Normal 44161 2 5 2010-06-30T13:07:00Z 2010-06-30T13:07:00Z 1 39954 227739 TBMM 1897 534 267159 11.9999 Clean Clean 0 0 nk 0 nk 0 0 false false false 0 nk 0 nk MicrosoftInternetExplorer4

DÖNEM: 23                                                                YASAMA YILI: 4

 

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

CİLT : 70

106’ncı Birleşim

25 Mayıs 2010 Salı

(Bu Tutanak Dergisinde yer alan va kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her türlü belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)

İ Ç İ N D E K İ L E R

 

 

   I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

  II. - GELEN KÂĞITLAR

 III. - YOKLAMALAR

 IV. - OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- TBMM Başkan Vekili Meral Akşener’in, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazada hayatını kaybeden işçilere rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır dileyen konuşması

 

V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Hükûmetin Gündem Dışı Açıklamaları

1.- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazaya ilişkin gündem dışı açıklaması ve Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Bursa Milletvekili Necati Özensoy, İzmir Milletvekili K. Kemal Anadol ve Zonguldak Milletvekili Fazlı Erdoğan’ın grupları adına; Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, şahsı adına konuşmaları

B) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, Millî Eğitim Bakanlığının, önümüzdeki eğitim- öğretim döneminde ilköğretim ve liselerde tek tip kıyafet uygulaması yerine serbest kıyafete geçmeye hazırlanmasına ilişkin gündem dışı konuşması ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

2.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, spora ve spora destek veren sponsorlara ilişkin gündem dışı konuşması

3.- Bursa Milletvekili Mehmet Emin Tutan’ın, Turkcell Süper Lig’inde şampiyon olan Bursaspor’a ilişkin gündem dışı konuşması

 

VI.- AÇIKLAMALAR

1.- Kırklareli Milletvekili Tansel Barış’ın, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazaya ilişkin açıklaması

2.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazaya ilişkin açıklaması

3.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazaya ilişkin açıklaması

4.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya ili Tavşanlı ilçesinde meydana gelen göçük kazası ve Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazaya ilişkin açıklaması

5.- Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazaya ilişkin açıklaması

6.- Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu’nun, maden ocaklarının tekrar gözden geçirilmesini talep ettiklerine, maden konusunda kurulan araştırma komisyonunun bu konuları detaylı bir şekilde incelemeye aldığına ilişkin açıklaması

7.- Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç’un, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazaya ilişkin açıklaması

8.- Eskişehir Milletvekili H. Tayfun İçli’nin, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazaya ilişkin açıklaması

9.- Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazaya ilişkin açıklaması

10.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, Malatya’nın Hekimhan ilçesindeki bir krom işletmesindeki iş kazası sonucu vefat eden işçiye Tanrı’dan rahmet, yakınlarına başsağlığı dilediğine ilişkin açıklaması

11.- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın, gündem dışı açıklamasından sonra yapılan konuşmalara ilişkin cevabi açıklaması

12.- Malatya Milletvekili Öznur Çalık’ın, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazada hayatını kaybeden işçilere ve Malatya’nın Hekimhan ilçesinde bir krom işletmesinde iş kazası sonucu hayatını kaybeden işçiye Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı dilediğine ilişkin açıklaması

13.- Bursa Milletvekili Necati Özensoy’un, Turkcell Süper Lig’inde şampiyon olan Bursasporu kutladığına ilişkin açıklaması

14.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, Van’ın Özalp ilçesindeki Mustafa Muğlalı Kışlası’ndaki tel örgü yakınında mühimmat patlaması sonucu 6 çocuğun yaralanmasına ilişkin açıklaması

15.- Sinop Milletvekili Engin Altay’ın, okullarda serbest kıyafetin yanlış olduğuna ilişkin açıklaması

16.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, Turkcell Süper Lig’inde şampiyon olan Bursasporu kutladığına ilişkin açıklaması

17.- Konya Milletvekili Özkan Öksüz’ün, Turkcell Süper Lig’inde şampiyon olan Bursasporu ve Turkcell Süper Lig’ine yükselen Konyasporu kutladığına ilişkin açıklaması

18.- Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün’ün, Turkcell Süper Lig’inde şampiyon olan Bursasporu kutladığına ilişkin açıklaması

19.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, okullarda kıyafetin serbest bırakılması hâlinde bu sektördeki esnafın mağduriyetinin de bir şekilde dikkate alınması gerektiğine; Türkcell Süper Lig’ine yükselen Karabükspor, Konyaspor ve Bucasporu kutladığına, başarılar dilediğine ilişkin açıklaması

20.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazada hayatını kaybeden işçilere ve Malatya’nın Hekimhan ilçesinde bir krom işletmesinde iş kazası sonucu hayatını kaybeden işçiye Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı dilediğine ilişkin açıklaması

21.- Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ’ın, Turkcell Süper Lig’i Şampiyonu Bursasporu, Türkiye Kupası’nı alan Trabzonsporu, Turkcell Süper Lig’ine yükselen Karabükspor, Bucaspor ve Konyasporu kutladığına ilişkin açıklaması

22.- Gümüşhane Milletvekili Kemalettin Aydın’ın, Turkcell Süper Lig’i Şampiyonu Bursasporu, Türkiye Kupası’nı alan Trabzonsporu, Turkcell Süper Lig’ine yükselen Karabükspor, Bucaspor ve Konyasporu kutladığına ilişkin açıklaması

VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun, şahsına sataşması nedeniyle konuşması

2.- Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun, Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, şahsına sataşması nedeniyle konuşması

 

VIII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Tezkereler

1.- Tanzanya Ulusal Meclisi Başkanı Samuel Sitta ve beraberindeki  heyetin ülkemizi ziyaret etmesinin uygun bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1190)

2.- Afganistan Halk Meclisi Din, Kültür, Eğitim, Yüksek Öğrenim İşleri Komisyonunun davetine icabet edecek olan Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinden oluşan Parlamento heyetini oluşturmak üzere siyasi parti gruplarınca isimleri bildirilen milletvekillerine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1191)

3.- Danimarka Parlamentosu Çevre Komisyonu Başkanı ve Globe Avrupa Başkanı Sten Gade’ın, ismen davetine icabet edecek milletvekillerine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1192)

4.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mehmet Ali Şahin’in, beraberinde bir heyetle Sırbistan’a resmî ziyarette bulunmasına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1193)

5.- Bazı milletvekillerine, belirtilen sebep ve sürelerle izin verilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1194)

 

B) Önergeler

1.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in (6/1984) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/212)

2.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun (6/2000) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/212)

3.- Sakarya Milletvekili Erol Aslan Cebeci’nin, Dışişleri Komisyonu üyeliğinden istifa ettiğine ilişkin önergesi (4/209)

4.- İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil’in, Dilekçe Komisyonu üyeliğinden istifa ettiğine ilişkin önergesi (4/210)

5.- İstanbul Milletvekili Esfender Korkmaz’ın, Plan ve Bütçe Komisyonu üyeliğinden istifa ettiğine ilişkin önergesi (4/211)

6.- Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün’ün, (2/467) esas numaralı Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/214)

C) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- İstanbul Milletvekili Mithat Melen ve 19 milletvekilinin, Şubat 2001 ekonomik krizinin araştırılması amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/717)

2.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir ve 20 milletvekilinin, trafik kazalarının nedenlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/718)

3.- Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin, medya kuruluşları ile gazetecilerin bazı ilişkilerinin araştırılarak bağımsız medya için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/719)

4.- Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin, kaçak göçmenlerin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/720)

 

IX.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, Topkapı Sarayındaki personel durumuna ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/1040) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

2.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, TV dizilerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1049) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

3.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, soruşturma açılan bir dernekle ilgili televizyon yayınına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1078) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

4.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, TRT’deki bazı personel hareketlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1136) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

5.- İstanbul Milletvekili Ufuk Uras’ın, bir caminin restorasyonuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/1247) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

6.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, RTÜK Başkanının gayrimenkullerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1297) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

7.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, TRT’nin iki yeni radyo kanalı kurma çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1345) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

8.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, TRT yönetimine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1387) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

9.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, TRT’nin bazı yayınlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1430) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

10.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, TRT’nin bir ajanstan hizmet alımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1448) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

11.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, TRT çalışanlarına baskı yapıldığı iddialarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1508) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

12.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, bazı köşe yazarları için girişimde bulunduğu iddialarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1544) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

13.- Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, Anadolu Ajansının TMO ile ilgili bir haberine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1555) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

14.- Çankırı Milletvekili Ahmet Bukan’ın, TRT programlarına ödenen ücretlere ve bazı televizyon programlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1578) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

15.- İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız’ın, TRT’de yayınlanan bir programa ilişkin sözlü soru önergesi (6/1630) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

16.- Aksaray Milletvekili Osman Ertuğrul’un, Eskil Ulu Camiinin restorasyonuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/1644) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

17.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat’daki bazı hanların restorasyonlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1678) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

18.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat Yazmacılar Hanı’na yönelik çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1679) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

19.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, bazı Türk Cumhuriyetlerine yönelik karasal yayın çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1723) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

20.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, yeni kurulan vakıflara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1762) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

21.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, gazetecilerin akreditasyon sorununa ilişkin sözlü soru önergesi (6/1763) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

22.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, bir yarışma programındaki taahhüde ilişkin sözlü soru önergesi (6/1837) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

X.- SEÇİMLER

A) Komisyonlara Üye Seçimi

1.- (10/348, 551, 666, 667, 668) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonuna üye seçimi

 

XI.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, bir sağlık ocağındaki sağlık personeli açığına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı (7/13237)

2.- Batman Milletvekili Bengi Yıldız’ın, cezaevi sayılarına ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in cevabı (7/13323)

3.- Hatay Milletvekili İzzettin Yılmaz’ın, araç muayenesinde yaşanan sorunlara ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı (7/13847)

4.- İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen’in, İstanbul’da orman arazisinde su dolum tesisleri kurulmasına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/13959)

5.- İstanbul Milletvekili Necla Arat’ın, Kınalıada’daki iskele inşaatına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/13977)

6.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Tarsus Karataş Yumurtalık koridorundaki turizme ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/13978)

7.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, Bornova’daki bir firmanın madencilik faaliyetlerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/14030)

8.- Afyonkarahisar Milletvekili Abdülkadir Akcan’ın, bir köyün arazilerinin Hazine adına tesciline ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı (7/14045)

9.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Manisa’daki OSB’lerin sorunlarına ve bazı konularda teşvik uygulanmasına ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün’ün cevabı (7/14058)

10.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Salihli OSB’nin bazı sorunlarına ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün’ün cevabı (7/14059)

11.- Bursa Milletvekili Necati Özensoy’un, Alanya’da ölen gösteri yunuslarına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/14100)

12.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı illerde, okullardaki kitap ihtiyacına ilişkin soruları ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/14120), (7/14121), (7/14122), (7/14123), (7/14124), (7/14125), (7/14126), (7/14127), (7/14128), (7/14129), (7/14130)

13.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya Belediyesine tahsis edilen bazı taşınmazlara ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı (7/14142)

14.- Kayseri Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlu’nun, Sultansazlığı sulak alanı ve kuş cennetinin korunmasına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/14210)

15.- Edirne Milletvekili Rasim Çakır’ın, yerel yönetimlerin atık tesislerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/14213)

16.- Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak’ın, TÜİK’in iş gücü ve istihdam verilerine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı (7/14245)

17.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, Adıyaman’daki kayıt dışı istihdama ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’in cevabı (7/14289)

18.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, EBK’ya et ithal izni verilmesine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/14423)

 

I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 

TBMM Genel Kurulu saat 13.01’de açıldı.

 

Başkanlık Divanı teşekkül etmemiş olduğundan, sözlü soru önergeleri ile kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için, 25 Mayıs 2010 Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere birleşime 13.02’de son verildi.

 

 

Nevzat PAKDİL

 

Başkan Vekili

 

 

 

Yaşar TÜZÜN

 

Bilecik

 

Kâtip Üye

 

 

 

 

                                                                                                                                               No.:  142

II.- GELEN KÂĞITLAR

21 Mayıs 2010 Cuma

Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri

 

1.- İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız’ın, döner sermayelerden alınan paylara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/13235)

2.- Tekirdağ Milletvekili Kemalettin Nalcı’nın, trafik kazası geçirenlere verilen sağlık hizmetlerinin bedelinin ödenmesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/13236)

3.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, bir hastane yönetimiyle ilgili iddialara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/13238)

4.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, Bayburt Cezaevinde yapıldığı iddia edilen uygulamalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13402)

 

                                                                                                                                               No.:  143

24 Mayıs 2010 Pazartesi

Tasarılar

1.- Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısı (1/883) (Plan ve Bütçe; Avrupa Birliği Uyum; Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Anayasa Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.5.2010)

2.- Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/884) (Plan ve Bütçe ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.5.2010)

3.- Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Hayvan Sağlığı Alanında İşbirliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/885) (Tarım, Orman ve Köyişleri ile Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.5.2010)

Teklif

1.- İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen’in; 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 40. Maddesinde Değişiklik Yapan Kanun Teklifi (2/699) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.4.2010)

Sözlü Soru Önergeleri

1.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’daki su ve kanalizasyon alt yapısına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/2080) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

2.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’daki hayvancılık desteklemesi ödemelerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/2081) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

3.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bir su kaynağındaki soruna ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/2082) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

4.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’daki köylere yapılan yardımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından sözlü soru önergesi (6/2083) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

5.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’daki belediyelere yapılan ödemelere ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından sözlü soru önergesi (6/2084) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

Yazılı Soru Önergeleri

1.- İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan’ın, et fiyatlarına ve hayvancılık sektörüne ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14479) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

2.- Manisa Milletvekili Şahin Mengü’nün, telefon dinlemelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14480) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

3.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, bazı elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14481) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

4.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın, İsmet İnönü dönemine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14482) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

5.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, bir kişiyle ilişkilerine ve Başbakanlık personeline ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14483) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

6.- Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, et ithalatı ihalesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14484) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

7.- Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, bazı şirketlerin denetimine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14485) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

8.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, GAP illerindeki sosyal destek projelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14486) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

9.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Mersin’de yapılacak havaalanına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14487) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

10.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Irak sınırındaki maden sahasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14488) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

11.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, merkezi sınavlardaki usulsüzlük iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14489) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

12.- Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya’nın, bir mermer ocağına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14490) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

13.- Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, TOKİ’ye devredilen bir fidanlıkla ilgili iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14491) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

14.- Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, ABD ziyaretine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14492) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

15.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in, Bülent Arınç’a suikast iddiası soruşturmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14493) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

16.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, Yıldız Dağları Biyosfer Projesine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/14494) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

17.- Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, bir madencilik faaliyetinin orman alanına etkisine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/14495) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

18.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, orman kadastrosu çalışmalarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/14496) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

19.- Adana Milletvekili Muharrem Varlı’nın, Yedigöze Barajı ve HES inşaatına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/14497) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

20.- Muğla Milletvekili Fevzi Topuz’un, bir otelle ilgili çeşitli iddialara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/14498) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

21.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, HES projelerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/14499) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

22.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, terör mağdurlarının istihdamına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14500) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

23.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Adana İl Özel İdaresinin spor hizmetlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14501) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

24.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Adana’daki hastanelerin depreme karşı dayanıklılığına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14502) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

25.- Manisa Milletvekili Şahin Mengü’nün, Ergenekon Davası kapsamındaki bazı işlemlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14503) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

26.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Seyhan Belediyesinin çevre düzenlemesi harcamalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14504) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

27.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Yüreğir Belediyesinin çevre düzenlemesi harcamalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14505) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

28.- İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’in, bazı üniversite öğrencilerinin karıştığı olaylara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14506) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

29.- Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, komiser yardımcılığı sınavıyla ilgili iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14507) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

30.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, Van’da madde bağımlılığına yönelik önlemlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14508) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

31.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya Belediyesinin katı atık bedeli uygulamasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14509) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

32.- Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı’nın, Karapınar Belediyesinin bir ihalesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14510) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

33.- İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen’in, bir kaçırılma olayına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14511) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

34.- İzmir Milletvekili Canan Arıtman’ın, Van’da yaşanan bazı olaylara ve İl Emniyet Müdürünün durumuna ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14512) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

35.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Batman’a hal binası yapımına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14513) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

36.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars’a hal binası yapımına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14514) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

37.- Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, kayıp çocuk vakalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14515) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/05/2010)

38.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı köy okullarının kitap ihtiyacına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/14516) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

39.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı ilçelerindeki yatırımlara ve faaliyetlere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/14517) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

40.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı ilçelerindeki yatırımlara ve faaliyetlere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/14518) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

41.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı ilçelerindeki yatırımlara ve faaliyetlere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/14519) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

42.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı ilçelerindeki yatırımlara ve faaliyetlere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/14520) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

43.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’deki yatırımlara ve faaliyetlere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/14521) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

44.- Samsun Milletvekili Osman Çakır’ın, bir elektrik dağıtım hattının iyileştirilmesine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/14522) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

45.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, bir elektrik dağıtım bölgesinin özelleştirilmesine ilişkini Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/14523) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

46.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Bursa’nın bazı ilçelerindeki taşımalı eğitime ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14524) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

47.- Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat’ın, YÖK Başkanının bir açıklamasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14525) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

48.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli Merkezdeki yatırımlara ve eğitim verilerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14526) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

49.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı ilçelerindeki yatırımlara ve eğitim verilerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14527) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

50.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı ilçelerindeki yatırımlara ve eğitim verilerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14528) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

51.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı ilçelerindeki yatırımlara ve eğitim verilerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14529) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

52.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı ilçelerindeki yatırımlara ve eğitim verilerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14530) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

53.- Samsun Milletvekili Osman Çakır’ın, ders kitaplarında Kurtuluş Savaşı konusundaki müfredat değişikliğine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14531) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

54.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, öğretmen atamalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14532) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

55.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, bir lisede yaşandığı iddia edilen bir olaya ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14533) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

56.- Muğla Milletvekili Ali Arslan’ın, ruhsat bilgilerinin bulunduğu bir bilgisayarın çalındığı iddiasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14534) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

57.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, İstanbul’daki hastanelerin depreme karşı dayanıklılığına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14535) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

58.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, Van’da AMATEM açılmasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14536) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

59.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, sağlık çalışanlarının çalışma koşullarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14537) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

60.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, bir hastanede yaşandığı iddia edilen olaya ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14538) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

61.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı ilçelerindeki yatırımlara ve faaliyetlere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/14539) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

62.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı ilçelerindeki yatırımlara ve faaliyetlere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/14540) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

63.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı ilçelerindeki yatırımlara ve faaliyetlere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/14541) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

64.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli-Merkez’deki yatırımlara ve faaliyetlere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/14542) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

65.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı ilçelerindeki yatırımlara ve faaliyetlere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/14543) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

66.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı ilçelerindeki yatırımlara ve faaliyetlere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14544) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

67.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı ilçelerindeki yatırımlara ve faaliyetlere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14545) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

68.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı ilçelerindeki yatırımlara ve faaliyetlere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14546) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

69.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’nin bazı ilçelerindeki yatırımlara ve faaliyetlere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14547) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

70.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli-Merkez’deki yatırımlara ve faaliyetlere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14548) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

71.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Akköy ilçesindeki çiftçi borçlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14549) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

72.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Serinhisar ilçesindeki çiftçi borçlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14550) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

73.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Çivril ilçesindeki çiftçi borçlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14551) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

74.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli-Merkez’deki çiftçi borçlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14552) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

75.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Buldan ilçesindeki çiftçi borçlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14553) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

76.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Bozkurt ilçesindeki çiftçi borçlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14554) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

77.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Bekilli ilçesindeki çiftçi borçlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14555) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

78.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Baklan ilçesindeki çiftçi borçlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14556) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

79.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Babadağ ilçesindeki çiftçi borçlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14557) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

80.- Samsun Milletvekili Osman Çakır’ın, Bafra’nın köylerindeki hayvan ıslahı çalışmalarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14558) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

81.- Samsun Milletvekili Osman Çakır’ın, Bafra Ovasındaki su baskınlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14559) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

82.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, kırmızı et ithalatına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14560) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

83.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, süt ve süt ürünlerinde süt tozu kullanımına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14561) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

84.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, zirai ilaç bayilerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14562) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

85.- Kars Milletvekili Gürcan Dağdaş’ın, canlı hayvan ithalatına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14563) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

86.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, TMO Yönetim Kurulu Başkanının buğday fiyatıyla ilgili açıklamasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14564) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

87.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Güney ilçesindeki çiftçi borçlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14565) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

88.- İzmir Milletvekili Canan Arıtman’ın, et ithaline ve hayvancılık sektörüne ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14566) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

89.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,  gıda denetçilerine ve gıda mühendisi çalıştırma zorunluluğuna ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14567) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

90.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, İstanbul Boğazında yapılacak yeni köprünün güzergahına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14568) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

91.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya-Uşak karayolu yapım çalışmalarına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14569) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

92.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya-Balıkesir arasındaki karayolu yapım çalışmalarına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14570) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

93.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bazı karayolu çalışmalarına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14571) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

94.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, bazı cezaevlerindeki ölüm olaylarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/14572) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

95.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, askerlik yaptığı sırada kaybolan bir kişiye ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14573) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2010)

96.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Sosyal Güvenlik Merkezlerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/14574) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2010)

97.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, Tunceli’deki çatışmalarda bir bombanın kullanıldığı iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14575) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2010)

98.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman’ın, kitle imha silahı bulunup bulunmadığına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14576) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2010)

99.- Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı’nın, bir özelleştirme işlemine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14577) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2010)

100.- Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal’ın, Mersin Toros Devlet Hastanesindeki işten çıkarmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14578) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2010)

101.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, bazı illerdeki mikro kredi kullanımına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14579) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2010)

102.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, Abant Tabiat Parkındaki inşaat çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14580) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2010)

103.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, kimlikleri değiştirilen sanıklara ait bilgilerin mahkemeye verilmemesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14581) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2010)

104.- Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, Ankara’daki raylı hat projelerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14582) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2010)

105.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, kapatılmayan çukurlarda meydana gelen ölüm olaylarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14583) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2010)

106.- İstanbul Milletvekili Hasan Macit’in, Burdur’a fen lisesi açılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14584) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2010)

107.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Bursa’nın bazı ilçelerindeki taşımalı eğitime ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14585) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2010)

108.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Mustafakemalpaşa ve Karacabey’deki taşımalı eğitime ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14586) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2010)

109.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, Başkale ilçesinde eğitim ve öğretimdeki duruma ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14587) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2010)

110.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, bir ilköğretim okulunun ihtiyaçlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14588) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2010)

111.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, bir ilköğretim okulunun durumuna ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14589) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2010)

112.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, Çatak ilçesinde eğitim ve öğretimdeki duruma ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14590) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2010)

113.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Mardin’deki hastanelerin depreme karşı dayanıklılığına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14591) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2010)

114.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, hastane kurulacak illere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14592) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2010)

115.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman’ın, domuz gribi vakalarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14593) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2010)

116.- Bursa Milletvekili H. Hamit Homriş’in, Bursa’daki bazı sağlık verilerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14594) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2010)

117.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya’daki iki hastanenin birleştirilmesine ve yeni hastane yapımına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14595) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2010)

118.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman’ın, erozyonun etkilerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14596) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2010)

119.- Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, küçükbaş ve büyükbaş hayvan varlığına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14597) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2010)

120.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, et fiyatlarındaki artışa ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14598) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2010)

121.- Muğla Milletvekili Fevzi Topuz’un, bir yöredeki madencilik faaliyetlerinin zeytincilik ve arıcılığa etkisine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14599) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2010)

122.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Türk Telekomun nakli yapılan personeline ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14600) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2010)

123.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Türk Telekomdan nakil dilekçesi veren personele ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14601) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2010)

124.- Isparta Milletvekili Mevlüt Coşkuner’in, Sümer Halı arşivinin değerlendirilmesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/14602) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2010)

125.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, mesleki rehabilitasyon hizmetlerine ilişkin Devlet Bakanından (Selma Aliye Kavaf) yazılı soru önergesi (7/14603) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2010)

126.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, bir erin ölümüne ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14604) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2010)

127.- İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’in, kadın tutuklu ve hükümlülere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/14605) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2010)

128.- Aydın Milletvekili Recep Taner’in, hazır giyim sektöründeki bazı uygulamalara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/14606) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2010)

Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri

1.- Manisa Milletvekili Şahin Mengü’nün, Müsteşarın İstanbul’daki görüşmelerine yönelik iddialara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/13274)

2.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, Müsteşarın İstanbul’da yaptığı bir görüşmeye ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/13275)

3.- Batman Milletvekili Bengi Yıldız’ın, bir cezaevinde yaşandığı iddia edilen bir olaya ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/13477)

4.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, ABD’ye yapacağı ziyarete ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13764) 

5.- İzmir Milletvekili Canan Arıtman’ın, ekonomik sorunlara ve sosyal etkilerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13765) 

6.- Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, bir milletvekilinin Gönen ziyaretindeki uygulamaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13767) 

7.- Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncü’nün, bazı intihar olaylarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13769) 

8.- Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, havaalanlarında alınan bir ücrete yapılan zamma ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13770) 

9.- Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, güvenlik güçlerinin bazı eylemlerdeki tutumuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13772) 

10.- Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, Türkiye’nin ABD ve İsveç büyükelçilerinin görev yerlerine dönmelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13773) 

11.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, intihar girişimlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13774) 

12.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, bir ilacın kullanımına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13776) 

13.- Ordu Milletvekili Rıdvan Yalçın’ın, Karadeniz’deki HES projelerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13786) 

14.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, bir köyün gölet ihtiyacına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13789) 

15.- İzmir Milletvekili Canan Arıtman’ın, bir yabancı dizideki iddiaya yönelik girişimlere ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13795) 

16.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, AİHM’ye yapılan başvurulara ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13796) 

17.- Aydın Milletvekili Recep Taner’in, kamu yararına çalışan derneklere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13800) 

18.- Hatay Milletvekili Abdulaziz Yazar’ın, Osmaniye Valisinin bir açıklamasına ve bazı çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13801) 

19.- Samsun Milletvekili Osman Çakır’ın, Karadeniz sahilinde kurulacak bir petrol dolum tesisine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13802) 

20.- Hatay Milletvekili İzzettin Yılmaz’ın, Emniyet Teşkilatındaki sivil memurların özlük haklarının iyileştirilmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13803) 

21.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, İl Genel Meclis üyelerinin özlük haklarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13804) 

22.- Adana Milletvekili Kürşat Atılgan’ın, Ankara’da bir geçiş yoluna konulan barikata ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13805) 

23.- Siirt Milletvekili Osman Özçelik’in, Adana Valiliğinin bazı öğrencilere verdiği cezaya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13806)  

24.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, bir köyün yayla yoluna ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13807) 

25.- Ankara Milletvekili Tekin Bingöl’ün, Elazığ Belediyesiyle ilgili çeşitli iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13808) 

26.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Büyükorhan ilçesindeki bazı köy yollarının yapımına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13810) 

27.- Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi’nin, Cumhurbaşkanının CSO Konserlerine katılmasına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/13813) 

28.- Adana Milletvekili Tacidar Seyhan’ın, Seydişehir Alüminyum Tesisleri ve Oymapınar Barajının özelleştirilmesine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/13814) 

29.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, yabancılara toprak satışına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/13815) 

30.- Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, Avlan Gölünün yatırıma açılmasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/13816) 

31.- Manisa Milletvekili Ahmet Orhan’ın, vergi adaletine ve e-haciz uygulamasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/13817) 

32.- Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, borsadaki kazançlara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/13818) 

33.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, Uşak-Eşme ve Muğla-Fethiye’de iki öğrencinin ölümünün soruşturulmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13819) 

34.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Düzce’de 1999’daki depremlerde hasar gören okullara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13820) 

35.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, İstanbul’da 1999’daki depremlerde hasar gören okullara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13821) 

36.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Kocaeli’de 1999’daki depremlerde hasar gören okullara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13822) 

37.- İstanbul Milletvekili Çetin Soysal’ın, dershanelerin eğitim sistemindeki yerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13823) 

38.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Elazığ’da okulların depreme karşı güçlendirilmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13824) 

39.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Erzurum’da okulların depreme karşı güçlendirilmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13825) 

40.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Muş’ta okulların depreme karşı güçlendirilmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13826) 

41.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, öğretmenevlerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13827) 

42.- Muğla Milletvekili Fevzi Topuz’un, eğitimde fırsat eşitliğine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13828) 

43.- İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan’ın, eğitim sistemindeki sorunlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13829) 

44.- Muğla Milletvekili Ali Arslan’ın, dershane ücretlerini ödemekte zorlananların durumuna ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13830) 

45.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, bir ilköğretim okulunun durumuna ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13831) 

46.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, bazı faaliyetlere ve maaş promosyonunun şeffaflaştırılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13832) 

47.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, vakıf üniversitelerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13833) 

48.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, bazı okullarda sekiz yıllık kesintisiz eğitim verilememesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13834) 

49.-  Van Milletvekili Özdal Üçer’in, dershanelerin eğitim sistemindeki yerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13835) 

50.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, öğrencilerin yaşadığı sınav stresine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13836) 

51.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Bursa’da güçlendirilmesi gereken okullara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13837) 

52.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, bir lisenin bazı ihtiyaçlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13838) 

53.- Siirt Milletvekili Osman Özçelik’in, karayollarının kalitesine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/13848) 

54.- Hatay Milletvekili Fuat Çay’ın, Samandağ’da açılan bir soruşturmaya ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Çelik) yazılı soru önergesi (7/13850) 

55.- Bursa Milletvekili Onur Öymen’in, yabancı kaçak işçilere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/13852)

 

 

 

                                                                                                                                               No.:  144

25 Mayıs 2010 Salı

Tasarı

1.- Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/886) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.05.2010)

Meclis Araştırması Önergeleri

1.- İstanbul Milletvekili Mithat Melen ve 19 Milletvekilinin, Şubat 2001 ekonomik krizinin araştırılması amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/717) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.03.2010)

2.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir ve 20 Milletvekilinin, trafik kazalarının nedenlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/718) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.03.2010)

3.- Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 Milletvekilinin, medya kuruluşları ile gazetecilerin bazı ilişkilerinin araştırılarak bağımsız medya için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/719) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.03.2010)

4.- Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 Milletvekilinin, kaçak göçmenlerin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/720) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.03.2010)

25 Mayıs 2010 Salı

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.05

BAŞKAN : Başkan Vekili Meral AKŞENER

KÂTİP ÜYELER: Fatih METİN (Bolu), Yusuf COŞKUN (Bingöl)

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 106’ncı Birleşimini açıyorum.

III.- YOKLAMA

BAŞKAN – Elektronik cihazla yoklama yapacağız.

Yoklama için üç dakika süre vereceğim.

Sayın milletvekillerinin oy düğmelerine basarak salonda bulunduklarını bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen milletvekillerinin salonda hazır bulunan teknik personelden yardım istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise yoklama pusulalarını, görevli personel aracılığıyla, üç dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.

IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- TBMM Başkan Vekili Meral Akşener’in, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazada hayatını kaybeden işçilere rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır dileyen konuşması

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Müessesesinde meydana gelen kazada hayatını kaybeden işçilerimize rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır temenni ediyorum.

Sayın milletvekilleri, Hükûmet adına Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner Yıldız’ın Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Müessese Müdürlüğünde meydana gelen elim kazaya ilişkin İç Tüzük’ün 59’uncu maddesine göre gündem dışı söz talebi vardır. Gündeme geçmeden önce bu talebi yerine getireceğim.

Sayın Bakanın açıklamasından sonra istemleri hâlinde siyasi parti gruplarına ve grubu bulunmayan milletvekillerinden birine söz vereceğim. Grubu bulunmayan milletvekilleri için söz talebi kaydı başlamış bulunmaktadır.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, ben söz istiyorum efendim, şahsım adına, grubu olmayan partiler adına.

H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Ben tamamlayayım sözümü. Evet, sizi alıyorlar arkadaşlar.

K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına…

BAŞKAN – Grup üyesi olmayan sayın milletvekillerinin söz taleplerini Başkanlığımıza bildirmelerini rica ediyorum.

Konuşma süreleri Hükûmet için yirmi, siyasi parti grupları için on, grubu bulunmayan milletvekili için beş dakikadır.

Buyurun Sayın Bakan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Sayın Başkan, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına ben konuşacağım.

V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Hükûmetin Gündem Dışı Açıklamaları

1.- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazaya ilişkin gündem dışı açıklaması ve Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Bursa Milletvekili Necati Özensoy, İzmir Milletvekili K. Kemal Anadol ve Zonguldak Milletvekili Fazlı Erdoğan’ın grupları adına; Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, şahsı adına konuşmaları

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; Zonguldak Karadon mevkisinde meydana gelen kömür ocağı kazasıyla alakalı, huzurlarınızı bilgilendirmek için söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkanım, özellikle teşekkür ediyorum.

Orada hayatını kaybetmiş olan 30 tane işçi kardeşimize Allah’tan rahmet, geride kalan yakınları için de başsağlığı diliyorum.

Değerli arkadaşlar, 17 Mayıs Pazartesi günü hepinizin de bildiği gibi 12.59 civarında, arkadaşlar deniz seviyesinin yaklaşık 540 metre kadar altında galeri açmayla alakalı bir işlem başlatıyorlar. Kendilerine verilmiş olan bir görev var, yaklaşık 8 bin metrelik bir galeri açma işi var ve onunla alakalı, mesailerine devam ediyorlar.

Altını çizerek söylüyorum, kamuoyunda sıkça düzeltmek zorunda kaldığımız bir bahis olduğu için söylüyorum: Burada kömür işletmeciliği yapılmıyordu değerli arkadaşlar. Burada, yalnızca galeri açmayla alakalı, taş, kaya, zaman zaman önlerine gelen kömür zonlarıyla alakalı bir galeri açma işiydi.

Dinamit patlattıktan sonra orada, açığa çıkan bir metan gazı seviyesi yükselmesi oluyor. Havalandırma var, otomatik sensörler var, manuel ölçümleme cihazları var; hepsinden, metan gazı seviyesinin yükseldiğini görüyorlar. Yine, otomatik elektrik aksamı kendini kilitliyor, kapatıyor. Arkadaşlar bir kenara çekiliyorlar ve havalandırma başlıyor. Havalandırma, orada özellikle kömür işletmeciliği de olmadığı için, son derece rahat ve metreküp hesabıyla baktığımızda da oranın fazlaca ihtiyacını karşılayabilecek tarzda bir havalandırma devam ediyor. Metan gazı seviyeleri normal hâline gelmeye çalışırken -ki bunları da yine otomatik sensörlerle ölçümlemeler yapıldığı için biliyoruz ve yine orada, kaza mahallinde tespit edilen manuel cihazların patlama anındaki değerlerini biliyoruz- 13.29 civarında, şu anda sebebine inemediğimiz ve tespit edemediğimiz bir gerekçeyle -bunun sebebi nedir, biraz sonra açıklayacağım, neler olabilir- 13.29’da bir patlama meydana geliyor.

