DÖNEM: 23 YASAMA
YILI: 4
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
CİLT : 70
106’ncı Birleşim
25 Mayıs 2010 Salı
(Bu Tutanak
Dergisinde yer alan va kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her türlü belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak
içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L E R
I. - GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
II. - GELEN
KÂĞITLAR
III. - YOKLAMALAR
IV. - OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- TBMM Başkan
Vekili Meral Akşener’in, Zonguldak’taki Türkiye
Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde
meydana gelen kazada hayatını kaybeden işçilere rahmet, yakınlarına başsağlığı
ve sabır dileyen konuşması
V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Hükûmetin Gündem Dışı
Açıklamaları
1.- Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu
Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazaya
ilişkin gündem dışı açıklaması ve Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan, Bursa Milletvekili Necati Özensoy, İzmir
Milletvekili K. Kemal Anadol ve Zonguldak
Milletvekili Fazlı Erdoğan’ın grupları adına; Tunceli Milletvekili Kamer
Genç’in, şahsı adına konuşmaları
B) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Giresun
Milletvekili Murat Özkan’ın, Millî Eğitim Bakanlığının, önümüzdeki eğitim-
öğretim döneminde ilköğretim ve liselerde tek tip kıyafet uygulaması yerine
serbest kıyafete geçmeye hazırlanmasına ilişkin gündem dışı konuşması ve Millî
Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
2.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun,
spora ve spora destek veren sponsorlara ilişkin gündem
dışı konuşması
3.- Bursa
Milletvekili Mehmet Emin Tutan’ın, Turkcell Süper Lig’inde şampiyon olan Bursaspor’a ilişkin
gündem dışı konuşması
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- Kırklareli
Milletvekili Tansel Barış’ın, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazaya ilişkin
açıklaması
2.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse’nin, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazaya ilişkin
açıklaması
3.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, Zonguldak’taki Türkiye
Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde
meydana gelen kazaya ilişkin açıklaması
4.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya ili Tavşanlı
ilçesinde meydana gelen göçük kazası ve Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu
Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazaya
ilişkin açıklaması
5.- Balıkesir
Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, Zonguldak’taki Türkiye
Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde
meydana gelen kazaya ilişkin açıklaması
6.- Bursa
Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu’nun, maden
ocaklarının tekrar gözden geçirilmesini talep ettiklerine, maden konusunda
kurulan araştırma komisyonunun bu konuları detaylı bir şekilde incelemeye
aldığına ilişkin açıklaması
7.- Bartın
Milletvekili Yılmaz Tunç’un, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazaya ilişkin
açıklaması
8.- Eskişehir
Milletvekili H. Tayfun İçli’nin, Zonguldak’taki
Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde
meydana gelen kazaya ilişkin açıklaması
9.- Giresun
Milletvekili Murat Özkan’ın, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazaya ilişkin
açıklaması
10.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun,
Malatya’nın Hekimhan ilçesindeki bir krom işletmesindeki iş kazası sonucu vefat
eden işçiye Tanrı’dan rahmet, yakınlarına başsağlığı dilediğine ilişkin
açıklaması
11.- Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın, gündem dışı açıklamasından sonra yapılan
konuşmalara ilişkin cevabi açıklaması
12.- Malatya
Milletvekili Öznur Çalık’ın, Zonguldak’taki Türkiye
Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde
meydana gelen kazada hayatını kaybeden işçilere ve Malatya’nın Hekimhan
ilçesinde bir krom işletmesinde iş kazası sonucu hayatını kaybeden işçiye
Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı dilediğine ilişkin açıklaması
13.- Bursa
Milletvekili Necati Özensoy’un, Turkcell
Süper Lig’inde şampiyon olan Bursasporu kutladığına
ilişkin açıklaması
14.- Van
Milletvekili Özdal Üçer’in, Van’ın Özalp ilçesindeki
Mustafa Muğlalı Kışlası’ndaki tel örgü yakınında mühimmat patlaması sonucu 6
çocuğun yaralanmasına ilişkin açıklaması
15.- Sinop
Milletvekili Engin Altay’ın, okullarda serbest kıyafetin yanlış olduğuna
ilişkin açıklaması
16.- Tunceli
Milletvekili Kamer Genç’in, Turkcell Süper Lig’inde
şampiyon olan Bursasporu kutladığına ilişkin
açıklaması
17.- Konya
Milletvekili Özkan Öksüz’ün, Turkcell
Süper Lig’inde şampiyon olan Bursasporu ve Turkcell Süper Lig’ine yükselen Konyasporu
kutladığına ilişkin açıklaması
18.- Bilecik
Milletvekili Yaşar Tüzün’ün, Turkcell
Süper Lig’inde şampiyon olan Bursasporu kutladığına
ilişkin açıklaması
19.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, okullarda kıyafetin
serbest bırakılması hâlinde bu sektördeki esnafın mağduriyetinin de bir şekilde
dikkate alınması gerektiğine; Türkcell Süper Lig’ine yükselen Karabükspor, Konyaspor ve Bucasporu kutladığına, başarılar dilediğine ilişkin
açıklaması
20.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazada
hayatını kaybeden işçilere ve Malatya’nın Hekimhan ilçesinde bir krom
işletmesinde iş kazası sonucu hayatını kaybeden işçiye Allah’tan rahmet,
ailelerine başsağlığı dilediğine ilişkin açıklaması
21.- Yozgat
Milletvekili Bekir Bozdağ’ın, Turkcell
Süper Lig’i Şampiyonu Bursasporu, Türkiye Kupası’nı
alan Trabzonsporu, Turkcell
Süper Lig’ine yükselen Karabükspor, Bucaspor ve Konyasporu
kutladığına ilişkin açıklaması
22.- Gümüşhane
Milletvekili Kemalettin Aydın’ın, Turkcell
Süper Lig’i Şampiyonu Bursasporu, Türkiye Kupası’nı
alan Trabzonsporu, Turkcell
Süper Lig’ine yükselen Karabükspor, Bucaspor ve Konyasporu
kutladığına ilişkin açıklaması
VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Giresun
Milletvekili Murat Özkan’ın, Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun,
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
2.- Millî Eğitim
Bakanı Nimet Çubukçu’nun, Giresun Milletvekili Murat
Özkan’ın, şahsına sataşması nedeniyle konuşması
VIII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Tanzanya
Ulusal Meclisi Başkanı Samuel Sitta
ve beraberindeki
heyetin ülkemizi ziyaret etmesinin uygun bulunduğuna ilişkin
Başkanlık tezkeresi (3/1190)
2.- Afganistan
Halk Meclisi Din, Kültür, Eğitim, Yüksek Öğrenim İşleri Komisyonunun davetine
icabet edecek olan Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinden oluşan Parlamento
heyetini oluşturmak üzere siyasi parti gruplarınca isimleri bildirilen
milletvekillerine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1191)
3.- Danimarka
Parlamentosu Çevre Komisyonu Başkanı ve Globe Avrupa
Başkanı Sten Gade’ın, ismen davetine icabet edecek
milletvekillerine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1192)
4.- Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanı Mehmet Ali Şahin’in, beraberinde bir heyetle Sırbistan’a
resmî ziyarette bulunmasına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1193)
5.- Bazı
milletvekillerine, belirtilen sebep ve sürelerle izin verilmesine ilişkin
Başkanlık tezkeresi (3/1194)
B) Önergeler
1.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in (6/1984) esas numaralı sözlü sorusunu geri
aldığına ilişkin önergesi (4/212)
2.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun (6/2000) esas numaralı sözlü sorusunu geri
aldığına ilişkin önergesi (4/212)
3.- Sakarya
Milletvekili Erol Aslan Cebeci’nin, Dışişleri Komisyonu üyeliğinden istifa
ettiğine ilişkin önergesi (4/209)
4.- İstanbul
Milletvekili Bihlun Tamaylıgil’in,
Dilekçe Komisyonu üyeliğinden istifa ettiğine ilişkin önergesi (4/210)
5.- İstanbul
Milletvekili Esfender Korkmaz’ın,
Plan ve Bütçe Komisyonu üyeliğinden istifa ettiğine ilişkin önergesi (4/211)
6.- Bilecik
Milletvekili Yaşar Tüzün’ün, (2/467) esas numaralı
Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/214)
C) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- İstanbul
Milletvekili Mithat Melen ve 19 milletvekilinin, Şubat 2001 ekonomik krizinin
araştırılması amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/717)
2.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir ve 20 milletvekilinin, trafik kazalarının
nedenlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/718)
3.- Diyarbakır
Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19
milletvekilinin, medya kuruluşları ile gazetecilerin bazı ilişkilerinin
araştırılarak bağımsız medya için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/719)
4.- Diyarbakır
Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19
milletvekilinin, kaçak göçmenlerin sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/720)
IX.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalış’ın, Topkapı Sarayındaki
personel durumuna ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1040) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın
cevabı
2.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalış’ın, TV dizilerine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1049) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı
3.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, soruşturma açılan bir
dernekle ilgili televizyon yayınına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1078) ve
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın
cevabı
4.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, TRT’deki bazı personel
hareketlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1136) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı
5.- İstanbul
Milletvekili Ufuk Uras’ın, bir caminin restorasyonuna
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1247) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınç’ın cevabı
6.- Tunceli
Milletvekili Kamer Genç’in, RTÜK Başkanının gayrimenkullerine ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1297) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı
7.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalış’ın, TRT’nin iki yeni radyo
kanalı kurma çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1345) ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı
8.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, TRT yönetimine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1387) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı
9.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, TRT’nin bazı yayınlarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1430) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınç’ın cevabı
10.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, TRT’nin bir ajanstan
hizmet alımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1448) ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı
11.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, TRT çalışanlarına baskı
yapıldığı iddialarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1508) ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı
12.- Tunceli
Milletvekili Kamer Genç’in, bazı köşe yazarları için girişimde bulunduğu
iddialarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1544) ve Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı
13.- Giresun
Milletvekili Murat Özkan’ın, Anadolu Ajansının TMO ile ilgili bir haberine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1555) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınç’ın cevabı
14.- Çankırı
Milletvekili Ahmet Bukan’ın, TRT programlarına ödenen
ücretlere ve bazı televizyon programlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1578)
ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın
cevabı
15.- İstanbul
Milletvekili Sacid Yıldız’ın, TRT’de yayınlanan bir
programa ilişkin sözlü soru önergesi (6/1630) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı
16.- Aksaray
Milletvekili Osman Ertuğrul’un, Eskil Ulu Camiinin restorasyonuna
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1644) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınç’ın cevabı
17.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat’daki bazı hanların
restorasyonlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1678)
ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın
cevabı
18.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat Yazmacılar Hanı’na yönelik çalışmalara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1679) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınç’ın cevabı
19.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, bazı Türk Cumhuriyetlerine yönelik karasal yayın
çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1723) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı
20.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in, yeni kurulan vakıflara ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1762) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı
21.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in, gazetecilerin akreditasyon sorununa ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1763) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı
22.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun,
bir yarışma programındaki taahhüde ilişkin sözlü soru önergesi (6/1837) ve
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın
cevabı
X.- SEÇİMLER
A) Komisyonlara Üye Seçimi
1.- (10/348, 551,
666, 667, 668) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonuna üye seçimi
XI.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, bir sağlık ocağındaki sağlık personeli açığına
ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı
(7/13237)
2.- Batman
Milletvekili Bengi Yıldız’ın, cezaevi sayılarına ilişkin sorusu ve Adalet
Bakanı Sadullah Ergin’in cevabı (7/13323)
3.- Hatay
Milletvekili İzzettin Yılmaz’ın, araç muayenesinde yaşanan sorunlara ilişkin
sorusu ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı
(7/13847)
4.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Sevigen’in, İstanbul’da orman
arazisinde su dolum tesisleri kurulmasına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman
Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/13959)
5.- İstanbul
Milletvekili Necla Arat’ın, Kınalıada’daki
iskele inşaatına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/13977)
6.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, Tarsus Karataş
Yumurtalık koridorundaki turizme ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı
Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/13978)
7.- İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, Bornova’daki bir firmanın madencilik
faaliyetlerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/14030)
8.- Afyonkarahisar Milletvekili Abdülkadir
Akcan’ın, bir köyün arazilerinin Hazine adına tesciline ilişkin sorusu ve
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı (7/14045)
9.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, Manisa’daki OSB’lerin sorunlarına ve bazı konularda
teşvik uygulanmasına ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün’ün
cevabı (7/14058)
10.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, Salihli OSB’nin bazı sorunlarına ilişkin sorusu ve
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün’ün cevabı (7/14059)
11.- Bursa
Milletvekili Necati Özensoy’un, Alanya’da ölen
gösteri yunuslarına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/14100)
12.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı illerde, okullardaki
kitap ihtiyacına ilişkin soruları ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/14120), (7/14121), (7/14122), (7/14123),
(7/14124), (7/14125), (7/14126), (7/14127), (7/14128), (7/14129), (7/14130)
13.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya Belediyesine tahsis
edilen bazı taşınmazlara ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in
cevabı (7/14142)
14.- Kayseri
Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlu’nun, Sultansazlığı sulak alanı ve kuş cennetinin korunmasına
ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı (7/14210)
15.- Edirne
Milletvekili Rasim Çakır’ın, yerel yönetimlerin atık tesislerine ilişkin sorusu
ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
(7/14213)
16.- Tekirdağ
Milletvekili Faik Öztrak’ın, TÜİK’in
iş gücü ve istihdam verilerine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz’ın
cevabı (7/14245)
17.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse’nin, Adıyaman’daki kayıt dışı istihdama ilişkin sorusu
ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’in
cevabı (7/14289)
18.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, EBK’ya
et ithal izni verilmesine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mehmet Zafer
Çağlayan’ın cevabı (7/14423)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 13.01’de açıldı.
Başkanlık Divanı
teşekkül etmemiş olduğundan, sözlü soru önergeleri ile kanun tasarı ve teklifleri
ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için, 25 Mayıs 2010
Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere birleşime 13.02’de son verildi.
|
Nevzat PAKDİL |
|
Başkan Vekili |
|
|
|
Yaşar TÜZÜN |
|
Bilecik |
|
Kâtip Üye |
No.: 142
II.- GELEN KÂĞITLAR
21 Mayıs 2010 Cuma
Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- İstanbul
Milletvekili Sacid Yıldız’ın, döner sermayelerden
alınan paylara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/13235)
2.- Tekirdağ
Milletvekili Kemalettin Nalcı’nın,
trafik kazası geçirenlere verilen sağlık hizmetlerinin bedelinin ödenmesine
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/13236)
3.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, bir hastane yönetimiyle ilgili iddialara
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/13238)
4.- Van
Milletvekili Özdal Üçer’in, Bayburt Cezaevinde
yapıldığı iddia edilen uygulamalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/13402)
No.: 143
24 Mayıs 2010 Pazartesi
Tasarılar
1.- Radyo ve
Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısı (1/883)
(Plan ve Bütçe; Avrupa Birliği Uyum; Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile
Anayasa Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.5.2010)
2.- Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
(1/884) (Plan ve Bütçe ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.5.2010)
3.- Türkiye
Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak
Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Hayvan Sağlığı Alanında İşbirliği
Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/885) (Tarım, Orman ve Köyişleri ile Dışişleri
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.5.2010)
Teklif
1.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Sevigen’in; 5510 Sayılı Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 40. Maddesinde Değişiklik Yapan
Kanun Teklifi (2/699) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.4.2010)
Sözlü Soru Önergeleri
1.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Ardahan’daki su ve kanalizasyon alt
yapısına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/2080) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/05/2010)
2.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’daki hayvancılık
desteklemesi ödemelerine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/2081) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
3.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bir su kaynağındaki
soruna ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/2082) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/05/2010)
4.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’daki köylere
yapılan yardımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından sözlü soru önergesi
(6/2083) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
5.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’daki belediyelere
yapılan ödemelere ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından sözlü soru önergesi
(6/2084) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhan’ın, et fiyatlarına ve hayvancılık sektörüne ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14479) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
2.- Manisa
Milletvekili Şahin Mengü’nün, telefon dinlemelerine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14480) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
3.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, bazı elektrik
dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/14481) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
4.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalı’nın, İsmet İnönü
dönemine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14482) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06/05/2010)
5.- Konya
Milletvekili Atilla Kart’ın, bir kişiyle ilişkilerine ve Başbakanlık
personeline ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14483) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06/05/2010)
6.- Balıkesir
Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, et ithalatı ihalesine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14484) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
7.- Balıkesir
Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, bazı şirketlerin
denetimine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14485) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06/05/2010)
8.- Van
Milletvekili Özdal Üçer’in, GAP illerindeki sosyal
destek projelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14486)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
9.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Mersin’de yapılacak
havaalanına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14487) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/05/2010)
10.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Irak sınırındaki maden
sahasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14488) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/05/2010)
11.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankut’un, merkezi sınavlardaki
usulsüzlük iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14489)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
12.- Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya’nın, bir mermer
ocağına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14490) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/05/2010)
13.- Balıkesir
Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, TOKİ’ye
devredilen bir fidanlıkla ilgili iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/14491) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
14.- Balıkesir
Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, ABD ziyaretine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14492) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
15.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersin’in, Bülent Arınç’a suikast
iddiası soruşturmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14493)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
16.- Kırklareli
Milletvekili Turgut Dibek’in, Yıldız Dağları Biyosfer Projesine ilişkin Çevre
ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/14494) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
17.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, bir madencilik
faaliyetinin orman alanına etkisine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14495) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
18.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, orman kadastrosu
çalışmalarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/14496)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
19.- Adana
Milletvekili Muharrem Varlı’nın, Yedigöze
Barajı ve HES inşaatına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14497) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
20.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuz’un, bir otelle ilgili çeşitli iddialara ilişkin Çevre
ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/14498) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
21.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, HES projelerine ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14499) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
22.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, terör mağdurlarının istihdamına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14500) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
23.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, Adana İl Özel
İdaresinin spor hizmetlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14501) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
24.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, Adana’daki hastanelerin
depreme karşı dayanıklılığına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14502) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
25.- Manisa
Milletvekili Şahin Mengü’nün, Ergenekon Davası
kapsamındaki bazı işlemlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14503) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
26.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, Seyhan Belediyesinin
çevre düzenlemesi harcamalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14504) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
27.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, Yüreğir Belediyesinin
çevre düzenlemesi harcamalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14505) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
28.- İstanbul Milletvekili
Sebahat Tuncel’in, bazı üniversite öğrencilerinin
karıştığı olaylara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14506)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
29.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, komiser yardımcılığı
sınavıyla ilgili iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14507) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
30.- Van
Milletvekili Özdal Üçer’in, Van’da madde
bağımlılığına yönelik önlemlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14508) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
31.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya Belediyesinin katı
atık bedeli uygulamasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14509) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
32.- Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı’nın, Karapınar
Belediyesinin bir ihalesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14510) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
33.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Sevigen’in, bir kaçırılma olayına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14511) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/05/2010)
34.- İzmir
Milletvekili Canan Arıtman’ın, Van’da yaşanan bazı
olaylara ve İl Emniyet Müdürünün durumuna ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14512) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
35.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Batman’a hal binası
yapımına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14513) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/05/2010)
36.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars’a hal binası
yapımına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14514) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/05/2010)
37.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, kayıp çocuk
vakalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14515)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/05/2010)
38.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, bazı köy okullarının kitap ihtiyacına
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/14516) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/05/2010)
39.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı
ilçelerindeki yatırımlara ve faaliyetlere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14517) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
40.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı
ilçelerindeki yatırımlara ve faaliyetlere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14518) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
41.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı
ilçelerindeki yatırımlara ve faaliyetlere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14519) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
42.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı
ilçelerindeki yatırımlara ve faaliyetlere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14520) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
43.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’deki
yatırımlara ve faaliyetlere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14521) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
44.- Samsun
Milletvekili Osman Çakır’ın, bir elektrik dağıtım hattının iyileştirilmesine
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/14522) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/05/2010)
45.- Konya
Milletvekili Atilla Kart’ın, bir elektrik dağıtım bölgesinin özelleştirilmesine
ilişkini Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/14523) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/05/2010)
46.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Bursa’nın bazı ilçelerindeki taşımalı eğitime
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14524) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06/05/2010)
47.-
Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat’ın, YÖK
Başkanının bir açıklamasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14525) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
48.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli Merkezdeki
yatırımlara ve eğitim verilerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14526) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
49.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı
ilçelerindeki yatırımlara ve eğitim verilerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14527) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
50.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı
ilçelerindeki yatırımlara ve eğitim verilerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14528) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
51.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı
ilçelerindeki yatırımlara ve eğitim verilerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14529) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
52.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı
ilçelerindeki yatırımlara ve eğitim verilerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14530) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
53.- Samsun
Milletvekili Osman Çakır’ın, ders kitaplarında Kurtuluş Savaşı konusundaki
müfredat değişikliğine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14531) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
54.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, öğretmen atamalarına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14532) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/05/2010)
55.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, bir lisede yaşandığı iddia edilen bir olaya
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14533) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/05/2010)
56.- Muğla
Milletvekili Ali Arslan’ın, ruhsat bilgilerinin
bulunduğu bir bilgisayarın çalındığı iddiasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14534) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
57.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, İstanbul’daki hastanelerin depreme karşı
dayanıklılığına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14535)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
58.- Van
Milletvekili Özdal Üçer’in, Van’da AMATEM açılmasına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14536) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/05/2010)
59.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, sağlık çalışanlarının
çalışma koşullarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14537)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
60.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankut’un, bir hastanede yaşandığı
iddia edilen olaya ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14538)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
61.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı
ilçelerindeki yatırımlara ve faaliyetlere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14539) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
62.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı
ilçelerindeki yatırımlara ve faaliyetlere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14540) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
63.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı
ilçelerindeki yatırımlara ve faaliyetlere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14541) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
64.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli-Merkez’deki
yatırımlara ve faaliyetlere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14542) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
65.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı ilçelerindeki
yatırımlara ve faaliyetlere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14543) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
66.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı
ilçelerindeki yatırımlara ve faaliyetlere ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14544) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
67.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı
ilçelerindeki yatırımlara ve faaliyetlere ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14545) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
68.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı
ilçelerindeki yatırımlara ve faaliyetlere ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14546) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
69.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı
ilçelerindeki yatırımlara ve faaliyetlere ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14547) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
70.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli-Merkez’deki
yatırımlara ve faaliyetlere ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14548) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
71.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Akköy ilçesindeki
çiftçi borçlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14549) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
72.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Serinhisar
ilçesindeki çiftçi borçlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14550) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
73.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Çivril ilçesindeki
çiftçi borçlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14551) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
74.- Denizli Milletvekili
Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli-Merkez’deki çiftçi
borçlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14552) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
75.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Buldan ilçesindeki
çiftçi borçlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14553) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
76.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Bozkurt ilçesindeki
çiftçi borçlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14554) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
77.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Bekilli ilçesindeki
çiftçi borçlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14555) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
78.- Denizli Milletvekili
Ali Rıza Ertemür’ün, Baklan ilçesindeki çiftçi
borçlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14556) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
79.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Babadağ ilçesindeki
çiftçi borçlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14557) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
80.- Samsun
Milletvekili Osman Çakır’ın, Bafra’nın köylerindeki hayvan ıslahı çalışmalarına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14558) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
81.- Samsun
Milletvekili Osman Çakır’ın, Bafra Ovasındaki su baskınlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14559)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
82.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, kırmızı et ithalatına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14560) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
83.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, süt ve süt ürünlerinde süt
tozu kullanımına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14561) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
84.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, zirai ilaç bayilerine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14562) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
85.- Kars
Milletvekili Gürcan Dağdaş’ın, canlı hayvan
ithalatına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14563) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
86.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankut’un, TMO Yönetim Kurulu
Başkanının buğday fiyatıyla ilgili açıklamasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14564)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
87.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Güney ilçesindeki
çiftçi borçlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14565) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
88.- İzmir
Milletvekili Canan Arıtman’ın, et ithaline ve
hayvancılık sektörüne ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14566) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
89.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, gıda denetçilerine ve gıda mühendisi
çalıştırma zorunluluğuna ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14567) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
90.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, İstanbul Boğazında
yapılacak yeni köprünün güzergahına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14568) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
91.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya-Uşak karayolu yapım
çalışmalarına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14569)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
92.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya-Balıkesir
arasındaki karayolu yapım çalışmalarına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14570) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
93.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, bazı karayolu çalışmalarına
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14571) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/05/2010)
94.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, bazı cezaevlerindeki
ölüm olaylarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/14572)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
95.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, askerlik yaptığı
sırada kaybolan bir kişiye ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14573) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)
96.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Sosyal Güvenlik
Merkezlerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14574) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)
97.- Van
Milletvekili Özdal Üçer’in, Tunceli’deki çatışmalarda
bir bombanın kullanıldığı iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/14575) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2010)
98.- Muş
Milletvekili M. Nuri Yaman’ın, kitle imha silahı bulunup bulunmadığına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14576) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2010)
99.- Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı’nın, bir özelleştirme
işlemine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14577) (Başkanlığa geliş
tarihi: 13/05/2010)
100.- Diyarbakır
Milletvekili Akın Birdal’ın, Mersin Toros Devlet Hastanesindeki işten çıkarmalara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14578) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2010)
101.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse’nin, bazı illerdeki mikro kredi kullanımına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14579) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2010)
102.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, Abant Tabiat Parkındaki
inşaat çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14580)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2010)
103.- Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan’ın, kimlikleri değiştirilen sanıklara ait bilgilerin
mahkemeye verilmemesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14581) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2010)
104.- Giresun
Milletvekili Murat Özkan’ın, Ankara’daki raylı hat projelerine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14582) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2010)
105.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, kapatılmayan
çukurlarda meydana gelen ölüm olaylarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14583) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2010)
106.- İstanbul
Milletvekili Hasan Macit’in, Burdur’a fen lisesi açılmasına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14584) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2010)
107.- Bursa Milletvekili
Kemal Demirel’in, Bursa’nın bazı ilçelerindeki taşımalı eğitime ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14585) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2010)
108.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Mustafakemalpaşa ve Karacabey’deki taşımalı
eğitime ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14586)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2010)
109.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, Başkale ilçesinde
eğitim ve öğretimdeki duruma ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14587) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2010)
110.- Van
Milletvekili Özdal Üçer’in, bir ilköğretim okulunun
ihtiyaçlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14588)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2010)
111.- Van
Milletvekili Özdal Üçer’in, bir ilköğretim okulunun
durumuna ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14589)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2010)
112.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, Çatak ilçesinde
eğitim ve öğretimdeki duruma ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14590) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2010)
113.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Mardin’deki hastanelerin depreme karşı
dayanıklılığına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14591)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2010)
114.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, hastane kurulacak illere
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14592) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11/05/2010)
115.- Muş
Milletvekili M. Nuri Yaman’ın, domuz gribi vakalarına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14593) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2010)
116.- Bursa
Milletvekili H. Hamit Homriş’in, Bursa’daki bazı
sağlık verilerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14594)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2010)
117.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya’daki iki hastanenin
birleştirilmesine ve yeni hastane yapımına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14595) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2010)
118.- Muş
Milletvekili M. Nuri Yaman’ın, erozyonun etkilerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14596)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2010)
119.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, küçükbaş ve büyükbaş
hayvan varlığına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14597) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2010)
120.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse’nin, et fiyatlarındaki artışa ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14598)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2010)
121.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuz’un, bir yöredeki madencilik faaliyetlerinin
zeytincilik ve arıcılığa etkisine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14599) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2010)
122.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Türk Telekomun
nakli yapılan personeline ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14600) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2010)
123.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Türk Telekomdan
nakil dilekçesi veren personele ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14601) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2010)
124.- Isparta
Milletvekili Mevlüt Coşkuner’in,
Sümer Halı arşivinin değerlendirilmesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14602) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2010)
125.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse’nin, mesleki rehabilitasyon
hizmetlerine ilişkin Devlet Bakanından (Selma Aliye Kavaf) yazılı soru önergesi
(7/14603) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2010)
126.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, bir erin ölümüne
ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14604) (Başkanlığa
geliş tarihi: 12/05/2010)
127.- İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel’in, kadın tutuklu ve
hükümlülere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/14605)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2010)
128.- Aydın
Milletvekili Recep Taner’in, hazır giyim sektöründeki bazı uygulamalara ilişkin
Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/14606) (Başkanlığa geliş
tarihi: 13/05/2010)
Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- Manisa
Milletvekili Şahin Mengü’nün, Müsteşarın
İstanbul’daki görüşmelerine yönelik iddialara ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/13274)
2.- Kırklareli
Milletvekili Turgut Dibek’in, Müsteşarın İstanbul’da yaptığı bir görüşmeye
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/13275)
3.- Batman
Milletvekili Bengi Yıldız’ın, bir cezaevinde yaşandığı iddia edilen bir olaya
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/13477)
4.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, ABD’ye yapacağı ziyarete
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13764)
5.- İzmir
Milletvekili Canan Arıtman’ın, ekonomik sorunlara ve
sosyal etkilerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13765)
6.- Balıkesir
Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, bir milletvekilinin
Gönen ziyaretindeki uygulamaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/13767)
7.- Tekirdağ
Milletvekili Enis Tütüncü’nün, bazı intihar
olaylarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13769)
8.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, havaalanlarında alınan bir ücrete
yapılan zamma ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13770)
9.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, güvenlik güçlerinin bazı eylemlerdeki
tutumuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13772)
10.- Hatay Milletvekili
Süleyman Turan Çirkin’in, Türkiye’nin ABD ve İsveç büyükelçilerinin görev
yerlerine dönmelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13773)
11.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, intihar girişimlerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/13774)
12.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankut’un, bir ilacın kullanımına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13776)
13.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçın’ın, Karadeniz’deki HES projelerine ilişkin Çevre ve
Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13786)
14.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, bir köyün gölet ihtiyacına ilişkin Çevre ve
Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13789)
15.- İzmir
Milletvekili Canan Arıtman’ın, bir yabancı dizideki
iddiaya yönelik girişimlere ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13795)
16.- Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan’ın, AİHM’ye yapılan
başvurulara ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13796)
17.- Aydın
Milletvekili Recep Taner’in, kamu yararına çalışan derneklere ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13800)
18.- Hatay
Milletvekili Abdulaziz Yazar’ın, Osmaniye Valisinin
bir açıklamasına ve bazı çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/13801)
19.- Samsun
Milletvekili Osman Çakır’ın, Karadeniz sahilinde kurulacak bir petrol dolum
tesisine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13802)
20.- Hatay
Milletvekili İzzettin Yılmaz’ın, Emniyet Teşkilatındaki sivil memurların özlük
haklarının iyileştirilmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13803)
21.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, İl Genel Meclis üyelerinin özlük haklarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13804)
22.- Adana
Milletvekili Kürşat Atılgan’ın, Ankara’da bir geçiş yoluna konulan barikata
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13805)
23.- Siirt
Milletvekili Osman Özçelik’in, Adana Valiliğinin bazı
öğrencilere verdiği cezaya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13806)
24.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, bir köyün yayla
yoluna ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13807)
25.- Ankara
Milletvekili Tekin Bingöl’ün, Elazığ Belediyesiyle ilgili çeşitli iddialara
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13808)
26.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Büyükorhan ilçesindeki
bazı köy yollarının yapımına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13810)
27.- Denizli
Milletvekili Hasan Erçelebi’nin, Cumhurbaşkanının CSO
Konserlerine katılmasına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru
önergesi (7/13813)
28.- Adana
Milletvekili Tacidar Seyhan’ın, Seydişehir Alüminyum
Tesisleri ve Oymapınar Barajının özelleştirilmesine ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13814)
29.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, yabancılara toprak satışına ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13815)
30.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, Avlan Gölünün yatırıma
açılmasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/13816)
31.- Manisa
Milletvekili Ahmet Orhan’ın, vergi adaletine ve e-haciz uygulamasına ilişkin
Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/13817)
32.- Balıkesir
Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, borsadaki kazançlara
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/13818)
33.- İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, Uşak-Eşme ve Muğla-Fethiye’de iki
öğrencinin ölümünün soruşturulmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/13819)
34.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Düzce’de 1999’daki depremlerde hasar gören
okullara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13820)
35.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, İstanbul’da 1999’daki depremlerde hasar gören
okullara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13821)
36.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Kocaeli’de 1999’daki
depremlerde hasar gören okullara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/13822)
37.- İstanbul
Milletvekili Çetin Soysal’ın, dershanelerin eğitim sistemindeki yerine ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13823)
38.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Elazığ’da okulların depreme karşı
güçlendirilmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13824)
39.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Erzurum’da okulların depreme karşı
güçlendirilmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13825)
40.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Muş’ta okulların depreme karşı güçlendirilmesine
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13826)
41.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse’nin, öğretmenevlerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13827)
42.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuz’un, eğitimde fırsat eşitliğine ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13828)
43.- İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhan’ın, eğitim sistemindeki sorunlara ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13829)
44.- Muğla
Milletvekili Ali Arslan’ın, dershane ücretlerini
ödemekte zorlananların durumuna ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/13830)
45.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, bir ilköğretim
okulunun durumuna ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13831)
46.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, bazı faaliyetlere ve maaş promosyonunun
şeffaflaştırılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13832)
47.- Van
Milletvekili Özdal Üçer’in, vakıf üniversitelerine
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13833)
48.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, bazı okullarda sekiz
yıllık kesintisiz eğitim verilememesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/13834)
49.- Van Milletvekili Özdal
Üçer’in, dershanelerin eğitim sistemindeki yerine ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13835)
50.- Van
Milletvekili Özdal Üçer’in, öğrencilerin yaşadığı
sınav stresine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13836)
51.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Bursa’da güçlendirilmesi gereken okullara
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13837)
52.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, bir lisenin bazı ihtiyaçlarına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13838)
53.- Siirt
Milletvekili Osman Özçelik’in, karayollarının
kalitesine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/13848)
54.- Hatay
Milletvekili Fuat Çay’ın, Samandağ’da açılan bir soruşturmaya ilişkin Devlet
Bakanından (Faruk Çelik) yazılı soru önergesi (7/13850)
55.- Bursa
Milletvekili Onur Öymen’in, yabancı kaçak işçilere
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/13852)
No.: 144
25 Mayıs 2010 Salı
Tasarı
1.- Gelir Vergisi
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı (1/886) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 25.05.2010)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- İstanbul
Milletvekili Mithat Melen ve 19 Milletvekilinin, Şubat 2001 ekonomik krizinin
araştırılması amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/717) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.03.2010)
2.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir ve 20 Milletvekilinin, trafik kazalarının
nedenlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/718) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23.03.2010)
3.- Diyarbakır
Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19
Milletvekilinin, medya kuruluşları ile gazetecilerin bazı ilişkilerinin
araştırılarak bağımsız medya için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/719)
(Başkanlığa geliş tarihi: 24.03.2010)
4.- Diyarbakır
Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19
Milletvekilinin, kaçak göçmenlerin sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/720) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.03.2010)
25 Mayıs 2010 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.05
BAŞKAN : Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Fatih METİN (Bolu),
Yusuf COŞKUN (Bingöl)
BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 106’ncı Birleşimini
açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN – Elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama için üç dakika süre vereceğim.
Sayın milletvekillerinin oy düğmelerine basarak salonda
bulunduklarını bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen
milletvekillerinin salonda hazır bulunan teknik personelden yardım
istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise yoklama pusulalarını,
görevli personel aracılığıyla, üç dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
IV.- OTURUM BAŞKANLARININ
KONUŞMALARI
1.- TBMM Başkan Vekili Meral Akşener’in, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazada
hayatını kaybeden işçilere rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır dileyen
konuşması
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Müessesesinde meydana gelen kazada hayatını
kaybeden işçilerimize rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır temenni ediyorum.
