DÖNEM: 23 CİLT: 45 YASAMA YILI: 3
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
95’inci
Birleşim
28 Mayıs 2009 Perşembe
(Bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler
tarafından okunmuş bulunan her tür belge aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L
E R
I.- GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI
1.- Kırklareli
Milletvekili Turgut Dibek’in, TOKİ’nin Kırklareli’nde
yaptırdığı konut inşaatlarına ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Diyarbakır
Milletvekili Akın Birdal’ın, 27 Mayıs 1960’ta ordunun
yönetime el koymasının 49’uncu yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Isparta
Milletvekili S. Nevzat Korkmaz’ın, Isparta ilindeki
gül üreticilerinin sorunları ile alınması gereken önlemlere ilişkin gündem dışı
konuşması
V.- ÖLÜM, SAYGI DURUŞU VE TAZİYELER
1.- Oturum
Başkanı ve TBMM Başkan Vekili Nevzat Pakdil’in,
Hakkâri’de bir mayın patlaması sonucu şehit olan askerlerimize Allah’tan
rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabır dileyen konuşması
2.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Hakkâri’de bir mayın
patlaması sonucu şehit olan 6 askerimize Allah’tan rahmet, ailelerine
başsağlığı ve sabır dileyen konuşması
3.- İzmir
Milletvekili K. Kemal Anadol’un, Hakkâri’de bir mayın
patlaması sonucu şehit olan 6 askerimize Allah’tan rahmet, ailelerine
başsağlığı ve sabır dileyen konuşması
4.- Tunceli
Milletvekili Kamer Genç’in, Hakkâri’de bir mayın patlaması sonucu şehit olan 6
askerimize Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabır dileyen konuşması
5.- Kahramanmaraş
Milletvekili Veysi Kaynak’ın, Hakkâri’de bir mayın
patlaması sonucu şehit olan 6 askerimize Allah’tan rahmet, ailelerine
başsağlığı ve sabır dileyen konuşması
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- Kırklareli
Milletvekili Ahmet Gökhan Sarıçam’ın, Hakkâri’de bir mayın patlaması sonucu
şehit olan 6 askerimize Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabır
dilediğine ve TOKİ’nin Kırklareli’nde yaptığı
inşaatlara ilişkin açıklaması
2.- Isparta Milletvekili
S. Nevzat Korkmaz’ın, İçişleri Bakanı Beşir
Atalay’ın, şahsıyla ilgili sözleri nedeniyle açıklaması
VII.- ÖNERİLER
A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ
1.- Gündemdeki sıralama ile Genel Kurulun çalışma gün ve
saatlerinin yeniden düzenlenmesine; 2 Haziran 2009 Salı günkü birleşiminde
sözlü soru önergeleri ile diğer denetim konularının görüşülmeyerek kanun tasarı
ve tekliflerinin görüşülmesine, 3 Haziran 2009 Çarşamba günkü birleşiminde
sözlü soruların görüşülmemesine; 293, 239, 126, 131, 321, 324, 383 ve 385 sıra
sayılı kanun tasarılarının İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre Temel Kanun
olarak ve bölümler hâlinde görüşülmesine; Radyo ve Televizyon Üst Kurulunda
boşalacak üç üyelik için seçimlerin 28 Mayıs 2009 Perşembe günkü birleşimde
yapılmasına ilişkin Danışma Kurulu önerisi
VIII.- SEÇİMLER
1.- Radyo ve
Televizyon Üst Kurulunda boşalacak üyeliklere seçim
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
1.- Türk Ticaret
Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96)
2.- Türkiye
Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı
Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile İhale İşlemleri Hakkında
Kanun Tasarısı ve Tarım, Orman ve Köyişleri ile Plan
ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/543) (S. Sayısı: 263)
3.- Afet ve Acil
Durum Yönetimi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/552) (S. Sayısı: 293)
4.- Kamu Düzeni ve
Güvenliği Müsteşarlığının
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısı ve İçişleri
Komisyonu Raporu (1/704) (S.
Sayısı: 383)
5.- Gelir Vergisi
Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/692) (S. Sayısı: 385)
6.- Türk
Vatandaşlığı Kanunu Tasarısı ve İçişleri Komisyonu Raporu (1/458) (S. Sayısı:
90)
X.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- Bir konunun
iki sefer yapılan işari oylamasında karar yeter
sayısı bulunamamasından sonra, yapılacak üçüncü oylamanın açık oylama şeklinde
yapılması talebinin yerine getirilmemesi nedeniyle Başkanın tutumu hakkında
XI.- OYLAMALAR
1.- Türk
Vatandaşlığı Kanunu Tasarısı’nın oylaması
XII.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateş’in, işkence iddialarına ilişkin Başbakandan sorusu ve
Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in cevabı (7/5513)
2.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, AİHM’de
Türkiye aleyhine açılan davalara ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in cevabı (7/6039)
3.- İzmir
Milletvekili Canan Arıtman’ın, çocuklara yönelik
cinsel istismarın soruşturulmasına ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in cevabı (7/7224)
4.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalı’nın, AİHM’de
Türkiye aleyhine açılan davalara ilişkin Başbakandan sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in cevabı (7/7342)
5.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalı’nın, uluslararası tahkim
davalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah
Ergin’in cevabı (7/7343)
6.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Kemalpaşa ilçesinin yeni
adliye binası ihtiyacına ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in cevabı (7/7351)
7.- Balıkesir
Milletvekili Hüseyin Pazarcı’nın, bazı kişilerin
gözaltına alınmalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in cevabı (7/7395)
8.- Diyarbakır
Milletvekili Selahattin Demirtaş’ın, tutuklu ve
hükümlülerin nakil taleplerine ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in cevabı (7/7401)
9.- Sivas
Milletvekili Malik Ecder Özdemir’in, bir cezaevindeki
kameralı takip sistemine ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah
Ergin’in cevabı (7/7402)
10.- Sivas
Milletvekili Malik Ecder Özdemir’in, ceza ve
tutukevlerindeki sağlık hizmetlerine ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in cevabı (7/7403)
11.- Bursa
Milletvekili Abdullah Özer’in, Bursa Barosu avukatlarının adli yardım
alacaklarına ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah
Ergin’in cevabı (7/7437)
12.- Hatay
Milletvekili Fuat Çay’ın, Hatay’da kurulacağı iddia edilen termik santrallere
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı
(7/7466)
13.- Gaziantep
Milletvekili Akif Ekici’nin, yüksek vergi oranları
nedeniyle kaçak içki üretiminin arttığı iddialarına ilişkin Başbakandan sorusu
ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı (7/7483)
14.- Eskişehir
Milletvekili Fehmi Murat Sönmez’in, lületaşının
değerlendirilmesine ilişkin Başbakandan sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/7484)
15.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un,
ÇEAŞ hissedarlarının mağduriyetlerine ilişkin Başbakandan sorusu ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/7529)
16.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, petrol arama ve üretimine ilişkin sorusu
ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/7574)
17.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuz’un, bir derneğe kaynak aktarılmak istendiği iddiasına
ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün’ün cevabı (7/7669)
18.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan Bayındırlık ve
İskân İl Müdürlüğünün bir ihalesine ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân
Bakanı Mustafa Demir’in cevabı (7/7682)
19.- Sinop
Milletvekili Engin Altay’ın, küçük sanayi esnafının desteklenmesine ilişkin
sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün’ün cevabı (7/7802)
20.- Diyarbakır
Milletvekili Selahattin Demirtaş’ın,
milletvekillerinin şoför ihtiyacına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkan Vekili Nevzat Pakdil’in cevabı
(7/7816)
21.- Diyarbakır
Milletvekili Selahattin Demirtaş’ın, sözleşmeli ve
geçici personelin özlük haklarına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkan Vekili Nevzat Pakdil’in cevabı
(7/8066)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 15.03’te açılarak üç oturum yaptı.
Trabzon
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, geçen tutanak
hakkında bir konuşma yaptı.
İzmir
Milletvekili Mehmet Ali Susam, son ekonomik gelişmelere,
Bayburt
Milletvekili Ülkü Gökalp Güney, kalkınmada öncelikli yörelerde teşvik ugulamalarına,
Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır, 27 Mayıs 1960 askerî darbesinin 49’uncu yıl
dönümüne,
İlişkin gündem
dışı birer konuşma yaptılar.
Bursa
Milletvekili Abdullah Özer, Bursa Şevket Yılmaz Devlet Hastanesinde meydana
gelen yangında ölen vatandaşlara ve hastanenin eksikliklerine,
Burdur
Milletvekili Ramazan Kerim Özkan, kırım kongo
kanamalı ateşi ve kenelerden insanlara bulaşan viral
hastalıkla mücadeleye,
Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan, son günlerde meydana gelen
hastane yangınları ve hastanelerin sorunlarına,
Kırıkkale
Milletvekili Osman Durmuş, Bursa’daki hastane yangınında hayatını kaybeden
sekiz vatandaşımızla ilgili Sağlık Bakanının açıklamasına,
İzmir
Milletvekili Oktay Vural, dünkü birleşim gündeminde yer alan, İstanbul
Milletvekili Esfender Korkmaz’ın,
(2/406) esas numaralı Kanun Teklifi’nin İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre
doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesinin görüşülmemesine ve bugünkü
gündemde yer almamasına,
Diyarbakır
Milletvekili Selahattin Demirtaş, Bursa’da yaşanan
yangın olayına ve devletin sosyal hizmet sunduğu bütün mekânların standartlara
uygun inşa edilmesi gerektiğine,
İlişkin birer
açıklamada bulundular.
Dünkü gündemde
yer alan, İstanbul Milletvekili Esfender Korkmaz’ın, (2/406) esas numaralı Kanun Teklifi’nin İç
Tüzük’ün 37’nci maddesine göre doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesinin,
bugünkü gündemde de yer alması gerektiği iddiasıyla Oturum Başkanının tutumu
hakkında açılan usul tartışması sonucunda, Oturum Başkanı tutumunda bir
değişiklik olmadığını açıkladı.
Gündemin “Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler”
kısmının 87’nci sırasında yer alan (10/140) esas numaralı Meclis Araştırması
Önergesi’nin görüşmesinin, Genel Kurulun 27/5/2009
Çarşamba günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin DTP Grubu önerisi,
Gündemin “Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler”
kısmının 52’nci sırasında yer alan (10/96) esas numaralı, Meclis Araştırması
Önergesi’nin görüşmelerinin, İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince Genel
Kurulun onayına sunulmasına ilişkin MHP Grubu önerisi,
Yapılan
görüşmelerden sonra kabul edilmedi.
Gündemin “Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler”
kısmında yer alan (10/178, 10/190 ile 10/237) esas numaralı Meclis araştırması
önergelerinin görüşmelerinin, Genel Kurulun 27/05/2009
Çarşamba günkü birleşiminde birlikte yapılmasına ilişkin CHP Grubu önerisi,
yapılan görüşmeler sırasında Genel Kurulun çalışma süresi dolduğundan
oylanamadı.
Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır, Mersin Milletvekili İsa Gök’ün, şahsına sataşması
nedeniyle bir konuşma yaptı.
İzmir
Milletvekili Oktay Vural, Başkanlık Divanının tutumu hakkında yerinden bir
açıklamada bulundu.
AK PARTİ Grubu
önerisinin geçen birleşimde oylama aşamasına gelindiği ve bu birleşimde
oylanması gerekirken oylanmadığı nedeniyle Oturum Başkanının tutumu hakkında
açılan usul tartışması sonucunda, Oturum Başkanı tutumunda bir değişiklik
olmadığını açıkladı.
28 Mayıs 2009
Perşembe günü saat 15.00’te toplanmak üzere, birleşime 18.53’te son verildi.
Meral
AKŞENER |
|
|
|
|
|
Başkan Vekili |
|
|
|
|
|
|
Fatoş GÜRKAN |
|
Yaşar
TÜZÜN |
|
Adana |
|
Bilecik |
|
Kâtip Üye |
|
Kâtip Üye |
|
|
|
|
No.: 108
II.- GELEN KÂĞITLAR
28 Mayıs 2009 Perşembe
Sözlü Soru Önergeleri
1.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse’nin, Adıyaman’ın Göksu Çayından yararlanmasına ilişkin
Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/1376) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11/05/2009)
2.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse’nin, Adıyaman’daki hidroelektrik santrallere ilişkin
Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/1377) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11/05/2009)
3.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, TOKİ’nin
kampanya ve projelerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1378)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
4.- Mersin
Milletvekili Akif Akkuş’un, Seyhan Nehrinin taşmasından zarar gören çiftçilere
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1379) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
5.- Mersin
Milletvekili Akif Akkuş’un, barajlardan kontrolsüz su bırakılmasına ilişkin
Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/1380) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/05/2009)
6.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, TMO’nun hububat alımına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1381) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2009)
7.- Tekirdağ
Milletvekili Kemalettin Nalcı’nın,
bir mahalleye sağlık ocağı yapılmasına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1382) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2009)
8.- Aksaray
Milletvekili Osman Ertuğrul’un, Aksaray-Ortaköy-Kırşehir bölünmüş yol yapımına
ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1383) (Başkanlığa geliş
tarihi: 13/05/2009)
9.- Aksaray
Milletvekili Osman Ertuğrul’un, Hasan Dağı Kış Sporları Turizm Merkezi Projesine
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/1384) (Başkanlığa
geliş tarihi: 13/05/2009)
10.- Aksaray
Milletvekili Osman Ertuğrul’un, TMO Aksaray tahıl silolarının şehir dışına
taşınmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1385) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2009)
11.- Aksaray
Milletvekili Osman Ertuğrul’un, Aksaray bağlantılı demiryolu çalışmalarına
ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1386) (Başkanlığa geliş
tarihi: 13/05/2009)
12.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, TRT yönetimine ilişkin
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç)
sözlü soru önergesi (6/1387) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2009)
13.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enöz’ün, Ege Bölgesinde pamuk ve
tekstil sektörünün desteklenmesine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü
soru önergesi (6/1388) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/05/2009)
14.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enöz’ün, Cansuyu
Kredisine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1389)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/05/2009)
15.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enöz’ün, tekstil sektörünün
desteklenmesine ve borçlu üreticilere ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Ali Babacan) sözlü soru önergesi (6/1390) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/05/2009)
16.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enöz’ün, üzüm ihracatındaki
teşviklere ilişkin Devlet Bakanından (Zafer Çağlayan) sözlü soru önergesi
(6/1391) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/05/2009)
17.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enöz’ün, asgari geçim ve
yoksulluk sınırına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1392) (Başkanlığa
geliş tarihi: 15/05/2009)
18.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelik’in, Mardin-Mazıdağı’ndaki olayın mağdurlarına ve koruculuk
sistemine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1393) (Başkanlığa
geliş tarihi: 15/05/2009)
19.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelik’in, Ermenistan ile ilişkilere ilişkin Dışişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1394) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/05/2009)
20.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enöz’ün, yönetici atamalarıyla
ilgili iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1395)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/05/2009)
21.- Tunceli
Milletvekili Kamer Genç’in, yurt dışı seyahatlerine ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/1396) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
22.- Tunceli Milletvekili
Kamer Genç’in, örtülü ödeneğe ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1397)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
23.- Adana
Milletvekili Kürşat Atılgan’ın, Atak helikopter ihalesindeki ödemelere ilişkin
Milli Savunma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1398) (Başkanlığa geliş tarihi:
18/05/2009)
24.- Aydın
Milletvekili Ali Uzunırmak’ın, Aydın’daki bazı ulaşım
sorunlarına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1399)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
25.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in, Gaziantep’in köylerindeki alt yapı çalışmalarına
ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1400) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/05/2009)
26.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in, Gaziantep’teki turizm yatırımlarına ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/1401) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/05/2009)
27.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in, Gaziantep’teki bazı sağlık verilerine ilişkin
Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1402) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
28.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in, Gaziantep’teki kayıt dışı istihdama ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/1403) (Başkanlığa
geliş tarihi: 18/05/2009)
29.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in, Gaziantep’teki çiftçilerin borçlarına ilişkin Tarım
ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1404)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
30.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan-Ardanuç
karayoluna ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1405)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
31.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Bitlis-Adilcevaz’daki
sağlık ocaklarına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1406)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
32.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Bitlis-Hizan’daki
köylerin içme sularına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1407)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
33.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Bitlis-Mutki’deki okulların
ihtiyaçlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1408)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
34.- Tunceli
Milletvekili Kamer Genç’in, yurt dışına giden milletvekillerine ilişkin Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanından sözlü soru önergesi (6/1409) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/05/2009)
35.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, Meclis TV’nin bir
yayınına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından sözlü soru önergesi
(6/1410) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/05/2009)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- İstanbul
Milletvekili Hasan Macit’in, Gaziosmanpaşa Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma
Vakfı yönetimine yönelik iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/7965) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2009)
2.- Burdur
Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, kuruyemiş üretim ve ithalatına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7966) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2009)
3.- Burdur
Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, gübre fiyatlarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/7967) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2009)
4.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalı’nın, Urla Teknokent Projesine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/7968) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2009)
5.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalı’nın, belediyelerin
gelirlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7969) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11/05/2009)
6.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalı’nın, belediyelerin
borçlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7970) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11/05/2009)
7.- İzmir Milletvekili
Selçuk Ayhan’ın, işitme engellilerin sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/7971) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2009)
8.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, zeytincilik sektörünün geliştirilmesine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7972) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2009)
9.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, kanunsuz telefon
dinlemelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7973) (Başkanlığa
geliş tarihi: 11/05/2009)
10.- Aydın
Milletvekili Mehmet Fatih Atay’ın, TOKİ’den sosyal
konut alanların ödeme sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/7974) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
11.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, Nabucco
Boru Hattı Projesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7975)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
12.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un,
NATO Genel Sekreterliği seçimi sürecinde alındığı iddia edilen güvencelere
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7976) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
13.- Muş
Milletvekili M. Nuri Yaman’ın, GATA’dan talep edilen
bir randevuya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7977) (Başkanlığa
geliş tarihi: 13/05/2009)
14.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, bir Ro-Ro projesi ihalesine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/7978) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2009)
15.- Gaziantep
Milletvekili Akif Ekici’nin, krize yönelik para ve
maliye politikalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7979)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2009)
16.- İzmir
Milletvekili Kemal Anadol’un, adrese dayalı nüfus
kayıt sistemi ve seçmen hareketlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/7980) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2009)
17.- İzmir
Milletvekili Abdurrezzak Erten’in,
İslami Kalkınma Bankası vasıtasıyla kalkınma kooperatiflerinin kullandığı
kredilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7981) (Başkanlığa geliş
tarihi: 13/05/2009)
18.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankut’un, TOKİ ödemelerinde
yaşanan sorunlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7982) (Başkanlığa
geliş tarihi: 13/05/2009)
19.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelik’in, vergi uzlaşmalarına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/7983) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2009)
20.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, “Kürt sorunu” konusundaki açılım
haberlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7984) (Başkanlığa geliş
tarihi: 13/05/2009)
21.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçın’ın, icra takiplerine ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7985) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2009)
22.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçın’ın, boşanma davalarına ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7986) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2009)
23.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, yardımcı hizmetler
sınıfındaki özürlü personele ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı
soru önergesi (7/7987) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
24.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Düzce’deki deprem sigortası çalışmalarına ve
riskli binalara ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi
(7/7988) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
25.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, yabancıların gayrimenkul
alımlarına ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi
(7/7989) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2009)
26.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Balıkesir’deki belediyelere yapılan afet
yardımlarına ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi
(7/7990) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2009)
27.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, yardımcı hizmetler
sınıfındaki özürlü personele ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7991) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
28.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, engellilerin
sorunlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/7992) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2009)
29.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, yardımcı hizmetler
sınıfındaki özürlü personele ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru
önergesi (7/7993) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
30.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, Osmaniye’de baraj
kapaklarının açılması sonucu ekili alanlarda oluşan zarara ilişkin Çevre ve
Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/7994) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
31.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, Adana’da baraj
kapaklarının açılması sonucu ekili alanlarda oluşan zarara ilişkin Çevre ve
Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/7995) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
32.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, İznik’teki bir gölet yapımına ilişkin Çevre ve
Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/7996) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
33.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, İznik’teki bir gölet yapımına ilişkin Çevre ve
Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/7997) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
34.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, yardımcı hizmetler
sınıfındaki özürlü personele ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
(Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/7998)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
35.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, Mardin’de yaşanan
düğün baskınıyla ilgili haberlere ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi
(7/7999) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2009)
36.- Ankara
Milletvekili Nesrin Baytok’un, Anadolu Ajansının bir
basın toplantısıyla ilgili haberine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi
(7/8000) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2009)
37.- Kayseri
Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlu’nun, bir vakıf
arsası üzerindeki tasarrufa ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
(Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/8001)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2009)
38.- İstanbul
Milletvekili Hasan Macit’in, Gaziosmanpaşa Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma
Vakfı yönetimiyle ilgili iddialara ilişkin Devlet Bakanından (Hayati Yazıcı)
yazılı soru önergesi (7/8002) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2009)
39.- İstanbul
Milletvekili Hasan Macit’in, Gaziosmanpaşa Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma
Vakfı yönetimi hakkındaki iddialara ilişkin Devlet Bakanından (Hayati Yazıcı)
yazılı soru önergesi (7/8003) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2009)
40.- İstanbul
Milletvekili Hasan Macit’in, Gaziosmanpaşa Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma
Vakfı yönetimiyle ilgili iddialara ilişkin Devlet Bakanından (Hayati Yazıcı)
yazılı soru önergesi (7/8004) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2009)
41.- İstanbul
Milletvekili Ufuk Uras’ın, kamu kurumlarının özürlü kadrolarını bildirmelerine
ilişkin Devlet Bakanından (Hayati Yazıcı) yazılı soru önergesi (7/8005)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
42.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, yardımcı hizmetler
sınıfındaki özürlü personele ilişkin Devlet Bakanından (Hayati Yazıcı) yazılı
soru önergesi (7/8006) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
43.- Tunceli
Milletvekili Şerafettin Halis’in, Tunceli’de yaşandığı iddia edilen bir olaya
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/8007) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11/05/2009)
44.- Mersin
Milletvekili İsa Gök’ün, Mardin Valisinin bir açıklamasına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/8008) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2009)
45.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, yardımcı hizmetler
sınıfındaki özürlü personele ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/8009) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
46.- Balıkesir
Milletvekili Ergun Aydoğan’ın,
metrobüslere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/8010) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
47.- Van
Milletvekili Özdal Üçer’in, Van’da güvenlik güçlerine
yönelik bazı suçlamalara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/8011) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2009)
48.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, Adana’daki sulama
birliklerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/8012)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2009)
49.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, Osmaniye’deki sulama
birliklerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/8013)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2009)
50.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, yardımcı hizmetler sınıfındaki
özürlü personele ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/8014) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
51.- Tekirdağ
Milletvekili Kemalettin Nalcı’nın,
bir tarihi hamamın durumuna ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/8015) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2009)
52.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, yardımcı hizmetler
sınıfındaki özürlü personele ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/8016) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
53.- İstanbul
Milletvekili Ümit Şafak’ın, “Varlık Barışı” uygulamasına ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/8017) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
54.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un,
işyeri kiralarındaki stopaj oranına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/8018) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
55.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, kayıt dışı ekonomiye
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/8019) (Başkanlığa geliş
tarihi: 13/05/2009)
56.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, vergideki kayıt, tahsilat
ve kaçağa ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/8020) (Başkanlığa
geliş tarihi: 13/05/2009)
57.- Ankara
Milletvekili Tekin Bingöl’ün, engellilere yönelik okullara ve bir görme engelli
okulunun kapatılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/8021) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2009)
58.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse’nin, tedavi yolluklarının ödenmesine ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/8022) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2009)
59.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersin’in, İzmir Motor Meslek ve Teknik Lisesinin adının
değiştirilmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/8023)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2009)
60.- Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya’nın, yönetici
atamalarıyla ilgili iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/8024) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2009)
61.- Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya’nın, Milli Eğitim
Vakfının denetimine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/8025) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2009)
62.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, bakan değişiminden
önce yapılan atamalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/8026) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2009)
63.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, yardımcı hizmetler
sınıfındaki özürlü personele ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/8027) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
64.- Eskişehir
Milletvekili Beytullah Asil’in, yönetici atamalarına
yönelik iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/8028)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
65.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, bir yönetmelikte
yapılan değişikliğe ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/8029) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2009)
66.- İzmir
Milletvekili Kemal Anadol’un, bakan değişiminden önce
yapılan atamalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/8030)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2009)
67.- Erzurum
Milletvekili Zeki Ertugay’ın, Erzurum’daki yönetici
atamalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/8031)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2009)
68.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, usulsüz yönetici atamaları yapıldığı
iddialarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/8032)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2009)
69.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, yardımcı hizmetler
sınıfındaki özürlü personele ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/8033) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
70.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Niğde’deki bebek ölümlerine ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/8034) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
71.- Giresun
Milletvekili Murat Özkan’ın, Giresun’daki Devlet Hastanesine bir klinik
açılmasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/8035) (Başkanlığa
geliş tarihi: 12/05/2009)
72.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, bebek ölümlerine
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/8036) (Başkanlığa geliş
tarihi: 13/05/2009)
73.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Bitlis’teki bebek ölümlerine ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/8037) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2009)
74.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, hemşirelerin sorunlarına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/8038) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2009)
75.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, ürünlerin piyasa gözetimi ve denetimine
ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/8039) (Başkanlığa
geliş tarihi: 11/05/2009)
76.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, yardımcı hizmetler sınıfındaki
özürlü personele ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi
(7/8040) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
77.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un,
Elbistan Şeker Fabrikasının işletilmesindeki bazı sorunlara ilişkin Sanayi ve
Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/8041) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
78.- Adana
Milletvekili Tacidar Seyhan’ın, Adana’daki su
taşkınlarından zarar gören çiftçilerin durumuna ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/8042)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2009)
79.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, yardımcı hizmetler
sınıfındaki özürlü personele ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/8043) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
80.- İzmir
Milletvekili Abdurrezzak Erten’in,
geri gönderilen ihraç tarım ürünlerinin değerlendirilmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/8044)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
81.- İzmir
Milletvekili Abdurrezzak Erten’in,
pamuk üreticilerinin sorunlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/8045) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
82.- Mersin
Milletvekili Ali Oksal’ın, Tarsus’ta selden zarar
gören çiftçilere ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/8046) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
83.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, AR-GE faaliyetlerindeki istihdama ilişkin Tarım
ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/8047)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
84.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, tarım ürünlerindeki AR-GE harcamalarına ilişkin Tarım
ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/8048)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
85.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, bazı köylerdeki su baskınlarına ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/8049) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
86.- İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel’in, tarımsal sorunların
çözümüne dönük projelere ve Malatya’daki sulama sorunlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/8050)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2009)
87.- Trabzon
Milletvekili M. Akif Hamzaçebi’nin, kurye
hizmetlerinin düzenlenmesine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/8051) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/05/2009)
88.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, yardımcı hizmetler
sınıfındaki özürlü personele ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/8052) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
89.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un,
Mesleki Yeterlilik Belgesi alımındaki sorunlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/8053) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2009)
90.- Tekirdağ
Milletvekili Kemalettin Nalcı’nın,
Çorlu Havaalanındaki uçak seferlerine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/8054) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2009)
91.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, yolların çevresindeki konutların gürültü ve yakıt
kirliliğinden korunmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/8055) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2009)
92.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, yardımcı hizmetler
sınıfındaki özürlü personele ilişkin Devlet Bakanından (Selma Aliye Kavaf)
yazılı soru önergesi (7/8056) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
93.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, yardımcı hizmetler
sınıfındaki özürlü personele ilişkin Devlet Bakanından (Egemen Bağış) yazılı
soru önergesi (7/8057) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
94.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, yardımcı hizmetler
sınıfındaki özürlü personele ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Aydın) yazılı
soru önergesi (7/8058) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
95.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, yardımcı hizmetler
sınıfındaki özürlü personele ilişkin Devlet Bakanından (Zafer Çağlayan) yazılı
soru önergesi (7/8059) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
96.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, yardımcı hizmetler
sınıfındaki özürlü personele ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Nafiz Özak) yazılı soru önergesi (7/8060) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/05/2009)
97.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, yardımcı hizmetler
sınıfındaki özürlü personele ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/8061) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
98.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, yardımcı hizmetler
sınıfındaki özürlü personele ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/8062) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
99.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, yurt dışında yaşayan vatandaşlar için düzenlenen
danışma kurulu toplantısına ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Çelik) yazılı soru
önergesi (7/8063) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
100.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, emekli astsubayların özlük haklarındaki
farklılıklara ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/8064)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/05/2009)
101.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, yardımcı hizmetler
sınıfındaki özürlü personele ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/8065) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/05/2009)
102.- Diyarbakır
Milletvekili Selahattin Demirtaş’ın, sözleşmeli ve
geçici personelin özlük haklarına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanından yazılı soru önergesi (7/8066) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2009)
103.- Adana
Milletvekili Recai Yıldırım’ın, Çukurova’da barajlardan bırakılan suyun
oluşturduğu taşkınlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/8067)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
104.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, bankacılık sektöründeki yabancı sermayeye
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/8068) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
105.- İzmir
Milletvekili Kemal Anadol’un, pamuk üretiminin
desteklenmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/8069) (Başkanlığa
geliş tarihi: 18/05/2009)
106.- Trabzon
Milletvekili M. Akif Hamzaçebi’nin, Türkiye Yatırım
Destek ve Tanıtım Ajansına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/8070)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
107.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Serinhisar
ilçesinin sosyo-ekonomik durumuna ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/8071) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
108.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Beyağaç ilçesinin sosyo-ekonomik durumuna ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/8072) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
109.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Tavas ilçesinin sosyo-ekonomik durumuna ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/8073) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
110.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Bekilli ilçesinin sosyo-ekonomik durumuna ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/8074) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
111.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Kale ilçesinin sosyo-ekonomik durumuna ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/8075) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
112.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Günay
ilçesinin sosyo-ekonomik durumuna ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/8076) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
113.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Çivril ilçesinin sosyo-ekonomik durumuna ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/8077) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
114.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Çardak ilçesinin sosyo-ekonomik durumuna ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/8078) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
115.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Çameli ilçesinin sosyo-ekonomik durumuna ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/8079) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
116.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Çal ilçesinin sosyo-ekonomik durumuna ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/8080) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
117.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Buldan ilçesinin sosyo-ekonomik durumuna ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/8081) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
118.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Baklan ilçesinin sosyo-ekonomik durumuna ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/8082) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
119.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Bozkurt ilçesinin sosyo-ekonomik durumuna ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/8083) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
120.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Akköy ilçesinin sosyo-ekonomik durumuna ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/8084) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
121.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Acıpayam ilçesinin sosyo-ekonomik durumuna ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/8085) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
122.- Erzincan
Milletvekili Erol Tınastepe’nin, tarım ve mera
alanlarının değerlendirilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/8086) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
123.- İstanbul
Milletvekili Bihlun Tamaylıgil’in,
kamu bankaları ve kurumlarının billboardlara reklam vermesine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/8087) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
124.- Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya’nın,
emeklilerin ekonomik durumlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/8088) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
125.- Konya
Milletvekili Atilla Kart’ın, kişisel bilgilerin basına verilmesine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/8089) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
126.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, engelli personelin durumuna ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/8090) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
127.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Emet borik asit tesisine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/8091) (Başkanlığa geliş tarihi:
18/05/2009)
128.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, özelleştirilen bir şeker
fabrikasının arazisindeki imar değişikliklerine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/8092) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
129.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Suriye ile gayrimenkul
takasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/8093) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/05/2009)
130.- Gaziantep
Milletvekili Akif Ekici’nin, kaçak yabancı işçilere
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/8094) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/05/2009)
131.- İstanbul
Milletvekili Birgen Keleş’in, Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanının bir açıklamasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/8095) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/05/2009)
132.- Kırklareli
Milletvekili Turgut Dibek’in, TOKİ’nin Kırklareli’de gerçekleştirdiği bir projeye ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/8096) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/05/2009)
133.- İstanbul
Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın, memur ve
emeklilere ikramiye verilip verilmeyeceğine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/8097) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/05/2009)
134.- İzmir
Milletvekili Recai Birgün’ün, bir trafik polisine
uygulanan müeyyideye ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/8098)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2009)
135.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, tutuklu ve
hükümlülerin sağlık hizmeti alımına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/8099) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
136.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersin’in, Deniz Feneri davasına ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/8100) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
137.- Ankara
Milletvekili Hakkı Suha Okay’ın,
hâkim ve savcı istihdamına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/8101) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/05/2009)
138.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersin’in, iptal edilen bir yönetmeliğe dayanılarak yapıldığı
iddia edilen telefon dinlemelerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/8102) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/05/2009)
139.- Siirt
Milletvekili Osman Özçelik’in, Siirt E Tipi Kapalı
Cezaevindeki mahkûmların mahkemeye çıkarılmadıkları iddiasına ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/8103) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/05/2009)
140.- Diyarbakır
Milletvekili Selahattin Demirtaş’ın, iki tutuklunun
hak ihlallerine maruz kaldığı iddialarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/8104) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/05/2009)
141.- Diyarbakır
Milletvekili Selahattin Demirtaş’ın, hayatını
kaybeden bir tutukluya ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/8105)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/05/2009)
142.- Muş
Milletvekili Sırrı Sakık’ın, tutuklu yargılanan bazı
kişilere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/8106) (Başkanlığa
geliş tarihi: 21/05/2009)
143.- İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel’in, İstanbul’da depreme
yönelik çalışmalara ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru
önergesi (7/8107) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2009)
144.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Bolu’da zorunlu deprem sigortası çalışmalarına
ve riskli binalara ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi
(7/8108) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
145.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Bingöl’deki deprem sigortası çalışmalarına ve
riskli binalara ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi
(7/8109) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/05/2009)
146.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersin’in, sosyal güvencesi olmayan hamilelerin sağlık
giderlerinin karşılanmamasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/8110) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
147.- Gaziantep
Milletvekili Akif Ekici’nin, sosyal güvencesi olmayan
hamilelerin sağlık giderlerinin karşılanmamasına ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/8111) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/05/2009)
148.- Afyonkarahisar Milletvekili Abdülkadir
Akcan’ın, DSİ kanal ve kanaletlerin yenilenmesine ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/8112) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
149.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kura Nehrinin dibinin
temizlenmesine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/8113)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
150.- Balıkesir
Milletvekili Hüseyin Pazarcı’nın, Erdek’deki
atık depolama tesislerinin çevreye etkilerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/8114) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/05/2009)
151.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat’ta restore edilen vakıf eserlerine ilişkin Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç)
yazılı soru önergesi (7/8115) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/05/2009)
152.- Balıkesir
Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, TRT’ye alınan bazı
personele ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/8116) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/05/2009)
153.- Yalova
Milletvekili Muharrem İnce’nin, TRT’nin hizmet aldığı bir haber ajansına
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç)
yazılı soru önergesi (7/8117) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
154.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, çocukların
katıldığı bir şarkı yarışması programına ve medyada çocuk istismarına ilişkin
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç)
yazılı soru önergesi (7/8118) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
155.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, Diyarbakır-Bismil’de
verilen arama ruhsatlarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı
soru önergesi (7/8119) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
156.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, TKİ ve TTK’nın
kömür üretimi ile mali durumlarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/8120) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
157.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, enerji dağıtımı ve
üretimindeki özelleştirmelere ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/8121) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
158.- İzmir
Milletvekili Recai Birgün’ün, trafik suçu işleyen
savcı ve hâkimlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/8122)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2009)
159.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, Şehitkamil Belediye
Meclisinde görüştürülmeyen bir rapora ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/8123) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2009)
160.- İzmir
Milletvekili Kemal Anadol’un, Ergenekon
Soruşturmasının adlandırılmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/8124) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2009)
161.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, bir yıkımdaki polis
müdahalesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/8125)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2009)
162.- İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel’in, bir yıkımdaki polis
müdahalesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/8126)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/05/2009)
163.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, İzmir-Torbalı’da bazı
kişilerin fişlendiği iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/8127) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/05/2009)
164.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, Ankara Büyükşehir
Belediyesinin sosyal yardımlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/8128) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
165.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, Seyhan Belediyesinin
ihalelerine ve harcamalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/8129) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
166.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’deki bir
domates işleme ve paketleme tesisine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/8130) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
167.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Bitlis-Tatvan’daki köy
yollarının asfaltlanmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/8131) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
168.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bir köyün yol sorununa
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/8132) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/05/2009)
169.- İstanbul
Milletvekili Çetin Soysal’ın, İstanbul’da kaçak yapıların yıkımına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/8133) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
170.- Diyarbakır
Milletvekili Akın Birdal’ın, Kocaeli’deki
depremzedeler için yapılan bazı konutların kullanımına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/8134) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
171.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, müdahale edilen
toplantı ve gösterilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/8135) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/05/2009)
172.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse’nin, bir intihar olayıyla ilgili iddialara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/8136) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/05/2009)
173.- İzmir
Milletvekili Recai Birgün’ün, Emniyet Teşkilatı
personelinin ve emeklilerinin özlük haklarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/8137) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/05/2009)
174.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, yabancıların gayrimenkul
alımlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/8138) (Başkanlığa
geliş tarihi: 18/05/2009)
175.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Suriye uyrukluların
gayrimenkullerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/8139)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
176.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Simav’da depremden zarar
gören okullara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/8140)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
177.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, okullara gönderildiği iddia
edilen bir genelgeye ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/8141) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
178.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, öğretim yılına hazırlık
ödeneğini alamayan öğretmenlere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/8142) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
179.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, taşımalı eğitim sistemine
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/8143) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/05/2009)
180.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, ilköğretim müfettişlerinin
özlük haklarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/8144)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
181.- Isparta Milletvekili
Mevlüt Coşkuner’in, bakan
değişimi öncesi yapılan yönetici atamalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/8145) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
182.- Yalova
Milletvekili Muharrem İnce’nin, yönetici atamalarına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/8146) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
183.- Yalova
Milletvekili Muharrem İnce’nin, ilköğretim ders programlarının değiştirilmesine
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/8147) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/05/2009)
184.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Bitlis-Ahlat’taki
taşımalı eğitime ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/8148)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
185.- Zonguldak
Milletvekili Ali Koçal’ın, Devlet Parasız Yatılılık
ve Bursluluk Sınavındaki bir soruya ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/8149) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/05/2009)
186.- Kırklareli
Milletvekili Turgut Dibek’in, Açık Öğretim Lisesi sınavındaki bir soruya
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/8150) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/05/2009)
187.- Muğla
Milletvekili Ali Arslan’ın, Açık Öğretim Lisesi
Sınavında sorulan bir soruya ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/8151) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/05/2009)
188.- Zonguldak
Milletvekili Ali Koçal’ın, Açık Öğretim Lisesi
Sınavındaki bir soruya ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/8152) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/05/2009)
189.- Diyarbakır
Milletvekili Sebahattin Demirtaş’ın,
halk kültürü derslerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/8153) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/05/2009)
190.- Isparta
Milletvekili Mevlüt Coşkuner’in,
Yalvaç Devlet Hastanesinin doktor ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/8154) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
191.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Kütahya’daki bebek ölümlerine ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/8155) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
192.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, ameliyat sonrası vefat
eden bir hastaya ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/8156)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
193.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, personele yapılmayan bazı ödemelere ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/8157) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
194.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, bir kasabaya yapılan sağlık tesisine ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/8158) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
195.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Bingöl’deki bebek ölümlerine ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/8159) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/05/2009)
196.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Yozgat’taki bebek ölümlerine ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/8160) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/05/2009)
197.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Mardin’deki bebek ölümlerine ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/8161) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/05/2009)
198.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enöz’ün, pamuk üretiminin
desteklenmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/8162) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/05/2009)
199.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelik’in, üzüm ihracatındaki sorunlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/8163)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/05/2009)
200.- Tekirdağ
Milletvekili Kemalettin Nalcı’nın,
çiftçi belgesine göre verilen kredilere ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/8164) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
201.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, sözleşmeli ziraat
mühendislerinin özlük haklarına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/8165) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
202.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse’nin, GAP Bölgesindeki TMO alımlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/8166)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/05/2009)
203.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, Almus karayoluna ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/8167) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/05/2009)
204.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelik’in, D-400 karayoluna ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/8168) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/05/2009)
205.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in, Gaziantep’teki köy yollarının asfaltlanmasına
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/8169) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/05/2009)
206.- Trabzon
Milletvekili M. Akif Hamzaçebi’nin, DHMİ’nin bir ihalesiyle ilgili bazı iddialara ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/8170) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
207.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Türk Telekom’un sabit ücret
uygulamasına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/8171)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
208.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, iptal edilen bazı tren
seferlerine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/8172)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
209.- Kırklareli
Milletvekili Turgut Dibek’in, Güney Afrika’da öldürülen bir kişiye ilişkin Dışişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/8173) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2009)
210.- Edirne
Milletvekili Rasim Çakır’ın, Edirne’nin Sınır Ticaret Merkezi kapsamına
alınmamasına ilişkin Devlet Bakanından (Zafer Çağlayan) yazılı soru önergesi
(7/8174) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
211.- Mersin
Milletvekili Vahap Seçer’in,
Tarsus’taki arkeolojik çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı
soru önergesi (7/8175) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
212.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Bitlis-Güroymak’taki
camilerin ihtiyaçlarına ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Çelik) yazılı soru
önergesi (7/8176) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
213.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, çocukların
katıldığı bir şarkı yarışması programına ilişkin Devlet Bakanından (Selma Aliye
Kavaf) yazılı soru önergesi (7/8177) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/05/2009)
214.- İzmir
Milletvekili Oktay Vural’ın, Birinci Dünya Savaşında Mısır’da yaşanan bir olaya
ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/8178) (Başkanlığa
geliş tarihi: 20/05/2009)
215.- İstanbul
Milletvekili Çetin Soysal’ın, Futbol Federasyonuna bağışlanan Eyüp’teki bir arsaya
ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Nafiz Özak) yazılı
soru önergesi (7/8179) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/05/2009)
216.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, kamu binalarının ve kaynaklarının verimli
kullanılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/8180) (Başkanlığa
geliş tarihi: 14/05/2009)
217.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, Diyarbakır’da
yapılan aile konulu bir toplantıya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/8181) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/05/2009)
218.- Diyarbakır
Milletvekili Akın Birdal’ın, cinsiyetçilik kaynaklı
saldırı ve ayrımcılığa ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/8182)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/05/2009)
28 Mayıs 2009 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat
PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Fatoş
GÜRKAN (Adana), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 95’inci Birleşimini açıyorum.
III.- Y OK L A M A
BAŞKAN –
Elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama için üç
dakika süre vereceğim ve yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden
önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk
söz, Kırklareli ilindeki TOKİ’nin yaptırdığı konut
inşaatı hakkında söz isteyen Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’e aittir.
Sayın Dibek,
buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI
1.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, TOKİ’nin Kırklareli’nde yaptırdığı konut inşaatla-rına ilişkin gündem dışı konuşması
TURGUT DİBEK
(Kırklareli) – Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Değerli
arkadaşlar, evet, gündem dışı ilk sözü almak Meclis açıldıktan sonra, maalesef,
böyle, işte, zor oluyor çünkü arkadaşlar yoklamadan sonra dışarı çıkıyorlar.
Ben sözlerime
başlamadan evvel, bu sabah üzücü bir haber aldık. Sizler de…
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, arkadaşlar, lütfen Sayın Hatibi dinleyelim.
Buyurun Sayın
Dibek.
TURGUT DİBEK
(Devamla) – Teşekkür ederim Başkanım.
Maalesef,
Hakkâri’de, Çukurca’da, değerli arkadaşlar, akşam yine askerî aracımız mayına
çarpmış ve 6 şehit haberi aldık çok büyük bir üzüntüyle. Tabii, aslında, orada
söylenecek çok şey var ama şu aşamada ancak şunu belirtmek isterim: Şehit olan
askerlerimize, evlatlarımıza, ben Allah’tan rahmet diliyorum, yakınlarına
Allah’tan sabırlar diliyorum. Yaralı askerlerimiz de varmış, onların da bir an
evvel sağlıklarına kavuşmasını diliyorum.
Değerli
arkadaşlar, evet, gündem dışı söz alma nedenim Kırklareli’ndeki TOKİ
inşaatları. Şimdi, TOKİ’nin Türkiye genelinde
sanıyorum yüzlerce, belki altı yüze yakın şantiyesi var. Şöyle arkadaşlarımız
değerlendirebilirler: “Ya ne sorun var da yani burada gündem dışı bu konu
konuşuluyor, bir milletvekili arkadaşımız bunu gündeme taşımış” diyebilirsiniz.
Değerli
arkadaşlar, eğer Türkiye’deki diğer şantiyelerin tamamında değil ama bir
kısmında Kırklareli’ndeki sorunlar yaşanıyorsa vay hâlimize diyeceğim. Tabii bu
konuda vatandaşlarımız çığlık atıyorlar, Kırklareli’ndeki vatandaşlarımız
seslerini duyurmaya çalışıyorlar; duyuramayınca, tabii, milletvekili olarak
bizlere ulaşıyorlar, bana, sanıyorum diğer milletvekili arkadaşlarımıza da
ulaşıyorlar ve sorunlarının bir an evvel çözülmesini istiyorlar.
Sorun nedir
arkadaşlar? Kısaca bir süreci sizlere aktarmak istiyorum. Her yerde olduğu gibi
Kırklareli’nde de TOKİ 2006 yılında 456 konutluk bir inşaat başlattı. Tabii,
başlarken çok güzel oluyor, sahibi de çok oluyor. Yani devletimizin
yetkilileri, iktidar partisinin temsilcisi arkadaşlarımız bu konuya gerçekten
çok büyük bir ilgi göstermişlerdi. Vatandaşımız da, dar gelirli vatandaşımız, özellikle
memur kesimi, evsiz kesim bir fırsat bilerek onlar da bir umutla ilgi
göstermişlerdi bu projeye ve başlarken 2007 Aralık sonunda bu konutların teslim
edileceğine dair vatandaşımıza söz verilmişti yani devlet bu sözü sözleşmede
vermişti.
Arkadaşlar, 2009 Hazirandayız. Yani sözden bu yana bir buçuk yıl geçmiş ve bu
konutların şu anda yüzde 50’si ancak yüzde 50 seviyeye getirilmiş bir noktada.
Şimdi, ilk ihaleyi alan firma bir süre sonra bırakmış, işte 2007’nin Mayıs
ayında, Nisan ayında yeni bir firma ihaleyi almış. Onlar da değerli arkadaşlar,
bir süre sonra işi bırakmışlar, orada faaliyeti sürdürememişler ve nihayetinde
-burada, yanımda da var- İstanbul’dan 10. Asliye Ticaret Mahkemesinden bu
şirketin iflasına dair 2009’un Şubat ayında bir karar verilmiş. Yani şirket
iflas etmiş 2009 yılının Şubatında. Derken, yaklaşık altı aydan bu yana da
orada hiçbir faaliyetin olmadığını bizler gördük.
Değerli
arkadaşlar, bu konuyu gündeme getirme nedenim şu: Dışarıdan insanlar bize
anlatmaya çalışıyorlar ama geçtiğimiz günlerde ben gittim, bu olayı yerinde
gördüm, izledim, yani konutları dolaştım. Dışarıdan bakıldığında güzel bir
şeyler gözüküyor, uzaktan -kentin dışında yapılan konutlar bunlar- fakat içine
girdiğinizde gerçekten insanın yüreği sızlıyor.
Değerli
arkadaşlar, elektrikler kesik, aylardan bu yana kesik, aylardan bu yana hiçbir
icraat yok, hiçbir faaliyet yok, dışarıdan konutlar boyalı gözüküyor yani dış
sıvaları yapılmış gözüküyor ama içeri geldiğinizde, tek tek
daireleri gezdim, kapılar ve kasalar… Arkadaşlar, kasalar sökülmüş yerlerinden,
kapılarla beraber kasalar sökülmüş. Mutfak dolapları yerlerinden sökülmüş.
Elektrik kabloları kesilmiş, hırsızlar tarafından çalınmış, alınmış. Yani cami
avlusuna bırakılmış bir sahipsiz çocuk misali orada -insanlarımız içeri de
giremiyor, vatandaşlar- gerçekten çok kötü bir durumdaydılar.
Şimdi, bu mahkeme
kararına baktığımda orada ilginç bir şey gördüm. İnşaat seviyesinin, TOKİ
yetkilileri gelmiş -hiçbir şey yapılamayınca tabii ki bir tespit yapmışlar-
yüzde 69,96 seviyesine getirildiğini belirten bir tutanak düzenlemişler ve daha
sonra da –tabii, geçtiğimiz günlerde ben bunu yazılı soru önergesi hâline de
getirmiştim- bu ihale feshedildi ihtarnameyle. Ama arkadaşlar, çok yakın
sürede, birkaç gün evvel TOKİ’nin yetkilileri
geldiğinde “yüzde
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurun
Sayın Dibek, tamamlayın konuşmanızı efendim.
TURGUT DİBEK
(Devamla) – Teşekkür ediyorum Başkanım.
Şimdi, değerli
arkadaşlar, o ayrı bir konu. Yani yaklaşık 6-7 trilyon civarı bir fazla ödeme
yapılmış ama şunu belirtmek istiyorum, buradan özellikle Sayın TOKİ Başkanı
Erdoğan Bayraktar’a seslenmek istiyorum: Değerli arkadaşlar, şimdi,
vatandaşımız, özellikle memurlarımız buna ilgi göstermişler, seslerini
duyuracak kimse bulamamışlar yıllardan bu yana. Devletimizin o kudretli
yöneticilerinden çekindiği için yerel basın bunu yazamamış şu ana kadar. Bugün
daha yeni yazdılar, bugün. Sanıyorum milletvekili arkadaşlarımız takip
etmişlerdir. Aylardan bu yana yazamıyorlar niye orada bu sorunlar yaşanıyor
diye. Vatandaş telefonla ulaşamıyor kimseye. Telefonla ulaşan vatandaşımıza
hakaret ediyorlar. O yeri gelip bizzat TOKİ Başkanının görmesi lazım.
Trilyonlarca lira zarar var.
Şunu söylemek
istiyorum sözlerimin sonunda, sürem de çok kısa: Eğer Türkiye'nin diğer
yerlerindeki -altı yüz civarı şantiyesi var TOKİ’nin-
bırakın trilyonlarca lira zararı, her şantiyede 1 trilyon lira zarar olsa 600
trilyon yapar. Biraz sonra işte görüşmeyi AKP İktidarının ısrarla savunduğu,
mayınların temizlenmesiyle ilgili “Para bulamıyoruz.” dediğimiz o proje için
biz buradan aslında çok miktarda…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurun
efendim.
