DÖNEM: 23 CİLT: 62 YASAMA YILI: 4
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
67’nci
Birleşim
2 Mart 2010 Salı
(Bu Tutanak
Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge
ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L E R
I. -
GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III.
- YOKLAMALAR
IV.
- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Ufuk Uras’ın, antipersonel kara
mayınlarının yasaklanmasına ilişkin Ottowa Sözleşmesi’nin Türkiye’de yürürlüğe
girişinin altıncı yılında gelinen aşamaya ilişkin gündem dışı konuşması ve
Millî Savunma Bakanı Mehmet Vecdi Gönül’ün cevabı
2.- İzmir
Milletvekili Mehmet Ali Susam’ın, esnaf ve sanatkârların sorunlarına ilişkin
gündem dışı konuşması ve Devlet Bakanı Faruk Çelik’in cevabı
3.- Antalya
Milletvekili Abdurrahman Arıcı’nın,
Antalya ilinde yaşanan çevre sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması ve Çevre
ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
V.-
AÇIKLAMALAR
1.- İstanbul
Milletvekili Hasan Macit’in, yapılan düzenlemelere rağmen, esnaflar primlerini
ödeyemiyorsa sistemde bir problem olduğuna, bu nedenle bunların ödenme
koşullarının iyileştirilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
2.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya ili Simav, Pazarlar
ve Şaphane ilçelerinde 2 Mart 2010 günü saat 02.36’dan bu yana 2,7 ile 4,4
arasında farklı şiddetlerde meydana gelen yirmiye yakın depreme ilişkin
açıklaması
3.- İzmir
Milletvekili Mehmet Ali Susam’ın, gündem dışı konuşmasına cevap veren Devlet
Bakanı Faruk Çelik’in, dile getirdiği sorunlara değil farklı şeylere cevap
verdiğine ilişkin açıklaması
4.- Aydın
Milletvekili Ali Uzunırmak’ın, esnaf sayısında artış
değil düşüş olduğuna ilişkin açıklaması
5.- Bursa
Milletvekili Necati Özensoy’un, çevreci ve hayvan
korumacı olarak bilinen, 1 Mart 2010 Pazartesi günü yirmi dört yaşında vefat
eden, engelli Emine Atik’in hayatının hem engellilere hem engelli ailelerine ve
hem de çevre konularına örnek olması açısından incelenmesini önemli bulduğuna
ilişkin açıklaması
6.- Burdur
Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, Burdur ili merkez Halıcılar, İnsuyu, Gökpınar, Taşkapı, Kayaaltı köylerinde
tarımsal amaçlı sulamada kullanılan elektrik faturalarının icra kapsamına
girdiğine, konunun Enerji Bakanlığınca veya Hükûmet
yetkililerince incelenip çözüme kavuşturulması gerektiğine ilişkin açıklaması
7.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, Antalya’da yaşanan sel
felaketinde mağdur olan vatandaşlara yönelik banka mağduriyetlerinin
giderilmesi konusunda devletin katkı sağladığına ancak, özel bankalardan kredi
çeken vatandaşların mağduriyetlerinin devam ettiğine, sel felaketleri nedeniyle
yapılması gerekenlere ilişkin açıklaması
8.- Adana
Milletvekili Muharrem Varlı’nın, Ceyhan Nehri
üzerindeki Aslantaş Barajı’nın kapaklarının açılması neticesinde Yumurtalık ve
Karataş ilçelerindeki bazı köy ve kasabaların sular altında kalması nedeniyle
şu ana kadar karpuz ekilemediğine ilişkin açıklaması
9.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Balıkesir Edremit bölgesinde son günlerde
yaşanan sel felaketlerine ilişkin açıklaması
10.- Burdur
Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, Burdur’un Gölhisar ilçesi Yusufça kasabası içerisinden geçen derenin ıslahının ve
arıtmasının bitirilmesine ilişkin açıklaması
11.- Tekirdağ
Milletvekili Kemalettin Nalcı’nın,
Meriç ve Ergene nehir yataklarının ıslahı konusunun bir an önce gündeme
alınmasının Trakya’yı ve Trakya çiftçisini çok rahatlatacağına ilişkin
açıklaması
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Muş
Milletvekili M. Nuri Yaman ve 19 milletvekilinin, telif hakları konusunda
yaşanan sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/595)
2.- Muş
Milletvekili M. Nuri Yaman ve 19 milletvekilinin, bal üreticiliğindeki
sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/596)
3.- Muş
Milletvekili M. Nuri Yaman ve 19 milletvekilinin, GAP bölgesindeki sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/597)
4.- Muş
Milletvekili M. Nuri Yaman ve 19 milletvekilinin, Basın özgürlüğü konusundaki
sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/598)
B) Tezkereler
1.- Kadın Erkek
Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanlığının, (1/510) esas numaralı Kanun
Tasarısı’nın, İç Tüzük’ün 34’üncü maddesi uyarınca kendi komisyonlarında
görüşülmesinin temini için gereğinin yapılmasına ilişkin tezkeresi (3/1101)
C) Önergeler
1.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, (2/229) esas numaralı
Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/186)
VII.-
SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Adana
Milletvekili Kürşat Atılgan’ın, lise son sınıf öğrencilerinin rapor alarak
okula gitmemesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/756) ve Millî Eğitim Bakanı
Nimet Çubukçu’nun cevabı
2.- Niğde
Milletvekili Mümin İnan’ın, Erzurum’da OKS sınavında yaşanan bir aksaklığa
ilişkin sözlü soru önergesi (6/815) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
3.- Niğde
Milletvekili Mümin İnan’ın, Niğde Üniversitesinde Tıp Fakültesi açılmasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/891) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
4.- Niğde
Milletvekili Mümin İnan’ın, Niğde Üniversitesinde Ziraat Fakültesi açılmasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/892) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
5.- Niğde
Milletvekili Mümin İnan’ın, Niğde Üniversitesinde Hukuk Fakültesi açılmasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/893) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
6.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, Gaziantep’in eğitimdeki
başarı düzeyine ilişkin sözlü soru önergesi (6/941) ve Millî Eğitim Bakanı
Nimet Çubukçu’nun cevabı
7.- Şırnak
Milletvekili Sevahir Bayındır’ın, Şırnak’taki eğitim
ihtiyaçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/974) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
8.- Şırnak
Milletvekili Sevahir Bayındır’ın, Şırnak’ta öğretmen
ve idarecilerin görev yerlerinin değiştirilmesine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/975) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun
cevabı
9.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat’ın bazı ilçelerindeki öğretmen açığına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/987) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
10.- Van
Milletvekili Özdal Üçer’in, öğretim yılı hazırlık
ödeneğine ilişkin sözlü soru önergesi (6/994) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
11.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, çocuklara yönelik yayınların denetimine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1027) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun
cevabı
12.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, anaokullarında Türkçe ile ilgili çalışmalara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1028) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
13.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat’taki okulların spor salonu ihtiyacına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1037) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
14.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalış’ın, kadrolu ve sözleşmeli
öğretmenlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/1062) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
15.- Niğde
Milletvekili Mümin İnan’ın, dikey geçiş yapan üniversite öğrencilerinin sınıf
geçme prosedürlerine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1075) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun
cevabı
16.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in, Zorunlu Okul Öncesi Eğitim Projesi’ne ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1096) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun
cevabı
17.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalış’ın, öğretmenlerin özlük haklarının
iyileştirilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1097) ve Millî Eğitim Bakanı
Nimet Çubukçu’nun cevabı
18.- Batman
Milletvekili Bengi Yıldız’ın, liselerde bazı derslerin verilmesine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1104) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun
cevabı
19.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalış’ın, okulların ödeneğine ve
katkı payı taleplerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1109) ve Millî Eğitim
Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
20.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, Gaziantep’teki yönetici
atamalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1129) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
21.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, branş
öğretmenliklerine yapılan bazı atamalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1137)
ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
22.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, Gaziantep Büyükşehir
Belediyesince yaptırılan bir merkeze ilişkin sözlü soru önergesi (6/1170) ve
Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
23.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, öğrenci affından askerlik
sorunları nedeniyle yararlanamayanlara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/1207) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun
cevabı
24.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ağrı Taşlıçay’daki
okulların ihtiyaçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1219) ve Millî Eğitim
Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
25.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, sözleşmeli ve ücretli
öğretmenlik uygulamalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1229) ve Millî Eğitim
Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
26.- Adana Milletvekili
Yılmaz Tankut’un, okulların elektrik borçlarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1234) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
27.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, okullarda Gazze’ye yardım toplanmasına, öğretmenevi bandrol ücretine ve vekaleten yönetici atamalarına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1258) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun
cevabı
28.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, ilköğretim
müfettişlerinin özlük haklarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1267) ve Millî
Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
29.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Aksaray Ortaköy’deki
okulların bazı sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1271) ve Millî Eğitim
Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
30.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Aksaray Sarıyahşi’deki
okulların bazı sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1272) ve Millî Eğitim
Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
31.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, bir okulda öğrencilerden
para istenmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1291) ve Millî Eğitim Bakanı
Nimet Çubukçu’nun cevabı
32.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Batman Sason’daki
okulların ihtiyaçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1303) ve Millî Eğitim
Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
33.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in, Gaziantep’te eğitimdeki fiziki sorunlara ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1314) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun
cevabı
34.- Adana
Milletvekili Kürşat Atılgan’ın, lise son sınıf öğrencilerinin rapor alarak
okula gitmemesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1343) ve Millî Eğitim Bakanı
Nimet Çubukçu’nun cevabı
35.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, yurt dışında yükseköğrenim
yapan öğrencilere öğrenim kredisi verilmesine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1352) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun
cevabı
VIII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Türk Ticaret
Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96)
2.- Türk Borçlar
Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S. Sayısı: 321)
3.- Türkiye
Cumhuriyeti ile Sırbistan Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/755) (S. Sayısı: 426)
4.- Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ’ın, Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması
Hakkındaki Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu (2/566) (S. Sayısı: 462)
IX.-
OYLAMALAR
1.- Türkiye
Cumhuriyeti ile Sırbistan Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması
X.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuz’un, DSİ’nin kuruluş
yıldönümü törenine ilişkin Başbakandan sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/11685)
2.- Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlu’nun, ithal edilen H1N1
aşısına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın
cevabı (7/11784)
3.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, naklen atanan personele ilişkin sorusu ve
Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı (7/11934)
4.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, bitkilerden ilaç yapan kişilere ilişkin
sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı
(7/11937)
5.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Mut ilçesindeki sulama
yatırımlarına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/11993)
6.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Filyos Nehri Büyük
Kanal Islahı Projesi’ne ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/11998)
7.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Erdemli ilçesindeki
içme suyu projelerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/11999)
8.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Silifke ilçesindeki
içme suyu projelerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12000)
9.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Mut ilçesindeki içme
suyu projelerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12001)
10.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Tarsus ilçesindeki
içme suyu projelerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12002)
11.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Gülnar ilçesindeki
içme suyu projelerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12003)
12.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Anamur ilçesindeki
içme suyu projelerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12004)
13.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Çamlıyayla ilçesindeki
içme suyu projelerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12005)
14.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Mezitli
ilçesindeki içme suyu projelerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı
Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12006)
15.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Aydıncık ilçesindeki
içme suyu projelerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12007)
16.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Bozyazı ilçesindeki
içme suyu projelerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12008)
17.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Toroslar
ilçesindeki içme suyu projelerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı
Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12009)
18.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Filyos Çayı Taşkın
Erken Uyarı Sistemi Projesi’ne ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12010)
19.- Diyarbakır
Milletvekili Akın Birdal’ın, Manisa Selendi’deki
olaylara ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı (7/12021)
20.- Yalova
Milletvekili Muharrem İnce’nin, okul isimlerinden unvanların kaldırılmasına
ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun
cevabı (7/12025)
21.- Yalova
Milletvekili Muharrem İnce’nin, İstanbul Millî Eğitim eski Müdürü hakkındaki
inceleme ve soruşturmalara ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı (7/12027)
22.- Yalova
Milletvekili Muharrem İnce’nin, şubat dönemi öğretmen atamalarına ilişkin
sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun
cevabı (7/12029)
23.- İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, İzmir Körfezi’nin temizlenmesine ilişkin
sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı (7/12063)
24.- Antalya
Milletvekili Tayfur Süner’in, açılması planlanan bir
taş ocağına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı (7/12065)
25.- İstanbul
Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın, okullarda diyabete
yönelik çalışmalara ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı (7/12085)
26.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, sözleşmeli öğretmenlere
ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun
cevabı (7/12088)
27.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın köylerdeki boş
okullara ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun
cevabı (7/12091)
28.- Tunceli
Milletvekili Şerafettin Halis’in, bir lisede yaşandığı iddia edilen bir olaya
ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun
cevabı (7/12092)
29.- Bursa
Milletvekili Abdullah Özer’in, Bursa İl Millî Eğitim Müdürüne ilişkin sorusu ve
Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
(7/12094)
30.- Yalova
Milletvekili Muharrem İnce’nin, Bülent Arınç’ın yer
aldığı TRT yayınlarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/12138)
31.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, bir göletin
tamamlanmasına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12151)
32.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, bir barajın tamamlanmasına ilişkin sorusu ve
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
(7/12152)
33.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, bir barajın tamamlanmasına ilişkin sorusu ve
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
(7/12153)
34.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, bir deredeki taşkın
önleme çalışmalarına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12156)
35.- Edirne
Milletvekili Bilgin Paçarız’ın, bir baraj yapımına ilişkin sorusu ve Çevre ve
Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12157)
36.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, bir göletin
tamamlanmasına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12159)
37.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, bir göletin
tamamlanmasına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12160)
38.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, bir göletin
tamamlanmasına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/12162)
39.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, bir barajın tamamlanmasına ilişkin sorusu ve
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
(7/12163)
40.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in, Gaziantep’teki kamu yatırımlarına ilişkin sorusu
ve Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı (7/12233)
41.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, TOKİ projelerine
ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in cevabı
(7/12236)
42.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Hollanda’da yapılan
bir reklam çalışmasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı
Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/12246)
43.- Yozgat
Milletvekili Mehmet Ekici’nin, 2821 ve 2822 sayılı
Kanunlara yönelik çalışmalara ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Ömer Dinçer’in cevabı (7/12260)
44.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un,
yerleşim yerlerindeki hava kirliliğine ve atık altyapısına ilişkin sorusu ve
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
(7/12268)
45.- Muğla
Milletvekili Metin Ergun’un, Muğla’daki orman
kadastrosuna ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı (7/12271)
46.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enöz’ün, bir baraj yapımına
ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı (7/12273)
47.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enöz’ün, bir baraj yapımına
ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı (7/12274)
48.- Kayseri
Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlu’nun, Kayseri
Vakıflar Bölge Müdürlüğüne yapılan atamaya ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/12276)
49.- Adana
Milletvekili Nevingaye Erbatur’un,
cinsiyet temelli veri oluşturulmasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet
Bakanı Selma Aliye Kavaf’ın cevabı (7/12349)
50.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Altınova’daki kıyı erozyonuna ilişkin sorusu
ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
(7/12354)
51.- Adana
Milletvekili Nevingaye Erbatur’un,
toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki çalışmalara,
Toplumsal
Cinsiyet Ulusal Eylem Planı’na,
Kadın
okuryazarlığının artırılmasına,
Kız çocuklarının
eğitimlerine,
Kadınların
istihdamına,
Kız çocuklarının
eğitimindeki fiziki ve teknolojik donanıma,
Kırsal kesimdeki
kadınlara yönelik çalışmalara,
İş gücü
piyasasındaki cinsiyet ayrımcılığına,
İlişkin soruları
ve Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf’ın cevabı (7/12374), (7/12375), (7/12376),
(7/12377), (7/12378), (7/12379), (7/12380), (7/12381)
52.- Edirne
Milletvekili Bilgin Paçarız’ın, Gala Gölü Millî Parkı’nın geliştirilmesine
ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı (7/12430)
53.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, TRT sanatçılarının
bir düğünde görevlendirildiği iddiasına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/12435)
54.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankut’un, RTÜK eski Başkanı
hakkında basında çıkan haberlere ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/12436)
55.- Adana
Milletvekili Nevingaye Erbatur’un,
yetki ve karar alma mekanizmalarında kadının rolünün artırılmasına,
Kadın
yoksulluğuna karşı sosyal yardım hizmetlerine,
Medyaya yönelik
toplumsal cinsiyet eşitliği çalışmalarına,
Kadınların sağlık
hizmetlerinden yararlanmalarının desteklenmesine,
Kadın sağlığı
araştırmalarına ve verilerine,
Kadın sağlığı
hizmetlerine,
Kadın yoksulluğu
ile mücadeleye,
Kadınların siyasi
etkinliğinin artırılmasına,
Kadın yönetici
istihdamına,
Kaybolan çocuklar
sorununa,
Kadına yönelik
şiddete karşı alınacak tedbirlere,
Kadına yönelik
aile içi şiddete karşı alınacak tedbirlere,
Kadın odaklı
eğitim ve diğer sosyal çalışmalara,
Çevre
politikalarında kadının konumuna,
Kadına yönelik
şiddet konusundaki iş birliği ve diğer tedbirlere,
Toplumsal
cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddet konusundaki önlemlere,
İlişkin soruları
ve Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf’ın cevabı (7/12437), (7/12438), (7/12439),
(7/12440), (7/12441), (7/12442), (7/12443), (7/12444), (7/12445), (7/12446), (7/12447),
(7/12448), (7/12449), (7/12450), (7/12451), (7/12452)
56.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, bazı kurumların Sayıştay tarafından
denetlenmesine ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçek’in cevabı (7/12483)
57.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse’nin, TOKİ’nin Adıyaman’daki
arsa satışlarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçek’in cevabı (7/12490)
58.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, TOKİ’nin
yaptığı imar planlarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Cemil Çiçek’in cevabı (7/12514)
59.- Niğde
Milletvekili Mümin İnan’ın, toplantı ve karar yeter sayısı istemlerine ilişkin
sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat Pakdil’in
cevabı (7/12863)
I,- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 13.03’te açılarak beş oturum yaptı.
Konya
Milletvekili Mustafa Kabakcı,
İstanbul
Milletvekili Atila Kaya,
Hocalı
katliamının 18’inci yıl dönümüne;
Hakkâri
Milletvekili Hamit Geylani, 21 Şubat Uluslararası Ana
Dil Günü’ne;
İlişkin gündem
dışı birer konuşma yaptılar.
Tokat
Milletvekili Reşat Doğru ve 22 milletvekilinin, GDO’lu
ürünlerin sağlığa etkilerinin araştırılarak (10/591),
Karaman
Milletvekili Hasan Çalış ve 19 milletvekilinin, kanuni takibe düşen krediler
sorununun araştırılarak (10/592),
İstanbul
Milletvekili Sacid Yıldız ve 21 milletvekilinin,
Çağdaş Sanatlar Müzesi ihtiyacının karşılanması için (10/593),
Adana
Milletvekili Nevingaye Erbatur
ve 21 milletvekilinin, özel çevre koruma bölgelerinde yaşanan sorunların
araştırılarak (10/594),
Alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla birer Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini
alacağı ve ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu Adına Grup Başkan Vekilleri Ankara
Milletvekili Hakkı Suha Okay,
İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ve İzmir
Milletvekili Kemal Anadol’un, “Demokratik açılım”
olarak adlandırılan proje kapsamında gizli görüşmelerde bulunduğu, terör örgütü
mensupları hakkındaki yargı sürecini etkilediği iddiasıyla İçişleri Bakanı
Beşir Atalay hakkında bir gensoru açılmasına ilişkin önergesinin (11/10)
görüşmeleri tamamlandı; istem üzerine elektronik cihazla yapılan açık oylamadan
sonra, gündeme alınması kabul edilmedi.
Ankara
Milletvekili Hakkı Suha Okay,
Samsun Milletvekili Suat Kılıç’ın, grubuna,
Muş Milletvekili
Sırrı Sakık, AK PARTİ, CHP ve MHP grupları adına
konuşan milletvekillerinin, partisine,
İstanbul
Milletvekili Fatma Nur Serter, Batman Milletvekili
Bengi Yıldız’ın, şahsına,
İstanbul
Milletvekili Mustafa Özyürek, Muş Milletvekili Sırrı Sakık’ın, CHP Grubu Başkanına,
Muş Milletvekili
Sırrı Sakık, İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek’in, şahsına,
İzmir
Milletvekili K. Kemal Anadol, İçişleri Bakanı Beşir
Atalay’ın, grubuna,
Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata, İstanbul Milletvekili
Fatma Nur Serter’in, grubuna,
Sataşması
nedeniyle birer konuşma yaptılar.
İzmir
Milletvekili Oktay Vural, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın, “Böyle bir Meclis olur
mu?” ifadelerinden dolayı Meclisten özür dilemesi gerektiğine,
İçişleri Bakanı
Beşir Atalay “Böyle bir Meclis olur mu?” ifadesini kullanmadığına,
İlişkin birer
açıklamada bulundular.
Gündemin “Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının:
1’inci sırasında
bulunan ve İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun
olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kabul edilen, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı
ve Adalet Komisyonu Raporu’nun (1/324) (S. Sayısı: 96),
2’nci sırasında
bulunan ve İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun
olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kabul edilen, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı
ve Adalet Komisyonu Raporu’nun (1/499) (S. Sayısı: 321),
4’üncü sırasında
bulunan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Yozgat Milletvekili Bekir
Bozdağ’ın, Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna
Sunulması Hakkındaki Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ve
Anayasa Komisyonu Raporu’nun (2/566) (S. Sayısı: 462),
5’inci sırasında
bulunan, Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına
Katılmak İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para
Fonu Ana Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Belgelerin Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun (1/761)
(S. Sayısı: 458),
6’ncı sırasında
bulunan, Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasının Ana Sözleşmesinde
Değişikliğin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu’nun (1/786) (S. Sayısı: 460),
7’nci sırasında
bulunan, Avusturya Cumhuriyeti, Bulgaristan Cumhuriyeti, Macaristan
Cumhuriyeti, Romanya ve Türkiye Cumhuriyeti Arasında Nabucco
Projesi Hakkında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun (1/783) (S. Sayısı: 447),
Görüşmeleri
komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından ertelendi.
3’üncü sırasında bulunan ve görüşmelerine devam olunan Arsa
Üretimi ve Değerlendirilmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Recai Berber ve 5
Milletvekilinin, 2985 Sayılı Toplu Konut Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporlarının (1/762, 2/475) (S. Sayısı: 455)
görüşmeleri tamamlanarak elektronik cihazla yapılan açık oylamadan sonra kabul
edildi ve kanunlaştı.
8’inci sırasında
bulunan, Türkiye Cumhuriyeti ile Sırbistan Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu’nun (1/755) (S. Sayısı: 426) tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlandı ve maddelerine geçilmesi kabul edildi; verilen aradan sonra komisyon
yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından görüşmeleri ertelendi.
Yozgat
Milletvekili Bekir Bozdağ, Gaziantep Milletvekili
Akif Ekici’nin, grubuna sataşması nedeniyle bir
konuşma yaptı.
2 Mart 2010 Salı
günü saat 15.00’te toplanmak üzere birleşime 20.34’te son verildi.
|
|
Sadık YAKUT |
|
|
|
Başkan Vekili |
|
|
Murat ÖZKAN |
|
Bayram ÖZÇELİK |
|
Giresun |
|
Burdur |
|
Kâtip Üye |
|
Kâtip Üye |
No.: 89
II.- GELEN KÂĞITLAR
26 Şubat 2010 Cuma
Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşlarının KKTC’de doğan çocuklarına kimlik belgesi verilmemesine ilişkin
Devlet Bakanından (Faruk Çelik) yazılı soru önergesi (7/11675)
2.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, Van Yüzüncü Yıl
Üniversitesinde yapıldığı iddia edilen bir ankete ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/11965)
3.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, bir şirketin
katıldığı kamu ihalelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/11966)
4.- Hatay
Milletvekili Gökhan Durgun’un, bazı uçak seferlerinde yapılan bir anonsa
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/11969)
5.- Kırklareli
Milletvekili Turgut Dibek’in, bazı açıklamalara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/11970)
6.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Zonguldak’ın genel bütçeye katkısına ve
aldığı paya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/11971)
7.- Van
Milletvekili Özdal Üçer’in, farklı etnik ve inanç
gruplarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/11972)
8.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, ismi değiştirilen yerleşim yerlerine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/11973)
9.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in,
Van’daki bir derneğe ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/11974)
10.- Balıkesir
Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, Jandarma Genel
Komutanlığının örtülü ödeneğine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/11975)
11.- Antalya
Milletvekili Yusuf Ziya İrbeç’in, Antalya Büyükşehir
Belediyesi işçilerinin alacaklarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/12011)
12.- Antalya
Milletvekili Yusuf Ziya İrbeç’in, Antalya’da raylı
sistemin işletmeye alınmamasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/12012)
13.- Antalya
Milletvekili Sadık Badak’ın, Antalya Büyükşehir
Belediyesinin otobüs alımına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12013)
14.- Antalya
Milletvekili Abdurrahman Arıcı’nın,
Antalya’daki Engelliler ve Rehabilitasyon Merkezi inşaatına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12014)
15.- Antalya
Milletvekili Abdurrahman Arıcı’nın,
Antalya’da suya yapılan zama ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12015)
16.- Şanlıurfa
Milletvekili İbrahim Binici’nin, bazı toplumsal
olaylara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12016)
17.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, bir gazetecinin
villasının imar durumuna ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12017)
18.- Tunceli
Milletvekili Şerafettin Halis’in, polisin güç kullanımıyla ilgili iddialara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12018)
19.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, güvenlik güçlerinin
bazı operasyonlardaki uygulamalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/12019)
20.- Diyarbakır
Milletvekili Selahattin Demirtaş’ın, Türk alfabesinde
bulunmayan harflerin yer aldığı isimlerin kullanımına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12020)
21.- Diyarbakır
Milletvekili Gültan Kışanak’ın,
iki teröristin cesedinin taşınması sırasındaki görüntülere ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12022)
22.- İstanbul
Milletvekili Necla Arat’ın, yatılı ilköretim bölge okullarının öğrenci kapasitesine ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12026)
23.- İstanbul
Milletvekili Çetin Soysal’ın, çocuk gelişimi mezunlarına lisans tamamlama hakkı
verilmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12028)
24.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Saltukova
Havaalanına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/12030)
25.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Filyos Limanı
Projesine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/12031)
26.- İstanbul
Milletvekili Ufuk Uras’ın, seferden kaldırılan bazı trenlere ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12032)
27.- Tunceli
Milletvekili Kamer Genç’in, Tunceli PTT Başmüdürüne ve kapatılan bazı şubelere
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/12033)
28.- Erzurum
Milletvekili Zeki Ertugay’ın, Erzurum’daki doğalgaz
abonelerinin fatura ödeme dönemlerine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12037)
No.: 90
1 Mart 2010 Pazartesi
Teklifler
1.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata’nın; Tütün Mamullerinin
Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi (2/616) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Adalet
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.2.2010)
2.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse’nin; 2429 Sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/617) (İçişleri
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.2.2010)
3.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in; 657 Sayılı Devlet
Memurları Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/618)
(Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler; Anayasa ve Plan ve Bütçe
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.2.2010)
Sözlü Soru Önergeleri
1.- Tunceli
Milletvekili Şerafettin Halis’in, öğretmenlerin farklı statülerde
çalıştırılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1849)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)
2.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in, Gaziantep’teki destekleme ödemelerine ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1850) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)
3.- Tunceli
Milletvekili Kamer Genç’in, bir valiyle ilgili mahkeme kararına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1851) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)
4.- Tunceli
Milletvekili Kamer Genç’in, TEKEL’in bir binasının tahsisine ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1852) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/02/2010)
5.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, iki yıllık meslek yüksekokulu
mezunlarının bazı sorunlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1853)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/02/2010)
6.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, silah harcından muaf
tutulmayan bir kısım kamu görevlilerine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1854) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/02/2010)
7.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, çiftçilerin Tarım Kredi
Kooperatiflerine olan borçlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1855) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/02/2010)
8.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, muhtarların özlük haklarına
ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1856) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/02/2010)
9.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, SPK eski
Başkanının THY Yönetim Kurulu üyeliğine atanmasına ilişkin Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) sözlü soru önergesi (6/1857) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17/02/2010)
10.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un,
kütüphanelere satın alınan kitaplara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü
soru önergesi (6/1858) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
11.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, yazılım ve genetikteki
ulusal güvenliğe ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Aydın) sözlü soru önergesi
(6/1859) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
12.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Karadeniz’deki bazı
gelişmelere ilişkin Milli Savunma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1860)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
13.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, AOÇ’deki üretime ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1861) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
14.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Türk Cumhuriyetleriyle
olan vize uygulamasına ilişkin Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1862) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
15.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Hazine bonolarını
ellerinde bulunduran yatırımcılara ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1863) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
16.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kanada Kış
Olimpiyatlarını izlemek üzere giden heyete ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Nafız Özak) sözlü soru önergesi
(6/1864) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
17.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı illerdeki çiftçi ve
besicilerin sorunlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1865) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
18.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars’ta sulama kanalları
ve su havuzları yapımına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1866) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
19.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, tüpgazdaki
ÖTV’ye ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1867) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
20.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, alışveriş merkezlerinin
çalışma düzenine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1868) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
21.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, domuz gribi önlemlerine
ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1869) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/02/2010)
22.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ankara Üniversitesi Diş
Hekimliği Fakültesi Dekanlığına yapılan atamaya ilişkin Milli Eğitim Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1870) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
23.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, sosyal yardımlara ilişkin
Devlet Bakanından (Hayati Yazıcı) sözlü soru önergesi (6/1871) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17/02/2010)
24.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Beyoğlu Belediyesi
tiyatro salonunun mühürlenmesine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1872) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
25.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Doğu Anadolu’da işsizliği
azaltacak bazı önlemlere ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Ali
Babacan) sözlü soru önergesi (6/1873) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
26.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, faili meçhul cinayetlere
ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1874) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/02/2010)
27.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’daki okullara
ilkyardım seti teminine ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1875) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
28.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, işsizliği azaltmak üzere
memur alımı yapılıp yapılmayacağına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Ali Babacan) sözlü soru önergesi (6/1876) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/02/2010)
29.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, sözleşmeli öğretmen
atamalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1877) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17/02/2010)
30.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı illerdeki trafik
denetimlerine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1878)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
31.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Batman Çayı üzerindeki
köprünün güçlendirilmesine ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1879) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
32.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Elazığ Valisinin bir
konuşmasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1880)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
33.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Bolu’da çöplerin toplanma
periyoduna ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1881) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17/02/2010)
34.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Bayburt’taki bir binanın
restorasyonuna ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/1882)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Tunceli
Milletvekili Şerafettin Halis’in, Manisa-Selendi’den Salihli’ye gönderilenlerin
mağduriyetine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12696) (Başkanlığa
geliş tarihi: 12/02/2010)
2.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, bazı eylemlere
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12697) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)
3.- Aydın
Milletvekili Ali Uzunırmak’ın, 2000 ve 2001
yıllarındaki kriz sonrası TMSF’ye devredilen banka ve
finans kuruluşlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12698)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)
4.- Aydın
Milletvekili Ali Uzunırmak’ın, 1999 yılındaki
depremlerin etkilerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12699)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)
5.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuz’un, bir Hazine arazisinin gasp edildiği iddialarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12700) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)
6.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersin’in, bazı belediyelerin SGK prim borçları nedeniyle
gelirlerinin kesilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12701)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)
7.- Kırklareli
Milletvekili Turgut Dibek’in, Kırklareli’de TOKİ’nin satışını yaptığı arsalara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/12702) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)
8.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Samsun Yaprak Tütün
İşletmesinde tütünlerin gömüldüğü iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/12703) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)
9.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, TEKEL’in bir binasının
satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12704) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/02/2010)
10.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, özelleştirme uygulamalarının doğurduğu
personel hareketlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12705)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)
11.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, İşsizlik Sigortası Fonuna ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12706) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)
12.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankut’un, bir elektrik dağıtım
şirketinin uygulamalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12707)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)
13.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Adana’nın sosyo-ekonomik sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/12708) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)
14.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankut’un, gübre fiyatlarındaki
artışa ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12709) (Başkanlığa geliş tarihi:
15/02/2010)
15.- Kırklareli
Milletvekili Turgut Dibek’in, SPK eski Başkanının THY Yönetim Kurulu üyeliğine
atanmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12710) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/02/2010)
16.- Kırklareli
Milletvekili Tansel Barış’ın, İsviçre’de Ermeni soykırımı iddialarını
reddettikleri için mahkum edilen Türk vatandaşlarına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/12711) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)
17.- İstanbul
Milletvekili Hasan Macit’in, tasarruf sahiplerini mağdur eden holding ve
şirketlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12712) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/02/2010)
18.- Diyarbakır
Milletvekili Akın Birdal’ın, bir polis operasyonuna
ve tutuklu bazı kişilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12713)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/02/2010)
19.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, askeri kurumlarda görev
yapan sivil memurların sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/12714) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/02/2010)
20.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, Salihli’de işçi alımlarıyla ilgili bazı iddialara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12715) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/02/2010)
21.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateş’in, THY Yönetim Kurulu üyeliğine yapılan bir atamaya
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12716) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
22.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, cezaevlerine Türkçe
dışındaki bir dilde yayın girişi şartlarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/12717) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)
23.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçın’ın, Adli Tıp Kurumunun imza inceleme kararlarına
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/12718) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/02/2010)
24.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Adli Tıp Kurumunun bazı işlemlerine ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/12719) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)
25.- Konya
Milletvekili Atilla Kart’ın, Adli Tıp Kurumunun bir ıslak imza incelemesine
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/12720) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/02/2010)
26.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, Adli Tıp Kurumu
üyelerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/12721) (Başkanlığa
geliş tarihi: 12/02/2010)
27.- İstanbul
Milletvekili Hasan Macit’in, yurt dışındaki Türkleri mağdur eden şirketlerle
ilgili adli yardım taleplerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12722) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/02/2010)
28.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya’da yeni açılacak
cezaevi ve mahkemelere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/12723)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/02/2010)
29.- Muğla
Milletvekili Metin Ergun’un, Fethiye-Kumluova’daki kanalların ıslahına ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12724) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)
30.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, atık tesislerine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/12725) (Başkanlığa
geliş tarihi: 12/02/2010)
31.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, Adana’daki atık tesislerine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/12726) (Başkanlığa
geliş tarihi: 12/02/2010)
32.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, Osmaniye’deki atık
tesislerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/12727)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)
33.- Mersin
Milletvekili İsa Gök’ün, bir ormanlık alanın işgal edildiği iddialarına ilişkin
Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/12728) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/02/2010)
34.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Adana’da baraj
kapaklarının açılmasıyla oluşan su baskınlarına ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12729) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)
35.- Kırklareli
Milletvekili Tansel Barış’ın, altın üretiminin çevreye etkilerine ilişkin Çevre
ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/12730) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)
36.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, İstanbul
Büyükşehir Belediyesinin plan çalışmasına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/12731) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/02/2010)
37.- Manisa
Milletvekili Ahmet Orhan’ın, Akçapınar Barajı
Projesine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/12732)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
38.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, üniversite
mezunlarının istihdamına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı
soru önergesi (7/12733) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)
39.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, istihdamın
teşvikiyle ilgili bir düzenleme kapsamında çalıştırılanlara ilişkin Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/12734) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/02/2010)
40.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Çalışma Müşavirlikleri
ve Ataşeliklerindeki sözleşmeli personele ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12735) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)
41.- Mersin
Milletvekili İsa Gök’ün, TEKEL işçilerinin geçici personel olarak
çalıştırılmasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/12736) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)
42.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, özürlü istihdamına ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/12737)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/02/2010)
43.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in, küçük yatırımcı ve esnafın desteklenmesine
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru
önergesi (7/12738) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)
44.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, müşteri şikayetleri
hakem heyetine yapılan başvurulara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/12739) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/02/2010)
45.- Tunceli
Milletvekili Şerafettin Halis’in, Şanlıurfa’da 1994 yılında kaybolan bir gazete
muhabirine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12740)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)
46.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in, Gaziantep’te göç alımından doğan sorunlara
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12741) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/02/2010)
47.- İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, İzmir Büyükşehir Belediyesinin engellilere
toplu ulaşımda sağlanan hakları kısıtlamasına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/12742) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)
48.- İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, Aliağa’da baraj sularıyla yıkılan bir
köprüye ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12743) (Başkanlığa
geliş tarihi: 12/02/2010)
49.- Bitlis
Milletvekili Mehmet Nezir Karabaş’ın, bir sendika şube başkanının uğradığı
saldırıya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12744)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)
50.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, Çorum’daki kadın