Sayın milletvekilleri, Hükûmet adına
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner Yıldız’ın Türkiye Taşkömürü Kurumu
Karadon Müessese Müdürlüğünde meydana gelen elim
kazaya ilişkin İç Tüzük’ün 59’uncu maddesine göre gündem dışı söz talebi
vardır. Gündeme geçmeden önce bu talebi yerine getireceğim.
Sayın Bakanın açıklamasından sonra istemleri hâlinde siyasi parti
gruplarına ve grubu bulunmayan milletvekillerinden birine söz vereceğim. Grubu
bulunmayan milletvekilleri için söz talebi kaydı başlamış bulunmaktadır.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, ben söz istiyorum efendim,
şahsım adına, grubu olmayan partiler adına.
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Ben tamamlayayım sözümü. Evet, sizi alıyorlar arkadaşlar.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına…
BAŞKAN – Grup üyesi olmayan sayın milletvekillerinin söz
taleplerini Başkanlığımıza bildirmelerini rica ediyorum.
Konuşma süreleri Hükûmet için yirmi,
siyasi parti grupları için on, grubu bulunmayan milletvekili için beş
dakikadır.
Buyurun Sayın Bakan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Sayın Başkan, Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu adına ben konuşacağım.
V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
Hükûmetin Gündem Dışı Açıklamaları
1.- Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu
Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazaya
ilişkin gündem dışı açıklaması ve Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan, Bursa Milletvekili Necati Özensoy, İzmir
Milletvekili K. Kemal Anadol ve Zonguldak
Milletvekili Fazlı Erdoğan’ın grupları adına; Tunceli Milletvekili Kamer
Genç’in, şahsı adına konuşmaları
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; Zonguldak Karadon
mevkisinde meydana gelen kömür ocağı kazasıyla alakalı, huzurlarınızı
bilgilendirmek için söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkanım, özellikle teşekkür ediyorum.
Orada hayatını kaybetmiş olan 30 tane işçi kardeşimize Allah’tan
rahmet, geride kalan yakınları için de başsağlığı diliyorum.
Değerli arkadaşlar, 17 Mayıs Pazartesi günü hepinizin de bildiği
gibi 12.59 civarında, arkadaşlar deniz seviyesinin yaklaşık
Altını çizerek söylüyorum, kamuoyunda sıkça düzeltmek zorunda
kaldığımız bir bahis olduğu için söylüyorum: Burada kömür işletmeciliği
yapılmıyordu değerli arkadaşlar. Burada, yalnızca galeri açmayla alakalı, taş,
kaya, zaman zaman önlerine gelen kömür zonlarıyla alakalı bir galeri açma işiydi.
Dinamit patlattıktan sonra orada, açığa çıkan bir metan gazı
seviyesi yükselmesi oluyor. Havalandırma var, otomatik sensörler
var, manuel ölçümleme cihazları var; hepsinden, metan
gazı seviyesinin yükseldiğini görüyorlar. Yine, otomatik elektrik aksamı
kendini kilitliyor, kapatıyor. Arkadaşlar bir kenara çekiliyorlar ve
havalandırma başlıyor. Havalandırma, orada özellikle kömür işletmeciliği de
olmadığı için, son derece rahat ve metreküp hesabıyla baktığımızda da oranın
fazlaca ihtiyacını karşılayabilecek tarzda bir havalandırma devam ediyor. Metan gazı seviyeleri normal hâline gelmeye çalışırken -ki bunları
da yine otomatik sensörlerle ölçümlemeler yapıldığı
için biliyoruz ve yine orada, kaza mahallinde tespit edilen manuel
cihazların patlama anındaki değerlerini biliyoruz- 13.29 civarında, şu anda
sebebine inemediğimiz ve tespit edemediğimiz bir gerekçeyle -bunun sebebi
nedir, biraz sonra açıklayacağım, neler olabilir- 13.29’da bir patlama meydana
geliyor.
Ben Azerbaycan’da Sayın Başbakanımızın heyetinde görüşmelere devam
ederken TTK Genel Müdürümüze bu kaza bildirildiğinde, hangi seviyede olduğunu
soruyor, diyorlar ki “540 kotunda.” “E iyi o zaman, çok fazla riski yoktur.” Çünkü, 540 kotu kömür işletmeciliğinin yapılmadığı yani
grizu faciasının olabildiğince az olma ihtimalinin olduğu, metan gazının açığa
çıkmasının olabildiğince az olduğu, az ihtimalin olduğu bir yer. “İyi o zaman,
inşallah fazla bir şey yoktur.” diyorlar. İlk verdikleri tepki bu. Bu kısmı çok önemli. Tabii daha sonra, kaza mahalli ve
kurtarma çalışmalarıyla alakalı gayretler başladığında, konunun, patlamanın
nasıl bir basınçla, nasıl bir yüksek basınçla olduğu, hepsi ortaya çıkmaya
başlıyor.
Değerli arkadaşlar, ondan sonra, yirmi dört saat, yaklaşık 400
kişilik Türkiye'nin ve hatta Avrupa’nın en iyi kurtarma ekiplerine sahip olan
Türkiye Taş Kömürleri İşletmesinin ekipleri tabii ki işe koyuluyorlar. Ben de
yurt dışından -Sayın Başbakanımız da uçağını tahsis etti- hemen olay mahalline
vardım ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanıyla beraber, Sayın Ömer Dinçer Bakanımızla beraber bir kriz masası kurduk ve
çalışmaları yönetmeye başladık. Bu çalışmalar sırasında, bulunduğumuz kazanın,
patlamanın olduğunu tahmin ettiğimiz yere iki tane yoldan inme imkânı var. Bir
tanesi “Karadon mevkisi” dediğimiz mevkiden ve
yaklaşık kazanın, olduğu yere kuyunun mesafesi 30-
Değerli arkadaşlar, bahsettiğimiz mesafe, deniz seviyesinden
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Olayı tarif etme, olayın sonucuna gel.
(AK PARTİ sıralarından “Devam, devam.” sesleri)
BAŞKAN – Sayın Ağyüz, lütfen…
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Bu çalışma
da bir an önce oraya ulaşacak şekilde yapıldı.
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Ne yaptınız?
AHMET YENİ (Samsun) – Sayın Bakanım devam edin, dinlemeyin.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) –
Arkadaşım…
ÜNAL KACIR (İstanbul) – Sayın Bakanım, lütfen, siz bize hitap
edin, bu tarafa hitap edin, muhatap almayın efendim.
AHMET YENİ (Samsun) – Millet sizi dinliyor.
BAŞKAN – Sayın Bakan, lütfen devam edin.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) –
Arkadaşlar, 2×2 bir menfezden oraya girildi ki orada yine metan gazı
seviyesinin yüksek olduğunu gördük ve…
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Kader! Kadere bak!
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) –
Arkadaşım, lütfen dinle!
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Hikâye anlatma!
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Lütfen
dinle!
ÜNAL KACIR (İstanbul) – Ya ne hikâyesinden bahsediyorsunuz? Hayret
bir şey ya!
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Bu
kürsüye saygın yoksa…
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Saygıdan bahsetme, istifa et!
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Bakın,
ben oradaki vefat edenlerle alakalı bir husus anlatıyorum, nezaketini lütfen
muhafaza et.
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – İstifa etmelisin!
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) –
Saygısızlığın gereği yok.
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Ben saygısızlık yapmıyorum, kişisel
anlamda söylüyorum.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – O zaman,
lütfen, başkaları dinlesin müsaade edin de.
BAŞKAN – Sayın Anadol…
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – İstifa etmen lazım!
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Bu
konuyu istismar etmeye senin hakkın yok.
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – İstifa etme cesaretini gösteremedin!
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Senin
istismar etmeye hakkın yok.
BAŞKAN – Sayın Milletvekili, lütfen yerinizden müdahale etmeyin.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Değerli
arkadaşlar, kurtarma çalışmalarının özellikle birinci kaya göçüğünden sonra 20
metrelik bir mesafeden sonra ikinci bir kömür göçüğünün olduğunu görünce
arkadaşlarımız, bunun üzerine -bir yandan bir genel müdür yardımcısını
asansörlerin inemediği mevkide bir mekanik çalışma için başından beri
görevlendirmiştik. O asansörün yapımcısı firmalar da dâhil olmak üzere- 160,
360 ve 460 kotlarında değişik yerlerden oralara inmeyle alakalı bir çalışma
yapıldı. Yalnızca acil durumlar için,
Tabii ki bir yandan aklımızla oradaki kurtarma çalışmalarına
refakat ederken bir yandan da yüreğimizle oradaki insanların acısını paylaşmaya
gayret ettik. Valimiz, milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız, bütün sivil
toplum örgütlerinin önderleri de, başkanları da orada bu çalışmamıza yardımcı
oldular, hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
TTK’nın, özellikle 28
tane işçi kardeşimizi oradan çıkarttığı yerin son raporlamalarını aldığımızda
baktık ki böyle bir riskin normalde alınamayacağını, oradan inip çıkmanın
yapılamayacağını ve bu riskin gittikçe büyüdüğü belirlendi. Asansörün oturduğu
platformun, beton platformun kuyuya doğru kaydığını gördük. O yüzden önceki
gece oradan kurtarma çalışmalarını durdurduk ve Gelik
mevkisinden şu anda da devam ediyor ve kömür göçüğüne ulaşıldı. Kömür
göçüğünden de, tekrar o göçük kaldırıldıktan sonra, o göçüğün altında mıdır,
yoksa onun ardında mıdır, onunla alakalı 2 kardeşimize de ulaşma gayretleri
devam ediyor. Ben tekrar Allah’tan kendilerine rahmet diliyorum.
Değerli arkadaşlar, tabii ki bunun üzerinde çok ciddi bilgi
kirliliklerinin olduğunu gördük. Bir yandan bu işlerle uğraşırken bir yandan da
spekülatif haberlerle uğraşmak zorunda kaldık. Nedir
bunlar? Bir haber geliyor, deniyor ki: “Burada yangın çıkmış.” Diyoruz ki:
“Yangın çıkmadı bizim tespitlerimize göre.” Yarım saat sonra haber geliyor:
“Burayı sel basmış.” “Hayır, sel de basmadı.”
Bir köşe yazarı rahatlıkla yazabiliyor ki: “Bakan ağzından
kaçırdı, burada dinamit patlatılmış.” Ben kendisini telefonla aradım. Dedim ki:
“Kardeşim, siz okuma yazmasını bilen, az çok araştıran bir kişisiniz. Burada
bırakın bir tane dinamit patlatılmasını, günde iki yüz tane noktada dinamit
patlatılıyor. Dinamit patlatma, buranın ayrılmaz bir parçası. Aynı zamanda
kömür işletmeciliğinde gaza karşı tamamen dayanıklı ve kıvılcım çıkartmayan o
dinamitler de patlatılıyor kömürü açmak için. Yani günde iki yüz tane dinamitin
patlatıldığı bir yerde nasıl oluyor da ‘Burada gizli, kaçak bir dinamit
patlatıldı.’ diye yazı yazabiliyorsunuz? Bakın, buna bir maden mühendisi değil,
buradaki bir maden işçisi bile güler.” dedim. “Ben o zaman yazımı telafi
edeceğim, ben yanlış yapmışım.” dedi.
Bir yandan da dediğim gibi bu tür bilgi kirliliklerinin
giderilmesiyle uğraşıyoruz.
Değerli arkadaşlar, özelleştirmeyle alakalı bir kısım
tartışmaların olduğunu gördük. Ben açık bir ifadeyle söyleyeyim: Burada
-Türkiye Taş Kömürleri İşletmesi- 2004 yılından önce kömürün işletilmesiyle
alakalı, “hem işletir hem de işlettirir”le alakalı
bir kanun değişikliği yapıldı ama bu kazanın olduğu mahalle ve bu kazanın
olduğu konuyla alakalı 2004 yılından önceki uygulama da aynı, 2004 yılından
sonraki uygulama da aynıdır. Yani galeri açma, kuyu açma, hazırlık yapmayla
alakalı çalışmalar çok uzun zamandan beri hizmet alımı yoluyla yapılmaktadır.
Burada “Yalnızca ticari kaygı gibi bir endişeyle…” Böyle bir ithamı hak
etmediğimiz kanaatindeyim. Eğer yalnızca burada ticari düşünülmüş olsa, geçen
yılın cirosu TTK kurumunda 260 milyon TL’dir, bütün gelirlerden elde edilen 260
milyon TL’dir, Hükûmetimizin oraya gönderdiği para
artı 360 milyon TL’dir. Yani burası 11 bin tane kamu, 4 bin tane de özel sektör
çalışanıyla 15 bin tane ailenin istihdamıyla ilgili sosyal bir konudur aynı
zamanda, yalnızca ticari değildir.
İlk aldığımızda biz burayı, AK PARTİ hükûmetleri
olarak 540-550 milyon TL civarında sübvansiyondan, üzerinde yapılan bir kısım
iyileştirmeler, performans artırıcı tedbirler ve verimli çalışmalar neticesinde
ancak 350-360 milyon TL’lik bir sübvansiyona indirilebilmiştir. Biz,
arkadaşlara, kademeli olarak 250 milyon TL civarında bir sübvansiyona
indirmelerini hedef olarak koyduk.
O yüzden, özellikle Zonguldak’ın, değerli arkadaşlar,
sosyal hayatında çok önemli bir yeri olan TTK işletmeciliğinin zamanında
yalnızca kömür işletmeciliği değil, nakliye işinden tutun ki market
çalıştırmaya varıncaya kadar, asfalt yapımından tutun ki kaldırım yapmaya
varıncaya kadar, Millî Eğitim Bakanlığının okullarını yapmaktan tutun ki birçok
sosyal faaliyete varıncaya kadar TTK’nın omuzu
üzerinde yapılmıştır. Hatta, “EKONOMA”
denilen marketlerin kendi içinde geçerli olacak bir para basımı bile
yapılmıştır. Kenarı tırtıllı kâğıt paralar orada kullanılmıştır. Hatta, Sayın İnönü, Zonguldak’a ziyaretinde, “Her şeyiniz
mevcut, burada bir bayrağınız eksik.” diye de bir nükte yapmıştır. O yüzden,
Zonguldak’ın sosyal hayatında -farklı bir yeri olan ve Zonguldak’ın
coğrafyasını bilenler bunu yakinen tasdik edeceklerdir- Türkiye Taşkömürü
İşletmelerinin yeri farklıdır.
Tabii, 28 tane işçi kardeşimiz çıkartıldıktan sonra, DNA testine
başvurmamız gereken 3 tane işçi kardeşimiz morgda bekletilmiştir ve onların da
DNA testleri tamamlanmıştır. İnşallah, bugün sahiplerine, cenaze yakınlarına
onlar da teslim edilecektir.
Göçük altında kalan 30 tane sigortalı işçimizin 5 tanesi emekli
olup bunlarla alakalı sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışan
sigortalıdırlar. 18 sigortalımızın hak sahiplerine ölüm aylığı ve ayrıca
sürekli iş görmezlik, ölüm geliri bağlanacaktır ve bağlanmıştır. Emekli olan 5
sigortalımızın hak sahiplerine ölüm aylığı ve sürekli iş göremezlik, ölüm
geliri de aynı şekilde 19 kişi toplam olmak üzere, pazartesi (dün) itibarıyla
bağlanmıştır.
Değerli arkadaşlar, orada görüyoruz, babası, dedesi, yakını,
akrabası maden göçüğünde vefat eden arkadaşlarımızdan -hatta burada bir
milletvekilimiz anlattı- dört yıl, beş yıl bu aylığı bağlanamadan devam eden
arkadaşlarımız olmuştur. O yüzden, en azından kendilerinin acısını dindirmek
adına değil ama kısmen de olsa paylaşabilmek ve ilk ihtiyaçlarını
karşılayabilmek açısından, Başbakanımızın talimatıyla Başbakanlık Acil Yardım
Fonu’ndan 10’ar bin TL de ailelere ilk yardım için dağıtılmıştır. Sigortalılık
süresi ve prim gün sayısı itibarıyla herhangi bir şart aranmaksızın, ister bir
gün sigortalı isterse emekliliğini hak etmiş, ister özel sektörde isterse
kamuda olduğu fark etmeksizin bütün bunlar hak sahiplerine verilmiştir.
Özellikle iş kazası soruşturması ile iş güvenliği ve sağlığı müfettişlerince de
görevlendirilmiş ve o tespitler de aynı şekilde yapılmıştır.
Değerli arkadaşlar, 2 tane işçi kardeşimizi de oradan çıkarttıktan
sonra bu işin idari, teknik ve adli soruşturmalarıyla alakalı ayrı ayrı ekipler orada teftişlerine başlayacaklardır ve
kurtarma ekiplerinin mutlaka oradaki işlerini tabii ki bitirmesi gerekiyor.
Değerli arkadaşlar, bakın, daha bugün üç dört tane, farklı farklı, birbirinden ayrı haberler duyuyoruz “Amerika
Birleşik Devletleri’nde bu kazalar olmuyor, bir kısım ülkelerde hiç olmuyor.”
diye. Geçen yıl değil, geçen ay Amerika Birleşik Devletleri’nde West Virginia
eyaletinde 25 kişinin öldüğü bir kaza oldu. Ben bunu niçin söylüyorum? Bu kaza
Türkiye’de olacak kazaları makul hâle getirmez ama “olmuyor” haberlerinin doğru
olmadığını söylemek için söylüyorum. Bu, üzerinden siyaset yapılamayacak bir
konudur. Her hükûmet zamanında farklı kazalar
olmuştur. Uçak, özellikle hava yolu ulaşımı açısından istatistiklere
baktığımızda en yüksek güvenilirliğe sahip ulaşım aracıdır ama buna rağmen
kazalar olmaktadır. Biz denetimlerimize artan dozlarda devam etmişiz. İki yüz
elli yedi tane kapalı ocağın yüzde 90-92’sini son altı ayda denetlemişiz.
Bununla alakalı bütün bu kazaların bize acı, ıstırap verdiğini ve hepimize bunu
verdiğini peşinen biliyoruz. Hiçbirimiz bundan mutlu olamaz, hiçbirimiz bunu
bir siyasi istismar aracı hâline getiremez. O yüzden, değerli arkadaşlar, bugün
Güney Afrika’nın Maden Bakanı ziyaretimize gelmişti. “Nasıl gidiyor maden
faaliyetleri?” dedim. Dedi: “Geçmiş olsun, başınız sağ olsun. Biz şu anda
yıllık ölen işçi sayımızı 200’e indirebildik.”
Değerli arkadaşlar, tekrar altını çizerek söylüyorum, bunu niçin
anlatıyorum: Rusya’da, Amerika’da, Avrupa’da, Çin’de olan, Güney Afrika’da olan
bu tür kazaların aslında madencilik sektöründe çok sinsi olan…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Bir dakika ek süre veriyorum, tamamlayın lütfen.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – …metan
gazıyla alakalı, bu kadar sinsi ve anında deşarj olabilen bir gazla alakalı
bahsettiğim için söylüyorum. Biz açık bir ifadeyle buradaki sorumlusu isterse
orada ekmek parasını kazanan işçimiz, isterse özelleştirdiğimiz firma, isterse TTK’nın denetimi, kim olursa olsun, bu konuda ihmali
olanlarla alakalı denetimimiz ve soruşturmamız devam edecektir ve bununla
alakalı sonuçları da hep beraber kamuoyuyla paylaşacağız.
Ben, tekrar, kazada hayatını kaybeden işçi kardeşlerimize
Allah’tan rahmet diliyorum ve bütün milletimizin başı sağ olsun diyorum.
Saygılarımla. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.
Gruplar adına ilk söz Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına
Şırnak Milletvekili Sayın Hasip Kaplan’da.
Buyurun Sayın Kaplan. (BDP sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakika.
BDP GRUBU ADINA HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz aldım. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Bu ölüm haberleri, acı haberler. Oltu, Gediz, Yeni Çeltek, Sorgun,
Şırnak, Yapraklı, Mengen, Ermenek, Küre, Dursunbey, Balıkesir, Bursa ve en son
Zonguldak Karadon’da yaşamını yitiren bütün
madencilere Allah’tan rahmet, ailelerine ve bütün Türkiye halkına başsağlığı
diliyorum ve gerçekten, siyasete konu edilmeyecek bu acıda Meclisin de çözüm
konusunda ortaklaşması gerektiğini düşünüyoruz. Bunu söylerken acı
gerçeklerimizle de yüzleşmekten korkmamamız gerektiğini de ifade etmek
istiyorum. Her şeye şu gözlükle bakmak da yanlış, kaderci yaklaşım da yanlış,
eleştiri dozunda olmayan eleştiri de doğru değildir. Burada amaç çözüm
olmalıdır diye düşünüyoruz.
Bizim madencilikteki iş kazaları konusunda birkaç veriyi
hatırlatmak istiyorum, ondan sonra aslında daha sağlıklı tartışabilme olanağına
kavuşacağımızı düşünüyorum.
İş kazalarında dünya 3’üncüsüyüz, Avrupa’nın 1’incisiyiz ve 2008
yılında, 2009, 2010 yılında maalesef kazaların arttığını biliyoruz.
Yine elimizde veriler var. 2006 ILO’nun
verileri rapor hâlinde yayınlandı. Türkiye’de 100 bin işçi için maden
sektöründeki kaza oranını 74,2 veriyor; Polonya için 15,8; İtalya 22, Fransa
19,2; İngiltere 15,4; Kanada 31,6.
İş kazalarındaki ölümlerin, meslek hastalıklarının da oranı yüzde
63,3 olarak kömür ve linyit sektörü olarak gösterilmektedir. Durum böyle
olunca, bunun vahametini tespit etmek gerekiyor.
Avrupa Birliği İlerleme Raporu’na bakıyoruz ve “19’uncu
fasıl: Sosyal politika ve istihdam konusunda Avrupa Birliği müktesebatının iç
hukuka aktarılması bakımından ilerleme kaydedilmemiştir.” notu düşüyor ve son
resmî istatistiklere göre 2007 yılında 8.602 iş kazası meydana geldiği, kayıt
dışı sektörde yaşananların bildirilmediği, idari kapasitede iş teftiş kurulunun
kapasitesinin eğitim ve personel alımının güçlendirilmediğinden bahsediyor. Burada teftiş kuruluna bir rakamsal olarak bakmakta yarar var:
Türkiye’de 8 milyon 674 bin 726 işçi var ve maalesef iş müfettişi sayısı 582; 1
müfettişe 14.095 işçi düşmektedir. Türkiye’de 48 bin maden arama ruhsatı vardır
ve bir firmaya 2.500 civarında sadece arama ruhsatı verildiğini biliyoruz.
Evet, kazaların nedenleri konusunda özelleştirme, taşeron,
redevans, iş güvenliği zaafı, ucuz iş gücü, sendikasızlık, para ve kâr hırsı,
kamu madenciliğinin küçültülmesi, uzun yılların birikim ve deneyiminin
kaybolması, üretim teknik altyapısının yetersizliği, deneyim ve uzmanlaşmanın
olmaması, yine taş kömürü havzasının 2004’ten sonra Maden Kanunu kapsamına
alınması, özelleştirmeler, ihaleler, iş sağlığı ve iş güvenliği yatırımlarının
teşvik edilmemesi, yine farklı bakanlıkların, farklı genel müdürlüklerin
kapsamında olan bir çalışma nedeniyle etkin bir denetimin yapılmaması ve Maden
Mühendisleri Odasının özellikle görev ve yasal hakkı olan mesleki denetimin
engellenmiş olması, risk değerlendirmesi yapılmaması, çalışması uygun olmayan
işletmelerin kapatılmaması, özelleştirme -taşeronlaştırma madencinin kâbusu
hâline gelirken bu konuda bunun üzerine etkin bir denetimin kurulmaması, Türk
ticaret kanunu’nun bu Mecliste bekletilip
çıkartılmaması, taşeron sorumluluğunun getirilmemesi -ki biliyorsunuz vardır
orada- evet arkadaşlar bunların hiçbirisi kader değildir. Biraz da gerçeklerle yüzleşmekte yarar var. Örneğin çocuk
ölümlerinde nasıl ki önlem aldığımızda yüzde 45 oranında ölümlerde azalma
sağlanmışsa demek ki etkin önlem alındığı zaman, bu, kader olmaktan çıkıyor. Hükûmetin de böylesi bir yaklaşımla olaya bakmasında büyük
bir yarar var.
Hemen rakamlara devam ettiğimiz zaman şu görülüyor: Özel sektörün
madencilikte ve taş kömüründeki payına bakıyoruz. AK PARTİ İktidarının 2002’de
göreve başlamasıyla beraber özel sektördeki pay yüzde 3,2; 2005’te 23’e
çıkıyor, 2006’da 34,3’e çıkıyor, 2008’de 39,6’ya çıkıyor arkadaşlar. Çinli
firmalar hariç özel sektörde “taşeron” dediğimiz şirketlere verilen ocakların
hemen hemen Türkiye Taşkömürü İşletmelerinin kapasitesinin
yarısına vardığını görüyoruz. 2007 yılında kömür madenciliği iş kazası 6.293
olup bu sayı beklenen iş kazasına göre yüzde 1.530 fazladır. 2008’de 5.728 iş
kazası, 1.396 oranında fazla. 2009-2010 verileri yok ve cumhuriyet tarihinin
maalesef en fazla özelleştirmesinin yapıldığı son sekiz yılda denetim olayının
maalesef azlığı dikkat çekiyor.
Karadon mevkisindeki
yeni kuyuda kapıda yazılanlar belli zaten: “Kaza geliyorum demez.” ya da “Önce
iş güvenliği”, “Ocağa gaz maskesiz girilmez.” Bunlar sıradan tedbirler değil
tabii ama sendikacıların bazı açıklamaları var. Eğer gerçekten… Ki bu konu da
belirtiliyor; taşeron şirketleri akşam telefon ediyor, işçiler ertesi günü
geliyor ve “Baretini, lambanı al, ocağa in.” deniliyormuş. Bu
çok vahim bir durum. Yirmi bir gün eğitim, hem teorik hem pratik eğitim
görmesi gereken bir işçinin hemen aşağı, eksi 540 metreye indirilmesi gerçekten
dehşet verici.
Burada sadece maden kazalarında dünyadaki oranımızın yüksekliği,
bizim önlem almamız gerektiği konusu yetmiyor. Maden Araştırma Komisyonumuz
Zonguldak’ta bir inceleme yaptı ve Zonguldak’taki Maden Mühendisleri Odasının
Komisyona verdiği bilgiler var, oradaki sendikaların verdiği bilgiler var,
oradaki Türkiye Taşkömürü İşletmeleri yetkililerinin verdiği bilgiler var. Eğer
metan gazı artı hava birleşip grizu patlaması oluşuyorsa galerilerin durumu ve
gidiş gelişi, havalandırması, suyu, bunların çok ciddi önlemler gerektirdiği
bilinen bir gerçek.
Kanada’da bir madende, araştırma komisyonu olarak gittiğimizde,
biz de asansörle
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Bir dakika ek süre veriyorum, tamamlayın lütfen.
HASİP KAPLAN (Devamla) – Bağlıyorum.
…havalandırması vardı ve su vardı. Olası bir patlama anında,
anında kapıların kapanarak güvenliğin telefonla bildirme, yeri bildirme,
noktayı bildirme imkânı vardı. Biz 28 işçimize altmış altı saat sonra ulaştık,
2 işçimize de henüz ulaşamadık ve Çinli firmayı çağırdık o galerileri açan. Bu
gerçekten, maden sektöründe dünyada son derece önemli bir konuma sahip olan
Türkiye’nin, dünyada 28’inci sırada olan ve çeşitlilikte 10’uncu sırada olan
Türkiye’nin, maalesef, payının ekonomide yüzde 1,4 olduğu gerçeği de dikkate
alınacak olunursa bu önlemlerin, tedbirlerin mutlaka bir an önce alınması
gerektiğini ifade ediyorum. Sayın Bakanın da bu konuda hazır olmayan taşeron firmaların
kapatılacağı yönünde basına yansıyan denetime yönelik çalışmaları konusunda da
daha duyarlı olacağına inanıyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Kaplan.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Bursa Milletvekili Sayın
Necati Özensoy. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum.
Hepinizi saygıyla selamlarım.
Öncelikle bu maden kazasında hayatını kaybedenlere Allah’tan
rahmet diliyorum, kederli ailelerine ve Türk milletine de başsağlığı diliyorum.
Bu olay gerçekleştiğinden bugüne kadar tabii ki biz de gelişmeleri bir şekilde
izlemeye devam ettik. Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak görevlendirilen
arkadaşlar Zonguldak’a giderek olayları yerinde incelediler. Bütün bu bilgiler
bizlere geldi, toplandı. Tabii, bu kazayı takip ederken, bu olayların nasıl
olduğunu takip ederken yapılan açıklamaları da maalesef hayretle ve üzülerek
izlemek durumunda kaldık. Hatta şu anda, biraz önce Sayın Bakanın konuşması
bile hiç tatmin edici değil ve maalesef sadece olaydaki son durumun ne hâlde
olduğunu, göçüğün ne hâlde olduğundan bahisle yirmi dakikayı doldurdu. Şimdi,
ne tür tedbirler alındığı, daha altı ay önce Kemalpaşa’da olan, hemen
arkasından iki ay sonra Dursunbey’de gerçekleşen kazalardan ne dersler
çıkardık, neler oldu, ne tür gelişmeler oldu, bu kaza nasıl böyle vahim bir
şekilde gerçekleşti; maalesef bütün bunları göremedik. Aksine Sayın Başbakan
yaptığı açıklamalarda yine bizi hayretlere düşürdü.
“Üzüntümüz milletçe büyük.” diyor Sayın Başbakan “Ama yörenin
insanları aslında bu tür olaylara alışık. Zonguldak bölgesinde bu tür olayları
yıllarca yaşadık. Ben, daha önce bu ocaklara indim. 2 bin metrede çalışan
kardeşlerimin nasıl çalıştığını gördüm. Bu mesleğin kaderinde maalesef bu var.
Bu mesleğe giren kardeşlerim bunu bilerek giriyorlar. Kemalpaşa’da,
Dursunbey’de bu tür olayları yakın zamanda gördük.” diyor Başbakan.
Şimdi, Sayın Bakan diyor ki: “Bu iş üzerinden siyaset yapılmaz.”
Doğru, acılar üzerinden siyaset yapmayalım ama bu olayların hiç mi siyasi
sorumluluğu yok? Allah aşkına yani bir Başbakan, bir Sayın Bakan burada çıkıp
bu tür açıklamaları böyle hemen üzerinden geçiştirecek şekilde mi yapmalı
acaba? Biraz daha tatmin edici, biraz daha yüreklere su serpici açıklamalar
yapılması gerekmiyor mu?
Bakın, bu kazadan önce Kemalpaşa’da olan kazayla ilgili benim
elime gelen bazı raporlarla alakalı Sayın Oktay Vural bir basın toplantısı
yaptı ama hiç kimsenin de dikkatini çekmedi. Bakın, Bükköy
Madencilik Turizm Ticaret AŞ’de yapılan incelemelerle alakalı bir yine Çalışma
Bakanlığının, çalışma-iş müfettişliğinin bir raporu var. Buna gelmeden önce,
yine, Sayın Enerji Bakanının yaptığı açıklamayla paralellik kurayım. “Gaz
maskesi olmayan madende çalışamaz.” diyor ama bakın, Bükköy
Madencilikle ilgili tutulan raporda “Tespit edilen noksan hususlar” diyor:
“Cebri havalandırma sistemi ve desandreler yeni
sürüldüğü için henüz kurulmamıştır. Havalandırma planında hava ölçüm istasyonu,
hava kapıları, hava akış yönü, barajların yerleri, pervanelerin kapasiteleri ve
çalışılan yerlere gelen hava miktarları gösterilmemiştir. Riskleri belirleyen
sağlık ve güvenlik dokümanı henüz hazırlanmamıştır. Ocak şartlarına göre
hazırlanmış tahkimat yönergesi yoktur. Pervanelerin bulunduğu bölümlerde
paratoner tesisi yoktur. İşçiler karbonmonoksit
maskesi taşımamaktadır.”
Bakın, bu, Bakanlığın müfettişlerinin tuttuğu bir rapor.
“Ocaklarda her vardiyada gaz ölçümü yapılarak havalandırma defterine
yazılmamaktadır. Sürekli gaz ölçümü yapan ve sesli ikaz veren gaz izleme cihazı
yoktur. Tamir-tarama sırasında işçilerin uyması gereken kurallar konusunda
bilgi yoktur ve işçiler bilgilendirilmemiştir. Kama ve fırça sayısı ile
özelliği olan bölgelerde fırçaların nasıl vurulacağı ve malzemenin özelliği
konusunda belirli bir kural uygulanmamaktadır.” diye rapor tutuluyor.
Bakın, asıl ilginç tarafını söyleyeyim: Tespit edilen
noksanlıkların 2009 Kasım ayına kadar giderilmesi noktasında orada bu rapor
tebellüğ ediliyor ama yine çok ilginç bir şey söyleyeyim: Bu raporun akabinde
yapılması gereken denetim Ankara’da İş Teftiş Kurulu Başkanlığına 2009 Temmuz
ayında bir talimatla, ödenek eksikliğinden bu teftişler durduruluyor. Bakın, bu
Bükköy’deki o aralık ayında olan hadise, belki kasım
ayında bu teftiş yapılmış olsaydı olay belki de meydana gelmeyecekti.
Şimdi, böyle bir vahim durumu Sayın Bakan niye gözden kaçırır,
niye bizim yapılan basın toplantılarına, uyarılarımıza rağmen gerekli
sorumlular, işte ilgililer soruşturulacak, gerekli cezalar verilecektir,
denmesine rağmen, hâlâ, bu konuyla ilgili ben Sayın Bakana soruyorum: Ne
yaptınız bu konuyla ilgili? Bu teftişi durduran ilgililerle ilgili herhangi bir
soruşturma yaptınız mı? Hiçbir şey yapmadınız.
Şimdi, bakın, burada, yine Türkiye Taşkömürü Kurumunda gerçekleşen
maalesef vahim olayda, Taşkömürü Kurumu, bütün özelleştirme, redevans, taşeron
faaliyetlerinde sözleşme şartlarına göre işveren konumunda, tertip, takip,
üretim ve iş disiplini açısından üst sorumluluğa sahiptir; denetim, yaptırım,
idari ve yasal müeyyideler açısından sözleşme iptali dâhil, işveren
konumundadır. Şimdi, burada olan hadiseyi de taşeron firma yaptı, işte orada
kömür çıkarma işlemi yoktu gibi birtakım sebeplerle de hafifletmek ne kadar
doğrudur? Bundan dört yıl önce de yine Maden-İş Sendikası, burada, özel
sektörle alakalı vardiya direnişiyle ocağa işçi girişini engelledi. Arkadan Karadon Müessesesindeki devlet
kadrosu, şimdi çalışanlar ve kaza mahallinden sorumlu özel şirket arasında
idari ve teknik çelişkiler ile çifte standartları ve karşılıklı suçlamaları
gündeme getirmiş; bu konu da, yer altı yatırım ve projelerinin iş güvenliği ve
üretme uygunluğu dâhil, Türkiye Taşkömürü Kurumu ilgili birimlerince gözden
geçirilmiş, çeşitli raporlar yazılmıştır. Senelik rutin denetimler,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı teknik müfettişlerinin inceleme ve denetim
raporlarının tavsiye bölümlerindeki tespitler de çok önemlidir. Bu tavsiyeler
acaba bugüne kadar nasıl dikkate alındı, ne kadar dikkate alındı?