TURGUT DİBEK
(Devamla) – Çok teşekkür ederim Başkanım.
…katrilyonlarca,
milyarlarca lira parayı, aslında kaynağı bu şekilde heba ettiğimizi görüyoruz.
Ben bu konuya Sayın TOKİ Başkanının bir an evvel eğilmesini ve bizzat yerinde,
gidip konuyu ve yeri görmesini kendisinden talep ediyorum.
Hepinize
teşekkürler ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ederim Sayın Dibek.
V.- ÖLÜM, SAYGI DURUŞU VE TAZİYELER
1.- Oturum Başkanı ve TBMM Başkan Vekili Nevzat Pakdil’in, Hakkâri’de bir mayın patlaması sonucu şehit olan
askerlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabır dileyen
konuşması
BAŞKAN – Bir
mayın patlaması sonucu şehit olan askerlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine
başsağlığı ve sabır diliyorum.
Bu hususta Sayın Şandır’ın ve Sayın Anadol’un kısa
bir ifadeleri olacak.
Sayın Şandır,
buyurun efendim.
2.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın,
Hakkâri’de bir mayın patlaması sonucu şehit olan 6 askerimize Allah’tan rahmet,
ailelerine başsağlığı ve sabır dileyen konuşması
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak bugün bölücü
terör örgütünün Hakkâri’deki menfur saldırısını şiddetle ve nefretle kınıyoruz.
Saldırıda maalesef 6 askerimiz şehit olmuştur, çok sayıda da yaralımız
bulunmaktadır. Şehitlerimize Yüce Allah’tan rahmetler diliyorum. Milletimizin
başı sağ olsun. Şehit ve yaralı askerlerimizin yakınlarına sabır diliyorum,
acılarını paylaşıyorum.
Bu olaydan sonra
da… Her gün acıya uyanıyoruz. Bu olaydan sonra da Türkiye’miz, Türkiye’mizi
yönetenler, her birimiz aklımızı başımıza toplamamız ve bu bölücü teröre karşı
şiddetle karşı duruşumuzu devam ettirmemiz lazım. İnşallah bölücü terör durur,
kan durur ve acılarımız durur diye ümit ediyorum. Tekrar şehitlerimize rahmet
diliyor, milletimizin başı sağ olsun diyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür
ederim Sayın Şandır.
Sayın Anadol, buyurun efendim.
3.- İzmir Milletvekili K. Kemal Anadol’un,
Hakkâri’de bir mayın patlaması sonucu şehit olan 6 askerimize Allah’tan rahmet,
ailelerine başsağlığı ve sabır dileyen konuşması
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) – Sayın Başkanım, teşekkür ederim.
Ben de Cumhuriyet
Halk Partisi Grubunun duyduğu büyük üzüntüyü dile getirmek istiyorum. Hakkâri
Çukurca’da 6 şehit, 8 yaralı, yaralılar çoğalabilir. Bu bilanço
üzüntümüzü bir kat daha artırdı. Artık bunlar bitmelidir. Bu cinayetler ve
terörün başvurduğu bu yöntemler hiçbir fayda getirmeyecektir ne kendilerine ne
ülkemize. O nedenle şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, yaralılara acil
şifalar diliyorum, tüm Türk milletine başsağlığı diliyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür
ederim Sayın Anadol.
Sayın Genç, aynı
konuda mı talebiniz var efendim?
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Evet, aynı konuda efendim.
BAŞKAN – Buyurun.
4.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, Hakkâri’de bir
mayın patlaması sonucu şehit olan 6 askerimize Allah’tan rahmet, ailelerine
başsağlığı ve sabır dileyen konuşması
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Sayın Başkan, gerçekten, bu olaylar bizim içimize sıkılmış,
kalbimize sıkılmış bir kurşun acısı veriyor. Bu menfur saldırıda canını
kaybeden evlatlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum, ailelerine sabır diliyorum.
Yani aslında söyleyecek laf da bulamıyorum.
Artık şunları
birilerinin anlaması lazım ki Türkiye Cumhuriyeti devletini kimse bölemeyecek,
bölmeye de gücü yetmeyecek. Türkiye’de aslında -yabancı güçlerin beslediği- bu
bölme hareketine destek veren yabancı güçlerin de bunların arkasından desteğini
çekmesi lazım. Türkiye’de yaşayan herkesin bu Türkiye Cumhuriyeti devletinin
içinde yaşamaktan duyduğu onurun ve nimetlerin farkına varması lazım. Her gün,
böyle, genç evlatları, insanları şehit ederek bir yere varılamayacağını herkesin
bilmesi lazım ama bu devleti yöneten insanların da her gün birtakım silahlı
eylemlere ödün verecek şekilde tavizde bulunmasını da tasvip etmediğimi
belirtmek istiyorum.
Tekrar, ölenlere
Allah’tan rahmet, ailelerine sabır ve yaralılara da Allah’tan sağlık diliyorum.
Saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkür
ederim Sayın Genç.
Sayın Kaynak…
5.- Kahramanmaraş Milletvekili Veysi
Kaynak’ın, Hakkâri’de bir mayın patlaması sonucu şehit olan 6 askerimize
Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabır dileyen konuşması
VEYSİ KAYNAK
(Kahramanmaraş) – Başkanım, grup başkan vekilimiz Danışma Kurulunda olduğu için
ben söz aldım.
Dün gece Hakkâri
Çukurca’da meydana gelen saldırıyı nefretle kınıyoruz. Bu saldırılar Türkiye
Cumhuriyeti’nin teröre pabuç bırakmasını sağlamak amacıyla yapılıyorsa bu
mümkün olmayacaktır ama aynı zamanda, ülkemizin istikrarından da Türkiye
Cumhuriyeti hükûmetleri vazgeçmeyeceklerdir.
Ben ölenlere,
şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum ve
yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.
BAŞKAN – Teşekkür
ederim.
Sayın Sarıçam,
buyurun, kısaca… Ne söyleyeceksiniz?
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- Kırklareli Milletvekili Ahmet Gökhan Sarıçam’ın,
Hakkâri’de bir mayın patlaması sonucu şehit olan 6 askerimize Allah’tan rahmet,
ailelerine başsağlığı ve sabır dilediğine ve TOKİ’nin
Kırklareli’nde yaptığı inşaatlara ilişkin açıklaması
AHMET GÖKHAN
SARIÇAM (Kırklareli) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Ben de Hakk’ın
rahmetine kavuşan, şehit olan kardeşlerimin öncelikle ailelerine başsağlığı
diliyorum, kendilerine Allah’tan rahmet diliyorum.
Benim söz alış
sebebim, öncelikle gündem dışı ilk konuşmacı Kırklareli Milletvekilimiz Sayın
Turgut Dibek’in yapmış olduğu konuşmayla ilgili ki kendisine de burada
öncelikle bu sorunu Genel Kurul gündemine gündem dışı olarak taşıdığından
dolayı teşekkür ediyorum. Bir iki konuda sadece düzeltme yapmak istedim: 2006
yılının ortasında, kendilerinin de belirttiği gibi, Toplu Konut İdaresi
tarafından Kırklareli’nde 456 konutluk bir proje başlatıldı. İlk ihaleyi alan
firma bu konudaki yeterliliğini daha sonra kaybettiğinden bırakmak zorunda
kaldı. Daha sonra iş tekrar ihale edildi. İkinci firma da edimlerini yerine
getiremediğinden yakın bir süre önce tekrar işin üstünden uzaklaştırıldı.
Tabii, bunların
her biri İhale Kanunu’na göre yapıldığından dolayı süreçler de uzadı. İlk
müteahhit firmanın edimlerinde zorlanmasından sonra ödemeli olarak başlatılan
bu süreci biz, TOKİ ile yaptığımız girişimler çerçevesinde, oradan kura
neticesinde konut alma hakkı kazanan kişilerin ödeme yapmaması, konutlar
kendilerine teslim edildikten sonra ödemelerin başlaması noktasında bir karar
alınmasını sağladık. Böylece vatandaşlarımızın bu uzayan süreçte zarar
görmelerini engellemeye çalıştık. TOKİ de buna olumlu bir yaklaşım sergiledi.
Fakat devam eden süreçte müteahhitlerin sürekli sıkıntılar ya-şaması, ne TOKİ’nin ne de orada bu konuyla ilgilenen insanların elinde
olan imkânlardan kaynaklandı.
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) – Sayın Başkan, TOKİ’den sorumlu Bakanın
cevap vermesi lazım, o niye veriyor?
AHMET GÖKHAN
SARIÇAM (Kırklareli) – Bunun kısa bir süre sonra tekrardan tamamlanması noktasında
TOKİ’nin bir ihale aşamasında olduğunu biliyoruz.
Gerekli kaynaklar aktarıldı. En kısa zamanda, tahmin ediyoruz, vatandaşlarımızı
bu konutlara kavuşturacağız.
Bu sözü
verdiğiniz için teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Gündem dışı ikinci
söz, 27 Mayıs 1960’ta ordunun yönetime el koymasının yıl dönümü münasebetiyle
söz isteyen Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal’a
aittir. (DTP sıralarından alkışlar)
Sayın Birdal, buyurun efendim.
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)
A) MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI (Devam)
2.- Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal’ın,
27 Mayıs 1960’ta ordunun yönetime el koymasının 49’uncu yıl dönümüne ilişkin
gündem dışı konuşması
AKIN BİRDAL
(Diyarbakır) – Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, kırk dokuz yıl önce yapılan bir askerî darbenin yıl dönümü
nedeniyle söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlarım.
Kırk dokuz yıl
önce ülkemiz bir askerî darbeyle karşılaştı. 27 Mayıs 1960 tarihinde ordu,
ülkenin iyi yönetilmediği gerekçesiyle yönetime el koydu. Anayasa askıya
alındı, Parlamento kapatıldı, politikacılar, Parlamento üyeleri tutuklandı ve
bugün bile hukuka uygunluğu tartışılan bir süreç sonucunda Sayın Başbakan dâhil
3 kişi idam edildi.
Şimdi, 1950
sonrası, NATO üyesi ülkelerde kimi yerlerde “kontrgerilla”, kimi yerlerde “gladio”, kimi yerlerde “GAL” diye adlandırılan Sovyetler’e karşı hukuk dışı cinayet ve darbe örgütleri
oluşturuldu ve bunlardan biri de Türkiye’de ve soğuk savaş sonrası bütün NATO
üyesi ülkelerde bu örgütler ya tasfiye edildi ya minimize
edildi ama ileri sürüldüğü kadarıyla bugün o iki ülkede bu örgüt kendisini
korumaktadır. Birincisi Federal Almanya. Ama Federal
Almanya, Avrupa Birliği hukukuna bağlı olarak çehresini biraz daha hukuka ve
insan haklarına çevirmiştir ama ülkemizde o örgüt hâlâ varlığını korumaktadır.
Ve şimdi, Türkiye
Cumhuriyeti’nin kuruluşunda hiç kuşku yok ki ordunun büyük bir rolü var. Osmanlı İmparatorluğu’nun son
zamanlarında yönetim düzeyindeki etkisi cumhuriyete kadar
sürmüştür ancak 27 Mayıs askerî darbesiyle birlikte bu etki açık bir vesayete
dönüşmüş ve daha sonraki askerî darbelerin de önünü açmıştır. Şimdi, 27 Mayıs
darbesi kimilerine göre ihtilal, kimisine göre devrim… Darbe darbedir. “Benim
darbem iyi, onların darbesi kötüdür.” diye bir şey olmaz. Eğer demokratik
parlamenter rejimle hukukun gücüne, parlamentonun gücü yerine militarist askerî
bir güç eğer müdahale etmişse orada rejim açısından ciddi sorunlar vardır.
Şimdi, darbe önce
demokrasi düşmanıdır, darbe demokratik parlamenter rejim düşmanıdır, darbe emek
ve emekçi düşmanıdır. Darbeler, insan hak ve özgürlüklerine düşmandır, başta
yaşam hakkı olmak üzere bütün hak ve özgürlükleri askıya almaktadır, yok
etmektedir. Şimdi, nitekim, darbeli bir tarihimiz var.
1960’ta başlayan bu vesayetçi rejim 1971, 1980 ve sonra 28 Şubat. Hâlâ
Türkiye’de darbelerin etkisi ve vesayeti üzerimizde gezmektedir. Neyse ki
Parlamento üzerindeki vesayet Demokratik Toplum Partisinin Parlamentoya
gelişiyle biraz etkisini azaltmış görünmektedir.
Şimdi, değerli
arkadaşlar, her darbe gerçekten insan hakları açısından ağır sorunlara neden
olmaktadır. Bakın, 1980 darbesi sadece yurttaşlarımızın ve onların uğradığı
haksızlıklarla kalmamış, azınlıklar açısından da ciddi sorunlara neden
olmuştur. Şu anda, gerçekten üzüldüğümüz 6 askerimizin yaşamını yitirmesine
neden olan mayınların patlaması sonucu yine Kürt sorununun çözümsüzlüğünün bir
sonucudur. Sayın Cumhurbaşkanı, “…ne derseniz deyin Türkiye'nin birinci sorunu
Kürt sorunudur.” diyerek hepimize bir görev vermiştir. Sayın Cumhurbaşkanı bu
zamanın geçirilmemesinin gerektiğinin de yine altını çizmiştir. Ne yapıyoruz?
Sayın Cumhurbaşkanının bu saptaması yolunda Parlamento kendisini yükümlü
saymakta ve gerçekten bu vesayetçi rejimden, bu darbe Anayasası’ndan kurtulmak
yolunda bir çaba göstermekte midir? Hayır. Demokratik, sivil, çoğulcu, herkesin
hak ve özgürlüklerini güvence altına alan bir sivil anayasada mutabakat
sağlanmış olsa elbette ki silahlar susacak ve günlerdir tartıştığımız
Suriye-Türkiye arasındaki değil, demokrasinin mayınlarını temizlemiş olacağız.
Bu konu da hepimizin görevidir. Bakın, şimdi, darbeli demokrasimizin nasıl
mayınlarla döşeli olduğunun, tuzaklarla döşeli olduğunun son bir haftadaki
örneklerini vereyim: Sayın Cumhurbaşkanı söyledikten sonra, çıkıyor yine Sincan
1. Ağır Ceza Mahkemesi, on yıl geriye dönerek Sayın Cumhurbaşkanının bu
çağrısını ve Türkiye'nin demokratikleşme yolundaki gerçekten doğru bir
perspektifini “şüpheli şahıs” diye
maniple etmeye kalkışıyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurun
Sayın Birdal.
AKIN BİRDAL
(Devamla) – Teşekkürler Sayın Başkan.
Ardından,
bakıyorsunuz, ne zaman Kürt sorununun çözümüne ilişkin bir zemin yaratılıyorsa
o zaman bölgeden katliam haberleri geliyor. Geçmişte biz bu filmleri çok
gördük, tanık olduk: Güçlükonak, Beytüşşebap, şimdi de Bilge köyü. Acaba bu
nereden kaynaklanıyor, bunu düşünüyor muyuz? Bugün, dün gece başlayan KESK,
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonunun bir örgütle üyesi olduğu
ilişkilendirilerek yasal, meşru bir emek örgütü üzerinde operasyon başlatılmış
ve 35 arkadaş şu ana kadar gözaltına alınmıştır. Şimdi, bunlar nedir
arkadaşlar? O nedenle, önce Parlamento Sayın Cumhurbaşkanının çağrısına yanıt
vermelidir. Derhâl, emek ve demokrasi güçleri kendisine bu süreçteki rolü
belirlemelidir. Aydınlar, yazarlar, basın ve… Türkiye'nin topyekûn
demokratikleşmesine yaratılmış bu fırsat eğer değerlendirilmez ise daha çok
acıların yaşanacağı ve burada da çok taziye mesajlarının verileceğine tanık
oluruz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AKIN BİRDAL
(Devamla) – O nedenle, sayın milletvekilleri, ki bugün
yine Ergenekon adı altında bir soruşturma izleniyor. Ülkemizin karanlık
dönemlerini, katliamları, kayıpları, ölüm kuyularını anımsatmaktadır ve bütün bunların
ardında görüyoruz ki darbe heveslileri var. Bakın, 12 Eylülden sonraki
girişimlere, yapılanlara, 28 Şubat, Sarıkız, Ayışığı
darbe girişimleri, e-muhtıra ve daha bilmediğimiz ya da önemsemediğimiz pek çok
girişim var. O nedenle, darbecileri caydırıcı olan darbelerle yüzleşmektir,
darbecilerden hesap sormaktır. Gelin, gerçekten siyaseti ve rejimi askerî
vesayet altından çıkaran çağdaş, demokratik, özgürlükçü bir anayasayı hep
birlikte hazırlayalım, darbelerin ve darbecilerin yargılanması konusunda bir
irade oluşturalım ve bir Meclis araştırma komisyonu oluşturalım. Yeter ki
istediklerimize…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Birdal, tekrar ek bir süre vermeyeceğim. Son cümlenizi
alayım efendim. Sözünüzü kesmek istemiyorum ama süreyi aştık.
Buyurun.
AKIN BİRDAL
(Devamla) – Peki Sayın Başkan,
teşekkürler.
Sayın
milletvekilleri, gerçekten istediklerimizi hayata geçirebilecek bir irade ve
kararlılığı bu yüce Meclis gösterebilir. Demokratik, hukukun gücüne bağlı,
insan haklarına dayalı, çoğulcu ve kardeşçe bir sivil anayasa bunların önünü
açacaktır.
Bu umutla
hepinizi saygıyla selamlıyorum. Teşekkür ediyorum. (DTP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ederim Sayın Birdal.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Sayın Başkan, konuşmacı dedi ki: “Parlamentonun üzerindeki vesayet,
DTP’nin Parlamentoya girmesiyle azalmıştır.” Hangi
vesayet bu, açıklar mı?
AKIN BİRDAL
(Diyarbakır) – Şu nedenle: Biz geldiğimizden beri o localarda oturan
generaller…
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Ne vesayeti?
AKIN BİRDAL
(Diyarbakır) – Açıklayayım sana, dinle o zaman. Her şeyi provoke etme, dinle!
BAŞKAN – Sayın
Genç, Sayın Birdal…
AKIN BİRDAL
(Diyarbakır) – Generaller varlığımız nedeniyle Meclise gelmemektedirler.
BAŞKAN – Sayın Birdal… Sayın Birdal…
BİLGİN PAÇARIZ
(Edirne) – Sayın Başkan, müdahale eder misiniz?
BAŞKAN – Sayın
Genç, Sayın Birdal, lütfen karşılıklı konuşmayınız.
AKIN BİRDAL
(Diyarbakır) – İşte, bakın, bu rejim üzerinde, Parlamento rejimi üzerindeki
vesayeti kaldırmanın…
BAŞKAN – Gündem
dışı üçüncü söz, Isparta ilinin gül üreticilerinin sorunları hakkında söz
isteyen Isparta Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz’a
aittir.
Sayın Korkmaz,
buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
3.- Isparta Milletvekili S. Nevzat Korkmaz’ın,
Isparta ilindeki gül üreticilerinin sorunları ile alınması gereken önlemlere
ilişkin gündem dışı konuşması
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de sözlerimin başında
Hakkâri’deki menfur saldırıya değinerek hayatını kaybetmiş, vatanlaşmış,
bayraklaşmış 6 şehit askerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Yakınlarına, Türk
Silahlı Kuvvetlerine ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum. Bu saldırıda
yaralanan bütün kardeşlerimizin de bir an önce sağlıklarına kavuşmalarını Yüce
Allah’tan niyaz ediyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; gündem dışı konuşmamızda gülcülük meselesini,
gülcülüğün sorunlarını gündeme getirmek üzere söz almış bulunuyorum. Yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Isparta ile
özdeşleşmiş, şehrimizin bir sembolü hâline gelmiş bir çiçekten bahsedeceğim
sizlere: Gül çiçeğinden. Öyle bir çiçek ki sevgiliye benzetilmiş ve en güzel
sevgili olarak inandığımız Hazreti Peygamberimizin teninin kokusu olarak tasvir
edilmiş, uğrunda ciltler dolusu kitaplar yazılmış, yüzlerce mısralık şiirler ve
efsaneler yazılmış, üretilmiş. Eminim, aranızda gülü bilmeyen, gülü sevmeyen
yoktur ancak gülün Isparta için daha farklı bir önemi var: Isparta’ya iş veren, aş veren, Isparta’yı da tüm dünyaya tanıtan bir
çiçek gül.
Gündem dışı söz
aldım. Bu konuşmamda kültürümüzün en önemli simalarından biri olan gülün
Isparta için taşıdığı değeri, Isparta gülcülüğünün dünyadaki yerini, yaşadığı
sorunları sizlerle paylaşmak istiyorum. Ayrıca 19-21 Haziran tarihleri arasında
10’uncusu yapılacak Gül, Halı, Kültür ve Turizm Festivaline de tüm hemşehrilerimiz, Valimiz ve Belediye Başkanımız adına yüce
Meclisi davet etmek maksadım.
Değerli
milletvekilleri, Isparta gülünün ilk dikimini yapan 1870’li yıllarda
Bulgaristan’dan ilimize göç edip yerleşen Müftüzade
İsmail Efendi’dir. Rahmet ve hayır duayla andığımız bu büyüğümüzün büstünün
yaptırılması ve böylece gelecek nesillere onun tanıtılması yönünde aldığı
karardan dolayı vilayetimiz ve Belediye Başkanımızı da kutluyorum söz sırası
gelmişken.
Şu anda dünyada
Bulgaristan’ın Kızanlık bölgesinde ve Isparta’da yağ gülü üretilmektedir. 1892
yılında ilk gül yağı üretimi yapılmış olup bugün Türk üreticileri yanında üç
adet de Fransız şirketi bölgemizde üretim yapmaktadır.
Gül çiçeği
üretimi Isparta, Burdur yöresinde yaklaşık 10 bin dönümde yapılmakta ve 8 bini Gülbirlik ortağı olan 10 bin üretici, yani yaklaşık 40 bin
kişi bu mübarek çiçekten ekmek yemektedir. Dünya parfüm ve kozmetik sanayisinin
yıllık 3 ton gül yağı ihtiyacı vardır. Bunun yüzde 60’ının Isparta’dan,
Burdur’dan karşılanıyor olmasından gurur duyduğumuzu ve 10 milyon dolarlık
ihraç gelirimizle de vatanımıza ekonomik katkı sağladığımızı ve bunun onurunu
sizlerle paylaşmak istiyorum.
Yine dünya gül konkreti (katı gül yağı) ihtiyacının yarısı Isparta’dan
sağlanmakta. Isparta gül üreticilerinin kurmuş olduğu Gülbirlik,
son yıllarda, gül çiçeğinden elde edilen gelirin artırılması ve Isparta gülünün
tanıtılması için ciddi çalışmalar yapmakta. Gülbirlik
doğrudan ham madde satar olmaktan çıkıp kozmetik imalatına da başlamıştır.
Bundan murat edilen, gül üreticilerinin rekabet gücünü artırmak, fiyatların
belirlenmesinde etkin rol oynamaktır. Bu vesileyle büyük bir özveri ile
başarılı adımlar atan Gülbirlik’i ve onun başarılı
yöneticilerini kutluyorum. Isparta gül üreticilerinin kuruluşu olan Gülbirlik’in ülkemizin en başarılı üretici birlikleri
arasında ilk sırada yer alıyor olmasının onurunu da yüce Meclisimizle paylaşmak
istiyorum.
Dünya kozmetik
sektörü yaklaşık 200 milyar dolarlık bir büyüklüktür. Türkiye'nin bu alandaki
yıllık ithalatı 3 milyar doları bulmaktadır. Türkiye ihtiyacının ancak yüzde
10’unu yerli üretim yaparak karşılamaktadır. Bu bakımdan kozmetik sanayinin ana
ham maddesinden biri olan gül çiçeğinin ve gül odaklı kozmetik üretiminin
desteklenmesinin önemi ortada. Dünya devleri karşısında Gülbirlik’in
ülkemiz adına verdiği bu mücadeleye destek olmamız gerekiyor.
Tüm ülkelerin
sembolü ve ülkelerin neredeyse adlarıyla özdeşleşmiş zirai ürünleri var;
Hollanda deyince lale, Brezilya deyince kahve, yine gül deyince de Isparta’nın
ve Türkiye'nin akla gelmesi gibi. Rakamlar ortada. Şimdi böyle bir markayı
milyonlarca dolara yapamaz ve tanıtamazsınız. Neredeyse gül çiçeği ve
ürünleriyle ilgili olarak şehrimiz ve ülkemiz dünyaya tek başına yetiyor. O
hâlde bu ürün Türkiye için stratejik bir üründür…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurun
Sayın Korkmaz.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Devamla) – …tıpkı Karadeniz fındığı gibi her türlü desteklenmeyi de hak
etmektedir.
Dünya ekonomik
krizde, ülkemiz ekonomik krizde. Ne kadar inkâr ederseniz edin bu kriz
şartlarında Gülbirlik eğer ihracat yapamaz ise
üretici biter. Hemen ama vakit geçirmeksizin bu ürüne bir destekleme
verilmelidir. Bu desteklemenin nasıl olacağı da Gülbirlik
ile birlikte kararlaştırılmalıdır. Ancak şahsi fikrim, destekleme Gülbirlik üzerinden yapılırsa hem çiftçi istifade eder hem
de imalat yapan Gülbirlik.
Gül çiçeğinin
desteklenmesi yanında Gülbirlik’in ana iştigal
konularından biri olan gül yağı ve gül konkreti
üretiminin desteklenmesi, yerli üretim yapan ve ihraç eden firmaların ürünlerinden
alınan KDV ve ÖTV’nin düşürülmesi, yine ayrı bir
ihracat teşvik uygulaması getirilmesinde son derece önem arz etmektedir.
Yine, bu konuda bir diğer önerim de şu olacaktır:
Kozmetik alanında bilgi üretmek, pazarlamak ve gelişmeleri takip etmek üzere
Silikon Vadisi benzeri bir projenin hayata geçirilmesi, firmaların ARGE
yatırımlarının Isparta’ya teşvik verilerek çekilmesi de hayati önemdedir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
S. NEVZAT KORKMAZ
(Devamla) – Bir davet yapacaktım Başkanım.
BAŞKAN – Buyurun .
S. NEVZAT KORKMAZ
(Devamla) – Sırası gelmişken galiba önce Isparta’yı Yatırım Teşvik Kanunu
kapsamından çıkaran Kanun’un değiştirilmesinden başlanması gerekiyor.
Isparta’nın, fabrikalarının kapanmasına ve işsiz kahvelerinin sayısının
artmasına takati, tahammülü kalmamıştır. Bu konuda yapılacak iyileştirmelerde
ve gül çiçeği üretimi sektörünün desteklenmesinde bir Isparta Milletvekili
olarak şahsım ve Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Hükûmete
destek vermeye hazır olduğumuzu belirtmek istiyorum.
19-21 Haziran
tarihleri arasında Isparta’mızda yapılacak gül, halı, kültür ve turizm
etkinliklerine aileleriyle birlikte tüm milletvekillerimizi, dışarıdaki hemşehrilerimizi ve herkesi beklediğimizi ifade ediyor,
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Korkmaz.
Sayın
milletvekilleri, birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.36
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.34
BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Fatoş GÜRKAN
(Adana), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN –
Saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 95’inci
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Başkanlığın Genel
Kurula sunuşları vardır.
Danışma Kurulunun
bir önerisi vardır, okutup oylarınıza sunacağım:
VII.- ÖNERİLER
A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ
1.- Gündemdeki sıralama ile Genel
Kurulun çalışma gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine; 2 Haziran 2009 Salı
günkü birleşiminde sözlü soru önergeleri ile diğer denetim konularının
görüşülmeyerek kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesine, 3 Haziran 2009
Çarşamba günkü birleşiminde sözlü soruların görüşülmemesine; 293, 239, 126,
131, 321, 324, 383 ve 385 sıra sayılı kanun tasarılarının İç Tüzük’ün 91’inci
maddesine göre Temel Kanun olarak ve bölümler hâlinde görüşülmesine; Radyo ve
Televizyon Üst Kurulunda boşalacak üç üyelik için seçimlerin 28 Mayıs 2009
Perşembe günkü birleşimde yapılmasına ilişkin Danışma Kurulu önerisi
TBMM Başkanlığına
Danışma Kurulu
bugün (28.5.2009) yaptığı toplantıda aşağıdaki önerilerin Genel Kurulun onayına
sunulmasını kararlaştırmıştır.
Gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler Kısmında yer alan 383, 385, 90, 384, 324, 228, 321, 375, 351, 265, 357,
353, 361, 316, 99, 121, 126, 131, 250, 260, 279, 294, 382 Sıra Sayılı Kanun
Tasarı ve Tekliflerinin, bu kısmın 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15,
16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26 ncı
sıralarına alınması ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesi;
Genel Kurulun; 02
Haziran 2009 Salı günkü birleşiminde sözlü soru önergeleri ile diğer denetim
konularının görüşülmeyerek gündemin kanun ta-sarı ve teklifleri ile
komisyonlardan gelen diğer işler kısmında yer alan işle-rin
görüşülmesi, 03 Haziran 2009 Çarşamba günkü birleşiminde sözlü soru-ların görüşülmemesi,
Genel Kurulun 28 Mayıs 2009 Perşembe günkü birleşiminde 90 sıra
sayılı kanun tasarısının görüşmelerinin tamamlanmasına kadar, 2 Haziran 2009 Salı
günü 15.00-21.00 saatleri arasında, 3,4 Haziran 2009 günkü birle-şimlerde 11.00-21.00 saatleri arasında, 29 Mayıs 2009 ve 5
Haziran 2009 Cuma günleri 11.00-21.00 saatleri arasında toplanması ve
bugünlerde de kanun tasarı ve tekliflerini görüşmesi,
293, 239, 126,
131, 321, 324, 383 ve 385 Sıra Sayılı Kanun Tasarılarının İçtüzüğün 91.
Maddesine göre Temel Kanun olarak görüşülmesi ve bölümlerinin ekteki
cetvellerdeki şekliyle olması,
Radyo ve
Televizyon Üst Kurulunda boşalacak üç üyelik için seçimlerin Genel Kurulun 28
Mayıs 2009 Perşembe günkü (bugün) birleşimde yapılması önerilmiştir.
Köksal Toptan |
|
|
|
|
TBMM Başkanı |
|
Mustafa Elitaş |
Hakkı Suha Okay |
|
Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu |
Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu |
|
Başkan Vekili |
Başkan Vekili |
|
Oktay Vural |
Selahattin Demirtaş |
|
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu |
Demokratik
Toplum Partisi Grubu |
|
Başkan Vekili |
Başkan Vekili |
293 Sıra Sayılı Afet ve Acil Durumu Yönetimi Başkanlığının
Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı (1/552)
BÖLÜMLER BÖLÜM
MADDELERİ BÖLÜMDEKİ
MADDE
SAYISI
1. BÖLÜM 1
- 20 20
2. BÖLÜM 21
- 28
Çerçeve 25. madde 7 madde olarak ve 19
Geçici 1-2-3-4-5. Md.ler
Dahil
Toplam
Madde Sayısı 39
324 Sıra Sayılı Gümrük Kanunu ile Bazı Kanun Hükmünde
Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/602)
BÖLÜMLER BÖLÜM
MADDELERİ BÖLÜMDEKİ
MADDE
SAYISI
1. BÖLÜM 1 - 18 18
2. BÖLÜM 19 - 37 19
3. BÖLÜM 38 - 56 19
4. BÖLÜM 57 - 73 17
Toplam Madde
Sayısı 73
383 Sıra Sayılı
Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığının Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı (1/704)
BÖLÜMLER BÖLÜM
MADDELERİ BÖLÜMDEKİ
MADDE
SAYISI
1. BÖLÜM 1 - 15 15
2. BÖLÜM 16 - 20
(Çerçeve
18. maddedeki (1), (2), (3), (3/a), (3/b), 12
(4), (5), ila Geçici 1
ve 2. maddeler dahil
Toplam Madde Sayısı 27
385 Sıra Sayılı
Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı (1/692)
BÖLÜMLER BÖLÜM
MADDELERİ BÖLÜMDEKİ
MADDE
SAYISI
1. BÖLÜM 1 - 20 22
Çerçeve 4. maddeye bağlı
Geçici 76 ve 77
maddeler
Çerçeve 7. maddeye bağlı Geçici 5 ve 6.
maddeler
dahil
2. BÖLÜM 21 - 43 29
Çerçeve 41 maddedeki
(1), (2), (3), (4), (5) fıkralar
İla
Geçici 1
ve 2. maddeler dahil
Toplam Madde Sayısı 51
321 Sıra Sayılı
Türk Borçlar Kanunu Tasarısı (1/499)
BÖLÜMLER BÖLÜM BÖLÜMDEKİ
MADDELERİ MADDE SAYISI
1. BÖLÜM 01
– 30 30
2. BÖLÜM 31
– 60 30
3. BÖLÜM 61
– 90 30
4. BÖLÜM 91
– 120 30
5. BÖLÜM 121
– 150 30
6. BÖLÜM 151
– 180 30
7. BÖLÜM 181
– 210 30
8. BÖLÜM 211
– 240 30
9. BÖLÜM 241
– 270 30
10. BÖLÜM 271
– 300 30
11. BÖLÜM 301
– 330 30
12. BÖLÜM 331
– 360 30
13. BÖLÜM 361
– 390 30
14. BÖLÜM 391
– 420 30
15. BÖLÜM 421
– 450 30
16. BÖLÜM 451
– 480 30
17. BÖLÜM 481
– 510 30
18. BÖLÜM 511
– 540 30
19. BÖLÜM 541
– 570 30
20. BÖLÜM 571
– 600 30
21. BÖLÜM 601
– 630 30
22. BÖLÜM 631
– 649 19
Toplam Madde Sayısı 649
239 Sıra Sayılı Erişme Kontrollü Karayolları Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değ.
Yap. Dair Kanun Tasarısı (1/569)
BÖLÜMLER BÖLÜM
MADDELERİ BÖLÜMDEKİ
MADDE
SAYISI
1. BÖLÜM 1 - 12 12
2. BÖLÜM 13 - 25 14
Ek Madde
7-8 Md.ler Dahil
Toplam Madde Sayısı 26
131 Sıra Sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve
Uygulama Şekli Hakkında Kanun Tasarısı (1/487)
BÖLÜMLER BÖLÜM
MADDELERİ BÖLÜMDEKİ
MADDE
SAYISI
1. BÖLÜM 1 - 19 19
2. BÖLÜM 20-40 21
(Çerçeve 41. Madde 18 madde
olarak alınmıştır.)
3. BÖLÜM 41 – 44 21
(Çerçeve
41. maddenin 1, 2, 2/alt bentleri ile 21
3 ve 4.
fıkralar dâhil)
Toplam
Madde Sayısı 61
126 Sıra Sayılı Darülaceze Müessesesi Genel Müdürlüğü
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı (1/479)
BÖLÜMLER BÖLÜM
MADDELERİ BÖLÜMDEKİ
MADDE
SAYISI
1. BÖLÜM 1 - 15 15
2. BÖLÜM 16 - 24 16
Çerçeve 22. madde 4
madde olarak ve
Geçici 1-2-3-4. Md.ler Dahil
Toplam Madde Sayısı 31
BAŞKAN – Danışma
Kurulu önerisinin lehinde, Mersin Milletvekili ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkan Vekili Sayın Mehmet Şandır.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Sayın Başkan, aleyhte söz istiyorum.
BAŞKAN – Kayda
aldım Sayın Genç, arkadaşlar ilettiler.
Buyurun Sayın
Şandır. (MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Toplantımızın her
defasında, çalışmalarımızın başarılı geçmesini, hayra vesile olmasını temenni
ederek söze başlıyorduk. Üzülerek ifade etmek istiyorum ki, dün ve evvelki gün
Genel Kurulumuzun, Meclisimizin yaşadığı hadise hepimizi üzmüştü. Gerçekten bu
Meclis millete karşı sorunların çözümü, beklentilerin karşılanmasında ortak
sorumluluğu olan, ama bu sorumluluğun yerine getirilmesinde Hükûmetin
ve iktidar partisi grubunun belirleyici gücünün, sorumluluğunun daha önde
olduğunu her defasında ifade etmiştik.
Dün ve evvelki
gün bir inatlaşma sonucu, mayınlı arazilerin temizlenmesi ve kullanılmasıyla
ilgili kanun tasarısının üzerinde yaşanan bir inatlaşma sonucu, maalesef bu
temennimiz iki gün bu Meclisi gerdi ve milletin huzurunda millete yakışmaz
birtakım olaylar da yaşandı. Bugün bunu aşmış olmanın memnuniyeti içerisinde
sizlere hitap ediyorum ve önerinin de lehinde konuşuyorum.
Değerli
milletvekilleri, gerçekten Sayın Bakanın da müdahalesiyle, AKP grup başkan
vekillerinin de sağduyulu davranışıyla mayınlı arazilerin temizlenmesi
konusundaki kanun tasarısı yeniden, birlikte üzerinde düşünülmek üzere,
zannediyorum yarın Meclis Başkanının daveti üzerine oluşturulacak Danışma
Kurulunda bir tekriri müzakere önergesiyle yeniden düzenlenmesi için bugün
görüşmeden çekildi. Bugün vatandaşlık kanununu yine el birliği ile bir temel
kanun metoduyla görüşüp, tamamlanıncaya kadar da çalışmaya karar verdik.
Bu gerginliğin oluşmasında zannediyorum temel sebep diyalog
yetersizliği idi. Türkiye Büyük Millet Meclisinde özellikle muhalefet partileri
olarak bizler de, Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz, bu kanun Genel Kurulda
görüşülmeye başlandığı gün, 13 Mayıs günü basın toplantısıyla bu kanunun yanlış
tanzim edildiğini, içeriği ve ortaya koyduğu metodu itibarıyla gelecek
açısından tehdit ve tehlike teşkil edeceğini ifade ederek, masum olmayacağını,
birtakım sıkıntılara sebep olacağını ifade ederek bunun çekilmesi ve yeniden
düzenlenmesini talep etmiştik. Bu yönde, diğer siyasi partiler, kamu, bazı
sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri, medyada birçok köşe yazarı,
televizyon yorumcusu bu tenkitlere, bu taleplere katılınca anlaşılıyor ki
-memnuniyetle de ifade ediyorum- iktidar partisi grubu da ve Sayın Bakan da
bunun yeniden gözden geçirilmesi, toplumda oluşan bu talep ve tepkilere dikkat
edilmesi ve uygun bir şekilde yeniden gözden geçirilmesi gerekliliğine ikna
oldular ve bugün bu gerginliğe nokta koydular. Bunu memnuniyetle ifade ediyorum çünkü değerli milletvekilleri,
ülkemizin ve halkımızın gerçekten bu Meclisten, bu Genel Kuruldan beklentileri
yüksektir. Bu ortak sorumluluğumuzu uzlaşarak, birlikte, diyaloğa
açık bir şekilde el birliğiyle yerine getirmek gibi bir sorumluluğumuz
bulunmaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz bir muhalefet partisi
olarak her defasında uzlaşmadan yana, diyaloğa açık,
sorun üreten değil, sorunları çözen bir muhalefet anlayışıyla katkı vermeye
hazır olduğumuzu ifade ediyoruz ama bazı hususlar var ki bu hususlarda uyarı
görevimizi de ısrarla yapmak durumundayız. Bu görevimizin etkili olduğunu
görüyorum, bundan da memnuniyet duyuyorum.
Bu Danışma Kurulu
önerisi tabii ki yine iktidarın sorumluluğunda. Saat 11.00’de başlayacak
çalışma. Sayın milletvekillerine duyurulur: Saat 11.00’den gece saat 21.00’e
kadar çalışılacak. Dolayısıyla muhalefet partileri olarak karar yeter sayısı,
toplantı yeter sayısı hakkımızı saklı tutacağımızı burada ifade ediyorum. Bu
Meclisi çalıştırmak sorumluluğunun hepimizin olmakla beraber, önce iktidar
partisi grubuna ait olduğunu da hatırlatıyorum. Bu sebeple bu Danışma Kuruluyla
bugün bitinceye kadar vatandaşlık kanunu ile RTÜK üyeliği seçimini tamamlayıp
yarın yine çalışacağız. Eğer uzlaşılırsa mayınların temizlenmesi kanununda,
uzlaşılamadığı takdirde de sıradaki kanunlar üzerinde yine birlikte
çalışacağız.
Dolayısıyla bu
Danışma Kurulunun lehinde oy vereceğimizi ifade eder, yüce heyetinize saygılar
sunarım. (MHP, AK PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Şandır.
Danışma Kurulu
önerisinin aleyhinde Sayın Kamer Genç, Tunceli Milletvekili; buyurun.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Danışma Kurulu kararının
aleyhine söz almış bulunuyorum. Hepinize saygılar sunuyorum.
Bu arada,
Hakkâri’de meydana gelen elim olayda hayatını kaybeden, şehit olan
askerlerimizin ailelerine Allah’tan sabırlar diliyorum, kendilerine Allah’tan
rahmet diliyorum. Gerçekten acımız çok büyük.
Değerli
milletvekilleri, hiçbir gerekçe bir genç insanın ölümünü haklı gösteremez.
Türkiye, maalesef, bu acılarla artık boğuşmamalıdır, bunun bir çaresini
bulmalıdır. Çaresini bulurken de kendi aklıselimiyle bunda hareket etmelidir.
Dış güçlerin etkisi… Biliyorsunuz Türkiye’yi, öteden beri, dış güçler, belli
güçler parçalamaya çalışıyorlar. O bölgenin bir insanı olarak ben inanıyorum
ki, o olaylarda, o bölgedeki insanların hiç… Yani aklı başında hiç kimse bu
olaylardan razı değildir. Her gün, o ölen genç askerlerimizin, şehit olan genç
askerlerimizin, silah alıp dağa giden yine o bölge insanlarının o ölümlerinden
herkes büyük bir acı duyuyor. Ama, ortada ciddi bir
sebep de yok. Bunun üzerinde siyaset yapanlar var. Bu siyaset yapılmamalıdır.
Bu kan hepimizin vicdanını sızlatıyor, gerçekten büyük bir üzüntü veriyor. Yani
bizim bunu… Böyle bir olayların bu memlekette meydana gelmesi için bir neden
yok. Demokrasi… Her devlette birtakım sorunlar var. Her devlette, “Sorun var.”
diye, o memleketin yirmi-yirmi iki yaşındaki çocuklarının, gidip de ülkesini
korumak için, gidip de karakolda beklerken, gidip de öldürülmesi hangi vicdana
sığar? Ben bunu gerçekten… Yani, üzüntümden dolayı bu konuda da fazla da
konuşmak da istemiyorum ama gerçekten her ölüm bizim için çok büyük bir yıkım
oluyor. İnşallah, artık bunun sorumluluğunu herkesin sırtında, vicdanında
hissetmesi lazım. Bu işin bir an önce bitmesi lazım. “Efendim, şu sorun
halledilmeden bu bitmez.” dememeli buna. Sorun varsa konuşulur ama bu kan
durmalıdır. Durmasının tek sebebi var, silahı alıp dağa çıkan insanlar silahı
bırakırsa bu kan durur. Başka, bunun şu anda… Efendim, onlar, zaman içinde
sorunlar halledilebilir, çözülebilir. Ama hiçbir gerekçe o genç insanların
ölümünü haklı gösteremez.
Değerli
milletvekilleri, burada konuşuyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi... Biraz önce
burada konuşma yapıldı. Efendim, neymiş? Abdullah Gül, demiş ki: “Hemen acele
edelim, bir sorunu soralım da…” Sincan’daki hâkim, aleyhine karar vermiş.
Şimdi, bakın, böyle bir şey olur mu? Bu memlekette yargı hesabınıza geldiği
zaman desteklersiniz. Sincan’daki hâkim ne demiş? Abdullah Gül, Refah
Partisinde Genel Başkan Yardımcısı iken devletin hazinesinden Refah Partisine 1
trilyon lira para verilmiş. O sırada, Refah Partisi -daha fazla verilmiş de
kalan 1 trilyon lira- kapatma tehlikesiyle karşı karşıya kalınca, bu defa o
zamanki yöneticileri o parayı tekrar hazineye iade etmemek için ne yapmışlar?
Sahte belge düzenleyerek o parayı harcamış gibi göstermişler ve Abdullah Gül de
o yönetimin Genel Başkan Yardımcısı.
DURDU MEHMET
KASTAL (Osmaniye) – Danışma Kurulu kararı üzerinde…
KAMER GENÇ
(Devamla) – Şimdi Danışma Kurulu kararı üzerinde görüşüyorum.
Evet, ondan
sonra, dolayısı ile şimdi, Cumhurbaşkanlığa aday olan bir kişinin devletin
menfaatlerini her yerde koruması lazım. Yani siz Refah Partisi yönetiminde
olacaksınız -farz edelim ki onun hiçbir ilgisi olmasın- ama o yönetimin
başkanı, genel başkanı, yönetim kurulu üyeleri sahte belge düzenleyerek
devletin parasını devletin kasasına göndereceğine, kendi ceplerine göndermiş;
bu iş mahkemeye intikal etmiş, mahkemede “Dokunulmazlığı var.” diye
yargılanmamış. Şimdi, Cumhurbaşkanlığı makamına gitmiş, Cumhurbaşkanı. Orada
mahkemeler bir karar vermiş, hâkimin önüne bir karar gitmiş, hâkim de demiş ki:
“Kardeşim -kendi düşüncesine göre- bu dokunulmazlık kavramına girmiyor.
Dolayısıyla, bunun yargılanması lazım.” Bunda anormal ne var? Yani, bunda
anormal hiçbir şey yok ki!
Abdullah Bey
diyor ki: “Efendim, Türkiye kaybediyor.” Yahu ne Türkiye kaybediyor? Türkiye
kazanıyor. Aslında Türkiye neyle kaybediyor biliyor musunuz? Sizin gibi bir
kişinin, hakkında o kadar şüpheli iddiası olan bir kişinin o Çankaya Köşkü’nde
oturması Türkiye’ye kaybettiriyor. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
YAHYA AKMAN
(Şanlıurfa) – İnsaf ya!
KAMER GENÇ
(Devamla) – Dolayısıyla, orada ben olsam…
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) – Saygısızlık etme!
KAMER GENÇ
(Devamla) – Bakın, o makamlar ciddi makamlardır, devletin saygın, kutsal
makamlarıdır. O kutsal makamlarda bulunmak için arkanızda hiçbir ayıp
olmayacak. Dolayısıyla, ortada bu kadar gerçek varken efendim, işte bizim
lehimize, şunun lehine konuştu diye böyle denilir.
MEHMET ÇERÇİ
(Manisa) – Toparla, toparla.
KAMER GENÇ
(Devamla) – Değerli milletvekilleri, bakın, Suriye sınırının temizlenmesiyle
ilgili bir kanun var, burada görüşüyoruz. Şimdi burada bu kanuna ihtiyaç yok.
Onun üzerinde yaptığım konuşmada da söyledim. Şimdi, geçmişte Parlamentoda
bunun örnekleri görüldü.
MEHMET ÇERÇİ
(Manisa) – Toparla, toparla!
KAMER GENÇ
(Devamla) – Şimdi, Anavatan Partisi “Mavi Akım” diye bir ihaleye çıkardı bir
konuyu. Mavi Akım’da büyük suistimal vardı. Ama biz
burada “suistimal var” deyince Anavatanlı bakanlar
getiriyordu Meclisin kararını.
MEHMET ÇERÇİ
(Manisa) – Çok dağıttın, toparla artık!
KAMER GENÇ
(Devamla) – Çünkü o Mavi Akım ihalesini yapmak için burada bir kanun
çıkarmışlardı ve dolayısıyla, o Mavi Akım kanunu için her vesileyle diyorlardı
ki: “Efendim, bu şey… Meclis çıkarmış kanunu. Efendim, biz Meclisin kararını
yerine getirmek zorundayız.” Şimdi bu kanunun amacı da böyle.
Şimdi, burada
böyle bir kanun çıkarılmasına gerek yok. Huduttaki mayınlar temizlenecek.
Normal bir ihaleye çıkarırsınız ama burada Meclise bir tuzak kuruluyor. Yani
ileride yapılacak soygun ve talana Meclis ortak edilmek isteniyor. Nedir o?
Şimdi, bunun normal olarak temizleme fiyatı 1 veya 2 milyon dolar ama Kemal Unakıtan ne demiş? “Ya, bu asgari 400 milyon dolar, azami
de 1 milyar 600 milyon dolar.” Şimdi anlaşılıyor ki, bu kanun buradan geçtikten
sonra getirilecek 1 milyar 600 milyon dolara ihale edilecek. Bunun adamları da
belli. Ondan sonra biz burada çıkıp da konuştuğumuz zaman diyeceksiniz ki,
efendim bakın, görüyorsunuz ya, bu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin çıkardığı
bir kanun. Biz Parlamentonun çıkardığı kanuna nasıl saygısız olacağız? Kaldı
ki, biz, bu kanun burada müzakere edilirken de 1 milyar 600 milyon dolar
civarında çıkacağını da söyledik, onu yaptık derler. Yani, biz oynanan
oyunların farkındayız sayın milletvekilleri.
Bu memlekette,
maalesef, şimdiye kadar gelen birçok hükûmetler hep
ceplerini düşündüler, devlet talan edildi, ülke ekonomik çöküntüye gitti. İşte
sonucunda Türkiye’de ortada kalan, yüksek tahsillilerin üçte 1’i işsiz ve Türkiye’nin
bugün karşı karşıya kaldığı en büyük tehlike, bir halk artık bilincini
kaybediyor. Neden kaybediyor? Yoksulluktan kaybediyor, işsizlikten kaybediyor.
Zaten sizin de, iktidarın da istediğiniz bu. Yani diyorsunuz ki, artık insanlar
muhtaç olsun, sadakaya muhtaç olsun ve bunlar okumasın. Ne olacak? İşte, akşama
kadar, işte, iş yok, güç yok, aç insan ne yapacak? Bu aç insan demokrasi
mücadelesi mi yapacak? Hayır. Ne olacak? İşte, köle bir ruha bürünecek. İşte, Türkiye’de sizin İktidarınızca, oynamak istediği olay bu.
