Normal 25669 2 3 2010-05-04T07:36:00Z 2010-05-04T07:36:00Z 1 45292 258169 TBMM 2151 605 302856 11.9999 Clean Clean 0 0 nk 0 nk 0 0 false false false 0 nk 0 nk MicrosoftInternetExplorer4

 

DÖNEM: 23                            CİLT: 64                    YASAMA YILI: 4

 

 

 

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

 

76’ncı Birleşim

23 Mart 2010 Salı

 

(Bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)

İ Ç İ N D E K İ L E R

 

 

   I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

  II. - GELEN KÂĞITLAR

III. - YOKLAMA

 IV. - GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI

 

1.- Malatya Milletvekili Öznur Çalık’ın, 17-18 Mart 2010 tarihlerinde Malatya’da meydana gelen don afetine ilişkin gündem dışı konuşması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

2.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, 21 Mart Nevruz Bayramı ve önemine ilişkin gündem dışı konuşması

3.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Adana ve Türkiye’nin pek çok bölgesinde bulunan bazı ilçe ve belde belediyelerinin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması

 

V.- AÇIKLAMALAR

1.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, 17-18 Mart 2010 tarihlerinde Malatya’da meydana gelen don afetine ilişkin açıklaması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

2.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’ın, 17-18 Mart 2010 tarihlerinde Malatya’da meydana gelen don afetine ilişkin açıklaması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

3.- Elâzığ Milletvekili Mehmet Necati Çetinkaya’nın 17-18 Mart 2010 tarihlerinde Malatya’da meydana gelen don afetine ilişkin açıklaması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

4.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, 17-18 Mart 2010 tarihlerinde Malatya’da meydana gelen don afetine ilişkin açıklaması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

5.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman’ın, 21 Mart Nevruz Bayramı’na ilişkin açıklaması

 

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Önergeler

1.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun (6/1612) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/193)

2.- Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi’nin, (2/499) esas numaralı Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/194)

B) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin, işsizlik sorununun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla  Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/631)

2.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 25 milletvekilinin, Mersin’deki tarım ürünleri yetiştiricilerinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla  Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/632)

3.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 25 milletvekilinin, Mersin ilinde işsizlik ve yoksulluktaki artışın araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla  Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/633)

4.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve 20 milletvekilinin, işsizlik sorununun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla  Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/634)

C) Tezkereler

1.- Bazı milletvekillerine, belirtilen sebep ve sürelerle izin verilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1127)

2.- Şanlıurfa Milletvekili Mustafa Kuş’a ödenek ve yolluğunun verilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1128)

 

VII.- ÖNERİLER

A) Danışma Kurulu Önerileri

1.- Gündemdeki sıralama ile 485 ve 477 sıra sayılı kanun tasarılarının İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak ve bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi

VIII.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER

1.- 477 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın temel kanun olarak görüşülmesinin İç Tüzük’ün 90 ve 91’inci maddelerine aykırı olması nedeniyle Danışma Kurulu önerisinden çıkarılması gerektiğine ilişkin Oturum Başkanının tutumu hakkında

 

IX.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’ın, elektrik zammı ile ilgili açıklamasına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısıdan sözlü soru önergesi (6/885) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

2.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, THY Malatya merkez ofisinin kapatılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1005) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

3.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, THY çağrı merkezindeki işten çıkarmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1006) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

4.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, sulamada kullanılan elektrik borçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1017) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

5.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, THY dış hat seferlerinde bazı gazetelerin alınmadığı iddiasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1039) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

6.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, THY’daki çağrı merkezlerinde çalışanlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1047) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

7.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, İstanbul’daki hizmet binasının taşınmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1195) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

8.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, hazırlandığı iddia edilen bir kanun tasarısı taslağına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1202) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

9.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, personel arasındaki ücret farklılıklarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1204) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

10.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, denetim tazminatı alamayan bazı personele ilişkin sözlü soru önergesi (6/1205) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

11.- Mersin Milletvekili Akif Akkuş’un, otuz yaş üstü araç sahiplerinin sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1223) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

12.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, bir medya grubuna verilen vergi cezasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1279) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

13.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, “varlık barışı” uygulamasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1284) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

14.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, bütçe revizyonuna ve temel ihtiyaç maddelerinde KDV indirimine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1326) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

15.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, yapılandırılan vergi borçlarını ödeyemeyenlerin durumuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/1348) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

16.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, Gaziantep TEDAŞ Müdürlüğünün oluşturduğu kaynağa ilişkin sözlü soru önergesi (6/1369) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

17.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, gelir uzmanlığına yapılan atamalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1452) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

18.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, gelir uzmanlığına yapılan atamalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1453) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

19.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, gelir uzmanlığına yapılan atamalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1454) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

20.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat’taki çiftçi birliklerinin elektrik borçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1516) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

21.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, bazı çiftçilerin TEDAŞ’a olan borçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1591) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

22.- Kırklareli Milletvekili Tansel Barış’ın, elektrik sayaçlarının değiştirilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1600) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

23.- Adana Milletvekili Kürşat Atılgan’ın, otomobillerden alınacak bir vergiye ilişkin sözlü soru önergesi (6/1623) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

24.- Mersin Milletvekili Akif Akkuş’un, Tarsus sahil bandındaki tesislerin tahsislerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1667) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

25.-Mersin Milletvekili Akif Akkuş’un, çiftçilerin elektrik borçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1670) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

26.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, tarımsal sulamada kullanılan elektrik borçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1685) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

27.- Adana Milletvekili Kürşat Atılgan’ın, Adana’daki işsizlik oranını azaltacak çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1720) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

28.- Adana Milletvekili Kürşat Atılgan’ın, Adana’daki işsizlikle ilgili proje ve yatırımlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/1721) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

29.- Adana Milletvekili Kürşat Atılgan’ın, Adana’daki işsizliğe yönelik projelere ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/1722) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

30.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’ın, emeklilere yapılan zammın kaynağına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1752) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

31.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Midyat’taki elektrik kesintilerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1784) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

32- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, yatırım araçlarının vergilendirilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1791) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

33.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Erbaa ilçesindeki bir binanın Gazi Osman Paşa Üniversitesine devredilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1841) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

34.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Erbaa ilçesindeki bazı binaların Adalet Bakanlığına devredilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1842) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

35.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, tüpgazdaki ÖTV’ye ilişkin sözlü soru önergesi (6/1867) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

36.-Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, esnaf ve sanatkârların vergi borçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1885) Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

37.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, RTÜK’e alınan personele ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/914)

38.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, Kayısı Festivalindeki yemek duasına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/918)

39.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, DSİ’nin verdiği HES yapım izinlerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/991)

40.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, DSİ’nin sulama birliklerine devrettiği su kanallarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/1018)

41.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, yükseköğrenim öğrenci-lerinin yurt ihtiyacına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1038)

42.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, Topkapı Sarayındaki personel durumuna ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/1040)

43.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, ulaşımda akaryakıt desteği sağlanmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1041)

X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYON-LARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96)

2.- Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S. Sayısı: 321)

3.- Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para Fonu Ana Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/761) (S. Sayısı: 458)

4.- Yurtdışı Türkler Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun; Türk Dünyası İşbirliği ve Koordinasyon Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Teklifi ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/805, 2/549) (S. Sayısı: 485)

 

XI.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Pandemi Kuruluna ve bir aşının prospektüsüne ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı (7/11932)

2.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, yeni kamu personel rejimi çalışmalarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’nın cevabı (7/12061)

3.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, vekâleten yürütülen üst yönetim görevlerine ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’nın cevabı (7/12240)

4.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Atatürk'e hediye edilen Kur'an-ı Kerim’in sergilenmesine ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat Pakdil’in cevabı (7/12481)

5.- Hakkâri Milletvekili Hamit Geylani’nin, Hakkâri’de dağıtılan kömürlere ve hava kirliliğine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12602)

6.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Osmaniye’deki atık su bertarafına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12653)

7.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, atık suların bertarafına ilişkin sorusu ve  Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun  cevabı (7/12655)

8.- Muğla Milletvekili Metin Ergun’un, Fethiye-Kumluova’daki kanalların ıslahına ilişkin sorusu ve  Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12724)

9.- Mersin Milletvekili İsa Gök’ün, bir ormanlık alanın işgal edildiği iddialarına ilişkin sorusu ve  Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12728)

10.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, üniversite mezunlarının istihdamına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’in cevabı (7/12733)

11.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, bir köydeki tahribat iddiasına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/12759)

12.- Mersin Milletvekili Behiç Çelik’in, Mersin’deki turizm yatırımlarına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/12760)

13.- Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, Lara-Kundu bölgesindeki plan çalışmalarına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/12761)

14.- Kırklareli Milletvekili Tansel Barış’ın, Yıldız Sarayı Müzesinde tarihî eşyaların hurdaya çıkarılarak satıldığı haberlerine ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/12762)

15.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın, Seferihisar’ın, “sakin şehir” üyeliğinin desteklenmesine ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/12763)

16.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, bir parti faaliyeti için resmî yazıyla bilgi istenmesine ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/12764)

17.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, AB Genel Sekreterliği müşavirliklerine yapılan atamalara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı  Egemen Bağış’ın cevabı (7/12804)

18.- Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici’nin, Yozgat İŞKUR İl Müdürlüğüne yapılan başvurulara ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’in cevabı (7/12828)

19.- Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş’in, Ankara’da bazı tarihî eserlerin bulunduğu alanlardaki çalışmalara ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/12917)

20.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, katkı ve öğrenim kredisi geri ödemelerine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı (7/12963)

21.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, Adıyaman’daki özürlülere yönelik meslekî rehabilitasyon hizmetlerine ilişkin  sorusu ve  Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf’ın cevabı  (7/12986)

22.- Manisa Milletvekili Mustafa Enöz’ün, Rusya’ya yapılan ihracata yönelik çalışmalara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/12989)

23.- İstanbul Milletvekili Necla Arat’ın, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğinin burs projesine ilişkin sorusu ve  Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf’ın cevabı (7/13082)

24.- Muğla Milletvekili Ali Arslan’ın, banka promosyonunun kullanımına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat Pakdil’in cevabı (7/13160)

I- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 

TBMM Genel Kurulu saat 13.00’te açılarak beş oturum yaptı.

 

Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, küçük esnaf ve sanayicinin vergi ve sigorta borçlarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin gündem dışı konuşmasına Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım;

Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu’nun, Elâzığ’daki depreme ve depremin meydana getirdiği sorunlara,

Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, demokrasinin geliştirilmesinin işsizlik ve açlığın giderilmesinin üzerindeki etkilerine,

İlişkin gündem dışı konuşmaları ile Yozgat Milletvekili Osman Coşkun’un, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 95’inci yıl dönümüne ilişkin açıklamasına Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç;

Cevap verdi.

 

Yozgat Milletvekili Osman Coşkun,

Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan,

Ankara Milletvekili Zekeriya Akıncı,

Adana Milletvekili Yılmaz Tankut,

Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal,

18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 95’inci yıl dönümüne ilişkin birer açıklamada bulundular.

 

Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin:

Ana dilinde eğitim konusunun araştırılması (10/627),

Toplumsal olaylar sonucu cezaevinde bulunan çocukların sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi (10/628),

Terörle Mücadele Kanunu’na muhalefetten dolayı tutuklu bulunan çocukların sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi (10/629),

Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki kadın intiharlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi (10/630),

Amacıyla birer Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.

 

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının:

1’inci sırasında bulunan ve İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kabul edilen, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu’nun (1/324) (S. Sayısı: 96),

2’nci sırasında bulunan ve İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kabul edilen, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu’nun (1/499) (S. Sayısı: 321),

3’üncü sırasında bulunan, Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para Fonu Ana Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun (1/761) (S. Sayısı: 458),

5’inci sırasında bulunan, Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasının Ana Sözleşmesinde Değişikliğin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun (1/786) (S. Sayısı: 460),

6’ncı sırasında bulunan, Uşak Milletvekili Nuri Uslu’nun, 6831 Sayılı Orman Kanununa Ek Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi ve Çevre ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonları Raporlarının (2/325) (S. Sayısı: 417),

Görüşmeleri komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından ertelendi.

 

4’üncü sırasında bulunan ve İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kabul edilen ve görüşmelerine devam olunan Biyogüvenlik Kanunu Tasarısı ile Çevre, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler, Avrupa Birliği Uyum ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonları Raporları (1/789) (S.Sayısı: 473) kabul edildi ve kanunlaştı.

 

23 Mart 2010 Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere birleşime 18.28’de son verildi.

 

 

 

Şükran Güldal MUMCU

 

 

 

Başkan Vekili

 

 

 

 

 

 

Murat ÖZKAN

 

Yusuf COŞKUN

 

Giresun

 

Bingöl

 

Kâtip Üye

 

Kâtip Üye

No.: 104

II.- GELEN KÂĞITLAR

19 Mart 2010 Cuma

 

Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri

1.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Türkiye’de kaçak olarak bulunan yabancılara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12523)  

2.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, küçük esnaf ve sanatkarın korunmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12524)  

3.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, özelleştirme sonrası Türk Telekomun durumuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12525)  

4.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, alışveriş merkezlerine yönelik düzenleme yapılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12528)  

5.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın, dinleme ve takiple ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12530)  

6.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın, Kamu İhale Kurumu tarafından iptal edilen İzmir metrosu ihalesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12531)  

7.- Eskişehir Milletvekili Fehmi Murat Sönmez’in, Hacettepe Tıp Fakültesindeki bir tedavi ünitesinin durumuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12532)  

8.- Mersin Milletvekili Kadir Ural’ın, Dışişleri Bakanlığı konutuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12534)  

9.- İzmir Milletvekili Oğuz Oyan’ın, TMSF’nin satışlarına ve özelleştirmelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12536)  

10.-  İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak’ın, Pendik ilçesinin bazı köylerindeki imar sorununa ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/12537)  

11.-  Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Antalya’daki belediyelerin İller Bankasına olan borçlarına ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/12538)  

12.-  Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, özürlü istihdamındaki teşvik uygulamasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/12539)  

13.-  Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici’nin, Musabeyli Barajı Projesine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/12544)  

14.-  Muğla Milletvekili Metin Ergun’un, Yuvarlakçay’a kurulacak hidroelektrik santralinin çevreye etkilerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/12545)  

15.-  Edirne Milletvekili Bilgin Paçarız’ın, Ergene Havzasındaki çevre sorunlarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/12546)  

16.-  Giresun Milletvekili Eşref Karaibrahim’in, Giresun’daki HES projelerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/12547)  

17.-  Manisa Milletvekili Mustafa Enöz’ün, muhtarların ekonomik sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12550)  

18.-  Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Antalya’daki belediyelerin denetimlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12551)  

19.-  Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Antalya’daki belediyelerin atık altyapısına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12552)  

20.-  Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, terör zararlarının tazminine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12553)  

21.-  Siirt Milletvekili Osman Özçelik’in, bir teröristin cesedinin teslimine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12554)  

22.-  Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, Adıyaman-Kahta’da öldürülen kız çocuğuna ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12555)  

23.-  Mersin Milletvekili Kadir Ural’ın, ABD’li bir generalin Türkiye ziyaretine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12556)  

24.-  İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın, TEKEL işçilerinin eylemine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12557)  

25.-  Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, yerel eşitlik birimi kadrosuna ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12558)  

26.-  Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, illerde toplumsal cinsiyet eşitliği komisyonu kurulmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12559)  

27.-  Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, TEKEL işçilerinin eylemine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12560)  

28.-  Bursa Milletvekili H. Hamit Homriş’in, Batman-Beşiri Belediyesinde işten çıkarılan işçilerin mağduriyetine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12561)  

29.-  Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici’nin, Yozgat Defterdarlık Hizmet binasının yıkım işine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/12564)  

30.-  İstanbul Milletvekili Çetin Soysal’ın, TEKEL işçilerine yönelik çözüm önerilerine ve işçilerin banka hesaplarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/12565)  

31.-  Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, sözleşmeli personelin özür grubu atamalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12566)  

32.-  Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, bir öğretmene verilen ceza ve ödüllere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12567)  

33.-  Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, dershanelere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12568)  

34.-  Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici’nin, Yozgat’ta tarımın desteklenmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12574)  

35.-  Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici’nin, Yozgat’ta bazı tarımsal uygulama çalışmalarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12575)  

36.-  Muğla Milletvekili Metin Ergun’un, Yuvarlakçay’a kurulacak hidroelektrik santralinin tarıma etkilerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12576)  

37.-  Muğla Milletvekili Gürol Ergin’in, çiftçilerin Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12577)  

38.-  Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, hayvancılıktaki hibe desteklerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12578)  

39.-  Edirne Milletvekili Cemaleddin Uslu’nun, hayvancılık sektöründeki teşviklere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12579)  

40.-  Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, Eğribel Geçidine tünel yapımına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/12580)  

41.-  Samsun Milletvekili Suat Binici’nin, Vezirköprü-Durağan karayolundaki trafik güvenliğine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/12581)  

42.-  Eskişehir Milletvekili Fehmi Murat Sönmez’in, yüksek hızlı trenin sefer güvenliğine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/12582)  

43.-  Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, bazı ulaşım projelerinin güzergahlarına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/12583)  

44.-  Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, Türk Telekomun gayrimenkullerine ve STK’lara verilen arazilere ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/12584)  

45.-  İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam’ın, Sri Lanka’da gözlem altında bulunan iki kaptana ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/12585)  

46.-  Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, Afganistan’daki Türk birliklerinin görevlerine ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/12590) 

 

No.: 105

22 Mart 2010 Pazartesi

 

Tezkere

1.- Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/1126) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.03.2010)

Sözlü Soru Önergeleri

1.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, Kumköy Regülatörü ve HES’in devrine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1918) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)

2.- Mersin Milletvekili Behiç Çelik’in, karayollarındaki trafik güvenliğine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1919) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)

3.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, bir beldenin yolunun yapımına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1920) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)

4.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, formasyon eğitiminde aranan şartlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1921) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)

5.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, eczanelerden ilaç alımının SGK sistemine bağlanmasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/1922) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)

6.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bir köyün yol sorununa ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1923) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

7.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı illerde sel taşkınları nedeniyle yapılacak çalışmalara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/1924) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

8.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı faaliyetlere ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/1925) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

9.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’daki bazı çalışmalara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/1926) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

10.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, çiftçi destekleme ödemelerine haciz konulmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1927) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

11.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bir köyün içme suyu şebekesine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1928) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

12.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bir köyün yol sorununa ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1929) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

13.- Adana Milletvekili Kürşat Atılgan’ın, TSK’nın bir uçak alım sözleşmesine ilişkin Milli Savunma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1930) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

Yazılı Soru Önergeleri

1.-    Muğla Milletvekili Ali Arslan’ın, banka promosyonunun kullanımına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/13160) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

2.-    Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, bazı eski milletvekillerine yapılan ödemelere ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/13161) (Başkanlığa geliş tarihi: 26/02/2010)

3.-    Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Edremit’te Körfez Üniversitesi kurulmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13162) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)

4.-    Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat’taki kamu binalarının jeolojik etütlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13163) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)

5.-    Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, sabit hatlardaki ücretlendirmeye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13164) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)

6.-    İzmir Milletvekili Harun Öztürk’ün, kullanma izni bulunmayan yapılara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13165) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2010)

7.-    İzmir Milletvekili Harun Öztürk’ün, sivil toplum kuruluşlarına bütçeden yapılan yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13166) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2010)

8.-    Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu’nun, Çatalzeytin TOKİ afet konutlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13167) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2010)

9.-    İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız’ın, KOBİ’lerin desteklenmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13168) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

10.-  İzmir Milletvekili Kemal Anadol’un, TRT’nin yaptırdığı programlara ve personel alımına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13169) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

11.-  Bursa Milletvekili Onur Öymen’in, Bursa’da depreme yönelik çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13170) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

12.-  Afyon Milletvekili Halil Ünlütepe’nin, Marmara Depreminden sonra getirilen vergilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13171) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

13.-  Kocaeli Milletvekili Hikmet Erenkaya’nın, özürlü TEKEL işçilerinin istihdamına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13172) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

14.-  Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, bazı illerde depreme yönelik çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13173) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

15.-  İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in, deprem vergisi olarak bilinen vergilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13174) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

16.-  İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan’ın, ABD Başkanı ile görüşmesine ve Ermeni tasarısına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13175) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

17.-  Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis’in, Sabahattin Ali’nin ölüm olayına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13176) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

18.-  Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, meslek yüksekokulu mezunlarının sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13177) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

19.-  Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, işsizliğe ve meslek edindirme kurslarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13178) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

20.-  Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, kamu kuruluşlarının bir otelde yapılan toplantılarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13179) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

21.-  Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Kamu Personeli Seçme Sınavına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13180) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

22.-  Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, muhtarların sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13181) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

23.-  Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, kredi kartı borçlarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13182) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

24.-  Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, çiftçilerin kredi kullanımına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13183) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

25.-  Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, ÖSYM sınavlarında alınan ücrete ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13184) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

26.-  Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis’in, cezaevlerinde tecrit uygulandığı iddialarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/13185) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)

27.-  Van Milletvekili Özdal Üçer’in, cezaevlerinde yapıldığı iddia edilen bazı uygulamalara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/13186) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2010)

28.-  Van Milletvekili Özdal Üçer’in, bazı tutukluların nakil talebine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/13187) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2010)

29.-  Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat’ın ilçelerinde Sosyal Güvenlik Merkezi açılmasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/13188) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)

30.-  Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, işçi emeklilerinin maaşından yapılan bir kesintiye ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/13189) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

31.-  Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, kayıt dışı istihdama ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/13190) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

32.-  Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Antalya’daki işsizliğe ve meslek edindirme kurslarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/13191) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

33.-  Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Medula Reçete Provizyon Sistemine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/13192) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

34.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı illerde sel taşkınları nedeniyle yapılacak çalışmalara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13193) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

35.-  Edirne Milletvekili Bilgin Paçarız’ın, Hamzadere ve Çakmak Barajlarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13194) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

36.-  İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, bir taşocağı için verilen ÇED raporuna ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13195) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

37.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek’in, bir yatırım teşvikine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/13196) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

38.-  Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, Gaziantep’teki çiftçilerin Ziraat Bankasına kredi başvurularına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/13197) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

39.-  Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, Gaziantep’teki sanayicilere verilecek enerji destek primlerine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/13198) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

40.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Batman Gümrük Müdürlüğünün kapatılmasına ilişkin Devlet Bakanından (Hayati Yazıcı) yazılı soru önergesi (7/13199) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

41.-  Edirne Milletvekili Bilgin Paçarız’ın, Edirne Gümrüğündeki bir uygulamaya ilişkin Devlet Bakanından (Hayati Yazıcı) yazılı soru önergesi (7/13200) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

42.-  Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Irak seçimlerine gözlemci heyet gönderilmesine ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13201) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)

43.-  Bursa Milletvekili Onur Öymen’in, bazı ülkelerdeki terör örgütü kamplarına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13202) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

44.-  Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı’nın, otoprodüktörlerin elektrik enerjisi satışına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/13203) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2010)

45.-  Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici’nin, Maden İşleri Genel Müdürlüğünün bir AB Projesine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/13204) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2010)

46.-  Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici’nin, Maden İşleri Genel Müdürlüğündeki personel yönetimine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/13205) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2010)

47.-  İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, Kemalpaşa ilçesinde verilen bir taşocağı ruhsatına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/13206) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

48.-  Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, belediyelere gönderilen ödeneklere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13207) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)

49.-  İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak’ın, Kadıköy Salı Pazarının taşınmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13208) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)

50.-  Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya Jandarma Er Eğitim Tabur Komutanlığının taşınacağı iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13209) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2010)

51.-  Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici’nin, görev şehidi yakınlarının kamuda istihdamına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13210) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2010)

52.-  Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, Kırıkkale Belediyesi işçilerinin ücretlerinin zamanında ödenmediği iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13211) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

53.-  Manisa Milletvekili Şahin Mengü’nün, bazı belediyelerin hafta tatili gününü değiştirmeye çalıştığı iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13212) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

54.-  Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Adana’daki trafik suçları ve kazalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13213) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

55.-  İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen’in, Elazığ’daki depreme ve depremlere yönelik önlemlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13214) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

56.-  Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, uyuşturucuyla mücadeleye ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13215) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

57.-  Tekirdağ Milletvekili Kemalettin Nalcı’nın, Tekirdağ Kültür Merkezinin yapımına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/13216) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)

58.-  Edirne Milletvekili Cemaleddin Uslu’nun, Çimpe Kalesinin restorasyonuna ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/13217) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)

59.-  Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, Gaziantep’te tarih ve kültür varlıklarına yönelik çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/13218) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

60.-  Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır’ın, Bingöl’deki belediyelere aktarılan kaynağa ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/13219) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)

61.-  Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı’nın, Meram Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin özelleştirilmesine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/13220) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2010)

62.-  Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici’nin, özelleştirilen kuruluşların geçici personel olarak istihdam edilen çalışanlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/13221) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2010)

63.-  Zonguldak Milletvekili Ali Koçal’ın, TEDAŞ’ın aydınlatma direkleri için yaptığı ödemelere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/13222) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

64.-  Hakkari Milletvekili Hamit Geylani’nin, ücretli öğretmen istihdamına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13223) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)

65.-  Tekirdağ Milletvekili Kemalettin Nalcı’nın, okulların güvenliğine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13224) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)

66.-  Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Simav ilçesine Fen Lisesi açılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13225) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2010)

67.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı illerdeki okullarda ilkyardım seti bulundurulmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13226) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

68.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı illerdeki okullarda ilkyardım seti bulundurulmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13227) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

69.-  Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, öğretim üyeleri hakkındaki intihal iddialarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13228) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

70.-  İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’in, bir lisede yaşandığı iddia edilen olaylara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13229) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

71.-  Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Antalya’nın üniversite giriş sınavındaki başarı durumuna ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13230) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

72.-  Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, okul bahçelerinin otopark olarak kullanılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13231) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

73.-  Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Antalya’daki öğrenci yurtlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13232) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

74.-  Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, bazı dönemlerde ek ders ücretlerinin kesilmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13233) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

75.-  Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, yargı tarafından ataması iptal edilen personele ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13234) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

76.-  İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız’ın, döner sermayelerden alınan paylara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/13235) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

77.-  Tekirdağ Milletvekili Kemalettin Nalcı’nın, trafik kazası geçirenlere verilen sağlık hizmetlerinin bedelinin ödenmesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/13236) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)

78.-  Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, bir sağlık ocağındaki sağlık personeli açığına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/13237) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)

79.-  Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, bir hastane yönetimiyle ilgili iddialara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/13238) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

80.-  Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, OSB’ler bedelsiz arsa tahsisine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/13239) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)

81.-  İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, Kemalpaşa OSB’nin genişleme alanındaki kamulaştırmalara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/13240) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

82.-  Manisa Milletvekili Ahmet Orhan’ın, hayvancılık sektöründeki bir desteklemeye ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13241) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)

83.-  Manisa Milletvekili Mustafa Enöz’ün, tarımsal sulamadaki elektrik borçlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13242) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)

84.-  İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, hayvan alımlarında hibe desteği uygulamasının yaygınlaştırılmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13243) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)

85.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, hayvancılıktaki bir teşvik uygulamasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13244) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

86.-  Edirne Milletvekili Cemaleddin Uslu’nun, gıda denetimlerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13245) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

87.-  Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, bir sel felaketinden etkilenen çiftçilere yapılacak desteklemelere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13246) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

88.-  Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, çiftçilerin sulamada kullandıkları elektrik borçlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13247) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

89.-  Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, gübre, mazot ve et fiyatlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13248) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

90.-  Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, et ve süt ürünleri ihracatına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13249) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

91.-  Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, e-telgraf sistemine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/13250) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)

92.-  Edirne Milletvekili Cemaleddin Uslu’nun, İpsala Hudut Kapısı yol çalışmalarına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/13251) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)

93.-  Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bursa’nın hava ulaşımına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/13252) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)

94.-  Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı’nın, Konya dış çevre yolu projesine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/13253) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2010)

95.-  İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, bir tren yolu inşaatında oluşan soruna ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/13254) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

96.-  Manisa Milletvekili Ahmet Orhan’ın, yerel basına ilan desteğine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/13255) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)

97.-  Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, AB fonlarının kullanımına ilişkin Devlet Bakanından (Egemen Bağış) yazılı soru önergesi (7/13256) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)

98.-  Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis’in, 1973’te ölen bir kişiye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13257) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)

99.-  Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, “Andımız”la ilgili açıklamasına ve Danıştaya sunulan savunmaya ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13258) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)

Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri

1.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, istisnai memuriyet kadrolarına yapılan atamalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/11808)

2.- Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, domuz gribi aşılarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/11847)

3.- Eskişehir Milletvekili Fehmi Murat Sönmez’in, hasta hakları ihlallerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/11849)

4.- Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, yenilenen bir hastanedeki kapasite kullanımına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/11850)

5.- İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız’ın, özürlü istihdamına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/11851)

6.- Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, Antalya balıkçı barınağı projesine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/12516)

7.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Poyrazköy’de ABD Konsolosluğunun bir aracının görüldüğü iddiasına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/12518)

8.- Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya’nın, Amasra’ya kurulması planlanan termik santrale ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/12519)

9.- İstanbul Milletvekili Hasan Macit’in, TEKEL bünyesindeki bir şirketin yönetimine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12592)

10.- Hakkari Milletvekili Hamit Geylani’nin, bir olayla ilgili iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12593)

11.- Sinop Milletvekili Engin Altay’ın, okullarla ilgili bazı verilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12594)

12.-  Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, bir belediyenin yaptığı itfaiye eri alımı sınavına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12595)  

13.-  Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, bazı özelleştirmelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12597)  

14.-  Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, konut ve taşıt kredisi kullanıcılarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12598)  

15.-  İstanbul Milletvekili Ümit Şafak’ın, Sinop’taki belediyelere yapılan yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12599)  

16.-  İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, Tire-Yenişehir Göleti projesine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/12600)  

17.-  İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, Menemen ilçesindeki bazı köylerin su sorununa ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/12601)  

18.-  İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’in, kadın istihdamına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/12603)

19.-  İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’in, Marmaray Projesinde arkeolojik kazılarda çalışanların durumuna ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/12604)

20.-  Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, parti binalarına yönelik saldırılara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12605)

21.-  Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, özel güvenlik bürolarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12606)

22.-  Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, Van’da boşaltılan köylere geri dönüşe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12607)

23.-  Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Uludere’de bir minibüsün taranması olayına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12608)

24.-  Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, Tut ilçesinde ham toprak vasıflı arazilerin kiraya verilmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12609)

25.-  İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, Menemen ilçesindeki bazı köylerin sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12610)  

26.-  İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, İzmir İl Özel İdaresine ait araç ve makine parklarının kullanımına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12611)  

27.-  İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, Tire ilçesinin bazı köylerindeki sorunlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12612)  

28.-  İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, Tire ilçesindeki bir köyün bazı sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12613)  

29.-  İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, Tire ilçesindeki bir köyün sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12614)  

30.-  İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, Menemen ilçesindeki bir köyün yol ve okul sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12615)  

31.-  İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, Menemen’deki bir köyün bazı sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12616)  

32.-  Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır’ın, Uludere’de bir minibüsün taranması olayına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12618)  

33.-  Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, bazı mali verilere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/12619)

34.-  Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Antalya’da belediyelerinin aldığı Hazine yardımlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/12620)  

35.-  İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, elektrik borçlarının faturalandırılmasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/12621)  

36.-  Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, bazı belediyelerin aldıkları Hazine yardımına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/12622)  

37.-  Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu’nun, Sinop’taki belediyelere yapılan Hazine yardımlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/12623)  

38.-  Balıkesir Milletvekili Hüseyin Pazarcı’nın, Balya ilçesindeki lise binası ihtiyacına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12624)

39.-  İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in, bir soruşturma raporuna ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12625)

40.-  Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Ankara’da otopark olarak kiraya verilen okul bahçelerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12626)  

41.-  Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, İstanbul’daki bazı projelere ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/12631)

42.-  Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, THY seferlerindeki gecikmelere ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/12632)  

43.-  Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, doğalgaz ve petrol ithalatına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/12633)

44.-  Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Kürtçe Kuran meali çalışmasına ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Çelik) yazılı soru önergesi (7/12635)

No.: 106

23 Mart 2010 Salı

 

Tasarılar

1.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Irak Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Güvenlik İşbirliği Antlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/834) (İçişleri ile Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 8.3.2010)        

2.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Örgütü (UNIDO) Arasında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/835) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.3.2010)

Teklifler

1.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir ve 20 Milletvekilinin; Devlet Memurları Kanunu, Emniyet Teşkilatı Kanunu ile Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/637) (İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.3.2010)

2.- Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis’in; Tarihi Sinop Cezaevinin “Sabahattin Ali Müzesi” Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/638) (Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.3.2010)

3.- Trabzon Milletvekili Süleyman Latif Yunusoğlu ve 14 Milletvekilinin; 8/6/1984 Tarihli ve 233 Sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/639) (Tarım, Orman ve Köyişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.3.2010)           

4.- Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi ve 2 Milletvekilinin; 2972 Sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/640) (Anayasa ile İçişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.3.2010)             

5.- Mersin Milletvekili Akif Akkuş ve 21 Milletvekilinin; Karayolları Trafik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/641) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.3.2010)

6.- Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal’ın; 17.03.1981 Tarih ve 2429 Sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 2. Maddesinin (C) Bendinin Değiştirilmesine İlişkin Kanun Teklifi (2/642) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.3.2010)

7.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün; 2429 Sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 2’nci Maddesinin A Bendinin Değiştirilerek 21 Mart Gününün Resmi Tatil ve Nevruz Bayramı İlan Edilmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/643) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.3.2010)

8.- Bursa Milletvekili Ali Koyuncu ve 4 Milletvekilinin; 5683 Sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/644) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.3.2010)

Sözlü Soru Önergeleri

1.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, Elazığ’daki depremin Tunceli’de oluşturduğu hasara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1931) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

2.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Reşadiye’deki bir alanın turizm bölgesine dönüştürülmesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/1932) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

3.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, gıda fiyatlarındaki artışların dar ve sabit gelirlilere etkisine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) sözlü soru önergesi (6/1933) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

4.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, işsizliğe ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) sözlü soru önergesi (6/1934) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

5.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, bir kısmı kurutulan bir gölün kuş cenneti olarak turizme açılmasına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/1935) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

6.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Çıldır ilçesinin bazı köylerindeki baz istasyonu ihtiyacına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1936) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

7.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bir okulun ek derslik ihtiyacına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1937) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

Yazılı Soru Önergeleri

1.-    Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bir bürokrat hakkında basında çıkan iddialara ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/13259) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)

2.-    Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis’in, 1995’teki Gazi olaylarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13260) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/03/2010)

3.-    Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak’ın, TOKİ’nin konut üretimine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13261) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/03/2010)

4.-    Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi’nin, A Milli Futbol Takımının teknik direktörüne ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13262) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

5.-    Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Fen Edebiyat Fakültesi mezunlarına formasyon için getirilen not şartına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13263) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

6.-    İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak’ın, mülkiyet sorunu olan Hazine arazilerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13264) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

7.-    Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, kurban kesimi organizasyonlarındaki yolsuzluk iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13265) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

8.-    Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, dahilde işleme rejimi kapsamındaki ürünlerin iç piyasaya sürülmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13266) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

9.-    Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Adana’da bir hastanede yaşandığı iddia edilen olaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13267) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

10.-  Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş’in, müzelerdeki hırsızlık olaylarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13268) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

11.-  Isparta Milletvekili Mevlüt Coşkuner’in, TEKEL’e ait bazı arsalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13269) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

12.-  Muğla Milletvekili Fevzi Topuz’un, Elazığ depremindeki afet yönetimine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13270) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

13.-  Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, bazı yakınlarının mal varlıklarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13271) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

14.-  İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in, Ege Bölgesinde depreme yönelik çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13272) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

15.-  Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Adli Tıp Kurumuna ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/13273) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/03/2010)

16.-  Manisa Milletvekili Şahin Mengü’nün, Müsteşarın İstanbul’daki görüşmelerine yönelik iddialara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/13274) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

17.-  Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, Müsteşarın İstanbul’da yaptığı bir görüşmeye ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/13275) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

18.-  Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Kelkit ırmağı üzerindeki HES projelerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13276) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

19.-  Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Reşadiye’deki HES projeleri uygulamalarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13277) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

20.-  Samsun Milletvekili Osman Çakır’ın, Samsun’da özel sektöre devredilen hidroelektrik santrale ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13278) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

21.-  Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, TRT 2’de yayınlanan bir habere ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/13279) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

22.-  Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, tarihi bir caminin tamir ve tadilatına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/13280) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

23.-  Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, TRT’nin yayın politikasına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/13281) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

24.-  Hakkari Milletvekili Hamit Geylani’nin, kolluk personeli hakkındaki soruşturmalara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13282) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/03/2010)

25.-  Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat İtfaiye Müdürlüğünün taşınmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13283) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

26.-  Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat’ta itfaiye aracı bulunmayan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13284) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

27.-  Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, vali ve kaymakam odalarına Başbakanın fotoğrafının asılmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13285) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

28.-  İstanbul Milletvekili Ümit Şafak’ın, muhtarların özlük haklarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13286) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

29.-  Antalya Milletvekili Tayfur Süner’in, kaçak bir tesisin yıkımına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13287) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

30.-  Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Elazığ’da meydana gelen depremdeki afet yönetimine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13288) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

31.-  Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Adana Büyükşehir Belediyesindeki rüşvet iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13289) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

32.-  Ankara Milletvekili Tekin Bingöl’ün, Ankara Büyükşehir Belediyesinin toplu taşımacılıktaki politikasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13290) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

33.-  İzmir Milletvekili Canan Arıtman’ın, Ankara Resim ve Heykel Müzesindeki kayıp eserlere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/13291) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

34.-  İzmir Milletvekili Canan Arıtman’ın, Karun Hazinesinin yurt dışına kaçırılan parçalarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/13292) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

35.-  Samsun Milletvekili Osman Çakır’ın, Samsun’da kapatılan sağlık kuruluşlarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/13293) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

36.-  Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Adana’da uyuşturucu bağımlılarının tedavisine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/13294) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

37.-  Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Adana’da gripten dolayı ölümlere ve aşı çalışmalarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/13295) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

38.-  Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Osmaniye’de gripten dolayı ölümlere ve aşı çalışmalarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/13296) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

39.-  Edirne Milletvekili Cemaleddin Uslu’nun, Keşan’a ilçe tarım binası yapılmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13297) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

40.-  Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici’nin, Gübretaş’ın dahil olduğu konsorsiyuma ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13298) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

41.-  Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, TİGEM’in kiraya verilen bir arazisine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13299) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

42.-  Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, bir firmanın iyi tarım ürünleri konulu girişimine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13300) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

43.-  Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, pamuk üretimine ve desteklemesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13301) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

44.-  İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, hayvancılıktaki hibe desteğinin yaygınlaştırılmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13302) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

45.-  Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, OR-Gİ Havaalanı Projesine ve Eğribel Geçidindeki ulaşım sorununa ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/13303) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

46.-  Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, kent içi ulaşım kurumu kurulmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/13304) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

47.-  Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı’nın, Eti Alüminyum A.Ş.’nin özelleştirilmesine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/13305) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

48.-  Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici’nin, Yozgat Şehir Merkezi Yağmur Suyu Toplama Projesine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/13306) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

49.-  İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, tank modernizasyonu projesine ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/13307) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

50.-  Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya’nın, Yenimahalle’deki ilköğretim okullarında yapılan bir deneme sınavına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13308) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

51.-  İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün kiralanan bir arazisine ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Nafız Özak) yazılı soru önergesi (7/13309) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)

Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 Milletvekilinin, işsizlik sorununun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/631) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.02.2010)

2.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 25 Milletvekilinin, Mersin’deki tarım ürünleri yetiştiricilerinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/632) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.02.2010)

3.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 25 Milletvekilinin, Mersin ilinde işsizlik ve yoksulluktaki artışın araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/633) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.02.2010)

4.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve 20 Milletvekilinin, işsizlik sorununun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/634) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.02.2010)

Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri

1.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Devlet sırrı içeren belgelerin incelenmesine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/11748)

2.- Kırklareli Milletvekili Tansel Barış’ın, domuz gribi ve aşısına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/11785)

3.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, H1N1 vakalarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/11843)

4.- İstanbul Milletvekili Atila Kaya’nın, H1N1 virüsü aşısına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/11845)

5.- Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, domuz gribi aşılarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/11847)

6.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, domuz gribi aşısına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/11938)

7.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bir lisedeki öğretmen ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/11939)

8.- Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya’nın, domuz gribi aşılarının kullanımına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/11943)

9.- Mersin Milletvekili İsa Gök’ün, domuz gribi aşısına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/11944)

23 Mart 2010 Salı

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.05

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Gülşen ORHAN (Van), Murat ÖZKAN (Giresun)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 76’ncı Birleşimini açıyorum.

