine saldıranlar kim? Bu saldırıyı yapanlar ne oldu, nereye gitti? 70 milyon vatandaşımızın dinlendiği ülkemizde teröristler dinlenemiyor mu? İstihbarat teşkilatlarımız ve mahkemelerimiz bunca gizli tanık kullanabilirken teröristleri takip edemiyor mu? Diyelim ki bunlar önceden tespit edilemedi, olaydan sonra da mı takip edilemiyor? Gelişen bunca teknolojiye ve yapılan bunca yatırıma rağmen olayı yapanların yakalanamaması vatandaşın devletine güvenini sarsmaktadır. Buna kimsenin hakkı yoktur. Devletimiz bunların üstesinden gelecek güçtedir ancak olay yanlış yorumlanmamalı ve üzerine gerçekten gidilmelidir. Kimse sahte kahramanlığa soyunmasın ve olay İsrail saldırısına imalı bir şekilde bağlanmasın. Suçlular bir an önce bulunsun ve yakalansın. Bunun için daha etkili bir istihbarat ağı kurulması gerekir diyor, saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Akkuş.

Sayın milletvekilleri, gündeme geçiyoruz.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

Sunuşlara geçmeden önce, Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu, gündemin “Sözlü Sorular” kısmında yer alan sorulardan 1, 351, 357, 362, 375, 405, 423, 446, 455, 457, 458, 461, 462, 465, 466, 467, 470, 477, 478, 479, 487, 497, 498, 523, 530, 558, 603 ve 613’üncü sıralardaki soruları birlikte cevaplandırmak istemişlerdir. Sayın Bakanın bu istemini sırası geldiğinde yerine getireceğim.

Şimdi, Meclis araştırması açılmasına ilişkin dört önerge vardır, ayrı ayrı okutuyorum:

V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin, snav merkezli eğitim sisteminin yol açtığı sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/729)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Millî Eğitim Bakanlığının sınav merkezli eğitim sisteminin açtığı sorunların araştırılması amacıyla Anayasa’nın 98, İçtüzüğün 104 ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz ederim.

1) Selahattin Demirtaş                    (Diyarbakır)

2) Gültan Kışanak                          (Diyarbakır)

3) Ayla Akat Ata                            (Batman)

4) Bengi Yıldız                               (Batman)

5) Akın Birdal                                (Diyarbakır)

6) Emine Ayna                               (Mardin)

7) Fatma Kurtulan                          (Van)

8) Hasip Kaplan                             (Şırnak)

9) Hamit Geylani                            (Hakkâri)

10) İbrahim Binici                          (Şanlıurfa)

11) M. Nuri Yaman                        (Muş)

12) Mehmet Nezir Karabaş            (Bitlis)

13) Mehmet Ufuk Uras                  (İstanbul)

14) Osman Özçelik                         (Siirt)

15) Özdal Üçer                               (Van)

16) Pervin Buldan                          (Iğdır)

17) Sebahat Tuncel                         (İstanbul)

18) Sevahir Bayındır                      (Şırnak)

19) Sırrı Sakık                                           (Muş)

20) Şerafettin Halis                         (Tunceli)

Gerekçe:

Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yaz boz tahtasına dönüştürülen eğitim sisteminde 2005 yılında köklü değişiklikler yapıldı. İlköğretim müfredatı değiştirildi. Millî Eğitim Bakanlığı, katı davranışçı programdan bilişsel ve yapılandırmacı bir yaklaşıma, öğretmen merkezli geleneksel modelden öğrenci merkezli sisteme geçildiğini belirtti. Fakat bugün herkesin bildiği bir gerçek varsa o da, ülkemizde eğitim sistemi, ilköğretimden başlayarak üniversite sonrasına kadar, kelimenin tam anlamıyla sınav merkezli hale getirilmiş olduğu gerçeğidir. Bir öğrenci ilköğretimden yükseköğretim sonuna kadar 16 yıllık eğitim hayatı boyunca yaklaşık 750 zorunlu sınava giriyor. Bu sayıya deneme sınavlarını, testleri, ara sınavları da eklediğimizde sayı üç dört katına çıkmaktadır.

Öğrenciler ilköğretime adım attıkları günden itibaren sınav stresi ile karşı karşıya kalmakta ve birbirleri ile kıyasıya yarıştırılmaktadırlar. Özellikle dördüncü sınıftan itibaren, bu sınavlar öğrencilerin bilişsel, duyuşsal ve bedensel gelişimini sekteye uğratacak kadar yoğunluk kazanmaktadır. Oyun oynaması, kendi yeteneklerini keşfedip bunları geliştirecek sosyal, kültürel ve sporsal aktivitelerde bulunması gereken çocuklar ve gençler yaşamlarını sınav kabusu ile geçirmektedirler. Başarıyı salt sınav başarısı olarak algılanması ve bütün sistemin sınavlara göre kurgulanması çocukların ve gençlerin daha küçük yaşlarda yeteneklerinin körelmesine, çok iyi müzisyen, ressam, sporcu, edebiyatçı olabilmelerinin önü tıkanmaktadır. Öğrenciler okul dışı zamanlarının neredeyse tamamını, dershaneler, çözmek zorunda olunan testler ve hazırlamak zorunda olunan proje ve performans ödevleri ile harcamaktadırlar. İşbirliği, dayanışma, paylaşma yerini tamamen eşitsizlikler üzerine kurulu bir rekabete bırakmıştır. Bütün bunların sonucu olarak öğrencilerin psikolojileri altüst olmaktadır. Son zamanlarda çocuk psikiyatrilerine başvuruda patlama yaşanmıştır. Öğrencilerde psikosomatik rahatsızlıkların görülme sıklığı had safhaya ulaşmıştır. Sınav stresi ve rekabet duygusu sadece öğrencileri değil velileri, aileleri de aynı ölçüde etkilemektedir.

Sınav sistemi eğitimin özelleştirilmesinin ve piyasa açılmasının kapılarını açmaktadır. Sınava hazırlanmak zorunda olan milyonlarca öğrencinin dershanelere, özel kurslara, sınava hazırlık kitaplarına para akıtması beklenmektedir. Dershane sayılarında patlama yaşanmıştır. Seviye Belirleme Sınavı (SBS) öğrencileri okula bağlamak ve dershanelere olan ilgiyi azaltmak iddiasıyla lanse edilmiş olmasına rağmen son iki yılda özel ders ve dershanelere olan ilgi azalmak bir tarafa hiç olmadığı kadar yoğunlaştırmıştır.

Sınav sistemi bir yandan çocuk ve gençlerimizin kimyasını bozarken, diğer yandan velilerimizin bütçesine büyük yükler getirmektedir Sınavların en önemlisi ve belirleyicisi olan SBS ve ÖSS'ye hazırlanmanın maliyeti bir hayli ağırdır. Yapılan araştırmalara göre bir velinin öğrencisini bu sınavlara hazırlama maliyeti 4. sınıfta 1.300, 5. sınıfta 1.500, 6. sınıfta 2 bin 800, 7. sınıfta 3 bin 300, 8. sınıfta 3 bin 800 TL'yi bulmaktadır. Yani SBS'ye hazırlanmanın maliyeti toplam 12. bin 700 TL'yi buluyor. ÖSS'ye hazırlanmanın bedeli ise 9. sınıfta 4 bin, 10. sınıfta 4 bin, 11. sınıfta 4 bin 500, 12 sınıfta 6 bin toplamda 18 bin 500 TL'dir.

Sınav sistemi okulu ve öğretmeni özne durumundan nesne durumuna düşürmüştür. Sınavların varlığı, sayısının sürekli artması okul dışı kurumlara yönelimi artırmaktadır Eğitimde eşitsizlik derinleşmekte, eğitimin herkes için ulaşılabilir bir hak olması zorlaşmaktadır İlköğretimden başlayarak giderek artan sınav işkencesine artık bir son verilmeli, çocuk ve gençlerimiz en kısa sürede sınav cenderesinden kurtarılmalıdır.

Sınav merkezli eğitim sisteminin başta öğrenciler olmak üzere, velilere ailelere ve ülkenin geleceğine verdiği zararların neler olduğu ve piyasacı/sınav merkezli eğitim sisteminin nasıl tasfiye edileceğinin araştırılıp ortaya konulması amacıyla meclis çatısı altında kurulacak bir komisyon kurulması gerekmektedir.

2.- Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin, yolsuzlukla mücadelede alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/730)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

"Yolsuzlukla Mücadele" konusunda gerekli çalışmaların yapılması için Anayasanın 98'inci, İçtüzüğün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırması açılmasını arz ve talep ederiz. 01.04.2010

1) Selahattin Demirtaş                    (Diyarbakır)

2) Gültan Kışanak                          (Diyarbakır)

3) Ayla Akat Ata                            (Batman)

4) Bengi Yıldız                               (Batman)

5) Akın Birdal                                (Diyarbakır)

6) Emine Ayna                               (Mardin)

7) Fatma Kurtulan                          (Van)

8) Hasip Kaplan                             (Şırnak)

9) Hamit Geylani                            (Hakkâri)

10) İbrahim Binici                          (Şanlıurfa)

11) M. Nuri Yaman                        (Muş)

12) Mehmet Nezir Karabaş            (Bitlis)

13) Mehmet Ufuk Uras                  (İstanbul)

14) Osman Özçelik                         (Siirt)

15) Özdal Üçer                               (Van)

16) Pervin Buldan                          (Iğdır)

17) Sebahat Tuncel                         (İstanbul)

18) Sevahir Bayındır                      (Şırnak)

19) Sırrı Sakık                                           (Muş)

20) Şerafettin Halis                         (Tunceli)

Gerekçe:

Türkiye'de 81 il özel idaresi, 3 bin 226 belediye, 34 bin 600 köy, binin üzerinde mahallî idare birliği, bünyesinde bilinmeyen sayıda işletme, çoğunluğu belediyelere ait bine yakın şirket, 50'ye yakın vakıf, yine bilinmeyen sayıda döner sermaye ve fon bulunuyor. Belediyelerde şirketler hariç 450 bin, özel idarelerde 10 bin personel istihdam ediliyor. Böyle bir kamu örgütlenmesini merkeziyetçi anlayışla yürütmek mümkün değil. Mali yapı karmaşık ve verimsiz, yerel vergi tabanı düşük, Hazine'nin belediyelerin dış borçlanmasına sağladığı garantiler mali disiplini bozuyor, belediyelerde sağlıklı bir borç yönetimi bulunmamaktadır.

Dünya Bankası desteğiyle Hazine'de yürütülmekte olan "Türkiye'de kamuda etkin yönetimin sağlanması ve yolsuzluğun önlenmesine yönelik reform ve politikalar" konulu çalışmada yolsuzlukla mücadeleye dönük 16 değişik alan belirlendi. Bu konularda mevcut durum ve yapılması gerekenler de detaylı bir şekilde ortaya kondu. Yapılan çalışma sonucu; yolsuzlukla mücadele mevzuatının caydırıcı olmadığı, kamuda ücret adaletsizliği yaşandığı, kara para takibinin zor olduğu, ihale, personel rejimi, denetim, sağlık, gümrük, mahallî idare reformlarının yapılmasının zorunlu olduğu belirtilmektedir.

AB 2009 İlerleme raporunda, yolsuzlukla mücadele konusunda sınırlı ilerleme kaydedildiği, Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu (GRECO) tavsiyelerinin dikkate alınmasına, kamu görevlileri etik kurulunun etkili çalışmadığı, milletvekili dokunulmazlıklarının yolsuzluklara ilişkin davalarda sınırlandırma getirdiğine dikkat çekilmektedir.

Türkiye'nin kamu muhasebe sistemi ihtiyaca cevap veremez hâle gelmiştir. Bütçenin bir yansıması olarak aşırı derecede bölük pörçük bir görüntü sergilenmekte, zamanında ve kapsamlı bilgi sunmada yetersiz kalınmaktadır.

Kamu Satın alma (İhale) Sistemi Reformu yeterli değildir. Bütçenin kapsam ve şeffaflığının, uygun politikaların üretilmesine ve performans değerlendirmesi yapmaya olanak verecek şekilde genişletilmesi: Mevcut bütçe yapısı, kamu gelir ve harcamalarının önemli bir bölümünü dahi kapsamıyor.

Türkiye'de kamu hizmetlerinin yapısı ve işlevleri ekonominin gelişme hızını yakalamamaktadır. Kamuda ücretler, rekabet esasına göre belirlenmemekte ve eğitim fırsatları sınırlı kalmaktadır.

Kamu denetimi uluslararası standartlara göre yetersiz kalıyor. İdari denetime ağırlık veriliyor, performansa ya çok az ya da hiç önem verilmiyor. Uluslararası standartlara uygun bir denetim reform programı geliştirilmedi. Bankacılığa ilişkin yasal, düzenleyici ve uygulamaya yönelik sistem yetersizdir.

Türkiye'deki sağlık hizmetleri çok karmaşık bir yapıda ve ihtiyacı etkin şekilde karşılamaktan uzaktır. Sağlık hizmetlerine erişimde eşitsizlikler gözlenmekte, kaynaklar verimsiz            kullanılmakta, yönetimde etkinlik sağlanamamaktadır. Gümrük teşkilatının yeniden yapılanması, işlemlerin kolaylaştırılması, gümrüklerde etkin denetimin sağlanması, bilgisayar ağının güçlendirilmesi ve gümrük kapılarının modernize edilmesi gerekli.

Cumhuriyet Başsavcılıkları ve mahkemelerin iş yükü fazlalığı ve uzmanlaşmanın eksikliği, soruşturma ve davaların makul sürede sonuçlandırılmasını engelliyor. Yargıtay'da iş yükü nedeniyle binlerce dava zamanaşımına uğramıştır.

Mahkemeler, Cumhuriyet Başsavcılığı ve kolluk teşkilatı çağdaş düzeyde yapılandırılmadığı, ekonomik ve mali suçlarda uzmanlaşmaya gidilmediği için; ilgili birimler teknik donanım, personel bakımından yetersizdir.

Kara paranın aklanması ile etkin mücadele yapılamamaktadır. Kurumların bünyelerinde merkezî veri tabanı bulunmayışı tam ve zamanında bilgi edinmeyi engelliyor, mal varlıklarının takibini zorlaştırıyor. Kara para konusunda Mali Suçlar Araştırma Kurumu yapılanmasından kaynaklanan sorunlar da vardır.

Bu nedenlerle, yolsuzlukla mücadele için; Meclis Araştırma komisyonu kurulmasında yarar bulunmaktadır.

3.- Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin, insan hakları savunucularının karşılaştıkları engellerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/731)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İnsan hakları savunucularının çalışmalarını sürdürürken, karşılaştıkları engellerin kaldırılması, iş, görev ve sorumluluklarını daha rahat ve kolaylıkla yerine getirebilmeleri için alınması gereken önlemler ile kamu kurum ve kuruluşlarının bu konuda nasıl davranması gerektiğinin tespiti için Anayasanın 98'inci, İçtüzük'ün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasını saygıyla dilerim. 01.04.2010

1) Selahattin Demirtaş                    (Diyarbakır)

2) Gültan Kışanak                          (Diyarbakır)

3) Ayla Akat Ata                            (Batman)

4) Bengi Yıldız                               (Batman)

5) Akın Birdal                                (Diyarbakır)

6) Emine Ayna                               (Mardin)

7) Fatma Kurtulan                          (Van)

8) Hasip Kaplan                             (Şırnak)

9) Hamit Geylani                            (Hakkâri)

10) İbrahim Binici                          (Şanlıurfa)

11) M. Nuri Yaman                        (Muş)

12) Mehmet Nezir Karabaş            (Bitlis)

13) Mehmet Ufuk Uras                  (İstanbul)

14) Osman Özçelik                         (Siirt)

15) Özdal Üçer                               (Van)

16) Pervin Buldan                          (Iğdır)

17) Sebahat Tuncel                         (İstanbul)

18) Sevahir Bayındır                      (Şırnak)

19) Sırrı Sakık                                           (Muş)

20) Şerafettin Halis                         (Tunceli)

Gerekçe:

Dünyada ve Ülkemizde sürmekte olan insan hakları ihlalleri, uzun yıllardan beri gündemdedir. İhlallerin ortadan kalkması, ihlal edenlerin cezalandırılması, devlet ve toplumların insan haklarına dayalı hukuk sistemi oluşturmaları için insan hakları savunucuları çok zorlu bir mücadele yürütmektedir.

Bu mücadele sırasında yaşamını yitirme, hapse atılma, baskı görerek yurdunu terk etme gibi uygulamalar insan hakları savunucuları için adeta sıradan hale gelmiştir.

"İnsan haklarının öznesi herkestir" ilkesiyle hareket eden hak savunucuları, din, mezhep, dil, ırk, renk, ülke, milliyet, etnik köken, cinsiyet, cinsel kimlik, siyasi ve felsefi düşünce ve benzeri ayrım yapmadan bütün insan hakları ihlallerini önlemek ve ihlale uğrayan kişilere yardım için çabalamaktadır. Bundan dolayı, insan hakları savunucuları bu sorumluluğu yerine getirirken bütün iktidar ve güç odakları ile çatışma içine girebilmektedir.

Bu konuda harekete geçen Birleşmiş Milletler 1998 tarihinde İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesini yayınlamıştır.

Bu bildirgenin girişinde yer alan: …Tüm insan hakları ihlallerinin, halkların ve kişilerin temel özgürlüklerinin, Apartheid, her çeşit ırk ayrımcılığı, sömürgecilik, yabancı hakimiyeti veya işgali, ulusal egemenlik, ulusal birlik veya toprak bütünlüğüne yönelik saldırı ve tehditten, aynı zamanda halkların kendi geleceğini belirleme hakkı ile her halkın kendi zenginlikleri ve doğal kaynakları üzerinde tam ve eksiksiz olarak egemenlik hakkının reddedilmesinden kaynaklanan haklar gibi yoğun, açık veya sistematik ihlallerin fiili olarak ortadan kaldırılmasında uluslararası işbirliğinin oynadığı önemli rolü ve bunlara katkıda bulunan birey, grup ve derneklerin yerine getirdikleri son derece yararlı çalışmaları tanıyarak, …İnsan hakları ve temel özgürlükleri koruma ve geliştirme temel sorumluluğu ve ödevinin devlete düştüğünün altını çizerek, …ibareleri, Birleşmiş Milletlerin insan hakları savunucularının varlığını ve çalışmalarını tanıdığının ve koruma altına aldığının açık bir göstergesidir. Aynı bildirgenin 12. maddesi ise:

1- Herkesin, bireysel olarak ve başkalarıyla birlikte, insan hakları ve temel özgürlüklerin ihlaline karşı mücadele etmek için barışçıl etkinliklere katılmaya hakkı vardır.

2- Devlet, bu bildirgede amaçlanan hakların meşru kullanımı çerçevesinde şiddet, tehdit, misilleme eylemi, fiili veya hukuksal ayrımcılık, baskı veya diğer keyfi hareketlere karşı, bireysel olarak ve başkalarıyla birlikte hareket eden tüm kişilerin yetkili otoritelerce korunması için gerekli tüm önlemlerin alınmasını dikkatle izler.

Bu bakımdan, herkes, bireysel olarak ve başkalarıyla birlikte, barışçı yollarla, insan haklarının ve temel özgürlüklerin ihlaline neden olan ve devletin ihmali olan durumlar da dahil olmak üzere, devlete isnat edilebilen etkinlik ve eylemlerle birlikte başka grup ve bireylerce işlenmiş insan hakları ve temel özgürlüklerin kullanılmasıyla ilgili şiddet eylemlerine karşı tepki gösterdiğinde, ulusal yasalarca etkin biçimde korunmaya hakkı vardır.

Diyerek, korunma hakkının çerçevesini ve gerekliliğini belirtmiştir.

Bu bildirgenin çizdiği çerçevede İçişleri Bakanlığı 2004-139 sayılı bir genelge yayınlamıştır. Bu genelgede Bakanlık "İnsan Hakları Savunucuları Rehberi" hazırlandığından söz ederek "Hükümet ve Bakanlığımız, insan hakları savunucuları konusunda Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği tarafından geliştirilen bu düşünce ve yaklaşımı paylaşmaktadır… Bu çerçevede:

"Valilik ve kaymakamlıklar il ve ilçelerindeki kamu kurum ve kuruluşların, İnsan Haklarının geliştirilmesini amaç edinen ve bu doğrultuda çalışan birey ve sivil toplum kuruluşları… ile ilişkilerinde Rehberin içeriğine ve ruhuna uygun hareket etmelerini sağlayacaklar ve her türlü kolaylığı göstereceklerdir… Özellikle kolluk uygulamaları esnasında kolluk görevlilerinin belirtilen kişi, grup ve/veya kuruluşlara yönelik işlem ve eylemlerinde belgede yer alan ilkelere uygun davranmaları sağlanacaktır." demektedir.