Ben Azerbaycan’da Sayın Başbakanımızın heyetinde görüşmelere devam ederken TTK Genel Müdürümüze bu kaza bildirildiğinde, hangi seviyede olduğunu soruyor, diyorlar ki “540 kotunda.” “E iyi o zaman, çok fazla riski yoktur.” Çünkü, 540 kotu kömür işletmeciliğinin yapılmadığı yani grizu faciasının olabildiğince az olma ihtimalinin olduğu, metan gazının açığa çıkmasının olabildiğince az olduğu, az ihtimalin olduğu bir yer. “İyi o zaman, inşallah fazla bir şey yoktur.” diyorlar. İlk verdikleri tepki bu. Bu kısmı çok önemli. Tabii daha sonra, kaza mahalli ve kurtarma çalışmalarıyla alakalı gayretler başladığında, konunun, patlamanın nasıl bir basınçla, nasıl bir yüksek basınçla olduğu, hepsi ortaya çıkmaya başlıyor.

Değerli arkadaşlar, ondan sonra, yirmi dört saat, yaklaşık 400 kişilik Türkiye'nin ve hatta Avrupa’nın en iyi kurtarma ekiplerine sahip olan Türkiye Taş Kömürleri İşletmesinin ekipleri tabii ki işe koyuluyorlar. Ben de yurt dışından -Sayın Başbakanımız da uçağını tahsis etti- hemen olay mahalline vardım ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanıyla beraber, Sayın Ömer Dinçer Bakanımızla beraber bir kriz masası kurduk ve çalışmaları yönetmeye başladık. Bu çalışmalar sırasında, bulunduğumuz kazanın, patlamanın olduğunu tahmin ettiğimiz yere iki tane yoldan inme imkânı var. Bir tanesi “Karadon mevkisi” dediğimiz mevkiden ve yaklaşık kazanın, olduğu yere kuyunun mesafesi 30-35 metre civarında. Bir de “Gelik mevkisi” dediğimiz bir mevki var. O da 2,5 kilometre civarında mesafesi olan bir yer. Her iki taraftan da arkadaşlarımız girdi ama Karadon mevkisinden gördüler ki patlamanın tesiriyle o anda yük asansörü ve genel kuyuda kullandığımız asansör patlamanın tesiriyle halatları birbirine karışmış ve tamamen metal aksamı birbirine girmiş bir vaziyette, kullanılamaz hâle geldi. Yani en fazla, bizim en yakın mesafeden müdahale edeceğimiz asansör kullanılamaz hâle geldi. O anda içinde bulunan arkadaşlar, o patlamanın tesiriyle, sarsıntının tesiriyle, hamdolsun, çok ağır bir yaralanma olmadan hastaneye kaldırıldılar.

Değerli arkadaşlar, bahsettiğimiz mesafe, deniz seviyesinden 540 metre, içinde bulunduğumuz o Karadon mevkisinden de yaklaşık 640 metre kadar daha aşağıda olan bir yerden bahsediyoruz. Orasının kullanılamayacak hâle geldiğini tespitten hemen sonra Gelik mevkisinden 2,5 kilometrelik bir yerden girilmek istendi ama içeride metan gazı seviyesinin hâlâ yüzde 4’lere yakın olduğu ve çalışan kurtarma ekiplerini de tehdit edebilecek ölçüde olduğu için fan tüplerle oraya bir havalandırma aksamı hızlıca kuruldu ve mevcut havalandırmaya ek olarak daha hızlı bir havalandırmayla beraber ilk göçüğün başına gelindi. İlk göçük, yaklaşık 18 metrekarelik bir aynayı düşünün radius’lu bir çeperi olan ve 7 metrelik bir kaya göçüğünden bahsediyoruz. Tavan çökmüş vaziyette, 5-6 metrelik de tavan çökmüş ve bütün o tahkimat dediğimiz metal I’ların ve U’ların bulunduğu asıl tahkimatlar da yere yatmış vaziyette. Çok ciddi bir basınçla bu patlamanın olduğunu buradan anlıyoruz. Oradan 2×2 bir menfezle içeri girebilecek ve kurtarma çalışmalarını hızlandıracak bir çalışma yapıldı ve bu çalışmayı da…

YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Olayı tarif etme, olayın sonucuna gel. (AK PARTİ sıralarından “Devam, devam.” sesleri)

BAŞKAN – Sayın Ağyüz, lütfen…

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Bu çalışma da bir an önce oraya ulaşacak şekilde yapıldı.

YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Ne yaptınız?

AHMET YENİ (Samsun) – Sayın Bakanım devam edin, dinlemeyin.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Arkadaşım…

ÜNAL KACIR (İstanbul) – Sayın Bakanım, lütfen, siz bize hitap edin, bu tarafa hitap edin, muhatap almayın efendim.

AHMET YENİ (Samsun) – Millet sizi dinliyor.

BAŞKAN – Sayın Bakan, lütfen devam edin.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Arkadaşlar, 2×2 bir menfezden oraya girildi ki orada yine metan gazı seviyesinin yüksek olduğunu gördük ve…

YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Kader! Kadere bak!

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Arkadaşım, lütfen dinle!

YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Hikâye anlatma!

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Lütfen dinle!

ÜNAL KACIR (İstanbul) – Ya ne hikâyesinden bahsediyorsunuz? Hayret bir şey ya!

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Bu kürsüye saygın yoksa…

YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Saygıdan bahsetme, istifa et!

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Bakın, ben oradaki vefat edenlerle alakalı bir husus anlatıyorum, nezaketini lütfen muhafaza et.

YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – İstifa etmelisin!

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Saygısızlığın gereği yok.

YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Ben saygısızlık yapmıyorum, kişisel anlamda söylüyorum.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – O zaman, lütfen, başkaları dinlesin müsaade edin de.

BAŞKAN – Sayın Anadol

YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – İstifa etmen lazım!

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Bu konuyu istismar etmeye senin hakkın yok.

YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – İstifa etme cesaretini gösteremedin!

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Senin istismar etmeye hakkın yok.

BAŞKAN – Sayın Milletvekili, lütfen yerinizden müdahale etmeyin.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Değerli arkadaşlar, kurtarma çalışmalarının özellikle birinci kaya göçüğünden sonra 20 metrelik bir mesafeden sonra ikinci bir kömür göçüğünün olduğunu görünce arkadaşlarımız, bunun üzerine -bir yandan bir genel müdür yardımcısını asansörlerin inemediği mevkide bir mekanik çalışma için başından beri görevlendirmiştik. O asansörün yapımcısı firmalar da dâhil olmak üzere- 160, 360 ve 460 kotlarında değişik yerlerden oralara inmeyle alakalı bir çalışma yapıldı. Yalnızca acil durumlar için, 80 metre mesafede çalışabilen ve 460 metrelik mesafeden 540 koduna inen 80 metrede çalışan bir asansörle oraya 3 kişi indi ve tamamen platformların dağılmış, içerideki o harç malzemelerini yapan mikserin dahi o asansörün platformunu tehdit edecek hâle geldiğini gördük ve ilk gözlemlemelerimizde, su havuzu denilen mevkide yaklaşık 19 kişinin, 20-25 metre kadar sonra da bir 9 kişinin cesetlerine ulaşıldı ve 28 kişinin cesedine ulaşıldı değerli arkadaşlar.

Tabii ki bir yandan aklımızla oradaki kurtarma çalışmalarına refakat ederken bir yandan da yüreğimizle oradaki insanların acısını paylaşmaya gayret ettik. Valimiz, milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız, bütün sivil toplum örgütlerinin önderleri de, başkanları da orada bu çalışmamıza yardımcı oldular, hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

TTK’nın, özellikle 28 tane işçi kardeşimizi oradan çıkarttığı yerin son raporlamalarını aldığımızda baktık ki böyle bir riskin normalde alınamayacağını, oradan inip çıkmanın yapılamayacağını ve bu riskin gittikçe büyüdüğü belirlendi. Asansörün oturduğu platformun, beton platformun kuyuya doğru kaydığını gördük. O yüzden önceki gece oradan kurtarma çalışmalarını durdurduk ve Gelik mevkisinden şu anda da devam ediyor ve kömür göçüğüne ulaşıldı. Kömür göçüğünden de, tekrar o göçük kaldırıldıktan sonra, o göçüğün altında mıdır, yoksa onun ardında mıdır, onunla alakalı 2 kardeşimize de ulaşma gayretleri devam ediyor. Ben tekrar Allah’tan kendilerine rahmet diliyorum.

Değerli arkadaşlar, tabii ki bunun üzerinde çok ciddi bilgi kirliliklerinin olduğunu gördük. Bir yandan bu işlerle uğraşırken bir yandan da spekülatif haberlerle uğraşmak zorunda kaldık. Nedir bunlar? Bir haber geliyor, deniyor ki: “Burada yangın çıkmış.” Diyoruz ki: “Yangın çıkmadı bizim tespitlerimize göre.” Yarım saat sonra haber geliyor: “Burayı sel basmış.” “Hayır, sel de basmadı.”

Bir köşe yazarı rahatlıkla yazabiliyor ki: “Bakan ağzından kaçırdı, burada dinamit patlatılmış.” Ben kendisini telefonla aradım. Dedim ki: “Kardeşim, siz okuma yazmasını bilen, az çok araştıran bir kişisiniz. Burada bırakın bir tane dinamit patlatılmasını, günde iki yüz tane noktada dinamit patlatılıyor. Dinamit patlatma, buranın ayrılmaz bir parçası. Aynı zamanda kömür işletmeciliğinde gaza karşı tamamen dayanıklı ve kıvılcım çıkartmayan o dinamitler de patlatılıyor kömürü açmak için. Yani günde iki yüz tane dinamitin patlatıldığı bir yerde nasıl oluyor da ‘Burada gizli, kaçak bir dinamit patlatıldı.’ diye yazı yazabiliyorsunuz? Bakın, buna bir maden mühendisi değil, buradaki bir maden işçisi bile güler.” dedim. “Ben o zaman yazımı telafi edeceğim, ben yanlış yapmışım.” dedi.

Bir yandan da dediğim gibi bu tür bilgi kirliliklerinin giderilmesiyle uğraşıyoruz.

Değerli arkadaşlar, özelleştirmeyle alakalı bir kısım tartışmaların olduğunu gördük. Ben açık bir ifadeyle söyleyeyim: Burada -Türkiye Taş Kömürleri İşletmesi- 2004 yılından önce kömürün işletilmesiyle alakalı, “hem işletir hem de işlettirir”le alakalı bir kanun değişikliği yapıldı ama bu kazanın olduğu mahalle ve bu kazanın olduğu konuyla alakalı 2004 yılından önceki uygulama da aynı, 2004 yılından sonraki uygulama da aynıdır. Yani galeri açma, kuyu açma, hazırlık yapmayla alakalı çalışmalar çok uzun zamandan beri hizmet alımı yoluyla yapılmaktadır. Burada “Yalnızca ticari kaygı gibi bir endişeyle…” Böyle bir ithamı hak etmediğimiz kanaatindeyim. Eğer yalnızca burada ticari düşünülmüş olsa, geçen yılın cirosu TTK kurumunda 260 milyon TL’dir, bütün gelirlerden elde edilen 260 milyon TL’dir, Hükûmetimizin oraya gönderdiği para artı 360 milyon TL’dir. Yani burası 11 bin tane kamu, 4 bin tane de özel sektör çalışanıyla 15 bin tane ailenin istihdamıyla ilgili sosyal bir konudur aynı zamanda, yalnızca ticari değildir.

İlk aldığımızda biz burayı, AK PARTİ hükûmetleri olarak 540-550 milyon TL civarında sübvansiyondan, üzerinde yapılan bir kısım iyileştirmeler, performans artırıcı tedbirler ve verimli çalışmalar neticesinde ancak 350-360 milyon TL’lik bir sübvansiyona indirilebilmiştir. Biz, arkadaşlara, kademeli olarak 250 milyon TL civarında bir sübvansiyona indirmelerini hedef olarak koyduk.

O yüzden, özellikle Zonguldak’ın, değerli arkadaşlar, sosyal hayatında çok önemli bir yeri olan TTK işletmeciliğinin zamanında yalnızca kömür işletmeciliği değil, nakliye işinden tutun ki market çalıştırmaya varıncaya kadar, asfalt yapımından tutun ki kaldırım yapmaya varıncaya kadar, Millî Eğitim Bakanlığının okullarını yapmaktan tutun ki birçok sosyal faaliyete varıncaya kadar TTK’nın omuzu üzerinde yapılmıştır. Hatta, “EKONOMA” denilen marketlerin kendi içinde geçerli olacak bir para basımı bile yapılmıştır. Kenarı tırtıllı kâğıt paralar orada kullanılmıştır. Hatta, Sayın İnönü, Zonguldak’a ziyaretinde, “Her şeyiniz mevcut, burada bir bayrağınız eksik.” diye de bir nükte yapmıştır. O yüzden, Zonguldak’ın sosyal hayatında -farklı bir yeri olan ve Zonguldak’ın coğrafyasını bilenler bunu yakinen tasdik edeceklerdir- Türkiye Taşkömürü İşletmelerinin yeri farklıdır.

Tabii, 28 tane işçi kardeşimiz çıkartıldıktan sonra, DNA testine başvurmamız gereken 3 tane işçi kardeşimiz morgda bekletilmiştir ve onların da DNA testleri tamamlanmıştır. İnşallah, bugün sahiplerine, cenaze yakınlarına onlar da teslim edilecektir.

Göçük altında kalan 30 tane sigortalı işçimizin 5 tanesi emekli olup bunlarla alakalı sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışan sigortalıdırlar. 18 sigortalımızın hak sahiplerine ölüm aylığı ve ayrıca sürekli iş görmezlik, ölüm geliri bağlanacaktır ve bağlanmıştır. Emekli olan 5 sigortalımızın hak sahiplerine ölüm aylığı ve sürekli iş göremezlik, ölüm geliri de aynı şekilde 19 kişi toplam olmak üzere, pazartesi (dün) itibarıyla bağlanmıştır.

Değerli arkadaşlar, orada görüyoruz, babası, dedesi, yakını, akrabası maden göçüğünde vefat eden arkadaşlarımızdan -hatta burada bir milletvekilimiz anlattı- dört yıl, beş yıl bu aylığı bağlanamadan devam eden arkadaşlarımız olmuştur. O yüzden, en azından kendilerinin acısını dindirmek adına değil ama kısmen de olsa paylaşabilmek ve ilk ihtiyaçlarını karşılayabilmek açısından, Başbakanımızın talimatıyla Başbakanlık Acil Yardım Fonu’ndan 10’ar bin TL de ailelere ilk yardım için dağıtılmıştır. Sigortalılık süresi ve prim gün sayısı itibarıyla herhangi bir şart aranmaksızın, ister bir gün sigortalı isterse emekliliğini hak etmiş, ister özel sektörde isterse kamuda olduğu fark etmeksizin bütün bunlar hak sahiplerine verilmiştir. Özellikle iş kazası soruşturması ile iş güvenliği ve sağlığı müfettişlerince de görevlendirilmiş ve o tespitler de aynı şekilde yapılmıştır.

Değerli arkadaşlar, 2 tane işçi kardeşimizi de oradan çıkarttıktan sonra bu işin idari, teknik ve adli soruşturmalarıyla alakalı ayrı ayrı ekipler orada teftişlerine başlayacaklardır ve kurtarma ekiplerinin mutlaka oradaki işlerini tabii ki bitirmesi gerekiyor.

Değerli arkadaşlar, bakın, daha bugün üç dört tane, farklı farklı, birbirinden ayrı haberler duyuyoruz “Amerika Birleşik Devletleri’nde bu kazalar olmuyor, bir kısım ülkelerde hiç olmuyor.” diye. Geçen yıl değil, geçen ay Amerika Birleşik Devletleri’nde West Virginia eyaletinde 25 kişinin öldüğü bir kaza oldu. Ben bunu niçin söylüyorum? Bu kaza Türkiye’de olacak kazaları makul hâle getirmez ama “olmuyor” haberlerinin doğru olmadığını söylemek için söylüyorum. Bu, üzerinden siyaset yapılamayacak bir konudur. Her hükûmet zamanında farklı kazalar olmuştur. Uçak, özellikle hava yolu ulaşımı açısından istatistiklere baktığımızda en yüksek güvenilirliğe sahip ulaşım aracıdır ama buna rağmen kazalar olmaktadır. Biz denetimlerimize artan dozlarda devam etmişiz. İki yüz elli yedi tane kapalı ocağın yüzde 90-92’sini son altı ayda denetlemişiz. Bununla alakalı bütün bu kazaların bize acı, ıstırap verdiğini ve hepimize bunu verdiğini peşinen biliyoruz. Hiçbirimiz bundan mutlu olamaz, hiçbirimiz bunu bir siyasi istismar aracı hâline getiremez. O yüzden, değerli arkadaşlar, bugün Güney Afrika’nın Maden Bakanı ziyaretimize gelmişti. “Nasıl gidiyor maden faaliyetleri?” dedim. Dedi: “Geçmiş olsun, başınız sağ olsun. Biz şu anda yıllık ölen işçi sayımızı 200’e indirebildik.”

Değerli arkadaşlar, tekrar altını çizerek söylüyorum, bunu niçin anlatıyorum: Rusya’da, Amerika’da, Avrupa’da, Çin’de olan, Güney Afrika’da olan bu tür kazaların aslında madencilik sektöründe çok sinsi olan…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Bir dakika ek süre veriyorum, tamamlayın lütfen.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – …metan gazıyla alakalı, bu kadar sinsi ve anında deşarj olabilen bir gazla alakalı bahsettiğim için söylüyorum. Biz açık bir ifadeyle buradaki sorumlusu isterse orada ekmek parasını kazanan işçimiz, isterse özelleştirdiğimiz firma, isterse TTK’nın denetimi, kim olursa olsun, bu konuda ihmali olanlarla alakalı denetimimiz ve soruşturmamız devam edecektir ve bununla alakalı sonuçları da hep beraber kamuoyuyla paylaşacağız.

Ben, tekrar, kazada hayatını kaybeden işçi kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum ve bütün milletimizin başı sağ olsun diyorum.

Saygılarımla. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.

Gruplar adına ilk söz Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına Şırnak Milletvekili Sayın Hasip Kaplan’da.

Buyurun Sayın Kaplan. (BDP sıralarından alkışlar)

Süreniz on dakika.

BDP GRUBU ADINA HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu ölüm haberleri, acı haberler. Oltu, Gediz, Yeni Çeltek, Sorgun, Şırnak, Yapraklı, Mengen, Ermenek, Küre, Dursunbey, Balıkesir, Bursa ve en son Zonguldak Karadon’da yaşamını yitiren bütün madencilere Allah’tan rahmet, ailelerine ve bütün Türkiye halkına başsağlığı diliyorum ve gerçekten, siyasete konu edilmeyecek bu acıda Meclisin de çözüm konusunda ortaklaşması gerektiğini düşünüyoruz. Bunu söylerken acı gerçeklerimizle de yüzleşmekten korkmamamız gerektiğini de ifade etmek istiyorum. Her şeye şu gözlükle bakmak da yanlış, kaderci yaklaşım da yanlış, eleştiri dozunda olmayan eleştiri de doğru değildir. Burada amaç çözüm olmalıdır diye düşünüyoruz.

Bizim madencilikteki iş kazaları konusunda birkaç veriyi hatırlatmak istiyorum, ondan sonra aslında daha sağlıklı tartışabilme olanağına kavuşacağımızı düşünüyorum.

İş kazalarında dünya 3’üncüsüyüz, Avrupa’nın 1’incisiyiz ve 2008 yılında, 2009, 2010 yılında maalesef kazaların arttığını biliyoruz.

Yine elimizde veriler var. 2006 ILO’nun verileri rapor hâlinde yayınlandı. Türkiye’de 100 bin işçi için maden sektöründeki kaza oranını 74,2 veriyor; Polonya için 15,8; İtalya 22, Fransa 19,2; İngiltere 15,4; Kanada 31,6.

İş kazalarındaki ölümlerin, meslek hastalıklarının da oranı yüzde 63,3 olarak kömür ve linyit sektörü olarak gösterilmektedir. Durum böyle olunca, bunun vahametini tespit etmek gerekiyor.

Avrupa Birliği İlerleme Raporu’na bakıyoruz ve “19’uncu fasıl: Sosyal politika ve istihdam konusunda Avrupa Birliği müktesebatının iç hukuka aktarılması bakımından ilerleme kaydedilmemiştir.” notu düşüyor ve son resmî istatistiklere göre 2007 yılında 8.602 iş kazası meydana geldiği, kayıt dışı sektörde yaşananların bildirilmediği, idari kapasitede iş teftiş kurulunun kapasitesinin eğitim ve personel alımının güçlendirilmediğinden bahsediyor. Burada teftiş kuruluna bir rakamsal olarak bakmakta yarar var: Türkiye’de 8 milyon 674 bin 726 işçi var ve maalesef iş müfettişi sayısı 582; 1 müfettişe 14.095 işçi düşmektedir. Türkiye’de 48 bin maden arama ruhsatı vardır ve bir firmaya 2.500 civarında sadece arama ruhsatı verildiğini biliyoruz.

Evet, kazaların nedenleri konusunda özelleştirme, taşeron, redevans, iş güvenliği zaafı, ucuz iş gücü, sendikasızlık, para ve kâr hırsı, kamu madenciliğinin küçültülmesi, uzun yılların birikim ve deneyiminin kaybolması, üretim teknik altyapısının yetersizliği, deneyim ve uzmanlaşmanın olmaması, yine taş kömürü havzasının 2004’ten sonra Maden Kanunu kapsamına alınması, özelleştirmeler, ihaleler, iş sağlığı ve iş güvenliği yatırımlarının teşvik edilmemesi, yine farklı bakanlıkların, farklı genel müdürlüklerin kapsamında olan bir çalışma nedeniyle etkin bir denetimin yapılmaması ve Maden Mühendisleri Odasının özellikle görev ve yasal hakkı olan mesleki denetimin engellenmiş olması, risk değerlendirmesi yapılmaması, çalışması uygun olmayan işletmelerin kapatılmaması, özelleştirme -taşeronlaştırma madencinin kâbusu hâline gelirken bu konuda bunun üzerine etkin bir denetimin kurulmaması, Türk ticaret kanunu’nun bu Mecliste bekletilip çıkartılmaması, taşeron sorumluluğunun getirilmemesi -ki biliyorsunuz vardır orada- evet arkadaşlar bunların hiçbirisi kader değildir. Biraz da gerçeklerle yüzleşmekte yarar var. Örneğin çocuk ölümlerinde nasıl ki önlem aldığımızda yüzde 45 oranında ölümlerde azalma sağlanmışsa demek ki etkin önlem alındığı zaman, bu, kader olmaktan çıkıyor. Hükûmetin de böylesi bir yaklaşımla olaya bakmasında büyük bir yarar var.

Hemen rakamlara devam ettiğimiz zaman şu görülüyor: Özel sektörün madencilikte ve taş kömüründeki payına bakıyoruz. AK PARTİ İktidarının 2002’de göreve başlamasıyla beraber özel sektördeki pay yüzde 3,2; 2005’te 23’e çıkıyor, 2006’da 34,3’e çıkıyor, 2008’de 39,6’ya çıkıyor arkadaşlar. Çinli firmalar hariç özel sektörde “taşeron” dediğimiz şirketlere verilen ocakların hemen hemen Türkiye Taşkömürü İşletmelerinin kapasitesinin yarısına vardığını görüyoruz. 2007 yılında kömür madenciliği iş kazası 6.293 olup bu sayı beklenen iş kazasına göre yüzde 1.530 fazladır. 2008’de 5.728 iş kazası, 1.396 oranında fazla. 2009-2010 verileri yok ve cumhuriyet tarihinin maalesef en fazla özelleştirmesinin yapıldığı son sekiz yılda denetim olayının maalesef azlığı dikkat çekiyor.

Karadon mevkisindeki yeni kuyuda kapıda yazılanlar belli zaten: “Kaza geliyorum demez.” ya da “Önce iş güvenliği”, “Ocağa gaz maskesiz girilmez.” Bunlar sıradan tedbirler değil tabii ama sendikacıların bazı açıklamaları var. Eğer gerçekten… Ki bu konu da belirtiliyor; taşeron şirketleri akşam telefon ediyor, işçiler ertesi günü geliyor ve “Baretini, lambanı al, ocağa in.” deniliyormuş. Bu çok vahim bir durum. Yirmi bir gün eğitim, hem teorik hem pratik eğitim görmesi gereken bir işçinin hemen aşağı, eksi 540 metreye indirilmesi gerçekten dehşet verici.

Burada sadece maden kazalarında dünyadaki oranımızın yüksekliği, bizim önlem almamız gerektiği konusu yetmiyor. Maden Araştırma Komisyonumuz Zonguldak’ta bir inceleme yaptı ve Zonguldak’taki Maden Mühendisleri Odasının Komisyona verdiği bilgiler var, oradaki sendikaların verdiği bilgiler var, oradaki Türkiye Taşkömürü İşletmeleri yetkililerinin verdiği bilgiler var. Eğer metan gazı artı hava birleşip grizu patlaması oluşuyorsa galerilerin durumu ve gidiş gelişi, havalandırması, suyu, bunların çok ciddi önlemler gerektirdiği bilinen bir gerçek.

Kanada’da bir madende, araştırma komisyonu olarak gittiğimizde, biz de asansörle 500 metre kadar aşağı indikten sonra galeride uzun bir süre gittik ve orada kurtarma odalarını gördük. Bu kurtarma odaları gerçekten dikkat çekiciydi, muhkemdi, oksijen tüpleri vardı, telefon vardı…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Bir dakika ek süre veriyorum, tamamlayın lütfen.

HASİP KAPLAN (Devamla) – Bağlıyorum.

…havalandırması vardı ve su vardı. Olası bir patlama anında, anında kapıların kapanarak güvenliğin telefonla bildirme, yeri bildirme, noktayı bildirme imkânı vardı. Biz 28 işçimize altmış altı saat sonra ulaştık, 2 işçimize de henüz ulaşamadık ve Çinli firmayı çağırdık o galerileri açan. Bu gerçekten, maden sektöründe dünyada son derece önemli bir konuma sahip olan Türkiye’nin, dünyada 28’inci sırada olan ve çeşitlilikte 10’uncu sırada olan Türkiye’nin, maalesef, payının ekonomide yüzde 1,4 olduğu gerçeği de dikkate alınacak olunursa bu önlemlerin, tedbirlerin mutlaka bir an önce alınması gerektiğini ifade ediyorum. Sayın Bakanın da bu konuda hazır olmayan taşeron firmaların kapatılacağı yönünde basına yansıyan denetime yönelik çalışmaları konusunda da daha duyarlı olacağına inanıyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Kaplan.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Bursa Milletvekili Sayın Necati Özensoy. (MHP sıralarından alkışlar)

MHP GRUBU ADINA NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlarım.

Öncelikle bu maden kazasında hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum, kederli ailelerine ve Türk milletine de başsağlığı diliyorum. Bu olay gerçekleştiğinden bugüne kadar tabii ki biz de gelişmeleri bir şekilde izlemeye devam ettik. Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak görevlendirilen arkadaşlar Zonguldak’a giderek olayları yerinde incelediler. Bütün bu bilgiler bizlere geldi, toplandı. Tabii, bu kazayı takip ederken, bu olayların nasıl olduğunu takip ederken yapılan açıklamaları da maalesef hayretle ve üzülerek izlemek durumunda kaldık. Hatta şu anda, biraz önce Sayın Bakanın konuşması bile hiç tatmin edici değil ve maalesef sadece olaydaki son durumun ne hâlde olduğunu, göçüğün ne hâlde olduğundan bahisle yirmi dakikayı doldurdu. Şimdi, ne tür tedbirler alındığı, daha altı ay önce Kemalpaşa’da olan, hemen arkasından iki ay sonra Dursunbey’de gerçekleşen kazalardan ne dersler çıkardık, neler oldu, ne tür gelişmeler oldu, bu kaza nasıl böyle vahim bir şekilde gerçekleşti; maalesef bütün bunları göremedik. Aksine Sayın Başbakan yaptığı açıklamalarda yine bizi hayretlere düşürdü.

“Üzüntümüz milletçe büyük.” diyor Sayın Başbakan “Ama yörenin insanları aslında bu tür olaylara alışık. Zonguldak bölgesinde bu tür olayları yıllarca yaşadık. Ben, daha önce bu ocaklara indim. 2 bin metrede çalışan kardeşlerimin nasıl çalıştığını gördüm. Bu mesleğin kaderinde maalesef bu var. Bu mesleğe giren kardeşlerim bunu bilerek giriyorlar. Kemalpaşa’da, Dursunbey’de bu tür olayları yakın zamanda gördük.” diyor Başbakan.

Şimdi, Sayın Bakan diyor ki: “Bu iş üzerinden siyaset yapılmaz.” Doğru, acılar üzerinden siyaset yapmayalım ama bu olayların hiç mi siyasi sorumluluğu yok? Allah aşkına yani bir Başbakan, bir Sayın Bakan burada çıkıp bu tür açıklamaları böyle hemen üzerinden geçiştirecek şekilde mi yapmalı acaba? Biraz daha tatmin edici, biraz daha yüreklere su serpici açıklamalar yapılması gerekmiyor mu?

Bakın, bu kazadan önce Kemalpaşa’da olan kazayla ilgili benim elime gelen bazı raporlarla alakalı Sayın Oktay Vural bir basın toplantısı yaptı ama hiç kimsenin de dikkatini çekmedi. Bakın, Bükköy Madencilik Turizm Ticaret AŞ’de yapılan incelemelerle alakalı bir yine Çalışma Bakanlığının, çalışma-iş müfettişliğinin bir raporu var. Buna gelmeden önce, yine, Sayın Enerji Bakanının yaptığı açıklamayla paralellik kurayım. “Gaz maskesi olmayan madende çalışamaz.” diyor ama bakın, Bükköy Madencilikle ilgili tutulan raporda “Tespit edilen noksan hususlar” diyor: “Cebri havalandırma sistemi ve desandreler yeni sürüldüğü için henüz kurulmamıştır. Havalandırma planında hava ölçüm istasyonu, hava kapıları, hava akış yönü, barajların yerleri, pervanelerin kapasiteleri ve çalışılan yerlere gelen hava miktarları gösterilmemiştir. Riskleri belirleyen sağlık ve güvenlik dokümanı henüz hazırlanmamıştır. Ocak şartlarına göre hazırlanmış tahkimat yönergesi yoktur. Pervanelerin bulunduğu bölümlerde paratoner tesisi yoktur. İşçiler karbonmonoksit maskesi taşımamaktadır.”

Bakın, bu, Bakanlığın müfettişlerinin tuttuğu bir rapor. “Ocaklarda her vardiyada gaz ölçümü yapılarak havalandırma defterine yazılmamaktadır. Sürekli gaz ölçümü yapan ve sesli ikaz veren gaz izleme cihazı yoktur. Tamir-tarama sırasında işçilerin uyması gereken kurallar konusunda bilgi yoktur ve işçiler bilgilendirilmemiştir. Kama ve fırça sayısı ile özelliği olan bölgelerde fırçaların nasıl vurulacağı ve malzemenin özelliği konusunda belirli bir kural uygulanmamaktadır.” diye rapor tutuluyor.

Bakın, asıl ilginç tarafını söyleyeyim: Tespit edilen noksanlıkların 2009 Kasım ayına kadar giderilmesi noktasında orada bu rapor tebellüğ ediliyor ama yine çok ilginç bir şey söyleyeyim: Bu raporun akabinde yapılması gereken denetim Ankara’da İş Teftiş Kurulu Başkanlığına 2009 Temmuz ayında bir talimatla, ödenek eksikliğinden bu teftişler durduruluyor. Bakın, bu Bükköy’deki o aralık ayında olan hadise, belki kasım ayında bu teftiş yapılmış olsaydı olay belki de meydana gelmeyecekti.

Şimdi, böyle bir vahim durumu Sayın Bakan niye gözden kaçırır, niye bizim yapılan basın toplantılarına, uyarılarımıza rağmen gerekli sorumlular, işte ilgililer soruşturulacak, gerekli cezalar verilecektir, denmesine rağmen, hâlâ, bu konuyla ilgili ben Sayın Bakana soruyorum: Ne yaptınız bu konuyla ilgili? Bu teftişi durduran ilgililerle ilgili herhangi bir soruşturma yaptınız mı? Hiçbir şey yapmadınız.

Şimdi, bakın, burada, yine Türkiye Taşkömürü Kurumunda gerçekleşen maalesef vahim olayda, Taşkömürü Kurumu, bütün özelleştirme, redevans, taşeron faaliyetlerinde sözleşme şartlarına göre işveren konumunda, tertip, takip, üretim ve iş disiplini açısından üst sorumluluğa sahiptir; denetim, yaptırım, idari ve yasal müeyyideler açısından sözleşme iptali dâhil, işveren konumundadır. Şimdi, burada olan hadiseyi de taşeron firma yaptı, işte orada kömür çıkarma işlemi yoktu gibi birtakım sebeplerle de hafifletmek ne kadar doğrudur? Bundan dört yıl önce de yine Maden-İş Sendikası, burada, özel sektörle alakalı vardiya direnişiyle ocağa işçi girişini engelledi. Arkadan Karadon Müessesesindeki devlet kadrosu, şimdi çalışanlar ve kaza mahallinden sorumlu özel şirket arasında idari ve teknik çelişkiler ile çifte standartları ve karşılıklı suçlamaları gündeme getirmiş; bu konu da, yer altı yatırım ve projelerinin iş güvenliği ve üretme uygunluğu dâhil, Türkiye Taşkömürü Kurumu ilgili birimlerince gözden geçirilmiş, çeşitli raporlar yazılmıştır. Senelik rutin denetimler, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı teknik müfettişlerinin inceleme ve denetim raporlarının tavsiye bölümlerindeki tespitler de çok önemlidir. Bu tavsiyeler acaba bugüne kadar nasıl dikkate alındı, ne kadar dikkate alındı?

Bakın, şu anda, Türkiye Taşkömürü Kurumunda ciddi anlamda tecrübeli mühendis eksikliği vardır. Çünkü emekli olan mühendislerin yerine işçi alınmamış, yani mühendis alınmamış, dolayısıyla emekli olanların açığı kapatılamamış ve bu bahsettiğimiz önlemleri, tedbirleri, teknik işleri yapacak mühendisler ciddi anlamda azalmıştır. Türkiye Taşkömürü İşletmelerinin en büyük sorunlarından birisi de budur. Bakın, geçmişteki mühendis sayısı ile bugünkü mühendis sayısını karşılaştırırsanız, bu acı gerçeği de önünüze koyabilirsiniz.

Yine, siyasi kadrolaşmalar konusunda bütünüyle belli bir derneğin dar kadrocu ve partizan tahakkümüne giren, iktidar partisi delegelerinin sokaktan yönettiği, hemşehriciliğin, neme lazımcılığın tarihi boyunca en üst seviyeye çıktığı Karadon Taşkömürü İşletme Müessesinde dört yıldan bu yana teknik, idari ve siyasi problemlere hangi çözümlerin üretildiği, ne gibi müeyyide ve yaptırımların uygulandığı, koordinasyondan sorumlu Türkiye Taşkömürü teknik kadrolarının vardiya raporlarındaki aksaklık ve çelişkiler hakkında neler yazdıkları en üst seviyede incelenmelidir.