III.- YOKLAMA

BAŞKAN - Elektronik cihazla yoklama yapağız.

Yoklama için üç dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.

Gündem dışı ilk söz, Malatya’da yaşanan tabii afet ve don olayı hakkında söz isteyen Malatya Milletvekili Öznur Çalık’a aittir.

Buyurun Sayın Çalık. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Malatya Milletvekili Öznur Çalık’ın, 17-18 Mart 2010 tarihlerinde Malatya’da meydana gelen don afetine ilişkin gündem dışı konuşması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

ÖZNUR ÇALIK (Malatya) – Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; 17-18 Mart 2010 tarihlerinde Malatya’da meydana gelen don afeti nedeniyle zarar gören kayısı ağaçları ve çiftçilerimizin uğradığı zararlarla ilgili şahsım adına gündem dışı söz almış bulunuyorum. Sözlerime başlamadan önce yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Dünyanın kayısı başkenti olarak anılan Malatya’mızda her dört aileden birinin, yaklaşık 60 bin ailenin geçim kaynağı kayısı üreticiliğidir. Dünya kuru kayısı üretiminde yüzde 90’lara yaklaşan pay, ilimize aittir. Kayısı, Türkiye'nin ihracatı içerisinde çok önemli bir yere sahiptir.

Kayısı ile ilgili bugüne kadar yapmış olduğumuz çalışmalarla üreticilerimizin daha önceki yıllarda çeşitli düzeylerde yaşanan don olayları nedeniyle uğradığı maddi zararların önüne geçebilmek adına girişimlerde bulunmuştuk ve yapmış olduğumuz bu girişimler neticesinde, yaşanan afetler dolayısıyla çiftçilerimizin zararlarını karşılamak adına Hükûmetimiz, Sayın Başbakanımız, Bakanımız TARSİM uygulamasını başlatmıştır. TARSİM uygulamalarını Türkiye genelinde Malatyalı çiftçilerimiz gerekli sorumluluk bilinciyle takip etmiş ve ürünlerini sigortalatmışlardır ve bu vesileyle de Malatya’ya TARSİM’le birlikte ödenen para vardı.

Ancak, kayısının çiçek dönemindeki don afeti hasarı tarım sigortası teminatı kapsamında olmadığından çiçekte oluşabilecek hasar TARSİM tarafından tazmin edilememektedir. Bu sebeple daha önce 2006 yılında yaşanan don afetinin hasarları Sayın Başbakanımızın talimat ve himmetleriyle 2090 sayılı Tabii Afetlerden Zarar Gören Çiftçilerin Zararlarının Karşılanması Hakkında Kanun çerçevesinde tazmin edilmiş ve 6.874 çiftçimize 16 trilyon 751 milyar ödenmiştir.

Saygıdeğer milletvekilleri, Malatya’mızda 17-18 Mart 2010 tarihlerinde gece yaşanan don olayı nedeniyle bu yıl geçmiş yıllara oranla çok daha ciddi oranda zararlar oluşmuştur ve kayıplar oluşmuştur ve bu yaşanan afet tüm Malatya kamuoyunu ciddi ve derinden yaralamıştır. Merkez dâhil tüm ilçelerimizde -on üç ilçemizde- kayısı ağaçlarında büyük maddi hasarlar meydana gelmiştir. Malatya’nın can suyu kayısımızın ciddi hasarlarını maalesef şu an hep birlikte takip etmekteyiz ve yapmış olduğumuz girişimler neticesinde gerek Tarım İl Müdürlüğü yetkililerimiz gerekse TARSİM yetkililerimiz şu an hasar tespit çalışmalarına devam etmektedir.

17-18 Mart 2010 tarihinde ilimizin Akçadağ ve Yazıhan ilçelerinde sıcaklık derecesi eksi 3 dereceyi bulmuştur. Bu ilçelerimizde yapılan tespitler ve bize gelen bilgiler, ağaçların ciddi anlamda dondan etkilendiği yönündedir.

18’ini 19’una bağlayan gece Kale, Battalgazi, Doğanyol, Pütürge’de eksi 3 derece; diğer ilçelerimizde ve merkez de dâhil olmak üzere eksi 6 dereceye kadar soğukluk söz konusudur.

Genel olarak ilimizin bütün ilçelerinde kayısı ağaçlarımız çiçeklenme döneminde olduğundan çiçek eksi 2 dereceden sonra dondan etkilenmektedir. Bazı ilçelerimizde sıcaklığın sıfır olduğu belirtilmesine rağmen bu oran, zarar oranı yüzde 70’lere varmaktadır.

Yaşanan afetin yaralarını sarmak, çiftçilerimizin yegâne geçim kaynağı olan kayısımızda meydana gelen hasarın tazmin edilebilmesi adına Malatya milletvekilleri ve İl Başkanımız olarak sürecin başından itibaren, Sayın Başbakanımız başta olmak üzere Sayın Tarım Bakanımız, ilgili kurum ve kuruluşlar nezdinde çiftçilerimizin zararlarını tazmin etmek için girişimlerde bulunmuş vaziyetteyiz.

Bu çerçevede, çiftçilerimizin yaşadığı sorunlar ve karşılaşılacak maddi hasarlarla ilgili olarak bilgileri ve dosyayı Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’a ilettik, Sayın Bakanımızla konuları paylaştık. Özellikle çiçek dönemindeki don hasarı tarım sigortası teminatı kapsamında olmadığından çiçekte oluşabilecek hasarın TARSİM tarafından tazmin edilmediği, dolayısıyla oluşan bu hasarın 2090 sayılı Tabii Afetlerden Zarar Gören Çiftçilerin Zararlarının Karşılanması Hakkında Kanun kapsamına alınmasını ve bu kapsamda zararın tazmin edilmesi hususundaki beklentilerimizi arz ettik. Sayın Başbakanımız da konunun önemine binaen Tarım Bakanımıza hasarın tespitiyle ilgili talimatlarını vermiş bulunmakta.

Meydana gelen afetin neticeleri hepimizi derinden üzmüştür. Yapılan çalışmalar en kısa zamanda sonuç verecektir. 2006 yılında yaşanılan afette nasıl Malatyalı çiftçilerimizin zararları Hükûmetimiz -Sayın Başbakanımız ve Bakanımız- tarafından karşılanmışsa…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Çalık, lütfen tamamlayınız.

Buyurun.

ÖZNUR ÇALIK (Devamla) – Ben inanıyorum ki Sayın Başbakanımızın talimatlarıyla, 2010’da kayısıda yaşanan bu zararlar yine Sayın Bakanımız ve Başbakanımız tarafından ciddi manada takip edilip zararlar karşılanacaktır.

Ben, Malatya’da konuyu çok yakından takip eden ziraat odalarına, muhtarlarımıza, Malatya kamuoyuna, Malatya milletvekillerimize, tüm siyasi partilerimize teşekkür ediyorum ve şimdiden, Sayın Başbakanımızdan ve Bakanımızdan bizleri bu konuda bir kez daha zararlardan kurtarmak için, zararlarımızı karşılamak için desteklerini beklediğimizi ifade ediyor ve Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Çalık.

Aynı konuyla ilgili Sayın Çetinkaya, Sayın Aslanoğlu ve Sayın İnan söz istemişlerdir. Her 3 sayın milletvekiline ikişer dakika söz veriyorum.

Sayın Aslanoğlu, buyurun.

V.- AÇIKLAMALAR

1.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, 17-18 Mart 2010 tarihlerinde Malatya’da meydana gelen don afetine ilişkin açıklaması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. Bir kez de aynı konuyla ilgili gündem dışı yarın bana söz vereceğiniz için teşekkür ediyorum.

Sayın Çalık’a teşekkür ediyorum.

Sorun hepimizin sorunu, sorun çiftçimizin ve tüm Malatyalının sorunu. Sorun ekmeğimizdir. Bu konuda hepimiz çiftçimize her türlü önlemi almak zorundayız. Hakikaten tüm Malatya’nın tüm ekonomisi kayısıya bağlıdır. Çiçek dönemini kapsamayan sigorta nedeniyle tüm çiftçilerimiz mağdur olmuştur. Olay çok büyüktür, zararımız çok büyüktür. Bu nedenle hepimizin bu konuda hassas bir şekilde çözüm bulacağımızı ümit ediyorum. Sorun, siyasetin ötesinde bir ekmeğin sorunudur, çocuklarımızın sorunudur, orada yaşayan herkesin sorunudur. Bu konuda kim destek verirse şimdiden ona bir Malatya Milletvekili olarak teşekkür ediyorum. Özellikle 2090 sayılı Afet Yasası’nın mutlaka çalıştırılması lazım çünkü çiçek dönemi sigorta kapsamı içinde değil. Bir kez daha, kim destek olacaksa, ekmek adına, çocuklar adına teşekkürlerimi iletmek istiyorum. 

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Aslanoğlu.

Sayın Şandır, siz de söz istediniz ama Grubunuzdan Sayın İnan istedi, her gruptan bir sayın milletvekiline vereceğim.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Aynı konuda MHP Grubu adına ben de konuşmak istiyorum.

BAŞKAN – O zaman Sayın İnan’a vermekten vazgeçeceğiz Sayın Şandır.

Sayın İnan, buyurun.

2.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’nın, 17-18 Mart 2010 tarihlerinde Malatya’da meydana gelen don afetine ilişkin açıklaması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

MÜMİN İNAN (Niğde) – Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Geçtiğimiz hafta içerisinde Türkiye’de olduğu gibi Niğde’de de özellikle hava sıcaklıklarının aşırı düşmesi neticesinde Türkiye'nin genelinde çok ciddi bir biçimde don afeti yaşanmıştır ve çiftçilerimiz mağdur olmuşlardır. Sayın Çalık’ın dile getirdiği gibi, Türkiye'nin ve dünyanın merkezi olan kayısıyla ilgili Malatya’da meydana gelen afetle birlikte Niğde’de de kayısı, şeftali, nektarin ve bademle ilgili çiftçilerimiz çiçek aşamasında sigorta kapsamında olmadıkları için çok ciddi bir biçimde mağdur olmuşlardır. Dolayısıyla, bu mağduriyetin giderilmesi noktasında Sayın Başbakandan ve Sayın Tarım Bakanından gerekli ilginin gösterilmesini, dolayısıyla çiftçilerimizin mağduriyetinin önlenmesi noktasında acil olarak -Niğde’de henüz tespitler de yapılmamıştır- tespitlerin de yapılarak bir an önce çiftçilerimizin mağduriyetinin giderilmesi ve umudunu ona bağlayan insanlarımıza en azından moral açısından ilk etapta bir tespitin yapılarak gerekli tedbirlerin alınması noktasında Hükûmete de yapacağı çalışmalar için şimdiden ilgilerine de teşekkür ediyoruz.

Ben, çiftçiler adına da Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına da göstereceğiniz ilgiden dolayı Sayın Bakanım, Sayın Başbakana şimdiden teşekkür ediyoruz efendim.

Sağ olun.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın İnan.

Sayın Ünlütepe, zaten grup adına Sayın Aslanoğlu’na vermiştim, teşekkür ediyorum.

Sayın Çetinkaya, buyurun.

3.- Elâzığ Milletvekili Mehmet Necati Çetinkaya’nın 17-18 Mart 2010 tarihlerinde Malatya’da meydana gelen don afetine ilişkin açıklaması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

MEHMET NECATİ ÇETİNKAYA (Elâzığ) – Sayın Başkanım, teşekkür ederim.

Hakikaten, Sayın Çalık’ın da belirttiği gibi, Malatya bölgesi ve benim ilim olan Elâzığ’da da özellikle Baskil ilçesinin yüzde 100’e yakını tamamen kayısı üretimiyle uğraşmakta ve bütün gelirleri kayısıdan karşılanmaktadır. Fakat 16, 17, 18 ve 19 Mart tarihlerinde vuku bulan don olayı neticesinde kayısıların yüzde 100’e yakını tamamen dondan etkilenmiş ve maalesef kayısıların yüzde 100’e yakını dondan zarar görmüş durumda. Sayın Tarım Bakanımla da bu konuyu görüştük ve bölgeye müsteşar yardımcısının başkanlığında bir komisyon, bir heyet gönderildi. Hasar tespit komisyonu yapıldıktan sonra konu, Sayın Başbakanımız tarafından da Hükûmet olarak değerlendirilecek ve zarar gören çiftçilerle ilgili gerekli bütün yardım ve destekler o zaman kararlaştırılacak. Tabii çiçek safhasında olduğu için tarım sigortası maalesef yapılamamaktadır mevcut kanuna göre ama 2090 sayılı Kanun’la bu konu değerlendirilecek ve inşallah, hiç olmazsa çiftçilerimizin kısmen de olsa bu husustaki karşılaşmış olduğu zarara Hükûmetimiz tarafından en kısa zamanda gereken önem verilerek bir çare bulunması hususunda yapılacak desteklerden dolayı şimdiden, başta Sayın Başbakanımız olmak üzere, Hükûmetimize teşekkür ediyorum ve gerek Malatya’da gerek Elâzığ’da ve Baskil yöresinde gerek Niğde bölgesinde meydana gelen bu don olayından dolayı zarar gören bütün vatandaşlarımıza, hemşehrilerimize geçmiş olsun diyorum.

Bana bu sözü verdiğiniz için teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Çetinkaya.

Sayın Kaplan, buyurun.

4.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, 17-18 Mart 2010 tarihlerinde Malatya’da meydana gelen don afetine ilişkin açıklaması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Barış ve Demokrasi Partisi olarak biz de Malatya’da kayısı hadisesinde don olması nedeniyle üründe büyük bir zararın meydana geldiğini üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz. Önemli olan vicdanların donmamasıdır. Türkiye, bu tür tabiat olaylarıyla sık sık karşı karşıya kalmaktadır. Devletin, Hükûmetin bu konuda önlem almasıyla, sigorta açısından da birtakım düzenlemeler yapmasıyla rahatlıkla aşacağına inanıyoruz. Söz, vaat değil, gecikmeden somut adımların atılması gerektiğine inanıyoruz ve tarım sektöründeki yaşanan krizle birlikte bu tür doğal afetler karşısında da önlem alınmasının gerektiğini düşünüyoruz.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Kaplan.

Gündem dışı konuşmaya Hükûmet adına Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker cevap vereceklerdir.

Buyurun Sayın Bakanım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları (Devam)

1.- Malatya Milletvekili Öznur Çalık’ın, 17-18 Mart 2010 tarihlerinde Malatya’da meydana gelen don afetine ilişkin gündem dışı konuşması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı (Devam)

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

1.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, 17-18 Mart 2010 tarihlerinde Malatya’da meydana gelen don afetine ilişkin açıklaması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı (Devam)

2.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’ın, 17-18 Mart 2010 tarihlerinde Malatya’da meydana gelen don afetine ilişkin açıklaması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı (Devam)

3.- Elâzığ Milletvekili Mehmet Necati Çetinkaya’nın 17-18 Mart 2010 tarihlerinde Malatya’da meydana gelen don afetine ilişkin açıklaması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı (Devam)

4.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, 17-18 Mart 2010 tarihlerinde Malatya’da meydana gelen don afetine ilişkin açıklaması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı (Devam)

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) – Sayın Başkan, yüce Meclisin değerli üyeleri; gündem dışı konuşma yapan Malatya Milletvekilimiz Sayın Öznur Çalık’ın konuşmasına cevap vermek üzere huzurlarınızdayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; havaların birden soğuması sebebiyle geçtiğimiz hafta Türkiye'nin bazı bölgelerinde don hadisesi yaşandı. Özellikle Malatya merkez ve ilçelerinde 17-19 Mart 2010 tarihlerinde sıfırın altında değişik değerlerde ve sürelerde don afeti meydana geldi.

Tabii, 1.100 rakımın üzerinde olan bölgelerdeki ağaçlarda henüz tomurcuk kabarması, tomurcuk patlaması ve pembe tomurcuk devresinde olunduğundan nispeten dondan hasar az meydana geldi ancak 1.100 rakıma kadarki, 1.100 rakımın altındaki bölgelerde ise çiçeklenme, tam çiçeklenme ve taç yaprak dökümü devam ettiğinden bu bölgelerimizde, bu yükseltilerde zarar görme oranı daha yüksek.

Biz tabii gerek İl Tarım Müdürlüğümüz vasıtasıyla mahallinde gerekse bugün Müsteşar Yardımcımız ve Üretim Genel Müdürümüzün, ikisinin de katıldığı bir heyet Malatya’ya gidiyor. Ayrıntılı, orada -ki bu kişiler aynı zamanda Tarım Sigortaları Yönetim Kurulu Başkanı ve üyesi; Müsteşar Muavinimiz bu Kurulun Başkanı- meseleyi iki boyutta ele alıyoruz. Birincisi, sigorta ile ilgili olabilecek ihtilaflar konusunda inceleme yapmak ve bunu bir vuzuha kavuşturmak teknik olarak.

İkincisi ise sigorta yaptırmamış olan vatandaşlarla ilgili olarak da hasarın derecesini ve bunlarla ilgili olarak mevcut mevzuat çerçevesinde hangi imkânların, hangi prosedürün uygulanabileceğini tespit etmek üzere arkadaşlarımız teknik olarak çalışıyorlar. Tabii gelen ilk değerlendirmelerde hasar oranının yüksek olduğu ifade ediliyor ancak bizim bunu herhangi bir karara, bir ödemeye, bir yardıma, bir desteğe dönüştürmemiz muhakkak surette kesin hasar tespitinin ortaya çıkmasıyla mümkündür. Bunu özellikle şunun için de vurguluyorum: Çünkü bu bir defada olan biten bir şey değil. Genellikle “geç don” dediğimiz hadise Nisan 15’e kadar olabiliyor o bölgelerde. Dolayısıyla yani diyelim 17-19 Mart tarihlerinde vuku bulan bir don var, bir hasar var ama kesin olarak bunun arkasından gelebilecek bir başka don veya bir başka problem ilave hasarlar da meydana getirebilecektir. O nedenle de biz şu anda bunu bütün detayıyla zaten inceliyoruz, tespitlerimizi yapıyoruz. Bu sadece Malatya, tabii şu anda Sayın Çalık konuşma yaptığından dolayı -kendisine de teşekkür ediyoruz bu konuyu gündeme getirdiğinden dolayı, diğer milletvekillerimize de- bu konuyu konuşuyoruz ama tabii Türkiye’nin muhtelif bölgelerinde bu günlerde olabiliyor, Niğde’de de başka yerlerde de; oralarda da zaten gerekli inceleme, araştırma yapılıyor.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biz tabii tarım sektörünün, daha doğrusu tarımsal üretimin tabiat şartlarına bağlı bir üretim olması hasebiyle yüksek düzeyde risk altında olduğunu biliyoruz. Özellikle açıkta yetiştirilen ürünlerde, gerek bitkisel ürünlerde gerek meyve sebzede, tarla ürünlerinde hepsinde bu risk son derece yüksek, zaman zaman oluyor. Bu riski minimize etmek için bir yandan bilgi ve teknoloji kullanılması, bilişim teknolojilerinin kullanılması, bir yandan alınabilecek tedbirlerin alınması ama öte yandan da bu riskle kaçınılmaz olarak karşı karşıya kalındığında da üreticiye destek olunması açısından birtakım argümanları biz geliştirdik ve ortaya koyduk. Türkiye, 1930 yılından itibaren konuştuğu Tarım Sigortaları Kanunu’nu bizim dönemimizde, bizimle birlikte, 2005 yılında uygulamaya koydu ve 1 Haziran 2006 tarihinden itibaren de bir risk değerlendirmesi kapsamında tarımsal sigorta uygulaması yapılıyor, hatta çiftçi ödediği poliçe bedelinin yarısını da devletten, Bakanlıktan, Hükûmetten destek olarak almaktadır. Yüzde 50 hibe destek veriyoruz yani çiftçimiz tarlasını diyelim 500 Türk Lirasına sigortalattıysa, 250 lirasını biz hibe olarak kendisine karşılıksız ödüyoruz. Nitekim bu ay mesela sigorta ödememiz yaklaşık 9 milyon lira ki, cuma günü sigorta ödemeleri gerçekleştirilecek, 9 milyon lira bu ayın ödemesi olarak yapıyoruz.

2009 yılında Malatya ilimizde 7 milyon 277 bin lira çiftçi prim ödedi, 7 milyon 277 bin lira… Burada sigortanın ben ne kadar önemli olduğunu ve aslında çiftçinin ne kadar yararına olduğunu ifade etmek istiyorum. Karşılığında ne aldı Malatya çiftçisi? 24 milyon 120 bin lira hasar ödemesi aldı. Yani 7’ye karşı 24 aldı; 7 ödedi, 24 aldı. Bu uygulama bu şekilde sürüyor.

Şimdi tabii, burada özellikle çiçeklenmeyle ilgili birtakım tartışmalar var. Dünyanın hiçbir yerinde de, dünyanın tarım sigortası uygulanan hiçbir ülkesinde bütünüyle, baştan aşağı çiçeklenme sigorta kapsamında değil çünkü çiçek dökülmesi sadece don ile meydana gelmiyor, dondan kaynaklanmıyor. Don olmasa da fizyolojik sebeplerle de yani normal bir gelişmenin bir parçası olarak da çiçek dökebiliyor. O nedenle, teknik olarak çiçeğin tamamının risk kapsamında değerlendirilip, sigorta kapsamında değerlendirilip bunun bütünüyle sigortalanması dünyanın hiçbir yerinde yok ve böyle bir uygulama da böyle bir risk de mümkün görünmüyor ancak bunun mutlaka bir orta yolunun bulunması… Bu konuda bizim, tabii, gönlümüz, çiftçinin lehine bir uygulamanın gerçekleşmesi çünkü bu reasüre ediliyor yani üç yıllık dönemlerle reasürans yapılıyor yani bu alınan, toplanan primler bir başka yere sigortalanıyor ve onun bir sözleşmesi, bir anlaşması var, bu şekilde yapıldı. Hatırlarsanız değerli milletvekilleri, biz uygulamayı başlangıçta yaptığımızda zaten don risk kapsamında değildi, daha sonra biz donu çiftçinin faydasına olur düşüncesiyle -ki yerinde de bir karar- onu kapsama dâhil ettik. Nitekim bu sene sel baskınlarını da tarım sigortası kapsamına aldık ilk defa olarak. Sel felaketlerini de bu sene, tarımda eğer bir zarar, bir hasar söz konusu oluyorsa bundan dolayı, yapılıyor.

Bu konudaki ikinci risk yönetim aracımız, daha doğrusu çiftçi riskle karşı karşıya kaldığında yaptığımız, uyguladığımız yöntem, 2090 sayılı bir Kanun var tabii afetlerden zarar görenlere yapılacak yardımlarla ilgili. Bu Kanun, tabii, 1977 yılında yürürlüğe giriyor fakat 1996 yılına kadar hiç uygulanmıyor, 96-2002 arasında sadece 2 milyon lira, bir, çiftçiye ödeme yapılıyor, sadece 2 milyon lira 1996-2002 arasında. 2003-2009 arasında çiftçilere karşı karşıya kaldıkları zararlar nedeniyle bu Kanun kapsamında 253 milyon 953 bin lira, biz, Türk çiftçisine bu kapsamda yardımda bulunduk yani 253 -eski parayla- trilyon lira. Bu Kanunu da biz işlettik ve yürütüyoruz. Bu Kanunla ilgili şu anda, biraz daha bunun, tabii, şartları ağır. Bunun şartları içerisinde, çiftçilerimizin toplam mal varlığının yüzde 40’ının hasar görmesi şartı var. Bunun şartlarının iyileştirilmesi, ürün bazında, belki yüzdeleri itibarıyla, toplam mal varlığını değil de biraz daha ürünle bire bir ilişkilendirilmek suretiyle bir düzenlemeye gidilebilir. Bu, tabii, yüce Meclisin, sizlerin takdiriyle olacak bir husus ama biz, bugün karşı karşıya kaldığımız Malatya’daki kayısı üreticilerinin sorunlarının çözülmesi, karşı karşıya kaldıkları felaketten bir nebze kendilerine yardımcı olmak maksadıyla, gerek sigorta ile ilgili gerekse 2090 sayılı Kanunla ve gerekse, eğer gerekiyorsa tabii, kesin hasar raporlarının sonuçlarına göre başka birtakım kararları arkasından alacağız. Bununla ilgili gerekli çalışmaları da zaten yapıyoruz.

Bu vesileyle, Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; mart ayında, bu ay içerisinde, daha doğrusu bugün Ziraat Bankasına biz 1 milyar 200 milyon lira Türk çiftçisine destek ödemesi gerçekleştiriyoruz. Cuma günü, 26 Mart günü çiftçilerin hesabında olacak ama bugün biz Bakanlık olarak bankaya, çiftçilere ödenmek üzere aktardık. Nedir bunlar? Özellikle fındık üreticileri ile ilgili bizim bu sene başlattığımız destek uygulamasında yaklaşık 640 milyon lira yani 640 trilyon lira ödemesi fındıktan, çay primi keza 126 milyon lira, 259 milyon lira hayvancılık, 8 milyon 900 bin lira tarımsal sigorta, 5 milyon 600 bin lira kırsal kalkınma destekleri, 147 milyon lira hububat, bakliyat primleri ve 9 milyon lira sertifikalı tohum kullanımı olmak üzere yaklaşık 1 milyar 200 milyon lira yani 1 katrilyon 200 trilyon eski parayla Türk çiftçisine -biz bugün bankaya- ödenmek üzere hesaplarına geçirdik.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;  ben, bu vesileyle bir kez daha, gerek Malatya’daki tüm zarar gören üreticilerimize gerek komşu il Elâzığ-Baskil gerekse Türkiye’nin diğer bölgelerinde, Niğde’de, başka bölgelerde afetle karşı karşıya kalan, dondan zarar gören bütün çiftçilerimize geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum ve hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Gündem dışı ikinci söz, Nevruz Bayramı ve önemi konusunda söz isteyen Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’ye aittir.

Buyurun Sayın Köse. (CHP sıralarından alkışlar)

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları (Devam)

2.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, 21 Mart Nevruz Bayramı ve önemine ilişkin gündem dışı konuşması

ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 21 Mart Nevruz Bayramı ve önemi üzerine gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Sözlerime başlarken, yüce heyetinizi sevgi ve saygıyla selamlarım.

Değerli milletvekilleri, ben de başta Malatya olmak üzere Elâzığ ve çevre illerde don nedeniyle zarar gören kayısı üreticilerimize geçmiş olsun diyor, Hükûmetin acilen bu çiftçilerimize destek olmasını, Malatya ve Elâzığlılar adına önemle rica ediyorum.

Değerli arkadaşlar, “yeni gün” anlamına gelen “nevruz” dünya tarihinde çok önemli bir yere sahiptir. Nevruz sadece bir etnik kökene, dine, mezhebe ve millete mal edilmeyecek kadar geniş kapsamlı bir bayramdır. Asya’dan Balkanlara kadar çok geniş bir coğrafyada nevruz bayram havasında kutlanmaktadır. Ülkemizde nevruz, Müslüman-Hristiyan, Alevi-Sünni, Kürt-Türk ayrımını ve kültürler arasında ön yargıları ortadan kaldırıp dostlukları kuran, kardeşlik duygularını geliştiren bayram olarak kutlanmaktadır. Nevruz, sosyal barışa katkı sağlamaktadır. Bundan dolayıdır ki, nevruz ateşi, bütün kötülükleri ve düşmanlıkları yok etmek anlamındadır. Bu ateş, barış, dostluk ve kardeşlik için yakılmaktadır.

Değerli arkadaşlar, nevruz, tarihsel kökleri geçmişe dayanan bir gelenektir. Eski tarihlerde nevruzda hükümdarlar tarafından ihtiyaç sahiplerine yardım edilirdi ve nevruzu bayram havasında kutlamak için şenlikler düzenlerlerdi. Hükümdarlar gibi halk da nevruzu büyük coşkuyla kutlardı. Bu coşkuya doğa da eşlik ederdi. Bahar ile birlikte doğa yeni ve renkli elbiselerini giyerdi. İnsanların mutlu, doğanın güzel olduğu yerde sıkıntı olmazdı, insanların ümitleri yeşerir ve geleceğe güzel bakarlardı. İşte bundan dolayı birçok ülkede nevruz hâlâ yılbaşı olarak kutlanmaktadır.

Sayın milletvekilleri, nevruzun bir de kutsal anlamı vardır. İlk insan olan Hazreti Adem’in bu gün doğduğuna inanılır. Ayrıca Hazreti Nuh’un gemisinin bu gün karaya ulaştığına inanılmaktadır. Böylesine kutsal anlamları olan nevruzun, Alevilerin dünyasında da ayrı bir değeri ve kutsallığı vardır. Aleviler, nevruzu, diğer ismi Ebu Turab olan Hazreti Ali’nin doğum günü olarak kabul etmektedirler. Ebu Turab’ın Türkçesi ise “Toprağın oğlu” demektir. Yani Aleviler, nevruzda toprağın dirilişini, canlanmasını ve hayat bulmasını Hazreti Ali ile özdeşleştirirler. İşte nevruzun bu kutsal yanı insanların ortak değerlerini oluşturmaktadır.

Değerli arkadaşlar, toplumsal barışın sağlanabilmesi için elbette ki nevruz tek başına yeterli değildir. Her şeyden önce bir toplumun ekonomisi bozuksa o ülkede barışın sağlanması mümkün mü? Devlet, denetleyici olacağım diye ekonomiden elini çekerse, fabrika açıp işsizliği azaltmazsa, üreticiyi desteklemezse, memuruna, işçisine, emeklisine, esnafına, öğrencisine, işsizine sahip çıkmazsa, değerli arkadaşlar, o ülkede barış sağlamak hayaldir. Böyle bir durumda nevruz buruk kutlanır ve barış sağlanamaz. Bu yüzden, nevruzun anlamlı olabilmesi ve barışa hizmet edebilmesi için öncelikle ekonomik sorunların çözülmesi gerekir. Çünkü ekonomisi düzgün, sağlıklı ve eğitimli bir gelecek kuşak, nevruzun bahar bayramı olarak kutlanmasını sağlar. Devlet her yurttaşına dil, din, etnik köken ayrımı yapmadan sahip çıkarsa ve onları bilinçlendirirse ancak o zaman nevruz amacına ulaşır.

Değerli arkadaşlar, nevruz aynı zamanda UNESCO tarafından evrensel bir kültür mirası olarak kabul edilmiştir. UNESCO’nun bu kararı, nevruzun evrensel bir bayram olmasına katkı sağlamıştır. Ben de nevruzun bu öneminin farkında olarak Meclis Başkanlığına bir yasa teklifi sundum. Şüphesiz her bayram gibi nevruz bayramı da iyiliğin, güzelliğin ve umudun tekrar dirildiği ve çoğaldığı gündür.

Değerli arkadaşlar, ne yazık ki yeniden umutlanmaya, iyiliği ve güzelliği çoğaltmaya ihtiyacımız olan günlerden geçmekteyiz. Bu nedenle, nevruzun öneminin anlaşılması, sürekli olarak hatırlanması ve bilincinin yaygınlaştırılması amacıyla nevruzun kurulduğu 21 Mart günü tatil edilmelidir diyorum.

Değerli arkadaşlar, bu yılki nevruz kutlamalarında kötü görüntülerin görünmemesi şüphesiz hepimizi sevindirmiştir. Bu durum nevruzun anlamına fazlasıyla da yakışmıştır. İki gün önce nevruz kutlamalarında Trabzon’da  kolbastı oynandı, horon tepildi; Adıyaman’da halaylar çekildi, zılgıtlar atıldı; efeler, seğmenler oyunlar oynadı, ülkemizin her yanında örste demirler dövüldü, yakılan ateşin üzerinden atlanırken dilekler tutuldu ve herkes halaylar, şiirler, türküler ve şarkılar eşliğinde nevruzu kutladı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖZDAL ÜÇER (Van) – Diyarbakır…

BAŞKAN – Sayın Köse, lütfen tamamlayınız.

Buyurun.

ŞEVKET KÖSE (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bakınız -ne güzel söylemiş- büyük ozanımız Ahmet Arif’in “Dağlarına bahar gelmiş memleketimin.” sözleri de bize nevruzu hatırlatmaktadır.

Bu düşüncelerle, sevgi, barış, kardeşlik duyguları içinde, sizin, bizim ve tüm yurttaşlarımızın Nevruz Bayramı’nı kutlar, yüce heyetinize tekrar saygılarımı sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Köse.

Sayın Yaman, söz talebiniz var, buyurun.

Bir dakika süre veriyorum.

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

5.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman’ın, 21 Mart Nevruz Bayramı’na ilişkin açıklaması

M. NURİ YAMAN (Muş) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Ben de, Barış ve Demokrasi Partisi adına, 2010 “nevroz”una büyük bir coşkuyla katılan Edirne’den Kars’a, Muş’tan İzmir’e ve Samsun’dan Adana’ya kadar tüm Anadolu halkına bu ilgilerinden dolayı teşekkür ediyorum.

Yine, 2010 yılı “nevroz”uyla gelecek “nevroz”ların barışa, kardeşliğe ve birliği, birlikte yaşamaya ve birlikte çözüme katkısının yanında, 17 Martta Gever’de yakılan “nevroz” ateşinin sıcaklığının da taşlaşan kalpleri bahar sıcaklığıyla ısıtması ve barışa ve kardeşliğe katkı sunması dileğiyle, bu duygularla yüce Meclisinizi saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Yaman.

Gündem dışı üçüncü söz, Adana ilindeki bazı ilçe ve belde belediyelerinin sorunları hakkında söz isteyen Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’a aittir.

Buyurun Sayın Tankut. (MHP sıralarından alkışlar)

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları (Devam)

3.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Adana ve Türkiye’nin pek çok bölgesinde bulunan bazı ilçe ve belde belediyelerinin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması

YILMAZ TANKUT (Adana) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adana ve ülkemizin pek çok bölgesinde bulunan bazı ilçe ve belde belediyelerimizin karşı karşıya kaldığı çok önemli bir sorunu dile getirmek üzere gündem dışı söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, sadece seçim bölgem olan Adana’da değil, bugün ülkemizin pek çok bölgesinde her yıl yaşanan ve yaşanmaya devam eden çok önemli bir sorunu ve çözüm teklifini sizlerle paylaşmak istiyorum. Bildiğiniz gibi, nüfus sayımlarında vatandaşlarımızın büyük bir bölümü, yaz aylarını geçirdiği veya tatil yaptığı sahil bölgelerimizdeki yazlıklarını veya mevsimlik olarak kiraladıkları evlerini ikamet adresleri olarak vermemektedirler, doğal ve haklı olarak işlerinin olduğu ve zaman bakımından daha fazla barındığı, çalıştığı, yaşadığı birinci adresini vermektedirler. Keza, bu durum yayla iklimine sahip belde ve ilçelerimiz için de geçerli olmaktadır yani vatandaşlarımız, kalıcı adres olarak, sürekli yaşadığı yer olarak, gittiği yayla ya da deniz sahilindeki adresi vermemektedir. Böylece de, söz konusu vatandaşlarımızın nüfus varlığı haklı olarak ilk adreslerinde gösterilmektedir. İşte bu durum, İller Bankası üzerinden nüfusa göre belediyelere yapılan ödeneklerde ciddi bir haksızlığa ve adaletsizliğe neden olmaktadır. Şöyle ki: Kış aylarında belli bir nüfusa sahip olan belde, ilçe veya il konumundaki belediyelerimiz yaz aylarında yoğun bir nüfus artışına sahne olmaktadır. Yayla özelliği olan veya denize sahili bulunan belediyelerimizin nüfusu yaz aylarında en az 5-6 kat fazlalaşmakta ve bu fazlalık bazen 15-20 katına, hatta bazı özel yerlerde 30-40 katına kadar çıkmaktadır. Örneğin seçim bölgem olan Adana’nın Aladağ ilçesindeki kalıcı nüfus 4.500 civarındayken yayla döneminde 5 katına kadar çıkabilmektedir. Yine Pozantı ilçemizin nüfusu 10 binden 30 bine, bu ilçemize bağlı -değerli arkadaşlar altını özellikle çizerek belirtmek istiyorum- ve şu an resmî olarak 3.081 olan Akçatekir beldemizin nüfusu ise yaz sezonunda 150-200 bine kadar çıkarak neredeyse 50-60 kat fazlalaşmaktadır ve ne yazık ki, Akçatekir Belediyemiz, diğer benzer durumdaki belediyelerimizde olduğu gibi, yaz aylarında çok yüksek nüfusa ulaşan beldenin temizlik hizmetlerinden içme suyuna, yol ve kanalizasyon çalışmalarından itfaiye ve cenaze hizmetlerine kadar vatandaşlarımızın en temel ihtiyaçlarına cevap verememekte ve büyük bir sıkıntı ve çaresizlik içerisinde çırpınmaktadır. Bu örneklere yine Adana’nın Yumurtalık, Karataş, Saimbeyli, Feke, Tufanbeyli, Tuzla belediyelerini de ekleyebiliriz. Bunlara Mersin, Antalya, Osmaniye, Hatay ve ülkemizin pek çok yerindeki ilçe ve beldelerimizi de ilave etmek mümkündür.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; işte bu hususlar çerçevesinde şu değerlendirmeleri yapmak sağlıklı bir yaklaşım olacaktır: Ülkemizde yayla iklimine sahip olan ve denize sahili bulunan belediyelerimiz, yaz aylarında çok ciddi mağduriyetleri yaşamaktadırlar; sahip oldukları yerel kaynaklar haricinde en önemli destek sayılan İller Bankası ödeneklerinin kış aylarındaki resmî nüfusa göre verilmesinden dolayı, yaz aylarında onlarca kat artan nüfusa bağlı olarak belde ve ilçe sakinlerinin en temel ihtiyaçlarını dahi maalesef karşılayamamaktadırlar. Dolayısıyla itfaiye, kanalizasyon, cenaze, temizlik, yol ve sair zorunlu hizmetler ciddi şekilde aksamakta ve bu mevsimde çoğu tatil yapıp dinlenmek isteyen vatandaşlarımız, büyük sıkıntılar çekerek perişan olmaktadırlar. Anılan hedef belediyelerdeki mevcut araç, ekipman, personel ve bütçe imkânları sabit nüfusun hizmetlerine dahi cevap veremez hâldeyken, Akçatekir Beldemizdeki gibi bir anda 50-60 kat fazlalaşan nüfusun ihtiyaçlarını karşılamak asla mümkün olmamaktadır ve olmayacaktır da.