Ancak yasal ve idari bu düzenlemelere karşın insan hakları savunucuları tutuklamadan, baskıdan ve engellenmekten kurtulamamaktadır.

Bu durumun giderek hızla arttığı görülmektedir. Örneğin, İnsan Hakları Derneği Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Av. Muharrem Erbey, İnsan Hakları Derneği Siirt Şube Başkanı Vetha Aydın, İHD Rize eski Şube yöneticisi Gazeteci Gencağa Karafazlı tutukludur. İHD Adana Şubesi eski Başkanı Ethem Açıkalın, İHD Bursa Şubesi Eski Başkanı Abdülkadir Akyol, İHD MYK üyesi Av. Filiz Kalaycı (8 aya yakın tutuklu kalmış) ve Av. Hasan Anlar, İHD Onur Kurulu üyesi Yüksel Mutlu (6 aya yakın tutuklu kalmış) onlarca yıl hapis cezası istemi ve gerçek dışı iddialarla yargılanmaktadırlar. Daha onlarca sayıda insan hakları savunucusu hakkında yüzlerce soruşturma ve davalar devam etmektedir. Öyle ki, kimileri Türkiye'yi terk etmek durumunda kalmıştır.

Oysa uluslararası sözleşmeler ve bildirgelerin yanı sıra İçişleri Bakanlığı genelgesi gereğince insan hakları savunucuların görevlerini yerine getirirken korunması ve kolaylık sağlanması gerekmektedir.

Bu çerçevede, insan hakları savunucularının çalışmalarını sürdürürken, karşılaştıkları engellerin kaldırılması, iş, görev ve sorumluluklarını daha rahat ve kolaylıkla yerine getirebilmeleri için alınması gereken önlemler ile kamu kurum ve kuruluşlarının bu konuda nasıl davranması gerektiğinin tespiti için Meclis Araştırma Komisyonu kurulması yerinde olacaktır.

4.- Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin, yatılı ilköğretim bölge okullarındaki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/732)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Yatılı İlköğretim Bölge Okullarında yaşanan ve Yatılı İlköğretim Bölge Okullarının yol açtığı sorunların araştırılması amacıyla Anayasa'nın 98, İçtüzüğün 104 ve 105'inci Maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz ederiz.

1) Selahattin Demirtaş                    (Diyarbakır)

2) Gültan Kışanak                          (Diyarbakır)

3) Ayla Akat Ata                            (Batman)

4) Bengi Yıldız                               (Batman)

5) Akın Birdal                                (Diyarbakır)

6) Emine Ayna                               (Mardin)

7) Fatma Kurtulan                          (Van)

8) Hasip Kaplan                             (Şırnak)

9) Hamit Geylani                            (Hakkâri)

10) İbrahim Binici                          (Şanlıurfa)

11) M. Nuri Yaman                        (Muş)

12) Mehmet Nezir Karabaş            (Bitlis)

13) Mehmet Ufuk Uras                  (İstanbul)

14) Osman Özçelik                         (Siirt)

15) Özdal Üçer                               (Van)

16) Pervin Buldan                          (Iğdır)

17) Sebahat Tuncel                         (İstanbul)

18) Sevahir Bayındır                      (Şırnak)

19) Sırrı Sakık                                           (Muş)

20) Şerafettin Halis                         (Tunceli)

Gerekçe:

1739 sayılı "Milli Eğitim Temel Kanunu"nun 25’inci maddesi ve 222 sayılı "'İlköğretim ve Eğitim Kanunu”nun 9'uncu maddesi hükümleri gereğince; nüfusu az ve dağınık olan yerleşim birimlerinde bulunan ilköğretim çağındaki çocuklar ile maddi olanaklardan yoksun ailelerin çocuklarına çağdaş ortamlarda eğitim vermek amacıyla yatılı bölge okulları (YİBO) ve pansiyonlu ilköğretim okulları (PİO) açılmıştır. Fakat PİO'ların tamamı zamanla YİBO'ya dönüştürüldü. Şu an Türkiye'de bu amacı gerçekleştirmek üzere kurulu bulunan 589 YİBO bulunmaktadır. Bu okulların toplam kapasitesi 204.919 olup, 2008-2009 öğretim yılı itibarı ile 58.222'si kız, 92.108'i erkek olmak üzere toplam 150.330 öğrenci eğitim-öğretim görmektedir.

Hazırlanan raporlar, yapılan bilimsel araştırmalar, öğretmen, öğrenci, veli gözlemleri ve deneyimleri, sendikaların açıklamaları ve medyaya yansıyan haberlerden anlaşıldığı üzere YİBO'lar yukarıda belirtilen "çağdaş ortamlarda eğitim verme" amacından çok uzak bir durumda olup tamamen sorunlar yumağına dönüşmüş durumdadır.

Ailelerinden yedi yaşında koparılan, anne-baba sevgisinden, sıcak bir aile ortamından yoksun bırakılan bu öğrencilerin yaşadıkları en büyük sorun uyum problemidir. Uyum sağlayamayan öğrenciler okuldan kaçmak istemektedirler. Bingöl'de yatılı okuldan kaçtığı için donarak can veren yedi küçük çocuğumuz acısı hâlâ unutulmuş değildir. Son olarak Uşak'ın Eşme ilçesindeki YİBO'da okuyan 10 yaşındaki Umut Balık'ın kaybolma olayı, yatılı okullar sorununu bir daha gündeme taşımıştır.

YİBO'larda okuyan öğrencilerde çeşitli davranış bozuklukları görülmektedir. Bazı öğrencilerin çok sinirli ve saldırgan olduğu, bazılarının utangaç, pasif, içine kapanık olduğu görülmektedir. Okullarda disiplin uygulamasının katı olduğu, öğrencilere yeterli rehberlik hizmeti verilmediği belirtilmektedir.

YİBO’larda yaşça büyük olan öğrencilerin küçükler üzerinde zaman zaman cinsel tacizleri olduğu, bunun yetkililerce nadiren fark edildiği görüşmelerde ifade edilmektedir. Malatya'da yatılı okulda okuyan 13 yaşındaki kız çocuğunun hamile kalması olayı bizlere YİBO'larda yaşanan olayın sadece tacizle sınırlı kalmadığını göstermektedir. Diğer bir sorun da yaşanan şiddet olaylarıdır. Aynı köyden ve bölgeden gelen öğrenciler gruplaşarak diğer öğrenciler ile sürekli çatışma içinde oldukları da vurgulanmaktadır. Okulda yaşanan bu sorunlar çocuklarda ciddi davranış bozukluklarına neden olmakta, bu davranış bozuklukları çocuğun yaşamını ve başarısını ciddi bir şekilde etkilemektedir. Yapılan birçok araştırma; yatılı okulda okuyan öğrencilerin başarılarının, tutumlarının, vücut kompozisyon değerlerinin yatılı olmayan öğrencilere göre çok düşük olduğunu ortaya çıkarmıştır.

Ülkemizdeki Yatılı İlköğretim Bölge Okullarının bir çoğunun alt yapıları yetersiz, sınıf mevcutları kalabalıktır. Okulların fiziksel koşulları, bulundukları yörenin gelişmişlik düzeyine göre farklılık gösterse de çok amaçlı salon, dinlenme ve oyun alanları ile spor salonları yetersizdir. Yatakhanelerde hâlâ koğuş sisteminin var olması önemli bir sorundur.

YİBO'larda öğrencilerin beslenme olanaklarının yetersiz olduğu, okullarda sağlık görevlisi ya da hemşirenin olmadığı, kışın ısınma sorunlarının yaşandığı görülmüştür. Yardımcı hizmetleri yürüten şoför, hizmetli, bekçi, kaloriferci, kütüphane memuru, aşçı vb. personelin yeterli olmadığı görülmektedir

YİBO'ların yarattığı bölgesel ve sınıfsal eşitsizlikler de tartışılmaktadır. Daha çok bu okullarda yapılan yardımlar nedeniyle yoksul ailelerin çocukları bu okullara yönelmektedir. Eğitim seviyesi yüksek velilerin çocuklarını bu kurumlara yollamadığı bilinmektedir.

YİBO'ların özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yoğunlaşmış olmaları (%44,5) çoğunun yerleşim birimlerinden uzak, çevreden kopuk, halkla bağlantısının neredeyse yok denecek kadar az olması, birçok okulun askerî kurumlar ve askerler ile iç içe olması büyük bir sorun teşkil etmektedir. Bu okullarda öğrencilerin tek tipleştiği ve kendi kültürlerine, dillerine yabancılaşarak asimile oldukları birçok araştırmacı tarafından belirtilmektedir. Kürtlerin, Lazların, Süryanilerin ve diğer halkların çocuklarının ailelerinden koparılarak asimile edilmesi bir insanlık suçudur.

Yukarıdaki tüm açıklamalardan, tam bir sorunlar yumağına dönüşmüş olan YİBO'ların alternatifsiz olmadığı, aksine yukarıda sayılan sorunların doğal nedeni olduğu anlaşılmaktadır. YİBO'larda yaşanan sorunların mecliste kurulacak bir komisyon tarafından etraflıca araştırılıp incelenmesi gerekmektedir.

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler sırası geldiğinde yapılacaktır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının üç tezkeresi vardır, ayrı ayrı okutup oylarınıza sunacağım.

B) Tezkereler

1.- TBMM Millî Savunma Komisyonu üyelerinden oluşan bir Parlamento heyetinin, Kore Cumhuriyeti Ulusal Meclisinin Kore Cumhuriyeti’ne davetine icabet etmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1197)

                                                                                                               28/05/2010

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

TBMM Millî Savunma Komisyonu Üyelerinden oluşan bir Parlamento Heyeti, Kore Cumhuriyeti Ulusal Meclisi tarafından, Kore Cumhuriyeti’ne davet edilmektedir.

Söz konusu davete icabet edilmesi hususu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanun’un 6. Maddesi uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulur.

                                                                                                         Mehmet Ali Şahin

                                                                                                Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                                                                                                 Başkanı

BAŞKAN – Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Diğer tezkereyi okutuyorum:

2.- Avrupa Parlamentosu, İspanya Parlamentosu ve Senatosu Başkanlarının, Brüksel’de düzenlenecek olan Ortak Parlamento Toplantısına davetine Türkiye Büyük Millet Meclisinden bir Parlamento heyetininin icabet etmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1198)

                                                                                                               28/05/2010

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Avrupa Parlamentosu, İspanya Parlamentosu ve Senatosu Başkanları 7-8 Haziran 2010 tarihleri arasında Brüksel'de düzenlenecek olan "21. Yüzyıl Avrupa Enerji Topluluğu'na Doğru" konulu Ortak Parlamento Toplantısına Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden bir Parlamento Heyetini davet etmektedir.

Söz konusu davete icabet edilmesi hususu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış ilişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 Sayılı Kanun'un 9. Maddesi uyarınca Genel Kurul'un tasviplerine sunulur.

                                                                                                         Mehmet Ali Şahin

                                                                                                Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                                                                                                 Başkanı

BAŞKAN – Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Üçüncü tezkereyi okutuyorum:

3.- Cenevre’de yapılacak olan Uluslararası Çalışma Örgütü’nün Genel Konferansına katılacak olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’e, siyasi parti gruplarını temsilen bir Parlamento heyetinin refakat etmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1199)

                                                                                                               28/05/2010

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Ömer Dinçer, 13-18 Haziran 2010 tarihleri arasında Cenevre'de yapılacak olan Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 99. Genel Konferansı'na katılacaktır.

Anılan konferansta, Sayın Bakan'a Siyasi Parti Gruplarını temsilen bir parlamento heyetinin refakat etmesi öngörülmektedir.

Milletvekillerimizin söz konusu konferansa katılması hususu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış ilişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 Sayılı Kanun'un 8. Maddesi uyarınca Genel Kurul'un tasviplerine sunulur.

                                                                                                         Mehmet Ali Şahin

                                                                                                Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                                                                                                 Başkanı

BAŞKAN – Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Şimdi de İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınma önergesi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

C) Önergeler

1.- Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünületepe’nin, (2/302) esas numaralı Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/217)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Plan ve Bütçe Komisyonunda bulunan (2/302) esas numaralı, 5449 Sayılı Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifim, üzerinden 45 günden fazla zaman geçmesine rağmen görüşülmemiştir. Teklifimin İçtüzüğün 37'nci maddesine göre doğrudan Genel Kurul gündemine alınması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                            Halil Ünlütepe

                                                                                                           Afyonkarahisar

BAŞKAN – Teklif sahibi olarak Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepe. (CHP sıralarından alkışlar)

Buyurunuz Sayın Ünlütepe.

HALİL ÜNLÜTEPE (Afyonkarahisar) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Biraz önce Sayın Kâtip tarafından da belirtildiği gibi, süresi içinde komisyonda görüşülmeyen bir kanun teklifinin doğrudan gündeme alınması amacıyla söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un Ek 1 İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflaması listesinde ilimiz Kütahya, Manisa ve Uşak grubunda bulunurken bu gruptan çıkartılarak Antalya, Burdur, Isparta grubuna dâhil edilmesi amaçlanmaktadır bu kanun teklifiyle.

Bölge birimlerinin tespiti ve sınıflandırılmasında illerin ekonomik potansiyeli ve potansiyelin en doğru şekilde kullanılabileceği bölgeler göz önüne alınmamıştır. Afyonkarahisar bu düzey bölgelerinden Manisa, Uşak ve Kütahya ile TR33 düzey bölgesine alınmıştır. İlimizin sosyoekonomik açıdan bağlantısının yeterli olmadığı illerle birlikte sınıflandırılması olumlu görülmemektedir. Afyonkarahisar’ın ekonomik ve kurumlar arası iş birliği anlamında bu illerle ilişkileri son derece zayıftır. İlimizin ihtiyaçları, öncelikleri göz önüne alındığında bölgesel olarak uygun proje üretme, uygulama kapasitesi değerlendirildiğinde Antalya, Isparta ve Burdur illeriyle birlikte değerlendirildiğinde daha sağlıklı olacağı kanaatindeyim.

Bu konuyla ilgili olarak geçen dönem Antalya BAGEV bölgesinde, Dinar ilçemizde ticaret ve sanayi odası başkanlığının yaptığı toplantıya, Antalya, Burdur, Isparta illerimizin valileri, ticaret ve sanayi odası başkanları geniş bir boyutta katılmıştır ve burada, ilimizin valisinin yaptığı konuşma aynen şudur: “Kalkınma Ajansları Kanunu kapsamında ilimiz Afyonkarahisar, Manisa, Uşak ve Kütahya illerinin yer aldığı TR33 sınıfında bulunmaktadır. Sosyal, kültürel ve ekonomik veriler ışığında ilimizin TR61 nolu bölgede yer alarak, Antalya, Isparta ve Burdur illeriyle birlikte değerlendirilmesinin daha yararlı olacağı, bu nedenle ilimiz milletvekillerinin Kanun’da yapılması gereken değişiklik için gayret sarf edecekleri inancındayız.”

Aynı konuda ticaret ve sanayi odası başkanlığımız, aynı konuda Isparta, Burdur ve Antalya valilikleri düşüncelerini belirtmişlerdir.

İlimizin, sosyal açıdan baktığımızda, ekonomisi daha ziyade tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır. Et, yumurta, süt ürünleri, un ve unlu mamulleri, şekerleme ürünleri, patates, kiraz, vişne gibi, elma gibi ürünler sayılabilir. Bunların, turizm merkezi olan Antalya’yla değerlendirildiğinde, ilimizin kalkınması için çok daha yararlı olacağı ortaya çıkmaktadır. Bu konu ticaret ve sanayi odamızca da değerlendirilmiş ve ticaret ve sanayi odası başkanlığımız, hem Devlet Planlama Teşkilatına hem bakanlıklara hem Devlet İstatistik Enstitüsüne müracaat etmiştir.

Bu düzenlenen kanun teklifi, açıkçası ilimizdeki kamu kuruluşlarının, ticaret ve sanayi odalarının ortak bir isteğidir. İlimizdeki, tüm ilçelerdeki ticaret ve sanayi odası başkanları, bu konuda Parlamentoda bu yönde yapılacak olan bir yasa değişikliğinin, hem ilimizin ekonomisine hem sosyal açıdan kalkınmasına ciddi katkılar sağlayabileceğine inanmaktadır. İlimizdeki termal sektörünün gelişmesi ve yatırımların ağırlıklı bir şekilde o alanda olması da bu ilimizin Antalya, Burdur ve Isparta bölgesinde değerlendirilmesinin daha sağlıklı olduğunu göstermektedir.

Bu nedenle, kanun teklifinin süresi içinde komisyonda değerlendirilmemesi ve ilimizin ekonomik, kültürel ve sosyal açıdan diğer illerle birlikte yer almasında fayda sağlayacağına inandığımdan dolayı bu kanun teklifinin Genel Kurul gündemine doğrudan alınarak, ilimizin önemli sorununun Genel Kurul kararıyla çözümlenmesini amaçlamak isteğiyle bu teklifi gündeme getirmiş bulunuyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen, tamamlayınız.

Buyurunuz.

HALİL ÜNLÜTEPE (Devamla) – Bağlıyorum efendim.

Saygıdeğer parlamenterler, bu konu da ilimizin önemli bir isteğidir, doğrudan gündeme alınması konusunda desteğinizin ilimizdeki hem kamu kuruluşlarını hem de ticaret erbabını mutlu edeceğine inanıyorum.

Bu sorunun çözümünde katkılarınızı esirgemeyeceğiniz inancıyla hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Ünlütepe.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Gündemin “Seçim” kısmına geçiyoruz.

VI.- SEÇİMLER

A) Komisyonlarda Açık Bulunan Üyeliklere Seçim

1.- Dışişleri Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim

BAŞKAN – Dışişleri Komisyonunda boş bulunan ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna düşen 1 üyelik için Mardin Milletvekili Gönül Bekin Şahkulubey aday gösterilmiştir.

Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, on beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 17.04


İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 17.22

BAŞKAN : Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Harun TÜFEKCİ (Konya)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 109’uncu Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Gündemin “Sözlü Sorular” kısmına geçiyoruz.

Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu, gündemin “Sözlü Sorular” kısmında yer alan sorulardan 1, 351, 357, 362, 375, 405, 423, 446, 455, 457, 458, 461, 462, 465, 466, 467, 470, 477, 478, 479, 487, 497, 498, 523, 530, 558, 608 ve 613’üncü sıralardaki soruları birlikte cevaplandırmak istemişlerdir.

Şimdi bu soruları sırasıyla okutuyorum:

VII.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, ulaşımda akaryakıt desteği sağlanmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1041) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                              Hasan Çalış

                                                                                                                 Karaman

Kısa adı (TESK) olan Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu, hava ve deniz ulaşımında sağlanan akaryakıt avantajının kamyoncu, otobüsçü, taksici ve dolmuşçu esnafına da sağlanması konusunda çağrıda bulunmuştur.

Bu bilgiler ışığında;

1. Hava ve deniz ulaşımında nasıl bir akaryakıt avantajı sağlanmaktadır? Bu avantajı, insan ve mal taşımacılığının ülke genelinde yüzde 95'ini gerçekleştiren kamyoncu, otobüsçü, taksici ve dolmuşçu esnafına da sağlamayı düşünüyor musunuz? Bu konuda çalışmanız var mıdır?

2.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ağrı-Doğubeyazıt’taki yeşillendirme ve ağaçlandırma çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1777) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 18.01.2010

                                                                                                               Ensar Öğüt

                                                                                                                 Ardahan

Küresel ısınma, kuraklılık, hava kirliliği belirgin bir hâl almıştır. Ağrı’da doğa bilinçli kullanılmadığı için hep beraber sıkıntı yaşıyoruz. Ekolojik dengeler her geçen gün daha da bozulduğundan hepimizin birlikte yaşadığı bu güzelim dünya günbegün yaşanmaz hâl almaktadır.

1- Ağrı-Doğubayazıt her yetkilinin bu tehlike ile şimdiden mücadele etmesi gerekmektedir. Yeşillendirme ve ağaçlandırma çalışmalarına ne zaman başlayacaksınız?

3.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Doğubeyazıt’taki hava kirliliğine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1785) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 18.01.2010

                                                                                                               Ensar Öğüt

                                                                                                                 Ardahan

Küresel ısınma, kuraklılık, hava kirliliği belirgin bir hâl almıştır. Ağrı’da doğa bilinçli kullanılmadığı için hep beraber sıkıntı yaşıyoruz. Ekolojik dengeler her geçen gün daha da bozulduğundan hepimizin birlikte yaşadığı bu güzelim dünya günbegün yaşanmaz hâl almaktadır.