Bakın, bu mühendisler, var olan mühendislerin birçok sayıda olanı da yine siyasi gerekçelerle, işte müdürlük vesaire şeflik kadrolarından uzaklaştırılıp onlara yetki verilmediğinden dolayı onlar sadece bankamatik memuruna dönüşmüş ve şu anda var olan mühendisler de aktif bir şekilde görevlerini yapamamaktadırlar, yapmamaktadırlar. Dolayısıyla, bu kaza ve bundan önceki kazalarda gerçekleşen…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

 BAŞKAN – Bir dakika ek süre veriyorum, tamamlayın lütfen.

NECATİ ÖZENSOY (Devamla) – …bu sonuçları da tamamıyla dikkate alarak ve hatta bizim daha önce verdiğimiz hem Kemalpaşa’da gerçekleşen bu vahim kaza ve Dursunbey’de gerçekleşen vahim kazayla ilgili araştırma önergelerini de dikkate alarak, maden komisyonu değil, madenlerle ilgili sorunların tartışıldığı değil, madenlerdeki iş kazalarının tartışıldığı bir araştırma komisyonunun kurulmasını buradan talep ediyor ve bir daha böyle vahim kazaların da gerçekleşmemesini diliyor, tekrar, ölenlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ve Türk milletine de başsağlığı diliyorum.

Hepinize saygılar sunarım. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Özensoy.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İzmir Milletvekili Sayın Kemal Anadol. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Sayın Başkan, yüce Meclisin saygıdeğer üyeleri; Zonguldak’ta meydana gelen iş kazası, daha doğrusu iş cinayetiyle ilgili Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, 17 Mayıs 2010 tarihinde, 08.00-16.00 vardiyasında, saat 13.27 civarında iş kazası meydana geldi. Eksi 540 kodunda meydana gelen ve aralarında 2 maden mühendisinin bulunduğu 30 maden emekçisinin hayatını kaybetmesine neden olan büyük bir facia yaşandı. Kaza, Karadon İşletmesinde -Yeni Kuyu- eksi 540 kodundaki hazırlık galerisinde meydana gelmiştir. Galerinin sürülmesi yani açılması taşeron firma tarafından yürütülmektedir.

Üç vardiya çalışma yapılan iş yerinde kaza anında, 2 maden mühendisi, 28 işçi olmak üzere 30 kişi çalışmaktadır. Kaza, grizu yani metan gazıyla hava karışımının patlaması sonucunda oluşmuştur. Grizunun patlamasıyla oluşan yüksek sıcaklık, karbonmonoksit gazı ve darbe etkisi ölümlere neden olmuştur. Galeri ilerlemeleri patlayıcı madde kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Patlamadan önce çalışma ortamındaki grizunun yükseldiği saptanmıştır.

Ocakta çalışan işçiler genellikle çevre köylerde oturan vatandaşlarımızdan sağlanmakta, hepsi sendikasız ve çok düşük ücretle çalıştırılmaktadır. Çalışan işçilerde -burası çok önemli- çalışan işçilerde gaz maskesi bulunmadığı ortaya çıkmıştır. Gaz izleme sistemi vardır ama bu sistemin erken uyarı sistemiyle desteklenmediği sürece işlevsel olmayacağı açıktır. Kurum ve ilgili bakanlıklar tarafından yapılması gereken denetimlerin yeterli olmadığı gözlemlenmiştir. Bunun en somut örneği, demin söylediğim, işçilerde gaz maskesi yok, Enerji Bakanlığı da ortada yok, Çalışma Bakanlığı da ortada yok.

Değerli arkadaşlar, önce şunu söylemek istiyorum: Birincisi, iki dönem Zonguldak milletvekilliği yapmış bir arkadaşınız olarak konuşuyorum. Bu ocaklara defalarca girip çıkmış, çeşitli iş kazalarında inceleme heyetlerinde bulunmuş bir arkadaşınız olarak konuşuyorum. Şimdi, en önemli bir yanlışı düzeltmek istiyorum. Âyet-i kerîme var: “Her nefis ölümü tadacaktır.” Kur'an-ı Kerim’de birkaç yerde geçmektedir. Evet, ölüm kaderdir ama ölümle kazayı birbirine karıştırmak saçmalıktır, kaza kader değildir. Eğer siz çocuğunuz doğduktan sonra gerekli aşıları yaptırmıyorsanız, öldükten sonra “Bu kaderdir.” demeye hakkınız yoktur. Eğer siz hatalı sollama yapıyor, 90 kilometre yerine 180 kilometre gidiyorsanız, o kazadan sonra buna “kader” demek mümkün değildir.

Evet, ölüm kaderdir, kaza kader değildir, bilimsel verilerle saptanmıştır. Sayın Bakanın dediği kısmen doğrudur. En az iş kazalarının olduğu yerlerde bile ölümlü kaza olmaktadır ama iş kazalarının yüzde 98’i önlenebilir kazalardır ama Türkiye, iş kazalarında dünya 3’üncüsü, Avrupa 1’incisidir. Kader mi bu? Kader mi?

Maden kazaları son yıllarda belirgin olarak artmaktadır. Maden Mühendisleri Odasının resmî kayıtlarına göre 2008 yılında 43 kişi ölmüştür, 2009 yılında 92 kişi ölmüştür, 2010 yılında –bu son kaza ile- toplam 66 kişi canını kaybetmiştir. Özellikle, yer altı kömür madenciliği, işçi sayısı başına düşen kaza ve ölüm sıralamasında bütün sektörlerin başında yer alıyor. Niye madenlerde kaza sayısı artıyor? Şundan: 1980’lerden sonra özelleşme fetişizmi yaşıyoruz, hâlen daha. Özelleştirme, taşeronlaşma, redevans yani maden işletmesini kiraya verme gibi yanlış uygulamalar… Yoğun birikim ve deneyime sahip bir kurum vardır, TTK (Türkiye Taşkömürü İşletmesi) eski Ereğli Kömür İşletmeleri. Türkiye’de ilk maden mühendisliği mektebi, üniversitenin dışında, Zonguldak’ta kurulmuştur. Dolayısıyla, iş kazalarına karşı yoğun bilgi, birikim ve deneyimi olan bu Kurumun aradan çıkarılması, bunun yerine yeterli deneyim ve uzmanlaşmanın olmadığı kişi ve şirketlere bırakılması iş kazalarının artmasına neden olmaktadır. Yaşadığımız son olay bunu bir kez daha göstermiştir. Düşünün, maden işçilerinin o karanlığa, yerin 540 metre derinliğine inerken maske kontrolü yapılmamıştır arkadaşlar. Bu bile Hükûmetin siyasi sorumluluğunu ortaya koymaktadır. Yani siz, işçileri maskesiz aşağıya indiriyorsunuz, o şirketi denetlemiyorsunuz, eşe dosta maden ocaklarını peşkeş çekiyorsunuz özelleştirme, taşeronlaşma diye, denetlemiyorsunuz da, ondan sonra buna “Kader” diyorsunuz. Öyle şey yok! Bu kadar ucuz değil siyaset yapmak. Bunun siyasi sorumluluğu vardır. Eğer dilimizden düşürmediğimiz Avrupa Birliği ülkelerinde, maskesiz işçilerin, 30 kişinin, grizu zehirlenmesi sonucunda, patlaması sonucunda öldüğü ortaya çıksa, o ülkede başbakan da istifa eder, enerji bakanı da çalışma bakanı da. Böyle şey olmaz! Yani “Allah rahmet eylesin.” diyeceğiz, geçiştireceğiz olayı. Böyle bir şey yok arkadaşlar, böyle bir şey yok. Siyaset yapmak da o kadar ucuz ve kolay bir şey değildir, siyasi sorumluluğu vardır her bakanın ve Başbakanın.

Taş kömürü havzası, 2004 yılında çıkartılan Maden Kanunu kapsamına alındı ve yeni bir süreç başladı. Bu süreçle birlikte, Kurumun uzmanlaştığı hazırlık, üretim ve yıkama -bunlar çok önemlidir arkadaşlar, bunlar asli işleridir Kurumun- tüm hizmetler, bunlar elden çıktı, özel sektör marifetiyle yapılmasının, bir yandan da Kurumun tasfiye edilecek duruma gelmesinin önü açıldı. Böylece, iş kazaları çoğalmaya başladı.

Değerli arkadaşlar, Sayın Bakanın söylediği bilgiler doğrudur -ama bunları yeni öğrendi herhâlde- Zonguldak, çok önemli bir ildir. Churchill, İsmet Paşa’yı, Tarsus Yenice’de, tren vagonunda, İkinci Dünya Savaşı’na sokmaya çalışıyor. İsmet Paşa da Türkiye’yi savaşa sokmamak için olmayacak koşullar ileri sürüyor. Şu kadar asker, şu kadar tank, şu kadar top filan derken bir koşul ileri sürüyor, çok önemli bu: “Ankara, İstanbul ve Zonguldak’ın savunmasını üstlenecek misiniz?” diye soruyor. Bursa değil, İzmir değil, Zonguldak. Neden? O zaman, trenler kömürle çalışıyor, donanma kömürle çalışıyor, okullarda, fabrikalarda, her yerde kömür yanıyor. Nereden çıkıyor bu kömür? Zonguldak’tan çıkıyor. Dolayısıyla, bu kadar tarihî önemi olan Zonguldak, bu iktidar döneminde özellikle, geçmiş iktidarların da elbette suçu var, bu iktidar döneminde gözden çıkarıldı. Redevans, taşeronlaşma, sendikasız işçi çalıştırma ve buna benzer uygulamalar, bu kazaların baş sebebidir. Bunlar, kaza değildir, resmen cinayettir. “Cinayet”, “iş kazası” yerine “iş cinayeti” demek daha doğrudur ve bu cinayetlerin sorumlusu da ülkeye egemen olan, ülkeyi yöneten iktidardır. Onun için, bu Hükûmetin sorumlu bakanlarını gereğini yapmaya ve istifaya davet ediyorum.

Yüce Meclise saygılar sunarım. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Anadol.

60’ıncı maddeye göre pek kısa söz talepleri vardır.

BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Sayın Başkan, grup adına…

BAŞKAN – Vereceğim de, o arada onları çıkarıyorum.

Birer dakika söz hakkı veriyorum.

Sayın Barış…

VI.- AÇIKLAMALAR

1.- Kırklareli Milletvekili Tansel Barış’ın, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazaya ilişkin açıklaması

TANSEL BARIŞ (Kırklareli) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Öncelikle, Zonguldak’ta kömür madeni ocağında meydana gelen kaza sonucu hayatlarını kaybeden 30 madencimize Tanrı’dan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabırlar diliyorum.

Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından verilen verilere göre, toplam 390 bin kaza meydana gelmiştir bugüne kadar ve 3.736 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir.

Değerli arkadaşlarım, Türkiye’de iş kazasında yaşamını yitiren maden işçisi sayısı yüz binde 92 iken, Portekiz’de bu oran yüz binde 43, Kanada’da yüz binde 35, Amerika’da ise yüz binde 27’dir.

Değerli arkadaşlarım, Sayın Başbakanın hayatlarını kaybeden madencilerimize yönelik yapmış olduğu açıklamada kazayı “kader” olarak yorumlaması gerçekten çok üzücü olmuştur. Sayın Başbakan, 30 madencimizin ölümünün gereğinden fazla abartıldığını söylüyor. “Bunlar kaza olacağını biliyorlar, bile bile maden ocağına giriyorlar.” demektedir, “Bunların kaderi.” demektedir. Hâlbuki teknolojiyi…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Köse…

2.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazaya ilişkin açıklaması

ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Zonguldak’taki grizu faciası nedeniyle hayatlarını kaybeden 30 emekçi yurttaşımıza Allah’tan rahmet dilerken kederli ailelerine de başsağlığı ve sabırlar diliyorum.

Sayın Başkan, iş kazaları, Sayın Başbakanın dediği gibi “kader” değildir. “Kader” dediğiniz şey, şartların ortada olması hâlinde mümkün olanların meydana gelmesidir yani başa gelen her bela veya kazaların kader ile ilgisi yoktur. Zonguldak’taki patlamanın tek sorumlusu siyasi iktidardır. Tedbirsizlik, ne kaderdir ne inançsızlıktır ne de imansızlıktır.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Güvel

3.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazaya ilişkin açıklaması

HULUSİ GÜVEL (Adana) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlar, Zonguldak ilimizde 17 Mayıs 2010 tarihinde yaşadığımız ve 30 yurttaşımızın hayatını kaybettiği son maden kazasında yaşananlar, maalesef tüm ülke yurttaşlarımızı derinden üzmüştür.

Biraz önce Sayın Bakanın açıklamaları, üzüntü ve başsağlığı dilekleri, ölenleri geri getirmediği gibi bu yurttaşlarımızın yakınlarının da acılarını dindirmiyor. Ülkemizin değişik illerinde yaşanan bu maden kazaları ölümleri böyle sürüp gidecek mi? İnsan hayatının bu kadar değersiz olmadığını herkesin, özellikle iktidarın çok iyi anlaması gerekiyor. Maden ocaklarında gerekli tedbirlerin acilen ciddi şekilde alınmasını diliyorum.

Hayatını kaybeden yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.

Teşekkür ederim Başkanım.

BAŞKAN – Sayın Işık…

4.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya ili Tavşanlı ilçesinde meydana gelen göçük kazası ve Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazaya ilişkin açıklaması

ALİM IŞIK (Kütahya) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

12 Mayıs 2010 tarihinde Kütahya ili Tavşanlı ilçesinde meydana gelen göçük kazasında hayatını kaybeden 2 değerli hemşehrime, 17 Mayıs 2010’da Zonguldak’ta meydana gelen grizu patlamasında hayatını kaybeden 30 vatandaşımıza Allah’tan rahmet diliyor, yakınlarına başsağlığı ve sabırlar diliyorum.

Değerli milletvekilleri, 12 Mayıs 2010 tarihinde hayatını kaybeden 2 hemşehrim maalesef yer altında sigortasız olarak çalıştırılmış, iki buçuk yıldır devlete olan sosyal güvenlik primlerini ödememiş ve 2 trilyonun üzerinde devlete borcu olan bir taşeron firmanın cinayeti sonucu hayatını kaybetmiştir.

Bu konunun Türkiye’deki 72 milyonu ilgilendiren çok önemli bir konu olduğunu hatırlatıyor, gereken tedbirlerin mutlaka bir an önce alınması gerektiğini ifade ederek teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Aydoğan

5.- Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazaya ilişkin açıklaması

ERGÜN AYDOĞAN (Balıkesir) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Ben de Zonguldak’ta yaşamını yitiren maden işçilerine Allah’tan rahmet diliyor, yakınlarına başsağlığı diliyorum.

Sayın Bakan, son yıllarda maden kazalarının sıklıkla artması ve ölümlerin artmasının nedeni nedir, bunların önlenmesiyle ilgili hangi tedbirleri aldığınızı biraz önceki konuşmanızda da söylemediniz. Son yıllarda sizin döneminizde maden kazalarının artmış olması, ölümlerin artmış olması bu tedbirlerin eksikliklerinden kaynaklanmakta mıdır ve -Hükûmetiniz- ILO’nun 176 sayılı Madenlerde İşçi Sağlığı ve İşçi Güvenliği Sözleşmesi’ni imzalamayı düşünüyor musunuz, düşünmüyor musunuz?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Karapaşaoğlu

6.- Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu’nun, maden ocaklarının tekrar gözden geçirilmesini talep ettiklerine, maden konusunda kurulan araştırma komisyonunun bu konuları detaylı bir şekilde incelemeye aldığına ilişkin açıklaması

MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) – Sayın Başkanım, maden ocaklarında hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Cenabıhak’tan rahmet diliyoruz, kederli ailelerine başsağlığı diliyoruz ve maden ocaklarımızın tekrar gözden geçirilmesini de talep ediyoruz. Zaten maden konusunda araştırma yapan Komisyonumuz bu konuları detaylı bir şekilde incelemeye almıştır.

Ancak Bursa’da Kemalpaşa’da Bükköy’deki maden ocağının kapatıldığını öğrenmiş bulunuyoruz. Bizim talebimiz: Bu ocağın günün şartlarına, modern alet edevata ve teçhizata kavuşturularak tekrar işletmeye açılmasının hem bölgemize hem o bölgeye katkı sağlayacağını, ekonomik ve sosyal katkı sağlayacağını ifade etmek istiyorum. Temelli kapatma değil, iyileştirdikten sonra çalışmaya açılması talebinde bulunuyoruz.

Saygılar sunuyorum efendim.

BAŞKAN – Sayın Tunç…

7.- Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç’un, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazaya ilişkin açıklaması

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Sayın Başkanım, Zonguldak Karadon’da meydana gelen grizu faciası bütün milletimizi büyük bir acıya boğmuştur. Kazanın olduğu saatlerden itibaren Çalışma ve Enerji bakanlarımız olay yerine intikal etmişler ve bir haftadan fazla bir süre Zonguldak’tan, kuyunun başından ayrılmamışlardır. Sayın Başbakanımız da kaza mahalline gelmiş ve kurtarma çalışmalarına nezaret etmiş, madenci yakınlarının acılarını paylaşmıştır. Tüm çabalara rağmen, madencilerimize sağ olarak ulaşmak mümkün olamamış, Zonguldak, Karabük ve Bartın’da gözyaşlarıyla uğurlanmışlardır.

Ben kazada hayatını kaybeden bütün madencilerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Her türlü riski üzerine alarak kurtarma çalışmalarında görev alan tahlisiye ve kurtarma ekiplerine teşekkür ediyor, bakanlarımıza ve bölge milletvekillerimize teşekkür ediyorum. Milletimizin bir daha böyle acılar yaşamamasını Allah’tan temenni ediyorum.

BAŞKAN – Sayın İçli…

8.- Eskişehir Milletvekili H. Tayfun İçli’nin, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazaya ilişkin açıklaması

H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Son olarak Zonguldak’ta ölen 30 emekçimiz ile geçmişte yaşamlarını yitiren emekçilerimize Allah’tan rahmet diliyorum.

Değerli Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; ILO raporlarına göre maden ocakları kazalarında Türkiye Avrupa 1’incisi, dünyada ise Çin ve Rusya’dan sonra dünya 3’üncüsü. Bu kader midir? Tedbirsiz ve dikkatsiz olmak bir kader midir? Kaza olduktan sonra Sayın Başbakanla bakanların orada günlerce kalması kader midir? Bana göre bakanlarımızın kaza olmadan önce gerekli tedbirleri alması ve maden ocaklarını denetleyecek bürokratları görevlendirmesi önemlidir diyorum.

Tekrar, söz verdiğiniz için teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Özkan…

9.- Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazaya ilişkin açıklaması

MURAT ÖZKAN (Giresun) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Ben de hayatını kaybeden 30 emekçimize, maden emekçimize, bir madenci çocuğu olarak Tanrı’dan rahmet diliyorum, geride kalanlarına başsağlığı dileklerimi iletmek istiyorum.

Kazanın hemen akabinde, Genel Başkanımızın talimatıyla bir heyet hâlinde Zonguldak’a gittik, madenci kardeşlerimizin acısını paylaştık. Ancak şunu belirtmek isterim ki: Burada yapılan, buradaki bir hadisenin -sadece bakanlar tarafından saatlerce uykusuz kalarak orada beklemek- son derece ilkel bir yönetim anlayışı olduğudur. Biz, sayın bakanlardan siyasal sorumluluk, oradaki görevlilerden de bürokratik sorumluluk gereği istifa etmelerini, oralarda saatlerce beklemek yerine işlerini yapmalarını diliyoruz ve bu hadisenin de takipçisi olacağımızı bildirmek istiyoruz.

Değerli bakanlarımız, lütfen, 1990…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)

A) Hükûmetin Gündem Dışı Açıklamaları (Devam)

1.- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazaya ilişkin gündem dışı açıklaması ve Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Bursa Milletvekili Necati Özensoy, İzmir Milletvekili K. Kemal Anadol ve Zonguldak Milletvekili Fazlı Erdoğan’ın grupları adına; Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, şahsı adına konuşmaları (Devam)

BAŞKAN – Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Zonguldak Milletvekili Sayın Fazlı Erdoğan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA FAZLI ERDOĞAN (Zonguldak) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Gerek Zonguldak’ımızda gerek ülkemizde alın teri, göz nuru, el emeği uğruna özellikle madenlerde çalışırken hayatını kaybeden ve kara elmas diyarında son olarak 30 kardeşimizin acısını içimizde hissederek, ölenlere Allah’tan rahmet dilerken, geride bıraktıkları acı ve kederli ailelerine bir kez daha başsağlığı diliyorum. Zonguldak kara elmas diyarından ve ülkemizin üzerinden bu kazaların tekrar geçmemesini Allah’tan temenni ediyorum.

Bu olay anından itibaren, Zonguldak’ta sevinçli bir gün yaşıyorduk o olay anına kadar ama bu sevinç biraz kursağımızda kaldı. Zonguldak Çaycuma Havaalanında yurt dışı seferleri başlamıştı, yurt içi seferleri de devreye girdiği bir açılış töreninde bulunurken, pazar günü, 17 Mayıs saat 13.00 sularında bu haberi alınca gelişen olayları adım adım takip ettik ve olay mahalline vardığımızda, gerçekten gerek Valimizin gerek kaymakamlarımızın, belediye başkanlarımızın, arkasından sayın bakanlarımızın ve Sayın Başbakanımızın olayın başından sonuna kadar, iktidarıyla muhalefetiyle olay mahalline gelerek, acımızı paylaşarak, “Ben de burada varım, ben de bir kenarından tutayım, belki ben de cana sağlıklı bir şekilde kavuşurum.” diyen duasıyla, emeğiyle, katkısıyla, fiziği ve gönlüyle yanımızda olan bütün arkadaşlara, bütün dostlara teşekkür ediyorum ve bu saatten itibaren olayın yönetimi, Sayın Hayati Yazıcı Bakanımız, Enerji Bakanımız Sayın Taner Bey ve Ömer Bey’in de bildiği gibi, sizlerin de bildiğiniz gibi, olay, belli bir koordinasyon içerisinde yürütülmüştür. Kurumun raporu ortadadır. Arkasından Sayın Başbakanımız gelmiş, günübirlik, bir saatlik de olsa, bütün işlerinin yoğunluğuna rağmen Zonguldak’a gelerek acımızı paylaşmıştır.

Söylemler üzerinden farklı yorumlar yükleyerek meseleyi bir savunma atmosferine, temeline dayandırmak istemiyorum ama Kurum yetkilileri burada olayın başından sonuna kadar olayı ince ince ayrıntılarıyla yazmıştır. Kurumlar, elbette yüz elli yıllık Kurumun tarihinde ve Türkiye'nin her yerinde Türkiye Taşkömürü yetkilileri arama kurtarma çalışmalarında seferber olmuşlardır, bu noktada birikimi vardır. Gerçekten bu olayın başından sonuna kadar 2.000-2.500 derecedeki bir yanmanın olduğu bir noktada, “Daha hızlı hareket edilseydi, maskesi olsaydı kurtulabilir miydi?” noktasında burada söylemler oldu. Burada tabii ki siyaset kurguları yapıldı ama şunu bilmemiz lazım ki, 100 derecede bir suyun kaynadığını düşünürseniz, 3 bin derecedeki bir sıcaklığın bir dakikada her şeyin bittiğini, kül olduğunu, bunu da algılamakta hiç kimsenin, ortak aklı kullanan hatta stratejik aklı kullanan herkesin bilmesinde yarar var.

Özellikle siyasi partilerin temsilcilerinin konuşmalarının hepsi bizim için saygıdeğerdir. İlgililer oraya gelmiş, olayı mahallinde izlemişlerdir ama takdir edersiniz ki şöyle bir şemayı kısaca sizinle paylaşırken: Karadon Kuyusu, Gelik Kuyusu... 740 metre Kara Hasan Kuyusu’nun, Karadon Kuyusu’nun bir derinliği vardır. 20 metre çapındaki bu kuyunun -daha yeni yapılmıştır- temiz hava sirkülasyonu sürekli olarak mevcuttur ve burada olay mahalli, 540 metresinde olduğunu düşünürsek, daha yukarısında 360 ve 460 mevkisinde de müessesede çalışan işçiler orada çalışmaktadır. Aşağıda -özel sektör, dört yıldan beri Yapı-Tek firması orada bu işi yapıyor- bütün Zonguldak’ın altında 300 kilometre galeri vardır, Ankara’dan Zonguldak’a giden yolun uzunluğu Zonguldak’ın altında mevcuttur. Bu Yapı-Tek firması sadece 8 bin metreyi almıştır, orada sadece hazırlık çalışması, galeri çalışması, tünel açma çalışması yapmaktadır ve bu çalışmanın da yüzde 65-70’i bitmek üzeredir. Üç seneye yakın süreden beri Türkiye'nin her yerinde başarılı çalışmalarıyla ve yapılan incelemelerde de ekim ayı sonunda Çalışma Bakanlığımızın tebrik ve takdirine mazhar görülecek bir noktada Zonguldak’ın bir eksiği yoktur, bu da belgelidir. Altı ayda bir müfettiş raporları da ortadadır. Fakat şunu bilmekte yarar var: Ölen arkadaşlarımızın içerisinde kırk yaşında, yirmi beş yaşında olan arkadaşlarımız, o arada olan arkadaşlarımız olduğu gibi, Türkiye Taşkömürü içerisinde emekli olmuş, elli, elli beş, altmış yaşında tecrübeli arkadaşlarımız vardır, orada 2 tane de mühendis arkadaşımız vardır.

Tabii bunların hepsini üst üste koyduğumuz zaman, Zonguldak ve Türkiye’de, bakıldığı zaman “Bugünlerde çok fazla oluyor.” demek, tabii ki dikkate değerdir, ama 1941 yılından başlayarak 2010 yılına kadar bakıldığı zaman Zonguldak için ortalama oranlar buradadır. Özellikle geçmişte, 1992’de yıl ortalamasında değil toplam yılda 275 can kaybedilmiştir Kozlu’da. Bunun 263’ü grizuda gitmiştir, diğerleri tabii ki normal kaza sonucudur. Her şeyden önce o günkü Bakan Sayın Moğultay’dır ve o işletmenin sahibi de Türkiye Taşkömürünün kendisidir. Olayı şuradan almamız gerekiyor: Şu anda, Türkiye Taşkömürü… Evet, taşeronlaşma, özelleştirme noktasında geldiğimiz zaman, 22 tane redevansçı vardı, sigortalı işçi çalıştırma sayısı belki binlerde yoktu. Maden Kanunu’yla bunu yeniden yapılandırdık, 4 tane büyük, 22 tane de küçük firma olarak şu anda 4.200 veya 4.500 civarında resmen sigortalı işçimiz var. Türkiye Taşkömürünün kendi bünyesinde 11.709 kayıtlı çalışanı var, 900’e yakın mühendis var. Arkadaşlarımız, “Mühendis alınmadı…” O 900 arkadaşımızın bazıları üç ayda bir gelip imzasını atıp gidiyorlar. Tabii ki, aşağı inme noktasında onların belli yıldan sonra aşağıya inmeleri de mümkün olmuyor, başka yerlere göndermeye kalktığımız zaman astarı bezinden daha pahalı oluyor. Bunların hepsine baktığımız zaman, AK PARTİ Hükûmeti, Sayın Başbakanımız, takdir edersiniz ki… Bölgedeki sendikamız, Ankara’ya geçmişte çok giriş çıkışları olmuştur, yürümüşlerdir, işçimizin hakkını gerçekten korumak adına çok mücadele vermişlerdir. Ama geçmişte Cumhurbaşkanlığı yapmış başbakanlarımız “Bu Kurumu kapatalım, biz buradaki çalışanların maaşlarını evde oturtup verelim…” yüzde yüz daha kârlı olduğumuzu rahmetli Özal söylemiştir. Ama biz geldik, bu Kurumu, sosyal boyutu hesaba katarak, Meclis eski Başkanımız Sayın Köksal Toptan, Polat Bey ve biz, bütün arkadaşlar, bu bölgede elbette kara elmas, 1 milyar 300 milyon ton rezervimiz varsa, bunu, Türkiye’nin, İsmet Paşa’nın dediği gibi enerji merkezi yaparak Türkiye’nin açıkça kömür ihtiyacını, yerli ihtiyacını enerji sektörüne de dayandırarak sunmak istedik. O nedenle Sayın Başbakanımız geldi… Geçmişten beri hep muhalefet sözcüleri bunu söyler: Zonguldak -rakamı söylemek bana ağır geliyor ama bir gerçek- 4.500 şehit vermiştir, 5 bin şehit vermiştir; onun anıtının açılmasına da Sayın Başbakanımız 25 Mayıs 2003 yılında gelmiştir.

Tabii ki, Sayın Başbakanımız 1 Temmuz 2008’de de gelmiştir -emekli olanların yerine- kara elmasın Kozlu Müessesesinde -5 tane müessesemiz var- madene inmiştir, 560 kodunda işçiyle ekmeği paylaşmıştır; alın teri, göz nuru, el emeğinin oradaki durumunu görmüştür. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Kozlu meydanına çıktıktan sonra da 3 bin kişinin oraya sözünü vermiştir. Daha önce de 1.200 kişi alarak hem TTK’yı korumak hem de özel sektörle beraber, elbette şartları da en iyi şekilde kontrol ederek insanımıza, bölgemize faydalı olmaya çalışılmıştır.

Bu çalışmaları yaparken elbette muhalefetin de sendikanın da desteği alınmıştır. Ben şunu belirtmek istiyorum: Geçmişte burayı kapatmaya karşı çıkanlar elbette bizimle beraber örtüşmüştür. Ama yaşatmaya karşı çıkmak adına değil de yaşatmayı devam ettirmek adına somut bir öneriniz var mı? Biz bu somut önerileri alacağız. Elbette yetkililer inceliyor. Özel sektörün hatası mı var, kamu denetçilerinin hatası mı var, oradaki işçimizin yanında taşıdığı olmaması gereken malzemelerden dolayı mı yanıcı bir şey ortaya çıkmıştır? Bu henüz belli değil. Ama bir gerçek var: Hepimiz her konuda hassas olmak zorundayız. Türkiye, özel noktalardan geçiyor. “Bakanlar ortada yok, yetkililer ortada yok.” derken, burada kongre çalışmalarıyla açıkça meşgul olanlar belki bunu duymamış olabilir. Gönül isterdi ki, muhalefet de olay anında orada beş dakika önce gelsin..

K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Oradaydı, orada. 5 milletvekili vardı, 5 milletvekili.

FAZLI ERDOĞAN (Devamla) – Teşekkür ediyorum, Allah hepinizden razı olsun. Hepsine teşekkür ettim.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Niye laf atıyorsun?

FAZLI ERDOĞAN (Devamla) – Hayır, atmıyorum.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Niye “kongre” diyorsun?

FAZLI ERDOĞAN (Devamla) – Bir dakika… Bir dakika…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Niye “kongre” diyorsun o zaman?

FAZLI ERDOĞAN (Devamla) – Lütfen.. Lütfen…

BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu, lütfen…

FAZLI ERDOĞAN (Devamla) – Biz ilgisiz değiliz, hassasız.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – “Kongre” diyorsun. Haksızlık yapıyorsun.

BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu, lütfen…

FAZLI ERDOĞAN (Devamla) – Sayın Başbakanımızın bir cümlesini yanlış yorumlamayın.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Haksızlık yapıyorsun.

BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu, lütfen…

FAZLI ERDOĞAN (Devamla) – Lütfen... Ben bugün Sayın Kılıçdaroğlu’na teşekkür ediyorum. Zonguldak’a gitmiş, olay mahallinde Zonguldak’a sahip çıkmıştır. Eksiği olanın hesabı sorulacak ama Sezar’ın hakkını da Sezar’a vermek üzere…

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Neredeyse “Muhalefet yaptı.” diyeceksin!

K. KEMAL ANADOL (İzmir) – 5 milletvekilimiz vardı!

FAZLI ERDOĞAN (Devamla) – 5 milletvekiline teşekkür ettim öncesinden ama biz Sayın Başbakanımızın oraya gelmesinden, olaya sahip çıkmasından Zonguldak halkı olarak açıkça mutlu olduk, bunu da paylaştık ve sayın bakanlarımız sadece acıyı paylaşmayı, orada gelip giderek değil; tek tek her haneye gitmiş, sosyal güvence açısından, nezaket açısından, taziyenin gereği açısından kalpleriyle, yürekleriyle…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MURAT ÖZKAN (Giresun) – Bu kadar yağcılık yapma Sayın Vekil, yağcılık yapmanın sonu iyi değildir!

BAŞKAN – Bir dakika ek süre veriyorum, lütfen tamamlayın.

FAZLI ERDOĞAN (Devamla) – Ve Türkiye'de ilk defa da bu böyle olmuş.

K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Genel Başkanımız orada şimdi.

FAZLI ERDOĞAN (Devamla) – Başka zaman, gelmiş, selam vermiş, gitmiş. Biz selam vermedik, acıyı paylaştık.

Ben Sayın Başkanım Köksal Bey’e ve bölge milletvekillerimize, oraya gelen bütün milletvekillerine…

K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Acıyı değil, sorumluluğu paylaşın, iktidarsınız!

FAZLI ERDOĞAN (Devamla) – Sorumluyuz, sorumluluğumuzun gereğini yapıyoruz.

YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Bunlar olmadan tedbir alacaksın, tedbir! Tedbir nerede? Kader mi bu, kader mi?

FAZLI ERDOĞAN (Devamla) – Ama şunu bilmenizi istiyorum ki: Sayın milletvekilleri, sayın muhalefet yetkilileri; sizin zamanınızda Moğoltay istifa etti mi?

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Böyle bir ölüm olayında bile…

FAZLI ERDOĞAN (Devamla) – 263 kişi öldüğü zaman böyle bir durum oldu mu? Bunu gerektiriyorsa biz onu da yaparız ama giden 30 canın, hiç kimse, üzerinden ajitasyon yaparak siyaset yapmasın diyor…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Ayıp ya, ayıp, ayıp!

MURAT ÖZKAN (Giresun) – Hadi sen yapma bari, sen yapma!

BAŞKAN – Sayın Özkan…

FAZLI ERDOĞAN (Devamla) – …hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Erdoğan.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Ölüm olayında siyaset yapıyorsun, ayıp ya!

YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Siyaset yapan sizsiniz, siz!

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – “Kongre” diyorsun bir de! Ölüm olayında, kongre… Ayıptır yahu, ayıptır ayıp!

YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Siyaset yapan sensin! Tedbir al tedbir!

FAZLI ERDOĞAN (Devamla) – Gerçekler ortada.

BAŞKAN – Sayın Erdoğan, teşekkür ederim.

YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Partine yağ yakacağına tedbir al! Bakan istifa etsin orada oturacağına, ikinci kaza, üçüncü kaza bu!

BAŞKAN – Grubu bulunmayan bir milletvekili olarak Tunceli Milletvekili Sayın Kamer Genç.