Bu nedenlerden ötürü, anılan mağdur belediyelerin çok yoğun şekilde yaşadığı ve buradan dile getirdiğimiz sorunlarının acilen çözüme kavuşturulması bir mecburiyet olarak bugün hepimizin önünde durmaktadır. Bunun mutlaka halledilmesi gereken bir mecburiyet olduğunu ifade ediyorum, çünkü asıl mağdur olan, belediyelerin kurumsal ve siyasi kimlikleri değil, bu belediyelerin ve hepimizin varlık sebebi olan vatandaşlarımızdır, halkımızdır. Çözüm olarak önerimiz ise İller Bankası ödeneklerinin yaz ayları süresince, iktidar partisine mensup olsun veya olmasın, parti ayırımı yapılmadan, objektif ölçülerle…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Tankut, buyurun.

Lütfen tamamlayın.

YILMAZ TANKUT (Devamla) – …tespit edilerek belirlenecek olan hedef belediyelerdeki artan nüfusun dikkate alınarak sağlanması, diğer aylarda ise normal, rutin ödeneklerin devam etmesi şeklindedir.

Değerli arkadaşlar, şayet bunun için kanuni bir düzenleme gerekiyorsa bunu bir an önce hep birlikte gerçekleştirmemiz lazım geldiğini de buradan hatırlatmak istiyorum. Bu şekildeki bir düzenleme hem ilgili belediyelerimizi rahatlatacak hem de bu belediyelerimizden yaz aylarında hizmet alan vatandaşlarımızın mağduriyetini büyük ölçüde ortadan kaldıracaktır.

Sözlerime son verirken, dile getirdiğim ve genelde ülkemizin yayla ve sıcak bölgelerinde yaşanan bu genel ve önemli sorunun yaklaşmakta olan bu yaz döneminde hiç yaşanmaması dileğiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Tankut.

Gündeme geçiyoruz.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır, ancak, sayın milletvekilleri, Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek gündemin “Sözlü Sorular” kısmında yer alan sorulardan 1, 5, 6, 7, 10, 13, 57, 59, 61, 62, 68, 89, 93, 120, 131, 144, 195, 196, 197, 239, 300, 307, 327, 363, 366, 378, 408, 409, 410, 439, 471, 478, 526, 527, 552 ve 570’inci sıralarındaki soruları birlikte cevaplandırmak istemişlerdir. Sayın Bakanın bu istemini sırası geldiğinde yerine getireceğim.

Sözlü soru önergesinin geri alınmasına dair bir tezkere vardır, okutuyorum:

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Önergeler

1.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun (6/1612) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/193)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Gündemin Sözlü Sorular Kısmının 318. sırasında yer alan (6/1612) esas numaralı sözlü soru önergemi geri alıyorum.

Gereğini saygılarımla arz ederim.

                                                                                                     Dr. Reşat Doğru

                                                                                                              Tokat

BAŞKAN – Sözlü soru önergesi geri verilmiştir.

Meclis araştırması açılmasına ilişkin dört önerge vardır, ayrı ayrı okutuyorum:

B) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin, işsizlik sorununun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla  Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/631)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Ülkemizde yaşanan işsizliğin varmış olduğu boyutların tüm yönleriyle araştırılması, TÜİK verilerinde yer almayan kesimlerin durumlarının daha da net bir biçimde ortaya çıkarılması, bölgesel farkların, bölgelerin kendi özgünlükleri bağlamında değerlendirilerek ortadan kaldırılması için ve bugüne kadar işsizlikten kaynaklı ortaya çıkmış sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik olumsuzlukların tespit edilip, gerekli önlem ve tedbirlerin alınması için, Anayasanın 98. ve İç Tüzüğün 104 ve 105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz ederiz

1) Selahattin Demirtaş                       (Diyarbakır)

2) Gültan Kışanak                             (Diyarbakır)

3) Ayla Akat Ata                               (Batman)

4) Bengi Yıldız                                  (Batman)

5) Akın Birdal                                   (Diyarbakır)

6) Emine Ayna                                  (Mardin)

7) Fatma Kurtulan                             (Van)

8) Hasip Kaplan                                (Şırnak)

9) Hamit Geylani                               (Hakkâri)

10) İbrahim Binici                             (Şanlıurfa)

11) M. Nuri Yaman                          (Muş)

12) Mehmet Nezir Karabaş               (Bitlis)

13) Mehmet Ufuk Uras                     (İstanbul)

14) Osman Özçelik                           (Siirt)

15) Özdal Üçer                                  (Van)

16) Pervin Buldan                             (Iğdır)

17) Sebahat Tuncel                            (İstanbul)

18) Sevahir Bayındır                         (Şırnak)

19) Sırrı Sakık                                   (Muş)

20) Şerafettin Halis                           (Tunceli)

Gerekçe:

Türkiye'de işsizlik temel sorunların başında yer almaya devam etmektedir. Sosyal, siyasal ve kültürel birçok sorunun tetikleyicisi durumunda olan yoksulluğu ortaya çıkaran temel ekonomik politikalar, ülkemiz tarihi boyunca yakıcı derecede önemli bir sorun olmaya devam etmekle beraber özellikle AKP iktidarının son yıllarıyla daha da artarak, sonuçları öngörülemez sosyal ve siyasal sorunların temel faktörü haline gelmiştir.

İşsizlik, TÜİK verilerine göre 2007 yılından 2009 yılına kadar yaklaşık yüzde 50’den fazla artış gösterebilmiş ve küresel finans kriziyle beraber işsizlik ülkemizi, her zamankinden daha da fazla yapısal bir sorun olmakla tehdit etmektedir. 2007 ve 2009 yılları arasında işsizlik rakamları yüzde 8,8’den tarihsel rekor olan yüzde 16,1’e çıkabilmiştir. Ancak resmî TÜİK verilerinin ülkemizdeki gerçek işsizliği ne kadar yansıttığı da temel tartışmalardan birini oluşturmaktadır.

Ülkemizdeki istihdam biçimleri ve kayıtlı iş alanları göz önüne alındığında, işsizlik araştırmalarında kullanılan yöntemlerin ne kadar gerçeği yansıttığı da tartışılan bir konudur. Ücretsiz aile içi işçilik, ev kadınlarının durumu, öğrencilere yaklaşım ve iş bulmaktan umudunu kesen vatandaşlarımızın durumunu göz önüne alarak hazırlanacak bir işsizlik araştırması verisi, ülkemizde işsizliğin varmış olduğu boyutları, gerçeğe en yakın boyutlarıyla verecektir. Ancak bu durumda ülkemizin işsizlik denilen olumsuz koşullarla doğru bir yüzleşmesi ve çözüm koşulları gerçekleştirilebilir.

Ülkemizde işsizlik verileri emek sendikalarının araştırmalarına göre yüzde 25’leri aşmış ve toplumumuzun büyük bir bölümü de artık iş aramaktan umudunu kesmiştir. İş aramaktan umudunu kesen vatandaşlarımız, aynı zamanda yaşama ve geleceğe dair de umutlarını yitirmekte, bu durum ise bireyin depresyon ve cinnet geçirmesine neden olabilmektedir. Bu bireysel cinnet ve umutsuzluk hali sayıları milyonları bulan işsizlerimiz ve iş bulmaktan ümidini kesmişlerle beraber bu durum toplumsal bir cinnet ve umutsuzluk haline dönüşebilmektedir. Defalarca yaşanmış aile facialarının, bireysel cinnetlerin nedenlerini, kuşkusuz yoksulluk, işsizlik ve umutsuzluk durumundan bağımsız değerlendiremeyiz.

Bununla beraber işsizlik aynı zamanda bölgeler arası gelişmişlik farkını da arttırıcı bir rol oynamaya devam etmektedir. Sonuç alıcı ve sürdürülebilir ekonomik politikaların özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde devreye konulmamasından kaynaklı, bu bölgelerden batı illerine yoğun göçler yaşanmakta ve durumla birlikte kent sorunları daha da ağırlaşmakta, bununla beraber kültürel sorunlar da baş göstermektedir.

Çiftçiliğin ve hayvancılığın, temel geçim kaynaklarını oluşturduğu Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde, özellikle 30 yıllık savaş koşullarından kaynaklı tahrip olması, aynı zamanda ülkesel boyutta da bu sektörleri ve tüketicileri zor duruma sokmuştur ve sokamaya devam etmektedir. Hükümetler tarafından, bölgeler arası kalkınmışlık farklarını gidermeye yönelik özel sektöre çıkarılmış olan teşvik kanunlarından da bir sonuç alınamamış ve işsizliği gidermeye dönük ciddi ek istihdam ortaya çıkarılamamıştır. Hacettepe üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hüseyin Tatlıdil ile uzman Barış Özgürlük'ün yapmış olduğu İşsizlik Risk Araştırmalarında, özellikle Güneydoğu illerinden alınan sonuçlar ve bu bölgedeki işsizlik oranları birlikte değerlendirildiğinde, bölge halkı ciddi oranda gelecekten umudunu kesmiş görünmektedir.

Türkiye' de işsizliğin varmış olduğu boyutların yarattığı tahribatlar ve bölgeler arası gelişmişlik farklarının ortaya çıkarmış olduğu sosyal siyasal kültürel ve ekonomik tablo Meclisin araştırmasını gerekli kılan bir duruma gelmiştir.

2.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 25 milletvekilinin, Mersin’deki tarım ürünleri yetiştiricilerinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla  Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/632)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

“Mersin ilinde yaşanan ve tarımla uğraşan vatandaşlarımızın, tarımsal ürün üretiminde ve pazarlamasında yaşadıkları sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi” amacıyla, aşağıda belirtilen gerekçelerle Anayasa'mızın 98'inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün 104'üncü ve 105'inci maddeleri gereğince bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını arz ve teklif ederiz.

1) Mehmet Şandır                          (Mersin)

2) Osman Durmuş                         (Kırıkkale)

3) Behiç Çelik                                (Mersin)

4) Ahmet Kenan Tanrıkulu            (İzmir)

5) Kadir Ural                                  (Mersin)

6) Osman Çakır                              (Samsun)

7) Hasan Özdemir                          (Gaziantep)

8) Emin Haluk Ayhan                    (Denizli)

9) Ali Uzunırmak                           (Aydın)

10) Akif Akkuş                              (Mersin)

11) Recep Taner                             (Aydın)

12) Mümin İnan                             (Niğde)

13) Mehmet Akif Paksoy               (Kahramanmaraş)

14) Mustafa Kalaycı                       (Konya)

15) Ahmet Orhan                           (Manisa)

16) Beytullah Asil                          (Eskişehir)

17) Cemaleddin Uslu                     (Edirne)

18) Reşat Doğru                             (Tokat)

19) Hasan Çalış                              (Karaman)

20) Yılmaz Tankut                         (Adana)

21) Ahmet Duran Bulut                 (Balıkesir)

22) Osman Ertuğrul                       (Aksaray)

23) Atila Kaya                                (İstanbul)

24) Mustafa Enöz                           (Manisa)

25) Mustafa Kemal Cengiz            (Çanakkale)

26) D. Ali Torlak                           (İstanbul)

Gerekçe:

Tarım, ülkemiz nüfusunun önemli bir kesiminin gelirini sağlamaktadır. Tarımla uğraşanların gelir seviyesi tüm Türkiye'de olduğu gibi Mersin ilinde de düşüktür.

Mersin ili ülke içi göç hareketinden kaynaklanan nüfus artışının getirdiği plansız ve sağlıksız bir yapılaşma sorunuyla karşı karşıyadır. Artan konut talebi nedeniyle plansız yapılaşma, tarım alanlarına doğru yayılmakta ve verimli toprakların kaybına sebep olmaktadır.

Türkiye yakın zamana kadar tarım ürünleri açısından kendi kendine yetebilen ülkeler arasında gösterilmekteydi. Ancak bu durum son dönemde değişmiş ve tarım ürünlerini dışarıdan temin eden bir ülke haline gelmiştir. Bu durum son derece düşündürücü ve mutlaka tedbir alınması gereken önemli bir konudur.

Tarımsal potansiyeli yüksek ülkemizde, tarım kesimi önemli sorunlar ile karşı karşıyadır. Ancak ülkemiz bunları aşabilecek yapıya sahiptir. Sorunların gerçekçi biçimde ortaya konması ile çözüm önerilerine ulaşılması kolaylaşacaktır.

Tarımsal sorunların bir kısmı iklim, yer şekilleri, eğim gibi doğa şartlarının belirlediği fiziki yapı ile ilgili olmasına karşılık bir kısmı ise yanlış uygulamalardan kaynaklanmaktadır. Yanlış uygulamaların temelinde yatan gerçeklerin başında ekonomik yetersizlikler gelmektedir.

Ülkemizdeki delta ve kıyı ovalarında tarım için gerekli suyun yeterli olduğu bilinmekle beraber, gerekli yatırımların yapılmamış olması nedeniyle, ürünler için yeterli ve usulüne uygun sulama yapılamamaktadır.

Ülkemizin birçok yöresinde olduğu gibi, Göksu nehri civarında ve havzalarında da, üretimde kullanılan elektrik ve su gibi girdilerin maliyetinin yüksekliği nedeniyle tarımdan geçinenlerin sıkıntıları bir kat daha artmaktadır. AB ve ABD gibi ülkelerde tarımsal sulamada kullanılan elektriğin Kw/Saat ücreti ortalama 7 Cent iken elektrik ücreti bizde 17-18 Cent'tir. Diğer ülkelerde KDV alınmaz iken bizde yüzde 18 KDV uygulanmaktadır.

Göksu civarında ve havzalarında Silifke ilçesi nüfusunun % 22,3'ünün yaşadığı 3 belde ve 22 köyde 26 bin 430 kişi; Mut ilçesi nüfusunun % 22,9'unun yaşadığı 1 belde ve 33 köyde 14 bin 571 kişi ve Gülnar ilçesi nüfusunun % 26,9'unun yaşadığı 2 belde ve 8 köyde 8 bin 188 kişi bulunmaktadır.

Bu civarda bulunan köylerin büyük bir kısmı nehir üzerinde baraj ve bent gibi yapıların bulunmaması ve su nakil altyapısının olmaması nedeniyle kuru tarım yapmaya zorlanmaktadır. Sulu tarımdan elde edilebilecek yıllık iki-üç ürün yerine yılda bir veya iki ürün alınabilmektedir.

Kuru tarımdan elde edilen verim, yağış alma veya almama durumuna göre değişkenlik arz ederek, bu bölgede yaşayan vatandaşlarımızı kurak dönemlerde ayrıca sıkıntıya sokmaktadır.

Suyun canlılar için önemi büyüktür. Örnek olarak 1 Kg Pirinç için, 2000-2500 litre, 1 Kg Şeker için 3000 litre, 1 Kg Buğday için 1000 litre, hayvandan 1 litre süt üretimi için 2000-4000 litre su gereklidir.

Suya bu denli bağımlı olan tarım kesiminin problemlerinin giderilmesi ve mevcut şartların düzeltilmesiyle tarımda verimliliğin artması gerçekleşecek, dünya ülkeleriyle kalite ve miktar açısından rekabet edecek düzeye gelinecektir.

Göksu Deltasını besleyen Göksu üzerinde baraj yapımı ve yine bu bölgede yapılacak sulama göletleri ile bölgede tarım ile uğraşan kesimin ürünlerini rekabet edilebilir bir maliyetle üretmeleri de sağlanacaktır.

Yine Mersin'in dağlık fakat bozuk orman bölgelerinde yaşayan köylülerimizin 2B olarak adlandırılan orman alanlarından yararlanamamaları ve bu alanların satışından haberdar olamadıkları şikâyetleri göz önüne alınmalıdır. Gerekirse bu alanlar devlet eliyle veya teşvikle zeytinlik alanlar hâline getirilerek köylülerin istifadesine sunulmalıdır.

Diğer yandan, tarım ürünlerinin kısa sürede tüketime arz edilmesi önemlidir. Bunu sağlamak için ulaşımı rahatlatıcı tedbirlerin alınması da zaruri ihtiyaç içindedir. Mersin ve ilçelerinde yetiştirilen kısa ömürlü ürünlerin bir an önce büyük tüketim merkezlerine ulaştırılmasını teminen ulaşım altyapısının da tamamlanması gerekmektedir.

Tüm bu sorunların sebepleri ve sonuçlarının araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, TBMM İçtüzüğünün 104 ve 105 inci maddeleri gereğince Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını arz ve teklif ederiz.

3.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 25 milletvekilinin, Mersin ilinde işsizlik ve yoksulluktaki artışın araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla  Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/633)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Mersin ilimizde yoksulluk oranının artması ve işsizliğin yükselmesinin sebep ve sonuçlarının tespiti ve alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi için, Anayasamızın 98’inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104 ve 105. maddeleri gereğince bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını arz ve teklif ederiz.

1) Mehmet Şandır                             (Mersin)

2) Osman Durmuş                            (Kırıkkale)

3) Ahmet Kenan Tanrıkulu               (İzmir)

4) Kadir Ural                                    (Mersin)

5) Behiç Çelik                                   (Mersin)

6) Ali Uzunırmak                              (Aydın)

7) Osman Çakır                                (Samsun)

8) Emin Haluk Ayhan                       (Denizli)

9) Hasan Özdemir                             (Gaziantep)

10) Mehmet Akif Paksoy                 (Kahramanmaraş)

11) Mümin İnan                                (Niğde)

12) Recep Taner                                (Aydın)

13) Akif Akkuş                                (Mersin)

14) Beytullah Asil                             (Eskişehir)

15) Ahmet Orhan                              (Manisa)

16) Mustafa Kalaycı                         (Konya)

17) Mustafa Kemal Cengiz               (Çanakkale)

18) Hasan Çalış                                (Karaman)

19) Reşat Doğru                               (Tokat)

20) Cemaleddin Uslu                        (Edirne)

21) Yılmaz Tankut                            (Adana)

22) Ahmet Duran Bulut                    (Balıkesir)

23) Osman Ertuğrul                          (Aksaray)

24) Mustafa Enöz                             (Manisa)

25) Atila Kaya                                  (İstanbul)

26) Durmuş Ali Torlak                     (İstanbul)

Gerekçe:

Mersin İlinin yüzölçümü 15.853 km2 olup topraklarının % 49.5'i ormanlıktır. 2009 yılı nüfus sayımına göre toplam 1.640.888 kişilik nüfusa sahiptir. İlin Akdeniz kıyısında 321 km. lik kıyı şeridi bulunmakta olup, Tarsus Ovası (Türkiye'nin en verimli ve en önemli tarım alanıdır), Berdan Ovası ve Anamur Ovası gibi verimli arazileri bulunmaktadır. Mersin'de üretilen Anamur muzu dünyaca ünlenmiştir. Mersin merkezde kayısı, ceviz, kiraz, şeftali ve sebze yaygın olarak üretilirken, Batı Mersin'de Anamur ve Bozyazı bölgesinde muz, çilek ve erik, Gülnar bölgesinde nohut, buğday, arpa, Silifke'de çilek yaygın olarak yetiştirilir.

Mersin ilinin öz kaynakları kendine yetebilmekte ve ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayabilmekte iken, son yıllarda Mersin halkı fakirleşerek sosyal yardımlara muhtaç hale gelmiştir. Bu durumun sebebi araştırıldığında, hükümetin yanlış politikalarının ve sosyal devlet ilkesine aykırı uygulamalarının olduğu karşımıza çıkmaktadır.

Sosyal devlet, toplumdaki güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak gerçek eşitliği, yani sosyal adaleti ve toplumsal dengeyi sağlamakla yükümlü devlettir. Sosyal devlet yoksul, muhtaç ve düşkün kişilerin korunması, çalışanların insanca yaşaması için sosyal, ekonomik ve mali önlemler almakla yükümlüdür. Anayasa, özel girişim özgürlüğünü tanımış, çalışanların hayat seviyesini yükseltmeyi, çalışanları korumayı, işsizliği önlemeyi, çalışma barışının sağlanmasını devletin görevleri arasında saymıştır.

Ülkemiz ekonomisi her geçen gün kan kaybetmektedir. Toplumun en önemli sorunları olan gelir adaletsizliği ve büyüyen işsizlik giderek artmaktadır. Bu durum, insanlarımızın yapılan sosyal yardımlara muhtaç hâle getirmiştir. 2010 yılı bütçesinde 4,603 milyon TL'si yeşil kart hizmetleri, 1,516 milyon TL'si burs ve harçlar, sosyal yardımlar (eğitim, sağlık, yiyecek, ve barınma, burs ve harçlar), 1,584 milyon TL'si SHÇEK'e yapılan transferler olmak üzere toplam 7,703 milyon TL'si sosyal yardım içeriklidir. Sosyal içerikli yardımlar yıllar itibarıyla da hep artış göstermektedir.

Başbakanlık Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğünün Mersin ili için yayınlamış olduğu verilere göre yapılan sosyal yardımlar, 2003 yılında 6.456.037 TL. iken, bu miktar 2009 yılına gelindiğinde 16.696.570 TL'ye yükselmiştir. Yardımların yapısına bakıldığında, periyodik olarak yapılan yardımlar 2003 yılında 1.672.700 iken bu oran 2009 yılına gelindiğinde 7.791.400 TL, gıda yardımları ise 2003 yılında 2.283.760 TL. iken, 2009 yılında 5.596.000 TL'ye yükselmiştir. Bu yardımlar yıllar itibarıyla hep artış göstermiştir. Buna paralel olarak ildeki işsizlik oranları da her geçen gün artarak çoğalmaktadır. 2008 yılı sonu itibarıyla ilin işsizlik rakamları 13,1 oranında gerçekleşmiştir. Ekonomik krizin yoğun olarak yaşandığı 2009 yılında bu oranın hangi miktarlarda olduğu düşündürücüdür.

Mersin ilinde bulunan yeşil kartlı sayısı Başbakanlık Sosyal Güvenlik Kurumunun 2008 yılı verilerine göre, 240.489 kişiye yükselmiştir. Bu rakam azımsanmayacak kadar yüksektir. Yine Sosyal Güvenlik Kurumunun verileri incelendiğinde Mersin ilinde sosyal güvenlik kapsamında olanlar 1.232.221 kişidir. Görüldüğü üzere yeşil kartlı sayısı Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlı (Emekli Sandığı, BAĞ-KUR, SSK) olanlarla oranlandığında azımsanmayacak miktardadır. Sosyal yardımlardaki artışlar halkın yardımlarla yaşadığının, üretime katılmadığının bir göstergesidir.

Mersin ilimizdeki insanlarımızın yoksulluk düzeyinin artması ve sosyal yardımlarla yaşaması ülkemiz ekonomisi açısından çok önemli bir sorundur. İnsanlarımızı sosyal yardımlara muhtaç yaşamaktan kurtarıp, işsizlik sorunlarına çözüm yollarının belirlenmesi amacıyla, Anayasamızın 98 ve İçtüzüğün 104 ve 105. maddeleri gereğince bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını arz ve teklif ederiz.

4.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve 20 milletvekilinin, işsizlik sorununun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla  Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/634)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İşsizliğin azaltılması ve işsizliğin toplumda oluşturduğu sorunların giderilmesi için Anayasanın 98. İçtüzüğün 104 ve 105 maddeleri gereğince Meclis Araştırması yapılmasını arz ederiz.

1) Reşat Doğru                        (Tokat)

2) Alim Işık                             (Kütahya)

3) Kamil Erdal Sipahi              (İzmir)

4) Recep Taner                        (Aydın)

5) Abdülkadir Akcan              (Afyonkarahisar)

6) Rıdvan Yalçın                     (Ordu)

7) Kadir Ural                                 (Mersin)

8) Ertuğrul Kumcuoğlu                  (Aydın)

9) Emin Haluk Ayhan                    (Denizli)

10) Mustafa Kalaycı                      (Konya)

11) Hasan Özdemir                        (Gaziantep)

12) Şenol Bal                                 (İzmir)

13) Mehmet Şandır                        (Mersin)

14) Süleyman Turan Çirkin           (Hatay)

15) Hüseyin Yıldız                        (Antalya)

16) Erkan Akçay                            (Manisa)

17) Hamza Hamit Homriş              (Bursa)

18) Ahmet Duran Bulut                 (Balıkesir)

19) Hasan Çalış                             (Karaman)

20) Süleyman Latif Yunusoğlu      (Trabzon)

21) Mümin İnan                             (Niğde)

Gerekçe:

Ülkemizde mevcut hükümetin iktidara geldiği günden bu yana uygulamış olduğu yanlış politikalar ile birlikte son yıllarda ülkemizi kasıp kavuran ekonomik kriz, toplumumuzun her kesimini derinden etkilemiştir. Ülkemizde işsizlik oranı Cumhuriyet tarihinin rekoruna ulaşmış, dünya sıralamasında ise ikinci duruma getirmiştir.

Üretici konumundaki insanımız, bilhassa gençlerimiz tüketici konumuna gelmiş artık kendini de evini de geçindiremez duruma düşmüştür. Evine ekmek götüremeyen, faturalarını ödeyemeyen insanımız psikolojik bunalımlara girmeye başlamış, hatta kendisinin ve yakınlarının canına kıymakla sonuçlanan olaylar hızla artar olmuştur.

Toplumun kutsal aile yapısı çökmeye başlamıştır. Açıklanan istatistiklere göre 2008 yılına göre 2009 yılında evlenenlerden çok boşanmalar olmuştur. Bu boşanmaların %70'ini ekonomik sıkıntılara bağlanmıştır. İşsiz kalan erkek ya da kadın psikolojik olarak sıkıntıya girmekte bu da aile içinde şiddete dönüşmektedir. Artık bu türden haberleri, gazete ve televizyonlardan sıkça okur ve izler hale geldik.

Ülkemiz bir tarım ülkesi olması nedeniyle, tarım sektörü, milyonlarca insanımızın geçim kaynağıdır. Ancak uygulanan yanlış tarım politikaları nedeniyle sanayi ve diğer sektörlerde yaşanan işsizlik son iki yıldır ülkemizde tarımda da kendini çok ağır bir şekilde göstermiştir.

Mahsulü para etmeyen çiftçilerimiz üretimden vazgeçmeye başlamış, tarım sektöründe iş bulamayan insanlarımız, sanayi kentlerine ve Büyükşehirlere göç etmek zorunda kalmışlardır. Bunun neticesinde iç göçler artmıştır. Tarım sektörünün ülkemizdeki tüm sanayi dallarıyla ilişkili olduğu düşünülürse, burada yaşanan küçük bir sendeleme, tedbirler alınmadığında ekonomik ve ticari hayatı sekteye uğratacaktır. Bugün işsizliğin artmasındaki en önemli faktör bu olmuştur.

Kapanan fabrikalar ve bu fabrikalarla direkt ya da endirekt olarak ilişkili olan işletmelerde çalışan insanlar işlerini kaybetmiş, işyerlerini kapatmak zorunda kalmışlardır.

Kapanan Tekel Fabrikaları ve Özelleştirme kapsamına alınan Şeker Fabrikalarında görev yapan işçiler şu anda işlerini kaybetme durumuyla karşı karşıyadır. Sadece fabrikada çalışanlar değil, fabrika çevresindeki nakliyecisi, esnafı, bakkalı ve terzisi de aynı sıkıntıları yaşayacak ve işsiz kalacaktır. Kapanan fabrika ve işyerlerinin bugünkü durumu budur.

Ülkemizde işsizlik sorununa ivedi olarak çözüm getirilmezse sosyal patlamalar kaçınılmazdır.

Konunun bir kez de Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından araştırılması, vatandaşlarımızın işsizlikten kurtulup, üretime yönelmesi yönündeki politikalara katkı sağlayacağı aşikârdır.

Araştırma önergemiz bu amaçla hazırlanmıştır.

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, bazı sayın milletvekillerinin izinli sayılmalarına dair bir tezkeresi vardır, okutup ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.

Okutuyorum:

C) Tezkereler

1.- Bazı milletvekillerine, belirtilen sebep ve sürelerle izin verilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1127)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Aşağıda adları yazılı sayın milletvekillerinin hizalarında gösterilen süre ve nedenlerle izinli sayılmaları Başkanlık Divanının 10.03.2010 tarihli toplantısında uygun görülmüştür.

Genel Kurulun onayına sunulur.

                                                                                                  Mehmet Ali Şahin

                                                                                         Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                                                                                          Başkanı

 “Şanlıurfa Milletvekili Mustafa Kuş, hastalığı nedeniyle 11/10/2009 tarihinden itibaren 48 gün, 03/12/2009 tarihinden itibaren 46 gün ve 08/02/2010 tarihinden itibaren 90 gün olmak üzere toplam 184 gün,”

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, karar yeter sayısı…

BAŞKAN – Karar yeter sayısı arayacağım aynı zamanda.

Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı yoktur.

Birleşime beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 16.10


İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 16.23

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Gülşen ORHAN (Van), Murat ÖZKAN (Giresun)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 76’ncı Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, bazı sayın milletvekillerinin izinli sayılmalarına dair tezkeresinin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.

Şimdi, tezkerenin ilk bölümünü tekrar okutup oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.

“Şanlıurfa Milletvekili Mustafa Kuş, hastalığı nedeniyle 11/10/2009 tarihinde itibaren 48 gün, 03/12/2009 tarihinden itibaren 46 gün ve 08/02/2010 tarihinden itibaren 90 gün olmak üzere toplam 184 gün,”

BAŞKAN – Kabul edenler…

Sayın milletvekilleri, kâtip üyeler arasında uyuşmazlık olduğu için elektronik sistemle oylama yapacağım.

Üç dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır ve kabul edilmiştir.

Diğer bölümü okutuyorum:

“Gaziantep Milletvekili Mahmut Durdu, hastalığı nedeniyle 14/10/2009 tarihinden itibaren 22 gün, 18/11/2009 tarihinden itibaren 21 gün ve 18/12/2009 tarihinden itibaren 20 gün olmak üzere toplam 63 gün,”

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

“Kayseri Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlu, hastalığı nedeniyle 20/10/2009 tarihinden itibaren 16 gün,”

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

“Uşak Milletvekili Nuri Uslu, hastalığı nedeniyle 21/10/2009 tarihinden itibaren 21 gün,”

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

“İstanbul Milletvekili Necat Birinci, hastalığı nedeniyle 22/10/2009 tarihinden itibaren 31 gün,”

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

“Kütahya Milletvekili Hüseyin Tuğcu, hastalığı nedeniyle 13/11/2009 tarihinden itibaren 33 gün,”

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

“Rize Milletvekili Ahmet Mesut Yılmaz, hastalığı nedeniyle 14/11/2009 tarihinden itibaren 13 gün,”

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

“Konya Milletvekili Ahmet Büyükakkaşlar, hastalığı nedeniyle 16/12/2009 tarihinden itibaren 21 gün,”

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

“Şanlıurfa Milletvekili Abdülkadir Emin Önen, hastalığı nedeniyle 14/12/2009 tarihinden itibaren 16 gün,”

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

“Balıkesir Milletvekili Ayşe Akbaş, hastalığı nedeniyle 13/01/2010 tarihinden itibaren 15 gün,”

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

“Bitlis Milletvekili Zeki Ergezen, hastalığı nedeniyle 12/02/2010 tarihinden itibaren 15 gün,”

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

“Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu, mazereti nedeniyle 14/10/2009 tarihinden itibaren 12 gün.”

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bir milletvekiline ödenek ve yolluğunun verilebilmesi için tezkeresi vardır, okutup oylarınıza sunacağım.

Okutuyorum:

2.- Şanlıurfa Milletvekili Mustafa Kuş’a ödenek ve yolluğunun verilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1128)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Hastalığı nedeniyle bu yasama yılında aralıksız 2 aydan fazla izin alan Şanlıurfa Milletvekili Mustafa Kuş’a, İçtüzüğün 154 üncü maddesi gereğince ödenek ve yolluğunun verilebilmesi, Başkanlık Divanının 10.03.2010 tarihli toplantısında uygun görülmüştür.

Genel Kurulun onayına sunulur.

                                                                                                    Mehmet Ali Şahin

                                                                                           Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                                                                                            Başkanı

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Danışma Kurulunun bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

Okutuyorum:

VII.- ÖNERİLER

A) Danışma Kurulu Önerileri

1.- Gündemdeki sıralama ile 485 ve 477 sıra sayılı kanun tasarılarının İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak ve bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi

Danışma Kurulu Önerisi

Danışma Kurulunun yaptığı toplantıda, aşağıdaki önerilerin Genel Kurulun onayına sunulması uygun görülmüştür.

 

 

Mehmet Ali Şahin

 

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi

 

 

Başkanı

 

Mustafa Elitaş

Kemal Kılıçdaroğlu

 

Adalet ve Kalkınma Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi

 

Grubu Başkanvekili

Grubu Başkanvekili

 

Mehmet Şandır

Bengi Yıldız

 

Milliyetçi Hareket Partisi

Barış ve Demokrasi Partisi

 

Grubu Başkanvekili

Grubu Başkanvekili

Öneriler:

Gündemin kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işler kısmında yer alan, 485, 486, 487, 479, 477, 114, 306 ve 469 sıra sayılı Kanun Tasarılarının bu kısmın 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10 ve 11 inci sıralarına alınması ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesi,

485 ve 477 Sıra Sayılı Kanun Tasarılarının İçtüzüğün 91. maddesine göre Temel Kanun olarak görüşülmesi ve bölümlerinin ekteki cetveldeki şekliyle olması,

Önerilmiştir.

485 Sıra Sayılı Yurtdışı Türkler Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunu Tasarısı

(1/805, 2/549)

 

BÖLÜMLER                     BÖLÜM MADDELERİ                BÖLÜMDEKİ MADDE SAYISI

1. BÖLÜM                                        1-20                                                         20

2. BÖLÜM                                       21-32

                                          30’uncu maddenin 1.,2.,3.,                                       17

                                 4. ve 5. fıkraları ile Geçici 1. maddesi                                

                                              Toplam Madde sayısı                                            37

 

477 Sıra Sayılı İller Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanun Tasarısı ile 190 Sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname (1/371, 1/101)

 

BÖLÜMLER                  BÖLÜM MADDELERİ                BÖLÜMDEKİ MADDE SAYISI

1. BÖLÜM                                      1-12                                                         12

2. BÖLÜM                                     13-16

                               Geçici 1., 2., 3., 4., 5. ve 6. maddeler                                10

                                           Toplam Madde Sayısı                                            22

 

BAŞKAN – Sayın İçli “477 sıra sayılı İller Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanun Tasarısı ile 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname’nin temel kanun olarak görüşülmesi İç Tüzük’ün 90 ve 91’inci maddelerine aykırıdır. İç Tüzük’ün 63’üncü maddesine göre söz talep ediyorum.” diye talebiniz var.

H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) – Evet, Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Şimdi, İç Tüzük’ün 90’ıncı maddesi “Yetki kanunu tasarıları ve Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan kanun hükmünde kararnameler, Anayasanın ve İçtüzüğün kanunların görüşülmesi için koyduğu kurallara göre, ancak, komisyonlarda ve Genel Kurulda diğer kanun tasarı ve tekliflerinden önce ve ivedilikle görüşülür.” diyor ve bu konuda zaten 4447 sayılı, 4448 sayılı, 4456 sayılı, 4502 sayılı, 4568 sayılı –geçmişte, örneklerini çoğaltacağımız- 4574, 4587, 4618, 4622, 4633 gibi uygulamalar da var. Şimdi, İç Tüzük’ün 90’ıncı maddesinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan kanun hükmünde kararnamelerin Anayasa’nın ve İç Tüzük’ün kanunların görüşülmesi için koyduğu kurallara göre görüşülebileceği açıkça ifade edilmiş. Dolayısıyla 477 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın temel kanun olarak görüşülmesinde herhangi bir sakınca yoktur.

Diğer taraftan, İç Tüzük’ün 90’ıncı maddesinde kanun hükmünde kararnamenin bir ya da birden fazla maddesinde değişiklik yapılmasını engelleyen bir hüküm bulunmamaktadır. Nitekim bugüne kadar çok sayıda kanun hükmünde kararnamenin çeşitli maddelerinde, kanunlarda değişiklik yapılmıştır. İç Tüzük’ün 90’ıncı maddesinde yasaklanan, kanun hükmünde kararnamenin bölünerek görüşülmemesidir.

Görüşülmekte olan 477 sıra sayılı Kanun Tasarısı’yla söz konusu edilen 298 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, tasarısının bir maddesiyle yürürlükten kaldırılmaktadır. Kanun hükmünde kararnamenin kanunla yürürlükten kaldırılması Anayasa’ya ve İç Tüzük hükümlerine de uygundur ama buna rağmen beş dakikalık süre veriyorum 63’üncü madde gereğince.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, ben de tutumunuz aleyhinde söz istiyorum 63’üncü maddeye göre.

BAŞKAN – Buyurun Sayın İçli.

VIII.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER

1.- 477 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın temel kanun olarak görüşülmesinin İç Tüzük’ün 90 ve 91’inci maddelerine aykırı olması nedeniyle Danışma Kurulu önerisinden çıkarılması gerektiğine ilişkin Oturum Başkanının tutumu hakkında

H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) – Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.

Şimdi, kanun hükmündeki kararnamelerin ne şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşüleceği Anayasa’mızın 91’inci maddesinde belirtilmiştir.

Yine, İç Tüzük’ümüzün 90’ıncı maddesinde, kanun hükmündeki kararnamelerin ne şekilde görüşüleceği çok açık bir biçimde ifade edilmiştir.