1 - Ağrı -Doğubayazıt hava kirliliği çok belirgin bir hâl almıştır. Kışın insanlarımız temiz oksijen alamamaktadırlar. Acilen her yetkilinin bu tehlike ile şimdiden mücadele etmesi gerekmektedir. Temiz bir yaşam için Yeşillendirme ve ağaçlandırma çalışmalarına ne zaman başlayacaksınız?

4.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, bir barajın doğurduğu yol sorununa ilişkin sözlü soru önergesi (6/1790) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                              Hasan Çalış

                                                                                                                 Karaman

Su tutmaya başlayan Ermenek HES Barajı'nın seviyesi her geçen gün yükselmektedir. Yeşil Köy ve Nadire Köylerimizin Ermenek ve çevreyle bağlantısını sağlayan yol ve köprü kısa bir zaman sonra baraj sularının altında kalacaktır. Ayrıca bu yol ve köprüyü kullanan kömür ocağında çalışan işçiler de köylülerde mağduriyet endişesine düşmüştür. Şu ana kadar yapılması planlanan köprü ve yola ilgili de herhangi bir çalışma yoktur.

Bu bilgiler ışığında;

1- Yeni yol ve köprüyü ne zaman başlayıp, ne zaman bitirmeyi düşünüyorsunuz?

2- Su tutma işleminde köylülerimizi mağdur etmeyecek planlarınız nelerdir?

5.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, orman muhafaza memurlarının özlük haklarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1804) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim 27.01.2010

                                                                                                               Ensar Öğüt

                                                                                                                 Ardahan

Memleketimizin mevcut Orman varlığının korunmasından, yeni alanların orman vasfına dönüştürülmesi ve korunmasından, Ağaçlandırma ve Erozyon kontrolü ayrıca Av, Yaban hayatı eko sistem doğa koruma ve millî parklar gibi çok geniş bir yelpazede görev yapan Orman Muhafaza Memurları ile Av Koruma Memurları ile diğer kurumlarda kolluk görevi yapan memurlar arasında maaş ve diğer hakları arasında ciddi hak kayıpları bulunmaktadır.

1- 2002 yılından itibaren de Emekli Orman Muhafaza Memurlarından edindikleri zati silahlardan silah Ruhsatı Harcı alınması edinilmiş haklara uygun düşmemektedir. Silah Ruhsatı harcı alınmaması konusunda çalışma yapacak mısınız?

2- Orman Muhafaza memurları ve Av koruma memurları kolluk görevi olarak çalışan tüm kamu çalışanlarının özlük hakları diğer kamu çalışanları ile karşılaştırıldığında bu adı geçen memurların hakları verilecek mi?

3- Orman Muhafaza Memurları ve Av koruma memurları diğer kolluk görevlilerinde olduğu gibi emekliliklerinde fiili hizmet kanunu kapsamı içine alınacak mı?

4- Orman Muhafaza Memurları ve Av koruma memurlarının maaşları diğer kolluk görevlisi olarak çalışan personel maaşları ile aralarındaki farklılıklar giderilecek mi?

6.- Adana Milletvekili Kürşat Atılgan’ın, yangın söndürme araçlarının kira bedeline ilişkin sözlü soru önergesi (6/1846) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Çevre ve Orman Bakanı Sn. Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                            Kürşat Atılgan

                                                                                                                   Adana

Soru: Bakanlığınız daha önce tarafıma gönderdiği yazılı önergemin cevabında 2008 yılında 11 helikoptere ödenen kiralık saat ücretlerini KDV hariç 6879 ABD Doları, 1 helikopter için KDV hariç 7679 ABD Doları, 1 helikopter için KDV hariç 7995 ABD Doları olarak belirtmiştiniz. Aynı şekilde Bakanlığınızın yangın söndürme amacıyla 15 ve 19 Ocak 2009 tarihlerinde 2009-13 yılları için 13 helikopter ve 2009-2015 yılları için 4 amfibik uçak kiralanması için yaptığınız ihalede bu araçlara ödenecek saatlik kira bedelleri ne olmuştur ve ihaleyi hangi firma kazanmıştır? Yine 2010 yılı için 1 yıllığına yapmış olduğunuz ek ihalede bu yangın söndürme araçlarına ödenecek saatlik kira bedelleri nedir ve ihaleyi hangi firma kazanmıştır?

7.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars’ta sulama kanalları ve su havuzları yapımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1866) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorulanının Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 11.02.2010

                                                                                                               Ensar Öğüt

                                                                                                                 Ardahan

Kars’ın ekonomisi Tarım ve Hayvancılığa dayalıdır. Tarımdan DSİ yatırımlarının az oluşu başlı başına bir sıkıntıdır. Yağmur yağmadığında kuraklık olduğundan köylülerimizin hayvanlarına bütün kış boyu yedireceği ot ve samanla diğer girdileri başka illerden daha fahiş fiyatlarla almalarına neden olmaktadır.

1- Kars'taki Tarım ve Hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımızın en büyük sorunu olan sulama kanalları için DSİ olarak sulama kanalı ve su havuzları yapmayı düşünüyor musunuz?

8.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Dalyan Gölü’nden kum alınmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1891) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                        İsmet Büyükataman

                                                                                                                   Bursa

Türkiye'nin tek tatlı su dalyanından 16 bin tonluk kumun usulsüz olarak çıkarıldığı, Google Earth sayesinde belgelenmiş, Dalyan’daki 37 metre olan kum kalınlığının 2 metreye düşmesi, uydudan alınan fotoğraflarla tespit edilmiştir.

Karacabey'de Marmara Denizi'yle Kocaçay Deltası'nın birleştiği noktada bulunan Dalyan Gölü bölgesinin koruma altına alınması gerekmektedir. Meksika Körfezi’nden gelen yılan balıkları üreme alanı olarak burayı kullanmaktadır. Bu canlıların neslinin devamı için burası çok önem arz etmektedir.

Buna göre;

1- Dünyadaki ekolojik denge ve bir canlının hayatı için bu derece önem arz eden bir yerden kum alınmasına nasıl izin verilmiştir?

2- Söz konusu kum alma işlemlerinin durdurularak bölgenin koruma altına alınması düşünülmekte midir?

3- Buradaki kum işini Albayrak Holding'in yaptığı ve İstanbul'daki TOKİ ve İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait İSKON firması arasında yıllık 2 milyon ton kum satış anlaşması olduğu iddiaları doğru mudur?

9.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Abant’taki turizm tesislerinin atık deşarjına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1901) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                               Ensar Öğüt

                                                                                                                 Ardahan

Bolu Abant yolu üzerinde ve Abant’ta bulunan turizm tesisleri, Büyüksu deresine atık sularını deşarj etmeye devam ediyor. Büyüksuya bırakılan kanalizasyon atıkları vatandaşın içme suyunu tehdit ederken turizm işletmeleri inatla bu yanlış işlemlerini sürdürmektedirler.

1- Bolu Abant yolu üzerinde ve Abant’ta bulunan turizm tesisleri atık sularını Büyüksu deresine bırakmaktadırlar bu durumda kanalizasyon atıkları vatandaşımızın içtiği içme sularına katıldığından dolayı çeşitli kalıcı hastalıklara maruz kalmaktadır. Turizm tesislerinin atıklarının büyüksu deresine akıtmalarının önüne geçilecek mi?

10.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kura Nehri sularının Çoruh Nehri’ne aktarılması projesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1903) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                               Ensar Öğüt

                                                                                                                 Ardahan

DSİ tarafından Ardahan Kura nehrinin sularının bir kısmının Çoruh nehrine aktarılması ile Ardahan ovası tahrip edilecektir. Göle’de doğarak bütün ovayı dolaşıp Ardahan’a oradan Çıldır’a uzanarak Aras nehri ile birleşip Gürcistan-Azerbaycan’dan Hazar Denizine dökülmektedir. Ardahan ilimizde binlerce dönüm arazimiz sulamayı beklerken doğal güzergâhından alınarak Karadenize aktarılması Ardahan’daki toprakların kuraklaşmasına neden olacaktır. Zaten çok zor şartlarda tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan halkımızın geleceği yok edilecektir.

1- Ardahan ilimizde doğan Kura nehri doğal güzergâhından alınarak Artvin’deki Çoruh nehrine aktarılmak istenmektedir. Beşikkaya barajına tutulan sular bir tünel vasıtasıyla Karadeniz Çoruha mı aktarılacak?

2- Kura nehrinin Karadenize aktarılması tarım ve hayvancılığımıza çok büyük zararlar verecektir ve var olan göç daha da artarak devam edeceğinden dolayı bu çalışmadan bir an evvel vazgeçilerek işsizliğin ve göçün durması sağlanacaktır?

3- Kura nehrinin Çoruh’a aktarılmasından dolayı Ardahan’da yapılacak olan Kotanlı ve Kayabeyi barajlarının yapılmasına son mu verilecek?

11.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, su kotası uygulamasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1904) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                              Hasan Çalış

                                                                                                                 Karaman

“Su Kotası” ile ilgili açıklamalar, bölgemiz çiftçisinde rahatsızlığa neden olmuştur. Çünkü DSİ’nin dekar başına vereceği kota ile ürünlerini sulama imkânı olmadığını düşünüyorlar. Geçimini hububat, fasulye ve pancar gibi ürünleri yetiştirerek sağlayan çiftçilerimizin en az yedi kez sulama yapması gerekmektedir.

Bu bilgiler ışığında;

1- Dekara yıllık 200 metreküp “Su Kotası” uygulaması ile mevcut tarım ürünlerini sulayabilecek misiniz? Kurak bölgelerdeki bu uygulama ile birçok üründeki verim düşüklüğü nedeniyle çiftçinin uğrayacağı zarar konusunda herhangi bir çalışma yapılmış mıdır?

2- Tarım Bakanlığı ile iş birliği yaparak çiftçilerimizin ürettikleri tarım ürünlerine göre su ihtiyacı planlaması ile ilgili bir çalışmanız var mıdır?

3- Tarım Bakanlığı iş birliği ile çiftçilerimizin gelir kaybına uğramayacağı bölgesel alternatif ürün konusunda çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?

12.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Mustafakemalpaşa ve Karacabey’deki derelerin ıslahına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1907) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                        İsmet Büyükataman

                                                                                                                   Bursa

Mustafakemalpaşa ve Karacabey ilçelerinde aşırı yağışların sebep olduğu sel, tarım arazilerini sular altında bırakmış, köylerde çiftçilerimizin ev ve ahırlarını tahrip etmek suretiyle eşya ve hayvan kayıplarına sebep olmuştur.

Bölgede dere yataklarının ıslah edilmemesi arazilerin su altında kalmasının en büyük nedenidir.

Uluabat Karaoğlan köyünde 11 bin metrelik seddede yıllardır bakım ve onarım yapılmamakta, sedde arkasındaki kanallarda temizlik ve bakım yapılmadığı için su tahliyeleri yapılamamaktadır.

Buna göre;

1- Bölgede derelerin ıslah çalışmasının yapılması düşünülmekte midir?

2- Uluabat Karaoğlan köyünde bulunan seddede bakım ve onarım çalışması yapılması düşünülmekte midir?

13.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Mustafakemalpaşa’da yapılacak bazı barajlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1908) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                        İsmet Büyükataman

                                                                                                                   Bursa

Bursa ili Mustafakemalpaşa ilçesi son günlerdeki aşırı yağışlardan olumsuz yönde etkilenmiştir. Yağan yağmur nedeniyle araziler su altında kalmakta ve çiftçilerimiz zor duruma düşmektedir. Bölgede yapımı düşünülen ancak hala bitmeyen iki barajın bu su baskınlarının önüne geçeceği düşünülmektedir.

Buna göre;

1. Bursa ili Mustafakemalpaşa ilçesi Kızkayası ve Devecikonak barajları hangi aşamadadır?

2. Bursa ili Mustafakemalpaşa ilçesi Kızkayası ve Devecikonak barajlarının ne zaman bitirilmesi düşünülmektedir?

14.- Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, Batman’daki hava kirliliğine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1911) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na

Aşağıdaki sorularımın, Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu tarafından Anayasanın ve İç tüzüğün 98 nci maddeleri gereğince sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 02.03.2010

                                                                                                            Ayla Akat Ata

                                                                                                                  Batman

TÜİK’in 2009 yılı ölçüm sonuçlarına göre, hava kirliliğinin en yüksek olduğu, KVS Değeri ve ‘İlk Seviye Uyarı Eşiği’nin aşıldığı gün sayısı 10 ve daha fazla olan iller arasında Batman İli de yer almaktadır.

Soru:

1- Bakanlık olarak hava kirliliğinin önlenebilmesi için Batman İlinde ne tür denetimler yapılmakta ve tedbirler alınmaktadır?

15.- Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır’ın, Şırnak’taki hava kirliliğine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1913) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na

Aşağıdaki sorularımın, Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu tarafından Anayasanın ve İç tüzüğün 98 nci maddeleri gereğince sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 03.03.2010

                                                                                                          Sevahir Bayındır

                                                                                                                   Şırnak

TÜİK’in, 2009 yılı ölçüm sonuçlarına göre, hava kirliliğinin en yüksek olduğu, KVS Değeri ve ‘İlk Seviye Uyarı Eşiği’nin aşıldığı gün sayısı 10 ve daha fazla olan iller arasında Şırnak İli de yer almaktadır.

Soru:

1- Bakanlık olarak hava kirliliğinin önlenebilmesi için Şırnak İlinde ne tür denetimler yapılmakta ve tedbirler alınmaktadır?

16.- Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır’ın, Şırnak’taki orman yangınlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1914) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na

Aşağıdaki sorularımın, Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu tarafından Anayasanın ve İç tüzüğün 98 nci maddeleri gereğince sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 03.03.2010

                                                                                                          Sevahir Bayındır

                                                                                                                   Şırnak

Sorular:

1. 2002 yılından bu yana Şırnak ilinde, hangi alanlarda orman yangını çıkmıştır? Kaç hektarlık alan yanmıştır? Ormanlık alanlarda çıkan yangınların nedenlerine ilişkin bilgiler nelerdir?

2. Yanan ormanlık alanlarda yeniden ağaçlandırma çalışmaları yapılmış mıdır? Yapılmış ise hangi alanlarda ve ne kadar ağaç dikilmiştir?

17.- Bitlis Milletvekili Mehmet Nezir Karabaş’ın, bazı illerdeki hava kirliliğine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1917) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na

Aşağıdaki sorularımın, Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını saygılarımla arz ederim. 03.03. 2010

                                                                                                     Mehmet Nezir Karabaş

                                                                                                                    Bitlis

TÜİK, Çevre ve Orman Bakanlığı’nı kaynak göstererek, 2009 yılında kükürt dioksit ve partiküller madde ortalamalarının en yüksek olduğu il ve ilçe merkezlerini açıkladı.

1- Sanayisi olmayan, Hakkâri, Van, Bitlis, Şırnak, Siirt ve Edirne gibi illerimizin, hava kirliliği sıralamasında üst sıralarda yer almasını neye bağlıyorsunuz?

2- Valilikler kanalıyla dağıtılan düşük kaliteli kömürlerin, bu illerimizde hava kirliliğine neden olduğunu düşünüyor musunuz? Düşünüyorsanız, 2872 Sayılı Çevre Kanunu ve “Isınmadan Kaynaklanan Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği” hükümleri çerçevesinde, gerekli işlemleri yapacak mısınız?

3- Hava kirliliğinin yoğun olduğu kentlerdeki çevre ve sivil toplum örgütlerinin, “devlet, dağıttığı kalitesiz kömürle vatandaşını zehirliyor” kanaatine katılıyor musunuz? Katılıyorsanız, bu duruma dur deyip önlem alacak mısınız?

18.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı illerde sel taşkınları nedeniyle yapılacak çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1924) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 5.03.2010

                                                                                                               Ensar Öğüt

                                                                                                                 Ardahan

Bu yıl yoğun ve aralıksız olarak yağan yağmurlar nedeniyle meydana gelebilecek sel taşkınları nedeniyle sel ve taşkın zararlarını asgariye indirebilmek için acilen önlem alınmalı. DSİ birimleri Ardahan, Kars, Iğdır, Erzurum, Gümüşhane, Bayburt illerinde başta dere yatakları olmak üzere kanalların köprülerin bakım ve onarımının yapılması gerekmektedir.

1- Yukarıda isimleri yazılı illerimizde meydana gelebilecek sel taşkınları nedeniyle vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamak için dere yatakları başta olmak üzere köprülerin ve yolların bakım ve onarımları yapılacak mı?

19.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı faaliyetlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/1925) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 5.03.2010

                                                                                                               Ensar Öğüt

                                                                                                                 Ardahan

Türkiye’de son beş yıl içerisinde Cumhuriyet tarihinin tamamından çok daha fazla doğa tahribatı yapılmıştır. Türkiye doğası, tarihinin şu ana kadar görmediği bir katliam içinden geçmektedir. Türkiye korkunç bir yanlışın içinden geçiyor. Yanlış yüzünden topraklarımız kaybediliyor.

1- Türkiye’de Doğa hakkı komisyonu kurmayı planlıyor musunuz?

2- Türkiye’deki derelerden şu ana kadar ne kadar dere Hidro Elektrik Santralı kurulması için satılmıştır? Bunlardan Hazineye ne kadar para kalmıştır?

3 - Dağlarımızda maden aramak için kaç kuruluşa hangi madenlerin aranması için izin verildi?

20.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı faaliyetlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/1926) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 5.03.2010

                                                                                                               Ensar Öğüt

                                                                                                                 Ardahan

Ardahan ili için bugüne kadar önem arz eden herhangi bir proje gerçekleştirilememiştir. Tamamı ilimiz topraklarında bulunan, Kura Nehri Havzası'nı kapsayan , kura projesi ile Göle, Ardahan ve Hanak ovalarında bulunan toplam 50.671 ha. (brüt) tarım arazisinin sulanması ve yılda ortalama 1.222 milyon KW enerji üretimi yapılabilecek kapasitededir.

1- Ardahan Göle Hanak ovalarında bulunan toplam 50.671 ha.tarım arazisinin sulanması için sulama kanalları yapılması için bir çalışma yapılacak mı?

2- Ardahan ili ve ilçeleri ile birlikte köylerde ihtiyaç bulunan 1.222 milyon kw enerji üretimi yapılabilmesi için bir çalışmanız olacak mı?

3- Ardahan kura nehri üzerinde yapılması düşünülen karasu barajı, beşikkaya barajı, burmadere barajı, Köroğlu barajı kayabeyi barajlarının yapılmasına ne zaman başlanacak?

21.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, bir kısmı kurutulan bir gölün kuş cenneti olarak turizme açılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1935) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Kahramanmaraş-Türkoğlu-Beyoğlu sınırları içerisinde bulunan Gavur Gölü 1951 yılında Devlet tarafından kurutulup topraksız vatandaşlara bir kısmı dağıtılmış bir kısmı ise TİGEM arazisi olarak (21 bin dönümü) tahsis edilmiştir. Bir kısmı ise göl alanı olarak bırakılmıştır.

Ülkemizde sulak alanlardan örnek bir yer olan Gavur Gölü çeşitli kuşların konaklama yeridir. Bu gölün bir kısmını sulak alan olarak ayırmayı ve kuş cenneti olarak turizme açmayı düşünüyor musunuz?

                                                                                                       Mehmet Akif Paksoy

                                                                                                           Kahramanmaraş

22.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, bazı barajların sulama kanalları ihalelerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1946) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Prof. Dr. Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                     Ferit Mevlüt Aslanoğlu

                                                                                                                 Malatya

1) Malatya-Kapıkaya ve Boztepe barajlarının sulama kanalları ihaleleri ne zaman yapılacaktır?

23.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, Arguvan Yoncalı Barajı inşaatına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1947) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Prof. Dr. Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                     Ferit Mevlüt Aslanoğlu

                                                                                                                 Malatya

1) Malatya-Arguvan Yoncalı Barajı 2010 yılında iz bedelden çıkartılacak mı? Bu konudaki açık ve net görüşünüz nedir? Baraj inşaatına 2010 yılında başlanacak mı?

24.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kura Nehri Projesi’ne ilişkin sözlü soru önergesi (6/1973) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 5.03.2010

                                                                                                               Ensar Öğüt

                                                                                                                 Ardahan

Ardahan ili için bugüne kadar önem arz eden herhangi bir proje gerçekleştirilememiştir. Tamamı ilimiz topraklarında bulunan, Kura Nehri Havzası'nı kapsayan, kura projesi ile Göle, Ardahan ve Hanak ovalarında bulunan toplam 50.671 ha. (brüt) tarım arazisinin sulanması ve yılda ortalama 1.222 milyon KW enerji üretimi yapılabilecek kapasitededir.

