Normal 25794 2 2 2010-04-20T12:55:00Z 2010-04-20T12:55:00Z 1 45313 258287 TBMM 2152 605 302995 11.9999 Clean Clean 0 0 nk 0 nk 0 0 false false false 0 nk 0 nk MicrosoftInternetExplorer4

DÖNEM: 23                            CİLT: 62                    YASAMA YILI: 4

 

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

 

67’nci Birleşim

2 Mart 2010 Salı

 

(Bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)

İ Ç İ N D E K İ L E R

  I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 II. - GELEN KÂĞITLAR

III. - YOKLAMALAR

IV. - GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- İstanbul Milletvekili Mehmet Ufuk Uras’ın, antipersonel kara mayınlarının yasaklanmasına ilişkin Ottowa Sözleşmesi’nin Türkiye’de yürürlüğe girişinin altıncı yılında gelinen aşamaya ilişkin gündem dışı konuşması ve Millî Savunma Bakanı Mehmet Vecdi Gönül’ün cevabı

2.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam’ın, esnaf ve sanatkârların sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması ve Devlet Bakanı Faruk Çelik’in cevabı

3.- Antalya Milletvekili Abdurrahman Arıcı’nın, Antalya ilinde yaşanan çevre sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

V.- AÇIKLAMALAR

1.- İstanbul Milletvekili Hasan Macit’in, yapılan düzenlemelere rağmen, esnaflar primlerini ödeyemiyorsa sistemde bir problem olduğuna, bu nedenle bunların ödenme koşullarının iyileştirilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması

2.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya ili Simav, Pazarlar ve Şaphane ilçelerinde 2 Mart 2010 günü saat 02.36’dan bu yana 2,7 ile 4,4 arasında farklı şiddetlerde meydana gelen yirmiye yakın depreme ilişkin açıklaması

3.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam’ın, gündem dışı konuşmasına cevap veren Devlet Bakanı Faruk Çelik’in, dile getirdiği sorunlara değil farklı şeylere cevap verdiğine ilişkin açıklaması

4.- Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak’ın, esnaf sayısında artış değil düşüş olduğuna ilişkin açıklaması

5.- Bursa Milletvekili Necati Özensoy’un, çevreci ve hayvan korumacı olarak bilinen, 1 Mart 2010 Pazartesi günü yirmi dört yaşında vefat eden, engelli Emine Atik’in hayatının hem engellilere hem engelli ailelerine ve hem de çevre konularına örnek olması açısından incelenmesini önemli bulduğuna ilişkin açıklaması

6.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, Burdur ili merkez Halıcılar, İnsuyu, Gökpınar, Taşkapı, Kayaaltı köylerinde tarımsal amaçlı sulamada kullanılan elektrik faturalarının icra kapsamına girdiğine, konunun Enerji Bakanlığınca veya Hükûmet yetkililerince incelenip çözüme kavuşturulması gerektiğine ilişkin açıklaması

7.- Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, Antalya’da yaşanan sel felaketinde mağdur olan vatandaşlara yönelik banka mağduriyetlerinin giderilmesi konusunda devletin katkı sağladığına ancak, özel bankalardan kredi çeken vatandaşların mağduriyetlerinin devam ettiğine, sel felaketleri nedeniyle yapılması gerekenlere ilişkin açıklaması

8.- Adana Milletvekili Muharrem Varlı’nın, Ceyhan Nehri üzerindeki Aslantaş Barajı’nın kapaklarının açılması neticesinde Yumurtalık ve Karataş ilçelerindeki bazı köy ve kasabaların sular altında kalması nedeniyle şu ana kadar karpuz ekilemediğine ilişkin açıklaması

9.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Balıkesir Edremit bölgesinde son günlerde yaşanan sel felaketlerine ilişkin açıklaması

10.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, Burdur’un Gölhisar ilçesi Yusufça kasabası içerisinden geçen derenin ıslahının ve arıtmasının bitirilmesine ilişkin açıklaması

11.- Tekirdağ Milletvekili Kemalettin Nalcı’nın, Meriç ve Ergene nehir yataklarının ıslahı konusunun bir an önce gündeme alınmasının Trakya’yı ve Trakya çiftçisini çok rahatlatacağına ilişkin açıklaması

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman ve 19 milletvekilinin, telif hakları konusunda yaşanan sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/595)

2.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman ve 19 milletvekilinin, bal üreticiliğindeki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/596)

3.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman ve 19 milletvekilinin, GAP bölgesindeki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/597)

4.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman ve 19 milletvekilinin, Basın özgürlüğü konusundaki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/598)

B) Tezkereler

1.- Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanlığının, (1/510) esas numaralı Kanun Tasarısı’nın, İç Tüzük’ün 34’üncü maddesi uyarınca kendi komisyonlarında görüşülmesinin temini için gereğinin yapılmasına ilişkin tezkeresi (3/1101)

C) Önergeler

1.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, (2/229) esas numaralı Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/186)

 

VII.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Adana Milletvekili Kürşat Atılgan’ın, lise son sınıf öğrencilerinin rapor alarak okula gitmemesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/756) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

2.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’ın, Erzurum’da OKS sınavında yaşanan bir aksaklığa ilişkin sözlü soru önergesi (6/815) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

3.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’ın, Niğde Üniversitesinde Tıp Fakültesi açılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/891) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

4.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’ın, Niğde Üniversitesinde Ziraat Fakültesi açılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/892) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

5.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’ın, Niğde Üniversitesinde Hukuk Fakültesi açılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/893) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

6.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, Gaziantep’in eğitimdeki başarı düzeyine ilişkin sözlü soru önergesi (6/941) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

7.- Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır’ın, Şırnak’taki eğitim ihtiyaçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/974) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

8.- Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır’ın, Şırnak’ta öğretmen ve idarecilerin görev yerlerinin değiştirilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/975) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

9.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat’ın bazı ilçelerindeki öğretmen açığına ilişkin sözlü soru önergesi (6/987) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

10.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, öğretim yılı hazırlık ödeneğine ilişkin sözlü soru önergesi (6/994) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

11.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, çocuklara yönelik yayınların denetimine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1027) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

12.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, anaokullarında Türkçe ile ilgili çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1028) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

13.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat’taki okulların spor salonu ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1037) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

14.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, kadrolu ve sözleşmeli öğretmenlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/1062) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

15.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’ın, dikey geçiş yapan üniversite öğrencilerinin sınıf geçme prosedürlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1075) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

16.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, Zorunlu Okul Öncesi Eğitim Projesi’ne ilişkin sözlü soru önergesi (6/1096) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

17.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, öğretmenlerin özlük haklarının iyileştirilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1097) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

18.- Batman Milletvekili Bengi Yıldız’ın, liselerde bazı derslerin verilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1104) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

19.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, okulların ödeneğine ve katkı payı taleplerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1109) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

20.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, Gaziantep’teki yönetici atamalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1129) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

21.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, branş öğretmenliklerine yapılan bazı atamalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1137) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

22.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, Gaziantep Büyükşehir Belediyesince yaptırılan bir merkeze ilişkin sözlü soru önergesi (6/1170) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

23.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, öğrenci affından askerlik sorunları nedeniyle yararlanamayanlara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1207) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

24.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ağrı Taşlıçay’daki okulların ihtiyaçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1219) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

25.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik uygulamalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1229) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

26.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, okulların elektrik borçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1234) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

27.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, okullarda Gazze’ye yardım toplanmasına, öğretmenevi bandrol ücretine ve vekaleten yönetici atamalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1258) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

28.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, ilköğretim müfettişlerinin özlük haklarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1267) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

29.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Aksaray Ortaköy’deki okulların bazı sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1271) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

30.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Aksaray Sarıyahşi’deki okulların bazı sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1272) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

31.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, bir okulda öğrencilerden para istenmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1291) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

32.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Batman Sason’daki okulların ihtiyaçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1303) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

33.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, Gaziantep’te eğitimdeki fiziki sorunlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1314) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

34.- Adana Milletvekili Kürşat Atılgan’ın, lise son sınıf öğrencilerinin rapor alarak okula gitmemesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1343) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

35.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, yurt dışında yükseköğrenim yapan öğrencilere öğrenim kredisi verilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1352) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

 

VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96)

2.- Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S. Sayısı: 321)

3.- Türkiye Cumhuriyeti ile Sırbistan Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/755) (S. Sayısı: 426)

4.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ’ın, Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkındaki Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/566) (S. Sayısı: 462)

 

IX.- OYLAMALAR

1.- Türkiye Cumhuriyeti ile Sırbistan Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

 

X.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Muğla Milletvekili Fevzi Topuz’un, DSİ’nin kuruluş yıldönümü törenine ilişkin Başbakandan sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/11685)

2.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu’nun, ithal edilen H1N1 aşısına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı (7/11784)

3.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, naklen atanan personele ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı (7/11934)

4.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, bitkilerden ilaç yapan kişilere ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı (7/11937)

5.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Mut ilçesindeki sulama yatırımlarına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/11993)

6.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Filyos Nehri Büyük Kanal Islahı Projesi’ne ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/11998)

7.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Erdemli ilçesindeki içme suyu projelerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/11999)

8.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Silifke ilçesindeki içme suyu projelerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12000)

9.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Mut ilçesindeki içme suyu projelerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12001)

10.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Tarsus ilçesindeki içme suyu projelerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12002)

11.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Gülnar ilçesindeki içme suyu projelerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12003)

12.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Anamur ilçesindeki içme suyu projelerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12004)

13.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Çamlıyayla ilçesindeki içme suyu projelerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12005)

14.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Mezitli ilçesindeki içme suyu projelerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12006)

15.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Aydıncık ilçesindeki içme suyu projelerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12007)

16.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Bozyazı ilçesindeki içme suyu projelerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12008)

17.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Toroslar ilçesindeki içme suyu projelerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12009)

18.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Filyos Çayı Taşkın Erken Uyarı Sistemi Projesi’ne ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12010)

19.- Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal’ın, Manisa Selendi’deki olaylara ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı (7/12021)

20.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, okul isimlerinden unvanların kaldırılmasına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı (7/12025)

21.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, İstanbul Millî Eğitim eski Müdürü hakkındaki inceleme ve soruşturmalara ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı (7/12027)

22.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, şubat dönemi öğretmen atamalarına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı (7/12029)

23.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, İzmir Körfezi’nin temizlenmesine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12063)

24.- Antalya Milletvekili Tayfur Süner’in, açılması planlanan bir taş ocağına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12065)

25.- İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın, okullarda diyabete yönelik çalışmalara ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı (7/12085)

26.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, sözleşmeli öğretmenlere ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı (7/12088)

27.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın köylerdeki boş okullara ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı (7/12091)

28.- Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis’in, bir lisede yaşandığı iddia edilen bir olaya ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı (7/12092)

29.- Bursa Milletvekili Abdullah Özer’in, Bursa İl Millî Eğitim Müdürüne ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı (7/12094)

30.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, Bülent Arınç’ın yer aldığı TRT yayınlarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/12138)

31.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, bir göletin tamamlanmasına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12151)

32.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, bir barajın tamamlanmasına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12152)

33.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, bir barajın tamamlanmasına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12153)

34.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, bir deredeki taşkın önleme çalışmalarına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12156)

35.- Edirne Milletvekili Bilgin Paçarız’ın, bir baraj yapımına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12157)

36.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, bir göletin tamamlanmasına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12159)

37.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, bir göletin tamamlanmasına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12160)

38.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, bir göletin tamamlanmasına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12162)

39.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, bir barajın tamamlanmasına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12163)

40.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, Gaziantep’teki kamu yatırımlarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı (7/12233)

41.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, TOKİ projelerine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in cevabı (7/12236)

42.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Hollanda’da yapılan bir reklam çalışmasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/12246)

43.- Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici’nin, 2821 ve 2822 sayılı Kanunlara yönelik çalışmalara ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’in cevabı (7/12260)

44.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, yerleşim yerlerindeki hava kirliliğine ve atık altyapısına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12268)

45.- Muğla Milletvekili Metin Ergun’un, Muğla’daki orman kadastrosuna ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12271)

46.- Manisa Milletvekili Mustafa Enöz’ün, bir baraj yapımına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12273)

47.- Manisa Milletvekili Mustafa Enöz’ün, bir baraj yapımına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12274)

48.- Kayseri Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlu’nun, Kayseri Vakıflar Bölge Müdürlüğüne yapılan atamaya ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/12276)

49.- Adana Milletvekili Nevingaye Erbatur’un, cinsiyet temelli veri oluşturulmasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf’ın cevabı (7/12349)

50.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Altınova’daki kıyı erozyonuna ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12354)

51.- Adana Milletvekili Nevingaye Erbatur’un, toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki çalışmalara,

Toplumsal Cinsiyet Ulusal Eylem Planı’na,

Kadın okuryazarlığının artırılmasına,

Kız çocuklarının eğitimlerine,

Kadınların istihdamına,

Kız çocuklarının eğitimindeki fiziki ve teknolojik donanıma,

Kırsal kesimdeki kadınlara yönelik çalışmalara,

İş gücü piyasasındaki cinsiyet ayrımcılığına,

İlişkin soruları ve Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf’ın cevabı (7/12374), (7/12375), (7/12376), (7/12377), (7/12378), (7/12379), (7/12380), (7/12381)

52.- Edirne Milletvekili Bilgin Paçarız’ın, Gala Gölü Millî Parkı’nın geliştirilmesine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12430)

53.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, TRT sanatçılarının bir düğünde görevlendirildiği iddiasına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/12435)

54.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, RTÜK eski Başkanı hakkında basında çıkan haberlere ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/12436)

55.- Adana Milletvekili Nevingaye Erbatur’un, yetki ve karar alma mekanizmalarında kadının rolünün artırılmasına,

Kadın yoksulluğuna karşı sosyal yardım hizmetlerine,

Medyaya yönelik toplumsal cinsiyet eşitliği çalışmalarına,

Kadınların sağlık hizmetlerinden yararlanmalarının desteklenmesine,

Kadın sağlığı araştırmalarına ve verilerine,

Kadın sağlığı hizmetlerine,

Kadın yoksulluğu ile mücadeleye,

Kadınların siyasi etkinliğinin artırılmasına,

Kadın yönetici istihdamına,

Kaybolan çocuklar sorununa,

Kadına yönelik şiddete karşı alınacak tedbirlere,

Kadına yönelik aile içi şiddete karşı alınacak tedbirlere,

Kadın odaklı eğitim ve diğer sosyal çalışmalara,

Çevre politikalarında kadının konumuna,

Kadına yönelik şiddet konusundaki iş birliği ve diğer tedbirlere,

Toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddet konusundaki önlemlere,

İlişkin soruları ve Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf’ın cevabı (7/12437), (7/12438), (7/12439), (7/12440), (7/12441), (7/12442), (7/12443), (7/12444), (7/12445), (7/12446), (7/12447), (7/12448), (7/12449), (7/12450), (7/12451), (7/12452)

56.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, bazı kurumların Sayıştay tarafından denetlenmesine ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in cevabı (7/12483)

57.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, TOKİ’nin Adıyaman’daki arsa satışlarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in cevabı (7/12490)

58.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, TOKİ’nin yaptığı imar planlarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in cevabı (7/12514)

59.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’ın, toplantı ve karar yeter sayısı istemlerine ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat Pakdil’in cevabı (7/12863)

I,- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 13.03’te açılarak beş oturum yaptı.

Konya Milletvekili Mustafa Kabakcı,

İstanbul Milletvekili Atila Kaya,

Hocalı katliamının 18’inci yıl dönümüne;

Hakkâri Milletvekili Hamit Geylani, 21 Şubat Uluslararası Ana Dil Günü’ne;

İlişkin gündem dışı birer konuşma yaptılar.

Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve 22 milletvekilinin, GDO’lu ürünlerin sağlığa etkilerinin araştırılarak (10/591),

Karaman Milletvekili Hasan Çalış ve 19 milletvekilinin, kanuni takibe düşen krediler sorununun araştırılarak (10/592),

İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız ve 21 milletvekilinin, Çağdaş Sanatlar Müzesi ihtiyacının karşılanması için (10/593),

Adana Milletvekili Nevingaye Erbatur ve 21 milletvekilinin, özel çevre koruma bölgelerinde yaşanan sorunların araştırılarak (10/594),

Alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla birer Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu Adına Grup Başkan Vekilleri Ankara Milletvekili Hakkı Suha Okay, İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ve İzmir Milletvekili Kemal Anadol’un, “Demokratik açılım” olarak adlandırılan proje kapsamında gizli görüşmelerde bulunduğu, terör örgütü mensupları hakkındaki yargı sürecini etkilediği iddiasıyla İçişleri Bakanı Beşir Atalay hakkında bir gensoru açılmasına ilişkin önergesinin (11/10) görüşmeleri tamamlandı; istem üzerine elektronik cihazla yapılan açık oylamadan sonra, gündeme alınması kabul edilmedi.

Ankara Milletvekili Hakkı Suha Okay, Samsun Milletvekili Suat Kılıç’ın, grubuna,

Muş Milletvekili Sırrı Sakık, AK PARTİ, CHP ve MHP grupları adına konuşan milletvekillerinin, partisine,

İstanbul Milletvekili Fatma Nur Serter, Batman Milletvekili Bengi Yıldız’ın, şahsına,

İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek, Muş Milletvekili Sırrı Sakık’ın, CHP Grubu Başkanına,

Muş Milletvekili Sırrı Sakık, İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek’in, şahsına,

İzmir Milletvekili K. Kemal Anadol, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın, grubuna,

Batman Milletvekili Ayla Akat Ata, İstanbul Milletvekili Fatma Nur Serter’in, grubuna,

Sataşması nedeniyle birer konuşma yaptılar.

İzmir Milletvekili Oktay Vural, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın, “Böyle bir Meclis olur mu?” ifadelerinden dolayı Meclisten özür dilemesi gerektiğine,

İçişleri Bakanı Beşir Atalay “Böyle bir Meclis olur mu?” ifadesini kullanmadığına,

İlişkin birer açıklamada bulundular.

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının:

1’inci sırasında bulunan ve İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kabul edilen, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu’nun (1/324) (S. Sayısı: 96),

2’nci sırasında bulunan ve İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kabul edilen, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu’nun (1/499) (S. Sayısı: 321),

4’üncü sırasında bulunan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ’ın, Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkındaki Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu’nun (2/566) (S. Sayısı: 462),

5’inci sırasında bulunan, Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para Fonu Ana Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun (1/761) (S. Sayısı: 458),

6’ncı sırasında bulunan, Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasının Ana Sözleşmesinde Değişikliğin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun (1/786) (S. Sayısı: 460),

7’nci sırasında bulunan, Avusturya Cumhuriyeti, Bulgaristan Cumhuriyeti, Macaristan Cumhuriyeti, Romanya ve Türkiye Cumhuriyeti Arasında Nabucco Projesi Hakkında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun (1/783) (S. Sayısı: 447),

Görüşmeleri komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından ertelendi.

3’üncü sırasında bulunan ve görüşmelerine devam olunan Arsa Üretimi ve Değerlendirilmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Recai Berber ve 5 Milletvekilinin, 2985 Sayılı Toplu Konut Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporlarının (1/762, 2/475) (S. Sayısı: 455) görüşmeleri tamamlanarak elektronik cihazla yapılan açık oylamadan sonra kabul edildi ve kanunlaştı.

8’inci sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti ile Sırbistan Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun (1/755) (S. Sayısı: 426) tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı ve maddelerine geçilmesi kabul edildi; verilen aradan sonra komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından görüşmeleri ertelendi.

Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, Gaziantep Milletvekili Akif Ekici’nin, grubuna sataşması nedeniyle bir konuşma yaptı.

2 Mart 2010 Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere birleşime 20.34’te son verildi.

 

 

Sadık YAKUT

 

 

 

Başkan Vekili

 

 

Murat ÖZKAN

 

Bayram ÖZÇELİK

 

 Giresun

 

Burdur

 

Kâtip Üye

 

Kâtip Üye

No.: 89

II.- GELEN KÂĞITLAR

26 Şubat 2010 Cuma

Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri

1.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının KKTC’de doğan çocuklarına kimlik belgesi verilmemesine ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Çelik) yazılı soru önergesi (7/11675)

2.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesinde yapıldığı iddia edilen bir ankete ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/11965)

3.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, bir şirketin katıldığı kamu ihalelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/11966)

4.- Hatay Milletvekili Gökhan Durgun’un, bazı uçak seferlerinde yapılan bir anonsa ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/11969)

5.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, bazı açıklamalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/11970)

6.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Zonguldak’ın genel bütçeye katkısına ve aldığı paya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/11971)

7.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, farklı etnik ve inanç gruplarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/11972)

8.- Van  Milletvekili  Özdal  Üçer’in, ismi değiştirilen yerleşim yerlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/11973)

9.- Van  Milletvekili  Özdal  Üçer’in,  Van’daki bir derneğe ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/11974)

10.- Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, Jandarma Genel Komutanlığının örtülü ödeneğine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/11975)

11.- Antalya Milletvekili Yusuf Ziya İrbeç’in, Antalya Büyükşehir Belediyesi işçilerinin alacaklarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12011)  

12.- Antalya Milletvekili Yusuf Ziya İrbeç’in, Antalya’da raylı sistemin işletmeye alınmamasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12012)  

13.- Antalya Milletvekili Sadık Badak’ın, Antalya Büyükşehir Belediyesinin otobüs alımına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12013)  

14.- Antalya Milletvekili Abdurrahman Arıcı’nın, Antalya’daki Engelliler ve Rehabilitasyon Merkezi inşaatına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12014)  

15.- Antalya Milletvekili Abdurrahman Arıcı’nın, Antalya’da suya yapılan zama ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12015)  

16.- Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici’nin, bazı toplumsal olaylara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12016)  

17.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, bir gazetecinin villasının imar durumuna ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12017)  

18.- Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis’in, polisin güç kullanımıyla ilgili iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12018)  

19.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, güvenlik güçlerinin bazı operasyonlardaki uygulamalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12019)  

20.- Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş’ın, Türk alfabesinde bulunmayan harflerin yer aldığı isimlerin kullanımına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12020)

21.- Diyarbakır Milletvekili Gültan Kışanak’ın, iki teröristin cesedinin taşınması sırasındaki görüntülere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12022)

22.- İstanbul Milletvekili Necla Arat’ın, yatılı ilköretim bölge okullarının öğrenci kapasitesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12026)

23.- İstanbul Milletvekili Çetin Soysal’ın, çocuk gelişimi mezunlarına lisans tamamlama hakkı verilmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12028)

24.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Saltukova Havaalanına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/12030)

25.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Filyos Limanı Projesine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/12031)

26.- İstanbul Milletvekili Ufuk Uras’ın, seferden kaldırılan bazı trenlere ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/12032)

27.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, Tunceli PTT Başmüdürüne ve kapatılan bazı şubelere ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/12033)

28.- Erzurum Milletvekili Zeki Ertugay’ın, Erzurum’daki doğalgaz abonelerinin fatura ödeme dönemlerine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/12037)

No.: 90

1 Mart 2010 Pazartesi

Teklifler

1.- Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın; Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/616) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Adalet Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.2.2010)

2.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin; 2429 Sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/617) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.2.2010)

3.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in; 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/618) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler; Anayasa ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.2.2010)

Sözlü Soru Önergeleri

1.- Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis’in, öğretmenlerin farklı statülerde çalıştırılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1849) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

2.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, Gaziantep’teki destekleme ödemelerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1850) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

3.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, bir valiyle ilgili mahkeme kararına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1851) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

4.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, TEKEL’in bir binasının tahsisine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1852) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/02/2010)

5.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, iki yıllık meslek yüksekokulu mezunlarının bazı sorunlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1853) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/02/2010)

6.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, silah harcından muaf tutulmayan bir kısım kamu görevlilerine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1854) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/02/2010)

7.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, çiftçilerin Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1855) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/02/2010)

8.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, muhtarların özlük haklarına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1856) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/02/2010)

9.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, SPK eski Başkanının THY Yönetim Kurulu üyeliğine atanmasına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) sözlü soru önergesi (6/1857) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

10.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, kütüphanelere satın alınan kitaplara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/1858) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

11.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, yazılım ve genetikteki ulusal güvenliğe ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Aydın) sözlü soru önergesi (6/1859) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

12.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Karadeniz’deki bazı gelişmelere ilişkin Milli Savunma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1860) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

13.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, AOÇ’deki üretime ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1861) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

14.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Türk Cumhuriyetleriyle olan vize uygulamasına ilişkin Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1862) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

15.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Hazine bonolarını ellerinde bulunduran yatırımcılara ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1863) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

16.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kanada Kış Olimpiyatlarını izlemek üzere giden heyete ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Nafız Özak) sözlü soru önergesi (6/1864) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

17.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı illerdeki çiftçi ve besicilerin sorunlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1865) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

18.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars’ta sulama kanalları ve su havuzları yapımına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/1866) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

19.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, tüpgazdaki ÖTV’ye ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1867) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

20.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, alışveriş merkezlerinin çalışma düzenine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1868) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

21.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, domuz gribi önlemlerine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1869) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

22.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekanlığına yapılan atamaya ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1870) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

23.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, sosyal yardımlara ilişkin Devlet Bakanından (Hayati Yazıcı) sözlü soru önergesi (6/1871) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

24.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Beyoğlu Belediyesi tiyatro salonunun mühürlenmesine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1872) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

25.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Doğu Anadolu’da işsizliği azaltacak bazı önlemlere ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) sözlü soru önergesi (6/1873) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

26.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, faili meçhul cinayetlere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1874) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

27.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’daki okullara ilkyardım seti teminine ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1875) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

28.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, işsizliği azaltmak üzere memur alımı yapılıp yapılmayacağına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) sözlü soru önergesi (6/1876) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

29.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, sözleşmeli öğretmen atamalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1877) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

30.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı illerdeki trafik denetimlerine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1878) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

31.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Batman Çayı üzerindeki köprünün güçlendirilmesine ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1879) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

32.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Elazığ Valisinin bir konuşmasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1880) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

33.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Bolu’da çöplerin toplanma periyoduna ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1881) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

34.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Bayburt’taki bir binanın restorasyonuna ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/1882) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

Yazılı Soru Önergeleri

1.- Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis’in, Manisa-Selendi’den Salihli’ye gönderilenlerin mağduriyetine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12696) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

2.- Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, bazı eylemlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12697) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

3.- Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak’ın, 2000 ve 2001 yıllarındaki kriz sonrası TMSF’ye devredilen banka ve finans kuruluşlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12698) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

4.- Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak’ın, 1999 yılındaki depremlerin etkilerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12699) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

5.- Muğla Milletvekili Fevzi Topuz’un, bir Hazine arazisinin gasp edildiği iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12700) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

6.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in, bazı belediyelerin SGK prim borçları nedeniyle gelirlerinin kesilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12701) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

7.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, Kırklareli’de TOKİ’nin satışını yaptığı arsalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12702) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

8.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Samsun Yaprak Tütün İşletmesinde tütünlerin gömüldüğü iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12703) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)

9.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, TEKEL’in bir binasının satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12704) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)

10.- Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, özelleştirme uygulamalarının doğurduğu personel hareketlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12705) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)

11.- Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, İşsizlik Sigortası Fonuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12706) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)

12.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, bir elektrik dağıtım şirketinin uygulamalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12707) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)

13.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Adana’nın sosyo-ekonomik sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12708) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)

14.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, gübre fiyatlarındaki artışa ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12709) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)

15.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, SPK eski Başkanının THY Yönetim Kurulu üyeliğine atanmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12710) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)

16.- Kırklareli Milletvekili Tansel Barış’ın, İsviçre’de Ermeni soykırımı iddialarını reddettikleri için mahkum edilen Türk vatandaşlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12711) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)

17.- İstanbul Milletvekili Hasan Macit’in, tasarruf sahiplerini mağdur eden holding ve şirketlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12712) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/02/2010)

18.- Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal’ın, bir polis operasyonuna ve tutuklu bazı kişilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12713) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/02/2010)

19.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, askeri kurumlarda görev yapan sivil memurların sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12714) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/02/2010)

20.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Salihli’de işçi alımlarıyla ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12715) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/02/2010)

21.- Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş’in, THY Yönetim Kurulu üyeliğine yapılan bir atamaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12716) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

22.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, cezaevlerine Türkçe dışındaki bir dilde yayın girişi şartlarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/12717) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

23.- Ordu Milletvekili Rıdvan Yalçın’ın, Adli Tıp Kurumunun imza inceleme kararlarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/12718) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

24.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Adli Tıp Kurumunun bazı işlemlerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/12719) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

25.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, Adli Tıp Kurumunun bir ıslak imza incelemesine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/12720) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

26.- Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, Adli Tıp Kurumu üyelerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/12721) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

27.- İstanbul Milletvekili Hasan Macit’in, yurt dışındaki Türkleri mağdur eden şirketlerle ilgili adli yardım taleplerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/12722) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/02/2010)

28.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya’da yeni açılacak cezaevi ve mahkemelere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/12723) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/02/2010)

29.- Muğla Milletvekili Metin Ergun’un, Fethiye-Kumluova’daki kanalların ıslahına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/12724) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

30.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, atık tesislerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/12725) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

31.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Adana’daki atık tesislerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/12726) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

32.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Osmaniye’deki atık tesislerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/12727) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

33.- Mersin Milletvekili İsa Gök’ün, bir ormanlık alanın işgal edildiği iddialarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/12728) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

34.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Adana’da baraj kapaklarının açılmasıyla oluşan su baskınlarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/12729) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)

35.- Kırklareli Milletvekili Tansel Barış’ın, altın üretiminin çevreye etkilerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/12730) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)

36.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin plan çalışmasına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/12731) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/02/2010)

37.- Manisa Milletvekili Ahmet Orhan’ın, Akçapınar Barajı Projesine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/12732) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

38.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, üniversite mezunlarının istihdamına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/12733) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

39.- Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, istihdamın teşvikiyle ilgili bir düzenleme kapsamında çalıştırılanlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/12734) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

40.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Çalışma Müşavirlikleri ve Ataşeliklerindeki sözleşmeli personele ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/12735) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)

41.- Mersin Milletvekili İsa Gök’ün, TEKEL işçilerinin geçici personel olarak çalıştırılmasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/12736) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)

42.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, özürlü istihdamına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/12737) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/02/2010)

43.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, küçük yatırımcı ve esnafın desteklenmesine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/12738) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

44.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, müşteri şikayetleri hakem heyetine yapılan başvurulara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/12739) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

45.- Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis’in, Şanlıurfa’da 1994 yılında kaybolan bir gazete muhabirine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12740) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

46.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, Gaziantep’te göç alımından doğan sorunlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12741) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

47.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, İzmir Büyükşehir Belediyesinin engellilere toplu ulaşımda sağlanan hakları kısıtlamasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12742) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

48.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, Aliağa’da baraj sularıyla yıkılan bir köprüye ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12743) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

49.- Bitlis Milletvekili Mehmet Nezir Karabaş’ın, bir sendika şube başkanının uğradığı saldırıya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12744) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

50.- Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, Çorum’daki kadın hak ve özgürlüklerini ihlal eden eylemlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12745) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

51.- Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis’in, Tunceli eski Valisine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12746) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)

52.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Adana’daki uyuşturucu bağımlılığı sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12747) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)

53.- Giresun Milletvekili Eşref Karaibrahim’in, bir avukatın darp edilmesi olayının tahkikatına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12748) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)

54.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, failleri bulunamayan bazı cinayet olaylarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12749) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)

55.- Aydın Milletvekili Mehmet Fatih Atay’ın, Elazığ Valisinin bir açıklamasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12750) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)

56.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman’ın, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanına yapılan bir tebligata ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12751) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/02/2010)

57.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, çocuk kaçırma suçlarında cezaların artırılmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12752) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

58.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Balıkesir’deki asayiş durumuna ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12753) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

59.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, bir gölet arazisi konusunda yapılan görüşmeye ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12754) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

60.- Antalya Milletvekili Tayfur Süner’in, Silah Kanunu Tasarısındaki bir düzenlemeye ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12755) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

61.- Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır’ın, güvenlik güçlerinin biber gazı kullanımına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12756) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

62.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, İl Emniyet Müdürlüğüne plaka algılama sistemi verilmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12757) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

63.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman’ın, Muş Valisinin bir açıklamasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12758) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

64.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, bir köydeki tahribat iddiasına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/12759) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/02/2010)

65.- Mersin Milletvekili Behiç Çelik’in, Mersin’deki turizm yatırımlarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/12760) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

66.- Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, Lara-Kundu Bölgesindeki plan çalışmalarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/12761) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

67.- Kırklareli Milletvekili Tansel Barış’ın, Yıldız Sarayı Müzesinde tarihi eşyaların hurdaya çıkarılarak satıldığı haberlerine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/12762) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)

68.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın, Seferihisar’ın, “sakin şehir” üyeliğinin desteklenmesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/12763) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

69.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, bir parti faaliyeti için resmi yazıyla bilgi istenmesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/12764) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

70.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Akhisar Sigara Fabrikasının değerlendirilmesine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/12765) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/02/2010)

71.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, tarım arazilerinin kiralanması konusunda basında çıkan iddialara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/12766) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

72.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, banka mevduatlarına haciz uygulanmasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/12767) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

73.- Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak’ın, dahilde alınan KDV gelirlerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/12768) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

74.- İstanbul Milletvekili Bayram Ali Meral’in, özelleştirme uygulamalarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/12769) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

75.- Ordu Milletvekili Rıdvan Yalçın’ın, Ankara’da toplu açılış yapılan okullara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12770) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

76.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Gazi Osman Paşa Üniversitesindeki bina ihtiyacına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12771) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

77.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Gazi Osman Paşa Üniversitesindeki bina ihtiyacına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12772) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

78.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Kütahya’daki ikili eğitime ve sınıflardaki ortalama öğrenci sayısına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12773) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

79.- İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan’ın, İzmir’deki okulların elektrik ve su borçlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12774) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)

80.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Bingöl’deki ikili eğitime ve sınıflardaki ortalama öğrenci sayısına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12775) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

81.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Yüzüncü Yıl Üniversitesinde yaşanan olaylara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12776) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)

82.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, şiddet içeren dizilerin öğrenciler üzerindeki etkilerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12777) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/02/2010)

83.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Teknik Eğitim Fakülteleri ile Teknoloji Fakülteleri mezunlarının sorunlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12778) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/02/2010)

84.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, öğretmen atamalarındaki bazı sorunlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12779) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

85.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, eğitim kurumları için yapılacak müdür yardımcılığı sınavına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12780) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

86.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, okul kütüphanelerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12781) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

87.- Kars Milletvekili Gürcan Dağdaş’ın, Kars’taki Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi ile bazı tıbbi cihaz ihtiyaçlarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/12782) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

88.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, kuş ve domuz gripleri ilaçlarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/12783) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

89.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Posof’taki diş doktoru ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/12784) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

90.- Mersin Milletvekili Behiç Çelik’in, sebze fiyatlarının oluşumuna ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12785) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

91.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, toplu sulama projelerine ve Gaziantep’te tarımsal ihracat teşvikine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12786) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

92.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, yapılamayan destekleme ödemelerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12787) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

93.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, olumsuz hava koşullarının tarım sektörüne etkilerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12788) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

94.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Adana’da sel ve taşkınlar nedeniyle zarara uğrayan çiftçilere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12789) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)

95.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Adana’da don nedeniyle zarara uğrayan üreticilere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12790) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)

96.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Tarım ve Gıda Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12791) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/02/2010)

97.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, hayvancılık sektörünün desteklenmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12792) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

98.- Hakkari Milletvekili Hamit Geylani’nin, Hakkari’deki karayollarının durumuna ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/12793) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

99.- Mersin Milletvekili Behiç Çelik’in, Tarsus’a yapılması planlanan havalimanına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/12794) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

100.- Mersin Milletvekili Behiç Çelik’in, Bozyazı Tekmen Beldesine üst geçit yapılmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/12795) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

101.- İzmir Milletvekili Oğuz Oyan’ın, karayolu taşımacılığındaki yetki belgesi ücretlerine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/12796) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

102.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Adana’dan geçen bazı tren seferlerinin kaldırılmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/12797) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)

103.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, bölünmüş yol yapımına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/12798) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)

104.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, bazı karayollarındaki bozulmalara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/12799) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

105.- Manisa Milletvekili Ahmet Orhan’ın, bazı yol çalışmalarına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/12800) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

106.- Manisa Milletvekili Şahin Mengü’nün, TKİ’nin bir müessesesine eleman alımıyla ilgili iddialara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/12801) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)

107.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrenci yurtlarında yaşanan olaylara ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Nafız Özak) yazılı soru önergesi (7/12802) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)

108.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, TRT’nin bazı imkanlarının usulsüz kullandırıldığı iddialarına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/12803) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)

109.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, AB Genel Sekreterliği müşavirliklerine yapılan atamalara ilişkin Devlet Bakanından (Egemen Bağış) yazılı soru önergesi (7/12804) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)

110.- Edirne Milletvekili Cemaleddin Uslu’nun, Almanya’nın uyguladığı dil şartı nedeniyle aile birleşmelerinin gerçekleşememesine ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12805) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/02/2010)

111.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bir TOKİ projesinde site yönetiminden kaynaklanan sorunlara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Cemil Çiçek) yazılı soru önergesi (7/12806) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/02/2010)

112.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinliklerine ilişkin Devlet Bakanından (Hayati Yazıcı) yazılı soru önergesi (7/12807) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

113.- Kırklareli Milletvekili Tansel Barış’ın, Eyüp Sultan Camiinde bir cuma namazında yapıldığı iddia edilen uygulamalara ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Çelik) yazılı soru önergesi (7/12808) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

114.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, özelleştirme uygulamalarının bazı personele etkisine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/12809) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)

Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri

1.- Bursa Milletvekili Abdullah Özer’in, KEY ödemelerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/11300)

2.- İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız’ın, telefon dinletme iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/11450)

3.- Kocaeli Milletvekili Hikmet Erenkaya’nın, Dilovası Beldesiyle ilgili Meclis Araştırması Komisyonu raporundaki önerilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/11453)

4.- İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın, Yazılım Üssü Projesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/11460)

 

 

No.: 91

2 Mart 2010 Salı

Tasarı

1.- Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı ile Belarus Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Arasında Sağlık Alanında İşbirliğine Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/813) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.2.2010)

Teklifler

1.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in; 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/619) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler; Anayasa ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.2.2010)

2.- Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı’nın; Konya İli Merkezinde Osmanlı Adıyla Bir İlçe Kurulması Hakkında Kanun Teklifi (2/620) (İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.2.2010)