Sizin biraz evvel sayın çok değerli milletvekillerine sunduğunuz görüş, İç Tüzük’ün 90’ıncı maddesinin birinci fıkrasıdır. Bakın, İç Tüzük’ün 90’ıncı maddesinin dördüncü fıkrası “Kanun hükmünde kararnameler, varsa değişiklikleriyle birleştirilerek bütünüyle görüşülür; bölünerek, ayrı metinler haline getirilerek kanunla değişiklik yapılamaz.” dedikten sonra, beşinci fıkrasında, son fıkrasında da, kanun hükmündeki kararnamelerin ne şekilde görüşüleceği çok açık bir şekilde, emredici bir şekilde belirtilmiştir.

Şimdi, elimde, bir kanun ve onunla birleştirilen kanun hükmündeki kararnameye ilişkin komisyon raporları da var. Bakın, bunu incelediğiniz zaman, 1987’de Başbakan merhum Turgut Özal iken, 22/12/1987 tarihli Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan kanun hükmündeki kararname -Cumhurbaşkanı da o zaman Kenan Evren- komisyonda görüşülmemiş. Sadece, kanunun ek maddesinde, bu kanun hükmündeki kararnamenin yürürlükten kaldırılacağına dair bir hüküm var. Komisyonda, bana burada, Plan ve Bütçe Komisyonunda kanun hükmündeki kararnamenin Anayasa 91 ve İç Tüzük 90’a göre görüşüldüğüne dair bir tane komisyon raporu gösterin, özür dileyeyim sizden. İnceledim yok, sadece kanunda var. Plan ve Bütçe Komisyonunda da, kanun tasarısında gelen olayı 14’üncü madde olarak yürürlükten kaldırma var. Peki Anayasa 91’i kaldırdık rafa attık; İç Tüzük 90, okudum, tekrar okuyorum bakın: “Kanun hükmündeki kararnameler…” Çünkü yetki kanunuyla çıkar Anayasa’mıza göre, 91’e göre. Yetki kanunuyla çıkmış bir kanun hükmündeki kararnamenin bir bölümünü başka bir kanunla değiştirmeniz Anayasa’nın 91’inci maddesine ve İç Tüzük’ün 90’ıncı maddesine açıkça aykırılık teşkil eder. Kötü örnek -hep onu söylüyorum- örnek olmaz. Belki Genel Kurulda buna benzer birtakım değişiklikler yapılmış olabilir ama bu kötü örnek kabul edilemez.

Öte yandan İç Tüzük’ümüzün 91’inci maddesi nelerin temel kanun olarak görüşüleceğini emredici biçimde düzenler. İç Tüzük 91, kanunların temel kanun olarak görüşüleceğini söyler, kanun hükmünde kararnameler temel kanun olarak görüşülemez. Böyle bir yaklaşım açıkça Anayasa’ya ve İç Tüzük’e aykırı.

Birazdan, okuduğunuz Danışma Kurulu önerisinde, hep onu söylüyorum, gelenek hâline geldi… Kanun maddeleri Genel Kurulda teker teker görüşülür, o maddelere teker teker önergeler verilir ama siz bunu İç Tüzük’e göre bir temel kanun gibi, Ticaret Kanunu gibi, Borçlar Kanunu gibi binlerce, beş yüz, altı yüz maddelik kanun gibi yirmi maddelik bir kanunu temel kanun olarak getirip bunu sadece iki bölüm adında görüşürseniz, bunun adı kanun yapmak değildir, bunun adı olayı geçiştirmektir; bunun olayı Türkiye Büyük Millet Meclisi milletvekillerinin kanun hakkında görüşme hakkını gasbetmektir. Bu, kanun yapma tekniğine aykırıdır. O nedenle bu Danışma Kurulu önerisinde özellikle bunun düzeltilmesi lazım. Yani bu 477 sayılı Kanun -sanıyorum 477 sayılı Kanun, evet- ekinde yapılan kanun hükmünde kararname burada temel kanun olarak görüşülemez, bu Danışma Kurulu önerisinin işleme konulmaması lazım, yani Genel Kurulda oylanmaması lazım. Oylandığı takdirde, gelecekte bu Parlamentoda görev yapacak milletvekillerine de bu Türkiye Büyük Millet Meclisinin Anayasa’ya aykırı yaptığı olay emsal yapacaktır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin işi kötü örnekleri emsal olarak gelecek kuşaklara taşımamaktır diyorum, bunun derhâl geri çekilmesi gerektiği görüşümü tekrar ediyorum.

Çok değerli, saygıdeğer milletvekili arkadaşlarıma da buradan saygılarımı sunuyorum.

Teşekkür ederim Sayın Başkan. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın İçli, teşekkür ediyorum.

Bu konudaki açıklamalarımı da zaten yaptım, fikrim değişmedi.

Dolayısıyla, Danışma Kurulu önerisi aleyhinde de söz…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Sayın Genç, bir saniye… Bir saniye…

Aleyhinde de söz istemiştiniz.

Buyurun Sayın İçli.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, usul tartışmasını açtınız 63’üncü maddeye göre, ben Sayın İçli’den sonra…

BAŞKAN – Sayın Genç, sizin burada bakın Danışma Kurulu önerisi aleyhinde söz talebiniz var, başka talebiniz yok.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, bu konuyla ilgili. Danışma Kurulu kararı ayrı. Bu konuyla ilgili 63’üncü maddeye göre ben de usul hakkında…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Genç.

Buradaki talebiniz sadece Danışma Kurulu önerisiyle ilgili olduğu için…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Efendim, o, Danışma Kurulu kararı üzerine; bu, sizin tutumunuz hakkında, aleyhte söz istedim.

BAŞKAN – Benim tutumum hakkında değil Sayın Genç.

Buyurun.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; efendim, Başkanlık Divanı bu yolda hatalı bir uygulama yapıyor. Bakın, 91’inci madde ve 90’ıncı maddede… Bakın, 91’inci maddede, zaten çok istisnai olarak temel kanun kabul edilmesi gereken konular çok muğlak sayılmış. Anayasa Mahkemesinin de bu yönde kararı var. Orada, temel kanun niteliği taşıyan kanunlar ile İç Tüzük bütünüyle veya bölümler hâlinde görüşülebilir. Fakat 90’ıncı maddede, kanun hükmünde kararnameler, varsa değişiklikleriyle birleştirilerek bütünüyle görüşülür; bölünerek, ayrı ayrı metinler hâlinde getirilemez ve değiştirilemez. Dolayısıyla “kanun hükmünde kararnameler” ayrı bir kavramdır, bunun kanun tasarısı olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Birinci konu bu.

İkincisi: Maalesef Meclisimizin komisyonları çok zayıf. Komisyonlar doğru dürüst çalışmıyorlar. Getirdikleri raporları inceleyin. Raporda bu kanun hükmünde kararname ile bu kanun tasarısının birleştirildiğine dair bir ibare var mı? Yok. Yani bu kadar kendi konularında yetersiz, gerekli incelemeyi yapmayan, yaptıkları incelemeleri komisyon raporuna aksettirmeyen komisyonların Genel Kurula sundukları bilgiler maalesef çok yetersiz. Tabii, bunun en büyük yetersizliği Meclis Başkanından kaynaklanıyor. Meclis Başkanı, özellikle Mehmet Ali Şahin, Meclis Başkanlığına geldikten sonra milletvekillerinin sorularını devamlı geri çeviriyor.

Bir soru önergesi vermişim: “Çankaya’da oturan Abdullah Gül, Hindistan ve Bangladeş’e giderken…”

BAŞKAN – Sayın Genç…

KAMER GENÇ (Devamla) – Bir dakika efendim…

BAŞKAN – Sayın Genç…

KAMER GENÇ (Devamla) – Bir dakika efendim, bir dakika…

BAŞKAN – Sayın Genç, lütfen olayı şahsileştirmeyin.

KAMER GENÇ (Devamla) – Hayır efendim, bir şey yok.

Sorumda diyorum ki: “…kaç lira masraf yapmış?” Bakın, “…kaç lira masraf yapmış?” diyorum. Bana sorumu iade ediyor, “Soru önergenizde kaba ve yaralayıcı sözler var.” diyor.

MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Aynen doğru söylüyor.

KAMER GENÇ (Devamla) – Peki, ondan sonra, ben bunu iade ediyorum kendisine, diyorum ki: “Sayın Başkan, burada kaba ve yaralayıcı söz hangisidir?

SONER AKSOY (Kütahya) – Hepsi, hepsi.

KAMER GENÇ (Devamla) - İkinci bir cevap veriyor bana, diyor ki: “Soru önergeniz 93’üncü maddeye uygun görülmediğinden, reddedilmiştir.”

ABDÜLHADİ KAHYA (Hatay) – Güzel yapmış!

KAMER GENÇ (Devamla) - Bunun üzerine tekrar bir soru önergesi veriyorum.

Tabii, sizin çok hoşunuza gidiyor da…

ABDÜLHADİ KAHYA (Hatay) – Hak etmişsin sen. Devletin lisanını öğreneceksin!

 KAMER GENÇ (Devamla) - …sizin daha çok ders almanız lazım, çok ders almanız lazım.

Ben sorumu tekrar veriyorum, diyorum ki: “Yahu sen şimdi ‘93’üncü maddeye uygun soru önergesi değil’ diyorsun. Bu soru önergemi ya kabul edeceksin… Çünkü sen benim denetim görevimi yerine getirmeyi engelliyorsun ey Meclis Başkanı!” Bu defa bana yazdığı bir son yazıda, üçüncü yazıda diyor ki: “Çankaya’da oturan Abdullah Gül” kaba ve yaralayıcı sözdür.” Allah, Allah! Ya “Çankaya” mı kabadır, “Abdullah Gül” mü kaba ve yaralayıcı sözdür?

Şimdi, değerli milletvekilleri, o makamda oturanların yaptıkları işlemlerde attıkları imzaların anlamını bilmesi lazım. Yani Çankaya’da birisi oturuyor, Abdullah Gül. Ben şimdi mecbur muyum yani onların düşüncesine göre birilerine birtakım makam ve sıfatlar izafe etmek.. Ben kendime göre olayları yorumlarım.

ABDÜLHADİ KAHYA (Hatay) – Senin vermen önemli değil, millet veriyor, millet!

KAMER GENÇ (Devamla) – “Millet” denen kim ya! Millet, senin şurada grup başkan… Bir grubun seçtiği adamı milletin iradesi mi kabul ediyorsunuz? Onun için…

MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Seni millet seçti.

KAMER GENÇ (Devamla) – Beni millet seçti ama beni bir grup seçmedi. O makama giden Abdullah Gül’ün, bugüne kadar yaptığı hiçbir işlemde o makama yakışacak davranışlar içinde olmadı. En başta, Suudi Arabistan Cumhurbaşkanını getirip de Çankaya’da bir otele, o Suudi Arabistan oturduğu masanın arkasına kendisinin fotoğrafını astı. Oturduğu masaya Tayyip Bey geldi, bir ayağının önünde oturdu, Abdullah Bey geldi, bir ayağına oturdu.

SONER AKSOY (Kütahya) – Ağzına alma onu, ağzına alma!

KAMER GENÇ (Devamla) - Bu, Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı yapılan en büyük haksızlık, en büyük küçümseme olayıdır. Ben, Türkiye Cumhuriyeti devletini ziyaret eden her yabancı, kral olsun, Amerika’nın Başkanı olsun… Bunun yapacağı şey, orada, eğer bir yerde resim asılacaksa bu devletin kurucusu olan yüce Atatürk’ün resmi asılacak ve orada o şekilde işlem görmesi lazım. Yani Suudi Arabistan Kralı geldi, bol da hediye getirdi, yedi tane tır da getirdi. Yedi tırla ne getirdiğini de sordum. Ayrıca da Çankaya Köşkü’nde yapılan eylem ve işlemler… Türkiye Cumhuriyeti’nin temel kuruluş felsefesine hiç uygun olmayan işlemlerde bulundu. Ben onun için “Çankaya’da oturan Abdullah Gül” diyorum. Bunda ne kaba ve yaralayıcı söz var. Yani görüyorsunuz ki, Meclis Başkanı, maalesef, kendisine göre, ille onun kafasından sözcükleri kullanmamız gerektiğini söylüyor. Evvela onu yapacağına, Meclisi ciddi, komisyonları ciddi denetle, Mecliste doğru dürüst kanun çıkmasını sağla.

Maalesef artık Türkiye’de Türkiye Büyük Millet Meclisinin yetkisi kalmamış değerli milletvekilleri. Her kanun temel kanun…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Genç.

ABDÜLHADİ KAHYA (Hatay) – Danışma Meclisi nasıldı? Sen 12 Eylül döneminde Danışma Meclisindeydin!

KAMER GENÇ (Devamla) – Danışma Meclisi…

Efendim, bir dakika var.

BAŞKAN – Zaten söz talebiniz var Sayın Genç, teşekkür ediyorum.

KAMER GENÇ (Devamla) – Bakın, bana bir soru sordu.

BAŞKAN – Lütfen Sayın Genç, karşılıklı konuşacak değilsiniz.

KAMER GENÇ (Devamla) – Zaten bir dakika veriyorsunuz. Niye böyle taraflı davranıyorsunuz?

BAŞKAN – Taraflı falan hareket etmiyorum. Danışma Kurulu önerisinde on dakika söz talebiniz var Sayın Genç.

KAMER GENÇ (Devamla) – Ama şimdi bakın, beş dakika… Bir dakikayı vereceksiniz. Burada bugüne kadar uygulama böyle.

Yani bakın, Mehmet Ali Şahin bana uyarma cezasını verdi, ondan sonra üç dakika savunma hakkını verdi! Yani sizin ilkeleriniz bu mudur? Üç dakikada savunma hakkı kullandım!

BAŞKAN – Sayın Genç, teşekkür ediyorum.

ABDÜLHADİ KAHYA (Hatay) - İşgal etme milletin kürsüsünü!

KAMER GENÇ (Devamla) – Neyse, siz Başkanlığı iyi yönlendiriyorsunuz ama ben gerekli haddinizi bildiririm yine!

BAŞKAN – Bu konudaki görüşlerim değişmediği için Sayın İçli, Danışma Kurulu önerisi üzerinde buyurun. On dakika söz talebiniz var.

Danışma Kurulu önerisinin aleyhinde söz istediniz.

Buyurun.

VII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Danışma Kurulu Önerileri (Devam)

1.- Gündemdeki sıralama ile 485 ve 477 sıra sayılı kanun tasarılarının İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak ve bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi (Devam)

H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) – Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, sizleri saygıyla selamlıyorum.

Ben bir milletvekili olarak, bir hukukçu olarak uyarı görevimi yaptım. Tarih bu tutanaklara tanıklık edecek. Benim görevim bu kadar.

Şimdi gelelim Danışma Kurulu önerisinin neden aleyhinde söz aldığıma dair görüşlerime. Değerli arkadaşlarım, şimdi Danışma Kurulunun önerisine baktığım zaman, işte temel kanun olarak görüşülmesi gereken Yurt Dışındaki Türkler Başkanlığı Kanun Tasarısı ve Kanun Hükmündeki Kararname var, Yükseköğrenim Teşkilatıyla ilgili bir kanun teklifi veya tasarısı -tam bilemiyorum- Türkiye Cumhuriyeti ile İrlanda arasında yapılan bir sözleşmenin onaylanması var, bir de İslam ülkeleriyle yapılan, işte bir tüzüğün buradan, Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçmesine dair kanun tasarı ve tekliflerinin öncelikle gündeme alınması ve görüşülmesi istemleri var.

Değerli arkadaşlarım, Türkiye’nin gerçek gündemiyle Parlamentonun, Meclisin gerçek gündeminin çakışmadığını fırsat bulduğum zamanlarda özellikle altını çizerek belirttim. Şimdi Danışma Kurulunun işte gündemi bu, ama Türkiye’nin gündemi değerli arkadaşlarım, açlık, fukaralık, işsizlik, yatırım olmaması, bir tarafta hastanelerde vatandaşlarımızın, devletin hüküm ve tasarrufunda olması gereken, o meseleleri çözmesi gereken sağlık sorunları, diğer taraftan öğrencilerimizin eğitim sorunları artık dağ gibi büyüyor. Vatandaşımız soluk alamaz duruma geldi. Fakat bunlar olurken, ama bir bakıyorsunuz Türkiye’de Türkiye’nin gündemine başka şeyler geliyor. Ne geliyor? İşte birkaç gündür tartıştığımız Anayasa değişiklikleri ve AKP’li kurmayların özellikle Başbakan Yardımcısı eski Adalet Bakanı Sayın Cemil Çiçek’in hazırladığı, mevcut Adalet Bakanımız Sadullah Ergin’in hazırladığı ve AKP Grup Başkan Vekili Sayın Bekir Bozdağ’ın hazırladığı Anayasa taslağı tartışılıyor.

Değerli arkadaşlarım, Türkiye’de yeterince gerilim var, Türkiye’de yeterince hoşgörüsüzlük var, Türkiye’de yeterince çatışma var. Hükûmetin görevi o ülkede hoşnutsuzluğu, gerilim varsa gerilimi ortadan kaldırmaktır. Hükûmetin görevi gerilim yaratmak değildir. Şimdi birazdan -tabii zaman çok kısıtlı olduğu için çok detaylı girmeyeceğim ama- ana başlıklar hâlinde sıkıntıları sizlerle paylaşmak istiyorum ve bizi izleyen çok değerli, çok saygı değer halkımızla paylaşmak istiyorum.

Değerli arkadaşlarım, hani halk arasında bir söz vardır “Minareyi çalan kılıfını hazırlar.” İnanın bu söz, bu Anayasa taslağının yanında çok hafif kalıyor. Şimdi bakıyorsunuz -tabii çok önemli hükümler de var, değişmesi gereken hükümler de var- yani bilim insanlarının, yargının içinde olan insanların yıllarca şikâyet ettikleri, hem akademik düzeydeki tartışmalarda ifade edilen bazı değişiklikler var. Örneğin, YAŞ kararlarına yargı yolunun açılması, disiplinle ilgili idari yargı yolunun açılması, ondan sonra kamu çalışanlarına, memurlara –öyle ifade edeyim- toplu sözleşme ve grev hakkının verilmesi… Bunlar hep önemli konular. Her ne kadar bu taslakta toplu sözleşme hakkı varsa da grev hakkı yok. Grev hakkı olmayan bir toplu sözleşme nasıl olacaksa tabii ayrı bir tartışma konusu! Tabii, olumlu birtakım maddeler de var ama bunlar, benim ifademle “elma şekeri”. Yani çocukları kandırmaya yönelik olan elma şekerleri olarak bu taslağın içine serpiştirilmiş.

Ama değerli arkadaşlarım, burada bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bu taslağa baktığınız zaman, bu taslak Anayasa’mızın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez olan, cumhuriyetin niteliklerinden olan Anayasa’nın 2’nci maddesine aykırıdır, açıkça aykırıdır. Neden aykırıdır?

Değerli arkadaşlarım, Anayasa’mızın 2’nci maddesi -artık hepimiz ezbere biliyoruz; artık vatandaşlarımız da biliyor- sayıyor niteliklerini: “…insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı –bakın, burası önemli, altını çiziyorum- başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.” der.

Anayasa’mızın “Başlangıç” kısmına atıf yaptığına göre, Anayasa’mızın Başlangıç’ında belirtilen niteliklere sahip bir cumhuriyetten söz ettiğine göre, Anayasa’mızın üçüncü fıkrasına, “Başlangıç” bölümünün üçüncü fıkrasına da bakmak gerekiyor. Burada “…hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş olan –altını çiziyorum- hukuk düzeni dışına çıkamayacağı;” dediği gibi, dördüncü fıkrasında da kuvvetler ayrımının devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip belli devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medeni bir iş bölümü ve iş birliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa’da ve kanunlarda olduğunu belirtir “Başlangıç” hükmü.

Değerli arkadaşlarım, Anayasa’mızın 6’ncı maddesinde, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk milletine ait olduğu, egemenliğin Anayasa’nın koyduğu esaslara göre yetkili organları eliyle kullanılabileceği de açıkça ifade edilmiştir ve Anayasamızın 9’uncu maddesinde de bu yetkili organlardan yargı yetkisini de Türk milleti adına… Yine çizdim altını… Hep diyoruz ya biz milletvekilleri, yasama organları Türk milleti adına bir yetki kullanıyoruz, yargı organları da Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce bu yetkiyi kullanır ve Anayasa’nın 11’inci maddesi -Anayasa’nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü- “Anayasa hükümleri, yasama -yani burayı- yürütme -yani Hükûmeti- ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.” der.

Şimdi, bu taslakta tabii çok enteresan hükümler var ama en dikkat çekici olanları artık hepimiz biliyoruz, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluyla ilgili düzenleme. Bu, hep konuşulacak. Daha teknik incelemelerden sonra üniversitelerden, ilgili kuruluşlardan buna tepki gelecek. Başka? Anayasa Mahkemesiyle ilgili düzenleme var. Anayasa Mahkemesinin yapısını bu Anayasa değişikliği yürürlüğe girdiği tarihten itibaren hemen değiştirebilecek düzenlemeler var. Başka? Siyasi partilerin kapatılmasıyla ilgili, 69’uncu maddeyle ilgili değişiklikler var. Başka? İdarenin, yürütmenin denetlenmesiyle ilgili, Anayasa’nın 125’inci maddesiyle ilgili de çok vahim bir düzenleme var.

Değerli arkadaşlarım ama, çarpıcı olması açısından söylüyorum, Anayasa’nın 69’uncu maddesindeki düzenlemede -bakın aldım bölümü- diyor ki: “İdarenin eylem ve işlemleri odaklaşmanın tespitinde gözetilemez.” Bakın, “idarenin eylem ve işlemleri odaklaşmanın tespitinde gözetilemez.” Bu, hangi ruh hâliyle konuldu? Anayasa Mahkemesinin, biliyorsunuz, AKP kapatma davasındaki gerekçelerini engellemek için konuldu bu. Çünkü, Anayasa Mahkemesinin, Anayasa’nın 10’uncu ve 42’nci maddelerinde yapılan değişikliği AKP’nin laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğunun bir numaralı kanıtı olarak kabul etti 11 üyeden 10’u. Şimdi, Anayasa Mahkemesinin bu kararını baypas etmek için birçok düzenleme yapılmış 69’da ama bu ifade konulmuş. Başka? Bakın, Anayasa 125’te bir değişiklik yapılıyor. Yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi için sınırlı olup hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz. Şimdi, değerli arkadaşlarım, vatandaşların idarenin haksız işlem ve eylemlerine karşı korunduğu yer neresidir? Yargıdır, idare mahkemeleridir, üst mahkeme de Danıştaydır. Danıştay kimi davalara ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar ve buradaki incelemeleri, hukuki incelemeler, hukuka uygunluk denetimi olduğu gibi yerindelik denetimi suretiyle vatandaşlarımızı devlet karşısında, devletin o gücü karşısında koruyan bir düzenlemedir. Şimdi siz bunu ortadan kaldırırsanız yürütmenin Anayasa gereği denetlenmesini ortadan kaldırıyorsunuz. Bunları neden söylüyorum? İlk başta söylediğim kuvvetler ayrılığı konusundaki o Anayasa’nın “Başlangıç” hükmünün ne kadar önemli olduğunu ifade etmek için söyledim. Eğer siz bu değişikliklerle yürütme organını yargı denetiminden çıkartır ve yasama organı marifetiyle çıkartılan Anayasa değişikliğiyle yargı üzerinde yürütme organının baskısını oluşturursanız bu ülkede demokrasi olamaz, demokrasiden söz edilemez. Bu çok vahim ve bakın böyle bir girişim… Benim görüşüme katılırsınız, katılmazsınız ama ben Anayasa 10 ve 42’de yapılan değişiklikte de burada uyardığım gibi Anayasa Komisyonunda da uyarmıştım. “Yapmayın.” dedim, “Bu işlem hukuka aykırı, başımıza ciddi sıkıntılar açar Türkiye Büyük Millet Meclisinin.” dedim, dinlenmedi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın İçli, lütfen tamamlayınız, buyurun.

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Bakın, bu girişim de, Türkiye’nin gündemine getirilecek bu değişiklik de hukuk devleti ilkesini ve 2’nci maddede belirtilen cumhuriyetin nitelikleri ilkesini zedeleyeceği için AKP’nin başına çok ciddi sorunlar açar. Bak, o zaman laiklik karşıtı eylemlerin odağıydı, şimdi hukuk devletini ortadan kaldıracak eylemlerin odağı olarak kabul edilebilir. Bunu ben söylüyorum, kabul etmeyebilirsiniz ama bugün The Wall Street Journal’da -bir gazete; bugün gazetelerimizde vardır, size çok kısa bir alıntı yapayım otuz altı saniyede- diyor ki: “Çok güçlü olan Başbakan giderek daha da otoriter, eleştirileri hor gören bir lidere dönüştü.” diyor. Devam ediyor, hızla okuyorum: “Erdoğan partisini demir yumrukla yönetiyor. ‘AK PARTİ’nin kendisini eleştirenleri dinleyecek vakti yok.’ diyor. AK PARTİ eğer bu çağrıları duymaz ve mesaj almazsa Türkiye’nin Batılı dostlarının korkularının başına gelme olasılığı belirir.” diyor ve diyor ki: “Anlamlı ekonomik ve siyasi reformlar yapmak yerine kavga çıkartmak eğiliminde olursa, bu, AKP’nin sonu olur.” diyor.

Kavga çıkartmaktan vazgeçin. Ekonomiyle ilgili, vatandaşın gerçek gündemine dönün.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Bir milletvekili olarak benim görüşüm bu.

Sabrınız için hepinize teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. Sağ olun.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın İçli.

Danışma Kurulu önerisinin aleyhinde söz isteyen Kamer Genç, Tunceli Milletvekili…

KAMER GENÇ (Tunceli) – İlimi de söyle Sayın Başkan, ilim kutsal bir ildir.

BAŞKAN – Sayın Genç, Genel Kuruldaki tüm sayın milletvekilleri duydu zannediyorum sizden başka, Tunceli ilini söylediğimizi.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Tunceli Türkiye’de istisnai bir ildir de, onu çok gür sesle söyleyeceksin.

BAŞKAN – Sayın Genç, kimin ne yapacağına siz karar veremezsiniz burada.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Yani benim kafama göre karar verseniz daha isabetli olur.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Danışma Kurulu kararı üzerine söz almış bulunuyorum, hepinize saygılar sunuyorum.

Dün Libya’dan bir vatandaş bana telefon ediyor, diyor ki: “Burada bizi çalıştıran firma paramızı ödemiyor ve 350 tane Türk vatandaşı burada, Libya polisi başımıza tabanca dayamış, zor durumdayız.” Ben telefonunu veriyorum: 218 924148102.

Yani görüyorsunuz, vatandaş ta Libya’dan benim cep telefonumu buluyor ve derdini bana anlatıyor ama Türkiye’de hükûmet yok ki arkadaşlar, vatandaşın işleriyle ilgilenen hükûmet yok ki!

Şimdi, Danışma Kurulu kararı Meclisin çalışmasını düzenleyen bir karardır.

Şimdi, değerli milletvekilleri, Anayasa değişikliğini yaptık, kamuoyuna gitti, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi lazım. Niye bununla ilgili kanunu çıkarmıyorsunuz? Geçen gün Anayasa Komisyonuna gittik. Benim ta 2007’de verdiğim bir teklif var, ele almadılar, birisi orada diyor ki: “Acelesi yok.” Abdullah Gül yarın öldü ne yapacaksınız? Ne oldu? Diyecek misiniz ki yahu Türkiye Büyük Millet Meclisi iki buçuk senedir Mecliste bir Cumhurbaşkanının seçilmesine ilişkin kanun çıkarmıyor? Yani bu kadar konulardan uzak, konularla hiç ilgisi olmayan, Türkiye’nin gerçeklerinden uzak bir parlamento olmaz.

Şimdi, bir Anayasa değişikliğini attınız ortaya. Şimdi, değerli milletvekilleri, bakın, ekonomi çökmüş, iç ve dış borç almış yürümüş, işsizlik almış yürümüş. İnsanlar, gördünüz işte, evinin damına çıkıyor, adam çıkıyor, karısı çıkıyor, oğlu çıkıyor, kızı çıkıyor “Açım, ben kendimi atacağım.” diyor. Her gün Meclise birçok insanlar geliyor “Biz açız.” diyor. İşsizlik almış gitmiş. Şimdi, bu kadar, büyüme bakımından, dünyada büyüme bakımından, son sırada, en eksi büyümeyle malul bir Türkiye. Efendim, Türkiye, borçları, iç ve dış borçları en yüksek olan ülkelerden birisi. Belki kısa zamanda da memur maaşları bile ödenmeyecek bir ekonomik çöküntü içinde olan bir devletin, bir hükûmetin… Sırf bu gündemi değiştirmek için Anayasa değişikliğini getiriyorlar. Ya, şimdi, bugün evvela, temel, yani esas ihtiyaç duyulan kısım Anayasa değişikliği mi?

Şimdi, öyle bir şeyler söyleniyor ki, Tayyip Bey diyor ki: “Efendim, hâkimler hakkında hâkimler karar veriyorsa milletvekilleri hakkında da milletvekilleri cezalandırma kararı versin.” Yahu şimdi, bakın, sayın milletvekilleri, yani ben ilkokuldaki bir öğrencinin böyle bir mantık yürüteceğini  kesinlikle kabul etmiyorum. Ya şimdi Anayasa’mız var, o Anayasa’da, okuma  yazması olan kişi okur, bakar ki yargılama yetkisi Türk milleti adına yargıya aittir yani sen nasıl oluyor da diyorsun ki: “Beni yargı  yargılayamaz Meclis yargılasın.”

Şimdi, getirmişsiniz bir kanun maddesi, şimdi, sayın milletvekilleri, bir Anayasa değişikliği, hem de Anayasa değişikliği; diyorsunuz ki: “Efendim, Türkiye Büyük Millet Meclisi partilerin kapatılmasına karar verir.” Bundan daha mantıksız, akılsız, tutarsız bir teklif olur mu ya? Yani şimdi nasıl olur, hangi parti hangi parti hakkında kapatma kararını verecek? Ya insanlar bir teklif getirdikleri zaman bunda bir akıl olacak, bir mantık olacak, bir izan olacak, bir fâm olacak yani hukukun bir dayanağı olacak. Dünyanın neresinde bir siyasi parti diğer bir siyasi parti tarafından kapatma kararı verir? Yani bunu, eğer bu kamuoyuna teklif diye sunan bir irade, bir düşünce varsa, benim onunla hiçbir konuda müşterek bir tarafım olamaz yani hiçbir tarafta müşterek bir tarafım olamaz çünkü bu kadar yetersiz, hafif, hukuka uymayan bir olayla, abesle iştigal demektir. Yani olur mu yahu? Şimdi, Meclis bu kadar... Yani siz “Koskoca iktidar partisiyiz.” diyorsunuz ve 340 milletvekiliniz var. Yahu, hiç mi biriniz “Yahu arkadaş, böyle bir teklif yapamayız, bu olmaz...”

Şimdi, diyorsunuz ki: “Anayasa Mahkemesini kaldıracağız, Cumhurbaşkanı 19 üyesi hakkında karar versin.” Değerli milletvekilleri, Türkiye’nin yapısı belli. Türkiye’de, işte Meclisin seçtiği kurullar var. İşte, RTÜK... RTÜK’teki dönen keyfîlikler, hukuksuzluklar yani nerede dönüyor? Ben bir televizyona çıkmışım. Televizyonda, neymiş, efendim, AKP’yle ilgili, aleyhine bir iki laf etmişim. Benim açıklama yaptığım televizyona bir uyarı cezası geliyor. Kim tarafından veriliyor? Bülent Arınç tarafından veriliyor çünkü Bülent Arınç’ta yiğitlik varsa, çıksın karşıma, televizyonlarda konuşalım. Öyle devletin borazanı, Bülent Arınç’ın borazanı olan o TRT’de… Onu da getirsin, çıkalım, orada konuşalım.

Arkadaşlar, insanlar evvela dürüst davranmalıdır, dürüst icraat yapmalıdır, dürüst olmalıdır yani bir yandan çıkacaksınız her türlü soygunu yapacaksınız, her türlü suistimali yapacaksınız, her türlü keyfîlikleri yapacaksınız, bunları dile getiren adamları da susturmaya çalışacaksınız.

Şimdi, bana, vatandaşın birisi mesela bana bir yazı göndermiş, diyor ki İstanbul Belediyesi hakkında: Kamu İhale Kanunu’na aykırı tam yirmi tane ihale yapmış. Yirmisinin de iptali için Danıştaya dava açmış ve kazanmış ama  İçişleri Bakanı bunlar hakkında soruşturma kararı vermiyor. Bakın, bir tanesi şu: Şimdi, İstanbul’da bir üst geçit yapmış. Bu üst geçit eski Futbol Federasyonu Başkanı Hasan Doğan’ın evini kapatmış meğer Rahmetli Hasan Bey de Tayyip Bey’e demiş ki: “Yaptığınız üst geçit benim evimi kapattı.” Hemen gitmişler; 4,5 trilyon lira harcadıkları o üst geçidi yıkmışlar getirmişler başka bir yere yapmışlar.

Şimdi, değerli milletvekilleri, bakın bu millette insanlar aç, işsiz, para bulamazken, yani sen bir tane kişinin… Kaldı ki, sonra, o projeyi yaparken aklın nerdeydi? Bir üst geçit yapıyorsun, Tayyip Bey’in dostu, rahmetli Hasan Doğan’ın evini kapatıyor diye gidip o üst geçidi -Ünverdi aynı zamanda- yıkıyorsun. Tabii, biz biliyoruz Hasan Bey’le bu ilişkisini çünkü Hasan Bey’i Futbol Federasyonu Başkanı seçtirmek için Tayyip Bey, kulüplerin 45 trilyon liralık vergi borcunu affetti. Sonra, o bir tane, Tayyip Bey’in oğlunun aldığı gemicik var biliyorsunuz, herhâlde onlardan, o gruptan satın alındı. Yani işte siciliniz bu, kimliğiniz bu, geçmişiniz bu.

Şimdi, değerli arkadaşlar, yani Türkiye gerçekten çok büyük karanlıklara döneminizde gidiyor. Böyle bir şey olur mu? Bir defa, bir gizli tanık çıkarmışsınız ortaya. Gizli tanık olarak, en namuslu, en masum insanları onların verdiği gerçek dışı beyanlara göre tutuyorsunuz hapislere tıkıyorsunuz.

Yine, özel görevli mahkemeler… Devlet Güvenlik Mahkemesini kaldırdınız ama Türk Ceza Kanunu’nun 250 ve 251’inci maddesine göre özel yetkili mahkemeler getirmişsiniz. Bunların içinde, bu özel yetkili mahkemelerin içinde bir kısım size çok yakın olan hâkim ve savcılar var ve bunlar Türkiye’de insan haklarını ayaklarının altına almışlar. Bir bakıyorsunuz, işte, Erzincan’daki Cumhuriyet Başsavcısı, yani ortada hiçbir neden yokken tutuluyor, içeriye atılıyor. Geçen gün avukatını dinledim, “Yahu, Allah rızası için, 12 tane hakkında gizli tanık var, on iki tane klasör var, torbalar dolusu evraklar var. Üç gün içinde altmış sayfalık hakkında iddianame hazırlandı.” diyor.

Şimdi, değerli milletvekilleri, bir memlekette eğer hukuk bu kadar ayak altına alınırsa bu memlekette herkesin yaşama şansı rizikoya girer. Siz bugün iktidardasınız. O mesele değil. Zaten şurada bir sene sonra da seçim var en geç, uzatsanız bile. Ama yarına, bu sizin zamanınızda çıkan kanunların, insan haklarına, insan haysiyetine, demokratik hukuk sistemine ne kadar büyük bir katliam olduğunu göreceksiniz. Böyle bir şey olur mu? Gelin, hemen o özel tanıkla ilgili kanunu kaldıralım, özel mahkemeleri kaldıralım. Her mahkeme kendi alanları içinde karar versin arkadaşlar. Yoksa, İstanbul’daki kişi gidip de Tunceli’deki adamı tutuklayıp getiriyor. Ne gerek var? Oradaki de hâkim değil mi?

Değerli milletvekilleri, şimdi Tayyip Bey diyor ki: “Yasama ve yürütme yargının kuşatması altında.” Böyle bir şey olur mu sayın milletvekilleri? Anayasal rejim var. Anayasa’mızda ne diyor? Kuvvetler ayrılığı var. Kuvvetler ayrılığında yargı yetkisi kime aittir? Yargıya aittir. Peki, senin Anayasa’nda diyor ki: “İdarenin her türlü eylem ve işlemleri yargı denetimine tabidir.” Yine Anayasa’mıza göre, Türkiye Büyük Millet Meclisinin çıkardığı kanunlar Anayasa Mahkemesi denetimine tabidir. Peki, sen Anayasa’yı okudun mu, okumadın mı? Okudunsa... Ben bir de diplomasını da şey ediyorum Tayyip Bey’in, nereden mezun o diplomasını da özellikle istiyorum yani...

AHMET YENİ (Samsun) – Hadi be! Hadi be!

SUAT KILIÇ (Samsun) – Onun diplomasını konuşmak sana düşmez. Haddini bil!

KAMER GENÇ (Devamla) – Yok, yok… Onu öğrenmek istiyorum, hangi üniversiteyi ne zaman bitirmişse o diplomayı da isteyeceğim ben. Yazılı soru önergesi...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AHMET YENİ (Samsun) – Terbiye diye bir şey yok ki!

SUAT KILIÇ (Samsun) – Danışma Meclisine kim getirdi seni? Anlat bakalım.

BAŞKAN – Lütfen tamamlayınız.

KAMER GENÇ (Devamla) – Zaman versin, sana güzel ders veririm. Senin çok güzel ders almaya ihtiyacın var.

SUAT KILIÇ (Samsun) – Danışma Meclisine kim getirdi seni?

KAMER GENÇ (Devamla) – Ben Danışma Meclisinde, bu Mecliste en onurlu mücadeleyi yaptım ve beni veto ettiler, benden sonra sizleri tekrar iktidara getirdiler...

MEHMET ÇERÇİ (Manisa) – Terbiyesiz herif!

KAMER GENÇ (Devamla) – …ve benim bu Danışma Meclisinde yaptığım mücadeleyi siz kendi başkanınıza karşı veremiyorsunuz? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

MEHMET ÇERÇİ (Manisa) – Kapat çeneni be! Terbiyesiz herif!

KAMER GENÇ (Devamla) – Bakın, sizin getirdiğiniz şu rejimde 12 Eylülden daha karanlık bir rejim getirdiniz. 12 Eylülde insanlar getirilip de iki sene hapishanelerde tutuklanmıyordu.

BAŞKAN – Sayın Genç, lütfen... Sayın Genç...

KAMER GENÇ (Devamla) – İnsanlar bu kadar sorgusuz, sualsiz içeriye atılmıyordu...

AHMET YENİ (Samsun) – Karanlık adam!

MEHMET ÇERÇİ (Manisa) – Utanmaz herif!

BAŞKAN – Sayın Milletvekili, lütfen oturur musunuz.

