DÖNEM: 23 CİLT: 64 YASAMA YILI: 4
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
78’inci Birleşim
25 Mart 2010 Perşembe
(Bu Tutanak Dergisi’nde yer
alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar
tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına
uygun olarak yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L
E R
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III. - YOKLAMALAR
IV. - GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI
1.- Konya Milletvekili
Mustafa Kabakcı’nın, Büyük Birlik Partisi Genel
Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölüm yıl dönümüne
ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Bursa Milletvekili H.
Hamit Homriş’in, işsizlik ve ekonomik verilere
ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir’in, Âşık Veysel Şatıroğlu’nun ölümünün 37’nci
yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
V. - AÇIKLAMALAR
1.- Samsun Milletvekili Suat
Kılıç’ın, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun
ölüm yıl dönümüne ilişkin açıklaması
2.- Sivas Milletvekili Hamza Yerlikaya’nın, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölüm yıl dönümüne ilişkin açıklaması
VI. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Duyurular
1.- Adana 8. Ağır Ceza
Mahkemesince, Mardin Milletvekili Emine Ayna’nın yargılanmasına devam
edildiğine dair yazının, Anayasa’nın 83’üncü maddesinin 2’nci fıkrası gereğince
Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgisine sunulmasına ilişkin duyuru
B) Önergeler
1.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un (6/1858) esas
numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/196)
2.- Kahramanmaraş
Milletvekili Avni Doğan’ın, Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonundan
istifa ettiğine ilişkin önergesi (4/195)
C) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Antalya Milletvekili
Hüseyin Yıldız ve 23 milletvekilinin, Antalya’daki sel felaketinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/639)
2.- Antalya Milletvekili
Hüseyin Yıldız ve 22 milletvekilinin, sel felaketlerinin neden ve sonuçlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/640)
3.- Antalya Milletvekili
Hüseyin Yıldız ve 22 milletvekilinin, basın özgürlüğü başta olmak üzere basın
kuruluşlarının sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/641)
4.- Diyarbakır Milletvekili
Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin, çevresel
etki değerlendirmesi süreci ve raporu konusunun araştırılması amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/642)
VII. -
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Türk Ticaret Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96)
2.- Türk Borçlar Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S. Sayısı: 321)
3.- Milletlerarası Para Fonu
ile Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak İçin Hükümete Yetki
Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para Fonu Ana Sözleşmesinde
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/761) (S. Sayısı: 458)
4.- Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/769) (S.
Sayısı: 486)
VIII.- YAZILI
SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır’ın, Ergenekon davası tutuklularının
aldıkları sağlık hizmetlerine ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in cevabı (7/9286) (Ek cevap)
2.- Edirne Milletvekili Cemaleddin Uslu’nun,
Kırklareli-Lüleburgaz’da düzenli depolama tesisi kurulmasına ilişkin sorusu ve
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
(7/12657)
3.- Kayseri Milletvekili
Mehmet Şevki Kulkuloğlu’nun, Melikgazi Belediyesi
sınırları içerisindeki yerlerin emlak vergisi değerlerine,
Kocasinan Belediyesi
sınırları içerisindeki yerlerin emlak vergisi değerlerine,
İlişkin soruları ve İçişleri
Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı (7/12660), (7/12662)
4.- Çankırı Milletvekili
Ahmet Bukan’ın, Çankırı’da muhtarların eksik ödenen
maaşlarına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı (7/12664)
5.- Bursa Milletvekili Kemal
Demirel’in, Bursa’da okulların depreme karşı güçlendirilmesine ilişkin sorusu
ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
(7/12666)
6.- Yalova Milletvekili
Muharrem İnce’nin, ilköğretim okullarına aktarılan kaynağa ilişkin sorusu ve
Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
(7/12670)
7.- Adana Milletvekili Yılmaz
Tankut’un, gübre fiyatlarındaki artışa ilişkin
Başbakandan sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı
Mehmet Mehdi Eker’in cevabı (7/12709)
8.- Gaziantep Milletvekili
Hasan Özdemir’in, Gaziantep’te göç alımından doğan sorunlara ilişkin sorusu ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı (7/12741)
9.- İzmir Milletvekili Kamil
Erdal Sipahi’nin, Aliağa’da baraj sularıyla yıkılan bir köprüye ilişkin sorusu
ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı (7/12743)
10.- Ordu Milletvekili Rıdvan
Yalçın’ın, Ankara’da toplu açılış yapılan okullara ilişkin sorusu ve Millî
Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı (7/12770)
11.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, eğitim kurumları için yapılacak müdür yardımcılığı
sınavına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun
cevabı (7/12780)
12.- Mersin Milletvekili
Behiç Çelik’in, sebze fiyatlarının oluşumuna,
- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in, toplu sulama projelerine ve Gaziantep’te
tarımsal ihracat teşvikine,
Yapılamayan destekleme
ödemelerine,
- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse’nin, olumsuz hava koşullarının tarım sektörüne
etkilerine,
- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Adana’da sel ve
taşkınlar nedeniyle zarara uğrayan çiftçilere,
Adana’da don nedeniyle zarara
uğrayan üreticilere,
- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Tarım ve Gıda Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısı’na,
- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, hayvancılık sektörünün desteklenmesine
İlişkin soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in
cevabı (7/12785), (7/12786), (7/12787), (7/12788), (7/12789), (7/12790),
(7/12791), (7/12792)
13.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, İvrindi Korucu beldesinde orman alanlarının parsellenip
satıldığı iddiasına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12831)
14.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, Balıkesir’de tarıma zarar veren farelerle mücadeleye,
- Edirne
Milletvekili Bilgin Paçarız’ın, Edirne’de su taşkınının yol açtığı zararın
karşılanmasına,
- Kayseri
Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlu’nun, bazı
illerdeki tarla faresi sorununa,
- Bursa
Milletvekili Abdullah Özer’in, Karacabey ilçesinde meydana gelen sel ve su
baskınlarına,
İlişkin soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in
cevabı (7/12910), (7/12911), (7/12912), (7/12913),
15.- Edirne Milletvekili Cemaleddin Uslu’nun, özel
ağaçlandırma sahalarına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12943)
16.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, sulama birliklerine ilişkin sorusu ve Çevre ve
Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12945)
17.- Manisa Milletvekili
Ahmet Orhan’ın, Gördes’teki bazı ekonomik faaliyetlerin canlandırılmasına
ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün’ün cevabı (7/13083)
18.- Mersin Milletvekili İsa
Gök’ün, bazı istisnai memuriyet kadrolarına yapılan atamalara ilişkin sorusu ve
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün’ün cevabı (7/13158)
19.- Giresun Milletvekili
Murat Özkan’ın, bazı eski milletvekillerine yapılan ödemelere ilişkin sorusu ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat Pakdil’in
cevabı (7/13161)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 13.03’te açılarak dört oturum yaptı.
Siirt
Milletvekili Osman Özçelik,
Bingöl
Milletvekili Yusuf Coşkun,
Nevruz
kutlamalarına;
Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu,
Malatya’da yaşanan don olayının yol açtığı zararlara,
İlişkin gündem
dışı birer konuşma yaptılar.
Malatya
Milletvekili Ömer Faruk Öz,
Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır,
Malatya’da
yaşanan don olayının yol açtığı zararlara;
Tunceli
milletvekilleri:
Kamer Genç,
Şerafettin Halis,
Malatya’da
yaşanan don olayının yol açtığı zararlara ve Elâzığ’da meydana gelen deprem
nedeniyle Tunceli’nin hasar gören ilçe ve köylerinin de afet bölgesi kapsamına
alınmasına;
Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt, Kura Nehri’nin taşması
nedeniyle bazı köylerdeki toprak evlerin yıkıldığına ve Ardahan çiftçisinin
hâlen fiğ paralarını alamadığına,
İlişkin birer
açıklamada bulundular.
Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Başkanlığının, (2/633) esas numaralı
Kooperatifler Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin, 15/3/2010 tarihinde, esas komisyon olarak Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonuna havale edildiğine, söz
konusu kanun teklifinin esas komisyon olarak komisyonlarının görev alanına
girmesi sebebiyle, İç Tüzük’ün 34’üncü maddesi uyarınca kendi komisyonlarında
görüşülmesinin temini için gereğinin yapılmasına ilişkin tezkeresi okundu;
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunca da
uygun bulunduğundan, bu istemin İç Tüzük’ün 34’üncü maddesi uyarınca
Başkanlıkça yerine getirildiği Genel Kurulun bilgisine sunuldu.
Tokat
Milletvekili Reşat Doğru ve 20 milletvekilinin, üniversite öğrencilerinin
sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi (10/635);
Diyarbakır
Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19
milletvekilinin:
Güvenlik
güçlerinin toplumsal gösterilerde kullandığı biber gazının insan sağlığına
etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi (10/636),
Linç girişimi
iddialarının araştırılması (10/637),
Devlet sırrı
konusunun araştırılması (10/638),
Amacıyla birer
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine
sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve ön görüşmelerinin, sırası
geldiğinde yapılacağı açıklandı.
Gündemin “Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının:
1’inci sırasında
bulunan ve İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun
olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kabul edilen, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı
ve Adalet Komisyonu Raporu’nun (1/324) (S. Sayısı: 96),
2’nci sırasında
bulunan ve İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun
olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kabul edilen, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı
ve Adalet Komisyonu Raporu’nun (1/499) (S. Sayısı: 321),
3’üncü sırasında
bulunan, Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına
Katılmak İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para
Fonu Ana Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Belgelerin Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun (1/761)
(S. Sayısı: 458),
Görüşmeleri
komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından ertelendi.
4’üncü sırasında bulunan ve İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kabul edilen
ve görüşmelerine devam olunan, Yurtdışı Türkler Başkanlığı Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile Tokat Milletvekili Reşat
Doğru’nun, Türk Dünyası İşbirliği ve Koordinasyon Başkanlığı Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Teklifi ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/805, 2/549)
(S. Sayısı: 485) elektronik cihazla yapılan açık oylamadan sonra kabul edildi
ve kanunlaştı.