3.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın; Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/621) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.2.2010)

4.- Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis’in; 29.08.1977 Tarih ve 2108 Sayılı Muhtar Ödenek ve Sosyal Güvenlik Kanununu Değişiklik Teklifi (2/622) (İçişleri; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.2.2010)

Sözlü Soru Önergeleri

1.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, ziraat mühendisi ve veteriner hekim kadrolarının kullanımına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1883) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)

2.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, primlerini ödeyemeyen esnaf ve sanatkarlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/1884) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)

3.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, esnaf ve sanatkarların vergi borçlarına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1885) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)

4.- Mersin Milletvekili Akif Akkuş’un, 9 Eylül Treninin seferlerinin kaldırılmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1886) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)

5.- Mersin Milletvekili Akif Akkuş’un, 4 Eylül Treninin seferlerinin kaldırılmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1887) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)

6.- Mersin Milletvekili Akif Akkuş’un, Ankara-Erzurum ekspres treni seferlerinin kaldırılmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1888) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)

7.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, din görevlilerinin ve camilerin bazı sorunlarına ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Çelik) sözlü soru önergesi (6/1889) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)

8.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, çiftçi borçlarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1890) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)

Yazılı Soru Önergeleri

1.- İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın, vergi ve prim borçlarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12810) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)

2.- İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız’ın, üniversite hastanelerinin sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12811) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)

3.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin kredi kullanımına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12812) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)

4.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Bursa Büyükşehir Belediyesinin kredi kullanımına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12813) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)

5.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Ankara Büyükşehir Belediyesinin kredi kullanımına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12814) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)

6.- Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya’nın, TEKEL’e ait bir binanın kiralanmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12815) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)

7.- Hakkari Milletvekili Hamit Geylani’nin, askeri uçak ve helikopterlerin yerleşim yerlerinde alçaktan uçtuğu iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12816) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)

8.- İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız’ın, demokratik açılım projesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12817) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)

9.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Rize Belediyesinin kredi kullanımına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12818) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)

10.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Sakarya Büyükşehir Belediyesinin kredi kullanımına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12819) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)

11.- Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, valilerle yapılan bir toplantıya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12820) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)

12.- Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, TRT’nin açılması planlanan Arapça yayın yapacak kanalına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12821) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)

13.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın, bir basın açıklamasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/12822) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)

14.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Erzincan’daki bazı yargısal olaylara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/12823) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)

15.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, bir cezaevindeki sağlık hizmetlerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/12824) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)

16.- Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, bir basın açıklamasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/12825) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)

17.- Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, bir soruşturma dosyasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/12826) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)

18.- Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici’nin, Yozgat SGK İl Müdürlüğünün kadrolarına ve hizmet binasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/12827) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)

19.- Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici’nin, Yozgat İŞKUR İl Müdürlüğüne yapılan başvurulara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/12828) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)

20.- İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız’ın, işsiz kalanların sağlık hizmetlerinden yararlanmasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/12829) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)

21.- Çankırı Milletvekili Ahmet Bukan’ın, bazı sulama projelerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/12830) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)

22.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, İvrindi Korucu Beldesinde orman alanlarının parsellenip satıldığı iddiasına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/12831) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)

23.- Mersin Milletvekili Behiç Çelik’in, Türk alfabesinde bulunmayan harflerin TRT yayınlarında kullanılmasına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/12832) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)

24.- Zonguldak Milletvekili Ali Koçal’ın, TRT’nin İstanbul Tepebaşındaki stüdyolarına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/12833) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)

25.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, İzmir’de sosyal amaçlı bazı merkezlerin kapanmasına ilişkin Devlet Bakanından (Selma Aliye Kavaf) yazılı soru önergesi (7/12834) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)

26.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, kadın intiharlarına ve şüpheli ölümlere ilişkin Devlet Bakanından (Selma Aliye Kavaf) yazılı soru önergesi (7/12835) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)

27.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, kadın intiharlarına ilişkin Devlet Bakanından (Selma Aliye Kavaf) yazılı soru önergesi (7/12836) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)

28.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, kayıp çocuklara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12837) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)

29.- İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız’ın, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin yardım kuponları ile ilgili bir iddiaya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12838) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)

30.- Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir’in, valiliklerde dağıtılan kitap ve broşürler ile makam odalarındaki resimlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12839) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)

31.- İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız’ın, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı hakkındaki bir soruşturmaya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12840) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)

32.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, misyonerlerin faaliyetlerine ve çocuk kaçırma olaylarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12841) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)

33.- Zonguldak Milletvekili Ali Koçal’ın, kayıp ve kaçak enerji sorununa ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/12842) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)

34.- İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek’in, TEKEL’in bir binasının tahsisine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/12843) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)

35.- İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun, İzmir’deki okulların elektrik ve su borçlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12844) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)

36.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Van’daki ikili eğitime ve sınıflardaki ortalama öğrenci sayısına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12845) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)

37.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Şanlıurfa’daki ikili eğitime ve sınıflardaki ortalama öğrenci sayısına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12846) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)

38.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, öğretmenlerin il içi yer değiştirmeleriyle ilgili bir yazıya ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12847) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)

39.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, taşımalı eğitimde yaşanan trafik kazalarına ve diğer sorunlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12848) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)

40.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, bir köydeki kapatılan ilköğretim okuluna ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12849) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)

41.- Manisa Milletvekili Şahin Mengü’nün, tutuklu bulunan subay ve astsubayların bazı özlük haklarına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/12850) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)

42.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, sınır ve iç güvenlik iskan tesislerinin TOKİ tarafından inşa edilmesine ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/12851) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)

43.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, bazı askeri personelin özlük hakları sorunlarına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/12852) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)

44.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, et fiyatlarındaki artışa ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12853) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)

45.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, Gediz Nehrinin taşmasıyla oluşan zararların karşılanmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12854) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)

46.- Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici’nin, pancar kotasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12855) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)

47.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat’taki hayvan varlığına ve destekleme ödemelerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12856) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)

48.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumunun hizmet binasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12857) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)

49.- Kars Milletvekili Gürcan Dağdaş’ın, Kars’ta kış sporları müsabakaları düzenlenmesine ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Nafız Özak) yazılı soru önergesi (7/12858) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)

50.- Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici’nin, Ankara-Yozgat-Sivas Hızlı Tren Projesine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/12859) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)

51.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, ilaç sektöründeki bazı sorunlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/12860) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)

52.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, İzmir İktisat Kongresine ilişkin Devlet Bakanından (Cevdet Yılmaz) yazılı soru önergesi (7/12861) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)

53.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın, TEKEL işçilerinin eylemleriyle ilgili açıklamasına ilişkin Devlet Bakanından (Hayati Yazıcı) yazılı soru önergesi (7/12862) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)

54.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’ın, toplantı ve karar yeter sayısı istemlerine ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/12863) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)

Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman ve 19 Milletvekilinin, telif hakları konusunda yaşanan sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/595) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.1.2010)

2.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman ve 19 Milletvekilinin, bal üreticiliğindeki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/596) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.2.2010)

3.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman ve 19 Milletvekilinin, GAP bölgesindeki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/597) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.2.2010)

4.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman ve 19 Milletvekilinin, basın özgürlüğü konusundaki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/598) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.2.2010)


2 Mart 2010 Salı

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.00

BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL

KÂTİP ÜYELER: Fatih METİN (Bolu), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 67’nci Birleşimini açıyorum.

III.- Y O K L A M A

BAŞKAN – Elektronik cihazla yoklama yapacağım.

Yoklama için üç dakika süre vereceğim.

Sayın milletvekillerinin oy düğmelerine basarak salonda bulunduklarını bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen milletvekillerinin salonda hazır bulunan teknik personelden yardım istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise yoklama pusulalarını, görevli personel aracılığıyla, üç dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı yoktur.

Birleşime on dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati: 15.05

 

 


İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.16

BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL

KÂTİP ÜYELER: Fatih METİN (Bolu), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 67’nci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

III.- Y O K L A M A

BAŞKAN – Açılışta yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.

Şimdi, tekrar yoklama yapacağız.

Yoklama için üç dakika süre vereceğim.

Sayın milletvekillerinin oy düğmelerine basarak salonda bulunduklarını bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen milletvekillerinin salonda hazır bulunan teknik personelden yardım istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise yoklama pusulalarını, görevli personel aracılığıyla, üç dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.

Gündem dışı ilk söz Ottawa Sözleşmesi’nin Türkiye'de yürürlüğe girişinin altıncı yılında gelinen aşamaya ilişkin söz isteyen İstanbul Milletvekili Mehmet Ufuk Uras’a aittir.

Sayın Uras, buyurun efendim. (BDP sıralarından alkışlar)

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- İstanbul Milletvekili Mehmet Ufuk Uras’ın, antipersonel kara mayınlarının yasaklanmasına ilişkin Ottowa Sözleşmesi’nin Türkiye’de yürürlüğe girişinin altıncı yılında gelinen aşamaya ilişkin gündem dışı konuşması ve Millî Savunma Bakanı Mehmet Vecdi Gönül’ün cevabı

MEHMET UFUK URAS (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli vekiller; gerçi konumuz kara mayınları ama demokrasinin mayınlarından da bahsetmeden geçemeyeceğim. Hafta sonu, 28 Şubat postmodern postal girişiminin ertesinde; bugün, 2 Mart 1994 yani DEP’li parlamenterlerimize yönelik darbenin yıl dönümünde, halkın iradesi önündeki her engele karşı kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğimizi bir kere daha ifade etmek isterim.

Bu arada, EGEÇEP tarafından verilen “Yaşam Savunucusu Politikacı” ödülü için de teşekkür ediyor, buradan Egeli çiftçilere ve çevrecilere selamlarımızı sunuyorum. Biz her zeminde ölüm karşısında yaşamı, savaş karşısında barışı kararlılıkla savunacağız. İnatla bunu anlamamaya çalışan kem gözlere, mühürlenmiş yüreklere karşı barış politikalarımızı anlatmayı sürdüreceğiz.

Bu çerçevede, Mayın Yasaklama Anlaşması, antipersonel kara mayınlarının kullanımını, depolanmasını, üretimini ve devredilmesini yasaklıyor. Bu, insani amaçlı bir anlaşma olup yeni mayın kurbanlarının olmasını engellemek, var olanlarını yeniden topluma kazandırmayı hedeflemektedir ve taraf devletlere iki tür yükümlülük getirmektedir: Tüm mayınların imhası ve mayın kurbanlarının sosyal ve ekonomik olarak topluma yeniden kazandırılması, bakım ve rehabilitasyonlarının sağlanması.

Mayınların imhasına ilişkin olarak taraf devletlerin, dört yıl içinde stoklarındaki mayınları imha etmesi, on yıl içinde de toprağa döşeli tüm mayınları temizlemesi gerekmektedir. Tabii, bizim çağrımız, aynı zamanda devlet dışı siyasi aktörleri de kapsamaktadır.

Türkiye’ye bakıldığında, sözleşmenin yürürlüğe girdiği 1 Mart 2004 tarihinden itibaren artan ölüm vakaları, yükümlülüğün ne oranda yerine getirildiğini göstermektedir. 2004’te Türkiye’nin stoklarında 2 milyon 973 bin 481 adet mayın bulunuyordu, anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten 1 Mart 2008 tarihine kadar stoklarını imha etmesi gerekiyordu. Türkiye’nin şu anda stoklarında 1 milyon 702 bin 982 mayın bulunuyor. Stoklarındaki mayınları imha etmediği sürece Hükûmet anlaşmayı ihlal etmiş bulunuyor.

2004 yılında Türkiye’nin mayın döşeli olduğu bilinen yerlerde 920.080 adet, mayın olduğundan şüphe edilen yerlerdeyse 687 ve üzerinde mayın olduğu açıklandı, 353’ü imha edildi. 2008 yılında toplam 981.778 adet döşeli mayın bulunduğu bildirildi, 999’u imha edildi. Türkiye’nin toprağa döşeli tüm mayınlarının 2014 yılına kadar imhasının tamamlanması gerekmektedir. Gelinen süreçte imha edilen sayı yetersiz kalmaktadır.

Türkiye, 2004 yılında bütün mayın alanlarının uluslararası standartlara uygun olarak çitlendiğini ve işaretlendiğini, hem çitlerin hem de tehlike işaretlerinin periyodik olarak kontrol edildiğini, ayrıca bütün mayınlı alanların bekçiler tarafından 24 saat izlendiğini belirtti ancak bu konuda alınan önlemlerin belirtilen düzeyde olmadığını görüyoruz. En vahim durum ise hiçbir işaretin bulunmadığı mayınlı alanlar. Bu alanlarda mayın bulunduğunu ancak olay meydana geldiğinde, yani bir kişi uzuvlarını veya yaşamını kaybettiğinde öğreniyoruz. Hükûmet, 2004 yılında halkın uyarıldığını ve bilgilendirildiğini bildirdi ancak mayınlı alanlarda yaşayan halkla, yerel yönetimlerle ve pek çok muhtarla yapılan görüşmelerde, bu konuda kendilerine bilgi verilmediği belirtilmiştir.

Türkiye’de, mayın vakalarına ilişkin veri toplama mekanizması da bulunmamaktadır. Sağlık Bakanlığı, başlattığı programla, mayın olaylarının kaydedileceğini bildirmiş olmasına rağmen, bilgi edinme başvurusuna verdiği bir yanıtta “Bakanlığımızda konuyla ilgili bilgi ve belge bulunmamaktadır.” demektedir.

Sivil toplum kuruluşları ve medyada çıkan haberlere dayanılarak oluşturulan verilere göre, 2005 ile 2008 arası her yıl 150 ile 200 arası, mayın ve patlamamış askerî mühimmat nedeniyle insanlar yaşamını yitirdi ve sakatlandı. Tahminler, kesin rakamların da çok daha yüksek olduğu yönündedir.

Mayın kurbanlarına gelince: Türkiye'nin 2004 ve 2008’de verdiği Şeffaflık Raporu’nda silahlı kuvvetler personeline ilişkin rehabilitasyon, tazminat ve bunlara bağımlı kişilerin istihdamı yer almıştır. Aynı raporda sivillerin de askerî hastanelerden yararlanabileceği belirtilmiş ancak buna dair ayrıntılı bilgiye yer verilmemiştir. Siviller kaderlerine terk edilmektedir. Hayatlarının geri kalanını ailelerinin, yakınlarının yardımıyla sürdürüyorlar, iş bulamıyorlar ve toplumsal hayata katılamıyorlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Uras, konuşmanızı tamamlayınız.

MEHMET UFUK URAS (Devamla) – Tamamlıyorum efendim.

Öğrencilerin pek çoğunun eğitim hayatı da olayla birlikte sona eriyor. Haklarının neler olduğu ve ne tür yardım alabileceklerine ilişkin bilgi hizmet birimleri de bulunmuyor.

Sonuç olarak: Hükûmet hemen stoklardaki mayınların imhasına ilişkin bir tarih vermeli, Hükûmet 2014 yılına kadar toprağa döşeli mayınların temizlenmesine ilişkin program ve takvimini açıklamalı, mayın kurbanları ve ihtiyaçları için bir araştırma başlatılmalı, mayınlı alanlarda yaşayan halk mayınlar konusunda uyarılmalı ve bilgilendirilmeli, mayın kurbanlarının topluma yeniden kazandırılmasına yönelik programlar oluşturulmalıdır.

Son beş yıla bakınca, katetmemiz gereken uzun bir yol, halletmemiz gereken pek çok sorun vardır. Burada sözleşmenin yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde en çok Mecliste bulunan milletvekillerine, yerel yöneticilere, sivil toplum kuruluşlarına ve medyaya büyük sorumluluklar düşüyor.

Marks’ın tezi: “Bugüne kadar hep dünyayı yorumlamakla yetinildi, aslolan onu değiştirmektir.” Şimdi, sözden çok icraat zamanıdır.

Saygılarımı sunuyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Uras.

Gündem dışı konuşmaya Millî Savunma Bakanı Sayın Vecdi Gönül cevap vereceklerdir.

Buyurun Sayın Bakanım.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmama başlamadan evvel hepinizi saygıyla selamlıyor, bu önemli konuda sizlere bilgi verme fırsatını bana verdiği için Sayın Ufuk Uras’a da teşekkür ediyorum.

12 Mart 2003 tarihli ve 4824 sayılı Kanun ile 1 Mart 2004 tarihinden geçerli olmak üzere taraf olduğumuz antipersonel kara mayınlarının yasaklanmasına ilişkin Ottawa Sözleşmesi’nin bugün, dün itibarıyla altıncı yılını idrak etmiş bulunuyoruz. Bu sözleşme ile antipersonel kara mayını döşeli alanların tespiti, işaretlenmesi ve kayıt altına alınması, 1 Mart 2014 tarihine kadar, döşenmiş bulunan antipersonel kara mayınlarının temizlenmesi -Kasım 2010 ayı itibarıyla- ve depolanmış olan antipersonel kara mayınlarının imha edilmesi ve mayınların geliştirilmemesi, üretilmemesi ve bir başkasına devredilmemesi, mayınlı bölgelerde yaşayan halkın mayın riski konusunda eğitilmesi, mayın mağdurlarına sıhhi, sosyal ve ekonomik yardımların yapılması konularında Hükûmetimiz, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti taahhütte bulunmuş bulunmaktadır.

Sınırlarımızda ve güvenlik maksadıyla bazı iç bölgelerde döşenmiş bulunan mayınların temizleme çalışmaları kapsamında faaliyetler bütün hızıyla devam etmektedir. Mayınlı alanlar sınır bölgesinde yer almakta ve bunların tamamı uluslararası kurallara uygun bir şekilde hâlen işaretlenmiş bulunmaktadır.

Depolanmış mayınların ise Yahşihan Kırıkkale’de yeni kurulan -ki NAMSA’ya kurdurduk- mühimmat ayırma ve ayıklama tesisinde imha edilmesi faaliyetlerine Ekim 2008 tarihinde başlanmış ve bir plan dâhilinde imhası devam etmektedir.

1 Mart 2008 tarihinde tamamlanması gereken depolanmış mayın imha sürecinin 2010 yılında tamamlanabileceği, Dışişleri Bakanlığınca, Kasım 2008’de Cenevre’de yapılan Ottawa Sözleşmesi 9’uncu Taraf Devletler Toplantısında beyan edilmiştir. Hâlen mayın imha süreci bu beyana uygun olarak devam etmektedir.

Bilindiği üzere, Türkiye-Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi sorumluluğu, 17 Haziran 2009 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5903 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile İhale İşlemleri Hakkında Kanun kapsamında birinci aşamada sorumluluk Bakanlığımıza verilmiş bulunmaktadır. Diğer taraftan, 5903 sayılı Kanun yürürlüğe girmeden önce, 2007-2009 yılları arasında sırasıyla Kara Kuvvetleri Komutanlığınca Akçakale Şanlıurfa, Nusaybin Mardin, Çobanbey Kilis’te ise il özel idarelerince yapılan ihaleler sonucu toplam 245.500 metrekarelik alan küçük çaplı mayın temizleme faaliyetlerine konu olmuştur.

Ayrıca, hâlen Karkamış antik kenti bölgesinde Millî Savunma Bakanlığınca verilen yetki çerçevesinde Gaziantep Valiliğince sözleşmesi yürütülen mayın temizleme faaliyetleri mevcuttur. Bu bölgede mayın temizliği de başlamak üzeredir. Diğer sınırlarımızdaki mayınların temizliğine Suriye sınırı mayın temizlemesinden elde edilecek tecrübeye göre başlanılması planlanmaktadır.

Suriye sınırı mayın temizliği faaliyetinin yürütülmesi ve aynı anda sınır fiziki güvenlik sisteminin gerçekleşmesi kapsamında Birleşmiş Milletler tarafından yayımlanan ve birçok ülke tarafından uygulanmakta olan Uluslararası Mayın Temizleme Standartları dokümanında yer aldığı şekliyle uluslararası teşkilatlar incelenmiş ve Millî Mayın Faaliyetleri Kurulu olarak Proje Üst Yönetim Kurulu ile Millî Mayın Merkezi olarak Proje Yürütme Grubu teşkil edilmiştir. Proje Üst Yönetim Kurulu teşkilatında İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve gerektiğinde ilgili olacağı değerlendirilen diğer bakanlık temsilcileri de projedeki gelişmelere paralel olarak dâhil edilecektir. 5903 sayılı Kanun’un hükümleri gereği mayın temizleme öncelikleri Genelkurmay Başkanlığı, Millî Savunma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Maliye Bakanlığınca mutabık kalınmak suretiyle belirlenecektir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; projenin maliyetinin karşılanması maksadıyla ihtiyaç duyulan kaynak 2010-2014 dönemini kapsayacak şekilde Millî Savunma Bakanlığı bütçesi dışında Maliye Bakanlığınca yıllara bağlı olarak, yıllara sari olarak temin edilecektir.

Proje Yürütme Grubu tarafından bugüne kadar tamamlanan ve devam eden faaliyetler şu şekildedir: Türkiye-Suriye hududu bölgesinde mayın tarlalarını ve arazi yapısını yerinde görmek amaçlı keşifler mahallinde ifa edilmiştir. Hudut hattındaki mayınlı sahaların tamamının 1/25.000-1/250.000 arası ölçeklerde sayısal ortamdaki haritalara işlenmesi tamamlanmıştır. Mayınlı sahaların 1/5.000 ölçekli raster haritalara işlenmesi suretiyle üretilmiş dijital haritalar hazırlanmıştır.

İlgili kanun ve yönergeler ışığında Proje Üst Yönetim Kurulu ve Proje Yürütme Grubunun görev ve sorumluluklarını belirleyen yönergenin hazırlanması çalışmaları devam etmektedir. Genelkurmay Başkanlığınca yayımlanan millî mayın esasları dâhilinde ve millî-uluslararası yönergeler ışığında millî mayın standartları dokümanının Türkçe ve İngilizce hazırlanması devam etmektedir.

Suriye hududu boyunca birinci ve ikinci derece kara askerî yasak bölgelerde mevcut arazilerin mülkiyet durumlarının incelenmesi çalışmaları başlamış, hâlen devam etmektedir. Türkiye-Suriye hududunun yeniden işaretlenmesi kapsamında icra edilen faaliyetler Genelkurmay Başkanlığı ve Dışişleri Bakanlığıyla koordineli olarak takip edilmektedir.

Millî Savunma Bakanlığı tarafından mayın temizleme ve sınır fiziki güvenlik sistemlerinin tesis edilme işinin bir hizmet alım projesi olarak NATO Bakım ve İkmal Ajansı, yani NAMSA kanalıyla gerçekleştirilmesi prensipte uygun bir yöntem olarak değerlendirilmiştir. Bu konuda 24 Kasım 2009 tarihinde NAMSA’ya niyet mektubu gönderilmiştir. NAMSA, 9 Aralık 2009 tarihinde gönderdiği cevabi yazıda projeyi birlikte gerçekleştirme hususunda resmî beyanda bulunmuştur. NAMSA yetkilileriyle 22-24 Şubat 2010 tarihleri arasında Lüksemburg’da yapılan toplantıda projenin ayrıntıları görüşülmüş, karşılıklı bilgilendirilmeler yapılmış, yapılacak işler tespit edilmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2010 Mart ayı içerisinde Millî Savunma Bakanlığı içinden çekirdek teşkil edilen Proje Üst Yönetim Kurulunun ilgili bakanlık ve kurum temsilcilerinin katılımıyla uluslararası literatürdeki adıyla “Millî Mayın Faaliyetleri Kurulu” olarak düzenlenmesi ve NAMSA’yla görüşülen konuların değerlendirilerek müteakip çalışmaların başlaması planlanmıştır.

Sonuç olarak depolardaki mayınların imhası devam ederken Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi ve sınır fiziki güvenlik sistemi tesisi konusunda NAMSA tarafından projelerin ihalesinin 2010 yılı sonlarına doğru yapılabileceği ve 2014 yılı içinde projelerin tamamlanacağı değerlendirilmektedir.

İhalelerin yapılması sırasında şu dört prensip esas alınmaktadır:

Bu prensiplerden birincisi, NAMSA ihalesine mümkün mertebe fazla Türk firmasının katılması.

İkincisi, projenin bölümler hâlinde yapılması, yani 510 kilometrenin birden ihale edilmeyip parça parça ihalelerin yapılması.

Üçüncüsü, yerli teknolojiden en fazla faydalanılması.

Dördüncüsü ise mayından temizlenen alanların uluslararası alanda geçerli bir sertifikasyona bağlanması, yani NAMSA’nın burada temizlikten dolayı bir kefalet vermesi.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime son verirken bu geçen altmış yetmiş yıl içerisinde mayınlı arazide hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet diliyorum, sakat kalanlara en hissi bakımdan ne kadar üzüldüğümüzü belirtmek istiyorum ve bundan sonra inşallah bu gibi üzüntülere muhatap olmayız diyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakanım.

Gündem dışı ikinci söz esnaf sorunlarıyla ilgili olarak söz isteyen İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam’a aittir.

Sayın Susam, buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)

2.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam’ın, esnaf ve sanatkârların sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması ve Devlet Bakanı Faruk Çelik’in cevabı

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün gündem dışı konuşmada yine esnaf sorunlarına değinme gereği duyduk.

Bildiğiniz gibi, bundan çok kısa süre önce de esnaf sorunlarının bu Mecliste ele alınıp görüşülmesi için bir genel görüşme açılmasını Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak istemiştik fakat Mecliste yapılan oylamada, genel görüşme açılmaması konusunda iktidar partisinin milletvekillerinin oylarıyla genel görüşme açılması kabul edilmedi. Ancak değerli milletvekilleri, sizler de biliyorsunuz ki ülkenin içinde bulunduğu koşullarda ülkenin gerçek gündemi işsizlik, ülkenin gerçek gündemi bu ekonomik krize kepenk kapatan esnaf ve sanatkârların durumu, ülkenin gerçek gündemi köylünün üretim yapamaz hâle gelmesi ve topraklarını, evini, barkını bırakıp kentlere, işsizler ordusuna katılması, bugün ülkenin gündemi sanayide artan girdiler ve maliyetin yükselmesi nedeniyle dünya ekonomik krizinde en pahalı üretimlerinden birini yapan sanayinin üretemez hâle gelmesi. Tüm bunları bu Meclis birinci gündem maddesi olarak alıp konuşmak ve çözüm yollarını bulmak zorunda. Ülkedeki işsizlik bugün devletin resmî rakamlarıyla 14, gençlerde işsizlik yüzde 25.

Peki, ne istiyoruz? Bugün gündem dışı sözde söylemek istediğim -bu kısa sürede- şudur: Ciddi bir ekonomik krizin etkilediği esnaf, sanatkâr, tüccar ve sanayici borçlarını ödeyememektedir. Sigortada, BAĞ-KUR’da ve vergi borçlarında tıkanma noktasına gelmiştir piyasa. Piyasanın da söylediği rakamlarla borç miktarı 110 milyar lirayla 130 milyar lira arasındadır faiz rakamlarındaki hesaplama farklılıkları nedeniyle. Yani 130 milyar lira borç, bugün bu kesimlerin sırtına yüklenmiş durumdadır.

Değerli arkadaşlar, eğer biz bu konuda yeni bir adım atmazsak, bu konuda vergi, BAĞ-KUR ve sigorta borçlarıyla ilgili yeni bir yapılandırma yapmazsak devletin ve bürokrasisinin yaklaşımıyla bu kesimlerin bu krizdeki durumları daha da giderek kötü bir noktaya gitmektedir.

“Elektronik haciz sistemiyle vergi borçlarını hesaplardan tahsil edeceğim.” diyen bir maliye anlayışına bugün bu konuda yeni bir yapılandırma yapma ihtiyacı tüm meslek örgütleri tarafından da çok net bir şekilde söylenmektedir.

Bir gazetemizin, Akşam gazetesinin yapmış olduğu kampanyayla, İstanbul Ticaret Odası Başkanının, TUSKON Başkanının, İzmir’deki üç tane meslek odası başkanının ve bu ay -ocak ayında- Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu Başkanının yaptığı açıklamalarla bunun acilen yapılması gerektiği herkesin ortak görüşüdür. Hem devletin ihtiyaç duyduğu kaynak açısından bu böyledir hem de içinde bulunulan krizde, esnaf sanatkârın, tüccarın, sanayicinin biraz nefes alması için gereklidir. Yaptığınız uygulamalar kısa vadeli ve çözüm getiren uygulamalar değildir.

Değerli arkadaşlarım, önerimiz ve çözümümüz de şudur: Nasıl futbol kulüplerinin on yıl vadeli, yıllık yüzde 4 faizle borçlarını taksitlendirdiyseniz, esnaf ve sanatkâra da, sanayici ve tüccara da borçlarının asıllarını asgari otuz altı ay düşük faizle taksitlendirmek noktasında bir adım atmak durumundadır bu Meclis. Bu atılmadığı noktada ciddi bir sıkıntıyla karşı karşıyayız.

Devletin aldığı faiz yüzde 30. Piyasada bugün faizler yüzde 10’un altına düşmüş durumda. Peki, diyebilirsiniz ki gitsin bankadan kredi alsın, kredi alarak borcunu ödesin. Bankalar bugün bu işletmelere kredi verme konusunda sizin düşündüğünüz kadar iyimser mi? İstedikleri teminatlar, istedikleri koşullar, hiçbir esnafın bu kriz döneminde, zaten acil borçlarını ödemekten başka başını kaldıramadığı bu dönemde yapması mümkün olan şeyler mi? Onun için, değerli arkadaşlarım, bugün acilen bu gündem dışı konuşmada Hükûmeti bir kez daha uyarıyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun.

MEHMET ALİ SUSAM (Devamla) – Acilen bu yapılandırmayı ülke gündemine ve Meclise getiriniz. Bu gündem, ülkenin yakıcı gündemidir. Giderayak uygulamaya çalıştığınız anayasa değişiklikleri sizi kurtaramayacaktır ama esnaf ve sanatkârın, tüccarın vergi borçlarını, sigorta borçlarını, BAĞ-KUR borçlarını yeni bir taksitlendirmeyle yeni bir yapılandırmaya bağlamak piyasaya yeniden can ve kan verecektir. Bu anlayışla bu konuya bakmanızı istiyoruz. Eğer bu işe böyle bakmaz, ülke gündemini gerçek gündemden uzaklaştırıp başka konularla oyalarsanız hem referandumda hem seçimde bu esnaftan, bu sanatkârdan, bu sanayiciden, üretim yapan köylüden gerekli dersi alacaksınız. Onun için hızla bu konuyu gündeme getirmenizi diliyor, huzurlarınızı saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Gündem dışı konuşmaya Devlet Bakanı Sayın Faruk Çelik cevap vereceklerdir.

Buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

DEVLET BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

İzmir Milletvekilimiz Sayın Mehmet Ali Susam Bey’in esnaf ve sanatkârlarımızın sorunlarıyla ilgili gündem dışı konuşmasına cevap vermek üzere huzurlarınızdayım. Takdir edersiniz ki konu Sanayi Bakanımızın uhdesinde bir konu ama bugün kendileri burada olamadıkları için, Ankara dışında oldukları için böyle önemli bir gündem maddesiyle ilgili yapılan konuşmanın Hükûmet tarafından cevaplandırılmamasının yanlış anlaşılmalara vesile olacağı düşüncesiyle söz almış bulunuyorum.

Öncelikle, bazı düzeltmeler yapma durumundayız. Şimdi, “kapanan kepenkler, iş yerini kapatan esnaflar” diye ifade ediyorsunuz. Şimdi, 2008 yılında 166.815 esnaf açılış yaparken 117.808 iş yeri kapanmış. 2009 yılında kapanan iş yeri sayısı 91.165 iken açılan esnaf ve sanatkâr sayısı 162.922. İliniz İzmir olduğu için oradan örnek vermek istiyorum: İzmir’de 2008 yılında kapanan iş yeri sayısı 8.910, açılan işyeri 12.693. 2009 yılında İzmir’de 7.159 iş yeri kapanırken açılan iş yeri sayısı 11.893. 2010 yılı, yani ocak ve şubat ayı açısından baktığımız zaman İzmir’de kapanan iş yeri sayısı 1.390, açılan iş yeri sayısı 2.660. Demek ki olaylara yüzeysel değil, biraz daha içeriğine vâkıf olarak bakmanın isabetli olacağı inancı içerisindeyim. “Yandık, bittik.” edebiyatının doğru olmadığını kürsüden ifade etmek durumundayım.

Değerli milletvekilleri, bakınız, bu yedi yıllık, sekiz yıllık iktidar döneminde esnaf ve sanatkârlarımızla ilgili yaptığımız uygulamalar ve çalışmaları iktidar olarak yalnız kendi düzeyimizde ele almadık, gerek ilgili sivil toplum kuruluşlarıyla, gerek esnaf odalarıyla, TESK’le birlikte bu konuları ele alarak esnaf ve sanatkârlarımıza yapılması gereken ne var ise onları, hepsini birlikte gerçekleştirdik. Öncelikle Sanayi Bakanlığımız e-esnaf ve sanatkâr veri tabanına geçti ve gerçekten, esnaflarımızın sayısı bugün belli, odalarımızın sayısı belli, sivil örgütlerimizin sayısı net bir şekilde belli. Bugün, Şubat 2010 itibarıyla 1 milyon 900 bin 130 esnaf ve sanatkârımız var. Şimdi, esnaf ve sanatkârlarımıza bu süre içerisinde, bu zaman dilimi içerisinde neler gerçekleştirdik? En basitinden şu konunun hepimizin kulağına küpe olması gerekiyor: Bir esnaf ve sanatkâr kardeşimiz iki yüz kırk gün yani sekiz ay prim ödedikten sonra ancak sağlıktan istifade etme imkânı var iken bu değişikliği bu Meclis birlikte yaptık ve bunu otuz güne indirdik. Yani kamu çalışanı bugün kamuda göreve başlıyor, ertesi günü sağlıktan istifade etme imkânını elde ederken esnaf ve sanatkârlarımız ancak iki yüz kırk gün sonra sağlıktan istifade etme imkânları vardı. Bunu biz ne yaptık? İki yüz kırk günü otuz güne çektik. Bunu görmemezlikten gelmememiz gerekiyor.

Basamak sistemi vardı, biz beyan esasını getirdik, biliyorsunuz. Bu da son derece önemli. Esnafın gelirinde bir artış yok ise basamak sistemi sürekli yükselerek esnafın daha çok prim ödemesi tablosu ortaya çıkıyor idi, oysa şimdi gelir düzeyi ne ise o çerçevede beyanda bulunuyor ve ona göre de prim ödeme durumu söz konusu oluyor. Bunun yanında, prim borçlarından bahsettiniz. Esnaf ve sanatkârımızın prim borçlarının yapılandırılmasını çok ciddi düzeyde yine birlikte gerçekleştirdik. Yüzde 85 gecikme zamları ve faizlerin silinmesiyle ilgili düzenlemeyi yine Parlamentodan geçirdik ve o günlerde bütün esnaf ve sanatkâr kuruluşlarından teşekkür aldığımızı, hep beraber, biliyorsunuz, medyaya da yoğun bir şekilde yansımış idi. Esnaf ve sanatkârlarımızın daha rahat bir ortamda faaliyetlerini sürdürebilmeleri için, bildiğiniz gibi, prim oranlarında da ciddi indirimde bulunduk. Yüzde 40 olan prim oranı yüzde 33,5 düzeyine çekildi. E bunu da görmemezlikten gelmememiz gerekiyor.

Ayrıca, en önemli düzenlemelerden bir tanesi SSK’da çalışanlarla ilgili. Yani iş göremezlik ödeneği esnaflar için de uygulanmaya başlandı. Çeşitli rahatsızlığından dolayı işine gidemeyen esnaf kardeşimiz, aynı şekilde yine SSK’da çalışan yani işçi statüsünde olan vatandaşlarımızın konumuna getirildi.

Sigorta primlerinin yüzde 25 düzeyinde indirildiğini biliyorsunuz.

En önemlisi tek bildirge. Tek bildirge ve tek beyana geçildi. Buradaki kırtasiye ve mevzuat uygulamalarıyla esnafımız karşı karşıya bırakılmadı.

Son dönemde yine gerçekleştirdiğimiz önemli uygulamalardan bir tanesi, TESKOMB aracılığıyla esnaf ve sanatkârımıza sahip çıkmak. TESKOMB aracılığıyla 2002 yılında 153 milyon kredi temini sağlanırken esnafımıza, bu rakamın 2010 Şubatında 3,6 milyar düzeyine geldiğini hepimiz biliyoruz, hepimiz görüyoruz. Yani 156 milyon mu büyük, 3,6 milyar mı büyük? Herhâlde bu mukayeseleri esnafımız da en sağlıklı şekilde yapıyordur.

Kredi kullanan kooperatif sayısına bakıyoruz, kişi sayısına bakıyoruz, 2002’lerde 63.520 kişi bu krediyi kullanırken bunun bugün 246 binleri aştığını görüyoruz. Kredi limiti, biliyorsunuz, 5 bin lira idi, bugün bu 50 bin lira düzeyine çıkmış bulunuyor. Faiz oranları yüzde 59 idi, yüzde 13’e çekildi. Yüzde 13’ün de yüzde 6,5’u bugün hazine tarafından karşılanıyor, dolayısıyla esnafa yüzde 6,5 olarak yansıtılıyor. Yani yüzde 59 faiz uygulaması geçmiş dönemlerde esnafa reva görülürken bunun bugün yüzde 6,5’a çekilmesi alkışlanacak bir durumdur diye düşünüyorum.

KOSGEB aracılığıyla yapılanlara baktığımız zaman, son dönemdeki uygulama bu, 100 bin işletmeye 2,5 milyar TL’lik yeni bir kredi desteği sağlandı. Esnaf odalarının birliklere olan aidat borçlarıyla ilgili düzenlemeyi de yine Meclis olarak burada birlikte gerçekleştirdik ve bu borçların gecikme zamlarını ortadan kaldırdık. İki kez sicil affı esnafımız için getirildi.

Netice itibarıyla, biz, tüm sosyal kesimlerde olduğu gibi özellikle toplumumuzun bel kemiği olan esnaf ve sanatkârımızla ilgili olarak kendi duygu, düşüncelerimizle değil, kendi bildiklerimizle yalnız değil, oturup sivil toplum örgütleriyle, özellikle TESK’le birlikte oturup konuştuk, neler yapılmalı, neler yapılmamalı... Her alanda bu meseleler iyice elimine edilerek esnafımıza sahip çıkma konusunda geriye dönüp baktığımızda vicdanımızın rahat olduğunu çok net bir şekilde ifade etmek istiyorum.