Şimdi burada
birtakım kanunlar getiriyorsunuz. Bu kadar kanun temel kanun olur mu beyler?
Şimdi bir vergi kanunlarını getirmişsiniz. Bu vergi kanunlarıyla neyi
getiriyorsunuz biliyor musunuz? Efendim, kendi yandaşlarınıza alacağınız uçakları
vergi muafiyetine sokuyorsunuz, yatları vergi muafiyetine sokuyorsunuz, efendim
kotraları vergi muafiyetine katıyorsunuz. Tabii, devri iktidarınızda belli
insanlar devlet kaynaklarından büyük servetler edindiler. Bu büyük servetleri
şimdi ne yapacaklar? İşte lüks konutlar alacaklar, işte lüks uçaklar alacaklar,
lüks yatlar alacaklar. Bunları nasıl yiyecekler? Tabii, bir de vergiden de
bunlara muafiyet getiriyorsunuz, bir de oradan bunlara kıyak
yapıyorsunuz. Şimdi, bir vergi kanunu… Bunun gibi birçok kanunlar var. Gümrük
Kanunu niye arkadaşlar temel kanun olsun? Hele siz burada bu kanunlarla hangi
güç odaklarına ne imkânlar sağlıyorsunuz, ne muafiyetler getiriyorsunuz, ne
istisnalar getiriyorsunuz, devletin hangi kaynaklarını bunlara veriyorsunuz
niye bu millet öğrenmesin? Niye öğrenmesin? Çünkü millete burada kanun okunduğu
zaman millet anlayacak bunları. Ne yapalım? Temel kanun yapalım. Temel kanunda
millet okumayacak, zaten ondan sonra canına okunduğu zaman, millet bunu fark
edinceye kadar zaten iş işten geçecek.
Şimdi, bu kadar,
bu Parlamentonun bir haziran ayında elli tane kanun çıkarmasına ne gerek var?
Hangi kanuna çok… Yani ne gerek var?
Arkadaşlar, bu
tamamen bir göz boyama. Bu kanunların çoğunda tuzak hükümler var; ülkeye tuzak
hükümler var, millete tuzak hükümler var, fakir fukaraya tuzak hükümler var,
zengini zenginleştiren hükümler var.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın
Genç, konuşmanızı tamamlayın.
Buyurun.
KAMER GENÇ
(Devamla) – Zengini zenginleştirmeye yönelik tuzaklar var.
Şimdi bu kanunların burada enine boyuna tartışılması lazım. Tartışmadan çıkarıyoruz. O zaman Parlamentonun kapısına da bir
kilit vurun.
Sonra ne var
yani, şimdi kanun çıkarmak kolay bir iş mi arkadaşlar? Daha komisyonlardan
gelmiş, biz daha incelememişiz. Gümrük Kanunu’nun içinde ne var, incelememişiz.
Bir vergi kanunu aldım, bir sürü muafiyet, istisnalar getirmişsiniz. Uçaklara,
uçak alımına istisna getiriyorsunuz. Niye? Tayyip Bey
gitti, 61 milyon dolar verdi, uçak aldı, bir de bundan vergi muafiyetini
getiriyorsunuz ki… Niye getiriyorsunuz? Çünkü vergi muafiyeti… Burada da bir
vergi kaçakçılığı oluyor. Ayrıca kamu kurum ve kurumlarına aldığı lüks
arabalara muafiyet getiriyorsunuz. Niye? Vergi muafiyeti. ÖTV ve KDV
muafiyetini getiriyorsunuz. Niye? Çünkü bunları satan firmalar bu yolla
kaçakçılık yapsın diye getiriyorsunuz.
Yani o kadar çok
ciddi olaylar var ki, devri iktidarınızda o kadar büyük talan ve yolsuzluklar
var ki! Bunları tabii, zamanımız olsa burada dile getiririz ama bu memleketi bu
kadar gerçekten zora sokacak şekilde yönetemezsiniz.
Ben bunun
aleyhindeyim.
Saygılar
sunuyorum.
Karar yeter
sayısı istiyorum.
BAŞKAN – Teşekkür
ederim.
Danışma Kurulu
önerisinin lehinde Yozgat Milletvekili Sayın Bekir Bozdağ.
Sayın Bozdağ, buyurun efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerimin başında hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Mecliste grubu
bulunan siyasi partilerimiz bu haftanın ve önümüzdeki haftanın çalışma
programını bir mutabakatla belirlediler, şu anda yüce Meclisin onayına
sunuluyor, oylarınızla kabul edildiği takdirde, ona göre önümüzdeki hafta
çalışmamızı ve bu haftaki çalışmamızı sonlandırmış olacağız.
Burada bir
hususun altını özellikle çizmekte fayda görüyorum: Biliyorsunuz, üç haftadır
Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesiyle alakalı kanun tasarısını
görüşüyoruz. Burada tartışmalar yaşandı, birtakım görüşler ileri sürüldü ve bu
tasarıyla ilgili değerlendirmeler yapıldı. Biz AK PARTİ olarak bu tasarının
doğru olduğuna inanıyoruz, herhangi bir endişemiz, şüphemiz yok. Tasarıda yer
alan hükümlerin her biri ince ince düşünülerek oraya
konmuş ve bütün hassasiyetler dikkate alınmış, devletin bütün kurumlarıyla
değerlendirmeler yapılmış ve tasarı olarak Meclise geldikten sonra da hem
ilgili komisyonlarda bütün siyasi parti gruplarının da değerlendirmeleri ve
eleştirmeleriyle olgunlaşmak suretiyle Meclisimize gelmiştir. Burada, hem sınırdaki mayınların temizletilmesi, tarıma açılması
hem olayın güvenlik boyutuyla değerlendirilmesi hem ülkemiz açısından başka
boyutlarıyla değerlendirilmesiyle ilgili konularda hassasiyetler dikkate
alınmıştır ancak buna rağmen tartışmaların sürmesi nedeniyle Hükûmet bu konuda, 2’nci maddeyle ilgili bir tekriri
müzakere talebinde bulundu ve bu tekriri müzakere talebi Meclis Başkanlığı
tarafından değerlendirilecek ve 2’nci madde üzerinde yeniden bir müzakere
yapıldıktan sonra yarın bu konu tekrar gündeme gelecektir. Tekriri müzakere
sonucunda varılan mutabakat çerçevesinde -bir mutabakata varılabilirse- o
çerçevede burada bir değerlendirme yapma imkânı olacaktır ama şunun bir kez
daha bilinmesini istiyorum: Bu ülkenin birliği, dirliği, vatanımızın bölünmez
bütünlüğü ve Türkiye'nin her türlü değeri konusunda bizim ve bu Mecliste grubu
bulunan her siyasi partinin hassasiyeti olduğunu biliyoruz, biz bu
hassasiyetlerin hepsini paylaştığımızı ifade ediyoruz. Ancak bu noktada
kamuoyunda birtakım yanlış anlaşılmaların da önüne geçmek adına bir kez daha bu
konunun değerlendirilmesinde bir fayda mülahaza edildi. Yarın bu açıdan bir
değerlendirme yapılacak ve bugün, yarın, önümüzdeki hafta çalışma programı da
bu Danışma Kuruluyla belirlenmiş oldu.
Ben, tekrar
konuyu takdirlerinize sunuyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Bozdağ.
Sayın Anadol’un çok kısa bir açıklama talebi var yerinden.
Buyurun.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) – Çok teşekkür ederim Sayın Başkan.
Cumhuriyet Halk
Partisinin görüşlerini kısaca özetlemek istiyorum.
Cumhuriyet Halk
Partisi Parlamentoyu tıkamaktan zevk alan bir parti değil. Demokrasi, uzlaşma
rejimi ama bunun iki koşulu var: Uzlaşmanın kapsamı içinde dayatma yoktur,
teslimiyetçilik de yoktur. Uzlaşma, karşılıklı asgari müştereklerde birleşme
demektir. Bu amaçla, Parlamentonun önünün açılması ve tartışma konusu yasanın
kamuoyunun istediği biçimde çıkabilmesi için biz de bu Danışma Kurulu önerisine
imza koyduk.
Şimdi, Hükûmetten istirham ediyoruz, kamuoyunun, Parlamento
içindeki muhalefetin, Parlamento dışındaki sivil toplum örgütlerinin, halkın,
yöre halkının ve iktidarın birleştiği nokta nedir? Mayınların
temizlenmesi ve temizlenen alanın tarıma açılması. Burada bütün Meclis,
550 kişi beraber düşünüyor, burada bir ihtilaf yok. O zaman bu büyük mutabakatı
dikkate alarak, bu mutabakatı bozacak biçimde bir tekriri müzakere teklifiyle
Meclise gelindiği takdirde tekrar işin başına dönmüş oluruz, bunu hiç temenni
etmiyoruz. Bunları tutanağa geçmesi için söylemek durumunda kaldım.
Yüce Meclise
saygılar sunarım. Danışma Kurulu önerisine olumlu oy vereceğiz.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Anadol.
Danışma Kurulu
önerisinin aleyhinde Artvin Milletvekili Ertekin
Çolak.
Buyurun Sayın
Çolak.
ERTEKİN ÇOLAK
(Artvin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmama başlarken hepinizi
saygı, sevgi, muhabbetle selamlıyorum.
Danışma Kurulu
önerisinin aleyhinde söz aldım. “Neden aleyhinde söz aldın?” derseniz, Danışma
Kurulu zamanı kötü kullanmakta. Bu Mecliste hepimiz millet adına siyaset
yapmaktayız. Burada kullanılan zaman milletin zamanıdır. Eğer burada zaman kötü
kullanılıyorsa milletin işi, aşı, ekmeği kötüye kullanılıyor manasına gelir. Bu
nedenle Danışma Kurulu önerisinin aleyhinde söz aldım. Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ederim.
Sayın Kaplan…
HASİP KAPLAN
(Şırnak) – Grubumuz her zaman Meclisteki ortak çalışma ve diyalog konusunda hassas
davranmıştır. Bu sağduyuya dünkü Meclis konuşmasında da dikkat çekmiştik. Bu
noktaya gelinmesinden dolayı biz de seviniyoruz. Umuyoruz ki Meclisimiz, bütün
gruplar ortaklaşa memleket yararına daha önemli işler yaparlar.
Bu duygularla
grubumuzun düşüncesini açıkladım.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür
ederim Sayın Kaplan.
Sayın
milletvekilleri, Danışma Kurulu önerisini oylarınıza sunacağım, karar yeter
sayısını arayacağım.
Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir, karar yeter sayısı vardır.
Saygıdeğer
milletvekili arkadaşlarım, gündemin “Seçim” kısmına geçiyoruz.
VIII.- SEÇİMLER
1.- Radyo ve Televizyon Üst Kurulunda boşalacak üyeliklere
seçim
BAŞKAN – Radyo ve
Televizyon Üst Kurulunda boşalacak 3 üyelik için 3984 sayılı Kanun’un 6’ncı
maddesi gereğince seçim yapacağız.
Siyasi parti
grupları tarafından gösterilen adayların adlarını okutuyorum:
Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu Aday Listesi:
Prof. Dr. Hasan
Tahsin Fendoğlu
Prof. Dr. Davut
Dursun
Yrd. Doç. Dr. Basri Barut
Mustafa Tarlacı
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu Aday Listesi:
Esat Çıplak
Hasan Tüfekçi
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, RTÜK Kanunu’nun 6’ncı maddesi gereği, siyasi parti grupları
kendilerine düşen üyeliğin 2 katı aday göstermişlerdir. Adayların adları
birleşik oy pusulası şeklinde düzenlenmek suretiyle bastırılmıştır. Toplantı ve
karar yeter sayısı mevcut olmak şartıyla seçimde Adalet ve Kalkınma Partisi
aday listesinden en çok oyu alan 2 aday ile Milliyetçi Hareket Partisi aday
listesinden en çok oyu alan 1 aday seçilmiş olacaktır.
Oylamanın ne şekilde yapılacağını arz ediyorum: Herhangi bir
tereddüde mahal vermemek için, komisyon ve hükûmet
sıralarında yer alan kâtip üyelerden komisyon sırasındaki kâtip üyeler,
Adana'dan başlayarak Denizli'ye kadar -Denizli dâhil- ve Diyarbakır'dan
başlayarak İstanbul'a kadar -İstanbul dâhil- hükûmet
sırasındaki kâtip üyeler ise İzmir'den başlayarak Mardin'e kadar -Mardin dâhil-
ve Mersin'den başlayarak Zonguldak'a kadar -Zonguldak dâhil- adı okunan
milletvekilinin adını defterden işaretleyecek ve kendisine birer tane mühürlü
birleşik oy pusulası ile zarf verecektir. Birleşik oy pusulası ve zarfı alan sayın üye Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubu aday listesinden 2 adayın, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu aday
listesinden 1 adayın isimlerinin karşısındaki kareyi çarpı işaretiyle
işaretleyecek ve birleşik oy pusulasını zarfa koyarak zarfı Başkanlık Divanı
kürsüsünün önüne konulmuş olan oy kutusuna atacaktır.
Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu aday listesinden 2’den fazla, Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu aday listesinden 1’den fazla adayın işaretlendiği oy pusulaları geçersiz
sayılacaktır. Bu hususlar birleşik oy pusulalarında da dipnot olarak açıkça
belirtilmiştir.
Sayın kâtip
üyelerin yerlerini almaları, oy pusulaları ile zarfların da görevli personel
tarafından sayın milletvekillerine dağıtılmasını rica ediyorum.
Şimdi oylamanın
sayım ve…
Arkadaşlar, bir
dakika… Sayın kâtip üyeler, saygıdeğer milletvekilleri, arkadaşlar, lütfen
toplayınız. Niçin dağıtıyorsunuz zarfları? Kâtip üye arkadaşlarım, lütfen
vermeyiniz efendim. Ben burada okuyorum. Kâtip üyeler, lütfen… Arkadaşlar,
lütfen… Daha oylamayı başlatmadık. Tasnif heyetini seçeceğiz, lütfen…
Kullanılan oyları
oy kutusundan lütfen alınız ve getiriniz iptal edelim onları. Getiriniz...
Yeniden başlatacağız.
ÜNAL KACIR
(İstanbul) – Sayın Başkan, kabin olması lazım, gizli oylama böyle olmaz.
BAŞKAN -
Arkadaşlar lütfen… Saygıdeğer uzman arkadaşlarım… Lütfen…
ÜNAL KACIR
(İstanbul) – Sayın Başkan, gizli oylama böyle olmaz, kabin olması lazım.
BAŞKAN -
Saygıdeğer milletvekilleri, oy kullanan arkadaşlarımız dâhil yeniden oy
kullanacaktır.
ÜNAL KACIR
(İstanbul) – Kabin… Kabin… Kabinsiz olmaz.
BAŞKAN - Şu anda
kullanılmış olan oylar geçersizdir, onları işleme almayacağım, iptal edeceğim.
Şimdi, oylamanın
sayımı ve dökümü için ad çekmek suretiyle 5 kişilik bir tasnif komisyonu tespit
edeceğim:
Sayın Bayram Özçelik, Burdur? Yok.
Sayın Şerafettin
Halis, Tunceli Milletvekilimiz? Yok.
Sayın Süleyman
Nevzat Korkmaz, Isparta? Burada.
Sayın Atila Emek, Antalya? Yok.
Sayın Beytullah Asil, Eskişehir? Burada.
Sayın Hüseyin
Mert, İstanbul? Yok.
Sayın Sait Açba, Afyonkarahisar? Yok.
Sayın Harun Öztürk, İzmir? Yok.
Sayın Ali Kul,
Bursa? Yok.
Sayın Mehmet
Yılmaz Helvacıoğlu, Siirt? Yok.
Sayın Mehmet
Altan Karapaşaoğlu, Bursa? Yok.
Sayın Nurettin Canikli, Giresun? Yok.
Sayın Gültan Kışanak, Diyarbakır? Yok.
Sayın Tekin
Bingöl, Ankara? Burada.
Sayın Ahmet
Gökhan Sarıçam? Burada.
Sayın Mustafa Öztürk, Hatay? Burada.
5 kişilik Tasnif
Komisyonuna seçilen arkadaşların isimlerini okuyorum: Sayın Mustafa Öztürk, Hatay; Sayın Ahmet Gökhan Sarıçam, Kırklareli;
Sayın Beytullah Asil, Eskişehir; Sayın Süleyman
Nevzat Korkmaz, Isparta; Sayın Tekin Bingöl, Ankara Milletvekilleri.
Tasnif
Komisyonuna seçilen üyeler oylama işlemi bittikten sonra komisyon sıralarındaki
yerlerini alacaklardır.
Oylamaya Adana
ilinden başlıyoruz.
(Oylar toplandı)
BAŞKAN – Oyunu
kullanmayan sayın üye var mı? Yok.
Oy verme işlemi
tamamlanmıştır.
Tasnif Komisyonu
üyesi arkadaşlarımız yerlerini almışlardır: Sayın Süleyman Nevzat Korkmaz,
Isparta; Beytullah Asil, Eskişehir; Tekin Bingöl,
Ankara; Ahmet Gökhan Sarıçam, Kırklareli ve Mustafa Öztürk,
Hatay milletvekilleri.
Kupaları
kaldıralım.
(Oyların ayrımı yapıldı)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üyelikleri için yapılan seçime
ilişkin Tasnif Komisyonu tutanağı gelmiştir, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Radyo ve
Televizyon Üst Kurulunda Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna düşen (2) üyelik
ile Milliyetçi Hareket Partisi Grubuna düşen (1) üyelik için yapılan seçime 325
üye katılmış, kullanılan oyların dağılımı aşağıda gösterilmiştir.
Saygıyla arz
olunur.
Tasnif Komisyonu
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Süleyman Nevzat
Korkmaz |
Beytullah Asil |
Tekin Bingöl |
|
Isparta |
Eskişehir |
Ankara |
|
Üye |
Üye |
|
|
Ahmet Gökhan
Sarıçam |
|
Mustafa Öztürk |
|
Kırklareli |
|
Hatay |
Hasan Tahsin Fendoğlu : 254
Davut Dursun : 252
Basri Barut : 67
Mustafa Tarlacı : 43
Esat Çıplak : 163
Hasan Tüfekçi : 105
Geçersiz : 6
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, buna göre Adalet ve Kalkınma Partisi kontenjanından Hasan
Tahsin Fendoğlu, Davut Dursun; Milliyetçi Hareket
Partisi kontenjanından Esat Çıplak Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üyeliklerine
seçilmişlerdir. Kendileri için ve ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum.
Saygıdeğer
milletvekilleri, gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.
1’inci sırada yer
alan, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
1.- Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu
(1/324) (S. Sayısı: 96)
BAŞKAN -
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2’nci sırada yer
alan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti
Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile İhale
İşlemleri Hakkında Kanun Tasarısı ve Tarım, Orman ve Köyişleri
ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
2.- Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti
Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri
ile İhale İşlemleri Hakkında Kanun Tasarısı ve Tarım, Orman ve Köyişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/543)
(S. Sayısı: 263)
BAŞKAN - Komisyon?
Yok.
Ertelenmiştir.
3’üncü sırada yer
alan, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; İçişleri ile Plan ve
Bütçe Komisyonları Raporlarının görüşmelerine başlayacağız.
3.- Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm;
İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/552) (S. Sayısı: 293)
BAŞKAN –
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4’üncü sıraya
alınan, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun Tasarısı ve İçişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.
4.- Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığının Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ve İçişleri Komisyonu Raporu (1/704) (S.
Sayısı: 383)
BAŞKAN –
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
5’inci sıraya
alınan, Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine
başlayacağız.
5.- Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/692)
(S. Sayısı: 385)
BAŞKAN –
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
6’ncı sıraya
alınan, Türk Vatandaşlığı Kanunu Tasarısı ve İçişleri Ko-misyonu Raporu’nun görüşmelerine başlıyoruz.
6.- Türk Vatandaşlığı Kanunu Tasarısı ve İçişleri Komisyonu
Raporu (1/458) (S. Sayısı:90) (x)
BAŞKAN –
Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Komisyon raporu
90 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Sayın
milletvekilleri, alınan karar gereğince, bu tasarı İç Tüzük’ün 91’inci maddesi
kapsamında görüşülecektir. Bu nedenle, tasarı, tümü üze-rindeki
görüşmeler tamamlanıp maddelerine geçilmesi kabul edildikten sonra bölümler
hâlinde görüşülecek ve bölümlerde yer alan maddeler ayrı ayrı
oy-lanacaktır.
Tasarının tümü
üzerinde, Hükûmet adına İçişleri Bakanı Beşir Atalay,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili Ali Oksal, şahsı adına Adana
Milletvekili Ali Küçükaydın ve Eskişehir Milletvekili
Emin Nedim Öztürk’ün söz talepleri vardır.
İlk söz, Hükûmet adına İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay’a aittir.
Buyurun Sayın
Bakanım.
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi
saygılarımla selamlıyorum.
Sözlerime
başlarken, tabii, bugün üzüntülü bir günümüz, buruk bir gü-nümüz,
şehitlerimiz var. Hakkâri’de bugün 6’sı mayın patlaması, 1’i kaza sonucu 7
şehidimiz var. 7 askerimiz şehit oldu. 1 askerimiz Diyarbakır Has-tanesinde ve
ağır yaralı, 7 askerimiz de daha hafif yaralı. Ben şehitlerimize Allah’tan
rahmet diliyorum, hepimizin başı sağ olsun.
Tabii, bu
vesileyle ifade etmek isterim: Çabamız, bütün çabamız, insanlarımızı terörde
kaybetmeyelim, bunun için çalışıyoruz ama terörle, teröristle mücadelemiz de
sonuna kadar devam edecek, bu konuda kararlılığımızı da burada ifade etmek
istiyorum.
Dilerim,
ülkemizde bütün renklerimizle, bütün farklılıklarımızla, bütün
zenginliklerimizle huzur içinde, kardeşlik içinde yaşadığımız günlere ulaşırız
ve bu tür sorunlarımızdan kurtuluruz.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; gerek yurt içindeki ve gerekse yurt dışındaki
vatandaşlarımızı yakından ilgilendiren Türk Vatandaşlığı Kanunu Tasarısı’nın
Genel Kurul görüşmelerine başlıyoruz. Ben bu vesileyle söz aldım. Yüce
heyetinizi bu tasarıyla ilgili kısaca, ana hatlarıyla, temel özellikleriyle
bilgilendirmek istiyorum.
Bu kanun
tasarısıyla ilgili olarak, bilindiği gibi vatandaşlık kavramı, kişinin
uyruğunda bulunduğu devletine karşı olan hak ve yükümlülüklerini ifade ederken,
aynı zamanda devletin de kişi üzerindeki yetki ve sorumluluklarının temelini
oluşturmaktadır.
Uluslararası
hukuk, vatandaşlıkla ilgili düzenlemelerin devletin egemenlik hakkının bir
sonucu olduğunu ve vatandaşlığın belirlenmesinde devletin mutlak bir yetkisinin
bulunduğunu kabul etmektedir. Bunun sonucu olarak her devlet kimlerin kendi
vatandaşı olacağını belirlemekte ve bu alanda düzenleme yapabilmektedir.
Anayasa’mızın
66’ncı maddesi Türk vatandaşlığının Kanunun gösterdiği şartlarla Kazanılacağını
ve ancak kanunda belirtilen hâllerde kaybedileceğini öngörmektedir.
Anayasa’mızın bu hükmü doğrultusunda Türk vatandaşlığının kazanılması ve
kaybedilmesine ilişkin esaslar da Kanun ile düzenlenmektedir.
(x)
90 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hâlen vatandaşlık işlemleri 403 sayılı Türk
Vatandaşlığı Kanunu hükümleri çerçevesinde yürütülmektedir. Uygulamaya
konulduğu 1964 yılından beri ihtiyaca binaen Kanun’da önemli değişiklikler
yapılmıştır. Ortaya çıkan güncel ihtiyaçların zorlamasıyla zaman içinde yapılan
bu değişiklikler Kanun’un sistematiğinde bozulmalara neden olmuştur. Diğer
yandan, Kanun günümüz ihtiyaçlarını karşılayamaz hâle gelmiştir. Bütün bu
gelişmeler ışığında, vatandaşlıkla ilgili yasal düzenlemelerin yeniden gözden
geçirilmesi, ilgili mevzuat bütünlüğünün sağlanması bir zaruret hâlini almış ve
tasarı bu amaçla hazırlanmıştır.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; tasarıda Anayasa’mız ve evrensel hukuk ilkeleri
çerçevesinde, dil, ırk, renk, cinsiyet, etnik köken, felsefi inanç, din ve
mezhep ayrımı gözetmeyen mutlak eşitlik anlayışına sahip bir vatandaşlık tanımı
esas alınmıştır.
Anayasa’mızın
66’ncı maddesinde “Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türktür.”
ilkesi benimsendiğinden, tasarıda vatandaşlığın kazanılmasında soy bağı esas
alınmış, uluslararası alandaki genel eğilime uyulmuştur.
Modern
devletlerin önemle üzerinde durdukları konuların başında, toplumun temel
yapısını oluşturan aile ve çocukların vatandaşlık hukuku açısından da korunması
ve gözetilmesi gelmektedir. Türkiye’de doğan ve anne veya babadan dolayı
vatandaşlık kazanamayan çocukların Türk vatandaşlığını kazanmalarına, mevcut
uygulamada olduğu gibi, imkân tanınarak, çocukların vatansız kalmaları
önlenmiştir. Türk vatandaşlığının evlat edinilmeyle kazanılması hususu yeniden
düzenlenmiştir. Uluslararası hukuktaki çocuk tanımına bağlı kalınarak, evlat
edinilen ergin olmayan çocuğa vatandaşlığımızı kazanma imkânı sağlanmıştır.
Yabancıların
genel olarak Türk vatandaşlığına alınmasında Türkiye’de ikamet etme süresi, 403
sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nda olduğu gibi beş yıl olarak belirlenmiştir.
Ancak, Türk soylu yabancılar için bu süre hâlen iki yıl olarak uygulandığından,
mevcut vatandaşlık başvuruları göz önüne alınarak bir geçiş süreci
öngörülmüştür. Bu sebeple, Türk soylu yabancılar için iki yıl Türkiye’de ikamet
etme şartı 2010 yılına kadar uygulanacak, bu tarihten sonra bütün yabancılar
için Türkiye’de ikamet etme şartı eşit hâle getirilecektir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri Türkiye’nin ekonomik ve sosyal hayatı ile tanıtımına
katkıda bulunabilecek yabancıların istisnai usulle Türk vatandaşlığını
kazanabilmesi imkânı ayrıntılı bir şekilde tasarıda düzenlenmiştir.
Ülkemize sanayi
tesisleri getiren veya bilimsel, teknolojik, ekonomik, sosyal, sportif,
kültürel, sanatsal alanlarda olağanüstü hizmeti geçen ya da geçeceği düşünülen
ve ilgili bakanlıklarca haklarında gerekçeli tekliflerde bulunulan kişilerin
vatandaşlığımızı daha kolay kazanabilmesi imkânı getirilmiştir.
Bir Türk
vatandaşı ile evli olan yabancıların Türk vatandaşı olabilmesi için, mevcut
uygulamada olduğu gibi, üç yıldan beri evli olma şartı tasarıda aynen
korunmuştur.
İzin almak
suretiyle Türk vatandaşlığından çıkan kişiler yeniden Türk vatandaşlığına, mevcut
uygulamada olduğu gibi, herhangi bir ikamet süresi aranmadan
alınabileceklerdir. Ancak, bu kanun tasarısındaki hükümlere göre Türk
vatandaşlığı kaybettirilenlerin yeniden Türk vatandaşlığını kazanmalarında
Türkiye’de üç yıl ikamet etme şartı getirilmiştir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 1960’lardan itibaren çok sayıda vatandaşımız çeşitli
sebeplerle bilindiği gibi yurtdışına gitmiştir, özellikle Avrupa ülkelerine.
Başlangıçta vatandaşlarımız geçici sürelerle kalmak niyetinde iken zaman içerisinde
bulundukları ülkelerde kalıcı hâle gelmişlerdir. Zamanla, bulundukları
ülkelerin sosyal, ekonomik, siyasi alanlarında etkin rol oynamaya
başlamışlardır. Bu alanlarda daha etkin olabilmeleri için, yaşadıkları
ülkelerin vatandaşlığına da sahip olma çabası içinde olmuşlardır.
Hükûmetlerimiz, yurt dışında
yaşayan vatandaşlarımızın, bulundukları ülkelerin de vatandaşlığını
kazanmalarını her ortamda desteklemiş, bu doğrultuda gerekli düzenlemeleri
yapmışlardır. Hükûmetimiz de bu yönde tasarıda
gerekli düzenlemeleri yaparak vatandaşlarımızın yabancı bir devlet
vatandaşlığına geçmek üzere önceden izin alma zorunluluğu uygulamasına son
vermiş ve birden fazla ülke vatandaşı olmasını kolaylaştırmıştır.
Diğer yandan,
bazı ülkeler çifte vatandaşlığa izin vermediğinden vatandaşlarımız Türk
vatandaşlığından çıkmadan, bulundukları ülke vatandaşlığını
kazanamamaktadırlar. Türk vatandaşlığından çıkmak zorunda kalan
vatandaşlarımıza birçok kolaylık sağlayan “Mavi Kart” uygulaması aynen devam
ettirilecektir. Özellikle biliyorsunuz Avrupa’da ve Almanya için bu çok
geçerli. Mavi Kart sahipleri Türkiye'de Türk vatandaşlarına tanınan birçok
haktan faydalanmaktadırlar; seçme seçilme, kamu hizmetine girme, askerlik
yükümlülüğünü yerine getirme gibi durumlar hariç, Türk vatandaşlarına tanınan
haklardan aynen yararlanabilmektedirler.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; önemli değişiklik olarak, 403 sayılı Kanun’da, yükümlü
askerlik görevini yapmamak veya izinsiz başka bir devlet vatandaşlığını
kazanmak Türk vatandaşlığının kaybı nedenlerinden iken tasarıda bunlara yer
verilmeyerek Türk vatandaşlığının iradesi dışında kaybettirilmesi nedenleri
oldukça sınırlandırılmıştır. Artık, tasarıda askerlik yapmama vatandaşlığın
kaybı nedenleri arasında yer almamaktadır. Ayrıca yine 403 sayılı Kanun’da Türk
vatandaşlığını sonradan kazanmış kişiler için öngörülen vatandaşlıktan çıkarma
işlemine de son verilmiştir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; tasarıyla vatandaşlık işlemlerinin yürütülmesine
yönelik birçok yenilik getirilmektedir; çağdaş bir yaklaşım, yeni şartlara
uygun bir yaklaşım getirilmektedir. Bunlardan bir kısmını arz ettim.
Vatandaşlık işlemlerinin hızlandırılması amacıyla valiliklerde vatandaşlık
inceleme komisyonları oluşturulmaktadır. Bu komisyonlarca vatandaşlık ile
ilgili başvurular süratli bir şekilde incelenerek karar verilmek üzere
Bakanlığıma gönderileceğinden, gereksiz zaman ve iş gücü kaybının önüne
geçilecektir.
Tasarının
sizlerin desteğiyle kanunlaşarak uygulamaya konulması, vatandaşlık iş ve
işlemlerinin daha etkin, hızlı ve verimli şekilde yürütülmesine büyük katkı
sağlayacaktır. Yüce heyetinize, tasarının kanunlaşmasına vereceğiniz destek
için şimdiden teşekkür eder, hepinizi saygılarımla selamlarım. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Bakanım.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına Gaziantep Milletvekili Sayın Hasan Özdemir.
Buyurun efendim.
(MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA
HASAN ÖZDEMİR (Gaziantep) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 90 sıra
sayılı Türk Vatandaşlığı Kanun Tasarısı üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama
başlamadan önce, Hakkâri’nin Çukurca bölgesinde askerî aracımızın mayına
çarpması sonucu şehit düşen 6 evladımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına
başsağlığı diliyorum; aynı zamanda, yaralanan 8 askerimize ise acil şifalar
diliyorum.
Bu saldırılar göstermektedir
ki, Türkiye'nin en önemli sorunlarından birisinin hâlâ terörle mücadele olduğu
görülmektedir. Başta Hükûmetimiz olmak üzere, Meclise
bu konuda önemli görevler düşmektedir. Uzun müddet terörle mücadele eden,
sahada terörle mücadele eden birisi olarak söylüyorum ki bölücü terörle ilgili
aldığımız tedbirler, almak istediğimiz tedbirler maalesef yetersizdir ve bu
şekilde devam ettiği müddetçe şehitlerimiz gelmeye devam edecektir.
Değerli
milletvekilleri, bireyin, devlete yaptığı hizmetler karşılığında hak ve
özgürlük alanı sunup ödevler de yükleyen vatandaşlık statüsü, anayasalarda yer
almakla birlikte, ayrıca, aynı zamanda vatandaşlık kanunlarıyla da
düzenlenmektedir. Dolayısıyla ülkelerin vatandaşlık kanunları toplumun
ihtiyaçlarına cevap verebilecek düzeyde, günün şartlarına uygun, güncel ve
uygulanır olmalıdır. Bireyle devlet arasındaki karşılıklı ilişkilerde çağın
gereklerinin tümünün yer alması gerekir. Zira, bütün
dünyada bireyle devlet arasındaki ilişkiler 20’nci yüzyılın son yirmi yılından
itibaren hiç olmadığı kadar hızlı bir değişiklik içerisindedir.
Türk hukuk
düzeyinde bakıldığında ise bu alanda büyük bir handikap
vardır. Bir kere, yürürlükteki Vatandaşlık Kanunu çok eskidir. 22 Mayıs 1964
tarihinde yürürlüğe giren 403 sayılı Vatandaşlık Kanunu, bu özelliği nedeniyle
çeşitli tarihlerde bazı hükümleri itibarıyla değişikliklere uğramışsa da
yeterli görülmemektedir. Çeşitli tarihlerde yapılan değişiklikler, Kanun’un
orijinal metninin sistematiğini ve Türk vatandaşlığı hukukuna hâkim olan genel
ilkeler dâhilinde mantıksal bütünlüğü ortadan kaldıran bir yaklaşım
içerisindedir. Dolayısıyla Kanun’un temelinde bulunan bütünleştirici felsefe
maalesef ortadan kalkmıştır. Bu çerçeveden bakıldığında, Türk hukuk sisteminin
çağın ihtiyaçlarına uygun yeni bir vatandaşlık kanununa ihtiyaç ortaya
çıkmıştır.
Görüşmekte
olduğumuz tasarı, bu ihtiyacı karşılamak için önemli bir adımdır. Ancak, yeni
düzenlemeyle Türk kamuoyunun çıkarları da unutulmamalıdır. Türk toplumu ve Türk
değerlerine aykırı olabilecek düzenlemelerden mutlaka kaçınılmalıdır. Üzücüdür
ki tasarı bu hususta yeterince dikkatli hazırlanmamıştır.
Değerli
milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz Türk Vatandaşlığı Kanun Tasarısı, Türk
toplumunun sosyolojik özellikleriyle çelişen çeşitli hükümler içermektedir.
Tasarının 28’inci maddesini bir inceleyelim: “Doğumla Türk vatandaşı olup da
çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenlerin, askerlik
hizmetlerini yapma yükümlülüğü vesaire dışında sosyal güvenliğe ilişkin
kazanılmış hakları saklı kalmak ve bu hakların kullanımında ilgili kanunlardaki
hükümlere tabi olmak şartıyla Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen
yararlanmaya devam ederler.” denilmektedir. Madde, bu hâliyle, 1964 tarihli
Türk Vatandaşlık Kanunu’ndan farklı olarak askerlik hizmetini yerine
getirmemeyi vatandaşlıktan çıkarma için bir neden olarak görmemektedir. Bu
mesele üzerinde özellikle durmak istiyorum. Madde hükmü şekil açısından hatalı
görülmemektedir. Sonuçta, birey, vatandaşlıktan çıkmıştır. Ancak, ortada ciddi
toplumsal huzursuzluklara neden olan ahlaki bir boyut bulunmaktadır.
Askerlik hizmeti,
toplum içerisinde de bireyin devletine ve milletine karşı en kutsal vazifesi
olarak değerlendirilmektedir. Türk milleti için, askerlik, toplumsal alanda bu
denli önemli yer tutarken, toplumun moral değerlerine ve birbirlerine
bağlılığını kuvvetlendirirken bu görevi yerine getirmemenin yolunu açacak
hukuki düzenlemeler, Türk toplum yapısında -uygun hâlde olmayan- bir yara, aynı
zamanda çelişkiler getirecektir.
Bu düzenlemeyi savunanlar,
iddialarının zeminini 2006 senesinde oluşturmaya başlamışlardır. Devlet Bakanı
ve Sayın Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Mart 2006’daki bir konuşmasında
“Askerlik yapıp yapmamaya herhangi bir müeyyide getirilecekse bu, Askerlik
Yasası’yla olabilir.” demiştir. Şimdi burada “müeyyide” kelimesine dikkatinizi
çekmek istiyorum. Bu kavramın ifade ettiği düşünce, ne yazıktır ki, bugün
görüşmekte olduğumuz tasarıya da yansımıştır. Şöyle ki: Kavram ile herhangi bir
cezai müeyyide, yaptırım öngörülmemekte, sadece kamuda zorunlu hizmet gibi bir
durum ifade edilmektedir.
Son zamanların
moda kavramı “Vicdani ret” üzerinde de biraz durmak istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, Avrupa Birliği ülkelerinin sözüm ona standartlarından birisi
olarak vicdani retçilik Türk hukuk düzeyine yerleştirilmeye çalışılmaktadır. Bu
konuda Hükûmeti uyarmak istiyorum, Avrupa’daki
örneklerinin iyi incelenmesi gerekmektedir. Vicdani ret süresince kamuda
zorunlu hizmette bulunanlara bu devletler maaş bağlamaktadır. Ayrıca, Noel
ödemesi, tezkere parası gibi ara ödemeler de gerçekleştirmektedirler. Türk
ekonomisi böyle bir yükü kaldırabilecek nitelikte değildir. Etkilerini hâlen
hissettiğimiz ekonomik kriz süreciyle her gün onlarca iş yeri kepenk
kapatmaktadır.
Vicdani ret
süreci, Türk toplum ve siyasi yapısıyla da zıt bir görünüm vermektedir.
Türkiye, hâlen artarak devam eden terörle mücadele sürecini yaşamaktadır ve şu
anda da 6 evladımız şehit olmuş, 8 evladımız yaralanmıştır. Bu mücadelede
askerî gücün önemini bir kez daha vurgulamakta yarar vardır. Vicdani ret ile
Türk Silahlı Kuvvetlerinin istihdam ihtiyacına ciddi bir darbe vurulacaktır.
Daha vahim boyutta ise, bu düzenlemeyle şehit aileleri rencide edilecektir. Bu
hüküm, insan hakları, demokrasi gibi kavramların istismar edilmesiyle
getirilmeye çalışılırken, Türk milletinin ve devletinin hiçbir çıkarıyla da
ihtiyacı uyuşmayan bir düzenlemedir. Bu düzenlemeyle evlatları vatan için şehit
düşen ailelerin içlerindeki yangın daha da artacaktır.
Değerli
milletvekilleri, Sayın Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek demişti
ki: “Bu durum Askerlik Yasası ile düzenlenmelidir.” Bir kere, askerlik yapmama
vatandaşlıktan çıkarılma için bir neden olmalıdır. Konuşmamın başında da
vatandaşlığı “bireyin devlete karşı bir statüsü” şeklinde ifade etmiştim. Şimdi
siz bu statüyü, hukuki olarak olması gereken yerde, Türk Vatandaşlığı
Kanunu’nda değil de başka bir yasayla mı düzenleyeceksiniz? Yoksa gerçekten
askerlik yapmamayı vatandaşlıktan çıkarmanın bir nedeni olmaktan vaz mı geçeceksiniz?
Değerli
milletvekilleri, tasarının ikinci bir tehlikeli noktası da çifte vatandaşlıkta
izin sisteminin ortadan kaldırılmasıdır. Böyle bir düzenlemeye niçin ihtiyaç
duyulmuştur? Örneğin, örnek aldığımız Avrupa Birliği ülkeleri,
ki başta Almanya olmak üzere, çifte vatandaşlığı kabul etmezken siz niye izin
sistemini de kaldırıyorsunuz? Acaba Hükûmet bu yolla,
izin almadan başka ülke vatandaşlığına geçenlerin yargılanmalarının önüne
geçmek mi istemektedir? Hükûmetten bu soruların
cevaplarını beklemekteyiz.
Çifte vatandaşlık
durumunun, bir kere, hukuki bir boyutu vardır. Bireyin çifte vatandaşlık
durumunda, kendisinin de içinde bulunduğu yargıya intikal eden olaylarda hangi
hukuk sisteminin uygulanacağını bildirmede çelişkiler olmaktadır.
Sonuç olarak,
Türk hukuk sisteminin ve Türk toplum yapısının yeni bir vatandaşlık kanununa
ihtiyacı olduğudur, ancak bu tasarı, ihtiyaçları karşılamaktan uzak olmakla
birlikte, yukarıda bahsettiğim şekilde, sakıncalı hükümler de içermektedir.
Belirttiğim bu
eksiklikler ve yanlışlıklar giderilmediği takdirde toplumsal huzursuzluklar
ortaya çıkabilecektir. Bu konunun tasarının görüşülmesi sırasında mutlaka
önergelerle düzeltilmesi gerektiğine inanıyor, yüce heyetinizi bir kez daha
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Özdemir.
Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili Sayın Ali Oksal.
Sayın Oksal,
buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA
ALİ OKSAL (Mersin) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; öncelikle,
Çukurca’da şehit olan askerlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara da acil
şifalar diliyorum; tüm ulusumuzun başı sağ olsun.
Yeni Türk
Vatandaşlığı Kanunu Tasarısı üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz
almış bulunmaktayım. Yüce Meclisin değerli üyelerini saygıyla selamlıyorum.
Tasarının tamamı
Türk vatandaşlığının kazanılması ve kaybına ilişkin ve vatandaşlık
hizmetlerinin yürütülmesine dair usul ve esasları belirlemektedir.
Vatandaşlık,
genel olarak, devlet ile kişi arasındaki hukuki bir bağ olarak tanımlanır. Bir
insan topluluğunun devletin kurucu unsuru olabilmesi için sınırları belli bir
ülke üzerinde yaşaması ve kendisini uluslararası alanda temsil edecek bir
siyasi otoriteye sahip olması ve devletle arasında sürekli bir hukuki bağının
olması demektir ki bu bağ vatandaşlık bağıdır. Vatandaşlık bağı, kişinin
devletine karşı bağlılığını ifade ederken, aynı zamanda devletin birey üzerinde
birtakım yetkilere sahip olmasının da temelini oluşturur.
Avrupa
Vatandaşlık Sözleşmesinin 2’nci maddesinde vatandaşlık şöyle tanımlanır:
“Vatandaşlık bir kişi ile bir devlet arasındaki hukuki bağ anlamına gelir,
kişinin etnik kökenini göstermez.”
Avrupa
Vatandaşlık Sözleşmesi’nin 1’inci maddesinde “Her devlet kimlerin kendi
vatandaşı olduğunu kendi hukuku uyarınca kendisi belirler.” denilmektedir.
Devletin bu yetkisinin tek istisnası, devletin yaptığı düzenlemelerin
uluslararası sözleşmelere, uluslararası teamül hukukuna ve vatandaşlıkla ilgili
genel olarak kabul edilmiş hukuk ilkelerine aykırı olmamasıdır. Vatandaşlıkla
ilgili düzenlemelerde devlet yetkisi mutlaktır, kimin vatandaş olacağı devletin
mutlak yetkisi altındadır.
Anayasa’mızın
66’ncı maddesinde Türk vatandaşlığı şöyle tanımlanmaktadır: “Türk devletine
vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür, Türk babanın ve Türk ananın
çocuğu Türk’tür, hiçbir Türk vatana bağlılıkla bağdaşmayan bir eylemde
bulunmadıkça vatandaşlıktan çıkarılamaz.”
Anayasa’nın
66’ncı maddesinde 2001 yılında yapılan değişiklik ile vatandaşlığın
kazanılmasında ana ile baba arasındaki ayrım ortadan kaldırılarak, Anayasa’nın
temel ilkelerinden olan “Kanun önünde kadın-erkek eşitliği” sağlanmıştır.
Bizde
Anayasa’daki vatandaşlık tanımı diğer Avrupa ülkelerindeki vatandaşlık
tanımlarıyla karşılaştırıldığında, bizdeki vatandaşlığın “millet” kavramına
daha yakın anlamda kullanıldığı görülecektir. Çünkü “millet” farklı
kültürlerden gelenlerden oluşur, “millet” kavramında ırka vurgu yapılmaz.
Son zamanlarda
bilinen vatandaşlık kavramından farklı olarak Avrupa Birliği vatandaşlığı
kavramı da ortaya çıkmıştır. Buna göre Avrupa Birliği vatandaşlığı, üye
devletin vatandaşı olan bir kişinin birlik çerçevesinde belirli hak ve
yükümlülüklerinin bulunması anlamına gelir. 1 Mart 2000 yılında yürürlüğe giren
Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi, vatandaşlığın kazanılması ve kaybedilmesi
konularında önemli ilkeler benimsemiştir. Sözleşme, vatandaşlık hukukunun
uygulanmasında cinsiyet, din, ırk, renk ya da ulusal veya etnik köken açısından
ayrımcılık oluşturan herhangi bir uygulama içermeyeceğini kabul etmiştir.
Sözleşme, devletlerin çok vatandaşlık olgusuna olumlu yaklaşımda bulunmalarını
da öngörmektedir. Bu sözleşmeyi Avrupa Konseyi üyesi on iki ülke onaylamış ve
yirmi yedi ülke de imzalamıştır. Avrupa Konseyine üye Türkiye bu sözleşmeyi
henüz imzalamamıştır. Avrupa Birliği düzeyinde yapılan değerlendirmelerde
vatandaşlık alanında Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi’nin temel alınması gerektiği
yönünde de eğilim artmıştır.
Değerli
milletvekilleri, Türk vatandaşlığı, hemen her ülkede olduğu gibi ülkemizde de
iki şekilde kazanılmaktadır. Buna göre Türk vatandaşlığı doğumla ve sonradan
olmak üzere iki şekilde kazanılır. Ülkemizde doğumla Türk vatandaşlığı, soy
bağı ve doğum yeri esasına göre kendiliğinden kazanılmaktadır. Doğumla
kazanılan vatandaşlık doğum anı ile geçerlidir. Yurt içinde ve dışında Türk
vatandaşı ana ve babadan evlilik birliği içinde doğan çocuklar doğum itibarıyla
Türk vatandaşlığını kazanırlar. Türk ana ve yabancı babadan evlilik birliği
dışında doğan çocuk Türk vatandaşıdır. Vatansızlığı önlemek için anası ve
babası belli olmayan terk edilmiş çocuklar toprak esasına göre doğdukları
ülkenin vatandaşı sayılacaklardır.
8’inci maddeyle
yapılan bu düzenleme vatansızlık durumuna düşülmemesini amaçlamaktadır. Doğumla
kazanılan vatandaşlık konusunda yapılan düzenlemeler genel olarak uluslararası
düzeyde kabul görmüş olan düzenlemelerdir. Türk vatandaşlığının sonradan
kazanılması, yetkili makam kararı, evlat edinme ve seçme hakkının
kullanılmasıyla olmaktadır. Buna göre 11’inci madde, Türk vatandaşlığını
kazanmak isteyen yabancılarda aranacak olan şartları sekiz ayrı maddede
toplamıştır. Bu koşulları taşıyan yabancılara yetkili makam kararıyla
vatandaşlık verilecektir. Gerek görülmesi hâlinde Bakanlar Kurulunca
taşıdıkları ülke vatandaşlığından çıkma şartı da istenebilecektir. Bu
maddelerden ayırt etme gücüne sahip olmak, genel sağlık bakımından tehlike
teşkil eden bir hastalığı bulanmamak, Türkiye’de kendisinin ve bakmakla yükümlü
olduğu kimselerin geçimini sağlayacak gelire veya mesleğe sahip olmak şartları
belirgin bir biçimde ifade edilmişken, yeteri kadar Türkçe konuşabilmek, iyi
ahlak sahibi olmak, Türkiye’de yerleşmeye karar verdiğini davranışlarıyla teyit
etmek, millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hâli
bulunmamak şartları diğer şartlara kıyasla muğlak
görünmektedir, daha açık ifade edilmelidir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; birinci bölümün konusu olan vatandaşlığın
kazanılmasıyla ilgili daha sonra konuşacağım için, burada biraz da
vatandaşlığın kaybedilmesinden ve vatandaşlıkla ilgili diğer düzenlemelerin
yapıldığı maddelerden bahsetmek istiyorum.
Yeni Türk
Vatandaşlığı Kanunu Tasarısı’nın 22’nci ve 50’nci maddelerini kapsayan ikinci
bölümüne göre Türk vatandaşlığı yetkili makam kararıyla ve kişinin seçme
hakkının kullanılmasıyla kaybedilmektedir. Yetkili makam kararıyla Türk
vatandaşlığının kayıp yolları çıkma, kaybettirme ve vatandaşlığın iptali olarak
belirlenmiştir. Türk vatandaşlığından çıkmak için izin isteyen kişilere belirli
şartları taşımaları hâlinde Bakanlıkça izin verilebilir. Bunlar ergin ve ayırt
etme gücüne sahip olmak, yabancı bir devlet vatandaşlığını kazanmış olmak veya
kazanacağına ilişkin inandırıcı belirtiler sunmak, herhangi bir suç veya
askerlik hizmeti nedeniyle aranan kişilerden olmamak, hakkında herhangi bir
mali veya cezai tahdit bulunmamak. Bu şartları taşıyan
ve yabancı bir devlet vatandaşlığını kazanmak üzere Türk vatandaşlığından
çıkmak için izin isteyenlerden talepleri uygun görülenlere de Bakanlıkça Türk
vatandaşlığından çıkma izin belgesi, verilen izin sonucunda veya önceden
yabancı bir devlet vatandaşlığını kazandığını belgeleyenlere ise Türk
vatandaşlığından çıkma belgesi verilir. Çıkma izin belgesi, karar tarihinden
itibaren iki yıl geçerlidir. İzin belgesi alanlar bu süre içerisinde yurt
içinde ikamet edilen yer valiliğine, yurt dışında ise dış temsilciliklere yabancı
devlet vatandaşlıklarını kazandıklarına dair bilgi ve belgeleri vermek
zorundadırlar. Süresi içinde yabancı devlet vatandaşlığının kazanılmaması
durumunda çıkma izin belgesi geçersiz sayılır. Çıkma belgesinin ilgiliye imza
karşılığı teslimiyle Türk vatandaşlığı kaybedilir.