5’inci sırasında
bulunan, Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Plan ve
Bütçe Komisyonu Raporu’nun (1/769) (S. Sayısı: 486) tümü üzerinde bir süre
görüşüldü.
25 Mart 2010
Perşembe günü, alınan karar gereğince saat 13.00’te toplanmak üzere birleşime
20.02’de son verildi.
Sadık YAKUT |
Başkan Vekili |
|
Yaşar
TÜZÜN Gülşen
ORHAN |
Bilecik Van |
Kâtip
Üye Kâtip
Üye |
No.: 108
II.- GELEN KÂĞITLAR
25 Mart 2010 Perşembe
Tasarı
1.- Türkiye Cumhuriyeti Milli
Savunma Bakanlığının COBRA Topçu Tespit Radarı Müşterek Programının Hizmet
Safhasına Katılımı İçin 2 Şubat 2004 Tarihli Mutabakat Muhtırasında Yapılan 2
Numaralı Değişikliğin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/837) (Milli Savunma ile Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
23.3.2010)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Antalya Milletvekili
Hüseyin Yıldız ve 23 Milletvekilinin, Antalya’daki sel felaketinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98
inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/639) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.02.2010)
2.- Antalya Milletvekili
Hüseyin Yıldız ve 22 Milletvekilinin, sel felaketlerinin neden ve sonuçlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98
inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/640) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.02.2010)
3.- Antalya Milletvekili
Hüseyin Yıldız ve 22 Milletvekilinin, basın özgürlüğü başta olmak üzere basın
kuruluşlarının sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri
uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/641)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.02.2010)
4.- Diyarbakır Milletvekili
Selahattin Demirtaş ve 19 Milletvekilinin, çevresel
etki değerlendirmesi süreci ve raporu konusunun araştırılması amacıyla
Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/642) (Başkanlığa geliş tarihi:
17.02.2010)
Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- İstanbul Milletvekili
Mehmet Sevigen’in, dilencilik yaptırılan çocuklara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/11872)
2.- Gaziantep Milletvekili
Akif Ekici’nin, sokakta yaşayan çocukların
sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/11874)
3.- İzmir Milletvekili Recai Birgün’ün, Elazığ Valisinin bir konuşmasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12639)
4.- İzmir Milletvekili Bülent
Baratalı’nın, Köy Kanunu ile ilgili çalışmalara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12640)
5.- İstanbul Milletvekili
Çetin Soysal’ın, Paşabahçe-Beykoz İçki Fabrikasının satışına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12641)
6.- Balıkesir Milletvekili
Ergün Aydoğan’ın, valilerle yapılan toplantıya
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12642)
7.- İzmir Milletvekili Bülent
Baratalı’nın, yerel yönetimlerin gelirlerine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12644)
8.- İzmir Milletvekili Bülent
Baratalı’nın, mahalle muhtarlığına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12645)
9.- Trabzon Milletvekili
Süleyman Latif Yunusoğlu’nun, TEKEL varlıklarının
satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12649)
10.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in,
Adana’daki yapı denetim kuruluşlarına ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12650)
11.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, yapı
denetim kuruluşlarına ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12651)
12.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, su kaynaklarında açılan kum
ocaklarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12656)
13.- Zonguldak Milletvekili Ali Koçal’ın, bir
işletme müdürlüğünün alımlarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/12658)
14.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün,
BOTAŞ çalışanlarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/12659)
15.- Ankara Milletvekili Tekin Bingöl’ün, ASKİ’nin
uygulamalarından zarar görecek köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/12663)
16.- Manisa Milletvekili Şahin Mengü’nün,
İstanbul Üniversitesi Rektörünün makam aracına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/12665)
17.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, Ankara’da açılışı yapılan
okullara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12669)
18.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Açıköğretim Fakültesi laborant ve veterinerlik önlisans programına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/12673)
19.- Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük’ün,
belediyelere yapılan mali yardımlara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/12674)
20.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, satılan kamu mallarına
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/12675)
21.- Edirne Milletvekili Bilgin Paçarız’ın, Edirne’deki belediyelere
yapılan yardımlara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12676)
22.- Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük’ün,
Çanakkale’deki yolların iyileştirilmesine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/12686)
23.- İstanbul Milletvekili Çetin Soysal’ın, TEKEL işçilerinin kıdem
tazminatlarının yatırıldığı hesaplara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/12687)
24.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, yapısal risk taşıyan stadlara ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Nafız Özak) yazılı soru önergesi
(7/12688)
25.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı ile
ilgili bir habere ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Nafız
Özak) yazılı soru önergesi (7/12689)
25 Mart 2010 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 13.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Yaşar TÜZÜN (Bilecik), Gülşen ORHAN (Van)
BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 78’inci Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır,
gündeme geçiyoruz.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) –
Nerede var Sayın Başkan? Var mı?
BAŞKAN – Sayın Anadol, siz sayın lütfen.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) –
İnsaf, günah! Olmadığı hâlde var demek günah en azından, yalan!
BAŞKAN - Gündeme geçmeden
önce, üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölüm yıl dönümü münasebetiyle söz isteyen
Konya Milletvekili Mustafa Kabakcı’ya aittir.
Buyurun Sayın Kabakcı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM
DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Konya
Milletvekili Mustafa Kabakcı’nın, Büyük Birlik
Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölüm yıl
dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
MUSTAFA KABAKCI (Konya) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 25 Mart 2009 tarihinde elim bir
helikopter kazası sonucu kaybettiğimiz Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı
merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nu anmak üzere gündem dışı
konuşma almış bulunmaktayım. Bu vesileyle aynı kazada hayatını kaybetmiş olan
merhum Erhan Üstündağ’a, merhum Yüksel Yancı’ya, merhum Murat Çetinkaya’ya,
İhlas Haber Ajansı Muhabiri merhum İsmail Güneş’e ve
Kaptan Pilot merhum Kaya İstektepe’ye Allah’tan
rahmet ve kederli ailelerine ve yüce Türk milletine başsağlığı diler, yüce
heyetinizi saygıyla selamlarım.
Değerli milletvekilleri,
merhum Muhsin Yazıcıoğlu, kendini bir vesileyle
yakından tanıyanların bildiği gibi düzgün yaşadı, dürüst oldu, bir ahlak
abidesi oldu ve bütün insanların gönlünde taht kurarak ansızın aramızdan
ayrıldı. Merhum Millî Şairimiz Mehmet Âkif bir
şiirinde şöyle demektedir:
“Toprakta gezen gölgeme
toprak çekilince
Günler bu heyulayı da er geç
silecektir.
Rahmetle anılmak, ebediyet
budur amma
Sessiz yaşadım, kim beni
nereden bilecektir."
İstiklal Marşı Şairimiz
Mehmet Âkif gibi merhum Muhsin Yazıcıoğlu
da aslında sessiz yaşadı ve Âkif gibi sadece milletin dertleriyle dertlendi,
esasında siyaset de bu millet için dert sahibi olmaktı.
Hiç şüphesiz ki bu iki
karakter abidesi bize şunu anlatmaktadır: Millet, kendi dertleriyle
dertlenenleri, kendi dertlerine derman olmak isteyenleri ve kendisi gibi
olanları kabirlere değil, gönüllerindeki ebedi makamlara defnetmiştir. Nitekim, merhum Mehmet Âkif de Muhsin Yazıcıoğlu
da milletin müdafii olmanın mükâfatını daima rahmetle, minnetle anılarak
almışlardır ve milletin gönlündeki ebediyet makamına, o temiz gül bahçesine
hicret etmişlerdir.
“Anlarsın bu âlem gerçekte
bir serapmış.” diyen Muhsin Yazıcıoğlu, Cihan Yenişehirlioğlu isimli bir dostunun vefatı üzerine 19
Aralık 1997 günü Ankara Hastanesi morgunda ölümü şöyle şiirleştirmiştir:
“Ölüme düğün demiş Mevlânâ; Cihan'a diyecek söz mü kaldı? / Sermest olmuş
koşarken; Mevlâ'ya Hûve'l- Bâki,
hoş sadâ kaldı.”
Siyasi hayatında hep
ideallerini öne alan ve hep sahada kalan bir kişiliği vardı. Siyaseti idealleri
uğruna yaptı ve siyaset yaparken de hep temiz kaldı.
Değerli milletvekili
arkadaşlarım, bu vesileyle bir konuya da değinmek istiyorum: Türk siyaseti
bugüne kadar çok sayıda önemli ismi çeşitli kazalarda kaybetti. Bunların
başında, 1993’te aramızdan ayrılan Devlet Bakanı Adnan Kahveci, eski
bakanlardan Mustafa Taşar, ANAP’lı Mümin Gençoğlu,
Fazilet Partisinden Bedri İncetahtacı, MHP’li
Çanakkale Milletvekili Sıtkı Turan, CHP’li Konya Milletvekili Nezir Büyükcengiz, MHP’den İstanbul Milletvekili Mehmet Cihat Özönder, isimlerini sayabildiğim ve çeşitli kazalarda
aramızdan ayrılan merhum milletvekili arkadaşlarımızdı. Bu arkadaşlarımız,
seçim bölgelerinde hizmet etmek üzere yolculuk yaparken Hakk’ın rahmetine
kavuşmuşlardır. Siyaset yapmanın zorluğunu gösteren bu tablo ibretle
incelenmeli ve nedenleri araştırılmalıdır. Yoğun tempo, yorgunluk, stres
sebebiyle sağlıksız şartlarda yolculuk yapan siyasetçilerimizin kamuoyu önünde
sadece maddi yönleriyle eleştirilmeleri düşünülmelidir. Türkiye genelinde
47’nci sırada bulunan maaşları ile sürekli gündeme gelmelerinin büyük bir
haksızlık olduğunu düşünüyorum.