Buyurun.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hükûmetin gündem dışı yaptığı konuşma üzerine grubu bulunmayan milletvekili adına söz almış bulunuyorum. Hepinize saygılar sunuyorum.

17 Mayıs Pazartesi günü Zonguldak’ta meydana gelen ve 30 canımızı alıp götüren bu menfur kaza dolayısıyla hayatlarını kaybeden değerli o kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, yakınlarına başsağlığı diliyorum.

Şimdi, burada dinledik arkadaşlar. Diyor ki: “Biz gittik, Başbakanımız gitti, bakanımız gitti.” Yahu, önemli olan, adam öldürmeyeceksin. Öldür hepsini, git acısını paylaş! Bu çok mantıksız, çok seviyesiz bir düşünce tarzı.

Sen, ey AKP’liler, iktidara geldiğiniz günden beri, sizin tek hedefiniz var: Yandaşlarınıza kâr sağlamak. Orada hizmet satın alma yoluyla gidip taşeron tutuyorsunuz, kendi yandaşlarınıza, madencilik konusunda en ufak bir deneyimi olmayan insanlara getirip de orada ihale veriyorsunuz, ondan sonra, acemi insanları getirip, maden konusunda gerekli bilgi ve birikimi olmayan kişileri getirip sigorta yaptırmadan çalıştırıyorsunuz, gerekli tedbirleri almıyorsunuz; ondan sonra da kaza oluyor, 30 tane can gidiyor. “Yahu, geçmişte de adam ölmüş...” Yahu, şimdi, arkadaş, kötü emsal, emsal olamaz. Sen, dirayetli bir yönetim gösteriyor musun göstermiyor musun? Sen, sırf yandaşın olan kişileri orada kâr elde etmesi için getiriyorsun da insanların kanı, canı pahasına onlara para kazandırıyor musun kazandırmıyor musun? Bunun ismi cinayet, cinayetin sorumlusu da Hükûmet.

Dolayısıyla, eğer bu Hükûmette vicdan varsa, hiç olmazsa bir bakanın istifa etmesi lazım yahu! Bu böyledir arkadaşlar! Bir devlet ancak böyle ayakta kalır. Yüzlerce insan ölecek, onlarca insan ölecek, “Efendim, ben gittim, maden ocağında, başında bulundum, acıyı paylaştım...” Yahu, acıyı paylaşmaya gitme kardeşim, acıyı önle, acının meydana gelmesini, insan ölümlerini önle. Sen, şimdi, oraya gitmişsin de ne yapmışsın ki? İşte, Cumhuriyet Halk Partisinden 5 milletvekili gidiyor; “Biz, yalnız gittik.” diyor. Bu kadar yani inkârcı bir insan olur mu yahu? Nedir? Buradan, televizyondan vatandaşlar yanlış anlasınlar. Böyle bir şey olmaz arkadaşlar! Eğer onurlu ve haysiyetli bir siyaset güdülmek isteniyorsa… Bakın, siyasette kusursuz sorumluluk dahi vardır ama nerede o sizde kusursuz sorumluluk? Bir olay meydana gelir ama o olayda -en azından o olayın meydana geldiği- bakanlıkta açık seçik kusur da olmayabilir ama öyle onurlu insanlar vardır ki, “Arkadaş, ben burada zamanında gerekli tedbiri almadım ama benim de kusurum yok ama ben buna göre istifa ediyorum…” İşte, bu onurlu davranışı Türkiye’de gösteren olmadı. “Efendim, geçmişte göstermemiş…” Geçmişteki onursuzsa sen de mi onursuzsun kardeşim? Onu da söyleyeyim sana yani bu iş… Bu devleti böyle çökerttiniz. Bu devleti yöneten insanlar hep ceplerini doldurdu bugüne kadar, sorumluluk duygusunu paylaşmadı, vatandaşın hakkını aramadı, ondan sonra da çıkıp milletin karşısında yalan söylüyorlar. Kadermiş… Ee Tayyip Bey, çık, sen bir minarenin tepesine çık, kendini at. Ee kader işte… Yani, kader olur mu arkadaşlar, bunu kadere bağlamak olur mu? Bu, milletle alay etmek demektir. Bu, milletin acılarını paylaşmamak demektir. Yani, her tarafa bakıyorsun; sen, iş sağlığı ve iş güvenliğiyle ilgili ne tedbir aldın kardeşim? Orada gazın patlamaması için ne tedbir aldın? Sen onu söyle. Sen, orada, madenle ilgili çalışmalar yaparken tedbir aldın mı almadın mı? Onu söyle. Almadığına göre sorumlusu sensin, dolayısıyla istifa etmek zorundasın; etmeyen insan insanlıktan nasibini almayan insan demektir. Böyle bir şey olur mu arkadaşlar?

Şimdi, burada deprem meydana geliyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi iki gün toplanmadı. Neymiş? Başkanlık Divanı toplanmıyor. Böyle bir şey olur mu arkadaşlar ya? Bir aydır Türkiye Büyük Millet Meclisinde memleketteki hiçbir sıkıntı konuşulmuyor. Türkiye Büyük Millet Meclisinin kapısına kilit vurulmuş.

Ben Tunceli’ye gittim. 8 Martta deprem meydana gelmiş, sekiz yüz tane ağır hasar var, bin beş yüzün üzerinde orta hasar var. Ben soru önergesini veriyorum, diyorum ki: “Burayı niye afet bölgesi ilan etmiyorsunuz?” Efendim, tabii, Tayyip Bey hep paralı işleri kendine bağlıyor ya, eskiden Afet İşleri vardı, o Afet İşlerini kaldırmış, Afet ve Acil Yardım Başkanlığı diye bir Başkanlık kurmuş. Ya, açıyorum o Başkanlığa -bakanları zaten aramak da istemiyorum, çünkü bir keramet yok bakanlarında- ondan sonra diyorum ki: “Ey Başkan, bu Tunceli’yi niye afet bölgesi ilan etmedin?” “Efendim, sekiz yüz tane ağır hasar var ama bir tane ölü, bir tane yaralı yok.” diyor. “Yahu, o zaman bir 10-15 tane adam öldürelim, 10-15 tane adam da yaralayalım ki sen burayı afet bölgesi ilan edeceksiniz.” dedim. Bu kadar mantıksız, bu kadar tutarsız söylenir mi arkadaşlar?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Bir dakika ek süre veriyorum, tamamlayın lütfen.

KAMER GENÇ (Devamla) – Bakın, devletin memuru gitmiş, Nazımiye, Mazgirt, Pertek’in bazı köylerinde vatandaşların evini tespit etmiş, demiş ki: “Burası ağır hasarlıdır.” Ondan sonra vatandaşa çadır vermiş. Şimdi, diyor ki… Burada sekiz yüz tane evde hasar meydana gelmiş. O kadar mantıksız bir şey diyor ki: “Efendim Elâzığ’da meydana gelen deprem Tunceli’de yıkıcı faaliyette bulunmamış.” E, peki, senin kafanla hareket edersek kim gökten geldi o evleri yıktı? Yani böyle bir aptalca bir gerekçe olur mu arkadaşlar? Bu kadar acemice, bu kadar ahlak dışı bir benzetme ve bir gerekçe olur mu arkadaşlar? Bu devlet bu mantıkla yönetilir mi arkadaşlar? Ortada sekiz yüz tane ağır hasarlı ev var, bu adamlar çadırlarda, şimdi nasıl bunların evleri yapılacak? Böyle bir şey olmaz arkadaşlar. Tunceli’den oy almadım diye Tuncelilileri cezalandırıyorsun, ama biz seni cezalandırırsak, seni perişan ederiz, onu bilesin yani. Seni çok perişan ederiz, anandan doğduğuna perişan ederiz. Böyle bir şey olmaz arkadaşlar. Türkiye Cumhuriyeti devletinin bütün vatandaşları Türkiye Cumhuriyeti devletinin imkânlarından yararlanmak zorundadır. Birileri bunu getirip de ceplerini dolduracağına…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KAMER GENÇ (Devamla) – O insanların da kısmetine kış geldi, nerede yatacaklar bunlar? Dışarıda çadırda.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Genç.

KAMER GENÇ (Devamla) – Evet, teşekkür ederim efendim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu, buyurun.

VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)

10.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, Malatya’nın Hekimhan ilçesindeki bir krom işletmesindeki iş kazası sonucu vefat eden işçiye Tanrı’dan rahmet, yakınlarına başsağlığı dilediğine ilişkin açıklaması

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkan, biraz önce aldığım bilgiye göre, Malatya’nın Hekimhan ilçesinde bir krom işletmesinde, krom madeninin düşmesi nedeniyle bir işçi arkadaşımız vefat etmiştir. Bir kere, bir iş kazasıdır, ama yine, şimdi konuştuk, aynı şeyler devam ediyor.

Ben, ölen arkadaşıma yüce Tanrı’dan rahmet diliyorum, yakınlarına başsağlığı dileklerimi iletiyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Aslanoğlu.

Sayın Bakan, buyurun.

Sayın Arınç, siz de söz talep ettiniz ama, Sayın Yıldız söz istediler.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) – Tamam Sayın Başkan.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Yıldız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Şimdi, ikinci bir sataşmaya mahal vermeden, üç dakikanız var; buyurun.

11.- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın, gündem dışı açıklamasından sonra yapılan konuşmalara ilişkin cevabi açıklaması

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; bir kere, birkaç bilgi eksikliği ve yanlışlığı var, onları gidermek zorundayız; Türkiye Büyük Millet Meclisinin mehabetiyle de uygun olsun diye söylüyorum.

Kaza sayısının arttığı söylendi; elimizdeki rakamlar böyle söylemiyor. Doğrusunu bilelim, doğrusunu konuşalım. Kaza sayısı 1992’de 13.308 -kömür madenleri iş kazalarıyla alakalı istatistikleri söylüyorum- 93’te 9.559, 94’te 7.483, geçiyorum, 6.318 98’de, 2001’de 7.104, 2004’te 5.481…

MURAT ÖZKAN (Giresun) – Araları niye pas geçtiniz Sayın Bakan?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Peki, o zaman süremden, Sayın Başkanım, lütfen…

MURAT ÖZKAN (Giresun) – Ölümlü kazaları sayar mısınız?

BAŞKAN – Sayın Özkan, lütfen…

MURAT ÖZKAN (Giresun) – Ölümlü kazaları sayın lütfen.

BAŞKAN – Sayın Özkan, lütfen…

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Arkadaşım, bir şey sakladığımı falan zannetme, sırf süreyle alakalı.

MURAT ÖZKAN (Giresun) – Ölümlü kazaları söyleyin.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Hepsini açıklayayım.

BAŞKAN – Sayın Yıldız, lütfen siz sözünüze devam edin.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Bunları da fotokopi göndereyim size. Güvendiğim için söylüyorum bunu.

HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) – O zaman şu kapanan maden ocaklarının da bir listesini verin.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Ölümlü kaza sayıları…

HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) – İşsizlik nedeniyle kapanan ocakların da sayısını söyleyin.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Arkadaşlar, bakın, yanlış bildiğiniz bir bilgiyi düzeltmek açısından söylüyorum. Yanlışınız var ve düzeltiyorum.

MURAT ÖZKAN (Giresun) – Yanlış biliyorsak doğruyu açıkla. Doğruyu biliyoruz. Onu da bulabilecek güçteyiz.

ÜNAL KACIR (İstanbul) – Çarpıtıyorlar Sayın Bakan!

BAŞKAN – Sayın Özkan, lütfen…

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – 548 1992’de, 1993’te 416, 1994’te 203 ölümlü kaza sayıları ve kaza sayısı 7.483. 1995’te 6.672 kaza sayısı, ölümlü kaza sayısı 64. 96’da 7.145 kaza sayısı, 116 ölümlü kaza.

Bakın 2000, 2001; 6.843, 7.101, 6.500, 5.600, 6.293’e kadar iniyor.

MURAT ÖZKAN (Giresun) – Sayın Bakan, mesela, 2000’i de söyle, ne kadar ölümlü kaza oldu? Niye pas geçiyorsun?

BAŞKAN – Sayın Özkan, lütfen…

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Aynı şekilde 97 yılında 154 ölümlü kaza sayısı, 98’de 139, 99’da 49, 2000’de 70, 2001’de 61, 2005’te 77, 2006’da 35, 2007’de 38, 2008’de 30.

Değerli arkadaşlar, denetlemeye bakalım. 2005 yılında 4.794, 2006 yılında 3.917, 2007 yılında 4.804, 2008 yılında 5.389, 2009’da 6.089 denetleme var. Yani denetleme sayısının artışı…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Senin istifa etmen lazım.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Sayın Genç, size cevap vermeyeceğim. Onursuzca ve seviyesizce konuşmanıza cevap vermeyeceğim ben.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Bana cevap verecek seviyede değilsin sen!

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Onursuzca ve seviyesizce diye söylüyorum, altını çiziyorum ben.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Senin istifa etmen lazım.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Benim cevap verdiğim sen değilsin.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Yalan bilgi veriyorsun sen!

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Benim milletvekillerine duyduğum saygıyı sen engelleyemeyeceksin. Sana rağmen saygı duyacağım ben.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sen saygı duyulacak insan değilsin ki!

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – 2005 yılındaki, bakın arkadaşlar, temel bir…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sizin objektif…

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Halkımızın inançlarıyla oynamayalım.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Hangi inanç? İnançla oynayan sensin!

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Sen belki anlayamazsın inancından ama hangi inanç olduğunu söyleyeceğim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KAMER GENÇ (Tunceli) – Ben senden daha inançlıyım.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan, üç dakikanız doldu.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Sayın Başkanım, müsaadenizle bunu aktarmak lazım.

BAŞKAN – Ama ben size üç dakika düzeltmeniz için söz hakkı tanımıştım. Lütfen… Lütfen… Yani hiç usulüm yok bugüne kadar.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Şu anda varlığımız da, sizin orada oturmanız da kaderdir ama biz bunun sebepleriyle ve gerekçeleriyle alakalı burada konuşuyoruz. Ben burada denetim sayısını artırıyorsam, ben bunun gerekçeleriyle alakalı konuşuyorum. Kadere mahkûmiyet olarak bunu yorumlamayın. Bunu alın yazısı olarak vatandaşımız bilmiştir.

K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Başbakan söyledi.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Her şey kaderdir, uçağın düşmesi de, deprem de.

BAŞKAN – Sayın Yıldız, çok teşekkür ederim.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Ancak bununla alakalı, değerli arkadaşlar, yanlış bildiğimiz bir şey var. Bizim konuştuklarımız, oradaki gerekçeleriyle, sebepleriyle alakalıdır.

MURAT ÖZKAN (Giresun) – Sayın Bakan, lütfen…

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Bunun sebeplerini konuşuyoruz.

Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.

Birleşime on dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati: 16.38

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 16.49

BAŞKAN : Başkan Vekili Meral AKŞENER

KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Gülşen ORHAN (Van)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 106’ncı Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.

Gündem dışı ilk söz, okullarda düşünülen serbest kıyafet uygulaması hakkında söz isteyen Giresun Milletvekili Sayın Murat Özkan’a aittir.

Buyurun Sayın Özkan.

V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)

B) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, Millî Eğitim Bakanlığının, önümüzdeki eğitim- öğretim döneminde ilköğretim ve liselerde tek tip kıyafet uygulaması yerine serbest kıyafete geçmeye hazırlanmasına ilişkin gündem dışı konuşması ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

MURAT ÖZKAN (Giresun) – Sayın Başkanım, sayın milletvekilleri; gündem dışı konuşmaya geçmeden önce, dün akşam Giresun’da yaşanan hain terör saldırısını kınarken, yaralanan polis kardeşlerime geçmiş olsun der, acil şifalar dilerim. Giresun, bir ay önce de benzeri bir terör saldırısında 1 astsubayımızın ve 2 erimizin de yaralanması neticesinde menfur bir saldırı daha yaşamıştı. Son dönemde Giresun’da terör faaliyetlerinin artması nedeniyle başta Hükûmetin bölgedeki terörün nedenleri, terörü önlemedeki eksikliklerin, yetersizliklerin behemehâl ortaya çıkartılması amacıyla bir araştırma yapmasını bekliyoruz. Yeni terör saldırılarının önlenmesi için gerekli tedbirlerin bir an önce alınmasını da Türk milleti olarak beklediğimizi bildirmek istiyorum. Aynı zamanda teröristlerin en kısa zamanda yakalanarak cezalandırılmasını da ayrı bir arzumuz olarak Hükûmete buradan ifade etmeyi borç biliyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gündem dışı konuşmamda Millî Eğitim Bakanlığınca önümüzdeki eğitim-öğretim döneminde ilköğretim ve liselerde tek tip kıyafet uygulaması yerine serbest kıyafete geçmeye hazırlanmasına ilişkin olarak söz almış bulunuyorum.

Sayın Bakanımız, okullarda uygulanan tek tip kıyafet yerine, bazı sınırlamaları da içeren bir serbest kıyafet uygulamasına geçme isteğini geçen günlerde belirtmiştir. Serbest kıyafet uygulamasının sosyal, ekonomik ve pedagojik yönlerden ciddi etkileri olacağı bilinmektedir. Bu amaçla ben ekonomik etkileri açısından sektörde yaşanabilecek hadiseyi kısaca özetlemek istiyorum, Sayın Bakanın da bilgisine sunmak açısından.

Bu sektörde şu anda aşağı yukarı 3 milyar Türk liralık bir stok mevcuttur. Ayrıca 1 milyon doğrudan ve dolaylı çalışanı bulunmaktadır, 7,5 milyar dolarlık bir ciro söz konusudur. Kanaatimizce Bakanlık bu konuda yeterli inceleme ve araştırma yapmadan konuyu gündeme almıştır. Olaya ekonomik açıdan bakılmanın yanında bir de olayın sosyal boyutları da oldukça manidardır.

Sayın milletvekilleri, ülkemizde gelir dağılımı adaletsizliği herkesçe malumdur. Bu kadar gelir uçurumunun olduğu, sosyal sınıflar arasında gelir farklılığının olduğu bir ortamda, pedagojik açıdan çocuklarımızın tek tip kıyafet yerine farklı kıyafetlerle okula gelip gitmesiyle çocuklar arasında yaratabileceği sosyal travmaların da hesaplanması gerekiyor ve bu öğrencilerimizi pedagojik anlamda nasıl etkileyeceğini, zengin-fakir ayrımının ne dereceye getireceğini de bilmemiz gerekiyor. Âdeta, bu uygulama neticesinde, okullarımızın birer podyuma dönme ihtimali bulunmaktadır.

Ayrıca, yüksek bir işsizliğin olduğu ülkemizde sektörde yeni işsizler de doğuracaktır. Sayın Başbakan işsizlikle mücadele edeceğini, 1 milyon kişiye yeni iş sahası bulacağını söylemekle birlikte bu uygulamanın ciddi şekilde tezat teşkil ettiğini de bildirmek istiyorum.

Ayrıca, çocuklarımızın, gençlerimizin markalı ürünlere yönelmesi, bunun da ithalatçı firmaların işine geleceği açık bir gerçektir. Marka yarışı çocuklar arasında anlamsız davranış bozukluklarını geliştirecek, biraz önce belirttiğim gibi zengin-fakir ayrımını körükleyecek, sosyal barışı zedeleyecektir.

Konunun diğer bir etkisi de okullarda disiplinin bozulmasıdır. Hâlen yazın kısa bir süre okullarımızda sınırlı bir serbest kıyafet uygulaması yapılmakta, bu konuda öğretmenlerimiz tarafından, eğitim disiplininin bozulduğu yönünde şikâyetler bizlere kadar gelmektedir.

Batı dünyasına baktığınızda, yani İktidarınızın her konuda referans almaya gayret ettiği Batı’ya baktığımızda bu kadar serbestî uygulayan ülkelerin de maalesef bu uygulamalardan da vazgeçmeye başladıklarını görüyoruz. Örnek İngiltere’dir. 80’li yıllarda üç yıl süreyle serbest kıyafet uygulamasına geçmiş olan İngiltere bu uygulamadan vazgeçti çünkü pedagojik etkilerini gördü. Okullarda disiplin ve kalitenin düşmesiyle tekrar tek tip kıyafet uygulamasını başlatmıştır.

Sayın Bakanın bir başka konuya dikkatini çekmek istiyorum. Kendisi Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumundan sorumlu iken, sorumlu Devlet Bakanı iken, 12 bin, devlete emanet edilmiş…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Bir dakika ek süre veriyorum, tamamlayın lütfen.

MURAT ÖZKAN (Devamla) – …çocuğumuza da tek tip kıyafet uygulamasına âdeta geçmiş, burada çocuklarımıza “Siz zaten yetim çocuklarsınız, her tarafta belli olsun.” der gibi burada psikolojiyi nasıl telakki ettiğini de milletimin takdirlerine sunmak istiyorum.

Bir uygulama içinde…

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NİMET ÇUBUKÇU (İstanbul) – O da nereden çıktı Murat Bey?

MURAT ÖZKAN (Devamla) – Onu, Sayın Bakanım, açıklarsınız biraz sonra.

Bir uygulama içine girerken, şu anda 15 milyon insanımız bundan etkilenecektir. Bu da bize birtakım çıkar çevrelerinin de bu işte dahli olduğu şüphesini doğurmaktadır.

Şunu hatırlatmama lütfen izin veriniz: Örgütlü para tarafından yönetilen bir hükûmet ya da bakanlık organize bir suç örgütü tarafından yönetilen bir bakanlık ya da hükûmetten daha da tehlikelidir.

Sayın Bakana benim tavsiyem, sıfır çeken öğrencilerimizin problemleriyle, okullarımızda bulunmayan spor salonları yapmakla, sanat atölyeleri yapmakla, öğrencilerimizin…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Özkan.

MURAT ÖZKAN (Devamla) – …eğitim gördüğü sınıfları 20 kişiye indirmekle ve öğretmen maaşlarıyla ilgilenmesidir.

Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Maalesef, uzun konuşmamız gerekiyor ama süremiz yetmedi.

İyi günler diliyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Özkan.

Millî Eğitim Bakanı Sayın Nimet Çubukçu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NİMET ÇUBUKÇU (İstanbul) – Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; öncelikle son günlerde kamuoyunda çok yoğun bir şekilde yer alan bir konuyu gündeme getirdiği için ve bana burada bu cevap fırsatını verdiği için Değerli Milletvekilimize teşekkür ediyorum.

Hepinizin de malumu olduğu üzere, Bakanlığımız tarafından okul üniformaları da dâhil olmak üzere yeniden yapılanma çerçevesi içerisinde birçok alanda çalışma yürütülmektedir. Bu yürütülen çalışmalar benim tarafımdan herhangi bir şekilde önümüzdeki eğitim ve öğretim yılında kıyafetlerin tamamen serbest bırakılacağına dair herhangi bir açıklamam olmadığı hâlde, bugüne kadar ve yakın bir tarihte yapacağım basın toplantısıyla birlikte, önümüzdeki dönem hem stratejik hedefler hem eğitimdeki yeniden yapılandırma çerçevesindeki çalışmaları değerlendireceğim basın toplantısında bunları dile getirecektim.

Şimdi, mevcut duruma şöyle bir bakalım. Şimdi, kılık kıyafetle ilgili yönetmeliğimize bir bakalım ve bugün hem tekstil firmaları tarafından gazetelere verilen ilanlar hem de Sayın Milletvekilimizin dile getirdiği hususlara şöyle bir bakacak olursak, biz aslında çok uzun yıllar önce, 1981 yılında çıkartılmış Millî Eğitim Bakanlığı ve Diğer Bakanlıklara Bağlı Okullardaki Görevlilerle Öğrencilerin Kılık Kıyafetlerine İlişkin Yönetmelik’le bu işi idare ediyoruz. Altını çizerek söylüyorum, ihtilalin hemen sonrasında çeşitli okulları da kapsayan bir yönetmelik. Şimdi bu Yönetmelik’te ne diyor? Hâlihazırda öğrencilerin siyah önlük giyecekleri ve beyaz yaka takacakları söyleniyor. Bu Yönetmelik dururken, çerçeve Yönetmelik dururken buna ilaveten bir genelge yayımlanıyor. Hangi tarihte? 1990 tarihinde. Bu genelgede öğrencilerin, yani konuyla ilgili illerden gelen talepler, öğrenciler üzerinde siyahın yarattığı psikolojik etkiler falan şeklinde Sayın Bakanlığın o dönemdeki genelgesiyle mavi önlüğe geçiş yapılıyor. Şimdi, peki, Türkiye’ye baktığımız zaman, ilköğretim okullarına baktığımız zaman okul yönetimlerinin seçtiği ve belirlediği tip kıyafet uygulaması yapılıyor mu, fiilî durum bu mu? Bu. Peki, biz burada bir çalışma yapıyoruz. Fiilî durum bu iken, neredeyse mavi önlüğün âdeta hiç kalmadığı bir yerde mevcut uygulamaya uygun bir çerçeve yönetmelik çıkarıp Millî Eğitim Bakanlığının kendi düzenlemesiyle bir yönetmelik çalışması yürütüyoruz elbette. Bunu ne tamamen serbest bırakmak gibi bir kararımız var, bunu deklare ettik, ne de bu yönde yürüttüğümüz çalışmalara ilişkin benim bir açıklamam oldu. Şimdi her şeyden önce bu tür konulardaki çalışmalar ve planlamalar, yine hepinizin malumu olduğu üzere, 16 milyon ilköğretim ve ortaöğretim öğrencisini ilgilendiriyor. Arkadaşlar, yaptığımız işin bu manada hem bilincinde hem de sorumluluğundayız. Dolayısıyla 16 milyon öğrenciyi kapsayacak bir değişikliğin bir günde, ani bir kararla alınıp uygulanması mümkün olmayacağı gibi, bu konuda çalışma yürütürken de tüm kurum ve kuruluşların, bu anlamda ilgili akademisyenlerin, araştırma ekiplerinin ve dahi, çok haklı olarak, ilk kez öğrenci velilerinin ve öğrencilerin de taleplerini aldık. Yani ilk kez, bu eğitimin paydaşları olan öğrenciler, bu eğitimin paydaşları olan velilere ilk kez biz soru sorduk. Sadece bunu sormadık; seviye belirleme sınavını sorduk, müfredatı sorduk, izinleri sorduk, eğitim adına uyguladığımız her şeyi sorduk.

Burada şuna dikkat ediyoruz: Yani artık eğitimle ilgili alacağımız her kararda, bu eğitimin paydaşı kabul ettiğimiz kesimlerin demokratik taleplerini de dikkate almak istiyoruz, uygulamalarımıza bunun yön vermesini istiyoruz, amacımız buydu. Dolayısıyla kılık kıyafete ilişkin öğrenci tercihlerinin ne olduğu yönünde açmış olduğumuz bir anket söz konusu. Ne mutlu ki, sürdürdüğümüz bir aylık süre içerisinde 2 milyona yakın katılımcı, veli, öğrenci ve öğretmen bunları değerlendirdi.

MURAT ÖZKAN (Giresun) – 14 milyon daha var Sayın Bakan.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NİMET ÇUBUKÇU (Devamla) – Elbette ki değerlendirme yapacağımız kesimlerden bir tanesi de tekstil sektörü olabilir ama kıyafet uygulaması, bir öğrencinin ne giyeceği ve nasıl giyeceği, ne şekilde belirleneceği konusu, sadece tekstil firmalarını ilgilendiren bir konu asla değildir. Dolayısıyla eğitimin tüm paydaşlarını da yakından ilgilendirmektedir.

Şu an yürürlükte olan kılık kıyafet yönetmeliğine uygun olmayan fiilî bir durum vardır Türkiye’de ve tekstil firmaları şu anda uygun olmayan o fiilî durumu sürdürmektedir. Biz, Bakanlık olarak, fiilî durumu mevzuata uygun hâle getirme çalışmalarını yürütüyoruz. Elbette ki alternatifli çalışmalar yürütüyoruz, elbette ki her türlü tercihi dikkate alacak sorular soruyoruz. Ben bu konuda herhangi bir açıklama yapmadım. Bakın, öncelikle bunu bir kez daha ifade etmek istiyorum, bir değerlendirme yapmadım. Bu konudaki nihai değerlendirmemi ve sonuçlarını kamuoyuyla çok yakın bir sürede yapacağım basın toplantısında paylaşacağım ama buradan şunu söylemek isterim ki, önümüzdeki eğitim ve öğretim yılında, tamamen, öğrencilerin kıyafetlerini serbestçe seçecekleri bir yöntemi şu anda tercih etmiyoruz. Eğer bu yöntemi benimseyecek olur isek önümüzdeki yıl da bu yöndeki çalışmalarımızı sürdürürüz, zamanı geldiği zaman da bunu açıklarız.

Sayın Milletvekilinin değindiği bir konu vardı -gerçekten hem çok şaşırdım, hem çok yadırgadım- Devlet Bakanlığım döneminde Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu bünyesinde kalan kimsesiz çocukları tek tip kıyafet giymeye zorladığım ve böyle bir uygulama yaptığım… Doğrusu bu çok açık bir iftira, çok açık bir iftira. Bırakın bunu, bırakın böyle bir uygulamayı, göreve geldiğim günden itibaren saçları kısacık kesilmiş olan ve genellikle bağış olarak verilmiş olan, birbirine de çok benzeyen veya aynısı olan kıyafetleri giydirmekten imtina etmiş; kız çocuklarının saçlarının uzaması, toka takmaları… Bir kere, uzun yıllar çocuk hakları alanında çalışmış ve bu anlamda duyarlılığı olan birisi olarak her çocuğun hakkı olduğunu ve kurumsal bakım altındaki çocukların bireysel ve psikolojik gelişimlerine büyük özen gösterdiğimi, hatta “Kimsesiz çocuklar.” “Bu ülkenin talihsiz çocukları.” denilen çocukları bu ülkenin en şanslı çocukları yapacağıma söz verdiğimi ve bu çalışmalarımızın geldiği noktada, göreve geldiğimiz günden itibaren, bıraktığımız noktada bugün yükseköğrenime girişte, yerleşmede Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu bünyesinde kurumsal bakım altındaki çocukların artık yüzde 62’si üniversiteye yerleşiyor. Onlar birer birey olarak, başarılı birer birey olarak, kendilerine güvenen birer birey olarak, sadece siyasetçilerin değil toplumun da vicdanına emanet olarak en iyi şekilde yetişiyorlar, yetiştirilmeye çalışılıyorlar. Bırakın öyle tek tip bir kıyafeti çocuklar için düşünmeyi, ben bugün burada ifade edilen ve suçlandığım konuyla ilgili de büyük bir çelişki, büyük bir tenakuz görüyorum. Hem “O okullarda kıyafeti tamamen serbest bırakacağım.” iddiası, diğer taraftan tek tip…

MURAT ÖZKAN (Giresun) – Biz de onun için söyledik Sayın Bakan.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NİMET ÇUBUKÇU (Devamla) – Bunu ispatlayamazsınız, böyle bir uygulamamamız yok. Bunu açıkçası bir iftara olarak kabul ediyorum.

MURAT ÖZKAN (Giresun) – Bunu ispatlamak için sizinle beraber…

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NİMET ÇUBUKÇU (Devamla) – Hiçbir şekilde böyle bir uygulamamız olmadı. Tekraren söylüyorum: Önümüzdeki yıllarda da öğrencilerin kılık ve kıyafetlerine ilişkin olarak belirleyeceğimiz yöntem bu anlamda demokratik yöntemler olacak. Onları da birer paydaş olarak kabul ediyoruz, bu eğitimin aktörleri olarak alıyoruz. Hem öğretmenlerimizin, öğrencilerimizin ve velilerimizin tercihleri doğrultusunda bazı şeyleri belirleyeceğiz ama bu, tamamen serbest bırakılacağı anlamına gelmediği gibi bugünden yarına alınmış ve uygulanması düşünülen bir karar da söz konusu değil.

Bana bu fırsatı verdiğiniz için öncelikle teşekkür ediyorum ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.

MURAT ÖZKAN (Giresun) – Sayın Başkanım, 69’a göre söz istiyorum. Sayın Bakanın bana “İftiracı, iftira ediyor.” diye bir şeyi var. Onunla ilgili bir açıklama yapmak istiyorum.

BAŞKAN – Şimdi, “İftiracı.” demedi.

MURAT ÖZKAN (Giresun) – Efendim “İftiradır.” dedi.

BAŞKAN – Yani bu...

MURAT ÖZKAN (Giresun) – “İspat edemezsiniz.” dedi.

BAŞKAN – İspat mı edeceksiniz?

MURAT ÖZKAN (Giresun) – Ee, tabii... Müsaade ederseniz ispat etmek istiyorum kendisine.

BAŞKAN – O zaman buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

MURAT ÖZKAN (Giresun) – Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Üç dakika süreniz var.

VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun, şahsına sataşması nedeniyle konuşması

MURAT ÖZKAN (Giresun) – Tabii, Sayın Bakanımla böyle karşı karşıya gelmek istemezdim. Netice itibarıyla bir hanımefendiyle sürtüşmek benim hiçbir zaman stilim değildir ama Sayın Bakan olduğu için burada bir cinsiyet ayrımcılığı yapmıyorum.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NİMET ÇUBUKÇU (İstanbul) – Ne münasebet! Yapmayın!

MURAT ÖZKAN (Devamla) – Efendim, şimdi şöyle arz edeyim: Bu konuyla ilgili iddiamı Sayın Bakanla her türlü platformda tartışmaya -karşı karşıya uygulamalarının ne olduğunu, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuyla ilgili yapmış olduğu uygulamayı- davet ediyorum. Beraber çıkalım, ben iddiamı ispat edip etmeme noktasında halkımızın kararına sunalım, bir.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NİMET ÇUBUKÇU (İstanbul) – Buyurun o zaman.

MURAT ÖZKAN (Devamla) – İkincisi, daha vahim bir durum: Eğer Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunda sorumlu Bakan olarak görev yaptığı dönemde bu kadar özgürlükçü bir yaklaşım yaparken farklı bir uygulama yapılmışsa, bu daha vahim bir durum. Bundan dolayı da bilemiyorum kendisi nasıl bir açıklama yapabilir? Önce, Bakanın muktedir olması, uygulamalarını kabul ettirmesi gerekir teşkilatına.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NİMET ÇUBUKÇU (İstanbul) – Murat Bey, örnek verin.

MURAT ÖZKAN (Devamla) – Fakat 12 bin çocuğumuz, Türk milleti adına, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin yurtlarında barınırken ihale usulleriyle alınan kıyafetler, hatta zaman zaman ihale usulleri bile pas geçilerek benzer kıyafetler alınmış, hatta kız çocuklarımıza zorla giydirilmek durumunda kalınmıştır ve Sayın Bakanın döneminde olmuştur. Ben iddiamı her yerde, her zaman ispat etmeye hazırım.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım, bana tekrar bir fırsat verdiğiniz için.

Hepinize tekrar sevgi ve saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Bu ispat mı şimdi?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NİMET ÇUBUKÇU (İstanbul) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

Üç dakika süreniz var.