hak ve özgürlüklerini ihlal eden eylemlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/12745) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)
51.- Tunceli
Milletvekili Şerafettin Halis’in, Tunceli eski Valisine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12746) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)
52.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Adana’daki uyuşturucu
bağımlılığı sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12747)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)
53.- Giresun
Milletvekili Eşref Karaibrahim’in, bir avukatın darp
edilmesi olayının tahkikatına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12748) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)
54.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, failleri bulunamayan
bazı cinayet olaylarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12749)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)
55.- Aydın
Milletvekili Mehmet Fatih Atay’ın, Elazığ Valisinin bir açıklamasına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12750) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)
56.- Muş
Milletvekili M. Nuri Yaman’ın, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanına yapılan
bir tebligata ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12751)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/02/2010)
57.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, çocuk kaçırma suçlarında cezaların artırılmasına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12752) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/02/2010)
58.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Balıkesir’deki asayiş durumuna ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12753) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
59.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, bir gölet arazisi
konusunda yapılan görüşmeye ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12754) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
60.- Antalya
Milletvekili Tayfur Süner’in, Silah Kanunu
Tasarısındaki bir düzenlemeye ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12755) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
61.- Şırnak
Milletvekili Sevahir Bayındır’ın, güvenlik güçlerinin
biber gazı kullanımına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12756) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
62.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, İl Emniyet Müdürlüğüne
plaka algılama sistemi verilmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/12757) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
63.- Muş
Milletvekili M. Nuri Yaman’ın, Muş Valisinin bir açıklamasına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12758) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
64.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, bir köydeki tahribat
iddiasına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/12759)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/02/2010)
65.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelik’in, Mersin’deki turizm yatırımlarına ilişkin Kültür ve
Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/12760) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)
66.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, Lara-Kundu Bölgesindeki plan çalışmalarına ilişkin Kültür ve
Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/12761) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)
67.- Kırklareli
Milletvekili Tansel Barış’ın, Yıldız Sarayı Müzesinde tarihi eşyaların hurdaya
çıkarılarak satıldığı haberlerine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı
soru önergesi (7/12762) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)
68.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalı’nın, Seferihisar’ın,
“sakin şehir” üyeliğinin desteklenmesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/12763) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
69.- Yalova
Milletvekili Muharrem İnce’nin, bir parti faaliyeti için resmi yazıyla bilgi
istenmesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/12764)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
70.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, Akhisar Sigara Fabrikasının değerlendirilmesine
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/12765) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/02/2010)
71.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un,
tarım arazilerinin kiralanması konusunda basında çıkan iddialara ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12766) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
72.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, banka mevduatlarına haciz uygulanmasına
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/12767) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/02/2010)
73.- Tekirdağ
Milletvekili Faik Öztrak’ın, dahilde
alınan KDV gelirlerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/12768)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
74.- İstanbul Milletvekili
Bayram Ali Meral’in, özelleştirme uygulamalarına ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/12769) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
75.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçın’ın, Ankara’da toplu açılış yapılan okullara ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12770) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/02/2010)
76.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, Gazi Osman Paşa Üniversitesindeki bina ihtiyacına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12771) (Başkanlığa
geliş tarihi: 12/02/2010)
77.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, Gazi Osman Paşa Üniversitesindeki bina ihtiyacına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12772) (Başkanlığa
geliş tarihi: 12/02/2010)
78.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Kütahya’daki ikili eğitime ve sınıflardaki
ortalama öğrenci sayısına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12773) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)
79.- İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhan’ın, İzmir’deki okulların elektrik ve su borçlarına ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12774) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/02/2010)
80.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Bingöl’deki ikili eğitime ve sınıflardaki
ortalama öğrenci sayısına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12775) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)
81.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Yüzüncü Yıl Üniversitesinde
yaşanan olaylara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12776)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)
82.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, şiddet içeren dizilerin
öğrenciler üzerindeki etkilerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/12777) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/02/2010)
83.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Teknik Eğitim Fakülteleri
ile Teknoloji Fakülteleri mezunlarının sorunlarına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12778) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/02/2010)
84.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, öğretmen atamalarındaki bazı sorunlara
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12779) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17/02/2010)
85.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, eğitim kurumları için yapılacak müdür
yardımcılığı sınavına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12780) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
86.- Yalova
Milletvekili Muharrem İnce’nin, okul kütüphanelerine ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12781) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
87.- Kars
Milletvekili Gürcan Dağdaş’ın, Kars’taki Fizik Tedavi
ve Rehabilitasyon Merkezi ile bazı tıbbi cihaz ihtiyaçlarına ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12782) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)
88.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, kuş
ve domuz gripleri ilaçlarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12783) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
89.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Posof’taki diş doktoru
ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/12784) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17/02/2010)
90.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelik’in, sebze fiyatlarının oluşumuna ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12785)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)
91.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in, toplu sulama projelerine ve Gaziantep’te
tarımsal ihracat teşvikine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12786) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)
92.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in, yapılamayan destekleme ödemelerine ilişkin Tarım
ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12787) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)
93.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse’nin, olumsuz hava koşullarının tarım sektörüne
etkilerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/12788) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)
94.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Adana’da sel ve
taşkınlar nedeniyle zarara uğrayan çiftçilere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12789)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)
95.- Adana Milletvekili
Yılmaz Tankut’un, Adana’da don nedeniyle zarara
uğrayan üreticilere ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12790) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)
96.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Tarım ve Gıda Bakanlığının
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12791)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/02/2010)
97.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, hayvancılık sektörünün desteklenmesine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/12792) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
98.- Hakkari
Milletvekili Hamit Geylani’nin, Hakkari’deki
karayollarının durumuna ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12793) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)
99.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelik’in, Tarsus’a yapılması planlanan havalimanına ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/12794) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)
100.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelik’in, Bozyazı Tekmen Beldesine üst geçit yapılmasına
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/12795) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/02/2010)
101.- İzmir
Milletvekili Oğuz Oyan’ın, karayolu taşımacılığındaki
yetki belgesi ücretlerine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12796) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)
102.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Adana’dan geçen bazı
tren seferlerinin kaldırılmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/12797) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)
103.- Kırklareli
Milletvekili Turgut Dibek’in, bölünmüş yol yapımına ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12798) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)
104.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, bazı karayollarındaki bozulmalara ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/12799) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
105.- Manisa
Milletvekili Ahmet Orhan’ın, bazı yol çalışmalarına ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12800) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
106.- Manisa
Milletvekili Şahin Mengü’nün, TKİ’nin bir
müessesesine eleman alımıyla ilgili iddialara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12801) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/02/2010)
107.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Yüzüncü Yıl Üniversitesi
öğrenci yurtlarında yaşanan olaylara ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Nafız Özak) yazılı soru önergesi
(7/12802) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)
108.- Yalova
Milletvekili Muharrem İnce’nin, TRT’nin bazı imkanlarının usulsüz kullandırıldığı
iddialarına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/12803) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/02/2010)
109.- Yalova
Milletvekili Muharrem İnce’nin, AB Genel Sekreterliği müşavirliklerine yapılan
atamalara ilişkin Devlet Bakanından (Egemen Bağış) yazılı soru önergesi
(7/12804) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)
110.- Edirne
Milletvekili Cemaleddin Uslu’nun,
Almanya’nın uyguladığı dil şartı nedeniyle aile birleşmelerinin
gerçekleşememesine ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12805)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/02/2010)
111.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, bir TOKİ projesinde site
yönetiminden kaynaklanan sorunlara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Cemil Çiçek) yazılı soru önergesi (7/12806) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/02/2010)
112.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un,
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinliklerine ilişkin Devlet Bakanından
(Hayati Yazıcı) yazılı soru önergesi (7/12807) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
113.- Kırklareli
Milletvekili Tansel Barış’ın, Eyüp Sultan Camiinde bir cuma namazında yapıldığı
iddia edilen uygulamalara ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Çelik) yazılı soru
önergesi (7/12808) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
114.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, özelleştirme
uygulamalarının bazı personele etkisine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12809) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/02/2010)
Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- Bursa
Milletvekili Abdullah Özer’in, KEY ödemelerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/11300)
2.- İstanbul
Milletvekili Süleyman Yağız’ın, telefon dinletme iddialarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/11450)
3.- Kocaeli Milletvekili
Hikmet Erenkaya’nın, Dilovası
Beldesiyle ilgili Meclis Araştırması Komisyonu raporundaki önerilere ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/11453)
4.- İstanbul
Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın, Yazılım Üssü
Projesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/11460)
No.: 91
2 Mart 2010 Salı
Tasarı
1.- Türkiye
Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı ile Belarus Cumhuriyeti
Sağlık Bakanlığı Arasında Sağlık Alanında İşbirliğine Dair Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/813) (Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler ile Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
25.2.2010)
Teklifler
1.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in; 4688 Sayılı Kamu
Görevlileri Sendikaları Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
(2/619) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler; Anayasa ile Plan ve Bütçe
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.2.2010)
2.- Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı’nın; Konya İli
Merkezinde Osmanlı Adıyla Bir İlçe Kurulması Hakkında Kanun Teklifi (2/620)
(İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
23.2.2010)
3.- Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan’ın; Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi (2/621) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.2.2010)
4.- Tunceli
Milletvekili Şerafettin Halis’in; 29.08.1977 Tarih ve 2108 Sayılı Muhtar Ödenek
ve Sosyal Güvenlik Kanununu Değişiklik Teklifi (2/622) (İçişleri; Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 24.2.2010)
Sözlü Soru Önergeleri
1.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, ziraat mühendisi ve
veteriner hekim kadrolarının kullanımına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1883) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)
2.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, primlerini ödeyemeyen esnaf
ve sanatkarlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1884) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)
3.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, esnaf ve sanatkarların
vergi borçlarına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1885)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)
4.- Mersin
Milletvekili Akif Akkuş’un, 9 Eylül Treninin seferlerinin kaldırılmasına
ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1886) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/02/2010)
5.- Mersin Milletvekili
Akif Akkuş’un, 4 Eylül Treninin seferlerinin kaldırılmasına ilişkin Ulaştırma
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1887) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)
6.- Mersin
Milletvekili Akif Akkuş’un, Ankara-Erzurum ekspres treni seferlerinin
kaldırılmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1888)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)
7.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, din görevlilerinin ve camilerin bazı sorunlarına
ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Çelik) sözlü soru önergesi (6/1889)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)
8.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, çiftçi borçlarının yeniden yapılandırılmasına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1890) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- İstanbul
Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın, vergi ve prim
borçlarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/12810) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)
2.- İstanbul
Milletvekili Sacid Yıldız’ın, üniversite
hastanelerinin sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12811)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)
3.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin kredi
kullanımına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12812) (Başkanlığa
geliş tarihi: 18/02/2010)
4.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Bursa Büyükşehir Belediyesinin kredi kullanımına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12813) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)
5.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Ankara Büyükşehir Belediyesinin kredi
kullanımına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12814) (Başkanlığa
geliş tarihi: 18/02/2010)
6.- Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya’nın, TEKEL’e
ait bir binanın kiralanmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/12815) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)
7.- Hakkari
Milletvekili Hamit Geylani’nin, askeri uçak ve
helikopterlerin yerleşim yerlerinde alçaktan uçtuğu iddiasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12816) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)
8.- İstanbul
Milletvekili Süleyman Yağız’ın, demokratik açılım projesine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/12817) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)
9.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Rize Belediyesinin kredi kullanımına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12818) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)
10.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Sakarya Büyükşehir Belediyesinin kredi
kullanımına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12819) (Başkanlığa
geliş tarihi: 19/02/2010)
11.- Balıkesir
Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, valilerle yapılan bir
toplantıya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12820) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/02/2010)
12.- Balıkesir
Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, TRT’nin açılması
planlanan Arapça yayın yapacak kanalına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/12821) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)
13.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalı’nın, bir basın
açıklamasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/12822)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)
14.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Erzincan’daki bazı yargısal olaylara ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/12823) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)
15.- Van
Milletvekili Özdal Üçer’in, bir cezaevindeki sağlık
hizmetlerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/12824)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)
16.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, bir basın açıklamasına
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/12825) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/02/2010)
17.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, bir soruşturma
dosyasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/12826) (Başkanlığa
geliş tarihi: 19/02/2010)
18.- Yozgat
Milletvekili Mehmet Ekici’nin, Yozgat SGK İl
Müdürlüğünün kadrolarına ve hizmet binasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12827) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)
19.- Yozgat
Milletvekili Mehmet Ekici’nin, Yozgat İŞKUR İl
Müdürlüğüne yapılan başvurulara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/12828) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)
20.- İstanbul
Milletvekili Sacid Yıldız’ın, işsiz kalanların sağlık
hizmetlerinden yararlanmasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/12829) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)
21.- Çankırı
Milletvekili Ahmet Bukan’ın, bazı sulama projelerine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/12830) (Başkanlığa
geliş tarihi: 18/02/2010)
22.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, İvrindi Korucu Beldesinde orman alanlarının
parsellenip satıldığı iddiasına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru
önergesi (7/12831) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)
23.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelik’in, Türk alfabesinde bulunmayan harflerin TRT
yayınlarında kullanılmasına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
(Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/12832)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)
24.- Zonguldak
Milletvekili Ali Koçal’ın, TRT’nin İstanbul
Tepebaşındaki stüdyolarına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
(Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/12833)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)
25.- İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, İzmir’de sosyal amaçlı bazı merkezlerin
kapanmasına ilişkin Devlet Bakanından (Selma Aliye Kavaf) yazılı soru önergesi
(7/12834) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)
26.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, kadın intiharlarına
ve şüpheli ölümlere ilişkin Devlet Bakanından (Selma Aliye Kavaf) yazılı soru
önergesi (7/12835) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)
27.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, kadın intiharlarına
ilişkin Devlet Bakanından (Selma Aliye Kavaf) yazılı soru önergesi (7/12836)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)
28.- İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, kayıp çocuklara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12837) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)
29.- İstanbul
Milletvekili Sacid Yıldız’ın, İstanbul Büyükşehir
Belediyesinin yardım kuponları ile ilgili bir iddiaya ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12838) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)
30.- Sivas
Milletvekili Malik Ecder Özdemir’in, valiliklerde
dağıtılan kitap ve broşürler ile makam odalarındaki resimlere ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12839) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)
31.- İstanbul
Milletvekili Sacid Yıldız’ın, Erzurum Büyükşehir
Belediye Başkanı hakkındaki bir soruşturmaya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/12840) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)
32.- İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, misyonerlerin faaliyetlerine ve çocuk
kaçırma olaylarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12841)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)
33.- Zonguldak
Milletvekili Ali Koçal’ın, kayıp ve kaçak enerji
sorununa ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/12842) (Başkanlığa
geliş tarihi: 18/02/2010)
34.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Özyürek’in, TEKEL’in bir
binasının tahsisine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/12843)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)
35.- İzmir
Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun, İzmir’deki
okulların elektrik ve su borçlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/12844) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)
36.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Van’daki ikili eğitime ve sınıflardaki ortalama
öğrenci sayısına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12845)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)
37.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Şanlıurfa’daki ikili eğitime ve sınıflardaki
ortalama öğrenci sayısına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12846) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)
38.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, öğretmenlerin il
içi yer değiştirmeleriyle ilgili bir yazıya ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/12847) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)
39.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, taşımalı eğitimde yaşanan trafik kazalarına ve
diğer sorunlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12848)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)
40.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, bir köydeki kapatılan ilköğretim okuluna ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12849) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/02/2010)
41.- Manisa
Milletvekili Şahin Mengü’nün, tutuklu bulunan subay
ve astsubayların bazı özlük haklarına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/12850) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)
42.- İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, sınır ve iç güvenlik iskan tesislerinin
TOKİ tarafından inşa edilmesine ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/12851) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)
43.- İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, bazı askeri personelin özlük hakları
sorunlarına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/12852)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)
44.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, et
fiyatlarındaki artışa ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12853) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)
45.- İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, Gediz Nehrinin taşmasıyla oluşan
zararların karşılanmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12854) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)
46.- Yozgat
Milletvekili Mehmet Ekici’nin, pancar kotasına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/12855) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)
47.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat’taki hayvan varlığına ve destekleme
ödemelerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/12856) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)
48.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse’nin, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumunun
hizmet binasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/12857) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)
49.- Kars
Milletvekili Gürcan Dağdaş’ın, Kars’ta kış sporları
müsabakaları düzenlenmesine ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Nafız Özak) yazılı soru önergesi
(7/12858) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)
50.- Yozgat
Milletvekili Mehmet Ekici’nin, Ankara-Yozgat-Sivas
Hızlı Tren Projesine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12859) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/02/2010)
51.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, ilaç sektöründeki bazı
sorunlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/12860) (Başkanlığa
geliş tarihi: 18/02/2010)
52.- İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, İzmir İktisat Kongresine ilişkin Devlet
Bakanından (Cevdet Yılmaz) yazılı soru önergesi (7/12861) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/02/2010)
53.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalı’nın, TEKEL işçilerinin
eylemleriyle ilgili açıklamasına ilişkin Devlet Bakanından (Hayati Yazıcı)
yazılı soru önergesi (7/12862) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/02/2010)
54.- Niğde
Milletvekili Mümin İnan’ın, toplantı ve karar yeter sayısı istemlerine ilişkin
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/12863)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/02/2010)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Muş
Milletvekili M. Nuri Yaman ve 19 Milletvekilinin, telif hakları konusunda
yaşanan sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/595) (Başkanlığa geliş
tarihi: 29.1.2010)
2.- Muş Milletvekili
M. Nuri Yaman ve 19 Milletvekilinin, bal üreticiliğindeki sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98
inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/596) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.2.2010)
3.- Muş
Milletvekili M. Nuri Yaman ve 19 Milletvekilinin, GAP bölgesindeki sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98
inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/597) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.2.2010)
4.- Muş
Milletvekili M. Nuri Yaman ve 19 Milletvekilinin, basın özgürlüğü konusundaki
sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/598) (Başkanlığa geliş tarihi:
3.2.2010)
2 Mart 2010 Salı
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 15.00
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP
ÜYELER: Fatih METİN (Bolu), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 67’nci Birleşimini açıyorum.
III.- Y O K L A M A
BAŞKAN –
Elektronik cihazla yoklama yapacağım.
Yoklama için üç
dakika süre vereceğim.
Sayın
milletvekillerinin oy düğmelerine basarak salonda bulunduklarını
bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen
milletvekillerinin salonda hazır bulunan teknik personelden yardım
istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise yoklama pusulalarını,
görevli personel aracılığıyla, üç dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı yoktur.
Birleşime on
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.05
İKİNCİ OTURUM
Açılma
Saati: 15.16
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Fatih METİN (Bolu), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 67’nci Birleşiminin İkinci
Oturumunu açıyorum.
III.- Y O K L A M A
BAŞKAN – Açılışta
yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi, tekrar
yoklama yapacağız.
Yoklama için üç
dakika süre vereceğim.
Sayın
milletvekillerinin oy düğmelerine basarak salonda bulunduklarını
bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen
milletvekillerinin salonda hazır bulunan teknik personelden yardım
istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise yoklama pusulalarını,
görevli personel aracılığıyla, üç dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden
önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk
söz Ottawa Sözleşmesi’nin Türkiye'de yürürlüğe
girişinin altıncı yılında gelinen aşamaya ilişkin söz isteyen İstanbul
Milletvekili Mehmet Ufuk Uras’a aittir.
Sayın Uras,
buyurun efendim. (BDP sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- İstanbul Milletvekili Mehmet Ufuk Uras’ın, antipersonel kara mayınlarının yasaklanmasına ilişkin
Ottowa Sözleşmesi’nin Türkiye’de yürürlüğe girişinin altıncı yılında gelinen
aşamaya ilişkin gündem dışı konuşması ve Millî Savunma Bakanı Mehmet Vecdi Gönül’ün
cevabı
MEHMET UFUK URAS
(İstanbul) – Sayın Başkan, değerli vekiller; gerçi konumuz kara mayınları ama
demokrasinin mayınlarından da bahsetmeden geçemeyeceğim. Hafta sonu, 28 Şubat postmodern postal girişiminin ertesinde; bugün, 2 Mart 1994
yani DEP’li parlamenterlerimize yönelik darbenin yıl
dönümünde, halkın iradesi önündeki her engele karşı kararlılıkla mücadelemizi
sürdüreceğimizi bir kere daha ifade etmek isterim.
Bu arada, EGEÇEP
tarafından verilen “Yaşam Savunucusu Politikacı” ödülü için de teşekkür ediyor,
buradan Egeli çiftçilere ve çevrecilere selamlarımızı sunuyorum. Biz her
zeminde ölüm karşısında yaşamı, savaş karşısında barışı kararlılıkla
savunacağız. İnatla bunu anlamamaya çalışan kem gözlere, mühürlenmiş yüreklere
karşı barış politikalarımızı anlatmayı sürdüreceğiz.
Bu çerçevede,
Mayın Yasaklama Anlaşması, antipersonel kara
mayınlarının kullanımını, depolanmasını, üretimini ve devredilmesini
yasaklıyor. Bu, insani amaçlı bir anlaşma olup yeni mayın kurbanlarının
olmasını engellemek, var olanlarını yeniden topluma kazandırmayı
hedeflemektedir ve taraf devletlere iki tür yükümlülük getirmektedir: Tüm
mayınların imhası ve mayın kurbanlarının sosyal ve ekonomik olarak topluma
yeniden kazandırılması, bakım ve rehabilitasyonlarının
sağlanması.
Mayınların
imhasına ilişkin olarak taraf devletlerin, dört yıl içinde stoklarındaki
mayınları imha etmesi, on yıl içinde de toprağa döşeli tüm mayınları
temizlemesi gerekmektedir. Tabii, bizim çağrımız, aynı zamanda devlet dışı
siyasi aktörleri de kapsamaktadır.
Türkiye’ye
bakıldığında, sözleşmenin yürürlüğe girdiği 1 Mart 2004 tarihinden itibaren
artan ölüm vakaları, yükümlülüğün ne oranda yerine getirildiğini
göstermektedir. 2004’te Türkiye’nin stoklarında 2 milyon 973 bin 481 adet mayın
bulunuyordu, anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten 1 Mart 2008 tarihine kadar
stoklarını imha etmesi gerekiyordu. Türkiye’nin şu anda stoklarında 1 milyon
702 bin 982 mayın bulunuyor. Stoklarındaki mayınları imha etmediği sürece Hükûmet anlaşmayı ihlal etmiş bulunuyor.
2004 yılında
Türkiye’nin mayın döşeli olduğu bilinen yerlerde 920.080 adet, mayın olduğundan
şüphe edilen yerlerdeyse 687 ve üzerinde mayın olduğu açıklandı, 353’ü imha
edildi. 2008 yılında toplam 981.778 adet döşeli mayın bulunduğu bildirildi,
999’u imha edildi. Türkiye’nin toprağa döşeli tüm mayınlarının 2014 yılına
kadar imhasının tamamlanması gerekmektedir. Gelinen süreçte imha edilen sayı
yetersiz kalmaktadır.
Türkiye, 2004
yılında bütün mayın alanlarının uluslararası standartlara uygun olarak
çitlendiğini ve işaretlendiğini, hem çitlerin hem de tehlike işaretlerinin
periyodik olarak kontrol edildiğini, ayrıca bütün mayınlı alanların bekçiler
tarafından 24 saat izlendiğini belirtti ancak bu konuda alınan önlemlerin
belirtilen düzeyde olmadığını görüyoruz. En vahim durum ise hiçbir işaretin
bulunmadığı mayınlı alanlar. Bu alanlarda mayın bulunduğunu ancak olay meydana
geldiğinde, yani bir kişi uzuvlarını veya yaşamını kaybettiğinde öğreniyoruz. Hükûmet, 2004 yılında halkın uyarıldığını ve
bilgilendirildiğini bildirdi ancak mayınlı alanlarda yaşayan halkla, yerel
yönetimlerle ve pek çok muhtarla yapılan görüşmelerde, bu konuda kendilerine
bilgi verilmediği belirtilmiştir.
Türkiye’de, mayın
vakalarına ilişkin veri toplama mekanizması da bulunmamaktadır. Sağlık Bakanlığı,
başlattığı programla, mayın olaylarının kaydedileceğini bildirmiş olmasına
rağmen, bilgi edinme başvurusuna verdiği bir yanıtta “Bakanlığımızda konuyla
ilgili bilgi ve belge bulunmamaktadır.” demektedir.
Sivil toplum
kuruluşları ve medyada çıkan haberlere dayanılarak oluşturulan verilere göre,
2005 ile 2008 arası her yıl 150 ile 200 arası, mayın ve patlamamış askerî
mühimmat nedeniyle insanlar yaşamını yitirdi ve sakatlandı. Tahminler, kesin
rakamların da çok daha yüksek olduğu yönündedir.
Mayın kurbanlarına
gelince: Türkiye'nin 2004 ve 2008’de verdiği Şeffaflık Raporu’nda silahlı
kuvvetler personeline ilişkin rehabilitasyon, tazminat
ve bunlara bağımlı kişilerin istihdamı yer almıştır. Aynı raporda sivillerin de
askerî hastanelerden yararlanabileceği belirtilmiş ancak buna dair ayrıntılı
bilgiye yer verilmemiştir. Siviller kaderlerine terk edilmektedir. Hayatlarının
geri kalanını ailelerinin, yakınlarının yardımıyla sürdürüyorlar, iş
bulamıyorlar ve toplumsal hayata katılamıyorlar.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurun
Sayın Uras, konuşmanızı tamamlayınız.
MEHMET UFUK URAS
(Devamla) – Tamamlıyorum efendim.
Öğrencilerin pek
çoğunun eğitim hayatı da olayla birlikte sona eriyor. Haklarının neler olduğu
ve ne tür yardım alabileceklerine ilişkin bilgi hizmet birimleri de bulunmuyor.
Sonuç olarak: Hükûmet hemen stoklardaki mayınların imhasına ilişkin bir
tarih vermeli, Hükûmet 2014 yılına kadar toprağa
döşeli mayınların temizlenmesine ilişkin program ve takvimini açıklamalı, mayın
kurbanları ve ihtiyaçları için bir araştırma başlatılmalı, mayınlı alanlarda
yaşayan halk mayınlar konusunda uyarılmalı ve bilgilendirilmeli, mayın
kurbanlarının topluma yeniden kazandırılmasına yönelik programlar
oluşturulmalıdır.
Son beş yıla
bakınca, katetmemiz gereken uzun bir yol, halletmemiz
gereken pek çok sorun vardır. Burada sözleşmenin yükümlülüklerinin yerine
getirilmesinde en çok Mecliste bulunan milletvekillerine, yerel yöneticilere,
sivil toplum kuruluşlarına ve medyaya büyük sorumluluklar düşüyor.
Marks’ın tezi:
“Bugüne kadar hep dünyayı yorumlamakla yetinildi, aslolan
onu değiştirmektir.” Şimdi, sözden çok icraat zamanıdır.
Saygılarımı
sunuyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Uras.
Gündem dışı
konuşmaya Millî Savunma Bakanı Sayın Vecdi Gönül cevap vereceklerdir.
Buyurun Sayın
Bakanım.
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
konuşmama başlamadan evvel hepinizi saygıyla selamlıyor, bu önemli konuda
sizlere bilgi verme fırsatını bana verdiği için Sayın Ufuk Uras’a da teşekkür
ediyorum.
12 Mart 2003
tarihli ve 4824 sayılı Kanun ile 1 Mart 2004 tarihinden geçerli olmak üzere
taraf olduğumuz antipersonel kara mayınlarının
yasaklanmasına ilişkin Ottawa Sözleşmesi’nin bugün,
dün itibarıyla altıncı yılını idrak etmiş bulunuyoruz. Bu
sözleşme ile antipersonel kara mayını döşeli
alanların tespiti, işaretlenmesi ve kayıt altına alınması, 1 Mart 2014 tarihine
kadar, döşenmiş bulunan antipersonel kara
mayınlarının temizlenmesi -Kasım 2010 ayı itibarıyla- ve depolanmış olan antipersonel kara mayınlarının imha edilmesi ve mayınların
geliştirilmemesi, üretilmemesi ve bir başkasına devredilmemesi, mayınlı
bölgelerde yaşayan halkın mayın riski konusunda eğitilmesi, mayın mağdurlarına
sıhhi, sosyal ve ekonomik yardımların yapılması konularında Hükûmetimiz,
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti taahhütte bulunmuş
bulunmaktadır.
Sınırlarımızda ve
güvenlik maksadıyla bazı iç bölgelerde döşenmiş bulunan mayınların temizleme
çalışmaları kapsamında faaliyetler bütün hızıyla devam etmektedir. Mayınlı
alanlar sınır bölgesinde yer almakta ve bunların tamamı uluslararası kurallara
uygun bir şekilde hâlen işaretlenmiş bulunmaktadır.
Depolanmış
mayınların ise Yahşihan Kırıkkale’de yeni kurulan -ki NAMSA’ya
kurdurduk- mühimmat ayırma ve ayıklama tesisinde imha edilmesi faaliyetlerine
Ekim 2008 tarihinde başlanmış ve bir plan dâhilinde imhası devam etmektedir.
1 Mart 2008
tarihinde tamamlanması gereken depolanmış mayın imha sürecinin 2010 yılında
tamamlanabileceği, Dışişleri Bakanlığınca, Kasım 2008’de Cenevre’de yapılan Ottawa Sözleşmesi 9’uncu Taraf Devletler Toplantısında
beyan edilmiştir. Hâlen mayın imha süreci bu beyana uygun olarak devam
etmektedir.
Bilindiği üzere,
Türkiye-Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi sorumluluğu, 17 Haziran 2009
tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5903 sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı
Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile İhale İşlemleri Hakkında
Kanun kapsamında birinci aşamada sorumluluk Bakanlığımıza verilmiş
bulunmaktadır. Diğer taraftan, 5903 sayılı Kanun yürürlüğe girmeden önce,
2007-2009 yılları arasında sırasıyla Kara Kuvvetleri Komutanlığınca Akçakale
Şanlıurfa, Nusaybin Mardin, Çobanbey Kilis’te ise il
özel idarelerince yapılan ihaleler sonucu toplam 245.500 metrekarelik alan
küçük çaplı mayın temizleme faaliyetlerine konu olmuştur.
Ayrıca, hâlen
Karkamış antik kenti bölgesinde Millî Savunma Bakanlığınca verilen yetki
çerçevesinde Gaziantep Valiliğince sözleşmesi yürütülen mayın temizleme
faaliyetleri mevcuttur. Bu bölgede mayın temizliği de başlamak üzeredir. Diğer
sınırlarımızdaki mayınların temizliğine Suriye sınırı mayın temizlemesinden
elde edilecek tecrübeye göre başlanılması planlanmaktadır.
Suriye sınırı mayın temizliği faaliyetinin yürütülmesi ve aynı
anda sınır fiziki güvenlik sisteminin gerçekleşmesi kapsamında Birleşmiş
Milletler tarafından yayımlanan ve birçok ülke tarafından uygulanmakta olan
Uluslararası Mayın Temizleme Standartları dokümanında yer aldığı şekliyle
uluslararası teşkilatlar incelenmiş ve Millî Mayın Faaliyetleri Kurulu olarak
Proje Üst Yönetim Kurulu ile Millî Mayın Merkezi olarak Proje Yürütme Grubu
teşkil edilmiştir. Proje Üst Yönetim
Kurulu teşkilatında İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve gerektiğinde
ilgili olacağı değerlendirilen diğer bakanlık temsilcileri de projedeki
gelişmelere paralel olarak dâhil edilecektir. 5903 sayılı Kanun’un hükümleri
gereği mayın temizleme öncelikleri Genelkurmay Başkanlığı, Millî Savunma
Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Maliye Bakanlığınca mutabık kalınmak
suretiyle belirlenecektir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; projenin maliyetinin karşılanması maksadıyla ihtiyaç
duyulan kaynak 2010-2014 dönemini kapsayacak şekilde Millî Savunma Bakanlığı
bütçesi dışında Maliye Bakanlığınca yıllara bağlı olarak, yıllara sari olarak temin edilecektir.
Proje Yürütme
Grubu tarafından bugüne kadar tamamlanan ve devam eden faaliyetler şu
şekildedir: Türkiye-Suriye hududu bölgesinde mayın tarlalarını ve arazi
yapısını yerinde görmek amaçlı keşifler mahallinde ifa edilmiştir. Hudut
hattındaki mayınlı sahaların tamamının 1/25.000-1/250.000 arası ölçeklerde
sayısal ortamdaki haritalara işlenmesi tamamlanmıştır. Mayınlı sahaların
1/5.000 ölçekli raster haritalara işlenmesi suretiyle
üretilmiş dijital haritalar hazırlanmıştır.
İlgili kanun ve
yönergeler ışığında Proje Üst Yönetim Kurulu ve Proje Yürütme Grubunun görev ve
sorumluluklarını belirleyen yönergenin hazırlanması çalışmaları devam
etmektedir. Genelkurmay Başkanlığınca yayımlanan millî mayın esasları dâhilinde
ve millî-uluslararası yönergeler ışığında millî mayın standartları dokümanının
Türkçe ve İngilizce hazırlanması devam etmektedir.
Suriye hududu
boyunca birinci ve ikinci derece kara askerî yasak bölgelerde mevcut arazilerin
mülkiyet durumlarının incelenmesi çalışmaları başlamış, hâlen devam etmektedir.
Türkiye-Suriye hududunun yeniden işaretlenmesi kapsamında icra edilen
faaliyetler Genelkurmay Başkanlığı ve Dışişleri Bakanlığıyla koordineli olarak
takip edilmektedir.
Millî Savunma
Bakanlığı tarafından mayın temizleme ve sınır fiziki güvenlik sistemlerinin
tesis edilme işinin bir hizmet alım projesi olarak NATO Bakım ve İkmal Ajansı,
yani NAMSA kanalıyla gerçekleştirilmesi prensipte uygun bir yöntem olarak
değerlendirilmiştir. Bu konuda 24 Kasım 2009 tarihinde NAMSA’ya
niyet mektubu gönderilmiştir. NAMSA, 9 Aralık 2009 tarihinde gönderdiği cevabi
yazıda projeyi birlikte gerçekleştirme hususunda resmî beyanda bulunmuştur.
NAMSA yetkilileriyle 22-24 Şubat 2010 tarihleri arasında Lüksemburg’da yapılan
toplantıda projenin ayrıntıları görüşülmüş, karşılıklı bilgilendirilmeler
yapılmış, yapılacak işler tespit edilmiştir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 2010 Mart ayı içerisinde Millî Savunma Bakanlığı
içinden çekirdek teşkil edilen Proje Üst Yönetim Kurulunun ilgili bakanlık ve
kurum temsilcilerinin katılımıyla uluslararası literatürdeki
adıyla “Millî Mayın Faaliyetleri Kurulu” olarak düzenlenmesi ve NAMSA’yla görüşülen konuların değerlendirilerek müteakip
çalışmaların başlaması planlanmıştır.
Sonuç olarak
depolardaki mayınların imhası devam ederken Suriye sınırındaki mayınların
temizlenmesi ve sınır fiziki güvenlik sistemi tesisi konusunda NAMSA tarafından
projelerin ihalesinin 2010 yılı sonlarına doğru yapılabileceği ve 2014 yılı
içinde projelerin tamamlanacağı değerlendirilmektedir.
İhalelerin yapılması
sırasında şu dört prensip esas alınmaktadır:
Bu prensiplerden birincisi, NAMSA ihalesine mümkün mertebe fazla
Türk firmasının katılması.
İkincisi,
projenin bölümler hâlinde yapılması, yani 510 kilometrenin birden ihale
edilmeyip parça parça ihalelerin yapılması.
Üçüncüsü, yerli teknolojiden en fazla faydalanılması.
Dördüncüsü ise
mayından temizlenen alanların uluslararası alanda geçerli bir sertifikasyona
bağlanması, yani NAMSA’nın burada temizlikten dolayı
bir kefalet vermesi.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; sözlerime son verirken bu geçen altmış yetmiş yıl
içerisinde mayınlı arazide hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet diliyorum,
sakat kalanlara en hissi bakımdan ne kadar üzüldüğümüzü belirtmek istiyorum ve
bundan sonra inşallah bu gibi üzüntülere muhatap olmayız diyorum.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ederim Sayın Bakanım.
Gündem dışı
ikinci söz esnaf sorunlarıyla ilgili olarak söz isteyen İzmir Milletvekili
Mehmet Ali Susam’a aittir.
Sayın Susam,
buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
2.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam’ın, esnaf ve
sanatkârların sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması ve Devlet Bakanı Faruk
Çelik’in cevabı
MEHMET ALİ SUSAM
(İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün gündem dışı konuşmada
yine esnaf sorunlarına değinme gereği duyduk.
Bildiğiniz gibi,
bundan çok kısa süre önce de esnaf sorunlarının bu Mecliste ele alınıp
görüşülmesi için bir genel görüşme açılmasını Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
olarak istemiştik fakat Mecliste yapılan oylamada, genel görüşme açılmaması
konusunda iktidar partisinin milletvekillerinin oylarıyla genel görüşme
açılması kabul edilmedi. Ancak değerli milletvekilleri, sizler
de biliyorsunuz ki ülkenin içinde bulunduğu koşullarda ülkenin gerçek gündemi
işsizlik, ülkenin gerçek gündemi bu ekonomik krize kepenk kapatan esnaf ve
sanatkârların durumu, ülkenin gerçek gündemi köylünün üretim yapamaz hâle
gelmesi ve topraklarını, evini, barkını bırakıp kentlere, işsizler ordusuna
katılması, bugün ülkenin gündemi sanayide artan girdiler ve maliyetin
yükselmesi nedeniyle dünya ekonomik krizinde en pahalı üretimlerinden birini
yapan sanayinin üretemez hâle gelmesi. Tüm bunları bu Meclis birinci
gündem maddesi olarak alıp konuşmak ve çözüm yollarını bulmak zorunda. Ülkedeki
işsizlik bugün devletin resmî rakamlarıyla 14, gençlerde işsizlik yüzde 25.
Peki, ne
istiyoruz? Bugün gündem dışı sözde söylemek istediğim -bu kısa sürede- şudur: Ciddi
bir ekonomik krizin etkilediği esnaf, sanatkâr, tüccar ve sanayici borçlarını
ödeyememektedir. Sigortada, BAĞ-KUR’da ve vergi
borçlarında tıkanma noktasına gelmiştir piyasa. Piyasanın da söylediği
rakamlarla borç miktarı 110 milyar lirayla 130 milyar lira arasındadır faiz
rakamlarındaki hesaplama farklılıkları nedeniyle. Yani 130 milyar lira borç,
bugün bu kesimlerin sırtına yüklenmiş durumdadır.
Değerli
arkadaşlar, eğer biz bu konuda yeni bir adım atmazsak, bu konuda vergi, BAĞ-KUR
ve sigorta borçlarıyla ilgili yeni bir yapılandırma yapmazsak devletin ve
bürokrasisinin yaklaşımıyla bu kesimlerin bu krizdeki durumları daha da giderek
kötü bir noktaya gitmektedir.
“Elektronik haciz
sistemiyle vergi borçlarını hesaplardan tahsil edeceğim.” diyen bir maliye
anlayışına bugün bu konuda yeni bir yapılandırma yapma ihtiyacı tüm meslek
örgütleri tarafından da çok net bir şekilde söylenmektedir.
Bir gazetemizin,
Akşam gazetesinin yapmış olduğu kampanyayla, İstanbul Ticaret Odası Başkanının,
TUSKON Başkanının, İzmir’deki üç tane meslek odası başkanının ve bu ay -ocak
ayında- Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu Başkanının yaptığı
açıklamalarla bunun acilen yapılması gerektiği herkesin ortak görüşüdür. Hem
devletin ihtiyaç duyduğu kaynak açısından bu böyledir hem de içinde bulunulan
krizde, esnaf sanatkârın, tüccarın, sanayicinin biraz nefes alması için
gereklidir. Yaptığınız uygulamalar kısa vadeli ve çözüm getiren uygulamalar
değildir.
Değerli
arkadaşlarım, önerimiz ve çözümümüz de şudur: Nasıl futbol kulüplerinin on yıl
vadeli, yıllık yüzde 4 faizle borçlarını taksitlendirdiyseniz, esnaf ve
sanatkâra da, sanayici ve tüccara da borçlarının asıllarını asgari otuz altı ay
düşük faizle taksitlendirmek noktasında bir adım atmak durumundadır bu Meclis.
Bu atılmadığı noktada ciddi bir sıkıntıyla karşı karşıyayız.
Devletin aldığı
faiz yüzde 30. Piyasada bugün faizler yüzde 10’un altına düşmüş durumda. Peki,
diyebilirsiniz ki gitsin bankadan kredi alsın, kredi alarak borcunu ödesin. Bankalar bugün bu işletmelere kredi verme konusunda sizin
düşündüğünüz kadar iyimser mi? İstedikleri teminatlar, istedikleri koşullar,
hiçbir esnafın bu kriz döneminde, zaten acil borçlarını ödemekten başka başını
kaldıramadığı bu dönemde yapması mümkün olan şeyler mi? Onun için, değerli
arkadaşlarım, bugün acilen bu gündem dışı konuşmada Hükûmeti
bir kez daha uyarıyorum.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurun.
MEHMET ALİ SUSAM
(Devamla) – Acilen bu yapılandırmayı ülke gündemine ve Meclise getiriniz. Bu
gündem, ülkenin yakıcı gündemidir. Giderayak uygulamaya çalıştığınız anayasa
değişiklikleri sizi kurtaramayacaktır ama esnaf ve sanatkârın, tüccarın vergi
borçlarını, sigorta borçlarını, BAĞ-KUR borçlarını yeni bir taksitlendirmeyle
yeni bir yapılandırmaya bağlamak piyasaya yeniden can ve kan verecektir. Bu
anlayışla bu konuya bakmanızı istiyoruz. Eğer bu işe böyle bakmaz, ülke
gündemini gerçek gündemden uzaklaştırıp başka konularla oyalarsanız hem
referandumda hem seçimde bu esnaftan, bu sanatkârdan, bu sanayiciden, üretim
yapan köylüden gerekli dersi alacaksınız. Onun için hızla bu konuyu gündeme
getirmenizi diliyor, huzurlarınızı saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ederim.
Gündem dışı
konuşmaya Devlet Bakanı Sayın Faruk Çelik cevap vereceklerdir.
Buyurun. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
DEVLET BAKANI
FARUK ÇELİK (Bursa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
İzmir
Milletvekilimiz Sayın Mehmet Ali Susam Bey’in esnaf ve sanatkârlarımızın
sorunlarıyla ilgili gündem dışı konuşmasına cevap vermek üzere
huzurlarınızdayım. Takdir edersiniz ki konu Sanayi Bakanımızın uhdesinde bir
konu ama bugün kendileri burada olamadıkları için, Ankara dışında oldukları
için böyle önemli bir gündem maddesiyle ilgili yapılan konuşmanın Hükûmet tarafından cevaplandırılmamasının yanlış
anlaşılmalara vesile olacağı düşüncesiyle söz almış bulunuyorum.
Öncelikle, bazı
düzeltmeler yapma durumundayız. Şimdi, “kapanan kepenkler, iş yerini kapatan
esnaflar” diye ifade ediyorsunuz. Şimdi, 2008 yılında 166.815 esnaf açılış
yaparken 117.808 iş yeri kapanmış. 2009 yılında kapanan iş
yeri sayısı 91.165 iken açılan esnaf ve sanatkâr sayısı 162.922. İliniz İzmir
olduğu için oradan örnek vermek istiyorum: İzmir’de 2008 yılında kapanan iş
yeri sayısı 8.910, açılan işyeri 12.693. 2009 yılında İzmir’de 7.159 iş yeri
kapanırken açılan iş yeri sayısı 11.893. 2010 yılı, yani ocak ve şubat ayı
açısından baktığımız zaman İzmir’de kapanan iş yeri sayısı 1.390, açılan iş
yeri sayısı 2.660. Demek ki olaylara yüzeysel değil, biraz daha içeriğine vâkıf
olarak bakmanın isabetli olacağı inancı içerisindeyim. “Yandık, bittik.”
edebiyatının doğru olmadığını kürsüden ifade etmek durumundayım.