Aramızdan ayrılmış olan bu
kardeşlerimizin hatıralarına ve geride bıraktıklarına Meclisimizin sahip
çıkmasının hepimizin boynuna borç olduğu kanaatindeyim.
Değerli arkadaşlarım,
milletimizin varlığı, dirliği için çaba harcamış, haklının ve doğrunun yanında
yer almayı kendisine amaç edinmiş bir siyaset adamının vefatı taraflı tarafsız
tüm vatandaşlarımızı üzmüştür. Demokrasiden yana taraf olmuş, halkın iradesinin
önemini her fırsatta vurgulamış, başarılı ve örnek bir siyaset adamı merhum Yazıcığolu…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi
tamamlayınız.
MUSTAFA KABAKCI (Devamla) –
Sağ olun Sayın Başkanım.
…genç nesillere bu tavrıyla
örnek olmuştur ve olacaktır da. Merhum Muhsin Yazıcıoğlu,
19, 20 ve 23’üncü Dönem Sivas Milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi
çatısı altında aziz milletimize hizmet etmiştir.
Bir şiiri ile konuşmamı
tamamlıyorum. En sonunda rahmetli Muhsin Başkan diyor ki: “Ben sonsuzluğu
düşünüyorum/Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum/Durun, kapanmayın
pencerelerim/Güneşimi kapatmayın. Beton çok soğuk, üşüyorum.” Ruhu şad, mekânı
cennet olsun.
Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ, CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Kabakcı.
Sayın Kılıç, söz talebiniz
var ama bu konuyla ilgili mi?
SUAT KILIÇ (Samsun) – Evet bu
konuyla ilgili.
BAŞKAN – Buyurun, kısa bir
süre.
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Samsun
Milletvekili Suat Kılıç’ın, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölüm yıl dönümüne ilişkin açıklaması
SUAT KILIÇ (Samsun) –
Saygıdeğer Başkanım, çok saygıdeğer milletvekilleri; öncelikle Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Merhum Muhsin Yazıcıoğlu siyasi ve insani kişiliğiyle Türk siyasetine ve
devlet hayatına emsal teşkil eden örnek bir şahsiyetti. Kaybı milletimiz
açısından ve kendi partisi camiası açısından fevkalade önemli ve büyük bir
kayıptır. Vefatının birinci seneyi devriyesinde merhum Yazıcıoğlu’na
bir kez daha Allah’tan gani gani rahmet temenni
ediyorum ve bir kez daha aile efradına, partili arkadaşlarına ve yol
arkadaşlarına sabır ve başsağlığı temennimi yineliyorum.
Türk siyasetine örnek teşkil
eden kişiliği, fikirleri ve şahsiyetli duruşu bundan sonra da Türk siyasi
hayatında takdir edilmeye
devam edecektir. Kendisine ve onun şahsında görevi başındayken
hayata değişik nedenlerle veda eden bütün siyaset adamlarına ve Parlamentomuzun
değerli üyelerine de Allah’tan rahmet diliyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Kılıç.
Gündem dışı ikinci söz,
ülkemizdeki işsizlik ve ekonomik veriler konusunda söz isteyen Bursa
Milletvekili Hamza Hamit Homriş’e aittir.
Buyurun Sayın Homriş. (MHP sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM
DIŞI KONUŞMALAR (Devam)
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları (Devam)
2.- Bursa
Milletvekili H. Hamit Homriş’in, işsizlik ve ekonomik
verilere ilişkin gündem dışı konuşması
H. HAMİT HOMRİŞ (Bursa) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün, burada, Türkiye'nin
asıl gündemi olan ekonomik veriler ve işsizlik üzerine gündem dışı söz almış
bulunmaktayım ancak ne var ki AKP Hükûmeti gerçek
gündemi değiştirmek için elinden gelen her türlü gayreti göstermektedir.
Bakınız, halkımızın durumunun
nasıl olduğunu, millî gelirinin nasıl hayalî rakamlarla 10 bin dolarlara
çıkarıldığını 2 Şubat 2010 Merkez Bankasının araştırmalar listesi
açıklamaktadır: Bireysel tüketici kredi borcunu ödeyemeyenlerin sayısı 677.079
kişiye yükseliyor, bir yıl önce aynı sayı 451.392 kişi. Kredi kartı borcunu
ödeyemeyenlerin sayısı 1 milyon 343 bin kişiye yükseliyor, bir önceki yıl aynı
sayı 640 bin kişi. Konut, taşıt gibi tüketici kredileri ile kredi kartı borcunu
ödeyemeyenlerin toplamı bir yılda tam 2 kat artmıştır. Bir yıl önce tüketici
kredisi ve kredi kartı borcunu ödeyemeyenlerin sayısı 1 milyon 92 bin kişiyken,
şimdi bu borçlarını ödeyemeyenlerin sayısı 2 milyon 21 bin kişiye ulaşmıştır.
27 Ocak 2006’da ödenemeyen tüketici kredi miktarının 226 milyon lira, dört yıl
sonra 29 Ocak 2010 tarihi itibarıyla ödenemeyen tüketici kredi miktarının 8
milyar 263 milyon lira olduğunu araştırmalar sonucunda görmekteyiz.
İşsizlik yüzde 14 olarak
açıklandı. Genç işsizlerde bu oran yüzde 24’lere gelmiştir. 3 milyon 500 bin
kişi resmî işsizdir. Gerçek rakamlarla işsizliğin 7 milyon kişi olduğu
bilinmektedir. Çalışabilecek durumda olan her 4 gençten 1’i işsizdir. Nüfusun
yüzde 20’si, yani 15 milyon kişi yoksul, asgari ücretle geçinmeye çalışan
vatandaşların sayısı ise 3 milyon kişidir.
AKP Hükûmeti
döneminde, cumhuriyet tarihinin çok partili döneme geçtikten sonra yani 1950
yılından bu yana son altmış yılın en büyük küçülmesi yüzde 14,7’yle
yaşanmaktadır, yaşanmıştır. Ancak, AKP Hükûmeti
rakamlarla oynayarak her şeyi tozpembe göstermeye çalışmaktadır. Eğer ekonomi
iyiyse rakamlar bizi mutlu etmelidir ama durumun böyle olmadığı açıktır.
Hakikaten büyük şirketlerin ve bankaların kazançlarına baktığımızda tablo pembe
görünmektedir. Demek ki dünya krizle boğuşurken bizim işimiz tıkırında!
Besbelli birileri kazanıyor. Kim bunlar? Hısım, akraba ve yandaşlar! Peki, ya
diğerleri? Onlar kaybediyor.
Rakamlar, bize, sürdürülen
iktisadi politikaların küçük bir zümrenin mi yoksa toplumsal merkez dediğimiz
orta sınıf ve yoksulların mı lehine düzenlenip uygulandığına ilişkin açık bir
fikir vermektedir. Bu rakamlar insanların çektiği ekonomik sıkıntıyı bas bas bağırmaktadır. İnsanlar aldıkları kredileri ve kredi
kart borçlarını ödeyemiyor. Son iki yılın karşılaştırması bir yana, bu dökümü
hele de bu Hükûmetin 2002’de iktidara geldiği
dönemden bu yana yaparsak sekiz yılda nereden nereye geldiğimiz çok daha
netleşmektedir.
Bu iktidar maalesef herkesle
ve her kesimle kavgalıdır; yargıyla, orduyla, basınla, muhalefetle, işçiyle,
memurla, çiftçiyle kavgalıdır.
Gözden kaçırılmaması icap
eden bir konu ise bugün Türkiye’yi yöneten Adalet ve Kalkınma Partisinin,
Yüksek Mahkeme kararıyla, laiklik karşıtı eylemlerden ceza almış bir parti
olmasıdır, yani sabıkası vardır. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NİMET
ÇUBUKÇU (İstanbul) – Daha neler.
H. HAMİT HOMRİŞ (Devamla) -
Ama bu iktidar için herkes kötüdür, sadece kendileri sütten çıkmış ak
kaşıktırlar, ama yaklaşan seçimler sonrası oluşacak Milliyetçi Hareket Partisi
iktidarında kimin ak kimin kara olduğuna Yüce Divan karar verecektir.
Saygılar sunuyorum efendim.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Homriş.
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) –
Muhsin Yazıcıoğlu’nu unuttunuz herhâlde. Muhsin Yazıcıoğlu’nu hatırlamadınız galiba.
BAŞKAN - Sayın Yerlikaya, söz talebiniz var. Hangi konuyla ilgili?
HAMZA YERLİKAYA (Sivas) –
Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölüm yıl dönümüyle ilgili.
BAŞKAN – Buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR
(Devam)
2.- Sivas
Milletvekili Hamza Yerlikaya’nın, Büyük Birlik Partisi
Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölüm yıl dönümüne
ilişkin açıklaması
HAMZA YERLİKAYA (Sivas) –
Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.
Bugün, bildiğimiz üzere,
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun
birinci ölüm yıl dönümü. Bu münasebetle, Türk siyaseti, tarihinin en centilmen,
en yiğit, en babayiğit siyasi adamını, siyasi insanını, hemşehrimizi
kaybetmiştir. Ben, Sivas’ımızın, ülkemizin başı sağ olsun diyorum. Bu acıları
bir daha Cenabıhak yaşatmasın diyor, ailesine ve Büyük Birlik camiasına baş
sağlığı diliyorum, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Yerlikaya.
Gündem dışı üçüncü söz, Âşık
Veysel’in ölüm yıl dönümü münasebetiyle söz isteyen Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir’e aittir.
Buyurun Sayın Özdemir. (CHP
sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM
DIŞI KONUŞMALAR (Devam)
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları (Devam)
3.- Sivas
Milletvekili Malik Ecder Özdemir’in, Âşık Veysel
Şatıroğlu’nun ölümünün 37’nci yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; büyük halk ozanımız Âşık Veysel
Şatıroğlu’nun 37’nci ölüm yıl dönümü nedeniyle gündem dışı söz almış
bulunuyorum. Bana bu fırsatı veren Sayın Başkana teşekkür ediyor, yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, beş
dakikalık bir süre içerisinde Âşık Veysel’in hayatını, felsefesini, şiirlerini
anlatmanın olanağı yoktur ama tek cümleyle ifade etmek gerekirse, Âşık Veysel,
cumhuriyet tarihimizin yetiştirdiği en büyük halk şairlerinden bir tanesidir.