Türk
vatandaşlığını kaybeden kişilerin nüfus aile kütüklerindeki kayıtları
kapatılır. Eşlerden birinin çıkma belgesi almak suretiyle Türk vatandaşlığını
kaybetmesi diğer eşin vatandaşlığına tesir etmez. Türk vatandaşlığını kaybeden
ana veya babanın talebinin bulunması ve diğer eşin de muvafakat etmesi hâlinde
çocukları da kendileri ile birlikte Türk vatandaşlığını kaybederler.
Türk
vatandaşlığından, izin almak suretiyle çıkanlara bazı haklar tanınmıştır. Doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle
vatandaşlığını kaybedenler ve kendileri ile birlikte işlem gören çocukları,
millî güvenliğe ve kamu düzenine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla
askerlik hizmetini yapma yükümlülüğü, seçme ve seçilme, kamu görevlerine girme
ve muafen araç ve ev eşyası ithal etme hakları
dışında sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklı kalmak ve bu hakların
kullanımında ilgili kanundaki hükümlere tabi olmak şartıyla Türk vatandaşlığına
tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam ederler.
Türk
vatandaşlığının kaybettirilmesi Bakanlar Kurulu kararının Resmî Gazete’de
yayınlandığı tarihten itibaren geçerli olur.
Vatandaşlığın
kaybı hâllerinden bir diğeri de iptal kararıdır. Türk vatandaşlığını kazanma
kararı ilgilinin yalan beyanı veya vatandaşlığı kazanmaya esas teşkil eden
önemli hususların gizlenmesi sonucunda vuku bulmuş ise kararı veren makam
tarafından vatandaşlığı iptal edilir.
İptal kararı Türk
vatandaşlığının kazanılmasından başlayarak on yıl geçtikten sonra verilmez.
İptal kararı,
kazanmanın dışında karar tarihinden itibaren hüküm ifade eder. İptal de ilgili
kişiye bağlı olarak Türk vatandaşlığını kazanmış diğer eşe ve çocukları
hakkında da uygulanır.
Vatandaşlığı
iptal edilenler hakkında da 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve
Seyahatleri Hakkında Kanun hükümleri uygulanır. Bunlardan malların tasfiyesi
gerekli görülen hâllerde bu husus iptal kararında belirtilir. Bu kişiler en geç
bir yıl içinde Türkiye’deki mallarını tasfiye etmek zorundadır. Aksi hâlde,
malları hazinece satılarak bedelleri nam ve hesaplarına kamu haznedarlığı
sistemine dâhil bir kamu bankasına yatırılır.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Türk Vatandaşlığı Kanunu Tasarısı 2006 yılında
İçişleri Komisyonunda görüşüldüğü sırada CHP milletvekilleri ve İçişleri
Komisyonu üyeleri olarak Hakkı Ülkü, Mehmet Siyam Kesimoğlu,
Nurettin Sözen, Mehmet Kartal, Nadir Saraç ve ben, Nâzım Hikmet Ran’ın Yasa’da yapılacak bir düzenlemeyle yeniden Türk
vatandaşlığına alınması için önerge vermiştik. Danıştay İdari Dava Daireleri
Genel Kurulu 6/10/2005 tarihinde almış olduğu kararla
Nâzım Hikmet Ran’ın Türk vatandaşlığından
çıkartılmasıyla ilgili 1951 yılında alınmış Bakanlar Kurulu kararını geçersiz
saymış olmasına rağmen, Komisyon önergeyi oy çokluğuyla reddetmişti. Önergenin
reddedilme gerekçesinde, Bakanlar Kurulu kararının idari bir işlem olduğu, bu
nedenle tasarıda yer alacak yasal bir düzenlemeyle değil de Nâzım Hikmet Ran’ın vatandaşlığa alınma işleminin yine Bakanlar Kurulu
kararıyla olması gerektiğini vurgulamışlardır. Üç yıl aradan sonra, 5 Ocak
2009’da, Bakanlar Kurulu, Nâzım Hikmet Ran’ın Türk
vatandaşlığına alınmasını kararlaştırmış ve 10 Ocak 2009’da Resmî Gazetede
yayımlayarak yürürlüğe koymuştur, kendilerine de teşekkür ediyoruz.
Tasarının
dikkatle tartışılması gereken önemli maddelerinden biri de 14’üncü maddesidir.
Türk vatandaşlığının Türkiye’de üç yıl ikamet şartına bağlı olarak yeniden
kazanılmasının açıklandığı bu maddede, tasarının 29 ile 34’üncü maddeleri
uyarınca vatandaşlığı kaybettirilen ya da vatandaşlığı kaybedenlere atıf
yapılmaktadır.
Tasarının 29’uncu
maddesi, Bakanlar Kurulunca Türk vatandaşlığının kaybettirilmesine ilişkindir.
Buna göre, belirtilen eylemlerde bulundukları resmî makamlarca tespit edilen
kişilerin Türk vatandaşlığı Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulunun kararıyla
kaybettirilir:
1) Yabancı bir
devletin, Türkiye'nin menfaatlerine uymayan herhangi bir hizmetinde bulunup da
bu görevi bırakmaları, kendilerine yurt dışında dış temsilcilikler, yurt içinde
ise mülki idare amirler tarafından bildirilmesine rağmen, üç aydan az olmamak
üzere verilecek uygun bir süre içerisinde kendi istekleriyle bu görevi
bırakmayanlar,
2) Türkiye ile
savaş hâlinde bulunan bir devletin her türlü hizmetinde Bakanlar Kurulunun izni
olmaksızın kendi istekleriyle çalışmaya devam edenler,
3) İzin
almaksızın yabancı bir devlet hizmetinde gönüllü olarak askerlik yapanlar.
Tasarının 29’uncu
maddesinde bu eylemler “vatana bağlılıkla bağdaşmayan eylemler” olarak
nitelendirilmiştir. Kişiler, zaten vatana bağlılıkla bağdaşmayan eylemlerde
bulundukları için millî güvenliğe ve kamu düzenine engel teşkil edecek
davranışlar sergilemişler ve bu nedenle vatandaşlıktan çıkartılmışlardır.
Şimdi, aynı kişilerin, tasarının 14’üncü maddesiyle Türkiye’de üç yıl ikamet
etmeleri koşuluyla kamu düzeni ve millî güvenlik bakımından engel teşkil eden
hâlleri ortadan kalkmış mı oluyor ve bu nedenle de yeniden Türk vatandaşlığını
kazanıyor, bu bir çelişki değil mi?
Yine 34’üncü maddeye göre ana ve babaya bağlı olarak soy bağı,
doğum yeri ve evlat edinme yolu veya herhangi bir nedenle Türk vatandaşlığını
kazanmış olanlar ergin olmalarından itibaren üç yıl içinde seçme hakkını
kullanmak suretiyle Türk vatandaşlığını seçmeyerek Türk vatandaşlığını
kaybedenler sadece millî güvenlik bakımından engel teşkil edecek bir hâli
bulunmaması ve Türkiye’de üç yıl ikamet etmek koşuluyla yeniden Türk
vatandaşlığını kazanabileceğin öngörülmektedir. Bu hakkın kullanılması, vatandaşlık hukukunun kişinin kendi
vatandaşlığını seçmede özgür olması ilkesinden hareket edilmektedir. Oysa, bu kişilerin önceki tercihlerinin Türk vatandaşlığı
olmadığı da görülmektedir. Bu tür kişileri de bu tasarıyla âdeta
mükâfatlandırıyoruz.
Burada önemle
üzerinde durulması gereken bir diğer husus, mevcut 403 sayılı Vatandaşlık
Kanunu’nun 25’inci maddesinde, vatana bağlılıkla bağdaşmayan ve vatandaşlığın
kaybına neden olan maddelerin, getirilen tasarının 43’üncü maddesi kapsamından
çıkartılanların hangileri olduğudur. Bunlar:
1) İzin
almaksızın kendi istekleriyle yabancı bir devlet vatandaşlığını kazananlar,
2) Yurt dışında
bulunup da muvazzaf askerlik görevini yapmak ve Türkiye’de savaş ilanı üzerine
yurt dışında bulunup da yurt savunmasına katılmak için yetkili kılınmış
makamlar tarafından usulen yapılacak çağrıya mazeretsiz olarak üç ay içinde
icabet etmeyenler,
3) Sevk sırasında
veya kıtalarına katıldıktan sonra yurt dışına kaçıp da kanuni süre içerisinde
geri dönmeyenler ve
4) Silahlı
kuvvetler mensupları ile askerlik görevini yapmakta olanlardan görev, izin,
hava değişimi veya tedavi için yurt dışında bulunup da süresi bittiği hâlde
mazeretsiz olarak üç ay içinde geri dönmeyenler.
Anayasa’nın
72’nci maddesi uyarınca vatan hizmeti her Türk’ün hakkı ve ödevidir. Herhangi
bir mazeret olmadan askerlik görevinden kaçmak vatana sadakatsizliktir. İzinsiz
olarak başka bir ülke için gönüllü askerlik hizmeti yapmak vatandaşlığın
kaybına sebep teşkil eden bir eylem olarak sayılıp cezalandırılması ne kadar
doğru ise kişinin kendi ülkesi için askerlik yapmaması, vatandaşlığın
kaybettirilmemesi şeklinde düzenleme yapılmış olması da o kadar yanlıştır.
Bu tasarı vicdani
retten açıkça söz etmese de imkân tanımaktadır. Eğer tasarının amacı vicdani
ret ilkesini hayata geçirmekse, o zaman bu açıkça belirtilmelidir. Avrupa
Konseyine üye olup da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 9’uncu maddesi
kapsamında bulunan vicdani ret ilkesini tanımayan ve kanunlarında zorunlu
askerliği öngören üç ülke bulunmaktadır ki, bu ülkeler Belarus,
Azerbaycan ve Türkiye’dir ama bu tasarıyla, görülüyor ki, askerlik yapmamak
artık vatandaşlığı kaybetme gerekçesi değildir. Âdeta af niteliğinde olan bu
düzenleme ulusumuzun manevi değerlerini sarsacak niteliktedir.
Tasarı
maddelerinde eleştirilmesi gereken diğer bir ince nokta ise 11’inci, 14’üncü,
16’ncı, 17’nci ve 29’uncu maddelerdeki “millî güvenlik ve kamu düzeni açısından
engel teşkil edecek bir hâli bulunmamak kaydıyla” ibarelerinin 13’üncü, 34’üncü
ve 43’üncü maddelerinde “millî güvenlik açısından engel teşkil edecek bir hâli
bulunmamak kaydıyla” şeklinde düzenlenmesidir. Bu düzenleme ve bu ifade değişikliği
millî güvenlik ve kamu düzeninin birbirinin yerine geçebilecek kavramlar olarak
anlaşılması ve bu yüzden ikisinden birisinin kullanılmasının yeterli görülmesi
gibi çok yanlış bir anlamaya meyil verir niteliktedir. Millî güvenlik ve kamu
düzeni birbirinin ikamesi olamaz ancak birbirinin tamamlayıcısı olabilir. Bu
nedenle, birbirleriyle bağlantısızmış gibi yansıtılmaları da doğru
olmayacaktır. Hele de tartışmaya açık konularda böyle bir kullanıma
başvurulmasının altında yoksa başka bir niyet mi vardır?
14’üncü maddedeki
vatandaşlığın kazanılması düzenlemesinin bir adım daha ilerisi olan 43’üncü
madde, 403 sayılı Kanun’un 25’inci maddesinin biraz evvel saydığım bentleri
uyarınca, vatandaşlığı kaybettirilmiş olan kişilerin başvurmaları hâlinde
ikamet şartı aranmaksızın vatandaşlığın kazanılması gibi tuhaf bir uygulamaya
yer vermektedir. Örneğin, böyle bir değişiklik yardımıyla, millî güvenlik
bakımından engel teşkil edecek bir hâli bulunmayan ancak kamu düzeni açısından
engel teşkil edecek bir hâli bulunan ve izin almaksızın kendi istekleriyle
yabancı bir devlet vatandaşlığını kazanan Merve Kavakçı gibilere ikamet şartı
aranmaksızın Türk vatandaşlığının önü mü açılmaya çalışılmaktadır?
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; kısacası tüm bu eleştiriler dikkate alındığında,
getirilen yeni Vatandaşlık Kanunu Tasarısı âdeta af niteliğinde olup uzun
dönemde Türk ulus devlet yapısının temelini zedeleyebilecek ve vatandaşlık
duygularına zarar verebilecek niteliktedir. Bu bağlamda, millî
hassasiyetlerimiz de dikkate alınmalıdır.
Sorumlu ve yapıcı
bir muhalefet anlayışı içinde, söz konusu yasa tasarısının özellikle 14, 29 ve
43’üncü maddelerini eleştirmeyi bir görev addediyorum. Belirttiğim eksiklik ve
bakış açıları dikkate alındığında bu amaca ne kadar ulaşılmış olduğunun
sorgulanması gerekir diyorum.
Bu duygu ve
düşüncelerle hepinizi saygı ile selamlıyorum. (CHP ve MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ederim.
AK PARTİ Grubu
adına Konya Milletvekili Sayın Ayşe Türkmenoğlu.
Buyurun. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU
ADINA AYŞE TÜRKMENOĞLU (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 90 sıra
sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu Tasarısı hakkında AK PARTİ Grubu adına söz
almış bulunuyorum. Grubum adına yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; yasa tasarısıyla ilgili konuşmama geçmeden önce
Hakkâri Çukurca’da şehit olan 6 askerimize Allah’tan rahmet, ailelerine
başsağlığı diliyorum. Yaralı askerlerimize de acil şifalar diliyorum.
Devletin
unsurlarından birisi olan insan topluluğu vatandaşlık hukukunun temel konusunu
oluşturmaktadır. Bir insan topluluğunun devletin kurucu unsuru olabilmesi için
sınırları belli bir ülke üzerinde yaşaması ve kendisini uluslararası alanda
temsil edecek bir siyasi otoriteye sahip olması ve devletle arasında sürekli
bir hukuki bağın bulunması gerekir. Bu bağ vatandaşlık bağıdır. Vatandaşlık
bağı kişinin devletine karşı bağlılığını ifade ederken aynı zamanda devletin
birey üzerinde birtakım yetkilere sahip olmasının temelini de oluşturur.
Vatandaşlık,
genel olarak devlet ile kişi arasındaki hukuki bir bağ olarak tanımlanır. Bu
durum, Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi’nin 2’nci maddesinde “Vatandaşlık, bir
kişi ile bir devlet arasındaki hukuksal bağ anlamına gelir, kişinin etnik
kökenini göstermez.” şeklinde ifadesini bulur. Danıştay kararlarında kabul
edilen bir görüşe göre ise vatandaşlık, genel olarak devlet ile kişi arasında
kurulan hukuki bir ilişki olarak tanımlanmaktadır. Bu ilişkiye taraf olan
devlet ile kişi arasında karşılıklı hak ve borçlar doğuran bir hukuki bağ
kurulmaktadır. Vatandaşlığın kişinin hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesindeki
bu önemi nedeniyle her kişinin bir vatandaşlığa sahip olması ve bu
vatandaşlıktan keyfî olarak yoksun bırakılmaması hakkı insan hak ve özgürlükleri
arasında kabul edilmiştir. Bu nedenle, Anayasa ve Türk Vatandaşlığı Kanunu’nda
vatandaşlığın kazanılması, vatandaşlıktan çıkma ve çıkarılma belirli koşullara
bağlanmış, bu hususlara ilişkin hukuki tasarruflara karşı yargı yoluna
başvurabilme olanağı tanınmıştır. Bu itibarla, devletin sözü edilen
tasarruflarda bulunurken ilgili kişinin, vatansızlık da dâhil, herhangi bir
mağduriyete uğramaması için gerekli dikkat ve özeni göstermesi ve gerekirse
kişiyi konuyla ilgili olarak bilgilendirmesi gerekmektedir.
Vatandaşlıkla
ilgili düzenlemelerin devletin egemenlik hakkının bir sonucu olduğu ve
vatandaşlığın belirlenmesinde devletin mutlak bir yetkisinin bulunduğu genel
bir ilkedir. Bu yüzden, her devletin kimlerin kendi vatandaşı olacağını
belirleme ve bunlarla ilgili düzenleme yapma özgürlüğü vardır. Avrupa
Vatandaşlık Sözleşmesi’nin 1’inci maddesi bunu açıkça ifade etmiştir. Adı geçen
sözleşmeye göre “Her devlet, kimlerin kendi vatandaşı olduğunu, kendi hukuku
uyarınca kendisi belirler.’’ Devletin bu yetkisinin tek istisnası ise, devletin
yaptığı düzenlemelerin, uluslararası sözleşmelere, uluslararası teamül hukukuna
ve vatandaşlıkla ilgili genel olarak kabul edilmiş hukuk ilkelerine aykırı
olmamasıdır.
Vatandaşlığın
belirlenmesinde devletlerin mutlak yetkilerinin bulunması nedeniyle uygulamada
ülkeler genellikle doğum yeri ve soy bağı esaslarından birisini ya da her
ikisini birlikte kabul etmektedir. Bunun yanında, belirli şartları taşıyanlara
doğumdan sonra da devletlerce vatandaşlık verilebilmektedir.
403 sayılı Türk
Vatandaşlığı Kanunu’nda soy bağı ve doğum yeri esaslarının her ikisine de yer
verilerek uluslararası alandaki genel eğilime uyulmuştur. Doğumdan sonra,
doğumdan başka bir nedenle vatandaşlığın kazanılmasında vatandaşlık hukuku
alanındaki uluslararası gelişmeler göz önünde bulundurulmuştur.
Son zamanlarda,
bilinen “vatandaşlık” kavramından farklı olarak “Avrupa Birliği vatandaşlığı”
kavramı da ortaya çıkmıştır. Avrupa Birliği vatandaşlığı kavramı, üye ülkelerin
vatandaşlıkla ilgili düzenlemelerinin tamamen dışında yer almaktadır. Bu
kavram, vatandaşlık mevzuatlarını düzenleme yetkisinde ülkelerin geleneksel
uygulamalarında herhangi bir değişiklik öngörmemiştir. Ancak son zamanlarda
vatandaşlık alanında da ortak hareket edilmesi gerektiği yönünde Avrupa Birliği
düzeyinde değerlendirmeler yapılmaktadır.
Avrupa Birliği
vatandaşlığı üye devletin vatandaşı olan bir kişinin Birlik çerçevesinde
belirli hak ve yükümlülüklerinin bulunması anlamına gelir. Üye devletlerde
dolaşım ve ikamet özgürlüğü, ikamet edilen devlette yerel ve Avrupa
Parlamentosu seçimlerine katılabilme, kendi ülkesinin temsilciliğinin
bulunmadığı üçüncü ülkelerde üye ülkelerin diplomatik korumasından faydalanma,
Avrupa Parlamentosuna ve ombudsmana başvurma hakkı
Avrupa Birliği vatandaşlığının hakları olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ülkemizde
vatandaşlık hizmetleriyle ilgili temel kanun, 403 sayılı Türk Vatandaşlığı
Kanunu’dur. Uygulamaya konulduğu 22 Mayıs 1964 tarihinden beri bu Kanun’da
önemli değişiklikler yapılmıştır. Dönemin şartları içerisinde ortaya çıkan
güncel ihtiyaçların zorlamasıyla yapılan bu değişiklikler kanunun
sistematiğinde bozulmalara neden olmuştur. Zaman içinde yapılan değişikliklerle
Kanun’un bozulan sistematiğinin hukuk ilkelerine uygun şekilde yeniden
düzenlenmesi bir zorunluluk hâline gelmiştir.
Kanun’un
yürürlükte bulunduğu dönemde kabul edilen 1982 Anayasası’nın Türk
vatandaşlığıyla ilgili 66’ncı maddesinde 2001 yılında değişiklik yapılmış,
vatandaşlığın kazanılmasında ana ile baba arasındaki ayrım ortadan kaldırılarak
Anayasa’nın temel ilkelerinden olan kanun önünde kadın-erkek eşitliği
sağlanmıştır.
2002 yılında
yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun getirdiği düzenlemeler ile
Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun hükümlerinin birbirine uyumunun sağlanması açısından
da yeni bir düzenleme zaruret hâlini almıştır. Ayrıca uluslararası düzeyde
vatandaşlık konularında bağlayıcı düzenlemelere gidilmeye başlanmıştır.
1 Mart 2000
tarihinde yürürlüğe giren Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi, vatandaşlığın
kazanılması ve kaybedilmesi konularında önemli ilkeler benimsemiştir. Sözleşme,
vatandaşlık hukukunun cinsiyet, din, ırk, renk ya da ulusal veya etnik köken
açısından ayrımcılık oluşturan herhangi bir uygulama içeremeyeceğini kabul
etmiştir. Diğer yandan, sözleşme, devletlerin çok vatandaşlık olgusuna olumlu
yaklaşımda bulunmalarını öngörmektedir. Bu sözleşmeyi, Avrupa Konseyi üyesi 12
ülke onaylamış, 27 ülke de imzalamıştır. Ülkemiz bu sözleşmeyi henüz
imzalamamakla birlikte, Avrupa Birliği sürecinde ülkemizin gündemine gelmesi
muhtemel görünmektedir çünkü Avrupa Birliği düzeyinde yapılan
değerlendirmelerde, vatandaşlık alanında, Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi’nin
temel alınması gerektiği yönünde eğilim ağırlık kazanmıştır.
Diğer yandan,
küreselleşmenin bir sonucu olarak ulaşım imkânlarının artması ve Türkiye ile
tarihî ve sosyolojik bağları bulunan veya bulunmayan ve Türkiye dışında yaşayan
birçok yabancının, Türk vatandaşlığını kazanmaya yönelik başvurularında büyük
artışların olduğu gözlemlenmiştir. Başvuruların sağlıklı ve hızlı bir şekilde
incelenmesi ve değerlendirilmesi için yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadır.
Gelişmiş ülkelerin de uyguladığı bir yol olarak, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal
hayatına katkıda bulunabilecek yabancılara Türk vatandaşlığının daha kolay verilmesi
suretiyle bu kişilerin ülkemize kazandırılmaları da önem arz etmektedir.
Yine, bu dönemde
yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının sayısında büyük artışlar olmuştur.
Türkiye dışında yaşayan Türk vatandaşları, bulundukları ülkelerde siyasi,
ekonomik, kültürel ve sosyal açıdan daha etkin olabilmek için yaşadıkları
ülkelerin vatandaşlığına sahip olma çabası içindedirler. Bazı devletler
ülkesinde yaşayan Türk vatandaşlarına, Türk vatandaşlığını kaybetmeden kendi
vatandaşlığını vererek çok vatandaşlığa sahip olma imkânlarını tanımıştır.
Almanya, Avusturya gibi ülkelerde yaşayan Türk vatandaşları, ancak Türk
vatandaşlığından izinle çıkarak bulundukları ülkelerin vatandaşlığını
kazanabilmektedirler.
Bütün bu
gelişmeler ışığında vatandaşlıkla ilgili yasal düzenlemelerin yeniden gözden
geçirilmesi, yeni bir tedvine gidilmesi bir zaruret hâlini almış ve bu tasarı
ile bu amaçlanmıştır.
Değerli
milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz kanun tasarısının 5’inci maddesiyle Türk
vatandaşlığının hangi hâllerde kazanılacağı belirlenmiştir. Buna göre Türk
vatandaşlığı, biyolojik ve hukuki bir olay olan doğumla ve sonradan olmak üzere
iki yolla kazanılmaktadır. Kanunun sistematiği de bu esaslara göre
düzenlenmiştir.
6’ncı madde ile
doğumla Türk vatandaşlığının kazanılması hâlleri soy bağı ve doğum yeri esas
alınarak belirlenmiş ve doğumla kazanılan vatandaşlığın doğum anından itibaren
geçerli olacağı hükmüne yer verilmiştir.
7’nci madde ise
-Anayasa’nın 66’ncı maddesi- “Türk babanın veya ananın çocuğu Türk’tür.”
hükmünü getirmiştir. Bu hükümle soy bağı esasına dayanılarak Türk
vatandaşlığının doğumla kazanılmasındaki genel prensip belirlenmiştir. Buna
göre, yurt içinde veya dışında evlilik birliği içinde doğan çocuk doğumundan
itibaren Türk vatandaşlığını kazanacaktır. Ayrıca Türk vatandaşı anadan ve
yabancı babadan evlilik birliği dışında doğan çocuk ile Türk vatandaşı babadan
veya yabancı anadan evlilik birliği dışında doğan çocukların vatandaşlık
durumları düzenlenmiştir. Soy bağının kurulmasını sağlayan esasların yerine
getirilmesi hâlinde Türk vatandaşı babadan evlilik birliği dışında doğan çocuk
da babaya bağlı olarak Türk vatandaşlığını kazanacaktır.
8’inci madde ile
Türk vatandaşlığının kazanılmasında prensip olarak soy bağı esası
benimsenmiştir. Ancak, ana ve babası belli olmayan terk edilmiş çocukların,
hangi ülkede bulunmuşsa o ülkede doğmuş sayılmaları ve o ülkenin
vatandaşlığının verilmesi uluslararası hukuk tarafından benimsenmiş temel bir
ilkedir. Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi taraf devletleri bu doğrultuda düzenleme
yapmakla yükümlü tutmuştur. Vatansızlığı önlemek amacı ile Türkiye’de doğan ve
ne anadan ne de babadan dolayı vatandaşlık kazanamayan çocuklar ile Türkiye’de
bulunmuş çocukların Türkiye’de doğdukları karine kabul edilerek, toprak esasına
göre aksi sabit oluncaya kadar Türk vatandaşlığını kazanmalarına imkân
tanınmıştır.
14’üncü madde ile
vatandaşlık, karşılıklı hak ve yükümlülüklerin varlığı ile birlikte duygu
bağlantısını da temel alan bir hukuki bağdır. Madde ile
vatana bağlılıkla bağdaşmayan eylemlerde bulunan ve bu nedenle Bakanlar
Kurulunca Türk vatandaşlığı kaybettirilenler ile Kanun’un 34’üncü maddesi
uyarınca seçme hakkını kullanmak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybeden
kişilerin, kamu düzeni ve millî güvenlik bakımından engel teşkil edecek bir
hâli bulunmamak ve Türkiye’de üç yıl ikamet etmek şartıyla Türk vatandaşlığını
kazanabileceği öngörülmektedir.
29’uncu madde ile
belirtilen eylemlerde bulundukları resmî makamlarca tespit edilen kişilerin
Türk vatandaşlığının Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulu kararıyla
kaybettirilebileceği düzenlenmiştir.
Maddenin (a)
bendi de yabancı bir devletin hizmetinde bulunanlarla ilgilidir. Yabancı bir
devletin, Türkiye’nin menfaatlerine uymayan bir hizmetinde bulunup da Bakanlar
Kurulunca bu görevi bırakmaları kendilerine bildirilmesine rağmen verilen süre
içerisinde kendi istekleri ile bu görevi bırakmayanların Türk vatandaşlığı
kaybettirilecektir.
Maddenin (b)
bendine göre Türk vatandaşlarının, Türkiye ile savaş hâlinde bulunan yabancı
ülkenin her türlü hizmetinde kendi istekleriyle ve Bakanlar Kurulunun izni olmadan
çalışmaya devam etmesi durumunda haklarında kaybettirme işlemi yapılacağı
öngörülmektedir.
Maddenin (c)
bendine göre izinsiz olarak başka bir ülke için de gönüllü askerlik hizmeti
yapmak, vatandaşlığın kaybına sebep teşkil eden bir eylem olarak sayılmıştır.
Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi de başka bir ülke için gönüllü askerlik yapmayı
bir kayıp nedeni olarak öngörmektedir.
43’üncü madde ile
doğumla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşı olanların Türk vatandaşlığını
kazanmaları, ekonomik, sosyal ve beşerî geleceklerinin güvence altına alınması
açısından önem arz etmektedir. Bu maddeyle Türk vatandaşlığını kazanmak üzere yazılı
bildirimde bulunan, doğumla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşlığını
kazanmış olanlara Türk vatandaşı olabilme imkânı sağlanmıştır.
Herhangi bir
devlet vatandaşı iken Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşlığını sonradan
kazanmış olanlara ise genel hükümler uygulanacaktır. Bu uygulama ile Türk
vatandaşlığını kazanma şartlarını taşımayan yabancıların Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti vatandaşlığını kazanarak kolay yoldan Türk vatandaşı olmaları
engellenmiştir.
Değerli
milletvekilleri, İçişleri Bakanlığınca hazırlanarak 7/4/2006
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulan Türk Vatandaşlığı
Kanunu Tasarısı 18/4/2006 tarihinde esas komisyon olarak İçişleri
Komisyonumuza, tali komisyon olarak da Adalet, Dışişleri ve Avrupa Birliği Uyum
Komisyonuna havale edilmiştir.
İçişleri
Komisyonumuz 26/04/2006 tarihli toplantısında tasarıyı
gündemine alarak görüşmeye başlamış ve tasarının olgunlaştırılması amacıyla bir
alt komisyon kurulmasını kararlaştırmıştır. İçişleri Komisyonumuz, İçişleri,
Adalet, Dışişleri, Maliye ve Millî Savunma Bakanlığı temsilcilerinin
katılımıyla, Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Raporu’nu da dikkate alarak alt
komisyon rapor ve metnini de inceleyip görüşmüştür. Tasarıyla Türk
vatandaşlığının kazanılması ve kaybına ilişkin usul ve esaslar düzenlenmektedir.
Alt komisyon
tasarıda aşağıdaki değişikliklerin yapılmasını öngörmüştür:
Tasarının 3’üncü
maddesinde yer alan “çok vatandaşlık” tanımı, Türk vatandaşının, aynı anda,
Türk vatandaşlığının yanında diğer bir veya birçok vatandaşlığa sahip olması
durumunu tanımlamaktadır. Tanım, yanlış anlaşılmaları önlemek amacıyla yeniden
düzenlenmiş ve çok vatandaşlığı ifade eder hâle getirilmiştir.
Tasarının 12’nci
maddesinin birinci fıkrasında yer alan “11 inci maddenin birinci fıkrasının (g)
bendi…” ibaresi diğer maddelerdeki düzenlemelere paralellik sağlanması amacıyla
açık şekilde yazılmıştır.
Ayrıca, aynı
maddenin birinci fıkrasının (a) bendine “sportif” kelimesinden sonra “kültürel”
kelimesi eklenmesi kabul edilmiştir.
Alt komisyonda,
vatandaşlığa alınacak kişilerle ilgili olarak, Bakanlığa, kamu yararına çalışan
sivil toplum örgütleri, üniversiteler ve meslek odalarının, 12’nci maddenin
birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca, öneri getirebilmesine ilişkin değişiklik
talebi sivil toplum örgütlerinin ilgili oldukları bakanlıkları harekete
geçirebilme imkânlarının zaten mevcut olmasından dolayı alt komisyonda kabul
edilmemiştir.
Tasarının 18’inci
maddesinin birinci fıkrasında, 11’inci madde uyarınca, Türk vatandaşlığını
kazanmak isteyen yabancılardan başvuruları uygun bulunanların Bakanlar Kurulu
kararıyla Türk vatandaşlığını kazanabilecekleri hususu düzenlenmektedir. Alt
komisyon, Bakanlık aşamasına kadar gerekli incelemenin yapıldığını göz önüne
alarak, başvuru işlemlerinin kısa sürede sonuçlanmasını sağlamak amacıyla,
11’inci madde uyarınca, Türk vatandaşlığını kazanmada Bakanlık kararını yeterli
görmüş ve maddeyi bu şekilde değiştirmiştir.
Tasarı’nın 20’nci
maddesinde Türk vatandaşlığının evlat edinilme yoluyla kazanılması
düzenlenmektedir. Maddeye göre, evlat edinilen yedi yaşından küçük çocuk, evlat
edinilmekle otomatik olarak Türk vatandaşlığını kazanmaktadır.
Avrupa Birliği
Uyum Komisyonu, 14 Ocak 2004 tarihli ve 5049 sayılı Kanun’la onaylanan
Çocukların Korunması ve Ülkelerarası Evlat Edinme Konusunda İşbirliğine Dair
Sözleşme’nin evlat edinilecek çocuk yaşının on sekiz olarak belirlendiğini ve
bu maddedeki düzenlemenin söz konusu sözleşmeye aykırı olduğunu belirtmiştir.
Alt komisyon bu öneriyi dikkate alarak, evlat edinilen ergin çocuğun Türk
vatandaşlığına alınmasına karar vermiştir, ancak belli bir yaşın üstünde
olanların vatandaşlığa alınması durumunda istenmeyen sonuçların doğabileceği ve
bu hakkın kötüye kullanılabileceği endişesiyle, evlat edinenlerin vatandaşlığa
alınması otomatik olmaktan çıkarılmıştır. Ergin olmayanların evlat edinmeleri
hâlinde vatandaşlığa alınmaları, millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel
teşkil edecek bir hâli bulunmama şartına bağlanmıştır.
Tasarının 43’üncü maddesiyle düzenlenen mülga 403 sayılı Türk
Vatandaşlığı Kanunu’nun 25’inci maddesinin (a), (ç), (d) ve (e) bentleri
uyarınca Türk vatandaşlığını kaybetmiş olanların Türk vatandaşlığına
alınmasında, 13’üncü maddesiyle düzenlenen Türk vatandaşlığının ikamet şartı
aranmaksızın yeniden kazanılmasında ve 14’üncü maddesiyle düzenlenen Türk
vatandaşlığının ikamet şartına bağlı olarak yeniden kazanılmasında, kamu düzeni
bakımından engel teşkil edecek bir hâli bulunmama şartı kaldırılarak kolaylık
sağlanmıştır.
Tasarının 44’üncü
maddesinin başlığı madde içeriğine uygun olarak “Çok vatandaşlık” olarak
değiştirilmiştir.
Tasarının 45’inci
maddesiyle düzenlenen vatandaşlık işlemlerinden alınacak hizmet bedeli, Türk
vatandaşlığının sonradan kazanılmasına ilişkin işlemlerle sınırlanarak Türk
vatandaşları için kolaylık sağlanması amaçlanmıştır.
Ayrıca, maddenin
ikinci fıkrasında 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’na göre geliri olmayanlar ve
kendileriyle birlikte işlem gören çocukları için birinci fıkra uyarınca
belirlenen hizmet bedelinin alınmayacağı yönünde düzenleme yapılmış, Bakanlar
Kurulunun bu konuda karar verme yetkisi kaldırılmıştır.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Türk vatandaşlığıyla ilgili yapılacak bu
düzenlemelerin olumlu sonuçlar getireceğini umuyor, yasanın ülkemize hayırlı
olmasını temenni ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ederim.
Sayın
milletvekilleri, saat 19.30’da toplanmak üzere birleşime ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.08
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.33
BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Yaşar TÜZÜN (Bilecik), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 95’inci Birleşiminin Üçüncü
Oturumunu açıyorum.
90 sıra sayılı
Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Tasarının tümü
üzerinde söz sırası, şahsı adına Adana Milletvekili Sayın Ali Küçükaydın’da.
Sayın Küçükaydın, buyurun efendim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ALİ KÜÇÜKAYDIN
(Adana) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de konuşmamın başında
Hakkâri Çukurca’da şehit olan aziz şehitlerimizi rahmetle anıyorum,
yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum.
Değerli
milletvekilleri, vatandaşlık, kişinin bir devlete olan mensubiyetini belirleyen
ve ona karşı olan hak ve yükümlülüklerini ifade eden bir kavramdır.
Milletlerarası
hukukta her devletin kendi vatandaşını belirleme hakkı vardır. Dolayısıyla bu
hak Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi’ne de aynı şekilde geçmiştir.
Değerli
arkadaşlarım, Anayasa’mızın 66’ncı maddesi Türk vatandaşlığını düzenlemiştir.
Madde “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.” demekte
ve arkasından da “Türk babadan veya anadan doğan çocuk Türk’tür.” demek
suretiyle bir yerde, soy bağını esas almıştır. Aynı fıkrayla Anayasa’mız aynı
zamanda kadın-erkek eşitliğine de vurgu yapmıştır.
Vatandaşlıkla
ilgili Anayasa’mızın bir başka hükmü de vatandaşlığın kanunla kazanılacağını,
kanunla kaybedileceğini belirtmek suretiyle Vatandaşlık Kanunu’na atıfta
bulunmuştur. Hiçbir Türk’ün vatana bağlılıkla bağdaşmayan bir hareketi olmadığı
takdirde vatandaşlıktan çıkarılamayacağı da hüküm altına alınmıştır.
Ben tasarının,
kısaca, getirdiklerini belirtmek suretiyle konuşmamı sürdürmek istiyorum. 403
sayılı Vatandaşlık Kanunu 1964 yılında çıkarılmış, zaman içinde birçok diğer
buna bağlı kanunlarda, başta Anayasa’mızda değişiklik olduğu için, Kanun’a bir
nevi birçok alanda müdahaleler olmuş ve bu değişikliklere paralel olarak da
yeni bir düzenlemenin yapılması şart olmuştur. Yani bir yerde Kanun’un
sistematiği bozulmuştur.
Yine Kanun’un
yürürlükte bulunduğu dönemde, biraz önce de belirttiğim gibi, 66’ncı maddesi
Anayasa’mızın 2001 yılında değişikliğe uğramış, bu değişikliğe paralel de
Vatandaşlık Kanunu’nda bir değişiklik şart olmuştur. Yine -bir başka
değişiklik- Vatandaşlık Kanunu’nda 4721 sayılı Medeni Kanun’da yapılan
değişikliğe paralel bir değişikliğin yapılması da gerekli hâle gelmiştir.
Vatandaşlığa alınmada aranan ikamet süresi, bu kanunla, yeni tasarıyla beş yıla
çıkarılmıştır ama bu, Türk soylular için 2010 yılına kadar aynı şekilde
sürdürülecektir. İstisnai olarak vatandaşlığa alınma şartları tasarıda
belirlenmiştir. Bu -yetkili Bakanlar Kuruludur- şart, güvenlik bakımından Türk
vatandaşlığına alınmaya engel bir hâlin olmamasıdır.
Konuşmamı burada
bitiriyor, bu kanunun memleketimize hayırlı olması temenni ve dileklerimle
saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Küçükaydın.
Şahsı adına
Eskişehir Milletvekili Sayın Nedim Öztürk.
Buyurun efendim.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
EMİN NEDİM ÖZTÜRK
(Eskişehir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk Vatandaşlığı Kanun
Tasarısı hakkında şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle
Meclisimizin siz değerli temsilcilerini saygıyla selamlıyorum.
Her şeyden önce,
şehitlerimize rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diler, milletimizin başı sağ
olsun derim.
Değerli
milletvekili arkadaşlarım, hepinizin bildiği gibi, vatandaşlık ile ilgili
düzenlemeler devletin egemenlik hakkının bir sonucu ve mutlak yetkisine tabi
bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda, ülkemizde vatandaşlık
hizmetleri 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’yla düzenlenmektedir. Ancak, bu
Kanun’da dönemin ihtiyaçlarına uygun olarak yapılan önemli değişiklikler
Kanun’un temelden farklılaşmasına neden olmuştur. Bundan dolayı mevcut Kanun’un
hukuk ilkelerine uygun biçimde yeniden düzenlenmesi zorunlu hâle gelmiştir.
Bununla birlikte, küreselleşme ve hızla gelişen ekonomik şartlar, dış dünyayla
bağlarımızın kuvvetlenmesi ve Türk vatandaşlığı başvurularının artması, konunun
tekrar gündeme alınmasında zorlayıcı bir etki olmuştur.
Değerli
milletvekilleri, bu tasarı, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın bulundukları
ülke vatandaşlığını kazanmada yaşadığı sıkıntıları da göz önüne alarak
hazırlanmıştır. Bu açıdan bakıldığında, tasarıda, sadece Türk soylu
vatandaşlarımız için değil, yabancı uyruklu kişilerin de mağduriyetlerinin
önlenmesi amaçlanmıştır. Türk vatandaşlığı çerçevesini net olarak belirleyecek
olan oldukça faydalı bu yasal düzenlemenin milletimize hayırlı olacağına
inanıyorum.
İlginizden ötürü
hepinize teşekkür eder, yüce heyetinizi tekrar saygıyla selamlarım. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Öztürk, teşekkür ediyorum.
Tasarının tümü
üzerinde soru-cevap işlemi gerçekleştireceğiz.
Sayın Korkmaz?
Yok.
Sayın Işık,
buyurun efendim.
ALİM IŞIK (Kütahya) –
Teşekkür ederim Sayın Başkanım. Sayın Bakanıma sormak istiyorum.
Şimdiye kadar
ülkemizde kaç vatandaşımız, hangi sebeplerle Türk vatandaşlığından
çıkarılmıştır? Bu sebepler içerisinde en fazla vatandaşımızın çıktığı birkaç
sebep hangisidir?
Yine ülkemizdeki
çifte vatandaş sayısı ne düzeydedir? Son yıllardaki bu değişim nasıl
gelişmiştir? Özellikle ülkelere göre hangi ülkelerden daha çok ülkemizde çift
vatandaşlık hakkı kazanmış insan vardır?
Bir de özellikle
son dönemde GAP projesi kapsamına giren iller içerisinde çifte vatandaşlık
hakkını edinme çabalarının arttığı iddiaları vardır. Bu iddiaları nasıl
değerlendiriyorsunuz? Şanlıurfa başta olmak üzere diğer illerimizde çifte
vatandaşlık edinenlerin sayısı nasıl değişmektedir?
Yine cumhuriyet
tarihi boyunca ülkemizde kurulan cumhuriyet hükûmetlerinde
kaç kişi çifte vatandaş olarak görev yapmıştır?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür
ederim.
Sayın Akkuş…
AKİF AKKUŞ
(Mersin) – Sayın Başkan, Sayın Bakanım; son beş yıl içerisinde Türk
vatandaşlığına müracaat eden ve kabul edilenlerin sayısı nedir? Türk
vatandaşlığı istemede ana saik nedir ve daha çok hangi ülke vatandaşları Türk
vatandaşlığına geçmek istemektedir?
İki: Balkan
ülkelerinde yaşayan ancak Türk vatandaşlığını da kendi vatandaşlığı yanında
taşımak isteyenlere vatandaşlık hakkı veriyor muyuz?
Üç: Orta Doğu,
Asya ve Avrasya bölgelerinde Türkiye’ye eğitim için gelen yabancıların Türkçe
öğrenmesi ve eğitim görmesi için ne gibi kolaylıklar sağlıyorsunuz?
Bangladeş’ten
gelen, gelmek isteyenlere vize verilmediği söyleniyor. Sebebi nedir?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür
ederim.
Sayın Uslu? Yok.
Sayın Çelik...
BEHİÇ ÇELİK
(Mersin) – Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Sayın Bakana ben
de vatandaşlıkla ilgili olarak özellikle Emniyet Genel Müdürlüğü Yabancılar
Dairesinin takibinde olup da Türk vatandaşlığına geçme talebinde bulunan
kişilerin istatistiki durumunu sormak istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Sayın Kaplan...
HASİP KAPLAN
(Şırnak) – Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan,
özellikle 1969’lardan bu yana gösterilere katıldığı için vatandaşlıktan atılan
yurttaşlarımız var. Ayrıca bunlarla ilgili sınır dışı edilme kararları var ve
yurt içine girişleri yasak. Bu vatandaşlarımız geldikleri zaman havaalanından
geri gönderiliyorlar ve ailelerini, annelerinin, babalarının mezarlarını bile
ziyaret edemiyorlar. Bu reformlar sonrası bu konuda bir iç düzenleme yapmayı
düşünüyor musunuz? Bu tür kişilerin sayısı çok mudur? Onu öğrenmek istedim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Sayın Kaptan…
OSMAN KAPTAN
(Antalya) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakan,
çifte vatandaşlık hakkına sahip bakanımız var mı, varsa kaç tane bakan çifte
vatandaşlık hakkına sahiptir?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Sayın Korkmaz…
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) – Sayın Bakan, bildiğiniz üzere Adrese Dayalı Kayıt Sistemi
sonrasında bazı belediyeler 2 bin nüfusun altına inmiş ve kapatılmıştı. Ancak
Anayasa Mahkemesi kararıyla bunların yeniden seçime girmesi mümkün olabildi. Bu
süreçte, söz konusu belediye başkanları zaten kapatılıyoruz diye ellerindeki
belediyeleri yüksek oranlarda borçlandırdılar. Seçim sonrasında belediyeleri
devralan belediye başkanları ağır bir faturayla karşılaştılar. İller
Bankasından gelen paylar yeni nüfuslara göre gönderildiğinden bu borçların
altından kalkmaları mümkün görülmüyor. Bakanlığınızca bu borçların tamamının,
hiç olmazsa bir kısmının silinmesi yahut İller Bankasından gönderilen payların
2011 yılına kadar eski nüfuslar esas alınarak gönderilmesi yönünde bir
çalışmanız var mıdır?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Sayın Bakanım,
buyurun efendim.
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Soru soran
arkadaşlarımıza da teşekkür ediyorum.
Tabii, bir kısmı
bunların sayılar, çifte vatandaş sayısı, ülkelere göre, illere göre. Bunları,
izin verirseniz, yetiştirebilirsek süre içinde, bu tasarı görüşülürken, yoksa
daha sonra yazılı olarak sunayım.
Tabii, burada
Sayın Kaplan’ın ifade ettiği ve benzer konularda şunu söylemek istiyorum: Bu
kanunun genel özü, biraz daha çağdaş gelişmeleri, biraz daha esnekliği getiren
bir vatandaşlık anlayışı. Burada özellikle o ifade edilen suç, suçlu, yurt
dışından geliyorsa yasaklı vesaire. Onlar tabii, güvenlikle ilgili boyutlar.
Genelleme yapamayız. Hepsinin durumuna göre ama biz o konularda da biraz daha
rahat bir uygulamayı getirmeye çalışıyoruz mümkün olabildiğince.
Burada, çifte
vatandaşlık sahibi kişilerle ilgili olan rakamları şu anda veremiyorum.
Belediyelerle
ilgili konuda Sayın Korkmaz’ın, bilindiği gibi, yeni
düzenlememizde, buradan geçen sene temmuz ayında, haziran sonu temmuz başı
çıkardığımız belediye gelirleriyle ilgili kanunda, nüfus kriteri
yanında gelişmişlik indeksini de getirdik ve ayrıca Bakanlar Kurulu da bir
karar aldı, seçime kadar önceki dönemde ödenen miktarlar belediyelere aynen
ödendi. Nüfusları düşse bile -seçime kadar daha önce yaptıkları planlar
olabilir, çalışmalar olabilir- mevcut belediye başkanları zor durumda kalmasın
diye önceki nüfusa göre aldıkları ödenekler gönderildi ama seçimden itibaren
yeni seçilecekler yeni nüfus yapısını da bilecekler, yeni geliri de bilecekler.
Onun için yeni uygulama diye, şimdi, tabii, nüfusu düşen yerlerde yeni nüfusa
göre ödenek gönderildiği için bazı sıkıntılar var. Bunlar biliniyor ve tabii
bunlar Bakanlığımızdan ziyade Hükûmetin geneliyle
ilgili ve Maliye Bakanlığıyla ilgili boyutlar, İller Bankasıyla ilgili boyutlar
ama genel olarak hükûmetlerimiz döneminde yerel
yönetimlerin gelirlerini mümkün olduğunca artırdık. Yani bugün Belediyeler
Birliğinin bir kongresi vardı, toplantısı vardı, orada da bunlar görüşüldü.
Yani yüzde 350 civarında 2002 ile bugün arasında bir artış var belediyelere
genel bütçeden ayrılan gelirde. O manada biz daima belediyelerimizin rahat
çalışması yönünde bütün imkânları kullanıyoruz. Onu ifade edebilirim.
Teşekkür ederim
Başkanım.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkan, süre varsa soru…
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) – Sayın Bakanım, sıfırdan başlayabilmeleri için bu belediyelerin
geçmişten gelen borçlarını yük olarak yüklememek gerekiyor. Benim kastettiğim
o.
BAŞKAN – Sayın
Korkmaz, istirham edeyim…
Sayın Bakanım,
bir şey varsa özel olarak konuşun efendim, karşılıklı konuşmayalım.
Sayın Aslanoğlu, bir sonrakinde mi soracaksınız?
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) – Süre varsa… Soru girdim efendim.
BAŞKAN – Buyurun
efendim, soru-cevapta…
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Bakan, belediyelerden söz ettiniz. Bir daha hep
söyleyeceğim size, her bu kürsüye oturduğunuzda söyleyeceğim: Bazı
belediyelerin hakkı yeniyor. Vicdanınıza sesleniyorum: 368 bin nüfuslu bir ile
yılda 160 milyon para gidiyorsa, 600 bin nüfuslu bir Urfa’ya yılda 60 milyon para
gidiyorsa burada bir haksızlık vardır, adaletsizlik vardır. Bazı illerin hakkı
yeniyor. Haktan, adaletten bahsettiniz, bazı belediyelerin haksızlığa
uğramamasını söylüyorsunuz.
SELAMİ UZUN
(Sivas) – Bunun kanunla ne alakası var?
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) – Beyefendi, aynı şey de Sivas’ta var, Sivas’ın hakkını siz
korumak zorundasınız.
SELAMİ UZUN
(Sivas) – Belediyelerle ne alakası var şimdi bunun?
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) – Burada belediyeler konuşuluyordu ben geldiğimde.
SELAMİ UZUN (Sivas) – Ya bu Vatandaşlık Kanunu Tasarısı.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) – Ben geldiğimde belediyeler konuşuluyordu. O zaman sen
otur orada, Sivas’ın hakkını sen korumuyorsan ben korurum. Ben geldiğimde
belediyeler konuşuluyordu, Sayın Bakan belediyeleri konuşuyordu.
SELAMİ UZUN (Sivas) – Tamam, tamam.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Bakan, 368 bin nüfuslu bir ile 160 milyon gidiyorsa
yılda, 600 bin nüfuslu bir ile 60 milyon gidiyorsa hak yoktur, adalet yoktur bu
işte. Dikkatlerinize arz ediyorum.
BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu, lütfen sakin olalım.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) – Sakinim efendim ama haksızlık var Sayın Başkan.