Değerli milletvekilleri, bakınız, bu yedi yıllık, sekiz yıllık
iktidar döneminde esnaf ve sanatkârlarımızla ilgili yaptığımız uygulamalar ve
çalışmaları iktidar olarak yalnız kendi düzeyimizde ele almadık, gerek ilgili
sivil toplum kuruluşlarıyla, gerek esnaf odalarıyla, TESK’le
birlikte bu konuları ele alarak esnaf ve sanatkârlarımıza yapılması gereken ne
var ise onları, hepsini birlikte gerçekleştirdik. Öncelikle Sanayi Bakanlığımız e-esnaf ve sanatkâr veri tabanına
geçti ve gerçekten, esnaflarımızın sayısı bugün belli, odalarımızın sayısı
belli, sivil örgütlerimizin sayısı net bir şekilde belli. Bugün, Şubat 2010
itibarıyla 1 milyon 900 bin 130 esnaf ve sanatkârımız var. Şimdi, esnaf ve
sanatkârlarımıza bu süre içerisinde, bu zaman dilimi içerisinde neler
gerçekleştirdik? En basitinden şu konunun hepimizin kulağına küpe olması
gerekiyor: Bir esnaf ve sanatkâr kardeşimiz iki yüz kırk gün yani sekiz ay prim
ödedikten sonra ancak sağlıktan istifade etme imkânı var iken bu değişikliği bu
Meclis birlikte yaptık ve bunu otuz güne indirdik. Yani kamu çalışanı bugün
kamuda göreve başlıyor, ertesi günü sağlıktan istifade etme imkânını elde
ederken esnaf ve sanatkârlarımız ancak iki yüz kırk gün sonra sağlıktan
istifade etme imkânları vardı. Bunu biz ne yaptık? İki yüz kırk günü otuz güne
çektik. Bunu görmemezlikten gelmememiz gerekiyor.
Basamak sistemi
vardı, biz beyan esasını getirdik, biliyorsunuz. Bu da son
derece önemli. Esnafın gelirinde bir artış yok ise basamak sistemi
sürekli yükselerek esnafın daha çok prim ödemesi tablosu ortaya çıkıyor idi,
oysa şimdi gelir düzeyi ne ise o çerçevede beyanda bulunuyor ve ona göre de
prim ödeme durumu söz konusu oluyor. Bunun yanında, prim borçlarından
bahsettiniz. Esnaf ve sanatkârımızın prim borçlarının yapılandırılmasını çok
ciddi düzeyde yine birlikte gerçekleştirdik. Yüzde 85 gecikme
zamları ve faizlerin silinmesiyle ilgili düzenlemeyi yine Parlamentodan
geçirdik ve o günlerde bütün esnaf ve sanatkâr kuruluşlarından teşekkür
aldığımızı, hep beraber, biliyorsunuz, medyaya da yoğun bir şekilde yansımış
idi. Esnaf ve sanatkârlarımızın daha rahat bir ortamda faaliyetlerini
sürdürebilmeleri için, bildiğiniz gibi, prim oranlarında da ciddi indirimde
bulunduk. Yüzde 40 olan prim oranı yüzde 33,5 düzeyine çekildi. E bunu
da görmemezlikten gelmememiz gerekiyor.
Ayrıca, en önemli düzenlemelerden bir tanesi SSK’da çalışanlarla
ilgili. Yani iş göremezlik ödeneği esnaflar için
de uygulanmaya başlandı. Çeşitli rahatsızlığından dolayı işine gidemeyen esnaf
kardeşimiz, aynı şekilde yine SSK’da çalışan yani işçi statüsünde olan
vatandaşlarımızın konumuna getirildi.
Sigorta
primlerinin yüzde 25 düzeyinde indirildiğini biliyorsunuz.
En önemlisi tek bildirge. Tek bildirge ve tek beyana geçildi. Buradaki kırtasiye ve mevzuat
uygulamalarıyla esnafımız karşı karşıya bırakılmadı.
Son dönemde yine
gerçekleştirdiğimiz önemli uygulamalardan bir tanesi, TESKOMB aracılığıyla
esnaf ve sanatkârımıza sahip çıkmak. TESKOMB aracılığıyla 2002 yılında 153
milyon kredi temini sağlanırken esnafımıza, bu rakamın 2010 Şubatında 3,6
milyar düzeyine geldiğini hepimiz biliyoruz, hepimiz görüyoruz. Yani 156 milyon
mu büyük, 3,6 milyar mı büyük? Herhâlde bu mukayeseleri esnafımız da en
sağlıklı şekilde yapıyordur.
Kredi kullanan
kooperatif sayısına bakıyoruz, kişi sayısına bakıyoruz, 2002’lerde 63.520 kişi
bu krediyi kullanırken bunun bugün 246 binleri aştığını görüyoruz. Kredi
limiti, biliyorsunuz, 5 bin lira idi, bugün bu 50 bin lira düzeyine çıkmış
bulunuyor. Faiz oranları yüzde 59 idi, yüzde 13’e çekildi. Yüzde 13’ün de yüzde
6,5’u bugün hazine tarafından karşılanıyor, dolayısıyla esnafa yüzde 6,5 olarak
yansıtılıyor. Yani yüzde 59 faiz uygulaması geçmiş dönemlerde esnafa reva
görülürken bunun bugün yüzde 6,5’a çekilmesi alkışlanacak bir durumdur diye
düşünüyorum.
KOSGEB
aracılığıyla yapılanlara baktığımız zaman, son dönemdeki uygulama bu, 100 bin
işletmeye 2,5 milyar TL’lik yeni bir kredi desteği sağlandı. Esnaf odalarının
birliklere olan aidat borçlarıyla ilgili düzenlemeyi de yine Meclis olarak
burada birlikte gerçekleştirdik ve bu borçların gecikme zamlarını ortadan
kaldırdık. İki kez sicil affı esnafımız için getirildi.
Netice
itibarıyla, biz, tüm sosyal kesimlerde olduğu gibi özellikle toplumumuzun bel
kemiği olan esnaf ve sanatkârımızla ilgili olarak kendi duygu, düşüncelerimizle
değil, kendi bildiklerimizle yalnız değil, oturup sivil toplum örgütleriyle,
özellikle TESK’le birlikte oturup konuştuk, neler
yapılmalı, neler yapılmamalı... Her alanda bu meseleler iyice elimine edilerek
esnafımıza sahip çıkma konusunda geriye dönüp baktığımızda vicdanımızın rahat
olduğunu çok net bir şekilde ifade etmek istiyorum.
Bundan sonra
yapılacak yok mudur? Türkiye’nin meseleleri sıfırlandı mı her şey bitti mi?
Tabii ki bitmedi. Türkiye’nin sorunları, büyüyen, gelişen bir ülke olarak devam
edecek, iktidarların görevi de yeni çıkan bu sorunlara cevap arayışı olacaktır.
Bugün küresel krizin neticesinde oluşmuş bir tablo var. Nedir o tablo? Ülkeler
ve özellikle bizim gibi ülke, finansal bir kriz yaşamamamıza rağmen bizim
yaşadığımız bir sıkıntı var. Nedir bu? Pazarda meydana gelen
sıkıntı. Yani pazarda daralma, ihracattaki daralma neticesinde üretime
ve istihdama yansıması şeklinde bize krizin yansıması söz konusu. Bunu aşmak
için de devletin tüm kademelerinin, canla başla yeni pazar arayışları konusunda
nasıl bir mücadele verdiğimizi de -öyle tahmin ediyorum takdir edeceksiniz.
Avrupa Birliği ülkelerinin 2010 yılında yüzde 0,3 büyüyeceği ihtimalini dikkate
aldığınız zaman, yüzde 50’nin üzerinde de Avrupa Birliği ülkelerine ihracatı
olan Türkiye’nin tabii ki yeni pazar arayışlarına girmesi gerekiyor. İşte tam
da sizin burada bahsettiğiniz sorunu çözmek için, bir dünya ülkesi olarak bütün
dünya ülkelerine Türkiye ne ihraç edebilir konusunda Hükûmetimizin
büyük gayretleri de bu sorunu çözmeye dönüktür diyorum.
Tekrar bu imkânı
bize verdiğiniz için size teşekkür ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Bakanım.
Sayın Macit,
buyurun efendim.
V.- AÇIKLAMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Hasan Macit’in, yapılan
düzenlemelere rağmen, esnaflar primlerini ödeyemiyorsa sistemde bir problem
olduğuna, bu nedenle bunların ödenme koşullarının iyileştirilmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
HASAN MACİT
(İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakanımız
esnaflarla ilgili yapılan düzenlemeleri anlattı, kendilerine teşekkür ederiz
ama buna rağmen esnaflarımız bu primleri ödeyemiyorsa sistemde bir sorun var
demektir. Bu nedenle bunların ödeyebilme koşullarını iyileştirmek gerekir.
Gerçekten son yıllarda esnafımız hızla dükkân kapatıyor ve zaten sokaktaki
milyonlarca işsiz insanımızın içerisine işverenler de dâhil oluyor. Bu nedenle
piyasayı hareketlendirecek acilen, ivedilikle politikalar üretmek gerekir,
çünkü esnafımız işin içinden çıkamaz duruma gelmiştir şu anda.
Bu düşüncelerimi
paylaşmak istedim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür
ederim Sayın Macit.
Sayın Işık…
2.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık’ın, Kütahya ili Simav, Pazarlar ve Şaphane ilçelerinde 2 Mart 2010 günü
saat 02.36’dan bu yana 2,7 ile 4,4 arasında farklı şiddetlerde meydana gelen
yirmiye yakın depreme ilişkin açıklaması
ALİM IŞIK (Kütahya) –
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Kütahya ili
Simav, Pazarlar ve Şaphane ilçelerinde 2 Mart 2010 günü yani bugün saat
02.36’dan bu yana 2,7 ile 4,4 arasında farklı şiddetlerde meydana gelen yirmiye
yakın deprem nedeniyle sokaklara dökülen ve mağdur olmuş değerli hemşehrilerime geçmiş olsun dileklerimi iletmek üzere kısa
bir söz talebinde bulundum. Allah’ın hiçbir insanımıza bu tür acıları bir daha
yaşatmamasını diliyorum.
Aynı yörede daha bir yıl önce, 17 Şubat 2009 tarihinde yaşanan 5,0
şiddetindeki depremin izleri ve yaraları henüz kapanmamışken şiddeti daha düşük
de olsa böyle bir afetin tekrar yaşanması nedeniyle acıları tazelenen ve
korkuları kabaran değerli hemşehrilerime her türlü
hizmeti aksatmadan yetiştirmeye çalışan tüm yetkililere teşekkür ederek tekrar
geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN – Teşekkür
ederim.
Sayın Susam,
gündem dışı söz aldınız, konuştunuz, Sayın Bakan cevap verdi. Ben şunu istirham
edeyim: Eğer bu arada çözülmemiş sorunlar varsa Sayın Bakanla yüz yüze
görüşürseniz bir şey… Ama girmişken mikrofonunuzu açayım, kısa bir şey
söyleyin.
MEHMET ALİ SUSAM
(İzmir) – Bir şey soracağım sadece.
BAŞKAN – Yani bu
tip şeyleri karşılıklı cevap değil de, Sayın Bakan da burada, sizler de
buradasınız, beraber çözünüz.
Buyurun.
3.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam’ın, gündem dışı
konuşmasına cevap veren Devlet Bakanı Faruk Çelik’in, dile getirdiği sorunlara
değil farklı şeylere cevap verdiğine ilişkin açıklaması
MEHMET ALİ SUSAM
(İzmir) – Hayır, böyle bir şey için değil.
Ben bugün çok
somut bir konuda, 130 milyar liraya ulaşmış BAĞ-KUR sigorta ve vergi
borçlarının taksitlendirilmesi konusunda Türkiye’de meslek örgütleri
başkanlarının ve Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonunun talebini dile
getirdim. Sayın Bakanın konuşmasında cevap verdiği şeyler farklı şeyler, benim
gündem dışı konuşmada sorduğum şey farklı bir nokta. Onları tartışırız tabii ki
Sayın Bakanla. Açılan-kapanan oranları neydi, geçmişte faizler kaçtı, enflasyon
kaçtı? Onlar ayrı konu ama şunu söylemek istiyorum: Şimdi, Hükûmet,
faiz bu kadar yüksek bir şekilde kamu kurumları tarafından uygulanırken vergi
borçlarına, BAĞ-KUR borçlarına, sigorta borçlarına af düşünüyor mu? Bunun
cevabını almak için gündeme getirdim.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Arkadaşlar,
normal şartlar altında şu var: Ben sizlerin hepinize tabii ki söz vermek
isterim ama mesela, diyelim ki Sayın Işık’ın söylediği husus bir deprem
felaketi, Allah başa vermesin, onu gündeme getiriyor, bir şeyler söylüyor. Yani
“yerinden çok kısa bir söz” meselesi budur. Yoksa Sayın Bakana tabii ki cevap
verebilirsiniz ama onun usulleri daha farklı olabilir diye düşünüyorum. Yani
“Bu yerinden kısa bir söz söyleme hususunu da yerinde kullanalım.” ifadesini
kullandım.
Buyurun Sayın Uzunırmak.
4.- Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak’ın,
esnaf sayısında artış değil düşüş olduğuna ilişkin açıklaması
ALİ UZUNIRMAK
(Aydın) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Hükûmetle anlaşamadığımız
nokta şu: Esnaf sayısında bir artış var mı veya esnafların iş büyüklüklerinde
bir artış var mı, yoksa bu kadar kredi kullanımı acaba esnafın başka bir
şekilde çektiği bir sıkıntıyı mı ifade ediyor? Türkiye’de esnaf sayısında artış
yok, aksine düşüş varsa, Türkiye’de esnafın işi büyümemiş, aksine küçülmüşse ve
kullandığı kredi hacmi artmışsa bu, ekonomik yönden farklı bir bakış açısını
gerektirir. Hükûmetin buna dikkatini çekmek
istiyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür
ederim.
Gündem dışı
üçüncü söz Antalya ilinde yaşanan çevre sorunları hakkında söz isteyen Antalya
Milletvekili Abdurrahman Arıcı’ya
aittir.
Sayın Arıcı,
buyurun efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
(Devam)
3.- Antalya Milletvekili Abdurrahman
Arıcı’nın, Antalya ilinde yaşanan çevre sorunlarına
ilişkin gündem dışı konuşması ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
ABDURRAHMAN ARICI
(Antalya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Antalya ilimizde yaşanan
çevre sorunları ve bu sorunlara karşı hassasiyetimizi göstermek açısından
gündem dışı söz almış bulunuyorum.
Bütün
arkadaşlarımızın bildiği gibi, Antalya, artık, bir dünya kenti olmuştur.
Ülkemizin dünyaya açılan bir kapısı ve vitrini özelliğiyle Antalya, artık,
sadece seksen bir ilimizden biri değil, ülkemize gelen yabancı turistlerin ilk
izlenimleriyle ülkemiz hakkındaki fikirlerinin oluştuğu bir ön sunum özelliği
de taşımaktadır. Dünyamızdaki nüfus artışı ve kentleşme nedeniyle her geçen gün
önemini daha ağır bir şekilde hissettiğimiz çevre kirliliği ve küresel
ısınmanın etkilerinden daha az etkilenmek amacıyla, ülkemiz genelinde olduğu
gibi Antalya ilimizde de çevreye olan duyarlılığımız taviz vermeden devam
etmektedir. Hükûmetimiz her konuda olduğu gibi çevre
konusunda da ayrımcılık gözetmeden, yapılan yanlışlara göz yummadan
kararlılıkla üzerine giderek çevreyi koruma adına gerekli adımları atmaktadır.
İktidarımız
döneminde çevre konusunda yapılan çalışmaları başlıklar hâlinde bir gözden
geçirecek olursak, ilimizde toplam 877 adet turistik tesis olup yatak
kapasitesi 350 bindir, ülkemizin yatak kapasitesinin yüzde 43’ünü
oluşturmaktadır.
Turizmin bu kadar
yoğun yaşandığı ilimizde en önemli çevre yatırımı, tesislerden, yerleşim
birimlerinden kaynaklanan atık suların ve katı atıkların bertarafı
yönündedir. Antalya ilinde merkez ve ilçelerinde toplam 28 adet aktif çamur
sistemine göre projelendirilmiş merkezî atık su arıtma tesisi bulunmakta olup
bunlardan 27 tanesi faal durumdadır. Ayrıca, ilimizde organize sanayi
bölgesinde faaliyet gösteren 20 bin metreküp/gün kapasiteli 1 adet kimyasal ve
biyolojik atık su arıtma tesisi bulunmaktadır. İlimizde bulunan atık su arıtma
tesislerinde oluşan arıtma çamurlarını bertaraf etmek amacıyla kurulmuş 3 adet
çamur kurutma tesisi bulunmaktadır. Söz konusu tesislerden 2 tanesi solar
sistem kurutma, diğeri de termal kurutma prosesine
sahiptir.
Ülkemizdeki mavi
bayraklı plaj ve marina bakımından da ilimiz birinci sıradadır. 2009 yılında
toplam 150 adet plaj, 3 marina, 3 gezi yatı mavi bayrağa sahip olmuştur.
Ülkemizdeki mavi bayraklı yerlerin yaklaşık yüzde 54’ü Antalya’dadır. Mavi
bayraklı ödüllü yer sayısındaki artış, her geçen gün yapılan çalışmalar
sonucunda deniz suyu kalitesinde ortaya çıkan gelişmeyi de göstermektedir.
Katı atık
depolama sahası 2003 yılında 1 adetken ÇED kararı alınmış 8 adet katı atık
depolama alanı bulunmakta, bunlardan 5 adedi faal olarak çalışmakta, 3 adedinin
yapımına başlanmak üzeredir. İlimizde faaliyet gösteren 8 adet balık
çiftliğinin tebliğ kapsamında kalan 3 adedinin faaliyetine hassas alan
niteliğindeki kapalı koy ve körfez alanında kalması sebebiyle son verilmiş, 5
adedi tebliğ kapsamına girmediğinden faaliyetlerine devam etmektedir.
Gemilerdeki atık
alınması ve kontrolü kapsamında 7 adet tesisimiz bulunmakta; bunlardan 4 tanesi
2006-2009 tarihleri arasında faaliyete geçmiştir.
Bitkisel atık
yağların kontrolü amacıyla 2007-2009 arasında 6 adet tesis kurulmuş ve 2.438
ton bitkisel atık yağ toplanmıştır.
Tıbbi Atıkların
Kontrolü Yönetmeliği kapsamında, 300 müracaat sonucunda 200 işletme tipi, atık
beyan sistemine girmiş; bu anlamda, 2006 yılında 1 milyon
İlimizde
yapılacak madencilik faaliyetleri için, 1994-2010 yılları arasında 4 adet
projeye Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından çevresel etki değerlendirmesi
olumlu kararı ve 554 adet projeye il müdürlüğümüz tarafından “Çevresel etki
değerlendirmesi gerekli değildir.” kararı verilmiş olup toplam 558 faaliyet
Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği kapsamında değerlendirilmiştir. 2008
yılında 32 adet, 2009 yılında ise 154 adet madencilik faaliyeti gerek ÇED
Yönetmeliği gerekse ilgili yönetmelikler doğrultusunda denetlenmiştir.
Değerli milletvekilleri, sebze ve meyve üreticiliğinin de yoğun
olarak yapıldığı ilimizde, her biri sanayi tesisi şeklindeki modern seraların
yapılması ve bunların yapım ve üretim aşamasında denetlenmesi, yağmur sularının
boşaltılması, seralardan çıkan bitkisel atıkların çevreye zarar vermeyecek
şekilde bertaraf edilmesi, sulama sistemlerinin altyapılarının oluşturulması
gibi konularda da destek vererek ilimizde önemli bir geçim kaynağı olan
seracılığın çevreye duyarlı bir şekilde yapılması yönünde çalışmalarımıza devam
etmekteyiz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın
Arıcı, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
ABDURRAHMAN ARICI
(Devamla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şubat ayı içinde ilimizde
yaşanan sel felaketinde de birkaç cümleyle bahsetmek istiyorum.
8 Şubat 2010 günü
ilimizde metrekareye ortalama olarak
Buradan, afete
maruz kalan vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi bir kez daha iletiyor,
tekrarını yaşamamak dileklerimle yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Arıcı.
Sayın Özensoy, buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
5.- Bursa Milletvekili Necati Özensoy’un,
çevreci ve hayvan korumacı olarak bilinen, 1 Mart 2010 Pazartesi günü yirmi
dört yaşında vefat eden, engelli Emine Atik’in hayatının hem engellilere hem
engelli ailelerine ve hem de çevre konularına örnek olması açısından
incelenmesini önemli bulduğuna ilişkin açıklaması
NECATİ ÖZENSOY
(Bursa) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dün sabah, yirmi
dört yaşında, Emine Atik isimli, kas hastalığına tutulmuş bir kardeşimiz vefat
etti. Bu kardeşimiz, engelli olmasına rağmen kafasındaki engelleri yıkarak,
kendisini çevreci olarak ve hayvan korumacı olarak, bir aktivist
olarak hayatını tamamlamış bir kardeşimiz. Onun bütün hedefi Meclise gelerek,
milletvekilleriyle, Sayın Bakanla ve Başbakanla görüşerek 5199’daki birtakım
değişikliklerin olmasını sağlamaktı, böyle bir ideali vardı, ömrü buna vefa
etmedi.
Ben o
düşüncelerini bu Meclise yansıtmak, Emine Atik’in hayatının da incelenerek hem
engellilere hem engelli ailelerine örnek olması ve çevre konularına örnek
olması açısından önemli bulduğumu ifade ediyor, ailesine ve sevenlerine başsağlığı
diliyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Sayın Özkan…
6.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, Burdur ili
merkez Halıcılar, İnsuyu, Gökpınar,
Taşkapı, Kayaaltı
köylerinde tarımsal amaçlı sulamada kullanılan elektrik faturalarının icra
kapsamına girdiğine, konunun Enerji Bakanlığınca veya Hükûmet
yetkililerince incelenip çözüme kavuşturulması gerektiğine ilişkin açıklaması
RAMAZAN KERİM
ÖZKAN (Burdur) – Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Burdur ili merkez
(Sala) Halıcılar, (Çatağıl) İnsuyu,
(Çine) Gökpınar, Taşkapı, Kayaaltı (Gravgaz) köylerinde
tarımsal amaçlı sulamada kullanılan elektrik faturaları icra kapsamına
girmiştir. Şöyle ki: Devlet tarafından elektrik çekilmiş, abone edilmiş
vatandaşlarımız sözüm ona kaçak elektrik kullanıyor diye tutanak yapılmış.
Bunun sonucunda, yasal 1-2 bin lira borcu olanlara cezai işlem sonucu 8-10-12
bin lira civarında cezalar uygulanmıştır. Konunun Enerji Bakanlığınca veya Hükûmet yetkililerince incelenip çözüme kavuşturulmasını
rica ediyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkür
ederim Sayın Özkan.
Gündem dışı
konuşmaya Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu
cevap vereceklerdir.
Sayın Bakanım,
buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
(Devam)
3.- Antalya Milletvekili Abdurrahman
Arıcı’nın, Antalya ilinde yaşanan çevre sorunlarına
ilişkin gündem dışı konuşması ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (Devam)
ÇEVRE VE ORMAN
BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Antalya
Milletvekili Sayın Abdurrahman Arıcı’nın
gündem dışı konuşmasına cevap vermek üzere söz almış bulunuyorum.
Öncelikle,
taşkında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum,
yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum.
Değerli
milletvekilleri, taşkınların sebepleriyle ilgili kısaca bilgi vermek istiyorum.
Şunu ifade etmeliyim ki: Taşkınların sebeplerinin en önemlisi, normalin çok
üstünde yağan yağışlarla birlikte, esen lodos sebebiyle dağlarlardaki karların
aynı anda erimesi olmuştur.
8 Şubat 2010
günü, Antalya bölgesinde metrekareye ortalama
Bu aşırı yağışlar
neticesinde, 1 vatandaşımız Demre ilçesinde, kıyıda akıntıyla gelen ağaç ve
tahta parçalarını toplarken dalgalara kapılmış, 1 vatandaşımız yıldırım düşmesi
ve Serik ilçesinde de 1 vatandaşımız sel sularına kapılması neticesinde
hayatlarını kaybetmişlerdir. Hayatlarını kaybeden bu vatandaşlarımıza Allah’tan
rahmet diliyorum. Aracıyla seyir hâlindeyken sel sularına kapılan
vatandaşlarımızdan 1’i hayatını kaybetmiş, diğeri ise bir ağaca tutunarak
kendisini korumuştur. Ağaçta mahsur kalan vatandaşımız -bakın, çok önemli-
Sahil Güvenlik Komutanlığının helikopterleriyle gece saat 02.00 civarında
kurtarılmaya gayret edilmiş ancak o civarda enerji nakil hatlarının olması ve
hava durumunun müsait olmaması sebebiyle helikopter o bölgeye yanaşamamıştır.
Günün aydınlanmasıyla birlikte gerek botlarla gerekse DSİ’nin
iş makineleriyle vatandaşımız kurtarılmıştır. Sadece bu vatandaşımız değil,
Antalya’nın muhtelif ilçe ve köylerinde sel sebebiyle mahsur kalan 200
civarında vatandaşımız helikopter ve diğer vasıtalarla kurtarılarak güvenli
bölgelere nakilleri sağlanmıştır. Valilik başta olmak üzere bütün kurum ve
kuruluşlar bu sel baskını esnasında cansiparane
çalışmışlardır.
Bu taşkınlardan
zarar gören vatandaşlarımızın acil insani ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla
12 Şubat günü Başbakanlık tarafından 275 bin TL gönderilmiş ve ilgili
kaymakamlıkların hesaplarına aktarılmıştır.
Bu taşkınların
akabinde 19 Şubat 2010 tarihinde bizzat kendim Antalya’ya giderek kapsamlı bir
koordinasyon toplantısını gerçekleştirdim. Müsteşarım, genel müdürlerim yani
bütün Bakanlığın bölge müdürlerinin, daire başkanlarının tamamı katıldı. Ayrıca
tabii, Antalya Sayın Valisi, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı, ilçe kaymakamları
ve ilçe belediye başkanlarının da katıldığı bu toplantıda önemli konular masaya
yatırıldı ve yapılacak çalışmalara yön verildi. Hatta bu toplantıya
Antalya’mızın çok değerli bazı milletvekilleri de katılmışlardır.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; DSİ Genel Müdürlüğüm döneminde kış aylarında
çalışmayan makineleri diğer bölgelere sevk ederek bilhassa Antalya’da toplu
makine çalışması gerçekleştirdik. Dolayısıyla, yapmış olduğumuz bu çalışmaların
bu taşkınlarda fevkalade faydası olmuştur.
2009-2010 kış sezonunda Adana, Antalya, Aydın, İzmir, Samsun,
Şanlıurfa, Bursa ve Balıkesir bölge müdürlüklerinin mesuliyetinde bulunan
illerde toplam 39 adet toplu makine çalışması yapılmış, bu çalışmalar için
bölge müdürlüklerinin faal olan 200 adet iş makinesine ilaveten 110 adet iş
makinesi kışın çalışılamayan bölgelerden destek olarak iklim açısından
çalışılabilen bölgelere sevk edilmiştir, Edirne de bu bölgelerin içindedir.
Hükûmetimiz döneminde
Antalya’da birçok taşkın koruma çalışması ve tesisi yapılmıştır. 2003-2006
yılları arasında, bazı bölgelerdeki iş makinelerini Antalya’ya sevk etmek
suretiyle orada bütün derelerde toplu iş makinesi çalışması yaptık. Misal
olarak: 2003 yılında 4 dere, 2004 yılında 5, 2005 yılında yine 5, 2006 yılında
6 dere, 2007 yılında Antalya’da 9 dere, 2008 yılında 5 dere, 2009 yılında
Antalya’daki 8 dere olmak üzere toplam 42 adet dere üzerinde toplu makine
çalışması yapılarak dereler ıslah edilmiştir. Ayrıca, 2010 yılı taşkınlarına
ise 32 adet iş makinesi ile müdahale edilmiştir. Koordinasyon toplantısının
akabinde, talimatım üzerine, Antalya’ya 36 adet ilave makine desteği ile
Antalya’da çalışacak iş makinesi sayısı 94’e yükseltilmiştir.
Bunun dışında,
sadece toplu makine çalışmaları değil, sayın vekillerim, Antalya’da, ayrıca,
ihale etmek suretiyle pek çok derelerin ıslahı yapılmıştır. Bakın, Antalya
merkezdeki derelerin tamamı ıslah edildi. Eskiden Antalya’da sürekli taşkın
olurdu. Bakın, merkezdeki dereleri gerçi ıslah ettik. Bunun dışında, Antalya’da
özellikle taşkınlardan korumak için Doyran Göleti yapılmıştır. Bu, taşkın maksatlı bir gölettir aynı
zamanda, önemli ölçüde Antalya’yı da taşkından korumuştur.
Bunun dışında,
Antalya Gazipaşa, Alanya, Antalya turizm dereleri, Alanya merkez ilçe, Sarp, Gümüşdere ve Obaçayırı, Antalya
Kumluca, Antalya Korkuteli ilçe merkezi, Antalya Boğaçay,
Çandır ve Karaman Dereleri Taşkın Koruma Tesisi, Demre Çayı ıslahı, Kemer Ağva Deresi Taşkın Koruma Tesisi, Kumluca, Gâvur ve Akmaz Dereleri Taşkın Koruma Tesisi, Finike Alakır Deresi ıslahı, Antalya Kaş Karadağ Köyü Bolluca
Taşkın Koruma Tesisi, gene Kaş’ta Küçükağ Deresi
Taşkın Koruma Tesisi olmak üzere tam 16 adet dere Hükûmetimiz
zamanında ıslah edilmiştir, bunu özellikle belirtmek istiyorum.
Bunun dışında,
şunu da belirtmemde fayda var: Az önce Sayın Vekilim, çevreyle ilgili
faaliyetlerden bahsetti. Özellikle Antalya’da hakikaten çevre koruma konusunda
çok büyük bir hamle yapılmıştır. 2003 yılında sadece o 22 adet olan atık su
arıtma tesisi -ki bunların tamamı biyolojik arıtma tesisidir- 2009 yılı sonuna
kadar 28’e yükseltilmiştir. 2003 yılında deşarj izni sayısı -deşarj izni, atık
suları mevzuata uygun olarak arıtan tesislere verilen izindir- sadece 51 iken,
2009 yılında, bakın, izin alan tesis sayısı veya bir başka ifadeyle standartlara
uygun şekilde arıtıp alıcı ortama atık sularını veren tesis sayısı 228’e
çıkarılmıştır.
Aynı dönemde,
mavi bayrak sayısı 2002 yılında 59 iken, şu anda Antalya’da plaj ve
marinalardaki mavi bayrak sayısı 161’dir ve Antalya dünyada ilk üçe
girmektedir. Hakikaten Antalya’nın sahilleri dünyadaki en temiz sahiller
arasında yer almaktadır.
Bunun dışında,
2009 yılında gemilerden atık alınmasıyla ilgili tesisi Antalya’da 3’e çıkardık.
Ambalaj atıklarıyla ilgili 6 tesis kuruldu.
Bunları,
özellikle, kısaca Antalya ile ilgili belirttikten sonra bir de müsaadenizle
Edirne ve diğer illerle ilgili çalışmalardan bahsetmek istiyorum.
Burada, Edirne
ile ilgili çalışmalarda şunu özellikle vurgulamamda fayda var: 1-17 Şubat 2010
tarihleri arasında Edirne’de metrekareye
Ben özellikle
şunu ifade edeyim: DSİ Genel Müdürlüğünce 2003-2006 yılları arasında Meriç
Nehri’nin Ergenekon üzerinde yapılan toplu makine çalışmalarıyla
Gene, ayrıca,
2003-2009 yılları arasında toplam
Ayrıca, bu toplu
makine çalışmaları dışında, Edirne’de, 2003-2009 yılları arasında, Hükûmetimiz döneminde, ihale etmek suretiyle, bazı dereler
taşkından korunmuştur, bunların sayısı 19’dur. Bu 19 derenin
birkaçını saymak istiyorum müsaadenizle: Meriç Sarıyar
Deresi, İpsala Hacı kasabası Deresi, Meriç Yenicegörece
köyü Taşkın Koruma Tesisleri, Enez ilçesi Platin Dere ve Uzunköprü Çavuşlu Köyü
Taşkın Koruma Tesisleri, merkez Muratçalı Köyü Çömlekakpınar Deresi Taşkın Koruma Tesisleri, Enez Gülçavuş ve Sultaniçe Köyleri
Taşkın Koruma Tesisleri, Havsa Taptık Köyü Taşkın Koruma Tesisleri, Meriç Yakupbey Taşkın Koruma Tesisi, Uzunköprü Ömerbey ve Bıldır köyü arazilerinin Taşkından Korunma
Tesisleri, Uzunköprü Elmalı köyü, merkez Hıdırağa
Köyü, Lalapaşa Domurcalı köyünün Soğukakpınar
ve Ayazma Dereleri Taşkın Koruma Tesisi; Uzunköprü Salarlı köyü Bülbüldere ve Davutpınar Deresi,
Süloğlu Büyükgerdelli Deresi, Uzunköprü Kurtbey beldesinin Herekeli ve
Değirmendere dereleri, Keşan Gündüzler köyü arazisi Tirebolu Deresi, merkez Büyükismailce köyü ve arazisi, Keşan Beğendik Göleti ve yukarı havza ıslahı yapılmıştır.
Burada özellikle
şunu ifade etmek istiyorum: Edirne Milletvekilimiz Sayın Necdet Budak zaten üç
haftadır Edirne’de, ben kendisinden de sürekli bilgi alıyorum ve Eskiköy civarında yırtılan yazlık sedde
ile kumla kaplanan arazileri taşkından korumak için mutlaka iş makineleriyle ve
ihaleli çalışmalarla bunlar tamamlanacak. Ayrıca, özellikle, Edirne’ye, tarihî
köprünün yanına alternatif bir köprü yapılması konusunda, Sayın Başbakanımız,
geçtiğimiz cuma günü -özellikle bu konuda- bir çalışma yapılması talimatını
vermiştir, ilgili kurumlar bu konuda çalışma yapacaklardır. Ayrıca nehir yatağı
temizlikleri de yapılacaktır, yırtılan seddelerin
onarımı da ayrıca gerçekleştirilecektir, bunu da özellikle belirtmek istiyorum.
Bunun dışında,
değerli milletvekillerim, bir de geçtiğimiz günlerde “bazı baraj kapaklarının
vatandaşlara haber vermeden açıldığı” şeklinde bazı yayın organlarında birtakım
haberler çıkmıştır. Özetle şunu vurgulamak istiyorum, bu konuda şunu
belirteyim: Genelde barajda dolu savak tabir ettiğimiz savaklar iki türlüdür;
birisi, serbest yüzeyli, yani herhangi bir kapaksız dolu savaklar var ki burada
zaten su gelince dolu savaktan taşarak yatağa akacaktır. Buna yapılacak
herhangi bir şey yoktur yani bizim kontrolümüzde değildir. Ancak, o baraj,
gelen suyu biriktirmesi açısından, taşkının tesirini hafifletmesi açısından
gerçekten önemlidir.
Bunun dışında
birtakım dolu savaklar da kapaklıdır. Kapaklı dolu savaklar, su seviyesi
maksimum su seviyesine geldiği zaman bu kapakların açılması gerekir, aksi
takdirde yükselen su, barajın gövdesine zarar verebilir hatta barajın yıkılmasına
da sebep olabilir. Bu konuda da şunu özellikle vurgulamak istiyorum: Biz baraj
kapaklarını açmadan önce mutlaka o civardaki bütün vatandaşlara haber
veriyoruz, kapaklar ancak ondan sonra açılıyor. Zaten sürekli takip ediliyor
ancak Antalya civarında, Isparta civarında, Burdur civarındaki Karacaören Barajı’nın kapaklarının açılmadığını, su
seviyesinin belli seviyeye yükseldikten sonra su seviyesinin alçalması
suretiyle kapakların açılmasına ihtiyaç duyulmadığını burada özellikle
vurgulamak istiyorum.
Son olarak da
şunu belirtelim: Devlet Meteoroloji teşkilatı gerekli ikazları yapmaktadır
vatandaşlarımıza ve tahminlerdeki, Devlet Meteoroloji İşlerinin doğruluk oranı
yüzde 90’ları aşmıştır, hakikaten çok faydalı olmaktadır. Herhangi bir taşkın
durumu veya aşırı yağışlar durumu önceden bütün kurum ve kuruluşlara,
valiliklere bildirilmektedir. Ancak ben burada vatandaşlarıma ve diğer kamu
kurum ve kuruluşlarına kısa bir ikazda bulunmak istiyorum: Efendim, özellikle
taşkınlardan korunmak ve gerekli tedbirleri almak üzere Başbakanlık tarafından
2006 yılında 27 no.lu tebliğ yayınlanmış, ayrıca 2010 yılında da 5 no.lu tebliğ
yayınlanmıştır. Özellikle bütün kamu kurum ve kuruluşlarının, belediyelerin,
özel idarelerin ve de şahısların bu genelgeye uygun hareket etmeleri gerekir.
Çünkü çoğu kere taşkınların sebepleri: Bir, dere yataklarının işgal edilmesi;
iki, dere yataklarına moloz, hafriyat toprağı gibi birtakım toprakların,
malzemelerin dökülmesi. Bunun dışında gabarisi müsait olmayan menfezlerin veya
köprülerin yapılması. Bunlar şişe ağzı gibi derenin ağzının tıkanmasına ve
geriye doğru taşkına, feyezana sebep olmaktadır. Dolayısıyla bunlara dikkat
edilmesi gerektiği kanaatindeyim.
Ayrıca
vatandaşlarımızın da özellikle dere yataklarını işgal etmemeleri, ayrıca dere
yataklarını gözleri gibi korumaları hususunda hassas olmaları gerekmektedir.
Çünkü vatandaşlarımız çoğu kere yaz aylarındaki dereden akan debiye bakarak
burada herhangi bir şey olmayacağı şeklinde bir kanaate kapılmaktadır. Hâlbuki
yüz yılda, beş yüz yılda bir gelen debi akış neticesinde gerçekten bir felaket
oluşmaktadır. Nitekim, bu felaketler küresel ısınma,
iklim değişimi sebebiyle sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada maalesef böyle
hadiseler olmaktadır. Maalesef Avrupa’da da daha geçen gün, üç gün önce 52
ölüyle neticelenen çok önemli bir sel baskını olmuştur. Bunlar gerçekten
üzücüdür. Bizim de bu konuda bütün kurum ve kuruluşların yardımcı olması
gerekir. Bu konuda sayın milletvekillerimizden de gerekli desteği istiyoruz
çünkü bütün bu ağaçlandırma, taşkın koruma, hepimizin görevidir diye
düşünüyorum.
Bu güzel
dileklerle hepinizi tekrar ben saygıyla selamlıyorum. İnşallah, ülkemizde
deprem gibi, sel baskınları gibi felaketlerin olmamasını da temenni ediyorum.
Hepinizi tekrar
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Bakanım.
Sayın Çöllü…
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
7.- Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün,
Antalya’da yaşanan sel felaketinde mağdur olan vatandaşlara yönelik banka
mağduriyetlerinin giderilmesi konusunda devletin katkı sağladığına ancak, özel
bankalardan kredi çeken vatandaşların mağduriyetlerinin devam ettiğine, sel
felaketleri nedeniyle yapılması gerekenlere ilişkin açıklaması
HÜSNÜ ÇÖLLÜ
(Antalya) – Sayın Başkanım, izniniz olursa Sayın Bakana bölge milletvekili
olarak konular hakkında bir katkı koymak istiyorum.