Âşık Veysel, 25 Ekim 1894’te Sivas’ın Sivrialan
köyünde dünyaya gelmiştir. Yaşadığı yıllar, bulunduğu koşullar nedeniyle
herhangi bir öğrenim görmemiş, daha da önemlisi, dünyayı görememiş olmasına
rağmen, içinde yaşadığı Alevi Bektaşi kültürü, onun yetişmesinde, hayata bakış
açısında ve felsefesinde en önemli etken olmuştur. Hazreti Mevlânâ’nın,
Hünkâr Hacı Bektaş Veli’nin, Pir Sultan Abdal’ın
öğretileriyle yetişmiş, insan sevgisini, hoşgörüyü her şeyin üstünde tutan bir
felsefeyle yoğrulmuştur Âşık Veysel.
Âşık Veysel yaşadığı süreçte
başkaca ozanlardan da etkilenmiştir. Tabii, en çok etkilendiği ozanların
başında, yine Sivaslı bir halk ozanı olan Ruhsati’den
etkilenmiştir Âşık Veysel.
“Daha senden başka âşık mı
yoktur,
Nedir bu telaşın ey deli
gönül?
Hele düşün, devr-i Âdem’den beri
Neler gelmiş geçmiş, say deli
gönül.
Mevlam kanat
vermiş uçamıyorsun.
Bu nefsin elinden
kaçamıyorsun.
Ruhsati,
dünyadan geçemiyorsun.
Topraklar başına vay deli
gönül.” diyen Ruhsati’den etkilenmemek mümkün mü?
Değerli arkadaşlarım, Âşık
Veysel ülke kalkınması için çalışmanın önemine, gerektiğine inanır. Türkiye'nin
çağdaş uygarlık düzeyine erişebilmesi, tarımda, sanayide atılım yapabilmesi
için ülke insanının gaflet uykusundan uyanmasını ister. Birlik içinde
olunmasını, cehaletten kurtulunmasını, bunun için de
okumaya ve okutmaya önem verilmesini arzular Veysel.
Yine, Âşık Veysel’e günümüzde
daha da önem kazandıran bir başka özelliği, onun cumhuriyetle birlikte başlayan
uluslaşma sürecimize verdiği önemdir. Son yıllarda ve günümüzde tartışılmakta
olan “uluslaşma, ulus olma” Aşık Veysel’in başlıca
konuları arasındadır.
Âşık Veysel, günümüzde egemen
kılınmak istenen alt kimliklere dayanan farklılıkları abartan ayrıştırmacı
anlayışı şiddetle reddeder. Birleştiricilikten yanadır Âşık Veysel. Şiirinde:
“Kürt'ü Türk'ü ve Çerkes'i
Hep Adem'in
oğlu kızı
Beraberce şehit gazi
Yanlış var mı ve neresi?
…
Yezit nedir, ne kızılbaş
Değil miyiz hep bir kardaş
Bizi yakar bizim ateş
Söndürmektir tek çaresi.” der
Âşık Veysel.
Ve yine Âşık Veysel’de, ülke,
cumhuriyet ve Atatürk sevgisi bir aradadır. Şu sözleri çok önemlidir Veysel’in:
“Yürüyelim Atatürk’ün izine, boş verelim bozguncunun sözüne.” diyen bir
anlayıştadır Veysel.
Veysel derin bir felsefeye
sahiptir değerli arkadaşlarım.
"Uzun ince bir yoldayım
Gidiyorum gündüz gece
Bilmiyorum ne haldeyim
Gidiyorum gündüz gece."
diyen Veysel, bir başka dörtlüğünde:
"Kim okurdu, kim
yazardı?
Bu düğümü kim çözerdi?
Koyun kurt ile gezerdi.
Fikir başka başka olmasa." diyerek, fikir farklılarının olacağını,
ama bunun bir ayrışma sebebi olmaması gerektiğinin altını çizmiştir.
“Dost dost
diye nicesine sarıldım
Benim sadık yarim kara topraktır.
Beyhude dolandım boşa
yoruldum
Benim sadık yarim kara topraktır” diyen Veysel, tam da -belki tesadüf,
güzel bir tesadüf- yari olan kara toprakla bir tesadüf eseri 21 Mart 1973’te
bir Nevruz Bayramı’nda bütünleşmiştir.
Değerli arkadaşlarım, Nazım
Hikmet’in söylediği gibi, Veysel Anadolu’da bir köy mezarlığında yatıyor. Doğup
büyüdüğü topraklarda, Sivas’ın Sivrialan köyünde
yatmaktadır Âşık Veysel. Dostlarından son talebi vardır Âşık Veysel’in.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi
tamamlayınız.
Buyurun.
MALİK ECDER ÖZDEMİR (Devamla)
– Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Tabii, Veysel’in başkaca
talepleri var ama son şiirinde,
“Ben giderim adım kalır,
Dostlar beni hatırlasın.
Düğün olur, bayram gelir,
Dostlar beni hatırlasın.
Can bedenden ayrılacak,
Tütmez baca, yanmaz ocak.
Selam olsun kucak kucak,
Dostlar beni hatırlasın.”
diyen büyük ustayı kucak dolusu sevgiyle, özlemle yâd ediyorum.
Diliyor ve umuyordum ki Âşık
Veysel’in ölüm yıl dönümünde en azından ilgili Bakan, Sayın Başbakan,
iktidardan bir ses çıkıp Âşık Veysel’i yâd etsin isterdim. Tam da bugünde, en
çok ihtiyaç duyduğumuz, Âşık Veysel’in bize öğrettiği birliğimizin,
dirliğimizin, kardeşliğimizin tartışılmaya açıldığı bu dönemde Âşık Veysel’in
iktidar tarafından hatırlanmasını talep ederdim.
Çok teşekkür ediyor, hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
SUAT KILIÇ (Samsun) – Sayın
Başbakan grup konuşmasında rahmetle yâd etti büyük üstadımızı.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Özdemir.
Sayın milletvekilleri,
gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
VI.- BAŞKANLIĞIN
GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Duyurular
1.- Adana 8.
Ağır Ceza Mahkemesince, Mardin Milletvekili Emine Ayna’nın yargılanmasına devam
edildiğine dair yazının, Anayasa’nın 83’üncü maddesinin 2’nci fıkrası gereğince
Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgisine sunulmasına ilişkin duyuru
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/12/2009
tarihli ve 2008/214 numaralı yazısıyla Mardin Milletvekili Emine Ayna’nın
yargılanmasına devam edildiği, Anayasa’nın 83’üncü maddesinin ikinci fıkrası
gereği bildirilmiştir.
Bilgilerinize sunulur.
Sözlü soru önergesinin geri
alınmasına dair bir tezkere vardır, okutuyorum:
B) Önergeler
1.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un
(6/1858) esas numaralı sözlü soru-sunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/196)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Gündemin Sözlü Sorular
Kısmının 543. sırasında yer alan (6/1858) esas numaralı sözlü soru önergemi
geri alıyorum.
Gereğini saygılarımla arz
ederim.
Mehmet Akif Paksoy
Kahramanmaraş
BAŞKAN – Sözlü soru önergesi
geri verilmiştir.
Komisyondan istifa tezkeresi
vardır, okutuyorum:
2.-
Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan’ın, Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor
Komisyonundan istifa ettiğine ilişkin önergesi (4/195)
24/03/2010
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
23 Mart 2010 tarihinde
toplanan Ak Parti Müşterek Disiplin Kurulu şahsımla
ilgili 4 ay Partiden uzaklaştırma cezası vermiştir.
Bu şartlar altında üyesi
bulunduğum Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda Ak Partiyi 4 ay
süreyle temsil imkânım kalmamıştır.
Bu nedenle ilgili komisyondan
istifa ediyor, saygılar sunuyorum.
Avni Doğan
Kahramanmaraş
BAŞKAN – Bilgilerinize
sunulmuştur.
Meclis araştırması açılmasına
ilişkin dört önerge vardır, ayrı ayrı okutuyorum:
C) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldız ve 23 milletvekilinin, Antalya’daki sel felaketinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/639)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Son aylarda art arda meydana
gelen ve ciddi hasarlarla atlattığımız sel felaketlerinin ve sonuçlarının
göstermiş olduğu vahim durum, Antalya'da yaşanan sel felaketi ile bir kez daha
kendini göstermiştir.
"Antalya ilinde meydana
gelen sel felaketinin nedenleri, selden önce alınması gereken tedbirlerin ne
kadarının hayata geçirildiği, sel esnasında ve sonrasında yapılması gereken
sosyal ve kamusal çalışmaların ne düzeyde gerçekleştiği ve Antalya çevresinde
sel nedeniyle oluşan hasarların belirlenmesi ve hızlı bir şekilde
giderilmesinin yollarının tespiti" için Anayasa'nın 98. ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğü'nün 104. ve 105. maddeleri uyarınca bir Meclis
Araştırması açılmasını saygılarımızla arz ederiz. 17.02.2010
1) Hüseyin Yıldız (Antalya) |
2) Necati Özensoy (Bursa) |
3) Ali Uzunırmak (Aydın) |
4) Tunca Toskay (Antalya) |
5) Oktay Vural (İzmir) |
6) Cemaleddin Uslu (Edirne) |
7) Mümin İnan (Niğde) |
8) Kemalettin Nalcı (Tekirdağ) |
9) Abdülkadir Akcan (Afyonkarahisar) |
10) Ahmet Orhan (Manisa) |
11) Hasan Çalış (Karaman) |
12) Beytullah Asil (Eskişehir) |
13) Reşat Doğru (Tokat) |
14) Mustafa Enöz (Manisa) |
15) Kadir Ural (Mersin) |
16) Rıdvan Yalçın (Ordu) |
17) Behiç Çelik (Mersin) |
18) Erkan Akçay (Manisa) |
19) Hasan Özdemir (Gaziantep) |
20) Mustafa Kemal Cengiz (Çanakkale) |
21) Kamil Erdal Sipahi (İzmir) |
22) Ahmet Duran Bulut (Balıkesir) |
23) Emin Haluk Ayhan (Denizli) |
24) Mehmet Günal (Antalya) |
Gerekçe:
Ülkemizde sık görülen doğal
tehlikelerin başında, sel olayları gelmektedir. Önemli can ve mal kaybına neden
olan ve değişik nedenlerle oluşan sel, ülkemizin hızla değişen ve gelişen
sosyal ve ekonomik yapısı içinde daha da etkili olmakta, büyük ekonomik
kayıpların ve acıların yaşandığı afete dönüşmektedir.