Bakın, şu anda, Türkiye Taşkömürü Kurumunda ciddi anlamda
tecrübeli mühendis eksikliği vardır. Çünkü emekli olan mühendislerin yerine
işçi alınmamış, yani mühendis alınmamış, dolayısıyla emekli olanların açığı
kapatılamamış ve bu bahsettiğimiz önlemleri, tedbirleri, teknik işleri yapacak
mühendisler ciddi anlamda azalmıştır. Türkiye Taşkömürü İşletmelerinin en büyük
sorunlarından birisi de budur. Bakın, geçmişteki mühendis sayısı ile bugünkü
mühendis sayısını karşılaştırırsanız, bu acı gerçeği de önünüze koyabilirsiniz.
Yine, siyasi kadrolaşmalar konusunda bütünüyle belli bir
derneğin dar kadrocu ve partizan tahakkümüne giren, iktidar partisi
delegelerinin sokaktan yönettiği, hemşehriciliğin,
neme lazımcılığın tarihi boyunca en üst seviyeye çıktığı Karadon
Taşkömürü İşletme Müessesinde dört yıldan bu yana teknik, idari ve siyasi
problemlere hangi çözümlerin üretildiği, ne gibi müeyyide ve yaptırımların
uygulandığı, koordinasyondan sorumlu Türkiye Taşkömürü teknik kadrolarının
vardiya raporlarındaki aksaklık ve çelişkiler hakkında neler yazdıkları en üst
seviyede incelenmelidir.
Bakın, bu mühendisler, var olan mühendislerin birçok sayıda olanı
da yine siyasi gerekçelerle, işte müdürlük vesaire şeflik kadrolarından uzaklaştırılıp
onlara yetki verilmediğinden dolayı onlar sadece bankamatik memuruna dönüşmüş
ve şu anda var olan mühendisler de aktif bir şekilde görevlerini
yapamamaktadırlar, yapmamaktadırlar. Dolayısıyla, bu kaza ve bundan önceki
kazalarda gerçekleşen…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Bir dakika ek süre
veriyorum, tamamlayın lütfen.
NECATİ ÖZENSOY (Devamla) – …bu sonuçları da tamamıyla
dikkate alarak ve hatta bizim daha önce verdiğimiz hem Kemalpaşa’da gerçekleşen
bu vahim kaza ve Dursunbey’de gerçekleşen vahim kazayla ilgili araştırma
önergelerini de dikkate alarak, maden komisyonu değil, madenlerle ilgili
sorunların tartışıldığı değil, madenlerdeki iş kazalarının tartışıldığı bir
araştırma komisyonunun kurulmasını buradan talep ediyor ve bir daha böyle vahim
kazaların da gerçekleşmemesini diliyor, tekrar, ölenlerimize Allah’tan rahmet,
yakınlarına ve Türk milletine de başsağlığı diliyorum.
Hepinize saygılar sunarım. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Özensoy.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İzmir Milletvekili Sayın Kemal
Anadol. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Sayın Başkan, yüce
Meclisin saygıdeğer üyeleri; Zonguldak’ta meydana gelen iş kazası, daha doğrusu
iş cinayetiyle ilgili Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış
bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, 17 Mayıs 2010 tarihinde, 08.00-16.00
vardiyasında, saat 13.27 civarında iş kazası meydana geldi. Eksi 540 kodunda
meydana gelen ve aralarında 2 maden mühendisinin bulunduğu 30 maden emekçisinin
hayatını kaybetmesine neden olan büyük bir facia yaşandı. Kaza, Karadon İşletmesinde -Yeni Kuyu- eksi 540 kodundaki
hazırlık galerisinde meydana gelmiştir. Galerinin sürülmesi yani açılması
taşeron firma tarafından yürütülmektedir.
Üç vardiya çalışma yapılan iş yerinde kaza anında, 2 maden
mühendisi, 28 işçi olmak üzere 30 kişi çalışmaktadır. Kaza, grizu yani metan
gazıyla hava karışımının patlaması sonucunda oluşmuştur. Grizunun patlamasıyla
oluşan yüksek sıcaklık, karbonmonoksit gazı ve darbe
etkisi ölümlere neden olmuştur. Galeri ilerlemeleri patlayıcı madde
kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Patlamadan önce çalışma ortamındaki
grizunun yükseldiği saptanmıştır.
Ocakta çalışan işçiler genellikle çevre köylerde oturan
vatandaşlarımızdan sağlanmakta, hepsi sendikasız ve çok düşük ücretle
çalıştırılmaktadır. Çalışan işçilerde -burası çok önemli- çalışan işçilerde gaz
maskesi bulunmadığı ortaya çıkmıştır. Gaz izleme sistemi vardır ama bu sistemin
erken uyarı sistemiyle desteklenmediği sürece işlevsel olmayacağı açıktır.
Kurum ve ilgili bakanlıklar tarafından yapılması gereken denetimlerin yeterli
olmadığı gözlemlenmiştir. Bunun en somut örneği, demin söylediğim, işçilerde
gaz maskesi yok, Enerji Bakanlığı da ortada yok, Çalışma Bakanlığı da ortada
yok.
Değerli arkadaşlar, önce şunu söylemek istiyorum: Birincisi, iki
dönem Zonguldak milletvekilliği yapmış bir arkadaşınız olarak konuşuyorum. Bu
ocaklara defalarca girip çıkmış, çeşitli iş kazalarında inceleme heyetlerinde
bulunmuş bir arkadaşınız olarak konuşuyorum. Şimdi, en önemli bir yanlışı
düzeltmek istiyorum. Âyet-i kerîme
var: “Her nefis ölümü tadacaktır.” Kur'an-ı Kerim’de
birkaç yerde geçmektedir. Evet, ölüm kaderdir ama ölümle kazayı birbirine
karıştırmak saçmalıktır, kaza kader değildir. Eğer siz çocuğunuz doğduktan
sonra gerekli aşıları yaptırmıyorsanız, öldükten sonra “Bu kaderdir.” demeye
hakkınız yoktur. Eğer siz hatalı sollama yapıyor,
Evet, ölüm kaderdir, kaza kader değildir, bilimsel verilerle
saptanmıştır. Sayın Bakanın dediği kısmen doğrudur. En az iş kazalarının olduğu
yerlerde bile ölümlü kaza olmaktadır ama iş kazalarının yüzde 98’i önlenebilir
kazalardır ama Türkiye, iş kazalarında dünya 3’üncüsü, Avrupa 1’incisidir.
Kader mi bu? Kader mi?
Maden kazaları son yıllarda belirgin olarak artmaktadır. Maden
Mühendisleri Odasının resmî kayıtlarına göre 2008 yılında 43 kişi ölmüştür,
2009 yılında 92 kişi ölmüştür, 2010 yılında –bu son kaza ile- toplam 66 kişi
canını kaybetmiştir. Özellikle, yer altı kömür madenciliği, işçi sayısı başına
düşen kaza ve ölüm sıralamasında bütün sektörlerin başında yer alıyor. Niye
madenlerde kaza sayısı artıyor? Şundan: 1980’lerden sonra özelleşme fetişizmi
yaşıyoruz, hâlen daha. Özelleştirme, taşeronlaşma, redevans yani maden
işletmesini kiraya verme gibi yanlış uygulamalar… Yoğun birikim ve deneyime
sahip bir kurum vardır, TTK (Türkiye Taşkömürü İşletmesi) eski Ereğli Kömür
İşletmeleri. Türkiye’de ilk maden mühendisliği mektebi, üniversitenin dışında,
Zonguldak’ta kurulmuştur. Dolayısıyla, iş kazalarına karşı yoğun bilgi, birikim
ve deneyimi olan bu Kurumun aradan çıkarılması, bunun yerine yeterli deneyim ve
uzmanlaşmanın olmadığı kişi ve şirketlere bırakılması iş kazalarının artmasına
neden olmaktadır. Yaşadığımız son olay bunu bir kez daha göstermiştir. Düşünün,
maden işçilerinin o karanlığa, yerin
Taş kömürü havzası, 2004 yılında çıkartılan Maden Kanunu kapsamına
alındı ve yeni bir süreç başladı. Bu süreçle birlikte, Kurumun uzmanlaştığı
hazırlık, üretim ve yıkama -bunlar çok önemlidir arkadaşlar, bunlar asli
işleridir Kurumun- tüm hizmetler, bunlar elden çıktı, özel sektör marifetiyle
yapılmasının, bir yandan da Kurumun tasfiye edilecek duruma gelmesinin önü
açıldı. Böylece, iş kazaları çoğalmaya başladı.
Değerli arkadaşlar, Sayın Bakanın söylediği bilgiler doğrudur -ama
bunları yeni öğrendi herhâlde- Zonguldak, çok önemli bir ildir. Churchill,
İsmet Paşa’yı, Tarsus Yenice’de, tren vagonunda, İkinci Dünya Savaşı’na sokmaya
çalışıyor. İsmet Paşa da Türkiye’yi savaşa sokmamak için olmayacak koşullar
ileri sürüyor. Şu kadar asker, şu kadar tank, şu kadar top filan derken bir
koşul ileri sürüyor, çok önemli bu: “Ankara, İstanbul ve Zonguldak’ın
savunmasını üstlenecek misiniz?” diye soruyor. Bursa değil, İzmir değil,
Zonguldak. Neden? O zaman, trenler kömürle çalışıyor, donanma kömürle
çalışıyor, okullarda, fabrikalarda, her yerde kömür yanıyor. Nereden çıkıyor bu
kömür? Zonguldak’tan çıkıyor. Dolayısıyla, bu kadar tarihî önemi olan
Zonguldak, bu iktidar döneminde özellikle, geçmiş iktidarların da elbette suçu
var, bu iktidar döneminde gözden çıkarıldı. Redevans, taşeronlaşma, sendikasız
işçi çalıştırma ve buna benzer uygulamalar, bu kazaların baş sebebidir. Bunlar,
kaza değildir, resmen cinayettir. “Cinayet”, “iş kazası” yerine “iş cinayeti”
demek daha doğrudur ve bu cinayetlerin sorumlusu da ülkeye egemen olan, ülkeyi
yöneten iktidardır. Onun için, bu Hükûmetin sorumlu
bakanlarını gereğini yapmaya ve istifaya davet ediyorum.
Yüce Meclise saygılar sunarım. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Anadol.
60’ıncı maddeye göre pek kısa söz talepleri vardır.
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Sayın Başkan, grup adına…
BAŞKAN – Vereceğim de, o arada onları çıkarıyorum.
Birer dakika söz hakkı veriyorum.
Sayın Barış…
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- Kırklareli Milletvekili Tansel
Barış’ın, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon
Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazaya ilişkin açıklaması
TANSEL BARIŞ (Kırklareli) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Öncelikle, Zonguldak’ta kömür madeni ocağında meydana gelen kaza
sonucu hayatlarını kaybeden 30 madencimize Tanrı’dan rahmet, yakınlarına
başsağlığı ve sabırlar diliyorum.
Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından verilen
verilere göre, toplam 390 bin kaza meydana gelmiştir bugüne kadar ve 3.736
vatandaşımız hayatını kaybetmiştir.
Değerli arkadaşlarım, Türkiye’de iş kazasında yaşamını yitiren
maden işçisi sayısı yüz binde 92 iken, Portekiz’de bu oran yüz binde 43,
Kanada’da yüz binde 35, Amerika’da ise yüz binde 27’dir.
Değerli arkadaşlarım, Sayın Başbakanın hayatlarını kaybeden
madencilerimize yönelik yapmış olduğu açıklamada kazayı “kader” olarak
yorumlaması gerçekten çok üzücü olmuştur. Sayın Başbakan, 30 madencimizin
ölümünün gereğinden fazla abartıldığını söylüyor. “Bunlar kaza olacağını
biliyorlar, bile bile maden ocağına giriyorlar.”
demektedir, “Bunların kaderi.” demektedir. Hâlbuki teknolojiyi…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Köse…
2.- Adıyaman Milletvekili Şevket
Köse’nin, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon
Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazaya ilişkin açıklaması
ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Zonguldak’taki grizu faciası nedeniyle hayatlarını kaybeden 30
emekçi yurttaşımıza Allah’tan rahmet dilerken kederli ailelerine de başsağlığı
ve sabırlar diliyorum.
Sayın Başkan, iş kazaları, Sayın Başbakanın dediği gibi “kader”
değildir. “Kader” dediğiniz şey, şartların ortada olması hâlinde mümkün
olanların meydana gelmesidir yani başa gelen her bela veya kazaların kader ile
ilgisi yoktur. Zonguldak’taki patlamanın tek sorumlusu siyasi iktidardır.
Tedbirsizlik, ne kaderdir ne inançsızlıktır ne de imansızlıktır.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Sayın Güvel…
3.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazaya ilişkin
açıklaması
HULUSİ GÜVEL (Adana) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, Zonguldak ilimizde 17 Mayıs 2010 tarihinde
yaşadığımız ve 30 yurttaşımızın hayatını kaybettiği son maden kazasında
yaşananlar, maalesef tüm ülke yurttaşlarımızı derinden üzmüştür.
Biraz önce Sayın Bakanın açıklamaları, üzüntü ve başsağlığı
dilekleri, ölenleri geri getirmediği gibi bu yurttaşlarımızın yakınlarının da
acılarını dindirmiyor. Ülkemizin değişik illerinde yaşanan bu maden kazaları
ölümleri böyle sürüp gidecek mi? İnsan hayatının bu kadar değersiz olmadığını
herkesin, özellikle iktidarın çok iyi anlaması gerekiyor. Maden ocaklarında
gerekli tedbirlerin acilen ciddi şekilde alınmasını diliyorum.
Hayatını kaybeden yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına
başsağlığı diliyorum.
Teşekkür ederim Başkanım.
BAŞKAN – Sayın Işık…
4.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya ili Tavşanlı ilçesinde meydana gelen göçük
kazası ve Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon
Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazaya ilişkin açıklaması
ALİM IŞIK (Kütahya) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
12 Mayıs 2010 tarihinde Kütahya ili Tavşanlı ilçesinde meydana
gelen göçük kazasında hayatını kaybeden 2 değerli hemşehrime,
17 Mayıs 2010’da Zonguldak’ta meydana gelen grizu patlamasında hayatını
kaybeden 30 vatandaşımıza Allah’tan rahmet diliyor, yakınlarına başsağlığı ve
sabırlar diliyorum.
Değerli milletvekilleri, 12 Mayıs 2010 tarihinde hayatını kaybeden
2 hemşehrim maalesef yer altında sigortasız olarak
çalıştırılmış, iki buçuk yıldır devlete olan sosyal güvenlik primlerini
ödememiş ve 2 trilyonun üzerinde devlete borcu olan bir taşeron firmanın
cinayeti sonucu hayatını kaybetmiştir.
Bu konunun Türkiye’deki 72 milyonu ilgilendiren çok önemli bir
konu olduğunu hatırlatıyor, gereken tedbirlerin mutlaka bir an önce alınması
gerektiğini ifade ederek teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Sayın Aydoğan…
5.- Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazaya ilişkin
açıklaması
ERGÜN AYDOĞAN (Balıkesir) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ben de Zonguldak’ta yaşamını yitiren maden işçilerine Allah’tan
rahmet diliyor, yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Sayın Bakan, son yıllarda maden kazalarının sıklıkla artması ve
ölümlerin artmasının nedeni nedir, bunların önlenmesiyle ilgili hangi
tedbirleri aldığınızı biraz önceki konuşmanızda da söylemediniz. Son yıllarda sizin
döneminizde maden kazalarının artmış olması, ölümlerin artmış olması bu
tedbirlerin eksikliklerinden kaynaklanmakta mıdır ve -Hükûmetiniz-
ILO’nun 176 sayılı Madenlerde İşçi Sağlığı ve İşçi
Güvenliği Sözleşmesi’ni imzalamayı düşünüyor musunuz, düşünmüyor musunuz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Sayın Karapaşaoğlu…
6.- Bursa Milletvekili Mehmet
Altan Karapaşaoğlu’nun, maden ocaklarının tekrar
gözden geçirilmesini talep ettiklerine, maden konusunda kurulan araştırma
komisyonunun bu konuları detaylı bir şekilde incelemeye aldığına ilişkin
açıklaması
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) – Sayın Başkanım, maden
ocaklarında hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Cenabıhak’tan rahmet
diliyoruz, kederli ailelerine başsağlığı diliyoruz ve maden ocaklarımızın
tekrar gözden geçirilmesini de talep ediyoruz. Zaten maden konusunda araştırma
yapan Komisyonumuz bu konuları detaylı bir şekilde incelemeye almıştır.
Ancak Bursa’da Kemalpaşa’da Bükköy’deki
maden ocağının kapatıldığını öğrenmiş bulunuyoruz. Bizim talebimiz: Bu ocağın
günün şartlarına, modern alet edevata ve teçhizata kavuşturularak tekrar
işletmeye açılmasının hem bölgemize hem o bölgeye katkı sağlayacağını, ekonomik
ve sosyal katkı sağlayacağını ifade etmek istiyorum. Temelli kapatma değil,
iyileştirdikten sonra çalışmaya açılması talebinde bulunuyoruz.
Saygılar sunuyorum efendim.
BAŞKAN – Sayın Tunç…
7.- Bartın Milletvekili Yılmaz
Tunç’un, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon
Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazaya ilişkin açıklaması
YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Sayın Başkanım, Zonguldak Karadon’da meydana gelen grizu faciası bütün milletimizi
büyük bir acıya boğmuştur. Kazanın olduğu saatlerden itibaren Çalışma ve Enerji
bakanlarımız olay yerine intikal etmişler ve bir haftadan fazla bir süre
Zonguldak’tan, kuyunun başından ayrılmamışlardır. Sayın Başbakanımız da kaza
mahalline gelmiş ve kurtarma çalışmalarına nezaret etmiş, madenci yakınlarının
acılarını paylaşmıştır. Tüm çabalara rağmen, madencilerimize sağ olarak ulaşmak
mümkün olamamış, Zonguldak, Karabük ve Bartın’da gözyaşlarıyla
uğurlanmışlardır.
Ben kazada hayatını kaybeden bütün madencilerimize Allah’tan
rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Her türlü riski üzerine alarak
kurtarma çalışmalarında görev alan tahlisiye ve kurtarma ekiplerine teşekkür
ediyor, bakanlarımıza ve bölge milletvekillerimize teşekkür ediyorum.
Milletimizin bir daha böyle acılar yaşamamasını Allah’tan temenni ediyorum.
BAŞKAN – Sayın İçli…
8.- Eskişehir Milletvekili H.
Tayfun İçli’nin, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü
Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen
kazaya ilişkin açıklaması
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Son olarak Zonguldak’ta ölen 30 emekçimiz ile geçmişte yaşamlarını
yitiren emekçilerimize Allah’tan rahmet diliyorum.
Değerli Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; ILO
raporlarına göre maden ocakları kazalarında Türkiye Avrupa 1’incisi, dünyada
ise Çin ve Rusya’dan sonra dünya 3’üncüsü. Bu kader midir? Tedbirsiz ve
dikkatsiz olmak bir kader midir? Kaza olduktan sonra Sayın Başbakanla
bakanların orada günlerce kalması kader midir? Bana göre bakanlarımızın kaza
olmadan önce gerekli tedbirleri alması ve maden ocaklarını denetleyecek
bürokratları görevlendirmesi önemlidir diyorum.
Tekrar, söz verdiğiniz için teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Sayın Özkan…
9.- Giresun Milletvekili Murat
Özkan’ın, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon
Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazaya ilişkin açıklaması
MURAT ÖZKAN (Giresun) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Ben de hayatını kaybeden 30 emekçimize, maden emekçimize, bir
madenci çocuğu olarak Tanrı’dan rahmet diliyorum, geride kalanlarına başsağlığı
dileklerimi iletmek istiyorum.
Kazanın hemen akabinde, Genel Başkanımızın talimatıyla bir heyet
hâlinde Zonguldak’a gittik, madenci kardeşlerimizin acısını paylaştık. Ancak
şunu belirtmek isterim ki: Burada yapılan, buradaki bir hadisenin -sadece
bakanlar tarafından saatlerce uykusuz kalarak orada beklemek- son derece ilkel
bir yönetim anlayışı olduğudur. Biz, sayın bakanlardan siyasal sorumluluk,
oradaki görevlilerden de bürokratik sorumluluk gereği istifa etmelerini,
oralarda saatlerce beklemek yerine işlerini yapmalarını diliyoruz ve bu
hadisenin de takipçisi olacağımızı bildirmek istiyoruz.
Değerli bakanlarımız, lütfen, 1990…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)
A)
Hükûmetin Gündem Dışı Açıklamaları (Devam)
1.- Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu
Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazaya
ilişkin gündem dışı açıklaması ve Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan, Bursa Milletvekili Necati Özensoy, İzmir
Milletvekili K. Kemal Anadol ve Zonguldak
Milletvekili Fazlı Erdoğan’ın grupları adına; Tunceli Milletvekili Kamer
Genç’in, şahsı adına konuşmaları (Devam)
BAŞKAN – Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Zonguldak
Milletvekili Sayın Fazlı Erdoğan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA FAZLI ERDOĞAN (Zonguldak) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Gerek Zonguldak’ımızda gerek ülkemizde alın teri, göz nuru, el
emeği uğruna özellikle madenlerde çalışırken hayatını kaybeden ve kara elmas
diyarında son olarak 30 kardeşimizin acısını içimizde hissederek, ölenlere
Allah’tan rahmet dilerken, geride bıraktıkları acı ve kederli ailelerine bir
kez daha başsağlığı diliyorum. Zonguldak kara elmas diyarından ve ülkemizin
üzerinden bu kazaların tekrar geçmemesini Allah’tan temenni ediyorum.
Bu olay anından itibaren, Zonguldak’ta sevinçli bir gün yaşıyorduk
o olay anına kadar ama bu sevinç biraz kursağımızda kaldı. Zonguldak
Çaycuma Havaalanında yurt dışı seferleri başlamıştı, yurt içi seferleri de
devreye girdiği bir açılış töreninde bulunurken, pazar günü, 17 Mayıs saat
13.00 sularında bu haberi alınca gelişen olayları adım adım
takip ettik ve olay mahalline vardığımızda, gerçekten gerek Valimizin gerek
kaymakamlarımızın, belediye başkanlarımızın, arkasından sayın bakanlarımızın ve
Sayın Başbakanımızın olayın başından sonuna kadar, iktidarıyla muhalefetiyle
olay mahalline gelerek, acımızı paylaşarak, “Ben de burada varım, ben de bir
kenarından tutayım, belki ben de cana sağlıklı bir şekilde kavuşurum.” diyen
duasıyla, emeğiyle, katkısıyla, fiziği ve gönlüyle yanımızda olan bütün
arkadaşlara, bütün dostlara teşekkür ediyorum ve bu saatten itibaren olayın
yönetimi, Sayın Hayati Yazıcı Bakanımız, Enerji Bakanımız Sayın Taner Bey ve
Ömer Bey’in de bildiği gibi, sizlerin de bildiğiniz gibi, olay, belli bir
koordinasyon içerisinde yürütülmüştür. Kurumun raporu ortadadır.
Arkasından Sayın Başbakanımız gelmiş, günübirlik, bir saatlik de olsa, bütün
işlerinin yoğunluğuna rağmen Zonguldak’a gelerek acımızı paylaşmıştır.
Söylemler üzerinden farklı yorumlar yükleyerek meseleyi bir
savunma atmosferine, temeline dayandırmak istemiyorum ama Kurum yetkilileri
burada olayın başından sonuna kadar olayı ince ince
ayrıntılarıyla yazmıştır. Kurumlar, elbette yüz elli yıllık Kurumun tarihinde
ve Türkiye'nin her yerinde Türkiye Taşkömürü yetkilileri arama kurtarma
çalışmalarında seferber olmuşlardır, bu noktada birikimi vardır. Gerçekten bu
olayın başından sonuna kadar 2.000-2.500 derecedeki bir yanmanın olduğu bir
noktada, “Daha hızlı hareket edilseydi, maskesi olsaydı kurtulabilir miydi?”
noktasında burada söylemler oldu. Burada tabii ki siyaset kurguları yapıldı ama
şunu bilmemiz lazım ki, 100 derecede bir suyun kaynadığını düşünürseniz, 3 bin
derecedeki bir sıcaklığın bir dakikada her şeyin bittiğini, kül olduğunu, bunu
da algılamakta hiç kimsenin, ortak aklı kullanan hatta stratejik aklı kullanan
herkesin bilmesinde yarar var.
Özellikle siyasi partilerin temsilcilerinin konuşmalarının hepsi
bizim için saygıdeğerdir. İlgililer oraya gelmiş, olayı mahallinde
izlemişlerdir ama takdir edersiniz ki şöyle bir şemayı kısaca sizinle
paylaşırken: Karadon Kuyusu, Gelik
Kuyusu...
Tabii bunların hepsini üst üste koyduğumuz zaman, Zonguldak ve
Türkiye’de, bakıldığı zaman “Bugünlerde çok fazla oluyor.” demek, tabii ki
dikkate değerdir, ama 1941 yılından başlayarak 2010 yılına kadar bakıldığı
zaman Zonguldak için ortalama oranlar buradadır. Özellikle geçmişte, 1992’de
yıl ortalamasında değil toplam yılda 275 can kaybedilmiştir Kozlu’da. Bunun
263’ü grizuda gitmiştir, diğerleri tabii ki normal kaza sonucudur. Her şeyden
önce o günkü Bakan Sayın Moğultay’dır ve o işletmenin
sahibi de Türkiye Taşkömürünün kendisidir. Olayı şuradan almamız gerekiyor: Şu
anda, Türkiye Taşkömürü… Evet, taşeronlaşma, özelleştirme noktasında geldiğimiz
zaman, 22 tane redevansçı vardı, sigortalı işçi çalıştırma sayısı belki
binlerde yoktu. Maden Kanunu’yla bunu yeniden yapılandırdık, 4 tane büyük, 22
tane de küçük firma olarak şu anda 4.200 veya 4.500 civarında resmen sigortalı
işçimiz var. Türkiye Taşkömürünün kendi bünyesinde 11.709 kayıtlı çalışanı var,
900’e yakın mühendis var. Arkadaşlarımız, “Mühendis alınmadı…” O 900
arkadaşımızın bazıları üç ayda bir gelip imzasını atıp gidiyorlar. Tabii ki,
aşağı inme noktasında onların belli yıldan sonra aşağıya inmeleri de mümkün
olmuyor, başka yerlere göndermeye kalktığımız zaman astarı bezinden daha pahalı
oluyor. Bunların hepsine baktığımız zaman, AK PARTİ Hükûmeti,
Sayın Başbakanımız, takdir edersiniz ki… Bölgedeki sendikamız, Ankara’ya
geçmişte çok giriş çıkışları olmuştur, yürümüşlerdir, işçimizin hakkını
gerçekten korumak adına çok mücadele vermişlerdir. Ama geçmişte
Cumhurbaşkanlığı yapmış başbakanlarımız “Bu Kurumu kapatalım, biz buradaki
çalışanların maaşlarını evde oturtup verelim…” yüzde yüz daha kârlı olduğumuzu
rahmetli Özal söylemiştir. Ama biz geldik, bu Kurumu, sosyal
boyutu hesaba katarak, Meclis eski Başkanımız Sayın Köksal Toptan, Polat Bey ve
biz, bütün arkadaşlar, bu bölgede elbette kara elmas, 1 milyar 300 milyon ton
rezervimiz varsa, bunu, Türkiye’nin, İsmet Paşa’nın dediği gibi enerji merkezi
yaparak Türkiye’nin açıkça kömür ihtiyacını, yerli ihtiyacını enerji sektörüne
de dayandırarak sunmak istedik. O nedenle Sayın Başbakanımız geldi…
Geçmişten beri hep muhalefet sözcüleri bunu söyler: Zonguldak -rakamı söylemek
bana ağır geliyor ama bir gerçek- 4.500 şehit vermiştir, 5 bin şehit vermiştir;
onun anıtının açılmasına da Sayın Başbakanımız 25 Mayıs 2003 yılında gelmiştir.
Tabii ki, Sayın Başbakanımız 1 Temmuz 2008’de de gelmiştir -emekli
olanların yerine- kara elmasın Kozlu Müessesesinde -5 tane müessesemiz var-
madene inmiştir, 560 kodunda işçiyle ekmeği paylaşmıştır; alın teri, göz nuru,
el emeğinin oradaki durumunu görmüştür. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Kozlu
meydanına çıktıktan sonra da 3 bin kişinin oraya sözünü vermiştir. Daha önce de
1.200 kişi alarak hem TTK’yı korumak hem de özel
sektörle beraber, elbette şartları da en iyi şekilde kontrol ederek insanımıza,
bölgemize faydalı olmaya çalışılmıştır.
Bu çalışmaları yaparken elbette muhalefetin de sendikanın da
desteği alınmıştır. Ben şunu belirtmek istiyorum: Geçmişte burayı kapatmaya
karşı çıkanlar elbette bizimle beraber örtüşmüştür. Ama yaşatmaya karşı çıkmak
adına değil de yaşatmayı devam ettirmek adına somut bir öneriniz var mı? Biz bu
somut önerileri alacağız. Elbette yetkililer inceliyor. Özel sektörün hatası mı
var, kamu denetçilerinin hatası mı var, oradaki işçimizin yanında taşıdığı
olmaması gereken malzemelerden dolayı mı yanıcı bir şey ortaya çıkmıştır? Bu
henüz belli değil. Ama bir gerçek var: Hepimiz her konuda hassas olmak
zorundayız. Türkiye, özel noktalardan geçiyor. “Bakanlar ortada yok, yetkililer
ortada yok.” derken, burada kongre çalışmalarıyla açıkça meşgul olanlar belki
bunu duymamış olabilir. Gönül isterdi ki, muhalefet de olay anında orada beş
dakika önce gelsin..
K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Oradaydı, orada. 5 milletvekili vardı, 5
milletvekili.
FAZLI ERDOĞAN (Devamla) – Teşekkür ediyorum, Allah hepinizden razı
olsun. Hepsine teşekkür ettim.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Niye laf atıyorsun?
FAZLI ERDOĞAN (Devamla) – Hayır, atmıyorum.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Niye “kongre” diyorsun?
FAZLI ERDOĞAN (Devamla) – Bir dakika… Bir dakika…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Niye “kongre” diyorsun o zaman?
FAZLI ERDOĞAN (Devamla) – Lütfen..
Lütfen…
BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu, lütfen…
FAZLI ERDOĞAN (Devamla) – Biz ilgisiz değiliz, hassasız.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – “Kongre” diyorsun. Haksızlık
yapıyorsun.
BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu, lütfen…
FAZLI ERDOĞAN (Devamla) – Sayın Başbakanımızın bir cümlesini
yanlış yorumlamayın.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Haksızlık yapıyorsun.
BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu, lütfen…
FAZLI ERDOĞAN (Devamla) – Lütfen... Ben bugün Sayın Kılıçdaroğlu’na teşekkür ediyorum. Zonguldak’a gitmiş, olay
mahallinde Zonguldak’a sahip çıkmıştır. Eksiği olanın hesabı sorulacak ama
Sezar’ın hakkını da Sezar’a vermek üzere…
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Neredeyse “Muhalefet yaptı.” diyeceksin!
K. KEMAL ANADOL (İzmir) – 5 milletvekilimiz vardı!
FAZLI ERDOĞAN (Devamla) – 5 milletvekiline teşekkür ettim
öncesinden ama biz Sayın Başbakanımızın oraya gelmesinden, olaya sahip
çıkmasından Zonguldak halkı olarak açıkça mutlu olduk, bunu da paylaştık ve
sayın bakanlarımız sadece acıyı paylaşmayı, orada gelip giderek değil; tek tek her haneye gitmiş, sosyal güvence açısından, nezaket
açısından, taziyenin gereği açısından kalpleriyle, yürekleriyle…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MURAT ÖZKAN (Giresun) – Bu kadar yağcılık yapma Sayın Vekil,
yağcılık yapmanın sonu iyi değildir!
BAŞKAN – Bir dakika ek süre veriyorum, lütfen tamamlayın.
FAZLI ERDOĞAN (Devamla) – Ve Türkiye'de ilk defa da bu böyle
olmuş.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Genel Başkanımız orada şimdi.
FAZLI ERDOĞAN (Devamla) – Başka zaman, gelmiş, selam vermiş,
gitmiş. Biz selam vermedik, acıyı paylaştık.
Ben Sayın Başkanım Köksal Bey’e ve bölge milletvekillerimize,
oraya gelen bütün milletvekillerine…
K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Acıyı değil, sorumluluğu paylaşın,
iktidarsınız!
FAZLI ERDOĞAN (Devamla) – Sorumluyuz, sorumluluğumuzun gereğini
yapıyoruz.
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Bunlar olmadan tedbir alacaksın, tedbir!
Tedbir nerede? Kader mi bu, kader mi?
FAZLI ERDOĞAN (Devamla) – Ama şunu bilmenizi istiyorum ki: Sayın
milletvekilleri, sayın muhalefet yetkilileri; sizin zamanınızda Moğoltay istifa etti mi?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Böyle bir ölüm olayında bile…
FAZLI ERDOĞAN (Devamla) – 263 kişi öldüğü zaman böyle bir durum
oldu mu? Bunu gerektiriyorsa biz onu da yaparız ama giden 30 canın, hiç kimse,
üzerinden ajitasyon yaparak siyaset yapmasın diyor…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Ayıp ya, ayıp, ayıp!
MURAT ÖZKAN (Giresun) – Hadi sen yapma bari,
sen yapma!
BAŞKAN – Sayın Özkan…
FAZLI ERDOĞAN (Devamla) – …hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Erdoğan.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Ölüm olayında siyaset
yapıyorsun, ayıp ya!
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Siyaset yapan sizsiniz, siz!
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – “Kongre” diyorsun bir de! Ölüm
olayında, kongre… Ayıptır yahu, ayıptır ayıp!
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Siyaset yapan sensin! Tedbir al tedbir!
FAZLI ERDOĞAN (Devamla) – Gerçekler ortada.
BAŞKAN – Sayın Erdoğan, teşekkür ederim.
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Partine yağ yakacağına tedbir al! Bakan
istifa etsin orada oturacağına, ikinci kaza, üçüncü kaza bu!
BAŞKAN – Grubu bulunmayan bir milletvekili olarak Tunceli
Milletvekili Sayın Kamer Genç.
Buyurun.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hükûmetin gündem dışı yaptığı konuşma üzerine grubu
bulunmayan milletvekili adına söz almış bulunuyorum. Hepinize saygılar
sunuyorum.
17 Mayıs Pazartesi günü Zonguldak’ta meydana gelen ve 30 canımızı
alıp götüren bu menfur kaza dolayısıyla hayatlarını kaybeden değerli o
kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Şimdi, burada dinledik arkadaşlar. Diyor ki: “Biz gittik,
Başbakanımız gitti, bakanımız gitti.” Yahu, önemli olan, adam öldürmeyeceksin.
Öldür hepsini, git acısını paylaş! Bu çok mantıksız, çok
seviyesiz bir düşünce tarzı.
Sen, ey AKP’liler, iktidara geldiğiniz günden beri, sizin tek
hedefiniz var: Yandaşlarınıza kâr sağlamak. Orada hizmet
satın alma yoluyla gidip taşeron tutuyorsunuz, kendi yandaşlarınıza, madencilik
konusunda en ufak bir deneyimi olmayan insanlara getirip de orada ihale
veriyorsunuz, ondan sonra, acemi insanları getirip, maden konusunda gerekli
bilgi ve birikimi olmayan kişileri getirip sigorta yaptırmadan
çalıştırıyorsunuz, gerekli tedbirleri almıyorsunuz; ondan sonra da kaza oluyor,
30 tane can gidiyor. “Yahu, geçmişte de adam ölmüş...” Yahu, şimdi,
arkadaş, kötü emsal, emsal olamaz. Sen, dirayetli bir yönetim gösteriyor musun
göstermiyor musun? Sen, sırf yandaşın olan kişileri orada kâr elde etmesi için
getiriyorsun da insanların kanı, canı pahasına onlara para kazandırıyor musun
kazandırmıyor musun? Bunun ismi cinayet, cinayetin sorumlusu da Hükûmet.