BAŞKAN – Buyurun
Sayın Bakanım. Bir şey diyecek misiniz efendim?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Ben, tabii, Sayın Milletvekilimizin büyükşehirlerle
ilgili bu kaygılarını, şikâyetini çok önceden beri biliyorum. Biz burada
haklısınız desek bile çok ciddi bir düzenlemedir, yeni büyükşehirler
düzenlemesidir. Malatya’nın büyükşehir olmasını arzu
ediyor Sayın Milletvekilimiz…
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) – Efendim, sadece Malatya değil, önce Urfa’nın hakkını
verin, sonra bizim.
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – …ama şu anda böyle bir çalışmamız yok. Onu ifade
ediyorum ben.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Bakanım.
Sayın Aslanoğlu, size de teşekkür ediyorum.
Tasarının tümü
üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) – Karar yeter sayısı istiyorum.
BAŞKAN - Karar
yeter sayısını arayacağım.
Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter
sayısı yoktur.
Birleşime iki
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.52
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.54
BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Fatoş GÜRKAN
(Adana), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN –
Saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 95’inci
Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
90 sıra sayılı
Kanun Tasarısı’nın maddelerine geçilmesinin oylamasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı. Şimdi tekrar maddelerine geçilmesini oylarınıza sunacağım ve
karar yeter sayısını arayacağım.
Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter
sayısı yoktur.
Birleşime on
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.56
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 20.09
BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Fatoş GÜRKAN
(Adana), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 95’inci Birleşiminin Beşinci
Oturumunu açıyorum.
90 sıra sayılı
Kanun Tasarısı’nın maddelerine geçilmesinin oylamasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı. Şimdi tekrar maddelerine geçilmesini oylarınıza sunacağım ve
karar yeter sayısını arayacağım.
Kabul edenler…
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Sayın Başkan, önerge verdik orada 143’e göre.
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) – Sayın Başkan, açık oylama istemimiz var.
BAŞKAN – Kabul
etmeyenler… Evet…
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) – Sayın Başkanım, açık oylama istemimiz var ve oylamaya geçmeden önce
idi.
BAŞKAN – Sayın Okay, ben o konuyu arkada arkadaşlarla mütalaa ettim,
baktım. Oylamaya geçmeden önce bu talebinizin iletilmesi lazım. Mesela şöyle:
Talebiniz, ısrarlı olursunuz, ben saygı duyarım. 1’inci madde üzerinde bir
önerge verirsiniz, istersiniz ama şu anda bu durumla ilgili olarak bu şekilde
iki defa oylama yaptık. Burada tekrar böyle bir oylamada açık oylama talebinizi
yerine getiremem.
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) – Sayın Başkanım, izin verir misiniz açıklayayım?
BAŞKAN – Tabii,
hayhay, buyurun efendim.
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) – Bakın, açık oylama değil, işaret oyuyla oylama yaptınız.
BAŞKAN – İşari oylama yaptık, evet.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara)
– İşari oylama yaptınız. İşari
oylamada karar yeter sayısı bulamadınız.
BAŞKAN – Evet
efendim.
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) – Yani oylamaya… O geride kaldı, akamete uğradı. Devam ettiniz, yine işari oylama yaptınız, yine karar yeter sayısı bulamadınız.
BAŞKAN – Doğru.
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) - O da akamete uğradı.
Şimdi, bizim
istediğimiz ne? Oylamaysa oylama. Ama oylamanın yöntemini değiştiriyoruz. Biz, işari değil, açık oylama talebinde bulunuyoruz. Oylama
sürecine ilişkin bir tartışma yok ki ama açık oylama yapma zorunluluğunuz var.
Eğer bizim o önerimiz zatıalinize böyle önce
verilmeseydi Divanda bulunan değerli bürokrat arkadaşlarım bu konuda size bilgi
vermeseydi şimdi bu konudaki bu iradeyi belirleyecek miydiniz? Ama bizim sadece
oylamanın yöntemine ilişkin bir itirazımız var. Ne diyoruz? Şekli değiştirilsin
ve 20 tane milletvekilinin orada imzası var. Oylamada sorun yok, oylamaysa
oylama yapacaksın ama onu rica edeceğiz.
BAŞKAN – Şimdi,
bakınız Sayın Okay, ben saygı duyuyorum görüşünüze
ama burada birinci defa bir işari oylama yapmışız,
bulamamışız. Yapılan oylama ikinci defa aynı şeyin tekrarı, şu anda tekrarı.
Şimdi, bu
şekildeki, bakınız, yasal engellemelere, İç Tüzük’ü kullanmalara hiçbir
itirazım yoktur ama bu şekilde yapılmış olan uygulamaları, teamülleri bu
şekilde ortadan kaldırmaya başlarsak bunun sonunun neye varacağını yapamayız.
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) – Şimdi, bakın, Sayın Başkanım, o zaman izin verin.
BAŞKAN - Bakınız,
görüşmeler var zaten. Bu dediğiniz husus on beş dakika sonra ortaya çıkabilir.
Burada bir şey yok. Dolayısıyla, burada, ben istirham ediyorum, sınırları
zorlamayalım, bir şeyin içerisinde…
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) – Sayın Başkan, sınırı zorluyor değiliz.
BAŞKAN - Bakınız,
şimdi burada…
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) – Ama İç Tüzük’te var olan bir oylama yöntemini talep ediyoruz. Bunu
tümü için başlangıçta da talep edebiliriz, eğer oylama tamamlanmamışsa ve
oylama gerçekleşmemişse bu aşamada talep edebiliriz. Buna İç Tüzük’te hiçbir
engel yok ve bu konudaki teamülün de ne olduğunu ilk defa söylüyorsunuz ama bu
Mecliste bu yönde geçmişte bir teamül oluşmadı. Onun için, açık oylamayla
yapmanız gerekir ve bu bir açıkçası eylemli İç Tüzük ihlali doğurur.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) – Sayın Başkanım, izin verir misiniz?
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Sayın Başkanım…
BAŞKAN – Evet,
buyurun.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – İç Tüzük’ün 143’üncü maddesine göre açık oylamada oylamaya
geçilmeden önce Başkanlığa verilmiş olması gerekli.
BAŞKAN – Evet,
geçildi.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) - Amir hükmü bu.
BAŞKAN – Geçildi.
(MHP ve CHP sıralarından gürültüler)
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Geçilmesi…
BAŞKAN - Sayın
Şandır, bakınız şartları zorlarsanız, yarınki şartlar içerisinde ne zaman ne
olacağı noktasında bir şey… Bakınız, burada, bir şartları zorlama noktası
vardır. İstirham ediyorum, bakınız, bu dediğiniz…
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Sayın Başkan “şartları zorlarsanız” diye konuşurken orada neyi ifade
ediyorsunuz?
BAŞKAN – Efendim?
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Neyi ifade ediyorsunuz?
BAŞKAN – Efendim,
bakınız bir önceki oylamayı…
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Bu İç Tüzük şartları zorlama belgesi midir efendim? Bakın ben size
İç Tüzük’ten okuyorum…
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) – Sayın “Başkanım, izin verir misiniz?
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – ...“Oylamaya geçilmeden önce açık oylama talebi varsa…”
BAŞKAN – Geçildi
Sayın Şandır.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Geçmediniz efendim.
BAŞKAN – Bakın,
üçüncü defa tekrar ediyoruz.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Bu üçüncü oylama…
BAŞKAN – Niye bu
hususu sadece siz bildiğinizi iddia ediyorsunuz, onu ben anlamak istiyorum.
Buyurun efendim,
sizi dinleyeyim.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Gelin usul tartışması açalım.
BAŞKAN – Açın
efendim usul tartışması.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Yani siz biliyorsunuz da biz bilmiyor muyuz?
BAŞKAN – Sayın
Şandır, usul tartışması açın, buyurun konuşun. Yani engellemekse benim onda
hiçbir bir şeyim yok, buyurun, konuştururum. Usul tartışması istiyorsanız,
buyurun, ben size açayım, konuşun efendim.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Getirin bu teamüllerinizi, sizin bu teamülleriniz neredeymiş?
BAŞKAN – Bakınız,
Sayın Şandır, ben şunu istirham ediyorum, Sayın Başkan, usul tartışmasını
açıyorsanız, benim zamandan kazanmak gibi bir derdim hiçbir şekilde yok, ben
açarım ve sizi konuştururum.
İstiyor musunuz
efendim?
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Şimdi, efendim, bakınız…
BAŞKAN – Bakınız,
ben size şunu söylüyorum…
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – …önce bir isteğimiz var, o isteğimizi...
BAŞKAN – Bakın
tutumumu değiştirmiyorum, tutumum üzerinde ısrar ediyorsanız, usul tartışması
açacağım ve sizi konuşturacağım.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Evet açın, açın.
BAŞKAN – Buyurun
efendim, buyurun.
X.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- Bir konunun iki sefer yapılan işari
oylamasında karar yeter sayısı bulunamamasından sonra, yapılacak üçüncü
oylamanın açık oylama şeklinde yapılması talebinin yerine getirilmemesi
nedeniyle Başkanın tutumu hakkında
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) – Sayın Başkanım, tutumunuzun lehinde konuşmak istiyorum.
BAŞKAN – Evet,
Sayın Şandır, tutumumun aleyhinde söz almak istiyor.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Tutumunuzun aleyhinde konuşmak istiyorum.
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) – Sayın Başkan, ben de aleyhinde söz istiyorum.
BAŞKAN – Evet,
Sayın Okay, size de vereceğim efendim.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) – Sayın Başkanım, lehinde talep ediyorum.
BAŞKAN – Buyurun
efendim.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bakın, önem verdiğimiz bir
hususu her defasında burada tekrarlıyoruz: Uzlaşma. Bu uzlaşma kelimesini…
İSMAİL BİLEN
(Manisa) – Ee…
MEHMET ŞANDIR
(Devamla) – “Ee”si yok Sayın Milletvekili, kahvede
konuşmuyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) - Ya bir dinleyin ya, bir
dinleyin lütfen ya.
MEHMET ŞANDIR
(Devamla) – Ne yapmamızı istiyorsunuz?
Bir uzlaşma
talebiyle bugün birlikte bir Danışma Kurulu kararını oyladık, kabul ettik ve
yeni bir kanuna başladık. Bu kanuna başlarken grup başkan vekilleri arasındaki
mutabakatımız mayınlı arazilerin temizlenmesiyle ilgili muhalefetin taleplerine
uygun bir düzenlemeyi yarın yapacağımız, bunun için de bugün ortak bir komisyon
kurarak çalışacağımız noktasındaydı. Varılan nokta -Sayın Bozdağ
burada, Sayın Kaplan burada, bu toplantıya katılan arkadaşlarımız- toplantının
sonucunda bir mutabakat oluşturulamadığı noktasında. Dolayısıyla, muhalefet
partileri olarak biz, bu kanunda varılan uzlaşmanın veya varılan mutabakatın
geçerli olmadığı kanaatindeyiz. Dolayısıyla, diyoruz ki, biz Sayın Başkanın
müdahalesine itiraz ediyoruz. Sayın Başkan diyor ki: “Şartları zorlarsanız…”
Yani bu şartların zorlaması bu İç Tüzük’ün içerisinde olması hâlinde sizin
böyle bir takdiriniz var mı Sayın Başkan?
BAŞKAN – Sayın
Şandır, sözünüzü kesmek istemiyorum ama nezaketen şunu söylemek istiyorum.
MEHMET ŞANDIR
(Devamla) – Kesmeyiniz sözümü.
Şimdi, bakınız
efendim…
BAŞKAN – Efendim,
bakınız, söylediğiniz husus farklı.
MEHMET ŞANDIR
(Devamla) – Efendim, müsaade ediniz, müsaade ediniz...
BAŞKAN – Neyse,
ben de size sonra cevap vereyim, buyurun.
MEHMET ŞANDIR
(Devamla) – 20 tane milletvekili İç Tüzük’ün 143’üncü maddesine göre bir açık
oylama talebinde bulunmuştur. Açık oylama talebi, 143’üncü maddeye göre,
oylamaya geçilmeden önce Başkanlığa verilmiş olması gereklidir. Şart bu. Başka
bir şart yok. Oylamaya geçilmeden önce verilmesi gerekir. Oylamaya geçilmeden
önce verdik mi? Verdik. Efendim, oylama dediğiniz hadise, yani birinci oylamayı
yaptınız, bitti. İkinci oylamayı yaptınız, o da bitti. Üçüncü oylamaya
geçiyorsunuz. Oylama… Burada deniliyor mu ki “Karar yeter sayısı oylamalarında
devam eden oylama sayılmaz.” diye bir husus mu vardır? Oylama, oylamadır. Biz
de bunu ifade ediyoruz. Yani bunun…
NURİ USLU (Uşak)
– Olmaz.
MEHMET ŞANDIR
(Devamla) – “Olmaz.” demekle… Yani birincinin yaptığı kuraldır diye bir husus
yok arkadaşlar. Hukuk devletiysek, hukuka dayalı çalışıyorsak bu İç Tüzük’e
göre, uymak mecburiyetindeyiz. Bu İç Tüzük işimize gelse de hoşumuza gitse de
bizi, hepimizi bağlayıcıdır. Muhalefet partileri olarak İç Tüzük’e dayalı
olarak muhalefet yapma hakkımızı elimizden alamazsınız. Biz bunu istiyoruz.
Sayın Başkan da bu noktada tarafsız olmak mecburiyetindedir. Yani “Zaman
çalmak, engellemek için şartları zorlamayın.” tabiri doğru olmamıştır, Sayın
Başkan. Muhalefeti bu anlamda suçlayamazsınız. Muhalefet partilerinin İç
Tüzük’e dayalı olarak ortaya koyduğu muhalefeti “şartları zorlamak” olarak
niteleyemezsiniz. O zaman bir güvensizlik ortamı olur. Size güvenimizi
kaybettiğimiz takdirde bu Genel Kurul da çalışamaz hâle gelir. İstirham
ediyorum. Açık oylama… Ne olur? Açık oylama beş dakika sürer. Bunu niye
zorluyoruz? Ben tavrınızı ve o sözünüzü doğru bulmadığımı ifade ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Tutumumun
lehinde, Sayın Mustafa Elitaş, Kayseri Milletvekili.
Buyurun efendim.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
İç Tüzük 143’üncü madde üzerinde bu tartışmayı yapıyoruz. İç Tüzük açık. İç
Tüzük’ün 143’üncü maddesinin ikinci fıkrası açık oylamaya nasıl geçeceğiyle
ilgili düzenlemeyi yapmış. Birinci fıkrada diyor ki: “Eğer on beş milletvekili
yazılı bir istemde bulunurlarsa açık oylama yapılabilir.” İkinci fıkrada: “Bu
husustaki önergelerin, oylamaya geçilmeden önce Başkanlığa verilmesi gerekir.”
Şimdi, birinci
oylamayı Sayın Başkan yaptı. Sayın Başkan birinci oylamada karar yeter sayısı
olmadığından dolayı ara verdi. İkinci oylamada yine karar yeter sayısı
olmadığından dolayı ara verdi. Üçüncü oylamada, oylama işlemi devam ettiğinden
dolayı Sayın Başkanın bu konuda herhangi bir karar değişikliğine gitmesi, İç
Tüzük’ün 143’üncü maddesinin birinci fıkrasını uygulayabilmesi İç Tüzük ihdası
anlamına gelir, yaptığımız işlemlerin tamamıyla İç Tüzük’e aykırı bir şekilde
ve tereddütlü hâle gelmesine sebebiyet verir. Burada oylama
işleminin başladığını, bittiğini varsayarsak eğer -ki bundan birkaç ay önce bir
konu ortaya çıkmıştı- nasıl ki bir oylamanın bitmesinden önce biz komisyonun
oradan kalkmasını, komisyon ve hükûmet olmadan bu
işin bittiğini ve bir sonraki yasaya geçmemiz gerektiğini ifade ettiğimizde
Başkanlık Divanı bunu kabul etmemiş, “Başlamış işlemi bitirmediğimden dolayı
başka bir konuya geçemem.” diye ifade etmişse, aynı durumda da oylama işlemi,
birinci oylama, ikinci oylama, üçüncü oylama şeklinde tekâmül eden, devam eden
bir iş olduğundan dolayı, birinci oylamanın başlamasıyla bu işleminin devam
etmesi gerekir.
Değerli
milletvekilleri, iki gündür, iki haftadır, üç haftadır uğraştığımız mayın yasa
tasarısıyla ilgili, bugün grup başkan vekili arkadaşlarımızla yaptığımız
istişare sonucunda tekriri müzakere önergesi vermeye karar verdik. Nitekim Grup Başkan Vekilimiz Sayın Bekir Bozdağ,
Milliyetçi Hareket Partisinden Sayın Mehmet Günal,
Cumhuriyet Halk Partisinden Sayın Akif Hamzaçebi ve
Demokratik Toplum Partisinden Sayın Hasip Kaplan’ın
oluşturduğu bir heyet, kafalardaki istifhamı -açıkça şunu ifade ediyorum, her
yerde de söylüyoruz- mayın temizleme yasasıyla ilgili konulardan ben
milletvekili olarak, Grup Başkan Vekili olarak, Hükûmetimizin
getirdiği tasarının, muhalefetin, kamuoyunun, sivil toplum örgütlerinin
kafalarındaki soru işaretini bırakacak, istifham ortaya çıkaracak herhangi bir
hüküm olmadığına kesin ve yürekten inanıyorum. Maddeler açık, kanun
tasarısı açık, şartları, hepsini sıraya koymuş ama muhalefet partisi
milletvekili arkadaşlarımızın, sivil toplum örgütlerinin bu konuda çeşitli
istifhamlarının olduğunu da söylüyoruz.
Nitekim, grup başkan
vekillerinin Danışma Kurulu toplantısında şunu söyledik: “Yaptığımız yasa ne
sınırın başkalarına peşkeş çekilmesine ne İsrailli bir firmanın bu konuda ihale
almasına ne de önceden belirlenmiş bir kişiyi tespit eden ihalenin sanki daha
önceden tespit edilmiş isme verilmesi konusunda herhangi bir hüküm içermiyor
ama kafalarda bir soru işareti var, bu soru işaretini kaldırmak da bizim
görevimiz.” diye ifade ettik. Hani, Mimar Koca Sinan’ın “bir minaredeki
eğrilik” diye ifade edilen bir tarz vardı, hepiniz bilirsiniz. Edirne’deki
Selimiye Camisi’nin minaresi eğri demişler, bunun üzerine Mimar Koca Sinan:
“Gelin bakalım, bunu-kafasında istifham olanları- tutun ipi, çekin bu minareyi
düzeltelim. Düzeldi mi?” “Olmadı.” “Biraz daha çek. Düzeldi mi?” “Olmadı.”
“Biraz daha çek.” “Tamam düzeldi.” demişler. Biz de şu
anda Mimar Sinan’ın Selimiye Camisi’nin minaresini düzeltme işini yapıyoruz.
(CHP ve MHP sıralarından gürültüler) Bizim niyetimiz, inancımız bu. Kafalardaki
istifhamı çözmek için gayret ediyoruz ama…
HÜSEYİN YILDIZ
(Antalya) - Sayın Elitaş, bu benzetme hiç hoş olmadı.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) – Değerli arkadaşlar…
AKİF AKKUŞ
(Mersin) – Hiç olmadı, hiç olmadı…
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) – Bakın, değerli arkadaşlar, müsaade edin.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Bundan sonra minareyi düzeltirsiniz!
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) – Saygıdeğer milletvekillerim…
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Minare değil, minberiniz bozuk. Minberiniz bozuk, mihrabınız bozuk.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) – Saygıdeğer milletvekilleri, ben bu yasanın, ben bu tasarının doğru
olduğuna inanıyorum. (CHP ve MHP sıralarından gürültüler) Ben bu yasanın doğru
olduğuna inanıyorum. Bu yasanın doğru olduğunu ve hiç kimseye, hiçbir kurum ve
kuruluşa peşkeş çekilmediğini…
ERGÜN AYDOĞAN
(Balıkesir) – Biz inanmıyoruz…
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) – …çünkü yasada açık. “İster
bölerek verebilirsiniz, öncelikle bunu temizleme şartınız var.” diye ifade
ediyor.
BEHİÇ ÇELİK
(Mersin) – İbreniz şaşmış, ibreniz…
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) – Açık ve net ifade ediyor ama
kafalardaki istifhamı, zihinlerdeki bulanıklığı ortadan kaldırmak üzere
arkadaşlarımız toplandılar.
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) – Bütçede para yok devletin…
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) – Arkadaşlarımızın toplantı süresince yapılan işlem şu: Sayın Bozdağ’a sordum: Ne yaptınız?
AKİF AKKUŞ
(Mersin) – Bu ülke sıkıntıya hep böyle geldi.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) – Muhalefet partisinin milletvekili arkadaşları konuyla ilgili
önergelerini getirdiler. Onların önerileri, onların tarzları, onların
düşüncelerini biz grup olarak değerlendireceğiz. Sizin grubunuzu… Biz de
tekliflerimizi onlara sunduk, siz de grup olarak değerlendireceksiniz. Bir orta
noktayı bulmaya gayret ediyoruz ama şuna ısrar ederseniz: İllaki “Benim dediğim
şu olmazsa olmaz.” derseniz, biz burada “Olmazsa olmaz.” diye ifade edersek…
MEHMET ŞEVKİ
KULKULOĞLU (Kayseri) – Ama Mustafa Bey, bizimki daha dürüstçe.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) – …“İllaki bunu, 4’ü, 5’inci, 6’ncı maddeyi çıkaracağız.” diye ısrar
edersek… Zaten tekriri müzakere istememize gerek yoktu. İstifhamları ortadan
kaldırmak amacıyla… Siz tekliflerinizi verdiniz, bütün siyasi parti, muhalefet
parti grubu arkadaşlarımız teklifini verdi, Sayın Grup Başkan Vekilimiz de AK
PARTİ Grubunun teklifini verdi. Yarına kadar biz bunları değerlendireceğiz,
orta noktayı bulmak için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Onu ifade etmeye
çalışıyorum.
Bakınız, şu anda
143’üncü maddenin uygulanması konusunda Başkanlık Divanının tutumunun,
davranışının doğru olduğunu ifade ediyorum. Aksine bir yapılan eylem İç Tüzük
ihdası anlamına gelir. Sayın Başkanın tutumunun doğru olduğu görüşünü beyan
ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN YILDIZ
(Antalya) – Sayın Başkanım, benzetmen hiç hoş olmadı. Bu benzetmeyi size iade
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından “Biz de sana iade ediyoruz.” sesleri)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Tutumumun
aleyhinde Ankara Milletvekili Sayın Hakkı Suha Okay.
Sayın Okay, buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Aslında, salı
günü, çarşamba günü yoğun ve gergin bir Parlamento çalışmasını geride
bıraktıktan sonra bugün, yeniden Parlamentoda grubu bulunan siyasi partilerin
grup başkan vekilleri Sayın Meclis Başkanının başkanlığında bir Danışma Kurulu
toplantısı yaptı, orada da bir uzlaşma sağlanmadı. Bilahare Sayın Başkan Pakdil’in yönetimindeki Genel Kurul toplantısı ertelendi ve
Parlamentoda olan tüm siyasi partilerin grup başkan vekilleri bir araya geldik.
Sayın Savunma Bakanımız da geldi ve bu mayınla ilgili yasada
ciddi anlamda kamuoyunda da siyasi parti gruplarında da kimi tereddütler
oluştuğu ve çok tartışmalı hâle geldiği, iki haftadır süren tartışmaların
Parlamentonun çalıştırılmaz hâle gelmesinden dolayı saygınlığının zedelendiği,
zedelenmekte olabileceği endişeleri de paylaşılarak, gelin, birlikte bu yasaya
ilişkin tereddütleri ortadan kaldıracak bir düzenlemeyi yapalım mutabakatı
oldu. Bu mutabakat uyarınca bir Danışma Kurulu önerisi geldi ve
Parlamentonun bugün, yarın ve önümüzdeki hafta çalışma programı hazırlandı.
Akabinde, Sayın Bozdağ’la birlikte diğer grubu olan
siyasi partilerden birer arkadaş, birlikte, bu yasaya ilişkin bir çalışma
yapmak üzere bir araya geldiler.
Açıkçası,
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili olarak, arka, Başkanlık odasında da
ifade ettiğim gibi, ben, Sayın Millî Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün görüşleri
doğrultusunda yapılacak her türlü değişikliğe de imza atacağımı söyledim çünkü
Sayın Bakan diyor ki: “Bu yöntemle şeffaflık ve rekabet ortadan kalkar, sınır
güvenliği ortadan kalkar, yer altı kaynaklarımız
yabancı ellere geçer ve bu yasa bu hâliyle kabul edilebilir değildir.” Sayın
Bakanın bu ifadesi, bu ifadesi… (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Rica edeyim,
bakın, laf atabiliriz hepimiz birbirimize.
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) – Bakanınız söylüyor, biz değil.
HAKKI SUHA OKAY
(Devamla) – Bu benim ifadem değil. 23 Mayıs 2009 Cumhuriyet gazetesi, Murat Kışlalı’yla yaptığı söyleşi. Bunu biz… Dün de Sayın Canikli de “Nerede söyledi? Yok
böyle bir şey.” dedi. Birlikte Habertürk
programındaydık, getirdim, gazeteyi koydum. Bugün, Sayın Bakan, bu sözleri
aynen Adalet Komisyonunda ifade etti.
Şimdi sorun,
Sayın Bakanın sözlerini söyledi, söylemedi değil, Adalet Komisyonu tutanakları
ortada, gazete ortada. Şimdi sorun, bu noktaya geldikten sonra şu beklenebilir:
Evet, siyasi parti grupları bu yasada ortak bir iradeyi oluşturur ve bu
Parlamento çalışmasının önü, bu tıkanıklık açılabilir. Ama gelin görün ki Sayın
Bozdağ’la yapılan toplantıda bir ortak noktaya
varılmamış, varılma ihtimali de kalmamış. Arkadaşların ifade
ettiği bu. Ama belki bu ifade, yanlış anlaşılmalar da olabilir dersiniz
ama bugün Sayın Elitaş buraya geliyor, diyor ki:
“Mimar Sinan”, “minare”, “ip.” Yani kardeşim boşa konuşuyorsunuz diyor.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) – Sayın Meclis Başkanının huzurunda da aynı şeyi söyledim.
HAKKI SUHA OKAY
(Devamla) – Ben de Meclis Başkanının huzurunda çok şey söyledim Elitaş, onları konuşmayalım. Ama oradaki
söylediklerimiz bir yana ama bu Genel Kurulda, Parlamentoda grubu bulunan
siyasi partilerin, grup başkan vekillerinin ortak bir iradeyle ve Sayın Bakanın
da katılımıyla, gelin, birlikte bir şeyleri düzeltelim, yeniden ele alalım
noktasına gelindiğinde, eğer olay, hâlâ, sadece 3 kişiyle ipi çektiriyoruz
görüntüsünü verelim ama biz aslında hiçbir şey yapmayalım deniliyorsa, bu önce
siyasi parti gruplarına karşı çok büyük haksızlıktır, sonra kamuoyuna. Bugün
bütün televizyonlar mayınla ilgili yasanın Genel Kurulda geri çekildiğini
söyledi ve biz güven üzerine buradayız. Ama anlaşılan o ki, biz bugünü
atlatalım, yarın tekrar bunu hiçbir değişiklik yapmadan yeniden getirelim ve
böylece bir gün daha geçmiş olur ama bu tartışmalı yasayı bu hâlde geçirelim...
Bu tartışmalı yasayı AKP çoğunluğunun oylarıyla geçirebilirsiniz ama önemli
olan, bu Parlamentoda ve toplumda oluşan uzlaşmayı Parlamentoya yansıtabilmek.
Şimdi bir
taraftan yasayı geri çekeceksiniz ve bunu Sayın AKP Grup Başkan Vekilleri geri
çektiğini ifade edecek, ondan sonra da “Ya biz sizi kandırıyoruz, minareyi iple
düzeltiyor görüntüsünü veriyoruz.” Bu, bence bu Parlamentonun Genel Kuruluna da
yapılan çok büyük haksızlıktır.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Vallahi yakışıyor!
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) – Yukarıda Allah var, böyle değil.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Ayıp denen bir şey var.
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, lütfen Hatibi dinleyelim.
Buyurun Sayın Okay.
HAKKI SUHA OKAY
(Devamla) – Ben, Sayın Başkanın tutumuyla bağlantılı olarak… Değerli
arkadaşlarım, İç Tüzük’ün 1’inci maddesi oturumu tanımlıyor: “Bir birleşimin
ara ile bölünen kısımlarından her biridir.” diyor.
Şimdi çok doğal
ki o mutabakat sağlanmayacağı ve isabetli bir karar vermişiz ki Sayın Elitaş bunu minare örneğiyle ifade ediyor. O zaman
muhalefet partileri de İç Tüzük’ten aldıkları yetkiyle gerekli muhalefetini
yapacaklar. Şimdi kamuoyunun… Muhalefet partilerinin kandırıldığı bir noktada
“Uzlaşarak geçirelim bu vatandaşlık kanununu.” dediğimiz aşamada muhalefet
partileri gereğini yapmakla yükümlü kalıyorlar.
Nedir olay? Sayın
Başkan karar yeter sayısı istendiği için oyladı. “Karar yeter sayısı yok.”
dendi, birleşim kapandı. İkinci birleşim açıldı, karar yeter sayısı istendi,
aynı işlemle, işaret oyuyla…
ÜNAL KACIR
(İstanbul) –İstenmeden yapıldı.
HAKKI SUHA OKAY
(Devamla) – Bir dakika beyefendi, bir dakika.
BAŞKAN –
Arkadaşlar, lütfen hatibe müdahale etmeyelim. Sayın Kacır,
lütfen…
Sayın Okay, buyurun efendim.
HAKKI SUHA OKAY
(Devamla) – Ünal Bey, konuşmayalım. Şimdi ciddi bir şey konuşuyoruz.Yani
bırak sen şimdi.
Tekrar oturum
yeniden kapandı. Üçüncü Oturum, muhalefet partileri bunun açık oylamayla
yapılmasını söyledi. Nedir olay? Oylama biçimine ilişkin bir değişiklik
istedik. Oylama işaret oyuyla başladı ilanihaye işaret
oyuyla devam edecek diye bir kural yok. Oylamanın biçiminde biz işaret değil,
şimdi açık oyla, elektronik oylamayı istiyoruz.
Şimdi bu
elektronik oylamadan niye kaçıyoruz? İşaret oyuyla başlandı ama işaret oyuyla
sonuç alınamadı. İşaret oyuyla sonuç alınamadı, artık o, yok hükmünde. Her oylama
yeni bir başlangıçtır. Önceki oylamaya bakıp “Biz işaretle başladık, işaretle
devam edeceğiz” gibi bir teamülden bahsetti Sayın Başkan, ben öyle bir teamülün
bu İç Tüzük’ün içerisinde yerini bulamadım. Bizler oylamanın yönteminin işaret
değil açık oylama yapılması yolunda düşüncelerimizi ifade ettik ve Sayın
Başkandan da bu konudaki tutumunu benimsemediğimiz için tutumu aleyhine söz
istedik.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurun
Sayın Okay.
HAKKI SUHA OKAY
(Devamla) - Açıkçası bu yöntem yani 20 tane milletvekilinin -her ne kadar İç
Tüzük’te 15 yazıyorsa da 20 milletvekili olarak verdik- açık oylama istemi yok
farz edilerek işari oyla yapılan bu oylama, bizim
görüşümüze göre, açıkça, eylemli bir İç Tüzük ihlalidir. Parlamentonun böyle
bir İç Tüzük ihlaline fırsat vermesini ve göz yummasını da kabul etmemiz mümkün
değildir. O nedenle Sayın Başkanın tutumu hakkında söz aldım.
Yüce Parlamentoyu
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ederim Sayın Okay.
Evet, tutumumun
lehinde Sayın Bekir Bozdağ, Yozgat Milletvekili.
Buyurun efendim.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Başkanlık Divanının tutumunun
lehinde söz aldım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
İç Tüzük’ün
143’üncü maddesi gayet açık, sizlerle bir kez de ben paylaşmak istiyorum:
“Anayasa, kanunlar ve İçtüzük gereğince işaret oyuna yahut gizli oya
başvurulması zorunlu olmayan hallerde açık oylama yapılması en az onbeş milletvekilinin yazılı istemine bağlıdır.
Bu husustaki
önergelerin, oylamaya geçilmeden önce Başkanlığa verilmiş olması gereklidir.
Başkan, oylamaya geçmeden önce, açık oy istemi olduğunu bildirir ve önerge
sahiplerinden en az onbeşinin Genel Kurul salonunda
bulunup bulunmadığını tespit eder.”
Şimdi, buradaki
iki fıkrayı birlikte değerlendirdiğinizde, tartışmasız, izahtan vareste bir
şekilde ortaya çıkan şey şu: Açık oylama isteminin oylamaya geçilmeden önce
Başkanlığa iletilmiş olması şarttır, bir; Başkanın bu istemi Genel Kurula
duyurması, imza sahiplerini araması şarttır, iki.
Şimdi, bu
tasarının tümünün oylamasına geçilmeden önce Başkanlık Divanı bu yönde bir
açıklamada bulundu mu “Açık oylama istemi vardır, imza sahiplerini arıyorum
veya talepte bulunanları arıyorum.” diye? Böyle bir duyuru yaptı mı Başkanlık?
Yapmadı. Peki, bunun sahiplerini aradı mı? Aramadı. Dolayısıyla, burada
Başkanlığın yaptığı uygulama İç Tüzük’ün 143’üncü maddesine uygundur, aksi bir
uygulama yapması İç Tüzük ihlali olur, belki yeni bir eylemli İç Tüzük ihdası
anlamına gelir.
Burada bir şeye
de vurgu yapmakta fayda var: Teamüller İç Tüzük’te yazmaz. Zaten teamül
Meclisin uygulamalarından ortaya çıkar. İç Tüzük’te teamül ararsanız, bunu 100
defa, bin defa okuyun, İç Tüzük’te teamülü bulma imkânı yoktur, çünkü İç Tüzük
teamülleri içermiyor, sadece somut metinleri içeriyor, teamüller Meclisin
uygulamasından çıkıyor.
Değerli
arkadaşlar, diğer bir konu: Bugünkü gündemle ilgili, Sayın Grup Başkan
Vekilimiz Mustafa Elitaş ve diğer siyasi partilerin
grup başkan vekilleri Meclis Başkanımızın başkanlığında toplandılar, bir
değerlendirme yaptılar, bir mutabakat olmadı. Daha sonra,
Sayın Pakdil’in başkanlığında, Millî Savunma
Bakanımızın da bulunduğu bir ortamda -ben de vardım, diğer partiden grup başkan
vekili arkadaşlarımız da vardı- orada yine bu konu bir görüşüldü, müzakeresi
yapıldı ve şöyle bir anlaşma orada ortaya çıktı: Bugünkü çalışma takvimi, şu
anda Meclisin kabul ettiği çalışma takvimi kabul edilecek ve mayınlarla ilgili
yasa tasarısıyla ilgili bir görüşme yapılacak, bir değerlendirme yapılacak ve
bu çerçevede bir mutabakat sağlanabilirse ona göre devam edilecek, sağlanamazsa
o da ona göre değerlendirilecek.
Onun için, biz,
bu çerçevede gruplarla -doğrudur- anlaştık ve 2’nci maddeyle ilgili, İç
Tüzük’ün 89’uncu maddesine göre tekriri müzakere talebini de Millî Savunma
Bakanı Hükûmet adına Meclis Başkanlık Divanına verdi.
Biz, bir defa
“Yasayı geri çekeceğiz.” demedik. “Geri çekmemiz lazımdır.” da demedik. “Bu
konunun tekriri müzakere yoluyla bir kez daha görüşülmesinde fayda vardır.”
dedik ve “Beraber görüşelim bunu.” dedik ve bunu yaptık. Yoksa “Yasayı geri
çektik, görüşmeyeceğiz, bir daha görüşmemek üzere geri çektik.” diye bir şey
yok. Biz, AK PARTİ olarak verdiğimiz sözde durduk ve tekriri müzakere talebini
Sayın Bakan Hükûmet adına Başkanlık Divanına sundu ve
daha sonra her gruptan arkadaşlarımızın olduğu bir ortamda görüştük, konuştuk
kendileriyle. Herkes kendi kanaatlerini söyledi, biz de kendi kanaatlerimizi
söyledik. Daha sonra “Bu kanaatlerle ilgili herkes kendi görüşünü, bizim
önerdiğimiz şeyi de onların önerdiği şeyi de herkes kendi gruplarıyla da bir
kez daha bunu değerlendirsin, biz de kendi içimizde bunun bir değerlendirmesini
yapalım; ondan sonra, bu konuyla ilişkin bir müzakere sonucunda varacağımız
tavrı ortaya koyalım.” diye bir değerlendirmeyle ayrıldık. “Anlaşmazlık var;
yok, anlaşamayız, bir araya gelemeyiz, konuşamayız.” diye ayrılmadık; herkes
kanaatini söyledi, gruplarıyla herkes müzakere edecek, biz de grubumuzla bu
konuyu müzakere edeceğiz, arkadaşlarımızla değerlendireceğiz; ona göre de yarın
grup başkan vekili arkadaşlarımız, muhtemelen bu konuyu bir kez daha
görüşeceklerdir.
Bir başka şey,
Millî Savunma Bakanımızın açıklamasıyla ilgili; Millî Savunma Bakanımızın
Adalet Komisyonunda yaptığı açıklama tam da Sayın Hakkı Suha
Okay Bey’in ifade ettiği biçimde bir açıklama değil.
Sayın Bakan “Ben, Bakan olarak gönderdiğim görüşün de arkasındayım, Hükûmetin temsilcisi olarak…”
ALİ İHSAN KÖKTÜRK
(Zonguldak) – Başkan oturuyor orada, Başkana sorun.
BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
– Yazılı şey tutanaklarda. “Hükûmetin temsilcisi
olarak ben Genel Kurulda söylediğimin de arkasındayım, yoksa,
bunlar şunu, şunu, şunu ortadan kaldırıyor, şöyle şöyle
sonuçlar ortaya doğuruyor.” diye Adalet Komisyonunda Sayın Bakanın böyle bir
açıklaması yok, gazetede çıkan beyanatında da böyle bir açıklaması yok. Sorulan şey “Sayın Bakanım, siz yazılı
görüşünüzde böyle, Hükûmet sırasında otururken de
şöyle ifade etmişsiniz.” diye ifadeler üzerine, Sayın Bakanın tutumunu izah
eden, açıklayan bir ifadedir; yoksa, diğer konular o
açıklamanın içerisinde yoktur.
Bunu da ifade
ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALİ İHSAN KÖKTÜRK
(Zonguldak) – Sayın Bozdağ, Komisyon Başkanına sorun
ne dediğini, Adalet Komisyonu üyelerine sorun, tutanaklara bakın.
BAŞKAN –
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, tutumumun lehinde ve aleyhinde söz alıp
görüş beyan eden arkadaşlarımıza, grup başkan vekillerimize teşekkür ediyorum.
Bu açıklamalar
ışığında tutumumda herhangi bir değişiklik olmamıştır. Tutumumun doğru olduğunu
kabul ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ (Devam)
6.- Türk Vatandaşlığı Kanunu Tasarısı ve İçişleri Komisyonu
Raporu (1/458) (S. Sayısı: 90) (Devam)
BAŞKAN - Evet,
tasarının maddelerine geçilmesini oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısını
arayacağım. Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir, karar yeter
sayısı vardır.
Görüşmelere
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Şimdi, birinci
bölümün görüşmelerine başlıyoruz.
Birinci bölüm 1
ila 22’nci maddeleri kapsamaktadır.
Birinci bölüm
üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili Sayın Ali Oksal’ın söz talebi vardır.
Sayın Oksal,
buyurun efendim.
CHP GRUBU ADINA
ALİ OKSAL (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, yeni Türk
Vatandaşlığı Kanunu Tasarısı’nın birinci bölümü üzerinde grubum adına söz almış
bulunmaktayım. Yüce Meclisin değerli üyelerini saygıyla selamlarım.
(Gürültüler)
BAŞKAN – Sayın Oksal,
birkaç saniyenizi rica ediyorum.
Arkadaşlar, sayın
milletvekilleri, sayın başkanlar, lütfen tartışmayalım, Sayın Hatibi
dinleyelim.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Arkadaşlar, bu Meclis ne Meclisi olacak?
BAŞKAN - Sayın
Oksal, buyurun efendim.
ALİ OKSAL
(Devamla) – Vatandaşlık karşılıklı hak ve yükümlülüklerin varlığı ile birlikte
duygu bağlantısını da temel alan hukuki bir bağdır. Bu kanun tasarısının tamamı
Avrupa Birliği üyelik sürecinde yasaların uyumlu hâle getirilmesi çalışmalarını
kapsamaktadır.
Getirilen bu
tasarının 1 ve 22’nci maddeleri Türk vatandaşlığının kazanılması şartlarını
düzenlemektedir. Türk vatandaşlığı doğumla ve sonradan olmak üzere iki yolla
kazanılmaktadır.
Türk
vatandaşlığının doğumla kazanılması, soy bağı ve doğum yeri esasına göre
kendiliğinden kazanılmaktadır. Doğumla kazanılan vatandaşlık doğum anıyla
geçerli olabilmektedir. Yurt içinde ve dışında Türk vatandaşı ana ve babadan
evlilik birliği içinde doğan çocuklar doğum itibarıyla Türk vatandaşlığını
kazanırlar.
Soy bağının
kurulmasını sağlayan esasların yerine getirilmesi hâlinde Türk vatandaşı olan
babadan ve yabancı anadan evlilik birliği dışında doğan çocuklar babaya bağlı
olarak Türk vatandaşlığını kazanacaklardır. Ayrıca Türk ana ve yabancı babadan
evlilik birliği dışında doğan çocuk da Türk vatandaşıdır. Yabancı ana ve
babasından dolayı herhangi bir ülkenin vatandaşlığını kazanamayan, Türkiye'de
doğan çocuk doğumla Türk vatandaşlığını kazanacaktır. Yine anası ve babası
belli olmayan terk edilmiş çocukların vatansızlığını önlemek için, toprak
esasına göre doğdukları ülkenin vatandaşı sayılacaktır.
Türk
vatandaşlığının sonradan kazanılma şekli, yetkili makam kararı, evlat edinme,
seçme hakkının kullanılması olarak belirlenmiştir. Buna göre, Türk
vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulanan bir yabancı, kanunda belirtilen
şartları taşıması hâlinde yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığını
kazanacaktır. Ancak, vatandaşlığın bir bireye verilmesi egemenlik hakkıyla
doğrudan ilgili olduğundan, aranan şartların taşınmış olmasının vatandaşlığın
kazanılmasında kişiye mutlak bir hak kazandırmayacağı hüküm altına alınmıştır.
Buna göre
kişinin,
1) Kendi millî
kanununa, vatansız ise Türk kanunlarına göre ergin ve ayırt etme gücüne sahip
olması,
2) Başvuru
tarihinden geriye doğru Türkiye’de kesintisiz olarak beş yıl ikamet etmiş
olması (İkamet süresi içinde yurt dışında geçirilebilecek ve ikameti kesintiye
uğratmayacak asgari süre de altı aydır.),
3) Türkiye’de
yerleşme kararını davranışı ile teyit etmesi (Evlenme, aile birliği özelliğini
taşıması, taşınmaz mal edinmesi, yatırım yapması, sermaye artırımında bulunması
gibi),
4) Yabancının
genel sağlık bakımından tehlike teşkil eden bir hastalığının bulunmaması,
5) İyi ahlak
sahibi olması, Türk örf ve âdetleri ile Türk toplumsal yaşamına aykırı bir
davranışta bulunmama özelliğini taşıması,
6) Yeteri kadar
Türkçe konuşabilmesi,
7) Türkiye’de
kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu kimselerin geçimini sağlayacak gelire ve
mesleğe sahip olması,
8) Millî güvenlik
ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hâlinin bulunmaması,
gereklidir.
İşte bu şartları
taşıyan kişilere yetkili makam kararı ile vatandaşlık verilebilecektir. Türk
vatandaşlığını kazanmak isteyen yabancılar belirttiğim başvuru şartları ile
birlikte gerekli görülen hâllerde, Bakanlar Kurulunca belirlenecek devletlerin
vatandaşlarından, taşıdıkları ülke vatandaşlığından çıkma şartı da
isteyebilecektir. Avusturya ve Almanya gibi ülkelerin vatandaşlığını kazanmak
isteyen bir yabancı, mensubu olduğu ülke vatandaşlığından çıkmak zorundadır. Bu
nedenle, Bakanlar Kurulumuzun bazı devletler için alacak olduğu karar da son
derece yerindedir.
Biraz evvel
saydığım maddelerden bazıları açık bir şekilde ifade edilmişken, bazıları da
diğerlerine kıyasla muğlak görülmektedir. Bir dili
yeteri kadar konuşabilmekten kasıt, madde gerekçelerinde açıklandığı gibi
asgari olarak meramını anlatabilecek düzeyde mi kalmalıdır, yoksa Almanya,
Avusturya, İngiltere’de olduğu gibi, dil bilmenin, sertifikalarla, girilen
sınavlarla, üç yüz saatlere varan dil kurslarıyla belgelenmesine mi bağlı
olmalıdır? Benzer şekilde, Türkiye’de yerleşmeye karar verdiğini
davranışlarıyla teyit etmek, formalite evlilik ya da iş ilişkileri ile
sonuçlanma riski taşımamakta mıdır? Bunlardan başka, Avrupa Birliği
ülkelerinden, Almanya 2001 yılında Vatandaşlık Kanunu’nda yaptığı değişiklikle
sekiz yılı, Danimarka dokuz yılı, Avusturya 2006 yılında yapılan değişiklikle
beş yıllık oturma izniyle birlikte on beş yıllık ikamet süresini gerekli
görürken bizde vatandaşlığın bu kadar kısa sürede elde edilmesi, vatandaşlığın
bir anlamda hediye edilmesi anlamına gelecektir.
Tasarının 12’nci
maddesi, Türk vatandaşlığının kazanılmasında istisnai hâlleri düzenlemektedir. Buna göre, millî güvenlik ve
kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hâli bulunmamak şartıyla,
Bakanlığın teklifi, Bakanlar Kurulunun kararıyla, şu koşulları taşıyan
yabancılar Türk vatandaşlığını kazanabilirler: “Türkiye'ye sanayi tesisleri
getiren veya bilimsel, teknolojik, ekonomik, sosyal, sportif, kültürel,
sanatsal alanlarda olağanüstü hizmeti geçen ya da geçeceği düşünülen ve ilgili
bakanlıklarca haklarında gerekçeli teklifte bulunulan kişiler, vatandaşlığa
alınması zaruri görülen kişiler ve göçmen olarak kabul edilen kişiler.” Maddede
kullanılan “olağanüstü hizmet” ve “vatandaşlığa alınması zaruri görülen
kişiler” gibi ifadeler çok genel bir anlatımı içermekte, bu madde kapsamına
kimlerin gireceği ve bu ifadelerin hangi kıstaslara göre değerlendirileceği
konularında soru işaretleri bulunmaktadır.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 13’üncü madde, çıkma izni almak suretiyle Türk
vatandaşlığından vazgeçmiş kişiye ikamet şartı aranmaksızın tekrar
vatandaşlığın kazandırılmasını düzenlemektedir. Bunun yanında, ana veya
babalarına bağlı olarak vatandaşlığını kaybeden kişiler, 21’inci maddedeki üç
yıllık süreyi kullanmamış olmaları durumunda, ikamet süresine bakılmadan
vatandaşlık kazanabileceklerdir. Bu düzenleme, 21’inci maddeyi gereksiz ve
kullanılmaz bir madde hâline getirmektedir. Ergin olmalarından itibaren üç yıl
içinde seçme hakkını kullanmayan kişilere verilmiş bu ikinci hak, ilk hakkın
kullanımını gereksiz kılmaktadır. Ayrıca, bu süreyi kullanmamış, öncelikli
olarak da Türk vatandaşlığını seçmemiş olan bir kişiye yine ikamet koşulu
aranmaksızın vatandaşlık verilmesi Türk vatandaşlığının kazanılmasını çok kolay
hâle getirmiştir.
Tasarının genel
değerlendirmesini yaparken 14’üncü maddedeki sıkıntılarımızı dile getirmiştim.
14’üncü maddede anlatılmak istenen: Vatana bağlılıkla bağdaşmayan eylemlerden
dolayı Bakanlar Kurulu kararıyla vatandaşlığı kaybettirilmiş kişilere, millî
güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil etmeyecek ve Türkiye’de üç yıl
ikamet etmek koşulu ile yeniden Türk vatandaşlığına alınmasını düzenlemektedir.
Bu sorun taşıyan bir düzenlemedir, burada yeniden hatırlatmak isterim.
Tasarının 18’inci
maddesine göre “11 ve 16’ncı maddeler uyarınca Türk vatandaşlığını kazanmak
isteyen yabancıların başvuru için gerekli şartları taşıyıp taşımadıklarının
tespiti, illerde oluşturulan vatandaşlık başvuru inceleme komisyonları
tarafından yapılır. Komisyonun oluşumu ve çalışma esasları yönetmelikle
belirlenir.” denilmektedir. Peki, bu komisyon hangi illerde oluşturulacaktır ve
komisyonun denetiminden kim sorumlu tutulacaktır?
Bu maddenin
kapsamı içindeki tasarının 16’ncı maddesi ise Türk vatandaşlığının evlenme
yoluyla kazanılmasını düzenlemektedir ki, buna göre bir Türk vatandaşıyla
evlenme artık doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmayacaktır. Ancak bir Türk
vatandaşıyla en az üç yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabancılar
Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilecektir. “Başvuru
sahiplerinde;
a) Aile birliği
içinde yaşama,
b) Evlilik
birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama,
c) Millî güvenlik
ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hâli bulunmama,
şartları aranır.“
deniliyor.
Getirilen bu
yöntem, düzmece evliliklerle vatandaşlık kazanmak isteyenlerin önüne geçmek
için yapılmış önemli bir uygulamadır. Ama komisyon bu koşulların oluştuğunu ve
her bir bireyin başvurudan önceki üç yıllık evlilik süresini geriye dönük
olarak aile birliği içinde yaşayıp yaşamadığını nasıl tespit edecek ya da nasıl
belgeleyecektir?