Antalya'da 7 Şubat Pazar
gecesi başlayan fırtına ve yağış nedeniyle meydana gelen sel felaketinde 4
vatandaşımız ölmüş, evler ve tarım alanları su altında kalmış, köprüler çökmüş,
özellikle köy yolları önemli ölçüde tahrip olmuştur.
Şiddetli yağışlar sonunda
Antalya ilimizde kırk dokuz yerleşim biriminde, ilk yapılan tespitlere göre
yaklaşık 5 bin dekar sera, 1.200 dekar meyve bahçesi, 30 bin dekar da tarım
alanı ve çok sayıda konut zarar görmüştür. Yerel ve ulusal, yazılı ve görsel
medyada, yapılabilenler ve yapılamayanlarla ilgili çok değişik tespit ve
değerlendirmeler vardır.
Bölgedeki görgü tanıklarının
ifadelerine göre, Karacaören Barajı'nın kapaklarının
açıldığı ve sel felaketinin bu nedenle meydana geldiği söylenmektedir. Her
türlü ekipmana sahip olmasına rağmen, resmî çağrı
gelmeyince hareket edemeyen AKUT'tan yardım
istenmemiştir. Bölgede bulunan balık adamlardan, dayanıklı botlarla rafting yapan ekiplerden yardım istenmemiştir.
Basına yansıyan haberlerde,
Orman Bölge Müdürlüğünün dere, köprü ve menfezlerin tıkanmasına yol açan ağaç
ve dalların kesilmesi, temizlenmesi için çalışma başlattığı açıklanmaktadır.
Ancak bu çalışmaların daha önceki zamanlarda yapılması gereklidir.
Yine basına yansıyan
haberlerde, Sivil Savunma İl Müdürünün "imkânlarının bu kadar olduğunu, bu
tür felaketler için farklı tekniğe sahip botlara ihtiyaç olduğunu, mevcut botun
denizde arama kurtarmaya uygun olduğunu” ifade etmesi Sivil Savunma
Müdürlüğü’nün ne durumda olduğunu açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Sel
felaketinin yaşanabileceği tüm yerleşim birimlerinde en acil kurtarma ekipmanı olarak botlar gereklidir ve bot kullanacak ekibin
eğitilmesi gerekir.
Antalya ilimizde yaşanan
felaket de göstermiştir ki, sekiz yıldır iktidarda olan hükümetin;
kaymakamlıkları, valilikleri, belediyeleri, sivil savunma kurumlarımızı
felaketlere karşı hazırlıklı hale getirememişlerdir.
Yerel yönetimlerin sel
felaketinin yaşandığı bölgelerde yetersiz kalması nedeniyle, vatandaşlar
çaresiz kalmakta ya da kendileri çözüm üretme yoluna gitmekte ve devlete olan
güvenleri sarsılmaktadır.
Son yıllarda yaşanan küresel
iklim değişikliğiyle şiddeti giderek artan yağışlar sonucu oluşan seller,
mevcut uygulamaların yetersiz kaldığını göstermektedir. Sel felaketi ve
taşkınlar konusunda, selle mücadele edebilmek için; mevcut politika ve
uygulamalar gözden geçirilmeli ve yeni bir felaketle karşılaşılmadan, bir an
önce yeni planlar hazırlanmalıdır. Hükümetin bu gibi felaketlerde acil
önlemleri alması ve bu konuda ciddi çalışmalar yapması gerekmektedir.
Antalya'da etkilerini ve tahribatını
ağır şekilde hissettiğimiz sel felaketinde; hükümetin, yerel yönetimlerin ve
kamu kuruluşlarının yetersiz kaldığı, hasarların tespit edilip giderilmesi
konusunda ve arama-kurtarma çalışmaları konusunda çok ciddi gecikmeler
yaşandığı görülmektedir. Sel felaketinin şiddetinin önlenmesi hususunda ya da
önceden alınması gereken tedbirlerin alınmadığının tespiti noktasında
sorumlular hakkında hükümetçe gerekli işlemlerin yapılmadığı da görülmektedir.
Antalya'da acı kayıplar ve
ciddi hasarlarla atlattığımız sel felaketinin sebeplerinin ortaya
çıkarılmasını, sorumlularının tespit edilmesini ve sorumlularla ilgili gerekli
işlemlerin yapılmasını tüm bölge halkı beklemektedir.
2.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldız ve 22 milletvekilinin, sel felaketlerinin neden ve
sonuçlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/640)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Son aylarda ardarda meydana gelen ve ciddi hasarlarla atlattığımız sel
felaketlerinin ve sonuçlarının göstermiş olduğu vahim durum nedeniyle;
"sel felaketinin nedenleri, selden önce alınması gereken tedbirler, sel
esnasında ve sonrasında yapılması gereken sosyal ve kamusal çalışmalar ve sel
felaketinin toplumumuzdaki hasarlarının belirlenmesi ve hızlı bir şekilde
giderilmesinin yollarının tesbiti" için
Anayasa'nın 98. ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün 104. ve 105.
maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırması açılmasını saygılarımızla arz ederiz.
17.02.2010
1) Hüseyin Yıldız (Antalya) |
2) Tunca Toskay (Antalya) |
3) Mehmet Şandır (Mersin) |
4) D. Ali Torlak (İstanbul) |
5) Süleyman Turan Çirkin (Hatay) |
6) Mehmet Günal (Antalya) |
7) Metin Çobanoğlu (Kırşehir) |
8 Hakan Coşkun (Osmaniye) |
9) Hamza Hamit Homriş (Bursa) |
10) Rıdvan Yalçın (Ordu) |
11) Osman Durmuş (Kırıkkale) |
12) Ahmet Bukan (Çankırı) |
13) Kadir Ural (Mersin) |
14) Reşat Doğru (Tokat) |
15) Erkan Akçay (Manisa) |
16) Şenol Bal (İzmir) |
17) Mümin İnan (Niğde) |
18) Recep Taner (Aydın) |
19) Alim Işık (Kütahya) |
20) Abdülkadir Akcan (Afyonkarahisar) |
21) Ertuğrul Kumcuoğlu (Aydın) |
22) Hasan Çalış (Karaman) |
23) Oktay Vural (İzmir) |
Gerekçe:
Ülkemizde sık görülen doğal
tehlikelerin başında, sel olayları gelmektedir. Önemli can ve mal kaybına neden
olan ve değişik nedenlerle oluşan sel, ülkemizin hızla değişen ve gelişen
sosyal ve ekonomik yapısı içinde daha da etkili olmakta, büyük ekonomik
kayıpların ve acıların yaşandığı afete dönüşmektedir.
İlk çağlardan günümüze kadar,
başta ormanlar olmak üzere, doğal bitki örtüsünün büyük bölümü yok edilmiştir.
Bitki örtüsü tahrip edilen alanlarda, eğim ve erozyon nedeniyle tarım yapılamaz
hale geldiğinden, sel oluşumunu hızlandıran bir etken haline gelmiştir.
Sel ve taşkın afetini meydana
getiren faktörlerin en önemlisi insanların doğal ekolojik
dengeyi bozucu tahribatlarıdır. Toprak-su-bitki arasındaki doğal dengeyi
bozucu nitelikteki müdahaleler, yanlış arazi kullanımları ve ormansızlaşma
hızlandırılmış erozyona, erozyonla yıpranan araziler de sel ve taşkınlara yol
açmaktadır.
Ülkemizde sel felaketine en
çok nehir yataklarından taşmalar sonucu rastlanmaktadır. Ani ve kuvvetli
yağışlar ve kar erimesi sonucu taşmalar oluşmaktadır. Nehir yataklarına gelen
suyun sele dönüşmesine yatakların amacı dışında kullanılması da çok etkili
olmaktadır. Yağışla dolan barajlarda, baraj kapaklarının açılması da sele neden
olmakta halka bilgi verilmemesi de hasarı artırmaktadır.
Çarpık kentleşme sonucu dere
yataklarının gecekondulaşma bölgesi haline gelmesi, ağaçlandırılması,
doldurulması veya nehir yataklarının değiştirilmesi sonucu büyük mal ve can
kayıplarına rastlanmaktadır.
Dağlık alanlarda yağış ve
tepelerdeki karın erimesi sonucu dere yataklarının taşıyamayacağı miktarda su
ile dolmasıyla ani seller oluşmaktadır. Dağ eteklerindeki yerleşim yerleri için
heyelan tehlikesi de yaratan bu seller oldukça tehlikeli olmaktadır.
Ormansızlaşma ve erozyon da tehlikeyi artırmaktadır.
Karayollarının yüksek
yapılması ve menfezlerin yapılmaması ya da yapılan menfezlerin tıkanması sel
felaketinin bir başka nedenidir.
Akan su ile taşınan
malzemeler; çarptığı her şeyi, canlı ve cansız çevre ile kültürel çevreyi
tahrip ederek ya da yok ederek büyük can ve mal kaybına neden olabilmektedir.