Dolayısıyla, eğer bu Hükûmette vicdan
varsa, hiç olmazsa bir bakanın istifa etmesi lazım yahu! Bu böyledir
arkadaşlar! Bir devlet ancak böyle ayakta kalır. Yüzlerce insan ölecek, onlarca
insan ölecek, “Efendim, ben gittim, maden ocağında, başında bulundum, acıyı
paylaştım...” Yahu, acıyı paylaşmaya gitme kardeşim, acıyı önle, acının meydana
gelmesini, insan ölümlerini önle. Sen, şimdi, oraya gitmişsin de ne yapmışsın
ki? İşte, Cumhuriyet Halk Partisinden 5 milletvekili gidiyor; “Biz, yalnız
gittik.” diyor. Bu kadar yani inkârcı bir insan olur mu yahu? Nedir? Buradan,
televizyondan vatandaşlar yanlış anlasınlar. Böyle bir şey olmaz arkadaşlar!
Eğer onurlu ve haysiyetli bir siyaset güdülmek isteniyorsa… Bakın, siyasette
kusursuz sorumluluk dahi vardır ama nerede o sizde kusursuz sorumluluk? Bir
olay meydana gelir ama o olayda -en azından o olayın meydana geldiği-
bakanlıkta açık seçik kusur da olmayabilir ama öyle onurlu insanlar vardır ki,
“Arkadaş, ben burada zamanında gerekli tedbiri almadım ama benim de kusurum yok
ama ben buna göre istifa ediyorum…” İşte, bu onurlu davranışı Türkiye’de
gösteren olmadı. “Efendim, geçmişte göstermemiş…” Geçmişteki onursuzsa sen de
mi onursuzsun kardeşim? Onu da söyleyeyim sana yani bu iş… Bu devleti böyle
çökerttiniz. Bu devleti yöneten insanlar hep ceplerini doldurdu bugüne kadar,
sorumluluk duygusunu paylaşmadı, vatandaşın hakkını aramadı, ondan sonra da
çıkıp milletin karşısında yalan söylüyorlar. Kadermiş… Ee
Tayyip Bey, çık, sen bir minarenin tepesine çık, kendini at. Ee kader işte… Yani, kader olur mu arkadaşlar, bunu kadere
bağlamak olur mu? Bu, milletle alay etmek demektir. Bu, milletin acılarını
paylaşmamak demektir. Yani, her tarafa bakıyorsun; sen, iş sağlığı ve iş
güvenliğiyle ilgili ne tedbir aldın kardeşim? Orada gazın patlamaması için ne
tedbir aldın? Sen onu söyle. Sen, orada, madenle ilgili çalışmalar yaparken
tedbir aldın mı almadın mı? Onu söyle. Almadığına göre sorumlusu sensin,
dolayısıyla istifa etmek zorundasın; etmeyen insan insanlıktan nasibini almayan
insan demektir. Böyle bir şey olur mu arkadaşlar?
Şimdi, burada deprem meydana geliyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi
iki gün toplanmadı. Neymiş? Başkanlık Divanı toplanmıyor. Böyle bir şey olur mu
arkadaşlar ya? Bir aydır Türkiye Büyük Millet Meclisinde memleketteki hiçbir
sıkıntı konuşulmuyor. Türkiye Büyük Millet Meclisinin kapısına kilit vurulmuş.
Ben Tunceli’ye gittim. 8 Martta deprem meydana gelmiş, sekiz yüz
tane ağır hasar var, bin beş yüzün üzerinde orta hasar var. Ben soru önergesini
veriyorum, diyorum ki: “Burayı niye afet bölgesi ilan etmiyorsunuz?” Efendim,
tabii, Tayyip Bey hep paralı işleri kendine bağlıyor ya, eskiden Afet İşleri
vardı, o Afet İşlerini kaldırmış, Afet ve Acil Yardım Başkanlığı diye bir
Başkanlık kurmuş. Ya, açıyorum o Başkanlığa -bakanları zaten aramak da
istemiyorum, çünkü bir keramet yok bakanlarında- ondan sonra diyorum ki: “Ey
Başkan, bu Tunceli’yi niye afet bölgesi ilan etmedin?” “Efendim, sekiz yüz tane
ağır hasar var ama bir tane ölü, bir tane yaralı yok.” diyor. “Yahu, o zaman
bir 10-15 tane adam öldürelim, 10-15 tane adam da yaralayalım ki sen burayı
afet bölgesi ilan edeceksiniz.” dedim. Bu kadar mantıksız, bu kadar tutarsız
söylenir mi arkadaşlar?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Bir dakika ek süre veriyorum, tamamlayın lütfen.
KAMER GENÇ (Devamla) – Bakın, devletin memuru gitmiş, Nazımiye,
Mazgirt, Pertek’in bazı köylerinde vatandaşların evini tespit etmiş, demiş ki:
“Burası ağır hasarlıdır.” Ondan sonra vatandaşa çadır vermiş. Şimdi, diyor ki…
Burada sekiz yüz tane evde hasar meydana gelmiş. O kadar mantıksız bir şey
diyor ki: “Efendim Elâzığ’da meydana gelen deprem Tunceli’de yıkıcı faaliyette
bulunmamış.” E, peki, senin kafanla hareket edersek kim gökten geldi o evleri
yıktı? Yani böyle bir aptalca bir gerekçe olur mu arkadaşlar? Bu kadar acemice,
bu kadar ahlak dışı bir benzetme ve bir gerekçe olur mu arkadaşlar? Bu devlet
bu mantıkla yönetilir mi arkadaşlar? Ortada sekiz yüz tane ağır hasarlı ev var,
bu adamlar çadırlarda, şimdi nasıl bunların evleri yapılacak? Böyle bir şey
olmaz arkadaşlar. Tunceli’den oy almadım diye Tuncelilileri cezalandırıyorsun,
ama biz seni cezalandırırsak, seni perişan ederiz, onu bilesin yani. Seni çok
perişan ederiz, anandan doğduğuna perişan ederiz. Böyle bir şey olmaz
arkadaşlar. Türkiye Cumhuriyeti devletinin bütün vatandaşları Türkiye
Cumhuriyeti devletinin imkânlarından yararlanmak zorundadır. Birileri bunu
getirip de ceplerini dolduracağına…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KAMER GENÇ (Devamla) – O insanların da kısmetine kış geldi, nerede
yatacaklar bunlar? Dışarıda çadırda.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Genç.
KAMER GENÇ (Devamla) – Evet, teşekkür ederim efendim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu, buyurun.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
10.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, Malatya’nın
Hekimhan ilçesindeki bir krom işletmesindeki iş kazası sonucu vefat eden işçiye
Tanrı’dan rahmet, yakınlarına başsağlığı dilediğine ilişkin açıklaması
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkan, biraz önce
aldığım bilgiye göre, Malatya’nın Hekimhan ilçesinde bir krom işletmesinde,
krom madeninin düşmesi nedeniyle bir işçi arkadaşımız vefat etmiştir. Bir kere,
bir iş kazasıdır, ama yine, şimdi konuştuk, aynı şeyler devam ediyor.
Ben, ölen arkadaşıma yüce Tanrı’dan rahmet diliyorum, yakınlarına
başsağlığı dileklerimi iletiyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Aslanoğlu.
Sayın Bakan, buyurun.
Sayın Arınç, siz de söz talep ettiniz ama, Sayın Yıldız söz istediler.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) – Tamam
Sayın Başkan.
BAŞKAN – Buyurun Sayın Yıldız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Şimdi, ikinci bir sataşmaya mahal vermeden, üç dakikanız var;
buyurun.
11.- Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız’ın, gündem dışı açıklamasından sonra yapılan konuşmalara
ilişkin cevabi açıklaması
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; bir kere, birkaç bilgi eksikliği ve yanlışlığı var,
onları gidermek zorundayız; Türkiye Büyük Millet Meclisinin mehabetiyle de
uygun olsun diye söylüyorum.
Kaza sayısının arttığı söylendi; elimizdeki rakamlar böyle
söylemiyor. Doğrusunu bilelim, doğrusunu konuşalım. Kaza sayısı 1992’de 13.308
-kömür madenleri iş kazalarıyla alakalı istatistikleri söylüyorum- 93’te 9.559,
94’te 7.483, geçiyorum, 6.318 98’de, 2001’de 7.104, 2004’te 5.481…
MURAT ÖZKAN (Giresun) – Araları niye pas geçtiniz Sayın Bakan?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Peki, o
zaman süremden, Sayın Başkanım, lütfen…
MURAT ÖZKAN (Giresun) – Ölümlü kazaları sayar mısınız?
BAŞKAN – Sayın Özkan, lütfen…
MURAT ÖZKAN (Giresun) – Ölümlü kazaları sayın lütfen.
BAŞKAN – Sayın Özkan, lütfen…
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) –
Arkadaşım, bir şey sakladığımı falan zannetme, sırf süreyle alakalı.
MURAT ÖZKAN (Giresun) – Ölümlü kazaları söyleyin.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Hepsini
açıklayayım.
BAŞKAN – Sayın Yıldız, lütfen siz sözünüze devam edin.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Bunları
da fotokopi göndereyim size. Güvendiğim için söylüyorum bunu.
HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) – O zaman şu kapanan maden ocaklarının da
bir listesini verin.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Ölümlü
kaza sayıları…
HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) – İşsizlik nedeniyle kapanan ocakların da
sayısını söyleyin.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) –
Arkadaşlar, bakın, yanlış bildiğiniz bir bilgiyi düzeltmek açısından
söylüyorum. Yanlışınız var ve düzeltiyorum.
MURAT ÖZKAN (Giresun) – Yanlış biliyorsak doğruyu açıkla. Doğruyu
biliyoruz. Onu da bulabilecek güçteyiz.
ÜNAL KACIR (İstanbul) – Çarpıtıyorlar Sayın Bakan!
BAŞKAN – Sayın Özkan, lütfen…
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – 548
1992’de, 1993’te 416, 1994’te 203 ölümlü kaza sayıları ve kaza sayısı 7.483.
1995’te 6.672 kaza sayısı, ölümlü kaza sayısı 64. 96’da 7.145 kaza sayısı, 116
ölümlü kaza.
Bakın 2000, 2001; 6.843, 7.101, 6.500, 5.600, 6.293’e kadar
iniyor.
MURAT ÖZKAN (Giresun) – Sayın Bakan, mesela, 2000’i de söyle, ne
kadar ölümlü kaza oldu? Niye pas geçiyorsun?
BAŞKAN – Sayın Özkan, lütfen…
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Aynı
şekilde 97 yılında 154 ölümlü kaza sayısı, 98’de 139, 99’da 49, 2000’de 70,
2001’de 61, 2005’te 77, 2006’da 35, 2007’de 38, 2008’de 30.
Değerli arkadaşlar, denetlemeye bakalım. 2005 yılında 4.794, 2006
yılında 3.917, 2007 yılında 4.804, 2008 yılında 5.389, 2009’da 6.089 denetleme
var. Yani denetleme sayısının artışı…
KAMER GENÇ (Tunceli) – Senin istifa etmen lazım.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Sayın
Genç, size cevap vermeyeceğim. Onursuzca ve seviyesizce konuşmanıza cevap
vermeyeceğim ben.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Bana cevap verecek seviyede değilsin sen!
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) –
Onursuzca ve seviyesizce diye söylüyorum, altını çiziyorum ben.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Senin istifa etmen lazım.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Benim
cevap verdiğim sen değilsin.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Yalan bilgi veriyorsun sen!
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Benim
milletvekillerine duyduğum saygıyı sen engelleyemeyeceksin. Sana rağmen saygı
duyacağım ben.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Sen saygı duyulacak insan değilsin ki!
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – 2005
yılındaki, bakın arkadaşlar, temel bir…
KAMER GENÇ (Tunceli) – Sizin objektif…
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) –
Halkımızın inançlarıyla oynamayalım.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Hangi inanç? İnançla oynayan sensin!
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Sen
belki anlayamazsın inancından ama hangi inanç olduğunu söyleyeceğim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KAMER GENÇ (Tunceli) – Ben senden daha inançlıyım.
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan, üç dakikanız doldu.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Sayın
Başkanım, müsaadenizle bunu aktarmak lazım.
BAŞKAN – Ama ben size üç dakika düzeltmeniz için söz hakkı
tanımıştım. Lütfen… Lütfen… Yani hiç usulüm yok bugüne kadar.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Şu anda
varlığımız da, sizin orada oturmanız da kaderdir ama biz bunun sebepleriyle ve
gerekçeleriyle alakalı burada konuşuyoruz. Ben burada denetim sayısını
artırıyorsam, ben bunun gerekçeleriyle alakalı konuşuyorum. Kadere mahkûmiyet
olarak bunu yorumlamayın. Bunu alın yazısı olarak vatandaşımız bilmiştir.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Başbakan söyledi.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Her şey
kaderdir, uçağın düşmesi de, deprem de.
BAŞKAN – Sayın Yıldız, çok teşekkür ederim.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Ancak
bununla alakalı, değerli arkadaşlar, yanlış bildiğimiz bir şey var. Bizim
konuştuklarımız, oradaki gerekçeleriyle, sebepleriyle alakalıdır.
MURAT ÖZKAN (Giresun) – Sayın Bakan, lütfen…
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Bunun
sebeplerini konuşuyoruz.
Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.38
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.49
BAŞKAN : Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ
(Konya), Gülşen ORHAN (Van)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
106’ncı Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz
vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, okullarda düşünülen serbest kıyafet
uygulaması hakkında söz isteyen Giresun Milletvekili Sayın Murat Özkan’a
aittir.
Buyurun Sayın Özkan.
V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)
B)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Giresun Milletvekili Murat
Özkan’ın, Millî Eğitim Bakanlığının, önümüzdeki eğitim- öğretim döneminde
ilköğretim ve liselerde tek tip kıyafet uygulaması yerine serbest kıyafete
geçmeye hazırlanmasına ilişkin gündem dışı konuşması ve Millî Eğitim Bakanı
Nimet Çubukçu’nun cevabı
MURAT ÖZKAN (Giresun) – Sayın Başkanım, sayın milletvekilleri;
gündem dışı konuşmaya geçmeden önce, dün akşam Giresun’da yaşanan hain terör
saldırısını kınarken, yaralanan polis kardeşlerime geçmiş olsun der, acil
şifalar dilerim. Giresun, bir ay önce de benzeri bir terör saldırısında 1
astsubayımızın ve 2 erimizin de yaralanması neticesinde menfur bir saldırı daha
yaşamıştı. Son dönemde Giresun’da terör faaliyetlerinin artması nedeniyle başta
Hükûmetin bölgedeki terörün nedenleri, terörü
önlemedeki eksikliklerin, yetersizliklerin behemehâl ortaya çıkartılması
amacıyla bir araştırma yapmasını bekliyoruz. Yeni terör saldırılarının
önlenmesi için gerekli tedbirlerin bir an önce alınmasını da Türk milleti
olarak beklediğimizi bildirmek istiyorum. Aynı zamanda teröristlerin en kısa
zamanda yakalanarak cezalandırılmasını da ayrı bir arzumuz olarak Hükûmete buradan ifade etmeyi borç biliyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gündem dışı konuşmamda
Millî Eğitim Bakanlığınca önümüzdeki eğitim-öğretim döneminde ilköğretim ve
liselerde tek tip kıyafet uygulaması yerine serbest kıyafete geçmeye
hazırlanmasına ilişkin olarak söz almış bulunuyorum.
Sayın Bakanımız, okullarda uygulanan tek tip kıyafet yerine, bazı
sınırlamaları da içeren bir serbest kıyafet uygulamasına geçme isteğini geçen
günlerde belirtmiştir. Serbest kıyafet uygulamasının sosyal, ekonomik ve
pedagojik yönlerden ciddi etkileri olacağı bilinmektedir. Bu amaçla ben ekonomik
etkileri açısından sektörde yaşanabilecek hadiseyi kısaca özetlemek istiyorum,
Sayın Bakanın da bilgisine sunmak açısından.
Bu sektörde şu anda aşağı yukarı 3 milyar Türk liralık bir stok
mevcuttur. Ayrıca 1 milyon doğrudan ve dolaylı çalışanı bulunmaktadır, 7,5
milyar dolarlık bir ciro söz konusudur. Kanaatimizce Bakanlık bu konuda yeterli
inceleme ve araştırma yapmadan konuyu gündeme almıştır. Olaya ekonomik açıdan
bakılmanın yanında bir de olayın sosyal boyutları da oldukça manidardır.
Sayın milletvekilleri, ülkemizde gelir dağılımı adaletsizliği
herkesçe malumdur. Bu kadar gelir uçurumunun olduğu, sosyal sınıflar arasında
gelir farklılığının olduğu bir ortamda, pedagojik açıdan çocuklarımızın tek tip
kıyafet yerine farklı kıyafetlerle okula gelip gitmesiyle çocuklar arasında
yaratabileceği sosyal travmaların da hesaplanması
gerekiyor ve bu öğrencilerimizi pedagojik anlamda nasıl etkileyeceğini,
zengin-fakir ayrımının ne dereceye getireceğini de bilmemiz gerekiyor. Âdeta,
bu uygulama neticesinde, okullarımızın birer podyuma dönme ihtimali
bulunmaktadır.
Ayrıca, yüksek bir işsizliğin olduğu ülkemizde sektörde yeni
işsizler de doğuracaktır. Sayın Başbakan işsizlikle mücadele edeceğini, 1
milyon kişiye yeni iş sahası bulacağını söylemekle birlikte bu uygulamanın
ciddi şekilde tezat teşkil ettiğini de bildirmek istiyorum.
Ayrıca, çocuklarımızın, gençlerimizin markalı ürünlere yönelmesi,
bunun da ithalatçı firmaların işine geleceği açık bir gerçektir. Marka yarışı
çocuklar arasında anlamsız davranış bozukluklarını geliştirecek, biraz önce
belirttiğim gibi zengin-fakir ayrımını körükleyecek, sosyal barışı
zedeleyecektir.
Konunun diğer bir etkisi de okullarda disiplinin bozulmasıdır.
Hâlen yazın kısa bir süre okullarımızda sınırlı bir serbest kıyafet uygulaması yapılmakta,
bu konuda öğretmenlerimiz tarafından, eğitim disiplininin bozulduğu yönünde
şikâyetler bizlere kadar gelmektedir.
Batı dünyasına baktığınızda, yani İktidarınızın her konuda
referans almaya gayret ettiği Batı’ya baktığımızda bu kadar serbestî uygulayan
ülkelerin de maalesef bu uygulamalardan da vazgeçmeye başladıklarını görüyoruz.
Örnek İngiltere’dir. 80’li yıllarda üç yıl süreyle serbest kıyafet uygulamasına
geçmiş olan İngiltere bu uygulamadan vazgeçti çünkü pedagojik etkilerini gördü.
Okullarda disiplin ve kalitenin düşmesiyle tekrar tek tip kıyafet uygulamasını
başlatmıştır.
Sayın Bakanın bir başka konuya dikkatini çekmek istiyorum. Kendisi
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumundan sorumlu iken, sorumlu Devlet
Bakanı iken, 12 bin, devlete emanet edilmiş…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Bir dakika ek süre veriyorum, tamamlayın lütfen.
MURAT ÖZKAN (Devamla) – …çocuğumuza da tek tip kıyafet
uygulamasına âdeta geçmiş, burada çocuklarımıza “Siz zaten yetim çocuklarsınız,
her tarafta belli olsun.” der gibi burada psikolojiyi nasıl telakki ettiğini de
milletimin takdirlerine sunmak istiyorum.
Bir uygulama içinde…
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NİMET ÇUBUKÇU (İstanbul) – O da nereden çıktı
Murat Bey?
MURAT ÖZKAN (Devamla) – Onu, Sayın Bakanım, açıklarsınız biraz
sonra.
Bir uygulama içine girerken, şu anda 15 milyon insanımız bundan
etkilenecektir. Bu da bize birtakım çıkar çevrelerinin de bu işte dahli olduğu şüphesini doğurmaktadır.
Şunu hatırlatmama lütfen izin veriniz: Örgütlü para tarafından
yönetilen bir hükûmet ya da bakanlık organize bir suç
örgütü tarafından yönetilen bir bakanlık ya da hükûmetten
daha da tehlikelidir.
Sayın Bakana benim tavsiyem, sıfır çeken öğrencilerimizin
problemleriyle, okullarımızda bulunmayan spor salonları yapmakla, sanat
atölyeleri yapmakla, öğrencilerimizin…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Özkan.
MURAT ÖZKAN (Devamla) – …eğitim gördüğü sınıfları 20 kişiye
indirmekle ve öğretmen maaşlarıyla ilgilenmesidir.
Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Maalesef, uzun konuşmamız gerekiyor ama süremiz yetmedi.
İyi günler diliyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Özkan.
Millî Eğitim Bakanı Sayın Nimet Çubukçu. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NİMET ÇUBUKÇU (İstanbul) – Sayın Başkanım,
değerli milletvekilleri; öncelikle son günlerde kamuoyunda çok yoğun bir
şekilde yer alan bir konuyu gündeme getirdiği için ve bana burada bu cevap
fırsatını verdiği için Değerli Milletvekilimize teşekkür ediyorum.
Hepinizin de malumu olduğu üzere, Bakanlığımız tarafından okul
üniformaları da dâhil olmak üzere yeniden yapılanma çerçevesi içerisinde birçok
alanda çalışma yürütülmektedir. Bu yürütülen çalışmalar benim
tarafımdan herhangi bir şekilde önümüzdeki eğitim ve öğretim yılında
kıyafetlerin tamamen serbest bırakılacağına dair herhangi bir açıklamam olmadığı
hâlde, bugüne kadar ve yakın bir tarihte yapacağım basın toplantısıyla
birlikte, önümüzdeki dönem hem stratejik hedefler hem eğitimdeki yeniden
yapılandırma çerçevesindeki çalışmaları değerlendireceğim basın toplantısında
bunları dile getirecektim.
Şimdi, mevcut duruma şöyle bir bakalım. Şimdi,
kılık kıyafetle ilgili yönetmeliğimize bir bakalım ve bugün hem tekstil
firmaları tarafından gazetelere verilen ilanlar hem de Sayın Milletvekilimizin
dile getirdiği hususlara şöyle bir bakacak olursak, biz aslında çok uzun yıllar
önce, 1981 yılında çıkartılmış Millî Eğitim Bakanlığı ve Diğer Bakanlıklara
Bağlı Okullardaki Görevlilerle Öğrencilerin Kılık Kıyafetlerine İlişkin Yönetmelik’le bu işi idare ediyoruz. Altını çizerek
söylüyorum, ihtilalin hemen sonrasında çeşitli
okulları da kapsayan bir yönetmelik. Şimdi bu Yönetmelik’te
ne diyor? Hâlihazırda öğrencilerin siyah önlük giyecekleri ve beyaz yaka
takacakları söyleniyor. Bu Yönetmelik dururken, çerçeve Yönetmelik dururken
buna ilaveten bir genelge yayımlanıyor. Hangi tarihte? 1990 tarihinde. Bu
genelgede öğrencilerin, yani konuyla ilgili illerden gelen talepler, öğrenciler
üzerinde siyahın yarattığı psikolojik etkiler falan şeklinde Sayın Bakanlığın o
dönemdeki genelgesiyle mavi önlüğe geçiş yapılıyor. Şimdi, peki, Türkiye’ye
baktığımız zaman, ilköğretim okullarına baktığımız zaman okul yönetimlerinin
seçtiği ve belirlediği tip kıyafet uygulaması yapılıyor mu, fiilî durum bu mu?
Bu. Peki, biz burada bir çalışma yapıyoruz. Fiilî durum bu iken, neredeyse mavi
önlüğün âdeta hiç kalmadığı bir yerde mevcut uygulamaya uygun bir çerçeve
yönetmelik çıkarıp Millî Eğitim Bakanlığının kendi düzenlemesiyle bir
yönetmelik çalışması yürütüyoruz elbette. Bunu ne tamamen serbest bırakmak gibi
bir kararımız var, bunu deklare ettik, ne de bu yönde yürüttüğümüz çalışmalara
ilişkin benim bir açıklamam oldu. Şimdi her şeyden önce bu tür konulardaki
çalışmalar ve planlamalar, yine hepinizin malumu olduğu üzere, 16 milyon
ilköğretim ve ortaöğretim öğrencisini ilgilendiriyor. Arkadaşlar, yaptığımız
işin bu manada hem bilincinde hem de sorumluluğundayız. Dolayısıyla 16 milyon
öğrenciyi kapsayacak bir değişikliğin bir günde, ani bir kararla alınıp
uygulanması mümkün olmayacağı gibi, bu konuda çalışma yürütürken de tüm kurum
ve kuruluşların, bu anlamda ilgili akademisyenlerin, araştırma ekiplerinin ve
dahi, çok haklı olarak, ilk kez öğrenci velilerinin ve öğrencilerin de
taleplerini aldık. Yani ilk kez, bu eğitimin paydaşları olan öğrenciler, bu
eğitimin paydaşları olan velilere ilk kez biz soru sorduk. Sadece bunu
sormadık; seviye belirleme sınavını sorduk, müfredatı sorduk, izinleri sorduk,
eğitim adına uyguladığımız her şeyi sorduk.
Burada şuna dikkat ediyoruz: Yani artık eğitimle ilgili alacağımız
her kararda, bu eğitimin paydaşı kabul ettiğimiz kesimlerin demokratik
taleplerini de dikkate almak istiyoruz, uygulamalarımıza bunun yön vermesini
istiyoruz, amacımız buydu. Dolayısıyla kılık kıyafete ilişkin öğrenci
tercihlerinin ne olduğu yönünde açmış olduğumuz bir anket söz konusu. Ne mutlu
ki, sürdürdüğümüz bir aylık süre içerisinde 2 milyona yakın katılımcı, veli,
öğrenci ve öğretmen bunları değerlendirdi.
MURAT ÖZKAN (Giresun) – 14 milyon daha var Sayın Bakan.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NİMET ÇUBUKÇU (Devamla) – Elbette ki
değerlendirme yapacağımız kesimlerden bir tanesi de tekstil sektörü olabilir
ama kıyafet uygulaması, bir öğrencinin ne giyeceği ve nasıl giyeceği, ne
şekilde belirleneceği konusu, sadece tekstil firmalarını ilgilendiren bir konu
asla değildir. Dolayısıyla eğitimin tüm paydaşlarını da yakından
ilgilendirmektedir.
Şu an yürürlükte olan kılık kıyafet yönetmeliğine uygun olmayan
fiilî bir durum vardır Türkiye’de ve tekstil firmaları şu anda uygun olmayan o
fiilî durumu sürdürmektedir. Biz, Bakanlık olarak, fiilî durumu mevzuata uygun
hâle getirme çalışmalarını yürütüyoruz. Elbette ki alternatifli çalışmalar
yürütüyoruz, elbette ki her türlü tercihi dikkate alacak sorular soruyoruz. Ben
bu konuda herhangi bir açıklama yapmadım. Bakın, öncelikle bunu bir kez daha
ifade etmek istiyorum, bir değerlendirme yapmadım. Bu konudaki nihai
değerlendirmemi ve sonuçlarını kamuoyuyla çok yakın bir sürede yapacağım basın
toplantısında paylaşacağım ama buradan şunu söylemek isterim ki, önümüzdeki
eğitim ve öğretim yılında, tamamen, öğrencilerin kıyafetlerini serbestçe
seçecekleri bir yöntemi şu anda tercih etmiyoruz. Eğer bu yöntemi benimseyecek
olur isek önümüzdeki yıl da bu yöndeki çalışmalarımızı sürdürürüz, zamanı
geldiği zaman da bunu açıklarız.
Sayın Milletvekilinin değindiği bir konu vardı -gerçekten hem çok
şaşırdım, hem çok yadırgadım- Devlet Bakanlığım döneminde Sosyal Hizmetler
Çocuk Esirgeme Kurumu bünyesinde kalan kimsesiz çocukları tek tip kıyafet
giymeye zorladığım ve böyle bir uygulama yaptığım… Doğrusu bu
çok açık bir iftira, çok açık bir iftira. Bırakın bunu, bırakın böyle
bir uygulamayı, göreve geldiğim günden itibaren saçları kısacık kesilmiş olan
ve genellikle bağış olarak verilmiş olan, birbirine de çok benzeyen veya aynısı
olan kıyafetleri giydirmekten imtina etmiş; kız çocuklarının saçlarının
uzaması, toka takmaları… Bir kere, uzun yıllar çocuk hakları alanında çalışmış
ve bu anlamda duyarlılığı olan birisi olarak her çocuğun hakkı olduğunu ve
kurumsal bakım altındaki çocukların bireysel ve psikolojik gelişimlerine büyük özen
gösterdiğimi, hatta “Kimsesiz çocuklar.” “Bu ülkenin talihsiz çocukları.”
denilen çocukları bu ülkenin en şanslı çocukları yapacağıma söz verdiğimi ve bu
çalışmalarımızın geldiği noktada, göreve geldiğimiz günden itibaren,
bıraktığımız noktada bugün yükseköğrenime girişte, yerleşmede Sosyal Hizmetler
Çocuk Esirgeme Kurumu bünyesinde kurumsal bakım altındaki çocukların artık
yüzde 62’si üniversiteye yerleşiyor. Onlar birer birey olarak, başarılı birer
birey olarak, kendilerine güvenen birer birey olarak, sadece siyasetçilerin
değil toplumun da vicdanına emanet olarak en iyi şekilde yetişiyorlar,
yetiştirilmeye çalışılıyorlar. Bırakın öyle tek tip bir kıyafeti çocuklar için
düşünmeyi, ben bugün burada ifade edilen ve suçlandığım konuyla ilgili de büyük
bir çelişki, büyük bir tenakuz görüyorum. Hem “O okullarda kıyafeti tamamen
serbest bırakacağım.” iddiası, diğer taraftan tek tip…
MURAT ÖZKAN (Giresun) – Biz de onun için söyledik Sayın Bakan.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NİMET ÇUBUKÇU (Devamla) – Bunu ispatlayamazsınız,
böyle bir uygulamamamız yok. Bunu açıkçası bir iftara olarak kabul ediyorum.
MURAT ÖZKAN (Giresun) – Bunu ispatlamak için sizinle beraber…
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NİMET ÇUBUKÇU (Devamla) – Hiçbir şekilde böyle
bir uygulamamız olmadı. Tekraren söylüyorum: Önümüzdeki yıllarda da
öğrencilerin kılık ve kıyafetlerine ilişkin olarak belirleyeceğimiz yöntem bu
anlamda demokratik yöntemler olacak. Onları da birer paydaş olarak kabul
ediyoruz, bu eğitimin aktörleri olarak alıyoruz. Hem öğretmenlerimizin, öğrencilerimizin
ve velilerimizin tercihleri doğrultusunda bazı şeyleri belirleyeceğiz ama bu,
tamamen serbest bırakılacağı anlamına gelmediği gibi bugünden yarına alınmış ve
uygulanması düşünülen bir karar da söz konusu değil.
Bana bu fırsatı verdiğiniz için öncelikle teşekkür ediyorum ve
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.
MURAT ÖZKAN (Giresun) – Sayın Başkanım, 69’a göre söz istiyorum.
Sayın Bakanın bana “İftiracı, iftira ediyor.” diye bir şeyi var. Onunla ilgili
bir açıklama yapmak istiyorum.
BAŞKAN – Şimdi, “İftiracı.” demedi.
MURAT ÖZKAN (Giresun) – Efendim “İftiradır.” dedi.
BAŞKAN – Yani bu...
MURAT ÖZKAN (Giresun) – “İspat edemezsiniz.” dedi.
BAŞKAN – İspat mı edeceksiniz?
MURAT ÖZKAN (Giresun) – Ee, tabii...
Müsaade ederseniz ispat etmek istiyorum kendisine.
BAŞKAN – O zaman buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
MURAT ÖZKAN (Giresun) – Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Üç dakika süreniz var.
VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Giresun Milletvekili Murat
Özkan’ın, Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun,
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
MURAT ÖZKAN (Giresun) – Tabii, Sayın Bakanımla böyle karşı karşıya
gelmek istemezdim. Netice itibarıyla bir hanımefendiyle sürtüşmek benim hiçbir
zaman stilim değildir ama Sayın Bakan olduğu için burada bir cinsiyet
ayrımcılığı yapmıyorum.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NİMET ÇUBUKÇU (İstanbul) – Ne münasebet!
Yapmayın!
MURAT ÖZKAN (Devamla) – Efendim, şimdi şöyle arz edeyim: Bu
konuyla ilgili iddiamı Sayın Bakanla her türlü platformda tartışmaya -karşı
karşıya uygulamalarının ne olduğunu, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme
Kurumuyla ilgili yapmış olduğu uygulamayı- davet ediyorum. Beraber çıkalım, ben
iddiamı ispat edip etmeme noktasında halkımızın kararına sunalım, bir.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NİMET ÇUBUKÇU (İstanbul) – Buyurun o zaman.
MURAT ÖZKAN (Devamla) – İkincisi, daha vahim bir durum: Eğer
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunda sorumlu Bakan olarak görev yaptığı
dönemde bu kadar özgürlükçü bir yaklaşım yaparken farklı bir uygulama
yapılmışsa, bu daha vahim bir durum. Bundan dolayı da bilemiyorum kendisi nasıl
bir açıklama yapabilir? Önce, Bakanın muktedir olması, uygulamalarını kabul
ettirmesi gerekir teşkilatına.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NİMET ÇUBUKÇU (İstanbul) – Murat Bey, örnek
verin.
MURAT ÖZKAN (Devamla) – Fakat 12 bin çocuğumuz, Türk milleti
adına, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin yurtlarında
barınırken ihale usulleriyle alınan kıyafetler, hatta zaman zaman
ihale usulleri bile pas geçilerek benzer kıyafetler alınmış, hatta kız
çocuklarımıza zorla giydirilmek durumunda kalınmıştır ve Sayın Bakanın
döneminde olmuştur. Ben iddiamı her yerde, her zaman ispat etmeye hazırım.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım, bana tekrar bir fırsat
verdiğiniz için.
Hepinize tekrar sevgi ve saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Bu ispat mı şimdi?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NİMET ÇUBUKÇU (İstanbul) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.
Üç dakika süreniz var.
2.- Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun, Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NİMET ÇUBUKÇU (İstanbul) – Sayın Başkanım,
teşekkür ediyorum.
Şimdi, tabii ki, burada bir açıklama yapıldı ve ben bu açıklamanın
bir iftira olduğunu söyledim çok açıklıkla. Yaklaşık dört buçuk yıl bu görevden
sorumlu bakan olarak, Murat Bey’in, burada, bunu ispat etmesini ve ispat edecek
bilgi ve belgeyi burada sunmasını beklerdim. Bunlar çok sıradan ve basit
konular değil.
Bu hassasiyeti taşımış ve yaşamış birisi olarak söylüyorum.
Bırakın tek tip kıyafet uygulamasını, çocukların bireysel gelişimi için ikiz
çocuklara dâhi aynısının giydirilmemesinin özenini gösterdik ve göreve
geldiğimiz günlerde çocuklar 40-50 kişilik koğuşlardayken, bugün 78 ilde tamamlanan
sevgi evlerinde neredeyse Türkiye’de ortalama bir ailenin sahip olabileceği
imkânların çok daha üstünde ve çok daha iyi bir şekilde yetiştiriliyorlar.
Şimdi, benim böyle bir uygulamam olduğuna dair bir iddianız varsa
bunu bu kürsüden ispat etmek durumundaydınız.