Bundan sonra yapılacak yok mudur? Türkiye’nin meseleleri sıfırlandı mı her şey bitti mi? Tabii ki bitmedi. Türkiye’nin sorunları, büyüyen, gelişen bir ülke olarak devam edecek, iktidarların görevi de yeni çıkan bu sorunlara cevap arayışı olacaktır. Bugün küresel krizin neticesinde oluşmuş bir tablo var. Nedir o tablo? Ülkeler ve özellikle bizim gibi ülke, finansal bir kriz yaşamamamıza rağmen bizim yaşadığımız bir sıkıntı var. Nedir bu? Pazarda meydana gelen sıkıntı. Yani pazarda daralma, ihracattaki daralma neticesinde üretime ve istihdama yansıması şeklinde bize krizin yansıması söz konusu. Bunu aşmak için de devletin tüm kademelerinin, canla başla yeni pazar arayışları konusunda nasıl bir mücadele verdiğimizi de -öyle tahmin ediyorum takdir edeceksiniz. Avrupa Birliği ülkelerinin 2010 yılında yüzde 0,3 büyüyeceği ihtimalini dikkate aldığınız zaman, yüzde 50’nin üzerinde de Avrupa Birliği ülkelerine ihracatı olan Türkiye’nin tabii ki yeni pazar arayışlarına girmesi gerekiyor. İşte tam da sizin burada bahsettiğiniz sorunu çözmek için, bir dünya ülkesi olarak bütün dünya ülkelerine Türkiye ne ihraç edebilir konusunda Hükûmetimizin büyük gayretleri de bu sorunu çözmeye dönüktür diyorum.

Tekrar bu imkânı bize verdiğiniz için size teşekkür ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakanım.

Sayın Macit, buyurun efendim.

V.- AÇIKLAMALAR

1.- İstanbul Milletvekili Hasan Macit’in, yapılan düzenlemelere rağmen, esnaflar primlerini ödeyemiyorsa sistemde bir problem olduğuna, bu nedenle bunların ödenme koşullarının iyileştirilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması

HASAN MACİT (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Bakanımız esnaflarla ilgili yapılan düzenlemeleri anlattı, kendilerine teşekkür ederiz ama buna rağmen esnaflarımız bu primleri ödeyemiyorsa sistemde bir sorun var demektir. Bu nedenle bunların ödeyebilme koşullarını iyileştirmek gerekir. Gerçekten son yıllarda esnafımız hızla dükkân kapatıyor ve zaten sokaktaki milyonlarca işsiz insanımızın içerisine işverenler de dâhil oluyor. Bu nedenle piyasayı hareketlendirecek acilen, ivedilikle politikalar üretmek gerekir, çünkü esnafımız işin içinden çıkamaz duruma gelmiştir şu anda.

Bu düşüncelerimi paylaşmak istedim.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Macit.

Sayın Işık…

2.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya ili Simav, Pazarlar ve Şaphane ilçelerinde 2 Mart 2010 günü saat 02.36’dan bu yana 2,7 ile 4,4 arasında farklı şiddetlerde meydana gelen yirmiye yakın depreme ilişkin açıklaması

ALİM IŞIK (Kütahya) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Kütahya ili Simav, Pazarlar ve Şaphane ilçelerinde 2 Mart 2010 günü yani bugün saat 02.36’dan bu yana 2,7 ile 4,4 arasında farklı şiddetlerde meydana gelen yirmiye yakın deprem nedeniyle sokaklara dökülen ve mağdur olmuş değerli hemşehrilerime geçmiş olsun dileklerimi iletmek üzere kısa bir söz talebinde bulundum. Allah’ın hiçbir insanımıza bu tür acıları bir daha yaşatmamasını diliyorum.

Aynı yörede daha bir yıl önce, 17 Şubat 2009 tarihinde yaşanan 5,0 şiddetindeki depremin izleri ve yaraları henüz kapanmamışken şiddeti daha düşük de olsa böyle bir afetin tekrar yaşanması nedeniyle acıları tazelenen ve korkuları kabaran değerli hemşehrilerime her türlü hizmeti aksatmadan yetiştirmeye çalışan tüm yetkililere teşekkür ederek tekrar geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Sayın Susam, gündem dışı söz aldınız, konuştunuz, Sayın Bakan cevap verdi. Ben şunu istirham edeyim: Eğer bu arada çözülmemiş sorunlar varsa Sayın Bakanla yüz yüze görüşürseniz bir şey… Ama girmişken mikrofonunuzu açayım, kısa bir şey söyleyin.

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) – Bir şey soracağım sadece.

BAŞKAN – Yani bu tip şeyleri karşılıklı cevap değil de, Sayın Bakan da burada, sizler de buradasınız, beraber çözünüz.

Buyurun.

3.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam’ın, gündem dışı konuşmasına cevap veren Devlet Bakanı Faruk Çelik’in, dile getirdiği sorunlara değil farklı şeylere cevap verdiğine ilişkin açıklaması

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) – Hayır, böyle bir şey için değil.

Ben bugün çok somut bir konuda, 130 milyar liraya ulaşmış BAĞ-KUR sigorta ve vergi borçlarının taksitlendirilmesi konusunda Türkiye’de meslek örgütleri başkanlarının ve Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonunun talebini dile getirdim. Sayın Bakanın konuşmasında cevap verdiği şeyler farklı şeyler, benim gündem dışı konuşmada sorduğum şey farklı bir nokta. Onları tartışırız tabii ki Sayın Bakanla. Açılan-kapanan oranları neydi, geçmişte faizler kaçtı, enflasyon kaçtı? Onlar ayrı konu ama şunu söylemek istiyorum: Şimdi, Hükûmet, faiz bu kadar yüksek bir şekilde kamu kurumları tarafından uygulanırken vergi borçlarına, BAĞ-KUR borçlarına, sigorta borçlarına af düşünüyor mu? Bunun cevabını almak için gündeme getirdim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Arkadaşlar, normal şartlar altında şu var: Ben sizlerin hepinize tabii ki söz vermek isterim ama mesela, diyelim ki Sayın Işık’ın söylediği husus bir deprem felaketi, Allah başa vermesin, onu gündeme getiriyor, bir şeyler söylüyor. Yani “yerinden çok kısa bir söz” meselesi budur. Yoksa Sayın Bakana tabii ki cevap verebilirsiniz ama onun usulleri daha farklı olabilir diye düşünüyorum. Yani “Bu yerinden kısa bir söz söyleme hususunu da yerinde kullanalım.” ifadesini kullandım.

Buyurun Sayın Uzunırmak.

4.- Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak’ın, esnaf sayısında artış değil düşüş olduğuna ilişkin açıklaması

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Hükûmetle anlaşamadığımız nokta şu: Esnaf sayısında bir artış var mı veya esnafların iş büyüklüklerinde bir artış var mı, yoksa bu kadar kredi kullanımı acaba esnafın başka bir şekilde çektiği bir sıkıntıyı mı ifade ediyor? Türkiye’de esnaf sayısında artış yok, aksine düşüş varsa, Türkiye’de esnafın işi büyümemiş, aksine küçülmüşse ve kullandığı kredi hacmi artmışsa bu, ekonomik yönden farklı bir bakış açısını gerektirir. Hükûmetin buna dikkatini çekmek istiyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Gündem dışı üçüncü söz Antalya ilinde yaşanan çevre sorunları hakkında söz isteyen Antalya Milletvekili Abdurrahman Arıcı’ya aittir.

Sayın Arıcı, buyurun efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları (Devam)

3.- Antalya Milletvekili Abdurrahman Arıcı’nın, Antalya ilinde yaşanan çevre sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

ABDURRAHMAN ARICI (Antalya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Antalya ilimizde yaşanan çevre sorunları ve bu sorunlara karşı hassasiyetimizi göstermek açısından gündem dışı söz almış bulunuyorum.

Bütün arkadaşlarımızın bildiği gibi, Antalya, artık, bir dünya kenti olmuştur. Ülkemizin dünyaya açılan bir kapısı ve vitrini özelliğiyle Antalya, artık, sadece seksen bir ilimizden biri değil, ülkemize gelen yabancı turistlerin ilk izlenimleriyle ülkemiz hakkındaki fikirlerinin oluştuğu bir ön sunum özelliği de taşımaktadır. Dünyamızdaki nüfus artışı ve kentleşme nedeniyle her geçen gün önemini daha ağır bir şekilde hissettiğimiz çevre kirliliği ve küresel ısınmanın etkilerinden daha az etkilenmek amacıyla, ülkemiz genelinde olduğu gibi Antalya ilimizde de çevreye olan duyarlılığımız taviz vermeden devam etmektedir. Hükûmetimiz her konuda olduğu gibi çevre konusunda da ayrımcılık gözetmeden, yapılan yanlışlara göz yummadan kararlılıkla üzerine giderek çevreyi koruma adına gerekli adımları atmaktadır.

İktidarımız döneminde çevre konusunda yapılan çalışmaları başlıklar hâlinde bir gözden geçirecek olursak, ilimizde toplam 877 adet turistik tesis olup yatak kapasitesi 350 bindir, ülkemizin yatak kapasitesinin yüzde 43’ünü oluşturmaktadır.

Turizmin bu kadar yoğun yaşandığı ilimizde en önemli çevre yatırımı, tesislerden, yerleşim birimlerinden kaynaklanan atık suların ve katı atıkların bertarafı yönündedir. Antalya ilinde merkez ve ilçelerinde toplam 28 adet aktif çamur sistemine göre projelendirilmiş merkezî atık su arıtma tesisi bulunmakta olup bunlardan 27 tanesi faal durumdadır. Ayrıca, ilimizde organize sanayi bölgesinde faaliyet gösteren 20 bin metreküp/gün kapasiteli 1 adet kimyasal ve biyolojik atık su arıtma tesisi bulunmaktadır. İlimizde bulunan atık su arıtma tesislerinde oluşan arıtma çamurlarını bertaraf etmek amacıyla kurulmuş 3 adet çamur kurutma tesisi bulunmaktadır. Söz konusu tesislerden 2 tanesi solar sistem kurutma, diğeri de termal kurutma prosesine sahiptir.

Ülkemizdeki mavi bayraklı plaj ve marina bakımından da ilimiz birinci sıradadır. 2009 yılında toplam 150 adet plaj, 3 marina, 3 gezi yatı mavi bayrağa sahip olmuştur. Ülkemizdeki mavi bayraklı yerlerin yaklaşık yüzde 54’ü Antalya’dadır. Mavi bayraklı ödüllü yer sayısındaki artış, her geçen gün yapılan çalışmalar sonucunda deniz suyu kalitesinde ortaya çıkan gelişmeyi de göstermektedir.

Katı atık depolama sahası 2003 yılında 1 adetken ÇED kararı alınmış 8 adet katı atık depolama alanı bulunmakta, bunlardan 5 adedi faal olarak çalışmakta, 3 adedinin yapımına başlanmak üzeredir. İlimizde faaliyet gösteren 8 adet balık çiftliğinin tebliğ kapsamında kalan 3 adedinin faaliyetine hassas alan niteliğindeki kapalı koy ve körfez alanında kalması sebebiyle son verilmiş, 5 adedi tebliğ kapsamına girmediğinden faaliyetlerine devam etmektedir.

Gemilerdeki atık alınması ve kontrolü kapsamında 7 adet tesisimiz bulunmakta; bunlardan 4 tanesi 2006-2009 tarihleri arasında faaliyete geçmiştir.

Bitkisel atık yağların kontrolü amacıyla 2007-2009 arasında 6 adet tesis kurulmuş ve 2.438 ton bitkisel atık yağ toplanmıştır.

Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği kapsamında, 300 müracaat sonucunda 200 işletme tipi, atık beyan sistemine girmiş; bu anlamda, 2006 yılında 1 milyon 108 kilogram olan tıbbi atık toplama miktarı 2009 yılında 1 milyon 865 bin kilogram olmuştur; diğer 100 adet müracaatın evrakları ise şu anda inceleme aşamasındadır.

İlimizde yapılacak madencilik faaliyetleri için, 1994-2010 yılları arasında 4 adet projeye Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından çevresel etki değerlendirmesi olumlu kararı ve 554 adet projeye il müdürlüğümüz tarafından “Çevresel etki değerlendirmesi gerekli değildir.” kararı verilmiş olup toplam 558 faaliyet Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği kapsamında değerlendirilmiştir. 2008 yılında 32 adet, 2009 yılında ise 154 adet madencilik faaliyeti gerek ÇED Yönetmeliği gerekse ilgili yönetmelikler doğrultusunda denetlenmiştir.

Değerli milletvekilleri, sebze ve meyve üreticiliğinin de yoğun olarak yapıldığı ilimizde, her biri sanayi tesisi şeklindeki modern seraların yapılması ve bunların yapım ve üretim aşamasında denetlenmesi, yağmur sularının boşaltılması, seralardan çıkan bitkisel atıkların çevreye zarar vermeyecek şekilde bertaraf edilmesi, sulama sistemlerinin altyapılarının oluşturulması gibi konularda da destek vererek ilimizde önemli bir geçim kaynağı olan seracılığın çevreye duyarlı bir şekilde yapılması yönünde çalışmalarımıza devam etmekteyiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Arıcı, konuşmanızı tamamlayınız.

Buyurun.

ABDURRAHMAN ARICI (Devamla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şubat ayı içinde ilimizde yaşanan sel felaketinde de birkaç cümleyle bahsetmek istiyorum.

8 Şubat 2010 günü ilimizde metrekareye ortalama olarak 140 kilogram yağış düşmüş ve ayrıca hızı 93 kilometre/saate çıkan bir fırtınaya maruz kalmıştır. Aksu, Serik, Kaş, Demre, Finike ve Kumluca ilçelerinin bağlı beldeleri ve köylerinde derelerin taşmasıyla tarım alanları ve seralar zarar görmüş, köy yolları ve köprülerde kısmi zararlar meydana gelmiş, il merkezinde de bazı konut ve iş yerlerinin çatıları uçmuş ve su baskınları oluşmuştur. Ayrıca Elmalı, İbradı ve Manavgat ilçelerinde enerji hatlarındaki zararlar nedeniyle elektrik kesintileri de yaşanmıştır ancak afet anında ve hemen akabinde yapılan çalışmalar sonucunda, meydana gelen hasarların genel hayata olan olumsuz etkilerinin azaltılmasına yönelik tedbirler alınmış ve mahallinde yapılan çalışmalar aralıksız devam etmiştir.

Buradan, afete maruz kalan vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi bir kez daha iletiyor, tekrarını yaşamamak dileklerimle yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Arıcı.

Sayın Özensoy, buyurun.

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

5.- Bursa Milletvekili Necati Özensoy’un, çevreci ve hayvan korumacı olarak bilinen, 1 Mart 2010 Pazartesi günü yirmi dört yaşında vefat eden, engelli Emine Atik’in hayatının hem engellilere hem engelli ailelerine ve hem de çevre konularına örnek olması açısından incelenmesini önemli bulduğuna ilişkin açıklaması

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Dün sabah, yirmi dört yaşında, Emine Atik isimli, kas hastalığına tutulmuş bir kardeşimiz vefat etti. Bu kardeşimiz, engelli olmasına rağmen kafasındaki engelleri yıkarak, kendisini çevreci olarak ve hayvan korumacı olarak, bir aktivist olarak hayatını tamamlamış bir kardeşimiz. Onun bütün hedefi Meclise gelerek, milletvekilleriyle, Sayın Bakanla ve Başbakanla görüşerek 5199’daki birtakım değişikliklerin olmasını sağlamaktı, böyle bir ideali vardı, ömrü buna vefa etmedi.

Ben o düşüncelerini bu Meclise yansıtmak, Emine Atik’in hayatının da incelenerek hem engellilere hem engelli ailelerine örnek olması ve çevre konularına örnek olması açısından önemli bulduğumu ifade ediyor, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Özkan…

6.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, Burdur ili merkez Halıcılar, İnsuyu, Gökpınar, Taşkapı, Kayaaltı köylerinde tarımsal amaçlı sulamada kullanılan elektrik faturalarının icra kapsamına girdiğine, konunun Enerji Bakanlığınca veya Hükûmet yetkililerince incelenip çözüme kavuşturulması gerektiğine ilişkin açıklaması

RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) – Sayın Başkan, teşekkür ederim.

Burdur ili merkez (Sala) Halıcılar, (Çatağıl) İnsuyu, (Çine) Gökpınar, Taşkapı, Kayaaltı (Gravgaz) köylerinde tarımsal amaçlı sulamada kullanılan elektrik faturaları icra kapsamına girmiştir. Şöyle ki: Devlet tarafından elektrik çekilmiş, abone edilmiş vatandaşlarımız sözüm ona kaçak elektrik kullanıyor diye tutanak yapılmış. Bunun sonucunda, yasal 1-2 bin lira borcu olanlara cezai işlem sonucu 8-10-12 bin lira civarında cezalar uygulanmıştır. Konunun Enerji Bakanlığınca veya Hükûmet yetkililerince incelenip çözüme kavuşturulmasını rica ediyor, saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Özkan.

Gündem dışı konuşmaya Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu cevap vereceklerdir.

Sayın Bakanım, buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları (Devam)

3.- Antalya Milletvekili Abdurrahman Arıcı’nın, Antalya ilinde yaşanan çevre sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (Devam)

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Antalya Milletvekili Sayın Abdurrahman Arıcı’nın gündem dışı konuşmasına cevap vermek üzere söz almış bulunuyorum.

Öncelikle, taşkında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum.

Değerli milletvekilleri, taşkınların sebepleriyle ilgili kısaca bilgi vermek istiyorum. Şunu ifade etmeliyim ki: Taşkınların sebeplerinin en önemlisi, normalin çok üstünde yağan yağışlarla birlikte, esen lodos sebebiyle dağlarlardaki karların aynı anda erimesi olmuştur.

8 Şubat 2010 günü, Antalya bölgesinde metrekareye ortalama 140 kilogram yağış düşmüştür. Antalya’ya, son iki buçuk ayda yani Aralık ayının 15’inden itibaren -aralık, ocak, şubat aylarında- metrekareye toplam 1.144 kilogram yağış düşmüş olup bu miktar, uzun dönem ortalaması olan yıllık 1.095 kilogram/metrekareden daha da büyüktür. Yani Antalya’ya, çok kısa sürede, bir yılda yağan yağıştan yüzde 25 daha fazla bir yağış yağmıştır.

Bu aşırı yağışlar neticesinde, 1 vatandaşımız Demre ilçesinde, kıyıda akıntıyla gelen ağaç ve tahta parçalarını toplarken dalgalara kapılmış, 1 vatandaşımız yıldırım düşmesi ve Serik ilçesinde de 1 vatandaşımız sel sularına kapılması neticesinde hayatlarını kaybetmişlerdir. Hayatlarını kaybeden bu vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Aracıyla seyir hâlindeyken sel sularına kapılan vatandaşlarımızdan 1’i hayatını kaybetmiş, diğeri ise bir ağaca tutunarak kendisini korumuştur. Ağaçta mahsur kalan vatandaşımız -bakın, çok önemli- Sahil Güvenlik Komutanlığının helikopterleriyle gece saat 02.00 civarında kurtarılmaya gayret edilmiş ancak o civarda enerji nakil hatlarının olması ve hava durumunun müsait olmaması sebebiyle helikopter o bölgeye yanaşamamıştır. Günün aydınlanmasıyla birlikte gerek botlarla gerekse DSİ’nin iş makineleriyle vatandaşımız kurtarılmıştır. Sadece bu vatandaşımız değil, Antalya’nın muhtelif ilçe ve köylerinde sel sebebiyle mahsur kalan 200 civarında vatandaşımız helikopter ve diğer vasıtalarla kurtarılarak güvenli bölgelere nakilleri sağlanmıştır. Valilik başta olmak üzere bütün kurum ve kuruluşlar bu sel baskını esnasında cansiparane çalışmışlardır.

Bu taşkınlardan zarar gören vatandaşlarımızın acil insani ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla 12 Şubat günü Başbakanlık tarafından 275 bin TL gönderilmiş ve ilgili kaymakamlıkların hesaplarına aktarılmıştır.

Bu taşkınların akabinde 19 Şubat 2010 tarihinde bizzat kendim Antalya’ya giderek kapsamlı bir koordinasyon toplantısını gerçekleştirdim. Müsteşarım, genel müdürlerim yani bütün Bakanlığın bölge müdürlerinin, daire başkanlarının tamamı katıldı. Ayrıca tabii, Antalya Sayın Valisi, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı, ilçe kaymakamları ve ilçe belediye başkanlarının da katıldığı bu toplantıda önemli konular masaya yatırıldı ve yapılacak çalışmalara yön verildi. Hatta bu toplantıya Antalya’mızın çok değerli bazı milletvekilleri de katılmışlardır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; DSİ Genel Müdürlüğüm döneminde kış aylarında çalışmayan makineleri diğer bölgelere sevk ederek bilhassa Antalya’da toplu makine çalışması gerçekleştirdik. Dolayısıyla, yapmış olduğumuz bu çalışmaların bu taşkınlarda fevkalade faydası olmuştur.

2009-2010 kış sezonunda Adana, Antalya, Aydın, İzmir, Samsun, Şanlıurfa, Bursa ve Balıkesir bölge müdürlüklerinin mesuliyetinde bulunan illerde toplam 39 adet toplu makine çalışması yapılmış, bu çalışmalar için bölge müdürlüklerinin faal olan 200 adet iş makinesine ilaveten 110 adet iş makinesi kışın çalışılamayan bölgelerden destek olarak iklim açısından çalışılabilen bölgelere sevk edilmiştir, Edirne de bu bölgelerin içindedir.

Hükûmetimiz döneminde Antalya’da birçok taşkın koruma çalışması ve tesisi yapılmıştır. 2003-2006 yılları arasında, bazı bölgelerdeki iş makinelerini Antalya’ya sevk etmek suretiyle orada bütün derelerde toplu iş makinesi çalışması yaptık. Misal olarak: 2003 yılında 4 dere, 2004 yılında 5, 2005 yılında yine 5, 2006 yılında 6 dere, 2007 yılında Antalya’da 9 dere, 2008 yılında 5 dere, 2009 yılında Antalya’daki 8 dere olmak üzere toplam 42 adet dere üzerinde toplu makine çalışması yapılarak dereler ıslah edilmiştir. Ayrıca, 2010 yılı taşkınlarına ise 32 adet iş makinesi ile müdahale edilmiştir. Koordinasyon toplantısının akabinde, talimatım üzerine, Antalya’ya 36 adet ilave makine desteği ile Antalya’da çalışacak iş makinesi sayısı 94’e yükseltilmiştir.

Bunun dışında, sadece toplu makine çalışmaları değil, sayın vekillerim, Antalya’da, ayrıca, ihale etmek suretiyle pek çok derelerin ıslahı yapılmıştır. Bakın, Antalya merkezdeki derelerin tamamı ıslah edildi. Eskiden Antalya’da sürekli taşkın olurdu. Bakın, merkezdeki dereleri gerçi ıslah ettik. Bunun dışında, Antalya’da özellikle taşkınlardan korumak için Doyran Göleti yapılmıştır. Bu, taşkın maksatlı bir gölettir aynı zamanda, önemli ölçüde Antalya’yı da taşkından korumuştur.

Bunun dışında, Antalya Gazipaşa, Alanya, Antalya turizm dereleri, Alanya merkez ilçe, Sarp, Gümüşdere ve Obaçayırı, Antalya Kumluca, Antalya Korkuteli ilçe merkezi, Antalya Boğaçay, Çandır ve Karaman Dereleri Taşkın Koruma Tesisi, Demre Çayı ıslahı, Kemer Ağva Deresi Taşkın Koruma Tesisi, Kumluca, Gâvur ve Akmaz Dereleri Taşkın Koruma Tesisi, Finike Alakır Deresi ıslahı, Antalya Kaş Karadağ Köyü Bolluca Taşkın Koruma Tesisi, gene Kaş’ta Küçükağ Deresi Taşkın Koruma Tesisi olmak üzere tam 16 adet dere Hükûmetimiz zamanında ıslah edilmiştir, bunu özellikle belirtmek istiyorum.

Bunun dışında, şunu da belirtmemde fayda var: Az önce Sayın Vekilim, çevreyle ilgili faaliyetlerden bahsetti. Özellikle Antalya’da hakikaten çevre koruma konusunda çok büyük bir hamle yapılmıştır. 2003 yılında sadece o 22 adet olan atık su arıtma tesisi -ki bunların tamamı biyolojik arıtma tesisidir- 2009 yılı sonuna kadar 28’e yükseltilmiştir. 2003 yılında deşarj izni sayısı -deşarj izni, atık suları mevzuata uygun olarak arıtan tesislere verilen izindir- sadece 51 iken, 2009 yılında, bakın, izin alan tesis sayısı veya bir başka ifadeyle standartlara uygun şekilde arıtıp alıcı ortama atık sularını veren tesis sayısı 228’e çıkarılmıştır.

Aynı dönemde, mavi bayrak sayısı 2002 yılında 59 iken, şu anda Antalya’da plaj ve marinalardaki mavi bayrak sayısı 161’dir ve Antalya dünyada ilk üçe girmektedir. Hakikaten Antalya’nın sahilleri dünyadaki en temiz sahiller arasında yer almaktadır.

Bunun dışında, 2009 yılında gemilerden atık alınmasıyla ilgili tesisi Antalya’da 3’e çıkardık. Ambalaj atıklarıyla ilgili 6 tesis kuruldu.

Bunları, özellikle, kısaca Antalya ile ilgili belirttikten sonra bir de müsaadenizle Edirne ve diğer illerle ilgili çalışmalardan bahsetmek istiyorum.

Burada, Edirne ile ilgili çalışmalarda şunu özellikle vurgulamamda fayda var: 1-17 Şubat 2010 tarihleri arasında Edirne’de metrekareye 153 kilogram yağış düşmüştür. Bakın, uzun yıllar ortalaması 49 kilogramdır yani neredeyse uzun yıllar ortalamasının 3 katı kadar ani bir yağış gerçekleşmiştir. Bu aşırı yağışlar neticesinde Meriç Nehri’ne gelen suyun debisi 1.713 metreküp/saniye yükseltilmiştir. Bu değer, yüzyılda bir tekerrür eden debiye eşittir yani yüzyılda bir gelecek akım Meriç Nehri’nden geçmiştir.

Ben özellikle şunu ifade edeyim: DSİ Genel Müdürlüğünce 2003-2006 yılları arasında Meriç Nehri’nin Ergenekon üzerinde yapılan toplu makine çalışmalarıyla 100 kilometre yatak ıslahı, sedde ve taş tahkimat işleri gerçekleştirilmiştir. Meriç Nehri’nin yan kollarından biri olan Tunca Nehri üzerinde de 24 kilometrelik seddeler inşa edilmiştir.

Gene, ayrıca, 2003-2009 yılları arasında toplam 1.093 kilometre nehir ve dere yatağında toplu makine çalışması ile taşkınlardan korumak için ıslah ve sedde çalışması yapılmıştır. Bunların maddi tutarı yaklaşık 250 milyon TL yani 250 trilyondur, sırf Edirne’de.

Ayrıca, bu toplu makine çalışmaları dışında, Edirne’de, 2003-2009 yılları arasında, Hükûmetimiz döneminde, ihale etmek suretiyle, bazı dereler taşkından korunmuştur, bunların sayısı 19’dur. Bu 19 derenin birkaçını saymak istiyorum müsaadenizle: Meriç Sarıyar Deresi, İpsala Hacı kasabası Deresi, Meriç Yenicegörece köyü Taşkın Koruma Tesisleri, Enez ilçesi Platin Dere ve Uzunköprü Çavuşlu Köyü Taşkın Koruma Tesisleri, merkez Muratçalı Köyü Çömlekakpınar Deresi Taşkın Koruma Tesisleri, Enez Gülçavuş ve Sultaniçe Köyleri Taşkın Koruma Tesisleri, Havsa Taptık Köyü Taşkın Koruma Tesisleri, Meriç Yakupbey Taşkın Koruma Tesisi, Uzunköprü Ömerbey ve Bıldır köyü arazilerinin Taşkından Korunma Tesisleri, Uzunköprü Elmalı köyü, merkez Hıdırağa Köyü, Lalapaşa Domurcalı köyünün Soğukakpınar ve Ayazma Dereleri Taşkın Koruma Tesisi; Uzunköprü Salarlı köyü Bülbüldere ve Davutpınar Deresi, Süloğlu Büyükgerdelli Deresi, Uzunköprü Kurtbey beldesinin Herekeli ve Değirmendere dereleri, Keşan Gündüzler köyü arazisi Tirebolu Deresi, merkez Büyükismailce köyü ve arazisi, Keşan Beğendik Göleti ve yukarı havza ıslahı yapılmıştır.

Burada özellikle şunu ifade etmek istiyorum: Edirne Milletvekilimiz Sayın Necdet Budak zaten üç haftadır Edirne’de, ben kendisinden de sürekli bilgi alıyorum ve Eskiköy civarında yırtılan yazlık sedde ile kumla kaplanan arazileri taşkından korumak için mutlaka iş makineleriyle ve ihaleli çalışmalarla bunlar tamamlanacak. Ayrıca, özellikle, Edirne’ye, tarihî köprünün yanına alternatif bir köprü yapılması konusunda, Sayın Başbakanımız, geçtiğimiz cuma günü -özellikle bu konuda- bir çalışma yapılması talimatını vermiştir, ilgili kurumlar bu konuda çalışma yapacaklardır. Ayrıca nehir yatağı temizlikleri de yapılacaktır, yırtılan seddelerin onarımı da ayrıca gerçekleştirilecektir, bunu da özellikle belirtmek istiyorum.

Bunun dışında, değerli milletvekillerim, bir de geçtiğimiz günlerde “bazı baraj kapaklarının vatandaşlara haber vermeden açıldığı” şeklinde bazı yayın organlarında birtakım haberler çıkmıştır. Özetle şunu vurgulamak istiyorum, bu konuda şunu belirteyim: Genelde barajda dolu savak tabir ettiğimiz savaklar iki türlüdür; birisi, serbest yüzeyli, yani herhangi bir kapaksız dolu savaklar var ki burada zaten su gelince dolu savaktan taşarak yatağa akacaktır. Buna yapılacak herhangi bir şey yoktur yani bizim kontrolümüzde değildir. Ancak, o baraj, gelen suyu biriktirmesi açısından, taşkının tesirini hafifletmesi açısından gerçekten önemlidir.

Bunun dışında birtakım dolu savaklar da kapaklıdır. Kapaklı dolu savaklar, su seviyesi maksimum su seviyesine geldiği zaman bu kapakların açılması gerekir, aksi takdirde yükselen su, barajın gövdesine zarar verebilir hatta barajın yıkılmasına da sebep olabilir. Bu konuda da şunu özellikle vurgulamak istiyorum: Biz baraj kapaklarını açmadan önce mutlaka o civardaki bütün vatandaşlara haber veriyoruz, kapaklar ancak ondan sonra açılıyor. Zaten sürekli takip ediliyor ancak Antalya civarında, Isparta civarında, Burdur civarındaki Karacaören Barajı’nın kapaklarının açılmadığını, su seviyesinin belli seviyeye yükseldikten sonra su seviyesinin alçalması suretiyle kapakların açılmasına ihtiyaç duyulmadığını burada özellikle vurgulamak istiyorum.

Son olarak da şunu belirtelim: Devlet Meteoroloji teşkilatı gerekli ikazları yapmaktadır vatandaşlarımıza ve tahminlerdeki, Devlet Meteoroloji İşlerinin doğruluk oranı yüzde 90’ları aşmıştır, hakikaten çok faydalı olmaktadır. Herhangi bir taşkın durumu veya aşırı yağışlar durumu önceden bütün kurum ve kuruluşlara, valiliklere bildirilmektedir. Ancak ben burada vatandaşlarıma ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarına kısa bir ikazda bulunmak istiyorum: Efendim, özellikle taşkınlardan korunmak ve gerekli tedbirleri almak üzere Başbakanlık tarafından 2006 yılında 27 no.lu tebliğ yayınlanmış, ayrıca 2010 yılında da 5 no.lu tebliğ yayınlanmıştır. Özellikle bütün kamu kurum ve kuruluşlarının, belediyelerin, özel idarelerin ve de şahısların bu genelgeye uygun hareket etmeleri gerekir. Çünkü çoğu kere taşkınların sebepleri: Bir, dere yataklarının işgal edilmesi; iki, dere yataklarına moloz, hafriyat toprağı gibi birtakım toprakların, malzemelerin dökülmesi. Bunun dışında gabarisi müsait olmayan menfezlerin veya köprülerin yapılması. Bunlar şişe ağzı gibi derenin ağzının tıkanmasına ve geriye doğru taşkına, feyezana sebep olmaktadır. Dolayısıyla bunlara dikkat edilmesi gerektiği kanaatindeyim.

Ayrıca vatandaşlarımızın da özellikle dere yataklarını işgal etmemeleri, ayrıca dere yataklarını gözleri gibi korumaları hususunda hassas olmaları gerekmektedir. Çünkü vatandaşlarımız çoğu kere yaz aylarındaki dereden akan debiye bakarak burada herhangi bir şey olmayacağı şeklinde bir kanaate kapılmaktadır. Hâlbuki yüz yılda, beş yüz yılda bir gelen debi akış neticesinde gerçekten bir felaket oluşmaktadır. Nitekim, bu felaketler küresel ısınma, iklim değişimi sebebiyle sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada maalesef böyle hadiseler olmaktadır. Maalesef Avrupa’da da daha geçen gün, üç gün önce 52 ölüyle neticelenen çok önemli bir sel baskını olmuştur. Bunlar gerçekten üzücüdür. Bizim de bu konuda bütün kurum ve kuruluşların yardımcı olması gerekir. Bu konuda sayın milletvekillerimizden de gerekli desteği istiyoruz çünkü bütün bu ağaçlandırma, taşkın koruma, hepimizin görevidir diye düşünüyorum.

Bu güzel dileklerle hepinizi tekrar ben saygıyla selamlıyorum. İnşallah, ülkemizde deprem gibi, sel baskınları gibi felaketlerin olmamasını da temenni ediyorum.

Hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakanım.

Sayın Çöllü…

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

7.- Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, Antalya’da yaşanan sel felaketinde mağdur olan vatandaşlara yönelik banka mağduriyetlerinin giderilmesi konusunda devletin katkı sağladığına ancak, özel bankalardan kredi çeken vatandaşların mağduriyetlerinin devam ettiğine, sel felaketleri nedeniyle yapılması gerekenlere ilişkin açıklaması

HÜSNÜ ÇÖLLÜ (Antalya) – Sayın Başkanım, izniniz olursa Sayın Bakana bölge milletvekili olarak konular hakkında bir katkı koymak istiyorum.

O felaketle birlikte, Sayın Genel Başkanımızla orada ziyaretlerde bulunmuştuk. Üç konunun altını çizmek istiyorum Sayın Bakanım.

Birinci konu, bölgede mağdur olan vatandaşlara yönelik, banka mağduriyetlerinin giderilmesi konusunda devlet bir katkı sağlamış. Fakat devlet bankalarından olan bu katkı, genelde yüzde 80 özel bankalardan kredi alındığı için bir fayda sağlamamıştır. Bu noktanın özellikle dikkat edilmesini diliyorum.

Diğer bir konu, bu sel felaketlerinde arama-kurtarma amacıyla kullanılan botların teknik açıdan sıkıntı yaratabildiği ortadadır. “Rafting botu” adı verilen özel amaçlı motorsuz botların buralarda kullanılmasında fayda vardır.

Üçüncü bir konu da özellikle debisi uygun sularda ırmaklarımızın taş tahkimatı yapılırken ırmak ağızlarının betonarme, her ne kadar DLH’nın yetkisi olsa da betonarme bir düzenlemeyle rıhtım yapılarak bir iç marina yapılmasının bölge turizmine de büyük katkı sağlayacağını düşünmekteyim. Özellikle Aksu Çayı bu anlamda çok uygundur.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Çöllü.

Sayın Varlı…

8.- Adana Milletvekili Muharrem Varlı’nın, Ceyhan Nehri üzerindeki Aslantaş Barajı’nın kapaklarının açılması neticesinde Yumurtalık ve Karataş ilçelerindeki bazı köy ve kasabaların sular altında kalması nedeniyle şu ana kadar karpuz ekilemediğine ilişkin açıklaması

MUHARREM VARLI (Adana) – Teşekkür ederim.

Sayın Başkanım, Sayın Bakan da buradayken bu Ceyhan Nehri üzerindeki Aslantaş Barajı’nın kapaklarının açılması neticesinde Yumurtalık ilçemiz ve Karataş ilçemizin birkaç tane köyü, Göberen, Kaldırım, Kırmızıdam, Karataş’ın Bebeli ve Bahçe kasabalarının arazileri sular altındadır yaklaşık bir aydan beri. Bu araziler çok mümbit ve verimli arazilerdir, karpuz ekmeye çok müsait arazilerdir. Şu ana kadar karpuz ekilememiştir. Erkenci karpuz bu bölgede yetişir Çukurova’da. Lütfen, bu konuda yetkilileri uyarır, bir tedbir alınması konusunda yardımcı olursanız sevinirim. Oradaki halkımızın talebidir, sizlere iletiyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Varlı.

Sayın Bulut…

9.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Balıkesir Edremit bölgesinde son günlerde yaşanan sel felaketlerine ilişkin açıklaması

AHMET DURAN BULUT (Balıkesir) – Sayın Başkanım, aracılığınızla Sayın Bakanıma, Balıkesir Edremit bölgesinde geçtiğimiz günlerde yağışlar nedeniyle olan sel felaketini gidip gezip gören biri olarak oradaki olumsuzlukları anlatmak istiyorum.