MEHMET ÇERÇİ (Manisa) - Utanmaz!

BAŞKAN – Sayın Milletvekili...

KAMER GENÇ (Devamla) – Dolayısıyla sizin rejiminiz, 12 Eylül rejimine lanet okutacak kadar karanlık, insan hak ve özgürlüklerini yok eden bir davranış biçimidir. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

SUAT KILIÇ (Samsun) – Karanlık sensin!

KAMER GENÇ (Devamla) – Onun için sizlere ben bir tavsiyede bulunuyorum.

BAŞKAN – Sayın Çerçi, lütfen oturun.

AHMET YENİ (Samsun) – Karanlık, karanlık adam!

KAMER GENÇ (Devamla) – Bu memleketi bu kadar karanlıklara götürmeyin, bu karanlıkların içinde siz de kalırsınız.

AHMET YENİ (Samsun) – Aydınlığa çık!

BAŞKAN – Sayın Genç, lütfen…

KAMER GENÇ (Devamla) – Çünkü bu karanlıklara imza atanlar yarın çok büyük hesap ödeyeceklerdir. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Genç, teşekkür ediyorum.

ABDÜLHADİ KAHYA (Hatay) – Danışma Meclisiyle Türkiye’yi karanlığa götüren sen değil misin?

HAYDAR KEMAL KURT (Isparta) – Bu Anayasa’yla Türkiye’yi karanlığa sürükleyen sen değil misin? Utanmadan hâlâ konuşuyorsun. Otuz senedir bu Anayasa’yla yöneten siz değil misiniz ya? Hâlâ konuşuyorsunuz.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, karar yeter sayısı istiyorum.

BAŞKAN – Arayacağım Sayın Genç.

MEHMET ÇERÇİ (Manisa) – Sen bir yüzüne bak!

BAŞKAN – Sayın Çerçi, lütfen oturun.

MEHMET ÇERÇİ (Manisa) – Yüzüne bir bak sen, aynaya bir bak!

KAMER GENÇ (Tunceli) – Benim yüzümde ne var ya?

MEHMET ÇERÇİ (Manisa) – Aynaya bir bak! Şu hâline bir bak!

BAŞKAN – Sayın Çerçi, lütfen…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sen bana bak, Manisa’da… Ben seni Manisalılara şikâyet ediyorum.

MEHMET ÇERÇİ (Manisa) – Utanmaz herif! Utanmıyorsun! Aynaya git de bir bak!

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sen aynaya bak! Benim nur yüzlü yüzüm var. Sen yüzüne bak!

MEHMET ÇERÇİ (Manisa) – Sen bak benim yüzüme, bir de kendi yüzüne bak.

BAŞKAN – Sayın Çerçi, lütfen oturur musunuz.

MEHMET ÇERÇİ (Manisa) – Meclisin seviyesini düşürüyorsun. Utanmaz herif!

YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Sen hastanelerine bak, hastanelerine! Hastanelerinden biraz daha vurgun vur!

ÜNAL KACIR (İstanbul) – Sayın Başkan, karar yeter sayısı aranacak diye burada tahammül ederek oturmaya çalışıyoruz. Bu kadar saçmalık olmaz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Müdahalemizi yaptık Sayın Kacır.

ÜNAL KACIR (İstanbul) – Öneriyle, konuyla alakalı hiçbir şey konuşmadı. Lütfen müdahale ediniz.

BAŞKAN – Müdahalemizi yaptık Sayın Milletvekilim, teşekkür ediyorum.

Danışma Kurulu önerisini oylarınıza sunuyorum, karar yeter sayısı arayacağım: Kabul edenler…Kabul etmeyenler…

Kâtip Üyeler arasında anlaşmazlık olduğu için elektronik sistemle oylama yapacağım.

Üç dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır ve Danışma Kurulu önerisi kabul edilmiştir.

Şimdi, İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınma önergesi vardır. Okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım:

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

A) Önergeler (Devam)

2.- Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi’nin, (2/499) esas numaralı Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/194)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

2/499 Grev, Toplu Sözleşme Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun Teklifim 45 gün içerisinde Komisyonda görüşülmediğinden İç Tüzüğün 37. Maddesine göre Genel Kurul Gündemine alınması hususunda gereğini bilgilerinize arz ederim.

                                                                                                          Hasan Erçelebi

                                                                                                                Denizli

BAŞKAN -  Teklif sahibi Hasan Erçelebi, Denizli Milletvekili.

Buyurun Sayın Erçelebi.

HASAN ERÇELEBİ (Denizli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ve bizi televizyonları başında izleyen Kamu Görevlileri Konfederasyonu başkanları, yöneticileri, sendikacılar ve değerli memurlar; hepinizi Demokratik Sol Parti ve şahsım adına saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendika Kanununda Değişiklik Teklifim üzerinde söz aldım. AKP Hükûmeti sekiz yıldır kamu görevlilerine “Size sendikal hak vereceğim, toplu sözleşme hakkı vereceğim, grev hakkı vereceğim.” diye vaatte bulundu. Şimdi, gördük ki, artık sözler bitti, şimdi eylem zamanı. Biz de kanun teklifimizde Türkiye’nin bir eksikliği olan kamu görevlilerinin sendikal haklarındaki toplu sözleşme ve grev hakkı eksikliğinin giderilmesini istedik. Sendikalar artık, toplu görüşmeden bıktılar “Önümüzdeki yıl masaya oturmayacağız.” diyorlar. Ne istiyorlar? Toplu sözleşme ve grev hakkı istiyorlar ve “Sorun masada değil, sorun yasadadır.” diyorlar.

Grev, emek ve ekmek mücadelesinin en demokratik silahıdır; grev, sendika özgürlüğünün vazgeçilmez bir ögesidir. İşte onun için “Grev olmadan sendika hakkı, sendika özgürlüğü olmaz.” diyoruz.

Anayasa’mızın 51’inci maddesi “çalışanlar” diyor, memurlar ve işçiler diye ayırmıyor, ondan sonra gelen bazı maddelerinde ayrım var.

AKP Hükûmeti Anayasa’nın 90’ıncı maddesini değiştirmekle aslında iyi bir görev yaptı, sizi kutluyorum ama 90’ıncı maddenin gereği olan adımları atmadınız, atmıyorsunuz. Anayasa’nın 90’ıncı maddesinde, uluslararası sözleşmeler ve bu arada çalışma hayatıyla ilgili ILO sözleşmeleri yasaların üzerindedir ve Anayasa’ya aykırılık iddiasında bulunulamaz diyor. O hâlde, Anayasa’nın 90’ıncı maddesi gereği çalışanlara, kamu görevlilerine pekâlâ sözleşmeli ve grevli sendika hakkı verilebilir.

AKP her sözünde demokratikleşmeden bahsediyor ama son hazırladığı Anayasa paketine bakıyoruz, burada memurlarla ilgili “toplu görüşme” yerine “toplu sözleşme” sözcüğü eklenmiş ama grev yok. Şimdi ben soruyorum: Siz ne biçim demokratsınız? Siz kendinize mi demokratsınız? Hani sekiz yıldır söylediğiniz demokratikleşme şarkıları nereye gitti? Siz, kimi kandırmaya çalışıyorsunuz? O kamu görevlileri ki göreve başladıkları ilk günden emekli oluncaya kadar hep yasal düzenlemelerle uğraşırlar. O yüzden, sizin ne yapmak istediğinizi, ne yapacağınızı çok iyi bilirler, hangi oyunlar içerisinde olduğunuzu çok iyi bilirler diye düşünüyorum.

AKP Hükûmetinin hazırladığı Anayasa paketinde esas olan parti kapatmadır, gerisi teferruattır. İşte, o yüzden, AKP’nin hazırladığı paket aslında bir havuç Anayasa paketidir. Herkese havuç göstererek, ola ki referanduma giderse, “Halkın oylarını alırız.” düşüncesidir.

Gelin, teklifimize destek verin diyorum. Gelin, hep beraber kamu görevlilerine özgür bir sendika hakkı, özgür bir toplu sözleşme hakkı, özgür bir grev hakkı verelim. Bu sizin için aslında bir samimiyet…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Erçelebi, lütfen tamamlayınız.

Buyurun.

HASAN ERÇELEBİ (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sevgili AKP milletvekilleri, yarın meydanlara çıkacaksınız. Peki, bu yasanın yüzü suyu hürmetine “AK PARTİ milletvekilleri” diyorum. Başbakan daha iki ay önce Memur-Sen’in toplantısında söz verdi, ben de orada dinledim. Şimdi, ülkemizi yöneten Sayın Başbakana ve onun arkasında Hükûmeti destekleyen siz değerli milletvekillerine sesleniyorum: Gelin, bizim teklifimize destek verin. Hiç olmazsa bu samimiyet testinden hem AK PARTİ olarak -bu yasanın yüzü suyu hürmetine- hem de Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak bu sınavdan alnımızın akıyla çıkalım, aksi hâlde sözler hiç de geçerli olmayacaktır.

Benim bu kanun teklifini hazırlamamda ve bugünkü konuşmamda katkı koyan bütün memur konfederasyonlarına huzurunuzda teşekkür ediyorum ve “ak” oylarınızı memurlar için talep ediyorum. Sağ olun, var olun. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Erçelebi.

Bir milletvekili adına söz isteyen Hasan Macit, İstanbul Milletvekili.

Buyurun Sayın Macit.

HASAN MACİT (İstanbul) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasıyla ilgili söz almış bulunuyorum. Sözlerime geçmeden önce, şahsım ve Demokratik Sol Parti adına yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, kamu görevlileriyle ilgili sendikal örgütlenmenin önünü açan, 2001 yılında çıkarılan yasada bir eksiklik var ve bu eksiklik, geçen süreç içerisinde daha net biçimde ortaya konmuştur çünkü kamu görevlileri, örgütlenme konusunda başarıyla görevlerini, üzerlerine düşen çalışmaları yapmışlar ve sendikal örgütlenmelerini tamamlamışlardır ama bu sendikal örgütlenmelerinin tamamlanması yeterli değildir, bu kanunun grev ve toplu sözleşme ile taçlandırılması gerekmektedir. Çünkü geçmiş uygulamalarda, yürütme ile sendikaların yaptığı toplu görüşme sonucunda, ne yazık ki o dönemde alınan kararlara dahi yürütmenin uymadığını, bazı imzalanan, verilen sözlerin yerine getirilmediği görülüyor. O zaman verilen sözler daha sonra uygulamaya geçmediği için, hiçbir anlamı da kalmıyor. Bu nedenle, toplu görüşmeye, toplu sözleşmeye oturan sendikaların da bir yaptırımı olması gerekir. Avrupa standartlarındaki sendikaların elinde olan hakları ILO sözleşmeleriyle Türkiye de tanımıştır ve bu ILO sözleşmelerini Türkiye tanıdığına göre, 2004 yılında Anayasa’da yapılan değişiklikle bunlar da 90’ıncı madde kapsamında iç hukukun üzerinde sayıldığına göre, sendikalara grev hakkı ve toplu sözleşme hakkı verilmesi yönünde anayasal bir engel bulunmamaktadır. Bu, bu kanun ile verildiği zaman kamu görevlileri önemli bir kazanım elde etmiş olacaklar ve haklarını koruma noktasında gerekli mücadeleyi yapacakladır. Bu bağlamda, Sayın Başbakanın 2004 yılında kamu sendikalarına “Size, grev ve toplu sözleşme hakkını vereceğiz.” diye bir sözü vardır. Sayın Başbakanın bu sözü üzerine, bugün bu yasa da geldiğine göre, Başbakanın vermiş olduğu sözü gerçekleştirme yönünde bir adım atılacağını, iktidar milletvekillerinin, Başbakanın bu verdiği sözün doğrultusunda oy kullanacaklarını ve bu kanunun gündeme alınması yönünde oy kullanacaklarını düşünüyorum eğer farklı bir oy kullanırlarsa Sayın Başbakanın ve Genel Başkanlarının söyledikleri, verdikleri sözün aleyhine hareket etmiş olacaklardır, bu da bir testtir, sınavdır diye düşünüyorum.

Değerli milletvekilleri, Sayın Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin’in, Hükûmet adına sendikalarla yaptığı bir görüşmede… O görüşme sonucunda da grev ve toplu sözleşmenin verilmesine yönelik mutabık kaldıklarını, bunun anayasal bir değişiklikle gerçekleştirilebileceğini söylemiştir ama biraz önce söylediğim anlamda bu Anayasa değişikliğine gerek yoktur. Anayasa değişikliği de bugünlerde gündeme geldiğine göre ve Mehmet Ali Şahin’in, Sayın Meclis Başkanının bu bağlamda söylediklerinin de gerçekleşmesi gerekir. Kaldı ki bugün, AKP Grubunun Anayasa değişikliğiyle ilgili ortaya koyduğu tutumu da o gün Mehmet Ali Şahin şöyle yanlış buluyor, bakın, o gün diyor ki: “Bunun için Türkiye Büyük Millet Meclisinde mutabakat sağlanması gerekir. 184 milletvekilinin imzasıyla konu Meclis gündemine getirilebilir.” Yani Sayın Mehmet Ali Şahin Meclis Başkanı olmadığı dönemde yürütmenin bir bakanıyken Anayasa değişikliğinin Mecliste bir mutabakatla sağlanabileceğini, mutabakatla gerçekleştirilebileceğini söylüyor. Bugün de AKP anayasal değişiklikleri gündeme getirdiğine göre, bugün de Meclis Başkanı olan Mehmet Ali Şahin’in 2007 yılında bu söylediği sözün arkasında durması gerekir ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin, Anayasa değişikliği konusunda mutabakat sağlanması için girişimlerde bulunması gerekir. Yani, bir partinin veya bir yürütmenin Anayasa değişikliği görüntüsünün ortadan kaldırılması gerekir.

Anayasa değişikliğiyle ilgili, partilerimizi ziyaret eden ekibin içerisinde Başbakan Yardımcısı ve Adalet Bakanının olması, Hükûmet tarafından Anayasa değişikliğinin Türkiye Büyük Millet Meclisine bir dayatma görüntüsü vermektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Macit, lütfen tamamlayınız.

Buyurun.

HASAN MACİT (Devamla) – Türkiye Büyük Millet Meclisine, Anayasa değişikliğinin bir dayatma görüntüsü vermektedir. Kaldı ki geçmişte Anayasa değişikliğiyle ilgili yapılan çalışmalarda, o günkü Türkiye Büyük Millet Meclisinde bulunan bütün siyasi partilerin katıldığı bir uzlaşı komisyonundan geçerek, tartışılarak gerçekleştirmiştir ve bu değişikliklerin içerisinde, o dönemlerde görev yapan AKP milletvekilleri de bulunmuştur. Bunun yolu, temayülü ortadadır. Bu ortada olan temayüle aykırı hareket etmek, yarın bu Anayasa değişikliğini de devamlı gündemde tutacak bir tartışmaya yol açacaktır. 1980 yılında nasıl beş üyeli Konsey bir Anayasa yapmışsa bugün de bir partinin dayatmasıyla Anayasa değişikliği gerçekleştirilir tartışması yapılacaktır.

Bu yanlıştan vazgeçin ve bu kanuna da destek verin çünkü bu kanunun uygulanmasıyla ilgili, Sayın Başbakanın sözleri vardır. Sayın Başbakanın sözlerinin arkasında duracağınızı ümit ediyorum AKP milletvekilleri olarak.

Hepinize saygılar sunarım. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Macit.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Birleşime beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati : 17.30


ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 17.39

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Gülşen ORHAN (Van), Murat ÖZKAN (Giresun)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 76’ncı Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

Gündemin “Sözlü Sorular” kısmına geçiyoruz.

IX.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLAR1

1.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’ın, elektrik zammı ile ilgili açıklamasına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısıdan sözlü soru önergesi (6/885) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

2.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, THY Malatya merkez ofisinin kapatılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1005) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

3.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, THY çağrı merkezindeki işten çıkarmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1006) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

4.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, sulamada kullanılan elektrik borçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1017) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

5.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, THY dış hat seferlerinde bazı gazetelerin alınmadığı iddiasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1039) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

6.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, THY’daki çağrı merkezlerinde çalışanlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1047) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

7.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, İstanbul’daki hizmet binasının taşınmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1195) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

8.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, hazırlandığı iddia edilen bir kanun tasarısı taslağına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1202) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

9.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, personel arasındaki ücret farklılıklarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1204) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

10.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, denetim tazminatı alamayan bazı personele ilişkin sözlü soru önergesi (6/1205) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

11.- Mersin Milletvekili Akif Akkuş’un, otuz yaş üstü araç sahiplerinin sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1223) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

12.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, bir medya grubuna verilen vergi cezasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1279) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

13.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, “varlık barışı” uygulamasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1284) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

14.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, bütçe revizyonuna ve temel ihtiyaç maddelerinde KDV indirimine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1326) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

15.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, yapılandırılan vergi borçlarını ödeyemeyenlerin durumuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/1348) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

16.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, Gaziantep TEDAŞ Müdürlüğünün oluşturduğu kaynağa ilişkin sözlü soru önergesi (6/1369) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

17.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, gelir uzmanlığına yapılan atamalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1452) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

18.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, gelir uzmanlığına yapılan atamalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1453) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

19.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, gelir uzmanlığına yapılan atamalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1454) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

20.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat’taki çiftçi birliklerinin elektrik borçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1516) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

21.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, bazı çiftçilerin TEDAŞ’a olan borçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1591) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

22.- Kırklareli Milletvekili Tansel Barış’ın, elektrik sayaçlarının değiştirilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1600) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

23.- Adana Milletvekili Kürşat Atılgan’ın, otomobillerden alınacak bir vergiye ilişkin sözlü soru önergesi (6/1623) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

24.- Mersin Milletvekili Akif Akkuş’un, Tarsus sahil bandındaki tesislerin tahsislerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1667) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

25.-Mersin Milletvekili Akif Akkuş’un, çiftçilerin elektrik borçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1670) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

26.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, tarımsal sulamada kullanılan elektrik borçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1685) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

27.- Adana Milletvekili Kürşat Atılgan’ın, Adana’daki işsizlik oranını azaltacak çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1720) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

28.- Adana Milletvekili Kürşat Atılgan’ın, Adana’daki işsizlikle ilgili proje ve yatırımlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/1721) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

29.- Adana Milletvekili Kürşat Atılgan’ın, Adana’daki işsizliğe yönelik projelere ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/1722) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

30.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’ın, emeklilere yapılan zammın kaynağına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1752) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

31.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Midyat’taki elektrik kesintilerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1784) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

32- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, yatırım araçlarının vergilendirilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1791) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

33.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Erbaa ilçesindeki bir binanın Gazi Osman Paşa Üniversitesine devredilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1841) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

34.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Erbaa ilçesindeki bazı binaların Adalet Bakanlığına devredilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1842) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

35.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, tüpgazdaki ÖTV’ye ilişkin sözlü soru önergesi (6/1867) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

36.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, esnaf ve sanatkârların vergi borçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1885) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

BAŞKAN – Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek, gündemin “Sözlü Sorular” kısmında yer alan sorulardan 1, 5, 6, 7, 10, 13, 57, 59, 61, 62, 68, 89, 93, 120, 131, 144, 195, 196, 197, 239, 300, 307, 327, 363, 366, 378, 408, 409, 410, 439, 471, 478, 526, 527, 552 ve 570’inci sıralarındaki soruları birlikte cevaplandırmak istemişlerdir.

Şimdi bu soruları sırasıyla okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki yazılı sorularımın Devlet Bakanı Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını arz ederim.

                                                                                                            Mümin İnan

                                                                                                                 Niğde

Soru 1- Basına yansıyan haberlere göre "Biz elektrik zammını vatandaş tasarruf etsin diye yaptık." dediğiniz ifade ediliyor. Bu haber doğru ise acaba vatandaş tasarruf etsin diye diğer enerji kaynaklarına da yüklü bir zam yapmayı planlıyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

                                                                                                   Ferit Mevlüt Aslanoğlu

                                                                                                               Malatya

THY, Malatya satış ofisi kapatılarak, 35 km uzaktaki havaalanı ofisinden hizmet vermeye devam edilmektedir. Merkez ofisinin kapatılması ile THY'dan bilet satın almak isteyen yolcular ile kargo ve posta hizmeti alan müşteriler 35 km uzaktaki havaalanı ofisine gitmek zorunda kalmaktadır. Ayrıca, bilet satış acentelerinin yapamadığı hizmetler için yolcular yine aynı uygulamaya katlanmak zorunda kalmaktadır.

Bu uygulama ile;

a. THY'dan bilet satın alma olanağı ortadan kaldırılmaktadır. (Bizim yolcularımızın Call Center ve İnternetten bilet alma alışkanlığı henüz oluşmamıştır).

b. THY ile kargo, posta hizmetleri yapılamaz hâle getirilmek mi istenmektedir?

Yukarıda belirttiğim nedenlerle THY'nın Malatya Merkezdeki ofisinin yeniden açılmasını düşünür müsünüz? Yoksa THY'nın müşteri memnuniyeti anlayışının bu uygulamada olduğu gibi mi devam edeceğini, farklı bir uygulama yapılmayacağını bilmek zorunda mı kalalım?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

                                                                                                   Ferit Mevlüt Aslanoğlu

                                                                                                               Malatya

THY Çağrı Merkezindeki çalışan 550 kişinin, işten çıkartılarak bu işin Assistt ve Vodatech isimli iki firmaya verildiği belirtilmektedir.

1. THY'nın 550 çalışanının iş akitlerini bozarak aynı işi başka firmalara yaptırmanın etik, ahlaki ve yasal olarak izahı var mıdır?

2. Her iki firma kimdir? Nedir? Bu işi daha önce yapmışlar mıdır?

3. Bu işle ilgili herhangi bir ihale açılmış mıdır?

4. Bu firmalar, satılan Türk Telekom'un ortakları mıdır? Ayrıca bu işin verildiği firmaların birinde genel müdür olan AKP İl Başkan Yardımcısının etkisi olmuş mudur?

5. Müşteri memnuniyetini, kuruma ait personel olmadan sağlama konusu dikkate alınmış mıdır?

6. 550 çalışanı anında kapı dışarı eden THY yönetimi vicdanında bu olay büyük yara açmayacak mıdır? Bayram öncesi 550 çalışanın ve ailesinin yaşadığı şokun hesabını kimler verecektir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                   Ferit Mevlüt Aslanoğlu

                                                                                                               Malatya

 

Elektrik enerjisi kullanarak Tarımsal Sulama yapan çiftçilerimiz ve sulama birlikleri ödenemez bir borç yükü ile karşı karşıya kalmışlardır. Cazibeli su kullanan çiftçilerimize önemli ölçüde haksızlık yapılmaktadır. Bu nedenle,

a) Sulama birlikleri ve çiftçilerimizin elektrik borçlan ile ilgili nasıl bir yapılandırma düşünmektesiniz?

b) Cazibeli su kullanan çiftçilerimizle, Elektrikle Tarımsal sulama yapan çiftçilerimiz arasında oluşan haksız rekabeti ortadan kaldırmayı düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.                  

                                                                                                           Yaşar Ağyüz

                                                                                                              Gaziantep

Özelleştirme kapsamındaki Türk Hava Yolları Genel Müdürlüğü'nce son bir ay içerisinde Çağrı Merkezinin kapatılması ile başlayan keyfi uygulamalar, Dış Hat seferlerinde gazete sansürlemesi ile devam etmektedir.

1. Türk Hava Yollarının Dış Hat seferlerinde gazete okumak isteyen yolculara belirli grup ve iktidar yandaşı gazetelerin dayatılması okuma ve basın özgürlüğüne ne kadar uygundur?

2. Türk Hava Yolları Yönetimi, Sayın Başbakan'ın bazı gazeteler için "Okumayın, evinize sokmayın" talimatını mı uygulamaktadır?

3. Bu uygulamadan sizin, Türk Hava Yolları Genel Müdürü'nün bilgisi var mıdır?

4. Ülkemizin itibarlı gazetelerinin (Hürriyet, Cumhuriyet, Milliyet, Vatan, Sözcü, Radikal, Posta) Türk Hava Yollarına alınmayarak, sansürlenmesi siyasi bir karar değil midir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.                  

                                                                                                             Yaşar Ağyüz

                                                                                                                Gaziantep

Özelleştirme kapsamı içerisinde yıllardır yer alan, Türk Hava Yollarında;

1. 2006 yılında en iyi Çağrı Merkezi Ödülünü alan Türk Hava Yolları Çağrı Merkezi'nin kapatılarak, 550 çalışanının hiçbir gerekçe gösterilmeden Ramazan ayının bitiminde işten çıkarılması, Sendikal Hak ve Özgürlüklere aykırı değil midir?

2. Türk Hava Yolları'nın Çağrı Merkezi işinden çekilip, bu hizmeti iki özel firmadan satın almak istemesini ve şirketlerden birinin Genel Müdürünün İktidar partisinin İstanbul Eski İl Başkan Yardımcısı olmasını Etik buluyor musunuz?

Taşeronlaştırma ve hizmet özelleştirmesiyle Rant yaratmak ve Türk Hava Yolları çalışanlarını Sendikasızlaştırmak mıdır?

3. Bugüne dek gerçekleşen özelleştirmelerde olduğu gibi 550 çalışanı işten çıkararak,

Türk Hava Yollarının satışın yerli ve yabancı kişiler ile ortaklıklara, cazip ve sorunsuz hale getirmek değil midir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın aracılığınızla Maliye Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 20.01.2009

                                                                                                              Kamer Genç

                                                                                                                  Tunceli

İstanbul Vatan Caddesi’nde olan Maliye Binası boşaltılarak Cevizlibağ mevkiinde bulunan Yeşil Kundura Binasına taşınmıştır.

1- Bakanlığınız mülkiyetinde olan bu bina neden boşaltılarak maliye kiralık bir binaya taşınmıştır?

2- Yeni taşınılan binaya kaç lira kira ödenmektedir? Yeni taşınılan binanın mülkiyeti kime aittir?

3- Vatan Caddesi’nde bulunan maliyeye ait bu yeri satmayı düşünüyor musunuz? Satma konusunda Albayraklar'a verilmiş bir sözünüz var mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim. 20.01.2009

                                                                                                             Erkan Akçay

                                                                                                                  Manisa

Maliye Bakanlığınca hazırlanmakta olan bir kanun tasarısı taslağında, Bakanlıkta Daire Başkanı ve üstü görevlerde bulunanlar ile Defterdar unvanında en az üç yıl görev yapmış olanların Personel Genel Müdürlüğünde Kontrolör olarak çalıştırılabileceği hükmünün yer alacağı ifade edilmektedir.

1. Gerek taşra gerekse merkezde görev yapmakta olan bazı unvanlardaki personelin, Bakanlığınız Personel Genel Müdürlüğünde görevlendirilmek üzere kadro oluşturma yönünde kanun değişikliği hazırlığı içinde olduğunuz doğru mudur?

2. Oluşturulacak kadro unvanının Kontrolör olacağı doğru mudur?

3. Bu kadroya, atanacak kişilerin yetişmesinde kariyer şartı aranmayacağına göre, kariyer meslek mensubu Bakanlığınız Kontrolörleri üzerinde yapacağı tahribat ve Kamu Denetim Sistemine yansımaları dikkate alınmış mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim. 20.01.2009

                                                                                                            Erkan Akçay

                                                                                                                Manisa

Gelir İdaresi Başkanlığının, Merkez ve Taşra Teşkilatında, Türkiye'nin tüm il ve ilçelerinde çalışan, yaklaşık 40 bin personeli yöneten, denetimi koordine ederek, vergi kayıp ve kaçağının önlenmesinden, verginin tahakkukundan, tahsiline kadar önemli görevleri üstlenen, Müdür, Vergi Dairesi Müdürü ve Müdür Yardımcıları memurlarından daha düşük ücret almaktadırlar.

Bu kapsamda;

1. Maliye  Bakanlığı personeli arasında yaşanan  ücret farklılıklarının giderilmesi hususunda bir çalışma yapılmakta mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim. 20.01.2009

                                                                                                            Erkan Akçay

                                                                                                                Manisa

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 36/A-11'nci maddesine göre, Maliye Bakanlığı bünyesinde uzman kadrosunda çalışan personel Denetim Tazminatı alırken, Vergi Usul Kanunu'nun 135'nci maddesine göre, fiilen denetim görevi yapan ve yaptıran Defterdar, Vergi Dairesi Başkanı, Vergi Dairesi Müdürü ve Vergi Dairesi Müdür Yardımcıları denetim tazminatı alamamaktadırlar.

Bu kapsamda;

1. Vergi Usul Kanunu'na göre inceleme yetkisi verilen Defterdar, Vergi Dairesi Başkanı, Vergi Dairesi Müdür ve Müdür Yardımcılarına Denetim tazminatı ödenmemesini doğru buluyor musunuz?

2. Defterdar, Vergi Dairesi Başkanı, Vergi Dairesi Müdür ve Müdür Yardımcılarına Denetim tazminatı ödenmesi ile ilgili bir çalışmanız var mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıda yer alan soruma Maliye Bakanının sözlü olarak cevap vermesini saygılarımla arz ederim.

                                                                                                             28/01/2009

                                                                                                     Prof. Dr. Akif Akkuş

                                                                                                                Mersin

Basın yayın organlarından öğrendiğimiz kadarıyla 30 yaş ve üzeri karayolu araçlarının, vergi ve trafik borçlarını silme karşılığı trafikten çekileceği belirtiliyor. Ancak bugün bu araç sahiplerinden bir kısmı, bahse konu araçları kullanıyor ve geçimini sağlamaya çalışıyor. Bu araç sahipleri zor şartlar altında bandrol, defter ücreti, muhasebe ücreti ve vergi ödediklerini belirterek, bunların yılda 6 bin TL’yi bulduğunu ve ödeme zorluğu içinde olduklarını kendilerinden götürü usulde vergi alınmasının daha uygun olacağını talep ediyorlar.

Bu konuda bir çalışmanız var mı? Bu insanların mağduriyeti nasıl önlenecek?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                           Yaşar Ağyüz

                                                                                                              Gaziantep

Ocak ayında açıklanan Bütçe açığı oranı % 466 ile son yılların en büyük Bütçe açığı olduğu bir gerçek iken;

29 Mart yerel seçimleri yaklaşırken, Sayın Başbakanın Ekonomik krizi ve Yolsuzlukları görmezlikten gelerek Basın kuruluşlarını hedef alan konuşmaları üzerine,

1. Bakanlığınızca, Etkin bir Medya Grubuna kestiğiniz Astronomik Ceza Bütçe açığınızı kapatmak için midir, yoksa yolsuzlukları açıkladığı için cezalandırma ve susturma aracı mıdır?

2. Gazete almayın kampanyaları üzerine, Astronomik Vergi Cezasını İktidar Partisi Grup Başkanvekili’nin savunması Astronomik Cezanın siyasi vergi baskısı ve vergi salması olduğunu göstermiyor mu?

3. Aynı denetimleri, Deniz Feneri ile Ekonomik ilişkili olduğu mahkeme kararı ile belirlenen ve bugüne kadar hiçbir denetim geçirmeyen Kanal 7 yayıncılığına,

Devletin bankalarından hangi koşullarda verildiği belli olmayan 750 Milyon Dolarlık kredi ile alınan ve % 25’i Katar’da kurulu bir şirkete satılan ATV-Sabah grubu için de yaptınız mı, yapmayı düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                           Yaşar Ağyüz

                                                                                                              Gaziantep

Ekonomiyi canlandırmak amacıyla Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun ile 22.11.2008'de uygulamaya konulan Varlık Barışı Kanunundan;

1. Yasal kayıtlarda yer almayan yurt dışı ve yurt içi kıymetlerin kayıtlara intikal ettirilmesi süresi 02 Mart 2009 akşamı dolmuş bulunmaktadır. Bankalara, Aracı kurumlara, Vergi dairelerine başvuruda bulunan Şirket, Mükellef veya sade Vatandaş sayısı ne kadardır?

2. Bu başvuru sürecinde ne kadar yabancı veya yerli mevduat beyan edilmiştir?

Döviz ve TL. cinsinden miktarı ne kadardır?

3. Bu yasal uygulamanın sonucunda Bakanlığınızın beklediği mevduat beyanı dolmuş mudur?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                           Yaşar Ağyüz

                                                                                                              Gaziantep

Ülkemizde yaşanan Ekonomik krizin sonucu 27 çeyrektir. Kesintisiz büyüyen Ekonomimizde 7 yıl sonra daralma yaşandı, ihracatımız %34 geriledi.

1. Ekonomik daralma arttıkça bütçe açığı da artacağına göre büyüme oranı %4 olarak belirlenerek düzenlenen 2009 bütçesinin revizyonunun gerekliliğini düşünüyor musunuz?

2. Otomotivde, Beyaz eşyada yapılan ÖTV ve KDV oranlarının düşürülmesinin sınırlı bir toplum kesimine katkısı olurken, Ay sonunu getiremeyen, geçim sıkıntısı içerisindeki vatandaşlarımızın kullanmak zorunda oldukları Elektrik, Su ve Doğalgazın, Gıda harcamalarının yükünü azaltmak, mutfak harcamalarına katkıda bulunmak için temel ihtiyaç maddelerinin, KDV oranlarının indirilmesini düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                            Yaşar Ağyüz

                                                                                                               Gaziantep

Küresel krize karşı reel sektörü rahatlatmayı hedefleyen tedbirler kapsamında, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki yasanın 48. Maddesinde düzenlenen tecil ve taksitlendirme konusunda, Bakanlığınıza verilen yetkiye dayanarak hazırlanan Tahsilat Genel Tebliği zor durumda olan tüm borçlular için olumlu karşılanmıştır.

1. Esnaf ve Mükelleflerimizin bu tebliğ kapsamında yapılandırdıkları Vergi Ödemeleri taksitlerini, Ekonomik kriz nedeniyle tecili ihlal eden, ödeyemeyen Esnaf ve Mükelleflerimize tecilin geçerli sayılması için bir olanak tanımayı düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın M. Şimşek tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                          Hasan Özdemir

                                                                                                               Gaziantep

Gaziantep'in kurumsal vergisi şampiyonu TEDAŞ yarattığı kaynakla Gaziantep ekonomisi için önemli bir alternatiftir. Ancak Gaziantep TEDAŞ Müdürlüğünün yarattığı bu kaynak Gaziantep ekonomisine Adana üzerinden Gaziantep'e getirilmektedir. Bu süreç içerisinde ise ciddi bir kaynak kaybı yaşanmaktadır.

Buna göre;

1) Gaziantep ekonomisi için büyük bir kaynak kaybını ifade eden bu durumu ortadan kaldırmayı düşünüyor musunuz? Bu doğrultuda yapılan çalışmalarınız ya da projeleriniz nelerdir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                            Erkan Akçay

                                                                                                                 Manisa

Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından 02.12.2006 tarihinde yapılan Gelir Uzmanlığı Özel Sınavı için 2500 ve 15.12.2007 tarihinde yapılan Gelir Uzmanlığı Özel Sınavı için 2500 kişi olmak üzere toplam 5000 kişi olarak ilan edilen boş kadro sayısı kadar yapılan atamaların dışında;

1- 02.12.2006 tarihinde yapılan sınav sonucunda açılan kişisel davalar sonucunda kaç kişinin ataması yapılmıştır, en düşük kaç puan ile atama yapılmıştır?

2- 02.12.2006 tarihinde yapılan sınav sonucunda 70 üzerinden 83 puan alarak sicil notu nedeniyle 2500 kişilik listenin dışında kalan 2008/1083 Y.D. İtiraz No’lu DİDDK Kararına göre kaç kişinin ataması yapılmıştır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                          Erkan Akçay

                                                                                                               Manisa

Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından 02.12.2006 tarihinde yapılan Gelir Uzmanlığı Özel Sınavı için 2500 ve 15.12.2007 tarihinde yapılan Gelir Uzmanlığı Özel Sınavı için 2500 kişi olmak üzere toplam 5000 kişi olarak ilan edilen boş kadro sayısı kadar yapılan atamaların dışında;

1- 2006 ve 2007 yıllarında sınava girerek 70 ve üzeri puan alarak başarılı olan ve ataması yapılmayan kaç kişi vardır?

2- 12.2006 tarihinde yapılan gelir uzmanlığı sınavında 70 ve üzeri puan alanların 15.12.2007 tarihindeki sınava girmeden sıralamaya dâhil edilerek oluşturulan karma liste üzerinden yapılan atamaların iptaline ilişkin 2008/1083 No’lu DİDDK Kararına göre 15.12.2007 tarihindeki sınav sonucuna göre kaç personelin ataması yapılmıştır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                          Erkan Akçay

                                                                                                               Manisa

Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından 02.12.2006 tarihinde yapılan Gelir Uzmanlığı Özel Sınavı için 2500 ve 15.12.2007 tarihinde yapılan Gelir Uzmanlığı Özel Sınavı için 2500 kişi olmak üzere toplam 5000 kişi olarak ilan edilen boş kadro sayısı kadar yapılan atamaların dışında;

1- 15.12.2007 tarihinde yapılan sınav sonucunda açılan kişisel davalar sonucu kaç kişinin ataması yapılmıştır, en düşük kaç puanla atama yapılmıştır?

2- Tüm bu yapılan atamalar sonucunda 2006 ve 2007 yıllarında ilan edilen toplam 5000 kişi dışında kişisel dava sonucu ataması yapılanlar ile DİDDK Kararına göre 2006 ve 2007 yılı sınav sonuçlarına göre ataması yapılan toplam kişi vardır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek  tarafından sözlü olarak cevaplan-dırılmasını arz ederim.

                                                                                                          Reşat Doğru

                                                                                                                Tokat

Soru: Tokat Erbaa ilçesinin sağ ve sol sahil sulama birliklerinin elektrik borçlarından dolayı, su pompalarını çalıştıramamışlar. Bunun sonucu ürünler susuzluktan dolayı yanmıştır. Çiftçi birliklerinin Tokat ili olarak ne kadar elektrikten dolayı borcu bulunmaktadır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek  tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                            Reşat Doğru

                                                                                                                  Tokat

Soru: Tokat ilinde Kazova ve Kelkit vadilerindeki çiftçilerimizin sulama bedeli olarak TEDAŞ'a ana para ve faiz olarak ne kadar borcu vardır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                             Tansel Barış

                                                                                                               Kırklareli

1) Elektrik sayaçlarının tüketicilere haber verilmeden sökülerek yenisinin takıldığı, bu değiştirme işlemi karşılığı 80 TL'lik ücretin de elektrik faturalarına yansıtıldığı iddia edilmektedir. Bu iddialar doğru mudur?

2) Doğru ise; Ölçü Aletleri Muayene Yönetmenliği'nin 9. maddesi bu tür değişikliklerin 10 yılda bir yapılarak uygun olanların tüketiciye iade edilmesini hükmederken, burada yönetmenliğin 9. maddesine uyulmuş mudur?