O felaketle
birlikte, Sayın Genel Başkanımızla orada ziyaretlerde bulunmuştuk. Üç konunun
altını çizmek istiyorum Sayın Bakanım.
Birinci konu,
bölgede mağdur olan vatandaşlara yönelik, banka mağduriyetlerinin giderilmesi
konusunda devlet bir katkı sağlamış. Fakat devlet bankalarından olan bu katkı,
genelde yüzde 80 özel bankalardan kredi alındığı için bir fayda sağlamamıştır.
Bu noktanın özellikle dikkat edilmesini diliyorum.
Diğer bir konu,
bu sel felaketlerinde arama-kurtarma amacıyla kullanılan botların teknik açıdan
sıkıntı yaratabildiği ortadadır. “Rafting botu” adı verilen özel amaçlı
motorsuz botların buralarda kullanılmasında fayda vardır.
Üçüncü bir konu
da özellikle debisi uygun sularda ırmaklarımızın taş tahkimatı yapılırken ırmak
ağızlarının betonarme, her ne kadar DLH’nın yetkisi
olsa da betonarme bir düzenlemeyle rıhtım yapılarak bir iç marina yapılmasının
bölge turizmine de büyük katkı sağlayacağını düşünmekteyim. Özellikle Aksu Çayı
bu anlamda çok uygundur.
Teşekkür
ediyorum, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkür
ederim Sayın Çöllü.
Sayın Varlı…
8.- Adana Milletvekili Muharrem Varlı’nın,
Ceyhan Nehri üzerindeki Aslantaş Barajı’nın kapaklarının açılması neticesinde
Yumurtalık ve Karataş ilçelerindeki bazı köy ve kasabaların sular altında
kalması nedeniyle şu ana kadar karpuz ekilemediğine ilişkin açıklaması
MUHARREM VARLI
(Adana) – Teşekkür ederim.
Sayın Başkanım,
Sayın Bakan da buradayken bu Ceyhan Nehri üzerindeki Aslantaş Barajı’nın
kapaklarının açılması neticesinde Yumurtalık ilçemiz ve Karataş ilçemizin
birkaç tane köyü, Göberen, Kaldırım, Kırmızıdam, Karataş’ın Bebeli ve Bahçe kasabalarının
arazileri sular altındadır yaklaşık bir aydan beri. Bu araziler çok mümbit ve
verimli arazilerdir, karpuz ekmeye çok müsait arazilerdir. Şu ana kadar karpuz
ekilememiştir. Erkenci karpuz bu bölgede yetişir Çukurova’da. Lütfen, bu konuda
yetkilileri uyarır, bir tedbir alınması konusunda yardımcı olursanız sevinirim.
Oradaki halkımızın talebidir, sizlere iletiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür
ederim Sayın Varlı.
Sayın Bulut…
9.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Balıkesir
Edremit bölgesinde son günlerde yaşanan sel felaketlerine ilişkin açıklaması
AHMET DURAN BULUT
(Balıkesir) – Sayın Başkanım, aracılığınızla Sayın Bakanıma, Balıkesir Edremit
bölgesinde geçtiğimiz günlerde yağışlar nedeniyle olan sel felaketini gidip
gezip gören biri olarak oradaki olumsuzlukları anlatmak istiyorum.
Sayın Bakanım, Edremit
merkez, Güre, Zeytinli, Altınoluk bölgesinde, yağmur olmadığı hâlde Kaz
Dağlarından aniden gelen bir sel ile çok ciddi hasarlar meydana gelmiştir.
Allah’tan can kaybı olmamıştır, sevindirici olan budur. Ancak geçtiğimiz
yıllarda çocuklarıyla birlikte çadırın içerisinde kamp yapıp uyurken ölen bir
aile vardı. Bölgenin bu anlamda bir haritasının çıkarılması, yağan muhtemel
yağışlara, gelen sulara göre imarın düzenlenmesi konusunda bir tedbir
alınmasını ve bu mağdur olan insanlara Afet Fonu’ndan yardım yapılması
konusunda desteklerinizi talep ediyoruz.
Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Teşekkür
ederim.
Sayın Özkan…
Arkadaşlar, şunu
istirham ediyorum Sayın Özkan sizden ve diğer arkadaşlardan: Bakınız, biraz
önce çok kısa bir söz için talepte bulundunuz ama tekraren şimdi “Sayın Bakan
bir şey söyledi, biz de ona bir şey söyleyelim” olursa bizim bu işi bitirmemiz
mümkün değil. Bakınız, biraz önce çok kısa olarak ben size bir söz verdim ama
şimdi diğer arkadaşlarımız da aynı talepte bulunurlarsa ben bu şeyi tabii ki
karşılayamam, yani şu anda sonuçlandıramayız. Yani bu şekilde sizin de bize
yardımcı olmanız lazım. Bakın, kısa bir açıklama için söz verdim ama şimdi
tekrar… Bu defa vereyim ama bir dahaki sefere veremeyeceğimi bütün arkadaşlara
ifade ediyorum çünkü olmaz. “Sayın Bakan bir şey söylüyor, biz de bir şey
söyleyelim, ifade edelim, katkıda bulunalım…” Sayın Bakan da burada sizler de
buradasınız, birbirinizle görüşebilirsiniz, bir mahremiyet falan yok.
Buyurun.
10.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, Burdur’un
Gölhisar ilçesi Yusufça kasabası içerisinden geçen
derenin ıslahının ve arıtmasının bitirilmesine ilişkin açıklaması
RAMAZAN KERİM
ÖZKAN (Burdur) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakan,
Burdur ili Gölhisar ilçesi Yusufça kasabası
içerisinden geçen derenin ıslahı ve arıtmanın bitirilmesi sözü tarafınızdan ara
seçim esnasında verilmiştir ancak bugüne kadar bu konuda bir çalışma ve
ilerleme olmamıştır. Yusufça kasabasının bu
sorunlarının tarafınızdan bir çözüme kavuşturulmasını rica ediyor, saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN – Son
olarak Sayın Nalcı, buyurun.
11.- Tekirdağ Milletvekili Kemalettin
Nalcı’nın, Meriç ve Ergene nehir yataklarının ıslahı
konusunun bir an önce gündeme alınmasının Trakya’yı ve Trakya çiftçisini çok
rahatlatacağına ilişkin açıklaması
KEMALETTİN NALCI
(Tekirdağ) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım,
demin Edirne’deki sel felaketiyle ilgili açıklamalar yaptınız. Şimdi, tabii siz
de bu konuları çok iyi biliyorsunuz, Edirne’deki en büyük problem Meriç’in
talveg dediğimiz dere yatağının dolgun olmasından dolayı bu taşkınlar meydana
geliyor. Bununla ilgili kapsamlı bir çalışma başlatıldığını biliyorum ama
kapsamlı bir çalışma yapıldığı zaman bu bölgenin bu sel felaketlerinden
kurtulacağını siz de takdir edersiniz.
Bir de en önemli
konu, Ergene konusu. Ergene konusuyla ilgili tabii, iki buçuk senedir de hep
siz de şey yapıyorsunuz ama bir sonuç alınamadı. Ergene’yle ilgili de aynı
kapsamda Meriç ve Ergene havzalarının bir an önce gündeme alınması Trakya’yı ve
Trakya çiftçisini çok çok rahatlatacaktır.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Gündeme
geçiyoruz.
Sayın milletvekilleri, Millî Eğitim Bakanı Sayın Nimet Çubukçu,
gündemin sözlü sorular kısmında yer alan sorulardan 1, 2, 8, 9, 10, 17, 18, 19,
20, 22, 34, 35, 37, 47, 52, 63, 64, 67, 70, 79, 82, 101, 115, 120, 124, 126,
134, 139, 141, 142, 158, 169, 178, 192 ve 199’uncu sıralarındaki soruları
birlikte cevaplandırmak istemişlerdir. Sayın Bakanın bu talebini sırası geldiğinde yerine getireceğim.
Başkanlığın Genel
Kurula sunuşları vardır.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin dört adet önerge vardır, ayrı ayrı okutuyorum:
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman ve 19 milletvekilinin,
telif hakları konusunda yaşanan sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/595)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Ülkemizde sık sık tartışılan, "Telif Hakları" konusunda, müzik,
sinema, tiyatro, edebiyat, bilim, kültür ve sanat alanında yaşanan sorunların
araştırılması ve bu konuda gerekli çalışmaların yapılması için Anayasanın
98'inci, İçtüzüğün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırması
açılmasını arz ve talep ederiz.
1) M. Nuri Yaman (Muş)
2) Gültan Kışanak (Diyarbakır)
3) Selahattin Demirtaş (Diyarbakır)
4) Emine Ayna (Mardin)
5) Akın Birdal (Diyarbakır)
6) Ayla Akat Ata (Batman)
7) Bengi Yıldız (Batman)
8) Fatma Kurtulan (Van)
9) Hasip Kaplan (Şırnak)
10) Hamit Geylani (Hakkâri)
11) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
12) Mehmet Nezir Karabaş (Bitlis)
13) Mehmet Ufuk Uras (İstanbul)
14) Osman Özçelik (Siirt)
15) Özdal Üçer (Van)
16) Pervin Buldan (Iğdır)
17) Sebahat Tuncel (İstanbul)
18) Sevahir Bayındır (Şırnak)
19) Sırrı Sakık (Muş)
20) Şerafettin Halis (Tunceli)
Gerekçe:
Müzik, sinema,
tiyatro, edebiyat, bilim, kültür, sanat alanında telif haklarından, fikri sınai mülkiyet haklarına, patent, ticari marka ve ticari
sırlar rejimi dâhil her alanda eser sahiplerinin hakları ihlal ediliyor.
Teknik ve bilişim
alanındaki gelişmeler sonucu, dijital ortamdaki eserler olduğu gibi istenilen
sayıda kopya edilebiliyor. Kopyadan kopya kolay çoğaltılmakta, dağıtılmakta,
dijital medyada iletilmekte, elektronik posta ile artık milyonlarca cep
telefonu ile telif hakkına konu olan bir eser postalanmakta, web aracılığı ile
milyonlara ulaştırmaktadır. Başta müzik endüstrisi olmakla eser sahipleri zarar
görmekte, artık yapımcılar albüm yapamaz duruma düşmüştür.
Yaşar Kemal'in,
Orhan Pamuk'un, Elif Şafak'ın eserleri korsan olarak ertesi gün her yerde
satılabiliyor. Sinema alanında bin bir emek ve büyük maliyetlerle çekilen
filmler, Yılmaz Güney'in "Yol filmi", ekranların sevilen dizileri
CD/DVD'lerle anında tezgâhlarda. Sezen Aksu'nun "Gülümse", Tarkan'ın
"Şıkıdım", Şıwan Perwer'in "Xalepçe",
Zülfü Livaneli'nin "Özgürlük", Ahmet Kaya'nın "Diyarbakır
Türküsü" gibi binlerce eser MP3'lerde.
Bilgi ve iletişim
teknolojilerinin gelişmesiyle beraber telif hakları İnternet'e taşınmıştır.
İnternet üzerindeki elektronik kaynak kullanımının son zamanlarda artması,
bunların kontrolünü gerektirmiştir. Bu kontrol özellikle eser sahiplerinin hem
maddi hem de manevi haklarını koruyacak şekilde sağlanmalıdır.
Sayısal filigran
ve şifreleme ile haksız kullanımları kovuşturmaya ve bunlara karşı etkin bir
koruma sağlamaya ilişkin çalışmalar engelleniyor. Fikri haklar yönünden yeni
teknolojiler sayesinde geliştirilen dezavantajlar, bu teknolojilerden istifade
edenler için bir avantaj oluşturmuştur.
Telif hakları,
yazar ve sanatçıların kendi eserlerine sahip olma haklarının kanunda ifade
edilmesidir. Telif hakları kanunları ülkeden ülkeye değişir. Türkiye'de telif
halkları 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) ile korunur. Bu
kanun, ilim ve edebiyat eserleri (bilgisayar programları dâhil), musiki
eserleri, güzel sanat eserleri ve sinema eserlerini konu almaktadır.
Dijital ortamdaki
eserlerin telif haklarının korunması problemine, şifreleme (encyription),
"metering" ve dijital imza gibi metotlarla
teknoloji kendi çözümünü getirirken, İnternet'in yaygın ve yoğun kullanıldığı
gelişmiş ülkelerde hukuki zeminde bu metotlara destek olan yeni düzenlemelere
gidilmiş veya bu yönde çalışmalar yapılmaktadır. İnternet'in gelişmesi bütün
dünyada büyük bir hızla devam ederken sorunlar çözülmedi.
Yazarların,
sanatçıların, yazılım tasarımcılarının, ilgili kuruluşların, Kültür ve Turizm
Bakanlığının çabaları da soruna çözüm getirmedi. Şifre, parola gibi izinsiz
erişimi engelleyen tedbirleri aşmaya yarayan teknolojinin yasaklanması.
İnternet üzerindeki eserlerin telif hakkı sahipleri, eserlerine izinsiz
erişimi, şifreleme (encryrption), parola vs. gibi
tekniklerle engelleyebilirler. Bu koruma engellerini aşmak, telif hakkının
ihlalidir. Böyle bir ihlalde kullanılabilecek her türlü aracın üretimi, ithali
ve dağıtımı yasaklanabilir, yeni düzenlemelere gidilebilir. Servis
sağlayıcıların potansiyel sorumluluğu var. Kullanıcılara ücret karşılığında
İnternet erişimi sağlayan şirketlere İnternet servis sağlayıcıları olan (ISS)'lere sorumluluk getirilebilir. Telif hakları sorunu küresel
olup, Türkiye bu konuda ev sahipliği yapacağı, dünyanın tanınmış
sanatçılarının, uzmanların, kuruluşların, bileşim dünyasının da katılacağı
uluslararası bir konferans ile çözümü tartışabilir.
Bu nedenle bir
Meclis Araştırma Komisyonu kurulması gerekir.
2.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman ve 19 milletvekilinin,
bal üreticiliğindeki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/596)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Arıcılık ve bal
üreticilerinin içinde bulunduğu olumsuz durumun incelenmesi ve alınması gereken
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla, Anayasamızın 98,8 TBMM İçtüzüğümüzün 104 ve
105. maddeleri gereğince Araştırma Komisyonu kurularak sorunun araştırılmasını
arz ve talep ederiz.
1) M. Nuri Yaman (Muş)
2) Gültan Kışanak (Diyarbakır)
3) Selahattin Demirtaş (Diyarbakır)
4) Emine Ayna (Mardin)
5) Akın Birdal (Diyarbakır)
6) Ayla Akat Ata (Batman)
7) Bengi Yıldız (Batman)
8) Fatma Kurtulan (Van)
9) Hasip Kaplan (Şırnak)
10) Hamit Geylani (Hakkâri)
11) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
12) Mehmet Nezir Karabaş (Bitlis)
13) Mehmet Ufuk Uras (İstanbul)
14) Osman Özçelik (Siirt)
15) Özdal Üçer (Van)
16) Pervin Buldan (Iğdır)
17) Sebahat Tuncel (İstanbul)
18) Sevahir Bayındır (Şırnak)
19) Sırrı Sakık (Muş)
20) Şerafettin Halis (Tunceli)
Gerekçe:
Arıcılık toprağa
bağımlı olmayıp, topraksız veya az topraklı aileler için tek başına geçim
kaynağı olan ve aynı zamanda en ucuz ve en kolay istihdam yaratan tek tarımsal
faaliyettir. Ülkemiz, iklim koşulları, bitki örtüsünün çeşitliliği, coğrafi
yapısı ile arıcılığa en uygun ülkelerden biridir. Arıcılık, topraksız
çiftçilere bir iş ve gelir imkânı yaratmakta, orman köylerinde yaşayan
insanlarımız için önemli bir tarımsal faaliyet kolunu oluşturmaktadır.
Arı, bal
üretiminin yanı sıra doğanın kendisini yeniden üretmesinde de önemli bir
oyuncudur. Bitkilerdeki tozlaşmanın sağlanmasında oynadığı rol nedeniyle
tarımsal üretim faaliyetinin gizli kahramanıdır. Balın insan beslenmesindeki
önemi, arısütü, polen ve balmumu kullanım alanının artması, bitkilerde doğal tozlaşma
dolayısı ile ürünlerde verim artışının sağlanması, arıcılığın öneminin
artmasına neden olmuştur. Dünya tarımında söz sahibi ülkeler, arıyı polinasyon amacı ile kullanmaktadırlar. Bir kovan arının
tarıma katkısının, o kovandan üretilen balın 30-40 kat fazlasında bir katma
değer yarattığı bilimsel olarak tespit edilmiştir. Gelişmiş ülkeler iyi tarım
uygulamalarını esas alarak bitkisel üretimdeki verim artışı ve doğal tozlaşma
için arıcılara para ödemektedir. Bu ülkelerde arıcının gelirinin yarıya yakını
tozlaşma kirasından gelmektedir.
Türkiye, doğal
koşulları, uygun iklim ve zengin bitki varlığı ile büyük bir arıcılık
potansiyeline sahiptir. Ancak arıcılık konusunda bulunduğumuz nokta itibariyle
potansiyel varlığımızı tam olarak kullandığımızı söyleyemeyiz. Ülkemizde
yaklaşık 4,9 milyon kovan ile 81 bin ton bal üretimi yapılmaktadır. Dünyada
kovan başına en az bal ülkemizde alınmaktadır. Başka ülkelerde kovan başına
Türkiye'de kovan
başına bal üretimin yıllar itibariyle giderek düştüğü gözlemlenmektedir.
Kovanların standart ölçülerde olmaması, arı hastalıkları ile yeterli ve düzenli
mücadelenin yapılamaması, ana arı teminindeki zorluklar ve ana arıların uzun
süre kullanılmaları, verim düşüklüğünün nedenleri arasında sıralanabilir.
Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde bu düşüşün en önemli nedeni,
arıcıların yaylalara güvenlik nedeni ile ulaşamamasıdır. Bu nedenle dar alanda
aşırı miktarda arı kolonisi bulunmakta ve kovan verimi düşmektedir. Bölge
arıcılığına yıllarca hizmet veren Bitlis Arıcılık ve Araştırma Enstitüsü'nün
kapatılması nedeniyle, bölge arıcılarının teknik bilgi desteğinden yoksun
kalması verim düşüklüğünün diğer bir nedenidir.
Arıcılık
ülkemizin birçok bölgesinde yapılmasına rağmen Arıcılık ve Araştırma
Merkezlerinin yetersizliği, arıcılığı ve tarımı belirsizliğe sürüklemektedir.
Nitekim son yıllarda görülen toplu arı ölümleri, bu soruna bir an önce çözüm
üretilmesini gerekli hale getirmiştir.
Ülkemizde
Arıcılığın geliştirilmesi ve bal üreticilerimizin sorunlarının Türkiye Büyük
Millet Meclisi tarafından araştırılarak alınması gereken tedbirlerin tespit
edilmesi yerinde olacaktır.
3.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman ve 19 milletvekilinin,
GAP bölgesindeki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/597)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Tarım sektörünün
çöktüğü, küresel ekonomik krizin sonuçlarının en ağır yaşandığı GAP Bölgesi'nde
giderek artan işsizlik ve yoksulluğun bütün boyutlarıyla araştırılarak gerekli
çalışmaların yapılması için Anayasanın 98'inci, İçtüzüğün 104 ve 105'inci
maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırması açılmasını arz ve talep ederiz.
02.02.2010
1) M. Nuri Yaman (Muş)
2) Gültan Kışanak (Diyarbakır)
3) Selahattin Demirtaş (Diyarbakır)
4) Emine Ayna (Mardin)
5) Akın Birdal (Diyarbakır)
6) Ayla Akat Ata (Batman)
7) Bengi Yıldız (Batman)
8) Fatma Kurtulan (Van)
9) Hasip Kaplan (Şırnak)
10) Hamit Geylani (Hakkâri)
11) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
12) Mehmet Nezir Karabaş (Bitlis)
13) Mehmet Ufuk Uras (İstanbul)
14) Osman Özçelik (Siirt)
15) Özdal Üçer (Van)
16) Pervin Buldan (Iğdır)
17) Sebahat Tuncel (İstanbul)
18) Sevahir Bayındır (Şırnak)
19) Sırrı Sakık (Muş)
20) Şerafettin Halis (Tunceli)
Gerekçe:
Temel hedefi,
Güneydoğu Anadolu Bölgesi halkının gelir düzeyi ve hayat standardını
yükselterek, bu bölge ile diğer bölgeler arasındaki gelişmişlik farkını ortadan
kaldırmak, kırsal alandaki verimliliği ve istihdam imkânlarını artırarak,
sosyal istikrar, ekonomik büyüme gibi Millî kalkınma hedeflerine katkıda
bulunmak olan GAP, çok sektörlü, entegre ve
sürdürülebilir bir kalkınma anlayışı ile ele alınan bir bölgesel kalkınma
projesidir. Proje alanı Fırat ve Dicle havzaları ile yukarı Mezopotamya
ovalarında yer alan 9 ili kapsamaktadır (Adıyaman, Batman, Diyarbakır,
Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak).
1970'lerde Fırat
ve Dicle nehirleri üzerindeki sulama ve hidroelektrik amaçlı projeler olarak
planlanan GAP, 1980'lerde çok sektörlü, sosyoekonomik bir bölgesel kalkınma
programına dönüştürülmüştür. Kalkınma programı, sulama, hidroelektrik, enerji,
tarım, kırsal ve kentsel altyapı, ormancılık, eğitim ve sağlık gibi sektörleri
kapsamaktadır. Su Kaynakları Programı 22 baraj, 19 hidroelektrik santrali ve
1.82 milyon hektar alanda sulama sistemleri yapımını öngörmektedir. Toplam
maliyeti 32 milyar ABD doları olan Proje'nin, Enerji santrallerinin toplam
kurulu gücü 7476 MW olup yılda 27 milyar kilovatsaat
enerji üretimi öngörülmektedir.
Proje, gelecek kuşaklar
için kendilerini geliştirebilecekleri bir ortam yaratılmasını amaçlayan
sürdürülebilir insani kalkınma felsefesi üzerine kurulmuştur; kalkınmada
adalet, katılımcılık, çevre korunması, istihdam, mekânsal planlama ve altyapı
geliştirilmesi GAP'ın temel stratejileridir. Ancak:
Aradan geçen kırk
yıla rağmen sulanacak arazilerin sadece yüzde 14'ü sulanabildi. 60 ıncı Hükümet programında GAP ile ilgili bir açılım yer
almazken, son iki yılda bu konuda bazı adımlar atılmasına, işsizlik fonundan
kaynak aktarılmasına rağmen, doğru bir planlamanın yapılmadığı görülmektedir.
Yap İşlet Devret
yasası kapsamında sulama kanallarının ihaleye verileceği belirtilmesine rağmen
şeffaf bir çalışmanın yapılmaması GAP kapsamındaki illerde kaygı
uyandırmaktadır.
Ilısu barajı ile
Hasankeyf’in sular altında bırakılması yoğun tepkilere yol açmış, Cizre barajı
ile aynı şekilde tarihi yerlerin, doğal çevrenin tehdit altında olduğu ileri
sürülmektedir. Özellikle enerji ağırlıklı çalışma yapılması, ülkemizin enerji
kaynağının yüzde 48’ini GAP'tan sağlanması, bölgeye üretimden kaynak
ayrılmaması tartışma konusu olmaktadır.
Tarım sektörünün
çöktüğü, küresel ekonomik krizin sonuçlarını en yoğun hissettiği GAP bölgesinde
artan işsizlik, yoksulluk karşısında; sorunların kapsamlı bir şekilde
araştırılması, çözüm bulunması için bir meclis araştırması açılmasında yarar
bulunmaktadır.
4.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman ve 19 milletvekilinin,
Basın özgürlüğü konusundaki sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/598)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığı'na
Türkiye'deki
basın özgürlüğünün önündeki engellerin bütün boyutlarıyla araştırılması ve
alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98'inci, İçtüzüğün 104 ve
105'inci maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırması açılmasını arz ve talep
ederiz. 03.02.2010
1) M. Nuri Yaman (Muş)
2) Gültan Kışanak
(Diyarbakır)
3) Selahattin Demirtaş (Diyarbakır)
4) Emine Ayna (Mardin)
5) Akın Birdal (Diyarbakır)
6) Ayla Akat Ata (Batman)
7) Bengi Yıldız (Batman)
8) Fatma Kurtulan (Van)
9) Hasip Kaplan (Şırnak)
10) Hamit Geylani (Hakkâri)
11) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
12) Mehmet Nezir Karabaş (Bitlis)
13) Mehmet Ufuk Uras (İstanbul)
14) Osman Özçelik (Siirt)
15) Özdal Üçer (Van)
16)Pervin Buldan (Iğdır)
17) Sebahat Tuncel (İstanbul)
18) Sevahir Bayındır (Şırnak)
19) Sırrı Sakık (Muş)
20) Şerafettin Halis (Tunceli)
Gerekçe:
Türkiye'de basın özgürlüğü, BM tarafından "İnsan Hakları
Evrensel Beyannamesi'nde" ilan edilen, AİHS, BM "Medeni ve Siyasi
haklar sözleşmesi" başta olmak üzere birçok uluslar arası belgede yer
alan; demokratik sistemin korunması ve güçlendirilmesinde son derece önemli bir
unsur olan; insan haklarına dayalı, demokratik bir toplumun gerçekleşmesi
yolunda önemli yapı taşlarından birini oluşturuyor.
Demokratik
siyasetin oluşturulmasının temel koşullarından biri olan basın özgürlüğü
denildiğinde Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi'nin 10'uncu maddesi ve Terörle
Mücadele Yasası akıllara geliyor. Her 3 Mayıs'ta Dünya Basın Özgürlüğü Günü
kutlanıyor. Bugün dünyada 63 ülkede basın özgürlüğünden söz etmek mümkün değil.
Türkiye ise aralarında Nikaragua, Tanzanya, Kuveyt gibi ülkelerin yer aldığı
'kısmen özgür' ülkeler kategorisinde bulunuyor. Basın özgürlüğü alanında
Finlandiya, Belçika ve İzlanda ilk üç sırayı alırken, Almanya da 17. sırada
bulunuyor. Avrupa Birliği adayı Türkiye, Batı Avrupa ülkeleri arasında basın
özgürlüğü alanında en alt sırada yer alıyor.
Türkiye'de basın
özgürlüğü, mevzuatta hür ve sansür edilemez olarak garanti altına alınmış
olarak görünsede sınırlandırılmıştır. Medya devletin
ve medya patronlarının kendi çıkarları doğrultusunda etik sınırların dışına
çıkıyor, birçok sektörle ekonomik ilişki ağına giriyor.
Kitlelere
seslenebilme olanağı olan basının özgür yayıncılık hakkının kısıtlanması halkın
doğru ve eksiksiz bilgi almasını da engelliyor. Kendi şirketini veya yakın
olduğu kişileri zarara uğratacak haberlerin yayınlanmasına izin vermeyen medya
patronları ya da onlara bağlı genel yayın yönetmenleri yaptıkları haberlerin
doğru olmasına özen gösterseler de her doğru haberin yayınlanmasını önlüyor.
Böylece medya kuruluşları kamuoyunu bilgilendirme görevinden uzaklaşarak,
güçlerini kullanarak patronlarının çıkarlarını korumuş oluyor. Medya
patronlarıyla birlikte tekelleşen medya, bir yandan ekonomik alanda haksızlık
yaratabilecek bir güce ulaşırken, öte yandan da haber alma özgürlüğünü
kısıtlayarak, kendi gücünün çıkar amaçlı olarak kullanılmasına hizmet ediyor.
Medya-ticaret
ilişkisi sonucu "siyasetçi" arasında menfaat bağları kurulmaktadır.
Siyasetçiye sağlanan medya desteğine karşılık, holdingin çıkarları da hükümet
tarafından sağlanıyor. Medyanın tekelleşmesiyle basın, özgürlüğünü de
yitiriyor. Yakın zamanda Uzan-Doğan grubunun
yaşadıkları, AKP'ye yakın medyanın tekelleşmeye gitmesi; muhalif medyanın
susturulması, dışlanması, akreditasyon uygulanması, Kürt ve sol basın
üzerindeki baskılar, Türkiye'deki basın özgürlüğü önündeki engellerin çarpıcı
örnekleridir.
Uluslararası Yayıncılar Birliği'nin (IPA), raporlarında
"Türkiye'nin birçok politik reformu gerçekleştirmiş olmasına rağmen basın
özgürlüğü ve gazetecilere uygulanan kısıtlamalar anlamında Avrupa Birliği'ne
katılmaya hazır olmadığı" belirtilmekte; tutuklama ve soruşturmaların
sürmesi, basın çalışanlarının sendikal haklardan yoksun, çok güç koşullar
altında görevlerini yerini getirmeye çalışması, cinayetlere kurban gitmesi,
Haberleşme gizliliğinin ihlal edilmesi, konuşma kayıtlarının sorun olması
kamuoyunda güven kaybı yaratmaktadır.
Basının temel
görevi, halkı bilgilendirmek, kamuoyu yaratmak, iktidarı eleştirmektir.
Demokrasilerde basının önemli bir güç olması nedeniyle tüm sorunlarının
araştırılması için bir komisyon kurulmasında yarar bulunmaktadır.
BAŞKAN –
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler
gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.
Kadın Erkek
Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanlığının 1/510 esas numaralı Devlet Memurları Kanunu
ve İş Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı hakkında İç Tüzük’ün
34’üncü maddesi uyarınca verilmiş bir tezkeresi vardır, okutuyorum:
B) Tezkereler
1.- Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanlığının,
(1/510) esas numaralı Kanun Tasarısı’nın, İç Tüzük’ün 34’üncü maddesi uyarınca
kendi komisyonlarında görüşülmesinin temini için gereğinin yapılmasına ilişkin
tezkeresi (3/1101)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Başkanlığınızca 06.02.2008 tarihinde esas komisyon olarak Plan ve
Bütçe Komisyonuna, tali komisyon olarak da Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal
İşler Komisyonuna ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonuna havale edilmiş olan “Devlet
Memurları Kanunu ve İş Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
(1/510)”, işçilerin ve memurların doğum izinlerine ilişkin ayrımı kaldırarak,
uluslararası antlaşmalarla kabul edilmiş olan fırsat eşitliği ve muamele
eşitliğinin hayata geçirilmesini öngörmektedir.
Söz konusu tasarı
hakkında Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunun da görüş bildirmesinin uygun
olacağını düşünmekteyiz. İçtüzüğün 34 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca
Tasarının Komisyonumuza da havale edilmesini müsaadelerinize saygılarımla arz
ederim.
Güldal Akşit
İstanbul
Komisyon
Başkanı
BAŞKAN – Saygıdeğer milletvekilleri, okunmuş bulunan tezkeredeki
Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunun talebi Plan ve Bütçe Komisyonunca da
uygun bulunduğundan, bu istem İç Tüzük’ün 34’üncü maddesinin dördüncü fıkrası
uyarınca Başkanlığımızca yerine getirilmiştir.
Bilgilerinize sunulmuştur.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, İç Tüzük’ün 37’nci maddesine
göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınma önergesi vardır, okutup işleme
alacağım ve oylarınıza sunacağım.
C) Önergeler
1.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, (2/229) esas numaralı Kanun Teklifi’nin
doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/186)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
2/229 Esas Numaralı Kanun Teklifimin İç Tüzüğün 37. Maddesi
gereğince doğrudan gündeme alınması konusunda gereğinin yapılmasını
saygılarımla arz ederim. 01.10.2009
Ensar Öğüt
Ardahan
BAŞKAN – Evet, teklif sahibi olarak Ensar
Öğüt, Ardahan Milletvekili.
Buyurun Sayın Öğüt. (CHP sıralarından alkışlar)
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) – Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; muhtarların maaşlarının artırılmasıyla ilgili vermiş olduğum
kanun teklifi üzerine söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygılarımla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, muhtarların maaşlarından önce acil bir durum
var. Bu acil durum, biliyorsunuz, hastanelerde oluyor. Ardahan Devlet
Hastanesinde çok acil bir durum var. Dün, Damal’dan, Posof’tan, Çıldır’dan,
Göle’den, Ardahan Devlet Hastanesine doğum için giden kadınlar, doğum
yapamadan, sancılanıp ebe tarafından doğurtuluyor. Niye? Doktor yok. Bir aydır
doğum doktoru yok. Hastaların bir kısmı Erzurum’a gitmiş ve ölüm tehlikesi geçirmiştir.
Bu acil durumun derhâl Sağlık Bakanı tarafından giderilmesi
lazım. Bu Sağlık Bakanı ya bu acil durumu gidersin ya da lütfen istifa
etsin, bıraksın yani! Devlet hastanesinde doğum doktoru olmaz mı arkadaşlar!
Hastalarımız yolda ölüyor. Öğretmenimiz yok.
Sayın Millî Eğitim Bakanı, benim, Ardahan ve ilçelerinde
matematik, fizik, kimya, biyoloji öğretmenleri yok. Şimdi biraz sonra size
listeyi vereceğim. Yani, bizim çok acil bir durumumuz var. Üniversitede
sonuncuyuz, hastanede hastamızı tedavi ettiremiyoruz! Bir şairin dediği gibi,
“Öğretmenim sürgün geldi; doktorum ilaçsız kaldı; hastamız kızakta öldü.” Yani,
biz bu ülkenin vatandaşı değil miyiz? Bu ülkenin sınırları içerisinde değil
miyiz? Bize niye bakmıyorsunuz? Yani, bunun… Ne yapmak lazım size? Yani, ben
burada kendimi mi yakayım! Çok ayıp ya, devlet hastanesinde doğum doktoru yok.
Evet, gelinler ölüyor, yolda ölüyor. Ayıptır ya! Sosyal devlet böyle mi olur?
Ya bırakın istifa edin ya da bu işi tam yapın!
Değerli arkadaşlar, asıl benim konum muhtarlar. Özür diliyorum ama, çünkü çok sayıda telefon geldi bana Ardahan’dan. Bugün
bile “lütfen ne olur, bizim bu derdimizi getirin. Yani, kadınlarımız doğum
yapamıyor ya! Öğretmenlerimiz yok.” diyorlar.
Değerli arkadaşlar, vermiş olduğum kanun teklifinde, Türkiye’de 54
bin civarında muhtarımız var, bu muhtarlarımızın maaşlarının artırılması, BAĞ-KUR’larının devlet tarafından ödenmesini istiyoruz.
Muhtarlarımız, ölümden doğuma kadar insanlarımızın yanında.
Muhtarlarımız, özellikle köy muhtarları, imzaladığı veya mühürlediği evraktan
para alamıyor. Şehir muhtarları belki para alabiliyor, geçinebiliyor ama köy
muhtarlarımız perişan bir durumda. Bu nedenle…
Köy muhtarı 330 lira maaş alıyor, BAĞ-KUR’unu
da köy muhtarından alıyoruz. Şimdi, her muhtarın -muhtar seçildiği zaman-
BAĞ-KUR üyesi olması lazım, BAĞ-KUR’a üye olması
lazım. BAĞ-KUR’a kaydolduğu zaman da BAĞ-KUR’a ödeyeceği para maaşını geçiyor. Bu nedenle,
muhtarlarımızın maaşlarının -Cumhuriyet Halk Partisi olarak şunu istiyoruz-
asgari ücret olması lazım. Niye? Çünkü muhtarlar devlet memurları gibi
yargılanıyorlar. Bir muhtar, suç işlediği zaman devlet memuru gibi
yargılanıyor, devlet memuru gibi ceza alıyor, cezaevinde yatıyor ama devlet
memuru gibi maaş alamıyor. Böyle bir adaletsizlik olabilir mi? Onun için,
muhtarlarımızın maaşlarının asgari ücretten verilmesini, BAĞ-KUR’larının da devlet tarafından ödenmesini talep ediyoruz.
Ayrıca, muhtarlık yapmış, muhtarlığı bırakmış arkadaşlarımızın,
eski muhtarların silah taşıma ruhsat problemi var. Silah taşımayı bulundurmaya
çeviriyorlar, taşıma olursa da “2 misli vergi vereceksin.” diyorlar. Şimdi,
Doğu ve Güneydoğu’da, özellikle Anadolu’nun her tarafında muhtarlık yapan
insanlar her zaman her konuda tehlikeyle karşı karşıya gelebiliyorlar. Çünkü
muhtarlık yapmış, insanları kırmış dökmüş, oradaki PKK ve terörle belki de
mücadele vermiş; bunun ruhsat taşıması lazım. “Hayır
efendim, sen muhtarlığı bıraktın, sen silah taşıyamazsın. Taşıma olmayacak,
bulundurma olacak, taşıma da olursa 2 misli vergi vereceksin.” Bunu da mümkün
değil bir muhtarın vermesi. Bu nedenle, ben istirham ediyorum ve isteğimiz
şudur:
Bir: muhtarlar 330 lira maaş alıyorlar. Bu
maaşın asgari ücret olması lazım.
İki: Muhtarlarımızın BAĞ-KUR’larının
devlet tarafından ödenmesi lazım.
Üç: Eski muhtarlarımıza silah taşıma ruhsatı verilmesi ve düşük
vergi alınması lazım. Yeni muhtarla birlikte aynı vergiyi ödemesi gerektiğine
inanıyoruz ve biz bu konuda ısrarlıyız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun Sayın Öğüt.
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) – Değerli arkadaşlar, Türkiye’deki bütün
muhtarlarımızın Cumhuriyet Halk Partisi olarak yanındayız. Biraz sonra oylama
yapılacak. Bu oylamada hangi parti muhtarların maaşlarının artırılmasına, BAĞ-KUR’larının ödenmesine oy veriyorsa, lütfen muhtarlar da o
partiye oy versinler. Muhtarlar artık uyanın. Artık gün sizin gününüzdür. Mühür sizin elinizde. Bir sene sonra seçim var. Ben buradan
istirham ediyorum, hangi parti size oy veriyor, sizin maaşınızı artırıyorsa o
partiye oy verin, o partiyi iktidara getirin. Bizi iktidara getirin Cumhuriyet
Halk Partisini, bütün özlük haklarınızı derhâl verelim.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Komisyon adına Kütahya Milletvekili Hasan Fehmi Kinay, buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya) –
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Başkanım, muhterem milletvekili arkadaşlarım; Ardahan
Milletvekilimiz Sayın Ensar Öğüt tarafından verilmiş
olan kanun teklifi hakkında Komisyonumuz adına, Plan ve Bütçe Komisyonu adına
bilgilendirmek üzere huzurlarınızdayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, günün ilk saatlerinde Kütahya Simav, Şaphane ve
Pazarlar ilçelerimizde hafif şiddette meydana gelen deprem nedeniyle Kütahyalı hemşehrilerimize geçmiş olsun dileklerimi buradaki tüm
milletvekilleri adına iletmek istiyorum. Kütahya Valimizle yapmış olduğumuz
görüşmeler neticesinde can ve mal kaybının olmadığı yönünde içimizi rahatlatan
bilgi alınmıştır.
Değerli arkadaşlar, Sayın Ensar Ögüt muhtarlarla ilgili iki önemli noktada ilerleme
sağlayacak bir teklif arz ettiler. Bunlardan birincisi, muhtarlarımızın sosyal
güvenlikle ilgili primlerinin, BAĞ-KUR primlerinin Hükûmet
tarafından il özel idaresine aktarılması ve oradan BAĞ-KUR’a
ödenmesi yönündeki tekliftir. Bir diğer konu da, maaşlarının asgari ücret
seviyesine taşınmasına ilişkindir.
Geçtiğimiz 2002 yılından bu yana AK PARTİ İktidarı tarafından
özellikle muhtarlarımızın maaşlarında çok ciddi oranda iyileştirme yapılmıştır.