MURAT ÖZKAN (Giresun) – Getireceğiz, getireceğiz…
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NİMET ÇUBUKÇU (Devamla) – İspat etmek için
size verilen fırsatta da siz “Böyle uygulama yapıldı.” dediniz ve bunu ispat
edemediniz. Dolayısıyla bunu bir kez daha iftira olarak kabul ediyorum ve
öncelikle yüce Genel Kurulun ve milletimizin takdirine sunuyorum.
Teşekkür ediyorum, saygılarımla. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Çubukçu.
Gündem dışı ikinci söz…
ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın Başkan, bu konuyla ilgili ben de
sisteme girmiştim.
BAŞKAN – Yani, sırasını ben vereceğim.
Bir de, ayrıca, bu 60’ıncı…
ENGİN ALTAY (Sinop) – Konu değiştikten sonra…
BAŞKAN – Anladım da…
Şimdi, bu 60’ıncı maddeye yönelik talepleri şu kürsüden
milletvekilleri mümkün olduğunca konuşabilsinler diye en fazla değerlendiren
kişiyim. Doğru mu?
ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın Başkanım, ben konu değişmeden bu
konuyla ilgili…
BAŞKAN – Hayır, konu değişebilir, siz katkıda bulanabilirsiniz.
Yani o başka bir şey.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Başka konuya geçildi.
BAŞKAN – Ama varsayın ki size vermiyorum! Ne yapacaksınız?
ENGİN ALTAY (Sinop) – Takdir yetkiniz var, ona bir şey demiyorum.
BAŞKAN – Tamam,”vereceğim” dedim.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Ben sadece sisteme girdiğimi hatırlattım
Sayın Başkanım.
BAŞKAN – İki kişi girmiş. Bakacağım, vereceğim.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Vermeyebilirsiniz, takdirinizdir.
BAŞKAN – Vereceğim dedim.
ENGİN ALTAY (Sinop) – İstemiyorum.
BAŞKAN – Peki.
Niye bu kadar çabuk sinirleniyorsunuz?
ENGİN ALTAY (Sinop) – Niye sinirlenmeyeyim? Ben nazikçe sisteme
girdiğimi hatırlattım, o kadar.
BAŞKAN – Ama, bakın, ben bugün 15 kişiye
verdim.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Tamam Sayın Başkanım, istemiyorum söz.
BAŞKAN – Tamam, istemeyin.
Gündem dışı ikinci söz, spor ve spora destek veren sponsorlarla ilgili söz isteyen, Malatya Milletvekili Sayın
Ferit Mevlüt Aslanoğlu’na
aittir.
Buyurun Sayın Aslanoğlu. (CHP
sıralarından alkışlar)
V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)
B)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları (Devam)
2.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, spora ve
spora destek veren sponsorlara ilişkin gündem dışı
konuşması
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkan, çok değerli
milletvekilleri; hepinize saygılar sunuyorum.
Zonguldak’ta ve Malatya’mızın Hekimhan ilçemizde bugün meydana
gelen ve 1 vatandaşımızın yaşamını yitirdiği iş kazasından dolayı vatandaşımıza
ve Zonguldak’ta ölen tüm kardeşlerimize yüce Allah’tan rahmet diliyor ve tüm
ailelerine başsağlığı dileklerimi iletiyorum.
Değerli arkadaşlarım, Türkiye’de spor ve sponsorlar...
Şimdi, Türkiye’de amatör ve profesyonel sporlar var. Ben, Türkiye Süper Ligi’ni
bir tarafa bırakıyorum ama Türkiye’de özellikle konuşmamın ağırlığı amatör
kulüpler ve basketbol olacaktır.
Değerli arkadaşlar, Türkiye’de spor adına takımları bir yarış atı
gibi koşturuyorlar. Bu yarış atından İddaa oyunuyla
12 katrilyon para topladılar. 12 trilyon, özür diliyorum. Sadece spor
kulüplerine 12 trilyondan verdikleri para 700 milyon, dikkatinizi çekiyorum.
Spor kulüpleri üzerinden toplanan para bu kadar, 12 trilyon ama yarış atı spor
kulüplerine ayrılan pay 700 milyon arkadaşlar. Böyle bir ortamda özellikle
basketbola temas etmek istiyorum. Türkiye’de basketbol, basketbol ligi ve
basketbol ligindeki takımlarımızdan bahsetmek istiyorum.
Değerli arkadaşlarım, size bir bilgi aktarmak istiyorum. Tütün ve
Alkol Piyasası Kurulu bir karar alıyor, diyor ki: “Herhangi bir alkol üreten
kurum, kuruluş eğer logosu, ismi bir takımın da geçerse yasaktır, yasak!”
Değerli arkadaşlarım, özellikle Efes Pilsen Kulübü üzerinde durmak
istiyorum. Türkiye’de bugüne kadar yetiştirdiği basketbolcu sayısı… 31 ilde
okulları var. Türk basketbolunu dünyaya taşıyan, Türk
basketbolunu hani vardı ya, o 12 dev adam; o 12 dev adamı 12 dev adam yapan bir
kulüp ve yaklaşık yirmi yıldır amatör bir şekilde sadece sokaktaki
çocuklarımızı sokaktan kurtararak, basketbol öğreterek o sevgiyi vererek, bir
şekilde yaklaşık 15 bin çocuğumuzu basketbola alıştırdı, basketbol oynattı ve
Türkiye Basketbol Ligi’ni Avrupa’ya taşıdı; Avrupa’da aldığı başarıları hepimiz
biliyoruz, Millî Takımımızın aldığı başarıyı hepimiz biliyoruz. Hepimiz
bununla gurur duymalıyız. “Türkiye” ismini dünyanın her tarafına yaydı. Değerli
arkadaşlarım, hiçbirimiz hani yasakçı değildik?
Diğer ünlü, aynı dalda üretim yapan işte bir sürü kurum var, bir
sürü firma var. Bunların ismiyle dünyanın her tarafında turnuvalar yapılıyor. Heineken’dır, Tuborg’dur, başka başka isimler, bunlar dünyanın her tarafında yasak olmuyor,
ama her ne hikmetse, bizim Tütün ve Alkol Piyasası Kurumumuz “Ey Efes Pilsen,
sen kapat.” diyor. Arkadaşlar, gençler adına hepimiz bundan utanmalıyız. Yani,
bu, Türkiye’de bugüne kadar basketbol okullarına giden çocuklar ayyaş mı
oldular? Artık, Efes bir marka arkadaşlar, dünyanın her tarafında, sadece Türkiye’de
değil; Rusya’da, Kazakistan’da, Hindistan’da, Pakistan’da, dünyanın her
tarafında artık biz bir marka yaratmışız, bu markayla hepimiz gururlanmalıyız.
Türkiye’nin bir markası olmuş artık bu. Artık bunu bir içki markası sayıp da,
Tütün ve Alkol Piyasası da çok zeki bir şekilde, “Aman bunu yasaklayalım…”
Hakikaten ben Türk basketbolu adına, Türkiye'de spora gönül veren bir insan
adına utanıyorum. Hani yasakçı değildik?
Değerli arkadaşlarım, bu hazırlanan bir tasarı, yasada olmayan bir
madde. Yasada böyle bir madde yok ama birileri, her ne hikmetse, bunu tasarıya
koymuşlar.
Değerli arkadaşlarım, şu anda spor okullarına giden, 31 ilimizde
basketbol okullarına giden insanlar hepimizin çocukları. Hepimiz, bu okullara
çocuklarımızı vermek için -çünkü çok ciddi bir kurum- çocuklarımızı göndermek
için büyük çaba gösteriyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Bir dakika ek süre veriyorum, tamamlayın lütfen.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Toparlıyorum Sayın Başkanım.
En azından, gençlerimiz adına, gençlerimizin geleceği için mutlaka
bu tasarının değiştirilmesi gerekir arkadaşlar.
Bir başka konuda iki kelime edeceğim.
Türkiye'de tütün üretimi serbest arkadaşlar, ama bu üretilen
tütünü Tekel kalmadığı için sigara fabrikaları almıyor, artık, sokakta tütün
satan insanları polisler götürüp ceza veriyor. Arkadaşlarım, o zaman, bir
ticarette bir olgu serbestse, tütün ekimi yasal olarak serbest, bunun
ticaretini… Adıyaman köylüsünü, Malatya köylüsünü “Sen sokakta tütün
satamazsın.” deyip polis zoruyla götürüp ceza vermek adına hakikaten
utanıyorum.
ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) – 5 milyar lira ceza…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Onun için, arkadaşlar,
Türkiye’de eğer bir şeyin ekimi serbestse mutlaka bunun ticaretinin serbest
olması lazım. Amerika şakır şakır Hint keneviri
ekiyor, bunu satıyor, buna kimse bir şey demiyor ama benim köylüm ne tütün
ekebiliyor ne Hint keneviri ekebiliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Hepinize saygılar sunuyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Aslanoğlu.
Gündem dışı üçüncü söz, Bursa’daki…
ÖZDAL ÜÇER (Van) – Sayın Başkan, konuyla ilgisiz bir şekilde,
Meclisi bilgilendirmek istediğim bir konu var müsaade buyurursanız.
BAŞKAN – Sisteme girin. Şimdi Sayın Mehmet Emin Tutan’a söz verdikten sonra, sisteme girmiş olan
arkadaşlara da 60’ıncı maddeye göre söz hakkı vereceğim; başka arkadaşlar da
var, sisteme girin, o zaman olur.
Gündem dışı üçüncü söz, Bursa’daki gelişmelerle ilgili söz isteyen
Bursa Milletvekili Sayın Mehmet Emin Tutan’a aittir.
Buyurun Sayın Tutan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
3.- Bursa Milletvekili Mehmet Emin
Tutan’ın, Turkcell Süper
Lig’inde şampiyon olan Bursaspor’a ilişkin gündem dışı konuşması
MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyor ve konuşmamın başında, 17 Mayıs’ta, grizu
faciasında Zonguldak’ta hayatını kaybeden 30 vatandaşımıza Allah’tan rahmet ve
tüm Zonguldaklılara başsağlığı diliyorum.
Değerli milletvekilleri, eski adıyla Türkiye Birinci Futbol Ligi,
yeni adıyla Turkcell Süper Lig’inde, şimdiye kadar
Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor futbol takımları şampiyon
olmuşlardı. Yıllardır taraflı, tarafsız tüm sporseverler “Bu kısır döngü
kırılabilir mi?”, “ Şampiyonluk İstanbul’dan çıkıp tekrar bir Anadolu takımına
kısmet olur mu?” diye heyecanla beklediler. Geçen yıl, Sivas, şampiyonluğa çok
yaklaştı ama son iki haftada aldığı sonuçlarla maalesef 2’nci oldu. Bu yıl ise
lig tarihinde bir devrim yaşandı ve yukarıda saydığım güzide kulüplerimiz
dışında bir Anadolu kulübü, Bursasporumuz Turkcell Süper Lig’ini şampiyon olarak tamamlama başarısını
gösterdi. Bu olağanüstü başarıyı biz Bursalılar ve Bursasporlular coşkuyla
kutluyoruz ama inanıyorum ki Fenerbahçeliler, Galatasaraylılar, Beşiktaşlılar,
Trabzonsporlular ve diğer güzide kulüplerimizin taraftarları da, hatta futbolla
ilgisi olmayan vatandaşlarımız da Bursasporun Turkcell Süper Lig Şampiyonluğuna çok sevindiler.
Değerli milletvekilleri, özellikle Fenerbahçeli dostlarımıza
seslenmek istiyorum: Eğer son dakikadaki o talihsiz anons kazası olmasaydı
belki bu kadar üzülmeyecektiniz. İşte, futbolun bu kadar
sevilmesinin nedeni bu. Sevinciniz bir anda hüzne, hüzün bir anda
sevince dönüşebiliyor ama eminim, aradan geçen yaklaşık bu bir hafta süre
Fenerbahçelilerin de hüznünü dindirmiştir. Bunu, fanatik Fenerli dostlarımın
bizzat bana söyledikleri “İçten tebrik ediyoruz Bursasporu.”
sözlerinden biliyorum.
Futbol, hiç kuşkusuz kitleleri peşinden sürükleyen en büyük spor
organizasyonu, birilerinin deyimiyle “kitlelerin afyonu”, ama o kadar güzel ki
bu duygu, şampiyonluğun, hatta şampiyon olma hayalinin koskoca bir kenti nasıl
etkilediğini, nasıl heyecanlandırdığını biz Bursa’da yaşadık. Aylardır Bursa’da
her yer yeşil beyazdı, tüm kent dinamikleri şampiyonluğa inanmıştı. Son
maçımızdaki bir pankart her şeyi özetliyordu aslında, şöyle yazıyordu: “Öyle
mutluyduk ki bu sene, şampiyonluğun canı cehenneme.”
Bursa, kent olarak bu şampiyonluğu çok istedi. Düşünün, İstanbul’daki
Olimpiyat Stadı’na, deplasmana 25 bin kişiyle gittik.
Tribünlerden küfür olmadan, kimseyle uğraşmadan, yalnızca kendi takımının
şampiyonluk yürüyüşüne eşlik etti Bursasporlular.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'nin en büyük 4’üncü
ili, otomotivin ve tekstilin merkezi, en çok ihracat yapan 2’nci il gibi
özelliklerin yanında, artık Bursa, Turkcell Süper Lig
Şampiyonu oldu. Para, güç her şey değildir. İnançla, dayanışmayla,
arkadaşlıkla, inatla, arzuyla ve çok çalışarak neler yapılabileceğini gösterdi
Bursaspor tüm Türkiye’ye.
Bu Kül Kedisi Masalı’nı gerçeğe dönüştüren, sezon başında birçok
Bursalının rüyasında bile görmeye razı olduğu şampiyonluğu bize armağan eden,
taraftarımızın deyimiyle “Adam gibi adam, Ertuğrul Sağlam.” başta olmak üzere,
teknik kadroya teşekkür ediyorum. Yönetim Kuruluna çok teşekkür ediyorum.
Futbolcu kardeşlerim Dimitar Ivankov’a,
Ömer Erdoğan’a, Bekir Ozan’a, İbrahim Öztürk’e, Ivan Ergic’e, Hüseyin Çimşir’e, Mustafa Keçeli’ye,
Pablo Batalla’ya, Ozan İpek’e, Sercan Yıldırım’a,
Volkan Şen’e, Ali Tandoğan’a, Turgay Bahadır’a, Veli Acar’a, Tuna Üzümcü’ye, Tomas Zapotocny’e, İsmail Odabaşı’na ve ismini sayamadığım tüm
futbolcu kardeşlerime şükranlarımı sunuyor, alınlarından öpüyorum.
İyi günde, kötü günde, yağmurda, çamurda, Bursa’da ya da deplasmanda bıkmadan ve usanmadan takımımızı centilmence
destekleyerek tüm Türkiye'nin övgüsünü hak eden 12’nci adamımızı, taraftarımızı
da yürekten kutluyorum.
Bursaspor, tarihinde ilk kez Süper Lig Şampiyonu olurken birçok
tabuyu da yıktı: “İstanbul dışından bir Anadolu takımını şampiyon yapmazlar.”
efsanesi yerle bir oldu, “Şampiyonluk, pahalı transfer olmadan gelmez.” imajı
bitti. Ertuğrul Sağlam ve Bursaspor, mütevazı ama sistemi iyi işleyen bir
futbol takımının neler yapabileceğini gösterdi ve en önemlisi, Bursaspor
Anadolu’yu uyandırdı. Artık, ligler başlarken İstanbul basınında “Bu sene Fener
mi, Cimbom mu, yoksa Kartal mı şampiyon olacak?”
geyikleri bitti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Bir dakika ek süre veriyorum, tamamlayın lütfen.
MEHMET EMİN TUTAN (Devamla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Liglerin on sekiz takımla oynandığı hatırlanacak artık ve Türkiye
futbol kamuoyu, basını, yönetimleri, taraftarlarıyla kendini yenileyecek ve
bundan sonra futbolda hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Değerli arkadaşlar, konuşmamın sonunda, bu sene Turkcell Süper Lig’e yükselen Karabüksporu,
Bucasporu ve en son Konyasporu
tebrik ediyorum ve bu yıl bütün takımlarımıza başarılar diliyorum. Bana bu
fırsatı veren Sayın Başkana da teşekkür ediyor, hepinize saygılar ve sevgiler
sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Tutan.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Bak, sevgiyle olduğu zaman
herkes alkışlıyor Mehmet Emin!
BAŞKAN – Çok teşekkür ederim Sayın Tutan.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Sayın Başkan da Bursalı.
BAŞKAN – Ben, Bursa Öğretmen Okulu mezunuyum, evet.
Biz de Başkanlık Divanı olarak Bursasporu
tebrik ederiz, başarılarının devamını dileriz.
Şimdi, 60’ıncı maddeye göre söz isteyen arkadaşlarımıza söz
vereceğim.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkanım, öbürlerine de,
Konya’ya, Buca’ya ve Karabük’e de dileyin.
BAŞKAN – Şimdi ben, Bursa şampiyon olduğu için diledim. Devamını
diliyoruz. Tabii, her şeye…
Evet, Sayın Çalık, buyurun.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
12.- Malatya Milletvekili Öznur Çalık’ın, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazada
hayatını kaybeden işçilere ve Malatya’nın Hekimhan ilçesinde bir krom
işletmesinde iş kazası sonucu hayatını kaybeden işçiye Allah’tan rahmet,
ailelerine başsağlığı dilediğine ilişkin açıklaması
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) – Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
ASIM AYKAN (Trabzon) – Sayın Başkanım, Trabzon’u unutmayın, Trabzonsporu unutuyorsunuz!
BAŞKAN – Sayın Çalık konuşsun, duyulmuyor.
Bir dakikalık süreniz var.
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) – Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Öncelikle, Zonguldak’ta göçük altında kalan işçi kardeşlerimize
biz de Allah’tan rahmet diliyoruz, ailelerine başsağlığı diliyoruz.
Biraz evvel almış olduğumuz haber, Malatya’nın Hekimhan ilçesinde
de bir göçük olduğu ve bir vatandaşımızın hayatını kaybettiğiyle ilgili.
Öncelikle, vatandaşımıza Allah’tan rahmet diliyorum ve aile fertlerine
başsağlığı diliyorum.
Buradaki, göçük değil, bir iş kazası. Bir özel madencilik
şirketinin krom ocağına yol yaparken ekskavatörlerin yol çalışması esnasında
bir kaya parçası işçimizin kafasına düşerek ölümüne sebebiyet vermiştir ve bu
iş kazası dolayısıyla hayatını kaybeden vatandaşımıza da bir kez daha Allah’tan
rahmet diliyorum ve teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Sayın Özensoy…
13.- Bursa Milletvekili Necati Özensoy’un, Turkcell Süper
Lig’inde şampiyon olan Bursasporu kutladığına ilişkin
açıklaması
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Bursasporda yöneticilik
yapmış bir Bursasporlu olarak da mutlu olduğumu ifade ediyor, Sayın Başkan
İbrahim Yazıcı’ya, Yönetim Kuruluna, Teknik Direktör
Ertuğrul Sağlam’a, futbolculara, 12’nci adam olan cefakâr taraftara, masörüne,
malzemecisine, bütün çalışanlarına, bütünleşen Bursa halkına, destekleyen Türk
milletinin bütün mensuplarına teşekkür ediyor ve tebrik ediyorum.
Günümüzde her şeyin maddeyle ölçüldüğü dünyada, Bursaspor mütevazı
bütçeyle yakaladığı başarıyla tüm Türkiye’ye ve dünyaya önemli bir mesaj da
vermiştir. Ben Bursaspora Şampiyonlar Ligi’nde de
başarılar diliyor, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Sayın Üçer…
14.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, Van’ın Özalp ilçesindeki Mustafa Muğlalı
Kışlası’ndaki tel örgü yakınında mühimmat patlaması sonucu 6 çocuğun yaralanmasına
ilişkin açıklaması
ÖZDAL ÜÇER (Van) – Teşekkürler Sayın Başkan.
Göçükte canını veren emekçi kardeşlerimize Allah’tan rahmet
diliyorum ben de, ailelerine başsağlığı diliyorum.
Keşke, spordan bahsederken, Van’da şu an Özalp ilçesinde
Mustafa Muğlalı Kışlası’nın,
Özalp’te bir utanç abidesi şeklinde koca bir tabelası olan Mustafa
Muğlalı Kışlası’nın Özalp’te otuz üç kurşun olayından sonra 6 çocuk olayıyla da
ilgili olması bizi yeniden üzmüştür. Umuyorum ki bu 6 çocuk yakın zamanda
iyileşir. Umuyorum ki ağır yaralı olan o çocuğumuz tedavi göreceği hastanelerde
iyileşir. Umuyorum ki Kürt çocukları da spor…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Altay, buyurun.
15.- Sinop Milletvekili Engin
Altay’ın, okullarda serbest kıyafetin yanlış olduğuna ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY (Sinop) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben de Bursasporu, Bursaspor camiasını
kutluyorum, darısı bütün Anadolu takımlarının başına olsun diyorum öncelikle.
Biraz önce gündem dışı konuşma yapan Milliyetçi Hareket Partisi
milletvekili Murat Özkan’ın gündeme getirdiği okullarda düşünülen serbest
kıyafet uygulamasıyla ilgili 60’ıncı maddeye göre söz talep etmiştim. Bir
eğitimci ve eğitim yöneticisi olarak, eğer basında çıkan, İnternet’te çıkan bu
haberler doğruysa, okullarda serbest kıyafetin son derece yanlış olduğu
konusunda Hükûmete bir uyarı yapmayı gerekli
görmüştüm. Tabii, serbest kıyafet ne kadar yanlışsa, tek tip, genel tek tip
kıyafetin de o kadar yanlış olduğunu hem şahsımın hem partimizin düşündüğünü
Genel Kurulun bilgisine sunmak istedim.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Altay.
Sayın Genç…
16.- Tunceli Milletvekili Kamer
Genç’in, Turkcell Süper Lig’inde şampiyon olan Bursasporu kutladığına ilişkin açıklaması
KAMER GENÇ (Tunceli) – Teşekkür ederim efendim.
Ben de Bursasporun şampiyonluğunu
kutluyorum. Özellikle Başkan İbrahim Yazıcı arkadaşımızla beraber
milletvekilliği de yapmıştım. Kendisine başarılar diliyorum. Avrupa Şampiyonlar
Ligi’nde de kendilerine başarılar diliyorum, saygılar sunuyorum. Tekrar nice nice başarılar diliyorum Bursaspora.
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Genç.
Sayın Öksüz…
17.- Konya Milletvekili Özkan Öksüz’ün, Turkcell Süper Lig’inde
şampiyon olan Bursasporu ve Turkcell
Süper Lig’ine yükselen Konyasporu kutladığına ilişkin
açıklaması
ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) – Sayın Başkanım, ben de Bursa’ya başarılar
diliyorum. İnşallah Avrupa’da da bize bir kupa getirir. Bu ara Süper Lig’e
yükselen Konyasporumuza da başarılar diliyoruz. Emeği
geçen tüm futbolculara, yöneticilerine ve taraftarlarına da burada teşekkür
ediyorum. Herkese teşekkür ediyorum. Konyaspor
inşallah gelecek sene Bursa gibi şampiyon olur, burada o mutluluğu tadarız.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Konya, Buca, Karabük.
BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu haklıymış.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkanım, Konya, Buca,
Karabük.
BAŞKAN – Doğru. Tabii, ben futbolla çok fazla iletişimi olan bir
insan olmadığım için… Konyaspora da tebriklerimi ve
başarı dileklerimi sunuyorum.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Konya var, Buca var, bir de
Karabük var. Sayın Başkanım, üç takım: Konya, Buca, Karabük.
BAŞKAN – Evet, şimdi devam ediyoruz.
Sayın Tüzün…
18.- Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün’ün, Turkcell Süper Lig’inde
şampiyon olan Bursasporu kutladığına ilişkin
açıklaması
YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Bir komşu kentin, Bilecik ilinin milletvekili olarak Bursasporumuzun yaşamış olduğu bu şampiyonluk başarısından
biz de mutlu olduk. Öncelikle, Fenerbahçe kongre delegesi olarak, bir
Fenerbahçe taraftarı olarak, komşu kentimizin şampiyon olmasından biz de büyük
mutluluk duyduk. Geçtiğimiz yıllarda Bilecik Spor Kulübümüzün de Başkanlığını
yaptığımda Bursa’nın birçok takımıyla karşı karşıya müsabakalar
gerçekleştirdik. Gerçekten, Bursa kenti artık, bir sanayi kenti, bir üniversite
kenti olduğu kadar amatör spor kulüplerinde profesyonel ligde çok başarıyla,
iyi sporcular yetiştirebilecek duruma gelmiştir. Tabii, aynı zamanda
Şampiyonlar Ligi’nde de mücadelesini gerçekleştirecek; hem şampiyonluğu hem de
bundan sonraki Şampiyonlar Ligi maçlarında Bursasporumuza
başarılar diliyorum.
BAŞKAN – Sayın Şandır…
19.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, okullarda kıyafetin serbest bırakılması hâlinde
bu sektördeki esnafın mağduriyetinin de bir şekilde dikkate alınması
gerektiğine; Türkcell Süper Lig’ine yükselen Karabükspor,
Konyaspor ve Bucasporu
kutladığına, başarılar dilediğine ilişkin açıklaması
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakan yok burada ama bir hususa dikkatinizi çekmek
istiyorum: Okul kıyafetleri diken -özellikle de küçük esnaf- çok sayıda
insanımız bulunmaktadır. Millî Eğitim Bakanlığının henüz karara ulaşmadığı bu
konuda bu sektörün, bu esnafın durumu da mutlaka dikkate alınmalı, serbest
bırakılması hâlinde bu esnafın mağduriyeti de bir şekilde dikkate alınmalı.
Ayrıca, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak biz de Karabük,
Konya ve Bucaspor kulüplerinin şampiyon olmasını
kutluyoruz. İlleri, Karabük’ü, Konya’yı ve Buca’yı
tüm seyircisiyle, yöneticisiyle kutluyor, başarılar diliyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Bende ipin ucu koptu, ne kadar çok takım var başarılı
olmuş olan. Hepsine, toptan, Başkanlık Divanı olarak, başarılar diliyoruz.
Sayın Özdemir…
20.- Gaziantep Milletvekili Hasan
Özdemir’in, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon
Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazada hayatını kaybeden işçilere ve
Malatya’nın Hekimhan ilçesinde bir krom işletmesinde iş kazası sonucu hayatını
kaybeden işçiye Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı dilediğine ilişkin
açıklaması
HASAN ÖZDEMİR (Gaziantep) – Sayın Başkanım, ben de Zonguldak’ta
göçük altında kalan vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı
diliyorum.
Yine, bugün Hekimhan’da göçük altında kalan bir vatandaşımıza
Allah’tan rahmet diliyorum, yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Bursaspor yöneticilerine, futbolcularına ve dostum İbrahim Yazıcı’ya ve tüm Bursalılara başarılar diliyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Sayın Bozdağ…
21.- Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ’ın, Turkcell Süper Lig’i
Şampiyonu Bursasporu, Türkiye Kupası’nı alan Trabzonsporu, Turkcell Süper
Lig’ine yükselen Karabükspor, Bucaspor
ve Konyasporu kutladığına ilişkin açıklaması
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Sayın Başkanım, bu sene lig şampiyonu olan
Bursaspor’umuzu AK PARTİ Grubu olarak tebrik ediyoruz. İnşallah, Avrupa
şampiyonasında da ülkemizi başarıyla temsil eder.
Ayrıca, Türkiye Kupası’nı alan Trabzonsporu
da tebrik ediyoruz, onlara da başarılar diliyoruz
BAŞKAN – Doğru, Sayın Aykan söylemişti,
doğru.
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Bunun yanında, Süper Lig’e yükselen hem Konyasporumuzu hem Karabüksporumuzu
hem de Bucasporumuzu tebrik ediyor, önümüzdeki yıl
başarılarının devamını diliyoruz.
BAŞKAN – Sayın Aykan söylemişti Trabzonsporu ama ben tamamlayamamıştım.
Sayın Aydın, buyurun.
22.- Gümüşhane Milletvekili Kemalettin Aydın’ın, Turkcell
Süper Lig’i Şampiyonu Bursasporu, Türkiye Kupası’nı
alan Trabzonsporu, Turkcell
Süper Lig’ine yükselen Karabükspor, Bucaspor ve Konyasporu kutladığına
ilişkin açıklaması
KEMALETTİN AYDIN (Gümüşhane) – Sayın Başkan, şahsınızda,
Zonguldak’ta ölen kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı
diliyoruz.
Ben de özellikle Trabzonspor, Bursaspor ve Süper Lig’e çıkan
Karabük, Buca ve son Konyaspora başarılar dilerken
bir ayrıntı belirtmek istiyorum. Özellikle Türkiye Ligi Şampiyonu Bursasporun ve Süper Lig’e çıkan Konyasporun
antrenörleri Gümüşhaneli olan Ziya Doğan ve Ertuğrul
Sağlam. Memleket sevdalısı, çalışkan, dürüst ve hedeflerine kilitlendiklerinde
de başaramayacakları hiçbir şey olmayan Gümüşhanelilerin bu başarılarını da
tebrik ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
Evet, gündeme geçiyoruz.
Sayın milletvekilleri, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın
Bülent Arınç, gündemin “Sözlü Sorular” kısmında yer
alan sorulardan 1, 3, 8, 21, 51, 76, 100, 117, 139, 150, 179, 206, 214, 230,
268, 279, 300, 301, 332, 364, 365 ve 420’nci sıralarındaki soruları birlikte
cevaplandırmak istemişlerdir. Sayın Bakanın bu istemini sırası geldiğinde
yerine getireceğim.
Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının iki tezkeresi vardır,
ayrı ayrı okutup bilgilerinize sunacağım.
VIII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A)
Tezkereler
1.- Tanzanya Ulusal Meclisi
Başkanı Samuel Sitta ve
beraberindeki heyetin ülkemizi ziyaret etmesinin uygun bulunduğuna ilişkin
Başkanlık tezkeresi (3/1190)
11/5/2010
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Tanzanya Ulusal Meclisi Başkanı Sayın Samuel
Sitta ve beraberindeki heyetin ülkemizi ziyareti,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı'nın 02 Mayıs 2010 tarih ve 71
sayılı Kararı ile uygun bulunmuştur.
Söz konusu heyetin ülkemizi ziyareti, Türkiye Büyük Millet
Meclisi'nin Dış ilişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanun'un 7.
Maddesi gereğince Genel Kurul'un bilgilerine sunulur.
Mehmet
Ali Şahin
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
2.- Afganistan Halk Meclisi Din,
Kültür, Eğitim, Yüksek Öğrenim İşleri Komisyonunun davetine icabet edecek olan
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinden oluşan Parlamento heyetini oluşturmak
üzere siyasi parti gruplarınca isimleri bildirilen milletvekillerine ilişkin
Başkanlık tezkeresi (3/1191)
24/5/2010
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Afganistan Halk Meclisi Din, Kültür, Eğitim, Yüksek Öğrenim İşleri
Komisyonu'nun vaki davetine istinaden, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinden
oluşan bir Parlamento Heyeti'nin, Afganistan'a resmi bir ziyaret
gerçekleştirmesi Genel Kurul'un 04 Mayıs 2010 tarih ve 101 sayılı birleşiminde
kabul edilmiştir
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Dış ilişkilerinin Düzenlenmesi
Hakkında 3620 sayılı Kanun'un 2 Maddesi uyarınca heyeti oluşturmak üzere siyasi
parti gruplarının bildirmiş olduğu isimler Genel Kurul'un bilgilerine sunulur.
|
|
|
Mehmet Ali
Şahin |
|
|
|
Türkiye Büyük
Millet Meclisi |
|
|
|
Başkanı |
Murat Mercan |
Eskişehir
Milletvekili |
|
|
Canan Kalsın |
İstanbul
Milletvekili |
|
|
Abdürrezzak Erten |
İzmir
Milletvekili |
|
|
Abdullah
Çalışkan |
Kırşehir
Milletvekili |
|
|
Metin Ergun |
Muğla Milletvekili |
|
|
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
Sözlü soru önergelerinin geri alınmasına dair iki önerge vardır,
okutuyorum:
B)
Önergeler
1.- Gaziantep Milletvekili Hasan
Özdemir’in (6/1984) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi
(4/212)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Gündemin Sözlü Sorular Kısmının 556. sırasında yer alan (6/1984) esas numaralı sözlü soru önergemi geri
alıyorum.
Gereğini saygılarımla arz ederim.
Hasan
Özdemir
Gaziantep
2.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun
(6/2000) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/212)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Gündemin Sözlü Sorular Kısmının 572. sırasında yer alan (6/2000) esas numaralı sözlü soru önergemi geri
alıyorum.
Gereğini saygılarımla arz ederim.
Reşat
Doğru
Tokat
BAŞKAN –Sözlü soru önergeleri geri verilmiştir.
Komisyondan istifa önergeleri vardır, okutuyorum:
3.- Sakarya Milletvekili Erol
Aslan Cebeci’nin, Dışişleri Komisyonu üyeliğinden istifa ettiğine ilişkin
önergesi (4/209)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Üyesi bulunduğum Dışişleri Komisyonundan istifa ediyorum. Gereğini
arz ederim.
Erol
Aslan Cebeci
Sakarya
AKPM
Türk Delegasyonu Başkanı
4.- İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil’in, Dilekçe
Komisyonu üyeliğinden istifa ettiğine ilişkin önergesi (4/210)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Üyesi bulunduğum Dilekçe Komisyonu Üyeliğinden istifa ediyorum.
Gereğini arz ederim.
Bihlun Tamaylıgil
İstanbul
5.- İstanbul Milletvekili Esfender Korkmaz’ın, Plan ve
Bütçe Komisyonu üyeliğinden istifa ettiğine ilişkin önergesi (4/211)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Üyesi bulunduğum Plan ve Bütçe Komisyonundan istifa ediyorum.
Gereğini arz ederim.
Esfender Korkmaz
İstanbul
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
Meclis araştırması açılmasına ilişkin dört önerge vardır, ayrı ayrı okutuyorum:
C) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- İstanbul Milletvekili Mithat
Melen ve 19 milletvekilinin, Şubat 2001 ekonomik krizinin araştırılması
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/717)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Başbakan Erdoğan, 21 Şubat 2001 tarihinde yaşanan finans krizi
sonrasında T.C. Merkez Bankasından bir gecede büyük miktarlarda para
çekildiğini iddia etmekte ve bundan dolayı Milliyetçi Hareket Partisi'ni (Yüce
Divan kararlarını yok sayarak) suçlamaya çalışmaktadır.
Başbakan Erdoğan tarafından sıkça tekrarlanan bu suçlamanın bir
kez daha araştırılması için Anayasa'nın 98. ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün 104. ve 105. Maddeleri gereğince Meclis Araştırma Komisyonu
kurulmasını arz ve teklif ederiz.
1) Mithat Melen (İstanbul)
2) Mehmet Şandır (Mersin)
3) Faruk Bal (Konya)
4) Hasan Çalış (Karaman)
5) Ahmet Duran Bulut (Balıkesir)
6) Mustafa Enöz (Manisa)
7) Reşat Doğru (Tokat)
8) Ahmet Bukan (Çankırı)
9) Kadir Ural (Mersin)
10) Behiç Çelik (Mersin)
11) Ertuğrul Kumcuoğlu (Aydın)
12) Metin Ergun (Muğla)
13) Akif Akkuş (Mersin)
14) Kamil Erdal Sipahi (İzmir)
15) Hasan Özdemir (Gaziantep)
16) Ali Uzunırmak (Aydın)
17) Mehmet Akif Paksoy (Kahramanmaraş)
18) Alim Işık (Kütahya)
19) Şenol Bal (İzmir)
20) Beytullah Asil (Eskişehir)
Gerekçe:
19 Şubat 2001 tarihinde, Türkiye'de siyasi bir operasyon planlayan
küresel mihrakların uzantıları ve para tüccarları, Milli Güvenlik Kurulu'nda
yaşandığı iddia edilen bir tartışma sonrasında piyasa oyuncuları üzerinden
piyasalarda yeni bir spekülatif saldırı
başlatmışlardır.