3) Sayaçların tüketiciye haber verilmeden, zorla değiştirilmesini, masraflarının da faturaya yansıtılmasını doğru buluyor musunuz?

4) Zorla değiştirilen sayaçların garantisinin ve servisinin olmadığı iddiaları doğru mudur?

5) Tüketicilere haber vermeden sayaç değiştirme işlemini durdurarak daha önce değiştirilmek sureti ile zorda kalan vatandaşlarımızın mağduriyetlerinin giderilmesini düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                           Kürşat Atılgan

                                                                                                                 Adana

Açıklama: 17 Ekim 2009 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan ve "geriye dönük olarak" 3 Temmuz 2009'da yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu kararı uyarınca otomobillerin fabrika çıkış bedeli üzerinden binde sekiz oranında radyo teyp vergisi alınacaktır.

Soru: Geriye dönük olarak Bakanlar Kurulu kararı almak ve bu karar uyarınca vatandaşın satın aldığı otomobilden vergi almak ne kadar doğrudur? Bu kararınızla TRT’ye ne kadar kaynak aktarmayı planlıyorsunuz?

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıda yer alan soruma Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek'in sözlü olarak cevap vermesini saygılarımla arz ederim. 08.12.2009

                                                                                                  Prof. Dr. Akif Akkuş

                                                                                                             Mersin

Mersin ili Tarsus sahil bandı turizm projesine bağlı olarak ihale edilmiş olan turistik tesislerin kesin tahsisleri neden yapılmamaktadır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıda yer alan soruma Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek'in sözlü olarak cevap vermesini saygılarımla arz ederim. 08.12.2009

                                                                                                  Prof. Dr. Akif Akkuş

                                                                                                             Mersin

Tarımsal alanlarda yaşamakta olan çiftçilerimizin, Tedaş'a önemli miktarlarda elektrik borcu bulunmaktadır. Çiftçilerin elektriklerinin kesilmesi için borcun bin TL olması bekleniyor, bu miktar da ödeme imkânımızı aşıyor ve faizleriyle birlikte 8-9 bin TL'yi buluyor diye belirtmektedirler.

Elektrik borcu olan çiftçilerin, borç miktarları daha küçük meblağlarda iken elektrik kesilmesi ödeme için daha kolay olacaktır denilmektedir. Bu konuda neler yapılabilir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplan-dırılmasının teminini arz ederim.

                                                                                                      Dr. Reşat Doğru

                                                                                                               Tokat

Soru: Tokat ilinde tarımsal sulamada kullanılan elektrik borçları ödenemediğinden 2009 yılında kanallara su gelmemiştir. Bu üreticilerin önümüzdeki yılda mağdur olmaması için borçlarını yeniden yapılandırmak veya erteleme konusunda bir çalışma yapacak mısınız?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplan-dırılmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                       Kürşat Atılgan

                                                                                                              Adana

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı verilerde il bazındaki sonuçları içeren 2008 İl Düzeyinde Temel İşgücü Göstergelerine göre, 2008 yılında Türkiye genelinde işsizlik oranı % 11 olarak belirlenmiştir. Yine bu verilere göre, işsizlik oranının en yüksek olduğu il yüzde 22,1 ile Şırnak iken, yüzde 20,5 ile Adana ve yüzde 18,3 ile Hakkâri işsizliğin en fazla olduğu iller olarak Şırnak'tan sonra sıralanmıştır.

Soru: Bakanlığınızın bu göstergeleri dikkate alarak Türkiye'nin beşinci büyük kenti olan Adana'nın işsizlik oranını Türkiye ortalamasına çekecek herhangi bir yatırımı, projesi ve önlemi şimdiye kadar olmuş mudur? Bundan sonra da bu oranı aşağılara çekebilecek ne gibi yatırımlarınız ve projeleriniz olacaktır? Seçim bölgem Adana ile ilgili ileriye dönük planlarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                           Kürşat Atılgan

                                                                                                                  Adana

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilerde il bazındaki sonuçları içeren 2008 İl Düzeyinde Temel İşgücü Göstergelerine göre, 2008 yılında Türkiye genelinde işsizlik oranı yüzde 11 olarak belirlenmiştir. Yine bu verilere göre, işsizlik oranının en yüksek olduğu il yüzde 22,1 ile Şırnak iken, yüzde 20,5 ile Adana ve yüzde 18,3 ile Hakkâri işsizliğin en fazla olduğu iller olarak Şırnak’tan sonra sıralanmıştır.

Soru: Bakanlığınızın bu göstergeleri dikkate alarak Türkiye'nin beşinci büyük kenti olan Adana’nın işsizlik oranını Türkiye ortalamasına çekecek herhangi bir yatırımı, projesi ve önlemi şimdiye kadar olmuş mudur? Bundan sonra da bu oranı aşağılara çekebilecek ne gibi yatırımlarınız ve projeleriniz olacaktır? Seçim bölgem Adana ile ilgili önümüzdeki üç yıllık dönem için planlarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?

                                                                                                                7/1/2010

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                           Kürşat Atılgan

                                                                                                                  Adana

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilerde il bazındaki sonuçları içeren 2008 İl Düzeyinde Temel İşgücü Göstergelerine göre, 2008 yılında Türkiye genelinde işsizlik oranı yüzde 11 olarak belirlenmiştir. Yine bu verilere göre, işsizlik oranının en yüksek olduğu il yüzde 22,1 ile Şırnak iken, yüzde 20,5 ile Adana ve yüzde 18,3 ile Hakkâri işsizliğin en fazla olduğu iller olarak Şırnak’tan sonra sıralanmıştır.

Soru: Bakanlığınızın bu göstergeleri dikkate alarak Türkiye'nin beşinci büyük kenti olan Adana’nın işsizlik oranını Türkiye ortalamasına çekecek herhangi bir yatırımı, projesi ve önlemi şimdiye kadar olmuş mudur? Bundan sonra da bu oranı aşağılara çekebilecek ne gibi yatırımlarınız ve projeleriniz olacaktır? Seçim bölgem Adana ile ilgili ileriye dönük planlarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki yazılı sorularımın Maliye Bakanı Sn. Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını arz ederim.

                                                                                                             Mümin İnan

                                                                                                                  Niğde

Soru 1- 2010 yılı Ocak ayında emeklilerimize yapılan zamların bütçede karşılığı öngörülmüş müdür?

Soru 2- Yapılan zamlar 2010 yılı bütçesine ne kadar yük getirecektir? Bu açıklar dolaylı vergiler ve enerji zamlarıyla mı karşılanacaktır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 21.01.2010

                                                                                                            Ensar Öğüt

                                                                                                               Ardahan

Mardin Midyat’ta sık sık yaşanan elektrik kesintilerinden dolayı birçok işyerinde elektrikli cihazların bozulmasına yine bu kesintilerden dolayı iş yeri sahipleri zamanında teslim etmeleri gereken işleri teslim edemediklerinden dolayı maddi kayıpları olduğu gibi evlerdeki elektronik cihazlar da bozulmuş durumdadır. Aynı zamanda bu soğuk kış günlerinde kaloriferler de yanmadığından dolayı kışı soğukta geçirmektedirler

1- Mardin-Midyat'ta sık sık yaşanan elektrik kesintilerinin bir an evvel durdurulması için bir çalışma yapılacak mı, bölgedeki vatandaşlarımızın bozulan elektrikli cihazlarının paralarının ödenmesi için bir çalışmanız var mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Vergi düzenlemeleri ile ilgili sorumun Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                    Mehmet Akif Paksoy

                                                                                                         Kahramanmaraş

1 - Hükümetinizce temel tüketim maddeleri başta olmak üzere birçok mal ve hizmetten alının vergiler artırılırken; repo, yatırım fonu, tahvil ve bono gibi yatırım araçlarında artırıma gidilmemesinin sebebi nedir?

2- Sayılan yatırım araçlarından alınan vergilerden bir indirime gitmeyi düşünüyor musunuz? Düşünüyorsanız gerekçesi nedir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplan-dırılmasının teminini arz ederim.

                                                                                                           Reşat Doğru

                                                                                                                 Tokat

Tokat ili Erbaa ilçemizde atıl vaziyette bulunan Tekel binasının, Sağlık Bilimleri Fakültesi eğitim binası olarak Gazi Osman Paşa Üniversitesine devretmeyi düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplan-dırılmasının teminini arz ederim.

                                                                                                           Reşat Doğru

                                                                                                                 Tokat

Erbaa İlçesi Karayaka Bulvarı üzerinde bulunan Tekel Yaprak Tütün Depolarının bulunduğu parseldeki binaların, Yarı Açık Cezaevi yapılması için Adalet Bakanlığına devretmeyi düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 11.02.2010

                                                                                                              Ensar Öğüt

                                                                                                                Ardahan

Tüpteki yüksek vergiler tüketicileri sıkıntıya soktuğu gibi tüp satanlar da zor günler geçirmektedir. Bu yöntem devam ederse binlerce tüp satan işyeri kapanacağı on binlerce kişi işsiz kalacağı gibi devletimiz de KDV ve ÖTV alamayacaktır. 2009’da bazı sektörlerde ÖTV ve KDV indirimlerine gidilmiştir.

1- Geçen yıl vergi indirimlerinin kapsamında pek çok üründe KDV yüzde 8'e çekildi. Ancak her evin zorunlu ihtiyacı olan tüp üzerinden hâlâ yüzde 27 oranında ÖTV, ayrıca yüzde 18 oranında KDV vergisi alınıyor. Lüks tüketimlerden alınması gereken ÖTV fakirin tüpünden alınıyor. Pırlantadan alınmayan ÖTV'nin Tüpgazdan da alınmaması için çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıda belirtilen sorularımın, Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim.

                                                                                                        Prof. Dr. Alim Işık

                                                                                                                Kütahya

Ülkemizde 2007 yılından bu yana giderek derinleşen ekonomik krizin de etkisiyle her kesimden vatandaşımızın önemli sıkıntılarla karşı karşıya kaldığı bilinmektedir. Özellikle küçük esnaf ve sanatkârlarımızın son iki yıldır ödeyemez hâle geldikleri vergi borçlarıyla ilgili olarak;

1. Maliyeye olan vergi borçlarını zamanında ödeyemeyen esnaf ve sanatkârlarımızın karşılaştıkları sorunların çözümüne yönelik olarak Bakanlığınızca yürütülen bir çalışmanız var mıdır? Varsa çalışmanın içeriği ve uygulama takvimi nasıldır?

2. Esnaf ve sanatkârlarımızın vergi borçlarının faizlerinin silinerek asıl borçlarının taksitlendirilip yeniden yapılandırılmaları sağlanabilecek midir?

3. Bu konuda Bakanlığınızın 2010 yılı programı nasıldır?

BAŞKAN – Sayın Bakan, soruları cevaplandırmak üzere buyurun.

Süreniz yirmi beş dakikadır.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gündemde yer alan ve Başkanlık Divanınca az önce okunan otuz altı adet sözlü soru önergesini cevaplamak üzere söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

İlk olarak Sayın Mümin İnan’ın (6/885) sayılı sorusunu cevaplandırıyorum: Haziran 2008’de elektrik zammıyla ilgili basına çıkan haberlerde tabii ki sadece manşeti değil açıklamaların bütününü değerlendirmek lazım. Tabii ki enerjide dışa bağımlıyız, bu bağımlılığı azaltmamız lazım ama tabii ki enerjide de mutlaka tasarrufa azami önem vermek lazım. Aslında tasarruf her zaman her şeyde bence önemli bir konudur.

Sayın Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun (6/1005), (6/1006) ve Sayın Yaşar Ağyüz’ün (6/1039) ve (6/1047) sayılı sorularını birlikte cevaplandıracağım: Mayıs 2006’daki halka arzla Türk Hava Yollarının sermayesindeki kamu payı yüzde 50’nin altına düşmüş ve kamu tüzel kişiliği sona ermiştir. Faaliyetlerini özel hukuk hükümlerine göre yürütmektedir, hisseleri İMKB’de işlem görmektedir. Halka açık diğer şirketlerin tabi olduğu tüm kurallara ve denetim mevzuatına tabidir. Yurt içinde ve yurt dışında rekabet ortamında faaliyet göstermektedir. Başarılı bir işletme olabilmenin gereği ne ise yapmak durumundadır. Türk Hava Yolları, satış fonksiyonlarını daha az maliyetli kanallara yönlendirerek satıştan ziyade pazarlama odaklı bir çalışma sistemini benimsemiştir. Personeli tek çatı altında toplamak suretiyle hem bütünlük ve verimlilik hem de dağıtım kanallarına etkinliğinin artırılmasıyla daha etkin bir bünye hedeflemiştir. Satış ofislerinde yolculara verilen hizmetin bire bir dağıtım kanallarında da -yani call center, turizm seyahat acenteleri, web sitesi gibi- veriliyor olması göz önüne alınarak havaalanlarındaki satış ofislerinden hizmet verilmesi tercih edilmektedir. Fizibilite çalışmaları doğrultusunda şehir ofislerinin yeniden açılması söz konusu değildir.

Diğer taraftan, uçaklarda sunulan gazeteler yolcu tercihlerine göre istatistiki olarak değerlendirilerek belirlenmektedir. Gazetelerin cinsinde kısıtlamaya gidilmemiştir. Soruda belirtilen şekilde bir uygulama mevcut değildir.

Çağrı merkezi, teknolojik imkânlardan daha fazla yararlanmak ve gerektiğinde ölçeğini de büyütebilmek amacıyla alt iş kolu olan ve bu faaliyetten çıkıp bunu profesyonelleşmiş işletmelerden alma kararı çerçevesinde kapatılmıştır. Hiçbir personelin iş akdi feshedilmemiş, başka ünitelerde görevlendirilmemiştir. 4 şirketten alınan tekliflerden birim fiyatı en düşük 2’siyle çalışılmasına karar verilmiştir. Türk Hava Yolları hizmetlerinin her aşamasında müşteri memnuniyetini dikkate almak durumundadır.

Şimdi de elektrikle ilgili olarak Sayın Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun (6/1017), Sayın Reşat Doğru’nun (6/1516), (6/1591), (6/1685) ve Sayın Akif Akkuş’un (6/1670) sayılı sorularını birlikte cevaplandırıyorum:

Tokat’ta elektrik kesintisi nedeniyle ürünlerin susuzluktan yandığına ilişkin idareye ulaşan bir tespit ve bilgi olmamıştır. İldeki sulama birliklerinin faiz dâhil borcu 3,8 milyon lirası anapara olmak üzere toplam 8,2 milyon liradır. AK PARTİ iktidarları döneminde sulama birlikleri ve çiftçilerimizin birikmiş borçları için 2003 ve 2005 yıllarında gecikme bedelleri TEFE üzerinden tekrar hesaplanarak yeniden yapılandırılmıştır ve yüzde 50’lere varan indirimler sağlanmıştır. 2005’te kilovat saat başına 1,7 kuruş, tarifede indirim yapılmıştır, otuz altı aya varan faizsiz taksit imkânı getirilmiştir. Yine, Temmuz 2009’daki 5917 sayılı Kanun’un geçici 2’nci maddesiyle de yeni bir imkân daha getirilmiştir.

TEDAŞ, abonelerine Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve ilgili tebliğler doğrultusunda hizmet vermekte olup mevzuat dışı bir uygulama yapması söz konusu değildir.

Değişik sulama çeşitleri nedeniyle oluşan maliyet farklılıklarının haksız rekabete yol açmaması yönünde çalışmalar devam etmektedir.

Sayın Kamer Genç’in (6/1195) sayılı sorusunu cevaplandırıyorum: İstanbul Vatan Caddesi’ndeki bina Sosyal Güvenlik Kurumuna aittir. Deprem hasarlı olması nedeniyle kullanılması sakıncalı bulunduğundan boşaltılmıştır. Bina Sosyal Güvenlik Kurumundan satın alınmıştır, yıktırılıp İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı hizmet binası olarak TOKİ vasıtasıyla yeniden inşa edilecektir, projesi son aşamadadır. Taşınılan bina Yeşil Gayrimenkul Yatırım Hizmetleri Ticaret Anonim Şirketine aittir, aylık kirası 629 bin liradır.

Sayın Erkan Akçay’ın altı sorusunu cevaplandırıyorum:

(6/1202) sayılı sorusu: Bazı üst görevlerde bulunanların kontrolör olarak çalıştırılması yönünde gündemimizde bir çalışma yoktur.

(6/1204) sayılı soru: Gelir İdaresini güçlendirme çalışmalarımız kapsamında bütün hususlar değerlendirilecektir, Maliye personeli ücret farklılıkları da dâhil olmak üzere.

(6/1205) sayılı soru: Kamuda yönetim kademelerindeki hiçbir idareciye denetim tazminatı ödenmemektedir. Sorudaki unvanlar da bu kapsam altındadır.

(6/1452, 1453 ve 1454) sayılı soruların cevabı da şu şekildedir:

2006 ve 2007 yıllarında yapılan gelir uzmanlığı özel sınavları sonucunda yargı ve Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararlarına göre toplam 730 kişinin ataması yapılmıştır. 2010 Şubat ayında da bir sınav yapılmış ve 5.179 kişi başarılı olmuştur. Bu sınav dâhil 70 ve üzeri puan alıp atanamayan personel sayısı 2006 yılında 186; 2007 yılında 376; 2010 yılında 1.837, yani toplam 2.399’dur. 2010 Şubat itibarıyla açılan dava sayısı 1.703’tür. Kadromuz yettiği kadar bu atamaları yapıyoruz.

Sayın Akif Akkuş’un (6/1223) sayılı sorusunun cevabı:

Karayolu taşımacılığı faaliyetinde bulunan mükellefleri götürü usulde vergilendirme konusunda şu aşamada bir çalışma yapılmamaktadır.

Şimdi de Sayın Yaşar Ağyüz’ün üç sorusunu cevaplandırıyorum, önce (6/1279) sayılı sorusu:

Vergi incelemeleri, denetim programları çerçevesinde inceleme yetkisini haiz denetim elemanlarıyla gerçekleştirilmektedir. Denetim programları, vergi incelemesi yapan birimlerin katılımıyla gelen inceleme taleplerinden hareketle vergi kayıp ve kaçağının yoğun olduğu sektörler ve ekonomik faaliyetlerin yoğunlaştığı risk alanlarının belirlenmesi ve yapılan risk analizi çalışmaları çerçevesinde şekillendirilmektedir. Bakanlığımız, Gelir İdaresi Başkanlığı, defterdarlıklar, vergi dairesi başkanlık ve müdürlükleri, şikâyet, ihbar ve çeşitli verilerle yapılan risk analizlerinden hareketle de resen inceleme yapabilmektedirler.

Öte yandan, Vergi Usul Kanunu’nun vergi mahremiyetine ilişkin hükümleri nedeniyle sorularda adı geçen mükellefler hakkında tabii ki yorum yapamam, o sorulara cevap veremem.

(6/1284) sayılı soru: 2009 yılında sona eren varlık barışı kapsamında en son rakamlara göre 2.652 kişi, 27,9 milyar lirası yurt dışından, 69.453 kişiyle 20,4 milyar lirası yurt içinden olmak üzere toplam 48,3 milyar liralık varlık bildirilmiştir. Bunun yüzde 51,5’u döviz, yüzde 29,2’si Türk lirası, yüzde 6,7’si altın, yüzde 6,4’ü menkul değerler ve yüzde 6,2’si taşınmazlara ilişkindir. Bu uygulamada 1,6 milyar liralık vergi tahakkuk etmiştir.

(6/1326) sayılı soru: Makroekonomik büyüklükler bu çerçevede bütçe büyüklükleri ve ekonomideki gelişmeler dikkate alınarak dönem dönem revize edilebilir. Nitekim Nisan 2009’da 2008 yılı Katılım Öncesi Ekonomik Program’da ve Eylül 2009’da yayımlanan 2010 – 2012 Orta Vadeli Program’da bu türden makroekonomik veriler revize edilmiştir.

Şimdi söyleyeceklerim aynı zamanda Sayın Mehmet Akif Paksoy’un (6/1791) ve Sayın Ensar Öğüt’ün (6/1867) sayılı sorularına da cevabımdır:

Son dönemlerde temel tüketim maddelerinde uygulanan katma değer vergisi oranlarında bir artış yapılmamıştır. Dünyadaki ekonomik krize karşı bazı mallarda belli dönemler için indirimler yapılmıştır. Katma değer vergisi oranlarında ülkemiz ekonomisinin gidişatı, verginin kendine özgü yapısı, işleyişi ve yansıma özelliği ile mal ve hizmetin toplam talep ve arz yapısı, gelir gruplarının harcamaları içerisindeki payı yanında bütçe hedefleri dikkate alınarak yapılan değerlemelere göre değişiklik yapılmaktadır. Aynı hususlar özel tüketim vergisi için de geçerlidir. Bugünlerde KDV veya özel tüketim vergilerinde herhangi bir indirim konusunda çalışma söz konusu değildir.

Sayın Ağyüz’ün (6/1348), Sayın Işık’ın (6/1885) sayılı sorularının cevabı: Vergi borçlarını süresinde ödeyememiş mükelleflere kolaylık sağlamak üzere Ekim 2008’de yeni bir imkân getirilmiştir. Uygulanacak faiz oranı da yıllık yüzde 3’e indirilmiştir. Tecil ve taksitlendirmenin geçerli sayılması için en az iki farklı taksitin süresinde ödenmemesi, talepleri üzerine tecilin geçerli sayıldığına ilişkin yazının tebliğ edildiği tarihten itibaren beş iş günü içinde ödenmeyen taksitlerin ödenmesi gerekmektedir. Bu aşamada yeni bir kolaylık getirilmesi düşünülmemektedir. Ayrıca, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da, ödemede zor duruma düşen mükelleflere taksitlendirme gibi çeşitli kolaylıklar sağlayan hükümler mevcuttur.

Sayın Hasan Özdemir’in (6/1369) sayılı sorusuna cevabım: Elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirme süreci devam etmektedir. Soruda belirtilen konuda şu aşamada bir çalışma yapılmamaktadır.

Sayın Tansel Barış’ın (6/1600) sayılı sorusunun cevabı: On yılını doldurmuş elektrik sayaçlarının bakım, onarım ve yenilenmesi 3516 sayılı Ölçüler ve Ayar Kanunu’na istinaden yapılmaktadır.

Periyodik sayaç değişimi, Tebligat Kanunu’na göre, sayaç değiştirme tutanağının ayrılmaz parçası olan duyuru evrakı ile tesisatın bulunduğu adrese tebligat yapılarak gerçekleştirilmektedir. Tutanaklarda, sayacı değiştiren teknik personel yanında, abone sahibinin de imzası bulunmak zorundadır.

Gerekli evrakı yasaya uygun düzenlemeyen görevlilerle ilgili olarak yüklenici firmayla düzenlenen sözleşmeler kapsamında cezai işlemler tesis edilmektedir.

Sayaç yenileme fiyatı monofaze sayaçlarda 21,81, trifaze sayaçlarda ise 34,78 liradır. Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca her yıl belirlenen bakım-onarım bedeli de sayaç fiyatları civarındadır. Abonelerden fazla tahsilat yapılması söz konusu değildir.

İlgili mevzuata göre, sayaçlar, abonenin mülkiyetindedir, iç tesisatın bir parçasıdır. Bu nedenle, aboneliğin sona ermesi veya başka hâllerde abonelere sayaç bedeli ödenmesi söz konusu değildir.

Sayaçlar, Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik hükümleri gereğince en az iki yıl garanti kapsamında olup, Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ tarafından onay verilen sayaçlarda, üretici firmalar, garanti süresini beş yıla kadar uzatabilmektedirler. Sayaçlarda servis hizmeti üretici firmalar tarafından sağlanmaktadır.

Sayın Kürşat Atılgan’ın (6/1623) sayılı sorusunu cevaplıyorum: Kararnamedeki oranların kanunun yayım tarihinden geçerli olması mükellefin lehinedir. On üç kalem üründe bandrol ücreti oranı yüzde 16’dan 8’e inmiş olup, mükelleflere iade hakkı doğmuş ve hâlen iade talepleri yerine getirilmektedir.

TRT’nin bandrol geliri 2008 yılında 244 milyon lira iken 2009 sonunda 274 milyon lira olmuştur.

Sayın Akif Akkuş’un (6/1667) sayılı sorusunun cevabı: Tarsus’ta turizm yatırımı için hazineye ait on iki taşınmaz üzerinde üst hakkı kurulmasına ilişkin tapu tescillerinin geçen ay tamamlandığı bilgisi bize ulaşmıştır.

Sayın Kürşat Atılgan’ın (6/1720), (6/1721), (6/1722) sayılı sorularını cevaplandırıyorum: Hükûmetimiz sadece Adana’da değil, bütün yurtta işsizliğin azaltılması, istihdamın artırılması gayreti içerisindedir. İstihdamı korumak ve yeni istihdama imkân sağlamak amacıyla kısa çalışma ödeneği ve işsizlik sigortası ödeme koşulları iyileştirilmiş, iş gücü eğitimi için ayrılan kaynaklar artırılmış ve geçici süreli yeni iş alanları oluşturulmuştur. Özel sektörün desteklenmesi amacıyla Eximbank ve KOSGEB’e yapılan transferler ile merkezî yönetimden mahallî idarelere aktarılan kaynaklar artırılmıştır.

GAP, DAP, KOP gibi ve diğer altyapı ve sulama yatırım projelerine bizim bu dönemde ek kaynak sağlanmıştır, bu sene bu alanlara 6 milyar liralık ödenek ayrılmıştır.

2010-2012 Orta Vadeli Program uygulamalarıyla dönem sonunda işsizlik oranlarının gerileyeceğini tahmin etmekteyiz.

İşsizliğin azaltılması kapsamında Adana’da yapılan çalışmalara ilişkin notu isterlerse Sayın Milletvekilimize takdim ederim.

Sayın Mümin İnan’ın (6/1752) sayılı sorusunun cevabı: Ocak ayında emekli maaşlarına yaptığımız iyileştirmenin maliyeti 2,6 milyar lira olup bütçede kaynağı mevcuttur.

Sayın Ensar Öğüt’ün (6/1784) sayılı sorusunun cevabı: Midyat’ta elektrik kesintilerini önlemek üzere arıza onarım ve bakım ekibi 8 kişiden 22 kişiye çıkartılarak yirmi dört saat müdahale kapasitesi oluşturulmuştur. İki grup şebeke tesis ihaleleri tamamlanmış, üçüncüsünün ihale hazırlıkları başlamıştır.

Şebeke yenileme çalışmaları nedeniyle önceden duyurulan programlı kesinti yapılmaktadır. Kesintiler nedeniyle cihazların arızalandığı hususunda şikâyet ulaşmamıştır.

Sayın Doğru’nun (6/1841), (6/1842) sayılı sorularını cevaplandırıyorum: 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun gereğince satış için ihaleye çıkılması nedeniyle söz konusu taşınmazların bu aşamada idarelere devri mümkün görülmemektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlü sorulara cevabımı tamamlamış bulunuyorum.

Teşekkür ediyor, yüce Meclisimizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Sayın Aslanoğlu, sorunuzla ilgili kısa bir açıklama talebiniz var.

Buyurun.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Bakan, Türk Hava Yolları işinize geldiği zaman halka açık şirket, işinize gelmediği zaman atama yaparak tüm denetim ve yönetimini Özelleştirmeden atıyorsunuz. Atanan yönetim halka açık şirket değildir, artık bunu böyle kabullenin. Sizin Hükûmetinizin atadığı, Özelleştirme İdaresinden atadığı yönetimdir. Böyle bir şirket halka açık olamaz. Lütfen bir daha bunu halka açık şirket olarak burada bilgi vermeyin. Siz yönetiyorsunuz, siz denetliyorsunuz, tüm icraatından siz sorumlusunuz. İnsanları -şehirden 40 kilometre- havaalanına göndermek zulümdür Sayın Bakan. Sosyal devlet anlayışı bu değildir. Siz yönetiyorsunuz çünkü. İnsanları -şehirden 40 kilometre- havaalanındaki ofise yönlendiriyorsunuz. Bunun adı zulümdür.

İki: Yine yanlış bilgi verdiniz. İhale edilmedi. Yazın da belirttiğim gibi, bir şirket çağrıldı -bu işi bilmeyen bir şirket- bu şirkete bu ihale verildi: Çağrı merkezi.

Yine bir başka konu: Sulama birliklerinin borcuyla ilgili hiçbir şekilde bilgi vermediniz ve bir şekilde bu sulama birliklerinin… Yani yine orada sorduğum soruda “Cazibeli suyla akanlar, cazibesiz su kullananlar arasında fark vardır.” dedim, cevap vermediniz.

Yine bir başka konu: Halkın beklediği -geçen de söylediniz, lütfen bu konuya cevap verin- krizden etkilenen esnaf ve sanatkârlarla ilgili vergi ve sigorta borçlarına yeniden yapılandırma konusunda siz ortaya attınız. Artık kimse vergisini, sigortasını ödemiyor siz söylediniz diye. Bu konuda açıklık bekliyor halk sizden.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Sayın Akçay, buyurun.

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakana sormak istediğim soru şu: Biraz önce açıklamasını dinledik. Gelir uzmanlığı sınavlarında 70 ila 79 puan alan personel için ilave bir kadro almayı düşünüyorlar mı? Çünkü sınav yönergesine göre 70 ve üzeri puan alan personel başarılı sayılmaktadır ve 70 üzeri puan alan personelin durumu şu anda boşlukta kalmaktadır.

Bir ikinci önemli husus: Bu sınavlara giren 770 personel de üçüncü sınav hakkını da kullanmışlardır ve bundan sonraki açılacak sınavlara katılma hakkını da kaybetmiş durumdadırlar ve bu 770 personelin içerisinde 70 ve üzeri puan alan personel de bulunmaktadır. Bu personelin durumu ne olacaktır ve yeni bir gelir uzmanlığı  sınavını ne zaman açmayı düşünüyorsunuz, yeni sınav için ne kadar kadro tahsis etmeyi düşünüyorsunuz? Bu soruların cevabını alabilirsek…

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Akçay.

Sayın Bakan, buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlar, aslında ben sorulara cevap verdim. Sayın Aslanoğlu’nun ifade ettiği gibi “Türk Hava Yolları halka açık bir şirket değildir.” ifadesine katılmam mümkün değil. Halka açık…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Şeklen.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) – Kamu payı yüzde 50’nin altına düşmüş durumda ama şu var: Yüzde 50’nin altına düştüğü hâlde de eğer kontrol hâlâ önemli ölçüde kamuda ise kamu atama yapabilir. Bu, halka açık olmadığını ifade etmez.

Bahsettiğiniz hususların hepsine gerekli bilgileri verdim. Aslında, benden önceki dönemlerde genelde “Bu bir halka açık şirkettir, dolayısıyla bu sorulara cevap vermiyoruz.” şeklindeydi. Ben ise getirdim buraya, bütün hususları teker teker, şirketten aldığım bilgiler çerçevesinde size gereken bilgileri verdim, çünkü ben size saygı duyuyorum, Meclisimize saygı duyuyorum. Halka açık şirket de olsa ben şirketten gerekli bilgileri alırım, bildiklerim doğrultusunda size aktarırım.

Sulama birlikleri konusuna gelince, bu önemli bir husustur. Hakikaten de, biz, bundan bir iki ay önce bu konuyu da epey çalıştık. Çünkü şu anda haksız, adaletsiz bir durum söz konusudur. Cazibe ile su alan kesimler var ama kendi suyunu yer altından çıkartıp da büyük maliyete katılanlar var. Bu doğru bir husustur, bunun düzeltilmesi lazım. Bunun düzeltilmesine ilişkin çalışmalar yapıldı. Başbakan Yardımcımız Sayın Babacan’ın başkanlığında ilgili bütün birimlerle biz bir araya geldik. Belki henüz çalışmalar sonuçlanmadığı için ben detayları hakkında bilgi veremem ama şunu yapmak lazım: Belki cazibeyle su alanlardan biraz daha fazla ücret alıp, suyu yer altından elektrik masrafına katlanarak çekeni bir miktar sübvanse etmek lazım. Doğru yöntem budur. Buna ilişkin birtakım çalışmalar vardır. Tabii ki, Çevre ve Orman Bakanlığımız esas itibarıyla sulama birliklerine ilişkin bir çalışmanın koordinatörlüğünü yürütmektedir, ama biz bu konuda da, bu çerçevede yapılacak bir düzenlemeye gereken desteği vereceğiz, çünkü hakikaten bu bir sorundur, bu sorunu gidermemiz lazım.

Şimdi, krizden etkilenen esnaf ve sanatkârlar, KOBİ’lere ilişkin bir yapılandırma... Ben, aslında, basın toplantısında da çok açık bir şekilde söyledim. İlke olarak genele yaygın aflara karşıyım, çünkü aflar vergide uyumu bozuyor. İkincisi, aflar adaletsizlik, yani vergisini zamanında ödeyene karşı da bir adaletsiz durum ortaya çıkartıyor. Benim, bu, genel prensiplerim. Ama şunu da söyledim: İleride -şu anda taşra veya merkezin birtakım yetkileri var, taksitlendirme gibi vesaire- buna ilişkin daha kapsamlı, bunu daha fonksiyonel hâle getirecek bir çalışmaya açık olabilirim dedim. Yalnız şunu demedim hiçbir şekilde: “Krizden etkilenen değişik kesimlere yönelik herhangi bir borçların yapılandırılmasına ilişkin bir çalışma yapıyoruz.” demedim. Tam aksine, prensipte genel bir çalışmayı doğru bulmadığımı söyledim ama olur da bu yönde Meclisimiz ileride bir irade gösterir, Hükûmetimiz bu konuda farklı bir yaklaşım içerisine girerse de biz yine gereken katkıyı yaparız.

Sayın Akçay’ın gelir uzmanlarına ilişkin sorusu… Orada da elimden geldiğince detaylı bilgi verdim. Yani şubat ayında 5.179 kişi atandı ama takdir edersiniz ki bizim kadroların bir sınırı vardır. Bir de şöyle bir durum var: 70 puan aldığınız zaman otomatik olarak gelir uzmanı olacaksınız diye bir durum söz konusu değil. Diğer bütün sınavlarda olduğu gibi en yüksekten en alta  doğru -tabii ki 70 en alt sınırdır- gelirsiniz, kadronuz çerçevesinde o atamaları yaparsınız. Yeni bir kadro imkânı çalışılıyor mu? O konuda gelir idaresinin yeniden yapılandırılması, güçlendirilmesi hususunda birtakım çalışmalarımız var, o konuda değerlendireceğiz bütün bunları ve diğer hususlar da benzer bir çerçeve içerisinde.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tekrar çok teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

37.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, RTÜK’e alınan personele ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/914)

BAŞKAN – Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok.

Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir.

38.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, Kayısı Festivalindeki yemek duasına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/918)

BAŞKAN – Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok.

Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir.

39.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, DSİ’nin verdiği HES yapım izinlerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/991)

BAŞKAN – Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok.

Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir.

40.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, DSİ’nin sulama birliklerine devrettiği su kanallarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/1018)

BAŞKAN – Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok.

Ertelenmiştir.

41.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, yükseköğrenim öğrencilerinin yurt ihtiyacına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1038)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok.

Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir.

42.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, Topkapı Sarayındaki personel durumuna ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/1040)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok.

Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir.

43.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, ulaşımda akaryakıt desteği sağlanmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1041)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok.

Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, Genel Kurul Salonunda hiçbir Bakan yok efendim, onun için yorulmayın. Hükûmet yok ortada, kaybolmuş.

BAŞKAN – Bu şekilde, Sayın Bakanın olmadığı anlaşıldığından, sayın milletvekilleri, gündemin “Sözlü Sorular” kısmında yer alan sorulardan 1, 5, 6, 7, 10, 13, 57, 59, 61, 62, 68, 89, 93, 120, 131, 144, 195, 196, 197, 239, 300, 307, 327, 363, 366, 378, 408, 409, 410, 439, 471, 478, 526, 527, 552 ve 570’inci sıralarındaki sorular cevaplandırılmıştır.

Sayın milletvekilleri, birleşime beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 18.35


DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 18.48

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Gülşen ORHAN (Van), Murat ÖZKAN (Giresun)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 76’ncı Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

Alınan karar gereğince diğer denetim konularını görüşmüyor ve gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.

1’inci sırada yer alan, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

2’nci sırada yer alan, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

2.- Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S. Sayısı: 321)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

3’üncü sırada yer alan, Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para Fonu Ana Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

3.- Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para Fonu Ana Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/761) (S. Sayısı: 458)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

4’üncü sırada yer alan, Yurtdışı Türkler Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun; Türk Dünyası İşbirliği ve Koordinasyon Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Teklifi ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

4.- Yurtdışı Türkler Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun; Türk Dünyası İşbirliği ve Koordinasyon Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Teklifi ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/805, 2/549) (S. Sayısı: 485) (x)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon Raporu 485 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Sayın milletvekilleri, alınan karar gereğince bu tasarı İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında temel kanun olarak görüşülecektir. Bu nedenle, tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanıp maddelerine geçilmesi kabul edildikten sonra bölümler hâlinde görüşülecek ve bölümlerde yer alan maddeler ayrı ayrı oylanacaktır.

Tasarının tümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Mehmet Şandır; şahısları adına Fazilet Dağcı Çığlık, Erzurum Milletvekili ve Metin Yılmaz, Bolu Milletvekili.

Tümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz isteyen Mehmet Şandır, Mersin Milletvekili.

Buyurun Sayın Şandır. (MHP sıralarından alkışlar)

MHP GRUBU ADINA MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlamadan önce yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Hükûmet tarafından Meclisimize sunulan Yurtdışı Türkler Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı üzerinde söz almış bulunmaktayım. Ayrıca, aynı konuda bizim de vermiş olduğumuz bir kanun teklifi bulunmaktadır. Dışişleri Komisyonunda birleştirilerek huzurunuza getirilmiş bulunmaktadır. Bu birleştirilmiş metin üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun görüşlerini arz etmek üzere söz aldım.

Sözlerime başlarken öncelikle dün hayatını kaybeden spor adamı, Galatasaray’ın değerli eski başkanlarından Özhan Canaydın’a şahsım ve grubum adına yüce Allah’tan rahmetler diliyorum. Tüm Türkiye spor camiasına ve Galatasaraylılara da başsağlığı diliyorum.

Değerli milletvekilleri, bu kanun tasarısının ve katkımız olarak bizim de verdiğimiz kanun teklifinin bir başlangıç olduğunu ve geleceğe bir hazırlık olduğunu düşünüyorum, faydalı olduğuna inanıyorum; eksiklikleri varsa da ileri zaman içerisinde bunların tamamlanacağını ve Türkiye’nin geleceğinde önemli bir yapıyı kurduğumuza, önemli bir konuda bugüne kadar yapılması gerekip ertelenen, ihmal edilen, eksiklikleriyle de yapılmış olsa bu sonuca ulaşması gereken bir konuda birlikte, hayırlı, değerli bir iş yaptığımıza inanıyorum. Sözlerimin başında, bu kanun tasarısıyla kurulacak yapının ülkemize, milletimize ve amaca hizmet etmesini diliyorum.