Sayın Bakanım, Edremit merkez, Güre, Zeytinli, Altınoluk bölgesinde, yağmur olmadığı hâlde Kaz Dağlarından aniden gelen bir sel ile çok ciddi hasarlar meydana gelmiştir. Allah’tan can kaybı olmamıştır, sevindirici olan budur. Ancak geçtiğimiz yıllarda çocuklarıyla birlikte çadırın içerisinde kamp yapıp uyurken ölen bir aile vardı. Bölgenin bu anlamda bir haritasının çıkarılması, yağan muhtemel yağışlara, gelen sulara göre imarın düzenlenmesi konusunda bir tedbir alınmasını ve bu mağdur olan insanlara Afet Fonu’ndan yardım yapılması konusunda desteklerinizi talep ediyoruz.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Sayın Özkan…

Arkadaşlar, şunu istirham ediyorum Sayın Özkan sizden ve diğer arkadaşlardan: Bakınız, biraz önce çok kısa bir söz için talepte bulundunuz ama tekraren şimdi “Sayın Bakan bir şey söyledi, biz de ona bir şey söyleyelim” olursa bizim bu işi bitirmemiz mümkün değil. Bakınız, biraz önce çok kısa olarak ben size bir söz verdim ama şimdi diğer arkadaşlarımız da aynı talepte bulunurlarsa ben bu şeyi tabii ki karşılayamam, yani şu anda sonuçlandıramayız. Yani bu şekilde sizin de bize yardımcı olmanız lazım. Bakın, kısa bir açıklama için söz verdim ama şimdi tekrar… Bu defa vereyim ama bir dahaki sefere veremeyeceğimi bütün arkadaşlara ifade ediyorum çünkü olmaz. “Sayın Bakan bir şey söylüyor, biz de bir şey söyleyelim, ifade edelim, katkıda bulunalım…” Sayın Bakan da burada sizler de buradasınız, birbirinizle görüşebilirsiniz, bir mahremiyet falan yok.

Buyurun.

10.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, Burdur’un Gölhisar ilçesi Yusufça kasabası içerisinden geçen derenin ıslahının ve arıtmasının bitirilmesine ilişkin açıklaması

RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Bakan, Burdur ili Gölhisar ilçesi Yusufça kasabası içerisinden geçen derenin ıslahı ve arıtmanın bitirilmesi sözü tarafınızdan ara seçim esnasında verilmiştir ancak bugüne kadar bu konuda bir çalışma ve ilerleme olmamıştır. Yusufça kasabasının bu sorunlarının tarafınızdan bir çözüme kavuşturulmasını rica ediyor, saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Son olarak Sayın Nalcı, buyurun.

11.- Tekirdağ Milletvekili Kemalettin Nalcı’nın, Meriç ve Ergene nehir yataklarının ıslahı konusunun bir an önce gündeme alınmasının Trakya’yı ve Trakya çiftçisini çok rahatlatacağına ilişkin açıklaması

KEMALETTİN NALCI (Tekirdağ) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Bakanım, demin Edirne’deki sel felaketiyle ilgili açıklamalar yaptınız. Şimdi, tabii siz de bu konuları çok iyi biliyorsunuz, Edirne’deki en büyük problem Meriç’in talveg dediğimiz dere yatağının dolgun olmasından dolayı bu taşkınlar meydana geliyor. Bununla ilgili kapsamlı bir çalışma başlatıldığını biliyorum ama kapsamlı bir çalışma yapıldığı zaman bu bölgenin bu sel felaketlerinden kurtulacağını siz de takdir edersiniz.

Bir de en önemli konu, Ergene konusu. Ergene konusuyla ilgili tabii, iki buçuk senedir de hep siz de şey yapıyorsunuz ama bir sonuç alınamadı. Ergene’yle ilgili de aynı kapsamda Meriç ve Ergene havzalarının bir an önce gündeme alınması Trakya’yı ve Trakya çiftçisini çok çok rahatlatacaktır.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Gündeme geçiyoruz.

Sayın milletvekilleri, Millî Eğitim Bakanı Sayın Nimet Çubukçu, gündemin sözlü sorular kısmında yer alan sorulardan 1, 2, 8, 9, 10, 17, 18, 19, 20, 22, 34, 35, 37, 47, 52, 63, 64, 67, 70, 79, 82, 101, 115, 120, 124, 126, 134, 139, 141, 142, 158, 169, 178, 192 ve 199’uncu sıralarındaki soruları birlikte cevaplandırmak istemişlerdir. Sayın Bakanın bu talebini sırası geldiğinde yerine getireceğim.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

Meclis araştırması açılmasına ilişkin dört adet önerge vardır, ayrı ayrı okutuyorum:

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman ve 19 milletvekilinin, telif hakları konusunda yaşanan sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/595)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Ülkemizde sık sık tartışılan, "Telif Hakları" konusunda, müzik, sinema, tiyatro, edebiyat, bilim, kültür ve sanat alanında yaşanan sorunların araştırılması ve bu konuda gerekli çalışmaların yapılması için Anayasanın 98'inci, İçtüzüğün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırması açılmasını arz ve talep ederiz.

1) M. Nuri Yaman                          (Muş)

2) Gültan Kışanak                          (Diyarbakır)

3) Selahattin Demirtaş                    (Diyarbakır)

4) Emine Ayna                               (Mardin)

5) Akın Birdal                                (Diyarbakır)

6) Ayla Akat Ata                            (Batman)

7) Bengi Yıldız                               (Batman)

8) Fatma Kurtulan                          (Van)

9) Hasip Kaplan                             (Şırnak)

10) Hamit Geylani                          (Hakkâri)

11) İbrahim Binici                          (Şanlıurfa)

12) Mehmet Nezir Karabaş            (Bitlis)

13) Mehmet Ufuk Uras                  (İstanbul)

14) Osman Özçelik                         (Siirt)

15) Özdal Üçer                               (Van)

16) Pervin Buldan                          (Iğdır)

17) Sebahat Tuncel                         (İstanbul)

18) Sevahir Bayındır                      (Şırnak)

19) Sırrı Sakık                                (Muş)

20) Şerafettin Halis                         (Tunceli)

Gerekçe:

Müzik, sinema, tiyatro, edebiyat, bilim, kültür, sanat alanında telif haklarından, fikri sınai mülkiyet haklarına, patent, ticari marka ve ticari sırlar rejimi dâhil her alanda eser sahiplerinin hakları ihlal ediliyor.

Teknik ve bilişim alanındaki gelişmeler sonucu, dijital ortamdaki eserler olduğu gibi istenilen sayıda kopya edilebiliyor. Kopyadan kopya kolay çoğaltılmakta, dağıtılmakta, dijital medyada iletilmekte, elektronik posta ile artık milyonlarca cep telefonu ile telif hakkına konu olan bir eser postalanmakta, web aracılığı ile milyonlara ulaştırmaktadır. Başta müzik endüstrisi olmakla eser sahipleri zarar görmekte, artık yapımcılar albüm yapamaz duruma düşmüştür.

Yaşar Kemal'in, Orhan Pamuk'un, Elif Şafak'ın eserleri korsan olarak ertesi gün her yerde satılabiliyor. Sinema alanında bin bir emek ve büyük maliyetlerle çekilen filmler, Yılmaz Güney'in "Yol filmi", ekranların sevilen dizileri CD/DVD'lerle anında tezgâhlarda. Sezen Aksu'nun "Gülümse", Tarkan'ın "Şıkıdım", Şıwan Perwer'in "Xalepçe", Zülfü Livaneli'nin "Özgürlük", Ahmet Kaya'nın "Diyarbakır Türküsü" gibi binlerce eser MP3'lerde.

Bilgi ve iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle beraber telif hakları İnternet'e taşınmıştır. İnternet üzerindeki elektronik kaynak kullanımının son zamanlarda artması, bunların kontrolünü gerektirmiştir. Bu kontrol özellikle eser sahiplerinin hem maddi hem de manevi haklarını koruyacak şekilde sağlanmalıdır.

Sayısal filigran ve şifreleme ile haksız kullanımları kovuşturmaya ve bunlara karşı etkin bir koruma sağlamaya ilişkin çalışmalar engelleniyor. Fikri haklar yönünden yeni teknolojiler sayesinde geliştirilen dezavantajlar, bu teknolojilerden istifade edenler için bir avantaj oluşturmuştur.

Telif hakları, yazar ve sanatçıların kendi eserlerine sahip olma haklarının kanunda ifade edilmesidir. Telif hakları kanunları ülkeden ülkeye değişir. Türkiye'de telif halkları 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) ile korunur. Bu kanun, ilim ve edebiyat eserleri (bilgisayar programları dâhil), musiki eserleri, güzel sanat eserleri ve sinema eserlerini konu almaktadır.

Dijital ortamdaki eserlerin telif haklarının korunması problemine, şifreleme (encyription), "metering" ve dijital imza gibi metotlarla teknoloji kendi çözümünü getirirken, İnternet'in yaygın ve yoğun kullanıldığı gelişmiş ülkelerde hukuki zeminde bu metotlara destek olan yeni düzenlemelere gidilmiş veya bu yönde çalışmalar yapılmaktadır. İnternet'in gelişmesi bütün dünyada büyük bir hızla devam ederken sorunlar çözülmedi.

Yazarların, sanatçıların, yazılım tasarımcılarının, ilgili kuruluşların, Kültür ve Turizm Bakanlığının çabaları da soruna çözüm getirmedi. Şifre, parola gibi izinsiz erişimi engelleyen tedbirleri aşmaya yarayan teknolojinin yasaklanması. İnternet üzerindeki eserlerin telif hakkı sahipleri, eserlerine izinsiz erişimi, şifreleme (encryrption), parola vs. gibi tekniklerle engelleyebilirler. Bu koruma engellerini aşmak, telif hakkının ihlalidir. Böyle bir ihlalde kullanılabilecek her türlü aracın üretimi, ithali ve dağıtımı yasaklanabilir, yeni düzenlemelere gidilebilir. Servis sağlayıcıların potansiyel sorumluluğu var. Kullanıcılara ücret karşılığında İnternet erişimi sağlayan şirketlere İnternet servis sağlayıcıları olan (ISS)'lere sorumluluk getirilebilir. Telif hakları sorunu küresel olup, Türkiye bu konuda ev sahipliği yapacağı, dünyanın tanınmış sanatçılarının, uzmanların, kuruluşların, bileşim dünyasının da katılacağı uluslararası bir konferans ile çözümü tartışabilir.

Bu nedenle bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulması gerekir.

2.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman ve 19 milletvekilinin, bal üreticiliğindeki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/596)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Arıcılık ve bal üreticilerinin içinde bulunduğu olumsuz durumun incelenmesi ve alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla, Anayasamızın 98,8 TBMM İçtüzüğümüzün 104 ve 105. maddeleri gereğince Araştırma Komisyonu kurularak sorunun araştırılmasını arz ve talep ederiz.

1) M. Nuri Yaman                          (Muş)

2) Gültan Kışanak                          (Diyarbakır)

3) Selahattin Demirtaş                    (Diyarbakır)

4) Emine Ayna                               (Mardin)

5) Akın Birdal                                (Diyarbakır)

6) Ayla Akat Ata                            (Batman)

7) Bengi Yıldız                               (Batman)

8) Fatma Kurtulan                          (Van)

9) Hasip Kaplan                             (Şırnak)

10) Hamit Geylani                          (Hakkâri)

11) İbrahim Binici                          (Şanlıurfa)

12) Mehmet Nezir Karabaş            (Bitlis)

13) Mehmet Ufuk Uras                  (İstanbul)

14) Osman Özçelik                         (Siirt)

15) Özdal Üçer                               (Van)

16) Pervin Buldan                          (Iğdır)

17) Sebahat Tuncel                         (İstanbul)

18) Sevahir Bayındır                      (Şırnak)

19) Sırrı Sakık                                (Muş)

20) Şerafettin Halis                         (Tunceli)

Gerekçe:

Arıcılık toprağa bağımlı olmayıp, topraksız veya az topraklı aileler için tek başına geçim kaynağı olan ve aynı zamanda en ucuz ve en kolay istihdam yaratan tek tarımsal faaliyettir. Ülkemiz, iklim koşulları, bitki örtüsünün çeşitliliği, coğrafi yapısı ile arıcılığa en uygun ülkelerden biridir. Arıcılık, topraksız çiftçilere bir iş ve gelir imkânı yaratmakta, orman köylerinde yaşayan insanlarımız için önemli bir tarımsal faaliyet kolunu oluşturmaktadır.

Arı, bal üretiminin yanı sıra doğanın kendisini yeniden üretmesinde de önemli bir oyuncudur. Bitkilerdeki tozlaşmanın sağlanmasında oynadığı rol nedeniyle tarımsal üretim faaliyetinin gizli kahramanıdır. Balın insan beslenmesindeki önemi, arısütü, polen ve balmumu kullanım alanının artması, bitkilerde doğal tozlaşma dolayısı ile ürünlerde verim artışının sağlanması, arıcılığın öneminin artmasına neden olmuştur. Dünya tarımında söz sahibi ülkeler, arıyı polinasyon amacı ile kullanmaktadırlar. Bir kovan arının tarıma katkısının, o kovandan üretilen balın 30-40 kat fazlasında bir katma değer yarattığı bilimsel olarak tespit edilmiştir. Gelişmiş ülkeler iyi tarım uygulamalarını esas alarak bitkisel üretimdeki verim artışı ve doğal tozlaşma için arıcılara para ödemektedir. Bu ülkelerde arıcının gelirinin yarıya yakını tozlaşma kirasından gelmektedir.

Türkiye, doğal koşulları, uygun iklim ve zengin bitki varlığı ile büyük bir arıcılık potansiyeline sahiptir. Ancak arıcılık konusunda bulunduğumuz nokta itibariyle potansiyel varlığımızı tam olarak kullandığımızı söyleyemeyiz. Ülkemizde yaklaşık 4,9 milyon kovan ile 81 bin ton bal üretimi yapılmaktadır. Dünyada kovan başına en az bal ülkemizde alınmaktadır. Başka ülkelerde kovan başına 50 kilogram bal alınırken, ülkemizde ise bu rakamın 17 kilogram civarında oluşu oldukça düşündürücüdür. Türkiye bal üretiminde Çin, Arjantin, Meksika'dan sonra dördüncü, 4,9 milyon kovan sayısıyla ikinci, arı poleni miktarıyla da üçüncü sırada yer almaktadır. Anadolu coğrafyası, dünya arı ırkının yüzde 20’sine, ballı bitkilerin yüzde 75'ine sahip iken, kovan başına üretim açısından Dünya sıralamasındaki yerini hak etmemektedir.

Türkiye'de kovan başına bal üretimin yıllar itibariyle giderek düştüğü gözlemlenmektedir. Kovanların standart ölçülerde olmaması, arı hastalıkları ile yeterli ve düzenli mücadelenin yapılamaması, ana arı teminindeki zorluklar ve ana arıların uzun süre kullanılmaları, verim düşüklüğünün nedenleri arasında sıralanabilir. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde bu düşüşün en önemli nedeni, arıcıların yaylalara güvenlik nedeni ile ulaşamamasıdır. Bu nedenle dar alanda aşırı miktarda arı kolonisi bulunmakta ve kovan verimi düşmektedir. Bölge arıcılığına yıllarca hizmet veren Bitlis Arıcılık ve Araştırma Enstitüsü'nün kapatılması nedeniyle, bölge arıcılarının teknik bilgi desteğinden yoksun kalması verim düşüklüğünün diğer bir nedenidir.

Arıcılık ülkemizin birçok bölgesinde yapılmasına rağmen Arıcılık ve Araştırma Merkezlerinin yetersizliği, arıcılığı ve tarımı belirsizliğe sürüklemektedir. Nitekim son yıllarda görülen toplu arı ölümleri, bu soruna bir an önce çözüm üretilmesini gerekli hale getirmiştir.

Ülkemizde Arıcılığın geliştirilmesi ve bal üreticilerimizin sorunlarının Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından araştırılarak alınması gereken tedbirlerin tespit edilmesi yerinde olacaktır.

3.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman ve 19 milletvekilinin, GAP bölgesindeki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/597)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Tarım sektörünün çöktüğü, küresel ekonomik krizin sonuçlarının en ağır yaşandığı GAP Bölgesi'nde giderek artan işsizlik ve yoksulluğun bütün boyutlarıyla araştırılarak gerekli çalışmaların yapılması için Anayasanın 98'inci, İçtüzüğün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırması açılmasını arz ve talep ederiz. 02.02.2010

1) M. Nuri Yaman                          (Muş)

2) Gültan Kışanak                          (Diyarbakır)

3) Selahattin Demirtaş                    (Diyarbakır)

4) Emine Ayna                               (Mardin)

5) Akın Birdal                                (Diyarbakır)

6) Ayla Akat Ata                            (Batman)

7) Bengi Yıldız                               (Batman)

8) Fatma Kurtulan                          (Van)

9) Hasip Kaplan                             (Şırnak)

10) Hamit Geylani                          (Hakkâri)

11) İbrahim Binici                          (Şanlıurfa)

12) Mehmet Nezir Karabaş            (Bitlis)

13) Mehmet Ufuk Uras                  (İstanbul)

14) Osman Özçelik                         (Siirt)

15) Özdal Üçer                               (Van)

16) Pervin Buldan                          (Iğdır)

17) Sebahat Tuncel                         (İstanbul)

18) Sevahir Bayındır                      (Şırnak)

19) Sırrı Sakık                                (Muş)

20) Şerafettin Halis                         (Tunceli)

Gerekçe:

Temel hedefi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi halkının gelir düzeyi ve hayat standardını yükselterek, bu bölge ile diğer bölgeler arasındaki gelişmişlik farkını ortadan kaldırmak, kırsal alandaki verimliliği ve istihdam imkânlarını artırarak, sosyal istikrar, ekonomik büyüme gibi Millî kalkınma hedeflerine katkıda bulunmak olan GAP, çok sektörlü, entegre ve sürdürülebilir bir kalkınma anlayışı ile ele alınan bir bölgesel kalkınma projesidir. Proje alanı Fırat ve Dicle havzaları ile yukarı Mezopotamya ovalarında yer alan 9 ili kapsamaktadır (Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak).

1970'lerde Fırat ve Dicle nehirleri üzerindeki sulama ve hidroelektrik amaçlı projeler olarak planlanan GAP, 1980'lerde çok sektörlü, sosyoekonomik bir bölgesel kalkınma programına dönüştürülmüştür. Kalkınma programı, sulama, hidroelektrik, enerji, tarım, kırsal ve kentsel altyapı, ormancılık, eğitim ve sağlık gibi sektörleri kapsamaktadır. Su Kaynakları Programı 22 baraj, 19 hidroelektrik santrali ve 1.82 milyon hektar alanda sulama sistemleri yapımını öngörmektedir. Toplam maliyeti 32 milyar ABD doları olan Proje'nin, Enerji santrallerinin toplam kurulu gücü 7476 MW olup yılda 27 milyar kilovatsaat enerji üretimi öngörülmektedir.

Proje, gelecek kuşaklar için kendilerini geliştirebilecekleri bir ortam yaratılmasını amaçlayan sürdürülebilir insani kalkınma felsefesi üzerine kurulmuştur; kalkınmada adalet, katılımcılık, çevre korunması, istihdam, mekânsal planlama ve altyapı geliştirilmesi GAP'ın temel stratejileridir. Ancak:

Aradan geçen kırk yıla rağmen sulanacak arazilerin sadece yüzde 14'ü sulanabildi. 60 ıncı Hükümet programında GAP ile ilgili bir açılım yer almazken, son iki yılda bu konuda bazı adımlar atılmasına, işsizlik fonundan kaynak aktarılmasına rağmen, doğru bir planlamanın yapılmadığı görülmektedir.

Yap İşlet Devret yasası kapsamında sulama kanallarının ihaleye verileceği belirtilmesine rağmen şeffaf bir çalışmanın yapılmaması GAP kapsamındaki illerde kaygı uyandırmaktadır.

Ilısu barajı ile Hasankeyf’in sular altında bırakılması yoğun tepkilere yol açmış, Cizre barajı ile aynı şekilde tarihi yerlerin, doğal çevrenin tehdit altında olduğu ileri sürülmektedir. Özellikle enerji ağırlıklı çalışma yapılması, ülkemizin enerji kaynağının yüzde 48’ini GAP'tan sağlanması, bölgeye üretimden kaynak ayrılmaması tartışma konusu olmaktadır.

Tarım sektörünün çöktüğü, küresel ekonomik krizin sonuçlarını en yoğun hissettiği GAP bölgesinde artan işsizlik, yoksulluk karşısında; sorunların kapsamlı bir şekilde araştırılması, çözüm bulunması için bir meclis araştırması açılmasında yarar bulunmaktadır.

4.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman ve 19 milletvekilinin, Basın özgürlüğü konusundaki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/598)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na

Türkiye'deki basın özgürlüğünün önündeki engellerin bütün boyutlarıyla araştırılması ve alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98'inci, İçtüzüğün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırması açılmasını arz ve talep ederiz. 03.02.2010

1) M. Nuri Yaman                     (Muş)

2) Gültan Kışanak                      (Diyarbakır)

3) Selahattin Demirtaş                (Diyarbakır)

4) Emine Ayna                           (Mardin)

5) Akın Birdal                            (Diyarbakır)

6) Ayla Akat Ata                       (Batman)

7) Bengi Yıldız                          (Batman)

8) Fatma Kurtulan                      (Van)

9) Hasip Kaplan                         (Şırnak)

10) Hamit Geylani                     (Hakkâri)

11) İbrahim Binici                      (Şanlıurfa)

12) Mehmet Nezir Karabaş        (Bitlis)

13) Mehmet Ufuk Uras             (İstanbul)

14) Osman Özçelik                    (Siirt)

15) Özdal Üçer                          (Van)

16)Pervin Buldan                       (Iğdır)

17) Sebahat Tuncel                    (İstanbul)

18) Sevahir Bayındır                  (Şırnak)

19) Sırrı Sakık                           (Muş)

20) Şerafettin Halis                    (Tunceli)

Gerekçe:

Türkiye'de basın özgürlüğü, BM tarafından "İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde" ilan edilen, AİHS, BM "Medeni ve Siyasi haklar sözleşmesi" başta olmak üzere birçok uluslar arası belgede yer alan; demokratik sistemin korunması ve güçlendirilmesinde son derece önemli bir unsur olan; insan haklarına dayalı, demokratik bir toplumun gerçekleşmesi yolunda önemli yapı taşlarından birini oluşturuyor.

Demokratik siyasetin oluşturulmasının temel koşullarından biri olan basın özgürlüğü denildiğinde Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi'nin 10'uncu maddesi ve Terörle Mücadele Yasası akıllara geliyor. Her 3 Mayıs'ta Dünya Basın Özgürlüğü Günü kutlanıyor. Bugün dünyada 63 ülkede basın özgürlüğünden söz etmek mümkün değil. Türkiye ise aralarında Nikaragua, Tanzanya, Kuveyt gibi ülkelerin yer aldığı 'kısmen özgür' ülkeler kategorisinde bulunuyor. Basın özgürlüğü alanında Finlandiya, Belçika ve İzlanda ilk üç sırayı alırken, Almanya da 17. sırada bulunuyor. Avrupa Birliği adayı Türkiye, Batı Avrupa ülkeleri arasında basın özgürlüğü alanında en alt sırada yer alıyor.

Türkiye'de basın özgürlüğü, mevzuatta hür ve sansür edilemez olarak garanti altına alınmış olarak görünsede sınırlandırılmıştır. Medya devletin ve medya patronlarının kendi çıkarları doğrultusunda etik sınırların dışına çıkıyor, birçok sektörle ekonomik ilişki ağına giriyor.

Kitlelere seslenebilme olanağı olan basının özgür yayıncılık hakkının kısıtlanması halkın doğru ve eksiksiz bilgi almasını da engelliyor. Kendi şirketini veya yakın olduğu kişileri zarara uğratacak haberlerin yayınlanmasına izin vermeyen medya patronları ya da onlara bağlı genel yayın yönetmenleri yaptıkları haberlerin doğru olmasına özen gösterseler de her doğru haberin yayınlanmasını önlüyor. Böylece medya kuruluşları kamuoyunu bilgilendirme görevinden uzaklaşarak, güçlerini kullanarak patronlarının çıkarlarını korumuş oluyor. Medya patronlarıyla birlikte tekelleşen medya, bir yandan ekonomik alanda haksızlık yaratabilecek bir güce ulaşırken, öte yandan da haber alma özgürlüğünü kısıtlayarak, kendi gücünün çıkar amaçlı olarak kullanılmasına hizmet ediyor.

Medya-ticaret ilişkisi sonucu "siyasetçi" arasında menfaat bağları kurulmaktadır. Siyasetçiye sağlanan medya desteğine karşılık, holdingin çıkarları da hükümet tarafından sağlanıyor. Medyanın tekelleşmesiyle basın, özgürlüğünü de yitiriyor. Yakın zamanda Uzan-Doğan grubunun yaşadıkları, AKP'ye yakın medyanın tekelleşmeye gitmesi; muhalif medyanın susturulması, dışlanması, akreditasyon uygulanması, Kürt ve sol basın üzerindeki baskılar, Türkiye'deki basın özgürlüğü önündeki engellerin çarpıcı örnekleridir.

Uluslararası Yayıncılar Birliği'nin (IPA), raporlarında "Türkiye'nin birçok politik reformu gerçekleştirmiş olmasına rağmen basın özgürlüğü ve gazetecilere uygulanan kısıtlamalar anlamında Avrupa Birliği'ne katılmaya hazır olmadığı" belirtilmekte; tutuklama ve soruşturmaların sürmesi, basın çalışanlarının sendikal haklardan yoksun, çok güç koşullar altında görevlerini yerini getirmeye çalışması, cinayetlere kurban gitmesi, Haberleşme gizliliğinin ihlal edilmesi, konuşma kayıtlarının sorun olması kamuoyunda güven kaybı yaratmaktadır.

Basının temel görevi, halkı bilgilendirmek, kamuoyu yaratmak, iktidarı eleştirmektir. Demokrasilerde basının önemli bir güç olması nedeniyle tüm sorunlarının araştırılması için bir komisyon kurulmasında yarar bulunmaktadır.

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.

Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanlığının 1/510 esas numaralı Devlet Memurları Kanunu ve İş Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı hakkında İç Tüzük’ün 34’üncü maddesi uyarınca verilmiş bir tezkeresi vardır, okutuyorum:

B) Tezkereler

1.- Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanlığının, (1/510) esas numaralı Kanun Tasarısı’nın, İç Tüzük’ün 34’üncü maddesi uyarınca kendi komisyonlarında görüşülmesinin temini için gereğinin yapılmasına ilişkin tezkeresi (3/1101)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Başkanlığınızca 06.02.2008 tarihinde esas komisyon olarak Plan ve Bütçe Komisyonuna, tali komisyon olarak da Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonuna ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonuna havale edilmiş olan “Devlet Memurları Kanunu ve İş Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/510)”, işçilerin ve memurların doğum izinlerine ilişkin ayrımı kaldırarak, uluslararası antlaşmalarla kabul edilmiş olan fırsat eşitliği ve muamele eşitliğinin hayata geçirilmesini öngörmektedir.

Söz konusu tasarı hakkında Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunun da görüş bildirmesinin uygun olacağını düşünmekteyiz. İçtüzüğün 34 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca Tasarının Komisyonumuza da havale edilmesini müsaadelerinize saygılarımla arz ederim.

                                                                                                              Güldal Akşit

                                                                                                                 İstanbul

                                                                                                         Komisyon Başkanı

BAŞKAN – Saygıdeğer milletvekilleri, okunmuş bulunan tezkeredeki Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunun talebi Plan ve Bütçe Komisyonunca da uygun bulunduğundan, bu istem İç Tüzük’ün 34’üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca Başkanlığımızca yerine getirilmiştir.

Bilgilerinize sunulmuştur.

Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınma önergesi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

C) Önergeler

1.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, (2/229) esas numaralı Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/186)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

2/229 Esas Numaralı Kanun Teklifimin İç Tüzüğün 37. Maddesi gereğince doğrudan gündeme alınması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 01.10.2009

                                                                                                               Ensar Öğüt

                                                                                                                 Ardahan

BAŞKAN – Evet, teklif sahibi olarak Ensar Öğüt, Ardahan Milletvekili.

Buyurun Sayın Öğüt. (CHP sıralarından alkışlar)

ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; muhtarların maaşlarının artırılmasıyla ilgili vermiş olduğum kanun teklifi üzerine söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, muhtarların maaşlarından önce acil bir durum var. Bu acil durum, biliyorsunuz, hastanelerde oluyor. Ardahan Devlet Hastanesinde çok acil bir durum var. Dün, Damal’dan, Posof’tan, Çıldır’dan, Göle’den, Ardahan Devlet Hastanesine doğum için giden kadınlar, doğum yapamadan, sancılanıp ebe tarafından doğurtuluyor. Niye? Doktor yok. Bir aydır doğum doktoru yok. Hastaların bir kısmı Erzurum’a gitmiş ve ölüm tehlikesi geçirmiştir. Bu acil durumun derhâl Sağlık Bakanı tarafından giderilmesi lazım. Bu Sağlık Bakanı ya bu acil durumu gidersin ya da lütfen istifa etsin, bıraksın yani! Devlet hastanesinde doğum doktoru olmaz mı arkadaşlar! Hastalarımız yolda ölüyor. Öğretmenimiz yok.

Sayın Millî Eğitim Bakanı, benim, Ardahan ve ilçelerinde matematik, fizik, kimya, biyoloji öğretmenleri yok. Şimdi biraz sonra size listeyi vereceğim. Yani, bizim çok acil bir durumumuz var. Üniversitede sonuncuyuz, hastanede hastamızı tedavi ettiremiyoruz! Bir şairin dediği gibi, “Öğretmenim sürgün geldi; doktorum ilaçsız kaldı; hastamız kızakta öldü.” Yani, biz bu ülkenin vatandaşı değil miyiz? Bu ülkenin sınırları içerisinde değil miyiz? Bize niye bakmıyorsunuz? Yani, bunun… Ne yapmak lazım size? Yani, ben burada kendimi mi yakayım! Çok ayıp ya, devlet hastanesinde doğum doktoru yok. Evet, gelinler ölüyor, yolda ölüyor. Ayıptır ya! Sosyal devlet böyle mi olur? Ya bırakın istifa edin ya da bu işi tam yapın!

Değerli arkadaşlar, asıl benim konum muhtarlar. Özür diliyorum ama, çünkü çok sayıda telefon geldi bana Ardahan’dan. Bugün bile “lütfen ne olur, bizim bu derdimizi getirin. Yani, kadınlarımız doğum yapamıyor ya! Öğretmenlerimiz yok.” diyorlar.

Değerli arkadaşlar, vermiş olduğum kanun teklifinde, Türkiye’de 54 bin civarında muhtarımız var, bu muhtarlarımızın maaşlarının artırılması, BAĞ-KUR’larının devlet tarafından ödenmesini istiyoruz.

Muhtarlarımız, ölümden doğuma kadar insanlarımızın yanında. Muhtarlarımız, özellikle köy muhtarları, imzaladığı veya mühürlediği evraktan para alamıyor. Şehir muhtarları belki para alabiliyor, geçinebiliyor ama köy muhtarlarımız perişan bir durumda. Bu nedenle…

Köy muhtarı 330 lira maaş alıyor, BAĞ-KUR’unu da köy muhtarından alıyoruz. Şimdi, her muhtarın -muhtar seçildiği zaman- BAĞ-KUR üyesi olması lazım, BAĞ-KUR’a üye olması lazım. BAĞ-KUR’a kaydolduğu zaman da BAĞ-KUR’a ödeyeceği para maaşını geçiyor. Bu nedenle, muhtarlarımızın maaşlarının -Cumhuriyet Halk Partisi olarak şunu istiyoruz- asgari ücret olması lazım. Niye? Çünkü muhtarlar devlet memurları gibi yargılanıyorlar. Bir muhtar, suç işlediği zaman devlet memuru gibi yargılanıyor, devlet memuru gibi ceza alıyor, cezaevinde yatıyor ama devlet memuru gibi maaş alamıyor. Böyle bir adaletsizlik olabilir mi? Onun için, muhtarlarımızın maaşlarının asgari ücretten verilmesini, BAĞ-KUR’larının da devlet tarafından ödenmesini talep ediyoruz.

Ayrıca, muhtarlık yapmış, muhtarlığı bırakmış arkadaşlarımızın, eski muhtarların silah taşıma ruhsat problemi var. Silah taşımayı bulundurmaya çeviriyorlar, taşıma olursa da “2 misli vergi vereceksin.” diyorlar. Şimdi, Doğu ve Güneydoğu’da, özellikle Anadolu’nun her tarafında muhtarlık yapan insanlar her zaman her konuda tehlikeyle karşı karşıya gelebiliyorlar. Çünkü muhtarlık yapmış, insanları kırmış dökmüş, oradaki PKK ve terörle belki de mücadele vermiş; bunun ruhsat taşıması lazım. “Hayır efendim, sen muhtarlığı bıraktın, sen silah taşıyamazsın. Taşıma olmayacak, bulundurma olacak, taşıma da olursa 2 misli vergi vereceksin.” Bunu da mümkün değil bir muhtarın vermesi. Bu nedenle, ben istirham ediyorum ve isteğimiz şudur:

Bir: muhtarlar 330 lira maaş alıyorlar. Bu maaşın asgari ücret olması lazım.

İki: Muhtarlarımızın BAĞ-KUR’larının devlet tarafından ödenmesi lazım.

Üç: Eski muhtarlarımıza silah taşıma ruhsatı verilmesi ve düşük vergi alınması lazım. Yeni muhtarla birlikte aynı vergiyi ödemesi gerektiğine inanıyoruz ve biz bu konuda ısrarlıyız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Konuşmanızı tamamlayınız.

Buyurun Sayın Öğüt.

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) – Değerli arkadaşlar, Türkiye’deki bütün muhtarlarımızın Cumhuriyet Halk Partisi olarak yanındayız. Biraz sonra oylama yapılacak. Bu oylamada hangi parti muhtarların maaşlarının artırılmasına, BAĞ-KUR’larının ödenmesine oy veriyorsa, lütfen muhtarlar da o partiye oy versinler. Muhtarlar artık uyanın. Artık gün sizin gününüzdür. Mühür sizin elinizde. Bir sene sonra seçim var. Ben buradan istirham ediyorum, hangi parti size oy veriyor, sizin maaşınızı artırıyorsa o partiye oy verin, o partiyi iktidara getirin. Bizi iktidara getirin Cumhuriyet Halk Partisini, bütün özlük haklarınızı derhâl verelim.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Komisyon adına Kütahya Milletvekili Hasan Fehmi Kinay, buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Başkanım, muhterem milletvekili arkadaşlarım; Ardahan Milletvekilimiz Sayın Ensar Öğüt tarafından verilmiş olan kanun teklifi hakkında Komisyonumuz adına, Plan ve Bütçe Komisyonu adına bilgilendirmek üzere huzurlarınızdayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, günün ilk saatlerinde Kütahya Simav, Şaphane ve Pazarlar ilçelerimizde hafif şiddette meydana gelen deprem nedeniyle Kütahyalı hemşehrilerimize geçmiş olsun dileklerimi buradaki tüm milletvekilleri adına iletmek istiyorum. Kütahya Valimizle yapmış olduğumuz görüşmeler neticesinde can ve mal kaybının olmadığı yönünde içimizi rahatlatan bilgi alınmıştır.

Değerli arkadaşlar, Sayın Ensar Ögüt muhtarlarla ilgili iki önemli noktada ilerleme sağlayacak bir teklif arz ettiler. Bunlardan birincisi, muhtarlarımızın sosyal güvenlikle ilgili primlerinin, BAĞ-KUR primlerinin Hükûmet tarafından il özel idaresine aktarılması ve oradan BAĞ-KUR’a ödenmesi yönündeki tekliftir. Bir diğer konu da, maaşlarının asgari ücret seviyesine taşınmasına ilişkindir.

Geçtiğimiz 2002 yılından bu yana AK PARTİ İktidarı tarafından özellikle muhtarlarımızın maaşlarında çok ciddi oranda iyileştirme yapılmıştır. 2002 yılında 97 liraya tekabül eden muhtar maaşı 2010 yılı ilk yarısı itibarıyla 342 liraya yükseltilmiştir. Bu, muhtarlarımızın yapmış oldukları o önemli göreve tabii ki mevcut şartlar, imkânlar doğrultusunda verilen destektir. Özellikle 2005 yılında yüzde 100’ün üzerinde maaşlarında bir iyileşme gerçekleştirilmiştir. Tabii ki bundan sonra, özellikle Köy Kanunu’nun da Meclise intikalinden itibaren, görev ve yetkilerinde muallakta olan birtakım konuların vuzuha kavuşturulmasıyla birlikte, elbette ki muhtar maaşlarımız daha da iyileştirilecektir ama bundan daha önemli bir gelişme -belki Sayın Ensar Öğüt bu konudaki gelişmeyi takip edememiş olabilir- burada, özellikle 2008 yılı itibarıyla, 5510 sayılı Kanun’la sosyal güvenlik sisteminde yapmış olduğumuz değişiklikle köy muhtarlarımızın ve tarım sigortalılarının BAĞ-KUR’a yatıracakları prim on beş gün üzerinden hesap edilerek bir aylık sigortalı yapıldığını bir kere burada ifade etmemiz lazım. Bu çok önemli bir destektir. 2008 yılından itibaren her yıl 1 puan üzerine ilave edilmek üzere on beş yıl süreyle yatıracakları BAĞ-KUR primleri desteklenmiş olacaktır. Bu doğrultuda yapılan iyileştirmeyi de vurgulamakta yarar görüyorum.

Tabii, mahalle muhtarlarımız için de önemli gelişmeler yaşanmıştır. Belediyelerimizde, belediye meclislerimizde mahalle muhtarları artık bizzat kendileri bu toplantılara iştirak ederek kendi sorunlarını ve görüşlerini, değerlendirmelerini, mahalleleriyle ilgili aktarmak istedikleri, paylaşmak istedikleri konuları bizzat belediye meclislerinde ifade etme imkânına kavuşmuştur.

Tabii ki bütün bunların dışında, biraz evvel de ifade ettiğim gibi, Meclisimize Hükûmet tarafından hazırlanıp sunulmak üzere olan Köy Kanunu Tasarısı özellikle köy muhtarlarımızın ve burada yapılan çalışmaların birçok noktada destekleneceği değerlendirmelerle, yorumlarla doludur değerli arkadaşlarım. İnşallah bu yasayla birlikte muhtarlarımıza vermiş olduğumuz sosyal imkânlar, muhtarlarımıza vermiş olduğumuz maaş noktasındaki imkânlar daha da geliştirilecektir, daha da iyileştirilecektir.

Bu vesileyle hepinizi tekrar saygıyla selamlıyor, teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Şahsı adına Kastamonu Milletvekili Sayın Mehmet Serdaroğlu.

Buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)

MEHMET SERDAROĞLU (Kastamonu) – Çok değerli Başkanım, saygıdeğer milletvekilleri; Sayın Ensar Öğüt’ün muhtarlarımız hakkındaki kanun teklifi üzerine söz aldım. Sizleri en iyi dileklerimle selamlıyorum.

Hemen belirtmeliyim ki, aynı konuda Millîyetçi Hareket Partisi İzmir Milletvekilimiz Sayın Ahmet Kenan Tanrıkulu ve Konya Milletvekilimiz Sayın Mustafa Kalaycı tarafından verilen kanun tekliflerimiz de vardır ve komisyonlarda beklemektedir.

Geçmişte iktidar partisi tarafından verilen teklifler de olurken, bu teklifler muhtarlarımız arasında büyük beklentiye sebep olmuştur. Ancak, sekiz yıllık AKP İktidarında verilen sözlerin arkasında durulmaması gelenek hâline geldiği için muhtarlarımızın ümitleri boşa çıkmış, böylece AKP tarafından bir kazık da muhtarlara atılmıştır.

Değerli milletvekilleri, muhtarlarımız, seçilmiş temsilciler olarak köy ve mahallelerine hizmet etmektedirler. Özellikle köy muhtarlarımız, kanunen kendilerine verilen görevler ile birlikte köyün ve köylünün diğer her türlü resmî işiyle ilgilenmektedirler. Kaymakamlıkta, adliyede, jandarmada, ilçe tarım müdürlüğünde, tarım kredi kooperatiflerinde, bankalarda, nüfus müdürlüklerinde ve burada sayamadığım daha birçok resmî ve özel kurumda köyünün ve köylüsünün işlerini takip etmektedirler. Devletin köyüyle ilgili her türlü işinde de muhtarlar çağrılarak iş onların üzerine yıkılmakta, sanki seçilmiş bir kişi değil de kurumların köydeki elemanı gibi her iş muhtarların üzerinden görülmektedir. Köy muhtarları neredeyse haftanın her iş günü ilçeye giderek devletin, köyün ve köylünün işlerini takip etmektedirler. Muhtarlara verilen 330 TL maaş yol paralarını bile karşılamamaktadır. Devletin ve köyün işleri için kullanılan telefonların faturaları muhtarlar tarafından ödenmektedir. Gerekli kırtasiye muhtarlar tarafından karşılanmaktadır. E-devlet uygulamalarının yaygınlaşmasıyla birlikte bilgisayar ve İnternet kullanımı zorunlu hâle gelmiş, bunların masrafları da muhtarlarımızın üzerine bindirilmiştir. Köye gelen her türlü devlet görevlisini ağırlama işi de muhtarların sırtındadır.

Çok değerli milletvekilleri, muhtarlarımızın en önemli sorunlarından bir tanesi de sosyal güvenlik primleridir. 250 ile 300 TL arasında olan BAĞ-KUR primleri muhtarlarımızın -bir büyük bölümü- kendileri tarafından ödenmektedir, daha doğrusu maaşları yetersiz olduğu için ödenememektedir. Devlet her türlü işinde kullandığı muhtarlarına sosyal güvenlik hizmetini çok görmekte, bu hizmeti para karşılığı vermektedir. 330 lira maaş alan muhtarlar bunun 300 TL’sini BAĞ-KUR primi olarak yeniden devlete yatırmakta, kelimenin tam anlamıyla üç otuz paraya köle gibi çalıştırılmaktadır. Yapılacak bir tek şey vardır, muhtarlarımızın başta özlük hakları olmak üzere görev, yetki ve sorumluluklarıyla ilgili bir kanunun yeniden mutlaka Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından ele alınıp çıkartılması gerekir. Bu kapsamda muhtar maaşlarının en az asgari ücret düzeyine çıkarılması gerekmektedir. Ayrıca, muhtarların toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlandırılmaları gerekir. Silah ruhsatlarıyla olan problemlerinin bir an önce çözülmesi lazım. Maalesef, muhtarlarımızın özlük haklarıyla ilgili teklifler, bizim az evvel söylediğimiz gibi, komisyonlarda beklemektedir. Bunlar gündeme alınarak derhâl kanunlaştırılmalı, ülkemizin kanayan bir yarasına Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından mutlaka çözüm bulunmalıdır.

Çok değerli milletvekilleri, siyasetçiler olarak hepimiz ister yerel ister genel seçimlerde olsun muhtarlarımıza gidip onlarla konuşur, bilgilenir, bilgilendiririz. Sonunda, iki dudakları arasından çıkacak hayırlı bir vaat ya da sözü siyasetçi olarak duymak isteriz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Serdaroğlu, konuşmanızı tamamlayınız.

Buyurun efendim.

MEHMET SERDAROĞLU (Devamla) – İşte, sayın milletvekilleri, şu anda binlerce muhtarımız da AKP İktidarını bir kez daha test etmek üzere Genel Kurulu, yani bizleri dikkatle izliyorlar. Onlar da Türkiye Büyük Millet Meclisinden duymak istedikleri hayırlı haberi duymak istiyorlar diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Sayın Yaman…

M. NURİ YAMAN (Muş) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Ben de bu konuda, uzun süre, muhtarlarla birlikte görev yapan bir mülki idare amiri olarak katkı sunmak istiyorum. Öncelikle, Kütahya’da, beş yıl orada görev yapan mülki amir olarak Simav ve çevresinde meydana gelen bu depremden dolayı üzüntü duyduğumu ve bu üzüntüyü paylaşırken de devletimizin en yakın bir sürede buradaki insanlarımızın yanında olmasını diliyor ve umuyorum.

Evet, ben de uzun bir süre, muhtar kardeşlerimizle de beraber Anadolu’nun çeşitle bölgelerinde birlikte görev ürettim ve bugün ülkemizde hem Cumhurbaşkanını hem de Hükûmeti temsil eden ikinci bir makam olarak gösterilecek bir makam yokken, bu her ikisini beraber taşıyan sadece muhtarlardır. Muhtarların içinde bulundukları sıkıntıların da neler olduğunu birlikte uzun süre yaşadık. Bu nedenle, Barış ve Demokrasi Partisi olarak bizim de muhtarlarımızın maaşlarının düzeltilmesi ve onların daha iyi koşullarda görev yapmaları konusunda verdiğimiz, aynı doğrultuda bir kanun tasarımız vardır. Bu kanun tasarısının muhalefetle beraber, iktidarla birlikte bugün Mecliste görüşülmesinden dolayı da büyük mutluluk duyduğumu belirtiyorum ve gelecekte o muhtarlarımızın, Anadolu’nun her tarafından mülki idare amirleriyle, köyün ve yöresinin kalkınmasındaki başarılarına, bu maaşlarının artırılmasının büyük bir motivasyon sağlayacağını düşünerek bu önergeye, bu kanun teklifine Barış ve Demokrasi Partisi olarak da katkı sunacağımızı belirtiyor, tekrar saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Sayın Yaman, teşekkür ediyorum.

Sayın Uzunırmak, buyurun.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Daha bundan üç hafta önce Aydın’da 3 milletvekili arkadaşımızla birlikte merkez muhtarlarıyla yaptığımız toplantıda da birçok konu gündeme geldi. Yüce Parlamentoyu bilgilendirmek istiyorum.

Sadece köy muhtarları değil aynı zamanda şehirde de çok çeşitli kategorilerde muhtarlar bulunmakta. Dolayısıyla, ücretin daha ötesinde adrese dayalı nüfus bildiriminden muhtarlara yapılan ihbarlara varıncaya kadar -ihbarnameyi alıp almamayı- mahkemelerde hesap vermektedirler muhtarlar. Adrese dayalı nüfus sisteminde, başka yere gitmiş mukim, ama bunun gibi …

BAŞKAN – Sayın Uzunırmak, lütfen konuşmanızı tamamlayınız efendim.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Teşekkür ediyorum, tamamlıyorum.

Parlamentonun gündeme almasında çok büyük fayda görüyorum.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

III.- YOKLAMA

BAŞKAN – Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, teklifin oylanmasından önce bir yoklama talebi vardır.

HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Sayın Başkanım, Mevlüt Beyin de konuşması var, ona da izin verin.

BAŞKAN – Yetişemediniz Mevlüt Bey, ne yapayım?

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Açılmıyor efendim.

BAŞKAN – Sonra alırsınız.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkanım, bu konuyla ilgili.

BAŞKAN – Arkadaşlar, yani yoklamaya geçtim, lütfen. Sonra ben söz vereyim, konuşunuz.

Sayın milletvekillerinin isimlerini okuyup bulunup bulunmadıklarını arayacağım:

Sayın Okay? Burada.

Sayın Özkan? Burada.

Sayın Susam? Burada.

Sayın Meral? Burada.

Sayın Çöllü? Burada.

Sayın Köse? Burada.

Sayın Güvel? Burada.

Sayın Öğüt? Burada.

Sayın Kart? Burada.

Sayın Ekici? Burada.

Sayın Küçük? Burada.

Sayın Arifağaoğlu? Burada.

Sayın Koçal? Burada.

Sayın Keleş? Burada.

Sayın Bingöl? Burada.

Sayın Öztrak? Burada.

Sayın Tütüncü? Burada.

Sayın Serter? Burada.

Sayın Ünsal? Burada.

Sayın Gök? Burada.

Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, yoklama için üç dakikalık süre veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

C) Önergeler (Devam)

1.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, (2/229) esas numaralı Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/186) (Devam)

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Birleşime 10 dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati: 17.12

 


ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 17.28

BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL

KÂTİP ÜYELER: Fatih METİN (Bolu), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 67’nci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

Gündemin “Sözlü Sorular” kısmına geçiyoruz.

VII.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Adana Milletvekili Kürşat Atılgan’ın, lise son sınıf öğrencilerinin rapor alarak okula gitmemesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/756) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

2.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’ın, Erzurum’da OKS sınavında yaşanan bir aksaklığa ilişkin sözlü soru önergesi (6/815) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

3.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’ın, Niğde Üniversitesinde Tıp Fakültesi açılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/891) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

4.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’ın, Niğde Üniversitesinde Ziraat Fakültesi açılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/892) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

5.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’ın, Niğde Üniversitesinde Hukuk Fakültesi açılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/893) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

6.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, Gaziantep’in eğitimdeki başarı düzeyine ilişkin sözlü soru önergesi (6/941) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

7.- Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır’ın, Şırnak’taki eğitim ihtiyaçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/974) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

8.- Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır’ın, Şırnak’ta öğretmen ve idarecilerin görev yerlerinin değiştirilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/975) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

9.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat’ın bazı ilçelerindeki öğretmen açığına ilişkin sözlü soru önergesi (6/987) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

10.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, öğretim yılı hazırlık ödeneğine ilişkin sözlü soru önergesi (6/994) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

11.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, çocuklara yönelik yayınların denetimine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1027) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

12.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, anaokullarında Türkçe ile ilgili çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1028) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

13.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat’taki okulların spor salonu ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1037) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

14.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, kadrolu ve sözleşmeli öğretmenlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/1062) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

15.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’ın, dikey geçiş yapan üniversite öğrencilerinin sınıf geçme prosedürlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1075) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

16.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, Zorunlu Okul Öncesi Eğitim Projesi’ne ilişkin sözlü soru önergesi (6/1096) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

17.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, öğretmenlerin özlük haklarının iyileştirilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1097) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

18.- Batman Milletvekili Bengi Yıldız’ın, liselerde bazı derslerin verilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1104) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

19.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, okulların ödeneğine ve katkı payı taleplerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1109) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

20.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, Gaziantep’teki yönetici atamalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1129) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

21.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, branş öğretmenliklerine yapılan bazı atamalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1137) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

22.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, Gaziantep Büyükşehir Belediyesince yaptırılan bir merkeze ilişkin sözlü soru önergesi (6/1170) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

23.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, öğrenci affından askerlik sorunları nedeniyle yararlanamayanlara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1207) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

24.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ağrı Taşlıçay’daki okulların ihtiyaçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1219) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

25.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik uygulamalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1229) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

26.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, okulların elektrik borçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1234) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

27.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, okullarda Gazze’ye yardım toplanmasına, öğretmenevi bandrol ücretine ve vekaleten yönetici atamalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1258) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

28.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, ilköğretim müfettişlerinin özlük haklarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1267) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

29.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Aksaray Ortaköy’deki okulların bazı sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1271) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

30.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Aksaray Sarıyahşi’deki okulların bazı sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1272) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

31.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, bir okulda öğrencilerden para istenmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1291) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

32.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Batman Sason’daki okulların ihtiyaçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1303) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

33.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, Gaziantep’te eğitimdeki fiziki sorunlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1314) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

34.- Adana Milletvekili Kürşat Atılgan’ın, lise son sınıf öğrencilerinin rapor alarak okula gitmemesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1343) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

35.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, yurt dışında yükseköğrenim yapan öğrencilere öğrenim kredisi verilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1352) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

BAŞKAN – Biraz önce, birinci oturumda Sayın Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun sözlü soruları birlikte cevaplandırmak istediklerini sizlere ifade etmiş ve cevaplandıracağı soruları okumuştum. Şimdi o soruları sırasıyla kâtip üye arkadaşımız okuyacak, daha sonra da Sayın Bakanımız sorulara cevap vereceklerdir. Soru soran arkadaşlarımız Genel Kurulda iseler istedikleri takdirde kısa katkıda bulunabileceklerdir.

Buyurun efendim:

                                                                                                               13.05.2008

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                            Kürşat Atılgan

                                                                                                                   Adana          

Bilindiği üzere eğitim sistemimizin kronikleşmiş sorunlarının başında üniversiteye giriş sınavının yol açtığı aksaklıklar gelmektedir. Özellikle lise son sınıf öğrencilerinin sınava hazırlanırken sınavın yapıldığı tarihe 40-45 gün kala rapor alarak okulları yerine tamamen dershanelere yönelmesi ya da evlerine kapanması öğretim faaliyetlerini aksatmalarına neden olmaktadır.

1. Herkesin alet olduğu sahte rapor alarak öğrencilerimizi okul yerine dershaneye teşvik eden veya tamamen eve kapatan ve Millî Eğitim sistemimizin en önemli sorunlarından olan bu durumu normal hale getirmek için ne gibi tedbirler almayı düşünüyorsunuz, bu konuda herhangi bir düzenleme yapma planınız var mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki yazılı sorumun Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını arz ederim.

                                                                                                              Mümin İnan

                                                                                                                   Niğde

Soru: 1 - 08.06.2008 tarihinde yapılan OKS sınavında, Erzurum İlimizdeki bir okulda yaşanan soru kitapçıklarının yanlış dağıtılmasıyla ilgili olarak, sorumlular hakkında ne gibi işlemler yapılmıştır?

Soru: 2- Yapılan hatadan dolayı, sınav performansı etkilenen öğrencilerin mağduriyetini gidermek için bakanlığınızca bir telafi çalışması yapmayı planlıyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki yazılı sorumun Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını arz ederim.

                                                                                                              Mümin İnan

                                                                                                                   Niğde

Soru: 1 - Niğde Üniversitesine bağlı bir Tıp Fakültesi açmayı düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki yazılı sorumun Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını arz ederim.

                                                                                                              Mümin İnan

                                                                                                                   Niğde

Soru: 1 - Niğde Üniversitesine bağlı bir Ziraat Fakültesi açmayı düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki yazılı sorumun Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını arz ederim.

                                                                                                              Mümin İnan

                                                                                                                   Niğde

Soru: 1 - Niğde Üniversitesine bağlı bir Hukuk Fakültesi açmayı düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 25.07.2008

                                                                                                             Yaşar Ağyüz

                                                                                                                Gaziantep

Seçim Bölgem Gaziantep Ekonomik, Sosyal Gelişmişliği olan 6. büyük ilimizdir. Eğitim düzeyinde de başarılı olması gereken kentimizde umulan ve beklenen başarı sağlanamamakta, her yıl düşüş yaşanmaktadır.

1- OKS'de 2006 yılında 64.üncü, ÖSS'de 51. Sırada iken, 2008 yılında OKS'de 66.ıncı, ÖSS'de 64.üncü sıraya düşen kentimizde bu başarısızlığını nedenlerinin araştırılmasını düşünüyor musunuz?

2- Eğitim Fiziki alt yapımızın geliştiği, teknik donanımın arttığı doğru ise bu başarısızlık neden her yıl yaşanmaktadır?

3- Kentimize yakışmayan Eğitimdeki Başarısızlığın nedeni, Liyakata dayanmayan Kadrolaşma ve Bilimsellikten uzaklaşma olabilir mi?

4- Gaziantep İl Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından Eğitimde "YENİLENME" gerekçesi ile gerçekleştirilen mesleki eğitim çalışmalarında öğretmenlere izlettirilmek üzere okullara gönderilen CD'de yer alan makalelerin Dini içerikli olduğu doğru mudur?

5- CD'lerin dağıtımı Bakanlığınızın bilgisi dâhilinde midir? Bununla nasıl bir öğretim kadrosu yaratılmak istenmektedir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                          Sevahir Bayındır

                                                                                                                   Şırnak

Şırnak merkez ve ilçelerinde 5 bin 200 öğretmen norm kadrosu bulunmaktadır. Şuan mevcut öğretmen sayısı ise 3 bin 700 civarındadır. Derslik sayıları yetersiz olmakla birlikte derslikler yerleşim birimlerine dengesiz bir şekilde dağıtılmıştır. Öğretmen yetersizliğinden dolayı da birleştirilmiş sınıflarda eğitime devam edilmektedir. Bunun sonucunda da bir dersliğe düşen öğrenci sayısı 60-80 civarındadır. Asgari olarak 800-1000 dersliğe daha ihtiyaç vardır.

Sorular:

1- Öğretmen açığını giderme çalışmalarınız nelerdir?

2- Türkiye ortalaması ortaöğretimde yüzde 88 iken, Şırnak'ta yüzde 23 olmasının nedeni nedir?

3- Şırnak'taki eğitim araç-gereçleri, spor kompleksi, tesis ve laboratuar sayıları ne düzeydedir? Eksikliklerin giderilmesi için herhangi bir çalışma yürütülmekte midir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                          Sevahir Bayındır

                                                                                                                   Şırnak

Şırnak Merkez ve ilçelerde Millî Eğitime bağlı okullarda ciddi kadro değişikliklerine gidilerek, 127 idareci kadronun yeri değiştirilmiştir. Ayrıca eğitim-öğretim yılı içerisinde çok fazla öğretmen sirkülasyonu yaşanmaktadır. Öğrenciler sık sık öğretmen değişiminden kaynaklı sorun yaşamaktadır.

Bu bağlamda:

1- Okul idarecilerinin yerlerinin değiştirilme gerekçesi nedir?

2- Öğretmen sirkülasyonunun durdurulması için ne tür önlemler almayı düşünüyorsunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                           Dr. Reşat Doğru

                                                                                                                   Tokat

Soru: Tokat ili Reşadiye, Artova, Almus, Pazar ilçelerinde öğretmen açığı var mıdır varsa öğretmen açığı ne zaman giderilecektir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın, Millî Eğitim Bakanı tarafından Anayasa’nın 98. ve İç Tüzüğün 99. Maddesi gereğince sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                               Özdal Üçer

                                                                                                                    Van

657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun EK-32 maddesinde; Eğitim ve Öğretim Hizmetleri Sınıfına dâhil öğretmen unvanlı kadrolarda görevli olup fiilen öğretmenlik yapanlara her öğretim yılında bir defaya mahsus olmak üzere ve öğretim yılının başladığı ay içine Millî Eğitim Bakanı tarafından belirlenecek tarihte Bakanlar kurulunca belirlenecek miktarda, öğretim yılına hazırlık ödeneği ödenir. Bakanlığınızın 01.09.2008 tarih ve 4489 sayılı yazısına göre söz konusu ödeneğin 01.09.2008 tarihinde ödeneceği belirtilmiştir. Bu ödeme hâlen yapılmamıştır. Buna göre:

1- 2008-2009 Eğitim ve öğretim yılı için ödenmesi gereken öğretim yılına hazırlık ödeneği neden ödenmemiştir? Ne zaman ödenecektir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                           Dr. Reşat Doğru

                                                                                                                   Tokat

Soru: Çocukların Türk kültürünü iyi öğrenmeleri için TRT ve diğer TV kanallarında çizgi film, hikâye, masal kitapları üzerinde Millî Eğitim Bakanlığınca denetim yapılmasını düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                           Dr. Reşat Doğru

                                                                                                                   Tokat

Soru: Ana dilimiz Türkçemizin çocuklarımıza sevdirmek için anaokullarında ne tür çalışmalar yapılmaktadır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                           Dr. Reşat Doğru

                                                                                                                   Tokat

Soru: Türkiye Genelinde yapılan bir araştırmanın sonuçlarından, Tokat İlindeki 573 okuldan sadece 5 okulda spor salonu olduğu sonucu ortaya çıkmıştır. Ülkemizin Uluslar arası alanda spor yarışmalarındaki durumu ve özellikle 2008 Pekin Olimpiyatlarındaki başarısızlığımız da dikkate alındığında, çocuklarımıza sporu sevdirmek için, Tokat İlindeki okullarda spor salonu sayısını artırmak için yapılmakta olan bir çalışma var mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                              Hasan Çalış

                                                                                                                 Karaman

Öğretmenlerimizin “kadrolu” ve “sözleşmeli” olarak iki gruba ayrılması ve birisine tanınan olanakların diğerine tanınmaması ayrımcılığa neden olmaktadır. Bu durum, eğitim hizmetlerini aksatırken, öğretmenlerimizin de verimliliğini azaltmaktadır.

Bu bilgiler ışığında;

1. Kadrolu öğretmen ile kadrosuz öğretmen arasında bir fark var mıdır? Bu konuda kamuoyunu aydınlatabilir misiniz?

2. Kadrolu öğretmenlere Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde yer alan İller ile Artvin, Bayburt, Gümüşhane, Kahramanmaraş, Sivas, Yozgat İllerinde asker öğretmen olarak görev yapma imkânı tanınırken sözleşmeli öğretmenlerimize neden bu imkân tanınmamaktadır?

3. Sözleşmeli öğretmenlerimiz kadrolu öğretmenlerimiz gibi eşinin yanına yerleştirme isteğinde bulunabiliyor mu? Bulunamıyorsa neden bulunamıyor?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki yazılı sorumun Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını arz ederim.

                                                                                                              Mümin İnan

                                                                                                                   Niğde

Soru:1- Üniversitelerin iki yıllık meslek yüksekokullarını bitirip dikey geçiş sınavıyla lisans bölümlerine geçen öğrencilerimiz, sınıf geçme prosedürleri konusunda kendilerine diğer öğrencilerden farklı mevzuat uygulandığını ifade etmektedirler. Bu öğrencilerimizin de sınıf geçme konusunda, üniversitelerindeki diğer öğrencilerle aynı prosedüre tabi olması konusunda YÖK ve üniversitelerle birlikte bir çalışma yapmayı planlıyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                           Hasan Özdemir

                                                                                                                Gaziantep

Ülkemizde okul öncesi eğitimin zorunlu eğitim süreci içerisine alınması çalışmaları içerisinde öncelikli olarak pilot bölgeler oluşturulması planlanmıştır. 5-6 senelik bir süreçte tüm ülkeye yayılması beklenen uygulama için belirlenen pilot bölgeler, projenin uygulanabilirliğini gösterecektir.

Bu bilgilere göre;

1) Okul öncesi eğitimin zorunlu hâle getirilmesi projesi hangi aşamadadır?

2) Pilot illerin belirlenmesinde kullanılan performans ölçütleri nelerdir?

3) Gaziantep’in performans ölçütleri hangi aşamadadır? Gaziantep’in performans ölçümlerindeki düzelmeler için ne gibi projeleriniz vardır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                              Hasan Çalış

                                                                                                                 Karaman

Türk Eğitim-Sen tarafından yapılan ve gazete sayfalarına da yansıyan araştırmaya göre, öğretmenlerin yüzde 72'si evinin geçimini sağlayabilmek için ek işlerde çalışmak zorunda kalırken, yüzde 56,7'si de hâlen kirada oturmaktadır.

Bu bilgiler ışığında;

1. Oldukça önemli ve kutsal bir görevi yerine getiren öğretmenlerimizin yüzde 72'sinin geçimini sağlamak için ek işlerde çalıştıkları doğru mudur? Bu doğru ise öğretmenlerimizi ikinci işten kurtarman için nasıl bir çalışma yapmayı düşünüyorsunuz?

2. Yapılan son zamlar, fatura ve mutfak harcamalarını ikiye katlamıştır. Maaşlara yapılan küçük zamlar elektrik, doğalgaz ve piyasa zamları ile geri alınmıştır. Öğretmenlerimizi bu ekonomik sıkıntıdan nasıl kurtaracaksınız? Bu konudaki planlarınız nelerdir?

3. Öğretmenlerimizin konut ve lojman problemlerini ne zaman çözeceksiniz? Bu konuda bir çalışmanız var mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını saygılarımla arz ederim. 24.11.2008

                                                                                                              Bengi Yıldız

                                                                                                                  Batman

"Ağaç yaşken eğilir" sözündeki eğilmek fiili her ne kadar sorunlu olsa da çocuklarımızın ve gençlerimizin üniversite öncesi eğitiminin önemini vurgulaması açısından önemlidir. Okul çağlarımızdaki eğitim sistemi her tarafın düşmanlarla kaplı olduğunu, "Türk’ün Türk'ten başka dostunun olmadığını" veciz sözlerle bilincime zerk edilirdi. Ve böylesi bir durumda bizlerin bir hiç ancak kahramanların ve kurtarıcıların önemli olduğunu da önemle belirtirlerdi.

Son yıllarda önemli reformlar yapıldıysa da sistemin tamamen değiştiği söylenemez. Soran, sorgulayan ve resmî tarih dışındaki gerçek tarihi bilince çıkaran bireye ulaşmak için epey yol alınması gerekir.

Buna göre:

1) Liselerde Demokrasi, hukuk ve İnsan Hakları derslerinin verilmesi için bir çalışmanız var mıdır?

2) AB Ülkelerinde Millî Güvenlik dersi var mıdır? Varsa bu dersleri askerler mi vermektedir?

3) Üniversiteye giriş sınavlarında adı zikredilen derslerden belli bir ağırlıkta soru sorulması suretiyle bu derslere ve kavramlara ilgiyi artırmada bir seçenek olarak düşünülebilir mi?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                              Hasan Çalış

                                                                                                                 Karaman

Yeni akademik yıl için üniversite harçları yüzde 7-8 oranında artarken, ilk ve orta dereceli okullarda eğitim gören her öğrenciden toplanan "eğitime katkı payları" bu sene yüzde 100 oranında artmıştır. Velilerden "zorla" toplanan eğitime katkı paylarında en büyük sıkıntıyı, okul idaresi ile karşı karşıya kalan öğrenciler çekmektedir.

Bu bilgiler ışığında;

1. Hemen hemen her okulda, her öğrenciden "zorla" eğitime katkı payı adı altında toplanan paralar yasal mıdır? Yasal değil ise böyle bir isim altında para toplanmasına niçin ve kimler izin vermektedir?

2. Bu paralar yasal olarak toplanıyor ise niçin "okul kitaplarını öğrencilere ücretsiz dağıtıyoruz" diye vatandaşları yanıltıyorsunuz? "Birinci ve ikinci dönem eğitime katkı payı" şeklinde öğrencilerden toplanan paraların, hediye edilen kitapların toplam tutarından daha yüksek olduğunu biliyor musunuz?

3. Okullara ödenek gönderiliyor mu? Gönderiliyor ise bir okula yıllık ne kadar ödenek gönderiliyor? Okullara yeterli ödenek göndererek, öğrencileri okul idaresi ile karşı karşıya getirmekten kurtarmayı düşünüyor musunuz? Bu konuda çalışmanız var mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                             Yaşar Ağyüz

                                                                                                                Gaziantep

Seçim bölgem Gaziantep'te, Bakanlığınızın Danıştay tarafından iptal edilen Yönetici Atama Yönetmeliğine aykırı biçimde bir gecede tayin edilen okul yöneticileri hâlen usulsüzce görevlerine devam etmektedirler.

1. 15.10.2008 tarih ve 27025 sayılı resmî gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren, Atama Yönetmeliği ve Uygulaması için gönderdiğiniz 2008/74 sayılı genelge hükümleri seçim bölgem Gaziantep İl Millî Eğitim Müdürlüğünce neden uygulanmamaktadır? Uygulama için yerel seçimler mi beklenmektedir?

2. Puanları çok yüksek olan nitelikli öğretmenlerin yönetici olmaları neden engellenmektedir?

3. Eğitim seviyesinin düştüğü ilimizde, eğitimin kalitesinin artırılması için yapılması gerekenlerden önemlisi asaleten, nitelikli yönetici atamak değil midir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                             Yaşar Ağyüz

                                                                                                                Gaziantep

Öğretmen açığının 200.000 civarında olduğu Ülkemizde, yeterli kadro ihdası yapılamadığı için işsiz olan öğretmenlerimizi en çok üzen işsizlikle birlikte boş olan kadrolara yeterli puanı olmayan kişilerin görevlendirme yoluyla atanmasıdır.

Millî Eğitim Bakanlığı görev süreniz içinde;

1. Branş öğretmenliğinde KPSS puanına dayalı atama yerine, Bakan yetkisinde görevlendirmelerle doldurulan ve kullanılan kadro sayısı ne kadardır?

2. Sırada bekleyen yüksek KPSS puanlı branş öğretmen adayları varken, Bakan yetkisi ile çok düşük puanlı branş öğretmenlerini görevlendirme yoluyla atamanız haksızlık ve kayırma değil midir?

3. Bakanlığınızda görevlendirme yöntemi ile atama, siyasi kadrolaşma için araç olarak mı kullanılmaktadır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                             Yaşar Ağyüz

                                                                                                                Gaziantep

Seçim bölgem Gaziantep'te Büyükşehir Belediyesince hayırsever katkısı ile yaptırılan "Oya Bahadır Yüksel Özel Eğitim Okulu ve Özel Eğitim Hizmetleri" adlı merkez, 31.03.2008'den beri hizmet vermektedir.

1. Adı geçen merkez özel eğitim okulu ise Bakanlığınızca ruhsatlandırılmış mıdır?

2. 05.03.2008 tarihinde hizmet alım yöntemi ile ihale edilen merkezin ihalesini alan kurum veya şirketin bünyesinde özel eğitimciler var mıdır? İştigal alanları Eğitim ve Rehabilitasyon mudur?

3. Özel eğitim okulu olarak ruhsatsız, hizmet alımı veren şirket yetersiz ise hizmet verilen öğrenci sayısı çok az olan bu merkezin denetimi Bakanlığınızca neden yapılmamaktadır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıda belirtilen sorularımın tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim.

                                                                                                         Prof. Dr. Alim Işık

                                                                                                                 Kütahya

Kamuoyunda öğrenci affı olarak bilinen, 22/10/2008 tarih ve 5806 Sayılı Kanunla verilen haklardan çok sayıda erkek öğrencimizin askerlik sorunları nedeniyle yeterince faydalanamadığı, eğitimlerini yarıda keserek askere gitmek zorunda kalacakları yönündeki şikâyetler, gerek öğrenciler gerekse velileri tarafından sık sık dile getirilmektedir. Bu konuyla ilgili olarak;

1. Hükûmetinizce yapılan bir çalışma var mıdır? Varsa ne aşamadadır?

2. Bu Kanundan faydalanarak intibakı yapılan öğrencilere, devam etmeleri şartı ile hangi yaşta olurlarsa olsunlar, en az 2 yıl süreyle askerliklerinin tecilini sağlayacak bir düzenleme yapılabilir mi?

3. 11/6/2008 ve 5768 sayılı Kanunla Millî sporcularımıza tanınan, "38 yaşını doldurdukları yılın sonuna kadar askere celp ve sevklerinin tehir edilebileceği" hakkı, 5806 sayılı Kanundan yararlanarak öğrencilik hakkını geri kazanan erkek öğrencilerimize de tanınabilir mi?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.27.01.2009

                                                                                                               Ensar Öğüt

                                                                                                                 Ardahan

Ağrı ili Taşlıçay ilçe merkezi ve ilçeye bağlı köy Okullarında yaşanan gerek öğretmen, gerekse okul binalarımıza ilişkin istinat duvarı ve tuvaletlerin olmaması, çatılarının akması, pencerelerinin sağlıksız olması gibi sorunlar hızla büyümektedir. Okullarımızın öğretmen açığı genellikle vekil öğretmenlerle karşılanmaya çalışılmakta, görevleri biten vekil öğretmenlerimizin her yıl değişmesi nedeniyle öğrencilerimiz başarısız olmaktadırlar. Asaleten gelen öğretmenlerimiz, lojmanların hiç olmaması ya da olanların bakımsızlığı gibi çok önemli bir sorunla karşı karşıya kaldığından bir an önce kaçmanın yollarını aramaktadırlar.

1- Bölgede ağır geçen kış mevsimi de göz önünde bulundurulduğunda Ağrı ili Taşlıçay ilçesi ve ilçeye bağlı köy okullarımızın bakım ve onarımının bir an önce yapılması konusunda ne gibi bir çalışmanız var?

2- Öğretmenlerimizin barınma ihtiyacını karşılayacak lojmanın tadilat ve tamiratının yapılması için bir girişimde bulunacak mısınız?

3- Ağrı ili Taşlıçay ilçe merkezi ve ilçeye bağlı köy okullarımızda öğretmen açığı var mıdır? Varsa açığın giderilmesi için gerekli atamalar yönünde bir çalışmanız var mı?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıda belirtilen sorularımın, Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim.

                                                                                                         Prof. Dr. Alim Işık

                                                                                                                 Kütahya

Ülkemizde ilk kez Bakanlığınız döneminde başlatılan Sözleşmeli ve Ücretli Öğretmenlik uygulamalarıyla ilgili olarak telafisi mümkün olmayacak ağır sorunların yaşandığı kamuoyunca yakından bilinmektedir. Ülkemizin ve gençliğimizin geleceği açısından oldukça önemli olan millî eğitimin daha kurumsal bir yapıya kavuşturulması amacıyla;

1. Hâlen yürürlükte olan ücretli öğretmenlik ve sözleşmeli öğretmenlik uygulamalarına son vermeyi düşünüyor musunuz?

2. Öğretmenlik gibi kutsal bir meslekte öğretmenlerin sınıflandırılmasının yarattığı sosyal ve psikolojik sorunların çözümü konusunda bir çalışmanız var mıdır?

3. Sözleşmeli öğretmenlerin eş durumu nedeniyle tayin kontenjanlarının oldukça sınırlı tutulmasının sebepleri nelerdir?

4. Ücretli öğretmenlik uygulamasının bazı illerimizde siyasi nüfuz amaçlı kullanıldığı iddiaları doğru mudur? Doğru ise bu uygulamaya niçin devam edilmektedir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                            Yılmaz Tankut

                                                                                                                   Adana

Bir süre önce Adana'da ve diğer birçok ilde okulların elektriğinin borçlarından dolayı kesildiği veya kesilmesi için ihbarnameler gönderildiğini bilmekteyiz.

Bu hususlar çerçevesinde;

1- Kesintilerin tekrar yaşanmaması için devletin kendi eğitim kurumlarına bu tür giderler için yeterli ödenek ayrılmamakta mıdır? Eğer ayrılmıyorsa gerekçesi nedir?

2- Ülke genelinde benzer şekilde elektrik borcu olan okul sayısı ve toplam borç miktarları nedir?

3- Okulların elektrik faturalarını ödeneksizlik nedeniyle ödeyememelerinden dolayı okul aile birliklerinden yardım isteme yoluna gidilmektedir. Devletin elektrik faturalarını zamanında ödememesinden dolayı oluşan büyük miktardaki faizin velilere ödetilmesi sizce haksızlık değil midir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                             Yaşar Ağyüz

                                                                                                                Gaziantep

Öğretmenlerimiz ve Öğrenci ailelerinin yaşadığımız Ekonomik kriz altında her dar gelirli insanlarımız gibi daha çok yoksullaştığı, Öğrenci Velilerinin işsiz kaldığı günümüzde,

1. Bir insanlık dramı olan Gazze saldırısı için Hazineden yardım yapılması gerekirken, Ekonomik yardım toplamak amacıyla tüm okullara gönderdiğiniz yardım genelgesi Veli ve Öğretmenlere Ekonomik yük değil midir?

2. Her dar gelirli insanımız gibi Öğretmenlerimiz de "Nasıl geçineceğiz, eve nasıl ekmek götüreceğiz" derdinde iken, ekonomik yükü artıran, Öğretmen evi bandrol kart ücretlerine 2009 yılı için yapılan % 330'luk zammın gerekçesi nedir? Bandrol kart ücretlerini 18 TL'den 60 TL'ye yükselten bu uygulamayı durdurmayı düşünüyor musunuz?

3. Bakanlığınızın 13 Nisan 2007 tarihinde yürürlüğe giren Yönetici Atama Yönetmeliğinin bazı maddelerinin Danıştay tarafından iptal edilmesinin ardından, başta seçim bölgem Gaziantep olmak üzere, bazı illerde vekaleten yönetici atamalarını neden sürdürüyorsunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                             Yaşar Ağyüz

                                                                                                                Gaziantep

Ülkemizde var olan 3000 İlköğretim Müfettişi 20'den fazla alanda görev yapmakta ve sorunlarını yetkililere duyurmak için çaba göstermektedirler.

Büyük çoğunluğu 2 Üniversite mezunu olan İlköğretim Müfettişlerinin yapısal ve ekonomik sorunu bir gerçek iken,

1. İlköğretim Müfettişlerinin yapısal ve ekonomik sorunlarının çözümü için Bakanlığınızca yapılan bir çalışma var mıdır?

2. İlköğretim Müfettişlerinin diğer Kurum Müfettişlerinden çok düşük maaş almaları ücrette eşitlik ilkesine aykırı değil midir?