Tarım ürünleri, taşınabilir ve taşınamayan mallar büyük zarar görmektedir.
Selin verdiği en büyük
zararların bir kısmı da taşkınlara bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Taşkınlar
etkili ve kalıcı zararlar meydana getirmektedir. Sel ve dere yataklarının
taşıntıyla gittikçe tıkanması sonucu sel suları kontrolsüz hale gelmektedir.
Hidroelektrik santralleri işlevlerini yerine getiremez hale geldiğinden, enerji
üretiminde düşme görülmektedir. Taşınan ve yığılan malzemeler nedeniyle kara ve
demir yollarının kapanması sonucu ulaşım aksamaktadır. Su kanalları tıkanmakta,
drenaj sistemlerinde tahribat olmaktadır.
Yerel yönetimlerin sel
felaketinin yaşandığı bölgelerde yetersiz kalması nedeniyle, vatandaşlar
çaresiz kalmakta ya da kendileri çözüm üretme yoluna gitmekte ve devlete olan
güvenleri sarsılmaktadır.
Doğal tehlikelerin en yaygın
olanı olan selden, dünyada her yıl yaklaşık ortalama 75 milyon dolayında insan
farklı biçimde sosyoekonomik yönden etkilenmektedir.
Son yıllarda yaşanan küresel
iklim değişikliğiyle şiddeti giderek artan yağışlar sonucu oluşan seller,
mevcut uygulamaların yetersiz kaldığını göstermektedir. Özellikle son dönemde
Artvin, Tekirdağ, İstanbul, Edirne ve Antalya'da etkilerini ve tahribatını ağır
şekilde hissettiğimiz sel felaketinde; hükümetin, yerel yönetimlerin ve kamu
kuruluşlarının yetersiz kaldığı, hasarların tespit edilip giderilmesi konusunda
ve arama-kurtarma çalışmaları konusunda çok ciddi gecikmeler yaşandığı
görülmektedir. Sel felaketinin şiddetinin önlenmesi hususunda ya da önceden
alınması gereken tedbirlerin alınmadığının tespiti noktasında sorumlular
hakkında hükümetçe gerekli işlemlerin yapılmadığı da görülmektedir.
Sel felaketi ve taşkınlar
konusunda, küresel iklim değişikliğinin etkileriyle mücadele etmek için; mevcut
politika ve uygulamalar gözden geçirilmeli ve yeni bir felaketle
karşılaşılmadan, bir an önce yeni planlar hazırlanmalıdır.
3.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldız ve 22 milletvekilinin, basın özgürlüğü başta olmak
üzere basın kuruluşlarının sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/641)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Anayasa'nın 98. ve Türkiye
Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün 104. ve 105. Maddeleri uyarınca;
"Basının halkın bilgi edinme hakkından en geniş biçimde yararlanabilmesini
sağlamak için çalışma şartlarının iyileştirilmesi, basın özgürlüğünü sağlamaya
yönelik önlemlerin ve kararların tespiti" için bir Meclis Araştırması
açılmasını saygılarımızla arz ederiz.
09.02.2010
1) Hüseyin Yıldız (Antalya) |
2) Oktay Vural (İzmir) |
3) Mithat Melen (İstanbul) |
4) Kamil Erdal
Sipahi (İzmir) |
5) Mehmet Şandır (Mersin) |
6) Sabahattin Çakmakoğlu (Kayseri) |
7) Osman Durmuş (Kırıkkale) |
8) Abdülkadir Akcan (Afyonkarahisar) |
9) Hasan Özdemir (Gaziantep) |
10) Kadir Ural (Mersin) |
11) Kemalettin Nalcı (Tekirdağ) |
12) Ertuğrul Kumcuoğlu (Aydın) |
13) Mümin İnan (Niğde) |
14) Recai Yıldırım (Adana) |
15) Zeki Ertugay (Erzurum) |
16) Rıdvan Yalçın (Ordu) |
17) Muharrem Varlı (Adana) |
18) Yılmaz Tankut (Adana) |
19) Ahmet Bukan (Çankırı) |
20) Ali Uzunırmak (Aydın) |
21) Süleyman Turan
Çirkin (Hatay) |
22) Hasan Çalış (Karaman) |
23) İzzettin Yılmaz (Hatay) |
Gerekçe
İnsan Hakları Evrensel
Beyannamesi'nde ve Avrupa Birliği'nin temel kanunlarında, ifade özgürlüğü hakkı
koruma altına alınmıştır. Fikir özgürlüğü, sınırsızca bilgi alma ve verme
hakkı, basın kuruluşlarının özgürlüğü yine kanunlarla korunmaktadır. Türk
basınının özgürlüğü, her ne kadar kanunlarla hür ve sansür edilemez olarak
garanti altına alınmış olsa da, bu durum bazı kıstaslarla sınırlandırılmıştır.
Ülkemizde eskiden beri gelen,
basın üzerindeki baskılar Cumhuriyet’in kabulünden sonra da devam etmiştir.
1950 yılında 5680 sayılı Basın Kanunu kabul edilmiş, bu kanunla Türk basını
üzerindeki baskı oldukça azalmıştır. 1954 yılında ise gazeteciler üzerindeki
baskı yeniden artmış, 1960 yılına kadar süren baskılar 212 sayılı yasa ile
önlenmeye çalışılmış, 1971'de 12 Mart Muhtırası ile basının özgürlüğü yeniden
kısıtlanmış, 1980'deki askeri süreçte de kısıtlama devam etmiştir. 80’li
yıllardan itibaren Türk basınında, gazeteci kökenli olmayan iş adamlarının hakimiyeti geçerlilik kazanmış ve bu durum günümüzde de
devam etmektedir.
Uluslararası Sınır Tanımayan
Gazeteciler (RSF) örgütünün her yıl yayımladığı "Dünya Basın Özgürlüğü
Sıralaması”nda Türkiye, 2005'te ve 2006'da 98. sırada, 2007'de 101., 2008'de 102. ve 2009'da 122. sırada yer alarak, son 5
yılda basın özgürlüğünde sürekli gerilemiştir.
Ülkemizde basın özgürlüğünü
tehdit eden yasal ve yapısal pek çok engel bulunmaktadır. Uluslararası
Yayıncılar Birliği'nin (IPA), son raporunda "Türkiye'nin birçok politik
reformu gerçekleştirmiş olmasına rağmen basın özgürlüğü ve gazetecilere
uygulanan kısıtlamalar anlamında Avrupa Birliği'ne katılmaya hazır olmadığı"
belirtilmiştir. İktidara karşı yayınlar yapan medya kuruluşları üzerinde, hükûmet tarafından çeşitli uygulamalarla basın özgürlüğü
sınırlandırılmaya ve kısıtlanmaya çalışılmaktadır. Devlete bağlı olmayan
basının giderek daha fazla baskı altında oldukları, karalama kampanyaları
nedeniyle şirketlerini kapatmak zorunda kaldıkları görülmektedir.
Önce özelleşen, ardından da
tekelleşmeye başlayan medya kuruluşları, patronlarının istekleri ve çıkarları
doğrultusunda yayın yapmak zorunda kalmaktadırlar. Medya patronlarının yalnızca
ticaret kültürü olan iş adamları ve büyük bir tekelleşmenin söz konusu olması,
gazeteciliği, gazeteleri halkın bilgi kaynağı değil de iş adamlarının
gazetelerini ticarethane olarak görüp daha çok para kazanma politikası haline
getirmiştir
Basın mensupları sadece
fikirlerini ifade ettikleri için özgürlükleri kısıtlanabilmekte, çok güç
koşullar altında görevlerini yerini getirmeye çalışmakta, bu uğurda cinayetlere
kurban gitmektedirler. Engellemelere ya da baskılara yönelik şikâyetlerini dile
getiren basın mensupları azar, hakaret, baskı, şantaj, dayatma ya da işinden
alıkonulma şeklinde tepkilerle karşılaşmaktadırlar.
Diğer taraftan, basın
tarafından yapılan haklı veya haksız ithamlar, inançlar ve maneviyat üzerinden
yapılan ağır istismarlar, taraflı, çarpıtılmış haber ve yorumlar, kurum ve
kişilere karşı yıpratma politikaları, yazılı ve görsel medyadaki kirlenme büyük
boyutlara ulaşmıştır. Bu nedenlerle basın, kamuoyunda kendisine duyulan güveni
kaybetmekte, belli güç odaklarının elinde sadece tek sesliliğin yaşayabildiği
bir sistemin dayanağı olmaya doğru gitmektedir. Gerçekte, tüm bu tutum ve
uygulamalar demokrasimize kapanması zor yaralar açmaktadır.
Basın, kanunları ve basın
meslek ilkelerini gözeterek, her anlamda özgür olmalıdır. Basının özgür hareket
edemediği bir ülkede gerçek ve sağlıklı bir demokrasiden söz etmek mümkün
değildir. Kurum ve kişilerin kısıtlamaları olmadan, kendi özgür iradeleriyle,
halkın gerçekleri öğrenme hakkını da gözeterek, gerçekleri bulup, bozmadan,
abartmadan kamuoyuna yansıtmak temel olgusundan uzaklaşmadan kararlılığını
vurgulayarak çalışmalarına devam etmelidir.
21. yüzyıla geldiğimizde
halen demokrasimizin tam anlamıyla işlemediğini görmek üzücüdür. Bunun
bilincinde hareket edilmesi ve bu bağlamda gerekli tedbirlerin vakit geçmeden
alınması gerekmektedir.