Bu kanun, kanun tasarısında gerekçe olarak ifade edilen veya maddede amaç olarak ifade edilen üç hususu kapsamaktadır. Biri, yurt dışında yaşayan Türkiye Cumhuriyeti devleti vatandaşlarının, diğeri Türk dünyası ve akraba topluluklarının… Kanunun gerekçesinde Türk dünyası ve akraba toplulukları geçiyor, kanunun başında yurt dışı Türkler, yurt dışında yaşayan Türkler ve akraba toplulukları olarak geçiyor ama kanunun amacını ve gerekçesini de birlikte okuduğumuz takdirde konu yurt dışı Türkler, Türk dünyası ve akraba topluluklar başkanlığı şeklinde anlaşılması gerekiyor çünkü kanunların gerekçeleriyle birlikte anılmaları gerekir. Bizim teklifimiz de yine Türk dünyası başkanlığının kurulması yönünde bir kanun teklifi. Birbirini tamamlayan tasarı ve teklif ama amaçları itibarıyla faydalı, değerli, doğru bir kanun.

Üçüncü husus da, Türkiye’de okuyan yabancı öğrenciler olarak kanun tasarısında geçiyor ama Türk dünyasından Türkiye’de okumak üzere getirilen öğrencileri kasteden bir amaç var.

Tüm bu üç alanda yani yurt dışındaki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, Türk dünyası ve akraba topluluklarının ve Türkiye’de okumak üzere devletimizin başlattığı -zannediyorum 1994’ten, 1995’ten bu yana devam eden- Türk Cumhuriyetleri, Türk ve Akraba Topluluklarından Öğrenci Getirilmesi Programı kapsamında bugüne kadar zannediyorum 15-20 bini bulan -sayısını tam bilmiyorum, Sayın Bakanımız, Müsteşarımız bilebilir- Türk dünyasından getirilen öğrencilerin sorunlarıyla ilgilenmek, bu sorunların çözümüne daha etkili bir yaklaşımda bulunabilmek ve bu faaliyetleri koordine etmek üzere bir başkanlık kuruyoruz, yeni bir yapılanma kuruyoruz. Bu yapılanma, bugüne kadar bir devlet bakanlığının uhdesinde, altyapısı olmayan, uzmanlarla yürütülen bir faaliyetti. Şimdi, bunu başkanlık olarak kurunca altında ilgili daire başkanlıkları, onlara bağlı uzmanlıklar, onlara bağlı müdürlüklerle gerçekten bir devlet yapısı, devletimiz içinde bir hizmet yapısı kuruyoruz ki bunu çok değerli, çok gerekli, çok önemli buluyorum ve sözün başında, bu yönde gayret gösteren, buna karar veren değerli yöneticileri, gerek Bakanıydı, gerekse diğer birimleri ve buna katkı veren komisyon başkanı ve üyelerini de kutluyorum, tebrik ediyor, teşekkür ediyorum.

Değerli milletvekilleri, her ne kadar kanun tasarısında bu üç amaç için böyle bir yapı kuruluyor denilmiş olsa da bu işin aslı, Türk dünyasıyla ilişkileri tanzim etmek üzere bir koordinasyon kurulu, bir başkanlık oluşturulduğu gayet açıktır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bizim de sunduğumuz kanun teklifi, Türk Dünyası Başkanlığı kurulsun… Bu Türk Dünyası Başkanlığı bünyesinde oluşturulacak birimlerle Türk dünyasına yönelik hizmetlerin daha etkili, daha verimli, takip edilebilir, sürdürülebilir, denetlenebilir ve ülkemiz açısından, gelecek açısından faydalı sonuçlar hasıl edebilir bir etkinliğe kavuşturulabilmesi için, bir koordinasyona kavuşturulabilmesi için böyle bir yapının kurulmasını amaçlayan bir kanun bu. Bu kanunun özü… Türk dünyasıyla ilgili amaçları olan, bu amaçları gerçekleştirmek üzere birimler kuran bir kanun. Bu sebeple, değerli milletvekilleri, bu Türk dünyası gerçeğini birlikte konuşmamız gerekiyor.

Aslında, komisyondaki görüşme sırasında da “Yurt dışındaki Türklerin sorunlarını görüşmek üzere böyle bir yapı kuruluyor.” denilmiş olsa da zannediyorum bazı endişelere tedbir geliştirmek açısından veya kurulurken bazı tanımları geliştirmek açsından böyle bir isim tercih edildi ama ihtiyaç olan, gerekli olan, faydalı ve doğru olan hadise, Türk dünyasıyla ilgili bir başkanlık kurmak. Aslında, bir bakanlık kurmak, Türk dünyası bakanlığı kurmak. Çünkü, bugün dünyanın çok temel gerçeklerinden biri, bu küreselleşme olgusu içerisinde bloklaşmaların dünya politikasında veya dünya dengelerinde çok önemli yeri olduğu hususudur. Bu, hiçbir şekilde, Dışişleri Bakanlığının görev alanlarına, yetki alanlarına bir müdahale değil; bu, bir koordinasyon, bu konuda yapılan çalışmaları daha etkili, daha verimli hâle getirebilmek için bir yapı kurmaktır. Daha önce devlet bakanlığına bağlı danışmanlar vasıtasıyla yönetilen, yürütülen bu çalışmaların böyle bir başkanlık altında, böyle bir başkanlığın altında kurulacak birimlerle yönetilmesi ve gerçekleştirilmesi meselesidir.

Değerli milletvekilleri, sizler de biliyorsunuz, Türk dünyası denen gerçeklik, bugün günümüz dünyasının çok önemli bir değeri hâline gelmiştir. Özellikle küresel güç adayı ülkelerin çevrelediği bir coğrafyadır Türk dünyası. Türk dünyası, coğrafyasıyla, kültürüyle, bağımsız devletleriyle, akraba topluluklarıyla, bu coğrafyaya, bu devletlere komşu dost ülkeleriyle, gerçekten günümüz dünyasının ve geleceğin çok önemli bir siyasi, ekonomik gerçekliğidir. Bunu Türkiye’nin yok sayması, bu gerçekliği görmezlikten gelmesi, hatta bu gerçekliği ifade etmekten korkması doğru bir hadise değildir. Kafamızı kuma sokmamıza gerek yok, önümüzde devasa bir Türk dünyası vardır. Yedi tane bağımsız devletiyle, sayılarını bilemeyeceğimiz çok sayıda topluluğuyla, Balkanlarıyla, Kafkasya’sıyla, Orta Asya’sıyla, Orta Doğu’suyla, tarih ve kültür yakınlıklarıyla, ekonomik iş birlikleriyle, sosyal yapısıyla iç içe geçmiş, bir bütünlük arz eden önemli bir gerçeklikle, önemli bir güçle karşı karşıyayız, bunun adı Türk dünyasıdır. Bu dünyanın geleceğiyle ilgili Türkiye’nin sorumlulukları olması gerekir. Bunu yok sayma gibi bir imkânımız yok.

Tekrar ediyorum: Yeni bir yüzyılın ilk çeyreğinde bu kadar önemli bir coğrafyanın, bu kadar önemli bir jeopolitiğin önünde bulunan, kaptan köşkünde bulunan Türkiye’nin bu gerçekliği yok sayarak gerek günümüzü gerekse geleceği tanzim edebilmesi mümkün değildir. Tek kutuplu dünya sonrasına Türkiye’nin hazırlık yapması gerekir. “Post-Amerika” dedikleri hadisenin gerçekleşeceği yönünde dünyada birçok kuruluş, birçok düşünce adamının ifade ettiği hususları bizim görmezlikten gelmek gibi bir hakkımız yok. Rusya’sıyla, Çin’iyle, Hindistan’ıyla, bu coğrafyanın etrafındaki yeni küresel güç adaylarının ve Amerika’nın… Ki bu “Post-Amerika” dediğimiz dünyada Avrupa Birliği diye bir küresel güç artık anılmamaktadır, bu gerçekliği de bu vesileyle kabul etmemiz lazım. Yani “BRIC ülkeleri.” dediğimiz, “Briket ülkeleri.” dediğimiz bu yeni dünyada “Barikat ülkeleri.” olarak anılan Türk dünyasını Türkiye olarak bizim dış politikada, ekonomide, devletler arası ilişkilerde dikkate almamız ve gereğince davranmak gibi bir mecburiyetimiz var. Bu hem küresel dünyanın gerçeğidir hem Türkiye’nin gerçeğidir. İşte, bu gerçek doğrultusunda bu küresel bir blok olan, bana göre güç olan bu Türk dünyasıyla, Türk gerçeğiyle, Türk milleti gerçeğiyle, Türk coğrafyasıyla Türkiye’nin ilgilenmesi, ilişkilerini geliştirmesi ve bu konuda birtakım yapılar kurması bir zorunluluktur, bir mecburiyettir. Bu sebeple, biz amaçları belirlenmiş, tanımlanmış, belli kısıtlamalar, sınırlamalar getirilmiş, yurt dışı Türkler diyerek Türkiye Cumhuriyetinin yurt dışında yaşayan vatandaşlarının sorunlarıyla ilgilenmek üzere bir yapı kurulmak kamuflajı altında -buna ben gerek görmüyorum- bu devasa gerçeklikle, bu Türk dünyası gerçekliğiyle Türkiye’nin sorumluluklarını, Türkiye’nin geleceğini tanzim edecek, bu yönde çalışmaları koordine edecek bir yapının kurulması gerçekten geç kalınmış, mutlaka da yapılması gereken bir zorunluluktur.

Bugüne kadar bu hizmetler tüm hükûmetler döneminde bir devlet bakanıyla yönetilmişti. Ben o dönemde, her dönemde yapılan hizmetlere çok teşekkür ediyorum. Her hükûmet, her bakan, her dönemde elinden geldiğince birtakım şeyler yaptı ama 1991’den, 1993’ten bu yana geçen şu on sekiz yıllık sürenin gerçekten yeterince ve gereğince değerlendirilebildiğini söylemek mümkün değil. Bugün Türk dünyasıyla, altı bağımsız devletiyle ve demin de söylediğim gibi, onlarca akraba toplulukla özerk, yarı özerk yönetimlerle oluşan bu devasa büyüklükle Türkiye’nin yeterince ilgilendiğini, yeterince ilişkiler kurduğunu ve bu ilişkilerin hem bu ülkelerin çıkarları için hem Türkiye’nin geleceği açısından hem de dünya barışı açısından yeterince değerlendirilebildiğini söyleyebilmek çok mümkün değil. Bu sebeple, biz kanun teklifimizde, bu amacı gerçekleştirecek birimlerin kurulmasını arzu ettik, ilave tekliflerimiz oldu. Sayın Bakanın kendince hassasiyetleri veya Sayın Hükûmetin bu noktadaki hassasiyetleri doğrultusunda, bu amaçlara da hizmet edebilecek ama kısıtlı bir yapı oluşturuluyor. Ben, buna rağmen bunun da önemli bir başlangıç olduğunu, önemli bir kazanç olduğunu, eksikliklerinin tamamlanacağını, gelecekte bunun bir bakanlığa dönüşeceğini, bunun asla böyle bir emperyal veya dostlarımıza, müttefiklerimize karşı bir iş birliği, bir hazırlık kurmak anlamı, amacı taşımadığını biliyorum veya buradan da ifade ediyoruz. Bizim birliğimiz, Türk dünyasının birliği, bu birliğin güçlenmesi, her şeyden önce dünya barışına, insanlığın huzuruna katkı verecektir. Türk dünyası diye ifade ettiğimiz bu geniş coğrafya başka sorunların da merkezidir; çevresi, terör üreten ülkelerin, olayların, örgütlerin yuvalandığı yerdir. Dolayısıyla, Türk dünyasında, Türkiye’nin önderliğinde gelişecek bu birliğin ve bu birliğin gücünün insanlığın huzuru için, dünyanın barışı için de çok gerekli, çok önemli katkılar vereceğine yürekten inanıyorum, Küreselleşme olgusuna yerel katkı vermek anlamında, böyle bir organizasyonun hiç kimseye karşı hasmane bir tavır, hasmane bir amaç taşımadığını burada hep birlikte yüksek sesle ifade ediyoruz ama kendi gerçeğimizden korkarak, kendi gerçeğimizi tanımlamaktan korkarak geleceği tanzim edebilmenin mümkün olmadığını da Türkiye’yi yönetenlerin, özellikle de siyasi iktidarın bilmesi gerekir diye düşünüyorum.

Değerli milletvekilleri, bu amaçla oluşturulan bu yapı içerisinde Türk dünyasından getirilen öğrenciler gerçeğini birkaç cümleyle ifade etmek istiyorum. Bu konu, biliyorsunuz, 1996 yılında bir kanunla, devletimizin kararıyla başlatılmış, bugüne kadar sayısını tam bilemediğim ama çok sayıda Türk topluluğundan resmî-gayriresmî öğrenci getirilerek Türkiye’de okutulmuş, yetiştirilmiş ve kendi ülkelerine, kendi toplumlarına hizmet etmek için geri gönderilmiştir. Zannediyorum, cumhuriyetimizin şu seksen doksan yıllık ömründe geleceğe dönük en hayırlı hizmet bu hizmet olmuştur. Türk olduğunu ifade edemeyen, bulundukları ülkelerin yoğun baskısı altında kendi kimliklerini yaşatamayan, bunu ifade etmekten korkan insanların okuma imkânı bulamayan çocuklarının Türkiye’ye getirilip okutulmaları -her kapsamda okutulmaları; lisans, yüksek lisans, hatta doktora kapsamında, seviyesinde okutulmaları- mezun edilmeleri ve bunların kendi ülkelerine geri gönderilip orada kendi ülkelerine hizmet etmeleri, kendi toplumlarına hizmet etmeleri gerçekten Türkiye Cumhuriyeti devletinin bana göre insanlığa da bir hizmeti olmuştur, Türk dünyasına da bir hizmeti olmuştur. Bu sebeple oluşturulan bu Başkanlığın bunu geliştirerek, ikili ilişkileri gündem maddesi hâline getirerek -hiç böyle gizlemeden, saklamadan- ülkelerin hizmetine sunmak üzere geliştirerek bu kontenjanları arttırmalarını ve mezun olan çocuklarımızın, öğrencilerimizin geleceklerini de takip ederek okutup, gönderip kayıtlarını silmeden veya bilgilerini silmeden onlarla dostlukları, onların üzerinden ülkelerle dostlukları geliştirici bir altyapı kurulmasını çok önemsiyorum, çok değerli buluyorum. Bu anlamda, Dostluk Grubu Başkanı bulunmakla övünç duyduğum, Suriye Türkmenlerine dayalı bu kapsamda getirdiğimiz öğrencilerin Suriye ile Türkiye arasındaki dostluğa ne kadar çok katkı verdiklerini bizatihi kendim bilmekteyim. O sebeple, bu öğrenci programının yani Türkiye Cumhuriyeti devletinin Türk devletleri, Türk ve akraba topluluklarından öğrenci getirilmesi programının genişletilerek devam ettirilmesini çok önemsiyorum. Bu kurulan Başkanlık vasıtasıyla, bunun büyütülmesini…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Şandır, lütfen tamamlayınız.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Sayın Başkanım, bitiriyorum.

…ve bu programın devam ettirilmesini ve bu programın büyütülerek bu hizmetin hem Türkiye açısından hem Türk dünyası açısından geliştirilmesini çok önemsiyorum ve bunu Sayın Bakandan ve kurulacak Başkanlıktan talep ediyorum.

Değerli milletvekilleri, sözümün sonunda şunu tekrar hatırlatıyorum: Yeni bir yüzyılın ilk çeyreğindeyiz, yeni dünya dengeleri kuruluyor. Bu dünya dengeleri içerisinde, kendi varlığımızın, kendi değerimizin idrakinde, kendi geleceğimizi kendi kararımızla belirlemek gibi bir sorumlulukla karşı karşıyayız. İnanıyorum ki bugün oluşturulan Başkanlık, bu sorumluluğun gereği, bu sorumluluğun bilinciyle oluşturulan bir başkanlıktır. Ümit ediyorum ki bu amaca uygun gayretler ve çalışmalar içerisinde, inşallah ülkemizin geleceği bu anlamda çok daha iyi olacaktır, bu kanun buna hizmet edecektir umudundayım.

Bu sebeple, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak bu kanuna ”Evet” oyu vereceğimizi de ifade ediyor, yüce heyetinize saygılar sunuyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Şandır.

Tümü üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Onur Öymen, Bursa Milletvekili.

Buyurun Sayın Öymen. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA ONUR ÖYMEN (Bursa) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; Yurtdışı Türkler Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Meclis Grubunun görüşlerini arz etmek üzere söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygılarla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, böyle bir tasarının Meclise gelmesini büyük bir hevesle, büyük bir umutla, büyük bir coşkuyla karşıladık. Aslında, zannediyorum ki yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız, soydaşlarımız, akraba topluluklarımız da bunu büyük bir hevesle karşılamışlardır.

Elimizde altmış sayfalık bir tasarı var. Bu tasarının incelenmesinden görüyoruz ki içinde işlem paragrafları üç satırdan ibarettir: Bir, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızla ilgili çalışmalar yapmak. İki, soydaş ve akraba topluluklarıyla ilgili faaliyetleri yürütmek. Üçüncüsünde, yurt dışından gelecek öğrencilerle ilgili koordinasyon yapmak.

Sayın Şandır’ı dinledik. Değerli arkadaşlarımızın bu tasarıyı sunarken çok iyi niyetle hareket ettiklerine eminiz. Hükûmetin de bu konuda bir gayret içinde olduğu ümidini taşıyoruz fakat değerli arkadaşlarım, bu tasarının içinde, Hükûmetin, yurt dışındaki vatandaşlarımızla ilgili, yurt dışında yaşayan soydaşlarımızla ilgili ne gibi düşünceler beslediğine, ne gibi projeler hazırladığına, ne gibi atılımlar yapacağına ilişkin tek bir satır yoktur. Bütün ifade edilen husus: “Başbakanlığa bağlı bir başkanlık kurulsun ve bu Başkanlık koordinasyon sağlasın.” Söylenen bundan ibaret oysa yurt dışındaki vatandaşlarımız, soydaşlarımız, akraba topluluklarımız bizden çok şey bekliyor, Büyük Millet Meclisinden çok şey bekliyor. Biz, yıllardan beri bu konuları bu Meclisin gündemine getiriyoruz.

Değerli arkadaşlarım, daha 2003 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi bizim girişimimizle, iktidar partisinden bazı milletvekillerinin katılımıyla bir Meclis araştırma önergesi vermişti bu konuda. Bakınız, bu araştırma önergesinin raporu elimizdedir, yüz altmış beş sayfa. Bu raporda, son derece önemli tespitler var, son derece önemli öneriler var. Ne yazık ki Meclis Başkanına yaptığımız çeşitli müracaatlara rağmen biz bu raporun basılmasını, ilgili kuruluşlara gönderilmesini, yurt dışındaki teşkilatlarımıza dağıtılmasını bile sağlayamadık. Oysa bu raporun hazırlanması sırasında Türkiye’de bu konuyla ilgili olan bütün kuruluşlarla görüşüldü, yurt dışına heyetler gönderdik, yurt dışında milletvekilleriyle, bakanlarla görüşmeler yapıldı, Türk kuruluşlarıyla görüşmeler yapıldı. Belki şimdiye kadar hazırlanan en kapsamlı çalışmalardan biridir.

Size soruyorum değerli arkadaşlarım: Aranızda bu raporu gören var mı? Aranızda bu rapor hakkında bir fikir sahibi olan var mı? Yoktur. Peki, önümüzdeki tasarıda bu rapordan bahseden bir cümle var mı? O da yok. Şimdi bunu ciddi bir eksiklik olarak görüyoruz yani Adalet ve Kalkınma Partisi İktidarının yedi buçuk yıllık Hükûmetinden sonra Meclise getirebileceği metin, sadece koordinasyon ihtiyacını karşılamak üzere Başbakanlıkta bir birim kurulmasından mı ibaret olmalıydı yoksa çok daha ciddi, içerikli, atılımlar içeren bir metni mi huzurunuza getirmesi gerekiyordu?

Değerli arkadaşlarım, aslında koordinasyon ihtiyacından bahsedilmesi, açıkça, bugüne kadar yeterli koordinasyonun sağlanamadığı anlamına geliyor, biz öyle değerlendiriyoruz. Bu acaba bir başarısızlığın itirafı mıdır? Ne demek koordinasyon sağlanamadı? Bu koordinasyonu sağlamakla kim görevliydi? Devlet Bakanımız. Güzel ama Devlet Bakanımızın arkasında, yasayla bu görev kendisine verilmiş olan Dışişleri Bakanlığı var. Bu koordinasyon, aslında Dışişleri Bakanlığı Teşkilat Yasası’nın 2/c maddesine göre Dışişleri Bakanlığının görevidir.

Şimdi, değerli arkadaşım Sayın Şandır dedi ki: “Dışişleri bakanlarının gayet tabii ki yetkilerinin, görevlerinin elinden alınması söz konusu değildir.” Güzel de bunu biz bu tasarıyı okuduğumuz zaman anlayabiliyor muyuz yani Dışişleri Bakanlığının bütün bu konularda öncü rol oynayacağına, nâzım rol oynayacağına dair bir cümle var mı? Yok. Tam tersine ne var? Bu Başkanlığın -kurulacak Başkanlığın- amaç ve politikalarını, stratejilerini tespit edeceği var. Demek ki bunlar tespit edecek politikaları ve stratejileri. Dışişleri Bakanlığı ne yapacak?

Şimdi, bunlar o kadar önemli konular ki, yurt dışındaki vatandaşlarımızla ilgili konular ülkemizin çıkarlarını da o kadar yakından ilgilendiriyor ki mutlaka bu politikaların Dışişleri Bakanlığı tarafından düzenlenmesi lazım, Hükûmet tarafından benimsenmesi lazım. Yani bu, Başbakanlıkta kurulacak bir idari birime bırakılmayacak kadar ciddi bir konudur.

Peki bu idari birim nasıl çalışacak? Açıkça yazıyor tasarı, özerk olacakmış. Özerk ne demek? Yani kimseden talimat filan almayacak, kendi kendine çalışacak. Bu mudur amacınız yani böyle bir teşkilat mı kurmak için bu yasayı hazırladınız yoksa devletimizin yasalarının öngördüğü şekilde, Dışişleri Bakanlığının öncülüğünde yapılacak çalışmalara bir bürokratik destek sağlamak için mi? Dışişleri Bakanının adı geçmiyor.

Değerli arkadaşlarım, bu konuları önemle ve ciddiyetle ele almak zorundayız. Yurt dışındaki vatandaşlarımızın çok ciddi sorunları var; böyle, Başbakanlıkta kurulacak bir birimin altından kalkamayacağı kadar ciddi sorunlarımız var.

Nedir yurt dışındaki vatandaşlarımızın sorunları? Madde bir: Güvenlik sorunu, can güvenliği sorunu. Yurt dışında çok ciddi bir yabancı düşmanlığı olgusu yaşanmaktadır. Bonn ve Solingen’de yaşananları unutmadık. Bazı Avrupa ülkelerinde yılda en az bin adet yabancı düşmanı eylem oluyor; bir kısmı ölümle sonuçlanıyor, bir kısmı yaralanmayla, bir kısmı mala hasar vermeyle.

Şimdi, bu çok ciddi, siyasi düzeyde girişim gerektiren bir durumdur. Bu birim mi yapacak bu girişimleri? Bu birim mi yapacak? Bu birimin bu konulardaki etkisi, yetkisi, sorumluluğu ne olacak? İçeriğe ilişkin hiçbir şey yok bu metinde. Ama size söylüyorum ki bugün yabancı düşmanlığı bir sosyal hastalık hâline gelmiştir bazı Avrupa ülkelerinde. Bununla Hükûmetinizin siyasi düzeyde ilgilenmesi lazım, gerekli mücadeleyi yapması lazım.

İki: Yurt dışındaki vatandaşlarımızın çok ciddi bir eğitim sorunu var.

Değerli arkadaşlarım, yurt dışında 3,5 milyon vatandaşımız yaşıyor. Bu 3,5 milyon vatandaşımızın 800 bini öğrencidir, bunların 34 bini üniversite öğrencisidir. Bunların çok ciddi eğitim sorunları var. Devlet olarak, Hükûmet olarak bu konularla daha yakından ilgilenmemiz gerekmektedir. Hükûmetimizin bu konularla ne kadar ilgilendiğini bilmiyorum ama gerçekten, çok yakından ilgilenmek gerekir.

Size sadece bir bilgi vereyim. Anneleri babaları yeterince Almanca bilmediği için öğrenme özürlü sayılan 30 bin çocuğumuz “Sonderschule” denilen öğrenme özürlüler okuluna gidiyor, yalnız Almanya’da 30 bin çocuğumuz öğrenme özürlüler okuluna gidiyor. Bu çocukların ileride toplum hayatında üst düzeylere gelmeleri hemen hemen imkânsızdır. Bunlara yönelik bir projeniz var mı? Devlet bu çocuklar için anaokulları projeleri geliştirmişti. Bu projeler yürüyor mu? Kaç tane anaokulumuz var Türklerin ve yabancıların birlikte katıldığı? Devletimizin buna ne katkısı oluyor şu anda? Biz bunları burada tartışmak istiyoruz. Yoksa, iyi niyetle bir koordinasyon örgütü kurmak belki güzel bir düşünce ama yeterli bir adım değil. Çok ciddi sorunlarımız var, pek çok alanda sorunlarımız var. Ekonomik alanda çok büyük bir gücümüz var bizim yurt dışında değerli arkadaşlarım, bu gücü harekete geçirmek lazım. Bu birim mi yapacak bu işi yoksa bu konuda çok daha iyi teşkilatlanmış Dışişleri Bakanlığı mı yürütecek bu işleri?

Değerli arkadaşlarım, bugüne kadar yurt dışındaki vatandaşlarımız ülkemize 127 milyar dolar göndermiştir, ekonomimize çok büyük bir katkı sağlamışlardır. Bugün 80 bin vatandaşımız işveren durumundadır Avrupa ülkelerinde ve bu 80 bin vatandaşımız 420 bin kişiye iş sahası yaratıyor. Bunların Türkiye’deki yatırımlarını yönlendirmek, koordine etmek kimin görevidir acaba? Hükûmet bu alanda şimdiye kadar ne yapmıştır, çok merak ediyoruz. Daha önce çok çalışma yapıldı. Bu Hükûmetten önceki dönemde Dünya Türk İşadamları Kurultayı oluşturuldu, iki yılda bir toplanıyorlardı. Hâlâ toplanıyorlar belki ama artık bunların o hızı biraz azalmış gibi gözüküyor.

Çok değerli arkadaşlarım, yurt dışındaki vatandaşlarımızla ilgili sorunlarımızı burada kısa bir süre içinde özetlemek kolay değil ama şurası muhakkak ki bütün bu çalışmaların devletin siyasi gücüyle yürütülmesi lazımdır. Bir bürokratik organizasyonun, boyunu, çapını aşan konulardır bunlar. Aynı şey yurt dışındaki soydaşlarımızla ve akraba topluluklarımızla ilgidir. Şimdi bu alan başlı başına siyasetin çalışma alanıdır.

Değerli arkadaşlarım, yurt dışında 200 milyondan fazla soydaşımız var. Bu soydaşlarımızın bulundukları ülkelerle ilişkilerimizin çok özel önemi var. Bunu yıllardan beri büyük bir dikkatle, titizlikle yürütmeye çalışıyoruz ama aynı zamanda bu soydaşlarımızın yaşadığı ülkelerle ilgili çok ciddi siyasi sorunlarımız var. Neresi burası? Mesela, Kıbrıs. Soydaş deyince, belki bu kanunu hazırlayan arkadaşlarımız Kıbrıs’ı düşünmediler ama yurt dışındaki sayıca en büyük olmasa da bizim için en önemli, siyasi açıdan en önemli soydaş topluluklarımızın bulunduğu ülkelerden biri Kıbrıs. Şimdi Kıbrıs’la ilgili olarak bu soydaşlarımıza yönelik çalışmalarımızı yürütmek, yönlendirmek, politikalarımızı oluşturmak Başbakanlıktaki bu birim tarafından mı yapılacak yoksa Dışişleri Bakanlığı tarafından mı yapılacak? Dışişleri Bakanlığı yapacaksa -ki makulü odur- bu metinde niçin buna atıfta bulunulmuyor? Niçin Türkiye'nin bu soydaşlarımızla ilgili çalışmalarını Dışişlerinin yürüteceği, yönlendireceği yazılı değil? Niçin Batı Trakya’daki soydaşlarımızla ilgili çalışmaların Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılacağı yazılı değil?

Değerli arkadaşlarım, bunlar birinci derecede önemli siyasi meselelerimizdir bizim. Bakınız, başka bir soydaş topluluğu Irak’taki Türkmen soydaşlarımız. Türkmen soydaşlarımızla ilgili çalışmalarımız da birinci derecede siyasi önem taşıyan konularımız. Burada bahis var mı? Bahis yok. Peki, bunlara ilişkin çalışmalar -gene bu tasarının 2’nci maddesinin 2’nci fıkrasına göre- bunlara yönelik politikalarımız bu birim tarafından mı oluşturulacak? Öyle anlaşılıyor ki bu tasarı biraz aceleye gelmiştir değerli arkadaşlar. Bu sorunlara bizim başka bir gözlükle bakmamız lazım.

Kırım Tatarları var, Moldova’daki Gagavuzlar var, Romanya’daki Gagavuzlar var, Bulgaristan’daki soydaşlarımız var. Bunlarla ilgili çalışmalarımızı siyasi bir gözlükle bakmadan yürütmek, yönlendirmek mümkün değildir. Akraba toplulukları çok önemli. Mesela, örnek olarak söyleyeyim: Kuzey Kafkasya’da yaşayan akraba topluluklarımız var. Orada, Abhazya’da yaşayan akrabaların Türkiye’deki vatandaşlarımızla çok yakın bağları var, çok yakın ilişkileri var ama maalesef Hükûmetimiz yedi buçuk yıldan beri orada yaşayan insanlarla Türkiye’de yaşayan vatandaşlarımız arasında bir bağ kuramamıştır, bir uçak seferi başlatamamıştır, bir gemi seferi başlatamamıştır. Bir gemi Türkiye’den oraya mal götüreceği zaman açık denizde durduruluyor, bir ülkenin deniz kuvvetleri tarafından götürülüyor, tevkif ediliyor, kaptanı, mürettebatı tevkif ediliyor ve biz ondan sonra bu insanların kurtarılması için çalışıyoruz. Bir devlet bunu mu yapmalıdır acaba yoksa bu ulaşımı mı sağlamalıdır? İyi niyetle yurt dışında yaşayan soydaşlardan, akrabalardan bahsetmek çok güzel şey ama somut olarak ne yapıyoruz, ne yaptık, ne yapacağız?

Bazıları bize bağlı değil sadece, başka ülkelerin de iradesine bağlı, doğru ama bazıları bize bağlı. Mesela yurt dışındaki bazı soydaş toplulukların, demin örneğini verdiğim gibi, mesela Abhazya’da yaşayan soydaşlarımızla Türkiye’deki vatandaşlarımız arasındaki bağların özelliği dolayısıyla bizden çifte vatandaşlık talebi var. Türk yasaları çifte vatandaşlığa imkân veriyor. Tanıyor musunuz çifte vatandaşlığı? Tanımıyorsunuz. Peki, diplomalarının denkliğini tanıyor musunuz? Onu da tanımıyorsunuz. Şimdi, bunlar ciddi sıkıntılarımızdır. Kırım Tatarlarıyla ilgili diplomaların denkliğini tanıyor musunuz? Onu da tanımıyorsunuz.

Şimdi, değerli arkadaşlarım, siz bütün bu konulardaki eksikliklerimizi yeterince koordinasyon sağlanamamış olmasına bağlarsanız bence eksik bir değerlendirme yapmış olursunuz. Bu konularda çok ciddi adımlar atılmalıydı. Biz bunu defalarca yüce Meclisin gündemine getirdik ama maalesef Hükûmetin bu konulara yeterince eğildiğini, somut tedbirler aldığını, somut sonuçlar elde ettiğini pek göremedik. Bu konularda anlatılacakların sınırı yok. İran’da 30 bin soydaşımız yaşıyor mesela.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – 30 milyon…

ONUR ÖYMEN (Devamla) – 30 milyon soydaşımız yaşıyor. Bunun gündeme getirildiğini hiç duydunuz mu siz yüce Mecliste? O soydaşlarımıza yönelik bir kültür faaliyetimiz var mı, bir çalışmamız var mı? Yok.

Şimdi başka boyutu, siyasi boyutu: Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın siyasi hakları, seçme-seçilme hakları. Meclise bir yasa getirildi, bizim sağladığımız avantajların gerisine düşen bir yasa. Biz Almanya’da yaptığımız girişimlerde, bakanlarla yaptığımız temaslar sonucunda bu vatandaşlarımızın sandıklarda oy kullanması konusunda ilgili hükûmetlerden söz aldık. Gelip bizzat, Sayın Genel Başkanımızın talimatıyla ben bunu Sayın Başbakana anlattım. O da çok ilgilendi, aman bunu yapalım, edelim filan, çok iyi. Sonuçta ne oldu? Sadece mektupla oy verme imkânını tanıyan bir yasayı meclise getirdiler. Niçin? Bunu daha evvel de yapabilirdik. Biz niçin mektupla oy vermeyi kabul etmedik bugüne kadar? Çeşitli mahzurlarını biliyorsunuz, burada tekrarlamayacağım. Sandıkta oy verme hakkını sağladığımız hâlde bunu hayata geçiremedik. İşte bunlar ciddi sorunlar. Öyle ülkeler var ki yerel seçimlerde, mesela oradaki Türklerin oy verme hakkı var ama komşu ülkede yok. Bu ülkeler arasında bazı yollar var, yolun üst kısmında oturan vatandaşlarımız yerel seçimde oy kullanabiliyor, alt kesiminde oturan kullanamıyor. Bunlar siyasi meseleler değil mi? Bunlar Hükûmetin sorumluluğunda olan konular değil mi? Üst düzeyde görüşürken -bu ülkelerin devlet adamlarından, bakanlarından, politikacılardan- biz bunları konuşmazsak ne konuşuyoruz?

Vizesiz seyahat hakkı mesela, gene bununla bağlantılı olarak. Uzun yıllar yurt dışındaki vatandaşlarımızın vizesiz seyahat hakkına kısıtlamalar getirildi. Bugün bile bu mesele tam olarak çözümlenmiş değildir. Ben yurt dışında görev yaptığım yıllarda, bu vatandaşlarımızla, onların dernekleriyle, kuruluşlarıyla çok yakın temaslarım, ilişkilerim oldu. Yani taleplerini yerine getirmek aslında devletimiz için hiç de zor değil ama ne yazık ki bu konularda başarılı sonuç aldığımızı söyleyemiyoruz.

Bir de şu var: Oradaki vatandaşlarımızın ülkemize yönelik çok iyi duyguları, düşünceleri, fedakârlıkları zaman zaman istismar ediliyor ve oradan toplanan bağışlar, iyi niyetle verilen, zor koşullarda para kazanan insanların bütçelerinden tasarruf ederek verdikleri bağışlar maalesef bazen kötü niyetle kullanılabiliyor, bunun mutlaka durdurulması lazım.

Şimdi, Alman Hükûmeti, Alman yargı makamları gerekli tedbirleri alıyorlar, davayı açıyorlar, sonuçlandırıyorlar ve orada bazı insanları, bu paraları kötü niyetle kullanan insanları cezalandırıyorlar. E, Türkiye’de ne yapıyoruz? Dosya gitti, dosya geldi, dava açıldı, açılmadı… Gizlilik kararı konuldu, ne yapıldığını kimse bilmiyor. İddianame hazırlandı mı, hazırlanmadı mı? Kaç insan yargılandı? Mahkûm edilen oldu mu, olmadı mı? Kaç paradır bu? Türkiye’de nereye gitmiş? Bu konularda bilgi yok. Başka davalara baktığınız zaman en küçük ayrıntılar basında fakat yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın tasarruflarının Türkiye’de kimler tarafından hangi kötü niyetli amaçlarla kullanıldığı, hangi kuruluşlara gittiği, kime ödendiği konusunda kamuoyunda hiç bilgi yok. Hükûmetten bu konuda hiç açıklama yok.

Değerli arkadaşlarım, yurt dışındaki vatandaşlarımız bütün bu konuların cevaplarını bekliyor. Başka konularımız var, açıkça aramızda konuşmak gerekirse yurt dışındaki vatandaşlarımızı baskı altına almak isteyen kuruluşlar var, yurt dışındaki vatandaşlarımızın bir bölümünü Türkiye’den -Türkiye’yle ilişkilerini- soğutmaya yönlendirenler var.

Değerli arkadaşlarım, mesela, Türkiye’den Diyanet İşleri Başkanlığının gönderdiği din görevlilerini kabul etmeyen camiler var. Bunlar çok ciddi sorunlar ve bunların üzerine gitmek zorundayız.

Yurt dışında pek çok soydaşımızın, vatandaşımızın yaşadığı ülkelerde açılan okullar var. Ne yazık ki bunların pek küçük bir kısmı devletimiz tarafından açılmıştır, bunların bir kısmı bazı özel kuruluşlar tarafından açılmıştır. Peki, devletimiz o özel kuruluşlar kadar güçlü değil midir? Yurt içindeki vatandaşlarımızın eğitimi gibi, yurt dışındaki vatandaşlarımızın, soydaşlarımızın eğitimi devletin bir sorumluluğu değil midir? Nasıl oluyor da bazı ülkelerde açılan bu özel okullar o ülkelerin hükûmetleri tarafından kapatılıyor. Acaba hangi nedenle? Bunları araştırıyor muyuz, bunları araştırıyor muyuz Sayın Bakan? Tavsiye ediyorum, bu konulara biraz daha yakından ilgi gösterelim. Öyle okullar var ki bunların arasında, Türk çocuğunu gönderirseniz o okula…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Öymen, lütfen tamamlayınız.

Buyurun.

ONUR ÖYMEN (Devamla) – Biz bu okulların bir kısmını ziyaret ettik, gayet somut izlenimlerimiz var. Öyle okullar var ki Türk kuruluşları tarafından açılmış, Türk çocuğunu gönderirseniz bu okula yatılı -yeme içme, yatma, ders dâhil, hepsi- 3 bin dolar veriyorsunuz ayda ama o ülkenin vatandaşı giderse ayda 100 dolar veriyor. Bu nasıl iş? Bu nasıl bir iş, nasıl bir tertip, nasıl bir düzen, sebebi ne? Bize o ülkenin sorumluları, yetkilileri soruyorlar: “Siz ne yapmak istiyorsunuz burada?” diye.