3. Kamu kurum ve kuruluşlarındaki diğer denetim elemanlarından ortalama 1/2 oranında düşük, denetlediği Öğretmenler kadar bile maaş alamayan İlköğretim Müfettişlerinin bu ekonomik sıkıntı içerisinde beklenen verimliliği ve üretkenliği sağladığını düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 05.02.2009

                                                                                                               Ensar Öğüt

                                                                                                                 Ardahan

Aksaray ili Ortaköy ilçe merkezi ve ilçeye bağlı köy Okullarında yaşanan gerek öğretmen, gerekse okul binalarımıza ilişkin istinat duvarı ve tuvaletlerin olmaması, çatılarının akması, pencerelerinin sağlıksız olması gibi sorunlar hızla büyümektedir. Okullarımızın öğretmen açığı genellikle vekil öğretmenlerle karşılanmaya çalışılmakta, görevleri biten vekil öğretmenlerimizin her yıl değişmesi nedeniyle öğrencilerimiz başarısız olmaktadırlar. Asaleten gelen öğretmenlerimiz, lojmanların hiç olmaması ya da olanların bakımsızlığı gibi çok önemli bir sorunla karşı karşıya kaldığından bir an önce kaçmanın yollarını aramaktadırlar.

1- Aksaray ili Ortaköy ilçesi ve ilçeye bağlı köy okullarımızın bakım ve onarımının bir an önce yapılması konusunda ne gibi bir çalışmanız var?

2- Öğretmenlerimizin barınma ihtiyacını karşılayacak lojmanın tadilat ve tamiratının yapılması için bir girişimde bulunacak mısınız?

3- Aksaray ili Ortaköy ilçe merkezi ve ilçeye bağlı köy okullarımızda öğretmen açığı var mıdır? Varsa açığın giderilmesi için gerekli atamalar yönünde bir çalışmanız var mı?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 05.02.2009

                                                                                                               Ensar Öğüt

                                                                                                                 Ardahan

Aksaray ili Sarıyahşi ilçe merkezi ve ilçeye bağlı köy Okullarında yaşanan gerek öğretmen, gerekse okul binalarımıza ilişkin istinat duvarı ve tuvaletlerin olmaması, çatılarının akması, pencerelerinin sağlıksız olması gibi sorunlar hızla büyümektedir. Okullarımızın öğretmen açığı genellikle vekil öğretmenlerle karşılanmaya çalışılmakta, görevleri biten vekil öğretmenlerimizin her yıl değişmesi nedeniyle öğrencilerimiz başarısız olmaktadırlar. Asaleten gelen öğretmenlerimiz, lojmanların hiç olmaması ya da olanların bakımsızlığı gibi çok önemli bir sorunla karşı karşıya kaldığından bir an önce kaçmanın yollarını aramaktadırlar.

1- Aksaray ili Sarıyahşi ilçesi ve ilçeye bağlı köy okullarımızın bakım ve onarımının bir an önce yapılması konusunda ne gibi bir çalışmanız var?

2- Öğretmenlerimizin barınma ihtiyacını karşılayacak lojmanın tadilat ve tamiratının yapılması için bir girişimde bulunacak mısınız?

3- Aksaray ili Sarıyahşi ilçe merkezi ve ilçeye bağlı köy okullarımızda öğretmen açığı var mıdır? Varsa açığın giderilmesi için gerekli atamalar yönünde bir çalışmanız var mı?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                             Yaşar Ağyüz

                                                                                                                Gaziantep

Bakan olarak siz ve üst düzey bürokratlarınız ile Millî Eğitim Müdürleri;

Okullarda yardım toplamak için velilere ve öğrencilere baskı yapılmadığını her konuşmalarında belirtmelerine rağmen;

1. Seçim bölgem Gaziantep'in Metropol Şehitkamil ilçesinde Cemil Alevli İlköğretim Okulu 6. ncı sınıfında okuyan öğrenci Ersin K.nın koluna, öğretmeni tarafından temizlik parasının kısaltılmışı "TEM-PAR" yazıp psikolojik baskı yaparak yardım istemesi eğitimin parasız olması ilkesine aykırı değil midir?

2. Yaşanan ve AKP iktidarınca çözümsüz bırakılan ekonomik krizin yarattığı yoksulluk ve işsizlik nedeniyle 2 TL'lık temizlik parasını bile ödeyemeyecek duruma düşen velilerin ve öğrencinin suçlanması, hakir görülmesi sosyal devlet anlayışına uygun mudur?

3. Öğrencinin koluna yazdığı "TEM-PAR" yazısını anne ve babasına okutmasını isteyen ve öğrenciyi arkadaşları arasında güç duruma düşüren, psikolojisini bozan Öğretmen ve yöneticileri hakkında soruşturma açmayı düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 31.03.2009       

                                                                                                               Ensar Öğüt

                                                                                                                 Ardahan

Batman ili Sason ilçe merkezi ve ilçeye bağlı köy Okullarında yaşanan gerek öğretmen gerekse okul binalarımıza ilişkin istinat duvarı ve tuvaletlerin olmaması, çatılarının akması, pencerelerinin sağlıksız olması gibi sorunlar hızla büyümektedir. Okullarımızın öğretmen açığı genellikle vekil öğretmenlerle karşılanmaya çalışılmakta, görevleri biten vekil öğretmenlerimizin her yıl değişmesi nedeniyle öğrencilerimiz başarısız olmaktadırlar. Asaleten gelen öğretmenlerimiz, lojmanların hiç olmaması ya da olanların bakımsızlığı gibi çok önemli bir sorunla karşı karşıya kaldığından bir an önce kaçmanın yollarını aramaktadırlar.

1- Bölgede ağır geçen kış mevsimi de göz önünde bulundurulduğunda Batman ili Sason ilçesi ve ilçeye bağlı köy okullarımızın bakım ve onarımının bir an önce yapılması konusunda ne gibi bir çalışmanız var?

2- Öğretmenlerimizin barınma ihtiyacını karşılayacak lojmanın tadilat ve tamiratının yapılması için bir girişimde bulunacak mısınız?

3- Batman ili Sason ilçe merkezi ve ilçeye bağlı köy okullarımızda öğretmen açığı var mıdır? Varsa açığın giderilmesi için gerekli atamalar yönünde bir çalışmanız var mı?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                           Hasan Özdemir

                                                                                                                Gaziantep

Gaziantep ili eğitim göstergeleri bakımından Türkiye ortalamasının altında bir performans içerisindedir. Eğitim alanında yaşanan sorunların önemli bir kısmı demografik ve fiziki yapı sorunları nedeniyle oluşmaktadır.

Buna göre;

1) Gaziantep ilindeki % 6,7’lik göç olgusu da dikkate alındığında ilgili kuruluşlarla Gaziantep eğitiminin göç olgusuna bağlı sorunlarına karşı ne içerikte çözüm çalışmaları yapılmaktadır?

2) Eğitim alanında fiziki yapı yetersizliği nedeniyle oluşan sorunların çözümü için bakanlığınız bünyesinde yapılan çalışmalar hangi aşamadadır? Yeni okul yapımı ve mevcut okulların fiziki yapılarının iyileştirilmesi için ayrılan bütçe ne kadardır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                            Kürşat Atılgan

                                                                                                                   Adana

Açıklama: Üniversiteye Giriş Sınavı (ÖSS) dolayısıyla Lise son sınıf öğrencilerinin Bahar dönemindeki derslerine devam etmeyip, aldıkları raporlarla okul yerine dershanelere yöneldikleri ve bu nedenle derslerini aksattıkları kamuoyumuzca bilinmektedir. Bu durum öğrenci velilerinin de sıklıkla şikâyet ettiği önemli bir sorun haline gelmiştir.

Soru:

1- Öğrencilerimizi dershane yerine okuldaki derslerine yöneltecek ne gibi adımlar atmayı düşünüyorsunuz? Bir kandırmaca gibi devam eden bu eğitim sorununa (rapor alarak okula gitmeme sorununa) nasıl bir çözüm düşünüyorsunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıda belirtilen sorularımın, Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim.

                                                                                                         Prof. Dr. Alim Işık

                                                                                                                 Kütahya

Ülkemiz içerisinde yüksek öğrenim yapan Türk gençlerine Kredi Yurtlar Kurumu tarafından verilen öğrenim ve katkı kredilerinden yurt dışında öğrenim gören gençlerimizin yararlandırılmaması, KKTC, Türk Cumhuriyetleri ve diğer bazı ülkelerde zor şartlarda evladına yüksek öğrenim imkânı sağlamaya çalışan aileleri ve öğrencileri zor durumda bırakmaktadır. Gelir düzeyi yüksek olmayan bu durumdaki ailelere ve öğrencilere destek olmak amacıyla;

1. Yurt dışında yüksek öğrenim yapan Türk gençlerine, öğrenim ve\veya katkı kredisi verilmesi konusunda Bakanlığınızca yapılan bir çalışma var mıdır? Varsa çalışma ne aşamadadır?

2. Yüksek Öğrenim Kurumu (YÖK) tarafından eşdeğerliği tanınan yurt dışındaki üniversitelere kayıtlı öğrencilerimizin sayısı ve bunlar içinden kredi talebinde bulunabileceklerin tahmini oranı nedir?

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Soruları cevaplandırmak üzere Millî Eğitim Bakanı Sayın Nimet Çubukçu… (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Sayın Bakanım, buyurun.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NİMET ÇUBUKÇU (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adana Milletvekili Sayın Kürşat Atılgan’ın (6/756) ve (6/1343) esas numaralı soru önergelerini cevaplandırmak üzere söz almış bulunmaktayım, hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Ortaöğretim öğrencilerinin okula devamsızlığı -mevcut bütün durumlar da göz önünde bulundurularak- Millî Eğitim Bakanlığı Orta Öğretim Kurumları Sınıf Geçme ve Sınav Yönetmeliği’nde düzenlenmiştir. Bu Yönetmelik’e göre ders yılı içerisinde toplam yirmi gün okula özürsüz olarak devam edemeyen öğrencilerin notları ne olursa olsun başarısız sayılacağı, özürlü ve özürsüz devamsızlıklar ile okul yönetimince verilen izinlerin toplam kırk beş günü aşamayacağı; doğal afet, yangın, sağlık kurulu raporuna dayalı uzun tedaviyi gerektiren hastalık, gözaltına alınma, tutuklanma gibi nedenlerle özürlü ve özürsüz devamsızlık süresini aşan öğrencilerin özrünü belgelendirmek, iki dönem notu almış bulunma kaydıyla diğer öğrenciler gibi işleme tabi tutulacağı hüküm altına alınmış olup bütün işlemler ve uygulamalar buna göre yapılmaktadır.

Ayrıca, ortaöğretim başarı puanının belli bir ölçüde yükseköğrenime geçişte etkili olmasının amacı da bu uygulanan tedbirlerdendir. Diğer taraftan, yeni anlayışla hazırlanan öğretim programları da okulda derslerin takibini önemli kılmaktadır.

Niğde Milletvekili Sayın Mümin İnan’ın (6/815) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Söz konusu sınavda Erzurum ilinde hatalı kitapçık dağıtıldığına ilişkin Bakanlığımıza herhangi bir bilgi intikal etmemiştir. Ancak, Erzurum Valiliğinden alınan konuya ilişkin bilgiye göre, bir öğrenci velisinin Valilik makamına vermiş olduğu dilekçeye istinaden konu hakkında inceleme başlatıldığı ve muhakkiklerce yapılan incelemede bu okuldaki iki sınav salonunda aynı soru kitapçığı arka arkaya dağıtıldığından, bina sınav sorumlusu ve komisyon üyelerince görüldüğü, sınavın on dakikalık süresi içinde kitapçıkların değiştirilmesiyle durumun düzeltildiği ve bu işten kaynaklanan gecikmeyle sınav bitiminden sonra öğrencilere on beş dakikalık ek süre tanındığının tespit edildiği, gerçekleştirilen soruşturma sonucu ilgililer hakkında disiplin yönünden getirilen tekliflerin de uygulandığı anlaşılmaktadır.

Niğde Milletvekili Sayın Mümin İnan’ın (6/891), (6/892) ve (6/893) esas numaralı soru önergelerini cevaplandırıyorum: Konuya ilişkin olarak Yükseköğretim Kurulu Başkanlığınca ilgili üniversite tarafından bu yönde talep geldiğinde konunun kurullarınca değerlendirmeye alınarak görüşlerinin iletilmekte olduğu ancak Niğde Üniversitesi bünyesinde tıp fakültesi, ziraat fakültesi ve hukuk fakültesi açılması konusunda anılan üniversite rektörlüğü tarafından kurullarına yapılan herhangi bir başvuru olmadığı beyan edilmiştir.

Gaziantep Milletvekili Sayın Yaşar Ağyüz’ün (6/941) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum:

OKS sonuçları, okullar bazında test ortalamaları, puan ortalamaları şeklinde il millî eğitim müdürlüklerince gönderilmiş ve başarısızlıklarının araştırılması, başarı oranının yükseltilmesi amacıyla veriler oluşturulmuştur.

Ayrıca yapılan başka bir çalışmayla da seviye belirleme sınavı sonuçlarının sınıflar, okullar, ilçeler, iller bazında ayrıntılı olarak analiz edilmesi amacıyla e-okul sistemi üzerinden bir program geliştirilmiştir. Böylece ders öğretmeni öğrencisinin; okul müdürü, sınıfın, öğretmenin; ilçe millî eğitim müdürlükleri de bu bilgilerin ışığında başarının artırılmasına yönelik gerekli çalışmaları yapmaktadır.

Diğer taraftan, illerin ÖSS başarı puanları Türkiye ortalamasının üzerinde ve altında olması durumlarına göre incelenmekte, Türkiye ortalamasının üzerinde olan illerde başarılarının artarak devamı, ortalamanın altında olan illerde de yükseltilmesi için çalışmalar yapılmaktadır.

Gaziantep ili, 2008 öğrenci seçme sınavında sözelde 64, sayısalda 58, eşit ağırlıkta 60 iken, 2009 yılında sözelde 60, sayısalda 50 ve eşit ağırlıkta 53’üncü sırada yer almıştır. Soruya konu CD dağıtımından Bakanlığımızın herhangi bir bilgisi bulunmamaktadır.

Gaziantep Valiliğinden alınan konuya ilişkin bilgiden, söz konusu CD dağıtımının Valilikçe incelemesinin başlatıldığı, inceleme sonucunda CD içeriğinin tamamına yakınının yenilenen eğitim programları ve ders notları olduğu, ancak CD’de ayrıca iki makalenin tespitini müteakip inceleme yapıldığı, soruşturma açılarak sonuçlandırıldığı ve getirilen ceza tekliflerinin de uygulandığı anlaşılmaktadır.

Diğer taraftan, Hükûmetimizin birinci önceliğinin eğitim olduğu, iktidarda olduğumuz süre içerisinde bütçeden en önemli kaynağın eğitime ayrıldığı, yeni müfredat programları ve fiziki altyapının iyileştirilmesi için yaptığımız yeni derslikler eğitimdeki başarımızın herkesçe kabul edilen göstergelerinden bazılarıdır. Bakanlığımızca ülke genelinde eğitimin niteliğinin imkânlar oranında en yüksek düzeye çıkarılması amacıyla çalışmalarımız aralıksız sürdürülmektedir. Aksi değerlendirmelerin gerçekle bir ilgisi bulunmamaktadır.

Şırnak Milletvekili Sayın Sevahir Bayındır’ın (6/974) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Bakanlığımıza bağlı resmî ve diğer kurumların öğretmen ihtiyacı, her yıl bütçe imkânları doğrultusunda Bakanlığımıza tahsis edilen kadro sınırlılığında ve her yıl atama imkânları ölçüsünde İLSİS kontenjan modülüne göre gerçekleştirilmektedir. Bu çerçevede, Şırnak ilinde, Bakanlığımıza bağlı resmî eğitim kurumlarının öğretmen ihtiyacını karşılamak üzere, 2009 yılında, farklı alanlarda 1.416 öğretmen ataması yapılmıştır.

2009-2010 eğitim öğretim yılında ortaöğretimde okullaşma oranı Türkiye bazında brüt 84,19 ve net 64,95’tir, Şırnak ilinde ise bu oran yüzde 53,61 ve net yüzde 34,29’dur. Bu ilimizdeki öğrenci sayısı da 2002-2003 öğretim yılında 4.124 iken 2009-2010 eğitim öğretim yılında 17.826’ya çıkmıştır. Okullaşma oranının artırılması için, imkânlar dâhilinde tüm çalışmalar yürütülmektedir.

Şırnak ili eğitim kurumlarında eğitim teknolojisi sınıfları sayısı 93 iken, 6 spor salonu ve 70 kütüphane var iken 2009-2010 eğitim öğretim yılında bilgi teknolojisi ve laboratuvar sayısı 341’e, spor salonu 14’e, kütüphane de 150’ye çıkarılmıştır. Ayrıca, ülkemizin her yerinde standart okul donatımları yapılmakta olup bu konuda herhangi bir sıkıntı yaşanmamaktadır. Zaman içinde oluşan ihtiyaçların en kısa sürede karşılanması hususunda da gerekenler yapılmaktadır. Bu kapsamda, Şırnak ilinin ihtiyaçları da bütün illerimizle aynı prosedürler ve çerçeveler dâhilinde değerlendirilmektedir.

Şırnak Milletvekili Sayın Sevahir Bayındır’ın (6/975) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Şırnak Valiliğince, söz konusu idarecilerin görev yerlerinin okulların başarı durumları gözetilerek değiştirildiği belirtilmektedir. Diğer taraftan, Bakanlığımıza bağlı resmî eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin her yıl isteğe bağlı ve yer değiştirme suretiyle atama işlemleri Öğretmenlerin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği hükümleri doğrultusunda yapılmakta, bunun dışında herhangi bir atama ve yer değiştirme işlemi gerçekleştirilmemektedir.

Tokat Milletvekili Sayın Reşat Doğru’nun (6/987) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Bakanlığımıza bağlı resmî eğitim kurumlarının öğretmen ihtiyacı -az önce de izah ettiğim gibi- bütçe olanakları çerçevesinde Bakanlığımıza tahsis edilen kadro sınırlılığında İLSİS kontenjan modülüne yansıtılan alanlar ve bu kurumların bilgileri doğrultusunda kadrolu ve sözleşmeli olarak görevlendirme yapılarak karşılanmaya çalışılmaktadır. Bu çerçevede Bakanlığımızca resmî eğitim kurumlarında KPSS puan üstünlüğü esasına göre atamalar yapılmakta. 2009 yılında yapılan öğretmen atamaları ve görevlendirmelerinde de Tokat için 153 öğretmen ataması görevlendirmesi yapılmıştır. Tokat Valiliğimizden alınan bilgiye göre de bu konuda söz konusu il ve ilçelerimizde boş geçen ders olmadığı da anlaşılmaktadır.

Van Milletvekili Sayın Özdal Üçer’in (6/994) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 32’nci maddesinde “Her öğretim yılında bir defaya mahsus olarak öğretim yılının başladığı yıl içinde Millî Eğitim Bakanı tarafından belirlenen tarihte hazırlık ödeneği ödenir.” denmektedir. Bu kapsamda Bakanlığımızca, 2008 tarihinde başlayan 2008-2009 öğretim yılına hazırlıklı girebilmeleri için 2008 tarihinde ödenmesine ilişkin yazı gönderilmiş, ayrıca Bakanlığımız İnternet sayfasında duyurulmuş, bütün öğretmenlerimize de ödemenin yapılması sağlanmıştır.

Tokat Milletvekili Sayın Reşat Doğru’nun (6/1027) sayılı soru önergesini cevaplandırıyorum: 20/4/1994 tarih ve 21911 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun’un “Yayın İlkeleri” başlıklı radyo ve televizyon veri yayınlarında uyulması gereken ilkeler belirtilerek “Görev ve Yetkiler” başlığında yayınların, izleme kurulları oluşturularak boş alanlarda Türkiye'nin taraf olduğu milletlerarası anlaşmalara uygunluğu açılarından denetim yapmak da üst kurulun görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.

Tokat Milletvekili Sayın Reşat Doğru’nun (6/1028) sayılı soru önergesini cevaplandırıyorum: Otuz altı-yetmiş iki aylık çocuklar için okul öncesi eğitim programında amaç ve görevler arasında Millî Eğitimin genel amaçları ve temel ilkelerine uygun olarak çocukların Türkçeyi doğru ve güzel konuşmalarını sağlamak da yer almıştır. Programdaki pek çok beceri gibi dil becerileri de kazanımlar doğrultusunda öğrenme durumları, öğrenme ortamları aracılığıyla, oyun merkezi etkinliklerle, çocukların aktif katılımlarıyla kolay ve doğal biçimde öğrenmelerine çalışılmaktadır. Tüm alanlardaki dil etkinliklerini kullanan çocuklar, şarkı, şiir, tekerleme söyleyerek yaptıkları günlük konuşmalarda duygularını ifade ederken Türkçeyi de doğal olarak güzel bir şekilde eğlenerek öğrenmektedirler.

Tokat Milletvekili Sayın Reşat Doğru’nun (6/1037) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Bakanlığımız kayıtlarına göre, Tokat ilinde 13’ü ilköğretim okullarında, 7’si ortaöğretim okullarında olmak üzere toplam 20 okulda spor salonu bulunmaktadır.

Karaman Milletvekili Sayın Hasan Çalış’ın (6/1062) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: 5473 sayılı Kanun ve 657 sayılı Kanun’un 4/B maddesine göre, Millî Eğitim Bakanlığında norm kadro sonucu ortaya çıkan öğretmen ihtiyacının kadrolu öğretmenler tarafından karşılanamaması durumunda sözleşmeli personel istihdamına gidilmiş olup bu çerçevede ihtiyaç duyulan eğitim kurumlarında çalıştırılıyorlar. Sözleşmeli öğretmenlerde devlet memuru olarak atanacaklarda aranan genel şartların yanında özel şartlar da arandığından, bunların ödev, hak ve yükümlülükleri emsali kadrolu öğretmenlerle aynıdır. Bakanlığımıza bağlı eğitim kurumlarında görevli öğretmenlerin ödev, hak ve yükümlülükleri başta olmak üzere kadrolu öğretmenler için geçerli olan mevzuat, sözleşmeli öğretmenleri de kapsamaktadır. Eş ve sağlık durumu özrü nedeniyle görev yeri değişikliğine ilişkin istekler de kadrolu öğretmenlerde olduğu gibi sözleşmeli öğretmenler için de uygulanmaktadır ve birinin hastalığı, sağlık kurulu raporu ibraz etmeleri durumunda özür durumları da değerlendirilmektedir. Sözleşmeli öğretmenler muvazzaf askerlik görevlerini yerine getirmek üzere görevlerinden ayrıldıklarında bu pozisyonlara herhangi bir görevlendirme yapılmamakta -görev yerine dönmeleri- askerlik görevi bitince de öğretmenlerimiz yeniden atanmaktadır.

Niğde Milletvekili Sayın Mümin İnan’ın (6/1075) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Yükseköğrenim Kurul Başkanlığımızdan alınan bilgiye göre, meslek yüksekokulu mezunlarının dikey geçiş sınavıyla yüksek lisans tamamlayabilmeleri, çıkarılan Meslek Yüksekokulları Mezunlarının Ön Lisansa Devam Edebilmeleri Hakkında Yönetmelik’in 9’uncu maddesine göre yapılmaktadır. Bu maddeye göre, programda öğrenci birinci-ikinci sınıflardan eksik olduğu alanlarda ders sorumluluğunu yüklenir. Lisans öğrenimine hazırlık programı süresince öğretim programlarında, öğrencilerin lisans öğrenimine hazırlık programına başlayabilmeleri için yapacakları dil muafiyeti sınavını geçmeleri ve yabancı dil hazırlık sınıfına devam ederek başarılı olmaları gerekir. Ayrıca 2547 sayılı Kanun’un 18/b (5) maddesi uyarınca da öğrencilerin kabulü, ders intibakları, çıkarılmaları ile eğitim ve öğretim ve sınavlara ilişkin işlemler hakkında karar verme yetkisi de yükseköğrenim kurullarının ilgili yönetimlerine aittir.

Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in (6/1096) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: 2009-2010 eğitim öğretim yılı itibarıyla otuz iki ilde altmış-yetmiş iki aylık çocukların tamamının eğitim imkânına kavuşturulması çalışması başlatılmıştır ve 2009-2010 eğitim öğretim yılı itibarıyla da yüzde 65’in üzerine çıkan iller dâhil edilecektir. Bu uygulama kapsamına alınan iller, okullaşma oranları, dersliklerin kapasitesi, materyal ihtiyaçlarının karşılanabilir olması dikkate alınarak hazırlanmıştır. İmkânlar ölçüsünde gereken hazırlıklar yapılacaktır.

Karaman Milletvekili Sayın Hasan Çalış’ın (6/1097) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Bakanlığımız merkez ve taşra teşkilatlarında görev yapmakta olan personelin yararlanacakları haklar yürürlükte bulunan mevzuat çerçevesinde gerçekleştirilmektedir. Bu çerçevede, öğretmenlerin de bulunduğu Bakanlığımız personelinin çalışma şartları, emek-ücret ilişkisindeki bütünlük, aylık ders ücreti ve şartlardaki zorluk, personelin sorumluluk durumu ve başarı derecesi ölçüt alınarak devletin ekonomik imkânları çerçevesinde hükûmet programlarıyla yürütülmektedir.

İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı ve TOKİ arasında imzalanan protokol ile Ankara Sincan’da 2.788 adet konut yapılmış ve konutlar müracaat sahiplerine teslim edilmiştir. Başbakanlık Toplu Konut İdaresince illerimizde öğretmen ve emekli öğretmenlerimizin faydalanmalarına ilişkin konut uygulamaları için de illerimize duyurular yapılmaktadır. Diğer taraftan Bakanlığımızın yatırım programları yerleşim birimlerinin acil ve öncelikli ihtiyaçları göz önünde bulundurularak bütçe imkânları doğrultusunda gerçekleştirilmekte, öğretmenlerimiz ve koşulları için elimizden gelen ve bütçe imkânları doğrultusunda, en iyi şekilde yardım yapmaya çalışıyoruz.

Batman Milletvekili Sayın Bengi Yıldız’ın (6/1104) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Ortaöğretim kurumlarında seçmeli dersler arasında yer alan demokrasi ve insan hakları konulu bir ders okutulmaktadır. Hukuk ve insan haklarına ilişkin konulara ayrıca tarih, din kültürü ve ahlak bilgisi, Türk edebiyatı, dil, anlatım ve felsefe-sosyoloji kitaplarında da ayrıca yer verilmektedir. 2004 yılından bu yana ortaöğretim kurumlarında demokrasi eğitimi ve okul meclisleri çalışmaları yapılmakta olup ayrıca Demokratik Yurttaşlık Eğitim Projesi de yürütülmektedir.

Avrupa Birliği ülkelerinde “Millî Güvenlik Bilgisi” adı altında bir ders bulunmamakta, sadece Fransa’da güvenlik konularıyla ilgili olarak çocuklara liseden itibaren polis, asker tarafından videolar izletilerek konferanslar düzenlenmektedir.

Yükseköğretim Kurulu Başkanlığından alınan bilgiye göre öğrenci seçme sınavında sorulan soruların derslerin programına uygun demokrasi, hukuk ve insan haklarıyla ilgili sorular da sosyal bilimler testlerinde yer almaktadır.

Karaman Milletvekili Sayın Hasan Çalış’ın (6/1109) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Okullarda her ne ad altında olursa olsun zorla para toplanması söz konusu değildir. Okul aile birliklerine gönüllü olarak ayni ve nakdî bağış yapan öğrenci velileri ve diğer vatandaşlarımız bulunmaktadır. Bağışlarla ilgili kanuna ve yönetmeliğe göre de yardım isteğe bağlıdır ve kimse buna zorlanamaz. “Öğrenci velileri hiçbir suretle bağış yapmaya zorlanamaz” şeklindeki temel kanunumuz hükmü çerçevesinde işlemlerde bulunuyoruz, aykırı bir fiil ve işlemi olan görevlilerimizin bulunması durumunda da gerekli yasal işlemleri yapıyoruz.

Diğer taraftan, Bakanlığımızın bütçesi oluşturulurken mevcut kaynaklar çerçevesinde okullarımızın tüm giderleri için ödenekler de koyulmaktadır. Yıllık ödenek miktarı ise ödeneğe esas okulun durumuna göre değişmektedir.

Gaziantep Milletvekili Sayın Yaşar Ağyüz’ün (6/1129) esas numaralı soru önergesini cevaplıyorum: Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmelik’e göre, söz konusu Yönetmelik hükümlerinin uygulanması 15/9/2009 tarih, 2009/73 numaralı Genelge ve diğer münferit yazılar ile gerekli açıklamalar yapılmıştır.

Ayrıca, Millî Eğitim Bakanlığı, 2010 tarihi itibarıyla Eğitim Kurumlarında Yöneticilerin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Uygulama Kılavuzunu Bakanlığımız Personel Genel Müdürlüğünün web sayfasında da yayınlamıştır.

Gaziantep ilinden alınan, Valilikten alınan konuya ilişkin bilgiye göre ise il dâhilinde eğitim kurumlarında boş bulunan müdür başyardımcılığı, müdür yardımcılığı kadrolarına 5/12/2008 tarihli duyuru yazısıyla atamaya ilişkin sürecin başlatıldığı, Mart 2009 tarihli onay ile atama işlemlerinin sonuçlandırıldığı ve uygulama için yerel seçimlerin beklenmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır.

Gaziantep Milletvekili Sayın Yaşar Ağyüz’ün (6/1137) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Bakanlığımıza bağlı resmî ve özel eğitim kurumlarında öğretmen ihtiyacı her yıl bütçe imkânları doğrultusunda Bakanlığımıza tahsis edilen norm kadro sınırlılığında karşılanmaya çalışılıyor. Daha önceki sorular da benzer sorular olduğu için bu soruya da yine, KPSS puan üstünlüğüne göre, eğitim öğretimdeki ihtiyacımız ve mevzuattaki hükümlere göre tayin edilen öğretmenler kanalıyla gerçekleştiriliyor.

Gaziantep Milletvekili Sayın Yaşar Ağyüz’ün (6/1170) sayılı esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Bakanlığımız kayıtlarına göre 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında “Oya Bahadır Yüksel Özel Eğitim Kurumu ve Özel Rehabilitasyon Merkezi” adı altında verilmiş bir izin, özel eğitim kurumu bulunmamaktadır. Gaziantep Valiliğinden alınan konuya ilişkin bilgiye göre, İl Millî Eğitim Müdürlüğü bünyesinde böyle bir eğitim kurumunun faaliyette bulunmadığı ancak Büyükşehir Belediyesinden alınan bilgiye göre, bahse konu binada, sokakta yaşayan kimsesiz ve çeşitli madde bağımlılığı olan gençlerin problemleriyle ilgilenen bir gençlik merkezi olduğu bildirilmektedir.

Kütahya Milletvekili Sayın Alim Işık’ın (6/1207) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: 22/10/2008 tarihli Yükseköğretim Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’da, eklenen 56’ncı maddenin 12’nci fıkrasına göre başvuru süresi içerisinde askere alınmaları gerekenler, bu maddede belirtilen hakları kullandıkları takdirde tecilli ve tehirli sayılırlar. Bu kanundan yararlanarak öğrenciliğe intibakları yapılanların askerlik tecil veya tehir işlemleri hakkında 1927 tarihli 1111 sayılı Askerlik Kanunu’nun 35’inci maddesi hükmü uygulanır; bunlardan askere alınması gerekenlerin ise istemeleri hâlinde askerlik süresi boyunca öğrenim hakları dondurulur.” denilerek, soruya konu öğrencilerin askerlik durumlarına ilişkin bahse konu Kanun’da gerekli düzenleme yapılmıştır, Bakanlığımızca ayrıca yapılacak bir işlem bulunmamaktadır.

Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/1219) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu gereği, ilköğretim kurumlarının yatırımları mahallinde ve valiliklerce planlanmaktadır.

Ağrı Valiliğinden alınan konuya ilişkin bilgiye göre, Taşlıçay ilçesine bağlı 42 köy okulunun tamamında 2008 itibarıyla bakım onarım çalışmalarının yapıldığı, ilçede öğretmenlerin barınmaları açısından bir sorun bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Diğer taraftan, Bakanlığımıza bağlı resmî eğitim kurumlarının öğretmen ihtiyacı, her yıl yine bütçe imkânları çerçevesinde tahsis edilen kadro sınırlılığında, kadrolu ve sözleşmeli öğretmen ataması şeklinde görevlendirmeyle karşılanmaya çalışılmaktadır. 2009 yılı içerisinde, Taşlıçay ilçesinde 72 kadrolu ve sözleşmeli öğretmen ataması görevlendirilmesi yapılmış olup konuya ilişkin imkânlar dâhilinde gerekenler yapılmaktadır.

Kütahya Milletvekili Sayın Alim Işık’ın (6/1229) sayılı soru önergesini cevaplandırıyorum: Bakanlığımıza bağlı -az önceki sorular da benzer olduğu için kısaca cevaplandıracağım- kadro ihtiyacı, öğretmen ihtiyacı ilgili kanuni düzenlemeler çerçevesinde ve kadrolu olarak atanan öğretmenlerce giderilmektedir ama kadrolu öğretmenlerle giderilemeyen yerlerde, güçlük çekilen bazı bölgelerde sözleşmeli öğretmen ataması yapılmaktadır. Eğitim ve öğretimin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ve geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın iyi eğitilmesi amacıyla kanunlarla sağlanan imkânlar ölçüsünde istihdam sağlanmaktadır ve bu konuda öğretmenlerin sınıflandırılması ve psikolojik sorunlar yaratacağı yönünde yapılan değerlendirmeler bu açıdan gerçeği yansıtmamaktadır.

Ayrıca göreve başlama tarihi itibarıyla bir yıllık çalışma sürecini tamamlayan sözleşmeli öğretmenlere, kadrolu öğretmenlerde aranılan şartları belgelendirmeleri kaydıyla ve boş pozisyon bulunması kaydıyla, yarıyıl ve yaz tatillerinde 2 defa eş ve sağlık özrüne göre tayin ve yer değiştirme imkânı tanınmaktadır.

Bakanlığımızca gerçekleştirilen bütün işlemler yürürlükteki mevzuat hükümlerine göre gerçekleştirilmekte olup aksi iddiaların gerçekle bir ilgisi bulunmamaktadır.

Adana Milletvekili Sayın Yılmaz Tankut’un (6/1234) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: 2008 yılının Kasım ayının ikinci yarısında elektrik borçlarıyla ilgili olarak valiliklerden alınan bilgiye göre bütün eğitim kurumlarının elektrik borçlarının ödenmesi için yeterli ödenek mahalline gönderilmiş ve valiliklerden gerekenin yapılması istenmiştir. 2009 Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu’nda Bakanlığımıza 90 milyon 833 bin TL tahsis edilmiş, 2010’da ise 108 milyon 300 bin olup, elektrik gideri için ödenek ayrılmaması diye bir şey söz konusu değildir. Elektrik borçlarının ödenmesinde taşra birimleri harcama yetkililerinin ödenek takiplerini zamanında ve bağlı bulundukları merkezî harcama birimlerine yapmaları durumunda ödenekler merkezî idare tarafından düzenli olarak yapılmaktadır.

Gaziantep Milletvekili Sayın Yaşar Ağyüz’ün (6/1258) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Bakanlığımız, yardım kampanyası konulu 2009/1 numaralı Başbakanlık Genelgesi kapsamında Gazze’ye yardım kampanyası başlatmıştır. Ekonomik yük getirmemesi ve zorlama olmaması için söz konusu genelgede özellikle, “kimsenin yardım yapmaya zorlanamayacağı” şeklinde bir hüküm yer almış ve yardımlar tamamen gönüllülük esasına göre yapılmıştır.

Öğretmenevlerinin kurulmaya başlandığı 1981 yılından itibaren her yıl alınan bandrol ücreti 2005 yılından itibaren gönüllülük esasına bağlanmış olup, öğretmenler ve diğer bakanlığımız mensupları herhangi bir bandrol ücreti ödemeden sosyal tesislerimizden, öğretmenevlerimizden ve lokallerimizden yararlanmaktadırlar. 2009 yılında 60 lira olan bandrol ücreti de 2010 tarihinde 25 TL olarak düzenlenmiştir.

Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmelik 13/08/2009 tarihinde yayınlanmış, söz konusu Yönetmelik hükümlerinin uygulanmasına yönelik 2009/73 sayılı Genelge ve diğer münferit yazılarla gerekli açıklamalar yapılmıştır. 05/01/2010 tarihi itibarıyla Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Kılavuz da Bakanlığımız Personel Genel Müdürlüğünün web sayfasında yer almaktadır.

Gaziantep Milletvekili Sayın Yaşar Ağyüz’ün (6/1267) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Bakanlığımız merkez ve taşra teşkilatında görev yapmakta olan personelin yararlanacakları haklar, yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri çerçevesinde hizmet sınıfları itibarıyla görev, yetki ve sorumlulukları dikkate alınarak belirlenmektedir.

İlköğretim müfettişlerinin özlük haklarının iyileştirilmesine yönelik Bakanlığımızca hazırlanan kanun tasarısı şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündeminde yer almakta olup, bu konuda gereken çalışmalar devam etmektedir.

Diğer taraftan, 23/01/2009 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı yönetici öğretmenlerin ders ve ek ders saatlerine ilişkin kararda değişiklik yapılması gereken karara göre de ilköğretim müfettişi ve yardımcılarının yararlanacakları ders ücretleri on beş saatten yirmi saate yükseltilmiştir. Aylıksız izin hariç olmak üzere her türlü izin, hastalık raporu ve tedavi gibi çeşitli nedenlerle gelemedikleri günlerin çalışma günlerine rastlayan her türlü bayram, yılbaşı tatili kesilmeden ödenmesi sağlanmıştır.

Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/1271) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: İlköğretim yatırımları, mahallinde valilikçe planlanmakta ve gerçekleştirilmektedir. Aksaray Valiliğinden alınan, konuya ilişkin bilgiye göre il genelindeki onarım ihtiyaçlarının öncelik sıralaması da dikkate alınarak ödenek imkânları ölçüsünde giderilmekte olduğu anlaşılmaktadır.

Diğer taraftan, Bakanlığımıza bağlı resmî eğitim kurumlarının öğretmen ihtiyacı, kadro karşılığında her yıl bize sağlanan bütçe imkânları sınırlılığında, İLSİS kontenjan modülüne yansıtılan alanlar çerçevesinde alınmaktadır. Öğretmen ihtiyacının kadrolu ve sözleşmeli öğretmenler ile karşılanamadığı durumlarda vekil öğretmen görevlendirmesi yapılarak karşılanmaktadır. Aksaray Valiliğinden alınan, konuya ilişkin bilgiye göre de herhangi bir boş geçen ders bulunmamaktadır.