2.- Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun, Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, şahsına sataşması nedeniyle konuşması

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NİMET ÇUBUKÇU (İstanbul) – Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Şimdi, tabii ki, burada bir açıklama yapıldı ve ben bu açıklamanın bir iftira olduğunu söyledim çok açıklıkla. Yaklaşık dört buçuk yıl bu görevden sorumlu bakan olarak, Murat Bey’in, burada, bunu ispat etmesini ve ispat edecek bilgi ve belgeyi burada sunmasını beklerdim. Bunlar çok sıradan ve basit konular değil.

Bu hassasiyeti taşımış ve yaşamış birisi olarak söylüyorum. Bırakın tek tip kıyafet uygulamasını, çocukların bireysel gelişimi için ikiz çocuklara dâhi aynısının giydirilmemesinin özenini gösterdik ve göreve geldiğimiz günlerde çocuklar 40-50 kişilik koğuşlardayken, bugün 78 ilde tamamlanan sevgi evlerinde neredeyse Türkiye’de ortalama bir ailenin sahip olabileceği imkânların çok daha üstünde ve çok daha iyi bir şekilde yetiştiriliyorlar.

Şimdi, benim böyle bir uygulamam olduğuna dair bir iddianız varsa bunu bu kürsüden ispat etmek durumundaydınız.

MURAT ÖZKAN (Giresun) – Getireceğiz, getireceğiz…

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NİMET ÇUBUKÇU (Devamla) – İspat etmek için size verilen fırsatta da siz “Böyle uygulama yapıldı.” dediniz ve bunu ispat edemediniz. Dolayısıyla bunu bir kez daha iftira olarak kabul ediyorum ve öncelikle yüce Genel Kurulun ve milletimizin takdirine sunuyorum.

Teşekkür ediyorum, saygılarımla. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Çubukçu.

Gündem dışı ikinci söz…

ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın Başkan, bu konuyla ilgili ben de sisteme girmiştim.

BAŞKAN – Yani, sırasını ben vereceğim.

Bir de, ayrıca, bu 60’ıncı…

ENGİN ALTAY (Sinop) – Konu değiştikten sonra…

BAŞKAN – Anladım da…

Şimdi, bu 60’ıncı maddeye yönelik talepleri şu kürsüden milletvekilleri mümkün olduğunca konuşabilsinler diye en fazla değerlendiren kişiyim. Doğru mu?

ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın Başkanım, ben konu değişmeden bu konuyla ilgili…

BAŞKAN – Hayır, konu değişebilir, siz katkıda bulanabilirsiniz. Yani o başka bir şey.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Başka konuya geçildi.

BAŞKAN – Ama varsayın ki size vermiyorum! Ne yapacaksınız?

ENGİN ALTAY (Sinop) – Takdir yetkiniz var, ona bir şey demiyorum.

BAŞKAN – Tamam,”vereceğim” dedim.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Ben sadece sisteme girdiğimi hatırlattım Sayın Başkanım.

BAŞKAN – İki kişi girmiş. Bakacağım, vereceğim.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Vermeyebilirsiniz, takdirinizdir.

BAŞKAN – Vereceğim dedim.

ENGİN ALTAY (Sinop) – İstemiyorum.

BAŞKAN – Peki.

Niye bu kadar çabuk sinirleniyorsunuz?

ENGİN ALTAY (Sinop) – Niye sinirlenmeyeyim? Ben nazikçe sisteme girdiğimi hatırlattım, o kadar.

BAŞKAN – Ama, bakın, ben bugün 15 kişiye verdim.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Tamam Sayın Başkanım, istemiyorum söz.

BAŞKAN – Tamam, istemeyin.

Gündem dışı ikinci söz, spor ve spora destek veren sponsorlarla ilgili söz isteyen, Malatya Milletvekili Sayın Ferit Mevlüt Aslanoğlu’na aittir.

Buyurun Sayın Aslanoğlu. (CHP sıralarından alkışlar)

V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)

B) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları (Devam)

2.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, spora ve spora destek veren sponsorlara ilişkin gündem dışı konuşması

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; hepinize saygılar sunuyorum.

Zonguldak’ta ve Malatya’mızın Hekimhan ilçemizde bugün meydana gelen ve 1 vatandaşımızın yaşamını yitirdiği iş kazasından dolayı vatandaşımıza ve Zonguldak’ta ölen tüm kardeşlerimize yüce Allah’tan rahmet diliyor ve tüm ailelerine başsağlığı dileklerimi iletiyorum.

Değerli arkadaşlarım, Türkiye’de spor ve sponsorlar... Şimdi, Türkiye’de amatör ve profesyonel sporlar var. Ben, Türkiye Süper Ligi’ni bir tarafa bırakıyorum ama Türkiye’de özellikle konuşmamın ağırlığı amatör kulüpler ve basketbol olacaktır.

Değerli arkadaşlar, Türkiye’de spor adına takımları bir yarış atı gibi koşturuyorlar. Bu yarış atından İddaa oyunuyla 12 katrilyon para topladılar. 12 trilyon, özür diliyorum. Sadece spor kulüplerine 12 trilyondan verdikleri para 700 milyon, dikkatinizi çekiyorum. Spor kulüpleri üzerinden toplanan para bu kadar, 12 trilyon ama yarış atı spor kulüplerine ayrılan pay 700 milyon arkadaşlar. Böyle bir ortamda özellikle basketbola temas etmek istiyorum. Türkiye’de basketbol, basketbol ligi ve basketbol ligindeki takımlarımızdan bahsetmek istiyorum.

Değerli arkadaşlarım, size bir bilgi aktarmak istiyorum. Tütün ve Alkol Piyasası Kurulu bir karar alıyor, diyor ki: “Herhangi bir alkol üreten kurum, kuruluş eğer logosu, ismi bir takımın da geçerse yasaktır, yasak!”

Değerli arkadaşlarım, özellikle Efes Pilsen Kulübü üzerinde durmak istiyorum. Türkiye’de bugüne kadar yetiştirdiği basketbolcu sayısı… 31 ilde okulları var. Türk basketbolunu dünyaya taşıyan, Türk basketbolunu hani vardı ya, o 12 dev adam; o 12 dev adamı 12 dev adam yapan bir kulüp ve yaklaşık yirmi yıldır amatör bir şekilde sadece sokaktaki çocuklarımızı sokaktan kurtararak, basketbol öğreterek o sevgiyi vererek, bir şekilde yaklaşık 15 bin çocuğumuzu basketbola alıştırdı, basketbol oynattı ve Türkiye Basketbol Ligi’ni Avrupa’ya taşıdı; Avrupa’da aldığı başarıları hepimiz biliyoruz, Millî Takımımızın aldığı başarıyı hepimiz biliyoruz. Hepimiz bununla gurur duymalıyız. “Türkiye” ismini dünyanın her tarafına yaydı. Değerli arkadaşlarım, hiçbirimiz hani yasakçı değildik?

Diğer ünlü, aynı dalda üretim yapan işte bir sürü kurum var, bir sürü firma var. Bunların ismiyle dünyanın her tarafında turnuvalar yapılıyor. Heineken’dır, Tuborg’dur, başka başka isimler, bunlar dünyanın her tarafında yasak olmuyor, ama her ne hikmetse, bizim Tütün ve Alkol Piyasası Kurumumuz “Ey Efes Pilsen, sen kapat.” diyor. Arkadaşlar, gençler adına hepimiz bundan utanmalıyız. Yani, bu, Türkiye’de bugüne kadar basketbol okullarına giden çocuklar ayyaş mı oldular? Artık, Efes bir marka arkadaşlar, dünyanın her tarafında, sadece Türkiye’de değil; Rusya’da, Kazakistan’da, Hindistan’da, Pakistan’da, dünyanın her tarafında artık biz bir marka yaratmışız, bu markayla hepimiz gururlanmalıyız. Türkiye’nin bir markası olmuş artık bu. Artık bunu bir içki markası sayıp da, Tütün ve Alkol Piyasası da çok zeki bir şekilde, “Aman bunu yasaklayalım…” Hakikaten ben Türk basketbolu adına, Türkiye'de spora gönül veren bir insan adına utanıyorum. Hani yasakçı değildik?

Değerli arkadaşlarım, bu hazırlanan bir tasarı, yasada olmayan bir madde. Yasada böyle bir madde yok ama birileri, her ne hikmetse, bunu tasarıya koymuşlar.

Değerli arkadaşlarım, şu anda spor okullarına giden, 31 ilimizde basketbol okullarına giden insanlar hepimizin çocukları. Hepimiz, bu okullara çocuklarımızı vermek için -çünkü çok ciddi bir kurum- çocuklarımızı göndermek için büyük çaba gösteriyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Bir dakika ek süre veriyorum, tamamlayın lütfen.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Toparlıyorum Sayın Başkanım.

En azından, gençlerimiz adına, gençlerimizin geleceği için mutlaka bu tasarının değiştirilmesi gerekir arkadaşlar.

Bir başka konuda iki kelime edeceğim.

Türkiye'de tütün üretimi serbest arkadaşlar, ama bu üretilen tütünü Tekel kalmadığı için sigara fabrikaları almıyor, artık, sokakta tütün satan insanları polisler götürüp ceza veriyor. Arkadaşlarım, o zaman, bir ticarette bir olgu serbestse, tütün ekimi yasal olarak serbest, bunun ticaretini… Adıyaman köylüsünü, Malatya köylüsünü “Sen sokakta tütün satamazsın.” deyip polis zoruyla götürüp ceza vermek adına hakikaten utanıyorum.

ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) – 5 milyar lira ceza…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Onun için, arkadaşlar, Türkiye’de eğer bir şeyin ekimi serbestse mutlaka bunun ticaretinin serbest olması lazım. Amerika şakır şakır Hint keneviri ekiyor, bunu satıyor, buna kimse bir şey demiyor ama benim köylüm ne tütün ekebiliyor ne Hint keneviri ekebiliyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Aslanoğlu.

Gündem dışı üçüncü söz, Bursa’daki…

ÖZDAL ÜÇER (Van) – Sayın Başkan, konuyla ilgisiz bir şekilde, Meclisi bilgilendirmek istediğim bir konu var müsaade buyurursanız.

BAŞKAN – Sisteme girin. Şimdi Sayın Mehmet Emin Tutan’a söz verdikten sonra, sisteme girmiş olan arkadaşlara da 60’ıncı maddeye göre söz hakkı vereceğim; başka arkadaşlar da var, sisteme girin, o zaman olur.

Gündem dışı üçüncü söz, Bursa’daki gelişmelerle ilgili söz isteyen Bursa Milletvekili Sayın Mehmet Emin Tutan’a aittir.

Buyurun Sayın Tutan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

3.- Bursa Milletvekili Mehmet Emin Tutan’ın, Turkcell Süper Lig’inde şampiyon olan Bursaspor’a ilişkin gündem dışı konuşması

MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyor ve konuşmamın başında, 17 Mayıs’ta, grizu faciasında Zonguldak’ta hayatını kaybeden 30 vatandaşımıza Allah’tan rahmet ve tüm Zonguldaklılara başsağlığı diliyorum.

Değerli milletvekilleri, eski adıyla Türkiye Birinci Futbol Ligi, yeni adıyla Turkcell Süper Lig’inde, şimdiye kadar Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor futbol takımları şampiyon olmuşlardı. Yıllardır taraflı, tarafsız tüm sporseverler “Bu kısır döngü kırılabilir mi?”, “ Şampiyonluk İstanbul’dan çıkıp tekrar bir Anadolu takımına kısmet olur mu?” diye heyecanla beklediler. Geçen yıl, Sivas, şampiyonluğa çok yaklaştı ama son iki haftada aldığı sonuçlarla maalesef 2’nci oldu. Bu yıl ise lig tarihinde bir devrim yaşandı ve yukarıda saydığım güzide kulüplerimiz dışında bir Anadolu kulübü, Bursasporumuz Turkcell Süper Lig’ini şampiyon olarak tamamlama başarısını gösterdi. Bu olağanüstü başarıyı biz Bursalılar ve Bursasporlular coşkuyla kutluyoruz ama inanıyorum ki Fenerbahçeliler, Galatasaraylılar, Beşiktaşlılar, Trabzonsporlular ve diğer güzide kulüplerimizin taraftarları da, hatta futbolla ilgisi olmayan vatandaşlarımız da Bursasporun Turkcell Süper Lig Şampiyonluğuna çok sevindiler.

Değerli milletvekilleri, özellikle Fenerbahçeli dostlarımıza seslenmek istiyorum: Eğer son dakikadaki o talihsiz anons kazası olmasaydı belki bu kadar üzülmeyecektiniz. İşte, futbolun bu kadar sevilmesinin nedeni bu. Sevinciniz bir anda hüzne, hüzün bir anda sevince dönüşebiliyor ama eminim, aradan geçen yaklaşık bu bir hafta süre Fenerbahçelilerin de hüznünü dindirmiştir. Bunu, fanatik Fenerli dostlarımın bizzat bana söyledikleri “İçten tebrik ediyoruz Bursasporu.” sözlerinden biliyorum.

Futbol, hiç kuşkusuz kitleleri peşinden sürükleyen en büyük spor organizasyonu, birilerinin deyimiyle “kitlelerin afyonu”, ama o kadar güzel ki bu duygu, şampiyonluğun, hatta şampiyon olma hayalinin koskoca bir kenti nasıl etkilediğini, nasıl heyecanlandırdığını biz Bursa’da yaşadık. Aylardır Bursa’da her yer yeşil beyazdı, tüm kent dinamikleri şampiyonluğa inanmıştı. Son maçımızdaki bir pankart her şeyi özetliyordu aslında, şöyle yazıyordu: “Öyle mutluyduk ki bu sene, şampiyonluğun canı cehenneme.”

Bursa, kent olarak bu şampiyonluğu çok istedi. Düşünün, İstanbul’daki Olimpiyat Stadı’na, deplasmana 25 bin kişiyle gittik. Tribünlerden küfür olmadan, kimseyle uğraşmadan, yalnızca kendi takımının şampiyonluk yürüyüşüne eşlik etti Bursasporlular.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'nin en büyük 4’üncü ili, otomotivin ve tekstilin merkezi, en çok ihracat yapan 2’nci il gibi özelliklerin yanında, artık Bursa, Turkcell Süper Lig Şampiyonu oldu. Para, güç her şey değildir. İnançla, dayanışmayla, arkadaşlıkla, inatla, arzuyla ve çok çalışarak neler yapılabileceğini gösterdi Bursaspor tüm Türkiye’ye.

Bu Kül Kedisi Masalı’nı gerçeğe dönüştüren, sezon başında birçok Bursalının rüyasında bile görmeye razı olduğu şampiyonluğu bize armağan eden, taraftarımızın deyimiyle “Adam gibi adam, Ertuğrul Sağlam.” başta olmak üzere, teknik kadroya teşekkür ediyorum. Yönetim Kuruluna çok teşekkür ediyorum. Futbolcu kardeşlerim Dimitar Ivankov’a, Ömer Erdoğan’a, Bekir Ozan’a, İbrahim Öztürk’e, Ivan Ergic’e, Hüseyin Çimşir’e, Mustafa Keçeli’ye, Pablo Batalla’ya, Ozan İpek’e, Sercan Yıldırım’a, Volkan Şen’e, Ali Tandoğan’a, Turgay Bahadır’a, Veli Acar’a, Tuna Üzümcü’ye, Tomas Zapotocny’e, İsmail Odabaşı’na ve ismini sayamadığım tüm futbolcu kardeşlerime şükranlarımı sunuyor, alınlarından öpüyorum.

İyi günde, kötü günde, yağmurda, çamurda, Bursa’da ya da deplasmanda bıkmadan ve usanmadan takımımızı centilmence destekleyerek tüm Türkiye'nin övgüsünü hak eden 12’nci adamımızı, taraftarımızı da yürekten kutluyorum.

Bursaspor, tarihinde ilk kez Süper Lig Şampiyonu olurken birçok tabuyu da yıktı: “İstanbul dışından bir Anadolu takımını şampiyon yapmazlar.” efsanesi yerle bir oldu, “Şampiyonluk, pahalı transfer olmadan gelmez.” imajı bitti. Ertuğrul Sağlam ve Bursaspor, mütevazı ama sistemi iyi işleyen bir futbol takımının neler yapabileceğini gösterdi ve en önemlisi, Bursaspor Anadolu’yu uyandırdı. Artık, ligler başlarken İstanbul basınında “Bu sene Fener mi, Cimbom mu, yoksa Kartal mı şampiyon olacak?” geyikleri bitti.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Bir dakika ek süre veriyorum, tamamlayın lütfen.

MEHMET EMİN TUTAN (Devamla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Liglerin on sekiz takımla oynandığı hatırlanacak artık ve Türkiye futbol kamuoyu, basını, yönetimleri, taraftarlarıyla kendini yenileyecek ve bundan sonra futbolda hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

Değerli arkadaşlar, konuşmamın sonunda, bu sene Turkcell Süper Lig’e yükselen Karabüksporu, Bucasporu ve en son Konyasporu tebrik ediyorum ve bu yıl bütün takımlarımıza başarılar diliyorum. Bana bu fırsatı veren Sayın Başkana da teşekkür ediyor, hepinize saygılar ve sevgiler sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Tutan.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Bak, sevgiyle olduğu zaman herkes alkışlıyor Mehmet Emin!

BAŞKAN – Çok teşekkür ederim Sayın Tutan.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Sayın Başkan da Bursalı.

BAŞKAN – Ben, Bursa Öğretmen Okulu mezunuyum, evet.

Biz de Başkanlık Divanı olarak Bursasporu tebrik ederiz, başarılarının devamını dileriz.

Şimdi, 60’ıncı maddeye göre söz isteyen arkadaşlarımıza söz vereceğim.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkanım, öbürlerine de, Konya’ya, Buca’ya ve Karabük’e de dileyin.

BAŞKAN – Şimdi ben, Bursa şampiyon olduğu için diledim. Devamını diliyoruz. Tabii, her şeye…

Evet, Sayın Çalık, buyurun.

VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)

12.- Malatya Milletvekili Öznur Çalık’ın, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazada hayatını kaybeden işçilere ve Malatya’nın Hekimhan ilçesinde bir krom işletmesinde iş kazası sonucu hayatını kaybeden işçiye Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı dilediğine ilişkin açıklaması

ÖZNUR ÇALIK (Malatya) – Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

ASIM AYKAN (Trabzon) – Sayın Başkanım, Trabzon’u unutmayın, Trabzonsporu unutuyorsunuz!

BAŞKAN – Sayın Çalık konuşsun, duyulmuyor.

Bir dakikalık süreniz var.

ÖZNUR ÇALIK (Malatya) – Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Öncelikle, Zonguldak’ta göçük altında kalan işçi kardeşlerimize biz de Allah’tan rahmet diliyoruz, ailelerine başsağlığı diliyoruz.

Biraz evvel almış olduğumuz haber, Malatya’nın Hekimhan ilçesinde de bir göçük olduğu ve bir vatandaşımızın hayatını kaybettiğiyle ilgili. Öncelikle, vatandaşımıza Allah’tan rahmet diliyorum ve aile fertlerine başsağlığı diliyorum.

Buradaki, göçük değil, bir iş kazası. Bir özel madencilik şirketinin krom ocağına yol yaparken ekskavatörlerin yol çalışması esnasında bir kaya parçası işçimizin kafasına düşerek ölümüne sebebiyet vermiştir ve bu iş kazası dolayısıyla hayatını kaybeden vatandaşımıza da bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum ve teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Sayın Özensoy

13.- Bursa Milletvekili Necati Özensoy’un, Turkcell Süper Lig’inde şampiyon olan Bursasporu kutladığına ilişkin açıklaması

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Bursasporda yöneticilik yapmış bir Bursasporlu olarak da mutlu olduğumu ifade ediyor, Sayın Başkan İbrahim Yazıcı’ya, Yönetim Kuruluna, Teknik Direktör Ertuğrul Sağlam’a, futbolculara, 12’nci adam olan cefakâr taraftara, masörüne, malzemecisine, bütün çalışanlarına, bütünleşen Bursa halkına, destekleyen Türk milletinin bütün mensuplarına teşekkür ediyor ve tebrik ediyorum.

Günümüzde her şeyin maddeyle ölçüldüğü dünyada, Bursaspor mütevazı bütçeyle yakaladığı başarıyla tüm Türkiye’ye ve dünyaya önemli bir mesaj da vermiştir. Ben Bursaspora Şampiyonlar Ligi’nde de başarılar diliyor, teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Üçer…

14.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, Van’ın Özalp ilçesindeki Mustafa Muğlalı Kışlası’ndaki tel örgü yakınında mühimmat patlaması sonucu 6 çocuğun yaralanmasına ilişkin açıklaması

ÖZDAL ÜÇER (Van) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Göçükte canını veren emekçi kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum ben de, ailelerine başsağlığı diliyorum.

Keşke, spordan bahsederken, Van’da şu an Özalp ilçesinde Mustafa Muğlalı Kışlası’nın, 1 metre, tel örgüsüne, kala patlayan askerî mühimmatlar sonucu yaralanan 6 çocuğun, 1’i ağır yaralı olmak üzere, önceden ölü teşhisi konup sonradan ağır yaralı olduğu ve hastaneye bir saat sonra kaldırıldığı bilinen çocukların da spor yapabilme imkânı olabilseydi diye diliyorum.

Özalp’te bir utanç abidesi şeklinde koca bir tabelası olan Mustafa Muğlalı Kışlası’nın Özalp’te otuz üç kurşun olayından sonra 6 çocuk olayıyla da ilgili olması bizi yeniden üzmüştür. Umuyorum ki bu 6 çocuk yakın zamanda iyileşir. Umuyorum ki ağır yaralı olan o çocuğumuz tedavi göreceği hastanelerde iyileşir. Umuyorum ki Kürt çocukları da spor…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Altay, buyurun.

15.- Sinop Milletvekili Engin Altay’ın, okullarda serbest kıyafetin yanlış olduğuna ilişkin açıklaması

ENGİN ALTAY (Sinop) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Ben de Bursasporu, Bursaspor camiasını kutluyorum, darısı bütün Anadolu takımlarının başına olsun diyorum öncelikle.

Biraz önce gündem dışı konuşma yapan Milliyetçi Hareket Partisi milletvekili Murat Özkan’ın gündeme getirdiği okullarda düşünülen serbest kıyafet uygulamasıyla ilgili 60’ıncı maddeye göre söz talep etmiştim. Bir eğitimci ve eğitim yöneticisi olarak, eğer basında çıkan, İnternet’te çıkan bu haberler doğruysa, okullarda serbest kıyafetin son derece yanlış olduğu konusunda Hükûmete bir uyarı yapmayı gerekli görmüştüm. Tabii, serbest kıyafet ne kadar yanlışsa, tek tip, genel tek tip kıyafetin de o kadar yanlış olduğunu hem şahsımın hem partimizin düşündüğünü Genel Kurulun bilgisine sunmak istedim.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Altay.

Sayın Genç…

16.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, Turkcell Süper Lig’inde şampiyon olan Bursasporu kutladığına ilişkin açıklaması

KAMER GENÇ (Tunceli) – Teşekkür ederim efendim.

Ben de Bursasporun şampiyonluğunu kutluyorum. Özellikle Başkan İbrahim Yazıcı arkadaşımızla beraber milletvekilliği de yapmıştım. Kendisine başarılar diliyorum. Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde de kendilerine başarılar diliyorum, saygılar sunuyorum. Tekrar nice nice başarılar diliyorum Bursaspora.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Genç.

Sayın Öksüz…

17.- Konya Milletvekili Özkan Öksüz’ün, Turkcell Süper Lig’inde şampiyon olan Bursasporu ve Turkcell Süper Lig’ine yükselen Konyasporu kutladığına ilişkin açıklaması

ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) – Sayın Başkanım, ben de Bursa’ya başarılar diliyorum. İnşallah Avrupa’da da bize bir kupa getirir. Bu ara Süper Lig’e yükselen Konyasporumuza da başarılar diliyoruz. Emeği geçen tüm futbolculara, yöneticilerine ve taraftarlarına da burada teşekkür ediyorum. Herkese teşekkür ediyorum. Konyaspor inşallah gelecek sene Bursa gibi şampiyon olur, burada o mutluluğu tadarız.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Konya, Buca, Karabük.

BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu haklıymış.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkanım, Konya, Buca, Karabük.

BAŞKAN – Doğru. Tabii, ben futbolla çok fazla iletişimi olan bir insan olmadığım için… Konyaspora da tebriklerimi ve başarı dileklerimi sunuyorum.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Konya var, Buca var, bir de Karabük var. Sayın Başkanım, üç takım: Konya, Buca, Karabük.

BAŞKAN – Evet, şimdi devam ediyoruz.

Sayın Tüzün

18.- Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün’ün, Turkcell Süper Lig’inde şampiyon olan Bursasporu kutladığına ilişkin açıklaması

YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Bir komşu kentin, Bilecik ilinin milletvekili olarak Bursasporumuzun yaşamış olduğu bu şampiyonluk başarısından biz de mutlu olduk. Öncelikle, Fenerbahçe kongre delegesi olarak, bir Fenerbahçe taraftarı olarak, komşu kentimizin şampiyon olmasından biz de büyük mutluluk duyduk. Geçtiğimiz yıllarda Bilecik Spor Kulübümüzün de Başkanlığını yaptığımda Bursa’nın birçok takımıyla karşı karşıya müsabakalar gerçekleştirdik. Gerçekten, Bursa kenti artık, bir sanayi kenti, bir üniversite kenti olduğu kadar amatör spor kulüplerinde profesyonel ligde çok başarıyla, iyi sporcular yetiştirebilecek duruma gelmiştir. Tabii, aynı zamanda Şampiyonlar Ligi’nde de mücadelesini gerçekleştirecek; hem şampiyonluğu hem de bundan sonraki Şampiyonlar Ligi maçlarında Bursasporumuza başarılar diliyorum.

BAŞKAN – Sayın Şandır…

19.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, okullarda kıyafetin serbest bırakılması hâlinde bu sektördeki esnafın mağduriyetinin de bir şekilde dikkate alınması gerektiğine; Türkcell Süper Lig’ine yükselen Karabükspor, Konyaspor ve Bucasporu kutladığına, başarılar dilediğine ilişkin açıklaması

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Bakan yok burada ama bir hususa dikkatinizi çekmek istiyorum: Okul kıyafetleri diken -özellikle de küçük esnaf- çok sayıda insanımız bulunmaktadır. Millî Eğitim Bakanlığının henüz karara ulaşmadığı bu konuda bu sektörün, bu esnafın durumu da mutlaka dikkate alınmalı, serbest bırakılması hâlinde bu esnafın mağduriyeti de bir şekilde dikkate alınmalı.

Ayrıca, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak biz de Karabük, Konya ve Bucaspor kulüplerinin şampiyon olmasını kutluyoruz. İlleri, Karabük’ü, Konya’yı ve Buca’yı tüm seyircisiyle, yöneticisiyle kutluyor, başarılar diliyoruz.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Bende ipin ucu koptu, ne kadar çok takım var başarılı olmuş olan. Hepsine, toptan, Başkanlık Divanı olarak, başarılar diliyoruz.

Sayın Özdemir…

20.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Taşkömürü İşletmesinde meydana gelen kazada hayatını kaybeden işçilere ve Malatya’nın Hekimhan ilçesinde bir krom işletmesinde iş kazası sonucu hayatını kaybeden işçiye Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı dilediğine ilişkin açıklaması

HASAN ÖZDEMİR (Gaziantep) – Sayın Başkanım, ben de Zonguldak’ta göçük altında kalan vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.

Yine, bugün Hekimhan’da göçük altında kalan bir vatandaşımıza Allah’tan rahmet diliyorum, yakınlarına başsağlığı diliyorum.

Bursaspor yöneticilerine, futbolcularına ve dostum İbrahim Yazıcı’ya ve tüm Bursalılara başarılar diliyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Bozdağ

21.- Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ’ın, Turkcell Süper Lig’i Şampiyonu Bursasporu, Türkiye Kupası’nı alan Trabzonsporu, Turkcell Süper Lig’ine yükselen Karabükspor, Bucaspor ve Konyasporu kutladığına ilişkin açıklaması

BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Sayın Başkanım, bu sene lig şampiyonu olan Bursaspor’umuzu AK PARTİ Grubu olarak tebrik ediyoruz. İnşallah, Avrupa şampiyonasında da ülkemizi başarıyla temsil eder.

Ayrıca, Türkiye Kupası’nı alan Trabzonsporu da tebrik ediyoruz, onlara da başarılar diliyoruz

BAŞKAN – Doğru, Sayın Aykan söylemişti, doğru.

BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Bunun yanında, Süper Lig’e yükselen hem Konyasporumuzu hem Karabüksporumuzu hem de Bucasporumuzu tebrik ediyor, önümüzdeki yıl başarılarının devamını diliyoruz.

BAŞKAN – Sayın Aykan söylemişti Trabzonsporu ama ben tamamlayamamıştım.

Sayın Aydın, buyurun.

22.- Gümüşhane Milletvekili Kemalettin Aydın’ın, Turkcell Süper Lig’i Şampiyonu Bursasporu, Türkiye Kupası’nı alan Trabzonsporu, Turkcell Süper Lig’ine yükselen Karabükspor, Bucaspor ve Konyasporu kutladığına ilişkin açıklaması

KEMALETTİN AYDIN (Gümüşhane) – Sayın Başkan, şahsınızda, Zonguldak’ta ölen kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz.

Ben de özellikle Trabzonspor, Bursaspor ve Süper Lig’e çıkan Karabük, Buca ve son Konyaspora başarılar dilerken bir ayrıntı belirtmek istiyorum. Özellikle Türkiye Ligi Şampiyonu Bursasporun ve Süper Lig’e çıkan Konyasporun antrenörleri Gümüşhaneli olan Ziya Doğan ve Ertuğrul Sağlam. Memleket sevdalısı, çalışkan, dürüst ve hedeflerine kilitlendiklerinde de başaramayacakları hiçbir şey olmayan Gümüşhanelilerin bu başarılarını da tebrik ediyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Evet, gündeme geçiyoruz.

Sayın milletvekilleri, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç, gündemin “Sözlü Sorular” kısmında yer alan sorulardan 1, 3, 8, 21, 51, 76, 100, 117, 139, 150, 179, 206, 214, 230, 268, 279, 300, 301, 332, 364, 365 ve 420’nci sıralarındaki soruları birlikte cevaplandırmak istemişlerdir. Sayın Bakanın bu istemini sırası geldiğinde yerine getireceğim.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının iki tezkeresi vardır, ayrı ayrı okutup bilgilerinize sunacağım.

VIII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Tezkereler

1.- Tanzanya Ulusal Meclisi Başkanı Samuel Sitta ve beraberindeki heyetin ülkemizi ziyaret etmesinin uygun bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1190)

                                                                                                                11/5/2010

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Tanzanya Ulusal Meclisi Başkanı Sayın Samuel Sitta ve beraberindeki heyetin ülkemizi ziyareti, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı'nın 02 Mayıs 2010 tarih ve 71 sayılı Kararı ile uygun bulunmuştur.

Söz konusu heyetin ülkemizi ziyareti, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Dış ilişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanun'un 7. Maddesi gereğince Genel Kurul'un bilgilerine sunulur.

                                                                                                         Mehmet Ali Şahin

                                                                                                Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                                                                                                 Başkanı

2.- Afganistan Halk Meclisi Din, Kültür, Eğitim, Yüksek Öğrenim İşleri Komisyonunun davetine icabet edecek olan Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinden oluşan Parlamento heyetini oluşturmak üzere siyasi parti gruplarınca isimleri bildirilen milletvekillerine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1191)

                                                                                                                24/5/2010

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Afganistan Halk Meclisi Din, Kültür, Eğitim, Yüksek Öğrenim İşleri Komisyonu'nun vaki davetine istinaden, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinden oluşan bir Parlamento Heyeti'nin, Afganistan'a resmi bir ziyaret gerçekleştirmesi Genel Kurul'un 04 Mayıs 2010 tarih ve 101 sayılı birleşiminde kabul edilmiştir

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Dış ilişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanun'un 2 Maddesi uyarınca heyeti oluşturmak üzere siyasi parti gruplarının bildirmiş olduğu isimler Genel Kurul'un bilgilerine sunulur.

 

 

 

Mehmet Ali Şahin

 

 

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi

 

 

 

Başkanı

Murat Mercan

Eskişehir Milletvekili

 

 

Canan Kalsın

İstanbul Milletvekili

 

 

Abdürrezzak Erten

İzmir Milletvekili

 

 

Abdullah Çalışkan

Kırşehir Milletvekili

 

 

Metin Ergun

Muğla Milletvekili

 

 

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Sözlü soru önergelerinin geri alınmasına dair iki önerge vardır, okutuyorum:

B) Önergeler

1.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in (6/1984) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/212)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Gündemin Sözlü Sorular Kısmının 556. sırasında yer alan (6/1984) esas numaralı sözlü soru önergemi geri alıyorum.

Gereğini saygılarımla arz ederim.

                                                                                                           Hasan Özdemir

                                                                                                                Gaziantep

2.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun (6/2000) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/212)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Gündemin Sözlü Sorular Kısmının 572. sırasında yer alan (6/2000) esas numaralı sözlü soru önergemi geri alıyorum.

Gereğini saygılarımla arz ederim.

                                                                                                              Reşat Doğru

                                                                                                                   Tokat

BAŞKAN –Sözlü soru önergeleri geri verilmiştir.

Komisyondan istifa önergeleri vardır, okutuyorum:

3.- Sakarya Milletvekili Erol Aslan Cebeci’nin, Dışişleri Komisyonu üyeliğinden istifa ettiğine ilişkin önergesi (4/209)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Üyesi bulunduğum Dışişleri Komisyonundan istifa ediyorum. Gereğini arz ederim.

                                                                                                         Erol Aslan Cebeci

                                                                                                                 Sakarya

                                                                                            AKPM Türk Delegasyonu Başkanı

4.- İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil’in, Dilekçe Komisyonu üyeliğinden istifa ettiğine ilişkin önergesi (4/210)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Üyesi bulunduğum Dilekçe Komisyonu Üyeliğinden istifa ediyorum. Gereğini arz ederim.

                                                                                                          Bihlun Tamaylıgil

                                                                                                                 İstanbul

5.- İstanbul Milletvekili Esfender Korkmaz’ın, Plan ve Bütçe Komisyonu üyeliğinden istifa ettiğine ilişkin önergesi (4/211)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Üyesi bulunduğum Plan ve Bütçe Komisyonundan istifa ediyorum.

Gereğini arz ederim.

                                                                                                         Esfender Korkmaz

                                                                                                                 İstanbul

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Meclis araştırması açılmasına ilişkin dört önerge vardır, ayrı ayrı okutuyorum:

C) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- İstanbul Milletvekili Mithat Melen ve 19 milletvekilinin, Şubat 2001 ekonomik krizinin araştırılması amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/717)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Başbakan Erdoğan, 21 Şubat 2001 tarihinde yaşanan finans krizi sonrasında T.C. Merkez Bankasından bir gecede büyük miktarlarda para çekildiğini iddia etmekte ve bundan dolayı Milliyetçi Hareket Partisi'ni (Yüce Divan kararlarını yok sayarak) suçlamaya çalışmaktadır.