Ayrıca, bir Türk
ile evli olan yabancı, Türk vatandaşlığını kazanmak için başvuruda bulunduktan
sonra Türk vatandaşı eşin ölümüyle evliliğin sona ermesi hâlinde aile birliği
şartı aranmaksızın diğer koşulları taşıması hâlinde Türk vatandaşlığını
kazanacaktır.
Yine, vatandaşlık
kazandıran evliliğin butlanına karar verilmesi hâlinde evlenmede iyi niyetli
olan kadın ya da erkek Türk vatandaşlığını muhafaza edebilecektir.
Evlat edinme
yoluyla Türk vatandaşlığının kazanılması düzenlemesinde bir çelişki göze
çarpmaktadır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurun
Sayın Oksal.
ALİ OKSAL
(Devamla) – Avrupa Birliği Uyum Komisyonunun onayladığı Çocukların Korunması ve
Ülkelerarası Evlat Edinme Konusunda İşbirliğine Dair Sözleşme ile on sekiz yaş,
evlat edinme sınırı olarak belirlenmiştir. Bu duruma göre on sekiz yaşın
altındaki bir yabancı evlat edinilmeyecektir. Ancak Komisyonumuzun kabul ettiği
tasarı metniyle, ergin olmayan yani çocuk yaştaki kişilerin bir Türk vatandaşı
tarafından evlat edinilmesi, millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel
teşkil eden bir hâli bulunmaması koşuluyla, karar tarihinden itibaren Türk
vatandaşlığını kazandığı kabul edilmektedir.
Sonuç olarak,
getirilen yeni Vatandaşlık Kanunu Tasarısı’yla Türk vatandaşlığının kazanılması
diğer Avrupa Birliği üyesi ülkelerin vatandaşlığının kazanılmasından çok daha
kolay elde edilir görülmektedir. Bununla beraber, tasarı birçok yenilikler ve
kazanımlar da sağlamaktadır.
Ulusumuza hayırlı
olmasını temenni ediyor, yüce Meclisin değerli üyelerini saygıyla selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ederim Sayın Oksal.
Şahsı adına,
Hatay Milletvekili Abdülhadi Kahya.
Buyurun efendim.
ABDÜLHADİ KAHYA (Hatay) – Muhterem Başkan, yüce Meclisin değerli
üyeleri; sözlerimin başında Hakkâri Çukurca’da şehit olan 7 askerimize
Allah’tan rahmet dileyerek başlamak istiyorum.
Türk Vatandaşlığı
Kanunu Tasarısı’nın maddeleri üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu tasarıyla,
Kanun sistematik olarak yeniden düzenlenerek sadeleştirilmiştir, tanımlar
konularak vatandaşlıkla ilgili kavramlar daha anlaşılır hâle getirilmiş, Türk
Medeni Kanunu’nda yer alan kavramlarla uyum sağlanmıştır. Anayasa’nın 66’ncı
maddesi “Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türktür.”
hükmünü getirmiştir. Bu hükümle, soy bağı esasına dayanılarak Türk
vatandaşlığının doğumla kazanılmasındaki genel prensip belirlenmiştir. Buna
göre, yurt içinde veya dışında evlilik birliği içinde doğan çocuk doğumundan
itibaren Türk vatandaşlığını kazanacaktır.
Türk
vatandaşlığının kazanılmasında prensip olarak soy bağı esası benimsenmiş ancak
vatansızlığı önlemek amacıyla, Türkiye'de doğan ve ne anadan ne de babadan
vatandaşlık kazanamayan çocuklar ile Türkiye'de bulunmuş çocukların “toprak
esasına” göre, aksi sabit oluncaya kadar Türk vatandaşlığını kazanmalarına
imkân tanınmıştır.
Ana ve babası
belli olmayan terk edilmiş çocukların hangi ülkede bulunmuşsa o ülkede doğmuş
sayılmaları ve o ülkenin vatandaşlığının verilmesi uluslararası hukuk
tarafından benimsenmiş temel ilkedir. Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi, taraf
devletleri bu doğrultuda düzenleme yapmakla yükümlü tutmuştur.
Gerekli görülen
hâllerde Bakanlar Kurulunca belirlenecek devlet vatandaşlarından, taşıdıkları
ülke vatandaşlığından çıkma şartı da aranabileceği yönünde bir düzenleme
yapılmıştır.
Bu tasarıyla,
vatandaşlığa alınmada aranan ikamet süresi beş yıl olarak belirlenmiştir.
Mevcut uygulamada olduğu gibi Türk soylular için iki yıl ikamet şartı 31 Aralık
2010 tarihine kadar devam ettirilecek, bu tarihten sonra Türk ve yabancı
soylular için ikamet süreleri eşit hâle getirilecektir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; istisnai olarak vatandaşlığa alınma şartları tasarıda
belirlenmiştir, bu yetkiyi Bakanlar Kurulu kullanabilecektir. Buna göre,
güvenlik bakımından Türk vatandaşlığına alınmaya engel teşkil edecek bir hâli
bulunmamak şartı dışında herhangi bir şart aranmaksızın aşağıda belirtilen yabancılar
istisnai olarak vatandaşlığa alınabilecektir.
Türkiye’ye sanayi tesisleri getiren veya bilimsel, teknolojik,
ekonomik, sosyal, sportif, kültürel, sanatsal alanlarda olağanüstü hizmeti
geçen ya da geçeceği düşünülen ve ilgili bakanlıklarca haklarında gerekçeli
teklifte bulunulan kişiler, Bakanlar Kurulunca vatandaşlığa alınması zaruri
görülen yabancılar, Bakanlar Kurulunca göçmen olarak kabul edilen yabancılar;
bu uygulamayla, gelişmiş ülkelerin de uyguladığı bir yol olarak Türkiye’nin
ekonomik ve sosyal hayatına katkıda bulunabilecek yabancılara Türk
vatandaşlığının daha kolay verilmesi suretiyle bu kişilerin ülkemize
kazandırılmaları sağlanmış olacaktır.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; tasarıda Türk vatandaşlığını kaybettirme nedenleri üç
maddeyle sınırlandırılmıştır. Bu durumlar; yabancı bir
devletin Türkiye’nin menfaatlerine uymayan herhangi bir hizmetinde bulunup da
bu görevi bırakmaları kendilerine yurt dışında dış temsilcilikler, yurt
içindeyse mülki idare amirleri tarafından bildirilmesine rağmen üç aydan az
olmamak üzere verilecek uygun bir süre içerisinde kendi istekleriyle bu görevi
bırakmayanlar; Türkiye’yle savaş hâlinde bulunan bir devletin her türlü
hizmetinde Bakanlar Kurulunun izni olmaksızın kendi istekleriyle çalışmaya devam
edenler; izin almaksızın yabancı bir devlet hizmetinde gönüllü olarak askerlik
yapmak, olarak belirlenmiştir.
Tasarıyla, bir
Türk vatandaşının yabancı bir devlet vatandaşlığına geçmek üzere önceden izin
alma zorunluluğu uygulamasına son verilmiştir. Böylece Türk vatandaşlarının çok
vatandaş olmaları kolaylaştırılmaktadır.
Anayasa’mızın
kanun önünde eşitlik ilkesine aykırılık teşkil eden, Türk vatandaşlığını
sonradan kazanmış kişilere uygulanacağı hüküm altına alınan Türk
vatandaşlığından çıkarma uygulamasına son verilmektedir.
Vatandaşlığın
ispatı ve yargı yoluyla ilgili hükümler güncel hâle getirilmiştir. Vatandaşlık
hizmetlerinin yerine getirilmesinde kişilerin vatansız olmasını önleyecek
tedbirler alınmıştır.
Sözlerimin
sonunda, 27 Mayısın, dün üzerinden geçmiş olduğumuz 27 Mayısın tekrarlanmaması
ve bu anlayışın da hiçbir kimseye yakışmayacağını burada ifade ediyor, bu
anlayışı kınıyorum. Millî egemenlik ve demokrasi anlayışının artık herkesçe de
kabul edilmesinin bir zaruret olduğunu bilmemiz gerektiği düşüncesiyle Türk
Vatandaşlığı Kanunu Tasarısı’nın hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Şahsı adına Sivas Milletvekili Selami Uzun.
Sayın Uzun,
buyurun efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
SELAMİ UZUN
(Sivas) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; devletin unsurlarından birisi
olan insan unsuru, vatandaşlık hukukunun temel konusunu teşkil etmektedir.
İnsan topluluğu sınırları belli bir ülke üzerinde yaşıyorsa, kendini
uluslararası alanda temsil edecek siyasi otoriteye sahipse, devletle arasında
hukuki bir bağ varsa, işte bu bağ vatandaşlık bağıdır.
Türk
vatandaşlığının kazanılması, kaybedilmesi şekillerini ayrıntılı bir şekilde
düzenleyen bu kanun, Türk Vatandaşlığı Kanunu Tasarısı birinci bölümünde amaç,
kapsam, tanımlar ve vatandaşlık hizmetlerinin yürütülmesinden bahsederken,
ikinci bölümde Türk vatandaşlığının kazanılma hâllerini saymaktadır. Türk vatandaşlığının kazanılma hâlleri, doğumla kazanılan
vatandaşlık, soy bağıyla, doğum yeriyle, sonradan kazanılan vatandaşlık,
yetkili makam kararıyla Türk vatandaşlığının kazanılması ve bu konuda
başvurular, Türk vatandaşlığının kazanılmasında istisnai hâller, Türk
vatandaşlığının ikamet şartı aranmaksızın yeniden kazanılması, Türk
vatandaşlığının ikamet şartına bağlı olarak yeniden kazanılması, ikamet
süreleri, Türk vatandaşlığının evlenme yoluyla kazanılması, Türk
vatandaşlığının evlat edinilme ile kazanılması, vatandaşlık başvuru inceleme
komisyonu kurulması, yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığının
kazanılmasında usul ve esaslar, yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığının
kazanılmasının geçerliliği ve sonuçları, Türk vatandaşlığının seçme hakkı ile
kazanılması ve Türk vatandaşlığının seçme hakkı ile kazanılmasının geçerliliği
ve sonuçları bölümünden oluşmaktadır. Bu da ilk bölümü kapsamaktadır
bizim kanunumuzun.
Vatandaşlık,
karşılıklı hak ve yükümlülüklerin varlığıyla birlikte duygu bağlantısını da
temel alan hukuki bir bağdır.
Değerli
arkadaşlar, aslında, Vatandaşlık Kanunu ve diğer kanunlar, toplumda düzenin
sağlanması, insan ilişkilerinin düzenlenmesi için birer araçtır. Yani, belli
bir toprak parçası üzerinde yaşayan insanların ilişkilerini sağlıklı yürütmesi
ve mutlu olmaları, refah içinde yaşamaları içindir. Bu ilişkileri düzenlerken
devletle kişinin hak ve hürriyetlerin sınırlarının iyi belirlenmesini ve devlet
odaklıdan kişi odaklı devlete doğru bir eğilim olduğunu görüyor ve bu konuyu
memnuniyetle karşıladığımızı belirtiyoruz. Gerçekte ise nüfus kâğıtlarımızı
taşıyan birçok vatandaşımızı hâlâ bu ülkeye bağlayamamışız, kendi okulumuzda
okutmuş, eğitmişiz ama bu ülkeyi ve vatandaşlığını sevdirememişiz. Yoksa, kanun çıkarmak kolay, Meclisten çıkarıyoruz ama
önemli olan, insanlarımızı bu memlekete gönül bağıyla bağlamaktır.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Uzun.
Madde üzerinde
soru-cevap işlemini gerçekleştireceğiz.
Sayın Işık…
ALİM IŞIK (Kütahya) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Madde 7’de “Soy
bağı” adı altında tanımlanan iki fıkrada, özellikle üçüncü fıkrada “Türk
vatandaşı baba ve yabancı anadan evlilik birliği dışında doğan çocuk ise soy
bağı kurulmasını sağlayan usul ve esasların yerine getirilmesi hâlinde Türk
vatandaşlığını kazanır.” denilmektedir. Özellikle Sayın Bakandan, bu soy bağı
usul ve esaslarında temel aranan esaslar nedir, onu öğrenmek istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür
ederim Sayın Işık.
Sayın Kaptan…
OSMAN KAPTAN
(Antalya) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakana
biraz önce sorduğum soruya cevap verilmedi. Benim sorum şuydu: Çifte vatandaş
olan kaç tane bakan var? Şimdi sorumu değiştiriyorum: Sayın Bakan, Hükûmetinizde Amerikan ve İngiliz veya başka ülkelerin
vatandaşı olan bakan var mıdır? Varsa sayısı kaçtır?
BAŞKAN – Sayın
Kaptan, biraz uzaklaştırır mısınız mikrofonu, çok yankı yapıyor.
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Sayın Başkan, soruyu anlamadım.
OSMAN KAPTAN
(Antalya) – İkinci sorum şu: Turizm yörelerindeki belediyelerin yaz nüfusu ile
kış nüfusu arasında büyük farklar vardır. İller Bankasından gönderilen
paraların miktarı kış nüfusuna göre belirlenmektedir. Bu turizm bölgelerindeki
belediyelerin yaz nüfusuna göre para gönderilmesi sağlanacak mıdır?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Kaptan.
Sayın Ağyüz, buyurun.
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, bu
tasarı, Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi esas alınarak düzenlenen bir tasarı, ama
sözleşmeyi hâlen imzalamamışsınız; bu bir çelişki değil mi?
Ayrıca, her
konuda Avrupa Birliği normlarına uyum amacıyla geliyor o yasalar, ama Avrupa
Birliği yolunda bir ilerleme göremiyoruz. Destekleyen ülkeler bile desteklerini
bir bir çekiyorlar. AB’ye girişi buzdolabına mı
koydunuz, askıya mı koydunuz?
Hükûmet olarak bazı
yasalara önem veriyorsunuz. Parlamentodaki grubunuza bakıyoruz şu anda 25 kişi
var. Bu kadar ciddiyetsiz bir çalışma içerisinde bu önem verdiğiniz yasaların
geçirilmesi mümkün müdür? İktidarın Parlamentoyu çalıştırma görevi yok mudur?
Bakanlarınızın bu konuda duyarlı davranması gerekliliği yok mudur? Sadece
muhalefeti suçlayarak kendi görevini yapmayan iktidar partisi mensupları nereye
varacaktır?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür
ederim Sayın Ağyüz.
Sayın Uslu…
CEMALEDDİN USLU
(Edirne) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakan,
sosyal, sportif, sanatsal alanlarda hizmetleri olup da Türk vatandaşlığına
geçen kişi sayısı nedir? Bunlardan daha sonra vatandaşlıktan çıkan veya
çıkarılan var mıdır?
Bir diğer sorum:
Dünya üzerinde kaç ülke Türkiye vatandaşlarına vize uygulamakta, kaç ülke
uygulamamaktadır? Tek taraflı olarak vize uygulamadığımız ülkeler hangileridir?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür
ederim Sayın Uslu.
Sayın Öztürk…
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) – Sayın Başkan, aracılığınızla Sayın Bakana sormak istiyorum. 12 Mart
1971 ve 12 Eylül 1980 askerî dönemlerinde siyasi düşünce ve inançlarından
dolayı Türk vatandaşlığından çıkarılan kişi sayısı nedir? Bunlardan Türk
vatandaşlığına tekrar geçmek isteyenler var mıdır? Varsa bunlar kabul edilmiş
midir?
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Öztürk.
Sayın Kulkuloğlu…
MEHMET ŞEVKİ
KULKULOĞLU (Kayseri) – Sayın Başkan, aracılığınızla Sayın Bakana sormak
istiyorum. Avrupa Birliği yasalarına uyum yasaları çerçevesinde geçtiğimiz
yasama yılında görüştüğümüz ve yasalaşan Türk Ceza Kanunu’nun ilgili
maddelerinde yapılan değişiklikler ile çocuk kaçırma olaylarına verilen
cezalar, özellikle de boşanmayla sonuçlanmış evlilikler yoluyla oluşmuş suçlar
dâhil, yeniden düzenlenmişti. Bu bağlamda, Türk vatandaşı birey ile Türk
vatandaşı olmayan bireyin evlilik akitlerinin sona ermesi sonucu velayetin
verildiği yabancı anne ve babanın isteğiyle Türk vatandaşı olduğu hâlde Türk
vatandaşlığından çıkarılan çocuk sayısı nedir?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Sayın Korkmaz…
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) – Sayın Bakan, bir Isparta Milletvekili olarak yerel seçimlerden
sonra Isparta Belediyesinde çok ciddi yolsuzluklar olduğunu hem çalışanlardan
hem de şu andaki Belediye Başkanından öğrenmiş bulunuyorum. Bu, trilyonlarca
lirayı kapsamaktadır. İlgililerden bu paranın rücu
edilip acaba mayın temizleme işinde kullanılabilir mi diye de düşünmüyor
değilim. Bu konuda ciddi bir çalışmanız var mı? Yoksa,
hâlâ daha bu mayın temizleme işiyle ilgili olarak bir önceki projeye devam mı
edeceksiniz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Sayın Şandır…
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım,
çok ilgili olmayabilir ama belediyelerin borç yükünü sizler de biliyorsunuz.
Özellikle küçük belediyelerin borçlarını affetmek gibi, en azından kamu
kurumlarına borçlarını silmek gibi veya uzun taksitlerle almak gibi bir
programınız var mı? Gerekli görüyor musunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Sayın Barış…
TANSEL BARIŞ
(Kırklareli) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Bakan, Türk
asıllı Bulgaristan vatandaşı iken beş yıl önce Türk vatandaşlığına geçen
anne-babanın 2 çocuğu şu anda Türk vatandaşı olmak için müracaat etmişler.
Ancak, yaş on sekizi geçmiş, o nedenle sıkıntı var. Bunların Türk vatandaşı
olmaları için herhangi bir sorun mu var? Eğer varsa ne gibi sorunlardır Sayın
Bakanım?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Barış.
Son olarak Sayın
Akkuş…
AKİF AKKUŞ
(Mersin) – Sayın Başkan, Sayın Bakanım; ülkemizde 70 bin civarında Ermeni
vatandaşının bulunduğu ve bunların kayıt dışı olarak çalıştıkları iddia
edilmektedir. Vatandaşlık hakkı olmadan veya özel izni olmadan bu yabancılar
ülkemizde nasıl ve neye göre çalışmaktadır?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Akkuş.
Sayın Bakanım,
buyurun efendim.
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Soru soran arkadaşlara da
teşekkür ediyorum.
Burada tabii ilk
soru Sayın Işık’ın; bu soy bağı. Soy bağının belirlenmesinde ya tanıma oluyor
ya babalığa hüküm. Onun açılımı odur, onları ifade etmiş olayım. Bunların bir
kısmı - arkadaşların biraz önce konuşmalarında da ifade edildi, Ali Bey’in
konuşmasında da vardı- bazı hususlar tabii, yönetmeliklere bırakılıyor, hepsini
kanunda şey yapamıyoruz. Onun için belki haklı olarak tereddütler oluyor.
Turizm bölgesi
belediyelerle ilgili… Doğrusu, bu bakanlarla ilgili sorunuzu ben tabii,
bilmediğim için cevaplayamıyorum.
Şimdi, turizm
bölgesi belediyelerle ilgili, tabii, burada daha önce de konuşulmuştu Belediye
Gelirleri Yasası’nı görüşürken.
Değerli arkadaşlar,
bu sebeple şöyle bir uygulama yapıyoruz: Yine, 26 Mayısta Bakanlar Kurulu
kararı yayınlandı. Biliyorsunuz, belediyelere merkezî bütçeden gönderilen
ödeneklerin kesintileri oluyor, borçları, vesaire. Şimdi, dört ay yine
kesintisiz göndereceğiz. Her ne sebeple olursa olsun, belediyelere haziran,
temmuz, ağustos, eylül aylarında gönderilen ödeneklerde hiçbir kesinti
olmayacak. Bu biraz, tabii, yaz dönemi yatırımlarını daha verimli yürütmeleri,
bir kısmı, işte, borçlarını falan ödemeleri… Bir de biliyorsunuz, Hükûmet olarak bir uygulama yaptık “borçların
programlandırılması” şeklinde, belediyelerle görüşülerek. Onlar yine devam
edecek, o şekilde telafi edilecek.
Başta da ifade
ettiğim gibi -burada bir soru daha var, onun için ikisini birleştiriyorum,
Sayın Şandır’ın da sorusu- yani, belediyelerle ilgili
mümkün olabildiğince rahat çalışmalarını sağlayacak her yöntem deneniyor.
Burada Avrupa
Birliği ile ilgili soru… Tabii, bunu geniş cevaplamaya da doğrusu ihtiyaç yok,
hem Parlamentomuz olarak hem Hükûmet olarak, bütün
partiler olarak, biz Avrupa Birliği sürecini önemsiyoruz. AK PARTİ’nin en önemli projelerinden birisi ve bunun gereğini
yapıyoruz, bütün teknik çalışmalarımız yürüyor. Bu konuda, doğrusu, Hükûmet olarak daha iki Bakanlar Kurulu öncesi, iki hafta
önce özel olarak gündemimize Avrupa Birliğini aldık ve tekrar değerlendirdik.
Geçen hafta Reformlar İzleme Grubu olarak biz tekrar toplandık. Özellikle
siyasi reformların uygulamasını takip ediyoruz, Adalet Bakanı, Dışişleri
Bakanı, İçişleri Bakanı ve Başmüzakerecimizle. Bu
konuda irademizde herhangi bir zayıflama yok.
Sayın Uslu’nun sorusu: Sosyal, sportif, vesaire sebeplerle kaç
kişi, işte, vatandaşlığa alınmış, ne kadarı çıkarılmış? Doğrusu, bu konuda şu
anda bir rakam yok, onu daha sonra vereyim ama şunu ifade edeyim: Bu konuda,
tabii, bakanlıklarımızın yazıları oluyor. Mesela, spordan sorumlu Devlet
Bakanlığımız İçişleri Bakanlığına bir yazı yazıyor “Şu sporcu, işte,
vatandaşlığımıza girerse, vatandaşlık verirsek bizim için şöyle şöyle faydalı olacak.” diyor. Biz Bakanlık olarak, ilgili
bakanlığın yazısını da gerekçe göstererek Bakanlar Kuruluna bunu teklif
ediyoruz. İstisnai vatandaşlık vermek Bakanlar Kurulunun yetkisindedir. Ama
mevcut kanunda, yani şu getirdiğimiz tasarıda bunu biraz daha sistematik hâle
getiriyoruz, daha biraz ciddi hâle getiriyoruz, onu ifade edeyim.
Vizeyle ilgili
de, izin verirseniz, şu anda cevaplayamıyorum.
Siyasi
düşüncesinden dolayı vatandaşlıktan çıkan kaç kişi var? Onu da sayı olarak şu
anda veremiyorum.
Bu, tabii, yine
aynı, Türk vatandaşlığından çıkarmadan dolayı ana babayı vatandaşlıktan çıkarılan
çocuk sayısı ne kadardır? O konuda da yine -Sayın Kumkumoğlu’nun
sorduğu- elimde tam bir şey yok, onu da veremiyorum.
Burada Isparta
Belediyesiyle ilgili şeyler… Belediyelerle ilgili süreç bellidir arkadaşlar,
eski dönemler veya yeni dönemler... Biliyorsunuz -Anayasa’mızın 127’nci
maddesi- yerel yönetimlerle ilgili, belediyelerle ilgili, merkezî yönetimin
vesayet yetkisi İçişleri Bakanlığı kanalıyla kullanılır. Dolayısıyla,
belediyelerin teftişi Bakanlığımızın sorumluluğundadır. Rutin teftişler vardır,
şikâyet üzerine teftişler vardır, valiliğin talebi üzerine teftişler vardır…
Belediyelerimizle ilgili bunu ciddi şekilde yürütüyoruz. Ama,
sorunun ikinci kısmını, tabii, şahsıma sorulacak bir soru olarak görmüyorum.
Arkadaşımızı -mesleğimizden de gelir- incitmek de istemem ama,
yani ben kendim böyle…
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) – Sizden başka Hükûmet temsilcisi mi var?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) - …alay içeren bir soru falan sorulacak kişi olarak
kendimi…
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) – Sizden başka Hükûmet temsilcisi mi var?
Kime soracağız?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) - …görmüyorum. Arkadaşımızı kınıyorum bu soru için!
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) – Kimsenin haddine düşmez!
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Sayın Şandır’ın sorusuna
cevap vermiş oldum.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) – Cevap veremeyince kınıyor. Cevap vereceksin.
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Sayın Barış’ın sorusu… Özel olarak bana verirseniz o
notu özel durumu incelerim. Yani, şimdi böyle bir genel soru sordunuz. Özel
olarak o notu verin. Varsa bir engel onu size ileteyim yahut da çözülebilecek
bir şeyse çözmeye çalışayım. Herhâlde öyle elinizde bir şey var. Annesi, babası
Türk; ama on sekiz yaşını geçmiş çocuk Türk vatandaşlığı talep ediyor. O durumu
ben bir özel olarak alıp değerlendireceğim.
Ermeni
vatandaşlarla ilgili, tabii, verebileceğim bir soru yok.
Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri.
Burada tabii
herkes istediği soruyu sorabilir. Biraz önce değerli milletvekilimizle ilgili
“Isparta Belediyesinin gelirleriyle mayın temizleme şeyini karşılayın.” falan
gibi bir soruyu tabii… Biz burada Vatandaşlık Kanunu’nu görüşüyoruz ve ben
işimi ciddiye alan insanım. Kendi işimi bütün boyutlarıyla cevaplandırmaya
hazırım, ama, üstelik mülki idareden gelen bir
arkadaşın İçişleri Bakanına böyle alay eden bir tavırda soru sormasını uygun
bulmadım. Sadece onu ifade ediyorum. Yoksa Sayın Milletvekilimize bir
saygısızlık falan anlamında bir şey söylemiyorum.
FARUK BAL (Konya)
- Sayın Bakan, Sayın Milletvekilini böyle, muaheze eder gibi konuşamazsınız.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) - Sayın Başkan, sataşmadan dolayı söz istiyorum.
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Kimseyi muaheze etmiyorum Sayın Bal. Bu soruyu siz
uygun buluyor musunuz? “Isparta Belediyesinin gelirlerinden, işte, şeylerinden
temin edin de mayın temizlemeyi yapın.” sorusunu bir milletvekili olarak makul
bir soru buluyor musunuz?
FARUK BAL (Konya)
– “Uygun buluyorum veya bulmuyorum.” dersiniz.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) – Biz soru sorarken vesayet altında mıyız? Biz size soru soramaz
mıyız?
FARUK BAL (Konya)
– Sayın Bakan “Cevap vermiyorum.” dersiniz, o da bir cevaptır.
BAŞKAN – Sayın
Bakanım, teşekkür ediyorum.
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Peki, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati : 21.20
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 22.08
BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Fatoş GÜRKAN
(Adana), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 95’inci Birleşiminin Altıncı
Oturumunu açıyorum.
90 sıra sayılı
Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) – Sayın Başkan, söz istiyorum.
BAŞKAN – Efendim,
durun bir açayım, bir yapayım Sayın Korkmaz, lütfen efendim.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) – Açtınız. Tamam, bekliyorum.
BAŞKAN – Hayır,
benim sözümü niye kesiyorsunuz Sayın Korkmaz? Oturun efendim lütfen.
Lütfen
arkadaşlar…
Komisyon?
Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Birinci bölüm
üzerinde görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi, birinci
bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini
yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.
Buyurun Sayın
Korkmaz.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) – Biraz önce Sayın Bakana bir soru sormuştum. O soruyu
cevaplandırırken şahsımı hedef alan sözler sarf etti. Yüce Meclisi
bilgilendirmek, açıklamak istiyorum. İki dakika konuşma hakkı…
BAŞKAN – Ne gibi
şeyler söyledi?
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) – Özellikle genç bir milletvekili…
BAŞKAN – Sayın
Korkmaz, siz…
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) – Bu sorum…
BAŞKAN – Bir
dakika, müsaade ederseniz…
Ben dinledim.
Isparta Belediyesinde büyük borç yükü olduğunu, yolsuzluklar olduğunu vesaire;
bu kişilere dönülüp rücu edilirse buradan alınan paralarla
bu mayın temizleme işinin finanse edilebileceğini falan söylediniz. Böyle bir
soru üslubu var mı?
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) – Bir öneri.
BAŞKAN – Böyle
bir soru üslubu var mı? (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) – Cevaplandırmayabilir.
BAŞKAN – Lütfen…
Lütfen… İstirham ediyorum.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) – O benim şahsımı hedef alan bir şey. Cevaplandırmak istiyorum.
BAŞKAN – Lütfen…
İstirham ediyorum.
Bakınız…
FARUK BAL (Konya)
– Sayın Başkan…
BAŞKAN – Bir
dakika…
Böyle bir soru
üslubu yok arkadaşlar. Lütfen… İstirham ederim.
FARUK BAL (Konya)
– Sayın Başkan…
BAŞKAN – Buyurun
Sayın Bal.
FARUK BAL (Konya)
– Sayın Başkan, efendim, zatıalinizin, sizin Başkan
olarak…
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Sayın Başkan, böyle bir soru üslubu yoksa,
o zaman…
BAŞKAN – Sayın
Genç, sizi ne ilgilendiriyor bu? Oturun yerinize efendim. Lütfen…
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Bu Meclisi çorbaya döndürdünüz efendim!
BAŞKAN – Sayın
Genç, yerinize oturun.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Meclisi çorbaya döndürdünüz. Sabahtan beri bekliyoruz burada,
keyfinize bakıyorsunuz orada.
BAŞKAN – Sizi şu
an ilgilendiren bir husus yok. Bak, burada arkadaşlarım var. Lütfen...
Evet, buyurun.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) – Cevap vereyim lütfen.
BAŞKAN – Neye
cevap?
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Böyle bir şey olur mu ya!
BAŞKAN – Sayın
Genç, siz kimin avukatısınız? Oturun yerinize!
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Efendim, ben kimsenin avukatı değilim.
BAŞKAN – Oturun
yerinize.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Senin tutumundan dolayı bu Meclis çorbaya dönüyor.
BAŞKAN – Oturun
yerinize efendim, lütfen…
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Kaç saattir ara verdin.
BAŞKAN -
Oturunuz. Oturunuz yerinize.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Kaç saattir ara verdin.
BAŞKAN – Oturun
yerinize!
KAMER GENÇ
(Tunceli) –Oturmam yerime. Bu Meclis böyle yönetilir mi?
BAŞKAN – Oturunuz
Sayın Genç yerinize.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Otursam ne olur oturmasam… Bu Meclisi doğru dürüst yönet.
BAŞKAN – Ben
Meclisi doğru dürüst yönetiyorum.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Yönetmiyorsun, yönetmiyorsun.
BAŞKAN -
Üslubunuza dikkat edin. Oturun yerinize. Buradan şöhret olmaya çalışıyorsanız
boş.
KAYHAN
TÜRKMENOĞLU (Van) – Dışarıya at, dışarı.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – At bakalım…
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) – Sayın Başkanım, söz konusu olan benim…
BAŞKAN – Evet…
Açıklama yapacaksanız, mikrofonu açıp yerinizden söz vereceğim size.
Buyurun,
mikrofonunuzu açacağım.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) – Ne kadar efendim sürem?
BAŞKAN – İki dakika. Ne diyeceğinizi
belirleyeyim.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
2.- Isparta Milletvekili S. Nevzat Korkmaz’ın,
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın şahsıyla ilgili sözleri nedeniyle açıklaması
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) – Evet, Sayın Bakana biraz önce soru sorumuştum, özellikle gençliğimi
söz konusu ederek “Böyle bir soru nasıl bir sorudur, böyle bir soru sorulur mu;
bir de meslektaş olacağız.” gibi, şahsımı hedef alan sözler sarf etti. Sayın
Bakan herhâlde Meclise yorgun geldi veya belki Kamer Genç’in de etkileriyle
Meclisi gerdi. (Gürültüler)
BAŞKAN – Sayın
Korkmaz, lütfen. Bak… İstirham ediyorum.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) – Bir saniye efendim, bir saniye.
BAŞKAN – İstirham
ediyorum.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) – Meclisin gerginliğinden etkilendi böyle bir cevap verdi ancak genç
bir milletvekili olmak kötü bir şey değil. Bugün iktidar partisi sıralarında da
birçok genç arkadaşım var. Burada önemli olan olgun bir devlet adamı tavrını gösterebilmektir.
İkinci husus:
“Meslektaşım.” dedi. Ben tabii, Sayın Bakanla meslektaş değilim. Sayın Bakan
öğretim görevlisi, ben mülki idare amiriyim. Kaldı ki yirmi yıldır ben İçişleri
Bakanlığında çalışıyorum. Mevzuatı, nasıl olduğu hususunda herhâlde ona
söyleyebileceğim, anlatabileceğim şeyler vardır. Ne sormuşum ben? Demişim ki
Isparta’daki yolsuzluklardan giden paraları rücu
ederek, efendim, mayın temizlemede kullanabilir misiniz? Peki, bu sorunun…
Başbakana uçak alındı 60 milyon dolara, “Bu paralar mayın temizleme işinde
kullanılamaz mı?” sorusundan ne farkı var ben merak ediyorum? Galiba farkı, o
soru sorulduğunda orada oturan bakan farklıydı, burada oturan bakan farklı.
Ayrıca,
Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz millet adına sorumuzu soruyoruz. Bu
sorumuzu sorarken de hiç kimseden olur almak gibi bir endişemiz, bir kaygımız
olamaz. Biz, millet adına soruyoruz, sormaya devam edeceğiz.
Teşekkür
ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ederim.
Burada bulunan
bütün milletvekilleri arkadaşlar, millet adına hareket ediyor, milletin
temsilcileridir. Eğer burada bir kısım milletvekili arkadaşlarımız, siyasi
partili veya bağımsız, kendisi milletin temsilcisi diğerlerini de başka bir şey
kabul ediyorsa böyle bir üslubu kabul etmemiz mümkün değil. Her konuşan millet
adına konuşuyordur çünkü millet seçmiştir. Benim buna bir itirazım yok, olamaz
zaten. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) – Bakan Bey duyuyor mu bunu?
BEHİÇ ÇELİK
(Mersin) - Sayın Başkan, şimdi Sayın Korkmaz’ın
sorusuyla ilgili…
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Efendim,
tamam. Bu konu nihayetlenmiştir. Sayın Korkmaz da açıklamasını yaptı.
Teşekkür ederim.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Sayın Başkan, bana da söz verin.
BAŞKAN – Hayır,
niçin size söz vereceğim Sayın Genç? Her istediğiniz zaman size söz vermek
mecburiyetim mi var benim efendim?
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Anlamadım…
BAŞKAN - Her
istediğiniz zaman size söz vermek mecburiyetim mi var?
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Efendim, İçişleri Bakanı…
BAŞKAN – Hayır,
yok öyle bir şey. Vermiyorum.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ (Devam)
6.- Türk Vatandaşlığı Kanunu Tasarısı ve İçişleri Komisyonu
Raporu (1/458) (S. Sayısı: 90) (Devam)
BAŞKAN - 1’inci
maddenin başlığını okutuyorum:
TÜRK VATANDAŞLIĞI KANUNU TASARISI
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam,
Tanımlar ve Vatandaşlık Hizmetlerinin Yürütülmesi
Amaç
MADDE 1-
BAŞKAN – Evet,
1’inci madde üzerinde bir önerge vardır, önergeyi okutuyorum:
T.B.M.M.
Başkanlığı’na
Görüşülmekte olan
90 s. sayılı kanun tasarısının 1. maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
Vahap Seçer |
İsa Gök |
|
|
Malatya |
Mersin |
Mersin |
|
Tekin Bingöl |
Ergün Aydoğan |
Ali İhsan
Köktürk |
|
Ankara |
Balıkesir |
Zonguldak |
|
|
Ali Rıza Öztürk |
|
|
|
Mersin |
|
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu, buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; tabii,
vatandaşlık, her Türk vatandaşının en tabii hakkıdır. Türk vatandaşı olmak… (AK
PARTİ sıralarından “Ooo…” sesleri) Dinleyin, dinleyin… Türk vatandaşı olmak bir
onurdur, bir şereftir, bir haysiyettir.
Şimdi… (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN –
Arkadaşlar, lütfen hatibi dinleyelim.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) - Ama devlet de vatandaşın hakkına sahip çıkmalıdır.
Devletin görevi de Türkiye’de yaşayan her vatandaşa sahip çıkmak, sosyal
devletin görevidir.
Şimdi, 1956
yılında gideceksiniz diyeceksiniz ki: ”Arkadaşlar, ey vatandaşlarım, biz burayı
ülkenin savunması için, biz buradaki arazileri ülkenin çıkarı için, biz
buradaki arazileri ülkenin bölünmez bütünlüğü için, ülke savunması için
alıyoruz.” Tabii, o insanlar da size “Helal olsun.” diyecekler. [AK PARTİ
sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar(!)] Ondan sonra, aradan geçecek elli
küsur sene…
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) – Konuya gel…
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) – Bir dakika… Bir dakika… Bir dakika… Konu…
Benim malımı
alacaksın birilerine satacaksın. Devletin böyle bir hakkı yok. Önce benim
malımı bana vereceksiniz. Eğer siz vatandaşı, vatandaş olarak kabul
ediyorsanız, vatandaşa saygı gösteriyorsanız, burada vatandaşlık kanunu
görüşüyorsak, “Türk vatandaşı” diyorsak, orada yaşayan herkes, malını kim
vermişse önce o malı sahibine vereceksiniz.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) – Konuyla ne ilgisi var? Konuya gel…
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) – Elinden aldınız. Konu budur. Konu, vatandaşa saygı
göstereceksin, vatandaşa saygı göstereceksin! Vatandaşın malını elinden aldın.
Burada vatandaşlık konuşuyoruz değil mi? Önce vatandaşın malını… Vatandaşa
saygı göstereceksin. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Bakanım,
eğer vatandaşlık kanununda biz her Türk vatandaşına saygı duyuyorsak, önce bu
insanların hakkını teslim etmek bizim görevimizdir. O bölgede yaşayan insanlar
size malını fedakârca vermişse, o günün koşullarında ülkenin savunması için,
ülkenin emniyeti için, bugün, bu insanların…
Ben o bölgenin
milletvekillerine soruyorum, o bölgenin milletvekillerine soruyorum: O köylerde
kimler yaşıyorsa, arkadaşlar, gitsinler o insanlara sorsunlar, “Ey vatandaşım”
desinler, “Böyle bir kanun geçiriyoruz. Bu mal sizin malınızdı. Biz bu malı
sizden aldık. Bu malı sizden aldık.” Bu, vatandaşa saygıdır. “Şimdi ise size
geri vermiyoruz.” Peki, hak, hukuk var mı arkadaşlar bunda?
LUTFİ ELVAN
(Karaman) – Sen okudun mu yasa tasarısını, okudun mu sen?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Devamla) – Evet. Önce sen öğren! Önce sen öğren! Önce sen öğren, gel buraya
çık, konuş! Ondan sonra konuş! Önce öğren!
LUTFİ ELVAN
(Karaman) – Sen yasayla ilgili konuş!
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) – Vatandaşın malını vatandaşa veriyorsanız, hepinizden özür
diliyorum. Tamam mı, özür diliyorum.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) – İyi.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) – Önce konuşmayacaksın, bilmeden konuşmayacaksın! Bilme…
LUTFİ ELVAN
(Karaman) – Yasayla ilgili konuşmuyorsun.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) – Yasayla ilgili. Bu, vatandaşa saygıdır. Evet.
LUTFİ ELVAN
(Karaman) – Çünkü yasayı bilmiyorsun! Okumadın!
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) – Yasayı çok iyi biliyorum.
LUTFİ ELVAN
(Karaman) – Konuş o zaman!
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) – Arkadaşlar, bu bölgedeki insanların mallarını… O gün size
kim, bu ülkeye kim malını verdiyse, bağışladıysa, bu toprakları bağışladıysa,
onların malını onlara iade ediyorsanız hepinizin önünde saygıyla eğilirim ama
iade etmiyorsanız hiçbirinize saygı duymam.
Hepinize saygılar
sunarım. [CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından alkışlar(!)]
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, önergenin oylamasından önce bir yoklama talebi vardır, şimdi
bu talebi yerine getireceğim.
Yoklama isteminde
bulunabilecek yeter sayıda sayın üyenin ismen tespitini yaptıktan sonra elekt-ronik cihazla yoklama
yapacağım.
Buyurun,
okuyunuz:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
İşaretli oylamaya
geçilmesinde yoklama talep ediyoruz.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu…
Akif Hamzaçebi…
BAŞKAN – Bir
dakika…
Ferit Mevlüt Aslanoğlu? Burada.
Akif Hamzaçebi? Burada.
Faik Öztrak? Burada.
Ali Oksal?
Burada.
Murat Sönmez?
Burada.
Rahmi Güner? Burada.
Metin Arifağaoğlu? Burada.
Halil Ünlütepe? Burada.
Osman Coşkunoğlu? Burada.
Yaşar Ağyüz? Burada.
Şevki Kulkuloğlu? Burada.
Ali İhsan
Köktürk? Burada.
Tansel Barış?
Burada.
Ergün Aydoğan? Burada.
Turgut Dibek?
Burada.
Ali Rıza Öztürk? Burada.
Tekin Bingöl?
Burada.
Vahap Seçer? Burada.
Nesrin Baytok? Burada.
Osman Kaptan?
Burada.
Hikmet Erenkaya? Burada.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, yoklama için üç dakika süre veriyorum.
Yoklama isteminde
bulunan sayın üyelerin yoklama için elektronik cihaza girmemelerini rica
ediyorum.
Yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ (Devam)
6.- Türk Vatandaşlığı Kanunu Tasarısı ve İçişleri Komisyonu
Raporu (1/458) (S. Sayısı: 90) (Devam)
BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul
edilmemiştir.
1’inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2’nci maddenin
başlığını okutuyorum:
Kapsam
MADDE 2-
BAŞKAN – Madde
üzerinde bir adet önerge vardır, önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
90 sıra sayılı yasa tasarısının 2. maddesinin sonuna aşağıdaki ifadenin
eklenmesini arz ederiz.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
Vahap Seçer |
Tekin Bingöl |
|
|
Malatya |
Mersin |
Ankara |
|
Ergün Aydoğan |
|
Fehmi Murat
Sönmez |
|
Balıkesir |
|
Eskişehir |
Madde: 2 “ve
uygulanır.”
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) - Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Gerekçe
mi?
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) – Gerekçe efendim.
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Uygulama birliği
açısından.
BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
3’üncü maddenin
başlığını okutuyorum:
Tanımlar
MADDE 3-
BAŞKAN – Madde
üzerinde iki adet önerge vardır. Önergeleri geliş sırasına göre okutup
aykırılık durumuna göre işleme alacağım.
Buyurun efendim:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Sayın Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Türk Vatandaşlığı Kanun Tasarısının 3. maddesine (e) fıkrasının eklenmesi arz
olunur.
e) Çocuk: On
sekiz yaşını doldurmayan kişiyi
Faruk Bal |
Mehmet Şandır |
Cemaleddin Uslu |
|
|
Konya |
Mersin |
Edirne |
|
Behiç Çelik |
|
Mustafa Kemal
Cengiz |
|
Mersin |
|
Çanakkale |
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan
90 sayılı yasa tasarısının 3. maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
İsa Gök |
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
Vahap Seçer |
|
|
|
Mersin |
Malatya |
Mersin |
|
|
Ergün Aydoğan |
|
Tekin Bingöl |
|
|
Balıkesir |
|
Ankara |
|
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) – Gerekçe…
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Yasanın
bütünlüğünün sağlanmasının temini için verilmiştir.
BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Türk Vatandaşlığı Kanun Tasarısının 3. maddesine (e) fıkrasının eklenmesi arz
olunur.
e) Çocuk: Onsekiz yaşını doldurmayan kişi.
Faruk
Bal (Konya) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Sayın
Bal, buyurun efendim.
FARUK BAL (Konya)
– Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Meclisimizin huzur ve güven içerisinde
bugün de hayırlı bir kanunu görüşmesini temenni ederek sözlerime başlamak
istiyorum. Görüştüğümüz kanunda temel ıstılahlar, temel terimler tanımlanmaktadır.
Bu kanun içerisinde “çocuk” tabiri de yoğun bir şekilde ifade edilmektedir.
“Çocuk” tabirinin de temel tanımlar içerisine alınması için bu önergeyi vermiş
bulunuyoruz. Muhtemeldir ki, çoğunluk oylarıyla bizim bu önergemiz
reddedilecektir, ancak kanun bu hâliyle eksik çıkmış olacaktır. Buradan, Sayın
Bakanı, Sayın Başkanı ve değerli milletvekillerini uyarmak istiyorum: İçinde
bulunduğumuz Meclis parlamenter demokrasiyle yönetilen bir ülkenin Meclisidir
ve bu Meclis devletini kuran dünyadaki tek meclistir; onun içindir ki gazi
Meclistir. “Parlamenter demokrasi” dediğimizde de üç tane kuvvetin dengelendiği
ve denetlendiği bir sistemden bahsediyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi yasama
görevini ifa ederken Anayasa Mahkemesi tarafından yargı açısından denetlenir,
İç Tüzük’ün verdiği hükümler çerçevesinde de muhalefet tarafından denetlenir.
İşte, böyle bir rejimin adı “parlamenter demokrasi”dir ve buna uyulduğu
takdirde, devletin işlediği “hukukun üstünlüğü” dediğimiz kavramın hayata
geçirildiği bir süreci yaşarız.
Şimdi,
yaşadığımız süreç içerisinde bunların ihlal edildiğine bir örnek vermek
istiyorum. Sayın Bakanla bir polemik yaşamak için
değil, bugün kendisi ifade ettiği için konuyu gündeme getirmek istiyorum,
Türkiye Belediyeler Birliğiyle ilgili olmak üzere Sayın Bakan konuştuğu için.
Bugün, Türkiye
Belediyeler Birliğinin, değerli arkadaşlarım, genel kurulu yapılmıştır. Hukuk
devletinde neye göre yapılması gerekir bu genel kurul? O belediyenin tabi
olduğu kanuna göre yapılması lazım. Belediyeler Birliği, Mahallî Yerel
Yönetimler Yasası’na tabi bir kuruluştur ve kendisinin işleyişine ilişkin bir
tüzüğü vardır. Bu tüzüğe göre Belediyeler Birliğine seçilen yöneticiler seçime
kadar görevlidir, Yüksek Seçim Kurulu kesin seçim sonuçlarını ilan ettikten
sonra seçim süreci başlatılır.
Sayın Bakan
İçişleri Bakanı sıfatıyla kendisine bağlı olan 1. Hukuk Müşavirinden bir
mütalaa alır. Aldığı mütalaada 1. Hukuk Müşaviri der ki: “Yüksek Seçim
Kurulunun ne zaman seçim sonuçlarını ilan edeceği belli değil. Geçmişteki örneklerine
göre de aylarca bu devam etmiştir. Yerel yönetim hizmetleri de çok önemlidir.
Onun için, siz, Bakanlık yetkinize dayalı olarak bunları görevden alın, yerine
kayyum tayin edin, yerine yenilerini görevlendirin.” Sayın Bakan ve bağlı
birimleri de hukuk müşavirinin vermiş olduğu bu mütalaayı alır, seksen bir ilin
valisine gönderir ve “Buna göre işlem yapılmasını rica ederim.” der, ona göre
de bu süreç başlatılır.
Değerli
arkadaşlarım, hukuk devletinde en üst kurum Anayasa’dır. Anayasa, hiçbir makamın,
hiçbir mercinin, kanundan ve Anayasa’dan alınmayan
bir yetkinin kullanılamayacağını amirdir.
Sayın Bakan,
sizin böyle bir yetkiniz var mı?
ABDÜLKADİR AKCAN
(Afyonkarahisar) – Yok.
FARUK BAL
(Devamla) - Sayın Bakan, mahallî idareler birliklerinin seçilmiş yöneticilerini
görevinden alıp yerine kamu görevi ifa eden ve zatıalinizin
denetiminde olan kişileri atayarak, atanmış kişiler, AKP Grubunun veya AKP
kanalından seçilmiş olan kişiler delege olarak getirilmek suretiyle Belediyeler
Birliğinin yeni teşekkül eden, bugün teşekkül eden Belediyeler Birliğinin
yönetiminin yasal olduğunu iddia edebilir misiniz? Bunun hukuk devletinde bir
yerinin olduğunu söyleyebilir misiniz? O zaman, hukuk devletine geri dönmek
zorundayız.
Bu örnekten
hareketle, görüştüğümüz yasa, her birimizin tabi olduğu vatandaşlık hukukunu
düzenlemektedir ve bu yasaya Milliyetçi Hareket Partisi Grubu bir bilim
heyetinin nezaretinde hazırlanan…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurun
efendim.
FARUK BAL
(Devamla) - …önergelerini takdim etmiştir.
Hukuk devleti
ilkesiyle, iyi niyetle ve samimiyetle değerlendirilmesini temenni ediyorum ve
yüce kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Sayın Başkan, yerimden…
BAŞKAN – Açıklama
mı yapacaksınız Sayın Bakanım?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) - Evet efendim.
BAŞKAN – Buyurun.
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri…
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Sayın Başkan, böyle bir usul yok. Neye göre açıklama yapıyor?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – Her zaman söz hakkı var
Bakanın.
BAŞKAN – Buyurun
Sayın Bakanım, kısa açıklamanızı yapın.
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Sayın Bal tabii, önerge üzerine söz istediler. Önergede
“çocuk” kelimesinin tanımı konuyor. “Çocuk” kelimesinin tanımı bizde Medeni
Kanun’da vardır, onun için biz katılmıyoruz; bir.
İkincisi, Türkiye
Belediyeler Birliğiyle ilgili söylediği husus.
Durum şudur
değerli arkadaşlar: Bir mahallî idareler seçimi geçirdik biliyorsunuz. Seçimle
birlikte önceki yönetim düşer. Mahallî İdareler Birliği Kanunu vardır elimizde
ve biz, o Kanun’a göre hareket ederiz. Özel olarak, biliyorsunuz, birliklerle
ilgili 2004 yılında bir kanun çıkardık, bu Parlamentodan çıktı. Dolayısıyla, bu
süreç içinde eski yönetim düşmüştür. Sırf yeni seçilenlerin Meclis toplantısını
yapmak ve yönetimi oluşturmak için Mahallî İdareler Genel Müdürü -zaten Mahallî
İdareler Genel Müdürünün görevi tamamen yerel yönetimlerle ilgilidir- bu kısa
sürede seçime götürmüştür.