Ve maalesef, 21 Şubat tarihinde bir anda, bankalar arası para
piyasasında gecelik faiz ortalama yüzde dört bin düzeyine çıkmıştır.
16 Şubat 2001 tarihinde Merkez Bankası’nın 27 milyar 94 milyon
dolar olan rezervi, 23 Şubat 2001 tarihinde 22 milyar 58 milyon dolara
inmiştir. Türkiye ekonomisine yönelik saldırı sonucunda rezerv kaybı 5,36
milyar dolar olmuştur.
Bu operasyon piyasalarda spekülasyonuyla
para kazanan ve ülkeler içinde siyasi dengeleri değiştirmek için "renkli
devrimler" düzenleyen mihraklarca yönetilmiştir. Amaç; "Türkiye'de
siyasi istikrarsızlık yaratmak" ve küresel projelere karşı milli duruş
sergileyen 57. Cumhuriyet hükümetini yıkmaktır.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) İstanbul Milletvekili
Hüseyin Besli ve 63 milletvekili tarafından 13 Kasım
2003'de Türkiye Halk Bankasının zarara uğramasına sebep oldukları, usulsüz
işlemlerin yapılmasına imkân sağladıkları iddiasıyla Devlet eski Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı H. Hüsamettin Özkan ile Devlet eski Bakanı Recep Önal
haklarında Meclis soruşturması açılmasına ilişkin önerge, TBMM Başkanlığına
verildi.
Hüsamettin Özkan ile Devlet Bakanlığı görevinde bulunan Recep
Önal'ın Yüce Divana sevki ile ilgili önerge, Genel Kurulun 9 Aralık 2003
tarihli 25. Birleşiminde görüşüldü, 17 ret oyuna karşın 409 oy ile kabul edildi
ve Soruşturma Komisyonu Kuruldu. 14 Ocak 2004'te çalışmalarına başlayan Meclis Soruşturması
Komisyonu, raporunu 27 Mayıs 2004 tarihinde sonuçlandırdı.
Yüce Divan yargılaması 13 ay süren Özkan ve Önal için Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, 4.5 yıl hapis ve memuriyetten men cezası
istemiş, Yüce Divan 31 mart 2006'da Hüsamettin Özkan
ile Recep Önal'ın tüm suçlamalardan beraatına karar vermiştir.
Başbakan Erdoğan'ın Meclis kürsüsünden tüm bu süreci ve Yüce Divan
kararlarını yok sayarak, 13 ay Yüce Divan tarafından soruşturulmuş ve sonuca
bağlanmış bir konuyu "Merkez Bankasından paranın bir gecede çekildiği”ni iddia etmektedir. Böylece 57. Hükümetin ortağı
Milliyetçi Hareket Partisini bugün suçlamaya çalışmaktadır. Ayrıca, Yüce
Divanı, yargılanarak aklananları, yargılamanın her aşamasında görev alan yargı
mensuplarını, zan altında bırakmaktadır. Meclis kürsüsünden Başbakan Erdoğan
tarafından şıkça tekrarlanan bu suçlamanın bir kez daha Başbakanın iddiaları
doğrultusunda araştırılması için Anayasa'nın 98. ve Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğü’nün 104. ve 105. maddeleri gereğince Meclis Araştırma
Komisyonu kurulmasını arz ve teklif ederiz.
2.- Gaziantep Milletvekili Hasan
Özdemir ve 20 milletvekilinin, trafik kazalarının nedenlerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/718)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Ülkemizde trafik kazaları her yıl önemli can ve mal kayıplarına
neden olmaktadır. Trafik kazalarının farklı nedenleri sıralansa da bu
nedenlerin giderilmesi için çalışmalar eksik kalmaktadır. Bu nedenlerle trafik
kazalarına neden olan etkenlerin araştırılarak alınacak önemleri tespit etmek
üzere Anayasanın 98. ve İçtüzüğün 104. ve 105. maddeleri gereğince Meclis
Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
1) Hasan Özdemir (Gaziantep)
2) Mehmet Şandır (Mersin)
3) Zeki Ertugay (Erzurum)
4) Sabahattin Çakmakoğlu (Kayseri)
5) Hasan Çalış (Karaman)
6) Cemaleddin Uslu (Edirne)
7) Yılmaz Tankut (Adana)
8) Akif Akkuş (Mersin)
9) Abdülkadir Akcan (Afyonkarahisar)
10) Mümin İnan (Niğde)
11) Mehmet Akif Paksoy (Kahramanmaraş)
12) Mithat Melen (İstanbul)
13) İzzettin Yılmaz (Hatay)
14) Kamil Erdal Sipahi (İzmir)
15) Kürşat Atılgan (Adana)
16) Ahmet Kenan Tanrıkulu (İzmir)
17) Mustafa Kalaycı (Konya)
18) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
19) Yıldırım Tuğrul Türkeş (Ankara)
20) D. Ali Torlak (İstanbul)
21) Mehmet Ekici (Yozgat)
Gerekçe:
Ulaşım, günümüzde bireylerin en temel ihtiyaçlarından birisi
hâline gelmiştir.
Ülkeler, coğrafi koşulları ve ekonomik olanaklarına göre belirli
ulaşım sistemlerini tercih etmektedirler. Ancak bu tercihler sonucu kimi zaman
yetersiz kalan hizmetler ulaşımı insan hizmetine olumlu sunduğu ulaşımı sorun
olarak da ortaya çıkarmaktadır. Ülkemizde yolcu ve yük taşımacılığı büyük
ölçüde karayolu ulaşımı ile sağlanmaktadır. Bu nedenle trafik kazalarının
oluşumunda karayolu taşımacılığı önemli bir etkendir.
Dünyada, gelişmiş ekonomiler ulaşım sorunu ve genel olarak trafik
güvenliği, ulaşım alanına yapılan yatırımlarla giderilmeye çalışılmaktadır.
Ülkemizde ise nüfus, sürücü ve araç sayısındaki hızlı artışa rağmen ulaşım ve
trafik güvenliği alanlarında yeterince yatırım yapılmamaktadır.
Uluslararası trafik literatürüne
bakıldığında trafik güvenliği; altyapı hizmetleri, ilkyardım, acil müdahale,
kaza sonrası kurtarma hizmetleri, eğitim, yasal mevzuat ve denetim
hizmetlerinin yerine getirilmesi gibi alanları ifade etmektedir. Trafik
güvenliği ve sayılan dört unsurun bir arada, uyumlu ve tam olarak yerine
getirilmesi ile sağlanabilmektedir. Nitekim 2918 Sayılı Karayolları Trafik
Kanunu, dokuz bakanlığa ayrı ayrı görev, yetki ve
sorumluluk vermiş olması önemli bir göstergedir.
Öte yandan ülkemizde sadece şehirlerarası yollar değil, şehir içi
yollarda da ciddi trafik kazaları görülebilmektedir. Bu nedenle, trafik
kazalarının nedenleri araştırılırken şehir içi, şehirlerarası ayrımı yapılırken
her iki alanı da göz önünde bulundurmak gerekmektedir.
Karayolu güvenliği kapsamında karayolu mevzuatı, karayolunu
kullananların eğitimi, iyi taşıt, alt yapının güvenliğini artırıcı faaliyetler,
denetim, kurumsal güçlendirme, trafik altyapısı gibi alanlar öne çıkmaktadır.
Dolayısıyla trafik kazalarının önlenmesi bağlamında yapılacak araştırma çözüm
önerilerinin bu konular üzerine yoğunlaşması gerekmektedir.
Trafik kazalarının önemli bir kısmı öngörülebilir ve dolayısıyla
önlenebilirdir. Yüksek gelir düzeyindeki ülkelerde son dönemlerde yol
güvenliğine yönelik bir anlayış ile gerçekleştirilen düzenlemeler ile trafik
kazalarının can ve mal kayıplarında önemli bir azalma olmuştur.
Trafik kazalarının sonuçları itibariyle önemli etkileri
olmaktadır. Birincisi, sosyal boyutta her yıl trafik kazaları sonucunda
binlerce insanımız yaşamını kaybetmekte, yüz binlerce insanımız yaralanmakta ya
da sakat kalmaktadır. Öte yandan trafik kazaları sonucunda ölen ya da yaralananların
yakınlarına dair psikolojik etkiler de hesaba katıldığında sosyal boyutun çok
daha geniş bir alanı kapsadığı görülmektedir.
İkinci olarak, trafik kazalarının ekonomik bir boyutu vardır.
Ekonomik boyutta ilk olarak trafik kazaları sonucu yaşanan maddi kayıplar
değerlendirilmektedir. Ülkemizde meydana gelen trafik kazaları sonucu meydana
gelen maddi hasarların gayrisafi millî hasılanın yüzde
2'sine ulaştığı bilinmektedir. İkinci olarak, kazalarda yaralananlar için
yapılan sağlık harcamaları da önemli bir ekonomik kayıptır. Birçoğu yurt
dışından ithal edilen ilaçlar, protezler, ambulanslar,
ameliyat malzemeleri önemli bir meblağ oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra
doktorların ve diğer sağlık personelinin baktığı hasta sayısında artış
olmaktadır. Kazaya karışanların iş gücü kaybı ve ölen ve sakatlananların iş
gücü kaybı gibi etkenler de trafik kazalarının diğer ekonomik boyutlarını ifade
etmektedir.
Trafik kazalarının etkilerinin bu kadar büyük olmasının önemli bir
nedeni ulaşım konusundaki yanlış politikalardır. Trafik konusunda yaşanan
sıkıntıların giderilmesi, teknik ve fiziki altyapının iyileştirilmesi,
denetimin caydırıcı olması, yasaların işlerliğinin ve bu konuyla ilgili
kurumlar arasında koordinasyonun sağlanması, toplumda yer alan bütün fertlerin
bilinçlenmesi ve trafik içinde yer alan sürücü, yaya ve yolcuların yeterli
eğitimle donatılmasıyla sağlanabilir.
Bütün bu gerekçelerle trafik kazalarına etki eden nedenlerin iyi
bir şekilde belirlenerek trafik kazalarını en aza indirgeyecek çözüm
önerilerinin belirlenmesi gerekmektedir.
3.- Diyarbakır Milletvekili
Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin, medya
kuruluşları ile gazetecilerin bazı ilişkilerinin araştırılarak bağımsız medya
için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/719)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Demokratikleşme için temel koşullardan biri olan bağımsız
bir medya için, basın özgürlüğü ve toplumun bilgi edinme ve haber alma hakkının
sağlanması için bazı medya kuruluşları ile gazetecilerin siyası iktidar ve kimi
güç odakları ile ilişkisinin araştırılması amacıyla Anayasanın 98'inci,
İçtüzük'ün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırması açılmasını
dileriz. 24.03.2010
1) Selahattin Demirtaş (Diyarbakır)
2) Gültan Kışanak
(Diyarbakır)
3) Ayla Akat Ata (Batman)
4) Bengi Yıldız (Batman)
5) Akın Birdal (Diyarbakır)
6) Emine Ayna (Mardin)
7) Fatma Kurtulan (Van)
8) Hasip Kaplan (Şırnak)
9) Hamit Geylani (Hakkâri)
10) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
11) M. Nuri Yaman (Muş)
12) Mehmet Nezir Karabaş (Bitlis)
13) Mehmet Ufuk Uras (İstanbul)
14) Osman Özçelik (Siirt)
15) Özdal Üçer (Van)
16) Pervin Buldan (Iğdır)
17) Sebahat Tuncel (İstanbul)
18) Sırrı Sakık (Muş)
19) Sevahir Bayındır (Şırnak)
20) Şerafettin Halis (Tunceli)
Gerekçe:
Uzun yıllardan bu yana bazı görsel ve yazılı basının var olan
siyasi iktidarla ve kimi güç odakları ile çıkar ilişkisi kurduğu, basın ilke ve
etik kuralların dışına çıkarak kamuoyu oluşturmada, yönlendirmede yanlı
yanıltıcı davrandığı bilinmektedir. Gazete sahiplerinin/şirketlerinin basın
yayın faaliyeti dışında başka alanlar da faaliyet göstermesi ile birlikte bu
durum git gide artmış, medya kuruluşları bu faaliyetlerini sürdürebilmek
amacıyla her türlü güç odakları ile işbirliği yapmaya başlamıştır. Bu güç
odakları arasında iktidarı, orduyu, yasadışı güçleri ve istihbarat örgütlerini
sayabiliriz. Bu durum kimi zaman istihbarat kuruluşları elemanlarının
gazetelerde çalışmasına değin varmıştır. Medyanın bu durumu kabullenmesinin yanı
sıra siyasi iktidarın ve güç odaklarının gazete ve TV'leri buna zorlaması da
söz konusudur.
Basının siyasi iktidar ve güç odakları ile bu "kirli"
ilişkisi bu günlere değin gelmiştir. Özellikle darbe dönemlerinde, baskı
dönemlerinde, olağanüstü dönemlerde bu durum daha belirginleşmiştir.
1990'lı yıllarda OHAL bölgesindeki gazetecilerin sık sık OHAL Valiliğine çağrıldığı, kamuoyunu yanıltıcı
bilgilerin aktarılmasında yardımcı olmalarının istendiği bilinmektedir.
Korucuların ve yasadışı örgütlenmelerin işlediği cinayetlerin başkalarınca
yapıldığına ilişkin haberlerin yer almasının istendiğini ve ne yazıktır ki kimi
kişi ve kuruluşların buna uyduğunu bilinmektedir. Bu durumu kabul etmeyen ve
itiraz edenlerin işsiz bırakılmakla ve hatta ölümle tehdit edildikleri de
bilinmektedir. Bu tehditler sadece ulusal basın temsilcilerine değil uluslar
arası ajansların temsilcilerine yönelik olarak ta yapılmıştır. O dönemde
bölgede görev yapan gazetecilere yönelik "faili meçhul cinayetler"
bunun örneklerini oluşturmaktadır.
Daha yakın zamanlarda ise 28 şubat süreci
diye bilinen dönemde kasıtlı olarak hazırlanan haberler sonucu kimi kurum ve
kişiler hedef haline gelmiş ve hatta bunlardan dolayı hedef durumuna gelenlere
karşı suikastlar, saldırılar olmuştur. 28 Şubat sürecinde gazetelerde
yaşananlar, Dinç Bilgin'in 08-09.03.2010, Ergun Babahan'ın 15-16.03.2010 tarihlerindeki Taraf Gazetesi
sayılarında Neşe Düzel'le yaptıkları söyleşilerde
açığa çıkmıştır.
Gazeteci ve gazete sahibi kimlikleri ile Dinç Bilgin ve Ergun Babahan gazetecilerin,
gazete sahiplerinin nasıl siyasi iktidarla basın etiği dışında ilişki
kurduklarını, nasıl Genelkurmay'ın, istihbarat örgütlerinin istediği bir yayın
çizgisini benimsediklerini ve kimi gazetecilerin istihbarat örgütleri için
gönüllü ya da maaşlı olarak çalıştığını bu söyleşiyle itiraf etmişlerdir.
Hukukta "masumiyet karinesi" evrensel bir değerdir ve
hukukun temeli sayılır. Şemdin Sakık'ın ifadesine
eklenmek istenen kimi gazeteci ve insan hakları savunucularının isimlerinin Semdin Sakık'ca reddedildiği,
dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir'in el yazısı ile eklendiği ve bunun
basın organlarınca yayınlanması için gazete sahiplerine, genel yayın
yönetmenlerine iletildiği artık bilinmektedir. Kamuoyunda "andıç" diye bilinen bu olaydan sonra kimi gazeteciler
işten atılmış, insan hakları savunucularına yönelik baskılar saldırılar,
suikastlar gündeme gelmiştir. Yani açıktan hukuk ayaklar altına alınmış ve
masumiyet karinesi ihlal edilmiştir. Sonuçta kişisel zararların yanı sıra asıl
olarak demokrasimiz ve basın etiği zarar görmüş, toplumun bilgi edinme hakkı
kötüye kullanmakla kalınmamış aynı zamanda toplum da yanıltılmıştır.
Andıcı kim gazetelere
servis etmiştir? Andıcın yayınlanmasını ısrarla
isteyen gazeteciler, gazete sahipleri, genel yayın yönetmenleri kimlerdir? Andıcı yayınlayan gazete ve TV kuruluşlarına ne gibi
ayrıcalık tanınmıştır? O dönemde ve şimdi medya kuruluşlarında istihbarat
örgütleri adına çalışanlar kimdir? Ordu ve istihbarat örgütleri hangi amaçla
medya kuruluşları ile ilişki kurmaktadır? Bu soruların yanıtının bulunması
demokratikleşme, basın ve ifade özgürlüğü ile toplumun bilgi edinme ve haber
alma hakkı için gereklidir. Bunların ortaya çıkması için Meclis Araştırma
Komisyonu kurulmasını yerinde olacaktır.
4.- Diyarbakır Milletvekili
Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin, kaçak
göçmenlerin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/720)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye'de bulunan kaçak göçmenlerin kötü koşullarda, ucuz
ücretlerle çalıştırılmaları ve hiçbir insani standart olmadan can güvenlikleri
tehlikede yaşama koşullarının araştırılması, bu konuda gerekli tespitlerin
yapılarak, insan hakları çerçevesinde önlemlerin alınması amacıyla Anayasanın
98'inci, İçtüzüğün 104 ve 105'inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması
açılması için gereğini arz ederiz. 25.03.2010
1) Selahattin Demirtaş (Diyarbakır)
2) Gültan Kışanak (Diyarbakır)
3) Ayla Akat Ata (Batman)
4) Bengi Yıldız (Batman)
5) Akın Birdal (Diyarbakır)
6) Emine Ayna (Mardin)
7) Fatma Kurtulan (Van)
8) Hasip Kaplan (Şırnak)
9) Hamit Geylani (Hakkâri)
10) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
11) M. Nuri Yaman (Muş)
12) Mehmet Nezir Karabaş (Bitlis)
13) Mehmet Ufuk Uras (İstanbul)
14) Osman Özçelik (Siirt)
15) Özdal Üçer (Van)
16) Pervin Buldan (Iğdır)
17) Sebahat Tuncel (İstanbul)
18) Sırrı Sakık (Muş)
19) Sevahir Bayındır (Şırnak)
20) Şerafettin Halis (Tunceli)
Gerekçe:
Türkiye 1960'lardan sonra Avrupa ülkelerine sürekli olarak göç
vermiş bir ülke olduğu bilinirken, Türkiye'nin aynı zamanda bir
çok ülkeden göç aldığı daha az üzerinde durulan bir konudur. 1923-1997
yılları arasında çoğunluğu Balkan ülkelerinden olmak üzere 1 milyon 500 kişi
göç etmiştir. 1990 yıllarıyla birlikte ise kaçak göçmen sayısı giderek
artmıştır ve günümüzde Ermenistan, Gürcistan, Rusya, İran, Moldova gibi farklı
ülkelerden yaklaşık 1 milyon kaçak göçmenin Türkiye'de yaşadığı tahmin
edilmektedir. İstanbul Ticaret Odasının yapmış olduğu araştırmaya göre, 1
milyon kaçak göçmenin 163 farklı ülkeden geldiği ve her yıl yaklaşık olarak
300.000 kaçak göçmenin Türkiye'ye girdiği bilinmektedir. Uluslararası Çalışma
Örgütü'nün yapmış olduğu çalışmalara göre dünyada göçmen işçi ve aile sayısı
120 milyona ulaşırken, Türkiye kaçak göçmen girişinin ciddi boyutlara ulaştığı
ülkelerden biridir.
Koç Üniversitesi'nden Doç. Ahmet İçduygu'nun
hazırladığı raporun ortaya çıkardığı sonuçlardan en önemlisi kaçak göç
olgusunun kayıt dışı ekonomiden beslendiği gerçeğidir. İşverenler, ucuza ve
esnek çalışan, çok fazla isteği olmayan, uzun saatler boyu çalışabilecek, temel
işçi haklarını aramayacak, disiplinli, çalışkan becerikli bu işgücünü istihdam
etmeyi tercih etmektedir. Böylelikle kaçak göçmenler küresel sermayenin ucuz
emek talebini karşılamaktadır. Diğer yandan Ermenistan'dan iş için gelen Ermeni
göçmenler Kumkapı civarlarında kaçak hayatlarına
devam ederken yaşam mücadelesi vermektedir. Göçmenlerin bir
çoğunu kadınlar oluşturmakta ve temizlik, çocuk, yaşlı bakımı, tekstil
işçisi olarak çalışırken, kaçak oldukları için hiç bir iş güvencesi olmadan,
düşük ücretler karşılığında uzun mesai saatleriyle çalıştırılmaktadır.
Göçmenlerin büyük çoğunluğu küçük odalarda birden fazla kişiyle kalarak, kendi
ülkelerinde bıraktıkları ailelerine para göndermek için çalışmaktadırlar. Bu
şartlar altında kaçak oldukları için her an polis tarafından yakalanıp sınır
dışı edilme korkusuyla yaşarken, çocukları için eğitim, barınma gibi en temel
hakları sağlayamamaktadırlar. Çoğu Ermenistanlı, Azerbaycanlı, Gürcistanlı olan
kaçak göçmenlerin, nüfus kağıtları, mafyalaşmış aracı
şirketler tarafından el konularak çalıştırılmaktadır.
Son günlerde kaçak Ermenilerin sınır dışı edilme tartışması
tekrardan gündeme gelen kaçak göçmenlerin durumuna dair herhangi bir çalışma
yapılmamaktadır. Söz konusu Ermeni göçmenlerin bir çoğunun
dedeleri Adapazarı, Adana, Kars ve Muş illerinden göç etmiş Ermenilerdir.
Göçmenlerin çoğu, kendi ülkelerinde üniversite eğitimi almış olmalarına rağmen
iş bulamadıkları için ailelerini bırakıp göç etmeye mecbur kalmaktadırlar.
Kaçak göçmen sorunu Ermeni vatandaşları dışında diğer ülkelerden gelmiş tüm
göçmenleri ilgilendiren sorunlar olarak ortaya çıkmaktadır. Sermaye tarafından
ucuz işgücü olarak görülen kaçak göçmenler, ekonomik krizle birlikte artan
işsizlik ve yoksullukta daha da tercih edilir hale gelmektedir. Her ne kadar
sınır dışı edilmeleri konuşulsa da Türkiye'de bir çok
sektörde ucuz işgücünün karşılanmasını sağladıkları için, gerekli olduğu sürece
"kaçak" olarak kalmalarına göz yumulmaktadır.
Dünyada küreselleşmeyle birlikte yer değiştiren ve yaygınlaşan
yoksullukla beraber Türkiye'ye çalışmak ve yaşamak için gelen göçmenler
artmaktadır. Bu göçmenlerin insanlık dışı yaşam koşullarında, iş güvenliği
standartlarından yoksun ve hayatları tehlike altında çalışmalarının
araştırılması ve bu konuda bir hükümet politikasının geliştirilmesi gerekliliği
doğmaktadır. Bu çerçevede Türkiye'de bulunan kaçak göçmenlerin şartlarının
araştırılması, yaşam ve can güvenliklerinin sağlanması, bu konuda çözüm
önerilerinin oluşturulması ve karşılaştıkları sorunların tespit edilerek temel
insan haklarının korunmasının sağlanması için bir meclis araştırma komisyonunun
kurulmasını öneriyoruz.
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp
açılmaması konusundaki görüşmeler sırası geldiğinde yapılacaktır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının iki tezkeresi daha
vardır, ayrı ayrı okutup oylarınıza sunacağım.
A)
Tezkereler (Devam)
3.- Danimarka Parlamentosu Çevre
Komisyonu Başkanı ve Globe Avrupa Başkanı Sten Gade’ın, ismen davetine icabet edecek milletvekillerine
ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1192)
10/05/2010
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Danimarka Parlamentosu Çevre Komisyonu Başkanı ve Globe Avrupa Başkanı Sten GADE tarafından, aşağıda isimleri
belirtilen TBMM Parlamento Heyeti İspanya’ya davet edilmektedir.
Adı geçen Parlamento Üyelerinin anılan davete icabet etmesi
hususu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi
Hakkında 3620 sayılı Kanunun 9. Maddesi uyarınca Genel Kurulun tasviplerine
sunulur.
|
|
|
Mehmet Ali
Şahin |
|
|
|
Türkiye Büyük
Millet Meclisi |
|
|
|
Başkanı |
Nazmi Haluk Özdalga |
Ankara |
|
|
Sebahattin Karakelle |
Erzincan |
|
|
Tansel Barış |
Kırklareli |
|
|
Soner Aksoy |
Kütahya |
|
|
Mümin İnan |
Niğde |
|
|
Hasan Ali Çelik |
Sakarya |
|
|
Afif Demirkıran |
Siirt |
|
|
K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Karar yeter sayısı…
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum, karar yeter sayısı arayacağım:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.57
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.13
BAŞKAN : Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Fatih METİN (Bolu),
Gülşen ORHAN (Van)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
106’ncı Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı tezkeresinin oylanmasında
karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi tezkereyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Elektronik cihazla tekrarlayacağım oylamayı.
İki dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Tezkere kabul edilmiştir, karar yeter sayısı vardır.
Diğer tezkereyi okutuyorum:
4.- Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı Mehmet Ali Şahin’in, beraberinde bir heyetle Sırbistan’a resmî
ziyarette bulunmasına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1193)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mehmet Ali Şahin’in,
Sırbistan Ulusal Meclisi Başkanı Slavica Djukıc Dejanovıc’in vaki davetine
icabetle Belgrad’da düzenlenecek olan Karadeniz
Ekonomik İşbirliği Parlamenter Asamblesi (KEİPA) Otuzbeşinci
Genel Kurulu’na katılmak üzere, beraberinde bir heyetle, Sırbistan’a resmî
ziyarette bulunması hususu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Dış İlişkilerinin
Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanun’un 9. Maddesi uyarınca Genel Kurul’un
tasviplerine sunulur.
Mehmet
Ali Şahin
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN – Tezkereyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bazı sayın
milletvekillerinin izinli sayılmalarına dair bir tezkeresi vardır, ayrı ayrı okutup oylarınıza sunacağım.
5.- Bazı milletvekillerine, belirtilen
sebep ve sürelerle izin verilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1194)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Aşağıda adları yazılı sayın milletvekillerinin hizalarında
gösterilen süre ve nedenlerle izinli sayılmaları Başkanlık Divanının 14.04.2010
tarihli toplantısında uygun görülmüştür.
Genel Kurulun onayına sunulur.
Mehmet
Ali Şahin
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
“Balıkesir Milletvekili Ayşe Akbaş, hastalığı nedeniyle 12/02/2010 tarihinden itibaren 18 gün, 02/03/2010 tarihinden
itibaren 15 gün ve 24/03/2010 tarihinden itibaren 20 gün olmak üzere toplam 53
gün,”
BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
“Van Milletvekili Fatma Kurtulan, hastalığı nedeniyle 03/03/2010 tarihinden itibaren 35 gün,”
BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
“İstanbul Milletvekili Alev Dedegil,
hastalığı nedeniyle 10/03/2010 tarihinden itibaren 47
gün,”
BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
“Tokat Milletvekili Şükrü Ayalan,
hastalığı nedeniyle 25/03/2010 tarihinden itibaren 16
gün,”
K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Karar yeter sayısı istiyorum.
BAŞKAN – Karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Karar yeter sayısı vardır Sayın Anadol.
“Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak,
hastalığı nedeniyle 23/03/2010 tarihinden itibaren 45
gün,”
BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme
alınma önergesi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım:
B)
Önergeler
(Devam)
6.- Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün’ün, (2/467) esas numaralı Kanun Teklifi’nin doğrudan
gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/214)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
17.7.1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifimin İç Tüzüğün 37. maddesi gereği
doğrudan gündeme alınmasını arz ederim. (2/467)
Yaşar
Tüzün
Bilecik
Milletvekili
TBMM
Başkanlık Divan Üyesi
BAŞKAN – Teklif sahibi Bilecik Milletvekili Sayın Yaşar Tüzün, bir milletvekili olarak da önerge üzerinde Malatya
Milletvekili Sayın Ferit Mevlüt Aslanoğlu
konuşacaktır.
Buyurun Sayın Tüzün.
Süreniz beş dakika.
YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) – Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nda değişiklik yapılmasına
dair vermiş olduğum kanun teklifi üzerinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, vermiş olduğum kanun teklifi milyonlarca
insanımızı yakından ilgilendiren son derece önemli bir kanun teklifidir. Önemle
hassasiyetinizi istirham ediyorum.
Bakın değerli arkadaşlar, ekonomik kriz nedeniyle işten çıkarılan,
yaşları ilerlemiş olduğu için de iş bulma umudunu tamamen yitiren ve prim gün
sayısını doldurduğu hâlde yaş nedeniyle emekli olamayan işçilerimizin bir
defaya mahsus olmak üzere emekli olabilmelerini sağlayacak bir kanun
teklifidir, bu sebeple çok büyük önem arz etmektedir. Bir an düşünün, ekonomik
kriz nedeniyle işten çıkarılan, yaşları ilerlediği için hiçbir yerde iş
bulamayan, prim gün sayısını doldurduğu hâlde yaş haddinden emekli olamayan ve
en az iki, üç yıldır da emekli olma şansını elde edemeyen insanlarımız var.
Bunların yerine kendinizi koymanızı rica ediyorum; sabah kalktığınızda gidecek
bir işiniz yok, yaşınız ilerlemiş kimse size iş bulmuyor, işe almıyor, iş bulma
umudunuz hiç yok, ne yapardınız? Çocuklarınız okula gidiyor, evinizin ve
ailenizin temel ihtiyaçları var ve sizin cebinizde paranız yok. Ailenizin temel
ihtiyaçlarına cevap bile veremiyorsunuz. Çocuğunuza harçlık veremiyor, evinize
ekmek alamıyorsunuz. Bu durumda olan insanların yerine kendimizi koymamız
gerekiyor. Yıllarca biriktirdikleri paraları, aldıkları evlerini, arabalarını
sattılar, bugüne kadar idare ettiler ancak artık satacak da hiçbir şeyleri
kalmadı. Şimdi ise, maalesef, aile içi şiddetler, boşanmalar, hoş olmayan
davranış bozuklukları başladı.
Burada anlatmak istediğimiz, değerli arkadaşlar, insan iş
güvenliğiyle birlikte işe başladığı günden itibaren… Örneğin, 1980’li yıllarda
işe başlamış, demiş ki: “Ben bu iş yerinde yirmi dört yıl, yirmi beş yıl
çalışacağım ve emekli olacağım.” Maalesef, sizin Hükûmetiniz
döneminde çıkan bir kanunla birlikte yaş sınırı dolmuş, yani çalışan kişi prim
ve gününü doldurmuş fakat yaşı dolmadığı için emekli olamıyor. Dolayısıyla,
başta sağlık güvencesini kaybetmiş, maaş alamıyor ve yaşı ilerlediği için de iş
bulamıyor, işe giremiyor, böylece bekliyor. Bu vermiş olduğumuz kanun
teklifinde amacımız, prim ve gününü doldurup sadece yaş haddini bekleyen 2
milyona yakın vatandaşımızı bir defaya mahsus emekli edelim diyerek bir kanun
teklifi verdik. Eğer uygun görürseniz, bu, bir yıla yakın süredir Meclisteki,
tutanaklardaki, gündemdeki yerini koruyor; komisyonda görüşülmedi; doğrudan
gündeme alınması konusunda bugün sizlerin düşüncelerine, görüşlerine
başvuruyoruz.
Değerli arkadaşlarım, bu kanun teklifini verdiğimiz
dönemde, TÜİK’in açıklamalarına göre bir önceki yılın
dönemine göre işsiz sayısı 1 milyon 125 bin kişi artarak 2 milyon 677 binden 3 milyon
802 bine ulaşmıştır yani bir yıl önce bu kanun teklifini verdiğimizde
Türkiye’de 3 milyon 802 bin işsiz var, işten umudunu kesip iş bulma umudunu
kesen insanlar da bu sayıya dâhil değil.
Mevcut işsizlik oranına baktığımızda yine AKP İktidarı göreve
geldiği günden bugünkü süre arasında maalesef büyük artış vardır, bu da yüzde
15 dolaylarına çıkmıştır. Bu tablo karşısında öyle zor durumda olan
insanlarımız var ki onların ne yapabileceği ve umudunu bu kanuna bağlamıştır
çünkü prim ve gün sayısını doldurmuş, maalesef yaş haddinden beklemektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Bir dakika ek süre veriyorum, tamamlayın lütfen.
YAŞAR TÜZÜN (Devamla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Yani yaşları kırk, kırk beş, elli dolaylarında olmuş ama
işsizlikle birlikte iş bulma umudunu da kaybetmiş, sosyal güvencesi kalmamış,
ailesinin sağlık güvencesi kalmamış, dolayısıyla hiçbir geliri yok, iş de
bulamıyor, “Yaşım dolsun da emekli olayım.” diye bakıyor.
Türkiye’de 2 milyon vatandaşımızı bu mağduriyetten kurtaracak bu
kanun teklifine olumlu yönde oy vermenizi temenni ediyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Tüzün.
Malatya Milletvekili Sayın Ferit Mevlüt Aslanoğlu.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkan, çok değerli
milletvekilleri; hepinize saygılar sunuyorum.
Bilecik Milletvekilimiz Sayın Tüzün’ün
hazırladığı ve toplumda büyük bir yara olan bu konuya ben de bir başka
pencereden dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Ben, Sayın Tüzün’e
bu konuda teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlarım, Sayın Tüzün yaş
haddinden boş kalanlardan bahsetti. Ben ise diğer bir pencereden… Bu insanların
acaba sağlık güvencesi var mı, bu insanların çoluk çocuğu yok mu arkadaşlar? Bu
insanlar kırk beş yaşında, kırk yedi yaşında, elli yaşında emekli olamadığı
için, hiçbir sosyal güvenlik, emekli olmuş, emekliliğini hak etmediği için
tabii emekli olamıyor ama maalesef, öbür bacaktan da hiçbir sağlık hizmetinden
yararlanmıyor arkadaşlar.
Değerli arkadaşlarım, kendimizi bu insanların yerine koyalım. Bir
taraftan -Sayın Tüzün söyledi- bir kuruş evine para
girmiyor, insanlar “Yaşın geçti.” diye iş vermiyorlar. Bu insanlar çalmadık
kapı bırakmıyorlar. Bu insanın evi kira mı, bu insanın çoluk çocuğu ne yiyecek?
Bunlar olayın bir penceresi ama sosyal devletin en temel unsuru, hastalık… Bu
insanlar sosyal güvenlik şemsiyesi altında hastanelere gidemiyor arkadaşlar.
Yeşil kartı yok, emeklisin diyemiyorsun. Tam ortada kalmış, hiçbir sosyal
güvencesi olmayan ve özellikle sosyal güvence yönünden hiçbir sağlık
hizmetlerinden yararlanamayan kişiler arkadaşlar.