2002 yılında 97 liraya tekabül eden muhtar maaşı 2010 yılı ilk yarısı
itibarıyla 342 liraya yükseltilmiştir. Bu, muhtarlarımızın yapmış oldukları o
önemli göreve tabii ki mevcut şartlar, imkânlar doğrultusunda verilen
destektir. Özellikle 2005 yılında yüzde 100’ün üzerinde maaşlarında bir
iyileşme gerçekleştirilmiştir. Tabii ki bundan sonra, özellikle Köy Kanunu’nun
da Meclise intikalinden itibaren, görev ve yetkilerinde muallakta
olan birtakım konuların vuzuha kavuşturulmasıyla birlikte, elbette ki muhtar
maaşlarımız daha da iyileştirilecektir ama bundan daha önemli bir gelişme
-belki Sayın Ensar Öğüt bu konudaki gelişmeyi takip
edememiş olabilir- burada, özellikle 2008 yılı itibarıyla, 5510 sayılı Kanun’la
sosyal güvenlik sisteminde yapmış olduğumuz değişiklikle köy muhtarlarımızın ve
tarım sigortalılarının BAĞ-KUR’a yatıracakları prim
on beş gün üzerinden hesap edilerek bir aylık sigortalı yapıldığını bir kere
burada ifade etmemiz lazım. Bu çok önemli bir destektir. 2008 yılından itibaren
her yıl 1 puan üzerine ilave edilmek üzere on beş yıl süreyle yatıracakları
BAĞ-KUR primleri desteklenmiş olacaktır. Bu doğrultuda yapılan iyileştirmeyi de
vurgulamakta yarar görüyorum.
Tabii, mahalle muhtarlarımız için de önemli gelişmeler
yaşanmıştır. Belediyelerimizde, belediye meclislerimizde mahalle muhtarları
artık bizzat kendileri bu toplantılara iştirak ederek kendi sorunlarını ve
görüşlerini, değerlendirmelerini, mahalleleriyle ilgili aktarmak istedikleri,
paylaşmak istedikleri konuları bizzat belediye meclislerinde ifade etme
imkânına kavuşmuştur.
Tabii ki bütün bunların dışında, biraz evvel de ifade ettiğim
gibi, Meclisimize Hükûmet tarafından hazırlanıp
sunulmak üzere olan Köy Kanunu Tasarısı özellikle köy muhtarlarımızın ve burada
yapılan çalışmaların birçok noktada destekleneceği değerlendirmelerle,
yorumlarla doludur değerli arkadaşlarım. İnşallah bu yasayla birlikte muhtarlarımıza
vermiş olduğumuz sosyal imkânlar, muhtarlarımıza vermiş olduğumuz maaş
noktasındaki imkânlar daha da geliştirilecektir, daha da iyileştirilecektir.
Bu vesileyle hepinizi tekrar saygıyla selamlıyor, teşekkür
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Şahsı adına Kastamonu Milletvekili Sayın Mehmet Serdaroğlu.
Buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET SERDAROĞLU (Kastamonu) – Çok değerli Başkanım, saygıdeğer
milletvekilleri; Sayın Ensar Öğüt’ün muhtarlarımız
hakkındaki kanun teklifi üzerine söz aldım. Sizleri en iyi dileklerimle
selamlıyorum.
Hemen belirtmeliyim ki, aynı konuda Millîyetçi
Hareket Partisi İzmir Milletvekilimiz Sayın Ahmet Kenan Tanrıkulu
ve Konya Milletvekilimiz Sayın Mustafa Kalaycı tarafından verilen kanun
tekliflerimiz de vardır ve komisyonlarda beklemektedir.
Geçmişte iktidar partisi tarafından verilen teklifler de olurken,
bu teklifler muhtarlarımız arasında büyük beklentiye sebep olmuştur. Ancak,
sekiz yıllık AKP İktidarında verilen sözlerin arkasında durulmaması gelenek
hâline geldiği için muhtarlarımızın ümitleri boşa çıkmış, böylece AKP
tarafından bir kazık da muhtarlara atılmıştır.
Değerli milletvekilleri, muhtarlarımız, seçilmiş temsilciler
olarak köy ve mahallelerine hizmet etmektedirler. Özellikle köy muhtarlarımız,
kanunen kendilerine verilen görevler ile birlikte köyün ve köylünün diğer her
türlü resmî işiyle ilgilenmektedirler. Kaymakamlıkta, adliyede, jandarmada,
ilçe tarım müdürlüğünde, tarım kredi kooperatiflerinde, bankalarda, nüfus
müdürlüklerinde ve burada sayamadığım daha birçok resmî ve özel kurumda köyünün
ve köylüsünün işlerini takip etmektedirler. Devletin köyüyle ilgili her türlü
işinde de muhtarlar çağrılarak iş onların üzerine yıkılmakta, sanki seçilmiş
bir kişi değil de kurumların köydeki elemanı gibi her iş muhtarların üzerinden
görülmektedir. Köy muhtarları neredeyse haftanın her iş günü ilçeye giderek
devletin, köyün ve köylünün işlerini takip etmektedirler. Muhtarlara verilen
330 TL maaş yol paralarını bile karşılamamaktadır. Devletin ve köyün işleri
için kullanılan telefonların faturaları muhtarlar tarafından ödenmektedir.
Gerekli kırtasiye muhtarlar tarafından karşılanmaktadır. E-devlet
uygulamalarının yaygınlaşmasıyla birlikte bilgisayar ve İnternet kullanımı
zorunlu hâle gelmiş, bunların masrafları da muhtarlarımızın üzerine
bindirilmiştir. Köye gelen her türlü devlet görevlisini ağırlama işi de
muhtarların sırtındadır.
Çok değerli milletvekilleri, muhtarlarımızın en önemli
sorunlarından bir tanesi de sosyal güvenlik primleridir. 250 ile 300 TL
arasında olan BAĞ-KUR primleri muhtarlarımızın -bir büyük bölümü- kendileri
tarafından ödenmektedir, daha doğrusu maaşları yetersiz olduğu için
ödenememektedir. Devlet her türlü işinde kullandığı muhtarlarına sosyal güvenlik
hizmetini çok görmekte, bu hizmeti para karşılığı vermektedir. 330 lira maaş
alan muhtarlar bunun 300 TL’sini BAĞ-KUR primi olarak yeniden devlete
yatırmakta, kelimenin tam anlamıyla üç otuz paraya köle gibi
çalıştırılmaktadır. Yapılacak bir tek şey vardır, muhtarlarımızın başta özlük
hakları olmak üzere görev, yetki ve sorumluluklarıyla ilgili bir kanunun
yeniden mutlaka Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından ele alınıp çıkartılması
gerekir. Bu kapsamda muhtar maaşlarının en az asgari ücret düzeyine çıkarılması
gerekmektedir. Ayrıca, muhtarların toplu taşıma araçlarından ücretsiz
yararlandırılmaları gerekir. Silah ruhsatlarıyla olan problemlerinin bir an
önce çözülmesi lazım. Maalesef, muhtarlarımızın özlük haklarıyla ilgili
teklifler, bizim az evvel söylediğimiz gibi, komisyonlarda beklemektedir.
Bunlar gündeme alınarak derhâl kanunlaştırılmalı, ülkemizin kanayan bir
yarasına Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından mutlaka çözüm bulunmalıdır.
Çok değerli milletvekilleri, siyasetçiler olarak hepimiz ister
yerel ister genel seçimlerde olsun muhtarlarımıza gidip onlarla konuşur,
bilgilenir, bilgilendiririz. Sonunda, iki dudakları arasından çıkacak hayırlı
bir vaat ya da sözü siyasetçi olarak duymak isteriz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Serdaroğlu, konuşmanızı
tamamlayınız.
Buyurun efendim.
MEHMET SERDAROĞLU (Devamla) – İşte, sayın milletvekilleri, şu anda
binlerce muhtarımız da AKP İktidarını bir kez daha test etmek üzere Genel
Kurulu, yani bizleri dikkatle izliyorlar. Onlar da Türkiye Büyük Millet
Meclisinden duymak istedikleri hayırlı haberi duymak istiyorlar diyor, hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Sayın Yaman…
M. NURİ YAMAN (Muş) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Ben de bu konuda, uzun süre, muhtarlarla birlikte görev yapan bir
mülki idare amiri olarak katkı sunmak istiyorum. Öncelikle, Kütahya’da, beş yıl
orada görev yapan mülki amir olarak Simav ve çevresinde meydana gelen bu
depremden dolayı üzüntü duyduğumu ve bu üzüntüyü paylaşırken de devletimizin en
yakın bir sürede buradaki insanlarımızın yanında olmasını diliyor ve umuyorum.
Evet, ben de uzun bir süre, muhtar kardeşlerimizle de beraber
Anadolu’nun çeşitle bölgelerinde birlikte görev ürettim ve bugün ülkemizde hem
Cumhurbaşkanını hem de Hükûmeti temsil eden ikinci
bir makam olarak gösterilecek bir makam yokken, bu her ikisini beraber taşıyan
sadece muhtarlardır. Muhtarların içinde bulundukları sıkıntıların da neler
olduğunu birlikte uzun süre yaşadık. Bu nedenle, Barış ve Demokrasi Partisi
olarak bizim de muhtarlarımızın maaşlarının düzeltilmesi ve onların daha iyi
koşullarda görev yapmaları konusunda verdiğimiz, aynı doğrultuda bir kanun
tasarımız vardır. Bu kanun tasarısının muhalefetle beraber, iktidarla birlikte
bugün Mecliste görüşülmesinden dolayı da büyük mutluluk duyduğumu belirtiyorum
ve gelecekte o muhtarlarımızın, Anadolu’nun her tarafından mülki idare
amirleriyle, köyün ve yöresinin kalkınmasındaki başarılarına, bu maaşlarının
artırılmasının büyük bir motivasyon sağlayacağını düşünerek
bu önergeye, bu kanun teklifine Barış ve Demokrasi Partisi olarak da katkı
sunacağımızı belirtiyor, tekrar saygılar sunuyorum.
BAŞKAN – Sayın Yaman, teşekkür ediyorum.
Sayın Uzunırmak, buyurun.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Daha bundan üç hafta önce Aydın’da 3 milletvekili arkadaşımızla
birlikte merkez muhtarlarıyla yaptığımız toplantıda da birçok konu gündeme
geldi. Yüce Parlamentoyu bilgilendirmek istiyorum.
Sadece köy muhtarları değil aynı zamanda şehirde de çok çeşitli
kategorilerde muhtarlar bulunmakta. Dolayısıyla, ücretin daha ötesinde adrese
dayalı nüfus bildiriminden muhtarlara yapılan ihbarlara varıncaya kadar
-ihbarnameyi alıp almamayı- mahkemelerde hesap vermektedirler muhtarlar. Adrese
dayalı nüfus sisteminde, başka yere gitmiş mukim, ama bunun gibi
…
BAŞKAN – Sayın Uzunırmak, lütfen
konuşmanızı tamamlayınız efendim.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Teşekkür ediyorum, tamamlıyorum.
Parlamentonun gündeme almasında çok büyük fayda görüyorum.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN – Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, teklifin
oylanmasından önce bir yoklama talebi vardır.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Sayın Başkanım, Mevlüt
Beyin de konuşması var, ona da izin verin.
BAŞKAN – Yetişemediniz Mevlüt Bey, ne
yapayım?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Açılmıyor efendim.
BAŞKAN – Sonra alırsınız.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkanım, bu konuyla
ilgili.
BAŞKAN – Arkadaşlar, yani yoklamaya geçtim, lütfen. Sonra ben söz
vereyim, konuşunuz.
Sayın milletvekillerinin isimlerini okuyup bulunup
bulunmadıklarını arayacağım:
Sayın Okay? Burada.
Sayın Özkan? Burada.
Sayın Susam? Burada.
Sayın Meral? Burada.
Sayın Çöllü? Burada.
Sayın Köse? Burada.
Sayın Güvel? Burada.
Sayın Öğüt? Burada.
Sayın Kart? Burada.
Sayın Ekici? Burada.
Sayın Küçük? Burada.
Sayın Arifağaoğlu? Burada.
Sayın Koçal? Burada.
Sayın Keleş? Burada.
Sayın Bingöl? Burada.
Sayın Öztrak? Burada.
Sayın Tütüncü? Burada.
Sayın Serter? Burada.
Sayın Ünsal? Burada.
Sayın Gök? Burada.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, yoklama için üç dakikalık
süre veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI (Devam)
C) Önergeler (Devam)
1.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, (2/229) esas numaralı Kanun Teklifi’nin
doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/186) (Devam)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Birleşime 10 dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.12
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.28
BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat
PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Fatih METİN (Bolu),
Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
67’nci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Gündemin “Sözlü Sorular” kısmına geçiyoruz.
VII.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Adana Milletvekili Kürşat
Atılgan’ın, lise son sınıf öğrencilerinin rapor alarak okula gitmemesine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/756) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
2.- Niğde Milletvekili Mümin
İnan’ın, Erzurum’da OKS sınavında yaşanan bir aksaklığa ilişkin sözlü soru
önergesi (6/815) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun
cevabı
3.- Niğde Milletvekili Mümin
İnan’ın, Niğde Üniversitesinde Tıp Fakültesi açılmasına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/891) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun
cevabı
4.- Niğde Milletvekili Mümin
İnan’ın, Niğde Üniversitesinde Ziraat Fakültesi açılmasına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/892) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun
cevabı
5.- Niğde Milletvekili Mümin
İnan’ın, Niğde Üniversitesinde Hukuk Fakültesi açılmasına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/893) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun
cevabı
6.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, Gaziantep’in eğitimdeki başarı düzeyine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/941) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun
cevabı
7.- Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır’ın, Şırnak’taki eğitim ihtiyaçlarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/974) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
8.- Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır’ın, Şırnak’ta öğretmen ve idarecilerin görev
yerlerinin değiştirilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/975) ve Millî Eğitim
Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
9.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğru’nun, Tokat’ın bazı ilçelerindeki öğretmen açığına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/987) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun
cevabı
10.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, öğretim yılı hazırlık ödeneğine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/994) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun
cevabı
11.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğru’nun, çocuklara yönelik yayınların denetimine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1027) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun
cevabı
12.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğru’nun, anaokullarında Türkçe ile ilgili çalışmalara ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1028) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun
cevabı
13.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğru’nun, Tokat’taki okulların spor salonu ihtiyacına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1037) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun
cevabı
14.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, kadrolu ve sözleşmeli öğretmenlere ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1062) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun
cevabı
15.- Niğde Milletvekili Mümin
İnan’ın, dikey geçiş yapan üniversite öğrencilerinin sınıf geçme prosedürlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1075) ve Millî
Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
16.- Gaziantep Milletvekili Hasan
Özdemir’in, Zorunlu Okul Öncesi Eğitim Projesi’ne ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1096) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun
cevabı
17.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, öğretmenlerin özlük haklarının iyileştirilmesine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1097) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
18.- Batman Milletvekili Bengi
Yıldız’ın, liselerde bazı derslerin verilmesine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1104) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun
cevabı
19.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, okulların ödeneğine ve katkı payı taleplerine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1109) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
20.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, Gaziantep’teki yönetici atamalarına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1129) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun
cevabı
21.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, branş öğretmenliklerine
yapılan bazı atamalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1137) ve Millî Eğitim
Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
22.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, Gaziantep Büyükşehir Belediyesince yaptırılan bir
merkeze ilişkin sözlü soru önergesi (6/1170) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
23.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, öğrenci affından askerlik sorunları nedeniyle
yararlanamayanlara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1207) ve Millî
Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
24.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ağrı Taşlıçay’daki okulların ihtiyaçlarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1219) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
25.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik
uygulamalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1229) ve Millî Eğitim Bakanı
Nimet Çubukçu’nun cevabı
26.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, okulların elektrik borçlarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1234) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun
cevabı
27.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, okullarda Gazze’ye
yardım toplanmasına, öğretmenevi bandrol ücretine ve
vekaleten yönetici atamalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1258) ve Millî
Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
28.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, ilköğretim müfettişlerinin özlük haklarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1267) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
29.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Aksaray Ortaköy’deki okulların bazı
sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1271) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
30.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Aksaray Sarıyahşi’deki okulların bazı
sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1272) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
31.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, bir okulda öğrencilerden para istenmesine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1291) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun
cevabı
32.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Batman Sason’daki okulların ihtiyaçlarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1303) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
33.- Gaziantep Milletvekili Hasan
Özdemir’in, Gaziantep’te eğitimdeki fiziki sorunlara ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1314) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun
cevabı
34.- Adana Milletvekili Kürşat
Atılgan’ın, lise son sınıf öğrencilerinin rapor alarak okula gitmemesine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1343) ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
35.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, yurt dışında yükseköğrenim yapan öğrencilere
öğrenim kredisi verilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1352) ve Millî
Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
BAŞKAN – Biraz önce, birinci oturumda Sayın Millî Eğitim Bakanı
Nimet Çubukçu’nun sözlü soruları birlikte
cevaplandırmak istediklerini sizlere ifade etmiş ve cevaplandıracağı soruları
okumuştum. Şimdi o soruları sırasıyla kâtip üye arkadaşımız okuyacak, daha
sonra da Sayın Bakanımız sorulara cevap vereceklerdir. Soru soran
arkadaşlarımız Genel Kurulda iseler istedikleri takdirde kısa katkıda
bulunabileceklerdir.
Buyurun efendim:
13.05.2008
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Kürşat
Atılgan
Adana
Bilindiği üzere eğitim sistemimizin kronikleşmiş sorunlarının
başında üniversiteye giriş sınavının yol açtığı aksaklıklar gelmektedir.
Özellikle lise son sınıf öğrencilerinin sınava hazırlanırken sınavın yapıldığı
tarihe 40-45 gün kala rapor alarak okulları yerine tamamen dershanelere
yönelmesi ya da evlerine kapanması öğretim faaliyetlerini aksatmalarına neden
olmaktadır.
1. Herkesin alet olduğu sahte rapor alarak öğrencilerimizi okul
yerine dershaneye teşvik eden veya tamamen eve kapatan ve Millî Eğitim sistemimizin
en önemli sorunlarından olan bu durumu normal hale getirmek için ne gibi
tedbirler almayı düşünüyorsunuz, bu konuda herhangi bir düzenleme yapma
planınız var mıdır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki yazılı sorumun Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü
olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını arz ederim.
Mümin
İnan
Niğde
Soru: 1 - 08.06.2008 tarihinde yapılan OKS sınavında, Erzurum
İlimizdeki bir okulda yaşanan soru kitapçıklarının yanlış dağıtılmasıyla ilgili
olarak, sorumlular hakkında ne gibi işlemler yapılmıştır?
Soru: 2- Yapılan hatadan dolayı, sınav performansı etkilenen
öğrencilerin mağduriyetini gidermek için bakanlığınızca bir telafi çalışması
yapmayı planlıyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki yazılı sorumun Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü
olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını arz ederim.
Mümin
İnan
Niğde
Soru: 1 - Niğde Üniversitesine bağlı bir Tıp Fakültesi açmayı
düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki yazılı sorumun Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü
olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını arz ederim.
Mümin
İnan
Niğde
Soru: 1 - Niğde Üniversitesine bağlı bir Ziraat Fakültesi açmayı
düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki yazılı sorumun Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü
olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını arz ederim.
Mümin
İnan
Niğde
Soru: 1 - Niğde Üniversitesine bağlı bir Hukuk Fakültesi açmayı
düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.
25.07.2008
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Seçim Bölgem Gaziantep Ekonomik, Sosyal Gelişmişliği olan 6. büyük
ilimizdir. Eğitim düzeyinde de başarılı olması gereken kentimizde umulan ve
beklenen başarı sağlanamamakta, her yıl düşüş yaşanmaktadır.
1- OKS'de 2006 yılında 64.üncü, ÖSS'de
51. Sırada iken, 2008 yılında OKS'de 66.ıncı, ÖSS'de 64.üncü sıraya düşen kentimizde bu
başarısızlığını nedenlerinin araştırılmasını düşünüyor musunuz?
2- Eğitim Fiziki alt yapımızın geliştiği, teknik donanımın arttığı
doğru ise bu başarısızlık neden her yıl yaşanmaktadır?
3- Kentimize yakışmayan Eğitimdeki Başarısızlığın nedeni, Liyakata dayanmayan Kadrolaşma ve Bilimsellikten uzaklaşma
olabilir mi?
4- Gaziantep İl Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından Eğitimde
"YENİLENME" gerekçesi ile gerçekleştirilen mesleki eğitim çalışmalarında
öğretmenlere izlettirilmek üzere okullara gönderilen CD'de yer alan makalelerin
Dini içerikli olduğu doğru mudur?
5- CD'lerin dağıtımı Bakanlığınızın bilgisi dâhilinde midir?
Bununla nasıl bir öğretim kadrosu yaratılmak istenmektedir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Sevahir Bayındır
Şırnak
Şırnak merkez ve ilçelerinde 5 bin 200 öğretmen norm kadrosu
bulunmaktadır. Şuan mevcut öğretmen sayısı ise 3 bin 700 civarındadır. Derslik
sayıları yetersiz olmakla birlikte derslikler yerleşim birimlerine dengesiz bir
şekilde dağıtılmıştır. Öğretmen yetersizliğinden dolayı da birleştirilmiş
sınıflarda eğitime devam edilmektedir. Bunun sonucunda da bir dersliğe düşen
öğrenci sayısı 60-80 civarındadır. Asgari olarak 800-1000 dersliğe daha ihtiyaç
vardır.
Sorular:
1- Öğretmen açığını giderme çalışmalarınız nelerdir?
2- Türkiye ortalaması ortaöğretimde yüzde 88 iken, Şırnak'ta yüzde
23 olmasının nedeni nedir?
3- Şırnak'taki eğitim araç-gereçleri, spor kompleksi,
tesis ve laboratuar sayıları ne düzeydedir? Eksikliklerin giderilmesi için
herhangi bir çalışma yürütülmekte midir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Sevahir Bayındır
Şırnak
Şırnak Merkez ve ilçelerde Millî Eğitime bağlı okullarda ciddi
kadro değişikliklerine gidilerek, 127 idareci kadronun yeri değiştirilmiştir.
Ayrıca eğitim-öğretim yılı içerisinde çok fazla öğretmen sirkülasyonu
yaşanmaktadır. Öğrenciler sık sık öğretmen
değişiminden kaynaklı sorun yaşamaktadır.
Bu bağlamda:
1- Okul idarecilerinin yerlerinin değiştirilme gerekçesi nedir?
2- Öğretmen sirkülasyonunun durdurulması
için ne tür önlemler almayı düşünüyorsunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Dr.
Reşat Doğru
Tokat
Soru: Tokat ili Reşadiye, Artova, Almus, Pazar ilçelerinde
öğretmen açığı var mıdır varsa öğretmen açığı ne zaman giderilecektir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın, Millî Eğitim Bakanı tarafından Anayasa’nın
98. ve İç Tüzüğün 99. Maddesi gereğince sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim.
Özdal Üçer
Van
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun EK-32 maddesinde;
Eğitim ve Öğretim Hizmetleri Sınıfına dâhil öğretmen unvanlı kadrolarda görevli
olup fiilen öğretmenlik yapanlara her öğretim yılında bir defaya mahsus olmak
üzere ve öğretim yılının başladığı ay içine Millî Eğitim Bakanı tarafından
belirlenecek tarihte Bakanlar kurulunca belirlenecek miktarda, öğretim yılına
hazırlık ödeneği ödenir. Bakanlığınızın
01.09.2008 tarih ve 4489 sayılı yazısına göre söz konusu ödeneğin 01.09.2008
tarihinde ödeneceği belirtilmiştir. Bu ödeme hâlen yapılmamıştır. Buna göre:
1- 2008-2009 Eğitim ve öğretim yılı için ödenmesi gereken öğretim
yılına hazırlık ödeneği neden ödenmemiştir? Ne zaman ödenecektir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Dr.
Reşat Doğru
Tokat
Soru: Çocukların Türk kültürünü iyi öğrenmeleri için TRT ve diğer
TV kanallarında çizgi film, hikâye, masal kitapları üzerinde Millî Eğitim
Bakanlığınca denetim yapılmasını düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Dr.
Reşat Doğru
Tokat
Soru: Ana dilimiz Türkçemizin çocuklarımıza sevdirmek için
anaokullarında ne tür çalışmalar yapılmaktadır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Dr.
Reşat Doğru
Tokat
Soru: Türkiye Genelinde yapılan bir araştırmanın sonuçlarından,
Tokat İlindeki 573 okuldan sadece 5 okulda spor salonu olduğu sonucu ortaya
çıkmıştır. Ülkemizin Uluslar arası alanda spor yarışmalarındaki durumu ve
özellikle 2008 Pekin Olimpiyatlarındaki başarısızlığımız da dikkate
alındığında, çocuklarımıza sporu sevdirmek için, Tokat İlindeki okullarda spor
salonu sayısını artırmak için yapılmakta olan bir çalışma var mıdır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak
yanıtlanmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Hasan
Çalış
Karaman
Öğretmenlerimizin “kadrolu” ve “sözleşmeli” olarak iki gruba
ayrılması ve birisine tanınan olanakların diğerine tanınmaması ayrımcılığa
neden olmaktadır. Bu durum, eğitim hizmetlerini aksatırken, öğretmenlerimizin
de verimliliğini azaltmaktadır.
Bu bilgiler ışığında;
1. Kadrolu öğretmen ile kadrosuz öğretmen arasında bir fark var
mıdır? Bu konuda kamuoyunu aydınlatabilir misiniz?
2. Kadrolu öğretmenlere Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu
Bölgelerinde yer alan İller ile Artvin, Bayburt, Gümüşhane, Kahramanmaraş,
Sivas, Yozgat İllerinde asker öğretmen olarak görev yapma imkânı tanınırken
sözleşmeli öğretmenlerimize neden bu imkân tanınmamaktadır?
3. Sözleşmeli öğretmenlerimiz kadrolu öğretmenlerimiz gibi eşinin
yanına yerleştirme isteğinde bulunabiliyor mu? Bulunamıyorsa neden bulunamıyor?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki yazılı sorumun Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü
olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını arz ederim.
Mümin
İnan
Niğde
Soru:1- Üniversitelerin iki yıllık meslek yüksekokullarını bitirip
dikey geçiş sınavıyla lisans bölümlerine geçen öğrencilerimiz, sınıf geçme prosedürleri konusunda kendilerine diğer öğrencilerden
farklı mevzuat uygulandığını ifade etmektedirler. Bu öğrencilerimizin de sınıf
geçme konusunda, üniversitelerindeki diğer öğrencilerle aynı prosedüre
tabi olması konusunda YÖK ve üniversitelerle birlikte bir çalışma yapmayı
planlıyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak
yanıtlanmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Hasan
Özdemir
Gaziantep
Ülkemizde okul öncesi eğitimin zorunlu eğitim süreci içerisine
alınması çalışmaları içerisinde öncelikli olarak pilot bölgeler oluşturulması
planlanmıştır. 5-6 senelik bir süreçte tüm ülkeye yayılması beklenen uygulama
için belirlenen pilot bölgeler, projenin uygulanabilirliğini gösterecektir.
Bu bilgilere göre;
1) Okul öncesi eğitimin zorunlu hâle getirilmesi projesi hangi
aşamadadır?
2) Pilot illerin belirlenmesinde kullanılan performans ölçütleri
nelerdir?
3) Gaziantep’in performans ölçütleri hangi aşamadadır?
Gaziantep’in performans ölçümlerindeki düzelmeler için ne gibi projeleriniz
vardır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik tarafından
sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Hasan
Çalış
Karaman
Türk Eğitim-Sen tarafından yapılan ve gazete sayfalarına da
yansıyan araştırmaya göre, öğretmenlerin yüzde 72'si evinin geçimini
sağlayabilmek için ek işlerde çalışmak zorunda kalırken, yüzde 56,7'si de hâlen
kirada oturmaktadır.
Bu bilgiler ışığında;
1. Oldukça önemli ve kutsal bir görevi yerine getiren
öğretmenlerimizin yüzde 72'sinin geçimini sağlamak için ek işlerde çalıştıkları
doğru mudur? Bu doğru ise öğretmenlerimizi ikinci işten kurtarman için nasıl
bir çalışma yapmayı düşünüyorsunuz?
2. Yapılan son zamlar, fatura ve mutfak harcamalarını ikiye
katlamıştır. Maaşlara yapılan küçük zamlar elektrik, doğalgaz ve piyasa zamları
ile geri alınmıştır. Öğretmenlerimizi bu ekonomik sıkıntıdan nasıl
kurtaracaksınız? Bu konudaki planlarınız nelerdir?
3. Öğretmenlerimizin konut ve lojman problemlerini ne zaman
çözeceksiniz? Bu konuda bir çalışmanız var mıdır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik
tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını saygılarımla arz ederim. 24.11.2008
Bengi
Yıldız
Batman
"Ağaç yaşken eğilir" sözündeki eğilmek fiili her ne
kadar sorunlu olsa da çocuklarımızın ve gençlerimizin üniversite öncesi
eğitiminin önemini vurgulaması açısından önemlidir. Okul çağlarımızdaki eğitim
sistemi her tarafın düşmanlarla kaplı olduğunu, "Türk’ün Türk'ten başka
dostunun olmadığını" veciz sözlerle bilincime zerk edilirdi. Ve böylesi
bir durumda bizlerin bir hiç ancak kahramanların ve kurtarıcıların önemli
olduğunu da önemle belirtirlerdi.
Son yıllarda önemli reformlar yapıldıysa da sistemin tamamen
değiştiği söylenemez. Soran, sorgulayan ve resmî tarih dışındaki gerçek tarihi
bilince çıkaran bireye ulaşmak için epey yol alınması gerekir.
Buna göre:
1) Liselerde Demokrasi, hukuk ve İnsan Hakları derslerinin
verilmesi için bir çalışmanız var mıdır?
2) AB Ülkelerinde Millî Güvenlik dersi var mıdır? Varsa bu
dersleri askerler mi vermektedir?
3) Üniversiteye giriş sınavlarında adı zikredilen derslerden belli
bir ağırlıkta soru sorulması suretiyle bu derslere ve kavramlara ilgiyi
artırmada bir seçenek olarak düşünülebilir mi?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik tarafından
sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Hasan
Çalış
Karaman
Yeni akademik yıl için üniversite harçları yüzde 7-8 oranında
artarken, ilk ve orta dereceli okullarda eğitim gören her öğrenciden toplanan
"eğitime katkı payları" bu sene yüzde 100 oranında artmıştır.
Velilerden "zorla" toplanan eğitime katkı paylarında en büyük
sıkıntıyı, okul idaresi ile karşı karşıya kalan öğrenciler çekmektedir.
Bu bilgiler ışığında;
1. Hemen hemen her okulda, her
öğrenciden "zorla" eğitime katkı payı adı altında toplanan paralar
yasal mıdır? Yasal değil ise böyle bir isim altında para toplanmasına niçin ve
kimler izin vermektedir?
2. Bu paralar yasal olarak toplanıyor ise niçin "okul
kitaplarını öğrencilere ücretsiz dağıtıyoruz" diye vatandaşları
yanıltıyorsunuz? "Birinci ve ikinci dönem eğitime katkı payı"
şeklinde öğrencilerden toplanan paraların, hediye edilen kitapların toplam
tutarından daha yüksek olduğunu biliyor musunuz?
3. Okullara ödenek gönderiliyor mu? Gönderiliyor ise bir okula
yıllık ne kadar ödenek gönderiliyor? Okullara yeterli ödenek göndererek,
öğrencileri okul idaresi ile karşı karşıya getirmekten kurtarmayı düşünüyor
musunuz? Bu konuda çalışmanız var mıdır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Seçim bölgem Gaziantep'te, Bakanlığınızın Danıştay tarafından
iptal edilen Yönetici Atama Yönetmeliğine aykırı biçimde bir gecede tayin
edilen okul yöneticileri hâlen usulsüzce görevlerine devam etmektedirler.
1. 15.10.2008 tarih ve 27025 sayılı resmî gazetede yayınlanarak
yürürlüğe giren, Atama Yönetmeliği ve Uygulaması için gönderdiğiniz 2008/74
sayılı genelge hükümleri seçim bölgem Gaziantep İl Millî Eğitim Müdürlüğünce
neden uygulanmamaktadır? Uygulama için yerel seçimler mi beklenmektedir?
2. Puanları çok yüksek olan nitelikli öğretmenlerin yönetici
olmaları neden engellenmektedir?
3. Eğitim seviyesinin düştüğü ilimizde, eğitimin kalitesinin
artırılması için yapılması gerekenlerden önemlisi asaleten, nitelikli yönetici
atamak değil midir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Öğretmen açığının 200.000 civarında olduğu Ülkemizde, yeterli
kadro ihdası yapılamadığı için işsiz olan öğretmenlerimizi en çok üzen
işsizlikle birlikte boş olan kadrolara yeterli puanı olmayan kişilerin
görevlendirme yoluyla atanmasıdır.
Millî Eğitim Bakanlığı görev süreniz içinde;
1. Branş öğretmenliğinde KPSS puanına dayalı atama yerine, Bakan
yetkisinde görevlendirmelerle doldurulan ve kullanılan kadro sayısı ne
kadardır?
2. Sırada bekleyen yüksek KPSS puanlı branş
öğretmen adayları varken, Bakan yetkisi ile çok düşük puanlı branş
öğretmenlerini görevlendirme yoluyla atamanız haksızlık ve kayırma değil midir?
3. Bakanlığınızda görevlendirme yöntemi ile atama, siyasi
kadrolaşma için araç olarak mı kullanılmaktadır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Seçim bölgem Gaziantep'te Büyükşehir Belediyesince hayırsever
katkısı ile yaptırılan "Oya Bahadır Yüksel Özel Eğitim Okulu ve Özel
Eğitim Hizmetleri" adlı merkez, 31.03.2008'den beri hizmet vermektedir.
1. Adı geçen merkez özel eğitim okulu ise Bakanlığınızca
ruhsatlandırılmış mıdır?
2. 05.03.2008 tarihinde hizmet alım yöntemi ile ihale edilen
merkezin ihalesini alan kurum veya şirketin bünyesinde özel eğitimciler var
mıdır? İştigal alanları Eğitim ve Rehabilitasyon mudur?
3. Özel eğitim okulu olarak ruhsatsız, hizmet alımı veren şirket
yetersiz ise hizmet verilen öğrenci sayısı çok az olan bu merkezin denetimi
Bakanlığınızca neden yapılmamaktadır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıda belirtilen sorularımın tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim.
Prof.
Dr. Alim Işık
Kütahya
Kamuoyunda öğrenci affı olarak bilinen, 22/10/2008
tarih ve 5806 Sayılı Kanunla verilen haklardan çok sayıda erkek öğrencimizin
askerlik sorunları nedeniyle yeterince faydalanamadığı, eğitimlerini yarıda
keserek askere gitmek zorunda kalacakları yönündeki şikâyetler, gerek
öğrenciler gerekse velileri tarafından sık sık dile
getirilmektedir. Bu konuyla ilgili olarak;
1. Hükûmetinizce yapılan bir çalışma var
mıdır? Varsa ne aşamadadır?
2. Bu Kanundan faydalanarak intibakı yapılan öğrencilere, devam
etmeleri şartı ile hangi yaşta olurlarsa olsunlar, en az 2 yıl süreyle
askerliklerinin tecilini sağlayacak bir düzenleme yapılabilir mi?
3. 11/6/2008 ve 5768 sayılı Kanunla Millî
sporcularımıza tanınan, "38 yaşını doldurdukları yılın sonuna kadar askere
celp ve sevklerinin tehir edilebileceği" hakkı, 5806 sayılı Kanundan
yararlanarak öğrencilik hakkını geri kazanan erkek öğrencilerimize de
tanınabilir mi?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.27.01.2009
Ensar Öğüt
Ardahan
Ağrı ili Taşlıçay ilçe merkezi ve ilçeye bağlı köy Okullarında
yaşanan gerek öğretmen, gerekse okul binalarımıza ilişkin istinat duvarı ve
tuvaletlerin olmaması, çatılarının akması, pencerelerinin sağlıksız olması gibi
sorunlar hızla büyümektedir. Okullarımızın öğretmen açığı genellikle vekil
öğretmenlerle karşılanmaya çalışılmakta, görevleri biten vekil
öğretmenlerimizin her yıl değişmesi nedeniyle öğrencilerimiz başarısız
olmaktadırlar. Asaleten gelen öğretmenlerimiz, lojmanların hiç olmaması ya da
olanların bakımsızlığı gibi çok önemli bir sorunla karşı karşıya kaldığından
bir an önce kaçmanın yollarını aramaktadırlar.
1- Bölgede ağır geçen kış mevsimi de göz önünde bulundurulduğunda
Ağrı ili Taşlıçay ilçesi ve ilçeye bağlı köy okullarımızın bakım ve onarımının
bir an önce yapılması konusunda ne gibi bir çalışmanız var?
2- Öğretmenlerimizin barınma ihtiyacını karşılayacak lojmanın
tadilat ve tamiratının yapılması için bir girişimde bulunacak mısınız?
3- Ağrı ili Taşlıçay ilçe merkezi ve ilçeye bağlı köy okullarımızda
öğretmen açığı var mıdır? Varsa açığın giderilmesi için gerekli atamalar
yönünde bir çalışmanız var mı?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıda belirtilen sorularımın, Millî Eğitim Bakanı tarafından
sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim.
Prof.
Dr. Alim Işık
Kütahya
Ülkemizde ilk kez Bakanlığınız döneminde başlatılan Sözleşmeli ve
Ücretli Öğretmenlik uygulamalarıyla ilgili olarak telafisi mümkün olmayacak
ağır sorunların yaşandığı kamuoyunca yakından bilinmektedir. Ülkemizin ve
gençliğimizin geleceği açısından oldukça önemli olan millî eğitimin daha
kurumsal bir yapıya kavuşturulması amacıyla;
1. Hâlen yürürlükte olan ücretli öğretmenlik ve sözleşmeli
öğretmenlik uygulamalarına son vermeyi düşünüyor musunuz?
2. Öğretmenlik gibi kutsal bir meslekte öğretmenlerin sınıflandırılmasının
yarattığı sosyal ve psikolojik sorunların çözümü konusunda bir çalışmanız var
mıdır?
3. Sözleşmeli öğretmenlerin eş durumu nedeniyle tayin
kontenjanlarının oldukça sınırlı tutulmasının sebepleri nelerdir?
4. Ücretli öğretmenlik uygulamasının bazı illerimizde siyasi nüfuz
amaçlı kullanıldığı iddiaları doğru mudur? Doğru ise bu uygulamaya niçin devam
edilmektedir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yılmaz
Tankut
Adana
Bir süre önce Adana'da ve diğer birçok ilde okulların elektriğinin
borçlarından dolayı kesildiği veya kesilmesi için ihbarnameler gönderildiğini
bilmekteyiz.
Bu hususlar çerçevesinde;
1- Kesintilerin tekrar yaşanmaması için devletin kendi eğitim
kurumlarına bu tür giderler için yeterli ödenek ayrılmamakta mıdır? Eğer
ayrılmıyorsa gerekçesi nedir?
2- Ülke genelinde benzer şekilde elektrik borcu olan okul sayısı
ve toplam borç miktarları nedir?
3- Okulların elektrik faturalarını ödeneksizlik nedeniyle
ödeyememelerinden dolayı okul aile birliklerinden yardım isteme yoluna
gidilmektedir. Devletin elektrik faturalarını zamanında ödememesinden dolayı
oluşan büyük miktardaki faizin velilere ödetilmesi sizce haksızlık değil midir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Öğretmenlerimiz ve Öğrenci ailelerinin yaşadığımız Ekonomik kriz
altında her dar gelirli insanlarımız gibi daha çok yoksullaştığı, Öğrenci
Velilerinin işsiz kaldığı günümüzde,
1. Bir insanlık dramı olan Gazze
saldırısı için Hazineden yardım yapılması gerekirken, Ekonomik yardım toplamak
amacıyla tüm okullara gönderdiğiniz yardım genelgesi Veli ve Öğretmenlere
Ekonomik yük değil midir?
2. Her dar gelirli insanımız gibi Öğretmenlerimiz de "Nasıl
geçineceğiz, eve nasıl ekmek götüreceğiz" derdinde iken, ekonomik yükü
artıran, Öğretmen evi bandrol kart ücretlerine 2009
yılı için yapılan % 330'luk zammın gerekçesi nedir? Bandrol kart ücretlerini 18
TL'den 60 TL'ye yükselten bu uygulamayı durdurmayı düşünüyor musunuz?