Başbakan Erdoğan tarafından sıkça tekrarlanan bu suçlamanın bir kez daha araştırılması için Anayasa'nın 98. ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104. ve 105. Maddeleri gereğince Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını arz ve teklif ederiz.

1) Mithat Melen                              (İstanbul)

2) Mehmet Şandır                           (Mersin)

3) Faruk Bal                                   (Konya)

4) Hasan Çalış                                (Karaman)

5) Ahmet Duran Bulut                    (Balıkesir)

6) Mustafa Enöz                             (Manisa)

7) Reşat Doğru                               (Tokat)

8) Ahmet Bukan                             (Çankırı)

9) Kadir Ural                                  (Mersin)

10) Behiç Çelik                               (Mersin)

11) Ertuğrul Kumcuoğlu                (Aydın)

12) Metin Ergun                             (Muğla)

13) Akif Akkuş                              (Mersin)

14) Kamil Erdal Sipahi                   (İzmir)

15) Hasan Özdemir                        (Gaziantep)

16) Ali Uzunırmak                         (Aydın)

17) Mehmet Akif Paksoy               (Kahramanmaraş)

18) Alim Işık                                  (Kütahya)

19) Şenol Bal                                  (İzmir)

20) Beytullah Asil                          (Eskişehir)

Gerekçe:

19 Şubat 2001 tarihinde, Türkiye'de siyasi bir operasyon planlayan küresel mihrakların uzantıları ve para tüccarları, Milli Güvenlik Kurulu'nda yaşandığı iddia edilen bir tartışma sonrasında piyasa oyuncuları üzerinden piyasalarda yeni bir spekülatif saldırı başlatmışlardır.

Ve maalesef, 21 Şubat tarihinde bir anda, bankalar arası para piyasasında gecelik faiz ortalama yüzde dört bin düzeyine çıkmıştır.

16 Şubat 2001 tarihinde Merkez Bankası’nın 27 milyar 94 milyon dolar olan rezervi, 23 Şubat 2001 tarihinde 22 milyar 58 milyon dolara inmiştir. Türkiye ekonomisine yönelik saldırı sonucunda rezerv kaybı 5,36 milyar dolar olmuştur.

Bu operasyon piyasalarda spekülasyonuyla para kazanan ve ülkeler içinde siyasi dengeleri değiştirmek için "renkli devrimler" düzenleyen mihraklarca yönetilmiştir. Amaç; "Türkiye'de siyasi istikrarsızlık yaratmak" ve küresel projelere karşı milli duruş sergileyen 57. Cumhuriyet hükümetini yıkmaktır.

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) İstanbul Milletvekili Hüseyin Besli ve 63 milletvekili tarafından 13 Kasım 2003'de Türkiye Halk Bankasının zarara uğramasına sebep oldukları, usulsüz işlemlerin yapılmasına imkân sağladıkları iddiasıyla Devlet eski Bakanı ve Başbakan Yardımcısı H. Hüsamettin Özkan ile Devlet eski Bakanı Recep Önal haklarında Meclis soruşturması açılmasına ilişkin önerge, TBMM Başkanlığına verildi.

Hüsamettin Özkan ile Devlet Bakanlığı görevinde bulunan Recep Önal'ın Yüce Divana sevki ile ilgili önerge, Genel Kurulun 9 Aralık 2003 tarihli 25. Birleşiminde görüşüldü, 17 ret oyuna karşın 409 oy ile kabul edildi ve Soruşturma Komisyonu Kuruldu. 14 Ocak 2004'te çalışmalarına başlayan Meclis Soruşturması Komisyonu, raporunu 27 Mayıs 2004 tarihinde sonuçlandırdı.

Yüce Divan yargılaması 13 ay süren Özkan ve Önal için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, 4.5 yıl hapis ve memuriyetten men cezası istemiş, Yüce Divan 31 mart 2006'da Hüsamettin Özkan ile Recep Önal'ın tüm suçlamalardan beraatına karar vermiştir.

Başbakan Erdoğan'ın Meclis kürsüsünden tüm bu süreci ve Yüce Divan kararlarını yok sayarak, 13 ay Yüce Divan tarafından soruşturulmuş ve sonuca bağlanmış bir konuyu "Merkez Bankasından paranın bir gecede çekildiği”ni iddia etmektedir. Böylece 57. Hükümetin ortağı Milliyetçi Hareket Partisini bugün suçlamaya çalışmaktadır. Ayrıca, Yüce Divanı, yargılanarak aklananları, yargılamanın her aşamasında görev alan yargı mensuplarını, zan altında bırakmaktadır. Meclis kürsüsünden Başbakan Erdoğan tarafından şıkça tekrarlanan bu suçlamanın bir kez daha Başbakanın iddiaları doğrultusunda araştırılması için Anayasa'nın 98. ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 104. ve 105. maddeleri gereğince Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını arz ve teklif ederiz.

2.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir ve 20 milletvekilinin, trafik kazalarının nedenlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/718)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Ülkemizde trafik kazaları her yıl önemli can ve mal kayıplarına neden olmaktadır. Trafik kazalarının farklı nedenleri sıralansa da bu nedenlerin giderilmesi için çalışmalar eksik kalmaktadır. Bu nedenlerle trafik kazalarına neden olan etkenlerin araştırılarak alınacak önemleri tespit etmek üzere Anayasanın 98. ve İçtüzüğün 104. ve 105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.

Saygılarımızla.

1) Hasan Özdemir                          (Gaziantep)

2) Mehmet Şandır                           (Mersin)

3) Zeki Ertugay                               (Erzurum)

4) Sabahattin Çakmakoğlu              (Kayseri)

5) Hasan Çalış                                (Karaman)

6) Cemaleddin Uslu                        (Edirne)

7) Yılmaz Tankut                            (Adana)

8) Akif Akkuş                                (Mersin)

9) Abdülkadir Akcan                      (Afyonkarahisar)

10) Mümin İnan                             (Niğde)

11) Mehmet Akif Paksoy               (Kahramanmaraş)

12) Mithat Melen                            (İstanbul)

13) İzzettin Yılmaz                         (Hatay)

14) Kamil Erdal Sipahi                   (İzmir)

15) Kürşat Atılgan                          (Adana)

16) Ahmet Kenan Tanrıkulu           (İzmir)

17) Mustafa Kalaycı                       (Konya)

18) Emin Haluk Ayhan                  (Denizli)

19) Yıldırım Tuğrul Türkeş            (Ankara)

20) D. Ali Torlak                            (İstanbul)

21) Mehmet Ekici                           (Yozgat)

 Gerekçe:

Ulaşım, günümüzde bireylerin en temel ihtiyaçlarından birisi hâline gelmiştir.

Ülkeler, coğrafi koşulları ve ekonomik olanaklarına göre belirli ulaşım sistemlerini tercih etmektedirler. Ancak bu tercihler sonucu kimi zaman yetersiz kalan hizmetler ulaşımı insan hizmetine olumlu sunduğu ulaşımı sorun olarak da ortaya çıkarmaktadır. Ülkemizde yolcu ve yük taşımacılığı büyük ölçüde karayolu ulaşımı ile sağlanmaktadır. Bu nedenle trafik kazalarının oluşumunda karayolu taşımacılığı önemli bir etkendir.

Dünyada, gelişmiş ekonomiler ulaşım sorunu ve genel olarak trafik güvenliği, ulaşım alanına yapılan yatırımlarla giderilmeye çalışılmaktadır. Ülkemizde ise nüfus, sürücü ve araç sayısındaki hızlı artışa rağmen ulaşım ve trafik güvenliği alanlarında yeterince yatırım yapılmamaktadır.

Uluslararası trafik literatürüne bakıldığında trafik güvenliği; altyapı hizmetleri, ilkyardım, acil müdahale, kaza sonrası kurtarma hizmetleri, eğitim, yasal mevzuat ve denetim hizmetlerinin yerine getirilmesi gibi alanları ifade etmektedir. Trafik güvenliği ve sayılan dört unsurun bir arada, uyumlu ve tam olarak yerine getirilmesi ile sağlanabilmektedir. Nitekim 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu, dokuz bakanlığa ayrı ayrı görev, yetki ve sorumluluk vermiş olması önemli bir göstergedir.

Öte yandan ülkemizde sadece şehirlerarası yollar değil, şehir içi yollarda da ciddi trafik kazaları görülebilmektedir. Bu nedenle, trafik kazalarının nedenleri araştırılırken şehir içi, şehirlerarası ayrımı yapılırken her iki alanı da göz önünde bulundurmak gerekmektedir.

Karayolu güvenliği kapsamında karayolu mevzuatı, karayolunu kullananların eğitimi, iyi taşıt, alt yapının güvenliğini artırıcı faaliyetler, denetim, kurumsal güçlendirme, trafik altyapısı gibi alanlar öne çıkmaktadır. Dolayısıyla trafik kazalarının önlenmesi bağlamında yapılacak araştırma çözüm önerilerinin bu konular üzerine yoğunlaşması gerekmektedir.

Trafik kazalarının önemli bir kısmı öngörülebilir ve dolayısıyla önlenebilirdir. Yüksek gelir düzeyindeki ülkelerde son dönemlerde yol güvenliğine yönelik bir anlayış ile gerçekleştirilen düzenlemeler ile trafik kazalarının can ve mal kayıplarında önemli bir azalma olmuştur.

Trafik kazalarının sonuçları itibariyle önemli etkileri olmaktadır. Birincisi, sosyal boyutta her yıl trafik kazaları sonucunda binlerce insanımız yaşamını kaybetmekte, yüz binlerce insanımız yaralanmakta ya da sakat kalmaktadır. Öte yandan trafik kazaları sonucunda ölen ya da yaralananların yakınlarına dair psikolojik etkiler de hesaba katıldığında sosyal boyutun çok daha geniş bir alanı kapsadığı görülmektedir.

İkinci olarak, trafik kazalarının ekonomik bir boyutu vardır. Ekonomik boyutta ilk olarak trafik kazaları sonucu yaşanan maddi kayıplar değerlendirilmektedir. Ülkemizde meydana gelen trafik kazaları sonucu meydana gelen maddi hasarların gayrisafi millî hasılanın yüzde 2'sine ulaştığı bilinmektedir. İkinci olarak, kazalarda yaralananlar için yapılan sağlık harcamaları da önemli bir ekonomik kayıptır. Birçoğu yurt dışından ithal edilen ilaçlar, protezler, ambulanslar, ameliyat malzemeleri önemli bir meblağ oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra doktorların ve diğer sağlık personelinin baktığı hasta sayısında artış olmaktadır. Kazaya karışanların iş gücü kaybı ve ölen ve sakatlananların iş gücü kaybı gibi etkenler de trafik kazalarının diğer ekonomik boyutlarını ifade etmektedir.

Trafik kazalarının etkilerinin bu kadar büyük olmasının önemli bir nedeni ulaşım konusundaki yanlış politikalardır. Trafik konusunda yaşanan sıkıntıların giderilmesi, teknik ve fiziki altyapının iyileştirilmesi, denetimin caydırıcı olması, yasaların işlerliğinin ve bu konuyla ilgili kurumlar arasında koordinasyonun sağlanması, toplumda yer alan bütün fertlerin bilinçlenmesi ve trafik içinde yer alan sürücü, yaya ve yolcuların yeterli eğitimle donatılmasıyla sağlanabilir.

Bütün bu gerekçelerle trafik kazalarına etki eden nedenlerin iyi bir şekilde belirlenerek trafik kazalarını en aza indirgeyecek çözüm önerilerinin belirlenmesi gerekmektedir.

3.- Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin, medya kuruluşları ile gazetecilerin bazı ilişkilerinin araştırılarak bağımsız medya için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/719)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Demokratikleşme için temel koşullardan biri olan bağımsız bir medya için, basın özgürlüğü ve toplumun bilgi edinme ve haber alma hakkının sağlanması için bazı medya kuruluşları ile gazetecilerin siyası iktidar ve kimi güç odakları ile ilişkisinin araştırılması amacıyla Anayasanın 98'inci, İçtüzük'ün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırması açılmasını dileriz. 24.03.2010

1) Selahattin Demirtaş                    (Diyarbakır)

2) Gültan Kışanak                          (Diyarbakır)

3) Ayla Akat Ata                            (Batman)

4) Bengi Yıldız                               (Batman)

5) Akın Birdal                                (Diyarbakır)

6) Emine Ayna                               (Mardin)

7) Fatma Kurtulan                          (Van)

8) Hasip Kaplan                             (Şırnak)

9) Hamit Geylani                            (Hakkâri)

10) İbrahim Binici                          (Şanlıurfa)

11) M. Nuri Yaman                        (Muş)

12) Mehmet Nezir Karabaş            (Bitlis)

13) Mehmet Ufuk Uras                  (İstanbul)

14) Osman Özçelik                         (Siirt)

15) Özdal Üçer                               (Van)

16) Pervin Buldan                          (Iğdır)

17) Sebahat Tuncel                         (İstanbul)

18) Sırrı Sakık                                (Muş)

19) Sevahir Bayındır                      (Şırnak)

20) Şerafettin Halis                         (Tunceli)

Gerekçe:

Uzun yıllardan bu yana bazı görsel ve yazılı basının var olan siyasi iktidarla ve kimi güç odakları ile çıkar ilişkisi kurduğu, basın ilke ve etik kuralların dışına çıkarak kamuoyu oluşturmada, yönlendirmede yanlı yanıltıcı davrandığı bilinmektedir. Gazete sahiplerinin/şirketlerinin basın yayın faaliyeti dışında başka alanlar da faaliyet göstermesi ile birlikte bu durum git gide artmış, medya kuruluşları bu faaliyetlerini sürdürebilmek amacıyla her türlü güç odakları ile işbirliği yapmaya başlamıştır. Bu güç odakları arasında iktidarı, orduyu, yasadışı güçleri ve istihbarat örgütlerini sayabiliriz. Bu durum kimi zaman istihbarat kuruluşları elemanlarının gazetelerde çalışmasına değin varmıştır. Medyanın bu durumu kabullenmesinin yanı sıra siyasi iktidarın ve güç odaklarının gazete ve TV'leri buna zorlaması da söz konusudur.

Basının siyasi iktidar ve güç odakları ile bu "kirli" ilişkisi bu günlere değin gelmiştir. Özellikle darbe dönemlerinde, baskı dönemlerinde, olağanüstü dönemlerde bu durum daha belirginleşmiştir.

1990'lı yıllarda OHAL bölgesindeki gazetecilerin sık sık OHAL Valiliğine çağrıldığı, kamuoyunu yanıltıcı bilgilerin aktarılmasında yardımcı olmalarının istendiği bilinmektedir. Korucuların ve yasadışı örgütlenmelerin işlediği cinayetlerin başkalarınca yapıldığına ilişkin haberlerin yer almasının istendiğini ve ne yazıktır ki kimi kişi ve kuruluşların buna uyduğunu bilinmektedir. Bu durumu kabul etmeyen ve itiraz edenlerin işsiz bırakılmakla ve hatta ölümle tehdit edildikleri de bilinmektedir. Bu tehditler sadece ulusal basın temsilcilerine değil uluslar arası ajansların temsilcilerine yönelik olarak ta yapılmıştır. O dönemde bölgede görev yapan gazetecilere yönelik "faili meçhul cinayetler" bunun örneklerini oluşturmaktadır.

Daha yakın zamanlarda ise 28 şubat süreci diye bilinen dönemde kasıtlı olarak hazırlanan haberler sonucu kimi kurum ve kişiler hedef haline gelmiş ve hatta bunlardan dolayı hedef durumuna gelenlere karşı suikastlar, saldırılar olmuştur. 28 Şubat sürecinde gazetelerde yaşananlar, Dinç Bilgin'in 08-09.03.2010, Ergun Babahan'ın 15-16.03.2010 tarihlerindeki Taraf Gazetesi sayılarında Neşe Düzel'le yaptıkları söyleşilerde açığa çıkmıştır.

Gazeteci ve gazete sahibi kimlikleri ile Dinç Bilgin ve Ergun Babahan gazetecilerin, gazete sahiplerinin nasıl siyasi iktidarla basın etiği dışında ilişki kurduklarını, nasıl Genelkurmay'ın, istihbarat örgütlerinin istediği bir yayın çizgisini benimsediklerini ve kimi gazetecilerin istihbarat örgütleri için gönüllü ya da maaşlı olarak çalıştığını bu söyleşiyle itiraf etmişlerdir.

Hukukta "masumiyet karinesi" evrensel bir değerdir ve hukukun temeli sayılır. Şemdin Sakık'ın ifadesine eklenmek istenen kimi gazeteci ve insan hakları savunucularının isimlerinin Semdin Sakık'ca reddedildiği, dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir'in el yazısı ile eklendiği ve bunun basın organlarınca yayınlanması için gazete sahiplerine, genel yayın yönetmenlerine iletildiği artık bilinmektedir. Kamuoyunda "andıç" diye bilinen bu olaydan sonra kimi gazeteciler işten atılmış, insan hakları savunucularına yönelik baskılar saldırılar, suikastlar gündeme gelmiştir. Yani açıktan hukuk ayaklar altına alınmış ve masumiyet karinesi ihlal edilmiştir. Sonuçta kişisel zararların yanı sıra asıl olarak demokrasimiz ve basın etiği zarar görmüş, toplumun bilgi edinme hakkı kötüye kullanmakla kalınmamış aynı zamanda toplum da yanıltılmıştır.

Andıcı kim gazetelere servis etmiştir? Andıcın yayınlanmasını ısrarla isteyen gazeteciler, gazete sahipleri, genel yayın yönetmenleri kimlerdir? Andıcı yayınlayan gazete ve TV kuruluşlarına ne gibi ayrıcalık tanınmıştır? O dönemde ve şimdi medya kuruluşlarında istihbarat örgütleri adına çalışanlar kimdir? Ordu ve istihbarat örgütleri hangi amaçla medya kuruluşları ile ilişki kurmaktadır? Bu soruların yanıtının bulunması demokratikleşme, basın ve ifade özgürlüğü ile toplumun bilgi edinme ve haber alma hakkı için gereklidir. Bunların ortaya çıkması için Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını yerinde olacaktır.

4.- Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin, kaçak göçmenlerin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/720)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Türkiye'de bulunan kaçak göçmenlerin kötü koşullarda, ucuz ücretlerle çalıştırılmaları ve hiçbir insani standart olmadan can güvenlikleri tehlikede yaşama koşullarının araştırılması, bu konuda gerekli tespitlerin yapılarak, insan hakları çerçevesinde önlemlerin alınması amacıyla Anayasanın 98'inci, İçtüzüğün 104 ve 105'inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ederiz. 25.03.2010

1) Selahattin Demirtaş                    (Diyarbakır)

2) Gültan Kışanak                          (Diyarbakır)

3) Ayla Akat Ata                            (Batman)

4) Bengi Yıldız                               (Batman)

5) Akın Birdal                                (Diyarbakır)

6) Emine Ayna                               (Mardin)

7) Fatma Kurtulan                          (Van)

8) Hasip Kaplan                             (Şırnak)

9) Hamit Geylani                            (Hakkâri)

10) İbrahim Binici                          (Şanlıurfa)

11) M. Nuri Yaman                        (Muş)

12) Mehmet Nezir Karabaş            (Bitlis)

13) Mehmet Ufuk Uras                  (İstanbul)

14) Osman Özçelik                         (Siirt)

15) Özdal Üçer                               (Van)

16) Pervin Buldan                          (Iğdır)

17) Sebahat Tuncel                         (İstanbul)

18) Sırrı Sakık                                (Muş)

19) Sevahir Bayındır                      (Şırnak)

20) Şerafettin Halis                         (Tunceli)

Gerekçe:

Türkiye 1960'lardan sonra Avrupa ülkelerine sürekli olarak göç vermiş bir ülke olduğu bilinirken, Türkiye'nin aynı zamanda bir çok ülkeden göç aldığı daha az üzerinde durulan bir konudur. 1923-1997 yılları arasında çoğunluğu Balkan ülkelerinden olmak üzere 1 milyon 500 kişi göç etmiştir. 1990 yıllarıyla birlikte ise kaçak göçmen sayısı giderek artmıştır ve günümüzde Ermenistan, Gürcistan, Rusya, İran, Moldova gibi farklı ülkelerden yaklaşık 1 milyon kaçak göçmenin Türkiye'de yaşadığı tahmin edilmektedir. İstanbul Ticaret Odasının yapmış olduğu araştırmaya göre, 1 milyon kaçak göçmenin 163 farklı ülkeden geldiği ve her yıl yaklaşık olarak 300.000 kaçak göçmenin Türkiye'ye girdiği bilinmektedir. Uluslararası Çalışma Örgütü'nün yapmış olduğu çalışmalara göre dünyada göçmen işçi ve aile sayısı 120 milyona ulaşırken, Türkiye kaçak göçmen girişinin ciddi boyutlara ulaştığı ülkelerden biridir.

Koç Üniversitesi'nden Doç. Ahmet İçduygu'nun hazırladığı raporun ortaya çıkardığı sonuçlardan en önemlisi kaçak göç olgusunun kayıt dışı ekonomiden beslendiği gerçeğidir. İşverenler, ucuza ve esnek çalışan, çok fazla isteği olmayan, uzun saatler boyu çalışabilecek, temel işçi haklarını aramayacak, disiplinli, çalışkan becerikli bu işgücünü istihdam etmeyi tercih etmektedir. Böylelikle kaçak göçmenler küresel sermayenin ucuz emek talebini karşılamaktadır. Diğer yandan Ermenistan'dan iş için gelen Ermeni göçmenler Kumkapı civarlarında kaçak hayatlarına devam ederken yaşam mücadelesi vermektedir. Göçmenlerin bir çoğunu kadınlar oluşturmakta ve temizlik, çocuk, yaşlı bakımı, tekstil işçisi olarak çalışırken, kaçak oldukları için hiç bir iş güvencesi olmadan, düşük ücretler karşılığında uzun mesai saatleriyle çalıştırılmaktadır. Göçmenlerin büyük çoğunluğu küçük odalarda birden fazla kişiyle kalarak, kendi ülkelerinde bıraktıkları ailelerine para göndermek için çalışmaktadırlar. Bu şartlar altında kaçak oldukları için her an polis tarafından yakalanıp sınır dışı edilme korkusuyla yaşarken, çocukları için eğitim, barınma gibi en temel hakları sağlayamamaktadırlar. Çoğu Ermenistanlı, Azerbaycanlı, Gürcistanlı olan kaçak göçmenlerin, nüfus kağıtları, mafyalaşmış aracı şirketler tarafından el konularak çalıştırılmaktadır.

Son günlerde kaçak Ermenilerin sınır dışı edilme tartışması tekrardan gündeme gelen kaçak göçmenlerin durumuna dair herhangi bir çalışma yapılmamaktadır. Söz konusu Ermeni göçmenlerin bir çoğunun dedeleri Adapazarı, Adana, Kars ve Muş illerinden göç etmiş Ermenilerdir. Göçmenlerin çoğu, kendi ülkelerinde üniversite eğitimi almış olmalarına rağmen iş bulamadıkları için ailelerini bırakıp göç etmeye mecbur kalmaktadırlar. Kaçak göçmen sorunu Ermeni vatandaşları dışında diğer ülkelerden gelmiş tüm göçmenleri ilgilendiren sorunlar olarak ortaya çıkmaktadır. Sermaye tarafından ucuz işgücü olarak görülen kaçak göçmenler, ekonomik krizle birlikte artan işsizlik ve yoksullukta daha da tercih edilir hale gelmektedir. Her ne kadar sınır dışı edilmeleri konuşulsa da Türkiye'de bir çok sektörde ucuz işgücünün karşılanmasını sağladıkları için, gerekli olduğu sürece "kaçak" olarak kalmalarına göz yumulmaktadır.

Dünyada küreselleşmeyle birlikte yer değiştiren ve yaygınlaşan yoksullukla beraber Türkiye'ye çalışmak ve yaşamak için gelen göçmenler artmaktadır. Bu göçmenlerin insanlık dışı yaşam koşullarında, iş güvenliği standartlarından yoksun ve hayatları tehlike altında çalışmalarının araştırılması ve bu konuda bir hükümet politikasının geliştirilmesi gerekliliği doğmaktadır. Bu çerçevede Türkiye'de bulunan kaçak göçmenlerin şartlarının araştırılması, yaşam ve can güvenliklerinin sağlanması, bu konuda çözüm önerilerinin oluşturulması ve karşılaştıkları sorunların tespit edilerek temel insan haklarının korunmasının sağlanması için bir meclis araştırma komisyonunun kurulmasını öneriyoruz.

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler sırası geldiğinde yapılacaktır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının iki tezkeresi daha vardır, ayrı ayrı okutup oylarınıza sunacağım.

A) Tezkereler (Devam)

3.- Danimarka Parlamentosu Çevre Komisyonu Başkanı ve Globe Avrupa Başkanı Sten Gade’ın, ismen davetine icabet edecek milletvekillerine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1192)

                                                                                                               10/05/2010

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Danimarka Parlamentosu Çevre Komisyonu Başkanı ve Globe Avrupa Başkanı Sten GADE tarafından, aşağıda isimleri belirtilen TBMM Parlamento Heyeti İspanya’ya davet edilmektedir.

Adı geçen Parlamento Üyelerinin anılan davete icabet etmesi hususu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanunun 9. Maddesi uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulur.

 

 

 

Mehmet Ali Şahin

 

 

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi

 

 

 

Başkanı

Nazmi Haluk Özdalga

Ankara

 

 

Sebahattin Karakelle

Erzincan

 

 

Tansel Barış

Kırklareli

 

 

Soner Aksoy

Kütahya

 

 

Mümin İnan

Niğde

 

 

Hasan Ali Çelik

Sakarya

 

 

Afif Demirkıran

Siirt

 

 

K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Karar yeter sayısı…

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum, karar yeter sayısı arayacağım: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı yoktur.

Birleşime on dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati: 17.57

 

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 18.13

BAŞKAN : Başkan Vekili Meral AKŞENER

KÂTİP ÜYELER: Fatih METİN (Bolu), Gülşen ORHAN (Van)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 106’ncı Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı tezkeresinin oylanmasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.

Şimdi tezkereyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…

Elektronik cihazla tekrarlayacağım oylamayı.

İki dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Tezkere kabul edilmiştir, karar yeter sayısı vardır.

Diğer tezkereyi okutuyorum:

4.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mehmet Ali Şahin’in, beraberinde bir heyetle Sırbistan’a resmî ziyarette bulunmasına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1193)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mehmet Ali Şahin’in, Sırbistan Ulusal Meclisi Başkanı Slavica Djukıc Dejanovıc’in vaki davetine icabetle Belgrad’da düzenlenecek olan Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenter Asamblesi (KEİPA) Otuzbeşinci Genel Kurulu’na katılmak üzere, beraberinde bir heyetle, Sırbistan’a resmî ziyarette bulunması hususu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanun’un 9. Maddesi uyarınca Genel Kurul’un tasviplerine sunulur.

                                                                                                         Mehmet Ali Şahin

                                                                                                Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                                                                                                 Başkanı

BAŞKAN – Tezkereyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bazı sayın milletvekillerinin izinli sayılmalarına dair bir tezkeresi vardır, ayrı ayrı okutup oylarınıza sunacağım.

5.- Bazı milletvekillerine, belirtilen sebep ve sürelerle izin verilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1194)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Aşağıda adları yazılı sayın milletvekillerinin hizalarında gösterilen süre ve nedenlerle izinli sayılmaları Başkanlık Divanının 14.04.2010 tarihli toplantısında uygun görülmüştür.

Genel Kurulun onayına sunulur.

                                                                                                         Mehmet Ali Şahin

                                                                                                Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                                                                                                 Başkanı

“Balıkesir Milletvekili Ayşe Akbaş, hastalığı nedeniyle 12/02/2010 tarihinden itibaren 18 gün, 02/03/2010 tarihinden itibaren 15 gün ve 24/03/2010 tarihinden itibaren 20 gün olmak üzere toplam 53 gün,”

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

“Van Milletvekili Fatma Kurtulan, hastalığı nedeniyle 03/03/2010 tarihinden itibaren 35 gün,”

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

“İstanbul Milletvekili Alev Dedegil, hastalığı nedeniyle 10/03/2010 tarihinden itibaren 47 gün,”

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

“Tokat Milletvekili Şükrü Ayalan, hastalığı nedeniyle 25/03/2010 tarihinden itibaren 16 gün,”

K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Karar yeter sayısı istiyorum.

BAŞKAN – Karar yeter sayısı arayacağım.

Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Karar yeter sayısı vardır Sayın Anadol.

“Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak, hastalığı nedeniyle 23/03/2010 tarihinden itibaren 45 gün,”

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınma önergesi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım:

B) Önergeler (Devam)

6.- Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün’ün, (2/467) esas numaralı Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/214)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

17.7.1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifimin İç Tüzüğün 37. maddesi gereği doğrudan gündeme alınmasını arz ederim. (2/467)

                                                                                                              Yaşar Tüzün

                                                                                                         Bilecik Milletvekili

                                                                                               TBMM Başkanlık Divan Üyesi

BAŞKAN – Teklif sahibi Bilecik Milletvekili Sayın Yaşar Tüzün, bir milletvekili olarak da önerge üzerinde Malatya Milletvekili Sayın Ferit Mevlüt Aslanoğlu konuşacaktır.

Buyurun Sayın Tüzün.

Süreniz beş dakika.

YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nda değişiklik yapılmasına dair vermiş olduğum kanun teklifi üzerinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, vermiş olduğum kanun teklifi milyonlarca insanımızı yakından ilgilendiren son derece önemli bir kanun teklifidir. Önemle hassasiyetinizi istirham ediyorum.

Bakın değerli arkadaşlar, ekonomik kriz nedeniyle işten çıkarılan, yaşları ilerlemiş olduğu için de iş bulma umudunu tamamen yitiren ve prim gün sayısını doldurduğu hâlde yaş nedeniyle emekli olamayan işçilerimizin bir defaya mahsus olmak üzere emekli olabilmelerini sağlayacak bir kanun teklifidir, bu sebeple çok büyük önem arz etmektedir. Bir an düşünün, ekonomik kriz nedeniyle işten çıkarılan, yaşları ilerlediği için hiçbir yerde iş bulamayan, prim gün sayısını doldurduğu hâlde yaş haddinden emekli olamayan ve en az iki, üç yıldır da emekli olma şansını elde edemeyen insanlarımız var. Bunların yerine kendinizi koymanızı rica ediyorum; sabah kalktığınızda gidecek bir işiniz yok, yaşınız ilerlemiş kimse size iş bulmuyor, işe almıyor, iş bulma umudunuz hiç yok, ne yapardınız? Çocuklarınız okula gidiyor, evinizin ve ailenizin temel ihtiyaçları var ve sizin cebinizde paranız yok. Ailenizin temel ihtiyaçlarına cevap bile veremiyorsunuz. Çocuğunuza harçlık veremiyor, evinize ekmek alamıyorsunuz. Bu durumda olan insanların yerine kendimizi koymamız gerekiyor. Yıllarca biriktirdikleri paraları, aldıkları evlerini, arabalarını sattılar, bugüne kadar idare ettiler ancak artık satacak da hiçbir şeyleri kalmadı. Şimdi ise, maalesef, aile içi şiddetler, boşanmalar, hoş olmayan davranış bozuklukları başladı.

Burada anlatmak istediğimiz, değerli arkadaşlar, insan iş güvenliğiyle birlikte işe başladığı günden itibaren… Örneğin, 1980’li yıllarda işe başlamış, demiş ki: “Ben bu iş yerinde yirmi dört yıl, yirmi beş yıl çalışacağım ve emekli olacağım.” Maalesef, sizin Hükûmetiniz döneminde çıkan bir kanunla birlikte yaş sınırı dolmuş, yani çalışan kişi prim ve gününü doldurmuş fakat yaşı dolmadığı için emekli olamıyor. Dolayısıyla, başta sağlık güvencesini kaybetmiş, maaş alamıyor ve yaşı ilerlediği için de iş bulamıyor, işe giremiyor, böylece bekliyor. Bu vermiş olduğumuz kanun teklifinde amacımız, prim ve gününü doldurup sadece yaş haddini bekleyen 2 milyona yakın vatandaşımızı bir defaya mahsus emekli edelim diyerek bir kanun teklifi verdik. Eğer uygun görürseniz, bu, bir yıla yakın süredir Meclisteki, tutanaklardaki, gündemdeki yerini koruyor; komisyonda görüşülmedi; doğrudan gündeme alınması konusunda bugün sizlerin düşüncelerine, görüşlerine başvuruyoruz.

Değerli arkadaşlarım, bu kanun teklifini verdiğimiz dönemde, TÜİK’in açıklamalarına göre bir önceki yılın dönemine göre işsiz sayısı 1 milyon 125 bin kişi artarak 2 milyon 677 binden 3 milyon 802 bine ulaşmıştır yani bir yıl önce bu kanun teklifini verdiğimizde Türkiye’de 3 milyon 802 bin işsiz var, işten umudunu kesip iş bulma umudunu kesen insanlar da bu sayıya dâhil değil.

Mevcut işsizlik oranına baktığımızda yine AKP İktidarı göreve geldiği günden bugünkü süre arasında maalesef büyük artış vardır, bu da yüzde 15 dolaylarına çıkmıştır. Bu tablo karşısında öyle zor durumda olan insanlarımız var ki onların ne yapabileceği ve umudunu bu kanuna bağlamıştır çünkü prim ve gün sayısını doldurmuş, maalesef yaş haddinden beklemektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Bir dakika ek süre veriyorum, tamamlayın lütfen.

YAŞAR TÜZÜN (Devamla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Yani yaşları kırk, kırk beş, elli dolaylarında olmuş ama işsizlikle birlikte iş bulma umudunu da kaybetmiş, sosyal güvencesi kalmamış, ailesinin sağlık güvencesi kalmamış, dolayısıyla hiçbir geliri yok, iş de bulamıyor, “Yaşım dolsun da emekli olayım.” diye bakıyor.

Türkiye’de 2 milyon vatandaşımızı bu mağduriyetten kurtaracak bu kanun teklifine olumlu yönde oy vermenizi temenni ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Tüzün.

Malatya Milletvekili Sayın Ferit Mevlüt Aslanoğlu.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; hepinize saygılar sunuyorum.

Bilecik Milletvekilimiz Sayın Tüzün’ün hazırladığı ve toplumda büyük bir yara olan bu konuya ben de bir başka pencereden dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Ben, Sayın Tüzün’e bu konuda teşekkür ediyorum.

Değerli arkadaşlarım, Sayın Tüzün yaş haddinden boş kalanlardan bahsetti. Ben ise diğer bir pencereden… Bu insanların acaba sağlık güvencesi var mı, bu insanların çoluk çocuğu yok mu arkadaşlar? Bu insanlar kırk beş yaşında, kırk yedi yaşında, elli yaşında emekli olamadığı için, hiçbir sosyal güvenlik, emekli olmuş, emekliliğini hak etmediği için tabii emekli olamıyor ama maalesef, öbür bacaktan da hiçbir sağlık hizmetinden yararlanmıyor arkadaşlar.