4.- Diyarbakır
Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19
milletvekilinin, çevresel etki değerlendirmesi süreci ve raporu konusunun
araştırılması amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/642)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na
Çevresel Etki
Değerlendirilmesi raporlarının güvenirliğinin ve işlevselliğinin araştırılması
ve mevzuatının gerekli uluslararası standartlara uyumunun incelenmesi amacıyla
Anayasanın 98’inci, İçtüzüğün 104 ve 105'inci maddeleri gereğince Meclis
Araştırması açılması için gereğini arz ederiz. 17.02.2010
1) Selahattin Demirtaş (Diyarbakır) |
2) Gültan Kışanak (Diyarbakır) |
3) Ayla Akat Ata (Batman) |
4) Bengi Yıldız (Batman) |
5) Akın Birdal (Diyarbakır) |
6) Emine Ayna (Mardin) |
7) Fatma Kurtulan (Van) |
8) Hasip Kaplan (Şırnak) |
9) Hamit Geylani (Hakkâri) |
10) İbrahim Binici (Şanlıurfa) |
11) M. Nuri Yaman (Muş) |
12) Mehmet Nezir Karabaş (Bitlis) |
13) Mehmet Ufuk Uras (İstanbul) |
14) Osman Özçelik (Siirt) |
15) Özdal Üçer (Van) |
16) Pervin Buldan (Iğdır) |
17) Sebahat Tuncel (İstanbul) |
18) Sevahir Bayındır (Şırnak) |
19) Sırrı Sakık (Muş) |
20) Şerafettin Halis (Tunceli) |
Gerekçe:
Ülkelerde çevre sorunlarının
giderek artması nedeniyle 1972 yılında Stockholm'de gündeme gelen ve çevre
yönetiminin en etkin araçlarından birisi olan Çevresel Etki Değerlendirilmesi
(ÇED) çalışmaları günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde gerek yasal
gerekse uygulama olarak yerini almış olup, ülkemizde de 1982 yılında yürürlüğe
giren Çevre Kanunu'nun 10. maddesi ile yasal statüye oturtulmuştur. Ancak
yönetmelikteki eksikliklerle beraber 1997 yılında düzenlemelere gidilerek 06/06/2002 tarih ve 24777 sayılı resmi gazete yayınıyla
yönetmelik yeniden düzenlenmiştir. ÇED raporları baraj yapımından, maden
işletmelerinin yapımı, elektrik santrallerinin ve tesislerin yapımı gibi
çeşitli projeler öncesinde danışılan önemli raporlardır. Yönetmeliğe tabi
projeler için ÇED Olumlu Kararı veya ÇED Gerekli Değildir kararı alınmadıkça bu
projelere hiçbir teşvik, onay, izin, yapı kullanım ruhsatı verilemez, proje
için yatırıma başlanamaz.
ÇED, bir projenin çevresel
etkilerini inceleyen sistematik olarak yapılanmış bir süreçtir ve
sürdürülebilir kalkınma hedefi doğrultusunda tahmin-önleme stratejisine uygun
olarak, bilimsel yöntem ve teknikler kullanılarak resmi kuruluşların,
yatırımcıların, farklı meslek disiplinlerinin, halkın ve diğer ilgili
kurum/kuruluşların katılımı ile uygulanan bir çevre yönetim aracıdır. ÇED'ler gerçekleşecek projelerin çevreye olan olumsuz
etkileri, insanların yaşam alanlarına etkileri ve ekolojiye
olan etkilerini ortaya koyması nedeniyle önemli raporlardır.
Uygulamada ÇED raporları,
proje sahibi şirketlerin kendileri tarafından Çevre Bakanlığınca denetlenen ve yetki
verilen ve sayıları 200'e yaklaşmış olan özel şirketlere, belirli bir ücret
karşılığında hazırlatılmaktadır. Bu durum rapora olan güveni azaltan önemli
etkenlerden biridir. Projelerde hazırlanan ÇED raporları incelendiğinde
raporların bir çoğunun şirketlerin istediği biçimde
olumlu sonuçlandığı görülmektedir ve bu durum raporların yanlı olduğuna dair
kaygı yaratmaktadır. Bu güvensizliğin en son örneğini 2006 yılında llısu Barajı yapımı için hazırlanan ÇED raporunun yanlı,
eksik ve denetimsiz hazırlandığı eleştirilerin yurtiçi ve yurtdışı kurumlar
tarafından dillendirilmesiyle yaşanmıştır. Türkiye'nin önemli tarihsel,
kültürel ve doğal zenginliğinin olduğu Hasankeyf bölgesindeki bu hidroelektrik
santrali projesi için hazırlanan ÇED raporunun eksik bulunması ve kurumların
eleştirmesi sonucu araştırma 2009 yılında tekrar yaptırılmıştır. Ancak mevcut
mevzuatla aynı uygulama yanlışlarının devam ettiği açıkça görülmektedir.
Çok önemli bir işlevi olan
ÇED raporlarının bağımsız kurumlarca ve ob-jektif, bilimsel içerikle hazırlanması ve denetlemesinin
özel şirketlere bırakılmadan düzenli olarak yapılmasının sağlanması önemlidir.
HES, maden, elektrik ve çeşitli alanlarda hazırlanan ÇED raporlarının
güvenirliği araştırılarak bu güvenirliği azaltan mevzuatsal düzenlemelerin
yapılması gerekmektedir. Projenin yapılacağı yerdeki halkın ÇED sürecine dâhil
edilmesinin sağlanması, kültürel zenginliklerin dikkate alınarak raporların
hazırlanması sağlanmalıdır. Aksi takdirde ÇED raporlarının işlevselliği ortadan
kalkarak sadece usulen hazırlanan raporlar hâline dönüştüğü iddiaları devam
edecektir. Çevre ve kurulacağı bölgedeki insanların hayatına ciddi etkileri
olan hidroelektrik santralleri, maden ocakları gibi projelerin ekolojiye olan etkilerini ortaya çıkarmada önemli olan ÇED
raporlarının etkin ve bilimsel yöntemlerle hazırlanabilmesi amacıyla bir
araştırma komisyonunun kurulmasını önermekteyiz.
BAŞKAN – Bilgilerinize
sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki
yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler,
sırası geldiğinde yapılacaktır.
Gündemin “Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.
1’inci sırada yer alan, Türk
Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
VII.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Türk
Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2’nci sırada yer alan, Türk
Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
2.- Türk
Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S. Sayısı: 321)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3’üncü sırada yer alan,
Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak
İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para Fonu Ana
Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Belgelerin Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.-
Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak
İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para Fonu Ana Sözleşmesinde
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/761) (S. Sayısı: 458)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4’üncü sırada yer alan,
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
4.-
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (1/769) (S. Sayısı: 486) (x)
BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Geçen birleşimde tasarının
tümü üzerinde gruplar, Hükûmet ve şahsı adına bir
milletvekili konuşmuştu.
Şimdi söz sırası, şahsı adına
söz isteyen Mersin Milletvekili Ömer İnan’a aittir.
Buyurun Sayın İnan. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ÖMER İNAN (Mersin) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 486 sıra sayılı Kanun Tasarısı’yla alakalı
olarak görüşlerimi ifade etmek üzere huzurlarınızdayım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bundan bir sene evvel elim
bir helikopter kazasında yitirdiğimiz değerli siyasetçi Muhsin Yazıcıoğlu’na Allah’tan rahmet diliyorum, ailesine de
tekrar başsağlığı diliyorum. Ayrıca, otuz yedi yıl evvel aramızdan ayrılan
Türkiye’nin önemli değerlerinden Âşık Veysel Şatıroğlu’nu da rahmetle anıyorum.
Değerli milletvekilleri, 486
sıra sayısıyla önümüzde duran tasarıda bir Türk-Alman Üniversitesi kurulması
hedeflenmektedir, bu öngörülmüştür. Bu Üniversite 5 fakülte, 2 enstitü ve 1
yüksekokuldan oluşmaktadır, eğitim dili Almanca olacaktır. Bu Üniversite,
sıradan bir üniversite olarak kurulmuyor, çok önemli bir üniversite, sadece
Türkiye'nin değil, Almanya’nın da destekleriyle kurulan bir üniversite.
Türkiye’den 13 üniversite, Almanya’dan da 33 tane üniversite destekliyor bu
Türk-Alman Üniversitesini. Onlardaki bilgi birikimi, bu yeni
kurulacak Üniversitede yerini alacaktır ve ayrıca, birçok Alman firması katkıda
bulunacak -Mercedes gibi firmalar- Türkiye’de faaliyet gösteren 20 tane Alman
firması bu üniversiteye katkıda bulunacak ama gönül arzu ederdi ki, doğrusu, bu
sadece Türk Hükûmetine bırakılmasın, protokolde,
anlaşma yapılırken, taşın altına Almanlar da elini soksunlar, bu Üniversitenin
giderlerinin en az yarısını da Almanya karşılasaydı; hemen hemen
tamamına yakınını Türk Hükûmeti karşılayacak. Dilerim,
bu Alman firmaları, dedikleri gibi bu Üniversiteyi desteklesinler.
Ayrıca, bir başka temennim
şu: Nasıl Türkiye’de bir Türk-Alman Üniversitesi kuruluyorsa, aynı şekilde,
Almanya’da da bir Türk-Alman Üniversitesi kurulsun, orada da eğitim dili
Almancanın yanında Türkçe de olsun. Benim gönlümden de böyle bir şey geçiyor.
Değerli arkadaşlar, bu
Üniversite, tabii, öğrenci mübadelesine de açık. Türkiye’den yabancı ülkelere,
yabancı ülkelerdeki öğrencilerin Türkiye’ye gelmesi mümkün olacak.
Bu üniversitenin bir özelliği
de şu: Kontenjanın yarısı, Türkiye’de Almanca eğitim veren liselerden mezun
olanlar ile Almanya’da okuyan ve oradan, oradaki liselerden mezun olan Türk
çocuklarının da rahat girebilmesi imkânı sağlanacaktır bu Üniversiteye.
Değerli arkadaşlar, bu
üniversite, gerçekten bir kalite getirecek Türkiye’ye. Ben, hayırlı olmasını
diliyorum. Eskiden, biz talebeyken 19 tane üniversite vardı. Yıllar yılı
ezberlemiştik “19, 19,
Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın İnan.
Şimdi, yirmi dakika süreyle
soru-cevap işlemi yapılacaktır.