3. Bakanlığınızın 13 Nisan 2007 tarihinde yürürlüğe giren Yönetici
Atama Yönetmeliğinin bazı maddelerinin Danıştay tarafından iptal edilmesinin
ardından, başta seçim bölgem Gaziantep olmak üzere, bazı illerde vekaleten yönetici atamalarını neden sürdürüyorsunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Ülkemizde var olan 3000 İlköğretim Müfettişi 20'den fazla alanda
görev yapmakta ve sorunlarını yetkililere duyurmak için çaba göstermektedirler.
Büyük çoğunluğu 2 Üniversite mezunu olan İlköğretim
Müfettişlerinin yapısal ve ekonomik sorunu bir gerçek iken,
1. İlköğretim Müfettişlerinin yapısal ve ekonomik sorunlarının
çözümü için Bakanlığınızca yapılan bir çalışma var mıdır?
2. İlköğretim Müfettişlerinin diğer Kurum Müfettişlerinden çok
düşük maaş almaları ücrette eşitlik ilkesine aykırı değil midir?
3. Kamu kurum ve kuruluşlarındaki diğer denetim elemanlarından
ortalama 1/2 oranında düşük, denetlediği Öğretmenler kadar bile maaş alamayan
İlköğretim Müfettişlerinin bu ekonomik sıkıntı içerisinde beklenen verimliliği
ve üretkenliği sağladığını düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 05.02.2009
Ensar Öğüt
Ardahan
Aksaray ili Ortaköy ilçe merkezi ve ilçeye bağlı köy Okullarında
yaşanan gerek öğretmen, gerekse okul binalarımıza ilişkin istinat duvarı ve
tuvaletlerin olmaması, çatılarının akması, pencerelerinin sağlıksız olması gibi
sorunlar hızla büyümektedir. Okullarımızın öğretmen açığı genellikle vekil
öğretmenlerle karşılanmaya çalışılmakta, görevleri biten vekil
öğretmenlerimizin her yıl değişmesi nedeniyle öğrencilerimiz başarısız
olmaktadırlar. Asaleten gelen öğretmenlerimiz, lojmanların hiç olmaması ya da
olanların bakımsızlığı gibi çok önemli bir sorunla karşı karşıya kaldığından
bir an önce kaçmanın yollarını aramaktadırlar.
1- Aksaray ili Ortaköy ilçesi ve ilçeye bağlı köy okullarımızın
bakım ve onarımının bir an önce yapılması konusunda ne gibi bir çalışmanız var?
2- Öğretmenlerimizin barınma ihtiyacını karşılayacak lojmanın
tadilat ve tamiratının yapılması için bir girişimde bulunacak mısınız?
3- Aksaray ili Ortaköy ilçe merkezi ve ilçeye bağlı köy
okullarımızda öğretmen açığı var mıdır? Varsa açığın giderilmesi için gerekli
atamalar yönünde bir çalışmanız var mı?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 05.02.2009
Ensar Öğüt
Ardahan
Aksaray ili Sarıyahşi ilçe merkezi ve ilçeye bağlı köy Okullarında
yaşanan gerek öğretmen, gerekse okul binalarımıza ilişkin istinat duvarı ve
tuvaletlerin olmaması, çatılarının akması, pencerelerinin sağlıksız olması gibi
sorunlar hızla büyümektedir. Okullarımızın öğretmen açığı genellikle vekil
öğretmenlerle karşılanmaya çalışılmakta, görevleri biten vekil
öğretmenlerimizin her yıl değişmesi nedeniyle öğrencilerimiz başarısız
olmaktadırlar. Asaleten gelen öğretmenlerimiz, lojmanların hiç olmaması ya da olanların
bakımsızlığı gibi çok önemli bir sorunla karşı karşıya kaldığından bir an önce
kaçmanın yollarını aramaktadırlar.
1- Aksaray ili Sarıyahşi ilçesi ve ilçeye bağlı köy okullarımızın
bakım ve onarımının bir an önce yapılması konusunda ne gibi bir çalışmanız var?
2- Öğretmenlerimizin barınma ihtiyacını karşılayacak lojmanın
tadilat ve tamiratının yapılması için bir girişimde bulunacak mısınız?
3- Aksaray ili Sarıyahşi ilçe merkezi ve ilçeye bağlı köy
okullarımızda öğretmen açığı var mıdır? Varsa açığın giderilmesi için gerekli
atamalar yönünde bir çalışmanız var mı?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Bakan olarak siz ve üst düzey bürokratlarınız ile Millî Eğitim
Müdürleri;
Okullarda yardım toplamak için velilere ve öğrencilere baskı
yapılmadığını her konuşmalarında belirtmelerine rağmen;
1. Seçim bölgem Gaziantep'in Metropol Şehitkamil
ilçesinde Cemil Alevli İlköğretim Okulu 6. ncı
sınıfında okuyan öğrenci Ersin K.nın koluna,
öğretmeni tarafından temizlik parasının kısaltılmışı "TEM-PAR" yazıp
psikolojik baskı yaparak yardım istemesi eğitimin parasız olması ilkesine
aykırı değil midir?
2. Yaşanan ve AKP iktidarınca çözümsüz bırakılan ekonomik krizin
yarattığı yoksulluk ve işsizlik nedeniyle 2 TL'lık
temizlik parasını bile ödeyemeyecek duruma düşen velilerin ve öğrencinin
suçlanması, hakir görülmesi sosyal devlet anlayışına uygun mudur?
3. Öğrencinin koluna yazdığı "TEM-PAR" yazısını anne ve
babasına okutmasını isteyen ve öğrenciyi arkadaşları arasında güç duruma
düşüren, psikolojisini bozan Öğretmen ve yöneticileri hakkında soruşturma
açmayı düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 31.03.2009
Ensar Öğüt
Ardahan
Batman ili Sason ilçe merkezi ve ilçeye bağlı köy Okullarında
yaşanan gerek öğretmen gerekse okul binalarımıza ilişkin istinat duvarı ve
tuvaletlerin olmaması, çatılarının akması, pencerelerinin sağlıksız olması gibi
sorunlar hızla büyümektedir. Okullarımızın öğretmen açığı genellikle vekil
öğretmenlerle karşılanmaya çalışılmakta, görevleri biten vekil
öğretmenlerimizin her yıl değişmesi nedeniyle öğrencilerimiz başarısız
olmaktadırlar. Asaleten gelen öğretmenlerimiz, lojmanların hiç olmaması ya da
olanların bakımsızlığı gibi çok önemli bir sorunla karşı karşıya kaldığından
bir an önce kaçmanın yollarını aramaktadırlar.
1- Bölgede ağır geçen kış mevsimi de göz önünde bulundurulduğunda
Batman ili Sason ilçesi ve ilçeye bağlı köy okullarımızın bakım ve onarımının
bir an önce yapılması konusunda ne gibi bir çalışmanız var?
2- Öğretmenlerimizin barınma ihtiyacını karşılayacak lojmanın
tadilat ve tamiratının yapılması için bir girişimde bulunacak mısınız?
3- Batman ili Sason ilçe merkezi ve ilçeye bağlı köy okullarımızda
öğretmen açığı var mıdır? Varsa açığın giderilmesi için gerekli atamalar
yönünde bir çalışmanız var mı?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak
yanıtlanmasını saygılarımla arz ederim.
Hasan
Özdemir
Gaziantep
Gaziantep ili eğitim göstergeleri bakımından Türkiye ortalamasının
altında bir performans içerisindedir. Eğitim alanında yaşanan sorunların önemli
bir kısmı demografik ve fiziki yapı sorunları nedeniyle oluşmaktadır.
Buna göre;
1) Gaziantep ilindeki % 6,7’lik göç olgusu da dikkate alındığında
ilgili kuruluşlarla Gaziantep eğitiminin göç olgusuna bağlı sorunlarına karşı
ne içerikte çözüm çalışmaları yapılmaktadır?
2) Eğitim alanında fiziki yapı yetersizliği nedeniyle oluşan
sorunların çözümü için bakanlığınız bünyesinde yapılan çalışmalar hangi
aşamadadır? Yeni okul yapımı ve mevcut okulların fiziki yapılarının
iyileştirilmesi için ayrılan bütçe ne kadardır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Kürşat
Atılgan
Adana
Açıklama: Üniversiteye Giriş Sınavı (ÖSS) dolayısıyla Lise son
sınıf öğrencilerinin Bahar dönemindeki derslerine devam etmeyip, aldıkları
raporlarla okul yerine dershanelere yöneldikleri ve bu nedenle derslerini
aksattıkları kamuoyumuzca bilinmektedir. Bu durum öğrenci velilerinin de
sıklıkla şikâyet ettiği önemli bir sorun haline gelmiştir.
Soru:
1- Öğrencilerimizi dershane yerine okuldaki derslerine yöneltecek
ne gibi adımlar atmayı düşünüyorsunuz? Bir kandırmaca gibi devam eden bu eğitim
sorununa (rapor alarak okula gitmeme sorununa) nasıl bir çözüm düşünüyorsunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıda belirtilen sorularımın, Millî Eğitim Bakanı tarafından
sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim.
Prof.
Dr. Alim Işık
Kütahya
Ülkemiz içerisinde yüksek öğrenim yapan Türk gençlerine Kredi
Yurtlar Kurumu tarafından verilen öğrenim ve katkı kredilerinden yurt dışında
öğrenim gören gençlerimizin yararlandırılmaması, KKTC, Türk Cumhuriyetleri ve
diğer bazı ülkelerde zor şartlarda evladına yüksek öğrenim imkânı sağlamaya
çalışan aileleri ve öğrencileri zor durumda bırakmaktadır. Gelir düzeyi yüksek
olmayan bu durumdaki ailelere ve öğrencilere destek olmak amacıyla;
1. Yurt dışında yüksek öğrenim yapan Türk gençlerine, öğrenim
ve\veya katkı kredisi verilmesi konusunda Bakanlığınızca yapılan bir çalışma
var mıdır? Varsa çalışma ne aşamadadır?
2. Yüksek Öğrenim Kurumu (YÖK) tarafından eşdeğerliği tanınan yurt
dışındaki üniversitelere kayıtlı öğrencilerimizin sayısı ve bunlar içinden
kredi talebinde bulunabileceklerin tahmini oranı nedir?
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
Soruları cevaplandırmak üzere Millî Eğitim Bakanı Sayın Nimet
Çubukçu… (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın Bakanım, buyurun.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NİMET ÇUBUKÇU (İstanbul) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Adana Milletvekili Sayın Kürşat Atılgan’ın (6/756) ve
(6/1343) esas numaralı soru önergelerini cevaplandırmak üzere söz almış
bulunmaktayım, hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Ortaöğretim öğrencilerinin okula devamsızlığı -mevcut bütün
durumlar da göz önünde bulundurularak- Millî Eğitim Bakanlığı Orta Öğretim
Kurumları Sınıf Geçme ve Sınav Yönetmeliği’nde düzenlenmiştir. Bu Yönetmelik’e göre ders yılı içerisinde
toplam yirmi gün okula özürsüz olarak devam edemeyen öğrencilerin notları ne
olursa olsun başarısız sayılacağı, özürlü ve özürsüz devamsızlıklar ile okul
yönetimince verilen izinlerin toplam kırk beş günü aşamayacağı; doğal afet,
yangın, sağlık kurulu raporuna dayalı uzun tedaviyi gerektiren hastalık,
gözaltına alınma, tutuklanma gibi nedenlerle özürlü ve özürsüz devamsızlık
süresini aşan öğrencilerin özrünü belgelendirmek, iki dönem notu almış bulunma
kaydıyla diğer öğrenciler gibi işleme tabi tutulacağı hüküm altına alınmış olup
bütün işlemler ve uygulamalar buna göre yapılmaktadır.
Ayrıca, ortaöğretim başarı puanının belli bir ölçüde
yükseköğrenime geçişte etkili olmasının amacı da bu uygulanan tedbirlerdendir.
Diğer taraftan, yeni anlayışla hazırlanan öğretim programları da okulda
derslerin takibini önemli kılmaktadır.
Niğde Milletvekili Sayın Mümin İnan’ın (6/815) esas numaralı soru
önergesini cevaplandırıyorum: Söz konusu sınavda Erzurum ilinde hatalı kitapçık
dağıtıldığına ilişkin Bakanlığımıza herhangi bir bilgi intikal etmemiştir. Ancak, Erzurum Valiliğinden alınan konuya ilişkin bilgiye göre, bir
öğrenci velisinin Valilik makamına vermiş olduğu dilekçeye istinaden konu
hakkında inceleme başlatıldığı ve muhakkiklerce yapılan incelemede bu okuldaki
iki sınav salonunda aynı soru kitapçığı arka arkaya dağıtıldığından, bina sınav
sorumlusu ve komisyon üyelerince görüldüğü, sınavın on dakikalık süresi içinde
kitapçıkların değiştirilmesiyle durumun düzeltildiği ve bu işten kaynaklanan
gecikmeyle sınav bitiminden sonra öğrencilere on beş dakikalık ek süre
tanındığının tespit edildiği, gerçekleştirilen soruşturma sonucu ilgililer
hakkında disiplin yönünden getirilen tekliflerin de uygulandığı
anlaşılmaktadır.
Niğde Milletvekili Sayın Mümin İnan’ın (6/891), (6/892) ve
(6/893) esas numaralı soru önergelerini cevaplandırıyorum: Konuya ilişkin
olarak Yükseköğretim Kurulu Başkanlığınca ilgili üniversite tarafından bu yönde
talep geldiğinde konunun kurullarınca değerlendirmeye alınarak görüşlerinin
iletilmekte olduğu ancak Niğde Üniversitesi bünyesinde tıp fakültesi, ziraat fakültesi
ve hukuk fakültesi açılması konusunda anılan üniversite rektörlüğü tarafından
kurullarına yapılan herhangi bir başvuru olmadığı beyan edilmiştir.
Gaziantep Milletvekili Sayın Yaşar Ağyüz’ün
(6/941) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum:
OKS sonuçları, okullar bazında test ortalamaları, puan
ortalamaları şeklinde il millî eğitim müdürlüklerince gönderilmiş ve
başarısızlıklarının araştırılması, başarı oranının yükseltilmesi amacıyla
veriler oluşturulmuştur.
Ayrıca yapılan başka bir çalışmayla da seviye belirleme sınavı
sonuçlarının sınıflar, okullar, ilçeler, iller bazında ayrıntılı olarak analiz
edilmesi amacıyla e-okul sistemi üzerinden bir program geliştirilmiştir.
Böylece ders öğretmeni öğrencisinin; okul müdürü, sınıfın, öğretmenin; ilçe
millî eğitim müdürlükleri de bu bilgilerin ışığında başarının artırılmasına
yönelik gerekli çalışmaları yapmaktadır.
Diğer taraftan, illerin ÖSS başarı puanları Türkiye ortalamasının
üzerinde ve altında olması durumlarına göre incelenmekte, Türkiye ortalamasının
üzerinde olan illerde başarılarının artarak devamı, ortalamanın altında olan
illerde de yükseltilmesi için çalışmalar yapılmaktadır.
Gaziantep ili, 2008 öğrenci seçme sınavında sözelde 64, sayısalda
58, eşit ağırlıkta 60 iken, 2009 yılında sözelde 60, sayısalda 50 ve eşit
ağırlıkta 53’üncü sırada yer almıştır. Soruya konu CD dağıtımından
Bakanlığımızın herhangi bir bilgisi bulunmamaktadır.
Gaziantep Valiliğinden alınan konuya ilişkin bilgiden, söz konusu
CD dağıtımının Valilikçe incelemesinin başlatıldığı, inceleme sonucunda CD
içeriğinin tamamına yakınının yenilenen eğitim programları ve ders notları
olduğu, ancak CD’de ayrıca iki makalenin tespitini müteakip inceleme yapıldığı,
soruşturma açılarak sonuçlandırıldığı ve getirilen ceza tekliflerinin de
uygulandığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, Hükûmetimizin birinci
önceliğinin eğitim olduğu, iktidarda olduğumuz süre içerisinde bütçeden en
önemli kaynağın eğitime ayrıldığı, yeni müfredat programları ve fiziki
altyapının iyileştirilmesi için yaptığımız yeni derslikler eğitimdeki
başarımızın herkesçe kabul edilen göstergelerinden bazılarıdır. Bakanlığımızca
ülke genelinde eğitimin niteliğinin imkânlar oranında en yüksek düzeye
çıkarılması amacıyla çalışmalarımız aralıksız sürdürülmektedir. Aksi değerlendirmelerin
gerçekle bir ilgisi bulunmamaktadır.
Şırnak Milletvekili Sayın Sevahir
Bayındır’ın (6/974) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum:
Bakanlığımıza bağlı resmî ve diğer kurumların öğretmen ihtiyacı, her yıl bütçe
imkânları doğrultusunda Bakanlığımıza tahsis edilen kadro sınırlılığında ve her
yıl atama imkânları ölçüsünde İLSİS kontenjan modülüne
göre gerçekleştirilmektedir. Bu çerçevede, Şırnak ilinde, Bakanlığımıza bağlı
resmî eğitim kurumlarının öğretmen ihtiyacını karşılamak üzere, 2009 yılında,
farklı alanlarda 1.416 öğretmen ataması yapılmıştır.
2009-2010 eğitim öğretim yılında ortaöğretimde okullaşma oranı
Türkiye bazında brüt 84,19 ve net 64,95’tir, Şırnak ilinde ise bu oran yüzde
53,61 ve net yüzde 34,29’dur. Bu ilimizdeki öğrenci sayısı da 2002-2003 öğretim
yılında 4.124 iken 2009-2010 eğitim öğretim yılında 17.826’ya çıkmıştır.
Okullaşma oranının artırılması için, imkânlar dâhilinde tüm çalışmalar
yürütülmektedir.
Şırnak ili eğitim kurumlarında eğitim teknolojisi sınıfları sayısı
93 iken, 6 spor salonu ve 70 kütüphane var iken 2009-2010 eğitim öğretim
yılında bilgi teknolojisi ve laboratuvar sayısı
341’e, spor salonu 14’e, kütüphane de 150’ye çıkarılmıştır. Ayrıca, ülkemizin
her yerinde standart okul donatımları yapılmakta olup bu konuda herhangi bir
sıkıntı yaşanmamaktadır. Zaman içinde oluşan ihtiyaçların en kısa sürede
karşılanması hususunda da gerekenler yapılmaktadır. Bu kapsamda, Şırnak ilinin
ihtiyaçları da bütün illerimizle aynı prosedürler ve
çerçeveler dâhilinde değerlendirilmektedir.
Şırnak Milletvekili Sayın Sevahir
Bayındır’ın (6/975) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Şırnak
Valiliğince, söz konusu idarecilerin görev yerlerinin okulların başarı
durumları gözetilerek değiştirildiği belirtilmektedir. Diğer taraftan,
Bakanlığımıza bağlı resmî eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin her yıl
isteğe bağlı ve yer değiştirme suretiyle atama işlemleri Öğretmenlerin Atama ve
Yer Değiştirme Yönetmeliği hükümleri doğrultusunda yapılmakta, bunun dışında
herhangi bir atama ve yer değiştirme işlemi gerçekleştirilmemektedir.
Tokat Milletvekili Sayın Reşat Doğru’nun (6/987) esas numaralı
soru önergesini cevaplandırıyorum: Bakanlığımıza bağlı resmî eğitim
kurumlarının öğretmen ihtiyacı -az önce de izah ettiğim gibi- bütçe olanakları
çerçevesinde Bakanlığımıza tahsis edilen kadro sınırlılığında İLSİS kontenjan modülüne yansıtılan alanlar ve bu kurumların bilgileri
doğrultusunda kadrolu ve sözleşmeli olarak görevlendirme yapılarak karşılanmaya
çalışılmaktadır. Bu çerçevede Bakanlığımızca resmî eğitim kurumlarında KPSS
puan üstünlüğü esasına göre atamalar yapılmakta. 2009 yılında yapılan öğretmen
atamaları ve görevlendirmelerinde de Tokat için 153 öğretmen ataması
görevlendirmesi yapılmıştır. Tokat Valiliğimizden alınan bilgiye göre de bu
konuda söz konusu il ve ilçelerimizde boş geçen ders olmadığı da
anlaşılmaktadır.
Van Milletvekili Sayın Özdal Üçer’in
(6/994) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: 657 sayılı Devlet
Memurları Kanunu’nun 32’nci maddesinde “Her öğretim yılında bir defaya mahsus
olarak öğretim yılının başladığı yıl içinde Millî Eğitim Bakanı tarafından
belirlenen tarihte hazırlık ödeneği ödenir.” denmektedir. Bu kapsamda
Bakanlığımızca, 2008 tarihinde başlayan 2008-2009 öğretim yılına hazırlıklı
girebilmeleri için 2008 tarihinde ödenmesine ilişkin yazı gönderilmiş, ayrıca
Bakanlığımız İnternet sayfasında duyurulmuş, bütün öğretmenlerimize de ödemenin
yapılması sağlanmıştır.
Tokat Milletvekili Sayın Reşat Doğru’nun (6/1027) sayılı soru
önergesini cevaplandırıyorum: 20/4/1994 tarih ve 21911
sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş
ve Yayınları Hakkında Kanun’un “Yayın İlkeleri” başlıklı radyo ve televizyon
veri yayınlarında uyulması gereken ilkeler belirtilerek “Görev ve Yetkiler”
başlığında yayınların, izleme kurulları oluşturularak boş alanlarda Türkiye'nin
taraf olduğu milletlerarası anlaşmalara uygunluğu açılarından denetim yapmak da
üst kurulun görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.
Tokat Milletvekili Sayın Reşat Doğru’nun (6/1028) sayılı soru
önergesini cevaplandırıyorum: Otuz altı-yetmiş iki aylık çocuklar için okul
öncesi eğitim programında amaç ve görevler arasında Millî Eğitimin genel
amaçları ve temel ilkelerine uygun olarak çocukların Türkçeyi doğru ve güzel
konuşmalarını sağlamak da yer almıştır. Programdaki pek çok beceri gibi dil
becerileri de kazanımlar doğrultusunda öğrenme durumları, öğrenme ortamları
aracılığıyla, oyun merkezi etkinliklerle, çocukların aktif katılımlarıyla kolay
ve doğal biçimde öğrenmelerine çalışılmaktadır. Tüm alanlardaki dil
etkinliklerini kullanan çocuklar, şarkı, şiir, tekerleme söyleyerek yaptıkları
günlük konuşmalarda duygularını ifade ederken Türkçeyi de doğal olarak güzel
bir şekilde eğlenerek öğrenmektedirler.
Tokat Milletvekili Sayın Reşat Doğru’nun (6/1037) esas numaralı
soru önergesini cevaplandırıyorum: Bakanlığımız kayıtlarına göre, Tokat ilinde
13’ü ilköğretim okullarında, 7’si ortaöğretim okullarında olmak üzere toplam 20
okulda spor salonu bulunmaktadır.
Karaman Milletvekili Sayın Hasan Çalış’ın
(6/1062) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: 5473 sayılı Kanun ve
657 sayılı Kanun’un 4/B maddesine göre, Millî Eğitim Bakanlığında norm kadro
sonucu ortaya çıkan öğretmen ihtiyacının kadrolu öğretmenler tarafından
karşılanamaması durumunda sözleşmeli personel istihdamına gidilmiş olup bu
çerçevede ihtiyaç duyulan eğitim kurumlarında çalıştırılıyorlar. Sözleşmeli öğretmenlerde devlet memuru olarak atanacaklarda aranan
genel şartların yanında özel şartlar da arandığından, bunların ödev, hak ve
yükümlülükleri emsali kadrolu öğretmenlerle aynıdır. Bakanlığımıza bağlı eğitim
kurumlarında görevli öğretmenlerin ödev, hak ve yükümlülükleri başta olmak
üzere kadrolu öğretmenler için geçerli olan mevzuat, sözleşmeli öğretmenleri de
kapsamaktadır. Eş ve sağlık durumu özrü nedeniyle görev yeri değişikliğine
ilişkin istekler de kadrolu öğretmenlerde olduğu gibi sözleşmeli öğretmenler
için de uygulanmaktadır ve birinin hastalığı, sağlık kurulu raporu ibraz
etmeleri durumunda özür durumları da değerlendirilmektedir. Sözleşmeli
öğretmenler muvazzaf askerlik görevlerini yerine getirmek üzere görevlerinden
ayrıldıklarında bu pozisyonlara herhangi bir görevlendirme yapılmamakta -görev
yerine dönmeleri- askerlik görevi bitince de öğretmenlerimiz yeniden
atanmaktadır.
Niğde Milletvekili Sayın Mümin İnan’ın (6/1075) esas numaralı soru
önergesini cevaplandırıyorum: Yükseköğrenim Kurul Başkanlığımızdan alınan
bilgiye göre, meslek yüksekokulu mezunlarının dikey geçiş sınavıyla yüksek
lisans tamamlayabilmeleri, çıkarılan Meslek Yüksekokulları Mezunlarının Ön
Lisansa Devam Edebilmeleri Hakkında Yönetmelik’in
9’uncu maddesine göre yapılmaktadır. Bu maddeye göre, programda öğrenci
birinci-ikinci sınıflardan eksik olduğu alanlarda ders sorumluluğunu yüklenir.
Lisans öğrenimine hazırlık programı süresince öğretim programlarında,
öğrencilerin lisans öğrenimine hazırlık programına başlayabilmeleri için
yapacakları dil muafiyeti sınavını geçmeleri ve yabancı dil hazırlık sınıfına
devam ederek başarılı olmaları gerekir. Ayrıca 2547 sayılı Kanun’un 18/b (5)
maddesi uyarınca da öğrencilerin kabulü, ders intibakları, çıkarılmaları ile
eğitim ve öğretim ve sınavlara ilişkin işlemler hakkında karar verme yetkisi de
yükseköğrenim kurullarının ilgili yönetimlerine aittir.
Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in (6/1096) esas numaralı
soru önergesini cevaplandırıyorum: 2009-2010 eğitim öğretim yılı itibarıyla
otuz iki ilde altmış-yetmiş iki aylık çocukların tamamının eğitim imkânına
kavuşturulması çalışması başlatılmıştır ve 2009-2010 eğitim öğretim yılı
itibarıyla da yüzde 65’in üzerine çıkan iller dâhil edilecektir. Bu uygulama
kapsamına alınan iller, okullaşma oranları, dersliklerin kapasitesi, materyal
ihtiyaçlarının karşılanabilir olması dikkate alınarak hazırlanmıştır. İmkânlar
ölçüsünde gereken hazırlıklar yapılacaktır.
Karaman Milletvekili Sayın Hasan Çalış’ın
(6/1097) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Bakanlığımız merkez
ve taşra teşkilatlarında görev yapmakta olan personelin yararlanacakları haklar
yürürlükte bulunan mevzuat çerçevesinde gerçekleştirilmektedir. Bu çerçevede,
öğretmenlerin de bulunduğu Bakanlığımız personelinin çalışma şartları,
emek-ücret ilişkisindeki bütünlük, aylık ders ücreti ve şartlardaki zorluk,
personelin sorumluluk durumu ve başarı derecesi ölçüt alınarak devletin
ekonomik imkânları çerçevesinde hükûmet
programlarıyla yürütülmektedir.
İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı ve TOKİ
arasında imzalanan protokol ile Ankara Sincan’da 2.788 adet konut yapılmış ve
konutlar müracaat sahiplerine teslim edilmiştir. Başbakanlık Toplu Konut
İdaresince illerimizde öğretmen ve emekli öğretmenlerimizin faydalanmalarına
ilişkin konut uygulamaları için de illerimize duyurular yapılmaktadır. Diğer
taraftan Bakanlığımızın yatırım programları yerleşim birimlerinin acil ve
öncelikli ihtiyaçları göz önünde bulundurularak bütçe imkânları doğrultusunda
gerçekleştirilmekte, öğretmenlerimiz ve koşulları için elimizden gelen ve bütçe
imkânları doğrultusunda, en iyi şekilde yardım yapmaya çalışıyoruz.
Batman Milletvekili Sayın Bengi Yıldız’ın (6/1104) esas numaralı
soru önergesini cevaplandırıyorum: Ortaöğretim kurumlarında seçmeli dersler
arasında yer alan demokrasi ve insan hakları konulu bir ders okutulmaktadır.
Hukuk ve insan haklarına ilişkin konulara ayrıca tarih, din kültürü ve ahlak
bilgisi, Türk edebiyatı, dil, anlatım ve felsefe-sosyoloji kitaplarında da
ayrıca yer verilmektedir. 2004 yılından bu yana ortaöğretim kurumlarında
demokrasi eğitimi ve okul meclisleri çalışmaları yapılmakta olup ayrıca
Demokratik Yurttaşlık Eğitim Projesi de yürütülmektedir.
Avrupa Birliği ülkelerinde “Millî Güvenlik Bilgisi” adı altında
bir ders bulunmamakta, sadece Fransa’da güvenlik konularıyla ilgili olarak
çocuklara liseden itibaren polis, asker tarafından videolar izletilerek
konferanslar düzenlenmektedir.
Yükseköğretim Kurulu Başkanlığından alınan bilgiye göre öğrenci
seçme sınavında sorulan soruların derslerin programına uygun demokrasi, hukuk
ve insan haklarıyla ilgili sorular da sosyal bilimler testlerinde yer
almaktadır.
Karaman Milletvekili Sayın Hasan Çalış’ın
(6/1109) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Okullarda her ne ad
altında olursa olsun zorla para toplanması söz konusu değildir. Okul aile
birliklerine gönüllü olarak ayni ve nakdî bağış yapan öğrenci velileri ve diğer
vatandaşlarımız bulunmaktadır. Bağışlarla ilgili kanuna ve yönetmeliğe göre de
yardım isteğe bağlıdır ve kimse buna zorlanamaz. “Öğrenci velileri hiçbir
suretle bağış yapmaya zorlanamaz” şeklindeki temel kanunumuz hükmü çerçevesinde
işlemlerde bulunuyoruz, aykırı bir fiil ve işlemi olan görevlilerimizin
bulunması durumunda da gerekli yasal işlemleri yapıyoruz.
Diğer taraftan, Bakanlığımızın bütçesi oluşturulurken mevcut
kaynaklar çerçevesinde okullarımızın tüm giderleri için ödenekler de
koyulmaktadır. Yıllık ödenek miktarı ise ödeneğe esas okulun durumuna göre
değişmektedir.
Gaziantep Milletvekili Sayın Yaşar Ağyüz’ün
(6/1129) esas numaralı soru önergesini cevaplıyorum: Millî Eğitim Bakanlığı
Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmelik’e göre, söz konusu Yönetmelik hükümlerinin
uygulanması 15/9/2009 tarih, 2009/73 numaralı Genelge
ve diğer münferit yazılar ile gerekli açıklamalar yapılmıştır.
Ayrıca, Millî Eğitim Bakanlığı, 2010 tarihi itibarıyla Eğitim
Kurumlarında Yöneticilerin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Uygulama
Kılavuzunu Bakanlığımız Personel Genel Müdürlüğünün web sayfasında da
yayınlamıştır.
Gaziantep ilinden alınan, Valilikten alınan konuya ilişkin bilgiye
göre ise il dâhilinde eğitim kurumlarında boş bulunan müdür başyardımcılığı,
müdür yardımcılığı kadrolarına 5/12/2008 tarihli
duyuru yazısıyla atamaya ilişkin sürecin başlatıldığı, Mart 2009 tarihli onay
ile atama işlemlerinin sonuçlandırıldığı ve uygulama için yerel seçimlerin
beklenmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır.
Gaziantep Milletvekili Sayın Yaşar Ağyüz’ün
(6/1137) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Bakanlığımıza bağlı
resmî ve özel eğitim kurumlarında öğretmen ihtiyacı her yıl bütçe imkânları
doğrultusunda Bakanlığımıza tahsis edilen norm kadro sınırlılığında
karşılanmaya çalışılıyor. Daha önceki sorular da benzer sorular olduğu için bu
soruya da yine, KPSS puan üstünlüğüne göre, eğitim öğretimdeki ihtiyacımız ve
mevzuattaki hükümlere göre tayin edilen öğretmenler kanalıyla
gerçekleştiriliyor.
Gaziantep Milletvekili Sayın Yaşar Ağyüz’ün
(6/1170) sayılı esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Bakanlığımız
kayıtlarına göre 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında “Oya
Bahadır Yüksel Özel Eğitim Kurumu ve Özel Rehabilitasyon Merkezi” adı altında
verilmiş bir izin, özel eğitim kurumu bulunmamaktadır. Gaziantep Valiliğinden
alınan konuya ilişkin bilgiye göre, İl Millî Eğitim Müdürlüğü bünyesinde böyle
bir eğitim kurumunun faaliyette bulunmadığı ancak Büyükşehir Belediyesinden
alınan bilgiye göre, bahse konu binada, sokakta yaşayan kimsesiz ve çeşitli
madde bağımlılığı olan gençlerin problemleriyle ilgilenen bir gençlik merkezi olduğu
bildirilmektedir.
Kütahya Milletvekili Sayın Alim Işık’ın
(6/1207) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: 22/10/2008 tarihli
Yükseköğretim Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’da, eklenen 56’ncı
maddenin 12’nci fıkrasına göre başvuru süresi içerisinde askere alınmaları
gerekenler, bu maddede belirtilen hakları kullandıkları takdirde tecilli ve
tehirli sayılırlar. Bu kanundan yararlanarak öğrenciliğe
intibakları yapılanların askerlik tecil veya tehir işlemleri hakkında 1927
tarihli 1111 sayılı Askerlik Kanunu’nun 35’inci maddesi hükmü uygulanır;
bunlardan askere alınması gerekenlerin ise istemeleri hâlinde askerlik süresi
boyunca öğrenim hakları dondurulur.” denilerek, soruya konu öğrencilerin
askerlik durumlarına ilişkin bahse konu Kanun’da gerekli düzenleme yapılmıştır,
Bakanlığımızca ayrıca yapılacak bir işlem bulunmamaktadır.
Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün
(6/1219) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: 222 sayılı İlköğretim
ve Eğitim Kanunu gereği, ilköğretim kurumlarının yatırımları mahallinde ve
valiliklerce planlanmaktadır.
Ağrı Valiliğinden alınan konuya ilişkin bilgiye göre, Taşlıçay
ilçesine bağlı 42 köy okulunun tamamında 2008 itibarıyla bakım onarım
çalışmalarının yapıldığı, ilçede öğretmenlerin barınmaları açısından bir sorun
bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, Bakanlığımıza bağlı resmî eğitim kurumlarının
öğretmen ihtiyacı, her yıl yine bütçe imkânları çerçevesinde tahsis edilen
kadro sınırlılığında, kadrolu ve sözleşmeli öğretmen ataması şeklinde
görevlendirmeyle karşılanmaya çalışılmaktadır. 2009 yılı içerisinde, Taşlıçay
ilçesinde 72 kadrolu ve sözleşmeli öğretmen ataması görevlendirilmesi yapılmış
olup konuya ilişkin imkânlar dâhilinde gerekenler yapılmaktadır.
Kütahya Milletvekili Sayın Alim Işık’ın
(6/1229) sayılı soru önergesini cevaplandırıyorum: Bakanlığımıza bağlı -az
önceki sorular da benzer olduğu için kısaca cevaplandıracağım- kadro ihtiyacı,
öğretmen ihtiyacı ilgili kanuni düzenlemeler çerçevesinde ve kadrolu olarak
atanan öğretmenlerce giderilmektedir ama kadrolu öğretmenlerle giderilemeyen
yerlerde, güçlük çekilen bazı bölgelerde sözleşmeli öğretmen ataması
yapılmaktadır. Eğitim ve öğretimin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ve
geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın iyi eğitilmesi amacıyla kanunlarla
sağlanan imkânlar ölçüsünde istihdam sağlanmaktadır ve bu konuda öğretmenlerin
sınıflandırılması ve psikolojik sorunlar yaratacağı yönünde yapılan
değerlendirmeler bu açıdan gerçeği yansıtmamaktadır.
Ayrıca göreve başlama tarihi itibarıyla bir yıllık çalışma
sürecini tamamlayan sözleşmeli öğretmenlere, kadrolu öğretmenlerde aranılan
şartları belgelendirmeleri kaydıyla ve boş pozisyon bulunması kaydıyla, yarıyıl
ve yaz tatillerinde 2 defa eş ve sağlık özrüne göre tayin ve yer değiştirme
imkânı tanınmaktadır.
Bakanlığımızca gerçekleştirilen bütün işlemler yürürlükteki
mevzuat hükümlerine göre gerçekleştirilmekte olup aksi iddiaların gerçekle bir
ilgisi bulunmamaktadır.
Adana Milletvekili Sayın Yılmaz Tankut’un
(6/1234) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: 2008 yılının Kasım
ayının ikinci yarısında elektrik borçlarıyla ilgili olarak valiliklerden alınan
bilgiye göre bütün eğitim kurumlarının elektrik borçlarının ödenmesi için
yeterli ödenek mahalline gönderilmiş ve valiliklerden gerekenin yapılması
istenmiştir. 2009 Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu’nda Bakanlığımıza 90 milyon
833 bin TL tahsis edilmiş, 2010’da ise 108 milyon 300 bin olup, elektrik gideri
için ödenek ayrılmaması diye bir şey söz konusu değildir. Elektrik borçlarının
ödenmesinde taşra birimleri harcama yetkililerinin ödenek takiplerini zamanında
ve bağlı bulundukları merkezî harcama birimlerine yapmaları durumunda ödenekler
merkezî idare tarafından düzenli olarak yapılmaktadır.
Gaziantep Milletvekili Sayın Yaşar Ağyüz’ün
(6/1258) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Bakanlığımız, yardım
kampanyası konulu 2009/1 numaralı Başbakanlık Genelgesi kapsamında Gazze’ye yardım kampanyası başlatmıştır. Ekonomik yük
getirmemesi ve zorlama olmaması için söz konusu genelgede özellikle, “kimsenin
yardım yapmaya zorlanamayacağı” şeklinde bir hüküm yer almış ve yardımlar
tamamen gönüllülük esasına göre yapılmıştır.
Öğretmenevlerinin kurulmaya başlandığı 1981 yılından itibaren her
yıl alınan bandrol ücreti 2005 yılından itibaren
gönüllülük esasına bağlanmış olup, öğretmenler ve diğer bakanlığımız mensupları
herhangi bir bandrol ücreti ödemeden sosyal tesislerimizden,
öğretmenevlerimizden ve lokallerimizden yararlanmaktadırlar. 2009 yılında 60
lira olan bandrol ücreti de 2010 tarihinde 25 TL
olarak düzenlenmiştir.
Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve
Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmelik 13/08/2009
tarihinde yayınlanmış, söz konusu Yönetmelik hükümlerinin uygulanmasına yönelik
2009/73 sayılı Genelge ve diğer münferit yazılarla gerekli açıklamalar
yapılmıştır. 05/01/2010 tarihi itibarıyla Millî Eğitim
Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine
İlişkin Kılavuz da Bakanlığımız Personel Genel Müdürlüğünün web sayfasında yer
almaktadır.
Gaziantep Milletvekili Sayın Yaşar Ağyüz’ün
(6/1267) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Bakanlığımız merkez
ve taşra teşkilatında görev yapmakta olan personelin yararlanacakları haklar,
yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri çerçevesinde hizmet sınıfları itibarıyla
görev, yetki ve sorumlulukları dikkate alınarak belirlenmektedir.
İlköğretim müfettişlerinin özlük haklarının iyileştirilmesine
yönelik Bakanlığımızca hazırlanan kanun tasarısı şu anda Türkiye Büyük Millet
Meclisinin gündeminde yer almakta olup, bu konuda gereken çalışmalar devam
etmektedir.
Diğer taraftan, 23/01/2009 tarihli Resmî
Gazete’de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı yönetici öğretmenlerin ders ve ek
ders saatlerine ilişkin kararda değişiklik yapılması gereken karara göre de
ilköğretim müfettişi ve yardımcılarının yararlanacakları ders ücretleri on beş
saatten yirmi saate yükseltilmiştir. Aylıksız izin hariç olmak üzere her türlü
izin, hastalık raporu ve tedavi gibi çeşitli nedenlerle gelemedikleri günlerin
çalışma günlerine rastlayan her türlü bayram, yılbaşı tatili kesilmeden
ödenmesi sağlanmıştır.
Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün
(6/1271) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: İlköğretim
yatırımları, mahallinde valilikçe planlanmakta ve gerçekleştirilmektedir.
Aksaray Valiliğinden alınan, konuya ilişkin bilgiye göre il genelindeki onarım
ihtiyaçlarının öncelik sıralaması da dikkate alınarak ödenek imkânları
ölçüsünde giderilmekte olduğu anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, Bakanlığımıza bağlı resmî eğitim kurumlarının
öğretmen ihtiyacı, kadro karşılığında her yıl bize sağlanan bütçe imkânları
sınırlılığında, İLSİS kontenjan modülüne yansıtılan
alanlar çerçevesinde alınmaktadır. Öğretmen ihtiyacının kadrolu ve sözleşmeli
öğretmenler ile karşılanamadığı durumlarda vekil öğretmen görevlendirmesi
yapılarak karşılanmaktadır. Aksaray Valiliğinden alınan, konuya ilişkin bilgiye
göre de herhangi bir boş geçen ders bulunmamaktadır.
Sayın Ensar Öğüt’ün (6/1272) esas
numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: İlköğretim Kanunu gereğince
ilköğretim yatırımları mahallinde valilikler tarafından planlanıp
gerçekleştirilmekte, Aksaray ilinde de yatırım ihtiyaçları bütçe imkânları
doğrultusunda giderilmektedir ve öğretmen ihtiyaçları da -yine az önce tekrar
ettiğim gibi- bütçe imkânları çerçevesinde İLSİS kontenjan modülüne
göre yansıtılan öğretmen atamaları ile karşılanmaya çalışılmaktadır. Öğretmen
ihtiyacının kadrolu ve sözleşmeli öğretmenler ile karşılanamadığı durumlarda
ücretli ve vekil öğretmen şeklinde karşılanmaktadır.
Gaziantep Milletvekili Sayın Yaşar Ağyüz’ün
(6/1291) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: 1739 sayılı Millî
Eğitim Temel Kanunu’nun 16’ncı maddesinde “Okul-aile birlikleri, okulların
eğitim ve öğretim hizmetlerine etkinlik ve verimlilik kazandırmak, okulların ve
maddi imkânlardan yoksun öğrencilerin zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak üzere;
ayni ve nakdî bağışları kabul edebilir. Öğrenci velileri hiçbir surette bağış
yapmaya zorlanamaz.” denilmekte olup personelimizden mevcut mevzuata aykırı
fiilleri bulunan veya bulunduğuna dair duyum alınanlar hakkında yapılan
inceleme, soruşturma sonucunda getirilen teklifler doğrultusunda yasaların
gereği yerine getirilmektedir. Gaziantep Valiliğinden alınan bilgiye göre,
konuya ilişkin olan Şehitkamil Kaymakamlığınca
başlatılan inceleme ve soruşturma sonucunda söz konusu öğretmen ile ilgili
olarak getirilen ceza teklifinin uygulandığı, okul yöneticileriyle ilgili bir
işlem tayinine gerek görülmediği anlaşılmakta olup konuya ilişkin olarak ilgili
yasaların gereği yerine getirilmiştir, bu anlaşılmaktadır.
Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün
(6/1303) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Yine, yatırımlara
ilişkin bir soru. İlköğretim yatırımları, mahallinde valiliklerce planlanmakta
ve gerçekleştirilmektedir. Batman Valiliğinden alınan bilgiye göre, her yıl
Sason ilçesindeki ilköğretim kurumlarının, lojmanların ödenek imkânları
doğrultusunda onarımlarının yapılmakta olduğu anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, Bakanlığımıza bağlı resmî eğitim kurumlarında
öğretmen ihtiyacı da kadro imkânları ölçüsünde, tahsis edilen kadro
sınırlılığında ve her yıl atama dönemlerinde, İLSİS kontenjan modülüne göre gerçekleştirilmektedir. Öğretmen ihtiyacının
sözleşmeli ve kadrolularla karşılanamadığı durumlarda da ücretli ve vekil
öğretmen görevlendirmesi yapılarak karşılanmaktadır. Batman Valiliğinden alınan
konuya ilişkin bilgiye göre, boş geçen bir ders bulunmamaktadır.
Gaziantep Milletvekili Sayın Hasan Özdemir’in (6/1314) esas
numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Soruya konu kapsamdaki öğrenci ve
velilerimize yönelik, valiliklerce mahallinde, diğer kamu kurum kuruluşları,
sivil toplum kuruluşları, medya iş birliğiyle ilgili gerekenler yapılmakta olup
Gaziantep Valiliğinden alınan konuya ilişkin bilgiye göre, bu ilimizde,
öğrencilerin ailelerine yönelik, eğitimi etkileyen konularda anne baba
eğitimlerinin verildiği, çocuklara yönelik, okullarda uyum sorunu yaşamamaları
için, oryantasyon çalışmaları yapıldığı, ihtiyacı
olanlara psikolojik danışmanlık hizmeti verildiği, maddi yetersizliği olan
öğrencilere imkânlar dâhilinde yatırımlar yapıldığı, yatılı okullara
yönlendirildiği, aile bireylerine meslek edinme kursları düzenlendiği ve bir
işe yerleştirme konusunda da yönlendirme çalışmaları yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bakanlığımızca, 2010 yılında, Gaziantep iline, devam eden ve yeni
projeler için toplam 30 milyon 833 bin 815 TL, ayrıca onarım ödeneği olarak da
1 milyon 555 bin 408 TL olmak üzere, toplam 32 milyon 389 bin 223 TL yatırım
ödeneği tahsis edilmiştir.
Kütahya Milletvekili Sayın Alim Işık’ın
(6/1352) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Yükseköğretim Kurulu
Başkanlığı tarafından eş değerlik tanınan yurt dışındaki üniversitelere kayıtlı
öğrencilerimizin sayısına ilişkin istatistiki bir veri bulunmamakta olup yurt
dışında kendi hesabına öğrenim gören öğrenci sayısı toplam 23.940’tır.
Başbakanlık Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğünün 2009-2013
dönemini kapsayan stratejik planında 2011 yılı sonuna kadar yurt dışında
yükseköğrenim gören Türkiye Cumhuriyeti uyruklu öğrencilere yönelik yeni bir
kredi modeli geliştirme hedefi yer almakta olup ilgili çalışmalara
başlanmıştır.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Bakanım, teşekkür ediyorum.
Soru sahibi milletvekili arkadaşlarımızdan ek açıklama yapacak
olan milletvekillerimize söz vereceğim.
Sayın İnan, buyurun.
MÜMİN İNAN (Niğde) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım, teşekkür ediyorum; bahsettiğiniz konularla ilgili
biraz geç de olsa verdiğiniz cevaplar için teşekkür ediyorum.
Fakat, bu arada, dün,
cumartesi günü Niğde’nin Çiftlik ilçesinde gezerken millî eğitimde yetkili bir
kardeşimizle görüştüğümde “Eğitimde durum nasıl?” dedim. “Çiftlik ilçesinde çok
güzel şeyler oluyor.” dedi. Arkasından sordum: “Öğretmen açığımız var mı?”
diye. “Maalesef, öğretmen açığımız var.” dedi. Şimdi, öğretmen açığımızın
olduğu yerde -millî eğitimde- işlerin nasıl gittiğini siz takdir edersiniz.
Sadece Çiftlik ilçemizde değil merkez dâhil Niğde’mizin Çamardı, Ulukışla,
Altunhisar, Çiftlik ilçelerinde, hepsinde, Bor da dâhil olmak üzere öğretmen
açıklarımız var.
Diğer taraftan, Niğde Belediyesi olarak geçmişte yaptırdığımız
büyük bir proje vardı “Yeni Niğde Evleri Bölgesi” diye. Burada bir ilköğretim
okulumuz var ama yeterli değil, öğrenciler çok sıkışık vaziyette. Yeni bir ilköğretimin yapılması çok acil bir durum Yeni Niğde
Evleri Bölgesi merkezde. Ayrıca, bir vatandaş tarafından yaptırılan
lisede ilaveye ihtiyaç var çünkü yeni yerleşim alanının tamamı oturuma açıldı.
Dolayısıyla, yardımcı olursanız sevinirim efendim.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Sayın İnan, teşekkür ediyorum.
Sayın Ağyüz…
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakanım, verdiğiniz cevaplarda Gaziantep’e ilgi
gösterdiğiniz anlaşılıyor. Ayrıca da soru önergelerimiz çok eskimiş, 2008
tarihli.
Şimdi, elimde bir rapor var: “Gaziantep’in Eğitim Sorunları:
Önceliklerimiz.” Bakın, her yerde rastladığımız, eğitim idarecilerinin atanma
ölçüleri belli değil. Tecrübesiz ve yeni öğretmenler eğitim idarecisi olarak
atanmamalı. Eğitim idareci atamaları alandan yapılmalı.
Şimdi, bu eleştirileri yapan rapora karşı Millî Eğitim
Bakanlığımız -duyarlı olması gerekirken- hâlen atamalarda aynı eşitsizliği
devam ettiriyor. Devlet Memurları Kanunu’nun 76’ncı maddesine göre atama
yapılması Millî Eğitim Bakanlığında alışkanlık hâline geldi. Sizin döneminizde
de 76’ncı maddeye göre atama yapıldı mı?
Millî Eğitim Müdürünün açıklamasına göre 4.500 adet öğretmen açığı
var Gaziantep’te. Bunun için ne yapmayı düşünüyorsunuz? Bu yıl ilave ödenek
ayırmayı düşünüyor musunuz?
Ayrıca da partinizin il milletvekillerinin de eğitimin sağlıksız
olduğunu, yetersiz olduğunu belirtmelerine rağmen, neden Gaziantep’e özel ilgi
göstermiyorsunuz? Neden özel girişimcilerin derslik yapması umuduna
bırakıyorsunuz da OKS’de, ÖSS’de aynı başarısızlık
devam ediyor? Bunların giderilmesi için bize bir umut, bir vaatte bulunabilecek
misiniz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Ağyüz.
Sayın Çalış…
HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Sayın Başkan, teşekkürler.
Sayın Bakan, sorularımıza gösterdiğiniz ilgi için teşekkür
ediyorum.
Bu arada, 4/B’li öğretmenlerimizin bir
sıkıntısını dile getirmek istiyorum. Sizler de biliyorsunuz, 4/B’li çalışan öğretmenlerimizin eş durumu tayini ve
parçalanmış aileler önemli bir problem. Bu konuyu çözecek çalışmalar yaptığınız
kamuoyuna yansıdı. Bu öğretmenlerimize önümüzdeki öğretim yılında bölünmüş aile
problemi bitecek müjdesi verebilir miyiz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Çalış.
Sayın Işık…
ALİM IŞIK (Kütahya) –
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakana, ben, geç de olsa verdiği cevaplardan dolayı teşekkür
ediyorum.
Tabii, aftan yararlanan öğrencilerin, eğitim öğretimlerini yarıda
keserek tekrar askerlik görevlerini yapmak üzere okuldan ayrılmaları, maalesef
birçok öğrencinin okullarını bitirmesine engel durumda. Bu nedenle bu konuya
acaba bir çözüm bulunabilir mi diye bu önergeyi vermiştim fakat verilen
cevaplardan, maalesef bu konuda bir çalışmanın olmadığı ortaya çıkmakta.
İkinci önergede, özellikle, Sayın Bakana, öğretmenlerin, kadrolu,
sözleşmeli, ücretli ve vekil öğretmen olmak üzere, aynı okulda, aynı okul
mezunu olarak birlikte çalışmalarının sosyal ve psikolojik sorunlar yaratmadığı
ve bu konudaki iddiaların gerçeği yansıtmadığı yönünde verdiği cevabın bir
araştırmaya dayanıp dayanmadığını sormak istiyorum. Çok ciddi sorunların
yaşandığı herkes tarafından bilinmektedir. Eğer, öğretmen, vekil, ücretli ve
sözleşmeliyse, kadrolulara karşı çok ciddi anlamda bir psikolojik sorun
ortadadır. Ben, özetle bu konuda bir araştırma yaptırabilirseniz ülkenin
yararına olacağını düşünüyorum.
Özellikle de yurt dışı yükseköğrenim öğrencilerine kredi verilmesi
konusunda çalışmanın başlatılmış olmasından memnun olduğumu ifade etmek
istiyorum. 2011 yılı sonunda tamamlanacağını söylediniz; eğer, 2010 yılı
sonunda bu çalışma tamamlanır da hiç olmazsa, 2011’de bu durumdaki
öğrencilerimiz bundan yararlanabilse iyi olur diye düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Işık.
Sayın Tankut…
YILMAZ TANKUT (Adana) – Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın Bakana da, iki yıl önce Sayın Çelik’e sormuş olduğum soruyu
bugün cevaplamasından dolayı ayrıca teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan ifade ettiler, soru önergeme konu olan elektrik
kesintileriyle ilgili olan problem ve sıkıntılar şu an giderilmiş gözükmekle
birlikte, maalesef pek çok benzer sorun farklı şekillerde yine Adana ve
ülkemizin pek çok okulunda hâlen devam etmektedir. ASKİ’ye
olan borçlar, temizlik ve hijyen konusunda büyük
sıkıntılar ne yazık ki hâlen devam etmektedir. Ancak, sosyoekonomik durumları
iyi olan ve nispeten varlıklı ailelerin yaşamış olduğu semtlerde bu problemler
bir şekilde yine okul aile birlikleri tarafından ve öğrenci velileri tarafından
karşılanmakla birlikte, Sayın Bakan, ne yazık ki kenar mahallelerde ve
özellikle de fakir ailelerimizin olduğu yerlerdeki okullarımızda hâlen hijyen, temizlik ve benzer sıkıntıların devam ettiğini
hatırlatıyor, bu okullarımızdaki bu sıkıntıların da bir an önce giderilmesi
konusunda hassasiyet göstermenizi istirham ediyor, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Tankut.
Sayın Üçer…
ÖZDAL ÜÇER (Van) – Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Gerçi miadını doldurmuş bir soruya cevap verildi ama bununla
beraber, birkaç sorunu dile getirmek istiyorum.
Van’ın Edremit ilçesinin Çiçekli beldesinde şu an 400 öğrenci
taşımalı sistemden men edildikleri için okula gidememektedirler. Bunların
eğitim sorununun çözümü için bir çözüm arayışınız olacak mı?
İkincisi: Yassıtepe köyü okulu eğitime
yetersiz olduğu için birçok öğrenci… Çaldıran ilçesinin Yassıtepe
köyü ilköğretim okulu yetersiz olduğundan eğitim sağlıklı işlememektedir. Bu
köyümüzün eğitim sorununu giderme konusunda bir çabanız olacak mı?
Bir de, çok önemli bir sorun olarak hissedilen, okullarda
sınavlara hazırlık kursları bağlamında öğretmenlerin yapabileceği işi
cemaatlere havale eden, cemaat derneklerine ödenek verdirerek yaptıran Van
Millî Eğitim Müdürlüğünün çalışmalarıyla ilgili bir denetiminiz olacak mı?
İki, üç tane soru önergesi verdiğimiz hâlde, yatılı okulda
çocukların iaşe parasına göz dikmiş ve onu bile zimmetine geçirmiş
öğretmenlerin atamasıyla ilgili neden herhangi bir şey yapılmadı, hatta, terfi ettirilir gibi müdür yardımcılığına getirildi?
Gülen cemaatinin Van Millî Eğitim bünyesinde yapmış olduğu
faaliyetlerin denetimine ilişkin bir çalışmanız olacak mı?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Üçer.
Sayın Bakanım, milletvekili arkadaşlarımızın söylediği, ifade
ettiği hususlara cevap vermek isterseniz buyurun.
Milletvekili arkadaşlarımızın ek açıklamalarına Sayın Bakanımız
cevap verecekler.
Buyurun efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NİMET ÇUBUKÇU (İstanbul) – Sayın Başkanım,
teşekkür ediyorum.
Sayın Mümin İnan’ın Çiftlik ilçesine ilişkin olarak söylediği
hususları bizzat inceleyeceğim, takip edeceğim ama genel olarak oradaki
ilköğretim okulu ihtiyacının dışında, öğretmen açığımız var denildi. Türkiye
genelinde, az önce de söylediğim gibi, öğretmen kadrolarına ilişkin
ihtiyaçlarımız her yıl bize tahsis edilen kadrolar ve bütçe sınırlılığı
içerisinde gerçekleşmekte ama son derece yüksek sayıda, 25 bin öğretmen
atamasını gerçekleştirdik eylül ile aralık ayı içerisinde. İnşallah, ümit
ediyoruz ki, 40 bin atamamızı da bu yıl yaptığımız zaman, özellikle öğretmen
ihtiyacı konusunda önemli bir sorunun ortadan kaldırılacağını düşünüyoruz.
Sayın Yaşar Ağyüz Gaziantep’in eğitim
sorunlarına değindi. Gerçekten İstanbul, Antep, Adana, Mersin gibi özellikle
yüksek göç alan illerimizde eğitimin planlanması ve eğitim hizmetlerinin düzgün
bir şekilde icrasında elbette bazı sorunlar var. Bunun için öncelikle büyük göç
alan illerde göçün aldığı bölgelere ilişkin eğitim planlamalarının yapılması
çok önemli. Dolayısıyla, Gaziantep de, bizim, bu manada ilk on şehir arasında
sıraladığımız ve özel olarak eğitim sorunlarını çözmek üzere eğildiğimiz
kentlerden bir tanesi. Dolayısıyla “Neden özel bir ilgi göstermiyorsunuz?”
dediniz. Gerçekten bu konuda özel bir ilgi göstereceğimi söylemek isterim.
Yöneticilerin atamalarına ilişkin bir… Hâlen yönetici atamalarında
problem olduğunu ve şahsi tasarruflarla atamaların gerçekleştirildiğini
söylediniz. Yönetici atamaları konusunda çıkardığımız bir yönetmelikle bunu
tamamen sınava bağladık ve sınavları gerçekleştirdik, atamaları da bu
doğrultuda yaptık. Dolayısıyla, objektif, eşit, adil ve her öğretmenin
katılabileceği sınav başarı puanlarıyla da atamaların gerçekleştirildiği bir
sisteme geçtik. Herhangi bir şekilde, okul müdürü ataması olarak, 76’ncı
maddeyi hiç kullanmadığımı söylemek istiyorum.
Sözleşmeli öğretmenlerin tayinine ilişkin sorularda da vardı Sayın
Hasan Çalış’ın, bunları cevaplandırdım. Yani özür
durumları, sağlık durumları, eş durumları -belgelendirilmek kaydıyla- şubat ve
haziran ayları içerisinde eğitim ve öğretim sistemini aksatmayacak şekilde
başvuruları hâlinde gerçekleştiriliyor. O konuda bir fark yok yani sözleşmeli
öğretmenlerle kadrolu öğretmenler arasında özür durumundan tayin konusunda
hakları olduğunu söylüyorum.
Bir de, sözleşmeli öğretmenlerle kadrolu öğretmenlerin arasında
psikolojilerinin bozulduğuna dair bir iddia vardı. Bu konuda Bakanlığımız
tarafından “Psikolojik bir bozulma söz konusu mu” diye bir araştırma yok. Belki
aynı ortamda aynı şartlarla çalışmıyor olmanın getirdiği çalışma barışına
yönelik bir sıkıntı olabilir, bunu kabul ediyorum ama takdir edilmesi gerekir
ki bir yandan da eğitim ve öğretimin planlanması söz konusu ve bazı
öğrencilerin eğitim hakkını da en az öğretmenlerimizin hakları kadar gözetmek
durumundayız diye düşünüyorum.
Sayın Tankut’un, kenar mahallelerdeki
okullarda hâlâ hijyen ve temizlik konusunda sorun
olduğu ve ödeneklere ilişkin bir görüşü oldu. Bu yıl özellikle 2009-2010 eğitim
öğretim yılını planlarken, yaşamış olduğumuz özellikle domuz gribi salgınını da
baz alarak, okullarımızda en yüksek ağırlığı
ilköğretim ödeneklerinde temizlik ve hijyen için ayırdık yani özellikle
bulunduğunuz yerlerde buna ilişkin bir bilgi olursa, aktarırsanız, özel olarak
ilgileneceğimi ifade etmek istiyorum.
Yine, Van Milletvekilimiz Sayın Üçer’in Yassıtepe
İlköğretim Okulu ve taşımalı öğrencilere ilişkin ilettiği konuları da bizzat
özel olarak takip edeceğim. Ayrıntılarını sizden alırım.
“Zimmete para geçiren kişiler ödüllendirildi.” diyorsunuz. Yani herhangi
bir şekilde zimmete para geçirdiği bir şekilde disiplin ve yargı çerçevesinde
tespit edilen birinin değil yönetici olarak terfi ettirilmesi, memuriyette
kalması mümkün değil hukuken.
Hepinize tekrar saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ÖZDAL ÜÇER (Van) – Belgeleri sunacağız Sayın Bakanım, var zaten.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakanım.
Soru soran milletvekili arkadaşlarıma ve Sayın Bakanımıza cevaplar
ve sorular için teşekkür ediyorum.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 18.43
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.58
BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat
PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Fatih METİN (Bolu),
Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
67’nci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
Alınan karar gereğince diğer denetim konularını görüşmüyor ve
gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler”
kısmına geçiyoruz.
1’inci sırada yer alan, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri
1.- Türk Ticaret Kanunu Tasarısı
ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96)
BAŞKAN – Komisyon yok.
Ertelenmiştir.
2’nci sırada yer alan, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Türk Borçlar Kanunu Tasarısı
ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S. Sayısı: 321)
BAŞKAN – Komisyon yok.
Ertelenmiştir.
3’üncü sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti ile Sırbistan
Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Türkiye Cumhuriyeti ile
Sırbistan Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/755) (S.
Sayısı: 426) (x)
BAŞKAN – Komisyon? Yerinde.
Sayın Hükûmet? Burada.
Geçen birleşimde tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanıp
maddelerine geçilmesi kabul edilmişti.
Şimdi 1’inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE SIRBİSTAN
CUMHURİYETİ ARASINDA SERBEST TİCARET ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1.- (1) 1 Haziran 2009 tarihinde İstanbul’da imzalanan
“Türkiye Cumhuriyeti ile Sırbistan Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret
Anlaşması”nın onaylanması uygun bulunmuştur.
(x) 426 S. Sayılı Basmayazı 25/02/2010 tarihli
66’ncı Birleşim Tutanağına eklidir.
BAŞKAN – Madde üzerinde Barış ve Demokrasi Partisi adına Muş
Milletvekili Sırrı Sakık.
Buyurun Sayın Sakık. (BDP sıralarından
alkışlar)
BDP GRUBU ADINA SIRRI SAKIK (Muş) – Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün 2 Mart 2010, bundan on altı yıl önce bu Parlamentoda bir
sivil darbe olmuştu. Nasıl 28 Şubat nasıl 12 Eylül nasıl 1960’larda darbeler
olduysa 2 Martta da ilahlar emretmişti, burada bir darbe yapıldı. Darbe halkın iradesine karşı yapılmıştı, o gün de bu Parlamento
ablukaya alınmıştı ve ne yazık ki bu ülkede bütün darbeler zaman zaman gündeme gelir, kimin medyası varsa kimin gücü varsa
bunları gündeme getirir, konuşur, tartışır eder ama ne yazık ki darbeler
Kürtlere karşı, Kürtlerin seçilmişlerine karşı gündeme gelirse kimsenin sesi
sedası çıkmaz. Demokrasi bu şekilde inşa edilmez.
Bu darbe yapılırken ilahlar emretmişti, Millî Güvenlik Kurulunda
karar alınmıştı ve burada, Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu… İlk önce
başladılar, şeklen bir yargılama süreci başlattılar. Ben de o günün
tanıklarından ve sanıklarından biriydim. Bizi çağırdılar, gittik…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Ama tanıklığın gerçek olsun,
militan olmasın, gerçek olsun.
SIRRI SAKIK (Devamla) – İnşallah, inşallah…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Militan olmasın, gerçek olsun.
SIRRI SAKIK (Devamla) – Benim söylediğim her şey doğrudur.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Gerçek olsun, militan olmasın.
SIRRI SAKIK (Devamla) – Allah adına doğrudur. Hiç…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Türk sizi yalanladı.
SIRRI SAKIK (Devamla) – Şimdi bakın, size bir şey söyleyeyim. (CHP
sıralarından gürültüler) İlk önce, çıktınız burada dediniz ki: “Böyle bir şey
yok.” Sonra sizin bütün tanıklarınız çıktı, bizi teyit etti. Ve size söyledik
sevgili arkadaşlar, bu bizim tarzımız değil ama bizim üzerimizden de siyaset
yapmayın, yaptırtmayız siyaset size. (BDP sıralarından alkışlar) Yani eğer
dönerseniz, Kürtler üzerinden hesaplaşırsanız biz de size siyaset yaptırtmayız.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Ne ilgisi var bununla?
SIRRI SAKIK (Devamla) – Onun için, ben ne söylüyorsam önünde,
arkasında duramayacağım hiçbir şeyi söylemem.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Türk’e sor, Sayın Türk’e!
SIRRI SAKIK (Devamla) – Çıkıp burada aktörleriniz bizi yalanladılar
ama sonra çıkıp hepsi tek tek teyit etti.
Sayın Türk… Bakmayın, onun böyle bir şahsiyeti vardır,
dengelemeye… Ama Allah adına söylüyorum, benim söylediklerimin hepsi doğruydu.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Bırak, Allah’ı ne
karıştırıyorsun ya! Allah’ı ne karıştırıyorsun ya!
SIRRI SAKIK (Devamla) – Şimdi bakın, ben O 2 Martı konuşuyorum.
Demokrat olalım, demokrasiye sahip çıkalım diyorum; biz sizinle niye konuştuk,
niye tartıştık, bunu demiyorum. Biz konuşabilmeliyiz, böyle bir iklim
yaratabilmeliyiz. Siz bizimle konuşmadığınız için… Siz üç yıldır tepeden
bakıyorsunuz, halkın iradesini yok sayıyorsunuz. Peki, 1999’da diyalog var da
niye 2010’da diyalog yok? Bu halkın iradesiyle bu vekiller gelmedi mi? Size
eleştirimiz bu noktadadır.
Bakın, sizin Genel Başkanınız çıkıp Habur’la
ilgili gensoru veriyor. Peki, üç gün önce Çankaya’da Genelkurmay Başkanı, Sayın
Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakan çıkıp ne yaptılar? Oturdular. Aynı gün
generaller yargılanmıyor muydu? Yargılanıyordu ve generaller serbest kalmadı
mı? Kaldı. Peki, niye onunla ilgili gensoru vermiyorsunuz? İşte demokrasilerde
çifte standart yok. Eğer gerçekten Habur’la ilgili
hassasiyetiniz varsa, Çankaya’yla ilgili de hassasiyetiniz olmalı.
Bakın, 2 Martı konuşurken, yeniden arkadaşlar bizi farklı bir
yerlere götürmeye çalışıyorlar.
Sevgili kardeşlerim, 2 Martta, evet, burada şeklen bir yargılama
süreci ve dokunulmazlıklar kaldırıldı. Dönemin Başbakanı burada çıktı, aynen
şunu söyledi, dedi ki: “Ben yargıyla görüştüm, işlerini halledeceğim.” Ama
kimsenin sesi çıkmadı. Ben karma komisyonda 3 kez yargılandım, gittim,
sorgulandım. Ama sadece -aranızda birçok hukukçu var- ön sayfada ismim vardı.
Üçünde de “Dokunulmazlığın kaldırılmasına gerek yok.” dediler. Ama ilahlar
emretmişti, Parlamento ilahların emrindeydi ve orada vicdan sahibi olanlar da
vardı, oy kullanmayıp çıktılar, çıktılar ve ağlıyorlardı ve dönemin
milletvekilleri karma komisyonda görev almışlardı. Hiçbir arkadaşımızla ilgili
ciddi bir şey yoktu. Hepimiz buradan alınıp götürülürken ne yaptılar biliyor
musunuz? Sayın savcılar devletin helikopterine binerek gittiler bölgede köy
korucularından beyan temin ettiler ve Parlamento buna seyirci kaldı ve acı dolu
yıllar, on yıl, on iki yıl arkadaşlarımız cezaevinde kaldı, ben de kaldım,
siyaset yasağında kaldık. O gün de parti kapatıldı, bugün de partimiz
kapatıldı. O gün de milletvekilliğimiz düştü, cezaevindeydik. Bize Meclis
Başkanı elçiler gönderiyordu: “Şu sahte dilekçeleri imzalayın,
milletvekilliğiniz kurtulsun.” Aynen cevabımız şu: “Sayın Meclis Başkanı, siz
halkın iradesine sahip çıkamadınız. Biz imza atarak milletvekilliğimizi
kurtarmak için burada değiliz. Türkiye’yi özgürleştirmek, Kürt halkını
özgürleştirmek, demokratikleştirmek için buradayız, cezaevindeyiz. Tercihimiz
cezaevi olur ama hukuka karşı hile yapmayız. Demokrasi bedel istiyorsa bu
bedeli ödemeye de adayız.” dedik. Şimdi aradan on altı yıl geçti, on altı yıl,
hâlen aynı noktadayız. O gün Demokrasi Partisi kapatıldı, bugün Demokratik
Toplum Partisi kapatıldı. O günkü aktörlerin birçoğu hâlen sürgünde, kimi hâlen
cezaevinde, Sayın Türk yasaklı. Birçok arkadaşımız sürgünde yaşamak zorunda
kaldı ve siz hâlen dönüyorsunuz, geçmişin argümanlarıyla
geleceği inşa etmeye çalışıyorsunuz ve hâlen, AKP İktidarı, bin kadromuz
içeride ve sizin aktörleriniz çıkıyor, o KCK denilen operasyonu savunuyor.
Oysaki o insanlar sizin kadar yasaldır, sizin kadar halkın vicdanıdırlar;
belediye başkanıdır, partinin yöneticileridir.
Onun için, arkadaşlarımız, bakın, o dönemde de çıkıp burada Coşkun
Kırca aynen şöyle diyordu, diyordu ki… DYP Milletvekili Coşkun Kırca, Anayasa
ve Adalet Komisyonu Başkanı sıfatıyla tutanaklara geçen ve Kürtleri derinden
yaralayan bir konuşma yapmıştı. Cumhuriyet döneminin ilk Adalet Bakanı Mahmut
Esat Bozkurt “Kendini bu ülkede Türk ırkından hissetmeyenlerin bu ülkede
Türklere ancak hizmetkârlık yapma ve köle olma hakları vardır.” diyordu ve
dönüp bize söylüyordu DEP’lilere hitaben: “Kendisini
Türk hissetmeyenler ancak susma hakkına sahiptir.” Şimdi size söylüyorum: Ben
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım ama Türk değilim. Susma hakkım yok ve siz ne
kadar kendi kimliğinizle kendinizi ifade etmek istiyorsanız, ben ve bütün
Kürtler de kendimizi kendi kimliğimizle ifade etmek istiyoruz ama bunun
hukukunu yaratamazsak, bunu hayata geçiremezsek bir arada yaşama şansımız
olmaz. Onun için diyoruz ki, hukuk ve huzur…
Sayın Başbakanımız, evet, her zaman siz de hukukun ve huzurun
ülkesini seslendirmeye çalışıyorsunuz ama siz bir cerrah edasıyla… Ama
ehliyetsiz bir cerrahsınız siz, neşteri atıyorsunuz ama ondan sonra yarayı
açıkta bırakıyorsunuz. Sonra gidiyorsunuz, kapalı kapılar ardında bazı
görüşmeler yapıyorsunuz ve bu görüşmelerde halkın vicdanı yaralanıyor ve
gücünüz yettiğinde, sonra, arada, işte filler kavga edince veyahut da sevişince
yine demokrasi güçleri ve Kürtler arada ezilip gidiyor.
Dönün bakın, Ergenekon’da ilk sanıklar nerede? Hepsi hastaydı, ara
bir formül bulundu, hepsi tek tek tahliye edildi.
Aktörlerin birinci, ikinci… Ve sonra iş dünyasındaki aktör… Ne oldu? Sermaye bastırdı,
hemen onu alıverdiler. Sonra ne oldu? Geçen gün, Balyoz Operasyonu’nda birinci,
ikinci sanık olanlar serbest, ondan sonrası…
Şimdi, bu hâlinizle siz bizim yaralarımızı saramazsınız, siz bu
hâlinizle ülkeyi özgürleştiremezsiniz, siz bu hâlinizle Türkiye’de demokrasi
mücadelesi veremezsiniz. Eğer gerçekten demokrasi mücadelesi vermeyi bir görev
olarak biliyorsanız -tabii ki göreviniz odur, hepimizin de görevi odur- bu 12
Martlardan, 12 Eylüllerden, 28 Şubatlardan bir bütün olarak hesap sormalıyız; 2
Martlardan, 2 Martı gerçekleştirenlerden hesap sormalıyız. O 2 Martın aktörleri
kimlerdi? Onlardan hesap sormalıyız ama ne yazık ki, “2 Martlar bize dokunmadı,
biz 28 Şubatı seslendiririz.” Arkadaşlar, biz 28…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Sakık, konuşmanızı
tamamlar mısınız.
Buyurun.
SIRRI SAKIK (Devamla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Biz bütün darbelere karşıyız. Bütün militarist güçlerin o baskıcı
rejimlerine karşıyız. O vesileyle “bu bize, bu size” anlayışı bizde yoktur. Biz
bir bütün olarak demokrasiye sahip çıkıyoruz. Demokrasi hepimiz için
gereklidir. O vesileyle tekrarlıyorum: Hukuk ve huzur, demokrasi için biz
varız, eğer siz de varsanız birlikte yol yürümeye hazırız. Bu sadece AKP’nin
veyahut da Barış Partisinin bir görevi değil, Cumhuriyet Halk Partisinin de, Millîyetçi Hareket Partisinin de görevi budur. Biz
sorunlarımızın çözüm adresinin diyalogdan geçtiğini söylüyoruz. En aykırı
isimlerle, en aykırı partilerle de görüşmek bizim görevimizdir. Bizim bütün
feryadımız diyalogsuzluktur, bizi ötekileştirmektir. Bizi ötekileştirerek bu
ülkede demokrasi inşa edemeyiz.
Bu duygularla…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Ama iftira atmadan, iftira
atmadan.
SIRRI SAKIK (Devamla) – Ben sayın…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – İftira atmadan, iftira atmadan.
SIRRI SAKIK (Devamla) – Bakın, sana bir şey söylüyorum buradan…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SIRRI SAKIK (Devamla) – Sayın Başkan, bitiriyorum.
BAŞKAN – Sayın Sakık, son cümlenizi
alayım lütfen.
Buyurun.
SIRRI SAKIK (Devamla) – Sevgili arkadaşlar, başta da söyledim,
hayatımda iftira yok, önünde ve arkasında duramayacağım hiçbir şey söylemem.
Benim de hayatımda eksikliklerim, yanlışlıklarım olmuştur…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Öyle söyleyin.
SIRRI SAKIK (Devamla) – …ama bütün şerefimle sizi temin edeyim,
benim söylediklerimde yalan yoktur, bütün Türkiye kamuoyu böyle bilmelidir.
Teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Türk de öyle söylüyor.
SIRRI SAKIK (Muş) – Ama Türk’ün dışında da birkaç aktör aynı şeyi
söylüyor.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Türk de öyle söylüyor.
BAŞKAN – Şahsı adına Ahmet Aydın, Adıyaman… Yok.
Sayın Yılmaz Tunç, Bartın… Yok.
Sayın Kamer Genç, Tunceli… Yok.
Evet, maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
2’nci maddeyi okutuyorum, buyurun:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN – 2’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
3’üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Saygıdeğer milletvekilleri, tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Oylama için üç dakika süre vereceğim. Bu süre içinde sisteme
giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de
sisteme giremeyen üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen üç dakikalık
süre içinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.
Ayrıca, vekâleten oy kullanacak sayın bakanlar var ise hangi
bakana vekâleten oy kullandığını, oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile
imzasını da taşıyan oy pusulasını yine oylama için öngörülen üç dakikalık süre
içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti ile
Sırbistan Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın açık oylama sonucunu arz ediyorum:
Kullanılan oy sayısı :
218
Kabul :
217
Çekimser :
1 (x)
Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Anlaşmanın her iki ülkeye de hayırlar getirmesini diliyorum.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını
gösteren tablo tutanağa eklidir.
Sayın milletvekilleri, 4’üncü sırada yer alan, Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekili Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ’ın;
Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkındaki Kanunda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine
başlayacağız.
4.- Adalet ve Kalkınma Partisi
Grup Başkanvekili Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ’ın,
Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkındaki Kanunda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/566) (S.
Sayısı: 462) (x)
BAŞKAN – Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Komisyon raporu 462 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Teklifin tümü üzerinde şu ana kadar Başkanlığımıza intikal eden,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Şahin Mengü,
Manisa Milletvekili; Barış ve Demokrasi Partisi adına Hamit Geylani,
Hakkâri Milletvekili.
Evet, ilk konuşmacı Sayın Şahin Mengü,
Manisa Milletvekili, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına.
(CHP sıralarından alkışlar)
Buyurun efendim.
CHP GRUBU ADINA ŞAHİN MENGÜ (Manisa) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu’nun
tümü üzerine Cumhuriyet Halk Partisi adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi
saygıyla selamlarım.
Değerli arkadaşlarım, her geçirdiğiniz yasa tasarısıyla ülkenin
gündemi değişiyor. Türkiye’nin gündeminde aslında açlık, sefalet, işsizlik var.
Bugün TÜİK’in açıkladığı rakamlara göre işsizlik oranları
yüzde 14 olmuş ortalama, şehirde baktığınız zaman bu rakam yüzde 17’leri
buluyor. Biz bunları mı konuşuyoruz? Hayır, biz bunları konuşmuyoruz. Biz suni
gündemler yaratarak bunun konuşulmasını, bunların tartışılmasını engelliyoruz
ama birçok yasada ve Anayasa değişikliğinde yaptığınız gibi gene hata
yapıyorsunuz, gene Anayasa’yı ya görmüyorsunuz ya bilmiyorsunuz. Bilmiyorsunuz
demek istemiyorum, Anayasa profesörü oturuyor, deneyimli avukatlar oturuyor,
biliyorsunuzdur.
Şimdi, bu halk oylamasının süresinin kısaltılmasını, yüz yirmi
günden kırk beş güne indirmeyi bu yasa için, yani hazırlamakta olduğunuz
Anayasa tasarılarının bir an evvel halkoyuna sunulmasını teminen
yapmak istiyorsunuz ama değerli arkadaşlarım, Anayasa’ya baktığınız zaman, bu
yaptığınız değişikliği bir yıl içinde uygulanacak halkoylamalarına
uygulayamazsınız. Bakın Anayasa’nın 79’uncu maddesinin son fıkrası ne diyor:
“Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunların halkoyuna sunulması,
Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi işlemlerinin genel yönetim ve
denetimi de milletvekili seçimlerinde uygulanan hükümlere göre olur.” Gelin,
67’nci maddenin son fıkrasını okuyalım: “Seçim kanunlarında yapılan
değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak
seçimlerde uygulanmaz.” Yine Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması
Hakkında Kanun’a baktığınız zaman 1’inci maddesinde “Anayasa gereğince
yapılacak olan halk oylamalarında bu Kanun hükümleri uygulanır. Bu Kanunda
hüküm bulunmayan hallerde 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen
Kütükleri Hakkında Kanun uygulanır.” diyor.
(x) 462 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Bu Anayasa’ya baktığınız zaman, bu Anayasa’nın maddelerini
incelediğiniz zaman bu yapacağınız değişikliği, yani referandum süresini yüz
yirmi günden kırk beş güne indiren değişikliği bir yıl içinde yapacağınız
Anayasa değişikliklerine, eğer referanduma gitmek durumunda kalırsak,
uygulayamazsınız, uygulamanız mümkün değil. Gene tartışma çıkacak, gene olay
yargıya bir şekilde gidecek, gene bağıracaksınız “Her şeyi yargıya
götürüyorsunuz.” diye ama demokrasi bir kurallar rejimidir.