1- Ardahan Göle Hanak ovalarında bulunan toplam 50.671 ha. tarım arazisinin sulanması için sulama kanalları yapılması için bir çalışma yapılacakmı?

2- Ardahan ili ve ilçeleri ile birlikte köylerde ihtiyaç bulunan 1.222 milyon kw enerji üretimi yapılabilmesi için bir çalışmanız olacakmı?

3- Ardahan kura nehri üzerinde yapılması düşünülen karasu barajı, beşikkaya barajı, burmadere barajı, Köroğlu barajı kayabeyi barajlarının yapılmasına ne zaman başlanacak?

25.- Adana Milletvekili Kürşat Atılgan’ın, yangın söndürme hava araçları kiralama ihalesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1980) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Çevre Ve Orman Bakanı Sn. Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                            Kürşat Atılgan

                                                                                                                   Adana

Soru: 15 Ocak 2009 tarihinde yapılan 5 yıllığına yangın söndürme hava araçlarının kiralanması ihalesinde saatlik kira bedeli 7.373,00 ABD Doları ($) olarak belirlenmiştir. Yine 12 Ocak 2010 tarihinde 1 yıllığına yangın söndürme hava araçlarının kiralanması ihalesinde saatlik kira bedeli 5.988,00 ABD doları ($) olarak belirlenmiştir. Bir sene içinde yapılan bu iki ihale arasındaki bu farkı nasıl izah ediyorsunuz? Bu konuda devletin zarara uğratıldığını düşünüyor musunuz?

26.- Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, Avlan Gölü’nün yatırıma açılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2011) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

TBMM Başkanlığı'na

Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak yanıtlanması için gereğini arz ederim. 07.04.2010

                                                                                                              Hüsnü Çöllü

                                                                                                                  Antalya

Antalya Defterdarlığı, Avlan Gölü'nün bir bölümünü yatırıma uygun alan olarak ilan ederek, talep toplamak için ilana çıkmıştır. Bu kapsamda;

1- Bakanlığınız, Avlan Gölü'nün kurtarılması için hangi çalışmaları yürütmüş ve ne kadar kaynak harcanmıştır?

2- Avlan Gölü'nün yatırıma ve yapılaşmaya açılması girişimi Bakanlığınızca nasıl değerlendirilmektedir? Bakanlığınız bu karara itiraz edecek midir?

3- Akarsu ve göl yataklarındaki bozulmalar nedeniyle sel ve baskınlarda artış olduğu dikkate alındığında, Avlan Gölü'nün yatırıma açılması yeni sıkıntılar yaratmayacak mıdır? Avlan Gölü'nün doğal yapısının korunması için çaba gösterecek misiniz?

27.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, orman yangınlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2062) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim. Saygılarımla. 26.04.2010

                                                                                                             Hulusi Güvel

                                                                                                                   Adana

1. 2002-2010 yılları arasında ve yıllar itibariyle ülkemizde kaç orman yangını meydana gelmiş, bu orman yangınlarında kaç hektar ormanlık alan yanmıştır? Söz konusu yanan ormanlık alanların ne kadarı tekrar ağaçlandırılmıştır?

2. Anılan yıllar itibariyle Orman idaresi çıkan yangınları söndürmek maksadıyla ne kadar bedelle kaç yangın söndürme uçağı ve yangın söndürme helikopteri satın almıştır? Aynı yıllar itibariyle hangi ülkelerden, kamu kurumlarından, firma ve şahıslardan ne kadar bedelle kaç yangın söndürme uçağı ve yangın söndürme helikopteri kiralanmıştır?

3. Bakanlığınızca bu yıl ve önümüzdeki yıllarda ülkemizdeki orman varlığının yangınlardan korunması için keşif ve söndürme amaçlı uçak ve helikopter alınması planlanmakta mıdır?

28.- Manisa Milletvekili Mustafa Enöz’ün, Gediz Nehri Islah Projesi’ne ilişkin sözlü soru önergesi (6/2067) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Prof. Dr. Veysel Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                             Mustafa Enöz

                                                                                                                  Manisa

Gediz Nehri, geçmekte olduğu yerleşim birimlerinde bulunan Organize Sanayi Bölgelerinin zehirli endüstriyel atıkları, ilçelerde bulunan sanayi tesislerinin endüstriyel atıkları ve akarsu boyunda bulunan belediyelerin kanalizasyon atıklarının arıtma tesisleri olmaksızın nehre dökülmesi ile adeta yok edilmektedir. Kirlenme dolayısıyla Gediz Nehrinden sulanan binlerce dekar arazi çoraklaşma tehlikesi ile karşı karşıyadırlar.

Buna göre;

Yerleşim bölgelerimizdeki evsel ve kimyasal atıkların arıtılmaksızın, Gediz Nehrine boşaltılmasının önlenmesi ve Gediz ıslah projesini ne zaman hayata geçirmeyi planlıyorsunuz?

BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Eroğlu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Sayın Başkanım, çok değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum efendim.

Özellikle Karaman Milletvekili Sayın Hasan Çalış’ın (6/1041) sayılı sözlü soru önergesine cevap vermek istiyorum efendim. Bilindiği üzere üç tarafı denizlerle çevrili, âdeta bir yarımada konumundaki ülkemizde demir yolu ulaşımına geçmiş dönemlerde gereken önem verilmemesinden dolayı arzu edilen seviyede faydalandığımızı söylemek pek mümkün görülmüyordu ancak dış ticaretimizin geliştirilmesi, ekonomimizin dışa açılarak dünya ekonomisiyle bütünleşmesi ve diğer ekonomik hedeflerimizin gerçekleştirilmesi açısından önemli bir fonksiyona sahip olan denizcilik sektörümüzün geliştirilmesi, teşvik edilmesi ve özellikle ulaşım modları arasında yük taşımalarının kara yolundan demir yolu yanı sıra deniz yoluna kaydırılması konusunda Hükûmet olarak önemli pek çok kararlar aldık ve yeni uygulamaları başlattık. Bu kapsamda ÖTV’siz yakıt uygulamasının başladığı 1 Ocak 2004 tarihinden 25 Mayıs 2010 tarihine kadar sektöre toplam 1 milyon 817 bin 743 ton ÖTV’siz akaryakıt teslimatı yapılmış, bu yolla aynı dönemde yıllık ortalama 280 milyon TL’lik ÖTV tahsil edilmeyerek destek sağlanmıştır.

Hava sektöründe ise havaalanı içerisinde sunulan jet yakıt fiyatlarında farklı uygulamalar mevcuttur. Akaryakıt kuruluşlarının hava yolu şirketleri ile yapmış oldukları sözleşme şartlarına ve toplamda aldıkları yakıtın miktarına göre akaryakıt kuruluşlarında da söz konusu işletmelere özel indirimler yapılmaktadır. Ayrıca uçuş okullarına, Millî İstihbarat Teşkilatı, emniyet ve Çevre Orman Bakanlığı gibi kamu kuruluşlarına da indirim yapılmaktadır. Kamyoncu, otobüsçü, taksi ve dolmuşçu esnafına akaryakıt indirimi sağlanması hususunda da Bakanlığımızda herhangi bir çalışma bulunmamaktadır.

Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/1777) esas sayılı sözlü soru önergesine cevap vermek istiyorum efendim. 2004 yılında İshakpaşa Sarayı mevkisinde, -Hanibaba- Erozyon Kontrol Uygulama Projesi ile ilk çalışma başlatılmış olup 155 hektar alanda yaklaşık 153 bin adet muhtelif türde fidan dikilmiştir. Ayrıca, Doğubeyazıt ilçe merkezinin sel sularına maruz kalmasını önlemek maksadıyla Doğubeyazıt havzasında İshakpaşa Erozyon ve Sel Kontrolü Uygulama Projesi kapsamında 1.453 hektarlık alanda yaklaşık 1 milyon adet fidan dikimi planlanmaktadır. Bu alanın 570 hektarı 2010 yılı içerisinde, kalan 883 hektarı ise 2011 ve 2012 yılları arasında tamamlanacaktır.

Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/1785) sayılı sözlü soru önergesine cevabımdır: Bakanlığımızca yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri uyarınca Ağrı ilinde hava kalitesinin korunmasına ilişkin çalışmalar yürütülmekte olup Ağrı ili Çevre ve Orman Müdürlüğümüz teknik personelince rutin denetimler yapılmaktadır. İlçe merkezinin sel sularına maruz kalmasını önlemek maksadıyla Doğubeyazıt havzasına uygulanacak İshakpaşa Erozyon ve Sel Kontrolü Uygulama Projesi kapsamında az önce belirtilmiş çalışmalar yapılmaktadır efendim.

Karaman Milletvekili Sayın Hasan Çalış’ın (6/1790) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabımdır: 15 Şubat 2010 tarihi itibarıyla Yeşilköy ve Nadire köylerinin Ermenek ve çevresi bağlantısını sağlayan yol ve köprü inşaatlarına başlanmış olup çalışmalar devam etmektedir. Az önce de temmuz ayı sonuna kadar tamamlanması talimatını verdim. İnşallah temmuz ayının sonundan önce bunu tamamlayacağız.

Ayrıca, belirtilen köprü ve yolların yapımının yanı sıra kömür ocaklarına geçiş için yaya geçişini sağlayan ve şu an yıkılmış olan tahta köprü yerine panel köprü kurulmuştur. Söz konusu panel köprü kömür ocaklarına giden işçilerin ulaşımını sağlamaktadır. Bildiğiniz gibi, Ermenek Barajı Türkiye’nin en yüksek barajıdır. Temelden 218 metre yüksekliktedir ve gerçekten Ermenek için ve o bölge için hayat veren bir barajdır.

Ardahan Milletvkili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/1804) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabımdır: Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun uygulamaları ve değişiklikleri hakkındaki mevzuat çalışmaları İçişleri Bakanlığımızca yürütülmektedir.

Orman muhafaza memurları, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 36’ncı maddesinde belirtildiği şekilde, öğretim durumlarına göre belli derece ve kademeden göreve başlarlar. Kanun’da belirtilen kat sayı oranında maaşları artırılır. Orman muhafaza memurları ve av koruma memurlarının, diğer kolluk görevlilerinde olduğu gibi, emekliliklerinin de Fiilî Hizmet Kanunu kapsamına alınabilmesi için, mülga 5434 sayılı Kanun’un 32’nci maddesinin -5510 sayılı Kanun’un 49’uncu maddesi- değiştirilmesi ve bununla ilgili kanun teklifinin yapılması gerekmektedir.

Ardahan Milletvekili Sayın Kürşat Atılgan’ın (6/1846) esas sayılı yazılı soru önergesine cevabımdır…

BAŞKAN – Adana Milletvekili.

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Adana Milletvekili, özür dilerim.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Ensar’ı ezberlemişsiniz Sayın Bakan, hep Ensar’dan gidiyorsunuz, Ardahan’dan gidiyorsunuz.

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – 15 Ocak 2009 tarihinde yapılan ihaleye 3 firma ve 1 ortak girişim olmak üzere toplam 4 istekli katılmış olup, 13 adet genel maksat helikopter için saat ücreti olarak, KDV hariç, 7.373 Amerikan Doları olarak en düşük teklifi veren GATE Elektronik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, Global Teknik Elektronik Yazılım Mühendislik Havacılık Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, Güneydoğu Havacılık İşletme Limitet Şirketi, Barış Uçakla Zirai İlaçlama Orman Yangını Söndürme Uçak Bakım Onarım Havacılık Turizm Akaryakıt Nakliye Pazarlama Ticaret Limitet Şirketinden oluşan iş ortaklığı ihaleyi kazanmıştır. İhaleye katılan diğer üç firmadan Kaan Havacılık 12 helikopter için saat ücreti olarak, KDV hariç, 7.965 Amerikan Doları, BETAZ Havacılık 14 helikopter için saat ücreti olarak, KDV hariç, 10.912 Amerikan Doları teklif vermiş, ER-AH Havacılık teşekkür mektubu sunmuştur.

19 Ocak 2009 tarihinde yapılan ihaleye dört istekli firma katılmış olup en düşük teklifi veren Türk Hava Kurumu Gökçen Havacılık İktisadi İşletmesi ihaleyi kazanmıştır.

İhaleye katılan diğer üç firma, Pan Havacılık ve Ticaret Anonim Şirketi, BETAZ Havacılık ve Ticaret Limitet Şirketi, Sorem Havacılık Şirketi de teşekkür mektubu vermiştir.

12 Ocak 2010 tarihinde yapılan ihaleye ise dört istekli firma katılmış olup 7 adet genel maksat helikopteri için saat ücreti KDV hariç 5.988 Amerikan doları olarak en düşük teklifi veren Bordo Mimarlık İnşaat Taahhüt Tekstil Mağazacılık ve Dış Ticaret Limitet Şirketi + Sportif Havacılık ve Turizm Anonim Şirketi, Tar-Uç Tarım Uçakları İşletmesi Şaban Baş İş Ortaklığı kazanmıştır.

İhaleye katılan diğer üç firma, Kaan Havacılık Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, Türk Hava Kurumu Gökçen Havacılık İktisadi İşletmesi, BETAZ Havacılık ve Ticaret Limitet Şirketi + ER-AH Havacılık Ticaret Limitet Şirketi İş Ortaklığı teşekkür mektubu vermişlerdir.

Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/1866) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabımdır: Efendim, bu konuda, hakikaten Kars’ta çok önemli barajlar ve sulamalar yapılıyor. Bunları kısaca özetlemek istiyorum:

Kars Barajı ve Sulaması: Baraj inşaatı ihale edilmiş olup ihale süreci şu anda devam ediyor.

Bayburt Selim Barajı ve Sulamasıyla alakalı bilgi: Barajda bilindiği üzere 10/10/2008 tarihinde su tutulmuştur. Bayburt yani Selim Barajı Sulaması inşaatı 2010 yılında yani bu yıl ihale edilecektir.

Dolaylı Barajı ve Sulaması, Varlı Barajı ve Sulaması: Söz konusu projelerin planlama çalışmaları başlatılmıştır.

Karahan Barajı ve Sulaması, Susuz Barajı ve Sulaması: Söz konusu projeler ön inceleme safhasındadır.

Katranlı Barajı ve Sulaması: Projenin ön inceleme çalışmaları başlatılmış ve master plan safhasına geçilmiştir.

Alabalık Barajı ve Sulaması: Projenin ön inceleme çalışmaları tamamlanmıştır.

Bursa Milletvekili Sayın İsmet Büyükataman’ın (6/1891) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabımdır: Bursa Valiliğince, İl Çevre Orman Müdürlüğü söz konusu alanda kaçak kum alımı yapıldığı tespit edilmiş olup, sorumlular hakkında tutanak düzenlenerek hukuki süreç başlatılmıştır. Bölge, Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği hükümleri kapsamında korunmaktadır. Kum ocakları ruhsat işlemlerinden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı sorumlu olduğundan, sorulan husus, Bakanlığımızın görev alanında değildir.

Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/1901) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabımdır: Abant Tabiat Parkı içerisindeki otellerden ve civardaki yerleşim yerlerinden kaynaklanan atık suların toplanması ve havza dışına taşınması maksadıyla Bolu Belediyesi Başkanlığı tarafından bölgede bir kolektör hattı tamamlanmış ve işletmeye alınmıştır. Ancak bölgede bulunan tesislerin, yapımı tamamlanan kolektör ve kanalizasyon sistemine bağlantı yapmalarıyla alakalı olarak taraflar arasında bir anlaşmazlık vardır. Bir hukuki süreç başlatılmış olup bu hukuki süreç devam etmektedir. Ancak ben geçen hafta Sayın yeni Bolu Valisi ve Belediye Başkanıyla milletvekillerimizle beraber görüştük. Bu konunun bir an önce çözülmesi konusunda kendilerine talimat verdim, onu da özellikle takip edeceğim.

Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/1903) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabımdır: Ardahan Ovası sulama alanında verilenlerin dışında kalan 216,7 milyon metreküp su, Çoruh havzasına aktarılmaktadır. Derivasyonla ile havzanın susuz kalması gibi bir durum söz konusu değildir. Kura Nehri sularının Çoruh havzasına aktarılmasından dolayı Köroğlu Barajı, Kotanlı Barajı ve Kayabeyi Barajının iptal edilmesi söz konusu değildir.

Karaman Milletvekili Sayın Hasan Çalış’ın (6/1904) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabımdır: Konya kapalı havzasında toprak ve su kaynakları envanteri göz önüne alındığında, sulanabilir arazilerin tamamının sulanması mümkün görünmemektedir. Ancak havzada yer altı suyu rezervinin, sulanabilecek alana bölünmesiyle tarım arazilerine adil bir şekilde paylaştırılması düşünüldüğünde, sabit bir değer olmamakla birlikte, dekara yılda yaklaşık ortalama 200 metreküp mertebesinde yer altı suyu tahsisi yapılabileceği tahmin edilmektedir. Yer altı suyunun fazla olması hâlinde bu miktar artırılabilecektir; özellikle bunu belirtmek istiyorum.

Tarımsal Kuraklıkla Mücadele Stratejisi ve Eylem Planı çalışmaları, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının koordinatörlüğünde, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığıyla iş birliği içerisinde yürütülmektedir. Bu eylem planı içerisinde, DSİ Genel Müdürlüğümüzce yapılması gereken yatırım ve işletme faaliyetleri açıkça belirtilmiş ve uygulamaya konulmuştur. Zaten, şu anda, Konya kapalı havzasındaki su takviyesi gayesiyle, bilindiği üzere, Derebucak-Gembos derivasyonu tamamlanmıştır, Suğla depolaması tamamlanmıştır, Bağbaşı Barajı’yla Mavi Tünel inşaatı yıldırım hızıyla devam etmektedir ve bu inşaat da 31/12/2011 tarihinde saat 10.59’da tamamlanacaktır.

BAŞKAN – Bir dakika Sayın Bakan.

Sayın Çalış’ın bir sorusu var, bir tek de soru zaten.

Buyurunuz.

HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Sayın Bakanım, teşekkür ediyorum sorularıma gösterdiğiniz ilgi için.

Sayın Bakanım, bu nakliyeci esnafıyla ilgili sorum, gerçekten, kamyon esnafı, taksici, otobüsçü ve minibüsçü esnafı sıkıntılı ve bunların fiyatı direkt vatandaşa ve temel tüketim maddelerine yansıyor. Bu konuya ilginizi istirham ediyorum vatandaşlarımız adına.

Bir diğer husus da temmuz ayı sonuna kadar bu köprünün bitirileceği sözünü vatandaşımız da duydu, ben teşekkür ediyorum ancak şu anda oradaki durum gerçekten sıkıntılı, bir vasıtayla vatandaşımız köprüye kadar geliyor, köprüden sonra ikinci bir vasıtayla gidiyorlar.

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Efendim, o köprüyü tamamlayacağız.

HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Bir diğer husus da bizim bu Konya Karaman Ovası’nda su kota uygulaması, şu anki uygulanan tarımla bizim çiftçimizin ihtiyacını görmüyor. Efendim, ya bitki örtüsünü, uygulanan tarımın desenini değiştirmemiz gerekiyor ya da sulama tipimizi değiştirmemiz gerekiyor; bu konuya yoğunlaşılmasını istirham ediyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Çalış.

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Şimdi, Sayın Vekilim, tabii sürem sınırlı, ben hepsine çok geniş cevap vermek isterim, hatta bu konuda çok detaylı bir çalışma yaptık, onu sunmak isterim ama vaktimiz çok sınırlı.

Ben tabii bu akaryakıt fiyatlarıyla ilgili… Tabii bu soru önergesi Sayın Ulaştırma Bakanına tevcih edilmiş -ben onun adına okudum- ancak konuyu, sözlü sorunuzu ben Sayın Bakana ileteceğim.

Tabii bu köprüyle ilgili merak etmeyin. Ben, bugün ve bizzat talimat verdim. Mümkün mertebe, belki temmuz ayının ortasında, hatta çekilebilirse temmuz ayının başlarında çekmek istiyorum. Bunu da bizzat takip ediyorum, bu konuda merak etmeyin.

HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Teşekkür ediyorum, sağ olun.

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Bir de bu tahsis edilen su -şu anda tahminî bir şey, tabii, yer altı- yağış fazla olursa veya da Derebucak-Gembos derivasyonu, Suğla depolaması ve Bağbaşı, Mavi Tünel uygulamaları geçince zaman içinde artacaktır ama burada şunu ifade edeyim, tabii burada vatandaşlarımız dinliyor: Konya Ovası, su bakımından zengin değil, yağışlar Türkiye’deki en düşük yağışlar; o bakımdan, burada vatandaşlarımızın modern sulama sistemlerine geçmesi gerekir, biz de bu konuda her türlü desteği vermeye hazırız.

HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Teşekkür ediyorum.

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Bunun dışında, Bursa Milletvekili Sayın İsmet Büyükataman’ın Uluabat’la ilgili sözlü soru önergesi vardı, ona cevap veriyorum: Su boşaltma işlemi tamamlandıktan sonra, inşallah, Karaoğlan köyü seddeleri de dâhil olmak üzere bütün seddelerin bakımları 2010 yılı içinde yapılmak üzere tamamlanacak.

Gene, Bursa Milletvekili Sayın İsmet Büyükataman’ın (6/1908) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabım: Devecikonağı Barajı… Özel sektör, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulundan 26/03/2009 tarihinde üretim lisansı almıştır. Ayrıca, projeye ait revize fizibilite raporu hazırlanarak enerji tesisinin kurulu gücü 23,61 megavata, yılda üretebileceği enerji ise 60,28 milyon kilovatsaate yükseltilmiş olup, su kullanım hakkı ve esaslarına ilişkin anlaşma ve üretim lisansı yeni kurulu güce göre tadil edilecektir.

Kızkayası Barajı… Özel sektör tarafından, Kızkayası Hidroelektrik Enerji Üretim Tesisinin Su Kullanım Hakkı ve Esaslarına İlişkin Anlaşma 13/02/2009 tarihinde imzalanmış olup, ayrıca Enerji Piyasası Düzenleme Kurulundan 11/03/2009 tarihinde üretim lisansı alınmış olup süreç devam etmektedir.

Batman Milletvekili Sayın Ayla Akat Ata’nın (6/1911) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabımdır efendim: Bakanlığımızca Batman il merkezinde kurulmuş olan ölçüm istasyonu verileri dikkate alınarak TÜİK tarafından belirlenmiş olan yıllık ortalamalar incelendiğinde, kükürtdioksit ortalama 2007 yılında 40 mikrogram/metreküp iken 2009 yılında 9 mikrogram/metreküpe düşmüştür. Partikül madde değeri ise 2007 yılında 138 mikrogram/metreküp iken 2009 yılında 126 mikrogram/metreküp olarak gerçekleşmiştir. Söz konusu partikül madde değerinin yüksek çıkması -ki standartların altında- ilin topoğrafik yapısının çanak şeklinde olması, inversiyon gün sayısının fazla olması, son yıllarda halkımızın fuel oil tipi yakma sistemlerinden daha ekonomik olması sebebiyle kömürlü yakma sistemlerine geçmesi, ülkemizin güneyinden ve doğusundan gelen ve bütün Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ni kuşatan çöl tipi toz kütlesinin etkisinde kalması sayılabilir. Partikül madde yıllık ortalaması Isınmadan Kaynaklanan Hava kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği’nde 2009 yılı için belirlenmiş olan 132 mikrogram/metreküpün altında olmakla birlikte, bu değerin daha da düşürülmesi hedeflerimiz arasındadır. Tabii Batman Valiliği tarafından, yani bizim İl Çevre ve Orman Müdürlüğü tarafından meri mevzuat hükümleri uyarınca denetimler yapılmaktadır.

AYLA AKTA ATA (Batman) – En son denetim ne zaman yapılmış Sayın Bakan?

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Şırnak Milletvekili Sayın Sevahir Bayındır’ın (6/1913) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabımdır: Şırnak Valiliğince, yani İl Çevre ve Orman Müdürlüğünce meri mevzuat hükümleri uyarınca denetimler yapılmaktadır. Ayrıca fakir ailelere kömür yardımı yapılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı uyarınca, hava kirliliğiyle mücadelede başarı ve uygulamada birlikteliğin sağlanması maksadıyla il mahalli çevre kurullarında, başta il ve ilçelerin kirlilik derecelerine göre kaliteleri belirlenmiş kömürlerin dağıtılması, ayrıca Isınmadan Kaynaklanan Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği’nde belirtilen hususlara uyulması sağlanmaktadır.

Şırnak Milletvekili Sayın Sevahir Bayındır’ın (6/1914) esas numaralı söz soru önergesine cevabımdır: Şırnak ilinde 2002-2009 yılları arasında çıkan on bir adet orman yangınında toplam 72,5 hektar alan yanmış olup çıkış sebepleri bilinmemektedir.

Yanan orman alanlarında asli ağaç türü meşe olup kök sürgünü verme özelliğine sahiptir. Bahse konu alanda vejetatif yöntemlerle tabii gençleştirme yapıldığından ağaçlandırma çalışmalarına ihtiyaç kalmadan tekrar yeniden sürgün vermektedir.

Bitlis Milletvekili Sayın Nezir Karabaş’ın (6/1917) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabımdır: Van, Bitlis, Şırnak, Siirt ve Edirne illerindeki hava kalitesi ölçüm sonuçları yönetmelikte belirtilen sınır değerlerin altındadır. Hakkâri’de olduğu gibi bazı şehirlerde topoğrafik durumun da tesiri olmaktadır. Hakkâri’de yaşanan hava kirliliğinin giderilmesi maksadıyla 30/4/2009 ve 27/8/2009 tarihli mahalli çevre kurul kararları ile 2009-2010 kış sezonunda bütün kamu kurum ve kuruluşlarının ısınma maksatlı kullanacağı kömürlerin en az ithal kömür kriterlerini taşıması gerektiği hükmü getirilmiştir.

Ayrıca, Hakkâri Valiliğince, 19/3/2009 tarihli ve 212/399 sayılı yazıları ile üç ilçe kaymakamlığı dâhil olmak üzere bütün kamu kuruluşlarına hava kirliliğine ilişkin yazı gönderilmiş olup bu konuda gerekli tedbirlerin alınması istenmiş ve takip edilmektedir.

ÖZDAL ÜÇER (Van) – Kömürün kalitesi neydi Sayın Bakanım?

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Fakir ailelere kömür yardımı yapılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı uyarınca hava kirliliği ile mücadelede başarı ve uygulamada birlikteliğin sağlanması temin edilmektedir.

Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/1924) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabımdır: Söz konusu illerde -yani Ardahan, Kars, Iğdır, Erzurum, Gümüşhane, Bayburt- aşırı yağışlardan dolayı meydana gelebilecek muhtemel sel taşkınlarına yönelik olarak dere yataklarının sorunlu kesimlerinde acil tedbir mahiyetinde yapılan yatak tanzimi çalışmaları ile akış şartları düzenlenmekte ve ilave olarak kalıcı tedbirler için yapılacak çalışmaları belirlemek üzere konular etüt programları içerisinde ele alınarak detaylı bir şekilde incelenmektedir. Söz konusu etüt çalışmaları neticesinde hazırlanan etüt raporlarının DSİ Genel Müdürlüğümüzce uygun bulunması hâlinde, öngörülen tedbirleri ihtiva eden çalışmalar bütçe imkânları dâhilinde ele alınarak gerçekleştirilmesi sağlanmaktadır. Ayrıca, taşkından koruma tesislerinin bakım ve onarım çalışmaları, her yıl belirlenen programlar dâhilinde düzenli olarak sürdürülmektedir.

Bu maksatla, misal olarak: 2010 yılı içerisinde, Erzurum ilinde, 20 adet taşkından koruma tesisinin ve Ürünlü Göleti sulaması kanallarının bakım-onarımı gerçekleştirilecek ve makine imkânları ölçüsünde derelerde toplu makine çalışmaları yapılacaktır.

Gümüşhane ilinde, 2010 yılında, merkez ilçe Kırıklı, Kayabaşı, Kale, Gökdere ve Yağmurdere köyleri, Şiran ilçesi İnözü köyü, Kelkit ilçesi Dereyüzü, Gerdekhisar, Çambaşı ve Doğankavak köyleri, Söğütlü beldesi ve Harşit I, II ve III’üncü kısımları taşkından koruma tesislerinin bakım-onarımı gerçekleştirilecek ve toplu makine çalışmaları kapsamında 4.500 metre güzergâhta 25 bin metreküp taş tahkimat yapılacaktır. Bunlar planlandı.

Bayburt ili için keza, 2010 yılında, Demirtaş ve Mutlu köyleri taşkından koruma tesislerinin bakım-onarımları gerçekleştirilecektir.

Bayburt ve Gümüşhane illerinde bulunan dere yataklarında periyodik olarak makineli çalışmalar şu anda sürdürülmektedir.

Kars ilinde, 2010 yılında, Susuz ilçesi Alçılı köyü, merkez ilçe Gelirli köyü, Sarıkamış ilçesi Süngütaşı ve Karaurgan köyleri taşkından koruma tesislerinin bakım-onarım işleri gerçekleştirilecek. Toplu makine çalışmaları kapsamında ise Kars Çayı’nda 300 metre güzergâhta 2.250 metreküp taş tahkimatı, Selim ilçe merkezinde 2.290 metrede 16.213 metreküp taş tahkimatı, 24.954 metreküp kazı ve 6.870 metreküp stabilize dolgu, Sarıkamış ilçe merkezinde 150 metrede 2.814 metreküp kazı, 1.464 metreküp taş tahkimatı ve 8.250 metreküp stabilize dolgu yapılacaktır.

Ardahan ilini de kısaca özetleyeyim: 2010 yılında Göle ilçesi Danaboğan Deresi taşkından koruma tesislerinin bakım ve onarımı gerçekleştirilecek, toplu makine çalışmaları kapsamında ise Göle ilçesi Yeniköy köyünde 675 metre güzergâhta çalışma yapılacak, ayrıca Posof ilçesi Yurtbekler köyünde 1.850 metrede çalışma yapılacaktır.

Iğdır ilinde, keza, Aras Nehri, Alican köyü Malkara Köprüsü güzergâhında 30 bin metreküp, Serdarabat Regülatörü membasında 24.500 metreküp rüsubat temizliği, Ağabey ve Aralık Hacıağa köyleri mevkisinde 25 bin metreküp kazı, 1.800 metreküp stabilize dolgu ve 2.520 metreküp taş tahkimatı yapılmıştır.

Taşkın koruma ve rüsubat kontrol işlerinden, 2010 Yılı Yatırım Programı ve Uygulama Planı’nda yer alan Ardahan ilinde 10, Kars ilinde 6, Iğdır ilinde 1, Erzurum ilinde 38, Gümüşhane ilinde 8 ve Bayburt ilinde 8 adet olmak üzere toplam 71 adet iş, bütçe imkânları ve ayrılan ödenekler nispetinde gerçekleştirilmeye çalışılacaktır, bu yıl sonuna kadar.

Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/1925) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabımdır: Özellikle, doğa hakkı komisyonu kurulmasına ilişkin Bakanlığımızca herhangi bir çalışma yürütülmemektedir şu anda.

Derelerin satışı söz konusu değildir. Bu derelerden elektrik üretim maksatlı olarak su kullanım izni verilmiştir. Mart 2010 itibarıyla 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu kapsamında özel sektör tarafından müracaat edilen proje sayısı 1.576 adet olup bu projelerden 1.099 adedi incelenerek uygun bulunmuş ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna lisans işlemleri için sevk edilmiştir. 653 adet proje için -yani HES için- Su Kullanım Hakkı Anlaşması imzalanmış ve 577 adedi için Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından lisans verilmiştir. Ayrıca, çoklu müracaat edilmiş projelerde yapılan hidroelektrik kaynak katkı payı toplantılarında verilen tekliflerle 467 proje için yıllık 976 milyon TL gelir elde edilecektir. Ayrıca, lisans süresi sonunda devlete bu tesisler bilabedel olarak devredilecektir. Yani burada asla derelerin satışı söz konusu değildir, yapılan işlem sadece derelerdeki suyun düşümünden, gücünden istifade ederek elektrik üretilmesi ve böylece yurt dışından enerji satın alımında en azından yılda tam 10 milyar dolarlık bir tasarrufun yurt içinde kalmasından başka bir şey değildir.

Bakanlığımızca, orman sayılan alanlarda toplam 482 kişi ve kuruluşa bentonit, boksit, çinko, demir, doğal taş, dolomit, feldispat, granit, gümüş, kadmiyum, kalker, kaolen, kayrak taşı, kireç taşı, kil, kobalt, kömür, krom, kurşun, kuvars, manganez, agat, altın, alüminyum, andezit, bakır, bazalt, mermer, nikel, olivin, perlit, silis kumu, traverten, 1’inci grup maden, 2’nci grup maden, 4’üncü grup maden ve 5’inci grup maden aranması için muvafakat verilmiştir.

Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/1926) ve (6/1973) esas numaralı iki adet sözlü soru önergesine cevabımdır: Kura Projesi Master Plan Raporu kapsamında DSİ Genel Müdürlüğümüzce etüt edilen toplam 86.850 hektar tarım arazisinin 45.104 hektarı ekonomik sulanabilir nitelikte olduğu tespit edilmiş ve bunun 23.157 hektarı Göle Ovası sulaması, 19.147 hektarı Ardahan Ovası sulaması, 2.880 hektarı ise Hanak Ovası sulamasından ibarettir. Ayrıca 16.499 hektar arazi ise Master Plan ön inceleme aşamasında kalmış, mülga Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile halk sulamaları şu anda yapılmaktadır.

Ardahan Ovası sulamasında 5.996 hektarlık Çataldere Regülatörü Sulaması Planlama Raporu hazırlanması işi olarak 2010 Yılı Yatırım Programı ve Uygulama Planı’na alınmış olup done temin çalışmaları şu anda devam etmektedir.

Ardahan İli Kura Projesi kapsamında DSİ, Elektrik İşleri Etüt İdaresi ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve bu Kanun’a istinaden çıkartılan yönetmelik hükümleri doğrultusunda özel sektörce geliştirilen projeler dâhil Ardahan ilinin toplam enerji potansiyeli 703,23 megavat kurulu güç ile yılda 1 milyar 869 milyon kilovatsaat enerji üretimi planlanmaktadır.

Karasu Barajı Ön İnceleme Master Plan Raporu, Beşikkaya ve Burmadere barajlarının planlama raporları onaylı olup söz konusu barajların, planlama ve proje yapım çalışmalarının tamamlanmasını müteakiben, bütçe imkânları dahilinde inşaat yapım işleri ileriki yıllarda ele alınabilecektir.

Köroğlu Barajı, Kotanlı Barajı ve Kayabeyi barajlarının ise 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve bu Kanun’a istinaden çıkarılan yönetmelik hükümleri kapsamında özel sektörce inşaatlarına başlanılmıştır.

Ülkemiz ile Gürcistan Cumhuriyeti arasındaki sınırda, iki ülke arasında müştereken Gürtürk Barajı ve HES ise master plan raporu onaylı olup planlama çalışmaları devam etmektedir. Ayrıca planlaması onaylı olan Beşikkaya Barajı’ndan Çoruh havzasına yıllık 217 milyon metreküp su aktarılması ve Çoruh yan kollarından biri olan Köprüler Deresi sularının değerlendirilmesi maksadıyla 1 adet depolama, yani Tosunlu Barajı, 3 edat regülatör (Ekşinar regülatörü, Akyürek regülatörü ve Ardanuç regülatörü) 4 adet hidroelektrik santral (Bunlar: Güleç HES, Harmanlı HES, Ardanuç 1 ve Ardanuç 2 HES) planlanmış olup toplam 372 megavat kurulu güç ile yıllık 888 milyon kilovatsaat hidroelektrik enerji üretilmesi planlanmaktadır.

Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mehmet Akif Paksoy’un (6/1935) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabımdır: Bakanlığımızca uzun yıllardır yürütülen çalışmalar neticesinde, gölün en düşük kotlarında Balıkalan yerleşim yerinin batısındaki Büyük Göl olarak adlandırılan bölge drenaj çalışmalarının dışında tutularak sulak alan olarak ayrılmıştır. Önümüzdeki yıllar içerisinde sulak alan olarak ayrılan bu bölgenin ekosisteminin canlanmasını müteakip öncelikle kuş cenneti olmak üzere turizm potansiyeli ve projeleriyle değerlendirilmesi planlanmaktadır.

Malatya Milletvekili Sayın Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun (6/1946) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabımdır: Efendim, Boztepe Barajı, malum olduğu üzere, 2/9/1997 tarihinde ihale edilmiş ve 28/11/1997 tarihinde işe başlanmıştır.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – On üç yıl… On üç yıl Sayın Bakanım, dikkatini çekerim.

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Barajın sulama sahasının klasik sistemden -iptidai sistemdi- borulu sisteme dönüştürülmesiyle alakalı olarak yapılan planlama revizyon çalışmaları sürdürülmekte olup onay safhasına gelinmiştir. Yaklaşık 11.697 hektarın kapalı sistemle sulanması öngörülen projelerin yapımı 2010 yılı içerisinde ihale edilecektir, sulama projesi. Proje yapımının tamamlanmasından sonra ise inşaat ihalesine geçilecektir.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – On üç yıl sonra mı Bakanım?

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Kapıkaya Projesi, 20/01/1998 tarihinde ihale edilmiş ve 25/06/1998 tarihinde işe başlanmıştır. Ancak Yüksek Planlama Kurulu kararı gereğince 2003-2006 yılları arasında iz bedelle durdurulmuştu. Bu proje, Malatya Kapıkaya Sulaması Uygulama ve Kamulaştırma Planları Proje Yapımı işi ihale edilmiş ve 2010 yılı sonunda tamamlanması planlanmıştır. İnşaat ihalesi, proje çalışmalarını müteakip tamamlanacaktır. Biliyorsunuz, barajın inşaatına büyük hız verdik, bitiyor Sayın Vekilim.

Malatya Milletvekili Sayın Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun (6/1947) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabımdır: Yoncalı Barajı, 1995 yılında ihale edilmiş ve 96’da işe başlanmıştır ancak Yüksek Planlama Kurulu kararı gereğince 2002 yılı sonunda iz bedelle durdurulmuştur. Projede planlama revizyonu çalışması devam etmekte olup çalışma neticelerine göre gereği yapılacaktır.

Adana Milletvekili Sayın Kürşat Atılgan’ın (6/1980) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabımdır: Orman Genel Müdürlüğümüz, muhtemel orman yangınlarıyla havadan mücadele maksadıyla 1995 yılından bu yana yaptığı helikopter kiralama ihalelerinde, kiralama ücretlerinin her yıl artması ve yeterli sayıda helikopter bulunmaması sebebiyle 20 adet genel maksat helikopteri satın almaya karar vermiştir. İhale Savunma Sanayii Müsteşarlığınca yapılmakta olup helikopterler en erken 2013 yılında teslim alınacaktır. Bu sebeple, 2009-2013 yılları arasındaki beş yıllık sürede her yıl için ihtiyaç duyulan 20 adet genel maksat helikopteri kiralama ihalesi hazırlıklarına 12/9/2008 tarihinde başlanmış ve 15/1/2009 tarihinde Kamu İhale Kurumu esasları dâhilinde açık ihale usulü ile ihalesi gerçekleştirilmiştir. 16 istekli firma doküman satın almış ancak 4 firma ihaleye katılmıştır. Bunlardan biri fiyat teklifi yerine teşekkür mektubu vermiş olup, diğer teklifler kiralama saat ücreti olarak 13 helikopter için toplam 7.373 Amerikan doları, 12 helikopter için toplam 11.580 Amerikan doları, 14 helikopter için toplam 10.912 Amerikan doları şeklindedir. İhale 13 helikopter için toplam 7.373 Amerikan doları teklif veren firmaya verilmiştir çünkü en düşük teklif veren oydu. Söz konusu saat ücreti 2009-2013 yılları arasında beş yıllık süre için geçerli olup, değişmeyecektir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Sayın Başkan, bitiriyorum.

BAŞKAN – Sayın Bakan, bitirene kadar size süre vereceğim, az kaldı çünkü.

Buyurunuz.

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Çok teşekkür ederim Sayın Başkan, çok az kaldı.

Orman Genel Müdürlüğü 2009 yılında uzun süreli olarak kiralamış olduğu 13 adet helikoptere ilave olarak 2010 yılında ihtiyaç duyacağı 9 adet genel maksat helikopterinin bir yıllığına kiralanması ihalesi hazırlıklarına 12/11/2009 tarihinde başlamış ve ihaleyi, 26/1/2010 tarihinde Kamu İhale Kurumuna ait esaslar dâhilinde açık ihale suretiyle gerçekleştirilmiş olup 13 istekli firma ihale dokümanını satın almış ve ihaleye 5 firma katılmıştır. Firmalardan biri teşekkür mektubu vermiştir. Diğer teklifler, 9 helikopter için toplam 7.200 Amerikan doları, 7 helikopter için toplam 6.689,23 Amerikan doları, 9 helikopter için toplam 6.525 Amerikan doları ve 7 helikopter için toplam 5.988 Amerikan doları şeklindedir. Tabii, en ucuz teklifi veren, 7 helikopter için toplam 5.988 Amerikan doları teklif veren firmaya ihale verilmiştir.