Değerli arkadaşlarım, kendimizi bu insanların yerine koyalım. Bir taraftan -Sayın Tüzün söyledi- bir kuruş evine para girmiyor, insanlar “Yaşın geçti.” diye iş vermiyorlar. Bu insanlar çalmadık kapı bırakmıyorlar. Bu insanın evi kira mı, bu insanın çoluk çocuğu ne yiyecek? Bunlar olayın bir penceresi ama sosyal devletin en temel unsuru, hastalık… Bu insanlar sosyal güvenlik şemsiyesi altında hastanelere gidemiyor arkadaşlar. Yeşil kartı yok, emeklisin diyemiyorsun. Tam ortada kalmış, hiçbir sosyal güvencesi olmayan ve özellikle sosyal güvence yönünden hiçbir sağlık hizmetlerinden yararlanamayan kişiler arkadaşlar.

Değerli arkadaşlarım, Yüce Allah hiç kimseyi çoluk çocuğuna mahcup etmesin. Bu insanların çocuklarına karşı, gerek hastalık gerek ekmek… Ne diyecekler bu insanlar? Hastaneye götüremiyorsun, sosyal güvencen yok. Seni emekli kabul etmiyor, seni çalışan kabul etmiyor. Yani bu insanlar işin neresinde? Yani ta emekli olana kadar bu insanlar ne yapacaklar? Eğer biz sosyal bir hukuk devletiysek bu arkadaşlarımızın sorununa mutlak çözüm bulmalıyız arkadaşlar. En azından bir tarafta ekmek, bir tarafta sağlık güvencesi. Yok, arkadaşlar bu arkadaşların yok, bu insanların sağlık güvencesi yok. Nereye gidecekler, hangi hastaneye gidecekler, kim bunları muayene edecek, ilaçlarını nereden alacaklar?

Değerli arkadaşlarım, bir yürek acısı bir olay bu. Hakikaten hepimizin… Bir de Allah kimseyi gördüğünden geri koymasın. Bu insanlar yıllarca çoluğuna çocuğuna hep bir şekilde ekmek götürmüşlerdir. Birdenbire ekmekleri kesiliyor, birdenbire ekmekleri yok oluyor, işveren kapı dışarı koyuyor ama gidecek bir dalları yok, gidecek bir kapıları yok. Gençlerimiz iş bulamazken bu insanlar hiç iş bulamıyorlar ve insanlar ruhsal bir çöküntü içine giriyorlar. Mutlaka, özellikle sağlık güvencesi konusunda bir çözüm getirmemiz lazım, en azından sosyal güvenlik şemsiyesi altında mutlaka bunlara hastalık sigortası yönünden hizmet vermeliyiz arkadaşlar; kendisine, eşine ve çocuklarına. Aksi hâlde bir tokat da buradan yiyorlar arkadaşlar.

Değerli arkadaşlarım, konu çok vahim. Ben Sayın Tüzün’e bir kez daha teşekkür ediyorum. Hakikaten hepimizin yüreğinin acısı, hepimizin. Bu toplumda hangi ile gidersen git, nereye gidersen git birçok insanı karşınızda böyle görebiliyorsunuz ve üzülüyorsunuz. Dün çok önemli görevler yapmış olabilir, dün iyi bir şekilde, iyi bir profesyonel, iyi bir işçi olarak çalışmış olabilir ama bugün kirasını veremeyen, evine ekmek götüremeyen, bir taraftan da hasta olduğu zaman hastaneye gidemeyen, hiçbir sosyal güvenlik şemsiyesinden, hastalık sigortasından yararlanamayan, karşında, bir toplum var arkadaşlar. Büyük bir yara, bu yaraya hep birlikte el vermeliyiz, hep birlikte… Sayın Tüzün’ün verdiği teklif hakikaten sosyal bir yarayı ortadan kaldıracaktır yani hepimizin çocukları, hepimizin akrabası, hepimizin kardeşi, hepimizin yakını olabilir, önemli değil ama toplumda çok büyük bir kanayan yara. 2008’de yaşanan krizden sonra ise bu, gün ışığına çok büyük boyutuyla çıktı. Bir sürü insanla karşılaşırsınız, utanıyorlar; ailelerinden utanıyorlar, çevrelerinden utanıyorlar, dışarı çıkmaktan utanıyorlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Bir dakika ek süre veriyorum, tamamlayın lütfen.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Dün çok onurluca görev yapmış, sosyal alanda her türlü, her yere girmiş çıkmış, çocuklarına karşı her türlü görevini yapmış, bugün bu çocuklarına karşı, eşine karşı görevini yapamayan bir insanın ezikliğini hep birlikte yüreğimizde hissedelim. Biz de olabiliriz onlardan bir tanesi.

Değerli arkadaşlarım, Sayın Tüzün’ün bu teklifine hep birlikte destek vermek bir insani görevimizdir. Yine söylüyorum, altını çiziyorum: İnsani bir görevimizdir.

Ben hepinizin takdirlerine sunuyorum. Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

III.- YOKLAMA

(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.

BAŞKAN – Peki.

Yoklama talebinde bulunan sayın milletvekillerinin isimlerini tespit edeceğim: Sayın Anadol, Sayın Tüzün, Sayın Bingöl, Sayın Susam, Sayın Keleş, Sayın Soysal, Sayın Köse, Sayın Aslanoğlu, Sayın Güner, Sayın Sönmez, Sayın Aydoğan, Sayın Çakır, Sayın Coşkuner, Sayın Barış, Sayın Emek, Sayın Günday, Sayın Genç, Sayın Arslan, Sayın Küçük.

Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklamayı başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Bitti efendim.

BAŞKAN – Pusula gönderen arkadaşları okuyorum:

Sayın Kacır...

ÜNAL KACIR (İstanbul) – Efendim, ben girmiştim.

BAŞKAN – Siz girmiştiniz. Mükerrer.

Toplantı yeter sayısı yoktur, birleşime on dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati: 18.36

 

DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 18.53

BAŞKAN : Başkan Vekili Meral AKŞENER

KÂTİP ÜYELER: Fatih METİN (Bolu), Gülşen ORHAN (Van)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 106’ncı Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

III.- Y O K L A M A

BAŞKAN – İstem üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi yoklama işlemini tekrarlayacağız.

Yoklama için iki dakika süre veriyorum ve yoklamayı başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın Pakdil burada mı? Tamam.

Sayın Çiçek burada mı? Tamam.

Toplantı yeter sayısı vardır.

VIII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

B) Önergeler (Devam)

6.- Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün’ün, (2/467) esas numaralı Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/214) (Devam)

BAŞKAN – İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre verilmiş önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.

Sözlü sorulara geçiyoruz.

IX.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, Topkapı Sarayındaki personel durumuna ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/1040) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

2.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, TV dizilerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1049) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

3.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, soruşturma açılan bir dernekle ilgili televizyon yayınına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1078) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

4.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, TRT’deki bazı personel hareketlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1136) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

5.- İstanbul Milletvekili Ufuk Uras’ın, bir caminin restorasyonuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/1247) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

6.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, RTÜK Başkanının gayrimenkullerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1297) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

7.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, TRT’nin iki yeni radyo kanalı kurma çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1345) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

8.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, TRT yönetimine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1387) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

9.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, TRT’nin bazı yayınlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1430) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

10.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, TRT’nin bir ajanstan hizmet alımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1448) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

11.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, TRT çalışanlarına baskı yapıldığı iddialarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1508) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

12.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, bazı köşe yazarları için girişimde bulunduğu iddialarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1544) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

13.- Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, Anadolu Ajansının TMO ile ilgili bir haberine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1555) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

14.- Çankırı Milletvekili Ahmet Bukan’ın, TRT programlarına ödenen ücretlere ve bazı televizyon programlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1578) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

15.- İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız’ın, TRT’de yayınlanan bir programa ilişkin sözlü soru önergesi (6/1630) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

16.- Aksaray Milletvekili Osman Ertuğrul’un, Eskil Ulu Camiinin restorasyonuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/1644) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

17.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat’daki bazı hanların restorasyonlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1678) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

18.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat Yazmacılar Hanı’na yönelik çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1679) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

19.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, bazı Türk Cumhuriyetlerine yönelik karasal yayın çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1723) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

20.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, yeni kurulan vakıflara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1762) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

21.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, gazetecilerin akreditasyon sorununa ilişkin sözlü soru önergesi (6/1763) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

22.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, bir yarışma programındaki taahhüde ilişkin sözlü soru önergesi (6/1837) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç, gündemin “Sözlü Sorular” kısmında yer alan sorulardan 1, 3, 8, 21, 51, 76, 100, 117, 139, 150, 179, 206, 214, 230, 268, 279, 300, 301, 332, 364, 365 ve 420’nci sıralarındaki soruları birlikte cevaplandırmak istemişlerdir.

Şimdi bu soruları sırasıyla okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                              Hasan Çalış

                                                                                                                 Karaman

Topkapı Sarayı Müdürlüğü tarafından yapılan açıklama; tarihî mekânlarımızla ilgili çok önemli bir gerçeği gözler önüne sermiştir. Açıklamada, personel eksikliği ve ziyaretçi yoğunluğundan dolayı, Topkapı Sarayı'ndaki bazı tarihî eserlerin zarar gördüğü belirtilmiştir.

Bu bilgiler ışığında;

1. Topkapı Sarayı başta olmak üzere, Türk tarihinde önemli bir konuma sahip olan tarihî mekânlarımızda personel sıkıntısı yaşanmakta mıdır? Yaşanmakta ise tedbir almayı düşünüyor musunuz?

2. Personel yetersizliğinden dolayı Topkapı Sarayı'nda yer alan tarihî eserlerden zarar görenler olmuş mudur? Görmüş ise bu eserler nelerdir?

3. Son altı yıl içinde Topkapı Sarayı'nda kaç personel istihdam edilmiştir? İstihdam edilen bu personelden kaç kişisi, hangi kurum ve kuruluşlardan sağlanmıştır?

4. Topkapı Müzesi Müdürünün maaşı ne kadardır? Sarayda istihdam edilen personel arasında Topkapı Müzesi Müdürünün maaşının üzerinde maaş alan personel var mıdır? Var ise bu maaş farkı ne kadardır? Bu çarpıklığı düzeltmeyi düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Mehmet Aydın tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                              Hasan Çalış

                                                                                                                 Karaman

Yapılan bir araştırma; her gün milyonları ekran başına toplayan dizilerdeki şiddet sahnelerinin gençleri davranış bozukluğuna ittiği, bazı dizilerin ise hayatın gerçeklerinden uzaklaştırıp arkadaşlık ilişkilerini cinsel boyutlara indirmeyi meşrulaştırarak bu yönde bir hayat tarzı benimseterek Türk aile yapısının tehdit edildiğini ortaya koymuştur.

Bu bilgiler ışığında;

1. Her yaşta insanı her gün ekran başına toplayan dizi filmler ile ilgili yapılan bir araştırmanız var mıdır? Var ise sonuçları nelerdir? Bu sonuçları kamuoyu ile paylaşmayı düşünüyor musunuz?

2. Millî ve manevi değerlerden uzak, Türk aile yapısına ters ve çocuklarımızın gelişimini olumsuz yönde etkileyen dizi filmlere yönelik yapılan herhangi bir çalışmamız var mıdır? Tedbir almayı düşünüyor musunuz? Alınmış olan tedbirler yeterli midir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Prof. Dr. Mehmet Aydın tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                             Yaşar Ağyüz

                                                                                                                Gaziantep

Yurt dışında Almanya'da görülen Deniz Feneri e.V davası sonuçlanarak bazı yöneticiler ceza almış ve iddianamede Türkiye'deki Deniz Feneri ile bağlantısı olduğu belirlenmiştir.

Ülkemizde de suç duyurusu ile Deniz Feneri Derneği hakkında Savcılıkça soruşturma açılmış ve dava dosyası Adalet Bakanlığı'nca istenmiş iken,

1. Dava dosyasında adı geçen Kanal 7 Televizyonunda, Deniz Feneri logosu altında Reklam ve Tanıtım Programının yayınlanması,

Örneğin; 04 Kasım 2008 günü saat: 23.30-24.00 arası yayınlanan duygu sömürüsüne dayalı, vatandaşları konuşturarak Deniz Feneri Derneği'nin övülmesi,

RTÜK'çe belirlenen Televizyon Reklam ve Program yayın kurallarına göre denetlenmiş midir?

2. Denetlenmiş ise yayın hakkında ne gibi işlem yapılmıştır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Prof. Dr. Mehmet Aydın tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                             Yaşar Ağyüz

                                                                                                                Gaziantep

TRT Genel Müdürlüğünün yeni kadro kanunundan sonra aldığı elemanlar ve bünyesi içerisinde var olan personeller arasında yaptığı baskıcı görevden almalar, kamuoyunda ve personellerde kaygı ile izlenmektedir.

1. Yeni Genel Müdür Sn. İbrahim Şahin atandıktan sonra üst düzey kaç kişinin görev yeri değiştirilmiştir?

2. Havuza gönderilen personel var mıdır? Varsa sayısı nedir?

3. 22 Temmuz 2007 erken genel seçiminde sandıklar açılırken, seçim bölgem Gaziantep'teki oy kullanma alanlarına imtiyazlı olarak sokulan, ne görev yaptığı anlaşılamayan Cihan Haber Ajansı çalışanlarının TRT bünyesine alınması rastlantı mıdır, bir bedel ödeme midir?

4. Kadrolara alınan elemanların, eski çalıştıkları yerlerin AKP hükûmetine yakın TV-Gazete ve Ajanslardan oluşması bilinçli bir seçim midir, rastlantı mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Hayati Yazıcı tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını saygılarımla arz ederim. 06/02/2009

                                                                                                               Ufuk Uras

                                                                                                                 İstanbul

1- Selçuklu yapımı özgün tek kalan eser, Divriği Süleymanşah Camii Konservasyon gerektirirken; neden restorasyon yapılmıştır?

2- Projenin, restorasyon uzmanlığı olmayan mimar tarafından yapıldığı, görüşü istenen Mimar Prof. Dr. Doğan Kuban'ın, olumsuz raporuna rağmen düzeltmeleri yapılmadan, baskıyla kurul onayından geçirilmiş midir?

3- Taşeron firmanın, eserin özgün örtüsünü bozduğu, Selçuklu döneminde kullanılmayan kurşun plaka ile örttüğü, dış cephe ve iç orijinal sıvalarını raspa ettiği, kapı fazadına telafisi olanaksız müdahalelerde bulunduğu, projede olmayan beton, sentetik, sıva ve badana kullanıldığı, doğru mudur?

4- Firma ile Vakıflar Genel müdür yardımcılarının ortaklığı var mıdır?

5- Sorumlu olan kişi, kurum hakkında işlem yapılmış mıdır? Yapılmadıysa yapmayı düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın aracılığınızla Başbakan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 27.03.2009

                                                                                                              Kamer Genç

                                                                                                                  Tunceli

Halen RTÜK Başkanı olan Zahit Akman aşağıda belirtilen tarihlerde birçok gayrimenkul almış ve satmıştır.

ALIŞLAR

 

 

 

Tarihler

Mahalli

Yüzölçüm

 

07.05.2008

Ankara (Etimesgut)

37.290 m2

 

26.08.2009

Ankara (Alacatı)

16.003 m2

 

23.07.2004

İstanbul (Sarıyer)

9.451,71 m2

 

15.07.2005

Ankara (Polatlı)

13.650 m2

 

 

13.250 m2

 

79.300 m2

20.09.2000

İstanbul (Kadıköy)

1.467 m2

 

SATIŞLAR

 

 

 

Tarihler

Mahalli

Yüzölçüm

 

17.02.2004

Ankara (Yenimahalle)

16.003 m2

 

29.05.2006

Ankara (Keçiören)

422 m2

 

 

     

422 m2

1- Bu belirtilenler dışında da adı geçenin gayrimenkul alım veya satımları var mıdır?

2- Adı geçen kamu görevlisi olduğuna göre bu boyutta büyük partiler halinde gayrimenkul almasını tasvip ediyor musunuz? Bu taşınmazları mal bildiriminde beyan etmiş midir? Hangi kaynaktan sağlanan paralarla bu gayrimenkulleri satın almıştır?

3- Adı geçen kişi bu veya diğer faaliyetlerinden dolayı vergi mükellefiyeti var mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Mehmet Aydın tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                              Hasan Çalış

                                                                                                                 Karaman

"TRT iki yeni radyo kurmaya hazırlanıyor" şeklinde haberler yayınlanmaktadır. Bu haberlerde bir ulusal, bir de Ankara'ya özel yerel bir radyonun kurulacağı belirtilmektedir.

Bu bilgiler ışığında;

1- Yapılan bu açıklamaların doğruluk derecesi nedir? İki yeni radyo kurulması konusunda bir çalışmanız var mıdır?

2- Yeni radyolara niçin ihtiyaç duyulmuştur? Mevcut TRT radyosu yeterli gelmiyor mu? Yeni radyoların maliyet ve gerekçeleri nelerdir?

3- Mevcut TRT radyosunun toplam kaç çalışanı vardır? Kurulacak olan yeni radyolarda kaç kişi çalıştırmayı planlıyorsunuz? Kurum dışından eleman alımına gitmeyi düşünüyor musunuz?

4- Kürtçe TV yayınından sonra şimdi de kürtçe radyo yayınını mı planlıyorsunuz? Yeni kurulacak radyolarda Kürtçe yayın mı yapacaksınız?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                             Yaşar Ağyüz

                                                                                                                Gaziantep

TRT Genel Müdürü Sayın İbrahim Şahin'in göreve geldiği günden bugüne kadar sayısız kadro tasarrufu yaptığı, sayısız elemanın baskı ile emekli olmaya zorlandığı, branşlaşmanın yok edilmeye çalışıldığı bir gerçek iken,

1. Göreve geldiğinde "Ben bu personelle 40 Kanal yönetirim" iddiasında bulunan Genel Müdürün göreve geldiğinden bugüne dek kaç kişi emekliye ayrılmıştır? Kaç yeni personel alınmıştır?

2. Var olan TRT Kanallarındaki değişik yayın ve haber programları ile hizmetlerinin taşeron firmalara yaptırıldığı doğru mudur?

3. Doğru ise hangi firmalara, hangi koşullarda ve hangi usulle ihale edilmiştir?

4. Kanal sayısı artmadığına göre, TRT bünyesindeki bazı kanalların eski isimlerinin değiştirilmesine neden gerek duyuldu?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                             Yaşar Ağyüz

                                                                                                                Gaziantep

Objektif ve tarafsız yayıncılık anlayışını her aşamada koruması gereken TRT,

263 sıra sayılı "Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile İhale İşlemleri Hakkında Kanun Tasarısının", Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki 21 Mayıs 2009 günlü görüşmelerinde Muhalefet Milletvekillerinin salonu terk etmesini ekrana yansıtmaz, Muhalefete ekran ambargosu koyarken,

1. TRT'nin Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Genel Başkan olarak katıldığı AKP'nin Düzce 3. İl Kongresinde yaptığı,

Muhalefeti engelleyici olarak suçlayan, Düzce'ye yapılan yatırımları açıkladığı konuşmasını, "Konser Salonlarından" programının yayınını keserek saat 13.00'den 13.16'ya kadar canlı yayınlaması,

Hangi yayıncılık anlayışının gereğidir?

2. İktidar Partisi Genel Başkanı olarak katıldığı, Partililerine hitap ettiği bu tür konuşmaları Parti kongrelerinde, Muhalefet Partisi Genel Başkanları da yapsa TRT 2'den yayınlayacak mısınız?

3. Eşit şartlarda yayınlayamayacaksanız, bu yayınınız İktidar yandaşlığı, Devlet Televizyonunun İktidarca kullanılması ve kullandırılması değil midir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                             Yaşar Ağyüz

                                                                                                                Gaziantep

Basında ve kamuoyunda TRT-TÜRK Kanalının haber hizmetleri için ONE-HABER Ajansı ile hizmet alım anlaşması yapıldığına ilişkin haberler ile, TRT-TÜRK için 12 Temsilcilik açıldığına dair bilgiler ışığında,

1. ONE-HABER Ajansı ile TRT arasındaki sözleşme hangi tarihte imzalandı?

Buna ilişkin TRT Yönetim Kurulu Kararı hangi tarihte alındı?

2. Bu sözleşme ile TRT, ONE-HABER Ajansına ne kadar ücret ödeyecek ve bu ücret karşılığında hangi hizmetler alınacaktır?

3. ONE-HABER Ajansının İstanbul Mercan'da kurulan Özel Stüdyolarının kullanılması karşılığı, TRT tarafından ayrıca ücret ödenecek midir?

4. ONE -HABER Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ile TRT Genel Müdür Yardımcısı Zeynel Koç'un yakınlığı Eski bir Kültür ve Turizm Bakanı dönemindeki Siyasi birliktelikten mi doğmaktadır?

5. Güçlü ve donanımlı kadrosu ile övünen TRT Genel Müdürlüğü, böyle bir Ajansla hizmet alımı anlaşmasını hangi gerekçeyle ve hangi eksiklikten dolayı yaptı?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                             Yaşar Ağyüz

                                                                                                                Gaziantep

TRT çalışanlarının verimliliğini görmezlikten gelerek, Koroların eksikliklerini bir özel şirketten karşılayan TRT Genel Müdürlüğü'nde;

Çalışanlara baskı, yıldırma, gerilim yaratma ve görevden alma işlemleri artarak devam ederken,

1. 30.06.2009 günü TRT Genel Müdürlüğü’ndeki, HABER-SEN Temsilciliğine gitmek isteyen Sendika görevlileri neden binadan içeriye alınmamışlardır? Yemek kuyruğundan neden Koruma görevlilerince atılmışlardır?

2. Genel Müdür Yardımcısı Sayın Ahmet Koyuncu Sendikalara ve çalışanlara despotça baskı yapma, gerilim yaratarak iş barışını bozma gücünü kimden ve nereden almaktadır?

3. Suçu KİT Komisyonuna katılmak olduğu söylenen Muhabir Sayın Osman Köse hangi gerekçelerle açığa alınmıştır?

Görevde iken soruşturmanın devamı neden sakıncalı görülmüştür?

4. Sendikal Örgütlenmeye ve Sendikacılarla birlikte TRT'deki tüm çalışanlara bu tür Anti-Demokratik baskıların yapıldığını biliyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın aracılığınızla Başbakan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim. 11.09.2009

                                                                                                              Kamer Genç

                                                                                                                  Tunceli

Gazetelerde yer alan haberlerde, Doğan Grubunda çalışan bazı köşe yazarlarının bu gruptan atılması hususunda sizin telkin ve tavsiyede bulunduğunuzdan söz edilmektedir.

1. Bu olay doğru mudur, sizin veya yakın çalışma arkadaşlarınızdan böyle bir girişim olmuş mudur?

2. Eskiden beri yandaşınız ve bir nevi kalemşörlerinizden olan Ahmet Hakan, Taha Akyol ve Akif Beki gibi köşe yazarlarının Doğan Grubunda çalışmasında sizin bir katkınız olmuş mudur?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim. 01.10.2009

                                                                                                             Murat Özkan

                                                                                                                 Giresun

Anadolu Ajansı tarafından; Fatma Orhan imzalı “TMO Fındık Piyasasını gözetliyor" haberi servis edilmiştir.

Bu haberin fındık piyasasında dengeleri bozacağı, üreticinin menfaatlerine zarar vereceği açıktır. Bu kadar önemli bir konuda bilgi kaynağının yetkililer olarak kullanılması, isim belirtilmemesi devletin resmi haber ajansına gölge düşürmektedir.

1) Bu haber servis edilmeden önce denetimini kim yapmıştır?

2) Son onay kimden alınmıştır?

3) Bahsi geçen yetkililerin kimliği hakkında açıklama yapılacak mıdır?

4) Haber duyumlar üzerine yapılmış ise, sorumlular hakkında ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın TRT den sorumlu devlet bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 15.10.2009

                                                                                                             Ahmet Bukan

                                                                                                                  Çankırı

Soru 1. TRT de yayınlanan programlara astronomik fiyatlar ödendiği söylenmektedir. Bakanlığınızca bunlarla ilgili bir araştırma yaptınız mı ya da yapacak mısınız?

Soru 2. Son dönemde televizyon ekranlarında buluşturma evlendirme gibi programlar çoğalmıştır. Bunlar hakkında düzenlemeler yapacak mısınız?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Bülent Arınç tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla

                                                                                                      Prof. Dr. Sacid Yıldız

                                                                                                                 İstanbul

Geçtiğimiz günlerde Gazetevatan'da, TRT 1'de yayınlanan "Bir Zahmet" adlı programın çok reyting aldırdığı ve programın TRT'nin yüzünü güldürdüğü yönünde haberlere yer verilmiştir. Programı yapan Gökhan Yıkılkan adlı kişi tanınmaya başladığı için mutlu olduğunu söylemiş ve "insanlar beni kendilerine çok yakın görüyor" şeklinde açıklamalarda bulunmuştur. İnsanları yerden yere vuran ve onlara içerisinde hakaretlere varan sözler söylenen bir programın TRT 1'e bu kadar reyting getiriyor olması akıllarda soru işareti bırakmaktadır.

Bu nedenle;

1) Adı geçen programın TRT 1'e bu kadar reyting getirdiği nasıl belirlenmiştir? Bu sonuca nasıl ulaşılmıştır?

2) Bu programla ilgili bir kamuoyu araştırması mı yapılmıştır?

3) Kaç televizyon izleyicisine sorulduktan sonra böyle bir açıklama yapılmıştır?

4) Türkiye'deki televizyon izleyicileri arasında kaç kişi Gökhan Yıkılkan'ı kendisine yakın hissetmektedir?

5) Kişilere olmadık hakaretlerde bulunulan bu programın yayınına reyting(!) uğruna devam edilecek midir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımı Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini arz ederim. 18/11/2009

                                                                                                           Osman Ertuğrul

                                                                                                                 Aksaray

 Soru:

Aksaray il merkezine bağlı, Eskil İlçesinde, Eski Mahallesi'nde bulunan ve Müftülük kayıtlarında "Ulu Cami" adıyla anılan caminin ne zaman yapıldığı konusunda kesin tarihlendirme yapılamamaktadır.

Ancak; içerisinde bulundurduğu mimari özelliklere bakıldığında XIII yy. Selçuklu eseri olduğunu söyleyebiliriz.

Bunca yıllık geçmişi olan Eskil Ulu Cami hâlen kullanıma açıktır. Caminin duvarlarında çatlamalar olduğu, bakım onarım yapılmadığı takdirde cami cemaatinin üzerine yıkılma ihtimalinin olduğu, restorasyon çalışmaları için bu güne kadar çok defalar girişimlerde bulunduğu, ancak; bir sonuç alınamadığı,

- Söz konusu caminin onarımı ve restorasyonu için bu güne kadar yapılan girişimler hangi gerekçe ile bekletilmiştir?

- 800 yıllık tarihi olan Eskil Ulu Caminin restore edilmesine ne zaman başlanılacaktır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Devlet Bakanı Sayın Bülent Arınç tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasının teminini arz ederim.

                                                                                                           Dr. Reşat Doğru

                                                                                                                   Tokat

Soru: Tokat ili Deveciler Hanı ve Arastalı Bedesten hanı restorasyonları ne zaman tamamlanacak, hangi amaçlı olarak kullanıma açılacaktır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Devlet Bakanı Sayın Bülent Arınç tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasının teminini arz ederim.

                                                                                                           Dr. Reşat Doğru

                                                                                                                   Tokat

Soru: Tokat ilindeki Yazmacılar Hanı tarihî bir varlığımızdır. Burası ile ilgili bir çalışma yapılıp, halkımıza ne zaman kazandıracaksınız?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Devlet Bakanı Sayın Bülent Arınç tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasının teminini arz ederim.

                                                                                                           Dr. Reşat Doğru

                                                                                                                   Tokat

Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan, Türkmenistan ve Kırgızistan'da halkın da izleyebileceği, uydu yayını dışında karasal yayın çalışması yapılacak mıdır? Bu konuda bir çalışma varsa ne zaman uygulamaya konacaktır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                           Hasan Özdemir

                                                                                                                Gaziantep

7 yıllık devri iktidarlarınız döneminin en çok tartışılan kanunlarından birisi de Vakıflar Kanunu’dur. Kanun ile vakıf kurma şartlarında önemli değişiklikler getirilmiştir ve yeni vakıf kurma şartlarında önemli değişiklikler getirilmiştir ve yeni vakıf sayısında artış gözlenmiştir.

Buna göre,

1) Yasanın kabulünden bugüne kadar geçen süre içerisinde kurulan vakıf sayısı nedir? Bu vakıfların kaç tanesi sosyal amaçlıdır?

2) Düzenlemenin bugüne kadarki uygulamalarında Osmanlı’daki vakıf anlayışına dönüldüğünü iddia edebilir misiniz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                           Hasan Özdemir

                                                                                                                Gaziantep

Türkiye'de basın ve yayın kuruluşlarımız çok ciddi sıkıntılar içerisindedir. Bu sorunlardan birisi de resmî kurumlardan haber takip etme olanağı veren akreditasyon sistemidir. Ancak bu sistem basının görev yapmasının önündeki en büyük engeldir.

Buna göre,

1) Gazetecilerin karşılaştığı bu sorunu çözmek için herhangi bir çalışmanız var mıdır? En azından sarı basın kartı taşıyan basın mensupları için uygulamanın kaldırılmasını düşünüyor musunuz?

2) Sarı basın kartının üzerinde Başbakanlık yazmasına karşın bazı resmî ve özel kuruluşlarda kabul görmemesinin önüne geçmek için bir çalışmanız var mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                     Ferit Mevlüt Aslanoğlu

                                                                                                                 Malatya

Show TV’de yayımlanan ve MED Yapım’ın hazırladığı “Korolar Yarışıyor” yarışmasında, korosu birinci olan ilimize bir okul yaptırılacağı ifade edilmiş ve 8 hafta Türkiye'nin ve Avrupa’nın her tarafından sürekli kontörlü mesaj gönderilmesi talep edilmiştir. Her hafta ne kadar mesaj geldiğini tahmin etmekte oldukça zorlanmaktayız.

Yarışmanın 22 Haziran 2009 tarihinde sonuçlanmasına ve Malatya Korosu’nun birinci olmasına karşılık bugüne kadar Malatya’ya yapılacak okul konusunda yapımcı firma tarafından herhangi bir uygulama yapılmamıştır.

1) Yapımcı firmaların TV’lerde düzenlediği yarışma programları sonucunda taahhüt edilen ödülün sorumlusu kimdir? Bu taahhütler yerine getirilmeden firmaya ödeme yapılmış mıdır?

2) Bu yarışmaya gelen mesaj adedi ne kadardır? Bu mesajlardan yapımcı firmaya ne kadar bir bedel ödenmiştir?

3) Plan Bütçe Komisyonunda Bütçe görüşmelerinde tarafımdan konu ifade edildikten sonra RTÜK tarafından herhangi bir işlem yapılmış mıdır?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Otuz dakika süre verdim.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; biraz önce okunan sözlü sorulara cevap vermek üzere huzurlarınızdayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Karaman Milletvekili Sayın Hasan Çalış’ın, Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Günay tarafından cevaplandırılması istenen sorusuna cevaplarımızdır:

Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı müze müdürlüklerindeki hizmetler, kadrolu, işçi, sözleşmeli personel ve hizmet alımı marifetiyle yürütülmektedir. Söz konusu yerlerde hizmetlerin aksamadan, daha sağlıklı ve verimli yürütülebilmesi açısından personel ihtiyacının giderilmesi hususunda mütemadiyen çalışmalar yapılmaktadır.

Bu kapsamda, müze müdürlüklerinde 1.860 kadrolu, 789 işçi, 256 sözleşmeli personel ile Kültür ve Turizm Bakanlığının Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ve Döner Sermaye İşletmesi Merkez Müdürlüğü bütçesinden 705 özel güvenlik görevlisi ve 509 temizlik personeli çalışmaktadır.

Topkapı Sarayı Müzesi Müdürlüğünün teftişi 3 Nisan 2007 tarihinde başlatılmış olup, anılan müze ve bağlı birimlerinde bulunan tüm eserlerin envanter defterindeki bilgileriyle bire bir karşılaştırılarak eksik veya kayıtsız eser bulunup bulunmadığı ve mevcut eserlerin orijinal olup olmadıklarının tespitinin yapılabilmesi amacıyla konuyla ilgili uzman personelden oluşan bir komisyon tarafından sayım çalışması başlatılmıştır. Hâlen devam etmekte olan bu çalışma tamamlandığında Topkapı Sarayı Müzesindeki eserlere ilişkin daha somut değerlendirmeler yapılabilecektir.

İstanbul Topkapı Sarayı Müzesi Müdürlüğüne son altı yıl içinde kurum dışından naklen 5, özelleştirilen kamu kurum ve kuruluşlarından 56, açıktan atanan 6, kurum içi atama 13 kişi olmak üzere toplam 80 personel alımı yapılmıştır.

Kültür ve Turizm Bakanlığının Döner Sermaye İşletmesi Merkez Müdürlüğünce anılan müzede daimî işçi statüsünde hâlen 19 personel, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun değişik 4/B maddesi gereğince 13 sözleşmeli personel, hizmet alımı olarak 72 özel güvenlik görevlisi ve 63 temizlik personeli çalıştırılmaktadır.

İstanbul Topkapı Sarayı Müzesi Müdürlüğünün müze müdürü kadrosu hâlihazırda boş olup, 1/4 derecesine müdür atanması durumunda alacağı maaş tutarı, ek ödeme dâhil, yaklaşık 1.600 Türk lirasıdır.

Özelleştirilen kurumlardan Kültür ve Turizm Bakanlığı şef, koruma ve güvenlik memuru kadrolarına naklen atanan ve müze müdürlüğünde istihdam edilen bazı personel 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu gereği ücretleri şahsa bağlı olarak ödendiğinden müze müdüründen fazla maaş alabilmektedir. Bu maaş farkı 100 Türk lirası ve üzerinde değişmektedir.

Bunun yanında, diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personelden daha düşük ücret alan personelin durumlarının düzeltilmesi hususunda eşit işe eşit ücret uygulaması kapsamında çalışmalar devam etmektedir.

Karaman Milletvekili Sayın Hasan Çalış’ın (6/1049) sayılı Soru Önergesi’nin cevapları:

Televizyonlarda yayımlanan programların izlenmesine yönelik olarak çeşitli araştırmalar yapılmıştır. Bu araştırmalar içerisinde yerli dizilerin izlenmesine ilişkin en net veriler 2006 yılında gerçekleştirilen Televizyon İzleme Eğilimleri Araştırması ile elde edilmiştir.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından yapılan tüm araştırmalar kitap ve CD hâline getirilerek, yapılan toplantılarda ilgili kişi ve kurumlara dağıtılmakta, üniversitelerin iletişim fakültelerine gönderilmekte, ayrıca Üst Kurulun İnternet sayfasında da yayımlanmaktadır.

3984 sayılı -kısaca söylüyorum- RTÜK Kanunu, düzenlenmesi ve denetlemesi görevi, radyo ve televizyon yayınlarının düzenlenmesi ve denetleme görevi Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna verilmiştir.