Bu Anayasa’ya bağlılık için hepimiz yemin ettik. Bu Anayasa’yı
beğenmeyebilirsiniz, bu Anayasa’yı eleştirebilirsiniz, parça parça edebilirsiniz ama bu Anayasa yürürlükte olduğu
sürece, bu Anayasa’nın hükümlerine de uymak mecburiyetindesiniz.
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) – 12 Eylül Anayasası.
ŞAHİN MENGÜ (Devamla) – İsterse 12 Mart Anayasası olsun ama bu
Anayasa’ya yemin ettiniz. Niye o zaman bu Anayasa’ya yemin ederek milletvekili
oldunuz?
Şimdi, bunu böyle demek, kolay o iş. Artı bu Anayasa’nın
tartışırız tabii, her tarafını. “Askerlerin yaptığı Anayasa.” diyorsunuz. Sayın
Burhan Kuzu burada, kendisi Komisyonda anlattı, “Sivillerin hazırlayarak
getirdiği, Anayasa Komisyonunun, Danışma Meclisinin hazırladığı anayasa
taslakları askerlerin düzelttiğinden çok daha feciydi.” diye anlattı. Hemen “12
Eylül Anayasası.” demeyin. Doğrudur, bu Anayasa’nın Türkçesinden başlayarak
bozuktur, her şeyiyle bozuktur ama şimdi bir şeyi tartışırken “Bu 12 Eylül
Anayasası.” diye işin ucuz siyasetini yapmayalım.
Şimdi, arkadaşlar, nedir Türkiye'nin gündemi? Eğer gündem
söylüyorsanız, eğer gündem hukuksa “yargı reformu” diyorsunuz. Siz sekiz
senedir iktidardasınız, niye bu yargı reformunu istemediğiniz bir hukuki sonuç
çıktığı zaman gündeme taşıyorsunuz? Eğer bu ülkede bir hukuk reformu yapılacak
idi ise yıllardır yapabilirdiniz. Bu Parlamentoda, özellikle 22’nci Dönemde
uzlaşarak yapılmış birçok Anayasa değişikliği var. Hayır
ama siz yargı reformu yapmak istemiyorsunuz. “Yargı reformu” adı altında
Hâkimler Savcılar Yüksek Kuruluyla Anayasa Mahkemesini şekillendirmek
istiyorsunuz ve bunu da söylerken diyorsunuz ki: “Biz, bütün bunları Avrupa
Birliğinin istediği normlarda yapmak istiyoruz.”
Şimdi, yargı baskısını anlatacağım da evvela, ondan evvel Avrupa
Birliği ne söylemiş, siz ne yapmışsınız, bir onu anlatalım.
Şimdi, bakın, değerli arkadaşlar, Avrupa Birliği uzmanlarının
verdiği raporlar var. Bir tanesini okuyayım. Bu, Avrupa Bakanlar Konseyinin bir
kararı, numarası R-94: “Hâkimlerin seçimi ve kariyeri konusunda karar veren
merci hükûmet ve idareden bağımsız olmalıdır. Bu
merciin bağımsızlığını teminat altına almak için getirilecek kurallarla merciin
üyeleri yargı tarafından seçilmeli ve bu merci kendi usul kurallarını kendisi
vazetmelidir.” Yani burada, hiçbir şekilde Parlamentonun veya yürütmenin,
hâkimleri seçen, denetleyen kuruma üye atamasından bahsediyor mu? Hiç böyle bir
şey yok, ama, siz…
RECEP KORAL (İstanbul) – Siz kendinizden niye korkuyorsunuz?
ŞAHİN MENGÜ (Devamla) – Tabii, her toplum kendine göre yapar,
doğru söylüyorsunuz.
RECEP KORAL (İstanbul) – Hayır, kendinizden niye korkuyorsunuz?
Milletvekillerinden niye korkuyorsunuz?
ŞAHİN MENGÜ (Devamla) – Ya, ben kimseden korkmuyorum, ben olması
gerekeni söylüyorum. Kendi kendini… Seni denetleyecek yargıya sen adam
atayamazsın. Seni yargılayacak Anayasa Mahkemesine adam atayamazsın. O size
göre öyle, ama dünyanın her yerinde bu böyle tartışılıyor.
Bir başka şey daha var, 2006 Türkiye İlerleme Raporu Avrupa
Birliğinin: “Yargının bağımsızlığı, Türk Anayasası ve mevzuatının çeşitli hükümleriyle
güvence altına alınmıştır. Bununla birlikte, bu ilkeyi zayıflatan çeşitli
hususlar mevcuttur. Hâkimler ve savcılar, idari görev ve yetkileri bakımından
Adalet Bakanlığına bağlıdır. Yargıyı düzenleyen temel kurum olan Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu, kendi bütçe ve yazmanlığına sahip değildir. Çalışma
mekânı hâlâ Adalet Bakanlığı binası içindedir. Hâkim ve savcıların
performanslarını değerlendirecek adli müfettişler, Yüksek Kurula değil Adalet
Bakanlığına bağlıdır. Adalet Bakanı ve Bakanlık Müsteşarı, kurulun oy hakkına
sahip 7 üyesinden 2’sidir. Kalan 5 üyesi Yargıtay ve Danıştay hâkimleri
arasından atanmaktadır. Belirtilen hususlar ışığında, bu yapılanma yargının
tamamını temsil etmemekte ve yürütme temsilcisinin bulunması hâlinde, yürütmenin
hâkimlerin kararlarını ve mesleki geleceklerini etkileme olasılığı
doğmaktadır.” Bu söylenmiş, ama hayata da geçmiş etkileme.
Bakın, elimde bir belge var, bir açıklama var. Ne diyor savcı 23
Şubat 2009’da? “Bir tutanak.” diyor savcı, Sayın Çiçek de diyor ki: “Tek
kişilik tutanak olmaz.” Doğru. Telefon konuşması tek kişilik olmaz.
Bu savcı diyor ki: Başsavcılığımın kullanımındaki şu no.lu telefon
23 Şubat 2009 tarihinde Bakan Cemil Çiçek tarafından aranarak “Bu durum seçim
öncesi partimizi çok zor durumda bırakacak. Cezanın alt, üst
sınırı belli. Cezaevleri zaten dolu, içeridekileri -yani
gözaltındakileri- serbest bırakın.” şeklinde sözler söylemiş. Bunu, savcı 23
Şubat 2009’da kaleme almış ve imza altına almış. Bu adam bu kadar öngörü sahibi
miydi, bir yıl sonra başına bir dert gelecek de “Şimdiden kendime bir savunma
mekanizması hazırlayayım.” diyordu? Yok. İşte basit, açık, bu sistemde Adalet
Bakanının yargıya müdahale etme durumunda Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun
bir üyesi olduğu zaman gelinen sonuç bu.
Bir başka belge daha okuyayım, bir başka belge daha… Bir başka
hâkim, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi Hâkimi Necat Ede diyor ki: “Baskı
altındayım.” Kurumsal olarak ciddi baskı altında olduğunu belirterek davadan
çekildi. Bir hâkim kim baskı yaparsa kurumsal baskı altında olur? Adalet Bakanı
yaparsa olur. Bu memlekette Adalet Bakanlığı Müsteşarının İstanbul’da kamp
kurduğunu biliyoruz. İşte, bağımsız yargı bunun için şarttır, bağımsız yargı bu
bakımdan çok önemlidir.
Bakın, bunu biz söylemiyoruz, 2003-2004 adli yılı açılış
konuşmasında, o tarihteki Yargıtay Başkanı söylüyor, diyor ki: “Yargıya
verilecek en büyük zarar Adalet Bakanı ve Müsteşarının bu Kurulda görev yapıyor
olabilmesidir.”
Şimdi bütün bunlara baktığınız zaman, artı bir başka şey
daha var -hani “Hâkimden korkmayın, yargıçtan korkmayın, milletvekilinden
korkmayın.” diyorsunuz ya- Avrupa Birliğinin uzmanlarının da raporu var, çok
enteresan bir rapor o. O raporda uzmanlar diyor ki, bakın aynen okuyorum, Türk
yargı düzeniyle ilgili Üçüncü İstişare Ziyaret Raporu’nda ayrıntılı
anlatıldıktan sonra geçiyor: “Adalet Bakanlığı tarafından, ‘Cumhurbaşkanının
HSYK üyelerinin atanmasındaki rolünün resmî ve rutin bir eylem olduğu ve en iyi
uygulamaları yansıttığı’ şeklinde ifade edilen görüşlerin AB Komisyonu
uzmanlarını ikna edemediği belirtildiği gibi, Cumhurbaşkanlığının bu süreçteki
yetkisinin kaldırılması yönünde tavsiyede bulunulduğu, hatta Adalet
Bakanlığının başka ülkelerdeki kurumların gerçek işleyişinin özünü
kavrayamadıklarını…” Bu, maalesef çok
incitici, yani Avrupa Birliğinden gelen “uzman” dediğiniz adam diyor ki:”Biz
anlatıyoruz sizin Adalet Bakanlığınıza ama maalesef kavrayamıyorlar.” Çok, hakikaten incitici bir kavram. Buna karşı hiçbir tepki
de verilmemiş ve diyor ki: “Fransa’daki duruma atıfta bulunuyorsunuz.”
Fransa’daki Hâkimler Konseyinin fonksiyonunun yanlış anlaşılmasından
kaynaklandığını düşündüklerini ileri sürmüşler. Yaptıkları önerilerin Fransa’da
mevcut durumu tartışmak olmayıp en iyi uygulamaya ışık tutmak olduğunu
vurgulamışlardır.
Şimdi arkadaşlar, her toplum kendi değerleriyle, kendi
deneyimleriyle tabii bir şeyler yapar. Bu ülkede, bir gecede, o tarihte, Emekli
Sandığı Kanunu’nda bulunan bir hükme dayanılarak 36 tane Yargıtay üyesi 1956’da
resen emekli edilmiştir. Hiçbir şey yok, gerekçe “Görülen lüzum üzerine.” Biz
bunları yaşayarak geliyoruz.
Bu Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna Parlamentodan adam
seçilmesi olayı, bu ilk defa yaşanmıyor; bu sizin icadınız değil, bu
Parlamentoya güvensizlik değil. Türk sisteminde, yani 61 Anayasası’nda 71
değişikliklerine gelinceye kadar Anayasa Mahkemesi üyelerinin Parlamentodan
seçildiğini hepimiz biliyoruz. Lütfen, bu Anayasa değişiklikleri yapılırken bu
Parlamentonun çatısı altında milletvekillerinin grup sözcüsü olarak
anlattıklarını okuyun. Söylenen şu: “Parlamento koridorları bir siyasi
pazarlık, makam pazarlığı alanı hâline getirildi. Bunu bir an evvel
kaldıralım.” Kim söylüyor? Aynen sizin gibi bu sıralarda oturan milletvekilleri
söylüyor. Yani siz bu ülkeyi çok seviyordunuz, çok seviyorsunuz, her şeyin iyi
olmasını istiyorsunuz. O tarihteki milletvekillerinin bu ülkeye bir düşmanlığı
mı vardı? Ama şu koridorları bir düşünün. Aynen RTÜK’e adam seçtiğimiz
düzendeki gibi burada grup başkan vekilleri dolaşır, “Siz şunu mu istiyorsunuz,
biz bunu mu istiyoruz…” RTÜK’te bu olmadı mı? Elinizi vicdanınıza koyun. RTÜK
üyelerini seçerken hanginiz kendisi -ben de, kendim de dâhil- hangimiz serbest
irademizle RTÜK üyeleri seçtik? Gruplardan kime ne talimat verilmişse onlar
yapıldı. Aynen RTÜK olur. Yani Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna siz bu
düzen içinde Parlamentodan adam tayin ettirirseniz, Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulu da aynen RTÜK gibi olur. İşte tehlike burada başlar. Bugün siz
iktidardasınız, bunları yaparsınız, bunu belki lehinize de görürsünüz ama
iktidarlar Türkiye'de el değiştiriyor. Kimse Türkiye'de Turgut Özal’ın
partisinin yok olacağını düşünüyor muydu?
Bakın, yargı hepimizin en son sığınması gereken yerdir. Hataları
varsa hep beraber düzeltelim. Bakın “yargı reformu paketi” diyorsunuz, “Anayasa
değişikliği” diyorsunuz, gelin, başka bir şeyi tartışalım. Yargıtay Başkanı
diyor ki: “2009’dan 2010’a sekiz yüz bin dosya devretti.” Bunu niye
tartışmıyoruz? Bu yargı reformunun içine girmiyor mu? Burada bir sürü arkadaşım
var avukat, hiç ayırmıyorum, her partiden. Biz, hepimiz, Yargıtayda
bekleyen dosyanın ızdırabını çok iyi biliriz. Bunu
tartışmıyoruz, niteliği tartışmıyoruz, her şeyin niceliğini tartışıyoruz. Gelin
nitelikleri tartışalım. Bunu tartışmıyoruz.
Şimdi, ister HSYK’ya adam seçmeyi alın
ister bunu alın, hangisine bakarsanız bakın… Dünyanın her tarafında son bir
yıla giren parlamentolara -özellikle Amerikalılardan çıkmış bir laftır- “topal
ördek” derler. Son bir yıla girmişiz. Bunun hesabı yapılır “Bir yıl mı kaldı,
bir yıl üç ay mı kaldı?” diye. Böyle parlamentolar dünyanın hiçbir yerinde
anayasa yapmaz arkadaşlar. Rutini yaparsınız tabii. Ha, yasal hakkınız yok mu?
Var, sonuna kadar var. Etik mi? Değil. Yani, bakın,
sizin anayasanızı hazırlayan ilim heyetindeki bir hanımefendi çıkıp diyor ki:
“Bu Parlamento anayasa falan yapamaz.” “Siz doğru dürüst kira kontratı bile
yapamazsınız.” diyor.
İşte, Barış ve Demokrasi Partisi Sözcüsü Arkadaşım
diyalogsuzluktan bahsediyor. O da haklı kendi açısından. Sizinle bizim aramızda
da diyalog yok, olması da mümkün değil gözüküyor. Şimdi, beyler, bir diyalog
olmadan bir Anayasa değişikliğini nasıl yapacaksınız? Çünkü burada bir uzlaşma
söz konusu. Anayasa toplumsal bir sözleşmedir. Bir toplumsal sözleşmeyi yapmak
için uzlaşmak durumundasınız. Bu hiçbir zaman şöyle algılanmaz, hepiniz onu
söylüyorsunuz çünkü: “Efendim, azınlık bize mi dayatsın?” Azınlık bize dayatmasın
ama bir şeyi tartışmak gerekiyorsa tartışalım. Tartışmıyorsunuz. Yani eskiden
yapılmış yanlışı bugün “doğrudur” diye buraya getirmeyi anlamak mümkün değil.
Yani bir anlamda, eğer insanlar olayları doğru tahlil edebilseydi tarih
tekerrür eder miydi? Etmezdi. Tarih niye tekerrür ediyor? Olayları
değerlendiremediğimiz, olayları doğru algılayamadığımız için tekerrür ediyor.
Gene burada, Parlamento kulislerinde “Aman beni Hâkimler Savcılar Kuruluna üye
seç, aman beni Anayasa Mahkemesine üye ata.” diye koridorlarda hukukçular mı
dolaşsın, adaylar mı dolaşsın? Bunu mu istiyoruz? Bunun tatmininden… Bundan
zevk mi alacağız? Bu Parlamento zevk almak yeri değildir. Bu Parlamento
hukukun… Burası hukuk yapılan bir yerdir. Hukuk yapılan bir yerde bir şeyin en
idealini yapmak görevimizdir. Yani neresinden bakarsanız bakın, getirilen
Anayasa değişiklikleri, bu tasarı, bu yapılması istenilen değişiklik gene büyük
sorunlar yaratacak, gene gündemi gerecek.
Şimdi, tabii, Sayın İyimaya çıkacak
buraya, işte “Anayasa 79 olmaz, 67 olmaz, bu uygulanmaz.” diyecek. Gene sonunda
yargıya gideceğiz. Biz her şeyi… Biz, on üç on dört tane Anayasa değişikliği
getirdiniz, hepsinde söyledik: “Bu da bozulur, öbürü de bozulur…” Her dediğimiz
bozuldu. Bu bizim çok büyüklüğümüzden değil, sizin yanlış yapmakta ısrar
etmenizden. Bu da aynı şekilde, bu da gider. Bunu da Hâkimler… Bu tabii Anayasa
yargısına gider mi gitmez mi, ayrı, tartışılır da, bunu da Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu değiştirir. Yanlış yaparsınız. Yanlış yapma hakkına sahip
değiliz. Ülkeyi tekrar bir şeyler için germeye mecbur değiliz. Ülkeyi
geriyoruz. Yargıya müdahale ederek geriyorsunuz. İşinize geldiği zaman, hiç
ağzınıza almadığınız yargı reformunu, tam Hükûmetin
son zamanlarında, tam iktidarın değiştiği dönemde, hâlâ daha kendi
hesaplarınızı 2007 22 Temmuzundan yapıp “Biz iktidarız, çoğunluğa sahibiz.”
diye yapıyorsunuz ama yanlış yapıyorsunuz.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, dünyada en kolay şey “Ben güçlüyüm,
her dediğimi yaparım.” mantığıdır. Türk siyasi tarihi çok güçlü liderler gördü,
karizmatik liderler gördü ama…
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) – Tek partiydi.
ŞAHİN MENGÜ (Devamla) – Tek parti dönemlerini gördü tabii. Şimdi,
o dönemi tartışmaya başlarsan devletin kuruluşunu tartışıyorsun. Yani 1921’den
sonrayı tartışıyorsan tartışalım, “Devlet kurulurken neler yapılmış?”
tartışalım. Devlet kuruyor, devlet. Dünyanın hiçbir yerinde büyük halk ihtilalleri, büyük devrimler böyle sizin anladığınız gibi…
Dün de bir tane gazetede okudum, kendinden menkul bir profesör diyor ki: ”Kurtuluş
Savaşı sırasında Türkiye’de yargı yoktu.” Sevsinler yavrum seni! Fransa İhtilali’nde yargı mı vardı? Bolşevik İhtilali’nde
yargı mı vardı? Ebette devletler kurulurken yargı o ihtilalin
şartlarıyla vardır ama toplumlar o ihtilal şartlarıyla kurdukları devleti hukuk
devleti yapma çabasındadırlar. Açarsın o tek parti devrini, benden değil, ünlü
Fransız Siyaset Bilimci Duverger’den okursun. O, tek
parti devrinin ne demek olduğunu sana anlatır. Yoksa bunlar ucuz: “Tek parti
devrini biliyoruz.” Eğer o tek parti devrinin liderleri 46’da kendi
iradeleriyle Parlamentoya ikinci partiyi sokmak istemeselerdi, böyle bir güç
var mıydı onları devirerek gelecek?
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) – Kendi iradeleri.
ŞAHİN MENGÜ (Devamla) – Kendi iradeleri, gayet tabii.
Aç siyasi tarih kitaplarını, daha doğrusu lise edebiyat, tarih
kitaplarını okursan da bunları anlarsın. Yani lise tarih kitabı kültürü bunu
gösterir. 46’da da, bu idare, bu otoritenin beğenmediği Cumhuriyet Halk Partisi
kendi iradesiyle bu ülkede çok partili sistemi getirmiştir.
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) – Açık oy, gizli tasnif.
ŞAHİN MENGÜ (Devamla) – Şimdi, bak, bir dönemi tartışırsın, 46’yı
tartışırsın… Aslında senin tartışmak istediğin, Atatürk’ü tartışmak istiyorsun
da sen boş ver. Atatürk’ü tartışmak istiyorsun da ona yüreğiniz yetmiyor. Onu
tartışmaya açın, açabiliyorsanız. Gelin onu tartışalım. Çünkü onu istiyorsunuz.
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) – 21, 24 Anayasası’nı, 61 Anayasası’nı
nasıl değiştirdiniz?
BAŞKAN – Sayın Özçelik… Sayın Özçelik, lütfen…
ŞAHİN MENGÜ (Devamla) – Gayet tabii Anayasa’yı da değiştiririm.
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) – Atatürk Anayasası’nı nasıl
değiştirdiniz?
BAŞKAN – Sayın Özçelik…
ŞAHİN MENGÜ (Devamla) – Biz devletin kuruluş felsefesini
değiştirmedik. Senin anlayamadığın ve algılayamadığın o. Anayasalar değişir,
devletin kuruluş felsefesi değişmez. Bütün anayasacılara sorun, ister Türk
anayasacılarına sorun ister dünyadaki ciddi anayasacılara sorun.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Mengü, konuşmanızı
tamamlar mısınız.
Buyurun.
ŞAHİN MENGÜ (Devamla) – Bitiriyorum Sayın Başkanım.
Anayasalar devletlerin kuruluş felsefesine bağlı kalırlar.
Devletin kuruluş felsefesini değiştirmek mümkün değildir. Devlet var olduğu
sürece o kuruluş felsefesine saygılı olacaksınız, laik devlete, hukuk devletine
saygılı olacaksınız. Yani hiç saygılı değilsiniz. Tartışmak istediğiniz…
İçinizde -tabii, hepiniz için söylemiyorum bunu- Atatürk’ü tartışmak çok
isteyen var ama ona güçleri yetmiyor.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim.(CHP sıralarından alkışlar)
RECEP KORAL (İstanbul) – Hâlâ orada mısın sen? Hâlâ orada mısın?
ŞAHİN MENGÜ (Manisa) – Ben oradayım. Sen neredesin?
RECEP KORAL (İstanbul) – Ben Atatürkçüyüm. Sen kimsin?
ŞAHİN MENGÜ (Manisa) – Hadi canım!
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen…
Barış ve Demokrasi Partisi adına Hakkâri Milletvekili Sayın Hamit Geylani, buyurun efendim. (BDP sıralarından alkışlar)
BDP GRUBU ADINA HAMİT GEYLANİ (Hakkâri) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan yasa teklifinin tümü üzerine Barış ve
Demokrasi Partisi Grubu adına söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, hukuk reformu adına ön açıcı bir yöntem
yasasını görüştüğümüz günün Türkiyesi’nde ne yazık ki
hukuktan eser yok. Evrensel hukukla çatışan, darbe Anayasası’nın ardılları olan
antidemokratik kanunları da herkes kedine göre yontarak durumdan vazife
çıkarmaya çalışıyor.
Gelinen noktada, Türkiye'de tam anlamıyla bir yargı krizi
yaşanmaktadır. Zaten bu ülkede, yaşamın her alanında hep bir kriz hâli söz
konusudur. Siyasi ve ekonomik krizler de ülkenin gündeminden ne yazık ki hiç
düşmüyor.
Türkiye'de yaşanan yargı krizinin temel nedeni ise 12 Eylül 82
darbe Anayasası’dır. Bu Anayasa yürürlükte kaldığı
sürece krizler de hep devam edecektir.
Bir yandan Hükûmet yargıyı
siyasallaşmakla ve yetkisini aşmakla suçlarken diğer yandan muhalefet ve yüksek
yargı mensupları da Hükûmeti yargıya müdahale ve
yandaş yargı yaratmakla suçlamaktadır. Bize göre her ikisinde de doğruluk payı
vardır. Ayrıca, iki durumda da bunu tetikleyen siyasi ve başka güçler de
vardır. Onun için, gerilimde günahı olan herkes ve her kurum kendisiyle
yüzleşmelidir.
Kuvvetler ayrılığı ilkesinin bu kadar karmaşa olduğu başka bir
ülke yoktur sanırım. Öte yandan, devletin en önemli organı olan yasama ise
çoğunluğun Mecliste kendi ellerinde iktidarlaşmasıyla çoğunluk tahakkümünün
dayatılmasıyla karşı karşıyayız. “Böylesi bir anlayış hukukun nesini reforme edecektir?” diye sormak gerekir.
Tüm bu yaşananlar, yürütmenin yargıya sızmasıyla birlikte
Türkiye’de yargı bağımsızlığından ve de tarafsızlığından hiç söz
edilemeyeceğini, yargının da boğazına kadar siyasete battığını kanıtlamıştır.
Değerli arkadaşlar, tartışmaların odağında, DGM’lere rahmet okutan
Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 250’nci maddesiyle kurulan özel yetkili
mahkemelerdir. Aslında bu mahkemelerle, cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan
istiklal mahkemeleriyle çoğu konuda ve anlayışta benzeşiyorlar. Bu benzeşme
odağında, bugün yandaşları için ve yeni yandaşlar adına feryat edenler,
Kürtlere reva görülenler karşısında mutluluk tabloları çiziyor. Şemdinli
davasında da aynı utangaç mutluluk yaşandı. Bütün bunlar olurken bu mahkemeler siyasi
davranmış olmuyor da Erzincan Başsavcısı olayında mı siyasallaşıyor?
Şemdinli davasının “iyi çocuklar”ı
sivil mahkemede 39 yıla mahkûm edilirken görevsizlik nedeniyle kararı bozan
Yargıtay ve birkaç ay içinde tahliye kararı veren askerî ceza mahkemesi, ayrıca
bu yürekli savcıyı meslekten alan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu siyasi
davranmıyor da darbe planları yapan askerler hakkında iddianame hazırlayan
savcılar mı siyasi davranmış oluyorlar? Bu insaf eşiğinde her gün yaşanan hukuk skandalları ile
Ankara’daki kargaşa, aslında kendi içinde iktidar mücadelesi olmaktan öteye
hiçbir ama hiçbir anlam taşımıyor.
Değerli arkadaşlar, toplumu inciten böylesi iktidar tepişmesinde
kimlerin nasıl ezildiğini ibretle izliyoruz. Bu ezilmenin dayanılmaz hukuksuzluğunda
bir gerçeği tekrar ederek altını çizmek istiyorum: Taş attıkları gerekçesiyle
binlerce çocuk, yaşlarından büyük hapis cezası istemiyle yargılanıyor,
tutuklanıyor ve cezaevlerinde kötü muamele görüyorlar. On iki yaşında Uğur
Kaymaz on üç kurşunla delik deşik edilirken katilleri ödüllendiriliyor. 12
Eylül darbesini gerçekleştirenler hakkında iddianame hazırlayan Adana
Cumhuriyet Savcısı görevden alınıyor ve daha neler... 2 bin civarında parti
yöneticilerimiz ve belediye başkanlarımız gece yarısı baskınlarıyla evlerinden
kelepçelenerek gözaltına alınıp daha sonra da tutuklanıyorsa toplumsal barış ve
siyasi uzlaşma kimlerle olacaktır, size soruyorum.
Unutulmamalıdır ki ancak özgür bireyler, özgür oluşumlar ve özgür
düşünceler demokrasi ve barışı inşa edebilirler. Şimdiye kadar dört duvar
arası, paslı zincirler, kelepçeler ve paslı demir kapılar insanlık tarihine
onurlu hiçbir şey katmamıştır ama hiçbir siyasal düşüncenin zindanlarda iğdiş
edildiğine de tarih tanık olmamıştır.
Tüm bunlara karşın, ülkemizde garabetler devam ediyor. Anayasa
Mahkemesi ve Danıştay, hukuku yok sayan kararlara imza atıyorlar. Yargı, askerî
ve adli yargı olarak bölünmüştür. Yargıtay, henüz açılmamış davalar için bile
ihsası reyde bulunuyor. Askerî vesayetin yargı üzerindeki baskı ve etkisi devam
ederken hâkim ve savcı bağımsızlığının güvencesinden söz edebilir miyiz?
Vahim bir durum da, Hükûmet rövanş alır
gibi yargı içinde kadrolaşmaya giriyorsa ve benzeri hukuksuzluklar karşısında
gerçek anlamda hukuktan, yargının bağımsızlığından ve tarafsızlığından söz
etmek abesle iştigal olur diye düşünüyoruz.
Değerli arkadaşlar, Türkiye'nin demokratikleşmesi ve modernleşmesi
için giderilmesi olanaksız gecikmeyle birlikte bir kez daha hukuk reformundan
söz ediyoruz. Bu bağlamda, üst yargı organlarında yapısal değişimle birlikte
şeffaf, bağımsız ve tarafsız olmaları yönünde reform yapılması kaçınılmaz
olmuştur.
Görüştüğümüz yasa teklifi bir nevi hukuk reformu kapsamında
yapılacak kısmi Anayasa değişikliklerine hazırlık aşamasıdır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kuşkusuz referandum
süresinin kısaltılmasını hem yöntem hem de zaman ekonomisi açısından son derece
önemli bulduğumuzu belirtmek isterim. Günümüzde teknik gelişmeler sayesinde
artık kısa süre içerisinde seçimlere ya da reformlara hazırlanabilme olanağı
vardır. Ayrıca, referanduma götürülecek Anayasa değişikliklerinin de gündemden
düşmemesi ve sıcaklığını kaybetmemesi açısından bu süre bir kez daha önem arz
ediyor. Çünkü süre uzadıkça reformda oy kullanacak yurttaşların da konuya ilgisi
ve hâkimiyeti azalacaktır. Bu anlamda, bağnazlıkta direnmenin bir anlamı yoktur
diye belirtmek istiyorum. Ancak, evet, ancak referandum süresinin
kısaltılmasının hangi köklü değişiklikler için öngörüldüğü ve amaçlandığı belli
değildir. Bunun netleşmesi ve tartışmaya açılması gerekiyor. AKP’nin ayaküstü
açıklamalarını doğrusu pek ciddi bulmuyoruz çünkü bir bütün olarak hukuk
reformu, özel olarak anayasa reformu, toplumsal ortaklaşma temelinde anlam
kazanır, kalıcılaşır ve yaşanan sorunlara, bu sorunların çözümüne yanıt olur.
Ne var ki AKP böyle bir mutabakatı arama ihtiyacı duymadan kendi siyasal
çıkarları temelinde bazı değişiklikleri çıkarmayı hedefliyor biçiminde
görünüyor ama bilinmelidir ki referandumda da son söz milletindir. Bu espri
karşısında halkımız yanlışa “Evet.” demeyecek, biz de “Evet.” dedirtmeyeceğiz.
Onun için, Meclis grubumuzun temsiliyet ve önemi ve
kararlılığıyla birlikte referandum gücümüzün de oldukça güçlü olduğu gerçeğinin
de iyice bilinmesini burada ifade etmek istiyorum. Ne yazık ki görüldüğü
kadarıyla AKP, yine çıkar temelinde kısmi değişikliklerle bu halkı kandırmaya
ve oyalamaya devam etmeye hazırlanmaktadır. AKP, hükûmet
olduğu günden bu yana sürekli yeni bir anayasa paketinden söz etmektedir ancak
bunu yurttaşın özgür geleceği adına sonuçlandırma iradesini ve cesaretini bir
türlü gösterememiştir. Bu nedenledir ki 2003 yılı Katılım Ortaklığı Belgesi’nde
yer alan hukuk reformu yedi yıl boyunca bir nevi hukuksuzlaştırılmıştır.
Değerli arkadaşlar, ülkemizin daha kapsamlı bir değişime ve
demokratik dönüşüme gereksinimi vardır ve yeni bir anayasadan başlamak gerekir.
Bu da, böyle bir anayasa da etnik referanslardan arınmış, Millîyetçi,
devletçi ve merkeziyetçi zihniyetten, resmî ideolojiden uzak duran bir anayasa
olmalıdır. Özlenen anayasa, farklı etnik grupların kimliksel, dilsel, kültürel
haklarının önündeki engelleri kaldıran, yerel yönetimlerde ademimerkeziyetçi,
dolayısıyla demokratik özerkliği benimseyen, gerçek anlamda temsilde adalet ve
yönetimde demokratik istikrarı sağlayan, siyasi partiler ve yüzde 10 barajlı
seçim hukukunu çağcıl hukuk normlarına indirgeyen ve seçim ekonomisini adil
boyutlara ulaştıran bir anayasa ancak toplumsal bir kabulü kucaklayabilir.
Anayasa’da şimdiye kadar onlarca değişiklikler yapıldı. Her iktidar
belli bir kişiye, belli bir hadiseye özgü, kendisine göre bir değişikliğe
gitmiştir. Bunun örnekleri çoktur. Zamanımız bunu burada ifade etmeye yetmediği
için değinmiyorum, hepiniz tarafından biliniyor. Ama kimse, hiçbir iktidar,
hiçbir süreç ve hiçbir dönem Anayasa’nın darbeci özüne dokunmadı, cesaret
etmedi ve hâlen geçici 15’inci madde en temel kalıcı madde olarak bu Meclisin
önünde, raflarında durmaktadır. Bugün AKP’de de aynısı ve daha belirsiz bir
biçimde yaşama ürkekliği yaşanıyor. Ne yazık ki Barış ve Demokrasi Partisi
dışındaki Meclisteki muhalefet de tüm demokratik değişimlerin ve toplumsal
barışın karşısında, üzülerek ifade ediyorum, bir nevi barikatlar kuruyor.
Bakınız, AKP, CHP ve MHP
yeni ve köklü bir anayasa çalışmasını -söylemlerinden çıkarıyoruz- 24’üncü
dönem Parlamentosuna bırakma gayreti ve düşüncesi içine girmişlerdir. Bu
girişim hadiseyi belirsizliğe ve yapmamaya terk etme anlamındadır. Ayrıca yüzde
10’luk barajla yine 15-20 milyon civarındaki seçmenin iradesini Meclisten
dışlama anlamına gelecektir bu anlayış ve bu bakış açısı.
Değerli arkadaşlar, onun için diyoruz ki: Bu partiler eğer
halkın özgür iradesiyle örtüşen bir anayasada samimi iseler temsilde adaleti ve
yönetimde demokratik istikrarı felç eden yüzde 10 seçim barajını hiç olmazsa
-bakınız, altını çiziyorum- dünyadaki geri kalmış ülkelerin düzeyine çekmesi
gerekiyor, az gelişmiş ülkeleri de demiyorum, gelişmemiş ülkelerin demokrasi
hukuk düzeyine çekmesi gerekiyor. Bu hadise de
Meclisin bir oturumluk meselesidir ve bir oturumda çözülecek bir hadisedir.
Ayrıca ne Anayasa’yı değiştirmeye gerek var ne de herhangi bir reforma
gitmesine gereksinim vardır.
Evet arkadaşlar, ne
var ki buna yanaşmayan ve bu hukuksuzluğa yandaş olmada AKP, aynı barajın
altında da kalan CHP ve MHP oldukça iyi anlaşıyor ve benzeşiyor. Onun için
hukuk, demokrasi herkese lazım. O yüzde 10’luk baraj, yine demokrasinin
ayaklarına, bir biçimiyle, hepimiz açısından, dolanabilir diye düşünüyorum.
Zaten bundandır ki Sayın Cumhurbaşkanı “Bu dönemde yeni anayasa yapma fırsatı
kaçmıştır.” diyor bu söylemlerinizden kaynaklanarak.
Şu da bilinmelidir ki halkın iradesini dışlayan yüzde 10 seçim barajı
kaldırılmadan bu fırsat her dem kaçmaya mahkûmdur. İşte, kilidi açacak anahtar
ve başta kırmızı çizgimiz de bundandır.
Görüştüğümüz bu yasanın gerçek amacı, aslında yeni bir anayasa ya
da Anayasa değişikliği gündemini sürekli canlı tutmanın bir aracı olarak açığa
çıkmıştır. Anılan yasa teklifiyle Anayasa’da değişikliğe gidileceği mesajı
verildi bu son iki günde ama ortada henüz somut ve tartışmaya açılmış hiçbir
tasarı yoktur. Olsa bile kamuoyundan saklanarak partileri yararına hazırlanmış
belli kısmi değişiklikler paketidir. Bu da ülkemizde çözüm bekleyen acil
sorunları çözmekten oldukça uzak olduğunu gösteriyor.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sistemi demokratik
cumhuriyete evirecek ve yeni demokratik bir anayasa, Barış ve Demokrasi
Partisinin, hepimizin, bence 72 milyon insanımızın istemidir ve bir sevdasıdır.
Böylesi bir anayasa, eğitim dâhil ana dil önündeki tüm engellerin
kaldırılmasıyla, ırkçılığı palazlandıran tek millet, tek dil, tek kültür ve
benzeri söylemlerden arınmış, herkese anayasal yurttaşlık kazandıran, çağa denk
düşen bir metin olmalıdır.
Biz Barış ve Demokrasi Partisi olarak bu ülkenin
demokratikleşmesine, toplumsal barışına ve 72 milyon yurttaşımızın eşitlik
temelinde birlikte yaşamına hizmet edecek her girişime destek vermeye amadeyiz
ancak herkesten aynı içten samimiyeti ve iyi niyeti de bekleme hakkımız vardır.
BAŞKAN – Sayın Geylani, herhâlde o son
paragraf, isterseniz sizin konuşmanızın tamamlanmasına kadar Genel Kurulun bir
kararını alayım çünkü sekiz oldu saat.
Saygıdeğer milletvekilleri, Sayın Geylani’nin
konuşmasının tamamlanmasına kadar çalışma süremizin uzatılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler.. Kabul etmeyenler… Kabul
edilmiştir.
Buyurun, devam edin.
HAMİT GEYLANİ (Devamla) – Başkan, sürem herhâlde…
BAŞKAN – Hayır, saat sekize kadar çalışma süremiz var da onu
uzattım.
Buyurun.
HAMİT GEYLANİ (Devamla) – Peki, teşekkürler Başkanım.
Evet, zaten sona doğru geliyorum.
Değerli milletvekilleri, konuşmama son vermeden, izninizle başka
bir samimiyetsizliğin altını çizmeden edemeyeceğim. Bakınız, Sayın Baykal,
tarihe geçecek bir söyleminde şöyle diyor…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurun Sayın Geylani,
konuşmanızı tamamlayınız.
HAMİT GEYLANİ (Devamla) – Tırnak içinde “Anayasa Mahkemesi
tarafından mahkûm edilmiş iki siyasi parti -yani AKP ile BDP- el ele verecek,
yargının konumunu yeniden düzenleyecek...” Nokta nokta
ve devam ediyor, “Anayasa’yı değiştirme işini yargıdan yara almış bu iki parti
mi yapacak? Öyle mi?” diyor. Bugünkü grup toplantısında da aynı şeyleri
tekrarladı veya benzer şeyleri tekrarladı. Ne kadar talihsiz bir açıklama değil
mi? Evet, Sayın Baykal, yara derindir çünkü sizin savunduğunuz antidemokratik
yasaların zehirli hançeri saplıdır. Ama unuttuğunuz bir iki şeyi daha
hatırlatmakta yarar görüyorum. Şöyle ki:
1) Öncelikle Mecliste kapatılan parti yok. Böylesi bir söylem suç
işlemedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Niye alındınız o zaman, niye alındınız?
MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) – Kapatıldı ya. Nasıl kapatılmadı!
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Kapatılan parti gitti.
HAMİT GEYLANİ (Devamla) – Kapatılan partinin burada yeri olmaz.
Kapatılan parti yok. Bu bir suçtur.
BAŞKAN – Sayın Geylani, lütfen
konuşmanızı tamamlayınız efendim.
HAMİT GEYLANİ (Devamla) – 2) Aynı söylem
parti kapatma anlayışına kına yakmadır, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına yeni
bir iş havale etme gayretidir.
3) CHP’yi de kapatan 82 darbe Anayasası’nın limanına sığınmadır.
4) Kendisinin de altında kaldığı yüzde 10 seçim baraj
hukuksuzluğunu meşrulaştırmadır.
5) Ve de siyasi geleceğini Ergenekon ve benzeri yapılanmaların
avukatlığına soyunarak iktidar rüyası görmektedir ama demokrasi gerçekten
herkese lazım.
Demokratik bir ülkede, hep birlikte, eşitlik temelinde halkımızla
birlikte yaşama arzusuyla, yaşama dileğiyle hepinizi, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Buyurun Sayın Okay.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Sayın Başkan, Hatibin söylediklerine
cevap vermeye gerek dahi görmüyorum, önemsemiyorum da. Bunun zabıtlara
geçmesini rica ediyorum, hepsi o.
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
HAMİT GEYLANİ (Hakkâri) – Siz zaten demokrasiyi önemsemiyorsunuz.
BAŞKAN – Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, kanun tasarı ve
teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için 3 Mart
2010 Çarşamba günü, alınan karar gereğince saat 13.00’te toplanmak üzere
birleşimi kapatıyorum, sizlere ve bizleri izleyen vatandaşlarımıza hayırlı
akşamlar diliyorum.