Şimdi, bütün bunlar, değerli arkadaşlarım, bu yasa kapsamında yeterince değerlendirilmemiş izlenimini alıyoruz biz. Biz istiyoruz ki Hükûmet, bu konuda çok daha ciddi, çok daha kapsamlı, Dışişleri Bakanlığının yasalarla sahip olduğu hakları göz ardı etmeyen, devletin politikalarını açıkça kanuna ve gerekçesine yazan bir yaklaşım benimsesin.

Yurt dışından gelen öğrencilerin koordinasyonu için de Başbakanlıkta birim açmaya gerek yok. Bu, Millî Eğitim Bakanlığının asli görevidir. Yani Millî Eğitim Bakanlığı içinde iki birim arasında koordinasyon sağlanamadı diye, Millî Eğitim Bakanlığının bir yetkisini alıp Başbakanlığa mı devretmek gerekiyor?

Değerli arkadaşlarım, o yüzden, iyi niyetli de hazırlansa bu tasarının çok eksik bir metin olduğunu düşünüyoruz ve bunun üzerinde daha iyi çalışılarak hem yurt dışındaki vatandaşlarımıza hem de soydaşlarımıza, akrabalarımıza daha layık bir metin hâline getirilmesini Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak  temenni ediyoruz. Yüce Meclisi bu vesileyle tekrar saygılarla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Öymen.

Tasarının tümü üzerinde Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz isteyen Sebahat Tuncel, İstanbul Milletvekili.

Buyurun Sayın Tuncel. (BDP sıralarından alkışlar)

BDP GRUBU ADINA SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 485 sıra sayılı Yurtdışı Türkler Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı üzerine Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Kanun tasarısına geçmeden önce 22 Mart 2010 Dünya Su Günü olması vesilesiyle birkaç şey ifade etmek istiyorum: Bildiğiniz üzere, son yıllarda dünyanın gündeminde su büyük bir yer tutmaktadır. Ekolojik krizin neden olduğu iklim değişiklikleri ve bu değişikler sonucunda yaşanan, yaşanacak olan kuraklık insanlığın geleceği açısından suyun önemini giderek artırmaktadır. Bu nedenle, her yıl dünya su forumları düzenlenmektedir. Suyun insan hayatında ve ekolojik tarım için önemi tartışma götürmezdir. Biz insanlar tarafından hızla tahrip edilen doğa ve su kaynakları artık her zamankinden daha değerli olmaya başlamıştır. Bu durum aynı zamanda suyun ticarileşmesi üzerinde hesapların da giderek artmasına neden olmuştur.

Türkiye gibi akarsu yatakları açısından zengin olan ülkemizde neredeyse  tüm nehirlerin üzerinde ekoloji, tarım ve insan hayatını dikkate almadan barajlar inşa edilmeye çalışılmaktadır. Bu bir Hükûmet politikası hâline gelmiştir ne yazık ki. Munzur, Hasankeyf ve Karadeniz derelerine vicdan sahibi bütün kamuoyunun tepkilerine rağmen baraj yapmakta ısrar edilmektedir. Yüz gündür Muğla ilinin Beyobası köyünde köylüler ve çevreciler eylem yapmaktadırlar, HES’lerin doğayı yok etmesine göz yummayacaklarını ifade etmektedirler. Yine, Sinop’ta yapımı devam eden Boyabat Barajı için eylemler yapılmaktadır. “Ekolojiye, canlılara ve insan hayatına rağmen HES” diyenlerin bu sesleri duyması ve bir an önce bu yaptırımlardan vazgeçmesi oldukça önemlidir. Türkiye'nin geleceği açısından bu önemlidir. Sadece Türkiye açısından değil, bu su politikaları dünya açısından da oldukça önemli bir konudur. Bunun bir kez daha dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz, 22 Mart 2010 Dünya Su Günü vesilesiyle.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Barış ve Demokrasi Partisi olarak, Türkiye’de Türklük üzerine kurulu zihniyetin Türkiye gibi çok kimlikli, çok kültürlü bir ülkeye yakışmadığını bir kez daha ifade etmek istiyoruz.

Türkiye'de, Türk’üyle, Kürt’üyle, Çerkez’iyle, Asuri Süryani’si, Arap’ıyla, Alevi Sünni’siyle çok kültürlü ve kimlikli bir toplum olduğumuzu bugün herkes kabul etmektedir.

Türklük tanımı Türkiye'ye dar gelmekte, Türkiye'nin çok kimlikli, çok kültürlü yapısını kapsamamaktadır. Türkiye'de demokratik bir anayasa ve demokratik bir toplumun oluşması tartışmaları yürütülürken, tüm kimliklerin, kültürlerin, dillerin bu anayasayla korunması ve kolektif hakların sağlanması gerektiği yolunda toplumun önemli bir kesiminin konsensüs sağladığı, tartışmalar yapıldığı bir gerçektir.

Bundan dolayı, tek tipleşmeyi dayatan, farklılıkları yok sayan, bu ülkede yaşayan herkesi Türk gören, Türkiye'nin yüzde 99’unu Sünni Müslüman sayan ve diğer halkları, dinleri, kültürleri yok sayan bir anlayışta ısrar edenler elbette ki aşılacaktır.

Bu yasa tasarısının hazırlanışı da ne yazık ki bu zihniyetin ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Oysa bu Parlamento eğer Türkiye Cumhuriyeti’nin parlamentosuysa, bu Parlamento Türkiye'de yaşayan herkesin hassasiyetini dikkate alan yasalar çıkarmakla sorumludur.

ÖZDAL ÜÇER (Van) – Sayın Başkan, salonun düzenini sağlar mısınız.

SEBAHAT TUNCEL (Devamla) – Değerli milletvekilleri, bugün hem ekonomik hem de siyasi nedenlerden dolayı Avrupa’dan Rusya’ya, ABD’den Kafkaslara, Balkanlara, Afrika ülkelerine kadar, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan ya da vatandaşlıktan çıkartılmış milyonlarca yurttaşımız bulunmaktadır. Tabii ki bu yurttaşlarımızın sorunlarıyla ilgilenmek, sorunlara çözüm gücü aramak gereklidir, ancak yasalaştırılmak istenen Yurtdışı Türkler Başkanlığı bu ihtiyacı gidermekten ziyade, biraz önce de ifade ettiğimiz gibi etnik kimlik üzerinden bir kurumsallaşmaya gidilmesi amaçlanmaktadır.

Türkler Başkanlığı derken, yurt dışında yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Kürtler, Araplar, Süryaniler, Ezidiler, Ermeniler, Çerkezler ve Lazların ve benzeri halklara mensup yurttaşlarımızın olduğu göz ardı edilerek bir kurum önerisinde bulunulmuştur.

MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU (Kayseri) – Onlar da Türk!

SEBAHAT TUNCEL (Devamla) – Yurt dışındaki vatandaşlarımızın, Türkiye ve bulundukları ülkelerle olan ekonomik, sosyal ve kültürel ilişkilerinde yaşadıkları sorunların olduğu doğru. Mevcut sistemde konsoloslukların ve ilgili bakanlıkların bürokratik işlemlerinin fazla olmasından dolayı da sorunların yaşandığını biliyoruz.

Arkadaşımız ifade ediyor, evet problem burada zaten, bütün bunları Türk olarak gördüğümüz için bu sorun. Dolayısıyla, biz bu anlayışın değişmesi gerektiğini düşünüyoruz.

MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU (Kayseri) – Amerikalı diyorsunuz içindeki bütün yaşayan etnik kökenler onun içine giriyor. Türk deyince niye bu kadar…

BAŞKAN – Sayın Milletvekilim, lütfen…

SIRRI SAKIK (Muş) – Sen niye etnik kökenlerden rahatsız oluyorsun sosyal demokrat!

SEBAHAT TUNCEL (Devamla) – Bu sizin tanımınız. Bu tanım, ne yazık ki, Türkiye açısından artık geçerliliğini yitirmiş bir tanımdır. Biz bir Kürt olarak, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak kendimizi görüyoruz, bir Türk olarak görmüyoruz. Bu, aynı zamanda Türk halkına da büyük bir haksızlıktır. Yani, Türkiye’de yaşayan farklı kimlik ve kültürlerin artık kabul edilmesi bir zorunluluktur, hele sizin gibi sosyal demokrat bir partiden bunu ifade etmek doğrusu manidardır, yani Türkiye’de sosyal demokrasiyi savunan bir partinin bunu söylemesi manidardır.

ÖZDAL ÜÇER (Van) – Kürsü hürriyetini kullanıyorsunuz, devam edin.

SEBAHAT TUNCEL (Devamla) – Dolayısıyla, bu sorunların giderilmesi için bir birim kurulmasını iyi niyetli bir yaklaşım olarak görüyoruz. Ancak, bu birime Türk Başkanlığı adını vererek alanı kısıtlanmış, demokratik olmayan bir yaklaşım benimsenmiş olması nedeniyle, Barış ve Demokrasi Partisi olarak bu yaklaşımı, Türkiye içerisinde ya da Türkiye'nin dış ilişkilerinde izlenen politikaları da doğru bulmuyoruz ve onaylamıyoruz. Bu, hem eşitliğe aykırı hem de devletin resmî ideolojisi olan Türk-İslam sentezinin bir sonucu olan Turanizm idealini yeniden canlandırma çabasıdır. (BDP sıralarından alkışlar) Böylesi bir yaklaşım, etnik kimliği Türk olmayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları açısından ayırımcı anlayıştır ve güven kırıcıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye ile Türki cumhuriyetler arasında ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi için Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA) Bakanlar Kurulunun kararıyla 1992 yılında kurulmuş bir kurumdur. TİKA’nın kuruluş amacı, başta Türk dilinin konuşulduğu ülkeler, Türkiye’ye komşu ülkeler olmak üzere Kafkas ülkeleriyle olan ekonomik, kültürel, sosyal ilişkilerin geliştirilmesi olarak belirlenmiştir. Ancak ilk zamanlarda bazı çabalar gösterilse de daha sonrasında bu faaliyet canlılığını yitirmiştir. “Türk dillerini konuşan, soydaş” vesaire tanımlamaları yapılarak kurulmuş kurumların işlerinin pek randımanlı yürümediği görülmüştür. Hâlihazırda Türki cumhuriyetlerle, resmî olmayan kurum ve kişilerle ekonomik ve sosyal ilişkiler devam etmektedir. Bu ilişkilerin düzenlenmesi ve geliştirilmesi için Türk Başkanlığının kurulmasının gerekli olmadığı görülmektedir. Kaldı ki, ilişki geliştirilmek istenen ülkelerden Özbekistan, Kazakistan, Türkmenistan, Kırgızistan ve Azerbaycan, hiçbiri kendilerini anayasalarında Türk olarak tanımlamamaktadırlar, resmî dillerine Türk dili dememektedirler. Yani bu ülkeler kendilerini Türk olarak tanımlamazken, bizim tutup “Yurtdışı Türkler Başkanlığı” adı altında bir başkanlık kurmamız siyaseten doğru değildir. Bu ülkeler anayasalarında kendilerini Özbek, Kazak, Kırgız, Türkmen ve Azeri olarak tanımlıyorlar ve bu yönden bir siyasi tercihte bulunuyorlar. “Türkler Başkanlığı” diyerek ikili ilişkilerin geliştirilmeye çalışılması ise bu ülkelerin tercihlerine saygısızlık anlamı taşıyacaktır. Hatta dil konusunda, kendi dili yüzde 90-95 oranında Türkçe olan Azerbaycan’da resmî dillerini “Azerbaycan dili” olarak tanımlıyorlar.

Dolayısıyla böyle bir tercih yaparken bu ülkelere sormadan, onların böyle bir düzeyde ilişki geliştirmek isteyip istemediğini öğrenmeden adım atmak Türkiye’nin dış ilişkilerine zarar verecektir. Dış Türkler siyasetinin Türki cumhuriyetlerle ilişkilerimize nasıl zarar verdiğini 1992-94 döneminde gözledik. Özbekistan, gönderdiği öğrencileri geri çekti. Azerbaycan, yaşadığı iç siyasi çalkantılarda Türkiye’yi müdahalecilikle suçladı.

Sayın milletvekilleri, son zamanlarda demokratikleşme üzerine sıkça konuşur, tartışır olduk. Sivil ve demokratik bir anayasa, tüm kimlikleri ve dilleri kabul etmiş bir anayasa mücadelesi içerisindeyiz. Artık, toplumun demokratik özgürlükten ve barıştan yana tüm kesimleri yeni bir anayasa ihtiyacı olduğunu belirtmekte, kısmi değişmelerle değil bir bütün olarak 12 Eylül darbe Anayasası’nın değiştirilmesi için talep yükseltmektedir. Anayasa’nın tek etnik grup üzerine kurulu yaklaşımını değiştirmeye çalışırken Yurtdışı Türkler Başkanlığının kurulmasının büyük bir çelişki olduğu aşikârdır. Demokratik, kapsayıcı bir anayasamız olduğunda ne yapacağız Türkler Başkanlığını; neyi ifade edecektir? Bu şekilde, çağdaş olmayan, kısır bir bakış açısıyla günü kurtarma anlayışının sadece çözümsüzlüğü ve etnik olmayışı kanıtlayacağı apaçık ortadadır.

Kanun tasarının gerekçesinde ve birçok maddesinde kullanılan “soydaşlık” ve “akraba toplulukları” ırkçı, milliyetçi; ve modern, demokratik bir Türkiye'nin dış ilişkilerinde kullanmaması gereken bir ifadedir. (BDP sıralarından alkışlar) “Akraba toplulukları” derken, sadece Azerileri, Türkmenleri ifade etmeye çalışırken, Kürtler, Gagavuzlar, Süryaniler, Araplar akrabamız olmuyor mu? Böyle bir başkanlık kurulduktan sonra, hangi halklarla akraba olduğumuzu Yunanistan’dan tutun Ermenistan’a kadar araştıracak mıyız? Böyle bir yaklaşımın toparlayıcı değil, aksine, bölen, ayrıştırıcı bir yaklaşım olduğu ortadadır. Türkiye'nin diğer ülkelerle olan ilişkilerini geliştirirken “komşu ülkeler” diye tanımlaması ve bu çerçevede yaklaşması bize göre daha sağlıklıdır. Bir diğer yandan, komşu ülkelerle olan ilişkilerin geliştirilmesi yasamanın değil yürütmenin işidir ve bu şekilde ele alınması gerekir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kanun teklifinde ele alınan diğer bir konu da öğrencilerin durumudur. Biraz önce Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına konuşan Sayın Şandır da ifade etti, aslında bu yasa tasarısında daha çok Türki cumhuriyetlerde ya da biraz önce eleştirisini sunduğumuz akraba toplulukları üzerinden öğrencilerin Türkiye'ye getirilmesi ve aslında bu Türklük politikası üzerinden onların da Türkleştirilmesi yaklaşımı ne yazık ki var. Diğer bir konu, tabii ki yurt dışında -biraz önce Sayın Öymen de ifade etti- on binlerce öğrencimiz var ve bunlar aslında beyin göçünü de bir nevi ifade ediyor. Bu yurttaşlarımızın, bu öğrencilerin tabii ki sorunları var.

Bir şeyi ifade etmek istiyoruz: Bu öğrencileri sadece ekonomik bir gelir kaynağı olarak ele almak yani “Onların Türkiye’ye gelip eğitim görmesi aynı zamanda ekonomimizi güçlendirecek.” diye bakmak bir yandan sıkıntılı bir nokta.

Diğer bir konu: Sanırım Onur Bey şu an burada değil, bu kürsüde Türkiye gerçeğini belki de iyi ifade ediyor Dersim meselesinde olduğu gibi. Asimilasyon politikasına Almanya örneği üzerinden çok iyi örnek verdi. Gerçekten anne-babaları Almanca bilmediği için 30 bin öğrencinin öğrenim zorluğu gördüğü konusunda bir vurgu yaptı. Sayın Öymen yok ama Cumhuriyet Halk Partisi mensubu arkadaşlarımız burada, bir şey ifade etmek istiyorum. Sayın vekiller, Türkiye’de de 20 milyon Kürt var ve bu 20 milyon Kürt’ün çocukları var, okula gidiyorlar, öğrenciler var ve bu öğrencilerin çoğu Türkiye’de rehabilitasyon merkezlerinde, okuma zorluğu, öğrenme zorluğu çektiği için ne yazık ki rapor alıyor ve birçoğuna engelli muamelesi yapılıyor. Bu bir problemdir, bunu görmeden Almanya’yı görürsek bu işi çözemeyiz.

Diğer bir konu: Çok çarpıcı bir örnek vereceğim. Mahmur’dan bir heyet geldi. Biliyorsunuz bu kürsüde çok tartışıldı Mahmur’dan gelen heyet. 2 yurttaşımız var Mahmur’dan gelen, 1’isi hukuk mezunu, 1 tanesi de sosyoloji mezunu. Bu 2 yurttaşımız da Türkçe bilmiyor, Mahmur’da doğmuş büyümüşler, aileleri buralı ama 90’lı yıllardaki savaş nedeniyle buradan gitmek durumunda kalmışlar, Mahmur’da büyümüşler. Türkçe bilmedikleri için resmî olarak savcılık bu arkadaşlarımızın şeyine “Cahildir.” yazmış. Yani İngilizce bilince cahil olmuyor, Almanca bilince cahil olmuyor, çok kültürlü oluyor ama kendi ana dilini bilip işte Türkçe bilmediğinde cahil oluyor. Şimdi, bunun, bu şeyin değişmesi gerekiyor. Eğer bir bütün ele alacaksak bu sorunu böyle de ele almak gerekir. Artık bu Parlamentonun da bu ayıptan bir an önce kurtulması… Bu vesileyle bir kez daha hatırlatayım. Ana dilde eğitimin bir insan hakkı olduğunu, asimilasyon politikalarının aslında artık bir insanlık suçu olduğunu –Sayın Başbakanın da ifade ettiği gibi- dolayısıyla bundan bu Hükûmetin vazgeçmesi gerektiğini bir kez daha ifade etmek istiyoruz.

Diğer konu da: Öğrencilerimize de ticari bir noktada yaklaşmaktan ziyade bu öğrencilerin, tabii ki komşu ülkelerden gelen öğrencilerin, buradan yurt dışında olan öğrencilerin hem sosyoekonomik hem kültürel sorunlarının giderilmesi önemli bir nokta.

Diğer bir konu: Gerçekten, yurt dışında Türkiye'nin çok büyük bir beyin gücü var. Bu beyin gücünün Türkiye'ye aktarılması ve Türkiye'nin geleceği için değerlendirilmesi konusunda da bazı tedbirlerin alınması gerekiyor.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dolayısıyla, biz, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarının olduğunu ve bu sorunların çözülmesinde ve uygulamada kolaylıklar sağlamada adım atılmasından yanayız. Bu konuda zaten hâlihazırda bir bakanlığımız var, Dışişleri Bakanlığı bu konuda söz sahibi olan ve çalışan bir bakanlık. Bu Bakanlık bünyesinde alt birimler kurularak ya da mevcut birimler güçlendirilerek yurt dışında yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, Türk kökenli halkların sorunları için çözümler üretilmesini doğru ve sağlıklı bir yaklaşım olarak görmekteyiz. Eğer gerekli görülürse Kültür Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ya da Millî Eğitim Bakanlıklarının altında kültür, eğitim, ekonomi vesaire konularında alt birimler kurulabilir ve daha etkin çalışmalar yürütülerek istenen ülkelerle ilişkiler geliştirilebilir. Böylece, uzun vadeli bir proje hâline getirilerek acil aksaklıkların düzenleme işinden başlanarak daha kapsamlı projeler, çözümler üretilmeye başlanabilir.

Dolayısıyla, Barış ve Demokrasi Partisi olarak biz, bunun Dışişleri Bakanlığı bünyesinde gerçekleştirilebileceğini, oradaki bürokratik engellerin, bazı sorunların giderilebileceğini, yeni bir kuruma ihtiyaç olmadığını, hele ismi “Türk Başkanlığı” olan bir kuruma kesinlikle ihtiyaç olmadığını düşünüyoruz çünkü etnik temel üzerinde yapılaşan bu yaklaşım sorunları çözmek yerine yeni sorunlar ekleyecektir.

Dolayısıyla, bizim bu kanun teklifinin aleyhinde oy kullanacağımızı bildiriyorum, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Tuncel.

Tasarının tümü üzerinde AK PARTİ Grubu adına söz isteyen Abdullah Çalışkan, Kırşehir Milletvekili.

Buyurun Sayın Çalışkan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA ABDULLAH ÇALIŞKAN (Kırşehir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 485 sıra sayılı Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı’nın tümü üzerinde AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.

Hükûmetimiz, iktidara geldiği günden bu yana devletin millet için var olduğu ve millete hizmet etmekle yükümlü olduğu felsefesiyle hareket etmektedir. Politika geliştirirken insan odaklı düşünmekte ve uygulamalar gerçekleştirmektedir. Bu politikalarda yurt içinde veya yurt dışında ikamet eden vatandaşlarımız hassasiyetle dikkate alınmaktadır. Bugün sayıları 5 milyonu bulan, bundan elli yıl önce ekonomik gerekçelerle köylerini, kasabalarını, sevdiklerini arkalarında bırakıp yola çıkan ana-babalarımız, amca-dayılarımız, arkadaşlarımız, komşularımız, dünyanın farklı coğrafyalarında yaşamaktadırlar. Amerika, Kanada, Norveç, Finlandiya, Almanya, Fransa, Avusturya, Avustralya, hatta Yeni Zelanda’ya kadar geniş coğrafyaya dağılmış, oraları ikinci vatan edinmiş, oralara yerleşmiş insanlarımız büyük bir hinterland oluşturmaktadır. Geçici olma, misafir olma dönemi geride kalmış, üstlendikleri toplumsal roller gereği bulundukları ülkelerin artık birer gerçeği hâline gelmişlerdir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; başlangıçta beden güçlerinin sınırlarını zorlayan insanımız, kömür ocaklarında, madenlerde, inşaatlarda, çelik fabrikalarında çalışarak yaşadıkları ülkenin kalkınmasına lokomotif oldukları gibi helal ve kıymetli kazançlarından biriktirdikleri küçük fakat bereketli tasarruflarını ana yurdu memleketlerinde değerlendirerek ana vatanımıza katkıda bulunmuşlardır. Bu ülkenin 70 sente muhtaç olduğu dönemleri düşünürsek, bugünleri görebilmemizde işçi dövizlerinin ne kadar hayati bir önem taşıdığını hepimiz herhâlde daha iyi anlarız. Elbette ki yurt dışındaki vatandaşlarımızın ülkemize katkısı sadece ekonomik alanla sınırlı kalmamış, sosyal ve kültürel hayatta da varlıklarını hissettirmişlerdir. Bu insanlarımız sayesinde farklı kültürlerin birbirlerini tanıması, kültürel ilişkilerin gelişimi ve yeni sosyal dokular oluşmuştur. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın büyük çoğunluğu başlangıçta sadece niteliksiz iş gücü iken, bugün bu ülkelerde etkin, ilim sahibi, bilimsel ve teknolojik bilgi ve beceri birikimi olan iş, sanat, spor ve politik çehreler hâline gelmişlerdir. İşte Fatih Akın, Mesut Özil, Prof. Dr. Mehmet Öz, Prof. Dr. Gazi Yaşargil, Ayşem Sunal, Neva Çiftçioğlu, Hidayet Türkoğlu, Mehmet Okur, Hamit Altıntop ve diğer benzerleri. Bunlar sadece birkaçı. Burada isimlerini sayamayacağımız daha niceleri.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün gelinen noktada artık bizler, yurt içi vatandaşlarımıza sağlamaya çalıştığımız tüm imkânlar gibi, yurt dışında ikamet eden vatandaşlarımızı korumak, kollamak ve hepsinden önemlisi, onların sosyal, kültürel, ekonomik sorunları ve eğitim ihtiyaçları ile ilgilenmek zorundayız. Büyük millet ve güçlü devlet olmanın zorunluluğu bunu gerektirir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçici işçi-misafir işçi dönemi bitmiştir. Yaşadıkları ülkelerde birer asli unsur hâline gelen doktorundan mühendisine, avukatından öğretmenine, esnafından iş adamına, hayatın her alanında varlık gösteren insanlarımızın ihtiyaçları ve beklentileri farklılaşmıştır. Modern dünya toplumların sosyolojik kimliklerini yok ederken, varlıklarını kimlikleriyle birlikte sürdürmeye çalışan bu vatandaşlarımızın geleceğini teminat altına almak Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli sorumluluklarından birisidir. Başta Sayın Başbakanımız olmak üzere tüm Hükûmetimiz de bu bilinçle hareket etmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1991 yılı sonu itibarıyla Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği dağılmış, tarihî ve kültürel bağlarımız olan kardeş Türk cumhuriyetleri bağımsızlıklarını kazanmışlardır. Bunu takiben Balkanlarda bünyesinde büyük bir oranda soydaşlarımızı barındıran Yugoslavya Federasyonu dağılmış, Romanya, Bulgaristan, Arnavutluk’ta rejim değişmiş, böylece ortaya çıkan yeni tablo, Türkiye’nin bu bölgelerdeki soydaşlarına yönelik sorumluluklarını daha da artırmıştır.

Tarihî ve kültürel yakınlık, ekonomik tamamlayıcılık, millî ve uluslararası çıkarlar, dünyada meydana gelen tüm siyasi dengeler Türkiye Cumhuriyeti’ne, 1993 yılından itibaren, yurt dışında yaşayan vatandaşlarının sorunlarına daha aktif çözümler üretebilmesi bakımından yeni bir koordinasyonu gerekli kılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti hükûmetleri, Eylül 1993’ten itibaren, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız ve soydaşlarımızla ilgili konuların takibini bir Devlet Bakanlığı aracılığıyla yürütmektedir. Bu görev hâlen bir Devlet Bakanlığı uhdesinde bulunmaktadır ancak yurt dışında yaşayan vatandaş ve soydaşlarımızın koordinasyonuyla ilgili görevlendirilen Devlet Bakanlığının koordinasyon görevinden ne kastedildiği, ne anlaşılması gerektiği net olarak belirtilmemektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugüne kadar, yurt dışında yaşayan insanlarımızın ihtiyaçları farklı kurumlarımız tarafından karşılanmaya çalışılmıştır. Çalışma Bakanlığından Millî Eğitim Bakanlığına, Diyanet İşleri Başkanlığından Kültür Bakanlığına kadar birçok kurum bu alanda muhatap olarak yer almıştır. Tabii, daha da önemlisi, birinci derecede, konsoloslukları, büyükelçilikleriyle Dışişleri Bakanlığımız vatandaşlarımızın meseleleriyle her zaman yüz yüze gelmektedir. Bu alanda Türkiye’de otuza yakın kurum politika belirlemekte veya hizmet üretmektedir. Zaman zaman uygulamalarda da mükerrerlik oluşarak kaynak, emek, zaman israfları oluştuğu gibi, basit fakat hayati bazı uygulamalar ise ortada kalmaktadır. Konuya ilişkin görev alanıyla ilgili olarak kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan farklı yorum ve uygulamalar kurumlar arasında yetki kargaşasına neden olmakta, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza yönelik koordinasyon görevinin ifasında zorluklarla karşılaşılmaktadır. Anılan koordinasyon görevi, münhasıran bu konuyla ilgili kurumsal bir yapı bulunmadığından Başbakanlıkta bulunan müşavirler kanalıyla yürütülmeye çalışılmaktadır. Ancak, bu durum, kurumsal hafızanın oluşmasını ve hizmetlerin sürdürülebilirliğini engellemektedir. Bütün bu geniş coğrafya, meselelerin çeşitliliği ve farklı kurumsal muhataplar, bizim bu insanlarımızın meseleleriyle, sorunlarıyla ilgilenecek bir kuruma ihtiyaç olduğunu göstermektedir.

Birçok kurum tarafından verilen hizmetlerin tek elden koordine edilmesi, insanlarımızın ihtiyaçlarına daha etkin karşılık verilmesine imkân tanıyacaktır. Bu konu, 22’nci Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde kurulan, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarını araştırmakla görevli Meclis araştırma komisyonu tarafından da ele alınmış ve sonuç olarak, Başbakanlığa bağlı bir birim kurulması ve yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın meselelerinin bu kurum tarafından koordine edilmesi tavsiye edilmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün burada görüştüğümüz kanun tasarısıyla kurulması planlanan Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Hükûmetimiz döneminde izlediğimiz aktif dış politika, proaktif diplomasi ve sorumluluk üstlenme bilinci dolayısıyla yükü hayli artmış olan Dışişleri Bakanlığımıza omuz verecek, yükünü paylaşacak bir kurum olacaktır. Birbirinin alternatifi değil, tamamlayıcısı olacaktır. Sayın Bakanımız Faruk Çelik tarafından Dışişleri Komisyonunda da ifade edildiği gibi, göç veren ülkelerin birçoğu ya bakanlık düzeyinde ya da müstakil bir kurumla, sınırları dışında yaşayan vatandaşlarıyla her zaman ilgilenmektedirler. Buna Avrupa ülkeleri de dâhildir. Yunanistan’da kurulan Yurt Dışında Yaşayan Yunanlılar Genel Sekreterliği, Hindistan’da kurulan Yurt Dışı Hintliler Bakanlığı, burada ismini ilk etapta sayabileceğimiz örneklerden bazılarıdır. Yani, bugün burada görüştüğümüz, kurulacak kurum ilk defa bizde kurulmuş bir kurum değildir. Almanya, yurt dışında yaşayan Almanlarla resmî ya da sivil farklı kurumları vasıtasıyla ilgilenmektedir; İkinci Dünya Savaşı sonrası Kazakistan ve Namibya’da sömürge sonrası yaşamaya devam eden Alman kökenlilerle alakadar olmaktadır.

BAŞKAN – Sayın Çalışkan, bir saniye.

Sayın milletvekilleri, çalışma süremizin Sayın Hatibin konuşması bitene kadar uzatılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Buyurun Sayın Çalışkan.

ABDULLAH ÇALIŞKAN (Devamla) – Ülkelerin kendi vatandaşları veya soydaşlarıyla ilgilenmeleri en temel insan hakkıdır; onların dilini, kültürünü muhafaza etmelerine destek olması, meseleleriyle alakadar olmasından daha doğal ne olabilir. Aynı şekilde, bizim de Almanya’da yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ya da orijini insanlarımızla ilgilenmemiz de çok doğal ve gereklidir. Onların dilini, dinini, kültürünü öğrenmelerine destek olmamız, geliştirmelerine katkı sağlamamız Türkiye Cumhuriyeti olarak görevimiz ve sorumluluğumuzdur. Hatta insan hakları hukuku açısından olayı ele aldığımızda, bu insanlarımızın yaşadığı ülkelerin kendileri de bu noktada sorumludurlar. Bizim getirdiğimiz bu tasarıyla kurulacak olan bu başkanlık, Almanya’nın, Hollanda’nın iç işlerine müdahale etmeyecektir; onların iç güvenliği için bir tehdit değil, bilakis onlarla iş birliği yapabilecekleri bir partner olacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; medeniyet, farklılıklara tahammül etmek değil, farklılıkları asli unsur olarak görebilmektir, farklı kültürleri de toplumun kendisi olarak görebilmektir. Subjektif yaklaşımlar ile öncü kültür agresifliğiyle değerler dayatmak uyum değil, bilakis asimilasyon çabasıdır. Uyum, kendi olarak toplumda var olabilmek için eşit katılım hakkına sahip olabilmekle olur. Sosyal, ekonomik ve siyasi hayatın tüm alanlarında ayrımcılığa maruz kalmadan eşit katılım hakkına sahip olabilmek uyumun öncelikli şartıdır. Uyum tek taraflı değil, karşılıklıdır. Kabullenme ve tanıma, uyumun tamamlayıcı unsurlarıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biz toplum olarak tarih boyunca farklı kültürlerle, değişik etnik topluluklarla bir arada yaşamış, beraber yaşama kültürünü içselleştirmiş bir milletiz. Anadolu toprakları, asırlarca barış ve huzur içinde yaşamış farklı dinlerin, etnik grupların evi olmuştur. Biz bu kültürün temsilcileriyiz.

Bulunduğumuz coğrafya, tarihî geçmişimiz, kültürümüz bize önemli sorumluluklar yüklemektedir, biz bundan kaçamayız. Türkiye, bulunduğu coğrafya itibarıyla, tarihî geçmişiyle, etnik ve kültürel toplulukların bir arada aynı hayalleri paylaştığı, idealleri taşıdığı bir ülkedir. Bu coğrafyada tarih bizi birbirimize akraba yapmıştır, bizi bir aile hâline getirmiştir. Türkiye, Çerkez, Çeçen, Tatar, Azeri, Kazak, Özbek, Kırgız, Türkistanlı, Boşnak, Arnavut, Balkanlardan, Kafkasya’dan, Asya’dan değişik vesilelerle evlerini terk etmiş kardeşlerimize yurt olmuş, bir bütün oluşturmuştur.

Ailelerimizin bir kısmı burada, diğerleri oralarda. Priştina’da, Prizren’de, Üsküp’de, Gostivar’da, Kalkandelen’de, Usturumca’da, Kırcaali’de, Gümülcine’de, Sarajevo’da, Kırım’da, Kabardey’de, Karaçay’da, Grozniy’de, Mohaçkale’de, Batum’da, Buhara’da, Bakü’de, Semerkant’ta, Taşkent’te, Urumçi’de, Çimkent’te, aramızdan buralarda akrabası olan kim bilir kaç kişi vardır. Bursa’da, Düzce’de, Sivas’ta, Kahramanmaraş’ta, Karaman’da, Sakarya’da, Trakya’da, İstanbul’da akrabası, ailesi olan, aynı şekilde o coğrafyalardan kardeşlerimiz var.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Balkanlar, Orta Asya, Kafkasya bizim kültürel ve sosyal ilişkilerimizin yoğun olduğu coğrafyalardır. Buralarda yaşayan kardeşlerimize, soydaşlarımıza, akrabalarımıza uzak duramayız. Küreselleşen dünyada iletişimin sınırları yakınlaştırdığı bir dönemde soydaşlarımıza, akrabalarımıza ilgi, alaka göstermemiz, yakın durmamız kaçınılmazdır. Kardeşliğimiz, akrabalığımız, birbirimizin evinde huzuru öncelememiz demektir. Türkiye “Yurtta sulh, cihanda sulh.” politikasının en güzel temsilcisidir. Bölgemizde, coğrafyamızda barış ve huzur bizim için birinci esastır. Makedonyalı, Kosovalı, Bosnalı kardeşlerimizle bağlarımızı güçlü tutmamız, bu coğrafyadaki barış ve huzurun teminatıdır. Aynı şekilde, Kafkas ve Orta Asya ilişkilerimiz de böyledir. Oralardaki soydaş ve akrabalarımız, en geniş anlamda, bu coğrafyayla ilişkilerimizde bir köprüdür.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biz, komşuluk ilişkilerine hassasiyet gösteren bir milletiz. Komşu ülkelerin sınırları, iç huzuru, refahı ve gelişmişliği kendimizinki kadar önceliklidir. Son aylarda şahit olduğunuz, Dışişleri Bakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu’nun Bosna-Hersek, Hırvatistan ve Sırbistan arasında dokuduğu mekik, bizim bu bölgeye bakışımızı net olarak ortaya koymaktadır. Komşular arasında huzursuzluk hepimize zarar verir. Gürcistan krizindeki tavrımızı tüm dünya gördü. Komşumuzda, sınırımızda yaşanan krizi dindirmede ilk koşan bizdik. Tamamen insani gayelerle elimizden gelen gayreti gösterdik, krizin daha da derinleşmesinin önlenmesinde yardımcı olduk. Bugün, Dağlık Karabağ meselesindeki tavrımız ortadadır. Dondurulmuş sorunların çözümü için elimizi taşın altına koyduk. Biz, Hükûmet olarak, sorunları dondurmanın değil, çözümün barışı temin edeceğine inanıyoruz. Bölgemizdeki farklı kültürler bir arada, huzur içinde, kendi kültürlerini koruyarak yaşamışlardır ve böyle de yaşamaya devam edeceklerdir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, bu geniş coğrafyada yaşayan soydaş ve akrabalarımızla kültürel, sosyal ve ekonomik ilişkilerimizin daha ileri seviyelere taşınmasında önemli bir koordinasyon görevi görecektir. Bağların güçlenmesi, ilişkilerin derinleşmesi, birbirimizi daha iyi tanımamızla, anlamamızla mümkün olur. Bu vesileyle başta Orta Asya, Kafkasya, Balkanlar ve Orta Doğu olmak üzere dünyanın farklı ülkelerinden farklı kurum ve kuruluşlar tarafından ülkemize eğitim görmek için gelen öğrenciler hepimizce malumdur. Bugüne kadar 45 binin üzerinde yabancı uyruklu öğrenci ülkemizde eğitim görmek için devlet kurumlarımız tarafından getirilmiştir. Elde edilen tecrübeler ve ülkemizin bölgesel ve küresel düzlemde sahip olduğu sorumluluk ile bu çalışmanın daha etkili koordine edilmesi gerekmektir. Bu tasarı yasalaştıktan sonra ilgili kurumların katılımıyla oluşturulacak kurul, öğrenci çalışmalarını daha verimli kılacaktır. Kontenjanların tespitinden alan seçimine kadar ülkemizde bulundukları süre zarfında uygulanacak rehberlik hizmetleri planlanacak, koordine edilecek ve verim had safhaya çıkarılmaya çalışılacaktır. Bütün bu düzenlemelerdeki temel hedef, ülkemizde eğitimlerini tamamlayan öğrencilerin mezuniyet sonrasında kendi memleketlerine döndüklerinde ülkemizle ilgili olumlu imaj taşımalarını sağlamak olmalıdır, onları gönüllü birer kültür elçisi hâline getirebilmektir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yeni kurulacak Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, görev alanında kurumların kurumsal reflekslerinden sıyrılmasını sağlayacak, ortak hareket etme kültürünün önünü açacak ve stratejik yönetim anlayışı içerisinde ulaşılabilir hedefler tespit ederek sonuç odaklı, ölçülebilir çalışmaların yapılmasını hedeflemektedir. Bu Başkanlığın kurulmasıyla birlikte hem yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızla ilgili önemli bir boşluğu doldurmuş olacağız hem de Orta Asya ve Balkanlara karşı tarihî ve kardeşlik bağlarımızın bize yüklediği sorumluluğun gereğini yerine getirmiş olacağız.

Ülkemize yeni bir bakış açısı kazandıracağını düşündüğümüz ve dış politikada tamamlayıcı bir unsur olarak önemli katkılar sağlayacağına inandığımız bu teşkilatın yapılanmasına vereceğiniz katkılara şimdiden teşekkür eder, hepinize saygılarımı sunarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Çalışkan.

Sayın milletvekilleri, çalışma süremizin tamamlanmış olması ve alınan karar gereğince kanun tasarı ve teklifleriyle komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için, 24 Mart 2010 Çarşamba günü saat 13.00’te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati : 20.13