Sayın Ensar Öğüt’ün (6/1272) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: İlköğretim Kanunu gereğince ilköğretim yatırımları mahallinde valilikler tarafından planlanıp gerçekleştirilmekte, Aksaray ilinde de yatırım ihtiyaçları bütçe imkânları doğrultusunda giderilmektedir ve öğretmen ihtiyaçları da -yine az önce tekrar ettiğim gibi- bütçe imkânları çerçevesinde İLSİS kontenjan modülüne göre yansıtılan öğretmen atamaları ile karşılanmaya çalışılmaktadır. Öğretmen ihtiyacının kadrolu ve sözleşmeli öğretmenler ile karşılanamadığı durumlarda ücretli ve vekil öğretmen şeklinde karşılanmaktadır.

Gaziantep Milletvekili Sayın Yaşar Ağyüz’ün (6/1291) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu’nun 16’ncı maddesinde “Okul-aile birlikleri, okulların eğitim ve öğretim hizmetlerine etkinlik ve verimlilik kazandırmak, okulların ve maddi imkânlardan yoksun öğrencilerin zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak üzere; ayni ve nakdî bağışları kabul edebilir. Öğrenci velileri hiçbir surette bağış yapmaya zorlanamaz.” denilmekte olup personelimizden mevcut mevzuata aykırı fiilleri bulunan veya bulunduğuna dair duyum alınanlar hakkında yapılan inceleme, soruşturma sonucunda getirilen teklifler doğrultusunda yasaların gereği yerine getirilmektedir. Gaziantep Valiliğinden alınan bilgiye göre, konuya ilişkin olan Şehitkamil Kaymakamlığınca başlatılan inceleme ve soruşturma sonucunda söz konusu öğretmen ile ilgili olarak getirilen ceza teklifinin uygulandığı, okul yöneticileriyle ilgili bir işlem tayinine gerek görülmediği anlaşılmakta olup konuya ilişkin olarak ilgili yasaların gereği yerine getirilmiştir, bu anlaşılmaktadır.

Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/1303) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Yine, yatırımlara ilişkin bir soru. İlköğretim yatırımları, mahallinde valiliklerce planlanmakta ve gerçekleştirilmektedir. Batman Valiliğinden alınan bilgiye göre, her yıl Sason ilçesindeki ilköğretim kurumlarının, lojmanların ödenek imkânları doğrultusunda onarımlarının yapılmakta olduğu anlaşılmaktadır.

Diğer taraftan, Bakanlığımıza bağlı resmî eğitim kurumlarında öğretmen ihtiyacı da kadro imkânları ölçüsünde, tahsis edilen kadro sınırlılığında ve her yıl atama dönemlerinde, İLSİS kontenjan modülüne göre gerçekleştirilmektedir. Öğretmen ihtiyacının sözleşmeli ve kadrolularla karşılanamadığı durumlarda da ücretli ve vekil öğretmen görevlendirmesi yapılarak karşılanmaktadır. Batman Valiliğinden alınan konuya ilişkin bilgiye göre, boş geçen bir ders bulunmamaktadır.

Gaziantep Milletvekili Sayın Hasan Özdemir’in (6/1314) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Soruya konu kapsamdaki öğrenci ve velilerimize yönelik, valiliklerce mahallinde, diğer kamu kurum kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, medya iş birliğiyle ilgili gerekenler yapılmakta olup Gaziantep Valiliğinden alınan konuya ilişkin bilgiye göre, bu ilimizde, öğrencilerin ailelerine yönelik, eğitimi etkileyen konularda anne baba eğitimlerinin verildiği, çocuklara yönelik, okullarda uyum sorunu yaşamamaları için, oryantasyon çalışmaları yapıldığı, ihtiyacı olanlara psikolojik danışmanlık hizmeti verildiği, maddi yetersizliği olan öğrencilere imkânlar dâhilinde yatırımlar yapıldığı, yatılı okullara yönlendirildiği, aile bireylerine meslek edinme kursları düzenlendiği ve bir işe yerleştirme konusunda da yönlendirme çalışmaları yapıldığı anlaşılmaktadır.

Bakanlığımızca, 2010 yılında, Gaziantep iline, devam eden ve yeni projeler için toplam 30 milyon 833 bin 815 TL, ayrıca onarım ödeneği olarak da 1 milyon 555 bin 408 TL olmak üzere, toplam 32 milyon 389 bin 223 TL yatırım ödeneği tahsis edilmiştir.

Kütahya Milletvekili Sayın Alim Işık’ın (6/1352) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından eş değerlik tanınan yurt dışındaki üniversitelere kayıtlı öğrencilerimizin sayısına ilişkin istatistiki bir veri bulunmamakta olup yurt dışında kendi hesabına öğrenim gören öğrenci sayısı toplam 23.940’tır. Başbakanlık Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğünün 2009-2013 dönemini kapsayan stratejik planında 2011 yılı sonuna kadar yurt dışında yükseköğrenim gören Türkiye Cumhuriyeti uyruklu öğrencilere yönelik yeni bir kredi modeli geliştirme hedefi yer almakta olup ilgili çalışmalara başlanmıştır.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Bakanım, teşekkür ediyorum.

Soru sahibi milletvekili arkadaşlarımızdan ek açıklama yapacak olan milletvekillerimize söz vereceğim.

Sayın İnan, buyurun.

MÜMİN İNAN (Niğde) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Bakanım, teşekkür ediyorum; bahsettiğiniz konularla ilgili biraz geç de olsa verdiğiniz cevaplar için teşekkür ediyorum.

Fakat, bu arada, dün, cumartesi günü Niğde’nin Çiftlik ilçesinde gezerken millî eğitimde yetkili bir kardeşimizle görüştüğümde “Eğitimde durum nasıl?” dedim. “Çiftlik ilçesinde çok güzel şeyler oluyor.” dedi. Arkasından sordum: “Öğretmen açığımız var mı?” diye. “Maalesef, öğretmen açığımız var.” dedi. Şimdi, öğretmen açığımızın olduğu yerde -millî eğitimde- işlerin nasıl gittiğini siz takdir edersiniz. Sadece Çiftlik ilçemizde değil merkez dâhil Niğde’mizin Çamardı, Ulukışla, Altunhisar, Çiftlik ilçelerinde, hepsinde, Bor da dâhil olmak üzere öğretmen açıklarımız var.

Diğer taraftan, Niğde Belediyesi olarak geçmişte yaptırdığımız büyük bir proje vardı “Yeni Niğde Evleri Bölgesi” diye. Burada bir ilköğretim okulumuz var ama yeterli değil, öğrenciler çok sıkışık vaziyette. Yeni bir ilköğretimin yapılması çok acil bir durum Yeni Niğde Evleri Bölgesi merkezde. Ayrıca, bir vatandaş tarafından yaptırılan lisede ilaveye ihtiyaç var çünkü yeni yerleşim alanının tamamı oturuma açıldı. Dolayısıyla, yardımcı olursanız sevinirim efendim.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sayın İnan, teşekkür ediyorum.

Sayın Ağyüz

YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakanım, verdiğiniz cevaplarda Gaziantep’e ilgi gösterdiğiniz anlaşılıyor. Ayrıca da soru önergelerimiz çok eskimiş, 2008 tarihli.

Şimdi, elimde bir rapor var: “Gaziantep’in Eğitim Sorunları: Önceliklerimiz.” Bakın, her yerde rastladığımız, eğitim idarecilerinin atanma ölçüleri belli değil. Tecrübesiz ve yeni öğretmenler eğitim idarecisi olarak atanmamalı. Eğitim idareci atamaları alandan yapılmalı.

Şimdi, bu eleştirileri yapan rapora karşı Millî Eğitim Bakanlığımız -duyarlı olması gerekirken- hâlen atamalarda aynı eşitsizliği devam ettiriyor. Devlet Memurları Kanunu’nun 76’ncı maddesine göre atama yapılması Millî Eğitim Bakanlığında alışkanlık hâline geldi. Sizin döneminizde de 76’ncı maddeye göre atama yapıldı mı?

Millî Eğitim Müdürünün açıklamasına göre 4.500 adet öğretmen açığı var Gaziantep’te. Bunun için ne yapmayı düşünüyorsunuz? Bu yıl ilave ödenek ayırmayı düşünüyor musunuz?

Ayrıca da partinizin il milletvekillerinin de eğitimin sağlıksız olduğunu, yetersiz olduğunu belirtmelerine rağmen, neden Gaziantep’e özel ilgi göstermiyorsunuz? Neden özel girişimcilerin derslik yapması umuduna bırakıyorsunuz da OKS’de, ÖSS’de aynı başarısızlık devam ediyor? Bunların giderilmesi için bize bir umut, bir vaatte bulunabilecek misiniz?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Ağyüz.

Sayın Çalış…

HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Sayın Başkan, teşekkürler.

Sayın Bakan, sorularımıza gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ediyorum.

Bu arada, 4/B’li öğretmenlerimizin bir sıkıntısını dile getirmek istiyorum. Sizler de biliyorsunuz, 4/B’li çalışan öğretmenlerimizin eş durumu tayini ve parçalanmış aileler önemli bir problem. Bu konuyu çözecek çalışmalar yaptığınız kamuoyuna yansıdı. Bu öğretmenlerimize önümüzdeki öğretim yılında bölünmüş aile problemi bitecek müjdesi verebilir miyiz?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Çalış.

Sayın Işık…

ALİM IŞIK (Kütahya) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Bakana, ben, geç de olsa verdiği cevaplardan dolayı teşekkür ediyorum.

Tabii, aftan yararlanan öğrencilerin, eğitim öğretimlerini yarıda keserek tekrar askerlik görevlerini yapmak üzere okuldan ayrılmaları, maalesef birçok öğrencinin okullarını bitirmesine engel durumda. Bu nedenle bu konuya acaba bir çözüm bulunabilir mi diye bu önergeyi vermiştim fakat verilen cevaplardan, maalesef bu konuda bir çalışmanın olmadığı ortaya çıkmakta.

İkinci önergede, özellikle, Sayın Bakana, öğretmenlerin, kadrolu, sözleşmeli, ücretli ve vekil öğretmen olmak üzere, aynı okulda, aynı okul mezunu olarak birlikte çalışmalarının sosyal ve psikolojik sorunlar yaratmadığı ve bu konudaki iddiaların gerçeği yansıtmadığı yönünde verdiği cevabın bir araştırmaya dayanıp dayanmadığını sormak istiyorum. Çok ciddi sorunların yaşandığı herkes tarafından bilinmektedir. Eğer, öğretmen, vekil, ücretli ve sözleşmeliyse, kadrolulara karşı çok ciddi anlamda bir psikolojik sorun ortadadır. Ben, özetle bu konuda bir araştırma yaptırabilirseniz ülkenin yararına olacağını düşünüyorum.

Özellikle de yurt dışı yükseköğrenim öğrencilerine kredi verilmesi konusunda çalışmanın başlatılmış olmasından memnun olduğumu ifade etmek istiyorum. 2011 yılı sonunda tamamlanacağını söylediniz; eğer, 2010 yılı sonunda bu çalışma tamamlanır da hiç olmazsa, 2011’de bu durumdaki öğrencilerimiz bundan yararlanabilse iyi olur diye düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Işık.

Sayın Tankut

YILMAZ TANKUT (Adana) – Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Sayın Bakana da, iki yıl önce Sayın Çelik’e sormuş olduğum soruyu bugün cevaplamasından dolayı ayrıca teşekkür ediyorum.

Sayın Bakan ifade ettiler, soru önergeme konu olan elektrik kesintileriyle ilgili olan problem ve sıkıntılar şu an giderilmiş gözükmekle birlikte, maalesef pek çok benzer sorun farklı şekillerde yine Adana ve ülkemizin pek çok okulunda hâlen devam etmektedir. ASKİ’ye olan borçlar, temizlik ve hijyen konusunda büyük sıkıntılar ne yazık ki hâlen devam etmektedir. Ancak, sosyoekonomik durumları iyi olan ve nispeten varlıklı ailelerin yaşamış olduğu semtlerde bu problemler bir şekilde yine okul aile birlikleri tarafından ve öğrenci velileri tarafından karşılanmakla birlikte, Sayın Bakan, ne yazık ki kenar mahallelerde ve özellikle de fakir ailelerimizin olduğu yerlerdeki okullarımızda hâlen hijyen, temizlik ve benzer sıkıntıların devam ettiğini hatırlatıyor, bu okullarımızdaki bu sıkıntıların da bir an önce giderilmesi konusunda hassasiyet göstermenizi istirham ediyor, teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Tankut.

Sayın Üçer…

ÖZDAL ÜÇER (Van) – Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Gerçi miadını doldurmuş bir soruya cevap verildi ama bununla beraber, birkaç sorunu dile getirmek istiyorum.

Van’ın Edremit ilçesinin Çiçekli beldesinde şu an 400 öğrenci taşımalı sistemden men edildikleri için okula gidememektedirler. Bunların eğitim sorununun çözümü için bir çözüm arayışınız olacak mı?

İkincisi: Yassıtepe köyü okulu eğitime yetersiz olduğu için birçok öğrenci… Çaldıran ilçesinin Yassıtepe köyü ilköğretim okulu yetersiz olduğundan eğitim sağlıklı işlememektedir. Bu köyümüzün eğitim sorununu giderme konusunda bir çabanız olacak mı?

Bir de, çok önemli bir sorun olarak hissedilen, okullarda sınavlara hazırlık kursları bağlamında öğretmenlerin yapabileceği işi cemaatlere havale eden, cemaat derneklerine ödenek verdirerek yaptıran Van Millî Eğitim Müdürlüğünün çalışmalarıyla ilgili bir denetiminiz olacak mı?

İki, üç tane soru önergesi verdiğimiz hâlde, yatılı okulda çocukların iaşe parasına göz dikmiş ve onu bile zimmetine geçirmiş öğretmenlerin atamasıyla ilgili neden herhangi bir şey yapılmadı, hatta, terfi ettirilir gibi müdür yardımcılığına getirildi?

Gülen cemaatinin Van Millî Eğitim bünyesinde yapmış olduğu faaliyetlerin denetimine ilişkin bir çalışmanız olacak mı?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Üçer.

Sayın Bakanım, milletvekili arkadaşlarımızın söylediği, ifade ettiği hususlara cevap vermek isterseniz buyurun.

Milletvekili arkadaşlarımızın ek açıklamalarına Sayın Bakanımız cevap verecekler.

Buyurun efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NİMET ÇUBUKÇU (İstanbul) – Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Sayın Mümin İnan’ın Çiftlik ilçesine ilişkin olarak söylediği hususları bizzat inceleyeceğim, takip edeceğim ama genel olarak oradaki ilköğretim okulu ihtiyacının dışında, öğretmen açığımız var denildi. Türkiye genelinde, az önce de söylediğim gibi, öğretmen kadrolarına ilişkin ihtiyaçlarımız her yıl bize tahsis edilen kadrolar ve bütçe sınırlılığı içerisinde gerçekleşmekte ama son derece yüksek sayıda, 25 bin öğretmen atamasını gerçekleştirdik eylül ile aralık ayı içerisinde. İnşallah, ümit ediyoruz ki, 40 bin atamamızı da bu yıl yaptığımız zaman, özellikle öğretmen ihtiyacı konusunda önemli bir sorunun ortadan kaldırılacağını düşünüyoruz.

Sayın Yaşar Ağyüz Gaziantep’in eğitim sorunlarına değindi. Gerçekten İstanbul, Antep, Adana, Mersin gibi özellikle yüksek göç alan illerimizde eğitimin planlanması ve eğitim hizmetlerinin düzgün bir şekilde icrasında elbette bazı sorunlar var. Bunun için öncelikle büyük göç alan illerde göçün aldığı bölgelere ilişkin eğitim planlamalarının yapılması çok önemli. Dolayısıyla, Gaziantep de, bizim, bu manada ilk on şehir arasında sıraladığımız ve özel olarak eğitim sorunlarını çözmek üzere eğildiğimiz kentlerden bir tanesi. Dolayısıyla “Neden özel bir ilgi göstermiyorsunuz?” dediniz. Gerçekten bu konuda özel bir ilgi göstereceğimi söylemek isterim.

Yöneticilerin atamalarına ilişkin bir… Hâlen yönetici atamalarında problem olduğunu ve şahsi tasarruflarla atamaların gerçekleştirildiğini söylediniz. Yönetici atamaları konusunda çıkardığımız bir yönetmelikle bunu tamamen sınava bağladık ve sınavları gerçekleştirdik, atamaları da bu doğrultuda yaptık. Dolayısıyla, objektif, eşit, adil ve her öğretmenin katılabileceği sınav başarı puanlarıyla da atamaların gerçekleştirildiği bir sisteme geçtik. Herhangi bir şekilde, okul müdürü ataması olarak, 76’ncı maddeyi hiç kullanmadığımı söylemek istiyorum.

Sözleşmeli öğretmenlerin tayinine ilişkin sorularda da vardı Sayın Hasan Çalış’ın, bunları cevaplandırdım. Yani özür durumları, sağlık durumları, eş durumları -belgelendirilmek kaydıyla- şubat ve haziran ayları içerisinde eğitim ve öğretim sistemini aksatmayacak şekilde başvuruları hâlinde gerçekleştiriliyor. O konuda bir fark yok yani sözleşmeli öğretmenlerle kadrolu öğretmenler arasında özür durumundan tayin konusunda hakları olduğunu söylüyorum.

Bir de, sözleşmeli öğretmenlerle kadrolu öğretmenlerin arasında psikolojilerinin bozulduğuna dair bir iddia vardı. Bu konuda Bakanlığımız tarafından “Psikolojik bir bozulma söz konusu mu” diye bir araştırma yok. Belki aynı ortamda aynı şartlarla çalışmıyor olmanın getirdiği çalışma barışına yönelik bir sıkıntı olabilir, bunu kabul ediyorum ama takdir edilmesi gerekir ki bir yandan da eğitim ve öğretimin planlanması söz konusu ve bazı öğrencilerin eğitim hakkını da en az öğretmenlerimizin hakları kadar gözetmek durumundayız diye düşünüyorum.

Sayın Tankut’un, kenar mahallelerdeki okullarda hâlâ hijyen ve temizlik konusunda sorun olduğu ve ödeneklere ilişkin bir görüşü oldu. Bu yıl özellikle 2009-2010 eğitim öğretim yılını planlarken, yaşamış olduğumuz özellikle domuz gribi salgınını da baz alarak, okullarımızda en yüksek ağırlığı ilköğretim ödeneklerinde temizlik ve hijyen için ayırdık yani özellikle bulunduğunuz yerlerde buna ilişkin bir bilgi olursa, aktarırsanız, özel olarak ilgileneceğimi ifade etmek istiyorum.

Yine, Van Milletvekilimiz Sayın Üçer’in Yassıtepe İlköğretim Okulu ve taşımalı öğrencilere ilişkin ilettiği konuları da bizzat özel olarak takip edeceğim. Ayrıntılarını sizden alırım.

“Zimmete para geçiren kişiler ödüllendirildi.” diyorsunuz. Yani herhangi bir şekilde zimmete para geçirdiği bir şekilde disiplin ve yargı çerçevesinde tespit edilen birinin değil yönetici olarak terfi ettirilmesi, memuriyette kalması mümkün değil hukuken.

Hepinize tekrar saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ÖZDAL ÜÇER (Van) – Belgeleri sunacağız Sayın Bakanım, var zaten.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakanım.

Soru soran milletvekili arkadaşlarıma ve Sayın Bakanımıza cevaplar ve sorular için teşekkür ediyorum.

Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, birleşime on dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati: 18.43

 

 


DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 18.58

BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL

KÂTİP ÜYELER: Fatih METİN (Bolu), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 67’nci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

Alınan karar gereğince diğer denetim konularını görüşmüyor ve gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.

1’inci sırada yer alan, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96)

BAŞKAN – Komisyon yok.

Ertelenmiştir.

2’nci sırada yer alan, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

2.- Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S. Sayısı: 321)

BAŞKAN – Komisyon yok.

Ertelenmiştir.

3’üncü sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti ile Sırbistan Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

3.- Türkiye Cumhuriyeti ile Sırbistan Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/755) (S. Sayısı: 426) (x)

BAŞKAN – Komisyon? Yerinde.

Sayın Hükûmet? Burada.

Geçen birleşimde tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanıp maddelerine geçilmesi kabul edilmişti.

Şimdi 1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE SIRBİSTAN CUMHURİYETİ ARASINDA SERBEST TİCARET ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1.- (1) 1 Haziran 2009 tarihinde İstanbul’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti ile Sırbistan Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret Anlaşması”nın onaylanması uygun bulunmuştur.

                              

(x) 426 S. Sayılı Basmayazı 25/02/2010 tarihli 66’ncı Birleşim Tutanağına eklidir.

BAŞKAN – Madde üzerinde Barış ve Demokrasi Partisi adına Muş Milletvekili Sırrı Sakık.

Buyurun Sayın Sakık. (BDP sıralarından alkışlar)

BDP GRUBU ADINA SIRRI SAKIK (Muş) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün 2 Mart 2010, bundan on altı yıl önce bu Parlamentoda bir sivil darbe olmuştu. Nasıl 28 Şubat nasıl 12 Eylül nasıl 1960’larda darbeler olduysa 2 Martta da ilahlar emretmişti, burada bir darbe yapıldı. Darbe halkın iradesine karşı yapılmıştı, o gün de bu Parlamento ablukaya alınmıştı ve ne yazık ki bu ülkede bütün darbeler zaman zaman gündeme gelir, kimin medyası varsa kimin gücü varsa bunları gündeme getirir, konuşur, tartışır eder ama ne yazık ki darbeler Kürtlere karşı, Kürtlerin seçilmişlerine karşı gündeme gelirse kimsenin sesi sedası çıkmaz. Demokrasi bu şekilde inşa edilmez.

Bu darbe yapılırken ilahlar emretmişti, Millî Güvenlik Kurulunda karar alınmıştı ve burada, Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu… İlk önce başladılar, şeklen bir yargılama süreci başlattılar. Ben de o günün tanıklarından ve sanıklarından biriydim. Bizi çağırdılar, gittik…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Ama tanıklığın gerçek olsun, militan olmasın, gerçek olsun.

SIRRI SAKIK (Devamla) – İnşallah, inşallah…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Militan olmasın, gerçek olsun.

SIRRI SAKIK (Devamla) – Benim söylediğim her şey doğrudur.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Gerçek olsun, militan olmasın.

SIRRI SAKIK (Devamla) – Allah adına doğrudur. Hiç…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Türk sizi yalanladı.

SIRRI SAKIK (Devamla) – Şimdi bakın, size bir şey söyleyeyim. (CHP sıralarından gürültüler) İlk önce, çıktınız burada dediniz ki: “Böyle bir şey yok.” Sonra sizin bütün tanıklarınız çıktı, bizi teyit etti. Ve size söyledik sevgili arkadaşlar, bu bizim tarzımız değil ama bizim üzerimizden de siyaset yapmayın, yaptırtmayız siyaset size. (BDP sıralarından alkışlar) Yani eğer dönerseniz, Kürtler üzerinden hesaplaşırsanız biz de size siyaset yaptırtmayız.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Ne ilgisi var bununla?

SIRRI SAKIK (Devamla) – Onun için, ben ne söylüyorsam önünde, arkasında duramayacağım hiçbir şeyi söylemem.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Türk’e sor, Sayın Türk’e!

SIRRI SAKIK (Devamla) – Çıkıp burada aktörleriniz bizi yalanladılar ama sonra çıkıp hepsi tek tek teyit etti.

Sayın Türk… Bakmayın, onun böyle bir şahsiyeti vardır, dengelemeye… Ama Allah adına söylüyorum, benim söylediklerimin hepsi doğruydu.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Bırak, Allah’ı ne karıştırıyorsun ya! Allah’ı ne karıştırıyorsun ya!

SIRRI SAKIK (Devamla) – Şimdi bakın, ben O 2 Martı konuşuyorum. Demokrat olalım, demokrasiye sahip çıkalım diyorum; biz sizinle niye konuştuk, niye tartıştık, bunu demiyorum. Biz konuşabilmeliyiz, böyle bir iklim yaratabilmeliyiz. Siz bizimle konuşmadığınız için… Siz üç yıldır tepeden bakıyorsunuz, halkın iradesini yok sayıyorsunuz. Peki, 1999’da diyalog var da niye 2010’da diyalog yok? Bu halkın iradesiyle bu vekiller gelmedi mi? Size eleştirimiz bu noktadadır.

Bakın, sizin Genel Başkanınız çıkıp Habur’la ilgili gensoru veriyor. Peki, üç gün önce Çankaya’da Genelkurmay Başkanı, Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakan çıkıp ne yaptılar? Oturdular. Aynı gün generaller yargılanmıyor muydu? Yargılanıyordu ve generaller serbest kalmadı mı? Kaldı. Peki, niye onunla ilgili gensoru vermiyorsunuz? İşte demokrasilerde çifte standart yok. Eğer gerçekten Habur’la ilgili hassasiyetiniz varsa, Çankaya’yla ilgili de hassasiyetiniz olmalı.

Bakın, 2 Martı konuşurken, yeniden arkadaşlar bizi farklı bir yerlere götürmeye çalışıyorlar.

Sevgili kardeşlerim, 2 Martta, evet, burada şeklen bir yargılama süreci ve dokunulmazlıklar kaldırıldı. Dönemin Başbakanı burada çıktı, aynen şunu söyledi, dedi ki: “Ben yargıyla görüştüm, işlerini halledeceğim.” Ama kimsenin sesi çıkmadı. Ben karma komisyonda 3 kez yargılandım, gittim, sorgulandım. Ama sadece -aranızda birçok hukukçu var- ön sayfada ismim vardı. Üçünde de “Dokunulmazlığın kaldırılmasına gerek yok.” dediler. Ama ilahlar emretmişti, Parlamento ilahların emrindeydi ve orada vicdan sahibi olanlar da vardı, oy kullanmayıp çıktılar, çıktılar ve ağlıyorlardı ve dönemin milletvekilleri karma komisyonda görev almışlardı. Hiçbir arkadaşımızla ilgili ciddi bir şey yoktu. Hepimiz buradan alınıp götürülürken ne yaptılar biliyor musunuz? Sayın savcılar devletin helikopterine binerek gittiler bölgede köy korucularından beyan temin ettiler ve Parlamento buna seyirci kaldı ve acı dolu yıllar, on yıl, on iki yıl arkadaşlarımız cezaevinde kaldı, ben de kaldım, siyaset yasağında kaldık. O gün de parti kapatıldı, bugün de partimiz kapatıldı. O gün de milletvekilliğimiz düştü, cezaevindeydik. Bize Meclis Başkanı elçiler gönderiyordu: “Şu sahte dilekçeleri imzalayın, milletvekilliğiniz kurtulsun.” Aynen cevabımız şu: “Sayın Meclis Başkanı, siz halkın iradesine sahip çıkamadınız. Biz imza atarak milletvekilliğimizi kurtarmak için burada değiliz. Türkiye’yi özgürleştirmek, Kürt halkını özgürleştirmek, demokratikleştirmek için buradayız, cezaevindeyiz. Tercihimiz cezaevi olur ama hukuka karşı hile yapmayız. Demokrasi bedel istiyorsa bu bedeli ödemeye de adayız.” dedik. Şimdi aradan on altı yıl geçti, on altı yıl, hâlen aynı noktadayız. O gün Demokrasi Partisi kapatıldı, bugün Demokratik Toplum Partisi kapatıldı. O günkü aktörlerin birçoğu hâlen sürgünde, kimi hâlen cezaevinde, Sayın Türk yasaklı. Birçok arkadaşımız sürgünde yaşamak zorunda kaldı ve siz hâlen dönüyorsunuz, geçmişin argümanlarıyla geleceği inşa etmeye çalışıyorsunuz ve hâlen, AKP İktidarı, bin kadromuz içeride ve sizin aktörleriniz çıkıyor, o KCK denilen operasyonu savunuyor. Oysaki o insanlar sizin kadar yasaldır, sizin kadar halkın vicdanıdırlar; belediye başkanıdır, partinin yöneticileridir.

Onun için, arkadaşlarımız, bakın, o dönemde de çıkıp burada Coşkun Kırca aynen şöyle diyordu, diyordu ki… DYP Milletvekili Coşkun Kırca, Anayasa ve Adalet Komisyonu Başkanı sıfatıyla tutanaklara geçen ve Kürtleri derinden yaralayan bir konuşma yapmıştı. Cumhuriyet döneminin ilk Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt “Kendini bu ülkede Türk ırkından hissetmeyenlerin bu ülkede Türklere ancak hizmetkârlık yapma ve köle olma hakları vardır.” diyordu ve dönüp bize söylüyordu DEP’lilere hitaben: “Kendisini Türk hissetmeyenler ancak susma hakkına sahiptir.” Şimdi size söylüyorum: Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım ama Türk değilim. Susma hakkım yok ve siz ne kadar kendi kimliğinizle kendinizi ifade etmek istiyorsanız, ben ve bütün Kürtler de kendimizi kendi kimliğimizle ifade etmek istiyoruz ama bunun hukukunu yaratamazsak, bunu hayata geçiremezsek bir arada yaşama şansımız olmaz. Onun için diyoruz ki, hukuk ve huzur…

Sayın Başbakanımız, evet, her zaman siz de hukukun ve huzurun ülkesini seslendirmeye çalışıyorsunuz ama siz bir cerrah edasıyla… Ama ehliyetsiz bir cerrahsınız siz, neşteri atıyorsunuz ama ondan sonra yarayı açıkta bırakıyorsunuz. Sonra gidiyorsunuz, kapalı kapılar ardında bazı görüşmeler yapıyorsunuz ve bu görüşmelerde halkın vicdanı yaralanıyor ve gücünüz yettiğinde, sonra, arada, işte filler kavga edince veyahut da sevişince yine demokrasi güçleri ve Kürtler arada ezilip gidiyor.

Dönün bakın, Ergenekon’da ilk sanıklar nerede? Hepsi hastaydı, ara bir formül bulundu, hepsi tek tek tahliye edildi. Aktörlerin birinci, ikinci… Ve sonra iş dünyasındaki aktör… Ne oldu? Sermaye bastırdı, hemen onu alıverdiler. Sonra ne oldu? Geçen gün, Balyoz Operasyonu’nda birinci, ikinci sanık olanlar serbest, ondan sonrası…

Şimdi, bu hâlinizle siz bizim yaralarımızı saramazsınız, siz bu hâlinizle ülkeyi özgürleştiremezsiniz, siz bu hâlinizle Türkiye’de demokrasi mücadelesi veremezsiniz. Eğer gerçekten demokrasi mücadelesi vermeyi bir görev olarak biliyorsanız -tabii ki göreviniz odur, hepimizin de görevi odur- bu 12 Martlardan, 12 Eylüllerden, 28 Şubatlardan bir bütün olarak hesap sormalıyız; 2 Martlardan, 2 Martı gerçekleştirenlerden hesap sormalıyız. O 2 Martın aktörleri kimlerdi? Onlardan hesap sormalıyız ama ne yazık ki, “2 Martlar bize dokunmadı, biz 28 Şubatı seslendiririz.” Arkadaşlar, biz 28…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Sakık, konuşmanızı tamamlar mısınız.

Buyurun.

SIRRI SAKIK (Devamla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Biz bütün darbelere karşıyız. Bütün militarist güçlerin o baskıcı rejimlerine karşıyız. O vesileyle “bu bize, bu size” anlayışı bizde yoktur. Biz bir bütün olarak demokrasiye sahip çıkıyoruz. Demokrasi hepimiz için gereklidir. O vesileyle tekrarlıyorum: Hukuk ve huzur, demokrasi için biz varız, eğer siz de varsanız birlikte yol yürümeye hazırız. Bu sadece AKP’nin veyahut da Barış Partisinin bir görevi değil, Cumhuriyet Halk Partisinin de, Millîyetçi Hareket Partisinin de görevi budur. Biz sorunlarımızın çözüm adresinin diyalogdan geçtiğini söylüyoruz. En aykırı isimlerle, en aykırı partilerle de görüşmek bizim görevimizdir. Bizim bütün feryadımız diyalogsuzluktur, bizi ötekileştirmektir. Bizi ötekileştirerek bu ülkede demokrasi inşa edemeyiz.

Bu duygularla…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Ama iftira atmadan, iftira atmadan.

SIRRI SAKIK (Devamla) – Ben sayın…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – İftira atmadan, iftira atmadan.

SIRRI SAKIK (Devamla) – Bakın, sana bir şey söylüyorum buradan…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SIRRI SAKIK (Devamla) – Sayın Başkan, bitiriyorum.

BAŞKAN – Sayın Sakık, son cümlenizi alayım lütfen.

Buyurun.

SIRRI SAKIK (Devamla) – Sevgili arkadaşlar, başta da söyledim, hayatımda iftira yok, önünde ve arkasında duramayacağım hiçbir şey söylemem. Benim de hayatımda eksikliklerim, yanlışlıklarım olmuştur…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Öyle söyleyin.

SIRRI SAKIK (Devamla) – …ama bütün şerefimle sizi temin edeyim, benim söylediklerimde yalan yoktur, bütün Türkiye kamuoyu böyle bilmelidir.

Teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Türk de öyle söylüyor.

SIRRI SAKIK (Muş) – Ama Türk’ün dışında da birkaç aktör aynı şeyi söylüyor.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Türk de öyle söylüyor.

BAŞKAN – Şahsı adına Ahmet Aydın, Adıyaman… Yok.

Sayın Yılmaz Tunç, Bartın… Yok.

Sayın Kamer Genç, Tunceli… Yok.

Evet, maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum, buyurun:

MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – 2’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Saygıdeğer milletvekilleri, tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Oylama için üç dakika süre vereceğim. Bu süre içinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen üç dakikalık süre içinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Ayrıca, vekâleten oy kullanacak sayın bakanlar var ise hangi bakana vekâleten oy kullandığını, oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy pusulasını yine oylama için öngörülen üç dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti ile Sırbistan Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın açık oylama sonucunu arz ediyorum:

Kullanılan oy sayısı     : 218

Kabul                           : 217

Çekimser                     : 1 (x)

Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

Anlaşmanın her iki ülkeye de hayırlar getirmesini diliyorum.

                              

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

Sayın milletvekilleri, 4’üncü sırada yer alan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ’ın; Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkındaki Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

4.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ’ın, Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkındaki Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/566) (S. Sayısı: 462) (x)

BAŞKAN – Komisyon? Yerinde.

Hükûmet? Yerinde.

Komisyon raporu 462 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Teklifin tümü üzerinde şu ana kadar Başkanlığımıza intikal eden, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Şahin Mengü, Manisa Milletvekili; Barış ve Demokrasi Partisi adına Hamit Geylani, Hakkâri Milletvekili.

Evet, ilk konuşmacı Sayın Şahin Mengü, Manisa Milletvekili, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına.

(CHP sıralarından alkışlar)

Buyurun efendim.

CHP GRUBU ADINA ŞAHİN MENGÜ (Manisa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu’nun tümü üzerine Cumhuriyet Halk Partisi adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.

Değerli arkadaşlarım, her geçirdiğiniz yasa tasarısıyla ülkenin gündemi değişiyor. Türkiye’nin gündeminde aslında açlık, sefalet, işsizlik var. Bugün TÜİK’in açıkladığı rakamlara göre işsizlik oranları yüzde 14 olmuş ortalama, şehirde baktığınız zaman bu rakam yüzde 17’leri buluyor. Biz bunları mı konuşuyoruz? Hayır, biz bunları konuşmuyoruz. Biz suni gündemler yaratarak bunun konuşulmasını, bunların tartışılmasını engelliyoruz ama birçok yasada ve Anayasa değişikliğinde yaptığınız gibi gene hata yapıyorsunuz, gene Anayasa’yı ya görmüyorsunuz ya bilmiyorsunuz. Bilmiyorsunuz demek istemiyorum, Anayasa profesörü oturuyor, deneyimli avukatlar oturuyor, biliyorsunuzdur.

Şimdi, bu halk oylamasının süresinin kısaltılmasını, yüz yirmi günden kırk beş güne indirmeyi bu yasa için, yani hazırlamakta olduğunuz Anayasa tasarılarının bir an evvel halkoyuna sunulmasını teminen yapmak istiyorsunuz ama değerli arkadaşlarım, Anayasa’ya baktığınız zaman, bu yaptığınız değişikliği bir yıl içinde uygulanacak halkoylamalarına uygulayamazsınız. Bakın Anayasa’nın 79’uncu maddesinin son fıkrası ne diyor: “Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunların halkoyuna sunulması, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi işlemlerinin genel yönetim ve denetimi de milletvekili seçimlerinde uygulanan hükümlere göre olur.” Gelin, 67’nci maddenin son fıkrasını okuyalım: “Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz.” Yine Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun’a baktığınız zaman 1’inci maddesinde “Anayasa gereğince yapılacak olan halk oylamalarında bu Kanun hükümleri uygulanır. Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun uygulanır.” diyor.

                                

(x) 462 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Bu Anayasa’ya baktığınız zaman, bu Anayasa’nın maddelerini incelediğiniz zaman bu yapacağınız değişikliği, yani referandum süresini yüz yirmi günden kırk beş güne indiren değişikliği bir yıl içinde yapacağınız Anayasa değişikliklerine, eğer referanduma gitmek durumunda kalırsak, uygulayamazsınız, uygulamanız mümkün değil. Gene tartışma çıkacak, gene olay yargıya bir şekilde gidecek, gene bağıracaksınız “Her şeyi yargıya götürüyorsunuz.” diye ama demokrasi bir kurallar rejimidir.

Bu Anayasa’ya bağlılık için hepimiz yemin ettik. Bu Anayasa’yı beğenmeyebilirsiniz, bu Anayasa’yı eleştirebilirsiniz, parça parça edebilirsiniz ama bu Anayasa yürürlükte olduğu sürece, bu Anayasa’nın hükümlerine de uymak mecburiyetindesiniz.

BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) – 12 Eylül Anayasası.

ŞAHİN MENGÜ (Devamla) – İsterse 12 Mart Anayasası olsun ama bu Anayasa’ya yemin ettiniz. Niye o zaman bu Anayasa’ya yemin ederek milletvekili oldunuz?