Üst Kurul, programları, yayınlandıktan sonra ilgili yasa hükümlerine uygunluk açısından denetlemekte olup, Üst Kurulun programlara yayından önce müdahale etme veya programları yayından kaldırma yetkisi bulunmamaktadır. Yayınlar Üst Kurul uzmanlarınca titizlikte takip edilmekte ve yasa hükümlerine aykırı yayınlar için rapor düzenlenerek, bu raporlar ve yayın kopyaları Üst Kurulca değerlendirilerek, gerektiğinde aynı Yasa’nın 33’üncü maddesi hükümlerine göre kuruluşlara sırasıyla uyarı, özür dileme, program durdurma, para cezası ve geçici yayın durdurma cezası şeklindeki müeyyideler hukuki sürecin tamamlanmasıyla birlikte uygulanmaktadır.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, denetleme görevinin yanı sıra düzenleme yetkisi çerçevesinde, özellikle çocuklara ve gençlere kötü örnek olacak, onların fiziksel ve zihinsel gelişimini olumsuz etkileyebilecek yayınlara -toplumun bilinçlendirilmesi amacıyla- yönelik çalışmalar yapmaktadır. Çocukların zararlı yayınlardan korunması amacıyla geliştirilen akıllı işaretler simge sistemi 23 Nisan 2006’da hayata geçirilmiştir.

Medya okuryazarlığı dersi 2007-2008 öğretim yılında ilköğretim okullarında seçmeli ders olarak okutulmaya başlanmıştır.

Bunun yanı sıra, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, söz konusu programların yaratacağı olumsuz etkilere karşı kamuoyunun duyarlı hâle getirilmesi amacıyla, Sağlık Bakanlığı ve çeşitli üniversitelerin bünyesindeki psikiyatrist, psikolog ve sosyologlar tarafından Radyo ve Televizyon Üst Kurulundan bağımsız olarak hazırlanan bir çalışmayı da hem kitap olarak bastırıp dağıtımını yaptırmış hem de İnternet sayfasında yayınlamaya başlamıştır. “Televizyon Programlarındaki Şiddet İçeriğinin, Müstehcenliğin ve Mahremiyet İhlallerinin İzleyicilerin Ruh Sağlığı Üzerindeki Olumsuz Etkileri” adlı bu çalışmaya pek çok basın ve yayın organında yayınlanan haberlerde atıf yapılmak suretiyle kamuoyunun dikkati çekilmiştir.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun çalışmalarından birisi de Türkiye’de televizyon yayıncılığı alanında yaşanan sorunlar karşısında yayın kuruluşlarının etrafında uzlaşacakları ortak bir etik davranış zemini oluşturulması amacıyla Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ve Televizyon Yayıncıları Derneğinin iş birliğiyle yürütülen çalışmalar sonucunda hazırlanan “Yayıncılık Etik İlkeleri” olup, 3 Temmuz 2007 günü Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkanı ve üyeleri ile Televizyon Yayıncıları Derneği Başkanı ve Dernek üyesi yayın kuruluşlarının katıldığı törenle İstanbul’da imzalanarak yürürlüğe girmiştir.

Gaziantep Milletvekili Sayın Yaşar Ağyüz’ün (6/1078) Soru Önergesi’ne cevaplarımız:

3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun’la radyo ve televizyon yayınlarının düzenlenmesi ve denetlenmesi görevi Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna verilmiştir. Üst Kurul, programları, yayınlandıktan sonra ilgili yasa hükümlerine uygunluk açısından denetlemekte olup, programlara yayından önce müdahale etmek veya programları yayından kaldırma yetkisi bulunmamaktadır. Yayınlar, Üst Kurul uzmanlarınca titizlikle takip edilmekte ve yasa hükümlerine aykırı yayınlar için rapor düzenlenerek bu rapor ve yayın kopyaları Üst Kurulca değerlendirilerek ilgili yasa gereğince müeyyideler uygulanmaktadır.

Soru önergesine konu olan yayın kuruluşunun yayınıyla ilgili olarak uzmanlar tarafından düzenlenen değerlendirme raporu Üst Kurulun 25 Aralık 2008 tarih 2008/64 sayılı Toplantısında görüşülmüş ve müeyyideye gerek olmadığına dair karar ihdas edilmiştir.

Gaziantep Milletvekili Sayın Ağyüz’ün (6/1136) sayılı Soru Önergesi’ne cevaplarımız:

TRT Genel Müdürü Sayın İbrahim Şahin göreve başladıktan sonra kurumsal hizmet ihtiyaçlarının yanı sıra 2954 sayılı Kanun gereğince görev yeri değişiklikleri olmuştur. Havuza gönderilen personel bulunmamaktadır. Kurumun istihdam politikası “işe göre personel” şeklindedir. İstihdam edilen personelin daha önce çalıştıkları kuruluşlar bir referans oluşturmamaktadır. Liyakat ve kariyer ilkesi esas alınmaktadır.

İstanbul Milletvekili Sayın Ufuk Uras’ın (6/1247) sayılı Soru Önergesi’ne cevaplarımız:

Anıt yapının Divriği Süleyman Şah Camii öncelikle belgelenmesi ve dönemlenmesine ilişkin olarak hazırlanan projeler Sivas Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 1 Eylül 2006 tarih ve 150 sayılı Kararı’yla onaylanmış ve restorasyon kararı da 31 Ocak 2007 tarih ve 332 sayılı Karar ile alınmıştır.

Strüktürel açıdan ciddi problemleri olan yapıda hem konservasyon hem de kapsamlı onarım çalışmaları yapılmıştır. Çukurova Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğretim üyelerinden Yardımcı Doçent Doktor Mustafa Yeğin’in koordinesinde Profesör Doktor Doğan Kuban’ın raporundaki hususlar dikkate alınarak hazırlanmış olan projeler doğal sürecinde Koruma Kurulu onayına sunulmuş ve karar alınmıştır. Sivas Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 31 Ocak 2007 tarih ve 332 sayılı Kararı ve eki onaylı projeler doğrultusunda onarım yapılmıştır. Açık ihale usulüyle ihalesi yapılan restorasyon işi en düşük teklifi veren firmada kalmış olup idareyle herhangi bir ortaklığın olması söz konusu değildir. Restorasyonla ilgili süreç yukarıda açıklandığı şekilde tamamlanmış olup bu konuda herhangi bir işlem yapılmamıştır.

Tunceli Milletvekili Sayın Kamer Genç’in (6/1297) sayılı Soru Önergesi’ne cevaplarımızdır:

3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun’un “Üst Kurul Üyelerinin Teminat ve Mali Hakları” başlıklı 10’uncu maddesinin dördüncü fıkrasında “Üst Kurul üyeleri, her yıl Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına mal bildiriminde bulunurlar.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan Kanun hükmüne uygun olarak, Sayın Zahid Akman Üst Kurul üyeliğine seçildiği 13 Temmuz 2005 tarihinden itibaren her yıl Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına mal bildiriminde bulunmaktadır. Soru önergesine konu hususlar mal bildirimiyle ilgili mevzuat kapsamındadır.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Bu nasıl cevap Sayın Başkan?

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Devamla) – Karaman Milletvekili Sayın Hasan Çalış’ın (6/1345) sayılı soru önergesine cevaplarımız:

Türk sanat müziği içerikli ulusal radyo postası TRT Nağme ve Ankara şehir merkezine yönelik radyo postası Ankara Radyosu 6 Mayıs 2009 tarihinde, Türk halk müziği içerikli ulusal radyo postası TRT Türkü ise 1 Temmuz 2009 tarihinde yayın hayatına başlamıştır. Ancak günümüzde dinleyici eğilimlerindeki farklılaşma mevcudun dışında yeni radyo postalarının açılması gereğini ortaya çıkarmıştır. Kanal bazında yeni radyo postalarına neden ihtiyaç duyulduğu aşağıda belirtilmiştir.

TRT Nağme ve TRT Türkü, günümüzde radyo yayıncılığı, kanalların ve dolayısıyla dinleyici beklentilerinin çeşitlenmesi nedeniyle dinleyici odaklı ve tematik program içerikli hâle gelmiştir. Yoğun rekabet ortamı da dikkate alındığında dinleyici beklentilerinin karşılanabilmesi için Türk halk müziği ve Türk sanat müziği içerikli yayın yapacak farklı radyo postalarına ihtiyaç duyulmuştur. Bu sayede farklı dinleyici kitlelerinin istek ve ihtiyaçlarına hitap edilirken TRT sanatçılarının icralarından oluşan zengin Türk halk ve Türk sanat müziği arşivinin daha akılcı ve verimli kullanılabileceği değerlendirilmektedir.

TRT Nağme ve TRT Türkü postalarının yayınına, en az düzeyde mali kaynak gerektirecek şekilde, mevcut personel, stüdyo ve verici imkânlarıyla nüfusu yoğun illerden başlanmıştır. Daha sonra yayınların, alınacak olumlu sonuçlar ve verici yayın frekansı başta olmak üzere mevcut imkânların genişlemesiyle yurt çapında yaygınlaştırılması düşünülmektedir. Bu süre zarfında, Radyo 4 postası, TRT Nağme ve TRT Türkü postalarının yayınlarından oluşan ortak yayın platformu olarak değerlendirilecektir.

Ankara Radyosu. Bilindiği üzere, ülke nüfusumuzun yüzde 30’dan fazlası Ankara, İstanbul ve İzmir şehirlerimizde bulunmaktadır. Anılan şehirlerde yaşayan insanlarımız, metropollerin getirdiği özel şartlardan dolayı kendine has bir dinleyici profili oluşturmaktadır. Metropol insanı, özellikle genç ve orta yaş grubunda olanlar, kanaat önderlerini kaybetmiş, ilişkilerinde neredeyse yalnızlaşmıştır. Radyo, dost olma kimliğiyle bu eksikliği büyük ölçüde doldurabilecektir. Bu dinleyicilerin istek ve ihtiyaçlarına cevap verebilecek nitelikte kent radyosu ve radyolarının hayata geçirilmesi düşünülmüştür. Yayınlara Ankara ilinden başlanmış olup, alınacak sonuçların olumlu olması hâlinde İstanbul, İzmir ve diğer metropollerde de uygulamaya geçilmesi planlanmaktadır.

Yukarıda da belirtildiği üzere, yeni radyo kanallarının yayınına, mevcut personel, stüdyo ve verici imkânlarıyla başlanmıştır. Kurum dışından herhangi bir personel alımı yapılmamıştır, ancak yayınlardan olumlu sonuçların izlenmesi durumunda TRT Nağmenin yurt çapında yaygınlaştırılması ve İstanbul, İzmir ve diğer metropollerde de kent radyolarının kurulabilmesi için yeni verici alımı ve tesisi gerekebilecektir.

Kürtçe içerikli radyo yayınlarına, soru önergesinin veriliş tarihinden önce, 1 Nisan 2009 tarihinde Dış Yayınlar Dairesi Başkanlığı sorumluluğunda başlanmıştır.

Gaziantep Milletvekili Sayın Yaşar Ağyüz’ün (6/1387) sayılı Soru Önergesi’ne cevaplarımız:

TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’in göreve başladığı tarihten itibaren -23/11/2007- 1.179 kişi emekliye ayrılmış olup 870 kişinin ataması gerçekleştirilmiştir. Bu sayıya, mahkeme kararı gereğince yapılan atamalar 4131 sayılı Kanun gereğince yapılan atamalar, yani şehit yakınları, KPSS sınavları çerçevesinde yapılan giriş sınavı sonucu yapılan atamalar, mütercim spiker unvanlı kadrolara istisnai memuriyet hükümlerine göre yapılan atamalar ile kurumlar arası naklen atamalar da dâhildir.

Diğer yayın kurumlarında olduğu gibi TRT Kurumunun bütün yayınlarının kendi yapımlarından oluşması mümkün değildir ancak TRT Kurumunda dış yapım oranı diğer Avrupa ülkeleri yayın kurumlarının dış yapım oranından düşüktür. Kurum yayınlarının çoğu iç yapımlardan oluşmaktadır. TRT Kurumunda Kurum içi ya da Kurum dışı her proje ilgili komisyonlar tarafından değerlendirilmekte ve bu komisyonların yapımını uygun gördüğü projeler hayata geçmektedir.

Mevcut televizyon kanallarından TRT Türk adıyla Orta Asya bölgesine yayın yapan kanalın kapsama alanı genişletilmiş, yayın içeriği bölgede yaşayanların ihtiyaçlarına göre yeniden oluşturulmuş ve Türkçenin farklı lehçelerinde yayın yapan TRT Avaz kanalı 21 Mart 2009 tarihinde yayına başlamıştır. TRT INT adlı kanalın formatı değiştirilerek TRT Türk adıyla bütün Avrupa, Kuzey Amerika, Afrika’nın bir kısmı ile Avustralya’yı kapsayan bütün dünyadan Türkiye’ye, Türkiye’den de bütün dünyaya haber yayını yapan bir kanal 6 Mayıs 2009 tarihinde yayın hayatına başlamıştır.

Gaziantep Milletvekili Sayın Ağyüz’ün (6/1430) sayılı Soru Önergesi’ne cevaplarımızdır:

Sayın Başbakanın gündeme ilişkin açıklamaları her zaman haber değeri taşımaktadır. Söz konusu canlı yayınlar bu çerçevede yapılmaktadır. Muhalefet partileri genel başkanlarının gündeme ilişkin önemli açıklamaları da zaman zaman canlı olarak ekrana getirilmektedir.

Gaziantep Milletvekili Sayın Ağyüz’ün (6/1448) sayılı Soru Önergesi’ne cevaplarımız:

TRT Yönetim Kurulunun 5 Aralık 2008 tarih ve 432 sayılı kararıyla Van Haber Ajansı ile 2 Ocak 2009 tarihinde sözleşme imzalanmıştır. Anlaşma gereğince, firma, 47.480 dakikalık program üretecektir. TRT ile Van Haber Ajansı arasında görüntü değil, program alımı sözleşmesi imzalanmıştır ancak firma, TRT’nin talep etmesi hâlinde, programın yanı sıra, ücretsiz görüntü ve haber hizmeti de sağlayacaktır. Van Haber Ajansının İstanbul Mercan’da kurulan stüdyoların kullanılması karşılığı TRT tarafından ayrıca ücret ödenmeyecektir. İlgili firmayla hizmet alımı değil, program alımı anlaşması yapılmıştır.

Gaziantep Milletvekili Sayın Ağyüz’ün (6/1508) sayılı Soru Önergesi’ne cevaplarımızdır:

TRT’nin Oran Sitesi yerleşkesindeki turnike sistemleri merkez teşkilatı haricindeki personel için otomatik geçişe kapalı olup geçici görevlendirme ve eğitim gibi durumlarda, personelin istekleri üzerine turnike sistemine kayıtları yapılmaktadır. Personel kartlarının turnikeleri açmaması veya personelin kartını unutması gibi durumlarda ziyaretçi girişinden kayıt yaptırarak binalara giriş mümkün olmaktadır. Otomatik turnikeden geçişe kapalı, bazı sendika görevlilerinin belirtilen tarihte otomatik turnikeden geçmek istemesi ve sistemin buna izin vermemesi üzerine kayıtlı giriş sistemini kullanmaları gerekirken kayıtlı geçiş sistemini kullanmayarak güvenlik tedbirlerine uymadıkları tespit edilmiştir. Önergede belirtilen personel hakkında, ilgilinin 2 Haziran 2009 tarihli ve 4090 sayılı olur ile Devlet Bakanı Sayın Mehmet Aydın’ın temaslarını izlemek ve haber geçmek üzere üç gün müddetle görevlendirildiği Karadağ Cumhuriyeti’ne gitmemesi, ayrıca 4 Haziran 2009 tarih ve 5 Haziran 2009 tarihlerinde mesaiye gelmemesi üzerine açılan soruşturma ve ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde geçici görevden uzaklaştırma tedbiri uygulanmış, bilahare yine ilgili mevzuat uyarınca yeniden göreve başlatılmıştır.

Tunceli Milletvekili Sayın Kamer Genç’in (6/1544) sayılı Soru Önergesi’ne cevaplarımızdır:

Önergede bahsedilen medya grubu özel hukuk hükümlerine tabi olarak faaliyette bulunan ve özel şirketlerden oluşan bir medya grubu olup herhangi bir kamu kurum veya kuruluşu ile bir bağı bulunmamaktadır. Bu nedenle, Sayın Başbakan veya herhangi bir yakın çalışma arkadaşının bazı köşe yazarları hakkında telkin veya tavsiyede bulunması mümkün değildir.

Giresun Milletvekili Sayın Murat Özkan’ın (6/1555) sayılı Soru Önergesi’ne cevaplarımızdır:

Anadolu Ajansı Ekonomi Haberleri Müdürlüğü muhabirlerinden Fatma Orhan tarafından “Toprak Mahsulleri Ofisi Fındık Piyasasını Gözetliyor” başlıklı haber Ekonomi Haberleri Müdürü tarafından denetlendikten sonra 29 Eylül 2009 günü saat 11.01’de yayına verilmiştir. Haberin geçilmesiyle ilgili son onay Ekonomi Haberleri Müdürü tarafından verilmiştir. Basın Kanunu’nun 12’nci maddesi uyarınca haber kaynağı mahfuz tutulmuştur. Haber, duyumlar üzerine yapılmamıştır. Haberin doğruluğu üzerinde bir tereddüt bulunmadığından herhangi bir işleme gerek duyulmamıştır.

Ayrıca, bu haberin yayımının ardından yine Ekonomi Haberleri Müdürlüğü muhabirlerinden Fatma Orhan tarafından aynı konuda FİSKOBİRLİK Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Lütfi Bayraktar’la yapılan mülakata dayalı bir haber de 30 Eylül 2009 günü yayına verilmiştir. Aynı konuda Giresun Ziraat Odası Başkanı Özer Akbaşlı’nın açıklaması 29 Eylül 2009 günü, İstanbul ve Karadeniz Fındık İhracatçıları Birlikleri ve Fındık Tanıtım Grubunun açıklamalarına ilişkin haber 1 Ekim 2009 günü, Giresun Ziraat Odası Başkanı Özer Akbaşlı’dan alınan demeç 5 Ekim 2009 günü, Fındık Tanıtım Grubu “Hükûmete Teşekkür, Üreticiye Uyarı” başlıklı haber 6 Ekim 2009 günü, Trabzon Ticaret Borsası Meclis Başkanı Mehmet Cirav’ın görüşlerini yansıtan haber 8 Ekim 2009 günü yayımlanmıştır. Anadolu Ajansının tarafsız haberciliğine uygun davranılmış, yayıncılık ilkelerine aykırılık bulunmamıştır. Dolayısıyla Anadolu Ajansına gölge düşürecek bir durumun olmadığı kanaatine varılmıştır.

Çankırı Milletvekili Sayın Ahmet Bukan’ın (6/1578) esas numaralı Soru Önergesi’ne cevaplarımız:

Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumunun ilgili komisyonlarınca kabul edilen tüm projeler, programların bütçesi, programın içeriği, niteliği, türü, kişinin ya da firmanın daha önce yaptığı işler, prodüksiyon için gereken harcama kalemleri ve benzeri yönlerden değerlendirilerek piyasa koşullarının altında bütçelerle gerçekleştirilmektedir.

Diğer yandan, 3984 sayılı RTÜK Kanunu… Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, programları, yayınlandıktan sonra ilgili yasa hükümlerine uygunluk açısından denetlemektedir. Yayınlar takip edilmektedir. Soru önergesine konu olan evlendirme programlarıyla ilgili olarak Üst Kurul tarafından bugüne kadar “Esra Erol’la İzdivaç” isimli programa 3 kez uyarı, “Zuhal Topal’la İzdivaç” isimli programa 2 kez uyarı, “Su Gibi” isimli programa 4 kez uyarı, 2 kez program durdurma, 1 kez idari para cezası ve “Desti İzdivaç” isimli programa 4 kez uyarı, 1 kez program durdurma müeyyidesi uygulanmasına karar verilmiş olup, yayınlar dikkatle izlenmeye devam edilmektedir.

İstanbul Milletvekili Sayın Sacid Yıldız’ın (6/1630) sayılı Soru Önergesi’ne cevaplarımızdır:

“Bir Zahmet” adlı program Kurum dışı yapım olarak bir yabancı firma tarafından hazırlanmaktadır. Program içinde verilen ödüller yapılan anlaşmanın içerisinde yer almaktadır. Katılan her kişiye büyük ikramiye verilmemekte, ödüller 500 Türk lirası ile 5 bin Türk lirası arasında miktarlar olarak verilmektedir. Yapımcı firmadan alınan bilgiye göre programın çekimine bugüne kadar yaklaşık 700 kişi katılmıştır. Şaka yapılıp programa çıkarılan her kişiden yayın için belge alınmaktadır.

Aksaray Milletvekili Sayın Osman Ertuğrul’un (6/1644) sayılı Soru Önergesi’ne cevaplarımızdır:

Eskil Belediye Başkanlığı mülkiyetinde olan söz konusu caminin mülkiyeti 2001 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğüne geçmiştir. Geçmişte mülkiyet Eskil Belediye Başkanlığında idi.

Bahse konu caminin rolöve ve restitüsyon projeleri 2008 yılında, restorasyon projesi ise 2009 yılında Koruma Bölge Kurulunca onaylanmıştır. Araştırmaya dayalı, meşakkatli ve titizlikle takip edilmesi gereken bu süreç doğal olarak zaman almaktadır. Gerekli girişimler zamanında ve yerinde yapılmış olup herhangi bir bekletilme söz konusu değildir. Kurul onaylı projeler doğrultusunda ihale dosyası hazırlanmakta olup temmuz ayı içerisinde restorasyon ihalesinin yapılması planlanmaktadır.

Tokat Milletvekili Sayın Reşat Doğru’nun sözlü olarak cevaplandırılmasını istediği (6/1678) sayılı Soru Önergesi’ne cevabımızdır:

Tokat ili Deveciler Hanı, Fatih Mehmet Paşa Hanı restorasyonu çalışmaları devam etmektedir. Restorasyon tamamlandığında güzel sanatlar fakültesi açılmak üzere üniversiteye tahsis edilecektir.

Arastalı Bedesten Hanı restorasyon çalışması tamamlanmış olup müze yapılmak üzere Kültür ve Turizm Bakanlığına kiralanmıştır.

Tokat Milletvekili Sayın Doğru’nun (6/1679) sayılı Soru Önergesi’ne cevabımızdır:

Yazmacılar Hanı’nın restorasyon projeleri hazırlanmakta olup kurul kararını müteakiben restorasyon ihalesi yapılacaktır.

Tokat Milletvekili Sayın Doğru’nun (6/1723) sayılı Soru Önergesi’ne cevabımızdır:

TRT Avaz kanalı tarafından hazırlanan yayın akışlarında her gün Orta Asya Türk cumhuriyetlerinin devlet kanallarına bağlanılarak ortak yayın yapılmaktadır. Bu uygulama esnasında TRT Avaz kanalı logosuyla birlikte o ülkenin tüm karasal ağında izlenilmektedir. Bu uygulama, hâlen Azerbaycan ve Kırgızistan devlet televizyonlarıyla başarılı bir şekilde yürütülmekte olup bu yayın formatına diğer ülkelerin de dâhil edilmesi çalışmaları sürdürülmektedir.

Türkmenistan’la yapılan anlaşma gereği TRT Avaz yayınları her gün saat 15.00 ile 17.00 arasında karasal yayında izlenmektedir.

Gaziantep Milletvekili Sayın Hasan Özdemir’in (6/1762) sayılı Soru Önergesi’ne cevaplarımızdır:

5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 27 Şubat 2008 tarihinden bu yana 179 adet yeni vakıf kurulmuş olup bunlardan 152’si sosyal amaçlı vâkıftır. Osmanlı İmparatorluğu dönemi hukukuna göre vakıf kişinin alın teriyle kazandığı malından bir bölümünü insanların hayrına olacak bir iş için ebediyen tahsis ve tevkif etmesidir. Vakfı kurana vâkıf, vakfettiği taşınır veya taşınmaz gelir getiren mala da mevkuf denirdi. Vâkıf, tesis ettiği vakfın şartlarını belirleyen vakfiyeyi beldesinin kadısı ve şahitlerin huzurunda düzenlerdi. Vakfiyede belirlenen şartlar ışığında kurulan vakfın yönetimi için “mütevelli” adı verilen yönetici tayin edilirdi. “Yeni Vakıflar Kanunu” olarak nitelenen ve 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi’nin yürürlüğe girmesinden sonra kurulan günümüz vakıfları 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 101’le 117’nci maddeleri arasında düzenlenmiştir. Yeni vakıflar ilk olarak 4 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe giren 743 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda “tesis” adı altında yer almıştır. Medeni Kanun’un 101’inci maddesinde vakıflar “Gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal toplulukları.” olarak tanımlanmıştır. Eski vakıflarda olduğu gibi bir amaç ve bu amaca tahsis edilen mal ve haklar söz konusudur. Bir yönetim organı olması yeterlidir. Vakıflar özel hukuk tüzel kişiliğine sahiptir. Türk Medeni Kanunu’na göre de vakıflar Osmanlı hukukunda olduğu gibi mahkeme kararıyla kurulmaktadır. Noterde düzenlenen resmî senet mahkemece tescil edilmekte, bu tescil kararı kesinleştikten sonra mahkeme siciline ve Vakıflar Genel Müdürlüğü merkezî siciline tescili yapılmaktadır. Vakıfların kuruluşu, işleyişi, dağılmasına ilişkin hükümler tümüyle Türk Medeni Kanunu’yla düzenlenmiş olup 5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nda vakıflarla ilgili diğer düzenlemeler de bulunmaktadır.

Gaziantep Milletvekili Sayın Hasan Özdemir’in (6/1763) sayılı Soru Önergesi’ne cevabımızdır:

Basın mensuplarına resmî kurumlardan haber takip etme olanağı veren akreditasyon sisteminin kaldırılması yönünde bir çalışmamız bulunmamaktadır. Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğümüzce basın kartlarının kabul görmesi için Maliye Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı gibi ilgili kuruluşlara yazı yazılmıştır. Basın kartının 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun kapsamında yapılan kimlik tespit işlemlerinde kimlik tespitine esas belge olarak kabul edilmesi için Maliye Bakanlığı ve MASAK (Mali Suçları Araştırma Kurul Başkanlığı) nezdinde girişimlerde bulunulmuştur. Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğümüzce konuyla ilgili çalışmalara devam edilmektedir.

Malatya Milletvekili Sayın Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun (6/1837) sayılı Soru Önergesi’ne cevabımızdır:

Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun görev ve yetkilerini düzenleyen 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun’da yayıncı ile yapımcı ve bunlarla üçüncü şahıslar arasındaki hukuki ilişkilere ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bu bakımdan Üst Kurulun bunlar arasındaki hukuki ihtilafların çözümüne ilişkin bir görev ve yetkisi bulunmamaktadır. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, radyo ve televizyon yayınlarını 3984 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinde yer alan yayın ilkelerine uygunluk açısından izlemekte ve denetlemektedir. Yayıncı ile yapımcı ve bunlarla üçüncü şahıslar arasındaki ihtilafların ise genel hükümler çerçevesinde çözümlenmesi gerekmektedir. Show TV’de yayınlanan “Korolar Yarışıyor” adlı programla ilgili olarak Malatya Valiliğince, programda yapılan yarışmada illerinin birinci olmasına rağmen taahhüt edilen okulun yaptırılmadığı belirtilerek şikâyette bulunulması üzerine Radyo ve Televizyon Üst Kurulunca, 3984 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin (j) bendinde yer alan “Yayıncılığın haksız bir amaç ve çıkara alet edilmemesi ve haksız rekabete yol açılmaması” ilkesinin ihlali yönünden inceleme başlatılmış ve İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığınca düzenlenen raporun Üst Kurulda görüşülmesi sonucunda, Üst Kurulun 13 Nisan 2010 tarih ve 2010/20-11 sayılı Kararıyla yayıncı kuruluştan taahhüdünün yerine getirilip getirilmediğinin sorulmasına karar verilmiştir. Üst Kurulun anılan kararı doğrultusunda Show TV logosuyla yayın yapan AKS Televizyon, Reklam ve Film Sanayi ve Ticaret AŞ unvanlı kuruluştan konuyla ilgili bilgi istenmiştir. Kuruluştan alınacak bilgi sonrasında konu Radyo ve Televizyon Üst Kurulunca değerlendirilecektir.

Sayın Başkanım, arz ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Arınç, teşekkür ederim.

Sayın Aslanoğlu

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Bakan, halkı kandırarak yayın yapan bir yapımcı şirketin hâlâ cezalandırılmamasından dolayı hakikaten çok üzüntülüyüm ve çok, bu konuda kandırılmış bir kişi olarak hissediyorum, ben ve ilim. Çıkacak günlerce yayın yapacak, diyecek ki: “Şu kadar SMS atarsanız…” Bir anlaşmamız yok, bir şeyimiz yok. Halk kandırılıyor Sayın Bakan, halk. Halkın kandırılmasına hâlâ RTÜK göz yumuyor. Çıkacak halkı kandıracak, günlerce yayın yapacak… Ama kendimi, kandırılmış bir ilin milletvekili olarak üzüntülerimi belirtiyorum. Hâlâ daha RTÜK “Gel kardeşim buraya, sen günlerce halkı kandırdın, sen buraya okul yapacaktın…” Halk kandırılıyor. Bir anlaşma yok Sayın Bakanım. “RTÜK’ün görevinde yok.” dediniz bu. Halkın kandırılmaması yönünde RTÜK’ün görevi vardır. RTÜK her türlü yasa dışı şeyi engellemek zorundadır. Hakikaten hâlâ daha bir yıldır…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Gitti, sistemden düştünüz.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkanım, özür diliyorum.

BAŞKAN – Şimdi, siz tekrar girin.

Sayın Yıldız…

SACİD YILDIZ (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bu TRT 1’de yayınlanan “Bir Zahmet” adlı şaka programıyla ilgili soru sormuştum Sayın Bakana ama sorularımın hiçbirisine cevap alamadım. Bu olmadık hakaretler içeren, kişilere fiziksel, sözlü hakaretler yağdıran bir programdır. Saçını yoluyor ve sonunda da bir para ödülü veriliyor. Bu işsizlik durumunda, bu geçim sıkıntısında bunları ödüllendirmek midir? Bu programların rating aldığı söyleniyor, rating’leri ölçülmüş müdür bunları da sordum. Özel bir şirkete yaptırılmış. Ben bir kez seyrettim, utandım yani, ben buradaki kişilere yapılan hakaretlerden ve sorularımın hiçbirisine cevap alamadım.

Bunu bilgilerinize sunuyorum.

BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Bakan, burada yayıncı şirket yanında bir de yapımcı şirket var. Lütfen, devlet olarak bizi kandıran insanlara gerekli cezayı verin. Aksi hâlde bugün bizi, yarın herkesi kandıracaklardır. Günlerce çıkıp, atın mesaj, atın mesaj… Bir sürü program var. Sayın Bakan, bu bir kanayan yaradır, halk soyuluyor Sayın Bakan, halk soyuluyor. Buna lütfen RTÜK el koysun.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Bakanım…

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) – Sayın Mevlüt Aslanoğlu’nun hassasiyetine teşekkür ediyorum, bu konularda farklı düşünmüyoruz ama yapılan işlem bu taahhüdün yerine getirilip getirilmediği konusunda bu kurulaşa öncelikle bir yazı yazılması ve gelecek cevaba göre de işlem tesisidir. Bu hukuki bir süreçtir. Bu sürecin önüne geçmek veya bir başka şekilde hareket etmek bizim açımızdan mümkün değil.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Bakan, bir yılı geçti.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) – Yani ben verdiğimiz cevabı tekrar etmekten başka bir şansım yok. Sadece bu konuyla ilgili değil binlerce müracaat var RTÜK’e ve RTÜK sırası geldikçe bu konuda işlem yapıyor. Ben, yalnız, televizyonlarda yapılan bu yayınların halkımızı aldatmaya, yanıltmaya yönelik olmasından fevkalade üzüntü duyan bir insanım. Bu konuda gereken denetimler yapılmakta, hem de süratle yapılmalı ve bunun neticesine varılmalıdır.

Sayın Sacid Yıldız için, ben de bu televizyondaki programı izliyorum, hâlen de yayınlanıyor. “Hiçbir soruya cevap olmadı.” dediniz, en az üç maddeye de cevap verdim ama son madde önemlidir yani bu kişilerden yayınlama izni alındıktan sonra ancak yayınlanabilmektedir. Saçından çekildiği, yerlerde sürüklendiği iddia edilen kişiler bunun bir şaka programı olduğunu biliyor ve sonunda da “Peki, yayınlayın.” diyorsa yani televizyon kanalının bu konuda yapacağı ne olabilir, takdirlerinize sunuyorum.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

SACİD YILDIZ (İstanbul) – Sonunda oluyor Sayın Bakan, başında habersiz kişiler.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Soru-cevap işlemi tamamlanmıştır.

Gündemin “Seçim” kısmına geçiyoruz.

X.- SEÇİMLER

A) Komisyonlara Üye Seçimi

1.- (10/348, 551, 666, 667, 668) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonuna üye seçimi

BAŞKAN – Kanser hastalığı konusunun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan (10/348, 551, 666, 667, 668) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu üyeliklerine siyasi parti gruplarınca gösterilen adayların listesi bastırılıp sayın üyelere dağıtılmıştır.

Şimdi listeyi oylarınıza sunacağım:

 

Adı Soyadı

 

Seçim Çevresi

 

 

AK PARTİ (10)

 

 

Fatoş Gürkan

 

Adana

 

Abdurrahman Arıcı

 

Antalya

 

Mehmet Tunçak

 

Bursa

 

Kemalettin Aydın

 

Gümüşhane

 

Mehmet Domaç

 

İstanbul

 

Cafer Tatlıbal

 

Kahramanmaraş

 

Hüseyin Devecioğlu

 

Kilis

 

Gönül Bekin Şahkulubey

 

Mardin

 

Lütfi Çırakoğlu

 

Rize

 

Osman Coşkun

 

Yozgat

 

 

CHP (3)

 

 

Tekin Bingöl

 

Ankara

 

Sacid Yıldız

 

İstanbul

 

Tansel Barış

 

Kırklareli

 

 

MHP (2)

 

 

Hasan Çalış

 

Karaman

 

Osman Durmuş

 

Kırıkkale

 

 

BDP (1)

 

 

Hamit Geylani

 

Hakkâri

BAŞKAN – Şimdi listeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Meclis araştırması komisyonuna seçilmiş bulunan sayın üyelerin, 26/5/2010 Çarşamba günü saat 14.00’te, Halkla İlişkiler Binası, B Blok, 2’nci Kat, 4’üncü Bankoda bulunan 10 numaralı Meclis Araştırması Komisyonları Toplantı Salonunda toplanarak başkan, başkan vekili, sözcü ve kâtip seçimini yapmalarını rica ediyorum.

Komisyonun toplantı yer ve saati ayrıca plazma ekranda ilan edilmiştir.

Alınan karar gereğince, kanun tasarı ve teklifleriyle komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için 26 Mayıs 2010 Çarşamba günü saat 13.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

 

Kapanma Saati: 19.55