Değerli arkadaşlarım, Yüce Allah hiç kimseyi çoluk çocuğuna mahcup
etmesin. Bu insanların çocuklarına karşı, gerek hastalık gerek ekmek… Ne
diyecekler bu insanlar? Hastaneye götüremiyorsun, sosyal güvencen yok. Seni
emekli kabul etmiyor, seni çalışan kabul etmiyor. Yani bu insanlar işin
neresinde? Yani ta emekli olana kadar bu insanlar ne yapacaklar? Eğer biz
sosyal bir hukuk devletiysek bu arkadaşlarımızın sorununa mutlak çözüm
bulmalıyız arkadaşlar. En azından bir tarafta ekmek, bir
tarafta sağlık güvencesi. Yok, arkadaşlar bu arkadaşların yok, bu
insanların sağlık güvencesi yok. Nereye gidecekler, hangi hastaneye gidecekler,
kim bunları muayene edecek, ilaçlarını nereden alacaklar?
Değerli arkadaşlarım, bir yürek acısı bir olay bu. Hakikaten
hepimizin… Bir de Allah kimseyi gördüğünden geri koymasın. Bu insanlar yıllarca
çoluğuna çocuğuna hep bir şekilde ekmek
götürmüşlerdir. Birdenbire ekmekleri kesiliyor, birdenbire ekmekleri yok
oluyor, işveren kapı dışarı koyuyor ama gidecek bir dalları yok, gidecek bir
kapıları yok. Gençlerimiz iş bulamazken bu insanlar hiç iş bulamıyorlar ve
insanlar ruhsal bir çöküntü içine giriyorlar. Mutlaka, özellikle sağlık
güvencesi konusunda bir çözüm getirmemiz lazım, en azından sosyal güvenlik
şemsiyesi altında mutlaka bunlara hastalık sigortası yönünden hizmet vermeliyiz
arkadaşlar; kendisine, eşine ve çocuklarına. Aksi hâlde bir tokat da buradan
yiyorlar arkadaşlar.
Değerli arkadaşlarım, konu çok vahim. Ben Sayın Tüzün’e bir kez daha teşekkür ediyorum. Hakikaten
hepimizin yüreğinin acısı, hepimizin. Bu toplumda hangi ile gidersen
git, nereye gidersen git birçok insanı karşınızda böyle görebiliyorsunuz ve
üzülüyorsunuz. Dün çok önemli görevler yapmış olabilir, dün iyi bir şekilde,
iyi bir profesyonel, iyi bir işçi olarak çalışmış olabilir ama bugün kirasını
veremeyen, evine ekmek götüremeyen, bir taraftan da hasta olduğu zaman
hastaneye gidemeyen, hiçbir sosyal güvenlik şemsiyesinden, hastalık
sigortasından yararlanamayan, karşında, bir toplum var arkadaşlar. Büyük bir
yara, bu yaraya hep birlikte el vermeliyiz, hep birlikte… Sayın Tüzün’ün verdiği teklif hakikaten sosyal bir yarayı ortadan
kaldıracaktır yani hepimizin çocukları, hepimizin akrabası, hepimizin kardeşi,
hepimizin yakını olabilir, önemli değil ama toplumda çok büyük bir kanayan
yara. 2008’de yaşanan krizden sonra ise bu, gün ışığına çok büyük boyutuyla
çıktı. Bir sürü insanla karşılaşırsınız, utanıyorlar; ailelerinden utanıyorlar,
çevrelerinden utanıyorlar, dışarı çıkmaktan utanıyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Bir dakika ek süre veriyorum, tamamlayın lütfen.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Dün çok onurluca görev yapmış,
sosyal alanda her türlü, her yere girmiş çıkmış, çocuklarına karşı her türlü
görevini yapmış, bugün bu çocuklarına karşı, eşine karşı görevini yapamayan bir
insanın ezikliğini hep birlikte yüreğimizde hissedelim. Biz de olabiliriz
onlardan bir tanesi.
Değerli arkadaşlarım, Sayın Tüzün’ün bu
teklifine hep birlikte destek vermek bir insani görevimizdir. Yine söylüyorum,
altını çiziyorum: İnsani bir görevimizdir.
Ben hepinizin takdirlerine sunuyorum. Teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN – Peki.
Yoklama talebinde bulunan sayın milletvekillerinin isimlerini
tespit edeceğim: Sayın Anadol, Sayın Tüzün, Sayın Bingöl, Sayın Susam, Sayın Keleş, Sayın
Soysal, Sayın Köse, Sayın Aslanoğlu, Sayın Güner, Sayın Sönmez, Sayın Aydoğan,
Sayın Çakır, Sayın Coşkuner, Sayın Barış, Sayın Emek,
Sayın Günday, Sayın Genç, Sayın Arslan,
Sayın Küçük.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklamayı başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Bitti efendim.
BAŞKAN – Pusula gönderen arkadaşları okuyorum:
Sayın Kacır...
ÜNAL KACIR (İstanbul) – Efendim, ben girmiştim.
BAŞKAN – Siz girmiştiniz. Mükerrer.
Toplantı yeter sayısı yoktur, birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.36
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.53
BAŞKAN : Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Fatih METİN (Bolu),
Gülşen ORHAN (Van)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
106’ncı Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
III.- Y O K L A M A
BAŞKAN – İstem üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı
bulunamamıştı. Şimdi yoklama işlemini tekrarlayacağız.
Yoklama için iki dakika süre veriyorum ve yoklamayı başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın Pakdil burada mı? Tamam.
Sayın Çiçek burada mı? Tamam.
Toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI (Devam)
B)
Önergeler (Devam)
6.- Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün’ün, (2/467) esas numaralı Kanun Teklifi’nin doğrudan
gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/214) (Devam)
BAŞKAN – İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre verilmiş önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Sözlü sorulara geçiyoruz.
IX.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, Topkapı Sarayındaki personel durumuna ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/1040) ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı
2.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, TV dizilerine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1049) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın
cevabı
3.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, soruşturma açılan bir dernekle ilgili televizyon
yayınına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1078) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı
4.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, TRT’deki bazı personel hareketlerine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1136) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı
5.- İstanbul Milletvekili Ufuk
Uras’ın, bir caminin restorasyonuna ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1247) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı
6.- Tunceli Milletvekili Kamer
Genç’in, RTÜK Başkanının gayrimenkullerine ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/1297) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı
7.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, TRT’nin iki yeni radyo kanalı kurma çalışmalarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1345) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınç’ın cevabı
8.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, TRT yönetimine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1387) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın
cevabı
9.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, TRT’nin bazı yayınlarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1430) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı
10.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, TRT’nin bir ajanstan hizmet alımına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1448) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı
11.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, TRT çalışanlarına baskı yapıldığı iddialarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1508) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınç’ın cevabı
12.- Tunceli Milletvekili Kamer
Genç’in, bazı köşe yazarları için girişimde bulunduğu iddialarına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1544) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı
13.- Giresun Milletvekili Murat
Özkan’ın, Anadolu Ajansının TMO ile ilgili bir haberine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1555) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı
14.- Çankırı Milletvekili Ahmet Bukan’ın, TRT programlarına ödenen ücretlere ve bazı
televizyon programlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1578) ve Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı
15.- İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız’ın, TRT’de yayınlanan bir programa ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1630) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı
16.- Aksaray Milletvekili Osman
Ertuğrul’un, Eskil Ulu Camiinin restorasyonuna ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1644) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı
17.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğru’nun, Tokat’daki bazı hanların restorasyonlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1678) ve
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın
cevabı
18.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğru’nun, Tokat Yazmacılar Hanı’na yönelik çalışmalara ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1679) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı
19.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğru’nun, bazı Türk Cumhuriyetlerine yönelik karasal yayın çalışmalarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1723) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınç’ın cevabı
20.- Gaziantep Milletvekili Hasan
Özdemir’in, yeni kurulan vakıflara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1762) ve
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın
cevabı
21.- Gaziantep Milletvekili Hasan
Özdemir’in, gazetecilerin akreditasyon sorununa ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1763) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın
cevabı
22.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, bir yarışma
programındaki taahhüde ilişkin sözlü soru önergesi (6/1837) ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Sayın Bülent Arınç, gündemin “Sözlü
Sorular” kısmında yer alan sorulardan 1, 3, 8, 21, 51, 76, 100, 117, 139, 150,
179, 206, 214, 230, 268, 279, 300, 301, 332, 364, 365 ve 420’nci sıralarındaki
soruları birlikte cevaplandırmak istemişlerdir.
Şimdi bu soruları sırasıyla okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Hasan
Çalış
Karaman
Topkapı Sarayı Müdürlüğü tarafından yapılan açıklama; tarihî
mekânlarımızla ilgili çok önemli bir gerçeği gözler önüne sermiştir.
Açıklamada, personel eksikliği ve ziyaretçi yoğunluğundan dolayı, Topkapı Sarayı'ndaki
bazı tarihî eserlerin zarar gördüğü belirtilmiştir.
Bu bilgiler ışığında;
1. Topkapı Sarayı başta olmak üzere, Türk tarihinde önemli bir
konuma sahip olan tarihî mekânlarımızda personel sıkıntısı yaşanmakta mıdır?
Yaşanmakta ise tedbir almayı düşünüyor musunuz?
2. Personel yetersizliğinden dolayı Topkapı Sarayı'nda yer alan
tarihî eserlerden zarar görenler olmuş mudur? Görmüş ise bu eserler nelerdir?
3. Son altı yıl içinde Topkapı Sarayı'nda kaç personel istihdam
edilmiştir? İstihdam edilen bu personelden kaç kişisi, hangi kurum ve
kuruluşlardan sağlanmıştır?
4. Topkapı Müzesi Müdürünün maaşı ne kadardır? Sarayda istihdam
edilen personel arasında Topkapı Müzesi Müdürünün maaşının üzerinde maaş alan
personel var mıdır? Var ise bu maaş farkı ne kadardır? Bu çarpıklığı düzeltmeyi
düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Mehmet Aydın tarafından sözlü
olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Hasan
Çalış
Karaman
Yapılan bir araştırma; her gün milyonları ekran başına toplayan
dizilerdeki şiddet sahnelerinin gençleri davranış bozukluğuna ittiği, bazı
dizilerin ise hayatın gerçeklerinden uzaklaştırıp arkadaşlık ilişkilerini
cinsel boyutlara indirmeyi meşrulaştırarak bu yönde bir hayat tarzı benimseterek
Türk aile yapısının tehdit edildiğini ortaya koymuştur.
Bu bilgiler ışığında;
1. Her yaşta insanı her gün ekran başına toplayan dizi filmler ile
ilgili yapılan bir araştırmanız var mıdır? Var ise sonuçları nelerdir? Bu
sonuçları kamuoyu ile paylaşmayı düşünüyor musunuz?
2. Millî ve manevi değerlerden uzak, Türk aile yapısına ters ve
çocuklarımızın gelişimini olumsuz yönde etkileyen dizi filmlere yönelik yapılan
herhangi bir çalışmamız var mıdır? Tedbir almayı düşünüyor musunuz? Alınmış
olan tedbirler yeterli midir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Prof. Dr. Mehmet Aydın
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Yurt dışında Almanya'da görülen Deniz Feneri e.V davası
sonuçlanarak bazı yöneticiler ceza almış ve iddianamede Türkiye'deki Deniz
Feneri ile bağlantısı olduğu belirlenmiştir.
Ülkemizde de suç duyurusu ile Deniz Feneri Derneği hakkında
Savcılıkça soruşturma açılmış ve dava dosyası Adalet Bakanlığı'nca istenmiş
iken,
1. Dava dosyasında adı geçen Kanal 7 Televizyonunda, Deniz Feneri
logosu altında Reklam ve Tanıtım Programının yayınlanması,
Örneğin; 04 Kasım 2008 günü saat: 23.30-24.00 arası yayınlanan
duygu sömürüsüne dayalı, vatandaşları konuşturarak Deniz Feneri Derneği'nin
övülmesi,
RTÜK'çe belirlenen Televizyon Reklam ve Program yayın kurallarına
göre denetlenmiş midir?
2. Denetlenmiş ise yayın hakkında ne gibi işlem yapılmıştır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Prof. Dr. Mehmet Aydın
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
TRT Genel Müdürlüğünün yeni kadro kanunundan sonra aldığı
elemanlar ve bünyesi içerisinde var olan personeller arasında yaptığı baskıcı
görevden almalar, kamuoyunda ve personellerde kaygı ile izlenmektedir.
1. Yeni Genel Müdür Sn. İbrahim Şahin atandıktan sonra üst düzey
kaç kişinin görev yeri değiştirilmiştir?
2. Havuza gönderilen personel var mıdır? Varsa sayısı nedir?
3. 22 Temmuz 2007 erken genel seçiminde sandıklar açılırken, seçim
bölgem Gaziantep'teki oy kullanma alanlarına imtiyazlı olarak sokulan, ne görev
yaptığı anlaşılamayan Cihan Haber Ajansı çalışanlarının TRT bünyesine alınması
rastlantı mıdır, bir bedel ödeme midir?
4. Kadrolara alınan elemanların, eski çalıştıkları yerlerin AKP hükûmetine yakın TV-Gazete ve Ajanslardan oluşması bilinçli
bir seçim midir, rastlantı mıdır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın
Hayati Yazıcı tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını saygılarımla arz ederim. 06/02/2009
Ufuk
Uras
İstanbul
1- Selçuklu yapımı özgün tek kalan eser, Divriği Süleymanşah Camii Konservasyon
gerektirirken; neden restorasyon yapılmıştır?
2- Projenin, restorasyon uzmanlığı
olmayan mimar tarafından yapıldığı, görüşü istenen Mimar Prof. Dr. Doğan Kuban'ın, olumsuz raporuna rağmen düzeltmeleri yapılmadan,
baskıyla kurul onayından geçirilmiş midir?
3- Taşeron firmanın, eserin özgün örtüsünü bozduğu, Selçuklu
döneminde kullanılmayan kurşun plaka ile örttüğü, dış cephe ve iç orijinal
sıvalarını raspa ettiği, kapı fazadına telafisi
olanaksız müdahalelerde bulunduğu, projede olmayan beton, sentetik, sıva ve
badana kullanıldığı, doğru mudur?
4- Firma ile Vakıflar Genel müdür yardımcılarının ortaklığı var
mıdır?
5- Sorumlu olan kişi, kurum hakkında işlem yapılmış mıdır?
Yapılmadıysa yapmayı düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın aracılığınızla Başbakan tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 27.03.2009
Kamer
Genç
Tunceli
Halen RTÜK Başkanı olan Zahit Akman aşağıda belirtilen tarihlerde
birçok gayrimenkul almış ve satmıştır.
ALIŞLAR |
|
|
|
Tarihler |
Mahalli |
Yüzölçüm |
|
07.05.2008 |
Ankara
(Etimesgut) |
|
|
26.08.2009 |
Ankara (Alacatı) |
|
|
23.07.2004 |
İstanbul
(Sarıyer) |
|
|
15.07.2005 |
Ankara
(Polatlı) |
|
|
|
” |
” |
|
|
” |
” |
|
20.09.2000 |
İstanbul
(Kadıköy) |
|
|
SATIŞLAR |
|
|
|
Tarihler |
Mahalli |
Yüzölçüm |
|
17.02.2004 |
Ankara
(Yenimahalle) |
|
|
29.05.2006 |
Ankara
(Keçiören) |
|
|
|
” |
” ” |
|
1- Bu belirtilenler dışında da adı geçenin gayrimenkul alım veya
satımları var mıdır?
2- Adı geçen kamu görevlisi olduğuna göre bu boyutta büyük
partiler halinde gayrimenkul almasını tasvip ediyor musunuz? Bu taşınmazları
mal bildiriminde beyan etmiş midir? Hangi kaynaktan sağlanan paralarla bu
gayrimenkulleri satın almıştır?
3- Adı geçen kişi bu veya diğer faaliyetlerinden dolayı vergi
mükellefiyeti var mıdır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Mehmet Aydın tarafından sözlü
olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Hasan
Çalış
Karaman
"TRT iki yeni radyo kurmaya hazırlanıyor" şeklinde
haberler yayınlanmaktadır. Bu haberlerde bir ulusal, bir de Ankara'ya özel
yerel bir radyonun kurulacağı belirtilmektedir.
Bu bilgiler ışığında;
1- Yapılan bu açıklamaların doğruluk derecesi nedir? İki yeni
radyo kurulması konusunda bir çalışmanız var mıdır?
2- Yeni radyolara niçin ihtiyaç duyulmuştur? Mevcut TRT radyosu
yeterli gelmiyor mu? Yeni radyoların maliyet ve gerekçeleri nelerdir?
3- Mevcut TRT radyosunun toplam kaç çalışanı vardır? Kurulacak
olan yeni radyolarda kaç kişi çalıştırmayı planlıyorsunuz? Kurum dışından
eleman alımına gitmeyi düşünüyor musunuz?
4- Kürtçe TV yayınından sonra şimdi de kürtçe
radyo yayınını mı planlıyorsunuz? Yeni kurulacak radyolarda Kürtçe yayın mı
yapacaksınız?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın
Bülent Arınç tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
TRT Genel Müdürü Sayın İbrahim Şahin'in göreve geldiği günden
bugüne kadar sayısız kadro tasarrufu yaptığı, sayısız elemanın baskı ile emekli
olmaya zorlandığı, branşlaşmanın yok edilmeye
çalışıldığı bir gerçek iken,
1. Göreve geldiğinde "Ben bu personelle 40 Kanal
yönetirim" iddiasında bulunan Genel Müdürün göreve geldiğinden bugüne dek
kaç kişi emekliye ayrılmıştır? Kaç yeni personel alınmıştır?
2. Var olan TRT Kanallarındaki değişik yayın ve haber programları
ile hizmetlerinin taşeron firmalara yaptırıldığı doğru mudur?
3. Doğru ise hangi firmalara, hangi koşullarda ve hangi usulle
ihale edilmiştir?
4. Kanal sayısı artmadığına göre, TRT bünyesindeki bazı kanalların
eski isimlerinin değiştirilmesine neden gerek duyuldu?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın
Bülent Arınç tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Objektif ve tarafsız yayıncılık anlayışını her aşamada koruması
gereken TRT,
263 sıra sayılı "Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme
Faaliyetleri ile İhale İşlemleri Hakkında Kanun Tasarısının", Türkiye
Büyük Millet Meclisi'ndeki 21 Mayıs 2009 günlü görüşmelerinde Muhalefet
Milletvekillerinin salonu terk etmesini ekrana yansıtmaz, Muhalefete ekran
ambargosu koyarken,
1. TRT'nin Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Genel Başkan
olarak katıldığı AKP'nin Düzce 3. İl Kongresinde yaptığı,
Muhalefeti engelleyici olarak suçlayan, Düzce'ye yapılan
yatırımları açıkladığı konuşmasını, "Konser Salonlarından"
programının yayınını keserek saat 13.00'den 13.16'ya kadar canlı yayınlaması,
Hangi yayıncılık anlayışının gereğidir?
2. İktidar Partisi Genel Başkanı olarak katıldığı, Partililerine
hitap ettiği bu tür konuşmaları Parti kongrelerinde, Muhalefet Partisi Genel
Başkanları da yapsa TRT 2'den yayınlayacak mısınız?
3. Eşit şartlarda yayınlayamayacaksanız, bu yayınınız İktidar
yandaşlığı, Devlet Televizyonunun İktidarca kullanılması ve kullandırılması
değil midir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın
Bülent Arınç tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Basında ve kamuoyunda TRT-TÜRK Kanalının haber hizmetleri için
ONE-HABER Ajansı ile hizmet alım anlaşması yapıldığına ilişkin haberler ile, TRT-TÜRK için 12 Temsilcilik açıldığına dair bilgiler
ışığında,
1. ONE-HABER Ajansı ile TRT arasındaki sözleşme hangi tarihte
imzalandı?
Buna ilişkin TRT Yönetim Kurulu Kararı hangi tarihte alındı?
2. Bu sözleşme ile TRT, ONE-HABER Ajansına ne kadar ücret ödeyecek
ve bu ücret karşılığında hangi hizmetler alınacaktır?
3. ONE-HABER Ajansının İstanbul Mercan'da kurulan Özel
Stüdyolarının kullanılması karşılığı, TRT tarafından ayrıca ücret ödenecek
midir?
4. ONE -HABER Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ile TRT Genel Müdür
Yardımcısı Zeynel Koç'un yakınlığı Eski bir Kültür ve Turizm Bakanı dönemindeki
Siyasi birliktelikten mi doğmaktadır?
5. Güçlü ve donanımlı kadrosu ile övünen TRT Genel Müdürlüğü, böyle
bir Ajansla hizmet alımı anlaşmasını hangi gerekçeyle ve hangi eksiklikten
dolayı yaptı?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın
Bülent Arınç tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
TRT çalışanlarının verimliliğini görmezlikten gelerek, Koroların
eksikliklerini bir özel şirketten karşılayan TRT Genel Müdürlüğü'nde;
Çalışanlara baskı, yıldırma, gerilim yaratma ve görevden alma
işlemleri artarak devam ederken,
1. 30.06.2009 günü TRT Genel Müdürlüğü’ndeki, HABER-SEN
Temsilciliğine gitmek isteyen Sendika görevlileri neden binadan içeriye
alınmamışlardır? Yemek kuyruğundan neden Koruma görevlilerince atılmışlardır?
2. Genel Müdür Yardımcısı Sayın Ahmet Koyuncu Sendikalara ve
çalışanlara despotça baskı yapma, gerilim yaratarak iş barışını bozma gücünü
kimden ve nereden almaktadır?
3. Suçu KİT Komisyonuna katılmak olduğu söylenen Muhabir Sayın
Osman Köse hangi gerekçelerle açığa alınmıştır?
Görevde iken soruşturmanın devamı neden sakıncalı görülmüştür?
4. Sendikal Örgütlenmeye ve Sendikacılarla birlikte TRT'deki tüm
çalışanlara bu tür Anti-Demokratik baskıların yapıldığını biliyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın aracılığınızla Başbakan tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını arz ederim. 11.09.2009
Kamer
Genç
Tunceli
Gazetelerde yer alan haberlerde, Doğan Grubunda çalışan bazı köşe
yazarlarının bu gruptan atılması hususunda sizin telkin ve tavsiyede
bulunduğunuzdan söz edilmektedir.
1. Bu olay doğru mudur, sizin veya yakın çalışma arkadaşlarınızdan
böyle bir girişim olmuş mudur?
2. Eskiden beri yandaşınız ve bir nevi kalemşörlerinizden
olan Ahmet Hakan, Taha Akyol ve Akif Beki gibi köşe
yazarlarının Doğan Grubunda çalışmasında sizin bir katkınız olmuş mudur?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın
Bülent Arınç tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim. 01.10.2009
Murat
Özkan
Giresun
Anadolu Ajansı tarafından; Fatma Orhan imzalı “TMO Fındık
Piyasasını gözetliyor" haberi servis edilmiştir.
Bu haberin fındık piyasasında dengeleri bozacağı, üreticinin
menfaatlerine zarar vereceği açıktır. Bu kadar önemli bir konuda bilgi
kaynağının yetkililer olarak kullanılması, isim belirtilmemesi devletin resmi
haber ajansına gölge düşürmektedir.
1) Bu haber servis edilmeden önce denetimini kim yapmıştır?
2) Son onay kimden alınmıştır?
3) Bahsi geçen yetkililerin kimliği hakkında açıklama yapılacak
mıdır?
4) Haber duyumlar üzerine yapılmış ise, sorumlular hakkında ne
yapmayı düşünüyorsunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın TRT den sorumlu devlet bakanı tarafından
sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 15.10.2009
Ahmet
Bukan
Çankırı
Soru 1. TRT de yayınlanan programlara astronomik fiyatlar ödendiği
söylenmektedir. Bakanlığınızca bunlarla ilgili bir araştırma yaptınız mı ya da
yapacak mısınız?
Soru 2. Son dönemde televizyon ekranlarında buluşturma evlendirme
gibi programlar çoğalmıştır. Bunlar hakkında düzenlemeler yapacak mısınız?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Bülent Arınç tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim.
Saygılarımla
Prof.
Dr. Sacid Yıldız
İstanbul
Geçtiğimiz günlerde Gazetevatan'da, TRT
1'de yayınlanan "Bir Zahmet" adlı programın çok reyting aldırdığı ve
programın TRT'nin yüzünü güldürdüğü yönünde haberlere yer verilmiştir. Programı
yapan Gökhan Yıkılkan adlı kişi tanınmaya başladığı
için mutlu olduğunu söylemiş ve "insanlar beni kendilerine çok yakın
görüyor" şeklinde açıklamalarda bulunmuştur. İnsanları yerden yere vuran
ve onlara içerisinde hakaretlere varan sözler söylenen bir programın TRT 1'e bu
kadar reyting getiriyor olması akıllarda soru işareti bırakmaktadır.
Bu nedenle;
1) Adı geçen programın TRT 1'e bu kadar reyting getirdiği nasıl
belirlenmiştir? Bu sonuca nasıl ulaşılmıştır?
2) Bu programla ilgili bir kamuoyu araştırması mı yapılmıştır?
3) Kaç televizyon izleyicisine sorulduktan sonra böyle bir
açıklama yapılmıştır?
4) Türkiye'deki televizyon izleyicileri arasında kaç kişi Gökhan Yıkılkan'ı kendisine yakın hissetmektedir?
5) Kişilere olmadık hakaretlerde bulunulan bu programın yayınına
reyting(!) uğruna devam edilecek midir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımı Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın
Bülent Arınç tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması için gereğini arz ederim. 18/11/2009
Osman
Ertuğrul
Aksaray
Soru:
Aksaray il merkezine bağlı, Eskil İlçesinde, Eski Mahallesi'nde
bulunan ve Müftülük kayıtlarında "Ulu Cami" adıyla anılan caminin ne
zaman yapıldığı konusunda kesin tarihlendirme yapılamamaktadır.
Ancak; içerisinde bulundurduğu mimari özelliklere bakıldığında
XIII yy. Selçuklu eseri olduğunu söyleyebiliriz.
Bunca yıllık geçmişi olan Eskil Ulu Cami hâlen kullanıma açıktır.
Caminin duvarlarında çatlamalar olduğu, bakım onarım yapılmadığı takdirde cami
cemaatinin üzerine yıkılma ihtimalinin olduğu, restorasyon
çalışmaları için bu güne kadar çok defalar girişimlerde bulunduğu, ancak; bir
sonuç alınamadığı,
- Söz konusu caminin onarımı ve restorasyonu
için bu güne kadar yapılan girişimler hangi gerekçe ile bekletilmiştir?
- 800 yıllık tarihi olan Eskil Ulu Caminin restore edilmesine ne
zaman başlanılacaktır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Devlet Bakanı Sayın Bülent Arınç
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasının teminini arz ederim.
Dr.
Reşat Doğru
Tokat
Soru: Tokat ili Deveciler Hanı ve Arastalı Bedesten hanı restorasyonları ne zaman tamamlanacak, hangi amaçlı olarak
kullanıma açılacaktır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Devlet Bakanı Sayın Bülent Arınç
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasının teminini arz ederim.
Dr.
Reşat Doğru
Tokat
Soru: Tokat ilindeki Yazmacılar Hanı tarihî bir varlığımızdır.
Burası ile ilgili bir çalışma yapılıp, halkımıza ne zaman kazandıracaksınız?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Devlet Bakanı Sayın Bülent Arınç
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasının teminini arz ederim.
Dr.
Reşat Doğru
Tokat
Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan, Türkmenistan ve Kırgızistan'da
halkın da izleyebileceği, uydu yayını dışında karasal yayın çalışması yapılacak
mıdır? Bu konuda bir çalışma varsa ne zaman uygulamaya konacaktır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın
Bülent Arınç tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını
saygılarımla arz ederim.
Hasan
Özdemir
Gaziantep
7 yıllık devri iktidarlarınız döneminin en çok tartışılan
kanunlarından birisi de Vakıflar Kanunu’dur. Kanun ile vakıf kurma şartlarında
önemli değişiklikler getirilmiştir ve yeni vakıf kurma şartlarında önemli
değişiklikler getirilmiştir ve yeni vakıf sayısında artış gözlenmiştir.
Buna göre,
1) Yasanın kabulünden bugüne kadar geçen süre içerisinde kurulan
vakıf sayısı nedir? Bu vakıfların kaç tanesi sosyal amaçlıdır?
2) Düzenlemenin bugüne kadarki uygulamalarında Osmanlı’daki vakıf
anlayışına dönüldüğünü iddia edebilir misiniz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın
Bülent Arınç tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını saygılarımla
arz ederim.
Hasan
Özdemir
Gaziantep
Türkiye'de basın ve yayın kuruluşlarımız çok ciddi sıkıntılar
içerisindedir. Bu sorunlardan birisi de resmî kurumlardan haber takip etme
olanağı veren akreditasyon sistemidir. Ancak bu sistem basının görev yapmasının
önündeki en büyük engeldir.
Buna göre,
1) Gazetecilerin karşılaştığı bu sorunu çözmek için herhangi bir
çalışmanız var mıdır? En azından sarı basın kartı taşıyan basın mensupları için
uygulamanın kaldırılmasını düşünüyor musunuz?
2) Sarı basın kartının üzerinde Başbakanlık yazmasına karşın bazı
resmî ve özel kuruluşlarda kabul görmemesinin önüne geçmek için bir çalışmanız
var mıdır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent
Arınç tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim.
Saygılarımla.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
Show TV’de yayımlanan ve MED Yapım’ın hazırladığı “Korolar
Yarışıyor” yarışmasında, korosu birinci olan ilimize bir okul yaptırılacağı ifade
edilmiş ve 8 hafta Türkiye'nin ve Avrupa’nın her tarafından sürekli kontörlü
mesaj gönderilmesi talep edilmiştir. Her hafta ne kadar mesaj geldiğini tahmin
etmekte oldukça zorlanmaktayız.
Yarışmanın 22 Haziran 2009 tarihinde sonuçlanmasına ve Malatya
Korosu’nun birinci olmasına karşılık bugüne kadar Malatya’ya yapılacak okul
konusunda yapımcı firma tarafından herhangi bir uygulama yapılmamıştır.
1) Yapımcı firmaların TV’lerde düzenlediği yarışma programları
sonucunda taahhüt edilen ödülün sorumlusu kimdir? Bu taahhütler yerine
getirilmeden firmaya ödeme yapılmış mıdır?
2) Bu yarışmaya gelen mesaj adedi ne kadardır? Bu mesajlardan
yapımcı firmaya ne kadar bir bedel ödenmiştir?
3) Plan Bütçe Komisyonunda Bütçe görüşmelerinde tarafımdan konu
ifade edildikten sonra RTÜK tarafından herhangi bir işlem yapılmış mıdır?
BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Otuz dakika süre verdim.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) – Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; biraz önce okunan sözlü sorulara
cevap vermek üzere huzurlarınızdayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Karaman Milletvekili Sayın Hasan Çalış’ın,
Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Günay tarafından
cevaplandırılması istenen sorusuna cevaplarımızdır:
Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı müze müdürlüklerindeki
hizmetler, kadrolu, işçi, sözleşmeli personel ve hizmet alımı marifetiyle
yürütülmektedir. Söz konusu yerlerde hizmetlerin aksamadan, daha sağlıklı ve
verimli yürütülebilmesi açısından personel ihtiyacının giderilmesi hususunda
mütemadiyen çalışmalar yapılmaktadır.
Bu kapsamda, müze müdürlüklerinde 1.860 kadrolu, 789 işçi, 256
sözleşmeli personel ile Kültür ve Turizm Bakanlığının Kültür Varlıkları ve
Müzeler Genel Müdürlüğü ve Döner Sermaye İşletmesi Merkez Müdürlüğü bütçesinden
705 özel güvenlik görevlisi ve 509 temizlik personeli çalışmaktadır.
Topkapı Sarayı Müzesi Müdürlüğünün teftişi 3 Nisan 2007 tarihinde
başlatılmış olup, anılan müze ve bağlı birimlerinde bulunan tüm eserlerin envanter defterindeki bilgileriyle bire bir
karşılaştırılarak eksik veya kayıtsız eser bulunup bulunmadığı ve mevcut
eserlerin orijinal olup olmadıklarının tespitinin yapılabilmesi amacıyla
konuyla ilgili uzman personelden oluşan bir komisyon tarafından sayım çalışması
başlatılmıştır. Hâlen devam etmekte olan bu çalışma tamamlandığında Topkapı
Sarayı Müzesindeki eserlere ilişkin daha somut değerlendirmeler
yapılabilecektir.
İstanbul Topkapı Sarayı Müzesi Müdürlüğüne son altı yıl içinde
kurum dışından naklen 5, özelleştirilen kamu kurum ve kuruluşlarından 56,
açıktan atanan 6, kurum içi atama 13 kişi olmak üzere toplam 80 personel alımı
yapılmıştır.
Kültür ve Turizm Bakanlığının Döner Sermaye İşletmesi Merkez
Müdürlüğünce anılan müzede daimî işçi statüsünde hâlen 19 personel, 657 sayılı
Devlet Memurları Kanunu’nun değişik 4/B maddesi gereğince 13 sözleşmeli
personel, hizmet alımı olarak 72 özel güvenlik görevlisi ve 63 temizlik
personeli çalıştırılmaktadır.
İstanbul Topkapı Sarayı Müzesi Müdürlüğünün müze müdürü kadrosu
hâlihazırda boş olup, 1/4 derecesine müdür atanması durumunda alacağı maaş
tutarı, ek ödeme dâhil, yaklaşık 1.600 Türk lirasıdır.
Özelleştirilen kurumlardan Kültür ve Turizm Bakanlığı şef, koruma
ve güvenlik memuru kadrolarına naklen atanan ve müze müdürlüğünde istihdam
edilen bazı personel 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu gereği ücretleri şahsa
bağlı olarak ödendiğinden müze müdüründen fazla maaş alabilmektedir. Bu maaş
farkı 100 Türk lirası ve üzerinde değişmektedir.
Bunun yanında, diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan
personelden daha düşük ücret alan personelin durumlarının düzeltilmesi
hususunda eşit işe eşit ücret uygulaması kapsamında çalışmalar devam
etmektedir.
Karaman Milletvekili Sayın Hasan Çalış’ın
(6/1049) sayılı Soru Önergesi’nin cevapları:
Televizyonlarda yayımlanan programların izlenmesine yönelik olarak
çeşitli araştırmalar yapılmıştır. Bu araştırmalar içerisinde yerli dizilerin
izlenmesine ilişkin en net veriler 2006 yılında gerçekleştirilen Televizyon
İzleme Eğilimleri Araştırması ile elde edilmiştir.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından yapılan tüm araştırmalar
kitap ve CD hâline getirilerek, yapılan toplantılarda ilgili kişi ve kurumlara
dağıtılmakta, üniversitelerin iletişim fakültelerine gönderilmekte, ayrıca Üst
Kurulun İnternet sayfasında da yayımlanmaktadır.
3984 sayılı -kısaca söylüyorum- RTÜK Kanunu, düzenlenmesi ve
denetlemesi görevi, radyo ve televizyon yayınlarının düzenlenmesi ve denetleme
görevi Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna verilmiştir.
Üst Kurul, programları, yayınlandıktan sonra ilgili yasa
hükümlerine uygunluk açısından denetlemekte olup, Üst Kurulun programlara
yayından önce müdahale etme veya programları yayından kaldırma yetkisi
bulunmamaktadır. Yayınlar Üst Kurul uzmanlarınca titizlikte
takip edilmekte ve yasa hükümlerine aykırı yayınlar için rapor düzenlenerek, bu
raporlar ve yayın kopyaları Üst Kurulca değerlendirilerek, gerektiğinde aynı
Yasa’nın 33’üncü maddesi hükümlerine göre kuruluşlara sırasıyla uyarı, özür
dileme, program durdurma, para cezası ve geçici yayın durdurma cezası
şeklindeki müeyyideler hukuki sürecin tamamlanmasıyla birlikte uygulanmaktadır.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, denetleme görevinin yanı sıra
düzenleme yetkisi çerçevesinde, özellikle çocuklara ve gençlere kötü örnek
olacak, onların fiziksel ve zihinsel gelişimini olumsuz etkileyebilecek
yayınlara -toplumun bilinçlendirilmesi amacıyla- yönelik çalışmalar
yapmaktadır. Çocukların zararlı yayınlardan korunması amacıyla geliştirilen
akıllı işaretler simge sistemi 23 Nisan 2006’da hayata geçirilmiştir.