Şimdi, bunu böyle demek, kolay o iş. Artı bu Anayasa’nın tartışırız tabii, her tarafını. “Askerlerin yaptığı Anayasa.” diyorsunuz. Sayın Burhan Kuzu burada, kendisi Komisyonda anlattı, “Sivillerin hazırlayarak getirdiği, Anayasa Komisyonunun, Danışma Meclisinin hazırladığı anayasa taslakları askerlerin düzelttiğinden çok daha feciydi.” diye anlattı. Hemen “12 Eylül Anayasası.” demeyin. Doğrudur, bu Anayasa’nın Türkçesinden başlayarak bozuktur, her şeyiyle bozuktur ama şimdi bir şeyi tartışırken “Bu 12 Eylül Anayasası.” diye işin ucuz siyasetini yapmayalım.

Şimdi, arkadaşlar, nedir Türkiye'nin gündemi? Eğer gündem söylüyorsanız, eğer gündem hukuksa “yargı reformu” diyorsunuz. Siz sekiz senedir iktidardasınız, niye bu yargı reformunu istemediğiniz bir hukuki sonuç çıktığı zaman gündeme taşıyorsunuz? Eğer bu ülkede bir hukuk reformu yapılacak idi ise yıllardır yapabilirdiniz. Bu Parlamentoda, özellikle 22’nci Dönemde uzlaşarak yapılmış birçok Anayasa değişikliği var. Hayır ama siz yargı reformu yapmak istemiyorsunuz. “Yargı reformu” adı altında Hâkimler Savcılar Yüksek Kuruluyla Anayasa Mahkemesini şekillendirmek istiyorsunuz ve bunu da söylerken diyorsunuz ki: “Biz, bütün bunları Avrupa Birliğinin istediği normlarda yapmak istiyoruz.”

Şimdi, yargı baskısını anlatacağım da evvela, ondan evvel Avrupa Birliği ne söylemiş, siz ne yapmışsınız, bir onu anlatalım.

Şimdi, bakın, değerli arkadaşlar, Avrupa Birliği uzmanlarının verdiği raporlar var. Bir tanesini okuyayım. Bu, Avrupa Bakanlar Konseyinin bir kararı, numarası R-94: “Hâkimlerin seçimi ve kariyeri konusunda karar veren merci hükûmet ve idareden bağımsız olmalıdır. Bu merciin bağımsızlığını teminat altına almak için getirilecek kurallarla merciin üyeleri yargı tarafından seçilmeli ve bu merci kendi usul kurallarını kendisi vazetmelidir.” Yani burada, hiçbir şekilde Parlamentonun veya yürütmenin, hâkimleri seçen, denetleyen kuruma üye atamasından bahsediyor mu? Hiç böyle bir şey yok, ama, siz…

RECEP KORAL (İstanbul) – Siz kendinizden niye korkuyorsunuz?

ŞAHİN MENGÜ (Devamla) – Tabii, her toplum kendine göre yapar, doğru söylüyorsunuz.

RECEP KORAL (İstanbul) – Hayır, kendinizden niye korkuyorsunuz? Milletvekillerinden niye korkuyorsunuz?

ŞAHİN MENGÜ (Devamla) – Ya, ben kimseden korkmuyorum, ben olması gerekeni söylüyorum. Kendi kendini… Seni denetleyecek yargıya sen adam atayamazsın. Seni yargılayacak Anayasa Mahkemesine adam atayamazsın. O size göre öyle, ama dünyanın her yerinde bu böyle tartışılıyor.

Bir başka şey daha var, 2006 Türkiye İlerleme Raporu Avrupa Birliğinin: “Yargının bağımsızlığı, Türk Anayasası ve mevzuatının çeşitli hükümleriyle güvence altına alınmıştır. Bununla birlikte, bu ilkeyi zayıflatan çeşitli hususlar mevcuttur. Hâkimler ve savcılar, idari görev ve yetkileri bakımından Adalet Bakanlığına bağlıdır. Yargıyı düzenleyen temel kurum olan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, kendi bütçe ve yazmanlığına sahip değildir. Çalışma mekânı hâlâ Adalet Bakanlığı binası içindedir. Hâkim ve savcıların performanslarını değerlendirecek adli müfettişler, Yüksek Kurula değil Adalet Bakanlığına bağlıdır. Adalet Bakanı ve Bakanlık Müsteşarı, kurulun oy hakkına sahip 7 üyesinden 2’sidir. Kalan 5 üyesi Yargıtay ve Danıştay hâkimleri arasından atanmaktadır. Belirtilen hususlar ışığında, bu yapılanma yargının tamamını temsil etmemekte ve yürütme temsilcisinin bulunması hâlinde, yürütmenin hâkimlerin kararlarını ve mesleki geleceklerini etkileme olasılığı doğmaktadır.” Bu söylenmiş, ama hayata da geçmiş etkileme.

Bakın, elimde bir belge var, bir açıklama var. Ne diyor savcı 23 Şubat 2009’da? “Bir tutanak.” diyor savcı, Sayın Çiçek de diyor ki: “Tek kişilik tutanak olmaz.” Doğru. Telefon konuşması tek kişilik olmaz.

Bu savcı diyor ki: Başsavcılığımın kullanımındaki şu no.lu telefon 23 Şubat 2009 tarihinde Bakan Cemil Çiçek tarafından aranarak “Bu durum seçim öncesi partimizi çok zor durumda bırakacak. Cezanın alt, üst sınırı belli. Cezaevleri zaten dolu, içeridekileri -yani gözaltındakileri- serbest bırakın.” şeklinde sözler söylemiş. Bunu, savcı 23 Şubat 2009’da kaleme almış ve imza altına almış. Bu adam bu kadar öngörü sahibi miydi, bir yıl sonra başına bir dert gelecek de “Şimdiden kendime bir savunma mekanizması hazırlayayım.” diyordu? Yok. İşte basit, açık, bu sistemde Adalet Bakanının yargıya müdahale etme durumunda Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun bir üyesi olduğu zaman gelinen sonuç bu.

Bir başka belge daha okuyayım, bir başka belge daha… Bir başka hâkim, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi Hâkimi Necat Ede diyor ki: “Baskı altındayım.” Kurumsal olarak ciddi baskı altında olduğunu belirterek davadan çekildi. Bir hâkim kim baskı yaparsa kurumsal baskı altında olur? Adalet Bakanı yaparsa olur. Bu memlekette Adalet Bakanlığı Müsteşarının İstanbul’da kamp kurduğunu biliyoruz. İşte, bağımsız yargı bunun için şarttır, bağımsız yargı bu bakımdan çok önemlidir.

Bakın, bunu biz söylemiyoruz, 2003-2004 adli yılı açılış konuşmasında, o tarihteki Yargıtay Başkanı söylüyor, diyor ki: “Yargıya verilecek en büyük zarar Adalet Bakanı ve Müsteşarının bu Kurulda görev yapıyor olabilmesidir.”

Şimdi bütün bunlara baktığınız zaman, artı bir başka şey daha var -hani “Hâkimden korkmayın, yargıçtan korkmayın, milletvekilinden korkmayın.” diyorsunuz ya- Avrupa Birliğinin uzmanlarının da raporu var, çok enteresan bir rapor o. O raporda uzmanlar diyor ki, bakın aynen okuyorum, Türk yargı düzeniyle ilgili Üçüncü İstişare Ziyaret Raporu’nda ayrıntılı anlatıldıktan sonra geçiyor: “Adalet Bakanlığı tarafından, ‘Cumhurbaşkanının HSYK üyelerinin atanmasındaki rolünün resmî ve rutin bir eylem olduğu ve en iyi uygulamaları yansıttığı’ şeklinde ifade edilen görüşlerin AB Komisyonu uzmanlarını ikna edemediği belirtildiği gibi, Cumhurbaşkanlığının bu süreçteki yetkisinin kaldırılması yönünde tavsiyede bulunulduğu, hatta Adalet Bakanlığının başka ülkelerdeki kurumların gerçek işleyişinin özünü kavrayamadıklarını…” Bu, maalesef çok incitici, yani Avrupa Birliğinden gelen “uzman” dediğiniz adam diyor ki:”Biz anlatıyoruz sizin Adalet Bakanlığınıza ama maalesef kavrayamıyorlar.” Çok, hakikaten incitici bir kavram. Buna karşı hiçbir tepki de verilmemiş ve diyor ki: “Fransa’daki duruma atıfta bulunuyorsunuz.” Fransa’daki Hâkimler Konseyinin fonksiyonunun yanlış anlaşılmasından kaynaklandığını düşündüklerini ileri sürmüşler. Yaptıkları önerilerin Fransa’da mevcut durumu tartışmak olmayıp en iyi uygulamaya ışık tutmak olduğunu vurgulamışlardır.

Şimdi arkadaşlar, her toplum kendi değerleriyle, kendi deneyimleriyle tabii bir şeyler yapar. Bu ülkede, bir gecede, o tarihte, Emekli Sandığı Kanunu’nda bulunan bir hükme dayanılarak 36 tane Yargıtay üyesi 1956’da resen emekli edilmiştir. Hiçbir şey yok, gerekçe “Görülen lüzum üzerine.” Biz bunları yaşayarak geliyoruz.

Bu Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna Parlamentodan adam seçilmesi olayı, bu ilk defa yaşanmıyor; bu sizin icadınız değil, bu Parlamentoya güvensizlik değil. Türk sisteminde, yani 61 Anayasası’nda 71 değişikliklerine gelinceye kadar Anayasa Mahkemesi üyelerinin Parlamentodan seçildiğini hepimiz biliyoruz. Lütfen, bu Anayasa değişiklikleri yapılırken bu Parlamentonun çatısı altında milletvekillerinin grup sözcüsü olarak anlattıklarını okuyun. Söylenen şu: “Parlamento koridorları bir siyasi pazarlık, makam pazarlığı alanı hâline getirildi. Bunu bir an evvel kaldıralım.” Kim söylüyor? Aynen sizin gibi bu sıralarda oturan milletvekilleri söylüyor. Yani siz bu ülkeyi çok seviyordunuz, çok seviyorsunuz, her şeyin iyi olmasını istiyorsunuz. O tarihteki milletvekillerinin bu ülkeye bir düşmanlığı mı vardı? Ama şu koridorları bir düşünün. Aynen RTÜK’e adam seçtiğimiz düzendeki gibi burada grup başkan vekilleri dolaşır, “Siz şunu mu istiyorsunuz, biz bunu mu istiyoruz…” RTÜK’te bu olmadı mı? Elinizi vicdanınıza koyun. RTÜK üyelerini seçerken hanginiz kendisi -ben de, kendim de dâhil- hangimiz serbest irademizle RTÜK üyeleri seçtik? Gruplardan kime ne talimat verilmişse onlar yapıldı. Aynen RTÜK olur. Yani Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna siz bu düzen içinde Parlamentodan adam tayin ettirirseniz, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu da aynen RTÜK gibi olur. İşte tehlike burada başlar. Bugün siz iktidardasınız, bunları yaparsınız, bunu belki lehinize de görürsünüz ama iktidarlar Türkiye'de el değiştiriyor. Kimse Türkiye'de Turgut Özal’ın partisinin yok olacağını düşünüyor muydu?

Bakın, yargı hepimizin en son sığınması gereken yerdir. Hataları varsa hep beraber düzeltelim. Bakın “yargı reformu paketi” diyorsunuz, “Anayasa değişikliği” diyorsunuz, gelin, başka bir şeyi tartışalım. Yargıtay Başkanı diyor ki: “2009’dan 2010’a sekiz yüz bin dosya devretti.” Bunu niye tartışmıyoruz? Bu yargı reformunun içine girmiyor mu? Burada bir sürü arkadaşım var avukat, hiç ayırmıyorum, her partiden. Biz, hepimiz, Yargıtayda bekleyen dosyanın ızdırabını çok iyi biliriz. Bunu tartışmıyoruz, niteliği tartışmıyoruz, her şeyin niceliğini tartışıyoruz. Gelin nitelikleri tartışalım. Bunu tartışmıyoruz.

Şimdi, ister HSYK’ya adam seçmeyi alın ister bunu alın, hangisine bakarsanız bakın… Dünyanın her tarafında son bir yıla giren parlamentolara -özellikle Amerikalılardan çıkmış bir laftır- “topal ördek” derler. Son bir yıla girmişiz. Bunun hesabı yapılır “Bir yıl mı kaldı, bir yıl üç ay mı kaldı?” diye. Böyle parlamentolar dünyanın hiçbir yerinde anayasa yapmaz arkadaşlar. Rutini yaparsınız tabii. Ha, yasal hakkınız yok mu? Var, sonuna kadar var. Etik mi? Değil. Yani, bakın, sizin anayasanızı hazırlayan ilim heyetindeki bir hanımefendi çıkıp diyor ki: “Bu Parlamento anayasa falan yapamaz.” “Siz doğru dürüst kira kontratı bile yapamazsınız.” diyor.

İşte, Barış ve Demokrasi Partisi Sözcüsü Arkadaşım diyalogsuzluktan bahsediyor. O da haklı kendi açısından. Sizinle bizim aramızda da diyalog yok, olması da mümkün değil gözüküyor. Şimdi, beyler, bir diyalog olmadan bir Anayasa değişikliğini nasıl yapacaksınız? Çünkü burada bir uzlaşma söz konusu. Anayasa toplumsal bir sözleşmedir. Bir toplumsal sözleşmeyi yapmak için uzlaşmak durumundasınız. Bu hiçbir zaman şöyle algılanmaz, hepiniz onu söylüyorsunuz çünkü: “Efendim, azınlık bize mi dayatsın?” Azınlık bize dayatmasın ama bir şeyi tartışmak gerekiyorsa tartışalım. Tartışmıyorsunuz. Yani eskiden yapılmış yanlışı bugün “doğrudur” diye buraya getirmeyi anlamak mümkün değil. Yani bir anlamda, eğer insanlar olayları doğru tahlil edebilseydi tarih tekerrür eder miydi? Etmezdi. Tarih niye tekerrür ediyor? Olayları değerlendiremediğimiz, olayları doğru algılayamadığımız için tekerrür ediyor. Gene burada, Parlamento kulislerinde “Aman beni Hâkimler Savcılar Kuruluna üye seç, aman beni Anayasa Mahkemesine üye ata.” diye koridorlarda hukukçular mı dolaşsın, adaylar mı dolaşsın? Bunu mu istiyoruz? Bunun tatmininden… Bundan zevk mi alacağız? Bu Parlamento zevk almak yeri değildir. Bu Parlamento hukukun… Burası hukuk yapılan bir yerdir. Hukuk yapılan bir yerde bir şeyin en idealini yapmak görevimizdir. Yani neresinden bakarsanız bakın, getirilen Anayasa değişiklikleri, bu tasarı, bu yapılması istenilen değişiklik gene büyük sorunlar yaratacak, gene gündemi gerecek.

Şimdi, tabii, Sayın İyimaya çıkacak buraya, işte “Anayasa 79 olmaz, 67 olmaz, bu uygulanmaz.” diyecek. Gene sonunda yargıya gideceğiz. Biz her şeyi… Biz, on üç on dört tane Anayasa değişikliği getirdiniz, hepsinde söyledik: “Bu da bozulur, öbürü de bozulur…” Her dediğimiz bozuldu. Bu bizim çok büyüklüğümüzden değil, sizin yanlış yapmakta ısrar etmenizden. Bu da aynı şekilde, bu da gider. Bunu da Hâkimler… Bu tabii Anayasa yargısına gider mi gitmez mi, ayrı, tartışılır da, bunu da Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu değiştirir. Yanlış yaparsınız. Yanlış yapma hakkına sahip değiliz. Ülkeyi tekrar bir şeyler için germeye mecbur değiliz. Ülkeyi geriyoruz. Yargıya müdahale ederek geriyorsunuz. İşinize geldiği zaman, hiç ağzınıza almadığınız yargı reformunu, tam Hükûmetin son zamanlarında, tam iktidarın değiştiği dönemde, hâlâ daha kendi hesaplarınızı 2007 22 Temmuzundan yapıp “Biz iktidarız, çoğunluğa sahibiz.” diye yapıyorsunuz ama yanlış yapıyorsunuz.

Şimdi, değerli arkadaşlarım, dünyada en kolay şey “Ben güçlüyüm, her dediğimi yaparım.” mantığıdır. Türk siyasi tarihi çok güçlü liderler gördü, karizmatik liderler gördü ama…

BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) – Tek partiydi.

ŞAHİN MENGÜ (Devamla) – Tek parti dönemlerini gördü tabii. Şimdi, o dönemi tartışmaya başlarsan devletin kuruluşunu tartışıyorsun. Yani 1921’den sonrayı tartışıyorsan tartışalım, “Devlet kurulurken neler yapılmış?” tartışalım. Devlet kuruyor, devlet. Dünyanın hiçbir yerinde büyük halk ihtilalleri, büyük devrimler böyle sizin anladığınız gibi… Dün de bir tane gazetede okudum, kendinden menkul bir profesör diyor ki: ”Kurtuluş Savaşı sırasında Türkiye’de yargı yoktu.” Sevsinler yavrum seni! Fransa İhtilali’nde yargı mı vardı? Bolşevik İhtilali’nde yargı mı vardı? Ebette devletler kurulurken yargı o ihtilalin şartlarıyla vardır ama toplumlar o ihtilal şartlarıyla kurdukları devleti hukuk devleti yapma çabasındadırlar. Açarsın o tek parti devrini, benden değil, ünlü Fransız Siyaset Bilimci Duverger’den okursun. O, tek parti devrinin ne demek olduğunu sana anlatır. Yoksa bunlar ucuz: “Tek parti devrini biliyoruz.” Eğer o tek parti devrinin liderleri 46’da kendi iradeleriyle Parlamentoya ikinci partiyi sokmak istemeselerdi, böyle bir güç var mıydı onları devirerek gelecek?

BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) – Kendi iradeleri.

ŞAHİN MENGÜ (Devamla) – Kendi iradeleri, gayet tabii.

Aç siyasi tarih kitaplarını, daha doğrusu lise edebiyat, tarih kitaplarını okursan da bunları anlarsın. Yani lise tarih kitabı kültürü bunu gösterir. 46’da da, bu idare, bu otoritenin beğenmediği Cumhuriyet Halk Partisi kendi iradesiyle bu ülkede çok partili sistemi getirmiştir.

BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) – Açık oy, gizli tasnif.

ŞAHİN MENGÜ (Devamla) – Şimdi, bak, bir dönemi tartışırsın, 46’yı tartışırsın… Aslında senin tartışmak istediğin, Atatürk’ü tartışmak istiyorsun da sen boş ver. Atatürk’ü tartışmak istiyorsun da ona yüreğiniz yetmiyor. Onu tartışmaya açın, açabiliyorsanız. Gelin onu tartışalım. Çünkü onu istiyorsunuz.

BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) – 21, 24 Anayasası’nı, 61 Anayasası’nı nasıl değiştirdiniz?

BAŞKAN – Sayın Özçelik… Sayın Özçelik, lütfen…

ŞAHİN MENGÜ (Devamla) – Gayet tabii Anayasa’yı da değiştiririm.

BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) – Atatürk Anayasası’nı nasıl değiştirdiniz?

BAŞKAN – Sayın Özçelik

ŞAHİN MENGÜ (Devamla) – Biz devletin kuruluş felsefesini değiştirmedik. Senin anlayamadığın ve algılayamadığın o. Anayasalar değişir, devletin kuruluş felsefesi değişmez. Bütün anayasacılara sorun, ister Türk anayasacılarına sorun ister dünyadaki ciddi anayasacılara sorun.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Mengü, konuşmanızı tamamlar mısınız.

Buyurun.

ŞAHİN MENGÜ (Devamla) – Bitiriyorum Sayın Başkanım.

Anayasalar devletlerin kuruluş felsefesine bağlı kalırlar. Devletin kuruluş felsefesini değiştirmek mümkün değildir. Devlet var olduğu sürece o kuruluş felsefesine saygılı olacaksınız, laik devlete, hukuk devletine saygılı olacaksınız. Yani hiç saygılı değilsiniz. Tartışmak istediğiniz… İçinizde -tabii, hepiniz için söylemiyorum bunu- Atatürk’ü tartışmak çok isteyen var ama ona güçleri yetmiyor.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ederim.(CHP sıralarından alkışlar)

RECEP KORAL (İstanbul) – Hâlâ orada mısın sen? Hâlâ orada mısın?

ŞAHİN MENGÜ (Manisa) – Ben oradayım. Sen neredesin?

RECEP KORAL (İstanbul) – Ben Atatürkçüyüm. Sen kimsin?

ŞAHİN MENGÜ (Manisa) – Hadi canım!

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen…

Barış ve Demokrasi Partisi adına Hakkâri Milletvekili Sayın Hamit Geylani, buyurun efendim. (BDP sıralarından alkışlar)

BDP GRUBU ADINA HAMİT GEYLANİ (Hakkâri) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan yasa teklifinin tümü üzerine Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, hukuk reformu adına ön açıcı bir yöntem yasasını görüştüğümüz günün Türkiyesi’nde ne yazık ki hukuktan eser yok. Evrensel hukukla çatışan, darbe Anayasası’nın ardılları olan antidemokratik kanunları da herkes kedine göre yontarak durumdan vazife çıkarmaya çalışıyor.

Gelinen noktada, Türkiye'de tam anlamıyla bir yargı krizi yaşanmaktadır. Zaten bu ülkede, yaşamın her alanında hep bir kriz hâli söz konusudur. Siyasi ve ekonomik krizler de ülkenin gündeminden ne yazık ki hiç düşmüyor.

Türkiye'de yaşanan yargı krizinin temel nedeni ise 12 Eylül 82 darbe Anayasası’dır. Bu Anayasa yürürlükte kaldığı sürece krizler de hep devam edecektir.

Bir yandan Hükûmet yargıyı siyasallaşmakla ve yetkisini aşmakla suçlarken diğer yandan muhalefet ve yüksek yargı mensupları da Hükûmeti yargıya müdahale ve yandaş yargı yaratmakla suçlamaktadır. Bize göre her ikisinde de doğruluk payı vardır. Ayrıca, iki durumda da bunu tetikleyen siyasi ve başka güçler de vardır. Onun için, gerilimde günahı olan herkes ve her kurum kendisiyle yüzleşmelidir.

Kuvvetler ayrılığı ilkesinin bu kadar karmaşa olduğu başka bir ülke yoktur sanırım. Öte yandan, devletin en önemli organı olan yasama ise çoğunluğun Mecliste kendi ellerinde iktidarlaşmasıyla çoğunluk tahakkümünün dayatılmasıyla karşı karşıyayız. “Böylesi bir anlayış hukukun nesini reforme edecektir?” diye sormak gerekir.

Tüm bu yaşananlar, yürütmenin yargıya sızmasıyla birlikte Türkiye’de yargı bağımsızlığından ve de tarafsızlığından hiç söz edilemeyeceğini, yargının da boğazına kadar siyasete battığını kanıtlamıştır.

Değerli arkadaşlar, tartışmaların odağında, DGM’lere rahmet okutan Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 250’nci maddesiyle kurulan özel yetkili mahkemelerdir. Aslında bu mahkemelerle, cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan istiklal mahkemeleriyle çoğu konuda ve anlayışta benzeşiyorlar. Bu benzeşme odağında, bugün yandaşları için ve yeni yandaşlar adına feryat edenler, Kürtlere reva görülenler karşısında mutluluk tabloları çiziyor. Şemdinli davasında da aynı utangaç mutluluk yaşandı. Bütün bunlar olurken bu mahkemeler siyasi davranmış olmuyor da Erzincan Başsavcısı olayında mı siyasallaşıyor?

Şemdinli davasının “iyi çocuklar”ı sivil mahkemede 39 yıla mahkûm edilirken görevsizlik nedeniyle kararı bozan Yargıtay ve birkaç ay içinde tahliye kararı veren askerî ceza mahkemesi, ayrıca bu yürekli savcıyı meslekten alan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu siyasi davranmıyor da darbe planları yapan askerler hakkında iddianame hazırlayan savcılar mı siyasi davranmış oluyorlar? Bu insaf eşiğinde her gün yaşanan hukuk skandalları ile Ankara’daki kargaşa, aslında kendi içinde iktidar mücadelesi olmaktan öteye hiçbir ama hiçbir anlam taşımıyor.

Değerli arkadaşlar, toplumu inciten böylesi iktidar tepişmesinde kimlerin nasıl ezildiğini ibretle izliyoruz. Bu ezilmenin dayanılmaz hukuksuzluğunda bir gerçeği tekrar ederek altını çizmek istiyorum: Taş attıkları gerekçesiyle binlerce çocuk, yaşlarından büyük hapis cezası istemiyle yargılanıyor, tutuklanıyor ve cezaevlerinde kötü muamele görüyorlar. On iki yaşında Uğur Kaymaz on üç kurşunla delik deşik edilirken katilleri ödüllendiriliyor. 12 Eylül darbesini gerçekleştirenler hakkında iddianame hazırlayan Adana Cumhuriyet Savcısı görevden alınıyor ve daha neler... 2 bin civarında parti yöneticilerimiz ve belediye başkanlarımız gece yarısı baskınlarıyla evlerinden kelepçelenerek gözaltına alınıp daha sonra da tutuklanıyorsa toplumsal barış ve siyasi uzlaşma kimlerle olacaktır, size soruyorum.

Unutulmamalıdır ki ancak özgür bireyler, özgür oluşumlar ve özgür düşünceler demokrasi ve barışı inşa edebilirler. Şimdiye kadar dört duvar arası, paslı zincirler, kelepçeler ve paslı demir kapılar insanlık tarihine onurlu hiçbir şey katmamıştır ama hiçbir siyasal düşüncenin zindanlarda iğdiş edildiğine de tarih tanık olmamıştır.

Tüm bunlara karşın, ülkemizde garabetler devam ediyor. Anayasa Mahkemesi ve Danıştay, hukuku yok sayan kararlara imza atıyorlar. Yargı, askerî ve adli yargı olarak bölünmüştür. Yargıtay, henüz açılmamış davalar için bile ihsası reyde bulunuyor. Askerî vesayetin yargı üzerindeki baskı ve etkisi devam ederken hâkim ve savcı bağımsızlığının güvencesinden söz edebilir miyiz?

Vahim bir durum da, Hükûmet rövanş alır gibi yargı içinde kadrolaşmaya giriyorsa ve benzeri hukuksuzluklar karşısında gerçek anlamda hukuktan, yargının bağımsızlığından ve tarafsızlığından söz etmek abesle iştigal olur diye düşünüyoruz.

Değerli arkadaşlar, Türkiye'nin demokratikleşmesi ve modernleşmesi için giderilmesi olanaksız gecikmeyle birlikte bir kez daha hukuk reformundan söz ediyoruz. Bu bağlamda, üst yargı organlarında yapısal değişimle birlikte şeffaf, bağımsız ve tarafsız olmaları yönünde reform yapılması kaçınılmaz olmuştur.

Görüştüğümüz yasa teklifi bir nevi hukuk reformu kapsamında yapılacak kısmi Anayasa değişikliklerine hazırlık aşamasıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kuşkusuz referandum süresinin kısaltılmasını hem yöntem hem de zaman ekonomisi açısından son derece önemli bulduğumuzu belirtmek isterim. Günümüzde teknik gelişmeler sayesinde artık kısa süre içerisinde seçimlere ya da reformlara hazırlanabilme olanağı vardır. Ayrıca, referanduma götürülecek Anayasa değişikliklerinin de gündemden düşmemesi ve sıcaklığını kaybetmemesi açısından bu süre bir kez daha önem arz ediyor. Çünkü süre uzadıkça reformda oy kullanacak yurttaşların da konuya ilgisi ve hâkimiyeti azalacaktır. Bu anlamda, bağnazlıkta direnmenin bir anlamı yoktur diye belirtmek istiyorum. Ancak, evet, ancak referandum süresinin kısaltılmasının hangi köklü değişiklikler için öngörüldüğü ve amaçlandığı belli değildir. Bunun netleşmesi ve tartışmaya açılması gerekiyor. AKP’nin ayaküstü açıklamalarını doğrusu pek ciddi bulmuyoruz çünkü bir bütün olarak hukuk reformu, özel olarak anayasa reformu, toplumsal ortaklaşma temelinde anlam kazanır, kalıcılaşır ve yaşanan sorunlara, bu sorunların çözümüne yanıt olur. Ne var ki AKP böyle bir mutabakatı arama ihtiyacı duymadan kendi siyasal çıkarları temelinde bazı değişiklikleri çıkarmayı hedefliyor biçiminde görünüyor ama bilinmelidir ki referandumda da son söz milletindir. Bu espri karşısında halkımız yanlışa “Evet.” demeyecek, biz de “Evet.” dedirtmeyeceğiz. Onun için, Meclis grubumuzun temsiliyet ve önemi ve kararlılığıyla birlikte referandum gücümüzün de oldukça güçlü olduğu gerçeğinin de iyice bilinmesini burada ifade etmek istiyorum. Ne yazık ki görüldüğü kadarıyla AKP, yine çıkar temelinde kısmi değişikliklerle bu halkı kandırmaya ve oyalamaya devam etmeye hazırlanmaktadır. AKP, hükûmet olduğu günden bu yana sürekli yeni bir anayasa paketinden söz etmektedir ancak bunu yurttaşın özgür geleceği adına sonuçlandırma iradesini ve cesaretini bir türlü gösterememiştir. Bu nedenledir ki 2003 yılı Katılım Ortaklığı Belgesi’nde yer alan hukuk reformu yedi yıl boyunca bir nevi hukuksuzlaştırılmıştır.

Değerli arkadaşlar, ülkemizin daha kapsamlı bir değişime ve demokratik dönüşüme gereksinimi vardır ve yeni bir anayasadan başlamak gerekir. Bu da, böyle bir anayasa da etnik referanslardan arınmış, Millîyetçi, devletçi ve merkeziyetçi zihniyetten, resmî ideolojiden uzak duran bir anayasa olmalıdır. Özlenen anayasa, farklı etnik grupların kimliksel, dilsel, kültürel haklarının önündeki engelleri kaldıran, yerel yönetimlerde ademimerkeziyetçi, dolayısıyla demokratik özerkliği benimseyen, gerçek anlamda temsilde adalet ve yönetimde demokratik istikrarı sağlayan, siyasi partiler ve yüzde 10 barajlı seçim hukukunu çağcıl hukuk normlarına indirgeyen ve seçim ekonomisini adil boyutlara ulaştıran bir anayasa ancak toplumsal bir kabulü kucaklayabilir.

Anayasa’da şimdiye kadar onlarca değişiklikler yapıldı. Her iktidar belli bir kişiye, belli bir hadiseye özgü, kendisine göre bir değişikliğe gitmiştir. Bunun örnekleri çoktur. Zamanımız bunu burada ifade etmeye yetmediği için değinmiyorum, hepiniz tarafından biliniyor. Ama kimse, hiçbir iktidar, hiçbir süreç ve hiçbir dönem Anayasa’nın darbeci özüne dokunmadı, cesaret etmedi ve hâlen geçici 15’inci madde en temel kalıcı madde olarak bu Meclisin önünde, raflarında durmaktadır. Bugün AKP’de de aynısı ve daha belirsiz bir biçimde yaşama ürkekliği yaşanıyor. Ne yazık ki Barış ve Demokrasi Partisi dışındaki Meclisteki muhalefet de tüm demokratik değişimlerin ve toplumsal barışın karşısında, üzülerek ifade ediyorum, bir nevi barikatlar kuruyor.

Bakınız, AKP, CHP ve MHP yeni ve köklü bir anayasa çalışmasını -söylemlerinden çıkarıyoruz- 24’üncü dönem Parlamentosuna bırakma gayreti ve düşüncesi içine girmişlerdir. Bu girişim hadiseyi belirsizliğe ve yapmamaya terk etme anlamındadır. Ayrıca yüzde 10’luk barajla yine 15-20 milyon civarındaki seçmenin iradesini Meclisten dışlama anlamına gelecektir bu anlayış ve bu bakış açısı.

Değerli arkadaşlar, onun için diyoruz ki: Bu partiler eğer halkın özgür iradesiyle örtüşen bir anayasada samimi iseler temsilde adaleti ve yönetimde demokratik istikrarı felç eden yüzde 10 seçim barajını hiç olmazsa -bakınız, altını çiziyorum- dünyadaki geri kalmış ülkelerin düzeyine çekmesi gerekiyor, az gelişmiş ülkeleri de demiyorum, gelişmemiş ülkelerin demokrasi hukuk düzeyine çekmesi gerekiyor. Bu hadise de Meclisin bir oturumluk meselesidir ve bir oturumda çözülecek bir hadisedir. Ayrıca ne Anayasa’yı değiştirmeye gerek var ne de herhangi bir reforma gitmesine gereksinim vardır.

Evet arkadaşlar, ne var ki buna yanaşmayan ve bu hukuksuzluğa yandaş olmada AKP, aynı barajın altında da kalan CHP ve MHP oldukça iyi anlaşıyor ve benzeşiyor. Onun için hukuk, demokrasi herkese lazım. O yüzde 10’luk baraj, yine demokrasinin ayaklarına, bir biçimiyle, hepimiz açısından, dolanabilir diye düşünüyorum. Zaten bundandır ki Sayın Cumhurbaşkanı “Bu dönemde yeni anayasa yapma fırsatı kaçmıştır.” diyor bu söylemlerinizden kaynaklanarak.

Şu da bilinmelidir ki halkın iradesini dışlayan yüzde 10 seçim barajı kaldırılmadan bu fırsat her dem kaçmaya mahkûmdur. İşte, kilidi açacak anahtar ve başta kırmızı çizgimiz de bundandır.

Görüştüğümüz bu yasanın gerçek amacı, aslında yeni bir anayasa ya da Anayasa değişikliği gündemini sürekli canlı tutmanın bir aracı olarak açığa çıkmıştır. Anılan yasa teklifiyle Anayasa’da değişikliğe gidileceği mesajı verildi bu son iki günde ama ortada henüz somut ve tartışmaya açılmış hiçbir tasarı yoktur. Olsa bile kamuoyundan saklanarak partileri yararına hazırlanmış belli kısmi değişiklikler paketidir. Bu da ülkemizde çözüm bekleyen acil sorunları çözmekten oldukça uzak olduğunu gösteriyor.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sistemi demokratik cumhuriyete evirecek ve yeni demokratik bir anayasa, Barış ve Demokrasi Partisinin, hepimizin, bence 72 milyon insanımızın istemidir ve bir sevdasıdır. Böylesi bir anayasa, eğitim dâhil ana dil önündeki tüm engellerin kaldırılmasıyla, ırkçılığı palazlandıran tek millet, tek dil, tek kültür ve benzeri söylemlerden arınmış, herkese anayasal yurttaşlık kazandıran, çağa denk düşen bir metin olmalıdır.

Biz Barış ve Demokrasi Partisi olarak bu ülkenin demokratikleşmesine, toplumsal barışına ve 72 milyon yurttaşımızın eşitlik temelinde birlikte yaşamına hizmet edecek her girişime destek vermeye amadeyiz ancak herkesten aynı içten samimiyeti ve iyi niyeti de bekleme hakkımız vardır.

BAŞKAN – Sayın Geylani, herhâlde o son paragraf, isterseniz sizin konuşmanızın tamamlanmasına kadar Genel Kurulun bir kararını alayım çünkü sekiz oldu saat.

Saygıdeğer milletvekilleri, Sayın Geylani’nin konuşmasının tamamlanmasına kadar çalışma süremizin uzatılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler.. Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Buyurun, devam edin.

HAMİT GEYLANİ (Devamla) – Başkan, sürem herhâlde…

BAŞKAN – Hayır, saat sekize kadar çalışma süremiz var da onu uzattım.

Buyurun.

HAMİT GEYLANİ (Devamla) – Peki, teşekkürler Başkanım.

Evet, zaten sona doğru geliyorum.

Değerli milletvekilleri, konuşmama son vermeden, izninizle başka bir samimiyetsizliğin altını çizmeden edemeyeceğim. Bakınız, Sayın Baykal, tarihe geçecek bir söyleminde şöyle diyor…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Geylani, konuşmanızı tamamlayınız.

HAMİT GEYLANİ (Devamla) – Tırnak içinde “Anayasa Mahkemesi tarafından mahkûm edilmiş iki siyasi parti -yani AKP ile BDP- el ele verecek, yargının konumunu yeniden düzenleyecek...” Nokta nokta ve devam ediyor, “Anayasa’yı değiştirme işini yargıdan yara almış bu iki parti mi yapacak? Öyle mi?” diyor. Bugünkü grup toplantısında da aynı şeyleri tekrarladı veya benzer şeyleri tekrarladı. Ne kadar talihsiz bir açıklama değil mi? Evet, Sayın Baykal, yara derindir çünkü sizin savunduğunuz antidemokratik yasaların zehirli hançeri saplıdır. Ama unuttuğunuz bir iki şeyi daha hatırlatmakta yarar görüyorum. Şöyle ki:

1) Öncelikle Mecliste kapatılan parti yok. Böylesi bir söylem suç işlemedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Niye alındınız o zaman, niye alındınız?

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) – Kapatıldı ya. Nasıl kapatılmadı!

HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Kapatılan parti gitti.

HAMİT GEYLANİ (Devamla) – Kapatılan partinin burada yeri olmaz. Kapatılan parti yok. Bu bir suçtur.

BAŞKAN – Sayın Geylani, lütfen konuşmanızı tamamlayınız efendim.

HAMİT GEYLANİ (Devamla) – 2) Aynı söylem parti kapatma anlayışına kına yakmadır, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına yeni bir iş havale etme gayretidir.

3) CHP’yi de kapatan 82 darbe Anayasası’nın limanına sığınmadır.

4) Kendisinin de altında kaldığı yüzde 10 seçim baraj hukuksuzluğunu meşrulaştırmadır.

5) Ve de siyasi geleceğini Ergenekon ve benzeri yapılanmaların avukatlığına soyunarak iktidar rüyası görmektedir ama demokrasi gerçekten herkese lazım.

Demokratik bir ülkede, hep birlikte, eşitlik temelinde halkımızla birlikte yaşama arzusuyla, yaşama dileğiyle hepinizi, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Okay.

HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Sayın Başkan, Hatibin söylediklerine cevap vermeye gerek dahi görmüyorum, önemsemiyorum da. Bunun zabıtlara geçmesini rica ediyorum, hepsi o.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

HAMİT GEYLANİ (Hakkâri) – Siz zaten demokrasiyi önemsemiyorsunuz.

BAŞKAN – Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için 3 Mart 2010 Çarşamba günü, alınan karar gereğince saat 13.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum, sizlere ve bizleri izleyen vatandaşlarımıza hayırlı akşamlar diliyorum.

Kapanma Saati: 20.03