Antalya Milletvekili Sayın Hüsnü Çöllü’nün (6/2011) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabımdır: DSİ Antalya Bölge Müdürlüğümüz tarafından 1970 yılında Elmalı, Karagöl-Avlan Taşkın Tesisleri Planlama Raporu hazırlanmıştır. Projeye göre sadece hazine arazilerini kapsayan ve özel mülkiyeti su altında bırakmayacak şekilde su seviyesi olarak 1.026 metre kotu tespit edilmiştir. Bu maksatla Avlan Gölü suyunu Finike-Başgöz Çayı’na derive eden tünel kapakları kapatılarak su seviyesi sabitlenmiştir. Ayrıca maksimum su seviyesi olan 1.026 metre su kotunun üzerindeki suların da özel tarım mülkiyetine zarar vermemesi için Yakaçiftlik Düdeni’nin kapağı dolusavak gibi çalıştırılarak 1.026 metre kotunun üzerindeki suların tahliyesi sağlanmıştır. Avlan Gölü rezervuarında bulunan 1.026 metre kotunun altındaki doğal düdenlerin ıslahı tamamlanmış olup, düden seddelerine ait taş tahkimat çalışmaları da gerçekleştirilmiştir.

DSİ Genel Müdürlüğümüzce yapılan Avlan Gölü’nün Yeniden Oluşturulması Projesi ile gerek yer altı suyu gerekse canlı türlerinin üremesine destek olunmuştur. Avlan Projesi’nde yapılan çalışmalar neticesinde tabii denge sağlanmış olup göl kurtarılmıştır. Yağışların normal olması durumunda Avlan Gölü’nde hiçbir sorun yaşanmayacaktır.

Adana Milletvekili Sayın Hulusi Güvel’in (6/2062) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabımdır: Efendim, orman yangınlarına ait bütün istatistiki verileri biz yıllar itibarıyla Orman Genel Müdürlüğünün “www.ogm.gov.tr” adresinde kamuoyunun bilgisine açık şekilde sunuyoruz. Yangından zarar gören bütün alanlar aynı yıl içerisinde ağaçlandırılmaktadır, bir yıl içerisinde.

Uçak satın alınması planlanmamaktadır. Yangın söndürme için yirmi adet helikopter alınması çalışmaları 2005 yılından beri Savunma Sanayii Müsteşarlığı bünyesinde devam etmekte olup ihalenin Haziran 2010 tarihinde neticelendirilmesi konusu Savunma Sanayii İcra Komitesinin gündemine alınmıştır.

Manisa Milletvekili Sayın Mustafa Enöz’ün (6/2067) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabımdır: Efendim, Gediz havzasında yaşanan çevre kirliliği sorununa karşı çözüm önerileri getirmek ve etkin bir mücadele yürütmek üzere, Bakanlığımızın koordinasyonunda konuyla alakalı bütün kamu kurum ve kuruluşları ile üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarının katılımları ile Gediz Havzası Koruma Eylem Planı hazırlanmış ve Mayıs 2008’de yürürlüğe girmiştir.

Söz konusu eylem planı kapsamında, altı ayda bir, havzada yer alan kamu kurum ve kuruluşlarının, belediyelerin katılımıyla çalışmalar devam ediyor. Gediz Havzası Koruma Eylem Planı izleme, değerlendirme ve koordinasyon toplantıları da yapılıyor.

Ayrıca, havzada yer alan yerleşim birimleri ve sanayi tesislerinin atık su arıtma tesisleriyle alakalı denetimler ve izlemeler de gerçekleşmektedir. Gediz Havzası Koruma Eylem Planı kapsamında kurum ve kuruluşlar nezdinde müteakip defalar yapılan toplantılarda Bakanlığımız tarafından havzadaki yerleşim birimlerinin atık su arıtma tesisleri kurmaları maksadıyla müşavirlik ve inşaat aşamalarında kısmi hibe desteği sağlanmaktadır.

Ayrıca, nüfusu 10 binden küçük yerleşim birimlerinde ise atık su arıtma tesisleri için İller Bankası Genel Müdürlüğü tarafından kısmi destek sağlanması yönünde çalışmalar yapılmaktadır.

Ben, bu bilgileri sayın milletvekillerimizin takdirlerine arz ediyorum. Tekrar yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. Teşekkürlerimi arz ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Eroğlu, bir dakikanızı rica edeceğim.

Milletvekili arkadaşlarım sisteme girmişler -süremiz de bitti ama az kaldı- herkese, her milletvekiline birer dakika süre vereceğim, ek açıklama için; bir beş dakika daha sizden rica ediyorum.

Buyurunuz Aslanoğlu.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Bakanım, 2010’a kadar, maşallah, Yüksek Planlama Kuruluna götürdünüz, şimdi planlama, revizyon geldi.

Arguvan halkı onurludur, hakkı olmayan bir şeyi istemez, hakkını da ister ama siz bizi oyalıyorsunuz, kandırıyorsunuz ve 2010 bütçesine ödenek koymadığınız takdirde orada açlık grevine başlayacağım, bunu söylüyorum. Eğer yapmayacaksınız “yapmıyoruz” deyin. On yedi yıldır oyalıyorsunuz, 2010’dan bu yana…

OSMAN KILIÇ (Sivas) – “On yedi yıldır” diyor, şuna bakın!

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Arguvan halkının Yoncalı Barajı’na hakkını istiyoruz. 2010 yılından bu yana oyalıyorsunuz. Bu nedenle…

OSMAN KILIÇ (Sivas) – On yedi yıldır iktidarda mıyız biz?

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Ben bir milletvekili olarak utanıyorum Arguvan halkından. Sizler benden daha çok üzüntü duymalısınız ama sizlerde bu duyarlılığı göremiyorum.

İki: Malatya’da, iktidarınızda bir tane baraj açmadınız; on üç yıl geçmiş, on dört yıl geçmiş, on yedi yıl geçmiş, hâlâ daha bir tane barajın kurdelesini kesmediniz. Lütfen -iki tane gölet- bunu böyle bilin.

Yoncalı Barajı konusunda bir kez daha sizi Arguvan halkı adına duyarlılığa davet ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Aslanoğlu.

Sayın Bakan, buyurunuz.

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Efendim, şimdi özellikle şunu belirteyim: Malatya’da pek çok barajın geçmiş dönemde ihalesi yapılmış ama bunlardan…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Hiçbiri açılmadı Sayın Bakan! Hiçbirini açmadınız! Bir tane kurdele kestiniz mi?

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Bir dakika, müsaade edin. Ben sizi dinledim.

Kapıkaya Barajı’nı biz çok önemli olduğu için yıldırım hızıyla tamamlıyoruz.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sekiz sene geçti.

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Bunların projeleri de, sulama projeleri de bitmek üzere, ihale edeceğiz ancak Yoncalı Barajı’nda çok büyük problem var, teknik olarak projede hatalar var, düzeltilmesine ihtiyaç vardı.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Tamam.

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Bunu çok açık söyleyeyim.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Açık, net.

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Yani bununla ilgili çalışmalar devam ediyor. Bizzat kendim takip ediyorum. Onu özellikle vurgulamak istiyorum. Kaldı ki Malatya’ya biz hakikaten çok büyük yatırımlar yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Göletler, sulama tesisleri… Bakın, şu anda Çerkezyazı sulamaları, onların ana kanalları bitti, sulama tesisleri bitiyor. Bunlar gerçekten çok önemli.

BAŞKAN – Sayın Ata…

AYLA AKAT ATA (Batman) – Sayın Başkan, teşekkürler.

Sayın Bakanım, 2002-2009 verilerini verdiniz ama biz zaten sorumuzda en son denetim nasıl yapıldı, hava kirliliğine ilişkin Batman’daki 2002-2009’daki düşüşü verdiniz ama hâlâ bebek ölümlerindeki çok ciddi artış, yine solunum yolları hastalıklarındaki ciddi artış Batman halkının bu konuda ne tür denetimler yapıldığı, Bakanlığınızın bu konuda ne tür tedbirler aldığı noktasındaki sorularını beraberinde getiriyor ama sizin verdiğiniz cevapta bu noktada hiçbir şey yok. Sadece verileri verdiniz Sayın Bakanım, ama Batman’da gerek toz kütlesi gerek Batman’ın fiziki koşulları gerekse kullanılan kömür Batman’ın hava kirliliğine mahkûm edilmesine gerekçe olamaz. Bu konuda Bakanlığınızın ne tür tedbirler aldığını ya da almayı düşündüğünü biz de bilmek istiyoruz, Batman halkı da bilmek istiyor.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Ata.

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Efendim, şunu ifade edeyim: Şu anda Batman’da hava kirliliği standartlarının hepsi, gerek kükürt dioksit, partikül madde konsantrasyonu standartların altında…

AYLA AKAT ATA (Batman) – TÜİK’in verilerine göre öyle değil.

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – …ancak tabii, iyinin daha iyisi var, şu anda standartların altında, sürekli ölçüyoruz; ancak, özellikle, tabii, burada, biz şunu yapıyoruz: Kömür kalitesinin o bölgede, Mahallî Çevre Kurul kararıyla iyi kaliteli kömür kullanılması… Sadece burada o bölgede kirli birtakım yakıtlardan mesele kaynaklanmıyor, bir de bilhassa çölden gelen toz bulutları var, partikül maddenin yüksek olmasının sebebi bu.

AYLA AKAT ATA (Batman) – Petrolün çıkarılması, işlenmesi, üretilmesi… Bu tesisler nasıl denetleniyor?

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Biz, geçen ay, özellikle Suriye, Ürdün, İran, Irak’ı buraya davet ederek, çölden gelen bu tozların, atmosferik tozların kontrol edilmesi, o bölgelerde erozyon kontrolü tedbirlerinin alınması konusunda da çalışmaları başlattık, hatta bu ülkelerle protokoller de, ikili iş birliği protokolleri de imzalandı, bunu da sürekli denetliyoruz…

AYLA AKAT ATA (Batman) – Petrolün çıkarılması, üretilmesi, işlenmesi için tesisler var, çok ciddi hava kirliliği oluyor.

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – …hatta Batman’ın ve diğer illerin, bütün seksen bir ilin hava kalitesini bizim Çevre Orman Bakanlığı web sayfasından takip etmek mümkündür.

Evet, teşekkür ediyorum.

AYLA AKAT ATA (Batman) – Sayın Bakan, doğru değil, TÜİK’in verileri ortada!

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, süremizi çok aştık. En son olarak Sayın Bayındır’a söz vereceğim ve böylece bu soru işlemini kapatacağım.

SEVAHİR BAYINDIR (Şırnak) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakanım, 23’üncü Döneme ilişkin Ağustos 2008 tarihinde Antalya’nın Serik ilçesinde bir orman diktiniz ve o ormanda her vekil adına bir fidan diktiniz, teşekkür ederiz bunun için, ama sorduğum soruda da Şırnak’ta her ne kadar çıkan yangınlara bağlı olarak orman yeniden yeşeriyorsa, bu yeşeren ormanın ömrü ne yazık ki bir yılı geçmiyor. Dolayısıyla, biz de bütün vekillerin adını yazmak isteriz o fidanlara, ama bu fidanların korunması için ne tür tedbirleriniz var?

Bir de “Bu yangınların sebebi belirsiz.” diyorsunuz. Hayır, belirsiz değil, bölgede yangınların temel nedeni güvenlik güçlerinin ormanı ateşe vermesidir. Bu ateşi, hem insanların yüreğindeki hem de doğanın yüreğindeki ateşi söndürmek için ne tür tedbirler almak istiyorsunuz?

İkinci bir sorum daha vardı Başkanım, eğer müsaade ederseniz.

Bu tozların temel nedenlerinden biri de acaba barajlardan kaynaklı, yeterince suyun diğer ülkelere akıtılmamasının bir sebebi…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

NURETTİN AKMAN (Çankırı) – PKK yakıyor, PKK.

SEVAHİR BAYINDIR (Şırnak) – Haddini bil, muhatabım değilsin sen.

NURETTİN AKMAN (Çankırı) – Sahiplenme.

BAŞKAN – Sakin olun lütfen.

Buyurunuz Sayın Eroğlu.

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Müsaade ederseniz cevap vereyim.

Sayın Milletvekilim, özellikle şunu söyleyeyim: Orada, son altı yılda, 2002 yılından 2009 yılına kadar o bölgede, söylediğiniz yerde yanan miktar 75 hektar. Yani, 7’ye bölerseniz yaklaşık…

SEVAHİR BAYINDIR (Şırnak) – Sayın Bakanım, az mı?

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Efendim, orman yangınları açısından -burada ormancı vekillerimiz var- kıymeti harbiyesi olmayan bir miktardır. Bakın, bunu çok açık söylüyorum.

Bakın, Serik’te ne kadar yer yandı biliyor musunuz?

AYLA AKAT ATA (Batman) – Sayın Bakan, böyle diyemezsiniz “Kıymeti harbiyesi yoktur.” diyemezsiniz.

SEVAHİR BAYINDIR (Şırnak) – Kıyaslayamazsınız.

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – 14 bin hektar, 14 bin. Dolayısıyla, orada, o iklim şartları açısından…

BAŞKAN – Sayın Milletvekili… Sayın Bayındır, lütfen dinleyiniz.

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Bir dinlerseniz…

İklim şartları açısından orada orman yetiştirmek fevkalade zor. Kurak bölge, kuraklığa dayanıklı çalışmalar yapmak lazım.

AYLA AKAT ATA (Batman) – Meşe yetişiyor.

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Meşe… Bunları zaten yapıyoruz. Tekrar birtakım bakım çalışmaları yapılıyor. Mevcut, oradaki köklerinden meşe tekrar yeniden sürgün veriyor. Bu çalışmalar yapılıyor.

Gerekirse oraya da gideriz, birlikte bütün milletvekillerimiz adına ağaç dikeriz.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Eroğlu.

MEHMET AKİF PAKSOY (Kahramanmaraş) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri…

MEHMET AKİF PAKSOY (Kahramanmaraş) – Sayın Başkan, kısa bir sorumuz vardı bizim ama.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, on beş dakika ek süre verdim bu bir saatin üzerine, bu kadar oldu. Zaten süremizi aşmıştık, kusura bakmayınız lütfen.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – İki soru kalmıştı Sayın Başkan.

BAŞKAN – Şimdi, alınan karar gereğince diğer denetim konularını görüşmüyor ve gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.

Birinci sırada yer alan, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

İkinci sırada yer alan, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

2.- Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S. Sayısı: 321)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

Üçüncü sırada yer alan, Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para Fonu Ana Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

3.- Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para Fonu Ana Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/761) (S. Sayısı: 458)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

Dördüncü sırada yer alan, Kooperatifler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın; Kooperatifler Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Tarım, Orman ve Köyişleri ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonları raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

4.- Kooperatifler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, Kooperatifler Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Tarım, Orman ve Köyişleri ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonları Raporları (1/811, 2/633) (S. Sayısı: 496) (x)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Geçen birleşimdeki görüşmelerde tasarının 6’ncı maddesi üzerinde en son Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına konuşma yapılmıştı.

Şimdi söz sırası, şahıslar adına Sakarya Milletvekili Recep Yıldırım’ın.

Buyurunuz Sayın Yıldırım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

RECEP YILDIRIM (Sakarya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 496 sıra sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 6’ncı maddesi üzerinde şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.

Terör örgütünce İskenderun’da şehit edilen askerlerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı dilerim. Yaralı askerlerimize acil şifalar diliyorum.

Yine ayrıca, uluslararası karasularında insani yardım götüren gemilere korsanca saldıran İsrail’i lanetlerken, şehitlerimize Mevla’dan rahmet, ailelerine sabırlar niyaz ederim, yaralılara acil şifalar diliyorum. Bu gibi insanlık dışı muamelelerin olmamasını Cenabıhak’tan niyaz ediyorum.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, bu iki olayın da aynı zamanlara denk gelmesi, birisinin iç tehditte, terör örgütünün ne kadar acımasızca askerlerimize karşı savaştığını ve aynı zamanda, uluslararasında İsrail de bütün anlaşmaları bir tarafa bırakarak korsanca bir devlet olduğunu ortaya koymuş, bugün Değerli Genel Başkanımız, Başbakanımız grupta, belki Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa, İsrail’e ve onun yandaşlarına gerekli cevabı vermiştir. Ben bu olayların bundan sonra, yeterince inşallah, yeterince…

YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Kanunla ne alakası var?

RECEP YILDIRIM (Devamla) – …Başbakanımızın vermiş olduğu ifadeler çerçevesinde yerini bulacak, herkes hak ettiği cevabı alacaktır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.

HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) – Bir çuval daha geçmesin başımıza, bir çuval daha!

YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – “One minute”i unutma!

RECEP YILDIRIM (Devamla) – Evet, inşallah göreceğiz, görmeye devam edeceğiz. Hiç alınmaya gerek yok, alınmaya gerek yok. İnşallah hep beraber yaşayacağız ve göreceğiz.

YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Konuyla ne alakası var?

HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) – Bir çuval daha geçirmeyelim başımıza!

                                  

(x) 496 S. Sayılı Basmayazı 15/04/2010 tarihli 87’nci Birleşim Tutanağı’na eklidir.

RECEP YILDIRIM (Devamla) – Evet, değerli milletvekilleri, kim ne derse desin, hak yerini bulacak, haksız işler yapanların gereken cevabı gerektiği şekilde verilecektir. Ondan hiç şüpheniz olmasın.

EŞREF KARAİBRAHİM (Giresun) – Bundan hiç şüphem yok!

RECEP YILDIRIM (Devamla) – Evet…

Daha dün “One minute” dediği zaman Sayın Başbakanımız, evet, bir kısım milletvekili arkadaşların, “Bu sözü neden söyledi? İsrail şunu yapar, bunu yapar.” ödleri kopmuştu ama bugün…

EŞREF KARAİBRAHİM (Giresun) – Ne oldu?

RECEP YILDIRIM (Devamla) – Ödleri kopmuştu…

Evet, bugün, hiç kimsenin duymadığı ve dünyada herkesin alacağı cevabı aynı şekilde haykıran bir başbakana sahibiz, mutluyuz, bununla övünmemiz lazım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Ne söyledi?

MUSTAFA ENÖZ (Manisa) – Boş konuşuyorsun!

RECEP YILDIRIM (Devamla) – Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak övünmemiz lazım.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Ne söyledi Sayın Başbakan?

RECEP YILDIRIM (Devamla) – Evet “Övünmemiz lazımdır.” diyorum.

Değerli arkadaşlar, görüşülmekte olan bu Kooperatifler Kanunu’nun 6’ncı maddesinde şu şekilde görüşlerimi ifade etmek istiyorum: Türkiye’de çeşitli alanlarda faaliyet gösteren 26 türde kooperatif bulunmaktadır. Bunların sayısı ise yaklaşık 88 bin adettir. Toplam ortak sayısı 8,5 milyondur. 59.129 adet konut yapı kooperatifinin 2 milyon 150 bin üyesi vardır. Toplam kooperatif sayısı içinde yapı kooperatiflerinin büyüklüğü yaklaşık yüzde 70 civarında bir paya sahiptir.

Geçmişte yapı kooperatifçiliğinin iyi örnekleri olduğu gibi çok olumsuz uygulamalara da sebebiyet vermiştir. Daha çok denetlemelerdeki eksiklikler ön plana çıkmıştır.

Konut yapımı çok kolay bir iş değildir. Bugüne kadar Sanayi Bakanlığımızın iş hacminin artması nedeniyle bu hususta tecrübe, deneyim ve denetim konusunda başarılı olan Bayındırlık ve İskân Bakanlığına bağlanarak daha iyi hizmet verileceği konusunda bu kanuna ihtiyaç duyulmuştur.

Ben, bu kanunun hayırlı olmasını diliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Yıldırım.

Sayın milletvekilleri, saat 19.00’a kadar ara veriyorum.

Kapanma Saati: 18.43

 

 


ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 19.18

BAŞKAN : Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Harun TÜFEKCİ (Konya)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 109’uncu Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

496 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet yerinde.

6’ncı madde üzerinde şahıslar adına Kırşehir Milletvekili Mikail Arslan.