Dün soru sormak isteyen Sayın
Özdemir… Yok.
Sayın Aslanoğlu,
buyurun.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) – Sayın Bakan, özellikle üniversitelerimizin kadro talepleri
karşılanmamakta –altını çiziyorum, karşılanmamakta- özellikle de yardımcı
hizmetler yoğunluklu olarak taşeron firmalara ihale edilmektedir, yani belli
hizmetler taşeronlara ihale edilmektedir. Bu kişilerin maaşları da
üniversitelerin döner sermayesinden ödenmektedir. On altı yıldır, on yedi
yıldır, on sekiz yıldır taşeron firmalara ihale edilen kişiler vardır. Aynı işi yapan, daha önce, ebesi, hemşiresi, sağlık memuru vardı,
şu anda onların bir kısmı, 4/C, 4/B, 4/D -artık ben de kaybettim, 4 kaç oldu,
onu da bilmiyorum, yakında 4/K, 4/Z gelirse şaşırmayın- onlara geçti ama aynı
işi on yedi yıldır yapmasına rağmen hâlâ asgari ücret ve altında maaş alan
insanlar var. Bu insanlara yazık. Bu insanlara hiçbir hak verilmiyor.
Hâlâ bu insanlar, asgari ücretle, taşeron şirketlere ihale edilerek çalıştırılıyor.
Bu nedenle,
üniversitelerimizin kadro ihtiyaçlarını verecek misiniz? Oradaki belli
hizmetleri yine taşerona ihale etmekten vazgeçmeyecek misiniz? Özellikle sağlık
hizmetleri konusunda bu çok önemli bir sorundur. Bu nedenle üniversitelerimizin
kadro taleplerini acaba YÖK oradan seyredecek mi? YÖK ihtiyaca bakıp acaba
fotoğraf mı çekiyor? Ne işe yarıyor? Ben bunun cevabını istiyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Aslanloğlu.
Yine, dün soru sormak için
sisteme giren Sayın Ağyüz… Yok.
Sayın Asil, buyurun.
BEYTULLAH ASİL (Eskişehir) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Antlaşmanın 5’inci maddesinde
Türkiye’de Almanca eğitim veren ya da Almanca ders programları uygulayan
liselerden mezun Türk öğrenciler için ek bir özel giriş sınavı yapılması ve bu
öğrenciler için, var olan öğrenci kontenjanının yarısına kadar bir kontenjan
ayrılması öngörülmektedir. “Almanya’daki liselerden mezun Türk öğrencilerin
üniversiteye alımı var olan yasal mevzuat çerçevesinde yapılacaktır.”
denmektedir. Oysa Plan Bütçe Komisyonu Raporu’nun 5’inci sayfası beşinci
paragrafında “Üniversitede Almanca eğitim veren kurumlardan mezun olanlar için
ayrılan kontenjana Almanya’da eğitim almış Türk vatandaşlarının da dâhil
olduğu” yazılmaktadır. Az önceki konuşmacı da bu sözleri tekrar etmiştir.
Anlaşmada böyle bir husus olmamasına rağmen Almanya’da eğitim almış Türk
vatandaşlarının okula girişte Alman liseleri mezunları gibi kontenjanı olacak
mıdır? Bu ifadeler nereden kaynaklanmaktadır?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Asil.
Sayın Bakan, buyurun.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NİMET
ÇUBUKÇU (İstanbul) – Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.
Öncelikle üniversitelerimizin
kadro ihtiyacına yönelik olarak Sayın Aslanoğlu’nun
sorusunu cevaplandırmak istiyorum. Yükseköğrenim alanında kurulan yeni
üniversiteler, mevcut üniversitelerin kadro talepleri ve ihtiyaçları gerçekten
çok büyük bir şekilde karşılanıyor. Üniversitelerin kadro ihtiyacının
karşılanmadığını ve özellikle karşılanmamaya çalışıldığı gibi bir soru
çerçevesi içerisinde bir beyanda bulundu Sayın Aslanoğlu.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) – Aynen öyle!
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NİMET
ÇUBUKÇU (İstanbul) – Öncelikle
üniversitelerimizin kadro talepleri her yıl belli oranlarda karşılanmakta. Bu
yıl itibarıyla da, yani 12 bin civarında öğretim üyesi, 4.500 civarında da
idari ve hizmetli kadrosu olmak üzere kadro talepleri karşılanıyor. Dolayısıyla
kadro taleplerinin karşılanmadığı bir yana, tam tersine yükseköğrenim
kurumlarının belki de en yüksek oranda kadro taleplerinin karşılandığı bir
dönemdeyiz.
Bir diğer soru, yükseköğrenim
alanında…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) – Sayın Bakanım, o zaman milletvekillerimizin illerindeki
üniversitelerin kadro talepleri hiç yok mu efendim, hepsi karşılandı mı? Onu
bilelim de…
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NİMET
ÇUBUKÇU (İstanbul) – Efendim, ben soruyu cevaplandırabilir miyim, müsaade eder
misiniz. Karşılıklı görüşme yapmıyoruz burada.
BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu, böyle bir usulümüz yok. Sorunuzu sordunuz, Sayın
Bakan cevap veriyor. Lütfen sabredelim.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NİMET
ÇUBUKÇU (İstanbul) – Diğeri Türk-Alman Üniversitesinin kuruluşuna ilişkin
olarak özellikle Türkiye’de Almanca eğitim veren okullar dışında, Alman
vatandaşların okullara devamı, bu okula kaydına ilişkin bir soruydu. Yarısına
kadar olan düzenleme, yani her iki alanda da tanınmış, daha önce kuruluş
örneklerine uygun bir düzenleme. Bunun yanı sıra, yurt dışında eğitim görmüş
Türk vatandaşlarının, özellikle Almanya’da okul bitiren Türk vatandaşlarının bu
okullara kabulüne ilişkin düzenleme, Yükseköğrenim Kurulu tarafından aslında
bir genel değerlendirme yapılmak üzere geri bırakılmış bir konudur. Yabancı
öğrencilerin girdiği sınav statüsü ve diğer sınav, biliyorsunuz, ortadan
kaldırıldı,
YÖS sınavı ortadan kaldırıldı
ve yeni bir düzenleme yapılıyor. Bu çerçevede değerlendirilecektir diye
düşünüyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Bakan.
Sayın Taner, buyurun.
RECEP TANER (Aydın) – Sayın
Bakanım, şu anda vakıf üniversitelerinin birçoğunun üniversitelerimizdeki bazı
bilim adamlarını yüksek ücretlerle kendi vakıf üniversitelerine aldıkları bir
gerçek. Böyle bir ortamda üniversitelerimizdeki eğitim elemanlarının özlük
haklarını iyileştirme konusunda bir çalışma yapmakta mısınız? Yoksa şu andaki
eğitim kalitesinin düşmesine Bakanlık olarak sebep olacaksınız. Bu konuda bir
çalışmanız var mı?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Taner.
Sayın Bakan, buyurun.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NİMET
ÇUBUKÇU (İstanbul) – Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Öncelikle Türkiye'nin önemli
açıklarından bir tanesi de yeteri kadar yetişmiş öğretim elemanının
eksikliğidir. Dolayısıyla bugün hem yeni kurulan üniversitelerde hem vakıf
üniversitelerinde özellikle enstitülerin kurulması konusunu çok teşvik
ediyoruz, sosyal bilimler alanında, diğer alanlarda, sağlık alanında. Bu
enstitüler ki, aslında tam da Türkiye'nin ihtiyacı olan öğretim görevlisini
yetiştirme konusunda büyük bir destek olacaktır diye düşünüyorum. Çünkü sınırlı
sayıda üniversite ve sınırlı sayıda yüksek lisans ve master,
doktora programlarının, öğretim görevlisi yetiştirme programlarının yapıldığı
düşünülürse, bu yeni vakıf üniversitelerinin de aslında birçoğunun enstitüler
kurmak suretiyle öğretim görevlisi yetiştirme konusuna biz katkı sağlayacağını
düşünüyoruz.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Bakan.
Başka soru olmadığı için
soru-cevap işlemi tamamlanmıştır.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
III.-Y O K L A
M A
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
K. KEMAL ANADOL (İzmir) –
Sayın Başkan, maddelere geçmeden önce yoklama istiyoruz.
BAŞKAN – Sayın Anadol, hayhay efendim.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunacağım. Ancak bir yoklama talebi var, onu yerine getireceğim.
Sayın Anadol,
Sayın Aslanoğlu, Sayın Güner,
Sayın Oksal, Sayın Öğüt, Sayın Paçarız, Sayın Diren, Sayın Özdemir, Sayın
Özkan, Sayın Bingöl, Sayın Arat, Sayın İnce, Sayın Günday,
Sayın Coşkuner, Sayın Serter,
Sayın Yıldız, Sayın Ağyüz, Sayın Gök, Sayın Çay,
Sayın Dibek.
Beş dakika süre veriyorum.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) –
Yarım saat!
BAŞKAN – Sayın Anadol, siz yoklama talep ederken hiç kimse itiraz etmiyor.
BİLGİN PAÇARIZ (Edirne) –
Sayın Başkanım, Allah aşkına altı dakika yapın.
BAŞKAN – Bundan sonrakinde
öyle yapacağım efendim. Önerilerinizi dikkate alacağım Sayın Vekilim.
Yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati:
14.06
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.24
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Yaşar TÜZÜN (Bilecik), Gülşen ORHAN (Van)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 78’inci Birleşiminin İkinci
Oturumunu açıyorum.
III.- Y O K L A
M A
BAŞKAN – 486 sıra sayılı
Tasarı’nın maddelerine geçilmesinin oylamasına geçilirken, istem üzerine
yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı bulunamamıştı. Yeniden yoklama
yapacağım.
Yoklama için beş dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, yapılan ikinci yoklamada da toplantı yeter sayısı
bulunamadığından, sözlü soru önergeleri ile alınan karar gereğince kanun tasarı
ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için, 30
Mart 2010 Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.