Medya okuryazarlığı dersi 2007-2008 öğretim yılında ilköğretim
okullarında seçmeli ders olarak okutulmaya başlanmıştır.
Bunun yanı sıra, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, söz konusu
programların yaratacağı olumsuz etkilere karşı kamuoyunun duyarlı hâle
getirilmesi amacıyla, Sağlık Bakanlığı ve çeşitli üniversitelerin bünyesindeki psikiyatrist, psikolog ve sosyologlar tarafından Radyo ve
Televizyon Üst Kurulundan bağımsız olarak hazırlanan bir çalışmayı da hem kitap
olarak bastırıp dağıtımını yaptırmış hem de İnternet sayfasında yayınlamaya
başlamıştır. “Televizyon Programlarındaki
Şiddet İçeriğinin, Müstehcenliğin ve Mahremiyet İhlallerinin İzleyicilerin Ruh
Sağlığı Üzerindeki Olumsuz Etkileri” adlı bu çalışmaya pek çok basın ve yayın
organında yayınlanan haberlerde atıf yapılmak suretiyle kamuoyunun dikkati
çekilmiştir.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun çalışmalarından birisi de
Türkiye’de televizyon yayıncılığı alanında yaşanan sorunlar karşısında yayın
kuruluşlarının etrafında uzlaşacakları ortak bir etik davranış zemini
oluşturulması amacıyla Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ve Televizyon Yayıncıları
Derneğinin iş birliğiyle yürütülen çalışmalar sonucunda hazırlanan “Yayıncılık
Etik İlkeleri” olup, 3 Temmuz 2007 günü Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkanı
ve üyeleri ile Televizyon Yayıncıları Derneği Başkanı ve Dernek üyesi yayın
kuruluşlarının katıldığı törenle İstanbul’da imzalanarak yürürlüğe girmiştir.
Gaziantep Milletvekili Sayın Yaşar Ağyüz’ün
(6/1078) Soru Önergesi’ne cevaplarımız:
3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında
Kanun’la radyo ve televizyon yayınlarının düzenlenmesi ve denetlenmesi görevi
Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna verilmiştir. Üst Kurul, programları,
yayınlandıktan sonra ilgili yasa hükümlerine uygunluk açısından denetlemekte
olup, programlara yayından önce müdahale etmek veya programları yayından
kaldırma yetkisi bulunmamaktadır. Yayınlar, Üst Kurul uzmanlarınca titizlikle
takip edilmekte ve yasa hükümlerine aykırı yayınlar için rapor düzenlenerek bu
rapor ve yayın kopyaları Üst Kurulca değerlendirilerek ilgili yasa gereğince
müeyyideler uygulanmaktadır.
Soru önergesine konu olan yayın kuruluşunun yayınıyla ilgili
olarak uzmanlar tarafından düzenlenen değerlendirme raporu Üst Kurulun 25 Aralık
2008 tarih 2008/64 sayılı Toplantısında görüşülmüş ve müeyyideye gerek
olmadığına dair karar ihdas edilmiştir.
Gaziantep Milletvekili Sayın Ağyüz’ün
(6/1136) sayılı Soru Önergesi’ne cevaplarımız:
TRT Genel Müdürü Sayın İbrahim Şahin göreve başladıktan sonra
kurumsal hizmet ihtiyaçlarının yanı sıra 2954 sayılı Kanun gereğince görev yeri
değişiklikleri olmuştur. Havuza gönderilen personel bulunmamaktadır. Kurumun
istihdam politikası “işe göre personel” şeklindedir. İstihdam edilen personelin
daha önce çalıştıkları kuruluşlar bir referans oluşturmamaktadır. Liyakat ve
kariyer ilkesi esas alınmaktadır.
İstanbul Milletvekili Sayın Ufuk Uras’ın (6/1247) sayılı Soru
Önergesi’ne cevaplarımız:
Anıt yapının Divriği Süleyman Şah Camii öncelikle belgelenmesi ve dönemlenmesine ilişkin olarak hazırlanan projeler Sivas
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 1 Eylül 2006 tarih ve 150
sayılı Kararı’yla onaylanmış ve restorasyon kararı da
31 Ocak 2007 tarih ve 332 sayılı Karar ile alınmıştır.
Strüktürel açıdan ciddi problemleri olan yapıda hem konservasyon hem de kapsamlı onarım çalışmaları
yapılmıştır. Çukurova Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğretim üyelerinden
Yardımcı Doçent Doktor Mustafa Yeğin’in koordinesinde Profesör Doktor Doğan Kuban’ın raporundaki hususlar dikkate alınarak hazırlanmış
olan projeler doğal sürecinde Koruma Kurulu onayına sunulmuş ve karar
alınmıştır. Sivas Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 31 Ocak
2007 tarih ve 332 sayılı Kararı ve eki onaylı projeler doğrultusunda onarım
yapılmıştır. Açık ihale usulüyle ihalesi yapılan restorasyon
işi en düşük teklifi veren firmada kalmış olup idareyle herhangi bir ortaklığın
olması söz konusu değildir. Restorasyonla ilgili süreç yukarıda açıklandığı
şekilde tamamlanmış olup bu konuda herhangi bir işlem yapılmamıştır.
Tunceli Milletvekili Sayın Kamer Genç’in (6/1297) sayılı Soru
Önergesi’ne cevaplarımızdır:
3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında
Kanun’un “Üst Kurul Üyelerinin Teminat ve Mali Hakları” başlıklı 10’uncu
maddesinin dördüncü fıkrasında “Üst Kurul üyeleri, her yıl Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına mal bildiriminde bulunurlar.” düzenlemesine yer
verilmiştir. Anılan Kanun hükmüne uygun olarak, Sayın Zahid
Akman Üst Kurul üyeliğine seçildiği 13 Temmuz 2005 tarihinden itibaren her yıl
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına mal bildiriminde bulunmaktadır. Soru
önergesine konu hususlar mal bildirimiyle ilgili mevzuat kapsamındadır.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Bu nasıl cevap Sayın Başkan?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Devamla) –
Karaman Milletvekili Sayın Hasan Çalış’ın (6/1345)
sayılı soru önergesine cevaplarımız:
Türk sanat müziği içerikli ulusal radyo postası TRT Nağme ve
Ankara şehir merkezine yönelik radyo postası Ankara Radyosu 6 Mayıs 2009
tarihinde, Türk halk müziği içerikli ulusal radyo postası TRT Türkü ise 1
Temmuz 2009 tarihinde yayın hayatına başlamıştır. Ancak günümüzde dinleyici
eğilimlerindeki farklılaşma mevcudun dışında yeni radyo postalarının açılması
gereğini ortaya çıkarmıştır. Kanal bazında yeni radyo postalarına neden ihtiyaç
duyulduğu aşağıda belirtilmiştir.
TRT Nağme ve TRT Türkü, günümüzde radyo yayıncılığı, kanalların ve
dolayısıyla dinleyici beklentilerinin çeşitlenmesi nedeniyle dinleyici odaklı ve
tematik program içerikli hâle gelmiştir. Yoğun rekabet ortamı da dikkate
alındığında dinleyici beklentilerinin karşılanabilmesi için Türk halk müziği ve
Türk sanat müziği içerikli yayın yapacak farklı radyo postalarına ihtiyaç
duyulmuştur. Bu sayede farklı dinleyici kitlelerinin istek ve ihtiyaçlarına
hitap edilirken TRT sanatçılarının icralarından oluşan zengin Türk halk ve Türk
sanat müziği arşivinin daha akılcı ve verimli kullanılabileceği
değerlendirilmektedir.
TRT Nağme ve TRT Türkü postalarının yayınına, en az düzeyde mali
kaynak gerektirecek şekilde, mevcut personel, stüdyo ve verici imkânlarıyla
nüfusu yoğun illerden başlanmıştır. Daha sonra yayınların, alınacak olumlu
sonuçlar ve verici yayın frekansı başta olmak üzere mevcut imkânların genişlemesiyle
yurt çapında yaygınlaştırılması düşünülmektedir. Bu süre zarfında, Radyo 4
postası, TRT Nağme ve TRT Türkü postalarının yayınlarından oluşan ortak yayın
platformu olarak değerlendirilecektir.
Ankara Radyosu. Bilindiği üzere, ülke nüfusumuzun yüzde 30’dan
fazlası Ankara, İstanbul ve İzmir şehirlerimizde bulunmaktadır. Anılan
şehirlerde yaşayan insanlarımız, metropollerin
getirdiği özel şartlardan dolayı kendine has bir dinleyici profili
oluşturmaktadır. Metropol insanı, özellikle genç ve orta yaş grubunda olanlar,
kanaat önderlerini kaybetmiş, ilişkilerinde neredeyse yalnızlaşmıştır. Radyo,
dost olma kimliğiyle bu eksikliği büyük ölçüde doldurabilecektir. Bu
dinleyicilerin istek ve ihtiyaçlarına cevap verebilecek nitelikte kent radyosu
ve radyolarının hayata geçirilmesi düşünülmüştür. Yayınlara Ankara ilinden
başlanmış olup, alınacak sonuçların olumlu olması hâlinde İstanbul, İzmir ve
diğer metropollerde de uygulamaya geçilmesi
planlanmaktadır.
Yukarıda da belirtildiği üzere, yeni radyo kanallarının yayınına,
mevcut personel, stüdyo ve verici imkânlarıyla başlanmıştır. Kurum dışından
herhangi bir personel alımı yapılmamıştır, ancak yayınlardan olumlu sonuçların
izlenmesi durumunda TRT Nağmenin yurt çapında yaygınlaştırılması ve İstanbul,
İzmir ve diğer metropollerde de kent radyolarının
kurulabilmesi için yeni verici alımı ve tesisi gerekebilecektir.
Kürtçe içerikli radyo yayınlarına, soru önergesinin veriliş
tarihinden önce, 1 Nisan 2009 tarihinde Dış Yayınlar Dairesi Başkanlığı
sorumluluğunda başlanmıştır.
Gaziantep Milletvekili Sayın Yaşar Ağyüz’ün
(6/1387) sayılı Soru Önergesi’ne cevaplarımız:
TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’in göreve başladığı tarihten
itibaren -23/11/2007- 1.179 kişi emekliye ayrılmış
olup 870 kişinin ataması gerçekleştirilmiştir. Bu sayıya, mahkeme kararı
gereğince yapılan atamalar 4131 sayılı Kanun gereğince yapılan atamalar, yani
şehit yakınları, KPSS sınavları çerçevesinde yapılan giriş sınavı sonucu
yapılan atamalar, mütercim spiker unvanlı kadrolara istisnai memuriyet hükümlerine
göre yapılan atamalar ile kurumlar arası naklen atamalar da dâhildir.
Diğer yayın kurumlarında olduğu gibi TRT Kurumunun bütün
yayınlarının kendi yapımlarından oluşması mümkün değildir ancak TRT Kurumunda
dış yapım oranı diğer Avrupa ülkeleri yayın kurumlarının dış yapım oranından
düşüktür. Kurum yayınlarının çoğu iç yapımlardan oluşmaktadır. TRT Kurumunda
Kurum içi ya da Kurum dışı her proje ilgili komisyonlar tarafından
değerlendirilmekte ve bu komisyonların yapımını uygun gördüğü projeler hayata
geçmektedir.
Mevcut televizyon kanallarından TRT Türk adıyla Orta Asya
bölgesine yayın yapan kanalın kapsama alanı genişletilmiş, yayın içeriği
bölgede yaşayanların ihtiyaçlarına göre yeniden oluşturulmuş ve Türkçenin
farklı lehçelerinde yayın yapan TRT Avaz kanalı 21 Mart 2009 tarihinde yayına
başlamıştır. TRT INT adlı kanalın formatı değiştirilerek TRT Türk adıyla bütün
Avrupa, Kuzey Amerika, Afrika’nın bir kısmı ile Avustralya’yı kapsayan bütün
dünyadan Türkiye’ye, Türkiye’den de bütün dünyaya haber yayını yapan bir kanal
6 Mayıs 2009 tarihinde yayın hayatına başlamıştır.
Gaziantep Milletvekili Sayın Ağyüz’ün
(6/1430) sayılı Soru Önergesi’ne cevaplarımızdır:
Sayın Başbakanın gündeme ilişkin açıklamaları her zaman haber
değeri taşımaktadır. Söz konusu canlı yayınlar bu çerçevede yapılmaktadır.
Muhalefet partileri genel başkanlarının gündeme ilişkin önemli açıklamaları da
zaman zaman canlı olarak ekrana getirilmektedir.
Gaziantep Milletvekili Sayın Ağyüz’ün
(6/1448) sayılı Soru Önergesi’ne cevaplarımız:
TRT Yönetim Kurulunun 5 Aralık 2008 tarih ve 432 sayılı kararıyla
Van Haber Ajansı ile 2 Ocak 2009 tarihinde sözleşme imzalanmıştır. Anlaşma
gereğince, firma, 47.480 dakikalık program üretecektir. TRT ile Van Haber
Ajansı arasında görüntü değil, program alımı sözleşmesi imzalanmıştır ancak
firma, TRT’nin talep etmesi hâlinde, programın yanı sıra, ücretsiz görüntü ve
haber hizmeti de sağlayacaktır. Van Haber Ajansının İstanbul Mercan’da kurulan
stüdyoların kullanılması karşılığı TRT tarafından ayrıca ücret ödenmeyecektir.
İlgili firmayla hizmet alımı değil, program alımı anlaşması yapılmıştır.
Gaziantep Milletvekili Sayın Ağyüz’ün
(6/1508) sayılı Soru Önergesi’ne cevaplarımızdır:
TRT’nin Oran Sitesi yerleşkesindeki turnike sistemleri merkez
teşkilatı haricindeki personel için otomatik geçişe kapalı olup geçici
görevlendirme ve eğitim gibi durumlarda, personelin istekleri üzerine turnike
sistemine kayıtları yapılmaktadır. Personel kartlarının turnikeleri açmaması
veya personelin kartını unutması gibi durumlarda ziyaretçi girişinden kayıt
yaptırarak binalara giriş mümkün olmaktadır. Otomatik turnikeden geçişe kapalı,
bazı sendika görevlilerinin belirtilen tarihte otomatik turnikeden geçmek
istemesi ve sistemin buna izin vermemesi üzerine kayıtlı giriş sistemini kullanmaları
gerekirken kayıtlı geçiş sistemini kullanmayarak güvenlik tedbirlerine
uymadıkları tespit edilmiştir. Önergede belirtilen personel
hakkında, ilgilinin 2 Haziran 2009 tarihli ve 4090 sayılı olur ile Devlet
Bakanı Sayın Mehmet Aydın’ın temaslarını izlemek ve haber geçmek üzere üç gün
müddetle görevlendirildiği Karadağ Cumhuriyeti’ne gitmemesi, ayrıca 4 Haziran
2009 tarih ve 5 Haziran 2009 tarihlerinde mesaiye gelmemesi üzerine açılan
soruşturma ve ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde geçici görevden
uzaklaştırma tedbiri uygulanmış, bilahare yine ilgili mevzuat uyarınca yeniden
göreve başlatılmıştır.
Tunceli Milletvekili Sayın Kamer Genç’in (6/1544) sayılı Soru
Önergesi’ne cevaplarımızdır:
Önergede bahsedilen medya grubu özel hukuk hükümlerine tabi olarak
faaliyette bulunan ve özel şirketlerden oluşan bir medya grubu olup herhangi
bir kamu kurum veya kuruluşu ile bir bağı bulunmamaktadır. Bu nedenle, Sayın
Başbakan veya herhangi bir yakın çalışma arkadaşının bazı köşe yazarları
hakkında telkin veya tavsiyede bulunması mümkün değildir.
Giresun Milletvekili Sayın Murat Özkan’ın (6/1555) sayılı Soru
Önergesi’ne cevaplarımızdır:
Anadolu Ajansı Ekonomi Haberleri Müdürlüğü muhabirlerinden Fatma
Orhan tarafından “Toprak Mahsulleri Ofisi Fındık Piyasasını Gözetliyor”
başlıklı haber Ekonomi Haberleri Müdürü tarafından denetlendikten sonra 29
Eylül 2009 günü saat 11.01’de yayına verilmiştir. Haberin geçilmesiyle ilgili
son onay Ekonomi Haberleri Müdürü tarafından verilmiştir. Basın Kanunu’nun
12’nci maddesi uyarınca haber kaynağı mahfuz tutulmuştur. Haber, duyumlar
üzerine yapılmamıştır. Haberin doğruluğu üzerinde bir tereddüt bulunmadığından
herhangi bir işleme gerek duyulmamıştır.
Ayrıca, bu haberin yayımının ardından yine Ekonomi Haberleri
Müdürlüğü muhabirlerinden Fatma Orhan tarafından aynı konuda FİSKOBİRLİK
Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Lütfi Bayraktar’la yapılan mülakata dayalı bir
haber de 30 Eylül 2009 günü yayına verilmiştir. Aynı konuda
Giresun Ziraat Odası Başkanı Özer Akbaşlı’nın
açıklaması 29 Eylül 2009 günü, İstanbul ve Karadeniz Fındık İhracatçıları
Birlikleri ve Fındık Tanıtım Grubunun açıklamalarına ilişkin haber 1 Ekim 2009
günü, Giresun Ziraat Odası Başkanı Özer Akbaşlı’dan
alınan demeç 5 Ekim 2009 günü, Fındık Tanıtım Grubu “Hükûmete
Teşekkür, Üreticiye Uyarı” başlıklı haber 6 Ekim 2009 günü, Trabzon Ticaret
Borsası Meclis Başkanı Mehmet Cirav’ın görüşlerini
yansıtan haber 8 Ekim 2009 günü yayımlanmıştır. Anadolu Ajansının
tarafsız haberciliğine uygun davranılmış, yayıncılık ilkelerine aykırılık
bulunmamıştır. Dolayısıyla Anadolu Ajansına gölge düşürecek bir durumun
olmadığı kanaatine varılmıştır.
Çankırı Milletvekili Sayın Ahmet Bukan’ın
(6/1578) esas numaralı Soru Önergesi’ne cevaplarımız:
Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumunun ilgili komisyonlarınca kabul
edilen tüm projeler, programların bütçesi, programın içeriği, niteliği, türü,
kişinin ya da firmanın daha önce yaptığı işler, prodüksiyon
için gereken harcama kalemleri ve benzeri yönlerden değerlendirilerek piyasa
koşullarının altında bütçelerle gerçekleştirilmektedir.
Diğer yandan, 3984 sayılı RTÜK Kanunu… Radyo ve Televizyon Üst
Kurulu, programları, yayınlandıktan sonra ilgili yasa hükümlerine uygunluk
açısından denetlemektedir. Yayınlar takip edilmektedir. Soru
önergesine konu olan evlendirme programlarıyla ilgili olarak Üst Kurul
tarafından bugüne kadar “Esra Erol’la İzdivaç” isimli programa 3 kez uyarı,
“Zuhal Topal’la İzdivaç” isimli programa 2 kez uyarı, “Su Gibi” isimli programa
4 kez uyarı, 2 kez program durdurma, 1 kez idari para cezası ve “Desti İzdivaç”
isimli programa 4 kez uyarı, 1 kez program durdurma müeyyidesi uygulanmasına
karar verilmiş olup, yayınlar dikkatle izlenmeye devam edilmektedir.
İstanbul Milletvekili Sayın Sacid
Yıldız’ın (6/1630) sayılı Soru Önergesi’ne cevaplarımızdır:
“Bir Zahmet” adlı program Kurum dışı yapım olarak bir yabancı
firma tarafından hazırlanmaktadır. Program içinde verilen ödüller yapılan
anlaşmanın içerisinde yer almaktadır. Katılan her kişiye büyük ikramiye
verilmemekte, ödüller 500 Türk lirası ile 5 bin Türk lirası arasında miktarlar
olarak verilmektedir. Yapımcı firmadan alınan bilgiye göre programın çekimine
bugüne kadar yaklaşık 700 kişi katılmıştır. Şaka yapılıp programa çıkarılan her
kişiden yayın için belge alınmaktadır.
Aksaray Milletvekili Sayın Osman Ertuğrul’un (6/1644) sayılı Soru
Önergesi’ne cevaplarımızdır:
Eskil Belediye Başkanlığı mülkiyetinde olan söz konusu caminin
mülkiyeti 2001 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğüne geçmiştir. Geçmişte
mülkiyet Eskil Belediye Başkanlığında idi.
Bahse konu caminin rolöve ve restitüsyon projeleri 2008 yılında, restorasyon projesi ise
2009 yılında Koruma Bölge Kurulunca onaylanmıştır. Araştırmaya dayalı,
meşakkatli ve titizlikle takip edilmesi gereken bu süreç doğal olarak zaman
almaktadır. Gerekli girişimler zamanında ve yerinde yapılmış olup herhangi bir
bekletilme söz konusu değildir. Kurul onaylı projeler doğrultusunda ihale
dosyası hazırlanmakta olup temmuz ayı içerisinde restorasyon
ihalesinin yapılması planlanmaktadır.
Tokat Milletvekili Sayın Reşat Doğru’nun sözlü olarak
cevaplandırılmasını istediği (6/1678) sayılı Soru Önergesi’ne cevabımızdır:
Tokat ili Deveciler Hanı, Fatih Mehmet Paşa Hanı restorasyonu çalışmaları devam etmektedir. Restorasyon
tamamlandığında güzel sanatlar fakültesi açılmak üzere üniversiteye tahsis
edilecektir.
Arastalı Bedesten Hanı restorasyon
çalışması tamamlanmış olup müze yapılmak üzere Kültür ve Turizm Bakanlığına
kiralanmıştır.
Tokat Milletvekili Sayın Doğru’nun (6/1679) sayılı Soru
Önergesi’ne cevabımızdır:
Yazmacılar Hanı’nın restorasyon projeleri
hazırlanmakta olup kurul kararını müteakiben restorasyon ihalesi yapılacaktır.
Tokat Milletvekili Sayın Doğru’nun (6/1723) sayılı Soru
Önergesi’ne cevabımızdır:
TRT Avaz kanalı tarafından hazırlanan yayın akışlarında her gün
Orta Asya Türk cumhuriyetlerinin devlet kanallarına bağlanılarak ortak yayın
yapılmaktadır. Bu uygulama esnasında TRT Avaz kanalı logosuyla birlikte o
ülkenin tüm karasal ağında izlenilmektedir. Bu uygulama, hâlen Azerbaycan ve
Kırgızistan devlet televizyonlarıyla başarılı bir şekilde yürütülmekte olup bu
yayın formatına diğer ülkelerin de dâhil edilmesi çalışmaları sürdürülmektedir.
Türkmenistan’la yapılan anlaşma gereği TRT Avaz yayınları her gün
saat 15.00 ile 17.00 arasında karasal yayında izlenmektedir.
Gaziantep Milletvekili Sayın Hasan Özdemir’in (6/1762) sayılı Soru
Önergesi’ne cevaplarımızdır:
5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 27 Şubat 2008
tarihinden bu yana 179 adet yeni vakıf kurulmuş olup bunlardan 152’si sosyal
amaçlı vâkıftır. Osmanlı İmparatorluğu dönemi hukukuna göre vakıf kişinin alın
teriyle kazandığı malından bir bölümünü insanların hayrına olacak bir iş için
ebediyen tahsis ve tevkif etmesidir. Vakfı kurana vâkıf, vakfettiği taşınır
veya taşınmaz gelir getiren mala da mevkuf denirdi. Vâkıf, tesis ettiği vakfın
şartlarını belirleyen vakfiyeyi beldesinin kadısı ve şahitlerin huzurunda
düzenlerdi. Vakfiyede belirlenen şartlar ışığında kurulan vakfın yönetimi için
“mütevelli” adı verilen yönetici tayin edilirdi. “Yeni Vakıflar Kanunu” olarak
nitelenen ve 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi’nin yürürlüğe girmesinden sonra
kurulan günümüz vakıfları 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 101’le 117’nci
maddeleri arasında düzenlenmiştir. Yeni vakıflar ilk olarak 4 Ekim 1926 tarihinde
yürürlüğe giren 743 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda “tesis” adı altında yer
almıştır. Medeni Kanun’un 101’inci maddesinde vakıflar “Gerçek veya tüzel
kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle
oluşan tüzel kişiliğe sahip mal toplulukları.” olarak tanımlanmıştır. Eski
vakıflarda olduğu gibi bir amaç ve bu amaca tahsis edilen mal ve haklar söz
konusudur. Bir yönetim organı olması yeterlidir. Vakıflar özel hukuk tüzel
kişiliğine sahiptir. Türk Medeni Kanunu’na göre de vakıflar Osmanlı hukukunda
olduğu gibi mahkeme kararıyla kurulmaktadır. Noterde düzenlenen resmî senet
mahkemece tescil edilmekte, bu tescil kararı kesinleştikten sonra mahkeme
siciline ve Vakıflar Genel Müdürlüğü merkezî siciline tescili yapılmaktadır.
Vakıfların kuruluşu, işleyişi, dağılmasına ilişkin hükümler tümüyle Türk Medeni
Kanunu’yla düzenlenmiş olup 5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nda vakıflarla ilgili
diğer düzenlemeler de bulunmaktadır.
Gaziantep Milletvekili Sayın Hasan Özdemir’in (6/1763) sayılı Soru
Önergesi’ne cevabımızdır:
Basın mensuplarına resmî kurumlardan haber takip etme olanağı
veren akreditasyon sisteminin kaldırılması yönünde bir çalışmamız
bulunmamaktadır. Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğümüzce basın
kartlarının kabul görmesi için Maliye Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, İçişleri
Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı gibi ilgili kuruluşlara yazı yazılmıştır. Basın
kartının 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun
kapsamında yapılan kimlik tespit işlemlerinde kimlik tespitine esas belge
olarak kabul edilmesi için Maliye Bakanlığı ve MASAK (Mali Suçları Araştırma
Kurul Başkanlığı) nezdinde girişimlerde bulunulmuştur. Basın Yayın ve
Enformasyon Genel Müdürlüğümüzce konuyla ilgili çalışmalara devam edilmektedir.
Malatya Milletvekili Sayın Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun (6/1837) sayılı Soru Önergesi’ne
cevabımızdır:
Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun görev ve yetkilerini düzenleyen
3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun’da
yayıncı ile yapımcı ve bunlarla üçüncü şahıslar arasındaki hukuki ilişkilere
ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bu bakımdan Üst Kurulun bunlar
arasındaki hukuki ihtilafların çözümüne ilişkin bir görev ve yetkisi
bulunmamaktadır. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, radyo ve televizyon
yayınlarını 3984 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinde yer alan yayın ilkelerine
uygunluk açısından izlemekte ve denetlemektedir. Yayıncı ile yapımcı ve
bunlarla üçüncü şahıslar arasındaki ihtilafların ise genel hükümler
çerçevesinde çözümlenmesi gerekmektedir. Show TV’de
yayınlanan “Korolar Yarışıyor” adlı programla ilgili olarak Malatya
Valiliğince, programda yapılan yarışmada illerinin birinci olmasına rağmen
taahhüt edilen okulun yaptırılmadığı belirtilerek şikâyette bulunulması üzerine
Radyo ve Televizyon Üst Kurulunca, 3984 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin (j)
bendinde yer alan “Yayıncılığın haksız bir amaç ve çıkara alet edilmemesi ve
haksız rekabete yol açılmaması” ilkesinin ihlali yönünden inceleme başlatılmış
ve İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığınca düzenlenen raporun Üst Kurulda
görüşülmesi sonucunda, Üst Kurulun 13 Nisan 2010 tarih ve 2010/20-11 sayılı
Kararıyla yayıncı kuruluştan taahhüdünün yerine getirilip getirilmediğinin
sorulmasına karar verilmiştir. Üst Kurulun anılan kararı doğrultusunda
Show TV logosuyla yayın yapan AKS Televizyon, Reklam ve Film Sanayi ve Ticaret
AŞ unvanlı kuruluştan konuyla ilgili bilgi istenmiştir. Kuruluştan alınacak
bilgi sonrasında konu Radyo ve Televizyon Üst Kurulunca değerlendirilecektir.
Sayın Başkanım, arz ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Arınç, teşekkür ederim.
Sayın Aslanoğlu…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Bakan, halkı kandırarak
yayın yapan bir yapımcı şirketin hâlâ cezalandırılmamasından dolayı hakikaten
çok üzüntülüyüm ve çok, bu konuda kandırılmış bir kişi olarak hissediyorum, ben
ve ilim. Çıkacak günlerce yayın yapacak, diyecek ki: “Şu kadar SMS atarsanız…”
Bir anlaşmamız yok, bir şeyimiz yok. Halk kandırılıyor Sayın Bakan, halk.
Halkın kandırılmasına hâlâ RTÜK göz yumuyor. Çıkacak halkı kandıracak, günlerce
yayın yapacak… Ama kendimi, kandırılmış bir ilin milletvekili olarak
üzüntülerimi belirtiyorum. Hâlâ daha RTÜK “Gel kardeşim buraya, sen günlerce
halkı kandırdın, sen buraya okul yapacaktın…” Halk kandırılıyor. Bir anlaşma
yok Sayın Bakanım. “RTÜK’ün görevinde yok.” dediniz bu. Halkın kandırılmaması
yönünde RTÜK’ün görevi vardır. RTÜK her türlü yasa dışı şeyi engellemek
zorundadır. Hakikaten hâlâ daha bir yıldır…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Gitti, sistemden düştünüz.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkanım, özür diliyorum.
BAŞKAN – Şimdi, siz tekrar girin.
Sayın Yıldız…
SACİD YILDIZ (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bu TRT 1’de yayınlanan “Bir Zahmet” adlı şaka programıyla ilgili
soru sormuştum Sayın Bakana ama sorularımın hiçbirisine cevap alamadım. Bu
olmadık hakaretler içeren, kişilere fiziksel, sözlü hakaretler yağdıran bir
programdır. Saçını yoluyor ve sonunda da bir para ödülü veriliyor. Bu işsizlik
durumunda, bu geçim sıkıntısında bunları ödüllendirmek midir? Bu programların rating aldığı söyleniyor, rating’leri
ölçülmüş müdür bunları da sordum. Özel bir şirkete yaptırılmış. Ben bir kez
seyrettim, utandım yani, ben buradaki kişilere yapılan hakaretlerden ve
sorularımın hiçbirisine cevap alamadım.
Bunu bilgilerinize sunuyorum.
BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Bakan, burada yayıncı
şirket yanında bir de yapımcı şirket var. Lütfen, devlet olarak bizi kandıran
insanlara gerekli cezayı verin. Aksi hâlde bugün bizi, yarın herkesi
kandıracaklardır. Günlerce çıkıp, atın mesaj, atın mesaj… Bir sürü program var.
Sayın Bakan, bu bir kanayan yaradır, halk soyuluyor Sayın Bakan, halk
soyuluyor. Buna lütfen RTÜK el koysun.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Sayın Bakanım…
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) – Sayın
Mevlüt Aslanoğlu’nun
hassasiyetine teşekkür ediyorum, bu konularda farklı düşünmüyoruz ama yapılan
işlem bu taahhüdün yerine getirilip getirilmediği konusunda bu kurulaşa
öncelikle bir yazı yazılması ve gelecek cevaba göre de işlem tesisidir. Bu
hukuki bir süreçtir. Bu sürecin önüne geçmek veya bir başka şekilde hareket
etmek bizim açımızdan mümkün değil.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Bakan, bir yılı geçti.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) – Yani
ben verdiğimiz cevabı tekrar etmekten başka bir şansım yok. Sadece bu konuyla
ilgili değil binlerce müracaat var RTÜK’e ve RTÜK sırası geldikçe bu konuda
işlem yapıyor. Ben, yalnız, televizyonlarda yapılan bu yayınların halkımızı
aldatmaya, yanıltmaya yönelik olmasından fevkalade üzüntü duyan bir insanım. Bu
konuda gereken denetimler yapılmakta, hem de süratle yapılmalı ve bunun
neticesine varılmalıdır.
Sayın Sacid Yıldız için, ben de bu
televizyondaki programı izliyorum, hâlen de yayınlanıyor. “Hiçbir soruya cevap
olmadı.” dediniz, en az üç maddeye de cevap verdim ama son madde önemlidir yani
bu kişilerden yayınlama izni alındıktan sonra ancak yayınlanabilmektedir. Saçından
çekildiği, yerlerde sürüklendiği iddia edilen kişiler bunun bir şaka programı
olduğunu biliyor ve sonunda da “Peki, yayınlayın.” diyorsa yani televizyon
kanalının bu konuda yapacağı ne olabilir, takdirlerinize sunuyorum.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
SACİD YILDIZ (İstanbul) – Sonunda oluyor Sayın Bakan, başında
habersiz kişiler.
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
Soru-cevap işlemi tamamlanmıştır.
Gündemin “Seçim” kısmına geçiyoruz.
X.- SEÇİMLER
A)
Komisyonlara Üye Seçimi
1.- (10/348, 551, 666, 667, 668)
esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonuna üye seçimi
BAŞKAN – Kanser hastalığı konusunun araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan (10/348, 551, 666, 667, 668) esas
numaralı Meclis Araştırması Komisyonu üyeliklerine siyasi parti gruplarınca
gösterilen adayların listesi bastırılıp sayın üyelere dağıtılmıştır.
Şimdi listeyi oylarınıza sunacağım:
|
Adı Soyadı |
|
Seçim Çevresi |
|
|
AK PARTİ (10) |
|
|
Fatoş Gürkan |
|
Adana |
|
Abdurrahman Arıcı |
|
Antalya |
|
Mehmet Tunçak |
|
Bursa |
|
Kemalettin Aydın |
|
Gümüşhane |
|
Mehmet Domaç |
|
İstanbul |
|
Cafer Tatlıbal |
|
Kahramanmaraş |
|
Hüseyin Devecioğlu |
|
Kilis |
|
Gönül Bekin Şahkulubey |
|
Mardin |
|
Lütfi Çırakoğlu |
|
Rize |
|
Osman Coşkun |
|
Yozgat |
|
|
CHP (3) |
|
|
Tekin Bingöl |
|
Ankara |
|
Sacid Yıldız |
|
İstanbul |
|
Tansel Barış |
|
Kırklareli |
|
|
MHP (2) |
|
|
Hasan Çalış |
|
Karaman |
|
Osman Durmuş |
|
Kırıkkale |
|
|
BDP (1) |
|
|
Hamit Geylani |
|
Hakkâri |
BAŞKAN – Şimdi listeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Meclis araştırması komisyonuna seçilmiş bulunan sayın üyelerin, 26/5/2010 Çarşamba günü saat 14.00’te, Halkla İlişkiler
Binası, B Blok, 2’nci Kat, 4’üncü Bankoda bulunan 10 numaralı Meclis
Araştırması Komisyonları Toplantı Salonunda toplanarak başkan, başkan vekili,
sözcü ve kâtip seçimini yapmalarını rica ediyorum.
Komisyonun toplantı yer ve saati ayrıca plazma ekranda ilan
edilmiştir.
Alınan karar gereğince, kanun tasarı ve teklifleriyle
komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için 26 Mayıs 2010
Çarşamba günü saat 13.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 19.55