Buyurunuz Sayın Arslan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MİKAİL ARSLAN (Kırşehir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 496 sıra sayılı Kooperatifler Kanunu teklifi üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Konuşmama başlamadan önce, İskenderun Deniz Üssü’nde, uluslararası sularda insani yardım yükü taşıyan gemilerimize yapılan saldırılar sonucu şehit olan asker ve sivillerimize Allah’tan rahmet diler, kederli ailelerine ve tüm ulusumuza başsağlığı diliyorum. Her iki menfur saldırıyı da şiddetle kınıyorum. Gecenin şafağında beyaz bayraklarıyla insani yardım götüren gemilerimizin bayrakları şehitlerimizin kanlarıyla boyanmıştır ve gecenin şafağında kızıl renge boyanan beyaz bayrağın üstünde “Ay Yıldız”ımızın, ayın ve yıldızın şavkı düşmüştür ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının haksız yere kanının döküldüğü her alan, her nokta bizim için bir kara nokta olarak düşünülmektedir ve bu şekilde de biz bugünü unutmayacağız.

İsrail de şunu unutmamalıdır ki: Bugün Türk halkının Gazze’ye uzatmış olduğu yardım elinin bir benzerini yıllar önce atalarımız İspanya’da soykırımına tabi tutulan Yahudi halkına da uzatmıştı. Zor günler geçiren Yahudi halkına yardım eden halkımız, bugün de Gazze halkına yardım etmektedir.

İsrail’in unutmaması gereken ikinci bir şey daha var: Peygamber Efendimizin hadisi şeriflerinde buyurduğu “Türkler size dokunmadıkça siz de Türklere dokunmayın.” hadisi şerifi gereğince, Peygamber Efendimiz, Arap halkını, Arap ulusunu Türklere asla saldırılmaması ve dokunulmaması gerektiği konusunda ikaz etmiştir ve bunun sonucu olarak da Türk milleti Müslüman olmuştur. İki gün önce Kırşehir’in İnanç köyünde Şeyh Edebali’yi anma törenleri ve Türklerin Müslüman oluşunun 1050’nci yılını kutladık. Bu cihangir millet, tarihinde birçok zaferlere imza atmıştır ve tarihi şan ve şerefle doludur; her gittiği yere adaleti ve hakkaniyeti götürmüştür. 557’nci yılını kutladığımız İstanbul’un fethi de bunlardan bir tanesidir.

Dolayısıyla, İsrail halkının ve İsrail hükûmetinin, Türk halkıyla ilgili yapılmış olan bütün siyasi hamlelerinde çok dikkat etmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz. Bunun, sadece Türkiye Cumhuriyeti devletine, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına değil, bütün Türk dünyasına karşı yapıldığını da kabul etmek lazım. Türk dünyasının da karşısında bulunduğunu bilmesi lazım. İsrail bu tavrıyla, en ufak bir tehdidi, en ufak bir hatayı en büyük cezayla cezalandırma yoluna başvurmaktadır ki, bu, onların korkularının bir işaretidir ve bu yapılanlar da onların sadece korkularını artıracaktır.

Hazreti Musa’nın, Yuşa’nın, Hazreti İbrahim’in, Hazreti Yunus’un, Yusuf’un, Hazreti Yakup ve Yahya’nın, büyük peygamberlerin neslinden gelen bu millet bu peygamberlerin yolunu esas almalı ve bunlara bakmalıdır; aklıselim ile hareket etmeli ve kendi lehine olan hususlarda doğru hareket etmelidir.

İsra Suresi’nin 4’üncü ayeti İsrailoğullarıyla ilgilidir, bunu müsaadenizle okumak istiyorum: “Biz, Kitap’ta İsrailoğullarına ‘Sizler yeryüzünde iki defa fesat çıkaracaksınız ve azgınlık derecesinde bir kibre kapılacaksınız.’ diye bildirdik. Bunlardan ilkinin zamanı gelince üzerinize güçlü, kuvvetli kullarımızı gönderdik. Bunlar evleriniz arasında sizi dolaşarak aradılar. Bu yerine getirilmiş bir vaat idi. Sonra, onlara karşı size tekrar galibiyet ve zafer verdik. Servet ve oğullarla gücünüzü artırdık, sayınızı daha da çoğalttık. Eğer iyilik ederseniz kendinize etmiş, kötülük ederseniz de yine kendinize etmiş olursunuz.”

Bunları söyledikten sonra, kooperatiflerle ilgili tasarısının 6’ncı maddesi Bayındırlık ve İskân Bakanlığının 180 sayılı Teşkilat Kanunu’yla ilgili, yapı kooperatifleriyle ilgili madde ilavesidir ki asli görevleri arasına alınmaktadır.

Kooperatifçilik, Osmanlı İmparatorluğu döneminde, İstanbul’da İngiliz azınlığı tarafından 1887 yılında ilk defa kurularak başlamıştır. Türkiye Cumhuriyeti döneminde ise yine, 1934 yılında Ankara’da, şu anda Bahçelievler Semti’nin çekirdeğini oluşturan mahallede, yüz elli adet konut yapımıyla ilgili bir kooperatif kurulmuş ve başlamıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

Buyurunuz.

MİKAİL ARSLAN (Devamla) – Tabii, Kooperatif Kanunu’yla ilgili tarihçenin anlatılarak bugünle ilgili sorunlarına aslında gelmek istiyordum, fakat zaman azlığından dolayı bu konuya teferruatlı bir şekilde giremiyoruz.

Bu vesileyle tekrar hepinizi saygıyla selamlıyor, hürmet ve saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Arslan.

Şimdi soru-cevap işlemine geçiyoruz.

Süremiz on dakika.

Bir tek Sayın Şandır’ın sorusu var.

Buyurunuz Sayın Şandır.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Çok teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakana, Hükûmetin üyesi olması dolayısıyla bir soru sormak istiyorum:

Tarım kredi kooperatifleri yüzde 30’u ödenmek kaydıyla üyelerinin borçlarını yeniden yapılandırma kararı verdi, bu yapılandırma talebinde bulunan çiftçilerin üzerindeki icra takibini kaldıracağına dönük bir karar verdi; bunun için teşekkür ediyorum, öncelikle Mersin çiftçisi adına teşekkür ediyorum. Ancak bunun yeterli olmadığını düşünüyorum çünkü o yüzde 30’u da ödeyebilme imkânı yok çiftçimizin. Buradan sormak istiyorum: Hükûmet olarak çiftçimizin borçlarını iki yıl, teminat alarak, faizsiz ertelemenin ve yeniden kredi vermenin imkânı var mıdır? Böyle bir programınız var mıdır? Çiftçi, ancak önümüzdeki döneme, önümüzdeki üretim dönemine borçsuz, yeni krediyle girebildiği takdirde ürün üretebilecek ve borçlarını kapatabilecektir. Böyle bir programınız var mı? Çiftçilerin borçlarının teminat karşılığında iki yıl ertelenmesini düşünür müsünüz?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Şandır.

Buyurunuz Sayın Bakan.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) – Çok teşekkür ediyorum Sayın Şandır.

Bu konuyla alakalı şu anda net bir bilgim yok, bakanlık konusu itibarıyla, ama hemen konuyu bir araştırıp yazılı olarak Sayın Şandır tarafınıza cevabı ileteceğim.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Vatandaşa açıklayın…

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) – Tamam. Sağ olun.

BAŞKAN – Başka soru yok.

Madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:

TBMM Başkanlığı’na

Görüşülmekte olan 496 sıra sayılı yasa tasarısının 6. maddesine (r) bendindeki “gelişmesini sağlayacak tedbirleri almak” ifadesinden sonra “teşvik etmek ve özendirmek” ifadesinin eklenmesini arz ederiz.

Saygılarımızla

 

Ferit Mevlüt Aslanoğlu

 

Sacid Yıldız

Şevket Köse

 

Malatya

 

İstanbul

Adıyaman

 

Ahmet Küçük

 

 

Ergün Aydoğan

 

Çanakkale

 

 

Balıkesir

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI NUSRET BAYRAKTAR (İstanbul) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Kooperatifçiliğin teşvik edilmesi amacıyla.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

6’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 6’ncı madde kabul edilmiştir.

7’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 7- 180 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 12 nci maddesinin birinci fıkrasının mülga (b) ve (c) bentleri aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.

“b) Yapı kooperatifleri ve üst birlikleri ile ilgili olarak Kooperatifler Kanunu ve diğer kanunlar ile Bakanlığa verilen görevleri ve yapı kooperatiflerinin ve üst birliklerinin kurulmasına, işleyişine, tasfiyesine ve denetlenmesine ilişkin iş ve işlemleri yapmak, yapı kooperatiflerinin kuruluş kayıtlarının ve sicillerinin tutulmasını sağlamak ve uygulamaları denetlemek,

c) Yapı kooperatifçiliğinin gelişmesi ve işleyişi ile ilgili tedbirler almak, kooperatiflere mali destek sağlanmasına yardımcı olmak, teknik destek sağlamak ve gerekli mevzuatı hazırlamak,”

BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Amasya Milletvekili Hüseyin Ünsal. (CHP sıralarından alkışlar)

Buyurunuz Sayın Ünsal.

CHP GRUBU ADINA HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; ben de sözlerime başlarken İskenderun’da şehit olan askerlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sabır diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun diyorum.

Ayrıca, insani yardım malzemesi taşıyan gemilere yapılan saldırıyı şiddetle kınıyor, ölenlere Allah’tan rahmet diliyorum.

Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; 496 sıra sayılı Yasa’nın 7’nci maddesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum.

Bu maddeyle 180 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname’nin 12’nci maddesine iki tane bent ekleniyor. Bu maddeyle yapı kooperatifleri ve üst birlikleri Bayındırlık ve İskân Bakanlığına bağlanmaktadır; kooperatiflerle ilgili sicilleri tutma, yapı kooperatiflerini geliştirme, işleyişle ilgili tedbirler alma görevi vermektedir.

Tasarının genel gerekçesine baktığımızda, tasarının genel gerekçesi, kooperatiflerin ekonomiye ivme kazandırdığı, konut sektörünü harekete geçirdiği iddiasındadır. Hâl böyle ise, eğer yapı kooperatiflerinin gerçekte -yazdığı gibi- inşaat sektörüne ivme kazandırdığını, ülke ekonomisine katkı sağladığını kabul ediyorsanız, 2003 yılından beri kooperatiflere neden sırtınızı döndünüz? Kredi desteğini neden vermediniz? Türkiye'de kendi yağıyla kavrulmak isteyen kooperatiflere ve kooperatifçiliğe neden köstek oldunuz? Kooperatifçiliği gerekçede övüyorsunuz ama getirdiğiniz düzenlemeyle tamamen yok etmek istiyorsunuz.

7’nci maddeyle, kooperatiflerin üst birliklerini Bayındırlık Bakanlığına bağlıyorsunuz, kooperatiflerin düzenli çalışması ve denetiminin sağlanmasını talep ediyorsunuz. Eğer gerçekten kooperatiflere destek vermek istiyorsanız yapılacak işleri söyleyelim, bu önerilerimizi lütfen ciddiye alın.

Her şeyden önemlisi, 3’üncü maddeyle bir değişiklik yaptınız, kooperatif yöneticilerini bir kontrolör vasıtasıyla hemen görevden alma ve bir kayyum tayin etme yetkisini verdiniz. Bu, antidemokratik bir yapıdır, bundan derhâl vazgeçin çünkü kooperatifler -ki bu kooperatifleri küçümsemeyin- 8,5 milyon tane ortağı olan kooperatifler yakında bir eylem başlatacaklar -Tekel işçilerini unutmayın- ve bu eylemlerine bu yasa değişikliği nedeniyle devam edeceklerdir. Dolayısıyla, kooperatifler için ve birlik yönetim kurulları için getirilen önergeyle görevden alma yetkisinden lütfen vazgeçiniz, bu anlayışınızdan vazgeçiniz. Neden vazgeçiniz diyorum? Çünkü bu anlayışla, Adalet ve Kalkınma Partisinin, AKP’nin ele geçiremediği kooperatifleri almak istiyorsunuz, bunların en önemlilerinden bir tanesi pancar ekicileri kooperatifleri. Değerli arkadaşlarım, pancar ekicileri kooperatifleri Amerika’da şeker fabrikalarının sahipleri. Amerika’da şeker fabrikaları pancar ekicileri kooperatifleri tarafından işletiliyor ama Türkiye’de pancar ekicileri kooperatifleri fabrikalardan birkaç tanesinin ancak işletme hakkına sahip. Dolayısıyla bunları işleten kooperatifler, yakın zamanda yapılan ihalelere girdiler ve bu fabrikaları satın almaya kalktılar ve vermek istediğiniz firmalara bu konuyu tam olarak aktaramadığınız için ve Danıştay da yerinde müdahale ettiği için bu fabrikaların satışı durdu. Aslında, yapılacak iş, bu pancar ekicileri kooperatiflerini ve birliklerini destekleyip, fabrikaların işletmelerini bu kooperatiflere ve bu birliklere destek vermektir. Ayrıca, Fransa’da da yüzde 60’a varan payla kooperatifler şeker pancarı üretiminde söz sahibidir.

Değerli arkadaşlarım, yakın zamanlarda hepiniz gezmişsinizdir, bizler de çok toplantılarına katıldık, esnaf ve kefalet kooperatiflerini maalesef ele geçiremediniz. Adalet ve Kalkınma Partisinin gözünü diktiği kooperatiflerden bir tanesi de bu. Dolayısıyla, bu getirilen 3’üncü maddeyle, bu antidemokratik yapıyla kooperatifleri ele geçirme kavgası vermektesiniz, bundan derhâl vazgeçmek durumundasınız. Eften püften nedenlerle, aslı olmayan nedenlerle kooperatiflere saldırıda bulunmak pek doğru bir iş değildir, bundan lütfen vazgeçin.

Ülkemizde bulunan toplu konut kooperatifleri de aynı şekildedir. Son zamanlarda, ki 2003 yılından itibaren destekler gittiğinden beri toplu konut kooperatifleri ve onların birlikleri Adalet ve Kalkınma Partisiyle maalesef aynı yönde hareket etmemekte, Hükûmetle sürekli çatışır hâldedir. Bu çatışmanın nedenleri de şudur: Toplu konutta destek değerli arkadaşlarım. 2002 yılında 92 projeye destek verilmiş, kredi miktarı -milyon TL olarak söylüyorum- 108,8; 2003 yılında ise 71’e inmiş, kredi 44,9 milyon TL; 2004 yılında proje sayısı 7, kredi 42,7 milyon TL; 2005 yılında 2, kredi miktarı 11,3 milyon TL; 2006 yılında proje sayısı 1 ve verilen kredi de 4,2 milyon TL.

Değerli arkadaşlarım, maalesef, toplu konutla ve toplu konut kooperatifleriyle ilginizi kestiniz, onların yerine -TOKİ’nin kaynaklarını- konut yapı kooperatiflerine hiçbir kaynak yaratmadan TOKİ kanalıyla son sekiz yılda toplu konut kooperatifçiliğini bitirdiniz. Şimdi bu kooperatifleri bitirdikten sonra, biten kooperatifleri de Bayındırlık ve İskân Bakanlığına devretmek istiyorsunuz. Bu gerçeğin hepimiz farkındayız.

Üst birlikleri lütfen destekleyin. Sadece bunu Bakanlığa devretmekle olmaz -ki Bakanlığa niye devredilmemesi gerektiğini de biraz sonra anlatacağım- kooperatifleri üst birliklere girmeye mecbur edecek bir yasa tasarısı getirelim. Sizin hazırlamış olduğunuz, özellikle Sayın Bakanın, Nihat Bey’in söylediği bir konu var, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı bir Kooperatifçilik Strateji Belgesi hazırladıktan sonra, Sayın Nihat Ergün girişinde şunu söylüyor: “Uzun süreli, yoğun ve katılımcı bir süreç neticesinde belge hazırlık çalışmaları tamamlanmış bulunmaktadır. Bu strateji bir hükûmet politikası olarak uygulamaya yansıtılacaktır.” Fakat o strateji belgesindeki hiçbir uygulamayı maalesef hayata geçirmiyorsunuz, bundan vazgeçmiş durumdasınız.

Değerli arkadaşlarım, ülkemizde üst birlik örgütlenmesi yüzde 25 oranındadır. Dolayısıyla, üst birliğe giriş mecburiyetini getirmeli, yüzde 75 olan kooperatifleri de üst birliklere dâhil etmeliyiz. Böylece, denetim imkânını daha fazla alacağız.

Bu kanunla birlikte, kooperatifleri Bayındırlık ve İskân Bakanlığına bağlamak isteğiniz vardır, nedendir, sebebi anlaşılmamıştır. Bakanlığın işi azalmıştır. Bayındırlık ve İskân Bakanlığının yatırım programına bakınca -bu sene Sayın Bakan gönderdi- anladık ki Bayındırlık ve İskân Bakanlığında iş kalmadı ve böylece, yeni bir konuyu ihdas etmek istiyorsunuz ama ben size bir bilgi notu aktarmak istiyorum: Kooperatifler tek bakanlık tarafından yönetilmelidir. Kredi ve benzeri işlemler açısından her bir bakanlıkla işler ayrı ayrı yürütülmeli. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, bugün yapılan bu düzenlemelerle fiilen “Ticaret Bakanlığı” durumuna getirilmiştir. Yapı kooperatiflerinin amacı ortaklarına konut yapmaktır, üyelerine değil. Bunlar imar ve şehircilik mevzuatının aktörü değillerdir. Bayındırlık Bakanlığı, belediye, özel idare ve meslek odaları, taraf olduğu çerçevede, yapılan imar düzenlemesinin kullanıcısıdır, herhangi bir inşaat yapan kişiden farkı yoktur. Neden bakanlığı değiştiriyorsunuz? 1163 sayılı Kanun’da yapılan değişiklikleri incelerseniz, 1969 yılından 1988 yılına kadar, yirmi yıl süreyle bu, Bayındırlık Bakanlığındaydı ve Bayındırlık Bakanlığında kooperatiflerin başarılı işler yaptığını söylememiz pek mümkün değil. Yirmi yıl süreyle başarısız işler yapan kooperatifleri tekrar bu Bakanlığa vermenin doğru olmadığını düşünüyoruz ama anlaşılan o ki Toplu Konut İdaresi, Bayındırlık Bakanlığı rolünü üstlenmiştir ve bu üstlenmeyle birlikte Toplu Konut, konut dışında hastane, okul, cami, imamevi, yurt, pansiyon, huzurevi, yol, refüj düzenlemesi, tarihî eser restorasyonu, jandarma karakolu ve benzeri işler yapmaktadır. Sayın Başbakan da bu TOKİ’yi tamamen kendisine bağlamak suretiyle de bizzat inşaat sektörünü ele geçirmiş ve kendi kontrolü altına almıştır. Demek ki o bakanlığa iş lazımdır.

Yapı kooperatiflerini inşaat yönüyle bir incelememizde büyük fayda var. Bir yapı kooperatifinin plan, proje ve yapılaşma sürecini hep beraber inceleyelim. Yapı yapılacaksa arazisinin imar planı ilgili belediyesince yapılıyor, yapı projesi ise yine belediyece incelenip yapı izin belgesi veriliyor. Denetim, yapı denetim firmaları tarafından yapılıyor -ki yapı denetim firmaları da, yapı denetim şirketleri de Bayındırlık Bakanlığı denetimindedir zaten- yapı kullanma izni de belediyece veriliyor. Peki, bunun Bakanlıkla alakası nedir merak ediyorum. Eğer “yapı denetim şirketleri” diyorsanız ki, bunun kooperatif denetlemesiyle, dikkatle alakası yoktur.

Değerli arkadaşlarım, konut yapı kooperatifleri sayısı 12.363’tür ve 3 milyon 980 tane konut yapı kooperatifi vardır. Bunlar 127 tane birlik, 7.066 tane ortak, 7 tane merkez birliği, 121 tane ortağı vardır. Konut kooperatiflerinde birliğe üye olma sayısı neredeyse binde 10 seviyesindedir. Türkiye'nin esas problemi buradadır. Eğer konut yapı kooperatifleri binde 10 oranında değil de tamamıyla birliklere üye olursa…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

HÜSEYİN ÜNSAL (Devamla) – Teşekkür ederim efendim, tamamlayacağım.

…ve böylece tüm kooperatiflerin üye olmasını sağlarsak esas konut yapı kooperatiflerinde denetimi ve eğitimi daha sıkı yapmış olacağız. Bayındırlık Bakanlığının veya Sanayi Bakanlığının da görevi burada olmalıdır, konut yapı kooperatiflerinin denetimlerini ve eğitimlerini sağlamakla ilgili her türlü desteği sağlamalıdır. Konut yapı kooperatiflerinin önemi ortadadır, Türkiye’deki toplam kooperatifler içerisindeki oranı yüzde 68’dir. Dolayısıyla, konut yapı kooperatifleriyle ilgili, Bayındırlık Bakanlığına devrinden ziyade, bunların üst birliklere katılması ve merkez birliklerinin hem ekonomik yönden hem de manevi yönden desteklenmesi esastır.