Bütün iller
delegelerini seçmiştir ve o delegelerin katılımıyla bugün Meclis toplanmıştır, kong-re yapılmıştır. Tamamen hukukidir. Yoksa ben kendim
hukuki olmayan hiçbir şeyi zaten yapmam, yapmak durumunda da değilim. Bana
verilen, gösterilen hukuki rehberlik içinde, arkadaşlarımın görüşleri içinde ve
bugün de kongre yapılmıştır.
Durumu bu şekilde
arz ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür
ederim Sayın Bakanım.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
4’üncü madde
başlığını okutuyorum:
Vatandaşlık
hizmetlerinin yürütülmesi
MADDE 4-
BAŞKAN – Madde
üzerinde bir adet önerge vardır, önergeyi okutuyorum:
TBMM Sayın
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Türk Vatandaşlığı Kanun Tasarısının 4. maddesinde yer alan “dış temsilcilikler”
ibaresinin metinden çıkarılması ve yerine “Türk Büyükelçilik ve konsoloslukları”
ibaresinin eklenmesi arz olunur.
Faruk Bal |
Mehmet Şandır |
Cemaleddin Uslu |
|
|
Konya |
Mersin |
Edirne |
|
Behiç Çelik |
|
Mustafa Kemal
Cengiz |
|
Mersin |
|
Çanakkale |
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Sayın
Bal, buyurun efendim.
FARUK BAL (Konya)
– Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, görüştüğümüz kanunun 4’üncü maddesinde “dış temsilcilikler”
ibaresi bulunmaktadır.
Türkiye’nin
dışarıdaki temsilciliklerine bakalım. Büyükelçilikler vardır, konsolosluklar
vardır, din ataşesi vardır, eğitim ataşesi vardır, askerî ataşe vardır, dış
ticaret temsilcilikleri vardır ve değişik bakanlıkların ya da kurum ve
kuruluşların dışarıda temsilcilikleri vardır. Bu “dış temsilcilikler” tabiri
vatandaşlık hukukunun gerektirdiği işlemleri yapmaya yetkili kişiler değildir.
Değişiklik istediğimiz husus dış temsilciliklerin yerine olması gerekeni yani
“Türk büyükelçilikleri ve konsoloslukları” ibaresinin eklenmesidir. Önerge bu
kadar masumdur ve doğrudur. Muhtemeldir ki yine AKP oylarıyla reddedilecektir.
Bu önemli değildir. Önemli olan, bizim burada doğruyu söylememizdir. Doğruyu
söyleyeceğiz. Biz söylüyoruz, Sayın Bakanımız da söyleyecektir.
Sayın Bakanım,
“Sizin, Belediyeler Birliğiyle ilgili, Birinci Hukuk Müşavirliğinden aldığınız
mütalaayı genelge hâline dönüştürme yetkiniz var mı?” diye sordum, siz bana
farklı cevap verdiniz. Böyle bir yetkiniz yok; bir.
İki:
Çıkardığınızı ifade ettiğiniz, 2004 yılında çıkan mahallî yönetimlerle ilgili
kanunda diyor ki: “Belediye birliklerine seçilmiş olanların görev süresi seçime
kadardır. Seçimden sonra Yüksek Seçim Kurulunun ilan ettiği kesin seçim
sonucundan sonra da seçim süreci başlar.” Bu, kanun. Siz bu Kanun’u İçişleri
Bakanlığının Hukuk Müşavirliğinden aldığınız bir mütalaayla ihlal ettiniz.
“Hukuk devletine dönelim.” derken bunu kastettim.
Teşekkür ederim.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Bal.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
5’inci maddenin
başlığını okutuyorum:
İKİNCİ BÖLÜM
Türk
Vatandaşlığının Kazanılması
Türk
vatandaşlığının kazanılması halleri
MADDE 5-
BAŞKAN – Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
6’ncı maddenin
başlığını okutuyorum:
Doğumla kazanılan
vatandaşlık
MADDE 6-
BAŞKAN – Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
7’nci maddenin
başlığını okutuyorum:
Soy bağı
MADDE 7-
BAŞKAN – Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
8’inci maddenin
başlığını okutuyorum:
Doğum yeri
MADDE 8-
BAŞKAN – Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
9’uncu maddenin
başlığını okutuyorum:
Sonradan
kazanılan vatandaşlık
MADDE 9-
BAŞKAN – Madde
üzerinde bir adet önerge vardır, önergeyi okutuyorum:
TBMM Sayın
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Türk Vatandaşlığı Kanun Tasarısının 9. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesi arz olunur.
“Madde 9: (1)
Türk vatandaşlığı yetkili makamların kararı ve seçme hakkının kullanılması
yollarından birisi ile sonradan kazanılabilir.”
Faruk Bal |
Mehmet Şandır |
Akif Akkuş |
|
|
|
Konya |
Mersin |
Mersin |
|
|
Hasan Çalış |
|
Mustafa Kemal
Cengiz |
|
|
Karaman |
|
Çanakkale |
|
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Sayın
Bal, buyurun efendim.
FARUK BAL (Konya)
– Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; nafile konuşmalardan birisini daha
yapmaktan üzüntü duyuyorum.
1’inci maddede
verdiğimiz önerge, “çocuk” tabirinin ilave edilmesi doğrudur. Medeni Kanun’da
“çocuk”un tanımı yoktur. Medeni Kanun’da “reşit”in tanımı vardır, “ergin
kişi”nin tanımı vardır.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) – Aynı şey.
FARUK BAL
(Devamla) – Aynı şey değildir.
Diğer taraftan,
biraz önce ifade etmiş olduğumuz “dış temsilcilikler” tabiri, bu kanunun
uygulamasında uygulayıcıların başına büyük sorunlar açacaktır, bu kanundan
yararlanacak olan kişiler nereye başvuracağını bilemeyeceklerdir; dolayısıyla,
yanlışta ısrar etmenin bir anlamı yoktur.
Bu maddede
verdiğimiz önerge ile de maddenin (1)’inci fıkrasının tamamen değiştirilmesini
talep etmekteyiz. Değiştirilecek şekliyle de: “Türk vatandaşlığı yetkili
makamların kararı ve seçme hakkının kullanılması yollarından biri ile sonradan
kazanılabilir.” Bu kadar açık ve net hâle getirilmektedir ve maddenin açık ve
net hâle getirilmesi, uygulamada insanlarımızın, uygulayıcılarımızın ve bundan
yararlanacak olanların hayrına olacaktır diye düşünüyor, takdiri yüce kurula
sunuyorum.
Teşekkür
ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ederim Sayın Bal.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
10’uncu maddenin
başlığını okutuyorum:
Yetkili makam
kararı ile Türk vatandaşlığının kazanılması
MADDE 10-
BAŞKAN – Madde
üzerinde bir adet önerge vardır, önergeyi okutuyorum:
TBMM Sayın
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Türk Vatandaşlığı Kanun Tasarısının 10. maddesine aşağıdaki fıkranın eklenmesi
arz olunur.
(2) Yetkili makam
kararıyla Türk vatandaşlığı, genel olarak, istisnai hâllerde, yeniden alınma,
evlenme ve evlat edinme yollarından birisiyle kazanılır.
Faruk Bal |
Mehmet Şandır |
Cemaleddin Uslu |
|
|
Konya |
Mersin |
Edirne |
|
Behiç Çelik |
|
Mustafa Kemal
Cengiz |
|
Mersin |
|
Çanakkale |
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Sayın
Bal, buyurun efendim.
FARUK BAL (Konya)
– Gerekçe…
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kanunun yapısı
itibarıyla ana başlıklarda alt başlıkları açıklayıcı ifadeler yer almaktadır.
10. madde de yetkili makam kararıyla vatandaşlığın kazanılmasını genel hatları
ile düzenlemekte, bu yolu tanımlamaktadır. Bu nedenle anılan maddede yetkili
makam kararıyla vatandaşlığa alınmanın türlerinin sayıldığı bir fıkra eklenmesi
yerinde olur.
BAŞKAN –
Gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
11’inci maddenin
başlığını okutuyorum:
Başvuru için
aranan şartlar
MADDE 11-
BAŞKAN – Madde
üzerinde iki adet önerge vardır. Önergeleri geliş sırasına göre okutup,
aykırılık durumuna göre işleme alacağım.
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan
458 ve 90 S. Sayılı yasa tasarısının 11. maddesinin 1 Nolu
fıkrasının (b) Nolu bendinde geçen beş yıl ibaresinin
sekiz yıl olarak değiştirilmesini saygılarımızla arz ederiz.
Kamer Genç |
Hikmet Erenkaya |
Yaşar Ağyüz |
|
|
Tunceli |
Kocaeli |
Gaziantep |
|
Halil Ünlütepe |
|
İlhan Kesici |
|
Afyonkarahisar |
|
İstanbul |
TBMM Sayın
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Türk Vatandaşlığı kanun tasarısının 11. maddesinin madde başlığının “Genel
Olarak Vatandaşlığın Kazanılması” şeklinde değiştirilmesi arz olunur.
Faruk Bal |
Mehmet Şandır |
Cemaleddin Uslu |
|
|
Konya |
Mersin |
Edirne |
|
Behiç Çelik |
|
Mustafa Kemal
Cengiz |
|
Mersin |
|
Çanakkale |
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN –
Gerekçeyi mi okutalım Sayın Bal?
FARUK BAL (Konya) – Evet.
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yetkili makam
kararıyla vatandaşlığa alınmanın şartlarının düzenlendiği bu madde aslında
mevcut Türk Vatandaşlığı Kanununun (TVK) 6. maddesine tekabül etmektedir. TVK’nun 6. maddesi yetkili makam tararıyla vatandaşlığa
alınmanın türlerinden birini, “genel olarak vatandaşlığa alınma”yı
düzenlemektedir. Tasarının yazım tekniği açısından yetkili makam kararıyla
vatandaşlığı kazanmanın tanımı ve türleri verildikten sonra devam eden
maddelerin başlıklarının da açıklayıcı madde ile uyumlu olması beklenecektir. Ayrıca
yetkili makam kararıyla vatandaşlığı kazanma ile seçme hakkı ile vatandaşlığı
kazanma arasındaki maddeler, usule ilişkin olanlar hariç, bu yolun alt
başlıklarını (türlerini) oluşturmaktadır. Bu itibarla 11. maddenin başlığının
genel olarak vatandaşlığı kazanma olarak değiştirilmesi yerinde olacaktır.
BAŞKAN –
Gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan
458 ve 90 S. Sayılı yasa tasarısının 11. maddesinin 1 Nolu
fıkrasının (b) Nolu bendinde geçen beş yıl ibaresinin
sekiz yıl olarak değiştirilmesini saygılarımızla arz ederiz.
Kamer
Genç (Tunceli) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Sayın Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Sayın
Genç, buyurun.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk vatandaşlığının
kazanılmasına ilişkin olarak 11’inci maddede öngörülen beş yıllık sürenin sekiz
yıla çıkarılması konusunda verdiğim önergeyi açıklamak üzere söz almış
bulunuyorum. Hepinize saygılar sunuyorum.
Değerli
milletvekilleri, bir başka ülkenin vatandaşlığını kazanmak o kadar kolay bir
şey değil. Dış ülkelerde, maalesef, bunlar çok zorlaştırılan şartlardır. Bizde
beş yıl, bence az bir zamandır. Ama tabii, bu Hükûmet
zamanında Türk vatandaşlarının çektiği sıkıntı çok büyük. Bir defa, şurada
Ankara’da, İstanbul’da, bu vatandaşların bir vize almak için yabancı
elçiliklerin kapısında çektiği işkence vahim. Ayrıca, vizeye başvurmak için
önce gidiyorsunuz bankalara para yatırıyorsunuz, size randevu veriyor –eskiden,
tabii, kapılarda bekliyorlardı, günlerce kapılarda sıra bekliyorlardı- sonra
işte bir 60 euro yatırıyorlar; vermemek mümkün değil.
Yani vize başvurusunda bulunan bir vatandaş en azından 600-700 milyon para
ödüyor.
Ama bu Hükûmet zamanında bu vizenin halledilmesi konusunda,
maalesef hiçbir adım atılmadı. Hatta, Avrupa
Birliğinin yetkilisi “Türk Hükûmeti, Türk
vatandaşlarının vize alması konusunda, vizelerin kolaylaştırılması konusunda
bize hiçbir talepte bulunmadı.” dedi. Yani böyle bir Hükûmet
düşünebiliyor musunuz ki, kendi vatandaşları gidiyor, yabancıların kapılarında
sürüm sürüm sürünüyor, bir vize almak için bu kadar
işkence çekiyor? Yok böyle bir şey. Zaten
vatandaşlarıyla bunların ilgisi yok.
Tabii, İçişleri
Bakanlığı makamında oturan kişi eskiden Kırıkkale Üniversitesi Rektörüydü.
Oradan niye alındı? Alan kişi bir beyanat verdi “Bu, irticanın
rektörüydü, ben aldım.” dedi. “İrticanın rektörü…”
Ona karşı bir cevap da vermedi. Tabii, irticanın
rektörlüğünden gelip de İçişleri Bakanlığına oturmak da Türkiye için çok büyük
bir talihsizlik. Yani böyle kişiliklerle karşılaştığımız zaman, şurada çıkıp da
soru bile sormak istemiyoruz. Hakikaten, Türkiye bu İktidar zamanındaki
bakanlarla çok büyük sıkıntılar yaşamaya başladı.
Değerli
milletvekilleri, bakın, vatandaşlarımız gerçekten gerek Türkiye’de gerek dış
ülkelerde çok büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalıyor. İşte, Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesinin verdiği birtakım kararlar var, aslında bu kararların Hükûmet tarafından takip edilmesi lazım. Hükûmetin Türk vatandaşlarının… Avrupa Birliğinin üyesiyiz…
Geliyorlar, istedikleri gibi VIP salonlarından geçiyorlar ama biz parlamenter
olarak bir yurt dışına gittiğimiz zaman maalesef yani onların bir amelesinin
maruz olduğu işlemlerle karşı karşıya kalıyoruz. Gerçi biz hani öyle bir özel
muameleye de tabi tutulmak da istemiyoruz ama bu Hükûmet
zamanında bakın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının özellikle vize konusunda
hiçbir çalışması olmamıştır.
AHMET YENİ
(Samsun) - Var var…
KAMER GENÇ
(Devamla) – Yok efendim yok, varsa söyleyin işte. Avrupa Birliğinin genişlemeden
sorumlu kişisi dedi ki: “Türk Hükûmeti bize vize
konusunda hiçbir talepte bulunmadı.” dedi. Peki, nedir yani bu kadar bu
vatandaşlarımızın yabancı elçilikler karşısında çektiği bu sıkıntı? Devleti
koruyan vatandaşlarıdır. Devlet de kim kanalıyla temsil ediliyor? Birileri
tarafından temsil ediliyor. O temsil edenler de tabii ki kendi vatandaşlarını
korumayınca maalesef işte vatandaşlar perişan oluyorlar. Ekonomisi sıkıntıda…
Yani üç aylık çocuğu bile anasından ayıran bir vize uygulamasının insan hakları
için ne kadar büyük bir vahşet olduğunu biliyor musunuz? Ama maalesef Hükûmet bu konuda hiçbir şey yapmıyor. Yani söylesin işte
efendim, burada söylesinler, vizenin kaldırılması için Avrupa İnsan Hakları
mahkemesine gittiler mi gitmediler mi? Hangi devletlere şey ettiler? Hangi ön
şartlar… Yahu arkadaşım Türk vatandaşlarına niye vize koyuyorsunuz?
ERTEKİN ÇOLAK
(Artvin) – Boş konuşuyorsun!
KAMER GENÇ
(Devamla) – Boş konuşan sensin. Senin daha aklın neye erer ki yahu! Yahu şimdi
sen Türkiye Cumhuriyeti devletinin vatandaşı değil misin? Senin vatandaşların
Avrupalıların kapısında yirmi dört saat, kırk sekiz saat sürüm sürüm sürünürken senin hiç vicdanın sızlamıyor mu? Senin o
ekmek bulmakta zorluk çeken vatandaşların gidip de yabancılara 500-600 milyon ödeyip
de vize almadıkları hâlde, böyle gittikleri hâlde senin hiç vicdanın sızlamıyor
mu?
ERTEKİN ÇOLAK
(Artvin) – Geçmişte niye yapmadınız?
KAMER GENÇ
(Devamla) – Tabii, sizi bunlar ilgilendirmez. Siz zaten diyorsunuz: “Devletin
kaynaklarını kullanıyoruz, hepimizin ekonomik durumu çok iyi, 4x4 ciplerde
kalıyoruz, gemilerimiz var, uçaklarımız var…” Niye? Yani tabii, sizin sorununuz
yok ki ama o insanlarımız, bakın o insanlarımız… Adam, çocuğunun düğününe
gidemiyor. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın
Genç, konuşmanızı tamamlayınız, buyurun.
Arkadaşlar,
lütfen…
KAMER GENÇ
(Devamla) – Yani tabii, Türkiye'nin, Türk halkının sıkıntılarından habersiz…
Halkın içine girmiyorsunuz. İşte, gidiyorsunuz buradan… Geliyorsunuz Meclise,
evinize gidiyorsunuz, lüks arabalarınızla gidiyorsunuz, siz zannediyorsunuz ki
Türkiye’de dünya bu. Türkiye’de dünya bu değil.
MUSA SIVACIOĞLU
(Kastamonu) – Senin araban yok mu?
KAMER GENÇ
(Devamla) – Bir gidin bakalım halkın arasına, bakın size ne diyorlar, neler
söylüyorlar.
AHMET YENİ
(Samsun)- 1980’den beri buradasın, ne yaptın?
KAMER GENÇ
(Devamla) - Onun için, yani bu Hükûmet zamanında
Türkiye Cumhuriyeti devletinin kaybettiği değer hiçbir hükûmet
zamanında kaybedilmemiştir, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının kaybettiği
değer hiçbir hükûmet zamanında kaybedilmemiştir.
Değerli
arkadaşlar, böyle bir şey olmaz yahu! Yani ondan sonra, bu İçişleri Bakanı
geldiğinden beri kaç tane vatandaş güvenlik kuvvetleri kurşunuyla ölmüştür?
Yahu, bir sorumluluğunuz yok mu sizin kardeşim, yok mu sorumluluğunuz? Yani bu
memlekette -başka ülkelerde bir tane insan öldüğü zaman bakanlar istifa ediyor-
sizde sorumluluk duygusunun haddi nedir, onu bir bilelim yahu, bir bilelim
bakalım. Valilerinizin, kaymakamlarınızın vatandaşlara bakış açıları ortada.
Yani böyle bir Türkiye Cumhuriyeti devleti… Rayından bu kadar saptırılmış bir Hükûmet görülmemiştir.
BAŞKAN – Teşekkür
ederim.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Karar yeter sayısı istiyorum.
BAŞKAN – Tamam.
Sayın
milletvekilleri, önergeyi oylarınıza sunacağım, karar yeter sayısını
arayacağım.
Önergeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir, karar yeter sayısı
vardır.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Yani böyle bir Başkanlık da yapılmaz ki! 100 kişi yok.
BAŞKAN – 12’nci
maddenin başlığını okutuyorum:
Türk
vatandaşlığının kazanılmasında istisnai haller
MADDE 12-
BAŞKAN – Madde
üzerinde bir adet önerge vardır, önergeyi okutuyorum:
TBMM Sayın
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Türk Vatandaşlığı kanun tasarısının 12. maddesinin başlığının “istisnai olarak
vatandaşlığın kazanılması” olarak değiştirilmesi arz olunur.
Faruk Bal |
Mehmet Şandır |
Cemaleddin Uslu |
|
|
Konya |
Mersin |
Edirne |
|
Behiç Çelik |
|
Mustafa Kemal
Cengiz |
|
Mersin |
|
Çanakkale |
BAŞKAN – Sayın
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Hükûmet Tasarısının 12. maddesi İçişleri Komisyonunda iki
noktada değişikliğe uğramıştır. İlk olarak maddenin başında geçen ve 11.
maddenin (g) bendine yapılan atıf, diğer maddelerle paralellik sağlamak üzere
açıkça yazılmıştır. İkinci olarak, 12. maddenin (a) bendine “sportif” kelimesi
eklenmiştir. Önerilen metinde de iki konuda değişiklik yer almaktadır.
Bunlardan ilki madde başlığıdır ki, önceki maddede yazılan gerekçeler 12 madde
de aynen geçerlidir. İkinci değişiklik önerisi ise, göçmen olarak kabul edilen kişilere
ilişkin (c) fıkrasının madde metninden çıkarılmasıdır. Yeni 5543 sayılı İskân
Kanunu hükümleri çerçevesinde göçmen olarak kabul edilen kişiler bu kanun
çerçevesinde Türk vatandaşlığını kazanacaklardır. Göçmen olarak kabul edilenler
gerekli işlemlerin ilgili kuruluşlarca tamamlanmasından sonra Bakanlar Kurulu
kararıyla vatandaşlığa alınırlar. İskân Kanunu göçmen olarak kabul edilen
kişilerin vatandaşlığa alınmalarını öngörürken, Tasarının düzenlenmesi
göçmenlerin vatandaşlığını takdire bağlı hale getirmektedir. Ayrıca aşağıda
“yürürlükten kaldırılan mevzuat ve atıflar” başlıklı madde de ifade olunacağı
üzere, 2510 sayılı İskân Kanunu yenisi ile yürürlükten kaldırılmıştır. Eğer
Türk Vatandaşlığı Kanunu (Tasarı) ile İskân Kanunu arasında bir bağlantı sağlanmak
isteniyorsa bunun her iki kanunda da açıkça belirtilmesi yerinde olur.
BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
13’üncü maddenin
başlığını okutuyorum:
Türk
vatandaşlığının ikamet şartı aranmaksızın yeniden kazanılması
MADDE 13-
BAŞKAN – Madde
üzerinde bir adet önerge vardır, önergeyi okutuyorum:
TBMM Sayın
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Türk Vatandaşlığı Kanun Tasarısının 13. maddesinin (1.) fıkrasına “Milli
Güvenlik” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve kamu düzeni” tabirinin eklenmesi
arz olunur.
Faruk Bal |
Mehmet Şandır |
Cemaleddin Uslu |
|
|
Konya |
Mersin |
Edirne |
|
Behiç Çelik |
|
Mustafa Kemal
Cengiz |
|
Mersin |
|
Çanakkale |
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Sayın
Bal, buyurun efendim.
FARUK BAL (Konya)
– Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 13’üncü maddede vatandaşlığa kabul
edilmeyecek kişilerle ilgili olmak üzere bir sınırlama getirilmektedir. Bu
sınırlama… Hükûmet tasarısında “Millî güvenlik ve
kamu düzenine ilişkin sakıncaları olan kişiler vatandaşlığa kabul edil-mez.” şeklinde bir hüküm vardı; Komisyonda “kamu düzeni”
ifadesi çıkarılmıştır. “Millî güvenlik” ve “kamu düzeni” kavramları birbirinden
farklıdır ve biri diğerinin ifade ettiği anlamı içermez. Millî güvenlik, daha
ziyade dışarıdan gelen tehdit ve tehlikelere karşı alınacak tedbirleri içeren
bir anlamı ifade eder, kamu düzeni ise içeride bulunan, yurt içinde bulunan
birtakım düzeni bozucu faaliyetleri ifade eder.
Bu farkı ifade etmek üzere bakın Hükûmet
tasarısında ne denilmiş kamu düzeniyle ilgili: “Bu şartın konulması ile milli
güvenlik bakımından tehlike teşkil eden ve milli menfaatler ve ülke bütünlüğü
aleyhine faaliyet gösterenlerle bu faaliyetleri destekleyenlerin, bu gibi kişi
veya kuruluşlarla ilişki içerisinde bulunanların ve herhangi bir isyan,
sabotaj, casusluk, silah ve uyuşturucu kaçakçılığı, evrakta sahtecilik gibi
kamu düzenini bozan faaliyetlerde bulunanların Türk vatandaşlığına kabulü
engellenmek istenmektedir.” Hükûmetin gerekçesi bu ve
bu gerekçe doğru bir gerekçe. Komisyonda bu çıkarılmıştır.
Şimdi bu önerge
ile “kamu düzeni” tabirinin ilave edilmesini istiyoruz. Muhtemeldir ki AKP
oylarıyla bu talep reddedilecektir.
Bunun mefhumu muhalifinden çıkan anlam şudur: Bundan sonra AKP
iradesiyle Hükûmetin tasarısının mefhumu muhalifini
okuyorum: “Millî menfaatler ve ülke bütünlüğü aleyhine faaliyet gösterenler, bu
faaliyetleri destekleyenler, bu gibi kişi ve kuruluşlarla ilişki içerisinde
bulunanlar ve herhangi bir isyana, sabotaja, casusluğa, silah ve uyuşturucu
kaçakçılığına, evrakta sahteciliğe bulaşarak, karışarak kamu düzenini ihlal
eden kişiler vatandaş olabilir.” Eğer
reddederseniz bu anlam çıkacak. Neye göre? Hükûmetin
gerekçesine göre.
Saygılarla arz
ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Bal.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Karar yeter sayısı istiyorum.
BAŞKAN – Tamam
Sayın Genç, arayacağım.
Sayın Bakanım,
buyurun efendim.
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Sayın Başkanım, çok kısa bir cümleyle… Sayın Bal çok
önemli bir noktaya değindi.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Böyle bir usul yok Sayın Başkan.
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Burada arkadaşımız, gerekçeleri olarak “millî güvenlik”
ibaresi sadece Türk vatandaşlığını kaybedenlere… Yani kaybediyor, yeniden
kazanmak istiyor. Bizim vatandaşlarımız var ya, bir çifte vatandaşlık almak
için falan… Onların Türk vatandaşlığına yeniden alınmasına
yönelik maddelerde. Ama “millî güvenlik ve kamu düzeni” ibaresi ise ilk
defa Türk vatandaşı olacak yabancılara yönelik maddelerde yer almıştır. Teknik
bir şey olduğu için bir cümleyle…
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür
ederim.
Sayın Bal ve
arkadaşlarının önergesini oylarınıza sunup karar yeter sayısını arayacağım.
Önergeyi kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir, karar yeter sayısı
vardır.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
14’üncü maddenin
başlığını okutuyorum:
Türk
vatandaşlığının ikamet şartına bağlı olarak yeniden kazanılması
MADDE 14-
BAŞKAN – Madde
üzerinde bir adet önerge vardır.
Önergeyi
okutuyorum:
TBMM Sayın
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Türk Vatandaşlığı Kanunu Tasarısının 14. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesi arz olunur.
Türk
vatandaşlığının ikamet şartına bağlı olarak yeniden kazanılması
Madde 14- (1)
Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hâli
bulunmayan ve Türkiye’de üç yıl ikamet etmiş olan aşağıda belirtilen kişiler,
Türk vatandaşlığını Bakanlar Kurulu kararıyla yeniden kazanabilirler.
a) 29 uncu madde
uyarınca Türk vatandaşlığı kaybettirilenler,
b) 34 üncü madde
uyarınca seçme hakkını kullanarak Türk vatandaşlığını kaybedenler.
|
Faruk Bal |
Mehmet Şandır |
Cemaleddin Uslu |
|
Konya |
Mersin |
Edirne |
|
Behiç Çelik |
|
Mustafa Kemal
Cengiz |
|
Mersin |
|
Çanakkale |
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Katılmıyorsunuz.
Gerekçeyi mi
okutayım efendim?
FARUK BAL (Konya)
– Gerekçe okunsun.
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarının 13. maddesinde ifade edilen hususlar 14. madde için de geçerlidir.
Komisyon, kolaylık sağlamak üzere “kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek
bir halinin bulunmaması” şartını metinden çıkarmıştır. Öte yandan, maddenin
yazım tarzının, diğer vatandaşlığı kazanma yollarını düzenleyen maddelerden
farklı olduğu görülmektedir. Önceki maddelerde önce şartlar belirtildikten
sonra bu yoldan yararlanacak kişi grupları sayılmıştır. Buradaki ifade
farklılığının farklı makamların vatandaşlığa alınma kararını verecek olmasından
kaynaklandığı düşünülmektedir. Ancak bu noktada neden vatandaşlığı
kaybettirilenler ile seçme hakkı ile vatandaşlıktan ayrılanlar arasında böyle
bir farklılık yaratıldığı anlaşılamamıştır. Kaybettirmenin irade dışı, diğer
yolun iradi vatandaşlığı kayıp hali olmasının bu noktada farklı düzenleme
gerektirdiği düşünülmemektedir; zira her iki grup da aynı şartlarla yeniden
vatandaşlığa alınma imkânından yararlanabileceklerdir. Yeniden vatandaşlığa
alınmanın şartlarının ağırlaştırıldığı bu halde vatandaşlığa alınma kararını da
Bakanlar Kurulu’nun vermesi tercih edilebilir.
BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
15’inci maddenin
başlığını okutuyorum:
İkamet ve
sürelerin hesaplanması
MADDE 15-
BAŞKAN – Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
16’ncı maddenin
başlığını okutuyorum:
Türk
vatandaşlığının evlenme yoluyla kazanılması
MADDE 16-
BAŞKAN – Madde
üzerinde bir adet önerge vardır, önergeyi okutuyorum:
TBMM Sayın
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Türk Vatandaşlığı kanun tasarısının 16. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesi arz olunur.
Türk
vatandaşlığının evlenme yoluyla kazanılması
Madde 16 - (1)
Bir Türkle evlenme, doğrudan Türk vatandaşlığını
kazandırmaz. Ancak bir Türk ile en az üç yıldan beri evli olan ve evliliği
devam eden yabancılar, millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil
edecek bir hali bulunmama şartıyla Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda
bulunabilir.
(2) Başvurudan
sonra Türk vatandaşı eşin ölümü nedeniyle evliliğin sona ermesi halinde
evliliğin devamı şartı aranmaz.
(3) Evlenmenin
butlanına karar verilmesi halinde akitte hüsnüniyetli olan eş, Türk
vatandaşlığını muhafaza eder.
|
Faruk Bal |
Mehmet Şandır |
Cemaleddin Uslu |
|
Konya |
Mersin |
Edirne |
|
Behiç Çelik |
|
Mustafa Kemal
Cengiz |
|
Mersin |
|
Çanakkale |
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılmıyoruz.
FARUK BAL (Konya)
– Gerekçe okunsun.
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Vatandaşlığın evlenme yolu ile kazanılmasını düzenleyen bu maddede çok
ayrıntıya ve gereksiz ifadelere yer verildiği görülmektedir. Maddede
vatandaşlığı kazanma şartı olarak getirilen hususların Türk Vatandaşlığı
Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte açık olarak düzenlenebileceği
düşünülmektedir. Bu nedenle daha sade ama amaca yönelik bir başka metin
önerilmiştir.
BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
17’nci maddenin
başlığını okutuyorum:
Türk
vatandaşlığının evlat edinilme ile kazanılması
MADDE 17-
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – 17’nci maddede bir
düzeltme talebimiz var.
BAŞKAN – Buyurun.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – 17’nci maddenin 1’inci
fıkrasının son satırında “tarihten” diye sehven yazılan bir kelime var
“tarihinden” olarak düzeltilmesini öneriyorum.
BAŞKAN – Teşekkür
ederim Sayın Başkan, gerekli not alınmıştır.
Madde üzerinde
bir adet önerge vardır, önergeyi okutuyorum:
TBMM Sayın
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Türk Vatandaşlığı kanun tasarısının 17. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesi arz olunur.
Türk
vatandaşlığının evlât edinilme ile kazanılması
Madde 17- (1) Bir
Türk vatandaşı tarafından evlât edinilen 12 yaşından küçük çocuk, Türk hukukuna
göre geçerli bir şekilde evlât edinildiği tarihten Türk vatandaşlığını kazanır.
(2) Bir Türk
vatandaşı tarafından evlât edinilen 12 yaşından büyük çocuk, millî güvenlik ve
kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamak şartıyla, karar
tarihinden itibaren Türk vatandaşlığını kazanabilir.
|
Faruk Bal |
Mehmet Şandır |
Nevzat Korkmaz |
|
Konya |
Mersin |
Isparta |
|
Akif Akkuş |
|
Behiç Çelik |
|
Mersin |
|
Mersin |
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Buyurun
Sayın Bal.
FARUK BAL (Konya)
– Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii evlat ayrı, evlatlık ayrı, evlat
edinen ayrı, veli ayrı, baba ayrı vesaire. Evlat edinen ile evlatlık arasındaki
ilişki, çocuk hasretini yaşayan ve çocuk sevgisini tatmak isteyen yaşça ondan
büyük kişiler arasında ve genellikle çocuğun çok küçük yaşlarda aileye alınması
suretiyle gerçekleştirilen bir hukuki işlemdir. Bu, hukuki bir işlem olduğu
kadar toplumsal bir yaranın çözümü için de hukuki bir çaredir. Çocuk büyüdükçe
evlat ile evlat edinen arasındaki ilişki hukuki olmaktan ziyade ticari veya
şahsi geleceklere bağlı olarak kanunun arkasından dolanılmasına yönelik suistimal kaynaklarından birisini teşkil etmektedir. On
sekiz yaşını bitiren kişi reşit olduğuna göre, on sekiz yaşından bir gün önce
müracaat eden ve yasal şartları oluşturan kişi yabancı bir ülkeye evlat edinmek
amacıyla müracaat ettiğinde bu maddeden yararlanmak suretiyle o ülkenin
vatandaşı hâline gelebilecektir. Bizim kanunumuz böyle düzenlendiği için bizim
ülkemizde de bu, bu şekilde gerçekleştirilebilecektir. O zaman, biz ülkemize
değişik ülkelerden vatandaş olmak üzere müracaat eden kişilerin hukuki ve
ahlaki yol dışında, kanunu suistimal ederek, hakkı suistimal ederek, kanunun arkasından dolanarak gelen
kişilere bir kapı açıyoruz. Bu kapıyı bir yerde kapatmak
lazım. Hükûmet tasarısında bu kapının
kapatılacağı yer “yedi yaşına kadar” ifadesi bulunmaktadır. Komisyonda bu,
reşit olan kişiye kadar uzatılmış, genişletilmiştir. Dolayısıyla suistimal
alanı artmıştır.
Onun için, biz bu teklifle diyoruz ki, on iki yaş, çocukluk
çağının biyolojik olarak tamamlandığı çağ olarak, ergenliğe geçiş çağı olarak
değerlendirildiğine göre, bunun on iki yaş ile sınırlandırılması hâlinde hem
vatandaşlığa kabul açısından doğru, hukuka uygun, ahlaka uygun bir yolu ve yöntemi
benimsemiş oluruz hem de ülkemize sahte yollarla, kanuni ve ahlaki olmayan
yollarla gelerek vatandaş olmak isteyen kişilerin önüne engel olmuş diyor ve
önergeyi takdirlerinize sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ederim Sayın Bal.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
18’inci maddenin
başlığını okutuyorum:
Vatandaşlık
başvuru inceleme komisyonu
MADDE 18-
BAŞKAN – Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
19’uncu maddenin
başlığını okutuyorum.
Yetkili makam
kararı ile Türk vatandaşlığının kazanılmasında usul ve esaslar
MADDE 19-
BAŞKAN – Madde
üzerinde bir adet önerge vardır, önergeyi okutuyorum:
TBMM Sayın
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Türk Vatandaşlığı kanun tasarısının 19. maddesinin (2) fıkrasının madde
metninden çıkarılması arz olunur.
Faruk Bal |
Mehmet Şandır |
Nevzat Korkmaz |
|
|
Konya |
Mersin |
Isparta |
|
Behiç Çelik |
|
Akif Akkuş |
|
Mersin |
|
Mersin |
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Yetkili
makam kararı ile Türk vatandaşlığının kazanılmasının usul ve esaslarına ilişkin
hüküm de Komisyon tarafından değiştirilmiştir. Hükümet tasarısının madde
atıfları yerine Komisyon, yetkili makam kararıyla vatandaşlık kazanmak
isteyenler ifadesini kullanarak, madde kapsamını genelleştirmiştir. Bu durumda
hangi madde olursa olsun yetkili makam kararıyla vatandaşlık kazanılması usulü
bu madde kapsamında düzenlenmiş olmaktadır. Dolayısıyla 19. maddenin ikinci
fıkrasına ihtiyaç kalmamakta ve kaldırılması gerekmektedir.
BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
20’nci maddenin
başlığını okutuyorum:
Yetkili makam
kararı ile Türk vatandaşlığının kazanılmasının geçerliliği ve so-nuçları
MADDE 20-
BAŞKAN – Madde
üzerinde iki adet önerge vardır, önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
90 sıra sayılı Türk Vatandaşlığı Kanun Tasarısının 20. maddesinin ikinci
fıkrasının sonuna aşağıdaki cümlenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
“Türk
vatandaşlığını birlikte kazanan ana ve babanın çocukları da Türk vatandaşlığını
kazanır.”
Mustafa Elitaş |
Veysi Kaynak |
İsmail Göksel |
|
|
Kayseri |
Kahramanmaraş |
Niğde |
|
Öznur Çalık |
|
Nurettin Akman |
|
Malatya |
|
Çankırı |
TBMM Sayın
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Türk Vatandaşlığı kanun tasarısının 20. maddesinin (3) fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesi arz olunur.
(3) Küçük
çocuklar Türk vatandaşlığına alınan ve velayetleri kendisinde bulunan ana veya
babalarına bağlı olarak Türk vatandaşı olurlar.
Faruk Bal |
Mehmet Şandır |
Nevzat Korkmaz |
|
|
Konya |
Mersin |
Isparta |
|
Akif Akkuş |
|
Behiç Çelik |
|
Mersin |
|
Mersin |
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılmıyoruz.
FARUK BAL (Konya)
– Gerekçe…
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Hükûmet tasarısının 20. maddesi, Komisyon tarafından
herhangi bir değişikliğe uğramamıştır. Ancak bu maddenin ikinci ve üçüncü
fıkralarında bir değişikliğin uygun olacağı düşünülmektedir. a) Türk
vatandaşlığının kazanılması konusunda yabancı bir mahkemeye yetki tanınması
kabul edilemez. b) Anaya veya babaya bağlı olarak vatandaşlığı değişecek çocuk
ile ilgili uygulanacak hukuk problemini halletmek üzere, çocuk tanımı
“tanımlar” maddesine eklenmelidir. c) Anaya veya babaya bağlı olarak vatandaşlık
kazanamayan çocuğun daha sonra genel olarak vatandaşlığa alınma yolundan
yararlanabileceğini üçüncü fıkrada ayrıca belirtmeye mantıken ihtiyaç
bulunmamaktadır. Tasarının 11. maddesindeki şartları taşıyan yabancılar ile
ilgili herhangi bir sınırlama bulunmamaktadır. Ayrıca ikinci fıkrada yapılacak
değişiklik ile zaten küçük çocuklar ebeveynlerine bağlı olarak Türk
vatandaşlığını (büyük bir olasılıkla) kazanacaklardır.
BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
90 sıra sayılı Türk Vatandaşlığı Kanun Tasarısının 20. maddesinin ikinci
fıkrasının sonuna aşağıdaki cümlenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
“Türk
vatandaşlığını birlikte kazanan ana ve babanın çocukları da Türk vatandaşlığını
kazanır.”
Mustafa
Elitaş (Kayseri) ve arkadaşları
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – Takdire bırakıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılıyoruz Sayın Başkan.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) – Gerekçe, Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Evlilik birliği
içerisinde doğan çocukların velayetinin ana ve babada bulunması, genel bir
hukuk kuralıdır. Maddede bu hüküm kapalı şekilde ifade edildiğinden uygulamada
aksaklıklara sebebiyet verebilecektir. “Türk vatandaşlığını birlikte kazanan
ana ve babanın çocukları da Türk vatandaşlığını kazanır” şeklinde açıkça ifade
edilmek suretiyle yaşanabilecek muhtemel sorunların giderilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge
istikametinde maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
21’inci maddenin
başlığını okutuyorum:
Türk
vatandaşlığının seçme hakkı ile kazanılması
MADDE 21-
BAŞKAN – Madde
üzerinde bir adet önerge vardır, önergeyi okutuyorum:
TBMM Sayın
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Türk Vatandaşlığı kanun tasarısının 21. maddesinin devamına aşağıdaki cümlenin
eklenmesi arz olunur.
“Seçme hakkı,
Bakanlığa gönderilmek üzere ilgilinin yurt içinde ikamet ettiği yer valiliğine
veya yurt dışında Türk büyükelçilik ve konsolosluklarına yazılı bildirimde
bulunmak suretiyle kullanılır.”
Faruk Bal |
Mehmet Şandır |
Behiç Çelik |
|
|
Konya |
Mersin |
Mersin |
|
Akif Akkuş |
|
Nevzat Korkmaz |
|
Mersin |
|
Isparta |
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılmıyoruz.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Gerekçe Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bu yolla
vatandaşlığın kazanılması usulüne ilişkin bir cümlenin maddeye eklenmesi
önerilmektedir. Böylece seçme hakkının kullanılması ile ilgili olarak
çıkabilecek sorunlar giderilmiş olacaktır.
BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
22’nci maddenin
başlığını okutuyorum:
Türk
vatandaşlığının seçme hakkı ile kazanılmasının geçerliliği ve sonuçları
MADDE 22-
BAŞKAN – Madde
üzerinde iki adet önerge vardır, önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
90 sıra sayılı Türk Vatandaşlığı Kanun Tasarısının 22 nci
maddesinde yer alan “19 uncu” ibaresinin, “20 nci”
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mustafa Elitaş |
Veysi Kaynak |
İsmail Göksel |
|
Kayseri |
Kahramanmaraş |
Niğde |
|
Nurettin Akman |
|
Öznur Çalık |
|
Çankırı |
|
Malatya |
TBMM Sayın
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Türk Vatandaşlığı kanun tasarısının 22. maddesinin madde başlığının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesi arz olunur.
Faruk Bal |
Mehmet Şandır |
Behiç Çelik |
|
|
Konya |
Mersin |
Mersin |
|
Nevzat Korkmaz |
|
Kadir Ural |
|
Isparta |
|
Mersin |
“Türk
vatandaşlığının seçme hakkı ile kazanılmasının hüküm ve sonuçları”
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılmıyoruz.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Gerekçe…
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Maddenin
içerdiği hükümler, seçme hakkının kullanılmasının geçerliliğine ilişkin
olmayıp, madde seçme hakkının kullanılmasının hangi andan itibaren hüküm ve sonuçlarını
doğuracağını ve bu hakkın kullanımının eş ve çocuklara etkisini
düzenlemektedir. Bu nedenle de madde başlığının değiştirilmesi önerilmektedir.
BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
90 sıra sayılı Türk Vatandaşlığı Kanun Tasarısının 22 nci
maddesinde yer alan “19 uncu” ibaresinin, “20 nci”
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Elitaş (Kayseri) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – Takdire bırakıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılıyoruz Sayın Başkan.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) – Gerekçe…
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarının,
yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığının kazanılmasının geçerliliği ve
sonuçlarını düzenleyen 19 uncu maddesi, Komisyonda 20 nci
madde olarak kabul edilmiş, ancak 22 nci maddede 19
uncu maddeye yapılan atfın 20 nci madde olarak
değiştirilmesi unutulmuştur. Önergeyle söz konusu maddi hatanın giderilmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Kabul edilen
önerge istikametinde maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
Saygıdeğer
milletvekili arkadaşlarım, birinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Evet, oylamaları
nihayete ermiştir.
Birleşime on
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 23.17
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 23.29
BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Fatoş GÜRKAN
(Adana), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 95’inci Birleşiminin Yedinci
Oturumunu açıyorum.
90 sıra sayılı
Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Şimdi, ikinci
bölümün görüşmelerine başlıyoruz.
İkinci bölüm, 2
geçici madde dahil olmak üzere 23 ila 49’uncu
maddeleri kapsamaktadır.
İkinci bölüm
üzerinde söz isteyen, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili
Sayın Algan Hacaloğlu.
Sayın Hacaloğlu, buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA
ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; AB
müktesebatına uyum amacıyla düzenlenmiş olan 90 sıra sayılı Türk Vatandaşlığı,
Kanunu Tasarısı’nın 23’üncü maddeden 49’uncu maddenin sonunu kadar olan
bölümüne ilişkin Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, Türk Vatandaşlığı Kanunu, temelinde vatandaşlık haklarının çok
önemli bir bölümünü kapsamakta. Önemli bir yasa, genelinde doğru bir yasa; bazı
aksaklıkları var, karşı çıktığımız bölümleri var. Ama ne yazık ki bu yasayı çok
uygun olmayan bir ortamda tartışıyoruz. Bunu, AKP İktidarının, İktidarınızın
-kendi siyasetinizi üzülerek ifade ediyorum- ceberut bir devlet anlayışı içinde
yasamayı, yargıyı, yürütmeyi tahakküm altına, kontrol altına alma
girişimlerinizi yoğunlaştırdığınız, bir çaba içine girdiğiniz bir ortamda ele
alıyoruz, bu şık değil. Şu anda gelinen noktada, gerçekten demokrasinin özünü
oluşturan hoşgörü ve diyalog ve çoğunluk ile azınlığın, iktidar ile muhalefetin
temel noktalarda buluşmasının çok önem taşıdığı bir aşamada, ne yazık ki,
muhalefet olarak ortaya koyduğumuz bütün tavra rağmen, bence çok gerçekçi tavra
rağmen bir diyalog ortamını yakalayamadık. Bu gerçekten ifade ettiğim gibi
talihsiz bir ortam ve bu yapı çoğulcu parlamenter rejimimize ne yazık ki güven
kazandırmıyor, güçlendirmiyor.
Değerli
arkadaşlarım, vatandaşlık bağı bilindiği gibi, devletin kurucu unsurunu
oluşturan insanlar ile devlet kurumu arasında temel hukuki ilişkidir. Bu ilişki
tasarının gerekçesinde de ifade edildiği gibi, hiçbir şekilde kan bağına, ana
dil bağına veya etnik köken bağına indirgenemez.
Anayasa’nın
23’üncü maddesinde “Vatandaş sınır dışı edilemez ve yurda girme hakkından
yoksun kılınamaz.” ifadesi yer almaktadır. Keza, Anayasa’nın 66’ncı maddesinde
“Hiçbir Türk, vatana bağlılıkla bağdaşmayan bir eylemde bulunmadıkça
vatandaşlıktan çıkartılamaz. Vatandaşlıktan çıkarma ile ilgili karar ve işlemlere
karşı yargı yolu kapatılamaz.” denilmektedir.
Bu çerçeve içinde, vatandaşlık, özetle vatandaşlık hukuku, cinsiyet,
din, ırk, renk ya da ulusal veya etnik köken açılarından ayrımcılığa esas alınamaz.
Biz Cumhuriyet
Halk Partisi olarak, dile getirdiğimiz görüşlerde, izlemekte olduğumuz
siyasette laik, demokratik cumhuriyetin ödünsüz savunucuları olarak bu çağdaş
vatandaşlık anlayışını savunuyoruz, sonuna kadar da savunmaya devam edeceğiz.
Değerli arkadaşlarım,
25’inci madde ile askerlik konusunun, herhangi bir suç veya askerlik hizmeti
nedeniyle aranan kişilerin Türk vatandaşlığından çıkma izninin bir istisnasını
oluşturduğu ifade ediliyor. Yani askerlik hizmeti nedeniyle aranıyorsanız
vatandaşlıktan çıkma izni talebinde bulunamazsınız, o izni alamazsınız.
29’uncu maddede
ise “İzin almaksızın yabancı bir devlet hizmetinde gönüllü olarak askerlik
yapanların Türk vatandaşlığı kaybettirilebilir.” denilmektedir. Hem 25’inci
maddede askerlik hizmetinin öneminin altı çiziliyor, eğer yapmadıysanız, eğer
aranıyorsanız bir “Vatandaşlıktan çıkma
hakkınızı kullanamazsınız.” deniliyor hem de “Eğer gönüllü olarak bir başka
ülkede askerlik yapıyorsanız ve izin almamaksızın bunu yapmışsanız
vatandaşlığınız kaybettirilebilir.” hükmü yer alıyor. Buna karşın yeni
düzenleme askerlik görevini yapmayanlar ile izin almadan yabancı bir ülkenin
vatandaşlığına geçenlerin vatandaşlıklarının kaybettirilmesi uygulamasına son
verebilmektedir. Yani burada gerçekten kafanızın karışık olduğu ortaya çıkıyor.
Yani bir yandan “Askerliği ayak bağı yapmayalım ve izin alarak çıkanlar
askerlik yapmadılarsa bunu vatandaşlığın kaybettirilmesinin temelini,
gerekçesini oluşturmayalım.” diyorsunuz, diğer taraftan, 25 ve 29’uncu
maddelerde askerliğin ne kadar önemli olduğunun altını çizen maddelere yer
veriyorsunuz. Bir taraftan “Bedelli askerliğe hayır.” diyoruz, yurt dışında
okumakta olan öğrencilerimizin vesairenin talebine
sırt çeviriyoruz; diğer taraftan Anayasa’nın 72’nci maddesiyle “Vatan hizmeti,
her Türkün hakkı ve ödevidir.” maddesini göz ardı edip bu hizmetin Silahlı
Kuvvetlerde veya kamu kesiminde yerine getirilmesine yönelik düzenlemenin
kanunla yapılacağı gerçeğini göz ardı ediyorsunuz.
Değerli
arkadaşlarım, sorun bu değil sadece. KKTC vatandaşlarının, doğumla KKTC
vatandaşı olanların Türk vatandaşı olabilmeleri 42’nci maddeyle öngörülüyor. Bu
aynı zamanda sonradan kazanılmış olanlar için de geçerli bir düzenleme
kapsamında ele alınıyor.
Ancak, soruyorum
değerli arkadaşlar: AKP’nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti politikası nedir? Bu
yasa çıktıktan sonra ne kadar süre siz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak
tanımlanmış olan, şu anda mevcut olan… Her ne kadar şu anda Kuzey Kıbrıs
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak tanımladığımız ama kendisi bizzat
Türkiye'ye gelerek “Ben Türk toplumunun sadece seçilmiş temsilcisiyim.”
diyebilen kişinin yönetiminde, üst yönetiminde olan Kıbrıs’a yönelik izlemekte
olduğunuz politika ile bu yasaya getirmekte olduğunuz madde hangi ölçüde
tutarlı? Yarınlarda siz gerçekten bunu koruyabilecek misiniz? Yani “tek devlet,
tek millet, tek vatandaşlık” anlayışı etrafında yer aldığınız bir siyaset
yapılanmasını bir taraftan sürdürürken, iki tarafın egemen eşitliğini temel
alan, iki kurucu devletin oluşturduğu konfederasyon düşüncesine sırt çeviren
partinizin bu yasayla getirdiği bu madde hangi anlamı taşıyor?