Bu anlayış içerisinde, ya bu kanunun yapımından vazgeçin yahut da bu önerilerimizle ilgili çalışmaları bir an evvel hayata geçirin diyor, hepinize saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Ünsal.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı. (MHP sıralarından alkışlar)

Buyurunuz Sayın Kalaycı.

MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 496 sıra sayılı Kooperatifler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 7’nci maddesi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun görüşlerini açıklamak üzere huzurlarınızda bulunmaktayım. Bu vesileyle, hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Tasarının 7’nci maddesi ile 180 Sayılı Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 12’nci maddesinin birinci fıkrasının mülga (b) ve (c) bentleri yeniden düzenlenerek yapı kooperatifleri ve üst birlikleriyle ilgili olarak Kooperatifler Kanunu ve diğer kanunlar ile Bakanlığa verilen görevleri ve yapı kooperatiflerinin ve üst birliklerinin kurulmasına, işleyişine, tasfiyesine ve denetlenmesine ilişkin iş ve işlemleri yapmak, yapı kooperatiflerinin kuruluş kayıtlarının ve sicillerinin tutulmasını sağlamak ve uygulamaları denetlemek, yapı kooperatifçiliğinin gelişmesi ve işleyişiyle ilgili tedbirler almak, kooperatiflere mali destek sağlanmasına yardımcı olmak, teknik destek sağlamak ve gerekli mevzuatı hazırlamak görevleri, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Teknik Araştırma ve Uygulama Genel Müdürlüğünün görevleri arasına alınmaktadır.

Türkiye’de, 2 milyon 150 bin 860 üyeli 59 bin 129 adet yapı kooperatifi, yaklaşık 140 bin üyeli 1.100 adet küçük sanayi sitesi yapı kooperatifi, 117 bin üyeli 1.928 adet toplu iş yeri yapı kooperatifi olduğu Hükûmet sözcüsü tarafından kamuoyuna açıklanmıştır. Buna göre, yapı kooperatifi sayısı 61.157, üye sayısı ise 2 milyon 407 bin 860 olmaktadır.

Kooperatif türleri içinde en fazla sayıya sahip olan yapı kooperatifleridir. Türkiye’de yapı kooperatifleri, toplam kooperatif sayısı içinde yüzde 79’luk bir payı ifade etmektedir. Hâlen bu kooperatiflerin resmî işlemlerinin ve denetimlerinin Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından yapıldığı, bugün ele alınan tasarının yasalaşması hâlinde yapı kooperatiflerinin kuruluşu, denetlenmesi ve diğer işlemlerinin Bayındırlık ve İskân Bakanlığınca yapılacağı ifade edilmektedir.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığının İnternet sitesinde yer alan bir ankette “Konut yapı kooperatifleri sizce başarılı mı?” diye soruluyor. Verilen cevapların yüzde 24,61’inin “başarılı”, yüzde 75,39’unun “başarısız” olduğu ortaya çıkmıştır.

Yapı kooperatifleri bugün birçok sorun ile karşı karşıya bulunmaktadır. Kooperatiflerle ilgili yargıya intikal eden on binlerce dava derdest durumdadır. Yeterli denetim yapılmamasından dolayı önemli ölçüde mağduriyetler yaşanmaktadır.

Yapı kooperatiflerinin Sanayi ve Ticaret Bakanlığından alınıp Bayındırlık Bakanlığına devri, yapı kooperatifleri ve ortaklarının hiçbir sorununun çözümüne katkı sağlamayacağı gibi, yetişmiş personeli olmadığı için, denetimlerin istenilen ölçüde ve hiç gerçekleşmemesi sonucunu doğuracak, ana sözleşmenin incelenmesi ve onayı, genel kurul toplantısında temsilci bulundurmak, kooperatiflerin ve üst kuruluşların işlem, hesap ve varlıklarını müfettiş ile kooperatif kontrolörlerine denetlettirmekten de mahrum kalınabilecektir.

Bayındırlık ve İskân Bakanlığının görevlerinin büyük bir kısmı 2002 yılından bu yana elinden alınmıştır. Görülmektedir ki tasarı ile amaçlanan, Bakanlığa yeni görev alanları yaratmaktır. Ancak bu yapılmak istenirken birçok konu da çözüme kavuşmuş olmayacaktır çünkü sağlıklı bir kooperatifçilik yapısına kavuşmak için bugün ülkemizde kooperatifler mevzuatının uygulamasında öncelikle çok başlılığın ortadan kaldırılması gerekmektedir. Kanunun bazı hususlarda idari düzenlemelere izin verecek esnekliğe kavuşturulması ve yargı süreciyle ilgili olarak ihtisas mahkemeleri ve uyuşmazlık kurulları gibi önerilerin değerlendirme konusu yapılarak acil çözümler üretilmesi gerekli iken tasarı bu konulara çözüm getirmemektedir.

Değerli milletvekilleri, planlama, kentsel dönüşüm projeleri, konut yapma ve satma, arsa ve kredi sağlama konusunda yetkileri ve olanakları ayrıcalıklı bir biçimde güçlendirilen TOKİ, dar gelirlilerin oluşturduğu konut kooperatiflerine karşı arsa ve kredi sağlama görevlerini yerine getirmemektedir. Buna karşılık kentsel rantların yüksek olduğu kamu arsaları hasılat paylaşımı projeleriyle büyük yap-satçı ve fırsatçı firmalara tahsis edilmekte fakat bu arsaların değerlerinin saptanmasında doğru ölçütler kullanılmadığından kamu zarara uğratılmaktadır. Altyapılı arsa üretiminde ve kentsel dönüşüm konusunda yasal düzenlemelerle yetkileri artırılan belediyeler de görevlerini yerine getirmemekte ve dar gelirlilerden oluşan kooperatiflerle iş birliğine girmemekte, buna karşılık üst gelir grubuna yönelik konut yapıp satmaktadır.

Hükûmet, anayasal görevlerini yerine getirmeli, geçmişte olduğu gibi, kooperatiflere imarlı arsa ile uygun koşullarda yeterli toplu konut kredisi sağlamalıdır. Kent kooperatifleri, kentsel alanda yapılan planlama çalışmaları, kentsel dönüşüm projeleri ve diğer tüm uygulamaların içinde olmalıdır. Küreselleşmenin olumsuz etkileri karşısında kooperatiflerin ayakta kalabilmeleri için devlet desteğinin sağlanması ve özel kesime sağlanan olanakların kooperatiflere de sağlanması, ekonomik ve toplumsal kalkınma açısından istihdamı artırma işlevini yerine getirmesi konularında kooperatiflere öncelik tanınmalıdır.

Kooperatifçiliğimizin piyasa koşullarına uyumunu sağlamak ve kooperatiflerimizin kendi kendini yöneterek varlığını sürdürebilen, ortaklarının menfaatlerini arzulandığı şekilde koruyan ve piyasada rekabet edebilen bir konuma gelmeleri için hukuki altyapının yeniden ele alınması gereği bulunmaktadır. Çoğu kooperatifin başarısızlığının temelinde yöneticilerin bilgi ve tecrübe yetersizliği ile ortakların ilgisizliği de yatmaktadır. Bu açıdan işletmecilik ilkeleri, üretim, tedarik ve pazarlama teknikleri, finansman konularında yöneticilerin eğitimi konusu büyük önem arz etmektedir. Hatta yöneticilerin bu eğitimleri almaları ya da bu konularda bilgili ve tecrübeli personel istihdamının zorunlu tutulması gibi çözümlerin getirilmesi gerekmektedir.

Kooperatiflerin iç ve üst örgütlenmelerinde görülen yetersizlikler de başarıyı etkileyen temel nedenler arasındadır. Özellikle kooperatiflerin üst örgütlenmede istenilen düzeye ulaşılmamış olması, kooperatiflere sunulması gereken ve 1163 sayılı Kanun’da öngörülen teknik destek, eğitim, denetim gibi hizmetlerin yetersiz kalmasına yol açmaktadır. Özellikle rekabetin ön plana çıktığı günümüzde kooperatiflerin verimli ve en az maliyetle üretim yapan kuruluşlar hâline dönüştürülmesi ve bu suretle kooperatiflerde kamu vicdanını ciddi şekilde rahatsız eden yolsuzlukların önüne geçilmesi gerekmektedir.

Kooperatiflerin yönetim ve denetim kurullarınca genel kurul toplantılarına sunulan raporlar herhangi bir şekle bağlı olmadığından çoğu kez gerekli ve yeterli bilgileri içermemesi, ortakların kooperatif faaliyetleri hakkında yeterli bilgiye sahip olmalarına engel teşkil etmektedir. Bu nedenle söz konusu raporların biçim ve içerikleri konusunda düzenleme yapılarak ortakların bilgi edinme ve karar verme haklarını daha etkin bir şekilde kullanmalarına imkân sağlanmalıdır.

Kooperatiflerde gerek ortakların ve gerekse yönetici ve denetçilerin kooperatifçilik bilinci ve eğitimi konusunda yeterli bilgi birikimine sahip olmadıkları ve bu nedenle ihtilaf ve sorunların ortaya çıktığı anlaşılmaktadır. Toplumdaki ortak çalışma kültürünün çok güçlü olmaması da demokratik yönetim ilkesinin geçerli olduğu kooperatiflerin yönetimini ve öz denetimini zorlaştırmaktadır. Bu durum karşısında, ortaklar ile yönetici ve denetçilerin eğitimi, hak ve yükümlülükleri ile sorumluluklarının neler olduğu hususlarında planlı eğitim çalışmaları yapılması önemli bir ihtiyaç olarak gündeme gelmektedir. Kooperatiflerin başarısı ve yolsuzlukların azaltılması, büyük ölçüde ortaklarının kooperatiflerine sahip çıkmalarına da bağlıdır. Yapı kooperatiflerinde ortakların çok büyük bir bölümünün kooperatiflerine sahip çıkmayarak kooperatifi karşılarında bir müteahhit firma gibi görmeleri, kooperatif faaliyetleriyle yeterince ilgilenmemelerine neden olmaktadır.

Ülkemiz kooperatifçiliğinde ve özellikle de yapı kooperatifçiliğimizdeki suistimallerin mümkün olduğunca azaltılması ve ortakların mağduriyetlerinin giderilmesi için yaygın ve etkin bir denetim mekanizmasının oluşturulması ve özellikle yapı kooperatiflerinde teknik konuların denetlenebilmesi için tedbir alınması gerekmektedir. Yapı kooperatiflerinde sorunların büyük bir bölümü teknik konularda ortaya çıkmakta, teknik konulardaki denetim yetersizliği sorunların çözümünü de zorlaştırmaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

Buyurunuz.

MUSTAFA KALAYCI (Devamla) – Teşekkürler Sayın Başkanım.

Kooperatiflerin başarılı olmasının önündeki sorunlardan belki de en büyüğü kaynak sorununun çözümü için konut yapı kooperatiflerine toplu konut kredisi sağlanması, ucuz arsa temini, esnaf kredi kooperatifleri aracılığıyla verilen kredilerin artırılması, kooperatiflerde sermaye miktarı artırılarak öz sermayenin güçlendirilmesi, kooperatiflere finansman imkânı sağlayacak bir kooperatifler bankasının kurulması, uluslararası kuruluşlardan kredi temini, bazı tür kooperatiflerin KOSGEB kanalıyla desteklenmesi gibi konularda çalışma yapılmalıdır.

Kooperatiflerin çeşitli konularda karşılaştıkları sorunlara çözümler üretilmesi ve kooperatifçiliğin desteklenerek geliştirilmesi amacıyla özellikle TOKİ, yerel yönetimler, kamu kurumları ve sivil toplum örgütleriyle koordinasyon ve iş birliği içinde çalışmalara önem verilmelidir.

Gecekondu bölgelerinin ıslahı, altyapısı hazır ucuz arsa üretimi ve kooperatiflere tahsisi, kooperatiflere uygun şartlarda kredi desteği sağlanmalıdır.

BAŞKAN – Lütfen bağlayınız.

MUSTAFA KALAYCI (Devamla) – Tasarının hayırlı sonuçlara vesile olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Kalaycı.

Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına Bitlis Milletvekili Nezir Karabaş.

Buyurunuz Sayın Karabaş.

BDP GRUBU ADINA MEHMET NEZİR KARABAŞ (Bitlis) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kooperatifler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı üzerinde söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, daha önceki maddelerde değerlendirme yaptık, diğer gruplarda da bu tür değerlendirmeler yapıldı. Şimdi, tümü üzerinde yaptığımız konuşmalarda belirtmiştik, kooperatifler bugün gelişmiş olan ülkelerin ve şu anda da hâlen gelişmekte olan ülkelerin gelir dağılımında, bölgeler arasındaki dengesizliğin kaldırılmasında, demokratik kültürün oluşmasında çok önemli işlevleri olan kurumlardır ve yine kooperatifler, toplumun değişik kesimlerinin, özellikle dezavantajlı grupların hem bir arada faaliyet yürütmeleri, güçlerini birleştirmeleri hem de kamu adına, devlet adına destek verilerek tarımsal alanda, yapı alanında ve özellikle küçük sanayi ve KOBİ anlamındaki sorunların çözümüne önemli etki yapan kurumlardır.

Bugün gelişmiş ülkelerin çoğunda kooperatifçilik hâlâ önemsenmekte, kooperatifçiliğe hem maddi anlamda hem de teknik anlamda destek sunulmakta, finans sorunlarını çözme konusunda ciddi katkılar sunulmaktadır.

Kaldı ki, Türkiye gibi ülkelerde… Bugün Türkiye’de kentsel sorunların hâlâ ciddi şekilde devam ettiği, birçok yerde düzensiz yapılaşmanın olduğu, önemli bir kısmının deprem kuşağında olduğu bir ülkede yapı kooperatifleri önemlidir. Yine, tarımda ciddi sorunların olduğu, hayvancılıkta ciddi sorunların olduğu, devletin ve her dönemde hükûmetlerin “Mevcut sorunları çözmek için her türlü devlet desteğini ve teşviki uygulayacağız.” dedikleri ülkelerde kooperatifçilik temel sorunları çözmede temel kurumlardan biridir.

Onun için, geçmişte belli alanlarda yapılan kooperatifçilikte de hâlâ sorunların nedeni olan hem yasal zeminin oluşmamış olması hem de bakanlıklar arasında kooperatiflerin, çeşitli alanlardaki kooperatiflerin bölüştürülmesi sorunların çözümüne vesile olmamıştır. Şu anda Tarım Bakanlığı ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığı bünyesinde kooperatifler faaliyet gösteriyorken ve bunda bile bazen sorunlar yaşanıyorken biz kooperatiflerle ilgili, kooperatiflerle sorumlu olan bakanlıkların sayısını artırıyoruz, bu iki bakanlığa Bayındırlık ve İskân Bakanlığını da ekliyoruz.

Bakanlığın yoğunluğuna göre ve diğer bakanlığın işlerinin az olması, kendisine yüklenen sorumlulukların az olması dikkate alınarak yapılacak düzenlemeler geçici düzenlemelerdir. Düne kadar Sanayi ve Ticaret Bakanlığına bağlı kooperatifler, Sanayi ve Ticaret Bakanlığının yoğunluğu nedeniyle birçok sorun ve sıkıntı yaşıyordu ve yine çeşitli kanunlar, çeşitli düzenlemeler ve iki bakanlık arasında, farklı bakanlıklar arasındaki işleri koordine etmede, bir eş güdüm sağlamada sıkıntı yaşanıyordu. Bunu dağıttığınız zaman, tasarının gerekçelerinde iddia edildiği gibi, sorunların çözümünü beraberinde getirmeyecek daha da karmaşık hâle getirecektir.

Birçok hatip dile getirdi, biz de daha önceki maddeler üzerindeki ve tümü üzerindeki konuşmalarımızda dile getirdik, şimdi, kooperatiflerin, yapı kooperatiflerinin inşaat, yapı ve denetim konularından kaynaklı ve bu konular da direkt Bayındırlık Bakanlığını ilgilendirdiği için, bu gerekçelerle yapı kooperatifleri Bayındırlık Bakanlığına bağlanıyor. Sadece kooperatiflerde değil, yaşamın tüm alanlarında, özel sektörde, TOKİ’de şimdi ve bugüne kadar da yapı kooperatiflerinde zaten hem belediyelere hem de Bayındırlık Bakanlığına düşen görevler, denetim, belli faaliyetler zaten yerine getiriliyordu. Bir denetim faaliyeti, bir faaliyetin yürütülmesinde bir işlemin, bir bakanlığa bağlı olmasından kaynaklı kurumları, şu tasarıda olduğu gibi kooperatifleri bir bakanlığa bağlamanın, Bayındırlık Bakanlığına bağlamanın hiçbir mantığı yoktur.

Kooperatiflerle ilgili, Türkiye’de yasal anlamda tüm eksikliklerin tek mevzuat altında toplanması gerekiyor.

İkincisi de ayrı bir bakanlık olmasa bile, bir bakanlığın bünyesinde tüm işi, kooperatiflerin kurulmasını, denetlenmesini, sorunlarının giderilmesini ve kooperatiflerin yasal anlamda, hukuki anlamda ve üyeleriyle sorunlarını çözebilecek bir yapının tek bakanlık bünyesinde oluşturulması gerekiyor. Ancak bu şekilde bir bakış ve kooperatifleri önemsemeyle sorunlar çözümlenebilir. Yoksa, bugüne kadar Sanayi-Ticaret Bakanlığına bağlı olan -daha önce belittik- birkaç il hariç tüm illerde tüm faaliyetlerin birkaç personelin üzerinden yürütüldüğü bir mantık sorunları çözmez. Bayındırlık Bakanlığının yeterli kadroları olmamasından kaynaklı bir yıla kadar, mevcut sorunlar çözülünceye kadar Bayındırlık Bakanlığı mevcut işleri, kendisine bağlanan yapı kooperatiflerini işletecek, denetleyecek ve gerekli kadroyu oluşturabilecek tarihe kadar Sanayi-Ticaret Bakanlığından aktarılacak geçici işçilerle çalışmaların yürütüleceği söyleniyor.

Peki, bunu eğer yapı kooperatiflerinin Bayındırlık Bakanlığı bünyesinde olmasının sorunları çözeceği iddia ediliyorsa Bayındırlık Bakanlığının zaten böyle bir altyapısının olması gerekiyor. Yani bu iddiada bulunanların “Bayındırlık Bakanlığının zaten böyle bir yapısı var, bir altyapısı var, mevcut personeli var, mevcut hazırlıkları var, bu işi daha iyi yapabilecek ve bu işi üstlenebilecek bir kurumdur” demesi gerekiyor ama tam tersine zaten tasarıda, tasarıyı getirenler ve Hükûmet yetkilileri, Sayın Bakan, Bayındırlık Bakanlığının hem kadro anlamında hem teknik anlamda birçok yönde kooperatifçilik konusunda sıkıntılarının olduğu, bunun Sanayi-Ticaret Bakanlığından aktarılacak, geçici görevlendirilecek personelle yerine getirileceği söyleniyor.

Şimdi, mevcut kooperatifleri denetleme, mevcut kooperatiflerin sorunlarını çözme, mevcut kooperatiflerin sıkıntılarını giderme konusunda zaten yetersiz olan, personel sıkıntısı olan, teknik, altyapı sıkıntısı olan Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, yapı kooperatifleri Bayındırlık Bakanlığına devredildiği zaman, bir de personelinin bir kısmını geçici olarak orada görevlendirecek. O zaman, zaten şimdi sıkıntı yaşayan Sanayi ve Ticaret Bakanlığına bağlı yapı kooperatifleri…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Karabaş, çalışma süremizin de sonuna geldik, süreniz de doldu, lütfen Genel Kurulu selamlarsanız…

Buyurunuz.

MEHMET NEZİR KARABAŞ (Devamla) – Evet, bu konuda gerçekten kooperatifler önemli, ama böyle palyatif çözümlerle, geçici çözümlerle, bir bakanlıktan diğerine -yoğunluğu var- yoğunluğu olmayan bir bakanlığa kooperatiflerin bir kısmını aktararak sorunların çözümü mümkün değil. Bu Meclisin bir an önce kooperatiflerin tüm sorunlarını, yasal, teknik, altyapı, ekonomik sorunlarını çözecek bir programı karşısına koyması gerekir diyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Karabaş.

Sayın milletvekilleri, çalışma süremizin sonuna geldiğimiz için, alınan karar gereğince kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 2 Haziran 2010 Çarşamba günü saat 13.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 20.04