Yine, değerli
arkadaşlarım, çok vatandaşlık konusunda, Türkiye Cumhuriyeti çok vatandaşlığı
temel olarak kabul etmiştir. Bugün Avrupa’da çok vatandaşlığı kabul etmeyen
ülkeler -Almanya ve Avusturya gibi- kan bağına bağlılığı vatandaşlığın temeli
olarak alan ülkeler. Ama gelin görün ki milyonlarca, 3 milyonu aşkın
yurttaşımız Almanya’da yaşamakta ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Almanya’da
yaşayan yurttaşlarımıza “Siz bırakınız Türk vatandaşlığını, Almanya vatandaşı
olunuz, çıkışınız budur.” diyebilmiştir. Hâlbuki yapmamız gereken, sürdürmemiz
gereken, Almanya’yı ikna edip, çifte vatandaşlığı bu yurttaşlarımıza sağlamaktır.
Değerli
arkadaşlarım, tasarının gerekçesinde, ”Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi”ne,
“Avrupa Birliği vatandaşlığı” kavramına yer verilmektedir. Bu kapsamda,
özellikle üye devletlerde dolaşım ve ikamet özgürlüğüne değinilmektedir.
Serbest dolaşım,
bilindiği gibi Avrupa Birliği üyeliğinin temel koşuludur. Yalnız, siz çok iyi
biliyorsunuz ki bizlerin de bulunduğu ortamda, 17 Aralık 2004’te imzaladığınız
belgeyle bu temel hakkı, vatandaşlık hakkının önüne duvar ördünüz veyahut da
getirilen kalıcı duvarların …
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurun
Sayın Hacaloğlu.
ALGAN HACALOĞLU
(Devamla) - …çekilmesini içinize sindirdiniz. İzlediğiniz teslimiyetçi,
kuyrukçu dış politikayla Türkiye'nin, Merkel’in ve Sarkozy’nin hedef tahtası hâline getirilmesine, Türkiye'nin
onurunun çiğnenmesine âdeta çanak tuttunuz.
Sonra, Sayın
Başbakan kalkıp, inanılmaz bir üslup içinde “Türkiye, etnik temelde ayrım
yaparak vatandaşları ülkeden çıkardı, faşizan uygulamalar yaptı.” dedi. Evet,
doğrudur; siyasi düşüncelerinden dolayı büyük Türk şairi Nazım Hikmet 1951’de
sağ iktidar tarafından Bakanlar Kururu kararıyla vatandaşlıktan çıkartıldı.
Evet, doğrudur; 6-7 Eylül olaylarını 1955’te sağ iktidarlar döneminde yaşadı
Türkiye. Evet, doğrudur; 80 darbesi sonrasında cuntanın solcular üzerinde kıyım
ve baskısı yaşandı. Ama, korkarım, sizin ısrarla
yaşama geçirmeye çalışmakta olduğunuz cemaat olgusu kuralları ile ülkede…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALGAN HACALOĞLU
(Devamla) – Bitiriyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN – Buyurun
efendim.
ALGAN HACALOĞLU
(Devamla) - …ülkede gerçek faşizmin temellerini, üzülerek ifade ediyorum,
uygulamalarınızla, düşünce tarzınızla, hepinizin belki paylaşmadığınız düşünce
tarzınızla, faşizmin temellerini sizler atıyorsunuz değerli arkadaşlarım. Ama
biliniz ki, buna, bu ülkenin gerçek yurtsever vatandaşları hiçbir zaman izin
vermeyecektir.
Saygılarımı
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına
Isparta Milletvekili Sayın Nevzat Korkmaz.
Sayın Korkmaz,
buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 90 sıra
sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu Tasarısı’nın ikinci bölümüyle ilgili olarak
şahsım ve Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun görüşlerini açıklamak üzere söz
almış bulunuyorum. Gecenin bu ilerleyen vaktinde yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bir ülkeye, bir
millete ait olmanın somut alandaki tezahürüdür vatandaşlık konusu. Sadece
aidiyet duygusunu kastetmiyorum. Vatandaşlık ile birlikte elde edilen haklar,
ayrıcalıklar yahut birtakım, iç hukukun getirdiği yükümlülükler ve
sınırlamalarla karşı karşıya gelirsiniz.
Bu bakımdan,
vatandaşlık konusunun şehirden köye, gencinden yaşlısına her bölgeyi ve her
kesimi ilgilendirdiği bilinciyle mevzuatın hem anayasal haklara hem de evrensel
insan haklarına uygun olması gerekmektedir.
Bu konuda
ülkemizin geçmişten bugüne aldığı mesafe ümit vericidir ve Avrupa’daki
muadilleriyle kıyaslandığında çağdaş bir mevzuata sahip olduğumuzu
söyleyebiliriz.
Bu tasarının
Komisyonda görüşülmesi esnasında görülmüştür ki, mevzuat değişikliğinde bazı
gereklilikler olabilir. Bazı alanlardaki farklı söylemlere rağmen siyasi
gruplar arasında genel bir mutabakat bulunduğu görülmüştür.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu olarak, konuyla ilgili kamuoyunda dillendirilen ve adına
istisnai vatandaşlık denilen hususu yüce milletimizin ve saygıdeğer
Meclisimizin takdirine arz edeceğim. Türk vatandaşlığının kazanılmasında
istisnai hâlleri kastediyorum.
Tasarının 11’inci
maddesinde yetkili makam kararı ile vatandaşlığı kazanmanın şartları
düzenlenmiştir. Bu şartlar incelendiğinde, zaten (b) fıkrası dışındaki tüm
şartlarda kısmen ya da mutlak takdir haklarına sahiptir idare.
12’nci maddede
de, 11’inci maddede belirtilen şartlar dışında, Bakanlığın teklifi ve Bakanlar
Kurulu kararı ile istisnai vatandaşlığın kazanılması yolu düzenlenmiştir.
Kimler bu kapsam
içerisine girmektedir?
1) Türkiye’ye
sanayi tesisleri getiren; bilimsel, teknolojik, ekonomik, sosyal, sportif,
sanatsal alanlarda olağanüstü hizmeti geçen ya da geçeceği düşünülen ve ilgili
bakanlıklarca haklarında gerekçeli teklifte bulunulan kişiler,
2) Vatandaşlığa
alınması zaruri görülen kişiler,
3) Göçmen olarak
kabul edilen kişiler.
Bu kapsamda
sayılabilecek kişilerin vatandaşlığa alınmasında hiçbir mahzur yoktur. Bu
yöntem geçmişte de zaman zaman uygulanmış. Bundan
murat edilen, ülkeye kendi alanında birçok katkı verecek insanları kazanabilmek
ancak bu yetki zaman zaman istismar edilmiş yahut
gerekli ihtimam gösterilmeyerek toplumda tartışılır hâle gelmiştir. Gerçekten
istisnai yol kullanılarak vatandaşlığa alınması gerekli kişiler alınmamış yahut
bazı vatandaşlık verilen kişilerin de ülkemize nasıl bir katkı sağlayacağı,
nasıl bir katkı getireceği anlaşılamamıştır.
Bu yolun zaman zaman kötüye kullanılabileceği de dikkate alınarak bu yolun
kullanılmasında göz önüne alınacak hususların ve diğer detayların İçişleri
Bakanlığınca yönetmelik ile düzenlenmesi bu tasarı ile getirilmekte. Geçmişte
bu hususlar gizli bir yönergeyle yapılırken bugün bu detaylar kamuoyu ile
paylaşılır hâle getirilmiş. Bunun hem hukuk devletine hem de “idarenin
şeffaflığı” ilkesine uygun olduğunu düşünüyorum.
Ancak, örneğin
şöyle özel durumlarla da karşılaşmıyor değiliz: Baba istisnai yöntemle vatandaşlığı
çok önceden kazanmış. Bir şekilde eşten, çocuklardan önce ülkemize gelmiş. Daha
sonradan eş ve reşit çocuklar müracaat yapıyor. Onlarda da 11’inci maddede
aranan şartları arıyoruz yani başvuru tarihinden geriye doğru, Türkiye'de
kesintisiz beş yıl ikamet etmiş olma şartını. Hele hele
reşit çocuk çalışıyor ve zaman zaman yurt dışında
altı aydan fazla kalıyor ise bu süre hiç bitmiyor, hep başa dönülüyor. Doğrusu,
bu hususun “ailenin bütünlüğü” ilkesine ve Türkiye Cumhuriyeti’nin yüce
gönüllülüğüne uymadığını düşünüyorum. Bu konuda bahsettiğim kişilerin baba ya
da anne dolayısıyla vatandaşlığa kabulünde beş yıl ikamet şartının aranmaması
gerektiği kanaatimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Sözlerimi burada
sonlandırırken tasarının ülkemize ve insanlarımıza hayırlar getirmesini temenni
ediyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ederim Sayın Korkmaz.
Şahsı adına
Giresun Milletvekili Ali Temür.
Buyurun Sayın Temur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALİ TEMÜR
(Giresun) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 90 sıra sayılı Türk
Vatandaşlığı Kanunu Tasarısı’nın Türk vatandaşlığının kaybını düzenleyen
maddelerinin geneli üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Gruplar arasında
bir uzlaşma söz konusu. Gecenin bu geç saatinde sözlerimi uzatmak istemiyorum.
Bu yasa tasarısının ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyor, yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ederim Sayın Temür.
Şahsı adına
İstanbul Milletvekili Sayın Feyzullah Kıyıklık.
Buyurun efendim.
FEYZULLAH
KIYIKLIK (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk Vatandaşlığı
Kanunu Tasarısı’nın ikinci bölümündeki maddeler üzerinde şahsım adına söz almış
bulunuyorum ve hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Geç bir vakit.
Herkes gerçekten bu kanunun bir an önce çıkmasını istiyor. Ben, bu kanunu
hazırlayan ilim adamlarına, bürokratlarımıza ve Komisyona teşekkür ediyor,
sizlere de teşekkür ediyor ve kanunun ülkemize hayırlar getirmesini diliyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ederim Sayın Kıyıklık.
Madde üzerinde
soru-cevap işlemi gerçekleştireceğiz.
Sayın Ural…
KADİR URAL
(Mersin) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım,
görüşülmekte olan kanun tasarısıyla pek alakası yok. Ama 26 Mayıs 2005
tarihinde menfur bir saldırı sonucunda bombalanarak öldürülen Mersin ili,
Silifke ilçesi, Atakent Belediye Başkanımız Fevzi
Doğan’ın ölüm sebebi ve müsebbipleri hâlen bulunamamıştır. Bu konuda vermiş
olduğum Meclis araştırma komisyonu kurulmasına ilişkin önergemiz de hâlen
görüşülmemiş ve gündeme getirilmemiştir. Bu konuda, ailesini ve halkımızı
rahatlatacak bir çalışma yapıyor musunuz? Bu konuda bir açıklama yapabilir misiniz?
Bu vesileyle 26
Mayıs 2005 tarihinde kaybettiğimiz Belediye Başkanımız Fevzi Doğan’ı ölümünün
4’üncü yılında bir kez daha rahmetle anıyor, acısını yüreğimizde taşıdığımızı
bildiriyor, Meclis araştırma komisyonunun bir an önce kurulmasını diliyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür
ederim Sayın Ural. Biz de rahmet diliyoruz.
Sayın Cengiz…
MUSTAFA KEMAL
CENGİZ (Çanakkale) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım,
bir bölüm önceki sorumuz yetişmedi de, burada kafamıza takılan bir iki konu
oldu. Şimdi, 11’inci maddenin (c) ve (d) bentlerinde, Türk vatandaşlığını
kazanmak isteyen yabancılarla ilgili bu maddede, (c) bendinde “Türkiye’de
yerleşmeye karar verdiğini davranışlarıyla teyit etmek,” diyor, (d) bendinde de
“İyi ahlak sahibi olmak,” noktasında iki tane madde var. Şimdi, bunları, bu
kanunu icra edecek memurlar veya kamu yöneticileri nasıl anlayacak? Bunlarla
ilgili bir yönetmelik mi çıkacak? Burada böyle bir fluluk
gördük. Bu konuda açıklama yapabilir miyiz?
BAŞKAN – Teşekkür
ederim Sayın Cengiz.
Sayın Genç…
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
İstanbul Belediyesi 60 milyon euro vermek suretiyle metrobüs almıştır. Bu 60 milyon euronun
Vakıflar Bankasından verilen bir krediyle alındığı söylenmektedir. Bu doğru
mudur?
İkincisi: Bu metrobüsler işlemiyor İstanbul’da maalesef, yolda kalıyor.
Bu metrobüsleri ithal eden hangi firmadır? Bu konuda
soru önergemiz var, suç duyurusu var. İstanbul Belediye Başkanının bir ihmali
ve suç işlemesi var mıdır? Bu İstanbul Belediye Başkanını görevden almayı
düşünüyorlar mı?
Ayrıca, Ankara
Belediyesiyle ilgili olarak… Ankara’da, her sene doğal gazdan, Belediye Başkanı
vatandaştan 110 milyon dolar fazladan para almaktadır. Bu konuda soru önergemiz
var, Bakanlığa vermişiz. Suç duyurusunda da bulunuyoruz.
Bu iki belediye
başkanının yaptığı işlemlerde çok büyük suistimaller
var. Bunlar hakkında Bakanlık soruşturma izni vermiş midir?
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Genç.
Sayın Bakanım,
buyurun efendim.
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Tabii, Sayın
Ural’ın… Daha önce de görüşmüştük. O konuyu ben tekrar inceleteyim ama onun
üzerinde çalışmalar sürüyor, yani rahmetli Belediye Başkanıyla ilgili.
11’inci maddeyle
ilgili Sayın Cengiz’in… Burada tabii önceden düzenlenen hükümler var, ama
buradaki bazı şeyler tabii yönetmelikle biraz daha düzenlenecek, bunlara
açıklık getirilecek. Burada genel olarak ifadeler yer alıyor. Şimdi 11’inci
maddenin bütün şıklarını tekrar okursak bütünlük içinde, bunlardan birisi Sayın
Cengiz’in söylediği.
“Türk
vatandaşlığını kazanmak isteyen yabancılarda;
a) Kendi millî
kanununa, vatansız ise Türk kanunlarına göre ergin ve ayırt etme gücüne sahip
olmak,
b) Başvuru
tarihinden geriye doğru Türkiye’de kesintisiz beş yıl ikamet etmek,
c) Türkiye’de
yerleşmeye karar verdiğini davranışlarıyla teyit etmek…”
Sordukları bu (c)
fıkrasıdır.
MUSTAFA KEMAL
CENGİZ (Çanakkale)- (c) ve (d) fıkraları.
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – (d) fıkrası ise “İyi ahlak sahibi olmak” ve diğer
şeyler var. Bunlar tabii, yönetmeliklerle biraz daha açılmış oluyor, daha somut
şeylere de bağlanıyor, bağlanacaktır. Onu ifade edeyim.
Teşekkür ederim.
Burada Sayın Genç
“Soru önergelerim var.” diyor, soru önergelerini ben not ettim.
Değerli
milletvekilleri, İçişleri Bakanlığına gelen bazı soru önergeleri, tabii, diğer
illerle, belediye başkanlarıyla ilgili oluyor. Bunlar genelde valilikler
kanalıyla belediyelere soruluyor, oradan cevabı alınıyor; biraz gecikmeler
oluyor. Onun için bu iki sorunun da belki cevabında gecikme olmuş olabilir.
“Bunlar hakkında
suç duyurusunda bulunuldu mu?” Tabii, bütün belediyelerle ilgili bazen normal
denetim bazen şikâyet üzerine yapılan teftişlerde, bazı hususlarda belki
“Soruşturmaya gerek vardır.” deniliyor, bazılarında denmiyor. Bu konuları tam
olarak bilmiyorum ama her belediyeyle ilgili yapılan teftişlerde, eminim hem
“Soruşturmaya gerek vardır.” bazılarında da “Gerek yoktur.” diye şey vardır.
Şimdi tabii, İstanbul ve Ankara’yla ilgili bu sayıları burada bilemiyorum.
Sorular bu
kadardır.
Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
BAŞKAN – Teşekkür
ederim Sayın Bakanım.
Sayın
milletvekilleri, ikinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi, ikinci
bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini
yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.
23’üncü maddenin
başlığını okutuyorum:
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Türk
Vatandaşlığının Kaybı
Türk
vatandaşlığının kaybı halleri
MADDE 23-
BAŞKAN – Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
24’üncü maddenin
başlığını okutuyorum:
Yetkili makam
kararı ile kayıp yolları
MADDE 24-
BAŞKAN – Madde
üzerinde bir adet önerge vardır, önergeyi okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Türk Vatandaşlığı Kanun Tasarısının 24. maddesinde yer alan “vatandaşlığın
iptali” ibaresinin metinden çıkarılması, yerine “vatandaşlığa alınmanın iptali”
ibaresinin eklenmesi arz olunur.
Faruk Bal |
Behiç Çelik |
Nevzat Korkmaz |
|
|
Konya |
Mersin |
Isparta |
|
Süleyman L. Yunusoğlu |
Akif Akkuş |
Hüseyin Yıldız |
|
Trabzon |
Mersin |
Antalya |
|
Cemaleddin Uslu |
Beytullah Asil |
Alim Işık |
|
Edirne |
Eskişehir |
Kütahya |
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – Takdire bırakıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Gerekçesi…
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yetkili makam
kararıyla vatandaşlıktan çıkma, kaybettirme ve “vatandaşlığın iptali”
yollarından birisiyle sona ermesi kabul edilmiştir. Bu maddeye ilişkin öneri,
iptal kararının ifadesi hususundadır. Zira iptal konusu olan vatandaşlık değil,
vatandaşlığa alınmaya ilişkin yetkili makam kararıdır. Bu nedenle de 403 sayılı
TVK’nda olduğu üzere bu kanunda da aynı ifadenin
kullanılması yerinde olacaktır. Diğer yandan kazanma hallerini düzenleyen
maddelerin başlıklarıyla uyum sağlanması için madde başlığının değiştirilmesi
önerilmektedir.
BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Kabul edilen
önerge istikametinde maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
25’inci maddenin
başlığını okutuyorum:
Türk
vatandaşlığından çıkma
MADDE 25-
BAŞKAN – Madde
üzerinde iki adet önerge vardır, önergeleri okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
90 sıra sayılı kn. tasarısının 25. maddesinin (a)
fıkrasında yer alan “a) Ergin ve ayırt etme gücüne sahip olmak” cümlesindeki
ergin sözcüğü yerine “Reşit” sözcüğünün yer alması ve tasarıda değişiklik
yapılmasını arz ederiz.
Akif Akkuş |
Nevzat Korkmaz |
Cemaleddin Uslu |
|
|
Mersin |
Isparta |
Edirne |
|
Kadir Ural |
|
Alim Işık |
|
Mersin |
|
Kütahya |
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Türk Vatandaşlığı kanun tasarısının 25. maddesinin (1) numaralı fıkrasında yer
alan “çıkmak için izin” ve “çıkma izni” ibarelerinden sonra gelmek üzere “veya
çıkma belgesi” ibaresinin eklenmesi arz olunur.
|
Faruk Bal |
Hüseyin Yıldız |
Behiç Çelik |
Nevzat Korkmaz |
|
Konya |
Antalya |
Mersin |
Isparta |
|
Alim Işık |
Süleyman L. Yunusoğlu |
Akif Akkuş |
Beytullah Asil |
|
Kütahya |
Trabzon |
Mersin |
Eskişehir |
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – İkinci önergeyi takdire
bırakıyoruz Başkanım.
BAŞKAN – Şu anda
okuduğum önergeye…
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – Evet, onu takdire
bırakıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Çıkmayı
düzenleyen 25-28. maddeler bir arada göz önünde bulundurulduğunda tasarının 25.
maddesinin ilk fıkrasındaki “çıkma izni” ifadesinin değiştirilmesi
önerilmektedir. Öneri, Türk vatandaşlığından çıkma talebinde bulunan kişinin
yabancı devlet vatandaşlığını kazanmış ve henüz kazanamamış olması
ihtimallerini karşılayacak şekilde maddenin ifadesinin düzenlenmesini
içermektedir.
BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
90 sıra sayılı kn. tasarısının 25. maddesinin (a)
fıkrasında yer alan “a) Ergin ve ayırt etme gücüne sahip olmak” cümlesindeki
ergin sözcüğü yerine “Reşit” sözcüğünün yer alması ve tasarıda değişiklik
yapılmasını arz ederiz.
Akif
Akkuş (Mersin) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Gerekçe okunsun.
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Ergin sözcüğü her
ne kadar yeni Türkçe bir sözcük gibi görünse de hukuk alanında farklı anlamlara
sebep olabileceğinden Reşit sözcüğü ile değiştirilmesinin uygun olduğunu
düşünüyoruz.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Karar yeter sayısı istiyorum.
BAŞKAN – Tamam
Sayın Genç.
Önergeyi
oylarınıza sunup karar yeter sayısını arayacağım.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı
yoktur.
Birleşime beş
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 00.01
SEKİZİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 00.06
BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Fatoş GÜRKAN
(Adana), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 95’inci Birleşiminin Sekizinci
Oturumunu açıyorum.
Tasarının 25’inci
maddesi üzerinde Isparta Milletvekili Nevzat Korkmaz ve arkadaşlarının vermiş
olduğu önergenin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi önergeyi
tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısını arayacağım.
Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir. Karar yeter sayısı vardır.
Tasarının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Kabul edilen
önerge doğrultusunda 25’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Saygıdeğer
arkadaşlarım, gecenin geç saatlerine geldik, çalışıyoruz. Her maddenin
arkasından bir iki dakika geçmeden oylama var. Takdirlerinize arz ediyorum.
26’ncı maddenin
başlığını okutuyorum:
Türk
vatandaşlığından çıkma belgeleri
MADDE 26-
BAŞKAN – Madde
üzerinde bir adet önerge vardır. Önergeyi okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Türk Vatandaşlığı kanun tasarısının 26. maddesinin madde başlığının “çıkma izin
ve çıkma belgeleri” olarak değiştirilmesi,
(2) fıkrada
bulunan “dış temsilciliklere” ibaresinin yerine “Türk Büyükelçilik ve
konsolosluklarına” ibaresinin yazılması arz olunur.
|
Kütahya |
Antalya |
Eskişehir |
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Sayın
Çelik, buyurun efendim.
BEHİÇ ÇELİK
(Mersin) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; gecenin bu saatinde 90
sıra sayılı Türk Vatandaşlığı Kanun Tasarısı’yla ilgili görüşmelere devam
etmekteyiz. Yüce heyetinizi bu vesileyle saygıyla selamlıyorum.
26’ncı madde
çıkma belgesi ve çıkma izin belgesiyle ilgili. Bu madde üzerinde bizim bir
önergemiz söz konusu. Bu önergenin yüce heyetiniz tarafından kabulünü, tabii,
takdirlerinize arz ediyorum. Bu arada, burada İçişleri Bakanlığını doğrudan
ilgilendiren çok önemli bir Kanun’u, 1964 yılından beri uygulanagelen
403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nu tamamen yürürlükten kaldıran yeni bir
yasa yapma hazırlığı içerisinde olduğumuzu ifade etmek istiyorum.
Bir yönetici, vali
olarak yıllarca bu Kanun’la ilgili dersler aldık ve bu Kanun’un maddelerini de
meslek hayatımız boyunca tatbik ettik. Burada, özellikle Genel Kurul salonunda
Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün bürokratları da hazır
bulunmakta. Bu Kanun, tabii, bizim insanımızı vatandaş olarak bağlayan ve
önemli hukuki, siyasi, kültürel ve tarihî sonuçları olan hükümler ifade eden
çok önemli bir kanun. Biliyorsunuz, özellikle soy bağına bağlı olarak
vatandaşlık kazanmada birtakım önemli tarihî olayları hep birlikte yaşadık.
Kendi doğmuş olduğu ülkelerde zulüm altında inim inim
inleyen Türkçe konuşan Türk soylu insanlarımızın Türkiye’yi sığınılacak tek
liman, son Türk vatanı olarak görmeleri ve buraya gelmeleri uzun yıllar
muhtelif iktidarlar döneminde bizim de karşı karşıya kaldığımız -siyasi
nedenlerle ya da başka nedenlerle- zorlukları da beraberinde getirmişti.
Özellikle İkinci Dünya Savaşı’nın hemen sonunda Türkiye’ye sığınan
Türkistanlıların, Doğu Türkistanlıların dramı gerçekten içler acısıdır. Bu
arada, yine Yunan vatandaşı olan Türk soyluların hâlihazırda da çekmiş
oldukları sıkıntılar devam etmektedir. Bütün bunları göz önüne aldığımız zaman
Türk vatandaşlığının gücünün, erdeminin, zenginliğinin, değerinin elimizde
olması hasebiyle belki farkında değiliz ama bu gerçekten çok önem vermemiz
gereken bir konu.
Değerli
milletvekilleri, yine Türkiye’de haymatlos vatandaşlarımız var. Bunların
süratle bitirilmesi gerekiyor, vatandaşlık hakkının bunlara tanınması
gerekiyor. Ayrıca, yine Nüfus Kanunu’ndan doğan saklı nüfus olayı Türkiye’de
çok yaygın bir şekilde var ama bu, zaman içerisinde gittikçe azalmaktadır.
Henüz sayısını kesinlikle bilmiyorum ancak saklı nüfusun sıfırlanması
gerekiyor.
Bu arada
hatırlatmam gereken diğer bir konu, 1980’li yıllarda Bulgaristan’da mevcut olan
Jivkov rejiminin Türkiye’ye doğru yüz binlerce Türk
soylu insanı sürmesi de yine vatandaşlıkla ilgili bizim hatırlayabildiğimiz
önemli bir hadise olarak karşımıza çıkmaktadır.
Türkiye’ye gelen Türk soylu insanlarımız var. Özellikle Doğu Türkistan’dan ve diğer Türk ülkelerinden gelmekte. Bunların
vatandaşlığa geçirilmesi nitelikli mesleklere sahip olmasına rağmen zor
olmaktadır. Bu konuda da yine, özellikle Emniyet Genel Müdürlüğüyle Nüfus ve
Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü iş birliğinin, Sayın Bakanın ve Müsteşarın…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BEHİÇ ÇELİK
(Devamla) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Buyurun
Sayın Çelik.
BEHİÇ ÇELİK
(Devamla) – Teşekkür ederim.
Sayın Bakanın
koordinasyonunda bu iş birliğinin daha da güçlendirilmesi bizim de temel
arzumuzdur.
Yine, özellikle
az gelişmiş ülkelerden Batı’ya doğru artan oranda fakir insanların geçiyor
olması. Ciddi bir göç hareketidir bu. Türkiye'miz de bir ara transit ülke
olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu konuda da yine İçişleri Bakanlığına görevler
düşmektedir. Dolayısıyla, vatandaşlık konusu bu yönleriyle de düşünüldüğü
takdirde geniş bir alanı kapsamaktadır.
Yeni yasanın
ülkemize, milletimize ve vatandaşlarımıza hayırlı, uğurlu olmasını ben de
diler, hepinize saygılar sunarım.
BAŞKAN – Teşekkür
ederim Sayın Çelik.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
27’nci maddenin
başlığını okutuyorum:
Türk vatandaşlığından
çıkmanın geçerliliği ve sonuçları
MADDE 27-
BAŞKAN – Madde
üzerinde bir adet önerge vardır, önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
90 sıra sayılı Türk Vatandaşlığı Kanun Tasarısının 27 nci
maddesinin ikinci fıkrasının sonuna aşağıdaki cümlenin eklenmesini arz ve
teklif ederiz.
“Çıkma izni almak
suretiyle Türk vatandaşlığını birlikte kaybeden ana ve babanın çocukları da
Türk vatandaşlığını kaybeder.”
Mustafa Elitaş |
Veysi Kaynak |
İsmail Göksel |
|
|
Kayseri |
Kahramanmaraş |
Niğde |
|
Nurettin Akman |
|
Öznur Çalık |
|
Çankırı |
|
Malatya |
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – Takdire bırakıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılıyoruz.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) – Gerekçe…
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Medeni Kanunda
evlilik birliği içerisinde doğan çocukların velayetinin ana ve babada bulunması
hüküm altına alınmıştır. Maddede bu hüküm kapalı şekilde ifade edildiğinden
uygulamada aksaklıklara sebebiyet verebilecektir. “Çıkma izni almak suretiyle
Türk vatandaşlığını birlikte kaybeden ana ve babanın çocukları da Türk
vatandaşlığını kaybeder” şeklinde açıkça ifade edilmek suretiyle yaşanabilecek
muhtemel sorunların giderilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Kabul edilen
önerge istikametinde maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
28’inci maddenin
başlığını okutuyorum:
Çıkma izni almak
suretiyle Türk vatandaşlığını kaybeden kişilere tanınan haklar
MADDE 28-
BAŞKAN – Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
29’uncu maddenin
başlığını okutuyorum:
Türk
vatandaşlığını kaybettirme
MADDE 29-
BAŞKAN – Madde
üzerinde bir adet önerge vardır. Önergeyi okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Türk Vatandaşlığı kanun tasarısının 29. maddesinin (1) fıkrasının a), b), c), d), bentleri ile (2) fıkrasının aşağıdaki şekilde
değişti-rilmesi arz olunur.
Türk
vatandaşlığını kaybettirme
Madde 29- (1)
Aşağıda belirtilen eylemlerde bulundukları resmi makamlarca tespit edilen
kişilerin Türk vatandaşlığı Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulu kararı ile
kaybettirilebilir:
a) İzin
almaksızın kendi istekleriyle yabancı bir devlet vatandaşlığını kazananlar,
b) İzin
almaksızın yabancı bir devletin silahlı kuvvetlerinde gönüllü olarak askerlik
yapanlar,
c) Devletin
hayati çıkarlarına ciddi olarak zarar veren davranışlarda bulunanlar,
d) Yurt dışında
doğan ve halen yurt dışında oturan, reşit olduktan sonra yedi yıl içinde
Türkiye ile ilgi ve bağlılığını devam ettirecek hiçbir resmi temas ve işlemde
bulunmayanlar,
(2) Yukarıda
sayılan hallerde kaybettirme kararının verilmesi, ilgilinin vatansız kalmasına
neden olmamalıdır.
Faruk Bal |
Behiç Çelik |
Nevzat
Korkmaz |
|
|
Konya |
Mersin |
Isparta |
|
Akif Akkuş |
Süleyman L. Yunusoğlu |
Alim Işık |
|
Mersin |
Trabzon |
Kütahya |
|
Hüseyin Yıldız |
Cemaleddin Uslu |
Beytullah Asil |
|
Antalya |
Edirne |
Eskişehir |
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Gerekçe…
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Türk Vatandaşlık
Hukukunun tarihî gelişimi ve Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi hükümleri dikkate
alınarak vatandaşlığı kaybettirme sebeplerine ilişkin maddede değişiklik
önerilmektedir. Hükümetin teklif ettiği ve komisyonun benimsediği 29. Maddenin
(a) ve (b) bentlerinde yazılı olan yabancı bir devletin hizmetinde bulunmaya
dayanan kaybettirme sebebi, önerilen maddenin (c) bendi içine dahil edilmiştir. Öte yandan teklif edilen metnin tamamı
gözden geçirildiğinde Türk vatandaşlığı muhafaza edilerek yabancı bir devlet
vatandaşlığını kazanma, yani çok vatandaşlık statüsünü kazanma izne tabi
değildir. Bu nedenle de izin almadan yabancı devlet vatandaşlığını kazanma
kaybettirme sebebi olarak öngörülmemiştir. Yukarıdaki metinde, parantez
içerisinde, bu durumun aşağıda ilgili maddelerde (m. 40 ve 41) de değişiklik
yapılması suretiyle kaybettirme sebebi olarak kabul edilmesi önerilmektedir.
BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler..
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
30’uncu maddenin
başlığını okutuyorum:
Türk
vatandaşlığının kaybettirilmesinin geçerliliği ve sonuçları
MADDE 30-
BAŞKAN – Madde
üzerinde bir adet önerge vardır. Önergeyi okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Türk Vatandaşlığı kanun tasarısının 30. maddesinin madde başlığının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesi arz olunur.
“Türk
vatandaşlığının kaybettirilmesinin hüküm ve sonuçları”
|
Faruk Bal |
Behiç Çelik |
Nevzat Korkmaz |
|
Konya |
Mersin |
Isparta |
|
Süleyman L. Yunusoğlu |
Beytullah Asil |
Akif Akkuş |
|
Trabzon |
Eskişehir |
Mersin |
|
Hüseyin Yıldız |
Alim Işık |
Cemaleddin Uslu |
|
Antalya |
Kütahya |
Edirne |
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılmıyoruz.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Gerekçe…
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Maddenin içerdiği
hükümler, kaybettirme kararının geçerliliğine ilişkin olmayıp, bu kararın hangi
andan itibaren hüküm ve sonuçlarını doğuracağı ve kararın eş ve çocuklara
etkisini düzenlemektedir. Bu nedenle de madde başlığının değiştirilmesi
önerilmektedir. Aksi halde, Bakanlar Kurulunun vermiş olduğu vatandaşlığın
kaybettirilmesine ilişkin kararın geçerliliğinin sorgulanması gibi bir anlam
çıkmaktadır.
BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler..
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
31’inci maddenin
başlığını okutuyorum:
Türk
vatandaşlığının iptali
MADDE 31-
BAŞKAN – Madde
üzerinde bir adet önerge vardır. Önergeyi okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Türk Vatandaşlığı kanun tasarısının 31. maddesinin madde başlığının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesi ve maddeye (2) fıkra eklenmesi arz olunur.
“Vatandaşlığa
Alınmanın İptali”
(2) İptal kararı,
Türk vatandaşlığının kazanılmasından başlayarak on yıl geçtikten sonra
verilemez.
Faruk Bal |
Behiç Çelik |
Nevzat Korkmaz |
|
|
Konya |
Mersin |
Isparta |
|
Süleyman L. Yunusoğlu |
Alim Işık |
Akif Akkuş |
|
Trabzon |
Kütahya |
Mersin |
|
Beytullah Asil |
|
Hüseyin Yıldız |
|
Eskişehir |
|
Antalya |
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
İptal ile ilgili
hükümde iki değişiklik önerilmektedir. Bunlardan birisi, maddenin başlığına
ilişkindir. Burada iptal konusu, ilgilinin vatandaşlığı değil, vatandaşlığa
alınma kararıdır. Bu nedenle maddenin başlığının “vatandaşlığa alınmanın
iptali” olarak yazılması yerinde olacaktır. Diğer öneri ise, vatandaşlığa
alınma kararının verilebileceği süre ile ilgilidir. Hükümet tasarısındaki süre
içeren ikinci fıkranın kanun metnine dâhil edilmesinin kişi ve devlet açısından
açıklık ve güvenliği sağlayacağı düşünülmektedir.
BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
32’nci maddenin
başlığını okutuyorum:
İptal kararının
geçerliliği ve sonuçları
MADDE 32-
BAŞKAN – Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
33’üncü maddenin
başlığını okutuyorum:
Malların
tasfiyesi
MADDE 33
BAŞKAN – Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
34’üncü maddenin
başlığını okutuyorum:
Türk
vatandaşlığının seçme hakkı ile kaybı
MADDE 34
BAŞKAN – Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
35’inci maddenin
başlığını okutuyorum:
Seçme hakkı ile
Türk vatandaşlığını kaybetmenin geçerliliği ve sonuçları
MADDE 35-
BAŞKAN – Madde
üzerinde bir adet önerge vardır. Önergeyi okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Türk Vatandaşlığı kanun tasarısının 35. maddesinin madde başlığının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesi arz olunur.
“Seçme hakkı ile
Türk vatandaşlığını kaybetmenin hüküm ve sonuçları”
Faruk Bal |
Behiç Çelik |
Nevzat Korkmaz |
|
|
Konya |
Mersin |
Isparta |
|
Süleyman L. Yunusoğlu |
Alim Işık |
Akif Akkuş |
|
Trabzon |
Kütahya |
Mersin |
|
Beytullah Asil |
Hüseyin Yıldız |
Cemaleddin Uslu |
|
Eskişehir |
Antalya |
Edirne |
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Daha önce ilgili
maddelerde ifade edildiği üzere “geçerliliği” ifadesi maddenin içeriğine ve
müesseseye uygun düşmemektedir. Bu nedenle maddenin başlığı, “Seçme hakkı ile
Türk vatandaşlığını kaybetmenin hüküm ve sonuçları” olarak değiştirilmiştir.
BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
36’ncı maddenin
başlığını okutuyorum:
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Ortak Hükümler
Türk
vatandaşlığının ispatı
MADDE 36-
BAŞKAN – Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
37’nci maddenin
başlığını okutuyorum:
Vatandaşlık
işlemlerinde müracaat makamı ve usul
MADDE 37-
BAŞKAN – Madde
üzerinde bir adet önerge vardır. Önergeyi okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Türk Vatandaşlığı kanun tasarısının 37. maddesinde yer alan “dış
temsilcilikler” ibaresinin metinden çıkartılarak “Türk Büyükelçilik ve
Konsolosluklarına” ibaresinin eklenmesi arz olunur.
|
Faruk Bal |
Behiç Çelik |
Nevzat Korkmaz |
|
|
Konya |
Mersin |
Isparta |
|
|
Alim Işık |
Akif Akkuş |
Hüseyin Yıldız |
|
|
Kütahya |
Mersin |
Antalya |
|
|
Cemaleddin Uslu |
Süleyman L. Yunusoğlu |
Beytullah Asil |
|
|
Edirne |
Trabzon |
Eskişehir |
|
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılmıyoruz.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Gerekçe…
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Vatandaşlığın
kazanılması ve kaybı halleri ile vatandaşlığın ispatına ilişkin her türlü işlem
için hangi makama başvurulacağı bu maddede özel olarak düzenlenmektedir.
Yukarıda 4. maddede belirtilen gerekçeyle “dış temsilcilik” ifadesinin
değiştirilmesi önerilmektedir.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
38’inci maddenin
başlığını okutuyorum:
Bilgi ve belge
istenmesi
MADDE 38-
BAŞKAN - Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
39’uncu maddenin
başlığını okutuyorum:
Maddi hataların
düzeltilmesi
MADDE 39-
BAŞKAN – Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
40’ıncı maddenin
başlığını okutuyorum:
Vatandaşlık
kararlarının geri alınması
MADDE 40-
BAŞKAN – Madde
üzerinde bir adet önerge vardır. Önergeyi okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Türk Vatandaşlık yasa tasarısının 40 ncı maddesinin
tasarıdan çıkarılması arz olunur.
Faruk Bal |
Kürşat Atılgan |
Nevzat Korkmaz |
|
|
Konya |
Adana |
Isparta |
|
Cemaleddin Uslu |
Behiç Çelik |
Alim Işık |
|
Edirne |
Mersin |
Kütahya |
|
|
Hüseyin Yıldız |
|
|
|
Antalya |
|
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılmıyoruz.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Gerekçe…
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Bu madde ile
idarenin vatandaşlık kararını geri alma yetkisi düzenlenmektedir. İdare
hukukunda genel olarak, idarenin işlemlerini geri alma yetkisinin bulunduğu
kabul edilmektedir. Bu yetkinin kullanımı açık kanun hükümleri ve yargı
kararları ile şekillenmektedir. Dolayısıyla vatandaşlıkla ilgili kararlarını
idare süresi içinde geri alma yetkisini haizdir. Anılan madde birçok tereddüde
neden olmaktadır. Özellikle maddede geçen “hukuki şartlar oluşmadan” ifadesi
anlaşılmaz görülmektedir. Çünkü eğer hukuki şartlar oluşmadan yapılmış bir
işlem varsa bunun müeyyidesi muhtemelen yokluk olacaktır. Yoklukla malul bir
işlemin geri alınmasının öngörülmesi yerinde olmamıştır. Bu nedenle madde
tasarıdan çıkarılmalıdır.
BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
41’inci maddenin
başlığını okutuyorum:
Tebligat
MADDE 41-
BAŞKAN - Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
42’nci maddenin
başlığını okutuyorum:
BEŞİNCİ BÖLÜM
Çeşitli Hükümler
Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti vatandaşları
MADDE 42-
BAŞKAN - Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
43’üncü maddenin
başlığını okutuyorum:
403 sayılı Kanuna
göre Türk vatandaşlığın kaybedenler
MADDE 43-
BAŞKAN - Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
44’üncü maddenin
başlığını okutuyorum:
Çok vatandaşlık
MADDE 44-
BAŞKAN - Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
45’inci maddenin
başlığını okutuyorum:
Vatandaşlık
işlemleri hizmet bedeli
MADDE 45-
BAŞKAN – Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
46’ncı maddenin
başlığını okutuyorum:
Yönetmelik
MADDE 46-
BAŞKAN – Sayın
Komisyon, talebiniz mi var?
Buyurun.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – Sayın Başkan, burada
“tarafından çıkarılan” ifadesi yerine “çıkarılacak yönetmelikle…”
BAŞKAN – Gerekli
not alınmıştır, düzeltme yapılacaktır.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
47’nci maddenin
başlığını okutuyorum:
Yürürlükten
kaldırılan mevzuat ve atıflar
MADDE 47-
BAŞKAN – Madde
üzerinde iki adet önerge vardır. Önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
90 sıra sayılı Türk Vatandaşlığı Kanun Tasarısının 47 nci
maddesinde yer alan “14/6/1934 tarihli ve 2510 sayılı
İskan Kanununun 3 üncü maddesinin altıncı fıkrası, 4 üncü maddesinin (ç)
fıkrası ile 6 ncı maddesi, 17.03.1982 tarihli ve 2641
sayılı Afganistan’dan Pakistan’a sığınan Türk soylu göçmenlerin Türkiye’ye
kabulü ve iskanına dair Kanun” ibaresinin madde metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Mustafa Elitaş |
Veysi Kaynak |
İsmail Göksel |
|
|
Kayseri |
Kahramanmaraş |
Niğde |
|
Öznur Çalık |
|
Nurettin Akman |
|
Malatya |
|
Çankırı |
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Türk Vatandaşlığı kanun tasarısının 47. maddesinin (1) fıkrasına il ve ilçe
ibaresinden sonra gelmek üzere “19/09/2006 tarihli ve
5543 sayılı İskan Kanununun 8. maddesinin 4. fıkrası” ibaresinin eklenmesi arz
olunur.
|
Faruk Bal |
Behiç Çelik |
Nevzat Korkmaz |
|
|
Konya |
Mersin |
Isparta |
|
|
Hüseyin Yıldız |
|
Cemaleddin Uslu |
|
|
Antalya |
|
Edirne |
|
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılmıyoruz.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Gerekçe…
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Maddede
yürürlükten kaldırılması veya değiştirilmesi öngörülen kanunlar, 403 sayılı
Türk Vatandaşlığı Kanunu, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu, 2510 sayılı İskan Kanunu ile 2641 sayılı Afganistan’dan Pakistan’a
Sığınan Türk Soylu Göçmenlerin Türkiye’ye Kabulü ve İskânına Dair Kanundur.
Sayılan kanunlardan 2510 sayılı İskân Kanunu 5543 sayılı Kanunla Eylül 2006’da
zaten yürürlükten kaldırılmıştır. Yürürlükten kaldırılan İskân Kanununun 3.
maddesinin altıncı fıkrası serbest göçmen kabulünü, 4. maddenin (Ç) bendi
göçmen olarak kabul edilemeyecekler listesinde yer alan “göçebe çingeneleri” ve
6. maddesi ise vatandaşlığa kabulü düzenlemektedir. Tasarının hazırlandığı
tarih itibariyle halen yürürlükte olan 2510 sayılı Kanunun bazı maddelerinin
yürürlükten kaldırılması ve bu Kanunun vatandaşlığa alınma ile ilgili 6.
maddesine bir istisna getirilerek serbest göçmenlerin istisnai olarak
vatandaşlık kazanmalarını kabul etmek bir yere kadar mazur görülebilir. 5543
sayılı İskân Kanunu 1996 yılında Başbakanlık tarafından Meclis’e sevk edilmiş
ve gündeme alınıp kanunlaşması Eylül 2006 yılını bulmuştur. Tasarı ise Nisan
2006’da Meclis’e sevk edilmiştir. Dolayısıyla Türk Vatandaşlığı Kanunu Tasarısı
ile İskân Kanunu arasında bir bağlantı kurulmak isteniyorsa bunun bu kanunların
birisinin metninde yapılması mümkündü. Bu işlem yapılmadığına göre yürürlükten
kalkmış bir kanunun bazı maddelerinin Türk Vatandaşlığı Kanunu (Tasarısıyla)
yürürlükten kaldırılmasının ve Tasarının 12. maddesinden hareketle bu
bağlantıyı (TVK-İskân K. arasında) kurmanın mümkün olmadığı kanaatindeyiz.
Öncelikle kanun koyucunun göçmenlerin istisnai yoldan vatandaşlık kazanmalarını
isteyip istemediğine karar vermesi ve sonucuna göre Tasarının 12 ve 47 (48). maddelerini yeniden düzenlemesi gerekmektedir. Eğer
göçmenlerin vatandaşlığı istisnai olarak vatandaşlığa alınma yolu ile
kazanmaları isteniyorsa 5543 sayılı İskân Kanununun “Geçici barındırma, göçmen
belgesi verilmesi ve vatandaşlığa kabul” başlıklı 8. maddesinin dördüncü
fıkrasının yürürlükten kaldırılmasına yönelik bir ifadenin yürürlük maddesine
eklenmesi yerinde olacaktır. Böyle bir hüküm getirildiği takdirde 12. maddenin
(c) bendindeki göçmen olarak kabul edilen kişilere ilişkin hüküm bir anlam
ifade edecektir.
BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
90 sıra sayılı Türk Vatandaşlığı Kanun Tasarısının 47 nci
maddesinde yer alan “14/6/1934 tarihli ve 2510 sayılı
İskan Kanununun 3 üncü maddesinin altıncı fıkrası, 4 üncü maddesinin (ç)
fıkrası ile 6 ncı maddesi, 17.03.1982 tarihli ve 2641
sayılı Afganistan’dan Pakistan’a sığınan Türk soylu göçmenlerin Türkiye’ye
kabulü ve iskanına dair Kanun” ibaresinin madde metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Mustafa
Elitaş (Kayseri) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – Takdire bırakıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Katılıyoruz Sayın Başkan.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) – Gerekçe.
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum:
14/6/1934 tarihli ve 2510
sayılı İskan Kanununun 3 üncü maddesinin altıncı fıkrası, 4 üncü maddesinin (ç)
fıkrası ile 6 ncı maddesi” 26/09/2006 tarihli ve 5543
sayılı İskan Kanunu yeniden düzenlendiğinden 2641 sayılı Kanun da 5637 sayılı
Kanunla 2006 yılında yürürlükten kaldırıldığından madde metninden çıkarılması
gerekmektedir.
BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
Buyurun Sayın
Komisyon.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – Sayın Başkanım, bu
maddenin, 47’nci maddenin ikinci fıkrasında “diğer mevzuatta” ifadesinden sonra
gelmek üzere “11/2/1964 tarihli ve 403 sayılı”
ibaresinin eklenmesini istiyoruz.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Gerekli notlar
alınmıştır, gerekli düzeltme yapılacaktır.
Kabul edilen
önerge istikametinde maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Geçici madde 1’in
başlığını okutuyorum:
Türk soylu
yabancılar
GEÇİCİ MADDE 1-
BAŞKAN – Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Geçici Madde
2’nin başlığını okutuyorum:
Mevcut
yönetmeliğin uygulanması
GEÇİCİ MADDE 2-
BAŞKAN – Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 48’in
başlığını okutuyorum:
Yürürlük
MADDE 48-
BAŞKAN – Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 49’un
başlığını okutuyorum:
Yürütme
MADDE 49-
BAŞKAN – Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Saygıdeğer
milletvekilleri, tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın
elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza arz ediyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Oylama için üç
dakika süre vereceğim.
Oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik
cihazlama oylamaya başlandı)
BAŞKAN – Evet,
oylamadan sonra Sayın Bakanımızın bir teşekkür konuşması olacak, acil işi
olmayanlar lütfen beklesinler.
Saygıdeğer
milletvekili arkadaşlarım, yarınki toplantı, yani daha doğrusu bugünkü toplantı
saat 11.00’de başlayacaktır.
(Elektronik
cihazla oylamaya devam edildi)
BAŞKAN -
Saygıdeğer milletvekilleri, Türk Vatandaşlığı Kanunu Tasarısı açık oylama
sonucunu arz ediyorum:
Kullanılan oy
sayısı : 207
Kabul : 207 (x)
Böylece, tasarı
kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır, milletimiz ve yurt dışında yaşayan
vatandaşlarımız için hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum ve Sayın Bakanımı
teşekkür konuşmasını yapmak üzere kürsüye arz ediyorum.
Buyurun Sayın
Bakanım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gecenin yarısını
geçti vakit ve uzun süredir Türkiye Büyük Millet Meclisinde gündeminde olan
Türk Vatandaşlığı Kanunu bugün tarafınızdan kabul edildi. Onun için hepinize
teşekkür ediyorum. Bütün gruplara, katkıları için, konuşmaları için, emek verip
hazırladıkları önergeler için, sordukları sorular için çok teşekkür ediyorum.
Gerçekten bu kanun, özellikle yurt dışındaki vatandaşlarımız ve soydaşlarımız
tarafından çok bekleniyordu. Çok memnun olacaklar şimdi.
Hepinizi
saygılarla selamlıyorum. Sağ olun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ederim Sayın Bakanım.
Evet, özveriyle
bu çalışma ortamını bize sağlayan grup başkanı milletvekili arkadaşlarıma teşekkürlerimi,
şükranlarımı sunuyorum.
Sayın
milletvekilleri, kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için 29 Mayıs
2009 Cuma günü, yani bugün saat 11.00’de toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum
ve herkese hayırlı geceler diliyorum.
Kapanma Saati: 00.39
(x)
Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.